Academia.eduAcademia.edu
KARİA ARKEOLOJİSİ: Güncel Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu 29 Kasım - 1 Aralık 2018, Milas KARİA ARKEOLOJİSİ: Güncel Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu 29 Kasım - 1 Aralık 2018, Milas Ed törler Bek r ÖZER Hülya BULUT Polat ULUSOY Grafik Tasarım Polat ULUSOY N. Seda ERYILMAZ MUĞLA 2018 Sempozyum logosunda kullanılan ç z m, İ. Fazlıoğlu, “Damlıboğaz F nds: Inland Car an Archa c Pottery and Related Reg ons”, F. Rumsche d (yay.) D e Karer und d e Anderen. Internat onales Kolloqu um an der Fre en Un vers tät Berl n 13. b s 15. October 2005 (Bonn 2009) s ml yayınından alınarak tasarlanmıştır. Bu vesileyle Dr. İsmail FAZLIOĞLU’nu rahmet ve saygıyla anıyoruz. DÜZLENLEME KURULU Adnan DİLER (Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes ) Bek r ÖZER (Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes ) Gülnaz SAVRAN (M las Müzes ) Hülya BULUT (Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes ) Özden AYDOĞAN (YKEÜTAŞ Kazı Ek p Üyes ) Polat ULUSOY (Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes ) Seda ERYILMAZ (M las Uzunyuva Kazı Ek p Üyes ) BİLİM KURULU Abuzer KIZIL (Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes ) Adnan DİLER (Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes ) Ayla Sev m EROL (Ankara Ün vers tes ) Bek r ÖZER (Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes ) B lal SÖĞÜT (Pamukkale Ün vers tes ) Ceng z IŞIK (Başkent Ün vers tes ) Ertek n DOKSANALTI (Selçuk Ün vers tes ) Harun ÖZDAŞ (Dokuz Eylül Ün vers tes ) Hülya BULUT (Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes ) Koray KONUK (Un vers té Bordeaux Monta gne) Numan TUNA (Ortadoğu Tekn k Ün vers tes ) Sev nç GÜNEL (Hacettepe Ün vers tes ) Ufuk ÇÖRTÜK (Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes ) KATILIMCILAR A. Harun ÖZDAŞ, Dokuz Eylül Üniversitesi,harunozdas@gma l.com Abuzer KIZIL, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , ayzer65@gma l.com Adnan DİLER, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , adnand ler@gma l.com Alexander HERDA, At na, alexander.herda@web.de Alper Yener YAVUZ, Mehmet Ak f Ersoy Ün vers tes , alpenyav@gma l.com Ayla Sev m EROL, Ankara Ün vers tes , ayla_sev m@yahoo.com B. Eylem AYDOĞDU, Muğla Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü, eylamaydogdu06@gma l.com Bahadır BERKAYA, M las Müzes , bahad rberkaya@hotma l.com Bek r ÖZER, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , bek rozer.1177@gma l.com B lal SÖĞÜT, Pamukkale Ün vers tes , b lalsogut@gma l.com B llur TEKKÖK KARAÖZ, Başkent Ün vers tes , tekkok@baskent.edu.tr Cah t HELVACI, Dokuz Eylül Ün vers tes , cah t.helvac @deu.edu.tr Can HENRY, ol v erhnry@gma l.com Canan KORK ÇİFCİ, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , ccanan@mu.edu.tr Cemre ÖZTAN, M las Müzes , cemreoztan14@gma l.com Ç lem SÖNMEZ SÖZER, Ankara Ün vers tes , sonmezc lem@gma l.com Derv ş Ozan TOZLUCA, Selçuk Ün vers tes , ozantozluca89@gma l.com Duygu TÜYLÜOĞLU, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, duygu_t.oglu@hotma l.com Ertek n M. DOKSANALTI, Selçuk Ün vers tes , ertek n96@yahoo.com Esengül YILDIZ ÖZTEKİN, Marmar s Müzes , esengul.oztek n@kulturtur zm.gov.tr Evr m ÇOBAN, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , evr mcoban@mu.edu.tr Feyza OLUTAŞ, Ankara Ün vers tes , feyza.olutas@gma l.com Gülnaz SAVRAN, M las Müze, gulnazsavran@hotma l.com Gülzade KAHVECİ, Türkiye Bilimler Akademisi, gulzade.kahvec .akd@gma l.com Güray ÜNVER, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , gunver@mu.edu.tr Hakan MUTLU, Ankara Ün vers tes , mutluhakanmutlu@gma l.com Hülya BULUT, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , hulyabulut@mu.edu.tr İbrah m KARAOĞLAN, Selçuk Ün vers tes , brah mkaraoglan_@hotma l.com İlham SAKARYA, Orta Doğu Tekn k Ün vers tes , sakarya@metu.edu.tr Kaan ÜRKER, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, urkerkaan@gma l.com Koray KONUK, Inst tut Auson us, Ma son de l'Archéolog e, Un vers té, koraykonuk@gma l.com Mazlum ÇUR, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, baranman47@gma l.com Murat HATİPOĞLU, Dokuz Eylül Ün vers tes , murat.hat poglu@deu.edu.tr Mustafa H. SAYAR, İstanbul Ün vers tes , mhsayar@gma l.com Muzaffer DEMİR, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , dmuzaffer68@gma l.com Nad re ATICI, Ortadoğu Teknik Üniverstesi Arkeoloji Müzesi, nat c @metu.edu.tr Necm ye Seda ERYILMAZ, Uzunyuva Kurtarma Kazıları, seda.erylmz@gma l.com N han KELER, Ankara Ün vers tes , antropologhan m@gma l.com Nilhan KIZILDAĞ, Dokuz Eylül Üniversitesi, n lhan.k z ldag@deu.edu.tr Numan TUNA, Orta Doğu Tekn k Ün vers tes , tnuman@metu.edu.tr Olcay AÇAR, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, acarolcay@yandex.com Sab ha PAZARCI, Muğla Müzes , muglamuzes @kulturtur zm.gov.tr Savaş DURNAGÖLÜ, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, savasdurnagolu23@gma l.com Sema DEMİREL, Ankara Ün vers tes , semadem rel@w ndowsl ve.com Serdar AKERDEM, serdarakerdem@gmail.com Serdar YURDAGÜL, Antropolog-Bağımsız Araştırmacı, serdaryurdagul92@gma l.com Soner ÖZEN, Altertumsw ssenschaften - Klass sche Archäolog e - Un vers tät des Saarlandes, soner.oezen@un -saarland.de Şah n GÜMÜŞ, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , sgumus@mu.edu.tr Şeh me ATABEY, Marmar s Müzes , seh me.atabey@kulturtur zm.gov.tr Şenay ÖCAL, Marmar s Müzes , senay.ocal@kulturtur zm.gov.tr Taylan DOĞAN, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , dgntaylan@gma l.com Tül n DEĞİRMENCİ, Ankara Hastanes , tul nert k@gma l.com Ufuk ÇÖRTÜK, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , ufukcortuk@hotma l.com Umay OĞUZHANOĞLU, Pamukkale Ün vers tes , umay_o@hotma l.com Ünal TÜRKAN, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, unalturkan@hotma l.com Yeş m DOĞAN, Ankara Ün vers tes , ydalakoc@gma l.com SEMPOZYUM PROGRAMI Sempozyum Kayıt: 09:00 - 09:30 Açılış Konuşmaları: 09:30 - 10:15 29 KASIM PERŞEMBE I. Oturum: Hekatomn dler Başkent Mylasa Oturum Başkanı: Numan Tuna Gülnaz SAVRAN M las Müze Müdürlüğü’nce Yapılan Güncel Sondaj ve Kurtarma Kazılarına Genel B r Bakış (2014-2018) 10:30-10:50 Adnan DİLER B r Dönem n Başyapıtı: “Uzunyuva” -Hekatomne on'da İnanç Geleneğ n n Kaynağı, Gömü, Kült ve Buluntular 10:50-11:10 Koray KONUK Kar a Bölges S kkeler yle İlg l Yen B r D j tal Proje: "H stor a Numorum Onl ne - Car a” Tartışma Ara 11:10-11:30 II. Oturum: Erken Kar a 11:30-11:35 11:35-11:40 Oturum Başkanı:Mustafa H. Sayar Umay OĞUZHANOĞLU Yatağan - M las Yöres İlk Tunç Çağı Hakkında Bazı Değerlend rmeler 11:40-11:20 Sab ha PAZARCI 2016-2018 Yılı Yatağan İlçes Yeş lbağcılar Mahalles YTEÜAŞ Kurtarma Kazıları 12:00-12:20 Bek r ÖZER Ahh yava'nın Çöküşünden Sonra Güneybatı Anadolu: Leleg Yarımadası ve Yakın Çevres 12:20-12:40 Gülzade KAHVECİ Kar a Bölges 'n n Vejetasyon Tar h ve Mevcut B tk Örtüsü Tartışma 12:40-13:00 Öğle Yemeğ 13:00-14:15 13:00-13:10 29 KASIM PERŞEMBE III. Oturum: Kar a ve Dış Dünya Oturum Başkanı: Koray Konuk Alexander HERDA The Kar ans n the Levant and Egypt - Early Beg nn ngs 14:20-14:40 Hülya BULUT Arka k Dönem’de Yakın Doğu Kökenl Yabancı Sunuların Kar a Kutsal Alanlarına Kabulü 14:40-15:10 Harun ÖZDAŞ N lhan KIZILDAĞ Geçm şten Günümüze Kar a 15:10-15:30 Bölges Sualtı Araştırmaları Tartışma 15:30-15:40 Ara 15:40-15:50 IV. Oturum: Yerleş m Arkeoloj s - Kent Merkez ve Terr tor um Oturum Başkanı: Harun Özdaş B. Eylem AYDOĞDU Yatağan Ovası ve Çevres nde M mar ve Arkeoloj k B r Araştırma 15:50-16:10 Şah n GÜMÜŞ Leleg Yarımadası Erken Dem rçağ Nekropoller ve Yerleş mlerle İl şk ler 16:10-16:30 Soner ÖZEN Arka k Kaunos 16:30-16:50 Numan TUNA Burgaz (Pala a Kn dos) Klas k Dönem Yerleş m Düzen nde Konut Yapı Adaları ve Sokak Düzen Tartışma Ara 16:50-17:10 17:10-17:20 17:20-17:30 V. Oturum: Yerleş m Arkeoloj s - Kent Merkez ve Terr tor um Oturum Başkanı: Sab ha Pazarcı Nad re ATICI Klas k Dönem Burgaz'da (Pala a Kn dos) Hanehalkı Organ zasyonu: Kazı Ver ler Işığında Arkeoloj k Mekân Anal zler 17:30-17:50 Ufuk ÇÖRTÜK P sye - Pladasa Ko nonu Compound Ç ftl k Yapıları 17:50-18:10 Muzaffer DEMİR Q.Lab enus Parth cus'un MÖ 40/39 yılında Mylasa'yı Yıkması Üzer ne Bazı Değerlend rmeler Tartışma 18:10-18:30 18:30-18:40 30 KASIM CUMA VI. Oturum: Ekonom ve T caret Oturum Başkanı: Alexander Herda B llur TEKKÖK KARAÖZ Kaunos Seram kler Işığında Dem r 09:00-09:20 Çağı'ndan Klas k Dönem’e Bölge Ekonom s ve Akden zle T caret İlham SAKARYA Burgaz / Pala a Kn dos Kazıları İthal Amphora T pler : Kh os - Pala a Kn dos T car İl şk ler 09:20-09:40 Mazlum ÇUR YKEÜTAŞ Kurtarma Kazılarındak Zeyt nyağı İşl kler Tartışma Ara 09:40-10:10 VII. Oturum: 10:10-10:20 10:20-10:30 Sanat ve Endüstr Materyal Kültürü, Seram k & St l st k Araştırmalar Oturum Başkanı: B llur Tekkök Karaöz Duygu TÜYLÜOĞLU YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller Erken Dem r Çağı ve Arka k Dönem Skyphosları 10:30-10:50 Ertek n M. DOKSANALTI Derv ş Ozan TUZLUCA Kn dos Buluntusu B r Grup Boğa F gür n 10:50-11:10 Ertek n M. DOKSANALTI İbrah m KARAOĞLAN Kn dos Terr tor umu’nda Bulunmuş B r Aslan Heykel 11:10-11:30 Evr m ÇOBAN Cah t HELVACI Murat HATİPOĞLU M las Arkeoloj Müzes ’nde Bulunan Kar a Uygarlığı’na A t Süs Taşlarının Arkeo-Gemoloj k Açıdan İncelenmes Tartışma 11:30-11:50 Ara 11:50-12:00 12:00-12:10 30 KASIM CUMA VIII. Oturum: Kutsal Alanlar ve Kültler Oturum Başkanı: Ceng z IŞIK Şeh me ATABEY Datça İlçes Sarıl man Mevk , Esengül YILDIZ ÖZTEKİN Apollon Kutsal Alanı 1998-2016 Yılı 12:10-12:30 Taylan DOĞAN 12:30-12:50 Çalışmaları (Emec k Kutsal Alanı) Euromos Zeus Lepsynos Kutsal Alanı’nın Arka k Dönem ’ne İl şk n Araştırmalar 30 KASIM CUMA IX. Oturum: Kutsal Alanlar ve Kültler Oturum Başkanı: Gülnaz Savran Can HENRY A’dan Z’ye Labraunda Mustafa H. SAYAR Kar a Bölges 'ndek Kutsal Alanların 14:40-15:10 Bölgelerüstü Güçler le Kar a Halkı Arasındak İl şk lerde Oynadığı Rol ve Kar a Tapınaklarının Bölgelerüstü Saygınlığı Güray ÜNVER Pedasa'dan Yen Yazıtlar: Pedasalı Athena 15:10-15:30 B lal SÖĞÜT Straton ke a Kuzey Şeh r Kapısı'nın Yerleş m ve Kült Açısından Önem 15:30-15:50 Serdar AKERDEM Kaunos Leto Kutsal Alanı Çalışmaları (2001-2017) Tartışma Ara 15:50-16:10 14:20-14:40 16:10-16:20 16:20-16:30 X. Oturum: Mezar M mar s , Ölü Gömme Gelenekler ve Antropoloj k Araştırmalar Oturum Başkanı: Can Henry Yeş m DOĞAN Ant k Örneklerden DNA Anal z Hang B lg ler Sağlayab l r? 16:30-16:50 N. Seda ERYILMAZ Termera (Asarlık) Erken Dem r Çağı Nekropolü Buluntuları 16:50:17-10 Serdar YURDAGÜL Ayla Sev m EROL Alper Yener YAVUZ Pedasa Ant k Kent 2018 Kazılarında 17:10-17:30 Açığa Çıkarılan Kremasyon ve İnhumasyon Gömüler n Antropoloj k Anal z Savaş DURNAGÖLÜ YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Erken Dem r 17:30-17:50 Çağı Nekropoller : Mezar Grupları ve Mezar T poloj s 1 ARALIK CUMARTESİ XI. Oturum: Mezar M mar s , Ölü Gömme Gelenekler ve Antropoloj k Araştırmalar Oturum Başkanı: Ertek n M. Doksanaltı Ünal TÜRKAN YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller Kül Sandıkları 09:00-09:20 Alper Yener YAVUZ ve d ğerler YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Bağdamları Ant k Dönem İskeletler nde Gözlenen Kafa Deformasyonları 09:20-09:40 Ayla Sev m EROL ve d ğerler YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe Arka k Dönem İskeletler 09:40-10:00 Ç ler SÖNMEZ SÖZER YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe Toplumunda D ş Hastalıkları Tartışma Ara 10:00-10:20 ve d ğerler 10:20-10:30 10:30-10:40 XII. Oturum: Mezar M mar s , Ölü Gömme Gelenekler ve Antropoloj k Araştırmalar Oturum Başkanı: B lal Söğüt Feyza OLUTAŞ ve d ğerler YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Hellen st k Dönem İskeletler nde B r Varyasyon: Metop c Sutur Sema DEMİREL ve d ğerler YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Helen st k 11:00-11:20 Dönem İnsan İskeletler nde B r Varyasyon: Worm an Olcay AÇAR ve d ğerler YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe Nekropolü’nde Hellen st k Dönem’e A t Trepanasyon Olgusu 11:20-11:40 Bahadır BERKAYA Damlıboğaz / Hyda Ant k Yerleş m n n Geometr k ve Or ental zan Dönem Zeng nl ğ 11:40-12:00 Tartışma Ara 12:00-12:10 12:10-12:20 10:40-11:00 1 ARALIK CUMARTESİ XIII. Oturum: Mezar M mar s , Ölü Gömme Gelenekler ve Antropoloj k Araştırmalar Oturum Başkanı: Ayla Sev m Erol Abuzer KIZIL Euromos Güney Nekropolü’nde 2018 Yılında Ortaya Çıkarılan Mezarların T poloj s ve Buluntuları 12:20-12:40 Şeh me ATABEY Şenay ÖCAL Datça Burgaz Nekropolü Kazıları (2015-2017 ) 12:40-13:00 Cemre ÖZTAN Canan KORK ÇİFCİ Mylasa Hayıtlı Nekropolü ve Seram k Atölyesi 13:00-13:20 Ayla SEVİM EROL ve d ğerler M las Uzunyuva'dan B r Travma Örneğ : Ok Ucu Yaralanması 13:20-13:40 İKRAM VE GEZİ PROGRAMI Ÿ Öğle Yemeği Perşembe ve Cuma günleri saat 13:00 - 14:15 arasında Milas Kredi Yurtlar Kurumu Sosyal Tesisleri (Tüm katılımcılara ücretsizdir) Açılış Yemeği 29 Kasım Perşembe, saat 19:00 Uzunyuva (Milas) Kapanış Yemeği 30 Kasım Cuma, saat 19:00 Yeniköy-Kemerköy Sosyal Tesisleri Gezi 1 Aralık Cumartesi (sunumlar sonrası) SERGİ Gravürlerle Karia (Nezih BAŞGELEN Koleksiyonu) Karia ve Milas Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Milas Meslek Yüksekokulu El Sanatları ve Tasarım Bölümü Öğretim Elemanları Karma Sergi Gülüzar ÇELEBİLİK Berna SEVİNÇ Canan KORK ÇİFCİ Nagehan ÖĞSÜZ Volkan UZUN Evrim ÇOBAN Sinan ŞİVEROĞLU Nebahat ESEN Mutlu ALTINAY Karia ve Milas Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Milas Meslek Yüksekokuulu El Sanatları Bölümü Öğrenci Sergisi Gülüzar ÇELEBİLİK ve Canan KORK ÇİFCİ Koordinatörlüğünde BİLDİRİ ÖZETLERİ M las Müze Müdürlüğü’nce Yapılan Güncel Sondaj ve Kurtarma Kazılarına Genel B r Bakış (2014-2018) Gülnaz SAVRAN Muğla İl , M las İlçes , Müze Müdürlüğü başkanlığında ve denet m nde Arkeoloj k S t Alanları’nda devam eden sondaj ve kurtarma kazıları le Mylasa kent ne a t b rçok arkeoloj k ver s steml kazı ve belgeme tekn kler le gün yüzüne çıkarılmaktadır. Mylasa kent n n İlk Tunç Çağı'ndan t baren modern döneme kadar arkeoloj k yayılım alanlarına a t strat grafik ver lere rastlanılmıştır. D j tal ortamda hazırlanan b r har ta üzer nde noktasal olarak şlenen bu arkeoloj k kent har tası, Mylasa kent n n zeng nl ğ n gözler önüne sermekted r. Coğrafi şartların şek llend rd ğ yerleş m ve nekropol alanlarındak çeş tl m mar ver ler ve bulgular Mylasa'nın sosyo-kültürel standartlarının oluşmasında öneml b r rol oynamıştır. Kentte tesp t ed len çeş tl üret m atölyeler endüstr yel ve ekonom k standartların ne derece gel şm ş olduğunu sunmaktadır. Mylasa ve çevres nde son dönemlerde sürdürülen kurtarma ve sondaj kazıları le b rçok arkeoloj k buluntu kaybolmadan gün yüzüne çıkarılmış, böylece bölge arkeoloj s ve kültürel m rasına öneml katkılar sağlanmıştır. Bu çalışmada, M las lçes sınırlarında yürütülen kazıların ver ler Neol t k Dönem'den Geç Ant k Dönem'e kronoloj k çerçevede tanıtılacaktır. B r Dönem n Başyapıtı: “Uzunyuva” - Hekatomne on'da İnanç Geleneğ n n Kaynağı, Gömü, Kült ve Buluntular Adnan DİLER Hekatomne on'un keşfin n ardından yürütülen kazı ve araştırmalar bu başyapıtın sadece kend s n n değ l, dönem n n de aydınlatılmasında çok yönlü katkı sağlamaktadır. Bölgen n yerl halkı olan Karlar, kültürel anlamda MÖ I. b nyıl başlarından t baren kend ler ne özgü yaşam geleneğ , m marlık ve sanatın farklı dallarındak üret mler yle tanımlanab lmekted r. İlk yerleş m zler Tunç Çağı'na dek g den ve Kar a B rl ğ 'n n d nsel merkez ve toplanma yer olan Mylasa, Hekatomnos Hanedanlığı'ndan gelen soyun lk büyük yerleşmey kurduğu kentt . Pesler’ n Anadolu topraklarında egemenl k kurduğu MÖ 6. yüzyıldan başlayarak Büyük İskender'e dek devam eden süreçte, döneme damgasını vuran büyük programlı yapılar ortaya çıkmıştır; bunların en öneml ler yerel beyler n, güç ve ölümsüzlük s mgeler olan anıt-mezarlardır. Hanedanlığa adını veren Hekatomnos'a adandığı artık kes nleşen Hekatomne on bu türdend r. Bu anıtsal yapıyı yaratan, doğaldır k Anadolu kültürler yle beslenen geleneksel düşünce ve nanç s stemler d r. Aynı zamanda Kar a'nın kültürel belleğ n tems l eden yapı, sadece b r gömü yer değ l Hekatomn d hanedanlığının pol t k güç b rl ğ ve yen l kç sanat ve m marlığının tems lc s d r. Sıra dışı yapı, bu yönüyle de kend nden sonrak dönemlere ışık tutmakta ve yapılan tartışmalara yen b r boyut kazandırmaktadır. Kar a Bölges S kkeler yle İlg l Yen B r D j tal Proje: “H stor a Numorum Onl ne - Car a” Koray KONUK 2015 yılının son aylarında başlatılan bu proje, Bordeaux Arkeoloj k B l mler Laboratuvarı'ndan (Bordeaux Monta gne Ün vers tes ) k yıllık mâl destek le Auson us Enst tüsü'nde üslen lm şt r. Proje, yaklaşık yarım yüzyıl önce S r Edward Rob nson, Barclay Head' n son ed syonu 1911 yılında yayımlanan H stor a Numorum projes n n güncel b r vers yonu üzer nde çalışmaya karar verd ğ H stor a Numorum projes n n çevr m ç b r vers yonunu sunmaktadır. Hemen ardından güven l r c ltler n bölgelere göre düzenlenmes ne karar ver lm ş ve lk c lt 2011 yılında yayımlanmıştı. Bu lk c lt Prof. Ke th Rutter'ın baş ed törlüğünde İtalya'ya ayrılmıştı. İk nc c ld n S c lya üzer ne olacağı duyurulmuştu. HN'un çevr m ç vers yonu lk aşamada Kar a Bölges 'n çerecek ve büyük ulusal ve özel koleks yonlardan ve yayımlanmış korpuslardan ve müzayede kataloglarından derlenm ş, t pler ne göre düzenlenm ş Roma Dönem önces ne a t yaklaşık 8000 s kke çerecekt r. Bu ver tabanı, nternet üzer nden herkese ve ücrets z er ş me açık olacak ve Kar a Bölges 'nde MÖ 650 la 30 yılları arasındak s kke üret m n n kapsamlı b r panoramasını sunacaktır. Ek m 2018'e gelindiğinde ver tabanı 2100 s kke t p n gösteren 6000'den fazla s kke çermekted r. İnternet ver tabanının tamamlanmasının ardından kısa b r süre ç nde matbu yayını yapılması öngörülmüştür. D ğer bölgelerdek uzmanların da başka c ltler üstlenmes üm t ed lmekted r. Yatağan-M las Yöres İlk Tunç Çağı Hakkında Bazı Değerlend rmeler Umay OĞUZHANOĞLU Batı Anadolu İlk Tunç Çağı araştırmalarının en hmal ed lm ş bölgeler nden b r şüphes z Kar a'dır. Komşusu durumundak Yukarı Menderes Vad s , Göller Yöres ve Elmalı Ovası'nda yürütülmüş arkeoloj k çalışmalar, Güneybatı Anadolu'da zeng n b r İlk Tunç Çağı varlığını ortaya koymaktadır. Kar a'da İlk Tunç Çağı'na a t lk buluntulara ulaşılması 1800'ler n sonuna kadar nse de, bu çağın s steml b l msel araştırmalara konu olması ç n uzun yıllar geçmes gerekm şt r. Aphrod s as ve İassos g b geç dönem kentler ndek çalışmalar sırasında, İlk Tunç Çağı'na a t tabakalara ulaşılmıştır. Bunların yanı sıra, Yatağan Ovası'nda, Yusuf Boysal tarafından sürdürülen çalışmalarda, söz konusu kültürün bu ovadak varlığı da kısıtlı olarak ortaya konab lm şt r. Özell kle son yıllarda yürütülen kurtarma kazıları ve bazı yüzey araştırmaları, Yatağan-M las yöres n n yerel b r İlk Tunç Çağı kültürüne ev sah pl ğ yaptığını göstermekted r. İlk Tunç Çağı 2'de, yörede görülen dışı kırmızı- ç s yah renkl olarak üret lm ş çanaklar ve tek kulplu tankardların, burada üret ld ğ ve komşu bölgelere yayıldığı tarafımızdan düşünülmekted r. Yören n, b r yandan Ç ne Çayı üzer nden Menderes Vad s 'ne, d ğer yandan da den ze ulaşan doğal yollar üzer nde bulunması neden yle, bölgeler arası etk leş mlerde de öneml b r rol oynadığı açıktır. Bu çalışmada amaçlanan, Yatağan-M las yöres nde, özell kle İlk Tunç Çağı 2'de bel rg n şek lde kend n gösteren yerel kültürü, ölü gömme gelenekler ve seram k özell kler açısından tanımlamak, bölgeler arası l şk ler ne da r gözlemler sunmak ve bölge ç n b r İlk Tunç Çağı kronoloj s önermekt r. 2016 - 2018 Yılı Yatağan İlçes Yeş lbağcılar Mahalles YTEÜAŞ Kurtarma Kazıları Sab ha PAZARCI Muğla İl , Yatağan İlçes , Yeş lbağcılar Mahalles sınırları çer s nde kalan, Bereket Enerj bünyes nde şlet lmekte olan kömür havzasındak arkeoloj k çalışmalar, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü le YTEÜAŞ (Yatağan Term k Enerj Üret m Anon m Ş rket ) arasında mzalanan 2016 tar hl protokol çerçeves nde Muğla Müze Müdürlüğü Başkanlığı'nda sürdürülmekted r. 2016-2018 yılları arasında Samantaşı, Çapalıbağ, Değ rmenderes ve C vc l Mevk arkeoloj k kazı çalışmaları, Prof. Dr. B lal Söğüt'ün b l msel danışmanlığında 11 uzman ve 65 k ş den oluşan kazı ek b le gerçekleşt r lmekted r. Kömür havzası çer s nde gen ş b r alana yayılmış olan Samantaşı Mevk kazılarında Roma ve Doğu Roma Dönem çer s nde değerlend r len şapel ve mezarlık alanlar açığa çıkartılmıştır. Çapalıbağ Mevk kazılarında se tesp t ed len İlk Tunç Çağı tabakası, Kumyer İlk Tunç Çağı tabakası le çağdaş arkeoloj k ver ler yle paralell k göstermekted r. Söz konusu bölgede açığa çıkartılan d ğer tabaka Geç Geometr k ve Arka k Dönemler le l şk l d r. Bu tabakaya a t arkeoloj k ver ler Börükçü Tepes kazılarında elde ed len ver lerle paralell k göstermekted r. Bu yönüyle havza çer s nde her k bölge le b rl kte değerlend r lecek d ğer kazı alanı Değ rmenderes bölges nde sürdürülmekted r. Geometr k ve Arka k Dönem mezar gruplarının açığa çıkartıldığı bölge, Çapalıbağ Mevk ’ndek arkeoloj k bulgularla değerlend r lm ş son derece öneml Erken Dem r Çağı tabakası olarak kayıt altına alınmıştır. “2016-2018 yılı YTEÜAŞ kurtarma kazıları” konulu çalışma, yukarıda sözü ed len alanlarda elde ed len arkeoloj k ver ler n tanıtılması ve değerlend r lmes n kapsamaktadır. Ahh yava'nın Çöküşünden Sonra Güneybatı Anadolu: Leleg Yarımadası ve Yakın Çevres Bek r ÖZER Bugünkü b lg ler m ze göre Anadolu ve Ege Tunç Çağı uygarlıklarının sonlanmasına sebep olan olaylar karmaşası ve yer değ şt rme hareketler , farklı bölgelerde oldukça değ şken b r sey r zlem şt r. MÖ 12. yüzyılda, Kıta Yunan stan, Ege Adaları'ndan Naksos, Rhodos ve Kos g b merkezlerde Tunç Çağı Ege geleneğ , özell kle mezar m mar s ve materyal kültüründe devam etmekte, G r t ve Güneybatı Anadolu kıyılarında se kültürel elemanlarda tamamen yen lenmen n görüldüğü d kkat çekmekted r. Leleg Yarımadası üzer nde yer alan Pedasa ve Asarlık kazıları, bölgen n MÖ 12. yüzyıl kültürünün yerleş m model ve ölü gömme geleneğ bakımından yen yerleş mc lerce skan ed ld ğ n somutlaştıran ver ler sağlamaktadır. Yamaçlara gömük oda mezarların yer n yürüme zem n üzer ne nşa ed lm ş mezar platformları almış ve kremasyon esas gömü şekl olmuştur. Yakın çevre se, özel kle Keramos kırsalı kurtarma kazıları ve Çömlekç ver ler Leleg Yarımadası'ndan farklı olarak Tunç Çağı Ege geleneğ n devam ett ren toplulukların varlığına şaret eden, özell kle mezar m mar s ve ölü gömme geleneğ bakımından bulgular sağlamıştır. D kdörtgen planlı oda mezarlar esas gömü şekl nhumasyon olmak üzere devam etmekte, ya da yen yerleş mc ler n beraberler nde get rd kler b r gelenek olarak yaşatılmaktadır. Belk de bazı bölgeler Tunç Çağı Ege kültürel değerler n devam ett ren toplulukların sığınma alanı olmuştur. Bu sunumda, yakın bölgeler arasında gözlenen kültürel elemanların değ şkenl ğ n n sebepler , MÖ 12. yüzyıl dünyası gerçeğ çerçeves nde tartışılmakta ve bazı öner ler sıralanmaktadır. Kar a Bölges 'n n Vejetasyon Tar h ve Mevcut B tk Örtüsü Gülzade KAHVECİ B r bölgen n vejetasyon tar h nden söz etmek sten yorsa, son buzul çağı sonrasından t baren başlamakta fayda vardır; çünkü günümüzden 110.000 le 20.000 yılları arasında gezegen m z b r buzul çağı yaşamakta olup, sah ller ve trop k bölgeler har ç tüm dünya yüzey buzlarla kaplanmıştır. Bu dönemde, Anadolu coğrafyasının den z sev yes n n 1.000 m üzer ndek alanları h ç er meyen buzullarla kaplanmıştır. Kar a Bölges sah l boyunca uzanması neden yle n speten daha y kl m koşullarına sah pt ve aynı zamanda vejetasyon örtüsü vardı. Bu dönemde atmosferde mevcut suyun büyük b r kısmı buz şekl nde tutulması neden yle kl m kuraktı ve sah ller ger çek lm şt . Günümüzden 20.000 yıl önce kl m değ şmeye ve artık buzullar çözülmeye başlamıştır. Yaklaşık 12.000 yıl önce buzulların er mes ve kl m n y leşmes le vejetasyon sah l bölgeler nde çeş tlemeye ve ç ve yüksek bölgelere doğru yayılmaya başlamıştır. Çevrede var olan göllerden (Bafa Gölü, Köyceğ z Gölü) alınan sed ment örnekler nde bulunan canlı polen örnekler üzer nde yapılan pal noloj k araştırmaların sonuçları, Kar a Bölges 'n n son buzul çağı sonrası vejetasyonu hakkında b l msel ver ler sunmuştur. Söz konusu araştırmalara göre; günümüzden 12.400 - 11.500 yıl önce bölgen n kurak ve bazı otsu türler n çoğunlukta olduğu b r vejetasyonun hâk m olduğu görülmüştür. Holocene'n n başlangıcında yan 10.700 yıl önce sıcaklığın artması le buzulların er mes hızlanmış, kl m daha neml hale gelm ş ve bununla b rl kte vejetasyondak çeş tlenme hızlanmıştır. Günümüzden 9.000 yıl önce artık ormanların oluşmaya başladığı anlaşılmaktadır, çünkü meşe (çoğunlukta) ve çam polenler ne rastlanmıştır. Yaklaşık 6.000 yıl önce, artık ormanlık alanların oldukça gen şlem ş olduğu, hâk m ağaç türünün çam olduğu ve meşeler n oran olarak azaldığı görülmüştür. Hâk m k ağaç türünün yanında d ğer ağaç türler n n m polenler ne de rastlanmıştır. Günümüzden 4.000 yıl önce artık ormanlar maks mum gel ş m ne ulaşmıştır. Bu dönem, aynı zamanda Anadolu'dak beşer akt v ten n çoğaldığı ve doğal kaynakların zarar görmeye başladığı dönemd r. Bu dönemde vejetasyon daha bereketl olmakla b rl kte bugünkü vejetasyon yapısına çok benzed ğ de görülmüştür. Günümüzde, Kar a Akden z Flora Alanı’ndak Orman Vejetasyonu bölges nde yer almaktadır. Ormanların tahr p ed ld ğ ya da yet şmed ğ yerlerde çok zeng n b yoloj k çeş tl l ğe sah p “mak vejetasyonu” hâk md r. D ğer Akden z'e kıyısı olan bölgelerde olduğu g b hâk m ağaç türü Kızılçam olsa da Kar a, endem k olan sığla ağacının ülkem zde yet şt ğ tek bölged r. The Kar ans n the Levant and Egypt – Early Beg nn ngs Alexander HERDA My paper w ll try to prov de an overv ew over the earl est Kar an contacts w th the Levant and Egypt. The first encounter may go back to as early as May 1274 BCE, when n the battle of Kadesh at the Orontes R ver warr ors of the Kark ša lands fought at the s de of H tt te great k ng Muwatall II aga nst the army of pharaoh Ramesses II. In the 12th-11th century BCE, after the fall of the Mycenaean palaces and the H tt te emp re, the Kar ans l kely formed part of the en gmat c Sea Peoples, who unsuccessfully attacked Egypt n 1177 BCE, but settled n Palest ne and C l c a. L ke Euboean and Ion an Greeks, Kar an warr ors, traders and workmen were then present n the Levant from the 10th or 9th century BCE, and n Egypt at least from the 7th century BCE. H red as mercenar es by Psammet chus I, the founder of the 26th dynasty, they formed the el te un ts of h s army, w th wh ch he managed to ga n ndependence from Assyr an rule and reun fied Egypt between 662 and 656 BCE. He settled the mercenar es n fort fied posts (Stratopeda, cf. Herodotos 2.154) n the N le delta, from where they were later on resettled to the suburbs of Saqqara and Memph s. Here they more and more accommodated to the Egypt an culture. Arka k Dönem'de Yakın Doğu Kökenl Yabancı Sunuların Kar a Kutsal Alanlarına Kabulü Hülya BULUT Altın ve gümüş g b değerl madenler, fayans, fild ş , kem k veya den z kabuklarından üret len Mısır ve Yakın Doğu kökenl egzot k objeler n (or ental a) mezarlara ve Yunan kutsal alanlarına sunuluşunun arkasındak mekan zma Arka k Dönem' n güncell ğ n koruyan araştırma konularındandır. Tunç Çağı’n sonunda, sarayların çöküşünün ardından Yakın Doğulu objeler MÖ 10. yüzyıldan t baren Ege ve Akden z coğrafyasında tekrar görülmeye başlar. Başlangıçta sınırlı sayıdak merkezde yoğunlaşan buluntular MÖ 8. yüzyılda Yakın Doğu le bağlantıların gel şmes ne bağlı olarak artış göster r ve MÖ 7. - 6. yüzyıllarda mezarlar ve çoğunlukla büyük kutsal alanlarda yaygınlaşır. Mezarlara ölü hed yes olarak bırakılan or ental a, bazen bas tçe b reyler n çeş tl yollarla sah p olduğu k ş sel eşyaları olarak yorumlanab ld ğ g b , bazen de b rey n kültürel veya coğrafi köken n n aydınlatılmasında başvurulan öneml kanıtlar arasındadır. Mezarlardak özgür b reysel kullanım tasarrufunun aks ne, kompleks statü yapıları ve yerleş k kült prat kler olan kutsal alanlarda karşılaşılan yabancı objeler n, özell kle d n ve m st k anlam yüklü olanlarının yorumu b raz daha karmaşıktır. Kutsal alanlardak Doğu kökenl sunu çeş tl l ğ tapınakların poz syonu, şley ş ve kültürel l şk ler sonucu zamanla yabancı m safir tanrılarla özdeşleş p özdeşleşmemes ne bağlı olarak farklılıklar göster r. Söz konusu objeler n b r kısmı kend hal ndek yabancı z yaretç ler tarafından adanırken, yüksek değerdek adak/hed yeler genell kle hanedanlar, d plomat k, d n veya t car heyetlerle l şk lend r l r. B ld r de, MÖ 7. yüzyılın k nc çeyreğ başlarından t baren Kar a Bölges -Yakın Doğu ve özell kle Mısır l şk ler çerçeves nde bölge kutsal alanlarından gelen ver ler n özet yle b rl kte son yıllarda açığa çıkarılan ve çağdaşı büyük kutsal alanlarla karşılaştırıldığında sunu çeş tl l ğ açısından mütevazı olmasına karşın bölgen n Yakın Doğu bağlantıları açısından öneml kanıtlar sağlayan Pedasa Athena Kutsal Alanı buluntuları değerlend r lecekt r. Geçm şten Günümüze Kar a Bölges Sualtı Araştırmaları Harun ÖZDAŞ N lhan KIZILDAĞ Uzun sah l şer d , korunaklı koyları le coğrafi bakımdan den zc l k ç n oldukça elver şl olan Kar a kıyıları, Tunç Çağı'ndan bu yana gem ler ç n oldukça öneml b r uğrak yer olmuştur. İasos, Hal karnassos, Kn dos, Kaunos g b öneml l man kentler , ant k dönemde den z yoluyla olan t caret n bölgedek boyutlarını gözler önüne sermekted r. Söz konusu doğal l manlar kullanılarak yapılan Akden z t caret sırasında çok sayıda gem den z kazaları sonucunda batmış olup günümüzde bu gem lere a t b r çok kalıntıya ulaşılmıştır. Bölge ve çevres nde gerek yüksek teknoloj , gerekse geleneksel tüplü dalış yöntemler yle yabancı araştırmacılar tarafından yapılan sualtı araştırmalarında den zc l k tar h açısından öneml batıklar tesp t ed lm ş ve bunlardan bazılarının kazısı yapılmıştır. Inst tute of Naut cal Archaeology (INA) 60'lı yıllardan buyana yürüttüğü çalışmalarda, RPM Naut cal Foundat on (RPMNF) tarafından 2005-2006 yılları arasında akust k araştırmalarda ve Rhode Island Ün vers tes de 2008 ve 2010 yıllarında yaptığı der n su çalışmasında çok sayıda batık yer tesp t etm şt r. Bunların dışında, başkanlığımızda uzun yıllardır kes nt s z yürütülen “Türk ye Batık Envanter Projes ” kapsamında, Koca P r Re s Araştırma Gem s ve STS Bodrum Okul Gem s le yürütülen çalışmalarda, bugüne kadar b l nmeyen, değ ş k yüzyıllara a t 105 adet batığın ve 14 adet çapalama yer n n konumu tesp t ed lm şt r. Ayrıca, dünyanın en esk batığı olarak l teratüre g ren H sarönü Tunç Batığı le Arka k Dönem'e tar hlenen tabak batığının kazıları bu kıyılarda yürütülmüş ve öneml b lg lere ulaşılmıştır. Buluntular, Kar a'nın sualtı kültür m rası açısından en zeng n bölges n n Rodos kanalı ve dolayısıyla Bozburun Yarımadası'nın rüzgarlara açık güneydoğu kıyıları olduğunu göstermekted r. Yapılan çalışmalarla gem ler, sey r ve coğrafya arasındak l şk kurulmuş olup, bulgular ant k dönem Kar a den zc l ğ ne ışık tutmaktadır. Yatağan Ovası ve Çevres nde M mar ve Arkeoloj k B r Araştırma B. Eylem AYDOĞDU Muğla İl , Yatağan İlçes 'n n kuzey nde yer alan Yatağan Ovası ve çevres ndek köyler çeren, 2004 yılında Yüksek L sans Tez kapsamında yapılan yüzey araştırmasını konu alan b ld r de, Yatağan Ovası'nı sınırlayan dağ, tepe, kayalık ve yerleş m yerler araştırma alanı olarak bel rlenm şt r. Araştırılması yapılan alandak köyler Hacıvel ler, Hacıbayramlar, H sarardı, Zeyt nköy, Katrancı, Taşkes k, Şah nler, Yen köy, Yava Köyü'dür. Yatağan Ovası ve çevres n n tar h önces kültürler ne a t arkeoloj k ver ler n bel rlenmes ne yönel k gerçekleşt r len yüzey araştırması le Güneybatı Anadolu'da kültürel açıdan öneml b r yer olan Yatağan Ovası ve çevres n n erken dönemde varlık gösterm ş merkezler n n yerler n saptamak, kalıntı ve buluntuları değerlend rerek belgelemek amaçlanmıştır. Ayrıca bu çalışma le büyük b r SİT potans yel ne sah p olan bölgede tesp t ed len yapı ve SİT'ler n belgelenmes , tesc l ve korunmasına yönel k katkı sağlanmıştır. Araştırma bölges nde Preh stor k dönemlere a t b lg ler m z yok denecek kadar azdır. Bu durum araştırmanın erken dönemlerde yoğunlaşmasında etken olmuştur. Bölgede Hellen st k Dönem önces var olan kültürler ortaya çıkararak, bu boşluğu doldurmak hedefler arasında yer almaktadır. Bu doğrultuda yöntem olarak ntens ve (yoğun ve dar alanlı s stemat k yüzey araştırması) ve extens ve yüzey araştırması (gen ş alanlı yüzey araştırması) tekn kler kullanılmıştır. Intens ve yüzey araştırmasında dar alanlar seç lerek, nsan el nden çıkmış tüm malzeme toplanmış ve toplanan noktalar şaretlenm şt r. Araştırma sonunda değerlend r len bu malzemeler n yoğunlaştığı yerler ve hang zaman d l m nde kullanıldıkları saptanmaya çalışılmıştır. Intens ve araştırmalar özell kle tarımsal faal yetler n yapıldığı ovadak yükselt lerde, köy merkezler nde ve yamaçlarda gerçekleşt r lm şt r. Bölgedek yerleş m ve nekropol alanlarının bazıları bu yöntem kullanılarak bel rlenm şt r. Extens ve yüzey araştırmasında se duyum ya da hbarlardan yola çıkılarak har ta üzer nde bel rlenen noktaların ve çevres n n araştırılması esas alınmıştır. Bu yöntemle de yöre halkının “asar” olarak b ld ğ veya kaçak kazılara maruz kalmış tepeler ve kayalıklar ncelenm şt r. Köy merkezler ne yakın konumda olan yüksek tepelerdek kalıntıların bel rlenmes nde extens ve araştırma yöntem kullanılmıştır. Çalışmanın yöntem ne göre kalıntı ve buluntu yerler n n konumları köylere göre ver lm şt r. Erken dönemlere a t kalıntıların konumları GPS (Global Pos t on ng System), d j tal kamera ve laptop yardımıyla aynı anda tesp t ed lm ş, plan ve kes tler autocad ortamında d j tal har ta üzer ne ç z lerek belgelenm şt r. Böylece har ta üzer nde tüm yerleş mler n b r bütün olarak ncelenmes ve değerlend r lmes sağlanmıştır. Buluntular se tem zlen p konum ve ölçüler le ç z lerek ayrıntılı olarak kataloglarda tanımlanmıştır. Yüzeyde ele geç r len buluntular ışığında söz konusu merkezler n a t oldukları dönem bel rlenmeye çalışılmış ve kültürel yapıları saptanmıştır. Leleg Yarımadası Erken Dem r Çağ Nekropoller ve Yerleş mlerle İl şk ler Şah n GÜMÜŞ Yarımada Erken Dem r Çağı yerleş mler n n öneml b r kısmının lokal zasyonu, ep grafik ver ler n yeters zl ğ neden yle bel rs zl ğ n korusa da, tarafımızdan yarımada üzer nde yürütülen araştırmalarda elde ed len arkeoloj k ver ler Pedasa kazılarının önem n b r kez daha ortaya koymuştur. Pedasa dışındak yerleş m alanlarında yer alan nekropoller, ç ftl k evler ve d ğer yapı gruplarının araştırma sonuçları Pedasa'da elde ed len ver ler le karşılaştırıldığında bunların ortak b r tar hsel süreç ve kültür b rl ktel ğ gösterd ğ söyleneb l r. Özell kle mezar buluntuları ve t pler bu koşutluğun en öneml destekç s d rler. Pedasa nekropoller nde yerleş k tümülüs ve platform mezarların yayılımlarının kentle organ k b r bağ oluşturduğu görülmüştür. Yarımada üzer ndek bu yerleşmelerde model, merkezde akropol ve akropol çevres ne dağılmış ç ftl k evler tek l ya da küçük yapı grupları şekl nded r. Termera ve Kaleyıkığı'nda (Madnasa ?) tesp t ed len nekropol alanları ve kent terr tor umunun gen şl ğ , Pedasa le benzer b r yapı göstermekted r. Kent terr tor umlarındak mezarların yer seç m ndek topografya dışında bel rley c unsurlar nelerd ? Özell kle Pedasa nekropoller nde mezarların tek l ya da çoğul olarak konumları, bu sorulara cevap vereb lecek öneml bazı arkeoloj k yorumlara olanak tanıyab lmekted r. Yazılı kaynakların yeters zl ğ ne rağmen a le mezarlığı olarak kullanılan tümülüslerdek gömüler n sayısı ve buluntuların MÖ 12. yüzyıldan Arka k Dönem sonlarına kadar uzanan tar h ve araz kullanımı, kent sınırlarının çok yönlü tartışılmasında yönlend r c olab lmekted r. Arka k Kaunos Soner ÖZEN 50 yıldan ber Kaunos´ta yapɪla gelen arkeoloj k kazɪlarla, ant k şehr n geçm ş ne b r çok alanda ɪşɪk tutulmuş, b lhassa şehr n Hellen st k ve Roma Dönemler' merkez ve yakɪn çevres ana hatlarɪyla ortaya çɪkarɪlmɪştɪr. Bu bölümdek kutsal alanlar araştɪrɪlmɪş ve hala da araştɪrɪlmaktadɪr. Ancak kazɪ çalɪşmalarɪnɪn başlangɪç tar h nden t baren z h nler meşgul eden sorulardan b r s olan, Arka k Kaunos´un nerede yer aldɪğɪ sorusu, yapɪlan çalɪşmalarla hala kes n olarak cevaplanamamɪştɪr. Tarafɪmɪzdan 2012 yɪlɪnda Arka k Kaunos´un kent çer s ndek konumunu araştɪrmak ve olasɪ b r lokal zasyonla Arka k yerleş m n özell kler n ncelemek amacɪyla yen b r proje başlatɪlmɪştɪr. Geçen süre çer s nde şehr n Büyük ve Küçükkale´s nde yaptığımız kazı destekl araştırmalar sonucunda, Kaunos Arka k yerleş m n n nerede yer almış olab leceğ konusunda yen tezler öne sürülmüştür. Sunumda, bu yen tezler, tezler destekleyen ver lerle tanıtılacak ve tartışmaya açılacaktır. Burgaz (Pala a Kn dos) Klas k Dönem Yerleş m Düzen nde Konut Yapı Adaları ve Sokak Düzen Numan TUNA Burgaz (Pala a Kn dos) yerleşmes n n lk kez olarak MÖ erken 6. yüzyıl başlarında ortogonal yapıya benzer şek lde düzenlenm ş olduğu anlaşılmaktadır. Klas k Dönem evler n n parsel duvarı sınırlarının, alt katmanlardak Arka k konutlar le örtüştüğü görülmüştür. Burgaz kazılarında ele geçen bulgulara göre Klas k Dönem yapı katında k evrel b r yapılanmanın varlığı ve atölyeleşme sürec le de, MÖ 330'lardan önce konutların terked lm ş olduğu kanıtlanmaktadır. Burgaz yerleş m ortogonal plan üzer ne yayılmış ve sokaklar le tanımlanan yapı adalarına ( nsulae) bölünmüştür. SE ve NE sektörler nde konut alanlarında yürütülen çalışmalar le beş adet yapı adası ortaya çıkarılmış; yapı adalarının boyutlarının farklılık gösterd ğ anlaşılmıştır. Bu yapı adalarında kazısı kısmen veya tamamen yapılmış 40 adet ev ortaya çıkarılmıştır; bu evler n büyüklükler n n de değ şken olduğu görülmekted r. Klas k Dönem Burgaz'da (Pala a Kn dos) Hanehalkı Organ zasyonu: Kazı Ver ler Işığında Arkeoloj k Mekân Anal zler Nad re ATICI Mekân anal z geçm ş toplulukların yaşam b ç mler n , gündel k hayat prat kler n sosyal ve ekonom k yapısını anlamak ç n kullanılan en öneml araçlardan b r d r. Klas k Arkeoloj 'de büyük oranda göz ardı ed len konut ve hanehalkı arkeoloj s (Household Archaeology) kuramsal çerçeves nde Klas k Dönem Burgaz (Esk Kn dos) yerleş m nde ortaya çıkarılan konutlardak mekânsal anal z çalışmaları le m mar ve buluntular b rl kte değerlend r lerek konutlarda mekân kullanımlarındak farklılaşma anlaşılmaya çalışılmıştır. Hanehalkı Arkeoloj s (Household Archaeology) çalışmaları 1960 ve 1970'lerdek süreçsel (processual) arkeoloj n n ortaya çıkmasıyla b rl kte başlamıştır. Bu alandak çalışmalar, konut düzey nde mekânsal modelleme ve hanehalkı temell davranış ve l şk ler üzer ne yoğunlaşmıştır. Hane, gen ş ölçekl b r toplumun ölçüleb l r sosyo-ekonom k b r m olarak kabul ed lm ş ve arkeoloj k ver ler n, evler n ç nde yapılandığı sosyo-ekonom k ve kültürel konteks anlamada öneml b r potans yele sah p olduğu öne sürülmüştür. Bu bağlamda materyal kültür öğeler kategor ze ed leb l r özell kler olmak yer ne, nsan davranış b ç m n n ver ler olarak görülmekted r. Bu çalışmanın da metodoloj k alt yapısını oluşturan akt v te alanı çalışmaları Hanehalkı Arkeoloj s çalışmalarında öneml b r yer tutmaktadır. Konut tabanlarındak buluntuların mekânsal anal zler ve evsel alanın ç ndek ve dışındak faal yetler n bel rlenmes , hane organ zasyonunu, ekonom k ve sosyal l şk ler anlama açısından öneml ver ler sağlamaktadır. Burgaz konutlarındak akt v te alanlarının bel rlenmes amacıyla buluntu anal zler nde lk olarak konutların MÖ 4. yüzyıl ortasına a t tabanlarında ele geçen buluntular form ve kullanım amaçlarına göre sınıflandırılmış; k nc aşamada se stat st ksel anal zler yapılarak buluntu grupları ve faal yetler arasındak l şk lere bakarak akt v te alanları tanımlanmaya çalışılmıştır. Bu anal zlerde öncel kle buluntu gruplarının b rb rler yle olan l şk ler ne bakılmış, mekânsal dağılımları açısından b rl kte bulunab len buluntular aynı grup ç nde yer almıştır. Bu b ld r de, yapılan stat st ksel anal zler konutların m mar özell kler le b rl kte değerlend r lerek MÖ 4. yüzyıl Burgaz konutlarında mekân kullanımı üzer ne b r değerlend rme yapılmıştır. P sye-Pladasa Ko nonu Compound Ç ftl k Yapıları Ufuk ÇÖRTÜK P sye ant k kent , bugün Muğla İl , Menteşe İlçe sınırı ç nde, Yeş lyurt Mahalles 'ne ve Pladasa ant k kent de Sarnıç Mahalles 'ne lokal ze ed lmekted r. 1990'lı yıllarda, bu k kent n terr tor umlarında yapılan ep grafik araştırmalar ve ortaya çıkan yazıtlar, kentler n tar hsel sürec ne öneml katkılar sağlamıştır. Araştırmalar net ces nde yörede ele geçen k m belgeler P sye'n n, Pladasa le b r ko non (b rl k) oluşturduğunu ve b rl ğ n merkez olduğunu göstermes ve MÖ 197 yılına tar hlenen N kagoras yazıtında Rhodos'lu general N kagoras'ın İdyma ve Kyllandos'un topraklarıyla b rl kte P sye'n nk ler de, k -olasılıkla Makedonya Kralı V. Ph l p' n el nden -ger aldığı g b fadeler, b z bu bölgen n arkeoloj k zler n n araştırılmasına yöneltm şt r. Bölgede tarafımızdan yapılan yüzey araştırmalarında surlu yerleş mler, garn zonlar, nekropol alanları, etrafı herhang b r surla çevr l olmayan rüst k karakterl yerleş mler n yanında, tepe doruğunu çevreleyen halka sur n tel ğ ndek b r çev rme ve çten buna b t ş k yapılmış odalar le bu odaların açıldığı b r avludan oluşan Compound Ç ftl k yapıları da tesp t ed lm şt r. Compound Ç ftl k yapıları Çırpı (Leuko de s) Mahalles 'n n kuzeybatısında Asar Tepe üzer nde ve Ç ftl kköy'ün (Londe s) kuzey ndek Dem rc Kules Dağı'nın güney ndek Küp Ged ğ Mevk 'ne bakan yükselt ler üzer nde yer almaktadır. Compound Ç ftl k yapılarının özell kle Hal karnassos Yarımadası'nda yoğun b r kullanımı olduğunu b lmektey z. P sye-Pladasa Ko nonu araştırmalarında tesp t ed len Compound Ç ftl k yapıları, özell kle Hal karnassos Yarımadası'nda Pedasa kent terr tor umu ç nde Kocaören compound ç ftl k yapısı le serg lem ş olduğu plan ve m mar yapısı le yakın benzerl k ç nded r. Gerek Leuko de s (Çırpı), gerekse Londe s (Ç ftl kköy) kentler n n lokal ze ed ld ğ terr tor umlarda tesp t ed len Compound çev rmeler, Hal karnassos Yarımadası'nda sıklıkla karşımıza çıkan compound yapı t p n n belk de Kar a'nın en çtek örnekler durumundadır. Q. Lab enus Parth cus'un MÖ 40/39 Yılında Mylasa'yı Yıkması Üzer ne Bazı Değerlend rmeler Muzaffer DEMİR Cass us ve Brutus, MÖ 42 yılındak Ph l pp Savaşı'nda, bazı atlı Parth b rl kler dışında, arzuladıkları sayıda Parthlı asker desteğ alamamışlardı. Gerçekte Cass us, Anton us ve Octav anus'a karşı Ph l pp 'de çatışmak ç n Sur ye'den ayrılmasının arafes nde, ek asker güç yardımı elde etmek ç n bazı Parthlı b rl kler Qu ntus Lab enus le b rl kte Parth kralı II. Orodes' n yanına gönderm şt . Ancak kral, herhang b r asker yardım görevlend rmeden önce, Cass us ve Brutus davalarını ve hayatlarını kaybetm şlerd . Bunun üzer ne Lab enus'un bu gel şmeler ve Ph l pp Savaşı'nın sürgünler n n haber n alması üzer ne Parthlarla Roma'ya karşı kader b rl ğ yaptığını görmektey z. Anton us, savaş sonrası MÖ 41 yılının yazında K l k a'dan Sur ye'ye hareket etm ş ve L. Dec d us Saksa'yı buraya val olarak atamıştır, ayrıca Palmyra'ya saldırmıştır. Kend s kışı geç rmek ç n Mısır'a Kleopatra'nın yanına yöneld ğ nde, Parthlar ns yat fi ele geç rm şlerd r. Bu arada Romalı dönek Lab enus, Parth kralını saldırıya geçmes konusunda cesaretlend rm şt r. Kral II. Orodes, MÖ 40 yılında bölgen n feth ç n şartları meşrulaştırarak oğlu Pacorus ve Lab enus'un l derl ğ nde b r st la gücünü harekete geç rm şt r. Lab enus, Sur ye'de Apamea ve Ant okhe a g b büyük kentler ele geç rm ş ve sonrasında Roma kontrolündek K l k a bölges n şgal etm ş ve burada kend s n konumlandırmıştır. Pek çok kent barışçıl b r şek lde kend safına çekmey başarsa da, sadece Kar a bölges ndek b rkaç kent ona karşı d renm şt r. Straton ke a'yı kuşatarak alamasa da, Mylasa ve Alabanda'yı h ddetle ele geç rerek yerle b r etm şt r. Kend başına hareket ederek s kkeler üzer ne, Q. LABIENUS PARTHICUS IMP. baskısı yaptırtmıştır. Amacı Küçük Asya'nın egemenl ğ ve burasının öneml kısımlarını fethetmek olmuştur. B z bu çalışmamızda öncel kl olarak Lab enus'un s yas manevraları hakkında değerlend rmelerde bulunmamızı sağlayacak App anus, Cass us D o ve Plutarkhos g b ant k yazarların met nler n detaylı olarak nceleyerek, onun Mylasa ve Alabanda dâh l Kar a kentler ne saldırmasının ve özell kle bu kentler n daha kolay düşmes n n sebepler n ortaya koymaya çalışağız. Ayrıca b ze Mylasa'nın düşmes konusunda kes n b lg veren Octav anus'un MÖ 31 yılında Mylasalılar'a gönderd ğ ve Mylasa'nın ekonom k durumu hakkında b lg veren yazıt ta dâh l olmak üzere, arkeoloj k ver lerden de faydalanarak, Mylasa'nın yıkım gördüğü dönem olan MÖ I. yüzyıl ve sonrasındak s yas , sosyo-ekonom k ve kültürel tar h hakkında bazı değerlend rmelerde bulunacağız. Özell kle bu yıkım sonrası Mylasa ve Mylasalıların kend ler n her açıdan ne dereceye kadar toparlamış olab lecekler ; MÖ I. yüzyılın sonlarında yazan Strabon'un vurguladığı g b burasının hala öneml b r kent konumunda olup olmadığı; MÖ I. yüzyılda daha önceden nşa ed lm ş Hekatomnos mezarı üzer ndek Menandros Onur Sütunu'nu yaptırtmış olan kent n önde gelenler nden Menandros'un Roma ç savaşında Anton us ve Octav anus yanlısı b r tavır serg led ğ nden, acaba onun MÖ 40 yılındak Lab enus'un şgal sonucunda mı öldürülmüş olab leceğ g b sorulara yanıtlar arayacağız. Kaunos Seram kler Işığında Dem r Çağı'ndan Klas k Dönem'e Bölge Ekonom s ve Akden zle T caret B llur TEKKÖK KARAÖZ Kaunos Stoa ve T yatro Çeşmes 'nde yapılan seram k çalışmaları, kent n Dem r Çağı le Klas k Dönem'e dek Kar a ç bölgeler , Akden z ve Ege dünyasıyla let ş m n göstermes açısından öneml b r belged r. Kar a Geç Geometr k kültürünü yansıtan, çoğunlukla el le yapılmış formlar (lekane, krater, skyphos, amphora) bölgen n d ğer Geometr k kültürler yle (Bodrum Yarımadası, Beç n vb) bağını göstermekted r. Bantlı, ç çe geçm ş da re bezekl bu örnekler, bölgesel özell k göster r. Bu let ş m hem ç yol ağı, hem de den z yoluyla gerçekleşt r lm ş olmalıdır. Arka k Dönem'de Kuzey Ege, İon a le bağlantılı t caret rotasında olan kent, l manı sayes nde akt f paylaşımdadır. Or ental zan Dönem'de d ğer Ege kıyı kentler nde görülen thal t pler n çoğu Kaunos'da görülür. Pers hak m yet sırasında At na üret m s yah firn sl kaplara alternat f gel şt r len Batı Anadolu üret mler (Att k t p skyphos, tabak,çanak vb) yoğun kullanılmış, Att ka üret mler zayıflamıştır. Bu çalışma, tar hleneb len katmanlardan değ l, genell kle dolgu malzemes üzer ne yapılan sayısal ver ler , t poloj k ver yle b rl kte derleyerek b r sonuç elde etmeye dayalı olacaktır. Burgaz / Pala a Kn dos Kazıları İthal Amphora T pler : Kh os - Pala a Kn dos T car İl şk ler İlham SAKARYA Datça Yarımadası'ndak en erken bulguların en yoğun olarak karşımıza çıktığı alan olan Burgaz, MÖ 19. yüzyıl sonundan t baren b rçok b l m nsanının lg s n çekm şt r. Ant k kent, modern Datça L manı'nın 2 km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Klas k savunma duvarları le çevrelenen “Akropol s” olarak tanımlanan Dalacak Burnu'nda yer alan, Geometr k, Arka k ve Klas k Dönemler'e tar hlenen yoğun arkeoloj k kalıntılar sunan Burgaz yerleş m arkeoloj k ve ep grafik kanıtlarla Pala a Kn dos le l şk lend r lmekted r. B r merkezden d ğer ne tarımsal artı ürünler n taşınmasını sağlayan ant k dönem n en yaygın seram k formlarından b r olan amphoralar; genell kle şarap, zeyt nyağı, çeş tl balık ürünler ve kuru meyve taşımacılığında kullanılmaktadır. T poloj ler n n, dağılımlarının ve sıklıklarının d kkatl b r şek lde gözlemlenmes , yerleş m n yalnızca kronoloj s ve şlev / durumu üzer ne değ l aynı zamanda, dah l olduğu ekonom k ağ üzer ne de ışık tutab l r. Bu yüzden, t car amphoralar ant k çağ ekonom s n yorumlamada öneml b r kaynaktır. Ayrıca, esk çağ t caret n anlamada ve ant k çağ den z yollarını oluşturmada büyük rol oynarlar. Kn dos amphoraları geç Klas k ve Hellen st k Dönemler boyunca tüket c merkezlerde ve batıklarda ele geçen buluntular le tanınmaktaydılar. Yarımadada yürütülen yüzey araştırmaları, Kn dos'un MÖ 6. yüzyıldan MS 7. yüzyıla kadar amphora ürett ğ n açığa çıkarmıştır. MÖ 4. yüzyıl önces nde k kıyı ovasına yerleşm ş ve yarı kapalı b r tarım ekonom s ne sah p Kn doslular, ç tüket me yönel k şarap ve zeyt nyağ üretmekte olup Arka k ve Klas k Dönemler boyunca daha çok kereste t caret ve den z taşımacılığı le gel r sağlamaktaydılar. MÖ 4. yüzyıl ortasından sonra değ şen s yas ve ekonom k koşullardan dolayı şeh rler n yarımadanın batı ucuna taşıyan Kn doslular, yarımada üzer nde elver şl tüm alanları teraslandırarak bağcılığı gel şt rm şlerd r. Böylece, şarap t caret nde gerekl b r unsur olan amphora üret m nde de öneml b r merkez konumuna dönüşerek, kend amphora t pler n üretmeye başlamışlardır. 1993-2009 yılları arasında güneydoğu ve kuzeydoğu konut sektörler nde yürütülen kazı çalışmalarında açığa çıkarılan amphora parçalarının ncelenmes , şehr n thalatını anlamaya yönel k öneml sonuçlar verm şt r. T car amphoraların sınıflandırmasına göre, At na, Kor nth, Akanthos-Amph pol s, Mende, Thasos, Lesbos, Peparethos-Ikos, Klazomena , Ephesos, M let, Kh os, Samos, Rhodos Peraea, Kos, Rhodos, Paros, Kıbrıs ve Heraklea Pont ca g b merkezlerle Burgaz'ın Arka k Dönem’den ber t car l şk ler kurduğu anlaşılmıştır. Kn dos'un Arka k Dönem'den t baren şarap/zeyt nyağı üreten b r merkez olduğu göz önüne alındığında, konut mekanlarında ele geçen thal amphoraların yoğunluğu thal şarap/zeyt nyağ tüket m ne şaret etmed ğ , dönem n öneml üret c merkezler n n şarap/zeyt nyağlarının Akden z pazarına dağıtılmasında kullanılan ara b r l man olduğu düşünülmekted r. Burgaz thal amphora buluntu grubu çer s nden Kh os amphoraları bu varsayımı rdelemek üzere, bu çalışma kapsamında ele alınacaktır. YKEÜTAŞ Kurtarma Kazılarındak Zeyt nyağı İşl kler Mazlum ÇUR Muğla İl , M las İlçes , YKEÜTAŞ kömür çıkarma sahası çer s nde bulunan ve Keramos ant k kent n n 8 km. kuzey nde yer alan Çakıralan, Hüsamlar ve Mengefe Mevk ’ler nde 2006 yılından bu yana kazı çalışmaları devam etmekted r. Kazı çalışmaları sonucunda Tunç Çağı'ndan Geç Ant k Çağ çler ne kadar uzanan materyal kültürü hakkında özgün ver ler elde ed lm şt r. Yerleş m alanlarındak zeyt nyağı üret m ne yönel k lk bulgular Geç Geometr k Dönem'e g tmekted r ve bu döneme tar hlend r len 5 adet mezarda kapak taşı olarak pres altlıkları kullanılmıştır. Ayrıca Erken Hellen st k Dönem yapılarının bulunduğu alanda doğal anakaya yüzey nde ve dış hatları kabaca şlenm ş pres yatağı bulunması, yerleş mde Geç Geometr k Dönem önces nde üret m n varlığını gösteren başka b r kanıttır. Pres yataklarının sayıca fazla olması ve boyutları d kkate alındığında üret m n t carete yönel k olab leceğ düşünülmekted r. Belentepe'n n güney yamacında Arka k Dönem'e a t konut alanlarının çevres nde açığa çıkarılan b rçok anakaya oygusu ve bu oyguların ç kısımlarında y korunmuş Arka k Dönem'e a t p thoslar da, üret me yönel k öneml ver lerd r. Belentepe'de MÖ 4. yüzyılın lk yarısında kullanımı sona erd ğ düşünülen şl k yapısı da mevcuttur. Hellen st k Dönem’de üret m ve t car faal yetlerde artış olduğu, ht yaçlara cevap vereb lmek ç n üret me yönel k yapı kompleksler nşa ed lmeye başlandığı anlaşılmıştır. Bu çalışmada, zeyt nyağının üret m ne yönel k yapısal ve tek l bazda, dönemsel farklılık göz önüne alarak üret m kapas teler ve t car boyutu rdelenecekt r. YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller Erken Dem r Çağı ve Arka k Dönem Skyphosları Duygu TÜYLÜOĞLU M las Müze Müdürlüğü başkanlığında, YKEÜTAŞ kömür havzaları çer s nde bulunan Belentepe ve Hüsamlar arkeoloj k alanlarında yürütülen kazı çalışmalarında; İlk Tunç Çağı'ndan başlayarak günümüze kadar süren mezar m mar s , ölü gömme gelenekler ve materyal kültürü hakkında öneml ver lere ulaşılmıştır. Mezarlara ölü hed yes olarak bırakılan ve ant k dönem n çk kaplarından olan skyphoslar ve kotyleler, çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Belentepe ve Hüsamlar'da MÖ 8. yüzyılın k nc yarısından t baren mezar sayısındak yoğunluğa bağlı olarak ölü hed yeler nde de artış gözlenmekted r. Buna paralel olarak ele geçen skyphos örnekler k grupta ncelenm şt r. İlk grup MÖ 750-670 yılları arasına tar hlenen skyphoslardır. İk nc grupta yer alan örnekler se MÖ 7. yüzyılın k nc yarısına tar hlen r. Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller 'nde açığa çıkarılan Erken Dem r Çağı'ndan Arka k Dönem'e kadar olan mezarlar çer s nde bulunmuş skyphoslar Mylasa, Euromos, Beç n, Hyda , Börükçü, Bodrum g b yakın çevredek mezarlardan bulunan örneklerle karşılaştırılmış, form ve t poloj k özell kler nden yola çıkılarak üret m veya etk leş m merkezler ; mezar konteksler ne ve çağdaşı olan mezarlar ç ndek buluntu dağılımlarına bakılarak ölü gömme gelenekler ndek yer değerlend r lm şt r.  Kn dos Buluntusu B r Grup Boğa F gür n Ertek n M. DOKSANALTI Derv ş Ozan TOZLUCA Kn dos, Kar a bölges sınırları çer s nde ve Anadolu'nun güneybatı ucunda yer almaktadır. Kn dos buluntusu boğa figür nler , bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. P şm ştopraktan yapılmış ve genel t bar le elle şek llend r lm ş bu figür nler, Kn dos'un en erken buluntu gruplarından b r olması sebeb yle oldukça öneml d r. Bu boğa figür nler MÖ 8. yüzyıl le MÖ 6. yüzyıl arasına tar hlend r lm şt r. Datça Yarımadası’nda gerçekleşt r len araştırmalar, Kn dos le benzer örnekler n Emec k Apollon Kutsal Alanı'nda tesp t ed lmes yle sonuçlanmıştır. Sayı bakımından, Kn dos buluntuları her ne kadar Emec k buluntularından az olsa da, Emec k'te bulunmuş ve sınıflandırılmış tüm t pler Kn dos'ta da görülmekted r. Kn dos ve Emec k örnekler arasında st l ve tekn k açısından görülen büyük benzerl k, Apollon'a adanmış Emec k Kutsal Alanı'ndak kült uygulamalarının b r benzer n n Kn dos'ta var olab leceğ n akla get rmekted r. Kn dos çer s nde oldukça gen ş b r alana yayılmış olan boğa figür nler , kent n Geç Klas k - Erken Hellen st k Dönem önces buluntularının sadece günlük kullanımla l şk l olmayıp, kült le l şk l buluntularının var olduğunu göstermes bakımından oldukça öneml d r. Kn dos Terr tor umu’nda Bulunmuş B r Aslan Heykel Ertek n M.DOKSANALTI İbrah m KARAOĞLAN Ant k dönemde gücü ve refahı sembol ze eden aslan b rçok Grek m t nde kend ne yer bulmuştur. H ç şüphes z aslan bet mlemeler tıpkı b r çok d ğer Grek bölges nde olduğu g b Kn dos'ta ve terr tor umunda da oldukça öneml b r bet mleme unsuru olmuştur. Öyle k MÖ 6. yüzyılda basılan Kn dos s kkeler n n üzer nde aslan figürü yaygın b r şek lde görülmekted r. S kkeler n yanı sıra, y ne Kn dos terr tor umunda yer alan ve Apollon'a adandığı düşünülen Emec k Kutsal Alanı'nda çok sayıda k reç taşı aslan figür n bulunmuş olması, aslanın Kn dos'un egemenl k bölges nde uygulanan kült akt v teler çer s nde öneml b r rolü olduğunu göster r. Heykeltıraşlık eserler bakımından Kn dos terr tor umunda benzer tarz ve gelenekte üret lm ş k mermer aslan heykel bulunmuştur. Bunlardan lk 1902 yılında Datça Burgaz Mevk le Datça İskele Mevk 'nde bulunmuş ve günümüzde Berl n Müzes 'nde korunan aslan heykel ken, d ğer Kn dos yakınlarında bulunan ve l teratüre "Aslanlı Mezar" olarak geçen anıtsal mezarın p ram dal çatısı üzer nde bulunan Kn dos aslanıdır. Çalışmamıza konu olan aslan heykel se Datça İlçes , Yakaköy yakınlarında bulunmuş ve Marmar s Müzes 'ne satın alma yoluyla kazandırılmıştır. Aslan heykel , nce g renl beyaz mermerden yapılmış olup, aslanın ön gövdes le başının b r bölümü günümüze ulaşmıştır. Aslan heykel olasılıkla dört ayağı üzer ne uzanır ve karşıya bakar halde bet mlenm şt r. Oldukça yıpranmış yüzünden anlaşıldığı üzere aslan, der n göz çukurlarına ve tehd tkar b r b ç mde açılmış ağza sah pt r. Aslanın kabarık ver lm ş yele üzer nde yer alan nce b r şç l ğe sah p alev huzmes şekl ndek bukleler, başı çevreleyerek sırt bölümüne kadar devam eder. Çalışmamıza konu olan ve Klas k Dönem'e tar hlenen bu heykel, Datça Yarımadası'nda tesp t ed len üçüncü mermer aslan heykel olması bakımından oldukça öneml d r. M las Arkeoloj Müzes ’nde Bulunan Kar a Uygarlığı’na A t Süs Taşlarının Arkeo-Gemoloj k Açıdan İncelenmes Evr m ÇOBAN Cah t HELVACI Murat HATİPOĞLU Muğla l ne bağlı M las Arkeoloj Müzes bünyes nde serg lenen şlenm ş süs taşları ve takılar üzer ne mıhlanmış süs taşlarının tesp t amaçlanmıştır. Süs taşlı takılar hem gemoloj k tasn fler hem de üzerler ne şlenm ş figürler n konogrofis ve tar hlend r lmeler esas alınarak ncelenmeye çalışılmıştır. Kar a bölges kazılarından çıkartılan eserler n bulunduğu M las Müzes ’nde saklanan bu ürünler lk kez gemoloj k olarak ncelenm şt r. İncelenen materyaller, Anadolu meden yetler ne a t süs taşlı ant k mücevherler n b r kısmı müsadere (satın alma) ve yakalanma yoluyla müzeye kazandırılmış eserler, d ğer b r kısmı da arkeoloj k kazılardan çıkarılan eserlerd r. Gemoloj k materyaller n büyük b r kısmı yüzük veya kolye ucu olarak şlenm ş mühür fonks yonlu süs taşlarıdır (gl pt kler). Bunun yanında boncuk şekl nde şlenm ş ve d zg yapılmış kolyeler ve küpeler mevcuttur. Müzede bulunan süs taşı malzemeler , gemoloj k c hazlar le b l msel olarak ncelenerek, malzemeler n doğal olup olmadığı ve türünün ne olduğu tesp t ed lmeye çalışılmıştır. Ant k mücevherler envanter kayıtlarına göre çıkarılıp, tümü yüksek çözünürlüklü b r fotoğraf mak nes yle y ne envanter numaralarına bağlı kalınarak, ölçekl b r şek lde fotoğraflanmıştır. Müzen n ncelemeye uygun zamanlarında; fotoğraflanan bu eserler, başlangıçta d j tal kuyumcu teraz s le tartılarak ağırlıkları ve d j tal kumpas kullanarak da boyutları tesp t ed lm şt r. Müze ncelemes nde kullanılan b r d ğer alet se h drostat k teraz d r. Müzedek ayrık bulunan süs taşlarının özgül ağırlık değerler (SG) elektron k teraz (0,001 ölçüm hassas yet ) kullanılarak, (SG = Whava / Whava – Wsu) formülüne dayanarak ölçülmüştür. Kullanılan bu yöntemlerle müzede bulunan süs taşlarının cam mı, takl t m , yoksa gerçek süs taşı mı olduğu ve süs taşı se sm n n ne olduğu saptanmıştır. Bu çalışma, Türk ye'de İzm r Arkeoloj Müzes dışındak b r devlet müzes n n arkeo-gemoloj k b r ncelemeye tâb tutulması bakımından özgündür. Datça İlçes Sarıl man Mevk , Apollon Kutsal Alanı 1998-2016 Yılı Çalışmaları (Emec k Kutsal Alanı) Şeh me ATABEY Esengül YILDIZ ÖZTEKİN Emec k Apollon Kutsal Alanı Datça İlçes , Emec k Mahalles , Sarıl man Mevk 'nde, Marmar s-Datça karayolunun kenarından kuzey yönünde yükselen teraslarda bulunmaktadır. Kutsal Alan, Sarıl man kıyısına hak m b r sırtta yer almaktadır. Kutsal Alan'dak b l msel kazılar T.C Kültür ve Tur zm Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün zn yle Marmar s Müze Müdürlüğü'nün başkanlığında, Prof. Dr. Numan Tuna'nın yönett ğ b l m heyet n n katılımıyla 1998-2006 yılları arasında gerçekleşt r lm şt r. Ayrıca Hamburg Ün vers tes ’nden Doç. Dr. D etr ch Berges ek b le b rl kte 2004 yılına kadar çalışmalara katılmıştır. I. Dönem Kazı çalışmaları Orta Doğu Tekn k Ün vers tes , Tar hsel Çevre Değerler n Araştırma Merkez (ODTU TAÇDAM), Gerda-Henkel Vakfı ve Alman B l msel Araştırma Kurumu le Kültür ve Tur zm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü mal desteğ yle yürütülmüştür. Apollon Kutsal Alanı'nda 2006 yılında son ver len kazı çalışmalarına 10 yıl aradan sonra Marmar s Müzes Müdürlüğü başkanlığında, Prof.Dr. Numan Tuna'nın B l msel Danışmanlığında 2016 yılında tem zl k çalışmasıyla tekrar başlanmıştır. Kutsal alandak kazı çalışmaları Yukarı Teras, Hellen st k Dor Tapınağı ve Aşağı Teras'ta olmak üzere üç alanda gerçekleşt r lm şt r. Yukarı terasta yapılan kazılarda Erken B zans Dönem 'ne a t büyük Baz l ka ortaya çıkarılmıştır. Baz l kanın, Orta B zans Dönem 'nde, küçük b r k l seye dönüştürülmüş olduğu anlaşılmıştır. Kazı alanının öneml b r yapısı da Hellen st k Dönem'e tar hlenen anıtsal (Dor k tapınak) yapıdır. Tapınağın per pteros planlı, 6x11 sütunlu b r stylobatı ve üç krep sten oluşan b r krep doması bulunan geleneksel b r Dor tapınağı olduğu tesp t ed lm şt r. Temenos alanının kuzeybatı bölümünde blok taşlar le düzenlenm ş Kült Mağarası ve kutsal su kaynağı bulunmaktadır. Apollon Kutsal Alanı'nda özell kte alt terasta gerçekleşt r len kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan kalıntılar ve zeng n buluntular, Apollon Kutsal Alanı'nın Geç Geometr k Dönem'den t baren, özell kle Arka k Dönem süres nce törensel gez nme düzlem olarak adak sunma faal yetler ç n yoğun olarak kullanıldığı ortaya koymuştur. Bu dönemde çıkan eserler Marmar s Müzes 'n n en öneml koleks yonunu oluşturmaktadır. Euromos Zeus Lepsynos Kutsal Alanı'nın Arka k Dönem ’ne İl şk n Araştırmalar Taylan DOĞAN M las-Sel m ye kara yolunun hemen doğusunda yer alan kutsal alan, yerleş m surunun yaklaşık 90 m. güney nde, Kızılbayır adı ver len b r tepen n eteğ nde konumlanmıştır. Doğusunda ve kuzey nde taş ocağı olarak da kullanılmış yüksek b r dağ, batısında b r yamaç üzer nde kent yerleş m ve güney nde se nekropol s yer almaktadır. Kutsal alan, 77,40x 91,55 m. ölçüler ndek per bolos duvarları le sınırlandırılmış dörtgen b r plan serg lemekted r. Kutsal alanın Arka k Dönem 'ne l şk n yapılan l teratür araştırmaları sonucunda, Arka k dönem le l şk lend r len ver ler n; m mar terrakottalar, mermerden şlenm ş küçük kesme mermer bloklar, kouros gövde parçası, konsol blokları, kült heykel ka des ve sunağın euthynter a sev yes ndek blokları le sınırlı olduğu görülmüştür. 2014 yılından t baren alanda yapılan yen kazı çalışmaları sonucunda se çeş tl formlara sah p seram k parçaları, p şm ş toprak figür nler ve m mar terrakotta parçaları bulunmakla b rl kte, söz konusu buluntuların tamamının kapalı kontekstlerden ele geçmed ğ görülmekted r. Alanda Arka k Dönem'e a t herhang yapı veya kapalı kontekste l şk n ver n n elde ed lememes , kült heykel ka des ve sunağın Arka k Dönem'e a t olab leceğ öner s n n kazı çalışmaları le test ed lmes gerekl l ğ n ortaya koymuştur. Bu bağlamda, kült heykel ka des ç nde, sunağın ç nde ve dışında kazı çalışmaları yapılmıştır. Kült heykel ka des ç nde yapılan kazı çalışmaları sonucunda, ka de ç n n Ü. Serdaroğlu dönem nde kazıldığı ve kum le doldurulduğu görülmüştür. Dolayısıyla ka den n tar hlend r lmes ne l şk n herhang b r ver elde e d l e m e m ş t r. K a d e ç n d e k ç a l ı ş m a l a r d a n s o n r a , s u n a ğ ı n tar hlend r lmes ne yönel k kazı çalışmaları gerçekleşt r lm şt r. Sunakta yapılan kazı çalışmaları sırasında Hellen st k Dönem'den daha erkene g den herhang b r ver elde ed lemem şt r. Sunağın doğusunda, hemen yanına konumlandırılmış ve aynı kotta yer alan b r heykel ka des üzer nde yer alan Lesbos kymat on bezemes , sunağa a t olduğu düşünülen k adet taç bloğu üzer ndek İon kymat on parçası ve kazı çalışmaları le ortaya çıkarılan seram k parçaları, sunağın MÖ 4. yüzyıla a t olduğuna şaret etmekted r. Sonuç olarak, kutsal alanın Arka k Dönem 'n tems l eden ver ler n m mar terrakottalar, seram k parçaları, b r adet kouros gövde parçası, figür nler ve konsol blokları olduklarını ve söz konusu ver ler n n s tu olmadığını bel rtmek mümkün görünmekted r. Bu sunumda Arka k Dönem buluntuları üzer ne genel b r değerlend rme yapıldıktan sonra, ağırlıklı olarak sunağın tar hlend r lmes üzer nde durulacaktır. A'dan Z'ye Labraunda Can HENRY Son 10 yıldır Labraunda'da yapılan kazılar, alanın tar h ve çağlar boyunca dönüşümü le lg l b rçok yen anlayış ortaya çıkarttı. Bu sunumun amacı, tar h önces , dönemlerden başlayarak Arka k, Klas k, Roma ve B zans Dönemler ’ne kadar bu yen b lg ler n güncel b r bakışını vermekt r. Kar a Bölges 'ndek Kutsal Alanların Bölgelerüstü Güçler le Kar a Halkı Arasındak İl şk lerde Oynadığı Rol ve Kar a Tapınaklarının Bölgelerüstü Saygınlığı Mustafa H. SAYAR Kar a toprakları Anadolu Yarımadası'nın ve Ege Dünyası'nın d ğer bölgeler le kutsal alanlarının sayıları ve şlevler yönünden karşılaştırıldığında Esk çağ'ın özell kle m lattan öncek dönemler n n en renkl bölges d r. Kar a'nın den ze açılan dağlık yapısı hem yerel nançların çeş tl bölgelerde uzun zaman n tel kler n kaybetmeden korunmalarına neden olmuş ve hem de başka bölgelerde tapınım gören tanrı ve tanrıçalar le yerel tanrıların b rl kte oluşturdukları yen kültürel oluşumların ortaya çıkmasına mkân tanımıştır. Bu b ld r kapsamında Kar a Bölges ’nden bazı örnekler ver lerek kutsal alanların yerel halk tarafından nasıl ve hang gelenekler doğrultusunda kullanıldıkları, buna karşın bölgeye dışarıdan gelenler n kutsal alanlara hang bakış açılarıyla yaklaştıklarının değerlend rmes öngörülmekted r. Pedasa'dan Yen Yazıtlar: Pedasalı Athena Güray ÜNVER MÖ 6. ve 5. yüzyıllarda Hal karnassos Yarımadası'nın en öneml yerleş mler nden b r s olan Pedasa'nın, Gökçeler'de bulunan kalıntılar le dent fikasyonu 1896 yılında Paton ve Myres tarafından öner lm şt r. İlk Çağ edeb eserler nden alınan b lg ler ve Pedasa'da bulunmuş b r adak yazıtı ışığında yapılmış bu öner n n haklılığı, 2007 yılından ber Pedasa'da yürütülmekte olan kazılarda ele geçen yen yazıtlar aracılığı le desteklenmekted r. Yazıtlar ayrıca Pedasa'da tapım gören Athena'nın ep thet' hakkında da b lg ler sunmaktadır. Bu sunum, Pedasa'da ele geçm ş Athena kültü ya da kutsal alanı le l şk l 5 adet Yunanca yazıtı kapsamaktadır; yazıtların tamamlama, tar hleme ve nceleme öner ler sunulacak, ayrıca Pedasa'da Athena kültünün Hellen st k Dönem çler ne uzanan süreçtek durumu ve etk nl ğ tartışılacaktır. Straton ke a Kuzey Şeh r Kapısı'nın Yerleş m ve Kült Açısından Önem B lal SÖĞÜT Straton ke a ant k kent nde ele geçen buluntular İlk Tunç Çağı'ndan günümüze kadar tar hlenmekted r. Yerleş m n savunma s stem le lg l en esk kalıntılar se kent n güney ndek Kadıkules Tepes üzer nde yer almaktadır. Burada Arka k Dönem surları ve kapılarına a t kalıntılar bulunmaktadır. MÖ 4. yüzyılda Kadıkules üzer ndek surların tam ratı yapılmış ve aşağı kent n gen ş b r alanı da sur duvarı le çevr lm şt r. Bu dönemdek sur duvarı üzer ne nşa ed len kapılardan b r s de Kuzey Şeh r Kapısı'dır. Bu kapı aynı zamanda Lag na Hekate Kutsal Alanı'ndan gelen kutsal yolun kente g r ş yaptığı yerd r. Bu nedenle Kuzey Şeh r Kapısı, hem m mar hem de kült açısından büyük b r öneme sah pt r. Aynı kapının olduğu yerde Hellen st k ve Roma İmparatorluk Dönemler 'nde de kapılar nşa ed lm şt r. MS 2. yüzyılın 2. yarısında, her k kenarında g r ş ve arasında yarım yuvarlak havuzlu çeşmes le dönem n n en anıtsal yapısı nşa ed lm şt r. Aynı alan B zans Dönem 'nde de kullanılmaya devam ed lm şt r. Kazılarda tesp t ed len buluntulara göre ant k kentte, MS 5. yüzyıldak öneml mar faal yetler nden b r s Kuzey Şeh r Kapısı'nda gerçekleşt r lm şt r. Elde ed len tüm ver ler, kapının her dönem ç n kent açısından büyük b r öneme sah p olduğunu göstermekted r. Bu b ld r de, bu kapının tar h dönemler ç ndek kullanımı sürec nde, yerleş m ve kült açısından önem üzer nde değerlend rmeler yapılacaktır. Kaunos Leto Kutsal Alanı Çalışmaları (2001 - 2017) Serdar AKERDEM Muğla İl , Köyceğ z İlçes , Sultan ye Köyü'ne a t Sultan ye kaplıca tes sler n ve çevres n kapsayan Leto Kutsal Alanı, Kaunos kent n n terr tor umu ç nde yer alan kutsal b r ş fa merkez d r. Kalıntıların yoğunluğu ve n tel kler nden, günümüzde halen kullanımda olan sıcak su kaynağının çevres nde gel şt ğ anlaşılan bu kutsal alanın Apollon ve Artem s' n anneler tanrıça Leto'ya adanmış olduğu, Köyceğ z Beled yes 'n n 2000 yılındak çevre düzenleme çalışmaları sırasında ele geçen b r yazıt yardımı le kes nleşm şt r. B r Leto rah bes olan Flav a Max ma' ya a t heykel ka des üzer ndek bu yazıttan bu k ş n n Kaunos kent ndek Cap to anıtı yazıtında adı geçen MS 1. yüzyıl ortalarında yaşamış b r lejyoner olan Publ us Ved us Cap to'nun 3. kuşaktan torunu olduğu anlaşılmaktadır. Oğlu tarafından Qu ntus Ved us Cap to onuruna yaptırılan bu anıtın yazıtı sayes nde Q.V. Cap to'nun P.V. Cap to'nun oğlu olduğu, kent n öneml ham ler nden olduğu ve - bu bağlamda- en öneml s termal kaynak yakınındak Leto Kutsal Alanı’nın başrah b olduğu ortaya çıkmaktadır. Eustat k den z sev yes yükselmes neden yle Dalaman ve Namnam çaylarının get rd ğ çökelt ler yaklaşık m lat yıllarında henüz büyük b r körfez durumundak alanı Köyceğ z Gölü ve Dalyan Deltası'na dönüştürmüştür. Bunun sonucunda, o dönemde hemen den z kıyısında bulunan Leto Kutsal Alanı’na a t kalıntıların b r kısmı bugün 2.50- 3.00 m. göl sev yes altında kalmıştır. Alanın kes nt s z kaplıca kullanımı neden yle karada görüleb len kalıntılar azalmıştır. Daha önce loj st k nedenlerle programlarımıza alamadığımız Leto Kutsal Alanı çalışmaları 2001 yılında sualtı belgeleme ve kazı çalışmaları olarak başlatılmış, 2005-2014 yıllarında ver len zorunlu b r aradan sonra 2014 yılında tekrar ele alınmıştır. Bu çalışmalar sırasında ele geçen ve karada görüleb len m mar kalıntıların malzeme kal tes ve kazılarda ele geçen thal seram k malzemen n çeş tl l ğ alanın ant k çağda Kaunos'a a t öneml b r kutsal alan, ş fa ve tur zm merkez olduğunu kanıtlamaktadır. Ant k Örneklerden DNA Anal z Hang B lg ler Sağlayab l r ?  Yeş m DOĞAN Yaklaşık 35 yıl önce soyu tükenm ş b r zebra türü olan Quagga'nın m tokondr yal DNA'sından kısa b r bölümün sekanslanması le yen b r araştırma alanı doğmuştur. Yarattığı büyük lg ye rağmen ant k DNA çalışmaları ancak Pol meraz Z nc r Reaks yonunun (PCR) keşfinden sonra hız kazanab lm şt r. PCR ortamda bulunan b rkaç DNA kopyasının m lyonlarca kez çoğaltılmasını sağlayan b r tekn k olarak, tüm moleküler genet k alanları le b rl kte ant k DNA çalışmalarına da büyük b r mkân sunmuştur. Sağladığı bu büyük yarar le öneml araştırmaları mümkün hale get ren PCR, aynı zamanda saygıdeğer derg lerde yayınlanan ve daha sonra araştırma dünyasının hayal kırıklığı yaşamasına neden olan bazı hatalı poz t f sonuçlara da neden olmuştur. Bu sonuçlar hızla popüler hale gelen ant k DNA çalışmalarının t barını da öneml ölçüde zedelem şt r. Ant k DNA çalışma alanı, hem örnekler n doğasından kaynaklanan bazı güçlükler le mücadele etmey deney mlerken, aynı zamanda da zedelenen t barını düzeltme çabasına g rm şt r. Ant k örneklerden elde ed len DNA, m ktarca çok az ve ler düzeyde de hasarlıdır. Çevresel koşullar DNA'nın hızla küçük parçalara ayrılmasına neden olmuştur. Araştırmacılar peş nde oldukları b lg ye ulaşmak ç n önce m lyonlarca küçük parçayı b r araya get rerek b r bütün oluşturmak durumundadır. M ktarca az ve hasarlı olan ant k DNA'nın PCR ortamında modern DNA örnekler ne göre rekabet gücü de çok düşüktür. Bu da, modern DNA kontam nasyonunu öneml b r sorun hal ne get rmekted r. Tüm tekn k güçlükler ne rağmen evr msel l şk ler n çözümlenmes nde, popülasyon d nam kler n n anlaşılmasında ve dönem n beslenme, sağlık koşullarının ortaya konulmasında büyük potans yel olan bu alan gel şmeye ve açıklarını kapatacak yöntemler bulmaya devam etmekted r. Günümüz gel şmeler le öneml ver ler sağlayan moleküler çalışmalar şüphes z genom hakkındak b lg ler m z gel şt kçe ve hatta tekn kler m z daha da lerled kçe çok daha öneml b lg ler sunab lecek potans yele sah pt r. Bu nedenle alanda çalışan tüm araştırmacıların, özell kle antropolog ve arkeologların, ant k DNA anal zler n n güçlükler , süreçte d kkat ed lmes gereken noktalar ve bu anal zlerden hang b lg ler elde edeb lecekler konularında b lg sah b olmaları öneml d r. Termera (Asarlık) Erken Dem r Çağı Nekropolü Buluntuları Necm ye Seda ERYILMAZ Ege havzası le t car ve s yas yakın l şk ler ç nde olan Termera stratej k konumu le yazılı kaynaklarda Kar soyunun atası olarak göster len Leleg halkının yarımadadak b l nen en esk yerleş mler nden b r olmuştur. 1863 yılında C. Newton tarafından bölgede başlatılan lk araştırmaları, 1887 yılında W.R. Paton tarafından Asarlık nekropolünde yapılan lk kazılar tak p etm şt r. Son yıllarda Termera (Asarlık) kent terr tor umunda yapılan yüzey araştırmaları ve kurtarma kazısı çalışmaları sonucunda Erken Dem r Çağı başlarına a t öneml ver ler tesp t ed lm şt r. Batı Anadolu, Adalar, Yunan Anakarası'nda Geç Tunç Çağı sonu Erken Dem r Çağı başı geç ş sürec n kes nt s z yansıtan kültürel tabakaların yeter kadar saptanamamış olması ve kültürel unsurlara a t buluntuların oransal azlığı kronoloj k ve kültürel b r takım sorunları gündeme get rm şt r. Kar a Bölges ’n n Geç Tunç Çağı ve Erken Dem r Çağı, P lavtepe, Müsgeb , Çömlekç köy, Hyda (Damlıboğaz) yerleş mler nden gelen ver lerle kısmen tanınab lmekted r. MÖ 12. yüzyıl başlarından t baren, Tunç Çağı'ndan gelen ölü gömme gelenekler n n Termera ve Pedasa yerleş mler nde kısmen devam ett ğ anlaşılmaktadır. Bu kentler n mezar buluntularına bağlı olarak Erken Dem r Çağı'nda kurulmuş olduğunu söylemek mümkündür. Termera Nekropolü'nde ortaya çıkarılan toplam 70 mezar yapısı ncelenm ş, bunların ç yüzeyler nde korunan 161 adet gömü çukurunun varlığı tesp t ed lm şt r. Mezarlardan ele geçen buluntular MÖ 12. yüzyıldan t baren Termera Nekropolü'nün kullanımda olduğunu göstermekted r. Termera kent nde en erken ve öneml ver ler şu an ç n nekropol alanında ele geçen seram k, metal ve cam buluntular le tems l ed lmekted r. Yuvarlak mezar platformu olarak adlandırılan mezarda yapılan kazılar sonucunda p şm ş toprak p thos, karından kulplu amphora, tek kulplu sürah , amphor skos g b kapalı kaplar; skyphos ve açık der n kaplar ele geçm şt r. P şm ş toprak üç ayaklı kap ve b r askos bu mezardan ele geçen r tüel kapları arasındadır. D ğer b r mezar m mar s olan d kdörtgen mezar platformlarında yapılan çalışmalar sırasında hak m bezemes şeması yatay bantlar le bezel küçük kaseler, tek kulplu sürah ler le b rl kte Asarlık nekropolünde ele geçen örnekler bölgen n Erken Dem r Çağı yerel seram k üret m n yansıtır n tel kted r. Nekropolde ele geçen metal buluntu çeş tl l ğ ; fibula, kama, bıçak ve kını toplumun sosyo-kültürel k ml ğ ne a t zler yansıtmaktadır. Pedasa Ant k Kent 2018 Kazılarında Açığa Çıkarılan Kremasyon ve İnhumasyon Gömüler n Antropoloj k Anal z Serdar YURDAGÜL Ayla SEVİM EROL Alper Yener YAVUZ Bu çalışmanın konusunu Hal karnassos Yarımadası'nın ç kes m nde Mausollos Dönem ve önces halkı olan Karlar'ın yazılı belgeler nde ataları olarak göster len Lelegler tarafından kurulan Pedasa ant k kent n n 2018 yılı kazı çalışmaları sırasında mezar alanlarından çıkarılan nsan skeletler oluşturmaktadır. Bu çalışmalar sırasında ortaya çıkarılan kremasyon ve nhumasyon gömü t pler ndek nsan skelet kalıntılarının yaş ve c ns yet tay n , patoloj k anal zler ve kremasyon gömü t pler n n maruz kaldığı ısı dereces n n tahm n amaçlanmıştır. Çalışmanın konusu Pedasa ant k kent 2018 kazı çalışmalarında kazısı gerçekleşt r len Mezar Platformu 66 (MP66), Mezar Platformu 72 (MP72), Tümülüs 79 (T79) ve Elmadağ mezar alanlarındak mezarlardan çıkarılan nsan skeletler oluşturmaktadır. Kuru tem zl k ve mümkün olan onarımlar gerçekleşt r lm ş, T79 alanından çıkarılan skeletler n bazılarında %5'l k Paralo d B72 (PB72) uygulamasıyla parçalanan materyaller n sağlamlığı sağlanmıştır. B reylere uygulanan kremasyonların dereces le nhumasyon gömülerdek b reyler m kroskob k ncelemelerle b rey tay nler yapılarak popülasyonun demografis ortaya konulmuştur. B reyler n yaşlandırmaları; skeletler n mevcut olan bölümler ne göre b l nen yaş ve c ns yet bel rleme yöntemler d kkate alınarak, o b reye uygulanab lecek yöntem seç l p b rey n yaş ve c ns yet tanımlamaları yapılmıştır. Yalnızca b r b reyde tesp t ed len patoloj k lezyonlar makroskob k olarak ncelenerek tanımlanmıştır. Antropoloj k anal z ve değerlend rmeler sonucunda; MP 66'da 3, MP 72'de 10, T79'da 6, Elmadağ'da se 1 b rey olduğu tesp t ed lm şt r. B reyler n 16'sı kremasyon, 4'ü nhumasyon gömü t p nded r. 4 erkek, 5 kadın olmak üzere d ğer 11 b rey n c ns yet bel rlenemem şt r. B reyler n yaş dağılımına bakıldığınıda: 2 bebek, 1 çocuk, 2 adölesan, 6 genç er şk n, 2 orta er şk n, 1 ler er şk n ve 6 er şk n (genç-orta er şk nl k sonu dönem) b rey şekl nde dağılım göstermekted r. Taşınmış kremasyon gömüler n maruz kaldıkları ısı homojen olmadığından tüm b reyler n yanma dereceler aralıklı olarak ver lm şt r. Kremasyon uygulama dereces ortalama olarak hesaplandığında 680-850°C olarak bel rlenm şt r. Yapılan bu çalışma sonucunda b reyler n taşınmış kremasyon gömü olması skeletler üzer nde çok fazla deformasyonlar görülmes ne neden olmuştur. Bu deformasyonlar b reyler n demografik tanımlamalarını zorlaştırmıştır. Kremasyon uygulaması yapıldıktan sonra skeletler n taşınması ve gömü alanına dökülmes kem kler n oldukça kırılmasına ve bütün halde kem k üyeler n bulunamamasına neden olmaktadır. Gömünün yapıldığı dönemden günümüze özell kle mezar platformlarının formu taş sanduka olduğundan, gömüye kl msel değ ş kl kler de dolaylı olarak etk etmekted r. Bu durumda kem kler üzer nde postmortem deformasyonlar meydana get rmekted r. Anal z yapılab len skeletlerden yalnızca MP72-Gömü10 numaralı mezardak b reyde bel rlenen antemortem d ş kaybı, omurlarda osteofit ve metacarpal kem ktek art r t g b patoloj k olgular, d ğer b reyler n h ç b r nde rastlanmamıştır. Pedasa kazısında ele geçen b reyler n genel demografik dağılımı yapılmış olmakla b rl kte, ne yazık k Leleg popülasyonunun morfoloj s açısından genel b r değerlend rme yapmak mümkün olamamıştır. Bu çalışma, ş md l k Pedasa nsanlarıyla lg l b r ön çalışma n tel ğ nded r. . YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Erken Dem r Çağı Nekropoller : Mezar Grupları ve Mezar T poloj s Savaş DURNAGÖLÜ Bu çalışmanın ağırlık noktasını Belentepe, Mengefe ve Hüsamlar Köyü kazı alanlarında açığa çıkartılmış olan nekropol planlaması, mezar öbekler ve mezarların t poloj k özell kler kapsamaktadır. Dem r Çağı başlarında oluşmaya başlayan ve Geometr k Dönem çer s nde olgunluk dönem n yaşayan bu kültürel süreçtek mezar grupları, Kar a'nın Keramos Körfez le Mylasa arasındak bölges n n Erken Dem r Çağı yerleş mc ler n n kültür b leşenler n anlamamıza öneml katkılar sağlamaktadır. Mezarların yapısal özell kler n n Kar a Bölges ’nde açığa çıkartılmış mezar gruplarıyla karşılaştırılması sonucunda elde ed len b lg ler, bölge halkının Kıta Yunan stan ve adalarla olan l şk ler n , etk leş m ve Anadolu kültürler yle olan bağlarını ortaya koyması açısından son derece öneml d r. Tar hsel açıdan bölgen n kültürel m rasına öneml arkeoloj k ver ler kazandıran bu bölgen n Bodrum Yarımadası, Mylasa merkezl Hyda ve Beç n bulguları, Straton ke a-Lag na bölges Börükçü, Bozukbağ g b Erken Dem r Çağı çer s nde değerlend r len mezarlık alanlarıyla benzerl kler ve farklılıkları bel rlenm şt r. Çalışma le mezar m mar s nde gözlenen değ şkenl kler tanımlanmış ve elde ed len b lg ler, Belentepe, Mengefe ve Hüsamlar'ın dah l olduğu kültürel bölgen n Kar a Bölges ’ndek yer ve önem hakkında b rçok bulgunun b l m dünyasına tanıtılması hedeflenm şt r. YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller Kül Sandıkları Ünal TÜRKAN Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller , Mylasa kent n n yaklaşık 40 km. güneydoğusunda, Keramos kent n n se yaklaşık 8 km. kuzey nde yer almaktadır. Belentepe ve Hüsamlar bölgeler I. b nyıl başlarından t baren kültürel süreçlerdek değ ş m yansıtan öneml nekropol alanları arasında yer alır. Bu nekropollerde büyük a le mezarı olarak kullanılan mezarların çevres nde yoğunlaşan, k m durumda bağımsız halde bulunan kare ve d kdörtgen planlı çer s nde k nc l kremasyon artıklarının bulunduğu sandık/kutu mezarlar ortaya çıkarılmıştır. “Kül Sandığı” olarak kullanılan mezarlar, çoğu zaman urne ve mezar hed yes barındırmaması, kremasyondan arta kalan kül/kem k parçalarının doğrudan mezar ç ne bırakılması le bölgen n ölü gömme geleneğ nde farklı b r uygulama göster r. Bu mezarlardan az sayıda urne ve ölü hed yes gelmes , mezarların köken ve kronoloj s le lg l sorunları beraber nde get rmekted r. Leleg Yarımadası'ndan gelen güncel b lg ler, mezar platformlarında, doğrudan kül/kem k bırakılan mezarlarla, Yunan stan Anakarası mezarları arasında bağlantı kurulmasını sağlamış ve böylel kle Erken Dem r Çağı başlarında görülen göç hareketler ve göçün yönü hakkında öneml ver ler sağlamıştır. Pedasa mezar örnekler kültürel etk leş m n MÖ 12-10 yüzyıl aralığı g b erken b r zaman d l m n şaret ederken, Belentepe ve Hüsamlar mezar örnekler , Kül Sandıkları'nın Geometr k ve Arka k Dönem'de sürekl l ğ n göstermes açısından oldukça öneml d r. Belentepe ve Hüsamlar nekropoller nde Kül Sandıkları'nın MÖ 8. yüzyıldan t baren MÖ 4. yüzyıla kadar sürekl kullanıldığına da r kes n b lg ler olmamakla b rl kte, Hellen st k Dönem boyunca da, mezar m mar s nde fazla b r değ ş m görülmeks z n kullanılmıştır. Burada asıl değ ş m, bu t p mezarlarda, mezar hed yeler le b rl kte urne kullanımının tekrar başlaması, bölgen n kültürel yapısında meydana gelen değ ş m n ölü gömme gelenekler ne yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu mezar grubu le çalışmanın ağırlık noktasını Geometr k- Hellen st k Dönem zaman aralığı oluşturmaktadır. YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Bağdamları Ant k Dönem İskeletler nde Gözlenen Kafa Deformasyonları Alper Yener YAVUZ Ayla Sev m EROL Hakan MUTLU Olcay AÇAR Kaan ÜRKER İnsan türler n çeren Homo c ns n n günümüzden yaklaşık 3 m lyon yıl önce tar h sahnes ne çıkışıyla, b yoloj k ve kültürel değ ş m hızlanmış ve yaklaşık kırk b n yıl önce sosyal ve kültürel yaşamı gereğ süslenme b l nc n kazanmaya başlamıştır. Çalışmamızın konusunu oluşturan kafa deformasyonları se süslenme b l nc kadar esk tar hlere dayanmasa da, oldukça uzun süred r uygulanmaktadır. 40 b n yıl önces ne tar hlend r len ve Shan dar Mağarası'nda bulunan Neanderthal kafatasında kültürel deformasyona rastlanılmıştır. Bell b r amaç uğruna önceden tasarlanarak bell b r b ç m gerçekleşt rmek ç n yapılan deformasyonlardır. Bunun yanı sıra herhang b r kastın söz konusu olmadığı ancak yaşam tarzına bağlı olarak oluşan deformasyonlar da kültürel deformasyon olarak tanımlanmaktadır. Bunların sosyal, kültürel veya pol t k amaçlarla yapıldığı düşünülmekted r. Bu çalışma, Anadolu'dak , özell kle Kar a Bölges 'ndek benzer prat kler karşılaştırmak ve anlamak amacıyla gerçekleşt r lm şt r. Muğla l M las lçes YKEÜTAŞ kurtarma kazıları sırasında Bağdamları Mevk 'nde dromoslu b r mezar çer s nden karışık hâlde gömülmüş 17 b rey tesp t ed lm şt r. Mezarda ölü hed yes olmadığı ç n m mar den yapılan tar hlend rmeye göre mezar Geç Geometr k Dönem'e tar hlend r lm şt r. 17 b rey n h ç b r s nde b r skelet bütünlüğü olmadığı ç n MNI tesp t yapılmıştır. Bu b reyler n b r fetüs,üçü çocuk,d ğerler se er şk n b reylerd r. Bağdamları'ndan tesp t ed len 17 b reyden 12's nde kafa deformasyonuna bel rlenm şt r. Bu 12 kafa deformasyonu ç nde 9 tanes çok bel rg n, 2 tanes az bel rg n kültürel deformasyon olduğu, 1 tanes se kültürel olmayan deformasyon olarak değerlend r lm şt r. Bağdamları kafataslarında da resel ve yassı olarak k çeş t kültürel deformasyona rastlanmıştır. Bu bulgular, Anadolu'dak benzer örneklerle zaman ve mekansal olarak tutarlılık göstermekted r. YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe Arka k Dönem İskeletler Ayla Sev m EROL Alper Yener YAVUZ Kaan ÜRKER Olcay AÇAR Bu çalışmanın konusunu oluşturan Arka k Dönem'e tar hlenen mezarlar, M las Belentepe kazıları sırasında ortaya çıkarılmıştır. Amacımız bu mezarlardak gömüler n demografik anal zler n ve antropoloj k değerlend rmeler n yapmanın yanı sıra, kremasyon gömülerde skeletlerde görülen deformasyonlar le yanma dereceler hakkında b lg vermekt r. Bu çalışmada M las Belentepe kazıları sırasında Arka k Dönem'e a t 2011-2016 yılları arasında kazısı yapılan 58 mezardan ele geçen skelet kalıntıları değerlend rmeye tab tutulmuştur. Her b r mezardan ele geçen kem k kalıntılar m kroskob k olarak ayrıntılı ncelenerek mezarlardak m n mum b rey sayısı tesp t ed ld kten sonra, yaş ve c ns yetler bel rleneb lenler ayırt ed lm şt r. İler derecede yanmış olan kem klerde yaş ve c ns yet bel rlemek mümkün olamamıştır. Arka k mezarlardan ele geçen skeletler n çoğuna kremasyon uygulanmış olup, kremasyonların büyük çoğunluğu ler derecede yakılmış skeletlerden oluşmaktadır. Yapılan çalışmalar sırasında ele geçen skeletler n büyük çoğunluğunu, bebek ve çocukların skelet kalıntılarının oluşturduğu tesp t ed ld . Bunların da büyük çoğunluğunu 0-6 ay arasındak bebekler oluşturmaktadır. Bu mezarlardan er şk n b reylere a t skeletler çok az sayıdadır. Kem kler n çoğunluğu yanmış olduğu ç n patoloj ve varyasyon anal z yapmak mümkün olamamıştır. Arka k Dönem skeletler demografik açıdan değerlend r ld kten sonra kremasyon dereceler bel rlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışma sonucunda skeletler n çoğunluğunun 800 derecen n üzer nde yakılmış olduğu, yanma sonucu uzun kem klerde yatay çatlaklar gözlen rken, yassı kem klerde genell kle obl k çatlaklar oluştuğu tesp t ed ld . Bazı kem klerde ler derecede yanmaktan kaynaklı eğr lmeler gözlen rken, bazı kem klerde de az yanmadan kaynaklı gr ve s yah renklenmeler olduğu bel rlend . Tüm kem kler n aynı derecede yanmamış olması, ateş n tüm kem kler aynı derecede etk lemem ş olduğunun b r gösterges d r. Arka k Dönem M las nsanlarının ölüler n gömerken genelde kremasyon gömü terc h etmeler bu nsanların nanç kültürler n n b r gösterges d r. YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe Toplumunda D ş Hastalıkları Ç lem SÖNMEZ SÖZER Ayla SEVİM EROL Kaan ÜRKER Olcay AÇAR D şler, gömüldükten sonrak aşamalarda genell kle bütünlükler n koruyab ld kler ç n toplumların beslenme şekl , sağlık sorunları ve akrabalık l şk ler g b b rçok konu hakkında b lg sağlamaktadır. Bu çalışmanın materyal n , Belentepe kazı alanından 2011-2013 yılları arasında çıkarılan 188 b rey n skelet ne a t 2057 d ş oluşturmaktadır. D ş çürüğü, d ş taşı, apse, alveol kaybı ve antemortem d ş kaybı bel rlen rken Brothwell (1981) metodu, d ş aşınmaları bel rlen rken se Bouv lle (1983) metodu kullanılmıştır. Belentepe toplumunu oluşturan 188 b rey n %3,72's n n fetüs, %14,89'unun bebek, % 23,40'ının çocuk,%1,06'sının adölesan, %17,55' n n kadın,%30,85' n n erkek ve %8,51' n n c ns yet veya yaşı bel rlenemeyen ya da her k s b rden bel rlenemeyen er şk nlere a tt r. İncelenen 2057 d ş n 1667's da m d ş, 390'ı süt d ş d r. Bebek ve çocuk b reyler n süt d şler nde %4,98 oranında çürük, %1,31 oranında d ş taşı ve %58,79 oranında aşınma olduğu saptanmıştır. Toplum genel nde se %15,31 oranında çürük, %83,85 oranında ve 4 dereces nde yoğunlaşan d ş aşınması, %13,02 oranında ve az derecede d ş taşı, %2,11 oranında apse, %97,72 oranında ler derecede alveol kaybı le b rl kte %23,97 oranında antemortem d ş kaybı varlığı saptanmıştır. Belentepe toplumunun b r tarım toplumu olab leceğ sonucuna varılmış ve d ş hastalıkları açısından Anadolu'da yaşamış çağdaşlarından daha kötü durumda olduğu bel rlenm şt r. YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Hellen st k Dönem İskeletler nde B r Varyasyon: Metop c Sutur Kaan ÜRKER, Ayla SEVİM EROL Sema DEMİREL, Feyza OLUTAŞ N han KELER, Olcay AÇAR Alper Yener YAVUZ Ant k dönem nsan skeletler nde gözlemlenen varyasyonlar genell kle çevresel faktörler veya akrabalık l şk ler yle lg l ver ler sunmaktadır. Metop k ya da nterfrontal sutur, kafatasının en yüksek noktası olan bregmadan nas ona kadar uzanan ve frontal (alın kem ğ ) kem ğ n k parçasının b rleşmes n sağlayan b r suturdur. Bu sutur normal şartlarda lk yılın sonlarında kaynaşmaya başlar ve ortalama 4 yaş c varında tamamen kaynaşarak kapanır (Scheuer ve Black, 2004). Metop sm se metop k suturun beklenen süre çer s nde kaynaşmayarak varlığını sürdürmes ve ekstra b r sutur hal nde bulunması durumu olarak fade ed leb l r. Metop k suturun erken kaynaşması (kran yos nostoz s) patoloj k b r durum ken, metop sm ep genet k b r karakter olarak değerlend r lmekted r. Ant k dönem toplumlarında metop k sutur bulunma oranı genell kle % 0 la %7,4 arasında değ şmekted r (Berry, 1975). Metop sm: nazal bölgede, suturun tamamında, ortasında ya da üst kısmında görüleb lmekle b rl kte, bu çalışmada sadece tüm metop k suturlu olgular değerlend rmeye alınmıştır. Bu çalışma kapsamında Muğla İl , M las İlçes , Çakıralan Köyü, Belentepe Mevk 'nde 2011-2014 yılları arasında gerçekleşt r len arkeoloj k kazılarda açığa çıkarılan ve Hellen st k Dönem'e tar hlend r len nsan skeletler değerlend rmeye alınmıştır. İskeletler önce tem zlenerek onarılmış, daha sonra b rey tanımlamaları yapılmıştır. Yapılan anal zler sonucunda toplam 129 b reye a t skelet makroskop k olarak ncelemeye alınmıştır, ancak bu b reyler n heps nde kafa skelet bütün olmadığı ç n sadece 59 b rey bu varyasyon açısından değerlend r lm şt r. Çalışmaya dah l ed len 59 b rey n demografik dağılımına bakıldığında %44,1 erkek, %33,9 kadın, %3,4 olası erkek, %3,4 olası kadın olarak tesp t ed l rken %15,3'ünün c ns yet tam olarak bel rlenemem şt r. Bu varyasyon açısından değerlend r len 59 b rey n %10,2's er şk n olmayan b reylerden oluşurken, %89,8' n er şk n olan b reyler oluşturmuştur. Hellen st k Dönem Belentepe nsan skeletler ncelemeler sonucunda 129 b reyden metop c sutur açısından nceleneb len 59 kafatasının 20's nde metop k suturun bütün olarak varlığını sürdürdüğü görülmüştür. Bu durum stat st ksel olarak değerlend r ld ğ nde % 33,9'unda metop c sutur olgusu tesp t ed lm ş olup, bu sonuç, daha önce ncelenen d ğer Anadolu topluluklarının sonuçlarıyla karşılaştırıldığında b z m nceled ğ m z toplumun metop c sutur varlığının çok yüksek b r değer verd ğ görülmüştür. Metop k suturu ep genet k b r karakter olarak ele aldığımızda, bu toplulukta metop sm oranının bu denl yüksek bulunmasının, daha çok grup ç yapılan evl l klerden kaynaklı olab leceğ n düşündürmekted r. Bu çalışma, ler de yapılacak olan genet k çalışmalarla desteklend ğ nde daha kes n sonuçlara ulaşmamız mümkün olab lecekt r. YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Hellen st k Dönem İnsan İskeletler nde B r Varyasyon: Worm an  Olcay AÇAR, Ayla SEVİM EROL, Feyza OLUTAŞ N han KELER, Sema DEMİREL Kaan ÜRKER, Alper Yener YAVUZ Ant k dönem nsan skeletler ncelend ğ nde genet k kökenl pek çok varyasyonla karşılaşmak mümkündür. Bu varyasyonlar toplumdan topluma farklılıklar göstereb lmekted r. Ant k dönem toplumları varyasyonlar açısından ncelend ğ nde, çevresel koşullar, beslenme ve akrabalık l şk ler g b çeş tl konularda b lg ed nmek mümkün olab lmekted r. Bu çalışmanın konusunu oluşturan Worm an ( ntersutural ya da supernumara) kem kler, kafatasındak sutur ve fontaneller n arasında yer alan kem k adacıkları şekl ndek oluşumlar olarak tanımlanab l r. Genell kle kafa skelet n n ard kafa ve duvar kem kler n n b rleşme ç zg ler (sutur) arasında oluşab leceğ g b , alın kem ğ le duvar kem kler arasında da görüleb lmekted r. Worm an kem kler kafatasında bulunan bütün suturların arasında görüleb lmekle b rl kte, çoğunlukla kafatasının sağ tarafında (Sanchez-Lara ve ark., 2007) ve %50 oranında lambdo d suturun üzer nde (Jeanty ve ark., 2000) gözlemlend ğ b ld r lm şt r. Prenatal dönemden t baren gözlemleneb len worm an kem kler n oluşumu hem ep genet k hem de h postot k nedenlere bağlanmaktadır. Ayrıca deformasyonel brak sefal g b bazı kafatası anomal ler ne worm an kem kler n eşl k ett ğ de b l nmekted r. Toplumlarda yapılan araştırmalara göre worm an kem kler n görülme sıklığı % 8 la % 15 arasında değ şmekle b rl kte, Ç n'de yapılan b r çalışmada % 80,32 oranda worm an olduğu tesp t ed lm şt r (Brothwell, 1963). Çalışma kapsamında Muğla'nın M las lçes ne bağlı Belentepe kazı alanında, 2011-2014 yılları arasında gerçekleşt r len arkeoloj k kazılardan ele geçen ve Hellen st k Dönem'e tar hlend r len b r topluma a t skelet kalıntıları, worm an açısından değerlend r lm şt r. Hellen st k Dönem Belentepe skeletler yaptığımız çalışmalar sonucunda nceleme sonuçlarına göre toplam 129 b reye a t skelet olduğu bel rlenm ş olup bu b reyler n kafa skeletler worm an açısından makroskop k olarak ncelenm şt r. İskeletler n tem zl k ve onarımlarından sonra b rey ayırımları yapılarak demografik dağılımları hazırlanmıştır. İncelenen topluma a t 129 b rey n heps n n kafa skelet bütünlükler korunamadığı ç n, bütünlüğü korunab len 52 kafatası worm an olgusu açısından nceleneb lm şt r. Bu b reyler n c ns yet dağılımına bakıldığında % 44,2's n n erkek, % 36,5'sının kadın, %1,9'unun olası erkek, %7,7's n n olası kadın şekl nde b r dağılım gösterd ğ anlaşılmaktadır. Bunların % 9,6'sının c ns yetler bel rlenemem şt r. Bu açıdan ncelenen b reyler n % 94,2's er şk n, % 5,8' er şk n olmayan b reylerden oluşmaktadır. Hellen st k Dönem'e a t ncelenen 52 kafatasından 38' nde worm an kem k saptanmış olup, bunların toplum genel nde % 73'ünü oluşturduğu anlaşılmıştır. Tesp t ed len worm an kem kler n % 68,52's lamdo d suturda görülürken, % 8,52's sag ttal suturda, % 5,56'sı le coronal suturda olduğu bel rlenm şt r. Bununla b rl kte %1,85's n n aster on bölges nde worm an tesp t ed lm şt r. Ayrıca üç b reyde (% 5,56'da) se Inca ( nterpar etal) kem k oluşumu saptanmıştır. Bu tür varyasyonların genell kle çevresel etkenlerde kaynaklı olduğuna l şk n çalışmalar mevcuttur. Ancak bazı araştırmacılara göre de ep genet k kökenl olduğu rapor ed lmekted r. İncelenen toplumda Ard kafa kem ğ suturu üzer nde oldukça yüksek oranda worm an varlığı, homojen b r toplumu şaret etmekle b rl kte, bu durumun çevresel etkenlerden kaynaklı farklı nedenler de olab lmekted r. YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe Nekropolü’nde Hellen st k Dönem’e A t Trepanasyon Olgusu Olcay AÇAR, Alper Yener YAVUZ Tül n DEĞİRMENCİ, Kaan ÜRKER Ayla Sev m EROL Belentepe Nekropolü, Mylasa kent n n yaklaşık 40 km. güneydoğusunda, Keramos kent n n se yaklaşık 8 km. kuzey nde yer almaktadır. Belentepe ve Hüsamlar bölges nde yer alan arkeoloj k alanlar, Kar a bölges n n İlk Tunç Çağı ve Erken Dem r Çağı'dan başlayarak günümüze kadar süren mezar m mar s , ölü gömme gelenekler ve materyal kültürü hakkında öneml katkılar sağlaması le bölgen n sosyo-kültürel, sosyo-ekonom k yapısı le lg l değ ş mler n zlenmes ne olanak vermekted r. Belentepe kazı alanında 2011 kazı sezonu sonuna kadar 181 mezardan nsan skelet kalıntıları ele geç r lm şt r. Yapılan ncelemeler sırasında 2011 yılı kazı sezonunda Belentepe'den BLT11-M168 numaralı b r mezardan ele geçen er şk n b r b reye a t kafatasının sağ par etal nde, yaklaşık 5 cm çapında trepanasyon z ne rastlanılmıştır. Bu olgu, mezarın dönem , mezar t poloj s ve nekropol planlaması çer s nde yer alması neden yle Hellen st k Dönem çer s nde değerlend r lm ş olup, bu çalışmanın materyal n trepenasyon uygulanan skelet oluşturmuştur. Trepanasyon, kafa der s ne veya yumuşak dokuya zarar vermeks z n kafatasının bel rl b r bölges n n del n p parçanın çıkarılarak tedav ed lmes ne yönel k yapılan b r şlemd r. Trepan adı ver len b r aletle gerçekleşt r len bu şlem, nsanlık tar h n n b l nen en esk ve en yaygın tıbb operasyonlarından b r d r ve kafa delg amel yatı olarak tanımlanmaktadır. Konumu t bar yle b rçok topluma ev sah pl ğ yapmış olan Anadolu' da trepanasyona a t zlere, çanak çömleks z Neol t kten Osmanlı Dönem 'ne kadar rastlanır. Sonuç olarak, farklı tekn kler uygulanarak yapılan trepanasyonun, Belentepe nsanında delg açma yöntem yle yapıldığı anlaşılmaktadır. Günümüze kadar olan Trepanasyon örnekler genell kle frontal, par etal ve occ p tal kem klerde, az olmakla b rl kte temporal kem k üzer nde görülen örnekler de bulunmaktadır. İncelenen b rey n muhtemel b r rahatsızlığı neden yle bu operasyonun uygulanmış olduğu tahm n ed lmekted r. Damlıboğaz / Hyda Ant k Yerleş m n n Geometr k ve Or ental zan Dönem Zeng nl ğ Bahadır BERKAYA Muğla İl , M las İlçes , Damlıboğaz Köyü'nün bulunduğu yerde Hyda ant k kent yer almaktadır. 1950 ve 1970l yıllarda kentte çeş tl kazılarla ele geç r len İlk Tunç Çağı'ndan Roma Dönem 'ne uzanan seram k buluntuları yurt ç , yurtdışı müzeler ve koleks yonlara yayılım göstererek d kkatler çekm şt r. 1980l yılların sonu ve 2000'l yılların başlarında ant k kentte yapılan b l msel araştırma ve kurtarma kazıları sonucunda elde ed len ver ler bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Damlıboğaz Köyü çer s nde Kale Tepe yükselt s n n doğu eteğ nde ant k Hyda kent nekropol alanında M las Müze Müdürlüğü başkanlığında 2008 - 2009 yıllarında kurtarma kazıları gerçekleşt r lm şt r. Bu alanda 2 adet oda mezarın kazısı yapılmıştır. Kurtarma kazıları le ortaya çıkarılan kayaya oygu oda mezarlar, planları ve buluntu topluluğu le kullanıldıkları dönem hakkında öneml b lg ler vermekted r. Kar a Bölges erken dönemler n n sosyo-ekonom k ve kültürel yaşamı hakkında öneml ver ler sağlayan Hyda ant k kent dönem n Kar alı k ml ğ n yansıtmaktadır. Euromos Güney Nekropolü’nde 2018 Yılında Ortaya Çıkarılan Mezarların T poloj s ve Buluntuları Abuzer KIZIL Euromos'ta 2018 kazı sezonunda öngörülen program har c nde b r zorunluluk net ces nde güney nekropolde toplam 14 adet mezarın kazısı yapılmıştır. Uzunluk olarak yaklaşık 60-70 m. mesafede, 1.60 m. der nl kte, 1.00 m. gen şl ğ nde kazılan elektr k hattı kanalı boyunca bu kadar çok mezara rastlanması nekropolün yoğunluğunu göstermes açısından öneml d r. Kazısı yapılan h ç b r mezar sağlam ve ç ne moloz dolmamış b r şek lde bulunamamıştır. Buna rağmen ele geçen buluntular kronoloj k saptama ç n oldukça büyük önem arz etmekted r. Mezarlar t p olarak; taş lah t, taş sanduka, taş örgü tekne, k rem t çatkı, k rem t semerdam, k rem t sanduka, p thos, ve amphora olmak üzere 8 farklı t p göstermekted r. Bazı noktalarda farklı t plerdek mezarlar yanyana b r grup oluşturab lmekted r. Mezarlardan, 1 adet gümüş Rhodos s kkes , 27 tanes bronz olmak üzere toplam 28 adet Helen st k ve Roma Dönem' ne a t s kke, 2 adet rozet şekl nde altın apl k, 1 adet rozet şekl nde gümüş apl k, 12 adet küpe ve kolyelere a t olması muhtemel altın parçası, 1 adet bronz halka, 1 adet dem r bıçak, 1 adet bronz tıp alet , 1 adet dem r yüzük parçaları, 1 adet bronz halka, 1 adet d nos ağız ve gövde parçası, 1 adet kotyle gövde parçası, 1 adet yonca ağızlı o nokhoe, 1 adet firn sl seram k parçası, 2 ayrı amphor skosa a t parçalar, s yah firn sl ka de parçası, 1 adet olpe ve 1 adet kand l ele geçm şt r. Buluntular ışığında mezarların Geç Geometr k Dönem'le Roma Dönem arasına tar hlend r lmes mümkündür. Aynı mezarın farklı dönemlerde kullanılmış olab leceğ öngörüsüne rağmen, Hellen st k Dönem öne çıkmaktadır. Euromos ç n asıl öneml olan, tartışmaya açık da olsa, MÖ 5. yüzyıla ışık tutab lecek lk kontekst b r olpen n k rem t sanduka mezardan ele geçm ş olmasıdır. Z ra, bu güne kadar Euromos'ta n s tu olarak MÖ 5. yüzyıla tar hlend r len herhang b r arkeoloj k ver elde ed lemem şt . Datça Burgaz Nekropolü Kazıları (2015 - 2017) Şeh me ATABEY Şenay ÖCAL Muğla İl , Datça İlçes , İskele Mahalles , III. Derece Arkeoloj k S t Alanı’nda yer alan Burgaz Mevk 'nde, özel mülk yete a t 670 adada 1-7 nolu parsellerde yapılanma önces , lke kararı gereğ Marmar s Müze Müdürlüğü'nce gerçekleşt r len sondaj çalışması sonucunda çoğunluğu p şm ş toprak kand llerden oluşan arkeoloj k buluntular ve temel sev yes nde b rb r ne paralel kor dorlu d kdörtgen planlı mekanlar ortaya çıkartılmıştır. 7 adet parselde toplam 36 adet sondaj çukuru açılmıştır. Kazı çalışmalarında çok sayıda ele geçen p şm ş toprak kand l, amphor skos g b taşınır kültür varlıklarının b ç m ve formundan hareketle bu m mar yapılanmanın Hellen st k Döneme le l şk l olduğu çalışmalarda rastlanan dar kor dorlu mekanların Hellen st k Dönem'e a t seram k atölyeler ne a t olab leceğ ve m mar yapılanmanın, 20 yılı aşkın b r süred r devam eden Burgaz kazılarında plan yapısı olarak lk kez karşılaşılmış olması bakımından arkeoloj k yönden büyük önem arz ett ğ anlaşılmıştır. Burgaz Örenyer 'n n nekropolü olduğu düşünülen ve III. Derece Arkeoloj k S t Alanı’nda yer alan özel mülk yete a t 784 ada 1 parsel ve 786 ada 1 parselde talep ed len yen yapılanma önces 2016 yılında Müdürlüğümüzce sondaj çalışmalarına başlanmıştır. Bu parselde yapılan sondaj çalışmaları sırasında mezar buluntularına rastlanması neden yle söz konusu alanlarda kurtarma kazısı çalışmaları yapılmıştır. Çalışmalar sonucunda taşınmazlar üzer nde toplam 62 adet sondaj açması bel rlenm şt r. Bu açmalardan 10 tanes nde kalıntılara ve buluntulara rastlanmıştır. Bunlardan 2 açmada bas t tekn kte yapılmış (harçsız) duvar blokları, 8 açmada se farklı t plerde 17 adet mezar ortaya çıkarılmıştır. Bu mezarlardan 2's sandık mezar, 2's bas t toprak mezar, 8' taş sıralı mezar, 4'ü urne mezar, 1' tekne mezar (larnaks) t p nded r. Bu mezar kalıntılarının yanında çok sayıda p şm ş toprak amphor skos, amphora, kase, kyl ks, kand l, lekythos, tabak, bronz parçalar (ayna, kutu ) ve s kke g b mezar buluntuları da ele geçm şt r. Ele geçen buluntulara dayanılarak Burgaz Mevk 'nde ortaya çıkarılan mezarlar, Klas k Dönem'e, MÖ 5 ve 4. yüzyıla tar hlend r lm şt r. Yapılan kurtarma kazısı çalışmalarında ortaya çıkan mezarlar ve buluntular bu alanın Burgaz Örenyer 'n n Nekropolü olduğunu kanıtlamaktadır. Nekropoldek mezarlar, bölgedek esk yerleş mler n özell kler n günümüze yansıttıkları ç n belge n tel ğ taşımaktadır. Mylasa Hayıtlı Nekropolü ve Seram k Atölyes Cemre ÖZTAN Canan KORK ÇİFCİ Kar a Bölges ’n n öneml b r kent olan Mylasa'da, genell kle nşa faal yetler veya şehr n alt yapısı le lg l yapılan kazılar sonucunda gün yüzüne çıkan ve çoğu da soyulmadan günümüze kadar gelen en öneml yapıları mezarlar oluşturmaktadır. Hayıtlı Nekropolü ve Seram k Atölyes Mylasa ç n öneml b lg ler sunmaktadır. M las Müze Müdürlüğü başkanlığında kurtarma kazısı yapılan alan, M las İlçes , Hayıtlı Mahalles 253 ada 38 parsel üzer nde yer almaktadır. 2005 yılında yapılan temel kazıları sonucunda lah t t p mezarlara rastlanması sonucunda kurtarma kazıları başlatılmıştır. 2017 yılında tamamlanan kazı çalışmaları sonucunda parsel sınırları çer s nde Arka k ve Klas k Dönem nekropolü ve Erken Roma Dönem 'ne tar hlenen seram k atölyes ortaya çıkartılmıştır. Hayıtlı Nekropolü büyük ve öneml b r nekropol alanının küçük b r parçasıdır ve tüm yönlerden etrafa gen şleyerek devam etmekted r. Mezarlar çer s nde, çoğunlukla sağlam olarak korunmuş durumda, çok sayıda gömü hed yes bulunmaktadır. Gömü hed yeler çer s nde p şm ş toprak ve cam kaplar, altın elb se apl kler , altın ve değerl taşlardan yapılmış kolye parçaları çoğunluktadır. Ayrıca çok sayıda, farklı türde ve yüksek kal tede şç l klere sah p buluntular da vardır. Hayıtlı Nekropolü’nde açığa çıkartılan mezarlar ve mezarlar çer s nden bulunan gömü hed yeler n n Mylasa'da daha önce yapılan kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılan buluntularla benzerl k göstermes , mezarlar ve gömü hed yeler n n Mylasa'da yaygın olarak kullanıldığını kanıtlar n tel kted r. Buluntular; dönemsel ve yerel özell kler n yanı sıra, dış kültürlerle olan l şk ler yansıtması bakımından da büyük öneme sah pt r. Bulgular, Arka k Dönem'den Kar a'nın en ht şamlı olduğu dönem olan MÖ 4. yüzyıl Hekatomn dler Dönem 'ne kadar Mylasa kent nde sürdürülmüş olan ölü kültler ve ölü gömme gelenekler ne ışık tutmaktadır. M las Uzunyuva'dan B r Travma Örneğı:̇ Ok Ucu Yaralanması  Ayla SEVİM EROL, Alper Yener YAVUZ, Kaan ÜRKER Olcay AÇAR M las Uzunyuva'dan ele geçen ve ölüm neden olab lecek ok ucu yaralı skelet n antropoloj k anal z konumuzu oluşturmaktadır. Vücudu b r arada tutan skelet s stem n n b r kısmı (kem kler) veya tamamının b r etk yle karşılaşması net ces nde, maruz kaldığı bölgedek gerek yumuşak doku, gerekse kem k dokuda meydana gelen yırtılma, kes lme, kırılma, çatlama ya da deformasyon olaylarının heps ne travma den r. Kem kler üzer nde tesp t ed leb len kırıklar, çıkıklar, ateşl s lah yaralanmaları, trepanasyonlar, dekap tasyon ve ampütasyonlar zaman zaman b rb r yle karıştırılab lmekted r. Tesp t ed leb len tüm travmalar b rey n sağlık durumu ya da yaşam tarzını yansıtmakla b rl kte, aynı zamanda toplumun da genel sağlık durumu ve yaşam tarzı hakkında b lg ler ver r. Materyal m z M las Uzunyuva kazıları sırasında ele geçen ve ok ucu le yaralanmış b r skelett r. Çalışmamızın metodu: öncel kle m kroskob k antropoloj k metotlardan yararlanarak skelet n yaş ve c ns yet bel rlend . Daha sonra ok uçlu kafatasının radyoloj k anal z yapıldı. Ok uçları, nsanların b r arada yaşamaya başladığı dönemlerden günümüze, gerek av alet olarak gerekse savaşlarda öneml savaş alet olarak kullanılmıştır. Okların etk s n çok daha fazla arttırab lmek ç n ahşap sapların baş kısmına paleol t k dönemden günümüze çakmak taşları ve dem r, bronz g b farklı metallerden elde ed lm ş uçlar takılmıştır. B r çok metal s lah g b ok uçları da vücudun denk geld ğ bölgeye bağlı olarak yumuşak dokuda hatta skelet s stem nde öneml yaralara hatta ölüme sebep olab l r. Bacak kol g b uzuvlara alınan darbeler y leşmes daha olasıyken, Kafatasına, karna ya da göğse alınan darbeler ölümle sonuçlanab l r. M las ok uçlu kafatasının a t b rey n sağ par etal nde tüberküloz par etaleye yakın b r bölgeye dem r ç ft kanatlı b r ok ucunun saplı olduğu tesp t ed ld . Er şk n b r b rey olan bu skelet n muhtemel ölüm sebeb n n ok ucundan kaynaklı olduğu düşünülmekted r. Ok ucu kafatasına dışarıdan çer ye doğru saplanmış yaklaşık 47.5 mm. uzunluğunda ç ft kanatlı b r ok ucu olarak tanımlanmıştır.