KARİA ARKEOLOJİSİ:
Güncel Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu
29 Kasım - 1 Aralık 2018, Milas
KARİA ARKEOLOJİSİ:
Güncel Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu
29 Kasım - 1 Aralık 2018, Milas
Ed törler
Bek r ÖZER
Hülya BULUT
Polat ULUSOY
Grafik Tasarım
Polat ULUSOY
N. Seda ERYILMAZ
MUĞLA
2018
Sempozyum logosunda kullanılan ç z m, İ. Fazlıoğlu, “Damlıboğaz F nds:
Inland Car an Archa c Pottery and Related Reg ons”, F. Rumsche d (yay.) D e
Karer und d e Anderen. Internat onales Kolloqu um an der Fre en Un vers tät
Berl n 13. b s 15. October 2005 (Bonn 2009) s ml yayınından alınarak
tasarlanmıştır. Bu vesileyle Dr. İsmail FAZLIOĞLU’nu rahmet ve saygıyla
anıyoruz.
DÜZLENLEME KURULU
Adnan DİLER
(Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes )
Bek r ÖZER
(Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes )
Gülnaz SAVRAN
(M las Müzes )
Hülya BULUT
(Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes )
Özden AYDOĞAN
(YKEÜTAŞ Kazı Ek p Üyes )
Polat ULUSOY
(Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes )
Seda ERYILMAZ
(M las Uzunyuva Kazı Ek p Üyes )
BİLİM KURULU
Abuzer KIZIL
(Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes )
Adnan DİLER
(Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes )
Ayla Sev m EROL
(Ankara Ün vers tes )
Bek r ÖZER
(Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes )
B lal SÖĞÜT
(Pamukkale Ün vers tes )
Ceng z IŞIK
(Başkent Ün vers tes )
Ertek n DOKSANALTI
(Selçuk Ün vers tes )
Harun ÖZDAŞ
(Dokuz Eylül Ün vers tes )
Hülya BULUT
(Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes )
Koray KONUK
(Un vers té Bordeaux Monta gne)
Numan TUNA
(Ortadoğu Tekn k Ün vers tes )
Sev nç GÜNEL
(Hacettepe Ün vers tes )
Ufuk ÇÖRTÜK
(Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes )
KATILIMCILAR
A. Harun ÖZDAŞ, Dokuz Eylül Üniversitesi,harunozdas@gma l.com
Abuzer KIZIL, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , ayzer65@gma l.com
Adnan DİLER, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , adnand ler@gma l.com
Alexander HERDA, At na, alexander.herda@web.de
Alper Yener YAVUZ, Mehmet Ak f Ersoy Ün vers tes , alpenyav@gma l.com
Ayla Sev m EROL, Ankara Ün vers tes , ayla_sev m@yahoo.com
B. Eylem AYDOĞDU, Muğla Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü, eylamaydogdu06@gma l.com
Bahadır BERKAYA, M las Müzes , bahad rberkaya@hotma l.com
Bek r ÖZER, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , bek rozer.1177@gma l.com
B lal SÖĞÜT, Pamukkale Ün vers tes , b lalsogut@gma l.com
B llur TEKKÖK KARAÖZ, Başkent Ün vers tes , tekkok@baskent.edu.tr
Cah t HELVACI, Dokuz Eylül Ün vers tes , cah t.helvac @deu.edu.tr
Can HENRY, ol v erhnry@gma l.com
Canan KORK ÇİFCİ, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , ccanan@mu.edu.tr
Cemre ÖZTAN, M las Müzes , cemreoztan14@gma l.com
Ç lem SÖNMEZ SÖZER, Ankara Ün vers tes , sonmezc lem@gma l.com
Derv ş Ozan TOZLUCA, Selçuk Ün vers tes , ozantozluca89@gma l.com
Duygu TÜYLÜOĞLU, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, duygu_t.oglu@hotma l.com
Ertek n M. DOKSANALTI, Selçuk Ün vers tes , ertek n96@yahoo.com
Esengül YILDIZ ÖZTEKİN, Marmar s Müzes , esengul.oztek n@kulturtur zm.gov.tr
Evr m ÇOBAN, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , evr mcoban@mu.edu.tr
Feyza OLUTAŞ, Ankara Ün vers tes , feyza.olutas@gma l.com
Gülnaz SAVRAN, M las Müze, gulnazsavran@hotma l.com
Gülzade KAHVECİ, Türkiye Bilimler Akademisi, gulzade.kahvec .akd@gma l.com
Güray ÜNVER, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , gunver@mu.edu.tr
Hakan MUTLU, Ankara Ün vers tes , mutluhakanmutlu@gma l.com
Hülya BULUT, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , hulyabulut@mu.edu.tr
İbrah m KARAOĞLAN, Selçuk Ün vers tes , brah mkaraoglan_@hotma l.com
İlham SAKARYA, Orta Doğu Tekn k Ün vers tes , sakarya@metu.edu.tr
Kaan ÜRKER, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, urkerkaan@gma l.com
Koray KONUK, Inst tut Auson us, Ma son de l'Archéolog e, Un vers té,
koraykonuk@gma l.com
Mazlum ÇUR, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, baranman47@gma l.com
Murat HATİPOĞLU, Dokuz Eylül Ün vers tes , murat.hat poglu@deu.edu.tr
Mustafa H. SAYAR, İstanbul Ün vers tes , mhsayar@gma l.com
Muzaffer DEMİR, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , dmuzaffer68@gma l.com
Nad re ATICI, Ortadoğu Teknik Üniverstesi Arkeoloji Müzesi, nat c @metu.edu.tr
Necm ye Seda ERYILMAZ, Uzunyuva Kurtarma Kazıları, seda.erylmz@gma l.com
N han KELER, Ankara Ün vers tes , antropologhan m@gma l.com
Nilhan KIZILDAĞ, Dokuz Eylül Üniversitesi, n lhan.k z ldag@deu.edu.tr
Numan TUNA, Orta Doğu Tekn k Ün vers tes , tnuman@metu.edu.tr
Olcay AÇAR, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, acarolcay@yandex.com
Sab ha PAZARCI, Muğla Müzes , muglamuzes @kulturtur zm.gov.tr
Savaş DURNAGÖLÜ, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, savasdurnagolu23@gma l.com
Sema DEMİREL, Ankara Ün vers tes , semadem rel@w ndowsl ve.com
Serdar AKERDEM, serdarakerdem@gmail.com
Serdar YURDAGÜL, Antropolog-Bağımsız Araştırmacı, serdaryurdagul92@gma l.com
Soner ÖZEN, Altertumsw ssenschaften - Klass sche Archäolog e - Un vers tät des
Saarlandes, soner.oezen@un -saarland.de
Şah n GÜMÜŞ, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , sgumus@mu.edu.tr
Şeh me ATABEY, Marmar s Müzes , seh me.atabey@kulturtur zm.gov.tr
Şenay ÖCAL, Marmar s Müzes , senay.ocal@kulturtur zm.gov.tr
Taylan DOĞAN, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , dgntaylan@gma l.com
Tül n DEĞİRMENCİ, Ankara Hastanes , tul nert k@gma l.com
Ufuk ÇÖRTÜK, Muğla Sıtkı Koçman Ün vers tes , ufukcortuk@hotma l.com
Umay OĞUZHANOĞLU, Pamukkale Ün vers tes , umay_o@hotma l.com
Ünal TÜRKAN, YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları, unalturkan@hotma l.com
Yeş m DOĞAN, Ankara Ün vers tes , ydalakoc@gma l.com
SEMPOZYUM PROGRAMI
Sempozyum Kayıt: 09:00 - 09:30
Açılış Konuşmaları: 09:30 - 10:15
29 KASIM PERŞEMBE
I. Oturum: Hekatomn dler Başkent Mylasa
Oturum Başkanı: Numan Tuna
Gülnaz SAVRAN
M las Müze Müdürlüğü’nce Yapılan
Güncel Sondaj ve Kurtarma Kazılarına
Genel B r Bakış (2014-2018)
10:30-10:50
Adnan DİLER
B r Dönem n Başyapıtı: “Uzunyuva”
-Hekatomne on'da İnanç Geleneğ n n
Kaynağı, Gömü, Kült ve Buluntular
10:50-11:10
Koray KONUK
Kar a Bölges S kkeler yle İlg l Yen
B r D j tal Proje: "H stor a Numorum
Onl ne - Car a”
Tartışma
Ara
11:10-11:30
II. Oturum: Erken Kar a
11:30-11:35
11:35-11:40
Oturum Başkanı:Mustafa H. Sayar
Umay
OĞUZHANOĞLU
Yatağan - M las Yöres İlk Tunç
Çağı Hakkında Bazı Değerlend rmeler
11:40-11:20
Sab ha PAZARCI
2016-2018 Yılı Yatağan İlçes
Yeş lbağcılar Mahalles YTEÜAŞ
Kurtarma Kazıları
12:00-12:20
Bek r ÖZER
Ahh yava'nın Çöküşünden Sonra
Güneybatı Anadolu: Leleg Yarımadası
ve Yakın Çevres
12:20-12:40
Gülzade KAHVECİ
Kar a Bölges 'n n Vejetasyon Tar h
ve Mevcut B tk Örtüsü
Tartışma
12:40-13:00
Öğle Yemeğ
13:00-14:15
13:00-13:10
29 KASIM PERŞEMBE
III. Oturum: Kar a ve Dış Dünya
Oturum Başkanı: Koray Konuk
Alexander HERDA
The Kar ans n the Levant and
Egypt - Early Beg nn ngs
14:20-14:40
Hülya BULUT
Arka k Dönem’de Yakın Doğu Kökenl
Yabancı Sunuların Kar a Kutsal
Alanlarına Kabulü
14:40-15:10
Harun ÖZDAŞ
N lhan KIZILDAĞ
Geçm şten Günümüze Kar a
15:10-15:30
Bölges Sualtı Araştırmaları
Tartışma
15:30-15:40
Ara
15:40-15:50
IV. Oturum: Yerleş m Arkeoloj s - Kent Merkez ve Terr tor um
Oturum Başkanı: Harun Özdaş
B. Eylem AYDOĞDU
Yatağan Ovası ve Çevres nde M mar
ve Arkeoloj k B r Araştırma
15:50-16:10
Şah n GÜMÜŞ
Leleg Yarımadası Erken
Dem rçağ Nekropoller ve Yerleş mlerle
İl şk ler
16:10-16:30
Soner ÖZEN
Arka k Kaunos
16:30-16:50
Numan TUNA
Burgaz (Pala a Kn dos) Klas k Dönem
Yerleş m Düzen nde Konut Yapı Adaları
ve Sokak Düzen
Tartışma
Ara
16:50-17:10
17:10-17:20
17:20-17:30
V. Oturum: Yerleş m Arkeoloj s - Kent Merkez ve Terr tor um
Oturum Başkanı: Sab ha Pazarcı
Nad re ATICI
Klas k Dönem Burgaz'da (Pala a Kn dos)
Hanehalkı Organ zasyonu: Kazı Ver ler
Işığında Arkeoloj k Mekân Anal zler
17:30-17:50
Ufuk ÇÖRTÜK
P sye - Pladasa Ko nonu Compound
Ç ftl k Yapıları
17:50-18:10
Muzaffer DEMİR
Q.Lab enus Parth cus'un MÖ 40/39
yılında Mylasa'yı Yıkması Üzer ne Bazı
Değerlend rmeler
Tartışma
18:10-18:30
18:30-18:40
30 KASIM CUMA
VI. Oturum: Ekonom ve T caret
Oturum Başkanı: Alexander Herda
B llur TEKKÖK
KARAÖZ
Kaunos Seram kler Işığında Dem r 09:00-09:20
Çağı'ndan Klas k Dönem’e Bölge Ekonom s
ve Akden zle T caret
İlham SAKARYA
Burgaz / Pala a Kn dos Kazıları İthal
Amphora T pler : Kh os - Pala a Kn dos
T car İl şk ler
09:20-09:40
Mazlum ÇUR
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazılarındak
Zeyt nyağı İşl kler
Tartışma
Ara
09:40-10:10
VII. Oturum:
10:10-10:20
10:20-10:30
Sanat ve Endüstr
Materyal Kültürü, Seram k & St l st k Araştırmalar
Oturum Başkanı: B llur Tekkök Karaöz
Duygu TÜYLÜOĞLU
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları:
Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller
Erken Dem r Çağı ve Arka k Dönem
Skyphosları
10:30-10:50
Ertek n M. DOKSANALTI
Derv ş Ozan TUZLUCA
Kn dos Buluntusu B r Grup Boğa F gür n
10:50-11:10
Ertek n M. DOKSANALTI
İbrah m KARAOĞLAN
Kn dos Terr tor umu’nda Bulunmuş
B r Aslan Heykel
11:10-11:30
Evr m ÇOBAN
Cah t HELVACI
Murat HATİPOĞLU
M las Arkeoloj Müzes ’nde Bulunan
Kar a Uygarlığı’na A t Süs Taşlarının
Arkeo-Gemoloj k Açıdan İncelenmes
Tartışma
11:30-11:50
Ara
11:50-12:00
12:00-12:10
30 KASIM CUMA
VIII. Oturum: Kutsal Alanlar ve Kültler
Oturum Başkanı: Ceng z IŞIK
Şeh me ATABEY
Datça İlçes Sarıl man Mevk ,
Esengül YILDIZ ÖZTEKİN Apollon Kutsal Alanı 1998-2016 Yılı
12:10-12:30
Taylan DOĞAN
12:30-12:50
Çalışmaları (Emec k Kutsal Alanı)
Euromos Zeus Lepsynos Kutsal Alanı’nın
Arka k Dönem ’ne İl şk n Araştırmalar
30 KASIM CUMA
IX. Oturum: Kutsal Alanlar ve Kültler
Oturum Başkanı: Gülnaz Savran
Can HENRY
A’dan Z’ye Labraunda
Mustafa H. SAYAR
Kar a Bölges 'ndek Kutsal Alanların
14:40-15:10
Bölgelerüstü Güçler le Kar a Halkı
Arasındak İl şk lerde Oynadığı Rol ve
Kar a Tapınaklarının Bölgelerüstü Saygınlığı
Güray ÜNVER
Pedasa'dan Yen Yazıtlar: Pedasalı Athena
15:10-15:30
B lal SÖĞÜT
Straton ke a Kuzey Şeh r Kapısı'nın
Yerleş m ve Kült Açısından Önem
15:30-15:50
Serdar AKERDEM
Kaunos Leto Kutsal Alanı Çalışmaları
(2001-2017)
Tartışma
Ara
15:50-16:10
14:20-14:40
16:10-16:20
16:20-16:30
X. Oturum: Mezar M mar s , Ölü Gömme Gelenekler ve
Antropoloj k Araştırmalar
Oturum Başkanı: Can Henry
Yeş m DOĞAN
Ant k Örneklerden DNA Anal z Hang
B lg ler Sağlayab l r?
16:30-16:50
N. Seda ERYILMAZ
Termera (Asarlık) Erken Dem r Çağı
Nekropolü Buluntuları
16:50:17-10
Serdar YURDAGÜL
Ayla Sev m EROL
Alper Yener YAVUZ
Pedasa Ant k Kent 2018 Kazılarında
17:10-17:30
Açığa Çıkarılan Kremasyon ve İnhumasyon
Gömüler n Antropoloj k Anal z
Savaş DURNAGÖLÜ
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Erken Dem r 17:30-17:50
Çağı Nekropoller : Mezar Grupları ve
Mezar T poloj s
1 ARALIK CUMARTESİ
XI. Oturum: Mezar M mar s , Ölü Gömme Gelenekler ve
Antropoloj k Araştırmalar
Oturum Başkanı: Ertek n M. Doksanaltı
Ünal TÜRKAN
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları:
Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller
Kül Sandıkları
09:00-09:20
Alper Yener YAVUZ
ve d ğerler
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları:
Bağdamları Ant k Dönem İskeletler nde
Gözlenen Kafa Deformasyonları
09:20-09:40
Ayla Sev m EROL
ve d ğerler
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe
Arka k Dönem İskeletler
09:40-10:00
Ç ler SÖNMEZ SÖZER
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe
Toplumunda D ş Hastalıkları
Tartışma
Ara
10:00-10:20
ve d ğerler
10:20-10:30
10:30-10:40
XII. Oturum: Mezar M mar s , Ölü Gömme Gelenekler ve
Antropoloj k Araştırmalar
Oturum Başkanı: B lal Söğüt
Feyza OLUTAŞ
ve d ğerler
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Hellen st k
Dönem İskeletler nde B r Varyasyon:
Metop c Sutur
Sema DEMİREL
ve d ğerler
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Helen st k 11:00-11:20
Dönem İnsan İskeletler nde B r Varyasyon:
Worm an
Olcay AÇAR
ve d ğerler
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe
Nekropolü’nde Hellen st k Dönem’e
A t Trepanasyon Olgusu
11:20-11:40
Bahadır BERKAYA
Damlıboğaz / Hyda Ant k Yerleş m n n
Geometr k ve Or ental zan Dönem
Zeng nl ğ
11:40-12:00
Tartışma
Ara
12:00-12:10
12:10-12:20
10:40-11:00
1 ARALIK CUMARTESİ
XIII. Oturum: Mezar M mar s , Ölü Gömme Gelenekler ve
Antropoloj k Araştırmalar
Oturum Başkanı: Ayla Sev m Erol
Abuzer KIZIL
Euromos Güney Nekropolü’nde
2018 Yılında Ortaya Çıkarılan
Mezarların T poloj s ve Buluntuları
12:20-12:40
Şeh me ATABEY
Şenay ÖCAL
Datça Burgaz Nekropolü Kazıları
(2015-2017 )
12:40-13:00
Cemre ÖZTAN
Canan KORK ÇİFCİ
Mylasa Hayıtlı Nekropolü ve Seram k
Atölyesi
13:00-13:20
Ayla SEVİM EROL
ve d ğerler
M las Uzunyuva'dan B r Travma Örneğ :
Ok Ucu Yaralanması
13:20-13:40
İKRAM VE GEZİ PROGRAMI
Ÿ
Öğle Yemeği
Perşembe ve Cuma günleri saat
13:00 - 14:15 arasında Milas Kredi Yurtlar
Kurumu Sosyal Tesisleri
(Tüm katılımcılara ücretsizdir)
Açılış Yemeği
29 Kasım Perşembe, saat 19:00
Uzunyuva (Milas)
Kapanış Yemeği
30 Kasım Cuma, saat 19:00
Yeniköy-Kemerköy Sosyal Tesisleri
Gezi
1 Aralık Cumartesi (sunumlar sonrası)
SERGİ
Gravürlerle Karia
(Nezih BAŞGELEN Koleksiyonu)
Karia ve Milas
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Milas Meslek Yüksekokulu El Sanatları ve Tasarım Bölümü
Öğretim Elemanları Karma Sergi
Gülüzar ÇELEBİLİK
Berna SEVİNÇ
Canan KORK ÇİFCİ
Nagehan ÖĞSÜZ
Volkan UZUN
Evrim ÇOBAN
Sinan ŞİVEROĞLU
Nebahat ESEN
Mutlu ALTINAY
Karia ve Milas
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Milas Meslek Yüksekokuulu El Sanatları Bölümü
Öğrenci Sergisi
Gülüzar ÇELEBİLİK ve Canan KORK ÇİFCİ
Koordinatörlüğünde
BİLDİRİ ÖZETLERİ
M las Müze Müdürlüğü’nce Yapılan Güncel Sondaj
ve Kurtarma Kazılarına Genel B r Bakış (2014-2018)
Gülnaz SAVRAN
Muğla İl , M las İlçes , Müze Müdürlüğü başkanlığında ve
denet m nde Arkeoloj k S t Alanları’nda devam eden sondaj ve kurtarma
kazıları le Mylasa kent ne a t b rçok arkeoloj k ver s steml kazı ve belgeme
tekn kler le gün yüzüne çıkarılmaktadır. Mylasa kent n n İlk Tunç Çağı'ndan
t baren modern döneme kadar arkeoloj k yayılım alanlarına a t strat grafik
ver lere rastlanılmıştır. D j tal ortamda hazırlanan b r har ta üzer nde noktasal
olarak şlenen bu arkeoloj k kent har tası, Mylasa kent n n zeng nl ğ n gözler
önüne sermekted r. Coğrafi şartların şek llend rd ğ yerleş m ve nekropol
alanlarındak çeş tl m mar ver ler ve bulgular Mylasa'nın sosyo-kültürel
standartlarının oluşmasında öneml b r rol oynamıştır. Kentte tesp t ed len
çeş tl üret m atölyeler endüstr yel ve ekonom k standartların ne derece
gel şm ş olduğunu sunmaktadır. Mylasa ve çevres nde son dönemlerde
sürdürülen kurtarma ve sondaj kazıları le b rçok arkeoloj k buluntu
kaybolmadan gün yüzüne çıkarılmış, böylece bölge arkeoloj s ve kültürel
m rasına öneml katkılar sağlanmıştır. Bu çalışmada, M las lçes sınırlarında
yürütülen kazıların ver ler Neol t k Dönem'den Geç Ant k Dönem'e
kronoloj k çerçevede tanıtılacaktır.
B r Dönem n Başyapıtı:
“Uzunyuva” - Hekatomne on'da
İnanç Geleneğ n n Kaynağı, Gömü, Kült ve Buluntular
Adnan DİLER
Hekatomne on'un keşfin n ardından yürütülen kazı ve araştırmalar bu
başyapıtın sadece kend s n n değ l, dönem n n de aydınlatılmasında çok
yönlü katkı sağlamaktadır. Bölgen n yerl halkı olan Karlar, kültürel anlamda
MÖ I. b nyıl başlarından t baren kend ler ne özgü yaşam geleneğ , m marlık
ve sanatın farklı dallarındak üret mler yle tanımlanab lmekted r.
İlk yerleş m zler Tunç Çağı'na dek g den ve Kar a B rl ğ 'n n d nsel
merkez ve toplanma yer olan Mylasa, Hekatomnos Hanedanlığı'ndan gelen
soyun lk büyük yerleşmey kurduğu kentt . Pesler’ n Anadolu topraklarında
egemenl k kurduğu MÖ 6. yüzyıldan başlayarak Büyük İskender'e dek
devam eden süreçte, döneme damgasını vuran büyük programlı yapılar ortaya
çıkmıştır; bunların en öneml ler yerel beyler n, güç ve ölümsüzlük s mgeler
olan anıt-mezarlardır. Hanedanlığa adını veren Hekatomnos'a adandığı artık
kes nleşen Hekatomne on bu türdend r. Bu anıtsal yapıyı yaratan, doğaldır k
Anadolu kültürler yle beslenen geleneksel düşünce ve nanç s stemler d r.
Aynı zamanda Kar a'nın kültürel belleğ n tems l eden yapı, sadece b r gömü
yer değ l Hekatomn d hanedanlığının pol t k güç b rl ğ ve yen l kç sanat
ve m marlığının tems lc s d r. Sıra dışı yapı, bu yönüyle de kend nden sonrak
dönemlere ışık tutmakta ve yapılan tartışmalara yen b r boyut
kazandırmaktadır.
Kar a Bölges S kkeler yle İlg l Yen B r D j tal Proje:
“H stor a Numorum Onl ne - Car a”
Koray KONUK
2015 yılının son aylarında başlatılan bu proje, Bordeaux Arkeoloj k
B l mler Laboratuvarı'ndan (Bordeaux Monta gne Ün vers tes ) k yıllık mâl
destek le Auson us Enst tüsü'nde üslen lm şt r. Proje, yaklaşık yarım yüzyıl
önce S r Edward Rob nson, Barclay Head' n son ed syonu 1911 yılında
yayımlanan H stor a Numorum projes n n güncel b r vers yonu üzer nde
çalışmaya karar verd ğ H stor a Numorum projes n n çevr m ç b r
vers yonunu sunmaktadır. Hemen ardından güven l r c ltler n bölgelere göre
düzenlenmes ne karar ver lm ş ve lk c lt 2011 yılında yayımlanmıştı. Bu lk
c lt Prof. Ke th Rutter'ın baş ed törlüğünde İtalya'ya ayrılmıştı. İk nc c ld n
S c lya üzer ne olacağı duyurulmuştu. HN'un çevr m ç vers yonu lk
aşamada Kar a Bölges 'n çerecek ve büyük ulusal ve özel koleks yonlardan
ve yayımlanmış korpuslardan ve müzayede kataloglarından derlenm ş,
t pler ne göre düzenlenm ş Roma Dönem önces ne a t yaklaşık 8000 s kke
çerecekt r. Bu ver tabanı, nternet üzer nden herkese ve ücrets z er ş me açık
olacak ve Kar a Bölges 'nde MÖ 650 la 30 yılları arasındak s kke üret m n n
kapsamlı b r panoramasını sunacaktır. Ek m 2018'e gelindiğinde ver tabanı
2100 s kke t p n gösteren 6000'den fazla s kke çermekted r. İnternet
ver tabanının tamamlanmasının ardından kısa b r süre ç nde matbu yayını
yapılması öngörülmüştür. D ğer bölgelerdek uzmanların da başka c ltler
üstlenmes üm t ed lmekted r.
Yatağan-M las Yöres İlk Tunç Çağı Hakkında Bazı Değerlend rmeler
Umay OĞUZHANOĞLU
Batı Anadolu İlk Tunç Çağı araştırmalarının en hmal ed lm ş
bölgeler nden b r şüphes z Kar a'dır. Komşusu durumundak Yukarı
Menderes Vad s , Göller Yöres ve Elmalı Ovası'nda yürütülmüş arkeoloj k
çalışmalar, Güneybatı Anadolu'da zeng n b r İlk Tunç Çağı varlığını ortaya
koymaktadır. Kar a'da İlk Tunç Çağı'na a t lk buluntulara ulaşılması
1800'ler n sonuna kadar nse de, bu çağın s steml b l msel araştırmalara konu
olması ç n uzun yıllar geçmes gerekm şt r. Aphrod s as ve İassos g b geç
dönem kentler ndek çalışmalar sırasında, İlk Tunç Çağı'na a t tabakalara
ulaşılmıştır. Bunların yanı sıra, Yatağan Ovası'nda, Yusuf Boysal tarafından
sürdürülen çalışmalarda, söz konusu kültürün bu ovadak varlığı da kısıtlı
olarak ortaya konab lm şt r. Özell kle son yıllarda yürütülen kurtarma kazıları
ve bazı yüzey araştırmaları, Yatağan-M las yöres n n yerel b r İlk Tunç Çağı
kültürüne ev sah pl ğ yaptığını göstermekted r. İlk Tunç Çağı 2'de, yörede
görülen dışı kırmızı- ç s yah renkl olarak üret lm ş çanaklar ve tek kulplu
tankardların, burada üret ld ğ ve komşu bölgelere yayıldığı tarafımızdan
düşünülmekted r. Yören n, b r yandan Ç ne Çayı üzer nden Menderes
Vad s 'ne, d ğer yandan da den ze ulaşan doğal yollar üzer nde bulunması
neden yle, bölgeler arası etk leş mlerde de öneml b r rol oynadığı açıktır. Bu
çalışmada amaçlanan, Yatağan-M las yöres nde, özell kle İlk Tunç Çağı 2'de
bel rg n şek lde kend n gösteren yerel kültürü, ölü gömme gelenekler ve
seram k özell kler açısından tanımlamak, bölgeler arası l şk ler ne da r
gözlemler sunmak ve bölge ç n b r İlk Tunç Çağı kronoloj s önermekt r.
2016 - 2018 Yılı Yatağan İlçes Yeş lbağcılar Mahalles
YTEÜAŞ Kurtarma Kazıları
Sab ha PAZARCI
Muğla İl , Yatağan İlçes , Yeş lbağcılar Mahalles sınırları çer s nde
kalan, Bereket Enerj bünyes nde şlet lmekte olan kömür havzasındak
arkeoloj k çalışmalar, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü le
YTEÜAŞ (Yatağan Term k Enerj Üret m Anon m Ş rket ) arasında
mzalanan 2016 tar hl protokol çerçeves nde Muğla Müze Müdürlüğü
Başkanlığı'nda sürdürülmekted r. 2016-2018 yılları arasında Samantaşı,
Çapalıbağ, Değ rmenderes ve C vc l Mevk arkeoloj k kazı çalışmaları,
Prof. Dr. B lal Söğüt'ün b l msel danışmanlığında 11 uzman ve 65 k ş den
oluşan kazı ek b le gerçekleşt r lmekted r.
Kömür havzası çer s nde gen ş b r alana yayılmış olan Samantaşı
Mevk kazılarında Roma ve Doğu Roma Dönem çer s nde değerlend r len
şapel ve mezarlık alanlar açığa çıkartılmıştır. Çapalıbağ Mevk kazılarında
se tesp t ed len İlk Tunç Çağı tabakası, Kumyer İlk Tunç Çağı tabakası le
çağdaş arkeoloj k ver ler yle paralell k göstermekted r. Söz konusu bölgede
açığa çıkartılan d ğer tabaka Geç Geometr k ve Arka k Dönemler le
l şk l d r. Bu tabakaya a t arkeoloj k ver ler Börükçü Tepes kazılarında elde
ed len ver lerle paralell k göstermekted r. Bu yönüyle havza çer s nde her k
bölge le b rl kte değerlend r lecek d ğer kazı alanı Değ rmenderes
bölges nde sürdürülmekted r. Geometr k ve Arka k Dönem mezar gruplarının
açığa çıkartıldığı bölge, Çapalıbağ Mevk ’ndek arkeoloj k bulgularla
değerlend r lm ş son derece öneml Erken Dem r Çağı tabakası olarak kayıt
altına alınmıştır. “2016-2018 yılı YTEÜAŞ kurtarma kazıları” konulu
çalışma, yukarıda sözü ed len alanlarda elde ed len arkeoloj k ver ler n
tanıtılması ve değerlend r lmes n kapsamaktadır.
Ahh yava'nın Çöküşünden Sonra Güneybatı Anadolu:
Leleg Yarımadası ve Yakın Çevres
Bek r ÖZER
Bugünkü b lg ler m ze göre Anadolu ve Ege Tunç Çağı
uygarlıklarının sonlanmasına sebep olan olaylar karmaşası ve yer değ şt rme
hareketler , farklı bölgelerde oldukça değ şken b r sey r zlem şt r. MÖ 12.
yüzyılda, Kıta Yunan stan, Ege Adaları'ndan Naksos, Rhodos ve Kos g b
merkezlerde Tunç Çağı Ege geleneğ , özell kle mezar m mar s ve materyal
kültüründe devam etmekte, G r t ve Güneybatı Anadolu kıyılarında se
kültürel elemanlarda tamamen yen lenmen n görüldüğü d kkat çekmekted r.
Leleg Yarımadası üzer nde yer alan Pedasa ve Asarlık kazıları, bölgen n MÖ
12. yüzyıl kültürünün yerleş m model ve ölü gömme geleneğ bakımından
yen yerleş mc lerce skan ed ld ğ n somutlaştıran ver ler sağlamaktadır.
Yamaçlara gömük oda mezarların yer n yürüme zem n üzer ne nşa ed lm ş
mezar platformları almış ve kremasyon esas gömü şekl olmuştur. Yakın çevre
se, özel kle Keramos kırsalı kurtarma kazıları ve Çömlekç ver ler Leleg
Yarımadası'ndan farklı olarak Tunç Çağı Ege geleneğ n devam ett ren
toplulukların varlığına şaret eden, özell kle mezar m mar s ve ölü gömme
geleneğ bakımından bulgular sağlamıştır. D kdörtgen planlı oda mezarlar
esas gömü şekl nhumasyon olmak üzere devam etmekte, ya da yen
yerleş mc ler n beraberler nde get rd kler b r gelenek olarak yaşatılmaktadır.
Belk de bazı bölgeler Tunç Çağı Ege kültürel değerler n devam ett ren
toplulukların sığınma alanı olmuştur. Bu sunumda, yakın bölgeler arasında
gözlenen kültürel elemanların değ şkenl ğ n n sebepler , MÖ 12. yüzyıl
dünyası gerçeğ çerçeves nde tartışılmakta ve bazı öner ler sıralanmaktadır.
Kar a Bölges 'n n Vejetasyon Tar h ve Mevcut B tk Örtüsü
Gülzade KAHVECİ
B r bölgen n vejetasyon tar h nden söz etmek sten yorsa, son buzul
çağı sonrasından t baren başlamakta fayda vardır; çünkü günümüzden
110.000 le 20.000 yılları arasında gezegen m z b r buzul çağı yaşamakta
olup, sah ller ve trop k bölgeler har ç tüm dünya yüzey buzlarla kaplanmıştır.
Bu dönemde, Anadolu coğrafyasının den z sev yes n n 1.000 m üzer ndek
alanları h ç er meyen buzullarla kaplanmıştır. Kar a Bölges sah l boyunca
uzanması neden yle n speten daha y kl m koşullarına sah pt ve aynı
zamanda vejetasyon örtüsü vardı. Bu dönemde atmosferde mevcut suyun
büyük b r kısmı buz şekl nde tutulması neden yle kl m kuraktı ve sah ller ger
çek lm şt . Günümüzden 20.000 yıl önce kl m değ şmeye ve artık buzullar
çözülmeye başlamıştır. Yaklaşık 12.000 yıl önce buzulların er mes ve kl m n
y leşmes le vejetasyon sah l bölgeler nde çeş tlemeye ve ç ve yüksek
bölgelere doğru yayılmaya başlamıştır. Çevrede var olan göllerden (Bafa
Gölü, Köyceğ z Gölü) alınan sed ment örnekler nde bulunan canlı polen
örnekler üzer nde yapılan pal noloj k araştırmaların sonuçları, Kar a
Bölges 'n n son buzul çağı sonrası vejetasyonu hakkında b l msel ver ler
sunmuştur. Söz konusu araştırmalara göre; günümüzden 12.400 - 11.500 yıl
önce bölgen n kurak ve bazı otsu türler n çoğunlukta olduğu b r vejetasyonun
hâk m olduğu görülmüştür. Holocene'n n başlangıcında yan 10.700 yıl önce
sıcaklığın artması le buzulların er mes hızlanmış, kl m daha neml hale
gelm ş ve bununla b rl kte vejetasyondak çeş tlenme hızlanmıştır.
Günümüzden 9.000 yıl önce artık ormanların oluşmaya başladığı
anlaşılmaktadır, çünkü meşe (çoğunlukta) ve çam polenler ne rastlanmıştır.
Yaklaşık 6.000 yıl önce, artık ormanlık alanların oldukça gen şlem ş olduğu,
hâk m ağaç türünün çam olduğu ve meşeler n oran olarak azaldığı
görülmüştür. Hâk m k ağaç türünün yanında d ğer ağaç türler n n m
polenler ne de rastlanmıştır. Günümüzden 4.000 yıl önce artık ormanlar
maks mum gel ş m ne ulaşmıştır. Bu dönem, aynı zamanda Anadolu'dak
beşer akt v ten n çoğaldığı ve doğal kaynakların zarar görmeye başladığı
dönemd r. Bu dönemde vejetasyon daha bereketl olmakla b rl kte bugünkü
vejetasyon yapısına çok benzed ğ de görülmüştür. Günümüzde, Kar a
Akden z Flora Alanı’ndak Orman Vejetasyonu bölges nde yer almaktadır.
Ormanların tahr p ed ld ğ ya da yet şmed ğ yerlerde çok zeng n b yoloj k
çeş tl l ğe sah p “mak vejetasyonu” hâk md r. D ğer Akden z'e kıyısı olan
bölgelerde olduğu g b hâk m ağaç türü Kızılçam olsa da Kar a, endem k olan
sığla ağacının ülkem zde yet şt ğ tek bölged r.
The Kar ans n the Levant and Egypt – Early Beg nn ngs
Alexander HERDA
My paper w ll try to prov de an overv ew over the earl est Kar an
contacts w th the Levant and Egypt. The first encounter may go back to as
early as May 1274 BCE, when n the battle of Kadesh at the Orontes R ver
warr ors of the Kark ša lands fought at the s de of H tt te great k ng Muwatall
II aga nst the army of pharaoh Ramesses II. In the 12th-11th century BCE, after
the fall of the Mycenaean palaces and the H tt te emp re, the Kar ans l kely
formed part of the en gmat c Sea Peoples, who unsuccessfully attacked Egypt
n 1177 BCE, but settled n Palest ne and C l c a. L ke Euboean and Ion an
Greeks, Kar an warr ors, traders and workmen were then present n the Levant
from the 10th or 9th century BCE, and n Egypt at least from the 7th century BCE.
H red as mercenar es by Psammet chus I, the founder of the 26th dynasty, they
formed the el te un ts of h s army, w th wh ch he managed to ga n
ndependence from Assyr an rule and reun fied Egypt between 662 and 656
BCE. He settled the mercenar es n fort fied posts (Stratopeda, cf. Herodotos
2.154) n the N le delta, from where they were later on resettled to the suburbs
of Saqqara and Memph s. Here they more and more accommodated to the
Egypt an culture.
Arka k Dönem'de Yakın Doğu Kökenl Yabancı Sunuların
Kar a Kutsal Alanlarına Kabulü
Hülya BULUT
Altın ve gümüş g b değerl madenler, fayans, fild ş , kem k veya
den z kabuklarından üret len Mısır ve Yakın Doğu kökenl egzot k objeler n
(or ental a) mezarlara ve Yunan kutsal alanlarına sunuluşunun arkasındak
mekan zma Arka k Dönem' n güncell ğ n koruyan araştırma
konularındandır. Tunç Çağı’n sonunda, sarayların çöküşünün ardından Yakın
Doğulu objeler MÖ 10. yüzyıldan t baren Ege ve Akden z coğrafyasında
tekrar görülmeye başlar. Başlangıçta sınırlı sayıdak merkezde yoğunlaşan
buluntular MÖ 8. yüzyılda Yakın Doğu le bağlantıların gel şmes ne bağlı
olarak artış göster r ve MÖ 7. - 6. yüzyıllarda mezarlar ve çoğunlukla büyük
kutsal alanlarda yaygınlaşır. Mezarlara ölü hed yes olarak bırakılan
or ental a, bazen bas tçe b reyler n çeş tl yollarla sah p olduğu k ş sel
eşyaları olarak yorumlanab ld ğ g b , bazen de b rey n kültürel veya coğrafi
köken n n aydınlatılmasında başvurulan öneml kanıtlar arasındadır.
Mezarlardak özgür b reysel kullanım tasarrufunun aks ne, kompleks statü
yapıları ve yerleş k kült prat kler olan kutsal alanlarda karşılaşılan yabancı
objeler n, özell kle d n ve m st k anlam yüklü olanlarının yorumu b raz daha
karmaşıktır. Kutsal alanlardak Doğu kökenl sunu çeş tl l ğ tapınakların
poz syonu, şley ş ve kültürel l şk ler sonucu zamanla yabancı m safir
tanrılarla özdeşleş p özdeşleşmemes ne bağlı olarak farklılıklar göster r. Söz
konusu objeler n b r kısmı kend hal ndek yabancı z yaretç ler tarafından
adanırken, yüksek değerdek adak/hed yeler genell kle hanedanlar,
d plomat k, d n veya t car heyetlerle l şk lend r l r.
B ld r de, MÖ 7. yüzyılın k nc çeyreğ başlarından t baren Kar a
Bölges -Yakın Doğu ve özell kle Mısır l şk ler çerçeves nde bölge kutsal
alanlarından gelen ver ler n özet yle b rl kte son yıllarda açığa çıkarılan ve
çağdaşı büyük kutsal alanlarla karşılaştırıldığında sunu çeş tl l ğ açısından
mütevazı olmasına karşın bölgen n Yakın Doğu bağlantıları açısından öneml
kanıtlar sağlayan Pedasa Athena Kutsal Alanı buluntuları
değerlend r lecekt r.
Geçm şten Günümüze Kar a Bölges Sualtı Araştırmaları
Harun ÖZDAŞ
N lhan KIZILDAĞ
Uzun sah l şer d , korunaklı koyları le coğrafi bakımdan den zc l k
ç n oldukça elver şl olan Kar a kıyıları, Tunç Çağı'ndan bu yana gem ler ç n
oldukça öneml b r uğrak yer olmuştur. İasos, Hal karnassos, Kn dos, Kaunos
g b öneml l man kentler , ant k dönemde den z yoluyla olan t caret n
bölgedek boyutlarını gözler önüne sermekted r. Söz konusu doğal l manlar
kullanılarak yapılan Akden z t caret sırasında çok sayıda gem den z kazaları
sonucunda batmış olup günümüzde bu gem lere a t b r çok kalıntıya
ulaşılmıştır. Bölge ve çevres nde gerek yüksek teknoloj , gerekse geleneksel
tüplü dalış yöntemler yle yabancı araştırmacılar tarafından yapılan sualtı
araştırmalarında den zc l k tar h açısından öneml batıklar tesp t ed lm ş ve
bunlardan bazılarının kazısı yapılmıştır. Inst tute of Naut cal Archaeology
(INA) 60'lı yıllardan buyana yürüttüğü çalışmalarda, RPM Naut cal
Foundat on (RPMNF) tarafından 2005-2006 yılları arasında akust k
araştırmalarda ve Rhode Island Ün vers tes de 2008 ve 2010 yıllarında
yaptığı der n su çalışmasında çok sayıda batık yer tesp t etm şt r.
Bunların dışında, başkanlığımızda uzun yıllardır kes nt s z yürütülen
“Türk ye Batık Envanter Projes ” kapsamında, Koca P r Re s Araştırma
Gem s ve STS Bodrum Okul Gem s le yürütülen çalışmalarda, bugüne
kadar b l nmeyen, değ ş k yüzyıllara a t 105 adet batığın ve 14 adet çapalama
yer n n konumu tesp t ed lm şt r. Ayrıca, dünyanın en esk batığı olarak
l teratüre g ren H sarönü Tunç Batığı le Arka k Dönem'e tar hlenen tabak
batığının kazıları bu kıyılarda yürütülmüş ve öneml b lg lere ulaşılmıştır.
Buluntular, Kar a'nın sualtı kültür m rası açısından en zeng n bölges n n
Rodos kanalı ve dolayısıyla Bozburun Yarımadası'nın rüzgarlara açık
güneydoğu kıyıları olduğunu göstermekted r. Yapılan çalışmalarla gem ler,
sey r ve coğrafya arasındak l şk kurulmuş olup, bulgular ant k dönem Kar a
den zc l ğ ne ışık tutmaktadır.
Yatağan Ovası ve Çevres nde M mar ve Arkeoloj k B r Araştırma
B. Eylem AYDOĞDU
Muğla İl , Yatağan İlçes 'n n kuzey nde yer alan Yatağan Ovası ve
çevres ndek köyler çeren, 2004 yılında Yüksek L sans Tez kapsamında
yapılan yüzey araştırmasını konu alan b ld r de, Yatağan Ovası'nı sınırlayan
dağ, tepe, kayalık ve yerleş m yerler araştırma alanı olarak bel rlenm şt r.
Araştırılması yapılan alandak köyler Hacıvel ler, Hacıbayramlar, H sarardı,
Zeyt nköy, Katrancı, Taşkes k, Şah nler, Yen köy, Yava Köyü'dür. Yatağan
Ovası ve çevres n n tar h önces kültürler ne a t arkeoloj k ver ler n
bel rlenmes ne yönel k gerçekleşt r len yüzey araştırması le Güneybatı
Anadolu'da kültürel açıdan öneml b r yer olan Yatağan Ovası ve çevres n n
erken dönemde varlık gösterm ş merkezler n n yerler n saptamak, kalıntı ve
buluntuları değerlend rerek belgelemek amaçlanmıştır. Ayrıca bu çalışma le
büyük b r SİT potans yel ne sah p olan bölgede tesp t ed len yapı ve SİT'ler n
belgelenmes , tesc l ve korunmasına yönel k katkı sağlanmıştır. Araştırma
bölges nde Preh stor k dönemlere a t b lg ler m z yok denecek kadar azdır. Bu
durum araştırmanın erken dönemlerde yoğunlaşmasında etken olmuştur.
Bölgede Hellen st k Dönem önces var olan kültürler ortaya çıkararak, bu
boşluğu doldurmak hedefler arasında yer almaktadır.
Bu doğrultuda yöntem olarak ntens ve (yoğun ve dar alanlı
s stemat k yüzey araştırması) ve extens ve yüzey araştırması (gen ş alanlı
yüzey araştırması) tekn kler kullanılmıştır. Intens ve yüzey araştırmasında
dar alanlar seç lerek, nsan el nden çıkmış tüm malzeme toplanmış ve toplanan
noktalar şaretlenm şt r. Araştırma sonunda değerlend r len bu malzemeler n
yoğunlaştığı yerler ve hang zaman d l m nde kullanıldıkları saptanmaya
çalışılmıştır. Intens ve araştırmalar özell kle tarımsal faal yetler n yapıldığı
ovadak yükselt lerde, köy merkezler nde ve yamaçlarda gerçekleşt r lm şt r.
Bölgedek yerleş m ve nekropol alanlarının bazıları bu yöntem kullanılarak
bel rlenm şt r. Extens ve yüzey araştırmasında se duyum ya da hbarlardan
yola çıkılarak har ta üzer nde bel rlenen noktaların ve çevres n n araştırılması
esas alınmıştır. Bu yöntemle de yöre halkının “asar” olarak b ld ğ veya kaçak
kazılara maruz kalmış tepeler ve kayalıklar ncelenm şt r. Köy merkezler ne
yakın konumda olan yüksek tepelerdek kalıntıların bel rlenmes nde extens ve
araştırma yöntem kullanılmıştır.
Çalışmanın yöntem ne göre kalıntı ve buluntu yerler n n konumları
köylere göre ver lm şt r. Erken dönemlere a t kalıntıların konumları GPS
(Global Pos t on ng System), d j tal kamera ve laptop yardımıyla aynı anda
tesp t ed lm ş, plan ve kes tler autocad ortamında d j tal har ta üzer ne
ç z lerek belgelenm şt r. Böylece har ta üzer nde tüm yerleş mler n b r bütün
olarak ncelenmes ve değerlend r lmes sağlanmıştır. Buluntular se
tem zlen p konum ve ölçüler le ç z lerek ayrıntılı olarak kataloglarda
tanımlanmıştır. Yüzeyde ele geç r len buluntular ışığında söz konusu
merkezler n a t oldukları dönem bel rlenmeye çalışılmış ve kültürel yapıları
saptanmıştır.
Leleg Yarımadası Erken Dem r Çağ Nekropoller
ve Yerleş mlerle İl şk ler
Şah n GÜMÜŞ
Yarımada Erken Dem r Çağı yerleş mler n n öneml b r kısmının
lokal zasyonu, ep grafik ver ler n yeters zl ğ neden yle bel rs zl ğ n korusa
da, tarafımızdan yarımada üzer nde yürütülen araştırmalarda elde ed len
arkeoloj k ver ler Pedasa kazılarının önem n b r kez daha ortaya koymuştur.
Pedasa dışındak yerleş m alanlarında yer alan nekropoller, ç ftl k evler ve
d ğer yapı gruplarının araştırma sonuçları Pedasa'da elde ed len ver ler le
karşılaştırıldığında bunların ortak b r tar hsel süreç ve kültür b rl ktel ğ
gösterd ğ söyleneb l r. Özell kle mezar buluntuları ve t pler bu koşutluğun
en öneml destekç s d rler.
Pedasa nekropoller nde yerleş k tümülüs ve platform mezarların
yayılımlarının kentle organ k b r bağ oluşturduğu görülmüştür. Yarımada
üzer ndek bu yerleşmelerde model, merkezde akropol ve akropol çevres ne
dağılmış ç ftl k evler tek l ya da küçük yapı grupları şekl nded r. Termera ve
Kaleyıkığı'nda (Madnasa ?) tesp t ed len nekropol alanları ve kent
terr tor umunun gen şl ğ , Pedasa le benzer b r yapı göstermekted r.
Kent terr tor umlarındak mezarların yer seç m ndek topografya
dışında bel rley c unsurlar nelerd ? Özell kle Pedasa nekropoller nde
mezarların tek l ya da çoğul olarak konumları, bu sorulara cevap vereb lecek
öneml bazı arkeoloj k yorumlara olanak tanıyab lmekted r. Yazılı
kaynakların yeters zl ğ ne rağmen a le mezarlığı olarak kullanılan
tümülüslerdek gömüler n sayısı ve buluntuların MÖ 12. yüzyıldan Arka k
Dönem sonlarına kadar uzanan tar h ve araz kullanımı, kent sınırlarının çok
yönlü tartışılmasında yönlend r c olab lmekted r.
Arka k Kaunos
Soner ÖZEN
50 yıldan ber Kaunos´ta yapɪla gelen arkeoloj k kazɪlarla, ant k
şehr n geçm ş ne b r çok alanda ɪşɪk tutulmuş, b lhassa şehr n Hellen st k ve
Roma Dönemler' merkez ve yakɪn çevres ana hatlarɪyla ortaya
çɪkarɪlmɪştɪr. Bu bölümdek kutsal alanlar araştɪrɪlmɪş ve hala da
araştɪrɪlmaktadɪr. Ancak kazɪ çalɪşmalarɪnɪn başlangɪç tar h nden t baren
z h nler meşgul eden sorulardan b r s olan, Arka k Kaunos´un nerede yer
aldɪğɪ sorusu, yapɪlan çalɪşmalarla hala kes n olarak cevaplanamamɪştɪr.
Tarafɪmɪzdan 2012 yɪlɪnda Arka k Kaunos´un kent çer s ndek
konumunu araştɪrmak ve olasɪ b r lokal zasyonla Arka k yerleş m n
özell kler n ncelemek amacɪyla yen b r proje başlatɪlmɪştɪr. Geçen süre
çer s nde şehr n Büyük ve Küçükkale´s nde yaptığımız kazı destekl
araştırmalar sonucunda, Kaunos Arka k yerleş m n n nerede yer almış
olab leceğ konusunda yen tezler öne sürülmüştür. Sunumda, bu yen tezler,
tezler destekleyen ver lerle tanıtılacak ve tartışmaya açılacaktır.
Burgaz (Pala a Kn dos) Klas k Dönem Yerleş m Düzen nde
Konut Yapı Adaları ve Sokak Düzen
Numan TUNA
Burgaz (Pala a Kn dos) yerleşmes n n lk kez olarak MÖ erken 6.
yüzyıl başlarında ortogonal yapıya benzer şek lde düzenlenm ş olduğu
anlaşılmaktadır. Klas k Dönem evler n n parsel duvarı sınırlarının, alt
katmanlardak Arka k konutlar le örtüştüğü görülmüştür. Burgaz kazılarında
ele geçen bulgulara göre Klas k Dönem yapı katında k evrel b r
yapılanmanın varlığı ve atölyeleşme sürec le de, MÖ 330'lardan önce
konutların terked lm ş olduğu kanıtlanmaktadır. Burgaz yerleş m ortogonal
plan üzer ne yayılmış ve sokaklar le tanımlanan yapı adalarına ( nsulae)
bölünmüştür. SE ve NE sektörler nde konut alanlarında yürütülen çalışmalar
le beş adet yapı adası ortaya çıkarılmış; yapı adalarının boyutlarının farklılık
gösterd ğ anlaşılmıştır. Bu yapı adalarında kazısı kısmen veya tamamen
yapılmış 40 adet ev ortaya çıkarılmıştır; bu evler n büyüklükler n n de
değ şken olduğu görülmekted r.
Klas k Dönem Burgaz'da (Pala a Kn dos) Hanehalkı Organ zasyonu:
Kazı Ver ler Işığında Arkeoloj k Mekân Anal zler
Nad re ATICI
Mekân anal z geçm ş toplulukların yaşam b ç mler n , gündel k
hayat prat kler n sosyal ve ekonom k yapısını anlamak ç n kullanılan en
öneml araçlardan b r d r. Klas k Arkeoloj 'de büyük oranda göz ardı ed len
konut ve hanehalkı arkeoloj s (Household Archaeology) kuramsal
çerçeves nde Klas k Dönem Burgaz (Esk Kn dos) yerleş m nde ortaya
çıkarılan konutlardak mekânsal anal z çalışmaları le m mar ve buluntular
b rl kte değerlend r lerek konutlarda mekân kullanımlarındak farklılaşma
anlaşılmaya çalışılmıştır.
Hanehalkı Arkeoloj s (Household Archaeology) çalışmaları 1960 ve
1970'lerdek süreçsel (processual) arkeoloj n n ortaya çıkmasıyla b rl kte
başlamıştır. Bu alandak çalışmalar, konut düzey nde mekânsal modelleme ve
hanehalkı temell davranış ve l şk ler üzer ne yoğunlaşmıştır. Hane, gen ş
ölçekl b r toplumun ölçüleb l r sosyo-ekonom k b r m olarak kabul ed lm ş
ve arkeoloj k ver ler n, evler n ç nde yapılandığı sosyo-ekonom k ve kültürel
konteks anlamada öneml b r potans yele sah p olduğu öne sürülmüştür. Bu
bağlamda materyal kültür öğeler kategor ze ed leb l r özell kler olmak
yer ne, nsan davranış b ç m n n ver ler olarak görülmekted r. Bu çalışmanın
da metodoloj k alt yapısını oluşturan akt v te alanı çalışmaları Hanehalkı
Arkeoloj s çalışmalarında öneml b r yer tutmaktadır. Konut tabanlarındak
buluntuların mekânsal anal zler ve evsel alanın ç ndek ve dışındak
faal yetler n bel rlenmes , hane organ zasyonunu, ekonom k ve sosyal
l şk ler anlama açısından öneml ver ler sağlamaktadır.
Burgaz konutlarındak akt v te alanlarının bel rlenmes amacıyla
buluntu anal zler nde lk olarak konutların MÖ 4. yüzyıl ortasına a t
tabanlarında ele geçen buluntular form ve kullanım amaçlarına göre
sınıflandırılmış; k nc aşamada se stat st ksel anal zler yapılarak buluntu
grupları ve faal yetler arasındak l şk lere bakarak akt v te alanları
tanımlanmaya çalışılmıştır. Bu anal zlerde öncel kle buluntu gruplarının
b rb rler yle olan l şk ler ne bakılmış, mekânsal dağılımları açısından b rl kte
bulunab len buluntular aynı grup ç nde yer almıştır. Bu b ld r de, yapılan
stat st ksel anal zler konutların m mar özell kler le b rl kte
değerlend r lerek MÖ 4. yüzyıl Burgaz konutlarında mekân kullanımı üzer ne
b r değerlend rme yapılmıştır.
P sye-Pladasa Ko nonu Compound Ç ftl k Yapıları
Ufuk ÇÖRTÜK
P sye ant k kent , bugün Muğla İl , Menteşe İlçe sınırı ç nde,
Yeş lyurt Mahalles 'ne ve Pladasa ant k kent de Sarnıç Mahalles 'ne lokal ze
ed lmekted r. 1990'lı yıllarda, bu k kent n terr tor umlarında yapılan
ep grafik araştırmalar ve ortaya çıkan yazıtlar, kentler n tar hsel sürec ne
öneml katkılar sağlamıştır. Araştırmalar net ces nde yörede ele geçen k m
belgeler P sye'n n, Pladasa le b r ko non (b rl k) oluşturduğunu ve b rl ğ n
merkez olduğunu göstermes ve MÖ 197 yılına tar hlenen N kagoras
yazıtında Rhodos'lu general N kagoras'ın İdyma ve Kyllandos'un
topraklarıyla b rl kte P sye'n nk ler de, k -olasılıkla Makedonya Kralı V.
Ph l p' n el nden -ger aldığı g b fadeler, b z bu bölgen n arkeoloj k zler n n
araştırılmasına yöneltm şt r. Bölgede tarafımızdan yapılan yüzey
araştırmalarında surlu yerleş mler, garn zonlar, nekropol alanları, etrafı
herhang b r surla çevr l olmayan rüst k karakterl yerleş mler n yanında,
tepe doruğunu çevreleyen halka sur n tel ğ ndek b r çev rme ve çten buna
b t ş k yapılmış odalar le bu odaların açıldığı b r avludan oluşan Compound
Ç ftl k yapıları da tesp t ed lm şt r. Compound Ç ftl k yapıları Çırpı
(Leuko de s) Mahalles 'n n kuzeybatısında Asar Tepe üzer nde ve
Ç ftl kköy'ün (Londe s) kuzey ndek Dem rc Kules Dağı'nın güney ndek
Küp Ged ğ Mevk 'ne bakan yükselt ler üzer nde yer almaktadır. Compound
Ç ftl k yapılarının özell kle Hal karnassos Yarımadası'nda yoğun b r
kullanımı olduğunu b lmektey z. P sye-Pladasa Ko nonu araştırmalarında
tesp t ed len Compound Ç ftl k yapıları, özell kle Hal karnassos
Yarımadası'nda Pedasa kent terr tor umu ç nde Kocaören compound ç ftl k
yapısı le serg lem ş olduğu plan ve m mar yapısı le yakın benzerl k
ç nded r. Gerek Leuko de s (Çırpı), gerekse Londe s (Ç ftl kköy) kentler n n
lokal ze ed ld ğ terr tor umlarda tesp t ed len Compound çev rmeler,
Hal karnassos Yarımadası'nda sıklıkla karşımıza çıkan compound yapı t p n n
belk de Kar a'nın en çtek örnekler durumundadır.
Q. Lab enus Parth cus'un MÖ 40/39 Yılında
Mylasa'yı Yıkması Üzer ne Bazı Değerlend rmeler
Muzaffer DEMİR
Cass us ve Brutus, MÖ 42 yılındak Ph l pp Savaşı'nda, bazı atlı
Parth b rl kler dışında, arzuladıkları sayıda Parthlı asker desteğ
alamamışlardı. Gerçekte Cass us, Anton us ve Octav anus'a karşı Ph l pp 'de
çatışmak ç n Sur ye'den ayrılmasının arafes nde, ek asker güç yardımı elde
etmek ç n bazı Parthlı b rl kler Qu ntus Lab enus le b rl kte Parth kralı II.
Orodes' n yanına gönderm şt . Ancak kral, herhang b r asker yardım
görevlend rmeden önce, Cass us ve Brutus davalarını ve hayatlarını
kaybetm şlerd . Bunun üzer ne Lab enus'un bu gel şmeler ve Ph l pp
Savaşı'nın sürgünler n n haber n alması üzer ne Parthlarla Roma'ya karşı
kader b rl ğ yaptığını görmektey z. Anton us, savaş sonrası MÖ 41 yılının
yazında K l k a'dan Sur ye'ye hareket etm ş ve L. Dec d us Saksa'yı buraya
val olarak atamıştır, ayrıca Palmyra'ya saldırmıştır. Kend s kışı geç rmek
ç n Mısır'a Kleopatra'nın yanına yöneld ğ nde, Parthlar ns yat fi ele
geç rm şlerd r. Bu arada Romalı dönek Lab enus, Parth kralını saldırıya
geçmes konusunda cesaretlend rm şt r. Kral II. Orodes, MÖ 40 yılında
bölgen n feth ç n şartları meşrulaştırarak oğlu Pacorus ve Lab enus'un
l derl ğ nde b r st la gücünü harekete geç rm şt r. Lab enus, Sur ye'de
Apamea ve Ant okhe a g b büyük kentler ele geç rm ş ve sonrasında Roma
kontrolündek K l k a bölges n şgal etm ş ve burada kend s n
konumlandırmıştır. Pek çok kent barışçıl b r şek lde kend safına çekmey
başarsa da, sadece Kar a bölges ndek b rkaç kent ona karşı d renm şt r.
Straton ke a'yı kuşatarak alamasa da, Mylasa ve Alabanda'yı h ddetle ele
geç rerek yerle b r etm şt r. Kend başına hareket ederek s kkeler üzer ne, Q.
LABIENUS PARTHICUS IMP. baskısı yaptırtmıştır. Amacı Küçük Asya'nın
egemenl ğ ve burasının öneml kısımlarını fethetmek olmuştur. B z bu
çalışmamızda öncel kl olarak Lab enus'un s yas manevraları hakkında
değerlend rmelerde bulunmamızı sağlayacak App anus, Cass us D o ve
Plutarkhos g b ant k yazarların met nler n detaylı olarak nceleyerek, onun
Mylasa ve Alabanda dâh l Kar a kentler ne saldırmasının ve özell kle bu
kentler n daha kolay düşmes n n sebepler n ortaya koymaya çalışağız. Ayrıca
b ze Mylasa'nın düşmes konusunda kes n b lg veren Octav anus'un MÖ 31
yılında Mylasalılar'a gönderd ğ ve Mylasa'nın ekonom k durumu hakkında
b lg veren yazıt ta dâh l olmak üzere, arkeoloj k ver lerden de faydalanarak,
Mylasa'nın yıkım gördüğü dönem olan MÖ I. yüzyıl ve sonrasındak s yas ,
sosyo-ekonom k ve kültürel tar h hakkında bazı değerlend rmelerde
bulunacağız. Özell kle bu yıkım sonrası Mylasa ve Mylasalıların kend ler n
her açıdan ne dereceye kadar toparlamış olab lecekler ; MÖ I. yüzyılın
sonlarında yazan Strabon'un vurguladığı g b burasının hala öneml b r kent
konumunda olup olmadığı; MÖ I. yüzyılda daha önceden nşa ed lm ş
Hekatomnos mezarı üzer ndek Menandros Onur Sütunu'nu yaptırtmış olan
kent n önde gelenler nden Menandros'un Roma ç savaşında Anton us ve
Octav anus yanlısı b r tavır serg led ğ nden, acaba onun MÖ 40 yılındak
Lab enus'un şgal sonucunda mı öldürülmüş olab leceğ g b sorulara yanıtlar
arayacağız.
Kaunos Seram kler Işığında Dem r Çağı'ndan Klas k Dönem'e
Bölge Ekonom s ve Akden zle T caret
B llur TEKKÖK KARAÖZ
Kaunos Stoa ve T yatro Çeşmes 'nde yapılan seram k çalışmaları,
kent n Dem r Çağı le Klas k Dönem'e dek Kar a ç bölgeler , Akden z ve Ege
dünyasıyla let ş m n göstermes açısından öneml b r belged r. Kar a Geç
Geometr k kültürünü yansıtan, çoğunlukla el le yapılmış formlar (lekane,
krater, skyphos, amphora) bölgen n d ğer Geometr k kültürler yle (Bodrum
Yarımadası, Beç n vb) bağını göstermekted r. Bantlı, ç çe geçm ş da re
bezekl bu örnekler, bölgesel özell k göster r. Bu let ş m hem ç yol ağı, hem
de den z yoluyla gerçekleşt r lm ş olmalıdır.
Arka k Dönem'de Kuzey Ege, İon a le bağlantılı t caret rotasında
olan kent, l manı sayes nde akt f paylaşımdadır. Or ental zan Dönem'de d ğer
Ege kıyı kentler nde görülen thal t pler n çoğu Kaunos'da görülür. Pers
hak m yet sırasında At na üret m s yah firn sl kaplara alternat f gel şt r len
Batı Anadolu üret mler (Att k t p skyphos, tabak,çanak vb) yoğun
kullanılmış, Att ka üret mler zayıflamıştır. Bu çalışma, tar hleneb len
katmanlardan değ l, genell kle dolgu malzemes üzer ne yapılan sayısal
ver ler , t poloj k ver yle b rl kte derleyerek b r sonuç elde etmeye dayalı
olacaktır.
Burgaz / Pala a Kn dos Kazıları İthal Amphora T pler :
Kh os - Pala a Kn dos T car İl şk ler
İlham SAKARYA
Datça Yarımadası'ndak en erken bulguların en yoğun olarak
karşımıza çıktığı alan olan Burgaz, MÖ 19. yüzyıl sonundan t baren b rçok
b l m nsanının lg s n çekm şt r. Ant k kent, modern Datça L manı'nın 2 km
kuzeydoğusunda yer almaktadır. Klas k savunma duvarları le çevrelenen
“Akropol s” olarak tanımlanan Dalacak Burnu'nda yer alan, Geometr k,
Arka k ve Klas k Dönemler'e tar hlenen yoğun arkeoloj k kalıntılar sunan
Burgaz yerleş m arkeoloj k ve ep grafik kanıtlarla Pala a Kn dos le
l şk lend r lmekted r. B r merkezden d ğer ne tarımsal artı ürünler n
taşınmasını sağlayan ant k dönem n en yaygın seram k formlarından b r olan
amphoralar; genell kle şarap, zeyt nyağı, çeş tl balık ürünler ve kuru meyve
taşımacılığında kullanılmaktadır. T poloj ler n n, dağılımlarının ve
sıklıklarının d kkatl b r şek lde gözlemlenmes , yerleş m n yalnızca
kronoloj s ve şlev / durumu üzer ne değ l aynı zamanda, dah l olduğu
ekonom k ağ üzer ne de ışık tutab l r. Bu yüzden, t car amphoralar ant k çağ
ekonom s n yorumlamada öneml b r kaynaktır. Ayrıca, esk çağ t caret n
anlamada ve ant k çağ den z yollarını oluşturmada büyük rol oynarlar.
Kn dos amphoraları geç Klas k ve Hellen st k Dönemler boyunca
tüket c merkezlerde ve batıklarda ele geçen buluntular le tanınmaktaydılar.
Yarımadada yürütülen yüzey araştırmaları, Kn dos'un MÖ 6. yüzyıldan MS 7.
yüzyıla kadar amphora ürett ğ n açığa çıkarmıştır. MÖ 4. yüzyıl önces nde
k kıyı ovasına yerleşm ş ve yarı kapalı b r tarım ekonom s ne sah p
Kn doslular, ç tüket me yönel k şarap ve zeyt nyağ üretmekte olup Arka k ve
Klas k Dönemler boyunca daha çok kereste t caret ve den z taşımacılığı le
gel r sağlamaktaydılar. MÖ 4. yüzyıl ortasından sonra değ şen s yas ve
ekonom k koşullardan dolayı şeh rler n yarımadanın batı ucuna taşıyan
Kn doslular, yarımada üzer nde elver şl tüm alanları teraslandırarak bağcılığı
gel şt rm şlerd r. Böylece, şarap t caret nde gerekl b r unsur olan amphora
üret m nde de öneml b r merkez konumuna dönüşerek, kend amphora
t pler n üretmeye başlamışlardır.
1993-2009 yılları arasında güneydoğu ve kuzeydoğu konut
sektörler nde yürütülen kazı çalışmalarında açığa çıkarılan amphora
parçalarının ncelenmes , şehr n thalatını anlamaya yönel k öneml sonuçlar
verm şt r. T car amphoraların sınıflandırmasına göre, At na, Kor nth,
Akanthos-Amph pol s, Mende, Thasos, Lesbos, Peparethos-Ikos,
Klazomena , Ephesos, M let, Kh os, Samos, Rhodos Peraea, Kos, Rhodos,
Paros, Kıbrıs ve Heraklea Pont ca g b merkezlerle Burgaz'ın Arka k
Dönem’den ber t car l şk ler kurduğu anlaşılmıştır. Kn dos'un Arka k
Dönem'den t baren şarap/zeyt nyağı üreten b r merkez olduğu göz önüne
alındığında, konut mekanlarında ele geçen thal amphoraların yoğunluğu thal
şarap/zeyt nyağ tüket m ne şaret etmed ğ , dönem n öneml üret c
merkezler n n şarap/zeyt nyağlarının Akden z pazarına dağıtılmasında
kullanılan ara b r l man olduğu düşünülmekted r. Burgaz thal amphora
buluntu grubu çer s nden Kh os amphoraları bu varsayımı rdelemek üzere,
bu çalışma kapsamında ele alınacaktır.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazılarındak Zeyt nyağı İşl kler
Mazlum ÇUR
Muğla İl , M las İlçes , YKEÜTAŞ kömür çıkarma sahası çer s nde
bulunan ve Keramos ant k kent n n 8 km. kuzey nde yer alan Çakıralan,
Hüsamlar ve Mengefe Mevk ’ler nde 2006 yılından bu yana kazı çalışmaları
devam etmekted r. Kazı çalışmaları sonucunda Tunç Çağı'ndan Geç Ant k
Çağ çler ne kadar uzanan materyal kültürü hakkında özgün ver ler elde
ed lm şt r. Yerleş m alanlarındak zeyt nyağı üret m ne yönel k lk bulgular
Geç Geometr k Dönem'e g tmekted r ve bu döneme tar hlend r len 5 adet
mezarda kapak taşı olarak pres altlıkları kullanılmıştır. Ayrıca Erken
Hellen st k Dönem yapılarının bulunduğu alanda doğal anakaya yüzey nde ve
dış hatları kabaca şlenm ş pres yatağı bulunması, yerleş mde Geç Geometr k
Dönem önces nde üret m n varlığını gösteren başka b r kanıttır. Pres
yataklarının sayıca fazla olması ve boyutları d kkate alındığında üret m n
t carete yönel k olab leceğ düşünülmekted r. Belentepe'n n güney
yamacında Arka k Dönem'e a t konut alanlarının çevres nde açığa çıkarılan
b rçok anakaya oygusu ve bu oyguların ç kısımlarında y korunmuş Arka k
Dönem'e a t p thoslar da, üret me yönel k öneml ver lerd r. Belentepe'de MÖ
4. yüzyılın lk yarısında kullanımı sona erd ğ düşünülen şl k yapısı da
mevcuttur. Hellen st k Dönem’de üret m ve t car faal yetlerde artış olduğu,
ht yaçlara cevap vereb lmek ç n üret me yönel k yapı kompleksler nşa
ed lmeye başlandığı anlaşılmıştır. Bu çalışmada, zeyt nyağının üret m ne
yönel k yapısal ve tek l bazda, dönemsel farklılık göz önüne alarak üret m
kapas teler ve t car boyutu rdelenecekt r.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller
Erken Dem r Çağı ve Arka k Dönem Skyphosları
Duygu TÜYLÜOĞLU
M las Müze Müdürlüğü başkanlığında, YKEÜTAŞ kömür havzaları
çer s nde bulunan Belentepe ve Hüsamlar arkeoloj k alanlarında yürütülen
kazı çalışmalarında; İlk Tunç Çağı'ndan başlayarak günümüze kadar süren
mezar m mar s , ölü gömme gelenekler ve materyal kültürü hakkında öneml
ver lere ulaşılmıştır.
Mezarlara ölü hed yes olarak bırakılan ve ant k dönem n çk
kaplarından olan skyphoslar ve kotyleler, çalışmanın konusunu
oluşturmaktadır. Belentepe ve Hüsamlar'da MÖ 8. yüzyılın k nc yarısından
t baren mezar sayısındak yoğunluğa bağlı olarak ölü hed yeler nde de artış
gözlenmekted r. Buna paralel olarak ele geçen skyphos örnekler k grupta
ncelenm şt r. İlk grup MÖ 750-670 yılları arasına tar hlenen skyphoslardır.
İk nc grupta yer alan örnekler se MÖ 7. yüzyılın k nc yarısına tar hlen r.
Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller 'nde açığa çıkarılan Erken Dem r
Çağı'ndan Arka k Dönem'e kadar olan mezarlar çer s nde bulunmuş
skyphoslar Mylasa, Euromos, Beç n, Hyda , Börükçü, Bodrum g b yakın
çevredek mezarlardan bulunan örneklerle karşılaştırılmış, form ve t poloj k
özell kler nden yola çıkılarak üret m veya etk leş m merkezler ; mezar
konteksler ne ve çağdaşı olan mezarlar ç ndek buluntu dağılımlarına
bakılarak ölü gömme gelenekler ndek yer değerlend r lm şt r.
Kn dos Buluntusu B r Grup Boğa F gür n
Ertek n M. DOKSANALTI
Derv ş Ozan TOZLUCA
Kn dos, Kar a bölges sınırları çer s nde ve Anadolu'nun güneybatı
ucunda yer almaktadır. Kn dos buluntusu boğa figür nler , bu çalışmanın
konusunu oluşturmaktadır. P şm ştopraktan yapılmış ve genel t bar le elle
şek llend r lm ş bu figür nler, Kn dos'un en erken buluntu gruplarından b r
olması sebeb yle oldukça öneml d r. Bu boğa figür nler MÖ 8. yüzyıl le MÖ
6. yüzyıl arasına tar hlend r lm şt r. Datça Yarımadası’nda gerçekleşt r len
araştırmalar, Kn dos le benzer örnekler n Emec k Apollon Kutsal Alanı'nda
tesp t ed lmes yle sonuçlanmıştır. Sayı bakımından, Kn dos buluntuları her ne
kadar Emec k buluntularından az olsa da, Emec k'te bulunmuş ve
sınıflandırılmış tüm t pler Kn dos'ta da görülmekted r. Kn dos ve Emec k
örnekler arasında st l ve tekn k açısından görülen büyük benzerl k, Apollon'a
adanmış Emec k Kutsal Alanı'ndak kült uygulamalarının b r benzer n n
Kn dos'ta var olab leceğ n akla get rmekted r. Kn dos çer s nde oldukça
gen ş b r alana yayılmış olan boğa figür nler , kent n Geç Klas k - Erken
Hellen st k Dönem önces buluntularının sadece günlük kullanımla l şk l
olmayıp, kült le l şk l buluntularının var olduğunu göstermes bakımından
oldukça öneml d r.
Kn dos Terr tor umu’nda Bulunmuş B r Aslan Heykel
Ertek n M.DOKSANALTI
İbrah m KARAOĞLAN
Ant k dönemde gücü ve refahı sembol ze eden aslan b rçok Grek
m t nde kend ne yer bulmuştur. H ç şüphes z aslan bet mlemeler tıpkı b r çok
d ğer Grek bölges nde olduğu g b Kn dos'ta ve terr tor umunda da oldukça
öneml b r bet mleme unsuru olmuştur. Öyle k MÖ 6. yüzyılda basılan
Kn dos s kkeler n n üzer nde aslan figürü yaygın b r şek lde görülmekted r.
S kkeler n yanı sıra, y ne Kn dos terr tor umunda yer alan ve Apollon'a
adandığı düşünülen Emec k Kutsal Alanı'nda çok sayıda k reç taşı aslan
figür n bulunmuş olması, aslanın Kn dos'un egemenl k bölges nde
uygulanan kült akt v teler çer s nde öneml b r rolü olduğunu göster r.
Heykeltıraşlık eserler bakımından Kn dos terr tor umunda benzer tarz ve
gelenekte üret lm ş k mermer aslan heykel bulunmuştur. Bunlardan lk
1902 yılında Datça Burgaz Mevk le Datça İskele Mevk 'nde bulunmuş ve
günümüzde Berl n Müzes 'nde korunan aslan heykel ken, d ğer Kn dos
yakınlarında bulunan ve l teratüre "Aslanlı Mezar" olarak geçen anıtsal
mezarın p ram dal çatısı üzer nde bulunan Kn dos aslanıdır. Çalışmamıza
konu olan aslan heykel se Datça İlçes , Yakaköy yakınlarında bulunmuş ve
Marmar s Müzes 'ne satın alma yoluyla kazandırılmıştır. Aslan heykel , nce
g renl beyaz mermerden yapılmış olup, aslanın ön gövdes le başının b r
bölümü günümüze ulaşmıştır. Aslan heykel olasılıkla dört ayağı üzer ne
uzanır ve karşıya bakar halde bet mlenm şt r. Oldukça yıpranmış yüzünden
anlaşıldığı üzere aslan, der n göz çukurlarına ve tehd tkar b r b ç mde açılmış
ağza sah pt r. Aslanın kabarık ver lm ş yele üzer nde yer alan nce b r şç l ğe
sah p alev huzmes şekl ndek bukleler, başı çevreleyerek sırt bölümüne kadar
devam eder. Çalışmamıza konu olan ve Klas k Dönem'e tar hlenen bu heykel,
Datça Yarımadası'nda tesp t ed len üçüncü mermer aslan heykel olması
bakımından oldukça öneml d r.
M las Arkeoloj Müzes ’nde Bulunan Kar a Uygarlığı’na A t
Süs Taşlarının Arkeo-Gemoloj k Açıdan İncelenmes
Evr m ÇOBAN
Cah t HELVACI
Murat HATİPOĞLU
Muğla l ne bağlı M las Arkeoloj Müzes bünyes nde serg lenen
şlenm ş süs taşları ve takılar üzer ne mıhlanmış süs taşlarının tesp t
amaçlanmıştır. Süs taşlı takılar hem gemoloj k tasn fler hem de üzerler ne
şlenm ş figürler n konogrofis ve tar hlend r lmeler esas alınarak
ncelenmeye çalışılmıştır. Kar a bölges kazılarından çıkartılan eserler n
bulunduğu M las Müzes ’nde saklanan bu ürünler lk kez gemoloj k olarak
ncelenm şt r. İncelenen materyaller, Anadolu meden yetler ne a t süs taşlı
ant k mücevherler n b r kısmı müsadere (satın alma) ve yakalanma yoluyla
müzeye kazandırılmış eserler, d ğer b r kısmı da arkeoloj k kazılardan
çıkarılan eserlerd r. Gemoloj k materyaller n büyük b r kısmı yüzük veya
kolye ucu olarak şlenm ş mühür fonks yonlu süs taşlarıdır (gl pt kler). Bunun
yanında boncuk şekl nde şlenm ş ve d zg yapılmış kolyeler ve küpeler
mevcuttur.
Müzede bulunan süs taşı malzemeler , gemoloj k c hazlar le b l msel
olarak ncelenerek, malzemeler n doğal olup olmadığı ve türünün ne olduğu
tesp t ed lmeye çalışılmıştır. Ant k mücevherler envanter kayıtlarına göre
çıkarılıp, tümü yüksek çözünürlüklü b r fotoğraf mak nes yle y ne envanter
numaralarına bağlı kalınarak, ölçekl b r şek lde fotoğraflanmıştır. Müzen n
ncelemeye uygun zamanlarında; fotoğraflanan bu eserler, başlangıçta d j tal
kuyumcu teraz s le tartılarak ağırlıkları ve d j tal kumpas kullanarak da
boyutları tesp t ed lm şt r. Müze ncelemes nde kullanılan b r d ğer alet se
h drostat k teraz d r. Müzedek ayrık bulunan süs taşlarının özgül ağırlık
değerler (SG) elektron k teraz (0,001 ölçüm hassas yet ) kullanılarak, (SG =
Whava / Whava – Wsu) formülüne dayanarak ölçülmüştür. Kullanılan bu
yöntemlerle müzede bulunan süs taşlarının cam mı, takl t m , yoksa gerçek süs
taşı mı olduğu ve süs taşı se sm n n ne olduğu saptanmıştır.
Bu çalışma, Türk ye'de İzm r Arkeoloj Müzes dışındak b r devlet
müzes n n arkeo-gemoloj k b r ncelemeye tâb tutulması bakımından
özgündür.
Datça İlçes Sarıl man Mevk , Apollon Kutsal Alanı
1998-2016 Yılı Çalışmaları (Emec k Kutsal Alanı)
Şeh me ATABEY
Esengül YILDIZ ÖZTEKİN
Emec k Apollon Kutsal Alanı Datça İlçes , Emec k Mahalles ,
Sarıl man Mevk 'nde, Marmar s-Datça karayolunun kenarından kuzey
yönünde yükselen teraslarda bulunmaktadır. Kutsal Alan, Sarıl man kıyısına
hak m b r sırtta yer almaktadır. Kutsal Alan'dak b l msel kazılar T.C Kültür ve
Tur zm Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün zn yle
Marmar s Müze Müdürlüğü'nün başkanlığında, Prof. Dr. Numan Tuna'nın
yönett ğ b l m heyet n n katılımıyla 1998-2006 yılları arasında
gerçekleşt r lm şt r. Ayrıca Hamburg Ün vers tes ’nden Doç. Dr. D etr ch
Berges ek b le b rl kte 2004 yılına kadar çalışmalara katılmıştır. I. Dönem
Kazı çalışmaları Orta Doğu Tekn k Ün vers tes , Tar hsel Çevre Değerler n
Araştırma Merkez (ODTU TAÇDAM), Gerda-Henkel Vakfı ve Alman
B l msel Araştırma Kurumu le Kültür ve Tur zm Bakanlığı, Kültür Varlıkları
ve Müzeler Genel Müdürlüğü mal desteğ yle yürütülmüştür. Apollon Kutsal
Alanı'nda 2006 yılında son ver len kazı çalışmalarına 10 yıl aradan sonra
Marmar s Müzes Müdürlüğü başkanlığında, Prof.Dr. Numan Tuna'nın
B l msel Danışmanlığında 2016 yılında tem zl k çalışmasıyla tekrar
başlanmıştır.
Kutsal alandak kazı çalışmaları Yukarı Teras, Hellen st k Dor
Tapınağı ve Aşağı Teras'ta olmak üzere üç alanda gerçekleşt r lm şt r. Yukarı
terasta yapılan kazılarda Erken B zans Dönem 'ne a t büyük Baz l ka ortaya
çıkarılmıştır. Baz l kanın, Orta B zans Dönem 'nde, küçük b r k l seye
dönüştürülmüş olduğu anlaşılmıştır. Kazı alanının öneml b r yapısı da
Hellen st k Dönem'e tar hlenen anıtsal (Dor k tapınak) yapıdır. Tapınağın
per pteros planlı, 6x11 sütunlu b r stylobatı ve üç krep sten oluşan b r
krep doması bulunan geleneksel b r Dor tapınağı olduğu tesp t ed lm şt r.
Temenos alanının kuzeybatı bölümünde blok taşlar le düzenlenm ş Kült
Mağarası ve kutsal su kaynağı bulunmaktadır.
Apollon Kutsal Alanı'nda özell kte alt terasta gerçekleşt r len kazı
çalışmalarında ortaya çıkarılan kalıntılar ve zeng n buluntular, Apollon
Kutsal Alanı'nın Geç Geometr k Dönem'den t baren, özell kle Arka k Dönem
süres nce törensel gez nme düzlem olarak adak sunma faal yetler ç n yoğun
olarak kullanıldığı ortaya koymuştur. Bu dönemde çıkan eserler Marmar s
Müzes 'n n en öneml koleks yonunu oluşturmaktadır.
Euromos Zeus Lepsynos Kutsal Alanı'nın
Arka k Dönem ’ne İl şk n Araştırmalar
Taylan DOĞAN
M las-Sel m ye kara yolunun hemen doğusunda yer alan kutsal alan,
yerleş m surunun yaklaşık 90 m. güney nde, Kızılbayır adı ver len b r tepen n
eteğ nde konumlanmıştır. Doğusunda ve kuzey nde taş ocağı olarak da
kullanılmış yüksek b r dağ, batısında b r yamaç üzer nde kent yerleş m ve
güney nde se nekropol s yer almaktadır. Kutsal alan, 77,40x 91,55 m.
ölçüler ndek per bolos duvarları le sınırlandırılmış dörtgen b r plan
serg lemekted r. Kutsal alanın Arka k Dönem 'ne l şk n yapılan l teratür
araştırmaları sonucunda, Arka k dönem le l şk lend r len ver ler n; m mar
terrakottalar, mermerden şlenm ş küçük kesme mermer bloklar, kouros
gövde parçası, konsol blokları, kült heykel ka des ve sunağın euthynter a
sev yes ndek blokları le sınırlı olduğu görülmüştür. 2014 yılından t baren
alanda yapılan yen kazı çalışmaları sonucunda se çeş tl formlara sah p
seram k parçaları, p şm ş toprak figür nler ve m mar terrakotta parçaları
bulunmakla b rl kte, söz konusu buluntuların tamamının kapalı
kontekstlerden ele geçmed ğ görülmekted r. Alanda Arka k Dönem'e a t
herhang yapı veya kapalı kontekste l şk n ver n n elde ed lememes , kült
heykel ka des ve sunağın Arka k Dönem'e a t olab leceğ öner s n n kazı
çalışmaları le test ed lmes gerekl l ğ n ortaya koymuştur. Bu bağlamda, kült
heykel ka des ç nde, sunağın ç nde ve dışında kazı çalışmaları yapılmıştır.
Kült heykel ka des ç nde yapılan kazı çalışmaları sonucunda, ka de ç n n Ü.
Serdaroğlu dönem nde kazıldığı ve kum le doldurulduğu görülmüştür.
Dolayısıyla ka den n tar hlend r lmes ne l şk n herhang b r ver elde
e d l e m e m ş t r. K a d e ç n d e k ç a l ı ş m a l a r d a n s o n r a , s u n a ğ ı n
tar hlend r lmes ne yönel k kazı çalışmaları gerçekleşt r lm şt r. Sunakta
yapılan kazı çalışmaları sırasında Hellen st k Dönem'den daha erkene g den
herhang b r ver elde ed lemem şt r. Sunağın doğusunda, hemen yanına
konumlandırılmış ve aynı kotta yer alan b r heykel ka des üzer nde yer alan
Lesbos kymat on bezemes , sunağa a t olduğu düşünülen k adet taç bloğu
üzer ndek İon kymat on parçası ve kazı çalışmaları le ortaya çıkarılan
seram k parçaları, sunağın MÖ 4. yüzyıla a t olduğuna şaret etmekted r.
Sonuç olarak, kutsal alanın Arka k Dönem 'n tems l eden ver ler n m mar
terrakottalar, seram k parçaları, b r adet kouros gövde parçası, figür nler ve
konsol blokları olduklarını ve söz konusu ver ler n n s tu olmadığını
bel rtmek mümkün görünmekted r. Bu sunumda Arka k Dönem buluntuları
üzer ne genel b r değerlend rme yapıldıktan sonra, ağırlıklı olarak sunağın
tar hlend r lmes üzer nde durulacaktır.
A'dan Z'ye Labraunda
Can HENRY
Son 10 yıldır Labraunda'da yapılan kazılar, alanın tar h ve çağlar
boyunca dönüşümü le lg l b rçok yen anlayış ortaya çıkarttı. Bu sunumun
amacı, tar h önces , dönemlerden başlayarak Arka k, Klas k, Roma ve B zans
Dönemler ’ne kadar bu yen b lg ler n güncel b r bakışını vermekt r.
Kar a Bölges 'ndek Kutsal Alanların Bölgelerüstü Güçler le Kar a
Halkı Arasındak İl şk lerde Oynadığı Rol ve Kar a Tapınaklarının
Bölgelerüstü Saygınlığı
Mustafa H. SAYAR
Kar a toprakları Anadolu Yarımadası'nın ve Ege Dünyası'nın d ğer
bölgeler le kutsal alanlarının sayıları ve şlevler yönünden
karşılaştırıldığında Esk çağ'ın özell kle m lattan öncek dönemler n n en
renkl bölges d r. Kar a'nın den ze açılan dağlık yapısı hem yerel nançların
çeş tl bölgelerde uzun zaman n tel kler n kaybetmeden korunmalarına
neden olmuş ve hem de başka bölgelerde tapınım gören tanrı ve tanrıçalar le
yerel tanrıların b rl kte oluşturdukları yen kültürel oluşumların ortaya
çıkmasına mkân tanımıştır. Bu b ld r kapsamında Kar a Bölges ’nden bazı
örnekler ver lerek kutsal alanların yerel halk tarafından nasıl ve hang
gelenekler doğrultusunda kullanıldıkları, buna karşın bölgeye dışarıdan
gelenler n kutsal alanlara hang bakış açılarıyla yaklaştıklarının
değerlend rmes öngörülmekted r.
Pedasa'dan Yen Yazıtlar: Pedasalı Athena
Güray ÜNVER
MÖ 6. ve 5. yüzyıllarda Hal karnassos Yarımadası'nın en öneml
yerleş mler nden b r s olan Pedasa'nın, Gökçeler'de bulunan kalıntılar le
dent fikasyonu 1896 yılında Paton ve Myres tarafından öner lm şt r. İlk Çağ
edeb eserler nden alınan b lg ler ve Pedasa'da bulunmuş b r adak yazıtı ışığında
yapılmış bu öner n n haklılığı, 2007 yılından ber Pedasa'da yürütülmekte olan
kazılarda ele geçen yen yazıtlar aracılığı le desteklenmekted r. Yazıtlar ayrıca
Pedasa'da tapım gören Athena'nın ep thet' hakkında da b lg ler sunmaktadır. Bu
sunum, Pedasa'da ele geçm ş Athena kültü ya da kutsal alanı le l şk l 5 adet
Yunanca yazıtı kapsamaktadır; yazıtların tamamlama, tar hleme ve nceleme
öner ler sunulacak, ayrıca Pedasa'da Athena kültünün Hellen st k Dönem
çler ne uzanan süreçtek durumu ve etk nl ğ tartışılacaktır.
Straton ke a Kuzey Şeh r Kapısı'nın
Yerleş m ve Kült Açısından Önem
B lal SÖĞÜT
Straton ke a ant k kent nde ele geçen buluntular İlk Tunç Çağı'ndan
günümüze kadar tar hlenmekted r. Yerleş m n savunma s stem le lg l en esk
kalıntılar se kent n güney ndek Kadıkules Tepes üzer nde yer almaktadır.
Burada Arka k Dönem surları ve kapılarına a t kalıntılar bulunmaktadır. MÖ 4.
yüzyılda Kadıkules üzer ndek surların tam ratı yapılmış ve aşağı kent n gen ş
b r alanı da sur duvarı le çevr lm şt r. Bu dönemdek sur duvarı üzer ne nşa
ed len kapılardan b r s de Kuzey Şeh r Kapısı'dır. Bu kapı aynı zamanda Lag na
Hekate Kutsal Alanı'ndan gelen kutsal yolun kente g r ş yaptığı yerd r. Bu nedenle
Kuzey Şeh r Kapısı, hem m mar hem de kült açısından büyük b r öneme sah pt r.
Aynı kapının olduğu yerde Hellen st k ve Roma İmparatorluk Dönemler 'nde de
kapılar nşa ed lm şt r. MS 2. yüzyılın 2. yarısında, her k kenarında g r ş ve
arasında yarım yuvarlak havuzlu çeşmes le dönem n n en anıtsal yapısı nşa
ed lm şt r. Aynı alan B zans Dönem 'nde de kullanılmaya devam ed lm şt r.
Kazılarda tesp t ed len buluntulara göre ant k kentte, MS 5. yüzyıldak öneml
mar faal yetler nden b r s Kuzey Şeh r Kapısı'nda gerçekleşt r lm şt r. Elde
ed len tüm ver ler, kapının her dönem ç n kent açısından büyük b r öneme sah p
olduğunu göstermekted r. Bu b ld r de, bu kapının tar h dönemler ç ndek
kullanımı sürec nde, yerleş m ve kült açısından önem üzer nde değerlend rmeler
yapılacaktır.
Kaunos Leto Kutsal Alanı Çalışmaları (2001 - 2017)
Serdar AKERDEM
Muğla İl , Köyceğ z İlçes , Sultan ye Köyü'ne a t Sultan ye kaplıca
tes sler n ve çevres n kapsayan Leto Kutsal Alanı, Kaunos kent n n
terr tor umu ç nde yer alan kutsal b r ş fa merkez d r. Kalıntıların yoğunluğu
ve n tel kler nden, günümüzde halen kullanımda olan sıcak su kaynağının
çevres nde gel şt ğ anlaşılan bu kutsal alanın Apollon ve Artem s' n anneler
tanrıça Leto'ya adanmış olduğu, Köyceğ z Beled yes 'n n 2000 yılındak
çevre düzenleme çalışmaları sırasında ele geçen b r yazıt yardımı le
kes nleşm şt r. B r Leto rah bes olan Flav a Max ma' ya a t heykel ka des
üzer ndek bu yazıttan bu k ş n n Kaunos kent ndek Cap to anıtı yazıtında adı
geçen MS 1. yüzyıl ortalarında yaşamış b r lejyoner olan Publ us Ved us
Cap to'nun 3. kuşaktan torunu olduğu anlaşılmaktadır. Oğlu tarafından
Qu ntus Ved us Cap to onuruna yaptırılan bu anıtın yazıtı sayes nde Q.V.
Cap to'nun P.V. Cap to'nun oğlu olduğu, kent n öneml ham ler nden olduğu
ve - bu bağlamda- en öneml s termal kaynak yakınındak Leto Kutsal
Alanı’nın başrah b olduğu ortaya çıkmaktadır.
Eustat k den z sev yes yükselmes neden yle Dalaman ve Namnam
çaylarının get rd ğ çökelt ler yaklaşık m lat yıllarında henüz büyük b r
körfez durumundak alanı Köyceğ z Gölü ve Dalyan Deltası'na
dönüştürmüştür. Bunun sonucunda, o dönemde hemen den z kıyısında
bulunan Leto Kutsal Alanı’na a t kalıntıların b r kısmı bugün 2.50- 3.00 m.
göl sev yes altında kalmıştır. Alanın kes nt s z kaplıca kullanımı neden yle
karada görüleb len kalıntılar azalmıştır. Daha önce loj st k nedenlerle
programlarımıza alamadığımız Leto Kutsal Alanı çalışmaları 2001 yılında
sualtı belgeleme ve kazı çalışmaları olarak başlatılmış, 2005-2014 yıllarında
ver len zorunlu b r aradan sonra 2014 yılında tekrar ele alınmıştır. Bu
çalışmalar sırasında ele geçen ve karada görüleb len m mar kalıntıların
malzeme kal tes ve kazılarda ele geçen thal seram k malzemen n çeş tl l ğ
alanın ant k çağda Kaunos'a a t öneml b r kutsal alan, ş fa ve tur zm merkez
olduğunu kanıtlamaktadır.
Ant k Örneklerden DNA Anal z Hang B lg ler Sağlayab l r ?
Yeş m DOĞAN
Yaklaşık 35 yıl önce soyu tükenm ş b r zebra türü olan Quagga'nın
m tokondr yal DNA'sından kısa b r bölümün sekanslanması le yen b r
araştırma alanı doğmuştur. Yarattığı büyük lg ye rağmen ant k DNA
çalışmaları ancak Pol meraz Z nc r Reaks yonunun (PCR) keşfinden sonra
hız kazanab lm şt r. PCR ortamda bulunan b rkaç DNA kopyasının
m lyonlarca kez çoğaltılmasını sağlayan b r tekn k olarak, tüm moleküler
genet k alanları le b rl kte ant k DNA çalışmalarına da büyük b r mkân
sunmuştur. Sağladığı bu büyük yarar le öneml araştırmaları mümkün hale
get ren PCR, aynı zamanda saygıdeğer derg lerde yayınlanan ve daha sonra
araştırma dünyasının hayal kırıklığı yaşamasına neden olan bazı hatalı poz t f
sonuçlara da neden olmuştur. Bu sonuçlar hızla popüler hale gelen ant k DNA
çalışmalarının t barını da öneml ölçüde zedelem şt r. Ant k DNA çalışma
alanı, hem örnekler n doğasından kaynaklanan bazı güçlükler le mücadele
etmey deney mlerken, aynı zamanda da zedelenen t barını düzeltme
çabasına g rm şt r.
Ant k örneklerden elde ed len DNA, m ktarca çok az ve ler düzeyde
de hasarlıdır. Çevresel koşullar DNA'nın hızla küçük parçalara ayrılmasına
neden olmuştur. Araştırmacılar peş nde oldukları b lg ye ulaşmak ç n önce
m lyonlarca küçük parçayı b r araya get rerek b r bütün oluşturmak
durumundadır. M ktarca az ve hasarlı olan ant k DNA'nın PCR ortamında
modern DNA örnekler ne göre rekabet gücü de çok düşüktür. Bu da, modern
DNA kontam nasyonunu öneml b r sorun hal ne get rmekted r. Tüm tekn k
güçlükler ne rağmen evr msel l şk ler n çözümlenmes nde, popülasyon
d nam kler n n anlaşılmasında ve dönem n beslenme, sağlık koşullarının
ortaya konulmasında büyük potans yel olan bu alan gel şmeye ve açıklarını
kapatacak yöntemler bulmaya devam etmekted r. Günümüz gel şmeler le
öneml ver ler sağlayan moleküler çalışmalar şüphes z genom hakkındak
b lg ler m z gel şt kçe ve hatta tekn kler m z daha da lerled kçe çok daha
öneml b lg ler sunab lecek potans yele sah pt r. Bu nedenle alanda çalışan
tüm araştırmacıların, özell kle antropolog ve arkeologların, ant k DNA
anal zler n n güçlükler , süreçte d kkat ed lmes gereken noktalar ve bu
anal zlerden hang b lg ler elde edeb lecekler konularında b lg sah b
olmaları öneml d r.
Termera (Asarlık) Erken Dem r Çağı Nekropolü Buluntuları
Necm ye Seda ERYILMAZ
Ege havzası le t car ve s yas yakın l şk ler ç nde olan Termera
stratej k konumu le yazılı kaynaklarda Kar soyunun atası olarak göster len
Leleg halkının yarımadadak b l nen en esk yerleş mler nden b r olmuştur.
1863 yılında C. Newton tarafından bölgede başlatılan lk araştırmaları, 1887
yılında W.R. Paton tarafından Asarlık nekropolünde yapılan lk kazılar tak p
etm şt r. Son yıllarda Termera (Asarlık) kent terr tor umunda yapılan yüzey
araştırmaları ve kurtarma kazısı çalışmaları sonucunda Erken Dem r Çağı
başlarına a t öneml ver ler tesp t ed lm şt r.
Batı Anadolu, Adalar, Yunan Anakarası'nda Geç Tunç Çağı sonu Erken Dem r Çağı başı geç ş sürec n kes nt s z yansıtan kültürel tabakaların
yeter kadar saptanamamış olması ve kültürel unsurlara a t buluntuların
oransal azlığı kronoloj k ve kültürel b r takım sorunları gündeme get rm şt r.
Kar a Bölges ’n n Geç Tunç Çağı ve Erken Dem r Çağı, P lavtepe, Müsgeb ,
Çömlekç köy, Hyda (Damlıboğaz) yerleş mler nden gelen ver lerle kısmen
tanınab lmekted r. MÖ 12. yüzyıl başlarından t baren, Tunç Çağı'ndan gelen
ölü gömme gelenekler n n Termera ve Pedasa yerleş mler nde kısmen devam
ett ğ anlaşılmaktadır. Bu kentler n mezar buluntularına bağlı olarak Erken
Dem r Çağı'nda kurulmuş olduğunu söylemek mümkündür. Termera
Nekropolü'nde ortaya çıkarılan toplam 70 mezar yapısı ncelenm ş, bunların
ç yüzeyler nde korunan 161 adet gömü çukurunun varlığı tesp t ed lm şt r.
Mezarlardan ele geçen buluntular MÖ 12. yüzyıldan t baren Termera
Nekropolü'nün kullanımda olduğunu göstermekted r.
Termera kent nde en erken ve öneml ver ler şu an ç n nekropol
alanında ele geçen seram k, metal ve cam buluntular le tems l ed lmekted r.
Yuvarlak mezar platformu olarak adlandırılan mezarda yapılan kazılar
sonucunda p şm ş toprak p thos, karından kulplu amphora, tek kulplu sürah ,
amphor skos g b kapalı kaplar; skyphos ve açık der n kaplar ele geçm şt r.
P şm ş toprak üç ayaklı kap ve b r askos bu mezardan ele geçen r tüel kapları
arasındadır. D ğer b r mezar m mar s olan d kdörtgen mezar platformlarında
yapılan çalışmalar sırasında hak m bezemes şeması yatay bantlar le bezel
küçük kaseler, tek kulplu sürah ler le b rl kte Asarlık nekropolünde ele geçen
örnekler bölgen n Erken Dem r Çağı yerel seram k üret m n yansıtır
n tel kted r. Nekropolde ele geçen metal buluntu çeş tl l ğ ; fibula, kama,
bıçak ve kını toplumun sosyo-kültürel k ml ğ ne a t zler yansıtmaktadır.
Pedasa Ant k Kent 2018 Kazılarında Açığa Çıkarılan Kremasyon ve
İnhumasyon Gömüler n Antropoloj k Anal z
Serdar YURDAGÜL
Ayla SEVİM EROL
Alper Yener YAVUZ
Bu çalışmanın konusunu Hal karnassos Yarımadası'nın ç kes m nde
Mausollos Dönem ve önces halkı olan Karlar'ın yazılı belgeler nde ataları
olarak göster len Lelegler tarafından kurulan Pedasa ant k kent n n 2018 yılı
kazı çalışmaları sırasında mezar alanlarından çıkarılan nsan skeletler
oluşturmaktadır. Bu çalışmalar sırasında ortaya çıkarılan kremasyon ve
nhumasyon gömü t pler ndek nsan skelet kalıntılarının yaş ve c ns yet
tay n , patoloj k anal zler ve kremasyon gömü t pler n n maruz kaldığı ısı
dereces n n tahm n amaçlanmıştır. Çalışmanın konusu Pedasa ant k kent
2018 kazı çalışmalarında kazısı gerçekleşt r len Mezar Platformu 66 (MP66),
Mezar Platformu 72 (MP72), Tümülüs 79 (T79) ve Elmadağ mezar
alanlarındak mezarlardan çıkarılan nsan skeletler oluşturmaktadır. Kuru
tem zl k ve mümkün olan onarımlar gerçekleşt r lm ş, T79 alanından
çıkarılan skeletler n bazılarında %5'l k Paralo d B72 (PB72) uygulamasıyla
parçalanan materyaller n sağlamlığı sağlanmıştır. B reylere uygulanan
kremasyonların dereces le nhumasyon gömülerdek b reyler m kroskob k
ncelemelerle b rey tay nler yapılarak popülasyonun demografis ortaya
konulmuştur. B reyler n yaşlandırmaları; skeletler n mevcut olan
bölümler ne göre b l nen yaş ve c ns yet bel rleme yöntemler d kkate
alınarak, o b reye uygulanab lecek yöntem seç l p b rey n yaş ve c ns yet
tanımlamaları yapılmıştır. Yalnızca b r b reyde tesp t ed len patoloj k
lezyonlar makroskob k olarak ncelenerek tanımlanmıştır.
Antropoloj k anal z ve değerlend rmeler sonucunda; MP 66'da 3, MP
72'de 10, T79'da 6, Elmadağ'da se 1 b rey olduğu tesp t ed lm şt r. B reyler n
16'sı kremasyon, 4'ü nhumasyon gömü t p nded r. 4 erkek, 5 kadın olmak
üzere d ğer 11 b rey n c ns yet bel rlenemem şt r. B reyler n yaş dağılımına
bakıldığınıda: 2 bebek, 1 çocuk, 2 adölesan, 6 genç er şk n, 2 orta er şk n, 1
ler er şk n ve 6 er şk n (genç-orta er şk nl k sonu dönem) b rey şekl nde
dağılım göstermekted r. Taşınmış kremasyon gömüler n maruz kaldıkları ısı
homojen olmadığından tüm b reyler n yanma dereceler aralıklı olarak
ver lm şt r. Kremasyon uygulama dereces ortalama olarak hesaplandığında
680-850°C olarak bel rlenm şt r. Yapılan bu çalışma sonucunda b reyler n
taşınmış kremasyon gömü olması skeletler üzer nde çok fazla
deformasyonlar görülmes ne neden olmuştur. Bu deformasyonlar b reyler n
demografik tanımlamalarını zorlaştırmıştır. Kremasyon uygulaması
yapıldıktan sonra skeletler n taşınması ve gömü alanına dökülmes
kem kler n oldukça kırılmasına ve bütün halde kem k üyeler n
bulunamamasına neden olmaktadır. Gömünün yapıldığı dönemden
günümüze özell kle mezar platformlarının formu taş sanduka olduğundan,
gömüye kl msel değ ş kl kler de dolaylı olarak etk etmekted r. Bu durumda
kem kler üzer nde postmortem deformasyonlar meydana get rmekted r.
Anal z yapılab len skeletlerden yalnızca MP72-Gömü10 numaralı
mezardak b reyde bel rlenen antemortem d ş kaybı, omurlarda osteofit ve
metacarpal kem ktek art r t g b patoloj k olgular, d ğer b reyler n h ç b r nde
rastlanmamıştır. Pedasa kazısında ele geçen b reyler n genel demografik
dağılımı yapılmış olmakla b rl kte, ne yazık k Leleg popülasyonunun
morfoloj s açısından genel b r değerlend rme yapmak mümkün olamamıştır.
Bu çalışma, ş md l k Pedasa nsanlarıyla lg l b r ön çalışma n tel ğ nded r.
.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Erken Dem r Çağı Nekropoller :
Mezar Grupları ve Mezar T poloj s
Savaş DURNAGÖLÜ
Bu çalışmanın ağırlık noktasını Belentepe, Mengefe ve Hüsamlar
Köyü kazı alanlarında açığa çıkartılmış olan nekropol planlaması, mezar
öbekler ve mezarların t poloj k özell kler kapsamaktadır. Dem r Çağı
başlarında oluşmaya başlayan ve Geometr k Dönem çer s nde olgunluk
dönem n yaşayan bu kültürel süreçtek mezar grupları, Kar a'nın Keramos
Körfez le Mylasa arasındak bölges n n Erken Dem r Çağı yerleş mc ler n n
kültür b leşenler n anlamamıza öneml katkılar sağlamaktadır. Mezarların
yapısal özell kler n n Kar a Bölges ’nde açığa çıkartılmış mezar gruplarıyla
karşılaştırılması sonucunda elde ed len b lg ler, bölge halkının Kıta
Yunan stan ve adalarla olan l şk ler n , etk leş m ve Anadolu kültürler yle
olan bağlarını ortaya koyması açısından son derece öneml d r. Tar hsel açıdan
bölgen n kültürel m rasına öneml arkeoloj k ver ler kazandıran bu bölgen n
Bodrum Yarımadası, Mylasa merkezl Hyda ve Beç n bulguları,
Straton ke a-Lag na bölges Börükçü, Bozukbağ g b Erken Dem r Çağı
çer s nde değerlend r len mezarlık alanlarıyla benzerl kler ve farklılıkları
bel rlenm şt r. Çalışma le mezar m mar s nde gözlenen değ şkenl kler
tanımlanmış ve elde ed len b lg ler, Belentepe, Mengefe ve Hüsamlar'ın dah l
olduğu kültürel bölgen n Kar a Bölges ’ndek yer ve önem hakkında b rçok
bulgunun b l m dünyasına tanıtılması hedeflenm şt r.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller
Kül Sandıkları
Ünal TÜRKAN
Belentepe ve Hüsamlar Nekropoller , Mylasa kent n n yaklaşık 40
km. güneydoğusunda, Keramos kent n n se yaklaşık 8 km. kuzey nde yer
almaktadır. Belentepe ve Hüsamlar bölgeler I. b nyıl başlarından t baren
kültürel süreçlerdek değ ş m yansıtan öneml nekropol alanları arasında yer
alır. Bu nekropollerde büyük a le mezarı olarak kullanılan mezarların
çevres nde yoğunlaşan, k m durumda bağımsız halde bulunan kare ve
d kdörtgen planlı çer s nde k nc l kremasyon artıklarının bulunduğu
sandık/kutu mezarlar ortaya çıkarılmıştır. “Kül Sandığı” olarak kullanılan
mezarlar, çoğu zaman urne ve mezar hed yes barındırmaması, kremasyondan
arta kalan kül/kem k parçalarının doğrudan mezar ç ne bırakılması le
bölgen n ölü gömme geleneğ nde farklı b r uygulama göster r. Bu
mezarlardan az sayıda urne ve ölü hed yes gelmes , mezarların köken ve
kronoloj s le lg l sorunları beraber nde get rmekted r. Leleg
Yarımadası'ndan gelen güncel b lg ler, mezar platformlarında, doğrudan
kül/kem k bırakılan mezarlarla, Yunan stan Anakarası mezarları arasında
bağlantı kurulmasını sağlamış ve böylel kle Erken Dem r Çağı başlarında
görülen göç hareketler ve göçün yönü hakkında öneml ver ler sağlamıştır.
Pedasa mezar örnekler kültürel etk leş m n MÖ 12-10 yüzyıl aralığı g b
erken b r zaman d l m n şaret ederken, Belentepe ve Hüsamlar mezar
örnekler , Kül Sandıkları'nın Geometr k ve Arka k Dönem'de sürekl l ğ n
göstermes açısından oldukça öneml d r. Belentepe ve Hüsamlar
nekropoller nde Kül Sandıkları'nın MÖ 8. yüzyıldan t baren MÖ 4. yüzyıla
kadar sürekl kullanıldığına da r kes n b lg ler olmamakla b rl kte, Hellen st k
Dönem boyunca da, mezar m mar s nde fazla b r değ ş m görülmeks z n
kullanılmıştır. Burada asıl değ ş m, bu t p mezarlarda, mezar hed yeler le
b rl kte urne kullanımının tekrar başlaması, bölgen n kültürel yapısında
meydana gelen değ ş m n ölü gömme gelenekler ne yansıması olarak
karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu mezar grubu le çalışmanın ağırlık
noktasını Geometr k- Hellen st k Dönem zaman aralığı oluşturmaktadır.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları:
Bağdamları Ant k Dönem İskeletler nde Gözlenen Kafa
Deformasyonları
Alper Yener YAVUZ
Ayla Sev m EROL
Hakan MUTLU
Olcay AÇAR
Kaan ÜRKER
İnsan türler n çeren Homo c ns n n günümüzden yaklaşık 3 m lyon
yıl önce tar h sahnes ne çıkışıyla, b yoloj k ve kültürel değ ş m hızlanmış ve
yaklaşık kırk b n yıl önce sosyal ve kültürel yaşamı gereğ süslenme b l nc n
kazanmaya başlamıştır. Çalışmamızın konusunu oluşturan kafa
deformasyonları se süslenme b l nc kadar esk tar hlere dayanmasa da,
oldukça uzun süred r uygulanmaktadır. 40 b n yıl önces ne tar hlend r len ve
Shan dar Mağarası'nda bulunan Neanderthal kafatasında kültürel
deformasyona rastlanılmıştır. Bell b r amaç uğruna önceden tasarlanarak
bell b r b ç m gerçekleşt rmek ç n yapılan deformasyonlardır. Bunun yanı
sıra herhang b r kastın söz konusu olmadığı ancak yaşam tarzına bağlı olarak
oluşan deformasyonlar da kültürel deformasyon olarak tanımlanmaktadır.
Bunların sosyal, kültürel veya pol t k amaçlarla yapıldığı düşünülmekted r.
Bu çalışma, Anadolu'dak , özell kle Kar a Bölges 'ndek benzer prat kler
karşılaştırmak ve anlamak amacıyla gerçekleşt r lm şt r.
Muğla l M las lçes YKEÜTAŞ kurtarma kazıları sırasında
Bağdamları Mevk 'nde dromoslu b r mezar çer s nden karışık hâlde
gömülmüş 17 b rey tesp t ed lm şt r. Mezarda ölü hed yes olmadığı ç n
m mar den yapılan tar hlend rmeye göre mezar Geç Geometr k Dönem'e
tar hlend r lm şt r. 17 b rey n h ç b r s nde b r skelet bütünlüğü olmadığı ç n
MNI tesp t yapılmıştır. Bu b reyler n b r fetüs,üçü çocuk,d ğerler se er şk n
b reylerd r. Bağdamları'ndan tesp t ed len 17 b reyden 12's nde kafa
deformasyonuna bel rlenm şt r. Bu 12 kafa deformasyonu ç nde 9 tanes çok
bel rg n, 2 tanes az bel rg n kültürel deformasyon olduğu, 1 tanes se kültürel
olmayan deformasyon olarak değerlend r lm şt r. Bağdamları kafataslarında
da resel ve yassı olarak k çeş t kültürel deformasyona rastlanmıştır. Bu
bulgular, Anadolu'dak benzer örneklerle zaman ve mekansal olarak tutarlılık
göstermekted r.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları:
Belentepe Arka k Dönem İskeletler
Ayla Sev m EROL
Alper Yener YAVUZ
Kaan ÜRKER
Olcay AÇAR
Bu çalışmanın konusunu oluşturan Arka k Dönem'e tar hlenen
mezarlar, M las Belentepe kazıları sırasında ortaya çıkarılmıştır. Amacımız
bu mezarlardak gömüler n demografik anal zler n ve antropoloj k
değerlend rmeler n yapmanın yanı sıra, kremasyon gömülerde skeletlerde
görülen deformasyonlar le yanma dereceler hakkında b lg vermekt r. Bu
çalışmada M las Belentepe kazıları sırasında Arka k Dönem'e a t 2011-2016
yılları arasında kazısı yapılan 58 mezardan ele geçen skelet kalıntıları
değerlend rmeye tab tutulmuştur. Her b r mezardan ele geçen kem k
kalıntılar m kroskob k olarak ayrıntılı ncelenerek mezarlardak m n mum
b rey sayısı tesp t ed ld kten sonra, yaş ve c ns yetler bel rleneb lenler ayırt
ed lm şt r. İler derecede yanmış olan kem klerde yaş ve c ns yet bel rlemek
mümkün olamamıştır.
Arka k mezarlardan ele geçen skeletler n çoğuna kremasyon
uygulanmış olup, kremasyonların büyük çoğunluğu ler derecede yakılmış
skeletlerden oluşmaktadır. Yapılan çalışmalar sırasında ele geçen skeletler n
büyük çoğunluğunu, bebek ve çocukların skelet kalıntılarının oluşturduğu
tesp t ed ld . Bunların da büyük çoğunluğunu 0-6 ay arasındak bebekler
oluşturmaktadır. Bu mezarlardan er şk n b reylere a t skeletler çok az
sayıdadır. Kem kler n çoğunluğu yanmış olduğu ç n patoloj ve varyasyon
anal z yapmak mümkün olamamıştır. Arka k Dönem skeletler demografik
açıdan değerlend r ld kten sonra kremasyon dereceler bel rlenmeye
çalışılmıştır.
Bu çalışma sonucunda skeletler n çoğunluğunun 800 derecen n
üzer nde yakılmış olduğu, yanma sonucu uzun kem klerde yatay çatlaklar
gözlen rken, yassı kem klerde genell kle obl k çatlaklar oluştuğu tesp t ed ld .
Bazı kem klerde ler derecede yanmaktan kaynaklı eğr lmeler gözlen rken,
bazı kem klerde de az yanmadan kaynaklı gr ve s yah renklenmeler olduğu
bel rlend . Tüm kem kler n aynı derecede yanmamış olması, ateş n tüm
kem kler aynı derecede etk lemem ş olduğunun b r gösterges d r. Arka k
Dönem M las nsanlarının ölüler n gömerken genelde kremasyon gömü
terc h etmeler bu nsanların nanç kültürler n n b r gösterges d r.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları:
Belentepe Toplumunda D ş Hastalıkları
Ç lem SÖNMEZ SÖZER
Ayla SEVİM EROL
Kaan ÜRKER
Olcay AÇAR
D şler, gömüldükten sonrak aşamalarda genell kle bütünlükler n
koruyab ld kler ç n toplumların beslenme şekl , sağlık sorunları ve akrabalık
l şk ler g b b rçok konu hakkında b lg sağlamaktadır. Bu çalışmanın
materyal n , Belentepe kazı alanından 2011-2013 yılları arasında çıkarılan
188 b rey n skelet ne a t 2057 d ş oluşturmaktadır. D ş çürüğü, d ş taşı, apse,
alveol kaybı ve antemortem d ş kaybı bel rlen rken Brothwell (1981) metodu,
d ş aşınmaları bel rlen rken se Bouv lle (1983) metodu kullanılmıştır.
Belentepe toplumunu oluşturan 188 b rey n %3,72's n n fetüs,
%14,89'unun bebek, % 23,40'ının çocuk,%1,06'sının adölesan, %17,55' n n
kadın,%30,85' n n erkek ve %8,51' n n c ns yet veya yaşı bel rlenemeyen ya
da her k s b rden bel rlenemeyen er şk nlere a tt r. İncelenen 2057 d ş n
1667's da m d ş, 390'ı süt d ş d r. Bebek ve çocuk b reyler n süt d şler nde
%4,98 oranında çürük, %1,31 oranında d ş taşı ve %58,79 oranında aşınma
olduğu saptanmıştır. Toplum genel nde se %15,31 oranında çürük, %83,85
oranında ve 4 dereces nde yoğunlaşan d ş aşınması, %13,02 oranında ve az
derecede d ş taşı, %2,11 oranında apse, %97,72 oranında ler derecede alveol
kaybı le b rl kte %23,97 oranında antemortem d ş kaybı varlığı saptanmıştır.
Belentepe toplumunun b r tarım toplumu olab leceğ sonucuna varılmış ve d ş
hastalıkları açısından Anadolu'da yaşamış çağdaşlarından daha kötü durumda
olduğu bel rlenm şt r.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Hellen st k Dönem
İskeletler nde B r Varyasyon: Metop c Sutur
Kaan ÜRKER, Ayla SEVİM EROL
Sema DEMİREL, Feyza OLUTAŞ
N han KELER, Olcay AÇAR
Alper Yener YAVUZ
Ant k dönem nsan skeletler nde gözlemlenen varyasyonlar
genell kle çevresel faktörler veya akrabalık l şk ler yle lg l ver ler
sunmaktadır. Metop k ya da nterfrontal sutur, kafatasının en yüksek noktası
olan bregmadan nas ona kadar uzanan ve frontal (alın kem ğ ) kem ğ n k
parçasının b rleşmes n sağlayan b r suturdur. Bu sutur normal şartlarda lk
yılın sonlarında kaynaşmaya başlar ve ortalama 4 yaş c varında tamamen
kaynaşarak kapanır (Scheuer ve Black, 2004). Metop sm se metop k suturun
beklenen süre çer s nde kaynaşmayarak varlığını sürdürmes ve ekstra b r
sutur hal nde bulunması durumu olarak fade ed leb l r. Metop k suturun
erken kaynaşması (kran yos nostoz s) patoloj k b r durum ken, metop sm
ep genet k b r karakter olarak değerlend r lmekted r. Ant k dönem
toplumlarında metop k sutur bulunma oranı genell kle % 0 la %7,4 arasında
değ şmekted r (Berry, 1975). Metop sm: nazal bölgede, suturun tamamında,
ortasında ya da üst kısmında görüleb lmekle b rl kte, bu çalışmada sadece tüm
metop k suturlu olgular değerlend rmeye alınmıştır.
Bu çalışma kapsamında Muğla İl , M las İlçes , Çakıralan Köyü,
Belentepe Mevk 'nde 2011-2014 yılları arasında gerçekleşt r len arkeoloj k
kazılarda açığa çıkarılan ve Hellen st k Dönem'e tar hlend r len nsan
skeletler değerlend rmeye alınmıştır. İskeletler önce tem zlenerek onarılmış,
daha sonra b rey tanımlamaları yapılmıştır. Yapılan anal zler sonucunda
toplam 129 b reye a t skelet makroskop k olarak ncelemeye alınmıştır, ancak
bu b reyler n heps nde kafa skelet bütün olmadığı ç n sadece 59 b rey bu
varyasyon açısından değerlend r lm şt r. Çalışmaya dah l ed len 59 b rey n
demografik dağılımına bakıldığında %44,1 erkek, %33,9 kadın, %3,4 olası
erkek, %3,4 olası kadın olarak tesp t ed l rken %15,3'ünün c ns yet tam
olarak bel rlenemem şt r. Bu varyasyon açısından değerlend r len 59 b rey n
%10,2's er şk n olmayan b reylerden oluşurken, %89,8' n er şk n olan
b reyler oluşturmuştur.
Hellen st k Dönem Belentepe nsan skeletler ncelemeler
sonucunda 129 b reyden metop c sutur açısından nceleneb len 59 kafatasının
20's nde metop k suturun bütün olarak varlığını sürdürdüğü görülmüştür. Bu
durum stat st ksel olarak değerlend r ld ğ nde % 33,9'unda metop c sutur
olgusu tesp t ed lm ş olup, bu sonuç, daha önce ncelenen d ğer Anadolu
topluluklarının sonuçlarıyla karşılaştırıldığında b z m nceled ğ m z
toplumun metop c sutur varlığının çok yüksek b r değer verd ğ görülmüştür.
Metop k suturu ep genet k b r karakter olarak ele aldığımızda, bu toplulukta
metop sm oranının bu denl yüksek bulunmasının, daha çok grup ç yapılan
evl l klerden kaynaklı olab leceğ n düşündürmekted r. Bu çalışma, ler de
yapılacak olan genet k çalışmalarla desteklend ğ nde daha kes n sonuçlara
ulaşmamız mümkün olab lecekt r.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları Hellen st k Dönem
İnsan İskeletler nde B r Varyasyon: Worm an
Olcay AÇAR, Ayla SEVİM EROL, Feyza OLUTAŞ
N han KELER, Sema DEMİREL
Kaan ÜRKER, Alper Yener YAVUZ
Ant k dönem nsan skeletler ncelend ğ nde genet k kökenl pek çok
varyasyonla karşılaşmak mümkündür. Bu varyasyonlar toplumdan topluma
farklılıklar göstereb lmekted r. Ant k dönem toplumları varyasyonlar
açısından ncelend ğ nde, çevresel koşullar, beslenme ve akrabalık l şk ler
g b çeş tl konularda b lg ed nmek mümkün olab lmekted r. Bu çalışmanın
konusunu oluşturan Worm an ( ntersutural ya da supernumara) kem kler,
kafatasındak sutur ve fontaneller n arasında yer alan kem k adacıkları
şekl ndek oluşumlar olarak tanımlanab l r. Genell kle kafa skelet n n ard
kafa ve duvar kem kler n n b rleşme ç zg ler (sutur) arasında oluşab leceğ
g b , alın kem ğ le duvar kem kler arasında da görüleb lmekted r. Worm an
kem kler kafatasında bulunan bütün suturların arasında görüleb lmekle
b rl kte, çoğunlukla kafatasının sağ tarafında (Sanchez-Lara ve ark., 2007) ve
%50 oranında lambdo d suturun üzer nde (Jeanty ve ark., 2000)
gözlemlend ğ b ld r lm şt r. Prenatal dönemden t baren gözlemleneb len
worm an kem kler n oluşumu hem ep genet k hem de h postot k nedenlere
bağlanmaktadır. Ayrıca deformasyonel brak sefal g b bazı kafatası
anomal ler ne worm an kem kler n eşl k ett ğ de b l nmekted r. Toplumlarda
yapılan araştırmalara göre worm an kem kler n görülme sıklığı % 8 la % 15
arasında değ şmekle b rl kte, Ç n'de yapılan b r çalışmada % 80,32 oranda
worm an olduğu tesp t ed lm şt r (Brothwell, 1963).
Çalışma kapsamında Muğla'nın M las lçes ne bağlı Belentepe kazı
alanında, 2011-2014 yılları arasında gerçekleşt r len arkeoloj k kazılardan ele
geçen ve Hellen st k Dönem'e tar hlend r len b r topluma a t skelet
kalıntıları, worm an açısından değerlend r lm şt r. Hellen st k Dönem
Belentepe skeletler yaptığımız çalışmalar sonucunda nceleme sonuçlarına
göre toplam 129 b reye a t skelet olduğu bel rlenm ş olup bu b reyler n kafa
skeletler worm an açısından makroskop k olarak ncelenm şt r.
İskeletler n tem zl k ve onarımlarından sonra b rey ayırımları
yapılarak demografik dağılımları hazırlanmıştır. İncelenen topluma a t 129
b rey n heps n n kafa skelet bütünlükler korunamadığı ç n, bütünlüğü
korunab len 52 kafatası worm an olgusu açısından nceleneb lm şt r. Bu
b reyler n c ns yet dağılımına bakıldığında % 44,2's n n erkek, % 36,5'sının
kadın, %1,9'unun olası erkek, %7,7's n n olası kadın şekl nde b r dağılım
gösterd ğ anlaşılmaktadır. Bunların % 9,6'sının c ns yetler
bel rlenemem şt r. Bu açıdan ncelenen b reyler n % 94,2's er şk n, % 5,8'
er şk n olmayan b reylerden oluşmaktadır. Hellen st k Dönem'e a t ncelenen
52 kafatasından 38' nde worm an kem k saptanmış olup, bunların toplum
genel nde % 73'ünü oluşturduğu anlaşılmıştır. Tesp t ed len worm an
kem kler n % 68,52's lamdo d suturda görülürken, % 8,52's sag ttal suturda,
% 5,56'sı le coronal suturda olduğu bel rlenm şt r. Bununla b rl kte
%1,85's n n aster on bölges nde worm an tesp t ed lm şt r. Ayrıca üç b reyde
(% 5,56'da) se Inca ( nterpar etal) kem k oluşumu saptanmıştır.
Bu tür varyasyonların genell kle çevresel etkenlerde kaynaklı
olduğuna l şk n çalışmalar mevcuttur. Ancak bazı araştırmacılara göre de
ep genet k kökenl olduğu rapor ed lmekted r. İncelenen toplumda Ard kafa
kem ğ suturu üzer nde oldukça yüksek oranda worm an varlığı, homojen b r
toplumu şaret etmekle b rl kte, bu durumun çevresel etkenlerden kaynaklı
farklı nedenler de olab lmekted r.
YKEÜTAŞ Kurtarma Kazıları: Belentepe Nekropolü’nde Hellen st k
Dönem’e A t Trepanasyon Olgusu
Olcay AÇAR, Alper Yener YAVUZ
Tül n DEĞİRMENCİ, Kaan ÜRKER
Ayla Sev m EROL
Belentepe Nekropolü, Mylasa kent n n yaklaşık 40 km.
güneydoğusunda, Keramos kent n n se yaklaşık 8 km. kuzey nde yer
almaktadır. Belentepe ve Hüsamlar bölges nde yer alan arkeoloj k alanlar,
Kar a bölges n n İlk Tunç Çağı ve Erken Dem r Çağı'dan başlayarak
günümüze kadar süren mezar m mar s , ölü gömme gelenekler ve materyal
kültürü hakkında öneml katkılar sağlaması le bölgen n sosyo-kültürel,
sosyo-ekonom k yapısı le lg l değ ş mler n zlenmes ne olanak
vermekted r. Belentepe kazı alanında 2011 kazı sezonu sonuna kadar 181
mezardan nsan skelet kalıntıları ele geç r lm şt r. Yapılan ncelemeler
sırasında 2011 yılı kazı sezonunda Belentepe'den BLT11-M168 numaralı b r
mezardan ele geçen er şk n b r b reye a t kafatasının sağ par etal nde, yaklaşık
5 cm çapında trepanasyon z ne rastlanılmıştır. Bu olgu, mezarın dönem ,
mezar t poloj s ve nekropol planlaması çer s nde yer alması neden yle
Hellen st k Dönem çer s nde değerlend r lm ş olup, bu çalışmanın
materyal n trepenasyon uygulanan skelet oluşturmuştur.
Trepanasyon, kafa der s ne veya yumuşak dokuya zarar vermeks z n
kafatasının bel rl b r bölges n n del n p parçanın çıkarılarak tedav
ed lmes ne yönel k yapılan b r şlemd r. Trepan adı ver len b r aletle
gerçekleşt r len bu şlem, nsanlık tar h n n b l nen en esk ve en yaygın tıbb
operasyonlarından b r d r ve kafa delg amel yatı olarak tanımlanmaktadır.
Konumu t bar yle b rçok topluma ev sah pl ğ yapmış olan Anadolu' da
trepanasyona a t zlere, çanak çömleks z Neol t kten Osmanlı Dönem 'ne
kadar rastlanır. Sonuç olarak, farklı tekn kler uygulanarak yapılan
trepanasyonun, Belentepe nsanında delg açma yöntem yle yapıldığı
anlaşılmaktadır. Günümüze kadar olan Trepanasyon örnekler genell kle
frontal, par etal ve occ p tal kem klerde, az olmakla b rl kte temporal kem k
üzer nde görülen örnekler de bulunmaktadır. İncelenen b rey n muhtemel b r
rahatsızlığı neden yle bu operasyonun uygulanmış olduğu tahm n
ed lmekted r.
Damlıboğaz / Hyda Ant k Yerleş m n n
Geometr k ve Or ental zan Dönem Zeng nl ğ
Bahadır BERKAYA
Muğla İl , M las İlçes , Damlıboğaz Köyü'nün bulunduğu yerde
Hyda ant k kent yer almaktadır. 1950 ve 1970l yıllarda kentte çeş tl
kazılarla ele geç r len İlk Tunç Çağı'ndan Roma Dönem 'ne uzanan seram k
buluntuları yurt ç , yurtdışı müzeler ve koleks yonlara yayılım göstererek
d kkatler çekm şt r. 1980l yılların sonu ve 2000'l yılların başlarında ant k
kentte yapılan b l msel araştırma ve kurtarma kazıları sonucunda elde ed len
ver ler bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Damlıboğaz Köyü
çer s nde Kale Tepe yükselt s n n doğu eteğ nde ant k Hyda kent nekropol
alanında M las Müze Müdürlüğü başkanlığında 2008 - 2009 yıllarında
kurtarma kazıları gerçekleşt r lm şt r. Bu alanda 2 adet oda mezarın kazısı
yapılmıştır. Kurtarma kazıları le ortaya çıkarılan kayaya oygu oda mezarlar,
planları ve buluntu topluluğu le kullanıldıkları dönem hakkında öneml
b lg ler vermekted r. Kar a Bölges erken dönemler n n sosyo-ekonom k ve
kültürel yaşamı hakkında öneml ver ler sağlayan Hyda ant k kent dönem n
Kar alı k ml ğ n yansıtmaktadır.
Euromos Güney Nekropolü’nde 2018 Yılında Ortaya Çıkarılan
Mezarların T poloj s ve Buluntuları
Abuzer KIZIL
Euromos'ta 2018 kazı sezonunda öngörülen program har c nde b r
zorunluluk net ces nde güney nekropolde toplam 14 adet mezarın kazısı
yapılmıştır. Uzunluk olarak yaklaşık 60-70 m. mesafede, 1.60 m. der nl kte,
1.00 m. gen şl ğ nde kazılan elektr k hattı kanalı boyunca bu kadar çok
mezara rastlanması nekropolün yoğunluğunu göstermes açısından
öneml d r. Kazısı yapılan h ç b r mezar sağlam ve ç ne moloz dolmamış b r
şek lde bulunamamıştır. Buna rağmen ele geçen buluntular kronoloj k
saptama ç n oldukça büyük önem arz etmekted r. Mezarlar t p olarak; taş
lah t, taş sanduka, taş örgü tekne, k rem t çatkı, k rem t semerdam, k rem t
sanduka, p thos, ve amphora olmak üzere 8 farklı t p göstermekted r. Bazı
noktalarda farklı t plerdek mezarlar yanyana b r grup oluşturab lmekted r.
Mezarlardan, 1 adet gümüş Rhodos s kkes , 27 tanes bronz olmak
üzere toplam 28 adet Helen st k ve Roma Dönem' ne a t s kke, 2 adet rozet
şekl nde altın apl k, 1 adet rozet şekl nde gümüş apl k, 12 adet küpe ve
kolyelere a t olması muhtemel altın parçası, 1 adet bronz halka, 1 adet dem r
bıçak, 1 adet bronz tıp alet , 1 adet dem r yüzük parçaları, 1 adet bronz halka, 1
adet d nos ağız ve gövde parçası, 1 adet kotyle gövde parçası, 1 adet yonca
ağızlı o nokhoe, 1 adet firn sl seram k parçası, 2 ayrı amphor skosa a t
parçalar, s yah firn sl ka de parçası, 1 adet olpe ve 1 adet kand l ele geçm şt r.
Buluntular ışığında mezarların Geç Geometr k Dönem'le Roma Dönem
arasına tar hlend r lmes mümkündür. Aynı mezarın farklı dönemlerde
kullanılmış olab leceğ öngörüsüne rağmen, Hellen st k Dönem öne
çıkmaktadır. Euromos ç n asıl öneml olan, tartışmaya açık da olsa, MÖ 5.
yüzyıla ışık tutab lecek lk kontekst b r olpen n k rem t sanduka mezardan ele
geçm ş olmasıdır. Z ra, bu güne kadar Euromos'ta n s tu olarak MÖ 5. yüzyıla
tar hlend r len herhang b r arkeoloj k ver elde ed lemem şt .
Datça Burgaz Nekropolü Kazıları (2015 - 2017)
Şeh me ATABEY
Şenay ÖCAL
Muğla İl , Datça İlçes , İskele Mahalles , III. Derece Arkeoloj k S t
Alanı’nda yer alan Burgaz Mevk 'nde, özel mülk yete a t 670 adada 1-7 nolu
parsellerde yapılanma önces , lke kararı gereğ Marmar s Müze
Müdürlüğü'nce gerçekleşt r len sondaj çalışması sonucunda çoğunluğu
p şm ş toprak kand llerden oluşan arkeoloj k buluntular ve temel sev yes nde
b rb r ne paralel kor dorlu d kdörtgen planlı mekanlar ortaya çıkartılmıştır. 7
adet parselde toplam 36 adet sondaj çukuru açılmıştır. Kazı çalışmalarında
çok sayıda ele geçen p şm ş toprak kand l, amphor skos g b taşınır kültür
varlıklarının b ç m ve formundan hareketle bu m mar yapılanmanın
Hellen st k Döneme le l şk l olduğu çalışmalarda rastlanan dar kor dorlu
mekanların Hellen st k Dönem'e a t seram k atölyeler ne a t olab leceğ ve
m mar yapılanmanın, 20 yılı aşkın b r süred r devam eden Burgaz kazılarında
plan yapısı olarak lk kez karşılaşılmış olması bakımından arkeoloj k yönden
büyük önem arz ett ğ anlaşılmıştır.
Burgaz Örenyer 'n n nekropolü olduğu düşünülen ve III. Derece
Arkeoloj k S t Alanı’nda yer alan özel mülk yete a t 784 ada 1 parsel ve 786
ada 1 parselde talep ed len yen yapılanma önces 2016 yılında
Müdürlüğümüzce sondaj çalışmalarına başlanmıştır. Bu parselde yapılan
sondaj çalışmaları sırasında mezar buluntularına rastlanması neden yle söz
konusu alanlarda kurtarma kazısı çalışmaları yapılmıştır. Çalışmalar
sonucunda taşınmazlar üzer nde toplam 62 adet sondaj açması bel rlenm şt r.
Bu açmalardan 10 tanes nde kalıntılara ve buluntulara rastlanmıştır.
Bunlardan 2 açmada bas t tekn kte yapılmış (harçsız) duvar blokları, 8
açmada se farklı t plerde 17 adet mezar ortaya çıkarılmıştır. Bu mezarlardan
2's sandık mezar, 2's bas t toprak mezar, 8' taş sıralı mezar, 4'ü urne mezar,
1' tekne mezar (larnaks) t p nded r.
Bu mezar kalıntılarının yanında çok sayıda p şm ş toprak
amphor skos, amphora, kase, kyl ks, kand l, lekythos, tabak, bronz parçalar
(ayna, kutu ) ve s kke g b mezar buluntuları da ele geçm şt r. Ele geçen
buluntulara dayanılarak Burgaz Mevk 'nde ortaya çıkarılan mezarlar, Klas k
Dönem'e, MÖ 5 ve 4. yüzyıla tar hlend r lm şt r. Yapılan kurtarma kazısı
çalışmalarında ortaya çıkan mezarlar ve buluntular bu alanın Burgaz
Örenyer 'n n Nekropolü olduğunu kanıtlamaktadır. Nekropoldek mezarlar,
bölgedek esk yerleş mler n özell kler n günümüze yansıttıkları ç n belge
n tel ğ taşımaktadır.
Mylasa Hayıtlı Nekropolü ve Seram k Atölyes
Cemre ÖZTAN
Canan KORK ÇİFCİ
Kar a Bölges ’n n öneml b r kent olan Mylasa'da, genell kle nşa
faal yetler veya şehr n alt yapısı le lg l yapılan kazılar sonucunda gün
yüzüne çıkan ve çoğu da soyulmadan günümüze kadar gelen en öneml
yapıları mezarlar oluşturmaktadır. Hayıtlı Nekropolü ve Seram k Atölyes
Mylasa ç n öneml b lg ler sunmaktadır. M las Müze Müdürlüğü
başkanlığında kurtarma kazısı yapılan alan, M las İlçes , Hayıtlı Mahalles
253 ada 38 parsel üzer nde yer almaktadır. 2005 yılında yapılan temel kazıları
sonucunda lah t t p mezarlara rastlanması sonucunda kurtarma kazıları
başlatılmıştır. 2017 yılında tamamlanan kazı çalışmaları sonucunda parsel
sınırları çer s nde Arka k ve Klas k Dönem nekropolü ve Erken Roma
Dönem 'ne tar hlenen seram k atölyes ortaya çıkartılmıştır.
Hayıtlı Nekropolü büyük ve öneml b r nekropol alanının küçük b r
parçasıdır ve tüm yönlerden etrafa gen şleyerek devam etmekted r. Mezarlar
çer s nde, çoğunlukla sağlam olarak korunmuş durumda, çok sayıda gömü
hed yes bulunmaktadır. Gömü hed yeler çer s nde p şm ş toprak ve cam
kaplar, altın elb se apl kler , altın ve değerl taşlardan yapılmış kolye parçaları
çoğunluktadır. Ayrıca çok sayıda, farklı türde ve yüksek kal tede şç l klere
sah p buluntular da vardır. Hayıtlı Nekropolü’nde açığa çıkartılan mezarlar ve
mezarlar çer s nden bulunan gömü hed yeler n n Mylasa'da daha önce
yapılan kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılan buluntularla benzerl k
göstermes , mezarlar ve gömü hed yeler n n Mylasa'da yaygın olarak
kullanıldığını kanıtlar n tel kted r. Buluntular; dönemsel ve yerel özell kler n
yanı sıra, dış kültürlerle olan l şk ler yansıtması bakımından da büyük
öneme sah pt r. Bulgular, Arka k Dönem'den Kar a'nın en ht şamlı olduğu
dönem olan MÖ 4. yüzyıl Hekatomn dler Dönem 'ne kadar Mylasa kent nde
sürdürülmüş olan ölü kültler ve ölü gömme gelenekler ne ışık tutmaktadır.
M las Uzunyuva'dan B r Travma Örneğı:̇ Ok Ucu Yaralanması
Ayla SEVİM EROL, Alper Yener YAVUZ,
Kaan ÜRKER Olcay AÇAR
M las Uzunyuva'dan ele geçen ve ölüm neden olab lecek ok ucu
yaralı skelet n antropoloj k anal z konumuzu oluşturmaktadır. Vücudu b r
arada tutan skelet s stem n n b r kısmı (kem kler) veya tamamının b r etk yle
karşılaşması net ces nde, maruz kaldığı bölgedek gerek yumuşak doku,
gerekse kem k dokuda meydana gelen yırtılma, kes lme, kırılma, çatlama ya
da deformasyon olaylarının heps ne travma den r. Kem kler üzer nde tesp t
ed leb len kırıklar, çıkıklar, ateşl s lah yaralanmaları, trepanasyonlar,
dekap tasyon ve ampütasyonlar zaman zaman b rb r yle
karıştırılab lmekted r. Tesp t ed leb len tüm travmalar b rey n sağlık durumu
ya da yaşam tarzını yansıtmakla b rl kte, aynı zamanda toplumun da genel
sağlık durumu ve yaşam tarzı hakkında b lg ler ver r. Materyal m z M las
Uzunyuva kazıları sırasında ele geçen ve ok ucu le yaralanmış b r skelett r.
Çalışmamızın metodu: öncel kle m kroskob k antropoloj k metotlardan
yararlanarak skelet n yaş ve c ns yet bel rlend . Daha sonra ok uçlu
kafatasının radyoloj k anal z yapıldı.
Ok uçları, nsanların b r arada yaşamaya başladığı dönemlerden
günümüze, gerek av alet olarak gerekse savaşlarda öneml savaş alet olarak
kullanılmıştır. Okların etk s n çok daha fazla arttırab lmek ç n ahşap sapların
baş kısmına paleol t k dönemden günümüze çakmak taşları ve dem r, bronz
g b farklı metallerden elde ed lm ş uçlar takılmıştır. B r çok metal s lah g b
ok uçları da vücudun denk geld ğ bölgeye bağlı olarak yumuşak dokuda hatta
skelet s stem nde öneml yaralara hatta ölüme sebep olab l r. Bacak kol g b
uzuvlara alınan darbeler y leşmes daha olasıyken, Kafatasına, karna ya da
göğse alınan darbeler ölümle sonuçlanab l r. M las ok uçlu kafatasının a t
b rey n sağ par etal nde tüberküloz par etaleye yakın b r bölgeye dem r ç ft
kanatlı b r ok ucunun saplı olduğu tesp t ed ld . Er şk n b r b rey olan bu
skelet n muhtemel ölüm sebeb n n ok ucundan kaynaklı olduğu
düşünülmekted r. Ok ucu kafatasına dışarıdan çer ye doğru saplanmış
yaklaşık 47.5 mm. uzunluğunda ç ft kanatlı b r ok ucu olarak tanımlanmıştır.