Academia.eduAcademia.edu
SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMA DERGİSİ Social Sciences Research Journal Yıl / Year 17, Sayı / Issue 33 / Bahar / Spring (2019/1) ISSN: 1304-2424 SAHİBİ / Owner AKADER adına Doç. Dr. Necmi Derin SORUMLU MÜDÜR / Responsible Manager Doç. Dr. Necmi Derin SORUMLU EDİTÖR / Editor In-Chief Prof. Dr. Eyyüp Tanrıverdi (Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi) EDİTÖRLER KURULU / Editorial Board Prof. Dr. Ali Akay (Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi) Prof. Dr. Adnan Çevik (Muğla Sıtkı Koçman Ü. Edebiyat Fakültesi) Doç. Dr. Muammer Sarıkaya (Hacı Bayram Veli Üniversitesi) Doç. Dr. Faruk Gökçe (Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi) DİL EDİTÖRLERİ / Language Editors Dr.Öğr.Üyesi Ufuk Bircan Dr.Öğr.Üyesi Murat Kadiroğlu SEKRETERYA / Secretary Dr. Emine Gören Bayam YAYIN TÜRÜ / Journal Type Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi (Yılda 2 Sayı) A semiannual peer-reviewed social sciences research journal GRAFİK TASARIM / Graphic Design TAVOOS UYGULAMA / Application TAVOOS BASKI YERİ / Publication Place Hermes Ofset Ltd. Şti. İskitler/ Ankara BASKI TARİHİ / Publication Date 2019 YAZIŞMA ADRESİ / Correspondence Address Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 21280 Diyarbakır eyyuptanriverdi@hotmail.com Tel: 0 412 248 80 23 / 3815 Faks: 0 412 248 80 25 http://www.sbard.org Social Sciences Research Journal Yıl / Year 17, Sayı / Issue 33 / Bahar / Spring (2019/1) SBARD, uluslararası hakemli sosyal bilimler araştırma dergisidir, yılda iki kez yayınlanır. SBARD is a semiannual international peer-reviewed social sciences research journal. 33 İÇiNDEKiLER Table of Contents MAKALELER Articles 15-42 CANAN SEYFELİ ELİF KUL OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI Olodumare/Olorun: Almighty God In The Traditional Yoruba Religion 43-65 ESRA ASLAN SABRİ AKMAN KENTLEŞMENİN SOSYAL DEĞİŞMEYE ETKİSİ The Effect of Urbanization on Social Change MEHMET MEKİN MEÇİN ZERDÜŞTÎLİK İLE İŞRAKÎLİK ARASINDA BİR KARŞILAŞTIRMA: MELEK FİKRİ A Comparison Between Zoroastrianism and Ishraqism through the Angels Belief 97-124 HALİT YEŞİLMEN DOĞA VE KÜLTÜR İLİŞKİSİ AÇISINDAN DİJİTALİZM VE MOUSE KRİZİ Digitalism And Mouse Crisis in Terms of The Relationship Nature And Culture 125-136 ESRA ASLAN DENİZ YILDIZ MAX WEBER SOSYOLOJİSİNDE ANLAYICI/YORUMLAYICI YÖNTEM Apprehend/Interpreter Method in Sociology of Max Weber 65-96 137-150 151-167 169-196 197-207 209-215 MUSTAFA SARIBIYIK İBN ABDÜLHAKEM’E GÖRE ÖMER B. ABDÜLAZİZ’İN YÖNETİM ANLAYIŞI VE YÖNETİCİLERLE MÜNASEBETLERİ Governership of Omar B. Abdulaziz and His Relations with the Governers According to İbn Abdulhakem ABDULLAH TURHAN KUR’ÂN YORUMUNDA CÂHİLİYE BİLGİSİ VE KUR’ÂN’DA CÂHİLİYE KAVRAMI Knowledge of Ignorance in the Interpretation of the Qur’an and the Concept of Ignorance in the Qur’an MUTLU SAYLIK MİHNE DÖNEMİ ABBÂSÎ HALİFELERİNİN MEZHEP SİYASETİ Sectarian Politics of Abbasid Caliphs in Mihne Period RECEP ERTUĞAY HZ. PEYGAMBER’İN SÜNNETİNDE HAYVANLARA ŞEFKAT The Compassion of Hazrat Prophet Muhammad to Animals HANİFİ ASLAN KAĞAN GARİPER ÖĞRETİCİ ŞİİRİN METİNLERARASILIĞA SUNDUĞU İMKÂN VE EMEL EMİN’İN GAZELLER’İNDE METİNLERARASILIĞIN İŞLEVİ The Function of The Intermediate Texts in the Gazells of Emel Emin TANITIMLAR Review 217-221 AZİZE KAPLAN DOĞU DİNLERİ (HİND DİNLERİ VE GELENEKSEL ÇİN DİNLERİ) 223-225 BETÜL EKİN YAHUDİLİĞİN MİMARI EZRA 227-230 YASİN ÖNER ECMİATZİN: ERMENİ KİLİSE TARİHİ OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI YIL / YEAR 17, SAYI / ISSUE 33 / BAHAR / SPRING (2019/1) ss. 15 - 42 Makale geliş tarihi/Received: 20/04/2019-Makale kabul tarihi/Accepted: 25/05/2019 CANAN SEYFELİ Doç. Dr., Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Dinler Tarihi Anabilim Dalı cseyfeli@yahoo.com ELİF KUL Yüksek Lisans Öğrencisi, Dicle Üniversitesi, Dinler Tarihi Anabilim Dalı eliff.kull@gmail.com CANAN SEYFELİ-ELİF KUL Öz Çalışmanın konusu geleneksel Yoruba dininde Yüce Tanrı Olodumare/Olorun’dur. Geleneksel Yoruba dininde tanrı fikriyle ilgili çalışmalarda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşler Yoruba dininin politesit, monoteist veya henoteist bir karakter arz ettiği yönündeki fikirlerdir. Bu görüşlerin hemen hepsi Olodumare merkezli yapılmış ve dolayısıyla Olodumare’nin nasıl bir tanrı olduğunu ortaya koymayı hedeflemişlerdir. Burada önce bunların ve konuya ilişkin başka görüşlerin değerlendirmesi yapılarak Yoruba tanrı fikrinin, yani Olodumare’nin tek ve yüce tanrı olduğu nedenleriyle ele alınmıştır. Yoruba dini geleneğinde yer alan bir takım unsurların araştırmacılar arasında fikir birliğinin oluşmasını engellediği görülmüştür. En önemli sorunun geleneksel Yoruba dinine bütünsel bakışın ihmal edilmesi ve başka din ve kültürlerle bağdaştırma çabası olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın hedefi konuyu kendi bütünlüğünde ve inanılanı olduğu gibi açığa çıkarmak olmuştur. Tanrı fikrinin Olodumare’yle ilişkili olduğu, orişaların ise farklı bir yerde durdukları görülmüştür. Yoruba halkının Olodumare için kullandıkları isim, sıfat ve tanımlarda ve Yoruba dini sisteminin yaratılış, ölüm sonrası hayat ve dünya hayatı bütünlüğünde Olodumare’nin en tepede ve yalnız başına olduğu ortaya konmuştur. Geleneksel Yoruba dininde Olodumare, halk arasında yaratan, yargılayan, ulaşılmaz olan, her şeyi en iyi yapan, her şeye hakim olan, kaderi veren gibi özelliklere sahip tek Yüce Tanrı’dır. Anahtar Kelimeler: Geleneksel Yoruba Dini, Yüce Tanrı, Olodumare, Orişa, Atasal Kült OLODUMARE/OLORUN: ALMIGHTY GOD IN THE TRADITIONAL YORUBA RELIGION Abstract The subject of article is Almighty God Olodumare/Olorun in the traditional Yoruba religion. In the studies about idea of god in the traditional Yoruba religion are have varios views that have been put award. These views are sggested that Yoruba religion was CANAN SEYFELİ-ELİF KUL polytheist, monotheist or henotheist. Whole these studies were made in the center of Olodumare and so the aim of these stuies is found out what kind god Olodumare was?. In this article, first of all, the evaluation of these and other opinions was taken into consideration because of the fact that Yoruba god idea, Olodumare was the only and great god. A number of elements in the Yoruba religious tradition seem to hinder the formation of consensus among researchers. The most important problem has been found that be an attempt to neglect the holistic view of traditional Yoruba religion and reconcileimg with other religions and cultures. The aim of the study was to uncover what is believed to be the case in its entirety. In this respect, it was seen that especially the orishes stopped at a place not related to the idea of god. Name, adjective and definitions used by the Yoruba people for Olodumare. The top of the Yoruba religious system consisting of creation, post-mortem life and the integrity of world life showed that Olodumare is only and alone god at the summit. Olodumare in the traditional Yoruba religion is the only supreme god with features like the creater, judge, inaccessible, doing everything the best, dominating everything. Keywords: Traditional Yoruba Religion, Almighty God, Olodumare, Orisha, Ancestral Cult Giriş Y 16 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) oruba (Ibadan) dini, günümüzde Batı Nijerya’nın Yoruba halkı arasında yaşanan kabile kökenli bir dindir ve dünya çapında yaklaşık olarak 10 milyon müntesibi vardır (Ologundudu, 2014: 14). Yoruba halkının zaman içerisinde köle olarak farklı yerlere göç etmesi ve kendi topraklarına Hıristiyan misyonerlerin ve Müslümanların gelmesiyle farklı din ve kültürlerle karşılaşmaları Yoruba kültüründe bir takım değişikliklere neden olmuştur. Bu değişikliklerin inancın pratik yönünden çok teorik yönünde gerçekleştiği görülmüştür ve bunların en önemlisi Tanrı mefhumudur. Bununla birlikte bu çalışmanın konusu değişmediği düşünülen geleneksel Yoruba dininin kadim tanrı fikridir. Bu ise Olodumare ile dinin her noktasında, her konusunda açığa çıkmaktadır. Olodumare, birçok ismi olan Yüce Tanrı’nın Yorubalar arasında yaygın kullanılan ismidir. Olorun ise ‘Göğün Rabbi’ anlamında olup O’nun dişil yönünü ifade eden çok sık kullanılmayan başka bir ismidir. Yoruba mitlerinde yaratılıştan şimdiye kadar insan ve dünya ile ilişkilendirilen, iletişimde olduğuna inanılan Tanrı Olodumare ve çok fazla orişadan, yani tanrısal varlıktan söz edilmektedir. Aslında bir dinde Tanrı’nın ne olduğuna öncelikli olarak o dinin müntesiplerinin karar vermesi gerektiği aşikârdır. Dolayısıyla araştırmacıya düşen din müntesiplerinin görüşlerine, inançlarına ve pratiklerine değer vermektir. Araştırmacının bu zorunluluğun katkılarını elde edebilmesinin temel aracı alan araştırması yapmasıdır. Alan araştırması yapma imkânına sahip olamayan, bu çalışmanın araştırmacıları gibi, kimselerin bu eksikliği gidermesinde en etkili hususun yaklaşım biçimi ve bakış açısı olduğu söylenebilir. Bunun için bu çalışmada geleneksel Yorubalar olduğu gibi, inandıkları gibi kabul edilip olanı olduğu gibi sunma hedeflenmiştir. Bunun bahsi geçen eksikliği gidermede yeterli olacağı söylenemese de araştırmacıların Yorubalar hakkında araştırma yapan genel çevrenin dışından olmaları nedeniyle mutlaka yeni ve farklı bir bakışla alana katkı sunmaları oldukça muhtemeldir. OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI Buna mukabil olarak, Yorubaların tanrının kim/ne olduğu sorusuna Olodumare cevabını vermeleri bahsi geçen yaklaşım için önemli ve kıymetlidir. Ayrıca, Yorubalarda görülen karmaşık kutsal algısı ve sistemi ister istemez bu cevabın kanıtlanma gereğini açığa çıkarmıştır. Bundan dolayı Yorubalar için Yüce Tanrı’nın Olodumare olduğu kesin ise de araştırmacıların bunun gerçekliğini ya da böyle olmadığını ortaya koyma girişimleri akademik açıdan bir gerekliliği ifade etmektedir. Bununla birlikte bazı araştırmacıların Yoruba Tanrı fikrinde farklı düşünmelerine yol açabilecek bu dinden kaynaklanan bazı etkenler yok değildir. Bunlar, aslında Yüce Tanrı fikriyle değil de diğer tanrısal varlıklara dair inançlarla ilgilidir. Çünkü geleneksel Yoruba dininde aşırı derecede çok ve etkili tanrısal varlıklara, Orişalara inanılır. Tanrı-insan ilişkişi göz önüne alındığında Yorubaların Olodumare ile ilişkilerinin Orişalar vasıtasıyla dolaylı bir şekilde gerçekleştiği görülmektedir. Olodumare’yi temsil eden bu tanrısal varlıklara saygı ve sunuda bulunmaları ve onlarla direk iletişime geçmeleri Orişaların bazı araştırmacılar tarafından tanrı ve/veya Olodumare’nin ortakları olarak görülmelerine yol açmıştır. Bu çalışmanın hedeflerinden birisi Yoruba evren ve insan algısında Yüce Tanrı ve diğer tanrısal varlıkların yeri ve konumlarına paralel olarak geleneksel Yoruba Tanrı fikrini açığa çıkarmaktır. Böylece geleneksel Yoruba Tanrı algısının anlaşılır hale getirilmesiyle bahsi geçen karışıklık giderilmiş olacaktır. Bundan dolayı her bir tanrısal varlığı, Olodumare ve Orişaları ayrı ayrı sınıflandırmak ve aralarında bir hiyerarşi oluşturmak yerine basit bir şekilde Yüce Tanrı ve tanrısal varlıklar şeklinde iki grup olarak ele almak olayı daha anlaşılır kılacaktır. Çünkü bir hiyerarşi veya gruplandırma oluşturmak gibi müntesiplerinin yapmadığı bir şeyi dinin merkezi bir noktasına yerleştirmek Yoruba Tanrı inancının olduğu gibi anlaşılmasını engellemesi kaçınılmaz olur. Bu çalışmanın konusu bunlardan birincisi, yani Yüce Tanrı Olodumare’dir. Yorubalar arasında çoktanrıcılığın hakim olduğuna dair yerleşik bir algı varsa da inançlarında tüm diğer kutsal ve farklı görevlerle bağlı oldukları bir Yüce Tanrı fikri yer alır. Olodumare ya da Olorun gibi farklı isimlerle çağırılan bu Yüce Varlığın evren ve insan hayatına, yani dünya hayatına ve bu hayatın gidişine, günlük yaşama etkisi doğrudan değildir. Yüce Varlık Olodrumare, yaratılış mitlerine göre, yeryüzü ve insanı emrindeki ruhsal/ kutsal varlıklar ve onlara eylemi gerçekleştirsinler diye verdiği kapsüller/ hammaddeler vasıtasıyla yaratmıştır. Bu varlıklar Olodumare’nin emriyle Cennetten gelip yeryüzünü insan yaşamı için elverişli hale getirip sonra da insanı şekillendirmişlerdir. Bunların sayısı hakkında, Yoruba panteonunda 201, 401, 600 veya 1700 tanrısal varlık olduğunu söyleyenler vardır (Ushe, 2017: 166). Yorubaların zengin sözlü edebiyatı, Yoruba dini üzerinde büyük etki yaratmışlardır. Oriki (dua edebiyatı), Ese İfa (ifa kehanet edebiyatı), İla (avcıların ve demir ve savaş tanrısı meraklılarının edebiyatı), İvi (Eguliguri atalarının edebiyatı) ve Orhun (zihinsel büyü edebiyatı) gibi bir çok sözlü edebi metinler bulunur (Olupona, 1993: 248). Bu sözlü metinlerin dinden 17 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 18 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) kopuk olmadıkları, hatta Yoruba literatürünün büyük bir kısmının dini düşünceye dayandığı görülmektedir. Bu dini literatürün kapsamında yer alan Oriki edebiyatı, Olodumare’nin kimliğini ortaya çıkarmak için önemli bir kaynaktır. Çünkü, Olodumare’ye yapılan en belirgin ibadet duadır ve yapılan dualarda Olodumare’nin kimliğini tespit etme imkânı mevcuttur. Geleneksel Yoruba dininde tanrı ve tanrısal varlıkların konumu bazı araştırmacılar tarafından şu şekilde sıralanmıştır: 1- Yüce Varlık- Olodumare (Olorun), 2- Büyük Orişalar (Esu ve Ifa en önemlileridir), 3- Tanrısal ata ruhları ve diğer ruhsal valıklar, 4- İkincil Orişalar (Oko, Oke ve Aje gibi) (Ayegboyin & Olajide, 2009: 492). Ancak bu tür tasniflerde belli kalıpların içine hapsetme durumu söz konusu olduğu için bu, ne görmezlikten gelinebilecek ne de kesin yargılarmış gibi değerlendirilebilecek bir durumu ifade etmektedir. Çünkü bu tasnifte kutsal/ruhani varlıklar arasında bir hiyerarşi oluşturulmaktadır. Bu hiyerarşiye göre başta Yüce Varlık Olodumare gelmektedir. Ancak belirtildiği gibi böyle bir hiyerarşiyi onaylamak Yoruba dininde Tanrı fikrinin sağlıklı bir şekilde anlaşılmasını zorlaştıracaktır. Çünkü dışarıdan yaklaşımla oluşturulan bu hiyerarşinin doğruluğunun ispatlanması da gerekir. Ancak Olodumare’nin tek ve Yüce Tanrı olma niteliği ispatlandığı takdirde de bu sıralama kendiliğinden bozulacaktır. Tanrısal varlıklar arasında bir hiyerarşiden söz edilebilse de Olodumare ve diğer tanrısal varlıklar arasında bir karşılaştırma ve hiyerarşi, bu çalışmanın tespit ettiği Olodurmare’nin Tanrı kimliği ile uyuşmamaktadır. Çalışmada Olodumare’nin Tanrı kimliğinin bu dinin müntesiplerinin niteliklerine vurgu yaparak O’na verdikleri isimlerden ve yaptıkları tanımlamalardan, dualardan, halk söylemlerinden ve atasözü gibi özlü sözlerden hareketle tespit edilmesi daha sağlıklı görülmüştür. Olodumare ve Orişaların tanımı üzerine yapılan araştırmaların çoğunluğu, Bolaji Idowu’nun düşüncelerinden faydalananların bir kısmı da dâhil olmak üzere konuyu kendi gerçekliği içinde sunmamaktadırlar. 1962’de Idowu benzer şikayette bulunur. O, araştırmacıların bu dinin kendi gerçek özünden habersiz olduklarını, Yoruba ibadet ve dualarını çok tanrılı ve çok efendili yargısıyla ele aldıklarını ve buna göre Olodumare’nin çok nadir düşünülen ve çağırılan bir Tanrı olabileceğini ama, önemli olanın gözlemcilerin ne düşündüğünün değil Yorubaların Tanrı hakkında ne düşündükleri ve neye inandıkları olduğunu belirtmiştir (Idowu, 1962: 48). Yorubalar arasında Olodumare’nin sahip olduğu düşünülen vasıflar, O’nun kimliğini belirleyen ana unsurlar olmuştur. Bunlardan birisi aşedir. Aşe, Yüce Varlığın özüdür. Yoruba kozmolojisinde hem Yüce Varlık hem de aşe Olodumare’nin kendisidir. Aşe O’nda bedenlenmiş ve harekete geçmiştir, tanrısal âlemin varlığına dönüşmüştür. Aşe hem Olodumare’dir hem de O’nun tanrısal gücünü ifade eder. O’nun tasarrufunda olan aşe, O’nun tarafından orişalara ve diğer her varlığa verilmiş güç ve enerjidir. (Bankole, 2009a: 74). Geleneksel Yorubalar, aşenin kaynağının genel olarak yaratıcı, her şeyin kökeni ve sebebi olarak kabul edilen Olodumare olduğuna inanırlar (Bewaji, 1998: 12). Bundan dolayı yaratan, yargılayan, her şeye hakim olan ve OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI evrenin devamını sağlayan Olodumare aşe enerjisinin de kaynağıdır. Bütün varlıklar üzerindeki gücü kendinden olan tek güçtür ve varlıklara aşeyle güç verendir. Bu, kader üzerindeki etkisi ve başka özelliklerine dikkat edildiğinde geleneksel Yoruba dininin tek Yüce Tanrı’sı olma vasfı açığa çıkmaktadır. Olodumare’nin tek tanrı kimliğini büyük ölçüde ortaya çıkaran başka bir önemli nokta Yoruba dini geleneğinin mitlerinde görüldüğü üzere, yaratılış-dünya hayatı-ölüm/ölüm sonrası hayat arasında bir paralelliğin bulunmasıdır (Seyfeli & Kul, 2018: 255-256). Bu tespit neyin kutsal olduğunun ve nelere kutsallık atfedilebileceğinin anlaşılmasını sağlayıcı bir husustur. Çünkü, kutsallığın Olodumare’den gelmesi, Olodumare’nin yaratılışın denetleyicisi konumunda olması, ölüm ve ölüm sonrası hayatta insanın özü olan ve Olodumare’den alınan ruhun tekrar sahibi olan Olodumare’ye dönüş yapması gibi tespitler bu bütünlük kurulduğunda açığa çıkmaktadır. Çalışmanın ana gayesi, Olodumare’nin nasıl tek ve Yüce Tanrı olduğunu ortaya çıkarmaktır. Bu hedef doğrultusunda, üzerinde en çok durulan nokta Orişalar olmuştur. Çünkü Olodumare’nin gerçek kimliğini gölgeleyen ve düşünceleri bulandıran en büyük etken olarak Orişalar görülmüştür. Bu durum onların Tanrı olmadığını da ortaya koymayı gerektirse de bu, başka bir çalışmanın sınırlarındadır. Ancak bundan önce, Yoruba dini geleneğinin Tanrı inancı üzerinde bir fikir birliği bulunmamasından dolayı bunun nedenlerini açığa çıkarmak için daha önceki araştırmacıların Olodumare konusundaki yaklaşımlarının incelenmesi gerekmiştir. Ayrıca burada, daha önce yapılan çalışmalardaki Olodumare kimliğinin sorgulanması, konunun daha anlaşılır hale gelmesine katkı sunmuştur. Varılan sonuç ile öne sürülen nedenler arasındaki ilişkinin çelişmesinin önlenmesi açısından, Yoruba dini geleneğinin neden tek tanrılı olup çok tanrılı veya henoteist olmadığı üzerinde durulmuştur. Olodumare’nin her şeye yetkisi olan tek ve Yüce Tanrı olduğu, Yoruba dini geleneğinin de tek tanrılı bir din olduğu sonucuna varılması Olodumare’nin dualara, halk söylemlerine yansıyan özelliklerinden, yani kendi geleneksel anlayışlarından hareketle ortaya konmuştur. Çalışmada bu hususlar dikkate alınarak konu iki başlıkta ele alınmıştır. Bu başlıklar sırasıyla “Olodumare/Olorun: Görüşler” ve “Yüce Tanrı Olodumare/Olorun” şeklindedir. I- Olodumare/Olorun: Görüşler Genelde Afrika inançlarında, özelde ise Yoruba dini geleneğinde Tanrı mefhumu çok yönlü işlemektedir. Bunun etkisiyle Yorubalarda tanrı fikri birçok araştırmacı tarafından farklı şekilde algılanmış ve tartışmalara yol açmıştır. Yapılan en önemli tartışma geleneksel Yoruba dininin çok tanrılı mı yoksa tek tanrılı mı olduğu üzerine olmuştur. Yoruba dini geleneğinde tanrı fikrinin tespitini zorlaştıran bazı nedenlerden bahsedilebilir. Bunlardan birincisi; Yoruba dini geleneğinde yaratılış fikrinden, yani evren ve insan algısından kaynaklanan her şeye; yaratan, yaratılışta etken olan ve 19 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 20 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) tüm yaratılanlara kutsallık atfedilmesi (Seyfeli & Kul, 2018: 240, 246, 252) sebebiyle karmaşık algılanmasıdır. Fakat aslında bir sistem olduğu görüldüğünde tespiti kolaylaştıranın da bunlar olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca tanrısal âlemin özellikle yaratılışta etken olan kutsal-tanrısal varlıklarına gündelik hayatta şiddetli oranda yer vermeleri, yani onları yeryüzünün de kutsalları kabul etmeleri bazı araştırmacıları karmaşık ve karışık bir tanrı fikri olduğu algısına itmiştir. Bu noktada, sıklıkla tanrısal varlıklarla Olodumare aynı kefede değerlendirilmiş, böylece geleneksel Yorubaların çok tanrılı olduğu fikri ileri sürülmüştür. Aslında, kendi gerçekliği içerisinde bakılacak olursa “Tanrı” diye düşünülen tanrısal varlıkların birer kutsal/ ruhsal varlıklar oldukları, bunların da Yoruba dini sistemi içerisinde kendi bütünlüğüne sahip olduğu görülür. Ayrıca Olodumare ile farklılıkları dikkate alındığında bu varlıkların “Tanrı” olmaktan çok Cennetten geldiklerine inanılan, Yüce Tanrı tarafından evren ile insan hayatının farklı alanlarında görevlendirilen, farklı yeteneklerle donatılan, kendi değerleri ve işlevleri bulunan görünmeyen âlemin varlıkları olduğu anlaşılır. Yoruba dini geleneğinin Tanrı anlayışının tespitini zorlaştıran ikinci neden tanrısal işlev ve yetkilerdir. Genel anlayışa göre, mesela İslamiyet ve Tanrı’nın üç farklı tezahürünü kabul etse de Hıristiyanlık gibi tek tanrılı dinlerde de görüldüğü gibi, tüm güç tek Tanrı’da bulunur. Tanrı yegâne yetkilidir ve bu yetkileri kısıtlayan veya denetleyen başka bir güç bulunmaz. Tanrısal fonksiyonunu sürdürmek için de insanlara tanrısal âlemin varlıklarından haberciler gönderir, bu aracılar vasıtasıyla kurduğu ilham/ vahiy ilişkisiyle dolaylı yoldan iletişim kurar. Böyle bir durumun Yoruba dini geleneğinin Tanrı inancında olmadığı söylenemese de diğer yandan bu dinlerde olduğu gibi açık şekilde bulunduğu da söylenemez. Dolayısıyla geleneksel Yoruba dininde insan ve Tanrı arasında doğrudan bir iletişim kurulamamakta ya da bir vahiy meleği veya vahiy peygamberi gibi açık şekilde iletişim aracı olan güç görülmemektedir. Dolayısıyla Orişaları böyle bir boşluğa yerleştirme çabası vardır. Aslında bu, anlaşılır bir durumdur. Çünkü Orişalar, tanrısal âlemin aracı varlıkları, babalavolar da dünyanın aracı varlığı gibi düşünülebilir. Ancak insanların onlara yönelmesi ve insanlara göre olağanüstü olmaları sebebiyle Orişaların olağanüstülüklerinden dolayı tanrısal olduğuna, dolayısıyla tanrı olduğuna hükmedilmektedir. Ayrıca Orişaların insanların istek ve ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde donatılmaları ve yeryüzünü etkilemeleri onların da birer Tanrı gibi hareket ettikleri izlenimini desteklemektedir. Örneğin her şeyi bilen İfa veya Orunmila fikrinde onun bildiği şeyi Olodumare’nin bilmediği, dolayısıyla İfa’nın O’nun kadar Tanrı olduğu düşüncesine yol açmıştır. Ayrıca Yorubalar mekân ve ritüel olarak tapınımda ve kurban sunusunda sadece Orişalara yönelirken Olodumare’ye böyle somut bir ibadet çok sınırlıdır. Ancak burada, Olodumare’nın isim ve sıfatları arasında her şeyi bilen olduğu gözden kaçırılmıştır. Ayrıca Yorubalar bu tür ibadetleri dolaylı yoldan Olodumare’ye ulaşmak için yapmaktadırlar. Bundan dolayı Orişaların yüklenmiş oldukları görev ve yetkiler kendilerinde ezelden veya var olduk- OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI larından beri bulunan güçler değillerdir, yani insanlarınki gibi sonradan verilmiş ve değişebilen güçlerdir. Dolayısıyla bu göz ardı edildiği takdirde onların yanlış anlaşılması yine kaçınılmaz olmaktadır. Yoruba dini geleneğinin Tanrı anlayışının tespitini zorlaştıran üçüncü neden olarak yaratılışta Yüce Varlık ve Orişaların ortak çalışması gösterilebilir. Evrenin varlığı ya da yaratılması tek tanrılı dinlerde tek bir Tanrı ve tek bir kişiliğin emri ile olmaktadır. Örneğin İslam’da “kün fe yekün” (ol der oluverir) cümlesindeki ol emri yaratılan her şeyin bir tek Allah’ın emri ile gerçekleştiğini ifade eder. Bu yaratma yoktan da vardan da yaratmayı kapsar. Ancak tanrısal âlemin faaliyetlerinde melekler de görevlidir. Geleneksel Yoruba geleneğine gelince mitlerde ve kutsal metinlerde yaratılışın Olodumare ve Orişaların ortak çalışması olduğu açıktır. Bir konsey gibi anlatılan metinlerde, Tanrı Olodumare ve tanrısal varlıklar istişare ederler, bu istişare ne olacağı bilinsin diye yapılır, ardından yaratılışın gerçekleşmesi için de Orişalara görev dağılımı yapılır. Bu noktada dikkat çeken bu görev dağılımı sırasında varlığı kendinden olan Olodumare’nin bir görev almaması ve aslında görevi ve gücü dağıtan asıl gücün de yine O olmasıdır. Öyle ise güç ve yetki vererek, daha da önemlisi yoktan değil vardan yaratmayı Orişaların eliyle, onlar aracılığıyla gerçekleştirmesi tamamen O’nun iradesi iledir. Yaratılışın eylemini Orişaların yapması veya Olodumare tarafından yaratıcı unsur özelliği taşıyan toprak, tavuk gibi varlıkların verilerek bir Orişanın görevlendirilmesi bazı araştırmacılarda Yüce Tanrı dışında kimi varlıkların yaratıcı olduğu düşüncesine yol açmıştır. Mesela, Obatala’yı Yoruba kozmolojisine göre evreni yaratan Yüce Varlık Olodumare liderliği altında dünyayı ve insanlığı yaratan tanrı olarak kabul edenler (Akomolafe, 2016: 471) olduğu gibi Oduduwa’yı Olodumare tarafından görevlendirilen dünyanın yaratıcısı ve atasal ruh diye tanımlayanlar (Karenga, 2009: 475) da vardır. Ancak, tasarı ve tasarı için gerekli güç ve yaratılışta rol oynayan her sonradan olma varlık Olodumare sayesindedir ve onlara görevlerini icra etmelerinde kullandıkları güç ve yeteneği elde ettikleri kapsülü, örneğin Obatala’ya sanat yeteneği (ona) kapsülünü (University of African Art, 2007: 14), veren yine Olodumare’dir. Ayrıca Olodumare’nin yaratılış sürecini denetleyen olması O’nun reis, baş idareci, yürütücü ve düzenleyici olduğunu gösterir ve bu özellikler tek Tanrı olma kimliğini açıklayıcı niteliktedir. Dolayısıyla bu özellikler, Olodumare’nin emri, yaratılış sürecinde ilk, en başta, genel, kuşatıcı ve kapsayıcı olup bu emirden sonra yapılanların detaylarının da O’nun emri ve gücüyle yapıldığı anlamına gelir. Öyle ise Orişaları diğer tek tanrılı dinlerde yer alan melek ve benzeri tanrısal/ ruhsal varlıklar gibi düşünmek konuyu daha anlaşılır kılmaktadır. Orişalara gösterilen tazim ise Yoruba düşüncesinde tapınımın anlamı, ne olduğu ve nasıl algılandığı gibi sorular üzerinden değerlendirilmelidir. Çünkü tapınmanın ne için yapıldığına bakılırsa, Yorubalar bir felaketten korunmak, bir şeyi anlaşılır kılmak (kader gibi) veya hastalık, evlilik gibi insani ihtiyaçlar doğrultusunda yapmaktadırlar (Brandon, 2009: 506). Bu uygulamaların Olodumare’ye yapılanlara göre temel farkı alış-veriş niteliğinde olmasıdır. 21 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 22 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) Yani Yüce Tanrı’nın karşılıksız vermesi söz konusudur. Ayrıca Orişalara yapılanların onları yüceltme anlamı taşımadığı görülür. Yorubalarda yüceltme eylemi sadece Yüce Tanrı’yadır, mitolojide Orişalar O’nun önünde secdeye varır, diz çöker ve sözleriyle yüceltirler (University of African Art, 2007: 3-14). Yani insanlara benzetilir ve onların yaptıklarıyla paralellik arz eder. Orişalar Yorubalar tarafından da aracı kabul edilmektedir. Bunu destekleyen husus, Orişaların yeryüzünde insan hayatını kolaylaştırmak üzere Olodumare tarafından görevlendirilmiş ve bunu yapma gücünü yine O’ndan almış varlıklar olmalarıdır. Yani insanlara aracılık yapsınlar, Yüce Tanrı’nın huzurunda insanları temsil etsinler diye donatılmışlardır. Aracılık vazifesi insanlar yanında da Yüce Tanrı’yı temsil etmeleri içindir. Yoruba dini geleneğinin Tanrı anlayışının tespitini zorlaştıran dördüncü neden ise bazı araştırmacıların Yorubaların Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi dinlerle karşılaşmaları ve uzun zamandır birlikte yanyana yaşamalarından hareket ederek Yoruba Tanrı fikrinde benzer ve aynı yönler bulma çabasında olmalarıdır. Bu iki yönde gelişmiştir; etkileşim yoluyla bu dinlerden Yoruba geleneğine geçtiği fikri ve/veya araştırmacıların kendi dinlerine benzetme veya kendi dinleriyle aynileştirme çabalarıdır. Her şeyden önce Yoruba halkının bu iki büyük din müntesipleriyle karşılaşması dışardan bir etki anlamına gelir. Ancak geleneksel bir dinin ana unsurları, evren ve insan algısı, yaratılış ve son fikri gibi dinlerin asıl zeminlerini oluşturan kendine has özellikleri, başka dinlerin dışardan etkisine göre karşılaşmalar sonucunda gelen yeni unsurları kendi içinde öğütme gücüne çok daha fazla sahiptir. Ayrıca daha önemlisi, aslında Yorubalar tarafında oluşan bir etkiden ziyade araştırmacıların Yoruba dini geleneğini incelerken bu iki din arasında karşılaştırmalar yapmakta ve çoğunlukla da kendi dininin inanç ve özelliklerini aramakta, dolayısıyla kendi din ve algılarıyla Yorubaları anlamaya çalışmaktadırlar. Özellikle teslis, bedenlenme, Tanrı’nın oğlu İsa gibi Batı’nın, Hıristiyanlığın Tanrı fikrine göre değerlendirme yapılması söz konusudur (Igboin, 2014: 206). Örneğin Obatala’nın halk tarafından “tanrının oğlu ve güçle kazanılmış vekili ve kraliyet soyunun otoritesi” şeklinde tanımlaması, Hıristiyanlıktaki Baba ve Oğul fikrine benzetilerek yorumlanmıştır (Ushe, 2017: 167). Bu durum, Yorubaların kendine has Tanrı fikrinin kendi içerisinde değerlendirilmesini engellemiştir. Uygun olan veya olmayan her koşulda bir karşılaştırma yapmak ve etkileşim fikrinden hareket etmek iki kültürün, iki dinin ve iki farklı insan düşüncesinin kendine ait unsurlarını birbirine karıştırmaya ve dolayısıyla bir geleneğin kendine ait bütünlüğünü bozmaya, sonuç olarak yanlış anlama ve aktarmaya yol açmaktadır. Yoruba dini geleneğinde tek Tanrı inancı bu iki din ile karşılaşmadan önce de vardı ve sonra da var olmaya devam etti. Bunu göstermeye ve açıklamaya mitolojileri yeterlidir. Ayrıca halen Olodumare adına bir sunak veya tapınak inşa edilmemiş olması da Yorubaların orijinal düşüncelerini koruduklarını ve Olodumare ve Orişalar hakkındaki fikirlerinde sabit durduklarını gösterir. Olodumare’nin Yüce Tanrı ve orişaların tanrısal varlık olduklarını kabul OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI eden Idowu, “Kaynaklarımızın sağladığı tüm materyalleri dikkatli bir şekilde inceleyen birisi, Olodumare’nin tüm olanların kökeni ve temeli olduğunu iddia etmekte tereddüt etmeyecektir.” der (Idowu, 1962: 18, 57). Bu düşünceyi destekler nitelikteki Yoruba mitolojileri ve söylemleri, Yoruba din anlayışı ve yaşamına Yüce Varlık inancının hâkim olduğunu göstermede yeterlidir. Bununla beraber Yüce Varlığın emrinde özel görev ve yetenekleri olan kutsal/ruhani varlıklar bulunur. Ancak, Yüce Varlık ifadesi Olodumare/Olorun için kullanılır (Ayegboyin & Olajide, 2009: 491). Yorubalar Tanrı’nın kim olduğu ve hangi özelliklere sahip olduğu sorularını da sorarlar ve buna kesin cevap Yüce Varlık Olodumare’dir. Ancak Olodumare’nin Yüce Varlık olarak görülmesi onun tek Yüce Tanrı olduğunu anlaşılır kılmaya yeterli değildir. Bunun nedeni Olodumare dışında başka birçok tanrısal varlığın, yani Orişaların bulunmasıdır. Bununla birlikte Yorubaların pratik dini yaşamlarında, dualarında ve halk söylemlerinde Olodumare’nin kimliği ve niteliği daha belirgin ve açık olarak ortaya çıkmaktadır. Olodumare’ye özgü ve toplu ibadet maksatlı bir mabedin olmaması, kurban gibi somut ibadetlerde bulunmamaları ancak bireysel olarak O’na dua edip dilek ve isteklerde bulunmaları (Olanrewaju, 2009: 39; George & Amusan: 2012, 310) söz konusudur. Ancak, bu durumun Olodumare’nin yüce, gerçek, ulaşılmaz bir Tanrı olarak kabul edilmesinden kaynaklanması oldukça muhtemeldir. Bunu, somut dünya âleminin soyut göksel âleme göre düzenlenmesi ile açıklamak mümkündür. Tanrısal âlemde olanlar, Orişalar gibi, beşeri özelliklerle vasıflandırılırken Olodumare’ye açık şekilde böyle vasıfların verilmemesi, O’nun somutlaştırılmaması ve tanrısal varlıkların başı ve resi olarak yaratılışı gerçekleştirirken yeryüzü alemindeki eylemsel alandan çekilmesi söz konusudur. Tanrısal âlemdeki bu durumun yeryüzüne yansımasına gelince yine Olodumare’nin, örneğin dualarda, canlı şekilde var olmasına rağmen dünyadaki eylemsel-somut alanı hizmetindeki Orişalara bırakması söz konusudur. Bu nedenle yeryüzünde insanlar diğer tanrısal varlıklarla, Orişalarla doğrudan iletişime geçebilirken ve onlara daha somut bir yer biçerken Olodumare ile iletişime geçmek çoğunlukla kişisel dualarda ve çok nadir ritüel olarak görülebilen bir durumdur ve O’nu tamamen soyut bir yere yerleştirme söz konusudur. Tabi bu da tek taraflı, yani sadece beşeri yönden gerçekleştirilen bir harekettir, ama bu algıda Olodumare’nin varlığı da inkâr edilmemektedir. Orişalarla kurbanlar vasıtasıyla ve ifa rahipleri babalawolar aracılığıyla iletişime geçebilmek daha somut bir yerde durmaktadır. Ancak bu onların tanrısal âlemdeki duruşlarına zıt bir duruş ve onları değer olarak Olodumare’nin önüne geçirir bir durum değildir. Yani en kutsal olanı gündelik hayatın içindeki tanrısal karmaşıklığın dışında tutmaktadırlar. Dikkat çeken konulardan birisi tanrısal varlıkların varlığı ve/veya çokluğu tek tanrılı inançlarda da görülebilir bir durumdur. Politeizm ile geleneksel Afrika dini arasındaki fark, Afrika’nın bir Yüce Varlık inancı olması ve Yüce Varlığın diğer tanrısal varlıklarla mertebe karşılaştırmasının yapılmamasıdır. Bu tanrısal varlıkların bir başlangıcı vardır, kökeni bulunabilir, 23 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 24 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) temsil edilebilirler, güçlerinin bir sınırı vardır ve ulaşılmaz olan Yüce Varlık tarafından bu güçler verilebilir ve/veya alınabilir. Dolayısıyla bu tanrısal âlemdeki yaratılışta olduğu gibi dünya hayatında da Olodumare başattır ve en önemlisi canlı ve can verendir. Ayrıca Afrikalılar Yüce Varlığı hiçbir zaman tanrısal varlıkları düşündükleri gibi düşünmezler ve onlar için tasarladıkları şeyleri Yüce Varlık için tasarlamazlar. Yorubalar ise Olodumare’yi tanrısal varlık sınıfında bulunan Orişalarla eşit tutmazlar (Awolalu, 1976: 1-10). Olodumare’nin gerçek kimliği hakkında zihinleri bulandıran en önemli konulardan birisi Orişalar ile Olodumare arasındaki ilişkiyi açıklamak için bazı görüşler ileri sürülmüş olmasıdır. Bu görüşlerin birinde Olodumare’nin, orişalarda bedenlenmesi söz konusu edilmiştir. Idowu, Olodumare tarafından hayata geçirilen Orişaların O’nun bakanları, vekilleri olduklarını söylerken (Idowu, 1962: 18, 75, 106) bazı araştırmacılar bu bilgiyi Olodumare’nin bedenlenmesi (Balogun, 2009: 7), bazıları ise Orişaların bu yetenekleriyle Olodumare’nin yeteneklerini temsil ettikleri şeklinde ifade etmiştir (Pemberton; 1997: 6). Olodumare’nin Orişalarda bedenlenmesi ya da güç veya yeteneklerinin bedenlenmesi olanaksızdır. Çünkü Orişalar Yoruba düşüncesinde iyiyi de kötüyü de yapabilecek niteliktedirler. Ayrıca Yoruba geleneğinde Olodumare dünyada mümkün olan her şeyin ana nedeni ve Orişaların faaliyetleri bu nedenin işlemesi anlamında ikincil neden olarak görülür. Yorubalar, yardımcı Orişaların iyi ve kötü şeyler yapabildiklerine inanırlar. Bazı yardımcılar, modern deyişe göre bakan gibi görülürler. Bazılarının ise bu türden bir özelliği yoktur, yani bazıları başkanlık edebilirken diğerleri edemezler. Orişaların aldatıcı, yani hayali olmadığına, onların Olodumare’ye ulaşmak için ruhani varlıklar olduklarına inanırlar. Ancak onların (yazar burada Olodumare’yi de kast ediyor) hatasız olduklarına inanmazlar (Balogun, 2009: 7). Obatala’nın insanları yaratırken şarap içip onları kısa, uzun, tombul gibi kusurlarla yaratması buna bir örnektir. Eşu’nun zıtlık açısından Olodumare’ye karşı olduğu söylenemez. Ancak onun da iki taraflı hareket etmesi kötülüğün kaynağı olarak görülmesine neden olmuştur. Sözü geçen Orişalarda bulunan kusurlardan dolayı kendisine ne yaratılışta ne de dünya hayatında bir kusur atfedilmeyen Olodumare’nin Orişalarda bedenlenme anlamına gelen kendini onlar biçiminde göstermesi fikri kabul edilemez. Ancak Orişaların Yüce Tanrı tarafından verilen yetenekleriyle insan hayatına dokunurken O’nu temsil etmesi oldukça anlamlıdır. Yani insanların Orişalarla ilişki kurduklarında aslında Olodumare ile O’nun elçileri, temsilcileri vasıtasıyla ilişki kurmaları Orişaların aracılık özelliğini ortaya koyar, açıklar niteliktedir. Başka bir fikir, Orişaların Olodumare’nin çocukları olduğudur. Bu fikirle ilgili açıklama Yorubaların sosyal yaşamında yer alan sosyal yapılanmalarda aranmıştır. Olodumare’ye somut bir ibadet yapılmazken Orişalara ibadet ve sunuda bulunmaları, Yorubaların sosyolojik düşüncesinin teolojik düşüncelerine bir yansıması olarak görülmüştür. Geleneksel Yoruba toplumunda, babalar herhangi bir karşılık beklemeden çocuklarına bak- OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI makla görevlidirler. Bazı ararştırmacılar bu bilgiden hareketle Olorun’un Orişalar yanındaki konumunun, Yorubalara göre babanın çocukları yanındaki konumu gibi olduğu düşüncesini ileri sürmüşlerdir (Ushe, 2017: 166, 167). Hıristiyan düşüncesinin etkisinde, hatta ondan örnekle ileri sürülen bu Orişaların Olodumare’nin çocukları olduğu fikrinde baba figüründen hareket edilmiştir. Obatala örneğinden hareketle sunulan bu görüş tüm Orişaları kapsamamaktadır. Ancak bu görüşün Obatala ile ilgili olarak da doğru olması mümkün değildir. Tanrı’nın oğlu ve vekili tanımlaması bir Yoruba özlüsözünde geçmektedir. Bu, bir benzetmeden ibarettir. Baba figürüne gelince belki Yorubalarda çocuklarına bakma görevi gibi hususlar diğer toplumlarda olana göre daha keskin olabilir. Ancak bir dinde ve bir dinin yaratılış fikrinde, yani evrenin ve insanın özüne dair fikirde yeri ve anlamı bulunmayan bir hususla bu kadar geniş ve kapsamlı bir hususu ilişkilendirmek ve açıklamak temelsiz kalır. Ayrıca Tanrı’yı baba, kral gibi sıfatlarla vasıflandırma sembolik anlam taşımaktadır ve ona göre yorumlanması gerekir. Geleneksel Yoruba dininde Tanrı fikrinin incelenmesinde farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bu görüşler arasında Yorubaların politesit, monotesit, henoteist veya animist oldukları söylenmiştir. Buna göre henoteizm birçok tanrı arasından bir tanrının yüceltilmesidir. Helenistik inançta Zeus’un üstün görülmesi buna bir örnektir (Papathomas, 2002: 200). Ancak henetoizmde “tanrılar arasında” birine yücelik atfedilirken bunun bir karşılaştırma sonucunda aralarındaki mevcudun en iyisini belirlemesi şeklinde olduğuna dikkat edilmelidir. Böyle bir yapıda bütün tanrılar yüce kabul edilen de dâhil aynı küme içerisindedirler. Bundan dolayı Yoruba inancında Olodumare ayrı ve tek elemanlı kümedir, Orişalar ise başka bir kümenin elemanlarıdır ve her ne kadar Orişalar çoksa da ne tek başlarına ne de hepsi birlikte bağımsız bir tanrı bütünlüğünü oluşturmamaktadırlar. Orişalar, Olodumare ile insanlık ve dünya hayatı arasında yarı tanrısal âlemin yarı insanlık âleminin varlığı özelliğini taşımaktadırlar. Bunu, mesela ikisi arasında aracı olmalarıyla ortaya koyarlar. Çünkü Orişalara hitap eden insan tapınımları, nihayetinde Oloduamre’ye tapınımdır. Orişalar ile insanlar arasındaki ilişkinin temelinde insanın da tanrısal bir öz taşıdığı ve tanrısal bir mekânda bulunduğu fikri vardır. Bu fikir yaratılış fikrinden, Yoruba evren ve insan algısından kaynaklanır. Dolayısıyla Orişalar ve insanlık arasında iki tarafın da varlığının ve ihtiyaçlarının birbirleri ile giderilmesi doğrultusunda Olodumare tarafından kurulmuş bir sistem vardır. Orişaların varlığı Olodumare’ye dayanmaktadır. Ancak henoteizmde diğer tanrıların varlığının yüceltilen tanrıya dayanma gibi bir durumu yoktur. Geleneksel Yoruba dininin politesit olduğunu ileri sürenlere Afrika felsefesi üzerinde çalışan filozof Kola Abimbola verilebilir. O, Olodumare’nin Yüce Tanrı olmadığı görüşündedir. O, ölümsüz Olodumare’nin kendisi ve ölümsüzlüğü gibi bazı Orişaların (Obatala, Eşu ve İfa’nın) da ölümsüz olduğunu ileri sürerken bunu, Olodumare’nin onları yaratmadığı, ancak varlık sahasına çıkardığı yorumuyla yapmıştır. Ayrıca, Ifa’nın bilgelik tanrısı olma- 25 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 26 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) sından dolayı Olodumare’nin her şeyi bilen olamayacağını eklemiştir (Igboin, 2014: 202). Ancak bu tanrısal bilgilerin Olodumare’den alındığı, hem kutsal metin Odu’da hem de mitlerde açıktır. Bu durumda Abimbola’nın öne sürdüğü fikrin geçersizliği de açıktır. Ayrıca, Idowu’nun belirttiği gibi Oldumare tüm bu özelliklerin kaynağıdır ve aşenin form almış halidir. Aşe enerji, Yüce Varlığın özüdür ve yaratılışta etkin güç bu özdür (Bankole, 2009a: 74). Dolayısıyla aşe, Olodumare’dir. Olodumare, aşenin tanrısal âlemin somutluğunda bedenlenmiş halidir. Bundan dolayı da tanrısal varlıkların sembolik anlamda O’nun çocuğu olarak anılmaları, aynen baba, kral gibi sıfatların insandan Olodumare’ye yönelen vasıflandırma ve benzetme yollu anlatma çabasıdır. Yoksa gerçekte Olodumare’ye nisbet edilen bir eş veya O’nun kendi kendine üremesi rastlanılan bir fikir değildir. Bazı araştırmacılar Olodumare ve orişalar arasında bir politikhiyerarşinin var olmasından hareketle Yoruba dininin politeist bir yapıda olduğu iddiasındadır. Politeizmde birden çok tanrının varlığından söz edilir. Politeist düşünceye göre var olan birden çok tanrı arasında iyilik veya kötülük tanrısı veya birbirine eşit ya da farklı özelliklere sahip tanrılar mevcuttur (Assmann, 2004: 17). Ancak Yoruba inancında yer alan Orişalara “tanrı” değil “tanrısal varlık” olarak bakılması bu dinin anlaşılmasında önemli bir adımdır. Çünkü her şeyden önce Orişaların hiç birisi ne Tanrı figürüyle ne de Olodumare ile aynı kategoride değerlendirilemez. Bu, hem değer hem mertebe hem de nitelik olarak mümkün değildir, hatta gereksizdir. Ayrıca, her ne kadar birbirlerinden farklı özellikleri olsa da Orişalar aynı kategori içindedirler. Orişalar, Olodumare tarafından evren ve insanın yaratılış ve dünya hayatı planı dâhilinde varlığa çıkarılmış, aşe/güç verilmiş, yetki kapsülüyle görevlendirilmiş, tek bir Tanrı’nın vekili, temsilcisi ve yardımcısı olan tanrısal âlemin tanrısal varlıklarıdır. Bundan dolayı bu Orişaların ortadan kalkması, tasarlanan insan hayatının da sekteye uğramasına yol açtığı gibi hem felsefik açıdan hem de insan hayatının pratiği açısından büyük boşluklar doğuracaktır. Bu yönden bakıldığında onların varlığı aslında insan içindir. Oysa Yüce Tanrı’nın insanlar için var olması söz konusu olamaz. Ayrıca, onlar da tıpkı daha önce var olmayan yeryüzü ve insan gibi sonradan var olmuş ve güç almış varlıklardır. Yani Orişalar-insan-dünya üçlemesi birbirlerine bağlı ve varlığı kendinden olmayan varlıklardır. Bununla birlikte Eşu ve Obatala’nın da başlangıcı olmayan tanrılar, yani Olodumare kadar ezeli olan varlıklar oldukları ileri sürülmüştür. Ancak, başlangıçlarının bilinememesi onların Tanrı olmasını gerektirmediği gibi ortaya çıkardıkları sonuçlar ve taşıdıkları görevler açısından bir değerlendirme yapıldığında noksanlıkları hemen farkedilmektedir. Dolayısıyla eksikliği bulunmayan Olodumare gibi bir Tanrı’ya eşitlenebilecek veya aynı kategoride değerlendirilebilecek bir tanrısal varlığın bulunduğu bir panteonun olmadığı da görülmektedir. Böyle bir düşüncenin mitlere yansıması, bazı Orişaların belli bir bölgede daha üstün görülmesi ya da Yoruba halkının hayatın önemli noktasında rol almalarından dolayı Eşu ve Obatala’yı yüceltmeleri onların Olodumare ile aynı kefede olduklarını göstermez. Ancak Orişa- OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI ların kendi aralarında farklı bir hiyerarşi oluşturdukları söylenebilir. Asıl yücelik ise Orişaların huzurunda secde, diz çökme ve sözlerle yücelttikleri Olodumare’dedir. Idowu, “Olodumare: God in Yoruba Belief” adlı eserinde, Olodumare’nin sadece cennetin ve yerin sahibi değil aynı derecede her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, her şey için iyiyi dileyen gibi özelliklere sahip bir Tanrı olduğunu ortaya koymuştur (Idowu, 1962: 56; Igboin, 2014: 191). Olodumare her şeye gücü yeten Yüce Tanrı olmakla beraber özellikleri ve görevleri O’nun tarafından belirlenen, O’nun temsilcileri ve vekilleri olan yardımcı ve aracı tanrısal varlıklar, Orişalar da bulunur. Obatala, Eşu ve Orunmila gibi Orişalar her ne kadar insanın yaratılışında fiili görev almış ve Yorubalar tarafından tazimde bulunulan varlıklar olsalar da belirli bir sınırları vardır. Bu özelliklerin Olodumare tarafından verilmesi O’nun gücün ana kaynağı ve kutsal enerji aşenin O’nda bedenlenmiş olmasıyla ilgilidir. Olodumare’nin kimliğini çözmeye çalışan başka bir görüşe göre Olodumare bir tanrı sayılamaz, çünkü şekillendirici olan, her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen gibi özellikleri yoktur. Bu görüş için kanıt olarak sunulan bir söylem şöyledir: “Olodumare bizim bildiğimizden daha çok şey bilir ancak bir Hıristiyan tanrısı gibi her şeyi bilemez. O bizden daha güçlüdür ancak tüm güce sahip değildir. Afrika tanrısı bizden daha iyidir ancak o da kötülük yapabilir.” Dolayısıyla bu sözden hareketle Batı düşünce sistemindeki Tanrı fikrine göre Olodumare’nin ne bir Yüce Varlık ne de bir Tanrı olmadığı ileri sürülmüştür (Igboin, 2014: 198-199). Burada, her şeyden önce bir Afrika dinindeki Tanrı fikrinin Hıristiyan Tanrı fikriyle karşılaştırma yapılması ve bundan hareketle Hıristiyan düşüncesinin Yoruba düşüncesinde aranması ve bulunamayınca yokluğuna hükmedilmesi söz konusudur. Bu görüş öncelikli olarak bu nedenle kabul edilemez. Bu iddia, Afrika’nın Tanrı mefhumunu Batı’nın Hıristiyan Tanrı mefhumuna indirgeme üzerine kurulmuştur. Ancak esas ve öncelikli olan her iki dinin de, her iki dindeki Tanrı fikrinin de kendi yerinde ve kendi değerinde anlaşılmasıdır. Bu, her şeyden önce saygı gereğidir. Ancak şu da var ki Batılılarla karşılaştıktan sonra, özellikle diaspora döneminde, bazı Orişaların Hıristiyan azizlerine benzetilmesi veya Orişaların azizlere benzer özellikler kazanması söz konusu edilebilir. Bununla birlikte, bu dönüşümler iki kültürün karışmasıyla ortaya çıkmış hususlardır. Şurası da unutulmamalıdır, bu dönüşüm Batı’nın Afrika’ya fiziksel, zihinsel ve duygusal anlamda uyguladığı baskının şiddetlendiği dönemde etkili ve hızlı olmuştur. Bu kadar hızlı dönüşüm dünyanın hiçbir yerinde kendiliğinden, mesela geleneksel Yoruba dininin iç dinamiklerinden kaynaklı olarak gelişmemiştir. Bütün bunlara rağmen senkretik de olsa, özellikle Güney Amerika’da geleneksel Yorubalar kendilerini koruyabilmişlerdir. Bununla birlikte Orişaları azizlere benzetme çabası aslında geleneksel Yoruba dininin Tanrı ve Orişa fikrini daha somut ifade düzeyine çıkarmıştır. Bu durum Orişaların bir tanrısal varlık olarak Tanrı’nın ve dinin hizmetkârları olduklarını göstermektedir. Bu noktada Olodumare ne bir tanrı ne de Yüce Varlık’tır sözü geçersizdir. Olodumare’nin her şeyi bilmediğine veya her şeyi yapamadığına dair sözler ise Yoruba mitleri, halk 27 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 28 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) söylemleri, özlü sözler ve isim geleneğininin hiç dikkate alınmadığını göstermektedir. Bu dini kendi gerçekliğinde anlama noktasındaki eksiklikler bakımından Yoruba yaşamını gözlemleme ve onu olduğu gibi anlama çabasının yoksunluğu ise daha önemlidir. İleri sürülen görüşlerde ya linguistik ya da felsefik yaklaşım tek yönlü çalışmayı, dolayısıyla sağlıklı sonuca ulaşmayı engellemektedir. Yine farklı bir kültürle karşılaştırma yapmanın ortaya çıkardığı sıkıntıyı büyüten ise bununla doğrudan sonuca gidilmesidir. Araştırmada araşatırılana saygının kaybolduğu bu yaklaşım da dâhil olmak üzere bu görüşlerin temel sorunu geleneksel Yoruba dinine bütünsel yaklaşımın eksikliğidir. Bu, aslında saygının eksikliğinden kaynaklanır ve bu görüşlerde Yoruba inancının kabile kökenli bir din olduğuna ve gelenekselliğini hala koruduğuna yeterince dikkat edilmemesine yol açtığı da anlaşılmaktadır. Dolayısıyla olduğu gibi anlaşılmaya layık olduklarının akademik yaklaşım için önemli olduğu da dikkatten kaçmaktadır. Bazı araştırmacılar, Bolaji Idowu’nun Yorubaların Tanrı’nın sadece kendi refahı ve azameti ile ilgilenip dünya işleri ile uğraşmadığını düşündüklerine dair sözlerinden hareketle Tanrı ile insanlar arasında işlevsel bir ilişki bulunmadığına hükmetmişlerdir (Olanrewaju, 2009: 42). Oysa, Idowu, tüm materyaller dikkatlice incelendiğinde hiç kimsenin Olódùmarè’nin tüm olanların kökeni ve temeli olduğunu iddia etmekte tereddüt etmeyeceğini de söyler (Idowu, 1962: 18, 57). Ayrıca, Idowu’nun zamanla tükendiğini söylediği Olodumare’ye doğrudan ibadet şekli olan İfe kraliyet sarayındaki bir rahibin beyaz tebeşir ile çizilmiş bir dairenin merkezinde soğuk suyu sel gibi toprağa boşaltması ve kola ile dua etmesi gibi bazı ibadetlerin yapılmasından bahsetmiştir (Idowu, 1962: 142). Buradan, Idowu’nun Olodumare’ye hiç ibadet edilmediğini söylemediği de anlaşılmaktadır. Dolayısıyla iddia edildiği gibi olmadığını göstermeye bireysel duanın yöneliminin Olodumare’ye olması veya ölüm sonrası hayatta Olodumare’nin yargı işlemini kendisinin yapması gibi örnekler yeterlidir. İnsanoğlu ile Tanrı arasında mabet ya da ritüel olarak doğrudan bir iletişimin olmamasına rağmen Yorubalar, O’na dua edebildiklerine göre, Olodumare’nin “bencil” bir Tanrı olmadığını gösterir. Ayrıca böyle durumlarda, sadece bir örnek istisnaları bozmaya, geleneksel Yoruba dininin kutsal metinlerine dayanması gibi, yeterlidir. Öne sürülen düşüncenin zayıf bir temele dayandığı aşikârdır. Çünkü yine bütünü görmeyi engelleyen mesnetsiz bir kabul vardır. Aslında yapılan çoğu yorumlar Olodumare’nin yeryüzü ile iletişime geçmemesi veya yeryüzünde görünmemesine dayanılarak yapılmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki bir dinin Tanrı fikrinin, Tanrı’nın kimliği ve niteliklerinin tek bir yönden ele alınarak belirlenmesi ve böylece bütünlüğünün ortaya konması mümkün değildir. Konuya daha bütünsel yaklaşan araştırmacılar arasına Eliade’ı dâhil etmek mümkündür. O, göğün sahibi anlamındaki Olorun’u bir eserinde göksel Yüce Tanrı diğerinde ise uzak veya uzaklaşmış tanrı bahsinde işlemiştir. Eliade, Yorubalarda dünyanın yaratılmasını başlatan Olorun’un bu işi tamamlama ve dünyanın yönetilmesini Obatala’ya devrettiğini, kendi- OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI sinin de uzaklara çekildiğini, bu Yüce Tanrı’nın ne tapınağı, ne heykeli, ne de rahibi olmadığını söylerken bir felaket durumunda nihai merci olarak O’na başvurulduğunu eklemeden de geçmemiştir (Eliade, 2003: 69; 1991: 102). Verilen bu bilgilerde Olodumare’nin rahibi ve bazı uygulamaların bulunması gibi bazı eksiklikler olmakla beraber daha dikkat çekeni hem insanlarda hem de Tanrı’ya biçilen mekân anlayışında gerçekte bir uzaklık olmadığıdır. Bu, ancak derinlerde, ama güçlü ve etkili olarak var olma şeklinde açıklanabilir. Ayrıca Olodumare’nin yaratılış ve ölüm sonrası hayatta yer alması, yani tanrısal âlemde gerçekleşen olaylarda baş aktör olarak doğrudan ya da dolaylı yer alması yeryüzündeki yaşamda da aynı ölçüde etkisini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu Yüce Tanrı ne uzaktadır ne de açık bir tezahürü söz konusudur, sinelerde güçlü, etkili ve sürekli şekilde durmaktadır. II- Yüce Tanrı Olodumare/Olorun Geleneksel Yoruba dininde Olodumare (dişil. Olorun) yaratılıştan ölüm sonrası hayata kadar ve bu fikirlerin biçimlendirdiği dünya hayatında doğrudan ve/veya dolaylı olarak etkili olan temel güçtür. Aslında bahsi geçen hususların yer aldığı iki farklı âlem anlayışından söz edilebilir. Birincisi evrenin ve insanın yaratılışının gerçekleştirildiği tanrısal âlemdir. Tanrısal (göksel) alem yaratılış öncesinde, dünya hayatı döneminde ve ölüm sonrası yaşamda varlığı devam eden, aynen Olodumare gibi başlangıcı ve sonu olmayan sanal bir alemdir. İkincisi ise yaratılmış gök, yer ve ikisi arasında varlıkların yaşadığı dünya âlemidir. Tüm boyutlarıyla bu âlemler arasında aslında bir karmaşıklık yoktur, aksine kendisine ait bir sistemi vardır (Seyfeli & Kul, 2018: 240). İşte bahsi geçen tüm âlem, zaman ve mekânlarda başat rol oynayan, başka bir ifadeyle bu sistemin kalbi Yüce Tanrı Olodumare’dir. Yaratılış, yani evrenin ve insanın yaratılışı öncesinde tanrısal âlem vardır ve bu âlemde her şeyden önce Yüce Varlık ve ondan yayılan kozmik ruhsal enerji, aşe haricinde hiç bir şey yoktur (Bankole, 2009b: 186). Bu enerjiye Yorubalar aşe derler, bu enerji Yüce Varlığın özüdür ve yaratılışta etkin güç bu özdür (Bankole, 2009a: 74). Geleneksel Yoruba dininde aşenin, Yüce Varlık ve özünün herşeyin kökeni ve sebebi kabul edilen Olodumare’nin kendisi olduğuna inanılır (Bewaji, 1998: 12). Aşenin, yaratılış öncesinde Olodumare ile birlikte var olduğuna inanılan oroyu (düşünce), yani tanrısal aklı kullanarak bir biçim almaya karar vererek Olodumare’de tanrısal âlemin bedeniyle bedenlenmiştir. Yüce Varlığın bedenlenmiş hali olan Olodumare yaratılışta aşeyi, asıl olarak sadece kendisinde var olan ve başka varlıklara kendisinden yayılan bu enerjiyi, gücü kullanmıştır. Böylece Olodumare, bahsi geçen Yoruba sisteminde ilahi güç, otorite, düzen ve hayati güç olarak bedenlenmiştir. Bu bedenlenme tanrısal âlemde tanrısal bedenlenmedir. Dolayısıyla aşe, Yüce Varlığın kendisi, Olodumare ve ilahi özde paylaşılan ve sonuç olarak kutsal olan her şeydir, her şeyin özüdür 29 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 30 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) (Bankole, 2009a: 74). Bu özellikleriyle aşe Yoruba sisteminin var olmasında ve işleyişindeki tanrısal güç ve enerjidir. Bu güç Olodumare’de O’nun tanrısal gücüyle açığa çıkar. Bazı araştırmacılar Yoruba yaratılış ve başlangıç mitlerinin Olodumare tapınımı sonrasında ortaya çıktığı düşüncesinde olsalar (Ogunyemi, 1998: 80) da mitolojinin kendisini üreten akıldan, üreten aklın da mitolojiden soyutlanması, ayrı düşünülmesi veya birinin ötekinin önüne geçirilmesi hem zaman hem anlam olarak mümkün değildir. Yoruba mitolojisine bakıldığında başat rolü Olodumare’nin oynadığı görülür. Her şeyden önce tanrısal akıl olan ve düşünce anlamına gelen oro Olodumare’nin çocuğu, ondan türemiş olarak kabul edilir. Bununla birlikte tanrısal âlemin tıpkı yer âleminin oluşumu gibi bu enerji ile Olodumare liderliği ve denetiminde Orişaların görevlendirilmesiyle yaratılmıştır. Böylece evrenin yaratılışı gerçekleşirken Orişalara tanrısal âlemin özelliklerine paralel yerin ve insanın hayatında rol oynayacakları görevler yine Olodumare tarafından verilmiştir (University of African Art, 2007: 3-14) İnsanın yaratılışında Olodumare’nin emriyle Obatala, diğer bir yaratılış mitinde Orunmila (Badejo, 2009: 507) veya başka mitlerde başka bir Orişa yine Olodumare’nin verdiği şeylerle önce insanın maddi varlığını, bedenini topraktan yaratır. Buradaki ortak unsur emri verenin Olodumare olmasıdır. Daha önemlisi bu olup bittiğinde cansız bedene üfleyip onu kişiye, canlıya dönüştüren yine Olodumare’dir. Bu, Orişanla mitinde de aynıdır, emri veren ve insana emiyi, yani canı, ruhsal özü üfleyen O’dur (Shitta-Bey, 2015: 54; Adogame, 2009: 179). Sonra insanlar kaderlerini, oriyi (manevi ruh) seçmek için Yüce Varlık Olodumare’nin huzurunda toplanmışlardır (Rogers, 2009: 470; Creation Stories, 2000). Yorubalarda farklı ruhlardan bahsedilir ve insanın sahip olduğu başat ruh ori, fiziksel baş olarak tanımlanmıştır. Bu ruh yaratıcı Olodumare’nin ve kişiliğin sembolüdür. Dolayısıyla kaderini seçen ruh bu oridir (Elvi, 2009: 427). Bu ruh Olodumare’nin sembolü ve O’ndan geldiği için yine ölüm sonrasında O’na dönecektir (Seyfeli & Kul, 2018: 256). Aynı şekilde Yoruba cennet fikrinde farklı hiyerarşiye sahip cennetler vardır. Bunların en başında Yüce Varlık Olodumare’nin evi diye tanımlanan cennet bulunur (Dopamu, 2006: 12). Yaratılışta etkin rol oynayan, tanrısal âlemin hakimi, yaratıcı, yaratıcı gücün sahibi olarak kabul edilen Olodumare’nin yeryüzüne de hakim olduğu, dünya ve insan hayatında ana tanrısal etken olduğu görülmektedir. Mesela dünyanın içini dolduran Orişalar tüm suların sahibi Orişa Olokun’u görmezden geldiklerinde başarısız olmuşlar ve bunun üzerine Olodumare’ye gitmişlerdir. Olodumare ise, dişil ruhsal koruyucu olan Olokun’u görmezden gelmelerinin başarısızlığa uğramalarına neden olduğunu söylemiştir (Owoseni, 2017: 15). Dolayısıyla Olodumare tanrısal varlıkların işleyişini de yürüten güçtür. O denetleyicidir, mesela Orişa Obatala insanı şekillendirirken şarap içmeye dalar ve bitkin ve yorgun düştüğü için topraktan şekillendirdiği insanları kusurlu, eksik uzuvlu yapınca Olodumare onu uyarır (Rogers, 2009: 470). Olodumare’nin aslında bir bütünlük OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI oluşturan tanrısal âlemin ve yaratılmış âlemin ikisinin de ana gücü ve idarecisi olduğunu gösteren hususlardan birisi Yoruba yaratılış düşüncesinde yaratılış mekânının tanrısal âlem (cennet, göksel âlem) olduğu ve dünya ve insanın (yer ve gök) bu âlemin içinde yaratıldığıdır. Başka bir ifade ile dünyanın, içinde yaratıldığı tanrısal âlemin özelliklerini aldığı, onun gibi kutsal ve iyi olduğu hususudur. Bundan dolayı bütün âlemlerin hakimi Olodumare’dir (Seyfeli & Kul, 2018: 246). Çünkü tanrısal âlemin ilk ve tek gücü Olodumare iken onun yarattığı dünya âlemi de tanrısal alemin içinde olduğu için, uçsuz bucaksız bir fanusun içinde sınırları belli başka bir fanus olarak duran yaratılmış evrenin ve içindeki insanın hayatının da sahibi ve idarecisi O’dur. Geleneksel Yoruba dininde Yüce Tanrı Olodumare çok çeşitli şekillerde hem aşkın hem de içkin özellikleriyle tanımlanır. Bunlar Olodumare’nin hem yaratılmış varlıkların uzanamayacağı, etkisinin olmadığı göksel bir yerde durduğunu hem de dünya ve insan hayatına dokunan bir Tanrı olduğunu, dolayısıyla göğün derinliklerine çekilmiş bir Tanrı olmadığını gösterir (Seyfeli, 2016: 40). Bu temel özellikleri Yorubaların yaptığı tanımlamalardan anlaşılmaktadır. Bu tanımlamalar, isimler veya sıfatlar her şeyden önce Yoruba dilinde kullanılan, ancak sadece dilde olmayan vasıflandırmalardır. Bu yüzden Yoruba tanrısını, Olodumare’yi yine en iyi tanımlayacak kendileridir, kullandıkları sözcükler, yaptıkları tanımlamalardır, böylece Olodumare’ye yükledikleri anlamı dışa vurmuş, O’nu nasıl bir Tanrı olarak düşündüklerini ortaya koymuş olmaktadırlar. Yorubaların Olodumare’ye verdikleri isimlerden birisi Oyigiyigidir. Bu isim, O’nun Yoruba hayatı ve düşüncesinde sonsuz varlık olduğunu ve eşsiz mükemmelliğe sahip olduğunu ifade eder. Olodumare aynı zamanda, eleda (yaratıcı), awamaridi (sırrına erişilmez), alabalase kabiyesi (sorgusuz otoritenin kralı), oba ti ki iku (ölümsüz kral), oba arinu rode (her şeyi fark eden) ve diğer birçok şekilde tanımlanmıştır (Ayegboyin & Olajide, 2009: 488). Yoruba söylemleri, Olodumare’nin özelliklerini şu ifadelerle tanımlar: Oba a se kan ma ku (O işleri mükemmel yapar), Oba ti dandan re ki isele (O’nun emirleri asla başarısız olmaz), A dun ise bi obun ti Olodumare lowo si (Olodumare’nin uygun bulduğu şeyi yapmak kolaydır), Eleti igbo aroye (o yakınmaları dinlemeye her zaman hazırdır) ve A rinu-rode Olume Okan (kalbi anlayandır) (Bewaji, 1998: 12). Olodumare, dünyanın yaratılışından sorumlu gücün sahibi anlamındadır. Ayrıca Oba Orun (Cennetin Kralı); Oga Ogo (Cennetin Efendisi); Alabalase (öneren ve gerçekleştiren); Aterere-kari-aye (her yerde her zaman hazır olan Tanrı); Oba Arinu-rode (her şeyi bilen); Oba Adakedajo (sessiz doğru yargılayan); Awamaridi (başlangıcı ve sonu olmayan) vb. ifadelerle tanımlanmıştır. Yorubalar her ne zaman ‘Olojo Oni’ (bugünün tek sahibi) hakkında konuşsalar, Cennetin ve kalbin Yaratıcısı hakkında konuşmuş olurlar. Bazen, Tanrı’yı Baba (Baba) diye isimlendirirler (Oyemomilara, 2012: 68). Ayrıca O, Gbogboro (kollayıp gözeten Tanrı), Oludariji (affeden), Olupese (veren), Olugbohun (işiten), Olugbeja (yardım eden) gibi sıfatlarla vasıflandırılmıştır (Odekunle & Bilgin, 2009: 563). Idowu, bunlar gibi, Olo- 31 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 32 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) dumare isminden ve O’na yapılan tanımlamalardan hareketle Yoruba düşüncesinde O’nun en yüksek azamet sahibi ve bütün kusursuz özelliklerle dolu olduğunu ortaya koymuştur (Idowu, 1962: 38). Yorubalar, Olodumare’nin evrenin gücü olduğuna inanırlar ve bunu Ori olarak tanımlarlar. İfa’nın da Olodumare’nin kutsal sözleri olduğuna ve Orunmila tarafından insanlığa verildiğine inanırlar. Onlara göre tüm hayatın yaratılma sebebi Olodumare’dir. Olodumare diğer enerji ve güçlerini evrenin açılımı için yaratmıştır. Yorubalar “kimse Tanrı’nın öldüğünü duymaz” derler. Aynı şekilde Tanrı’nın kusursuz ve arı bir kral olduğunu düşünürler. Yorubalar bunu “Tanrı gecenin ve gündüzün yaratıcısı” diyerek açıklarlar. Her gün O’nun (Tanrı) çocuğu olarak görülür. Ayrıca yağmur ve gök gürlemesinin de Tanrı’nın gazabının alameti olduğuna inanırlar (Islam & Islam, 2015: 1-8). Yorubaların sunakları, tapınakları ve Olodumare için yaygın şekilde rahipleri yoktur, ancak sözü geçen her şey insanlar için Olodumare’nin gerçek ve canlı olduğunu gösterir (Bewaji, 1998: 12). Yüce Varlık/Tanrı olarak görülen Olodumare’nin yaratıcı (Eleda), oluşturan/yapan (Aseda), hayat veren (Elemi) gibi sıfatlarının bulunduğu görülür. (Akomolafe, 2016: 3850). Yorubalar, dünyanın Tanrı’ya ait olduğunu ve tüm dünyadaki Tanrı’nın kutsallarının üstünlüğünü kabul ederler. Onlar aynı zamanda “insanoğlunun Tanrı’nın toprağında kiracı” olduğu inancındadırlar (Ogunade, 2005: 2-3). Olodumare’nin karakteristiğine bakılacak olursa, o ulaşılmaz olandır ve istediği her şey emrindeki Orişaların vasıtasıyla gerçekleşir. Olodumare en üstün nitelikleri elinde bulunduran ve istikrarlı duran, daimi, güvenilir özellikte olan Tanrı’dır. Bir yaratılış mitinde, Olodumare, Obatala’dan insan varlığının maddi bedenini topraktan yaratmasını istemiştir. Bu yapılıp bittiğinde, Olodumare cansız bedene üflemiş ve o yaşayan canlı kişiye dönüşmüştür (Ayegboyin & Olajide, 2009: 489). Bu insanın yaratılış mitinde yer alan ifadeler hayat verenin, canlılık verenin Olodumare olduğunu göstermektedir. Bundan dolayı Olodumare aynı zamanda canlılığı elinde bulunduran Tanrı’dır. Olodumare, yargılayan olarak etik ve sosyal değerlerin kaynağıdır. İnsanlara yaşamlarında yol gösterici olması için insanın içine, kalbine ifa ayayı, yani “kalbin ilhamını/vahyi” yerleştirmiştir (Olanrewaju, 2009: 41-49). Vicdanla da ilişkisi bulunan ifa aya aynı zamanda insanın ahlaki hayatını da ifade eder. Orişaların tanrısal âlemin varlık sahasına çıkışları ve evrenin ve insanın yaratılışındaki ve insanların tanrısal âlemle ilişkilerindeki etkinliklerinde çalışmalarının denetimi, yürütücülüğü Olodumare tarafından gerçekleştirilir. Yerdeki ve cennetteki (gökteki) her şey kökünde ona dayanır. Eleda, yani yaratıcı sıfatı onun için kullanılırken insanın yaratılışında görevlendirilen ve kendilerine verilen toprak, tavuk gibi varlıklarla yaratılış eylemini icra eden Obatala veya Oduduwa’nın yaratıcı ya da hakim güç olarak tanımlandıkları bir mitolojik metin ya da Yoruba söylemi yoktur. OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI Olodumare’nin, Yoruba mitolojisinde, aklında, söylemlerinde, evren ve insan algısında tanrısal âlemde olsun, yaratılmış evrende olsun başka varlıklarla paylaşmadığı ayrı ve farklı bir konumu vardır. Bu yüzden Olodumare Yorubalar için tek ve Yüce Varlık’tır. O’ndan daha büyük veya daha küçük, O’nun altında veya üstünde, O’nunla birlikte veya karşısında O’nun tanrılığını ya da tanrısallığını paylaşan veya O’na karşı duran başka bir varlık yoktur. Buna karşın, her şey aslında O’na dayanır, O’ndan kaynaklanır. Kralların, ataların, kötü ruhların, şifacıların, tanrısal varlıkların vb. bütün varlıkların bir şekilde Olodumare’den ortaya çıkmaları ve hareketlilik ve canlılıklarını O’na borçlu olmaları söz konusudur. Sınırsız güce sahip Olodumare karşısında hem güçlerini O’ndan almaları hem de güçlerinin sınırlarının O’na dayanması, bağlı olması açık bir husustur. Ayrıca, Yoruba dininde sadece tanrısal âlemin değil yerin ve yeryüzü varlıklarının da aslında Olodumare’den, iyi olandan çıktığı için mutlak kötü ve kötülükten bahsedilemese bile Yorubalar için olumsuz olan şeyleri kötü olarak kabul edildiğinde bunların da Olodumare’ye dayanması, dolayısıyla O’nun her şeyi elinde bulundurması söz konusudur. Bu, O’na karşı veya eşit bir varlığın olmadığını, dolayısıyla iyi tanrının karşısında kötü figürü bulunmadığını, yani Yorubaların düalist ya da kötü olan/şeytan inancına sahip olmadıklarını göstermektedir. Ancak, bunlar, Yorubaların kendilerine göre bir kötülük fikrine sahip olmadıklarını göstermez. Bir cehennem fikri olmasa da bir kötü ölüm fikri olması, bunun yeniden doğum için bir seçim imkânı ve seçim yapan insan figürüne sahip olunması söz konusudur. Bu ölüm sonrası hayata da Olodumare’nin dokunması, etkili olması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu, Olodumare’nin yaratılıştan ölüm sonrası hayata ve dünya hayatına, yani bütün yaratılmışların bulunduğu âlemlere dokunması, kuşatıcılığını, her şeye hâkimiyetini gösterirken Tanrı kimliğinin de tamamlanmasına ve bütünlüğünün ortaya konulmasına işaret etmektedir. Çünkü eğer kötü olan, kötülüğün müsebbibi ya da kötülüğü yayan başka bir varlık olsaydı bu Olodumare’nin karşısında rol oynayan veya mücadele eden bir şeytan figürünün varlığını gerektirirdi. Ancak zaten böyle bir şey olsaydı tüm Yoruba dini sisteminin, evren ve insan algısının, yaratılış ve ölüm sonrası hayat fikrinin ve dünya hayatının anlamının farklı olmasını sağlardı. Olodumare’nin diğer bir özelliği ise bilgisinin sınırsız olması ve başka bir varlığın bilgisinin O’nunkine eşit olmamasıdır. Yoruba dininde bu, Yüce Tanrı’nın bir özelliği olmakla beraber Olodumare kendisindeki bilginin sınırlı şekilde işletilmesi görevini Orunmila ve İfa’ya vermiş olması söz konusudur. Ayrıca, Olodumare, iyi bir yargıçtır. Yoruba inancında kişi aldığı ori (kader) ile yaşar ancak bunu değiştirebilecek tek şey karakterdir, iwadır. Bundan dolayı yargılanacak olan kişilik, yani iwa olacaktır. Kişi öldükten sonra Cennette Olodumare’ye diz çökerek yaptığı şeylerin hesabını verecektir (Labeodan, 2009: 500). Burada yargılamanın Olodumare’nin elinde olması önemli bir noktadır. Tanrılığı temsil eden bu gücün başkası değil de doğrudan Olodumare tarafından gerçekleştirilmesi yine O’nun her şeye gücü yeten, her şeyi elinde bulunduran tek Tanrı olması ile ilişkilidir. 33 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 34 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) Ayrıca yeryüzünde ahlaki suçluların yaşadığı talihsizlikler için kullanılan “o Tanrı’nın kamçısı altındadır.” sözü de bunu desteklemektedir (Bewaji, 1998: 12). Yoruba geleneğinde bir bebeğin doğumu Olorun’a dualar ve şükür için büyük bir nedendir ve bu yüzden istek ve dilek içeren dualarının yönelimi doğrudan Yüce Tanrı’yadır. Olorun’a “Dileriz Olorun çocuğu bizimle bırakır” ve “Çocuğa bakmak için Olorun bize yardım etsin” gibi dualarda bulunurlar. Doğumdan sonraki üçüncü gün çocuğun hamisi olacak tanrısal varlığı belirleme ritüeli yapılır. Yoruba erkek din adamı babalawonun huzurunda çocuk babası tarafından kabul edilir. Daha sonra babalawo İfa’ya danışır ve çocuğun hangi orişaya bağlı olacağını belirler. Bazen, babalawo çocuğun hiçbir Orişaya bağlı olmayacağını söyler. Bu durumda çocuk “omq Olorun”, yani Olorun’un çocuğu olarak bilinir. Böylece çocuğun korunumu direk Olorun’dan beklenir (Olumide Lucus, 1942: 225). Bu yüzden Olorun’a “Olorun gba mi” (Tanrı bizi korusun), “Olorun sanu” (Tanrı bize merhamet etsin) ve “A dupe lywo oiprun” (Tanrıya şükür) gibi dualarda bulunulur (Olumide Lucus, 1942: 206). Babalawoların etkin olduğu ritüellerde Orişalarla, tanrısal âlemin varlıklarıyla iletişim kurmak bir aracı ile iletişim kurmak anlamına gelirken Olorun ile iletişim bireyin doğrudan kurduğu bir ilişkidir. Orişalar, aracılık vazifesini Olodumare (tanrısal alem) ile insanlar (dünya) arasında icra etmektedirler. Bu durum, Yorubaların Olodumare/Olorun’un sınırsız gücüne inandıklarını, güvendiklerini ve fiili ilişkide bulunduklarını göstermektedir. Yorubalara göre ruh, kişi doğmadan önce, doğumda ve hayatı süresince ona yol gösterir ve yardım eder. Öldükten sonra ise sonunda yaratıcısına, ana kaynağına, Yüce Varlık Olodumare’ye geri döner (Dopamu, 2006: 5). Ruhun tekrar Olodumare’ye dönmesi Yorubaların tek Tanrı fikrine paralel bir durum ve onun tamamlayıcısıdır. Bu, insanı canlı kılan ya da bütün varlıkları canlandıran tanrısal enerjiyle, aşeyle ilişkilidir. Dolayısıyla insanın ruhu ve canlılığı aslen Olodumare’ye aittir ve dönüş de ona olacaktır. Bu yüzden hayatta temel yol gösteren de özde bir olan Tanrı’nın ruhudur. Bu bilgiler, Olodumare’nin insanları ilgilenmeleri üzere orişalara terk ettiği fikrinin de geçersizliğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Olodumare’nin kişinin dünyada doğmadan önce hayatını kararlaştıran güç olduğuna inanılması (Akomolafe, 2016: 42) ve kişi öldükten sonra ruhunun yine Olodumare’ye dönmesi ve Olodumare tarafından yargılanması (Akomolafe, 2016: 50) ve bu yetkilerin dünya hayatında etkili olmalarına rağmen Orişalara devredilmemesi söz konusudur. Bu durum, kutsal mekân olan gökyüzünün/Cennetin tek bir Tanrı’ya, yani Olodumare’ye ait olduğunu ve O’nun insanın yegâne sahibi ve tanrısı olan Yüce Tanrı olduğu fikrini güçlendirmektedir. Yeryüzü hayatında etkin olan Orişaların, öldükten sonra insan hayatından çekilmesi, insanın özü olan ruhunun Olodumare’ye dönmesi, Orişaların yaratılış sürecinde ve insan var olduktan sonra, yani dünya hayatının oluşum süreci ve oluştuktan sonra etkin olmaları söz konusudur. OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI Bu, Orişaların yaratılış ve dünya hayatına ilişkin tanrısal plan içerisinde aracı olarak rol aldıklarını göstermektedir. Olodumare’nin diğer bir özelliği aracısız, yani doğrudan yönelinen bir tanrı olmasıdır. Yüce Varlık/Tanrı’ya dua ederek doğrudan dilek ve isteklerde bulunmalarına paralel olarak Yorubalar O’nun için herhangi bir tapınak veya kutsal mekân inşa etmemişlerdir (Olanrewaju, 2009: 39). Bunun yanında somut bir nesne üzerinden de O’nun için dua ve dua mekânları geliştirmemişlerdir. Mesela O’na çok nadir kurban sunumunda bulunmaları O’nun doğrudan istenen ve doğrudan veren olmasıyla ilişkilidir. Bununla birlikte maddi istekleri, ister tanrısal âlemin maddesi olsun ister yeryüzünün maddesi olsun, isteklerinde Olodumare’nin bahsi geçen başka hiçbir varlıkta olmayan özelliklerine rağmen Yorubalar her türlü somut uygulamalarda Orişalara başvurmaktadırlar. Olodumare’ye rahipler dışında bireylerin yaptığı bir tapınım sadece dua olup kurban, sunu gibi maddi unsur barındırmaz. Ancak Olodumare’ye tapınım Idowu’ya göre başından beri böyle değildir, yani O’na tapınım zamanla silikleşmiştir. Ayrıca rahiplerin Olodumare’ye olan ibadetlerinin somut bir örneğini de vermektedir. Bu, İfe kraliyet sarayındaki bir rahibin beyaz tebeşir ile çizilmiş bir dairenin içinde soğuk suyu toprağa boşaltma ve kola ile dua etme şeklindeki bir uygulamadır (Idowu, 1962: 142). Bu ibadet, İfe’nin kralının rahibi tarafından günlük olarak tekrarlanırken bireyler bunu ilhami bir yönlendirme ile uygulayabilmektedirler (Idowu, 1962: 142; Ushe, 2017: 165). Ayrıca mitlerde diğer tüm kutsal/ruhani varlıklar insana özgü niteliklerle tanımlanırken Olodumare ile ilgili Yüce Varlık anlayışına ters düşen bu tür insani unsurlara, hatta benzetmelere dahi rastlanmaz. Yorubalar Yüce Varlığa ulaşılmaz, en üstün heybete sahip, asla değişmeyen ve hep emin olunan anlamında Olodumare derler. Olorun kelimesinin ise yine cennetin sahibi ve eleda (yaratıcı) anlamında kullanılması söz konusudur (Awolalu, 1976: 7). Yorubalar için, sadece bir evrensel tanrı vardır ve o da Olodumare’dir. Aşe aslında Olodumare’nin kendisidir. Yorubalar “Oba orun”, “Oba-Atererekariaiye” ya da “Oba Asekaan Maku” gibi kusursuz, mükemmel iş yapan kral anlamına gelen sözlerle Tanrı’nın kral özelliğine hitap ederek ona seslenirler. Yorubalar Olodumare’ye, O’nun habercileri olan tanrısal varlıklara olduğu gibi organize bir halk tapınımı gerçekleştirmezler. Tanrısal varlıklar (Orişalar) onların ihtiyaçlarını Olodumare’ye bildirirler. Bu durum, onların sosyo-politik ortamlarında da bilinip kabul edilmiştir ya da bunun yeryüzüne yansıması Kral’ın bakanlar kurulunu oluşturan farklı görevdeki şefler dışında kimsenin Kral’a doğrudan yakalaşamamasında açığa çıkar. Idowu’nun yukarıda verdiği ibadet örneğinde de görüldü gibi Kral’a rahipler vasıtasıyla ulaşılırken Olodumare’ye de Orişalar aracılığıyla ulaşılmaktadır. Olodumare’ye ait bir tapınağın, rahibin, sununun veya sembolün bulunmamasından hareketle O’nun dünya işlerine karışmak için çok uzakta ya da tembel ve uykucu olduğu ileri sürülmüştür (Ellis, 1894: 37). Ancak onun insanları gözetleyen olması bu düşünceyi çürütmektedir. Tanrının 35 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 36 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) her yerde hazır bulunduğunu göstermek için Yorubalar, “Tanrı’nın gözlerinin ulaşamayacağı bir yer var mı saklanabileceğin?” sorusunu sorarlar. Üstelik “hırsızlık yapıp saklanan kişinin dünyevi gözleri O’nu görmese de, Cennetin Kralı (Olodumare) onu gözetlemektedir” (Ushe, 2017: 162) sözü ile de kişinin dünyada yapıp ettiklerinin Olodumare tarafından görüldüğüne ve bilindiğine işaret edilmektedir. Olorun diye de isimlendirilen Olodumare gökyüzünde yaşamaktadır ve diğer tüm tanrısal varlıkların babası olarak düşünülmektedir. Olorun yeryüzünde yaşamayan tek tanrıdır. Ona tapınan özel bir grup veya bir tapınak olmamakla beraber Yorubalarda, Olorun’a somut bir tapınım görülmez (George & Amusan: 2012, 310). Tanrı’nın yeryüzünde yaşıyor olması ve aynı zamanda Cennetin de yeryüzünde olduğu inancı, Tanrı’nın kutsal olduğu mekândan daha az kutsal olan dünya mekânında bulunmasının O’nun yüceliğine yakışmayacağı düşüncesinden doğmuş olması muhtemeldir. Ayrıca gökyüzü fiziki olarak düşünüldüğünde Olorun her yerdedir ve her şeye hakim bir konumdadır. Olodumare’nin gökyüzünün kralı olarak nitelenmesi ve O’nun gökyüzünde oturması, tapınağının da orada olduğunu düşündürmüştür. Öte yandan gökyüzü herkes tarafından görülebilmektedir. Yani Tanrı aynı zamanda kolay ulaşılabilir bir mekândadır. Tapınım olarak sadece duaların yapılıyor olması da Olodumare’nin her yerde olmasından dolayı duayı duyuyor ve görüyor olmasından kaynaklanmaktadır. Benin’den bir rahibe bir Avrupalının “Senin Tanrı’nın tapınağı nerededir?” sorusuna cevap olarak “Tanrı, sadece bir binada bulunamayacak kadar büyüktür.” (Asante, 2009: 658) demesi de yine Olodumare’nin yüceliğine dair inancı ortaya koyar. Ayrıca O’na yeryüzünde bir mekân biçilmemesi her yerin O’na adanmış tapınak olduğunu gösterir. O’na biçilen göksel mekân ise göğün insan dünyasındaki en ulaşılmaz ve en kuşatıcı varlık olmasından kaynaklanır. Böylece Yüce Tanrı’yı bir şekilde tanımlama gereğinden dolayı O’na uçsuz bucaksızlık özelliği yüklenmektedir. Dolayısıyla yerde ve gökte her yer O’na ibadet edilen yüce bir tapınak anlamı taşır. Olodumare’ye bir sununun yapılmaması da önemlidir. Bilindiği gibi Orişalara zevklerine ve sunuyu yapan kişinin ihtiyacına göre sunular yapılır. Ancak bu sunular bir çıkar ilişkisi içerisinde gerçekleşmektedir. Orişaları yüceltmek adına bir sunu veya ibadet yapıldığı görülmez. Üstelik Orişaların insanlarla aynı özellikleri taşımalarından dolayı, onları sevindirmek veya kızdırmamak için de sunular yapılır. Genelde yerel meyvelerden oluşan bu sunuların benzerinin Olodumare’ye yapılmamasının nedeni de Yorubaların kurban anlayışı ile ilgilidir. Bundan dolayı Orişalara sunular yapılırken Olodumare’ye böyle bir tapınımda bulunulmaz. Çünkü O’nun buna ihtiyacı yoktur ve O’nun bu tür şeylere ilgi gösterecek insani bir vasfı da bulunmaz. Sonuç Sonuç olarak, bir Afrika düşünce sisteminin içerisinde yer alan geleneksel OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI Yoruba dininin tek tanrılı bir din olduğu görülmüştür. Bu tespite varmadan önce, Yoruba dini geleneğini inceleyen ve geleneksel Yoruba Tanrı fikri hakkında ileri sürülen görüşlerin bir değerlendirmesi ve eleştirisi yapılırken aynı zamanda Yorubaların tanrı dediği ve bir yüce tek tanrının sıfatlarıyla vasıflandırdıkları Olodumare/Olorun’un tanrı kimliği ve özellikleri açığa çıkarılmıştır. Ayrıca, araştırmacılar ve çalışmalar arasında Olodumare’nin tanrısal kimliği konusunda bir kargaşalık ve karışıklık olduğu, bunda Yoruba inancından kaynaklı bir durumun, Orişaların rol oynadığı görülmüştür. Orişaların sahip olduğu bir takım vasıf ve yeteneklerin araştırmacılar tarafından onların tanrı mertebesinde görülmelerine ve bunun da Yoruba dini geleneğinin çok tanrılı bir din olduğu algısına yol açtığı sonucuna varılmıştır. Ancak yapıları, özellikleri ve görevleri itibariyle Orişaların birer tanrı olamayacakları, dolayısıyla Geleneksel Yoruba dininde Olodumare’nin yegâne Yüce Tanrı olduğu anlaşılmıştır. Olodumare’nin yaratılış öncesinde, yaratılış sürecinde, dünya hayatının işleyişinde ve ölüm sonrası hayatta kendisine has özellikleriyle belirgin şekilde rol oynadığı ve bu farklılıklarıyla Yoruba inancı, aklı, mitolojisi ve yaşamında tepede yalnız başına durduğu görülmüştür. Olodumare’nin tek ve Yüce Tanrı, yaratılıştaki Yüce Varlık olduğunu gösteren en önemli özellik; yaratılışın nedeni ve varlığın özü olan aşe olmasıdır. Aşe her şeyden önce var olan, en yüce güç, her şeyde var olan gücün kaynağı ve kendisidir. Dolayısıyla Olodumare, evrenin enerjisi olan aşenin kendisi ve kaynağı olması nedeniyle O, varlığı kendisinden olandır. Diğer bütün varlıklar da O’na dayanmaktadır. Orişaların güçleri de bu kaynaktan yani Olodumare’den gelmektedir. Olodumare, insan hayatını düzenleyen, yani yaratılışı tasarlayıp sürdüren, varlığa vücut bulması ve varlığını devam ettirmesi için can veren olması nedeniyle de tek tanrıdır. Olodumare, Dünya ve insan hayatını bir sistem dâhilinde planlayan ve bu planın icrasını liderliğiyle yürüten ve denetleyen, böylece oluşan dünya hayatı ve ölüm/ölüm sonrası hayat sisteminin işlemesini sağlayan yegâne varlıktır. Bundan dolayı ezelden beri Olodumare bir tek tanrıdır. İnsan doğmadan önce ona kaderini bahşeden ve öldükten sonra da dünya işlerini yargılayan varlık yine Olodumare’dir. Olodumare’nin tek ve Yüce Tanrı olduğunu ortaya koyan en önemli kaynak bu dinin müntesiplerinin mitolojileri ve dini söylemleri yanında dini yaşam ve dualarına yansıyan folklorik birikimleridir. Yoruba halkı arasında yaşanan olumsuz durumun giderilmesi için Orişalara yapılan dua, sunu ve kurbanların aslında Olodumare’ye yapıldığı, onların Olodumare’nin yeryüzündeki elçileri, temsilcileri ve vekilleri olduğu görülmüştür. Bu duruma sosyolojik olarak bakıldığında, Olodumare’nin halk söylemlerinde olduğu gibi adeta kral, Orişaların ise kralın yardımcıları olduğu araştırmalarda görülmüş ve bundan dolayı Olodumare’nin tanrı kimliğinin ve Orişaların Yoruba halkının yönetim sistemine yansıdığı ve dünya hayatını biçimlendirdiği anlaşılmıştır. Olodumare ile ilgili önemli bir diğer husus, Yorubalar arasında O’nun adına bir tapınak inşa edilmemiş olması ve O’nun gökyüzünde olduğu dü- 37 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL şüncesidir. Bu husus da araştırmacılar arasında O’nun tek tanrı olamayacağı yönündeki görüşlerine neden olan etkenlerden biri olmuştur. Ancak gökyüzünün, hatta her yerin Olodumare’nin tapınağı olarak görülmesi bu görüşleri bertaraf etmeye yetmiştir. Olodumare’nin yüce ve ulaşılmaz ancak aynı zamanda herşeye hakim ve her şeyi kontrol edebilen bir merkezde yani gökyüzünde durması aslında yine O’nun tek tanrı olması ile alakalı olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca tanrıya göksel bir mekân biçme herşeyden önce tanrısal âlemin göğün ulaşılmaz ve kuşatıcı olması nedeniyle göksel olarak algılanmasıyla ilişkilidir. Burada esas olan Yorubaların göklerin krallığına sadece Olodumare’yi yerleştirmiş olmalarıdır, bu önemlidir ve dikkate şayandır. Böylece ulaşılmaz ve kuşatıcı olan Olodumare’dir. Ayrıca, Olodumare’nin sadece göklerin değil yeryüzünün de yegâne gücü olmasının ana kaynağı aslında yaratılış itibariyle iyi ve kutsal olan bu dünya evreninin tanrısal âlemin içinde yaratılması ve orada mekân tutmasıdır. Bu, bir anlamda dünyanın (yer ve gök) cennetin, tanrısal âlemin, göksel âlemin içinde, bir uçsuz bucaksız fanusun içinde gibi, yer almasıdır. Dolayısıyla Olodumare tüm zamanlara ve mekânlara hükmeden tek Yüce Tanrı’dır. 38 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) Informative Abstract Olodumare/Olorun: Almighty God in The Traditional Yoruba Religion The subject of article is Almighty God Olodumare/Olorun in the traditional Yoruba religion. In the studies about idea of god in the traditional Yoruba religion are have varios views that have been put award. These views are sggested that Yoruba religion was polytheist, monotheist or henotheist. Whole these studies were made in the center of Olodumare and so the aim of these stuies is found out what kind god Olodumare was?. the main reason that Olodumare have disrder abouy it’s idenity between researcher has seen orishas. Orihas power and their feature had bring about perception orishas was gods and Yoruba tarditional religion was a polyteist religion. However, in this study, explained why orishas can not be gods and determined Olodumare is only god. In this study, variatoın vieaws that abouy theme was evaluate and take up the idae of traditional Yoruba religion or why Olodumare is the only god with reasons. İt has seen that the some elements thoso in the traditional religion was prevent agreement between researchers. İt have found out that the most importent problem was neglecting look totalyty to Yoruba religion and trying to harmonize with another religion and culture. In this study, one of the aims is in the concept of Yoruba’s univers and human, as paralel Almighty God’ and other divines, fix up the idea of god of Yoruba traditional religion and so remove disoreder that talked about. Take up the issue almigtyh god and divine existence as two groups will make more clear the issue instead of make categories each of divinities separately and make a hierarchy between them. Because, make a OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI hierarchy and grup that participation of religion did’nt may hinder to undertand the idea of god of Yorubas as itself is. The main aim if of the study was to uncover what is believed to be the case in its entirety. In this respect, it was seen that especially the orishes stopped at a place not related to the idea of god. Name, adjective and definitions used by the Yoruba people for Olodumare and the top of the Yoruba religious system consisting of creation, post-mortem life and the integrity of world life showed that Olodumare is only and alone god at the summit. The feature of Olodumare thoso have considered between Yorubas was the main elemenst to determine identity of Olodumare. His only god feature was apeear because of his feature as the creater, judge, inaccessible, doing everything the best, dominating everything and source of ashe which prove evoluation of universe and his facts on the destiny. Another importent point is, as it is seen in the myhts of traditional Yoruba religion, the sanctity came from Olodumare after the determination of what is sacred and what can be attributed to holiness, because of a parallelism between creation-world life-death/life after, the place of Olodumare as inspector of creation, the returning of soul which is essence the of human to Olodumare at the death and life after death are the points thoso reveal Olodumare’s only god idenity. Olodumare is the only god who regulates human life, that is to design and sustain the creation, to be incarnated in existence and to give life to the existence. Olodumare is the only entity that plans the world and human life within a system and carries out the execution of this plan with its leadership, thus enabling the functioning of the life and death / postmortem system to be formed.. Therefore, from the beginning or since time immemorial Olodumare is the only god. Olodmare is the one who bestows upon human destiny and manages world affairs after human death. Olodumare worship is parallel to the idea of God in Yoruba thought. The Yoruba did not attribute to him a material element, such as a temple and a ritual, because of the religious supremacists who regarded Olodumare as the supreme and inaccessible, and thus the worship to him was developed as abstract. Therefore the most distinct worship of Him is individual prayer. Furthermore, the fact that Olodumare does not appear on the earth shows that there is a parallelism and a parallelism between the creation and the system of human life. While it is worshiping the divine beings that are at a very important point in terms of the sustainability of human life, it is also appropriate to have a different form of worship to Olodumare because of being different and being a single god. He is in the mind, He is in the mind, Olodumare taking place in the thought where show that he is everywhere. 39 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL Kaynakça 40 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) Adogame, Afe: (2009). “Cozmology”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 178-180. Akomolafe, Mohammed Akinola: (2016). “Yoruba Ontology: A Critique of the Conceptualization of Life After Death”, Africology: The Journal of Pan African Studies, vol.9, no.6, August, ss. 38-50. Asante, Molefi Kete: (2009). “Temples, Concept in Ancient Times”, Encyclopedia of African Religion,Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd. California, ss. 654-658. Assmann, Jan: (2004). “Monotheism and Polytheism”, Religions of The Ancient World. A Guide, Ed.: Sarah Iles Johnston, Cambridge, Massachusetts, ss. 1731. Awolalu J.O.: (1976). “What is African Traditional Religion?”, Studies in Comparative Religion, Vol. 10, No. 2, , ss. 1-10. Ayegboyin, Deji & Olajide, S. K.: (2009).“Olodumare”, Encyclopedia of African Religion,Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 488-489. Badejo, Diedre L.: (2009). “Orunmila”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 507-508. Balogun, Oladele Abiodun,: (2009). “The Nature of Evil and Human Wickedness in Traditional African Thought: Further Reflections on The Philosophical Problem of Evil”, Lumina, Vol. 20, No.2, ss. 1-20. Bankole, Katherine O.: (2009a). “Ashe”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 74-75. Bankole, Katherine O.: (2009b). “Creation”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 184-186. Bewaji, John A. I.: (1998).“Olodumare: God in Yoruba Belief and the Theistic Problem of Evil”,African Studies Quarterly, Volume 2, Issue 1, ss. 1-18. Brandon, George: (2009). “Orisha” Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 503-506. Creation Stories: (2000). Creation Stories from around the World Encapsulations of some traditional stories explaining the origin of the Earth, its life, and its peoples, Fourth Edition, July 2000, http://www.gly.uga.edu/railsback/CS/ CSGoldenChain.html (Erişim. 26.01.19) Dopamu, Ade P.: (2006). “The Yoruba Belief in Life after Death”, Paper presented at the Continuity and Change: Perspectives on Science and Religion, Metanexus Institute, Philadelphia, June 3–7, 2006, Basılmamış Konferans Metni, USA, ss. 1-15. Eliade, Mircea: (1991). Kutsal ve Dindışı, Çev.: Mehmet Ali Kılıçbay, Gece Yayınları, Ankara. Eliade, Mircea: (2003). Dinler Tarihine Giriş, Çev.: Lale Arslan, Yay. Haz.: Ergun Kocabıyık, Kabalcı Yayınevi, İstanbul. Ellis, A. B.: (1894). Yoruba-Speaking Peoples of The Slave Coast of West Africa Their Religion, Manners, Customs, Laws., Language, Etc With an Appendix Conta- OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI ining a Comparison of The Tshi, Ga, Ewe, and Yoruba Languages, Chapman and Hall Ld, London. Elvi, Zetla K.: (2009). “Soul”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 627-629. George, Tayo O. & Amusan, Tolulope A.: (2012). “Religion and Acts of Worship Amongst The Nigerian People: Implications for Development and National Unity”, Peoples & Cultures of Nigeria, Ed.: A. S. Jegede, O.A. Olutayo, O.O. Omololu & B.E. Owumi, Department of Sciology, University of Ibadan, ss. 309-325. Idowu, E. Bolaji: (1962). Olodumare: God In Yoruba Belief, Longmans, London. Igboin, Benson O.: (2014). “Is Olodumare in Yoruba Belief, God?”, Kanz Philosophia, Vol. 4, No. 2, ss. 189 208. Islam, Shafiul & Islam, Didarul: (2015). “African Traditional Concept Of God: A Critical Analysıs”, Green University Review of Social Sciences, Vol. 02, Issue 1, ss. 1-8. Karenga, Maulana: (2009). “Oduduwa”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 473474 Labeodan, Kunbi: (2009). “Ori”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, s. 500. Odekunle, Jeleel & Bilgin, Vejdi: (2009). “Gelenek, İslâm ve Modernlik Üçgeninde Yoruba Ailesinin Bugünü”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 18, Sayı 1, ss. 559-589. Ogunade, Raymond: (2005). “Environmental Issues in Yoruba Religion: Implications for Leadership and Society in Nigeria”, Science and Religion: Global Perspectives, in Philadelphia, PA, USA, ss. 1-9. Ogunyemi, Yemi D.: (1998). Introduction to Yoruba Philosophy, Religion and Literature, Athelia Henrietta Press, New York. Olanrewaju, Joseph Adyinka: (2009). “The Relationship Between People and Supernatural Beings in Yoruba Traditional Cultur”, Journal of Adventist Mission Studies, Vol. 5, No. 2, Art. 6, ss. 41-49. Ologundudu, Chief Adedayo: (2014). Yoruba Religion, Center for Spoken Words/ Institute of Yorùbá Culture, USA. Olumide Lucus, Canon J.: (1942) The religion of the Yorubas especially in relation to the religion of ancient Egypt: Being in account of the religious beliefs and practices of Yoruba peoples of Southern Nigeria, especially in relation to the religion of Ancient Egypt, Masters thesis, Durham University. Olupona, Jacob K.: (1993). “The Study of Yoruba Religious Tradition in Historical Perspective”, Numen, Vol. 40, No. 3, ss. 240-273. Owoseni, Adewale O.: (2017). “Water in Yoruba Belief and Imperative for Environmental Sustainability”, Journal of Philosophy, Culture and Religion, Volume 28, ss. 12-20. Oyemomilara, Cornelius Olusegun: (2012). Towards Contextualization Of Worship: A Challenge To The Nigerian Baptist Convention, A Thesis Submitted to the 41 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) CANAN SEYFELİ-ELİF KUL 42 SBARD YIL / YEAR 17 SAYI / ISSUE 33 BAHAR / SPRING (2019/1) University of Manchester for the degree of Ph.D. in the Faculty of Humanities. Papathomas, Grigorios D.: (2002). “The Question of Henotheism”, Journal for the Study of Religions and Ideologies (JSRI), no.2, Summer 2002, ss. 198-202. Pemberton, J.: (1997). “A Cluster of Sacred Symbols: Orisha Worship among The Igbomina Yoruba of Ila-Orangun”, History of Religion, Universty of Chicago, Ilinois, USA, Volume 17, No. 1, ss. 1-28. Rogers, Ibram H.: (2009). “Obatala”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 470471. Seyfeli, Canan & Kul, Elif: (2018). “Geleneksel Yoruba Dininde Yaratılış ve Ölüm Sonrası Hayat”, SBArD, Yıl 16, Sayı 32, Güz 2018, ss. 237-272. Seyfeli, Canan: (2016). “Geleneksel Kabile Dinleri”, Dinler Tarihi, Haz.: M. Hadi Tezokur & Canan Seyfeli, D.Ü. İlahiyat Fak. Lisans Tamamlama Programı, Diyarbakır, ss. 31-43. Shitta-Bey, Olanrewaju Abdul: (2015). “The Humanity of The Foetus: A Yoruba Perpective”, African Journal of History and Culture, Volume 7 (2), ss. 52-56. University of African Art: (2007). Bibeli Bible of Yoruba People Children of The Good Morning, University of African Art Press, Denver Colorado, İle-Ife. Ushe, Ushe Mike: (2017). “God, Divinities and Ancestors In African Traditional Religious Thought”, Igwebuıke: An African Journal of Arts and Humanities, Vol. 3, No 4, ss. 154-179.