SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMA DERGİSİ
Social Sciences Research Journal
Yıl / Year 17, Sayı / Issue 33 / Bahar / Spring (2019/1)
ISSN: 1304-2424
SAHİBİ / Owner
AKADER adına Doç. Dr. Necmi Derin
SORUMLU MÜDÜR / Responsible Manager
Doç. Dr. Necmi Derin
SORUMLU EDİTÖR / Editor In-Chief
Prof. Dr. Eyyüp Tanrıverdi
(Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)
EDİTÖRLER KURULU / Editorial Board
Prof. Dr. Ali Akay
(Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)
Prof. Dr. Adnan Çevik
(Muğla Sıtkı Koçman Ü. Edebiyat Fakültesi)
Doç. Dr. Muammer Sarıkaya
(Hacı Bayram Veli Üniversitesi)
Doç. Dr. Faruk Gökçe
(Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi)
DİL EDİTÖRLERİ / Language Editors
Dr.Öğr.Üyesi Ufuk Bircan
Dr.Öğr.Üyesi Murat Kadiroğlu
SEKRETERYA / Secretary
Dr. Emine Gören Bayam
YAYIN TÜRÜ / Journal Type
Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi
(Yılda 2 Sayı)
A semiannual peer-reviewed social sciences
research journal
GRAFİK TASARIM / Graphic Design
TAVOOS
UYGULAMA / Application
TAVOOS
BASKI YERİ / Publication Place
Hermes Ofset Ltd. Şti.
İskitler/ Ankara
BASKI TARİHİ / Publication Date
2019
YAZIŞMA ADRESİ / Correspondence
Address
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 21280
Diyarbakır
eyyuptanriverdi@hotmail.com
Tel: 0 412 248 80 23 / 3815
Faks: 0 412 248 80 25
http://www.sbard.org
Social Sciences Research Journal
Yıl / Year 17, Sayı / Issue 33 / Bahar / Spring (2019/1)
SBARD, uluslararası hakemli sosyal bilimler araştırma dergisidir, yılda iki kez yayınlanır.
SBARD is a semiannual international peer-reviewed social sciences research journal.
33
İÇiNDEKiLER
Table of Contents
MAKALELER
Articles
15-42
CANAN SEYFELİ
ELİF KUL
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL
YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
Olodumare/Olorun: Almighty God In
The Traditional Yoruba Religion
43-65
ESRA ASLAN
SABRİ AKMAN
KENTLEŞMENİN SOSYAL DEĞİŞMEYE
ETKİSİ
The Effect of Urbanization on Social
Change
MEHMET MEKİN
MEÇİN
ZERDÜŞTÎLİK İLE İŞRAKÎLİK ARASINDA
BİR KARŞILAŞTIRMA: MELEK FİKRİ
A Comparison Between
Zoroastrianism and Ishraqism through
the Angels Belief
97-124
HALİT YEŞİLMEN
DOĞA VE KÜLTÜR İLİŞKİSİ AÇISINDAN
DİJİTALİZM VE MOUSE KRİZİ
Digitalism And Mouse Crisis in Terms
of The Relationship Nature And
Culture
125-136
ESRA ASLAN
DENİZ YILDIZ
MAX WEBER SOSYOLOJİSİNDE
ANLAYICI/YORUMLAYICI YÖNTEM
Apprehend/Interpreter Method in
Sociology of Max Weber
65-96
137-150
151-167
169-196
197-207
209-215
MUSTAFA SARIBIYIK
İBN ABDÜLHAKEM’E GÖRE ÖMER B.
ABDÜLAZİZ’İN YÖNETİM ANLAYIŞI VE
YÖNETİCİLERLE MÜNASEBETLERİ
Governership of Omar B. Abdulaziz
and His Relations with the Governers
According to İbn Abdulhakem
ABDULLAH TURHAN
KUR’ÂN YORUMUNDA CÂHİLİYE
BİLGİSİ VE KUR’ÂN’DA CÂHİLİYE
KAVRAMI
Knowledge of Ignorance in the
Interpretation of the Qur’an and the
Concept of Ignorance in the Qur’an
MUTLU SAYLIK
MİHNE DÖNEMİ ABBÂSÎ
HALİFELERİNİN MEZHEP SİYASETİ
Sectarian Politics of Abbasid Caliphs in
Mihne Period
RECEP ERTUĞAY
HZ. PEYGAMBER’İN SÜNNETİNDE
HAYVANLARA ŞEFKAT
The Compassion of Hazrat Prophet
Muhammad to Animals
HANİFİ ASLAN
KAĞAN GARİPER
ÖĞRETİCİ ŞİİRİN METİNLERARASILIĞA
SUNDUĞU İMKÂN VE EMEL EMİN’İN
GAZELLER’İNDE METİNLERARASILIĞIN
İŞLEVİ
The Function of The Intermediate
Texts in the Gazells of Emel Emin
TANITIMLAR
Review
217-221
AZİZE KAPLAN
DOĞU DİNLERİ (HİND DİNLERİ VE
GELENEKSEL ÇİN DİNLERİ)
223-225
BETÜL EKİN
YAHUDİLİĞİN MİMARI EZRA
227-230
YASİN ÖNER
ECMİATZİN: ERMENİ KİLİSE TARİHİ
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE
YÜCE TANRI
YIL / YEAR 17, SAYI / ISSUE 33 / BAHAR / SPRING (2019/1) ss. 15 - 42
Makale geliş tarihi/Received: 20/04/2019-Makale kabul tarihi/Accepted: 25/05/2019
CANAN SEYFELİ
Doç. Dr., Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi,
Dinler Tarihi Anabilim Dalı
cseyfeli@yahoo.com
ELİF KUL
Yüksek Lisans Öğrencisi, Dicle Üniversitesi,
Dinler Tarihi Anabilim Dalı
eliff.kull@gmail.com
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
Öz
Çalışmanın konusu geleneksel Yoruba dininde Yüce Tanrı Olodumare/Olorun’dur. Geleneksel Yoruba dininde tanrı fikriyle ilgili çalışmalarda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bu
görüşler Yoruba dininin politesit, monoteist veya henoteist bir karakter arz ettiği yönündeki fikirlerdir. Bu görüşlerin hemen hepsi Olodumare merkezli yapılmış ve dolayısıyla
Olodumare’nin nasıl bir tanrı olduğunu ortaya koymayı hedeflemişlerdir. Burada önce
bunların ve konuya ilişkin başka görüşlerin değerlendirmesi yapılarak Yoruba tanrı fikrinin, yani Olodumare’nin tek ve yüce tanrı olduğu nedenleriyle ele alınmıştır. Yoruba dini
geleneğinde yer alan bir takım unsurların araştırmacılar arasında fikir birliğinin oluşmasını
engellediği görülmüştür. En önemli sorunun geleneksel Yoruba dinine bütünsel bakışın
ihmal edilmesi ve başka din ve kültürlerle bağdaştırma çabası olduğu tespit edilmiştir.
Çalışmanın hedefi konuyu kendi bütünlüğünde ve inanılanı olduğu gibi açığa çıkarmak
olmuştur. Tanrı fikrinin Olodumare’yle ilişkili olduğu, orişaların ise farklı bir yerde durdukları görülmüştür. Yoruba halkının Olodumare için kullandıkları isim, sıfat ve tanımlarda
ve Yoruba dini sisteminin yaratılış, ölüm sonrası hayat ve dünya hayatı bütünlüğünde
Olodumare’nin en tepede ve yalnız başına olduğu ortaya konmuştur. Geleneksel Yoruba
dininde Olodumare, halk arasında yaratan, yargılayan, ulaşılmaz olan, her şeyi en iyi yapan, her şeye hakim olan, kaderi veren gibi özelliklere sahip tek Yüce Tanrı’dır.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel Yoruba Dini, Yüce Tanrı, Olodumare, Orişa, Atasal Kült
OLODUMARE/OLORUN: ALMIGHTY GOD IN THE TRADITIONAL YORUBA RELIGION
Abstract
The subject of article is Almighty God Olodumare/Olorun in the traditional Yoruba religion. In the studies about idea of god in the traditional Yoruba religion are have varios
views that have been put award. These views are sggested that Yoruba religion was
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
polytheist, monotheist or henotheist. Whole these studies were made in the center of
Olodumare and so the aim of these stuies is found out what kind god Olodumare was?. In
this article, first of all, the evaluation of these and other opinions was taken into consideration because of the fact that Yoruba god idea, Olodumare was the only and great god.
A number of elements in the Yoruba religious tradition seem to hinder the formation of
consensus among researchers. The most important problem has been found that be an
attempt to neglect the holistic view of traditional Yoruba religion and reconcileimg with
other religions and cultures. The aim of the study was to uncover what is believed to be
the case in its entirety. In this respect, it was seen that especially the orishes stopped at a
place not related to the idea of god. Name, adjective and definitions used by the Yoruba
people for Olodumare. The top of the Yoruba religious system consisting of creation,
post-mortem life and the integrity of world life showed that Olodumare is only and alone
god at the summit. Olodumare in the traditional Yoruba religion is the only supreme god
with features like the creater, judge, inaccessible, doing everything the best, dominating
everything.
Keywords: Traditional Yoruba Religion, Almighty God, Olodumare, Orisha, Ancestral Cult
Giriş
Y
16
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
oruba (Ibadan) dini, günümüzde Batı Nijerya’nın Yoruba halkı arasında
yaşanan kabile kökenli bir dindir ve dünya çapında yaklaşık olarak 10
milyon müntesibi vardır (Ologundudu, 2014: 14). Yoruba halkının zaman
içerisinde köle olarak farklı yerlere göç etmesi ve kendi topraklarına Hıristiyan misyonerlerin ve Müslümanların gelmesiyle farklı din ve kültürlerle
karşılaşmaları Yoruba kültüründe bir takım değişikliklere neden olmuştur.
Bu değişikliklerin inancın pratik yönünden çok teorik yönünde gerçekleştiği görülmüştür ve bunların en önemlisi Tanrı mefhumudur. Bununla
birlikte bu çalışmanın konusu değişmediği düşünülen geleneksel Yoruba
dininin kadim tanrı fikridir. Bu ise Olodumare ile dinin her noktasında, her
konusunda açığa çıkmaktadır. Olodumare, birçok ismi olan Yüce Tanrı’nın
Yorubalar arasında yaygın kullanılan ismidir. Olorun ise ‘Göğün Rabbi’ anlamında olup O’nun dişil yönünü ifade eden çok sık kullanılmayan başka
bir ismidir.
Yoruba mitlerinde yaratılıştan şimdiye kadar insan ve dünya ile ilişkilendirilen, iletişimde olduğuna inanılan Tanrı Olodumare ve çok fazla orişadan, yani tanrısal varlıktan söz edilmektedir. Aslında bir dinde Tanrı’nın
ne olduğuna öncelikli olarak o dinin müntesiplerinin karar vermesi gerektiği aşikârdır. Dolayısıyla araştırmacıya düşen din müntesiplerinin görüşlerine, inançlarına ve pratiklerine değer vermektir. Araştırmacının bu
zorunluluğun katkılarını elde edebilmesinin temel aracı alan araştırması
yapmasıdır. Alan araştırması yapma imkânına sahip olamayan, bu çalışmanın araştırmacıları gibi, kimselerin bu eksikliği gidermesinde en etkili
hususun yaklaşım biçimi ve bakış açısı olduğu söylenebilir. Bunun için bu
çalışmada geleneksel Yorubalar olduğu gibi, inandıkları gibi kabul edilip
olanı olduğu gibi sunma hedeflenmiştir. Bunun bahsi geçen eksikliği gidermede yeterli olacağı söylenemese de araştırmacıların Yorubalar hakkında araştırma yapan genel çevrenin dışından olmaları nedeniyle mutlaka yeni ve farklı bir bakışla alana katkı sunmaları oldukça muhtemeldir.
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
Buna mukabil olarak, Yorubaların tanrının kim/ne olduğu sorusuna Olodumare cevabını vermeleri bahsi geçen yaklaşım için önemli ve kıymetlidir.
Ayrıca, Yorubalarda görülen karmaşık kutsal algısı ve sistemi ister istemez
bu cevabın kanıtlanma gereğini açığa çıkarmıştır. Bundan dolayı Yorubalar
için Yüce Tanrı’nın Olodumare olduğu kesin ise de araştırmacıların bunun
gerçekliğini ya da böyle olmadığını ortaya koyma girişimleri akademik açıdan bir gerekliliği ifade etmektedir. Bununla birlikte bazı araştırmacıların Yoruba Tanrı fikrinde farklı düşünmelerine yol açabilecek bu dinden
kaynaklanan bazı etkenler yok değildir. Bunlar, aslında Yüce Tanrı fikriyle
değil de diğer tanrısal varlıklara dair inançlarla ilgilidir. Çünkü geleneksel
Yoruba dininde aşırı derecede çok ve etkili tanrısal varlıklara, Orişalara
inanılır. Tanrı-insan ilişkişi göz önüne alındığında Yorubaların Olodumare
ile ilişkilerinin Orişalar vasıtasıyla dolaylı bir şekilde gerçekleştiği görülmektedir. Olodumare’yi temsil eden bu tanrısal varlıklara saygı ve sunuda
bulunmaları ve onlarla direk iletişime geçmeleri Orişaların bazı araştırmacılar tarafından tanrı ve/veya Olodumare’nin ortakları olarak görülmelerine yol açmıştır. Bu çalışmanın hedeflerinden birisi Yoruba evren ve insan algısında Yüce Tanrı ve diğer tanrısal varlıkların yeri ve konumlarına
paralel olarak geleneksel Yoruba Tanrı fikrini açığa çıkarmaktır. Böylece
geleneksel Yoruba Tanrı algısının anlaşılır hale getirilmesiyle bahsi geçen karışıklık giderilmiş olacaktır. Bundan dolayı her bir tanrısal varlığı,
Olodumare ve Orişaları ayrı ayrı sınıflandırmak ve aralarında bir hiyerarşi
oluşturmak yerine basit bir şekilde Yüce Tanrı ve tanrısal varlıklar şeklinde
iki grup olarak ele almak olayı daha anlaşılır kılacaktır. Çünkü bir hiyerarşi
veya gruplandırma oluşturmak gibi müntesiplerinin yapmadığı bir şeyi dinin merkezi bir noktasına yerleştirmek Yoruba Tanrı inancının olduğu gibi
anlaşılmasını engellemesi kaçınılmaz olur. Bu çalışmanın konusu bunlardan birincisi, yani Yüce Tanrı Olodumare’dir.
Yorubalar arasında çoktanrıcılığın hakim olduğuna dair yerleşik bir algı
varsa da inançlarında tüm diğer kutsal ve farklı görevlerle bağlı oldukları
bir Yüce Tanrı fikri yer alır. Olodumare ya da Olorun gibi farklı isimlerle
çağırılan bu Yüce Varlığın evren ve insan hayatına, yani dünya hayatına ve
bu hayatın gidişine, günlük yaşama etkisi doğrudan değildir. Yüce Varlık
Olodrumare, yaratılış mitlerine göre, yeryüzü ve insanı emrindeki ruhsal/
kutsal varlıklar ve onlara eylemi gerçekleştirsinler diye verdiği kapsüller/
hammaddeler vasıtasıyla yaratmıştır. Bu varlıklar Olodumare’nin emriyle
Cennetten gelip yeryüzünü insan yaşamı için elverişli hale getirip sonra da
insanı şekillendirmişlerdir. Bunların sayısı hakkında, Yoruba panteonunda
201, 401, 600 veya 1700 tanrısal varlık olduğunu söyleyenler vardır (Ushe,
2017: 166).
Yorubaların zengin sözlü edebiyatı, Yoruba dini üzerinde büyük etki
yaratmışlardır. Oriki (dua edebiyatı), Ese İfa (ifa kehanet edebiyatı), İla
(avcıların ve demir ve savaş tanrısı meraklılarının edebiyatı), İvi (Eguliguri
atalarının edebiyatı) ve Orhun (zihinsel büyü edebiyatı) gibi bir çok sözlü
edebi metinler bulunur (Olupona, 1993: 248). Bu sözlü metinlerin dinden
17
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
18
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
kopuk olmadıkları, hatta Yoruba literatürünün büyük bir kısmının dini düşünceye dayandığı görülmektedir. Bu dini literatürün kapsamında yer alan
Oriki edebiyatı, Olodumare’nin kimliğini ortaya çıkarmak için önemli bir
kaynaktır. Çünkü, Olodumare’ye yapılan en belirgin ibadet duadır ve yapılan dualarda Olodumare’nin kimliğini tespit etme imkânı mevcuttur.
Geleneksel Yoruba dininde tanrı ve tanrısal varlıkların konumu bazı
araştırmacılar tarafından şu şekilde sıralanmıştır: 1- Yüce Varlık- Olodumare (Olorun), 2- Büyük Orişalar (Esu ve Ifa en önemlileridir), 3- Tanrısal
ata ruhları ve diğer ruhsal valıklar, 4- İkincil Orişalar (Oko, Oke ve Aje gibi)
(Ayegboyin & Olajide, 2009: 492). Ancak bu tür tasniflerde belli kalıpların
içine hapsetme durumu söz konusu olduğu için bu, ne görmezlikten gelinebilecek ne de kesin yargılarmış gibi değerlendirilebilecek bir durumu
ifade etmektedir. Çünkü bu tasnifte kutsal/ruhani varlıklar arasında bir
hiyerarşi oluşturulmaktadır. Bu hiyerarşiye göre başta Yüce Varlık Olodumare gelmektedir. Ancak belirtildiği gibi böyle bir hiyerarşiyi onaylamak
Yoruba dininde Tanrı fikrinin sağlıklı bir şekilde anlaşılmasını zorlaştıracaktır. Çünkü dışarıdan yaklaşımla oluşturulan bu hiyerarşinin doğruluğunun ispatlanması da gerekir. Ancak Olodumare’nin tek ve Yüce Tanrı olma
niteliği ispatlandığı takdirde de bu sıralama kendiliğinden bozulacaktır.
Tanrısal varlıklar arasında bir hiyerarşiden söz edilebilse de Olodumare ve
diğer tanrısal varlıklar arasında bir karşılaştırma ve hiyerarşi, bu çalışmanın tespit ettiği Olodurmare’nin Tanrı kimliği ile uyuşmamaktadır.
Çalışmada Olodumare’nin Tanrı kimliğinin bu dinin müntesiplerinin niteliklerine vurgu yaparak O’na verdikleri isimlerden ve yaptıkları tanımlamalardan, dualardan, halk söylemlerinden ve atasözü gibi özlü sözlerden
hareketle tespit edilmesi daha sağlıklı görülmüştür. Olodumare ve Orişaların tanımı üzerine yapılan araştırmaların çoğunluğu, Bolaji Idowu’nun
düşüncelerinden faydalananların bir kısmı da dâhil olmak üzere konuyu
kendi gerçekliği içinde sunmamaktadırlar. 1962’de Idowu benzer şikayette bulunur. O, araştırmacıların bu dinin kendi gerçek özünden habersiz
olduklarını, Yoruba ibadet ve dualarını çok tanrılı ve çok efendili yargısıyla ele aldıklarını ve buna göre Olodumare’nin çok nadir düşünülen ve
çağırılan bir Tanrı olabileceğini ama, önemli olanın gözlemcilerin ne düşündüğünün değil Yorubaların Tanrı hakkında ne düşündükleri ve neye
inandıkları olduğunu belirtmiştir (Idowu, 1962: 48). Yorubalar arasında
Olodumare’nin sahip olduğu düşünülen vasıflar, O’nun kimliğini belirleyen ana unsurlar olmuştur. Bunlardan birisi aşedir. Aşe, Yüce Varlığın özüdür. Yoruba kozmolojisinde hem Yüce Varlık hem de aşe Olodumare’nin
kendisidir. Aşe O’nda bedenlenmiş ve harekete geçmiştir, tanrısal âlemin
varlığına dönüşmüştür. Aşe hem Olodumare’dir hem de O’nun tanrısal
gücünü ifade eder. O’nun tasarrufunda olan aşe, O’nun tarafından orişalara ve diğer her varlığa verilmiş güç ve enerjidir. (Bankole, 2009a: 74).
Geleneksel Yorubalar, aşenin kaynağının genel olarak yaratıcı, her şeyin
kökeni ve sebebi olarak kabul edilen Olodumare olduğuna inanırlar (Bewaji, 1998: 12). Bundan dolayı yaratan, yargılayan, her şeye hakim olan ve
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
evrenin devamını sağlayan Olodumare aşe enerjisinin de kaynağıdır. Bütün varlıklar üzerindeki gücü kendinden olan tek güçtür ve varlıklara aşeyle güç verendir. Bu, kader üzerindeki etkisi ve başka özelliklerine dikkat
edildiğinde geleneksel Yoruba dininin tek Yüce Tanrı’sı olma vasfı açığa
çıkmaktadır. Olodumare’nin tek tanrı kimliğini büyük ölçüde ortaya çıkaran başka bir önemli nokta Yoruba dini geleneğinin mitlerinde görüldüğü
üzere, yaratılış-dünya hayatı-ölüm/ölüm sonrası hayat arasında bir paralelliğin bulunmasıdır (Seyfeli & Kul, 2018: 255-256). Bu tespit neyin kutsal
olduğunun ve nelere kutsallık atfedilebileceğinin anlaşılmasını sağlayıcı
bir husustur. Çünkü, kutsallığın Olodumare’den gelmesi, Olodumare’nin
yaratılışın denetleyicisi konumunda olması, ölüm ve ölüm sonrası hayatta insanın özü olan ve Olodumare’den alınan ruhun tekrar sahibi olan
Olodumare’ye dönüş yapması gibi tespitler bu bütünlük kurulduğunda
açığa çıkmaktadır.
Çalışmanın ana gayesi, Olodumare’nin nasıl tek ve Yüce Tanrı olduğunu
ortaya çıkarmaktır. Bu hedef doğrultusunda, üzerinde en çok durulan nokta Orişalar olmuştur. Çünkü Olodumare’nin gerçek kimliğini gölgeleyen
ve düşünceleri bulandıran en büyük etken olarak Orişalar görülmüştür. Bu
durum onların Tanrı olmadığını da ortaya koymayı gerektirse de bu, başka
bir çalışmanın sınırlarındadır. Ancak bundan önce, Yoruba dini geleneğinin Tanrı inancı üzerinde bir fikir birliği bulunmamasından dolayı bunun
nedenlerini açığa çıkarmak için daha önceki araştırmacıların Olodumare
konusundaki yaklaşımlarının incelenmesi gerekmiştir. Ayrıca burada, daha
önce yapılan çalışmalardaki Olodumare kimliğinin sorgulanması, konunun
daha anlaşılır hale gelmesine katkı sunmuştur. Varılan sonuç ile öne sürülen nedenler arasındaki ilişkinin çelişmesinin önlenmesi açısından, Yoruba
dini geleneğinin neden tek tanrılı olup çok tanrılı veya henoteist olmadığı
üzerinde durulmuştur. Olodumare’nin her şeye yetkisi olan tek ve Yüce
Tanrı olduğu, Yoruba dini geleneğinin de tek tanrılı bir din olduğu sonucuna varılması Olodumare’nin dualara, halk söylemlerine yansıyan özelliklerinden, yani kendi geleneksel anlayışlarından hareketle ortaya konmuştur.
Çalışmada bu hususlar dikkate alınarak konu iki başlıkta ele alınmıştır. Bu
başlıklar sırasıyla “Olodumare/Olorun: Görüşler” ve “Yüce Tanrı Olodumare/Olorun” şeklindedir.
I- Olodumare/Olorun: Görüşler
Genelde Afrika inançlarında, özelde ise Yoruba dini geleneğinde Tanrı
mefhumu çok yönlü işlemektedir. Bunun etkisiyle Yorubalarda tanrı fikri
birçok araştırmacı tarafından farklı şekilde algılanmış ve tartışmalara yol
açmıştır. Yapılan en önemli tartışma geleneksel Yoruba dininin çok tanrılı
mı yoksa tek tanrılı mı olduğu üzerine olmuştur. Yoruba dini geleneğinde
tanrı fikrinin tespitini zorlaştıran bazı nedenlerden bahsedilebilir. Bunlardan birincisi; Yoruba dini geleneğinde yaratılış fikrinden, yani evren ve
insan algısından kaynaklanan her şeye; yaratan, yaratılışta etken olan ve
19
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
20
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
tüm yaratılanlara kutsallık atfedilmesi (Seyfeli & Kul, 2018: 240, 246, 252)
sebebiyle karmaşık algılanmasıdır. Fakat aslında bir sistem olduğu görüldüğünde tespiti kolaylaştıranın da bunlar olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca
tanrısal âlemin özellikle yaratılışta etken olan kutsal-tanrısal varlıklarına
gündelik hayatta şiddetli oranda yer vermeleri, yani onları yeryüzünün de
kutsalları kabul etmeleri bazı araştırmacıları karmaşık ve karışık bir tanrı
fikri olduğu algısına itmiştir. Bu noktada, sıklıkla tanrısal varlıklarla Olodumare aynı kefede değerlendirilmiş, böylece geleneksel Yorubaların çok
tanrılı olduğu fikri ileri sürülmüştür. Aslında, kendi gerçekliği içerisinde
bakılacak olursa “Tanrı” diye düşünülen tanrısal varlıkların birer kutsal/
ruhsal varlıklar oldukları, bunların da Yoruba dini sistemi içerisinde kendi
bütünlüğüne sahip olduğu görülür. Ayrıca Olodumare ile farklılıkları dikkate alındığında bu varlıkların “Tanrı” olmaktan çok Cennetten geldiklerine
inanılan, Yüce Tanrı tarafından evren ile insan hayatının farklı alanlarında
görevlendirilen, farklı yeteneklerle donatılan, kendi değerleri ve işlevleri
bulunan görünmeyen âlemin varlıkları olduğu anlaşılır.
Yoruba dini geleneğinin Tanrı anlayışının tespitini zorlaştıran ikinci neden tanrısal işlev ve yetkilerdir. Genel anlayışa göre, mesela İslamiyet ve
Tanrı’nın üç farklı tezahürünü kabul etse de Hıristiyanlık gibi tek tanrılı
dinlerde de görüldüğü gibi, tüm güç tek Tanrı’da bulunur. Tanrı yegâne
yetkilidir ve bu yetkileri kısıtlayan veya denetleyen başka bir güç bulunmaz. Tanrısal fonksiyonunu sürdürmek için de insanlara tanrısal âlemin
varlıklarından haberciler gönderir, bu aracılar vasıtasıyla kurduğu ilham/
vahiy ilişkisiyle dolaylı yoldan iletişim kurar. Böyle bir durumun Yoruba
dini geleneğinin Tanrı inancında olmadığı söylenemese de diğer yandan
bu dinlerde olduğu gibi açık şekilde bulunduğu da söylenemez. Dolayısıyla geleneksel Yoruba dininde insan ve Tanrı arasında doğrudan bir iletişim kurulamamakta ya da bir vahiy meleği veya vahiy peygamberi gibi
açık şekilde iletişim aracı olan güç görülmemektedir. Dolayısıyla Orişaları
böyle bir boşluğa yerleştirme çabası vardır. Aslında bu, anlaşılır bir durumdur. Çünkü Orişalar, tanrısal âlemin aracı varlıkları, babalavolar da dünyanın aracı varlığı gibi düşünülebilir. Ancak insanların onlara yönelmesi ve
insanlara göre olağanüstü olmaları sebebiyle Orişaların olağanüstülüklerinden dolayı tanrısal olduğuna, dolayısıyla tanrı olduğuna hükmedilmektedir. Ayrıca Orişaların insanların istek ve ihtiyaçlarına cevap verecek
şekilde donatılmaları ve yeryüzünü etkilemeleri onların da birer Tanrı gibi
hareket ettikleri izlenimini desteklemektedir. Örneğin her şeyi bilen İfa
veya Orunmila fikrinde onun bildiği şeyi Olodumare’nin bilmediği, dolayısıyla İfa’nın O’nun kadar Tanrı olduğu düşüncesine yol açmıştır. Ayrıca
Yorubalar mekân ve ritüel olarak tapınımda ve kurban sunusunda sadece
Orişalara yönelirken Olodumare’ye böyle somut bir ibadet çok sınırlıdır.
Ancak burada, Olodumare’nın isim ve sıfatları arasında her şeyi bilen olduğu gözden kaçırılmıştır. Ayrıca Yorubalar bu tür ibadetleri dolaylı yoldan
Olodumare’ye ulaşmak için yapmaktadırlar. Bundan dolayı Orişaların yüklenmiş oldukları görev ve yetkiler kendilerinde ezelden veya var olduk-
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
larından beri bulunan güçler değillerdir, yani insanlarınki gibi sonradan
verilmiş ve değişebilen güçlerdir. Dolayısıyla bu göz ardı edildiği takdirde
onların yanlış anlaşılması yine kaçınılmaz olmaktadır.
Yoruba dini geleneğinin Tanrı anlayışının tespitini zorlaştıran üçüncü
neden olarak yaratılışta Yüce Varlık ve Orişaların ortak çalışması gösterilebilir. Evrenin varlığı ya da yaratılması tek tanrılı dinlerde tek bir Tanrı
ve tek bir kişiliğin emri ile olmaktadır. Örneğin İslam’da “kün fe yekün” (ol
der oluverir) cümlesindeki ol emri yaratılan her şeyin bir tek Allah’ın emri
ile gerçekleştiğini ifade eder. Bu yaratma yoktan da vardan da yaratmayı
kapsar. Ancak tanrısal âlemin faaliyetlerinde melekler de görevlidir. Geleneksel Yoruba geleneğine gelince mitlerde ve kutsal metinlerde yaratılışın Olodumare ve Orişaların ortak çalışması olduğu açıktır. Bir konsey gibi
anlatılan metinlerde, Tanrı Olodumare ve tanrısal varlıklar istişare ederler,
bu istişare ne olacağı bilinsin diye yapılır, ardından yaratılışın gerçekleşmesi için de Orişalara görev dağılımı yapılır. Bu noktada dikkat çeken bu
görev dağılımı sırasında varlığı kendinden olan Olodumare’nin bir görev
almaması ve aslında görevi ve gücü dağıtan asıl gücün de yine O olmasıdır.
Öyle ise güç ve yetki vererek, daha da önemlisi yoktan değil vardan yaratmayı Orişaların eliyle, onlar aracılığıyla gerçekleştirmesi tamamen O’nun
iradesi iledir. Yaratılışın eylemini Orişaların yapması veya Olodumare tarafından yaratıcı unsur özelliği taşıyan toprak, tavuk gibi varlıkların verilerek
bir Orişanın görevlendirilmesi bazı araştırmacılarda Yüce Tanrı dışında kimi
varlıkların yaratıcı olduğu düşüncesine yol açmıştır. Mesela, Obatala’yı Yoruba kozmolojisine göre evreni yaratan Yüce Varlık Olodumare liderliği altında dünyayı ve insanlığı yaratan tanrı olarak kabul edenler (Akomolafe,
2016: 471) olduğu gibi Oduduwa’yı Olodumare tarafından görevlendirilen
dünyanın yaratıcısı ve atasal ruh diye tanımlayanlar (Karenga, 2009: 475)
da vardır. Ancak, tasarı ve tasarı için gerekli güç ve yaratılışta rol oynayan
her sonradan olma varlık Olodumare sayesindedir ve onlara görevlerini
icra etmelerinde kullandıkları güç ve yeteneği elde ettikleri kapsülü, örneğin Obatala’ya sanat yeteneği (ona) kapsülünü (University of African Art,
2007: 14), veren yine Olodumare’dir. Ayrıca Olodumare’nin yaratılış sürecini denetleyen olması O’nun reis, baş idareci, yürütücü ve düzenleyici
olduğunu gösterir ve bu özellikler tek Tanrı olma kimliğini açıklayıcı niteliktedir. Dolayısıyla bu özellikler, Olodumare’nin emri, yaratılış sürecinde
ilk, en başta, genel, kuşatıcı ve kapsayıcı olup bu emirden sonra yapılanların detaylarının da O’nun emri ve gücüyle yapıldığı anlamına gelir. Öyle
ise Orişaları diğer tek tanrılı dinlerde yer alan melek ve benzeri tanrısal/
ruhsal varlıklar gibi düşünmek konuyu daha anlaşılır kılmaktadır. Orişalara
gösterilen tazim ise Yoruba düşüncesinde tapınımın anlamı, ne olduğu ve
nasıl algılandığı gibi sorular üzerinden değerlendirilmelidir. Çünkü tapınmanın ne için yapıldığına bakılırsa, Yorubalar bir felaketten korunmak, bir
şeyi anlaşılır kılmak (kader gibi) veya hastalık, evlilik gibi insani ihtiyaçlar
doğrultusunda yapmaktadırlar (Brandon, 2009: 506). Bu uygulamaların
Olodumare’ye yapılanlara göre temel farkı alış-veriş niteliğinde olmasıdır.
21
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
22
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
Yani Yüce Tanrı’nın karşılıksız vermesi söz konusudur. Ayrıca Orişalara yapılanların onları yüceltme anlamı taşımadığı görülür. Yorubalarda yüceltme
eylemi sadece Yüce Tanrı’yadır, mitolojide Orişalar O’nun önünde secdeye
varır, diz çöker ve sözleriyle yüceltirler (University of African Art, 2007:
3-14). Yani insanlara benzetilir ve onların yaptıklarıyla paralellik arz eder.
Orişalar Yorubalar tarafından da aracı kabul edilmektedir. Bunu destekleyen husus, Orişaların yeryüzünde insan hayatını kolaylaştırmak üzere Olodumare tarafından görevlendirilmiş ve bunu yapma gücünü yine O’ndan
almış varlıklar olmalarıdır. Yani insanlara aracılık yapsınlar, Yüce Tanrı’nın
huzurunda insanları temsil etsinler diye donatılmışlardır. Aracılık vazifesi
insanlar yanında da Yüce Tanrı’yı temsil etmeleri içindir.
Yoruba dini geleneğinin Tanrı anlayışının tespitini zorlaştıran dördüncü neden ise bazı araştırmacıların Yorubaların Hıristiyanlık ve İslamiyet
gibi dinlerle karşılaşmaları ve uzun zamandır birlikte yanyana yaşamalarından hareket ederek Yoruba Tanrı fikrinde benzer ve aynı yönler bulma
çabasında olmalarıdır. Bu iki yönde gelişmiştir; etkileşim yoluyla bu dinlerden Yoruba geleneğine geçtiği fikri ve/veya araştırmacıların kendi dinlerine benzetme veya kendi dinleriyle aynileştirme çabalarıdır. Her şeyden
önce Yoruba halkının bu iki büyük din müntesipleriyle karşılaşması dışardan bir etki anlamına gelir. Ancak geleneksel bir dinin ana unsurları, evren
ve insan algısı, yaratılış ve son fikri gibi dinlerin asıl zeminlerini oluşturan
kendine has özellikleri, başka dinlerin dışardan etkisine göre karşılaşmalar sonucunda gelen yeni unsurları kendi içinde öğütme gücüne çok daha
fazla sahiptir. Ayrıca daha önemlisi, aslında Yorubalar tarafında oluşan
bir etkiden ziyade araştırmacıların Yoruba dini geleneğini incelerken bu
iki din arasında karşılaştırmalar yapmakta ve çoğunlukla da kendi dininin
inanç ve özelliklerini aramakta, dolayısıyla kendi din ve algılarıyla Yorubaları anlamaya çalışmaktadırlar. Özellikle teslis, bedenlenme, Tanrı’nın oğlu
İsa gibi Batı’nın, Hıristiyanlığın Tanrı fikrine göre değerlendirme yapılması
söz konusudur (Igboin, 2014: 206). Örneğin Obatala’nın halk tarafından
“tanrının oğlu ve güçle kazanılmış vekili ve kraliyet soyunun otoritesi”
şeklinde tanımlaması, Hıristiyanlıktaki Baba ve Oğul fikrine benzetilerek
yorumlanmıştır (Ushe, 2017: 167). Bu durum, Yorubaların kendine has
Tanrı fikrinin kendi içerisinde değerlendirilmesini engellemiştir. Uygun
olan veya olmayan her koşulda bir karşılaştırma yapmak ve etkileşim fikrinden hareket etmek iki kültürün, iki dinin ve iki farklı insan düşüncesinin
kendine ait unsurlarını birbirine karıştırmaya ve dolayısıyla bir geleneğin
kendine ait bütünlüğünü bozmaya, sonuç olarak yanlış anlama ve aktarmaya yol açmaktadır. Yoruba dini geleneğinde tek Tanrı inancı bu iki din
ile karşılaşmadan önce de vardı ve sonra da var olmaya devam etti. Bunu
göstermeye ve açıklamaya mitolojileri yeterlidir. Ayrıca halen Olodumare
adına bir sunak veya tapınak inşa edilmemiş olması da Yorubaların orijinal
düşüncelerini koruduklarını ve Olodumare ve Orişalar hakkındaki fikirlerinde sabit durduklarını gösterir.
Olodumare’nin Yüce Tanrı ve orişaların tanrısal varlık olduklarını kabul
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
eden Idowu, “Kaynaklarımızın sağladığı tüm materyalleri dikkatli bir şekilde inceleyen birisi, Olodumare’nin tüm olanların kökeni ve temeli olduğunu iddia etmekte tereddüt etmeyecektir.” der (Idowu, 1962: 18, 57). Bu
düşünceyi destekler nitelikteki Yoruba mitolojileri ve söylemleri, Yoruba
din anlayışı ve yaşamına Yüce Varlık inancının hâkim olduğunu göstermede yeterlidir. Bununla beraber Yüce Varlığın emrinde özel görev ve yetenekleri olan kutsal/ruhani varlıklar bulunur. Ancak, Yüce Varlık ifadesi Olodumare/Olorun için kullanılır (Ayegboyin & Olajide, 2009: 491). Yorubalar
Tanrı’nın kim olduğu ve hangi özelliklere sahip olduğu sorularını da sorarlar ve buna kesin cevap Yüce Varlık Olodumare’dir. Ancak Olodumare’nin
Yüce Varlık olarak görülmesi onun tek Yüce Tanrı olduğunu anlaşılır kılmaya yeterli değildir. Bunun nedeni Olodumare dışında başka birçok tanrısal
varlığın, yani Orişaların bulunmasıdır. Bununla birlikte Yorubaların pratik
dini yaşamlarında, dualarında ve halk söylemlerinde Olodumare’nin kimliği ve niteliği daha belirgin ve açık olarak ortaya çıkmaktadır. Olodumare’ye
özgü ve toplu ibadet maksatlı bir mabedin olmaması, kurban gibi somut
ibadetlerde bulunmamaları ancak bireysel olarak O’na dua edip dilek ve
isteklerde bulunmaları (Olanrewaju, 2009: 39; George & Amusan: 2012,
310) söz konusudur. Ancak, bu durumun Olodumare’nin yüce, gerçek,
ulaşılmaz bir Tanrı olarak kabul edilmesinden kaynaklanması oldukça
muhtemeldir. Bunu, somut dünya âleminin soyut göksel âleme göre düzenlenmesi ile açıklamak mümkündür. Tanrısal âlemde olanlar, Orişalar
gibi, beşeri özelliklerle vasıflandırılırken Olodumare’ye açık şekilde böyle
vasıfların verilmemesi, O’nun somutlaştırılmaması ve tanrısal varlıkların
başı ve resi olarak yaratılışı gerçekleştirirken yeryüzü alemindeki eylemsel
alandan çekilmesi söz konusudur. Tanrısal âlemdeki bu durumun yeryüzüne yansımasına gelince yine Olodumare’nin, örneğin dualarda, canlı şekilde var olmasına rağmen dünyadaki eylemsel-somut alanı hizmetindeki
Orişalara bırakması söz konusudur. Bu nedenle yeryüzünde insanlar diğer
tanrısal varlıklarla, Orişalarla doğrudan iletişime geçebilirken ve onlara
daha somut bir yer biçerken Olodumare ile iletişime geçmek çoğunlukla kişisel dualarda ve çok nadir ritüel olarak görülebilen bir durumdur ve
O’nu tamamen soyut bir yere yerleştirme söz konusudur. Tabi bu da tek
taraflı, yani sadece beşeri yönden gerçekleştirilen bir harekettir, ama bu
algıda Olodumare’nin varlığı da inkâr edilmemektedir. Orişalarla kurbanlar vasıtasıyla ve ifa rahipleri babalawolar aracılığıyla iletişime geçebilmek
daha somut bir yerde durmaktadır. Ancak bu onların tanrısal âlemdeki duruşlarına zıt bir duruş ve onları değer olarak Olodumare’nin önüne geçirir
bir durum değildir. Yani en kutsal olanı gündelik hayatın içindeki tanrısal
karmaşıklığın dışında tutmaktadırlar.
Dikkat çeken konulardan birisi tanrısal varlıkların varlığı ve/veya çokluğu tek tanrılı inançlarda da görülebilir bir durumdur. Politeizm ile geleneksel Afrika dini arasındaki fark, Afrika’nın bir Yüce Varlık inancı olması
ve Yüce Varlığın diğer tanrısal varlıklarla mertebe karşılaştırmasının yapılmamasıdır. Bu tanrısal varlıkların bir başlangıcı vardır, kökeni bulunabilir,
23
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
24
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
temsil edilebilirler, güçlerinin bir sınırı vardır ve ulaşılmaz olan Yüce Varlık
tarafından bu güçler verilebilir ve/veya alınabilir. Dolayısıyla bu tanrısal
âlemdeki yaratılışta olduğu gibi dünya hayatında da Olodumare başattır
ve en önemlisi canlı ve can verendir. Ayrıca Afrikalılar Yüce Varlığı hiçbir
zaman tanrısal varlıkları düşündükleri gibi düşünmezler ve onlar için tasarladıkları şeyleri Yüce Varlık için tasarlamazlar. Yorubalar ise Olodumare’yi
tanrısal varlık sınıfında bulunan Orişalarla eşit tutmazlar (Awolalu, 1976:
1-10).
Olodumare’nin gerçek kimliği hakkında zihinleri bulandıran en
önemli konulardan birisi Orişalar ile Olodumare arasındaki ilişkiyi açıklamak için bazı görüşler ileri sürülmüş olmasıdır. Bu görüşlerin birinde
Olodumare’nin, orişalarda bedenlenmesi söz konusu edilmiştir. Idowu,
Olodumare tarafından hayata geçirilen Orişaların O’nun bakanları, vekilleri olduklarını söylerken (Idowu, 1962: 18, 75, 106) bazı araştırmacılar
bu bilgiyi Olodumare’nin bedenlenmesi (Balogun, 2009: 7), bazıları ise
Orişaların bu yetenekleriyle Olodumare’nin yeteneklerini temsil ettikleri
şeklinde ifade etmiştir (Pemberton; 1997: 6). Olodumare’nin Orişalarda
bedenlenmesi ya da güç veya yeteneklerinin bedenlenmesi olanaksızdır. Çünkü Orişalar Yoruba düşüncesinde iyiyi de kötüyü de yapabilecek
niteliktedirler. Ayrıca Yoruba geleneğinde Olodumare dünyada mümkün
olan her şeyin ana nedeni ve Orişaların faaliyetleri bu nedenin işlemesi
anlamında ikincil neden olarak görülür. Yorubalar, yardımcı Orişaların iyi
ve kötü şeyler yapabildiklerine inanırlar. Bazı yardımcılar, modern deyişe
göre bakan gibi görülürler. Bazılarının ise bu türden bir özelliği yoktur,
yani bazıları başkanlık edebilirken diğerleri edemezler. Orişaların aldatıcı,
yani hayali olmadığına, onların Olodumare’ye ulaşmak için ruhani varlıklar
olduklarına inanırlar. Ancak onların (yazar burada Olodumare’yi de kast
ediyor) hatasız olduklarına inanmazlar (Balogun, 2009: 7). Obatala’nın insanları yaratırken şarap içip onları kısa, uzun, tombul gibi kusurlarla yaratması buna bir örnektir. Eşu’nun zıtlık açısından Olodumare’ye karşı olduğu
söylenemez. Ancak onun da iki taraflı hareket etmesi kötülüğün kaynağı
olarak görülmesine neden olmuştur. Sözü geçen Orişalarda bulunan kusurlardan dolayı kendisine ne yaratılışta ne de dünya hayatında bir kusur
atfedilmeyen Olodumare’nin Orişalarda bedenlenme anlamına gelen
kendini onlar biçiminde göstermesi fikri kabul edilemez. Ancak Orişaların
Yüce Tanrı tarafından verilen yetenekleriyle insan hayatına dokunurken
O’nu temsil etmesi oldukça anlamlıdır. Yani insanların Orişalarla ilişki kurduklarında aslında Olodumare ile O’nun elçileri, temsilcileri vasıtasıyla ilişki kurmaları Orişaların aracılık özelliğini ortaya koyar, açıklar niteliktedir.
Başka bir fikir, Orişaların Olodumare’nin çocukları olduğudur. Bu fikirle ilgili açıklama Yorubaların sosyal yaşamında yer alan sosyal yapılanmalarda aranmıştır. Olodumare’ye somut bir ibadet yapılmazken Orişalara
ibadet ve sunuda bulunmaları, Yorubaların sosyolojik düşüncesinin teolojik düşüncelerine bir yansıması olarak görülmüştür. Geleneksel Yoruba
toplumunda, babalar herhangi bir karşılık beklemeden çocuklarına bak-
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
makla görevlidirler. Bazı ararştırmacılar bu bilgiden hareketle Olorun’un
Orişalar yanındaki konumunun, Yorubalara göre babanın çocukları yanındaki konumu gibi olduğu düşüncesini ileri sürmüşlerdir (Ushe, 2017: 166,
167). Hıristiyan düşüncesinin etkisinde, hatta ondan örnekle ileri sürülen
bu Orişaların Olodumare’nin çocukları olduğu fikrinde baba figüründen
hareket edilmiştir. Obatala örneğinden hareketle sunulan bu görüş tüm
Orişaları kapsamamaktadır. Ancak bu görüşün Obatala ile ilgili olarak da
doğru olması mümkün değildir. Tanrı’nın oğlu ve vekili tanımlaması bir
Yoruba özlüsözünde geçmektedir. Bu, bir benzetmeden ibarettir. Baba
figürüne gelince belki Yorubalarda çocuklarına bakma görevi gibi hususlar diğer toplumlarda olana göre daha keskin olabilir. Ancak bir dinde ve
bir dinin yaratılış fikrinde, yani evrenin ve insanın özüne dair fikirde yeri
ve anlamı bulunmayan bir hususla bu kadar geniş ve kapsamlı bir hususu
ilişkilendirmek ve açıklamak temelsiz kalır. Ayrıca Tanrı’yı baba, kral gibi
sıfatlarla vasıflandırma sembolik anlam taşımaktadır ve ona göre yorumlanması gerekir.
Geleneksel Yoruba dininde Tanrı fikrinin incelenmesinde farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bu görüşler arasında Yorubaların politesit, monotesit,
henoteist veya animist oldukları söylenmiştir. Buna göre henoteizm birçok tanrı arasından bir tanrının yüceltilmesidir. Helenistik inançta Zeus’un
üstün görülmesi buna bir örnektir (Papathomas, 2002: 200). Ancak henetoizmde “tanrılar arasında” birine yücelik atfedilirken bunun bir karşılaştırma sonucunda aralarındaki mevcudun en iyisini belirlemesi şeklinde
olduğuna dikkat edilmelidir. Böyle bir yapıda bütün tanrılar yüce kabul
edilen de dâhil aynı küme içerisindedirler. Bundan dolayı Yoruba inancında Olodumare ayrı ve tek elemanlı kümedir, Orişalar ise başka bir kümenin
elemanlarıdır ve her ne kadar Orişalar çoksa da ne tek başlarına ne de
hepsi birlikte bağımsız bir tanrı bütünlüğünü oluşturmamaktadırlar. Orişalar, Olodumare ile insanlık ve dünya hayatı arasında yarı tanrısal âlemin
yarı insanlık âleminin varlığı özelliğini taşımaktadırlar. Bunu, mesela ikisi
arasında aracı olmalarıyla ortaya koyarlar. Çünkü Orişalara hitap eden insan tapınımları, nihayetinde Oloduamre’ye tapınımdır. Orişalar ile insanlar
arasındaki ilişkinin temelinde insanın da tanrısal bir öz taşıdığı ve tanrısal
bir mekânda bulunduğu fikri vardır. Bu fikir yaratılış fikrinden, Yoruba evren ve insan algısından kaynaklanır. Dolayısıyla Orişalar ve insanlık arasında iki tarafın da varlığının ve ihtiyaçlarının birbirleri ile giderilmesi doğrultusunda Olodumare tarafından kurulmuş bir sistem vardır. Orişaların
varlığı Olodumare’ye dayanmaktadır. Ancak henoteizmde diğer tanrıların
varlığının yüceltilen tanrıya dayanma gibi bir durumu yoktur.
Geleneksel Yoruba dininin politesit olduğunu ileri sürenlere Afrika felsefesi üzerinde çalışan filozof Kola Abimbola verilebilir. O, Olodumare’nin
Yüce Tanrı olmadığı görüşündedir. O, ölümsüz Olodumare’nin kendisi ve
ölümsüzlüğü gibi bazı Orişaların (Obatala, Eşu ve İfa’nın) da ölümsüz olduğunu ileri sürerken bunu, Olodumare’nin onları yaratmadığı, ancak varlık
sahasına çıkardığı yorumuyla yapmıştır. Ayrıca, Ifa’nın bilgelik tanrısı olma-
25
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
26
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
sından dolayı Olodumare’nin her şeyi bilen olamayacağını eklemiştir (Igboin, 2014: 202). Ancak bu tanrısal bilgilerin Olodumare’den alındığı, hem
kutsal metin Odu’da hem de mitlerde açıktır. Bu durumda Abimbola’nın
öne sürdüğü fikrin geçersizliği de açıktır. Ayrıca, Idowu’nun belirttiği gibi
Oldumare tüm bu özelliklerin kaynağıdır ve aşenin form almış halidir. Aşe
enerji, Yüce Varlığın özüdür ve yaratılışta etkin güç bu özdür (Bankole,
2009a: 74). Dolayısıyla aşe, Olodumare’dir. Olodumare, aşenin tanrısal
âlemin somutluğunda bedenlenmiş halidir. Bundan dolayı da tanrısal varlıkların sembolik anlamda O’nun çocuğu olarak anılmaları, aynen baba, kral
gibi sıfatların insandan Olodumare’ye yönelen vasıflandırma ve benzetme
yollu anlatma çabasıdır. Yoksa gerçekte Olodumare’ye nisbet edilen bir eş
veya O’nun kendi kendine üremesi rastlanılan bir fikir değildir.
Bazı araştırmacılar Olodumare ve orişalar arasında bir politikhiyerarşinin var olmasından hareketle Yoruba dininin politeist bir yapıda
olduğu iddiasındadır. Politeizmde birden çok tanrının varlığından söz edilir.
Politeist düşünceye göre var olan birden çok tanrı arasında iyilik veya kötülük tanrısı veya birbirine eşit ya da farklı özelliklere sahip tanrılar mevcuttur (Assmann, 2004: 17). Ancak Yoruba inancında yer alan Orişalara “tanrı”
değil “tanrısal varlık” olarak bakılması bu dinin anlaşılmasında önemli bir
adımdır. Çünkü her şeyden önce Orişaların hiç birisi ne Tanrı figürüyle ne
de Olodumare ile aynı kategoride değerlendirilemez. Bu, hem değer hem
mertebe hem de nitelik olarak mümkün değildir, hatta gereksizdir. Ayrıca,
her ne kadar birbirlerinden farklı özellikleri olsa da Orişalar aynı kategori
içindedirler. Orişalar, Olodumare tarafından evren ve insanın yaratılış ve
dünya hayatı planı dâhilinde varlığa çıkarılmış, aşe/güç verilmiş, yetki kapsülüyle görevlendirilmiş, tek bir Tanrı’nın vekili, temsilcisi ve yardımcısı
olan tanrısal âlemin tanrısal varlıklarıdır. Bundan dolayı bu Orişaların ortadan kalkması, tasarlanan insan hayatının da sekteye uğramasına yol açtığı
gibi hem felsefik açıdan hem de insan hayatının pratiği açısından büyük
boşluklar doğuracaktır. Bu yönden bakıldığında onların varlığı aslında insan içindir. Oysa Yüce Tanrı’nın insanlar için var olması söz konusu olamaz.
Ayrıca, onlar da tıpkı daha önce var olmayan yeryüzü ve insan gibi sonradan var olmuş ve güç almış varlıklardır. Yani Orişalar-insan-dünya üçlemesi
birbirlerine bağlı ve varlığı kendinden olmayan varlıklardır. Bununla birlikte Eşu ve Obatala’nın da başlangıcı olmayan tanrılar, yani Olodumare kadar ezeli olan varlıklar oldukları ileri sürülmüştür. Ancak, başlangıçlarının
bilinememesi onların Tanrı olmasını gerektirmediği gibi ortaya çıkardıkları
sonuçlar ve taşıdıkları görevler açısından bir değerlendirme yapıldığında
noksanlıkları hemen farkedilmektedir. Dolayısıyla eksikliği bulunmayan
Olodumare gibi bir Tanrı’ya eşitlenebilecek veya aynı kategoride değerlendirilebilecek bir tanrısal varlığın bulunduğu bir panteonun olmadığı
da görülmektedir. Böyle bir düşüncenin mitlere yansıması, bazı Orişaların belli bir bölgede daha üstün görülmesi ya da Yoruba halkının hayatın
önemli noktasında rol almalarından dolayı Eşu ve Obatala’yı yüceltmeleri
onların Olodumare ile aynı kefede olduklarını göstermez. Ancak Orişa-
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
ların kendi aralarında farklı bir hiyerarşi oluşturdukları söylenebilir. Asıl
yücelik ise Orişaların huzurunda secde, diz çökme ve sözlerle yücelttikleri
Olodumare’dedir. Idowu, “Olodumare: God in Yoruba Belief” adlı eserinde, Olodumare’nin sadece cennetin ve yerin sahibi değil aynı derecede
her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, her şey için iyiyi dileyen gibi özelliklere
sahip bir Tanrı olduğunu ortaya koymuştur (Idowu, 1962: 56; Igboin, 2014:
191). Olodumare her şeye gücü yeten Yüce Tanrı olmakla beraber özellikleri ve görevleri O’nun tarafından belirlenen, O’nun temsilcileri ve vekilleri olan yardımcı ve aracı tanrısal varlıklar, Orişalar da bulunur. Obatala, Eşu
ve Orunmila gibi Orişalar her ne kadar insanın yaratılışında fiili görev almış
ve Yorubalar tarafından tazimde bulunulan varlıklar olsalar da belirli bir sınırları vardır. Bu özelliklerin Olodumare tarafından verilmesi O’nun gücün
ana kaynağı ve kutsal enerji aşenin O’nda bedenlenmiş olmasıyla ilgilidir.
Olodumare’nin kimliğini çözmeye çalışan başka bir görüşe göre Olodumare bir tanrı sayılamaz, çünkü şekillendirici olan, her şeye gücü yeten ve
her şeyi bilen gibi özellikleri yoktur. Bu görüş için kanıt olarak sunulan bir
söylem şöyledir: “Olodumare bizim bildiğimizden daha çok şey bilir ancak
bir Hıristiyan tanrısı gibi her şeyi bilemez. O bizden daha güçlüdür ancak
tüm güce sahip değildir. Afrika tanrısı bizden daha iyidir ancak o da kötülük yapabilir.” Dolayısıyla bu sözden hareketle Batı düşünce sistemindeki
Tanrı fikrine göre Olodumare’nin ne bir Yüce Varlık ne de bir Tanrı olmadığı ileri sürülmüştür (Igboin, 2014: 198-199). Burada, her şeyden önce bir
Afrika dinindeki Tanrı fikrinin Hıristiyan Tanrı fikriyle karşılaştırma yapılması ve bundan hareketle Hıristiyan düşüncesinin Yoruba düşüncesinde
aranması ve bulunamayınca yokluğuna hükmedilmesi söz konusudur. Bu
görüş öncelikli olarak bu nedenle kabul edilemez. Bu iddia, Afrika’nın
Tanrı mefhumunu Batı’nın Hıristiyan Tanrı mefhumuna indirgeme üzerine
kurulmuştur. Ancak esas ve öncelikli olan her iki dinin de, her iki dindeki
Tanrı fikrinin de kendi yerinde ve kendi değerinde anlaşılmasıdır. Bu, her
şeyden önce saygı gereğidir. Ancak şu da var ki Batılılarla karşılaştıktan
sonra, özellikle diaspora döneminde, bazı Orişaların Hıristiyan azizlerine
benzetilmesi veya Orişaların azizlere benzer özellikler kazanması söz konusu edilebilir. Bununla birlikte, bu dönüşümler iki kültürün karışmasıyla
ortaya çıkmış hususlardır. Şurası da unutulmamalıdır, bu dönüşüm Batı’nın
Afrika’ya fiziksel, zihinsel ve duygusal anlamda uyguladığı baskının şiddetlendiği dönemde etkili ve hızlı olmuştur. Bu kadar hızlı dönüşüm dünyanın
hiçbir yerinde kendiliğinden, mesela geleneksel Yoruba dininin iç dinamiklerinden kaynaklı olarak gelişmemiştir. Bütün bunlara rağmen senkretik
de olsa, özellikle Güney Amerika’da geleneksel Yorubalar kendilerini koruyabilmişlerdir. Bununla birlikte Orişaları azizlere benzetme çabası aslında
geleneksel Yoruba dininin Tanrı ve Orişa fikrini daha somut ifade düzeyine
çıkarmıştır. Bu durum Orişaların bir tanrısal varlık olarak Tanrı’nın ve dinin
hizmetkârları olduklarını göstermektedir. Bu noktada Olodumare ne bir
tanrı ne de Yüce Varlık’tır sözü geçersizdir. Olodumare’nin her şeyi bilmediğine veya her şeyi yapamadığına dair sözler ise Yoruba mitleri, halk
27
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
28
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
söylemleri, özlü sözler ve isim geleneğininin hiç dikkate alınmadığını göstermektedir. Bu dini kendi gerçekliğinde anlama noktasındaki eksiklikler
bakımından Yoruba yaşamını gözlemleme ve onu olduğu gibi anlama çabasının yoksunluğu ise daha önemlidir. İleri sürülen görüşlerde ya linguistik ya da felsefik yaklaşım tek yönlü çalışmayı, dolayısıyla sağlıklı sonuca
ulaşmayı engellemektedir. Yine farklı bir kültürle karşılaştırma yapmanın
ortaya çıkardığı sıkıntıyı büyüten ise bununla doğrudan sonuca gidilmesidir. Araştırmada araşatırılana saygının kaybolduğu bu yaklaşım da dâhil
olmak üzere bu görüşlerin temel sorunu geleneksel Yoruba dinine bütünsel yaklaşımın eksikliğidir. Bu, aslında saygının eksikliğinden kaynaklanır
ve bu görüşlerde Yoruba inancının kabile kökenli bir din olduğuna ve gelenekselliğini hala koruduğuna yeterince dikkat edilmemesine yol açtığı
da anlaşılmaktadır. Dolayısıyla olduğu gibi anlaşılmaya layık olduklarının
akademik yaklaşım için önemli olduğu da dikkatten kaçmaktadır.
Bazı araştırmacılar, Bolaji Idowu’nun Yorubaların Tanrı’nın sadece kendi refahı ve azameti ile ilgilenip dünya işleri ile uğraşmadığını düşündüklerine dair sözlerinden hareketle Tanrı ile insanlar arasında işlevsel bir ilişki
bulunmadığına hükmetmişlerdir (Olanrewaju, 2009: 42). Oysa, Idowu, tüm
materyaller dikkatlice incelendiğinde hiç kimsenin Olódùmarè’nin tüm
olanların kökeni ve temeli olduğunu iddia etmekte tereddüt etmeyeceğini de söyler (Idowu, 1962: 18, 57). Ayrıca, Idowu’nun zamanla tükendiğini
söylediği Olodumare’ye doğrudan ibadet şekli olan İfe kraliyet sarayındaki bir rahibin beyaz tebeşir ile çizilmiş bir dairenin merkezinde soğuk
suyu sel gibi toprağa boşaltması ve kola ile dua etmesi gibi bazı ibadetlerin yapılmasından bahsetmiştir (Idowu, 1962: 142). Buradan, Idowu’nun
Olodumare’ye hiç ibadet edilmediğini söylemediği de anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla iddia edildiği gibi olmadığını göstermeye bireysel duanın yöneliminin Olodumare’ye olması veya ölüm sonrası hayatta Olodumare’nin
yargı işlemini kendisinin yapması gibi örnekler yeterlidir. İnsanoğlu ile
Tanrı arasında mabet ya da ritüel olarak doğrudan bir iletişimin olmamasına rağmen Yorubalar, O’na dua edebildiklerine göre, Olodumare’nin
“bencil” bir Tanrı olmadığını gösterir. Ayrıca böyle durumlarda, sadece bir
örnek istisnaları bozmaya, geleneksel Yoruba dininin kutsal metinlerine
dayanması gibi, yeterlidir. Öne sürülen düşüncenin zayıf bir temele dayandığı aşikârdır. Çünkü yine bütünü görmeyi engelleyen mesnetsiz bir kabul
vardır. Aslında yapılan çoğu yorumlar Olodumare’nin yeryüzü ile iletişime
geçmemesi veya yeryüzünde görünmemesine dayanılarak yapılmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki bir dinin Tanrı fikrinin, Tanrı’nın kimliği ve niteliklerinin tek bir yönden ele alınarak belirlenmesi ve böylece bütünlüğünün
ortaya konması mümkün değildir.
Konuya daha bütünsel yaklaşan araştırmacılar arasına Eliade’ı dâhil
etmek mümkündür. O, göğün sahibi anlamındaki Olorun’u bir eserinde
göksel Yüce Tanrı diğerinde ise uzak veya uzaklaşmış tanrı bahsinde işlemiştir. Eliade, Yorubalarda dünyanın yaratılmasını başlatan Olorun’un bu
işi tamamlama ve dünyanın yönetilmesini Obatala’ya devrettiğini, kendi-
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
sinin de uzaklara çekildiğini, bu Yüce Tanrı’nın ne tapınağı, ne heykeli, ne
de rahibi olmadığını söylerken bir felaket durumunda nihai merci olarak
O’na başvurulduğunu eklemeden de geçmemiştir (Eliade, 2003: 69; 1991:
102). Verilen bu bilgilerde Olodumare’nin rahibi ve bazı uygulamaların
bulunması gibi bazı eksiklikler olmakla beraber daha dikkat çekeni hem
insanlarda hem de Tanrı’ya biçilen mekân anlayışında gerçekte bir uzaklık
olmadığıdır. Bu, ancak derinlerde, ama güçlü ve etkili olarak var olma şeklinde açıklanabilir. Ayrıca Olodumare’nin yaratılış ve ölüm sonrası hayatta
yer alması, yani tanrısal âlemde gerçekleşen olaylarda baş aktör olarak
doğrudan ya da dolaylı yer alması yeryüzündeki yaşamda da aynı ölçüde
etkisini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu Yüce Tanrı ne uzaktadır ne de
açık bir tezahürü söz konusudur, sinelerde güçlü, etkili ve sürekli şekilde
durmaktadır.
II- Yüce Tanrı Olodumare/Olorun
Geleneksel Yoruba dininde Olodumare (dişil. Olorun) yaratılıştan ölüm
sonrası hayata kadar ve bu fikirlerin biçimlendirdiği dünya hayatında doğrudan ve/veya dolaylı olarak etkili olan temel güçtür. Aslında bahsi geçen
hususların yer aldığı iki farklı âlem anlayışından söz edilebilir. Birincisi
evrenin ve insanın yaratılışının gerçekleştirildiği tanrısal âlemdir. Tanrısal (göksel) alem yaratılış öncesinde, dünya hayatı döneminde ve ölüm
sonrası yaşamda varlığı devam eden, aynen Olodumare gibi başlangıcı
ve sonu olmayan sanal bir alemdir. İkincisi ise yaratılmış gök, yer ve ikisi
arasında varlıkların yaşadığı dünya âlemidir. Tüm boyutlarıyla bu âlemler
arasında aslında bir karmaşıklık yoktur, aksine kendisine ait bir sistemi
vardır (Seyfeli & Kul, 2018: 240). İşte bahsi geçen tüm âlem, zaman ve
mekânlarda başat rol oynayan, başka bir ifadeyle bu sistemin kalbi Yüce
Tanrı Olodumare’dir.
Yaratılış, yani evrenin ve insanın yaratılışı öncesinde tanrısal âlem vardır
ve bu âlemde her şeyden önce Yüce Varlık ve ondan yayılan kozmik ruhsal
enerji, aşe haricinde hiç bir şey yoktur (Bankole, 2009b: 186). Bu enerjiye
Yorubalar aşe derler, bu enerji Yüce Varlığın özüdür ve yaratılışta etkin güç
bu özdür (Bankole, 2009a: 74). Geleneksel Yoruba dininde aşenin, Yüce
Varlık ve özünün herşeyin kökeni ve sebebi kabul edilen Olodumare’nin
kendisi olduğuna inanılır (Bewaji, 1998: 12). Aşenin, yaratılış öncesinde
Olodumare ile birlikte var olduğuna inanılan oroyu (düşünce), yani tanrısal aklı kullanarak bir biçim almaya karar vererek Olodumare’de tanrısal âlemin bedeniyle bedenlenmiştir. Yüce Varlığın bedenlenmiş hali olan
Olodumare yaratılışta aşeyi, asıl olarak sadece kendisinde var olan ve başka varlıklara kendisinden yayılan bu enerjiyi, gücü kullanmıştır. Böylece
Olodumare, bahsi geçen Yoruba sisteminde ilahi güç, otorite, düzen ve
hayati güç olarak bedenlenmiştir. Bu bedenlenme tanrısal âlemde tanrısal
bedenlenmedir. Dolayısıyla aşe, Yüce Varlığın kendisi, Olodumare ve ilahi
özde paylaşılan ve sonuç olarak kutsal olan her şeydir, her şeyin özüdür
29
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
30
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
(Bankole, 2009a: 74). Bu özellikleriyle aşe Yoruba sisteminin var olmasında ve işleyişindeki tanrısal güç ve enerjidir. Bu güç Olodumare’de O’nun
tanrısal gücüyle açığa çıkar.
Bazı araştırmacılar Yoruba yaratılış ve başlangıç mitlerinin Olodumare
tapınımı sonrasında ortaya çıktığı düşüncesinde olsalar (Ogunyemi, 1998:
80) da mitolojinin kendisini üreten akıldan, üreten aklın da mitolojiden
soyutlanması, ayrı düşünülmesi veya birinin ötekinin önüne geçirilmesi
hem zaman hem anlam olarak mümkün değildir. Yoruba mitolojisine bakıldığında başat rolü Olodumare’nin oynadığı görülür. Her şeyden önce
tanrısal akıl olan ve düşünce anlamına gelen oro Olodumare’nin çocuğu,
ondan türemiş olarak kabul edilir. Bununla birlikte tanrısal âlemin tıpkı
yer âleminin oluşumu gibi bu enerji ile Olodumare liderliği ve denetiminde Orişaların görevlendirilmesiyle yaratılmıştır. Böylece evrenin yaratılışı
gerçekleşirken Orişalara tanrısal âlemin özelliklerine paralel yerin ve insanın hayatında rol oynayacakları görevler yine Olodumare tarafından verilmiştir (University of African Art, 2007: 3-14)
İnsanın yaratılışında Olodumare’nin emriyle Obatala, diğer bir yaratılış
mitinde Orunmila (Badejo, 2009: 507) veya başka mitlerde başka bir Orişa
yine Olodumare’nin verdiği şeylerle önce insanın maddi varlığını, bedenini topraktan yaratır. Buradaki ortak unsur emri verenin Olodumare olmasıdır. Daha önemlisi bu olup bittiğinde cansız bedene üfleyip onu kişiye,
canlıya dönüştüren yine Olodumare’dir. Bu, Orişanla mitinde de aynıdır,
emri veren ve insana emiyi, yani canı, ruhsal özü üfleyen O’dur (Shitta-Bey,
2015: 54; Adogame, 2009: 179). Sonra insanlar kaderlerini, oriyi (manevi
ruh) seçmek için Yüce Varlık Olodumare’nin huzurunda toplanmışlardır
(Rogers, 2009: 470; Creation Stories, 2000). Yorubalarda farklı ruhlardan
bahsedilir ve insanın sahip olduğu başat ruh ori, fiziksel baş olarak tanımlanmıştır. Bu ruh yaratıcı Olodumare’nin ve kişiliğin sembolüdür. Dolayısıyla kaderini seçen ruh bu oridir (Elvi, 2009: 427). Bu ruh Olodumare’nin
sembolü ve O’ndan geldiği için yine ölüm sonrasında O’na dönecektir (Seyfeli & Kul, 2018: 256). Aynı şekilde Yoruba cennet fikrinde farklı hiyerarşiye sahip cennetler vardır. Bunların en başında Yüce Varlık Olodumare’nin
evi diye tanımlanan cennet bulunur (Dopamu, 2006: 12).
Yaratılışta etkin rol oynayan, tanrısal âlemin hakimi, yaratıcı, yaratıcı gücün sahibi olarak kabul edilen Olodumare’nin yeryüzüne de hakim
olduğu, dünya ve insan hayatında ana tanrısal etken olduğu görülmektedir. Mesela dünyanın içini dolduran Orişalar tüm suların sahibi Orişa
Olokun’u görmezden geldiklerinde başarısız olmuşlar ve bunun üzerine
Olodumare’ye gitmişlerdir. Olodumare ise, dişil ruhsal koruyucu olan
Olokun’u görmezden gelmelerinin başarısızlığa uğramalarına neden olduğunu söylemiştir (Owoseni, 2017: 15). Dolayısıyla Olodumare tanrısal varlıkların işleyişini de yürüten güçtür. O denetleyicidir, mesela Orişa Obatala
insanı şekillendirirken şarap içmeye dalar ve bitkin ve yorgun düştüğü için
topraktan şekillendirdiği insanları kusurlu, eksik uzuvlu yapınca Olodumare onu uyarır (Rogers, 2009: 470). Olodumare’nin aslında bir bütünlük
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
oluşturan tanrısal âlemin ve yaratılmış âlemin ikisinin de ana gücü ve idarecisi olduğunu gösteren hususlardan birisi Yoruba yaratılış düşüncesinde
yaratılış mekânının tanrısal âlem (cennet, göksel âlem) olduğu ve dünya
ve insanın (yer ve gök) bu âlemin içinde yaratıldığıdır. Başka bir ifade ile
dünyanın, içinde yaratıldığı tanrısal âlemin özelliklerini aldığı, onun gibi
kutsal ve iyi olduğu hususudur. Bundan dolayı bütün âlemlerin hakimi
Olodumare’dir (Seyfeli & Kul, 2018: 246). Çünkü tanrısal âlemin ilk ve tek
gücü Olodumare iken onun yarattığı dünya âlemi de tanrısal alemin içinde
olduğu için, uçsuz bucaksız bir fanusun içinde sınırları belli başka bir fanus
olarak duran yaratılmış evrenin ve içindeki insanın hayatının da sahibi ve
idarecisi O’dur.
Geleneksel Yoruba dininde Yüce Tanrı Olodumare çok çeşitli şekillerde hem aşkın hem de içkin özellikleriyle tanımlanır. Bunlar Olodumare’nin
hem yaratılmış varlıkların uzanamayacağı, etkisinin olmadığı göksel bir
yerde durduğunu hem de dünya ve insan hayatına dokunan bir Tanrı olduğunu, dolayısıyla göğün derinliklerine çekilmiş bir Tanrı olmadığını gösterir (Seyfeli, 2016: 40). Bu temel özellikleri Yorubaların yaptığı tanımlamalardan anlaşılmaktadır. Bu tanımlamalar, isimler veya sıfatlar her şeyden
önce Yoruba dilinde kullanılan, ancak sadece dilde olmayan vasıflandırmalardır. Bu yüzden Yoruba tanrısını, Olodumare’yi yine en iyi tanımlayacak
kendileridir, kullandıkları sözcükler, yaptıkları tanımlamalardır, böylece
Olodumare’ye yükledikleri anlamı dışa vurmuş, O’nu nasıl bir Tanrı olarak
düşündüklerini ortaya koymuş olmaktadırlar. Yorubaların Olodumare’ye
verdikleri isimlerden birisi Oyigiyigidir. Bu isim, O’nun Yoruba hayatı ve
düşüncesinde sonsuz varlık olduğunu ve eşsiz mükemmelliğe sahip olduğunu ifade eder. Olodumare aynı zamanda, eleda (yaratıcı), awamaridi
(sırrına erişilmez), alabalase kabiyesi (sorgusuz otoritenin kralı), oba ti ki
iku (ölümsüz kral), oba arinu rode (her şeyi fark eden) ve diğer birçok şekilde tanımlanmıştır (Ayegboyin & Olajide, 2009: 488). Yoruba söylemleri,
Olodumare’nin özelliklerini şu ifadelerle tanımlar: Oba a se kan ma ku (O
işleri mükemmel yapar), Oba ti dandan re ki isele (O’nun emirleri asla başarısız olmaz), A dun ise bi obun ti Olodumare lowo si (Olodumare’nin uygun
bulduğu şeyi yapmak kolaydır), Eleti igbo aroye (o yakınmaları dinlemeye
her zaman hazırdır) ve A rinu-rode Olume Okan (kalbi anlayandır) (Bewaji,
1998: 12). Olodumare, dünyanın yaratılışından sorumlu gücün sahibi anlamındadır. Ayrıca Oba Orun (Cennetin Kralı); Oga Ogo (Cennetin Efendisi); Alabalase (öneren ve gerçekleştiren); Aterere-kari-aye (her yerde her
zaman hazır olan Tanrı); Oba Arinu-rode (her şeyi bilen); Oba Adakedajo
(sessiz doğru yargılayan); Awamaridi (başlangıcı ve sonu olmayan) vb. ifadelerle tanımlanmıştır. Yorubalar her ne zaman ‘Olojo Oni’ (bugünün tek
sahibi) hakkında konuşsalar, Cennetin ve kalbin Yaratıcısı hakkında konuşmuş olurlar. Bazen, Tanrı’yı Baba (Baba) diye isimlendirirler (Oyemomilara,
2012: 68). Ayrıca O, Gbogboro (kollayıp gözeten Tanrı), Oludariji (affeden),
Olupese (veren), Olugbohun (işiten), Olugbeja (yardım eden) gibi sıfatlarla
vasıflandırılmıştır (Odekunle & Bilgin, 2009: 563). Idowu, bunlar gibi, Olo-
31
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
32
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
dumare isminden ve O’na yapılan tanımlamalardan hareketle Yoruba düşüncesinde O’nun en yüksek azamet sahibi ve bütün kusursuz özelliklerle
dolu olduğunu ortaya koymuştur (Idowu, 1962: 38).
Yorubalar, Olodumare’nin evrenin gücü olduğuna inanırlar ve bunu Ori
olarak tanımlarlar. İfa’nın da Olodumare’nin kutsal sözleri olduğuna ve
Orunmila tarafından insanlığa verildiğine inanırlar. Onlara göre tüm hayatın yaratılma sebebi Olodumare’dir. Olodumare diğer enerji ve güçlerini
evrenin açılımı için yaratmıştır. Yorubalar “kimse Tanrı’nın öldüğünü duymaz” derler. Aynı şekilde Tanrı’nın kusursuz ve arı bir kral olduğunu düşünürler. Yorubalar bunu “Tanrı gecenin ve gündüzün yaratıcısı” diyerek
açıklarlar. Her gün O’nun (Tanrı) çocuğu olarak görülür. Ayrıca yağmur ve
gök gürlemesinin de Tanrı’nın gazabının alameti olduğuna inanırlar (Islam
& Islam, 2015: 1-8).
Yorubaların sunakları, tapınakları ve Olodumare için yaygın şekilde rahipleri yoktur, ancak sözü geçen her şey insanlar için Olodumare’nin gerçek ve canlı olduğunu gösterir (Bewaji, 1998: 12). Yüce Varlık/Tanrı olarak
görülen Olodumare’nin yaratıcı (Eleda), oluşturan/yapan (Aseda), hayat
veren (Elemi) gibi sıfatlarının bulunduğu görülür. (Akomolafe, 2016: 3850). Yorubalar, dünyanın Tanrı’ya ait olduğunu ve tüm dünyadaki Tanrı’nın
kutsallarının üstünlüğünü kabul ederler. Onlar aynı zamanda “insanoğlunun Tanrı’nın toprağında kiracı” olduğu inancındadırlar (Ogunade, 2005:
2-3).
Olodumare’nin karakteristiğine bakılacak olursa, o ulaşılmaz olandır
ve istediği her şey emrindeki Orişaların vasıtasıyla gerçekleşir. Olodumare
en üstün nitelikleri elinde bulunduran ve istikrarlı duran, daimi, güvenilir
özellikte olan Tanrı’dır. Bir yaratılış mitinde, Olodumare, Obatala’dan insan varlığının maddi bedenini topraktan yaratmasını istemiştir. Bu yapılıp bittiğinde, Olodumare cansız bedene üflemiş ve o yaşayan canlı kişiye
dönüşmüştür (Ayegboyin & Olajide, 2009: 489). Bu insanın yaratılış mitinde yer alan ifadeler hayat verenin, canlılık verenin Olodumare olduğunu
göstermektedir. Bundan dolayı Olodumare aynı zamanda canlılığı elinde
bulunduran Tanrı’dır.
Olodumare, yargılayan olarak etik ve sosyal değerlerin kaynağıdır. İnsanlara yaşamlarında yol gösterici olması için insanın içine, kalbine ifa ayayı, yani “kalbin ilhamını/vahyi” yerleştirmiştir (Olanrewaju, 2009: 41-49).
Vicdanla da ilişkisi bulunan ifa aya aynı zamanda insanın ahlaki hayatını da
ifade eder.
Orişaların tanrısal âlemin varlık sahasına çıkışları ve evrenin ve insanın
yaratılışındaki ve insanların tanrısal âlemle ilişkilerindeki etkinliklerinde
çalışmalarının denetimi, yürütücülüğü Olodumare tarafından gerçekleştirilir. Yerdeki ve cennetteki (gökteki) her şey kökünde ona dayanır. Eleda,
yani yaratıcı sıfatı onun için kullanılırken insanın yaratılışında görevlendirilen ve kendilerine verilen toprak, tavuk gibi varlıklarla yaratılış eylemini
icra eden Obatala veya Oduduwa’nın yaratıcı ya da hakim güç olarak tanımlandıkları bir mitolojik metin ya da Yoruba söylemi yoktur.
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
Olodumare’nin, Yoruba mitolojisinde, aklında, söylemlerinde, evren
ve insan algısında tanrısal âlemde olsun, yaratılmış evrende olsun başka
varlıklarla paylaşmadığı ayrı ve farklı bir konumu vardır. Bu yüzden Olodumare Yorubalar için tek ve Yüce Varlık’tır. O’ndan daha büyük veya daha
küçük, O’nun altında veya üstünde, O’nunla birlikte veya karşısında O’nun
tanrılığını ya da tanrısallığını paylaşan veya O’na karşı duran başka bir varlık yoktur. Buna karşın, her şey aslında O’na dayanır, O’ndan kaynaklanır.
Kralların, ataların, kötü ruhların, şifacıların, tanrısal varlıkların vb. bütün
varlıkların bir şekilde Olodumare’den ortaya çıkmaları ve hareketlilik ve
canlılıklarını O’na borçlu olmaları söz konusudur. Sınırsız güce sahip Olodumare karşısında hem güçlerini O’ndan almaları hem de güçlerinin sınırlarının O’na dayanması, bağlı olması açık bir husustur. Ayrıca, Yoruba dininde sadece tanrısal âlemin değil yerin ve yeryüzü varlıklarının da aslında
Olodumare’den, iyi olandan çıktığı için mutlak kötü ve kötülükten bahsedilemese bile Yorubalar için olumsuz olan şeyleri kötü olarak kabul edildiğinde bunların da Olodumare’ye dayanması, dolayısıyla O’nun her şeyi
elinde bulundurması söz konusudur. Bu, O’na karşı veya eşit bir varlığın
olmadığını, dolayısıyla iyi tanrının karşısında kötü figürü bulunmadığını,
yani Yorubaların düalist ya da kötü olan/şeytan inancına sahip olmadıklarını göstermektedir. Ancak, bunlar, Yorubaların kendilerine göre bir kötülük
fikrine sahip olmadıklarını göstermez. Bir cehennem fikri olmasa da bir
kötü ölüm fikri olması, bunun yeniden doğum için bir seçim imkânı ve seçim yapan insan figürüne sahip olunması söz konusudur. Bu ölüm sonrası
hayata da Olodumare’nin dokunması, etkili olması anlamına gelmektedir.
Dolayısıyla bu, Olodumare’nin yaratılıştan ölüm sonrası hayata ve dünya
hayatına, yani bütün yaratılmışların bulunduğu âlemlere dokunması, kuşatıcılığını, her şeye hâkimiyetini gösterirken Tanrı kimliğinin de tamamlanmasına ve bütünlüğünün ortaya konulmasına işaret etmektedir. Çünkü
eğer kötü olan, kötülüğün müsebbibi ya da kötülüğü yayan başka bir varlık
olsaydı bu Olodumare’nin karşısında rol oynayan veya mücadele eden bir
şeytan figürünün varlığını gerektirirdi. Ancak zaten böyle bir şey olsaydı
tüm Yoruba dini sisteminin, evren ve insan algısının, yaratılış ve ölüm sonrası hayat fikrinin ve dünya hayatının anlamının farklı olmasını sağlardı.
Olodumare’nin diğer bir özelliği ise bilgisinin sınırsız olması ve başka
bir varlığın bilgisinin O’nunkine eşit olmamasıdır. Yoruba dininde bu, Yüce
Tanrı’nın bir özelliği olmakla beraber Olodumare kendisindeki bilginin sınırlı şekilde işletilmesi görevini Orunmila ve İfa’ya vermiş olması söz konusudur. Ayrıca, Olodumare, iyi bir yargıçtır. Yoruba inancında kişi aldığı ori
(kader) ile yaşar ancak bunu değiştirebilecek tek şey karakterdir, iwadır.
Bundan dolayı yargılanacak olan kişilik, yani iwa olacaktır. Kişi öldükten
sonra Cennette Olodumare’ye diz çökerek yaptığı şeylerin hesabını verecektir (Labeodan, 2009: 500). Burada yargılamanın Olodumare’nin elinde
olması önemli bir noktadır. Tanrılığı temsil eden bu gücün başkası değil
de doğrudan Olodumare tarafından gerçekleştirilmesi yine O’nun her
şeye gücü yeten, her şeyi elinde bulunduran tek Tanrı olması ile ilişkilidir.
33
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
34
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
Ayrıca yeryüzünde ahlaki suçluların yaşadığı talihsizlikler için kullanılan
“o Tanrı’nın kamçısı altındadır.” sözü de bunu desteklemektedir (Bewaji,
1998: 12).
Yoruba geleneğinde bir bebeğin doğumu Olorun’a dualar ve şükür için
büyük bir nedendir ve bu yüzden istek ve dilek içeren dualarının yönelimi doğrudan Yüce Tanrı’yadır. Olorun’a “Dileriz Olorun çocuğu bizimle
bırakır” ve “Çocuğa bakmak için Olorun bize yardım etsin” gibi dualarda
bulunurlar. Doğumdan sonraki üçüncü gün çocuğun hamisi olacak tanrısal
varlığı belirleme ritüeli yapılır. Yoruba erkek din adamı babalawonun huzurunda çocuk babası tarafından kabul edilir. Daha sonra babalawo İfa’ya
danışır ve çocuğun hangi orişaya bağlı olacağını belirler. Bazen, babalawo
çocuğun hiçbir Orişaya bağlı olmayacağını söyler. Bu durumda çocuk “omq
Olorun”, yani Olorun’un çocuğu olarak bilinir. Böylece çocuğun korunumu
direk Olorun’dan beklenir (Olumide Lucus, 1942: 225). Bu yüzden Olorun’a
“Olorun gba mi” (Tanrı bizi korusun), “Olorun sanu” (Tanrı bize merhamet
etsin) ve “A dupe lywo oiprun” (Tanrıya şükür) gibi dualarda bulunulur (Olumide Lucus, 1942: 206). Babalawoların etkin olduğu ritüellerde Orişalarla,
tanrısal âlemin varlıklarıyla iletişim kurmak bir aracı ile iletişim kurmak anlamına gelirken Olorun ile iletişim bireyin doğrudan kurduğu bir ilişkidir.
Orişalar, aracılık vazifesini Olodumare (tanrısal alem) ile insanlar (dünya)
arasında icra etmektedirler. Bu durum, Yorubaların Olodumare/Olorun’un
sınırsız gücüne inandıklarını, güvendiklerini ve fiili ilişkide bulunduklarını
göstermektedir.
Yorubalara göre ruh, kişi doğmadan önce, doğumda ve hayatı süresince ona yol gösterir ve yardım eder. Öldükten sonra ise sonunda yaratıcısına, ana kaynağına, Yüce Varlık Olodumare’ye geri döner (Dopamu, 2006:
5). Ruhun tekrar Olodumare’ye dönmesi Yorubaların tek Tanrı fikrine paralel bir durum ve onun tamamlayıcısıdır. Bu, insanı canlı kılan ya da bütün
varlıkları canlandıran tanrısal enerjiyle, aşeyle ilişkilidir. Dolayısıyla insanın
ruhu ve canlılığı aslen Olodumare’ye aittir ve dönüş de ona olacaktır. Bu
yüzden hayatta temel yol gösteren de özde bir olan Tanrı’nın ruhudur. Bu
bilgiler, Olodumare’nin insanları ilgilenmeleri üzere orişalara terk ettiği
fikrinin de geçersizliğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Olodumare’nin
kişinin dünyada doğmadan önce hayatını kararlaştıran güç olduğuna
inanılması (Akomolafe, 2016: 42) ve kişi öldükten sonra ruhunun yine
Olodumare’ye dönmesi ve Olodumare tarafından yargılanması (Akomolafe, 2016: 50) ve bu yetkilerin dünya hayatında etkili olmalarına rağmen
Orişalara devredilmemesi söz konusudur. Bu durum, kutsal mekân olan
gökyüzünün/Cennetin tek bir Tanrı’ya, yani Olodumare’ye ait olduğunu ve
O’nun insanın yegâne sahibi ve tanrısı olan Yüce Tanrı olduğu fikrini güçlendirmektedir. Yeryüzü hayatında etkin olan Orişaların, öldükten sonra
insan hayatından çekilmesi, insanın özü olan ruhunun Olodumare’ye dönmesi, Orişaların yaratılış sürecinde ve insan var olduktan sonra, yani dünya
hayatının oluşum süreci ve oluştuktan sonra etkin olmaları söz konusudur.
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
Bu, Orişaların yaratılış ve dünya hayatına ilişkin tanrısal plan içerisinde
aracı olarak rol aldıklarını göstermektedir.
Olodumare’nin diğer bir özelliği aracısız, yani doğrudan yönelinen bir
tanrı olmasıdır. Yüce Varlık/Tanrı’ya dua ederek doğrudan dilek ve isteklerde bulunmalarına paralel olarak Yorubalar O’nun için herhangi bir tapınak veya kutsal mekân inşa etmemişlerdir (Olanrewaju, 2009: 39). Bunun
yanında somut bir nesne üzerinden de O’nun için dua ve dua mekânları
geliştirmemişlerdir. Mesela O’na çok nadir kurban sunumunda bulunmaları O’nun doğrudan istenen ve doğrudan veren olmasıyla ilişkilidir. Bununla
birlikte maddi istekleri, ister tanrısal âlemin maddesi olsun ister yeryüzünün maddesi olsun, isteklerinde Olodumare’nin bahsi geçen başka hiçbir
varlıkta olmayan özelliklerine rağmen Yorubalar her türlü somut uygulamalarda Orişalara başvurmaktadırlar. Olodumare’ye rahipler dışında bireylerin yaptığı bir tapınım sadece dua olup kurban, sunu gibi maddi unsur
barındırmaz. Ancak Olodumare’ye tapınım Idowu’ya göre başından beri
böyle değildir, yani O’na tapınım zamanla silikleşmiştir. Ayrıca rahiplerin
Olodumare’ye olan ibadetlerinin somut bir örneğini de vermektedir. Bu,
İfe kraliyet sarayındaki bir rahibin beyaz tebeşir ile çizilmiş bir dairenin
içinde soğuk suyu toprağa boşaltma ve kola ile dua etme şeklindeki bir
uygulamadır (Idowu, 1962: 142). Bu ibadet, İfe’nin kralının rahibi tarafından günlük olarak tekrarlanırken bireyler bunu ilhami bir yönlendirme ile
uygulayabilmektedirler (Idowu, 1962: 142; Ushe, 2017: 165). Ayrıca mitlerde diğer tüm kutsal/ruhani varlıklar insana özgü niteliklerle tanımlanırken Olodumare ile ilgili Yüce Varlık anlayışına ters düşen bu tür insani
unsurlara, hatta benzetmelere dahi rastlanmaz. Yorubalar Yüce Varlığa
ulaşılmaz, en üstün heybete sahip, asla değişmeyen ve hep emin olunan
anlamında Olodumare derler. Olorun kelimesinin ise yine cennetin sahibi
ve eleda (yaratıcı) anlamında kullanılması söz konusudur (Awolalu, 1976:
7). Yorubalar için, sadece bir evrensel tanrı vardır ve o da Olodumare’dir.
Aşe aslında Olodumare’nin kendisidir.
Yorubalar “Oba orun”, “Oba-Atererekariaiye” ya da “Oba Asekaan Maku”
gibi kusursuz, mükemmel iş yapan kral anlamına gelen sözlerle Tanrı’nın
kral özelliğine hitap ederek ona seslenirler. Yorubalar Olodumare’ye,
O’nun habercileri olan tanrısal varlıklara olduğu gibi organize bir halk tapınımı gerçekleştirmezler. Tanrısal varlıklar (Orişalar) onların ihtiyaçlarını
Olodumare’ye bildirirler. Bu durum, onların sosyo-politik ortamlarında
da bilinip kabul edilmiştir ya da bunun yeryüzüne yansıması Kral’ın bakanlar kurulunu oluşturan farklı görevdeki şefler dışında kimsenin Kral’a
doğrudan yakalaşamamasında açığa çıkar. Idowu’nun yukarıda verdiği
ibadet örneğinde de görüldü gibi Kral’a rahipler vasıtasıyla ulaşılırken
Olodumare’ye de Orişalar aracılığıyla ulaşılmaktadır.
Olodumare’ye ait bir tapınağın, rahibin, sununun veya sembolün bulunmamasından hareketle O’nun dünya işlerine karışmak için çok uzakta
ya da tembel ve uykucu olduğu ileri sürülmüştür (Ellis, 1894: 37). Ancak
onun insanları gözetleyen olması bu düşünceyi çürütmektedir. Tanrının
35
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
36
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
her yerde hazır bulunduğunu göstermek için Yorubalar, “Tanrı’nın gözlerinin ulaşamayacağı bir yer var mı saklanabileceğin?” sorusunu sorarlar.
Üstelik “hırsızlık yapıp saklanan kişinin dünyevi gözleri O’nu görmese de,
Cennetin Kralı (Olodumare) onu gözetlemektedir” (Ushe, 2017: 162) sözü
ile de kişinin dünyada yapıp ettiklerinin Olodumare tarafından görüldüğüne ve bilindiğine işaret edilmektedir.
Olorun diye de isimlendirilen Olodumare gökyüzünde yaşamaktadır
ve diğer tüm tanrısal varlıkların babası olarak düşünülmektedir. Olorun
yeryüzünde yaşamayan tek tanrıdır. Ona tapınan özel bir grup veya bir tapınak olmamakla beraber Yorubalarda, Olorun’a somut bir tapınım görülmez (George & Amusan: 2012, 310). Tanrı’nın yeryüzünde yaşıyor olması
ve aynı zamanda Cennetin de yeryüzünde olduğu inancı, Tanrı’nın kutsal
olduğu mekândan daha az kutsal olan dünya mekânında bulunmasının
O’nun yüceliğine yakışmayacağı düşüncesinden doğmuş olması muhtemeldir. Ayrıca gökyüzü fiziki olarak düşünüldüğünde Olorun her yerdedir ve her şeye hakim bir konumdadır. Olodumare’nin gökyüzünün kralı
olarak nitelenmesi ve O’nun gökyüzünde oturması, tapınağının da orada
olduğunu düşündürmüştür. Öte yandan gökyüzü herkes tarafından görülebilmektedir. Yani Tanrı aynı zamanda kolay ulaşılabilir bir mekândadır.
Tapınım olarak sadece duaların yapılıyor olması da Olodumare’nin her
yerde olmasından dolayı duayı duyuyor ve görüyor olmasından kaynaklanmaktadır. Benin’den bir rahibe bir Avrupalının “Senin Tanrı’nın tapınağı
nerededir?” sorusuna cevap olarak “Tanrı, sadece bir binada bulunamayacak kadar büyüktür.” (Asante, 2009: 658) demesi de yine Olodumare’nin
yüceliğine dair inancı ortaya koyar. Ayrıca O’na yeryüzünde bir mekân biçilmemesi her yerin O’na adanmış tapınak olduğunu gösterir. O’na biçilen
göksel mekân ise göğün insan dünyasındaki en ulaşılmaz ve en kuşatıcı
varlık olmasından kaynaklanır. Böylece Yüce Tanrı’yı bir şekilde tanımlama
gereğinden dolayı O’na uçsuz bucaksızlık özelliği yüklenmektedir. Dolayısıyla yerde ve gökte her yer O’na ibadet edilen yüce bir tapınak anlamı
taşır.
Olodumare’ye bir sununun yapılmaması da önemlidir. Bilindiği gibi Orişalara zevklerine ve sunuyu yapan kişinin ihtiyacına göre sunular yapılır.
Ancak bu sunular bir çıkar ilişkisi içerisinde gerçekleşmektedir. Orişaları
yüceltmek adına bir sunu veya ibadet yapıldığı görülmez. Üstelik Orişaların insanlarla aynı özellikleri taşımalarından dolayı, onları sevindirmek
veya kızdırmamak için de sunular yapılır. Genelde yerel meyvelerden oluşan bu sunuların benzerinin Olodumare’ye yapılmamasının nedeni de Yorubaların kurban anlayışı ile ilgilidir. Bundan dolayı Orişalara sunular yapılırken Olodumare’ye böyle bir tapınımda bulunulmaz. Çünkü O’nun buna
ihtiyacı yoktur ve O’nun bu tür şeylere ilgi gösterecek insani bir vasfı da
bulunmaz.
Sonuç
Sonuç olarak, bir Afrika düşünce sisteminin içerisinde yer alan geleneksel
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
Yoruba dininin tek tanrılı bir din olduğu görülmüştür. Bu tespite varmadan
önce, Yoruba dini geleneğini inceleyen ve geleneksel Yoruba Tanrı fikri
hakkında ileri sürülen görüşlerin bir değerlendirmesi ve eleştirisi yapılırken
aynı zamanda Yorubaların tanrı dediği ve bir yüce tek tanrının sıfatlarıyla
vasıflandırdıkları Olodumare/Olorun’un tanrı kimliği ve özellikleri açığa
çıkarılmıştır. Ayrıca, araştırmacılar ve çalışmalar arasında Olodumare’nin
tanrısal kimliği konusunda bir kargaşalık ve karışıklık olduğu, bunda Yoruba inancından kaynaklı bir durumun, Orişaların rol oynadığı görülmüştür.
Orişaların sahip olduğu bir takım vasıf ve yeteneklerin araştırmacılar tarafından onların tanrı mertebesinde görülmelerine ve bunun da Yoruba dini
geleneğinin çok tanrılı bir din olduğu algısına yol açtığı sonucuna varılmıştır. Ancak yapıları, özellikleri ve görevleri itibariyle Orişaların birer tanrı olamayacakları, dolayısıyla Geleneksel Yoruba dininde Olodumare’nin
yegâne Yüce Tanrı olduğu anlaşılmıştır.
Olodumare’nin yaratılış öncesinde, yaratılış sürecinde, dünya hayatının
işleyişinde ve ölüm sonrası hayatta kendisine has özellikleriyle belirgin şekilde rol oynadığı ve bu farklılıklarıyla Yoruba inancı, aklı, mitolojisi ve yaşamında tepede yalnız başına durduğu görülmüştür. Olodumare’nin tek ve
Yüce Tanrı, yaratılıştaki Yüce Varlık olduğunu gösteren en önemli özellik;
yaratılışın nedeni ve varlığın özü olan aşe olmasıdır. Aşe her şeyden önce
var olan, en yüce güç, her şeyde var olan gücün kaynağı ve kendisidir. Dolayısıyla Olodumare, evrenin enerjisi olan aşenin kendisi ve kaynağı olması
nedeniyle O, varlığı kendisinden olandır. Diğer bütün varlıklar da O’na dayanmaktadır. Orişaların güçleri de bu kaynaktan yani Olodumare’den gelmektedir. Olodumare, insan hayatını düzenleyen, yani yaratılışı tasarlayıp
sürdüren, varlığa vücut bulması ve varlığını devam ettirmesi için can veren olması nedeniyle de tek tanrıdır. Olodumare, Dünya ve insan hayatını
bir sistem dâhilinde planlayan ve bu planın icrasını liderliğiyle yürüten ve
denetleyen, böylece oluşan dünya hayatı ve ölüm/ölüm sonrası hayat sisteminin işlemesini sağlayan yegâne varlıktır. Bundan dolayı ezelden beri
Olodumare bir tek tanrıdır. İnsan doğmadan önce ona kaderini bahşeden
ve öldükten sonra da dünya işlerini yargılayan varlık yine Olodumare’dir.
Olodumare’nin tek ve Yüce Tanrı olduğunu ortaya koyan en önemli
kaynak bu dinin müntesiplerinin mitolojileri ve dini söylemleri yanında dini
yaşam ve dualarına yansıyan folklorik birikimleridir. Yoruba halkı arasında
yaşanan olumsuz durumun giderilmesi için Orişalara yapılan dua, sunu ve
kurbanların aslında Olodumare’ye yapıldığı, onların Olodumare’nin yeryüzündeki elçileri, temsilcileri ve vekilleri olduğu görülmüştür. Bu duruma
sosyolojik olarak bakıldığında, Olodumare’nin halk söylemlerinde olduğu
gibi adeta kral, Orişaların ise kralın yardımcıları olduğu araştırmalarda
görülmüş ve bundan dolayı Olodumare’nin tanrı kimliğinin ve Orişaların
Yoruba halkının yönetim sistemine yansıdığı ve dünya hayatını biçimlendirdiği anlaşılmıştır.
Olodumare ile ilgili önemli bir diğer husus, Yorubalar arasında O’nun
adına bir tapınak inşa edilmemiş olması ve O’nun gökyüzünde olduğu dü-
37
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
şüncesidir. Bu husus da araştırmacılar arasında O’nun tek tanrı olamayacağı yönündeki görüşlerine neden olan etkenlerden biri olmuştur. Ancak
gökyüzünün, hatta her yerin Olodumare’nin tapınağı olarak görülmesi bu
görüşleri bertaraf etmeye yetmiştir. Olodumare’nin yüce ve ulaşılmaz ancak aynı zamanda herşeye hakim ve her şeyi kontrol edebilen bir merkezde yani gökyüzünde durması aslında yine O’nun tek tanrı olması ile alakalı
olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca tanrıya göksel bir mekân biçme herşeyden önce tanrısal âlemin göğün ulaşılmaz ve kuşatıcı olması nedeniyle
göksel olarak algılanmasıyla ilişkilidir. Burada esas olan Yorubaların göklerin krallığına sadece Olodumare’yi yerleştirmiş olmalarıdır, bu önemlidir ve dikkate şayandır. Böylece ulaşılmaz ve kuşatıcı olan Olodumare’dir.
Ayrıca, Olodumare’nin sadece göklerin değil yeryüzünün de yegâne gücü
olmasının ana kaynağı aslında yaratılış itibariyle iyi ve kutsal olan bu dünya evreninin tanrısal âlemin içinde yaratılması ve orada mekân tutmasıdır.
Bu, bir anlamda dünyanın (yer ve gök) cennetin, tanrısal âlemin, göksel
âlemin içinde, bir uçsuz bucaksız fanusun içinde gibi, yer almasıdır. Dolayısıyla Olodumare tüm zamanlara ve mekânlara hükmeden tek Yüce
Tanrı’dır.
38
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
Informative Abstract
Olodumare/Olorun: Almighty God in The Traditional Yoruba Religion
The subject of article is Almighty God Olodumare/Olorun in the traditional Yoruba religion. In the studies about idea of god in the traditional
Yoruba religion are have varios views that have been put award. These
views are sggested that Yoruba religion was polytheist, monotheist or henotheist. Whole these studies were made in the center of Olodumare and
so the aim of these stuies is found out what kind god Olodumare was?.
the main reason that Olodumare have disrder abouy it’s idenity between researcher has seen orishas. Orihas power and their feature had bring
about perception orishas was gods and Yoruba tarditional religion was a
polyteist religion. However, in this study, explained why orishas can not
be gods and determined Olodumare is only god. In this study, variatoın
vieaws that abouy theme was evaluate and take up the idae of traditional
Yoruba religion or why Olodumare is the only god with reasons. İt has
seen that the some elements thoso in the traditional religion was prevent
agreement between researchers. İt have found out that the most importent problem was neglecting look totalyty to Yoruba religion and trying
to harmonize with another religion and culture.
In this study, one of the aims is in the concept of Yoruba’s univers and
human, as paralel Almighty God’ and other divines, fix up the idea of god
of Yoruba traditional religion and so remove disoreder that talked about. Take up the issue almigtyh god and divine existence as two groups
will make more clear the issue instead of make categories each of divinities separately and make a hierarchy between them. Because, make a
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
hierarchy and grup that participation of religion did’nt may hinder to undertand the idea of god of Yorubas as itself is.
The main aim if of the study was to uncover what is believed to be the
case in its entirety. In this respect, it was seen that especially the orishes
stopped at a place not related to the idea of god. Name, adjective and
definitions used by the Yoruba people for Olodumare and the top of the
Yoruba religious system consisting of creation, post-mortem life and the
integrity of world life showed that Olodumare is only and alone god at
the summit. The feature of Olodumare thoso have considered between
Yorubas was the main elemenst to determine identity of Olodumare. His
only god feature was apeear because of his feature as the creater, judge,
inaccessible, doing everything the best, dominating everything and source of ashe which prove evoluation of universe and his facts on the destiny.
Another importent point is, as it is seen in the myhts of traditional Yoruba
religion, the sanctity came from Olodumare after the determination of
what is sacred and what can be attributed to holiness, because of a parallelism between creation-world life-death/life after, the place of Olodumare as inspector of creation, the returning of soul which is essence the
of human to Olodumare at the death and life after death are the points
thoso reveal Olodumare’s only god idenity.
Olodumare is the only god who regulates human life, that is to design
and sustain the creation, to be incarnated in existence and to give life
to the existence. Olodumare is the only entity that plans the world and
human life within a system and carries out the execution of this plan with
its leadership, thus enabling the functioning of the life and death / postmortem system to be formed.. Therefore, from the beginning or since
time immemorial Olodumare is the only god. Olodmare is the one who
bestows upon human destiny and manages world affairs after human death.
Olodumare worship is parallel to the idea of God in Yoruba thought.
The Yoruba did not attribute to him a material element, such as a temple
and a ritual, because of the religious supremacists who regarded Olodumare as the supreme and inaccessible, and thus the worship to him was
developed as abstract. Therefore the most distinct worship of Him is individual prayer. Furthermore, the fact that Olodumare does not appear on
the earth shows that there is a parallelism and a parallelism between the
creation and the system of human life. While it is worshiping the divine
beings that are at a very important point in terms of the sustainability of
human life, it is also appropriate to have a different form of worship to
Olodumare because of being different and being a single god. He is in the
mind, He is in the mind, Olodumare taking place in the thought where
show that he is everywhere.
39
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
Kaynakça
40
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
Adogame, Afe: (2009). “Cozmology”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi
Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 178-180.
Akomolafe, Mohammed Akinola: (2016). “Yoruba Ontology: A Critique of the Conceptualization of Life After Death”, Africology: The Journal of Pan African
Studies, vol.9, no.6, August, ss. 38-50.
Asante, Molefi Kete: (2009). “Temples, Concept in Ancient Times”, Encyclopedia of
African Religion,Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications
Ltd. California, ss. 654-658.
Assmann, Jan: (2004). “Monotheism and Polytheism”, Religions of The Ancient
World. A Guide, Ed.: Sarah Iles Johnston, Cambridge, Massachusetts, ss. 1731.
Awolalu J.O.: (1976). “What is African Traditional Religion?”, Studies in Comparative
Religion, Vol. 10, No. 2, , ss. 1-10.
Ayegboyin, Deji & Olajide, S. K.: (2009).“Olodumare”, Encyclopedia of African
Religion,Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd.,
California, ss. 488-489.
Badejo, Diedre L.: (2009). “Orunmila”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi
Kete Asante Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 507-508.
Balogun, Oladele Abiodun,: (2009). “The Nature of Evil and Human Wickedness
in Traditional African Thought: Further Reflections on The Philosophical
Problem of Evil”, Lumina, Vol. 20, No.2, ss. 1-20.
Bankole, Katherine O.: (2009a). “Ashe”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi
Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 74-75.
Bankole, Katherine O.: (2009b). “Creation”, Encyclopedia of African Religion, Ed.:
Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss.
184-186.
Bewaji, John A. I.: (1998).“Olodumare: God in Yoruba Belief and the Theistic Problem of Evil”,African Studies Quarterly, Volume 2, Issue 1, ss. 1-18.
Brandon, George: (2009). “Orisha” Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete
Asante Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 503-506.
Creation Stories: (2000). Creation Stories from around the World Encapsulations
of some traditional stories explaining the origin of the Earth, its life, and its
peoples, Fourth Edition, July 2000, http://www.gly.uga.edu/railsback/CS/
CSGoldenChain.html (Erişim. 26.01.19)
Dopamu, Ade P.: (2006). “The Yoruba Belief in Life after Death”, Paper presented at
the Continuity and Change: Perspectives on Science and Religion, Metanexus
Institute, Philadelphia, June 3–7, 2006, Basılmamış Konferans Metni, USA,
ss. 1-15.
Eliade, Mircea: (1991). Kutsal ve Dindışı, Çev.: Mehmet Ali Kılıçbay, Gece Yayınları,
Ankara.
Eliade, Mircea: (2003). Dinler Tarihine Giriş, Çev.: Lale Arslan, Yay. Haz.: Ergun Kocabıyık, Kabalcı Yayınevi, İstanbul.
Ellis, A. B.: (1894). Yoruba-Speaking Peoples of The Slave Coast of West Africa Their
Religion, Manners, Customs, Laws., Language, Etc With an Appendix Conta-
OLODUMARE/OLORUN: GELENEKSEL YORUBA DİNİNDE YÜCE TANRI
ining a Comparison of The Tshi, Ga, Ewe, and Yoruba Languages, Chapman
and Hall Ld, London.
Elvi, Zetla K.: (2009). “Soul”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 627-629.
George, Tayo O. & Amusan, Tolulope A.: (2012). “Religion and Acts of Worship
Amongst The Nigerian People: Implications for Development and National
Unity”, Peoples & Cultures of Nigeria, Ed.: A. S. Jegede, O.A. Olutayo, O.O.
Omololu & B.E. Owumi, Department of Sciology, University of Ibadan, ss.
309-325.
Idowu, E. Bolaji: (1962). Olodumare: God In Yoruba Belief, Longmans, London.
Igboin, Benson O.: (2014). “Is Olodumare in Yoruba Belief, God?”, Kanz Philosophia,
Vol. 4, No. 2, ss. 189 208.
Islam, Shafiul & Islam, Didarul: (2015). “African Traditional Concept Of God: A Critical Analysıs”, Green University Review of Social Sciences, Vol. 02, Issue 1,
ss. 1-8.
Karenga, Maulana: (2009). “Oduduwa”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi
Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 473474
Labeodan, Kunbi: (2009). “Ori”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi Kete
Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, s. 500.
Odekunle, Jeleel & Bilgin, Vejdi: (2009). “Gelenek, İslâm ve Modernlik Üçgeninde
Yoruba Ailesinin Bugünü”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt
18, Sayı 1, ss. 559-589.
Ogunade, Raymond: (2005). “Environmental Issues in Yoruba Religion: Implications for Leadership and Society in Nigeria”, Science and Religion: Global
Perspectives, in Philadelphia, PA, USA, ss. 1-9.
Ogunyemi, Yemi D.: (1998). Introduction to Yoruba Philosophy, Religion and Literature, Athelia Henrietta Press, New York.
Olanrewaju, Joseph Adyinka: (2009). “The Relationship Between People and Supernatural Beings in Yoruba Traditional Cultur”, Journal of Adventist Mission Studies, Vol. 5, No. 2, Art. 6, ss. 41-49.
Ologundudu, Chief Adedayo: (2014). Yoruba Religion, Center for Spoken Words/
Institute of Yorùbá Culture, USA.
Olumide Lucus, Canon J.: (1942) The religion of the Yorubas especially in relation
to the religion of ancient Egypt: Being in account of the religious beliefs and
practices of Yoruba peoples of Southern Nigeria, especially in relation to the
religion of Ancient Egypt, Masters thesis, Durham University.
Olupona, Jacob K.: (1993). “The Study of Yoruba Religious Tradition in Historical
Perspective”, Numen, Vol. 40, No. 3, ss. 240-273.
Owoseni, Adewale O.: (2017). “Water in Yoruba Belief and Imperative for Environmental Sustainability”, Journal of Philosophy, Culture and Religion, Volume
28, ss. 12-20.
Oyemomilara, Cornelius Olusegun: (2012). Towards Contextualization Of Worship:
A Challenge To The Nigerian Baptist Convention, A Thesis Submitted to the
41
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
CANAN SEYFELİ-ELİF KUL
42
SBARD
YIL / YEAR 17
SAYI / ISSUE 33
BAHAR / SPRING
(2019/1)
University of Manchester for the degree of Ph.D. in the Faculty of Humanities.
Papathomas, Grigorios D.: (2002). “The Question of Henotheism”, Journal for the
Study of Religions and Ideologies (JSRI), no.2, Summer 2002, ss. 198-202.
Pemberton, J.: (1997). “A Cluster of Sacred Symbols: Orisha Worship among The
Igbomina Yoruba of Ila-Orangun”, History of Religion, Universty of Chicago,
Ilinois, USA, Volume 17, No. 1, ss. 1-28.
Rogers, Ibram H.: (2009). “Obatala”, Encyclopedia of African Religion, Ed.: Molefi
Kete Asante & Ama Mazama, SAGE Publications Ltd., California, ss. 470471.
Seyfeli, Canan & Kul, Elif: (2018). “Geleneksel Yoruba Dininde Yaratılış ve Ölüm
Sonrası Hayat”, SBArD, Yıl 16, Sayı 32, Güz 2018, ss. 237-272.
Seyfeli, Canan: (2016). “Geleneksel Kabile Dinleri”, Dinler Tarihi, Haz.: M. Hadi Tezokur & Canan Seyfeli, D.Ü. İlahiyat Fak. Lisans Tamamlama Programı, Diyarbakır, ss. 31-43.
Shitta-Bey, Olanrewaju Abdul: (2015). “The Humanity of The Foetus: A Yoruba Perpective”, African Journal of History and Culture, Volume 7 (2), ss. 52-56.
University of African Art: (2007). Bibeli Bible of Yoruba People Children of The Good
Morning, University of African Art Press, Denver Colorado, İle-Ife.
Ushe, Ushe Mike: (2017). “God, Divinities and Ancestors In African Traditional Religious Thought”, Igwebuıke: An African Journal of Arts and Humanities, Vol.
3, No 4, ss. 154-179.