Academia.eduAcademia.edu
The Journal of Academic Social Science Studies Yayın Geliş Tarihi 17.09.2015 International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS3101 Number: 39 , p. 57-78, Autumn III 2015 Yayın S(reci Yayınlanma Tarihi 25.10.2015 ORDU AĞZINDA KELİME GRUBU YAPISINDAKİ DEYİMLERDE YAPI, ANLAM VE K5KEN BİLGİSİ STRUCTURE, MEANING AND ETYMOLOGY IN IDIOMS STRUCTURED AS WORD GROUPS IN THE LOCAL DIALECT OF ORDU Doç. Dr. Salim KÜÇÜK Ordu Üniversitesi Fen Edebiyat Fak(ltesi T(rk Dili ve Edebiyatı ”öl(m( 5zet T(rkiye de Halk “ğzından Derleme Sözl(ğ( başta olmak (zere Ordu ili ağzı (zerine yapılmış derleme, inceleme, araştırma vb. nitelikteki yazılı kaynaklara dayalı olarak Ordu ili ağzının söz varlığının önemli bir kısmını oluşturan deyimleri tespit etmeyi ve bir araya getirmeyi amaçlayan bu çalışmada kelime grubu yapısındaki deyimlerde yapı, anlam ve köken bilgisi (zerinde durulmuştur. Ordu ağzındaki deyimler genellikle isim tamlaması, sıfat tamlaması, isim-fiil grubu, sıfat-fiil grubu, tekrar grubu, edat grubu, birleşik fiil ve kısaltma gruplarından oluşmuş olup bunların içerisinde en fazla isim-fiil ve birleşik fiilden oluşmuş kelime gruplarının fazlalığı dikkati çekmektedir. Deyimlerin çok az bir kısmı da ilenç/beddua kelimelerinden oluşmuştur. ”unlar genellikle baba kelimesi ile t(retilmişlerdir. 5rneğin baba çıkasıca, baba tutasıca, baba tutmaz, babalar ala, karababaya tutulmak gibi. Eski Uygur T(rkçesi nden g(n(m(ze T(rkiye T(rkçesi ağızlarında hâlen kullanılan eski arkaik kelimelere Ordu ağzında da rastlamak m(mk(nd(r. 5rneğin s(ks(n <s(sk(n , samık, osmak ~ ozmak gibi. Yabancı kelimelerin sayısı ölç(nl( dile göre ağızlarda daha az sayıdadır. ”u özelliği Ordu ağzında da görmek m(mk(nd(r. Ordu ağzındaki deyimlerde ağırlıklı olarak T(rkçe kelimeler tercih edilmiştir. Kullanım sıklığına göre yabancı kelimeler genellikle “rapça, Farsça, Rumca, Ermenice gibi Doğu kökenli olup onları İngilizce ve Fransızca gibi ”atı kaynaklı kelimelerin izlediği gör(l(r. Anahtar Kelimeler: Ordu “ğzı, Deyim, Sözvarlığı, Yapı, Köken Bilgisi Abstract Depending on the written sources such as compilations, reviews and researches about the local dialect of Ordu city, especially on Turkiye de Halk “gzindan Derleme Sozlugu, this study focuses on the structure, meaning and etymology of idiomatic phrases in order to identify and collect idioms that make an important portion of the vocabulary of the local dialect of Ordu city. 58 Salim KÜÇÜK Idioms in the local dialect of Ordu usually consist of possessive construction, adjective clause, gerunds, participles, repetition phrases, prepositional phrases, compound verbs and abbreviation phrases, and the excessiveness of word groups consisting of gerunds and compound verbs attracts the attention. Very few of idioms consist of malediction/curse words. They are generally derived from the word baba father . Such as baba cıkasica, baba tutasica, baba tutmaz, babalar ala, karababaya tutulmak. It is possible to come across archaic words in the local dialect of Ordu that have been in use from ancient Uighur Turkish to modern Turkish dialects. For example, s(ks(n < s(sk(n , samık, osmak ~ ozmak. The number of borrowed words is fewer in local dialects in comparison with standard language. It is possible to see this feature in the local dialect of Ordu as well. For the idioms in the local dialect of Ordu, Turkish words have been mainly preferred. It can be seen that borrowed words from Eastern languages such as Arabic, Farsi, Romaic, Armenian are more frequently used than words from Western languages such as English and French. Keywords: Local Dialect of Ordu, Idiom, Vocabulary, Structure, Etymology GİRİŞ Yabancı sözc(kler, ilişki sözleri, kalıplaşmış sözler, terimler, çeviri kelimeler, atasözleri ve deyimler T(rkçenin temel sözvarlığını oluşturan unsurlardır. Temel sözvarlığı içerisinde yer alan ve ait olduğu toplumun yerleşik k(lt(r(, geçmişi ve yaşam biçimi hakkında bilgi veren deyim Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir. olup o toplumun aynı zamanda anlatım g(c(n( ortaya koyar “ksan, 1996, s. 31; T(rkçe Sözl(k, 2010, s. 651). Deyimler, olayları, durumları ve duyguları somut nesnelere dayandırarak etkileyici, kısa ve öz bir biçimde mecaza dayalı olarak ortaya koyarlar. Kural, öğ(t ve yargı bildirmezler. Halka mal olmuş kullanımlardır. “ğızlarda dolayında olan deyimlerimizin önemli bir kısmı kayıt altına alınmış olup bunların önemli bir böl(m( derleme niteliğindedir. Hâlen derleme ve Derleme Sözl(ğ( ne katkı niteliğindeki çalışmalar devam etmektedir “ksan, , s. . T(rkiye T(rkçesi ağızları (zerine çalışma yapılmayan il ve ilçelerle ilgili derleme çalışmaları da tamamlandığında bu rakamın önemli miktarda artacağı bir gerçektir ”ulut, , s. -1149). A. Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı ve Şekil Bilgisi 5lç(nl( T(rkçe ile ağızlarda kulla- nılan deyimler yapı ve şekil yön(nden karşılaştırıldığında benzer veya farklı özelliklere sahip oldukları gör(l(r. Ordu ağzındaki deyimlerde gör(len yapı ve şekil özelliklerini şöyle sıralayabiliriz  Kelime grubu veya c(mle yapısındadırlar. 5rneğin desti geçmek, gönl(ne g(ç varmak ayrana gidip k(leği arkama tutmam, el (st(nde göğnek eskimez vb.  Unsurların yeri değiştirilemeyen kelime gruplarıdır “ksoy, , s. . Yani kelimeler birbirinin yerine kullanılamaz. 5rneğin aburga altına alınmak, ağzı olup dili olmamak gibi deyimler alınmak aburga altına veya dili olup ağzı olmamak şeklinde ifade edilemez. “ncak, deyimler bölgeden bölgeye ağızlarda k(ç(k değişiklikler gösterebilir. 5rneğin Kızım sana söyl(yorum, gelinim sen işit deyimi bazı bölgelerde sen dinle, sen işit şeklinde söylenebilir “ksoy, 2013, s. 45).  En az iki ve (zeri kelimeden oluşurlar Yurtbaşı, , s. .5rneğin ağzı p(s(r, bağrı yanık olmak, başı kesik tavuklar gibi dolaşmak vb.  Deyimlerde bazı kelimeler veya mastarla biten deyimler çekime girdiklerinde ad durum ekleri, kip ve kişi/adıl ekleri, yapım ve olumsuzluk ekleri alabilirler ”ezirci, , s. “ksoy, , s. . 5rneğin al habarı git gabarı gabarı, aldanırsan Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi ustaya aldan, aş taşınca kepçenin bahası sorulmaz vb.  C(mle hâlinde olmayan deyimlerde hem isim hem de fiil unsuru çekime girebilir Elçin, , s. . 5rneğin ataşımız bol olsun ataşı bol olmak , betime gitti bete gitmek , ġolun kurusun ġolu kurumak , góz(m almış góz( almak vb.  5lç(l( ve uyaklı örneklere rastlanır. 5rneğin al habarı git gabarı gabarı, atın tepmeyeni en(ğ(n kapmayanı olmaz, bir adım oturak bir adım pıtırak vb.  İçerisinde birleşik kelimeler yer alabilir ”ezirci, , s. . 5rneğin başayak yitmek, karababaya tutulmak, Karagöl’den kar bağışlama vb.  Tek başına birleşik kelimelerden oluşabilirler. 5rneğin alikız, başıdışarı, dilbezeği, gökzengin, saltabaş vb.  Eksiltili ifadelerdir (Bezirci, , s. . 5rneğin deli dembesek (konuşmak), (sanki) yerden yığma vb.  İsim tamlaması, sıfat tamlaması, isim-fiil grubu, sıfat-fiil grubu, tekrar grubu, edat grubu, birleşik fiil, kısaltma grubu vb. gibi kelime gruplarından oluşmuşlardır.  Zarf-fiil eklerini almadıkları için fiilimsi gruplarından zarf-fiil grubunu oluşturamazlar.  Hikâyeli anlatım şeklinde olanları da vardır ”ezirci, , s. . 5rneğin eşeğin kuyruğu gibi ne uzar ne kısalır, ne at y(ke yanaşır ne y(k ata vb.  Deyimlerden bazıları söylenti (nl( kişilerle ilgili fıkra, olay ve anılara dayanır ”ahadınlı, , s. Yurtbaşı, , s. XIV . 5rneğin Daylı’lının söz(n( dinlemek, Endires göd(ğ( gibi, Göçbey sepedi gibi, Ilışar k(p( gibi oturmak vb.  Kimi deyimler belli bir âdet, inanış ve geleneğe bağlı olarak (retilmiş olup bazıları da dinî niteliktedirler “ksoy, , s. . 5rneğin ahiret suali sormak, bayramcık olmak, beşik kertiği, beşik kertmesi, bohça atdumak vb. 59 B. Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Anlam ve Köken Bilgisi: Diğer bölge ağızlarında olduğu (zere Ordu ağzında kullanılan deyimler de ifade ve anlatım yön(nden oldukça dikkat çekici özelliklere sahiptir. Çarpıcı anlatımlarla ortaya konan bu deyimlerde yöre insanının ilişkileri, yaşantısı, gelenek görenek ve inançları ortaya konulmuştur. Deyimlerde acımasızlık, çaresizlik, feryat, fesatlık, fırsatçılık, geçimsizlik, pişmanlık, saygı, şikâyet, talihsizlik, kışkırtma gibi konuların işlendiği gör(l(r. Ordu ağzında kullanılan deyimlerin bir kısmı da ilenç yani beddua sözc(klerinden oluşmuştur. baba çıkasıca, baba tutasıca, baba tutmaz, babalar ala, karababaya tutulmak gibi deyimler baba kelimesi ile oluşturulmuştur. ”unlara ağzına davun çıkasıca deyimini de eklemek m(mk(nd(r. Yöre insanının yaşam biçimini, hayata karşı bakış açısını ortaya koyan bu deyimler, sadece dil açısından değil, her yönden incelenmesi gereken önemli bir dil hazinesidir. Ordu ağzında yer alan deyimler şu kelime gruplarından oluşmuştur: . İsim Tamlaması Yapısındaki Deyimler . . Belirtili İsim Tamlamasından Oluşanlar Ordu ağzında belirtili isim tamlaması yapısındaki deyimler yok denecek kadar azdır. elinin kör( tek örnektir. . . Belirtisiz İsim Tamlamasından Oluşanlar ”u yapıdaki kelime grupları genellikle ağız , dil , boğaz , göz , ayak gibi organ isimleri ile t(retilmiştir ağız dadı, dil bezeği, boğaz ağrığı, göz kesimi, ayak teri, ayak yolu. beşik kertiği, eşgıya bozması, ġazan dibi, ġuşluh çāŋı, g(ç kurusu, köst(re çatalı, köy kusuru, sıkılma pazarı, sukaçığı bu yapıdaki diğer deyimlerdir. köst(re taşı deyiminde geçen köst(re 60 Salim KÜÇÜK kesici araçları bilemeye yarayan bir çeşit taş, bileği taşı olup ağızlarda kosele, kosere, kos(re, kösele I , kösele daşı, kösele taşı, kösere I , kösre, kösre taşı, kösröy, köst(re taşı, kös(ne, kös(re taşı, k(s(re gibi kullanımları mevcuttur (DS/4 s. 2979). . Sıfat Tamlaması Yapısındaki Deyimler Sıfat tamlaması yapısındaki ağır akıllı, ağır ayak, ağır canlı, ağır taban gibi deyimler ağır sözc(ğ( ile oluşturulmuştur. ”u gruptaki diğer deyimler şunlardır aç çardak, açık ağız, açık ağızlı, ak g(n, aky(zl(k, alabaş, alikız, artçardak, dar canlı, eks(ğetek/evs(k etek/evs(ketek, gabaca g(n, gangil inek, gökzengin, kanayaklı, karabaş IV , kırık d(zen, kot kafa, köt( yartı, saltabaş, şelek göz, yalaş ağızlı, yarım āz, yarımağaz, yeniyaka, yerg(nn(khamile. Bunlardan aky(zl(k, alabaş, alikız, artçardak, belergöz, eks(ğetek/evs(ketek, gökzengin, kanayaklı, karabaş IV , saltabaş, yarımağaz, yeniyaka ve yerg(nn(khamile deyimleri birer birleşik kelimedir. Anadolu ağızlarında eks(ğetek kadın için kullanılan anlamca olumsuz deyimlerden biri olup eksiketek ~ egsiketek ~ eğsiketek ~ eğsik I ~ eğsiketek ~ eğsikli ~ eğs(getek ~ eksigetek ~ eksik II ~ eksiketekli ~ eksikli ~ eks(etek ~ eks(getek ~eks(vetek ~eksieteyh ~ esik III ~ esikli ~ esketek ~ eskietek ~ evs(ketekli ~ evs(kl( ~ eysikli ~ eys(ketek şekillerinde genellikle birleşiktir (DS/3 s. 1697). saltabaş deyimi başıboş, serbest manasına Ordu ağzı dışında salma (XII) (Burdur, Balıkesir, Kocaeli, Zonguldak, Kırklareli, Tokat , salman (II; Manisa, Amasya, Antalya), salmaseyip (Artvin, Hatay, Niğde, “dana , salmata (Konya) ve saltabaş (Artvin şekillerinde karşımıza çıkar (DS/5 s. 3530). gangil inek deyimindeki gangil kelimesi gangıldak = [gangal IV , gangıldayık I , ganğıldak = çok zayıf insan ya da hayvan], gaŋguldak İhtiyarlıktan titreyerek y(r(yen insan ya da hayvan , gangıldayık (II) Ek yerleri gevşemiş, bozulmuş eşya isimlerinde karşımıza çıkar. ”unun gibi gangıldamak I Zayıflamak, kemikleri fırlamak), gaŋgıldamak II . Çok ihtiyarlamak, 2. Bunamak), gangıldamak III Eşya eskimek, işe yaramaz duruma gelmek , gangilmek (Olduğu yerde kendinden geçerek uyumak şekillerinde fiil olarak da kullanılır DS/ s. . yalaş ağızlı deyiminde geçen yağlaş ~ yağlaç I ~ yalaç < yağlı aş Karadeniz bölgesinde genellikle mısır unu, nişata, su ve tereyağı ile hazırlanan bir t(r bulamaç olup Ordu, Giresun, Trabzon ve Sivas yöresinde t(ketilen bir yiyecektir (DS/6 s. 4123). . İsim-Fiil Grubu Yapısındaki Deyimler ”u yapıdaki Mart balağı gibi bakmak ve Mart danası gibi bakmak deyimleri Mart ayı ile ilişkili oluşturulmuştur. Balak; Ünye, Danışman, Fatsa, Salman, “kkuş, Sarıca, Gölköy ve Ordu da manda yavrusu, malak manasına kullanılan bir kelime olup diğer bölge ağızlarında da gör(l(r DS/ s. . 5zel isimlere dayalı olarak (retilmiş olan Karagöl’den kar bağışlama ve Yalman’dan kar bağışlamak deyimleri anlamca aynı olup deyimlerde geçen Karagöl, Giresun ili sınırları içerisinde yer alan bir dağ, Yalman ise bir yerleşim birimidir. Karagöl’den kar bağışlama deyiminin Giresun ili sınırları içerisinde Erimez’den kar bağışlamak şeklinde ifade edildiği gör(l(r. Erimez, Giresun ili sınırları içerisinde karının geç erimesi ile meşhur rakımı y(ksek bir yerleşim birimidir. Daylı’lının söz(n( dinlemek deyimi ise bu yöreye ait olup şifreli anlaşma yoluyla (retilmiş yerel bir kullanımdır. 5zel ada dayalı (retilmiş deyimlerden biri de Niksar’a kayış b(kmeye gitmek olup öl(m kavramının ağızlarda bu şekilde karşılanması oldukça ilginçtir. ”u yapıdaki diğer deyimleri şöyle sıralayabiliriz ağzı olup dili olmamak, ahiret suali sormak, akını akını gitmek, balıh gibi yatmak, başı kesik tavuklar gibi dolaşmak, bir başı bir peşi olmak, boş gapuyi beklemek, burnunun doğrusuna gitmek, dalga geçmek, dalga saymak, Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi domurcuḫ domurcuh aḫmak, duz gibi erimek, eğens etme, fak fak g(lmek, farsuz farsuz konuşmak, felfecri ohumah, gallet kuyusuna gitmek, ġars ġars bakmak, gelenin gidenin göt(n( öpmek, gırıntı yapmak, Ilışar k(p( gibi oturmak, itin ayağını taştan sakınmak, karababaya tutulmak, kösk( kösk( oturmak, k(lahı ters giydirmek, oyuk gibi olmak, pili bitmek, sakır sakır titremek, sarsuk sarsuk konuşmak, selavatının arasına sinek s(rtmemek, sıyır sıyır yağmak, soban demiri getirmek, şeytana çarığını ters giydirmek. . Sıfat-Fiil Grubu Yapısındaki Deyimler çul ç(r(den ve k(ltöken sıfat-fiil grubu yapısında t(retilmiş nadir örneklerdir. . Tekrar Grubu Yapısındaki Deyimler . . Yansımalardan Oluşmuş Tekrar Grubu Yapısındaki Deyimler boh bohlavat, deli dembesek, ebelek sepelek I , eren peren, gıldırg(c(k gibi deyimler başlı başına yansımalara dayalı olarak oluşturulmuştur. 5.2. Mastarla Biten Tekrar Grubu Yapısındaki Deyimler ”u yapıda oluşturulmuş tek deyim afarayıp k(f(remek tir. . . Tamamı Anlamlı Kelimeler ile Oluşturulmuş Tekrar Grubu Yapısındaki Deyimler: aylı g(nl( tek örnektir. . Edat Grubu Yapısındaki Deyimler . . Gibi Edatı ile Kurulanlar Gibi edatı ile oluşturulmuş edat grubu yapısındaki Endires göd(ğ( gibi ve Göçbey sepeti gibi deyimler özel isimle oluşturulmuştur. ıslanmış yuha ̮ibi de dahil olmak (zere bu t(r deyimler genellikle somutlaştırmaya dayalıdır. . . Diğer Edatlarla Kurulanlar can havliyle tek örnek olup ile edatı ile oluşturulmuştur. 61 . Birleşik Fiil Yapısındaki Deyimler 7.1. et- Yardımcı Fiili ile Kurulanlar cığır etmek, ciğir etmek, cort etmek III , cört etmek, ç(rçar etmek, gırgır etmek, hobuç etmek, hobuş etmek, habiç etmek, hışır etmek, tıpatur etmek, tuturuk etmek, vird etmek gibi deyimler ses yansımalı olarak oluşturulmuştur. ç(rçar etmek deyiminin ölç(nl( T(rkçedeki karşılığı çarçur etmek tir. ”u yapıdaki diğer deyimler şunlardır baş etmek, belergöz etmek, bende etmek, bestil etmek, burgaçlık etmek, buğuz etmek, cellat etmek, culuz etmek, çekiş etmek, dez(rg(n etmek, elik etmek, fitetmek, fizah etmek, fol etmek, garez etmek, gavil etmek, post etmek, saluk etmek, sifde etmek, şard etmek, tellal etmek, tez(rg(n etmek, yangazlık etmek I , yarenlik etmek (I), yas etmek (I), yol etmek. Bu yapıdaki deyimlerde İngilizcedeki fit sözc(ğ(n(n yanı sıra cellat cellâd , gavil (kavl), sifde istiftâh ve tellal dellâl gibi “rapça sözc(klerin de kullanıldığı gör(l(r. 7.2. ol- Yardımcı Fiili ile Kurulanlar ”u yapıdaki deyimlerin önemli bir kısmı ses yansımalı kelimelerden pekiştirme hecesi ile oluşturulmuştur. cartıl olmak, cıbıt olmak, cırcıbıt olmak, çeşdıra olmak, gev(lcen olmak, g(vem olmak, hışır olmak I, II , k(nt olmak, löç olmak, mosolmak, pafıt olmak, pers olmak I, II , şıp olmak gibi. löç olmak deyimindeki löç Ordu ağzında ıslak manasına löş şeklinde de kullanılır OİY“ s. . āşamlī olmak, bayramcık olmak, ġırmiyon olmah, gızan olmak/kızan olmak, havas olmak, mangır olmak, poğul olmak, teberleş olmak, ted(rg(n olmah bu yapıdaki diğer deyimlerdir. Poğul olmak deyimindeki poğul ~ poğol Nefsiköseli, Görele, Tirebolu ve Giresun ağzında taze, s(tl( mısır Poğolun suda pişmişi g(zel olur. manasına gelirken Danışman, Fatsa ve Ordu ağzında pişmiş kestane şeklinde karşılanmıştır (DS/5 s. 62 Salim KÜÇÜK 3468). . . Diğer Fiillerle Kurulanlar Diğer fiillerle kurulan birleşik fiil yapısındaki deyimlerin önemli bir kısmı ağız kelimesi ile oluşturulmuştur āz aramak, āz çekmek, āz uydurmak, āz yapmak, ağız eskitmek, ağız vermek I, II , ağzına almak, ağzını açmamak, ağzını aramak, ağzını bağlatmak, ağzını geveletmek- , ağzını gezeletmek gibi. Bunu ayağını almak I , ayak artmak, daban diremek gibi deyimlerle ayak; baş almak, baş koşmak, başayak yitmek, başı bozulmak gibi deyimlerle baş burnunu eğmek, burun b(kmek, nefes değmek, nefes t(ketmek, soluk gitmek, soluk vermek gibi deyimlerle burun; góz almak, göz belertmek/göz bölertmek, göz değmek gibi deyimlerle göz bacak çekiştirmek, bağdaş vurmak gibi deyimlerle bacak; öd( kopmak, öd( yarılmak gibi deyimlerle öd böğr(nden konuşmak gibi deyimlerle böğ(r el tutmak, golu gurumak gibi deyimlerle el ve kol; dil uzatmak gibi deyimlerle dil; dirsek ç(r(tmek gibi deyimlerle dirsek; kulakları çınlamak gibi deyimlerle kulak, y(reği dayfalmak gibi deyimlerle y(rek gibi organlar izler. Bu gruptaki deyimlerin bir kısmı da yansıma kelime ve pekiştirme hecesi ile oluşturulmuştur. böngece ağlamak, cerlik yapmak, cıbban çalmak, cibban çalmak, cırganiye çekmek, cort atmak II , çalaca yapmak, çarpan çalmak, çitil çıkartmak, dingilim atmak, gıygaç aramak, hapahap gelmek, tin d(şmek, zart atmak gibi. Sayıca en fazla kelime grubunun yer aldığı bu yapıdaki diğer deyimler şunlardır aba atmak, abayı yakmak, açıkta kalmak, afarozman kesilmek, ağır işitmek, aklı takılmak, aldak vermek, al kesmek, ala d(şmek II , ālemlik yapmak, alımını almak, altını yakmak, annağa gelmek, askuda kalmak, askuya çıkmak, aşşā d(ş(rmek, ataş almak, ayranlığı kabarmak, bağda atmak, balık oynamak-2, bete gitmek, beze basmak, bohça atdumak, borca batmak, boş gitmek, bozmancalık yapmak, böceği sönmek, canı daralmak, çalparası çıkmak, çamur atmak, çan çalmak, çap gitmek, çarmukta kalmak, çellik yapmak, dışa gitmek I , dışa gitmek III , döne- lik yapmak, ere yunmak, fiğ vermek, fire d(şmek, ganı garışmak, garan koymak, gatı dutmak, gavara atmak, gavara çekmek, gavuma gitmek, gelinlik tutmak, gızana gelmek, göresi gelmek, gubuz atmak, g(ce gitmek, g(r gitmek, hapı yutmak, hızana gelmek, homa durmak, ılga vermek, ıska geçmek, imdat beklemek, kanı ılımak, k(s( tutmak, madası şakıramak, meydan okumak, mobal atmak, nisbet vermek, ocak dātmak, öll(ğ( çıkmak, panikleri kırmak, papara işitmek, para yemek, partal atmak, postu sermek, rengi atmak, sabrı gaşmak, saç yazmak, sancı s(p(rmek, savu satmak, seme kesilmek, şafakları atmak, tabanları yağlamak, ters gelmek, tırışa dönmek, töllek tutmak, uğrağa gelmek, umudunu almak, uz gelmek, yasak savmak, yaygaraya vermek, yek vermek, yel girmek, yerik yermek, yıldızı d(şmek, yol gatlamak, yuvasına gonmak, zırnık koklatmamak. gavara atmak ve gavara çekmek deyimlerinde kullanılan gavara (DS/3 s. 1938) ağızlarda yellenmek karşılığı kullanılır. gavuma gitmek deyimindeki gavum akraba, yakın demek olup ağızlarda gaâm, gaham, gohum şekillerinde de kullanılır. gubuz atmak deyimindeki gubuz yalan, palavra manasına gelmektedir DS/ s. . homa durmak deyimindeki geçen homa (I) halk ağzında hama, homaca, homaça, homça ve honç şekillerinde de ifade edilir ve kalça kemiği, uyluk kemiği , homa (II) ise dik, y(ksek manasına gelir DS/ s. . madası şakıramak deyiminde geçen mada . İstek, . Yemek yeme isteği. karşılığı bölge ağzında bug(n de kullanılmaktadır DS/ s. 3101). Mobal atmak deyiminde geçen mobal [mabal] Vicdanı inciten iş, g(nah. DS/ s. demek olup “rapça kökenli vebal .Şiddet, azab, ağırlık, . G(nah kelimesi ile ilişkilendirilebilir. seme kesilmek deyimindeki seme; semehor, semek semelek şekillerinde ağızlarda aptal, sersem, budala manasına kullanılır. “ynı kelimenin semelemek semelenmek ve seme olmak şekillerinde fiil olarak kullanımı da mevcuttur DS/ s. 3581). tırışa dönmek deyimindeki tırış ın Ordu ağzındaki karşılığı pelte olup aynı Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi kökten t(remiş olan tırışık . ”uruşuk. . Çiçek bozuğu. manasına gelir DS/ s. 3923). Tırış, ağızlarda tırışmak I (1. Buruşmak. . Y(z ekşitmek. , tırışmak II (zayıflamak şeklinde fiil olarak da kullanılır. Bu grupta yer alan deyimlerde geçen aba, ālem, hap (<habb), imdat <imdâd , nispet (<nisbet), sabır <sabr), şafak <şefâk “rapça çalpara, çarmuk <çâr-mîh , para <pâre , post <pûst , renk (<reng), zırnık <zirnîh Farsça fire, afarozman, papara Rumca; panik <panique Fransızca kökenlidir. . . İsim Unsuru Tekrar Grubundan Oluşanlar ”u yapıdaki deyimlerin önemli bir kısmı unsurları aynı olan tekrar grupları ile oluşturulmuştur. alıp alıp vermek, bılh bılh etmek, cer cer etmek, cıngır cıngır etmek, cırım cırım etmek, cibil cibil yunmak, çırım çırım çīrtmah, dar dar etmek, ġas ġas olmak, mır mır etmek, mırt mırt etmek, t(r(l t(r(l t(tmek, vıyıl vıyıl kaynamak, vidi vidi yemek, yıbıl yıbıl yanmak, yıldır yıldır yanmak, zom zom gezmek gibi. afur k(f(r etmek, alan talan etmek, bėl bereket ġalmamak, ġul ġub(r ġatmak birinci kelimesi anlamsız, ikinci kelimesi anlamlı tekrar grubu ile; maymun meyus etmek birinci kelimesi anlamlı, ikinci kelimesi anlamsız tekrar grubu ile; eren peren olmak, ev ocak olmak, ıncık mıncık etmek, kem k(m etmek, kul kula sebep olmak, tikil tokman dönmek unsurları yakın anlamlı tekrar grubu ile içi dışı ġalmamak, ileri geri yapmak unsurları zıt anlamlı tekrar grubu ile oluşturulmuş deyimlerdir. Genellikle T(rkçe kelimelerden oluşmuş bu yapıdaki deyimlerde yalnızca maymun meymûn “rapça kökenlidir. . . İsim Unsuru Sıfat Tamlamasından Oluşanlar ”u t(rdeki deyimlerin sayısı azdır. açık y(rekli olmak, belergöz etmek, belergöz olmak, cangıldak su etmek, iki dinli olmak gibi. 63 belergöz etmek ve belergöz olmak deyimlerindeki belermek (V) için DS de göz haddinden fazla açılmak,, açılıp kalmak karşılığı verilmiş olup ağızlarda belere kalmak (III) Gözler hastalıktan, zayıflıktan iyice irileşmek), belergen [beler(k, böler(k] Patlak, dışarı fırlamış, devrik göz hakkında , belertmek [bereltmek] Gözleri, akını meydana çıkaracak şekilde açmak gibi kullanımlara başvurulduğu gör(l(r DS/ s. 614). . . İsim Unsuru İsnat Grubundan Oluşanlar Bunlar genellikle ol- yardımcı fiili ile oluşturulmuştur. ağzı sıkı olmak, ataşı bol olmak, bağrı yanık olmak, maymun iştahlı olmak gibi. Yabancı kökenli iki kelimeye yer verilmiştir. ateş âteş Farsça maymun meymûn “rapça kökenlidir. . . İsim Unsuru Belirtisiz İsim Tamlamasından Oluşanlar Sayıları az olup al-, et-, ver- gibi yardımcı fiiller ile oluşturulmuşlardır. aburga altına alınmak, dā başı etmek, ev ocaḫ sābı olmak, kabak tadı vermek gibi. .Kısaltma Grubu Yapısındaki Deyimler . . İsnat Grubu Yapısındaki deyimler . . . İkinci Unsuru Ek Almayanlar ”ir kısmı organ adları ile oluşturulmuştur. “ğız ile ilgili ağzı açık I , ağzı bek, ağzı boş, ağzı gevşek, ağzı p(s(r, ağzı yumuk-2; baş ile ilgili başıdar, başıdışarı, başıkel; göz ile ilgili göz bayıcı böbrek, öd kesesi, karın demek olan bödelek [→böğrek (I)] (DS/1 s. 757) kelimesi ile bödeleği d(ş(k, Ense, boyun demek olan s(ks(n (I) [s(ğs(n] DS/ s. ile ilgili s(ks(n( d(ş(k bu yapıdaki başlıca deyimlerdir. mıngılı d(ş(k, suyu samık, yeniyetme, yerden yığma bu yapıdaki diğer deyimler olup başıdar ve başıdışarı deyimleri ise birleşik kelimelerden oluşmuştur. 64 Salim KÜÇÜK ”u yapıdaki deyimlerde iki arkaik sözc(kle karşılaşıyoruz. Eski Uygur T(rkçesi nde kullanılan s(sk(n (arka: TT. VII.35, < s(k- DLT s(ken eşek y(k(n(n yan tarafında olan sepet Eski Kıpçakça s(ks(n omuz başı dal, İH Caferoğlu, , s. Toparlı vd., , s. G(lensoy, , s. kelimesi ile ilişkilendirebileceğimiz ense, boyun manasına gelen s(ks(n (I) sözc(ğ( DS de s(ks(ncek 5ne eğik duran, kambur , s(ks(n k(t(ğ( (Ense kök(); s(s(n, s(ys(n (1. Ense; 2. Omuzun arkası DS/ s. kullanımları ile g(n(m(zde ağızlarda yaşamakta olup -sk- > ks- (ns(z değişimine yakın metatez uğramıştır. Diğer arkaik sözc(k samık tır. Eski ve Orta T(rkçede hem isim hem de fiil şeklinde kullanılmıştır. Eski Uygur T(rkçesi nde sasıġ < *sası- Ç(r(k, kokmuş, fena TT.II.6, 16; Suv, 211, 16) ~ sarsıġ (1.Kaba, köt(, sarsak Suv. , TT, VI, TM, IV, , . . Ç(r(k “lt. Gr. Caferoğlu, 1993, s. 130), sasımak Kokmak, ç(r(mek, fenalaşmak TT.VI. not , Karahanlı T(rkçesi nde ikileme yapısındaki sasıġ barıġ ( ‫سسغ برغ‬kokmuş, sası “talay, , s. / sasıdı neng ~ sasır- ~ sasımak nesne sasıdı, koktu “talay Harezm T(rkçesi nde sası Kokmuş, pis kokan krş. Sasıġ; Ünl(, , sası- Kokuşmak, bozulmak, pis kokmak krş. şaşı- Ünl(, , şaşıtekşitmek, tadını bozmak Ünl(, Kıpçak T(rkçesi nde sası Sası, kokmuş Toparlı vd., , sasık Köt( kokan Toparlı vd., , sası- Ç(r(k kokmak, fena kokmak Toparlı vd., Çağatay T(rkçesi nde sasıġ köt(, koku, kokmuş Ünl(, 2013), sasıġ- köt( kokmak, kokmak, bozulmak Ünl(, şekillerinde karşımıza çıkar. “ğızlarda fiil şeklinde kullanılmayan kelimenin isim olarak kullanımları şunlardır sası I [sasık I , sasuk I -1, susu] Tatsız, tuzsuz yiyecek , sasık III [sası IX , sassı] Kokmuş, bayatlamış ve sasuk (I) 1. [→ sası (I)] . Yağsız, yavan DS/ s. . Kelimenin renk manası da vardır. 5rneğin sasık II [saslama] Sağlıksız, renksiz kimse ve sasuk (II) “çık renk gibi (DS/5 s. 3551). . . . İsimden Vasıf İsmi Teşkil Eden +lı Eki ile Sonlananlar ağzı bağlı, dışarı ayaklı, halak ağızlı ve lom sözl( bu yapıdaki başlıca deyimlerdir. halak ağızlı deyiminde sıfat olarak kullanılan halak, mecazi anlamının dışında DS de halak I Halak mısırın unundan iyi ekmek olmaz Darahta *Ünye-Ordu) c(mlesinde olduğu (zere somut anlamlı olarak da kullanılır. “ğızlarda lom (I) sözc(ğ( . “ğır dokunaklı söz. . “bartma. . Yalan. . Eğlenceli konuşma, söyleşi DS/ s. şekillerinde karşılanmış olup sözc(ğ(n ikileme şeklindeki lom lom (II) (kaba, saba, gelişig(zel konuşmak için ve lom lom atmak I [lom lom söylemek] Söz(n( bilmeden, yerli yersiz konuşmak DS/ s. şeklindeki kullanımları Ordu ağzında kullanılan lom sözl( deyimi ile benzerdir. . . . İyelik Eki ile Sonlananlar beşik kertmesi, ne oldum delisi sınırlı örneklerdir. 8.1.4. Eksik Bir Fiilimsi Grubu Yapısındakiler ”u t(rdeki deyimlerin sayısı oldukça azdır. eski kulağı kesiklerden ve sofrası koltuğunun altında başlıca örneklerdir. sofra sufre sözc(ğ( dilimize “rapçadan geçmiştir. . . Yaklaşma Grubu Yapısındaki Deyimler fıḫdan fıa ġomah, gönl(ne g(ç varmak ve y(renē gorku gelmek deyimleri organ olan kalp sözc(ğ(n(n eş anlamlısı olan gön(l ve y(rek sözc(kleri ile t(retilmiştir. acına osmak, b(y(k söz(ne boğulmak, ç(r(ğe çıkmak, kestiğe biçtik yapmak, kızana gelmek, yabana gitmek ise diğer deyimlerdir. fıḫdan fıa ġomak deyimi ile ilişkilendirebileceğimiz fık fık III sözc(ğ( ağızlarda kısık kısık, sessiz sessiz g(lmeyi anlatır. olarak açıklanmıştır DS/ s. . Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi Eski Uygur T(rkçesi nde osmak ~ ozmak ( < os- ~ oz-; Kurtulmak, halas olmak, uzaklaşmak TT.IX. Caferoğlu, , s. Karahanlı T(rkçesinde ozmak ~ uzmak ”aşkasını ileri geçmek = anıng atı uzdı onun atı geçti “talay, , s. Harezm T(rkçesi nde osanmak usanmak, bıkmak Ünl(, Kıpçak T(rkçesi nde osal bol- ~ osan bol- birleşik fiilinde usanmak, bıkmak Toparlı vd., Çağatay T(rkçesi nde osanmak usanmak, bıkmak, nefret etmek Ünl(, , ozmak geçmek, ilerlemek Ünl(, , ozalmak öne geçmek, ilerlemek Ünl(, Eski “nadolu T(rkçesi nde yosmak osmak, usmak Kıyas etmek, benzetmek, benzetmeğe çalışmak, sanmak Tarama Sözl(ğ(-VI, demek olup ağızlarda osmak (I) . Karşılaştırmak: Herkesi kendine osma, aldanırsın. 2. Sanmak. . Şaşırıp kalmak. . Darılmak. osmak (II) (yorulmak) (DS/5 s. 3293) ve osmak bıkmak Demir, , s. manaları ile karşımıza çıkar. osmamak ise olumsuz şekli olup önem vermemek, aldırmamak manasınadır DS/ s. . . . Bulunma Grubu Yapısındaki Deyimler y(rekte fer kalmamak bu yapıdaki tek deyimdir. . . Uzaklaşma Grubu Yapısındaki Deyimler ağzından bal akmak, Cızıdan çıkmak, ekmek elden su gölden, hariçten gazel okumak başlıcalarıdır. hariç hâric “rapça kökenlidir. . . Y(kleme Grubu Yapısındaki Deyimler ”ir kısmı dön(şl(l(k zamiri olan öz sözc(ğ( ile t(retilmiştir. öz( bozuk, öz( doğru, öz( kara gibi. ”ir kısmı ağzı laf yapmak, eli başına ermek, eli başına yetmek gibi organ adı ile t(retilmiştir. desti geçmek, delilǖ ele almak, içi bez(k olmak, yıldızı barışmak, zibidi çıkmak bu t(rdeki diğer deyimlerdir. bez(k ~ pez(k ~ pezik standart T(rkiye T(rkçesinde pazı (I) 65 Ispanakgillerden, yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabanı ıspanak ”eta vulgaris varcicla . T(rkçe Sözl(k, sebzesinin yöre ağzındaki karşılığıdır. Pezik, Ermenice alıntılayan Sarı, , s. , laf lâf Farsça kökenlidir. . İkinci Unsuru Çekimli Fiil İle Oluşturulmuş Deyimler: g(ndönd( II bu yapıdaki tek örnektir. . Bir Kelime Grubuna Dâhil Edilemeyen Deyimler: (stsukarcı bu şekli ile birleşik bir kelime yapısındadır. SONUÇ 5lç(nl( T(rkçedeki deyimlere göre ses, şekil ve anlam yön(nden k(ç(k değişiklikler gösteren ağızlardaki deyimler T(rkçenin söz varlığının ayrılmaz bir parçasıdırlar. ”atı grubu ağızlarının V. Ordu Mesudiye hariç ve VI. Mesudiye grubuna dâhil Ordu ağzı da bu sözvarlığının ayrılmaz bir parçasıdır Karahan, , s. . 5lç(nl( T(rkçe ile ağızlardaki deyimler bölgeden bölgeye kullanım, söyleyiş ve anlam yön(nden az çok benzerlik veya farklılıklar gösterir. Ordu ili ağzındaki deyimlerin önemli bir kısmı isim-fiil grubu ve birleşik fiilden oluşmuştur. ”irleşik-fiil yapısındaki deyimler genellikle et-, ol- yardımcı fiilleri ile oluşturulmuş olup onu diğer fiiller izler. 5lç(nl( T(rkçeden farklı olarak Ordu ağzındaki deyimlerde zarf-fiil eklerine rastlanmaz. Sorulu-cevaplı deyim örnekleri ve (nlem grubundan oluşmuş deyimler de yoktur (Bezirci, 1990, s. 9, 12). Köken yön(nden Ordu ağzındaki deyimlerde doğu kökenli dillerden en fazla “rapça aba, âlem, cellâd, dellâl, habb, hâric, imdâd, istiftah, kavl, meymûn, nisbet, sabr, sufre, şefâk, vebal ve Farsça âteş, çalpara, çâr-mîh, lâf, pâre, pust, reng, zirnîh kelimeler kullanılmış olup onları Rumca (afa- 66 Salim KÜÇÜK rozman, fire, papara) ve Ermenice (pezik) izlemektedir. ”atı kaynaklı diller arasında ise az da olsa İngilizce (fit) ve Fransızca (panique kelimelere rastlamak m(mk(nd(r. Köy( KISALTMALAR AA “ybastı “ğzı DBK D(n( ve ”ug(n( ile Korgan DBOK: D(nden ”ug(ne Oğmaca DS T(rkiye de Halk “ğzından Derleme Sözl(ğ( HROBK: Haydar dan Ramazan a Orduda ”ir Köy Kİ“T: Kuzey-Doğu İllerimiz “ğızlarından Toplamalar MTSEKY: Mesudiye Tarihi, Sosyal Ekonomik ve K(lt(rel Yapısı OAD Ordu “ğzı Derlemeleri OİVİO Ordu İli ve İlçe İlçe Ordu OİY“ Ordu İli ve Yöresi “ğızları KAYNAKÇA “ksan, Doğan . T(rkçenin Söz Varlığı, “nkara Engin Yayınevi. “ksoy, 5mer “sım . “tasözleri ve Deyimler Sözl(ğ(, İstanbul İnkılap Kitabevi. “ksoy, 5mer “sım . “tasözleri ve Deyimler Sözl(ğ( I, İstanbul İnkılap Kitabevi, Genişletilmiş . ”askı. Atalay, Besim (1998). Divan( Lûgat-it-T(rk Terc(mesi, C. , “nkara TDK Yayınları. “ydın, Mehmet . “ybastı “ğzı İnceleme-Metin-Sözl(k , Ankara: TDK Yayınları. ”ahadınlı, Yusuf Ziya . T(rkçe Deyimler ve Kaynakları, İstanbul Yuva Yayınları. ”aş, Mithat . Mesudiye Tarihi, Sosyal Ekonomik ve K(lt(rel Yapısı, İstanbul. ”ezirci, “sım . Deyimlerimizin Sözl(ğ(, İstanbul Gendaş Genel Dağıtım Yayınları, ”irinci ”asım. ”ulut, Serdar . T(rkiye T(rkçesi “ğızları Üzerine Çalışma Yapılmayan İl ve İlçeler , Turkish Studies, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 8(1): 1129-1149. Caferoğlu, “hmet . Kuzey-Doğu İllerimiz “ğızlarından Toplamalar, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Yöresi “ğızları, İstanbul. Caferoğlu, “hmet . Eski Uygur T(rkçesi Sözl(ğ(, İstanbul Enderun Kitabevi. Çebi, Sıtkı . Ordu “ğzı Derlemeleri, Ordu Ordu İl K(lt(r ve Turizm M(d(rl(ğ( Yayınları. Çebi, Sıtkı Ordu İli ve İlçe İlçe Ordu, Ordu, Yayımlanmamış çalışma . Demir, Necati (1994). Ordu İli ve Yöresi “ğızları, “nkara TDK Yayınları. Elçin, Ş(kr( . Halk Edebiyatına Giriş, “nkara “kçağ Yayınları. G(lensoy, Tuncer . T(rkiye T(rkçesindeki T(rkçe Sözc(klerin Köken ”ilgisi Sözl(ğ(, O-Z, “nkara TDK Yayınları. Karahan, Leyla (1996). “nadolu “ğızlarının Sınıflandırılması, Ankara: TDK Yayınları. Sarı, Mustafa . T(rkçenin ”atı Dilleri ile İlişkisi, “nkara TDK Yayınları. Tarama Sözl(ğ( (1996). C.VI, Ankara: TDK Yayınları. Toparlı, Recep, Vural, Hanifi, K“R““TLI, Recep (2007). Kıpçak T(rkçesi Sözl(ğ(, “nkara TDK Yayınları. T(rkçe Sözl(k (2010). Ankara: TDK Yayınları. T(rkiye’de Halk “ğzından Derleme Sözl(ğ( (2009). C.I-VI, “nkara TDK Yayınları. Uzan, Selim (hzl.) (1988). D(n( ve ”ug(n( ile Korgan, Korgan Kaymakamlığı Yayınları. Ünl(, Suat 2). Harezm “ltınordu T(rkçesi Sözl(ğ(, Konya Eğitim Yayınevi. Ünl(, Suat . Çağatay T(rkçesi Sözl(ğ(, Konya Eğitim Yayınevi. Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi Yaşar, Okan ve Y“Ş“R Funda 5rge . Orta Karadeniz ”öl(m( İlleri “tasözleri ve Deyimlerinde Coğrafik Unsurlara İlişkin Karşılaştırmalı ”ir Yaklaşım , Uluslararası Sosyal “raştırmalar Dergisi, 3(11): 586-598. Yediyıldız, ”ahattin ve İŞ”“K“N “vni (2004). Haydar’dan Ramazan’a Orduda ”ir Köy, Ankara. Yıldırım, Cevat . D(nden ”ug(ne Oğmaca Köy(, . ”askı, Ordu. Yurtbaşı, Metin (1996). Sınıflandırılmış Deyimler Sözl(ğ(, İstanbul. S5ZLÜK A Aba atmak: .Kendisini kurtarmak için suçu başkasına y(klemek. DS/ *ÜnyeOrdu ) Abayı yakmak: ”irisine sevdalanmak, âşık olmak. (DBOK:108) Aburga altına alınmak: Himaye altına alınmak (DS/1:34 Bahattin-Ordu) Acına osmak: Çok acıkmak. (MTSEKY:295) Aç çardak: Hela. DS/I Karakuş ÜnyeOrdu) Açık ağız: . ”oşboğaz, geveze. (DS/I:58 – Ordu) Açık ağızlı-1: ”oşboğaz, geveze. (DS/1:58 Danışman Fatsa-Ordu) Açık y(rekli olmak: Gerçeği korkusuzca dile getirmek. (DBOK:108) Açıkta kalmak: ”ir iş veya görev bulamamak. (DBOK:108) Afarayıp k(f(remek: .5fkeyle ağzına geleni söylemek, k(fretmek, bağırıp çağırmak, paylamak. DS/ *Perşembe-Ordu) Afarozman kesilmek: Tehditle karışık hiddet göstermek, zorbalık yapmak. DS/ *Ünye-Ordu) Afur k(f(r etmek: .5fkeyle ağzına geleni söylemek, k(fretmek, bağırıp çağırmak, paylamak. DS *Mesudiye köyleri-Ordu) Ağır akıllı: .Olgun, terbiyeli, oturaklı, aklı başında. DS/ Karakuş bucağı köyleri 67 *Ünye-Ordu) Ağır ayak: .Gebe, y(kl(, doğurması yakın. DS/ Danışman *Fatsa-Ordu) Ağır canlı: .Gebe, y(kl(, doğurması yakın. DS/ Ordu ve köyleri Ağır işitmek: Kulakları iyi duymamak. (DBOK:108) Ağır taban: 3.Yavaş yavaş, ağır ağır. DS/ Danışman *Fatsa-Ordu ) Ağız dadı II : .Dirlik, d(zenlik, rahatlık, huzur, afiyet, sağlık, şenlik. (DS/I:96 *Mesudiye köyleri-Ordu) Ağız eskitmek: ”oşuna çene yormak. Şu kadarcık işimizi görmedi, boşuna ağız eskittik. (DS/1: Karakuş bucağı köyleri *Ünye-Ordu) Ağız vermek I : . Sır vermek, açığa vurmak. DS/ *Ünye-Ordu) Ağız vermek II : ”itkilerin kök(ne toprak doldurmak. DS/ *Ünye-Ordu) Ağzı açık I : “vanak, şaşkın, aptal (DS/1:117 Mesudiye Köyleri-Ordu) Ağzı bağlı: ”(y(l(. (DS/1:117 *Mesudiye köyleri-Ordu) Ağzı bek: Sır vermeyen, ketum kimse . DS/ Karakuş bucağı köyleri *Ünye-Ordu) Ağzı boş: .”oşboğaz, Geveze, sır tutmaz. ( DS/ *Ünye-Ordu ) Ağzı gevşek: ”oşboğaz, geveze, sır tutmaz. (DS/1:116 Ünye-Ordu) Ağzı laf yapmak: G(zel, inandırıcı söz söyleme yeteneği olmak. (DBOK:109) Ağzı olup dili olmamak: Yeterince sessiz, sakin, halim selim, kendi hâlinde kimse için kullanılır. (DBOK:109) Ağzı p(s(r: Kaba konuşan, söven, sövmeyi huy edinmiş. (DS/1: Karakuş bucağı köyleri *Ünye-Ordu) Ağzı sıkı olmak: Sır vermemek, boşboğaz olmamak. (DBOK:108) Ağzı sıkı olmak: Sır vermemek. (DBOK:108) Ağzı yumuk-2: Sır vermeyen, ketum. DS/ *Mesudiye köyleri-Ordu) Ağzına almak: ”ir konu hakkında konuşmak, yorum yapmak. (DBOK:109) 68 Salim KÜÇÜK Ağzına davun çıkasıca: Köt( söz, beddua. (HROBK:232) Ağzından bal akmak: Çok tatlı, hoşa gider biçimde konuşmak. (DBOK:109) Ağzını açmamak: Kırgınlıktan, (z(nt(den veya herhangi bir sebepten dolayı konuşmamak. (DBOK:108) Ağzını aramak: Karşısındakini kurnazca konuşturarak ağzından söz almak. (DBOK:109) Ağzını bağlatmak: ”(y(lemek. (DS/1:119 *Mesudiye köyleri-Ordu) Ağzını geveletmek-2: Lâf karıştırmak, söz( gevelemek İşin aslını söylesene, niye ağzını geveletip duruyorsun. (DS/1:120 *Mesudiye köyleri-Ordu) Ağzını gezeletmek: Laf karıştırmak, söz( gevelemek. DS/ Karakuş bucağı köyleri *Ünye-Ordu) Ahiret suali sormak: Gereksiz ve usandırıcı soru sormak. (DBOK:109) Ak g(n: Mesut ve mutlu g(n. (DS/1:150 Mesudiye köyleri –Ordu) Akını akını gitmek: S(r(ne s(r(ne, y(z(st( gitmek. DS/ “kpınar-Ordu) Aklı takılmak: ”ir meseleye devamlı olarak kafasında yer vermek. (DBOK:109) Aky(zl(k: İffet, namus, şeref. (DS/1:165 Mesudiye-Ordu) Al habarı git gabarı gabarı: Mutlu bir haber alınca kibirlenip y(r(mek. (HROBK:232) Al kesmek: Köt( ruh kovmak Baltinen alullardı ellerine … al kesiyem diyelekden kesellerdi. OİY“ Çamaş Ala d(şmek II : Tuzağa, hileye d(şmek “hmet beni ala d(ş(rd(. (DS/1:182 *MesudiyeOrdu) Alabaş: Yerli yersiz konuşan. (OAD:24) Alan talan etmek/alen telen etmek: .“lt(st etmek, dağıtmak, karmakarışık etmek: Çocuk her yeri alan talan etmiş. DS/ Danışman *Fatsa-Ordu) Aldak vermek: Hile yapmak, kandırmak OİY“ Aldanırsan ustaya aldan: Pahalı da yapsa bir işi erbabına yaptırmak daha iyidir. OİVİO Ālemlik yapmak: Sazlı sözl( eğlenmek T(rk( çārma, ālemlik yapmak, şaka şamata yapmak, helbet olūdu. (OİYA:238) Alımını almak: .Hak ettiği cezayı görmek, paylanmak, hakarete uğramak O konuşmasını bilmedikçe benden alımını alacaktır. (DS/1: *Mesudiye köyleri-Ordu) Alıp alıp vermek: Çok sıkıntı çekmek. (OİYA:333) Alikız: .V(cudu ve hareketleriyle erkeğe benzeyen kız. DS/ –Ordu) Altını yakmak: Köt(l(ğ( arttıracak şekilde davranmak: ”iz işi kapatmaya çalışıyoruz, o altını yakıyor. DS/ Karakuş bucağı köyleri *Ünye-Ordu) Andır kalsın: ”eddua yok olsun anlamında). (OAD:24) Annağa gelmek: Gör(n(r bir yere gelmek, ortaya çıkmak, karşı tarafa gelmek. DS/ Ordu ve köyleri Annağa gelmek: Söz( işitecek, duyacak yere gelmek, yaklaşmak. (DS/6:4422 Ordu) Artçardak: Hela, aptesane. (DS/1:334 Karakuş Ünye-Ordu) Askuda kalmak: Sallantıda kalmak. DS/ *Mesudiye köyleri-Ordu) Askuya çıkmak: “rttırmaya, eksiltmeye konulmak. (DS/1: 345 *Mesudiye-Ordu) Aş taşınca kepçenin bahası sorulmaz: Bir işin yerine getirilmesi için gerekli şartlar oluştuğunda para önemsiz hâle gelir. OİVİO Āşamlī olmak: Uykusuzluğa dayanamamak. OİY“ Aşşâ d(ş(rmek: Mevkiden etmek, bulunduğu konumdan bir alt konuma d(ş(rme Yani onarı bi aşşā d(ş(m(ş, onu başgan yapmış. (AA:77) At binicisini tanır: İşçi yöneticisinin işten anlayıp anlamadığını bilir ve çalışmalarına ona göre yön verir. OİVİO Ataş almak: Zor duruma d(şmek. (OİYA:334) Ataşı bol olmak: İyi bir dilek ifadesi: Odunu keserken ataşımız bol olsun demiş. (OİY“ Kabad(z Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi Atın tepmeyeni, en(ğ(n kapmayanı olmaz: Zarar gelecek durumlardan kendini sakınmak (DBK:123). Ayağını almak I : .“yağını kaydırmak, köt(l(k yapmak. . G(nahını almak. (DS/1:398 *Mesudiye-Ordu) Ayak artmak: ”ir kişiye mânen y(klenmek, köt(l(ğ(ne çalışmak. DS/ *Ünye ve köyleri-Ordu) Ayak teri: Yolluk, harcırah, yorgunluk bedeli alınan (cret, bahşiş. (DS/1:405 ÜnyeOrdu) Ayak yolu Helâ, tuvalet (OAD:26) Aylı g(nl(: Gebe, doğumu yakın kadın (DS/1:425 “kkuş ve köyleri-Ordu) Ayrana gidip, k(leği arkama tutmam: Yapılan iyiliği ve yardımı unutmamak. OİVİO Ayranlığı kabarmak: “yranı kabarmak, öfkelenmek, kızmak. DS/ *Ünye köyleri-Ordu) Āz aramak: Doğrusunu öğrenmeye çalışmak. OİYA:335) Āz çekmek: Bahane uydurmak. OİY“ Āz uydurmak: Söz birliği yapmak. (OİYA:335) Āz yapmak: Çok laf etmek, yalan uydurmak OİY“ Āzı yarım: İstemeyerek, gön(ls(z olarak OİY“ B Baba çıkasıca: 5l geber anlamında ilenç olarak kullanılır. (DS/ *Ünye-Ordu) Baba tutasıca: 5l, geber anlamında ilenç olarak kullanılır. DS/ Karakuş bucağı köyleri *Ünye-Ordu) Baba tutmaz: Dayanıklı, sağlam, kuvvetli kimse. DS/ *Mesudiye köyleri-Ordu) Babalar ala: 5l, geber anlamında ilenç olarak kullanılır. DS/ *Mesudiye köyleriOrdu) Bacak çekiştirmek: 1. Dedikodu yapmak, birinin arkasından söz(n( etmek. Ordu . Kıt kanaat geçinmek, zor durumda bulunmak. DS/ Karakuş bucağı köyleri *Ünye- 69 Ordu) Bağda atmak: .Engel olmak, g(çl(k çıkarmak. (DS/1:476 Uzunmusa-Ordu) Bağdaş vurmak: G(reşte ayağa çelme takarak d(ş(rmek. DS/ Mesudiye ve köyleri-Ordu) Bağrı yanık olmak: Çok dertli ve çileli olmak. (DBOK:109) Balıḫ gibi yatmak: Yola gelmek, boyun eğmek ”i göz verdiŋ miydi hepisi balıh gibi yatiye bi evde. (AA:66) Balık oynamak: .Şimşek çakmak. DS/ Karakuş bucağı ve köyleri *ÜnyeOrdu) Baş almak: Terfi etmek, birinci olmak : Filan baş aldı, deller. ”aş altı aldı deller. (OİYA:186“kkuş Baş etmek I : ”ir işi bitirmek. (DS/1:557 Karakuş köyleri Ünye –Ordu) Baş koşmak I : 5nayak olmak. (DS/1:561 Karakuş köyleri *Ünye-Ordu) Baş koşmak III : ”ir işin önemle (zerinde durmak. DS/ Kuzköy “kkuş-Ordu) Başayak yitmek: Hiçbir iz bırakmadan kaybolmak. DS/ Yavadı *MesudiyeOrdu) Başı bozulmak: Kafası bozuk olmak Undan sona başım bozuldu tekrar. OİY“ “kkuş Başı kesik tavuklar gibi dolaşmak: Ne yapacağını bilmeden şaşkın şaşkın dolaşmak. (DBOK:109) Başıdar: Sinirli (kimse). DS/ Karakuş köyleri *Ünye-Ordu) Başıdışarı (I): Evli olup da orospuluk yapan kadın. DS/ Karakuş bucağı köyleri *Ünye-Ordu) Başıkel: . Suçlu. (DS/1:559 Salman “kkuş, Danışman Fatsa – Ordu köyleri Bayramcık olmak: Bayram ziyafetlerinde çok yemek yiyip şişmek. DS/ Karakuş köyleri *Ünye-Ordu) Bėl bereket ġalmamak: Bereketi kalmamak, eskiye oranla köt( olmak Dāvda bėl bereket ġalmamış, yoka ̮da yāmamış. (OİYA:318) 70 Salim KÜÇÜK Belergöz etmek: Şaşkına dönd(rmek. DS/ Karakuş köyleri *Ünye-Ordu) Belergöz olmak: Şaşkına dönmek, ne yapacağını bilmez hâle gelmek (DS/1:614 Karakuş köyleri-*Ünye-Ordu) Belergöz: Şaşkına dönm(ş. (DS/1: 614 Karakuş köyleri *Ünye-Ordu) Bende etmek: Sahiplenmek. OİY“ Bestil etmek: Çok dövmek, pestilini çıkartmak. DS/ *Mesudiye köyleri-Ordu) Beşik kertiği: Kız ve erkek çocukları beşikte iken nişanlama veya böylece nişanlanmış kız, erkek. DS/ Karakuş köyleri Ünye – Ordu) Beşik kertmesi -1: Kız ve erkek çocukları beşikte iken nişanlama veya böylece nişanlanmış kız, erkek. (DS/1:643 Ünye –Ordu ve köyleri Bete gitmek: Fenasına gitmek, beğenmemek: ”ug(n toplantıda Fatma Hanımın tavır ve hareketleri çok betime gitti. (DS/1:645 Ordu ve köyleri Beze basmak: Damarına basmak, kızdırmak. DS/ *Mesudiye köyleri-Ordu) Bılh bılh etmek: İçi su dolup yumuşamak. (DS/1:665 *Mesudiye-Ordu) Bir adım oturak, bir adım pıtırak: Yaşar ve Yaşar Fatsa-Ordu) Bir başı bir peşi olmak: ”aşlangıcı ve devamı olmak veya sebebi ve sonucu olmak. (DBOK:108) Boğaz ağrığı: Hazır yiyici. (DS/1:726 *Mesudiye-Ordu) Boh bohlavat: Ne olduğu belli olmayan, aşağılık kişiler. (DS/1:731 Mesudiye –Ordu) Bohça atdumak: Caymak: Senin ne gel(r(ŋ varıdı da sen bohcìyì atduduŋ Memmed emmi? (AA:98, 120) Borca batmak: 5deyemeyeceği kadar çok borç içinde olmak. (DBOK :109) Boş gapuyi beklemek: ”oşa k(rek sallamak, havanda su dövmek, boşa uğraşmak. Kİ“T Ordu Boş gitmek: Parasız pulsuz gitmek, parası olmamak: ”izde para yoh tabi, boş gediyoh. (AA:68) Bozmancalık yapmak: “rayı bozmak, pa- zarlığı bozmak, sözden caymak, caydırmak (DS/1:752 *Mesudiye-Ordu) Böceği sönmek: G(c( t(kenmek, umutsuz kalmak. (DS/1:754 *Mesudiye-Ordu) Bödeleği d(ş(k: Kansız, zayıf. (DS/1:759 *Ünye-Ordu) Böğr(nden konuşmak: Yanlış ve gereksiz konuşmak. (MTSEKY:295) Böngece ağlamak: ”irdenbire ağlamak. DS/ Karakuş *Ünye-Ordu) Buguz etmek: Kırgınlığı sözle belirtmek, sitem etmek. (DS/6:4467 Ordu) Burgaçlık etmek: Yan çizmek, aykırı hareket etmek. DS/ Karakuş köyleri *ÜnyeOrdu) Burnunu eğmek: Darılmak, g(cenmek. (DS/1:803 Ordu) Burnunun doğrusuna gitmek: Kimseden fikir almamak, kendi bildiğini yapmak. (DBK:123) Burun b(kmek: ”eğenmemek, önem vermemek. (DBOK:109) B(y(k söz(ne boğulmak: ”(y(k söz söyleyip gerçekleştiremeyince utanan insan için kullanılır. (DBOK:109) C Cabur cubur: Zayıf (OAD:32) Can havliyle: 5l(m korkusundan doğan g(çl( bir tepki ile olanca kuvveti ile. (DBOK:109) Cangıldak su etmek: Fazla sulandırmak. DS/ *Ünye-Ordu) Canı daralmak: Canı sıkılmak, sıkıntıya d(şmek ”akdın canın darali … bi t(rk( bırakusun. (OİY“ “ybastı Cartıl olmak: Yorulmak, g(çten d(şmek, hamlaşmak. DS/ *Ünye-Ordu) Cellat/cellet etmek: Seni cellat ed(p asdurucam demiş. OİY“ G(rgentepe Sorannarı ben hep cellet ettim demiş. Kİ“T Ordu Cer cer etmek: ”oş konuşmak. OİY“ Cerlik yapmak: Hainlik yapmak (DS/2:886 *Ünye-Ordu, OAD:33) Cerlik yapmak: Hıyanet etmek (OAD:33) Cıbban/cibban çalmak: El çırpmak, alkışlamak DS/ *Ünye ve köyleri-Ordu) Cıbıt olmak: Fazla ıslanmak. (OAD:33) Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi Cıbıt olmak: Sırılsıklam ıslanmak. (DS/2:890 Ordu) Cığır etmek: Ailesine darılıp evden kaçmak. (DS/2:902 *Mesudiye-Ordu) Cıngır cıngır etmek: 1. Gevezelik etmek. 2. Terbiyesizce söz söylemek. (DS/2:923 Karakuş *Ünye-Ordu) Cırcıbıt olmak: Sırılsıklam ıslanmak. DS/ *Ünye ve köyleri-Ordu) Cırganiye çekmek: Talan etmek. (OİYA:338) Cırım cırım etmek: Lime lime etmek, parçalamak. (DS/6:4473 Ordu) Cızıdan çıkmak: Doğru yoldan çıkmak. (DS/ Mesudiye ve çevresi, Karakuş *Ünye-Ordu) Cibcib akmak: Az az, ince ince akmak. DS/ Karakuş *Ünye-Ordu) Cibil cibil yunmak: Bol su ile yıkanmak. DS/ Karakuş Ünye –Ordu) Ciğir etmek: ”irisine kızarak, kendisinden (mit edilmeyen işi yapmak. (DS/2:963 Danışman *Fatsa-Ordu) Cimcim ettirmek: Gözlerini sık sık açıp kapamak. DS/ Karakuş köyleri *ÜnyeOrdu) Cin gibi olmak: Zeki, açıkgöz, kurnaz olmak. (DBOK:109) Cirit atmak: Meydanı boş bulup dilediği gibi davranmak. (DBOK:109) Cisirden çıkmak: Çok sinirlenmek. (OİYA:338) Cit kadar: “z, azıcık. DS/ –Ordu) Ciyir etmek: Kızmak, nefret etmek. (DS/2:991 Ordu; OAD: 34) Cort atmak (II): Palavra, yalandan vaad etmek. (DS/2:1002 Uzunmusa-Ordu) Cort etmek (III): İşin sonunu getirememek, bozmak. (DS/2:1002 Uzunmusa –Ordu) Cört etmek: Yanlış yapmak. (DS/2:1008 Karakuş *Ünye-Ordu) Culuz etmek: Yutmak. DS/ Yalbaşı *Mesudiye-Ordu) Ç Çalaca yapmak: İşi çabuk ve gelişi g(zel 71 yapmak. DS/ Salman *“kkuş-Ordu) Çalparası çıkmak: Çok fazla yorulmak. DS/ *Ünye-Ordu) Çamur atmak: ”ir kimseyi lekelemeye çalışmak. (DBOK:109) Çan çalmak: Her yerde söylemek. (OİYA:339) Çap gitmek: Zıt gitmek. (DS/2:1075 Yeveli Mesudiye –Ordu) Çarmukta kalmak: Sıkıntı içinde kalmak. DS/ Karakuş *Ünye-Ordu ) Çarpan çalmak: Çabalamak, uğraşmak. DS/ Karakuş *Ünye-Ordu) Çekiş etmek: “ğız kavgası yapmak, kavga etmek (OAD:37) Çellik yapmak: “facanlık, yaramazlık yapmak: ”u çocuklar hiç rahat durmaz sabahtan akşama kadar sokakta çellik yaparlar. (DS/2:1125 Ünye –Ordu) Çeşdıra olmak: Gereksiz yere boş dolaşan ve söz(n( sakınmayan kimse Çeşdıra oldun artık. DS/ *Ünye-Ordu) Çırım çırım çīrtmah: Sesli sesli ağlatmak Garılarıŋ gannına toh, gobene toh çırım çırım çīrtdı. (AA:88) Çitil çıkartmak: Kavga çıkarmak. DS/ *Ünye-Ordu) Çul ç(r(den: Misafirlikte fazla kalan. (MTSEK:296 ) Ç(rçar etmek: L(zumsuz yere kullanmak, israf etmek. (DS/2:1308 *Mesudiye-Ordu) Ç(r(ğe çıkmak: İşe yaramaz olduğu anlaşılarak bir yana atılmak. (DBOK:109) D Dā başı etmek: Dağa çıkmak, eşkiyalık etmek: O sebepden Hekim ōlu dā başı etmiş. (AA:107) Daban diremek: Direnmek, inat etmek. DS/ Ordu ve köyleri) Dalga geçmek: Alay etmek. OİY“ Dalga saymak: Oyalanmak. OİY“ Dar canlı: Sabırsız, tez canlı. (OAD:39) Dar dar etmek: L(zumsuz yere çok konuşmak. (OAD:39) Daylı’lının söz(n( dinlemek: Oyunda i 72 Salim KÜÇÜK bulunca aç. (MTSEKY:295) Deli dembesek: Saçma sapan: Deli dembesek ne konuşup duruyorsun. (DS/2:1411 Ordu ve köyleri Delilǖ ele almak: Deli gibi davranmak: Esgi delil( gine ele alurum demiş. Kİ“T Mesudiye) Desti geçmek: Nazı geçmek, söz(n( dinlemek. OİY“ Dez(rg(n etmek: Ürk(tmek, ilgisini kesmek: O hizmetçiyi dez(rg(n et. (DS/2:1448 *Ünye köyleri-Ordu) Dışa gitmek I : Aptes bozmak. (DS/2:1472 *“kkuş, Uzunmusa-Ordu) Dışa gitmek III : Evli erkek başka kadınlarla ilgi kurmak; “hmet karısını bırakıp dışa gidermiş. DS/ Seferli *“kkuş-Ordu) Dışarı ayaklı: “hlâkı bozuk, köt( kadın. DS/ Uzunmusa, Danışman *FatsaOrdu) Dibeğe koyup keşkek gibi dövmek: Ezmek, iyice dövmek Patşaha garşu yalan soyleyenneri dibeklere göy(p keşkek gibi dövelim. Kİ“T Ünye Dil uzatmak: Bir kimse veya bir şey için köt( söz söylemek. (DBOK:109) Dilbezeği: .Tatlı dilli, hoşsohbet. DS/ Yavadı *Mesudiye-Ordu) Dingilim atmak: Fink atmak. (DS/2:1505 *Ünye-Ordu) Dirsek ç(r(tmek: Okumak, eğitim görmek, bilgili ve k(lt(rl( olmak. (DBOK:109) Domurcuḫ domurcuh aḫmak: Damla damla yaş akmak ”izim kilciniŋ gózlerinden bu domurcuh domurcuh ahıye. (AA:70) Dönelik yapmak: Değiştirmek Tarlamı Naci ile dönelik yaptım. DS/ “ybastıOrdu) Duz gibi erimek: Erimek: Erit beni duz gibi. Kİ“T Ordu E Ebelek sepelek (I): Y(r(rken sık sık d(ş(p kalkan, d(şe kalka y(r(yen insan ya da hayvan). (DS/3:1653 Uzunmusa-Ordu) Eğens etme: Alay etme, sitem etme. (DS/3:1676 –Ordu ve köyleri Ekmek elden su gölden: Rahat bir şekilde yaşamak. (DBK:123) Eks(ğetek: Kadın. (OAD:45) El tutmak (II): Zor durumda olan bir kimseye yardım etmek. DS/ ”ayadıOrdu) El (st(nde göğnek eskimez: Emanet alınan şey dikkatli kullanıldığında fazla yıpranmaz, bundan fazla korkma. Yeter ki birine borçlu olma. (HROBK:232) Eli başına ermek: ”ulûğ çağına girmek. (DS/3:1714 Uzunmusa-Ordu) Eli başına yetmek: ”ulûğa erip, kendi kendini idare edecek hâle gelmek. (DS/3:1715 Uzunmusa-Ordu) Elik etmek: ”(y(mek. Çoğu zaman çocukların ana karnında b(y(mesi için kullanılır. (DS/3:1717 *Ulubey, Uzunmusa-Ordu) Elinin kör(: ”ir şeyin olmazlığını anlatmak için söylenir. (OAD:45) Endires göd(ğ( gibi: Fazla şişmanlamış. (MTSEKY:295) Ere yunmak: Yıkanmak, gusletmek. (OAD:46) Eren peren olmak (I): Darmadağınık hâle gelmek, perişan olmak. DS/ ”ayadıOrdu) Eren peren: Darmadağınık, karışık. DS/ Salman *“kkuş, ”ayadı-Ordu) Eski kulağı kesiklerden: Tecr(beli, açıkgöz. (MTSEKY:295) Eşeğin kuyruğu gibi ne uzar, ne kısalır: Olduğu gibi kalmak, b(y(y(p k(ç(lmemek. OİVİO Eşgıya bozması: Çirkin gör(n(şl( olmak, kılığı kıyafeti yerinde olmamak Gōnan sābı eşgıya bozması, palabıyık, sert suratlı bir adam... Kİ“T Ünye Ev ocaḫ sābı olmak: Evlenmek, ev bark sahibi olmak: ”en … köy(me gedeyim, ev ocah sābı olayım. Kİ“T Mesudiye Ev ocak olmak: Evlenmek, ev bark sahibi olmak: Tabi ev ocak olduk. Çol ̮çocuk sayibi olduk. (OİY“ “kkuş Ev şenliği: ”ir kimsenin karısı, eşi. DS/ Danışman Fatsa –Ordu) Evs(k etek: Kadın ““ Evs(ketek: Kadın DS/ Yolbaşı Ak- Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi kuş Ordu F Fak fak g(lmek: Y(ksek sesle, kahkaha ile g(lmek. DS/ Danışman *Fatsa-Ordu) Farsuz farsuz konuşmak: Hesapsız, gereksiz konuşmak. (MTSEKY:295) Felfecri ohumah: Gözleri arsızca bakmak. (AA:129) Fıḫdan fıa ġomah: Kahkahaya boğmak Mıstafa nası fıhdan fıa godu garıları. (AA:89) Fiğ vermek: ”irine köt( öğ(t vermek, fit vermek. DS/ ”ayadı-Ordu) Fire d(şmek: Zayıflamak. (DS/3:1868 Ordu) Fitetmek: Elinde avucunda olanı başkasına vermek. DS/ Şeyhler *Ulubey-Ordu) Fizah etd(mek: ”ağırtmak Garıları fizah etd(d(. (AA:88, 130) Fol etmek: Ceviz, fındık vb. yemişleri kabuklarından ayıklamak. O“D G Gabaca g(n: Sabahla öğle arası. (DS/3:1882 Kuzköy “kkuş –Ordu) Gallet kuyusuna gitmek: D(ş(p kaybolmak eşya için . DS/ *Ünye-Ordu) Gangil inek: Zayıf, çarpık insan. (DS/3:1912 *Ünye-Ordu) Ġanı ġarışmak: “rada akrabalık veya kan bağı olmak Ġanı ġarışmiyen bi kişiye satilar u hastayi. OİY“ Fatsa Garan koymak: Zarar vermek, hasar yapmak: Davar bahçeye garan koymuş. DS/ ”ayadı-Ordu) Garez etmek: Kin tutmak. (AA:133) Ġars ġars bakmak: Tuhaf tuhaf, şaşkın şaşkın bakmak Millet böle ġars ġars baki. OİY“ Gölköy Ġas ġas olmak: Çok kalabalık olmak ”öle millet ġas ġas oli. OİY“ Gölköy Ġatı dutmak: Sert davranmak: Lan sen benden ġatı dutuyoŋ. (AA:67) Gavara atmak:Yellenmek, osurmak, boş konuşmak. (OAD:52) Gavara çekmek: Yellenmek. (DS/3:1938 Uzunmusa-Ordu) Gavil etmek: İddiaya girişmek. (OAD:53) 73 Gavuma gitmek: Ziyarete gitmek. (DS-3: *Ünye ve köyleri-Ordu) Ġazan dibi: En k(ç(k çocuk. OİY“ Gelenin gidenin göt(n( öpmek: Yağcılık yapmak, yaranmak için çaba sarfetmek Bir ōlum var, yine masalı annatıyok, gelenin gidenin göt(n( öpiye. OİY“ Ünye Gelinlik tutmak: Gelin bir zaman kocasının akrabalarının yanında başını örtmek, konuşmamak. DS/ ”ayadı-Ordu) Gev(lcen olmak: “teş karşısında kalan v(cut benek benek kırmızı olmak. DS/ Kuşköy *“kkuş-Ordu) Gıldırg(c(k: G(çs(z, dermansız. DS/ ”ayadı, Uzunmusa –Ordu) Gırgır etmek: Çok konuşmak, gevezelik etmek. (DS/3:2056 Danışman *Fatsa-Ordu) Ġırıntı yapmak: 5lmek, ormanı toptan kesmek. OİY“ Ġırmiyon olmah: Kedi ve köpeğin çiftleşme dönemi. (AA:136) Gıygaç aramak: ”irine fenalık etmek için neden aramak. DS/ ”ayadı-Ordu) Gızan olmak: Kedi, köpek vb. gibi dişi hayvan, erkek istemek. DS/ Kuzköy *“kkuş Danışman *Fatsa-Ordu) Gızana gelmek: Kedi, köpek vb. gibi dişi hayvan, erkek istemek. DS/ Kuzköy *“kkuş Danışman *Fatsa-Ordu) Ġolu gurumak: Beddua ifadesi: Ġolun gurusun, di. … adamın bir tarafı vuruk oli. OİY“ Ulubey Ġóz almak: Uykuya dalmak: ”i m(ddet uyuyamadīmızdan soŋra, góz(m almış, gine uyumuşum. (AA:70) Göçbey sepedi gibi: Fazlaca doldurulmuş. (MTSEKY:295) Gökzengin: Çok zengin. (DS/3:2140 –Ordu) Gönl(ne g(çl(k varmak: Sıkıntıya d(şmek, (z(lmek. (DBOK:108) Göresi gelmek: Hasret kalmak, göreceği gelmek. (OAD:56) Göz bayıcı: Göz boyayıcı, sihirbaz. DS/ ”ayadı-Ordu) Göz belertmek: Hiddetle ya da korkutmak 74 Salim KÜÇÜK için gözlerinin akını göstererek bakmak Hem kabahatlısın hem de göz belertiyorsun. DS/ Kuzköy *“kkuş-Ordu) Göz bölertmek: Hiddetle ya da korkutmak için gözlerinin akını göstererek bakmak. DS/ ”ayadı –Ordu) Göz değmek: Nazar değmek. (OAD:58) Göz kesimi: Göz kararı, oranlama (DS/3:2182 –Ordu ve köyleri Gubuz atmak: Yalan söylemek, abartmak. DS/ Danışman *Fatsa-Ordu) Ġul ġub(r ġatmak: Çer çöp karıştırmak, bir şeyin sadeliğini bozmak ”unun fiyeti ġaç para. derse, dellerse, arhadaş bunu ġul ġub(r ġatmaduh tem(z yapıyoh. (AA:64) Ġuşluh çāŋı: Kuşluk vakti. (AA:139) G(ce gitmek: Onura dokunmak, kırılmak. (DS/3:2207 Ordu) G(ç kurusu: Üz(nt(, tasa. (DS/3:2211 Danışman Fatsa –Ordu) G(ndönd( II : . 5ğleden sonraki vakit. (DS/3:2227 Gölköy –Ordu) G(r gitmek: Anlayamamak. (DS/3:2236 Bolaman-Ordu) G(vem olmak: Fazla g(bre y(z(nden sebze dal budak salmak, birden bire b(y(mek. DS/ *Ünye-Ordu) H Habiç etmek: Çocuk dilinde yemek, yutmak. DS/ Kuzköy *Ünye-Ordu) Halak ağızlı: ”oşboğaz “li’ye g(venilmez halak ağızlıdır. (DS/3:2256 Eskipazar-Ordu) Hapahap gelmek: Karşı karşıya, y(z y(ze gelmek, karşılaşmak. DS/ Sarıca *Gölköy *Ünye ”ayadı-Ordu) Hapı yutmak: İşinin berbat olmasıyla köt( bir duruma d(şmek. (DBOK:109) Hariçten gazel okumak: Bilgi sahibi olmadığı bir konuda gör(ş ve d(ş(ncelerini belirtmek. (HROBK:232) Havas olmak: Heveslenmek. Kİ“T Hışır etmek: Dövmek, işe yaramaz hâle getirmek. (OAD:61) Hışır olmak I : . Parça parça olmak, ufalmak. DS/ Kuzköy *Ünye ”ayadı *“kkuş-Ordu) . Eskimek, yıpranmak Şu sandalye amma hışır olmuş. (DS/3:2378 Uzunmusa Danışman *Fatsa Kuzköy *Ünye Sarıca *Gölköy Ordu ve köyleri Hışır olmak II : . Çok yorulmak, yorgun olmak. DS/ ”ayadı-Ordu) Hızana gelmek: Dişi köpek vb. hayvanlar çiftleşmek istemek. DS/ Kuzköy *Ünye-Ordu) Hobuç etmek: Çocuğu sırta almak. DS/ *Gölköy-Ordu) Homa durmak: ”aş yerde ayaklar havada durmak. DS/ Danışman *Fatsa-Ordu) I Ilga vermek: Kavgayı kışkırtmak. DS/ Danışman *Fatsa-Ordu) Ilışar k(p( gibi oturmak: İş yapmadan beceriksizce oturmak. (MTSEKY:295) Incık mıncık etmek: Karıştırıp ezmek, yenmez ya da kullanılmaz duruma getirmek İncirleri ıncık mıncık ettin, al hepsini kendin ye. (DS/4:2478 Ünye –Ordu) Iska geçmek: Hedefi isabet ettirememek, vuramamak. (DBOK:109) Islanmış yuḫa ̮ibi: Sıkı fıkı olmak Hepsiynen ıslanmış yuha ̮ibi. (AA:88) İ İçi bez(k olmak: İçi geçmek, ç(r(mek Sıcak da b(nd(d( bezdi fındıġ … , içi bez(k oldu. (OİY“ Gölköy İçi dışı ġalmamak: Ç(r(mek, kullanılır tarafı kalmamak Çok ısıcaglar devam etdi. İplini, şeyini guruddu. İçi dışı ġalmadı hiç. OİY“ Gölköy İki dinli olmak: İkiy(zl( olmak, riyakârca davranmak. (DBOK:108) İleri geri yapmak: İtişip kakışmak Sunurumuzu filan yıkıyo niye yıkdın din ileri geri yapıyok. OİY“ “kkuş İmdat beklemek: Dört gözle yardım beklemek: Yakışıklı bir gadun, zencirnen bağlanmış, dört köşede imdat bekliye. Kİ“T Ünye İtin ayağını taştan sakınmak: İşe koşarken çekinmeme, cesur davranma (DBK:123) K Kaba kuşluk çağı: Sabah saat sıraları. (MTSEKY:295) Kabak tadı vermek: ”ıktırmak, usandırmak. (DBOK:109) Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi Kabakuşluk: 5ğle vaktinden bir iki saat önceki vakit (OAD:64) Kakaç kesilmek: Soğuktan donup kaskatı olmak. (DS/4:2601 Ünye –Ordu) Kanayaklı: Çekingen kadınlar içindir . (OAD:66) Kanı ılımak: Sevmek, yakınlık duymak. (DS/4:2625 *Akkuş-Ordu) Kapıdan kalkana tosuncuk derler: Evin içine girmeden kapıdan dönenler için kullanılır. (HROBK:232) Karababaya tutulmak: Çaresiz hastalığa tutulmak, ölmek ilenç olarak kullanılır . DS/ ”ayadı –Ordu) Karabaş IV : .Evlenmemiş erkek. (DS/4:2 ”ayadı-Ordu) Karagöl’den kar bağışlama: ”aşkasının malından bol bol vermek. (MTSEKY:295; OİVİO Kem k(m etmek: “nlatmak istediğini açıkça ifade edememek. (HROBK:232) Kestiğe biçtik yapmak: Pazarlıkta anlaşmak. DS/ Şıhlar Ulubey –Ordu) Kırık d(zen: Karışık, d(zensiz. (DS/4:2825 ”ayadı –Ordu) Kızan olmak: Dişi kedi ve köpek erkek istemek. DS/ ”ayadı –Ordu) Kızana gelmek: Dişi kedi ve köpek erkek istemek. (DS/4:2862 Bayat Kuz Ünye –Ordu) Kot kafa: “ylak, anlayışı kıt kişi. (OAD:69) Kot kafa: Kalın kafalı, akılsız. (DS/4:2938 Ulubey –Ordu) Kösk( kösk( oturmak: Suratı asık, sessizce oturmak. (MTSEKY:295) Köst(re çatalı: ”ir şeyden anlamayan, aklı ermeyen. (MTSEKY:295) Köt( yartı: İşe yaramayan. (MTSEKY:295) Köy kusuru: Okuyamayan, iş bulamayan. (MTSEKY:295) Kul kula sebep olmak: İnsanın insana belli bir konuda yardım vesilesi olması. (HROBK:232) Kulakları çınlamak: Birini anmak. (DBK:122) K(lahı ters giydirmek: Kurnaz olarak bili- 75 nenleri de aldatacak kadar kurnaz olmak. (DBK:122) K(ltöken: Kadın, eş. (DS/4:3028 Ulubey – Ordu) K(nt olmak: Uyuşuk olmak. (DS/4:3040 *Ünye-Ordu) K(s( tutmak: Dargınlığı s(rd(rmek. DS/ Salman *“kkuş-Ordu) L Lom sözl(: Söz(n(, konuşmasını bilmeyen. DS/ ”ayadı-Ordu) Löç olmak: Çok ıslanmak, sırılsıklam olmak. (DS/4:3082 Ordu) M Madası şakıramak: Cinsel istek duymak. DS/ *Ünye-Ordu) Mangır olmak: Zengin olmak. (DS/4:3123 Salman *“kkuş-Ordu) Mart balağı gibi bakma: Aptal aptal bakma. (MTSEKY:295) Mart danası gibi bakmak: Şaşkın ve anlamsız bakmak. (HROBK:232) Maymun iştahlı olmak: Kararsız, hevesi çabuk geçen, bug(n bunu yarın ötekini beğenen. (DBOK:109) Maymun meyyus etmek: El içinde çok utandırmak. (MTSEKY:295) Meydan okumak: Karşı durmak, d(şmanca bir tavırla karşı taraftan çekinmediğini belli etmek. (DBOK:109) Mıngılıd(ş(k: Neşesiz, d(ş(nceli kimse. (DS/4:3186 Salman “kkuş –Ordu) Mır mır etmek: Dır dır etmek, gevezelik etmek. DS/ *Perşembe köyleri-Ordu) Mırt mırt etmek: Kendi kendine söylenip durmak. DS/ Salman *“kkuş-Ordu) Mobal atmak: Yemin verdirmek. (OAD:71) Mosolmak: Erimek, olduğu yere yığılmak. DS/ Şıhlar *Ulubey-Ordu) N Ne at y(ke yanaşır, ne y(k ata: ”u işi orta yolu bularak çözmek lazım. OİVİO Ne oldum delisi: D(ne göre tavrını değiştirmiş. (MTSEKY:295) Nefes değmek: Nazar değmek. (DS/4:3245 76 Salim KÜÇÜK *Ünye-Ordu) Nefes t(ketmek: ”oşa çaba harcamak. (DBOK:109) Niksar’a kayış b(kmeye gitmek: 5lmek. (MTSEKY:295) Nisbet vermek: Kıskandıracak bir şey yapmak. (OAD:74) O Ocaḳ dātmak: İş olsun diye evlenmek, heves için evlenmek: ”u hergesin ocak dātmak ̮için deyil, yuva gurmak için… OİY“ “kkuş Oyuk gibi olmak: Çamaşırlar çok kirlenmek. (DS/5:3306 Salman *“kkuş-Ordu) Oyun yapmak: Oyun oynamak kurnazlık ve hileyle birini aldatmak (DBOK:109) 5 5d( kopmak: Çok korkmak. (DBOK:109) 5d( yarılmak: Çok korkmak, öd( patlamak. DS/ Kuz *“kkuş-Ordu) 5ll(ğ( çıkmak: Çok Zayıflamak. DS/ *Perşembe-Ordu) 5lm(şlerinin ağzında bulunsun: Hayır dua manasına. (HROBK:232) 5z( bozuk: Köt( yaratılışlı kimse . (DS/5:3375 Salman *Akkuş-Ordu) 5z( doğru: G(venilir, iyi yaratılışlı kimse). DS/ Salman *“kkuş-Ordu) 5z( kara: S(t( bozuk, köt( soydan gelen (kimse). DS/ Salman *“kkuş-Ordu) P Pafıt olmak: Ç(r(mek Yağmurun altında b(t(n ağaçlar pafıt olmuş. (DS/5:3379 *Perşembe-Ordu) Panikleri kırmak: Çok telaşlanmak, heyecanlanmak. (DBOK:109) Papara işitmek: “zar işitmek. (OAD:77) Para yemek: . Çok para harcamak. . Zimmetine para geçirmek, r(şvet almak. (DBOK:109) Partal atmak: 5v(nmek, abartarak konuşmak. (DS/5:3404 Kuz *Akkuş-Ordu) Pers olmak (I): . Çok yorularak d(şmek, bitkin duruma gelmek. DS/ Ünye Sarıca *Gölköy-Ordu) Pers olmak (II): . Yenilgiye uğramak, yenilmek. DS/ Kuz *“kkuş-Ordu) Pili bitmek: Dayanma g(c( kalmamak. OİY“ Poğul olmak: Sıcak ya da koşma nedeniyle kızarmak, terlemek. (DS/6:4653 Ordu) Post etmek (I): 5ld(r(rcesine dövmek. DS/ ”ayadı-Ordu) Postu sermek: ”ir yerde uzun s(re kalmak. (DBOK:109) R Rengi atmak: Korku veya heyecandan benzi sararmak, solmak. (DBOK:109) S Sabrı ġaşmak: Sabrı taşmak Garar-edinci bu sefer benim sabrım gaşdı. (AA:70) Saç yazmak: Saç taramak, örmek. (DS/5:3512 Kuz “kkuş-Ordu) Sakır sakır titremek: Çok titremek. DS/ *Ünye-Ordu) Saltabaş: Yola arkadaşsız giden kişi (OAD:80) Saluk etmek: Yol göstermek. (DS/5:3531 “kkuş ve köyleri-Ordu) Sancı s(p(rmek: “cı içerisinde olmak, acı duymak: Ev s(b(rm(yom, sancı s(b(r(yom. OİY“ Çamaş Sarsuk sarsuk konuşmak: Bilmeden iddiada bulunmak. (MTSEKY:295) Savu satmak: “ğıt söylemek, yas tutmak. (DS/5:3558 Fatsa) Selavatının arasına sinek s(rtmemek: Dine d(şk(n olmak ve bu konuda taviz vermemek: Irametlik anam selavatının arasına sinek s(rtmiye. (AA:93) Seme kesilmek: Yorgunluktan başı dönmek, sersemlemek. DS/ *Ünye-Ordu) Sen tilki isen ben kuyruğum: Tavrını karşısındakinin hareketlerine göre belirleme. (DBK:123) Sıkılma pazarı: Yerli bir tabirdir. Bunalma, can sıkıntısı gibi bir anlamda kullanılır. Kİ“T Sıyır sıyır yağmak: Sine sine yağmak yağmur için . DS/ *Ünye-Ordu) Sifde etmek: Siftah etmek, ilk olarak alışveriş yapmak. (OAD:82) Soban demiri getirmek: Harap etme, bozma, işe yaramaz hâle getirme. (DBOK:108) Ordu “ğzında Kelime Grubu Yapısındaki Deyimlerde Yapı, “nlam Ve Köken ”ilgisi Sofrası koltuğunun altında: Rızıklı, becerikli, eli açık. OİVİO Sokak s(p(rgesi: Çok gezen kadın. (DS/5:3659 Ünye –Ordu) Soluk gitmek: Derin soluk alarak denize, havuza dalıp su altında bir s(re y(zmek. (DS/6:4704 Ordu) Soluk vermek: İşe ara vererek çalışanları dinlendirmek. (DS/5:3663 Ordu) Sukaçığı: . Köt(ye kullanma ”u işte sukaçığı olmasın. DS/ Mahmutören –Ordu) Suyu samık: Suyu kesik değirmen için . DS/ Danışman *Fatsa-Ordu) S(ks(n( d(ş(k: S(rekli öne eğik duran, başını eğik tutan. DS/ ”ayadı-Ordu) Ş Şafakları atmak: 5fkelenmek, korku ve telaşa kapılmak. (DBOK:109) Şard etmek: Yemin etmek. (AA:153) Şelek göz: S(rekli gözleri çapaklanan. (DS/5:3760 “kkuş –Ordu) Şeytana çarığını ters giydirmek: Çok kurnaz insanlar için kullanılır. (DBK:122) Şıp olmak: Çabuk olmak (OAD:84) T Tabanları yağlamak: Hızla kaçmak, uzaklaşmak. (DBOK:109) Teberleş olmak: Dadanmak, başa bela olmak. (DS/5:3877 Kaleyaka Perşembe –Ordu) Ted(rg(n olmah: . Uzaklaşmak, gitmek, yitmek. DS/ Kuzköy “kkuş -Ordu) Tellal etmek: Duyurmak: Tellalcıya diya ki bi tellal et, diya. (OİY“ , Fatsa Ters gelmek: Uğursuz gelmek, işlerin yolunda gitmemesi: Yav Ahmed bu sene bana yaramadı, ters geldi. OİY“ Çaybaşı Tez(rg(n etmek: Ürk(tmek. (DS/5:3909 Ünye –Ordu) Tıpatur etmek: Sevindirmek. (DS/5:3919 Bahattin *Ulubey-Ordu) Tırışa dönmek: Yaşlılık nedeniyle derisi buruşmak, pelteye dönmek Tırış ”ehice, bu defa sahtan tırışa dönm(ş. DS/ *ÜnyeOrdu) Tikil tokman dönmek: ”aşı yere koyup 77 takla atmak. DS/ *Ünye-Ordu) Tin d(şmek: Utanmak. (DS/6:4765 Salman *“kkuş-Ordu) Töllek tutmak: ”ağırsak bozulmak, s(rg(n olmak. (DS/6:4 Salman *“kkuş-Ordu) Tuturuk etmek: Gereksiz yere kendine ait olmayan bir şeyi bekletmek, alıkoymak, kapatmak. DS/ Şıhlar *Ulubey-Ordu) T(r(l t(r(l t(tmek: .Çekici, albenili, parlak olmak. DS/ Salman *“kkuş-Ordu) U Uğrağa gelmek: Cin, peri tarafından çarpılmak. DS/ Salman *“kkuş-Ordu) Umudunu almak: Umudunu kesmek. DS/ *Ünye-Ordu) Uz gelmek: Eşit, denk gelmek. (DS/6:4792 Salman*“kkuş-Ordu) Ü Üstsukarcı: Yenici. (DS/6:4078 Ulubey – Ordu) V Vıyıl vıyıl kaynamak: Karınca gibi kaynamak. (DS/6:4102 Ünye –Ordu) Vidi vidi yemek: Her kusurun (st(nde durup, karşısındakini (zmek. (DS/6:4107 *Ünye-Ordu) Vird etmek: “yak diremek, (st(nde durmak. (DS/6:4805 Ordu) Y Yabana gitmek (I): ”aşka yere, başka köye, uzağa gitmek. DS/ Danışman Fatsa – Ordu) Yalaş ağızlı: Dişleri dök(lm(ş, yaşlı (OAD:91) Yalman’dan kar bağışlamak: Kendinin olmayan bir şeyi kendininmiş gibi vermek. (DBK:122) Yangazlık etmek: Ortalığı karıştırmak. (OAD:92) Yarenlik etmek (I): . Şaka yapmak. (DS/6:4184 Perşembe Sarıca Gölköy –Ordu ve merkez köyleri Yarım āz: İstemeyerek, gön(ls(z olarak OİY“ Yarımağaz: İsteksiz, içten gelmeyerek, dil 78 Salim KÜÇÜK ucuyla. (DS/6:4186 Ünye –Ordu) Yas etmek (I): 5l(n(n ardından y(ksek sesle ağlamak. DS/ Ünye –Ordu) Yasak savmak: Verilmesi gereken bir armağanı ucuzundan, kolayından sağlamak. DS/ *Ünye-Ordu) Yaygaraya vermek: Y(ksek sesle bağırıp çağırmak. (DBOK:109) Yediğin işkembe, gezdiğin Perşembe: Rahat, boş gezen insanlar için kullanılır. (HROBK:232) Yek vermek: “rka olmak, akıl öğretmek, yol göstermek. DS/ Şıhlar *UlubeyOrdu) Yel girmek: “dale ağrısına tutulmak. (MTSEKY:295) Yeniyaka: Yeni ev kuran, ocak yakan. (DS/6:4249 Ünye –Ordu) Yeniyetme: . Yeni yetişme delikanlı. (DS/6:4249 Ünye Ulubey –Ordu) Yeniyetme: . Hırsızlığa, haydutluğa yeni başlayan. DS/ Ünye –Ordu) Yeniyetme: Genç, delikanlı OİY“ Yerden yığma: ”odur, şişman. (DS/6:4252 *Ünye-Ordu) Yerg(nn(khamile: Kadınlarda aş yerme. OİY“ Yerik yermek: “şermek gebe kadın . (DS/6:4253 Ünye –Ordu) Yıbıl yıbıl yanmak: Pırıl pırıl yanmak, parlamak. DS/ *Ünye-Ordu) Yıldır yıldır yanmak: Pırıl pırıl parlamak. DS/ *Ünye-Ordu) Yıldızı barışmak: . ”irbiriyle iyi geçinmek, dost olmak. (DS/6:4270 Ünye –Ordu) Yıldızı d(şmek: 5l(m( yakın sayılmak. DS/ *Ünye-Ordu) Yol ėtmek: Yolculamak: Adam deyirmene yol etmiş hanımı. OİY“ “kkese köy(-Ordu) Yol ġatlamak: Yol kat etmek, yol gitmek: Çok yolumuz var. ”irāz akşam yol ġatlıyalım. OİY“ Fatsa Yuvasına gonmak: Evine geri dönmek Yuvasına gondu, çócua bubası oldūnu, garısına gocası oldūnu tanıttı, dey(p kesdi. Kİ“T Ünye Y(reği dayfalmak: Yorgunluktan bitmek, çarpıntı geçirmek. DS/ *Ünye-Ordu) Y(rekte fer ḳalmamak: Dayanacak g(ç kalmamak: Ne y(rekte fer kaldı ne dizlerde derman. Kİ“T Fatsa Y(rēne gorḳu gelmek: Endişelenmek, korkmak: ”u çobanın y(rēne gorku geliyi. Kİ“T Ünye Z Zart atmak: “bartarak kendini övmek, abartılı konuşmak. DS/ *Ünye köyleriOrdu) Zırnık koklatmamak: En ufak bir şey bile vermekten kaçınmak. (HROBK:232) Zibidi çıkmak: İyice ıslanmak. (DS/6:4840 Kuzköy “kkuş –Ordu) Zihnini kurcalamak: “klına takılmak, bir şeyi anlamaya, kavramaya çalışmak. (DBOK:109) Zom zom gezmek: İşsiz g(çs(z dolaşmak. DS/ *Ünye-Ordu)