Gerçek Hayattan Kesitlerle Bir Melodram Dizisi: Call It Love

Gerçek Hayattan Kesitlerle Bir Melodram Dizisi: Call It Love
  • 1
    0
    0
    0
  • Başrollerini Lee Sung-Kyung ve Kim Young-Kwang’ın paylaştığı dizi 2023 yapımı olup yönetmen koltuğunda Lee Kwang-Young bulunmaktadır.


    Call It Love, kendi halinde, insan ilişkileri odaklı, harika bir senaryo eşliğinde büyüme sürecine odaklanan hikayesiyle hassas bir melodram. Dizinin konusuna bakacak olursak eğer; Shim Woo-joo'nun babası başka bir kadınla yaşamak için onları terk ettiğinde ailesinin yaşadıklarına odaklanıyor. Babasının ölümünden sonra Woo-joo, babasının eski metresinden intikamını almaya karar verir. Woo-joo bu niyetle kadının oğlu olan Han Dong-jin'e yaklaşır ama onun yerine ona aşık olur. Woo-joo babasının metresinin oğlunu nasıl sevebilir? diye düşünebiliriz. Ancak Kim Ga-eun’un yazmış olduğu senaryo, Woo-joo'nun Dong-jin'e neden aşık olduğunu anlamamızı ve empati kurmamızı sağlıyor.      


    Başlangıcın aksine, bu bir intikam hikayesi değil, affetme ve kefaret hakkında bir hikaye. İntikam motifi bu noktada uzlaşma için terk ediliyor. Woo-joo ve Dong-jin arasındaki bu sevgi türü bir tür yasak aşk, çünkü aileleri düşman ve dizinin büyük bir kısmı bu düşmanlığın üstesinden gelmeye adanmış, bu sayede karakterlerimiz birlikte olabiliyor. 


    İlk bölümler, yavaş ilerleyen temposuyla her zaman mutsuz görünen iki ana kahramanı tanımamız için bir temel oluşturmayı başarıyor. Bu iki kahramanı tanıyor ve onlarla empati kuruyoruz. İki ana karakterin dışında ek olarak, yardımcı karakterlerin varlığı bu kdramayı daha canlı hale getiriyor.


    Shim Hye-sung ve Shim Ji-gu, Woo-joo’nun kardeşleri olarak "Call It Love" in anlamına dair başka bir bakış açısı ortaya koyuyorlar. Dong-jin’in eski sevgilisi rolündeki Kang Min-young da yeni bir renk katıyor ve Dong-jin'in yaşadığı sorunları daha karmaşık hale getiriyor. Dong-jin aynı zamanda eski patronu Shin Sung-man’ın bir başka intikam planının hedefi halindedir.


    Yine de dizi ağırlıklı olarak Woo-joo’ya odaklanıyor. Ailesini ve arkadaşlarını tanıyor, hayatını ve Dong-jin sayesinde nasıl değiştiğini gözlemliyoruz. Woo-joo içine kapanık, duygularını göstermeye ya da onlar hakkında konuşmak için isteksiz biri. Dizi yakın çekimlerle çalışıyor, bu sayede Woo-joo’nun yüzünü ve duygularını aktaran mikro ifadelerini görebiliyoruz. Ayrıca dizi kasıtlı olarak bizi karanlıkta bırakıyor, Woo-joo’nun ve Dong-jin’in ne düşündüğünü her zaman anlayamıyoruz. Her ikisinin de benzer kişilikleri var ve genelde fazla konuşmadıkları için ilişkilerini yakın çekimlerle takip ediyoruz. 

    Yalnızlık hissi ama yalnız hissetmemek. Dizinin başlangıcı ‘’Başkalarının yalnızlığını anlamak, benim için aşkın başlangıcıdır’’ sözleriyle açılıyor. Bu hassas ve anlamlı bir söz ve dizinin temellerinden biri. Woo-joo ve Dong-jin’in etrafında onları önemseyen insanlar var. Hayatını bir eczacı olarak sürdüren fakat zorba annesinin baskıları altında sürekli yalnızlık hisseden Jun bile, Woo-joo’nun yalnızlığının hayatını nefretle yaşaması olduğunu fark ediyor. Sun-woo sürekli Dong-jin için endişeleniyor ve onun mutluluğu bulmasını istiyor, bu birlikte kurdukları şirketi terk etmesi anlamına gelse bile. Aşkı bulmakta zorlanan Hye-sung ise aslında her zaman yanında olan birine aşık olduğunu fark ediyor. Herkes bir anda kendini yalnız hissediyor ama yalnızlıktan çok uzaktalar. 


    Yalnızlık duygusunu sinematografi ile de vurgulamışlar. Belgesel gibi hissettiren detaylı çekimleri ve açıları sayesinde seyirci karakterlerin hayatlarının içine bakıyor. Uzun çekimler zamanın donduğunu, yalnızken hissedebileceğimiz gibi hayatı belli bir hızda yaşamadığımızı gösteriyor.


    16 bölüm boyunca meydana gelen her karmaşık çatışma, aşırı dramatize edilmeden doğal olarak anlatılıyor. Doğal olarak işleyen bir olay örgüsü aracılığıyla hayatın akışının bazen bize nasıl haksızlık ettiği gösteriliyor. Woo-joo ve Dong-jin arasındaki romantizm de doğal olacak bir şekilde ilerliyor ve her ikisi için de bir tür iyileşme gibi görünüyor. Karşılaştıkları sorunlar nedeniyle hiç gülümsemeyen ikilinin yavaş yavaş yüzleri değişmiş ve ikisi de artık yalnızlıkla yaşamadıkları için yavaşca kendilerini daha canlı hissetmeye başlamış oldular.


    Kalbimde çok özel bir yeri oldu. Tüm duyguları hissettiğimiz ve gözlemlediğimiz, bakış açımızı genişletecek ve sevmenin, büyümenin ne demek olduğunu anlayıp düşüneceğimiz bir dizi. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.