Mağara Turizmi

Doğal ve Kültürel Miras Mağara Turizm Çeşitleri

Mağaralar, yer yüzeyi altında oluşan boşluklardır. Bu boşluklar, jeolojik olaylar sonucu meydana gelebildiği gibi; insan müdahalesi ile de oluşabilmektedir. İnsan yapısı mağaralar, galeri şeklinde maden ocakları ve kolay aşınabilir karstik arazide, yer yüzeyi altında insanların bir ihtiyacını gidermeye yönelik oluşturulmuş alanlardır. Bu alanlar, aynı zamanda tarihsel ve kültürel izler taşır. Doğal mağaralar ise genelde suyun aşındırması sonucu oluşur ve insanların ilgisini çeken jeomorfolojik yapılara sahiptir. Ayrıca kapalı ve hassas ekosistemleri barındırabildiğinden endemik flora ve faunalara sahiptir.

Mağaralar, insanların tarih sahnesinde yer almasıyla vahşi çevreden ve iklim koşullarından korunmak için kullandığı güvenli alanlardı. Tarih boyunca kullanılan mağaralar, ilk kültürel ürünlerin biriktiği önemli yerlerdir. Bazı mağaralar, farklı kültürlerde kutsal mekânlar olarak kabul edilmektedir. Mağaraların diğer bir özelliği de insan sağlığına olumlu etkilere sahip olabilmesidir. Mağara içerisindeki hava kalitesi ve peloid malzemeler, insan sağlığına terapötik etki yaratabildiğinden sağlık kapsamında kullanılabilmektedir. Bunların yanı sıra, doğa ile mücadele etmeyi seven maceracılar için bilinmezliklerin çok olduğu, keşif ve spor alanlarıdır.

Mağara ziyaretlerine ilişkin ilk kayıtlar, MÖ 1100 yıllarından Asur Kralı Tiglat zamanına dayanmaktadır. MÖ 221 yılında Çin’de, mağaralar hakkında kitap kayıtlarına rastlanmaktadır. 2000 yıl önce Romalı yazar Plinus, İtalya’nın Napoli kenti yakınlarındaki Köpek Mağarası'nı insanların ziyaret ettiğinden söz eder. Slovenya’daki Postojna Mağarası’nın Eski Adlar Koridoru isimli uzantısındaki izlerle, burayı 1200’lü yıllardan beri insanların ziyaret ettiği bilinmektedir.

Medeniyetin gelişmesiyle mağaradan çıkan insan, kentler, metropoller kurmuş ve ilk ikametgâhı olan bu alanları unutmuştur. Fakat bazı bilim adamlarının araştırma ve keşfetme dürtüsüyle mağaralara yönelmesi sonucu XIX. yüzyılda tekrar hatırlanmıştır. Arkeologlar, tarihi kalıntılar için; jeologlar, kaya formasyonları ve tortular için; bazı bilim adamları ise mağarada yaşayan bitki ve hayvanlarla ilgilenerek yeni türleri keşfetme ve incelemek için mağaraları ziyaret etmişlerdir. Bu keşifler sırasında bilim adamalarına yardımcı olan amatörler sayesinde, mağara kulüplerinin sayısı artmıştır. Bu kulüpler aracılığıyla mağaralar, macera ve spor motivasyonuyla insanların daha çok ziyaret ettiği alanlar olmuştur.

Mağaralar, iç kısmındaki jeomorfolojik şekillerin halk tarafından ilgi çekici bulunmasıyla 1920’li yıllarda, ekonomik olarak değerlendirilmeye başlanmıştı. Bu mağaralar, görsel mağaracılık adında işletmeye dönüşmüştür. Görsel mağaracılık, mağara içerisindeki jeolojik oluşumların daha rahat ziyaret edilebilmesi için mağaranın iç kısmında çeşitli düzenlemelerin yapıldığı; ziyaretçilerin giriş için bir ücret ödediği, ziyaretten arta kalan boş vakitlerini mağara dışında yeme-içme üniteleri, müze, sergi, oyun ve piknik alanları gibi çeşitli rekreatif alanlarda harcadığı komplekslerdir.

Mağaralar, birçok medeniyetin mitolojisinde öbür dünyaya veya yeraltı dünyasına açılan kapılardır. Aynı zamanda İslamiyet, Hristiyanlık ve Budizm gibi din ve inanç sistemlerinde kutsal alanlar veya ibadethaneler olarak işlev görmüş veya görmektedir. Hristiyanlığın ilk kilisesi St. Pierre, aslında bir mağaranın kiliseye dönüşmüş halidir. Hira Mağarası, Müslümanlarca Hz. Muhammed’e ilk vahyin indirildiği alan olması nedeniyle kutsaldır. Tarihi ve dini değerlere sahip mağaralar, dualarının kabulü ve din büyüklerinin şefaati için ziyaret edilmektedir. Bununla birlikte, mağara atmosferinin mistik havası, su damlacık seslerinin ziyaretçiler üzerindeki huzur verici ve sakinleştirici etkisi, inanç turizmi kapsamında mağaraları ziyaret eden kişileri tatmin etmektedir.

Mağaraların ilgi çekmesinin bir sebebi de turist tipolojisindeki değişime bağlanabilir. Daha eğitimli ve alım gücü yüksek turistler, yeni destinasyonlara yönelmektedir. Yeni tip turist, tabiat alanlarına, macera, sağlık, kültür ve tarihi gezilere daha çok önem vermektedir. Mağaralar, içerdiği değerlere istinaden yeni tip turistlerin taleplerini karşılayabilecek özelliklere sahiptir. UNESCO tarafından belirlenen doğal miras veya kültürel miras listesindeki mağaralar; yine UNESCO tarafından belirlenen jeolojik miras niteliğine sahip ya da jeopark olarak belirlenmiş alanlar içerisindeki mağaralar, önemli turistik destinasyonlardır.

Mağaraların turizme kazandırılma biçimlerinden biri de sağlık kapsamında yer almaktadır. Mağara atmosferindeki oksijen oranı, mağara dışı ortama oranla yüksektir. Mağara içinde hava akımının düşük olması nedeni ile havada asılı toz ve polen gibi partiküllerin oranı azdır. Bu tür mağalar, speleoterapi uygulamalarında kullanılmaktadır. Mağaradaki kayaçların sınırlı miktarda radyasyon barındırabilmesi nedeniyle de bu tip mağaralar, radonterapi uygulamalarında kullanılmaktadır.

Yukarıda bahsedilen mağara kullanım tiplerinin yanı sıra birçok insan, rekreasyonel amaçlarla mağaraları ziyaret etmektedir. Günümüzde rekreasyonel, sportif ve macera aktivitesi olarak düzenlenen mağara etkinliği, keşif amaçlı mağaracılıktan doğmuştur. Keşif amaçlı mağaracılık, bilimsel mağaracılığa yardımcı bir faaliyet olarak başlamıştır. Bazı mağaracılar, mağaralar hakkındaki bilgi elde ederken aynı zamanda doğa ile yapılan mücadeleden hoşlanır. Sportif faaliyetler açısından değerlendirildiğinde, mağaraların sahip olduğu rekreasyonel değerler: Mağara uzantılarının keşfi, sulu mağaralarda botla dolaşmak, mağara kenarında kamp kurmak ve kamp çevresindeki doğa yürüyüşleridir.

Mağaracılık, mağaraların araştırılması ve haritalanması amacıyla yapılan bir doğa sporudur. Diğer bir ifadeyle mağaracılık, rekreasyonel olarak mağara keşfi sporudur. Riskli doğa sporlarından biri olarak kabul edilmekte ve en derin, en uzun mağaraları keşfetme motivasyonu ile hareket edilmektedir. Mağaracılık etkinliği macera kapsamında değerlendirildiğinde; ziyaretçiler, mağaranın karanlığı ve mağaranın bilinmezlikleriyle baş etmekten hoşlanır. Son 50 yılda teknolojiye bağlı olarak, mağaracılık etkinliğinde kullanılan özel ekipmanların gelişmesi ile de rekreatif, macera ve sportif mağaracılık yaygınlaşmıştır.

Türkiye’de Temuçin Aygen ile başlayan mağaracılık, günümüzde mağara araştırma dernekleri, mağara araştırma toplulukları ve üniversite doğa sporları kulüplerinin çoğalması ile yaygınlaşmaktadır. Böylece, macera, spor ve rekreatif etkinlik olarak mağaracılık etkinliğine ve mağaralara yönelik yerel talep artmaktadır.

Avrupa ve Amerika’daki örnekler dikkate alındığında, Türkiye’de 1950’li yıllarda başlayan mağara turizmi yeni bir olgudur. Türkiye’de farklı değerlere sahip turizme açılmış ya da turizme dolaylı olarak hizmet eden mağaralar mevcuttur. Hz. Eyüp, Hz. Yusuf ve Yedi Uyurlar Mağaraları inanç turizmi kapsamında; Karain ve Öküzini mağaraları tarih öncesi; Sümela Manastırı, Saint Pier, Cennet ve Cehennem Mağaraları ile Kapadokya bölgesindeki yeraltı şehirleri tarihi ve kültürel öğe içerikleriyle; Çankırı Tuz Mağarası ve Damlataş Mağaraları sağlık açısından; Ayvaini ve Dupnisa Mağaraları spor, macera; Dim Mağarası ve Tınaztepe Mağarası, görsel mağaracılık olarak turistlere hizmet etmektedir. Turizme hizmet veren mağaralar dışında, Türkiye’nin karstik yapısından dolayı kayıt altına alınmamış ve incelenmemiş mağara sayısı çoktur. Bu çeşitlilik ve çokluğa rağmen Türkiye’de mağara turizmi, genelde görsel mağaracılık olarak gelişme göstermekte ve mağara işletmeleri birer piknik alanı niteliğinde işlev görmektedir. Oysa ki görsel mağaracılık dışında, diğer uygulama türlerinin de değerlendirilmesi önemlidir.

Yararlanılan Kaynaklar

Cross, G. S. (2004). Encyclopedia of Recreation and Leisure in America. ABD: Thomson Gale; Eavis, A. (2004). Exploring Caves. İçinde; J. Gunn (editör) Encyclopedia of Caves and Karst Science (ss. 730-735). New York: Taylor; Kim, S. S., Kim, M., Park, J., ve Guo, Y. (2008). Cave Tourism: Tourists’Characteristics, Motivation to Visit, and the Segmentation of Their Behavior, Asia Pacific Journal of Tourism Research, 13 (3): 299-318; Rachmawati, E., ve Sunkar, A. (2013). Consumer- Based Cave Travel and Tourism market Characteristics in West Java, Indonesia, Tourism and Karst Areas, 6 (1): 57-71; Webb, R. (2004). Recreational Caving. İçinde; J. Gunn (editör) Encyclopedia of Caves and Karst Science (ss. 1327-1328). Newyork: Taylor.