Amasya

Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nün iç kesimlerinde yer alan il ve bu ile adını veren, Yeşilırmak Nehri kıyılarında kurulmuş olan kenttir. Merkez ilçe dışında altı ilçesi bulunan Amasya’nın kuzeyinde Samsun, batısında ve güneybatısında Çorum, doğusunda ve güneydoğusunda Tokat illeri bulunmaktadır. Güneyinde Yozgat ile kısa bir sınırı vardır.

Amasya ili genellikle dağlık bir coğrafyada bulunmaktadır. Bu engebeli araziyi parçalayan Yeşilırmak Nehri ve kollarının açtığı vadiler sayesinde Karadeniz ile İç Anadolu arasındaki yol güzergâhında olması, tarih boyunca önemli bir rol oynamasını sağlamıştır. İl sınırlarındaki büyük yerleşimler Yeşilırmak Nehri ve kollarının açtığı vadilerde kurulmuştur. Engebeli topografyası ve Karadeniz’den Anadolu içlerine geçiş kuşağında bulunması sayesinde zengin bir orman örtüsüne sahip olan Amasya’nın yerleşimlere ev sahipliği yapan vadi tabanları verimli tarım alanlarıyla kaplıdır. Tarım ve tarıma dayalı sanayi il ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. 2019 yılının verilerine göre il nüfusu 337.800’dür. Bu nüfusun 150.828’i il merkezi olan Amasya kentinde yaşamaktadır. Merkez ilçeden sonra en büyük nüfus, diğer ilçelere göre ekonomik düzeyleri daha iyi olan Merzifon ve Suluova’dadır. İl genelinde yıllık nüfus artışı yüzde 0,9 iken merkez ilçe, Merzifon ve Suluova dışındaki ilçelerde nüfus azalmaktadır. Yeşilırmak Nehri ve kollarının yardığı vadilerin sağladığı geçiş kolaylıkları sayesinde işlek bir karayolu güzergâhında bulunan Amasya’dan Samsun-Sivas demiryolu da geçmektedir. Modernizasyonu yapılan demiryolu hattı 2020 yılında yük taşımacılığı amacıyla tekrar kullanılmaya başlandı. Samsun-Sivas arasında, Amasya’dan geçecek bir hızı tren hattı ise projelendirme aşmasındadır. İldeki tek havalimanı, Karadeniz Bölgesi’nin hava savunmasından sorumlu olan hava üssünde 2008 yılından beri hizmet veren Merzifon Havalimanı’dır. Sadece iç hat terminali bulunan havalimanı yıllık 120 bin yolcu kapasitesine sahiptir.

Ağustos 2020 itibarıyla il genelinde turizm işletme belgeli 20, belediye işletme belgeli 60 konaklama tesisi hizmet vermektedir. Turizm işletme belgeli tesislerden 16'sı il merkezinde faaliyet göstermekte olup bunlardan bir tanesi beş yıldızlı, dört tanesi üç yıldızlı, bir tanesi bir yıldızlı, bir tanesi ise butik otel statüsündedir. İl merkezindeki turizm işletme belgeli özel konaklama tesisi sayısı yedi, pansiyon sayısı ise, ikidir. Merzifon’da bir adet üç, bir adet iki yıldızlı, Hamamözü’nde bir adet üç yıldızlı otel ve Gümüşhacıköy’de bir adet pansiyon turizm işletme belgeli olarak çalışmaktadır. Belediye işletme belgeli konaklama tesislerinden 45 adedi merkez ilçede olup, bunların 28 tanesi otel, 15 tanesi pansiyon, iki tanesi özel konaklama tesisi olarak hizmet vermektedir. Merzifon’da beş otel, Hamamözü’nde bir otel ve iki pansiyon, Taşova’da bir otel ve bir bungalov grubu, Suluova’da üç otel, Gümüşhacıköy’de bir otel, Göynücek’te bir pansiyon belediye belgeli olarak hizmet vermektedir. İl genelinde turizm işletme belgeli tesislerde oda sayısı 690, yatak sayısı 1436’dır. Belediye İşletme Belgeli tesislerde ise oda sayısı 800, yatak sayısı 1858’dir. Turizm işletme belgeli üç adet yiyecek-içecek işletmesi il merkezinde hizmet vermektedir. İl genelinde hizmet veren 17 seyahat acentasının tümü A grubudur.

Konaklama ve yiyecek-içecek işletmeleri ile seyahat acentalarının yoğunlaştığı Amasya kent merkezi, Yeşilırmak’ın iki yanında konumlanmış ve vadinin topografyasına uygun olarak biçimlenmiştir. Yeşilırmak’ın vadisi kentin kurulduğu yerde daralarak kenti bütünleyen mekânsal bir katkı yapmaktadır. Irmak, kent formundaki belirleyiciliği ve görsel etkisi dışında il turizminde önemli bir rol oynamamaktadır. Yeşilırmak’ın il sınırlarında doğup nehre kavuşan iki kolundan biri olan Tersakan üzerinde 1985 yılında yapılan Yedikır (Yedikuğular) Baraj Gölü, barındırdığı kuş türleri ile kuş gözlemcilerinin ilgi gösterdiği bir destinasyondur. Suluova ilçesinde bulunan Yedikır Baraj Gölü, olta balıkçılığına da olanak sağlamaktadır.

İlin en önemli doğal gölü olan ve Taşova ilçesinde bulunan Borabay Gölü ve çevresi 1992 yılında turizm merkezi olarak ilan edildi. Doğu-batı yönünde uzanan bir vadide bulunan, yaklaşık 900 metre uzunluğunda, 300 metre genişliğinde ve 25 metre derinliğindeki gölün çevresi kayın, sarıçam, sedir ve kestane ağaçlarıyla çevrilidir. Ormanlık alan içerisinde konaklamalar için 60 yatak kapasitesine sahip bungalov tipi evler, kafeterya, kamp ve piknik alanları, doğa yürüyüş yolları bulunmaktadır. Borabay Gölü ve çevresi Amasya’nın en önemli rekreasyon ve doğa turizm alanlarındandır.

İl geneline yayılmış dağlar ve yaylalar başta doğa yürüyüşü ve flora gözlemciliği olmak üzere doğaya dayalı çeşitli rekreasyonel etkinliklere olanak sağlamaktadır. Akdağ, Bar Dağı, Ferhat Dağı, Kırklar Dağı, Taşan Dağı, Lokman Tepesi, Boğalı ve Ziyaret Yaylaları, Derinöz ve Kız Kayası Kanyonları il genelinde doğa sporlarına en uygun alanlar arasındadır. Bar Dağı, Ferhat Dağı ve Taşan Dağı’nda yamaç paraşütü yapılmaktadır. Bakır-taş çağından beri bilinen ve işletilen madenlerin olduğu Gümüşhacıköy mağara turizmi açısından önemlidir. Gümüş, kurşun, çinko gibi madenleri çıkartmak amacıyla Hellenistik ve Roma dönemlerinden açılan galeriler, mağaracılığa tarihsel bir derinlik kazandırmaktadır. Hamamözü, Gözlek ve Terziköy termal turizm merkezleri de Amasya turizmini çeşitlendirmektedir.

Dağları, yaylaları, doğal ve yapay gölleriyle iç turizme yönelik bir doğa turizmi destinasyonu özelliği gösteren Amasya ili, Hititler’den beri adından söz ettiren, Pontos Krallığı’na başkentlik eden, Beylikler döneminde Türkleşen, Osmanlı’nın klasik çağında şehzadelerin yetiştiği bir sancak olarak ön plana çıkan Amasya kentinin efsanelerle harmanlanan tarihsel geçmişi ve mimari birikimi sayesinde önemli bir kültür turizmi destinasyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hitit kaynaklarında "Harşena" adıyla geçen Amasya kentinin bilinen tarihi bakır-taş çağına kadar gitmektedir. Bakır-taş çağından itibaren birçok uygarlığın izlerini taşıyan kentin Yeşilırmak’ın kuzeyinde bulunan ve dik bir yamaca yaslanan bölümünün ilk iskân edilen kısmı olduğu düşünülmektedir. Harşena Dağı adını taşıyan bu dağın zirvesinde MÖ 3200 yıllarına tarihlendirilen bir kale, güney eteklerinde Kızlar Sarayı, Hellenistik surlar ve anıtsal sarnıçlar yanı sıra ana kayaya oyulmuş kral mezarları bulunmaktadır. Kent, MÖ 291’de Pontos Krallığı’nın başkenti olmuş ve yönetim merkezinin Sinop’a taşındığı MÖ 183 yılına kadar bu özelliğini korudu. Harşena Dağı’nın güney eteklerine oyulmuş görkemli kaya mezarlarının Amasya’da hüküm süren Pontos krallarına ait olduğu düşünülmektedir. Kaya mezarlarının en büyüğünde Hıristiyan ikonografileri olan ve Bizans dönemine tarihlenen duvar resimleri bulunmaktadır. Aynalı Mağara olarak adlandırılan bu mezarın Bizans döneminde şapel olarak kullanıldığı sanılmaktadır. Harşena Dağı’nın dik bir eğimle inerek Yeşilırmak’la buluştuğu kıyılar ise Osmanlı konut mimarisinin en güzel örnekleriyle bezelidir. Roma dönemi surları üzerine bitişik nizamda inşa edilen Amasya evlerinin bulunduğu kıyı Yalıboyu olarak adlandırılır. Eliböğründe adı verilen ahşap desteklerle ırmağa taşan bu konutlar son yıllarda restore edilmekte, bir bölümü konaklama ve gastronomi işletmelerine ev sahipliği yapmaktadır. Amasya Kalesi’nden başlayıp Hellenistik surlar, görkemli kaya mezarları, sarnıçlar ve Yalıboyu evlerini içeren alan Harşena Dağı ve Pontus Kral Kaya Mezarları adıyla UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı.

Yeşilırmak’ın iki yakasını birbirine bağlayan köprüler, Amasya’nın kentsel bütünlüğünü sağlamaktadır. Harşena Dağı’nın güney etekleriyle nehrin güneyindeki kent parçasını birbirine bağlayan köprülerden biri olan Alçak Köprü, Roma dönemine tarihlenen kemerlerin üzerine, ırmak yatağının yükselmesi nedeniyle inşa edilen ikinci kat köprü ile ilginç bir görünüme sahiptir.

Amasya’da Beylikler döneminde ilk örnekleri görülen Türk-İslâm mimarisi, Osmanlı döneminde en olgun eserlerini verdi. Osmanlı şehzadelerinin yetişmeleri için gönderildikleri sancaklar arasında yer aldığından Şehzadeler Şehri olarak adlandırılan Amasya’da toplam 12 şehzade yetişti, bunlardan yedisi Osmanlı tahtına oturarak padişah olmuştur. XIV. - XVI. yüzyıllarda şehzadeler ve mahiyetlerinin barındığı Amasya’da Beylikler döneminde başlayan imar faaliyetleri devam ettiler.

Beylikler ve Osmanlı dönemlerinden kalan camiler, medreseler, türbeler, hanlar, hamamlar, çeşmeler, köprüler ve konaklar il merkezini kültür ve inanç turizmi açısından önemli bir konuma getirirken, ilçelerden Merzifon dini ve sivil mimari mirası ile ön plana çıkmaktadır.

XV. yüzyılda inşa edilen Sultan II. Bayezid Külliyesi, Amasya kent merkezinde ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği mimari eserlerdendir. Dönemin tıp okulu ve hastanesi olan, Darüşşifa veya Bimarhane olarak adlandırılan yapı da “

Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi olarak ziyaretçilerce ilgi görmektedir. XIV. yüzyıl başlarında inşa edilen ve İlhanlı döneminden günümüze ulaşan tek yapı olan Darüşşifa, burada hizmet veren ve Türkçe ilk cerrahi kitabının yazarı olan Sabuncuoğlu Şerefeddin’in adıyla müze olarak düzenlenerek 2011 yılında ziyarete açıldı. Yalıboyu evlerinin en seçkin örneklerinden olan, XIV. yüzyıl başlarında inşa edilen Hazeranlar Konağı restore edilerek 1984 yılında etnografik eserlerin sergilendiği bir müze ev olarak ziyarete açıldı. Yalıboyu evlerinden bir başkası ise 2007 yılında yeniden inşa edilerek Şehzadeler Müzesi haline getirildi ve 2008’de ziyarete açıldı. Dünya’nın ilk ve tek hat müzesi olan

Şeyh Hamdullah Yazı Tarihi ve Hüsn-i Hat Müzesi de tarihi bir konakta hizmet vermektedir. 2018 yılında açılan müzede Türk hat sanatı örnekleri yanı sıra kitap sanatları ile ilgili eserler sergilenmekte ve yazının tarihsel gelişimi hakkında bilgi verilmektedir. İmaret Kültür Merkezi, geleneksel Türk el sanatlarından örneklerin sergilendiği bir başka müzedir. Sultan II. Bayezid Külliyesi içinde 2010’da ziyaret açılan Maket Amasya ise kentin 1914 yılındaki halini gözler önüne sermektedir. Aşkla ilgili dünyadaki ilk ve tek müze olan Ferhat ile Şirin Âşıklar Müzesi şehrin üç kilometre kadar dışında, bir başka turistik uğrak noktası olan Ferhat Su Kanalı'nın yakınında bulunmaktadır. Su kanalı ve müze, zengin bir sözlü edebiyat mirasına sahip olan yörede yaşandığına inanılan efsanevi bir aşk hikâyesi çerçevesinde bir bütünlük oluşturmaktadır.

Amasya kent merkezinde envanteri en geniş olan ve en çok ilgi gören müze, Amasya Müzesi’dir. Geçmişi 1925 yılına kadar giden Amasya Müzesi, çeşitli binalarda farklı statülerde hizmet verdikten sonra 1980 yılında açılışı yapılan modern binasına taşındı. Amasya ve çevresinde hüküm süren 13 farklı uygarlığa ait çeşitli nitelikte 24 bin civarında eseri envanterinde barındıran Amasya Müzesi bölgenin en zengin müzesidir. Üç katlı binası yanında bahçesi ve bahçesindeki türbede sergilenen eserlerle dikkat çeken müzenin en özgün koleksiyonu, İslâmî gelenekte yeri olmayan ve Anadolu’da başka örneği bulunmayan sekiz adet mumyadır. İlhanlılar döneminde yaşamış dördü çocuk, dördü yetişkin olmak üzere sekiz mumyadan oluşan koleksiyon, İslâm inanışına sahip bireylere ait olan Türkiye’deki tek örnek olduğu gibi, mumyalama tekniğinin farklılığıyla da diğer coğrafya ve kültürlerdeki mumyalardan ayrılmaktadır.

Amasya, binlerce yıllık birikime sahip bir kültür turizmi destinasyonu olduğu gibi, Türk bağımsızlık hareketinin önemli bir aşaması olan Amasya Genelgesi’nin kaleme alındığı kenttir. Ulusal egemenliğe vurgu yapılan ilk belge ve Cumhuriyet’e giden yolda atılan en önemli adımlardan biri olan bağımsızlık beyannamesi, Mustafa Kemal tarafından Amasya’da kaleme alındı ve 22. 06. 1919’da ilan edildi. Samsun ve Havza’dan sonra Amasya’ya gelen Mustafa Kemal’in karargâh olarak kullandığı ve genelgenin kaleme alındığı Saraydüzü Kışlası, toprak kayması nedeniyle hasar gördüğünden yıktırıldıktan sonra Yeşilırmak kıyısında yeniden inşa edildi ve 2009’da Milli Mücadele Müzesi olarak ziyaret açıldı.

Amasya’da il merkezi dışında sadece Taşova ilçesinde müze bulunmaktadır. 1964 yılından beri belediyenin girişimiyle toplanan arkeolojik ve etnografik malzeme, 1994 yılından beri Osmanlı dönemine ait bir hamamda hizmet veren, Taşova Belediyesi’ne ait Alpaslan Müzesi'nde sergilenmektedir.

Hellenistik dönemden günümüze kadar adı değişmeyen Amasya kenti, Hititler’den beri önemli bir merkez olup turistik çekicilik değeri yüksek olan zengin bir kültürel mirası barındırmaktadır. Bilinen tarihi bakır-taş çağına kadar gitmekle birlikte geçmişinin daha eski dönemlere uzandığı tahmin edilen kent merkezi yanında, il sınırları içinde bulunan höyükler tarihsel zenginliği artırmaktadır. Tunç çağında yoğun bir yerleşmenin göze çarptığı Amasya’da il geneline yayılmış çok sayıda höyük bulunmaktadır. Amasya merkez ilçede bulunan ve bakır-taş çağından beri iskân gördüğü belirlenen Yassı Höyük (Oluz Höyük), Anadolu’daki erken dönem Pers varlığına işaret eden önemli bir merkez olarak öne çıkan örenyeri olarak önemli bir arkeolojik destinasyon adayıdır.

Anadolu içlerini Karadeniz kıyılarına bağlayan bir geçiş koridoru olması ve zengin maden yatakları sayesinde tarih öncesi ve tarih dönemlerinden kalan birçok kültür varlığıyla önemli bir kültür turizmi destinasyonu olan Amasya’nın gastronomik değerleri de turizmi desteklemektedir. Elması ve mutfak kültürüyle adından söz ettiren Amasya’da yerel çorbalar, etli yemekler, hamur işleri ve tatlılar, modern mekânlar yanında son yıllarda restore ettirilen konaklarda açılan işletmelerde de ziyaretçilere sunulmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Ak, U. (2013). Amasya ilinde Doğa Turizmi Master Planı. Amasya: Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, XI. Bölge Müdürlüğü, Amasya Şube Müdürlüğü; Amasya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2020). https://amasya.ktb.gov.tr/, (Erişim tarihi: 28.07.2020); Özdemir, E. (Editör) (2003). Tacın Gizemli Şehri: Amasya. Ankara: Amasya Valiliği Yayını; Şeker, S. (tarih yok). Amasya Şehir Rehberi. Ankara: Amasya Valiliği Yayını; Tuncel, M. ve Doğaner, S. (1989). Amasya’da Turizm: Coğrafi İmkânlar, Sorunlar ve Öneriler. Coğrafya Araştırmaları, 1 (1): 47-75.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Amasya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2020). https://amasya.ktb.gov.tr/, (Erişim tarihi: 28.07.2020); Özdemir, E. (Editör) (2003). Tacın Gizemli Şehri: Amasya. Amasya: Amasya Valiliği Yayını.