İK'da İnsan Odaklı Yaklaşımlar II

İK'da İnsan Odaklı Yaklaşımlar II

"Öğrenmek" bu hayattaki en büyük ve en arzulu tutkularımdan biridir..

Ve daha ötesi; insanın nasıl daha etkili öğrenebileceği, öğrenmesini kolaylaştırmak için neler yapabileceği, öğrenme için nasıl daha etkili ortamlar tasarlanabileceği hep zihnimin bir köşesini kurcalarken bir yandan da bireylerin öğrenme süreçleri için yeni oyunlar, yeni araçlar tasarlamaya çalıştım.

Bugün ise bu tutkumun çerçevesinde sizlerle; İK'da İnsan Odaklı Yaklaşımlar'ın 2. serisinde, birçok tanımı ve artık çözümünü konuşmak istiyorum. Hatta bu konu ile buraları bir süre oyalayacağım. Sizlere bu alanlardan anlatmak ve birbirine bağlamak istediğim o kadar çok terim, teori, uygulama var ki.. (burayı yazarken çok heyecanlandım) :)

Öncelikle ilk defa karşılaştığınızı düşündüğüm "Öğrenme Ekosistemi Tasarım(cıs)ı" kavramını biraz açmama izin verin.

Yaklaşık 7 yıldır “Eğitmen” kimliğimle 40’tan fazla ülkede 200’den fazla organizasyonda eğitimler düzenledim. Son zamanlarda eğitmenlik kimliğim üzerine çok sık düşünmeye başlamıştım. Buradaki konu "title" değil anlamın altını doldurabilmekti. Ancak eğitmenlik anlatmaya çalıştığım her yerde rahatlıkla anlaşılan bir kavram değildi çünkü temel olarak eğitmenliğe karşı algı öğretmenlikten ibaretti. Aslında durum bilinenin çok ötesinde. “Eğitmen” kavramı Köy Enstitüleri’nden bu yana kullanılan; atandıkları köylerde ihtiyaca yönelik eğitimler veren kişiler olarak hayatımıza girdi, bizler de günümüzde eğitmenler olarak teorik bilginin yanısıra pratiğe dayanan bilgileri aktaran kişiler olarak tanımlanıyoruz. Ancak bizler bu tanımın çok daha ötesinde işler yapıyoruz. Tabi ki zaman içerisinde Deneyimsel Öğrenme ile anlamlı tanımlar da kullanmaya başladık ancak tam olarak yaptığımız işi ve ilhamını ve bu tanımla edindiğimiz amaçları anlatamadığımızı fark ettik.

Ve bir sabah sevgili iş arkadaşım Melih Taha AYTEP ile 5’lere kadar süren beyin fırtınamız yepyeni bir kavram ile bizleri buluşturdu.

Durup bir düşündüğümüzde, bizler ne yapıyoruz?

Kurumların, organizasyonların ve bireylerin eğitim ihtiyaçlarına yönelik Deneyimsel Öğrenme, İşbirlikçi Öğrenme, Proje Tabanlı Öğrenme, Beyin Uyumlu Öğrenme, Oyun Tabanlı Öğrenme vb. gibi metodolojileri kullanarak biricik öğrenme alanları tasarlıyoruz. Ve biliyoruz ki birlikte çalıştığımız her birey, her kurum, her organizasyon kendine özgü bir öğrenme stili, hızı ve düzeyine sahiptir.

Sevgili Can Serdar’ın “Bir Öğrenme Ekosistemi” adlı yazısında bahsettiği gibi;

“Öğrenme ekosistemi kuant-algoritmik bir ekosistemdir.”

Temel olarak bütüncül ve nitelikli bir eğitimden bahsedebilmemiz için bizlere hem temel becerileri hem de üst düzey bilgi, beceri ve tutumları kazandırması gerekmektedir.

En genel anlamıyla eğitim, "insanları belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir"(Fidan, 1996). Bu süreçte kazandığı bilgi, beceri, tutum ve davranışların yanında doğduğu, büyüdüğü ve yaşamakta olduğu toplumun kültürel yapısı da insanın yetişmesinde ve kişiliğinin oluşmasında etken olan faktörlerdir. Eğitim bir "davranış değiştirme sürecidir". Ayrıca bu davranışın istendik yani olumlu yönde olması amaçlanmakta ve kasıtlı yapılmaktadır. Bu bakımdan eğitim "kasıtlı kültürleme süreci" olarak da tanımlanmaktadır.

Vinke (2002) & Bakarman (2005) yetkinliği “bir bireyin belirli bir profesyonel, sosyal veya öğrenme durumunda etkili davranış için gerekli olan bilgi, beceri ve tutumları seçme ve kullanma yeteneği” olarak tanımlamıştır. Bu üç bileşen, ASK modelinin kavramsal çerçevesini oluşturmakta ve eğitim süresince kazandırılması hedeflenen temel alanlar olarak tanımlanmaktadır. Yani şirket içerisinde olsun veya olmasın tasarımı planlanan eğitimde ilk sorulması gereken soru; "Ben bu eğitim ile hangi bilgi, beceri ve tutumları kazandırmayı hedefliyorum?" sorusu olmalıdır.

ASK Modeli

No alt text provided for this image

Peki, bizler bu üç ana bileşeni bireylerle nasıl buluşturuyoruz?

Çalıştığımız her kurum, organizasyon ve bireylere eğitimlerimizle sadece teorik bilgiyi alabilecekleri eğitim alanı değil; Öğrenme ve Örgüt Psikolojisi’nden beslendiğimiz, çalışanların daha verimli daha motive olmalarını sağlayacak fark yaratan yenilikçi ve yaratıcı öğrenme ekosistemleri tasarlıyoruz. Tasarladığımız her öğrenme ekosistemi, kendi içindeki biricik öğrenenlerinin deneyimi, bilgisi ve ilhamı ile daha etkili bir öğrenme ekosistemi meydana getiriyor. Bu tanım da aslında bizi Androgoji yani yetişkin eğitimi ile karşılıyor. Amerikalı eğitimci ve yetişkin öğrenme kuramının öncüsü olan Malcolm Knowles'a (1913-1997) göre, bir yetişkin bağımsız, kendi kendini yöneten özerk bir bireydir. Bu nedenle, yetişkinler öğrenmeye daha bağımlı olma eğiliminde olan, yön ve rehberliğe ihtiyaç duyan çocuklardan farklı şekilde yaklaşır.

Knowles, yetişkinlerin nasıl öğrendiği hakkında çeşitli varsayımlarda bulunmuş ve bunları ilk olarak 1973'te yayınlanan “Yetişkin Öğrenci: İhmal Edilen Bir Tür” adlı kitabında tanımlamıştır. Bu varsayımlar Yetişkin Eğitimi Prensipleri olarak tanımlanmakta ve şu an eğitimlerimizde de kullandığımız 6 varsayımı içermektedir.

  1. Yetişkinlerin bir şeyi öğrenmeden önce neden öğrenmeleri gerektiğini bilmeleri gerekir. Bu bilgi veya içeriğin kendilerini nasıl etkileyeceğini, neden önemsemeleri gerektiğini ve nasıl bir fark yaratacağını bilmeleri gerekir.
  2. Yetişkinlerin benlik kavramı, büyük ölçüde kendi kendini yönetmeye yönelik bir harekete bağlıdır. Yetişkinlerin öğrenmede kendi kendilerini yönetmeleri, yani eğitimle ilgili kararlarından sorumlu olmaları gerekir.
  3. Yetişkin öğrenenler, öğrenme süreçleri için geniş bir kaynak ve büyük bir katkı sağlayan önceki deneyimlere (hem başarılı hem de başarılı olmayan) sahiptir. Bu sebeple yeni alınan her bilgiyi önceki deneyimlerine dayandırma eğilimindedir.
  4. Tipik olarak bir yaşam durumuyla başa çıkma, bir görevi yerine getirme veya çeşitli sosyal rollere (çalışan, ebeveyn, eş, vatandaş vb.) geçme ihtiyacı yaşayan yetişkinler bu ortamlarda öğrenmeye hazır hale gelirler. Yeni roller yeni bilgi gerektirir; bu nedenle, yetişkinlerin karşılaştıkları durumlarla veya üstlendikleri rollerle doğrudan ilgili eğitim, daha alakalı olarak görülecektir. (Burası kurumsal eğitimler için en önemli noktalardan bir tanesidir.)
  5. Yetişkinlerin öğrenmeye yönelimi, okulda kullanıldığı gibi içerik veya konu odaklı olmaktan çok problem merkezlidir. Yetişkinler, daha iyi performans göstermelerine veya problemlerini çözmelerine yardımcı olacağına inandıkları şeyleri öğrenmeye enerjilerini ayırmaya isteklidirler.
  6. Yetişkinler, öğrenme süreçlerinde dışsal motive edicilere (daha yüksek maaşlar) kıyasla içsel etkenlere (örneğin benlik saygısı) daha iyi yanıt verir. Eğitimi onlara zorla dayatmak yerine aslında eğitimin peşine düşerler.

Bizler de tam olarak bu varsayımlardan yola çıkarak bireylerin ihtiyaçlarından ve isteklerinden beslenerek öğrenme stillerine en uygun şekilde sizlere daha önce Öğrenen Organizasyonlar'da anlattığım Deneyimsel Öğrenme Döngüsü üzerine oturtarak eğitimleri tasarlıyoruz.

Deneyimsel Öğrenme Döngüsü

No alt text provided for this image

Sevgili Çağrı Küpeli Merak Listesi Podcast serisinde öğrenmeyi IKEA Etkisi ile birleştirip çok etkili bir şekilde açıklıyor. Aslında yukarıda açıklamaya çalıştığım 3 temel teori (ASK - Yetişkin Eğitimi - Deneyimsel Öğrenme) aynı IKEA'dan alınan ürünlerin monte edilmesinde kendimizden bir parça eklememiz gibi öğrenme süreçlerinde de bireylerin kendinden bir parça katabileceği alanların oluşumunu destekliyor.

  • Buraya kadar geldiğimizde konuda aslında henüz şirketlerdeki Eğitim ve Gelişim Departmanları'nı anlamak için yolun çok başındayız. Bu sebeple gelecek haftalarda bu temel tuğlaların aslında nasıl bir öğrenme ekosistemine dönüştüğünü sizlere birçok kavram ve teori ile aktarmaya çalışacağım. Bu serimiz bittiğinde artık Eğitim ve Gelişim Departmanlarında attığınız taşın ürküttüğü kuşa değdiğini görmenizi diliyorum :)

Sevgiyle, merakla, öğrenmeyle kalın..

Kaynakça

  • Bakarman A., "Attitude, Skill, and Knowledge: (ASK) a New Model for Design Education", King Saud University, Saudi Arabia, (2011)
  • D. Kolb, “Experiential Learning: Experience as The Source of Learning and Development”, Prentice-Hall, New Jersey, (1984)
  • Knowles, Malcolm (1984). Yetişkin öğrenci: ihmal edilen bir tür (3. baskı). Houston: Gulf Pub. Co., Kitap Bölümü.
Tuğçe Utkan

People and Culture Manager | ICF Associate Certified Coach | JCI Kadıköy Board Member

1y

Öğrenme ekosistemini ve tutkusunu birçok açıdan değerlendirdiğin bu paylaşımını da diğer içeriklerin gibi keyifle okudum. Tebrikler Alaz 🙌🏻

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın