Başkan Resul Demir, ‘Yapısal reformlar gerekli’

HAK-İŞ Konfederasyonu’na bağlı Hizmet-İş Sendikası Tokat Şube Başkanı Resul Demir memur maaşlarına yapılacak zam oranları hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Resul Demir yılda iki kez yapılan zam ve enflasyon nedeniyle bunun..

Başkan Resul Demir, ‘Yapısal reformlar gerekli’
Yayınlanma: Güncelleme:

HAK-İŞ Konfederasyonu’na bağlı Hizmet-İş Sendikası Tokat Şube Başkanı Resul Demir memur maaşlarına yapılacak zam oranları hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Resul Demir yılda iki kez yapılan zam ve enflasyon nedeniyle bunun sürdürülebilir olmadığını belirtti.

Hizmet İş Sendikası Tokat Şube Başkanı Resul Demir memur maaşlarına yapılan zam oranları hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Resul Demir yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu, işçi-memur arasındaki makasın kapatılması ve gelir dağılımında adaletin sağlanmasın, memur maaşlarına zam oranlarının hesaplandığı gün diğer kalemlere gelen zamların kabul edilemez olduğunu söyledi.

Başkan Resul Demir, “Mutlaka yapısal reformlar lazım. Bu reformlar tabii hem mali anlamda hem sosyal anlamda olmalı ki gerçekten sonuç alınabilsin. Yoksa merhem şeklinde geçici ilaç sürmek, geçici ilaç tedavileriyle ekonomik şartların iyileştirilmesi mümkün değil. Çok ciddi reformlar yapılması lazım. Ben hükümetimize bu noktada da güveniyorum inşallah. Halkın şu anda birinci gündemi ekonomi, çalışanların birinci gündemi ekonomi, işçinin birinci gündemi ekonomi, memurun ki yine öyle. Dolayısıyla verilen zamlar normal şartlarda memurumuzun da hak ettiği rakamlardır gerçekten. İşçi ve memur arasındaki orantısızlıklar var” dedi.

ÇOK CİDDİ REFORMLARA İHTİYAÇ VAR

Başkan Resul Demir, “Biz işçi sendikasıyız ama Türkiye’de genel olarak çalışma hayatındaki bütün objeler birbirine bağlı. Memur, işçi birbirine bağlı. Geçen haftalarda kamu çerçeve protokolüyle işçi maaşları yaklaşık olarak 20 bin lirayı geçti. Dolayısıyla memur maaşları bunun oldukça altında kalmıştı. En düşük memur 12 bin lira civarında alırken bugün 8 bin 77 lira artış ve yüzde 17,55’lik bu rakama ilave zamla beraber 22 bin lira civarında en düşük memur maaşı oluştu. Tabii ki çalışma hayatına dair çalışanlarımızın, emekçilerimizin maaşlarının artması bizi memnun ediyor. Mutlaka ediyor ama şöyle de bir sıkıntı var; memur maaşına zam geldiği günde motorlu taşıtlar vergisi iki katına çıktı. Bir nevi birbirini sübvanse eden süreçler bunlar. Enflasyonist baskılar, enflasyonun yüksek rakamlarda seyretmesi memur maaşlarına, işsiz maaşlarına gelen zamları iki üç ay içerisinde inşallah tekrardan sanki hiç zam olmamış gibi seviyelere çekmez. Çünkü dövizdeki artışlar, enflasyondaki artışlar, Merkez Bankası’nın faiz oranlarındaki artışlar dolayısıyla bunların tamamı çalışma hayatına dair arkadaşlarımızın ücretlerini, memur işçi ayırt etmeksizin düşünen faktörler bunları yapısal reformlarla Sayın Bakanımız açıkladı. Mutlaka yapısal reformlar lazım. Bu reformlar tabii hem mali anlamda hem sosyal anlamda olmalı ki gerçekten sonuç alınabilsin. Yoksa merhem şeklinde geçici ilaç sürmek, geçici ilaç tedavileriyle ekonomik şartların iyileştirilmesi mümkün değil. Çok ciddi reformlar yapılması lazım. Ben hükümetimize bu noktada da güveniyorum inşallah.

Halkın şu anda birinci gündemi ekonomi, çalışanların birinci gündemi ekonomi, işçinin birinci gündemi ekonomi, memurun ki yine öyle. Dolayısıyla verilen zamlar normal şartlarda memurumuzun da hak ettiği rakamlardır gerçekten. İşçi ve memur arasındaki orantısızlıklar vardı. Bu orantısızlıklar belli aşamalarda kendi içerisinde halledildi. İşçi ve memur arasında uçurum olmamalı. Buradan şunu da kısaca söyleyebiliriz; Belediyelerimizde çalışan kadrolu işçi ve şirket işçileri maalesef her ne kadar kamu çerçeve protokol içerisinde belirtilen rakamlara aldıkları ücretler yaklaşmış olsa da yine de şu anda kamuda çalışan işçilerin gerisinde kaldılar. Bugün kamuda çalışan en düşük işçi 20 bin 500 lira rakamda ücret alırken belediyelerde sözleşmeyle çalışan şirket işçileri ortalama 14,15 bin civarında, kadrolu işçiler de 20 bin tl civarında maaş alıyor. İster istemez eksiklikler var. Bunları da biz belediye başkanlarımızla görüşerek mevcut sözleşmelerde revizyon yapılarak bunları düzeltmeye çalışıyoruz. Birkaç yerde bunu başardık. İnşallah tüm belediyeler de bununla alakalı yetkili olduğumuz belediyelerde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bu çalışmalarımız olumlu sonuçlandığı takdirde kamuda çalışan arkadaşlarımızın aldığı ücretleri belediyelerdeki şirkette çalışan arkadaşlarımız ve kadrolu işçi arkadaşlarımızın da alacağını düşünüyoruz. Çalışanların sosyal hayatlarını, yaşantılarını refah içerisinde geçirmeleri de en az hizmetler kadar önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE ŞARTLARINDA OLUMLU DEĞERLENDİRİLEBİLECEK BİŞEY DEĞİL

Başkan Resul Demir “Aslında 34 bin liranın altında geliri olmayan kesim yoksul ama bu belli kriterler sağlanarak belki Avrupa düzeyinde o seviyeler düzenlenerek yapılmış bir öngörü. Bugün yoksulluk sınırı 34 bin bin tl ise 11 bin 400 lira asgari ücret alan bir arkadaşın yaşamasının mucize olması lazım. Bilimsel olan verilerle hayata dair veriler bazen birbirini tam tutmuyor. Yoksulluk sınırı 34 bin lira evet. Avrupai şartlarda kriterler değerlendirildiğinde gerçekten bu mantıklı geliyor. Ama Türkiye şartlarında bu çok olumlu değerlendirilebilecek bir şey değil. Yani açlık sınırı diyoruz, bir rakam belirtiyor. Bunun altında insanlar geçiniyor da belli şartlarda yatırımda zorlanıyor ama birtakım şeylere sahip oluyor” şeklinde konuştu.

EKONOMİK BİR FELAKET YAŞANILMADAN BU DURUMLAR DÜZELTİLMELİ

Başkan Resul Demir, “Genel anlamda bu kadar yükü devletimizin kaldıramayacağı o kadar ortaya çıktı ki Cumhurbaşkanımız daha önce Mehmet Şimşek’in politikalarını kabul etmez iken bugün zorunlu bir şekilde bunu kabul edecek durumlara geldik maalesef. Cumhurbaşkanımız Mehmet Şimşek’i görevden aldığında Cumhurbaşkanımızın fikirleri belli faize karşı, faizlerin indirilmesine karşı. Ama Mehmet Şimşek gelir gelmez faizi arttırdı. Bu şu anlama geliyor; artık bazı şeylerin gerçekten sıkıntısını yaşadığını düşünüyoruz. Yılda iki kez maaş artma 2 yıldır geçerli. Daha önceden normal şartlarda asgari ücret yılda bir kez artıyordu aralık ayında artıyor ve 1 Ocak’tan itibaren geçerli oluyordu. Sadece ekonominin dünya çapındaki birtakım krizlerden etkilenmesi değil depremin bize vermiş olduğu maliyetler çok yüksek. Ama bir an önce ekonominin gerçekten temellerine oturması ve düzene girmesi lazım. Altı ayda bir biz asgari ücrete zam yapmakla ülkeyi refaha kavuşturamayız. Buradan zam yapıyoruz memura, işçiye altı ay sonra zam yaptığımızdan belki yarısı kadar ücretleri artıyor kısır döngü oluşuyor. Hiçbir ülkede altı ayda bir artış ve; yüzde altmış, yetmiş enflasyon sürdürülebilir değil. İnşallah ekonomik bir felaket içerisine daha da girmeden devletimiz bu noktada gerekli tedbirleri alır da herkes rahatlar” ifadelerine yer verdi.

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.