Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

AİLE İÇİ ‘’DOĞRU’’.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "AİLE İÇİ ‘’DOĞRU’’."— Sunum transkripti:

1 AİLE İÇİ ‘’DOĞRU’’

2 ŞAHİN KUŞUNUN HAZİN HİKAYESİ
Mevlânâ Hazretleri Mesnevî’de bir hikâye anlatır.“Yaralı şahin kuşu, bir yaşlı kadının bahçesine kondu. Yaşlı kadın perişan görünümlü şahine acıdı, merhamet etti yanına aldı.Aç şahinin önüne çocukları için hazırladığı hamur bulamacını koydu. Şahinin, önüne konan tasa gagasını daldırması ile başını sallayarak geri çekmesi bir oldu. Çünkü şahin et yerdi, hamur bulamacını yiyemedi.Yaşlı kadın, şahinin bu hâlini görünce üzüldü:«-Vah!» dedi, «Gagan uzamış, kıvrım kıvrım olmuş. Yumuşacık bir hamur bulamacını bile yiyemez olmuşsun. Senin önceki sahibin hiç mi Allah’tan korkmazdı ki, şu gaganı düzeltmemiş hiç!..» dedi ve eline aldığı kör makas ile şahinin gagasını kesmeye çalıştı.Şahin yaşlı kadının elinden kurtulmak için çırpınsa da, nâfile, kaçamadı. Yaşlı kadın şahinin gagasını kesti.Şahin çırpınırken, yaşlı kadın, şahinin kanatlarını gördü:«-Vah!..» dedi, «Senin eski sahibin sana hiç bakmamış, şu kanatların ne hâle gelmiş, kimi uzun, kimi kısa kalmış!..» diyerek, şahinin o güzelim kanatlarını elindeki makasla düzeltmeye başladı.Şahin acı ile kıvrandı, çırpındı… Çâresizce pençelerini kadının koluna attı ve tırnaklarını kadının koluna geçirdi. Yaşlı kadın, şahinin kanatlarını -güya- düzeltirken koluna batan tırnakları gördü:«-Vah vah! Önceki sahibin nasıl merhametsizmiş ki, bir kere bile tırnaklarını kesmemiş. Tırnakların ne de çirkin olmuş.» dedi ve elindeki makas ile şahinin avlanmakta kullandığı pençelerini söküp attı. Câhil ve yaşlı bu kadının elinde rezil olan şahinin gözleri doldu. Yaşlı kadın, şahinin bu hâlini görünce hiddetlendi:“-Kimseye iyilik yaramıyor ki!..” dedi, “Ben iyilik yapıyorum, kuş ağlıyor.” diye söylendi. Sonra da elindeki kuşu:“-Git hadi, bildiğin yere!..” diyerek kaldırdı havaya attı.Şahin çırpındı uçmak için… Ama kanatları kesikti, uçamadı… Acı ile yere inmek istedi, tırnakları sökülmüştü yere de konamadı… Kendini yan üzeri bir kulübeciğin arkasına attı.Koca koca avları, gökyüzünde süzüle süzüle avlayan cesur şahin kuşu, câhil kadının elinde korkak bir kargaya dönüşmüştü. ŞAHİN KUŞUNUN HAZİN HİKAYESİ

3 Mevlânâ Hazretleri Mesnevi'de bir hikâye anlatır
Mevlânâ Hazretleri Mesnevi'de bir hikâye anlatır. Yaralı şahin kuşu, bir yaşlı kadının bahçesine kondu. Yaşlı kadın perişan görünümlü şahine acıdı, merhamet etti yanına aldı. Aç şahinin önüne çocukları için hazırladığı hamur bulamacını koydu. Şahinin, önüne konan tasa gagasını daldırması ile başını sallayarak geri çekmesi bir oldu. Çünkü şahin et yerdi, hamur bulamacını yiyemedi. Yaşlı kadın, şahinin bu hâlini görünce üzüldü:«-Vah!» dedi, «Gagan uzamış, kıvrım kıvrım olmuş. Yumuşacık bir hamur bulamacını bile yiyemez olmuşsun. Senin önceki sahibin hiç mi Allah’tan korkmazdı ki, şu gaganı düzeltmemiş hiç!..» dedi ve eline aldığı kör makas ile şahinin gagasını kesmeye çalıştı. Şahin yaşlı kadının elinden kurtulmak için çırpınsa da, nâfile, kaçamadı. Yaşlı kadın şahinin gagasını kesti. Şahin çırpınırken, yaşlı kadın, şahinin kanatlarını gördü:«-Vah!..» dedi, «Senin eski sahibin sana hiç bakmamış, şu kanatların ne hâle gelmiş, kimi uzun, kimi kısa kalmış!..» diyerek, şahinin o güzelim kanatlarını elindeki makasla düzeltmeye başladı. Şahin acı ile kıvrandı, çırpındı… Çaresizce pençelerini kadının koluna attı ve tırnaklarını kadının koluna geçirdi. Yaşlı kadın, şahinin kanatlarını -güya- düzeltirken koluna batan tırnakları gördü:«-Vah vah! Önceki sahibin nasıl merhametsizmiş ki, bir kere bile tırnaklarını kesmemiş. Tırnakların ne de çirkin olmuş.» dedi ve elindeki makas ile şahinin avlanmakta kullandığı pençelerini söküp attı. Câhil ve yaşlı bu kadının elinde rezil olan şahinin gözleri doldu. Yaşlı kadın, şahinin bu hâlini görünce hiddetlendi:“-Kimseye iyilik yaramıyor ki!..” dedi, “Ben iyilik yapıyorum, kuş ağlıyor.” diye söylendi. Sonra da elindeki kuşu:“-Git hadi, bildiğin yere!..” diyerek kaldırdı havaya attı. Şahin çırpındı uçmak için… Ama kanatları kesikti, uçamadı… Acı ile yere inmek istedi, tırnakları sökülmüştü yere de konamadı… Kendini yan üzeri bir kulübeciğin arkasına attı. Koca koca avları, gökyüzünde süzüle süzüle avlayan cesur şahin kuşu, câhil kadının elinde korkak bir kargaya dönüşmüştü.

4 ÇOCUĞUMUZU TanIyalIm !!! Çocuğun ilgileri, ihtiyaçları, gelişimsel özellikleri ve öğrenme yöntemleri birbirinden farklı olabilir. Çocukları tanımanın amacı, onların güçlü yanlarını ortaya çıkarmaktır. Çocukları tanırken kesinlikle çocuğun yapamadıkları üzerinde yoğunlaşılmamalıdır. Çocuğun kendisiyle ilgili olumlu benlik algısı güçlendirilmelidir.

5 Derslerinde başarısız olan binlerce çocuk, bir ömür boyu karga muamelesi yapılarak; tırnakları, gagası, kanatları yolunarak; şahini şahin yapan tüm özellikler kopartılıyor da kimsecikler fark etmiyor bile…Tıpkı Van Gogh’un fark edilmediği gibi… … Dünyaca ünlü ressam Van Gogh’un tabloları bu gün paha biçilemeyecek kadar değerli olduğu hâlde, yaşadığı dönemde kimsecikler dönüp onun yaptığı resimlere bakmıyordu bile… Hatta eşi ona bir gün:“-Bırak şu gereksiz işleri de, git adam gibi bir işte çalış!.. Evinin ihtiyacını karşıla, evde yemek yapacak bir şeyimiz kalmadı.” dediğinde, öyle sinirlenmişti ki, atölyesinde bulunan onlarca tabloyu o gün sokak ortasında bir parça ekmek karşılığında satmıştı. Dün bir ekmek karşılığında satılan o tablolar, bu gün kimin elinde ise, o kişi dev bir hazinenin sahibi durumunda…

6 ANNE-BABA TUTUMLARI

7 OTORİTER TUTUM AŞIRI KORUYUCU TUTUM
Bu ebeveyn tutumunda anne babanın çocuk üzerindeki kontrolü çok yüksektir. Otoriter anne-baba sevgisini, çocuk onların istediği gibi davrandıkça (şartlı) gösterir. Böyle bir ortamda çocuk ailede inisiyatif sahibi tek kişidir ve onun isteklerine diğer aile bireyleri kayıtsız şartsız uyarlar. Bu ebeveynler çocuklarını hiçbir şekilde denetlemez, davranışlarına sınırlama getirmez, bunun yanında yeterince ilgi ve sevgi de göstermezler. Çocuk anne babayı rahatsız etmediği müddetçe, çocukla ilgili problem yoktur. Aşırı koruyucu tutum, anne babanın çocuğu gereğinden fazla koruması, kontrol etmesi ve özen göstermesi olarak tanımlanır. AŞIRI KORUYUCU TUTUM Kimi evde disiplin yok değildir ancak ne zaman nerede uygulanacağı belirsizdir.

8 DEMOKRATİK TUTUM Bu tür anne-baba yaklaşımında, ebeveynler çocuklarını destekler ama bunun yanında sınırlarını koymayı da ihmal etmez ve onların hareketlerini kontrol eder. Ebeveyn ile çocuk arasında sözel iletişim kanalları açıktır. Bu tutum içinde yetişen çocuklarda genellikle sosyal yeterlilik, beceri, yardımseverlik, bağımsızlık, düşüncelerini serbestçe söyleyebilen, arkadaş canlısı, diğer insanların gereksinimlerine duyarlı, kendine ve diğer insanlara saygılı, özgüven ve sosyal sorumluluk görülmektedir.

9 DEĞERLİ OLDUĞUNU HİSSETTİRELİM
En güzel iletişim dili sevgidir. Sevginin ilk görevi dinlemektir. Aşağılamak, suçlamak yerine onu dinleyin, ona “sen dinlemeye değersin”mesajını verin. Çocuğu Dinlediğinizde; Derdini, sorununu (huysuzluk,saldırganlıkla değil) konuşarak anlatır. Ve bu sayede çocuğumuzla iletişimimizi de geliştirmiş oluruz.

10 ● Kabul ederek, değer vererek, onu elde edersiniz.
● Ona değer verirseniz; sizi sever ve destekler ● Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin. “takdir alırsan oğlum olursun” “şımarıklık yapma yoksa annen olmam” gibi söylemler çocuğa kendini değersiz hissettirir.

11 ‘’Thomas Edison ve Kahraman Annesi’’ HER ANNE VE BABA ÇOCUĞUNUN KAHRAMANIDIR.
Thomas Edison bir gün eve geldiğinde annesine bir kağıt verdi ve “Bu kağıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi”. dedi. Annesi kağıdı gözyaşları içinde oğluna sesli olarak okudu: “Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin.” Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Edison’un annesi vefat ettiğinde, o artık yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriydi ve bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken birden bir çekmecenin köşesinde katlı halde bir kağıt buldu ve alıp açtı. Kağıtta “Oğlunuz “şaşkın” (akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz…” yazılıydı. Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı: Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dahisi haline getirilmiş, “şaşkın” bir çocuktu.

12 Thomas Edison bir gün eve geldiğinde annesine bir kağıt verdi ve “Bu kağıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi”. dedi. Annesi kağıdı gözyaşları içinde oğluna sesli olarak okudu: “Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin.” Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Edison’un annesi vefat ettiğinde, o artık yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriydi ve bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken birden bir çekmecenin köşesinde katlı halde bir kağıt buldu ve alıp açtı. Kağıtta “Oğlunuz “şaşkın” (akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz…” yazılıydı. Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı: Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dahisi haline getirilmiş, “şaşkın” bir çocuktu. Thomas Edison bir gün eve geldiğinde annesine bir kağıt verdi ve “Bu kağıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi”. dedi. Annesi kağıdı gözyaşları içinde oğluna sesli olarak okudu: “Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin.” Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Edison’un annesi vefat ettiğinde, o artık yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriydi ve bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken birden bir çekmecenin köşesinde katlı halde bir kağıt buldu ve alıp açtı. Kağıtta “Oğlunuz “şaşkın” (akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz…” yazılıydı. Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı: Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dahisi haline getirilmiş, “şaşkın” bir çocuktu.

13 ULAŞILABİLİR OLUN Yoğun bir işiniz ve dar bir zamanınız da olsa çocuğunuz için ulaşılabilir olmanız çok önemlidir. Günde 10 dakikanızı hiçbir dikkat dağıtıcı araç etkin değilken (TV, telefon vb.) çocuğunuza ayırmanız iyi bir iletişim alışkanlığı kurmanıza yardımcı olacaktır. Onun gün içinde neler yaptığını ve olaylar karşısında nasıl hissettiğini sormaya çalışmak hem iyi iletişim kurmanıza hem de çocuğunuzun önemsendiğini hissetmesine hem de sözel ifade becerisini güçlendirmesine katkı sağlayacaktır.

14 Anlamaya çalIşIn Korku ve endişelerine saygı duyun.
Ne düşünüyorsun, nasıl hissediyorsun gibi sorularla anlamaya çalışın. Çocuğu anlamak ve onunla anlaşmak sanıldığı kadar kolay değildir. Çocukla yaşadığımız bütün çatışmaların temelinde onu yeterince tanımamak yatar. İncil’den alınan bir cümlede şöyle der: "Eğer çocuğunuzla konuşurken ona benzemezseniz; gökler âlemi size kapanır." Peygamberimiz bunu daha sâde bir dille anlatır ve der ki: "Çocuğu olan onunla çocuklaşsın." Burada çocuklaşmaktan kastedilen şey, çocuk gibi davranmak değildir. Çocuklaşmak demek, onun zihin ve ruh yapısını bilmek ve buna göre davranmak demektir. Çocuğu eğitirken onunla yaşadığımız bütün çatışmaların ve problemlerin altında bu bilgisizlik yatar. Bedenleri büyüyor olsa bile ruhlarının hala çocuk olduğunu unutmayın. Çocuk anne-babadan ayrı bir kişiliktir. Kopyası olamaz.

15 KIYASLAMAYIN - Hiçbir kıyaslama mutlu son ile bitmez. Her insan özel, eşsiz ve değerlidir. Kıyaslama; çocuğu mutsuz eder, kaygı ve stresini artırır, yetersizlik duygusu geliştirmesine neden olur. ‘’Çocuğun başarısı başkalarıyla kıyaslama yoluyla değil, kendi gelişimi içinde değerlendirilmelidir. Başarı çocuğun dünü ve bugünü arasındaki değişimdir.’’ Prof. Dr. Haluk YAVUZER

16 ÖRNEK OLUN Çocuklar ne söylediğimize değil, ne yaptığımıza bakarlar. Bir konuda çocuğumuza öğüt verirken o davranışı kendimizin yapıp yapmadığını sorgulamalıyız. Aksi takdirde söylenen sözlerin bir anlamı ve kalıcılığı olmayacaktır.

17 İYİ BİR DİNLEYİCİ OLUN

18 İyi bir dinleyici olmak öğrenilebilir bir durumdur. Bazı tüyolar;
● Çocuğumuz bir şeyler anlatırken mutlaka göz teması kurmalıyız. Konuşurken çocuğumuza doğru eğilmek onun anlattıklarına önem verdiğimizi hissettirir. Anlatırken yargılayıcı olmayan sorular sormak bizimle daha fazla şey paylaşması için çocuğu cesaretlendirecektir. Konuşma esnasında anlatılanlar kadar beden dili ve ses tonu da önem taşır. Çocuğunuz anlatırken sözünü kesmeyin, sonuna kadar dinleyin. O anlatacaklarını bitirdikten sonra birlikte yorum yapabilirsiniz.

19 OLUMLU İFADELER ‘’Yeteri kadar ders çalışmıyorsun.’’ cümlesi olumsuz bir cümledir. Bunun yerine ‘’ Yeteri kadar ders çalışman için sana nasıl yardımcı olabilirim.’’ cümlesi daha doğru olacaktır. 1. cümlede onu yargılarken, 2. cümle ile hem soruna vurgu yapmış hem de çözüm konusunda el uzatmış oluruz.

20 TAKDİR EDİN Davranışları takdir edilen çocuk kendini önemli hisseder ve üretken olur. Burada önemli olan nokta takdiri çocuğa değil, çocuğun yapmış olduğu davranışa yapmaktır. Bu sayede çocuğun yapmış olduğu davranışı pekiştirmiş oluruz ve çocuk her durumda değil de sadece bu tür davranışlar sergilediğinde takdir edileceğinin farkına varmış olur. Takdir etmekle, kabul etmeyi karıştırmamalıyız. Çocuğumuzu her zaman koşulsuz sever ve kabul ederiz ancak doğru davranışlarında takdir ederiz.

21 Yalnızca çocuğun yapmış olduğu olumsuz davranışlara odaklanırsak, olumsuz davranışlarını pekiştirmiş oluruz. Bu sayede çocuk dikkat çekme yöntemi olarak yanlış yolları seçebilir. Başarıları takdir edilen çocuk ise dikkat çekmenin yolunu başarıda arayacaktır.

22 AŞIRI ÖVMEK İLE TAKDİR ETMEK AYNI ŞEY DEĞİLDİR
▫ Çocuk övgüyü istediğinizi yaptırmak için bir araç olarak düşünebilir. ▫ Övgü gerçekçi değilse çocuk beklentiyi karşılayamayacağından bu durum kaygı yaratabilir. ▫ Alışkanlık yaptığında övgünün yokluğu eleştiri olarak algılanabilir. ▫ Kısacası her şeyde olduğu gibi takdir etmenin de yeri ve dozu çok önemlidir.

23 TUTARLI OLUN Tutarlı olmak demek doğruların ve yanlışların farklılık göstermemesi demektir. Tutarsızlık anne ve baba arasındaki davranış farklılıklarından kaynaklanacağı gibi, anne veya babanın kendi davranışlarındaki farklılıklardan da kaynaklanabilir. Ebeveynlerin davranışlarında tutarlılık yoksa çocuk anne ve babanın doğrularını sorgulamaya başlayacaktır. Örneğin anne ve baba yalanın kötü olduğunu ve söylenmemesi gerektiğini çocuğa anlatmıştır. Fakat telefon çaldığında çocuğa ‘’ Annem evde yok de ‘’diyorsak çocuğun yalan söylemesini sağlıyoruz demektir. Bu da çocuğa zor durumda kaldığında yalan söyleyebileceği mesajını verir.

24 Ebeveynlerin davranışlarında tutarlılık yoksa çocuk anne ve babanın doğrularını sorgulamaya başlayacaktır. Örneğin anne ve baba yalanın kötü olduğunu ve söylenmemesi gerektiğini çocuğa anlatmıştır. Fakat telefon çaldığında çocuğa ‘’ Annem evde yok de ‘’diyorsak çocuğun yalan söylemesini sağlıyoruz demektir. Bu da çocuğa zor durumda kaldığında yalan söyleyebileceği mesajını verir. Bir başka açıdan bakacak olursak annenin olumsuz yanıt verdiği bir olaya baba izin veriyorsa, çocuğun doğru- yanlış konusunda kafasının karışması kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda çocuk doğruyu ve yanlışı işine geldiği gibi yorumlayacaktır.

25 ANNE VE BABANIN İLİŞKİSİ ÇOCUĞUN ÜÇÜNCÜ EBEVEYNİDİR
Bir çocuk için annesi ve babası dünyayı temsil eder. Çocuk, annesi ve babası nasıl davranıyorsa, dünyadaki herkesin de aynı şekilde davranacağını düşünür.” M.Scott Peck

26 Anne baba ilişkisi çocuğun davranışlarının şekillenmesinde temel belirleyicidir. Evde şiddete kötü söze maruz kalan bir çocuğun toplumda uygun davranışlar sergilemesi beklenemez. Baba anneye, anne babaya saygı duyuyorsa, özür diliyorsa, anlayış ve sevgi gösteriyorsa, çocuk da ilişkilerinde bu yolu benimseyecektir.

27 YANDAKİ RESİM ACABA; VAZO MU. BİRBİRİNE BAKAN İKİ İNSAN MI
YANDAKİ RESİM ACABA; VAZO MU? BİRBİRİNE BAKAN İKİ İNSAN MI? SATRANÇ TAŞI MI? KAVUK MU? SÜRAHİ Mİ? KUPA MI? ANAHTAR DELİĞİ Mİ?

28 Bir olaya bakış açımızı yaşantılarımız, hazır bulunuşluğumuz, gelişim dönemimiz, beklentilerimiz vb. bir çok faktör etkiler. Yani bizim doğru kabul ettiğimiz şeyler başka bir kişinin bakış açısından farklı görünebilir. Çocuğumuzla, eşimizle iletişim kurarken bunu göz önünde bulundurmalıyız.

29 DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ
“ Siz gül fidanı yetiştiren, her türlü hürmete layık bahçıvansınız. Olumlu çocuk yetiştirmenin ilk şartı, olumlu anne-babadır. Hiç birimiz mükemmel değiliz o zaman onlardan mükemmel olmalarını bekleyemeyiz.” DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ


"AİLE İÇİ ‘’DOĞRU’’." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları