Konsolosluk Hukuku ve Seyahat Özgürlüğü
Connect with us

Hukuk

Konsolosluk Hukuku ve Seyahat Özgürlüğü

Yayınlandı

on

Kurum olarak konsolosluğun tarihi, diplomatik temsilciliklerin tarihinden daha eskiye dayanmaktadır. Konsolos, başka bir devletin ülkesinde görev yapmak üzere ve kendi devletinin ticari menfaatlerini ve mensubu olduğu ülkenin vatandaşlarının haklarını korumak üzere atanan resmi görevlidir. Konsoloslar, bağlı bulunduğu hükûmete siyasal ve ticari bilgileri veren, bağlı bulunduğu devletin gerçek ve tüzel kişiliklerini korumak, işlerliğini kolaylaştırmak, pasaportları uzatmak ya da yenilemek gibi görevlere sahiptirler. Ancak, konsolosların görevleri, siyasal ve diplomatik konulara ilişkin değildir; bundan dolayı konsolosların işlevleri diplomatların işlevlerinden farklıdır. [1]

Konsoloslar devlet memuru niteliği kazanmıştır. Konsolosların kendi devletlerini temsil edemezler; ancak konsoloslar görevleri dolayısıyla uluslararası statüye sahiptirler. Konsolosların işlevleri idari nitelikte olup, devletleri adına girişimlerde bulunabilirler. Yabancı devlet ülkesinde konsolosların sayısı birden fazla olabilir.

Bu makalede ilk olarak konsoloslukların tarihi gelişimi ele alınacak olup, müteakiben konsoloslukların hakları kapsamında konsoloslukları seyahat özgürlükleri ele alınacaktır.

KONSOLOSLUKLARIN TARİHİ GELİŞİMİ

Konsolosluk kurumunun tarihi gelişimini, antik çağdan itibaren, ticaretin ve ticaretle ilgili hukuki, siyasi ve ekonomik her türlü sebep-sonuç ilişkili tarihin bir parçası olarak düşünmek kaçınılmazdır. Böyle bir kurumun varlığıyla, neredeyse insanlık tarihinin tüm zamanlarında karşılaşılıyor olunması; konsolosluk tarihi çalışmalarının, temelde mülkiyet ilişkilerinin, özelde ise uluslararası ilişkilerin doğasının kavranmasına yapacağı katkı da oldukça fazladır.

Konunun bu derece önemli olmasına karşın, mevcut çalışmaların azlığı ise, sosyal bilimlerdeki disiplinler arası etkileşimde hukukun kendine has uzmanlık anlayışı nispetinde dışarıda bırakılması ile açıklanabilir.

Bir kurum olarak konsoloslukların tarihi başlangıcı Eski Yunan devletlerine dayanmaktadır. Eski Yunan devletlerinde de bugünkü konsolosların görevlerine benzer olarak görev yapan kişiler vardır. Roma tarihinde de konsolosluk kurumuna benzer kurumlara rastlanılmaktadır.

Haçlı Seferleri’nin, konsolosluğun yaygınlaşmasında önemli bir etkisi olduğu da tarih içinde kanıtlanmış bir olgudur. Haçlı Seferleri sırasında ticaret alanında ortaya çıkan gelişmeler, konsolosluk kurumunun güçlenmesine yol açmıştır. Konsolosluklar, özellikle Akdeniz çevresinde tacirlerin çıkarlarını korumak üzere ortaya çıkmış olup, 18. yüzyılda ticaret, gemicilik ve sanayi alanlarında ortaya çıkan hızlı gelişme karşısında, hükümetler konsolosluk kurumuna daha çok önem vermeye başlamışlardır.

Geleneksel olarak ticaret merkezlerinde ve liman kentlerinde kurulmuş olan konsolosluklar, zaman içinde ticari değer taşıyan malların deniz yoluyla taşınması, yükleme ve varma limanlarında bu mallarla ilgili işlemlerin güven verici biçimde yapılmasının gerekli hale gelmesiyle işlevsel olarak önem kazanmıştır.

KONSOLOSLUK İLİŞKİLERİNİN KURULMASI

Konsolosluk ilişkileri devletlerarasında kurulan ilişkiler olmaktadır. Yalnızca devletlerarasındaki ilişkilerden doğan konsolosluk ilişkileri, uluslararası örgütlerin ilişkilerini kapsamamaktadır. Diplomatik ilişki kurmanın, konsüler ilişki kurmayı da ilke olarak kapsayan hükmü Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi (KİVS) ‘nde 2.maddede yer almaktadır.[2] Bu maddeye göre ‘İki Devlet arasında diplomatik ilişkilerin kurulması için verilen muvafakat, aksi varid olmadıkça, konsolosluk ilişkilerinin kurulmasına muvafakat anlamına gelir. ‘ hükmü Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nde düzenlenmiştir.[3] İki devlet arasında konsolosluk ilişkilerinin kurulabilmesi için tarafların karşılıklı iradeleri gerekmektedir. Bu karşılıklı iradenin açıklanmasında herhangi bir şart bulunmamaktadır. Ayrıca, konsolosluk ilişkilerinin konsolosluk açılmadan diplomatik görevler aracılığıyla yürütülmesi de mümkündür.

KONSOLOSLUK İLİŞKİLERİ HAKKINDA VİYANA SÖZLEŞMESİ (1963)

Bu sözleşme, Viyana’da, 24 Nisan 1963 tarihinde imzalanmış olup, konuyla ilgili olarak evrensel nitelikteki en geniş kapsamlı kaynaktır.

Sözleşmenin 77.maddesinde yirmi ikinci onay veya katılma belgesinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine verme/bırakma gününü izleyen otuzuncu gün yürürlüğe gireceği şartı konmuştur. Ülkemiz açısından yürürlüğe girmiş olması için, katılma belgemizin yukarıda sözü edilen Genel Sekreterliğe verilmiş/bırakılmış bulunması gerekmektedir.

Türkiye’nin bu anlaşmaya taraf olmasına 20.05.1975 günü karar verilmiş, katılma belgesinin hazırlanması çalışmalarının tamamlanmasını müteakip, söz konusu Sözleşme 20 Mart 1976 tarihinde yürürlüğe girmiştir. [4]

Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi (KİVS), konsolosluk münasebetleri, ayrıcalıkları ve bağışıklıkları konularında, söz konusu ayrıcalıkların yalnızca bireyleri yararlandırmak yerine konsoloslukların, görevlerini etkili bir şekilde yerine getirebilmeleri amacını taşımaktadır.[5]

Bu Sözleşme kapsamında, yapılacak bir anlaşma ile devletlerin eşitliğinin, uluslararası barışın ve güvenliğin sürdürülmesi ve böylece, sosyal sistemleri ne olursa olsun ülkeler arasındaki dostluğun geliştirilmesi amaçlanmıştır.

KONSOLOSLUKLARIN SAHİP OLDUĞU AYRICALIKLAR

Diplomatik görevlerde bulunan kimselere, görevlerini olması gerektiği gibi serbestçe yerine getirebilmelerini sağlayacak imkânların sunulması, kabul eden devletin yükümlülüğü sayılmaktadır. Kabul eden devletin bu yükümlülükleri öncelikle 1961 yılında Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi düzenlemiş, devamında ise 1963 yılında KİVS bu yükümlülükleri düzenlemiştir.[6]

Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi çerçevesinde diplomatik görevlilerin sahip olduğu birtakım ayrıcalıklar bulunmaktadır. Bu ayrıcalıklar:

-Konsolosluk binalarının dokunulmazlığı,

-Konsolosluk arşivlerinin ve belgelerinin dokunulmazlığı,

-Haberleşme serbestliği,

-Seyahat özgürlüğü,

-Konsolosluk memurlarının kişi dokunulmazlığı

-Yargı bağışıklığı,

-Vergi ayrıcalıkları’dır.

 SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ

Konsolosların ilişkileri dolayısıyla ortaya çıkan seyahat özgürlüğü konusu Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi 34.maddesinde düzenlenmektedir. Bu sözleşmenin anılan hükmünde yer alan ‘Ulusal güvenlik nedenleriyle girmesi yasaklanmış veya nizama bağlanmış bölgelerle ilgili kanun ve düzenlemeler saklı kalmak üzere, kabul eden Devlet, ülkesi üzerinde konsolosluğun bütün mensuplarına yer değiştirme ve seyahat etme serbestliğini sağlar.’[7] İfadeye göre konsolosluk görevlilerinin seyahat özgürlüğü KİVS ile düzenlenmiş bulunmaktadır. Anılan hükme göre, kabul eden Devlet, konsolosların görevlerini özgürce yerine getirebilmeleri için ülke topraklarında diplomatik görevlilere her türlü seyahat imkânını tanımalıdır.

SONUÇ

Eski Yunan döneminden günümüze kadar gelen konsolosluk kurumuna ve ilişkileri ile neredeyse insanlık tarihinin bütün zamanlarında karşılaşılması; uluslararası ilişkilerin temelinin anlaşılmasına oldukça katkıda bulunmaktadır. Konunun bu derece önemli olmasına karşın, mevcut çalışmalar oldukça azdır. Antik çağdan 20.yüzyılın başlarına kadar, uluslararası ticaretin ve bu ticaretin sebep olduğu her türlü ilişkinin önemli bir aktörü olan konsoloslar, 16.yüzyılın başlangıcından itibaren artan işlevleri ve kazandıkları itibarla, uluslararası siyasetin en önemli aracıları haline gelmişlerdir.

24 Nisan 1963 tarihinde imzalanan ve konsolosluk konusunda en kapsamlı kaynak olan Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi, ülkemizce kabul edilmiş ve 1975 yılında yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Sözleşme, konsolosların görevlerini etkili bir şekilde yerine getirmelerini sağlamak, devletlerarasında eşitliği sağlamak, uluslararası barışı ve güvenliği sürdürmek gibi amaçları da taşımaktadır.

Sonuç itibariyle, Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmeleri çerçevesi içerisinde devletlerarası ilişkileri sağlayan konsolosların, bu ilişkileri kurabilmeleri için gerekli uygun ve sağlıklı şartlar içinde çalışmaları gerekmektedir. Bu uygun ve sağlıklı şartları sağlamak kabul eden Devlet’in yükümlülüğü olup, gerekli imkanları, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak çerçevesinde sağlamalıdır. Bu sebeplerle, kabul eden Devletler, birtakım ayrıcalık ve bağışıklıkları amacına uygun olarak konsolosluklara sağlamaktadırlar.

 

Deniz Güzelkaya
Gazi Üniversitesi


[1] Aybay, Rona: Tarih ve Hukuk Açısından Konsolosluk, 1.Bası, Türkiye İş Bankası Yayınları, s.3, İstanbul 2009.

[2] Aybay, Rona: Tarih ve Hukuk Açısından Konsolosluk, 1.Bası, Türkiye İş Bankası Yayınları, s.104, İstanbul 2009.

[4] Kanunun Yayınlandığı R.G. 27.09.1975-15369

[5] TEKİNALP, M.A. : Konsolosluk Sözleşmeleri, Dışişleri Akademisi Yayını No.33, S.40, s.136, Ankara, 1976

[6] Aybay, Rona: Tarih ve Hukuk Açısından Konsolosluk, 1.Bası, Türkiye İş Bankası Yayınları, s.251, İstanbul 2009.

Devamını Oku
Reklam
1 Yorum

1 Yorum

  1. Osman Genç

    27/04/2015 at 11:08

    Sayın yetkili.Benim öğrenmek istediğim konu,Fahri Konsolosluk ünvanı almış kişi beraber çalışacagı ikinci kişiyi görevlendirebilirmi,örneğin;Fahri Konsolos yardımcısı,Fahri Konsolos sekreteri veya memuru gibi her hsngi bir ünvan adı altında görevlendirme yapabilirmi.Kolay gelsin.Teşekkür ederim şimdiden.Saygılarımla.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2022 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır. İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.