Blog

Disleksi Nedir, Ne Değildir?

Disleksi, bir çeşit öğrenme güçlüğü türüdür. Erken yaşlarda ortaya çıkmasına rağmen
genellikle okula yeni başlayan çocukların, öğrenme güçlüğü çekmesi ile anlaşılır. “Okuma,
heceleme becerilerinde meydana gelen nörogenetik kökenli bir farklılık” olarak da
tanımlanan disleksi, öğrenme bozukluğu olan bir kişinin sözcükleri veya sayıları işlemekte
zorlanması durumudur. Aynı zamanda dislektik çocuklarda dikkat bozukluğu, koordinasyon
eksikliği de görülür. Disleksi olan çocuklar yeterince zeki ve öğrenmeye motive olsalar bile
okumayı öğrenmekte güçlük çekerler. Disleksi bir hastalık değildir, doğumsal bir rahatsızlıktır
ve çoğu kez ailelerden geçmektedir. Dislektik çocukların zeka düzeylerinde bir sorun yoktur,
normal veya üstün zeka düzeyine sahip çocuklarda da disleksi görülebilir. Disleksisi olan veya
şüphe duyulan çocuklar için mutlaka bir uzmana danışılmalı ve ihtiyaçlarına göre sistemli bir
eğitim verilmelidir. Eğitim sözel, işitsel ve görsel metodlar kullanılarak gerçekleştirilmelidir;
çocuğun akademik ihtiyaçları dışında görsel, işitsel algı, dikkat ve odaklanma, dil becerileri,
sosyal beceriler ve davranış problemlerini çözümleyecek çalışmalar sunulmalıdır.

Disleksi hangi yaşlarda ortaya çıkar, kaç çocukta bir görülür?

Disleksi, genellikle anaokulu ve ilkokula başlanıldığı sırada tespit edilir. Okumaya başlangıç
aşamasında kendini gösterebilir, ancak aile tarafından dikkat yetersizliği olarak adlandırılır.
Yapılan araştırmalarda erkeklerde kızlara oranla 3-4 kat daha fazla görüldüğü tespit
edilmiştir. Disleksi yaygın bir sorundur. Toplumsal yaygınlığı %8-10 oranındadır (Örn; bu
orana göre, 500 kişilik bir okulda yaklaşık 40-50 öğrencinin disleksi olma ihtimali
bulunmaktadır). Dış ülkelerde yaygınlığı %5-20 oranındadır.

Belirtileri nelerdir?

Çocuğun dislektik olduğunu gösterebilecek birçok işaret vardır. Çocuğun iyi bilgilendirilmiş
bir ebeveyn veya öğretmen tarafından dikkatli bir şekilde izlenmesi, disleksinin
semptomlarının erken yaşta tanınmasına ve çocuğa yönelik yanlış tutumun yol açtığı birçok
sorunun önüne geçilmesine yardımcı olacaktır. Disleksinin belirtileri iki kategoriye ayrılır:

  • Genel belirtiler
  •  Spesifik/semptomik belirtiler

Belirli özellikler ise spesifik fonksiyonların gelişiminde aksamalara, yani belli bir duyusal
kanalla (görsel, işitsel, dokunsal) uyarıların tespiti, tanımlanması ve farklılaşması ile ilgilidir.

Genel belirtiler şunlardır:

1. Disleksinin genel belirtileri psikomotor gelişim, davranış, duygusal ve bilişsel gelişim
özellikleriyle ilgilidir. Fırsatlar ile gerçek kazanımlar arasındaki tutarsızlık, disleksiyi
tanımada önemli bir kriterdir. Disleksisi olan çocuk, ortalamanın üstünde bir
istihbarat ile uyanık, kendini sözlü olarak daha başarılı bir şekilde ifade eder, ancak
okuma, yazma ve matematik ile başa çıkmaz. Bu nedenle özel eğitim ve öğretim
gerekmektedir. Erken dönemde, problemi çözmek için yeterli bir program geliştirmek
için belirli öğrenme yeteneklerini normal okul performans problemlerinden ayırmak
önemlidir. Gereksimlerine göre özel eğitim teknikleri uygulanır.

2. Dikkat eksikliği. Dislektik çocukların çoğunluğunun karakteristiğidir, ancak dikkat
bozukluğu her zaman eşlik etmeyebilir. Huzursuzluk, dağılma, dürtüsellik, aşırı
konuşma isteğinden kendilerini ayırmama gözlemlenebilecek diğer özellikler
arasındadır. Düşük okul başarısı çoğu öğretmen ve aile tarafından sadece dikkat
eksikliği ile açıklanmaktadır. Bu anlamda, çocuğu doğru gözlemlemek ve belirtileri
ayırt etmek büyük önem taşır. Erken teşhis ile dislektik çocukların gerek akademik
gerek davranışsal problemlerini önlemek ve onarmak mümkündür.

3. Hafıza (bellek) bozuklukları. Hafıza problemleri özellikle görsel-mekansal bilgiler
açısından kısa süreli hafızayı etkiler. Bu hafıza problemi çocukların doğrusal olan “iç
konuşmalarını” etkiler. Bu nedenle çocukların kendilerini sözel ve çok daha belirgin
bir şekilde, yazılı olarak kendilerini ifade etmelerini etkiler. Düşünme, doğrusal tutarlı
bir karaktere sahipken, disleksik çocukların düşüncesi genel imgelerde ve resimlerden
gerçekleşir. Detayları algılamakta zorluk çekerler. Detayları hatırlamakta zorlanırlar.

4. Sosyal beceri eksikliği. Bu davranış bozuklukları üç ana alanda becerileri etkiler:
a. Başkalarının ruh halini ve düşünme biçimini değerlendirme yeteneğini,
b. Belirli bir sosyal durumda ortama adaptasyonu,
c. Genel olarak kabul edilen davranış seçimini.

Dislektik çocuklar genellikle incelik eksikliği yaşarlar. Patavatsız ve vurdumduymaz
olabilirler. Ara sıra yabancı ve samimi olmayan kişilerle çok fazla kişisel bilgi
paylaşabilirler veya arkadaş olmak istedikleri kişilerle nasıl yakın temas kuracağını
bilmezler. Bu nedenle, arkadaşlıklar kurmak ve sürdürmek zordur ve genellikle okulda
izole edilirler. Kendilerinden yaşça küçük olan çocuklarla iletişimleri daha iyidir.

Spesifik-Semptomik belirtiler şunlardır:

1. Görsel tanıma bozuklukları. Sorunlar nesnelerin temel ve kalıcı özelliklerini
kategorize etme zorluklarıyla ilgilidir. Bu, benzer optik uyarıları ayırt etme kabiliyetini
etkiler (harfler, kelimeler, resimler, gerçek nesneler). Görsel tanıma bozuklukları olan
çocuklar farklı görürler. Bireysel özellikleri ayırt edemeden nesneleri çok boyutlu
olarak algılarlar. Bu nedenle, harfleri ayırmada güçlükler çekerler. Yakın bir grafik
gösterimi olan harflerde bu sorunlar sıkça görülür (Örn; b-p-d; ş-s; n-m; g-y; t-f; ç-c
vs.). Aynı zamanda görme-motor (görselleri yazıya dökme) defisitleri ile ilişkili olarak,
boyut, konum ayırt etme problemleri olabilir. Dislektik çocuklar nesneleri
sadeleştirirler ve harflerin doğru konumunu hatırlamada zorluk çekerler. Bu nedenle
harfleri, heceleri, kısa kelimeleri ve tüm sözcükleri doğru tanımada dolayısıyla
okumada ve yazılı olarak yansıtmada zorluk çekerler.

2. İşitme tanımındaki bozulmalar. Bu bozukluklar kavramların anlaşılmasını ve
algılanmasını etkiler. Bu nedenle kavramları-uzamsal ilişkileri, yönleri, sol-sağ
yönlendirmeyi, özellikle matematiksel becerilerin ve düşünce gelişiminde önemli
kavramları kullanmada güçlük çekerler.

3. Yazı yazma bozukluğu (Disgrafi). Sözlü ifade biçimi ve dilsel işleyişi ile ilgili olarak,
dislektik çocuklarda görülebilecek belirtiler aşağıdakilerle ilgilidir:
a. Kelimelerdeki harflerin sırasını belirleme,

b. Edatlar ve fiil zamanlarının doğru algılanışı ve kullanımı,

c. Mantıksal-gramer yapıları (cümlelerin, metinlerin tutarlılığı),

d. Örnek ve ek yazarken karışıklık.

4. Ritmik bozukluklar. Algılama, üretim ve programlama becerilerini etkiler. Bu nedenle,
melodileri, tempoyu ve saat kombinasyonlarını algılamada güçlük çekerler. Ritmik
yapıların rahatsız algılanışı, tonlama ve konuşma aksanlarının kullanımında hatalara
neden olur.

Dislektik çocuklarda genel olarak görülen farklılıklar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

Tablo 1: Genel Olarak Görülen Farklılıklar 
OKUL ÖNCESİ (3-5 YAŞ) İLKÖĞRETİM ORTAÖĞRETİM 

(12-18 YAŞ) 

  • Sesleri, kelimeleri, harfleri hatırlamada güçlük; 
  • Alfabedeki ve kelimelerdeki harflerin, verilen talimatların vs. sıralamalarını hatırlamada güçlük; 
  • Okunuşu benzer olan kelimeleri karıştırma; 
  • Kopyalama ve boyamada zayıflık; 
  • Zayıf hafıza; 
  • Bazı aktivitelerde yavaş tepki verme (Örn. Harf ve kelime oyunları gibi). 
  • Okula gitmede isteksizlik; 
  • Kelimeleri, harfleri, sesleri öğrenmede güçlük; 
  • Verilen talimatları takip etmede güçlük; 
  • Kelimeleri harflere veya hecelere ayırmada güçlük; 
  • Kelime ve ses bilgisinde zayıflık; 
  • Okuma veya hecelemede güçlük; 
  • Organize olamama; 
  • Davranış bozuklukları. 
  • Okurken veya hecelerken harf ve seslerin sıralanmasında güçlük; 
  • Ödev ve yazılı çalışmaların çok zaman alması; 
  • Zamanı yetiştirememe; 
  • Hatırlama ve organize olmada güçlük; 
  • Sürekli olarak bir asabiyet hali; 
  • Okuldan kaçmak için çeşitli taktikler geliştirme. 

 

Dislektik çocuklarda genel olarak görülen en yaygın hatalar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

Tablo 2: Genel Olarak Görülen En Yaygın Hatalar 
Okuma Hataları Yazım Hataları 

 

  • Benzer/sesteş harfleri karıştırma (Örn; d-b-p, m-n, t-f, b-p, t-d, f-v, s-z); 
  • Harf sırasını ters algılama (Örn; “çok” = “koç” okunur, “en” = “ne” okunur, ve = ev, …); 
  • Harf atlama (Örn. “kabak” = “kabk”); 
  • Alfabeyi öğrenme güçlüğü; 
  • Aşina olunmayan veya nadiren kullanılan kelimeleri okuma ya da telaffuz etme güçlüğü; 
  • Aynı satırı okumaya devam etmede veya bir sonraki satırı okumak için sağdan sola geçme güçlüğü. 
  • Harfleri karıştırma; 
  • Benzer sesteki harfleri karıştırma (Örn; b-d-t; f-v; k-g); 
  • Benzer görünüşteki harfleri karıştırma (Örn; b-d; n-u ; ı-i; o-ö; u-ü;a-e); 
  • Hem benzer seste hem de benzer görünüşte olan harfleri karıştırma (Örn; b-d; m-n; o-ö; u-ü); 
  • Harf atlama; 
  • Yan yana gelen aynı iki sessiz harfi atlama (Örn; “attı” = “atı”, “bakkal” = “bakal”); 
  • Harf ekleme; 
  • Hece tekrarı (Örn; “kafeterya” = “kafefeterya”); 
  • Yer değiştirme (Örn; “çark” = “çrak”); 
  • Ortografi hataları (Örn; “Dağıtmak” = “dahıtmak” = “dayıtmak”). 

Ayrıca, disleksili çocuklar, büyük harfleri genellikle kullanmazlar veya yanlış yerde kullanırlar. Diğer yandan, noktalama işaretlerini neredeyse hiç kullanmazlar.  

Son olarak, bazı dislektik çocuklar yazım hatalarını gizlemek için muhtemelen bilinçsizce, el yazıları anlaşılamayacak şekilde yazılarını deforme ederler. 

Yorum yapma kapalı.