1992 12

Page 1


HOLIDAYINN A WORLD FAMOUS HOTEL IN ISTANBUL ... Away from the no ise of downtown , traffic

llo liday Inn with 170 spacious rooms , all with

congest ions and air pollution.

balconies overlooking the sea of Marmara, offering

lt is located wi thin easy reach from the airport, as we ll as business and to uristic centers of Istanbul , in

minibars,. satelli te lV, safe deposit boxes and queen size beds in the roo ıns has b come everyone's ch o ice .

peaceful su rroundings of Ataköy Marina.

Shouldn 't it be yours ?..

STAY WlTH SOMEONE YOU KNOW.

Sahil Yo /u ]47 10 Ataköy-ISTANB UL

Phone: 0 1 1560 4 1 / 0

Fa.:ı::

0 1 1 559 49 05

Tlx: 20030 H mn

tı:


ZEKERiYAKÖY E V L E R I Evinizi

a lı rken komşularınıı

önemlidir.

Onlari Taniyorsunuz ••• Zekeıiyaköy Evleri şimdiden

"dostluklar semti"olarak anılıyor. Pek çok arkadaş gurubu birlikte olabilmenin tadını yaşamak için Zekeriyaköy Evleri'ni seçiyor. Zekeriyaköy dostları, haftaiçinde sabahlan tenis, pazarlan jogging, akşamları; bazen bahçede, bazen Zekeriyaköy Çarşısı lokanta ve kafelerinde, yazboyunca havuzbaşında, keyifli sohbetlerle, belki briç partileriyle uzayacak geceleri düşlüyor, çocuklar ise toplu oyunlannın zevkini bugünden yaşıyorlar. Zekeriyaköy'ün tertemiz doğasında, sporun sosyal aktivitelerle bütünleştiği yaşamı gerçek dostlarınızla paylaşma kararı vermek ve ayrıntılı bilgi almak için, Garanti- Koza Pazarlama Bölümü'nü lütfen hemen arayın 163 -3fJOm2 genişlikte 12 ayn tip tümü bağımsız ısıtma sistemli vi/la. Çatı ısı yalıtım/ı. Pencereler ısıcam/ı ve kepenkli. Döşeme/er, ahşap veya halı kaplı. Mutfak Alno Pin o. Banyolar kombine viirifiye takım. Birinci sınıfyapı malzemesi. Dekoratif malzeme seçiminde geniş olanaklar.

li Garanti-Koza inşaat Bagl arba~ . Kı~klı Cad. 28 Altunızade 81180 Üsl<ıidar/ISTANBUL Telelon: 310 44 95 Telelax: 342 10 89 • 343 67 87

~ Koç


Al o

Bugün, etaş

Türkmenistan'ın başkenti Aşkahat'ta

ürünü

bir

işadamlarımız

Türk önderi

sayısal

DMS

Türkmenistan'la

sistemiyle

Aş kab a t.

ticari

artık

santralı

girişimleri

çağdaş

bir

var .

olan

haberleşme

çalışıyorlar.

haberleşme

Netaş,

h izmetlerini Orta Asya'daki Türk Cumhuriyerleri'ne

görevler

ulaştırma

programı

üstlenmiştir.

Geçtiğimiz

günlerde

giren santral; Türkmenistan sektörünün 25

PTT'nin

deneyimini

yıllık

ve

haberleş mesini

yeni bir

içinde önemli

sağlayacak,

canlılık

Aşkabat'ta

halkının

hizmete

daha kolay

ülke ekonomisine

getirecek ve

Türkmenistan'ın


- -- - - - -

dünyaya

açılmasında

etaş ,

önemli bir

adım olacaktır .

cihazıarı

üretecek tesisler

eta ş 'ın

Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'ne

-

bölge ülkelerinde

"anahtar teslimi" · çözümler sunarken, ortak

başarı

yatırımlara

girerek

gücün somut bir örneğidir.

işbirliği"nin

ilk

çerçevede,

bazı

"etkin

adımlarını

kalıcı

bir

atmaktadır.

Bu

ve

Orta Asya ülkelerinde

kurulmaktadır.

Türkiye'nin

ulaştığı

telefon

santralları

Netas-

Netaş

ve telefon

bu

teknik ve ekonomik

iletişimin.

ortaklığıyla çeşitli

kazandığı

Istanbul

(1)

gü cü

274 34 74 Ankara (41 417 95 00 lımlr (5 1) 89 33 H Antalya (31} 48 50 50


l<'fır

YIL/

10

SA YI / Number 116

48 BALlGI PIŞIRMEK Delighb of llıe Sea B) ALl PASINER

52 SU , TOPRAK VE

YÖNET IM

By ERDAL YAZ lCI

Yön~tim Kunılu Başk:ını/

Cbaimwn of the Board

60

ERMAN YERDELEN

Türk Hava Yollan A.O . Adına

Sahibi 1 Publisber

TÜRKAN ŞORAY ,

Genel Müdür TEZCAN M YARAMANCI

A Living Legend By SUNGU ÇAPAN

YAYlN

70

Genel Yayın Yönetmeni

Editor-fn-Chief

HIKAYESI TAŞlN IÇINDE

MUSTAFA SÖNMEZ Yazı I şleri

Müdürü/ ManaRing Editar ENGIN 0KTEMER

Sanat

Kapakfotoğrafi

1 Cover Pboto

MANUEL ÇITAK

Danışınan tl Design. Consultcml

Koortlinaıör

/.Coordinaror

6

SEMRA SDMERSAN

Editörleri Editors HAŞMET BABAO~LU

AYTEKIN HATIPO~LU

Buglisb

Editoritıl

MARY

IŞIN

Sanat Yönetmenleri 1 Ari Directors LALEHAN UYSAL YÜCEL ALP IŞMEN

AGENDA

ISTANBUL SOKAKLARlNDA AVRUPALlLAR

12 OTOMOBIL TUTKUSU

Da$lılıın

1 Distribution

Tel, 574 73 00 (Ext) ll89 Adres 1 Address Türk Hava Yolları Gt!nel Yönetim Bin:.tsı

Alatürk

18

The Sacreel Shrinc of Eyüp

1 Pmdlf(·fion

I B~~JANS I Osm~ınlı ~ok .

Tel, 251 74 Ha ...;kı 1

Sı.

N icholas

24 lly TAHA T OROS

Ye~ilköy 34330 ls~ınbul Yapını

NOEL BABA

FIKRET MUALLA

Hav~ı Limanı

19 Tak.-.im IST. hat)

ıı. ı 16

32 BIR ZAMANLAR MANASTIRLAR Unknow n 131ack Sea Monasıeries lly BÜNYAD DINÇ

Prlntin.~

m -

36

Hürriyet Otset

PORTAKALIN SERÜVENI

34625 Sefaköy IST. Td 541 SB SH

Nam e of ıh e Orange

Renk Ayrımı 1 Colour St.>paratiofı RENK GRAFIK

KaAıt

1 Paj)(!r tl(•

ft11u~rtt/1ttni"a,; ltıt)'lltılt bdirtillm't/1!11 Itim

1'1! ıizet alu/lı rt~Jnlunwz.

EYÜP By AYŞE PEKIN

100 TANRI DAGINA TlRMANlŞ Ascenı of Khan -Tengri

By NASUH MAHRUKI

108 OYA

The Language of "Oy:ı" lly MINE ERBEK

118 DUTY FREE

126 THY UÇUŞ BILGILERI Flighı

HAMAMDAN

LEYKAM MÜRZTALER MAGNOMAT

{)(•'1!,illliZd(• )'(.1)'111/(/IUII/ )'<IZI

lly VEDAT ÖRS

42

Film Çıkış OBJEKTIF GRAFIK

Sı reel Naıncs

90

lly FIKRI KARANIS

KEREMILTER

Litera1y

By ALPAY KABACALI

By ALl IHSAN TERCAN

Reklam 1 Advet1fsing DUYGU TAMER YURDAGÜL ALTINÖZ

By ARIF AŞÇI

82

ERQALALOK

Tel, 574 73 00 (Ext) 1184/ 1185

Oul lnl o Ouıcr Mongolia

10

The Ca r Craze Fmog-mnar 1 Photos MANUEL ÇIT AK (Edi/or)

Pipes

MOGOLISTAN

THY 'DEN HABERLER

Kurulu/ PublisbinR Board

FERDI PIŞKIN NERGIS ÇAKIRO~LU MUSTAFA SÖKMENO~LU

Mcerschaunı

By BETSY FOWLER

76

DENIZ ŞAHINBAŞ

Yayın

ATEŞ

The Potıers of Karacasu

ÇARŞlYA

An O ld Turkish B:ıth lkslo red lly ASLI KAYABAL

Information

138 OYUNLAR


ear Passengers, Our Customer Services Department has received fetters from same passengers complaining that after first being to/d that there were no seats on a flig ht, they afterwards obtained tickets only to discover when they boarded th e aircraft that there were a large number of free seats. Some of our correspondents have expressed their criticism with exceptional sympathy, even suggesting means of preventing this occurrence. I am most grateful to these passengers for this sympathetic and consciencious attitude towards our national carrier Turkish Airlines. There are two reasons f or this circumstance. The first is that when there is unexpected demand for aparticu/ar jlight, we put on a larger aircraft whenever possible so that passengers are not disappointed. For example, instead of a B-727 with 165 seats, we allocate an A-310 with 225 seats. Of course, as a resu lt there may then be a large number of unoccupied places on the aircraft. Since our passengers are not aware of this, they misinterpret the siluation. The second and principal reason is what is known as "no başkasına satımı şansın ı kaçırır, show" in com mercial aviation jargon. This means passengers "No show" yalnızca Türk Ha\·a Yolları'nın değil , çeş itli ülkelere ait tl'ho have booked seats but do not turn up. This is a problem which ajfects not just Turkish Airlines but all international caruluslararası bütün havayollarının oıtak sorunudur. Bu nedenle "gelmeyen yolcu" ol ayını çözümiemek için uluslararası çabalar riers. !Jfo rts are heing made internationally to dea! with the problem ofjlights which appear to be booked up, hut on takesaıfedilmektediL Soruna çıkış yolu bulabilmek için Avrupa Taşıyı ­ cı lar Birliği (AEA) tarafından geniş çaplı bir çalışına yap ılmaktadır. ojfhave llltmerous ernpty seats. Nitek im AEA'nın 20 Kasım I992 tarihindeki Genel Müdü rler top77Je Association of European Airlines (AEA) ho/ds regular meetings to discuss means of avoiding this situation, and 1 attenlanıısında bu konu yine gündeme geldi. Yerilen brifıngcle oıtaya konulan rakamlar gerçekten korkutucu idi. 1991'cle IATA'ya dahil ded the fatesi such meeting on 20 November 1992 in person. ş irk etlerele I7.'100.000 yolcu yer ayııttığı halele ge lmem i şti. Ulusla7bejigures given in the briefing at this meeting were trnly horrarJsı Havayollan bu sebepten aynı dönemde 177.4 milyon dolar rif.i'illg. In 799 1 no less than 17,400,000 passengers failed to take jligbts for ıl'hicb tbey had booked on !ATA member airligelir kaybına uğramıştı. "No show" olayına yol cu l a rın çifie rezernes. 1bis is equiua/ent to revenue losses fo r the period of 177.4 vasyon yapıırınalan yanında seyahat tarihlerini değiştirmeleri de sebep olm ak t adır. Acentalar ise spekülatif ve hayali rezeıvasyon ­ 111 i/lion dollars. lann yanında yanl ış prosedür uygulanıalan ile ele o la ya yol açWbile same passen{.!ers make double bookings, otbers alter the ınakıaclırlar, Havacılık ~irketlerinin "no show"a karşı geliştirdikleri da te oftbeir depart u re at the !ası moment. Travel agencies, too, silah şimd ili k "overbooking" dediğ im iz fazla rezeıvasyonclur. Anare responsible for "no show". both by making speculative and cak bu def;ı da rezeıvasyonlu yolcunun uçağa binememe te hlikenonexistent reseruations and by their procedural practices. si doğınakıa ve zaman zaman tatsız durumlar yaşa nın akıad ır. 7be method employed currently by airlines to combat the "no Büyük şirketler hu konuda katı bir tavır takınıyor, ancak yolcushow" problem is ouerhooking. However, this is a risky method which can /ead to hooked passengers being unab/e to obtain semuzu üzınemek ic;)n biz şimdilik bu yola başvurmuyoruz. Yukarıda da beliıttiğim gibi uluslararası çabalar da problemin taats on theirjlight. "Ib is is comman practice in Europe, but Turmamen onadan kaldırılmasını sağl ayamamak tadı r. Son AEA topkish Airlines does not have recourse to this metbod. lantısında, etkili bir yöntem olaı:ık kullanılmayan rezeıvasyonlu International e.ffo ı1s have not so far succeeded in overcoming biletierin yanınası formülü oıtaya atılını~tır. Ancak. bu defa da getbis dijficulty elttire~y. At the latest AEA meeting, it was decided rçekten ınazereıli olan bazı yolculara haksızlık edilm i ~ ol aca ktır. that Ibe only feasihle solution was to charge passengers for unuKanımca, sorunun çözümü için havayollarının ya nısmı. yolcu ların sed hookings. However, the most appropriate approach would be da katkıda bulunması gerekmekted ir. Gelin bu for passengers as well as airlines to contrihu TEZCAN M. YARAMANCI ortak son ın uınuzu halledebilmek için. bize te to foımu lating a solution by mearıs of muyardımcı o lun. seyahat iptalierinizi bize lütfen Genel Müdür 1 Presidentand CEO tual cooperation. Please help us solve this zamanında bildirin. Zahnıetlerinize pe~inen teproblem hy notify ing us ofyour cancellations ~ekkür ediyorum. well in advance ofyour departıtre date. I Sayg ıl arımla. thank you for your cooperation. ayın Yolculanmız,

S

Mü~teri

Hizmetleri ·serv is l e ri ' ıni ­ ze gelen mektuplardan bazılann­ da, yo l cularını ı z, kendilerine ba~langıçta uçakta yer olmad ığı­ nın söyle nmesine rağmen uçağa bincliklerincle azımsanmayacak sayıda boş ko lıukl a karşılaştıklarını bildiriyorlar, Bu mektuplar o kadar sanıimi bir elille kaleme alınıyor ki, tenkillerin yanında, olayı ön leyecek tedbirler ve tavsiyeler içerenleri bile var. Önce milli havayolumuz o lan Türk Hava Yollan'na sah ip çıkt ıkl anndan dolayı bu yolcularıııııza yürekte n te~ekkürü borç bilirim, Bu ol ay ın temelinde iki sebep yatar, ilki bizim iyi niyeıimizdir, Uçak dolup, talep kapasiteyi aştığıncla, yolcuyu bırakmamak için, imkan dahilinele tip büyütüyon.ız. Ö meğin, 165 kişilik B-727 yerine. 225 kişilik A-310 koyuyoruz. Ancak bu defa da bazı koltuklar boş kalabiliyor, Yolcu ise ol ayın ge liş­ ınesini bilmediğinden, gördüğü durumu yan lış yorumluyor, Ikinci ve ana sebep ise havacılık dilinde "no show" diye aclland ınlan "gelmeyen yolcu" o l ay ıdır. Bilindiği gibi uluslararası yolculukta tam ücretli biletler. rezervasyon ku ll an ılın azsa ya nmaz. Dolayısı ile bazı yolcu lar yaptırclıklan rezervasyonları kullanma veya iptal etme sorum lulu ğunu cluymazlar. Havayollan da o ko ltu ğ u bir

D


THY'DEN HABERLER 1 NEWS

Türk Hava Yolları özelli kle yurt dışında çalı­ şan vatandaş l arım ı zın y ıl baş ı

EXTRA FLIGHTS FOR THE NEW YEAR HOLIDAY RUSH

2_5 0 EK SEFER

T urkish Airlines has scheduled 250 addilional.fl igh ts over the New Year holiday period, aimed part icu /arly at Turks working abroad who take this opportunity to visit .friends and .family a t home. The ex t ra jligh ts cover the period be t ween 10 Decem ber 1992 to 15 j anuary 1993. A large propo rtion of the jlights are to and from desfiııa­ tions iıı Cermany, such as Nu rnberg, Hannover, Dusseldor_f, Stu tgart, H amburg, Co log-

ta ti li nedeniyle yurda ge li ş ve dönüş l e­ rinde kolayl ı k sağla­ mak üzere tarifede mevcut seferlere ek olarak 250 sefer planladı. Ek seferler 10 Aralık -15 Ocak 1993 tarih leri arasında yapı­ laca k. Il a ve seferler özell ikle Alma nya ağır­ lı k l ı. Nurnberg, Han nave r, Düsseldorf, Stuttgart, Hamburg, Köln, Berlin ve Münih en yoğun ek sefer konulan noktalar arasında. Ayrıca, Roma , Milano, Zurih, Cenevre ve Ba-. sel'e de Istanbul , Ankara ve lzm ir'den ek seferler konuldu . Tarifeli seferlere ek olarak yapılacak olan bu seterierin 62'si B-737 tip uçak lar ile gerçekleşt iril ecek. Airbus ti pi uçaklar ile yapılacak olan ek seter adedi 140, B727 tip uçak lar ile yapılacak olan ek sefer adedi ise 26. DC9 tipi uçaklar ile ise yalnız 6 ek sefer yap ıl acak. Belirtilen ek seferler ile yolcu l arımızın hizmetlerine sunulan ekstra koltuk sayısı ise 45. 124'ü buluyor. Türk Hava Yolları yetkililerinden alınan bilgiye göre, yılbaşındaki yolcu taleplerini karş ıl amak üzere yeni ek seferler düzenlemeyi mümkün kı­ lacak tüm tarife önlemleri alınmış durumda.

ne, Berlill, and Munich. In additio n, there are specia!J lights to Rom e, Mi/a n , Zu rich, Geneve and Basel from Istan bu l, Ankara and /zmir. Of the extra Jlights, 62 will he carried out by B-73 7 aircrafi, 140 hy Airhus, 26 hy B-727, and 6 by DC9 , w ith total passenger capaci~y q/4 5. 124. Turkish Airlines spokesınen aıınounced that all the necessary arrangements had heeıı ınade to meet the increase in demand over the New Year period.

Türk Hava Yo ll arı'nın yeni bir anlayış ile şeki ll endirdiği kış tarifesi uygulanıası başladı. Alınan ilk tepkiler yolcu l arın , bu düzenlemeden memnun olduğunu gösteriyor. Bilindiği üzere THY yönetimi KIŞ yolcu tercihlerini birinci planda değerlendirerek , seferlerin kalkış saatlerinde ve frekanslarında değişiklik l er yapmış ve iş adamlannın seyahatlerine uyan saatlerde seferler düzenlenm işti. Bu arada, Avrupa'daki büyük metropollere her gün ikinci bir sefer konulmas ı şeklindeki uygu lama özellikle iş adamları arasında büyük memnuniyet yarattı. Dış hat seferlerinde uygulanan uçak standardizasyonu ile daha konforlu hizmet sunulma imkanı bulunduğu görü lüyor. Özellikle Business Class yolcu potansiyeli bulunan dış hat noktalarına yapılacak seferlere yalnız Airbus ve 13-737 tipi uçak tahsisini öngören yeni tarife 25 Ekim 1992 tarihinden bu yana başa­ rıyla sürüyor.

T urk ish Airl ines' 1992-93 winter t imetab/e has heen redesigned wi th priority on passenger convenience. Reacfions .from passengers have heeıı encou rag ing. Fligh t .frequen cy and departure times have heen adjusted to su it busiııess travellers, w h o have particula rly apprecia ted the second daily .flights to Europe's major ınetmpolit aıı cities. Meanwhile jleet standardisation has enahled service stcmdars to he improved sigııi/ican t~y . Airhuses and B-737s have heen al/ocated .for all international.flights w ith reg 11lar Business Class demand as of25 Octoher 1992. whe n the new winter timetah/e went into eflect.

NEW WINTER TIMETAELE WELL RECEIVED

TARiFESiNE TAM NOT

6

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Hayatınızı

yönetmek •

ıçın

ı

y

bir

ı

sisteme ihtiyacınız

var. Telefon

görüşmele ri . an lı k

raporlar.

mektuplar. fakslar.

krizler. küçük

kağıtlara

yazılmış

notlar. unutulan randevular.

gec ikil en

toplantılar.

uygulanamayan

ta limatlar ve sonuçta stresli .

yoğun

işgünü

yorgun geçe n bir

ve

daha'

Yani . "Fiapsi Hapsi " ... İşte. bu tipik tuzağa düşmemenin yolu. iş

ve özel

hayatınızdaki

hedeflerinizi

belirlemek . sizi o hedeflere götürecek a l an l arınızıtespit

kilit

zaman ını zı

etmek.

ve enerjinizi bu yönde

kullanmaktır. Zamansızlı ğa. dağınık

ve yorucu bir güne teslim olmamak. h ayat ı

kontrol

altına

alabilmekten geçer.

alanlarınızı hayatınızın

Kilit noktası

temel

başladı ğ ınıt

olarak görmeye

za man "at lama yacak ". "unutmayacak" ve

n

" dağılmayacaksınız " ...

Time Manager. Time Manager

Semineri'nin uygulama aracıdır.

Seminerden

ayrı

olarak da . Ö/e l

kullanım kiHıbı cdincbileccğinil

ilc

Time Manager

veya Time Manager Semineri hakkında ayrımılı

bilgi almak için lüıfen arayınl/ .

Tel :( 1 )274 90 55 ( pbx ı Faks :( 1 )266 20 26




ARALIK

1992

DECEMBER AGENDA

4 THY eski mensuplarından Füsun Arıkan'ın ebru sergisi Fransız Kültür Merkezi'nde açılıyor.

" 8

7

21

9

Galatasaray-Roma rövan} ka!Jıla}ması Show TV'de. Galatasaray-Ro me return match on Show TV.

15

Kemancı

o 1

~~~-~~F~re~nc~h~C~ul~tu~ra~l~Ce~nt~re::_._j

Oistrakh'lar, Moskova Vivaldi Orkestrası ile istanbul Cemal Re}it Rey'de saat 20.00'de. The Oistrakhs with Moscow Vivaldi ürehesıra at Cemal Re}it Rey Concert Hall, 20.00.

"Damda~i

Füsun Arıkan's marbling exhibition opens at the

Atatürk Kültür Merkezi'nde istanbul Devlet Opera .Ye Balesi'nden "Uç Bale", saat 20.00'de. "Üç Bale" by istanbul State Opera and Ballet Company at Atatürk Cultural Centre, 20.00.

Manuel Berrueco'dan Gitar Resitali, saati 9.00'da Cemal Re} it Rey' de. Manuel Berrueco's guitar recital at Cemal Re}it Rey Concert Hall, 19.00.

16

"Efes Pilsen Blues Festival 3" istanbul Hilton Convention and Exhibition Centre'da saat 20.00'de. Efes Pilsen Blues Festival at istanbul Hilton Convention and Exhibition Centre, 20.00.

17

19 Fikret Mualla'nın Galeri MD'deki sergisinin son günü. Adres: Şan Sineması Ark~ı , Yedikuyular Çıkmazı, 6/7, Elmadağ-lstanbul. Last day of Fikret Mualla's exhibition at Galeri MD. Address: Yedikuyular Çıkmazı,

617,

ı.

25 26 27

müzikali Ankara Devlet Opera ve Balesi sahnelerinde, saat 20.00' de. "Fiddler on the Roof' at the Ankara State Opera and BalJet 20.00.

::r~e~~-29 operetı

Yuzuko Horigome'nin keman resitali saat l9.00'da, Cemal Re}it Rey'de.

"Efes Pilsen Blues Festival 3" için son }ans. Aynı yer, aynı saatte. Efes Pilsen Blues Festival, second and last session, same place, same time.

"Aiabanda" saat 20.00'de Ankara'da eski Türkocağı'nda.

The operet " by Rey brothers at at the old Türkocağı in Ankara, 20

+o ı

SKYLI FE A RA LI K

D ECEMBER 1992


AniJ win Jobnnie Walker ~ exclıuive ~~lack L~bel Special,, Jaguar X JS coupe Shareyour moments ofpleasure with the sophisticated toste of]ohnnie Walker Black Label 12year old Scotch Wbisky, anda lifetime ofsuperlative motoring pleasure could be yours with the ''Black Label Special ' 'X]S. Simply complete the competition entry coupon below and return it to us for your chance to win johnnie Walker 's exc/usive limited edition of this superb sporting coupe. To enter the johnnie waJker BLACK LA BEL SPECIAL XJS competition simply answer the following questions ıhen cuı out and post the completed e nıry coupon

ıo

the address given below.

1. Wbicb toum iıı Scollaııd is Ibe bome ofjobımie Wa/ker? - - - - - - - - - - 2. ltı wbicb year wasjobmıie Wa/ker eslablisbed? - - - - - - 3. Compleıe this sentence in no mo re than 10 words: "/ sbare my

momeııts ofpleasure

witb Black Label because - - -- - - - - - - - - - - - - - - , -

Name _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Address - -- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -- -- - City - - - -- - - - - - - - - - - - - Counıry - -- - - - -- Post the completed coupon

ıojohnnie

Telephone No. - - - - - - - - - -

Walker " Black Label Special" JQS Competition , P.O. Box 516, London , United Kingdom , SW6 4XA

RULES & COMOITIOMS. L Alonırils ""'' be compoıod onıhis onıry aııcıcrı. 2. AI1*1011S onlomg !ho ~ın;,. ""'' be.,. 18 yuıı of ogo 3. E"'4*>\11S ond lımies ol Uı;ıod llisıillon plc., ns -ıs ond ıisıriıuı011 may not enter. 4. Tht Jaguar XJS car wil be awarded to the person wtıo. iı the opNın of 1 pnıl of judges. nu comctty enswered the two questions and usad the most skiind Driginaity in ~Mg thl sentlflt& 5. No lltem~tivt priz:e is offtrld Ind the wiMir nut tJb dehwy of the Clf 11 thl Jotnie Wılbr cistillery in Scotlind. Thl jJdga: decision is finlıiiOd no amspı:ındenct ten bt ltltenıd illa. 6. A.lllfrtriel mull M ~~~~_,31,~ ~- ~~3~ ~' ~-~ ,:ıit= ı,~~ by 31st Januart 1993. Ottlils of the wirring .,,,..,, mıy bt obılineel 1hw this dıtt on appliution wiıh 1n u& to promoter United Distlen

L!!'!

----



U ntil Henry Fo -;;et up the 'first mass p roduction !ines in 1908, t, t 'rıewfanglert vehicle on f our wheels powered by ititernal coı?ıbustion engine known as the auta bil~ was a ri~h man 's toy. j ust two of baş k e nti İsta nbul 'a : those toys f ound TÜRKiYE' N i N ge lmi ş ti. th eir way t o IsO T O M OB I L He nry Fo rd , uc u z, tan bu l, then t:aP ARKI se ri ve b a kımı ko pital qf the Ottolay "T mode li " o toma n Turk ish PASSENGER 742.2 52 m ob ill e ri 19 10' la rEmpire. CARS PARK IN TURKEY da n baş l aya ra k h ı z­ Th e co mparatila pi yasaya s ürdü . vely ch eap a nd "T m o d e li ", o to ea sy-to-maintam o bil i. b ir ze n g in in T- m o d e l oy un cağ ı o lma kta n Fords f irst rolled ç ık a rmı ş, o rt a off th e jacto ry g rupt a n h e rk es in fl oo r i n 19 1 O. e el i n e bil eceğ i bir Middle ine o m e t aş ıt h a lin e ge tirJamilies in Euro(•) Tahmi ni Esiima /ed mı ş tı. Anca k B a tı p e as we ll as A m erica rusb ed için 1920'le rde s ı rada n bir taş ıt du a t the cha n ce f or THE CAR CRAZE rumuna gele n otomo bility at an mo bil , Türkiye için a.fforda ble price, uzun süre yine "sea n d by the 1920s ç kin lük s ü " o lm a ca rs ha d becom e ö z e 1 1-i ğ i n i a part oj o rd isürdürdü . nary l~fe. In TurTürki ye' de o to mo k ey, h oweve r, ti v sa n ay iinin kuth ey were to renılm as ı na bü y ük main a lu x ury e m e kl e ri geçe n f or a long time to Bı' A Ll IHSAN TERCAN Pbotos MANUEL ÇITAK S e rna r Na hum ' un c om e . k ay ıtl a rın a gö re, Th e first ca rs in Türki ye'ye o to m o bilin g iri ş in i II. Turkey were p urchased f or the Türkiye'de otomobil M eş ruti ye tin ilanından , yani 1908 y ı ­ use of the army in 1908, and by sayıs ı son yirmi yılda lınd a n b aş l a tm a k gere kir. Ordu için 1928 there were stili just 15 00 a lın a n ilk as ke ri o to mo bill e r, ay nı za27 kat artarak 2 milyon cars in the entire country. Dumanda Türki ye'ye ge le n ilk o to moring the Allied occupation of Is70 bini buldu . Her bin b ill e rdi . S e rn a r Nahum , 19 28' d e, tanbu l a..fter World Wa r I, th e kişiye 31 otomobil Türkiye'de ki o to mo bil say ı s ının 1500 .first Ford Chevrolets a n d Stu de o ldu ğun u ifade edi yo r. I. Dünya SaBaker cars and tru cks were im düşerke n talepte hızlı vaş ı' nda n sonra İsta nbul ' un işga li s ı­ ported into Tu rkey. Fiat was the tırma nış sürüyo r ras ınd a ABD'li Fo rd firm as ı , Che vro.first manuf acturer to set up its le t, Stuc.le ba ke r o to mo bil ve ka myonown office here, and in 1924 a l a rını ko misyo nc u la r a ra c ıl ı ğ ıyla p iTu rkish businessm an of White 1be number qfcar.s on yasaya s ürmü ş tü . Fiat, bir a dım daha Russian extraction bega n marTitrkey~ı;; road~ has ile ri g ide re k, d oğ rud a n d oğ ru ya Ta riketing Fo rd cars . A second com no'ya bağ lı bir Fiat bürosu kurmu ştu . pany, Kemal Halil, Mehmet Riincreased 27fold ouer Ilk Türk ti.icca rı o la ra k ı 924-1 925 y ıl ­ f at and Pa rtners, went into op ethe past 20 years. l a rınd a o to mo bil i ş in e g iri şe n Türk ration in 192 7 marketing Dodge There are 31 car:·.,- to as ıllı beyaz Rus la rdan Aynvefa firma trucks and ca rs as well as Good s ı , Fo rd ma rka o to mo bill e ri p az arlı ­ y ea r zyres . Now k n own as Ta tko, el'eJy l 000 people and yordu . Raş it K a tip oğ lu , o to mo bil s a tı ­ this comp any is stiLI in existence demand is escci/ating c ılı ğ ının bir eli ğe r ö ne mli is mi ydi . taday. From h u ınble beginnings rapid(v. He m Tü rk. he m d e Müs lüman i ş a as the Fo rd agentfor g reater AnH e n ry Ford' un , seri üre tim yö nte mini uygulama ya soktuğ u 1908 y ılın a kadar o to mo bil , ya ni ş u içte n yanınalı mo to rlu . d ö rt te ke rl e kli taş ıt , bir ze ng in oyuncağ ı ydı. Ve o ze ng in oy un cağ ında n 1-2 ta ne d e O s manlı ' nın

OTOM OBİL

T UTKU SU

13

SKYLIFE ARALIK

+

D E C EMB E R

1992


damlarının kurduğu ilk otomobil firması 1927'de faaliyete geçm i ~ti. "Kema l Halil , Mehmet Rıfat ve Şü rekası" a dlı bir firma , Dodge kamyonları , otomobilleri ile Gond Year lastiklerinin acenta lı ğın ı almı~tı. Bu firma bugün "Tatko" adıyla varlığ ını sürdürüyor. Ekim 1928'de Ankara ve havalisi için Ford baydiğini alan Koçzade Vehb i Bey fi rmalarının 1970'ler sonrasında

kara region in 1928, Koczade Vehbi Bey was destined to become the leadeı- of Turkey's domestic car manufacturing industry in the 1970s. By the time Turkey manufactured its first car in the 1960s there were 73.000 cars in 7itrkey. or 3 cm-sfor every thousand people ina total population of 28 mi/lion . Otosan established by the Koç

Türkiye 'de 2 milyon 7Obin otomobil var. Yani her 1000 kişiye 31 otomobil düşüyor. Aynı sayının Yunanistan 'da 143, İspanya 'da 264, İtalya 'da 409, Almanya 'da 485 olduğu anımsandığında Türkiye 'nin 'otomobillenmell sürecinin henüz başında olduğu söylenebilir. 1

Türkiye otomotiv sanayiinin hakimi ola cağın ı o günlerele kim hilebilirelP 1928'de 1500 olarak saptanan otomobil say ı s ı Türkiye'nin ilk otomobi linin üretilcliği 1960'ların ilk yıllarında 73 bini bulmu~tu. Bu , 28 milyonluk Türkiye'de her 1000 ki~iye 3 otomobil anlamına geliyordu . Koç Grubu'nun, Ford ort ak lı ğ ı ile kurduğu Otosan, I 961'tle Ca nsul marka otomobill er in yap ımın a başladıktan sonra 1963'te "Taunus" marka station-wagonları piyasaya sürdi.i. 1966'cla "Anadol" marka otomobill erin üretimini gerçekle~tiren ~irketin Istanbul ve Eski~ehir'cleki tesislerde , 1985'ten beri Forcl-Taunus marka otomobil üretimi de yap ılı yor . Ford'un yüzele 30'una sah ip olduğu Otosan, y ılci a 30 bin otomobil üretme kapasi tesine sahip. 1 960' l arın sonuna doğru otomotiv sa nayiinin merkezi Bursa'ya kaydı. Burada kurulan "Tofa~" , Koç Grubu il e !talyan Fiat ortak lı ğıyd ı. Firma, Fiat'ın yüzele 41' lik katılımı ile kuruldu ve 1971'de ilk üretimini gerçekle~tircli. 1969'cla yine Bursa'da temeli at ıl an "OY AK-Renault", 197 1'den beri Rena ult dizisinden birçok tip otomobil OY AK ile Fransız Renault firmasının yüzde 44' lük hisse payıyla kurulan OYAK-Rcnault; 1992'de y ılci a 100.000 otomobil üretebilecek kapasiteye ul a~t ı. Tofaş'ın kapasitesi yıl­ cia 120.000 otomobil, Otosa n 'ınki ise 30 bin otomobilcli. Böylece 1992'cle Türkiye'nin y ıllık otomobil üretme kapasitesi 250.000 otomobili

,.-.

bulmuştu .

Türkiye bu kapasiteyle, yı llık üretimi 82 bin o lan Arjantin'in , 188 bin olan Çekos l ovakya' nın , 177 bin olan Enclonezya'nın. 121 bin olan oıveç'in önünele yer a lı yor. Yeni otomobil fabrikaları ile birlikte, genişleyen karayolu ağı, moclernleşen Türkiye'nin otomobi l kullanma al ı ~kanl ı ğ ını cia kamçıladı. Tofa~ ve lknault'nun üretime geçtikleri 1970'lerin başında otomobil parkıncia 138 bin otomobi l varken bu sayı 1975'te 404 bine ç ıkı yordu. Bu, beş yılda yüzele 194'1ük bir artışt ı.

Group in partnership with Ford, commenced production of Cansu/s in 1961, followed by Taunus stationwagons in 1963, and Anado/s in 7966. Since manufacture of the Anadal ceased in 1985, the plants in Istanbul and Eskişehir have been producing Ford Taunus cars. The Ford company owns 30 percent of Otosan, whose current annua l production capacity is 30, 000 cars. ı4

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


parktaki otomobi l say ı sı 742 b ini 1975-80 döneminin otomobi l art ı ş ı yüzde 84'tü. 1980-85 dönemi kemerleri sıkma yı lları say ılırdı. Parktaki otomobi l sayıs ı 740 binden 980 bine çıkarak sadece yüzde 32 dolayında artmıştı. Ama 1985-1992 aras ı ç ıl g ın bir "otonıobillenme" dönemi o ldu .. Artan ithalatın da etkisiyle 1985'te 980 bin olan o tomobi l sayı s ı 1980'e

gelindiğinde

Towards the end of the 1960s, Bursa became the centre of th e Turkish car manufacturing industry. Tofaş, a joint ven ture of the Koç Group and the Itallian Fiat, was estahlished here and went int o production in 19 71. In 1969, the OYAK-Renault company joined Tofaş in Bursa, producing numerous Renault mode/s from 1971 onwards. A partnership of Turkish Oyak and French Renault, the company had a 100, 000 veh icle per year capacity in 1992. With Tofaş's 120, 000 and Otosan 's 30,000, Turkey's total an nual car production capacity taday is 250, 000, more than Argen t ina at 82, 000, Czechoslovakia at 188, 000, l ndonesia at 177, 000, and Norway at 121,000. As more and more cars rolled oif the production lines and Turkey's road network expanded, an inereasing number of people aspired to car ownership. The total number of cars in Turkey rose from 138,000 in the early 1970s when Tofaş and Renault went into production, to 404,000 in 1975, a rise of 194 percent. By 1980 this figure had risen to 742, 000, and sa/es by 84 percent. 1980-1985 was an austerity period, and the number of cars on the road rose by only 32 per-

bulmu ştu .

As mo re and 1nore cars ro lled of! the production lines and Turkey 's road netu.ıork expanded, an increasing nunıber of people aspired to car ownership. The total nutnber of cars in Turkey rose from 138,000

in_ the early 1970s to 404,000 in 19'5, a rise of 194 percent. 1992'de 2 milyon 70 bine ulaş mıştı. Son yıll a rın bu "otomobil tutkusu"nda , ba nk a l a rın otomobil kredisi u ygul ama ları, ithal otolara yak ıl an yeşi l ı ş ık , taksitli sat ı ş kolaylıkları , gazete ve televizyonların pro mosyon kampanyaları gibi bir dizi etken rol oynamışt ı. Otomobilele "2 milyon duvarı"nın aş ılmas ı şe klin ­ de ifade edile n "talep pat la mas ı ", üretim için yeni firm a l a rı da harekete geçi rdi. Sabancı Grubu , Japon To-

cent from 740,000 to 980,000. In contrast, car f ever has run riot over the 1985-1992 period, when the total number of cars in Turkey has risen from 980,000 to 2,070,000. Liberalisation of car imports, personal bank loans, easy payment terms, and hardhitting advertising campaigns have all contributed to the carbuying frenzy. The boom has tempted new pla15

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


yota firması ile "Toyotasa" adlı firmayı kurarak, tesisleyers into the sector, such as Peugeot and Toyotarinin temelini 19 Mayıs 1992'de Adapazarı yak ınla rınd a sa, a j oint venture of the Sabancı Group with jaattı. Bir diger g iri ş im Fransız Peugot firmasınd a n geldi. panese Tayota whose g roundbreaking ceremony Henüz kurulma aşa ma s ında olan bu tesislerle birlikte was held near Adapazan in May 1992. A ltageı­ otomobil üretim kapasitesinin yüzde SO o ranında arther a 50 percent increase in production op eration. ması bekleniyor. Türkiye'nin otomobil p a rkının 2 milyon 70 bini bulmaDespite the immense leaps f orward, car ownerssı ne demek? Bu , her 1000 kiş iye düşen otomobilin sahip levels in Turkey stili lag behind those of the yısının 31 o lması a nlamın a geliyor .. Aynı sayın ın Portewestern European cou ntries . compa red to Turkiz'de· 139, Yunanistan'da 143, tspanya'da 264, ıtalya'da key's current 3 1 cars p er thousand p eople, th e 409, Almanya'da 48S oldugu a nımsandıgınd a Türkiequivalentfigure is 139 in Portugal, 143 in Greye' nin "otomob ilece, 264 in Spalenme" sürec inin PARKTA NE VAR? in, 4 09 in ltaly , henüz ba ş ında oland 485 in GerCAR MAKES ON TURKEY'S ROADS dugu söylenebilir. many. Even the Çünkü dünya ortalaması bile world a verage is higher, at "her bin kişiye 78 otomo78 per thousand. So obPEUGEOT % 1 .O bil" şe klind e. Sektörün vio usly Turk ey stili : - - - - - - FIAT %1 .5 : - - - - - - LADA %1 .5 uzmanl a rı , ülke le rde has same way to go, CHEVROLET %1 .9 100 ki ş i ye düşen despite th e phenoVOLKSWAGEN %1 .3 otomob il say ı s ı il e m enal progress of --==-- - - - - OPEL %2 .8 ki ş i ba ş ına dü şen

recent years. Economists note - - - ANADOL %3 .2 the close correlation between car ownersh ip rates and p er capita nationa l income, and reckon that on this baRENAULT %30.7 sis Turkey, which has a per capita national ineome of 2000 dollars, should have at least 100 cars p er thousand people. Th ey attribute this discrepancy to taxation on automobile purchases, which adds 45-50 percent to the pretax sales price. For example, white the pre-tax price of a Doğan car in janua ry 1992 was 44 million Turkish lira, with taxes the actual purchase price was inflated to a staggering 65 million lira, equivalent to a 48 percent taxation rate on car purchases. Domestic car manufacturers are urging reasonable protection against imported ca rs, which make up 23.5 percent of the total. The four leading foreign makes are Mercedes (75, 0000), Opel (52,000), Volkswagen (43,000) and Chevrolet (35,000). Among domestic makes, Mu rat leads with 36 p erqent, followed by Renault with 3 1 percent of the market. The car craze is only just beginning in Turkey, and analysts predict that demand will rise from its presen t 200, 000250,000 per year to araund 500,0000 by 1995. So long as roads, parking and other infrastructure keep up with this trend, more and more Turkish consumers are going to find the convenience, freedam and prestige of being on wheels irresistible. • MERCEDES %3 . 1

milli gelir a rasında ya kın bir ilgi oldug unu söy lü yo rl ar. Türkiye 'de ki ş i başı­ na milli ge lirin 2000 dolar dola y ında oldugunu ifade eden uzman lar, en kötü tahminle 1000 kişiye düşen otomobil say ıs ının 31 degil , en az 100 olması gerektigini belirtiyor ve talebi frenleyen etkenierin b aş ınd a otomobil alı mınd a uygulanan vergileri sayıyorlarlar. Otomobilde toplam vergi, vergisiz fiyatın yüzde 4S-SO'si dolayında. Örnegin, bir hesaplamaya göre Dagan marka bir otomobilin Ocak 92'de vergisiz fiya tı 44 milyon TL iken vergilerle fiyat 6S milyona ç ıkm akta, devlet o tomobil a lıcı s ınd an yüzde 48 vergi almaktadır. Yerli üreticiler, ithal otolara karş ı da makul ora nlarda koruma istiyorla r. Türkiye'deki otomobil parkının markalara göre dag ılımın a ba kıldıg ınd a, yerli ma rk a l a rın , toplamda yüzde 76.S paya sahip oldukları görülüyor. Türkiye'deki, toplam otomobillerin yüzde 36'sı Murat, yüzde 31' i Renault marka. Yüzde 23.5'luk pay ise ithal otomobillerin. Bunların içinde Mercedes (7S bin), Opel (S2 bin), Volkswagen C43 bin) Chevrolet (3S bin) ilk dört sırayı alıyorlar. Otomobil, Türkiye için henü z gel işmekte olan bir tutku. Analistler bugün yıllık 200-22S bin dolayında olan otomobil talebini, 199S-1996 için yıllık SOO bin olarak tahmin ediyorlar. Otomobilin getirdigi ra h a tlık ve "özgürlük" kadar önerrıl i olan birşey daha var: Uygun a l tyap ı ve çevre. Gerekli yollar, otoparklar ve diger ko şu ll a r , ge li şen otomobil talebine uygu n geliş med ikçe , "otomobillenme"nin bedeli de ag ır olacaga benzer. • 16

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1 992


Hiç BU

CO N R AD

KAZANMAK KADAR ŞlK OLMAMlŞTI

CASING

İSTANBUL

AÇlLDI.

BLACKJACK (21), RULET, BAKARA, SUPER STUD POKER, SLOT VE ViDEO OYUNLARI. .. HEYECAN, EÖLENCE, DOSTLAR; COCKTAIL BAR ... CASINO SAATLERI: SLOT : 12.00- 04.00 Hafta arası 12.00- 05 .00 Cuma ve Cumartesi MASA OYUNLAR!: 14.00- 04.00 Hafta arası 14.00- 05.00 Cuma ve Cumartesi

ÖZEl BIR MEKAN .•. FARKLI BIR DÜN YA • YILDIZ SARA YI BAHÇELERI ETEGINDE. KENTIN GÖR KEMLI PANORAMIK MA ZA RAS INA HAKIM • 627 ODA VE SUITLER • 3 EXECUTIVE KAT VE ÖZEL TERASLI ODA LAR • SIGARA IÇMEYENLERE 3 ÖZEL KAT • ALlŞVE Rl Ş MERKEZI • CAS ! O • SÜTUNSUZ. BÖLÜNEBILIR BALO SALON U • RESTAURA TLAR • PATISSERIE • JACUZZI • HEALTH CLUB • BARLAR • AÇ IK VE KAPALI YÜZME HAVUZLAR I • 3 TEN IS KORT U • 400 ARABALIK OTOPARK IŞINSANLARI VE TOPLANTlLAR IÇIN IDEAL • TÜM BUSINESS HIZMETLERI : ÖZEL IŞ TOPLANTlLARI. TAN ITIM ORGA IZASYONLAR I VE KO NG RELER IÇIN CA TER ING 'DEN KO AKLAMAYA TAM HIZMET • ODALA RD A SA TELLITE TV • BÜRO I LET I Ş IM VE KIŞISEL BILGI IŞ LEM CIHAZLAR I. UZMAN PERSONEL • ÖZEL KUR YE VE SEKRETERLIK HIZMETLERI • HlZLI CHECK -IN VE CHECK- OUT ADRES: YILDIZ CADDESI. P.K. 203 BEŞIKTAŞ 80700 ISTANBUL TEL: ( I) 227 30 00 FAX: ( I) 259 66 67


18

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


A MAN TURNED INTO A MYTH, ST. NICHOLAS iDAM CEZASINA ÇARPTIRILAN ÜÇ SUBAY! VE ÜÇ ÇOCUGU ÖLÜMDEN KURTARMIŞTI. ZAMANLA ÜNÜ ÖYLESİNE YAYILDI Kİ ADINA SAYISIZ KİLİSELER YAPTIRILDI. O GÜN BUGÜN, ÇOCUKLARIN SEVGİLİSİ . OLDU NOEL BABA. ST. NICHOLAS, WAS ELECTED BISHOP IN MYRA DURI G THE REIGN OF DIOCLETIAN AND DIED HERE AROUND AD. 350. HE WAS RENOWNED FOR HIS CHARITABLE DEEDS AND BECAME A VENERATED SAINT. 13y FIKRI KARANIS

Pbolos NAZlM TIMUROC':;LU

The jol~y father~y figure q( Father Christmas with his white heard and pink cheeks has heen eagerly awaited by Christian children at Christmas for centuries. This hringer of gf(ts and profector of the poor and needy is much heloved until that disappointing year when children discover one of their parenis stu.ffzng gifts in fo the stocking and realise that rather Christmas is just a figment q( their imagination. Or is he? In fact Sa int Nicholas, alias Father Christmas, alias Santa Claus, was a rea/ person who lived near Antalya in the warm elimale of southern Turkey rather than in the icy Aretic desert. Born at Patara near Kalkan, he spent most of his life at Myra, 140 kiloınetres southwest of Antalya.

Yü zyı ll ardan

beri Hıristiyan çocukların oel rüyalasüsleyen , onları , birbirinelen güzel hediyeleri ile sevindiren , fakirierin koruyucusu, hastaların umudu ve kimsesizlerin arkadaşı olan kartopu sakallı, pembe yanaklı oel Baba ' nın, Türkiye'nin Akdeniz kıyısınclaki turizm merkezi Antalya topraklarında yaşad ı ğ ını biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız, hakiki ismi Saint Nicholas o lan bu iyi yürekli din adaının ın doğup büyüdüğü yerleri görmek için , zaman tüneline girmeye hiç gerek duymadan, tarihi şehir Antalya'dan batıya doğru , hep salı ili takip ederek 140 Kilometrelik bir otomobil yolcu lu ğu yapmanız gerekecek. M.Ö. 159 yılında, Bergama Kralı Attalus TIT tarafın­ elan kurulan Antalya şehri , çağdaki adı ile Attaleia ve çevresi, günüınüze kadar, hangi medeniyetlerin etkisinde kal ırsa kals ın , önemli bir li ınan ve ticaret merkezi olma özelliğini daima korumuştur. Romalıl ardan sonra Liclyalılar'ın egemenliğine geçen şehir , sırası ile Persler'in , lmparator Büyük lskender'in , sonraları Selçuklular'ın yönetiminde kalmış, 1391 yılında da Osmanlı Imparatorluğu topraklarına katılmıştı. Bu nedenle, Prehisrorik çağ l ardan başlayıp, yaşadığı­ mız yüzy ıla kadar ge len kültür zenginliklerinden bir çoğunu bugün de, o yörelerele görmek mümkündür. Antalya'dan yola çıkıp , Saint Nicholas'ın doğduğu ve yaşadığı yerlere ulaşmak üzere, batıya doğru, geniş otoyolda rahat bir yolculuk yaparken , sağ tarafınızda zengin doğa örtüsü ilc kaplanmış tepecikleri, solunuzcla da, pırıl pırıl ışıldayan Akdeniz'in küçük, kıvrıntılı koylarını geçecek Finike !imanına rını

ANTALYA'DAN EFSANEVİ BİR ÖYKÜ

NGELBABA The scenic coastal road hemmed in by the towering Taurus range to one side and the hlue coves and heaches qf the Medilerranean to the other, takes you to the town of Deınre. Here is the ancient Lycian city of Myra , set at the foot of a sheer clijf honeycomhed with rock toınhs. Tbese typical Lycian toınhs are carued into temple-like facades with triangular pediments and rows of columns. A lot of agility is needed to climh the c/if.! even to the lowest of the tomhs, and how the iyeian craftsmen managed to carue them out of the living rock is a mystery. Although simi/ar Lycian tomhs are to he seen all along this stretch of coast, these are the most spectacular and well preserued. There is also an imposing second century theatre here, as well as other less easily identifiahle ruins. Sa int Nicholas was elected hishop of Myra during the reign of Diocletian and died here araund AD

ulaşacaksınız.

Pinike'nin 7 Km. kuzey doğusunda, bir Likya (Lycia) şehri o lan Limyara'cla antik tiyatroyu hayranlık l a seyrettikten sonra , yolunuzun üzerinde, çoıg

SK V LIFE ARALIK

+

DECEMBER

1 992


ğu İ.Ö . dördüncü yü zy ıld an kalma "Kaya Mezarla-

350. The church of St.Nicholas is not that in which he preached, hut wasfirst huilt araund his tomh in the 6th century, and later rehuilt hy the Byzantine h'mperor Constantine IX and Empress Zoe in 1043. The church suhsequently fell into disuse and Czar Alexander 1 initiated restaration work in 1862. The hishop was renowned for his charitahle deeds, and after his death hecaıne the most venera ted sain t of the Orthodox Christian world and particular~v Russia. He was accounted the patran saint of children and sailors, and his tomh drew large mımhers ofpilgrims. Of the numerous {egends to/d ahout his life, one recounts how he helped three poor sisters who could not marry for want of a dowry. AJier hearing of their plight, the hishop took pizy on them and secretly Lossed three bags of gold through the window of th eir h ouse one night.

rı "na ra stlayaca ks ını z. Aynı yüzyılda,

Anadolu'l u bir din görevlisi o la rak bu topraklarda ömrünü tamaml amış o lan Sa int icholas'ın mem le keti b iraz ilerin izdedir. Bu yerin ad ı Myra'dır. Myra, Likya kralları­ nın egeme n o ldukl arı a lt ı ~e hirden biridi r. Saint ic ho las, p is koposluk görevi ile ya~am ının bü yük bölümünü bu ş irin , halkı halıkçılıkla geç inen sahil şe hrinin büyük kilises inde tamamlamı~tı. Onu ö lüın s ü z l üğe k avu~turan olayların hemen pek çoğ u , De ınre ırmağı üzerindeki hu yerle rde ya~an­ ını ş, icho las, Koruyucu Aziz ünvanını kazanırken yaşadığı yer o lan Myra da llı ristiyan l arın ziyaret ettikle ri kutsal bir şehir olınu~tu. Tarihı,: ilere göre Saint icholas bu şe hirde Dördüncü y üz y ılın başların­ da yaşa m ı ş t ı r . O nun doğduğu yer, daha hatıda kalan Patara köyüdür .. Patara'dan doğuya göçtükten sonra oku lunu bitirmiş ve Papa z (B is h o p ) o la ra k ~e hrin bü yük kilisesine yerle~m i~ti. Myra ve çevres inde, özellikle o kul çocukl a rına gösterdiğ i ilg i ve yapt ı ğ ı ya rdıml a rl a kısa üre de üne k avu şa n icholas, zaman la, b a lık ç ıl a rın ve denizcile rin ko ru yucusu o lm ayı başa rmı ş, hasta la ra ve kimses izle re gös te rdi ğ i ilgi ile de şöh­ re tinin geniş bir çevreye yay ıl ­ ınasını sağ l a mı ştı.

Onda sihirli bir güç vardı. Fı r­ tın a lı denizlerde, gem il eri kayalara ça rpıp parçalanmaktan koruyan g ücün sa hibiydi o ... !da m cezas ın a ça rptırd an üç s ubay ı ö lümden o kurtarmı şt ı. Bir gece, tınpa ratar Constantine' in rüy as ı n a g irm iş, onu, subay l a rı affettirmek için ikna etmi ş ti . Kö tü yola dü şe n genç kı z l a rı d oğ ru yola çeviren yine i c h o l as't ı. Bir defasında Nicholas, bir k asab ın , ö ldürmek iç in tu z l a ımı fı ç ı s ın a sa kl adığ ı üç çoc u ğu ö lümden kurtarmı ş­ tt. Onun gizli gücü çaresiz

lhe church c!}

'>1 .•\zcho/as

is not that in uhicb he j)reoched, hul ll'Osj!n·t!Jui!t around bis tombin the (>!h cenlluy. and /eller rebuilt 1~}! the: l~)'zanti­ ne l.'lnjJerur CunstcnztiJU! L\ and Enzpress Zoc:.

ha s ta l arı iyi l eşt iri yor, sağ lı ğına kavuşturu yor, de ıtle­

Hmperor Constantine had a dream in which Saint Nicholas interceded on hehaif of three soldiers who had heen sentenced to d eath and obtained their reprieve. He is also supposed to have restored tô life three children who had heen murdered and their jlesh sa/ted hy a butcher, and performed numerous other mirac/es of this ilk, huilding up a reputation which s nowbal/ed over the centuries. Saint Nicholas hecame so celebrated that in 1087 some !ta/ian merchants are said to have raided the

ri ne d e rm a n o lu yordu .. Hakkındaki söy lenti ler, ününü artırciık ça art ırmı ş, ya~a dı ğı yerlerin çok uzak l arına kadar abartı l arak ulaş mı~tı. O aı1ık çevre ha l kının d ini lideriydi. Aziz icho las ö ldükten sonra şö hreti o kadar yay ıl ­ dı ki ya lnı z Istanbul 'da onun adına 2'5, Roma 'da 45, İz l a nda ' d a 40 kilise yap ıldı. Myralı h e ın ~eri l eri d e öldüğü y rde büyük bir kilise in~a etti ler. 1087 yı­ lınd a, İta l ya' nın Bari şe hrinden gelen tü ccarların,

+

20

SKYLIFE ARALIK

DECEMBER

1992


Panasonic V

H

S

M

O

V

E

CA

M

ER

A

S

Panasonic's bestsellereasy-to-use, perfeci for shooting spurts action.

5700 Chosen '92'93 " MiniCamcorder of the Year" by EISA and " Best Camcorder" by TIPA.

With 0.7 " Color LCD Viewfinder boasting 104,000 pixels.

sımsm

Wor1dwide VHS format for playback on virtually any VHS VTR.

fYJIŞ)

DIGITAL TECHNOLOGY MAKES A DIFFERENCE.

Compact, hi-fi stereo Palmcorders incorporate digital technology to make it easy to shoot professional·looking videos. Revolutionary Digital Image Stabilizers instantly compensate for shaky shooting hands to ensure stable shots. Digital zoom brings your subjects up to 36-times closer. And a complete array of digital special effects functions satisfies the creative impulse. Panasonic Palmcorders-See the Difference .

DIGIT AL TECHNOLOGY

Palıııco PdEP


Saint Nicholas'ın kemiklerinin bir kısmını ülkelerine götürdük le ri söyle ntil e ri yayıldı. a kil g ünü o lduğ unu iddia ettikle ri 9 Mayıs'ı da kutlama günü o larak ilan ettile r. Bunun doğruluğu bilinmiyor. Ancak Antalya Müzesinde muhafaza edilen kemikleı·in Saint icholas'a a it o ldu ğu söylen ir. Y ı llar sonra , New Aınsterdaın (Newyork )'a yerleşe n H o ll a nd a lı Protestan göçmenler, hayatta iken göste rdi ğ i mu cize ler neden i ile Aziz icholas adını , ke ndi d ille rinde bir nevi "Sihirbaz" a nl amına gelen Santa Claus'a çevirdiler. Bu ye ni isim Amerika'da ye rl eşti ve

tomh and smuggled same of his hones lo Bari, where the f amous church of San Nicola di Bari was built to accommodate the sainl 's relics. 1-fowever, sı(/fic ienl hones remained lo cas / doubt on the authenticily of the Bari bones, and whal are helieved to be the mortat remains of Sainl Nicholas are now in Anta lya Museum. No less tha11 25 other churches in his name ıvere built in lslanhu l and 45 in Rame, not to mention 40 in Jceland. The feasl day of Sainl Nicholas has been celebrated th roughou t Europesince nıediaeval times. On 24 December, the eve of the feast day il hecame customa ry in parts of northern Eu rop e, particularly Germany and J-Jolland , for a person dressed as the hishop to distrihute gi/1 nu ts, sweet meats and other gUi s to the children ql a family or schoo l . Meanıvhile , St .Nicholas hecame inextricah~y confused ıvith Kriss Kringle, the Christ child, and this gave rise lo the association wi th Christmas . Arrayed in a jitr cap, Kriss Krinp,le ıvas believed lo visil the bedroom of a ll good ebi/dren , aud leaue !hem a preseni iıı a slocking which they

yay ıldı.

Ünlü din adaın ının ism inin Noel Baba'ya dönü ş m es i ilk o larak Alma nya'da gerçe kl eşt i . oe l Baba is mi , kısa s ürede bütün ülke lerde be nimse ndi . Özellikle, reform a kımının e tkin o l du ğ u ülke le rde daha ça buk yay ıldı. Almanya'da n so nr a diğer ülk e le rel e d e her y ıl Ar a lı k 24' ünd e Sa nt a Claus a nılm aya başlan­ dı. Bir ya ndan da Santa C la u s'u n dilden dile a n l atılan mu c ize le ri , onun la ilgi li öykü le r, ressa m ve sa n atç ıl arın ese rl e rin e, tiyatro yazarlarının da yap ıti a rın a ko nu o luyordu. Çoc u k lar is e, her d ö... ne mde Santa Claus ile ya kın ve sa mimi ili şki­ ler ini ko rum aya özen gösterdil er. Çünkü o nyalnız l arın başlıca h ed iye k ay n ağ ı , cömert Noe l baba idi . Bugun bile Hıristiyan öldüğü ü lk e le rd e çoc ukl ar , ayının Aral ı k ayının 24'üne rastlayan gecede büyük ço rapl a nnı , Noel Baba tarafından hediyelerle doldurulın a k üzere , şöminenin bir kenarına asmayı unutmazlar. O; yaşadığ ı y ıllard a o ldu ğu gibi gü nüm üzde de çoc ukl a rı sevindirmeye dcvaın ediyor. Doğrusu , sadece bununla kalmıyor , pek çok sanayici vc tüccarı da mutlu ediyor. • ~

Aziz Nicholas öldükten sonra şöhreti o kadar yayıldı ki istanbul'da onun adına 25, Roma'da 45 İzlanda'da 40 kilise yapıldı. Myralı hemşerileri de yerde büyük bir kilise inşa ettiler. Her Aralık 24'ü gecesi hu kiliselerde törenler yapılır. 1

h u np, up bejare they wen l to sleep. Emhro idered hy local pagan superslili ons i n difj'erenl couıılries, Sain l Nicholas p,radıtal~y made th e melamorphosis int o th e red-su i/ed characler riding ina sleigb drawn hy reindeer, so d!flerentyel wilb Ibe same kind~y bear/ as Ibe ancienl hishop qj Myra. • 22

S KYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Garanti 'den doğaya küçük bir teşekkür. ..

Garanti Bankası, yurtiçi ve yurtdışı Vis'a kredi kartlanndan sağlanan kaynağin bir bölümüyle; kredi kartı sahip/en'ne hiçbir külfet yüklemeden, doğalyaşam zn korunmasına destek oluyor: Doğal Hayatı Koruma Demeğz.'nz'n, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği* içı'nde gerçekleştirdiği

ülkemize yönelik proje ve

etkz'nliklere katkıda bulunuyor: Ve bu yaklaşımı yeni Vis'a kredi kartının tasanmzna da yanszqyor: Kart sahip/en'ne yeni Vis'a 'lannz kısa zamanda ulaştznyor: Çocuklanmzza, gençlenirzize, onlardan ödünç aldığımız dü'l)layz tertemiz bırakabı?mek içz'n: Garantz·'den doğqya küçük bir teşekkür: ..

. 83 GARANTI BANKASI * Garanti Bankası, yurtiçi ve yurtdışı kredi kanlanndan sağlanan kayna~ bir bölümüyle; kredi karu sahiplerine hiçbir kü~et yiı&ııcdcrı, ~1 yaşamın J<roırunasına desıek olu~. ~ Hayau Konıma Derneği 'nin iilkeınizde yiiriittü~ başbca projeler: "Menderes Delıası ve Bafa Gölü Koruma Projesi", "Göl\su Delıası Çevresel KaiJwuna Projesi", "Kızılırmak Delıası Koruma Projesi", "Türk~ Biıltilerinin Yerli üretim Projesi", " Kıyı Yönetimi Projesi" ve "Önemli JluŞ Alanlan Projesi". 0<$1 Hayau Koruma Dem~ tüm bu projelerini Türkiye'de T.C. Çevıt Ba.kaıılıgı . ırıer1<ezi ve yerel idari birimler, üniversiıeler ve çeşidi sponsoı kuruluşlar; yundışında "Dünya Dog3yı Koruma vakfı " (WWF), "Uluslararası JluŞian Koruma Konseyi" QCBP) . "llıur Du Valaı Biyoloji Merkezi" (Station Biologique 11ıur Du Valat), "Hayvan ve Bitki Koruma~ .. (ffPS) . " Jiraliyeı JluŞlan Koruma ~ .. (RSPB) başta olmak iizeit bir çok kııiurn ve kunıluşla işbirligi içinde yıirıilmekıedir.


ÖLÜMÜNÜ N 2 5. Y ILINDA SOLMAYAN RENKLER IYLE

Alp

D ağları'nın

Variously known as --~==~ the Turkish Van Gogh and the Paris Painter, Pikret Mualla 's restless l[fe was divided between Turkey and F.,rance, pai11ting and alcohol. He drew and drank until he died.

eteğinde

Türk Van Gogh'u diye anıldı. Bir kadeh şaraba desen çizdi. Bir ögün yemek karşılığı , resimlerini garsonlarla takas etti. Ölünceye kadar içti ve resim çizdi.

By TAHA TOROS

Fikret Mualla, maceralı, h ı rçın ve yoksulluk içerisinde geçen, ka tı yaşam ko · u llarına , ya l ını z fı rças ıyla k a rş ı koya n bir ressamdı. Çizgileri ve tatlı renkleriyle, ke nd ine özgü, çok say ı da hüyü leyici su luboya res iml er yaptı. Yaratt ı ğ ı tiplerle bazen latifec i ve gü ldürücü , bazen d ü ş ü ndü rü c ü eserle ri yle, bir Paris ressamı olanarak tanındı. Ö mrünün 29 yıl ın ı Fra nsa'da geçiren

I rascible and improvident, Pikret Mualla 's only weapon in the struggle for survival was his brush. His enchanting watercolours, with their distinctive forms and warm clear colours are immediately recognisable. Tbe figures in his paintings can be humorous, ironic or disturbing. He spent 29 years of his life in Prance, and his paintings figured with those of Picasso, Matisse, Signac, Ziem, Dali, Chagall, Dufi, Van Dongen, Pisarro and ot-

• • • 1903'te İstanbul' da doğdu • Küçükken geçirdiği bir kaza nedeniyle ayağı sakat kaldı • Saint ]oseph ve Galatasaray Lisesi'nde okudu, ama, okulu bitirmeden mühendislik eğitimi için Almanya'ya gönderildi • 1928'de a ın alkol tutkusu nedeniyle ha tanede tedavi gördü • 1934'te Türkiye'ye döndü ve kısa süre Ayvalık'ta resim öğretmenliği yaptı • İstanbul'da Lüküs Hayat, Deli Dolu, az Caz operetleri için ko tümler çizdi. Nazım Hikmet'in Varan 3 adlı şiir kitabını resimiedi • 1936'da Bakırköy Akıl Hastanesi'nde yine alkol yüzünden bir yıla yakın üreyle tedaviye alındı e 1937-1939 arasında Ulu l ararası ew York Puan Türk Pavyonu için Abidin Dino'nın isteği üzerine 30 kadar tablo yaptı e 1939'da Türkiye'den ayrıldı , Fransa'ya yerleşti e 1954'te ilk sergisini açtı • 1962'de felç geçirdi. O'nu korumasına alan Madame Angles tedavi ettirdi • 1967'de eski sinir bunalımları yeniden başladı, önce ha taneye sonra bir dinlenme evine yatırıldı ve orada öldü • • •

her masters in the art markets and at Hotel Drouot. Picasso bought one of Pikret Mualla 's paintings and presented him with one of his own. Tbis gesture buoyed Mualla 's canfidence in himseif and his art. Known for a long time in Turkey as the Turkish Van Gogh, Prench critics echoed this comparison in later years, sensing in his work the mood of both Van Gogh and Toulouse Lautrec. I n hope ofescaping the commatian and stress of life in Paris, Fikret Mualla settled in a village at the joot of the Alps. The leading local newspaper greeted his arri-

Fikret Mualla, ünlü resim paza rla"Hotel Drouot"da, Picasso, Matisse, Signac, Ziem, Dali , Chaga ll , Dufi, Van Dongen, Pisarro gib i ü stat l arın arasında boy gösterdi. Resi m dahisi Picasso bile Fikret Mua ll a'y ı takd ir ederek bir eserini satın aldı ve o'na bir tablosunu armağan etti . Bu olay, ressamım ı zın ki ş il i ğ i ne onur, fırçasına güç verdi . Yı ll ar ö ncesi o'nu biz Türk Van rı nda,

24

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Kile Sanat Galerisi Koleksiyonu'ndan 25

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Gogh'u o larak tan ıml a­ mı~tık. itekim , yıllar sonrası -resim sanatı ile kucak kucağa ya~ayan -F ra n s ı z e l eştirmenler,

o nd a, Va n Gogh'un, Tou lo use Lautrec'in bir b aşka havasını sezd iler. Fikret Mualla Paris'teki gürültü lü , sıkıntılı yaşa­ mının son yıllarında , bunalımlarının sükunete kavuşması amacıyla , Alp dağlarının eteğİn­ deki sak in b ir köye yer l eşt i . Bölgenin en bü y ük b ir gazetes i, Fikret Mualla'yı şu manşetle karşılıyordu:

-Van Gogh'un oğlu, yöremize hoşgeldin! Mualla bu bölgede göz le rini kapadı ve aradan 25 yıl geçti. 17 ya~ ınd ayken , bazı aile problemleriyle, İstan­ bul'dan İsviçre'ye giderek, sağ l adığ ı bir bursla Berlin G ü ze l Sanat lar Akademisi'nden mezun olan ressamımız, 1927 yılında dönelüğü Türkiye'deki yaşamında, 29 yı llık Fra nsa'daki yaşa­ mında refah yüzü görme d i, mutlu luk nedir bi lmedi. İ stanbul' da akıl hastahanesinde, iki defa, bir buçuk yı l yatt ı. Paris'te tekrarlayan hastalığı dolayısıyla , iki kez orada da akıl hastahanesinin ınisafiri oldu. Talihsiz sanatçı, yaşa mını bir türlü sağlam raylara oturtamadı. Fikret Mualla, hayatı boyunca vazgeçemediğ i , iki şey i sevdi: Alkol a lm ak ve resim yapmak ... İ ç sıkıntılarını resim yaparak gidernıeye çalı~tı. Paris'teki yoksulluk günlerinde , ote ll erden atılınca ,

Fikret Mualla'yı son himaye eden kadınlardan Madam Angles./ Madam Angles helped Mualla towards the end of his life.

Fikret Mualla, hayatı boyunca uazoeçemediiJi sevdi: 0 ö ' iki :-.'leyi ; Alkol almak ue resim yapmak ... İç stkt nttlarını resim yaparak p,iclermeye çalıştı. Paris'teki yoksulluk gü nlerinde, otellerden atılı nca, parklarda ue metrolarda yattığı oldu. Aç kaldtğt gzinlerde hile tokmuş gibi jirçastnt ku/lmzch. ~

26

S KYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992

ual with the fallawing headline: "Welcome to our region, son of Van Gogh!" The pea ce of miııd he sought proued euasiue, hut here he stayed until his death in 1967. Pikret Mualla 's precipitous departıtre from Istanhul at the age of 17 lo escape family prohlems took him first t-o Switzerland, and then lo Berlin where he won a scholarship to the Berlin Academy of Fine Aris. Neither during the years he suhsequently spent in Turkey, nor in France did he euer }Ind ei/her prosperity or happiness. He twice entereel a mental hospital in Istanhulfor a total of one and a ha(/ years, and with th e recurrence of his disorder in Paris twice underwenl treatment in Fraııce. He was a tragic figure , who never ınanaged to set his l(j'e ona sınao/h course. Aleohal and painting were the two great loues of his /!le. He strove to ouercome his emotional turhulence hy painting. When he was thrown ou t of his hotel for not paying the bill, he step! in parks and in the metro. Euen when huııg1y he neuer stopped paillting, a11d on several occasions he paid the waiters for a ıneal with h is paiııtiııgs. He drew designs for a glass of wine. He drank and painted until his dea/h. He worked in a studio for a pittance. Louers of his work treasure the menıory of this tragic artisi, wilh all his


Taha Toros Koleksiyonu'ndan 27

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


faults and admirable characteristics. His life of bittemess and suffering has ended, hut his paintings have lived on. His friends wanted Pikret Mualla to he huried in his hometand, and four years ajier his death his remains were huried in Karacaahmet Cemetery in Istanbul, his grave marked by a stone worthy of his memory. The paintings which Pikret Mualla onee so/d for a song, are now valued at millions. He has become a star in the firmament of modern masters although he himself cared nothing for fa me and fortune . •

parklarda ve metrolarda oldu. Aç k a ldı ğ ı günlerde bile, tokmuş gibi fırçasını kullandı. Bazı resimle rini , bir öğün yemek karşılığında garsonlarla takas etti! Bir kadeh şaraba desen çizdi! Ölünceye kadar içti ve resim yaptı. Hatta boğazı tokluğuna, bir atölyede bile yattığı

ça lı ştırıldı!

Hayatta tek dayanağı fırç­ asıydı. Bu sihirli fırçay la , ç il esi ni re nklendirirken ufukta ilk şöhretinin parıltıları be liriyordu. e var ki , kara bahtlı sanatkar, bunun zevkini taelamadan dünyam ı zda n ayrıldı. Fransa'daki 29 yıllık gu rbet hayatı böylece sona ermiş, usta bir fırça

Pikret Mualla 's pictures are on exhibition at the MD Gallery in Istanbul til/ 19 Decemher. Phone (1) 232 59 59 Yedi

toprağa düşmüştü .

Fikret Mualla sanatseverlerin kalplerinde , olumlu ve o lumsuz yönleriyle, hüzünlü bir a nı o larak kaldı. Bir taraftan 64 yıl­ lık ac ılı bir ömür so n a ererken, öte yandan eserlerinin ö lümsüz hayatı ba ş l amıştı. Dostlar o'nun gurhet topraklarında kalmasını istemediler. 7 yıl sonra kemiklerini yurda getirip, Karaca Ahmet'te, görkemli bir mezar taşı­ nın altına koydular. Mualla'nın, vaktiyle, yok pahasına elden ç ı kardığı resimleri bugün milyonlada değerlendiriliyor. Gönlü ve gözü ne şöhret­ te , ne makamcia olan Fikret Muall a'n ın adı, sanat dünyasının kubbesine bir yıldız o larak çivi l enmiş bulunuyor. • Fikret Mualla'nın Ga leri MD'de 19 Kasım'da açılan sergisi 19 Aralık'a kadar sürüyor. Galeri MD Tel. 232 59 59

Pikret Mualla dost/arına her biri bir sanat eseri olan mektuplar yollardı. Bunların çoğunu desenler/e veya renkli resimler/e süslerdi. Taha Toros'un koleksiyonundan aldığımız bu mektupların her biri şimdi ayrı bir sanat eseri ...

Elmaclağ- İstanbul 28

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Çok

çalışanlara

kullanılmak

daha

kimi zaman ufak bir hediye vermek müsriflik

üzere

pahalıdır.

tasarlanmış

yeni Parker Insignia, on

23

gerekliliktir. Bir ömür boyu

değişikçeşidiyle

Kusursuzca ince ve dengelidir. Yöneticilere

dengenin ne denli önemli

değil

iş dünyasında

altın

lakeli

c:f PARKER

INSIGNIA

olduğunu hatırlatır.

karaı

herhangi bir kalemden

ıükenmez

ve

kurşun

kalem .


TüRKİYE'DE ÜTOMOBİLİN ŞiMDi SINIFININ

TOYOTA€)e

TOYOTA-SABANCI OTOMOTiV SANAYİ VE TİCARET A.Ş . Gtllsuyu Mevkiı . Ankara A<falıı 81540 P.K. 115 Kartal -Maltepe ISTANBUL Tel : 399 15 28 ( 13 han Fak' 370 19 47

Türkiye'de TOYOTA'lar TOYOTAOO güvencesindedir. TOYOTAOO bir Hacı Ömer 0 0BANCI Holding kurulu ş udur.

Tüm Toyolasa Yetkili BALKAROOLU - ADANA (7t) 57 98 30 TOYAN- ÇANKAYA, ANKARA (4) 44092 48 / 49 GÖKSOYLAR - ANT AL YA (3 t) 22 30 34 1 35 ALTAN - BAUKESIR (66!~25 042 AKKOYUNLU • BURSA (24) 22 46 44 / 22 36 44

Satıcıları'nda satış,

servis ve yedek parça hizmetleri bir arada sunuluyor.

ÖZKANLAR • DENizı.J (62) 64 63 48 /64 63 64 INTER- ERZURUM (Ot t) 83 929 SARAR - ESKiŞEHIR (22) 30 90 30 1 30 90 40 MUHITTINOOLU · GAZIANTEP (85) 2! 55 St /4 HAT BINBAYLAR • iSKENDERUN, HATAY (881) 74 198/73 668

ÖZYILDIRIM- MERSiN, içEL (74) 25 13 03/25 97 84/26 19 75 TOYOTA PLAZA GÖKKUŞAC;ı . ALTUNizADE, iSTANBUL (1) 310 49 9015 HAT TOYOTA PLAZA KOLTAŞ - DOLAPDERE, ISTANBUL (1) 253 47 00/5 HAT ORTAKÖY- ULUS, ISTANBUL (1) 257 79 70/3 HAT TOYOTA PLAZA DUMANKAYA . PENDiK, iSTANBUL (1) 379 09 22


YARlNI: YENİ COROLLA ••

ÇOK ÜTESİNDE. Yeni Corolla'ya and a, sizi

farklı

karşıladığını

Bu

dünyayı ol u şt uran

konforlu bir

her

ayrıntı.

sü rücü ve

yolculuğa dönüştürmek

için

dış

....

-

bir iç mekan uz atılmas ı

ka zanılan

ortam

s unması

dünyanın

hi ssedece ksini z.

uzun seyahatl erini bile. rahat ve

Yeni Corolla'da sizi etkileyecek ilk

ölçülere sahip otomobillerden daha ferah ve daha

şey.

kullanı ş lı

olacak. Dingil mesafesinin

ve gövde nin

genişletilmesi

sayesinde

her santimetreküp, size daha ferah bir

sağlamak tasarım

destekli

bir

tasarlandı.

Geniş ve Kullanışlı İç Mekan: kendisinden daha büyük

yolcuların

adım attığınız

mühendisleri, iç

değerlendirildi .

için

Bilgisayar

tekniklerinden yararlanan Tayota mekanı

sürücü ve yolcular içi n en

kullanışlı

hale getirdiler.

Tasarım: Yeni Corolla'da ergonomik veri ler kullanılarak, koltuk

Ergonomik

ve direksiyanda sürücü iç in en

doğru sürüş

pozisyonu

s aptandı.

Ko ntro l paneli ve

buradaki her düğme ve gösterge, kolayca ok unabi lecek ve a nınd a ulaşılabilecek şe kild e tasarlandı.

Sürüş Rahatlığı: Yeni Corolla, yol üzerindeki kasis ve çukurların yarattı ğı sars ınıı y ı

emen

gelişti r i lm iş şasisi

bozuk yollarda bile, size son derece rahat bir yumuşaklığ ı

ve

sessizliği

içerideki

havanın

yolculuk

i st iy o rsanız,

yeri çoktan

Yetkili

ise huzurlu bir

sü rü ş ortamı ha zır lıy or.

yolc ulu ğu

sürekli taze ve temiz

süspa nsiyon sistemi ile,

garantili yor.

kalmasını sağ lıy or.

kalitesini tüm dünyada

kanıtlamış

Motorunun

Havalandırma

sistemi ,

Daha da ko nforlu bir

Orijinal Tayo ta

Klim a 'nın

denemelisiniz.

Toyotasa

hazır.

Corolla'yı

Yeni

bağımsız

ve 4 tekerlekte

Satıcıları

tam

a nl amıyla

tanımak

sizi yeni Corolla ile test

içi n, sü rü şü

o nu

yapmaya davet ediyor.

@TOYOTA NATAŞ · SELAMIÇEŞME,ISTANBUL {1) 363 29 65/360 62 58 OTOMOTIV · TOPKAPI, iSTANBUL {1) 544 80 95/567 47 23 CAMKJRAN- ALSANCAK,IzMiR (51)220320/220178 TAYOTO- KAYSERi {35) 21 08 08/09/11 / 12

KOCAELIKAYA • iZMiT, KOCAELi {21) 25 91 40/6 HAT OTOJEN · KONYA (33) 33 50 14/33 33 64 PULMAK · MANISA (551) 131 81/145 56 YA-TU - MUGLA {611)46964

TUZCuoGLU · ADAPAZARI, SAKARYA (26) 72 01 74/71 20 30 DERINDERELER · SAMSUN t36) 31 61 43/44 SEÇIL · TRABZON t03) 25 20 70/25 71 25/25 71 26 NECATI Y0RÜK · VAN {06 1) 18 585


THE UNKNOWN BLACK SEA MONASTERIES

BiR ZAMANLAR MANASTIRLAR Tarih meraklıları Trabzonu dü ş ündükl e rinde öncelikle Süme la Man as tırı'nı h a tırl a rlar.Bu mana s tır

eski çağ l a rd a, bu çevredeki marras tır­ lar arasınd a en ça rpıcı ­ s ı , hiye ra rş i açısından

da n ö n e mli s i idi. Bugün burası yerli ve yabanc ı turistler tarafınd a n z iya ret e dil e n bir müz e dir. Bu n edenl e herkes tarafın­ dan iyi bi linmektedir, ama unutulmam a lıdır yörede birçok manastır daha vard ır. .Bunla rdan ikisi Vazeton ve Greqorius Peristera manastırlarıd ır . Oysa ad l a rı heme n hi ç du-

Peristera ile Vazeron manastırları, Sümela'dan daha az bilindikleri halde en az onun kadar görkemliler. Bugün kaderine terkedilmiş ve ulaşılması zor uzaklıklardaki bu manastıdan Bünyad Dinç görüntüledi ve anlattı.

Though less well known than Su rnela, the Peristera and Vazero11 nıonasteries are historical~v just as sig1z[jkant. Photographer Bünyad Dinç rnade the d[fficult clinıb to the two nıonasteries, which he photographed and wrote about for Skyl!/e.

yu lm a mı ş tır , civadarı­

na giden de pek olınaz.

Pe riste ra

yail e yö re nin en görkemli ma n ast ırı ­ dır. Sü me la'dan daha fazla e tkil e r insanı. M.S. VI . yüzyı ld a Justinianus döneminele inşa edilmiştir. 1906 yı­ lınd a bir ya ngın geçirmi ş ve 1923' ele yörenin gayri müslimle r taManastırı

pı itib a rı

r afı ndan boşaltılması s ıra s ınd a

terk ismi

tamam e n

e dilmi ş tir. Diğer

Hızır

llyas Manas.-

Bugünkü Peristera (üstte) ve bir zamanların Peristera'sr (yanda) Peristera today (above) and as it was in the pası (side) 32

SKYLIFE ARALIK

+

DECEM BER

1992

S u me la Monastery is the most famous of the sights in Trabzon, on Turkey 's eastern Black Sea coast. Perched on a rock face in a valley southeast of Ma çka this monastery was the richest of the region as well as taking precedence in the monastic hierarchy. White Surnela attracts large nurnhers of visitors, th e many other equally fascinaling monasteries remain virtually unknown. Two such are the Vazeton and Gregorius Peristera monasteries. Peristera is architecturally the most magnificent of th e Eastern Black Sea monasteries. Built during the reign of justinian in the 6th century, it was badly damaged by fire in 1906 and abandoned completely in 1923 after the population exchange between Greece and Turkey. Known locally as Hızır I/yas, the monastery is as difficult of access as Surnela used to be twenty odd years ago . An appallingly bumpy earth


33

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1 992


tırıdır. Buraya ula~mak road which turns qO· the TrabSü me la M a na s tırın a ul aş­ zon-Maeka road at the viiiage mak kadar ko lay d eğ ildir . oj Esiroğlu takes the visitor to Trabzon'dan Maçka ilçesithe village oj Şimşirli or Kuş­ ne d oğru giderken Esiroğ­ dul. Although this is a distanlu Köyü 'nd e n so la sapan ce oj only 20 kilometres, even bir to pra k yoldan ilerlemelocal drivers can not do the ye devam edilir. 20 km. lik bone-shaking journey in less yo l siz i Şi m şirli Köyü'ne than one to one and a half ( Ku ş dul ) ul aştırır. Yol o hours. kadar bozuktur ki yörenin Şimşirli is a typical Black Sea şoförü bile 20 km . mesafevillage, the houses widely seatyi 1-1,5 saatte alabil ir. tered over the sides of a deep forested valley. So discon Ş im şi rli tipik bir Karadeniz köyü. Orman lık , derin nected do the houses seem, that you may not realise that bir vadinin yamaç l arına yay ılmı ş her biri bir buca you have arrived al a village at all. Frequent stops to ask kta kalmış evierden o lu şuyor. Köy'e geldiğinizi an lapassers by are therefore advisable. Ybe "cen/re" of the viimayabilirsiniz. Bu yüzden gördüğünüz yöre insanlaIage cansis/s oj a handjul oj houses on the edge oj the rirından bilgi a lm a nı z doğru o lur. Vadi tabanındaki ver.flowing along the valley .floor. From here if you crane nehrin k e n a rınd a köyü simgeleyen bir kaç evin yayour neck upwards, you can spy the monastery rising nında durduktan sonra başınızı yukarı kaldırdığınız high above on a rocky outcrop. Climbing out of the car zaman büyük bir kayanın üzerinde bütün görkemiywith relief you now jace a 30-minute ascenl up the mole yükselmekte o lan Manast ır'ı görürsünüz . Manastır'a ımtainside. Ybe steep path is overgrown and it is advisah30 dakika süre n d ik bir patikayı takip ederek ulaşıla­ le to ask one oj the villagers to acı as guide in case you lobilir. Patikayı kaybetmemek için köyden bir yard ım cı se your way. Ybe path leads to what was once a .flight oj alma kta yara r var. Yorucu bir yürüyüşten sonra as l ı 93 sleps, although mos/ have loııg since corroded away. 93 adet o lan ama günümüze sadece b ir kaç tanesi Treasure h un/ers in search of buried go/d and erosion by ge l eb i lmi ş merdivenlere varılır. Yapı şu anda tamamı wind and rain have wrought hauoc al Peristera. At this ile kaderine terk ed ilmi ş durumda. Yöredeki define rate !here may he nothing lefl of the monastery within 15 avc ı l a rı 1923'de terk ed il en binayı harabe haline çeyears. One .floor is stili standing, and you can explore ils virmiş. Üstü ne doğanın ac ı masızlığı da ek lenince ne rooms, although a knife to cut away the invading unyazık ki bu yap ıd an geriye 15 yıl sonra belki de hidergrowth would not come amiss. Same oj the chapel çbir şey kalmayacaktır . Merdivenlerden çıkıp içeriyi walls have collapsed. Yet even in this semi-ruinous state, ve yap ının ayakta kalan kat ve oda l arını gezmek the monastery is an imposing sight, even more spectacumümkün. Kendinize yolaçmak için yanın ı zda kesici lar than Sumela. There must have been a sacred spring bir alet bulundurmanızcia yarar var. Her ye r otla rla below the chapel, bul there is no trace of the entrance to kaplıdır. Kilisenin b ir kaç duvarı ayakta kalmış. heseen. Ayazmanın muhakkak alt katlarda o lm ası gerekiyor To reach Vazeron Monastery, take the righthand turning ama bura larda hiç bir iz yok. Yap ı bu hali ilc bile o to Kiremitti viiiage off the main road to Hamsi Koy 12 kikadar görkem li ki insan içinde yapının sağ l am halini lometres pas/ Macka . Tb is earth road winds its way up the görme k . içi n in a nılm az bir istek duyuside of the valley to the village, a journey oj 75 minu/es. Turn righl onto a little-used yor. Diğer manastır Vazeron'a ulaşmak için forest track just pasi the village school, and y in e Maçka ilçesinden Hamsi Köye !f you are lucky enough not to he stopped nıoJutsteries doğru a na yoldan 12 km. kadar gid ilir. by one of the .frequent landslides you may Sağdan kiremitli köyüne doğru toprak be ab/e to drive the 5 kilometres to the foot yola ç ıkılır. Kıvrıla kıvrıla vadinin ya maof the monastery. Otherwise, the walk c ın a tırmanan yol sizi 15 dakika sonra through the forest is by no means an unpköye u l aştırır. Köyün okulunu geçtikten leasant one. sonra sağa doğru az kullanılmış bir orA path along the banks of a stream .flowing down the hillside climbs up to a man yolu ayrılır. Bu yola sapılır. Ama unutulm aması ge reken bir şey vard ır .flight oj worn steps leading into the motrıjJ yol he r an bir heyelanla kapanmış olanastery, bul once inside il takes same agility to scale the three or four metre high bilir. Bu nedenle orman yolu sapağın­ dan yürü yün. 5 km. lik bir orman içi wall since the wooden steps have rotted yürüyüşünden sonra Manastır'ın dibine away. Vazeran is a miniatıtre version of Sumela varıl. ı r. Yanına çıkmak için yukarıdan gelen derenin kenarındaki patika kullaand ranked second in the local monastı:c

/Uack Sea

are a: dijficult of' access as tbe l'illages in the region But tbe is u·ortb it for its scenic beauz)' 34

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Vaıeron manastırı yöre manastı rları hiyerarJisinde Sümela'dan sonra geliyordu./ Vazeron is a miniaıure version of Sumela and ranked second in the local monastic hierarchy. nılı r.

Vazeron Manastırı yöre manastıdan araSümela'dan sonra zenginlik ve hiyerar::ıi açısından ikinci sırada idi. Yapım tarihi kesin olarak bilinmiyor. Yapı , Sümela'nın minyatürü gibi ve vaftizci Yahya 'ya adanmı::ı. Üç net1i bazilika, tonozlu sarnıç ve ön yapıda uzun yıllar eğitim yapılmı::ı. Kilise duvarlarında Lazarus'un dirili~i (İsa'nın mucizelerinden) , Meryem'in ölümü ve son yargılama sahnelerinin tasvir edildiği freskolar kalmı~. Manastır bazı kaynaklara göre büyük Greqorius'un inzivaya 1/arıta çeki l diğ i yerlerden biri. Şu anda yapının içine girmek için biraz tırmanmak gerekiyor yan duvarlarda herhangi bir çökıne olmadığından iyice yıpranını:;; giri:;; merdivenleri kullanılı­ yor, ana giri:;;ten sonra olması gereken tahta basaınaklı merdiven yok olduğundan üç dört metrelik bir duvarın akrobatik hareketlerle tırmanılması gerekiyor. Burayı geçebilirseniz ana yapının içine giriyorsunuz. Mutfak kısinının ve kilisenin çatısı çökmü:;; , fresko l arın bazı l arı düzgün bir ::ıckilde sökülmü:;;. Şu anda nerede oldukları belli değil. Yapı tamamen kaderine terk edilmi:;;. Yalnız bir :;;ey çok ilginç, söylemesi b ile garip, ama bu manastırda elektrik var. Köyden yol boyunca hat çekilere.k yapının kenarına kadar elektrik getirilmi:;;. Manasıırın yanında tahta bir kulübeele yaşayan ihtiyar bir adam var, belki ele onun iç• in. Yine ele muamma gibi bir olay. sında

ALP IŞMEN

hierarchy. Grr!gory the Great (540-604) is believed to have gone info retreat here. Dedicated to j ohn the Baptist, the monastery church consists of a basilica with two aisles. 1be roql has caued in, hut frescoes can stili he seen on the walls depicting the resurrection q/ Lazarus, the deat h q/ the Virgin Mary, and the Last Supper. Same of the frescoes have heen removed entire~y, presumab~y by antiqui()l h1mters, leaving neatry cut ~paces. The obsession of col!ectors has iriflicted far worse damage than time and neglect. Although the monastery is completely deserted, and the on~y sign of life is an old man living alone in a wooden hut, there is an electricity line all along theforest road and ending at the monastery. Surely the Electricity Board had not gone to so much trouble for a single solitary inhahitant in such a remote spof? We left pandering the mystery. • 35

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992



P ortakal

agacının

W ho can imagine Italy witbout orange İtalya düşünmek olgroves? This fragrant, dedukça zor, çünkü bu agaç ve licious, lustrous yellaw globe is meyvesi, tıpkı zeytin gibi, Akdeniz as inextricably associated witb the ülkesinin ve uygarlıgının bir simgeMediterraner;m as the olive. Yet until si niteligini kazanm ı şt ır. Pırıl pırıl, the Middle Ages the people of the Mekokulu, leziz, göza lı diterranean had nePortakalın cı ve şiirle dokun ver seen an orange, muş bir siınge. Oysa and never heard of it anavatanı sanıldığı eski Akdeniz'in porexcept as a legendary gibi Akdeniz değil, fruit of distant lands. takalı t anımadıgın ı ya da en az ınd an The Garden of the Güney Asya. Bu onu masaisı bir meyHesperides, scene of meyvenin ve olarak düşledigini the eleventh labour of Akdeniz'e geli i unutmayın. HerakHercules, was a lost les' in onbirinc i ına­ paradise wbose golancak IX. cerasına sahne o lan den apples were a yüzyıldan sonra Hesperides Bahçesi misty rejlection of the bir yitik ce nnet gibi Golden Age. olmuş . bulunmayacagı

bir

NAME

of the O RANGE

PORTAKALIN SERÜVENi By VEDAT ORS Pbotos NAZlM TIMUROGLU

gözükmekte, bu bahçenin altın e lm aları ise Altın Çag'ın bir yansımasını

andır­

maktadır .

Avrupa'ya portakalın gelişi ve yaygın l aşması yeterince aydın l anmamış o l gulardır.

PORTAKALIN ANAVATA I: tki bitkihilim ci , XIX. yüzy ıl başlarında yaşam ı ş

olan G.Ga ll esio ve

Oranges did not originate in the Medilerranean contrary to widely held beliej; they came all the way from southeast Asia during the Middle Ages.

aynı yüzyı lın so nl a rınd a yaşaya n

Alphonse de Ca nd o ll e portakal agacının (Citrus aurantium) anavatanı o larak güney Asya'yı gösteriyorlar. Gallesio asıl odak olarak Güney Hindistan'ı benimserken, Cande ll o Güney Çin ve Çin H indi

HOMELAND OF THE ORANGE: The 19th century botanists Gallesio and Alphanse de Candolle both believed soutbern Asia to be the bomeland of the orange tree (citrus aurantium), althougb Gallesio plumped for soutbern India , white Cande/lo argued for southern Cbina and !ndo-China. In fact botb deserve credit, tbanks to the confusion between the sweet and bitter varieties of the orange wbicb took so long to resolve. Today 's botanists recognise that the two are separate species of citrus fruit, despite their simi/ar appearance. The bitter


adası

(1-find-i Çini) üzerinde duruyor. Portaka l ın iki ve acı- arasında uzun sürmü~ karı~ıklık güzönünde bu lundurulunca , her iki bitkbi limeiye de insa nı n hak veresi geliyor. Gün ü müz hitkibilinıcileri , hu iki (,'q i d i cilrus türün ün ik i ayrı kolu olarak kabul ediyorlar. Acı portakal (Provence ağzında bigarranda yani abcalı a dını alan citrus bigaradia , bunu hic ku~kusuz meyvesinin kahuğundaki yeşilimsi dalgalı c,;izgilere bor(_'lu ) ile t at l ı portakalı (Citrus aurantium sinense, Çin portaka l ı) bi rbirinden tam anlamıyla ayırmak i(,'in taci ögesinden ha~ka yol yok. Oysa , llindistan'dan kaynak l a na n acı porta ka 1 Orta<c· ağ ' da Avrupa ' ya, Ira n, Su riye ve Akdeniz üzerinden ula~tı. Çin ise tatlı portaka l ını ancak XVI. yüzyılda ()mit Burnu üzerind en Avrupa'ya yollayabilecekti. Biiylelikk:, Gallesio ve Candolle'n in ileri sürdükk:ri görü~ler birbirini ta nı a mlı yorlar, sanıyoruz. llindistan'da portakal ağacı (ya da meyvesi) Sanskritçe nağranga ya da naranga

oral/.f.~c> ( cilms hip,uradia ajic>r the> Prof!c>nca/ ıi'Ord hip,arrallda. mea11i11,~ mriegated, in rcference to the greellish wat ~ )' marks 011 the peel) et11d the sweet ora 11ge (citms tlli/Wlliunı sil/el/se, or Chinese orange) are dislillguishahle !cn:~e~)l hy !heir tas/e. The hi/ler orange jinm !ndiu arriued ili Eurojıe during the Midelle A.ı:es. uia fn111 a11d -~)1/'ia. The Chinese sweet orallge, 011 the other hw1d. u•us illlroduced on~y in the 16/b cen/111)'. u•he11 mercha111 ships carried !hem uia the new~y discoL'ered sea route aro1111d the Cape ofCood llope. /11 !11dia the hi/ler ora11ge is k11own as na.ı:ranga or naranga . A ımrd ıl'lwse eZJ•nıology is uarious~v .ı:iuen as Ibe Tamil 11am. meallillgji·agralll, hy Aferriam-Wehster's: a comhillatioll q/tbe Saliserif 11aya, meani11g elepha111, a11d ra11ya mea11i11g u•ish or caprice (e/ephants heing ue1y }cmd q/ ora11,~es apparent~y) hy Lokotsch; anda comhiuatioll qj'the Sanscritwords naga meanin.ı: cojıjıer and ranga meani11g cotour, hy Adjarian. Of these three bypotheses 1 consider the third to he the most plausihle. A JOURNEY WESTWA!WS: This copper coloured .fruit he.ı:an ils journey wes/wards in the 9th cenllny, appearing in Persia in 912. Almost certain~v it was carried in the saddlehags qj'Arah merc-

~; e~ i di -tatlı

sözcüğüy l e ad l andı­ rılıyordu. Bu süzci.ik , Merriam-Webster'in önerdiği gibi Tanı i ke'de kokulu anlam ı na gelen naru sözcüğ ü nden ya da Lokotsch'un ünerdiğ i gibi Sanskritçe'de fi l an l amına ge l en naya sözcüğü ile istek , kapris anlamına ge l en ranya sözcü-

ğünün bi rl e~mesin­

Tatlı portakal demek

olan 1'Portugaft1 Arap ve İran topraklarına ulaşmış ve Ortaçağ da naranc ın geçtiği yolun tersine batıdan doğuya giderek Hindistan 1a

den fi ll er portakal dan çok hazzettik leri n den- türemiş olabi li r. Ama biz Adjari an'ın Sanskritçe'de aynı zamanda bakır ulaş1nıştır. anlam ı na da gelen naga sözcüğüyle tatlı renk anlamına gelen ra n ga sözcük l erini ben imseyen varsayımına katılıyoruz. BATl YA YOLCULUK: Demek ki , bakır rengindeki meyve, Batı'ya yünelik göçüne IX. yüzyılla birlikte ba~ lı yor. I lk kez 912'de gözüktüğü lran'a, bu meyve, büyük o l asılıkla Arap tüccarlarının heyhelerinde ta ~ ınmı .ş o lsa gerek. Araplar meyvenin adını arapla~tı ­ rı p narane yapnıı~lar. Öte ya n dan nar sözcüğünü bilen lranlılar, narane sözcüğünü bilen lranlılar, nfıranç sözcüğünün ikinci hecesi nde kendi dillerinde renk anlamına gelen ve Sanskritçe ranga sözcüğünün çok yakın akrahası

1

1

Bugün Hindistan'da Avrupa yoluyla gelmiş

olan

portakala Malta adı verilmektedir. han ts. who Arahicised the name to naranc. Mea11while Ibe Persians took the first s_yllahle nar of the Arahic nareti/C (nar appropriate~y meaning.f!re in Persiall) and replaced the second s_yllahle of narane ıuilh the Persitlll wordfor colour. ret11g (ilse(l a horrowing from the Sanscri/), ereetiing the u•ord narang, whose e~ımıologv u•a s 11ar pl11s rang meauiııg jlanıe coloured. 7he ti'Ord 1/araJIC wasfllrtber lr(;ımJormed ili the d[[/erenl /ang11ages il passed tbro11gb on its way across the Mediterrt/1/eaJI and the Black Sea, carried hy the Arah eti/d T11rkisb conqlleSIS. 38

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


o lan r ang sözcüğünü görmekteydi l er. On l ar da Arapça narane yerine iranca bi çimiyle narang ( nar-rang : ateş reng i) deyim ini kullandılar. Narane d eyimi , yerel tel affu z a lı şka nlıkl a rın a uyarak, meyvenin İn­ dus'tan Karadeniz ve Akdeniz'e uza nan çizg isini izledi. Buradan naranc, birkaç yüzy ıl aray l a, iki Müslüman fethinin, Arap ve Osmanlı fetihlerinin iz l e di ğ i g üzergah üzerinden Avrupa'ya girdi. B iza n s' ta, d oğa l o larak Y un a n ses u yumuna u yara k narant z ion (ya da nerantzion) biçimini a l dı ve Ba lkanlar üzeri nden O ıta Avrupa'ya doğ­ ! he: dıtlıı,iun p .tth ol N '\1{ \\:(: \ ( \1{ \H-,, ttm -:.ın.b llıt' '\th 'ru il erl ed i . Çağ d aş Yu\IR 1 \(, 1 11111 t~ı,•,JJ.~I J:!:.'...!.!!!:iJ.l:!: !._R__~~ ~ !.,.J '11 ıltı,~,iJ llu. ,ıııluii,ın p.uh , ,, J)(.lltll t.\1 ClltH<II '<,( Jf A\1 , '\\hh it:ı nanca'daki nerantzi, Ro/ '0/ıı'/1 ı ; ll w ltftotlll.:t 1o/ t/'f. Jl.ı.'/1 A//1 lll lı.' .'\ 11 ı·)' J m ence'dek i naranta (ya llı t" dıllu,iuıı p.tth ol.. \1'1'11 ,1~:\J'-"'ı r (~I )L I I (ll \ \\ lll h llii(Uf\) 11'/'ll\l\ l ' wn l:tı•tll ~ı'ıu/(/IO/I tl\/)1/1/lll \lll ı ) da n aramza) , Arnavutça'daki n arane (ya da nerense ve Macarca'daki .TRANSLATED: narancz, hep bu isti l a nın (1)/celandic, Norwegian, wedish, Dan ish: Appelsin (2) Finnish: Orans iipuu, g ünümü ze uzanan tan ık Appelsüni (App elsiipuu) (3) Russian: Apelsin, Pomeranetz (4) Estonian : Apelsin kalıntıl a rdır. Öte yanda n , (5) Latvian: Apelsins (6 )Lithuanian: Ape lsina (7 )English, French:Orange (8 ) naranc, Ku zey Afrika kı­ Flemish (Du tch ): Sinaasappel (9 ) German: Appelsine , Orange, Pomeranze y ıl arı boyunca ilerlemek(I O)Polish: Pomeraneza (11)Czech oslovakian: Pomeranc (12) Provencal: te ve gerek Cebe li tarık Arange (13) H ungarian: Narancz (14) Romanian: Naramza, Portaeala (15) Bağaz ı ge rekse Akdeniz Serbo-Croat: Narandza , Pome r andza ( 16 ) Tu rkish, Bulga rian: Portakal yoluyla tberik ya rım ada­ (17 ) Portuguese: Laranja (18)Spanish: aranja (19) Catalonian:Toronga (20) s ın a geçmekted ir. tspa nItalian: Arancia, Un 'arancia, Pomarancia, Portogallo (21 ) Albanian: Portokale yollara ge lindi ğ ind e artık (22) Greek: Portokalli (23)Sicilian: Taronga (24)Arabic: Purtukal bunun naranj a bi ç imin i a l dı ğ ı n ı ve o d ö n eme kadar Fransız'daki c ya da j olarak telaffuz edi len Under the Byzantines the word followed the Greek voj'nin sess i z l eşe rek g ırtl aktan söy l endiğ ini görüyoru z. wel harmony to become naranızian or nerantzion, and Araplar ya da Suri ye'den dönen H aç lıl ar yolu yla arcontinued through the Balkans into Central Europe, bedarda hem ltalya'ya hem de Provence'a ulaşıyor. com ing nerantzi in modern Greek, na ranta (or naEdebi ltalyanca'da önce narancia biçimi a lıp daha ramza) in Romanian, narane (or nerense) in Albanisonra hece yutum u yolu yla aran cia o lu veri yor. an and narancz in Hungarian. ara nc-ara nge, Lo ire ırmağını aşa rk e n , a ltın ve b ak ır On the other side of the Med iterranean narane made i/s ya da a l tın ve ateş gibi bir benzetmeyle ve de Ora nway along the coast of North Africa, and was carried ge (Ara usio) k en tinden geçerek kuzeye ul aşmas ı into Spain across the Sıra it of Gibraltar by the Arab inyüz ün den ora nge ad ı nı a lı yor; so n u ğra k ye rinin vaders. The Spaniards ailered narane to naranja, and ad ı y l a a nılm aya başlıyor. Portakal'a "Orangee l ması" the French giollalised the 'j". Meanwhile the Arahs and a nl am ın a gelen "pom me d'orange" da deni liyor. pilgrims returning from the Holy La nd brought narane Fransay ı feth ed en portakal , hiçbir iml a değ i ş ikli ğ in e to !ta~y and Provence. In literary !ta/ian it became first u ğ ra m ada n Manş D en izini ve Ren Nehrin i katediyor. narancia, and then dropped the "n " to become aran-

"PORTAKAL"

39

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Bugün İngilizler portakal karşılığı ya lnı zca orange kelimesini kullanmaktadırlar. Almanlar ise orange'ın yanısı ra, İtalyanca'dan gelen pomeranze ile Hollandaca'dan gelen apfelsine'yi de k ulla nırlar. Kuzeye d oğru yoluna devam eden portakal, sonunda da kutup çemberini geçiyor. Finliler buna oranssiipuu 'nun yanısıra, appelsiini ya da, İsveççe' de aynen , Hollandaca'da ise biraz farklı şekliyle ku llanı­ lan appelssiipuu da diyorlar. Şimdi, XV. yüzy ıl sonları ile XVI. yüzyıl baş l arına dönelim. Bu s ırada, Ümit Burnu'ndan geçen (1497) Portekizliler buradan Hindistan'a , Çin Hindi'ne ve nihayet Çin'e ulaşıyorlar. ı500-ı5ı8 yılları arasında Portekizlile r bu yolculuklardan Lizbon'a tatlı Çin portaka lı ile dö nüyorlar. Bu tarihten itibaren t a tlı Çin port aka lı Portekiztil erin a rac ılı ğ ı y l a tüm Avrupa'ya yayılaca ktır. Bu yay ıl ­ ma sürecinde portakal, kah Avru pa'ya ilk gen türü ile k a rı şt ırılıp o isimle an ıl acak, kah yepyeni bir ad ile tan ın acak. Bu yen i ad Portekiz ülkesinden kaynaklanacak Portekiz kaynaklı san ı ­ lan meyve, bundan böyle [Portekiz an l amına) portugal (portakal) diye

cia. As naranc-arange crossed the Loire, the likeness of the fruit to go/d (Fren ch or) and the fact that it had passed through the city of Orange (Arausio) on its way northwards, !ed to its further corruption to orange. Alternatively the orange was known as the pomme d'orange or apple of Orange. Tbe orange crossed the Channel and the Rhine without further change, although the Germans alsa refer to oranges by their !ta/ian and Dutch names, pomeranze and apfelsine respectively. Speeding northwards, the orange soan reached the Aretic Circle, where the Finnish refer to it as oranssiipuu, appelsini, or appelssiipuu. Returning to the Iate 15th century, wefind the Portuguese saiting raund the Cape of Good Hope in 1497, reaching Indo-China and China . Between 1500 and 1518 the Portuguese brought back sweet Chinese oranges to Lisbon, from which city the fruit spread throughout Europe. White same countries confused this newcomer with the bitter orange and lumped both under the same name, others distinguished it by a new name deriving from the name of the country which they thought it came from. So the sweet orange became known as portugal, portakal, purtukal and so on. The word portugal as applied to sweet oranges travelled to Arabia and Persia in the opposite direction to that taken by the word narane five centuries earlier. Tbe Indians, who alsa got their sweet oranges from Europe, knew them as malta. A third sweet orange wave swept through Europe from Holland, when the Dutch followed in the Portuguese footsteps to the Far East, and brought back more sweet oranges from China. The Dutch coined the word appelsin from appel (Dutch for apple) and Sina (Dutch for China), fallawing this up with a second version, sinaasappel (the same e~ymology back to front). Araund 1700 appelsin reached Germany where it became apfelsine, and travelled in simi/ar fashion to Scandinavia, Russia, Lithuania, Estonia and Latvia. The arrival of the sweet orange in America is dated to 1701 by Hehn. •

anıl acak.

Tatlı

portakal demek olan "Portugal" Arap, İran topda ul aşmış ve Ortaçağ'da narane'ın yaptığı yolu ters istikamette, batıdan doğuya doğru yaparak Hindistan'a kadar uzanmıştır. Bugün Hindistan'da Avnıpa yoluyla ge lmi ş olan tatlı portakala Malta adı verilmekted ir. Avnıpa'ya üçüncü tatlı portakal dalgas ı Hollanda yoluyla gelir. Uzakdoğuda Portekiziileri izleyen Holl a nd a lıl ar da gelirken tatlı Çin portakalı getirirler. Buna , Hollandaca appel (elma) ve Sina (Çin) kelimelerini birleştirerek önce appelsin daha sonra Sinaasappel adını verirler. Bu arada, appelsin ı 700 yılla­ rınd a Hamburg yoluyla Almanya'ya gelir ve apfelsine biçimini a lır. Hehn'in söyl ed iğine göre portakal • Amerika'ya ı 70ı yılında geliyor. rakl arına

(•) 1899-1981 yı llan arasında yaşayan dilbilimci Vedat Örs bu makaleyi 1949 yılında Fransızca olarak yazdı . Tam metin Canan Vgur'un çevirisiyle, Tarih ve Toplum dergisinin 1984 yılındaki 2. sayısında yayın­

(•)This article 1?J! the Turkish /inguist Vedai Ors (1899-1981) was arigina/Iy wrltten in Fnmch in 1949. A Turkish translation 1?J! Ganan Uğur was published in Tarih w 1bplum No.2 in 1984.

landı. 40

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992



A 15TH CENTURY TURKISH

t~ı ·

ASLI KAYABAL

l'hoto.,

MANUEL ÇITAK

ONBEŞİNCİ YÜZYILDA, FATİH DEVRİNDE İNŞA EDİLMİŞ OLAN TAHTA-

KALE HAMAM!, MİMAR SiNAN ÜNİ­ VERSİTESİNDEN BİR EKiP TARAFINDAN RESTORE EDİLİYOR. 1993 YILINDA KAPALIÇARŞI OLARAK AÇILACAK.

TAliTAKALE HJ\MAMJ, A TURKTSif BATH DATI C FHOM THE l'STIJ CE TL.RY, HAS BEE HJ~ STORED BY A TEAM FROM M İ MAR Sİ TAN U TVFRSITY, AND WTLL OPEl'\ AS A BAZAAR TN 1993. alıtakale 1-.lamaıııı. ... F<.·ıtih Sultan Mehmet döneminde in:;;a edilen bu Osmanlı hamamı , 1910'larda tütün deposu , 1940' larda sosis fabrikası i:;;levi görmü:;;. 1949'dan itibaren Soğukhava ve 13uz Fabrikası A .Ş .'nin mülkiyetinde olan hamamda , fabrika yöneticisi Hızır Sürer'in girişimi ik , 1984'de restorasyon için karar alınmış. Böylece Prof. Dr. Doğan Kuban'nın başkanlığında , Mimar Sinan .. niversitesi 'nden bir ekip, tarihi Tahtakale 1lamanıt'nın restorasyonu için kolları sıvamı:;;. Beş yıl süren ve yeni tamamlanan Tahtakale I-l aıııa­ mı'nın restorasyonunun mali portesi yakla:;;ık 20 milyar lira. Özgün planı korunarak restore edilen ha mam, 1993'de kapalı ça r:;; ı şeklinde düzenlenerek tu rizıne hizmet edecek. Bu arada Eminönü'ndeki bu Fatih dönemi hamanıının Ağa Il an Mim a rlık Ödülü'ne aday o l acağını da hallrlatalım. Ayla Ödekan, "Türki ye Tarihi 2, Osmanlı Devleti 1300-1600" adlı kitapta , "Suyla Ilgili Yapılar" adı altınd a Osmanlı hamanıları üzerine ş u bilgileri veriyor: "Suyla ilgili yapıiar Osmanlı kentle:;;nıesine ko-

T

Tahtakale lfamamı is one of the oldesi Ti1rkish haths in Istanbul, huilt during the reign af Sultan Mehmet If ( 145 1-148 7) conqueror of istanbul. Not for llear~y a century has anyone taken a bath here, howeuer. In 791 O we find the huilding used to store tobacco, and in the 1940's an euen more incongruous sausage.factory was installed. lt was the factory's manager, Hızır Suter, who in 1984 proposed that the huilding he restored, and a team from Mimar Sinmı Universi~y /ed by Prof Dr. Doğan Kıthan drew up the restorution project, which took .five years to complete. Although the origiııal plan qf the huilding has been preserued, 42

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


ş ut

o la rak ge li ş m e gösteriyor. Osma nlıl a rın yoğ un eyle mi içinde hamamların i'mem li bir yeri o lmuştur. Gele neksel hamam planı ana ç izgi leriy le devam etmiş , 16. yüzyı ld a klasik Osman lı karakteriyle biçimlenmiştir. Soyunma lık genellikle kubbeyle ö rtülü , zemini ınermer k ap lı , kenarlarda oturma sekile ri , ortada fiskiyeli havuzu olan gen i ş bir alandır. Kenarlarda d ireklerle taşınan ahşap ga leriler yer a lır . Bir köşede duvar içine açıl an nişte kahve ocağı bulunur. Soyunmalıkt an bir çarpma kapıyla soğuk­ lu ğa geçi lir. Bu bölümlin örtüsü de ışıklı bir kubbedir. Bir ke narda he lalar ve traş odaları yer a lır. Hamaının üçüncü mekanı, as ıl y ık anına yeri olan s ı -

the hamam has heen given a new function as a covered hazaar, which is scheduled to open in 7993. Situated in the heart qf historic Eminönü, behind the bgyptian Bazaar, surrounded by an urban texture which qjien dates back to the Byzantines, it is hoped that Tahtakale Hamarnı will set a precendent for other ancient hut dilapidated buildings in this area. Water-related architecture, such as baths and foım tains, played a signtficant role in Ottoman urhan development. Th e baths were an important social institu tion, where people went not only to

yap ı m

43

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


caklıktır. Sıcaklık

da

döşe­

wash but to enjoy a day out with their friends. The ritual of the weekly visit to the baths was he/d so sacrosanct, that the failure of a husband to allow his w ife to visit the baths or to provide h er with th e necessary money to do so, was grounds for divorce. The classical Ottoman bath plan which culminated in th e 16th century consisted of a large, marble-jloored antechamber roo,fed by a dome, with stone bench es ara und the walls, and a pool and fountain in the centre. A wooden gallery supported by pillars encircled the upper jloor, an a niche in the corner housed the paraphernalia of th e cojfeemaker, who was an essential member of the establishment. A door !ed into the sogukluk, or cool room, roofed by a dome pierced with tiny lights and surrounını 'ndan sözetmiş . " Tahtakale Hamamı, Eminönü ilçesine bağ lı Rüstem ded by private cubicles, where patrons prepared Pa şa Mahallesi'nde 127 no'lu parfor the bat h . From h ere they sel, 342 no'lu ada üzerind e yer passed into the sıcaklık, or h ot alıyor. Yapı, Uzu n Çarş ı cadderoom, which alsa had a marb/e jloor. Araund the central area siyle Hallaç Abdurrahman Sokağ ı were eyvans or loggias and priarasında. Hamamın g iri ş i , Uzu n va te washing cu bicles, each Çarşı caddesi nde. Hamam erkekwith th eir own deep marb/e ler ve kadınlara ait iki bölümden s(~ ll washing basin and h ot and olu şuyor. Erkekler kısmının üzeri kubbeyle örtü lü. Bu kı s ımdan kaco/d taps. In the centre of the chamber was a raised circular pıy l a soğ ukluğa geçiliyor. Soğ uk ­ deı'elopment. or polygonal göbektaşı, on wholu ğ un solunda iki halvet, sağ ınd a se scalding hot surface the battl' 1 1 h e la var. Ha lvetten sek izgen pl a nlı s ı ca klı ğa geçiliyor. Her iki hers lay to perspire free~y bejare :·ıocial inslilulion. harnarnd a soy unm a lık d örtge n washing. White same baths were used on planda. Erkekler kısm ınd a ılıkhk ll'Cill alternafe days by men and woenine ge lişkin bir dikdörtgen, s ı ­ on~r men, other g rander establish caklı k sekizgen, kadınlar kısmınments had separate sections f or da , ılı k lık dah a kü çük, sıca klık en}c~l' c1 each . Tahtakale Hamarnı n ear güneybatıd a bir eyva n ve halvetRüstem Pasha Mosque in Emile, ılı klık yönünde bir ha lvetl e nönü is of the tatter type. Both çe vri li . Merkezi ısıtm a sis te mi the ll'ee!kl)' c is it tu 1 antechambers are squa re, and külhan ise, dikdörtge n planda, . . the men's hot chamber is octaUz un k e narı 28 me tre ve ü ç gonal. In restaring the building bölümden o lu ş u yor. Odunluk, SOCJ'( >SO J !Cl . to serve a new function as a tonazla örtülü. Aslına uygun hime me rme r kaplıdır. Genellikle bir orta hacim çevresinde düzen lenen eyvanlar ve oda lardan oluşur. Köşe oda l arı (ha lvetler) hamamın en s ı cak mekanları ­ d ı r. Bu odalar kemerli birer kapıyla orta mekana bağla ­ nırlar. Orta kubbe altında daire ya da çokgen biçimli göbektaşı, çevre duvarlarda ise kurnalar bulunuru Mimar Birgül Konu ş ur , "Ta htakale H a mamı" baş ­ lı k lı yüksek lisans tezinde, Rüstem Pa şa Camii'nin yakınındaki hamamın tarihçes i hakkında ş u bilgil eri veriyor, "Tahtakale Hamarnı 1470 ta rihli Vakfiye'de Fatih Camii Vakıfları arasında gösterilmiş . Hamamın in şaa tına Fatih Devri'nd e ba ş l a nmı ş. İn şaa t 1463-1481 yılları arasında baş l a mı ş o labilir. Evliya Çelebi de, Seyahatnames i'ncl e Tahtaka le Ham a-

\rate!r-relatcd arcbitecture!. such as baths playe!d a ifica nt role! in Ottoman urban TI1e hat hs ere { n inzpu ri on

u'here peuple not to tcash hut to dcty out ll'ith theirjhends. ibe ritual o/ he !Joths u·os he/d 44

SKYLIFE ARALIK

+

DE CE MBER

! 992



OSMANLI BANKASI'NDAN YENi UFUKLAR

11

KIŞIYE

••

OZEL • HlZLI KREDI

" Kişiye Özel Hızlı Kndl", adı üstünde k işiye özel.. . Yani, kredi limiti yok... Umltl lmzaruz bellrllyor. Ve çok hızlı... Başvurunuza en geç 24 saatte yanıt alıyorsunuz. .. Üstelik aldı~ını z krediyi Os manlı Bankası 'na geri öderken ödeme planını kendJnlz bellrllyorsunuz...

Osmanlı Bankası , Bireysel Bankacılık'ta yeni ufuklar açıyor. Y~ırunıza yepyeni de~rler katacak bir dönem başl auyor.

Ve

Osmanlı Ba n kası

bu dö nemde 129

yıldı r

yeni kalan

bankacılık anlayışını Bireysel Bankacılık a l a nın da da hizmetinize sunuyo r.Sadece Osmanl ı Ba nkası 'na ait "Kişiye Özel Hızlı uygulamas ıyl a ka rşılıyor.

Kndl"

tüm

ihtiyaçlan nı zı yara ucı

ll

"Kişiye Özel Hızlı Kndi" bir Osmanlı Ban kası hizmetidir. ..

çözümlerle

Gelin , limitlerini ke ndi imza nızla belirleyece~in iz Kırmızı , YeşU ya da San Kndl'den yararlanın... Gelin, kredi lhtlyaçlannızı Osmanlı Bankası' nın lıız1ı ve esnek çözümleriyle karşılayın.

Osma nlı Ba nkas ı ' nın "Kişiye

Özel Hızlı Kndi" uygu lamasında konut ihtiyaçlan nız için Kırmızı Kndi'den, taşıt ihtiyaçlannı z için Mavi Kndi'den, özel ihtiyaçla nnı z için San Kndi'den, mesle~in izi geliştirmek için YeşU Kndi'den yararla nıyorsun uz.

Mavi,

OSMAN LI BANKASI Y E ............. . ........ 2

KONUT n KIŞIYE

ÖZEL

HlZLI KREDi ·"

IÇIN

...&.. KIRMIZI ~ KREDi

9

y

TAŞlT

L

D

R

N

MESLEK IÇIN

iÇIN

ÖZEL DESTEK IÇIN

'-. MAVi

SAR 1

i

YEŞiL

4i"" KREDI

KREDI

'

KREDI


çimele restore edile n hu hamam , daha önceki döne ml e rd e haşka a m aç la r iç in kullanılmı ş, ama gü nümü zd e i ş l ev i aç ı s ı ndan h ir a lı şve r i ş me rkezi konumuna getirili yor. İ ç me ka n öze llikl eri d e gözönüne a lın a ra k restore edil e n hölümlerin ay rıml a rı iy ice belirtilmi ş ve tasa rımd a ana re nk o la rak duvarlarda aş ı hoyası, ye rl e rd e b eyaz damarlı nı e rnı e r kull a nıl ­ mı ş.

Dükkan için ay rıl a n hö lüml e rcle ve doğranıal a rd a cev izin s ı ca k re nk le ri , tasa rını ba ğ l am ınd a da he m görsel he m de işlevsel açıdan m e ka n öze llikl e rin e sad ık kalın a rak mekan larda çe ki ci lik a rttırı l mı ş.

Osmanlı

kentlerinde su mimarisi önemli bir rol oynuyordu. Hamamlar önemli toplumsal kurum/ardı. İnsanlar buraya sadece yıkanmaya değil, aynı zamanda arkadaşlarıyla sohbet etmeye ve hoş vakit geçirmeye geliyorlardı. Haftada bir yapılan bu ziyaretierin adeta kutsal bir yanı vardı.

Bunun dı ş ınd a h amam la rd ak i yüksek ve ge ni ş meka n özelliklerinde n ya ra rl an ıl arak asma katla r ek l e nmi ş, kadın ve e rk e k h a nı a ml a rı ara l arında geçit bö lgeleri ye rl eş tirilmi ş. Klasik h a m a nı mimarisinde h a m a mın kubbe me rkez inin tanı a l tına yer l eşti ril e n havuz yük se lt il mi ş ve üç k a tlı a ra bölmele ri tasa rını bütünü için ele hav u zla u yg unl aşt ırılmı ş. Birgül Konuşur'un Tahtaka le H a nı am ı ' nı konu a lan tez ind e n bu Osm a nlı yap ı s ının yine Fati h döne minde Bursa'da inşa e dilmi ş o la n Ba şç ı İbr ahim , Ça kır D aVLıcl Paşa, Haydarhane, İbra him Paşa (Ma hke me) ve as uh P aşa h a m a nı l a rı ve İ s tanbul'un Fatih Devri ham a ml arı n ­ dan Ç ukur Hamam ve Ma hmut P aşa H amanıı'yla p lan öğ e l e ri yö nün den b e n ze rlik gösterdiğini görü yoru z. Tahtakal e Il anıarnı il e ayn ı dön e md e

or'iginal plan . comparative study encompassed not only the Çukur Hamam and Mahmut Paşa Ha mamı in lstanhu/, hut the Basci lbrahim, Çakı r Dauud Paşa, Haydarhaııe, Ihrahim Paşa (Mah keme) and Nasuh Pasha haths in Bursa, all dating from the 15th century. New functions for old buildings might he decried by the purists, hut in view qf the phenomenal cost of restaration and the great nu mher qf historic huildings awaiting conservation, this is qft en the on ~y way to preserue huildings from complete decay. As an illustration of how restaration f or a new.function can he achieved in a spirit of true conservation, this outstanding project has heen nomina ted .for th e Agha Khan Architectural Award .

Konuşur's

in şa e dilmi ş h a m a ml a rın

in ce le nm es i restitlisyon aşa m as ın a katkıda bulunmu ş. Beş y ıl s üre n restorasyon so nu c u Em inönü ' nd e ki bu Osman lı d e vri h anıa nıı 1990' 1arda ta rihi yap ıl ara ya kın olmas ı da dikkate a lın a ra k bi r kapalı ça rş ı o laca k. • 47

S KYLIFE ARALIK

shopping centre, red ochre has heen used predominantly on the walls, contrasting with the white veined marh/e of the .floors. Walnut has been used f or the joinery and the p artitions dividiııg the shops. The original spatial compasilion of the interior has heen preserved, and th e high ceilings have a llawed the addition of mezzanines to provide access hetween th e women's and men 's sections. The pool below th e dome has heen raised to maintain a proportional halance with th e three-sto rey partitions wit h in the desip,n as a whole. At the design stage a study of oth er contemporary haths hy Birgül Konuşur provided ualuable help in reconstnıcting the

+

DEC EMBER

1 992


DELIGHTS

ofTHE

SEA

BALlGI PiŞiRMEK Buğulaması, ızgarası, kızartması balık pişirmenin çeşit

ile balık. .. Ali Pasiner, ve tekniklerini yazdı.

Steanıed.

p,rilled orj1·iedJfish is always delicious. Ali Pasiner lets Skyl(fe readers in to the see ret..,· of so me of the best Turkish .Ji"sh and sec~jood dishes.

T art ı ş ılm az

lezzet ve nefasette olan balıkla­ rımız bizde genellikle çerez veya meze o la rak yenir. Denizden çok toprağa dönük bir yapıya sahip olduğu ­ muz için ba l ık yemekleri maalesef çeşit iti-

A country surrounded by four seas, Turkey enjoys a wide variety of fish and many delicious dishes to match . Though the delicacy of seafood is not well known in the interior parts of A natolia, along thee shores, a wide variety of recipies exist . Cooking fish to perfection demands care and practice, as well as choosing the right fish for different techn"iques. This selection of recipes illustrates same of the finer points of.fish cookery. STEAMED FlSH: Sea bream, young bluefish, red sea bream, dentex, sea bass, and sargo are same of the chief varieties suitable for steaming. In the fallawing recipe, I have chosen sea bass. After deaning and descaling the fish , make two or three shallow slashes along either side with the po int of a knife, and fill these with butter. Stuff the abdomen with a generous s/ice of butter and six black peppercorns. Lay the fish on a bed ofpeeled and sliced tomatoes in a wide shallow pan and dot lumps of butter araund the d ish. Cover with a second layer of tomato slices, and sprinkle ten cloves of garlic, and thin slices of green pepper and carrot over

barıyla kısıtlı kalmış ,

pişirme tekniği

da

gerektiği

olarak yeri bul-

mamıştır.

Bu yazımızda buğula­ ma, tava , tuzlama, ız­ gara gibi balık pişirme tekniklerinde nelere dikkat etmek gerektiği­ ni, u ygulamanın nasıl yapıl dığını birkaç balık tarifiyle birlikte anlatmak istiyorum. BUGULAMA: tzmarit , çinekop , mercan, sinagrit, levrek ve karagöz buğulamada kullanılan belli başlı balık­ lardır. Biz bu kez levreğin buğulamasını yapacağımızı varsayalım.

Balık

temizlenip pullasonra içi bir kat kabukları a lınmı ş domates dilimleriyle kaplı tepsiye yatırılır. Balığın her iki tarafı çizilir (Balığın büyüklüğüne göre 2-3 kez). Bu kesikiere tereyağ konur. Karın boşluğuna da iki parmak tereyağ konup 6 top karabiber serpişt irilir. Tepsinin muhtelif yerlerine iki parmak eninde kesilmiş tereyağ parça l arı konur. Bundan sonra yine karı alındıktan

48

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


the top. Season with bugu a lınmı ş domates pepper and salt and di lim le riyl e balık örtü lür. İnce kesilmiş cover with a layer of chopped parsley. yeşi l biber, 10 diş sarOver this, sprinkle mısak ve havuç dilimleri tepsiye serp i ştir i ­ plenty of dried thyme lir. Tuz ve karabiber and two or three bay leaves. Slices oj leilave ed ildikten sonra tepsinin üstü taze man and onion are maydonazla kaplanır. optional. Alth ough Bunların üstüne de same people would bol miktarda kekik consider them essenserp ilip iki üç tane fiat, they are !iab/e to defne yapragı yerleşti­ overpower the .flavorilir. Bu arada dikkat edersek hiç limon, su ve soıtr of the fish. 7bere is no need for water, the juice ga n kullanmıyoruz. Bu tamamen damağa kalmış bir from the tomatoes will suffice. şeyd ir. İsteyen ilave eder. Suyun görevini bol kulCover the pan tightly and cook over a moderate l an ılan domates görmekted ir. Soğan ve limon heat for 15-20 minutes. 7ben turn down the balığın lezzetini bozabilir. heat and turn the pan every 5 minules for Tepsi hazırlandıktan sonra üstü bir kaa further 30-40 minules to ensure that pakla kapatılıp orta ateşte 15-20 dakithe dish cooks equally and that the batka pişirilir. Bundan sonra ateş kısılır tom does not search. For belter results ve teps i beş da)<ika arayla kendi do not take the !id of( at all during çevresinde döndürülerek yemegin the cooking process. çıksa her tarafının eş miktarda pişmesi FRIED FISH: Almost every type of sağ l a nır. Bu s urette yemegin dibi fish can be fried, but there are two tutmaz. 30-40 dakika süren bu iş­ important points to be remembered: lemden sonra balık bugu lama tepthe oil must be sufficiently hat, and sisiyle sofraya getiri lir. Pişirme sı­ the fish should be spaced so that balıkları vardır. rasında kapak açılmaz. they do not !ouch one anather whiKIZARTAMALAR : Hemen her tür te they are frying. To stop the fat ba l ık kızart ıl arak pişirilir. Ancak splashing toss a smail bread crust balığın dikkat edi lecek bir iki noktaya teinto the oil. mas etmekte fayda var. Kızartmacia After deaning the fish, season with nasıl pişirildiği tava içindeki yagın çok kızgın olmasalt and sprinkle a little rakı over değil s ı şarttır. Pişmeden önce tuzlanmış them. Flour lightly and tower gently balıkların üstüne rakı serpiştirilir. Bainto the hot oil. When they are just turl ıklar unl an ıp tavaya konurken yağ sıning golden on one side, turn them over çramas ın diye tavaya küçük bir ekmek kawith tongs. Turn again bejare removing bugu at ılır. Hafif sararınaya başlayan balıklar from the pan . maşayla çevri lir ve bu işlem iki kez yapılır. BaGRILLED FJSH: Bluefish, bonito, sea brearn and otlıkl ar tavaya birbirine değmeyecek miktarda konur. her fish which are oi~y and highly fla voured when IZGARALAR: Lüfe r, palamut, kofana, izmarit gibi in season are delicious grilled. Prepare a mixture of mevsiminde tereyağlı ve lezzetli olan balıkların ız­ sur~;jlower seed oil, crushed garlic, salt and leman garası çok nefistir. Izgara s ırasında çukurca bir kaba juice, and using a wooden spoon baste the fish frehazırlanan ayçiçek yaglı, sarmısak, tuz ve limon kaquent~y with this mixture white they are cooking. rışımından bir sos tahWhen one side is a ta kaşıkla az~r azar Hght go lden tinge, pişmekte o lan balıkla­ turn carefully with ra sü rülür. Izgaradaki tongs. If the fish is balığın gözü hafif salarge, turn a second rarınca m aşa yardı­ time to ensure that it mıyla çevrilir. cooks through. Grill Bu işlem balıgın ka over charcoal for best lınlı ğına göre 1 veya 2 results, bıtt lake care defa yap ılır. Pişirme white basting that the

''Denizden ne yerim" diyenierin bile mutlaka Javori Ama önemli olan mi?

49

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


sırasında bo l yağ su rup ı zgara nın a te~ a lın amasına dikkat e tme k l az ımdır . BALIK KÖFrES I: Balık köftesi kofana veya torikle ha z ırlanır. Di ğer balıklarl a d a yapılabilir a m a bu iki balık köftede en çok kullanılanlardır. Bir adet k ofa n a (veya torik) teınizlenip kuyruk bö lümü kesild ikten sonra yumuşay ın caya kad a r

oil does not catchfire. FJSH KOFTt': Fish kojie, or rissotes, are best made with large bonito (torik) or bluejlsh (kofana). C/ean the fish and remove the tail, then boil until ten der. Remove allthe bones and di vide the jlesh info smail pieces. Add breadcmmbs ( remove the crusts (rom two or three slices of stale hread, soak in water h a~ l anır . Kıl ç ıkl arı and then sqıteeze iy ice ayıklanır. ou t th e excess B a lı ğ ın etle ri iyice m oist ure), 50 didilir . Ayn<;:n grams of marga .. köfte yapa r gibi riııe , an egg, a e km l:k içi, iki t ablesjıoon of jJiparm a k margarin, ne kemels, ha(( a yum u rta , fıstık , tablespoon of cu rkış üzümü , kim rants, dried cuyo n , tu z, karabimin , salt and be r balık parçalablack pepper, and rı y l a iyice yoğru­ knead well. Shape lur. Ister yuva rl ak into halis or fin iste r parma k bi çige rs. Dip in heminde h az ırl anır. aten egg yolk and Önce yumurta sathen in dri ed rısın a sonra ga le ta hreadcrumbs and u n u na bu la na ra k fry untı: l golden yağda kızartılır. Soğuk veya s ı cak o larak y<;:nir .. hroum . 7bey may he eaten hat or co/d . GÜVEÇfE KARIDES: 1 kg. karides, y ı kanıp kabukCASSUWLHD Sf-IRJMPS: Wash and peel one kilogram l a rı te mi zle ndikten sonra güvecin içine dizil ir. 1/ 2 of shrimps, and arrange i1ı a casserole. Add half a kg. domates suyu, tuz, karahiher ve ') diş sarm ıs ak litre qf fresh tomato juice, sa lı, black pepper and 5 ilave ed ilir. 125 gr. margarin kü çü k parça lar halinde c/oves of garlic. Dice 125 grams of margarine and yerleştirilir. Güvl:cin üstünü örtece k kadar dil peynidot C){)er the top. 7ben arrange slices of Turkish dil ri dizilir ve üstün <;: kırmızı biber serpilip fırına kopeyniri ( a yelloıo low-salt cheese which me/ts to a nur. O rta ateşte 30 dakika kadar piştikten sonra serglutinous texture) and sprinkle with red pepper. Bake ina moderate ovenfoı· 30 minıttes and seroe hot. vis yap ılır. FlRlNDA KOFANA: Kofana tl:mizlendiktl:n sonra BAKim BLUHFIS/1: Choose a large hluf!/ish (kq/ana), kuyru ğ u kesilip at ılır. Karın kısmına ince ine<;: kıyıl ­ and r-!(ter cleaııing and remooing the tail, stuff the mı ş kırmı z ı soğan doldurulur. '5-6 tane top karahiahdominal cavity wilh jlnely chopped red onions, 5ber, 75 g r. tereyağı karın kısmına 6 black peppercorns, and 75 grams konu lup ba lığ ın karnı iplikle dikiof hutter. Sew up the cavity and malir. ke three shallow slashes wilh a kn~le B al ı ğ ın ya nların a hıçakla 3'er kesik poinl along either side of the fish. aç ılı r . Bunl a rın içine dl: biraz t<;:rePress a Iiille hutter into the slashes. denıands yağ ı ko nur. Balık bu şekilde yan/c.' il her place the fish in a roast ing nı aya n özel fırın poşetine veya folhag (pierced in several places wilh a yoya konur ve bir tepsiy<;: yerleş ti ­ needle so tha t it does not hursl) or ril e rek fırın a sü rülür. Torbanın fı ­ wrap in ahırnin ium fo il, and lay on rınd a pat l amas ını önlemek için iğ­ an oven dish. neyle bir kaç delik açıl ır . Bake ina low oven for 4'5 minutes. Ba l ık hafif a teş te 45 dak ika kadar Remove the stujflng hf!fore seroing. pişe r. Torbadan ç ıkarıl ır. Iplik a lı ­ 7bis recipe is equally delicious with sea bass, sargo, red sea hream and nıp , soğanlar boşaltılır ve se rvis ed ilir. other white:fleshedfish. Aynı pişirme şek li lcvrek, karagöz, Finally, I wish you all "aj~yet olsun " merca n g ibi beyaz elli halıklar için (''May you enjoy health"): an expressian used hy the Turkish cook or host de uyg ulanabilir. to those at his or her tah/e. Hepini ze afiyet o lsun . • •

Cooking

fisb to perfection care and practice, as well as cboosing the rigbt fisb for dij{erent tecbniques. 50

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


"Kendinize arabanız kadar bakıyor musunuz?"

Bu soruya iziri verirseniz sizin yerinize cevap verelim... Hayır. Sağlığınıza arabanız kadar önem vermiyorsunuz. Belki sağlıklı günlerinizde Check - up yaptırmayı bile aklınıza getirmediniz. Sağlığınız sadece hastalandığınızda aklınıza gelmemeli. Sizi Türkiye'nin en gelişmiş "Check- up Merkezi' ne davet ediyoruz.

Bayındır Tıp Merkezi, sağlık

sektöründe evrensel çizgiyi yakaladı...

•Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi ve Kardiyoloji, • Kadın Hastalıklan ve Doğum, •Genel Cerrahi, Çocuk, Dahiliye, Göz, Anestezi, • Kulak - Burun - Boğaz ve Baş - Boyun Cerrahisi, • Radyoloji, Laboratuar, Diyet dallannda ve •Geniş Check- up programlan ile 24 saat kesintisiz hizmet sunulmaktadır. Bayındır Tıp Merkezi'nde tedaviniz süresince sadece hastamız değil misafirimizsiniz.

"Bizim İçin Her Hasta Özeldir"

JIP MIHKIZI· MlDICAl CINTHl Söğütözü • 06520 Ankara Tel : (4) 287 90 00 • Fax :(4) 285 07 33




abahın sekizi. Karacasu'nun çömlekçileri güne;jin d oğu;j und an beri i;i ba;j ınd a. Çöm lekler damlarda dizi d izi; her cins çömlek var ara l a rınd a; saks ıl ar, bardaklar, oradan-burad an tak lit ed il mi;! kap lar ... Sanki sergi açın ı \i çömlekçiler; seç seç al içinden ... Desenler işlenıi;jler kapların üstüne; o andaki duygu hallerine göre, gönüllerinden ge ldiğ ince nakı;j ları çizın i ;j ler çömleğe. Ortalık­ taki koku , toprak kokusu; hakim re nk, toprak rengi ; k ırmı z ı ve kahve karı;jımı. .. Çöm lekçi Niyazi, çay ö ncesi i;jini bitirmek ü zere. Çömlekç i kızı Gülten toprağı e li yor kapı önünde. Kalıvaltı m e k a nı yin e d am lar. Pişmi ş testiler arasında kuruldu sofralar. Elle r topra k rengi , çaylar da .. . Mala bir sigara içimliği; mayalanınış ça muru kurumadan şe kill e ndirme k gerek; yoksa keçi gibi in adı tutar çamurun; ;jek ill e nın ez, ça tır ça tır çatlar. Çöm lekçi ler 30 h ane Karaca su'da; ş imel ilik 30 ocak yanıyor. Geçmiş y ıllarda 150'ye yakın aile geçimini sağ lı yormuş çömlekçil ikten, ama çoğ u yurt dışına g itmi ş i şç i o larak. Karacasu , Aydın iline bağ lı küçücük bir ilçe: D e nizli - Muğla karayolu üzerinde. Karacasu toprağı çöm lek yapmaya çok elveri;jli . Karacas u , Afroclisyas ant ik kent inin

eight o'clock in the morning, the patiers o.f Karacasu have a/ready heen hardal work since sımrise. The rich sme/1 oj c/ay peruades the air. Brealifast is ready, laid on tabfes perched on the jlal roo.fs, surrou.nded by earthenware pots and ju.gs of all shapes and sizes. G/asses o.f scalding hat dark red tea steam inuilingly. "! lu ny up/" cal/s a woman to her bushand busy at the paltery wheel, and her daughter seiving the dry c/ay on the ground be/OLu. The neighhours' grandson Kadir is ıvandering araund gelting in the way, to admonishments of "Don'/ touch that, he carejitl .. -" Al fiue years old, Kadir's playground is the pottery yard and his tay a lump qf we/ c/ay. Brealifast is a welcome break, but no one has time to linger over the meal. Tbe hardest work must he done before the heat of the summer sun reaches its height, drying up the c/ay. Tbe hurried meal over, both parents gel back to work white their daughter clears the table. Karacasu is a smail counlly /oıun hetwen Denizli and Mulf,la in the province of Aydın in southwestern Tıtrkey . It isjust 10 km from the ancient ci~y of Aphrodisias, yet of all zanaattır the many uisilors to that fadeğilse, mayalanmamışsa fırındaki mous site hard~y any discouer pişirilmemişse the potters. Tbe potteries are on the ou/skirts of the town, yarım pişirilmiş ekmeğe near the veins oflocal reddish-brown c/ay, which used okşanmak to make a livelihood for 150 families. Taday, howeuer, theşekillensin, re are on~y 30 ./ami/ies ofpotters in Karacasu. 7be others have moued lo t:urope as bu lundu ğu Geyre Köyü'nün 10 kın uz ağında bulunuyor. Çömlek atölyeleri ilçenin hemen dışında. Bu i ş l e k guest workers. The potters' jlat-roofed workshops line either side of yol üzerinde buluna n çömlekçileri bulmak için epeyce the road in two adjoining rows, so ypu can make yoaramak gerek; gözlerden uzak mekan l arıncla, kendi leriur way along the roo.fs.from end to end without euer ne ay rı bir dünya kurmu ş çömlekçiler. Oysa çöm le kleri setiing foot on the ground. Each fami~y o.f potters Türkiye iç paza rının yanısıra dünyanın birçok ülkesine work in close proximity, and the scene is a hive qf acihraç ed iliyor. Özell ikle ele Orta Doğu ülkelerine. Belirli tiuity, young and old alike husy preparing the c/ay, alan lardan -a ltın ç ıkarırcas ına - damar damar kazılıp çı­ shaping and firing il. A gir/ sieues the c/ay, a middle k a rıl an Karacasu toprağ ı elenip maya l anıyor , şek il veriaged ıvaman spreads it in a uat, white a young man lip pişi ri l iyor ve T!R'larla dünya yolcu l uğuna ç ıkıyor . kneads the rested c/ay ready for the skil/ed han ds of Toprağı nas ıl ımıya lar çöınlekçiler; çaınura nasıl şeki l the pollers, known locally as "hardakcı''s or cup mave rir ve nasıl pi ş i ri rl cr? Beceri isteyen zanaattır çömlc1

S

A

Beceri isteyen çömlekçi/ik. Toprak uygun iyi ekmek hamuru gibi ve de iyi çamur, yamalak benzer. Sonra sevgiyle ister çamur, ki yola gelsin.

54

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Gözlerinizin önünde bir otomobil duruyor, zarif çizgilerle spor dizaynı Koltuğuna Görüşü

yakalamış,

işleyen

oturuyorsunuz, içinize

maksimize eden

hazır ...

her an harekete

geniş

ferahlık .

bir

camlar, vücudunuzu

bir şekilde kavrayan rahat koltuklar, her

noktasında

sağlıklı

tavizsiz

bir detaycılık ... Yoldasınız,

inanılmaz

bir performansla rüzgan

delip geçiyorsunuz. Dört tekerlekte eaklı

bağımsız

süspansiyon sistemi ile yolculuğunuz

çift salın ­

Yeni bir felsefe- ~EL

sarsıntısız.

Sessiz ve güvenli bir gücün tek hakimisiniz. Bu otomobili hep istediniz, yeniliklere nin,

insanı

açık

amaçlayan ileri Honda teknolojisinin

ürünü; Civic EL. Şimdi

Türkiye'deki bütün Honda showroom'larda, size

ellerinizle

tutabileceğiniz

kadar yakın .

ıtonda

ı_ ıaıa•l

Ua'J'I

Muıluha n/K •I•rn • •

han/OOIIftPA

Çıllkur ı ler/,...e•lek

T URKI VE G E N E L O iST R I B ÜTÖRU

Anadolu Honda Otomobilcilik Bir Anadolu Endüstri Holding ve Honda Motor

:IHb

A. Ş.

Co . Lid . ortaklıOıdır.

Yurl•e..,erler ?U?

VV

88 ,

Ototno!ıv

O

l•t• nbul

338 80

b/

80

2/G

""'

33ti ua

bb

28

3D

bbU

b "'

4V Ol

/0

hel ) , b:t3 00

UV

l•rT>Ir :

f • • •loek l

O l a r n a l l v i A I • • n c •loC

Ib

Kany•

O l a Man

bl

K•v•••l ·

S u•••

(33)

O ıa,.. aıo v

34

(3b)

14 31

Honda

Stıowruon-ı/1

Yengeç:

6 ..

Ob

b ll3

A n k er e C bl) 3~

~~

33

?U

ti:J

U&~~

Uora ' ""

b .. 11

:ı "'M

Cleleroe

266

bC!i

~16

Yeno ... Oy

?"'O

tb

tl

63

04

O•nl•ll Y~

t>ft

Ad•P•••r o :

'il:lb

Uuree

(3het) ,

1

28

00

(&::.!')

Ineller

(4)

440

K•raı

8 • r n • un

Ku1u

38

Muil u

ıu

O ! on>u lıv /YenıkOy

OlorT>alovfÇ • nk • y •

ı o

3b

b l:t

"'""

O ı orno ı ıvt..,ınr.~tlıkuyu

Oenee/tlerbtye

31

•• nıapa

M ultur,an/l enerv oıu

1>0

Çlf t k u •ılarJM••• • •

tii'J ,

20/("'

l orno t i V / A k • e r e y

SMS/At•tcOy

( 2 4)

Anadolu

"""'

366

83

10

4 0- 4

(38)

3:?

UH

Kuv•laQıu

(~8)

/b

4/

o


kçilik. Toprak uygun degilse, iyi mayalanmamışsa fırın­ dak i ekmek hamuru gibi ve de iyi pişirilnıenıişse çamur, yarını yama lak pişirilmiş ekmeğe benzer. Sonra sevgiyle o k şa nmak ister çamur, ki şekillensin , yola gelsin. Çömlekçi Se lahattin toprağın çöm l eğe dönüşümünü şöy l e an lat ı yor: "Karacasu toprağı çömlek yapmaya elverişli­ dir. Bu toprağı her yerele bulamayız. Onun maclen gibi çİktığı yerler vardır; çıkardığımız yer atölyelere çok yakındır. Toprak ilk önce ince eleklercle elenir, sonra havuzlarda erimesi sağlanır; havuzlar bir yerele toprağın mayalandığı yerdir. Oradan süzülerek içindeki taşlardan arı nclırılır. Ardından merdanelerelen geçirilerek iyice eritilir. Ve açık alanlara serilerek katılaşması beklenir. Elle iyice yoğuru l cluktan sonra , artık çamurumuz çömlek yapmaya hazırdır; bundan sonrası elierin marifetine kalmı ş. Çömlekçi lik sevgi i şi; eller toprağı öyle bir sevecek ve okşayacak ki, çamur isten ile n şek l e g irsin ; yoksa direnir, kırılır çat lar. Sinirli

ker. Wheııever more haııds are ııeeded, all the Jamilies in the neighborhood gather together trying to help each other, a Iradition known as "imece" and practised in all rural communities in Turkey. After the heavy task qf carrying the dry c/ay from the quarries. il is mixed with water, sieved to remove stones, and squeezed through rol/ers. lt is then spread out in the sun for the excess water to evaporate, bejare being kneaded to the correct consistency. In the hands of the pollers the c/ay is lovingly caressed info shape. The potters use time-honoured methods, and deseribe them with rich country metaphor. One potter explained that the c/ay is ''stubborn as a goal" if not well kneaded and shaped. The same eff'ort and care goes into turning the c/ay into pots and ornaments as viiIage women put into sieving their jlour, kneading their dough and baking their crisp golden-c rusted bread. As the pottery insanın yapacağı iş değild i r çömlekçil ik ; wheel spins, Niyae li erin titrerse nasıl zi Usta , an ackşe kill enci ireceksin nowledged master of his craft, makes çamuru?" the whirling c/ay Tüm çömlekçile r gidance as it is mabi Selahattin Ekiz gically transfo r"ai le ş irketi "n i kurmed from a shamuş, üretimi eşi, gepeless lump into lini ve oğ l uyla yapı­ any of a thoyorlar. Kadınlar topusand and one rağı elemeele ve çaforms. Although mur haline getirmethe techniques are ele yardımcı olurthe ha nds of 1/.Je the is traditional, the ken , çöm lekçi Selaloringlr in/o potters turn their hattin ve oğlu, çömlek çarkında hüneruse tinze-/JoJZou nzetbods. deseribe hand to newlerini gösteriyor. Jang/ed ornat!Jenı u·ith rich coınıiJT nlelapbnr. lZu! ments, ıniniature Akıtılan a lın teri orfloıuer pots and tak; kazanç ve payis goat ~f not ll'ell mugs, as well as l aş ım da .. . Çömlek the jars and jugs ça rklarınd a şekille­ kneaded a11d sbafJed. of their forebears. nen çamurlar belirli bir süre kurumaya alın ı yor, sonra da fırınlara veriliyor. Demandfor a host of different objects comes not onl:y from the domestic market bul from exporters, partiFırınlar özel o larak yapılmış , ızgaralı. Sekiz saat odun cular~y to the Middle East . An e.xtraordinary miscelateş i yak ılıyar ve kurumuş çömlekler 24 saat fırınlarda lany qf earthenware jostles on the drying shelves, bek ı vamınca pişiriliyor. Pişirmek ele beceri isteyen bir iş ... fare being carefully loaded into the ovens. These ıuo­ Yeni açılmış bir fırın; çömlekçi Selahattin ve eşi Fatnıa "nar gibi kızarmış" testileri çıkarıyor birer birer. Üstleriod~flred ouens are !it overn ight for eight hours bejare the potte1y is placed on its grilled shelves and Jlredfor ne nakış işlenmiş binbir desen .. "Toprağı da kıvamınca 24 hours. p i ş ireceksin ekmek gibi; öyle ki görünümüne cloyunı Every poller decorates his ıuork ıuith incised or eın­ o lm asın. Az pişirirsen sağlanı olmaz, su yolunda kırılır bossed designs as the mood takes him. Unsophisticatesti ; çok p i ş irirsen erir toprak; ortasını bulmak nıaharct ister. asıl ki kızarmış gevrek ekmeğin taciımı doyunı ted it mip,ht be, the ~pirit of the artisan iınparts a charm and individuality to the pottery of Karacasu olmaz, iyi pişmiş çömleğin ele sağlamlığına laf söyleyen • which no technological perfeciian can match. olmaz" ... •

pot ter' c/ay sbajJe. The pollers aJJd

/11

cu ressed red

c/ay

"stu!Jborn asa

56

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1 992


YE Nİ YilA GÜLÜMSEYİN ... A ldığınız yeni kararlar, kendinize verdiğiniz f1. en güzel armağandır. Ağız ve diş sağlığı bunların başında gelir. Çünkü sağlığı bozuk dişler gibi estetiği bozuk dişler de rahatsız eder, huzursuzluk verir insana. Konuşmasını. gülüşünü, insanın kendisine olan güvenini etkiler.

Ancak günümüzde modern diş hekimliği, ister sağlık, ister estetik yönünden olsun bütün so runların üstesinden geliyor. önemli olan diş'in, işin uzmanına teslim edilmesi. Artık İstanbul ' da

DENTA-MED var. Türkiye'nin ilk ve tek özel diş hastanesi. DENTA-MED'de ayrı branşla rda uzman diş hekimleri. modern diş hekimliğinin en geliş miş cihaziarı ile yalnızca kendi branşlarında görev yapıyor. DENTA-MED toplam 35 kişilik sağlık personeli, ameliyathanesi. yetişkin ve çocuklar için ayrı muayenehaneleri, yataklı bakım odaları ve laboratuva rları ile tam teşekküllü bir " diş hastanesi': Yeni yıla ailecek gülümsemeniz için, size hizmete bugünden hazır.

DENTA-MED'de neler yapılır? Prostodonti

Ortodonti (Çarpık dişierin

düzeltilmesi)

Endodonti

Periodontoloji (Diş eti hastalıklan

(Tüm kron köprii ve protezler)

tedavisi)

(Kanal tedavi/eri)

Pedodonti

Cerrahi

(Çocuk diş hastalıklan tedavisi)

(Yüz cerrahisi ve es tetiği)

implantoloji (Çene kemiği içerisine konulan yapay diş/er)

DENTA·MED "iLK VE TEK ÖZEL DiŞ HASTANESi " Bağdat cad. No: 228 Çiftehavuzlar-Istanbul Tel: 386 29 70 (4 Hat) Fax: 368 SO 31



gazellini Moda

I NANCAODI:."S/ NO.!I/ ,06-00 1\AHI .H

~ı.,A..tNA111

1(,-·I.!Hı/AA\

·1(, ~(,$.! 1

Artık

Markadır


TÜRK SiNEMASININ "SULTAN"I

••

TURKAN ŞORAY Bastia Akdeniz Sinemaları Film Festivali'nin En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Türkan Şoray, ortaokulda okurken keşfedilerek ilk filminde oynadı. Kazandığı büyük ünü her geçen gün arttırarak zirvede kaldı. O şimdi yaşayan bir efsane .... 11'irkan Şoray. U'ho U '01l the Be..;t Actre_..,._..,. Award at the Mediterranea11 Cinemas Film J<'estiual in Ba:.;tia recent~y, has become a liuing legend in the 7itrl.ıish Cinema. /lı •

SUNGU ÇAP AN

T ürk s in e m as ı nın çeyrek yüzyıllık "Sultan"ı Türkan Şoray, Korsika'nın Bastia kentinde yap ıl an 8. Bastia Akden iz Sinemaları Festivali'nin en iyi kadın oyuncu ödü lünü , "Soğ uktu ve Yağmur Çiseliyord u" yorumuyla kazanarak ödüllerine bir yenisini ekledi Ekim'in son günlerind e. jüri seçiml erinin yoğun ta ıt ı ş malara yol açt ı ğı 29. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde ise , Türk s i nemasına ş imdi ye kadar yaptığı hi zmet l erden do l ay ı özel bir o nur ödülü ver ildi Şoray'a. Aynı günlerde, 32-33 y ıl dır beyaz perdede gittikçe yükse len bir grafik çizerek büyük bir üne kavuşan "Su ltan", daha önce yine Anta lya Altın Portakal Film Festivali'nde (3 kez) , Adana Altın Koza Film Yarışınası'nda, Mosko'"~ va Taşkent ve Cezayir Film festivalleri nde, sinema yazarlarının mevsim sonu değerlendirmelerinde de bir çok kez "en iyi kadın oyuncu" seçilmişti . Yeşilçam'ın en popüler yıldız ı nitelemesini hala koru yan Şoray, e l yordam ı , sezgi ve güdüleriyle yıl lar­ dan beri sürekli kendini yetiştirip yükseldiği do-

O ver thirty years at the pinnacle of the Turkish film world have earned Türkan Şoray the title of "Sultan", (a word meaning 'Princess" when applied to women). Şoray has many awards to her credit, the latest being the Best Actress Award which she won at the 8th Bastia Mediterranean Cinemas Festival Iate in October for her role in "Soguktu ve Yagmur Çiseliyordu" (lt Was Cold and Drizzling). Earlier this year she had already won a special award of honour for her services to Turkish Cinema at the 29th Antalya Golden Orange Film Festival. She has previously won Best Actress awards at the Adana, Moscow, Tashkent and Algiers film festivals, and three at the Antalya Golden Orange Film Festival. Film critics have designated her actress of the year on several occasions. hi rkan Şoray has maintained her position as Turkey's most popu/ar star by hard work. Constant improuement of her peljormance and sef:f-reneıual have done more than good looks to bind the a.Dection of 60

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992



Nissan Sunny • Nis san Sunny

dün yarurı

e n ile ri t e kn o lo jis inin

fera h

i ç m e k a nı y l a

ürünü . • Güçlü: 1 6 va lf, ç ift e k sa n tri k , 1 60 0 cc.,

far klı çağdaş

4 s ilindir, 9 2 PS m o t o ru y l a g ü ç lü . • E konomik:

s i z in o t omob ilin iz.

100 km . sabit

hızd a

5 ,5 litre lik

ya kıt

a rtırılmı ş

profil takviy e li

ka rş ı

göv d es i y l c, çe lik

göğs-ü y l e, kay m ay ı

ö nl ey i c i

DP v a lflifre n s i s t e mi y le g ü ve nli . • Konforlu: Hidrolik dire k s i yonu , s t r ut tipi ö n ve pa r a l e l bağlı

....

CuKuRııVa

Fa r klı

r enk ve

tüke timi y le

e konomik . • Güvenli: Pas l a nm aya dayanıklılı ğ ı

ko n for lu .

ç i zg il e ri y le Ni ssan S unn y t a m

a rk a s ü s p a n s i yo n s i s t e mi y l e, r a h at ve

Ayrıntılı bilgi için, lti t fl.•n «ra yın : i z m ir S h ow- R oo m : Ankoro ihf .ıllı No : 64 Bornovo 35100 Tel : ni OK 50 Is ta nbul S ho w- R oom: Akobc Ti cord Merkezi Büyükdere Cod. 78-!!0 / 2 Mecidiyeköy 80290 lstonbul Tel : 267 48 78

~ +e~~l.~ 1t-i--M~ 1 Türkiye'de yaygm ... dünyada sa ygm .. .


cinema audiences. The cinema has heen her l~j"e, and as sh e has mat u red she has played in fewer but beller quali~y.fllms, choosing her ro/es with care. Bom in Istanbul in 7945, Türkan Şoray was a 75year-old p11pil a t /<atih Gir/'s Hip,h School when she was "discovered'~ and played in "Köyde Bir Kız Sevdim"(! Loved a Gir! in the Vii/age). Her mather was struggling to hring up two daugbters alone, and the prospect of earning money to help out the family finances persuaded Şoray to drop out of school for a .fuJI-time cinema career. She elimbed steadily up the ladder to stardom, knowing when to drop the heavy make-up, doe-eyed look, and exaggerated posturing of the early years. As a living legend, ağır her large misty eyes, generous ha(f-open bakışlı fiziği lips and well-endodeğiştirmesini wed figure hecame the symbols of that sanatını distinctively Şoray sex appeal. Apar/ from cosmetic surgery on her nose she has never interfered with her appearance, despite the fact that at 4 7, the years are beginning to teli. Her recipe for success, known in the Turkish film world as the "Şoray Law s" has been discipline, professiona lisıns, and undiminished enthusiasm. She has never stopped learning, and her aciing skills have heen fostered by the experienced directors she has worked with. This dedicalian has not only preserued her star bil/ing, hut kept her maving on the crest qf the wave. Herfirst quality films were "Otobüs Yolcu/an" (Bus Passengers) directed by Ertem Göreç, and "Acı Hayat" ( Bitter Life) by Metin Erksan (7962). But it was "Selvi Boytum Al Yazma/ını" (Willowy Women with the Red Seat:/) in which she played the lead role in 7978 whch really marked her break with the original Türkan Şoray stereotyped image of an emotional but brainless beauty. This was fo llowed by such memorahle films as Ali Özgentürk's "1-fazal" (1979), Atıf Yılmaz's "Mine" (1982), Ömer Kavur's "Körehe" (Biind Man's Bu./};1985), Yusuf Kurçenli's

ruklardan hiç inmedi , gü ze lli ğin i , oyun gucumi geliştirip yen il emesini hep bildi , sinema sevgisini gittikçe bilinçlendirerek zirveden hiç kopmad ı. Sinemayla yat ıp sinemayla kalkan y ıldı z, geçen y ıll a rın da etkisiyle, art ık her yı l bir ya da iki iddialı filmele boy göstererek hayranlarının karşısına çıkıyor, roll erini dikkatle seçiyor, kendini aşmak için çaba gösteri yor, oyuncu luğ unu ge li şti rip yeniliyor ve kameranın önünden arkasına yö n etmen li ği de deniyor zaman zaman. Şoray , 1945'te İstanbul'da d oğd u. 1960 'da Fatih Kız Lisesi'nin orta kısmında okurken "keşfedil erek", "Köyde Bir Kız Sevdim" filminde oynadı . Dar gelirli ailes in e (daha doğ rusu annesiyle kız­ kardeşine) maddi k atk ıd a bulu nm ak

Karlyerinin ilk dönein indeki

amac ı y l a eğ itimini yarıda bırakarak

nemaya Şoray' ın ,

Türk S ulta n ' ı

si-

başlayan

g id e r ek

s in emasın ın

makyaj/ı, baygın abartılı oyununu giderek bildi. Devamlı kendini

ni ve

ve yenileyerek gönüllerde taht kurdu.

ya da Taçsız Kraliçesi olacağın ı kim bilebilirdi7 Ortaokul sıra l arından film setlerine transfer o lup g it g id e o lumlu bir ç izg id e il erleyerek Türk sincmasının en ünlü y ıldı z ı haline ge len Şoray, mesleki ve özel yaşam ınd a çeş itli dönemlerden geçerek bugünle re geldi. Kariyerinin ilk dönemindeki ağ ır m a k ya jlı , baygın bakışla fiziğini ve abart ılı oyununu gid ere k değiştermesi­ ni bildi. "Şoray Kanunları" denilen birtakım yöntemlerl e, kazandığı büyük ünü ve popülerliği sürdürerek adeta zirveye demir atan yıld ı z ın ilk düzeyli filmleri , Ertem Göreç'in "Otobüs Yolcu l arı"y l a , Metin Erksan'ın "Acı Hayat"ıdır (1962). Devamlı kendini yeni leyerek gönü ll erinde taht kurdu ğ u seyircisiyle özel bir diyalog ge li ş tirm eyi başa ­ ran y ıldı z , otuz yı ldır nerdeyse yaşayan bir "efsane"ye dönüştü sinemam ı zda . iri, buğulu gözleri , yarı a ra lık duran k abarık dudakları ve dolgun vücudu, kendine özgü c insel çekic ili ğinin simgeleri oldu. Oyunculuğ u yla birl ikte, seksapelini , güzelliğini de o lumlu yönde sürekl i ge li şt irdi "Sultan". Bumunu esteti k ameliyatla dü zclttirmesi nin dışında

63

SKYLIFE ARALIK

+

DEC EMBER

ı99 2


"Gramafon Avrat" (Gramophone Woman, 1987), Şe­ r{/ Gören'~' "On Kadın"(Ten Women, 1987), Al!/Yıl­ maz's "Hayallerim, Aşkım ve Sen" (My Dreams, ~y Love and You, 1987), Süreyya Duru's "Ada" (!stand, 1989) and Engin Ayça''s "Soğuktu ve Yağmur Çiselzyordu" (lt Was Co/d and Drizzling,1990). As Turkish Cinema changed so did Türkan Şo ray. Shefirst tried her hand at directing with "Dönüş" (The Return) in 19 72, assisted and encouraged hy Yılmaz Gfiney and Ahidin Dino. "Dönüş" was a success and hrought her the special jury jJrize at Moscow Film Festiva l. She went on to direct "Azap" (Sujfering) in 19 73, "Bodrum Hakimi" (Ruler of Bodrum) in 79 77, and "Yı­ lanı Öldürseler", an adapta-

el değmemi~ doğal güzdliğini ve cazibesini oyunculuk yetenekleriyle hirle~tiren yıldız, sinema anlay ı~ ı ­ nı, sinemaya yak la ~ımını sürekli geli~ti rdi uzun yıllar süresince. Iyi yönetmen lerin e linde yönlendirdiği oyunculuğu da sürekli gelişim gösterdi. Gittikçe bilin ç l endird i ği sinema tutkusu ve sevgisi, oyunettiuğunun yanıs ıra yönetmenliğe de götürdü "Sultan". 1972'deki "Dönü~" filmiyle ilk yiin etmen lik sınavını da başarıyla verdi. "Dönüş" ün gerçekleştiril ­

mesinde, Yılmaz Güney'den Ahielin Di no'ya kadar çeşi tli ustalardan da ya rdım , destck gördü. Yönetmenliğini üstlendiği diğer filmleri "Azap" 0973) , "Bodrum Hakimi" 0977) ve Yaşar Kemal'in eserinden uyarlanan "Yılanı Ö ldürs eler"dir (1981 ). "Dönü~"le katıldığı Moskova Film Festivali'nde de jüri öze l ödülünü kazandı, hem oyunculuğu , hem de yön e tmenli ğ iyl e göz doldurdu Moskova'da. Gerçek anlamda sinemamı zın tek "Star"ı sayahileceğ imi z Türkan Şoray, filmlerinin yanısıra, uzun süre magazin hasının ilgi odağı oldu . Arkadaşı Rü çhan Adlı'dan ayrılıp "Mine" filminin çekim inele tutulduğu aktör Cihan Ünal'la ev lenmesi, 1983'de nerdeyse yılın olayına

·u

'ıulcfı r!J!el /!(

)fıt 1 /)(l

J

J}t)/{(1

r

(/11

'1. ([/{(([''\

IJejure /J('t)'''"'r'''ullt'je

dönüştürüldü.

Çocuğunu

doğurması ,

büyütmesi ve Cihan Ünal'dan ayrı lması da, Bir dönem magazin bası ­ nının sürekli takibindeki ve gündemindeki en gözele konul arcla nclı bir dönemde . Toplamı yaklaş ık 300'e yaklaşan filmleri , aşkları, özel ya~amı, oyunculuğu ve yönetmenliğiyle Türk sinema sının yıllardır en popüler ismi olan Türkan Şo­ ray'ın , düzeysiz, kötü filmlerinin yanısıra nitelikli , iyi

tion q/ Yaşar Kemal's Novel" "To Kil! the Serpenı': in 1981. Meanwhile the press has kept up a close commentary on Türkan Şoray's private life. Her long-standing af64

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Sizin icin ı~urmal~ istediğimiz bir sistem var. ~

Bir

biJı,;isayaı·

merkezi

kur·duktan sonra ,

de merkezinizi yenilerneyi

cloğa l

ıla taşımayı düşünüy oı·­

1 1 '

'

c1 \

1 1

\1111,\11, 111/\lllllli

afet gihi o l ağa nü s tü

larını a ç ı yor , i ş inizin

sunuz . En kı sa zamanda,

c1

sisteme yük-

lü yoı· , d eniyor . İletişim ağınızı oluşturuyor. Yangın,

ya

1' l i

seç tiğiniz ya zilimları

kurmak istiyorsunuz. Belki

Zamanı, paı·ayı

dummJaı·da

ize kendi

aksamaclan yürümesini

kapı ­

sağlı yo r .

ve gücü en verimli biçimde kul-

en ekonomik biçimde ... İ şle­

lanmak , ileriye dönük

ı·inizi

tun d esteği ni hissetmek isterseniz , IBM'e gelin. Size en

bir

aksatmadan,

yatırım

ya nlı ş

ya pmadan.

mM Profesyonel

VI' Tı·k­

nik Hizmetler, size ya rdım etmeye hazır. Bil ı,ri say ar merkezinizin tasarımım, yapımını ve kahlolanmasını IBM üstleniyor. Sizin zamamnızı almadan ... Merkezi

geliş mi ş hilı,risayar

en

kap s amlı

adımlar

atarken güçlü bir dos-

teknolojisini

hizmeti vermeye de

s unmanın yanı sıra,

hazırız.

-------

-------------- - - ·-


Yılların etkisini hissetmeye başlayan çarpıcı yüz güzelliği) oyun gücü) çekiciliği ve hala amatör coşkusunu yitirmeden sürdürdüğü sinema tutkusuyla Şoray) Yeşilçarnın gerçek starı sayılıyor. filmlerinin say ı sı da oldukça kabarıktır. Özellikle 1978 ya pımı "Selvi Boyluın Al Y az ın a lım " dan itibare n tü m 1980'li yı ll a r boyunca ve son dönemde ro l a ldı ğ ı filmle r, yıld ı zın g ittikçe u sta l aşan oyuncu lu ğuyl a o lg unla an esmer güze lli ğ inin sergil e ndi ğ i , s ırad ı ş ı yap ıtl ardır gene lde. Ali Özgentürk'ün " H aza l " ı (1979) , At ı f Yı l ­ m az' ın "Mine"si (1982), Ömer Kavur'un "Körebe"s i (1985), Yusuf Kurçenli'nin "Gramafo n Avrat'ı (1987), e ri f Göre n'in "On Ka dın " ı 0987), yin e Atıf Y ılm az' ın "Haya lle rim , Aşkını ve en"i 0987) , "Berdel"i (1990), Süreyya Duru'nun "Ada"s ı (1989) ve Engin Ayça'nın Bastia'dan ödülle dönen "Soğu ktu ve Yağınur Çise li yordu"su 0991) g ibi. Artık y ıll a rın etkisini hi sse tın eye baş l ayan ça rpıcı yüz güzelliği, oyun gücü , çekici liğ i , ö rn ek ça lı ş ın a disiplini, ha la aına­ törlük, coş ku s unu da y itirmemiş profesyonelliği ve yoğun sinema tutkusuyla y ıll ard ır Yeş il ça m 'ın gerçek "sta r" ı say ıl a n Türkan Şoray, Bastia'dan gelen e n iyi kadın oyuncu öd ülünü "Soğuktu ve Yağınur Çisel iyordu "nun yönetme ni Eng in Ayça'nın e linde n a lır­ ken, bu b aşa rının sadece kendisine a it o lm ayıp bütünüyle tüm Türk sin masının başarısı o ldu ğu nu vurgu lu yordu . Çünkü "Sultan", "yed inci sa nat" sinem a nın , ı ş ık ç ı s ından setçisine, kameramanından figür a nın a , oy un c u s und an yöne tm enine kadar bütünü yle ko lle ktif bir ça lı ş m a o ldu ğ unun y ıll a rd an beri farkındaydı. Bunca deneyimini, birikimini , üstünde en çok e m eğ i geçenl erde n yönetme n Atıf Yılmaz'ın , Aziz esin'in tanınmış eserinden televizyona u ya ri ayacağ ı "Tat lı Betüş" filmi nde, bir kez daha o rtaya koymaya h az ırl anıyor Türkan Şoray so n günlerde. Atıf Yılmaz'a göre, Türkan Şo ray a lı ş ılmı ­ ş ın ters ine ko medide, dram-ınelodramdan çok daha b aşa rılı o labiliyor. Sine ma h eyeca nını hiç yitirmeyen Türka n oray'ı n tüm hayranları şimdi sabırs ı z lıkl a "Su l tan"ın "Tatlı Betüş"lüğünü sey re tın ey i bekliyorlar • e kra nda

fair with Riiçhan Adlı, a well known businessman, ended when sh e fe ll in love w ith Cihan Ünal during the filming of ''Mine", Their marriage was one of the events of the year in 1983, and the birth of her daughter and subsequent separation kept the magazine pages filled. But she has always put actinR before her personal life, and the adulation o.f her public has not distorted her se/f-image. When Türkan Şoray received the Best Actress award at Bastia from director Engin Ayça, she declared that this achievement was not hers alone hut that of the Tur·kish cinema as a who/e. She has neverforgotten that film making isa collective process in which everyone, from the lighting technicians to the director, has a vital contribution to make. Her next role is in "Tatlı Betüş", an adaptalian .for television qf Aziz Nesi n 's famous humorous novel. The film 's director Af!( Yılmaz helieves that Türkan Şoray's real talent Lies in comedy rather than the melodraınas which carried her to stardo ın, and her .fans are waiting expectant~y to see her performance qf Nesi n 's heroine, Tatlı Betüş. Few doubt that Yılmaz is right • 66

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Ista nbul Branch

Nispetiye Caddesi No. 38

Erdölen ls Hani 1, Levent

Istanbul Tel.l112 79 25 37 Fax. ll) 2 80 29 41 ızmi r

Branch

Vali Kazim Dirlik Caddesi Akdeniz Mahallesi Gayret ls Hani Kat. 4

P.O. Box 286 Pasaport-Izmir Tel.l511 B3 ı o 60 Fax. (51182 19 30

Düsseldorf, Stuttgart, Brussels, Budapest. Copenhagen, Oublin, Istanbul, ızmir, London, Madrid, Milan. Moscow. Paris, Prague. Aotterdam, Vienna

WestLB Europa draws on a

in all major business centres

providing solutions which

Westdeutsche

long-standing local pres-

and an extensive branch

take alllocal requirements

Landesbank

e nce in all of Europe 's busi-

network means we can make

into account. The versati lity

(Europa) AG

ness ce ntres.

local expertise available to

of a truly European bank

clients anywhere in Europe.

makes a decisive difference

WestLB Europa is an ideal

This eress-border approach is

in Europe's competitive

bank for companies with the ir

complemented by a unique

environment. And puts you

0-4000 Düsseldorf 1

sights set on Europe. A long-

mixture of innovative and

in touch with the whole of

Tel. (49-2 ı 1) 826-05

standing European presence

classical banking services

Europe.

Fax (49-211) 826 6113

Friedrichstrasse 56

WestLB Europa The Euro bank of WestLB and Südwestl B

'\." S.G.V. Reprostudio GmbH


;

Ye n i Mazda 626 GLX 2,0i Seda n ve Hatchback ... Her yönüyle bir ü st s ın ıfın n i tel i klerin i taşıyan bu o l ağanüstü otomobiller siz i geleceğin o t o motiv teknolojisiyle bugünden tanıştıracak.Y ü ksek performanslı g ü ç l ü motoru ve aerodinamik yap ı sı ile r ü zgarı ve havayı delip geçer. Mükemmel yol tutuşu, ayar l anabilir hidro l ik d i reksiyonu sürücüye t a m bir hak i miyet sağlar.Ergonomik tasarımı ve zengin aksesuarlarıyla son der ec e k o nf o rludu r. Yeni Mazda 626 GLX Z,Oi Sedan ve Hatchback, yaygın servis hizmeti, bol ve u c u z yedek parçası ile üstün otomobillerdir. Gel eceğe yolculuk için Hatchback'de,Sedan'da tercih yine Mazda

TüRKlYE GENEL DISTRIBÜTÖRÜ

M ER M E R L ER

YATIRIM VE PAZARLAMA A.Ş.

BARBAROS BULYARI NO. I27, 80700 BE ŞIKTAŞ-İSTANBUL T EL,(l)274 55 5 0 (S HAT).(l )275 8 4 80 (2 HAT)-(1)288 13 53 (2 HAT ) FAX•(l)273 35 59


STANDART AKSESUARLAR : Halojen projektör farlar, elektronik kontrollü ve renkli aynalar,dijital rooyo-teyp, otomatikanteni kapı camları, havalı ve ayarlanabilir d~eksiyon, içten kumandalı bagaj kilili/benzin kapagı, ön ve arka emniyet kemeri, takometre, dijital saat, otomatik merkeıi kilitleme,katlanırarka kolruk,dokunmatik elektronik kumandalı havalandırma ve kalorifer sistemi, arkOO. kanatlı havalandırma,çocuk emniyet kilidi ve çift bardaklık.

·-"-!!!

... 'O

16 valve HLASistemi Uıu becerisi gmktimıcdcn kendi kendine ayarianan

hidrolik vı l ve sistem!, rrof:orun sesini aıalor.

Katsayısı

ABS Fren Sistemi

Sürtünme

Her hu ve kofJida, ani &ende can ıüvcnli#ini en iyi biçiınde koruyan na1kemmcl durma perkırmansı .

0.29'a indirgenen hava ıürtilnme kaısayııı , kendi oıufındaki otoroobillu arasında minimum cllıcydedir.

Motor 2000 cc. enjebiyonlu OOHC, oıufındaki oıoırobillcr araanda en hafif alap ma sahip Oıel piılon ve motoruyla,

yakıt [as:arrufi.ı

perbrnıans

saR lar.

ve yobek

T Tvte

Ul 1 ~


Hİ KAYESIHTAŞ ı N İ ÇİNDE HERKES BİR KARTAL PENÇESİ OYABİLİR AMA LÜLETAŞI PİPO USTASI EYÜP SABRİ HER PİPOSUNDA YENİ BİR DÜŞÜNCEYİ DİLE GETİRİYOR VE MİTOLOJİİLE BESLİYOR

SABRİ 1 YE GÖRE TAŞ, HİKAYESİNİ KE

Dİ İÇİNDE

BARINDIRIYOR By B ETSY S . FOWLE R

H er akşam evimizdeki keyifli yemek saatinden sonra , oturma odamıza kocamın piposundan Virginia tütününün tatlı kokusu yayı ­ lır. Bu ritüele, hiçbirimizin

EYÜP SABRİ IS ONE OF THE BEST ORIGINAL ARTJSTS IN THE riELD OF M.b:t.'RSCHA UN! PJPES. EVE'RYONE CARVE'S SULTANSOR EAGLE CLA WS, BUT SABRİ CR.l:.A TES NEW IDEAS, EVEN CARVE'S CUSTOM PIPES FOR CUSTOM.b'RS. HE SA YS TH.C' STONE T.b'LLS !TS OWN STORY. Photos MAN U E L Ç IT AK

Every evening after a satisfying dinner, clouds of sweetsmelling Virginia tobacco float through our living room as my bushand lights his evening pipe. The ritual is completed with a relish those of us who do not partake will never quite understand. Adding to the pure deligbt of his evening smoke, is a Sabri-created meerschaum handcarved pipe. Turkey is the sole supplier of the mineral meerschaum, known in Turkish as lületaşi, or pipe stone'. It is hydrous magnesium silicate, a light substance resembling ivory from which pipes and various other items such as small statues and gift boxes are made. The first meerschaum pipe ever made was created in the early 1 700's for an Austrian Count, who during a visit to Turkey was presented with a black of meershaum. Being a pipe smoker, the Count was intrigued with the lightness and texture of the material, so he engaged a local pipemaker to carve a pipe for him. Never one to pass an opportunity by, the pipemaker secretly created two pipes, keeping one. Well, economic times were tough for pipemakers, so the pipemaker alsa moonlighted as a shoemaker. As he smoked his pipe regularly, he noticed the color changing to a rich brown where he held the pipe. Soan he figured out the color the pip e absorbed from the nicotine and tars in the tobacco was enriched by


tam o larak an l ayamaclığ ı bir çeşni eş lik eder. Koca mın geeeki d um a n keyfini Sabri yara tımı , e ll e oy ulmu ş lül etaş ı bir pipo bütünl er. Lül e taş ı veya pipotaş ı diye biline n hafif, fildiş in e b e n ze r s ulu mag nezyum s ilik a tta n o lu şa n bu maddenin te k kaynağı Türkiye'd ir. Lül e taş ıncl a n pipo, heyke lcik ve hedi yelik kutula r ya p ılı r. tık lületaş ı pipolar , Anadolu'ya 1700' le rde gezmek için gele n Avusturyalı bir kont tarafından tasa rlanmış. Ke ndisine bir blok lületaş ı hedi ye eel ile n pipo meraklıs ı Ko nt , maddenin hafifli ği ile ilg ilenip yöred e ki pipocuya bundan bir pipo ısm a rlamı ş. Eline geçen fırsat ı kaç ırm a­ yan pipocu , iki pipo ya pıp birini ke ndi s in e sak l a mı ş. O dönemde hayat pipo yapım c ıl a rı iç in zo rmu ş, biz im pipo c u d a gece le ri aya kka bı c ı o la ra k ça lı ş ı yor­ mu ş. Pipoyu dü zenli içe n ayakkab ı cı- pipo c u , pipoyu tuttuğu he r yerin kahve reng ine dönü ş tü ğ ünü gö rmü ş. Bir s üre sonra da pipo nun nikotin ve ka tranda n zeng inl eşe n re ngine , ellerindeki aya kk a bı c il as ının katkı­ da bulundu ğ unu farketmiş. Bunun üzerine, p ipoyu baş­ tan aşağ ı aya kk ab ı c il ası ile s ıvam ı ş. İ ş te bu da ş imdi son derece değer li o lan , re nkt e ndirilmi ş ve yumu şa tı l mı ş lül e ta ş l a rının ba ş­ l a ngı c ı o lmu ş .

Türkiye'de ki tüm

lül e taş ının

İ stanbu l 'un yak l aş ık beş

saat doğ u s unda kala n Es ki şe­ h ir kentinde n ge ldiğ ini öğ­ re ndim . Taş, yerin yaklaşık 80 metre der i nli ğinel en ç ıkı ­ yor ve pipo için , ha m o larak kull a nılıyor. Bu alandaki e n ünlü sa nat ç ı Eyüp Sabri. Es ki şeh ir d oğ umlu o lan Sabri , sa natı , babasınd a n

öğre nmi ş.

Sabri okulda mimarlık o kurken ek para kazanmak için pipo oymaya başlamış. Mezun o ldu ğu g ün de tutkun o ldu ğ u b aba m es l eğ i pipoculuk il e mimarlık aras ınd a bir seç im yapmak zorunda ka lmı ş. Son und a hangi

the shoe wax from his hands, and he covered the who/e pipe in shoe wax, thereby creating the first seasoned and colored meerschaum pipe which has become highly prized by collectors. I learned that all meerschaum comes from Eskişe­ hir, a smail city about 5 hours east of Istanbul. It is mined from about 80 meters underground, and the ra w chunks bought for pipemaking. Eyup Sabri is considered the best original artist in his field. Bom in Eskişehir, Sabri learned pipe-caruing from his father. At school white studying to become an architect, Sabri ca rved and sold pipes f or extra income. When graduation day came, he had to make a decision whether to fallaw his chosen profession, or fallaw his tave-ereating Art in Meerschaum. We know what he chose and we are all the lucky onesfor having the opportunity to own such artistry. Everyone carves su ltans and eagle claws but he creates new ideas, different ideas, even carves custom pipes for the customers. Most of his designs are from mythology, h e takes th e my thical figure and adds his own special touches. So, being the thoughtful wife I am, I chose a Sabri-created Whirling Dervishes pipe and happily presented it to my bushand that evePhoto Bet(y S. Fowler ning. I must admit, I did not quite realize the full extent of my 'Jind" until I saw my husband's ecstatic reaction - you would have u,t ct J~tf;o f.ı, thought I found th e I-lop e l/ 1 1/hrn~ ~! ·e mrtl/en: Diamond! In th e spirit of the moment I encouraged ~jieu 1 \loys lljJ my bushand to 'Jire it up'? lll (1 1 ll ()rf.) ll {!.:,. ({ll ll' ll To which h e responded, 'you can 't SMOKE this -it is {(l/ ({JJl)'/{fJZ/~}' a collector's itemf" Being a novice, I assumed you smo1 1.~ ll,~ ({ 1 1 ked a pipe - especially a meerschaum whose 'smoke' is , reolill''· o supposed to be the best. So, (}reo/ jJech (:fitllle\.\ ll'hen the pipe went into the showcase and I went back to the 1/Jc l\ ji'nİshed. Kapalı Ça rş ı to find a

\\ hen )aiJri tl'()rl<s

he crnz:-:umed.

i!Jie.' he

r

h ez;. he{.

In n i

ct!/ d h('

huu ll'ho he is

1/e.fee/'·

Jnj;c

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


mesleği seçtiği

belli;

biz de böyle usta bir sanatç-

'usa b/e' pipei Intrigued by this renowned artisan, I sought him out at his workshop . An extremely modest and very pleasant man, Sabri shared his thoughts about his work. When he works on a pipe he is consumed, nothing else matters. Often times he stays up all night working, and even when away, he is constantly thinking about what he is creating. He jeels a great peacefulness when a pipe is finished. When I asked him which pipe was his favorite, he said all of those he had carved only once, and never again repeated. Although each pipe is different, same of the themes have been repeated by popu/ar demand. Since uniqueness is his hal/mark, I wondered where he came up with his ideas? "The stone te/ls the story", proclaimed the artist. "There's no drawing, no plan, it develops when !'m carving, and is always changing, adjusting to the meerschaum 's character." To my immense deligbt Sabri brought some stone and started carving bejare my eyes. I marve/ed how engrossed he became in his work, totally oblivious to his surroundings. I asked him if he was at a ll uncomfortable with us watching his every move and he showed a smail smile. ''Nothing can come between me and my meerschaum", he stated, and it was very apparently truei We watched him bring the white stone to life. He to/d us he was carving a newt - that he was ''just taking o.ff the excess because she is

ının varlıgından kıvanç duymalıyız.

Herkes bir su ltan veya karta! pençesi oyabilir ama Sabri, radikal düşünceler , farklı görüşlerle ortaya çıkıyor , hatta müşterileri için özel pipolar, hiç görü lm emiş şeki ll er yaratıyor. Tasarım l arının çogu mitolojiden esinleniyor; ama Sabri mitolojik bir karakteri kendi düşünceleri dogrultusunda yeniden biçimiendiriyor. İnce ruhlu bir eş olarak, o akşam kocama vermek için üzerinde semazenler o lan Sabri yap ımı bir lületaşı pipo seçtim. Bu buluşumun ne kadar önemli oldugunu kocamın haykırışını duyana kadar farketmedigimi itiraf etmeliyim. Eşsiz Hope Pırl antası' nı keşfettigimi sanırdınız . Ben de olayın havasına girip "Hadi bakalım , tüttür" dedim. Kocam atıldı : "Asla. Bu pipo içilmez, bütün antikacı l ar peşinde. Yeri öze l koleksiyonlarda." Cahillik işte, ben pipoların içiirnek üzere yap ıldı gını sanır­ dım, özellikle de içimi dillere destan lül etaşı pipoların.

An l aşı­

lan bu pipo camekanda gösteri malzemesi olmaktan öteye gitmeyecekti . Ben de yeni ve içilebilecek bir pipo almak üzere yeniden yola koyuldum. Bir i ş yapmış­ ken, bari dogru dürüst o lsun deyip Eyüp Sabri'nin atölyesini aramaya koyuldum. Çok hoş ve alçak gönüllü bir adam o lan Eyüp Sabri, sanatı ve i crası hakkındaki düşünce­

lerini

Çoğu lületaşçı pipoyu parafine batınyor, ama Sabri bunun

için özel bir balmumu kullanıyor. Son detaylar ve piponun deliği, taş tamamen kuruduktan sonra oyuluyor. Böylece Sabri'nin koleksiyoncuların peşinde koştuğu ünlü ,vişneye çalan pipoları ortaya çıkıyor.

benim le Sabri pipo oyarken kendinden geçiyor ve dünyayı unutuyor. Bütün gece uykusuz kalıp ça lışıyor ve hatta işinden uzak olması gerekse ·bile, sürekli yarattıgı şeyi düşünüyor. Ona en sevdigi piponun hangisi. oldugunu sordum. "Sadece tek o larak yapıp, kendimi tekrar etmek zorunda kalmadıklarım" diye yanıt verdi. p ayl aştı.

IN the stone. I just find' her in there." It was truly amazing to watch the figure unfold. Sabri carved anather figure of a wo/fs head, and then to/d us that the pipes must first dry bejare the detail can be added. Meerschaum is soaked in wa72

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Hernekadar, her pipo farklı ise de , kullandığı temalardan bazıları öylesine po püler ki , tekrar tekrar isteniyor. Pipolarının eşsiz o lmasına çok düş kün Pe ki , yeni fikirleri ne reden buluyor? "Taş kendi hikayesini anl atır" diyor Sabri , "Önceden ne çizim , ne de plan yapıyorum , taşı oyarken fik ir ge lişiyor ve her zaman değişiyor, lül etaşın ın karakterine kendini uyduruyor." Tam bu sırada Sabri ayağa ka l ktı ve raftan b ir blok t aş alarak gözlerimin önü n de oymaya başladı. Çevresini tama me n unutup nasıl oyd u ğ un a tanık oldum .. Onu gözlernemizden rahats ı z o lup o l madı­ ğını sordum . Az gülümsedi ve "Benimle lül etaşı arasına hi çbirşey giremez " dedi. Beyaz taşı hayata getirişini izledik. Bir su keleri oyduğunu söyle di , ama su keleri zaten ta ş ın iç inde imi ş, o sa de ce

ter for 5 to 1 O minules befare the inifiat roughing out of the figure. ~(ler drying the fina/ detailing is done and the snıoking ho/e is drilled. The pipe is then dipped to protect the finish and create the rich patina when smoked. Most carvers dip the pipe in parafin, but Sabri uses a special beeswax blend to bring out the cherry red finish his pipes are fa mous .for. When asked if he himse/f smoked a pipe, the artisı replied "1 smoke a pipe when I am dlqne with myself. 1 smoke .for the pipe, not the tobacco." I was curious which pipe he actually did smoke and his answer was "someday soan I wi/1 make a special pip e just for myself " I asked the artisi if he would /ike people to t reasure his pipes as objets d'art or to smoke them. He emphatica lly replied he wished his pipes to be smoked, to be enjoyed and not just lo oked at, .for th e owner and the pipe to become 'one'. Certain~y, I had my answer .for the next pipe purchase. It had to be a Sabri could only be a Sabri! Our co/leetion is underway! In order to rouııd out our knowledge of meershaum and its origins, my bushand and I took a trip to Eskişehir to vist group of caruers who supply pipes .for exporı. Since the Turks are traditionally not pipe smokers, most of the pipes created are exported. We were received with a warmth that tmly reiıı.for­ ced the words "Turkish hospitali(y". Our hosı was Ahmet Şen, a caruer since he was 13 years old. He welcomed us to his workplace, a humb/e .'factory' where three men were busy handcarving pipes. Ahmet explained that meerschaum had been mined .for over 300 years in the smail villages surrounding the city. The mineral used to be .found at 25 meters depıh, bul over time they have had to dig deeper and deeper, now at a depth of 80 to 100 meters. Iııterestingly, the quality of the sıone has improved the deeper it is mined, although the risks alsa go up for removing it . The mineral used to be exported raw to Europe, but si nce the advent of the Repu blic meerschaunı has

fazlalıkl a rı ç ıkar­ tıyormu ş.

" Ben orada buluyorum" d edi. Figürün ortaya h ayva nı

çık ı ş ı inanılmaz

bir olaydı. Gözlerim fa lt aş ı g ibi açıldı.

Sonra bir tane de kurt kafası oydu. Ardından d a piponun ş imdi kurumas ı gerekt i ğ i ­

ni , ayrıntıları sonra ekleyeceğlni a nlattı.. Pipo oyulmadan ö nce lül etaş ı 5-10 dakika süreyle suya sokuluyor. Son detaylar ve piponun deliği , ta ş tam amen kuruduktan sonra konuyor. Sonunda pipoyu korumak ve kull anı lmı ş havası olan zengin bir pipo havası yaratmak için bir sıvıya da ldırılıyor. Çoğu lületa şç ı pipoyu parafine batırıyor , ama Sabri bunun iç in özel balmumu kullanıyor. Böylece Sabri'nin ünlü viş neye çalan pipoları o rtaya ç ıkıyor. Ona pipo içip i çmediğ ini sordum . "Ya lnı zken içerim"dedi, "Tütünü için değ il , piposu için içerim" Hangi pipoyu i çtiğin i merak ettim. "Günle rde n birinde kendime özel bir pipo yapacağım"dedi. Merak ettim: " İnsanlar pipoları nı zı içsin mi istersiniz, yoksa müzedeki gibi koruyup saklasın l ar mı?" Hemen a tıldı : "Kesinli kle" dedi, "p ip ola rımı içsinler, keyif alsınlar isterim. Pipo ve içen bir bütün o lsu n . Eh , doğa l olarak bundan sonra a l acağ ım ilk pipo bir Sabri yap ımı ol aca ktı. Sadece ve yalnızca Sabri o labilirdi. Ko le ksiyon gelişmeye baş l adı bile. Lül etaş ı hakkınd a ki bilgimizi genişletmek üzere kocamla birlikte Es ki şeh ir yoluna koyulduk. Bura73

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Vazge,mek ya da Halk Leasing ••• Karar sizin.

Yeni bir

atılımın eşiğindesiniz. Çağın ı

dolduran teknolojiyi ve

alışkanlıkları

terkederek çağdaş teknolojiye yatırım yapmak istiyorsunuz. Ancak yeni bir yat ı rım , yeni finansman demek. Siz ise özkaynaklarınızı tüketecek , sizi ağır kredi yükleri altına

sokacak bir

Projelerinizin üzerine bir

yatırımı

çarpı

Halk leasing, uzman kadrosuyla , değerlendir erek ,

teknoloj in i n tüm

göze

alamıyorsunuz .

atmadan önce Halk leasing'i koşullarınızı

size en uygun finansal kiralama avantajlarını ,

ı:ızun

vadeli projeleriniz i

planını hazırlar . Çağdaş

sermayenizi tüketmeden ,

getirmeden hizmetinize sunar , vergi Yeni bir

ve

atı l ıma hazırlanıyorsanız ,

arayın.

ağır

kredi yük l eri

avantajları sağlar .

tereddüt etmeyin. Halk leasing

yanınızda.

Halk Finansal Kiralama A . Ş . 19 M ayıs Cad . No : 1 Gold en Plaza Kat : 2 80220 Şişli , Istanbul Tel : 230 92 48 - 23 4 48 79 Fax 230 46 69


da pipocula run ha mmaddesi lü letaşını ç ıkaran insa nlarla ta nı ş tık . Türkle r gele neksel o la rak pipo içme dikl e rinde n, yapılan pipo l a rın çoğu ihraç ediliyor. E s ki şe hir ele 13 yaş ından be ri bu i ş i ya pa n Ahmet Şe n ' l e ta nı ş tık ve Türk mi sa firperve rliğinin ta nı ğ ı olduk. Ahmet e n b izi he me n atö lyesine a ldı ve üç kişinin pipo oyma kta oldu ğu " fa brikas ı " nı ta nıttı. Lületaş ının , 300 y ıldır ke ntin c iva rınd a ki köyl e r-

been carued in Turkey. Th e art of carving has aduanced to inclu d e a yearly Meerschaum Carving Contest, International Sculpturing Competition, exhibitions, Meerschaum Museum and Carving School in Eskişehir. We were shown the dif.ferent stag es of a pipe's ereatian from raw material to finished product. The roug h outer edge of the raw black is cut o.ff with a lar{!,e knife. Th e pipe's shape is cut out by hand,

1bc n1 ineral u see/ to be C~\JJor/ec/ rO ll' lo h'u rope. hut since the cull'enl (!l tb e J?ejJu h/ic n7cer:·;chau nı has heen ca rl'eıl in 1zt rl~eJ '. 1ZJe ari (~/co rl 'ing ho s aıll'o n ceel lo inciuc/e a J'ea r~l' Afeerscbaun1 C'ctrl'ing C'ontesl. e~xh ihitions, a nzuseu n1 anel a

school.

den

ç ıkarılm a kt a

duğunu a nl a ttı.

o l-

G eç mi ş­

te yüze yin 25 metre a ltında bulundu ğ unu , bu g ün ise 80 -100 metre kadar derine inmek gerektiğini söyledi . Bu de rinde n çıka n lül e taş ı daha kalite li imi ş ve ç ık a rm as ı d a o n ca ri skli o lu yo rmu ş. Cumhuriyet kurulmadan ö nce l ü l etaş ı hammadd e o la ra k Türkiye dı ş ın a ihraç ed ilirmi ş a m a 1923' te n bu yana Türkiye içinde iş leni yor. Bug ün a rtık ll.il e t aş ı içi n dü zenle ne n bir Oyma Müsab a kas ı var . Bunun ya nı s ıra bir U lu s l a ra ras ı Heyke lcilik Ya rı ş­ ması , Lül e t aş ı Müzesi ve Oyma O kulu bu sa n a tın ge li ş m es in e ya rdım e diyor. Bize pipo oy ma nın d eğ i ş ik aşa m a l a rını göste rdile r. Lül e t aş ının ha m bl o kunu n kaba k e n a rl a rı bü yük bir bı ça kl a ç ıka rılı yo r . Pipo nun şe kli e ll e ve rili yor , sonra z ımp a r a l a nıp , d e l iği makina ile de liniyor. Bitmiş ürün parafine b a tırılı yor ve kurumaya b ıra kılı yo r. Bir pipo nun ya pılm as ı, e l y apımı o ldu ğ u için ya kl aş ık bir g ün sürüyo r. Ahmet Şe n b ize bü yük bir pipo ko leksiyo nu , bilezik ve ko lyele r göste rdi . Lül e taş ında son m o d a ki.i ç ük pi po küpe le r. İ sta n b ul 'a dö ne rke n bu ye te ne kli insanla rda n ve bu mito lo jik macie nde n k o nu ş tuk he p . byüp Sabri 'nin pip o l arı Istan bu l, Kapa lı ça rşı da lçbedesten Şerijaga sk. 59 da sa tılıyor. Tel.526 2619 ve Sıuissotel de. •

sanded smooth and then the h o/e drilled by machine. The finish ed product is then dipped in parafin and left to dry. The who/e process for a simple pipe takes araund on e day because most of the work is done by hand. We were shown an impressive calleetion of pipes, necklaces and bracelets, and the latest craz e; little pipe earrings/ As we headed back to Istanbul we marve/ed at the talent and love of so many f or this my stical mineral called m eerschaum . Eyüp .Sabri's pipes ore on sa/e at YERLIEXPORT in the Crand Baz aar at iç Bedesten Şerijaga Sok. 59, Istanbul. TEl: 526-2619, and at Sıuissotel Istanbul. • 75

SKYLI FE A RALIK

+

DEC EM BER

1992


OUT IN T O OUTER MON

Moğolis Texl and J>h olos AR IF

AŞÇI

Türkiye 1den giden bir televizyon ekibi, Gobi Çölü'nün sapsarı sonsuzluğunda , eski bir Rus cipine doluşn1u ş, 200 ınilyon kişinin konu ştuğu Türkçe dilinin ilk anıtı Orhun abidelerini çekiyor. Dünyada bilinen tüın tarih öncesi canlılarından dörtte üçü burada yaşamış .

A teleuision c re u' ji~o m Turkey. crammed info an old Rztssialljeep beads qfj'across the hoztJZd!ess yelloll' immensity qj'the Gohi desert in search q/ 1he o/dest Turkish inscnptions, Ibe Orhun nw1uunents. u gördüğünüz çöl, Gohi çölü, vaktiyle koca Çin ü lk es ini egeme nli ğ i altına alan kumanclanlar yetiştirdi , inanahilir misiniz? " Moskova'da rehb erlik ve Ingili zce eğ itimi görnıü~ o lan Moğol arkada~ımız Gambad böyle di yordu . Yüzlerce yıl ö n ce Çi n 'e egem e n o lan kumandan , efsa nev i Cengiz Han'dan ba~kası değildi. Çöl'ün sapsarı so nsu zluğ uncla , eski bir Rus cipi ne dol u ş mu ş, Başke nt U lan Batoor'un yetmiş kilometre güneyindeki birtakını yaz ılı esk i taşların filmini çekmek için ta Türkiye'den , binlerce kilometre ötelerden ge l mi ş tik . Ama bu çölün ya lnı zlığ ı içindeki gizemli ta~ları görmek tüm s ı kıntılara d eğe rdi doğrusu. O rhun abicleleri ycli bun lar. TRT için yaptığımız bir belgeselin son bölümü , iki y ü z mi lyonclan faz la insanın konuştuğu Türkçe'nin ilk yazılı taşlanydı yan i ... Türkiye topraklarından çok daha geniş bir alan iç-

an you believe thatthis desert, the Cohi, once produced commanders who ruled ouer all Chinar said Camhad, our Mangol guide who had studied lc."nglish and tou r guiding in Moscow. 7be commander in question was 110ne other tha11 the /egendary Chengiz Khan. Cran11ned i11to a n old Russianjeep, uıe headed o.flacross the ho u 11dless yellaw immensizy C?( the dese11 . \ll'e had travelled thousands of mi/es .from Turkey to .film same aneielli stones hearing Turkish inscriptions 70 kilometres south of Ula11 Batoor. Tbese mysterious stones standi11g in the midelle qfthe lonely Cohi desert are the Orhun MoJıu ­ ments, so called hecause they sta11d hetween the Orhun and Yenisey rivers. We were preparing a documentary 011 the histo1y of the 1i1rkish language and as the earliest uırillen Turkish documents, the Orh 1111 inscriptions were a vital key to the sto1y. Although Mongolia covers a far greater /and area tha11 Ti1rkey, the popıt!atioll is just two anda ha(l million, c?(

S

C

76

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER 1992


whom two hımdı·ed thousand live in the capital, U/an Batoor. And more ha{( of the capital ~· inhabitants live in the ten ts known as yurt araund the city. Their in habilan/s no tonger lead a ııomad life, however; and the tenis are jltted out wilh all the trappings of a settled existence, o.fien including televisions and refrigerators. 7bey have a stove in the centre, on the walls hang pictures, calendars and posters depicting Mangol heroes, most ojien Chengiz Khan, sewing machines and radios. Eight to ten tenis accommodating the menıhers of extended families are arranged araund a courtyard. On the plains araund the cizy are communities who stili follow a 11onıadic existence, making a livelihood .from animal hushandry. 7be wool and teaiber which they produce are the nıainstays of the Mangolian econonıy. Horses were the on~y living erealures we encountered on our journey across the vast steppes. Although tbe herds seemed to us to he wild, in .fact Canıbad explained that these tiny long-haired anima/s are a source of meat and

inde, iki yüz bini başkent Ulan Batoor içinde toplam iki buçuk milyo nluk bir ülke, Moğolistan ... Başkent nüfusunun ise yarıdan fazlası şehrin çevres inde kuru l muş çadır kentte yaşıyor. Moğolca'da da Türkçeele o ldu ğ u gibi "yurt" denilen bu çadı rl ar konup göçmek için değil, y ıllarca içinde oturmak üzere, tüm konforuy la çetin kış şart ların a dayanacak biçimde clonatılmışlar.

Yurtların orta yerinde soba, iç duvarlarında resimler, takvimler, Moğo l kahramanlarını, en çok da Cengiz Han'ı tasvir eden posterler, bir köşeele dikiş makinas ı , radyo , kimi çad ırlarda TV, ve hatta buzd o l ab ı. .. Sekiz on yurt bir avlu içinde, genellilkle bütün bir süla le, binlerce yı llık göçebe likten ye rl eş ik hayata geçiyorlar yani ... Ulan Batoor'un hemen civarı ndaki ovahırda ise hale n konup göçen ve h ayva n c ılıkl a uğraşan aileler var . Gerçekte de ülkenin e konomisi biraz onların ürett i ğ i şey l ere dayanıyor , yün ve deri ...

77

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


Göz a l a bildiği ne u zanan bozk ır­ da k a rş ıl aş tı ğ ı m ı z tek can lı türü atlar. .. B aş ı b oş b ırak ı l mı şa be nzeye n , u fa k te fek, u zun tüy lü Moğo l a t l a rı. Bin ek ol maktan çok eti ve sütü için b es ien ii d iğini öğ r e n iyo ru z re h berimiz Gambad'tan. M.S . 6. Yüzy ıl da Türk Hakan ı Kültigin ve Vezir Tonyu kuk için, yaz ıl arı Runik üs luplu yaz ı t l ar, Türk u yga rlığın ın il k yazı lı belgele ridir. Orhun ve Yenisey ırm a k­ l a rı a ras ın da ilk kez bul und ukl a rı iç in O rhu n Ab ide ler i diye anılıyor. Seki z ayrı sitede d ağınık olarak bulu nuyorl ar. Vezir Tonyukuk ad ın a diki le nle ri hemen Ulan Batoor'u n g üneyi nde ... Üze rinde ça l ışt ı ğ ı m ı z be lgese l Türk dilinin k ayn ak l a rını a raşt ırı ­ yor . D oğa l o larak il k kaynağa iniyoruz ... Yani Tü rkiyeden o nbinle rce kilometre u za klıktak i Gobi çölü ne ... Rehberimiz Gambad' ı n a nl a t t ı ğ ın a gö re, J ap o n a r keo l og l a rı il e TV e ki bi nd e n o lu şan k a l a b a lık b ir ekip ş u a n Go b i Çö lün ü n gize mli derinlikl e rin de efsanevi M oğo l tın pa­ ratoru Ce n g iz H an'ın m eza rını a ra m a k la meşg u l l e r . "B u tür a r aş tırm a ve çekim ler için eski yönetim asla izi n vermezdi! diyor Ga mba d . "A rtı k, yen i ge le n ge n ç yö n et im Moğo li sta n 'ın dü n ya k a mu oy u ö nünd e ki im ajı için daha d ikkatl i ve d u ya rlı dav ra nı yo r . Moskova'dan esen açıklı k rü zga rl a rı binle rce kil o m e tre lik Gob i çölünü aşa ra k bura lara k ada r u za nı yor yan i. Bizim Ula n Batoor' d a · o ld uğ umu z

M.S. 6 Yüzyılda Türk Hakanı Kültigin ve Vezir Tonyukuk için Runik üslubundaki yazıtlar, Türk uygarlığının ilk yazılı belgeleri. Orhun ve Yenisey ırmakları arasında

sekiz ayrı sitede bulundukları için "Orhun Abideleri" diye anılıyor. ·

k ısacık

s ür e iç ind e ge n ç ve de mo kras i ya n l ı s ı kadroyu deste kleye n mu-

+

78

SKYLIFE ARALIK

DECEMBER

1992

mi/k, although they are rarely used as pack or saddie borses. As we made our way towards our destination, Cambad explained that a large team oj j apanese are haeologisls and cameramen wen currently seeking the tomb of Ghengiz Khan in the Gobi Desert. "The old regime would never have allowed such a thing, " he says. The new young governmenl is more conscious of Mongolia 's international image. The wind o.f liberalism has blown thousands o.f mi/es across the desert and steppe lo bring about palpable palilical changes in Mongolia. White we were there, a wellattended political rally was held by the supporters o.f the youthful prodemocracy party, and it seemed as !f the entire population had turned out. Life-size concrete statues of dinosaurs were one thing we had never expected to see in the desert. So life/ike were they at first sighting, that we a lması expected them to swing their huge tails and sweep our jeep away. Apparently Mongolia was home to three quarters o.f these prehistoric reptiles, and researchers regularly come across the fossi/s of preuiously unknown species. .fust recently, according to our guide, a baby dinosaur was unearthed, and the .firsl dinosaur egg ever to he discovered wasfound in this region. Not surprisingly, U/an Batoor Museum has the fiııest calleetion of dinosaurfossils in the world. The iııscrip t ions on the Orhun Monuments to which we were heading, chronic/e events during the reigns of the 6th century Turkish rulers Kultigiıı, Vezir Tonyukuk, and Bilge Kagan . There


PHILISHAVE KİŞİSEL

SEÇiMDİR

Karakter sahibi, güvenilir, kişilikli. İşte

Philishave.

Philishave karakterini biçimleyen, Döner Hareket Sistemi'dir.

Güvenilirliği,

kendine özgü

"Kaldır

ve Kes"

sisteminden doğar. Oynar başlıklan sakalınızın,

cildinizin

özelliklerine göre ayarlanır, kişiliğinizle bütünleşir.

Zaman

göstergesi, sizi uyaran en

yakın

dostunuz gibidir. Ve Philishave ile aynamza yansıyan

yalnız

mükemmel bir sonuç

değil,

mükemmel bir traşla

yaşanan

o çok özel ve

eşsiz

duygudur.

PHILISHA\IE İÇİNİZDEKİ

Ürünlerimizia ilgili ayrıntılı bilgi için Philips Tüketici Danışma Merkezi'ni arayınız . Tel: 980 01 40 36

ERKEK İÇİN

PHILIPS


PHILCO FRT 150, 260,320, 400 ve CB 18/15 buzdolaplarıyla kutuplara uçar gibisiniz !

PHI LCO FRT 150,

PHILCO FRT 260/2TC

PHILCO FRT 320/ 2TC

• 150 litre • Ro l i- Bond evapcrat ö r • Sess ı z ko mpresö r • Kullanı ş lı üst tabla

• 260 litre • Tropikal sogutma • Çiglenmeyi ö nleyen rezistan s • Tam otomatik defrost

• 320 litre • Tropikal sogu tma • Tam otomatik defrost • Her kullanıma uygun raf düzeni

PHILCOII

----

100 Yılın Markası

'

PHI LCO FRT 400

PHILCO CB 18/ 15 C

• 400 lıtre • Trcıpıkal sollu t ma • Tam ot oma tık defrcıst • Ayrı meyve ve se bze lık

• 320 litre • Çöl s ı cag ında kutup sogugu saglayan derin dondurucu • Birbirinden bagım s ı z çalışabilen derin dondurucu ve sogutma bö lümleri • Özelısı uyarı ışıgı

m PEKEL" a=

Dört yıldızi ı PHILCO , en sıcak havalarda bile buz gibi soğut ur, kutup soğuğ u sağ lar. iyi korunmu ş, taptaze yiyecekler, serin içecekler için birbirinden şık , sağlam, kullanışlı tam 5 PHILCO var. Hepsi de Türkiye'de

yaygın 250 PHILCO Yetkili Servi si'nin

güvencesinde ve bir yıl garantili.

l ti.

Yetki 1i Satıcı la rı · nda Pekel Bölge

Satış

Müdürlükleri

Istanbul, (1) 274 71 86 · 274 71 87 • Ankara ' (4) 431 89 30 (6 hat) lımlr: 15 1) 63 17 43-22 05 86-22 64 Ol • Adana' (7 1) 13 3601- 13 38 17

PEKEL AŞ bir

\IESTn Şi rketl er Gru bu kuru luşudur.


azzam bir miting yapıldı. Şehir nüfusunun tümünü bir arada görebileceğimiz bir kalabalıktı sanki ... Moğolistan'da bizi çarpan diğer şey, Gobi çölünde karşıla ş tı­ ğımız , bire bir oranlarında betondan yapıl­ mış dinozor heykelleriydi . Doğrusu ilk anda üzerimize gelip içinde bulunduğumuz Ru s cipini bir kuyruk darbesiyle savuracak kadar gerçekmiş izlenimi veriyorlardı. "Dünyada, bilinen tüm tarih öncesi yaratıkların dörtte üçü bu bölgede yaşıyorlar­ mış" diye belirtti rehberimiz , "Her geçen gün araştırmacılar daha önceden bilinmeyen yeni yaratıkların fosillerini buluyorlar. tık kez dinozor yumurtası bu bölgede bulundu , yavru bir dinozor fosilini dah a geçenlerde buldular. .. Ulan Batoor müzesi bu anlamda dünyada benzersizdir." Bir yanda yetmiş yıllık kaotik bir yönetimden silkinip dünyaya açı lm aya çalışan genç yönetimi destekleyen insanlar, öte yanda gizemli Gobi çölünde bir imparatorun Cengiz Han'ın mezarını arayan arkeologlar, y ılkı at l arı arasında , bugün ikiyü z milyondan fazla insanın k o nu ş tu g u Türkçenin ilk yazılı taşları ve yer kürenin ilk yaratıklarını, milyonlarca yıldır inatla korumu ş bir çöl, Gobi Çölü ve çadırlarda yaşayan antik bir uygarlık. .. Moğolistan, Asya ülkele rinde y ıl ­ larca süren gezilerim arasında benzersiz bir yer tutuyor. Her fır­ satta kulakla rımda gizemli ıslıkl ar çalan çöl rü zga rl arını anımsıyorum ... •

L{fe-size concrete statues oj dinosaurs ıuere one tb ing we bad never expected to see in tbe dese11. So l?felike ıuere they at first sighting) that we abnost

expected tbenı to swing their huge tails and sweep ourjeep away. Mongolia was ho1ne to three quarters of tbese prebistoric reptiles. 81

SKYLIFE ARA LIK

+

DECEMBER

1 992

are eight separate groups of stones, those erected to Tonyu kuk being situated south of Ulan Batoor. Ibe inscriptions are in Turkish on the east face of the Kultigin memorial stone and in Chinese on th e west face. Ibe Gokturk alphabel in wh ich the Turkish inscriptions are written consists of 38 letters, including four vowels. Ibe inscriptions were first deciphered by the Danish scholar Wilhelm Thomsen in 1893 , and since then scholars ha ve postulated various theories as to the alphabet's origins, tracing it back to Aramaic, Sumerian linears, Tu rkish seat marks or various combinations of these . One linguist has suggeçted that they were injluenced by Chinese pictograms. In later centuries the Gokturk writing system was replaced by the Uygur, but with the canversion of the Turkish people to Islam, the Arabic alphaber was adopted with minor modifications and used to write Turkish until the 1920s, when the Latin alphabet ca me into use in Turkey.1be tomb complexes of which the memorial stones are a part included altars and statuary. Of the many figures at the Kultigin complex, statues of Kultigin and his wife have been identified, and there are alsa figures of rams and lions. Erosion is the greatest enemy of these fascinating and remote sites, and turcologists are hoping that with the coop eration of the new regime, a conservation programme may be set in motion to save these valuable witnesses to the history of the Turkish language. •


LITERARY STREET NAM ES

'

Istanbul'a Ad Bırakan Avrupalı Yazarlar İstanbul sokakları

birçok Avrupalı yazar ve dü~ünürün adını ta~ıyor. Bunların en ünlüleri Alphonse Lamartine. Pierrc Loti, Claude Farrere, Chenier ve Mickiewicz.

Fit ·e

!l'esl e rn

u ·ri1e 1:,· b{ u ·e g i n : 11 1heir 11 m n es 1o st re et.,· i 11 Ist o 11 /m/. . Uphunse de l.unwrtine. J>ierre /,oti, C!oude Fan>rre . • 1dm 11 ,1/ id~ ietl'ic:. o}/{ 1..--111 dn 1 C/)(> 11 i cr. By ALPAY K ABACALI

Beş batıl ı yazarın adları İstanbul 'da

da yaşı yor. Bu yazariki kümeye ayırabi li ri z . Andre Chenier İsta nbul ' da dünyaya geldiğinden , Adam Mickiewicz ise son solugunu bu ke ntte verdigi için, dogum ya da ö lüm olgusunun yer al-

M any f a m o us .fig ures are commemorated in street names, and Istanbul is no exception . Five .foreign writers associa ted with the city ha ve given th eir names to streets and we set ou t t o discov e r why.

l a rı

cl ı g ı yap ıl a rd a aci l a rın a

ANDR E CH ENI ER

rastl a nı yo r. Üç Frans ı z

(1762-1794): This

Fren ch p oet 's street Pierre Loti, Clais in Beyoglu, near ude Farrere ve Alpha nth e Ga lata Tose de Lamartine' in adwer .. A lthough the l arını ta ş ı yan caclelele r name has now bevar. Bunlar Tü rkiye ile en changed to Eski -daha dogrusu Osma nlı Banka Sokagı , a Dev le ti il e- ili şk il e ri plaqu e read ing olan , "Türk dostu" d iye "And re Ch e nier bilinen yazarlar. Ad l a rı , was horn in this bir "ce m il e" , d os tl u k Andre Chenier'nin istanbul Galata'daki evi. 1 Andre Cherier's House in istanbul, Galata. building on 30 gösterisi o lmak üze re October 1 762" recacldele re ve rilmi ş. Bu üç ede bi yatç ının o rtak yö nlerinden , ortak özelliklerinmains on th e ou ter wa ll of Sain t Pierre Han , w hich is taday a warren qf worksh ops, and at soden söz edilebil ir. m e po int alsa serued as a church . Ch enier's fatFRANSIZ ŞA IR CHENIER 0762-1794): Pera'da (Reyogyazarı,

82

SKYL/FE ARALIK

+

DECEMBER

199 2


lu), Cenevizliler ta ra fında n ya ptı rı l a n ünlü Ga la ta Kul esi'nin ya kınl a rınd a, b ug ün "Eski Banka Sokagı " ad lı sokakta Saint Pie rre H a nı yer a lır. Ge niş taş odaları , rutube t ko ka n bo druınl a rı , ke me rl i geçitle riyle yüzy ıll a ra k a rş ı koy mu ş bir yapı.. . Her bö lmesinde bir atö lye kunılmu ş ; içinde ki makineler zamana meydan o kuya n g ü rültül e ri yle taş du va rl a rı sarsma kta ... H a nın ö n yüzünele "Anclre Chenier 30 Ekim 1762'de bu bin a d a d oğ m uşt ur " yaz ıl ı

h e r was cansul-gen eral to !stanbul, a n d the .family returned to Paris when h e was two. A .fiery supporte r of th e Fre n c h Revolutio n , Ch enier f ell victim to the g uillo tin e o n 2 5 july 1 794. H e wro te his ta s ı p oem o n th e wa lls of th e Saint -Laz a re Dungeons, and as h e was heing taken away h e d ecla red, "! ha ve d o n e n othing f o r future gen e rat io ns ." Jn fac ı h is p oetry w as to exerı a sıro ng injluence on later Romantic p oets. A DAM M JC KJEWJCZ (1 79 818 55): Th is patriotic Polish p oet .fled Potand a.fter the 183 0 revolution and after many years in exile ca Andre Chenier Fr a n s ı zca me lo !stan bul in 1855 to ornag ize a socibir ta b e la , ety am ong Po/es in th e Oıto man service . bu b in a nın 18. He died in his h ouse in Dolapdere the same year yü zy ıld a ev o larak a:fter contracting ch o/era during a visit to a h oskull a nıldı ğ ını göspital ı enı . Th e h ouse was /ater con verted into a te re n b e lge le r. museum and the street on which it So nrada n kiliseye stood was k nown cl önü ştürül en b ina, bugün Fra ns ı z Kilisesi'nin va kfıdır; f o r a lo n g tim e i şye ri olara k k i ra l a n m a k tad ı r. as 18. yüzy ıl ın ka yn aşm a l a rı , Ista nbu l'd a d oğa n bu Ada m Street. büyük Fran s ı z şa irinin h aya tın a da yans ı d ı.

Ba bası Fra nsa' nın Ista nb ul başkonsol os u y­ du . tki yaş ın dayke n Paris'e götürüle n Andre, yirmisinde "gönü llü asker" olara k Strasbo urg'daki bir piyade a l ay ı ­ na kat ı ldı. Paris'e dönünce annesinin "sa loo n "und a soy lul a rl a , ünlü le rle tanı ştı. Kısa süren (178790) hariciyecilik görevinin a rdın ­ dan ü lke s ine döndü ve "1789 De rneg i"nin kuru c ul a rı a ras ınd a ye r a ldı. Jo urna l de Pa ris'te, Le Moniteur'de a teş li yaz ıl a rı yay ım­ l a nclı.

jironde nler'le j akobe nle r aras ında ki ça t ı ş m a o nun da "ş üph e l il e r" a ras ın ­ da say ılın as ına yol açtı ; Devrim kendi e v l atl a rını yemeye baş l ay ın ca tutukl a n ı p Saint-Lazare z ind a nına a t ıldı (7 Mart 1794). Otuz iki yaş ında ki şa i r , son d izelerini zindan duva rı na ya zı yordu:

Adam

"Güzel bir günün sonunu kıp ı rd a ta n sonuncu bir rü zgar gibi , sonuncu bi r ı şı k gibi idam se hpas ının a ltınd a hala sa zım elimde. 1 Neredeyse be lki de geldi sıra m ... 1 Gölgelerin siya h yoldaş ı ö lüm habe rcisi, sersefil neferle rin ö nünde uzun ko ridorlar boyunca çağ ı raca k a dımı. " Çağ rı l dı. Giyotine götürülürke n, 25 Te mmuz 1794 günü ,

A LPHONSE DE LAMARTINE (1 790-1869): Lamartine was a p oet, hut alsa serued as a diplomat and briefly as foreign m inister afte r th e 1948 revo/ution . He visited !stanbul twice, and was fascinated by the orient. Sultan Mahmud ll presented him w ith a fa rm on his firs t visit as e missary fr o m th e Fre n c h gove rnm e nı . H e wro te two hooks abo uı his impressions of Turkey. 11ickiewia La martin Caddesi in Taksim is named after him. PIERRE LOT! (1 8 50-1923): Pierre Loti /ived in the d istricl q( t :yüp on the Golden Horn during th e /ası quarter of th e 19 th century. H e was a naval q[ficer wh o first came to !stanbul in 1876, and hecame a n impassion ed /over of th e city 83

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


yanındaki şair

dostu Roucher'ye "Gelecek kuşaklar için bir şey yapamadım , " diyor ve elini a lnına vurup, "Burada bir şeyler vard ı!" diye ekliyordu ... Chenier'nin hayatı nasıl yüzyılını yansıtıyorsa şiirleri de kiş iliginin grafigini çiziyordu. Yaşarken yalnızca iki şiirini yayırnlatabilmişti . Ölümünden sonra kimi şiirleri dergilerde çıktı. 1819'da yapıtlarının ilk toplu basımı yapıldı ve böylece ünü yaygınlaştı. Fransı z şiirine yeni bir coş­ ku getirmiş; Romantikler'den Rasyonalistler'e, Didaktikler'e, Pamasyenler'e uzanacak bir özsuyun ilk damlalan olmu ştu .

POLONYALI MICKIEWICZ (1798-1855): Polonyalılar'ın adına a nıtlar diktikleri, şiirleri günümüzde de geniş bir kesim tarafından okunan ünlü şair ... Şiirleriyi e, hayatının hemen her dönemiyle gerçek bir yurtsever. .. 1830 ihtilalinden sonra lstanbul'a geliş nedeni, Kınm Savaşı'nda Osmanlı Devleti hizmetine katılan Polonyalılarla ilişkileri güçlendirmek ve o nl arı örgütleyip bir gönüllü örgütü kunnaktı .

Pera' nın

Haliç'e uzanan eteklerinde, Tarlabaşı'nın hemen Dolapdere'de, mütevazi bir eve yerleşti (1855). O yıllarda, bir y~nda n Kırım Savaşı'nda yaralananların tedavisiyle ugraş ılırken (Florence Nightingale bunun için lstanbul'a gelmiş, Selimiye Kışiası'nda görev a lmıştı) bir yandan da kenti kasıp kavuran kolera salgınına karşı savaşım verilmekteydi. Hastaların çadırına giden Mickiewicz kaleraya yakalandı ve 26 Kasım 1855'te Dolapdere'deki evinde öldü. Polonyalılar, milli şairlerinin cesedini Paris'e götürmek istediler. Yasa geregi, ceset "tahnit" edildi ve iç organları öldügü evin badrumuna gömüldü. Arkadaşı yazar F.F. Fej, İstanbul'daki cenaze törenine siyahlar giyinmiş Mü slüma rıl arın da katıld ıgını a nlatır. Ev, şairin küçük adıyla a nıl a n Adam Sokagı'ndaydı. Sonradan sokagın adı Tatlı Badem olarak degişti . Burası, çevredeki otomobil tamircilerinin gürültüleriyle dolu, egri bügrü, çamurlu bir sokaktı. Şaire gönül borçlarını hiçbir zaman unutmayan Polonyalılar'dan biri, Mickiewiz'in anısını yaşatına k amacıyla evi satın a ldı. Du va rl arına plaketler asılan, içine şairin büstü dikilen bina, en sonunda müzeye dönüştürüldü . Jön Türk devrimini (1908) gerçekleştiren radikal Osmanlıl a r da şaire sahip ç ıktılar . 17 Agtıstos 1909'da, Kırım Savaşı'nın yıldönümünde büyük bir anma töreni düzenlendi. Cumhuriyet döneminde, 1930, 1933 ve 1955'te de anma törenleri yapıldı. Şiirleri birçok dile çevrilen Mickiewicz, Polanya edebiyatında Romantik Çagı açan bir öncüdür. Hem aşk ş iirleri yazmış, hem de yurtseverlik aşılayan, köylülerin hayatını yansıtan toplumsal temalı şiirl eriyle kitleleri etkilemiştir. Leh'lerin ulusal destanı Pan Tadeusz'u yeniden kaleme almış, biraz humor kattıgı bu yapıtında kaybolmuş yurdunun özlemini Homeros'u andıran bir üslupla dile gealtındaki

Türkiye üzerine iki kitabı olan şair

Alphonse de Lamartine

~

.... l "v1

n....,

ı

Fransa'nın

temsilcisi olarak İstanbul'a geldi Poet Alphonse de Lanıartine canıe to İstanbul as an e1nisscuT of tbe French goz,ernnzent. and its p eople. He was a romantic novelist, who expressed emotions and opposed the Realist movement of his time. ''If every part oj the world were to become civilised.like Europe, what would we do? Would there be any relish in life, if everywhere appeared the same?" Loti declared. He was fascinated by the "mysterious Orient" and dejended the continuation oj the Ottoman sultanate after the War of Independence. He is commemorated in Piyer Loti Caddesi in the district oj Sultanahmet.

tirmiştir.

Ama kendi hayatı "mutlu son"la bitınedi . Chenier giyotinde can verınişti, o yurdundan uzakta, koleranın amans ız pençesi a ltında gözlerini yumdu ... 84

SKYLIFE ARALIK

1

+

DECEMBER

1992


O MANLI DEVLETİ İLE İLİŞKİ: Üç Fransız yazan, Lamaıtine, Loti ve Farrere, 19. yüzyılın ikinci yarısıyla 20. yüzyılın başında Osmanlı Devleti'yle ilişkiler kurdular, lstanbul'la, Türklerle ilgili yazılar yazdılar. Farrere'nin ilgisi yüzyılımızın ortalarına kadar sürdü. Sözü geçen dönemde Osmanlı Devleti içte reformlarla, dışta savaşlada

ugraşmaktaydı.

Romantik duyarlıkların yazarı Pierre Loti, İstanbul 'da hem şiirleri hem de Eyüp 'te adını taşıyan kahve ile anılıyor. Pierre Loti, a ro1nantic poet U'ho lived in İstanbul is reuıenıbred here not on(v through his poet1JJ, but as zl'ell in this cafe in Eyüp that carries his nanıe.

Bu yazarların üçü de Fransa devleti hizmetindeydiler. lkisi, Loti ve Farrere deniz subayı idi. Öteki (Lamartine) önemli devlet görevlerinde bulunmuş, cumhurbaşkanı adayı olmuş bir zattı. ALPHONSE DE LAMARTINE (1790-1869): Lamartine, lstanbul'a Fransa'nın temsilcisi olarak geldi. Sultan, ona İzmir yakınla­ rında bir çiftlik armagan etti. tkinci gelişinde Sadrazam Reşid Paşa ile görüştügünü ve bir türlü işletemedigi topraklar konusunda açıklamada bulunduktan sonra padişahın huzuruna kabul edilmesini rica ettigini yazıyor. Ona göre, Reşid Paşa'yı bir ihtilal (1839, Tanzimat) işbaşma getirmiş, kendisini ise bir başka ihtilal (Louis apoleon'un darbesi) vatanının sınırlan dışına atmıştı ... Türkiye üzerine iki kitabı var. Bunlarda kişisel gözlemlerini, izlenimlerini anlatıyor; tarafsız kalmaya çalışıyor. Cizvit kolejinden yetişen ve "idealist bir Hıristiyan liberalizmi"ni savunan Lamartine, Les Harmonies Poetiques et Religieus adlı şiir kitabında da bir Hıristiyan duygululugunu dile getirmişti. Önemli devlet görevlerinde bulunan, 1848 Fransız Geçici Hükümeti'nin dışişleri bakanlıgına getirilen yazar, daha sonra cumhurbaşkanı adayı oldu. Louis Napoleon'un

CLAUDE FARKERE (1876-1957): Claude Farrere resembled Pierre Loti in many respects. He too loved the exotic, and was a nava/ o.fficer. His novels. were based on his impressions of the foreign lands which he had visited. Farrere first visited Istanbul in 1902 on a ship captained by Pierre Loti and stayed for two years . He was presented with the Order of the Mecidiye in 1910. He visited Istanbul on l l occasions altogether, the last in 1950. He met Mustafa Kemal Atatürk during the War of Independence, when Turkey was largely under Allied occupation. Spelt phonetically as Klod Farer, Claude Farrere's street intersects with Piyer Loti caddesi west of the Blue Mosque. •

Pierre

85

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992

Lotı


Mr. Richard Perrin of F.M.D.C., New York

"I ENJOYED EACH AND EVERY MINUTE OF TURKISH HOSPITALITY,ON MY TRIP TO İSTANBUL ... " For afew daysor afew hours, when you are a guest of the Hotel

The Marmara Istanbul you experience a unique aspect offive-star comfort; "Turkish Hospitality" flavored with the elegance of Turkish Traditions since centuries... 432 newly decorated luxurious rooms, w ith fully equipped Business Suites, 3 Restaurants, 2 Bars with live music, Swimming Pool, Pool Bar, Casino, Convention Centers, The Grand Ballroom, The Turkish Hamam and The Taksim Baliroom are at your service to enjoy Istanbul, a city built on the riches of different cultures ...

~

---THE---

MARMARA ISTANBUL Proudly Owned & Operated by Istanbul Tourism and Hotels Ine. Taksim Square 80090-Istanbul Tel: (I) 251 46 96 Fax: (1) 244 05 09 Telex: 24 137 marm tr I.T.O.A.Ş.


ayrılm a k

leri' yle ilgili iste klerinin "ede biyatla ka rışık bir kura m cı ­ Pierre Lo ti .. . in ça l ı~tı durdu . CL.AUDE FARRERE 0 876-1957): Ye ni İstanbul gazeteŞair olarak ta nınmıştı ; son yıllannd a Raphael, Grazie lla, sinden Ayşe ur, 1950'de Paris'te ki evinde Claude FarGenevieve gibi ro mantik nuvelle r, tarih ve re re 'i ziyaret etmişti . Şöyle yazıyordu: "Üstad , politika konul a rında yaz ılar yazdı. beyaz ipe kliden bir elbise giy miş, saç ı İstanbul' un e n me rkezi semtle rinden sa kalı , te rü taze, masasının baş ında Taksim'de ki bir cadele "Lamartin oturuyordu. Duvardaki j apon paCaddesi" a dını ta~ ıma kta dır. n o l a rının tes iriyle m i bilme m , PIERRE LOT! (1850-1923): Pike ndimi birdenbire bir j apo n e rre Loti de nilince akla mebahçesinde sanclım . Üstadın la nkolik bir yazar geliyor. ipekli elbisesi ele, sa rı ırkı Geçen yü zy ılın so n çeyanelıra n beyaz çekik gözreğ inde Ista nbul 'un te nle ri de bu ha va yı ya ratı ­ ha semtlerinde n Eyüp'te yordu sanki. " yaşa dı. O rad aki büyük Evet, Claude Farrere ele meza rlığ ın kasvetli patiegzotizm tutkunuyclu . O ka l arı a ra s ında ilediyor da d e ni z s ubayıyclı. ve h e m ke ndi gö nül Uz ak Do ğ u'ya k a d a r serüve ninin, he m de rouzanan deniz yolculuklamanının ka hra ma nı olan rın a ç ıktı. Romanl a rı gezAziyade' nin m eza rı baş ı ­ cliği , gö rdü ğü ülkelerin izna çöküyo r. "Akşa mın alale nimle rine ya s l anıyorclu . ca kara nlığ ınd a Haliç'in kurAma o, Pie rre Lo ti kad a r ş uni bir re nk a la n bul a nık okunma clı , ta nınma clı. tık kez s ul a rını seyredere k melankolik Pie rre Loti'nin ka ptanı bulundusaatler ya ş ıyor" ... ğu Fıdnsız gambo tuyla 1902'de İs­ Pierre Loti ha yatının otuz y ılını detanbul'a geleli ve burada iki yıl kaldı. niz subayı olarak geçirdi , o n yıl boyun1910 da Os ma nlı Devleti'nin "Mecicliye ca dünya ele nizlerinde dolaştı. 1876'cla lsişa nı " n a eleğer görüldüğ ünd e otuz dört yaClaude farrere ta nbul 'a ge ldi . Bu ilk yolculuk ve burad a ki ş ındaydı. En son 1938 ve 1950'de olmak üze re gö nül m ace ra s ı , o n bir k ez Türki ye'yi ziyaret etti , İs­ onun "İsta nbu l tutkunu" ve "Tür~ dostanbul'da ko nferansinıpressions tu " o lm as ın a ye tip lar verdi. a rttı. O , ro m a ntik Bugün, tarihi Binbirııisited. du ya rlıkl a rın ya zadire k Sa mıcı ya nın ­ rı ydı. G ö zya ş l arının , daki ca dd e "K lo d sevgilerin , du yumlaFarer Caddesi" adını rın , du ygul a rın dı şa vunı mc u s u yclu ; bir çeş it empresyotaşıma kta dır . Bu cadeleyle kes işen "Piye r Loti Caddesi", nist ressa mdı. Realizm'in , Naturalizm'in ka rş ı s ın da yer İ sta nbul ' un e n eski semtle rinele n Kumk a pı 'ya kada r iner.. . a lıyor ve belirli bir a kıma bağla nmı yordu . 1891'cle Frans ı z Akademisi'ne g iriş söylevinde be lirtti ğ i gibi , yaşa dı ğ ı YE t BİR TÜRKİYE : İsta nbul'a gelmiş , İstanbul üzerine çağın ed e biyatını pek az biliyor, pek az o kuyo rdu . Frayaz ı l a r yaz mı ş ba tılı yazar sayıs ı yüzlerceclir. Bunlar arançois Mauriac, "Ölümlüle r ancak lsa'ya be nzemek uğ­ sında lstanbul 'la, Osma nlı Devleti ve Türkiye yöneticilerLında ı stı rab ı b ir ceza o larak kabul edebilirler," diyere k riyle iliş ki kura nlar, burada a dı geçenlerele n ço k daha Lo ti'nin ' b e n c illi ğ ini ' d il e ge tirmi ş t i. Gerçe kte n de o , ünlü olanlar da var. Sözünü ettiğimi z Frans ız yaza rla rı­ "Dünya nın her ya nı Av nıp a gibi u yga rl aş ırsa sonra ne nın a dl a rının caddele re verilmesinin nede ni , "Türk dosya parı z? He r g ittiğ imiz yerele aynı görünün'lle ka rş ılaş ır­ tu " sayılmalarından çok, politik ilişkileridir. Claude Farsak h ayatın ta dı tuzu ka lır mı?" diyecek ölçüele bencilcli. re re' le B atı'nın Türkiye'yi bir egzotik ülke olarak değe r­ Türkle ri övmekte n, avunmaktan geri k a lma mı ş tı ama, le ndirme dö ne mi son buldu . Baş ka bir deyişle, Türkiye bunun gerisinde gizemli " D oğu dün yas ı " tutkusu va rdı. a rtık Doğu ' nun "harem, esra r, tevekkül , kafes, han, ke rMondros Ateş k es i ' nd e n sonra kara günle rinde Türkle ri van, sultan, eza n ülkesi" d eğ ildi. Ba tı , " çağd aş u yga rlık "z av a llı " di ye re k sav unmu ş , S ult a n'ın va rl ı ğ ını düzeyine ul aş ma çabas ında " bir ülkeyle ka rş ı karş ıyaydı sürdürmesini istemi şti . ve a ıtık Türkiye'nin bu yönü üzerinde durmak zorunda Bir görü şe göre, ülkesinde ki yöneticile rin Os ma nlı Devka l aca ktı ... • üstün ge lmesi sonucu e mekliye

zorunda kal-

dı. Önemli ö lçüde yükse lmi~ olan borcunu ödemek iç-

s ı ' ydı

Claude Fan·ere too loued the exotic. His novels, were based on bis oj the foreign lands which he had Farrere first vis ited Istanbul in 1902.

87

S K YLIFE ARALIK

+

DEC EMBER

199 2


.................................

•·

LOGO, dünyaya açık şirketle: 5 dil konuşan, çokdövizlj

Logo

Yazılım,

olan, dünyaya ticari

uluslararası

açık şirketler

yazılım geliştirdi:

ağında çalışabilen,

bağlantıları

için rakipsiz bir

LMS GOLD. Bilgisayar

stoktan muhasebeye, cari

hesaptan personele kadar birçok modül içeren LMS GOLD, Türkiye'nin en

kapsamlı yazılımı...

Gelin, bu üstün

yazılımı

birlikte tanıyalım.

.. • • •

• •

• •

ülkeyle

bağlantınız

var.

Ya da çokuluslu bir

şirket yapısına

sahipsi-

niz. LMS GOLD, tam 5 dilde

çalı ­

İthalat-ihracat yapıyorsunuz. Farklı para

birimleriyle çalışınanız gerekiyor. LMS GOLD, döviz istatistik tablosu ve çokdövizli

diğiniz

para biriminde takip edebilirsiniz .

Kasa takibi, muhasebenizde en çok zaman alan

işlem .

kolaylaştırıyor,

• • • • • • •

çalışahi­

len yapısıyla yardıma hazır. işlemlerinizi iste-

Diyelim ki, birçok yabancı

İngilizce muavin defter de alabilirsiniz.

LMS GOLD bu hızlandırıyor.

işlemi

de

Çünkü LMS

GOLD'un kasa modülü, günlük ödeme ya da tahsilat

yapılırken,

işlemleri

anında

ilgili

hesaba geçiriyor. Çalışırken takıldığınız,

niz

şeyler

var. Servisi

sormak

çağırmak işinizi

istediği­

gecikti-

şabiliyor. Türkçe, İngilizce, Fransızca,

Almanca ve Rusça... Diler-

seniz Rusça hesap

planı kullanırken

................................. . ~~


• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •• • • • • • • • •

çin bir ticari yazılım üretti: alısan ve cokkullanıcılı. .. ~

~

• • • • • • •

• •

• • • • • • • • • •

recek. LMS GOLD 'un modem desteği , yepyeni bir hizmet biçimi getiriyor. Bir telefon ediyorsunuz, bir

yıl

verecek LOGO lantı

boyunca size ücretsiz destek

elemanı , bilgi sayarınızla bağ­

• • • • • • • •

kuruyor ve sorunu çözüyor. Modem

bağlantısı programı

ve orijinal "Remote Access" da, size LOGO ' nun hediyesi.

olmak

istiyorsanız ,

LMS GOLD ' la bir an önce

tanışın .

LOGO YAZ

l

M

çalışan

ticari

sunmaktan

gurur duyuyor. Uluslararası bağlantılarınızı

güçlendirmek, gereksinimierinizle birlikte büyüyecek bir LOOO

,

e

çokkullanıcılı

yazılımını

yazılıma

SOFTWARE

sahip PUB

• • • • • • • • • • • • • • • • •

• • •

LOGO, size Türkiye ' nin ilk

çokdilli, çokdövizli ve

Ürünleri Amerika ve Avrupa ' da da kullanılan

• • • • • • • • •

LOGO BILGISAYAR HIZMETLERI PAZARLAMA SAN. VE TIC. AŞ ·Istanbul MOhOrdar Caddesi. IIter Ertüzün Sokak 212, Kadıköy, 81300 Tel: (1) 348 02 41-345 22 56 (PBX) Faks: (1) 347 12 90 Apple Link: LOGO ·Ankara Dr. Mediha Eldem Sokak 44/1 , Yenişehir, 06420 Tel: (4) 433 81 96 Faks: (4) 431 53 97 • Gaziantep AtatOrk Bulvan 30/8 Kat:1 0:1, 27090 Tel: (85) 30 33 89 Faks: (85) 33 96 65 • lzmlr Şair Eşrel Bulvan 3511 , MontrO Iş Merkezi Kat:3 0:402, 35320 Tel: (51) 41 87 87 (4 hat) Faks: (51) 41 87 90 " LOGO YAZILIM CENTER"LAR • Blnsal lstanbui-Sirkeci Tel: (t) 513 85 43 • Klllm Istanbul-KadıkOy Tel: (1) 336 02 60 ·Pres Istanbul-Levent Tel: (1) 281 20 81 (5 hat) • Rom Istanbul-Beşiktaş Tel: (1) 260 13 24 • Tepum Istanbul-Nişantaşı Tel: (1) 225 09 00 • Vatan Istanbul-Taksim Tel: (1) 230 34 65 • Yılba lstanbui-MecidiyekOy Tel: (1) 266 71 52 • Iletitim Bursa Tel: (24) 24 14 91 • Anadolu Gaziantep Tel: (85) 31 58 00 • Teknoblm lzmir Tel: (51) 82 33 33 • Netcom Kayseri Tel: (35) 22 11 43-44

ASSOC

IATI

ON

0YESIDIR

• • • • • • • • • • • • • •

• •

• • •



Eskiden Cuma namazını kılmak için atlarla arabalada İstanbul'un her yerinden gelirlermiş Eyüp'e. Ama Eyüp'ü meşhur eden sadece türbesi değil, aynı zamanda kebabı , kaymağı, kuş lokumu , reçellik gülleri, can erikleri ve fulya tarlaları imiş .

iSTANBUL'UN KUTSAL SE M Tl

••

u By AYŞE PEKIN

THE SACRED SHRINE OF EYUP At Eyüp, the entire sweep of of the Golden Horn spreads out at your feet. At the famous sh ri ne here one can find bereaved mothers asking for consolation, young girls fooking for a husband, and parents asking for blessing on their sons bejare circumcision.


"S

ana dün bir tepeden haktım aziz İstanbul!" de mi;; ya Yahya Kema l, Istanbu l'un ne kadar güzel o ldu ğunu hatırlamak , iman tazeleme k için arada bir şairin sözünü dinlemek ge rekiyor ga liba. Içinizde böyle bir istek duyduğunuzda Eyüp'ün yolunu tutun bu sefe r. He r biri birer anıt niteliği taşıyan taşlarla s üslü mezarların arasından tırmanan daracık yoldan ç ıkın tepeye, varın seyreyleyin lsta nbul'u ... "... Bir şyas ını kaybedenler, bir hasretinden uzun zaman haber a lamayan lar, bir arzularının o lup o lmaya cağ ını me rak edenler Eyüp Sultan'daki niyet kutus una giderlerd i. Evlerinden niyetli ve abdestli ç ıkarlar , Eyüp Sultan'a ayak basar basmaz doğru türbeyi ziyaret ederler, Hacet Penceresi önünde gözlerine, ka lbie rine hasiret dilerler, sonra iki tarafı mezarlık olan dar ve dik bir yokuştan çıkarak niyet kuyusuna ul aşır-

he steep ascent through the ornately carved Ottoman tombstones of Eyup Cemetery brings you to a vantage point from which the poet Yahya Kemal watched his heloved Istanbul. Here the entire sweep of the Golden Horn ~preads out at your feet. The French novelisı Pierre Loti was enamoured of this spot and the cqffee house which he frequented on the hilltop is now known named ajier him . Although building development has swallowed up the landscape of woods and meadows which Pierre Loti used to muse over, the panorama is stil/ one of the finest in a city remarkable for marvellous views. 1-..yup, a district on the upper reaches of the Golden Horn, is named after Eyyub El-Ensari, the standard-bearer of the Prophet Muhammed and one of the first to profess faith in Islam. He lost his life at the siege of Istanbul in 668669 and th e tomb where he was buried became a shrine which is regarded with a veneration second on ly to Mecca by Muslim pilgrims. A 13th century A rab traveller recorded that the Byzantines, too, used to visit the tomb topray for rain. Although Sultan Mehmet the Conqueror is popularly believed to have rediscovered the site of the tomb, which was marked by a gravestone bearing the words "Kabr-i Eba Eyyub ", infacı the many references to the tomh over the intervening centuries suggest that it was never lost at all. Whatever the truth of the matter, Sultan Mehmet had a new tomb and mosque erected over the holy place immediately a.fter the conquest of Istanbul in 1453. The Eyup Mosque complex, which alsa includes a medrese (college), hospice, and public baths,

T

l ard ı.

iyet ku y u sunun o l duğu sa h aya ç ık a nl ar dünyada bir be nze ri daha o lmayan ınanzara ­ l arın e n güzel i, en şaha n esiy l e ka rş ıla ş ı rl ard ı. Kağıthane'den , Silahtarağa'dan ,

Üsküdar önlerin e, Çenge lk öy sı rti arı n a kadar bütün Haliç , Marmara , Boğaz ayak larının a ltın a

serilmi;; nadide bir halı gibi seyredilirdi. .. " Eski bir İstanbullu o lan Münevver Alp , 1963'de böyle tasvir etmi ş ınanzarayı. istanbul'la ilg ili başka yazı l arının da yer a ldı ğı "Eski Istanbul'da Gündelik Hayat" adlı derlemede eski Eyüp Sultan adetlerini çok hoş bir dille an l atm ı ş . Eyüp , her şeyiy l e Istanbul'un kendine özgü semtle rinden biri. tık bakıldığında pek bir şey anlaşıl­ mayan , ama aslında sürprizlerle dolu olan bu "kutsa l" yerin tarihi çok eskilere, ta yed inci yüzyıla dayanıyor. Bundan ondört yüzyıl önce, lslanıiyet'i ilk kabul edenlerden biri olan ve 668-669 yıllarında yapılan !stanbul ku şatması s ırasında ö len Eyyub EI-Ensarl'den alıyor adını. Fatih Sultan Mehmet ls-

Jlii JU!t'l'er Alp deserihes bo u' ll'orsbippers jhnn

tbe nıost dtstant districts r~f lstan!Ju!u•ould jlock to tbe Friday noon jJrayers at Eyup !Jy carriage, caique or on horse!Jack. 92

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992



was the first construction project undertaken by Sultan Mehmet in Istanbul. However, the mosque was subsequently re huilt hy Selim lll in 1800, and th e minare/s date from 1 724 . Th e ce/ls of the medrese are ranged araund the mosque courtyard, and Eyup 's tom h faces the mosque. Th e tomh is an octagonal domed huilding made of sandstone. Th e hlue and white tiles which sıvathe the interior walls, the hand qf li/ing inscription and the stained glass windows datefrom the 16 th century. In the past Muslim pilg rims.from Turkey 's Europ ea n provinces, Anatolia and Turkestan would gather in Istanbul and uisit the shrine qf Eyup Sultan he.fore making the journey to the Hejaz. So sacred is the shrine that the well in th e tomh is known as the Zemz em Well ajier that in the courtyard qf the Kaa ba in Mecca. Outside the tomb is a window known as the Hacet Window, at which visi tors make th e ir prayers and supp l ications . What woes and a~;pira ti ons has this window wit nessed! Parents asking .for hlessing on th eir sons be.fore circumcision, hereaved moth ers asking .for con solation, unmarried girls hoping f or a hushand, desperate students having d~fficulty with their lessons, mothers of la te laikers praying .for h elp, and many many m ore . All have made their way to the tomb q{ byup. At the tomb q{ Eyup the Ollaman sultans girded the sword of Osman forty days afler their accession. Munevver Alp deseribes how worshippers .from the m ost distant districts o.f Istanbul would jlock to the Friday noon prayers at /!.:yup by carriage, caique or on h orsehack. And having pa id their respects at Eyup Sultan 's tomb there was plen zy to occupy the remainder q{th e day. Those w h o

tanbul ' u fe thettikte n sonra bura da, üze rind e "Kabr-i Eba Eyyub" yaz ılı bir ta ş bulunuyor. Bunun üzerine Fatih aynı yere bir türbe ve bir ca mi yaptırmaya karar veriyor. Bu komple ks, Fatih'in lstanbul 'u a ldıktan son ra yaptırdığ ı ilk yap ı to plulu ğu o lma s ı aç ı s ınd a n da ö nem taş ıma kta. Anca k günümüze ul aşa n ca mi bu yap ı değil , 1798-1800 y ıll a rınd a III. Selim zamanında yapılmı ş ol an ı. 1724'de III . Murat döne minde yapılan mina re le r de kor unmu ş. Külliye, cami v türbe dış ınd a me drese, imaret ve çifte hamamdan o lu ş u yor. Medrese od a l a rı cami avlus unun yan l arı nd a yer a lı yo r. Güneydoğus un ­ daki imaret ise kubbe li iki me ka nda n o lu ş uyor.

Türbe, ca mının karş ı s ınd a. Küfe ki ta ş ınd a n 8 köşe li , kubbe li bir yapı. İ ç duva rla rını s üsleyen mavi b eyaz çiniler il e vitraylı pence re le r XVI. y üzyıl a a it. Çinite rin üzerinde ise bir yaz ı ku şağ ı yer a lı ­ yor. Eyüp Su ltan türbesi müslümanlar için ya rı Kabe say ılır dese k pe k yala n o lmaz . Eskide n Anadolu'dan , Rume li 'd e n , Türkista n'dan Hicaz'a g itmek üzere lstanbul'a gele n bütün h ac ı aday l a rı mutlaka Eyüp Su l tan'ı ziya re t e d e rl e rmi ş. Türbenin içinde ki kuyuya zemzem ku yus u de nirmi ş, M.la da de niyor. Türbe nin dı ş ınd a yer a la n Hacer Penceresi kimle rin du a l a rını, dile kle rini dinl e m e mi ş ki! Ha la da dinliyo r. Sünnet o laca k ço-

''Kağıthane 'den, Silahtarağa 'dan,

Üsküdar önlerine, Çengelköy sırtiarına kadar bütün Haliç, Marmara, Boğaz ayaklarının altına serilmiş nadide bir halı gibi seyredilirdi... "Eski bir İstanbullu olan Müneuver Alp, 1963 'de böyle tasvir etmiş manzarayı ... 94

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


_G_)

Arçelik Elektromatik Flotal

elektrikli he m turbol A ynı anda 3 ayrı

Fırın

çağdaş mutfakların yeni gözdesi!

yemeği piş iriyor ... Koku la rı birbirine

Son derece şık , hünerli .. Alımlı ve

karışmıyor ...

kullanışlı!

ö nceden programlanabiliyor.

" flotal "

Pano ve fırın ön camı

ayna/ı! Ocakforının

biri

elektrikli, üçü gaz/ı. Fırın ı ister elektrikli, ister tur bo ... istenirse hem

Otomatik olarak ate ş fen ip

Arçelik Elektromatik Flotal

ARÇELiK

Fırın

mutfak konforunuza yepyeni ve farklı

bir boyut getiriyor! ...


E.C.A.

Yüzlerce uzman üretti... Milyonlarca Avrupalı kullanıyor.ı

'

Doğalgazla ya da tüp gazla ... 1

Korubilerin en gelişmiş modeli, Avrupa'nın en çok satan kombisi 'Eurokombi" Türfye'de üretiliyor. Çağdaş ısınma teknolojisinde kalitenin devleri JunWers ve E.C.A.'nın Manisa'daki ortak üretim tesisleri ELBO; engelişmiş kombi olan "Eurokombi"yi Türkiye içinde de satışa sunmuştur. Apartman katlannın yanı sıra müstakil evlerin ısıWrnası ve sıcak su ihtiyacının karşılanmasında "akılcı'' ve "ekonomik"bir çözümolan "Eurokombi", doğalgaz ya da LPG(tüp gaz) ile çalışmaktadır. Türkiye'de gaz kontrol aygıtlanyla birlikte üretilebilen ilk ve tek kombi olan "Eurokombi"; · , E.C.A. kalitbi, • Yaygın serVisi, --' • Bol yedek parçası ve E.C.A. güvencesi ile birlikte satışa sunulmaktadır. 1

bimtaı

BiLUMUMiNŞAAT MALZEMELERI TICARET A.Ş. Necatibey cad. ihsan Zini işhanı 139 Karaköy/iSTANBUL Tel: 249 60 35 - 245 24 37 - 245 03 56 Fax: 245 03 57

Sefaretler Apt. 199 A Kal: 4 No:30 Kavaldıdere 1ANKARA Tel: 426 67 04-426 67 06 Fax: 426 67 04 ELBA A.Ş. Yanı, Işıkkent Kolej Yolu Bomcva 1 iZMiR Tel: 8819 57 Fax: 88 06 56

ı

BiMTAS

A.Ş. BIR ELGINK.yı TOPlU~uGU KURULUŞ_UILU~


Eyüp Camii'nin hemen arkasında taşlı bir yol sizi tepeye ulaştırır. Eh, burada bir soluk alıp Pierre Loti 'nin ruhunu şad etmeden Eyüp 'ü terk etmek, İstanbul sevdalısı yazara haksızlık olur. cuklara selamet dilemek isteyenler, evlat acısı çeken annelere sabır dileyenler, tahta çıkışlarının kır­ kıncı günü kılıç kuşanan paclişahlar, kısmeti ç ıkma­ yan kızlar, okumayı sökemeyenler, geç konuşan ve geç yürüyen çocuklar için dilekte bulunmak isteyen ler ve daha niceleri Eyüp Sultan'ın yollarını aşıncl ı rm ı ş l ar yüzyıllardır. "Halk , cuma namazını Eyüp Sultan Camii'nde kılmak için Istanbul'un en uzak semtlerinden atlarla, arabalada deniz aşırı o lanlar Üsküclar, Boğaziçi'nden pazar kayıkları ile sel gibi akardı." diye yaz ı yor Münevver Alp. As l ın­ da Eyüp'e gelen ziyaretçilerio tavafı, dini veeibelerin i yerine getirdikten sonra sona ermezmiş. Zaten Eyüp'ü de Eyüp yapan yalnızca türbesi değilmiş. Eyüp'ün kebabı, kaymağı, kuş !okum u , hacı lokumu, reçellik g ülleri ve can erikleri ayrıca fu lya tarlaları ve Ja le , sümbül bahçeleri çok ünlüymüş. Ve bir de tabii Eyü p oyuncakları . Eskide n Eyüp Sultan türbesine giden cadelede oyuncakçı

had lost a precious possession, or received no news .from a loued one would proceed to climh up the steep hill through the cemetery to the wishing well. byup used to he .famous for its kehahs, clotted cream, sweetmeats, fragrant roses for making }am, and the smail green plums known as can erigi. After a meal day trippers could then visit b:yup 's gardens, renowned .for their tulips and hyacinths, or the jonquil.fields. Children looked forward to the toy shops which once lined the

dükkaniarı

bulunurmuş.

Evliya Çelebi onyedinci. yüzyılda 100 kadar dükkandan ba h sediyor Seyahatnamesi'nde. eler yokmuş ki bunların arasında; kaynana zırıltısı, hacıyatmaz, cambaz, şeytan minaresi, aynalı beşik, düdük, küçük toprak testiler, dönme dolaplar, tefler, trampetler. .. Genellikle ahşaptan yapı lırl a r, sonra da rengarenk boyanırlarm ış . Istanb ul Büyükşeh i r Belediyesi Şehir Müzesi'nde güzel bir koleksiyon var. Ama Eyüp'te artık oyuncakçı yok! Eyüp Camii'nin hemen arkasında küçük, taşlı bir yol sizi tepeye u l aştırır. Eh, burada bir soluk alıp Pierre Loti'n in ruhunu şad etmeelen Eyüp'ü terk etmek, İstanbul sevda l ısı yazara haksızlık olur . Eyüp'ün bugünkü ününün bir parçasıdır Pierre Loti'n in ka hvesi. Bütün Haliç'i , Eyüp'ün o güzelim mezarl ıkl arını ve İstanbul'un uzaklarda şekillenen si lu etin i seyretmek bu noktada bir başka keyif verir insana. •

road to the tomh. The 17th century writer Evliya Celehi records nearly a hundred Rf them in his "Trauels ". The painted wooden toys included rattles, tumhlers, acrohats, cradles, whistles, miniature jugs, ferris wheels, tamhourines and drums. There is a lovely calleetion Rf these toys in Istanbul City Museum at Yildiz Palace, hut no langer are there any toy craftsmen in Eyup. Time has swept less away in Eyup than in many other districts of Istanbul and it still retains much of ils former charm. As well as the tomh and complex of Eyup Sullan there are many lovely monuments, such as the mosque complex Rf Mihrisah Valide Sultan, the tomh of Sokullu Mehmet Pasha, and the imposing mosque of Zal Mahmut Pasha designed hy Mimar Sinan.. • 97

S KYLIFE ARALIK

+

DEC EMBER

1992


TEMPRA ATAKTj Bir Tempra

şöleni

Tüm benzerlerini

*

aşıyor.

Yapısı

aerodinamik.

şık

Hızlı.

nize.

şu ...

Mükemmel. Performans ...

üstü. Benzerlerine fark

atıyor.

Olağan­

fazlasını

veriyor. Tam bir salon geniş,

daha rahat ve

iç mekan. Tempra 2.0 i.e. kalite

fıyat

Atak. Yol tutu-

Konfor... Tüm benzerlerinden

otomobili. Daha

Direksiyonu hidrolik. Bir spor otomobil kadar çevik.

~ Koç

daha

Motoru, yüksek teknoloji ürünü.

Güçlü. Tutumlu.

**

Tempra 2.0 i.e.

dengesinde, her Tanışın.

açıdan

Kıyaslayın.

sizin lehi-

Daha üstün

performans, daha üstün konfora "hesaplı" ulaşın.

n


fEMPRA 2.0 •1.e. • 1995cc silindir hacmi. lAW We-

•• Tam otomatik klima. Dijital ve

ateşleme.

elektronik gösterge tablosu. Yüksek·

ber entegre erijeksiyon ve Motor

tipi,

üstten

çift

eksantrikli

(DOHC). 130 BHP (SAE) güç. 195 km/s azami

hız .

0-100 km/s sürate

eriş·

me 10.3 saniye. lik 1.000 metreyi katetme 3 1.8 san iye. km/s sabit

hızda

Yakıt

tüketimi 90

lik ve bel destek

ayarlı

sürücü koltu-

~u. Ön koltuk orta kol

Elektrik naları.

kumandalı sa~

Uzaktan

dayana~ı .

ve sol dikiz ay-

kumandalı kapı

açma

kapama.

100 km'de 6.1 litre.

IlliBB


.-"'.


. .. . : ..... . ,,.

. .

:\

. .....

-

.

l

.l

ırm.anı ,..

TIEN-SHAN DAGLARININ EN YÜKSEK ZlRVESl OLAN KHAN TENGRI DAGI'NA İLK KEZ BU YAZ TÜRKİYE'DEN DAGCI TlRMANDI. . . TlRMANlŞ ZORLU, HAVA AŞIRI SOGUKTU. TIRMANIŞI ._. YAPAN NASUH MAHRlJ.KI. ' BU ZORLU MACERAYİ ~·:r· '" SKYLIFE lÇlN YA I VE . . ~ GÖRÜNTÜLEDI.

..


u y ıl , 9 Te mmuz-21 Agustos tarihle ri a rasınd a bir süreelir hayalimele ola n bir tırm a nı ş ı ge rçe kl eş tirclim. 70 10 m e tre yük se kli g incleki dün ya nın en güzel piramitle rinde n biri kabul eel il e n ve Ti e n-S h a n d ağ l a rının ikin c i e n yüksek zirvesi o lan Khan-Te ng ri d ağ ının ilk Türk tır­

B

m a nı ş ını ya ptım .

Bu tırma nış Le ningrad Üniversitesi'nin clağcılık kulübü o la n "Ciub Ba rs" ' ın bünyesinele o ldu. Khan-Te ngri ö ncesi antre man ve aklimatizasyon (vücudun yüksek irtifaya a lı ş tırılm as ı ) a m acı ile, Kazakista n sınırl a rı içinde bulunan 4000 metre nin üzerinde pek çok zirvesi ola n Terskey Ala-Too a dlı d ag lık bir bölgede 20 g ün boyunca çeş itli tırm a nı ş l a r ya ptık . Bu expeclisyonun birinci bö lümünde Te mmuz ayı içinde 5 tırm a nış ge rçe kl eştirdik. 3900 me tre lik Uglawaya, 4202 me tre lik Stud e nt's Pea k, 4800 me tre lik Brigandina, 4740 metre lik Albatros ve 5170 metre lik Cigid dağla rın a tırm a ndı k 20 gün süre n bu tırm a nışl a r boyun ca Kha n-Te ng ri için hem ko ndisyonumu z ve mo tivasyonumu z iyice a rtmı ş he m de ö n a klimatizasyonumu zu ta m a ml am ı ştık . BLmda n sonra d ağd a ki k a mpımı z d a n , eski a dı Prjewa lsk, yeni a dı Ka ra ko l o lan şe hre inip bir gece burada k a ldık . Kara ko l'dan bir kamyon do lusu malzeme ve bir oto büs d ağcı yola ç ık a ra k lne lçek adlı küçük bir kasa baya va rdık . Buras ı bu d ağ l a ra ya kın son yer-

7010 metre yüksekliği ile Tien Shan dağlannın Pobeda'dan sonra en yüksek zirnesi Khan Tengri Bağımsız Devletler Topluluğu 'ndaki beş büyük dağdan biri. Bu beş dağa çıkanlara "Snow Bars" ünvanı veriliyor. l eş im me rkezi. Yo lun buradan sonras ını 5-6000 metrelik d ağ l a rın a ras ınd a ya ptı ğ ımı z 30 d a kika lık bir heliko pte r yo lculu ğ u ile t a m a ml a dık ve ı Ağ u s tos' t a, G ün ey ln e lçe k bu z ulund a 4000 me tred e ki , KhanTe ngri tırmanı ş ı için bunda n sonra ki bir ay ımı zı geçireceğ imi z ana k a mpıım za va rdık . Burada ana k a mpın kurulm as ınd a n sonra tırm a nı ş h az ırlıkl a rın a baş l a dık. Kha n-Te ngri 7010 metre lik y ük se kli ğ i ile Tie n-Shan d ağ l a rının 7439 me trelik Po beda'dan sonra ki ikinci e n yüksek zirvesi ve Bağ ım s ı z Devletle r To plulu ğ und a ki b eş 7000 me tre lik d ağd an biri . Bu b eş dağa ç ıka n clağcıla ra "Snow Bars" Ü n va nı veriliyo r. Khan-Te ngri Türkçe kö ke nli bir isim: Gökyüz ünün ha kimi a nl a mın a gele n Ta nrı Ha n de me k. Bizim de neye ceğimi z ro ta ilk kez 1975 yılında ç ıkılmış. Bu d ağ ın ilk ç ıkı ş ı 193 1 y ılınd a ya pılmı ş ve o yıld a n bu yana o n kadar fa rklı ratas ı t ı rm a nılmı ş; anca k hala hiç ç ıkılm a­ mı ş rota l a rı va r. Ana k a mpımı z Sovye t A s y a' nın e n bü yük ikinci buzulu o lan 62 kilo metre uzunluğund a ki Güney t ne tçek buzulunun k e n a rınd a, 15 kil o me tre kadar k a rş ımı zd a heybetli görünümü yle Po beda va r. Ana kampta bir büyük mutfa k ça dırı ve he rkesin ikili-

t 7010 metres Khan-Teng ri is the second highest peak in the Tien -Shan range in Kaz akistan, and recognised as one of the loveliest natural pyramids in the world. I a chieved my arnbitian to be the first elimher from Turkey to reach the summit of this mountain on l l August 1992. 7be expedition, which was organised by Leningrad University's mountaineering club, began with a series of practice climbs and acclimatisation in the m ountainous region of Terskey Ala-Too, where there are a number of p eaks over 4000 m etres. After climbing the 3900 metre Uglawaya, the 4202 Students ' Peak, the 4800 m etre Brigandina, the 4 740 metres Albatros and 5170 metre Cigid, we descended to the town of Karakol (formerly Prjewaisk) to prepare for KhanTengri, whose Turkish name means "Gad Khan ". With a lorry fuii of supplies and a bus fuii of mountaineers, we traveiied by road to Ine/çek, from which a belicopter jlew us to our main camp on the South Inelçek glacier at 4000 metres. From our camp on this 62-kiiom etre-iong giacier, the second largest in

A

102

SKYLI FE ARALI K

+

DEC EMBER

1992


üçlü gru plar halinde kalacağı 5-6 ta ne kamp çad ırı kuruldu . Ye me kle ri aşçı mı z haz ı rlı yor, saba h 9:00'da kuvvetli bir ka hva ltı , 13:00 gibi hafif bir öğle ye meğ i , 17:00'da kuvvetli bir a k şa m yem eği ve 21:00 de tekrar hafif bir yemek yeniyor. Tabii tı rman ış esn as ında böyle dü ze nli ye me k ye mek pe k mümkün değ il, b u yüzden ana kampta d inieni rken he rkes bol bol yiyip enerji to pluyor. Böylece ana k a mpı ku rm a nın ve ye rl eşme ni n yorgunluğ unu üzerimizde n att ı k ta n sonra 3 Ağustoiita aklimarizasyo n t ırma nı ş ın a baş l a dık . 4000 metredeki ka m p ı ­ mı zda n yola ç ık a ra k ıl k gün 5400 metreye, oradan da ertesi gün 5800 metreye tırm a n d ık ve burada b u gece ve as ıl tırm a nı ş ta kull a n acağ ımı z kar mağa ra l a rını kazdık . Doğru s u bu yükseklikte kürek saHamak hiç ko lay deği l. Biz t ır ma nırk e n Ingiliz ve Ruslar'dan olu şa n bir d ağc ı gru bu iki gün önce h ayat ını kaybeden Ukraynalı bir dağemın cesedini indiri yorl a rdı. Bir gece 5800 metreele ya rtıkt a n sonra tek ra r 4000 metredek i ana k a mpımı za inelik ve iki gün bu kampta bol bol yemek yedik, dinle ndik . 8 A ğ u s tos' ta as ıl tırma nı ş için yola ç ıktı k ve 5800 merreye ula ş tık . Rota b uraya de k karda baton la rl a yürü yüş şe kl i nde deva m ediyor. Buradan sonras ı ise kaya-bu z-kar, k a rı ş ık düzlük devam ediyor. Burada n sonra krani ponları mı z ı tak ıp batonl arı bıraktı k ve kazma la rımı z ı kull a ndık . 5800 metredeki kar mağara ları n­ da bir gece ka ldıkta n sonra 6400 merreye doğru yola

Centrat Asia we had a clear view of the majestic Pobeda just 15 kilometres away. Khan-Tengri is second only to Pobeda (7439 metres) in the Tien-Shan range, and one of five peaks over 7000 metres in the former Soviet Union . 7be route we were to take was a 5b grade (the easiest heing 1a and the bardest 6b), and bad first been elimbed in 1975, altbougli the first succesiful ascent of the mountain bad been made in 1931. Ajier two days resting and eating three bearty mea/s a day at the main camp, we made our first acclimatisation climb on 3 August, anda second to 5800 metres the fallawing day. Here we dug the snow caves wbicb we would need for the real climh to the summit. Wielding a spade at that beigbt is no easy matter. As we were climbing we me/ an English and Russian group bringing down the body of a Ukranian elimher who bad died two days before, one ojfive mountaineers to lose !heir lives on Kban -Tengri that summer. After a nigbt in our caves we re/urned to the main camp for a jitrtber two days of staminabuilding, rest and eating, as well as making preparations for the ascent. On 8 August we made our way up again to our cave camp at 5800 metres. harly the next morning we sel oj] again, using crampons and picks now. The weather was icy cold and cloudy, and we were fully exposed to the biting wind on the nortbwest ridge. ıo3

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


• Cross countıy and submarine pipelines. • Pump and compressor stations. • Jetties and marine terminals. • Storage tanks, pressure 'v'essels, columns, drums. • Refineries, petrochemical and chemical plants. • Turnkey industrial complexes. • Civil works, highways, airports, satellite towns. • Electrification and signalization works. • Engineering and construction management.

TEKFEN CONSTRUCTION & INSTALLATION CO., INC.

@

HEAO OUARTER& Tekfen Sitesi. EUier 80600 lstanbuı-Turkey Tel: 111257 61 00 Fax: ll l 265 98 69 USA Fentex Int. Corp:. Theodore Fıemd Ave. Rye. New York 10580 Tel: 19141967 78 00 Fax: 19141967 78 47 RUSSIA: Sovincenter. Mezhdunarodıaya 2. No. 1426 Moscow Tel: 10951253 14 26 Faıc 10951 253 14 85 SAUDI ARABIA: P.O. Box 20782. Riyadh 11465 Tel: 19661 lll 479 35 ll Fax: 19661 ll 1479 18 02 GERMANY: HMB Hallesche Mitteldeutsche Bau A.G. Niederlassunıı Berlin. Frldrichstrasse 130 a 0-1040 Berlin Tel: (491 1301282 n 27 Faıc 1491 (30)282 35 78 ITALY: c/ o Cogefar lmpresit S.p.A. Viale lıalia . ı Sesto Marelli. Milano Tel: (391 (21 26 24 82 08 Fax: 1391 121 26 24 85 48 FRANCE: 2 Avenue Hoche. 78008 RSC Paris Tel: 13311ll 42 27 07 06 Faıt Ini 11143 80 55 24


ç ıktık : Tırm a nı ş artık

At 6400 metres we put up two tents between the rocks . Our p lan had been to make the ascent to the summit the fa llawing day, but a storm forced us to remain here for the next two days. The cold was app a lling, and ou r supplies of.food and fuel were not sufficient for a third day of waiting . Luck was with Khan Tengri ana kampı na geli}. /. Arrival at the main camp in Khan Tengri us, however, and we awoke to find the clomı zci a kaya l a rın a rasın­ ud dispersed although da ancak iki ça dırın kuthe north wind was virul a bil eceğ i küçük bir ciously co /d . My alan olan kamp yerine h ands were freezing he me n ça dırımı z ı kuinside my gloves and rup yeme k ha z ırlıkl a rı ­ one of th e Russian na b aş lı yo ru z. Prograclimbe rs lent me his ma göre ya rın zirveye sparepair. ç ık acağ ı z a nca k b ir A l 6700 metres the türlü dinmeyen fırtın a iron tip of my left nedeniyle 6400 metrecrampon broke o.O: The deki iki gün beklemek Russians wanted me to turn back, but I had zorunda k a lı yoru z. Dı­ no intention of giving şa n s ı in a nılm az soğ uk Khan Tengri de 5800 metredeki kar mağaraları . 1 ~now caves at 5800 meıers ve bu be kl eyi ş yiyecek up this chance of reacve benzin sorunu ç ıkahing the summit. I tied rıyo r. Burada bir gün daha oya l a n ırsak t ı rm a nı ş için a piece of wire onto my crampon with cord, and being careful not to put too much weight onto my left yiyecek ve benzin yetmeyecek. Şa ns ıını za e rtesi gün foo /, I carried on. We reached the summit at 15.55 hava açıyor. on l l August. After taking a couple of photographs 6700 metreye ge ldiğimi zde büyük bi r aksilik oluyor ve sol krampo numun burun de miri düş ü yor. Ruslar on the bitterly cold summit whipped by the wind, we started the descent. At 6750 metres my already dageri dönmem ge re ktiğ ini söylüyorlar ama benim geri maged crampon broke of! completely. By the time we dönmeye hiç niyetim yok. İda reten bir parça tel ve reached camp at 6400 metres I was exhausted .from yardımcı iple bağlıyo ru z kramponu,böylece sol ayağı ­ ma çok dikkatli yÜktenerek tı rma nışa devam ediyothe strain of climbing with a single crampon as well rum ve ll Ağ u stos, saat 15:55'te zirveye va rı yo rum . as the altitude. Unab/e even to eat, I went straight to Zirve çok soğuk ve rü zgarlı hemen bir-iki fotoğ raf çesleep. kip inişe geçiyoruz. 6750 metreye ge ld iğ imizde benim The next morning we rose early. Struggling to fo /d up idarete n gide n krampo n tamamen kop uyor. Yolu n the tent in the strong wind it tore in several places buradan sonras ını tek krampo nla inmek zorunda k a lı ­ and the poles bent, so finally we just stuffed it into yorum ve bu, beni aş ırı yoruyor. my bag and carried on down . At 4200 metres we weErtesi gün erkenden ka lkı p kuvvetli rüzgar a ltınd a çare all extremely tired, but exhilarated at having sucdırı toplamaya ça lış ı yoru z ancak çad ır birkaç yerden cessfully made the ascent. yırtılıyor ve çubukla rı eğ iti yo r. Sonunda bu rü zgarcia My toes were frostbitten during the climb. For two toplaya mayacağımı za kanaat getirip, o l d u ğu ka da rı ile weeks they were so painful I was unable to walk, and benim çantama tıkıyoruz ve ini şe devam ed iyoru z. they remained nu mb for six weeks. On top of that the 4200 metreye va rdı ğ ımı z ci a he pimiz ço k yorgunu z excessively dry air gave me tonsilitis. Yet the experiama başarma nın mu t lulu ğ unu yaş ıyo ru z. ence had only .fuelled my desire to climb again, and Önümüzdeki yaz diğer 7000 metrelikleri elenemek ialready I was dreaming of my next 7000 metre peak çin tekrar gel eceğim buralara .• in Central Asia. • daha zorlu , çoğ u yerde sabit hat o l mas ına rağ­ men bu yükseklikte kaya tırm a nmak da ha uzun sürüyor. H a va nın aş ırı soğ uk ve k a p a lı olm as ı da cia nma riskini a rttırı yo r. R o t a nın 5800 metreden so nras ı' ku zey b a tı s ırtı üzeri nd e , ya ni ta m rü zga ra aç ık bir ko numda, bu da tırmanı ş ı zo rl aş tı rı­ yor. 6400 me treye va rdı ğ ı ­

ı

SKYLIFE ARALIK

os

+

DECEM BE R

1992



TO BE ABLE TO SAY 覺覺i'VE COME, I'VE SEEN, I'VE WON." S!ot Machines, Rou!ette, Black Jack, Emperya! Stud Poker, Chemen De Fer, Mini -Punto Banco,Open Poker, New Red Dog And Free Bar~ Restaurant. Expecting You In Perfect Surroundings ...

~ CASINO EMPERYAL OFFERS A COLOR U WORLD


THE LANGUAGE OF

By MINE ERBEK Photos ART CAMERA

Oya, Anadolu'da yaşayan kadınların gizli dilidir. Sevdiklerine söyleyemediklerini oyalarla anlatırlar. Bir aşkı ya da duygu ları dile getirmek için oyadan daha iyi bir araç olamaz.

TI1e seeret language of Anato/ian wonıe11 "oya", communicates to the world the wonıe11 's innermost feeli17g ..,·. \Vha t !he women cannot put into words, the_v put info this delicate needlework.

D oğa

Oya is the seeret language of Anato/ian women, in which they express th eir f eelings to friends and family. Whether she is in love or unhappily married can be read in the oya lace araund a woman's headscarj. Anatolia is a !and where nature and religion, gods and men, poetry and mythology are woven into the fab ric of life. Every flower and leaj, every insect and bird has its symbolic meaning, and in the course of twelve ıbo ­ usand yea rs, these have evolved into motifs which convey specific messages to the initiated. The symbolic motifs found on artifacts at such prehistoric Anato/ian selllements as Çatalhöyük, Hacı ­ lar, and Çayönü are stil/ used taday in kilims, carpets, knitted socks and other handicrafls. Qya is a type of lace simi/ar to tatting but executed with a needle instead of a shuttle to produce a threedimensional design . As well as si/k thread, oya lace may incorporate pieces of chiffon, beads, tiny pieces ofpaper, and many other diverse materials. A woman 's oya work is the story of her life. In rural districts gir/s learn to make oya at the age of six or seven and use it to express their emotions, their seere/s, their beliefs and their joys and sorrows for the

il e el inin , tanrı ya ile in sa nın , ş iir ile mitolojinin k ay na şt ı ğ ı bir topraktır Anadolu. Burada insa nlar, onikib in y ıldır motifler arac ı lı ğ ı ile i l eti ş im kuru yorlar. Orta Anadolu'da Çatal höyük ve Hac ıl a r'cla, Gü ney Anadolu 'da Çayönü 'nde, yani tarihin ilk yerl eş iml erind e görülen simgele ri , günümüz kilim , ha lı , çorap, e ldiven vb . gibi e l sa n a tl arı ürünlerinele ele bulmak o lasıdır. Oya , Anado lu'd a süs lenmek, s üs le me k ve e n önem lisi de k i ş il e r a ras ı il e tişim kurmak için yapılan bir örgü türüclür. Dantel , tığ i ş i g ib i benzerIe rinele n o nu ay ıra n e n ö nemli özellik üç boyutlu o lm as ı ve bir diki ş iğnesi ile örülmesidir. Anadolu ' d a "Oya" o nu yapan k ad ının yaşam öyküsüdür. Kı z çocukları 6-7 yaşla rında oya yapmaya baş larlar. İ ğne , iplik tutamayacak yaşa gelene de k bu ö rg üyü ya pm ay ı sürd ürürl er. Tüm yaşa m boyunca duyg u l arını , g izleri ni , in a n ç l a rını , mutluluklarını "Oya" elenile n bu ya pma çiçckle dile getirirler. Oya elilinde ki bitki ve çiçekler, kadınlar tarafından bir an l atını di li o la rak kull a nılır. llg inç o lan bir baş ka yö n ise "Oya"nın çocukluk, buluğ , genç kızlık , ni şa nlılık, evlilik , o lgunluk ve yaşlı lı k evre le ri geçiren bir kadı­ nın yaşadığı tüm bu clönenılercleki görü ş ve düşünce farklılıklarını s im ge l e nı es icli r. Ayn ı oyay ı yapan bir geda

ta nrı ça

108

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1 992


nç da

kızla, yaşlı

bir

ka dının

ona verdikleri isim

aynı

olsa

rest of their lives. The motifs are in the form of.flowers, whose language is rooted in the ancient magic power attributed to plants. The same motifs express dijferent meanings depending on whether they are worked by a woman during her childhood, girlhood, as a young married woman, or in her middle or old age. In the pası , the handicrafts were a means of communication, the motifs seroing as symbols of dif.ferent states of emotion that the women mig ht f eel. For example, the motif known as "meadow grass" expresses affection white the symbol pepper expresses hate; and the pansy, happiness. The carnation motif is used by gir/s who are engaged or by new brides. Similarly a young man may send a red carnation to the gir/ he wishes lo marry or wear one. The carnation expresses physical passian rather than love, which is the prerogative of the rose. The rose motif expresses the fact that a gir/ is ready f or marriage in Kocaeli and a boy who has fal/en in love with a gir/, will wear a yellow rose. If the gir/ requites his love, she wi/1 wear a red rose motif to mean "! return you r love". As well as being a medium of communication for the lovers the rose also represents life, th e immortality of the spirit , and rebirth, as well as being associated with the Prophet Mohammed. The jlower narcissus symbolises sorrow, loneliness and separation, as it does in manyAnato/ian myths and legends. If a woman wears an oya motif of yellow narcissi it means that the separation is irrevocable. When a newly married woman uisits her mother and father after her marriage she wi/1 wear a pepper motif. if she is unhappy; a pansy or meadowgrass motif ij'she is happy. The language of oya varies from region to region,

anlatımları farklıdır.

Yapımında

ipek iplikten tüle, boncuktan ufak kağıt parça ların a kadar yüzlerce malzemenin kullanıldığı bir el sa natıdır oya. Oyalar yüzyıllardır , Anadolu 'da okuma-yazma o ranla rı dü ş ük , h abe rleşm e araç l a rınd an yaradanamaya n kadınların bir çe it il etişim a rac ı o lmu ştur. Günümüzde, kırs a l kesimde yaşayan kadınların h abe rl eşme l er in e ya rdım cı olmaya devam etmektedir. Çiçeklerelen oluşa n bir a nl atım dili , sevgililik, nişanlılık ve evlilik aşa­ malarından geçe re k a ile ili ş kil erini bile düze nieyebilecek boy utl ardad ı r. Anadolu kadını , kaderini (sevdim alanıadı m), sevincin i ( eker pembesi), öz le mini (ya rim ile) , sevgisini (çay ır­ çimen), nefretini (biber) ve heme n h emen tüm düşünceleri­ ni oya lada çevresi ndekilere iletir. Bu gizli il e ti ş imi genellikle kadınl a r kullanır. Oyaların

di lini

araşt ı­

rırke n , coğ rafi

bölge, bitki ö rtüsü , yörenin ina nç l arı, gelenekleri, gö re n ek le ri , oyayı ören k a dının yaşı, oyanın kull a nını amac ı gibi ko nul arda ö n em l i sa ptaına la r yapmak ge rekme ktedir. Örneğin, Akdeniz bölgesinde porta kal oyası, İ ç Anadolu'da domates veya e lm a o lu r. Bunun ne deni kurak ve yüksek bölgele rde portakal yetişnıedi ği nd e n , doğal ­

dır

ki orada portakala ait oyalar da yoktur. Oyaların konusu genellikle çiçeklerdir. Bunun nedeni ise çiçeklerin özünde bu lunan veya bulunduğu varsay ıl a n doğal güçlerdir. Eski çağ l a rd a birçok boya, ilaç, zehir çiçeklerden yap ılmış­ tır . Doğum veya ölüm günlerinde etrafta görülen yine çiçeklerdir. Kadın ile çiçek yüzyı ll ardır hep iç içe olmu ş tur. Çağdaş şe hir topluml a rında çiçek, kadına ve hastaya gider. Hatta toplumumuzda 'gü l gibi kız' , 'gonca gül', 'deve elikeni gibi kadın ', 'kabak ç i çeğ i gibi aç ıldı ', 'nergisler gibi kokuyorsun gibi deyimler hep ıog

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


kadınlara yakı~t ırılmı ~tır.

Anadolu'da yıllardır el sanatGüran Erbek ilc ara~tırmalar yaptık. Şayet rastladı ğ ımı z oya isimlerinden bir liste yapm ı ş olsa idik ufak çapta bir kitap olurdu. En yaygın olan oya larda n bir kaçını inceleyelim. Örneğin Gül Oya. Islamiyenen sonra 'gü l' Hz. Mu hamnıet'in ç i çeği sayılmı~tır. Günümüzele Kocaeli'nde evlenmek isteyen genç kız yakasına ya da saçına 'gül' takar. Bu tav ır "evlilik çağınclayım" demektir. Öte yandan bir genç kıza aşık olan delikanlı , aşkından sa rarıp solcluğunu anlatmak için sarı gül taşır. Kız oğlanın önerisini kabul etmişse, kırmızı gül takarak "ben ele sana aşığım" yanıt ını verir. Bu örneklerde görüldüğü gibi , "gül" sevgiyi, iki insanın tanışması için gereken iletişimi sözsüz o larak sağlamıştır. Gülün başka bir anlamı da; yaşam, ruhun ölümsüzlüğü, ölüınden sonra clirilme gibi inanışların simgesiclir. Baharat o larak kull an ıl an karanfili yan yana dizerek oluşturulan oya türü "karanfil oyaclır"; "Çatal karanfil", "Yediveren karanfil", "Boz karanfil" gibi ad lar alır. Anadolu 'nun birçok yöresinele erkeğin nişanlılık talebi , kırmızı karanfil gönderderek veya takılarak kabul edilir. Gü lün aksine, karanfil çiçeği , genelele aşkın fiziksel il et i şim arac ı olarak kullanılır. Karanfil oyasın ı , nişanlılar , evliler ve gelinler kull a nır. Nergis oya Anadolu'da üzüntü, yalnızlık ve ayr ılı ğı simge lemek için kullanılır. Kadın , eğer sarı nergis oyası takmış ise ayrılık kesindir, kavuşmak olanaksızdır. "Dağ ne rgis i", "bayan nergis" , "nergis oya" ll '()nt { { ll g ibi oya isimleri vardır . Nergis mitou·odı lojide ve öykülerde olduğu gibi oyalarda da ya nlı z l ığın ve ayrı lı ğın siın­ gesiclir. Yurclunıuzcla , bazı yörelerde, k adın ın , erkek çocuk sahibi olana kadar, evde büyükterin yanında konu şması yasakt ır. Konuşması uygun görülmeyen kadınların, duygularını oya lad a an latm ası gelenek olmuştur. Örneğin, ev lili ğin ilk haftasından sonra anne ve baba evine el öpmeye giderken kadın, kocasından memnun olmadığını başına taktığı biber oyas ı il e an l atır. Eğer kırmızı biber oyas ı bağlamış ise ili şki nin ümitsiz ve biber gibi acı olduğunu ailesine sessizce beliıtmekteclir. Gelin eğer mutlu ise , "hcrcai menekşe" veya "çayır-çimen" oyası takar. Oya, hem arkeolojik, hem mitolojik, hem ele etnolojik anlamda y ıllar boyu bitmeden , tükenmeden devam eelebi lecek türele bir e l sanat ıdır . Çağdaş iletişim o l anaklarına. günümüz teknolojisinin ürünlerine karşın bir iğne bir iplikle dün ya lar yaratan bir sistemdir. Yeter ki hala o nu yapabi len bir Anadolu kızı o lsun. • larının

her

dependinp, on the climate, localtraditions r:md other fa c/ors. \Vb ile the oranp,e mo![/ is comman in Ibe Medilerranean region, il is replaced hy the tomato or apple mot[/ in Central Anatolia. Fruits a nd plan/s have ahl'ays heen l'aluedfor thei' natural powers as dyes. medicines. and poisons. and women baue tradilional~v heen associated with jlou ıers. Hou'ers mark hotb hirtb and dea/h.

dalında eşim

tl

:\' () )'( 1

is the s/r)}y r!f'her !(/~. in ru ral districls <qirls learn to JJIOi)e UJ o ot tl ı c oge c!f'six or sel'en on d 11se i/lo e.\jJre, s their enzotions. lbeir secrels. !heir helil:l\ 011d !heir joys on d soJTou·sj(JI·tbe rest r~/their lite'. and euen in our modern ap,e, .flou >el:~ are see11 as a more appropriale p,ıJi for lNJmen . .\1y bushand G't"iran Erhek and 1 baue .\ penl many years researcbinp, the bandicra.fis q/Ancllolia, and hal'e encou/1tered so many d!f/eren l ~ya 11/0I!f."o; that tbeir 11ct111es wouldjlll a thick hook. Ti-acillg the origins and _,ymholism qf Ibe mot[j.\· is a process i11uolvinp, arcbaeolop,y. mythology and etb l!olop,y. Usinp, jusl a needle and lhread the U'Onte/1 q/ Anatolia created a unique commu llications .,ystem whicb has not yel hee11 superseded 1~) ' tbose q/ mo~nt~~no~~ •

110

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

1992


XEROX

Dünyada fotokopinin ve faksın adı neden Xerox? İş dünyasına ilk fotokopi makinesini ve faks elliazını Xerox

sundu.* Yıliardır

bütüne belgeişlem teknolojisinde kaliteyi Xerox belirledi. Hız, verim, çıkış kalitesi ve hizmet anlayışında gelişmeleri Xerox yönlendirdi. Ve iş dünyası fotokopiyi, faksı Xerox olarak adlandırdı. *İlk fotokopi

ayrmtıdan

I949, ilk faks 1964'de Xerox tarafından hizmete sunulmuştur.

Tıc. ve Servis A.Ş. Kasap Sokak o: 12/5 Konak Azer l şhanı Esentepe 80280 ISTA NBUL Tcl:274 93 54 Faks :267 09 04 Atatürk Bul van No: 138/ABC Kavakl ı dere 06640 A KARA Te l:427 3 1 55 (4 hat) Faks:427 3 1 59

Xerox Büro Araçlan


BAMBAŞKA BİR DÜNYAYLA TANIŞIN: Opel Vectra 1993 ile bambaşka heyecanlar sunan yeni bir dünya ile tanışacaksınız. En ileri Alman teknolojisiyle Türkiye'de üretilen Opel Vectra güç, tasarım, kalite ve konforun eşsiz bileşiminden oluşmaktadır. Yeni modeliyle, Vectra'nın bütün otomobiller içinde neden en güvenli seçim o ldu ğunu keşfedin.

Opel Vectra pararuzı değerlen­ direbileceğiniz güvenli bir yatınmdır.

Çünkü size, gerek konforoyla gerekse üstün teknolojisiyle paranızın tam karşılığını sunar. Güçlü Alınan motorlanndan seçenekler... Vectra, üstün Alman teknolojisiyle üretilen motorlar sunar. Spor direksiyon keyfini , 1.8s veya 2.0i Opel motorlarının sağladığı yüksek performansı Vectra '93 ile tanıyacaksınız.

Ayrıca,

1. Alman teknolojisinde

ısrar

edin.

2. En yeni teknolojiyi isteyin. Ama bir servet ödemeyin.

3. Eğer hesaplı

ise, nelerin eksik olduğunu sorun.

4. Biliyorsunuz, otomobil kullanmak güven duymaktır. Güvenlik için gerekli donanımlar ... Yan darbelerden korunma için kapı içlerinden çift çelik bar ve takviyelendirilmiş yan direkler ekstra güvenlik sağ lar. Yeni aktif emniyet kemeri sistemi , çarpışma anında ön emniyet kemerlerini otomatik olarak s ıkıl aştırıp yaralanma riskini aza ltır.

arka koltuklarda , standart emniyet kemerleri vardır. Bütün bunlar sizin daha güvenli yolculuğunuz içindir. Pararuz için güvenli bir yatırım ... Mükemmel performans ve tasanma sahip Opel Vectra, bir dene me sürüşöyle sizi, doğru ve güvenli bir yatırım yapacağınıza inandıracaktır. Şimdi, diğer

otomobillerin Hemen bir Opel Bayii'nde Türkiye'de üretilen, yeni Vectra'nın anahtarını çevirin ... Bambaşka bir dünyayla tanışın . kentağını kapatın.

Opel. Daha iyi bir otomobil. Daha iyi bir seçim.

~~~~! .......

OPEL-8-


BOOK REVIEW

nı· ASLI KAYABAL

''TRUVA'': A GUIDE HOMER THE ILUAD AND AmR Price: TL. 35 000 A TOUR OF TROIA Price: TL. 40 000 PUBLISHER: Arkeoloji ve Sanat Yayınları Hayriye Cad. 3/ 5 Çorlu Apt. Beyoğlu , istanbul Tel: 245 68 38

Professor Manfred Korfmann, who initiated fresh excavations of Troy in northwest Turkey a:fier an interval of 50 years, has co-authored two booklets, "A Tour of Troia ·· and ''Homer, the Iliad and After··, have recent(y been published by Arkeoloji ve Sanat Yayınları. Both guides are packed with information and beautifully illustrated with clear diagrams, plans, drawings and photographs. This modest pocket-sized guide brings undersbastı. Truva için ilk kez bir temel gezi rehberi tanding of this complex Troia, Truva ya da Hihazırlandı. Bunun Amerika'da çıkışından site within reach of sarlık adıyla tanıdığımız every visitor to Troy. 10 yıl sonra da Arkeoloji ve Sanat bu ören ye rini çoğ u kişi The ruins of Troy , gez ip , görmüştür. ÇaYayınları tarafından rehberler Türkçe which eluded archaeonakkale Bağazı'nın olarak basıldı. logists for so long, have Ege'ye açılmadan önce a charisnıa equalled by daraldığı kesimde, Men.\1 ,u 1 /,,ftor,· untjolluu f/JeftiS<- ili({/ i np, few other ancient cities. deres ovasının güneyOnce suspected of hedoğusunda , Hisarlık _,·Jun· (!j//ı(' SltjJCI"lllljluSC'd /{{]'('1:,· r:(Trc~)' ing a .flgment of mythimevkiindeki Truva'yı , thru!f..!,lı t!ıe delai/ed f'lun., r!("!\.Uljinonn., cal imagination, the artık planları izleyerek , discovery that Troy aclll'lt !.!,ll ide m!(/ rdu·e et'C'Ills zrlncb düşümüzde caniandıra­ tually existed on the rak ve görerek ·gezecehuj>j)('l[('d !here tiS ret oun!ed plain above the Dardağ i z. Çünkü Truva'nın 111 1 /umer\ 1/iod. nelles in the southeast art ı k Türkçe, Almanca of the Menderes plain ve Ingili zce o larak hawas a moınentous event . Now visit01-s can fallaw the faszırlanmış iki temel rehber-kitapçığı var.Yayın yönetcinaling story of the superimposed layers of Troy thromenliğini Nezih Başgelen'nin üstlendiği Arkeoloji ve ugh the detailed plans of Korfınann 's new gıt ide, and Sanat Yayınları Kazı Rehberleri Dizisi'nin yedinci kitarelive the even/s which happened there as recounted in bı "Troia Gezi Rehberi" 12 bölümden oluşuyor. TruHamers Iliad. va'nın ilk olarak xvııı. yüzyılın sonunda Fransız sey-

T ruva'nın art ık

bir gezi rehberi var! Truva kazı l arı nı e lli y ıllık bir aradan sonra yen iden başlatan Al m a n profesör Manfred Korfmann'la , Tübingen Üniversitesi Tarih öncesi Enstitüsü'nün Türk, Alman ve Amerikalı öğrenc il eri kolları s ıvadı ve bir "Troia Gezi Rehberi" il e "Homeros/ llyada ve Etkinlikleri" adlı iki kitapçık hazır l adı. Arkeoloji ve Sanat Yayın­ l arı da kuruluşunun 10. y ılınd a her iki kitapçığı

113

S KYLIFE ARALIK

+

DEC EMBER

1992


BOOK REVIEW ya h Le Cheva lier ta ra fınd a n ta nıml a nclı ğ ını , Amerikan k o n so los u Frank Ca l ve rt ve Av u s tur ya lı j. G . Vo n H a hn'nın buraya ilk kazm ay ı v urclu ğ unu belki bi liyorsunu z, belki bi lmiyorsunu z. Ama, Priamos'un H azinesi'ni bu lmak umuduy la Tru va'ya k oşa n ç ılgın Schli e mann ' ı çoğ unu z i ş itmi ş tir.

Gezi rehberinin il k bö lümü Tru va' nın bulunu ş u ve arkeolo jik k az ıl a rın öy kü süyle baş lı yor . Ikinci ve üçüncü bö lü mler Truva V l ' nın ye rl eş imi üzerin e bilgi veriyor. Dördüncü bölüm Truva VT II/ !X'daki Ath emı t a pın ağ ın a ayrılm ı ş:

Tru va'da Yunan ve Roma Çağ ı yerleş iminin bu ya pısı 3x16 metre boy utlarında bir t a pın a k . Athena ta p ı ­ nağını Büyük İsk e nd er'den sonraki yön eti cilerel en Lys im achos ya p t ır­ mı ş .

Rehberin beş in c i bö lümünde Tru va ! 'e geli yo rsunu z. (MÖ. 30002500) ; a ltın c ı bölüm ise Tru va TT 'ye götürü yo r. S c hl ie m a n n' nın , "Pri amos'un hazines i" s andı ğ ı buluntulard a da buradan ç ıkm a . Yunan tapınakl a rının ö ncüsü say ıl a n megaran l arı da b u k atta görebilirsini z. Yed inci bölümlin a dı "Schliemann Y a rm a sı "- H az in e tutkunu Sc hli e m a nn ' ın 40 metre ge ni ş li ğ ind e, 17 metre d e rinli ğ ind e ki ya rma s ını merak edenler için ilginç. Truva I l ve Truva VI ye rl eş m e l e ri üzerin e biraz daha bilgi eelinmek isteyenler seki zinci ve doku zuncu bö lümlere göz atabil ir. Hell eni stik dö nemelen Ro m a Kr a ll ı k Çağ ı ' n a dek kull a nıl a n "kut sa l alan " (Truva V li i/!X) o nuncu bölümele ta nıt ılı yo r. K urban ç ukurları , sunak lar, ku yular bu b ö lümde ... Onbirinci bö lüm , Truva IX'un iki önemli ye rl eşmes ini ta nıtı yo r : O deio n Ro ma Çağ ı ' nd a müzi k gösterilerin in ya pıldı ğ ı b ir ya pı. Ro ma Çağ ı ' nın beleeliye bin as ı Bo ul euteri on ise hem en sa ğcl a . Bu bö lüm içinele Yunan ve Ro ma Çağ ı ' nın Truva's ı hakkınd a da bilgi eclinebilirsini z. Onikinci ve son bö lümde tekrar T ru va VT'cl ayız . Güney kalesi ve payeli cv hakkınd a b ilgi edinebilirsiniz. Prof. Dr. Man fred Ko rfmann ve Pro f. Dr. Dietri ch Mannsperger'in birl ikte h a zırla d ık l a rı , Arkeolo ji ve Sanat Y ay ınl a­ rı 'n ın " Ka zı Rehberl eri Dizisi"nin dö rdün cü kita bı "H omeros/ llya cla ve Etki leri ", Ho meros ve ll yada'y la baş lı ­ yor. Ta nrıl a r Üzerine, Destan ve Po litika, Tru va Efsanesi, D estan ve Bilim, bu k i ta pç ı ğın g iri ş bö lümleri. Efsan elere konu o lmu ş bu ö ren yerindeki arkeolajik k az ıl a rın öyküsünü geç m i ş- bu g ün yönünde sı cağ ı s ı ca ğ ı ­ na oku yup dü ş üne bilirsini z. Ilk Tunç Çağ ı ' nel a n Roma Çağ ı ' n a hı z lı bir gezi yapmaya ne dersini z? •

The French Irave/ler Le Chevalier, who j/rsl identified the site of Troy in the Iate 7Bth cen t ı,t ry, and A merica n Cansul Frank Ca lverı and the Austrian j. C. Von Hahn who undertook the .first excavations are not nearly so well known as Schliemann, whose ohsession with discoverinp, Priam 's treasu re was so a mjı~y rewarded. 7be .first seelion of the p,uide deserihes the discovery of Troy and the way in ıvh ich the stratified layers huilt up to .form a sel/Iement mound in the course of over 3000 yearsfrom the 3 rd millenia /JC to araund 800 AD. Separate sections are devo /ed lo the main structures discovered at the site, the Hast Wall, th e Na rth ea s ı Bastion , th e Temple qfAth ena, the ro rt!fica tion Wall, the Nesiden ce, the Namp, the Palace House V/M, the Sanctuary the Odeion and Bouleuterion a nd th e So uth Cate. On e entire seetion is devoted to the 40

11)(! ruins (!llh~ı'. trhich e!uded orc/J{{(:olu,~ist,, j(Jr so long. hare ct cha risma equalled 1~) 'fet c olbe!r cn?cient ci/fes. Once suspected (d' he ing o ji;~ ­ ment c!/ mythico/ imagination the disc'ot ·e;y !ho! 7hn' actualzl' existe!d u'as {{ momentous el'ent. ıv ide and 7 7 metre deep Schlieman n 's Trench he dup, in his ejforts to u neover the treasure, desı ­ raying most of the remains in the upper levels. Reconstructions of the principle huildings, details qf the.finds on the dif.lerent !eve/s and hack.ground inf ormation hring the site alive to the uninitiated in a way that no scholar~y tome could . "Homer~ the lliad and Ajier" co-au/hored hy Prof essor Manfred Korfmann and Pro.fessor Dietrich Mannsperger starts with a heaut!(ully concise and .fascinatinp, account of the !liad and its repercussions on literature and politics of la ter ages. The reader is fasc ina/ed to learn that King Xerxes sacrijiced a thousand oxen to Athena llias on his way to conquer Creece, that Alexander the Creat reg retted not having a Homer to immortalise his deeds, and that Constantine the Creat a ctual~y hegan construction of a new capital at Ilium he.fore deciding in .favour of Byzantium in AD 326. 7be engrossinp, story of the a rchaeological exeavation al Troy through to the preseni day is f ollowed hy the fi na! seetion ıvhic h deserihes the story of the nine cities qf Troy in a j ourney through time f rom the Ear~y Bronze Age. Who can resisı it? •

metre

ıvh ich

114 SK YLIF E A RALIK

+

DECEMBER 1992


-

~ANPALACE

xussts oonu. ~/Sili'f'd

~HOl'EL

DBDI<MAN HOl'EL

N>ooly•

-

MOVIINP!cıt HOl'EL

G&AND PIESriC&

HOTEL

N>OIJ'o/SM1o

-

NII'P()N HOI'EL

ALUACB P.UADJSI HO'JU

GAmENUACB BOnn.

ALliNYUNUS HO'JU

/zmir! ~

-

AL'ml YIJMJS

-

c:owua HOTEL

Q.UBADOaA

USOI.THOTIL

N>OIJ'o / -

YALTAGI.A.ND HOTEL RUSYA/Yalta

CHOTIIL

KORUMAR HOnL

T.U.YA HOTEL

Ku-

N>ooly•

KAPADOKYA JtOalN:s~ LODGB BOmL/NnıoJU

N>OIJ'o/-

.ıw....ts.n,.....

·-

- GRANDSTA&

-

GOLDENAGE

()<ZMBN IIO'I1IL

HOTEL

HOTEL

P.utADISB MIIAMAAB

llEACil N>OIJ'o/SM1o

- aİNAHO'JU

I'EHI'ABO'IBL

PINDAY TA'I1LX0Yil

Ku-


Bazı anlar vardır ...Yaşamı sınırlayan herşeyi ardınızda bırakıp , sadece ama

sadece duyguların egemen olduğu bir

yönelişin peşinde yeni serüveniere doğru kaçıp gitmek istediğiniz anlar. ..


Özgür olmak .. .Hızın,konforun,gücün varmak ... Özlemleri, Aydınlık,

Size bu

tutkuları aşmak .. .

ferah bir dünyada

Varolduğunu

tadına

yaşamak. ..

otomobil Renault 21 Concorde'dur. .. RENAULT-MAİS

size

başka

yetkili

satıcılarına

hiçbir otomobilin

veremeyeceği

olağanüstü duyguları

hissetmek. ..

olağanüstü duyguları yaşatacak

Renault 21 Concorde'la

gelin,

yaşayın .. .

@ RENAULT YAŞANACAK

OTOMOBiLLER

EMNİYET KEMERİNİZİ

RAGLAYIN

~ YA ŞAM

A

8

A GL AN 1 N . . •


DUTY FREE

on

BOARD

PERFUMES PARFÜMLER

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

\ DUNE Eau de Toilette Nat. Spray 50 ml.

58

DM

FAHRENHEIT Eau de Toilette Spray 50 ml. 1 AS 100 ml.

49 DM - 46 DM POISON Eau de Toilette Spray 50ml.

68 DM PARIS Eau de Toilette Spray 50m/.

55

DM

OPlUM Eau de Toilette Spray 30m/.

58 DM JAZZ Eau de Toilette Spray 50m/. 43 DM

KOUROS Eau de Toi/ette Spray 50m/.

45 DM

DUTY

FREE


DUTY FREE

on

BOARD

CHANEL NO 5 Eau de Toilette Spray 50 ml.

63 DM BEAUTIFUL Eau de Parfum Spray 30 ml. 64 DM

K NOWING Eau de Parjum Spray 30 ml.

68 DM

SAMSARA Eau de Paifum Spray 50ml. 76 DM DAVIDOFF Eau de Toilette Atomiseur 75 ml. 49 DM ACCESORIES

PURE SILK T IES FROM

AKSESUARLAR

{ID V A KK O

VAKKO Kravat TEK : 70 DM MENDILLI : 96 DM VAKKO Eşarp

120 DM


DUTY FREE

on

CIGARElTES SIGARALAR

MARLBORO 100's 18 DM

MARLBORO Ligbts 100' s 18 DM

PARLIAMENT 100's 18 DM

BOARD


DUTY FREE On BOARD

CAMEL Lights

.

ıoo's

18 DM

CAM EL Filter Box 18 DM

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY

FREE ROTHMANS 17 DM

LORD EXTRA 17 DM SAMSUN EXPOR' 14 DM


DUTY FREE

on

BOARD

BARCLAY lOO' s 18 DM

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY

FREE CARTIER 17 DM

HB 17 DM


DUTY FREE

on

BOARD

SPIRITS IÇKILER

BALLANTlN ES Wbisky 20 DM

J .B . Whisky 20 DM

JOHNNIE WALKE Whisky 20 DM

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY

FREE YENI RAKI 6 DM

GORDON'S DryGin 16 DM

GRANT'S Wbisky 20DM


THY ViDEO PROGRAMI/ VIDEO PROGRAM

UNIVERSAL SOLDIER OYUNCULAR I CAST jean-Claude Van Damme, Dolp Lundgren

YÖNETMENIDIRECTOR Andrew Davis Özel operasyonlar ~efi jack 13arstow, genetik mühendisligi harikaları askerleri komuta etmek için görevlendirilir. Barstow bu askerlerin dünyayı kontrol etmek için yoked ici o larak programl and ıklarını an lar. Anladığıncia ise ken dis i için çıkarı lan ölüm emrine karşı koyarak -onları durdurmaya ça lı şır.

A romantic spy thri/ler set du ring World Wa r II . "Shining Through" chronic/es th e da ring adventure of a Brooklynborn secretary working in th e New York ojjlce of the OSS, who persuades her boss to send her on a mision to gather information in the home of a highrankiııg Nazi o)Jicer in Berlin .

BUGSY OYUNCULAR 1 CAST Warren Beatty, Annene Bening, Harvey Keitel, Ben Kingsley, Ell io tt Gould. YÖNETMEN 1 DIRECTOR Barry Levinsan Warren Beatty .

mesleğin in

en g ü ç lü birini, Las Vegas' ın yapımına katkıda bulunan gangs ter Be njamin "Bugsy" Sicgel o larak veriyor. Uz un, fakat iyi anlatılan , eski gangster klişelerinden uzak bir film. Aynı zamanda art direktörlük, set dekorasyonu ve kostüm dalında "Oskar"lı bir yapım. performanslarından

A specia/ operatio1lS o.fficer (Van Damme) is out to stop his unit ofgenetical~y engineered so/diers gone awry, before they can stop him. Bul Van Damme as Lieutenant }ack Barstow, the unit's human commander, discovers that these soldiers have heen programmed asa renc>gade killer force out to control the world. And on~y now, wilh the <ır­ der out to kil/ him does Barstow final~y realize the so/diers' true evi/ purpose. Somehow he must stop the m.

Danny Aiello, Anthony LaPaglia, Lainie Kaza n, Frank Pesce YÖNETMEN/ DIRECTOR

George Gallo 1976 yılında New York lotos undan 6 milyon dolar kazanan 28 yaş ınd ak i Frank Pesce, bundan mutlu değileli ve hiç sevinmemişti. Hatta öyle kızınıştı ki yolda kilisenin cam larını kar topu yağmuruna tu tarken kaderine küfrediyorclu. Polis karakolunda kilise başka ­ nı ve polis, d erclini a nl atmas ı için Fr.,ınk'ı çağ ırırlar. Key ifle izlenebilecek bir komedi.

In 1976, 28-year-o/d Frank Pesce has just won over six million dol/ars in the first New York State Lottery, and he is not happy about it. In fact, he is miserable. So miserable that on his way home from the grand prize drawing, he stops at his local parish and hegins cursing his fate and homharding the church with snowhalls. At the po/ice station, a handcu.ffed Frank i~ cal/ed upon by the church pastar and the po/ice to explain himself. And he does ...

MüzikTürü

OYUNCUlARI CAST

Kanal

Film Klasik Müzik Türk Sanal Müziği Pop Müzik Türk Müziği (Enstrümantal) Türk 1lafif Müziği

Michael Douglas, Mclanie Griffith, Liam Neeson, Sir john Gielgud, joe ly Ric hardson YÖNETMEN/ DIRECTOR ~~~----------

Rock

David Seltzer

an latıyor .

OYUNCUlARI CAST

AIRBUS MÜZIK YAYlNLARI

SHINING THROUGH

II. Dünya Savaşı sırasında geçen romantik bir casusluk filmi. Stratejik Servis Ofisinin New York şubesinde çalı­ şan Brooklyn'li sekreter, patronunu , Berl in'deki üst rütbe li bir Nazi subayı­ nın yanına bilgi almak için gitmeye ikna eder. "Shining Through" işte bu sekreterin heyecan verici serüvenini

29 TH STREET

2

3 4 5 6 7 8

MUSIC ON BOARD AIRBUSES

Beatty ,qiven the most forceful pelforman ce of his career as Benjamin "Bugsy" Siegel, the fahled crackpot gangster who helped bui/d Las Vegas. A long hut well-to/d ta/e that manages to dodge gangster cliches. "Oscar" winner for Art Direction, Set Decoration and Costume Design.

Entertatnnıent

Selection

Movie C/assica/ Music Classica/'liırkish

Cbannel

2

3 Music

4

PopMusic Turkish Music

5

(lnslnımenta/)

6 7 8

Turkish Pop Music Rock


YILBAŞI GECESİNİ BEKLEMEYE GEREK VAR MI?

üulillac

Inter Limo usine Service'in müke mmel hizn1etini, ayrıcalıklı dünyas ını yaşamak için geçerli bir neden n1utlaka bulacaks ınız ...

llmuglıam

ti'J:'Iegallce

iMercedes Cadillac Broughaın d' Eleg;ıııce Mercedes l.ong llmou ine Cadillac 75 limousine Cadillac Silveıhawk llmousine B.MW

RangeRover Rolls Royce

INTER LIMOUSINE SERVICE "Bir ayrıca l ıktır. ..

İstanhul : ( 1) 22 ı 96 3H - 39

~:-

ln tc:r l.imousint.· St:rvi<..'l', hir NET Ş irke tl e r Grubu ku n ılu~mJur

Yaşayın"

İzm i r: ('i ı ) 4 ı H'i H7 - HH


DANIŞMA

VE REZERVASYON 1 Infannation and Reseroation

DIŞ BÜROLAR

BOMBAY

INT ERNATIONAL OFFICES ABU DHABI (GSA)

Sultan Bin Yousuf and Sons Harib Tower 1 Gıoond F1oor lnteı>ection Electra R)>3d 1 Airport P.O. Box 698 Tel, Rez, 338845

ss, 2ı1194 Ethiopian Airlines Bole Airport P.O Box, ı 755 Tel: (25) (1) ı sı222

A~MJ~:ı Arnman 1lıitd Circle A Rlyadh Centre &h f1oor Tel: SM 1 Rez (96Hi) 659ı02 -

659112 Stadhoudeıskıde

2,

ı054

ES

Amsıerdam

Tel: SM 1 Rez (020) 6853801 (4 lines - haı) ATHENS- ATINA ı9,

Filellinon Su. ı05 57 Aı hens Tel: SM : (01) 3245975 Rez, (Ol) 3222569 - 322 ı035 322056 ı - 3246024 BAKU Lı...ııin

Avcnuc 11 BAKU, Azcrbaijan

Tel: SM: (22) 65 1219 ııs , <22) 911943 1 942505 BANGKOK

Gu lf

Exprc~ Tr.ıns ıX> n Aı.,.JCıtcy

Cl'. Tower 3rd f loor 31.! Silom Road 10500 13angkok ·ıı ıaila nd Tel: SM : (2) 23 10308 Re>J ilS: (2) 2.! 10300-07 (8 li n cs- haı ) BARCELONA- BARSELONA 11ast..'Q de Grasia No: 49~ 1 ·ıH

BRUSSELS-BR0KSEL

51 canıersteen, 1000 Bruxelles Tel: SM: (32) (2) 5ı26781 - 82 Rez: (32) (2) 5ı 17676

BUCHAREST-B0KREŞ

TAROM, Ul, Republic 16 Tel: (09) 147433 ,

A DIB-ABABA (GSA)

AMSTERDAM

Maker C.ambers 305 rd. Floor No. 3055. Neriman Poinı Bombay 400021 Tel: SM: (22) 2040744 Rez: (22) 2043605

(343) 487>349

BEIJING-PEKIN (GSA)

CAAC Beijing Sales Office ı ı7 Donw;i Wesı Sıreeı Tel, (665) 55886ı - 55103 ı BEIRUT·BEYRUT C/0 P:ın Asiatic Gefınor Cenıre Rue Clemeııceau P.O. Box 113 - 5486

Tel: 86742S-361230-31 TRG Marksa 1 Engelsa 8/4 11000 Belgrade Tel: SM: (ll) 333277 Rez: (ll) 332561

(GSA) JAT Yugoslavian Airlines Ho Si Minov2 16 11070 Novi Beograd Tel: Rez: (ll) 2222123 SENGHAZI-BINGAZI

Tripali Offıce Tel, (061) 922011 / ı2113 Budapester Suase 8

1000 Berlin 30 Tel: (030) 2624033 SM: (030) 2624035 Rez: t030) 2624033/34

Moustafa Kamel Sq. No. 3 Tel: Rez: ~61 (GSA) lmperial Travel Center 26 Malımoud Basıouny Su. Tel: (20) (2) 761769 - 758939 COLOGNE-KÖLN BalınlıofSVOfj>laiZ 1-5000 Cologııe 1 Tel: SM: (0221) 134443 Rez, (0221 ı I3407lm BS: (0221) 134073

COPENHAGEN-KOPENHAG Ved Vesıerporı 6 1612 Copenhagen

Tel: SM: (33) 144055 Rez:: (33) 144499 DHAHRAN-DAHRAN (GSA)

ABC Travel Ageney

GENEY A -CEN EVRE

Rue de Chanıepouleı No. I-3 120IGeneva Tel: (022) 73I6120-7316129-7312194 HAM B U RG

Adenauerallee 10 2000 Hamburg ı Tel: (49) (040) 241472 (4 lines/hal) HANNOYER

Langa-Laube No. 19 Tel: SM1 Rez: (49) (051 I) 13185901318599 Aleksanıerinkaıu

48 B 306 00100 Helsinki Tel: SM: (358) (O) 628173 P.e2: (358) (O) 628199 HONK KO N G (GSA)

DHAKA-DAKKA (GSA)

Bengal Airlifı Ud. 54 Mo<ijheel C.A. Dhaka 1000 Bangladesh Tel: 243059 DAMASCU5-ŞAM

Besı Holidays Ud. RMS 1603-4 Fleet iıouse 38 Gloucesıer Rd. · Tel: (852) 8611311

JED DAH -CIDDE

Alfardos Su. Ibn. Zeydoun Bldg. 3rd floor Tel: SM: (l l) 227266 Rez: (II ) 228284-239n0-232190 (lO lines-hal) (GSA) Al Faradees Travel and Tourism Ageney Dar el Mouhandeseen llldg. Maysoloun Su. P.O. Box: 8339 Tel, (ll) 227266-239n0-232190 (10 lines-haı)

Ciıy

Center Bldg. 12113 Medine Road. P.O. Box. 1ı 563 Te), (966) (2) 6600127

(4 lines/ha ı) (GSA) ABC Travel Ageney

Medine Road Alqu iıhmi Bldg. P.O. Box. 11679 Tel: (966) (2) 6518300-6519440 J O HAN N E SBURG(GSA) Sou ıh

African Airways P.O. Box. n78 Tel: (713) 2206

Al-Ra yan Travel Ageney P.O. Box: 363 Tel: SM, (974) 32 9963 Rez: (974) 4I2911-12

KA RACHI-KARA Ç I AvenueCentre

DU BAl Almakıoum Street

63 B Shaikh Rashid 13ldg. P.O. Box: I200 Td (97 1) (4) 226038-2I5970 (GSA) Sweedan Trading Co. (Same address/aynı adres)

DUBLIN (GSA)

Aer üngus Dııblin Airport Tel: (3531) 370011

sırachen

Road Te), SM: (9221) 525922-525766 Rez: (9221) 513837-525487 (GSA) Paktürk Travel Agencies ı2 Avenue Cenıre Suachen Road Tel, SM: (9221) 513837 LE F KO Ş A

Osmanpaşı

DUSSELDORF

Graf Adolf Su. No. 21 4000 Dusseldorf ı · Tel: (49) (0211) 373062 (6

LISBON- L I ZBON ( GSA)

Baseler Su. 35 - 37 6000 Frankfurt Main 1 Te), SM: (069) 27300716/17 Rez: (069) 273 00720/21122123 1-(GSA) Ntcıııi Cc S 1-5, 6800 Mann-lıeim Tel: (0621) 10980 2- (GSA) Reisebüro Aslan Hinıer Bleicher 57 6500 Mainz Tel: (06ı31) 69032~3923 3- (GSA) Delıa Reisen GMBH Börsenstrasse 17 6000 Frankfuıt- Mein Tel: (069) 1291066/67

HELS I N K I

King Abdulaziz Su. Alnimran Complex Cenuıe P.O. Box: 739 Alkhobar 31952 Tel: (66) (3) 8950044-8954904-89479 ı 7

DOHA·KATAR (GSA)

BELGRADE·BELGRAD

BERLIN

CAl RO- KAHIRt:"

FRAN KFURT

lines-haı)

cad. No: 32

Tel, (520) 71382-7106I-ni24 (GSA) Geçiıkale Tel: 520 (n113)

TAP- Edifıco 25, Aeroport Lisboa 5 Portugal Tel, (3511) 899121 LONDON-L ONDR A

Hannaver Su. 11 -12 1ıırıdon

W. 1 R 9HF

Te), SM, Rez: (071) 4994499 (5 li nes-ha ı ) L YON

91 Rue Bugeaud 69006 Lyon Tel: (33) 78241324 MA DR ID

Plaza de Espana 18 Torre de Madrid 1n ırooB Madrid Tel: (34) (1) 54 I 6426-54 ı6849 MANILA·f!IANILA ( GSA)

Deks Air Ine. noı Golden Rock Bldg. 168 Salcedo sır. Legaspi Viiiage Makali Metro - Manila Tel, (2) 812I455-812 I452-8123865 M ILAN-MILANO

Via P. da Gannobio 3720 ı 22 Milana Tel: SM: (02) 866350 Rez: (02) 8056233-0053976 MOSCOW - MOSKOVA

Ku7..nel5ky Mosı. 1/8 Te), SM/ Rez, (7) (095) 2924345-292166729251 21 Fax, 200 22 45 (GSA) AEROFI.OT OOBRYNINSKAYA UL7 Leningradsky Pımpekı 37 Tel, (7) (095) 2388113 M UNICH - M O NIH

Bayerstrasse 43 8000 Münchcn 2 Tel, SM, (49) (89) 51410920/21 Rez: (49) (89) 5 1 4ı0922 (GSA) Konı Reisen Markplaız 2 8870 Günzbung Tel: (08221) 6036 - 6037 MUSCAT- MASKAT (GSA)

AZD Travel and Tourism Agencies UC, P.O. Box. 5490 Ruwi, Muscal Tel: (968) 707303-707310 NEW Y ORK

82I U.N. Plaza 4ıh F1oor N.Y. 10017 U.S.A Tel: SM: (1) (212) 8678925 Rez: (1) (212) 98650'i0 NICE

Sultan Tourisme

28 Rue Masena 06000 Tel: !931 Rn207 NURNBE RG

Am Plarer 8-8500

Numherg80 Tel: (49) (9ı 1) 265301102 PARIS

2 Rue de L'Echelle 75001 Paris Tel: (1) 4260280042605675 PRAGU E-PRAG

Ceskoslavenske Aerloline Revoyochil, 160 15 Praque Tel: (422) 2146

ı

RI YADH- RIYAD

TURKISH

BUSINESS CLASS AIRLINES

Khalidiya Bldg. Olaya Main Su. P.O. Box. 25 ı94 Rlyadh 11466 Tel: SM-Rez: (966) (1) 463l6004632807 (GSA) ABC Travel Ageney (Same address-aynı adres) Tel: (966) (1) 22022624/25


--

jiiiP

İstanbul Bağazı'nın en güzel yamaçlarından önü hiçkapanmayacak bir manzarayı seyreden •

A lsit

Viiialarının seyrettigi Bogaziçi,

o rmanın

içinden,

agaçların

yaprakları arasından

görünü·r:

Hu z urlu , güven li , sess iz ve y ükse k oksijen/i bir atmosferden, Is tanbul'un e n güze l ujhun a yüzünü dönmüştür: Alsit Viiialarının so n birkaçından birinin sa hibi o lmak isterseniz, Zeynep Akova'yı aray ın ·lütfe n : 242 90 41

d


DANIŞMA

VE REZERVASYON / Information and Reservation

ROME-ROMA

Plaza Della Republica ~5 00 ı85 Rame Tel: SM: (039) (06) 4873368 Rez: (039) (06) 48 ı9535-4827149 (GSA) Arrigo Group Ltd. 248 Tower Road Sliena Malta Tel: (4) 80426 Weena - Zuid ı40 30ı2 NC Tel: SM 1 Rez: (lO) 4332 ı 77 -4332465 SEOUL-SEUL ( GSA )

KAL Building 4ı-3 Seasomun Dong jung-gu Rcpublic of Korea Tel: (822) 75ı7-115 SINGAPORE-SINGAPUR

545 Orchaıd Road 02-ıB/21 Far East Shopping Center Singapore 0923 Tel: (65) 7324556 SOFIA-SOFYA

Al Stamboliski ll A Tel: SM - Rez: 883596-874220 'GSA) Sofıa Airport Tel: (2) 66ı690 STOCKHOLM -STOKHOLM

Yasagatan 7 P.O. Box. 73 10ı21 Stockholm Tel: (08) 218534135 STUTTGART Lauıensçhlager

Sıutıgan

BÜROLAR DOMESTIC OFFICES

A DANA

Stadyum Cad. No. ı Tel: SM: (71) 54 ı545 Rez: (71) 537247-543143-543538-542393 BS: (71) 530867

AFYONKARAHISAR ( GSA )

ROTTERDAM ·

7000

Str. 20 1

AKSARAY (GSA )

1- Aksaray Turizm ve Seyahat Acenıası lise karşısı Kütüphane Sok. No: d/2 Tel: (481) ı23 32 2- Aksaray Seyahat Acenıası Zafer Malı . Devlet Hastanesi Karşısı No: ı Otıaköy Tel: (1462) 3471

ANKARA

Hipodrom Cad. Gar yanı Tel: (4) 3124900 SM: (4) 3104745 Rez:: (4) 3090400 (lO lincs- haı) BS: (4) 3124900/ 43 Inf./ Danuıma: (4) 312491()-3124900-/33 Baka nlıklar Saıuı Sürosu (Sales Office): Atatürk Bulvan 167/ A Tel: (4) 4176499 (GSA) Çavu şogl u Turizm ve Scya haı Arentası

Tel: SM: (07 1!) 221444 Re>.: (071!) 221445 - 2268085

Atatürk Cad.

Adalılar

Sok. No: !6

Şt.'rcnikoçhisa r/Ankara

Tel: (4541) 2383

SYDNEY-SIDNEY AnlCric~ın Express Tower 1602

ANTALYA

Cumhuriyet Cad. Özel Idare

388 George Street

lşhanı altı

NSW 2000 Sydney Tel: SM : (02) 2332 105 Rez: (02J 221171 ı TAIPEI ( GSA )

Golden Foundation Tours Corp. 8F, 134 &>t. 4, Chung Hsiao Rd.

lung Men !Jidg. Tel: (02) 773-3266

Tel: SM: (31) 128522- ı ı0558 Rez: (3 1) ı ı 2830- ı ı 5238- 123432126272 BS: (3 ı ) ı27862 (GSA) An Turizm ve Seyahat Acenıası Bootancı Pınar Cad. no: ı6 Alanya Tel: (323) ı ll94- ll821 BODRUM ( GSA ), MU~LA

TEHRAN -TAHRAN

Ostad M oıa hari Ave. No: 239 Tel: SM: (21) 627464 Rez: (21) 669026-627383

TourJipin Travel Ageney Neyzen Tevfik Cad. No: 218 Tel: (6ı41) 3325- 1786

ıoo . Yd Cad. SSK Rartt Tesisleri No. 24 Tel: (Oll) ll904-ı3409- ı 8530

KARAMAN (GSA )

Cici Turizm Seyahat Tic San ve Ltd. Şti. KonyJ Cad. No. 55 Orman Işletmesi karşısı , Karaman

FETHI YE (GSA), MUCILA

FETIJR Turizm ve Seyahat Acenıası Atatürk Cad. Tel: Rez: (6ı51) 2034-2443

Tel: <3431) 4859 KAYSERI

Sahabiye Malı . Yddınrn Cad. No. Tel: (35) 3ı ıooı-3ı3947

GAZIANTEP

Atatürk Bulvan No. 38/C Tel: 'SM: (9185) 101563-64 Rez: (9ı85). ıoı565-66

Çavuşoglu Turizm ve Seyahat Acenıası Atatürk Bulvan Ankara Cad. Tüccarlar lşhanı Kat 3, No: 3ı6 Tel: (487) 21172

HATAY(GSA)

An- Tur, Antakya Turizm ve Seyahat Acentası lnönü Cad. No. 37 Tel: (891) 15893- ı7282

KONYA

Alaaddin Cad. No. 22 Kat 1/106 Tel: (33) 5ı200()-512032-524676 l.(GSA) Yatan Seyahat Acenıası Ankara Cad. Ayvaz Pasajı No.4! Cihanbeyli-Konya Tel: (3421) 1367 2.(GSA) Orhangazi Yıldız Sey. Acentası Atatürk Cad. No. 10/ A Kulu-Konya Tel: (3424) 171()-1350

ISTANBUL

Istanbul Rez: (1) 574 82 00 (25 lines-haı) Cumhuriyet Cad. No. 199-201 Kat. 3 Harbiye Tel: (1) 24640ı7- 2471338-24023ı6 SM: (1) 230ı8t7 Promosyon!Promoıion : !482631 Satuı Bürolan - Sales Officcs ı. Kadıköy

KUŞADASI

Bahariye Cad. Opera lşhanı Kat 2 Tel: (1) 3371876-337ı89t 2. Harbiye Cumhuriyet Cad. 199/20ı Tel: (1) 23ı6ı2()-2ı-22 3. Ş~hane Tel: (1) 2454208/09-2454238-2440296 Taksim Gezi DOkkanlan No: 10 Taksim Tel: (1) 25ı ll 06 (6 hat) Aksaray Satış MüdOriOgü Mustafa Kemal ~aşa Cad. Tel: SM: (1) 5882538-588ı221 BS: (1) 5867793-58675145881222 1. Sirkeci Gar Karşısı, Dogubank Iş Haru alu, Kati Tel: (1) 5284808-5228888-528426ı

Terniz Cad.

Tel: (03) 5172333-34-35

MALATYA

Kanalboyu Cad. No. 10 Orduevi Tel: (821) ı 192()-16489 Rez: (821) ı 1922-14053

TOKYO

Toronom Rapport Blgd 4. n. ı - 16-1 Toronom Minali-ku Tokyo ı05 Tel: (SI) (3) 525ı t 5ı ı - 525 11 551 TRIPOLJ - TRABLUS Moharnrıı<--d Megarif Sır. Algeria Sq. Tel: (21821) 48798-38236

TUNISIA- TUNUS

Çavuşo&lu

Turizm ve

Atatürk Cad. No. 30/ B Tel: SM/Rez: (6!2) 23751/ 52/53 MERSIN

lstiklal Cad. 27 Sok. Çelebi lşhanı No.6, 33060 Mersin Tel: (74) ll5232- ı2ı278-130274-130100

RIZE

Belediye Ka~ısı Tel: (054) 30591-92-93

SAKARYA (GSA)

Sakarya Turizm ve Seyahat Acentası Kudüs Cad. Birlik lşhanı Kat: 3 Tel: (91) 5223

Büyük Efes Oteli altı Tel: (51) t4ı220 (61ines-haı)135ı2ı

SAMSUN

lnf./Danuıma: (51) ı4ı220/75-76 SM: (51) 140802 Rez: (51) 258280 (5 lines!haı) Charter Rez: (51) ı4ı220/35

TEKIRDA~ (GSA)

Kazırupaşı Cad. No.ll /A Tel: SM: (36) t ı826()-liS065 Rez: (36) ll 5065- ı 22323

Trakya Turizm ve Seyahat Atatürk Bulvan No. 68 Tel: (1861) 8438/39

81 "'1~ II AIIll / lfO MWIN G PA.~ ~

Ser.ı hat Acentası

Kemerkaya Mah. Meydan Parkı ka~ısı Tel: SM: (03Ö 22219 BS: (031) 13446-116oo

l fl,.tMNo.

TK

Yeniyol Malı . Kulaksız Sok. No: 4/ A Tel: (469) 43928

UŞAK

DALAMAN , MU~LA

TURKISH AlALIN TORK HAVA YOllARI ~

D E N I ZLI

lstiklal Cad. No: 27/B 20100 Denizli Tel: (62) 648651-64866!-648671

Bl M~

-. A RTI / IJUA ilO/ f'ıo L

P-'\!1

Kültür Sarayı Sok. No. 15 Tel: BS: (832) 40428-43366 Rez: (832) 22314-26!43

VAN

YetNo. /SINtHo.

llçUfNo. /1/f#WHo.

TK

lines-haı)

ZURICH-Z0RIH

Tal Strasse 58 8001 Zurich Tel: SM: (!) 21 11008-211 1047 Rez: (1) 21 ı !07017t - 2ı ı8567

Polat Turizm ve Seyahat

Cumhuriyet Meydanı Belediye Sitesi No. 2 Tel: (023) 2214

Enver Perihanoa,lu lş Merkezi Cumhuriye~ Cad. No. ı96 Tel: SM: (061) 61768 BS: (061) 61242

YOZGAT (GSA) Çavuşoglu

Turizm ve Seyahat Acenıası lise Cad. Sayarlar lşhanı No.l3 Tel: BS: (473) ı9ı93 SM: (473) 13946

llhanlar Cad. No: 26/D Tel: BS (8 ı!) 83730 Rez: (8ll) 81576-82300

E RZINCAN ( GSA )

(GSA)

Vatan Seyahat Arentası l smeıpaşa Cad. No.85 Kat 2 Tel: (64 1!) 2033

fS ,.,

Tel: Rez: (6119) 1291

ELAZI~ Şehit

VI EN NA- VIYANA

Acenıası

TRABZON Uçı.rtNo

DIYARBAKlR

Cornplex El Mechıel Boulevard Oulet Haffouz Etage 3 Tunis Tel: SM: (1) 786473-787033

Karşısı

MARMARIS

IZMIR

Tel: (24) 221866 Rez: (24) 21 ı ı67-2ı2838 ÇORUM ( GSA J

(GSA) , AYDIN

Osman Turizm Ticaret A . Ş . Atatürk Bulvan Yat ümanı karşısı Tel: <636) 14205

Noo 16/B Bur.ıa

78 Tclaviv

ı

KIRŞEHIR (GSA )

BURSA

Ça ktıhamam

TELAVIV Hayarkon Sır.

A 1010 Wien Opemgassc 3 ·Tel: (222) 5862024 (5

Gold Turzm ve Seyahat Acenıası Merkez: Otogar girişi No. ı Emirdag-Afyon Tel: (49Bı) ll94-t044 Şube: Emek Otel girişi Tel: (491) 18836

ERZURUM

Aa..~·ıtası

TURKISH AlAUNU ~\

REZ:

Rezcrva:-ıyon/Reservation

SM :

Satuı Müdürü/Sakos Manager

GSA: Genel SatışAcentası

fUAK HAVA TOLLA•t ~

as :

General Salc-s Ageney Bile~ Satuıf Tıcke~ Salcs


ÜNE OF THE GREAT DESIGNS OF THIS CENTURY AND PROBABLY THE NEXT.

711e l<t~ral f Jak. lxuul-nuule and intlit •itlual/y num!Jered. automatic mozıement with o!nlral rotur in .! 1-cara t p,old. tl'ater- resistanttu 5 al m .

The Royal Oaı< is instantly recognized by its unique octagonal shape. A class~c design, totally original in concept, with that extraordinary perfection of finish which is the hallmark of the master watchmakers, Audemars Piguet.

Decisive, individual, ageless. One of akin d, lik e the person who wears it. Like the champion golfer, Nick Faldo. He unhesitatingly chose the Royal Oal{' as his watch. One leader, it seems, will immediately recognize another. Nick Fa/do, twice ıl'imıer oj the Masters and the Open Golf Championshıp.

AP

AUDEMARS PIGUET® The master watchmakers . Audemars Piguet & Cie S.A. , 1348 Le Brassus, Switzerland


Private banking-To a TEB client, it means more than money.


Marco Polo wrote in his Travels that "the world's most beautiful carpets are made in Konya". This very carpet may have inspired the words. It was there in Konya's Alaaddin Mosque in the 13th century, a masterpiece created by Seljuk women using the double, peculiarly Turkish Gรถrdes knot and decorated with a Kufic border. What we can say for certain is that the reason this unique carpet has survived is because it was cared for and looked after by people who for seven hundred years, one after another, understood that its value w as bey o nd m ere price. It is no coincidence that people who appreciate antiquities number among our customers. They expect from their bank the same sort of care in looking after the ir financial affairs. Our customers find this understanding in the Turkish Economy Bank. Private Banking with TEB is for them the right choice.

------1{@r-PRIVATE

BANKING



UÇUŞ BILGILERI

'<i

MESAFELER FLIGHT DISTANCES

N

Istan bul'd a n (knı )/From Istan bu l (km)

cxı

(/)

>~ If) ır

<{ ~

ALMAATA A L A

3927

LEFKOŞA

AMMAN AMM

1680

LONDRA/LONDON LHR

ABU DABI/ABU DHABI A UH

3429

LYON LYS

1994

AMSTERDAM A MS

2209

MADRID MAD

2713

ATINAIATHENS ATH (Y') aı r--ıo

o(Y')

f-

< <

o

566

BAHRAIN BAH

>-

u

<{

Z<{

iii a..

oz <{<{

üi

< >-

o z

<{f-

If)

f-

Flight Information

ECN

767 2512

MILANO/MILAN MXP

1701

2587

MOSKOVAIMOSCOW MOW

1779

BAKÜ BAK

2147

MÜNIH/MUNICH MUC

1567

BANGKOK BKK

7478

NEW YORK NYC

8051

BARGELONA BCN

2230

NICE NCE

2037

BASEL BS L

1839

NURNBERG NUE

1674

812

PARIS/ORLY ORY

2240 2456

BELGRAD/BELGRADE B E G BERLIN S XF

1716

RIYAD/RıYADH

BEYRUT/BEIRUT BEY

1054

ROMA<ROM E/

RUH

BINGAZI/SENGHAZI BE N

1247

FIUMIC INO FCO

1384

BOMBAY BOM

4820

SINGAPUR/SINGAPORE SIN

8662

BRÜKSEUBRUSSELS BRU

2166

SOFYAISOFıA

SOF

488

CENEVRE/GENEVA GVA

1911

STOKHOLM/

CIDD E/JEDDAH JED

2377

STOCKHOLM ARN

2050

DUBAI DXB

3007

STRASBOURG SXB

1863

DÜSSELDORF DUS

2038

STUTTGART STR

1760

FRANKFURT F RA

1862

ŞAM / DAMASCUS

HAMBURG HAM

1986

TAHRANfTEHRAN THR

2043 3360

DAM

1082

I

HANNOVER HAJ

1927

TAŞKENT

~

HELSINKI H E L

2166

TELAVIV TLV

lı.

KAHIREICAIRO CAl

1229

TRABLUSfTRIPOLI TIP

1669

f-

KARAÇI/KARACHI KHI

3957

TOKYO NTR

8999

:i I

1136

TUNUSfTUNUSıA

KOPENHAG/

f-

TAS

TUN

1667

COPENHAGEN C P H

2009

VIYANAIVi ENNA VIE

1252

KÖLN/COLOGNE C GN

1992

ZÜRIH/ZURıCH ZRH

1762

KUVEYT K W I

2171

THY·THT UÇAK TIPLERI VE ÖZELLIKLERI TYPE AND CONFIGURATION OF THY-THT AIRCRAFT THT DC9-32 8727-2F2 8737-400 A310-304 A310-203 8AE-ATP

1

AZAMI KALK I Ş A('; IRLI(';I Mat Ta kı> OJ! Irergbt 1KIJI

48 9B9

B6 408

6B 038

153 000

142 000

107

164

150

210

225

11 200

24 500

16 140

48 B72

44000

5080

2X 14500 3X 15500 L8 LB

2X23500 LB

2X52000 L8

2X48000 L8

2X2300 HP

22 930

KOLTUK ADEDI (f)

w

SealiiiH Catxıci(ı•IKJjl

z ~ (f)

YAKIT KAPASITESI

(.) If)

fI ~

:i

o

fN N

HıeiCtıpacı(ı• IKJjJ

>< >< _ı N

ır

C)

::E

aı o <{ z z z <{ >- o <{ ~ır ~ [ij > ~~ <{ ~ ~

w a.. w

MOTOR GÜCÜ

::E f-

f-

Eusme 7bmsı

ı­

:ı ır :ı

~

N

f-

:i

w CJ!::! ::E

ır

>

.\latmmnı Altllllde (fT!

l:

....

AZAMISÜRAT

......

MILtililli lll Spe<'<i (Knılbr)

lı.

>-

I

:5

(1).

:J

u-

:J

>-

I

f-

I

lı.

ıı:: lıl

.J

ır

f-

64

>

AZAMI MENZIL ,\lıLtimunıRtlllg<' (KmJ

2 500

3 450

3 350

B 100

6480

3 500

35 000

42 000

37 000

41 000

41 100

25 000

B70

900

B56

900

900

475

796

B62

69B

B60

B60

450

6 088

7 71 0

7 500

1B 650

25000

1O

7

7

AZAMI UÇUŞ TAVANI

NORMAL SEYIR SÜRATI Sonnal Cn ıise Spe<'<i (tmlbrJ

lıl lı.

KARGO KAPASITESI

cı:

Ca'!!" Ctıpacı(l' (Kg)

Cl) lıl

UÇUŞ KAPASITESI

E

Number Of Pkmes

9

7

4






%ZLES

2

3

4

5

6

7

8

1o 1 1 1 2 1 3 14 1 5 1 6 1 7 1 8 1 9 20

9

2 3

4

5 6 7 8

9 10 11 12 SOIDANSAGA 1-

Foıografta

gördügünüz, "Bir çift güvencin lı avala nsa/Yanık ya nık koksa karanfii/Degil bu an ıl acak ~ey degil/Apansız geliyor aklıma" di ze le rinin de salı ibi o lan ünlü şair ve yaza rımı z - Voleybol ve teniste oyunun her bir bölümüne verilen ad. 2- Toprak, kum ve sa man e lemeye yarayan iri delikli kalbur Bir nota - Sevinç - Lantan e lemen tinin simgesi. 3- lçgüdü durumunu almış a lışkanlık - Nane türünde n g üzel kokulu bir bitki - Yüz metre kare tutarında yüzey ölçüsü birimi Be n ze nd e n türeyen ve boya sanay iind e kullanılan hezi rli bir madde. 4- Yelkenli bir gezi teknesi - Ince ve keskirt ses - Sır - Bir ekmeklik hamur topagı. 5- Bilgiçlik tasiayan kimse - Derviş se lamı - Gene llikl e dondurmanın yanında ye nilen bir tür tatlı bisküvi - Satrançta bir taş. 6- Türkiye'nin plaka işaret i - E~ki dilde su - Kuran'da bir sure. 7- "Me rdoğlu Ömer Bey", "G ramofon Avrat", "Kar..ııtma Gecele ri", "Raziye", "Gönü l Bir Garip Kuştur" gibi filmleriyle tanınmış sine ma yöne tmenim iz. 8- Bugday tanesinin olgunlaşmış i~· i - Kalabalık, çok sayıda askere sahip ordu. 9- Çölden esen rüzgar - Hücre yapıs ınd a bulunan ve prote inl erin o l u ş turulm a~ı nda ö nem li rol oynayan asit grubunun kısa yazılışı - Gümüşün simgesi Büyük e rkek karde~. 10- Kafi gelmeyen Ortaoyunu ve Karagiiz argosuncia Yahudi

ti p l eme~ine

ver il en ad - Karadeniz ' in kuzeyindeki iç deniz - Ilaç. ll- Avrupa'da O rt açag'da n sonra lıüm a ni z min e tki siy le ortaya ç ı kan ve klasik ilkçağ kültürüne dayanarak ge li şen bilim ve sana t ak ımı 1'591-1659 y ıll arı a rasındaki döneme ilişkin ke ndi adını taşıyan tarihiyle ünlü Osmanlı tarilı~· isi . 12- Ad kavmi hükümdan Şeddacl tarafınd an cen nete benzetilerek yapt ırıl an efsanevi bahçe- XX. yüzyı lda onaya ç ıkan ve şiird e sözcük lerin an lamlarınd an çok ses değerlerine önem veren edebiyat ak ımı.

YUKARIDAN AŞAGIYA 1- 189'5-194'5 yı ll arı aras ında yaşamı açık

ve

yaşam ış, gün lük bir dille bet iml eye n "Çulluk", "Tipi Dindi", "Yak ut ya lın

"Çoban Yıldızı", Yüzük" gibi romanlarıyla tanınmış yazarımız. 2- Avnıpa Radyo Yayın Birliği'nin simgesi Agır silahlarla donatılmış büyük savaş gemisi. 3- Uzaya gönderilen ilk canl ı o lan köpek tüıii -Gümüş - Bir Soru sözü. 4- Iran'ın plaka işareti - Bilgi , görgü ve hoşgiirüsü ge lişmiş olan; kamil - Türk karikatür sanatının, IR82l 950 yı lları ar..ısında yaşam ış ünlü bir ustası. 5- Serseri, külhanbeyi - Ruleti ve sa l atası va rdır . 6- Utanç duyma - Büyük yankı uyandıran utan( verici ya da kü~· ük düşürücü o la y. 7- Biri "E rzurum lu ". diğeri "Erc i ş li " Jakabıyla anılan iki halk 07~ınıın ı zın oııa k adı

- Sın ı r ni~<ını - Neon e lement inin simgesi. 8"Çok önemli kişi " an i anıında ku ll anılan uluslararası kısaltına - I la c zamanı dışında Kabe ve eliğer kutsal yerl eri ziyaret etme Rüt he ya cb kıdemce hiçlik o lan asker. 9Telli bir ça l gı - Satrançta şahı koruyan ta~lardan birinin yerinel en oynatılamamas ı durumtı. 10- lbrik , çaydanlık, testi g ibi kapların suyu azar azar akılmaya yarayan içi delik uzantısı - Diyarbakır' ın bir ilçesi. ll- Bir cetvel türü - Ortaoyun unda kadın rolüne çıkan erkek oyuncu - Bir küınes hayvanı. 12Üs tün bir yetk inin gücün ü simge leyen değnek - Dört köşe kes ilıni ~ uzun direk I şaret. 13- Zinci rl eme taml ama lar, seciler, yabancı mecazlar , Arapça ve Farsça sözcük lerle iirlilü eski düzyazının, XV II. yüzy ıl da yaşamış en güçlü temsilcisi olan Osman lı yazan - I ! azırlanan çayın ren k ve koku bakımından istenilen dunımu . 14- 13ir akademik unvanın kısa yaz ılı şı - Balıkesir ilindeki Kaz Dağı'nın mitolojik dönemlerdeki adı - Halk edebiyatında sekizlik hecc iil ~c·üsüy l e yazılan bir ş iir türü . 15- Yeryüzü parçası. 16- "Cep delik cepken elelik/ Kol delik mintan delik / .. delik kaftan Delik/Kevgir misin he kardeş lik " (Orhan Veli Kan ı k). 17 - Kar fınınası. 18- Bir nota. 19Vücuttaki AIDS virüsünü saptamakla ku ll anı lan test. 20- 13ir şeyi ispat etmeye yarayan belge ya da herhangi bir ~ey. (:i\züıııl<:r

cr-""

l <ı2 -

!38

SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER

ı 992


MÜKEMMELLiK RASTLANTI DEGiLDiR.

Bir "yüksek prestij" otomobilinde, "lüks"ten öte özellikler arayanların tercihi, şimdi, kuşkusuz SAAB 9000. Çünkü SAAB 9000, otomobilde dünya standartlarını değiştiriyor .

SAAB 9000, mükemmelliğin rastlantı olamayacağını bilenlerin otomobili ... Bir "deneme sürüşü" ile onu yakından tanımak için lütfen bizi aray ı n.

SAAB. MÜKEMMELLiK ... HiÇ TAVIZSiZ.

Beklenmedik durumları daha doğmadan önleyebilen "aktif güvenliği" ve bir kaza anında tam korunma sağlayan "pasif güvenliği " sayesinde, SAAB 9000 "dünyanın en güvenli otomobili" unvanını taşıyor .

Kuzeyin zorlu doğa koşulları gözetilerek bu güvenlik anlayışı , eksiksiz bir konforla SAAB 9000'de bütünleşiyor. SAAB 9000, lsveç'te, üreticisinin uçak mühendisliği birikimine kadar uzanan teknolojik farklıl ı klarıyla

geliştirilmiş

yaratılıyor .

SAAB 9000, her biri, lskandinavya ' nın kişilikli tasarım an l ayışının yansıması o lan seçkin biçimsel özellikleriyle yaratılıyor .

Türkiye Genel Distribütörü

Genoto General Otomotiv Pazarlama ve Ticaret A.Ş . Suadiye (Showroom) Tel: 355 31 44/45 Kartal (Parça, Servis) Tel: 377 43 90 ( 8 Hat)

Genoto bir

Doguş

Holding A.Ş.

kuruluşudur.


ACROSS

1. Ho rrible.

Bu ayki biraz ga rip bir prob lem: George amca ( 13eyaz) yeğeni Cha rli e (S iyah) ilc oynarkcn ta~­ ların ~ekildcki konumuna bakıp ~öy l e dcr: " Şimdi ~ Vc8 oynayarak seni mat edebilirdim ; ama sana bir ~ans ı an ı yacağ ıın ve bundan biiyle oyun sonuna kadar sadeec ~a hıını oyna yacağ ıııı! " Yine de bu. Clıarlie'nin işine pek yara m az. George aıııe<ı a ltın cı ~alı hanılesinde Charlie'yi mat eder' I şte sorunuz: George amca C lıarlic 'y i 6 hamlede na s ıl mat etti. nutınayın ki yapılan 6 hanıle de şa h haml esi o lacak.

Here is a curious Iiiiie puzz le: Un ele George (White) had been playing tl'ith his nepbeu• Cha rlie ( /3/ack). Uncle George had a look at tbe position and. with a twinkle in bis ~)'e, said: ''All rigbt. Cbarlie. 1 co1tkl play Q-88 ma/e bere. bu tl'// giue you a cba nce a nd 1 wo n 't m oue any of my pieces except my kingfor the rest of the game!" ll didn't do 0Ja rlie mucb good. actua /1 )1, because with his sixth ki11g moue Uncle Ge01"[!e ,qave mate! So, !bere you are: bow did Uncle George f orce mate in six mouesji·om th is Ciizünık-r posilion? l?emember. eacb of his si.\" Solutious(. . 1 2 moues bad lo be a king moue. ~

~

••

briç + D 10

• 9753 •

4. Publish. Concl ude. Despise. Loud giggle. Cowboy film. 14. Piquant flavor.

7. 8. 10. 12.

16.

Agita ı e.

18. Not deacl.

19. Strength of characıcr. 21 . Require.

24. Of stars. 27. Map book. 28. Warııing bel i. 29. Play o n worcls. 30. Ventriloquist's 'partner'. 31.

Disınal, g l ooıııy.

DOWN 1. Va luable possesio n. 2. Look of clispleasure. 3. Cam era's eye. 4. Not working. 5. Aerobatic ına noeuvre. 6. Anaesthetic. 9. Yachting ıııeeting. ll. Weapon sto re.

L IT L E B IT

Of

DIFFERENCE İki

resim arasındaki sekiz fark ı bulabilecek misiniz?

••• • • •

RVJO

+A3 '1 R 10 4 + AV854 +D73

There a re eighl d(fferences belween the tu •o cartoons. Can you spot them?

+ R93 • A 108

+ DS + AV1083

13. Bird's vibrating ca ll. 15. Atınosphere. 17. Anger.

19. Splend id, distinguished. 20. Musliıııs' religion. 22. Rub out. 23. Raise objections. 25. Notice. 26. Coıne ashore.

SolilliOliS cr-'" l <ı2 -

T H A T ,0- - - - - - - - - . . - - - - - - - J

• D96 4 + V6 ., D62 + 87432 +R 75

Crosswords

Kon trat 3 trefldir ve Batı pik nıasını ~· ıkar. Doğu asla a lır ve üçlü yü diiner. Batı alır ve üçüncü bir pik oynar. Oyunu na s ıl sürdürürsü nüz'

Cözümler .'ioflllions(. . 1 2 -ı

Ci'>zumkr(. . l · ı2

140 .SKYLIFE ARALIK

+

OECEMBER 1992

c:e::::::::ı ""'''c,c--. --.


A

L

E

'b

o

E

A

L •lt'"'

...

~$' ~

·~

~ ...:r- 1' <

N

A

L

#:•

' '

,

· .f '·

.

' (

Fale:ı;

.

Hotel Turkish Bath (Hamam)

.Falez Hotel • 5 staı: in Antalya • 320 rooms and 22 suits with an executive floor for business men • Non-smokers' floor • 5 restaurants, 4 bars and casina • 3 levelled swimming pool of 1200 m 2 with heated indoor pool • Beach facilities and water sports • 4 tennis courts, tennis practice room • Fully equipped, fitness center • Golf practice court • Facilities for .international business • Seminars, conferences and banquets, completely equipped 7 halis and rooms from 25 m2 to 500 m 2.

FAL EZ HOTEL Konyaaltı Falez Mevkii, Antalya Tel: (9-31) 48 50 00/ 25 Lines Telex: 56081 faiz-tr. Fax: 19-31) 48 50 25

İstanbul Liaison and Sale Office:

Hüsrev Gerede Cad. No: 75 Tozan Ap. D. 3 Teşvikiye, İstanbul Tel: ıı ı 236 13 08 F ax: ll l 236 13 12

.

t

}\


HAVAClLlK SÖZLÜGÜ 1 AYlATION GLOSSARY KONIŞIMENTO ( AWB )

CARGO M ANIFEST

Uçak ile kargonun ta:;;ınnıası ve teslim edi lmesi için gerekli bilgilerin üzerinde belirti l diği , ta~ıyıcı havayo lu ile gönderici arasında bir anlaşma nit e li ğ i nde o lan ve karşılıklı imzalanan sevk belgesi.

A list ,~iving the waybill numbers, descriptions, Jntmberof pieces, weight and des/inalion c?f'air ccn:~o cons(~nmenls.

ÇÖZÜMLER 1 SOLUTIONS

IKIL I ANTLAŞMA

ik i ü lke arasında yapı l an, ve o iki ülkenin kendi milli havayollarının karşılıklı sefer ve ticari hakların ı düzenleyen anlaşma .

CROSSWORDS ACROSS: ı . Au-!fit! 4./ssue 7. h'11d 8. Scom 10. Laugb ı 2. ~'(/estem ı 4. Tang J 6. Stir 18.Aiil'e 19. Crit 21. Need 24. St e/lar 27. Atlas 28. Alani/ 29. P1111 30. Du m my 3ı. Drear.

BLOCK TIM E

için takaziarın a l ınd ı ğı andan, inişte park edip takoz konduğu ana kadar geçen zaman.

DOWN: 1. Asset 2. Frou •11 3. Le11s 4. Id/e 5. Slttlll 6. Etber 9. Regatta ll. Arsenal 13. 7hl 15. Air ı 7.Ire 19. Cra nd 20./s/am 22. Hrase 23. Dem ur 25. Espy 26. Lanet.

KARGO

Satran ç/

Yük. Uçağa yolcu bcraberi eşya ve yolcu bagajından ayrı bir konşinıento düzenlenerek y ü k len i len her şey.

1. Şf7 şa h d4 2. Şf8 PxV 3. Şe8! Şg7 (Siyahın bütün hamleleri zorunlu, zavallı Charlie!) 4 . Şe7 ŞhS 5. Şf6 c2 6 . Şf7 mat! j. Kling'in eski ve güzel bir ça lı ~ması.

Uçağ ın kalkı:;;ı

CHESS

ı.

K-137dis cb P-Q5 2. K-88 P.YQ 3. K-KS-' K-K2 (all Black~~ moues areforced: poor Cbarlie!)4. K-K7 K-R 1 5. K-86 P-8 7 6. K-87 mate! A.fine old puzz le hv.f. K/ing.

MANIFEST KARGO Uçağa yük lenen kargoların konşinıento numaraları, cinsleri , parça adetleri , ağı r l ıkları ve son varış n oktala rının belirtildiği liste.

b riç

AIR WAY BILL ( AWB )

Deklaran, trefl empas ı tuttuğu takdirde kontratın batarı olmadı­ görür. Fakat trefl empası tutmazsa bir karo lövesine ihtiyacı vardır. Bu arada Batının V-x-x'ten küçük çıkm ı~ olacağın ı düşünecek olursak, Valeyi ç ıktığına göre pikinin ikili ve dolayı­ sıyla Doğuda pikin altı lı oldu ğunu ve bu durumun bizim için tehlike oluşturduğ unu an l arız. Karo ası ve trefl ruasından ha~ka dört de pik venııemenin ça resine bakmak gerekir. Doğunun tek kesin antresi karo asıdır ve onun i ~·in, yuka nda heliıtilen ilke ge reğine, Güney ikinci elde karo oynayarak tehlikeli rakibe hücum etmelidir. Doğu alıp piklerini sağlayabilir, ama o zaman antresi kalmaz. Onun için Doğu muhtemelen ilk karoyu almayacakt ır. O zaman Güney artık trefl oynayabilir. Böylece yedi löve yapa r ve sekizinciyi de hasınılar hangi renge girederse o renkten elde eder ( rakipler trefl ruasını alıp trefl dönederse kend i pike veya karoya girer). Eğer Güney önce Doğunun anı­ resine hücum etmezse içeri girer. Batı ırefl empasını kazanır ve Güneyin pik keserini y ıkar. Dekiaran ancak yedi d yapabilir ve sonunda karo asıyla eli Doğuya teslim <:tmek zorunda kalır. ğın ı

A consignmenl note that carries a description ofair cw-go as requ i red bat h for carria,~e and deliuery. lt is in (d/eel. a conlracl. between the carrier and the cons(~nor and signed l~y both. BILATERAL AGREEM E N T

Bilateral agreemenls s(~ned hetween two countries lay dow11 reciprocal./lif.thl a11d comlllercial rights for !heir respecliue national carriers. BLOCK TIME

7be period hetween the moment when the hlocks are removed prior to take-qfland agaiıı put in place ajier an aircrafl has landed and parked.

B U L M A C A

C ARGO

All goods other than hand and other luggctge belonging to passengers. An air waybill is drawn up for such goods. 142 SKYLIFE ARALIK

+

DECEMBER 1992

THAT LITT L E D I FFEREN C E


"Dostlarım şaşırırlar ••• yı

izlemeye

nasıl

duğumu, nasıl giyindiğimi

Moda·

vakit bul·

hep böyle

merak

şık

ederler.

iltifatları beni memnun eder aslında

tabii.

Ama

cevabı

çok basit. Ben

bunun kumaş

modasını

izliyorum. Kaliteli

kumaşla,

moda benim için

aynı şeyler."

Hlgh Twlst: 18 mikron saf yeni yün. Dünyanın ender bulunan kuma,ıarın­ dan. Çok dökümlü, yumutak. Her Altenylld1z

kuma''"'"

arkasinda, dünyantn seçkin yarat•c•lar•ndan

olu,an ve en geli,mi' teknolojiyi kullanan bir ekip yer almaktadir . Bu ekibin

özenil ve titiz çall,mas• sonucu üretilen Türkiye ' nin

en kaliteli

kuma,,,

ALTlNYILDIZ Iyi Bir Elbisenin Seru Kum•••nda Gizlidir .

Alt•ny•ld•z markas•n•

ta,u .


.-------- - - -SELÇUK DEMiREL'den - - - - - - ,


ORTA-ASYA TÜRK CUMHURiYETLERi FiRMA VE iŞADAMLARINI BEKLiYOR THE TURKIC REPUBLIC OF CENTRAL- ASlA EXPECTS FOREIGN COMPANIES AND BUSINESSMEN ,·

AZERBAYCAN AZEASAlJAN KAZAKHSTAN

3. TÜRK iHRAÇ ÜRÜNLERi FUARI ~~

ULUSLARARASI KAZAKiSTAN FUARI KAZAKHSTAN INTERNATIONAL FAIR 15- 19 EYLÜL 1993 1 15- 19 SEPTEMPER. 1993

2. TÜRK iHRAÇ ÜRÜNLERi FUARI 2. TURKISH EXPORT GOODS FAIR 24-28 EYLÜL 1993 124-28 SEPTEMBER. 1993

1

KlRGlZlSTAN KYRGHYZSTAN •

OZBEKISTAN UZBEKISTAN

ULUSLARARASI KlRGlZiSTAN FUARI KYRGHYZSTAN INTERNATIONAL FAIR 6-10 EKiM 1993 1 6- 10 OCTOBER. 1993

2. TÜRK iHRAÇ ÜRÜNLERi FUARI 2. TURKISH EXPORT GOODS FAIR 15- 19 EKiM 1993 15- 19 OCTOBER. 1993

ULUSLARARASI ÖZBEKiSTAN FUARI UZBEKISTAN INTERNATIONAL FAIR 29 EKiM- 2 KASIM 1993 129 OCTOBER - 2 NOVEMBER. 1993

2. TÜRK iHRAÇ ÜRÜNLERi FUARI 2. TURKISH EXPORT GOODS FAIR 8-12 KASIM 1993 18-12 NOVEMBER. 1993

1

TURKMENISTAN TURKMENISTAN

21-25 NiSAN 1993 121-25 APRIL , 1993

4- 8MAYIS1 993 / 4-8MAY, 1993

KAZAKISTAN

ll

AZERBAIJAN INTERNATIONAL FAIR

3. TURKISH EXPORT GOODS FAIR

1

••

ULUSLARARASI AZEABA YCAN FUARI

ULUSLARARASI TÜRKMENiSTAN FUARI TURKMENISTAN INTERNATIONAL FAIR 1-5 ARALI K 1993 / 1 - 5 DECEMBER , 1993

2. TÜRK iHRAÇ ÜRÜNLERi FUARI 2. TURKISH EXPORT GOODS FAIR 10- 14 ARALIK 1993 1 10- 14 DECEMBER 1993

Azerbaycan - Kaza kistan - Kergtzistan - Özbekista n - Türkmenistan Cumhuriyetlerine münferit ve öze l uçaklarla grup gezileri düzenlenir.

We arrange group t r ips by charter fligh ts t o The Turkic Rep ublics ot Azerbaijan, Kazakhstan, Kyrghyzs t an, Uzbeklstan and Turkmenis tan .

iMBAT FUARCillK

*

HORATANITIM

*"

ULUSAL TURiZM

MERKEZ ! HEAD OFFICE: Selanik Cad . 41 3 06650 Kızılay-Ankara TÜRKiYE Te\41800 59-417 0603-418 56 75 Fax: 417 52 53 Telex 46 515 Org . tr ŞUBE 1 BRANCH OFFICE : Prof. Dr. Nureti ın Mazhar Öktel Sak 18 6 80260 Şişli-istanbul TÜRKiYE Tel232 72 46-232 61 25-247 50 70 Fax: 231 57 83



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.