1991 10

Page 1

TURKISH

AlALIN ES

Bu dergi sizin, alabilirsiniz / Your complimentary copy

Ekim 1991 October

BALIK, RAKI VE KUMKAPI 1 FISH. RAK/ AND KUMKAPI • ANTiK YÜREKLi GENÇ ŞEHiR: ANKARA 1 ANKARA: THE ANCIENT HEART OF A MODERN CITY


ANTENNA

ESKiLERiN PABUCU DAMA! TERLiGiN YENi ADI de fonseca •• Deri teriikiere veda etmenin zamanı geldi. Şimdi yumuşacık, sıcacık, renk renk, tüy gibi hafif de fonseca var. Kadın, erkek, çocuk ... Bütün aile için. LAM BA

Dünyanın tanıdığı marka de fonseca'nın .tekstil kökenli, özgün modelleri bu kış hem ayakları, hem evleri şenlendirecek.

MAGAZANIZI

ŞENLENDiRMENiZ iÇiN ..

Türkiye tek itha latç ı sı ve dağıtıcısı: SEAPORT Bayır Sokak, Aydın Apt. 49/4 Teşvikiye-istanbul Tel : 161 69 98 Fax: 159 00 47

• n • ' J •

TAMA, KORO ve BLACKSTAR, de fonseco grubuna bağlı tescilli markal ardı r.

mutlaka terlik veya ayakkabı salıc ı sı olmanız gerekmez. Marketinizi n, hediyelik eşya, oyuncak veya spor mağozan ı zın bir köşesinde bu şirin, hareketli Stand'a yer açın, mağaz ı nızda güller açsın .. . Şenlik başlas ı n!


1 e Tasarruflarınıza en yüksek gelir imkanlarını sağlayan

güçlü

yapı

e vurdun her köşesinde en süratli hizmeti sunabilan on-line sistem bankacılık ve geniş muhabir ağı e Tüm bankacılık işlemlerini yüksek teknoloji kullanımı ile çözümleyen dinamik bir organizasyon

e Ferdi krediden, kredi kartına kadar

bankacılık hizmetlerini alabileceğiniz çağdaş anlayış

tüm bireysel

e ve sizi, evinizdeki

rahatlığınııda ağırlayan,

sorunlarınıza

güleryüzlü çözümler getirer

uzman personel

m

BANK, çağdaş bankaciiığin bu 5 önemli noktasinı Türkiye çap1nda 5 önemli noktada sunuyor. TORKIYI TURIZM YAnRIM ve DIŞ TICARET BANKASI A.Ş.

B

A

N

K

e TYT BANK Haıt>lye: Cumhuriyet Cad. 301 Harbiye/ iSTANBUL TEL: 134 51 60 (10 hat) 131 50 27 e TYT BANK Nuruosmanlye: Nuruosmoniye Cad. 94 Co~ol~lu/iSTANBUL TEL: 512 B6 4446 e TYT BANK Ankara : Cin no h Cad. Görerne Sk. Nozml Bey iş Merkezi 1/ 2 Kovak/ıdere/ANKARA TEL: 127 28 7Q.i e TYT BANK Anlalya: Cumhuriyet Cad. 70/ AANTAlYA TEL: 18 75 38 (4 hat) e TYT BANK lzmlr. Cumhuriyet Bulvon 87/ AA/soncok/IZMiR TEL: 13 53 54


THE MARMARA 襤STANBUL PRES EN TS

" THE BALL ROOM " A NEW LOOK , A NEW STYLE ANDA FIVE STAR SERVICE WITH THE BEST OF TURKISH HOSPITALITY TO TURN YOUR INVITATIONS TO A SPECIAL OCCASION

-

~

-- T H E-

--

MARMARA ISTA N BUL T a k s i m S q u a r e 8 0.() 9 O - I s t a n b u 1 Tel. :

(覺)

覺s覺

46 96 Fax: (1) 144 05 09 Tlx : 24 137 marm tr


Milyonlara milyonlarca hat ... Netaş'tan.

Netaş bir başa rıyı daha kutluyor. İki milyonuncu DMS sayısa l santral h attı ile

küçük

ye rleş im

birimlerine yönelik bir milyonuncu Elif ve Dicle

PIT'nin hizmetine vermenin Netaş,

mutlulu ğunu yaş ı yo r.

Türkiye'de hizmette bulunan 8,5 milyon telefon

üreterek ulusal

h a b e rl eş me ağ ının ge liş imin e

önemli

bütün bu rakamlar, Türkiye' nin telekomünikasyon ya kl aş ık

25

yıldır b aşa rı

Netaş, ortağ ı

de yeni

ile süren

dünya için

PIT-Netaş i ş b irliğ inin

kurarak

h a ttının ,

5,5 milyonunu

k a tkıd a bulunmu ştur. Ul aş ıl a n a l a nın da ki

b üyük

a tılımının .

önemli b irer göstergesidir.

Northern Telecom'un tekno lojisinden

h a berl eşm e ağları

sa ntra ll a rı h a ttını

a ldığı

s ınırl a rın k a lktığ ı , ins anl a rın

güç ile

d aha da

diğe r

ülkelerde

yakınl aş tığ ı

bir

ç alış ma kta dır.

<

"' -

::ı

iletişimingücü


"Juliana'

or.

(Gece k-··s istanbul'a gelin. video barı, çarpıcı bir restoran ı, bir VIP salonu var. g~ kulübtine benzemiyor . .,..,,.,,,. açılıYor .

canlı

müzik Juliana's istanbul, daha önce . Juliana's

~lg. n-•

~~

Swıssötel, Bayıldım Caddessı

2

Macka - Besıktas

80680 ISTANBUL


Ya bir kere Peugeot alınır ... Ya da bir başkası alınır, sonra bir başkası alınır, sonra bir başkası alınır,

Otomobilde Kalıcı güzellik eskimeyen,

"kalıcı güzelliği" arayın. Peugeot 405 GL

medası

liğine damgasını vuran şık ve sportif

geçmeyen , zamanla değerini kay-

çizgileriyle, "kalıcı güzelliğin" tam

1 .6 litrelik, 92 hp (DIN) gücündeki

donanımlı, muhteşem bir örneği.

motoru, elektrikli ön ca m ları, uzak-

betmeyen

güzelliktir. Peugeot'nun

soylu çizgileri yüksek bir tasarımı,

Peugeot 405 SRI

gelişmiş bir estetik duygusunu yansı­

tan kumandalı merkezi kilit sistemi,

"Eiectronic injection" motoru , ayarla-

renkli camları, zarif bir aile otomo-

tır . Peugeot'nun teknik özellikleriyse

nabilir hidrol ik d ireksiyonu, sürücü

bili kimliğini yansıtan uyum lu çizgi-

en son otomotiv teknolojisinin birer

ünitesi 4 ayarl ı, ergonomik, kadife

leriyle, "kalıcı güzelliğin" konforlu,

kaplı koltukları, ayarlı air-condition'ı ,

ekonomik ve şık bir örneği. Siz de

ürünüdür. Estetiğin ve teknolojinin bu eşsiz bileşim inden

atomabilde "kalıcı güzel l iği" arayın.

Peugeot'nun

"kalıcı güzelliği" doğar .

En yakın Peugeoi satış mağazas ına

Peugeot'nun gözde modellerine

gelin ,

yak ı ndan bakal ım, "kalıcı güzelliği"

daha yakındon tanıyın.

Avrupa'nın

güçlü

Arslan 'ın ı

yakından tanıyal ı m.

Peugeot 405 MI -16 16

supaplı

"electronic

injection"

hafif alaşım jantları, soylu çizgileriy-

motoru, ayarlanabilir hidrolik direk-

le, "kalıcı güzelliğin" mükemmel bir

siyonu , halojen farlı ön spoyleri ,

örneği. istersen iz otomatik vitesli .

Ayrıntılı

bilgi için

numaraları

aşağıdaki

hemen

arayın .

istanbul Tel. 174 99 24-346 20 14

hafif alaşım jantları ve spor tip hız

Peugeot 405 GR

izmir Tel. 19 87 73

lastikleri, 0 .29 aerodinamik kat sa-

1 .9 litrelik güçlü motoru, ayarlı di-

Ankara Tel. 127 68 28/29

yısını sağlayan özel gövde tasarımı,

reksiyonu,

ABR freni , ayarlı oir-condition\ kişi-

uzaktan kumandalı merkezi kilit siste-

elektrikli

ön

camları ,

mi , alımlı görünümüyle, "kalıcı güzelliğ in" cazip bir örneği daha . Arzu

ederseniz otomatik vitesli , ayarlı aircondition'lı .

m

OlOIII OTIII 1 S

OTOMOBİLDE "KALlCI GÜZELLİGİ" ARAYI

PEU(;EOT 405 . PEUGEOT. AVRUPA'N IN GÜÇLÜ ARSLAN'I.


AKIN

TEKSTiL

Cırpıcı. Veliefend i Yolu No: 49 34730 Bakırköy , Istanbul-TURKIVE Phones: {90-1) 571 11 10 {4 Lines) 570 27 60 {6 Lines) Telex: 28712 akın tr Telefax : {90-1) 583 50 69


ORAL İzMIR AMERİKAN KIZ LISESI VE PARIS YÜKSEK GAZETECİ­ LIK OKULU MEZUNU. GAZETECİ. YAZAR VE TİY ATRO ELEŞ­ TIRMENİ. NAM-I DIGER: GÜ Ü-

MÜZ EVLIY A ÇELEBİSİ... YlRMt YILI AŞKIN SÜREDİR MILLIYET'TE ÇALlŞlYOR VE MİLLİ ­ YET SANAT DERGISI'Nİ ÇlKARIYOR. YOLCULUKLARlNDAN ARTA KALAN ZAMANINDA Kİ­ TAP YAZlYOR

VE FREQUENT FLYER ÜYESi GOLD CARD SAHİBİ


i iNDEKiLER 1 CONTENTS

s/p 1.6 EKiM ı99ı OCTOBER 9 Sayı/Number ı Oı

YıVYear

THY HABERLER

s/p 56 Genel Müdür Cem M. Kozlu Görevden Aynldı • THY1O GALILEO İşbirliği • THT ile İller Arası Yolculuk Dakikalara İndi e lçimizden Biri • Süper Ekonomik Uçuşlar • ''Türkiye: Uygarlıklar Mozaiği"

BiR KENT / A TURKISH CITY

Antik Yürekli Genç

Şehir:

Ankara

20

Ancient Heart of a Modern City GECE YAŞAMI / NIGHTLIFE

Ankara Akşamları

26

Ankara After Hours SANAT /ART

Cemal Reşi t Rey'de Yeni Sezon

34

The New Season at Cemal Reşit Rey Concert Hall ÇEVRE / ENVIRONMENT

İstanbul Parklarında Bir Gezinti

40

A Stroll Through Istanbul's Parks Kapak Fotogafı 1 Cover Photograph by:

YEMEK / EA TING OUT

Bünyad Dlnç

GEZi /TRAVEL Kumkap ı ' d a

Bir

Balık, Rakı ve Kumkapı Rakı and Kumkapı

50

"Kalkanlı Adam"ın

56

Fish,

Ba lıkç ı

Köyü

Kalkan

A Fish e rnı a11 in Ku m kapı

TARiH / HISTORY

Fransız Sarayı

66

The Palais de France PORTRE / PROFILE SERGi / EXHIBITION

76

Orhan Pamuk Likya Serüveni • "Ekspresyonizm ve

Sonrası"

Sergisi

82

]ourney to Lycia • "Expressionism and After'' in Türkiye DUTY FREE THY BiLGiLERi /THY INFORMATION B SKYLIFE ı O

199ı

98 104


HABERLER

Genel Müdür Cem M. Kozlu görevden ayr1ld1 ürk Hava Yolları Genel Müdürü Dr. Cem M. Kozlu, 31 Ağusto s 1991 tarihi itibariyle görevinden istifaen ayrıldı. Kozlu, THY çalı şanianna bir veda mesajı

T

yayınladı.

"Değerli Arkadaşlarım;

30 Eylül1988 tarihinde başladığım Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinden 31 Ağustos 1991 tarihi itibariyle, ülkeme milletvekili olarak hizmet yapmaya talip olarak ayrılıyorum.

Beraber çalıştığımız süre içerisinde sizlerin destek ve üstün gayretleri sonucunda, tüm olumsuzlukları aşarak, milli havayolumuzu Avrupa 'nın gelişmiş havayolları ile

Türl< Hava Yollan AO. adına sahibi 1 Publısher Yusuf B o layırlı

Sanat Yönetmenı Art D ırector Kemal Öktem

Genel Koordinatör Generol Coordmotor Çetin Özbey

Reklam 1 Advertısing Duygu Tamer Yurdagül Altınöz Tel: 574 73 00 (Ext) 1184/1 185

Yayın Yönetmeni m-Ch1e( Lale Apa Tel: 164 64 20

Genel

rekabet edebilir hale getirdiğimiz inancındayım. Sizlerde gördüğüm başarmak ve en iyiye ulaşmak arzusunun önümüzdeki dönemde de Türk Hava Yolları 'nı daha mükemmele taşıyacağına hiç kuşkum yoktur. Görevim süresince gösterdiğiniz azi mli ve fedakar çalışmalarınız için hepinize sonsuz teşekkürlerimi sunar, size ve tüm aile fertleriniz e sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim. Sevgi ve saygılarımla, Dr. Cem M. Kozlu GenelMüdür

Edıtor

Adres 1 Address Türk Hava Yolları Genel Yönetim

Yazı işleri Müdürü

Bin ası

Editar Ane Oçok Tel: 164 64 20

Atatürk Havalimanı

YeJIIköy 34830 Istanbul

Yayın Kurulu Publlshmg Boord Engin Öktemer Turgay Tekin Ergun Ergur

Engl1sh Ed1tonol ACC Ltd GümÜJSUYU Istanbul Tel: 145 19 60

Tasanm, yapım, baski Des1gn. productlon, pnnung

ılf«

Fotoğraflar 1 Phoıogrophs

Apa Ofset

Bünyad Dlnç Refik Ongan Erdal Alok

Levent, Istanbul Tel: 164 64 20

Basımev i

THYGenel Müdür Vekil i

Yusuf

Bolayırlı

Dr. Cem M. Kozlu'nun ayniması üzerine boşalan THY Genel Müdürlüğü görevine Yusuf Bolayırlı vekaleten atandı. 1945 doğumlu olan Yusuf Bolay ırlı iTÜ Makina Fakültesi Uçak Bölümü mezunu. 1974 yılında Türk Hava Yollan bünyesine atölye mühendisi olarak katılan Bola yırlı, bir süre değişik

birimlerde mühendis olarak çalıştıktan sonra 1979'da Bakım Usulleri Müdürü görevine getirilmişti. Daha sonra T.eknik Kontrol Müdürlüğü , Uçak Bakım Başkanlığı ve Genel Müdür Teknik Yardımcılığı yapan Yusuf Bolayırlı, en son Türk Hava Yollan Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürütüyordu. 1O 1991 SKYLIFE

9


HABERLER

programlaması artı k

Seyahat

çok kolay

THY- GALILEO

T

işbirliği •••

HY. seyah at e ndüstrisinin ih tice vap ve rm e k üze re di zayn e d il m i ş komp üte r ize rezervasyon ve bilg i sistemi olan Galileo ile i şbirli ği yaparak dü n yanı n her yerine ula şa bil e n bir reze rvasyon ağ ı kuruyo r. Çağı m ı zın sürat a nl ay ı şına uygun olarak, reze rv asy on iç in b ağ lantı kurula ca k noktaya anınd a ul aşm a imka nı sağl ayan ; yolculara ve seyah at acentelerine büyük k o l ay l ık l ar ge t ire n Galile o s is te mi ülkemizde THY tarafınd an pazarlanacak Bu dev ko mpüte r s is te mi k a n a lı ile yolcu g id eceğ i h e rhan g i bir no ktaya , d il e d i ği havayolu için reze rvasyon yaptır a bii e c eğ i g ibi , a rzu e tti ğ i nite lik ve fiyattak i bir ote lel e ye r ay ı r tabi l ece k , dil e d i ğ i ye r de a r ab a kir a la m a i ş l e mi yapabilecek, tren ve vapur rezervasyonl a rı da da hil olm a k üze re te k bi r s istemden yararlanarak tek bir ekranda bütün seyahatini programlayabilecek ... T ürk Hava Yo ll a rı bu si ste me bağ l a­ narak, Türkiye'nin kıy ı kasabasınd aki bir ya çl a rın a

otelin rezervasyonundan, dünya turu için bir di zi uçak rezervasyonuna; New York'taki bir tiyatro için yer temininden, Norveç'teki bir deni z gezisine kadar rezervasyon yapmak gibi d eği şik imkanlan yolcul arına sunuyor. Şu an için s iste md e 350'nin üzerind e havayolu, 19.500'den fazla otele ai t bütün bilg il e r d e po l a nm ı ş dur umd a. Sis te m çeş itli h av a yo ll a rınd a n

1O SKYLIFE

ı

O

ı99 ı

ay rı c a d ü nyan ı n çeş itli

yöre le r ind e ki bilg iler, şe hir ve say fiye yöre le ri nd e ki arab a kira lam a ş ir ke tl e rin e ili ş kin de tayla r , fi ya t ve seçenekleri içeriyor. Reze rvasyo n s iste m lerinin ta rihçes i SO'li y ı ll ara u za nıy o r. 1980'lerin so nunda önce Ame rika'da büyük havayolu şi rket­ le rin in reze rv asy on s is te m le ri ol a rak h av a limani a rın a ili şk i n

ba ş layan

bu siste mler daha sonra Avrupa'da da yayı l ın aya b aşlay ın ca , Avrupa Havayo ll arı B i rliği tek bir sistem oluştum1ak için çalı ş m al a r a b aş l a dı. An cak ya p ı lan ç alı ş ma l a rın s on un d a tek bir s is t e m yerine iki tane kurulm as ının daha ya rarlı o l acağı sonucuna varıl d ı. Bu sistemlerden birincisi Amadeus, ikincisi ise Galileo'dur. Galileo sis temi 1987 y ılının T e mmuz


Ga/ileo i/e rezervasyon yaptırmak istediğiniz

herhangi bir nokta ile anında bağlantı

kurabilir, tek bir sistem ve tek bir ekrandan yararlanarak aksaksız bir seyahat programiayabilirsiniz (solda) . Golileo'nun merkezi, ingiltere'nin Swindon kentinde geniş bir alal'ı üzerinde yer almaktadır (sağda) .

THY Gene/ Müdür Yardımcısı Günseli Torhan, Gaileo sisteminin tanıtım toplantısında bu işbirliğinin Türk turizmine sağlayacağı katkıları

anlattı

(altta solda). ve acente temsilcileri Basın mensupları

basın toplantısına geniş ilgi gösterdiler (altta sağda).

ayında British Airways, Swissair, KLM ve Covia tara fınd a n kuruldu. Ş irk e te daha sonra Alitalia, Avusturya Havayollan, Aer Ling us, TAP, Sabe na ve Olympic Havayollan katıldı. THY, dünya çapınd a hizmet veren Galileo sistemine ortak üye olarak katılmı ş bulunuyo r. Arap ülkele ri ne ai t h avayo lla rı ile de özel bir b ağl antı sı olan Galileo, Avru pa'd aki öteki siste m olan

Amadeus'a b ağlı bulunan ülkele rde de hizmet veriyor. Av rup a' nı n e n bü yük bilgisayar me rkezlerinden biri olan ve dünyad aki 90 bi n tenninane b ağl an tı sı sayesinde verilerini s üre kli tazeleye n ş irk e t İn g ilte re 'nin Swindon kentinde faaliyet gösteriyo r. Türkiye'deki acentelere Türk Hava Yoll a rı ' nın g üve ncesinde verilecek ta nı t ım ,

yaygınla ştırma , eğitim

ve bakım hizmetleri, o rtaklığın kuracağı Milli Dağıtım Şir­ ke ti tarafından ge rçe kl eş tiril e c e k . Yolculara ve acentele re büyük k o l ay lıklar getirecek olan bu ağı kurmak, dağıtınak , altyapıyı olu ş turmak ve i şl e tm e k , ace ntelere eğ itim ve rm ek ve so runl a rın çözümün e y ard ı m c ı olm ak ş ir ke tin a na i şlevi olacak. • 1O 1991 SKYLIF-E

ı ı


HABERLER

THT ile Türkiye'de iller aras• yolculuk dakikalara indi raya uçak gitmiyo r; ya otobüse bineceksiniz ya da a ralıayl a gideceksiniz." İşte bu mecburiyet şimdi ortadan ka lkıyor . Artık illerimiz arasında havayolu köprüsü oluşturan, şimdiye kadar hava yolu ile birbirine ulaşa mayan ilie rimize uçak yoku l uğunu başiatacak olan yeni bir havayolu şirketi var: THT. Yüzde 64 his-

O ''

1 2 SKYLIFE 1O 1991

sesine sah ip olan Türk Hava Yolları'nın koruyucu kanatl arı altında faaliyete geçen THT'nin am acı iller arası mesafeyi dakikalara indirmek, i ş hayat ı mı za, iç ve dı ş turiz-me hız kazandırmak ... Uygarlığın en önemli ölçüsü her şey in her yere, en etkin şekild e ulaşabilm es i d i r. Bug ün bütün geli şmiş ülkeler havayolunu en az diğer ulaşım yollan kadar etkin bir şek ild e kullanıyorlar . THT de, ülkemizin ul aşt ı ğı uygarlık seviyes inin ö n em li göstergelerinden biri. THT, Urfa'dan Edirne'ye, Kars'dan Çanakkale'ye kadar tüm şe hirlerimize u laşa­ bileceğimi z günlerin müjdecisi. THT bugün için iki yeni ATP u çağına sahip. 1992 y ıl ınd a ü ç uça ğ ıy l a 165 b in yolcuyu

Yeni havayolumuzla ilden ile yolculuk dakikalara iniyor. THT 16 Eylül' d e seferle rine

TOR K HAVA

ba ş lı yo r.

TAŞIMACILii;;l @


hedefliyor. 1996'da ise uçak sayısını altıya, yolcu sayısını ise 300 bine çıkarm ayı planlıyor.

THTnin arkas ında her anlamda büyük bir destek var: Türk Hava Yolları . THT u çaklarının bakım ve onarımı Türk Hava Yolları'nın 59 y ıllık tecrübesi, modern teknik o l anak ları ve d onanımıyl a yap ılı ­ yor. Ayrıca Türk Hava Yolları'nın büro ve acenteleri THT seferleriyle ilgili satı ş ve rezervasyon hizmeti veriyor. THTli Türkiye nası l bir ülke olacak? İşadamlanmız öğlen Samsun'da, akşam Kayseri'de toplantı yapabilecek. Bildiğin iz gibi, bütün teknolojik ileriemelere rağmen yüzyüze gö rü ş me, iş dünyasında hala en etkili il etişim şekli . Türk i şadamlan THT Sahip

sayesinde artık günlerini bir batılı işadamı gibi programlayabilecek. " Konu şmak için ka l k ı p oraya gitmeye d eğe r mi?" g ibi sorulara artık gündelik h ayat ımı ıda ye r yok. Çünkü iller arası ulaş ım artık dakikalada ölçülü yo r. Türkiye'nin neresinde olursa olsun bund an so nra y urtdı ş ı seyahati havaalanında başlayacak. Yurtdışına ç ık arken önce büyük şehre ul aşma nın bir yolunu bulmak gerekmeyecek Artı k Avrupa, Amerika, giderek dünyanın u çak la ul aş ıl abi l en her yeri evinizden bir havaalanı mesafesinde. Bu, öncelikle zamandan k azan mak demek. Fakat her şeyde n önemlisi kendini h er şeye yakı n hissetmek demek. Yurtdışından Türkiye 'ye dönerken

İstanbu l ya da Ankara'dan sonrası da programlanabilecek Almanya'dan aldı ğ ı ­ nı z uçak biletinin üstünde Köln-Malatya ibaresi olacak. Bunun nasıl bir rahatlık olduğun u anlatmaya hiç gerek yok. Yurtdı­ şında çalı şan vatandaşlarımızın izinlerinin yan süresi yolda geçmeyecek artık. .. Yerli olsun, yabancı olsun , gezmek ya da tatil yapmak isteyenler bir haftaya daha çok şey s ığdırabilecek. Yol yorgunlukl arı artık yaşanmayacak Turistler istedikleri yerlerde istedikleri zamanda olabilecekler. Bu, Türkiye'yi gö rm ek isteyen herkese daha zengin seçenekler sun abilmek demek. Daha çok turi st. daha güçlü turizm sektörü demek. THT u çuş l a rında bulu ş­ mak di l eği ile... •

alduğu

iki ATP deneyimli kadrosuyla THT, Urfa'dan Edirn e'ye Kars'tan Çanakkale'ye kadar bütün şe hir/erimize havayolu ile uçağı,

THY ile ilden ile yolculuğun yeni süreleri.

uloşobileceğimiz

16 EYLOL 1991 ' DEN ITIBAREN :

günleri müjdeliyor (solda). THT, özenle hazırlanan ilanlarla tanıtım

kampanyasını

da sürdürüyor (solda üstte ve sağda)

1 EKIM 1991'DEN ITIBAREN:

Bu sureler ı ç i nde , THT'nin 64 kiş i l i k yeni ATP tipt uçoklorıylo , Türk Hava Yolla· rı ' nın deneyimi ve teknik guvencesiyle uçocok; bir ilden digerine sootlerle degil, dakikolario vlotocoks ı n ı z: .

A:eze,.....osyon ve ayr ı nt ı l ı bilg ı için, Turki· ye ' deki bütün Turk Hava Y o llar ı buro ve ocentelerini oroyobi l i rs ı n i ı .

TÜRK HAVA

TAŞlMACillGI @ 1O 1991 SKYLII f-

ll


iÇiMiZDEN Bi Ri

THYTokyo S atı ş Müdürü Si nan Kıral :

''Yakinda talebi karşiiayam az

· o1acağ1zl ~'

T

oplantıdasınız. Kat ılan

herkes söylediklerin izi o naylar g ibi b aş ını sa ll ıyor, hiç itiraz eden yok. Siz de çok iyi an l attı ğ ın ı z ı ve an l aştığınız ı dü ş ünü ­ yorsunuz. İ şin olduğunu merkeze haber veriyorsunuz. Ondan sonra yapt ı ğ ını z temaslarda bakıyorsunu z ortada anlaşma filan yok. Meğerse japonya'da ' H ayı r , o öyle olmaz' demek ayıpmı ş, o nedenle kimse itiraz e tm e mi ş . Ya da bir mi safirini ze kahve ikram etti ni z. Ama yanını zdan kırgın ayrı lıyor. Neden? Çünkü kahve finc a n ı nın kulpunu ona do ğ ru çevirm e mişsiniz . Mi safı ri ni z de sizin ona önem verm e d iğin iz mesaj ı nı almış." Türk Hava Yoll a rı ' nın T okyo Sat ı ş Müdürü Sinan Kıral , Japon ya'daki ilk aylannda yaşa dığ ı çe li şkil e ri böyle dile getiriyor. Japonya, 1976 y ı lında THY'de gö reve ba ş l a d ı ğ ı ndan bu yana Sina n

''

Kıral'ın b eşinci durağı .

Kır a l 45 yaşında. İn g ili z Filolojisi mez unu . Türk Hava Yolları'nda i şe Kargo bölümünde 1976 yılı nda b aşl amı ş . 1979-1983 aras ın da Frankfurt'ta görev yapmı ş. Genel Müdürlük'te bir süre Sa tı ş Artırm a Şefi olarak ça lı ş tıkt a n so nra Lon dra 'ya ik inci müdür olarak atanm ı ş . 1989 yılının Temmuz ayında ise Uzakdoğ u 'nun bu küçük ama gizemli ülkesine ayak basmı ş . Yurtdı şı tecrübelerine rağm e n Sinan Kıral Japon yaşa m tarzına 'Uyum sağlam anın çok zor olduğu nu anlatıyor:

"Japonya' da çok az Türk var, do l ayı sıy­ la her yeni tan ı ş tı ğ ınız ki ş i büyük bir o l asılı kla ilk defa bir Türkle karşılaşıyor oluyor. Bu açıdan çok kontrollü davran14 SKYLIFE 1O 199

mak ge reki yo r. Ayrıca j aponya ve yörede ki ülk ele rd e in san l arı n düşünce tarz ı bizim alı ştığımı z b atılı tarzdan çok farklı. Yazılarını okuyamıyorsunuz, ortak dil olan İngilizceyi çok d eği şik telaffuz ediyorlar. Bu da yanlı ş anlarnalara neden olabiliyo r. Vücut dilleri, alı ş kan lı kl a rı , davranış biçimleri bizimkilerden çok değişik. Bütün bunları in san sa dece yaşayarcık öğreniyor, kitap okumakla olacak i ş değil. " Sinan Kıral da yaşamış ve öğ re nmi ş . Artık o da hiçbir zaman "hayır" demiyor, misafirine kahve ikram ettiğind e fin canın ku lpunu ona do ğ ru çevirm eyi unutmuyor. Bir i şi çabuk halledebilmek için özellikle orta seviyedeki yetkililerle s ıkı ili şkil e r kurması ge rektiğini biliyor. Türk Hava Yolları'nın japonya'da bir büros u yok, onun ye rin e Genel Sa tı ş Acentesi ile çalı şıyo r. Sinan Kıral ve muhasebecisi acentenin ofi sinde kendilerine ay rıl a n bö lü mde faa liye tl erini yürütüyorlar. Kır a l , y urtdı ş ında ça lı ş­ m a n ı n bir havac ı için büyük bir okul o l duğuna inanıyor. Ona göre merkezde insan kocaman bir tepsinin içindeki tek bir pirinç tanesi. Ke nd i uzmanlık alanınd a ona verilen gö revi yapıyor. Ama

yurtdı şında

durum biraz farklı : herkes her i şi bilmek ve yapmak zorunda. Hele Sat ı ş Müdürü durumundaysanı z, her şey i , en iyi bilen kadar bilmek zorundasınız. M u hasebeden aniayarnam diyemezsiniz, al tına imza attığınız evraktan birinci derecede sorumlusunuz. Aynı şekilde kargoyu da, bilet işini de iyi bilmelisiniz. Bu da insanı sürekli araşt ı rma yapmak ve bilgisini tazelemek zorunda kılıyor." Türk Hava Yollan Japonya'ya haftada iki gü n uçuyor, pazarı ise Türk ve Japon işadam l arı ile japon turi stle rden oluş uyo r . Uçuş l arın haftada iki kez yap ıl­ ması özellikle i şad amları iÇin bir handikap oluşt u rmakta. Ancak Temmuz ayından itibaren uçu ş ların Moskova üz e rinden yap ıl maya ba ş lanmasıyla birlikte u ç u ş süresinin yakl a şı k 5 saat bird e n kısa lm as ı yo lcul a rın THY'yi seçmesine neden oluyor. Sinan Kı ral özellikle Business Class taleplerinde büyük artı ş kaydedildiği n i belirterek sefer say ı sın ın artırı l mas ı konusunda şu nları söylüyor: "Acentelerle görüşmelerimiz sürüyor. Görünen o ki artan talebi karşılayamaz hale geleceğiz. Biz sefer sayılarını artır"Yurtdı şında


HABERLER

mak istiyoruz ve hatta uzun vadeli hedefimiz haftada 7 gün uçmak. Ancak Japonya'nın Narita h avaa l anı dünyanın en s ıkı ş ık havaalanlarından birisi. Artık varolaniann arasına daha fazla sefer sokmaları uluslararası emniyet standartlan açısından imkansız. İkinci havaalanının

terminal binası bitti, a ltyapısı tamamAncak a ltı -yedi tane çiftçi var, pistin onların tarlaları üzerinden geçmesi gerekiyor. Çiftçiler de tarlalarını bırakmıyorlar. Yetkililer, bu ç ıkınazı çözdükleri andan itibaren altı ay içinde pistin biteceğini söylü yorlar. Bu da herhalde 1992 ya da 1993'te gerçekl andı.

leşecek."

İki

senedir Türk Hava Yolları Japonya'da yoğ un bir tanıtım kampanyası yürütüyor. Bu tanıtım faaliyetlerinde Türkiye ön planda tutuluyor. Bu arada yoğun bir şekilde Business Class uygulamasının tanıtımı yap ılıyor. Tokyo hattının büyük bir potansiyel taşıdığına inanan Kıral, "Genel Müdürlüğümüz de 1994 yı lınd a tilomuza katılacak A310 - 340 Airbus uçaklanyla direkt olarak Tokyo'ya uçulmasını planlıyor" diyor. Sinan Kıral, Japon yolculara ilişkin ilg inç gözlemlerini de aktanyor: "Japon yolculara memnun kalacaklan bir hizmet vermek çok zor. Japonya, erkeğin ailede kağıt üzerinde değil, gerçekten reis olduğu bir ülke. Toplum erkeğine ibadet edercesine hizmet eden kadının varlığına alışık. Oturduğu koltuğun yanına diz çökülerek konuşul­ masını bekleyen bir toplum. Alıştığı iyi hizmeti bekleyen bir yolcu topluluğuna süratle servis yapılması gereken bir uçak ortamında hizmet sunuyoruz. Yemekten önce yolcunun sıcak havlusunu-vereceksiniz, elini silecek. Kendi li sanl arıyla anons yapılmadığı ya da bir bardak su isteyemedikleri zaman rahatsız oluyorlar. Bunun için Japon hostes kullanıyoruz. Ayrıca mönüye Japon mutfağından da birşeyler ekledik, memnuniyetle karşılanıyor. Yani bütün havayollan gibi biz de Tokyo hattımızda diğer hatlardan farklı bir hizmet sunuyoruz ... " •

THY'den bir yenilik daha:

Süper

Slı.l

uçakla

yolculutoıı

davet ediyoruz.

SÜPER EKONOMiK UÇUSLAR

Ekonomik Uçu~lar ...._

ünümüzde zaman çok değerli. Her yerde, özellikle de yolculuklarda zaman daha da ön em kazanıyor. Artık bütün günü ya da geceyi yollarda geçirmek istemiyorsunuz. Doğal olarak hızlı ve konforlu bir seyahati tercih ediyorsun uz. Ama nasıl? İşte Türk Hava Yolları'nın size harika bir önerisi var. THY sizi uçakla yolculuğa davet ediyor. Üstelik çok özel koşullarda ... 1 Ekim'den itibaren İstanbul'dan Ankara ve İzmir'e THY'nin "Süper Ekonomik Uçuşları"ndan yararlanarak çok hesaplı seyahat edebilirsiniz. Bu özel programdan yararlanabilmek için yerinizi uçuştan 8 gün önce ayırtmanız ve biletinizi aynı g ün almanız yeterli

~-~~.0.

.,..,

__ -

G

'•~tro•··

..... .-. ....

- ....

.~ ..:":..~~=-·

,..:.:

.............. ı.~ ............ ..ı....

'""""'·"'-·....-..... ,,......................_,............,,..,,_. ,.,...,, .. ..,.,....... ,.. . ... ...,_"'"",.._,.,.. :=.:."'.:-::;.!_.-··-......· - ................. - ... ,....,....,.,.._.,. -~· . ı--ıı·~........ -'"-""'"""r ,,.., ..,.,..... _ .. .... ....._... ..._...., ___ "'-".- ........... .............. ~~

-ıu,...,ı..·

..ı-

__

TORK HAVA YOLLARI

o lacakt ır.

~"'-

Şimdilik yalnızca

®

Türk Hava

Yolları'nın İstanbul/İzmir ve İstan­

bul/ Ankara arasındaki bazı uçuşlarında karşılıklı olarak uygulanan bu program çerçevesinde ücretler gid i ş için 295.000 TL; gidiş/dönüş için 500.000 TL olarak belirlenmi durumda. Süper Ekonomik Uçuşlar hizmeti hakkında THY büro ve acentelerinden ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. •

SÜPER EKONOMiK UÇUŞLAR Uçuşlar

Günleri

Kalkış

istanbul - Ankara TK 164 TK 132

çarş, perş, c.tesi, pazar p.tesi, sa lı , cuma

22:00 14:00

çarş . p erş,

Ankara - istanbul TK 161 TK 145 TK 121 TK 163

cuma

22:00 16:00 12:00 23:00

istanbul - izmir TK 362

p.t esi, salı

22:15

izmir - istanbul TK 363

p.tesi, salı

22:1 5

p.tesi sa lı

c.tesi, pazar

Saati

1O 1991 SKYLIFE

ı

s


HABERLER

THY'den Türkiye'nin

tanıtımına

destek

"Türkiye: Uygarliklar Mozaiği" ünyaca tanınmı ş 50 fotoğrafç ı Türkiye'nin ulu slarara sı planda tanıtımını yapacak bir program çerçevesinde bu ay ülkemize geliyor. Ün-

D

organlan ve ajansiara bağlı fotoğ­ Türkiye'nin dört bir yan ında bir hafta boyunca çekecekl e ri fotoğraflar daha sonra beş dilde yay ınlanacak "Türkiye: Uygarlıklar Mozaiği" adlı bir kitapta toplanacak. Finansörleri a ra sında Türk Hava Yoll arı' nı n da bulunduğu ''Türkiye: ygarlıklar Moza i ği" program ı T uri zm Bakanlığı ve Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü öncülü ğünde, Frans ı z yay ıncı Didier Millet a racılı ğ ıyla ba ş l atı ldı. Didier Millet Yayın e vi. daha önce Tayland, Malezya, lü

yayın

rafçıların

Endonezya, Çin, Singapur ve Hawaii gibi birçok ülkede yaptığı tanıtım organizasyonlanyla biliniyor. Koordinasyo nunu Ba s ın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Kaya Toperi'nin ü stle ndiği programın fotoğraf ekibi şefi Ara Güler. Ünlü yayın organları ve aja n sları n 26 Ekim tarihinde İ stanbul 'a gelecek olan fotoğrafçı ları ülkenin bütün bölgelerine dağılarak 4 Kas ım 'a kadar yak l aş ık 120 bin fotoğraf çekecekler. Bunların içinden seçilecek 350'den fazla fotoğraf Didie r Millet Yayınevi ' nin hazırlayacağı büyük boy "Türkiye: Uygarlıklar Mozaiği" adlı kitapta yer alacak. Di ğer ülk elerde olduğu gibi, Türkiye'de de, programın finan manını devletle birlikte birçok özel sektör kurulu u üstl eniyor. THY, Ke mpin ki Çırağan Palace Oteli, Kodak, Sheraton Voyager Antalya gibi kurulu şlar, gelecek olan fotoğrafçıların film ve fotoğraf çekimi sı­ rasındaki yolculuk ve konaklama gibi ihtiy açlarını ücretsiz olarak karş ılayacaklar. Türkiye'nin 30'u aşk ın büyük sermaye kurulu ş u da organizasyonun ge rç e kl eş­ mesine maddi k atkıda bulunuyorlar. Dün ya nın dört bi r yanından gelecek olan ve her biri kendi alanında büyük ün sahibi fotoğrafçılar arasında Magnum ve Sipa Pres s gibi fotoğraf ajanslarının muhabirleri, Amerika'dan Time-Life, National Goegraphic ve ewsweek gibi dergilerin uzman foto muhabirieri bulunmakta. Bir kısmı hava fotoğraflarında, kimi

sualtı fotorafçılığında, bazılan doğa,

kimi de portre ve yaşarn fotoğrafçılığında uzman olan 50 ki ş inin bu çe kiml e ri sonucunda Türkiye'nin bir haftalık retrospektif yaşarnı b elgelenmiş olacak. Öte yan dan bu fotoğrafçıların uluslararası birçok yayın o rganına verecekleri röportaj ları ile de kitabın ya nı s ıra Türkiye'nin dı ş tanıtımında etkin bir rol oynama ı sağlana cak. T ürkiye, bu programla ulu larara sı çapta tanıtım giri şimlerinden birini gerçekleştirmiş olacak. • Uygarlıklar Mozaiğr' kitabını hazırlayacak olan Didier Millet Yayınevi

"Türkiye:

daha önce Tay/and, Malezya, Endonezya, Çin, Singapur ve Hawaii gibi ülkelerde yaptığı tanıtım organizasyonlarıyla biliniyor. 16 SKYLII E 1O 197


Captivati ng beauty. Enduring value. The slightly curved, scratchproof sapphire crystal gives the DiaStar 'Integral' the typical Rada look and Rado's legendary wearer-comfort. Perfectly designed, it moulds itself to your wrist with its skin-friendly

bracelet made from

scratchproof

high-tech ceramics. Elegant. Beautiful. And unmistakably Rada.

-ll dift!.reut world

Rado DiaStar 'Integral'. W ith scratchproof sapphire crystal and scratchproof ce ramics brace let.

RADO Switze ri and

Rada W atch Co. Ltd., CH-2 543 Lengnau, Switzerland


Telephoning your wife from an ITT Sheraton Hotel inTurkey can seriously damage your nose.

nights in the roof-top Sultan Bar, planning our

David: Hi Nicky, it's David . How are things? icola: Darling, l've been waiting for you to cal!.

ı

tried

schedu le of leisure activities for our stay i11 Shera ton Vayager Antalya).

tlı e

to call you once, but they sa id tha t you were busy in N: And have you been managing to ea t a little bette r,

conference.

because you seem to have lost your appetite a t D: Yes, they passed on your message . l'm sorry I

home recently ?

couldn't get back to you until now. Even this evening, !'ve been working on a real mess of figures and !'ve only just managed to sort things out.

(Yo u see, I was $300 down at Black-fa ck in the Hotel Casina and it took me until now to break even). N: Oh David darling,

D: Well, I try to force something down whenever ı get

a chance.

(The dinn er in Sheraton lstanbul 's Revan Restaurant on our first evening was so rnarvellous that we indulged ourselves on two more occasions; and yesterday's dinner at the Sheraton Voyager's speciality fish restaurant, was an experience !'ll remernber for a

lo ıı g

time).

I hope you're not working too hard. How was business in Istanbul ? D: Pretty tough. The

discussions continued well into the evening on most days.

(Me and the guys from the East European Division were in 'serious' debate most Nicky

"plıoııed

co ııfereııce mıd

on Thursdny, bul unfortunnteiy I was in couldn 'f lake the cal/.

·nıe

ten m nt

Revnıı.

If you

ıvaııt

c uisiııe iıı Is tmıbui , tlıeıı tlıis

is

to experieııce t/ıe fiııest plnce.

tlıe

nutlıentic Ottomnıı


1

N: How was your stay in Ankara? You mentioned that you would be s taying in the new Sheraton there. D: Oh just fine. But work

/ike a lobster, al/'/Jecause 1 fell asleep for two hours at

was pretty intense.

the outdoor swimming pool today. She will

(You

Jıave

got to see this

new Sheraton. 24 floors of the most impressive first -class hotel nceom-

ııose

lıreak

my

if she finds out).

N: Don't worry darling, you'li be home evening and 1'11

ınake

toınorrow

lots of ıny beef s tew that I know

you !ike.

modation you can D: Beef stew? I can't wait. See you tomorrow night

imagine) .

Nicky ......

(Two days of beef stew and

Tiıe 11ew Slıerato11 A11kara Hotel & Toıoers has certai11ly made its mark 011 the capital.

therı

J'm off to Italy for

another series of meetings - and to enjoy some more Sheraton hospitality).

N: I don't suppose you got a chance to see much of the city then ? D: As soon as the meetings finished, it was straight

back to the hotel... ......

( ...... .to enjoy a relaxing aperitif in

tlıe

comfort of the

'Towers' /ounge on the 20th floor and to be thoroughly spoiled by a team who gave the term,

'Jıotel

hospitality'

its true meaning). N: Oh my poor little pet. Anyway, how is the conference

going in Antalya?

Slıortly

after this 'busi11ess discussioıı ' at I fe// asleep aııd gol sımbımıed.

Slıeratoıı

Voyager's pool,

D: lt's been one heavy session after another.

(Three sets of tennis on Thursday, squash yesterday and one and a half hours of watersports today) . N: Darling, you must try and relax a little. You're pushing yourself too much. D: Yes, but you know I'm a work-fanatic.

(How

tlı e

hel/ am I going to explain the fact that I look

ITT Sheraton T

U

R

K

E

Y

ANKARA, ISTANBU L, ANTALYA

NATURAL CHOICE._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __


BiR KENT 1 A SPECIAL CITY

ANCIENT HEART OF A


MODERN CITY The Atakule shoppıng

center,

A

nkara, one of the fırst purpose-built capitals of

one o( Ankara's most modem bwldings, offers elegant stores. restaurants and cafes as well as the most spectacular vıew over the cıty.

Türl<iye for less than 70 years. In the

Şık mağazala rı,

adopted a defiant and symbolic

lokanta ve cafeleriyle

modemism largely influenced by the

An kara 'n ın

en

the 20th century, has been the capital of

1930s, less than a decade after the city was chosen as the site of the fırst republican parliament. the city fathers

Bauhaus School u nder Gropius. Earlier

modem

efforts to promote neo-Ottoman design

yapılarmdan

were rejected in favor of a German

biri olan Atakule'nin tepesinden kenti kuşbakışı izlemek mümkün.

influenced intemationalism and an inflexible master plan devised by Hermann Jansen, Berlin's city architect. Since those optimistic days of the 1920s and 30s, Ankara has lived on its political nerves. Virtually ovemight the city was projected from a provincial backwater of 30,000 people into the international limelight becoming a city of politicians and civil servants,

Near the

of cocktail parties and d ipiomatic

ancient walls

receptions. T oday, with the recent opening of the Sheraton tower and

of the ---

the upmarl<et Atakule shopping center, Ankara continues to strive

t,

for its place among contemporary world capitals. Yet it has also

one of

begun to rediseover its historic

Türki e's best

pa st.

museums,_The

it has an ancient heart. Origınally

Although Ankara is a young city. founded by the Phrygians nearly

Museum of

3000 years ago, it was known as

Anatolian

Ancyra when Alexander the Great

Civilizations.

conquered Asia Minor in 323 B. C. 2000 years later when joseph

Pitton de T oumefort passed by in 170 1 he offered altemative names for a city to which he was clearly attracted: "Angora. or Angori, as some pronounce it. which the T urks call Engour, delighted us more than any other city in the Levant." Toumefort waş also impressed by the Augustus T emple which he described. when constructed in 25-20 B.C.. as "the greatest monument ever yet

ın

Asia."

The monument stili stands, its inscription one of the most im portant histarical sources about the reign of Augustus. 1O 199 1 SKYLIFE

ll


BIR KENT 1 A SPECIAL CITY

Ankara bu ay ba~k e nt olu~unun 68'inci y111n1 kutluyor. Chris Hellier Türki y e'nin yirminci yüzyildaki ba~kentinin tarihsel geli~imini ve kentin geçmi~ten gelen mimari dokusunu anlatiyor. In (ront o( the Ethnographic Museum stands the statue o( Atatürk. created by the /ta/ian artıst Pıetro Canamca (lc(t). Selected as the capital o( Türkiye ın 1923. Ankara is o showcase o( 20th century archıtecture (nght). EtnoğrofYa

Müzestnin

önünde bulunan Atatürk Amtı italyan heykeltraş Pietro Cananica' nın eseridir

(sa/da). Türkiye Cumhuriyeti devletinin başkenti Ankara alan, nüfus, öğretim ve kültür etkinlikleri bakımından ülkenin ikinci büyük kentidir (sağda).

nkara 13 Ekim 1923' t e Türkiye'nin başk e nti ilan ed ild i ve yirmi nci yüzyı ­ lın planlanarak inşa e dilmi ş ilk başkentlerinden biri oldu . Şeh ­ rin birinci Cumh uri ye t Meclisi'ne mekan olarak seçi lmesi nd e n on yı l kadar sonra, 1930' larda, t asarımc ıl ar Gropius 'un yön e timin deki Bauhaus Ekolü'n ün de etki siyle, gele nekiere meydan okuyan, s e mbolik bir mod e rnizmi benimse diler. İlk yıllarda den e nmiş olan n e o-Osmanlı üslubu yerin e Alm an ağ ırlıklı ulu s l ararası bir çizgi tercih ed ildi ve Ankara'nm bund a n so nr a ki ge l i ş i mini Berlin şehri nin mimarı He rınann Jansen'in tasarladığı katı ana plan be lirledi .

A

l l SKYllf [ 1O "'! 1

1920 ve 30'ların o iyimser gün lerinde n bu yana, Ankara'nın nabzı hep politikayla attı. 30 bin nüfuslu mütavazı bir küçük esnaf kasabasıyk e n, çok kısa bir süre içi nd e politikac ı ların, devlet memur l arının , kokteyl partilerin ve diplomatik r e s e p s i yo n l arın şe hrin e d önüştü. Kı s a bir sür e önc e açı l an Sh e raton gökdeleni ve lüks Atakule a lı şveriş merke ziyle, Ankara bugün de dün ya ba ş­ ke ntl e ri arasındaki yerin i koruyor. Fakat aynı zamanda, tarihi geç mi şi ni de ye niden k eş fe tıney e ba ş l a mı ş bulunuyor. Ankara genç bir şe h ir, ama antik bir yüreğ i var. Yak l aş ık üç bin se ne önce Frigyalı l ar tarafından kurulan bu kent, Büyük İ skender'in Ön Asya'yı feth e ttiği

M.Ö. 323 y ılınd a Ancyra adını taşımak­ Bu tarihten iki bin se ne so nra, 1701'de Anadolu'dan geçen joseph Pitton de Tournefort ise, çok beğ e ndiği bu şe hrin üç ayrı ismi bulunduğunu gördü: "Türklerin Engürü adını ve rdiğ i Angora, ya da bir ba ş ka deyişl e Angori, Levant'ın bütün diğer şehirlerind e n daha güzel geldi bize." Tournefort'u cezbeden güzellikle rden biri de, M.Ö. 25-20 yıll arında inşa edilen ve "Asya'nın ge lmiş ge çmiş en muhteşem a nı tı" diye ta nıml a dı ğı Aug ustus Tapınağı'ydı. Bugün hala dimdik ayakta duran bu tapınağın yazıtı, Augustus dönemine ili şkin en önemli tarihi kaynakçalardan birini o lu ştur­ tayd ı.

m~~.

~


The Museum o( Anatalion Civilizotions houses one o( the richest collec tıons o( Hıttıte ort

and orti(octs. Hitit devletine ait dünyanın

en

By faı· the oldest of Ankara' s relics, the temple survived the ravages of time by

The column was erected in his honor after he visited the city in 362 A D. Even

being converted, fırst, into a Byzantine

less we ll-known and little visited. yet

church: later, into a mosque. The Hacı

located just off a busy thoroughfare, are

Bayram mosque. built in the early ISth

the extensive Roman baths incorporating the remains of a frigidarium and

ceı:ıtury

and the most revered mosque in

the city. lies against the westem wall. Like the Augustus monument it. too. is

tepidarium, the cold and warm rooms. Visitors and weekenders almost

dedicated to a venerated fıgure . to Hacı

instinctively make for Ankara's citadel,

Bayram Veli, a Muslim saint who founded

best viewed from the Augustus T emple.

zengin arkeolajik

t he Bayram iye order of dervishes around

Near the ancient walls lies one of

eser

1400. H is tomb stands nearby.

Türkiye's best museums, The Museum of

koleksiyonu Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde bulunmaktadır.

Alexander's temple is the most regal of Ankara's Roman remains though the city

Anatolian C ivilizations, converted from a 1 Sth

century covered bazaar. H ere are

hides other remainders of the Eastem

grouped some of the most im portant

Empire. A stone's throw from the temple

fınds from the Neolithic. H ittite, Phrygian

stand s the column of Julian, the Apostate,

periods with a remarkable reconstruction

the last scion of Constantine the Great.

of a neolithic sanctuary from Çatalhöyük 1O 1991 SKYLIFE

ll


BIR KENT 1 A SPECIAL CITY

Ankara'nın

en eski anıtı olan tapınak, etkisinden korunmasını önce Bizans kilisesi sonra da camiye dönüşmüş olmasına borçlu. Batı tarafında, onbeşinci yüzyı l da inşa edilen ve bugün şehrin en önemli camii olan Hacı Bayram Camii yükselmekte. Tıpkı Augustus Tapınağı gibi, bu cami de çok sevilen bir tarihi şahsiyete, Hacı Bayram Veli'ye adanmış bu lunuyor. 1400'lerde Bayramiye tarikatını kuran Hacı Bayram Veli'nin türbesi de hemen caminin yanı başında. Augustus Tapınağı kadar haşmetli olmasalar da, Ankara'da Doğu Bizans İ mparatorluğu'nu yaşatan daha başka eserler de var. Örneğin, tapınağa çok yakın mesafede, Ankara Büyük Konstantin'in son halefi Kalesi olan Roma İmparatoru Julian L'aposturisttat tarafından diktilerin - - -ve rildiği söylenen sühaftasonu tun yükselmekte. Bu sütun, Julian'ın gez:ginleiktidar yıllarının ortasına rastlayan rinin ilk --M.S. 362 yılında duraği ... Ankara'yı ziyareti zamanın yıkı cı

şerefine dikilmiş.

Augustus

Tapınağı'ndan baktığınızda

muhteşem

bir manzara oluşturan Ankara Kalesi, turistlerin ve haftasonu gezginlerinin ilk uğrağını oluşturuyor. Kalenin antik duvarlarının hemen yakınında, Türkiye'nin en iyi müzelerinden biri olan "Anadolu Medeniyetleri Müzesi" bulunuyor. Onbeşinci yüzyılda inşa edilmiş bir kapalıçarşı olan Mahmutpaşa Bedesteni onarıldıktan sonra Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaya baş l anmış. Geçtiğimiz yıllarda Anadolu Medeniyetleri Müzesi adını alan bu yapı Neolitik, Hitit ve Frigya dönemlerine ait en önemli buluntuları barındır­ makta . Özellikle james Mellaart'ın 1958'de Çatalhöyük'de toprak üzerine çıkardığı parçalada burada yeniden kurulmuş olan neolitik tapınak görülmeye değer. Ayrıca Boğazkale ve Alacahöyük gibi Hitit şehirlerinde ve genel14 SKYLIFE ı O

ı99 ı

likle Midas'ın Mezarı diye adlandırılan büyük Gordion höyüğünde bulunmuş eserler de gene burada sergileniyor. Müzeden yokuş yukarı kısa bir yürüyüşle, 2. Michael'in SOO'lerin başl a­ rı n da yeniden inşa ettirdiği Bizans kalesine ulaşacaksınız. Parmak Kapı'dan girdiğinizde karşınıza çıkan iç şehir, ilk bakışta tipik bir Anadolu köyü görünümünde. Fakat bu köy son yı l ­ larda kapsam lı bir estetik operasyona uğramış bulunuyor. Çok sayıda eski Osmanlı evi, bugün popüler birer restoran olarak hizmet vermekte. Önemli binaların çoğunda da restorasyon çalışma­ ları devam ediyor. Restore edi l miş yapıların en ilginçlerinden biri de, eski bir valinin evi olarak taşlık bir avlunun çevresinde inşa edilmiş ve bugün hem bir el sanatları merkezi, hem de restoran olarak faaliyet gösteren bina. Kale içindeki Osmanlı yapıları yeniden hayata kavuşurken, eski Ulus mahallesinde de Cumhuriyetin ilk yılla­ rında neo-Osmanlı üslubunda inşa edilmiş pek çok yapı varlığını korumakta. Neo-Osmanlı ya da birinci Milli Üslup'ta tasarlanmış bu yapılardan ikisi, Cumhuriyet Bulvan'nda karşılıklı yükselen Birinci Meclis ile Ankara Palas Oteli. Politikacıları, devlet memurlarını ve yabancı devlet adamlarını ağır­ layarak genç başkentin en önemli binalarından biri haline gelen Ankara Palas, büyük kubbesini çevreleyen kulecikleri ve uzun saçaklarıyla geleneksel mimariye bilinçli bir bağlılık gösteriyor. Her ikisi de 1927-28 yıllarında Ulus yamaçlarında inşa edi l miş olan ve Opera binasıyla Gençlik Parkı'na yukarıdan bakan Devlet Resim ve Heykel Müzesi ile Etnoğrafya Müzesi de, gene geleneksel Osmanlı mimarisine dönüş akı­ mının ilk örneklerinden. Özellikle Etnoğrafya Müzesi, oryantal kubbesi ve mermer süslemeleriyle göz alıcı bir yapı. Üslubuna uygun olarak, Selçuk ve Osmanlı sanat eserleri, geleneksel giysiler ve müzik aletlerinden oluşan geniş bir koleksiyonu barındırıyor. Bu iki müze inşa edildiğinde, şehrin siluetine bir anda hakim olmuşlardı.

Bugünse Ankara'nın ufkunu bambaşka binalar belirlemekte. Beş yıldızlı oteller, lüks alışveriş merkezleri ve mali güçlerini yansıtan bankalar bir yana, günümüzde Ankara siluetine damgas ı nı vuran yapı, şehrin en büyük camii olan Kocatepe Camii. 1944'de tasarlanan, 1967'de yapımına başlanan ve yirmiiki yılda tamamlanan Kocatepe Camii, tıpkı Etnoğrafya Müzesi gibi, klasik Osmanlı mimarisi ve onaltıncı yüzyıl estetik anlayışı ile yirminci yüzyıl inşaat tekniklerinin bileşiminden oluşuyor. 1944, aynı zamanda başkentin en saygın yapısının, Anıtkabir'in inşaat ı nın

başladığı yı l. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün kabri olan bu zaman ötesi, dev ölçekli yapı, sütunlarla çevrili çok geniş bir meydanın üzerinde, çağdaş başkentin kurucusuna layık bir anıt olarak yükseliyor. •


The Kocatepe Mosque, completed in 1989, is based on the classical Ottoman architecturol style (left). Amtkabir. the mausoleum of the founder of the Turi<ish Republıc, Atatürk. stands on the Rasattepe hill - visible to all o( Ankara (right). Yapımı 1989'da tamamlanan Kocatepe Camii'nin içi (solda). Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'nın hemen heryerinden görülebilen anıt mezarı Anıtkabir

Rasattepe'dedir (sağda).

excavated by james Mellaart in 1958.

Hotel, each designed in the neo-Ottoman

they were a dominant feature of the city's

Here, too, are fınds from the Hittite cities

or fırst National Style. The hotel, essential

new skyline. T oday, other buildings vi e for

of Boğazkale and Alacahöyük. and from

for visiting dignatories, politicians and

attention. Apart from fıve-star hotels, up-

the great tumulus of Gordion.

public servants in what, hitherto. had been

market shopping centers and banks, the

a poorly served provincial town, was one

new Kocatepe Mosque, the city's largest,

From the museum, the Byzantine

fırst

citadel, reconstructed by Michael ll in the

of the

early BOOs, is a short uphill walk. Entering

capital. Distinctly revivalist, it has a

the contemporary skyline. Originally

the walled city by the Parmak Gate, one could be in an Anatolian village, but a

dominant dome flanked by turrets with deep overnanging eaves.

conceived in 1944, work commenced in 1967 and was completed 22 years later. lt

viiiage which, in recent years, has been

important buildings of the new

On the hill above, overlooking the

is one of the most prominent features of

is based on classical Ottoman architecture

getting a face-lift. Several Ottoman houses

Opera and Youth .Park, the State Painting

and 16th century aesthetics combined with 20th century building techniques.

have been converted into restaurants and

and Sculpture Museum and the

work is underway to restore some of the

Ethnographic Museum, both built in 1927-

more important buildings.

8. are other early examples of Ottoman

venerated of all the capital's buildings, the

revivalism. Of the two the Ethnographic

Anıtkabir.

Museum, with its oriental dome and

classical and certainly monumental resting

While Ottoman buildings within the citadel are getting a new lease of life the

In 1944 work also began on the most This is the timeless, almost

old town of Ulus includes many neo-

marble decoration is the most eye-

place of Atatürk, the father of the Turkish

Ottarnan buildings constructed in the

catching. lt contains a large calleetion of

Republic. Perched above a massive

early republican era. Facing each other

Seljuk and Ottoman art, traditional

courtyard surrounded by colonnades, it is

across Cumhuriyet Bulvan are the First

costumes and musical instruments.

a fıtting monument to the founder of the

Parliament Building and Ankara Palace

When the two museums were built

modem capital.

• 1O 1991 SKYLIFE

lS


ANKARA AFTER HOURS Ankara

akĹ&#x;amlari

TĂźrkiye's political hub has a more sedate reputation than its commercial center, Istanbul, but as Ankara resident Chris H ellier found, the capital is rapidly catching up. Photographs by Refik Ongan ... 26 SKYI III 101991

W

ith an increasingly sophisticated population and a growing number of expatriates and foreign visitors Ankara's nightlife has hit its stride. The city now boasts a number of ethnic restaurants - from Chinese and lndian to ltalian pasta parlors - as well as fÄąne traditional T uri<ish fare. This year the Sheraton Hotel opened to wide acclaim. lt houses two superb restaurants. The Vineyard. which serves a cosmopolitan menu of seafood and international cu isi ne and Le Jardin, open all day with the choice of either open bulfet or a la carte service, as well as the elegant Cafe Vienna. In the Hilton Hotel. the elegant Marco Polo restaurant olfers a variety of ltalian, French and T uri<ish dishes, but the restaurant closes during the summer. Open year-round. the Greenhouse terrace serves bulfet lunches which vary from $40-$80 for two. This light and airy eatery serves an excellent Sunday brunch.


GECE Y AŞAMI 1 NIGHT LIFE

Siyasal ya~amtn merkezi ba~kent Ankara son ytllarda yeni açtlan lokanta ve eğlence yerleriyle istanbul"a rakip oluyor. Chris Hellier yazdt, Refik Ongan görüntüledi. Ankara, son yıllarda , yemek yemek isteyenlere zengin seçenekler sunan bir kent olma yolunda ... Bugün Ankara'da hem geleneksel Türk yemeklerini, hem de Çin ve Hint yemekle rind e n İtalyan hamur işlerine kadar

B

aşke nt

dışarıda

fik s ınönü, iki kişi için ş arap dahil 90 dolardan baş lıyor. Marco Polo ile aynı katta, terasta ye r alan Greenhouse'un büfesinde, iki kişilik yemeğin fiyatı 40-80 dolar arasında değişiyor . Ayrıca pazar günleri bu aydınlık ve terah mekanda canlı caz müziği eşliğinde mükemmel bir

Ankara resıdents en;oy the ınfonnal atmosphere and delıcıous (ood at Vılla Pızza (left.). Dnnks and conversation at Zorbar - Ankara's newest and hattest night-spot Sıcak atmosferi ve leziz yemekleriyle Vii/o Pizza, Ankaralı/arın uğrak

yerlerinden (solda). Yeni açılan Zorbar, kısa zamanda Ankara 'nın gözde barlarından oldu.

The quiet resıdentıal streets behınd the Hilton house several smaller restaurants suitable for infonmal busi ness lunches and popular wit h a younger set in the evenings. Villa Pizza, in a typical 1930s house, cooks up delicious and inexpensive grills as well as pizzas. In wanm weather a pleasant tenrace opens for al fresco din ing. Along the same street is the Wine House, a combination wine bar and restaurant. You can unwind in the infonmal atmesphere reminiscent of an English country pub while savaring cold meats, salads and cheese dishes. Further up t he hill several good restaurants are strung out along Köroğlu Sokak. Gaziosmanpaşa's principal thoroughfare. The spacious Kosova restaurant entices with appetizi ng Turkish meat dishes for $ 16-$25 for two including wine. Fish is the specialty at the Yakamoz Diplomat restaurant where a full meal comes to $26 for two people. Across the street. the bright red .....

uluslararası mutfaklardan değişik örnekleri tatmak mümkün artık. Şehrin güneyine düşen Çankaya, Gaziosmanpaşa, Ayrancı ile Kızılay gibi semtlerde iki kişi için 15-25 dolar arasında değişen fiyatlanyla orta halli bütçelere hitabeden irili ufaklı çok sayıda restoran bulunuyor. Aralannda sessiz bir rekabet sürüp giden lüks restorantarla uluslararası oteller de bu bölgede yoğunlaşıyor. Bu yı l açılan Sh eraton Oteli, uluslararası mutfaklar ve deniz ürünleri üzerinde yoğunl aşan The Vineyard, gün boyunca alakart ve açık büfe servisi veren Le lardin ve hem ye mek hem pastane hizmeti sunan Cafe Vien na'sıyla damak tadına düşkün herkesi memnun edecek kaliteye sahip. Sh e raton'ın hemen yanı ba ş ında yüks e le n Ankara Hilton 'un Marco Polo restoranı, ağırbaşlı havasıyla dikkati çekiyor. Ş e f Hartmut Noack'ın yönettiği restoranda ağırlık İtalyan, Fransız ve Türk yemeklerinde .. . Burada "Panache de poisson" ya da köri ve ananas soslu tavuk gibi yemekler de içeren

brunch yiyebileceğinizi de belirtıneden geçmeyelim. Hilton'un a r kas ı nda uzanan sessiz sokaklarda, daha ufak boyutlu sayı s ı z restoran gizli. Bunlar, öğle yemeklerinde özellikle gayrıresmi iş yemekleri için ideal bir ortam oluştururk e n, akşamları daha g e nç kes ime h izm e t veriyor. 1930'lardan kalma beyaz badan alı güzel bir binada açılmış olan Villa Pizza, bu sayısız restorandan biri ... Yaz ayl arında terası n da da otur ulabile n restoranı n , pizzanın yanı sıra çeşitl i ızgaral arı da içeren makul fiyatlı bir mönüsü var. Aynı sokakta yer alan Wine Ho use, zengin bir Türk şarapl arı kavın a sahi p. Rüstik dekorasyonuyla İng il iz taşra pub'lannı hatırlatan bu samimi atmosferli r e storan-barın spesiyalitesi söğüş e t, salata ve peynir. Yokuşu n yu karısında, Gaziosmanpaşa'nın ana yolu olan Köroğlu Caddesi'nde de bir dizi kaliteli restoran s ı ralanmakta ... Kosova Kebapçı sı bunlardan biri. Makul fiyatlarıyl a dikkati çeken Kosova'da şarap 1O 1991

SKYLırF

27


Ankara resıdents and visitors o/ike rave about the She roton 's e/egant restaurants and delıcıous food. Sheraton Oteli'nin restoranlarında Ankaralı/a ra

nezih bir atmosfer içinde lezzetli yemekler sunuluyor.

Atop the Ataku/e shopp1ng center. the Poupee Dönen. offers a fabulous v1ew of the cıty and a sumptuous menu. Atakule alışveriş merkezinin üstündeki Poupee Dönen restoranda nefıs bir Ankara manzorası izleyerek yemeğinizi

yiyebilirsiniz.

entrance tlanked by golden lions heraids the Cengizkaan Chinese restaurant. Run by a T aiwanese couple John and Ma M ei Chien. the restaurant offers a set meal for two - includıng wan tun soup and man chu chicken - at $28. Prices rise considerably if you choose from the vast a la carte menu. Alsa on Köroğlu Sokak is Pineapple Restaurant with a tantalizing international menu. If you want your meal with a view. head for the Poupee Dönen. atop the new shopping complex, Atakule. overlocking the city center and the northem hills beyond. The popular Chez le Belge restaurant, 20 kilometers south of Ankara on the shores of Gölbaşı lake. provides a break from the hectic city life. The fresh crayfsh are reason enough for the trip. On Çankaya hill off Cinnah Caddesi. an Ottoman mansion, an oasis of history hidden among Ankara's modern apartment blocks. has been converted into a traditional Turkish restaurant known as Mangal 2. lts extensive menu includes regional dishes from T urkic areas outside the republic such as Özbekistan. If a business or shopping trip takes you 18 SKYLIFE 1O 199 1

to downtown Kızılay, numerous inexpensive eateries vi e for your custom. including a spanking new McDonalds. Mor·e discern ı ng diners might want to sample the local fish restaurants. For a city so far from the sea, Ankara boasts a surprising number. Great atmesphere and great seafood can be found at Iskele on T una Caddesi near the central tlower market reservations are essential. A few blocks away is the Washington which. despite its American name, serves Turkish food and a wide range of mouthwatering meze or appetizers. In the same area. is the Yakamoz Histerya. the sister restaurant of the Diplomat in Gazıosmanpaşa. wıth a large garden for summer dining. Recent efforts to restore Ankara' s hrstoric center. the area lying within the ancient walls. has led to the opening of several new establishments. The Zenger Paşa. just inside the walls near the clock tower gate has proved immensely popular with Ankara residents and summer visitors. With views over the city, the restaurant' s waiters. dressed in Ottoman costumes. serve tempting Turkish dishes rncluding mantı , a delicious Turkish ravioli.

The bars in A nkara's better hotels are ideal locations for a drink after work. although same of the large restaurants have separate bars. One of the most comfortable is the curiously named Bar Bar. downstairs from the Kosova restaurant, which comes alive on Friday and Saturday nights with a regular jazz quartet. Live music is alsa a weekend attraction at Club A. the Nostalgia Bar and at Architects Association which hold regular jazz and blues nights. The Ki- Bar in Gaziosmanpaşa houses an American style bar, a restaurant - the Halicarnas. and a downstairs sauna for true relaxation. The newly-opened Zorbar bar is Ankara 's hattest "in" place. If you stili have energy after a full meal, Ankara has several discotheques for a nightly workout, although the crowd is mostly under 30. The immense Airport in Kavaklıdere and F34 in Çankaya are the favorite places to dance the night away. Half-a-dozen night clubs offer entertainment for the older set. As well as oriental dancers. most clubs feature troupes from abroad. Eastern European groups seem particularly popularat the moment at Şehrazat and Manilya. •


GECE Y AŞAMI 1 NIGHT LIFE

Where to Find Ankara's Restaurants and Night-spots Yazıda adı geçen lokanta, bar ve eğlence yerlerinin telefon ve adreslerini aşağıda bulabilirsiniz. Airport: Şilı Meydanı Kavaklidere Cengizkaan: Tel 137 SI O1 Ch ez Le Belge: Tel: 184 14 78 Gölbaşı Club A: Farabı Caddesı F34: Farabı Caddesi Çankaya Ki-Bar: Tel: 146 OS S3 Nenehatun Cad. No.58 Gazıosmanpaşa iskele: Tel: 133 38 13 Tuna Caddesı Kosova Kebapçısı: Tel: 146 32 44 Köroglu Caddesi No·.ı9 Mangal 2: Tel: 140 09 S9 Kuloglu Sokak No.26 Çankaya Manilya: Tel: 23 1 02 02 Gazı Mustafa Kemal Paşa Bulvan No.63C Maltepe Mimarlar Odası: Filistin Caddesı Nostalgia Bar: Cinnah Caddesi No.29D Pineapple Restaurant: Tel: 146 S3 27 Körogıu Caddesi Poupee Dönen: Tel: 140 74 12 Atakule Şehrazat: Tel: 230 16 43 Sümer Sokak Vi Ila Pizza: Tel: 229 S6 08 Washington: Bayındır Sokak Wine House: Boğaz Sokak No.28 Yakamoz Diplomat: Tel: 1 136 09 03 Körogl u Cad No.28 Yakamoz Histerya: Tel: 13S 44 98 Zenger Paşa: Tel: 3 1 1 70 70 Zorbar Bar: Tel: 137 62 9S

dahil iki kişilik yemek için 16-25 dolar ödeniyor. Duvarlan ağ ve kilimlerle süslü Yakamoz Diplomat balık restoran ınd a ise adam başı ortalama 13 dolar ödeniyor. Yakamoz'un tam karş ı s ındaki Çin lokantası Cengizkaan'a iki yanında altın renkli aslanların bekle diği kırmızı renkli bir kapıdan g iriliyor . Birkaç yıl önce Ankara'ya yerleşen Taiwanlı John ve Ma Mei Chien çiftinin i şlettiği Cengizkaan'da içinde Wan tun çorbası ve man chu tavuk da bulunan fiks ınö nü 14 dolardan başlıyor. Zengin alakart çeşitleri arasın­ dan seçim yapılacak olursa fiyatlar hayli yükselebiliyor. Bu arada Cengizkaan'da şişesi 60 dolardan ithal şampanya içmek de mümkün. Gene Köroğlu Caddesi'nde yer alan Pineapple Restaurant ise balık­ patates kızartmasından karides "provençale" ve biftek "soliman"a kadar uzanan uluslararası bir ınönü sunuyor. Eğer yemeğİnizi manzara seyrederek yemeyi tercih edenlerd enseniz size Ankara'nın kaliteli alışveriş merkezlerinden Ataku le'nin tepesinde yer alan Poupee Dönen Restora n 'ı önerebiliriz. Şehrin 20 kilometre güneyindeki Gölbaşı kıyısında kurulmu ş olan Chez Le Belge ise manzaralı bir başka lokanta ... Başken­ tin kargaşasından uzak konumuyla popüler bir restoran haline gelen Chez Le Belge'in spesiyaliteleri kroket ile 'bordelaise' ve mantarh çeşitleriyle taze kerevit. Gölbaşı'ndan kente dönüyoruz. Bu kez Çankaya'nın ara sokak larındayız. Bu sokaklarda da bir dizi restoran bulunuyor. Bunlardan Manga! 2 Cinnah Caddesi'nin hemen gerisinde, Ankara'nın modern apartınanları arasında kendini korumayı başarmış eski bir konakta hizmet veriyor. Manga! 2'nin yöresel et yemeklerinden o lu şa n ınönüsünde Özbekistan gibi uzak yörelerin lezzetlerine de rastlamak mümkün. Kızılay'a yolu düşenierin de yemek konusunda birçok seçenekleri bulunuyor. Burada, başta fast-food sektörünün önemli isimlerinden McDonalds'ın yeni şub esi olmak üzere, çok sayıda ayaküstü restoran hesaplı bütçeiiiere değişik sandviç çeşitleri sunuyor. Daha titiz mü şterilerin ilk tercihi ise balık lokantalan. Denizden çok uzak bir şehir olmasına rağmen, Ankara'da şaşılacak kadar çok balık lokantası bulunuyor. Üstelik de sahillerdeki lokantalara oranla çok daha ucuz. Çiçek P aza rı 'n dan bir taş at ımı uzakta, Tuna Caddesi'ndeki Iskele büyüleyici atmosferi ve mükemmel yemekleriyle dikkati çekiyor. Iskele'de önceden yer ayırtmak gerektiğini de belirtelim.

Birkaç sokak ileride, Bayındır Sokak'ta yer alan Washington, isminin aksine Türk yemekleri ve iştah açıcı meze çeşitleriyle ünlü. Aynı bölgede, Hürriyet Meydanı'nın biraz ilerisinde, Gaziosmanpaşa'daki D ipl omat'ın kardeş kuruluşu

Yakamoz Histerya'da Türk yemekleri ile pizza çeşitleri sunuluyor. Histerya yaz mevsiminde gen i ş bahçesini de açıyor. Ankara'nın tari hi merkezi Ulus ve Ankara Kalesi bugün e d eğin yemek haritalarında yer alabilecek nitelikte lokantalara sahip değildi. Fakat son yıllarda restorasyo n çalışmalarının yoğunlaşmasıyla birlikte bu tarihi bölgede de birkaç yeni restoran açıldı. Zenger Paşa bunlardan biri. Sudann hemen içinde, Saat Kulesi'nin kapısının yanındaki binada hizmet ve ren lokanta, damak tadına dü şkün yerli ve yabancı geniş bir topluluğun gözdesi durumda bugün ... Dekorasyonunda tamamen geleneksel çizgilerin hakim olduğu Zenger Paşa'da, Ankara'yı k u ş bakı ş ı seyrederek tarihi g iysili garsonların su ndu ğ u Türk yemeklerinin tadına varabilirsiniz. Yemekten ziyade, içkiyle ilgilenenlerse aradıkları gibi bir barı Ankara'nın iyi otellerinin hemen hepsinde bulabilirler. Ayrıca büyük restoran ların çoğunun da bir ban var. Kosova Restoran 'ın alt katın­ daki Bar Bar restoran barlarının en güzel örneklerinden biri. Bu ilginç isimli barda cuma ve cumartesi geceleri bir caz dörtlüsü canlı müzik yapıyor. Farabi Caddesi'ndeki Club A, Cinnah Caddesi'ndeki Nostalgia Bar ve Filistin Caddesi'ndeki Mimarlar Odası da düzenli olarak haftasonları caz ve blues gecelerine sahne olmakta. Bu arada Gaziosmanpaşa serntİndeki Ki-Bar, sade Amerikan barının yanı s ıra , alt kattaki sauna sıyla da ilgi uyandırıyor. Yeni açılan Zorbar adlı bar da son günlerin en gözdeleri arasında ... Daha canlı bir eğlence arayanlar için, distotekler de eksik değil. Fakat bu diskotekler daha çok 30 yaşın altındaki kesime hitap etmekte. Kavakhclere Şili Meydanı'ndak i devasa Airport ve Çankara Farabi Sokak'taki F34 Ankara'nın başlıca diskotekleri aras ında sayı labilir. 30 yaşını geride bırakmı ş revü meraklıları ise, bir düzineye yakın gece kulübü arasın d a seçim yapma şa n s ın a sahip. Bu kulüplerin çoğu nda geleneksel göbek d ans ının yanı s ıra ya bancı revü toplul uk ları nı n gösterileri de geceleri şenl endiriyor. Bu alanda son birkaç yıldır Doğu Avrupalı toplulukların başı çektiği

gözleniyor. Bu kulüpler arasında Şehrazat ve Manilya'yı sayabiliriz. • 1O 1991 SKYLIFE

19


ı=>orul<tal<iler ___

~issan

Laurel

Sizi n de dikkatin izi çek ti

nıi? 1 3uglirılcrli c. standa ı 'l

siyon. crgo nom ik kolt uklar. c;ok

i ş l evli

yünc l i~lcrden uzcık

doruktcıki ki~i l er.

panel i. klima. mlizi k seti. otomatik

açılahilir t<ıY ; ııı .

sC<;erkcn de

durnn

ayrıcal ı kl ı

bir c;iizlimli

tnci l ı

otomobil

ediyorlar ...

Nissan 1.aurel A lli ma'y ı scc;iyorlar. Nic;i n cinsin iz? 1

issan

Laureli\ILiına· y ı yakından tanıtlığınızda

bu

il ginin neden ini l ıcmen anlayacaks ını z ... Örneğ i n. ye ni

lı ir c;ağ ı ya n s ı Lanliizay ı1. Anod i naınik yap ı

slirtlinınc katsayısını. iıı d i r i yo r.

0.32 gibi

inanılnwz lıir

dlizeyc

Nissan teknoloji sinin csni motor. yliksek

pn!'ornıcı ıı s ııı kaynağı. :\yar l anatı i lc ıı l ıiclro li k

direk-

gösterge

"6. vitt's·· *güvencesi gibi tüm Lisllinllik lcr Nissan Laurcl Alt ima 'ya yii nelik ilg iyi

aç ı k l ıyor.

/\ncak.

·


_A_ltima.

Nissan Laurel yeni seçimi

A l t im a'n ın

olduğunu

ni çin doruktaki

daha iyi anlamak

lütfen bir BMC-Nissa n Show-Room'a

ki~il e rin

istiyorsanız

u ğray ın.

Çekici

bilgi

a lın .

dilerseniz oto-

mobilinizi

ku ll an ın.

Doruktaki yen i otomobili

te 6 s

*

o

da dahil olmak üzere her konuda

size de sunmaktan .

oz~ü iıZPI hir hız. üzt'l bır

guçıur

sa tı ş kolaylıkl arı

\ıs:-;an l.aun·l ·\ll ima ~;ıtı ııık-

rirw

T ıır ~ı~ı· çapında~ ı

B\1 (>\ ISS•\1\ Sı·nı:-~h·rfnırı ~urı ~apırulakı tl ı· ,tt·~ı­

dir. .. bol

\t' hı· s aplı ~ı·<kk ı ı:H~·a :,!tl\t'll !'t'"'Hlı r

Nissa n Laurel Altim a il e ye ni d oru k ı ar a yo 1 alman ı zdan

biz de mutluluk d u

Ayrıntılı

yacağ ı z.

bilgi için, lütfen arayın :

lzmir Show · Room: Ankara Asfa ltı No 64 Bornova 35100 Tel· 1694 40 (6 hat) istanbul Show · Room: Akabe Ticaret Merk.ezı Buyukdere Cad 70-BO(l Mecıdıyekoy 80450 Istanbul Tel 167 48 08

1JIUm - ı~~e~~l ~ 1r;_i--m ~ 1 "Türkiye'de yaygın... dünyada saygın"


R ... TARİŞBANK , tüm dış işlemlerinizde, dünyanın dört bir yanına dağılmış güçlü bankacılık hizmetleriyle, size çağın hızını kazandırıyor... TARİŞBANK , muhabir bankalarının 85 ülkedeki binlerce şubesi ile, size en hızlı hizmeti vermeye hazırdır.

TARISBANK ILE • DUNYASIZE COKYAKIN! .. ••

M

i

L L

i

A Y D ı N

B A N K A S ı

T. A. Ş.

'i3 TARiSBANK •

GENEL MÜDÜRLÜK Şair Eşref Bulvarı No:31i iZMiR Tel:(51) 414304 (5 hat)-415090 (5 hat)-415704 (5 hat) Fax : (51) 257390 S.W.I.F.T. Kod MIAYTR 2 1 iLETiŞiM iÇiN Taner Sevinç, Genel Müdür Ya rdımc ı s ı (Direkt Hat: 259579) Harniyet Top, Dış i lişkil er Müdürü (Direkt Hat:145099) • Ela Genç, Döviz Pozisyon Müdürü (Direkt Hat:411587) Ender Kırkseki zoğlu , Menkul DeQerler Müdürü (Direkt Hat:145908)


Dünyanin en iyi telefonu • 5 hatlı santral görevi • Üçlü konferans • Ahizesiz konuşma • Geniş hafıza • Meşgul çıkan numarayı kendi kendine arama • Gelen mesajları kodladığınız bir numaraya iletme • Telefonla konuşurken bir başkası tarafın­ dan arandığınızda özel sinyalle uyarma • Konuştuğunuz kişiyi beklerneye alma • Ses ayarı • Müzik yayını.


SANAT / ART

CEMAL REŞIT REY'DE YENI SEZON •

se rvatu pi yano profesörü olan Dınitri Ba shkirov, üze rind e ki y urtdı ş ına ç ıkı ş yasağı 1988 ' de ka l ktıktan sonra Salzburg, Paris, Barselona, Helsinki ve Madrid konservatuarlannda da uzmanlık sınıflarını yönetiyor. Portekiıli piyanist Maria ]oao Pires ise kariyerinin en yühek noktasına ula ş­ tığı bir sırada Türkiy e 'y e ge liyor . İngilte re'de son derece popüler bir piyani st olan Dınitr i Alexeev de geçe n Mayı s ayında Cemal Re ş it Rey Konser Salonu'nda verdiği resital ile İ stanbullu mü z ik se ve rl e rin büyük b e ğ e nisini arı 'nda

B

irka ç

yıl

önc e

kurulmasın a rağm e n

kı sa

za manda istanbul ' un önd e gelen sanat me rk e zlerind en biri olan Cemal Reş i t Rey Konser Salonu, 199192 s e zonuna zeng in bir programl a g iriyor. Yıl boyunca izleyicilere yerli ve yabanc ı seçkin s anatç ıl ar tarafından çe itli konser ve gösteriler sunulacak. Sadece müzikle sınırlı kalmayan programda modern dans ve multi -me d ia göste rilerine de yer verilm i ş . Cemal Reşit Re y Kon se r Salonu sezonu Philadanco toplulu ğ unun 30 Eylül ve 1 Ekim tarihlerind e g e rçe kl eş­ tiril e cek iki dans gösterisiyle açıyor. Ph iladanco (The Philad e lphi a Dance Co.), tümüyle siyah dansçı ve koreog-

The New Season at Cemal Re~it Rey C oneert Hall

34 SKYLIFE 1O 1991

raf l a rd a n kurul a n ve ye ni kla s ik, mod e rn ve caz sti ll erinin kusursuz ve enerji dolu sentezini yapan bir g rup. 21. yüzyılın toplulu ğ u olarak lanse edilen Philadanco sezon açılı ş ında "Kara Bale" adlı gösterisini sunacak. Cemal Re ş it Rey Konser Salonu'nun piyano se ri s ind e kons e r ve r e c e k sanatç ılar ara s ında Ocak ayında Dınitri Bashkirov, Şubat ' ta Maria Joao Pires ve Ni san 'da Dmitri Al exeev fla ş isimle r. 19 57 yılından b e ri Moskova Kon -

In the past few years. Cemal Reşit Rey Concert Hall has become one of lstanbul 's most active performing arts centers. bringing a new variety and sc o pe to the music season. The 199 11992 program features a wide selection of recitals. chamber music and symphonic music performed by distinguished musicians from Türkiye and abroad. The program alsa includes modern dance and multimedia performances. The Philadephia Dance Company opens the season on September 30th with a performance of "Black Ballet." Ph iladaneo is made up solely of black daneers whose repertory combines new classic. modern and jazz styles in an energetic and original manner. The program will be repeated on October 1st. Among the well-known musicians

kazanm ı ştı.

İki piyano seri sinde ise Maria Joao Pires il e Hüseyin Serın e t'in birlikte

giving concerts as part of the concert hall's international piano series are Dmitri Bashkirov in January, Maria joao Pires in February. and D mitri Alexeev in April. Dmitri Bashkirov, a professor of piano at the Moscow Conservatory since 195 7, has directed master classes at the conservatories of Salzburg, Paris. Barcelona, Helsinki and Madrid after being allawed to travel abroad in 1988. Portuguese pianıst Maria Joao Pires com es to Türkiye at the height of her career. Dmitri Alexeev, a very popular pianist in England, is remembered for the recital he gave at Cemal Reşit Rey last May. In the piano duet series. the program to be presented in February by Maria Joao Pıres and Hüseyin Sermet is one of the most anticipated concerts of the 1992 season. The English Chamber Opera Ensemble


1O 1991 SKYLIFE

3S


Rocco Filippini ile Stephanie Redaelli'nin resita/i, Mart ayının önem/i sanat olaylarmdan (solda). Sergio ve Odair Assad'm resitali de Mart ayı içinde izlenebilir (sağda) . In March, Rocco Filippini wi/1 perform on the eel/o accompanied by Ste(anıa Redae//ı (left.). Sergio and Odair Assad wi/1 give a gwtar concert in March

(right).

will give two performances on October 17-18. Kyoko T akezawa is one of the top draws in the Since its violin series. Born in Japan, opening, she made her Cemal Re it debut during the Rey Concert 1988-89 season with the New Hall has - - emphasi:zed York Philharmonic the under the introduction directian of Zubin Mehta, of young going on to talent. perform at Carnegie Hall. Well-known pianist Judith Uluğ will accompany Takezawa during the D ecember 23rd concert and Maria Joao Pires will play with Augustin Dumay in a 36 SKYLIFE 1O 199 1

concert scheduled for February. In the international cello series. Boris Pergamenshikov, who plays a 1735 Montagnana cello, and pianist Pavel Gililov are scheduled to give a concert in February. In March. the series continues with a performance of Rocco Filippini and Stefania Redaelli. The season features two symphony orchestras: in December, the Moldavia Philharmonic Symphony Orchestra led by Dmitri Goya will give two concerts, one in which never-before-performed works of young Turkish compasers will be presented. The second concert includes works of Mozart. In April. the Northern Symphony Orchestra of Great Britain, und er the baton of Howard Griffiths, will give two performances, one a children's concert featuring two talented young Turkish

pianists, Ferhan and Ferzan Onder, as soloists. Also on the program are a Renaissance. Baroque and Classical Music Week in February: a series of recitals dedicated to David Oistrach in which lgor Oistrach, Valeri Oistrach. Victor Pikaizen and Ayla Erduran will perform: and concerts honoring Bülent Tarcan and Semiha Berksoy. Since its establishment, Cemal Reşit Rey Concert Hall has placed considerable emphasis on introducing young talent. This year, a "Young Talent" series is again on the program, presenting monthly performances of promising young musicians. For tickets and more information, call 148 94 04 or 148 54 5 1 or drop by the the concert hall. which is located in Harbiye, on the road leading from the • Asker Evi to Maçka.


SANAT / ART

verecekleri konser de 1992 Şubat'ının flaşl arından ... İngiliz Oda Operası Topluluğu 17-18 Ekim 1991 tarihlerinde iki gösteri sunacak. Keman serisinin önemli isimleri arasında, Japonya'da doğan ve 1988-89 mevziminde Zubin Mehta yönetimindeki New York Filarmoni Orkestrası eş li ğ ind e "debut" konserini veren, ard ınd an da Carnegie Hall resitaliyle ününü pekiştiren Kyko Takezawa bulunuyor. 23 Aralık 1991'de vereceği konserde Takezawa'ya değerli piyanist ]udith Uluğ eşl ik e decek. Bu seride ayrıca piyanoda Maria Joao Pires'in eşliğinde Augistine Dumay'ın Şubat ayında vereceği konser de yer alıyor. Uluslararası viyolensel serisinde, Almanya'da yaşayan Rus sanatçı Boris Pergamenshikov, piyanist Pavel Gililov ile Şu bat ayında bir resital verecek. Boris Pergamenshikov 1735 yapımı bir Montagnana çellosu ile çalıyor. Bu seride bir b aşka önemli sanat olayı da Mart ayında Rocco Filippini ve Stefania Redaelli'nin resitali .. .

Se nfonik konserler serisinde iki orkestra yer alıyor. Moldavya Filarmonisi Senfoni Orkestras ı 'nın şefi Dmitri Goya Aralık ayında biri genç Türk bestecilerinin hiç çalınmamış eserlerine, diğeri de Mozart'a adanan iki konser yönetecek. 1992'nin Nisan ayınd a ise otuz yıldır Kuzey İngiltere'nin müzik gereksimini karş ıl ayan bir orkestra olan Northern Sinfonia, şef Howard Griffiths yönetim ind e iki konser verecek. İkinci konserde Viyana Müzik Akademisi'nde çalışmalarını sürdürmekte olan ve son beş yı ldır Avrupa'daki bütün "piyanoduo" yarışma l arında birincilik kazanan çok yetenekli iki gencimiz Ferhan ve Ferzan Onder solist olarak dinlenebilecek. Ayrıca Şubat ayında Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda Rönesans Barok ve Klasik Müzik haftası gerçekleştiri l ecek. Bu sezon Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun programında özel konser bölümü David Oistrach'a ayrılmış durumda. Bu konserde Igor Oistrach, Valeri Oistrach, Victor Pikaızen ve Ayla

Erduran dinlenebilir. Açı l dığ ınd an bu yana genç yetenekleri tanıtmayı görev edinen Cemal Reşit Rey Koser Salonu yöneticileri bu sezon da "genç yetenekler" serisini ihmal etmemişler. Sezon boyunca her Sadece ay genç sanatçı- müzikle l arın çeşitl i enstrümanlarla verecekleri konan serler izlenebilir. Salonun bu ro ramda yılki programın­

da

ayrıca

modern dans

Bülent Tarcan'ı Anma ve multiKonseri ile Semedia miha Berksoy'a Saygı Konseri österilerine de yer alıyor . de Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun yukarıda bazı seçmeler yaptığım ı z programı hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için; 148 94 04 ve 148 54 51 numaralı telefonlara başvurulabilinir. •

1O 1991 SKYLIFE

l 7


Uretim kalitesi , Operatör

güvenliği ,

Kullanım kolaylığı ,

Yüksek iş kapasitesi, Yedek pa ~ça güvencesi, Üstün servis desteğ iyle

Dünya standartlarında bir forklift, Çukurova Forklift istiyorsunuz.

1600 kg 'dan B tona kadar kaldlfma kapasitesine sahip, elektrikli ve dizel-hidrostatik, Çukurova Forklift/er:

* ÇF 16E: Elektrikli, KK 1.6 ton

* ÇF 25C: Oizei-Hidrostatik, KK 2.5 ton • ÇF 30C: Oizei-Hidrostatik, KK 3 ton

* ÇF 40C: Oizei-Hidrostatik, KK 4 ton * ÇF 60: Oizei-Hidrostatik, KK 6 ton * ÇF 70: Oizei-Hidrostatik, KK 7 ton * ÇF 80: Dizei-Hidrostatik, KK 8 ton

ÇUKUROVA

Cukurova ithalat ve ihracat T.A.Ş.

iSTANBUL Gn . Md : {1) 133 01 80 {15 hat) . ADANA: {71) 15 11 47 {5 hat) , ANKARA: {4) 287 33 00 {12 hat). DiYARBAKlR: {831) 57600 {7 hat) . iSTANBUL-KARTAL: {1) 395 34 60 (5 hat). iSTANBUL-TOPKAPI : {1) 567 88 18 {12 hat), iZMiR : {51) 18 24 75. BURSA: (24) 35 35 44 .ERZURUM : (011) 23499 KAYSERi : (35) 16 91 68. KONYA: (33) 16 31 71 - 16 05 90 . KÜTAHYA : (231) 13342. MARMARiS: (612) 12475, TRABZON : (031) 53747 - 50287


OSMANLI BANKASI BİREVSEL BANKAClLIK HİZMETLERİNDEN

KONUr KREDİSİ

TAŞlT KREDİSİ

MESLEK KREDİSİ

ÖZEL DESTEK KREDİSİ

Ülkemiz bankacılık geleneğinin deneyimli ismi Osmanlı Bankası, siz seçkin müşterilerine zengin çeşitlilikte ve uygun koşullarla bireysel kredi alternatifleri sunuyor. Bireysel Bankacılıkta da Osmanlı Bankası Farklılığından Yararianın

0 S MA N LI BAN KA S I Voyvoda Cad. 35-37 Karaköy, 8{)()()()/İstanbul. Tel: 152 30 00 (30 Hat) 11x: 25383 diro tr. Fax: 144 64 71, Reuter: Obit


ÇEVRE 1 ENVIRONMENT

A STROLL THROUGH ISTANBUL'S PARKS istanbul parklarinda bir gezinti


In search of tranquillity and beauty, Gareth Jenkins visits lstanbul's green spaces. he parl<s of Istanbul are one of its most attractive but least known features. With their shady trees and colorful gardens they provide a have n of peace and quiet in the heart of the city. where the visiter can relax and while away a few restfu l hours. Yıldız Park: The wooded slopes of

T

Yıldız Pari< once foııned paı1 of the great forest that covered the European shore of the Bosphorus from the Golden Hom to the Black Sea. In the early 18th century. during the T ulip Perıod of Ahmet lll. the woods were the site of the annual moonlıt festıvals of lantems and nowers and the area came to be known as Çırağan (The llluminations). Wıth the building of an imperial palace at Çırağan , the groves became the private garden of the sultan and his household. Leyla Hanım . writing duı·ing the reign of Abdülaziz ( 186 1-76). deseribes how the women of t he harem would occasionally be allowed out into the garden in the sprıng and summer.

Gareth ]enkins İstanbul'un yeşil alanlarında bulduğu

güzellik ve sükuneti anlatıyor.

B

ütün

cazibe lerin e

karşın

İstanbul'un parkları,

pek az Oysa bol gölge li ağaçları ve re ngarenk bahçele riyle şehrin ortasında birer huzur ve sükunet adacığı o lu şturan bu parklar, dinlenmek ve keyifli birkaç saat geçirmek için gerçekten ideal... tanınmakta.

Yıldız Parkı: Yıldız Parkı'nın ağaçlıklı yamaçları,

bir zamanlar Boğaz'ın Avrupa Haliç'ten Karadeniz'e kadar uzanan uçsuz bucaksız bir ormanın hudutları içinde kalmaktaydı. Onsekizinci yüzyı lın baş l arında, III. Ahmet'in paclişahlığı sırasında yaşaaan Uıle Devri'nde her sene mehtaplı gecelerde burada düz e nlenen çiçek ve fener alay l arı, koruya Çırağan ismini yakasında

The restored 19th century pavılıons o( the ımpenal park o( Yıldız create an ısiand o( peace ın the mıddle o( Istanbul.

Restoran ve cafe hizmeti veren eski

kazandırmıştı.

Osmanlı köşkleri, asırlık ağaçları, kuşları ve sincaplarıyla Yıldız Parkı

Ç ı rağan'da bir saray inşa edilince, bu koru Paclişah ile ailesinin özel bahçesi haline geldi. Böylece, haremdeki kadınlar nacliren el e olsa, ilkbahar ve yaz günlerinele bahçeden yararlanmaya

kentin içinde bir vaha gibidir.

başlamıştı.

Abdülaziz dön e minel e (1861-1876) yazan Leyla Hanım'ın anlatlığına göre, bu özel günlerde önce bahçıvanlar bölgeden uzaklaştırılıyor, sonra haremağalarının gözetiminde saraydan ç ık an kadınlar ahşap köprüyü geçip bahçen in üst bölümün e ul aşıyor lardı. Meraklı gözlerden uzak bu bölümde akasya , çınar ve se rvii erin arasında dağılan kadınlar akşam yald ı zlı kafeslerine geri dönerken, kollanndaki sepetler çiçek ve incirlerle dolup taşıyorclu. Abdülaziz bu bahçelerde birkaç köşk ve konak yaptırm ı ştı. Fakat parkın günümüzdeki görünümüne kavuşması Abdülhamit (1876-1909) zamanında gerçekleşti. Deniz kenarındaki Çırağan Sarayı'nı bırakıp Yıldız yamaçlarında yeni bir saray yaptıran Abdülhamit, bahçeler düzenienirken yurtdışında n değişik ağaç ve bitki türleri getir tın eye kadar hiçbir masraftan kaçınmadı. Bu dönemin bir eseri ele, bahçenin en kuzeyinde inşa eelilen ve yabancı devlet adamlarını ağırlamakla kullanılan iki katlı, zarif Yıldız anılarını

First the gardeners would be removed. Then the eunuchs would lead the women across the wooden bridge from the palace and along the avenue into the upper gardens. There. secluded from pryıng eyes. they would sıt in the shade or wander through the acacias. maples and cypresses. fılling their baskets with nowers and fıgs until dusk fell and they were escorted back to theır gilded cage in the palace. Abdülaziz buılt a number of lodges and pavılıons in the gardens but it was not until the reign of Abdülhamit ( 1876- 1909) that they took on t heir present appearance. Abdülhamit transfeıTed the imperial resıdence from the waterfront at Çırağan to a new palace at Yıldız on the upper slopes. He spent lavıshly on the gardens. employing a large staff of landscape gardeners and importing numerous varieties of trees and shrubs from Europe. In the north of the gardens he bui lt Yıldız Chalet. an elegant two stoıy palace ~

Şal esi'yd i .

Uzun bir süre kaderine terkedilen Yıldız son on yı ld a kapsamlı bir restorasyon ve ağaçl andırma programıyla Parkı,

1O 1991 SKYLIFE

41


ÇEVRE f NVIRC• NM EN T

whıch

was used to accommodate

vısıtıng

dıgnıtanes.

In the last decade. howeveı·. a progranı of ı·enovatıon and ı·eplantıng have brought about a transfoımatıon ın the paı·k whıch had fallerı into dısrepaıı-. The undergı·owth has been cut back. the pools cleaı·ed and new noweı·-bed'> planted. The pavılıons have been restored and Yıldız Chalet opened to the publıc as a museum. Today. as one wandeı-s along the shaded paths or sıts dımking coffee on the teı-race of the Malta Pavılion. gazing out through the leaves at the spaıidıng blue waters of the BosphoılJs . it ıs hard not to fall undeı· the paı-k's romantıc spell: and the hustle and bustle of the city could be a ınillıorı miles away. Gülhane Park: GCılhane Paı-k in Emınönü is probably lstanbul 's oldest park Situated between the outer walls of the Topkapı Palace conıplex and the ınner retaining w <ı lls of the pa la ce ıtself. the paı-k was once the pnvate garden of the sultan.

Belgrade Forest ıs popu/or wıth pıcnıckers and joggers (below) The ıcservoırs and water works o( Belgrade Forest have supplıcd Istanbul with dnnkıng watersınce

Byzonune umes. (right).

Belgrad Ormanı piknik ve yürüyüş için ideal bir ortam (altta) . Bizans zamanından beri istanbul'a Belgrad Ormanı 'ndaki bendierden içme suyu getiriliyor (yanda).


In 1 839 it was the scene of the one of the most ımportant events ın T urkısh hıstoıy. On N ovember 3. ın a smail square ın the noı1h of the modern park, Mustafa Reşıt ı·ead out a deu e fmm Sultan Abdülmecıt agreeıng to lıınıts on ımpenal authorıly . The proclamatıon marked the begınnıng of the ı·efonn penod known as T anzım at. Shortly before the foundatıon of the Republıc, Gülhane was handed oveı· lo the Istanbul Municıpality and opened as a pub l ıc park. But ıts mle ın T uıi<ısh hıstoıy has not been forgotten. There is a museum dedicated to the T anzımal penod on the central avenue. Over the years Gülhane has become one of the best loved of lstanbul's paıi<s. There can be few of the cıty's ı nhab ı tants w ho haven't vısited ıt at least once, to see the animals in the zoo. stmll along the paths between the trees or ıust sit at one of t he open air ca fes talkıng wıth fıiends and watching the world go by. ~

yeniden eski güzelliğine kavuşınu!$ bulunuyor. Yabani olların ve havuzların temizlenmesini. yeni (i~·eklerin dikilnıesini, köşklerin restorasyonunu ve Yıldız Şalesi'nin müze olarak halka açılmasını bu çalışmalara borçluyuz. Bugün, ister gölgeli patİkalarda gezinin. ister Malta Kö ·kü'nün t e rasında Boğ'a;t.'a karşı kahvenizi yuduınlayın, parkın romantik bü y üsü muhakkak sizi de etkileyecektir. Buradan bakınca şehrin k eşmeke ·i öylesine uzak ki! .. Gü lhane Parkı: Eminönü'ndeki Gülhane Parkı. Istanbul'un en e ski parkı sayılmakta. Topkapı Sarayı külliyesinin sınırları içind e ye r alan Gülhan e . bir zamanlar padişahın özel bahçesiydi. IR:~9'rla. Türk tarihinin e n ön e mli olaylarından biri IJLırada g e rç e kl e şti. 3 Kasım günü. bugünkü parkın kuzeyinde kalan küçük bir meydancia toplanan halk. Mu s tafa Reşit Paşa'nın okuduğu bildirgeyle yeni bir dönemin ba şlamasına tanık oldu. Sultan Abdülmecit'in imzasını

Büyiik

taşıyan

ve

sınırlandırıldığ'ını

sarayın

ye tkilerinin ilan eden bu bildirgeyle ,

Tanzimat Dönemi a~· ılmaktaydı. Cumhuriyetin kurulmasından he me n önce İstanbul Belediyesi'ne devre dilen Gülhane . böyl e ce halka açık bir park haline geldi. Fakat Türk tarihinde oynadığı rol unutulmuş d eğildi. Bugün parkın ana caddesind e yükse le n Tanzimat Müze si, Gülhane'nin tarihine tanıklık etmekte . Günümüzd e Gülhane istanbullutarın en s e vdiği parkl a rdan biri durumunda . Hayvanat bahçe si, ağaçların arasında uzanan patİkalan ve kaldırım kahveleriyle bu park yıllardır ş e hir hayatının vazgeçilmez bir parçası. He lgrad O r ma nı: Boğaz'ın Avrupa ya kasındaki yama(ları örten ve içinde ta Bizans döneminden beri Istanbul'un içm e suyunun ba ş lıca kayna ğ ı olan bendieri barındıran onnan, ismini Kanuni Sultan Süleyman'a borçlu. 16. yüzyılda Be lgrad kuşatmasından zaferle dön e n Sultan Süleyman, oradan getirdiği esirleri

Çomlıco

has o o{ the cıty (obove). The poths and coffee houses o{ Büyük Çomlıco ınvıte rcloxotıon (bclow). ponoromıc vıew

Havanın

berrak günlerde Büyük Çamlrca tepesinden bütün istanbu/'u seyretmek mümkün (üstte). Büyük Çamlıca 'da alduğu

Padişah köşkünün

yerine inşa edi/en kahvehane ve çevresindeki bahçelerde sessiz ve güzel saatler geçirebilirsiniz (altta) .

1O 1991 SKYLIFE 43


ÇEVRE

UWIRONI.~ENI

Belgrade Forest:

The wooded of the upper Bosphon.ıs have supplıed the cıty of Istanbul wıth drınking water since Byzantıne tımes. The forest ı·eceıved ı ts present name ın the 16th century after Süleyman the Magnıficent retumed from the successful sıege of Bel grade. bııngıng wıth hı m a number of captives from the city. He settled them ın a vıllage ın the forest to look afteı· ı·ese ı voırs and wateıworks: and the aı·ea became known as Belgrade Foı·est. In 1965 over SOO hectares of the forest was opened to the publıc as a park and natuı·e ı·eseıve. With ıts stı·eams and tranquil valleys of oak. hombeam and beech ıt has become a favoııte weekend hılls

destınation foı· l stanbulıtes seekıng to escape the heat and noise of the cıty ın summer. The moı·e energetic can be seen )Oggıng oı· walkıng bnskly along the many forest paths. while otheı:; are content to lınger oveı· a l eısurely pıcnıc under cool shade trees. Büyük Çamlıca: Büyük Çamlıca on the Ası an sıde of Bosphorus is one of the twın peaks of Mount Bulguriu. lts panoramic vıews and pine-clad slopes (çam means pıne in Turkısh) have made ıt a famous spot for moı·e than 350 years. Durıng the 19th century. it was a fashıonable meetıng place for Istanbul socıety and a popular subject for local and

By the 1960s the natural beauty of the area had been mar-red by modem developments and many of the trees had dısappeared. In 1980 a ı·escue program was launched. Young trees were planted and fresh grass brought fı·om t he Bolu mountains. The imperial pavılion had long since dısappeared but a period style coffeehouse was built. and new gardens laıd out. The views from the park's summıt are spectacular. On a clear day the who le of Istanbul unfolds like a map. from Belgrade Forest in the north across the Sea of Marmara to the Pnnces' lslands and beyand to the snow-capped peakof Mt.

foı·eıgn aı1ists.

Uludağ.


Emirgan Park: The vi iiage o f Emi rgan on the uppe r Bosphorus is named after a 17th century Persian prince called Emi rgune. who was presented with a palace here by Sultan Murat IV. The woods above the viiiage were ı n pıivate hands until 194 1 when they we re purchased by the Istanbul Municipality and opened to the public. During the last 1O years a number of old Ottoman pavilions in the park have been restored and converted into cafes. Emirgan is best known for its flowe r gardens, particularly its tulips. but its woodland walks and superb views across the Bc;ısphorus make it a del ightful place to visit at any tirıie of the year. •

o rmandaki bir köye

yer l eş tirmi

ve su

k aynaklannın bakımıyla görevlendirmişti.

Orman o gün bugündür Belgrad Ormanı diye anılmakta . 1965'te bu ormancia halk a açılan 500 h ektarlık bölge, dereleriyle olsun. me e ve palamutlarla örtülü serin vadileriyle olsun. h aftasonlarında k e ntin s ıca ğ ından ve gürültüsünden kaçmak is tey e n !stanbulluların bir numaralı tercihi durumund a. Yaz ay l a rında bura s ı kimi jogging veya yü rü yüş yapan, kimi d e mük e lle f bir piknik yemeğinin tadını çıkaran lstanbullularla dolup taşıyor. Büyük Çamlıca: Boğaz 'ı n As ya yakasındaki Bul g urlu Da ğ ı'nın ikiz tepelerinden biri olan Büyük Çaınlıca,

kurtarma çalışmalarına ba ş l an d ı. Yeni ağaçlar dikildi. Bolu dağ l arından çime n getirildi. Çoktan yıkılmı ş olan padi şa h k öş künün yeri ne dönemin mimarisini yansıtan bir k ahv e han e in şa e dilip çevresine yeni bahçeler açıldı. H ava nın be rrak olduğu g ünl erd e kuzeyde Be lgrad Orm a nı'ndan Marmara ' nın ötesinde Adalar'a, hatta ta U ludağ' ın karlı zirvesine kadar bir harita gibi in sa nın önüne se rilen ınanzarasıyl a. Çamlıca tepesi gerçekten eşsiz bir nokta. Emirgan Pa rkı: Boğaz' daki Emirgan köyü, onyedinci yüzyılda Sultan IV Murat'ın burada bir saray arınağan e tmi ş o ldu ğ u Acem pre nsi Emirgün'ün adını ta ş ımakta. Vaktiyle özel alıısiara ait olan

The ~ower gordens. woodland walks and restored Ouoman pavılıons make Emırgan Park one o( the oty's most charmmg. Emirgon Parkı, /ale bahçeleri, ağaçlarm arasmda uzanan patikalari ve eski Osmanlı kö~kleriyle Istanbul'un en ye~il

ve huzur veren biri.

kö~elerinden

muhteşem

ınanzara s ı

ve çaın lık ü çy ü ze lli yılı aşkın bir zamandır İ stanbul'un e n sevile n ınesire yerleri arasında yer almakta. 19. yüzyılda bu tepe Is tanbul sosyetesinin buluşma yeri olduğu g ibi . ye rli ve yabanc ı ressam l arın da es in ya maçlarıyla

kaynağıyel ı.

1960'lara

gelindiğinde,

bölgenin

doğal

güze lli ğ i in şaa tlada bo z ulmu ş . ağaçların çoğu kuruyup g itmi ş ti. eyse ki, 1980'de

köyün y u karısındaki koru, 1941'd e Is tanbul Be le diyesi tarafından is limlak edilip halka aÇ ılmı ş . Son on y ılda, parktaki bazı eski O smanlı k ö kl e ri restore e dilip kafeye dönü türülmü ş bulunuyor. Eınirgan çiçek bah çe le riyl e, özellik le d e Jal e le riyl e m eş hur. Fakat korucia uzanan patikaları ve Boğaz 'a hakim muhte e m ın a n za ra s ı y la , yılın her mevsimi ziyaret edi lmeye d eğe r birpark. • 1O 1991 SKYLIFE

4S


Zamanı

Bile Nakletmek...

Horoz Nakliyat, zam am bütün dünyada sizin için kullamr. Yükünüzü, tam zamanmda yere, yüklendiği nitelikte teslim eder. Zamandan çalmaz, kazandmr...

istediğiniz

Gen el Mudurluk· 1!-.liklal Cad 230 4 Beyoglu-ISTANBUL Tel 1ol 87 us ıs Hall Mersin : Tarsus Yolu uzerı Çukoyem .Fabrıkası Yanı Tel --ı l 25530 ıs Hall Münih: Tel (089) 72500-1 1 -13 Milano: Tel (0216682117 -668013-15 Bağdat: Tel (9641) 7185645 Ankara : Tei (4) 1178437 -38 izmir: Tel (5 11 21 -1 75-l 2196-18 Bursa: (2-li 15503 1 155032 Samsun : Tel (361 11635 1 Denizli: Tel (62 1) 36 108 Adana: Tel (71) 156486 Antalya 1311 150-148 168966 Tekirdağ : Tel ( 186) ı 0906 Kap ı kule : Tel ( 181811322 - 13-l-l Gebze: Tel ı 199) 11771-19596 Bandı rm a : Tel (198) 11 544 iskenderun: Tl'l (88 1) 123.1-l Trabzon : Tel 1031) 18067 Doğubeyazı ı: (02781 2708 Gemi ik : Tel (251 1) 4227 Kütahya: Tel (231) 21135 Karabük : Te' ı.ı63ı 17353 Ceyhan : Tel ( 732 11 5001 Konya : Tel (331 151809 Diyarbakır : Tpl (83 1) 30132 Gaziantep: Tel (85) 211 t:i49-211358 Şanlıurfa : Tel ı8- 1 1 35031 Kayseri : Tel 135 11 65992 Seydişehir : Tel (3.17 11 12.14 5947 Tütünçiftlik : Tel (21) 171102 - 184915

1-JOROZ ŞIRKETLER

K.-........-GURUBU


z

R A A T •

T A M

H

Z M E T

B AN K AC lLI G

ıG

~ T.C. ZİRAAT BANKASI

Ziraat

Bankkart'ınız

varsa, 365 gün, 24 saat.. .

ZIRAAT • • SIZE BIR TELEF KADAR YAKIN Ziraat'in k onuşa n teknolojisi, size 365 gün , 24 saat hesap bakiyenizi söyler, a ltın ve döviz fivatl arıy l a, fon lar konusunda bilgi verir. İlk yapacağınız, bir Bankkart ahibi olmak. Çünkü Bankkart 'ınızla, size en yakın tuşlu telefondan Ziraat Self Servis Mesaj Bilgi Bankası ' nı istediğiniz an a ra rs ın ı z. Bankkart nurn a ranızı ve ş ifrenizi tuşlayıp, h esa bını zl a ilgili öğrenmek i stediğiniz h erşc~·i Ziraat'e sorars ı nız. İşt e bu kadar basit.

Ziraat'te teknoloji gerçekten k onuş u r, yararl a ııın . Ziraat Self Servis Mesaj Bankası telefonlar ı : Ankara (4) 141 41 41 İzmir (51) 41 41 41 İstanbul (1) 188 41 41

TC. ZİRAAT BANKASI Hizmetbank Daima halkın yanında


1

.,

ı

Gelişmek,

evrimgeçirmek daha mükemmele doğru

biçimlenmek demektir. VOLVO yıllar içinde böyle bir

'

gelişme gösterdi. Estetik, sürat ve emniyet İsveç

teknolojisiyle bütünleşti, günümüz otomobilini yarattı.

Çağdaş insanın yaşamında VOLVO'nun yeri çok önemli.

1

VOLVO

• ABS fren sistemi • İç güvenlilc kafesi • Kaza anı titreşimlerini yolculara geçinneyen özel tasanmlı ön ve arka kaput • Ergonomik koltuklar • Üç bağlantılı emniyet kemeri • Özel havalandırma sistemi • Emniyet kemeri uyan lambası

VOLVO OTOMOBILLERİ VE YEDEKPARÇALARI TÜRKİYE YETKİLIITHALATÇJSI VE GENEL DlsTRİBÜTÖRÜ GE EL MÜDÜRLÜK: Ebulutlah Cad. No: 53 !.Levent 80620 ISTANBUL Tel: ( i) 180 41 10 (10 hat) Faks: ( i) 180 41 22Teleks: 39094 oyak tr VOLVO SATIŞ MÜDÜRLOCOAtatürk Oto Sanayi Sitesi azmi A kbacı I ş Merkezi (D Blok) No: 95-96 Maslak 80630 lSTAN BUL Tel: ( 1) 176 94 99 · 185 OJ 20 (2 hat) LEVENT SHOWROOM Nispetiye Cad. No: 38 Erdölen lşhanı Levent 80600 ISTANBUL Tel: (i ) 170 04 34 (2 hat) VOLVO SERvts VE BAKlM IsTASYONU Atatürk Oto Sanayi Sitesi 2.Kısı m No: 203-206 Maslak 80630 ISTA BUL Tel: (i) 176 99 53 (2 hat) VOLVO ACILSERVISOTOSU Tel: (9) 081-333 14 ANKARA SHOWROOM Gazi Mustafa Kemal Bulvan No: 149/A Tandoğan 06570 ANKARA Tel: (4) 229 84 00 IZMIR SHOWROOM Mithatpaşa Cad. No: 1095/A Güzelyalı 35290 IZMlR Tel: (5 1) 15815811 18987Faks:(51)686217


LUKS BiR ALMAN OTOMOBiLi Mi DUSLUYORSUNUZ? SIZE BIR ÖNERIMIZ VAR ... TOYOTA teknolojisi,

yarabcılığı

Gerçek lüks otomobili

yalnız

üç üreticisinden biri olan gerçekleştiren

ve özenli üretimi ile dünyada lüks otomobil

Almaniann

üretebi leceği düşün ülürdü ...

TaYOTA'nın ürettiği

TOYOTA CRESSIDA

işte

TOYOTA CRESSIDA'ya bu yeni

kavra m ına

yeni boyutlar getirene kadar, lüks atomabilde üstünlük tekeldi. ..

Zamanla lüks otomobil

lüks otomobilleri seçenler

hızla

kavramına

yeni yaklaşımlar geldi ve

dünyanın

en büyük

artmaya başladı.. . Lüks atomabilde beklentinin en güçlü aniabmını

bu yeni yaklaşım ı n bir ürünüdür.

yaklaşımı sağlayan

Gzelllkler nelerdir?

...,. 2000 cc, elektronik yakıt enjeksiyonlu (EFI), 6 silindirli, 24 supaplı çift eksantrikli Ostiln sınıfındaki

bu en

gelişmiş

motonıdur.

motor sessizlik ve

en üst noktaya

ulaşmıştı r. Cressida'nın

almak, motorun

varlığ ın ı

ve

hızı

Kendi

yumuşaklı kla

direksiyonunda yol

unutmak demektir.

..,.Sürücü ve yolculara maksimum rahatlı k ve güven duygusu sağlayan

e§Siz Iç dlzaynıdır. Her biri özenle üretilip

yerleştiri len

ve

düğmeleri

titiz kalne kontrolünün ve

duyarlılığın anlabm ıdır.

Otomatik

TOYOTA'nın sıradışı

.....

dizayn ve

yaratıcılığ ının

KanıUanmıt gOvenlllrllğldlr.

sektöründeki en etkili pazar araştırma kendi

sını fında,

ko~uğu

kullanı m olanağ ı

sunan kumanda kollan

ayarlı kli m ası ,

4 hoparlörlü güçlü müzik sistemi, elektrikli anten ve ca mları, motor hızı na hidrolik direksiyonu, 6 yönlü ayarlanabilen ergonomik sürücü

ve rahat

duyarl ı

ile CRESSIDA,

kusursuz bir ömeğidi r.

TOYOTA CRESSIDA, AB.D'nin otomotiv

kurul uşu

•J.D.POWER &ASSOCIATES"

tüm dünya mar1kalan içerisinde 1990 yılı nı n "En

tarafından

Sonınsuz" otomobili

seçilmiştir.

Performans ve

dayanıklı lı klaki üstünlüğü

kendisini daha

yakından tanımanız

davet ediyor... Size en tanışın ...

Onunla

yakın

tüm dünyada kabul edilen bu "sessiz güzel"

için sizi hediye li deneme

bir TOYOTASA yetkili

bütünleşmen in !adına

çok özel -VADE FARKSlZ- ödeme

vann ... O'na

satıcısına kısa

sürüşüne

(test -drive)

CRESSIDA

gelin ve CRESSIDA ile

bir süre için uygulanan

koşulların ı öğren in ...

Önerimizden memnun kalacaksınız ...

TOYOTA MULT!VALVE ENGIN E

TOV OTA 'TÜRK iYE'DE OTOMOBiLiX YARI~ ! "

TOYOTA®e TOYOTA-SABANCI OTOMOliV SANAYI VE TfCARET A.Ş . KartaL.Maıtepe-ISTAN BUL Tel 399 15 28 f 13 Hat ) Faks 370 19 4 7 ADANA :Balkaro(llu Otomotiv T ic . ve San . A . Ş . Tel : (71) 17 98 30 lST ANB U L - Aitun izade · GökkuşaOı Otomotıv San ve Tic . Ltd . Şt i . T~ - (1) 3 10 49 90 (5 H at) ANKARA · Çankaya :Toyan Oto motiv San . ve Ttc . A . Ş Tel · (~ ) 1 ~ 0 92 48 -49 ISTANBUL · Dolapdere : Kolt aş Kamyon Otomobil Lastik Tıc . A . Ş . Tel : (1) 153 4 7 00 (5 H a t) ANTAL YA :G öksoyla r Koli. Şt i. Tol : (31) 22 3 0 3 4 -35 ISTANBUL ·Selamiçeşme · Nataş Nakil A r açlar ı Tic A . Ş . Tel · ( 1 ) 363 29 65 -360 62 58 BUR S A :Akkoyunlu Moto ı1u Araç lar ne. A . Ş . T et : (24) 22 4 6 44 -22 36 44 lST AN B UL ·Etiler : OrtakOy Otomotıv San . ve Tıc . A ş Tel : (1) ı 57 79 70 (3 Hat) ERZURUM:Inıer Inşaa t ve S an . A . Ş . Tel · (0 1 1) 13 929 ISTANB U L · P ondik : D umankaya Otomotı v San . ve Tıc . A . Ş . Tel : (1 1 379 09 22 GAZ IANT E P :MuhittinoOiu Otomotiv San . ve Tıc . Ltd . Şt i. Tel : (85) 21 55 51 (4 Ha1) IZMIR ·Alsancak : Camkıran Otomot ı v San . Tıc . Lld . Ştı . Tel: (5 1) 22 03 20 -22 Ot 78 HATAV-Iskenderun : Binbayla r Koli . Ştı . Tel : (881) 14 198· 13 668 KAVSERI :Tay Oto Moıoı1u Araçlar Tıc ve San AŞ . Tel : (35) 21 08 08 -09 IÇEL·Mersin : Y ı ldırı m Koli . Ş t i. T el : (74 ) 25 13 03 -25 97 84 -26 19 75 KONVA :Oiojon Otomoııv A Ş Tet · (331 13 so 14 - 13 33 64 SAMSUN :Oo rlndereler Otomobı l c ı/ık AŞ Tel· (36) ı 1 61 4 3 -44


GECE

YAŞAMI 1 NIGHT

LIFE

BALIK, RA KI VE KU MKAPI Fish, R ak• and Kum kapi Kumkapı, İstanbul'da

meyhane geleneğinin birkaç semtten biri.

geçmişteki canlılığıyla yaşadığı Ali Pasiner anlatıyor:

Eylül ayında avianma yasağının kalkmasıyla birlikte tablalar çeşit çeşit balıkla dolar (solda). Araç ırafığine kapatılarak yeniden düzenlenen Kumkapı meydanı özellik/e sıcak havalarda cıvıl CIVII oluyor (sağda). A {lshmonger refreshes his {lsh as he arranges hıs display stand (left) An evening of {lsh eating and rakı drinking gets underway on Çaparis street (nght).

asanın

soğuk

mezelerle donanmış. Tam ortada tombul siyah zeytinler, dilim dilim ke ilm i ş kıpkırmızı domatesler, sivri biber ve salatalıklarla süslü kıvırcık, kırmızı lahana ve roka karışımı tablo gibi bir salata. Çevresinde, ova! tabaklarda bol sarmı­ saklı börülce , taratarlu semizotu ve ahtapot salataları, dereotulu uskumru çirozu ve üstünde has zeytinyağı gezdirilmiş iri karidesler. Bir köşede zeytinyağlı biber, midye ve uskumru dolmalan, diğer köşede midye, barbunya ve iskorpit pilakileıi. Aralannı tarama, haydaıi, bakla fava, yoğurtlu patlıcan biber kızartması, lakerda, sardalya ve pastırma süslemekte. Baş köşede ise beyaz peynir, kavun ve

M

50 SKYLIFE 101991

üstü

buzlu, mis gibi anason kokan "aslan sütü". Rakılar yud umlanırk en sıra sıcak

mezelerdedir. Taratarlu midye tava, peynirli patates kroket, muska, sigara ve puf börekleri, maydanoz ve ince kıyılmış kırmızı soğa nla arnavut ciğer, kağıtta pastırma, sarın ı saklı küçük köfteler, gümü ş tava, yaprak gibi ikiye açılmış hamsi veya sardalya ızgara , şi şte ahtapot, dantel gibi kalamarlar ve ızgara karldesler soğuk mezelerden bo şalan yerleri alırlar. Gelen mezelerin bolluğu insanın hem gözünü hem de midesini doyurur. Sı cak mezelere geçiş yapılırken Çaparis sokağından da meydana doğru keman, klarnet ve kanun eşliğinde bir fasıl geçilir ve hemen ardından "Biz her ge ce Heybelide IJıııı-

lstanbul's fish restaurants are justly famous for their superb cuisine; Ali Pasiner celebrates both t he food and atmosphere of the city's premier fish district.

T

he meal begins when the s oğu k

mezeler (cold

appetizers) arrive to decorate the tabletop. In

the middle, plump black olives. sliced red


tomatoes, long green peppers and a salad

sardines). sardines and pastı r ma

of green lettuce, red cabbage and ro ka

(pastrami) -

(arugula) are arranged with the eye of an

the simple and contrasting flavors of white

tempt the palate. Finally,

croquettes, börek (savory fılled pastries) in different shapes, fried liver tidbits wrth parsley and thin Iy sliced red onion,

artist. Oval plates of garlicky black-eyed

cheese and sweet melons complete the

pastırrna wrapped in thin layers of dough,

peas, semizotu (purslane) and octopus

fırst course.

tiny garlicky meatballs, fried silverfısh,

salads with taratar sauce, dried and salted mackerel on a bed of fresh dili, and large

The d ri nk which accompanies the feast? Chilled, anise-flavored lion's milk, also

grilled sardines or fresh splrt anchovies, octopus on a skewer, calarnari and grilled

shrimps doused wrth virgin olive oil

known as

surraund the greens. In one comer of the

rakı .

While sampling this delicious

shrimps take the place of the empty plates of cold appetizers. The abundance

assortment strains of violin, clarinet and

of the appetizers fıll both the eyes and the

mussels, mackerel and peppers, all cooked

kanun (zither) drift up Çaparis street to

stomach.

in olive oil and served cold; in another,

the central square. The much-loved

more olive o il based dishes of mussels,

melody of "Everynight in Heybeli W e

table are an assortment of stuffed

After a while, it' s time for fısh. The answer to the inevrtable question "What

barbunya (fresh red beans) and scorpion

Strolled in the Moonlight" brings

fısh is there?" varies with the season. In

fish. In between, stili more dishes -

merriment to the tables and glasses clink

the autumn, bluefısh and bonrto abound.

tarama, haydari (thickened yogurt with

wrth pleasure.

herbs and garlic), broad beans, fried slices

Rakı

sipping continues, but now it's time

Because the fısh is oily in this season, grilled bluefısh, tile-baked bonito and sea-

of eggplant and green peppers covered

for hot appetizers. Deep-fried mussels

bass cooked in paper usually head the

with rich yogurt, lakerda (brine-preserved

with taratar sauce, potato and cheese

menu. In the sp ring, stews of white-flesh 1O 1991 SKYLIFE

SI


GECE

YAŞAMI / NIGHT

LIFE

mehtaba çıkardık .. . " nağmeleriyle masalar ne ş e dolar, kadeh ler neşeyl e çınlar. Bir süre sonra sıra balıkiara gelir. "Ba lı k ne var?" sorusuna cevap, mevsimine göredir. Mevsim sonbahar sonuysa başta lüfer ve palamut olmak üzere Boğaz'ın, Marma-ra'nın tüm ba lı k l a rı sayılır. Bu mevsimde yağ lı olduğ u için ızgara lüfer, kiremitte palamut, kağıtta levrek başı çeker. hkbaharda ise daha çok mercan, karagöz, sinagnt, kırlangıç gibi beyaz elli balıkiann bu ğulaması ile tekirin, barbunyanın, kalkanın ızgara veya tavası revaçtadır. Birbirinden güzel ve lezzetli yemekIerin ve rakının ardından nihayet sofraya balık çorbası gelir. Alkolün etkisini azaltan ve hazını kol aylaştı ran bu çorba genellikle kırlangıçtan yapılır. Ilpsos veya iskorpitle hazırlanan balık çorbası da en az onun kadar lezzetlidir. Çorba içildikten sonra da Kurnkapı sefası sona erer. Da r ac ı k sokak l arı, sıra sıra meyhaneleri ile İstanbul'un bu şirin semtinin tarihine bir göz atacak olursak Kumkapı'nın Bizans döneminde Kondoskalion adını taşıyan bir liman olduğunu görürüz. 1819 yılında bölgede çıkan bir yangın, yı ll ar önce , 1263 tarih inde imparator Mikhael Paleologos tarafından buraya yapılmış olan tersanenin izlerini bulmamıza yardı mcı olmuştur.

Surlann yerli yerinde durduğu dönemkapılar Narlıkapı, Samatya, Davutpaşa, Yen i kapı olarak sıral anır. Yedikule'den Ah ı rkapı 'ya doğru ileriedi ğ imi z d e karde

şı mıza çıkacak b eşinci kapı Kumkapı ' dır.

Osmanlı

döneminde

Ku mkapı

özellikle bir semt olarak bilinir. Balı kçı lı k, ticaret ve halı dokumacılığı en göze çarpan işler olarak ortaya çıkar. Ku mkapı irnzalı ipek halılar bugün bile Lo n dra'n ın ünlü müzayede salonlarında boy göstermektedirler. Ama Kumkapı asıl ününü meyhaneleriyle kazanmı ştır. Evliya Çelebi Seyahatname'sinde "lstanbul'un dört çevresinde meyhaneler çoktur. Ama, vefret olmak üzere Samatya kapusunda, Ku mkapusunda, Yeni Balıkpazarında , Unkapanında, Cibalikapusunda, Ayakkapusunda, Fenerkapusunda, Balatkapusunaz ınlı kların oturduğ u

Sl SKYLI FE 1O 1991

Kumkapi meyhanelerinin servisi, yöneticisinin mütterilerle özelliği

yapt1ğ1

mutfağ1

ve

sohbetlerin

pek çok kifiyi buraya çekerdi. Bu ilgi

nedeniyle her y11 Kumkapi'da yeni bir çok meyhane aç1ld1 ve bugünlere gelindi.

da, karşıda Hasköy'de bulunur" diyerek, bu ünü tesciller. Kumkapı tüm sayılan bu yerl erin a rasında meyhaneleri ayakta kalan nadir semtlerden biridir. Bugün Kumkapı dendiğind e aklım ıza, öneellikle Çaparis sokak ve çevresinde yoğunlaşmı ş balıkçı meyhaneleri gelir. Geçmiş günlerin anılarına dönecek olursak; "Yarım yüzyıl evvel Kumkapı meyhanelerinin içinde özellikle "Küplü" ve "Sinadoros"un meyhaneleıi me şhurdur. Küplü'de adam boyundan yüksek, içi şarap dolu küpler bulunduğu için meyhane bu isimle anı­ lırdı. M e raklılar

bu küplerin dibine arkalık­ sız kü çük bir iskemle atarak oturur ve öbür iskemlenin üstüne yerleştirilmiş mezelerden çimlenerek küpten kendi doldurduklan bardakla şarap içerierdi ki buna "küp dibi sefa sı " denirdi. Oldukça kaliteli olan bu şarabın bardağı meze dahil on kuruştu. Meze istemeyenler ise IJııııı>

fish like red bream, striped bream, dent ex and red gumard predominate, while fried or grilled red mullet and t urbot are also popular. As the rakı bottle is gradually emptied, a fish soup arrives at the table to end the meal. This soup, generally made from red gumard, eases the effect of alcohol and helps the digestion. Soups m ade from scorpion fish are also delicious. After finishing the soup, another pleasurable night in Kumkapı winds down to its inevitable conclusion. T his charmi ng district of narrow streets and rows of meyhane (t avemas) has a rich history. D uring Byzantine times, Kumkap ı ,

known as Kontoscalion, was a

principal port. T races of the boat yards constructed in 1263 by Emperor Michael Paleologos w ere revealed when a fire broke out in 1819. Kumkapı, which means sand gate, is the fifth gate in the


Birbirini kesen dar sokakları (en solda) ile semt pazarına (solda) bakıldığında

hemen

belli olmasa da Kumkapı gerçek bir balıkçı semtidir. Kentin tek balık hali buradadır, sahildeki

liman da onlarca balıkçı teknesini barındırır (sağda).

The charming architecture o( Kumkapı stil/ retains its old-world character (le(t). In the marke~ housewives care(ully se/ect their producc ((ar le(t). Fishing boats. which ply the Sea o( Marmara. lie rest(ully at anehor within sight o( lstanbul's major tourist attractions (right).

ancient sea wall. A stroll from the Marble

survived to the present. T oday, mention

Tower toward Ahıri<apı, or the Stable

of Kumkapı evokes the image of Çaparis

Balıkpazan

Gate, along the Marmara coast reveals

street and the many fish tavemas in the

on everyone's tongue.

Narlıkapı, Samatya, Davutpaşa and

district.

Yenikapı.

50 years ago the most famous tavemas

In Ottoman times, Kumkapı was as a

in Kumkapı were Küplü and Sinadoros;

Küplü, at the famous "doctor" in and at a Kurtuluş tavema, were

Sinadoros was closer to the station and its mezes were a little more "a la minute"; stili, its smail puff pastries and stewed

district settled mostly by ethnic minorities.

Küplü is remembered for the jugs as tali as

barbunya were renowned. Barbunya,

Fishing, trade and carpet weaving were

a man filled with wine.

cooked without oil with onions, tomatoes

the most common economic enterprises.

The customers would sit on smail backless stools at the bottom of these

and green peppers, transferred to a plate

T oday, sil k rugs with the Kumkapı signature are seen in the famous auction

enormous vessels and drink glasses of

delicious.

halis of London.

wine filled by hand from the jug as they

Kumkapı's

real fame, however, came

nibbled at the appetizers spread out on

and dribbled with unrefined olive oil, was In those days the trains were not welloperated, and in the evenings some

from its tavemas. According to Evliya

other stools; this was called a "bottom of

passengers would stop at Sinadoros for a

Çelebi, a 17th century Ottoman

the jug party." A glass of good quality

few drinks at the counter rather than wait

chronicler, "There are many tavemas in all

wine with appetizers cost ten kuru ş

at the station. But it sametimes

parts of Istanbul, but the best known are

(cents). Those who didn't want

happened that while having one or two

in Samatya, Kumkapu, Yeni Balıkpazan,

appetizers paid just fıve kuruş.

drinks, they missed the

Unkapanı ,

Cibalikapu. Ayakkapu,

Küplü's seafood mezes were

trainı

Barba Sinadoros, pointing to a comer with a fınger, recounted proudly that

Feneri<apu, Balatkapu and across the way

wonderful; its stuffed mussels, shrimp and

in H asköy." Of these, Kumkapı is one of

the octopus stew and skewered octopus,

"Ahmet Rasim Bey [a famous Istanbul

the few areas where tavemas have

which could only be fo und, other than at

writer] would sit here with one or two 1O 1991 SKYLIFE S3


GECE

YA ŞAM I

-

/NIGHT LIFE

sadece beş kuruş öderlerdi. Küplü 'nün özellikle deniz mahsulü mezeleri nefisti. Balıklardan başka midye tavası dolması , karidesi ancak Balıkpazan'ndaki meşhur "Doktor"da ve bir Kurtulu ş meyhanesinde rastlanabilecek nefasette ahtapot yalınisi ve şişi dillere destandı. Sinadoros istasyona daha yakındı ve mezeleri biraz alaminüttü; ancak küçük puf börekleri, barbunya pilakisi nam almıştı. Tane barbunya yağ s ı z olarak soğan , domates ve yeşil biberle pişer, tabaklara konur ve üzerine ftlasından çiğ zey-

ıl~ ı111

Kumkapı

meyh anelerinin servisi, ve yöneticisinin müşterilerl e yaptığı sohbetlerin özelliği pek çok kişiyi buraya çekerdi. O kadar ki, 1950'lerde B eyoğlu alemlerinin tanınmı ş isimleri de buralarda görülmeye başlandı. Bu ilgi nedeniyle her yıl Kumkapı ' da yeni bir çok meyhane açıldı ve bugünlere gelindi. Ama yine de Agop'un, Be şiktaşlı 'nın ve Papaz'ın meyhane le rinin havası ve mezesi bir başkaydı. Kumkapı sadece meyhaneleri ile değil balıkçılarıyla da ünlüdür. Her ne kadar mutfağı

Kumkapı

fakantalarmda vitrinden bakıp seçtiğiniz balığı

yiyebilirsiniz (sa/da). istanbu/'a yavaş yavaş akşam inerken Kumkapı'da neşeyle çınlayan

kadeh sesleri

müziğe karışır (sağda).

Artfully arranged fresh fısh and specially prepared appetizers lure passers-by into Kumkapı's many restaurants (left). The who/e evening long, Çaparis street bust/es with diners. waıters. vendors and musıcians who all thrive on the fısh district's special atmosphere (nghc). tinyağı

gezdirilerek servis yapılırd ı. Trenler o zamanlar bu kadar sık i şle­ m e diği için ak ş amü s tü ba z ı yolcular istasyonda beklemektense, tezgah başına bir iki tek atmak için Sinadoros'un meyhanesine dü şerler, ancak bir iki derken bazen son treni bile kaçırdıklan olurdu. Barba Sinadoros, parma ğ ı il e bir kö şeyi i şaret ederek "Ahmet Rasim Bey bazen bir iki ahbabıyla burada oturur, sohbet edip efendice demlenirler, biz de kulak misafiri olup bir az adamlık öğrenirdik. .. " diye iftihar ederdi. Daha sonraki yıllarda burada Kör Agop, Minas, Haçik gibi meyhaneler ve meyhaneciler isim yapmışlardı. Bunlar genellikle Kumkapı esnafının , bu semtte oturanların ve balıkçıların meyhaneleridir. 54 SKYLIFE 1O 1991

Boğaz balıkçılannın namı

sahillerimizde da Kumkapı b a lık ç ılarının kendilerin e özgü avianm a teknikle ri, balık avına getirdikleri yenilikler göz ardı edilemez. Bilhassa, çok zor olan Orkinos avında gösterdikleri u s talık y a ratıcı güçlerinin sonucudur. Gırgır ağlarının dikimle ri ve donanımları da y ıll a r c a Kumkapı 'da evlerde kadınlar tarafından yapılmı ştır . Sokak boyunca yanyana dizili evlerin percerelerinden bir evden diğe r eve ağlar uzatılarak dikilir ve sezona y ay ılmı şs a

yetiştirilirdi . Balıkları, balıkç ıl arı , meyhaneleri ve meyhanecileri ile Ku mkapı dün de bu• gün de ayrı bir alemdir.

(M.Ka radag "Baki Kalan Bu Kubbede Bir Hoş Seda lmiş" Yıllar Boyu Ta rih, C.B

An English-Turkish Fish Glossary mackerel - uskumru scorpion fish - iskorpit mussels - midye octopus - ahtapot sardine - sardalya silverfish - gümüş anchovy - hamsi squid - kalamar bluefish - lüfer bonito - palamut sea-bass - levrek red bream - mercan stripped bream - karagöz dentex - sinarit red gumard - kırlangıç red mullet- barbunya turbot - kalkan

j


__] (

friends and chat in a very gentlemanly

Kumkapı

is famous as well for its

.

rs

done at home by the women of Kumkapı.

manner and by eecking an ear to their

fishermen who remain loyal to their age-

conversation, we leamed a little of how

old fishing techniques, and resist

length of the street. nets are stretched

to be better people."

technological innovations. In particular,

from one house to the next to be

they show great mastery in the

repaired and readied for the season.

In later years, tavernas such as Kör Agop, Minas and Haçik made a name for themselves. Then these were generally

challenging fishing for blue-finned tuna. Women, too, engage in the

From the windows of houses along the

Fish, fishermen, tavernas and taverna owners make up the separate world of

the tavernas of the fishermen, artisans and

neighborhood's enterprise. For years. the

Kumkapı,

smail businessmen of Kumkapı.

sewing and repair of fishing nets has been

yesterday as well as taday.

a world which captures •

Over the years it is the service, food and quality of conversation between the owners, waiters and customers that have attracted such a loyal clientele. So much so that in the 1950s well-known names of the Beyoğlu set began to be seen here. Because of this interest, every year a new taverna would open in Kumkapı. But stili, the atmesphere and mezes at Agop, Beş iktaşlı and Papaz are extraord inary.

In the evenings some passengers would stop at Sinadoros for a few drinks at the counter rather than wait for the train at the station. Sometimes while having one or two drinks, they missed the trainl 1O 1991 SKYLIFE

SS




GEZI I TRAVEL

rriving for the first time, or returning for a repeat vi sit, the traveler's spontaneous reaction to Kalkan is the same -- "it's beautiful." Looking down on the viiiage from the coastal road a more perfect setting is hard to imagine. The eye takes in t he medley of olive trees, sparkling white houses, terracotta-tiled rooftops and open terraces interrupted only by the graceful minaret of the mosque which overlooks the harbor. Histo ry has failed to reveal the personal feel ings of Admi ral Pi ri Reis as he navigated t he rugged Mediterranean shore of ancient Lycia but his accurate maps of the far-Ilung 16th century Ottoman Empire clearly indicate the existence of Kalkan's spectacular bay. Legend maintains that Kalkan was founded approximately 200 years ago when a trader from Castellorizo (the Greek isiand of Meis) came with a boatload of goods which he hoped to seli to the inhabitants in the bay. Whether or not the trader's business prospered, the reports carried back about the hospitable natural harbor sheltered by the craggy face of the Tau rus Mountains must have been very persuasive because other isianders followed his example and within 25 years Kalkan had burgeoned into a thriving t rading community. An interesting anecdote surrounds the name of Kalkan. Viiiage storytellers sp in a tale set in the first half of the 19th century when the area was plagued by brigands w ho terrorized the smail littoral settlements and in particular a farmer who lived on the outskirts of the village.

A

Using the farm implements on hand the farmer improvised and made a shield to protect himself against the blows of the marauders and became known as 'the man with the shield' -- Kalkan. Once attracted to the area the settlers built their homes snugly at the foot of the surraunding mountains. Lining the narrow streets which wind up from the harbor are typical two-story stone houses with smail shuttered windows and timber balconies. Dazzling whitewashed walls, centrasting natural woodwork, charming courtyards and gardens, and criss-crossing passages create the ambiance which is so enticing to the visitor. Remembering that the original homeowners were Ottoman subjects of Greek and Turkish origin, it is not surprising that the architecture passesses a very decorative element: sills appear between the floor levels and on the top of windows; pilasters and pseudo-column capital s enhance the comers of the buildings; dentiles and comices embellish the eaves while adomed pediments complete the structure. Climate played an important role in the planning of Kalkan; its streets and passages are open to the sea and the houses sited to benefit from the summer breezes. T oday, many of these houses have been converted into delightfully intimate hotels with roof terraces used in the m om ing for breakfast and for drinks in the evenings. The handsome mosque, formerly a Greek Orthodox church, is regarded as the symbol of Kalkan and the omamented church beli. dated 1897, is displayed in the townhall. Like the church, Kalkan ....

Türkiye'nin Bat1 Akdeniz k1y1lar1n1n dantel gibi örülmü' k1vr1mtar1 arasinda küçük bir koyun çevresine kurutmu' Kalkan, büyüteyici havas1yta insan1 hemen etkileyen sevimli bir balikÇI köyü. Rose-Marie Scheet yazdi, Turgut Satgar fotoğraftadl.

K

alkan gözünüzün önünde ister ilk defa gel iyor, is t e r uzun bir aradan sonra geri dönüyor olun, tepkiniz h ep aynı o l acaktır: "Ne kadar g üzel!" Sahil yolundan aşağ ı ya baktı ğın ı z da gözlerinizin önünde uzanan manzara zeytin ağaçları, pırıl pırıl beyaz evleri, kırmızı kiremitli çatı l arı, terasları, masmavi denizi ve Jim anın h e men gerisin d eki caminin zarif minaresiyle öylesine büyüleyicidir ki... Akdeniz ' in antik Likya'ya ait bu kayalık sahillerinde denize hükmeden Am iral Piri Reis bu manzarayı ilk gördüğünd e neler hissetmişti bilmiyoruz; fakat Piri Reis'in onaltı ncı yü zyılın uçsuz bucaksı z Osmanlı İmparatorlu­ ğu 'nu e n in ce ayrıntısına kadar res imleyen haritaları, göza lı c ı Kalkan ko y unun o dönemde de gayet iyi b elird i ğinde,

tanındığını kanıtlamakta .

Efsaneye göre, Kalkan bundan ikiyüz kadar önce Meis ad asından bu koya bir gemi dolusu satılık eşyayla gelen bir Rum kadını tarafından kurulmu ş . Tüccar kadının elindeki mallan satınayı başarıp ba ş aramadığı meçhul; fakat sarp Toro s yamaç l arın ın gölgesind e uzanan bu doğal Jim anın özellikle rini pek güzel anl atm ış o lmalı ki, onu başka M e is lil e r de takip e tmi ş ve Kalkan yirmibeş se ne içind e hare k e tli bir ticaret odağına dönü şüverm i ş . "Kalkan" isminin de ilg inç bir öyküsü var. Köyün masakı l a rının ba li andıra baliandıra an lattı ğ ı bu öyküye göre, ond okuzuncu y ü zyı lın ilk yarısında bu bölgedeki küçük köyle r sık sık eşk iya yıl

58 SKYLIFE 1O 1991


Kalkan's summer residents spend long hours enjoying the spectacular view o( the bay (above). The marina restaurants offer o delectable vanety o( appetizers and (ish (le(t). Freshwater springs cool the spork/ing clear sea at Kalkan's beach within the villoge's heort (right). Yaz boyunca yerli ve yabancı turistler otel pansiyonların teraslarında bu manzaranın keyfini çıkarıyorlar (üstte).

ve

Kalkan'da taze ve /eziz deniz ürünleri sunan çok sayıda /okanta mevcut (solda). Dipte kaynoyan tatlı suyun verdiği serin/ik, özellik/e sıcak yaz günlerinde Kalkan 'ın denizini çok cazip kılıyor (sağda). 1O 1991 SKYLIFE

59


The Fimaz quay is a nottoo-crowded maaring (or yachters (above). Outsıde o( the vii/age. the Patara Club ıs a summer resort which offers everything from tennis and swimming to cxquisite food and a/1nıght dıscos (left). Kalkan 's streets are oriented to the sea to pro(ıt from the summer breezes (nght). Firnaz Koyu, türkuaz renkli sakin deniziyle yatçılar için ideal bir limandır (üstte). Köyün yakınlarmdaki Patara Club, çeşitli spor olanakları, zengin mut(ağı

ve

diskotekleriyle müşterilerini ağırlıyor

(solda). Kalkan 'da evlerin sahilden ge/en serin esintiden yararlanabilmesi için tüm sokaklar denize dik açılmıştır (sağda) .

60 SKYLIFE 1O 1991


GEZI /TRAVH

' ' What a colorful sight it must have been when the cameleers drove their jangling animals through the viiiage and down to the quay where burly porters unloaded a startling variety of goods into smail caiques . f

f

baskıniarına uğrarmış. Kalkan'ın

hemen ve eşkiya karşısınd a eli kolu bağlı kalmayı kendine yediremeyen bir çiftçi, elin deki tarım araçlarını kullanarak kendisine bir kalkan yapmış ve böylece eşkiyalard an korund uğu gibi, bütün yörede de "kalkanlı adam" olarak nam salmı ş. Yörenin çeki ciliğine kapılıp buraya yerleşen ahali evlerini koyu çevreleyen dağların eteklerinde kurmuş . Limana açı l an daracık sokakların iki yanında panjurlu küçük pencereleri ve ahşap balkonlarıyl a iki katlı tipik yöre evleri yükselmekte. Pırıl p ırıl beyaz badanalı duvarlar, boyasız ahşap detaylar, çiçekli avlu ve bahçeler, tabii bir de içiçe girmiş arnavut kald ırımlı sokaklar, her ziyaretçiyi büyüleyen sıcacık bir tablo oluş­ turuyor. Köyün ilk sakinlerinin Rum ve Türk olması, evlerin mimarisi ne oldukça dekoratif bir üslup kazandırmı ş: Katıann arasında ve pencere üstlerinde görülen yatay çıkmalar, yapının köşelerini süsleyen yarım sütun ve sütunb aşları, çatıyı taşıyan dentil ve ko rn işler ile çatı boş­ luğunu kapatan taş oymalı üçgen duvar bu üslubun birer parçası. Kalka n 'ın ol u şumu nu belirleyen bir diğer önemli unsur da, iklim elbette . Bu nedenle bütün sokaklar ve geçitler denize açılı­ yor, evler sahilden gelen serin esintiden en çok yararlanabilecek şekil de konuml andırılıyor. Bu evlerin çoğu bugün pansiyon ya da ufak oteliere dönüş­ türülmüş durumda. Binaların terası ise sab ah l arı kah valtı , akşam l arı da bar vazifesi görüyor. Vaktiyle Rum Ortodoks Kilisesi olan zarif cami bugün Ka l kan'ın simgesi sayılmakta. 1897'de yapılm ış olan oymalı kilise çanı ise şimdi Kalkan Köy Odası 'nda. Artık çan sesleri yerine ezan seslerinin yankılandığı köy sokakları, deği­ şimlerle dolu, zengin bir geçmişe tan ık­ lık ediyor. !çinde yer al dığı körfez ve halkının çalışkanlığı sayesinde kısa zamanda bir ticaret merkezi haline gelen Kalkan en parlak dönemini 1800'lerin sonl arında yaşadı. O sıralarda Teke Yanmadası'nın en önemli limanı olan ve Fethiye ile Antalya'yı bile gölgede bırakan Kalkan, bu ilk dönemlerde "lskele" adıyl a da tanınmaktayd ı. O cıvı l CIVll günleri bir dı şında yaşayan

1O 1991 SKYLIFE

61


GEZI /TRAVEL

has a rich and varied past. Ben efıtting from the large bay and the efforts of the hardworking residents, Kalkan' s trade flourished and reached its peak in the Iate 1800s. At some time during this period Kalkan was also called "Iskele" (meaning quay or jetty in T urkis~). giving eredence to the idea that Kalkan was the most im portant port serving the T eke Peninsula -- more important even than Fethiye and Antalya. What a colorful sight it must have been when the cameleers drove their jangling camels through the viiiage and down to the quay where burly porters unloaded a startling variety of goods into caiques which, in tum, off-loaded onto ships anchored in the bay! Ships canrying olive oil, charcoal, bales of cotton and silk cocoons, grain. sesame seed, flour from neighboring mills, apples from Elmalı, grapes, wine from the Kalkan winery. pine and cedar wood and even acoms (an essential ingredient in dye making). left with bulging cargoes for distant ports. Following the conclusion of World War 1and the successful negotiation of the T reaty of Lausanne, Kalkan held its fırst local elections in 1928 u nder the modemizing influence of the young Turkish Republic. In listening to reminiscences about life in Kalkan in the 1920s one hears of goldsmiths, many tailors, numerous restaurants. and the family tradition of go ing up into the mountain viiiage of Bezirgan to spend the hot summer months in the high pastures. In the 19 50s Kalkan attracted the attention of affluent British yacht~men and intrepid archeologists. In The Lycian Shore, published in 1956, archeologist Freya Stark put Kalkan indelibly on the map when she recommended Kalkan as the doorway to Lycia. Within just a few kilometers are Xanthos, the capital and heart of Lycia. Letoon, the religious center and Patara. the port which served the Lycian civilization 35 centuries ago. The improvement of the coast highway in the mid-1980s opened up the area to the tourist trade. Tourism development accelerated after 1984 and today the town boasts a full complement of pleasant accomodations, shops. restaurants, cafes and bars. Although Kalkan has changed considerably in recent years, it retains its essential spirit -- welcoming and hospitable in a way that has endeared Türkiye to the heart of the traveler. • 61 SKYLIFE 1O 1991

düşünün : Deve kervanları çan sesleri arasında köyü katedip iskeleye iniyor, g üçlü kuvvetli h amalların deve lerde n indirdiği envai çeş it mal kü ç ük kayıklarla taşınarak

koyda demirlemiş gemilere yükleniyor. .. Ambarlarını (Kalkan 'da bugün bile imal edilmekte olan) zeytinyağı, odun kömürü , pamuk balyaları, ipek kozaları , tahıl , s usam tohumu, kom ş u değirmenlerde öğütül­ müş çuval çuval un, Elmalı'ya ismini kazandıran e lm alar, üzüm, Kalkan ş araphanesinin ürünü şaraplar, çam ve sedir ağacı, hatta boya hammaddeleriyle tıklım tıklım doldu ran gemiler, uzak limanlara doğru yelken açıyor ... Kalkan, Birinci Dünya Savaşı so nrası , Lozan antlaşmasıyl a zaferini pekiştiren genç Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş­ laşma atılımı çerçevesinde, 1928 yılında ilk yerel seçimi yaşadı. Türkiye'nin az sayıdaki yatılı ilkokulundan biri olan ve bugün de kullanılan ilkokul 1937'de hizmete girdi. Köyün yaşlıları, 1920'1erde Kalkan 'ın kuyumculan, terzileri, sayısız restoranı ve s ıcak yaz ay l arında Bezirgan yayiasma çıkma geleneğiyle, canlı bir

sosyal

yaşa ntıya

sahip

olduğunu

anla' 1950'le rd e Kalkan bir g rup zengi n yatç ı ile korkusuz arkeoloğun ilgisini çekti. Arkeolog ve seyyah Freya Stark, 1956'da yayın lanan "Likya Sahili" adlı tıyorlar.

kitabında , Kalkan'ın Likya'nın ba ş k e nti

ve kalbi olan Ksantos'a, dini merkez Letoo n 'a ve 35 yüzyıl önce hüküm sürmüş olan gizemli Likya uygarlığ ını denize bağlayan Patara Jimanına sadece birkaç kilometrelik mesafede oluşunun avantajiarına değin ere k bütün yatçıların dikkatini bu kü ç ük köye çe kmi ş oluyordu. 1960'da nihaye t tamamlanabil e n sahilyolu , taşımacılığı ke rvanlardan ve deniz araçlanndan kurtarıp daha hızlı bir tempoya oturttu. T urizmin gelişmesi 1984'te n sonra büyük hı z kazandı ve Kalkan bugün temiz ve oldukça konforlu konaklama tesisleri, mağazaları, restoranları, cafe'leri ve barlarıyla dört başı marnur turistik bir m e rk ez halin e dönü ştü . Tüm bu gelişmelere karşın Kalkan, insanın kalbini çele n o içte n , basit ve konuksever ruhunu hi~ kaybetmedi. • All summer long, yachters include Kalkan on their voyages along Türkiye's splendid coastline. Kalkan son Türkiye sahillerinde yapılan yat gezilerinin önemli bir limanı haline geldi. yıllarda


CLUB FLIPPER •• SADECE v. • DEVREMULK DEGILDIR! Türkiye'ye yepyeni bir tatil

anlayışını

kuruluştur.

getiren öncü

Uluslararası

tapusuyla,

devremülk

dünyanın

70 ülkesindeki 900'den fazla tatil köyünün kapısını

açar.

Hem size, hem dostlannıza ...

Konaklama bedeli ödemeden, nesiller boyu... Club Flipper,

tasanmı,

dairelerindeki konforu ve üyeleriyle seçkin... Dünya standartlanndaki olanaklanyla 5

yıldızlı ...

Tapusuyla günden güne değer

kazanan

·sağlam

doğru

ve

bir yatınmdır.

Bilgi ve rezervasyon: İstanbul Merkez {1) 1590920 · Ankara (4) 1269146 · Bodrum/Yalıkavak {6144) 3092


GEZI /TRAVEL

VILLAGE MAGIC Büyülü bir köy: Bezirgan 18 kilometers up the mountain lies the traditional yayla of Kalkan - Bezirgan. Rose-Marie Scheel takes us ona visit.

T

he moming sun had appeared over the mountain top as we began our spectacular drive following the steeply ascending road above Kalkan. The scenery changed quickly from the breathtaking views of the sparkling Mediterranean to the rocky contrast of the dark depths of Kaputaş Gorge. As we gained altitude, the aroma of the pines intensified and our eyes feasted on the oleander breaking into blossom along the roadside. The path became more barren and more bumpy as we plodded along until. with a chuming of wheels, our overworked car crested the fınal inci ine. Suddenly. there it was below us. encircled by weathered limestone mountains and splendid snow-capped peaks in the far distance. The sprawling plain denoted the presence of an ear-lier lake, its legacy of rich soil evidenced by tlour·ishing or·chards, verdant fields planted with gr·ain and chickpeas, and a pasture dotted with redtiled houses sheltering under leafy plane tre es. As we approached, we saw that many of the viiiage homes had been intricately built with carefully hewn interlocking stones and embellished with extemal wooden staircases. balconies and shutters. Concurrent cal ls from the two mosques pierced the silence as we carefully threaded our way down into the village. The vi llagers met us with a warm welcome, chatting with us over glasses of tea as we sat on a raised platform in the shady reaches of an old plane tree. W e leamed that for over a h undred years the present residents and their ancestors had spent their winters in the milder eli me of Kalkan, climbrng up to the cool reaches of the mountain pastures in the summer to escape the mosquitoes and excessive he at of the coast. Having volunteered to take us on a tour the village. our hosts ordered a collection of horses. Clambering onto the 64 SKYLIFE 1O 1991

Otıomon tombstones, clossicol sculptures, and other obondoned (rogments o( history testi(y to Bezirgon's long and rich post.

Bezirgan ve çevresindeki çok sayrda antik heykel, mezartaşı ve diğer kalıntr/ar insana köyün köklü ve zengin tarihini hatrrlatryor. cushion-padded wooden saddles, we set off. ambling along narrow, stone-walled lanes, admiring the houses we had spied from afar. Peering into a garden, we caught sight of several viiiage women sitting under a grape arbor shearing and sorting the wool from the naked sheep while their children waved and giggled at us. Crossing a canal we stopped some distance from the viiiage center at a group of stilted A-frame sheds in which the villagers store their special belongings before moving down to winter in Kalkan with their animals. In their absence a watchman guards the inhabitants' gold, silver, kilims and cooking pots. Veering away from the road we approached a tract of land heavily overgrown with prickly bushes. Strewn all about were chunks of dressed stone and fragments of ancient columns. evidence of the valley's long history, through the Lycian, Greek. Roman and Ottoman Empires. · In Ottoman times, Bezirgan apparently became an im portant stop along the trade route linking central Anatolia with the coast. A collection of carved turbantopped tombstones and graves outlined with partly submerged omamented blocks purlorned from the nearby nuins added to the pervasive sense of history of this altogether charming village, secreted high up in the T au nu s mountains. •

Toros Dağlar1'11'n sarp kayalik tepelerinin ardinda bir doğa cenneti yat1yor. Rose Marie Scheel, Kalkan'In yayiasi Bezirgan'• anlatiyor.

b aş l ay ı p dimdik o muht eşe m manzaralı yola koyuldu ğ umu z da , sabah güneşi dağın ard ınd a h e nü z b e lirıni şti. Kısa süre sonra Akdeniz'in ne fes kesici mavi li ğ i yerini Kaputa ş Yarı'nın karanlık kayalarma bır a ktı ; yükseldikçe çam kokusu yoğunlaştı, yol k en arınd a ç içe kle ne n defn e le rle gözlerimiz bayram eder oldu . Giderek çora klaş ıp bozulan yolu inieye ini eye tırmanan kü çük oto m ob ilinıiz, derken büyük bir çab ayla s on yoku ş u da aşıverdi. İ şte, Bezirgan karşınıızdaydı! Zirveleri karla k a plı, y ıpr a nnıı ş kir eç taşı dağların çev r e l e diği köy ayaklarımı zın dibinde u za nı yo rdu. Eski

K

alkan 'dan

tırmanan


Bezirgan's idyllic setting provides a cool summer climate for Kalkan's residents and fresh green pastures for its flocks and herds (above). This Helenistic statue. now in the Antalya museum. was discovered in Bezirgan (right).

bir gö lün kalıntı s ı olan be re ke tli to praklarl a ö rtülü uçsuz bu ca k s ı z yayla zengin meyva bahçeleri, tahıl ve bakl agil e ki l mi ş ye m yeş il tarla ve me ralarla kaplı y dı. Bunl a rın ar as ı ­ naysa, ağ aç ların gölgesine s ığ ınmı ş kırmızı kiremitli evler serpiştirilmi şti. Bulundu ğ umu z yükseklikten oyuncak gibi görünen bu evler iç içe geçmi ş kesme taş larda n in şa e dilmi ş t i. D ı ş ce ph e le rini z amanın izle rini t aş ı ya n a h şa p merdiven, balkon ve panjurlar s i.i s lü yo rdu . Sad ece, ik i camid en yüksele n eza nın b ö ldü ğ ü sess izlikte, yo lu m u zda n kaç ı ş ıp dağ l a rd a gözde n kaybolan keçi ve oğl akl ara çarpmamak için gözümüzü d ö rt aça r ak köye d oğ ru inm eye

Kışı Kalkan'da geçiren yerli halk, yaz ay larında da serin ve

b aşl adık.

Köy lül e r bi zi s ı cak b ir şe kild e Köy kahvesinde yaşlı bir kavak ağac ının gölgesi nde çay l a rı­ mı z ı y u d uml ay ı p so hb et e d e rk e n nelerden söz edilmedi ki ... Anl attıkl a­ rın a göre, köyün ahalisi yüz yılı aşkın bir zam andır k ı şlan Kalk an ' ın ılım an ikliminde, yaz ayl a rını ise bu serin ve siv r is in e k s iz d oğa h a ri kas ı nda geçirmekteyel i. Evsa hipl e rimi zin bi ze k öy ü gezdirmeyi teklif etmelerinden birkaç daki ka sonra kahvenin önünde atlar belirdi ; y a st ıkl a rl a b es l e nmi ş ta hta Pm~ r,.> rP oturu p köylülerin rehberlika rşıl a dıl a r.

yemyeşil

Bezirgan yaylasına çıkıyor

(üstte). Antalya Müzesi'nde sergilenen erken Helenistik döneme ait bu kad ın heykeli Bezirgan'da Şimdi

bulunmuştu

(yanda).

yola koyuldu k. duv arl a rl a çevr ili da r ac ı k so kakl a rd a il e rl e d ikçe, te pe d e n gözümü ze ç arpmı ş olan evlerin yakından ne kadar güzel olduğu nu daha iyi görme fırsatı buluyorduk. Bahçelerden birinde, kadınlar çardak altınd a oturmu ş koyun kırpıp yün eğ irirk e n çevre mi zel e toplanan çocuklar da el sall ayı p gülmekle m eşguldü . Bir ka n alı aş ıp , köy me rkezinde n biraz uza kta y ükse le n üçge n bi çi mli ağ ıll a rın önünde mola ve rdik . Kı ş ın k öylül er sürüleriyle birlikte Kalkan'a inerk en bu ağ ıll a rd a depo l a rlı k l a rı kili m ve kap kaca k g ibi şa h s i eşya l a rını kı ş boyunca bir bekçi ko ruyormu ş . Yolu b ı rakı p dikenli ça lıl ad a örtülü b ir a r az iye sapt ık . Ça lıl a rın aras ı H ıri stiyanlık öncesi dönemden kaldı ğı a nl aşı l an a nt ik s ü t u n parça l arı ve oymalı taşla rl a do lu yd u. Biraz öteele ise sa rı k lı mezar taş l a rı ve esk i yapıla rd an sökülüp get i r ilmi ş oymalı taş bl o kl a rl a çevr ili say ı s ı z mezarla ka r ş ıl aş tık . Her yer Likya, Roma, ve ğ inde

Taş

Osman lı im pa r ato rlukl a rını yaşa mı ş

vadi nin köklü ta rihini n ka nı t l arıy l a doluydu. Toros dağ l a rının zirves ind e ki bu çeki ci köy, geç mi ş günlerin el d eğ­ mem i ş kalın tı l a rının ya rattı ğ ı tarih sel atmosfer ele ekle ni nce be ni bü yül emi şti. • 1O 1991 SKYLIFE 6S

~

.


TARi H 1 HISTORY

THE PALAlS DE FRANCE Frans1z Saray• Nicole Pop e reveals the history and secrets of a vestige of a grander and more elegant era. building, combining luxurious quarters where the ambassador could entertain in style with offıces for d ipiomatic work The construction lasted six long years during which the diplomats resided temporarily in the summer palace at T arabya, which had belonged to the noble Greek Ypsilanti family but had been given to France by Sultan Selim lll in 1807. The complex was finished at last in 1847 and housed the embassy for nearly a century until it moved Ankara after Kemal Atatürk proclaimed the Turkish Republic. Since then, diplematic activity in Istanbul has been much reduced , but the Palais de France stili accommodates the commercial and cultural departments of the

Completed in 184 7, the Polois de Fronce served os the French Embossy for o/most 100 years (obove). In the entronce woy, o sled and o sedon choir recai/ the grondeur of old Pera society (right).

T

ucked away in a steep back street off the

French consulate. Private quarters are kept by both

old Grande Rue de Pera, now bustling

the Consul General jacques Costhiles and the cunrent

lstiklal Caddesi, is hidden one of the Türkiye's most impressive and yet !east-

Ambassador Eric Rouleau who sponsored a sumptuous redecoration of the residential quarters.

known d ipiomatic relics of Ottoman times, the Palais de France. The building which stand s today was erected 1SO

From the outside, however, the Palais de France looks rather austere; the only decorations on the garden side are two busts of King François 1and Hen ri

years ago during the reign of Sultan Mahmoud ll, a

IV, and the initials L.P., for Louis Philippe the reigning

devoted francophile through the influence of his

king at the time of construction. The view is unique,

legendary adoptive mother, the French-bom Valide

sweeping from the Asian side of Istanbul, over the

Nakshidil. The French ambassadors to the Sublime

Bosphorus to the Golden Hom.

184 7'de inşaati tamamlanan Fransız Sarayı yüz yda yakm bir süre Fransız Büyükelçiliği olarak hizmet verdi (üstte). Saraya iki yanmda içi siyah saten bir tahtirevonla tahta bir

made of wood like most Istanbul houses of that time,

banquets and balls in honor of famous visitors, such as

were destroyed in successive fires the last of which, in

Empress Eugenie, writer Pienre Loti or in more recent

kızağm bulunduğu

183 1, reduced most of Pera to ashes.

history, General de Gaulle. They do not often see

ho/den geçilerek giriliyor. (sağda).

66 SKYLIFE 1O

Porte had, in the 16th century, been the first foreign legation to settle in old Pera. Previous structures,

The final bl aze prompted the Kingdom of France to

199ı

The view can also be enjoyed from large reception rooms on the ground floor, used in the old days for

lavish entertainment these days. State dinners and

rebuild its embassy in the French style, using marble

parties, however, do occasionally bring the gilded and

and Matta stone. In those times it was thought to

colonnaded halis back to life. The contents of the

have been designed as a modem and functional

impressive rooms -

the antique fumiture, Sevres


1O 1991 SKYLIFE 67


68 SKYLIFE 覺 O

覺99 覺


TARIH / HISTORY

Beyoğlu'nda

daha görkemli, daha :zarif bir çağdan günümüze kalmlf bir saray gizli. Bu etkileyici yap1n1n s1rlar1n1 ve tarihçesini Nicole Pope anlatiyor. ir zamanlar Grande Rue de Pera adını taşıyan , bugünse İstiklal Caddesi diye adlandınlan cıvıl cıvıl caddenin hemen kı y ı s ındaki dik arka sokaklardan birinde, görülmeye değer bir yapı var: Türkiye'nin Osmanlı döneminden devraldığı diplomatik mirasın en etkileyici parçası olan, ama neden se hiç tanınmayan Fransız Sarayı ... Bugün gördüğümüz saray binası bundan 150 yıl kadar önce, Fransız kökenli efsanevi analığı Valide Nakşıdil Sultan'ın etkisiyle sadık bir Fransız hay ranı olan Sultan II . Mahmut'un

B

hükümdarlığı

s ırasında

hizmet verdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra diğe r elçiliklerle birlikte Fran sız elçiliği de Ankara'ya taşınınca, İstanbul'un diplomatik hayatı birdenbire sönükle şiverdi elbette. Fran s ız Sarayı bugün Fransız Kon solosluğu'nun ticaret ve kültür ataşeliklerini banndırmakta. Ayrıca binada gerek Konsolos Jacques Costhiles'in, gerekse bu bölümü kısa bir süre önce baştan başa yeniden dekore ettiren Büyükelçi Eric Rouleau'nun rezidanslan bulunmakta. Dı şandan bakıldığında, Fransız Sarayı oldukça asık suratlı bir bina. Bahçe tarafindaki yegane süsü Kral I. François ile IV. Henri'nin birer büstüyle inşaat sırasında hüküm sürmüş olan Kral Louis Philippe'in isminin baş harflerinden ibaret. Ama ta Haliç'ten

in şa

edilmiştir. İ stanbul'daki Fransı z

diplomatik misyonu, kendisinden sonraki elçiliklere de öncülük ederek ta 16. y üzyılda Pera'ya yerleşmiş bulunuyordu . Fakat zamanın çoğu İstanbul evi gibi ah şap olan elçilik konaklan birbiri ardına gelen yangın lada harap olmuş, hele 1831'deki büyük yangında neredeyse bütün Pera kül olunca Fransa Krallığı mermer ve Malta taşıyla Fransız usulü bir elçilik b i na s ı yaptırmaya karar vermişti. Gündelik diplomatik faaliyetlerin yürütüleceği bir ofi s bölümü ile büyükelçinin görkemli partiler düzenlemesine olanak veren şatafatlı bir rezidans bölümünü bir araya getiren planı dolayısıyla ç ağına göre çok modern ve iş l e v se l sayı labil ecek bu binanın in ş aatı altı yıl sürdü. Diplomatik misyon, inşaat süresince vaktiyle soylu Rum İpsilanti ailesinin olan fakat lll. Sultan Selim'in 1807'de Fransa'ya armağan ettiği Tarabya'daki yazlık sarayda banndı. 1847'de nihayet inşaatı tamamlanabilen bina, yüz yıla yakın bir süre Fran s ız Büyük e l çiliği olarak

Bo ğaz' ın

öbür yakasına, Anadolu kıyılarına kadar uzanan eşsiz bir manıaraya bakıyor. Zemin katta bu manzaraya bakan resepsiyon salonları geçmiş günlerde İmparatoriçe Eugenie, yazar Pierre Loti, daha yakın tarihlerdeyse General de Gaulle gibi ünlü konuklar şerefine düzenlenen sayısız balo ve ziyafete sahne olmuştur. Artık böyle büyük topluluklan nadiren ağırlamakta bu salonlar. Ama gene de, arada bir düzenlenen bir devlet yemeği veya bir parti, bu sütunlu ve yaldızlı salonlan hayata döndilimeye yetiyor. Yüksek tavanlı odalan süsleyen antika mobilyalar, Sevr porselenleri, gözalıcı duvar halılan geçmişin ihtişamını canlı tutuyor.. Büyükelçi'nin ikametgahı devasa bir merdivenle

Receptions are he/d under the glassroofed entrance hall (left). Each of the reception rooms is decorated with a different co/or scheme - this is the Blue Salon (above). Üstü camekan/ı giriş salonu davet ve konferanslar için kullalııfıyor (solda). Her bölümünde değişik bir rengin · kullanıldığı binanın bu salonunda mavi hakim (üstte). 1O 199 1 SKYLIFE 69


TARIH /HISTORY

At one end o( the Blue Salon, o rich tapestry hongs over the Powered sotin wolls (below). The recent renovation has restored the Polois to its eorlier elegonce and style (le(t).

Mavi Salon'un saten kumaşla kap lı duvarlarını kıymetli bir halı süslüyor (altta). Yakın zamanda restore edilen saray, geçmişteki ihtişamma yeniden kavuştu (sağda).

porcelain and beautiful tapestries -

imbue the serting

with a timeless grandeur. Access to the second floor, where the

tombstones and memorials bear wit ness to the harshness of Istanbullife in past centuries. People died young. The architect who bui lt the Palais, Pienre

ambassador's private quarters are located. is through

Leonard Laurencisque, lost bot h his 26 year-old wife

a majestic staircase and long, imposing corridors. T he

and his seven year-old son in a few weeks during the

apartments themselves, recently restored, are

spring of 1847, presumably in one ofthe epidemics

particularly splendid. Beautiful materials cover the

which frequently ravaged the Ottoman capital.

walls combining perfectly with exquisite Gobelin

At the bottom of the garden lies a di su sed pretty

tapestries nonmally seen only in museums. Paintings

yellow building which in Ottoman times served as a

retrace the history of French legations in T ürkiye.

Commercial Court for judging cases involving French

From the wi ndow, overlocking the large garden and

citizens. N ear t he main entrance gate, a smail square

its fountain, you can see t he lights of Topka pı palace. N estled behind the Palais de France is the Catholic church of "Saint-Louis of the French," where

buil ding houses t he French Instit ute of Anatelian Studies where scholars research the history of Türkiye and its ancient civilizations. Capuchin, the re ligious school once run by the Capuchin monks, has disappeared and has been replaced by a secular French school which provides French language education to more than 800 children. Four monks stili live in the rather spartan apartments above the church, but their duties are now restricted to church services. Although the present church was al so restored after the great fire of 183 1, its location actually predates that of the Palais de France. The land it stands on was originally bought by the Capuchin order and later transfenred to the French embassy. A few representatives of the old Levantine families who were the pillars of Pera society when it was a hub of cosmopolitan life and culture, stili regularly attend church services. Other

State dinners and parties

worshipers include members of the large French community brought to Istanbul by the recent growing

bring the gilded and

development of trade between France and Türkiye.

colonnaded halis back to

over the past decades. And yet. the Palais de France

The pace of life has changed dramatically in Istanbul stili looks very mu ch like it d id 1SO years ago. The re,

life while the antiques,

shielded from the sounds of passing cars that have come to symbolize modem life, as you step into the

Sevres porcelain and

colonnaded halis and hear the echo of footsteps on the marble floors, you can forget for a moment the

tapestries imbue the

humdrum of the 20th century. A reminder of bygone days, a sedan chair rests in the imposing entrance hall,

setting with a timeless

now abandoned to its memories of joumeys down steep alleyways, canrying distinguished ladies to

grandeur. 70 SKYLIFE 1O 199 1

diplamatic receptions, salons and soirees.


1O 1991 SKYLIFE

71


71 SKYUFE 1O 1991


TARIH /HISTORY

koridorların

bir ucunda yer almakta. Kısa bir süre önce restore edilen bu salonlar inanılınayacak kadar ş atafatlı. Nadide kuma şl arla kap l anmı ş duvarları normalde ancak müzelerde rastlayabileceğiniz incelikte Goblen halılar ve Türkiye'deki Fransız misyonunun geçmişini yan s ı tan tablolar süslüyo r. Havuzlu büyük bah çe nin üze rind e ye r alan pencerelerse doğrudan doğruya Topkapı Sarayı 'na bakıyor.

Frans ı z Sarayı ' nın

gölgesine sığı nmı ş Katolik Saint-Lo uis" kilisesinin avlu sundaki mezartaşlan ve yazıtlar geçmiş zaman İstanbul'unda yaşamın acımasızlığına tanıklık etmekte. Ölüler öylesine genç ki ... Avludaki iki mezartaşı sarayı inşa eden mimar Pierre Leonard Laurencisque'in 1847 ilkbahannda, belki de O smanlı başkentini sık sık kasıp kavuran salgınlardan birinde, birkaç hafta arayla hem 26 yaşındaki karısını h em de 7 "F ran sız

yaşında ki

oğlunu

çerçevesinde

sayıl arı

bir hayli

artm ı ş

olan

Fransız

vatandaşlan oluştııruyor.

Akıp giden zaman, İstanbul'da günlük yaşamın temposunda dramatik bir değişikliği de beraberinde getirdi. Fakat Fransız Sarayı 150 yıl önce ne idiyse bugün de o. Çağdaş yaşamın simgesi haline gelen motor seslerini geride bırakıp Fransız Sarayı'nın sütunlu salonların a bir göz atın . Mermer zeminde yankıla n a n ayak sesleri, bir an için 20 . yüzy ılın kargaşasını unutmanıza olanak verecek. O kocaman giriş salonunun bir köşesinde seçkin hanımları diplomatik resepsiyonlara, salon ve suarelere taşıdığı günleri hala h atırlayan eski tahtırevan, geçip gitmiş bir zamanı gözünüzde canlandıracak . •

The Ye/low Salon, whose mirrored doors re~ect the light of the magnificent chandeliers, is used as o reception room (below and left). Sarı Salon, sa rayın en büyük salon la rın dan biri. Duvarla rı sa rı saten kum aşta kaplı salonda resepsiyon/ar veriliyor (solda ve altta).

kaybetmi ş

olduğunu anlatıyor.

Bahçenin bir ucundaki metruk bina , Osmanlı dönemind e Fransız vatandaşlannın davalanna bakan bir Ticaret Mahkem esi olarak kullanıl ı rmış. Ana gi ri ş kapı sının yakınındaki kare biçimli küçük bina ise bugün Türkiye tarihine ve antik Anadolu uygarsarı

Iıkiarına

ilişkin

araştırmalar

yürüten Fransız Anadolu Etüdleri Enstitüsü'nü banndırmakta. Vaktiyle Capuchin keşişlerinin ders verdiği dini Capuchin okulu bugün yerin i SOO 'den fazla çocuğun Fran s ı zca eğitim gördüğü laik bir Fransız okuluna bırakmış durumda. Hala kilisenin üzerindeki neredeyse çıplak odalarda ikamet etmekte olan dört keşişse artık yalnızca kilisenin işlerine bakıyor. Halen kullanılmakta olan kilise binası da 1831'deki büyük ya n gında n sonra restore edi lm iş, fakat aslında kilisenin buradaki varlığı Fransı z Sarayı 'ndan daha eski. Kayıtlardan, arazinin önce Capuchin tarikatı tarafından satın alınıp sonra Fransız elçiliğ in e devredilmiş olduğu anlaşılmakta.

İstanbul'd a kozmopolit yaşamın ve kültürün nabzının

Pera'da attığı dönemde Pera sosyetesinin olan eski Levanten ailelerden hayatta kalmış birkaç kişi, kilisenin başlıca müdavimleri. Cemaatin diğ er üyelerini ise , son yıllarda büyük canlanma gösteren Türk-Fransız ticari ili ş kileri temel

direği

D1şar1dan bak1ld1ğ1nda,

Frans1z Saray• oldukça as1k suratli bir bina. Ama ta Haliç'ten Boğaz'In

öbür yakasina,

A nadolu k1y1lar1na kadar uzanan

eşsiz

bir

manz araya bakiyor.

1O 1991 SKYLIFE

73



... Lütfen dikkat. .. Attention please ... Bitte Achtung ... Attention s'il vous-plait. ..

Only Yapı Kredi ATMs

Türkiye'nin dört bir yanında ve

(Automated Teller Machines) are

Kıbrıs 'ta

at your service in Turkish

Telebankalar.

airports. Furthermore only

hizmetin izde.

Yapı

Kredi ATMs are connected

to VISA. MasterCard/Eurocard international ATM network.

"24 saat" hizmet veren havaalanlarında

da

istanbul Atatürk. Ankara Esenboğa. izmir Adnan

Menderes. Dalaman. Antalya ve

You may obtain instantcash from

Adana havaalanlarının iç Hatlar

Yapı

Geliş

Kredi ATMs located in the

Terminalleri'nde bulunan dilediğiniz

arrival halis of istanbul Atatürk.

Telebankalar'dan

Ankara Esenboğa. izmir Adnan

para çekebilir. para ya da çek

Menderes. Dalaman. Antalya and

yatırabilir.

Adana airports. Yapı

an

hava le yapabilirsiniz.

Türkiye'nin 6 büyük havaalanında

Kredi ATMs are alsa

yalnızca Yapı

Kredi 'nin

available 24 hours a day. at 300

sunduğu

convenient locations in Turkey

tüm Telecard. Genç Telecard

and the Turkish Republic of

ve Yapı Kredi kredi

Northern Cyprus.

sahiplerine duyurulur.

Have a nice flight.

iyi uçuşları

YAPI~KREDi

bu "özel hizmet ".

kartı


PROFiL 1 PROFILE

ORHAN PAMUK Türkiye'nin uluslararası planda adını duyuran genç kuşak yazarlarından biri Orhan Pamuk. Ayşe Üçok, son kitabı "Kara Kitap"la neredeyse Türkiye rekoru kıran Pamuk 'la sohbet etti. ilenin r ess amı" idi . Mimarlık okuyacak, sonra da ressam olacaktı. Ama 19 yaşın ı sürerken "kafasındaki bir vida öyle bir gevşedi ki", birdenbire resim yapmayı bıraktı. "Herkesin bağırarak konuştuğu bir ülkede fı s ıltıyl a konuşmaya r azı olacak olgunlukta d eğildi ." Roman yazmaya başladı. Romanları hiçbir zaman "haykıran" mesajlarla dolup taşınadı ama onu, ülkesinde olduğu kadar dünyan ın dört bir yanında da okunan ve kendisini bile şaşırtacak kadar tanınmış kılan bir yazar haline getirdi: Orhan Pamuk. .. 50 bine yakı n satan son kitabı "Kara Kitap"la neredeyse Türkiye rekoru kıran, romanları 12 dilde yayınlan an ge nç kuşak Türk yazarlardan Orhan Pamuk bugün 39 yaşında. "Çok iyi bir kitap yazarsam, Türk yazariara hiç ilgi duymayan yabancı yayın­ evlerinden biri bir kitabıını belki basar" diye düşüne n Pamuk'un kitapları 30'lu yaşlarını sürdüğü sıralarda Avrupa ve Amerika'nın tanınmış yayınevlerinin yayınları arasına girdi. He r yeni çıkan kitabı Türkiye'de olay ya ratıyor, tartı ş mal a r b aşlatıyo r . Yurtdı ş ında kitapları hakkında olumlu eleştiriler yazılıyor. En son New York Times Book Review, "Beyaz Kale adlı kitabı hakkında­ ki yazıda, yazardan "D oğu' da yeni bir yıldız doğdu" diye bahsediyordu. Bütün bu gelişmeler onu derinden etkiliyor: "Bek l e m e di ğim bir şe kild e yab ancı yayımc ıl ar kitaplarımı basmaya başladı. Türkiye'de de bu kadar okunacağım aklımın ucundan geçmiyordu. Ama katama devlet kuşu konmu ş gibi de hissetmedim. Şaşkı nlıktan çok, bu işler başka yazariara da böyle oluyordu duygusu var bende ... " Yazarlıga ilk adım 12 Eylül öncesindeki yoğun politik ortam, Orhan Pamuk'ta resim sanatının dünyanın özüne fazla nüfuz e deme diği düşüncesine yol açmıştı. Ressam olmayacak ama yine sanatla ilgili birşey yapacaktı . Yazar olma kararını almasından ilk kitabının yayınlandığı güne kadar nasıl bir süreç yaşadı Pamuk? "22 yaş ında yazmaya baş ladım 'Cevdet Bey ve Oğulları'nı. Kitap yayınlandığında ise 30 yaşına basmıştım. Bu sekiz sene boyunca annemle ikimiz tek başımı za bir evde oturduk. Ben yalnız­ ca kitap okudum ve kitap yazdım . Arada bir iki arkadaşıını gördüm. Bir anlamda "yaşamadım " diyebilirim. Ama başka türlü .....

' 'A

76 SKYLIFE 1O 1991

Ayşe

Üçok chats with Türkiye's internationally acclaimed young novelist.

H

e was supposed to be the painter in the family. First he was to study architecture and then go on to become a painter. But when he was 19, as "a screw came loose in his head," he suddenly

abandoned the visual arts. Today Orhan Pamuk is 39 years old. His mostrecent novel Black Book is a best seller in Türkiye, having broken all sales records, and has been published in 12 languages. As he embarked on his career, he thought, "If 1write really well, perhaps when 1am SO years old a foreign publisher will print my books." To his surprise, while stili in his 30s, his books have been translated and published by well-known publishers in Europe and the United States. "Unexpectedly, the best publishers abroad began to print my books. 1never imagined that 1would be so widely read even in T ürkiye. But 1didn't feel it was just luck. 1felt 1had eamed it." In Türkiye, each new book creates a sensatian and elicits controversy. After his fırst novel Cevdet Bey and His Sons, which shared fırst prize in the Milliyet Novel Competition, Pamuk wrote Silent House for which he won the M adaralı Novel Prize. The White Castle, his third novel, was published in 1985 and has been t ranslated into a number of foreign languages. Abroad, the response from the critics has been laudatory. In May of this year, a review of The White Castle in The New York Times Book Review began, "A new star has risen in the east Orhan Pamuk." lt went on topraise the book as "one of those rare novels that call into being a complete and self-sustaining world shot through with a peculiar brilliance." First Steps Toward Becoming an Author For Pamuk, the intense political climate before [the military takeover of] September 12, 1980 stimulated ideas which d id not have much relationship to the world of art. When he decided not be a painter, he resolved nevertheless to stili do something


1O 1991 SKYLI FE

77


PORTRE 1 PROFILE

yazar da olamazd ım. Yazarlığı kend i kendime yazarak öğren d i m. Bu süre içinde asla kayb etmeyeceğim alı şkanlıklar edindim." Örneğin, yazı masasıyla arasındaki ilişki. Pamuk, düzenine bağlı bir yazar. Seyahate de gitse otel odasındaki ilk i şi masasını kurmak oluyor. Kendisini ancak o zaman güvenlikte hissediyor. Yazı hayatını genellikle Nişantaşı'ndaki çatı katında sürdürüyor. Öğle saatinde masasının başına geçiyor, bu çalışma akşam hava kararıncaya kadar devam ediyor. Gece ise 23.30-02.00 arası yine çalışıyor. Masanın etrafında atılan turlar da bir başka alışkanlığı ... "Çalı ştı ğ ı m zaman bütün hayatı m masanın etrafınd a dönmekle geçer." O s ı rada ne mi yapar? "Yaptığım i ş aslı nda hayal kurmaktır . Bunun yarısı romanla ilgilidir, yarı s ı da herkesin ku rduğu hayaller g ibidir. Kafamda b eş-altı tane roman konusu do l aşır, birkaç makale ... Fiki rler tıkı r tıkır gelir o sırada . O yürümelerim olmasa bunların hiçbirini yazamam."

Hayal

dünyasının

keyfi

Günün neredeyse yarısını kendi kurduğu hayal dünyasında geçiren bir insan içi n gerçek yaşam yoksa çok mu tekdüze ve s ıkıcı? "Kafam durmadan düşler üretiyor, as lında he rkesinki öyledir. Lise yı ll arımı ha t ı r lı yorum. Sı kıntıd an patladığımda, hayal kurmaya başl ard ı m. Sın ı fın sularla dolu olduğunu, s ıralar

artistic. What kin d of life d id Pamuk have between the time he decided to be a writer and the day his fırst book was published? "1was 22 years old when 1started writing Cevdet Bey and His Sons. The novel was published when 1was 30. Throughout those eight years 1 lived alone with my mother. All 1did was write and read. Occasionally 1would see a few friends. In one sense, 1 could say '1 couldn't live.' But it was good 1did this, because 1 could not have become a writer any other way. 1leamed to be a writer by writing. During this period, 1got into the habit of be ing disciplined about my work." An example of this is his relationship to his writing table. Pamuk is an orderly writer. When he travels, his fırst priority is to arrange his table in his hotel room. Only then, does he feel secure. Generally. his writing life takes place in his penthouse in Nişantaşı. He sits at the table in the aftemoon and writes until evening: he works again from 1 1:30 in the evening until 2:00 in the moming. Anather habit is to walk araund and araund the table ... "When l'm working, my entire life circles the table ... Fundamentally, my work is to imagine. Half of this has to do with novels: the other half is !ike everyone's fantasies. Five to six novels and several articles are in my head at once ... ldeas come steadily during this time. 1couldn't write any of these if it wasn't for my pacing." Pleasures of an lmaginary World For a person who spends close to half of each day in a world of his own imagining, is real life not monotonous and ted ious? "My brain ceaselessly creates dramas. perhaps everyone's is like that. 1 remember in my high school years when 1was about to

Belli ki Orhan Pamuk kurduğu hayal dünyas1n1 çok seviyor. Bu dünya daha çok geçmişten sahnelerle dolu. Çünkü tarih, yazarinen büyük tutkularindan. Ona saf, bakir hayaller veriyor. arasın da

gemilerin

d ü ş l e r d im.

kurmaya

gittiğini,

o gemiler

aras ın da

da harp

çıktığın ı

İnsan yavaş yavaş kafas ın da başka bir dünya

b aşlıyo r .

Benim temel olarak

yaptı ğ ı m şey,

bu öteki

dü nyaya bir anlamda bağlı kalmak, o dünyanın peş ind e n gitmektir. H ayatı n düzeni öyle kurulmu ş ki o hayatin peşinden gitmek çok az insan için meslek olabiliyor. Yazarlık o hayalin peşind e n gidebilmek için en elverişli yollardan biri." Belli ki Orhan Pamuk kurduğu hayal dünyasını çok seviyor. Bu dünya daha çok geçmi şten sahnelerle dolu. Çünkü tarih, yazarın en büyük tutkularından biri. "Bana süreklilik hissi veriyor. Ayrıca Batı ' d an alınmı ş bir sanatı yapıyorum . Tarih, bunu yaparken bende oluşan kök salma isteğine de cevap veriyor. Üçüncüsü de tarih bana saf, bakir, temiz hayaller veriyor. 16. yüzyılda bir sokak görüntüsü, eski bir sandık ... Günümüzde beni onlar kadar h eyecan i andıran bir imge, bir hayal bulmakta zorlanıyo­ rum. Günümüzün romancı s ı buradan Taksim'e kadar yürürse, anlatacak birşey bulmakta zo rlan acaktı r ... "

Gerçek yaşama

bakış

Tarihle örülmü ş hayal dünyas ından gerçek dünyaya geçelim. Siyaset, ekonomi, sanat dünyas ı, edebiyat tartı ş maları ve tabii d e d ikoduların yeri nedir Orhan Pamuk'u n yaşantısında? ~ 78 SKYLIFE 1O 1991

explode from boredom. 1began to fantasize. 1would imagine that the classroom was full of water, that ships sailed between the rows, that between the ships a war broke out. 1 was always imagining things like that. Slowly, 1 began to build an altemative universe in my head. Essentially. what 1 have done, is to stay linked with that world. lt is evident that Orhan Pamuk loves the fantasy world he has created. This is a world full of scenes from the past. and history is one of his greatest passions. "lt gives me a feeling of continuity. History answers my need to spread roots and gives me pure, virgin, dean images. The appearance of a street in the 16th century, an old trunk ... 1fınd it diffıcult to find images which excite me as much in today's world. Let a novelist walk from here to Taksim taday and he will have a hard time fınding something to nanrate ... " A Lock at Real Life Where is the place of politics. economics, the arts. literary


"Hayatla ilgili düşünce ve duygulanm gazetelerle olan ilişkimd e de ke ndini açıkça belli ediyor. Felsefi, nere deyse :ruhani' birşeyler yaparken ya da öyle yaptığı ma kendimi i nandırmışken gazeteye ta-hammül edemiyorum. O zaman gazeteler, dolayısıyla da çevremde olup bitenler b ana yüzeysel, dayanılmaz gibi geliyor. Bu ülkenin geleceği yok gibi düşüncelere saplan ıyorum ve bu sırad a gazete okuma işini bütünüyle kesiyorum. Derken hayatım yavaş yavaş bir tekrarlar dizisine dönü şmeye başlıyor. O zaman eğlence olarak olup bitenleri izlemeye başlarım. Bir iki derken günde dört gazete, birkaç dergi okur hale gelirim. Bu böyle bir yükselip bir alçalarak devam eder. Edebi hayatla ilgim de aynı gazetelerle o ld uğu gibidir. Ede biyat dünya s ındaki tart ı şmalara kendini zi kaptırıp hep birlikte t e km e l eş m eye b aşlarsanız bir andan sonra yutulduğunuzu hissedersiniz. Bir süre sonra ondan da kurtulurum." "Cuk oturtınak" Orhan Pamuk, Milliyet Roman Yan şması'nda birincilik ödülünü payl aştığı ilk romanı "Cevdet Bey ve O ğulları"ndan sonra "Sessiz Ev"i yazdı. Bu romanıyla da Madaralı Roman Ödülü'nü kazandı. Üçüncü romanı 1985'te yayınlanan ve yabancı dillere en çok çevrilen "Beyaz Kale" oldu. Son kitabıysa büyük bölümünü

discussions and even gossip in Orhan Pamuk's world? "My thoughts and feelings about life in the ci rcle in which 1 live is reflected in my relationship with newspapers. When 1 do something philosophical or spiritual, 1 can't tolerate newspapers. Then, what is happening in my circle, owing to the newspapers, seems to me superficial and unbearable. 1 become convinced that this country has no future, and at that moment 1 completely give up reading the newspapers. After a while, once again, 1 become engaged in what is going on - as an amusement. 1 generally read four newspapers and several magazines a day. "To make it com e out exactly right" Although the narrative is always the nucleus of his books, writing "a perfect sentence" is very important for Pamuk. The quality of the writing itself is so crucial that he likens writing a novel to digging a well with a needle: "1 have to thinkabout each sentence 1 write." "For me, it is necessary to write rich full sentences. 1 believe that what

"When l'm working, my entire life circles the writing table ... Fundamentally, my work is to Amerika'dayken yazd ığı "Kara Kitap" ... Pamuk, hikayenin, her zaman için kitap l arının ilk nüvesi olduğunu söylüyor. Ama imagine. ldeas come steadily ... 1 "mükemmel bir cümle" yazmak da onun için çok önemli. Bu önem öylesine büyük ki roman yazmayı iğneyle kuyu kazmaya couldn't write any of these if it benzetiyor: "Yazdığı m o cümleleri tek tek dü şünmem gerekiyor. wasn't for my pacing." Bence dolu, zengin, bir cümlesinde çok şey olan şeyler yazmak gerekir. Yapmam gerekenin, üzerinde çalışıldığı belli olan cümleler yazmak o l du ğu na inanıyorum. Bir benzetme bulabilmek, onu cuk oturtmak için oturup uzun uzun dü şünüyorum." Hikayenin ruhu gerektiriyorsa kendini yalın ifade etmeye itirazı yok. "Ama herkes he rşeyi yalın yazıyor. Bu düşünmed en kab ul ed i lmi ş bir ilke olmuş. Bu an l ayışa te pki duyuyorum. Bence bu kolaycılık, tembellik İkincisi de, işi zaten kelimelerle uğraşmak olan yazar yalınkatlığa kaçıyorsa yaptığı i şe saygı duymuyor demektir." Orhan Pamuk'a göre insanlar onu okuyorsa ve yazd ıklan eğ­ lenceli, dolu ve zenginse, bu, üzerinde çok çalı ştığı için böyle. "Böylesine çok uğraşması ile bu kadar çok okunınası arasında mutlaka bir ili şki olmas ı gerektiğine" inan ıyor. Gelece~e bakış

Orhan Pamuk, yazmayı seviyor. Disiplinli, çalışkan bir yazar. Çok okuyor, hayaller kuruyor. Genç yaşta kazan dığı ün onu sevi n dirmiş, bir parça da en di şe yaratmı ş . Ama durumundan hiç de şikayetçi deği l. Daha iyi kitaplar üretmesi gerektiğini düşünüyor, bu nun sorum l u lu ğ un u h isse tti ğini söylüyor. Şu s ıral arda h er yan ı kitaptarla çevrili çatı katında, kah çevresinde turladığı , kah üstünde yı ğılı kağıtl ann arasında kaybolduğu masasının ba şında yeni bir kitap yazma hazırlı ğında .. . •

1 must do is compose sentences which have clearly been worked on. In order to fınd a sim ile, 1 sit and think long and hard to make it come out exactly right." He has no objection to expressing himself simply if the story's spirit demands it. "But everyone writes everything simply. 1 resist this tendency. For me, it is too easy and too lazy. If a writer whose business it is to struggle with word s escapes into simplicity, it means his work is not entitled to respect." Pamuk attributes his popularity to his well-crafted writing and entertaining tales. "There must be a relationship between struggling this much and being read this much." Locking to t he Fut ure Orhan Pamuk loves writing and is a disciplined, hard working writer. The fame he has found at a young age pleases him; at the same time it has created some anxiety. He thinks it is necessary to produce better books and says he feels responsible for this. Right now. in his penthouse with books scattered on every surface, at times pacing around, at times sitting at his table covered with a jumble of paper. he is preparing to write a new book... •

1O 199 1 SKYLIFE 79


Türidye Genel Dl•trlbütörü

ETON Turizm Sanayi Ticaret

A.Ş.

Hicbiri ibi deilill

ll

@SUBARU 'fTeknolojide gelecek

Gazıosmanpaşa-ANKAAA

Istanbu l Showroom-Satı ş : Buyükdere Cad No t5t Zıncırlıkuyu-ISTANBUL Tel (1) 174 99 40 (4 hat) Tlx 25598 eton tr Fax. (1) 174 99 40 (4 hat)

Ankara Showroom - Satrş : KOro\)lu Cad. No 54 Tel (4) 146 69 61

lzmlr Showroom -Salış: Atalurk Cad. No 342/A KO<don-IZMiA Tel. (51) 21 66 17 · 21 83 00 · 21 31 47 Fax (51) 21 31 47


------

*****

• lo!}ru Seç1m • Konumu : Antalya havalamndan 10 km. uzakta Antalya'mn simgesi olan Falez'in üzerine inşaa edilmiştir. FALEZ HOTEL ANTALYA enternasyonel seviyede beş ytldllll bir ote/dir. 320 oda ve 22 suitten oluşmaktadir.

Location : On the western edoe of Antalya, the most important holiday center in Turkey 1Okm. from Airrıort. FAL EZ HOTEL ANTALYA is international 5 star hotel with 320 rooms and 22 suites. In addition to the public areas all rooms are airconditioned and tu/Iy equipped.

Odalar : Genel alanlarm dişmda /üm odalar so{)uk ve slCak havaland1rmal1 ve tam donammlld1r. Restaurantlar ve Barlar : Beş de{)işik restaurantta, muhtelif mutfaklarm kaliteli ye'"lk seçimine sahipsiniz. Dort baomllda ve oece klubOnde rmkem'"ll bir e{)lence programi sunulmaktadir. De{)işik düıeyde ve toplam 1.200 rrf! Wyüklü{)ündeki yOıroo havuzfaondan biri de ISiftlmiŞflr.

Spor : 4 adet aydmlatma sistemli tenis kordu, k(f)all tenis

çalişma sahasi, çok iyi donattimiŞ jimnastik salonu, rüıoar sOrfü, peda/11 bol, oolf çalişma sahasi, (pitdı & putt, puttino oreen, drivin(J nefs). Kapall Gruplar. Seminer Toplanillar ve Banketler: Ses ve projeksiyon donat1ml1 25 ve 400 rrf arasmdaki büyüklükte 7salon bulunmaktadir. Arzu edilirse amnda çeviri sistemi cihazı temin edilebilir.

P.O. Box 808, 07050 ANTALYA, TÜRKiYE Tel.: (90-31) 185000 Fax: (90-31 ) 185025-185026 Telex : 5608 t faiz tr.

FA LEZ HQT EL -

ANTALy A

Faci/ities : You are provided with a choice of superb tood and entertainment in the five restaurants and tour bars. You wıll also find. 1.200 rrf! swimmino pool at 3 /eve/s d~~~

Spor/ : 4 tennis courts wilh floodlights, tennis practice room. fully eqwpped fitness center. sailin(J, windsurfing, pedal boats. oolf practice court (pitch & putt, puttino oreen. drivino nefs). lncentives. Seminars. Conferences and Banquets: 1 halis and from 25 to 4()() rrf! with complete sound and projectian equipment. Simultaneous translation and other equipments on request.


SERGi 1 EXHIBITION

JOURNEY TO LYCIA Likya serüveni The sensitive and expressive paintings of William Müller, a 19th century English artist, are finding new audiences in a major exhibition in Bristol. n November of 1843 an

encountered is apparent in his

Englishman. William Müller, a 3 1

watercolors.

year-old native of Bristol embarked on a journey to see the ancient

chief. the care taken to depict accurately

1

monuments of Lycia. In the eight months

In his portrait of the Yürük

the man's costume illustrates his involvement with his subject.

he was away from England, he recorded

Müller's immersian into Tu~sh life is

his impressions both in writing and with

al so apparent in his sensitive stili-life of the

paint to create an intensely personal

accoutrements of Turkish coffee. He

portrait of this al most un known stretch of

tried to introduce his new-found habit to

Türkiye 's coast. Müller's student and companion, Harry Johnson. many years later recalled Müller's

his friends upon his retum, with disastrous results. "1 soo n liked [Turkish coffee]. and bought the mill, the iron roasting-pan, the

approach to travel and to his work. "His

little cups: in short, all the contrivances to

routıne

make coffee comme /es Turcs. and on my

was sımple and regular. breakfast

at eight. then lighting the inseparable pipe.

return have tried to give my friends a

and slinging his gun across his shoulders.

treat. Maıs /es

he staı1ed off. folio u nder arm for the day.

drink it. and will never believe it can be

rarely returning to the tent ti ll JUSt before

admired by any person sane."

sundown ... Neither climate nor fatigue

ingrats' - they will not

The sheer quantity of paintings Mü ller

ventured to this remote part of the world

seemed to have any effect on Müller, and

executed on this trip was remarkable,

to see the classical sights of Xanthus.

at the day' s close he never failed to return with one or more watercolour sketches ...

particularly considering the tenible weather of that winter. Johnson vividly

T elmessus. Pinara and Tlos. The now famous rock tombs, then as yet

Every object about was turned to some

recorded the drama of the torrential

unexcavated, served as primary subject

use: the baggage-camels that bore us our

rains. "We had barely time to get settled

matter for his watercolors and sketches.

fire-wood. the donkey that brought fowls

ın

our quarters when the rainy season set

for the larder. and the gypsy that canied

ın

-

wateı-

and nights there was no cessation ... As far

principally consist. then, of tom bs -

as we could see. the valley was a vast

either in the rock or standing as they have

from the Xanthus to our te nt in a

huge gourd. served him. over and over

this time in earnest. as for five days

"1 would say a word or two ... on the llJins and antiquities of [Xanthus]: they

again. as models ... His first care. on

lake. the turbulent river having broken its

existed for centuries past -

pitching his camp. was to establish a good

boundaries and flooded the whole marsh.

earthquake. or pillaged by man. Their

undeı-standing

shaken by

Consequently all the dwellers in the plains

forms are most classical. and when

himself. by means of frequent little

were driven to encamp on the rising

covered with sculpture ... little inferi or to

between the natives and

presents of gunpowder. matches. needles.

ground round about us. Müller eagerly

the finest and purest Greek period of

and cutlery: so that we were at all times

seized this opportunity of sketching in the

Art ... The city was formerly

welcome to their hospitality and made

tents of these people."

its ruins now cover a vast extent of so il.

free of the ır tents.'' Müller's ı-espect for the T urks he 81 SKYLIFE 1O 1991

Although the people and customs of Türkiye fascinated him, Müller had

veıy

large, as

There is little. unfortunately. in the remains of the buildings or temples

......


Portroıt

o( Wıllıam Mü/ler by Nothan Bronwhite, 1835 (left). Yürü k Chıe(. Xanthus 184 3, pencil and watereolar (right). William Müller'in 1835'te Nothan Branwhite tarafından yapılan portresi (solda). Müller'in "Yörük Şefı" adlı bir suluboya çalışması, 1843, Xhantus (sağda).

188l'de Türkiye'deki Likya harabelerini z iyaret ederek yüzlerce resim yapan ingiliz manzara ressam• William Müller'in eserleri Bristol'de sergileniyor.

W

illiam Müller

adlı

31

yaşındaki bir Ingiliz

1843 yılının so nbaharın­ da, antik ükya harabelerini ziyaret etmek üzere doğum yeri olan Bristol şehri nd en yola koyuldu. Ingiltere'den uzakta geçirdiği sekiz ay boyunca

Müller izienimlerini bir yandan yazdı, bir yandan da resimledi. Sonuçta ortaya Türkiye'nin o devirlerde hemen hiç bilenmeyen güneybatı sahillerinin gizemli atmosferini bugünlere kadar yansıtacak notlar ve ressamın en iyi olarak tanımlanan suluboya eserleri çıktı. William Müller'in dostu ve aynı zaman da öğrencisi olan Harry Johnson Yakın­ doğu'ya yapt ıkları bu seyahatten y ıll ar sonra kaleme aldığı anılarında ressamın yaşam tarzını şöyle aktarıyordu: "Basit ve planlı bir düzeni vardı: Saat sekizde kahvaltı yapardı, ardından yanından hiç ayır­ madığı piposunu yakardı. Sonra si lahını omuzuna atar, eskiz kağıtlarını kolunun altına koyup gün batımında çad ıra dönmek üzere kamp yerinden ayrılırdı. Ne alışık olmadığı iklim ne de yorgunluk tesir

ediyordu Müller'e. Gün kararırken geldielinde mutlaka bir ya da iki suluboya çalışmas ı olurdu. Çevresindeki her nesne onun için bir resim konusuydu: Bize kamp ateşi için odun taşıyan develer, yemek için avianmış kuşl arı getiren eşek, ta Xanthos'tan kocaman bir su kabağının içinde suyumuzu temin eden çingene kimbilir kaç kere ona modellik yapmıştı. Kampta ilk i ş i yerli halkla arasında iyi bir iletişim kurmak oluyordu; bunu da barut, kibrit, dikiş iğnesi g ibi yanında getirdi ği ufak tefek hediyelerle sağlıyordu . Böylece her zaman çad ırl arının kapısı bize açık oluyor, misafirperverliklerini eksik etmiğind e

yorlardı."

Müller, koşulların o lum s uzlu ğuna Türk yaşam biçimine kolayca uyum sağlamı ştı. Öyle ki, onun da yaşamırağmen

ı

O 1991 SKYLIFE 8 3


that may be teTTned sketchoble." Müller's reaction to Tlos summarizes his feelings about his whole joumey: "lt is very unlikely that 1 sh all again vi sit a place that afforded me so much pleasure Tlos. 1like your scenery, your melancholy tombs, your grand Acropolis. your running streams and noble trees -

1

like

you half-uncivilized natives, your little Turkish children (my little coin-finders)-

1

like them all. " T his fall Müller's work is being shown at a large retrospective exhibition held at the Bristol City Museum and Art Gallery in Great Britain. H is Turkish scenes, which comprise the largest group, are hung with paintings of Egypt. Europe, as well as North Wales and his native Bristol. In all. over 1 80 o il paintings, watercolors and drawings make up the exhibition which opened on September 7 and will close on November 17, 199 1.•

Katherine Precht Ong 84 SKYLIFE 1O 1991

Tom b in the Water, Telmessus (Fethiye) 184 5, oil on canvas (above). Turkish Utensils, 184 3, penCII and waterco/or (right).

Te/messus yani bugünkü Fethiye'de bir Likya mez ar~, yağlıboya, 1844 (üstte). Müller'in cezve, su testisi ve yerli ha/km kullandığı diğe r kapkocağı konu alan suluboya eseri (sağda).


SERGI IEXHIBITION

kayalara oyu l muş. Bir kısm ı da depremlerle yıkılmış ya da insanlar tarafından yağmalanmı ş şekilde yüzyıllar

boyunca duruyor.

nas ıl

varold ularsa aynen öyle bir araziye yayılan kalıntilara bakılırsa şehir eskiden çok büyükmüş . Ne yazık ki çizilebilir türden bina ya da tapınak kalıntısı çok az." Xanthus'tan ayrılıp bir süre kamp yaptığı Tlos kentiyle ilgili düşünceleri Şimdi geniş

A Turk resting beside hıs 69-year-old camel, 184 3 or 1844, pencıl and waterco/or (right).

Xanthus civarında dinlenen bir Türk ile yaşlı devesi, suluboya 1853 ya da 1844 (sağda).

nın

bir parçası olan Türk kahvesi, dolayı­ kahve yapılırken kullanılan araç gereçler hemen bir resminin konusu oluvermişti. Bu yeni alışkanlığını ülkesine döndüğünde hemen arkadaşlarına tanıttı, ama sonuç tam bir düşkınklığıydı! 'Türk kahvesini hemen sevdim ve Türk usulü kahve yapmak için gereken tüm takımı aldım: değirmen, kahveyi kavurmak için demir tava ve küçük fincanlar. İngiltere'ye döndüğümde arkadaşianma da tattırmak istedim. Ama nankörlerı Kahveyi içmedikleri gibi bunu beğenenlerin de normal sayılamayacağını söylemezler mi!" William Müller'in Türkiye'de yaptığı suluboya resimlerin tamamı özellikle o kış yaşanan yağmurlu havaya rağmen fevkaladeydi. Johnson, yağmur mevsimine denk düşen seyahat boyunca yaşadıklarını şöyle dile getiriyordu: "Daha henüz yerleşmiştİk ki yağmur mevsimi başladı. Öyle bir havaydı ki bu, mesela beş gün beş gece hiç durmaksızın yağıyordu yağsıyla

mur. Görebildiğimiz kadarıyla vadi kocaman bir göle dönüşmüştü. Deli gibi akan nehir yatağından taşarak bütün bataklık araziyi kaplamıştı. Bunun sonucunda, düzlüklerde yaşanlar daha yukarıya, bizim çevremizdeki yerlere göç etmek zorunda kalmışlardı. Müller büyük şevkle çadıria­ nna gidip bu insanların resimlerini yapmaya koyuldu." Yerel halk ve ilginç gelenekleri onu çok cezbetse de Müller Türkiye'ye gelişinin esas amacını hiç unutmadı. Dünyanın bu uzak köşesinde, o zamanlar henüz ortaya çıkarılmamış olan Likya şehirlerinde kamp kurdu; Xanthus, Telmessus, Pınara ve Tlos'taki kaya mezarlarını ve diğer kalıntıların o vahşi doğa içindeki görüntülerini resimlerinde ölümsüzleştirdi. Notlarında bu antik şehirler hakkında Müller şöyle diyordu: "(Xanthus'taki) Harabeler hakkında bir iki söz etmek isterim. Bunlar esas olarak mezarlardan oluşuyorlar. Bir kısmı

Müller'in tüm seyahata ilişkin duygularını özetliyor gibi: "Bana böylesine büyük bir haz veren Tios gibi bir yeri tekrar ziyaret etme ihtimalim çok zayıf. Senin manzaranı, melankolik mezarlarını, büyük akropolünü, akan nehirlerini ve soylu ağaçlarını seviyorum. Senin yarı cahil yerel halkını, küçük Türk çocuklarını (benim küçük bozuk para toplayıcılarım) seviyorum. Hepsini seviyorum." Çok genç yaşta ölmesine rağmen (Yakındoğu'ya yaptığı seyahatten döndükten bir yıl sonra 33 yaşında hayata gözlerini kapadı), İngiltere'nin yetiştirdiği en iyi suluboya r essamı olarak kab ul edilen William Müller'in 180 çalı şmasını içeren bir sergi bu sonbahar Bristol City Museum and Art Gallery'de açıldı. 18 Kasım'a kadar gezilebilecek olan sergide en büyük bölümü Türkiye'de yaptığı resimler alıyor. Sergide ayrıca ressamın Mısır, Avrupa, Galler Bölgesi ve Bristol'da yaptığı resimler de bulunuyor. • 1O 199 1 SKYLIFE 85


SERGI I EXHIBITION

'EKSPRESYONIZM VE SONRASI' SERGISI TURKIYE'DE •

••

''Expressionism and After'' in Türkiye Wuppertal Von der Heyd Müzesi'ndeki ko Zeksiyondan seçilen yap ıtlar İsta nbul ve Ankara'da sergi/eniyor. ugünlerde İstanbul önemli bir sergiye ev sahipliği yapıyor: "Ekspresyonizm ve Sonrası" sergisi ... Almanya'nın Wuppertal, Von der Heydt Müzesi'ndeki koleksiyondan derlenen ve ekspresyonizm ile onu izleyen ak ı mi ann en büyük ustalarının özgün 142 yapıtını kapsayan sergi İstanbul'da Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde açıldı. Serginin der l endiği Wuppertal kenti müzesi, en büyük bağışçı sı olan Von der Heyd ailesinin adını taşıyor . Resim Galerisi bölümünde çok önemli parçalar bulu nan ınüzeden seçilen yap ı tlarla Türkiye'de daha öncede yağlıboya ağırlık­ lı bir sergi açılmıştı. Sergiele özellikle Alman sanatının yüzy ılı m ı zın ilk yarısına ait önemli yapıtları yer almakta. Belirli bir sanat kalitesi ve bugüne kadar etkisini koruyabilmiş bir ifade gücüne sahip eserler arasından özellikle ekspresyonizm için başlıbaşına önem taşıyan bir malzeme olan kağıt üzerine yapıl an çalışmalar seçildi. "Ekspresyonizm ve Sonrası" sergisi. sanat tarihi açısından çok önemli bir dönemi, yani iki dünya savaşının Avrupa'da yarattığı gerilimli ortamı ve on un son u çlarını dile getirmesi bakımından büyük önem taşıyor. Sergiele ara l arında Rodin, Miro, Braque, Ernst, Kokoschka, Munch, Emi! Nolde ve Klee gibi isimlerin de bulunduğu 44 modernİst sanatçının orijinal suluboya, yağ lı boya, taş ve ağaç baskı , gravür ve karışık teknİklerle yapılmış

B

86 SKYLIFE 1O 1991

eserleri yer alıyor. Türkiye D ı şiş l eri ve Kültür Bakanlıkları ile Federal Almanya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın himayesinde, Beymen'in sponso rluğu ile gerçekleştirilen sergi 18 Ekim'e kadar İstanbul'da izlenebilecek. Sergi pazartesi hariç hergün 9.30 - 16.30 aras ı açık olaEmi/ No/de'un "Profilden Kız Başı" . japon kağıdı üzerine suluboya ve guvaj. Pro(lle o( o Gırl 's Head. by Emıl No/de. waterco/or and gouoche on joponese poper.

cak. Daha sonra Ankara'ya geçecek olan sergi Türk Ocağı Binası'ndaki Ankara Devlet Resim ve Heykel J\Wzesi'nde 23 Ekim-24 Kas ım tarihleri arasında gezilebilecek. Bu arada "Ekspresyonizm ve Sonrası" sergisi için Beymen tarafından 134 sayfalık renkli bir katalog b astınldı. •


the State Pa i nt ı ng and Sculpture M useum

his fal l. the Museum ofTurkish and

M inistry of Culture as well as the Federal

lslamic Arts in Istanbul is hosting a

Republic of Germany's M inistry of Foreign

in the Türk Ocak

maıor exhibition, "Expressionism

Affairs, the exhibition will remain open in

where it will be on display from October

and After." 14 2 original works of art,

Istanbul until October 18. Beymen is the

23 to November 24.

chosen from the collection of the

generous corporate sponsor.

T

Wuppertal Von Der Heydt Museum, represent the creativity of the im portant

Following its showing in Istanbul, "Expressionism and After" will move to

Bui l dıng

in Ankara

Beymen has sponsored the publication of a 134 page color catalogue entıt l e d

Expressionism and After.

masters of Expressionism and the related

art movements which followed. The images in the exhibit ion are among the most important examples of this primarily German art movement and are works of art whose impact today remains as startling. as modem. as when they were fırst

created.

The pictures. executed in a variety of techniques

ıncluding

painting.

lıthography,

wood-block printing and engraving are all works done on paper or cardboard; paper was an im portant material for modem artists of the fırst half of the 20th century. Rodin, Miro, Braque, Emst. Kokoschka, Munch, Emil Nolde and Klee are among the 44 artists whose works are represented in the exhibition. Organized under the pat renage of Türkiye' s M inistry of Foreign Affairs and its

Max Ernst'in "Maskeler"i. Taş baskı, 1950 (üstte). "Pikadar ile Matador", Pablo Picasso, renkli lino/yum baskı, 1959 (solda). Masks, by Max

Emst. lıthograph. / 950 (above). Pıcador wıth

Matador. Pablo Pıcasso, colored lı no/cum pnnt. 19 5 9

(left) .

ı

O

ı99 ı

SKYLIFE

87


B

E

V

M

N

E

motosikle· kullanan ••. doğanın sağlığına

özen

Blanc dolmakaleminden • yalnızca ll'lıı::ı11'1:ıı~=ıııil=ıın ...

il,

işi

için

sosyal pozisyo·

bireyselliğini

'91·'92

anlat·

Sonbahar-Kış

n erkeğinin gardırobun· kleri siyah, yeşil, bordo, Kruvaze ım

ağırlıklı,

elbiselerin

ştan,

düz ve

yakaları

klasik kesimli

flanel, fule, "mouline",

uz süet, kürk süet ve analinle çalışılmış. Trikolar kumaş ve güderiyi birleştiriyor.

Kravat iğneleri, kol düğmeleri, şap·

kalar, el yapımı eldivenler ve desenli papyonlar vazgeçilmez aksesuarlar.



B

E

BEYMEN

BIR

y ALTINYILDIZ

M GRUBU

E

N

KURULUŞUDUR



,,, CJ.S\MO RiMJ.\SSJ.MCi

R~M~D HOtiL ~Nt~L'IA

C~S\NO ~LlL\

R~M~D~ HOt.I L \St~NIUL

CJ.S\MO MJ.RMJ.RJ. tHi MJ.RMJ.RA HO'ti\.

CJ.S\MO RJ-MO AIUR GRJ.MO AlUR HOti\. M~RMAR\S

c~SlNO ~N~N簫

\St~N&UL

~N~N~S HOtl覺

c~SlNO MiR\t

~L~N'I~

MiR\t ( J.\.t\Mi\.l HO'til. ~NK~R~

c~S\NO L\M~N

\,\MJ-M HOti\. G\RMi C'IPRUS


I.G.O. CASINOS ARE OPERATED BY KOZMOS TURIZM VE TICARET A.Ş. ISTANBUL· TURKIVE Sıraselviler

Cad . No. 70 80030 Taksim - Istanbul 1 Türkiye Phones: (1) 143 50 60- 144 46 65 - 152 15 69 Fax: 151 26 14


Al Baraka Türk'te toplanan fonlar bir trilyonu

aştı.

Katkılarından dolayı;

Tasarruf Sahiplerine, Üretim Desteği ve müşterilerimize

Leasing yoluyla fon kullanan ve

emeği

geçeniere

teşekkür

ederiz .

••

ALBARAKATURK "Faizsiz Kazanç"

i"'

istanbul Merkez, 174 99 00 (20 Hat ) Karaköy Şubesi , 15Z 56 87 (8 Hat ) Ankara Şubesi , 131 OZ 10 (7 Hat ) lzmlr Şubesb Z5 89 Z6 25 33 29 Bursa Şubesi , 20 97 60 20 75 39 Konya Şubesi, ı ı 73 24 ll 76 00 Kayseri Şubesi , IZ Zl 9Z I Z Hat) Adana Şubesi, 19 15 63 GAntep Şubesi , IZ ı z 30 10 91 68 Samsun Şubesi , 15 lO 92 93 Ayrıca

T.

Vak ınar Bankası

ve T. Ticaret

Bankası Şubelerinden

bize

uıasabilirsiniz.


When You

Evden

AreAway

Uzakta Olduğunuzda,

From Home,

Sadece ... ****

***** HOTEL A 'TALYA DEDEMAN

HOTEL ANKARA DEDEMAN Büklüm Sokak 1, Akay 06660 ANKARA Tel: (4) 11 7 62 OOTix: 42408 DEDE-TR Fax: (4) 117 62 14

Lara Yolu 07100- ANTALYA Tel: (31) 21 39 30 - (31 l 21 79 10 Tlx: 56047 OTDE -TR 56049 RİDE- TR Fax: (31 l 21 38 73

*****

Yıldız

HOTEL İ S T A BU L DEDEMA Posta Caddesi 50. Esentepe- 80700 iSTANBUL Tel: ( 1) 174 88 00 Tlx: 28217 MKD-TR Fax: (1) 175 ll 00

***** HOTEL :--JEVŞE Hi R DEDEMAN :--levşehir- Kay\eri Yolu NEVŞE Hİ R

H

o

Tel:

ı.ı85)

19900 Tlx: .ı9719 DDMN-TR Fax: (485) 12158

j


And to think that only

3 years ago this was not even convertible.

lt's hard to imagine that just a short while

Camblomat machines are able to exchange

ago the Turkish Lira was not a convertible

15 foreign currencies into Turkish Lira , at

currency . Now, due to the

the daily exchange rate. (Cambiomat

remarkable

progress of the country, as symbolized by

so

the pioneering ettorts of its leader in banking

exchanged to the nearest cent.)

technology -

VakıfBank

precise

that

your

money

fl4

will

is be

- exehanging money

is as easy as purchasing a cola

You can also exchange Turkish

from a street-side dispensing

Lira into five foreign currencies:

machine.

US

124, VakıfBank

Dollar .

Pound

Sterling,

Deutsche Mark, French Franc and

In developing and introducing have

the Dutch Guilder. Camblomat

simplified the whole process by

machines 'speak' 10 languages

which currencies can

and can accept and exchange up

Camblomat

be

ex-

to 10 banknotesat any one time.

changed in Türkiye. Camblomat

']24

is a fully auto-

7'14. the

mated money transaction machine

Today , with Camblomat

that can be used 7 days a week,

Turkish Lira is not just convertible

24 hours aday.

- it's also fully automated. Cambiomat 11A wi ll exchange the toll owing currencies int o TL: • Austrıan Schıllıng • Belgıan Franc • Canadıan Dotlar • Swıss Franc • Oeuısche Mark • US Dellar • Norwegıan Krone • Dutch Guılder • Japanese Yen • Ilailan Lı ra • Danısh Krone • Fınnısh Maro( • French Franc • Ste r lıng • Swedısh Krona

Tür k iye V akıf 1ar Ban ka s ı

~!------------------------ 21st Century Banking -

-+-


o o o o o o o o o o o o o o o o o ankara sheraton

lo bby


DUTY FREE ON BOARD

Davtdoff Eau de T oilette Atomiseur SO ml 49DM

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY

FREE Camel Lights

100' 5 20DM

Camel Filter Box 20DM

Johnnle Walker Whisky: 19DM

Gordon's Dry - Gin /6DM


Grant's Whlsky 19DM

Rothmans 19DM

.

--

•'

Cartler 20DM

Toblerone 2DM

{miier VENOOME

ASK FOR THE NEW COLLECTION ON BOARD

_ Vakko

Eşarp

120DM

.

--

swatch Deri _

kayışlı

62 DM

Pop Swatch 53DM ,

swatcH c::=

-


- DUTY FREE ON BOARD

Cacharel Anais

1 Anais Eau de T oilette Sp覺-ay 50 ml

4/DM

Katia Eau de

Toilette 50 ml 60DM

Poison Eau de

Toilette Spray 50 ml 68DM

Samsara Eau de Parfum Spray 50 覺ni 68 DM

Fahrenheit Eau de Toilette Spray 50 ml 45 DM Helena Rubinstein

HElENA RuBI!\5I'EIN

D覺amonds

46DM

DIAMONDS. nlE Lln\lm

,\t~I\E 繚rP

PALf:ITE


J

Paris Eau de T oilette Spray SO ml SSDM Opium Eau de Toilette Sp ray SO ml 79DM Jazz Eau de Toilette Spray SO ml 43DM Kouros Eau de. Toilette Spray SO ml 45 DM

Chanel No 5 Eau de Toilette Spray SO mJ 63DM

1

EAU DE T O I LE TT E

Bea~o~tiful Eau de Par'f羹m Spray 30 ml 64DM Knowtng Eau de Pa覺fum Spray 30 ml 68DM

CHANE L

VAP0Q C, o'\1E

1,

~E Ct-- 41~ <:.~ A~l

t

. Nina Eau de T oilette Sp ray SO ml S~ DM

Ysatis Eau de Toil~tte Spray SO ml 52DM


-

DUTY FREE ON BOARD

Marlboro

1

oo•s

lO DM

Marlboro Light 100'5 lO DM

Parliament ıoo·s

lO DM


THY VIDEO PROGRAMI / VIDEO PROGRAM

çizgi C hester Gould'un ünlü kötülerin romanlannın

kahramanı,

An Innocent Man Oyuncular 1 Cast: Tom Sel/eck, . F. Murray Abraham, Laila Robins ü şve t

yiyen iki polis. Jiııı ııı i e

R Rainwood'u yanlr!$lrkla

tutuklarlar. Cezaevindeyken arkad aş ı Virgil'den. dü şünül e m eyecek kadar kötü olan ko ş ull ara n asıl d aya n acağ ını öğre nir. Hapisten ç ıktığ ınd a ise aklrnda kalan m a nası z izlerden yola ç ık a rak intikam almaya çalr şır . ımmie Raınwood ıs wrongfully framed by two cornJpt vıce cops. When released. he seeks vengeance on the duo ın one of the mor·e absurd finales ın memory. In between. Jımmıe gets a lesson rn pnson survıval fmm the cellwıse Vırgıl. leamrng to tolerate prevıously unthınkable

J

dü şmanı

Dick Tracy, bu kez sinema perdesinin melodramlannda karşımızda. DedektifTracy 1930'l arın tüm gangsterleriyle karşı karşıya kalır. Özellikle Koca Oğlan Caprice ve Nefes Kesen Mahoney ile mücadele eder. Bu iki gangster Dick Tracy'den kurtulmak için birlikte planlar yaparlar. Silahlar, araba kovalamacalan ve kahramanlıklarla örülmüş tam bir gan~ster filmi... qu.we ıawcd cnmc-buster· Dı ek lr·acy has leapt fmm Chester Gould's famous comıc stnp to the Irve actıon melodr·ama of the crnema screen. Detectıve Tr·acy meets up wıth the gangster'S of the 30's cr-ime-wave. ıncludıng cnme boss Bıg Boy Capnce and Breathless Mahoney. The two ar·e ınvolved ın a sınıster plot to get nd of the detectıve who rnsısts on forlrng all of theır- cnmınal actrvrtıes. Shootngs. car· chases and herare acts ar·e all plotted wıthın the elabor·ately desıgned gangster·

S

ı trny southem town of Juprter·

t's an extr·aor·drnary day rn the

Hollow. At the Hollowmade Fumrtur·e Co. hosprtal. two sets of ıdentıcal twrn grrls are bom sımultaneously: one to the Sheltons. a wealthy New Yo ri< couple. and the other· to a local famrly. the Ratclıffs . Unfortunately ıfter· r·eceıvıng the same names Rose and Sadıe-the four· newboms ar·e ent rusted to the hospıtal nur:;e·. who mısmatches the tots rn the ır en bs. causıng hılanous results year:; later.

Cheetah Oyuncular 1 Cast: Keith Coogan, Lucy Deakins, Co/lin Mothupi

movıe.

Big Business

condıtıons.

Dick Tracy O yuncular 1 Cast: Warren Beatty, Madonna, Char/ie Korsmo Oyuncular 1 Cast: Bette Midler, Li/Iy Tomlin merika'da. hıpi ter Hollow kasabacia o l ağa ndı :;;ı bir gün . Hollowmade Furniture Co . Hastanesi'nde ardarda iki çi ft ikiz d oğa r. Biri New York'lu ze ngin çift Shelton. diğe ri ise kasab a nın yeriisi Ratclifflerin kidir. Bir tesadü f eseri k a rı ~tırıl a n ikizlerden birer tanesi yan Ir ~ aileye gide r. Ve olaylar b a~lar.

A

a dlı

ed ve Susan. Afrik a'da bulunan bir araştırm a merkezinde görev yapan ailelerinin yanın a giderler. Hayvaniara k a rş ı duyduklan büyük ilgi sonucu öksüz k a lmı ş bir çita yavrusunu alr p bakmaya ba şl a rlar. Böylece yavru çita Duma. ailenin üyesi olur. Los Angeles'e dönerken Dum a 'y ı tekrar eğ ilm e l e ri gerekir. Bu kez. va h şi yaşam a ayak uydurm ası için ...

T

hen Ted and Su san ı or n therr- family at a r·esear-ch center ın Afnca. they drscover Kenya ıs a long way fmm theunatural habıtat LA. Therr- awe and amazement of the Afr-ıcan anımal world gmws even greater when they adopt Duma. an orphaned cheetah cub that becomes the newest addıtron to the johnso n family. When they leam they are to r·etum to LA. the johnsons begın to r·e-tr·aın Duma to lıve rn the wild once agaın.

W

AIRBUS UÇAKLARlNDA Y APlLAN MÜZiK YAYlNLARI Müzik Türü Fılm

Film Klasik

2

3 Müzık

4

Tü ıi< Müzığı

s

Oı·atoıyo

6

Yunus Emre (Esin Avşar) Pop-Rock

8

7

MUSIC ON BOARD AIRBUSES Entertainment Selection Movıe

2

Movıe Classıcal Musıc

3 4

Turkish Musıc Oralono

6

s

Esın Avşar· sıngs

Yunus Emr·c's songs Pop-Rock

7 8

1O 1991 SKYLIFE

103


MÜRACAAT VE REZERV ASYON 1 INFORMATION AND RES ER VA TION

DIŞ BÜROLAR/

CAIRO· KAHIRE M, ·at !- :"'C Sc N> 3

INTERNATIONAL OFFICES ABU DHABI iGSA 1 Su ta" Brı You:>... r ane 5<

ADIS·ABABA 'GSA1 ı:ıa·

A.,.. ...esBoeA-:ıo~ 7

PO B<, Te 'lS:

''

182222

AMSTERDAM S:aa"'ı

Te SM Rez 020' 68Sl80 " oeva: ATHENS·ATINA 19. F:eı non S:- lOS 57 A:he"' Ter SM Jl4597S Rez . '3222)69-3221031 l220)6ı-Jl'-6C2"

BANGKOK GSA GL, ( f x;:ı~ess Tra"soor: A(,Cf"(y CP ToAer 3rd F:oor 313 Bang~<o~

Te SM • 2310308 Rel.iBS: .:. 23 0300-07 '8

res-tıa:

BEIJING·PEKIN iGSA) CAAC Be ı

ıng Saıes

Office

117 Oongsı Wesı. Street Te (66S) SS8861-SSIOJI BAKU lerHn Avenue 1 BAKU. Azertıa·,an USS'. Te :(8922) 98S 14

(GSA) JAT Yugoslavran Aırlınes Ho$ Mırıo,a 6 1 " 7 r N0. Beograc

.:.222 23

BENGHAZI·BINGAZI T"pt Q«:e

Te:.(061 92201112113 BERLIN S:.- No 18 B

000 Ben n JO Te 10301 l62J•)JJ SM. :oJO) l6l-l03S Rez :o30i 262403313' -" 1""'

Ma<e~

F)0rt"

ıe-s

305 .-d

31>

f'1d'l

Poır~

Bo'T'Oay .;()() 02

ıe

SM 22' 2040744 Rez 22> 20·1360S BRUSSELS-BRÜKSEL )

Cın:e·

()()()

COPENHAGEN·KOPENHAG Vee Ves~e-:ıo·· 6 6 2

ıee ı O

2000 Hambt...rg

HANNOVER langa-l a,Jbe No. 19

Te: SM Rez (49)(0SI 1) 1)18S90I318)99 A,ei<.sarıte~"'~"katu

"8 B306 00 ı 00

Heısın<ı

rGSA) Ten Tou"S ltc Mec>ıeıın r><at_.

A" r"f'd" Co,..,i) eıo: (e~:re P.O Be'( "'39 Ai<."Oba~ 319S.ı::

Te r66) 3 89S0044-89549n4 89479 7 DHAKA·DAKKA (GSA) Be.-,ga' An (f .:d 54 Mo: '"eeı CA D"'al<.l 1000 Ba~gacen

2- ..:

('.J

ıoo Heısn<

TURKISH AIRLINES fi'\ T ıJ RK HAVA YOLLARI ~)

HONG KONG (GSA) Bes: rol days L:d RMS 1603-4 Fee: House 38 G OuCes:er Re Te 18'ı2 8tı 3

MANILA-MANILA (GSA)

JEDDAH·CIDDE

Te l·>JOS9

C~y Cen~er Bldg 12J 1 3 Medıne Road. P.O.Box ı ı563

DAMASCUS·ŞAM Afa.-cos S!r ı~Y' Ze-.co ... " 3.-c r

Te (9661 '216600127 Bcg

Te· SM. , 1 227266 Rez 111) 228284-239770-232 190 (ıOiınes-ha:)

"es/na:) (GSAJ ABC r--a . . e Agerıc:-­ Medı"e Roao Aıqu t"'""· Bdg

14

POBox '1679 Tel 1966) ·ı: 6SI8300-6SI9440

(GSA) Al Faradees Travel and

Tourısm Ageney Dar e Mooha.,deseen Maysoloun St,.

JOHANNESBURG (GSA) Bıdg

PO. Box 8JJ9 Teı ( 11) 227266-239770-232 r90

Sot...:"' A/.,ca"' A ...... ays

PO Bcx 7778 Te. '7 ı ı 2206 KARACHI·KARAÇI

:ce"' s. . . . . e es

BUCHAREST·BÜKREŞ (GSA) TAROM uı ReJubiıc 16 Te ~9· -17.!33

(GSAJ Pa <tur"< Tıcve Agenc es ı2 Averı .... e Ce"'~re Stıcc"en Roac

Te: SM. '9221) SIJ837

S:·ee: 63 B

LEFKOŞA ÜS""'d' i:H~ ( lC. 1\;:

S"'a.;r R..W':J Bcg

PO Bo> 1200 ~e 197 ) '"1 226038-2

ı97(,

GSA) 5..-.eeca" T --acır-g C0. 'Same ado.-ess/ayrıı ao ..es)

DUBLIN (GSA) Ae• ng OoO ' A 'PO' Te ı-ı rooı DUSSELDORF

o. .

··ı9•

3L

Te '\i, 71382-7106 77'2-' (GSA) Ge<;•t"''e Te: sıo (771 rı

FRANKFURT Base e· S:· 35-37 6CXX F--a"~r.... rı. Ma.., 1 Te- SM (069) 273007 16117 Rez (069' 273 00720/21122123 1-(GSA) Necm- Oc S 1-S 6800 Man'-'eTe (C6llır0980 t\)d

0

~~!~~j~ ~ ;9~~ 2

Te- (06 Jr 69032S0-6903923 l-1GSA1 De"- Re-sen GMBH Te

1069

291066.67

Te SI" Rez (071' 4999240/47/48

Ar11nes P.O. Box

6196ı6

Te:r 1800-734-7400

AIRLINES

MOSCOW·MOSKOVA K...znetsky Most ·3 Tel SM/Rez (7)(09S: 292 667-2922 SI (GSA) AEROFLOT lenıngradsky Prospet<t 37 Te' 7' (09Sı SSS49• MUNICH·MÜNIH Barerstrasse ..: 3 8000 MUnc .... erı 2

Te, SM 149) (891 S~'I0920'2 Rez '49) (89) S 1a 10922 Reısebüro

MUSCAT-MASKAT (GSA) AZD Trave, ara Tourısm Age..,cıes LL C. PO

Box )490

Musca:

1968ı707JOJ-707JIO

NURNBERG Nombe'K 80 Te (49) (91 1) 26SJOI/Ol 2 Rue de l'Eche e

7SOOI Pan' Te "2602808-"260S67S

ce Espana IS Ton-e de Macnc 7/7

Revoyochıl, 160 1S Praque 1 Tel· (422) 2146

28008 Maooc )..:ıo..:26-).:

68·19

RIYADH·RIYAD Khalıdıya

Bldg. Olaya

Maın

Str

P.O. Box lS 194 Rıyadh 1r466 Tel: SM-Reı:(966) (i) 4631600-4632807 (GSA) ABC Travel Ageney (Sa'Tie address-aynı adres)

Tel (966) ( 1 22022624/lS ROME-ROMA Piaza

Oelıa Repuoııca

SS 001 8S Rome Te: SM [039) (06) 4873368 Rer (039) (06) 4819)JS-4827149 (GSAI Acrgo Group Ltd 248 Tower Road

Te: (4) 8042 6

104 SKYUFE 1O 1991

Kont

Ceskoslavenske Aerolıne

Plaıa

BUSINESS CLASS

Mııano

PRAQUE·PRAG (GSA)

MADRID

TURKISH

Cannobıo 37 20 ı22 Teı SM (02) 8663SO Rez :021 80S62JJ-80SJ976

V·a P da

PARIS

LYON 9 1 Rue Bvgeaud 69006 Lyon Te (l'l 78241324

(3-1ı'

MILAN·MILANO

Am P a.rer 8-8)00

LOS ANGELES (GSA) (a'5o/K3'J:O

Te

a

NEWYORK 82 UN P aza .::n FıoLr NY 10017 USA Te SM (i) (lll) 867892S Rez. 1 'l r2' 986SOSO

H ":er BeıC"e" )7 6)0C Ma rl Bb"'Se1st .. ,ısse ı7 6000 F.-,rıktu·~-Me..,

Marı

Te '2) 8121'5S-812 452-81ll86S

Ru.vı.

TAP-Ed ~co 25. Ae.-ooor-

Amerıcan

Ine.

Str_ legasp V 'age Ma<at Met ..o

Te

Harınover Str ıı-12 london W 1 R 9HF J7-ın8JS9

'021

Aır

ı68 Saıceco

Mac'<platı 2 8870 G~nzoung Tel 0822 .4SOO-JOJ98

LONDON-LONDRA

Graf Acolf S:.-. No. 4 4()()() sse dorf

Deks

7701 Golden Roc< B'dg

(GSA)

LISBON·LIZBON (GSA)

2-(GSAı Rese:ı:.:.-o

Te. SM ,lll ll S 1678 -82 Rez 'll> )i S 7676

Tel SM 19221 ı SlS922-SlS766 Rez 19221 S1J837-SlSJ87

DOHA·KATAR (GSA) A-Rayan T'Cl ve. Ageney PO. Box 363 Te• SM: (974_ 329963 Rez 1974) 412911-12 m

!.''""-""'"'------

Tel SM (318) (Ol 628 173 Rez il58) (0) 628 r99

ABC Tra .. e Age...,c ..

A~,.-,

~··

CIPLOUNGE

K"g Aoc..; aı ı S:·

DUBAI

_

, ..Qt ... , ... ,. ,,.., ................ .....

ı

Te' 149 (040) 2JIJ72 i·' nes!racJ

HELSINKI

Co:::w ·age Teı: SM ı33ı 4.!05) Rez- 33) .:4-199

Te Re:

BOMBAY ) Ne•

.)( )()Co Jg"e Te SM. (0221: 13JJJ3 Rez 1012 1 ı l"07r 72 BS 102211 134073

Avenue Cen!re Strachen Roao

1

B..ıda::ıe~:e ..

Acena,,era

Ba"""<'t~~u?.a:ı

(ıO ınes-hct)

BELGRADE·BELGRAD TRG Mari<sa Enge.sa 8-' 1000 Begcace Te SM ı lll JJ3277 Rez (i 1) 3J2S61

Te Re!

COLOGNE-KÖLN

DHAHRAN·DAHRAN (GSA)

,,ce""S<ade 2. 1Q).! ES

Arrıs:erclJ""

S on-- Road 10500 T"a a-ıd

fReoueNT fLYER ..

HAMBURG

Eec: ra. Roaa A rpo--:

PO Bo• 698 ı e Re!ll88"' BS 21 1 9" E·"'

Rue ce Cr>ar'>:epoule! Nr 1-3 201 Geneva

Te: (022; 73161207316129-7312194

Tel lO) 2' 761769-718939 ı$

Ha.-:_: Tc;:.e~ ' Grou"C Foor ı":eı"'SeC o~"

GENEVA-CENEVRE

Te Reı. 3908960t6ı (GSA) lm;:ıe ..:a· Tra .. e· Cer~er 26 Manmoud Basıouny Str

s: ena Malta


KARAMAN Cc ı Tunzm Seyahat Tıc. Sa~. ve Ltd. Konya Cad. No.SS Orma"l lşletmesı karşısı Karaman Te' (3431) 48S9

DIYARBAKlR Kl. ·-~--Saray So<. No ıs Te, SM. (831) 4IH28--1ll66 BS Rez. (831) 123106143

Ştı

ELAZIG

~en t ilnarıiar

23100

Cad. No· 2•1 re SM-Rez. 12300-11576

KAYSERI Sarıabrye

ERZI~~~~n~~~~leyarıa: Ace"":as C .. "'"'rıurye~ Me, ca.,, Beec1e Stesı No2 Te (023. 221' ERZURUM 100. Yı' Cad. SSK Ranı Tesıslen No. 24 Te (011) 1904-13409-18SJO ROTTERDAM Weeoa - Zo•C "0 lO 12 NC Te. SM-Rez o: 4332'77-4332465

iÇ BÜROLARI DOMESTIC OFFICES

SEOUL-SEUL (GSA) KAL Buıld rıg 41-3 Seaso..,_;rı Dong J,_;ng-g... Re::ıub' or

Kcv·ea

Te822"'7SINGAPORE-SINGAPUR ),: S Oroıaı-c Road 02 · 2 il'"'C 02-18 Far East Shopp cg Ceoter 0923 A S:arT'::>O s<

ı A

Te< SM>Rez (65: 7324556/57

ADANA StaCfurn Cac No 1 Tel SM 71) 141545 Rez. (7 ı 37247 'll'l 1'3538- '2393 BS , 30867 AFYONKARAHISAR (GSA) Go lo Turzm ,e Seyahat Acentas Merkez O:ogar g nş No 1 Errı,rcağ-Afyo.,

SOFIA-SOFY A A, Sta'T'Ibol SK 1 A

Te· SM- Rez 883596-874-'20 (GSA} Sora A rJo~ Te '2)66169: STOCKHOLM-STOKHOLM Vasaga:an 7 P.O Box 731012 Stoc<..rıoırrı

Te. (08) 218534!35 STUTTGART La... :e'"lschıager Str 20 7000 S:u~ga~ 1 Te

SM: IQ?ı

221444

Rez. '07 ' 22 '"5 2268085 SYDNEY-SIDNEY A<'nenca, Ex:>ress To.·. er 602 388 Geeege Stree: NSW 2000 Syoney Te. SM (02: 2332105 Rez. :021 221 7 ı TAIPEI (GSA) Go!Ce'"' Fo.... "'Cat oıı Tovrs Co"'

SF. 134 See. .:

O'ıurg

Hs ao Rd

~~~gı6ii"7~ld~266 TEHRAN- TAHRAN üsıad Motarıaıı Ave_ No: 239 Te SM '21)62746-' Rez '21 669026-627383 TELAVIV S Sha!om A:e c'ıem Str Teıav ~ 63806 Teı 10]) 65233JIJ4,]5ıl6 TOKYO V·tur ]apan lshıı

Compcıny

l :d

B:dg. 16-8. 1-Chome

Torano..,orı

M na:o-<..ı T-~-eya lOS Te SM (Ol ı 3595-305 1 ReL (Ol 13595 2901 ı02101

TRIPOLI - TRABLUS MoharıMed

Mcgarr St ..

Ageoa Sq Te (21821) '8798-38236 TUNISIA- TUNUS Corrı:>iex

Eı Mec-ue. Bou evard

?ev ~:M~~:~vz f:~~~J7j~7~~033 VIENNA- VIYANA A O1OW·er. Ooemgasse 3 l eı (222) 5862024 (S ınes-hat) ZURICH-ZÜRIH Ta Strasse SB 8001 7uncr Te: SM .. 1 2111008·2111047 ~ez ı 2ıııo7on 2118567 1

Te> ·'9811 119' -104•' ~ ... D~ Emel( O:e g nş' 1e. '9 8836 AKSARAY (GSA) -A<Sa-a 1 T .~ l""' ~e Se:--aııat Acentas' Lıse <a"'j s K;..~u::>nane So~<. No: d/2 Te (481i 123 32 2 Aksaray Seyahat Acerıtası Zafer Mah. Dev.et Hastanesı Karşısı No: ı Orta~öy Te. 462) 34 7 ANKARA H,poorom Cad. Gar ya" Te .•) 3124900 SM (4) 3104745 Rez. (4) 3090400110 oes-rat) BS (4) J 124900/43 lnfl Danışma (4) 3 124910-l 124900-/JJ Bakanlıklar Satış Bürosu (Sa:es Ofkej AtatürkBuvan 167tA iGSAt y .. şoğ, T"''""ve Seyana: Ace":as A:at../'<Cac Ada a--So<. No: 16 ~e--e" <.OÇ 'ı sar'A"<a'<l Te '"5' 2383 ANTALYA CLom"vr-ye: Cao Ö/e. idar·e lşha-ı, at Te SM ll 28522-110558 Re1 (3; y 2830- 15238 ııı-:ıı- 26272 BSıl l 1278o2 'GSA ı Ar- f ...r·z"" .e Se,J""J! Ace":as Bos!a'"'c P .-.,y Cac ""O: 6 Aarıya Teı '~2lı ı 19.: 182 BODRUM (GSA), MUGLA Tou--aip., Trave, Ageney Neyze..., Tevr ~ Cad. No_ 2 8 fe' '6' 3325 1786 BURSA Ça'< '""'<!""Cl'""" Ter"' z Ge No .o•88..-;.ı Te 2·: 221866 Rez '2' 2 167·• 2838 ÇORUM (GSA) Çavuşog u Tur zrrı ve Seyarıa: Ace<"~tas, Yenıyol '1ar KuıaO(.Sız Soı.;, No: 4 A. Te (469· -;]928

FETHIVE (GSA), MUGLA FETURTvızi'T' ve Seya"ıa: Ace":as· AtatürkCad Te. Rez (6151) 203'- 2'43

Te (35)

KIR$EHiR (GSA) Ça\ILJŞO~·u Tunzm ve Seyanat Acentas• Atatüri< Bulvan AnKara Cad Tüccarlar lşhan Kat. 3 No. 316 Tel (487) 21172 KONYA Aıaaodın

Cad. No. 22 Kat ı ll 06 Te. (ll) 112000-112032 1. (GSA) Vatan Seyahat Acerıtasr Ankara Cad. Ayvaz Pasa:ı No. 41 Cıhanbeylr-Konya

GAZIANTEP Atatüri< Bulvarı No. 38/C Te> SM (9185) 10156364 Rer (9185) 101565-66 HATAY (GSA) A.,. Tur. A'1taı<ya Tunzm .-e Seyaha: Ace,...~s'

inö'lü Cad. No. 37

Te. (891) 15893-17282 ISTANBUL lstanbuı Rez; ( 1) 574 82 00 (25 lınes-hat) Ccmhunye: Cad. No. 199-201 Ka~ 3 Harbıye Te (1) 1464017-1471338-1402316 SM '1) 1301817 Prornosyon/Prorrıot.on: 1<!82631 Sa: ş &;roıan Sa es 0" ces 1. Kadıköy Baranye Cad. Opera lşhan• Kat 2 Te (1) Jl71876-ll71891 2. Harb.ye Curnhunyet Cad 199/201 Te (1) 1316120-2 -22

l Ş şoane Te ıl) '454208/09- 1454238-'440296

Tel; (3421) 1]67 2 (GSA) Ortıangazr Yıldız Sey Acentası Atatürk Cad. No: l 0/A Kulu -Konya Tei.(l424) 1710-1350 KU$ADASI (GSA), AYDIN Osman Tunzrn t ~aret A ~ AtatLrX Bulvan Yat Lmanr karşrS' Teı. (636) 142 05 MALATYA Kanalboyu Cad No. 1OOrduevr Te .. (821) 11920-16489 Rez. (821) 11922-14053

karşrsı

MARMARIS Atatüıx Cao. No. 30/B Teı SM-Rez (612) 137511S2/5J MERSIN

istıkla' Cad. 27. Sok Çe ebı lşhan• No; 6 3]060 Mersın Te•. (051) IS232-21278-30274-JOIOO

RIZE Be edıye karşrs· Te (OS4) 11007-15S J

' SO<ec•

Ga~ <ar-ş s, Dogvoarık iş"''arıı a: Kat. ı

Te (1 5284808-5228888-528 4 261 6 Ao:saray Sa:.ş Müdürlü~U Ml;stafa Kema. Paşa Cad Te. SM. (1) S882538-5881221 BS (1) 5867793-586751 4 -5881222

Ma h Yı lO nm Cad No ı 1001

SAKARYA (GSA) Sakarya Tunzm v~ Seyahat Acentası Kudüs Cao. Bın ık lşhan. Kat. 3 k (91) 5223 SAMSUN K.lıımpaşa Cad. No. 1 /A Te. SM. (36) '18260- IS065 Rez. 36; 5065-122323

IZMIR B~~~<

E'es O:e o: Te 1 :ıı 1.: 220 o -ıes."a:ı 35ı2 ..,.- 'OJ"-Ş'''la \)ı) ..: 220175-76 SM 51 ' 1'0802 Rez: SI \ 258280 ~S ,.,es/,a: r

-~r-; ·

R('' c. ' .: 22C 1:

HINI$ KARli / BOMliJ/11;(.

PA ~ ~

TEKIRDAG (GSA) Traıeya T~.;-ızm ve Seyahat Acertası AtatJri< Bulvan No. 68 Te, (1861) 8438139 TRABZON Kenıerkaya Mah. Meydan Te. SM (03 22219 BS i OJ 1 13"'6-1 680

Pari<.ı karş

s

U$AK (GSA) Vatarı Seyatıat

TK

Acentas

ismetpaşa Cad. No. 85

Kat 2

Tel' (6411) 20JJ

VAN E:nve-- Penhano~ıu Iş Merkez; Cui'T''lurıyet Cad. No. 196 Te SM. (061) 1 768 BS. (061 1241

~~=:·~:v:·y-:;:~~~ (i.'/ BINI)

tı.A R TI /

ROA N/11"(, P-4 \\

U~U)NO / f lıJ>:h/ 'lılo

TK

YOZGAT (GSA) Ç<lvuşoğlu Tu'llm ye Seyaha: Acentası L.se Cad. Sayarlar lşhanı No 13 Te BS (473) 19193 SM (473) 13946 Rez : Rezervasyo" Reser·vat oı

DALAMAN, MUGLA Tel Re1 (61 9) 1291 DENIZLI (GSA) istık'al Cad. Deı·~l·çınar Ma" Zeyt,ncı Apt A t• Te,; (621) 1]746·50705 GSAKöseo~ J T..,ntrrı ve Seya"''at Acen:as, Enverpa~ Ca c Nry 19 !

SM

: Sat ş

Mt.;dür~ f

GSA : Gene

Sa es Ma'"'ager

SatışAcentası

General Sa es Ageney BS

: B ıe:

Sat'ş ' Tıcket

Sa es

1O 1991 SKYLIFE 1 OS


TV'u, proieksiyonu, tepegözü, slaytlan, kağ1tlan ... Unutun!

Prezentasyonda

ELECTROHOME çağ1 yaşan1yor! Artık prezentasyonlarınızda

TV 'u, projeksiyonu, tepegözü, slaytları, kağıtları ... Unutun! Her türlü prezentasyon ortamını ELECTROHOME 'Ia yaratın, çağı yakalayın . Işinizin kalitesini,

prezentasyon kalitenizle bütünleyin.

'

· -

'

'ı

•'

,,.....:~ llll!!l!ll

ELECTROHOME BÜYÜK PERDE PROJEKSiYON SiSTEMi, video veya bilgisayarla hazı r lanan görüntüleri direkt olarak büyük perdeye yansıtır. Prezentasyonlara büyük işletim kolaylığı , yüksek teknoloji ve dinamizm getirir. Tüm ayrıntıları -oda ışığında bilemükemmel bir görüntü ka litesiyle aktarır.

Açma-kapama, tüm renk, ı ş ık ve netlik ayarları elektronik ve uzaktan kumandalıdır. Bugün hemen bizi arayın. Size bir prezentasyon yapalım . Büyük ekran prezentasyon dünyasını siz de keşfedin .

Türkiye Yetkili Sohcısı

s

Bilgisayar Hizmetleri ve Tic. LTD . ŞTi. Büyükdere Cad . 4/ 7 Şi ş li - istanbul Tel: 131 80 08 - 134 15 66 Fax: 140 36 64


~

-o

'm

V>

rn

z

r-

:j

V>

~ rn

-....._

"o

~

-1

:覺>

:z:

on

(\

VAN VAN

TRABZON TZX

MALATYA MLX

KONYA KYA

KAYSERi ASR

871 332 620 463 841 920 1270

=;;

ERZURUM ERZ

DiYARBAKlR DIY

DENiZLi DNZ

DALAMAN DLM

ANTALYA AYT

GAZIANTEP GZT iZMiR ADB

~

VI

;;; "' -

o

ADANA ADA

ANKARA ESR

714 366 484 476 409 1035 1050

MESAFELER 1 FLIGHT DISTANCES

Istanbul'dan (km)/From Istanbul (km)

'


DIŞ

HATLAR i lNTERNATlONAL L/NES

1

KUZEY

DENiZi

DANiMARKA

o Bresl

Kazablon ka

E

108 SKYLIFE 1O 1991


/.;-"<uvo~so

0

<lı

ı

Govıe

1

-. "'Uppsoı'..--.!.-'-"='

~Joım

Crkopıng

\

..... .....

*"

K ırım

<

S ıvos t opol

R

A

D

E N i

Demzi

,

z N

Rodos

Gicit

1O 199 1 SKYLIFE

109


DIŞ

HATLAR 1 INTERNA Tl ONAL LIN ES

1

Lokkod iv Adı · :.:.· ~ ınQ_ıs~

c'omorin

1

.

..

Coıombo

MALDiV ADALARI .

1 1

"--t-

H

T

Ekvator

K

O

Choqos Tokımod .

(In g

ı ı

O SKYLI F[ ı O ı99 ı

ı

y

A

N

u s u


UÇU$ BiLGiLERi 1 FLIGHT INFORMATION

ME9AFELER 1 FLIGHT 0/STANCES Istanbul'dan (km) 1From Istanbul (km) AMSTERDAM AMS

2209

ATINA 1 A THENS A TH

S66

2512

LYON LYS

1994 2713

BAKÜ BAK

2147

MADRiT 1 MADRID MAD

BANGKOK BKK

7478

MILANO 1 MILAN MXP

1701

BASEL BSL

1839

MOSKOVA 1 MOSCOW MOW

1779

BELGRAD 1 BELGRADE BEG

MÜNiH 1 MUNICH MUC

IS67

1716

NEWYORK NYC

8051

BiNGAZi 1 BENGHAZI BEN

1247

NURNBERG NUE

1674

BOMBAY BOM

4820

PARiS 1 Orly ORY

2240 2456

812

BERLiN SXF

o

LONDRA 1 LONDON LHR

BRÜKSEL 1 BRUSSELS BRU

2166

RiY AD 1 RIY ADH RUH

CENEVRE 1 GENEVA GVA

1911

ROMA 1 ROME 1 Flumıcıno FCO

1384

CiDDE 1 JEDDAH JED

2377

SiNGAPUR 1 SINGAPü RE SIN

8662

DUBAi DXB

3007

SOFYA 1 SOFIA SOF

DÜSSELDORF DUS

2038

STOKHOLM 1 STOCKHOLM ARN

2209

FRANKRJRT FRA

1862

STUTIGART STR

1760

HAMBURG HAM

1986

ŞAM

HANNOVER HAJ

1927

1 DAMASCUS DAM TAH RAN 1 TE HRA THR

HELSiNKi HEL

2166

TELAViV TLV

ı

KAHiRE 1 CAIRO CAl

1229

TRABLUS 1 TRIPOU TIP

1669

KARAÇi 1 KARACHI KHI

3957

TOKYO NRT

8999

KOPENHAG 1 COPENHAGEN CPH

2009

TUNUS 1 TUNUSIA TUN

1667

KÖLN 1 COLOGNE CGN

1992

ViYA A 1 VIEN A VIE

1252

767

ZÜRiH 1 ZURICH ZRH

1762

LEFKOŞE

ECN

488

1082 2043 136

THY UÇAK TiPLERi VE ÖZELLiKLERi TYPE AND CONFIGURA TION OF AIRCRAFT DC 9-32

B 727-2F2

B 737-400

A 3 10-304

A 31 0-20 3

Azami Kalkı' A~ırlı~ı MaxT ake Off Weıght 48 989 kg

8(> 408 kg

68 038 kg

153 000 kg

142 000 kg

164

ıso

210

22S

16 140 kg

48 872 kg

44 000 kg

Koltuk Adedi Seatıng Capacıty

107

Yakıt Kapasıtesı

Fuei.Capacıty

ı ı

200 kg

24

soo kg

Motor Gücü Engıne

Thnust

2xl4 SOO Ib

3xiS SOO Ib

2x23 SOO Ib

2xS5 000 Ib

2xSO 000 Ib

2 40S km

3 42S km

3 889 km

8 100 km

6 480 km

35 000 ft

42 000 ft

37 000 ft

41 000 ft

4: 100 ft

870 km/hr

900 km/hr

856 km/hr

900 kmlhr

900 km/hr

796 km/hr

862 km/hr

648 km/hr

860 km/hr

860 km/hr

7 500 kg

18 650 kg

2S 000 kg

Azami Menzll M~ımum Range

Azami UÇUJ

Tav a nı

Maxımum Alınude

Azami Sürat Maxımum

Speed

Normal Seyir Süratl Ncımal Cruısc

Kargo

Spccd

Kapasıtesı

Cargo Capacıty

6 088 kg

77

o kg

Uçak Adedi 7

Number Of Planes

ı

O

ı 99 ı

SKYLI FE

ı ı ı


BULMACA

2

3

4

s

6

SOLDAN SAGA 1- İ s ın a il Cevheri'nin izind e n giderek yapay ka natlarla Galata Kulesi'nden Üsküclar'a kadar uçmayı başarmış , bu olaydan do l ayı IV. Mu rat tarafından hem öclüllend i rilmi ş h e m d e te hlik e li bulunarak Cezayir'e sürü l mü ş ve orada ölmü ş ünlü Türk bilgini 2- Birim - 18841920 y ı lları arasında yaşamış. önceleri h e m h eyke l hem d e r esim alanında ça lı ş mı ş. daha sonra tamamen resme yöne le rek duygusal bir ça rpıcılı ğın ve dekoratif bir an l ayışın ege men olduğu nü 'ler ve portreler yapmış ünlü İt a lyan r essa ını - Bir göz rengi 3- Kundak çoc uklarının belin e z ı bının üzerinden sarı lan geniş sa rgı - i şare t - Bir meyve Çok an l ay ı şlı ve sezgili kimse 4- Motorlu ta ş ıtlarda eli re k s iyo n ile tekerlek ar as ı ndaki bağ i antıyı sağ l ayan mil Yaprak l arı salata olarak yenen baharlı bir bitki - Me lez - Toprak damları s ıkı ştırmakta ku ll anılan taş silindir 5- Bir gıda maddesi - Gereken yiyecek ve içecek şey l er - Cami, mescit g ibi yerlerde dini öğüt veren kimse - Tahıl ürün lerinin alı mıyl a ilgi li kuruluşumuzun kısa yaz ılı ş ı 6- Yat l imanı - Atletizm. bisiklet ya rı şı gibi bazı s por da l larında ç ıkı ş h akem in e verilen ad - Argocia esrar - İ l aç 7- Asya'da bir ülke - Ah lak bilim - Tırpana balığına veri len bir ba şka ad 8- Akıl - Kurnaz, aç ı kgöz - Fransa 'nın para birimi - Dinin buyurduk l a rını yerine get iren kimse 91 l l SKYLI FE

ı

O

ı99 ı

7

8

9

10

11 12

13

14

Doku teli - Hint İran dil grubuna verilen ad - Müzik eş liğind e yapılan bir çeş it kültürfizik hareketi - Bir nota 10- Gü ney Afrika Cumhuriyeti'nde doğmuş ya da uzun süredir orada yaşayan beyaz ırktan kişilere. özellikle de Hollanda kökeniilere veri le n ad - Gövcle yapısı ll - Kar s yakınlarındaki ünlü harabe yeri - Savaşçı kadın - Den i zayısı da elenilen bir fok türü Kimliği belirlenemeyen uzay cisimlerine verilen ad 12- Para - Uzaklık aniatmaktı kullanılan söz- Uşak ilinde bir ilçe- Kazak baş kan l arına verilen ad.

YUKARIDAN AŞAGIYA 1- Kanuni Sultan Süleyman'ın ba şka dını ve II. Se lim'in annesi olup oğlunun p a di şa h olabilmesi için Şehzade Mustafa'yı öldürtmüş, gerek dev let yön etimind ek i e tkinliği gerekse hayır i ş l er in e verdiği önemle d e t an ınm ı ş, gerçek adı "Roksalan" olan ünlü Osmanlı kadını 2- Hayvaniara vuru l aıı damgaEkonomik alanda kend i kendine yeterli olmaya yöne len bir ülken in r ejimi Sodyumun s imgesi 3-Katrandan e lele edilen siyah madde- Endonezya'nın plaka işareti - Üstün, yüksek 4- Soyundan gel inen kimse - Dervişle rin k ı rk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem 5- Pokerde, bir oyuncunun önündeki ınıranın tümü - Bir şarkıda her kıtadan sonra yine le ne n ve bestesi değişmeyen parça 6- 196 1'de başlattığı

IS

16

17

18

19

20

Afrodisias kaz'ıların ı ö lümüne kadar sürdürmüş ve buraya gömülmüş, National Geographic Society'nin yüz yılda sadece on b eş k i şiye verdiği "Altın Küre " ödülünü kazanmış ve geçtiğimiz aylarda 61 yaşındayken ölmüş ünlü Türk arkeo l oğu 7- Belirti, ipucu - İpliklerin boyanmak istenmeyen bölümlerinin ağaç kabukları, yapraklar ya da balmumuyla sa rılarak boyaya batıniması yoluy la uygulanan bir tür boyama tekniği 8- japon lirik dramı - Nitelikler, vası flar - Üye 9Bayağı- Avrupa Toplu luğu'nu simgeleyen harfle r - ABD'de boşanmanın kolay ol u ş uy l a ünlü bir kent 10- Dünyanın en yüksek dağ sırası - Arapçacia "ben" llMagnezyum elementinin simgesi - Altın Bir meyve 12- Ac ı , üzüntü - Erkek keçi Kemiklerin yuvarlak iıcu 13- Kuran'ı g üze l, yüksek sesle ve usulüne uygun okuma - Türlü ne d en le rl e başarı gösteremeyen kimse 14- Bir orman ağacı­ ABD'de bir eyaJet 15- Fazla bön, avanak Ayakkabı ların altına çakılan iri başlı demir çivi 16- Lityum e lementinin simgesiYunan rakısı - M.Ö. II. ve VIII. yüzyıllar arasında Anadolu'da büyük bir uygarlık kuran halk 17- Tuzağa düşürülen şey Örülerek dokunan bir cins yün kumaş 18Bir bu lu ştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge - Terbiyesiz kimse I ş ık yeğinliği birimi 19- İdare lambası­ Ulus l ararası Futbol Federasyonu'nun simgesi 20- Bağışlama- Asma kütüğü - Bir sayı.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.