Çimento İşveren Dergisi Kasım 2005

Page 1


editörden Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› Yay›n Organ› Cilt 19 /// Say› 6 /// Kas›m 2005 ISSN 1300-3526 ‹ki Ayda Bir Yay›nlan›r

Sahibi Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› Ad›na Ahmet Eren

41. y›l Sendikam›z için bu Kas›m ay›n›n daha farkl› ve heyecanl› bir taraf› var. Bu heyecan›m›z›n nedeni, 5 üye ile 1964 y›l›nda hayat bulan Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas›’n›n 41. y›l›na ulaflmas›. Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› 28 Kas›m 1964 tarihinde kurulmufl. Kurucular›m›z, Nurettin Özmen, Vedat ‹lalan, Tahsin Günel, Mesut Zeytino¤lu, Bedri Akgerman, Orhan Aker. Kurucular›m›z› ve bu güne kadar Sendikam›za eme¤i geçenleri sayg›yla an›yoruz. “0 ifl kazas›” hedefi “0 ifl kazas›” hedefini art›k bir çok sektörde duymaya bafllad›k. Bu hedefi gerçeklefltirmek için sistemli bir flekilde çal›flmak ve daha iyiye ulaflmak gerekiyor. Bu hedefe ulaflmak için de “‹fl sa¤l›¤› ve güvenli¤i yönetim sistemi” kurmak ve belgelendirmek iyi bir araç olarak kullan›labilir. Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› 41. y›l›n› “OHSAS 18001 Projesi” ile taçland›rd›. Proje k›sa bir süre içersinde baflar›ya ulaflarak tamamlanm›fl olacak. Sonuçlar›n› ise önümüzdeki y›llarda hep beraber görece¤iz. ÇM‹S üyelerinin bu çapta bir projeyi gerçeklefltirmifl olmalar›n›n en önemli nedeni; Sendika personeli yan›nda, üyelerimizin üst yönetimlerinin de konuya gösterdikleri gönüllü yaklafl›mlar› ve çal›flanlar›n›n bu projeye inanmalar›. Daha fazlas› ‹fl sa¤l›¤› ve güvenli¤i yönetim sistemi “0 ifl kazas›” hedefinin ötesinde bir sistem. ‹flgücüne ve iflyerine yeni bir bak›fl aç›s›. ‹nsana, çevreye ve çal›flana sayg›. ‹flgücü ve iflverenin omuz omuza ve birlikte olduklar›n›n fark›ndal›¤›. Sürdürülebilir iyileflme süreçlerinin ifllemesi. Çal›flmaya gidenlerin, evlerine sa¤lam ve sa¤l›kl› olarak geri dönüflleri. Kendine karfl› bir mükemmellik yar›fl›... getiriyor. Sa¤l›kl› ve kazas›z günler dileklerimle esen kal›n. Burçak Çubukçu burcakcubukcu@cmis.org.tr

Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Av. Sancar Bayaz›t Editör Burçak Çubukçu Hakemli Dergi Yay›n Kurulu Prof. Dr. Yusuf Alper, Prof. Dr. ‹smail Ataay, Prof. Dr. Tankut Centel, Prof. Dr. Toker Dereli, Prof. Dr. Münir Ekonomi, Prof. Dr. Ahmet Kumrulu, Prof. Dr. Sarper Süzek, Prof. Dr. Fevzi fiahlanan, Prof. Dr. Nahit Töre, Prof. Dr. A. Can Tuncay Yay›n ‹lkeleri Çimento ‹flveren Dergisi, Temmuz 1997’den beri Hakemli Dergidir. Yerel Süreli Yay›nd›r. Dergimiz bas›n meslek ilkelerine uymay› taahhüt eder. Dergimizde yay›nlanan yaz›lar›n her hakk› sakl›d›r. Yaz›l› izin al›nmadan iktibas edilemez. Dergide yay›nlanan yaz›lar yazar›n kiflisel görüflüdür, Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas›’n› ba¤lamaz. Dergiye gönderilen yaz›lar yay›nlanmasa dahi iade edilmez. Tasar›m Öykü Reklam Hiz. Ltd. fiti. Tel +90 (312) 425 0090 Bask› Ünal Ofset Tel +90 (312) 229 8247 ‹dare Yeri Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› Adres Kuleli Sokak No: 14 06700 Gaziosmanpafla / Ankara Tel +90 (312) 447 2025 Gsm +90 (532) 318 1122 Faks +90 (312) 447 8517 e-mail genel@cmis.org.tr http://dergi.cmis.org.tr ÜCRETS‹ZD‹R

1


makale 1

Aktif ‹stihdam Politikalar› ‹flsizli¤i Azalt›r m›? 1

AKT‹F ‹ST‹HDAM POL‹T‹KALARININ TANIMI VE TÜRLER‹

OECD ülkelerinde artan ve kal›c›l›k kazanan iflsizlik, iflsizlikle mücadelede aktif istihdam politikalar›n›n giderek daha popüler hale gelmesine neden olmufltur. OECD'nin de 1960'lardan bu yana geliflimine destek verdi¤i aktif istihdam politikalar› ilk kez 1950'lerde ‹sveç'te bu isimle telaffuz edilmifltir. ‹simdeki “aktif ” sözcü¤ü o y›llarda uygulanan ücret k›s›tlamalar›na dayal› politikalara bir reaksiyonu yans›tmaktad›r. II. Dünya Savafl›ndan önce de emek piyasalar› ile ilgili çok say›da ifl yarat›m›, meslek e¤itimi programlar› mevcut olmakla birlikte bu politikalar aktif istihdam politikalar› olarak an›lmamaktayd›. 1948 y›l›nda iki ‹sveç'li iktisatç› Gösta Rehn ve Rudolph Meidner ilk kez aktif istihdam politikalar›n› “tam istihdam amac›n› gerçeklefltirirken enflasyonu kontrol alt›nda tutan sosyal demokrat bir strateji” olarak tan›mlam›fllard›r1. OECD'nin 1960'larda ‹sveç'te uygulanan bu politikalar› yay›nlamas› ile birlikte aktif istihdam politikalar› ayr› bir politika olarak

kabul edilmifltir. OECD üye ülkeler aras›nda aktif istihdam politikalar›n› özendirmek amac›yla 1961 y›l›nda “‹flgücü ve Sosyal Sorunlar Komitesi'ni” oluflturmufltur. OECD iflsizlikle mücadelede izlenen istihdam politikalar›n› 7 grupta toplam›flt›r. Bunlar: (1) Kamunun efllefltirme ve dan›flmanl›k hizmetleri, (2) Mesleki e¤itim, (3) Sübvanse edilmifl istihdam [özel sektöre yönelik ücret ve istihdam sübvansiyonu, kendi iflini kuranlara yard›m ve do¤rudan kamu sektöründe istihdam], (4) Gençlere yönelik politikalar, (5) Sakatlara yönelik politikalar, (6) ‹flsizlik sigortas› ve (7) Erken emeklilik' tir. Bu kategorilerden 1-5 aras›nda kalanlar “aktif”, 6. ve 7. kategoriler ise pasif politikalar olarak s›n›fland›r›lm›flt›r2. OECD'ye göre iflsizlere sadece gelir deste¤i yap›lmas›na yönelik politikalar pasif politikalar olarak kabul edilirken; emek piyasalar›ndaki iflleyifl bozukluklar›n› iyilefltiren, mesleki becerileri gelifltiren ve emek piyasalar›n›n etkinli¤ini artt›ran politikalar aktif istihdam politikalar› olarak de¤erlendirilmektedir.

Janoski, Thomas, “Explaining State Intervention to Prevent Unemployment: The Impact of Institutions on Active Labor Market Policy Expenditures in 18 Countries”, Eds.Günther Schmid, Jacqueline O’Reilly ve Klaus Schömann, International Handbook of Labor Market Policy and Evaluation, Edward Elgar, Cheltenham U.K., 1996, s.698. 2 Sohlman, Asa ve David Turnham, “What Can Developing Countries Learn From OECD Labour Market Programmes and Policies?”, OECD Development Center Technical Paper No:93, January 1994, s.23. 1

Kas›m 2005


Bu çal›flmada ülkemizde flu s›ralarda ilk defa bu büyük ölçekte uygulanmaya bafllan›lan aktif istihdam politikalar› teori ve uygulama aç›lar›ndan incelenerek söz konusu politikalar›n ülkemizde iflsizlikle mücadelede etkili olup olamayacaklar› tart›fl›lacakt›r.

2

AKT‹F ‹ST‹HDAM POL‹T‹KASI UYGULAMALARININ AMAÇLARI

Aktif istihdam politikalar›n›n amaçlar›n›n bafl›nda befleri kaynaklar› gelifltirmek ve ekonomik büyümeyi teflvik ederek iflgücünün yap›sal de¤iflmelere uyum sa¤lamas›n› kolaylaflt›rmak gelmektedir.

Yard. Doç. Dr. Mustafa Kemâl Biçerli Anadolu Üniversitesi ‹.‹.B.F. ‹ktisat Bölümü

ÖZGEÇM‹fi Emek piyasalar›nda bütün iflçilerin istihdam edilebilirlikleri ayn› de¤ildir. Baz› iflçiler kolayca ifl bulabilirlerken, baz›lar›n›n ifl bulabilmeleri; emek piyasas› koflullar›, iflverenlerin ön yarg›l› tutumlar›, kurumsal müdahaleler ve bilgi eksikli¤i gibi sebeplerden dolay› kolay de¤ildir. Örne¤in, uzun süredir iflsiz olanlar bu grupta yer al›rlar. ‹flsizlik sürelerinin uzamas› hem iflçilerin bilgi ve becerilerini afl›nd›rmakta, hem de emek piyasalar› ile ba¤lant›lar›n› zay›flatmaktad›r. Ayr›ca iflverenlerin bu kiflileri verimlilik ve motivasyon aç›lar›ndan “yetersiz” olarak de¤erlendirmeleri de bunlar›n kolayca ifl bulabilmelerini engellemektedir3. Uzun süredir iflsiz olanlar gibi eski hükümlüler, e¤itimsiz iflçiler ve tekrar tekrar iflsizli¤e düflerek sadece k›sa süreli çal›flma imkân› bulabilen gençler de dezavantajl› gruplar aras›nda say›labilir. Aktif istihdam politikalar›n›n amaçlar›ndan birisi de bu gruplar›n istihdam imkânlar›n› artt›rarak sosyal eflitli¤e katk›da bulunmakt›r. Politikalar›n bir baflka amac› da ekonomik konjonktürün duraklama dönemlerinde istihdam› istikrarl› k›l›p geniflleme dönemlerinde ise emek piyasalar› ile ilgili darbo¤azlar› gidermektir. Ayr›ca aktif istihdam politikalar› ile eme¤in farkl› alt piyasalar aras›nda yeniden da¤›l›m›n› sa¤lamak ve bireylerin ifl deneyimlerini gelifltirerek istihdam edilebilirlikleri hususundaki belirsizlikleri ortadan kald›rmak da amaçlanmaktad›r4.

1962 y›l›nda Eskiflehir’in Sivrihisar ilçesinde do¤du. ‹lk ve orta ö¤renimini Eskiflehir’de tamamlad›ktan sonra 1984 y›l›nda Eskiflehir Anadolu Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi ‹ktisat Bölümü’nden mezun oldu. 1986-1988 y›llar› aras›nda Eskiflehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde, 1988-1990 y›llar› aras›nda ise ABD’ de Northeastern University’ de iki kez yüksek lisans e¤itimi ald›. 1992 y›l›nda “Sendikalar›n Ekonomik Analizi ve ‹flgücü Gelirleri Üzerindeki Etkileri: Türkiye Uygulamas›” isimli çal›flmas› ile doktora çal›flmas›n› tamamlad›. Halen Anadolu Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi ‹ktisat Bölümü’nde görev yapan Biçerli’ nin yay›nlanm›fl üç kitab› ve çeflitli dergilerde yay›nlanan makaleleri vard›r. Biçerli evli ve iki çocuk babas›d›r.

Machin, Stephen ve Allan Manning, “The Causes and Consequences of Long-Term Unemployment in Europe”, Eds. Orley Ashenfelter ve David Card, Handbook of Labor Economics, Vol.3C, Elsevier, Amsterdam, 1999, s.3121. 4 Van Ours, Jan C., “The Locking-In Effect of Subsidized Jobs”, IZA Discussion Paper No: 527, July 2002, s.3. 3

4-5


3

AKT‹F ‹ST‹HDAM POL‹T‹KALARIN OLUMLU ETK‹LER‹

Aktif istihdam politikalar›n›n uygulanmas› ile emek piyasalar›nda baz› olumlu de¤iflikliklerin gerçekleflmesi beklenmektedir. Bu de¤iflikliklerin bafl›nda iflsizli¤in azalt›lmas› gelmektedir.

Aktif istihdam politikalar› iflsizli¤in azalt›lmas› h›rs›zl›k, uyuflturucu ve alkol kullan›m›, fuhufl gibi iflsizli¤in sebep oldu¤u veya artt›rd›¤› sosyal problemlerin azalmas›na yard›m edebilmektedir.

Aktif istihdam politikalar›n›n bir baflka olumlu etkisi iflsizlik sigortas› ile ilgilidir. ‹flsizli¤in sigorta ile tazmin edilmesi ifl araman›n ve bofl zaman›n f›rsat maliyetlerini düflürerek bireylerin piyasada çal›flmaya raz› oldu¤u en düflük ücret düzeyini (rezervasyon ücreti) yükseltmektedir. Rezervasyon ücreti yükselen iflçiler hem düflük ücretli iflleri kabul etmekte istekli davranmamakta, hem de ifl arama çabalar›n› azaltabilmektedirler. Sonuçta iflsizler iflsizlik sigortas› fonunu daha uzun süre kullanarak bir anlamda sistemi suiistimal edebilmektedirler. ‹flsizlik sigortas›ndan yararlananlar›n aktif istihdam programlar›na kat›lmalar› zorunlu hale getirildi¤inde gerçekte çal›flmak istemeyenlerin tespiti daha kolay hale gelebilmektedir. Aktif istihdam politikalar›n›n bireysel faydalar›n›n yan› s›ra çok say›da sosyal ve makro-ekonomik etkileri oldu¤u söylenebilir. Aktif istihdam politikalar› iflsizli¤in azalt›lmas› h›rs›zl›k, uyuflturucu ve alkol kullan›m›, fuhufl gibi iflsizli¤in sebep oldu¤u veya artt›rd›¤› sosyal problemlerin azalmas›na yard›m edebilmektedir. Programlar sadece kat›l›mc›lara de¤il di¤er bireylere de d›flsall›k etkisi sa¤layabilmektedir. Çocuklar›n örnek olarak ald›klar› ebeveynlerin ve yetiflkin akrabalar›n çal›flmayarak iflsizlik yard›m› almalar› onlar›n ileride bir iflte çal›flmalar› için gerekli olabilecek sorumlulu¤u alamamalar›na neden olabilmektedir. Aktif istihdam politikalar› bireyleri emek piyasalar›nda tutarak oluflmas› muhtemel bir “pasiflik kültürü”nü ortadan kald›rabilmektedir5. Ayr›ca bu programlar›n etkisi ile istihdam›n artmas› durumunda vergi taban› da genifllemekte, gerek aktif politikalar›n gerekse iflsizlik sigortas› gibi pasif politikalar›n toplam maliyeti azalabilmektedir. Son olarak kendi iflini kuranlara yard›m programlar› (K‹KY) gibi baz› aktif

istihdam programlar›n›n sadece kat›l›mc›lara de¤il ayr› zamanda kat›lmayanlara da ifl imkân› sa¤layabildi¤ini belirtmek gerekir6.

4

AKT‹F ‹ST‹HDAM POL‹T‹KALARININ OLUMSUZ ETK‹LER‹

Aktif istihdam politikalar›n›n çeflitli faydalar›na karfl›l›k birey, toplum ve devlet aç›lar›ndan baz› maliyetleri de söz konusudur. Bireysel aç›dan programlar›n do¤rudan ve dolayl› olmak üzere iki türlü maliyetleri söz konusudur. Programlar kimi durumda kat›l›mc›lar›n do¤rudan maliyetleri yüklenmelerini gerektirebilece¤i gibi, bireylerin ifl arama faaliyeti için daha az zamana sahip olmalar›na ve “hareketliliklerinin” (mobilitelerinin) azalmas›na da sebep olabilmektedir. Kilitlenme etkisi denilen bu etkiye göre aktif istihdam programlar› uygulanmad›¤›nda bölgeyi terk edebilecek durumda olan iflçiler programlara kat›ld›klar› için iflsizli¤in fazla oldu¤u bölgelerde kalabilmektedirler. Bu durum iflsizlik sürelerinin uzamas›na ve buna ba¤l› olarak gelir kayb›na neden olabilmektedir. Ancak aktif istihdam programlar›na tamamlayan kat›l›mc›lar›n di¤er sektörlerde istihdam edilebilirlikleri artaca¤›ndan, bölgeler aras› emek hareketlili¤i sonradan artabilmektedir7. Aktif istihdam politikalar› bireylere yükledi¤i maliyetlerin yan› s›ra kamuya da çeflitli maliyetler yükleyebilmektedir.. Bu programlardan baz›lar› di¤erlerine göre daha az maliyete sebep olurken, baz›lar› oldukça yüksek maliyet gerektirebilmektedir. Politikalar›n hükümetlere yükledi¤i bu do¤rudan maliyetlerin yan› s›ra sosyal aç›dan s›k gözlenen üç tür olumsuz etkisinden daha söz etmek mümkündür. Bunlardan etkinlik kayb› etkisi (deadweight effect) aktif istihdam politikalar› ile hedeflenen gruplar program olmasa bile zaten istihdam edilebilecek durumda olduklar›nda ortaya ç›kmaktad›r. Program uygulanmasa bile piyasan›n kendi iflleyifli ile zaten istihdam edilebilecek gruplar için ayr›ca harcamada bulunulmas› kaynaklar›n gereksiz bir flekilde harcan›lmas› anlam›na gelmektedir.

Phelps, Edmund S., “Low-Wage Employment Subsidies versus The Welfare State”, The American Economic Review, Vol.84, No:2, Papers and Proceedings of The Hundred and Sixth Annual Meeting of the American Economic Association, May 1994, s. 57. 6 Fay, Robert G., “Enhancing the Effectiveness of Active Labor Market Policies: Evidence From Program Evaluations in OECD Countries”, OECD Labor Market and Social Policy Occasional Papers No: 18, Paris 1996, s.46. 7 Fredriksson, Peter, “The Dynamics Of Regional Labor Markets and Active Labor Market Policy: Swedish Evidence”, Oxford Economic Papers (51) 1999, s.643. 5

Kas›m 2005


Uygulamada karfl›lafl›lan bir baflka olumsuz etki ikâme etkisidir (substitution effect). Bu etki, genelde sübvansiyon programlar›nda ortaya ç›kmaktad›r. Bu programlarda hedeflenen gruplar›n istihdam›n› artt›rmak amac›yla iflverene do¤rudan parasal yard›m veya vergi indirimi yap›lmakta, böylelikle sübvansiyon yap›lan gruplar›n istihdam maliyetleri azalt›larak bunlar›n çal›flt›r›lmalar› iflverenler aç›s›ndan daha kârl› hale getirilmektedir. Baz› durumlarda firmalar sübvansiye edilen iflçileri ifle al›rlarken, sübvansiye edilmeyen iflçileri iflten ç›karabilmektedirler. Bu durumda program›n istihdam üzerindeki k›sa dönemli net etkisi s›f›r olmaktad›r. Son olarak programlar›n iflten ç›kar›lma etkisi (displacement effect) ad› verilen bir baflka olumsuz etkisi daha gözlenebilmektedir. Aktif istihdam politikalar› ile hedeflenen kitlelerin istihdam› sübvansiyon ile ucuz hale getirildi¤inde, hedeflenen gruptaki iflsizleri istihdam eden iflverenler rakiplerine göre daha düflük ücretle iflçi çal›flt›rd›klar› için rekabet avantaj› etmektedirler. Bu durum söz konusu firmalar›n piyasa paylar›n›n olmas› gerekenden daha fazla artmas›na ve rekabetçi yap›n›n bozulmas›na yol açmakta, di¤er firmalar ise kaç›n›lmaz olarak küçülmekte ve iflçi ç›karma yoluna gitmektedirler8.

5

AKT‹F ‹ST‹HDAM POL‹T‹KALARI UYGULAMA ÖRNEKLER‹

Aktif istihdam politikalar›n›n tan›m›, amaçlar› ve etkileri ile ilgili aç›klamalardan sonra bu politikalar›n hangi programlar vas›tas› ile yürütüldü¤üne ve bu programlar›n nas›l iflledi¤ine k›saca de¤inmekte yarar vard›r. 1. Ücret ve ‹stihdam Sübvansiyonu Aktif ‹stihdam politikalar›n›n bafl›nda sübvansiyon programlar› gelmektedir. Bu anlamda üç tür sübvansiyon program› uyguland›¤› görülmektedir. Bunlar; ücret ve istihdam sübvansiyonu, kendi iflini kuranlara yard›m programlar› ve do¤rudan kamu sektöründe istihdam programlar›d›r. Ücret ve istihdam sübvansiyonu uygulamas›nda

hükümetler iflverenlere program kanal›yla desteklendi¤i duyurulan/belgelenen iflçileri ifle alma karfl›l›¤›nda ücretin belirli k›sm›n› karfl›layaca¤›n› veya bu iflverenlerin ödeyecekleri vergilerde indirim yapaca¤›n› duyurur. ‹flgücü maliyetini ucuzlatarak istihdam art›fl›n› teflvik etmeyi amaçlayan bu uygulama ülkenin uluslar aras› rekabet gücünü artt›rd›¤›ndan ayn› zamanda ihracat sübvansiyonu ifllevi de görebilmektedir9. Ücret ve istihdam sübvansiyonu denilince akla ilk gelen ülke ABD'dir. ABD'de son 30 y›lda dezavantajl› gruplar›n özel sektörde istihdam imkanlar›n› gelifltirmeye yönelik çeflitli sübvansiyon programlar› uygulanm›flt›r. Kapsaml› ‹stihdam ve E¤itim Yasas› “CETA (Comprehensive Employment and Training Act)”, Ba¤›ml› Çocuklar› Bulunan Ailelere Yard›m “AFDC (Aid to Families With Dependent Children)” ve Hedeflenmifl ‹fller Vergi Kredisi “TJTC (Targeted Jobs Tax Credit)” programlar› buna örnek olarak say›labilir. Bu programlar ABD d›fl›nda aralar›nda ‹sveç, ‹sviçre, Polonya, Slovakya, ‹talya, Avustralya ve ‹ngiltere gibi di¤er ülkelerde de uygulanmaktad›r10.

Aktif ‹stihdam politikalar›n›n bafl›nda sübvansiyon programlar› gelmektedir. Bu anlamda üç tür sübvansiyon program› uyguland›¤› görülmektedir.

2. Kendi ‹flini Kuranlara Yard›m Programlar› (K‹KYP)

Bunlar; ücret ve

‹flsizlerin istihdam›n› teflvik eden sübvansiyon uygulamas›n›n bir baflka türü de kendi iflini kuranlara yard›m programlar› d›r (K‹KYP). Rekabetin giderek artt›¤› bir dünyada giriflimcili¤in ve yeni bulufllar›n verimlilikteki geliflmeleri sürekli k›larak yeni istihdam imkânlar› yaratt›¤› ve refah› artt›rd›¤› bilinen bir gerçektir. Bu anlamda küçük iflletmelerin ve kendi iflini kuranlar›n bölgesel esasl› olarak kredilendirilmeleri (bölgesel olarak kredi temin edenler müflterilerin mal varl›klar›n› ve projelerini daha iyi de¤erlendirebilirler) iflsizlikle mücadelede baflvurulan bir yöntemdir.

sübvansiyonu,

istihdam kendi iflini kuranlara yard›m programlar› ve do¤rudan kamu sektöründe istihdam programlar›d›r.

K‹KYP ülkeden ülkeye farkl›laflan amaçlarla uygulanmakla birlikte, genelde temel amaç bireylerin iflsizlikten kurtulmalar›n› sa¤lamakt›r. Bu tür programlar›n bir baflka amac› da uygulama ile yarat›lan ifllerin ileride baflka iflçiler için de istihdam imkân› sa¤lamas›d›r. Programlar ayr›ca iflsizlerin kalitesiz ve düflük ücretli istihdamdan kaç›nmalar› için bir alternatif oluflturmak, iflgücü

Bellman, Lutz ve Richard Jackman, “ Aggregate Impact Analysis”, Eds. Günther Schmid, Jacqueline O’Reilly ve Klaus Schömann, International Handbook of Labour Market Policy and Evaluation, Edward Elgar, Cheltenham, U.K.,1996, s.157. 9 Layard, P.R.G. ve S.J. Nickell, “The Case For Subsidising Extra Jobs”, The Economic Journal, Vol. 90, March 1980, s.52. 10 Ayr›nt›l› bilgi için Bkz. Biçerli, Mustafa Kemâl, ‹flsizlikle Mücadelede Aktif ‹stihdam Politikalar›, Anadolu Üniversitesi Yay›n No: 1563, Eskiflehir, 2004, s.84-95. 8

6-7


aras›nda giriflimcilik kültürünü teflvik etmek ve yayg›nlaflt›rmak amaçlar›n› da gütmektedir. Programlar arac›l›¤› ile normalde sadece ücretli olarak çal›flabilecek gruplar aras›nda kendi hesab›na çal›flman›n yayg›nlaflt›r›lmas› toplumda flirketlere yönelik davran›fllar›n daha olumlu olmas›n› sa¤layabilmektedir11. K‹KYP çeflitli Avrupa ülkelerinde uygulanmaktad›r. Almanya'daki Überbrückungsgeld, Fransa'daki “Yeni Kurulan ‹flletmelere ‹flsizlik Yard›m› “CC (Aide aux Chomeurs Credateurs d'enterprises)”, ‹ngiltere'deki Giriflim Yard›m Projesi “EAS (Entreprise Allowance Scheme)” programlar› bunlara örnek olarak gösterilebilir.Uygulamada iki farkl› sübvansiyon metodu oldu¤u görülmektedir. Frans›z/‹spanyol modeli olarak adland›r›lan metotta kat›l›mc›ya program›n bafllang›c›nda belirli bir miktar para verilirken, di¤erinde kat›l›mc›ya iflsizlik sigortas› yerine düzenli bir harçl›k ödenmektedir. K‹KYP' da adaylara gerekli sermayenin verilmesi ile de sorun çözülmüfl olmamaktad›r. Kat›l›mc›lar›n büyük bir k›sm› genelde bir giriflimcinin sahip olmas› gereken bilgi ve becerilere sahip olmad›klar›ndan onlara dan›flmanl›k hizmeti vermek de gerekebilmektedir. Uygulama ülkeden ülkeye farkl›l›k gösterse de, genelde kat›l›mc›n›n kurmay› planlad›¤› iflletmenin plan›n› bölgeyi iyi tan›yan; banka, ticaret odas›. Profesyonel kurumlar gibi yerlere onaylatmas› kaynaklar›n yanl›fl de¤erlendirilmesini önleyebilmektedir. 3. Do¤rudan Kamu Sektöründe ‹stihdam Sübvansiyon politikalar› türlerinden biri de iflsizlerin do¤rudan kamu taraf›ndan istihdam edilmeleridir. Kamu hizmetlerinde istihdam uygulamas› ile emek piyasalar›nda ifl bulma ihtimalleri zay›f dezavantajl› kesimleri kamu kurulufllar›nda ve kâr amac› gütmeyen kamusal/yar› kamusal kurulufllarda geçici olarak istihdam imkân› sunulmaktad›r. Program çerçevesinde aç›lan ifllerin “yeni” olmas›na ve bunlar›n özel sektör ifllerini ortadan kald›rmamas›na özen gösterilmektedir. OECD 2000 y›l› verilerine göre kamu istihdam programlar›na yap›lan harcamalar aktif istihdam politikalar› harcamalar›n›n %15.7' sini oluflturmaktad›r. Örgüt içinde Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, ‹rlanda, Hollanda, ‹sveç ve 11

‹sviçre' nin kamu istihdam programlar› için yapt›klar› harcamalar bu oran›n oldukça üstündedir. ABD'deki Gençli¤i Teflvik Pilot Projesi “YIEPP (Youth Incentive Entitlement Pilot Project)”, Kapsaml› ‹stihdam ve E¤itim Yasas› “CETA”, Toplumsal ‹fller Deneyim Programlar› “CWEP's (Community Work Experience Programs)” ve Desteklenmifl ‹fller “Supported Works” , Almanya'daki ‹fl Entegrasyon Sosyal ‹flletmeleri “Beschäftigung und Qualifizierungsgesellschaften (BOG)” ve ‹sviçre'deki Rahatlatma ‹flleri “Relief Works” programlar› örnek olarak verilebilir. Bu programlardan örne¤in Desteklenmifl ‹fller program›nda eski uyuflturucu ba¤›ml›lar›, eski hükümlüler, gençler gibi normalde istihdam› güç gruplar kamu ifllerine yerlefltirilerek yak›n gözetim alt›nda ve giderek artan ifl temposunda çal›flt›r›lm›fllard›r. Bunun gibi Hollanda'da 1996 y›l›ndan bu yana mahalli idareler kanal›yla 160'dan fazla proje ile ifl bulmalar› neredeyse imkâns›z olan kat›l›mc›lara asgari ücret karfl›l›¤›nda haftada 32 saat istihdam sa¤lan›lm›flt›r. Bu programlara 1998 y›l›nda 52.000 kifli kat›lm›flt›r12. Çeflitli ülkelerde uygulanan do¤rudan kamu istihdam› programlar› daha ziyade uzun süredir iflsiz olanlar baflta olmak üzere dezavantajl› gruplar› ve iflsizlik sigortas›ndan yararlanma süresi dolanlar› hedeflemifltir. Fransa, Slovakya, Hollanda ve Almanya gibi ülkelerde kat›l›mc›lara ayn› zamanda mesleki e¤itim de verilmifltir. 4. Kamunun Efllefltirme ve Dan›flmanl›k Hizmetleri Kamunun efllefltirme ve dan›flmanl›k hizmetleri ço¤u ülkede aktif istihdam politikalar› içinde önemli bir yer tutmaktad›r. OECD' nin 2001 y›l› verilerine göre Avustralya, Kanada, Japonya, Norveç ve ABD de aktif istihdam politikalar› içinde en fazla kayna¤› efllefltirme ve dan›flmanl›k hizmetlerine ay›rm›fllard›r. Emek piyasalar› hem ifller hem de iflçiler aç›s›ndan heterojenli¤in yayg›n oldu¤u piyasalar oldu¤undan, emek arz› ile emek talebi aras›ndaki eflleflme problemi piyasalar›n belirgin özelliklerinin bafl›nda gelmektedir. Piyasadaki baz› kifliler bilgiyi etkin bir flekilde kullanarak kolayca ifl bulabilirlerken bilgiye kolayca ulaflamayan ve bilgiyi en uygun flekilde de¤erlendiremeyen kiflilerin iflsizlikten

Biçerli, a.g.k., s. 105. Melvin M., “Public Service Employment Programs in Selected OECD Countries”, Monthly Labor Review, October 2000, s. 34, 38-39.

12 Brodsky,

Kas›m 2005


kurtulmalar› o kadar kolay olmamaktad›r. Bu nedenle kamu ifl ve iflçilerin eflleflmelerini h›zland›ran hizmetleri sunarak iflsizli¤i azaltmay› amaçlamaktad›r. Kamu istihdam bürolar› piyasadaki bilgi eksikli¤ini gidererek belirsizli¤i azalt›rlar. Piyasada fleffafl›¤›n sa¤lanmas› zor ifllerin ve ifl bulmalar› zor iflçilerin piyasan›n çarklar› aras›nda kaybolmalar›n› engellemekte, iflsizlik oranlar›n›n azalmas›n› sa¤layabilmektedir. 5. Mesleki E¤itim Programlar› ‹flsizlikle mücadelede izlenilen önemli aktif istihdam politikalar›ndan birisi de mesleki e¤itim yoluyla iflsizlerin ve iflsiz kalma riski alt›nda bulunan çal›flanlar›n beceri düzeylerini yükselterek istihdam edilebilirliklerini artt›rmakt›r. E¤itim sadece bireylerin becerilerini artt›rarak iflsizli¤i azaltmaz, ayn› zamanda bireylerin niteliklerinin yükselmesi onlar›n piyasalar aras›nda daha hareketli hale gelmelerini de sa¤layarak yap›sal iflsizli¤in azalt›lmas›na da katk›da bulunur. E¤itimin bireylerin verimliliklerini etkilemedi¤i kabul edilse bile, iflverenlerin e¤itimi bireylerin sahip olduklar› özellikleri do¤ru tahmin edebilmek için bir eleme arac› olarak kullanabildikleri gözlenmektedir. Bu anlamda e¤itim kiflileri ifl kuyruklar›nda ön s›ralara yerlefltirerek bireysel fayda sa¤layabilmektedir.

uzun süredir kullanan ülkelerin bafl›nda ABD gelmektedir. ABD'de II. Dünya savafl› sonras›nda oluflturulan ilk program 1962 y›l›nda uygulanmaya bafllanan ‹nsan gücü Gelifltirme ve E¤itim Yasas› “Manpower Development and Training Act (MDTA)” d›r. Bu ülkede uygulanan tan›nm›fl di¤er programlar aras›nda Kapsaml› ‹stihdam ve E¤itim Yasas› “CETA”, ‹fl E¤itimi Ortakl›k Yasas› “Job Training Partnership Act (JTPA)”, Çal›flmay› Teflvik “Work Incentive (WIN)” ve ‹fle Bafllama “JOBSTART” programlar› say›labilir. Avrupa ülkeleri de iflsizlikle mücadelede mesleki e¤itim programlar›n› kullanmaktad›rlar. ABD'deki programlar daha ziyade çal›flan yoksullar›n gelir kapasitelerini artt›rmaya yönelik iken, iflsizli¤in kal›c› bir flekilde yüksek oldu¤u Avrupa'da e¤itim programlar› daha çok iflsizlerin ve iflsizlik riski alt›nda bulunanlar›n ifl f›rsatlar›n› gelifltirmeye yöneliktir13. Avrupa ülkeleri aras›nda ‹sveç'te bu programlar k›rk y›l› aflk›n bir süredir uygulanmaktad›r. Bunun gibi ‹ngiltere de 1980'lerde bafllat›lan Gençleri E¤itim Programlar› “Youth Training Schemes (YTS)” program› ile gençlere mesleki e¤itim imkân› sunulmufl, 1986 y›l›nda yar›m milyon genç e¤itim program›na kat›lm›flt›r.

E¤itimin kiflilerin verimliliklerini artt›rarak firmalara çeflitli yararlar sa¤lamas›na karfl›l›k firmalar kendi yetifltirdikleri iflçilerin baflka firmalar taraf›ndan “afl›r›labilece¤i” endiflesi ile bu konuda yeterli e¤itim vermemektedirler. Bu nedenle mesleki e¤itim konusundaki eksikli¤in kamu taraf›ndan giderilmesi gerekmektedir.

Do¤u ve Bat› Almanya devletlerinin birleflmeleri ile ciddi bir iflsizlik problemi ile karfl› karfl›ya kalan Birleflik Almanya'da da mesleki e¤itim programlar› aç›lm›fl, bu programlara 1990-1998 aras›nda iki milyondan fazla kifli kat›lm›flt›r.

Kamunun mesleki e¤itime müdahalesi maddi imkâns›zl›klar sebebiyle mesleki beceri edinemeyenlerin dezavantajlar›n› ortadan kald›rabildi¤i gibi, bireylerin e¤itim yat›r›mlar› konusunda verdikleri yanl›fl kararlar için bir düzeltme imkân› da sa¤layabilmektedir. Ayr›ca bu programlar bireylerin pasif bir flekilde kamu yard›mlar›na ba¤›ml› olmalar› yerine onlar› çal›flmaya yönlendirmesi noktas›nda da yararl› olmaktad›r. ‹flsizlikle mücadelede mesleki e¤itim programlar›n›

Sadece geliflmifl ülkeler de¤il, geliflmekte olan ülkelerin de mesleki e¤itim programlar›n› uygulad›klar› gözlenmektedir. Örne¤in, Meksika'da uygulanan PROBECAT (Programa de Becas de Capacitación para los Desemplados) program› 1990'l› y›llar boyunca baflta gelen istihdam program› olmufl, 2000 y›l›nda programa 580 bin kifli kat›larak (kay›tl› iflsizlerin %24'ü) rekor say›da kat›l›ma ulafl›lm›flt›r. Mesleki e¤itim programlar› Polonya ve Macaristan gibi eski do¤u bloku ülkeleri aras›nda da uygulanm›flt›r14.

13 14

E¤itim sadece bireylerin becerilerini artt›rarak iflsizli¤i azaltmaz, ayn› zamanda bireylerin niteliklerinin yükselmesi onlar›n piyasalar aras›nda daha hareketli hale gelmelerini de sa¤layarak yap›sal iflsizli¤in azalt›lmas›na da katk›da bulunur.

Zweimuller, Josef ve Rudolf Winter-Ebmer, “Manpower Training Programmes and Employment Stability”, Economica, Vol.63, 1996, s.113. Çeflitli ülkelerdeki mesleki e¤itim programlar› uygulamalar› için bkz. Biçerli, a.g.k., s. 152-168

8-9


6

Programlar›n sebep olabilece¤i etkinlik kayb›n› azaltmak için uygulamada daha uzun süredir iflsiz olanlara daha yüksek sübvansiyon verilmesi ve sübvansiyonun istihdam süresince kademeli olarak azalt›lmas› önerilebilir. Ayr›ca iflsizlere ifl vermenin yan› s›ra e¤itim de sunan iflverenlere daha cömert sübvansiyon verilmesi programlar›n etkinli¤ini artt›rabilir.

AKT‹F ‹ST‹HDAM POL‹T‹KALARI UYGULAMADA BAfiARILI MIDIR?

Aktif istihdam politikalar› uzun zamand›r uygulanmalar›na karfl›l›k bu politikalar ile ilgili de¤erlendirme çal›flmalar› daha ziyade A.B.D ve Kanada' da yap›lm›flt›r. Avrupa ülkelerinde yak›n zamana kadar özenli de¤erlendirme çal›flmalar› yap›lmazken, mali k›s›tlar›n artmas›na ba¤l› olarak son y›llarda bu ülkelerde de de¤erlendirme çal›flmalar›n›n say›s› artm›flt›r. Bu çal›flmalara göre hangi politikan›n hangi durumlarda etkili oldu¤u hususunda afla¤›daki de¤erlendirmeyi yapmak mümkündür. 1. ‹stihdam Sübvansiyonu Programlar› Sübvansiyon programlar› ile ilgili de¤erlendirme çal›flmalar› bu programlar›n genelde uzun süredir iflsiz olanlar, kad›nlar ve emek piyasalar›na yeniden girifl yapanlar üzerinde etkili olduklar›n› ve mesleki e¤itim ve ifl arama yard›m› ile birlikte verilmeleri durumunda etkinliklerinin artt›¤›n› göstermektedir.

Programlar›n sebep olabilece¤i etkinlik kayb›n› azaltmak için uygulamada daha uzun süredir iflsiz olanlara daha yüksek sübvansiyon verilmesi ve sübvansiyonun istihdam süresince kademeli olarak azalt›lmas› önerilebilir. Ayr›ca iflsizlere ifl vermenin yan› s›ra e¤itim de sunan iflverenlere daha cömert sübvansiyon verilmesi programlar›n etkinli¤ini artt›rabilir. ‹flverenler e¤itilmifl iflçileri iflte tutma konusunda daha istekli olacaklar›ndan, bu uygulama program katk›s›n›n k›sa ömürlü olmas›n› engelleyecek, iflverenler program biter bitmez kat›l›mc›lar› iflten ç›karmayacaklard›r15. Ancak uzun süredir iflsiz olanlar›n hedeflenmesinin iflsizlik süresini uzatma riski de vard›r. Damgalanma etkisini önlemek için ise dezavantajl› iflçilerin sadece bu tür iflçilere de¤il, di¤er iflçilere de e¤itim veren ve iflverenler nezdinde imaj› iyi olan kurumlarda e¤itime tabi tutulmalar› da önerilebilir. ‹flverenler bu programlar› tamamlayan iflçileri iyi e¤itilmifl iflçiler olarak de¤erlendirdiklerinden damgalanman›n önüne geçilebilecektir16. 2. Kendi iflini Kuranlara Yard›m Programlar›

Ancak; bu programlar genelde iyi hedeflendiklerinde baflar›l› sonuçlar verseler de, önemli ölçüde ikâme, etkinlik kayb› ve iflten ç›kar›lma etkilerine sebep olabildikleri gözlenmektedir. Ayr›ca kimi durumda iflçilerin sübvansiyon ile desteklendiklerinin bilinmesi beklenenin aksine olumsuz bir sinyal olabilmekte, iflveren bu iflçileri “destek olmadan ifl bulamayacak düflük vas›fl› iflgücü” olarak de¤erlendirebilmektedir. “Damgalanma Etkisi” olarak adland›r›lan bu etki de program kat›l›mc›lar›n›n istihdam f›rsatlar›n› gelifltirmek yerine daha da kötülefltirmektedir. Yukar›da say›lan bu etkilerin toplam büyüklüklerinin ço¤u durumda istihdam art›fl›n›n %70-90' ›n› giderdi¤inden hareketle, istihdam sübvansiyonu programlar›n›n net istihdam etkisinin küçük oldu¤unu söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Nispeten “s›k› emek piyasalar›nda” daha iyi çal›flt›klar› gözlenen istihdam sübvansiyonu programlar›nda hedeflemenin iyi yap›lmas› ve s›k› denetim söz konusu olumsuz etkileri azaltarak programlar›n baflar› flans›n› art›rmakla birlikte, iflverenlerin programlara kat›l›mlar›n› önemli ölçüde azaltabilmektedir. 15 ECONOMIST,

K‹KYP ile ilgili “güvenilir” de¤erlendirme çal›flmalar›n›n sadece ABD'de uygulanan programlara ait oldu¤unu söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Bu araflt›rmalar söz konusu programlar›n nispeten iyi e¤itilmifl ve 40 yafl›n alt›ndaki erkekler için baflar›l› oldu¤unu göstermektedir. Ancak; program kanal›yla kurulan iflletmelerin varl›klar›n› devam ettirme oranlar›n›n %50-80 aras›nda olmalar›na karfl›l›k, bu programlar›n yaklafl›k %50 civar›nda etkinlik kayb› ve iflten ç›kar›lma etkilerine sebep olduklar› hesaplanm›flt›r17. K‹KYP' n›n amaçlar›ndan birisi kalitesiz istihdama engel olmak ise de, araflt›rmalar kendi hesab›na çal›flanlar›n ücret ve maafl karfl›l›¤› çal›flanlardan genelde daha uzun süreler çal›flt›klar›n› ve daha düflük gelirler elde ettiklerini göstermektedir18. K‹KYP' n›n yukar›da özetlenen olumsuz yönlerine karfl›l›k kimi durumda hat›r› say›l›r ölçüde ilave istihdam yaratabildikleri gözlenmektedir. Örne¤in, ‹ngiltere'de uygulanan program deste¤i ile kurulan her 100 firman›n sahipleri d›fl›nda tam 24 tam

“No Free Lunch for the Jobless”, 8/20/1994, Vol.332, Issue: 7877 Burtless, Gary, “Are Targeted Wage Subsidies Harmful?: Evidence from a Wage Voucher Experiment”, Industrial and Labor Relations Review, Vol. 39, No:1, October 1985, s.114. 17 Sohlman ve Turnham, a.g.m., 1994: 55-56. 18 Ayr›nt›l› bilgi için Bkz. Biçerli, a.g.k., s.108-119. 16

Kas›m 2005


zamanl› ve 44 k›smi zamanl› ifl yaratt›¤› hesaplanm›flt›r. Bunun gibi Danimarka'da da program›n bafllad›ktan sonraki iki y›l içinde her 100 kat›l›mc›ya karfl›l›k 36 ilave istihdam yaratt›¤› tespit edilmifltir19. K‹KYP uygulayan eski Sovyet Bloku ülkelerinden Polonya'da da iflletme bafl›na 3.13, Macaristan'da ise 1,75 ilave istihdam yarat›ld›¤› hesaplanm›flt›r20. Ayr›ca, bu programlar ile kurulan iflletmelerin uzun ömürlü olmay›p kapansalar bile kat›l›mc›lar›n bu sayede elde ettikleri ticari deneyimle sonradan normal ifllere geçifl yapabildikleri gözlenmifltir. 3. Do¤rudan Kamu Sektöründe ‹stihdam Programlar› Do¤rudan kamu sektöründe istihdam ile ilgili ampirik araflt›rmalar bu programlar›n ifl bulma ihtimalleri çok düflük olan iflsizlerin hem ifl prati¤i yapmalar›n›, hem de sosyal aç›dan d›fllanmalar›n›n önüne geçmeyi amaçlamalar›na karfl›l›k uygulamada bu amaçlara ulafl›lamad›¤›n› göstermektedir. Bu tür programlar›n kat›l›mc›lar› normal istihdama entegre edememelerinin bafll›ca sebebi programlara kat›lanlar›n genelde ev temizli¤i, bahçe iflleri, peyzaj düzenleme ve çocuk bak›m› gibi program sonunda emek piyasalar›ndaki konumlar›n› güçlendirmekten uzak ifllerde çal›flt›r›lmalar›d›r. Ayr›ca bu tür programlar›n bir süre sonra toplumda “asla sona ermeyecek temel bir kamu hizmeti” olarak alg›lanmas›n›n kat›l›mc›lar› program sonras› için yeterince haz›rlamaktan al›koydu¤u da gözlenmektedir. Do¤rudan kamu istihdam programlar›n›n kat›l›mc›lar› normal istihdama entegre edememesinin bir baflka sebebi de bu programlar›n iflsizlik sigortas›ndan yararlanma süresi dolan iflçilerin bundan tekrar yararlanmalar›n› sa¤lamak amac›yla bir “ara çözüm” olarak kullan›lmalar›d›r. Ayr›ca bu programlar daha önce aç›klad›¤›m›z damgalanma etkisine de neden

olabilmekte, bu ise programlar›n baflar›s›n› olumsuz yönde etkileyebilmektedir. 4. Kamunun Efllefltirme ve Dan›flmanl›k Hizmetleri Kamunun ifl arama yard›m›n›n iflsizlik üzerindeki etkilerini inceleyen çal›flmalar bu programlar›n genelde ço¤u iflsiz gruplar› için etkin oldu¤unu, emek piyasalar›n›n nispeten s›k› oldu¤u durumlarda programlar›n etkinli¤inin artt›¤›n› göstermektedir21. ABD için yap›lan çal›flmalar kamu istihdam kurumunun ifl arama yard›m›n›n hem iflsizlik sürelerini azaltt›¤›n›, hem de sonraki gelirler üzerinde pozitif etkisi oldu¤unu göstermektedir. Hollanda için yap›lan bir baflka çal›flmada da yüksek yo¤unlukta ifl arama yard›m›n›n özellikle niteliksiz iflgücünün iflsizlikten ç›k›fl oranlar›n› yükseltti¤i gözlenmifltir22. Çek Cumhuriyeti için yap›lan bir baflka çal›flmada da planl› ekonomiden serbest piyasa ekonomisine neredeyse ekonomi tam istihdamda iken geçilmesinin alt›nda kamu istihdam kurumunun etkin bir flekilde hizmet vermesinin yatt›¤› ileri sürülmüfltür23. Kamu istihdam bürolar› arac›l›¤› ile ifl araman›n etkin olmas›n›n d›fl›nda bir baflka üstünlü¤ü de di¤er aktif istihdam politikalar›na nazaran oldukça ucuz olmas›d›r. AB Komisyonunun yapt›¤› bir hesaplamaya göre kamu istihdam hizmetleri di¤er istihdam politikalar›ndan 10-30 kat daha ucuza mal olabilmektedir. Ancak bu üstünlü¤üne ra¤men ülkemizde dahil olmak üzere ço¤u ülkede kamu istihdam bürolar›n›n a¤›r bürokratik iflleyifli iflçilerin bu kurumlara fazla itibar etmemelerine sebep olmufl, ço¤u ülke bu alanda etkinli¤i artt›rmak için kamu tekelini kald›rarak özel istihdam bürolar›n›n faaliyetlerine izin vermifltir24. ‹fl arama yard›m› ile ilgili çal›flmalardan hareketle bu programlar›n kendi bafllar›na uyguland›klar› zaman m› yoksa baflka programlarla birlikte uyguland›klar› zaman m› daha etkili olduklar›n›

Bendick Jr, Marc ve Mary Lou Egan, “Transfer Payment Diversion for Small Business Development: British and French Experience”, Industrial and Labor Relations Review, Vol.40, No.4, July 1987: 528-542. 20 O’Leary, Christopher J., “Promoting Self Employment Among the Unemployed in Hungary and Poland”, W.E. Upjohn Institute for Employment Research Working Paper, Michigan, February 1999: 1-33. 21 Martin, John P., “What Works Among Active Labor Market Policies: Evidence from OECD Countries’ Experiences”, Reserve Bank of Australia, RBA Annual Conference Volume No: 1998-17, 1998, s.286. 22 Van den Berg, Gerard J. ve Bas Van der Klaauw, “Counseling and Monitoring of Unemployed Workers: Theory and Evidence from A Controlled Social Experiment”, ‹ZA Discussion Paper No:3/4,Bonn, October 2001, s.21-36. 23 Boeri, Tito ve Michael C.Burda, “Active Labor Market Policies, Job Matching and the Czech Miracle”, OECD Working Papers, September 1995, s.4. 24 Ülkemizde de 2003 y›l›nda yürürlü¤e giren 4904 say›l› Türkiye ‹fl Kurumu Yasas› ile özel istihdam bürolar› faaliyete bafllam›flt›r. 19

10-11


söylemek güçtür. Ayr›ca bu programlar›n daha uzun dönemler için etkileri tespit edilememifltir. 5. Mesleki E¤itim Programlar› Aktif istihdam politikalar› içinde en yüksek maliyetli politika arac› olan mesleki e¤itim ile ilgili bulgular muhteliftir. S›n›f düzeninde verilen e¤itimin hedef gösterilmeksizin yap›lan türünde genellikle baflar›s›z sonuçlar elde edilirken, ayn› tür program›n belirli gruplar hedeflenerek yap›ld›¤› Norveç ve ‹sveç'teki uygulamalar için yak›n zamanda yap›lan de¤erlendirmelerde olumlu sonuçlar gözlenmifltir25. Benzeri flekilde Meksika'da uygulanan PROBECAT' ›n da önceden ifl tecrübesi bulunan iflsizlerin iflsizlik sürelerini k›saltarak istihdamda daha uzun süre kalmalar›n› sa¤lad›¤› tespit edilmifltir26. 20 OECD ülkesinde 1985-1989 döneminde uygulanan aktif istihdam politikalar›n›n etkinli¤inin sorguland›¤› bir baflka çal›flmada da mesleki e¤itimin iflsizli¤i azaltmada en etkili politika oldu¤u belirlenmifltir27. S›n›f düzeninde mesleki e¤itimin genelde e¤itim düzeyleri düflük yetiflkin erkekler üzerinde etkili olmad›¤› gözlenmifltir. ‹flbafl›nda e¤itim fleklinde verilen programlar›n ise genelde yetiflkin erkekler üzerinde etkili olmad›klar›; buna karfl›l›k kad›nlar, emek piyasalar›na tekrar girifl yapanlar ile bekar anneler (single mothers) üzerinde faydal› olduklar› tespit edilmifltir. Mesleki e¤itim programlar› ile ilgili bu k›sa de¤erlendirmeden sonra bu programlarla ilgili üç olumsuz hususun belirtilmesi yararl› olacakt›r. Bunlardan birincisi, bu programlar›n kimi durumda ciddi oranda etkinlik kayb›, iflten ç›kar›lma ve ikâme etkilerine neden olabilmesidir. ‹kincisi, bu programlar›n en yüksek maliyetli aktif istihdam politikalar› aras›nda yer almas›d›r. Avrupa Komisyonunun yapt›¤› bir çal›flmaya göre mesleki e¤itim programlar› ifl arama yard›m› ve dan›flmanl›k hizmetlerine göre 10 kat daha pahal›d›r28. Üçüncüsü ise programlar›n yap›s› ile ilgilidir. Bu programlar iflgücünün nitelik düzeyini gelifltirmeye

yönelik arz yönlü politikalard›r. Ekonomide toplam talep düflük ise e¤itimin ifl yaratma kapasitesi s›n›rl› olabilmekte, e¤itim sadece kiflileri ifl kuyru¤unda arka s›ralardan ön s›ralara kayd›rabilmektedir. Ancak bütün bu olumsuz yanlar›na ra¤men mesleki e¤itimle ilgili tam bir de¤erlendirme yaparken programlar›n iflsizlere ifl imkân› sa¤laman›n d›fl›ndaki etkilerini de göz önünde bulundurmak gerekir. E¤itim f›rsatlar›n› eflitlemenin ve gelifltirmenin demokrasiyi güçlendiren önemli bir husus oldu¤u aç›kt›r. Bu nedenle mesleki e¤itim programlar›ndan vazgeçmek yerine programlardaki etkinlik kayb›n› azaltmak için hedeflemenin daha iyi yap›lmas›na ve programlar›n kalitelerini bozmadan maliyetlerinin nas›l azalt›labilece¤ine yönelik tedbirlerin al›nmas› gerekir. Programlar›n türlerine göre de¤erlendirme sonuçlar›n›n k›saca incelenmesinden sonra, programlar›n çeflitli gruplar üzerindeki etkilerine de k›saca de¤inmekte yarar vard›r. Bu gruplar içinde “gençler” yard›m edilmeleri en zor olan grubu oluflturmaktad›r. Bu grup için hedeflemenin iyi seçildi¤i nispeten yo¤un ve maliyetli programlar gerekmektedir. Ancak emek piyasalar›na yönelik programlar›n genç iflsizli¤i problemini tek bafl›na çözemeyece¤ini belirtmekte yarar vard›r. Genç iflsizlerin ço¤unun problemi okulu erken terk etmek oldu¤undan, genç iflsizli¤i sorununu azaltmak için emek piyasalar›na yönelik politikalar›n e¤itim ile birlikte yürütülmesi do¤ru olacakt›r. Kad›nlar›n s›n›fta resmi e¤itim , ücret sübvansiyonu ve ifl arama yard›m› baflta olmak üzere neredeyse bütün aktif istihdam politikalar›ndan olumlu sonuçlar elde ettikleri tespit edilmifltir. Öte yandan iflten ç›kar›lm›fl yafll› iflçilerin bu programlardan fayda sa¤lad›klar›na iliflkin az say›da sonuç varken, uzun süredir iflsiz olanlar›n genelde ifl arama yard›m› ve ücret sübvansiyonu gibi programlardan fayda sa¤lad›klar› görülmüfltür.

Fay, a.g.m., s.27. Dar, Amit ve Indermit Gil, “Vocational Education and Training Reform in Mexico: Country Study Summary”, http://wbln0018.worldbank.org/HDNet/hddocs.nsf/global/View/Mexico.pdf/$File/mexico.pdf adresinden elde edilen World Bank belgesi, 2000, s.3 27 Bone Jan ve Jan C. Van Ours, “Effective Active Labor Market Policies”, IZA Discussion Paper No:1335, October 2004, s.25 28 Sohlman ve Turnham, a.g.m., s.51. 25 26

Kas›m 2005


AKT‹F ‹ST‹HDAM POL‹T‹KALARI TÜRK‹YE'DE ‹fiS‹ZL‹K SORUNUNA ÇÖZÜM OLAB‹L‹R M‹?

7

Emek piyasalar› ile ilgili istatistiklerin düzenli olarak yay›nlanmaya baflland›¤› 1988 y›l›ndan bu yana ülkemizde ortalama iflsizlik oranlar› %8-13 aras›nda seyretmifl, iflsizlik oranlar›n›n düflürülmesi hemen hemen bütün hükümetlerin ortak amac› olmufltur. Türkiye'de iflsizlikle mücadele için bu güne kadar çeflitli aktif ve pasif politikalar uygulanm›fl olmakla birlikte29, iflsizlik daha ziyade ekonomik büyüme ile çözülebilecek bir sorun olarak alg›lanm›flt›r. Ne var ki yak›n zamanda yaflanan geliflmeler bu konudaki ezberin bozulmas›na neden olmufltur. 1990'l› y›llardan bu yana üç defa daralma süreci yaflayan ülkemizde en son ekonomik daralman›n yafland›¤› 2001 y›l›ndan itibaren yüksek ekonomik büyüme sa¤lanabilse de, iflsizlik önemli bir sorun olma özelli¤ini devam ettirmektedir. 2001 y›l›nda %8.4 olan ortalama iflsizlik oran›; 2002 y›l›nda %10.3, 2003 y›l›nda %10.5 ve 2004 senesinde ortalama %10.3 olarak gerçekleflmifltir30. 2005 y›l›n›n Mart-Nisan-May›s aylar›nda ortalama olarak %10'a gerileyen iflsizlik oran› gerileme sürecini takip eden üç ayl›k dönemde de sürdürmüfl ve Nisan-May›s-Haziran aylar›nda ortalama %9.2 olmufltur. Ekonominin son dönemlerde h›zla büyümesine karfl›l›k iflsizlik oranlar›n›n yeterince azalmamas› akla iktisat derslerinde ö¤retilen “ekonomik büyüme istihdam art›fl›n›n temel unsurudur” önermesinin gerçek hayatla uyumlu olup olmad›¤› sorusunu getirmektedir. ‹flsizlikle mücadelede öne sürülen klasik yöntem ekonomik büyümenin sa¤lanmas›d›r. Ekonomik büyüme mal ve hizmet üretiminin artmas› ile sa¤lanacak, bu ise yeni iflçilerin ifle al›nmalar›na imkân sa¤layacakt›r. Türkiye'nin yak›n dönemde ekonomisini büyütmesine karfl›l›k iflsizli¤in yeterince azalmamas› bu konudaki ezberin bozulmas›na sebep olmufltur. Ülkemizde gözledi¤imiz “istihdam art›fl› yaratmayan büyüme” olgusunun asl›nda iktisat ö¤retisi ile çeliflen yan› yoktur. Bu durum büyük ölçüde emek piyasalar›ndaki kat›l›klar (istihdam maliyetlerinin

yüksekli¤i gibi) sebebiyle büyümenin mevcut iflgücünün daha verimli çal›flt›r›lmas›ndan kaynaklanmaktad›r. Bu dönemde iflverenler istihdam maliyetlerindeki yükseklikler ve iflçiyi sonradan iflten ç›karman›n zorluklar› gibi sebeplerle artan talebi istihdam› artt›rmak yerine mevcut iflçilerini daha yo¤un çal›flt›rarak karfl›lamay› tercih etmifllerdir. ‹flsizli¤in ekonomik büyümeye ra¤men azalmad›¤› bu süreçte Avrupa ‹stihdam Stratejisi çerçevesinde AB'nin Türkiye'de aktif istihdam politikalar› uygulanmas› amac›yla 40 milyon avroluk kaynak tahsis etmesi iflsizlikteki kal›c›l›k sorununun aktif istihdam politikalar› ile çözülüp çözülemeyece¤i sorusunu gündeme getirmektedir. Türkiye geçmiflte aktif istihdam politikalar›ndan say›labilecek çeflitli uygulamalar› denemifl olsa da bu uygulamalar küçük ölçekli olmufl, bu politikalara iliflkin yeterli izleme ve veri toplama ifllemi yap›lamad›¤› için bunlar›n etkin olup olmad›klar› sorgulanamam›flt›r. Ülkemizde ilk defa bu büyüklükte (350 proje) bir aktif istihdam politikalar› setinin uygulanacak olmas›n›n bu politikalara gere¤inden fazla ümit ba¤lan›lmas›na sebep olabilecektir. Bu nedenle aktif istihdam politikalar›n›n iflsizlikle mücadelede etkili bir araç olup olmad›¤›n›n so¤ukkanl›l›kla de¤erlendirilmesi gerekmektedir. ‹flsizlikle mücadelede aktif istihdam politikalar›n› y›llard›r uygulayan ülkelerin deneyimleri sonucunda flunu söylemek yanl›fl olmayacakt›r: aktif istihdam politikalar›n›n baflar›l› olup olmad›klar› konusunda jüri henüz karar›n› vermemifltir.

‹flverenler istihdam maliyetlerindeki yükseklikler ve iflçiyi sonradan iflten ç›karman›n zorluklar› gibi sebeplerle artan talebi istihdam› artt›rmak yerine mevcut iflçilerini daha yo¤un çal›flt›rarak karfl›lamay› tercih etmifllerdir.

Aktif istihdam politikalar›n› baflar›s›z bulanlar, bunlar›n oldukça pahal› politikalar olmalar›na karfl›l›k maliyetleri ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda önemsiz faydalar sa¤lad›klar›n› ileri sürmektedirler. Onlara göre aktif istihdam politikalar›n›n popüler olmas›; sendikalar ve iflverenler gibi bu politikalardan fayda sa¤layan gruplar›n siyasetçiler üzerinde bask› yapmalar›, siyasetçilerin de kendilerine yüksek politik avantaj sunan bu politikalara ayr›cal›k vermelerinin bir sonucudur.

Türkiye’de izlenen istihdam politikalar› ile ilgili ayr›nt›l› bilgi için Bkz. Tunal›, ‹nsan, ‹stihdam Durum Raporu:Türkiye’de ‹flgücü Piyasas› ve ‹stihdam Araflt›rmas›, Ankara Üniversitesi Bas›mevi, 2004. s. 97-103. 30 http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/ISGUCU/k_300305.xls; http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/ISGUCU/k_250705.xls http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/ISGUCU/k_250805.xls. 29

12-13


Öte yandan aktif istihdam politikalar› konusunda iyimser olanlar -bu konuda baz› problemler oldu¤unu inkâr etmemekle birlikte- bu politikalar›n aç›k ifllerin daha iyi keflfedilebilmesi ve daha h›zl› doldurulmas›n› sa¤layabilece¤ini, kiflilerin daha verimli ifllere girmelerini mümkün k›labilece¤ini ve yeni iflletmelerin kurulmas›na yard›mc› olabilece¤ini savunmaktad›rlar.

Türkiye'nin istihdam politikalar› konusunda bugüne kadar eksikli¤i sadece bunlar›n say› ve kapsam aç›lar›ndan yetersiz oluflu de¤il, bu programlara yönelik veri toplama ve de¤erlendirme çal›flmalar›n›n yap›lmam›fl olmas›d›r.

‹flsizlikle mücadelede aktif istihdam politikalar›n›n etkinli¤ine yönelik gerçekçi bir de¤erlendirme yapmak gerekirse, bu politikalar›n iflsizli¤i tek bafl›na çözebilecek sihirli öneriler olmad›¤› söylenebilir. Aktif istihdam politikalar›n›n ana amac› iflsizlerin istihdama geçifl yapmalar›n› sa¤lamak oldu¤undan, politikalar›n etkinli¤i ekonomide yeterince aç›k ifl olup olmamas›na ba¤l›d›r. Emek piyasalar› gevflekse (yeterince aç›k ifl yoksa) aktif istihdam politikalar› sadece mevcut ifllerin yeniden da¤›l›m›n› sa¤layacakt›r. Bu nedenle bu politikalara -bunlar›n iflsizli¤i azaltma konusundaki rollerini abartmadan- emek piyasalar›n›n etkinli¤ine katk›da bulunabilecek ve makroekonomik politikalar›n tamamlay›c›s› olan mütevaz› politikalar olarak yaklafl›lmal›d›r31. Bu noktada öncelikle Türkiye'de ekonomi büyürken neden yeterince ifl yarat›lamad›¤›n›n sorgulanmas› gerekmektedir. Daha önce Türkiye'de son dönemde iflverenlerin istihdam› artt›rmadan üretimi artt›rma gayretlerinin ekonomideki kat›l›klar›n bir sonucu oldu¤u belirtilmiflti. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda, iflsizli¤i azaltmak için öncelikli olarak emek piyasalar›ndaki kat›l›klar›n azalt›lmas› gerekti¤i söylenebilir. Türkiye 2003 y›l› itibariyle OECD ülkeleri içinde %42.1'lik istihdam vergileri yükü (ücretten al›nan vergiler ile iflçi-iflveren SSK primleri toplam›n›n iflgücü maliyetine oran›) ile birinci s›rada yer almaktad›r. OECD ülkeleri içinde 1996-2003 döneminde birim iflgücü maliyetlerinin en fazla artt›¤› 2. ülke olmufltur32. Bu noktada iflsizli¤i azaltmay› arzulayan Türkiye'nin öncelikli olarak yeni ifllerin yarat›lmas›n› s›n›rland›ran engelleri ortadan kald›rarak uygun bir giriflimcilik ortam› yaratmas› ve vergi yükünü makul düzeylere indirmesi gerekmektedir. Böyle bir ad›m k›sa vadede vergi gelirlerinde azalmaya sebep olabilse de, etkili bir denetimle birlikte yürütüldü¤ünde boyutlar› giderek büyüyen kay›t d›fl› ekonomiyi daraltarak vergi taban›n›n genifllemesine neden olabilecektir33. Ayr›ca makroekonomik dengelerde kal›c›

düzelmelerin sa¤lanmas› ve bürokrasinin azalt›lmas› ülke riskini afla¤›ya çekerek ülkeye yabanc› sermaye giriflini teflvik edecektir. Bütün bu anlat›lanlardan ülkemizde ilk kez bu yo¤unlukta uygulanacak olan aktif istihdam politikalar›n›n yarars›z olaca¤› sonucunu ç›karmamak gerekir. ‹flsizlikle mücadele tek cepheden kazan›labilecek bir savafl de¤ildir. Bu anlamda makro ekonomik politikalar›n yan› s›ra aktif ve pasif istihdam politikalar›n›n da uyum içinde kullan›lmalar› amaca daha süratli ulafl›lmas›n› sa¤layacakt›r. Bunun yan› s›ra uygulanacak aktif istihdam programlar›na yaklafl›k 25 bin kiflinin kat›lmas› ve bunlar›n en az yar›s›n›n program sonras›nda ifl sahibi olmalar›n›n amaçland›¤› bilinmektedir. Bu aç›dan programlar›n iflsizli¤i azaltmada -s›n›rl› da olsa- faydalar›n›n olaca¤› aç›kt›r. Türkiye'de uygulanacak aktif istihdam politikalar›n›n iki aç›dan daha faydal› olabilece¤i söylenebilir: Birincisi, programlar her ne kadar tüm iflsizlere ve çal›flt›¤› halde iflsizlik riski alt›nda bulunanlara aç›k olsa da; gençler, özürlüler, eski hükümlüler, uzun süredir iflsiz olanlar, k›rdankente göç edenler gibi dezavantajl› gruplar›n hedef kitle olduklar›n›n ayr›ca belirtilmifl olmas› bu gruplara öncelik tan›naca¤› izlenimini vermektedir. Bunun baflar›lmas› halinde programlar›n sosyal d›fllanmay› engelleme hususunda önemli katk›lar› olabilecektir. ‹kinci olarak aktif istihdam programlar› projesinin ayn› zamanda ‹fiKUR' un fiziksel ve niteliksel aç›lardan geliflimini içermesi de olumlu noktalardan biridir. Türkiye'nin istihdam politikalar› konusunda bugüne kadar eksikli¤i sadece bunlar›n say› ve kapsam aç›lar›ndan yetersiz oluflu de¤il, bu programlara yönelik veri toplama ve de¤erlendirme çal›flmalar›n›n yap›lmam›fl olmas›d›r. ‹fiKUR' un modernlefltirilmesi ve gelifltirilmesi çal›flmalar› istihdam politikalar› konusunda bu güne kadar izlenenden farkl› bir patikan›n takip edilmesini gerektirecek gibi gözükmektedir. Geliflmifl ülkelerde oldu¤u gibi bizde de istihdam programlar›n›n uygulanma esnas›nda ve sonras›nda izlenmesi, de¤erlendirme çal›flmalar›n›n yap›labilmesi bu politikalar›n etkin olup olmad›klar›n›n sorgulanmas›n› sa¤layacakt›r. Bunun ise önemli bir zihniyet de¤iflimi oldu¤u aç›kt›r.

Robinson, Peter, “The Role and Limits of Active Labour Market Policy”, European University, Robert Schuman Centre Working Paper, WP No:96/27, Florence, 1996: 1-15. 32 T‹SK, Artan ‹flgücü Maliyeti ve Sonuçlar›: Azalan Rekabet Gücü, Büyüyen ‹flsizlik ve Kay›td›fl›, Türkiye ‹flveren Sendikalar› Konfederasyonu Yay›n No: 252, Kas›m 2004. 33 Akademik çevrelerde vergi indiriminin kay›t d›fl› ekonomiyi daralt›c› etkisinin teoride belirtilen kadar fazla olamayaca¤› hususunda farkl› görüfller mevcuttur. Ancak, bu görüfller bafll› bafl›na ayr› bir çal›flman›n konusunu teflkil edebilecek büyüklükte oldu¤undan bu çal›flmada bunlara ayr›ca de¤inilmeyecektir. 31

Kas›m 2005


KAYNAKLAR BELLMAN, Lutz ve Richard Jackman, “Aggregate Impact Analysis”, Eds. Günther Schmid, Jacqueline O’Reilly ve Klaus Schömann, International Handbook of Labour Market Policy and Evaluation, Edward Elgar, Cheltenham, U.K.,1996: 143-162. BENDICK Jr, Marc ve Mary Lou Egan, “Transfer Payment Diversion for Small Business Development: British and French Experience”, Industrial and Labor Relations Review, Vol.40, No.4, July 1987: 528-542. B‹ÇERL‹, Mustafa Kemâl, ‹flsizlikle Mücadelede Aktif ‹stihdam Politikalar›, Anadolu Üniversitesi Yay›n No: 1563, Eskiflehir, 2004. Boer›, Tito ve Michael C.Burda, “Active Labor Market Policies, Job Matching and the Czech Miracle”, OECD Working Papers, September 1995: 1-14. BONE, Jan ve Jan C. Van Ours, “Effective Active Labor Market Policies”, IZA Discussion Paper No:1335, October 2004: 1-40. BRODSKY, Melvin M., “Public Service Employment Programs in Selected OECD Countries”, Monthly Labor Review, October 2000: 31-41. BURTLESS, Gary, “Are Targeted Wage Subsidies Harmful?: Evidence from a Wage Voucher Experiment”, Industrial and Labor Relations Review, Vol. 39, No:1, October 1985: 105-114. DAR, Amit ve Indermit Gil, “Vocational Education and Training Reform in Mexico: Country Study Summary”, http://wbln0018.worldbank.org/HDNet/hddocs.nsf/ global/View/Mexico.pdf/$File/mexico.pdf adresinden elde edilen World Bank belgesi, 2000: 1-4. D‹E, “Hanehalk› ‹flgücü Anketi 2004 Y›l› Sonuçlar›”, D‹E Haber Bülteni, 30 Mart 2005, Say›: 49. D‹E, “Hanehalk› ‹flgücü Anketi Nisan 2005 Sonuçlar›”, D‹E Haber Bülteni, 25 Temmuz 2005, Say›: 120. D‹E, “Hanehalk› ‹flgücü Anketi May›s 2005 Sonuçlar›”, D‹E Haber Bülteni, 25 A¤ustos 2005, Say›: 134.

Expenditures in 18 Countries”, Eds.Günther Schmid, Jacqueline O’Reilly ve Klaus Schömann, International Handbook of Labor Market Policy and Evaluation, Edward Elgar, Cheltenham U.K., 1996: 697-724. LAYARD, P.R.G. ve S.J. Nickell, “The Case For Subsidising Extra Jobs”, The Economic Journal, Vol. 90, March 1980: 51-73. Machin, Stephen ve Allan Manning, “The Causes and Consequences of Long-Term Unemployment in Europe”, Eds. Orley Ashenfelter ve David Card, Handbook of Labor Economics, Vol.3C, Elsevier, Amsterdam, 1999: 3085-3139. MARTIN, John P., “What Works Among Active Labor Market Policies: Evidence from OECD Countries’ Experiences”, Reserve Bank of Australia, RBA Annual Conference Volume No: 1998-17, 1998: 276-302. O’LEARY, Christopher J., “Promoting Self Employment Among the Unemployed in Hungary and Poland”, W.E. Upjohn Institute for Employment Research Working Paper, Michigan, February 1999: 1-33. PHELPS, Edmund S., “Low-Wage Employment Subsidies versus The Welfare State”, The American Economic Review, Vol.84, No:2, Papers and Proceedings of The Hundred and Sixth Annual Meeting of the American Economic Association, May 1994: 54-58. ROBINSON, Peter, “The Role and Limits of Active Labour Market Policy”, European University, Robert Schuman Centre Working Paper, WP No:96/27, Florence, 1996: 1-15. SOHLMAN, Asa ve David Turnham, “What Can Developing Countries Learn From OECD Labour Market Programmes and Policies?”, OECD Development Center Technical Paper No:93, January 1994: 1-107. T‹SK, Artan ‹flgücü Maliyeti ve Sonuçlar›: Azalan Rekabet Gücü, Büyüyen ‹flsizlik ve Kay›td›fl›, Türkiye ‹flveren Sendikalar› Konfederasyonu Yay›n No: 252, Kas›m 2004.

ECONOMIST, “No Free Lunch for the Jobless”, 8/20/1994, Vol.332, Issue: 7877

TUNALI, ‹nsan, ‹stihdam Durum Raporu:Türkiye’de ‹flgücü Piyasas› ve ‹stihdam Araflt›rmas›, Ankara Üniversitesi Bas›mevi, 2004.

FAY, Robert G., “Enhancing the Effectiveness of Active Labor Market Policies: Evidence From Program Evaluations in OECD Countries”, OECD Labor Market and Social Policy Occasional Papers No: 18, Paris 1996: 1-60.

Van den Berg, Gerard J. ve Bas Van der Klaauw, “Counseling and Monitoring of Unemployed Workers: Theory and Evidence from A Controlled Social Experiment”, ‹ZA Discussion Paper No:3/4,Bonn, October 2001: 1-53.

Fredriksson, Peter, “The Dynamics Of Regional Labor Markets and Active Labor Market Policy: Swedish Evidence”, Oxford Economic Papers (51) 1999: 623-648.

VAN OURS, Jan C., “The Locking-In Effect of Subsidized Jobs”, IZA Discussion Paper No: 527, July 2002: 1-35.

JANOSK‹, Thomas, “Explaining State Intervention to Prevent Unemployment: The Impact of Institutions on Active Labor Market Policy

ZWEIMULLER, Josef ve Rudolf Winter-Ebmer, “Manpower Training Programmes and Employment Stability”, Economica, Vol.63, 1996: 113-130.

14-15


makale 2

Avrupa Birli¤i Çal›flma Yaflam›nda ‹nsan Haklar›:

Adil Yarg›lanma Hakk› 1

Girifl

Demokrasi ve hukukun üstünlü¤üne olan inanc›n emaresi olan “adil yarg›lanma hakk›”, Avrupa Birli¤ine Üye Devletlerin taraf oldu¤u bir çok evrensel ve bölgesel sözleflmede yer almakta ve Üye Devletlerin mevzuat›nda yer almas›na ra¤men, Ülkemizde, bu hakka, ilk kez 2001 y›l›nda yap›lan Anayasa de¤iflikli¤iyle aç›kça yer verilmifltir. Bununla birlikte, adil yarg›lanma hakk›n›n yer ald›¤› pek çok uluslararas› sözleflme, mezkur tarihten önce, iç hukukumuzun bir parças› haline gelmifltir. Bafllang›çta, insan haklar›na Kurucu Antlaflmalarda yer verilmemifl ise de, Avrupa Birli¤i Antlaflmas› ve Antlaflmaya dayan›larak ç›kar›lan mevzuat temel haklara yer vermekte ve Avrupa Birli¤i Adalet Divan›na göre, Üye Devletlerin taraf oldu¤u uluslararas› insan haklar› sözleflmeleri Birlik müktesebat›n›n bir parças›d›r.1 Uluslarüstü olan Avrupa Birli¤i Müktesebat› ba¤lay›c›l›k aç›s›ndan daha etkindir. Çal›flmam›z, Birlik müktesebat›n›n bir parças› olan evrensel ve bölgesel insan haklar› sözleflmelerinin

“adil yarg›lanma hakk›” konusundaki düzenlemeleri ile Birlik taraf›ndan insan haklar› konusunda yap›lan çal›flmalar, çal›flma yaflam›n› ilgilendirdi¤i yönüyle, incelemektedir. Yarg› organlar›n›n konu hakk›nda verdi¤i kararlar›n incelenmesiyle, çal›flmam›z bütünleflecektir.

2

Çal›flma Yaflam›: Kapsam

‹nsan haklar› ve çal›flma yaflam› konusunda yap›lan bir akademik çal›flmay› okumaya bafllayan kiflinin akl›na ilk bak›flta sadece hizmet akdi ile ba¤›ml› olarak çal›flanlar›n girece¤i akla gelir. Bununla birlikte, çal›flmam›z sadece iflgören-iflveren2. iliflkilerini temel haklar aç›s›ndan incelemekle k›s›tl› de¤ildir. Çal›flmam›z ömrünün aktif olan önemli bir k›sm›n› çal›flma yaflam›nda tüketen kiflileri kapsamaktad›r. Bunlar› sonu aç›k olan bir liste halinde belirtmek gerekirse:Ba¤›ms›z Çal›flanlar: Bakkal, floför, avukat, doktor gibi herhangi bir mesle¤i ba¤›ms›z olarak icra edenlerin meslekleri dolay›s›yla iliflkili olduklar› esnaf birlikleri, barolar, hekimler odas› gibi

Bkz. Dava No. 11/70, Internationale Handelsgesellschaft mbH v Einfuhr- und Vorratsstelle für Getreide und Futtermittel [1970] ECR 1125, para. 4 Karara http://europa.eu.int/eur-lex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61970J0011:EN:HTML adresinden eriflilebilir. 2 ‹flgören kavram› Türk (‹fl) Hukukunda benimsenen bir kavram de¤ildir. Çal›flmam›z Avrupa Birli¤i Hukuku aç›s›ndan çal›flma yaflam›nda insan haklar› oldu¤una göre, Türk ‹fl Hukukunda kabul gören bir kavram olmazsa da, iflgören kavram› özellikle kullan›lacakt›r. Kavaram›n Avrupa Birli¤i Hukuku aç›s›ndan kapsam ve de¤erlendirilmesi için bkz. Yavafli M., Avrupa Birli¤inde ‹flgörenlerin Serbest Dolafl›m› ve Türk Tabiiyetindekiler¸ 2004, TÜH‹S: ‹fl Hukuku ve ‹ktisat Dergisi, Cilt 18, Say› 6, ss. 1-47. 1

Kas›m 2005


teflekküllerle ve vergi ve sair yükümlülükler dolay›s›yla devletle olan münasebetleri ... Ba¤›ml› Çal›flanlar: Kamu veya özel sektör, memur veya iflçi ay›r›m›, müsteflar, genel müdür, rektör gibi yönetim görevi ile yönetilen pozisyonda çal›fl›p çal›flmad›¤› gözetilmeksizin, belirli veya belirsiz bir bedel karfl›l›¤› belirli bir iflyerinde ba¤›ml› olarak çal›flanlar›n birbirleriyle olan her seviyedeki münasebetleri, sendikalar›yla veya meslekleri gere¤i taraf olduklar› her türlü organizasyonla olan münasebetleri... ‹flveren: ‹stihdam etti¤i kiflilerle, iflgörenleri sendikalar›yla veya meslekleri gere¤i taraf olduklar› organizasyonlarla, iflveren olarak taraf oldu¤u yerel, ulusal veya uluslar aras› ticaret veya sanayi odalar› ile, iflveren sendikalar›yla vb. olan münasebetleri ... Yukar›da verilen sonu aç›k listede yer alan, alabilecek, yer almas› sona eren gerçek kiflilerin adil yarg›lanma hakk› bu çal›flman›n kapsam›ndad›r.

3

Avrupa Birli¤i ve Temel (‹nsan) Haklar(›)

Dr. Mahmut Yavafli K›r›kkale Üniversitesi, ‹.‹.B.F. Ticaret Hukuku A.B.D.

ÖZGEÇM‹fi

1969 y›l›nda Rize’de do¤an Dr. Yavafli, ilk orta ve lise e¤itimlerini ‹stanbul’da tamamlad›. 1990 y›l›nda Marmara Üniversitesi’nden mezun olmadan önce kamu hizmetine

Bu çal›flman›n amac› Avrupa Birli¤i Hukuku aç›s›ndan insan haklar›n› genel olarak incelemek de¤ildir. Yaln›zca “adil yarg›lanma hakk›n›” inceleyen çal›flmam›z, bununla birlikte, çok k›sa olarak Avrupa Birli¤i Hukuku aç›s›ndan insan haklar› konusunu ele alacakt›r.

bafllam›flt›r. Yeni kurulan üniversitelerin

Kurulufl amac› temelde ekonomik dayan›flma ve kalk›nma olan Avrupa Birli¤i, zamanla sosyal içerikli hedefler de belirlemifltir. Dolay›s›yla, Avrupa Birli¤i içerisinde “temel haklar” olarak bilinen haklar›n bafllang›çta iktisadi hedefleri gerçeklefltirmeye yönelik haklar oldu¤unu, sosyal hedeflerin belirlenmesine paralel olarak, ekonomik amaçlar› gerçeklefltirmeye yönelik temel haklar›n yan›nda, uluslararas› hukuk aç›s›ndan bilinen di¤er haklar› da kapsad›¤›n› belirtmek gerekir.

lisans ve doktora e¤itimi görme hakk›n› elde

Bu nedenledir ki, terminoloji konusunda k›sa bir aç›klama yaparak bu k›sma bafllamakta yarar görülmektedir. Uluslararas› hukuk aç›s›ndan genel kabul görmüfl olan “‹nsan haklar›/human rights” kavram›, Avrupa Birli¤i Hukuku literatürü aç›s›ndan “temel haklar/fundamental rights” olarak kullan›lmaktad›r.3 Çal›flmam›zda aralar›nda belirgin

ö¤retim eleman› ihtiyac›n› gidermek amac›yla 1993 y›l›nda ÖSYM taraf›ndan yap›lan s›nav› kazanarak, yurtd›fl›nda devlet bursuyla yüksek

edip, K›r›kkale Üniversitesi Rektörlü¤ü’ne araflt›rma görevlisi olarak atanm›flt›r. ‹ngiltere’de bulunan Hertfordshire Üniversitesi’nde Ticaret Hukuku (L.L.M. in Commercial Law) alan›nda yüksek lisans (1995), Leeds Üniversitesi’nde ‹flletme Hukuku (Ph. D. ‹n Bussiness Law) doktora (1999) e¤itimlerini alan Dr. Yavafli’nin ulusal ve uluslararas› dergilerde yay›nlanm›fl pek çok makalesi bulunmaktad›r. Halen zorunlu hizmetini araflt›rma görevlisi olarak K›r›kkale

3 “‹nsan

haklar›” ve “ temel haklar” terimlerini de kapsayacak flekilde, konu hakk›ndaki terminoloji karmaflas› konusunda özlü bir inceleme için bkz. Ertürk fi., 2002, ‹fl ‹liflkilerinde Temel Haklar, ss. 23-25, Seçkin Yay›nc›l›k.

Üniversitesi’nde yerine getirmektedir. 16-17


bir fark olmamas› münasebetiyle, ay›r›m yapmadan, birbirlerinin yerine ikame edilerek “insan haklar›” veya “temel haklar” ifadesi kullan›lacakt›r.

Avrupa Birli¤i herhangi bir uluslararas› insan haklar› sözleflmesine henüz taraf de¤ilse de, Birli¤e üye devletlerin tamam› insan haklar› ve temel özgürlükler konusundaki pek çok uluslararas› antlaflmaya taraft›r.

Adalet Divan›na göre; insan haklar›na sayg› Topluluk eylemlerinin yasal olmas› için gerekli bir flart ise de,4 günümüzdeki “Avrupa Birli¤ini oluflturan kurucu Antlaflmalarda do¤rudan insan haklar›yla ilgili herhangi bir hükme yer verilmemifltir.5 Her ne kadar Adalet Divan› kararlar›nda, 1960 y›llar›n sonlar›ndan beri, Avrupa ‹nsan Haklar› ve Temel Özgürlüklerin Korunmas›na ‹liflkin Sözleflme (A‹HS) esas al›n›p6, at›fta bulunulmaktayd›ysa da, hiçbir AT Antlaflmas›nda do¤rudan insan haklar›na yönelik bir hüküm bulunmamaktayd›. Parlamento, Konsey ve Komisyon 5 Nisan 1977 tarihinde yay›nlad›klar› ortak deklarasyonda,7 Divan›n kararlar›nda benimsenen insan haklar› prensiplerini teyit edip, kendi uygulama alanlar›nda uyacaklar›n› beyan etmifllerdir. ‹lk kez 1986 tarihli Avrupa Tek Senedi’nin 8 dibacesinin 3. ve 5. paragraflar›nda Üye Devletlerin anayasa ve yasalar›nda, Avrupa ‹nsan Haklar› ve Temel Özgürlüklerin Korunmas›na ‹liflkin Sözleflmede ve Avrupa Sosyal fiart›’nda tan›nan temel haklara, özellikle özgürlük, eflitlik ve sosyal adalete dayanarak demokrasiyi gelifltirmek için iflbirli¤i yapmak kararl›l›¤›nda oldu¤u belirtilmifltir. Bilahare, AB Antlaflmas›n›n 2. maddesinde “bir Birlik vatandafll›¤›n›n kurulmas› yolu ile, Üye Devletler uyruklar›n›n ve ç›karlar›n›n korunmas›n› güçlendirmek” Antlaflman›n amaçlar› aras›nda yer

alm›flt›r. Bu amaçlara, Üye Devletlerin ortak ilkeleri olan hürriyet, demokrasi, insan haklar›na ve temel özgürlüklere sayg› ve hukukun üstün oldu¤u bir zeminde eriflilebilece¤i, zemini oluflturan altyap›n›n A‹HS ba¤lam›nda Üye Devletlerin anayasalar›nda ve yasalar›nda yer ald›¤› Antlaflman›n 6 (1). ve (2). maddesinde belirtilmifltir. Böylece, Adalet Divan›n›n uzun y›llardan beri yorum ve kararlar›nda at›fta bulundu¤u A‹HS’ne bir Antlaflmada yer verilmifl oldu. Bir baflka deyiflle, Adalet Divan›n›n içtihatlar› AB Antlaflmas›na yans›t›lm›fl oldu. Amsterdam Antlaflmas›9 insan haklar›n›n AB Hukuk Sistemine dahil olmas› aç›s›ndan bir baflka önemli bir mihenk tafl›d›r. Antlaflman›n 6. maddesi Birli¤in, Üye Devletlerin ortak yanlar› olan özgürlük, demokrasi, insan haklar›na ve temel hürriyetlere sayg› ve hukukun üstünlü¤ü prensiplerine dayand›¤› teyit edilmifltir. Nice Antlaflmas›n›n 181(a)(1). maddesinde ise üçüncü ülkelerle yap›lacak ekonomik, finansal ve teknik ifl birlikteliklerinde demokrasi, hukukun üstünlü¤ü ve temel insan hak ve özgürlüklerine sayg› prensiplerinin göz önüne al›naca¤› belirtilmektedir.10 Avrupa Birli¤i herhangi bir uluslararas› insan haklar› sözleflmesine henüz taraf de¤ilse de, Birli¤e üye devletlerin tamam› insan haklar› ve temel özgürlükler konusundaki pek çok uluslararas› antlaflmaya taraft›r. AB Adalet Divan›na göre; Üye Devletlerin taraf oldu¤u ve anayasal geleneklerine de etkisi olan evrensel ve bölgesel insan haklar› sözleflmeleri, Topluluk hukuk sisteminin potansiyel kaynaklar›d›r.11 Topluluk Hukukunun bu nevi

4 Görüfl

(Opinion) 2/94, 1996 ECR I 1759, para. 34. Antlaflmalar olan Avrupa Kömür ve Çelik Toplulu¤u Antlaflmas›, Avrupa Ekonomik Toplulu¤u Antlaflmas› ve Avrupa Atom Enerjisi Toplulu¤u Antlaflmas›nda neden insan haklar›na dair hükümlere yer verilmedi¤i konusunda bkz. Binder D.S., 1995, The European Court of Justice and the Protection of Fundamental Rights in the European Community: New Developments and Future Possibilities in Expanding Fundamental Rights Review to Member State Action, Jean Monnet Center, NYU Scholl of Law. Çal›flmaya http://www.jeanmonnetprogram.org/papers/95/9504ind.html adresinden eriflilebilir. Bu hususta B›çak tek cümleyle gerekçeyi, “...Antlaflmas›n›n ilgi oda¤› "bireyler" den ziyade "halklar" oldu¤u için temel haklar›n korunmas›na iliflkin özel 5 Kurucu

bir hükme yer verilmedi...” fleklinde belirtmektedir. Bkz. B›çak V., 1997, Avrupa Birli¤i ile ‹liflkilerin Haz›rl›k Soruflturmas›na Etkisi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, s.242-253. Makalenin tam metnine http://www.bilkent.edu.tr/~vahit/ar3.htm adresinden eriflilebilir. 6 Örne¤in genel olarak bkz. Dava No. 29/69, Erich Stauder v City of Ulm - Sozialamt [1969] ECR 419. Karara http://europa.eu.int/eurlex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61969J0029:EN:HTML adresinden eriflilebilir; Dava No. 11/70, supra; Dava No. 4/73, J. Nold, Kohlenund Baustoffgroßhandlung v Commission [1974] ECR 91 para. 12-14 (ECSC). Karara http://europa.eu.int/eurlex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61973J0004:EN:HTML adresinden eriflilebilir. 7 Joint Declaration by the European Parliament, the Council and the Commission on fundamental rights, of 5 April 1977. OJ C 103, 27. 4. 1977. Ortak Deklarasyona http://europa.eu.int/eurlex/en/treaties/selected/livre602.html adresinden eriflilebilir. 8 OJ 1987, L169/1. http://europa.eu.int/abc/obj/treaties/en/entoc113.htm adresinden Avrupa Tek Senedi’nin metnine eriflilebilir. 9 OJ 1997, C340/1. http://www.eurotreaties.com/amsterdamtreaty.pdf adresinden Amsterdam Antlaflmas›na eriflilebilir. Amsterdam Antlaflmas›n kapsam›nda temel haklar›n korunmas› hususunda bkz. Göçer M., 2000, Avrupa Birli¤i ve Temel Haklar›n Korunmas›, Anayasa Yarg›s›, Cilt 17, ss. 386-393. Anayasa Mahkemesinin 38. Kurulufl Y›ldönümü Nedeniyle Düzenlenen Sempozyumda Sunulan Bildiriye http://www.anayasa.gov.tr/anayargi/gocer.pdf adresinden de eriflilebilir. 10 Avrupa Birli¤i’nin üçüncü ülkelerle yapt›¤› antlaflmalardaki insan haklar› unsuru için bkz. Horng D-C., 2003, Human Right Clause in the European Union’s External Trade and Development Agreement, European Law Journal, Vol. 9, No. 5, ss. 677-701. 11 Bkz. Dava No. 4/73, supra, para. 13.

Kas›m 2005


kaynaklar›n›n bafl›nda A‹HS gelmektedir.12 Baflta Topluluk Kurumlar› olmak üzere,13 Üye Devletler Topluluk Hukukundan do¤an yükümlülüklerini yerine getirirken, temel haklar› de¤erlendirmeye almal›d›r.14 Bununla birlikte, Topluluk hukukunu ilgilendirmeyen konularda Üye Devletlerin temel haklara dair prensipleri uygulay›p, uygulamad›¤› hususunda AB Adalet Divan›n›n yarg›sal denetim hakk›n›n olmad›¤›n› belirtmeliyiz.15 Bir baflka deyiflle, Avrupa Birli¤i aç›s›ndan insan haklar›, Birli¤e Üye Devletlerin vatandafllar› ile k›s›tl›d›r! AB Hukuku aç›s›ndan temel haklara/insan haklar›na sayg› duyulmas› belirttikten sonra, bir k›sm›na Adalet Divan›n›n da at›fta bulundu¤u ve AB Hukukunun bir parças› olan evrensel ve bölgesel insan haklar› sözleflmelerini inceledikten sonra, inceleme konumuz olan “çal›flma yaflam›nda adil yarg›lanma hakk›” konusunu AB Adalet Divan› kararlar› do¤rultusunda inceleyece¤iz. Evrensel, Bölgesel ve Ulusal Hükümler

4

“Adil yarg›lanma hakk›” hukuki yapt›r›m› k›s›tl› olan birçok evrensel ve bölgesel insan haklar› sözleflmelerinde yer almakta ve ça¤dafl ve demokratik hukuk devletlerinde, adil yarg›lanma hakk› herkese tan›nmaktad›r. ‹nsan Haklar› Evrensel

Bildirisinin16

8. maddesi:-

“Herkes anayasa veya kanunlar›n kendisine tan›d›¤› temel haklar›n› ihlal eden fiillere karfl› yetkili ulusal yarg› yerleri önünde hak aramak için etkili bir hukuki yola baflvurma hakk›na sahiptir”

hükmüne yer verirken, Bildirinin 10. maddesi:“Herkes, haklar›n›n ve ödevlerinin ya da kendisine yöneltilen ve ceza niteli¤i tafl›yan herhangi bir suçlaman›n saptanmas›nda, davan›n ba¤›ms›z ve tarafs›z bir mahkemece, tam bir eflitlikle, adil ve aç›k olarak görülmesi hakk›na sahiptir”

hükmüne yer vererek, “adil yarg›lanma hakk›n›” aç›kça emretmektedir. BM Kiflisel ve Siyasal Haklar Uluslararas› Sözleflmesinin17 adil yarg›lanma bafll›kl› 14(1). maddesi:“Herkes, hakk›ndaki bir suç isnad›n›n veya hak ve yükümlülükleri ilgili bir hukuki uyuflmazl›¤›n karara ba¤lanmas›nda, hukuken kurulmufl yetkili, ba¤›ms›z ve tarafs›z bir yarg› yeri taraf›ndan adil ve aleni olarak yarg›lanma hakk›na sahiptir”

hükmüne yer verirken, An›lan Sözleflmenin 14(3). maddesi:Hakk›nda bir suç isnad› bulunan bir kimsenin bu isnad›n karara ba¤lanmas›nda, tam bir eflitlik içinde asgari flu haklara sahiptir

diyerek, (a) bendinden (g) bendine kadar bir tak›m flartlar› listelemektedir. Bunlar:“a) Hakk›ndaki suç isnad›n›n niteli¤i ve nedenleri konusunda ayr›nt›l› bir flekilde ve anlayabilece¤i bir dilde derhal bilgilendirilme; b) Savunmas›n› haz›rlamak ve kendi seçti¤i avukatla görüflmek için yeterli zamana ve kolayl›klara sahip olma; c) Sebepsiz yere gecikmeden yarg›lanma; d) Duruflmalarda haz›r bulundurulma ve kendisini bizzat veya kendi seçece¤i bir avukat arac›l›¤›yla savunma; e¤er avukat bulunmuyorsa sahip oldu¤u haklar konusunda bilgilendirilme; adaletin yarar› gerektirdi¤i her durumda kendisine bir avukat tayin edilme, ve e¤er avukata ödeme yapabilecek yeterli imkan› yoksa, ücretsiz olarak avukat tayin edilme; e) Aleyhindeki tan›klar› sorguya çekme veya çektirme ve lehindeki tan›klar›n mahkemeye ç›kmalar›n› ve aleyhindeki tan›klarla ayn› koflullarda sorguya çekilmelerini sa¤lama; f) Mahkemede konuflulan dili anlam›yor veya konuflam›yorsa, bir çevirmenin yard›m›ndan ücretsiz olarak yararlanma;

“Adil yarg›lanma hakk›” hukuki yapt›r›m› k›s›tl› olan birçok evrensel ve bölgesel insan haklar› sözleflmelerinde yer almakta ve ça¤dafl ve demokratik hukuk devletlerinde, adil yarg›lanma hakk› herkese tan›nmaktad›r.

g) Kendisini suçland›r›c› tan›kl›k yapmaya veya bir suçu itirafa zorlanmama.”

Birleflmifl Milletlerin 1990 y›l›nda Küba’da yap›lan Sekizinci Kongresinde kararlaflt›r›lan Avukatlar›n Rolüne Dair Temel Prensipler18 ve ayn› Kongrede

12 Bkz.

Dava No. 224/84, Marguerite Johnston v Chief Constable of the Royal Ulster Constabulary [1986] ECR 1651; [1986] 3 CMLR 240, para. 18. Karara http://europa.eu.int/eur-lex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61984J0222:EN:HTML adresinden eriflilebilir. 13 Bkz. Dava No. 265/87, Hermann Schräder HS Kraftfutter GmbH & Co. KG v Hauptzollamt Gronau [1989] ECR 2237, para. 13-14. Karara http://europa.eu.int/eur-lex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61987J0265:EN:HTML adresinden eriflilebilir; Görüfl 2/94, supra, para. 33; Dava No. C-260/89, Elliniki Radiophonia Tiléorassi AE and Panellinia Omospondia Syllogon Prossopikou v Dimotiki Etairia Pliroforissis and Sotirios Kouvelas and Nicolaos Avdellas and others [1991] ECR I-2925, para. 41. Karara http://europa.eu.int/eurlex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61989J0260:EN:HTML adresinden eriflilebilir. 14 Bkz. Görüfl 2/94, supra, para. 34; Dava No. 5/88, Hubert Wachauf v Bundesamt für Ernährung und Forstwirtschaft [1989] ECR 2609, para. 17-19. Karara http://europa.eu.int/eur-lex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61988J0005:EN:HTML adresinden eriflilebilir; Dava No. C-260/89, supra, para. 41-45; Dava No. C-2/92, The Queen v Ministry of Agriculture, Fisheries and Food, ex parte Dennis Clifford Bostock [1994] ECR I-955, para. 55. Karara http://europa.eu.int/eur-lex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61992J0002:EN:HTML adresinden eriflilebilir. 15 Bkz. Birleflik Davalar No. 60/84 ve 61/81, Cinéthèque SA and others v Fédération nationale des cinémas français [1985] ECR 2065, para. 25-26. Karara http://europa.eu.int/eur-lex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61984J0060:EN:HTML adresinden eriflilebilir; Dava No. C-12/86, Meryem Demirel v Stadt Schwaebisch Gmund [1987] ECR 3719, para. 28. Karara http://europa.eu.int/eurlex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61986J0012:EN:HTML adresinden eriflilebilir. 16 Genel Kurulunun 10.12.1948 tarihli ve 217A (III) say›l› Karar›yla kabul ve ilan edilmifltir. Sözleflmeye http://www.un.org.tr/doc_pdf/h_rigths_turkce.pdf adresinden eriflilebilir. 17 Genel Kurulun 16 Aral›k 1966 tarihli ve 2200 A (XXI) say›l› Karar›yla kabul edilmifl ve imzaya, onaya ve kat›lmaya aç›lm›flt›r. 23 Mart 1976 tarihinde yürürlü¤e girmifltir. Sözleflmeye http://www.un.org.tr/doc_pdf/metin133.pdf adresinden eriflilebilir. 18 Prensiplerin ‹ngilizce metnine http://www.unhchr.ch/html/menu3/b/h_comp44.htm adresinden, Türkçe metnine http://www.law.ankara.edu.tr/yazi.php?yad=207 adresinden eriflilebilir.

18-19


belirlenen Savc›lar›n Rolüne Dair Esaslar19 adil yarg›lama prensibinin uygulanmas›nda avukatlara ve savc›lara yol gösterici esaslar ve prensipleri belirtmektedir. Afla¤›da görülece¤i üzere, Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesinin Sözleflmenin20 (A‹HS) 6. maddesi de hemen hemen ayn› hükümlere yer vermektedir. An›lan madde:“Madde 6, Adil yarg›lanma hakk› 1) Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmufl 2. ba¤›ms›z ve tarafs›z bir mahkeme taraf›ndan davas›n›n makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve aç›k olarak görülmesini istemek hakk›na sahiptir. Hüküm aç›k oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yarar›na, küçüklerin korunmas› veya davaya taraf olanlar›n özel hayatlar›n›n gizlili¤i gerektirdi¤inde veya davan›n aç›k oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebilece¤i baz› özel durumlarda, mahkemenin zorunlu görece¤i ölçüde, duruflmalar dava süresince tamamen veya k›smen bas›na ve dinleyicilere kapal› olarak sürdürülebilir. 2) Bir suç ile itham edilen herkes, suçlulu¤u yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz say›l›r. 3) Her san›k en az›ndan afla¤›daki haklara sahiptir: a) Kendisine yöneltilen suçlaman›n niteli¤i ve nedeninden en k›sa zamanda, anlad›¤› bir dille ve ayr›nt›l› olarak haberdar edilmek; b) Savunmas›n› haz›rlamak için gerekli zamana ve kolayl›klara sahip olmak; c) Kendi kendini savunmak veya kendi seçece¤i bir savunmac›n›n yard›m›ndan yararlanmak ve e¤er savunmac› tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukat›n para ödemeksizin yard›m›ndan yararlanabilmek; d) ‹ddia tan›klar›n› sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tan›klar›n›n da iddia tan›klar›yla ayn› koflullar alt›nda ça¤r›lmas›n›n ve dinlenmesinin sa¤lanmas›n› istemek; e) Duruflmada kullan›lan dili anlamad›¤› veya konuflmad›¤› takdirde bir tercüman›n yard›m›ndan para ödemeksizin yararlanmak.”

Hemen belirtilmelidir ki, yukar›da tam metni verilen A‹HS’nin 6 (1). maddesi, hem ceza hem de hukuk mahkemelerinde yarg›lama yap›lmas› gereken olaylara, Sözleflmenin 6 (2). ve 6 (3). maddeleri ise, 19 Esaslar›n

yaln›zca ceza mahkemelerinde yarg›lama yap›lmas› gereken olaylara uygulan›r. AB Temel Haklar fiart›n›n21 47. maddesi ise, AB Hukuku aç›s›ndan adil yarg›lanma hakk› konusunda yol göstericidir. “Etkili hukuki bir yola baflvurma ve adil yarg›lanma hakk›” bafll›¤›n› tafl›yan 47. madde:“1) Birlik hukuku taraf›ndan teminat alt›na al›nm›fl olan haklar› ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, bu maddede belirtilen flartlara uygun olarak bir mahkemede etkili bir hukuki yola baflvurma hakk›na sahiptir. 2) Herkes, daha önceden yasa ile tesis edilmifl ba¤›ms›z ve tarafs›z bir mahkemede makul bir süre içinde yap›lacak adil ve kamuya aç›k bir duruflma yap›lmas› hakk›na sahiptir. Herkes, kendisine bilgi verilmesi, savunulmas› ve temsil edilmesi f›rsat›na sahip olmal›d›r. 3) Gerekli imkanlara sahip olmayan herkese, bu yard›m›n adalete etkin bir flekilde ulafl›lmas›n›n sa¤lanmas› için gerekli olmas› koflulu ile hukuki yard›m sa¤lanacakt›r”

hükümlerine yer vermektedir. 3 Ekim 2001 tarih ve 4709 say›l› Kanunun 14. maddesi ile Anayasam›z›n22 36. maddesinin birinci f›kras›na “... savunma ibaresinden sonra gelmek üzere “ile adil yarg›lanma” ibaresi eklenmifltir. Bu de¤ifliklikten sonra Anayasam›z›n 36. maddesi:“Herkes meflrû vas›ta ve yollardan faydalanmak suretiyle yarg› mercileri önünde davac› veya daval› olarak iddia ve savunma ile adil yarg›lanma hakk›na sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaç›namaz”

hükmünü içermektedir. “Adil yarg›lanma” ibaresinin 2001 y›l›nda Anayasam›za eklenmifl olmas›, an›lan tarihten önce Ülkemizde “adil yarg›lanma hakk›n›n” gözetilmedi¤i ç›kar›m›na yol açmamal›d›r. Çünkü, Anayasam›z›n 90. maddesi uyar›nca kanun hükmünde olan A‹HS, 10 Mart 1954 tarih ve 6366 say›l› Kanun ile onaylanm›flt›r. Baflka bir deyiflle, evrensel ve bölgesel insan haklar› sözleflmelerinde belirtilen “adil yarg›lanma hakk›” kavram›na 1954 y›l›ndan beri iç hukukumuzda yer verilmektedir.23 Bununla birlikte hemen belirtilmelidir ki, Anayasam›z›n 129. maddesinin son f›kras›nda:“Memurlar ve di¤er kamu görevlileri hakk›nda iflledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuflturmas› aç›lmas›,

‹ngilizce metnine http://www.unhchr.ch/html/menu3/b/h_comp45.htm adresinden, Türkçe metnine http://www.canaktan.org/hukuk/insan_haklari/yirminci-yuzyilda/savcilarin_rolune.htm adresinden eriflilebilir. 20 Sözleflmenin Türkçe metnine http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr/aihs/aihsmetin.htm adresinden eriflilebilir. 21 AB Temel Haklar fiart›na http://www.belgenet.com/arsiv/sozlesme/ab_thb.html adresinden eriflilebilir. AB Temel Haklar fiart›n›n hukuki mahiyeti ve kapsam›n›n Türk Hukuk Sistemiyle karfl›laflt›r›lmas› konusunda bkz. Da¤ R., bila tarih, Avrupa Birli¤i Temel Haklar fiart› ve Türkiye. Çal›flmaya http://www.jura.uni-sb.de/turkish/RDag.html adresinden eriflilebilir. 22 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasas›na http://www.anayasa.gov.tr/ANAYASALAR/ana82.htm adresinden eriflilebilir. 2001 y›l›nda Anayasada temel haklar konusunda yap›lan de¤iflikliklerin genel özlü de¤erlendirilmeleri için bkz. Giritli ‹., 2003, 2001 Anayasa De¤iflikliklerinin Temel Hak ve Özgürlüklere Yans›mas›, Anayasa Yarg›s› Dergisi, Cilt 19. Çal›flmaya http://www.anayasa.gov.tr/anyarg19/giritli.pdf adresinden eriflilebilir. 23 Uluslar aras› sözleflmelerin Türk Hukuku’na etkisi hususunda bkz. Tunç H., 2000, Milletleraras› Sözleflmelerin Türk ‹ç Hukukuna Etkisi ve Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesinin Türkiye ile ‹lgili Örnek Karar ‹ncelemesi, Anayasa Yarg›s› Dergisi, Cilt 17, ss. 174-194. Çal›flmaya http://www.anayasa.gov.tr/anayargi/tunc.pdf adresinden eriflilebilir.

Kas›m 2005


kanunla belirlenen istisnalar d›fl›nda, kanunun gösterdi¤i idari merciin iznine ba¤l›d›r”

denilerek, memurlar›n görev suçlar› ile ilgili izin sistemi ihdas olunmufltur. Geçici oldu¤u kanun ad›nda belirtilen 1913 tarihli Memurin Muhakemat› Hakk›nda Kanun24 hükümleri gere¤ince haz›rl›k soruflturmas› memurun ba¤l› oldu¤u kurumca yürütülmekteydi. Baflka bir deyiflle, ba¤›ms›z ve tarafs›z yarg› organlar› yerine, yarg› organ› vasf›na haiz olmayan birimler haz›rl›k soruflturmas› yapmaktayd›. Geçici olan 1913 tarihli kanun 86 y›l sonra yürürlükten kald›r›larak, Avrupa Birli¤ine üyelik çal›flmalar›n›n bir ürünü olarak, 02.12.1999 tarih ve 4483 say›l› Memurlar ve Di¤er Kamu Görevlilerinin Yarg›lanmas› Hakk›nda Kanun kabul edilerek, yürürlü¤e konulmufltur. Ancak, A‹HS’nin 6. maddesinin öngördü¤ü “adil yarg›lanma hakk›n›” sa¤lamaktan uzak olan 4483 say›l› Kanun, defalarca de¤ifltirilmifltir.25 Bununla birlikte, memurlar›n görev suçlar› ile izin sisteminde herhangi bir de¤ifliklik yap›lmam›flt›r. Kanunun 2. maddesinde yap›lan de¤ifliklikle de iflkence gibi kötü muamele yapanlar›n izin al›nmadan soruflturmaya tabi olaca¤› belirtilirken, Kanunun 3. maddesi ile belirli mercileri konuyla ilgili izin verme konusunda yetkilendirilmifl bulunmaktad›r. Dolay›s›yla, hiç tereddüt duyulmadan, memurlar›n yarg›lanmas›n›n izne tabi olmas› adil yarg›lanma hakk›n› ihlal etmektedir ve eflitlik ilkesine ayk›r›d›r denilebilir. Burada, en az›ndan, “insan hakk›” ihlali iddias›yla yap›lan bir flikayette izin al›nmamas›n›n uygun olaca¤› kanaatini tafl›maktay›z. 17 Aral›k 2004 tarihli Resmi Gazetede yay›nlanan 5271 say›l› Ceza Muhakemesi Kanunun 16 (2). maddesi Cumhuriyet Savc›lar›na adil bir yarg›laman›n yap›labilmesi için, maddî gerçe¤in araflt›r›lmas› için emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, flüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza alt›na almak ve flüphelinin haklar›n› korumak yükümlülü¤ünü vermektedir. Buna karfl›l›k, flikayet edilen kifli kamu görevlisi ise ve görevi ile ilgili bir olay flikayet konusu ise, Cumhuriyet Savc›s› görevini tamamlayabilmesi izin almak zorunda kalabilir. Afla¤›da konuyla ilgili yarg› kararlar› incelenecektir. Bu inceleme yap›l›rken ulusal mevzuat›m›za at›fta bulunulaca¤› için, iç hukukumuza ait hükümlere bu k›s›mda daha fazla yer verilmeyecektir.

5

‹çtihat Hukuku

Yukar›da konuyla ilgili tam metinleri verilen evrensel, bölgesel ve ulusal hükümler dikkatlice incelendi¤inde, adil yarg›lanma konusundaki bafll›ca ortak olan özellikler; yarg›lama görevini yerine getiren birimin ba¤›ms›z olmas›, yarg›lama yetkisine sahip olanlar›n ve yarg›lama biriminin tarafs›z olmas› ve yarg›laman›n aleni olarak makul bir sürede yap›lmas›d›r. Afla¤›da bu ortak özelliklerin detay›na iliflkin k›sa bir inceleme yap›lacakt›r. Bununla birlikte, genel olarak A‹HM’nin ve AB Adalet Divan›n›n kararlar› ›fl›¤›nda, adil yarg›lanma hakk› konusu ele al›nacakt›r. 5.1 Genel Prensiplerin Kapsam› ve Yorumu Yukar›da tam metni verilen A‹HS’nin 6. maddesinde geçen kavramlar›n kapsam› A‹HM taraf›ndan defalarca yorumlanm›fl ve de¤erlendirilmifltir. Afla¤›daki alt bafll›klarda bu yorum ve de¤erlendirmelere yer verilecektir. Bununla birlikte, incelenecek olan kararlardaki yorum ve de¤erlendirmelerin AB Adalet Divan› aç›s›ndan da aynen benimsenen prensipler oldu¤unu AB Adalet Divan› kararlar›n› inceleyerek vurgulamak gerekir. Evrensel, bölgesel ve ulusal mevzuatlarda yer alan “adil yarg›lanma hakk›na”, Adalet Divan› kararlar›nda yer verilmektedir. Öncelikle, adil yarg›lanma hakk›n›n Avrupa Birli¤i aç›s›ndan nas›l yorumland›¤›n› inceleyelim. Yukar›da belirtilen Johnston26 davas› adil yarg›lanma hakk› aç›s›ndan ATAD taraf›ndan de¤erlendirilen il davalardan bir tanesidir. Karar›n 8. paragraf›nda özetle:“... yarg› denetimi Üye Devletlerin anayasal geleneklerinin belirgin bir özelli¤idir. Bu prensibe ayr›ca A‹HS’nin 6. ve 13. maddelerinde de yer verilmektedir. 5 Nisan 1977 tarihli Avrupa Parlamentosunun, Konseyin ve Komisyonunun ortak bildirisiyle ve Divan kararlar›nda benimsedi¤i üzere; A‹HS’de yer alan prensipler Topluluk hukukunun uygulanmas›nda dikkate al›nmak zorundad›r.”

Böylelikle, A‹HS’de yer alan prensiplerin AB Hukuku aç›s›ndan da geçerli prensipler oldu¤u belirtilmifl oldu. Union nationale des entraîneurs et cadres techniques professionnels du football

24 Türkiye

Büyük Millet Meclisi’nin aç›lmas›ndan önce uygulamaya konulan 1913 tarihli Kanun’un ba¤lay›c›l›¤› hakk›nda tatmin edici bir de¤erlendirme için bknz. Anaysa Mahkemesinin 5.5.1992 gün, 1992/27 E. ve 1992/31 K. say›l› karar›. Karara http://www.anayasa.gov.tr/KARARLAR/IPTALITIRAZ/K1992/K1992-31.htm adresinden eriflilebilir. 25 4696 say›l› Kanun ile 27.6.2001 tarihinde ve 5232 say›l› Kanun ile 17.7.2004 tarihinde de¤ifltirilmifltir. 26 Dava No. 224/84, supra.

20-21


(Unectef) v Georges Heylens and others davas›n›n 14. paragraf›nda ise ATAD, özetle,:“... Antlaflman›n Topluluk içerisindeki her iflgörene verdi¤i çal›flma hakk›, temel bir hak oldu¤undan, herhangi bir ulusal yetkili makam›n bu hakk›n k›s›tlanmas› yönündeki eylemi için yarg›sal mahiyetli bir müeyyidenin olmas›, bu hakk›n bireylerin bu hakk›n› kullanabilmesi aç›s›ndan gereklidir. Divan 15 May›s 1986 tarihli 222/84 say›l› Johnston v Cheif Constable of the Royal Ulster Constabulary davas›na ait ilamda karar verdi¤i üzere, bu gereklilik Üye Devletlerin anayasal geleneklerinin bir yans›mas›d›r ve A‹HS’nin 6. ve 13. maddelerindeki hükümlerin bir gere¤idir.”

Çal›flma yaflam› aç›s›ndan “adil yarg›lanma hakk›”, ifle girme niyetinin oluflmas›ndan itibaren baflvurulabilecek bir hakt›r.

Görülece¤i üzere, çal›flma yaflam› aç›s›ndan “adil yarg›lanma hakk›”, ifle girme niyetinin oluflmas›ndan itibaren baflvurulabilecek bir hakt›r. ‹fle girme niyetinin oluflmas› ile bafllayan “adil yarg›lanma hakk›”, hiç flüphesiz istihdam iliflkisinin devam etti¤i süre boyunca da baflvurulabilecek bir hakt›r. Bu haktan yararlanma sadece ifle girme niyetinin olufltu¤u süre ve istihdam iliflkisinin devam etti¤i süre ile s›n›rl› kalmay›p, ifl akdinin sona ermesinden sonra ve hatta iflgörenin vefat›ndan sonra mirasç›lar› taraf›ndan da baflvurulabilecek bir hak olmaya devam eder. Nitekim, ATAD Belinda Jane Coote v Granada Hospitality Ltd 27 davas›nda adil yarg›lanma hakk›n›n ifle girme niyetinin oluflmas› ve sürecin bafllamas›ndan bafllayarak, mesleki e¤itimin al›nd›¤› süre boyunca, tayinde ve terfide ve çal›flma flartlar› aç›s›ndan ileri sürülebilecek bir hak oldu¤unu ve hizmet akdinin sona ermesinden sonra da iflgörenlerin adil yarg›lanma hakk›na müracaat edebilece¤ini, Üye Devletlerin buna göre gerekli tedbirleri almas› gerekti¤ini belirtmifltir. Adil Yarg›lanma hakk›n›n iflgörenin vefat›ndan sonra, mirasç›lar› taraf›ndan da ileri sürülebilecek hak oldu¤unu yukar›da belirtmifltik. Bu duruma örnek olarak A‹HM’de 21 Haziran 2005 tarihinde görülen Alexander v Ukraine28 davas›n› örnek gösterebiliriz. Dava konusu olay:Donetskata Devlet Maden (DSM) ‹flletmesinde görev yapmaktayken, meslek hastal›¤›na yakalanan ve iflgücünün %80’ini kaybeden iflgörene malullük tazminat› ve malullük maafl› ba¤lanmas›na karar verildi. Bununla birlikte, kendisine malullük ayl›¤› ödenmedi. ‹flgörenin vefat› üzerine, k›z› malullük ayl›¤›n›n faizleriyle birlikte ödenmesi için yerel mahkemede dava açt›. Yerel mahkeme biriken malullük ayl›klar›n› faiziyle birlikte ödenmesine hükmetti. DSM finansal olarak yeterli kayna¤a sahip olmamas› nedeniyle ödemeleri zaman›nda yapamad›. 27 Dava

A‹HM; iflgörenin k›z›n›n yapt›¤› baflvuruyu miras yoluyla geçebilen mülkiyet hakk› olarak de¤erlendirip, baflvuruyu kabul etti ve tazminat ve malullük ayl›¤›n›n verilmesine karar verilmesinden yaklafl›k 2 y›l 3 ay sonra ödemenin yap›lm›fl olmas›n› Sözleflmenin 6 (1). Maddesinin ihlali olarak de¤erlendirdi. Genel olarak A‹HS’inde yer ald›¤› flekilde “adil yarg›lanma hakk›n›n” AB Hukukunun bir parças› oldu¤unu kabul eden AB Adalet Divan›, A‹HM’nin kararlar›n› da referans almaktad›r. AB Hukuku aç›s›ndan da kaynak olan A‹HM kararlar›nda adil yarg›lanma hakk›n›n kapsam›n›n nas›l de¤erlendirildi¤ini detayl› olarak afla¤›da inceleyece¤iz. 5.2.1 “Adil Yarg›lanma” Kavram› Adil yarg›lanma hakk› yaln›zca medeni hak ve yükümlülükler dolay›s›yla ba¤›ms›z yarg› organlar›na baflvurabilme hakk›n› de¤il, yarg› organ›n›n teflekkül ettirilme biçimi ve yarg› organ›ndaki görevlilerin tarafs›zl›¤›n› da kapsar.29 Bunlara ilave olarak, Sözleflmenin yukar›da tam metni verilen 6 (3). maddesinde listelenen:a) Kendisine yöneltilen suçlaman›n niteli¤i ve nedeninden en k›sa zamanda, anlad›¤› bir dille ve ayr›nt›l› olarak haberdar edilmek; b) Savunmas›n› haz›rlamak için gerekli zamana ve kolayl›klara sahip olmak; c) Kendi kendini savunmak veya kendi seçece¤i bir savunmac›n›n yard›m›ndan yararlanmak ve e¤er savunmac› tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukat›n para ödemeksizin yard›m›ndan yararlanabilmek; d) ‹ddia tan›klar›n› sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tan›klar›n›n da iddia tan›klar›yla ayn› koflullar alt›nda ça¤r›lmas›n›n ve dinlenmesinin sa¤lanmas›n› istemek; e) Duruflmada kullan›lan dili anlamad›¤› veya konuflmad›¤› takdirde bir tercüman›n yard›m›ndan para ödemeksizin yararlanmak.

haklar›n san›¤a sa¤lan›p sa¤lanmad›¤›na da bak›lmal›d›r.30 Taraflardan hiçbiri rakibine karfl› önemli say›labilecek avantajlara sahip olmamal›d›r. ‹ngilizce literatürde “equality of arms” olarak bahsi geçen, Türkçe literatürde “silahlar›n eflitli¤i” prensibi yaln›zca taraflar›n olay hakk›ndaki delillere eflit flekilde eriflmesini öngörmeyip, karfl› taraf›n

No. C-185/97, [1998] ECR I-5159. Karara http://europa.eu.int/eur-lex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61997J0185:EN:HTML adresinden eriflilebilir. 28 Baflvuru No. 9693/02. Karar A‹HM’nin http://cmiskp.echr.coe.int/ adresinden taraflar› belirterek eriflilebilir. 29 Bu konuda Golder v UK baflvurusuna bak›n›z. Baflvuruya iliflkin karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1975/1.html adresinden eriflilebilir. 30 Bu konuda Artico v Italy baflvurusunun http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1980/4.html adresinden eriflilebilecek karar›na bak›n›z.

Kas›m 2005


aç›klama ve delillerine eflit flartlarda eriflmesini ve karfl› aç›klama yapabilme, bilirkifli raporlar›n› inceleme gibi olayla ilgili her türlü belge ve bilginin eflit flartlarda sa¤lanmas›n› da öngörmektedir.31 Hemen belirtilmelidir ki, 2575 say›l› Dan›fltay Kanunun 49. maddesinin 2. f›kras›nda göre; “ilgili makam, devletin güvenli¤ine ve yüksek menfaatlerine iliflkin olan bilgi ve belgeleri vermeme” yetkisine sahiptir. Dolay›s›yla, silahlar›n eflitli¤i prensibi, kamu düzeni ve kamu güvenli¤i ile s›n›rland›r›labilir. Çal›flma yaflam› aç›s›ndan idarenin karara uymamas›, zaman›nda uygulamamas› gibi unsurlar da adil yarg›lama kavram›n›n kapsam›nda de¤erlendirilmelidir.32 5.2.2 “Adil Yarg›lama” Kavram› Nas›l Yorumlanmal›d›r? Delcourt v Belgium 33 baflvurusuna ait karar›n 25. paragraf›n›n son cümlesinde Sözleflmenin 6 (1). maddesinin nas›l yorumlanmas› gerekti¤ine iliflkin yol gösterici ipuçlar› vard›r. An›lan cümle:“... 6 (1). maddenin dar manada yorumlanmas›, hükmün amac›na uygun de¤ildir” 34

fleklinde olup, adil yarg›lanma prensibinin mümkün oldu¤unca genifl yorumlanmas› gerekti¤ine vurgu yap›lm›flt›r. Sözleflmenin 6 (1). maddesinin demokratik bir toplumda genifl manada yorumlanmas› gere¤i, an›lan maddeye Sözleflmenin di¤er maddeleriyle tan›nan haklar›n korunmas›n› sa¤lamada “kilit ve merkezi” rol vermektedir.35 Nitekim, König v Germany36 baflvurusuna ait karar›n 96. paragraf›nda, ceza davalar›n›n da 6 (1). madde kapsam›nda de¤erlendirilmesi gerekti¤ini incelemeye gerek duymad›¤›n› belirterek, ceza ve hukuk davalar›n› kapsayacak flekilde 6 (1). maddenin yorumlanmas› gerekti¤ini belirtmifltir. Öztürk v Germany 37 davas›n›n konusu trafik kazas›na kar›flan Bay Öztürk’e verilen, Alman kanunlar›na göre tali olarak nitelendirilen cezaya karfl› yarg› yolunun aç›k olmay›fl›d›r. A‹HM, karar›n 53. paragraf›nda, özetle,

“Sözleflmeye taraf olan devletlerin tali veya önemsiz oldu¤u gerekçesiyle belirli bir grup suçu 6 (1). maddenin kapsam›n›n d›fl›nda tutmas›, 6. maddenin bireye tan›d›¤› hakk›n ihlali anlam›na gelir” fleklinde bir de¤erlendirme yapm›flt›r.38 Bu de¤erlendirmeden hareketle, çal›flma yaflam›yla ilgili olarak verilebilecek, uyarma dahil her türlü cezan›n yarg› denetimine tabi olmas› gerekti¤ini rahatl›kla söyleyebiliriz. Bununla birlikte, Anayasa Mahkememizin 1 Temmuz 2004 tarihli, 2004/11 E., 2004/93 K. say›l› karar›nda39 belirtilen afla¤›daki gerekçe ak›llar› buland›rmaktad›r:“..., fleklî ve çözümü basit, yapt›r›m› da k›smen hafif olan baz› suçlara iliflkin yarg›laman›n duruflmal› olarak yap›lmas›na gerek görülmeyerek, evrak üzerinde inceleme sonucu hükme var›lmas›nda; .. Anayasan›n 13. ve 36. maddelerine ayk›r›l›k görülmemifltir.”

Yukar›da belirtilen Anayasa Mahkemesi karar›yla paralel bir hüküm, Anayasam›z›n 129. maddesinin 3. paragraf›nda yer almaktad›r. “Uyarma ve k›nama cezalar›yla ilgili olanlar hariç, disiplin kararlar› yarg› denetimi d›fl›nda b›rak›lamaz.”

A‹HM’nin yukar›da de¤inilen karar›n› dikkate ald›¤›m›zda, “uyarma ve k›nama” cezalar›n›n da yarg› denetimine tabi olmas› gerekti¤ini aç›kl›kla söyleyebiliriz. Kanaatimizce flekli ve çözümü ne kadar basit olsa da, yapt›r›m› hafif olsa da, taraflardan birinin talep etmesi halinde davalar›n duruflmal› olarak görülmesinde büyük yararlar olabilir. Cezan›n flahsili¤i temel bir prensipse de, cezan›n di¤er kifliler üzerine olan etkisi yads›namaz kadar önemli olabilir. Bir insan ömrüne s›¤abilecek olaylar›n tamam›n›n hapis ile tazyik olunan günde gerçekleflme olas›l›¤› vard›r. Örne¤in, bir gün hapis cezas›na çarpt›r›lan bir kiflinin, hapiste oldu¤u günde yap›lan genel seçimde, hapiste olmas› ve oyunu kullanamamas›, toplumun gelece¤ini yönlendirecek farkl› bir siyasal partinin iktidara gelmesine neden olabilir. Anayasam›z›n 90. maddesinde yap›lan de¤ifliklikle, “usulüne göre yürürlü¤e konulmufl milletleraras›

31 Bknz.

Feldbrugge v the Netherlands baflvurusu. Karara www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1986/4.html adresinden eriflilebilir. Ayr›ca bknz. Brandstetter v.Austria baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/int/cases/IIHRL/1991/40.html adresinden eriflilebilir; Bulut v Austria baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1996/10.html adresinden eriflilebilir; Nideröst-Huber v witzerland baflvurusu; Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1997/3.html adresinden eriflilebilir; Dombo Beheer BV v The Netherlands baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1993/49.html adresinden eriflilebilir. 32 Bknz. Hornsby v Greece Case baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/int/cases/IIHRL/1997/18.html adresinden eriflilebilir. 33 Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1970/1.html adresinden eriflilebilir. 34 Birebir tercüme yap›lmam›flt›r. 35 Bknz. ‹nceo¤lu S., 2002, ‹nsan Haklar› Avrupa Mahkemesi Kararlar›nda Adil Yarg›lanma Hakk›, s. 4, Beta Yay. 36 Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1978/3.html adresinden eriflilebilir. 37 Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1984/1.html adresinden eriflilebilir. 38 Taraf devletlerin belirli konularda yarg› organ›na baflvuruyu k›s›tlayamayaca¤› konusunda bknz. Golder v UK Golder v UK baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1975/1.html adresinden eriflilir. Ayr›ca bknz. Keegan v Ireland baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1994/18.html adresinden eriflilebilir. 39 Karara http://www.alomaliye.com/anayasa_e_2004_11.htm adresinden eriflilebilir.

22-23


antlaflmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakk›nda Anayasaya ayk›r›l›k iddias› ile Anayasa Mahkemesine baflvurulamaz” biçimindeki son f›kras›na “usulüne göre yürürlü¤e konulmufl temel hak ve özgürlüklere iliflkin milletleraras› antlaflmalarla kanunlar›n ayn› konuda farkl› hükümler içermesi nedeniyle ç›kabilecek uyuflmazl›klarda milletleraras› antlaflma hükümleri esas al›n›r” hükmüne yer vermektedir. Dolay›s›yla, her ne kadar Anayasa Mahkemesi, Anayasaya uygunluk aç›s›ndan yapt›¤› yarg›sal denetimlerde, “fleklî ve çözümü basit, yapt›r›m› da k›smen hafif olan baz› suçlar›n” adil yarg›lama d›fl›nda tutulabilece¤ini belirtse de, uyarma ve k›nama cezalar›n›n da, A‹HM’nin A‹HS’ni yorumlarken yapt›¤› de¤erlendirmeler do¤rultusunda ele almak gerekir kanaatindeyiz. Baflka bir deyiflle, Anayasa ile A‹HS’nin çat›flmas› halinde izlenecek yol Anayasan›n 90. maddesinde aç›kça belirtildi¤ine göre, yarg› organlar› iç hukukumuzun bir parças› olan, A‹HS’ni öncelikli olarak dikkate almal›d›r ve Anayasal hüküm, Anayasan›n 90. maddesinde yap›lan de¤ifliklik do¤rultusunda, uluslararas› sözleflmeler ve bu sözleflmelere uyuldu¤unun denetimini yapan uluslararas› mahkeme kararlar› do¤rultusunda yorumlanmal›d›r. 5.3.3 “Ba¤›ms›zl›k” ve “Tarafs›zl›k” Kavramlar› A‹HS’nin 6 (1). maddesinde geçen bu iki kavram A‹HM taraf›ndan bir çok davada ele al›nm›flt›r. Örne¤in Langborger v Sweden40 davas›nda A‹HM bir kurumun “ba¤›ms›z” olup olmad›¤›n› belirlerken, inter alia, kurumun üyelerinin atanma usullerine, d›fltan gelecek bask›lara karfl› sa¤lanan

güvencelere ve kurumun ba¤›ms›z görünüm sunup sunamad›¤›n›n de¤erlendirmek gerekir de¤erlendirmesinde bulunmufltur. Anayasam›z›n 138. maddesi mahkemelerin ba¤›ms›zl›¤› konusunda flu hükümlere yer vermektedir:“Hâkimler, görevlerinde ba¤›ms›zd›rlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kifli, yarg› yetkisinin kullan›lmas›nda mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakk›nda Yasama Meclisinde yarg› yetkisinin kullan›lmas› ile ilgili soru sorulamaz, görüflme yap›lamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organlar› ile idare, mahkeme kararlar›na uymak zorundad›r; bu organlar ve idare, mahkeme kararlar›n› hiçbir suretle de¤ifltiremez ve bunlar›n yerine getirilmesini geciktiremez.”

Ba¤›ms›zl›¤› Anayasal teminat alt›nda olan yarg› organlar›na hiç bir organ, merci veya kiflinin tavsiye ve telkinde bulunmamas› gerekir. Nitekim, 26.9.2004 tarihli, 5237 say›l› Ceza Kanunumuzun 288(1). maddesi:Bir olayla ilgili olarak bafllat›lan soruflturma veya kovuflturma kesin hükümle sonuçlan›ncaya kadar savc›, hâkim, mahkeme, bilirkifli veya tan›klar› etkilemek amac›yla alenen sözlü veya yaz›l› beyanda bulunan kifli, alt› aydan üç y›la kadar hapis cezas› ile cezaland›r›l›r.

Yozlaflman›n oldu¤u ülkelerde, cezai müeyyideye ra¤men, yarg›lama yetkisine sahip organlara, hukuk d›fl› yollarla telkinde bulunabilir.

Farazi Olay: 1 Ü üniversitesinde görev yapan Bayan Y, üniversite rektörü hakk›nda yetkili makamlara dilekçe göndererek, flikayette bulunur. ‹lgili makamlar Bayan Y’nin dilekçesini gere¤ini yapmak üzere bir alt makama havale eder. Nihayetinde, dilekçe flikayet edilen Ü üniversitesi rektörüne gere¤i yap›lmak üzere gönderilir. Ü üniversitesi rektörü, sözleflmeli çal›flan bir hukukçu ö¤retim üyesini flikayet konusu iddialar› soruflturmakla görevlendirir. Soruflturmac›, raporunda 3 y›l süre ile kademe ilerlememesi cezas› önerir. Bunun üzerine, hukuk profesörü bir baflka ö¤retim üyesi raportör olarak atan›r. Soruflturmac›n›n teklifini, cezay› vermeye yetkili makama sunar. Bayan Y’ye 3 y›l kademe ilerlememe cezas› verilir. Bunun üzerine Ü üniversitesi rektörü, kendi imzas›yla, Bayan Y’nin kendisine iftira etti¤ine dair Cumhuriyet savc›l›¤›na suç duyurusunda bulunur. Ayr›ca, Ü üniversitesi hukuk müflaviri imzas›yla Cumhuriyet savc›l›¤›na ayn› konuda suç duyurusunda bulunulur. Cumhuriyet savc›l›¤› ayn› konuda iki kez, Bayan Y’nin dilekçe hakk›n› kulland›¤›n›, dilekçesinde suç unsuruna rastlan›lmad›¤›na dair karar verir. Bu arada, Bayan cezan›n iptali için Z idare mahkemesinde dava açar. Z ‹dare mahkemesi, özetle, Cumhuriyet savc›l›¤›n›n takipsizlik kararlar›na benzer gerekçelerle, oybirli¤iyle cezay› iptal eder. Ü üniversitesi idare mahkemesinin karar›n› temyiz eder. Dan›fltay savc›s› ve tetkik hakimi yerel mahkemenin karar›n›n onanmas› gerekti¤ini belirtmesine ra¤men, yerel mahkeme karar› oybirli¤iyle bozulur. Aradan bir süre geçer, Bayan Y uzun süredir görüflmedi¤i bir arkadafl›yla karfl›lafl›r. Arkadafl› ona “sabahleyin dan›fltaydaki bir arkadafl›m› ziyarete gitmifltim. Konuflurken, buradan ayr›ld›ktan sonra Ü üniversitesinde görevli arkadafl›m Y’yi ziyarete gidece¤imi söyledim. Arkadafl›m ben Bayan Y’yi ismen tan›yorum dedi. Merak edip sordum. Nas›l yani? Ü üniversitesi rektörü buralarda Bayan Y’nin davas›yla ilgili olarak giriflimlerde bulunuyordu. Oradan akl›mda kalm›fl” dedi. Bayan Y kendisine verilen ceza hakk›nda, soruflturmada raportör olan profesörün de kadrosunun bulundu¤u P üniversitesinde görevli hukuk profesörüne bahseder. Bir süre sonra “senin konu hakk›nda raportör hukuk profesörüyle geçenlerde görüfltüm, bana “rektör bey öyle istedi ben ne yapabilirdim ki dedi” diye nakleder. 40 Karara

Kas›m 2005

http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1989/11.html adresinden eriflilebilir.


Yukar›daki farazi olay›n gerçekleflmesi halinde “adil yarg›lanma hakk›n›n” ihlal edilmifl olaca¤›na, bununla birlikte bu nevi bir olay› ispatlaman›n mevcut yarg› sistemi içerisinde oldukça güç oldu¤una inan›lmaktad›r. Barolar Birli¤i, Tabipler Birli¤i, Yeminli Mali Müflavirler Odas› gibi icras› izne ba¤l› meslekleri icra edenlerin üyesi oldu¤u birlikler, üyeleri hakk›nda disiplin soruflturmas› yapabilir. Nitekim, Anayasam›z›n 129. maddesinin 2. paragraf›:“Memurlar ve di¤er kamu görevlileri ile kamu kurumu niteli¤indeki meslek kurulufllar› ve bunlar›n üst kurulufllar› mensuplar›na savunma hakk› tan›nmad›kça disiplin cezas› verilemez.”

Demek suretiyle “kamu kurumu niteli¤indeki meslek kurulufllar›n›n” disiplin cezas› vermeye yetkili oldu¤u belirtilmektedir. Yap›lan soruflturma neticesinde “icras› izne tabi olan mesle¤i icra eden” meslekten men edilebilir. Bu nevi Birliklerin veya Odalar›n yapt›klar› soruflturmalar, König v Germany41 davas›nda A‹HM taraf›ndan belirtildi¤i üzere, A‹HS 6. maddesi kapsam›ndad›r. fiu kadar ki, bir hakk› k›s›tlayabilecek bu nevi birliklerin veya odalar›n kamu tüzel kiflili¤ine sahip olmas› zorunludur. Dolay›s›yla, A‹HS’nin 6. maddesini soruflturma sürecinde dikkate almak zorundad›rlar. Gautrin and Others v France42 davas› Barolar Birli¤i, Tabipler Birli¤i, Yeminli Mali Müflavirler Odas› gibi icras› izne ba¤l› meslekleri icra edenlerin üyesi oldu¤u birliklerin yapacaklar› soruflturmalarda “ba¤›ms›zl›k ve tarafs›zl›k” kriterlerinin nas›l yerine getirilebilece¤i aç›s›ndan yol göstericidir.43 Karar›n 57. paragraf›nda, soruflturma yetkisinin belirli kurumlara verilmifl olmas› adil yarg›lanma prensibinin ihlali anlam›na gelmeyece¤ini tekrarlamaktad›r. Bununla birlikte, bu gibi durumlarda Sözleflmenin afla¤›daki iki yöntemden birinin uygulanmas› gerekti¤i belirtilmektedir. Birinci yöntem, disiplin kurullar›n›n Sözleflmenin 6. maddesine uygun bir flekilde oluflturulmufl olmas›d›r. ‹kinci yöntem ise, bu nevi disiplin kurullar› Sözleflmeye uygun olarak oluflturulmaz ise, bu nevi kurullar›n verdi¤i kararlar yarg› denetimine tabi olmal›d›r.44 58. paragrafta ise,

Sözleflmenin 6(1). kapsam›nda tarafs›zl›¤›n tespitinde iki hususun göz önüne bulundurulmas› gerekti¤i belirtilmektedir. Birincisi, belirli bir yarg›c›n belirli bir davadaki kiflisel düflüncesini/tavr›n›/davran›fl›n›/tutumunu belirlemektir. ‹kincisi ise, yarg›c›n bu konuda do¤abilecek her türlü flüpheyi gidermeye yeterli teminatlar45 verip vermedi¤inin de¤erlendirilmesidir. Ülkemizdeki genel uygulama, disiplin kurullar›n›n verdi¤i kararlar›n yarg› denetimine aç›k oluflu fleklindedir. Ba¤›ms›z veya tarafs›z oldu¤u ileri sürülebilecek disiplin kurullar› ve onlar›n üyeleri hakk›ndaki iddialar, ba¤›ms›z ve tarafs›z oldu¤undan flüphe duyulmamas› gereken yarg› organlar›n›n denetimine aç›k oldu¤u sürece, adil yarg›lanma prensibini ihlal etmez. ‹leride ba¤›ms›z yarg› organlar› önüne tafl›nabilecek olan bir disiplin soruflturmas›nda, soruflturmay› açan makam ile hakk›nda soruflturma yürütülen kifli, soruflturma konusu olan olay hakk›nda eflit imkanlara sahip olmal›d›r.46 Bir baflka deyiflle, her iki taraf olay hakk›ndaki delillere eflit flartlarda eriflebilir olmal›d›r. Bas›nda bahsedildi¤ine göre, davan›n taraf› da olabilecek kimi hat›r› say›l› kifliler dava konusu olay hakk›nda gayri resmi olarak karar vericilerle görüflmektedir. Hiç kuflkusuz, di¤er taraf›n haberdar olmad›¤› bu nevi görüflmeler, “taraflar›n eflitli¤i” prensibine gölge düflürebilmektedir. Karfl› taraf›n bu nevi gayri resmi bir görüflmeden haberdar olmas› durumunda, has›m›n karar vericilerle gayri resmi olarak görüfltü¤ünü ispatlamas› gerekir ki, bu nevi bir ispat oldukça zor görünmektedir. Bu durumda, adil yarg›lanma prensibi, yukar›daki farazi olay 1’de olabilece¤i üzere, amir-memur iliflkisinde, ispatlanmas› neredeyse imkans›z gayri resmi görüflmelerle ihlal edilebilmektedir. Dava konusu olay resmen önüne gelmedi¤i halde, olay hakk›nda menfi görüflte oldu¤unu aç›kça beyan eden yarg›lama yetkisine sahip olan bir kiflinin, dava konusu olay hakk›nda tarafs›zd›r denilemez.47

41 1979

2 EHRR 170. An›lan davan›n konusu Alman Tabibler Birli¤i, Dr König’e meslekten men cezas› vermesi, baflka bir deyiflle doktorluk yapma iznini iptal etmesiydi. 42 Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1998/39.html adresinden eriflilebilir. 43 Bu nevi Birliklerin veya Odalar›n yapt›klar› soruflturmalar, König v Germany davas›nda belirtildi¤i üzere, A‹HS 6. maddesi kapsam›ndad›r. fiu kadar ki, bir hakk› k›s›tlayabilecek bu nevi birliklerin veya odalar›n kamu tüzel kifli¤ine sahip olmas› zorunludur. Dolay›s›yla, A‹HS’nin 6. maddesini soruflturma sürecinde dikkate almak zorundad›rlar. An›lan davaya iliflkin karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1978/3.html adresinden eriflilebilir. 44 Bknz. Albert and Le Compte v Belgium baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1983/1.html adresinden eriflilebilir. 45 Anayasam›z›n 139. maddesi teminat konusunda afla¤›daki hükümlere yer vermektedir:Madde 139.- Hâkimler ve savc›lar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yafltan önce emekliye ayr›lamaz; bir mahkemenin veya kadronun kald›r›lmas› sebebiyle de olsa, ayl›k, ödenek ve di¤er özlük haklar›ndan yoksun k›l›namaz. Meslekten ç›kar›lmay› gerektiren bir suçtan dolay› hüküm giymifl olanlar, görevini sa¤l›k bak›m›ndan yerine getiremeyece¤i kesin olarak anlafl›lanlar veya meslekte kalmalar›n›n uygun olmad›¤›na karar verilenler hakk›nda kanundaki istisnalar sakl›d›r. 46 Bknz. Neumeister v Austria baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1968/1.html adresinden eriflilebilir. 47 Bu konuda Buscemi v Italy baflvurusunun http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1999/70.html adresinden eriflilebilen karara bak›n›z.

24-25


Yukar›da incelendi¤i üzere; A‹HS’nin 6(1). maddesinin Avrupa Birli¤i Hukuku aç›s›ndan aynen hüküm ifade etti¤ine karar veren AB Adalet Divan›, an›lan A‹HS maddesi kapsam›nda Birli¤in bir organ› olan Komisyonun tarafs›z ve ba¤›ms›z bir yarg› organ› olamayaca¤›na karar vermifltir.48 Sözleflmenin 6(1). maddesinde geçen “medeni hak ve yükümlülük ve cezai suçlamalar” gibi di¤er kavramlar çal›flmam›z›n kapsam›n› do¤rudan ilgilendirmedi¤i için burada ele al›nmamaktad›rlar.

12. Kayseri ‹dare Mahkemesi 5 Temmuz 1991 tarihinde

5.3.4 “Makul Süre” Kavram›

tebli¤ edildi. 60 günlük süre içerisinde Rektörlük karar›

Ba¤›ms›z yarg› organlar›na intikal eden olaylar›n makul bir sürede karara ba¤lanmas› gerekir. Bu zorunluluk Sözleflmenin 6(1). maddesinin göz önüne al›nd›¤›n›n bir emaresidir.49 Sözleflmeye taraf olan devletler adalet teflkilatlar›n› 6(1). maddede belirtilen “makul süre” kavram›yla güdülen amac› gerçeklefltirecek flekilde örgütlemedirler. Yarg› organlar›n›n kararlar› gecikme dolay›s›yla etkili olmayabilir. Ayr›ca, yarg› organlar›na olan güveni zedeleyebilir. Sözleflmeye taraf olan devletler, yarg› organlar›n›n kararlar›n›n etkili ve güvenilir olmas› için, davalar›n makul sürede sonuçlanmas› için gerekli tedbirleri almal›d›r. Yarg›lamada makul süre nedir sorusuna cevab› Büker v Türkiye50 baflvurusunu inceleyerek vermeye çal›flal›m. Davan›n konusu ... Üniversitesi, T›p Fakültesinde yard›mc› doçent olarak, 9 Aral›k 1985 tarihinden itibaren iki y›ll›k sözleflme ile çal›flan Büker’in sözleflmesinin yenilenmemesiyle ilgilidir. Davan›n detay›na iliflkin bilgiler flöyledir.51 9. ... Üniversitesi Rektörlü¤ü, 21 Aral›k 1987 tarihinde, mesleki olarak yeterli olmad›¤›n› gerekçe göstererek Büker’in sözleflmesini yenilememe karar› ald›. Davac›, karar hakk›nda kendisine bilgi verilmedi¤ini, maafl›n› bankadan çekmeye gitti¤inde hesab›nda para olmad›¤›n› görmesiyle konu hakk›nda bilgi edindi¤ini iddia etti.

verdi¤i kararla, Dan›fltay Karar›na “uyma” karar› verdi. 13. ‹dare Mahkemesinin “uyma” karar› davac› taraf›ndan temyiz edildi. Dan›fltay 5. Dairesi yerel mahkemenin karar›n› “onad›”. 14. Davac›n›n “karar düzeltme” talebi üzerine, 5. Daire önceki karar›n› düzelterek, dosyay› yerel mahkemeye gönderdi. 15. Bunun üzerine, Kayseri ‹dare Mahkemesi, Dan›fltay›n düzeltme karar›na uyarak, Rektörlü¤ün süre uzatmama ifllemini iptal etti. 19 fiubat 1994 tarihinde karar Rektörlü¤e yine uygulamad›. 16. Karar› temyiz eden Rektörlü¤ün talebi, 23 fiubat 1994 tarihinde Dan›fltay 8. Dairesi taraf›ndan reddedildi. Kararda daha önce Kayseri ‹dare Mahkemesinin karar›nda da belirtildi¤i üzere, “davac›n›n kadro için yeterli olmad›¤›n›” ispatlayamad›¤› belirtildi. 17. Rektörlük 23 Mart 1995 tarihinde karar düzeltme baflvurusunda bulundu. Dan›fltay 8. Dairesi baflvuruyu reddetti. 18. Davac›ya gönderilen yaz›da 23 Kas›m 1995 tarihi itibariyle, dava konusu kadroya atand›¤› bildirilip, davac› 15 Aral›k 1995 tarihinde göreve bafllad›. 21. Davac› Rektörlük aleyhine açt›¤› üç ayr› davada, mahrum kald›¤› süreye iliflkin maafl ve di¤er mali haklar›n›n kendisine verilmesine karar vermesini Kayseri ‹dare Mahkemesinden talep etti. 22. Mahkeme, her üç davada da, inter alia, Rektörlü¤ün 60 günlük süre içerisinde karar›n gere¤ini yerine getirmeyerek yasaya uymad›¤›n› belirterek, davac›ya mahrum kald›¤› süreye iliflkin maafl ve di¤er mali haklar›n›n verilmesine karar verdi. 24. Davac› A‹HM’ne yapt›¤› baflvuruda A‹HS’nin 6. maddesine dayanarak, idare mahkemesinin karar›n› uygulamayan Rektörlü¤ün kusuru nedeniyle, ifline yedi buçuk y›l sonra dönebildi¤ini, bunun adil yarg›lanman›n ihlali oldu¤unu iddia etti. 25. A‹HM’si memur statüsündeki davac›n›n 6(1). maddeye dayanarak dava açabilece¤ini belirtti. 32. Mahkeme davac›n›n davas›n› 6(1). maddede belirtilen

10. Konunun Kayseri ‹dare Mahkemesine intikali üzerine, 6 Aral›k 1989 tarihli karar›nda Mahkeme ifllemi iptal etti. Karar 29 Ocak 1990 tarihinde Rektörlü¤e tebli¤ edildi. Rektörlük Mahkeme Karar›n› 60 gün içinde uygulamad›.

“makul süre” aç›s›ndan inceleyecektir.

11. Dava 22 May›s 1990 tarihinde Dan›fltay’a götürüldü. Dan›fltay 5. Dairesi 13 Haziran 1990 tarihinde yerel mahkemenin karar›n› bozdu. Dan›fltay Karar› 30 Haziran 1990 tarihinde Rektörlü¤e tebli¤ edildi.

Sözleflmenin 6(1). maddesinin ihlal edildi¤i sonucu var›r.

48 Bkz.

35. Yedi y›l dokuz ayl›k süre oldukça uzun bir süredir ve detayl› olarak aç›kl›¤a kavuflturulmal›d›r. 37. Mahkeme, sürenin afl›r› oldu¤una ve böylece BU NEDENLERLE, MAHKEME OYB‹RL‹⁄‹YLE 1. Sözleflmenin 6(1). maddesinin ihlal edildi¤ine karar verir.

Birleflik Davalar No. 209-215 ve 218/78, Heintz van Landewyck SARL and others v Commission [1980] ECR 3125, para. 8. Karara http://europa.eu.int/eur-lex/lex/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:61978J0209:EN:HTML adresinden eriflilebilir. 49 Bknz. König v Germany baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1978/3.html adresinden eriflilebilir. 50 Karar›n Türkçe metnine http://www.yargitay.gov.tr/aihm/tcyabuker.html adresinden eriflilebilir. 51 Yazar taraf›ndan yap›lan tercüme birebir de¤ildir. Yukar›da internet adresi verilen Türkçe metne daha sonra eriflilmifltir.

Kas›m 2005


Görülece¤i üzere, Sözleflmenin 6. maddesiyle öngörülen adil yarg›lanma hakk› makul bir süre içerisinde yerine getirilmelidir. A‹HM dokuz y›l süren boflanma davas›nda makul sürenin afl›ld›¤› karar›n› vermifltir.52 5.3.5 “Ücretsiz Avukat Temini” Kavram› Ulusal hukuka göre san›¤›n kendi kendini yarg› organlar›nda temsil etme hakk›n›n olmad›¤›, yarg›lama usulünün karmafl›k oldu¤u ve dava konusu olaylar›n bireyin içinden tek bafl›na ç›kamaz oldu¤u davalarda,53 taraf devletler Sözleflmenin 6(1). maddesi hükmü gere¤i san›¤› temsil etmek üzere ücretsiz avukat atamak zorunda kalabilir.54 Andronicou and Constantinou v Cyprus 55 baflvurusundan anlafl›laca¤› üzere, ücretsiz avukat temin etme sisteminin bulunmad›¤› taraf devletler, bireyin medeni hak ve yükümlülüklerini koruyabilmesi için Sözleflmenin 6(1). maddesinden do¤an hakk›n› kullanabilmesi için alternatif yöntemler gelifltirmelidir.

6

Sonuç

Evrensel, bölgesel ve ulusal mevzuatlarda yer verilen yaflama hakk›, iflkence yasa¤›, kölelik ve zorla çal›flt›rma yasa¤›, özgürlük ve güvenlik hakk›, özel hayat›n ve aile hayat›n›n korunmas›, düflünce, din ve vicdan özgürlü¤ü, ifade özgürlü¤ü gibi temel insan hak ve özgürlükler yaln›zca demokratik toplumlarda var olabilir. Siyasal rejimi demokratik yapan unsurlar›n bafl›nda ise ba¤›ms›z yarg› organlar›n›n mevcut olup olmamas› yer al›r. Öte yandan, ba¤›ms›z yarg›n›n varl›¤› her zaman için adil yarg›lanman›n teminat› olmay›p, ba¤›ms›z olan yarg›n›n tarafs›z da olmas› gerekir. Avrupa Birli¤ine üye olma çabas› içerisinde olan Ülkemizin çal›flma yaflam›n› göz önüne alarak, adil yarg›lanma konusunda çaba sarf etti¤ine dair somut veriler bulunmamaktad›r. Zaman›n Yarg›tay Baflkan›n›n hâkim ve savc›lar için bas›nda yer alan “vicdan ile cüzdan aras›na s›k›flm›fl” ifadesi, adil yarg›lanmaya olan güveni zedelemektedir.

Ba¤›ms›z yarg›n›n varl›¤› her zaman için adil yarg›lanman›n

Kaynaklar 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasas› AB Temel Haklar fiart› Amsterdam Antlaflmas› Avrupa Birli¤i Antlaflmas› Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi Avrupa Tek Senedi B›çak V., 1997, Avrupa Birli¤i ile ‹liflkilerin Haz›rl›k Soruflturmas›na Etkisi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, ss. 242253. Binder D.S., 1995, The European Court of Justice and the Protection of Fundamental Rights in the European Community: New Developments and Future Possibilities in Expanding Fundamental Rights Review to Member State Action, Jean Monnet Center, NYU Scholl of Law.

BM Savc›lar›n Rolüne Dair Esaslar

teminat› olmay›p,

Da¤ R., bila tarih, Avrupa Birli¤i Temel Haklar fiart› ve Türkiye, http://www.jura.unisb.de/turkish/RDag.html adresinden eriflilebilir.

ba¤›ms›z olan yarg›n›n tarafs›z da olmas› gerekir.

Ertürk fi., 2002, ‹fl ‹liflkilerinde Temel Haklar, Seçkin Yay›nc›l›k. Giritli ‹., 2003, 2001 Anayasa De¤iflikliklerinin Temel Hak ve Özgürlüklere Yans›mas›, Anayasa Yarg›s› Dergisi, Cilt 19. Göçer M., 2000, Avrupa Birli¤i ve Temel Haklar›n Korunmas›, Anayasa Yarg›s›, Cilt 17, ss. 386-393. Görüfl (Opinion) 2/94, 1996 ECR I 1759. Horng D-C., 2003, Human Right Clause in the European Union’s External Trade and Development Agreement, European Law Journal, Vol. 9, No. 5, ss. 677-701. ‹nceo¤lu S., 2002, ‹nsan Haklar› Avrupa Mahkemesi Kararlar›nda Adil Yarg›lanma Hakk›, Beta Yay.

BM Avukatlar›n Rolüne Dair Temel Prensipler

‹nsan Haklar› Evrensel Bildirisi

BM Kiflisel ve Siyasal Haklar Uluslararas› Sözleflmesi

Joint Declaration by the European Parliament, the Council and the Commission on

52 Bknz.

Bock v.the Federal Republic of Germany baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1989/3.html adresinden eriflilebilir. De Geouffre de la Pradelle v France baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1992/76.html adresinden eriflilebilir. 54 Bknz. Airey v Ireland baflvurusu. Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1979/3.html adresinden eriflilebilir. 55 Karara http://www.worldlii.org/eu/cases/ECHR/1997/80.html adresinden eriflilebilir. 53 Bknz.

26-27


fundamental rights, of 5 April 1977. OJ C 103, 27. 4. 1977. Nice Antlaflmas› Tunç H., 2000, Milletleraras› Sözleflmelerin Türk ‹ç Hukukuna Etkisi ve Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesinin Türkiye ile ‹lgili Örnek Karar ‹ncelemesi, Anayasa Yarg›s› Dergisi, Cilt 17, ss. 174-194. Yavafli M., Avrupa Birli¤inde ‹flgörenlerin Serbest Dolafl›m› ve Türk Tabiiyetindekiler¸ 2004, TÜH‹S: ‹fl Hukuku ve ‹ktisat Dergisi, Cilt 18, Say› 6, ss. 1-47. A‹HM Kararlar› Airey v Ireland Albert and Le Compte v Belgium Alexander v Ukraine Andronicou and Constantinou v Cyprus Artico v Italy Bock v.the Federal Republic of Germany Brandstetter v. Austria Bulut v Austria

Cinéthèque SA and others v Fédération nationale des cinémas français [1985] ECR 2065. Dava No. 11/70, Internationale Handelsgesellschaft mbH v Einfuhrund Vorratsstelle für Getreide und Futtermittel [1970] ECR 1125. Dava No. 224/84, Marguerite Johnston v Chief Constable of the Royal Ulster Constabulary [1986] ECR 1651; [1986] 3 CMLR 240. Dava No. 265/87, Hermann Schräder HS Kraftfutter GmbH & Co. KG v Hauptzollamt Gronau [1989] ECR 2237. Dava No. 29/69, Erich Stauder v City of Ulm - Sozialamt [1969] ECR 419. Dava No. 4/73, J. Nold, Kohlen- und Baustoffgroßhandlung v Commission [1974] ECR 91. Dava No. 5/88, Hubert Wachauf v Bundesamt für Ernährung und

Buscemi v Italy

Forstwirtschaft [1989] ECR 2609.

Büker v Türkiye

Dava No. C-12/86, Meryem Demirel v

De Geouffre de la Pradelle v France

Stadt Schwaebisch Gmund [1987] ECR

Delcourt v Belgium

3719.

Dombo Beheer BV v The Netherlands

Dava No. C-185/97, Belinda Jane Coote

Feldbrugge v the Netherlands

v Granada Hospitality Ltd [1998] ECR

Gautrin and Others v France

I-5159.

Golder v UK

Dava No. C-2/92, The Queen v Ministry

Hornsby v Greece Case

of Agriculture, Fisheries and Food, ex

Keegan v Ireland König v Germany Langborger v Sweden Neumeister v Austria

parte Dennis Clifford Bostock [1994] ECR I-955. Dava No. C-260/89, Elliniki Radiophonia Tiléorassi AE and Panellinia Omospondia Syllogon Prossopikou v

Nideröst-Huber v Switzerland

Dimotiki Etairia Pliroforissis and

Öztürk v Germany

Sotirios Kouvelas and Nicolaos

AB Adalet Divan› Kararlar› Birleflik Davalar No. 209-215 ve 218/78, Heintz van Landewyck SARL and others v Commission [1980] ECR 3125. Kas›m 2005

Birleflik Davalar No. 60/84 ve 61/81,

Avdellas and others [1991] ECR I-2925. Anayasa Mahkemesi Kararlar› 1992/27 E. ve 1992/31 K. say›l› karar 2004/11 E., 2004/93 K. say›l› karar.


uzman görüflü

Doç. Dr. Ömer Ekmekçi

‹. Ü. Hukuk Fakültesi

4857 Say›l› ‹fl Kanunu’nda Telafi Çal›flmas› Kavram›,

Koflullar› ve Hükümleri 1

GENEL OLARAK

Çal›flma hayat›nda esneklik ihtiyac› son dönemlerin üzerinde en çok durulan konular›ndan biri olmufltur1. Bu durumu göz önünde bulunduran yasakoyucu, 4857 say›l› ‹fl Kanunu’nda esneklik sa¤lamaya yönelik pek çok hükme yer vermifltir. Gerçekten; ifl sürelerinin haftan›n çal›fl›lan günlerine farkl› bölünebilmesi (‹flK.m.63), fazla çal›flma karfl›l›¤›nda serbest zaman kullan›labilmesi (‹flK.m.41) gibi pek çok hüküm yeni Kanunda yer alm›flt›r. ‹fl Kanunu’nun, iflin düzenlenmesinde esneklik sa¤lamaya yönelik hükümlerinden biri de 64. maddede düzenlenen telafi çal›flmas›d›r. 4857 say›l› Kanunda yap›lan düzenleme, özellikle telafi çal›flmas›n› gerektiren nedenler konusunda, ‹sviçre ‹fl Kanunu’ndaki (m.11) düzenlemeyle benzerlik göstermektedir. Telafi çal›flmas› önemli bir ihtiyac› karfl›lamaya yöneliktir. Nitekim telafi çal›flmas›yla, iflgücü kayb›n›n azalt›lmas› mümkün oldu¤u gibi, iflçinin

izin ihtiyac›n›n belirli ölçülerde karfl›lanmas› mümkündür. Gerçekten, 4857 say›l› ‹fl Kanunu’ndan önce, iflyerinin belirli nedenlerle tamamen veya k›smen tatil edilmesi halinde, çal›fl›lmayan sürenin sonradan çal›fl›lmak suretiyle telafisine hukuken olanak bulunmamaktayd›. Gerçi uygulamada, özellikle ulusal bayram ve genel tatil günlerinin öncesinde veya sonras›nda arada kalan günlerin tatil edilerek, çal›fl›lmayan gün veya günlerin sonradan çal›flarak telafi edilmesine s›kl›kla rastlanmaktayd›. Bununla birlikte, bu gibi uygulamalar 1475 say›l› ‹fl Kanunu’nun kat› hükümlerine ayk›r› idi2. Öte yandan; 1475 say›l› ‹fl Kanunu’nda, iflçilere belirli mazeretleri d›fl›nda (1475 say›l› ‹flK. m. 41) ücretli veya ücretsiz izin verilmesi zorunlulu¤u bulunmamaktayd›. ‹flveren bu nedenlerin d›fl›nda kalan bir nedenle izin talep eden iflçiye ücretli için verdi¤inde, bu durum kendisi bak›m›ndan istenmeyen bir durum, ücretsiz izin verdi¤inde ise iflçi bak›m›ndan istenmeyen bir durum ortaya

Bu tart›flmalar için örnek olarak bak. M. EKONOM‹, “Teknolojik ve Ekonomik Geliflmeler Karfl›s›nda ‹fl Hukukunda Yeni Aray›fllar, Kamu ve Özel Kesim ‹flletmelerinde Yönetimin Befleri Yönü ve Endüstriyel ‹liflkiler Sistemimiz, ORH‹M ‹stanbul 1986, 173 vd.; ayn› yazar “Türk ‹fl Hukukunda Esnekleflme Gere¤i”, Çal›flma Yaflam›nda Esneklik, ‹zmir 1994, 55 vd; A. C. TUNCAY, “Çal›flma Süreleri ve ‹stihdam Türlerinde Esneklefltirme”, Çal›flma Hayat›nda Yeni Geliflmeler Esneklik, Ankara 1995, 57 vd; Ö. EYRENC‹, “Türkiye’de Çal›flma Sürelerinin Esneklefltirilmesi”, Çal›flma Yaflam›nda Esneklik, ‹zmir 1994, 159 vd.; A. M.DEM‹RC‹O⁄LU / M. ENG‹N, Dünyada ve Türkiye’de Esnek Çal›flma, ‹stanbul 2002, 51 vd.; 2 Bak. Ö. EYRENC‹ / S. TAfiKENT / D. ULUCAN, Bireysel ‹fl Hukuku, 2. Bas›, ‹stanbul 2005, 223; EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, Legal ‹HSGHD, 2004/4, 1249; N. ÇEL‹K, ‹fl Hukuku Dersleri, 18. Bas›, ‹stanbul 2005, 305. 1

Kas›m 2005


ç›kmaktayd›. Halbuki telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› olana¤›n›n getirilmesiyle, iflçinin çal›flmad›¤› sürenin telafi edilece¤ini bilen iflverenlerin, Kanunda belirtilen mazeretlerin d›fl›nda kalan nedenlerle de iflçiye izin vermeleri mümkün olacakt›r. Bu bak›mdan, Kanunda öngörülen bu yeni müessese son derece yerinde olmufltur. Bununla birlikte, ulusal bayram ve genel tatil günlerinin öncesinde veya sonras›nda iflyerinin tatilm edilmesi d›fl›nda, di¤er nedenlere dayanan telafi çal›flmas› uygulamas›n›n yayg›n bir nitelik kazand›¤› da henüz söylenemez. Telafi çal›flmas›n›n ne surette yapt›r›laca¤›, koflullar› ve hükümleri ‹fl Kanunu’nun 64. maddesinde düzenlenmifltir.

düzenlenen, fazla çal›flma karfl›l›¤› serbest zaman kullan›lmas›d›r. ‹kincisi; telafi çal›flmas›ndan söz edebilmek için, iflçinin izinli say›ld›¤› sürenin ücretinin önceden ödenmesi gereklidir. ‹flçi, ücreti önceden ödenmeyen bir izin süresi karfl›l›¤›nda sonradan çal›flmakla yükümlü tutulamaz. Üçüncüsü; iflçinin, telafi çal›flmas› karfl›l›¤›nda izinli say›ld›¤› sürenin, iflçinin haftal›k normal çal›flma süresi içerisinde yer almas› gerekir. ‹flçinin, çal›flt›r›lsa idi fazla çal›flma ücretine hak kazanaca¤› bir sürede izinli say›larak, yapt›r›lmayan bu çal›flman›n karfl›l›¤›nda telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› mümkün de¤ildir. Bu koflullara afla¤›da de¤inilmifltir.

Bu maddeye göre; “Zorunlu nedenlerle iflin durmas›, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden önce veya sonra iflyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle iflyerinde normal çal›flma sürelerinin önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas› veya tamamen tatil edilmesi ya da iflçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, iflveren iki ay içerisinde çal›fl›lmayan süreler için telafi çal›flmas› yapt›rabilir. Bu çal›flmalar fazla çal›flma veya fazla sürelerle çal›flma say›lmaz. Telafi çal›flmalar›, günlük en çok çal›flma süresini aflmamak koflulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çal›flmas› yapt›r›lamaz.” Bunun yan›s›ra Çal›flma Süreleri Yönetmeli¤inde de telafi çal›flmas›na iliflkin hükümlere yer verilmifltir.

2

TELAF‹ ÇALIfiMASI KAVRAMI

Telafi çal›flmas›, kavram olarak, iflçinin önce izinli say›ld›¤› ve fakat ücreti ödenen bir sürenin, sonradan çal›fl›lmas› suretiyle ifa edilmesini ifade eder. Kanundaki düzenleme göz önünde tutuldu¤unda kan›mca telafi çal›flmas›n›n varl›¤›ndan söz edebilmek için flu unsurlar›n bulunmas› gereklidir. Öncelikle; telafi çal›flmas›, iflçinin önceden izinli say›ld›¤› bir sürenin sonradan çal›fl›lmas›d›r. Önce fazla çal›fl›lan bir süre için sonradan izin verilmesi telafi çal›flmas› de¤il, Kanunun 41. maddesinde

Ö¤retide, Kanunun telafi çal›flmas›na iliflkin düzenlemesi, önce tatil yap›lmas›n› daha sonra tatil yap›lan sürenin telafisini öngörmesi gerekçesiyle elefltirilmekte ve esneklik anlay›fl› içerisinde taraflar›n serbest iradesine bile itibar edilmedi¤i, halbuki iflletmenin ihtiyac›na ve konjonktürel geliflmelere göre taraflar›n tatil gününden önce veya sonra telafi çal›flmas›n› kararlaflt›rabilmelerinin mümkün olmas› gerekti¤i ileri sürülmektedir3.

Telafi çal›flmas›, kavram olarak, iflçinin önce izinli say›ld›¤› ve fakat ücreti ödenen bir sürenin, sonradan çal›fl›lmas› suretiyle ifa edilmesini ifade eder.

Kanundaki düzenlemeye yap›lan bu elefltiriye karfl›l›k; telafi çal›flmas›n›n sadece çal›fl›lmayan günlerden sonra uygulanabilece¤ine iliflkin bir hükme madde metninde yer verilmedi¤i, telafi çal›flmas›n›n bu uygulamay› gerektiren nedenlerin ortaya ç›kmas›ndan önce ya da sonra yap›labilece¤i, iflçinin daha sonra kullanaca¤› bir izin için önceden telafi çal›flmas›n› engelleyen herhangi bir mant›kl› ya da hakl› neden olmad›¤› ileri sürülmektedir4. Buna karfl›l›k bir baflka görüfle göre, telafi çal›flmas› yap›lacak hallerin önceden bilinmesi ço¤unlukla mümkün de¤ildir. Esneklik, üretimde her türlü ve genifl serbestiyi getiren bir kavram ve kurum de¤ildir. ‹flçinin ileride herhangi bir iste¤ine karfl›l›k telafi çal›flmas› yapmas› düflünülemez. Buna karfl›l›k; ulusal bayram ve genel tatilden önce ve sonraki ifl günlerinin çal›fl›lmas›na karfl›l›k daha önce telafi çal›flmas› yap›lmas› madde hükümlerine

Bak. F. DEM‹R, Yarg›tay Kararlar› Ifl›¤›nda ‹fl Hukuku ve Uygulamas›, 3. Bask›, ‹zmir 2003, 107. Bu görüflte P. SOYER, “4857 Say›l› Yeni ‹fl Kanununun Ücret, ‹flin Düzenlenmesi, ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤ine ‹liflkin Baz› Hükümleri Üzerine Düflünceler”, 4857 Say›l› Yeni ‹fl Kanunu De¤erlendirme Konferans Notlar›, 12 – 13 Temmuz 2003, Koru Otel / Bolu, 30; SÜZEK, ‹fl Hukuku, 619. 3 4

30-31


ayk›r›l›k oluflturmaz. Telafi çal›flmas› deyimi esas itibariyle önce yerine getirilmesi gereken bir çal›flmay›, daha sonra ifa etmeyi ifade eder. Ancak belirsizlik ve iki ayl›k sürenin bertaraf edilmesi olmad›¤› takdirde, dar ve s›n›rl› bir süre için önceden çal›flma yap›lmas› iflin özünü zedelemez5. Kan›mca sonuncu görüfl büyük ölçüde isabetlidir. Gerçekten, telafi çal›flmas› kavram olarak, iflçinin önce izinli say›ld›¤› ve fakat ücreti ödenen bir sürenin, sonradan çal›fl›lmas› suretiyle ifa edilmesini ifade eder. Nitekim öncelikle 64. maddenin gerekçesinde, çal›fl›lmayan bir sürenin sonradan telafisinden söz edilmifltir. Keza madde metninde de esasen, belirli nedenlerle iflyerinin tatil edilmesi veya önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas› ya da iflçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, iflverenin iki ay içerisinde çal›fl›lmayan süreler için telafi çal›flmas› yapt›rabilece¤inden söz edilmesi de aç›kça, iflçinin fazla çal›flt›r›ld›¤› bir sürenin karfl›l›¤›n›n izin olarak verilmesinin de¤il, önce izin verilip, sonra da çal›fl›lmayan sürenin telafisinin söz konusu olaca¤›n› ortaya koymaktad›r. Bu bak›mdan; 64. madde metninde telafi çal›flmas›n›n çal›fl›lmayan günlerden sonra uygulanabilece¤ine iliflkin bir hükme madde metninde yer verilmedi¤i ve iflçinin daha sonra kullanaca¤› bir izin için önceden telafi çal›flmas›n› engelleyen herhangi bir mant›kl› ya da hakl› neden olmad›¤› yolundaki görüfle kat›lmak mümkün de¤ildir. Tam tersine; madde metni, telafi çal›flmas›n›n, çal›fl›lmayan günlerden sonra uygulanabilece¤i konusunda yeterli aç›kl›¤› tafl›maktad›r6. Keza Çal›flma Süreleri Yönetmeli¤i’nin m.7/III. f›kras›nda; telafi çal›flmas›n›n, kayna¤›n› oluflturan zorunlu nedenin ortadan kalkmas› ve iflyerinin normal çal›flma dönemine bafllamas›n› takip eden iki ay içerisinde yapt›r›lmas› öngörülmüfltür. Bu hükümde sadece zorunlu nedenlerin zikredilmifl olmas›ndan, di¤er nedenlere dayanan telafi çal›flmalar›n›n önceden de yap›labilece¤i sonucu herhalde ç›kar›lamayacakt›r. ‹flçinin önceden fazla çal›flt›¤› bir sürenin sonradan izin verilerek telafi edilmesi, 64. madde kapsam›na giren bir telafi çal›flmas› de¤il, iflçinin fazla çal›flt›¤› sürenin karfl›l›¤›n›n belirli koflullarla serbest zaman olarak verilmesidir (‹flK.m.41/IV – V). E¤er; telafi çal›flmas›n›n önceden de yap›labilece¤i kabul edilirse, iflçinin fazla çal›flma yapt›¤› sürenin

karfl›l›¤›n› serbest zaman olarak isteyebilece¤i yolundaki hükmün uygulamas› hemen hemen olmayacak, telafi çal›flmas›n› gerektiren nedenlerle fazla çal›flmay› gerektiren nedenlerin farkl› olmas› da bu konuda bir farkl›l›k yaratmayacakt›r. Nitekim 64. maddedeki “... benzer nedenlerle...” ifadesi, her iki çal›flman›n nedenleri aras›nda yeterli yak›nl›¤› sa¤layacak niteliktedir. Kanunun bu düzenleme fleklinin, taraflar›n serbest iradesine itibar etmedi¤i yolundaki elefltiriye gelince; bu tespit do¤rudur, ancak ifl hukukunu özel hukukun di¤er dallar›ndan ay›ran da zaten, taraflar›n iradesine mutlak bir üstünlük tan›nmamas›d›r. ‹fl Hukukunda esneklik de, iflçi ve iflverenin, diledikleri düzenlemeyi yapabilecekleri anlam›n› tafl›mamaktad›r. Kald› ki 4857 say›l› Kanun, iflletmelerin esneklik ihtiyac›n› karfl›lamak için son derece önemli ad›mlar atm›flt›r ve 64. maddede yer almad›¤› belirtilen ihtiyaç esasen Kanunun di¤er hükümlerinde mevcuttur. Nitekim; fazla çal›fl›lan bir sürenin, sonradan izin olarak kulland›r›lmas› suretiyle karfl›lanmas›, Kanunun iki ayl›k (toplu ifl sözleflmeleri ile dört ayl›k) denklefltirme süresi öngören (‹flK.m.63/II) ve fazla çal›flma karfl›l›¤› serbest zaman al›nabilmesini öngören (‹flK.m.41/) hükümlerinde zaten vard›r. Bu bak›mdan; 64. maddede, fazla çal›fl›lan bir sürenin izin olarak öngörülmemifl olmas›n› bir eksiklik olarak de¤erlendirmek kan›mca isabetli de¤ildir. Buna karfl›l›k; sonuncu görüflte yer alan “...Dar ve s›n›rl› bir süre içinde önceden çal›flma yap›lmas›, iflin özünü zedelemeyecektir.” ifadesine kat›lmak mümkün de¤ildir. Nitekim, Kanun, telafi çal›flmas›n›n dar ve s›n›rl› bir süre için önceden yap›labilmesi yolunda bir aç›kl›k tafl›mamaktad›r. Öte yandan; bir telafi çal›flmas›ndan söz edebilmek için, iflçinin çal›flmadan izinli say›ld›¤› sürenin ücretinin herhangi bir kesinti olmadan kendisine ödenmifl olmas› gerekir. Aksi takdirde, iflçinin iflveren taraf›ndan tek tarafl› olarak ücretsiz izinli say›lmas› ve daha sonra çal›flt›r›ld›¤› takdirde, bu sürenin ücretinin ödenmesi durumu ortaya ç›kar ki, 64. maddenin böyle bir uygulamay› öngörmedi¤i aç›kt›r. Nitekim böyle bir olas›l›kta, iflveren iki ay içerisinde telafi çal›flmas› yapt›rmad›¤› veya yapt›ramad›¤› takdirde, iflverence tek tarafl› olarak

EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1256 – 1257; ayr›ca bak. H. MOLLAMAHMUTO⁄LU, ‹fl Hukuku, Ankara 2004, 686. Ayn› görüflte fi. Ç‹L, 4857 Say›l› ‹fl Kanunu fierhi, 2. cilt, Ankara 2004, 1254; E. AKY‹⁄‹T, “Telafi Çal›flmas›”, TÜH‹S fiubat 2005, 3. ‹sviçre Hukukunda ise ‹fl Kanunu’na iliflkin Tüzükte, telafi çal›flmas›n›n önce veya sonra yap›labilece¤i aç›k olarak düzenlenmifltir. 5 6

Kas›m 2005


ücretsiz izin uygulanm›fl olacakt›r. Bu konuya afla¤›da ayr›ca de¤inilecektir. Nihayet; bir telafi çal›flmas›n›n varl›¤› için, iflçinin, telafi çal›flmas› karfl›l›¤›nda izinli say›ld›¤› sürenin, iflçinin haftal›k normal çal›flma süresi içerisinde yer almas› gerekir. ‹flçinin, çal›flt›r›lsa idi fazla çal›flma ücretine hak kazanaca¤› bir sürede izinli say›larak, yapt›r›lmayan bu çal›flman›n karfl›l›¤›nda telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› mümkün olmasa gerekir. Aksi takdirde, iflçinin çal›flt›r›lsa idi zaml› ücrete hak kazanaca¤› bir sürede izinli say›lmas› karfl›l›¤›nda zams›z ücretle çal›flt›r›lmas› söz konusu olacakt›r ki, böyle bir sonucun kabul edilemeyece¤i herhalde aç›kt›r. Bu bak›mdan, iflçinin iflçinin izinli say›larak telafi çal›flmas›na konu edilecek ifl süresinin, haftal›k normal çal›flma süresi içerisinde yer almas› gerekir. Bunun gibi, k›smi süreli çal›flan bir iflçinin, çal›flmad›¤› günlerin telafi çal›flmas›na konu edilebilmesi mümkün de¤ildir.

3

TELAF‹ ÇALIfiMASININ KOfiULLARI

1) Telafi çal›flmas› yap›labilecek nedenler Kanunun 64. maddesinde telafi çal›flmas›n› gerektiren nedenler; “zorunlu nedenlerle iflin durmas›, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden önce veya sonra iflyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle iflyerinde normal çal›flma sürelerinin önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas› veya tamamen tatil edilmesi ya da iflçinin talebi ile kendisine izin verilmesi ....” halleri olarak say›lm›flt›r. Telafi çal›flmas› yapt›r›labilecek hallerden ilki; zorunlu nedenlerle iflin durmas›d›r. Buradaki zorunlu nedenlerin kapsam›na öncelikle, ‹fl Kanunu’nun 24. maddesinin III. f›kras›nda yer verilen zorlay›c› nedenlerin girdi¤i, bu ba¤lamda, önceden görülemeyen ve kaç›n›lamayan, kusurdan uzak d›fltan gelen; deprem, ya¤mur, fliddetli kar, don gibi do¤al olaylar veya yasama ve yürütme organ›nca konulan yasaklar ve yap›lan ifllemler ile iç savafl, isyan gibi fiillerin telafi çal›flmas›na olanak sa¤lad›¤› kabul edilmektedir7. Bunun için; zorlay›c› nedenin, iflyerinin tatil edilmesine veya normal çal›flma süresinin önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas›na neden olmas› yeterli olup, iflletmede yaratt›¤› etkinin bir haftadan fazla sürmesine de

gerek bulunmamaktad›r8. Yine bunun gibi, iflverene fazla çal›flma yapt›rma olana¤› sa¤layan zorunlu nedenlerin (‹flK.m. 42), iflyerinin iflin durmas› veya normal çal›flma süresinin önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas› sonucunu do¤urdu¤u takdirde, telafi çal›flmas›n›n konusunu oluflturabilece¤i kabul edilmektedir9. Telafi çal›flmas› yapt›r›labilecek hallerden ikincisi, iflverenin, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden önce veya sonra iflyerini tatil etmesidir. Bu olanak uygulaman›n önemli bir ihtiyac›n› karfl›lamaktad›r. Nitekim; zaman zaman, özellikle, dini bayramlar›n, hafta tatilinden bir gün önce sona ermesine veya hafta tatilinden hemen bir gün sonra bafllamas›na rastlan›labilmektedir. Bu gibi hallerde birtak›m iflverenler, genel tatillerin hemen öncesinde veya sonras›ndaki ifl gününü veya günlerini tatil ederek, iflçilerin daha fazla izin kullanmas›n› sa¤layabilmektedir. Geçmifl dönemde de tamamen fiili bir uygulama olarak, tatil edilen bu gibi günler için ya sendikayla anlaflmak ya da iflçilerin r›zas›n› almak suretiyle telafi çal›flmas› yapt›r›lmaktayd›. Bu uygulama iflçinin de lehine oldu¤u için, yasal bir temeli olmamas›na ra¤men, uygulamada bir sorun da ç›kmamaktayd›. 4857 say›l› Kanun, tamamen fiilen sürdürülen bu uygulamay› isabetli olarak yasal temele kavuflturmufltur. Nitekim art›k iflverenin, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden önce veya sonra gelen ifl günlerini tatil ederek, bunun karfl›l›¤›nda telafi çal›flmas› yap›laca¤›n› duyurmas›na hukuken de bir engel bulunmamaktad›r. Öte yandan, her ne kadar hükümde, “...ulusal bayram ve genel tatil günlerinden önce veya sonra iflyerinin tatil edilmesi...” nden söz edilmifl ise de, iflverenin bu olanaktan yararlanabilmesi için, belirtilen tatil günlerinin öncesinde veya sonras›nda iflyerinin tamam›n›n tatil edilmesine gerek bulunmay›p, sadece bir k›sm›n›n tatil edilmesinin veya sadece belirli iflçilerin tatil edilmesinin de yeterli say›lmas› gerekir.

Kanunun 64. maddesinde telafi çal›flmas›n› gerektiren nedenler; “zorunlu nedenlerle iflin durmas›, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden önce veya sonra iflyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle iflyerinde normal çal›flma sürelerinin önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas› veya tamamen tatil edilmesi ya da iflçinin talebi ile kendisine izin verilmesi ....” halleri olarak say›lm›flt›r.

Ayr›ca ö¤retide isabetli olarak belirtildi¤i gibi, tatil edilebilecek günlerin, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden önce veya sonraki günler olarak belirtilmesinin anlam›, bunlardan sadece birinde de¤il, hem önce ve hem de sonras›nda tatil edilebilmesidir10.

EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1251. EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1251. 9 EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1251 - 1252. 10 EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1252. 7 8

32-33


Telafi çal›flmas› yap›lmas› olana¤› sa¤layan üçüncü hal, iflçinin iflverenden izin talebinde bulunmas›d›r. Önemle belirtmek gerekir ki; telafi çal›flmas› yap›lmas› olana¤› iflverene, iflçi talep etti¤inde izin verilmesi zorunlulu¤u do¤urmamaktad›r. Nitekim; iflverenin iflçiye, mevzuatta yer alan veya (varsa e¤er) sözleflmede öngörülen hallerin d›fl›nda izin vermesi zorunlulu¤u bulunmamaktad›r. Ancak, art›k, çal›fl›lmayan sürenin telafi edilmesi karfl›l›¤›nda, herhangi bir nedenle talepte bulunan iflçiye izin verilmesine bir engel de yoktur. Kuflkusuz burada sözü edilen izinler, iflverenin herhangi bir yasal veya akdi zorunlulu¤u bulunmad›¤› halde, iflçinin talebine ba¤l› olarak iflverence verilen izinlerdir11. Nitekim Çal›flma Süreleri Yönetmeli¤i’nin 7. maddesinde; iflçinin talebi ile kendisine ‹fl Kanunu, ifl sözleflmeleri veya toplu ifl sözleflmeleri ile öngörülen yasal izinler12 d›fl›nda izin verilmesi hallerinde yap›lacak telafi çal›flmas›ndan söz edilmifltir. Bunun gibi ‹fl Kanunu’nun 41. maddesi uyar›nca fazla çal›flma karfl›l›¤› kullan›lan iznin de telafi çal›flmas›yla bir ilgisi bulunmamaktad›r. E¤er; iç yönetmelik, personel yönetmeli¤i ve benzeri nitelikte, ifl sözleflmesinin ekini oluflturan hukuk kaynaklar›nda veya toplu ifl sözleflmesinde, iflçiye hangi hallerde ücretli veya ücretsiz mazeret izni verilmesi zorunlulu¤u düzenlenmiflse, bu izinlerin karfl›l›¤›nda telafi çal›flmas›n› yap›lmas› istenemez13. Bununla birlikte ayn› hukuk kaynaklar›nda, telafi çal›flmas› karfl›l›¤›nda izin verilecek hallerin önceden düzenlenmesine de bir engel bulunmamaktad›r14. Örne¤in; personel yönetmeli¤inde, talep eden iflçiye, telafi çal›flmas› yapmas› karfl›l›¤›nda, bir haftaya kadar izin verilece¤inin kararlaflt›r›lmas› halinde durum budur. Esasen yukar›da belirtilen nedenlerin çok kategorik olarak de¤erlendirilmesine gerek yoktur. Nitekim maddede, “...benzer nedenlerle...” de telafi çal›flmas› yap›labilece¤inden söz edilmifltir. Bu

bak›mdan; iflyerinin tatil edilmesi veya normal çal›flma sürelerinin alt›nda çal›fl›lmas›n› gerektiren her türlü nedenin bu kapsamda düflünülmesi uygun olacakt›r. Bu haller içerisine neler girebilir? Kan›mca; zorunlu nedenler kapsam›nda görülmese dahi, iflyerinde tamamen veya k›smen az çal›fl›lmas› veya hiç çal›fl›lmamas›n› gerektiren nedenler telafi çal›flmas›na olanak sa¤layabilir. Burada önemli olan, iflverenin, iflyerinin tamam›nda veya bir k›sm›nda çal›flmama veya az çal›flma karar› alm›fl bulunmas›d›r. Örne¤in iflveren, iflyerinde yükleme – boflaltma ifllerine birkaç gün ihtiyaç olmamas› nedeniyle, bu bölümde çal›flan iflçileri telafi çal›flmas› yapt›r›lmak üzere izinli sayabilir. Veya toplumsal bir olay endiflesi nedeniyle iflyerini birkaç gün kapatma karar› alabilir. Yahut iflyerinde yasal bir grev sürerken, greve kat›lmay›p iflyerinde çal›flmak isteyen iflçileri TSGLK m. 38/II uyar›nca çal›flt›rmama hakk›n› kullanmak yerine, telafi çal›flt›rmas› yapmak üzere izinli sayabilir. Bu gibi hallere örnek olarak ö¤retide de isabetle, belirli kutlama günlerinde çal›fl›lmamas› halinde veya iflverence piknik yap›lmas› gibi nedenlerle iflyerinin tatil edilmesi halinde telafi çal›flmas› yap›labilece¤i belirtilmektedir15. Bunun gibi ekonomik veya mevsimden kaynaklanan nedenler iflyerinin tatil edilmesi16 veya makina, araç veya iflyerindeki herhangi bir peryodik bak›m veya ar›zi tamirat yahut tadilat nedeniyle iflçiye bir süre için ifl verilememesi de17 telafi çal›flmas› yap›lmas› olana¤› sa¤layabilir. Öte yandan; iflçiden kaynaklanan nedenler de telafi çal›flmas›na olanak sa¤layabilir. Gerçekten, iflveren, örne¤in izinsiz veya mazeretsiz olarak ifle gelmeyen bir iflçiye - maktu ayl›kl› olsun veya olmas›n - ücret ödemek zorunda de¤ildir. Ancak taraflar, ücretinin kesilmesi yerine iflçinin bu sürede izinli say›larak, ifle gelmedi¤i süre için telafi çal›flmas› yap›lmas› konusunda anlaflabilirler18. Hükümdeki telafi çal›flmas› yap›lmas› olana¤› sa¤layan benzer haller kavram›n›n bu flekilde

SÜZEK, ‹fl Hukuku, 2. Bas›, ‹stanbul 2005, 618; MOLLAMAHMUTO⁄LU, ‹fl Hukuku, 687; ayr›ca AKY‹⁄‹T, “Telafi Çal›flmas›”, 6. Yönetmeli¤in bu hükmünün, ifl sözleflmeleri veya toplu ifl sözleflmeleri ile verilmesi öngörülen izinleri “yasal izin” olarak nitelendirmesi hatal› olmufltur. EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1254. 14 EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1254. 15 Bak. EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1252; SÜZEK, ‹fl Hukuku, 618. 16 Aksi görüflte EYRENC‹, “ 4857 Say›l› ‹fl Kanunu ‹le Getirilen Yeni Düzenlemeler”, Legal ‹HSGHD, 2004/1, 47. 17 Karfl. EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1252. 18 Bak. EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1260. 11 12

13

Kas›m 2005


genifl yorumlanmas›nda herhangi bir sak›nca da yoktur. Gerçekten; nedenleri itibariyle genifl bir telafi çal›flmas› yapma olana¤› sa¤lanmas›n›n bir kötüye kullanmaya yol açabilece¤i ileri sürülemez. Nitekim, önemli bir nedenle iflyerinin tamamen veya k›smen tatil edilmesine ihtiyac› olmayan bir iflverenin, iflçiyi keyfi olarak izinli saymak suretiyle telafi çal›flmas› yoluna gitmesi son derece anlams›z olaca¤› gibi, telafi çal›flmas›n›n iki ay gibi k›sa bir sürede yapt›r›lmas› zorunlulu¤u da iflçiye bu konuda yeterli güvenceyi sa¤layacakt›r.

Bununla birlikte iflçiye izin verilmesi nedenine dayal› telafi çal›flmas› uygulamas› için, verilecek izin süresinin miktar› yukar›da belirtilen s›n›rlamaya tabi de¤ildir. Nitekim 64. maddede tamamen tatil edilme veya normal çal›flma süresinin önemli ölçüde alt›nda çal›flma ölçütleri, di¤er telafi çal›flmas› nedenleri için zikredilmifltir. Bu bak›mdan iflçinin, normal çal›flma süresinin önemli ölçüde alt›nda kalmayan bir süre için izin istemesi halinde dahi, bu iznin telafi çal›flmas›na konu edilebilmesi mümkündür.

Ancak önemle belirtmek gerekir ki; tüm bu hallerde iflçinin çal›flt›r›lmad›¤› dönemdeki ücretinin iflverence ödenmesi gereklidir.

3) Telafi çal›flmas›n›n iflçiye bildirilmesi

2) Telafi ettirilecek sürenin tamamen tatil edilmesi veya önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas› Telafi çal›flmas› yapt›r›labilmesi için, telafi çal›flmas›n› gerektiren nedenin, iflyerinde normal çal›flma sürelerinin alt›nda çal›fl›lmas› veya tamamen tatil edilmesi sonucunu do¤urmas› gerekir. Önemle belirtmek gerekir ki; tamamen tatil edilme olgusu, sadece iflyerinin tamam›n›n tatil edilmesi de¤il, bir bölümünün veya belirli faaliyetlerin tatil edilmesini de kapsar19. Bu ba¤lamda; iflyerinde faaliyet k›smen sürerken, tatil karar› al›nan bölüm veya faaliyet için telafi çal›flmas› karar› al›nmas› mümkündür. Nitekim hükümde sadece iflyerinin tamamen tatil edilmesinden de¤il, normal çal›flma süresinin önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas›ndan da söz edilmektedir. Bunun gibi, tek bir iflçiye izin verilmesi de, telafi çal›flmas› yapt›r›lmas›na olarak sa¤layabilmektedir. Normal çal›flma sürelerinin önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas› konusunda ö¤retide, k›smi süreli çal›flman›n kabulü için Kanunun Gerekçesinde ve Yönetmelikte öngörülen normal çal›flma süresinin üçte ikisi oran›nda çal›flma ölçütünün uygulanmas› gerekti¤i ileri sürülmekte ve iflyerinde uygulanan çal›flma süresinin en az üçte bir oran›nda azalt›lmas›n› gerektiren hallerde normal çal›flma süresinin önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas› durumunun varl›¤› kabul edilmektedir20.

‹flverenin telafi çal›flmas› yapt›rabilmesi için iflçinin r›zas›na gerek yoktur. Yeter ki telafi çal›flmas› yap›lmas›n› gerektiren nedenler söz konusu olsun. Nitekim iflveren; zorunlu nedenlerle iflin durmas› halinde veya ulusal bayram ve genel tatil günlerinden önce veya sonra iflyerinin tatil etme karar› ald›¤›nda yahut benzer nedenlerin ortaya ç›kmas› halinde iflyerinde normal çal›flma sürelerinin önemli ölçüde alt›nda çal›fl›lmas› veya tamamen tatil edilmesi ya da iflçinin r›zas›yla kendisine izin verilmesi halinde telafi çal›flmas› karar› alabilir ve bu çal›flman›n gerçeklefltirilmesi iflçinin r›zas›na ba¤l› de¤ildir21. ‹flçinin telafi çal›flmas› karfl›l›¤› iflverenin kendisini izinli saymas›n› reddetme hakk› bulunmamaktad›r. Bununla birlikte; iflçiye verilen iznin telafi çal›flmas› karfl›l›¤› olup olmad›¤›, dolay›s›yla iflçinin telafi çal›flmas› yapma yükümünün bulunup bulunmad›¤› ve yapt›¤› çal›flman›n bir fazla çal›flma say›l›p say›lmayaca¤› konusunda bir uyuflmazl›k ç›kt›¤› takdirde, tüm ispat yükü iflverenin üzerinde olacakt›r22. Bu bak›mdan; telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› iflçinin r›zas›na ba¤l› de¤ilse de, öncelikle verilen iznin telafi çal›flmas› karfl›l›¤› oldu¤unun iflverence iflçiye bildirilmesi ve olas› bir uyuflmazl›kta da bu bildirimin yap›ld›¤›n›n iflverence ispatlanabilecek durumda olmas› gerekir. Keza iflçinin talebiyle kendisine izin verildi¤inde, bu iznin telafi çal›flmas› karfl›l›¤› olarak verildi¤inin de iflverence kay›t alt›na al›nmas› gerekir. ‹kincisi; iflçiye telafi çal›flmas› yapt›r›lacak zaman›n da iflverence iflçiye iyiniyet kurallar› çerçevesinde, uygun bir süre önceden bildirilmesi gerekir23.

EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1253. EYRENC‹ / TAfiKENT / ULUCAN, Bireysel ‹fl Hukuku, 224; ayn› yolda EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1253 – 1254; ÇEL‹K, ‹fl Hukuku, 306. 21 EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1254. 22 Bak. EYRENC‹; “4857 Say›l› ‹fl Kanunu ‹le Getirilen Yeni Düzenlemeler”, 47. 23 EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1255. 19 20

34-35


Nitekim; Çal›flma Süreleri Yönetmeli¤inin 7. maddesinin II. f›kras›nda, telafi çal›flmas› yapt›racak iflverenin, bu çal›flman›n hangi nedene dayand›¤›n› aç›k olarak belirtmek, hangi tarihte çal›flmaya bafllanaca¤›n› ilgili iflçilere bildirmek zorunda oldu¤u düzenlenmifltir. Bu çercevede, telafi çal›flmas›n›n ne zaman yap›laca¤›n› belirleme yetkisi iflverene aittir24. Telafi çal›flmas› yap›laca¤› iyiniyet kurallar›na uygun olarak önceden iflçiye bildirildi¤i takdirde, iflçi art›k bu çal›flmay› yerine getirmekten kaç›namaz. Aksi takdirde buna iliflkin yapt›r›mlar uygulama alan› bulabilir. Zira usulüne uygun olarak al›nm›fl ve iflçiye bildirilmifl telafi çal›flmas›, iflçinin yapmakla yükümlü bulundu¤u ödevleri kapsam› içerisine girmifl olur25 ‹ki ayl›k süre içerisinde iflverence telafi

Ayr›ca; iflçi, hakl› nedenler olmaks›z›n telafi çal›flmas›n› yerine getirmeyi reddetti¤i takdirde, izin verilen süre için kendisine ödenmifl bulunan ücretin geri al›nmas› da mümkündür.

çal›flmas›

4

yapt›r›lamam›fl ise, art›k bu nedene iliflkin bir telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› mümkün de¤ildir.

TELAF‹ ÇALIfiMASININ HÜKÜMLER‹

1) Telafi çal›flmas›n›n iki ay içerisinde yapt›r›lmas› Yukar›da belirtilen nedenlerle eksik çal›fl›lan süreye iliflkin telafi çal›flmas›n›n iki ay içerisinde yapt›r›lmas› zorunludur. Bu sürenin sözleflmelerle uzat›lmas› da mümkün de¤ildir26. Kan›mca 64. maddenin elefltirilebilecek tek yönü belki, telafi çal›flmas› yapt›r›lacak sürenin iki ayla s›n›rland›r›lm›fl olmas›d›r. Nitekim; ifl ak›fl›na göre, telafi çal›flmas›n›n iki ayda tamamlanmas› mümkün olmayabilir. Örne¤in iflveren; çeflitli nedenlerle izin alm›fl iflçilerin telafi çal›flmalar›n› bir günü toplamak isteyebilir. Nitekim telafi çal›flmas›, organizasyonu çok kolay bir çal›flma niteli¤inde de¤ildir. Veya iki ayl›k süre içerisinde telafi çal›flmas›na ihtiyaç gösteren bir durum ortaya ç›kmayabilir. ‹sviçre Hukukunda ise ‹fl Kanunu’na iliflkin Tüzükte, telafi çal›flmas›n›n 14 haftal›k süre içerisinde yap›labilece¤i, hatta 12 ay› aflmamak üzere iflçi

ve iflverenin telafi çal›flmas›n›n daha uzun bir sürede de yap›lmas›n› kararlaflt›rabilecekleri düzenlenmifltir. Öte yandan üç vardiya halinde çal›fl›lan iflyerlerinde bir k›s›m iflçiye telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› da ayr› bir güçlük gösterir. Telafi çal›flmas›n› iki ayl›k süre içerisinde yapt›ramayaca¤›n› bilen iflveren herhalde bundan kaç›nma e¤ilimi içerisinde olacakt›r ki, bunun da iflçinin lehine bir durum oldu¤u söylenemez. Bunun gibi, telafi çal›flmas› yapt›r›lacak sürenin iflçinin sa¤l›¤› veya baflkaca nedenlerle, iflçinin aleyhine oldu¤u da kan›mca ileri sürülemez. Bu bak›mdan; an›lan sürenin belirsiz de¤il ve fakat örne¤in alt› ay olmas›, her iki taraf bak›m›ndan da daha uygun olurdu. Bu iki ayl›k sürenin, bu çal›flmay› gerektiren halin sona ermesinden itibaren bafllayaca¤› ö¤retide isabetli olarak belirtilmifltir27. Örne¤in; iflçi ileride telafi etmek üzere iki gün izin alm›flsa, iki ayl›k sürenin bafllang›c›, bu izin süresinin bitimi tarihidir. Ancak telafi çal›flmas›n› gerektiren nedenin sona erdi¤i tarih ile iflçinin iflbafl› yapt›¤› tarih aras›nda farkl›k olabilir veya iflçi bu iki ayl›k süre içerinde rapor alm›fl olabilir. Kan›mca bu gibi hallerde iki ayl›k sürenin iflçinin iflbafl› yapt›¤› tarihten itibaren bafllat›lmas› ve iki ayl›k süre içerisinde rapor alm›flsa, telafi süresinin rapor süresi kadar uzad›¤›n›n kabulü daha uygundur. ‹ki ayl›k süre içerisinde iflverence telafi çal›flmas› yapt›r›lamam›fl ise, art›k bu nedene iliflkin bir telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› mümkün de¤ildir. Bu takdirde iflveren, iflçiye çal›flt›rmadan ödedi¤i ücreti de geri alamaz. Ancak telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› iflçinin izin alm›fl olmas›na dayanmakta ise ve iflçi e¤er iki ayl›k süre içirisinde henüz telafi çal›flmas› yapt›r›lamadan ifl sözleflmesini hakl› nedenlerle sona erdirmiflse veya hakl› nedenle iflverence feshine neden olmuflsa, böyle bir durumda, izin verilen ve fakat telafi çal›flmas› yapt›r›lamayan sürenin ücretinin kesilmesi mümkün olmak gerekir.

Bak. DEM‹R, Yarg›tay Kararlar› Ifl›¤›nda ‹fl Hukuku ve Uygulamas›, 107. Telafi çal›flmas›na kat›lmayan iflçinin ifl sözleflmesinin ‹flK.m.25/II – (h) f›kras›na göre feshedilebilece¤i görüflünde MOLLAMAHMUTO⁄LU, ‹fl Hukuku, 687; ayr›ca AKY‹⁄‹T, “Telafi Çal›flmas›”, 13. 26 Bak. SOYER, “4857 Say›l› Yeni ‹fl Kanununun Ücret, ‹flin Düzenlenmesi, ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤ine ‹liflkin Baz› Hükümleri Üzerine Düflünceler”, 30. Yazara göre; telafi çal›flmas›n›n yapt›r›labilece¤i iki ayl›k sürenin sözleflmelerle art›r›lamayaca¤›n› kabul etmek, iflçiyi belirsiz bir ortama düflmekten koruyaca¤› için isabetli say›lmal›d›r.; ayr›ca AKY‹⁄‹T, “Telafi Çal›flmas›”, 12. 27 EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1255. 24 25

Kas›m 2005


2) Tatil günlerinde telafi çal›flmas› yapt›r›lamamas› ‹flK.m.64’de, telafi çal›flmas›n›n tatil günlerinde yapt›r›lamayaca¤› öngörülmüfltür. Ö¤retide isabetli olarak belirtildi¤i gibi, tatil günleri kapsam›na yasal tatil günleri oldu¤u gibi, akdi tatil günleri de girer28. Örne¤in, iflçiye verilmesi gereken hafta tatili gününde veya ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yahut belirli nedenlerle iflçiye verilmesi gereken mazeret izinlerinde (‹flK.m.46/III – b) telafi çal›flmas› yapt›r›lamaz. Bunun gibi, iflçinin raporlu bulundu¤u veya örne¤in gebelik veya anal›k izni kulland›¤› süre içerisinde bu çal›flman›n yapt›r›lamayaca¤› zaten izahtan varestedir. Keza, e¤er ifl sözleflmesi veya eki niteli¤indeki personel yönetmeli¤i veya iç yönetmelik gibi kaynaklarda, akdi tatil veya mazeret izin günleri düzenlenmiflse, bu gibi günlerde de telafi çal›flmas› yapt›r›lamaz.

Kuflkusuz günde üç saatlik s›n›r, iflçinin günlük normal çal›flma süresini tamamlad›ktan sonra yap›lacak telafi çal›flmalar›na iliflkindir. Böyle olmay›p da, iflçiye hiç çal›flmas› bulunmayan bir günde, örne¤in çal›flmad›¤› cumartesi günü (veya haftan›n çal›flmad›¤› bir alt›nc› günü) telafi çal›flmas› yapt›r›lacaksa, günde üç saatlik s›n›rlama olmaks›z›n bu çal›flman›n yapt›r›lmas› mümkündür31. Önemle belirtmek gerekir ki; telafi çal›flmas›, iflçinin çal›flt›r›lmad›¤› sürenin tamam›n› kapsayamayabilir. Gerçekten, telafi çal›flmas› en çok iki ay süreyle yap›labilece¤i ve günde en çok üç saat olabilece¤ine göre, iflçinin çal›flt›r›lmad›¤› süre ne kadar olursa olsun, telafi çal›flmas› en çok, iki ayl›k sürede yer alan, hafta tatilleri hariç, ifl günlerindeki üç saatlerin toplam›ndan oluflabilecektir32. 4) Telafi çal›flmas›n›n ücreti

Ancak çal›fl›lmayan cumartesi günü, akdi veya kanuni tatil günü kapsam›nda olmad›¤›ndan, an›lan günde telafi çal›flmas› yap›lmas›na yasal bir engel yoktur29. Nitekim çal›fl›lmayan cumartesi günü akdi veya kanuni bir tatil günü olmay›p, haftal›k yasal ifl süresinin befl iflgününde tamamlanmas›n›n bir sonucu olarak ortaya ç›kmaktad›r.

Kanunun 64. maddesinde, telafi çal›flmalar›n›n fazla çal›flma veya fazla sürelerle çal›flma say›lmayaca¤› hükme ba¤lanm›flt›r.

Öte yandan; iflçinin çal›flmay› kabul etti¤i genel tatil günlerinde de telafi çal›flmas› yapt›r›labilir. Nitekim; ‹fl Kanunu’nun 47. maddesinde genel tatil günlerinde çal›flmas› iflçinin r›zas›na ba¤l› tutulmufl olup, iflçinin an›lan günlerde çal›flmay› kabul etmesiyle, bu günler iflçi için tatil günü kapsam›ndan ç›km›fl olaca¤›ndan, böyle bir durumda genel tatil günlerinde telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› mümkündür30.

‹leri sürdü¤ümüz görüfle göre; telafi çal›flmas› yapt›¤› saatler karfl›l›¤› iflçiye fazla çal›flma ücreti ödenmeyece¤i gibi, normal çal›flma ücreti de ödenmez33. Zira; iflçi, izinli say›ld›¤› süre içerisinde ücretini tam olarak almakta ve böylelikle, telafi çal›flmas› yapaca¤› sürenin ücretini önceden alm›fl olmaktad›r.

3) Telafi çal›flmas›n›n günde üç saati geçememesi Telafi çal›flmas›, günlük en çok çal›flma süresini geçmemek üzere günde en çok üç saatten fazla olamaz.

Bununla birlikte; telafi çal›flmas› yap›lan saatler için iflçinin bir ücrete hak kazan›p kazanmayaca¤› ö¤retide tereddüt yaratm›flt›r.

Ö¤retide EKONOM‹ taraf›ndan, bu görüflümüze at›f yap›larak, “...Bir konferans›n konuflma metninde telafi çal›flmas› için ücret ödenmeyece¤i görüflüne yer verilmifltir. Konuflma metni oldu¤u için istenilen tam olarak ortaya konulmam›fl olabilir; ancak telafi çal›flmas›nda ücret ödenmeyece¤i fleklinde bir görüfle kat›lmak mümkün de¤ildir...” görüflüne yer verilmifltir34.

EYRENC‹ / TAfiKENT / ULUCAN, Bireysel ‹fl Hukuku, 225; EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1257. EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1257; DEM‹R, Yarg›tay Kararlar› Ifl›¤›nda ‹fl Hukuku ve Uygulamas›, 107. 30 EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1257. 31 EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1257. 32 EYRENC‹ / TAfiKENT / ULUCAN, Bireysel ‹fl Hukuku, 223 dn. 45 33 Bak. Ö. EKMEKÇ‹, “Yeni ‹fl Kanunu’nun Getirdikleri”, T‹SK, EBSO ve MESS taraf›ndan düzenlenen “Yeni ‹fl Kanunu Ne Getiriyor ?” Semineri, 3 Temmuz 2003 ‹zmir, Ankara 2003, 47. 34 Bak. EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1250. Esasen, birazdan aç›klanaca¤› üzere, an›lan seminerde ileri sürdü¤ümüz görüfl ile say›n EKONOM‹’nin görüflleri aras›nda belirgin bir farkl›l›k söz konusu de¤ildir. Nitekim; say›n Hocam›z, bir konferans›n konuflma metninden bant çözümüyle yap›lan yay›n›n, istenileni tam olarak ifade etmifl olmayabilece¤i fleklindeki aç›klamas›yla, bu konuda daha ayr›nt›l› bir aç›klama yapma olana¤›n› ve flans›n› nezaketle ortaya koymufltur. 28 29

36-37


Telafi çal›flmas› için ödenecek ücret iflçinin normal ç›plak ücretidir. ‹flverenin iflçiye telafi çal›flmas› için zaml› ücret ödemesi esasen çok anlaml› de¤ildir, bununla birlikte, iflverenin bu gibi çal›flmalar için zaml› ücret ödenece¤ini kararlaflt›rmas›na da bir engel yoktur

Ancak bunun devam›ndaki aç›klamalar, esasen EKONOM‹’nin görüflünden farkl› bir görüflte olmad›¤›m›z› ortaya koymaktad›r. Nitekim yazar›n, “...telafi çal›flmas› karfl›l›¤› ücrete hak kazan›lamayaca¤› yolundaki görüfle kat›lmak mümkün de¤ildir...” dedikten sonra, “...Bundan ve iflverenin iflçiden alaca¤› var sözü ile iflverenin çal›flt›rmad›¤› sürede ayr›ca çal›flm›fl gibi ücret ödendi¤i anlat›lmak isteniyorsa, ki metinden tam anlafl›lmamaktad›r, o takdirde art›k telafi çal›flmas› yerine getirildi¤inde ödeme önce yap›ld›¤› için ikinci bir ödeme söz konusu olmaz. Gerçekten telafi edilecek süre için iflçiye birden fazla ücret ödenmez. Baflka bir deyiflle iflçinin çal›flmad›¤› ve telafi edilmesi gereken süre için, hem çal›flmad›¤›nda ve hem de telafi çal›flmas› yapt›¤› s›rada iki kez ücret verilece¤i düflünülemez...” ifadesine yer vermifl olmas›, ayn› görüflü paylaflt›¤›m›z› aç›kça ortaya koymaktad›r. Bu ifadelerinden yazar›n, an›lan seminerde, telafi çal›flmas› için izin verildi¤i dönemde iflçiye ücret ödenmeyece¤i ve telafi çal›flmas› yapt›r›ld›¤›nda da iflçinin ücrete hak kazanamayaca¤› görüflünde oldu¤umuzu sand›¤› anlafl›lmaktad›r. Halbuki böyle bir görüflü ileri sürmek mümkün de¤ildir. Nitekim telafi çal›flmas›n›n anlam›, iflverenin iflçiyi ücret ödemeden çal›flt›rabilmek de¤il, belirli nedenlerle çal›flt›rmad›¤› ve fakat ücreti ödenen bir sürenin sonradan çal›flt›r›larak telafi edilmesidir. ‹flçiye çal›flt›r›lmadan ücret ödenmifl olaca¤› için, bu sürenin telafi edilmesinde art›k tekrar ücret ödenmesi gerekmeyecektir. Nitekim EKONOM‹ de iflçiye ikinci bir ödeme yap›lmayaca¤›n› ifade ederek ayn› görüflü ortaya koymufl bulunmaktad›r. Ö¤retide, telafi çal›flmas› karfl›l›¤› ödenecek ücret konusunda ileri sürülen görüfle göre; zorlay›c› sebepler d›fl›nda, iflyerinde bir ar›zan›n meydana gelmesi, bir ar›zan›n mümkün görülmesi ya da makinalar veya araç ve gereç için hemen yap›lmas› gerekli ifller dolay›s›yla fiilen çal›flt›r›lmadan geçen süreler, iflçi ifl görmek üzere iflverenin emrinde bulunmakla beraber çal›flt›r›lmaks›z›n geçen ve iflçinin günlük çal›flma süresinden say›lan sürelerdir ve ücretinin ödenmesi gerekir. ‹flveren iflçinin çal›flt›r›lmad›¤› ve ücretinin ödenmesi gereken bu süreler için ‹flK.m.64’e göre telafi çal›flmas› yapt›rabilir ve bu durumda telafi çal›flmas›na iliflkin sürede gördü¤ü iflin karfl›l›¤› olarak normal ücretinin ödenmesi gerekir35. Kan›mca bu görüfl uygun de¤ildir. Çünkü bu olas›l›kta telafi çal›flmas› söz konusu de¤ildir. Zira; telafi çal›flmas› yap›lmas›na olanak sa¤layan

35 36

EKONOM‹, “Telafi Çal›flmas›”, 1259. MOLLAMAHMUTO⁄LU, ‹fl Hukuku, 688.

Kas›m 2005

neden, iflçinin (muhtelif nedenlerle) iflverence izinli say›lmas›d›r. Halbuki verilen örnekte, iflçi ifl görmek üzere iflverenin emrinde haz›r beklemektedir. Dolay›s›yla bu süre zaten ‹flK.m.66 uyar›nca ifl süresinden say›lmaktad›r. ‹fl süresinden say›lan bir süre içerisinde iflçi çal›flm›fl kabul edilece¤i ve dolay›s›yla bu süre içerisinde izinli olmad›¤› için, an›lan sürenin çal›fl›larak telafisinden söz edilemeyecektir. Nitekim telafi çal›flmas›nda iflçinin, çal›flmad›¤› süre için ücrete hak kazanmas›, çal›flmad›¤› bu süreyi daha sonra çal›flarak yerine getirece¤i esas›na dayan›r. Halbuki iflverenin emrinde haz›r bekleyen iflçi, bu süre ifl süresinden say›ld›¤› için zaten ücrete hak kazanmaktad›r. Tekrar etmek gerekirse; çal›fl›lmayan bir sürenin telafisinden söz edebilmek için, bu sürenin çal›fl›lm›fl gibi say›lan hallerden olmamas›, bu sürede iflçinin izinli olmas› gerekir. Dolay›s›yla; çal›flma süresinden say›lan bir halin telafisinden söz edilmesi mümkün de¤ildir. Kald› ki yazar›n; böyle bir çal›flmay› telafi çal›flmas› sayan görüflü, bunun ücretlendirilmesine iliflkin beyanlar›yla da uyuflmamaktad›r. Nitekim yazara göre bu durumda, hem iflverenin emrinde haz›r halde geçen sürenin, hem de telafi çal›flmas›nda geçen sürenin ücretinin ödenmesi gereklidir. Halbuki ayn› görüfle göre, hem çal›flmadan geçen sürenin hem de bunun telafisi için yap›lan çal›flmada geçen sürenin ücretlendirilmesi mümkün de¤ildir. Verilen örnekte ise, her iki sürenin de ücretlendirilece¤inden söz edilmektedir. Telafi çal›flmas› için ödenecek ücret iflçinin normal ç›plak ücretidir. ‹flverenin iflçiye telafi çal›flmas› için zaml› ücret ödemesi esasen çok anlaml› de¤ildir, bununla birlikte, iflverenin bu gibi çal›flmalar için zaml› ücret ödenece¤ini kararlaflt›rmas›na da bir engel yoktur36. Ancak iflverenin, o veya bu nedenle, telafi çal›flmalar› için normal ücretin üzerinde zaml› bir ücret ödemesi, bu çal›flman›n yine fazla sürelerle çal›flma veya fazla çal›flma hükümlerine tabi olmas› sonucunu do¤urmaz.

5

KANUNA AYKIRI TELAF‹ ÇALIfiMASI UYGULANMASININ YAPTIRIMI

1) Hukuki yapt›r›m Kanunun telafi çal›flmas›na iliflkin hükümlerine ayk›r›l›¤›n yapt›r›m› öncelikle hukuki bir yapt›r›m olarak ortaya ç›kabilir. Örne¤in; iflveren, iflçiye önce izin vermeden telafi çal›flmas› ad› alt›nda çal›flma yapt›rd›¤› veya yasak olan tatil günlerinde


yahut günde üç saatin üzerinde telafi çal›flmas› yapt›rd›¤›, iki ayl›k süre geçtikten sonra telafi çal›flmas› yapt›rma yoluna gitti¤i takdirde, iflçinin bu çal›flman›n yapt›r›ld›¤› haftada veya haftalardaki çal›flmas› normal veya yasal çal›flma sürelerinin üzerine ç›kt›¤› takdirde, bu çal›flma bir fazla çal›flma say›l›r ve iflçi bunun karfl›l›¤›nda zaml› ücret veya serbest zaman talep hakk›na sahip olur. Nitekim telafi çal›flmas›n›n fazla çal›flma veya fazla sürelerle çal›flma say›lmamas›, ancak Kanuna uygun çal›flmalar için sözkonusu olabilir. Öte yandan, iflçi kanuna ayk›r› telafi çal›flmas› talebini kabul etmekle yükümlü de¤ildir. Böyle bir durumda iflçi çal›flmaktan kaç›nd›¤› takdirde, bu nedene dayal› olarak kendisine herhangi bir yapt›r›m uygulanamaz. 2) ‹dari para cezas› yapt›r›m› Kanunun 104. maddesinin ikinci f›kras›nda; 64 üncü maddede öngörülen hükümlere ayk›r› davranan iflveren veya iflveren vekiline bu durumda olan her iflçi için yüz milyon lira para cezas› verilece¤i hükme ba¤lanm›flt›r. Belirtelim ki; telafi çal›flmas›na iliflkin hükümlere ayk›r›l›kta uygulanacak idari para cezas› miktar›nda önemli olan sadece iflçi say›s›d›r. Kan›mca bu noktada telafi çal›flmas›na ayk›r›l›k için öngörülen idari para cezas›n›n miktar› konusunda bir dengesizlikten söz edilmesi uygun olur. Gerçekten; telafi çal›flmas›n›n kanuna ayk›r› olarak uygulanmas›yla, Kanunun ifl süreleri ve fazla çal›flmaya iliflkin hükümlerine ayk›r›l›k halleri aras›nda yak›n bir iliflki vard›r. Örne¤in; iflveren iflçilere, iki ayl›k süre geçtikten sonra telafi çal›flmas› yapt›r›lmas› 64. madde hükümlerine ayk›r›l›k oluflturur ve yapt›r›m› iflçi bafl›na yüz milyon lira idari para cezas›d›r. Ancak, iki ayl›k süreden sonra telafi çal›flmas› ad› alt›nda yapt›r›lan çal›flma, çal›flman›n yapt›r›ld›¤› haftada, haftal›k yasal sürenin afl›lmas› nedeniyle (ve di¤er koflullar›n da varl›¤› halinde) ifl sürelerine ayk›r›l›k ve kanuna ayk›r› bir fazla çal›flma oluflturabilir. Veya günlük telafi çal›flmas› s›n›r›n›n afl›lmas› ayn› zamanda ifl sürelerine ayk›r›l›¤› ortaya ç›karabilir. Halbuki telafi çal›flmas›na iliflkin hükümlere ayk›r›l›¤›n yapt›r›m› iflçi bafl›na yüz milyon lira idari para cezas› iken, 63. maddede ve Çal›flma Süreleri Yönetmeli¤inde belirlenen çal›flma sürelerine ayk›r›l›¤›n yapt›r›m›, iflçi say›s›na bak›lmaks›z›n, beflyüz milyon lira idari para cezas›d›r37.

Maddede belirtilen iflçi bafl›na yüz milyon lira tutar›ndaki para cezas› her takvim y›l› bafl›ndan geçerli olmak üzere o y›l için 213 say›l› Vergi Usul Kanunu hükümleri uyar›nca tespit ve ilan edilen yeniden de¤erleme oran›nda art›r›lmakta ise de, bu uygulama hatal›d›r. Zira söz konusu para cezas› hukuki niteli¤i itibariyle bir nispi para cezas›d›r. 5326 say›l› Kabahatler Kanunu’nun 17/I. maddesinde idari para cezalar›n›n maktu veya nispi olabilece¤i belirtilmifltir. Bunlardan maktu para cezas›; kanunda sadece tek bir rakam olarak veya afla¤› ve yukar› hadleri gösterilerek belirlenmifl para cezas›, nispi para cezas› ise, failin sorumlu olaca¤› ceza miktar› önceden belli olmay›p, miktar› ihlal süresine, kifli say›s›na, elde edilen menfaatin miktar›na göre de¤iflen para cezas›d›r38 Bu konuda bak. EKMEKÇ‹, “Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Ma¤duru ‹stihdam›nda Yaflanan Sorunlar ve ‹tiraz Usulündeki De¤ifliklikler”, Çimento ‹flveren D., Eylül 2005, 50 – 51.. Örne¤in; ‹fl Kanunu’nun “‹dari Ceza Hükümleri” bafll›kl› sekizinci bölümünde, baz› maddelerde, iflçi say›s› veya ayk›r›l›¤›n devam etti¤i süre ile ilgilenilmeksizin tek bir para cezas› öngörülmüfl, baz› maddelerde ise, “. . . bu durumdaki her iflçi için. . . ”, “. . . iflten ç›kard›¤› her iflçi için. . . ”, “. . . her bir çocuk için. . . ”, “. . . her ay için. . . ” gibi ibarelerle kifli ve/veya ay bafl›na artan miktarda para cezas› uygulanmas› düzenlenmifltir. Bunlar nispi nitelikteki idari para cezalar›d›r. Telafi çal›flmas›na iliflkin hükümlere ayk›r›l›k için öngörülen para cezas› da nispi niteliktedir. Zira, bu cezan›n miktar› önceden belli olmay›p, iflçi bafl›na de¤iflmektedir. Bir idari para cezas›n›n maktu veya nispi nitelikte olmas›n›n büyük önemi bulunmaktad›r. Gerçekten tüm idari para cezalar› için geçerli olan Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesinin 7. bendine göre, idari para cezalar› her takvim y›l› bafl›ndan geçerli olmak üzere o y›l için 213 say›l› Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyar›nca tespit ve ilan edilen yeniden de¤erleme oran›nda art›r›larak uygulan›rken, bu kural nispi nitelikteki para cezalar› için uygulanmaz. Baflka bir anlat›mla; her y›l art›r›m kural›, sadece maktu nitelikteki para cezalar› için sözkonusu olup, nispi nitelikteki para cezalar› bak›m›ndan madde metninde yaz›l› miktarlar uygulan›r.

Mamafih ayn› dengesizlik; ‹flK.m.104/I hükmü ile m.102/c bendi aras›nda da bulunmaktad›r. Kuflkusuz bu durum bir hukuki hataya dayanmamaktad›r. Nitekim yasakoyucunun tercihi bu yönde olmufltur. Burada ifade olunmak istenilen sadece, birbirine benzer fiillere iliflkin yapt›r›mlar›n miktar itibariyle birbirleriyle bir uyum içerisinde olmamalar›d›r. 38 Bu konuda bak. EKMEKÇ‹, “Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Ma¤duru ‹stihdam›nda Yaflanan Sorunlar ve ‹tiraz Usulündeki De¤ifliklikler”, Çimento ‹flveren D., Eylül 2005, 50 – 51. 37

38-39


köfle yaz›lar›

Erdal Sa¤lam

fiükrü K›z›lot

14 Temmuz 2005 / Perflembe

16 A¤ustos 2005 / Sal›

Sosyal Güvenlik en erken kas›mda ç›kabilir

SSK'da cezan›n cezas›n›n cezas› kalkt›

DIfi‹fiLER‹ Bakan› ve Baflbakan Yard›mc›s› Abdullah Gül, bu hafta bafl›nda Londra'da, Türkiye'ye ilgili duyan yabanc› yat›r›mc›larla görüflürken, Sosyal Güvenlik Yasas›'n›n ç›kar›lmas› için TBMM'nin ola¤anüstü toplanabilece¤ini söylemifl.

HÜRR‹YET'te 'SSK'da abdestsiz namaz k›l›n›yor' fleklindeki uyar›m›z üzerine, anlams›z bir cezaya daha son verildi. Bundan böyle, SSK cezan›n cezas›n› alacak ama cezan›n, cezas›n›n cezas›n› almayacak.

Ayn› gün Baflbakan'a soruldu¤unda ise TBMM'nin RTÜK için topland›¤›nda, sadece RTÜK seçimlerini görüflece¤ini, Sosyal Güvenlik'in gündeme gelmeyece¤ini söyledi. Zaten daha önce de di¤er Baflbakan Yard›mc›s› Abdüllatif fiener'e sorulmufl, TBMM'nin Sosyal Güvenlik Yasas›'n› ç›karmak için ola¤anüstü toplanmayaca¤› yan›t› al›nm›flt›.

‹lginç bir ülkede yafl›yoruz. Önce, hukuka ayk›r› bir flekilde 'anlams›z bir ceza' uygulamas› getiriliyor. Bu ceza haks›z yere uygulan›p, paras› tahsil ediliyor. Yasaya ayk›r› oldu¤u netleflince de kald›r›lmas› 'müjde' gibi oluyor.

Yasan›n sahibi Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Murat Baflesgio¤lu'nun önceki aç›klamalar›n› baz alacak olursak, taraflar›n da görüfllerinin al›nmas› gerekti¤i için ifller uzayacak. Ekim bafl›nda TBMM aç›ld›¤›nda hemen Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bu yasa tasar›s› görüflülmeye bafllansa bile, görüfller al›nd›, tart›fl›ld› derken en erken ekim sonunda bu yasa Genel Kurul'a gelebilir gibi gözüküyor. 'Temel yasa' yap›larak yasalar›n jet h›z›yla görüflülmesine imkan veren içtüzük iptal olmazsa, kas›m ay› bafl›nda bu yasa ç›kabilir. Ancak o zamana kadar içtüzük de¤iflikli¤i iptal edilirse, o zaman Genel Kurul'daki görüflmelerin en az›ndan 15 gün sürmesi gerekir. Yani; kimse kas›m ay›ndan önce bu yasan›n ç›kmas›n› beklemesin. Hatta aral›k ay›na kalmas› flimdilik daha büyük bir ihtimal olarak gözüküyor. Bunu flunun için söylüyoruz ki; IMF'yle 1. gözden geçirmenin y›l sonundan önce tamamlanmas› mümkün de¤il. B›rak›n 1. gözden geçirmeyi ekim ay›nda tamamlanmas› gereken 2. gözden geçirmenin da zaman›nda yap›lmas›, flu tabloya bakarak pek mümkün gözükmüyor. Yani 1. ve 2. gözden geçirmenin birlefltirilmesi sözkonusu olabilir. Ancak bu birlefltirme için hem ekonomi yönetimi ve Hükümetin hem de IMF'nin onay verip anlaflmas› gerekiyor. Bu ifllerin nas›l ve ne zaman yap›laca¤›n›n da biran önce aç›klanmas› gerekiyor. Bunu söylememizin bir nedeni de piyasalar›n flimdiden bu gecikmelere kendini haz›rlamas›. En iyi ihtimalle 1. ve 2. gözden geçirmenin birlefltirilip kas›m ay›nda bütün gerekenlerin yerine getirilmesi beklenmeli. Tabi ki 3. gözden geçirme de aksamazsa... Bu da sadece 1. gözden geçirme de¤il 2. gözden geçirme için gereken yasal ve idari düzenlemelerin de bu sürede yap›lmas› anlam›na geliyor. Dolay›s›yla hem TBMM'nin, hem bürokrasinin üzerlerindeki ataletten s›yr›l›p, çok h›zl› çal›flmas› gerekecek. YIL SONUNA YI⁄ILIYOR Bu tablo, Hükümetin Sosyal Güvenlik Yasas›'n› ç›karma konusunda ne kadar büyük hata yapt›¤›n› da ortaya koyuyor. Her ne kadar Merkez Bankas› sadece gözden geçirmenin ertelemesine ba¤lamasa da, faizlerin düflüflü bu geliflmelere ba¤l›. fiu anda yabanc›lar hálá furya halinde piyasaya girmeye devam ediyorlar. Ancak bunun en önemli nedeninin kurlar›n bu seviyede kalmas› oldu¤unu biliyoruz. Yani kurlar› yukar› ç›karacak bir hareket bafllamas› halinde, k›sa vadeli sermaye giriflinin eskisi gibi devam edemeyece¤i, tersine ç›k›fl yönünde hareketin artaca¤› aflikar. Bu arada 3 Ekim'de AB ile müzakerelerin bafllayaca¤›, bir süre bu tantanan›n sürece¤i, bu arada K›br›s baflta olmak üzere s›k›nt›lar›n baflgöstermeye bafllayaca¤› da aflikar. Bununla birlikte bir de, komflular›m›zda s›cak ve kapsaml› çat›flmalar bafllarsa, piyasalar›n tedirginli¤inin çok daha fazla artaca¤›n› görmek için kahin olmaya gerek yok. Özetle söylemek istedi¤imiz flu ki; Hükümet flu anda, biraz da piyasalar›n tavr›na bakarak, Sosyal Güvenlik Yasas›'n› ç›karmamas›n›n getirdi¤i sonuçlar›, hafife alm›fl gözüküyor. Yap›lan bu hatan›n ekim-kas›m aylar›nda, asl›nda ne kadar büyük bir hata oldu¤u, bizce ortaya ç›kacak. Umar›z o zaman çok geç kalm›fl olunmaz. Bu arada tersini söylese de, Hükümetin bu yasay› istedi¤i konusunda da ciddi endifleler var. O dönem geldi¤inde, Hükümetin yasay› ç›karmaktan vazgeçti¤ini düflünmek bile istemiyoruz.

Kas›m 2005

OLAY NEYD‹? 1- SSK, prim borcunu ödemeyene, gecikme birgün bile olsa, yüzde 10 ceza uyguluyor. 2- Bununla yetinmiyor. Bulunan bu tutara, ödeme süresinin bitti¤i tarihten bafllamak üzere, borç ödeninceye kadar, her ay için Hazine Müsteflarl›¤›'nca aç›klanan bir önceki aya ait Türk Liras› (YTL) cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin ayl›k ortalama faizi, bileflik bazda uygulanarak, gecikme zamm› hesaplan›yor. 3- Bitmedi, ayr›ca 'özel bir kanuni faiz' hesaplan›yor. Gecikme zamm› üzerinden hesaplanan bu faiz 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren, ayl›k yüzde 1 olarak uygulan›yor. Sonuçta, SSK, cezan›n cezas›n›n, cezas›n› al›yordu. Yani Nasrettin Hoca'n›n; 'tavu¤un suyunun, suyunun suyu' gibi birfley!.. Bu cezalar arka arkaya uygulan›nca da bir ayl›k gecikmenin cezas›, bir y›ll›k enflasyon oran›n›n bile üzerinde oluyordu. Tebli¤ edilen gecikme zamm›na ayr›ca kanuni faiz uygulanaca¤›, 506 say›l› Sosyal Sigortalar Kanunu'nda ve 6183 say›l› Amme Alacaklar›n›n Tahsil Usulü Hakk›nda Kanunda yer alm›yordu. Çünkü, gecikme zamm›, niteli¤i itibariyle zaten faiz özelli¤i tafl›yordu. SSK'n›n uygulamas›, bütünüyle 'keyfi' bir uygulamayd›... Nitekim, Yarg›tay Hukuk Genel Kurulu'nun görüflü de; gecikme zamm›na faiz uygulanamayaca¤› fleklindeydi (Yarg›tay Hukuk Genel Kurulu 18 fiubat 2004 Tarih ve E.2004/10-104, K.2004/94). D‹RENÇ KIRILDI SSK bu uyar›m›za ra¤men, hukuka ayk›r› uygulamas›nda direndi. Bu arada bize de bir aç›klama gönderdi. Özetle; 'Biz Yarg›tay'›n bir Dairesi taraf›ndan 14 y›l önce verilen karara itibar ediyoruz. Yarg›tay'›n 21 dairesinin yaklafl›k 100 kiflilik baflkan ve üyelerinin bir y›l önce verdi¤i Hukuk Genel Kurulu Karar›'na itibar etmiyoruz' deniliyordu. Yani f›kra gibi gerekçeleri vard›... Bunun üzerine 'SSK'da Abdestsiz Namaz K›l›n›yor' bafll›kl› yaz›m›zla, bu yan›ta yer verip, daha fazla direnilmemesi gerekti¤ini belirttik. Sonunda, direnç k›r›ld›. SSK 3 A¤ustos 2005 Tarih ve 16-349 Ek say›l› Genelgesi ile cezan›n cezas›n›n cezas›ndan yani üçüncü halkadaki cezadan vazgeçti¤ini aç›klad›. Genelgenin sonunda da, devlete inan›p ödeyenlere, ödediklerinin iade edilmeyece¤i, ancak, ödemeyenlerden de tahsil edilmeyece¤i belirtildi. Düflünebiliyor musunuz, hukuka ayk›r› olarak daha aç›kças› 'keyfi olarak' bir ceza al›n›yor. ‹nan›p, bunu ödeyen vatandafllara ve firmalara da 'Ald›¤›m ceza yasaya ayk›r›yd›, kabul ediyor ve iptal ediyorum. Ancak, daha önceki aç›klamalar›m›za inan›p ödeyenlere de iade etmiyorum. Ödemeseydiniz kardeflim...' deniyor. 'SSK'da Abdestsiz Namaz K›l›n›yor' yaz›m›zda bir f›kra vard›. Adam›n birine sormufllar 'Abdestsiz namaz k›l›n›r m›?' diye. O da 'Ben k›ld›m oldu' diye yan›tlam›fl. Dedik ya SSK'da abdestsiz namaz k›l›n›yor!..


Taha AKYOL

Güngör URAS

27 A¤ustos 2005 / Cumartesi

26 Eylül 2005 / Pazartesi

Bizde sendikal kültür Kamu çal›flanlar› hükümetle toplu görüflme yap›yor. Elbette yüksek ücret art›fllar› istiyorlar. D‹SK gelene¤inin “uzlaflmaz s›n›f sendikac›l›¤›” anlay›fl›n› daha yumuflak bir üslupla devam ettiren KESK, yüzde 70'lere varan maafl art›fllar› istiyor. Taleplerinin bütçeye getirece¤i yük 7 katrilyona yak›n! Hükümet bütçeden memur maafl zamm› için 2.6 katrilyon ay›rm›fl; bütçe dengeleri, enflasyon, faiz d›fl› fazla ve yat›r›m hedefleri gibi k›staslar› dikkate alarak böyle bir “hesap” yapm›flt›. Baflbakan Yard›mc›s› Mehmet Ali fiahin, imkanlar› zorlayarak bu ödene¤i 3.2 katrilyona ç›kard› ama 7 katrilyona yak›n art›fllar istendi¤i için uzlaflma olmad›. fiahin'in CNN Türk'teki aç›klamas›ndan anlad›¤›m, Baflbakan bir miktar daha art›fl yapabilir, ama o kadar. Yine de uzlaflma olmazsa... KESK “soka¤a ç›kar›z” diyor. Sendika sanayileflmenin ortaya ç›kard›¤› bir kurumdur. Hem çal›flma hayat›nda ifl disiplininin sa¤lanmas›, hem çal›flanlar›n sosyal statülerini gelifltirme amac›yla... Geliflmifl ülkelerde sendikalar bugünkü olgunlu¤a ve “rasyonel” zihniyete ulafl›ncaya kadar birçok afl›r›, ölçüsüz, militan, uzlaflmaz aflamalardan geçtiler. Modern toplumda, ücret ve maafllar› tespit ederken mutlaka “kaynak, verimlilik, performans” gibi faktörler dikkate al›n›r. Sendikalar grev yaparak paylar›n› art›rmak isterler, ama ölçüyü kaç›r›rlarsa “lokavt” gelir, veya iflyeri kapan›r! “Rasyonelleflmifl” sendikalar bu noktaya gelmeden uzlafl›rlar. Kamuda, özellikle memurlarda bu “Rasyonelleflme” mekanizmas› zor iflliyor, çünkü memurun ifl garantisi oldu¤u gibi, devlet “iflas” etmez, borç para bularak maafllar› öder. Türkiye böyle yapt›, y›llarca borçland›, netice malum: Kay›p 1990'l› y›llar, düflük kalk›nma, 2001 krizi... Yeni toparlan›yoruz. Bizim sendikalar, genelde, toplu görüflmelerde “verimlilik, performans, kaynak” gibi de¤erlerden hofllanm›yorlar; sadece yüksek ücret art›fl›na önem veriyorlar. Hükümetin haz›rlad›¤› personel reformu tasla¤› kamu çal›flanlar›nda “verimlili¤in art›r›lmas›” için düzenlemeler getiriyor. Mesela “performansa dayal› ödeme sistemi” öngörülüyor. Böylece “salla bafl›n› al maafl›n›” veya “devletten ayl›k, Allah'tan sa¤l›k” felsefesine son vermek amaçlan›yor. Devlet dairelerinde ifllerin yap›lmas›ndan memnun muyuz? Böyle bir sistem gerekmez mi?

Oyak'›n Çaycuma k⤛t tesisinde üretim durdu Oyak, 2003 Temmuz ay›nda Seka'n›n özellefltirilen Çaycuma Selüloz ve Ka¤›t Fabrikas›'n› sat›n ald›. Son iki y›lda fabrikan›n verimli hale getirilmesi için 10 milyon dolar yat›r›m yapt›. Kalite art›r›ld›. Maliyetler yar›n›n alt›na indirildi. Ama kamu taraf›ndan belirlenen girdi fiyat› o kadar yüksek ki, iflçilik s›f›r olsa da, fabrikan›n üretim maliyeti, ithal ürün fiyat›n›n çok üzerinde kal›yor. Bu nedenle 22 Eylül 2005'ten itibaren tüm çal›flanlar ücretsiz izne ç›kar›ld›. Üretime ara verildi. Bunun hikâyesini anlatmal›y›m... Çünkü bugüne kadar farkl› hikâyeler anlatt›k... Özellefltirilmeden sonra, sat›n alanlar›n fabrikalar› hiçbir yat›r›m yapmadan kapatmalar›ndan yak›nd›k. Bu hikâyenin fark›, sat›n alan›n "iyi niyet" ile, fabrikay› yenileyerek üretime devam etmek isterken, ekonominin özelliklerine dayal› olarak karfl›lafl›lan sorunlar› ortaya koymas›d›r. Çaycuma fabrikas›nda yerli çam a¤ac›ndan selüloz, bu selülozdan da "esmer k⤛t" diye adland›r›lan clupak (çimento k⤛d›),kraft torba k⤛d› üretiliyor. Bizim odun pahal› Türkiye'nin de¤iflik yerlerinden ormanlardan gelen çam odunlar› parçalan›yor. Düdüklü tencereye benzeyen ama boylar› 15 metre olan 5 dev kazanlarda kimyevi maddelerle yüksek bas›nç alt›nda pifliriliyor. K⤛t hamuru de¤iflik ifllemlerden geçiriliyor. Sonuçta özel k⤛t ortaya ç›k›yor. Bin ton k⤛t üretebilmek için bu fabrika Seka zaman›nda 6.5 metreküp k⤛t kullan›rken, Oyak'›n modernlefltirme çabas› sonucu 4.7 metreküp çam odunundan 1 ton k⤛t elde edilmeye baflland›. Fabrikan›n ayl›k kapasitesi 6 bin ton. Fabrika bin ton k⤛t üretirken Seka zaman›nda 580 kg fuel yakarken, yeniden yap›lanma sonucu 220 kg fuel ile 1 ton k⤛t üretilir oldu. 1 ton k⤛t üretmek için 1.200 kwh elektrik kullan›l›yor. Devletin orman iflletmesinden al›nan çam odununun metreküp fiyat›, nakliye dahil 80 dolar. Devlet elektri¤in kilovat›n›n 0.106 YTL'ye sat›yor. Devletin belirledi¤i fuel-oil kg fiyat› 0.62 YTL. Bu durumda 1 ton esmer k⤛d›n maliyetine giren hammadde, yak›t ve elektrik enerjisi bedeli 762.2 YTL (yaklafl›k 565 dolara) tutmaktad›r. Bunun içinde iflçilik, iflletme masraf›, amortisman, kâr yok.

Ama sendikalar karfl›!

‹thal k⤛t ucuz

Arap saç›na dönmüfl personel rejimini sistemlefltirmek, rasyonellefltirmek, ifl tan›m›na göre standartlar getirmek... Sendikalar buna da karfl›!

Halbuki Rusya ve Ukrayna gibi ülkeler 1 ton k⤛d› yaklafl›k 280 dolara mal edebiliyor.

Türkiye art›k “ihsan” ve “ganimet” kültürünün modern ifl ve kamu hayat›na uymad›¤›n›, ça¤›m›zda “ücret ve maafl”›n “iktisadi” bir faktör oldu¤unu, bunun da “hesaba kitaba” uymas› gerekti¤ini görmelidir.

‹flçiler diyor ki, "Fabrikay› sat›n alan Oyak yönetimi de, fabrika yöneticileri de ellerinden geleni yapt›. Biz iflçiler olarak maliyetleri afla¤›ya çekmek için büyük çaba gösterdik... Ama devletin fiyat›n› belirledi¤i yüksek girdi maliyetleri karfl›s›nda iflçi olarak bizim yapabilece¤imiz bir fley yok."

“Devlet versin!” ‹hsan kültürünün bir az›nt›s›! “Söke söke al›r›z!” Ganimet kültürünün bir az›nt›s›! Halbuki ça¤dafllaflma, gard›ropta de¤il, “hesap kitap” kültüründe aranmal›d›r. Milli gelir 30 dolara ç›k›nca Alman iflçisi kadar ücret ve maafl al›n›r elbette. Geçmiflte oldu¤u gibi, “Çankaya fliflman›, iflçi düflman›” gibi sloganlarla, “söke söke almak” bizi nereye getirdi?! Umar›m ayn› ç›kmaz soka¤a tekrar girilmez, bütçe disiplinini dinamitleyecek “rasyonel” bir çözüme ulafl›l›r.

Bu k›fl k›yamette 250 iflçi endifle içinde. fiimdi "kolayc›lar" bu yaz›ya itiraz edecek... "Maliyet yüksek ise fabrika önünde, sonunda kapanacak. Biz k⤛d› yar› fiyat›na Rusya'dan alaca¤›z" diyecekler... ‹yi de bizim iflçiler ne yapacak? ‹yi de biz Rusya'dan sat›n alaca¤›m›z k⤛d›n dövizini nereden bulaca¤›z?

40-41


yarg›tay kararlar›

Derleyen: Av. Ertan ‹ren

Yarg›tay Kararlar› T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi ESAS NO: 2004/32218 KARAR NO: 2005/22714 KARAR TAR‹H‹: 23.06.2005 KARAR ÖZET‹: FESH‹N GEÇERS‹ZL‹⁄‹ VE ‹fiE ‹ADE ‹LE B‹RL‹KTE ‹STENEN ‹fiÇ‹L‹K ALACAKLARI AYNI DAVADA B‹RL‹KTE GÖRÜLEMEZ Feshin geçersizli¤i ve ifle iade ile birlikte istenen iflçilik alacaklar› ayn› davada birlikte görülemez. Zira feshin geçersizli¤i, ifle iade ve bunun sonucuna ba¤l› ifle bafllatmama tazminat› ve boflta geçen süre için ücret alaca¤› davas›, bir tesbit niteli¤inde olup, seri yarg›lama usulüne tabidir. Oysa y›ll›k izin ücreti, fazla mesai ücreti ve di¤er haklardan do¤an alacaklar gibi iflçilik alacaklar› sözlü yarg›lama usulüne tabi olup, eda niteli¤inde isteklerdir. DAVA: Davac›, feshin geçersizli¤ine ve ifle iadesine karar verilmesini istemifltir. Yerel mahkeme, davay› reddetmifltir. Hüküm süresi içinde davac› avukat› taraf›ndan temyiz olmakla dosya incelendi, gere¤i konuflulup düflünüldü: YARGITAY KARARI: Davac›, dava dilekçesinde ifl aktinin hakl› ve geçerli Kas›m 2005

bir neden olmadan feshedildi¤ini iddia ederek, feshin geçersizli¤ine, ifle iadesine ve fesih tarihine kadar ödenmemifl olan iflçilik haklar›, y›ll›k izin ücreti, fazla mesai ücreti ve di¤er sosyal haklar›ndan flimdilik 1.000.000.000 TL.nin tahsiline karar verilmesini istemifltir. Mahkeme, taraflar›n tan›klar›n› dinlemifl daval› bankan›n delil olarak gösterdi¤i belgeleri toplam›fl, konuda uzman olmayan hukukçu bilirkifli vas›tas›yla inceleme yapt›rm›fl, bilirkifli raporu do¤rultusunda davan›n reddine karar vermifltir. Dairemizin kararl›l›k kazanan uygulamas› gere¤ince, feshin geçersizli¤i ve ifle iade ile birlikte istenen iflçilik alacaklar› ayn› davada birlikte görülemez. Zira feshin geçersizli¤i, ifle iade ve bunun sonucuna ba¤l› ifle bafllatmama tazminat› ve boflta geçen süre için ücret alaca¤› davas›, bir tesbit niteli¤inde olup, seri yarg›lama usulüne tabidir. Oysa y›ll›k izin ücreti, fazla mesai ücreti ve di¤er haklardan do¤an alacaklar gibi iflçilik alacaklar› sözlü yarg›lama usulüne tabi olup, eda niteli¤inde isteklerdir. Bu hukuki olgu nedeniyle, fazla mesai ücreti, y›ll›k izin ücreti gibi eda niteli¤indeki istekler, feshin geçersizli¤i ve ifle iade davas›ndan ayr›lmas› ve ayr› bir esas üzerinden yürütülmesi, bu hususta taraflardan delilleri sorulup gerekirse bilirkifli incelemesi yapt›r›ld›ktan sonra bir karar verilmelidir. Di¤er taraftan ifl sözleflmesinin daval› iflverence ‹.K.25/II-e maddesine göre feshedildi¤i mahkemece kabul edilmesine ra¤men, bu hususta yeterli bir


inceleme ve araflt›rma yap›lmam›flt›r. ‹fl aktinin hakl› bir neden veya geçerli bir nedenle feshedilip edilmedi¤i aralar›nda bir hukukçunun da bulundu¤u banka ve muhasebe ifllerinden anlayan üç kiflilik bilirkifli heyetinden rapor al›nd›ktan sonra, bir de¤erlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmelidir. Yaz›l› flekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya ayk›r› olup karar›n bu nedenle bozulmas› gerekmifltir. SONUÇ: Temyiz olunan karar›n yukar›da yaz›l› sebepten BOZULMASINA, peflin al›nan temyiz harc›n›n istek halinde ilgiliye iadesine, 23.06.2005 gününde oybirli¤i ile karar verildi. T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi ESAS NO: 2005/24320 KARAR NO: 2005/26514 KARAR TAR‹H‹: 20.06.2005 KARAR ÖZET‹: FESH‹N GEÇERS‹ZL‹⁄‹ VE ‹fiE ‹ADE ‹STEKL‹ DAVALARDA, FES‹H NEDENLER‹, KIDEMLER‹, ÜCRETLER‹, GÖREVLER‹ HER ‹fiÇ‹ AÇISINDAN AYRI AYRI DE⁄ERLEND‹R‹LMEL‹D‹R Davac›lar aras›nda zorunlu dava arkadafll›¤› bulunmamaktad›r. Feshin geçersizli¤i ve ifle iade istekli davalarda fesih nedenlerinin, k›demlerinin, ücretlerinin, görevlerinin her iflçi aç›s›ndan ayr› ayr› de¤erlendirilmesinde hukuki yarar vard›r. Ayr›ca feshin geçersizli¤inin sonucu olan ve tespit niteli¤indeki ifle bafllatmama tazminat› ve boflta geçen süre ücretinin her iflçi aç›s›ndan ayr› ayr› belirlenmesi, karar›n infaz›ndaki tereddütleri giderecektir. DAVA: Davac›, feshin geçersizli¤ine ve ifle iadesine karar verilmesini istemifltir. Yerel mahkeme, iste¤i hüküm alt›na alm›flt›r. Hüküm süresi içinde daval› avukat› taraf›ndan temyiz edilmifl olmakla dosya incelendi, gere¤i konuflulup düflünüldü: YARGITAY KARARI: Davac› ile birlikte 266 iflçi taraf›ndan ayn› fesih nedeni ile ayr› ayr› aç›lan feshin geçersizli¤i ve ifle iade istemli davalar birlefltirilmifl ve tek hüküm f›kras› ile davac›lar›n ifle iadelerine karar verilmifltir. Belirtmek gerekir ki, davac›lar aras›nda zorunlu dava arkadafll›¤› bulunmamaktad›r. Feshin geçersizli¤i ve ifle iade istekli davalarda fesih nedenlerinin, k›demlerinin, ücretlerinin, görevlerinin her iflçi aç›s›ndan ayr› ayr› de¤erlendirilmesinde hukuki yarar vard›r. Ayr›ca feshin geçersizli¤inin sonucu olan ve tespit niteli¤indeki ifle bafllatmama 42-43


tazminat› ve boflta geçen süre ücretinin her iflçi aç›s›ndan ayr› ayr› belirlenmesi, karar›n infaz›ndaki tereddütleri giderecektir. Di¤er taraftan emsal incelenen davalarda verilen kararlar Dairemizce "öncelikle iflverenin feshe gerekçe gösterdi¤i rekabet yapabilme ve yeni teknoloji kullanma, yüksek e¤itimli teknolojiyi kullanan kaliteli personele gereksinimi olup olmad›¤› ifl sözleflmesi feshedilen davac›n›n bu nitelikleri tafl›y›p tafl›mad›¤› hizmetine gereksinim bulunup bulunmad›¤› somut flekilde her ç›kar›lan iflçinin sicil dosyas› incelenerek araflt›r›lmal›, bu hususta telekominikasyon ve iletiflim konular›nda uzman, tarafs›z bilirkiflilerden rapor al›nmal› buna göre feshin geçerli nedene dayan›p dayanmad›¤› belirlenmelidir." gerekçesi ile bozulmufltur. Bu gerekçede davalar›n ayr› ayr› incelenmesini gerektirmektedir. Mahkemece davalar›n birlefltirilmesi ve tek hüküm f›kras› ile ifle iadelerine karar verilmesi hatal›d›r. SONUÇ: Temyiz olunan karar›n yukar›da yaz›l› sebepten BOZULMASINA, peflin al›nan temyiz harc›n›n istek halinde ilgiliye iadesine, 20.06.2005 gününde oybirli¤i ile karar verildi. T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi ESAS NO: 2005/20333 KARAR NO: 2005/23533 KARAR TAR‹H‹: 04.07.2005 KARAR ÖZET‹: ‹fiÇ‹N‹N YETERL‹L‹⁄‹NDEN VEYA DAVRANIfiLARINDAN KAYNAKLANAN SEBEPLER‹N FES‹H ‹Ç‹N GEÇERL‹ SEBEP OLUfiTURMASI ‹flçinin yeterlili¤inden veya davran›fllar›ndan kaynaklanan sebepler ancak iflyerinde olumsuzluklara yol açmas› halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. ‹fl iliflkisinin sürdürülmesinin iflveren aç›s›ndan önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyece¤i durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayand›¤› kabul edilmelidir. DAVA: Davac›, feshin geçersizli¤ine ve ifle iadesine karar verilmesini istemifltir. Yerel mahkeme, iste¤i hüküm alt›na alm›flt›r. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlar›nca temyiz edilmifl olmakla dosya incelendi, gere¤i konuflulup düflünüldü: YARGITAY KARARI: Davac› iflçi, ifl sözleflmesinin sendikal nedenle feshedildi¤ini ileri sürerek feshin geçersizli¤i ile ifle iadesine ve buna ba¤l› tazminat ile boflta geçen süre ücretinin hüküm alt›na al›nmas› iste¤inde bulunmufltur. Kas›m 2005

Daval› iflveren, davac› ile birlikte bir k›s›m iflçinin mesai sonras› iflyerini terk etmeyip yemekhanede toplan›p direnifl yapt›klar›ndan Yasan›n 25/II-e maddesine uygun olarak ifl aktinin feshedildi¤ini belirterek davan›n reddine karar verilmesini talep etmifltir. Mahkemece, davac›n›n mesai sonras›nda iflten ç›kar›lan kiflileri ö¤renmek için yemekhanede topland›klar›n›, yap›lan hareketin iflgal ve direnifl olmad›¤› gibi iflverene karfl› cebir ve fliddet kullan›lmad›¤›, olay›n demokratik bir hakk›n kullan›lmas›ndan ibaret oldu¤u gerekçesiyle davan›n kabulüne karar vermifltir. Hüküm taraftarca temyiz edilmifltir. 4857 say›l› ‹fl Kanunu'nun 18. maddesinde ifl sözleflmesinin iflveren taraf›ndan iflçinin yeterlili¤inden veya davran›fllar›ndan kaynaklanan geçerli bir sebebe dayan›larak feshedilebilece¤i düzenlenmifltir. Söz konusu geçerli sebepler ‹fl Kanunu'nun 25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen sebepler niteli¤inde olmamakla birlikte, iflçinin ve iflyerinin normal yürüyüflünü olumsuz etkileyen hallerdir. ‹flçinin yeterlili¤inden veya davran›fllar›ndan kaynaklanan sebepler ancak iflyerinde olumsuzluklara yol açmas› halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. ‹fl iliflkisinin sürdürülmesinin iflveren aç›s›ndan önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyece¤i durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayand›¤› kabul edilmelidir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre 01.10.2004 günü mesai bitiminde iflverenin baz› iflçileri iflten ç›karmas› üzerine, davac›n›n iflten ç›kar›lanlar› ve kendisinin de iflten ç›kar›l›p ç›kar›lmad›¤›n› ö¤renmek üzere iflverenin aç›klama yapmas› için yemekhanede yaklafl›k 40 iflçi ile mesai bitiminden saat 20.20'ye kadar topland›klar›, bu konuda güvenlik güçleri taraf›ndan tutanak tutuldu¤u, davac›n›n savunmas›n›n al›nd›¤› ve bu durumu kabul etti¤i anlafl›lm›flt›r. Bu durumda feshin hakl› nedene dayanmad›¤› anlafl›lmakla birlikte davac› ve arkadafllar›n›n kendi davran›fllar›ndan kaynaklanan nedenle iflyerinin normal yürüyüflü aksam›flt›r. Bu davran›fl iflyerinde olumsuzluklara neden olmufltur. Bu hali ile feshin geçerli nedene dayand›¤› kabul edilerek dava reddedilmifltir. 4857 say›l› ‹fl Kanununun 20/3 maddesi uyar›nca Dairemizce afla¤›daki flekilde hüküm kurmak gerekmifltir. HÜKÜM: Yukarda aç›klanan gerekçe ile; 1. ‹zmir 1.‹fl Mahkemesinin 09.05.2005 tarih ..-…., ….-…., …..-….. say›l› kararlar›n›n bozularak ortadan kald›r›lmas›na, 2. Davan›n reddine, 3. Harç peflin al›nd›¤›ndan yeniden al›nmas›na yer olmad›¤›na,


4. Davac›n›n yapm›fl oldu¤u yarg›lama giderinin üzerinde b›rak›lmas›na, daval›n›n yapt›¤› 6.20 YTL. yarg›lama giderinin davac›dan tahsili ile daval›ya ödenmesine, 5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 350 YTL ücreti vekaletin davac›dan al›narak daval›ya verilmesine, 6. Peflin al›nan temyiz harc›n›n iste¤i halinde daval›ya iadesine, kesin olarak 04.07.2005 tarihinde oybirli¤i ile karar verildi. T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi ESAS NO: 2005/18828 KARAR NO: 2005/26252 KARAR TAR‹H‹: 14.07.2005 KARAR ÖZET‹: ‹fi GÜVENCES‹ HÜKÜMLER‹ ‹Ç‹N PROTOKOL ‹LE ÖZEL HAKEM fiARTI DÜZENLENMES‹ Fesih tarihinde dava konusu iflyerinde yürürlükte bulunan toplu ifl sözleflmesinin 60/B.maddesinde; "Özel Hakem Kurulu, imzalanan toplu ifl sözleflmesi içinde yer alan ve gerek taraflar› ve gerekse üyeleri ilgilendiren hususlardan meydana gelen ve uyuflmazl›klar› Çözüm Kurulu taraf›ndan halledilemeyen uyuflmazl›k konular›n›, taraflardan birinin müracaat› üzerine çözümlemek için toplan›r" kural›na yer verilmifltir. An›lan toplu ifl sözleflmesinde ifle iadeyi düzenleyen hükümler bulunmamaktad›r. Bu nedenle toplu ifl sözleflmesinin sözü edilen maddesinde ifl güvencesi hükümleri yönünden özel hakem flart›na yer verildi¤inden söz edilemez. ‹fl sözleflmesinin feshinden sonra, toplu ifl sözleflmesinin taraflar›nca 19.01.2005 tarihinde düzenlenen protokol ile özel hakem flart› öngörülmüfl ise de, Dairemizin istikrar kazanan uygulamas›na göre protokol hükümleri ileriye yönelik olarak geçerli kabul edilmektedir. DAVA: Davac›, feshin geçersizli¤ine ve ifle iadesine karar verilmesini istemifltir. Yerel mahkeme, davay› reddetmifltir. Hüküm süresi içinde davac› avukat› taraf›ndan temyiz edilmifl olmakla dosya incelendi, gere¤i konuflulup düflünüldü: YARGITAY KARARI: Davac› iflçi, ifl sözleflmesinin geçerli neden olmadan daval› iflverence feshedildi¤ini belirterek feshin geçersizli¤i ile ifle iadesine karar verilmesini, ifle bafllat›lmamas› halinde ödenmesi gereken tazminat ile çal›flt›r›lmad›¤› süre ücretinin belirlenmesine karar verilmesi iste¤inde bulunmufltur. Daval› iflveren 01.11.2004 tarihinde imzalanan toplu ifl sözleflmesinin 60.maddesi ve 20.01.2005

tarihinde düzenlenen ek protokolde ifl güvencesi konusunda hakem flart›na yer verilmesi nedeniyle mahkemenin görevsiz oldu¤unu, davan›n süresi içinde aç›lmad›¤›n›, 5272 say›l› Belediyeler Kanununun 49. maddesinde y›ll›k personel giderinin en son y›l bütçe gelirinin %30'nu aflamayaca¤›n›n öngörüldü¤ünü, bu hususun fesih için geçerli neden oldu¤unu belirterek davan›n reddine karar verilmesini savunmufltur. Mahkemece toplu ifl sözleflmesinin 60. maddesi ve 19.01.2005 tarihli protokol uyar›nca ifl güvencesi hükümleri konusunda özel hakem flart›na yer verildi¤i gerekçesiyle davan›n reddine karar verilmifltir. Fesih tarihinde dava konusu iflyerinde yürürlükte bulunan toplu ifl sözleflmesinin 60/B.maddesinde; "Özel Hakem Kurulu, imzalanan toplu ifl sözleflmesi içinde yer alan ve gerek taraflar› ve gerekse üyeleri ilgilendiren hususlardan meydana gelen ve uyuflmazl›klar› Çözüm Kurulu taraf›ndan halledilemeyen uyuflmazl›k konular›n›, taraflardan birinin müracaat› üzerine çözümlemek için toplan›r" kural›na yer verilmifltir. An›lan toplu ifl sözleflmesinde ifle iadeyi düzenleyen hükümler bulunmamaktad›r. Bu nedenle toplu ifl sözleflmesinin sözü edilen maddesinde ifl güvencesi hükümleri yönünden özel hakem flart›na yer verildi¤inden söz edilemez. ‹fl sözleflmesinin feshinden sonra, toplu ifl sözleflmesinin taraflar›nca 19.01.2005 tarihinde düzenlenen protokol ile özel hakem flart› öngörülmüfl ise de, Dairemizin istikrar kazanan uygulamas›na göre protokol hükümleri ileriye yönelik olarak geçerli kabul edilmektedir. Baflka bir anlat›mla protokolün geriye do¤ru geçerli olmad›¤› benimsenmektedir. Somut olayda, fesih tarihinde özel hakem flart›n› öngören sözleflme hükmü bulunmad›¤›ndan özel hakemin görevli oldu¤undan söz edilemez. Öte yandan, daval› iflveren, fesih bildiriminde 5272 say›l› Belediyeler Kanunu'nun 49.maddesi uyar›nca personel giderlerinin y›ll›k bütçe gelirlerinin %30'nu aflt›¤› gerekçesiyle ifl sözleflmesini feshetti¤ini belirtmifltir. Daval›n›n söz konusu savunmas› üzerinde durularak gelir ve giderleri karfl›laflt›r›lmal›, özellikle fesihten önce veya sonra ifle al›nan yeni iflçi bulunup bulunmad›¤› araflt›r›lmal›, gerekirse bu hususta taraflar›n bildirecekleri tan›klar da dinlenerek, sonucuna göre feshin geçerli nedene dayan›p dayanmad›¤› belirlenmek suretiyle bir karar verilmelidir. ‹flin esas›na girilerek sonucuna göre karar vermek yerine özel hakem flart› kararlaflt›r›ld›¤› gerekçesiyle davan›n reddine karar verilmesi hatal›d›r. SONUÇ: Temyiz olunan karar›n yukar›da yaz›l› sebepten BOZULMASINA, peflin al›nan temyiz harc›n›n istek halinde ilgiliye iadesine, 14.07.2005 gününde oybirli¤i ile karar verildi. 44-45


T.C. YARGITAY 10.Hukuk Dairesi ESAS NO: 2005/3614 KARAR NO: 2005/7505 KARAR TAR‹H‹: 30.06.2005 KARAR ÖZET‹: RÜCU DAVASI-SIFAT YOKLU⁄U

Dairemiz ilk bozma karar›nda, iki ayr› ifl kazas›ndan bahisle, davan›n hangi olaya dayand›¤›n›n tespitini istedi¤i ve bozmadan sonraki yarg›lamada davac› vekili davan›n 20.07.1993 tarihli olayla ilgili oldu¤unu beyan etti¤i halde daval›lar›n bu olaydaki sorumluluklar›n›n belirlenmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yaz›l› flekilde karar verilmesi isabetsiz bulunmufltur.

Bir kiflinin belli bir davada gerçekten davac› veya daval› s›fat›na sahip olup olmad›¤› hususu usul hukuku de¤il, dava konusu hakk›n özüne iliflkin bir maddi hukuk meselesidir. Bir davan›n taraflar› o davada gerçekten taraf s›fat›na sahip de¤ilse, mahkeme dava konusu hakk›n esas›na girip karar veremez. Davay› s›fat yoklu¤undan reddetmesi gerekir.

Bir kiflinin belli bir davada gerçekten davac› veya daval› s›fat›na sahip olup olmad›¤› hususu usul hukuku de¤il, dava konusu hakk›n özüne iliflkin bir maddi hukuk meselesidir. Bir davan›n taraflar› o davada gerçekten taraf s›fat›na sahip de¤ilse, mahkeme dava konusu hakk›n esas›na girip karar veremez. Davay› s›fat yoklu¤undan reddetmesi gerekir.

Davac›, ifl kazas› sonucu sürekli iflgöremezlik durumuna giren sigortal›ya ba¤lanan peflin de¤erli gelirler ile yap›lan harcama ve ödemeler nedeniyle u¤ran›lan Kurum zarar›n›n rücuan ödetilmesini istemifltir.

Davac› olma s›fat› dava konusu hakk›n sahibine daval› s›fat› ise sübjektif hak kendisinden istenebilecek kifliye aittir. Kuflkusuz bu hak sözleflmeden veya kanundan do¤abilir.

Mahkeme, bozmaya uyarak ilam›nda belirtildi¤i flekilde iste¤i hüküm alt›na alm›flt›r. Hükmün, daval›lardan ..... Metal Pres Döküm A.fi. Avukat› taraf›ndan temyiz edilmesi üzerine, temyiz iste¤inin süresinde oldu¤u anlafl›ld›ktan ve Tetkik Hakimi ..... taraf›ndan düzenlenen raporla dosyadaki ka¤›tlar okunduktan sonra iflin gere¤i düflünüldü ve afla¤›daki karar tespit edildi.

S›fat konusu usulün 187. maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmad›¤› için davan›n her safhas›nda taraflarca ileri sürülebilece¤i gibi mahkemece de resen incelenerek karara ba¤lan›r. S›fat yoklu¤u halinde, dava usulden de¤il esastan reddedilmelidir.

Dosya kapsam›na göre, sigortal›n›n 20.07.1993 ile 17.11.1994 tarihlerinde iki ayr› ifl kazas› geçirdi¤i, Kurum vekilinin 14.06.2004 tarihli celsede kaza tarihinin dava dilekçesinde yanl›fll›kla 17.11.1994 olarak belirtildi¤ini, asl›nda bunun do¤rusunun 20.07.1993 olmas› gerekti¤ini ifade ederek maddi hataya iliflkin bu yanl›fll›¤›n düzeltilmesini istedi¤i; davaya konu teflkil eden ve sigortal›n›n s›cak kamara makinas›ndaki potaya zamak atma iflini yapt›¤› s›rada potan›n kapa¤› olmad›¤› için, s›cak zamak parçac›klar›n›n f›rlamas› sonucu gözünden yaralanmas› fleklinde geliflen 20.07.1993 tarihli olayla daval› ‹brahim'in ilgisinin bulunmad›¤› anlafl›lmaktad›r. Gerçekten bu olaydan sonra 17.11.1994 de gerçekleflen bir baflka ifl kazas›nda daval› ‹brahim .....'un kalp makinas›nda sigortal› ile birlikte çal›fl›rken yanl›fll›kla açma dü¤mesi yerine kapama dü¤mesine basmas› sonucu sigortal›n›n elinin yaraland›¤›, ancak, bu olay›n dava konusu edilmedi¤i, esasen bu olay dolay›s›yla daval› sigortal›n›n maluliyetinin belirlenmedi¤i gibi kendisine gelir de ba¤lanmad›¤›, %44,2 oran›ndaki sürekli ifl göremezli¤in, dava konusu olaya ba¤l› olarak" sa¤ gözde oluflan kimyasal yan›k"tan kaynakland›¤›n›n gelir ba¤lama karar›nda aç›kça ifade edildi¤i, hal böyle olunca dava konusu 20.07.1993 tarihli ve sigortal›y› %44,2 oran›nda sürekli ifl göremez duruma sokan ilk ifl kazas› ile daval› ‹brahim .....'un ilgisinin bulunmad›¤›, bunun sonucu olarak ifl bu davada daval› olma s›fat›n›n mevcut olmad›¤› anlafl›lm›flt›r. Kas›m 2005

S›fat konusu dava flart›d›r. Hakimin dava dilekçesinde davac› ve daval› olarak gösterilen kiflilerin taraf s›fat›na sahip olup olmad›klar›n› resen gözetmesi ve bu konuda taraflarca ileri sürülmeyen vak›alar› da araflt›r›p tart›flmas› gerekir. Kald› ki daval› ‹brahim' in sorumlulu¤una dair verilen ifl bu karar, di¤er daval› iflveren flirketin hak alan›n› yak›ndan ilgilendirmekte ve hükmü temyiz eden flirket yönünden bu isabetsizlik bir bozma sebebi teflkil etmektedir. Aç›klanan bu sebeplerle, daval› ‹brahim ....... hakk›ndaki davan›n s›fat yoklu¤undan reddine karar verilmesi, hükme dayanak yap›lan kusur raporunun yan›lg›ya dayand›¤› ve dava konusu olayla ilgisinin bulunmad›¤›, dava konusu olayla ilgili olarak daha önce sigortal› taraf›ndan daval› iflveren flirkete karfl› aç›lan tazminat davas›nda hükme esas al›nan kusur ve hesap raporlar›n›n uygunlu¤u denetlendikten sonra, halefiyet kural› gere¤ince tazminat davas›nda kesinleflen kusur ve tavan tazminat miktar›na göre talep hakk›nda hüküm kurulmas› gerekirken, yaz›l› flekilde hüküm kurulmufl olmas› usul ve yasaya ayk›r› olup bozma nedenidir. O halde, daval› iflverenin bu yönleri amaçlayan itirazlar› kabul edilmeli ve hüküm bozulmal›d›r. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukar›da aç›klanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harc›n›n istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2005 gününde oybirli¤iyle karar verildi.


‹SG

ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i

ÇM‹S ‹SG Yönetim Temsilcileri Koordinasyon 3. Toplant›s› ve

ÇM‹S ‹SG Kurulu 3. Toplant›s› Gerçeklefltirildi lki 01 Nisan 2005 tarihinde ÇM‹S Merkez Binas›’nda, ikincisi OYSA Ni¤de Çimento Fabrikas› evsahipli¤inde Ni¤de Çimento Fabrikas›’nda gerçeklefltirilen ÇM‹S ‹SG Yönetim Temsilcileri Koordinasyon Toplant›lar›n›n üçüncüsü 17 Eylül 2005 tarihinde Antalya Sirene Golf Oteli’nde yap›lm›flt›r.

Kas›m 2005

Aç›l›fl konuflmas›n› Sendikam›z Genel Sekreteri Av. Sancar Bayaz›t’›n yapt›¤› toplant›da, aç›l›fl›n ard›ndan söz alan BSI Genel Müdürü Bahar Yalç›n OHSAS 18001 Projesi hakk›nda düflüncelerini belirtmifltir. Yalç›n’dan sonra, ilk konuflmay› Sendikam›z Avukat› Füsun Gökçen gerçeklefltirmifl ve Sendikam›z›n ‹SG faaliyetleri konusunda kat›l›mc›lar› bilgilendirmifltir. ‹kinci konuflmac›


Denizli Çimento Fabrikas› ‹SG Yönetim Temsilcisi Birgül Mufl fabrikas›nda OHSAS 18001 Projesi çerçevesinde yap›lan faaliyetler hakk›nda kat›l›mc›lara ayr›nt›l› bilgiler vermifltir. Toplant›n›n son k›sm›nda söz alan TEM‹S Yönetim Sistemleri Ltd. fiti. Yöneticisi P›nar Taylan, TEM‹S taraf›ndan üyemiz fabrikalarda yürütülmekte olan ‹SG Teknik E¤itimleri hakk›nda kat›l›mc›lar› bilgilendirmifltir. Toplant› soru-cevap k›sm›yla son bulmufltur. Ayn› gün ‹SG Yönetim Temsilcileri Koordinasyon Toplant›s›n›n ard›ndan ö¤leden sonra ÇM‹S ‹SG Kurulu 3. Toplant›s› yap›lm›flt›r. ‹lk Toplant›s› 06 May›s 2005, ‹kinci Toplant›s› 01 Haziran 2005 tarihinde Sendikam›z Merkez Binas›’nda gerçeklefltirilen ÇM‹S ‹SG Kurulu Toplant›lar›n›n üçüncüsünde de ÇM‹S’in üyelerine yönelik yürütmekte oldu¤u ‹SG faaliyetleri de¤erlendirilmifltir.

29 Eylül 2005 Dünya Gazetesi Haberi

48-49


A S›n›f›

‹fl Güvenli¤i Uzmanl›¤› Sertifika Töreni Gerçeklefltirildi Ekim 2005 tarihinde Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› Reflat Moral› Toplant› Salonu’nda A S›n›f› ‹fl Güvenli¤i Uzmanl›¤› s›navlar›nda baflar›l› olanlara sertifikalar›n› vermek üzere genifl kat›l›ml› bir tören düzenlenmifltir.

12

Kas›m 2005

Törenin aç›l›fl konuflmalar›n› ÇASGEM Baflkan› Aysel ÜNALAN, ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Genel Müdürü Erhan BATUR, Hacettepe Üniversitesi Halk Sa¤l›¤› Anabilim Dal› Ö¤retim Üyelerinden Prof. Dr. Nazmi B‹L‹R, Çal›flma Bakan› Murat BAfiESG‹O⁄LU gerçeklefltirmifltir.


Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan dereceye giren uzmanlara sertifikalar› Çal›flma Bakan›m›z taraf›ndan verilmifltir. Sendikam›za üye Çimento Fabrikalar›ndan; Arif ÇINAR Mehmet Akif ERMAN Nurhan PARLAK Mümin GÜN fiahin ECE Murat KATAR Göksel TURGUT

Göltafl Çimento Fabrikas› Oysa Çimento Sanayii ve T.A.fi. Yibitafl Yozgat Çimento Fabrikas› Çorum Çimento Fabrikas› Set Bal›kesir Çimento Fabrikas› Aflkale Çimento Fabrikas› Akçansa Büyükçekmece Çimento Fab.

Suat BOZTAfi Kenan Ziya KESER Selahattin DÖKMETAfi ‹smail Hakan TATLISU Yahya ORHAN Süleyman ENG‹Z Gürdal ÖZLER

Bafltafl Çimento Fabrikas› Akçansa Çanakkale Çimento Fab. Set Bal›kesir Çimento Fabrikas› Lafarge Aslan Çimento Fabrikas› Konya Çimento Fabrikas› Çimentafl ‹zmir Çimento Fabrikas› Denizli Çimento Fabrikas›

A S›n›f› ‹fl Güvenli¤i Uzmanl›¤› Sertifikas›’na sahip olmaya hak kazanm›fllard›r. Çimento ‹flveren olarak s›navlarda baflar›l› olup, sertifika almaya hak kazanan çal›flanlar›m›z› tebrik eder, baflar›lar›n›n devam›n› dileriz.

Süleyman Engiz Çimentafl ‹zmir Çimento Fabrikas› Bak›m Müdürü

Yahya Orhan Konya Çimento ‹malat fiefi

Mümin Gün Yibitafl Lafarge Çorum Çimento Fabrikas› ‹SG Yönetim Temsilcisi

Suat Boztafl Bafltafl Baflkent Çimento Hammadde Müdürü

Göksel Turgut Akçansa Büyükçekmece Çimento Fabrikas› Elektrik Bak›m fiefi

Arif Ç›nar Göltafl Göller Bölgesi Çimento ‹SG Yönetim Temsilcisi

Kenan Ziya Keser Akçansa Çanakkale Çimento Fabrikas› Ocaklar ve Hammadde Haz›rlama fiefi

50-51


Lafarge Aslan Çimento Fabrikas›’nda

OHSAS 18001 Belge Töreni Yap›ld› L

afarge Aslan Çimento’da Eylül 2003’de ÇM‹S ve TEM‹S taraf›ndan yap›lan ön denetim ile bafllayan OHSAS 18001 ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Yönetim Sistemi

kurma çal›flmalar›, Lafarge Grubu ‹fl sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Yönetim Sistemi çal›flmalar› ile birlefltirilerek, 2 y›ll›k bir çal›flmadan sonra Eylül 2005’de tamamlanm›flt›r. OHSAS 18001 Belge ve Flamas›, 07 Eylül 2005 tarihinde düzenlenen bir törenle fabrikaya takdim edilmifltir. Törene Sendikam›z Genel Sekreteri Av. Sancar BAYAZIT ve T. Ç‹MSE-‹fi Sendikas› Hereke fiube Baflkan› Sadi KIZILTAfi’›n yan›s›ra, Lafarge Türkiye Çimento Grubu Baflkan› Nuri ÖZKAYA, Lafarge Türkiye Çimento Grubu Endüstri Baflkan Yard›mc›s› Murat Soylu, Lafarge Türkiye Çimento Grubu Mali ‹fller Baflkan Yard›mc›s› Taner DEM‹R ve Lafarge Aslan Çimento Fabrikas› Genel Müdürü Sinan Urhan ile fabrika çal›flanlar› kat›lm›fllard›r.

Kas›m 2005


ÇM‹S Genel Sekreteri Sancar BAYAZIT törende yapt›¤› konuflmada, bu büyüklükte bir projenin ilk defa organize edilerek baflar› ile tamamlanmas›n›n bir gurur vesilesi oldu¤unu belirterek, bu yönetim sisteminin fabrikada yap›lan iflleri yavafllatmay› veya engellemeyi de¤il, sa¤l›kl› ve güvenli bir çal›flma ortam› yaratmay› amaçlad›¤›n› vurgulam›flt›r. Lafarge Türkiye Çimento Grubu Baflkan› Nuri ÖZKAYA da konuflmas›nda, temel hedef olan “0” kaza için bu belgenin bir araç oldu¤unu vurgulayarak, ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤inin flirket öncelikleri aras›nda birinci s›ray› ald›¤›n› kaydetmifltir. Sa¤l›kl› ve güvenli bir çal›flma ortam› oluflturmak için tüm çal›flanlar›n bu sorumlulu¤u hissetmesi gerekti¤ini ifade eden Özkaya, fabrika sahas›nda ifl güvenli¤i kurallar›na ayk›r›l›k gören herhangi bir çal›flan›n konumu ne olursa olsun ifli durdurma yetkisinin bulundu¤unu hat›rlatarak, gerekti¤inde bunun uygulanmas›n›n önemine de¤inmifltir. Lafarge Aslan Çimento Fabrikas› Genel Müdürü Sinan URHAN ise konuflmas›nda, bu belgenin al›nmas›nda gösterdikleri gayret için tüm fabrika çal›flanlar›na teflekkür ederek, bu sistemin geliflmesi için kat›l›m›n sürekli ve kesintisiz olmas› gerekti¤inin alt›n› çizmifltir.

52-53


‹SG Teknik E¤itimleri Bafllad› Nisan 2004 tarihinde yay›nlanan 'Çal›flanlar›n ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i E¤itimlerinin Usul ve Esaslar› Hakk›nda Yönetmelik' gere¤ince çal›flanlar›n iflyerindeki riskler ve tehlikeler hakk›nda periyodik olarak bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu zorunlulu¤u göz önüne alan Sendikam›z

07

Kas›m 2005

Üyemiz Çimento Fabrikalar› için afla¤›da ayr›nt›s› verilmifl olan e¤itim program›n› oluflturmufltur. E¤itimler her fabrikada 2+4 gün olmak üzere toplam 6 gün olarak gerçeklefltirilmektedir. E¤itimler, ÇM‹S OHSAS 18001 Projesi’nde de dan›flmanl›k faaliyetini yürütmüfl olan TEM‹S Yönetim Sistemleri Ltd. fiti. taraf›ndan verilmektedir.


‹lk e¤itim 5-6 Eylül 2005 tarihinde Kars Çimento Fabrikas›’nda gerçeklefltirilmifl olup, Çimko Çimento Fabrikas›, Bursa Çimento Fabrikas›, Mardin Çimento

Fabrikas› ve Göltafl Çimento Fabrikas›’nda yap›lm›flt›r. E¤itimlerin tamam›n›n Haziran 2006 ay›nda tamamlanmas› hedeflenmektedir.

E⁄‹T‹M PROGRAMI E¤itimin Konusu Kapal› Alanlarda Emniyetli Çal›flma Yüksekte Emniyetli Çal›flma / Güvenli ‹skele Kullan›m› El Aletlerinin Güvenli Kullan›m› Makine ve Ekipman Kullan›m› Kiflisel Koruyucu Ekipman Kullan›m› Kimyasal Kullan›m› Ergonomi ‹flyerinde Hijyen ve Düzen ‹fl Makinesi Kullan›m› Bas›nçl› Kaplar ve Sistemler ile Emniyetli Çal›flma / Kilitleme ve Kart Asma Kaza Araflt›rmas›

Süre 1 gün 1 gün 1/4 gün (2 saat) 1/4 gün (2 saat) 1/4 gün (2 saat) 1/4 gün (2 saat) 1/4 gün (4 saat) 1/4 gün (2 saat) 1/4 gün (2 saat) 1 gün 1 gün

54-55


Liderlik E¤itimi Gerçeklefltirildi endikam›z Merkez Binas›’nda 28-29 Eylül 2005 tarihinde Üyemiz Fabrikalar›n Personel/‹nsan Kaynaklar› Yöneticilerine yönelik, 03-04 Ekim 2005 tarihinde Üyemiz Fabrikalar›n ‹SG Yönetim Temsilcisi/Proje Liderlerine yönelik olmak üzere Liderlik E¤itimi gerçeklefltirilmifltir.

S

Kas›m 2005

Kiflisel geliflime büyük katk›lar› oldu¤u düflünülen bu e¤itimde; Liderlik-Yöneticilik, Motivasyon, Yöneticinin Liderlik Yaklafl›m›, Yönetici Davran›fllar›, ‹nsan›n ‹htiyaçlar›, Liderlik ve ‹letiflim, E¤itimMotivasyon-Liderlik, Lider için Duygusal Zeka Alanlar› konular› üzerinde durulmufl ve tak›m oyununu özendirici uygulamalar yap›lm›flt›r.


56-57


E¤itimde Ölçme ve De¤erlendirme E¤itimi Yap›ld› E

Kas›m 2005

¤itimde Ölçme ve De¤erlendirme E¤itimi 27 Eylül 2005 tarihinde Sendikam›z Merkez Binas›’nda gerçeklefltirilmifltir. E¤itime, Üyemiz Fabrikalar›n e¤itim sorumlular› ifltirak etmifllerdir.


E¤itimlerin etkinli¤inin de¤erlendirilmesi konusunun a¤›rl›kl› olarak ele al›nd›¤› e¤itimde; De¤erlendirme ‹htiyac›, E¤itim Sorumlulu¤u, E¤itim Sistemi Tasar›m›, Yetiflkinleri E¤itmek, E¤itim Yönetim Sistemi, E¤itimde Tepkilerin Ölçülmesi, Verinin Kullan›m›, E¤itim Yat›r›m›n›n Getirisi, E¤itimin Ölçülemeyen Faydalar›, De¤erlendirme Modeli, Sonuç Ölçümü Hedefleri, De¤erlendirme Planlar›, De¤erlendirme Yöntemleri, Testler, Simülasyonlar ve Performans Ölçümü konular› incelenmifltir.

OYSA’da ‹SG E¤itimleri Devam Ediyor 5-7 Ekim 2005 tarihleri aras›nda Oysa Çimento san. ve Tic A.fi Ni¤de Fabrikas› E¤itim Salonunda Ni¤de ve ‹skenderun fabrikas› çal›flanlar›n›n (toplam: 22 Kifli) kat›ld›¤› "‹SO14001 Çevre Yönetim Sistemi Bilinçlendirme ve Risk Analiz Medotlar›" Konusunda BSI firmas›ndan Özlem Ünsal taraf›ndan e¤itim al›nm›flt›r. Ayr›ca Ni¤de Fabrikas› E¤itim salonunda, 13 Ekim 2005 tarihinde Online Analizör ve XRF cihazlar›yla çal›flan toplam 49 Kifliye, OYSA Çimento Koruyucu Bak›m, ‹kmal, ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i fiefi Mehmet Akif ERMAN taraf›ndan "Radyasyonun Etkileri ve Çal›flma Ortam›nda Dikkat Edilmesi Gereken Kurallar" ad›nda e¤itim verilerek çal›flanlar›n bilinçlenmesi sa¤lanm›flt›r.

58-59


OHSAS 18001 Projesi Tamamlanmak Üzere... 003 y›l›n›n Eylül ay›ndan itibaren Sendikam›z Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› taraf›ndan 26 üye kurulufluna yönelik olarak yürütülmekte olan OHSAS 18001 Projesi kapsam›nda bugüne kadar üyelerimizden;

2

Kas›m 2005


• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

Bolu Çimento Fabrikas› Göltafl Çimento Fabrikas› Çorum Çimento Fabrikas› Samsun Çimento Ö¤ütme Tesisi Nevflehir Çimento Ö¤ütme Tesisi Bat›çim Çimento Fabrikas› Bat›söke Çimento Fabrikas› Adana Çimento Fabrikas› Denizli Çimento Fabrikas› Oysa Ni¤de Çimento Fabrikas› Oysa ‹skenderun Ö¤ütme Tesisi Bursa Çimento Fabrikas› Yozgat Çimento Fabrikas› Hasano¤lan Çimento Ö¤ütme Tesisi Mardin Çimento Fabrikas› Sivas Çimento Fabrikas› Nuh Çimento Fabrikas› Ünye Çimento Fabrikas› Aflkale Çimento Fabrikas› Lafarge Aslan Çimento Fabrikas› Elaz›¤ Çimento Fabrikas› Çimentafl Çimento Fabrikas›

Bu belgeyi almaya hak kazanm›fllard›r. Yine üyelerimizden Kars Çimento Fabrikas›nda son denetimler yap›lm›fl olup bu üyemizin belgesi beklenmektedir. Henüz belge almaya hak kazanamayan 3 fabrikam›z›n da sene sonuna kadar belge almaya hak kazanmas› amaçlanmaktad›r. 60-61


ÇM‹S haberler ÇM‹S Yönetim Kurulu Baflkan› Ahmet Eren, EKOGÜN Program›na Konuk Oldu Sendikam›z Yönetim Kurulu Baflkan› Say›n Ahmet Eren 21 Eylül 2005 Perflembe günü TRT2’de yay›nlanan Ekogün program›na konuk olmufltur. Eren programda, reel sektöre nas›l bir dinamik kazand›r›labilir, reel sektörde yat›r›m önündeki engeller, asgari ücretin bölgesel ve sektörel olarak düzenlenmesi, istihdam, cari aç›k sorunu ve büyümenin motor gücü olan inflaat sektörünün temel girdisini sa¤layan çimento sektörü konular› hakk›nda aç›klamalar yapm›flt›r.

Sosyal Diyalog Günleri Toplant›s› Yap›ld› Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› (ÇM‹S) ve T. Çimse-‹fl Sendikas›'n›n ortaklafla düzenledi¤i “Sosyal Diyalog Günleri”

Toplant›s› 23-26 Eylül 2005 tarihleri aras›nda Alanya Çim-Tur Tesislerinde gerçeklefltirilmifltir. Sendikam›za üye iflyerlerinin insan kaynaklar› müdürleri ve iflyeri sendika temsilcileri, bafl temsilciler ve flube baflkanlar›n›n kat›ld›¤› toplant› 24 Eylül 2005 Cumartesi günü T. Çimse-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Ramazan fiafak ve ÇM‹S Genel Sekreteri Av. Sancar Bayaz›t'›n aç›l›fl konuflmalar› ile bafllam›flt›r. T. Çimse-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Ramazan fiafak konuflmas›nda, yeni dönem toplu ifl sözleflmesi görüflmelerinin yaklaflt›¤› flu günlerde bu seminerlerin sadece e¤itim amaçl› olmad›¤›na dikkat çekerek, ayn› zamanda iflyerlerindeki s›k›nt›lar›n tart›fl›ld›¤›, birlik ve beraberlik içinde çözümlerin üretildi¤i toplant›lar oldu¤unu belirtmifltir. ÇM‹S Genel Sekreteri Av. Sancar Bayaz›t ise art›k iflçi iflveren ayr›m›n›n kalkmas› gerekti¤ini belirterek, iki senede bir gerçeklefltirilen bu toplant›larda birçok konunun birlikte çözüme

Kas›m 2005


kavuflturuldu¤unu ve ‹flveren sendikas› olarak güçlü bir iflçi sendikas›n›n muhatap olarak görmek istendi¤ini belirtmifltir.

kapsam›nda ÇM‹S taraf›ndan yürütülen Çimento Sektöründeki Sürekli E¤itim Merkezleri A¤› Projesini tan›tarak sonland›rm›flt›r.

Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan, baflkanl›¤›n› T. Çimse-‹fl Sendikas› Genel Sekreteri Yusuf Ç›rak'›n yürüttü¤ü oturumda Sendikam›z avukat› Füsun Gökçen, 2003 Eylül ay›ndan itibaren bafllat›lan OHSAS 18001 Yönetim Sistemi Belgelendirme çal›flmalar› kapsam›nda üye fabrikalar›m›zda bitirilen, yürütülen ve planlanan e¤itimler hakk›nda, sonras›nda ise 4857 Say›l› ‹fl Kanunu'nda ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i ile ilgili ç›kan yönetmelikler, tebli¤ler, iflçi ve iflveren yükümlülükleri hakk›nda bilgiler vermifltir. Ard›ndan, ÇM‹S ve Çimse-‹fl Ortak AB Projesi hakk›nda bir sunum gerçeklefltiren ÇM‹S Genel Sekreter Yard›mc›s› Burçak Çubukçu konuflmas›nda, Avrupa Birli¤i'ne uyum sürecini kolaylaflt›ran programlardan biri olan Leonardo Da Vinci Mesleki E¤itim Program› hakk›nda bilgiler vermifltir. Çubukçu konuflmas›n› T. Çimse-‹fl Sendikas›'n›n da ortak oldu¤u LdV Program›

T. Çimse-‹fl Sendikas›yla ortaklafla düzenlenen ve geleneksel hale gelen bu toplant›larda iflçi ve iflveren temsilcileri bir araya gelmekte ve iyi iliflkiler sayesinde karfl›l›kl› diyaloglarla bilgi al›flverifli sa¤lanmaktad›r.

64-65


Toplu ‹fl Sözleflmesi Komitesi Topland› Sendikam›z Yönetim Kurulu Karar› gere¤i grubu bulunan üye kurulufllar›m›z›n temsilcileri ile Sendikam›z uzmanlar›ndan oluflturulan Toplu ‹fl Sözleflmesi Komitesi ilk toplant›s›n› 09 Eylül 2005 tarihinde Sendikam›z Merkezinde yapm›flt›r. Toplant›da, yürürlükteki grup toplu ifl sözleflmesi ile ba¤›tlanacak yeni dönem toplu ifl sözleflmesi hakk›ndaki üye kurulufllar›m›zdan gelen görüfl ve öneriler de¤erlendirilmifltir.

Kas›m 2005


Toplu ‹fl Sözleflmesi Prosedürü Hakk›nda Toplant› Yap›ld› Sendikam›z ile Türkiye Çimse-‹fl Sendikas› aras›ndaki Grup Toplu ‹fl Sözleflmesinin yürürlü¤ü 31.12.2005 tarihinde sona erece¤inden, yeni dönem toplu ifl sözleflmesi için yap›lacak çal›flmalar hakk›nda üye kurulufllar›m›z temsilcileri ayd›nlat›lm›flt›r. 09 Eylül 2005 tarihinde Sendikam›z Konferans Salonunda üye kurulufllar›m›z›n ‹nsan Kaynaklar›/Personel Yöneticilerinin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen toplant›da, Sendikam›z Avukat› Ertan ‹ren, 2822 say›l› Toplu ‹fl Sözleflmesi Grev ve Lokavt Kanunu gere¤i, yetki baflvurusundan bafllayarak, toplu ifl sözleflmesinin imzalanmas› aflamas›na kadar izlenecek prosedürü anlatm›fl ve Sendikam›z ile üye kurulufllar ve Bakanl›k aras›nda yap›lacak yaz›flmalar hakk›nda örnekler vermifltir. Toplant›, kat›l›mc›lar›n yöneltti¤i sorular›n cevaplanmas›n›n ard›ndan sona ermifltir.

66-67


fabrika haberleri

Adana Çimento Yeniliklere Devam Ediyor 2.

Trommel, 3. Far›n De¤irmeni,

ekibi taraf›ndan 4 ayl›k bir çal›flma ile tamamlanm›fl

3. Döner F›r›n Otomasyon Sistemi

olup; sistem 2 günlük devreye alma süresi sonunda sorunsuz çal›flt›r›lm›flt›r.

Adana Çimento'da yeni yat›r›mlar

AÇS personeli, ünitenin haftada bir gün olan

kapsam›nda, Teknik Hizmet Müdürlü¤ü Elektrik-

“Koruyucu Bak›m” zamanlar›ndan faydalanarak

Elektronik Bölümü personelinden oluflturulan bir

so¤uk testleri yapm›fl ve 2 günlük durufl ile s›cak

proje ekibiyle PLC,SCADA program yaz›l›m› ile

testler tamamlanarak sistemi sorunsuzca devreye

elektrik ba¤lant›lar› yap›lm›fl olup; çok k›sa bir

alma baflar›s› göstermifltir.

sürede, f›r›n duruflu olmadan tüm üniteler devreye al›nm›flt›r.

Yap›lan Otomasyon Yaz›l›m› Sayesinde;

fiu anki sistemde; tek bir kumanda odas›ndan

Ünitedeki tüm motorlar›n çal›flma flartlar›, ar›zalar›

tüm ünitelerin kontrolü bilgisayar üzerinden

detayland›r›lm›fl olup; meydana gelen bir ar›za

yap›lmakta, ayr›nt›l› alarm bilgileri, trendler ve

durumunda operatörün, saha teknik personelini

raporlar al›nabilmektedir. En önemlisi tüm

k›sa sürede ar›za kayna¤›na yönlendirmesiyle

kumanda odalar›n›n tek bir noktaya toplanmas›

durufl süreleri düflürülmüfltür. Düflürülen bu durufl

sayesinde 10 eleman tasarrufu sa¤lanm›flt›r.

süreleri sayesinde ve sistemin eski olmas›ndan dolay› nedeni belirsiz bir çok ar›za giderilmifl olup;

3.K›r›c›, 4.K›r›c› ve Preblending Otomasyon

günlük toplamda 1000 -1500 tonluk üretim art›fl›

Sistemi

sa¤lanm›flt›r.

Ünitelerin otomasyonu da yine ayn› flekilde

Preblending ünitesindeki stacker (Y›¤›c› Bant)

fabrikan›n Teknik Hizmet Müdürlü¤ü Elektrik-

kontrolünde yine ayn› flekilde PID kullan›larak,

Elektronik Bölümü personelinden oluflturulan bir

kumanda odas›ndan istenen direkler aras›

proje ekibiyle gerçeklefltirilmifltir.Bu sistem, proje

çal›flmay› ve band›n hangi direkte oldu¤unu,

Kas›m 2005


yataydaki aç›s›n› ve band›n malzemeye olan uzakl›¤›n› gösterecek yaz›l›m program› gerçeklefltirilmifltir. Yap›lan program ile y›¤›c› bant çok düflük h›zda hareket ettirilerek, mekanik aksamda meydana gelen olumsuz flartlar ortadan kald›r›lm›flt›r.

1. KÖMÜR DE⁄‹RMEN‹ OTOMASYONU Ünitenin otomasyon sistemi için ABB firmas› ile ortaklafla bir çal›flma yürütülerek; fabrika bak›m iflletmecili¤i ve elektrik-elektronik bak›m aç›s›ndan sistemin daha iyi çal›flt›r›lmas›na avantaj sa¤layacak flekilde özel program bloklar› yaz›larak, sistem sorunsuz bir flekilde 1 günlük süre içinde so¤uk ve s›cak testleri yap›larak devreye al›nm›flt›r.

68-69


Akçansa, Çevreye Duyarl› Yeni Hammadde Kamyonlar› ile Sefer Say›s›n› ve Hammadde Maliyetini Azalt›yor kçansa, hammadde maliyetlerini düflürmek amac›yla yeni hammadde kamyonlar› için kasa ve Yeni Karayollar› Yasas›'na uyumlu, çevreci kamyonlar›n çekicileri ürettirdi.

A

Kas›m 2005

Modern tasar›m›, çevreye olan katk›s› ve yüksek tafl›ma kapasitesi ile 25 adet kamyon kasas› imalat› yapt›ran Akçansa, yeni hammadde kamyonlar›n›, 6 Eylül 2005 günü Çatalca ocak sahas›nda düzenlenen bir törenle kamuoyuna tan›tt›.


Akçansa'n›n çevreci yeni hammadde kamyonlar›, Çatalca ocaklar›ndan fabrikaya, daha az sefer say›s› yaparak hammadde tafl›yacak, maliyeti azaltacak. fiu an 25 adet olan Karayollar› Yasas› ile uyumlu yeni hammadde kamyonlar› sayesinde hammadde maliyetinde önemli ölçüde tasarruf sa¤layacak.

Bunun yan› s›ra en yenilikçi teknolojiler ile modern bir flekilde tasarlanm›fl olan ve tozumay› azaltan bu yeni kamyonlar, çevreye son derece duyarl›. Kamyonlar›n, tafl›ma tonaj› da daha yüksek oldu¤u için trafik aç›s›ndan da olumlu etkilere sahip.

70-71


Bafltafl Çimento'da

‹kinci Klinker Üretim Hatt› Temeli At›ld› B

afltafl Baflkent Çimento Sanayi ve Ticaret A.fi.'nin Elmada¤ Ankara'da kurulu çimento fabrikas›n›n ikinci klinker üretim hatt› temel atma töreni 13 Eylül 2005 tarihinde gerçeklefltirilmifltir.

Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun'un ile birlikte birçok bakanl›¤›n müsteflar ve müsteflar yard›mc›lar›n›n, bayilerin, ortaklar››n ve çal›flanlar›n kat›ld›¤› törene ilgi yüksek olmufltur. Törene Elmada¤ Kaymakam›, Elmada¤, Mamak ve di¤er çevre belediyelerin baflkanlar› da kat›lm›fllard›r. Törende, Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun ve Bafltafl Çimento Yönetim Kurulu Baflkan› Bülent Akarcal› misafirlere hitaben yapm›fl olduklar› aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan, Bafltafl Çimento Genel Müdürü ve Sendikam›z Denetleme Kurulu Üyesi Lütfi Bafl konuflmas›nda flöyle demifltir: “Bafltafl Grubu Ankara çimento fabrikas› y›lda bir milyon ton çimento 10 adet haz›r beton tesisi, 100 adet mikser, 20 adet beton pompas› ile y›lda bir milyon m3 beton üretimi, alt› adet tafloca¤› ve konkasörü ile y›lda üç milyon ton agrega üreten, bir adet kireç fabrikas› ile ‹ç Anadolu'nun en büyük kurulufllar›n içerisindedir. Bafltafl A.fi. ilk 500 büyük sanayi kuruluflunun aras›nda olup, Ankara'n›n özel sektör kurulufllar› içerisinde en çok kurumlar vergisi ödeyen kurulufllar›ndand›r. 1994 y›l›ndan itibaren al›nan ÇED raporu kapsam›nda kapasite art›r›m› ve modernizasyon için 2004 y›l› sonuna kadar 50 milyon dolar harcama yaparak döner f›r›n hariç tüm yat›r›mlar›n› tamamlam›flt›r. 2003, 2004 ve 2005 y›llar›ndaki iç piyasa ve ihracattaki talep art›fllar› nedeniyle Türkiye'deki bütün çimento fabrikalar›n›n kapasitelerini %90 seviyelerinde kullanmalar›na ra¤men klinker stoklar› erimifltir. Bu darbo¤az› aflmak için sözkonusu yat›r›m kaç›n›lmaz hale gelmifltir. Fabrikam›z günlük 2150 ton, y›ll›k 710,000 ton klinker üretim kapasitesine sahiptir. Çimento ö¤ütme kapasitemiz ise y›ll›k 2.300.000 tondur. Yeni kurulacak 4000 ton/gün kapasiteli döner f›r›n ile klinker üretim kapasitemiz y›lda 2.000.000 ton olacakt›r. Böylece çimento üretimi için gerekli klinker ihtiyac›m›z karfl›lanacakt›r. 66 milyon Euro'ya mal olaca¤› planlanan çevreye tam sayg›l› ve duyarl› bu yat›r›mla son teknolojiler uygulanarak tam otomasyon ile yüksek verimli, büyük oranda at›k yak›t kullan›m› ile düflük maliyet sa¤layacak bir klinker üretim hatt› kurulmufl olacakt›r. Yap›lan tüm çal›flmalarda baflta Vicat Grubu olmak üzere, eme¤i geçen tüm personelimize teflekkür eder, yeni tesisimizin flirketimize ve ülkemize hay›rl› olmas› dile¤iyle hepinize sayg›lar›m› sunar›m.” Kas›m 2005


72-73


Yibitafl Lafarge Çorum ve Samsun Çimento Fabrikalar›’nda

Çeflitli Etkinlik ve Faaliyetler Yibitafl Lafarge Çorum Çimento Fabrikas›nda 23 Haziran 2005 tarihinde 3 saat süre ile 137 fabrika çal›flan›na “‹SG Kültürü semineri & Acil Durum ve YSC Kullan›m Bilgilendirmesi ve Tatbikat›” e¤itimi verilmifltir.

Kas›m 2005


1-6 Temmuz tarihleri aras›nda Çorum'da gerçekleflen, 25.Uluslararas› Hitit Fuar ve Festivalinde; ilk gün yap›lan Sanayi Fuar› aç›l›fl›nda Yibitafl Lafarge Çorum Çimento Fabrikas› stand açm›fl ve fuar aç›l›fl›n› yapan, Tar›m ve Köyiflleri Bakan› Mehmet Mehdi Eker stand› yak›ndan incelemifl, faaliyetler hakk›nda bilgi alm›flt›r. 20 A¤ustos 2005 tarihinde Çorum Çimento Fabrikas› Genel Müdürü ‹smail Gümüfldere, Samsun Çimento Fabrikas› Genel Müdürü Melih Aksoyo¤lu ve Samsun Çimento Fabrikas› çal›flanlar› kat›l›m›yla yap›lan “‹SG 1500 kazas›z gün say›s›” kutlamas›nda tüm çal›flanlara 1'er adet küçük alt›n da¤›t›lm›flt›r.

20-22 Haziran 2005 tarihlerinde Ohsas 18001 kapsam›nda fabrikam›zda ö¤reticili¤ini fiükrü Karamehmeto¤lu ve Zeki Kurnaz'›n yapt›¤› “ELEKTR‹K, TEHL‹KELER, GÜVENS‹Z ORTAM, ÖNLEMLER” e¤itimine Çorum Çimento Fabrikas›ndan 64 çal›flan kat›lm›flt›r. Ayn› e¤itim Samsun fabrikas›nda da 7 Haziran ve 30 Haziran 2005 tarihlerinde 42 kat›l›mc› ile gerçekleflmifltir.

74-75


Elaz›¤ Alt›nova Çimento Ödül Töreni Yarat›c›l›k ve Verimlilik Öneri Sistemi ödül töreni 5 A¤ustos 2005 de fabrikam›z lokal bahçesinde yap›lm›flt›r.fiirketimize parasal getiri sa¤layan ve flirketimizin geliflimine katk›da bulunan önerilerin de¤erlendirilmesi sonucu hemen uygulamaya al›nan önerilerden bu y›l üretim müdürümüz Hamza ODUNCU’ nun yapm›fl oldu¤u öneri birinci Elektrik ve Elektronik Bak›m flefimiz Ali AVCU’ nun önerisi ise ikinci seçilmifltir. Öneri sahiplerine ödül ve plaketleri Genel Müdürümüz Say›n Sedat ORHAN taraf›ndan verilmifltir. Ayr›ca di¤er önerilerde bulunan çal›flanlar›m›za, fabrikam›z›n de¤erlerini yükseltecek özellikte olma s›ras›na göre plaket ve teflekkür yaz›s› verilerek kutlanm›flt›r.

B

ELAZI⁄ ALTINOVA Ç‹MENTO ÖDÜL TÖREN‹ ÖNER‹: Kömür de¤irmeni sistem fan› %50 klepe aç›kl›¤› ile çal›fl›p mevcut motor 354 kW güç çekmektedir.Motoru devir kontrollü yap›p (frekans konvertörü koyup) klepeyi %100 açarak ayn› iflletme flartlar›nda enerji tasarrufu sa¤lanmas›. UYGULAMA: Öneri hemen uygulamaya konulmufl motora frekans konvertörü koyulmufl ve yap›lan ölçümlerde motorun saatte 130 kW daha az enerji çekti¤i görülmüfltür. Bu da y›lda 655.200 kWh enerji tasarrufu sa¤lam›flt›r.

Kas›m 2005


ÖNER‹: Roller-pres ç›k›fl›ndaki malzeme içerisinde nihai ürün olarak bulunan malzemenin çimento de¤irmenlerinde ikinci bir ö¤ütme ifllemine tabi tutulmadan, de¤irmen girifli yerine de¤irmen ç›k›fl›ndaki elevatöre beslenerek önce seperatörden geçirilmesi ve bunun neticesinde kapasite art›fl› sa¤lanmas›. UYGULAMA : Öneri hemen uygulamaya al›nm›fl ve öncelikle de¤irmenlerden bir tanesinde devreye al›nm›flt›r. Malzemenin pres ç›k›fl›ndan de¤irmen sonras›na yönlendirilmesi için bir mekanik klepe ve 10 metre haval› bant montaj› gerçeklefltirilmifltir. Akabinde di¤er de¤irmene ayn› ekipman montaj› yap›larak önerinin her iki de¤irmende uygulamas› tamamlanm›flt›r. Öneri uygulamas›ndan sonra de¤irmenlerde PÇ üretiminde % 13 lük bir kapasite art›fl› olmufl ve 1 y›lda 1.166.000 kwh elektrik enerjisi tasarrufu sa¤lanm›flt›r.

76-77


Ünye Çimento Sanayi ve Ticaret A.fi.'de Kiflisel ‹maj E¤itimi Ünye Çimento'da görev yapmakta olan bir grup personel ile efllerine (45 kifli) “Kiflisel ‹maj E¤itimi” uygulanm›flt›r. Söz konusu e¤itim, Ünye Çimento merkezinde 29 Eylül 2005 Perflembe günü teorik ve uygulamal› olarak uygulanm›fl olup, e¤itim sonras› kat›l›mc›larla yap›lan görüflmelerde, e¤itimin son derece yararl› oldu¤u sonucuna var›lm›fl; kat›l›mc›lar, kiflisel iletiflim ve imaj konular›nda bilgi sahibi olduklar›n› ifade etmifllerdir.

Ünye Çimento Sanayi ve Ticaret A.fi.'nin Katk›lar› ile Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ameliyatlar› Ünye Çimento ile Interplast Türkiye Derne¤i Ekibi iflbirli¤i ve Ünye Devlet Hastanesi deste¤i ile 4 plastik cerrah›, 3 anestezi uzman›, 1 anestezi teknisyeni ve 1 ameliyathane personelinden oluflan toplam 9 kiflilik ekip 03-10 Eylül 2005 tarihleri aras›nda Ordu-Ünye Bölgesi'nde lokal ve genel anestezi ad› alt›nda 126 ameliyat gerçeklefltirdi. Do¤ufltan dudak yar›¤›, do¤ufltan damak yara¤›, el ve ayak parmaklar›nda yap›flkanl›k ve flekil bozukluklar›, yüz felci, eski ve yeni ateflli silah yaralanmalar›, yüz kemik k›r›klar›, deri kanserleri, göz kapaklar›nda düflüklük, kapanmayan yaralar, kepçe kulak vb. gibi ameliyatlar yukar›da belirtilen tarihlerde Interplast Türkiye Derne¤i Ekibi taraf›ndan, Ünye Çimento'nun katk›lar›yla ücretsiz olarak gerçeklefltirildi. Uzman ekip taraf›ndan yap›lan de¤erlendirme sonucunda, 250 baflvurunun 126's›nda ameliyat gerekli görüldü ve seçilen hastalar›n ameliyatlar› Ünye Devlet Hastanesi'nde gerçeklefltirildi. 126 ameliyat›n 68'i lokal, 58'i genel anestezi ile yap›ld›.

Kas›m 2005


OYAK Çimento Grubu Matematik Yar›flmas› Dahileri ÖSS'de de Rakip Tan›mad›... OYAK Çimento Grubu'nun 3 y›ld›r devam ettirdi¤i proje kapsam›nda bu y›l yar›flmaya kat›lan ve birincili¤i kazanan BOLU ATATÜRK L‹SES‹ ö¤rencileri OSS'de de oldukça baflar›l› sonuçlar elde etti. May›s ay›nda ‹stanbul Teknik Üniversitesi Gümüflsuyu Kampüsünde yap›lan ve on iki ilin yar›flt›¤› final s›nav›nda aç›k farkla birinci olan Bolu Atatürk Lisesi ö¤rencileri BOLU Ç‹MENTO'ya, ailelerine ve okullar›na bir gurur daha yaflatt›lar. Yar›flma ekibinde yer alan ‹brahim Faruk ADIGÜZEL, “bu y›l 2 büyük sevinç yaflad›m. ‹lkini May›s ay›nda OYAK Çimento Grubu'nun düzenledi¤i matematik yar›flmalar›nda ekibimizle 1. olarak yaflam›flt›k, flimdi ise burslu olarak Bilkent Üniversitesi, ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakultesi Siyaset Bilimi bölümünü kazanman›n mutlulu¤unu yafl›yorum. OYAK Çimento Grubu'nun düzenledi¤i bu yar›flma, bana hem s›nav öncesi kendimi test etme flans› verdi hem de güzide üniversitelerimizi görerek biraz daha h›rsl› haz›rlanmam› sa¤lad›. Bu anlamda OYAK Çimento Grubu'na ve özellikle Bolu Çimento'ya teflekkürlerimi iletmek istiyorum. Bu tür organizasyonlar›n say›s›n›n artarak devam etmesini ve biz gençlere kendimizi çeflitli platformlarda s›nama flans› verilmesini istiyorum” dedi. Yar›flmaya kat›lan di¤er ö¤rencilerden Ziya Alper Genç, “OYAK Çimento Grubu'nun düzenledi¤i Liseleraras› Matematik Yar›flmas›na Adana Kurttepe lisesi ad›na kat›lm›flt›m, ÖSS haz›rl›klar›na devam ederken Liseleraras› Matematik Yar›flmas› için daha çok matematik çal›flmaya a¤›rl›k verdim. Mükafat›n› okul olarak alamad›k ama ÖSS sonucunda Bo¤aziçi Matematik Bölümünü kazanarak ald›¤›m› düflünüyorum. Ayr›ca benim için bu yar›flman›n ayr› bir önemi de OYAK Çimento Grubu sayesinde hayat›mda ilk defa Bo¤aziçi Üniversitesi'ni görme f›rsat›m olmufltu, kampüsünden çok etkilenmifltim. S›nava haz›rlan›rken amac›m daha da netleflti ve ben Bo¤aziçi'nde okumal›y›m dedim. O nedenle OYAK Çimento Grubu'na ve Adana Çimento'ya teflekkür etmek istiyorum” diyerek duygular›n› ifade etti.

3 y ld r bu organizasyonun Proje Koordinat rl n stlenen Hande Mistili elik ise Her y l i eri ini geni leterek y r tt m z projenin 2006 y l haz rl klar na n m zdeki ay ba layaca z. Bu y l da imento Grubumuzun faaliyet g sterdi i illerde gen lerimizin matematikle, bilimle bulu abilece i farkl ortamlar yaratmay hedefliyoruz. dedi.

78-79


di¤er haberler ‹NTES, Türkiye'de Mesleki Yeterliliklerin Tespiti ve Ölçülmesi Projesi Bafllang›ç Toplant›s›n› Gerçeklefltirdi ‹NTES taraf›ndan Türkiye'de Mesleki E¤itim ve Ö¤retim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP)'ne sunulan "‹nflaat sektöründe Meslek Standartlar› ve Pratik E¤itim Projesi" ile "Yeterlili¤e Dayal› Ölçme ve De¤erlendirme Projesi" 4 Temmuz 2005 tarihinde AB Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcili¤i ile imzalanarak faaliyetlerine bafllad›. Proje ile ilgili olarak 12 Eylül 2005 tarihinde, "Türkiye'de Mesleki Yeterliliklerin Tespiti ve Ölçülmesi” bafll›kl› "Proje Bafllang›ç Toplant›s›” yap›ld›. Toplant› aç›l›fl konuflmalar› ‹NTES Yönetim Kurulu Baflkan› M. fiükrü Koço¤lu ve YOL-‹fi Baflkan› Fikret Bar›n taraf›ndan yap›ld›. Oturum yöneticili¤ini Per-Yön Baflkan› Özden Aslan'n›n yapt›¤› toplant›ya konuflmac› olarak, MEB Erkek Teknik Ö¤retim Genel Müdür Yard›mc›s› Hüsamettin Kaya, ‹fiKUR Genel Müdür Vekili Nam›k Ata, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu ad›na Prof. Dr. O¤uz Borat, ZDH Alman Zanaatkarlar ve Küçük ‹flletmeler Konfederasyonu'ndan Almut Schmitz kat›ld›.

Kas›m 2005


istatistik ÇM‹S Üyelerinde ‹flgücü Hareketleri Çal›flmas› Haz›rlayan: Özgür Acar ÇM‹S Araflt›rma Servisince haz›rlanan ‹flgücü Hareketleri çal›flmas›na göre 2004 y›l›nda üye fabrikalarda toplam 927 kifli ifle al›nm›fl, 614 kifli ise iflten ayr›lm›flt›r. Tablo 1: 2004 Y›l›nda ÇM‹S Üyelerinde ‹fle Giren ve ‹flten Ayr›lan Personel Say›lar› 1000 900

927

800 700 600

614

500 400 300 200 100 0 ‹fiTEN AYRILAN PERSONEL SAYISI TOPLAMI

‹fiE ALINAN PERSONEL SAYISI TOPLAMI

2004 y›l›nda iflten ayr›lan kiflilerin % 68,2’si iflveren feshi, deneme süresi feshi, emeklilik, ölüm, askerlik gibi çeflitli nedenlerden dolay› iflinden ayr›l›rken, % 31,4’ü kendi iste¤iyle iflinden ayr›lm›fl, % 0,3’ü ise toptan iflçi ç›karmak suretiyle iflinden ayr›lm›flt›r. Tablo 2: 2004 Y›l›nda ÇM‹S Üyelerinde ‹flten Ayr›lan Çal›flanlar›n Da¤›l›m› 31.4% 0.3%

Kendi iste¤iyle iflten ayr›lanlar Toptan iflçi ç›karma suretiyle iflten ayr›lanlar Di¤er nedenlerle iflten ayr›lanlar

68.2%

Üye fabrikalarda y›llar itibariyle ifle al›nma oranlar›na bak›ld›¤›nda, 2004 y›l›nda bir önceki y›la göre art›fl görülmektedir. Bir baflka deyiflle üye fabrikalarda 2004 y›l›nda önemli bir istihdam art›fl› yaflanm›flt›r. ‹flgücü devri (iflten ayr›lma) oranlar›na bak›ld›¤›nda ise önemli bir de¤ifliklik gözlenmemekle birlikte 1991-1995 y›llar› aras›nda gözlenen h›zl› düflüflten, sonraki y›llarda ise bir dura¤anl›ktan bahsetmek mümkündür. Kas›m 2005


Tablo 3: ÇM‹S Üyelerinde Y›llar ‹tibariyle ‹fle Al›nma Oranlar› 16.0 13.8

14.0 12.0 10.6

11.4

10.0

6.0

9.0

8.9

8.0 5.7 5.2

4.0

6.5

7.4

6.7

6.0

5.5

5.1

4.0

2.0 0.0

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

2001

2002

2003

2004

Tablo 4: ÇM‹S Üyelerinde Y›llar ‹tibariyle ‹flgücü Devri Oranlar› 30.0

25.0

25.7

20.0 18.1 15.0

13.8 10.5

10.8

11.5

13.0

11.6

11.1

10.2

10.0 9.6

9.1

9.1

8.3

5.0

0.0 1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

2001

2002

2003

2004

Üye fabrikalarda y›llar itibariyle çal›flanlar›n k›dem durumlar›na bak›ld›¤›nda belirli bir istikrardan bahsetmek mümkündür. 2004 y›l›nda bir önceki y›la göre gözlenen istihdam art›fl› sebebiyle ortalama k›dem y›l›nda bir düflüfl gözlenmektedir. Tablo 5: ÇM‹S Üyelerinde Y›llar ‹tibariyle Ortalama K›dem Y›l› 14.00

11.74

12.00 10.00

10.97

11.29

10.50 10.92

10.57

10.41 9.51

9.72

1999

2000

10.64

9.99 10.14

8.00 6.00 4.00 2.00 0.00

1993

1994

1995

1996

1997

1998

2001

2002

2003

2004

82-83


nostalji foto¤raflar›

Elaz›¤ Alt›nova Çimento Sanayi Ticaret A.fi.

29 Ekim 1980 / Hürriyet

Kas›m 2005


Gรถltafl Gรถller Bรถlgesi ร imento San. ve Tic. A.fi.

31 Temmuz1969 / Milliyet

84-85


‹lk Çimento Fabrikam›z›n Öyküsü

Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf›’n›n Kurum Tarih Projeleri kapsam›nda yay›nlanan ve Arslan Çimento Fabrikas›n›n kuruldu¤u tarihten bu yana geçen süreci anlatan kitap, Prof. Dr Emre Dölmen ile Yrd. Doç. Dr. Murat Koraltürk’ün ortak çal›flmalar› sonucu haz›rlanm›flt›r. Kitap Türkiye’nin özellikle Cumhuriyet dönemindeki iktisadi gelifliminde önemli bir yeri olan çimentonun Türkiye’deki ilk üreticisi olan Arslan Çimento’nun kurum tarihini anlatmaktad›r. Doksan y›l› aflan geçmifli içinde flirketin yaflam›nda ortaya ç›kan dönüm noktalar›na do¤al olarak Türkiye ekonomisinin dönüm noktalar› ile çak›flmaktad›r. Kitab›n bölümlendirmesi de bu dönüm noktalar› göz önüne al›narak yap›lm›flt›r. Kitap, dünyada çimento sanayiinin do¤uflunu anlatarak ve Osmanl› ‹mparatorlu¤unda çimentoya talebin ortaya ç›kmas›ndan bahsederek bafllamaktad›r. Daha sonra Arslan ve Eskihisar Çimento Fabrikalar›n›n kuruluflunu ve iki flirketin birleflmesini aç›klamaktad›r. Daha sonra Türkiye ekonomisinin dönüm noktalar› olan iktisadi devletçilik, ikinci dünya savafl›, 1950’ler, planl› dönem ve ekonomide liberalizm dönemlerinde flirketin bulundu¤u durumlardan bahsetmektedir. Son bölümde Arslan Çimento’nun kurulufl nizamnamesine ve Arslan Çimento kronolojisine yer verilmifltir.

86-87



Mevzuat Çimento ‹flveren Dergisi Mevzuat Eki /// No 37

Haz›rlayan Av. Füsun Gökçen

15 A¤ustos 2005 - 15 Ekim 2005 tarihleri aras› Resmi Gazete’de yay›nlanm›fl bulunan

Endüstri ‹liflkileri Konular›na ‹liflkin Mevzuat

1

R.G. 02 Eylül 2005 - Sayı: 25924

5

R.G. 08 Eylül 2005 - Say›: 25930

6

R.G. 15 Eylül 2005 - Say›: 25937

6

R.G. 22 Eylül 2005 - Say›: 25944

9

R.G. 22 Eylül 2005 - Say›: 25944

12

R.G. 24 Eylül 2005 - Say›: 25946

12

R.G. 29 Eylül 2005 - Say›: 25951

Gemiadamlar› Yönetmeli¤inde De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Yönetmelik

YÜRÜTME VE ‹DARE BÖLÜMÜ

YÜRÜTME VE ‹DARE BÖLÜMÜ

YÜRÜTME VE ‹DARE BÖLÜMÜ

Organize Sanayi Bölgelerinde Yer Alan Parsellerin Gerçek veya Tüzel Kiflilere Bedelsiz Tahsisine ‹liflkin Yönetmelikte De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Yönetmelik

Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeli¤inde De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Yönetmelik

Tar›m Sigortalar› Havuzu Çal›flma Usul ve Esaslar› Hakk›nda Yönetmelik

YÜRÜTME VE ‹DARE BÖLÜMÜ

Tar›m Sigortalar› Uygulama Yönetmeli¤i

YÜRÜTME VE ‹DARE BÖLÜMÜ

YÜRÜTME VE ‹DARE BÖLÜMÜ

YÜRÜTME VE ‹DARE BÖLÜMÜ

Kamu Kurum ve Kurulufllar›ndaki Geçici Mahiyetteki ‹flleri Yürütmek Üzere Geçici Personel ‹stihdam› ve Bu Personelde Aranacak fiartlar Hakk›ndaki Karar›n Yürürlü¤e Konulmas› Hakk›nda Karar

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Kurul Temsilcilerinin Seçimi ve Genel Kurulun Çal›flma Usul ve Esaslar› Hakk›nda Yönetmelikte De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Yönetmelik


Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› Yay›n Organ› Eki

Cilt 19 /// Say› 6 /// Kas›m 2005 Mevzuat Eki /// No 37 ‹ki Ayda Bir Yay›nlan›r

Sahibi

Bask›

Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› Ad›na Ahmet Eren

Ünal Ofset Tel +90 (312) 229 8247

Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü

‹dare Yeri

Av. Sancar Bayaz›t

Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas›

Haz›rlayan

Adres

Füsun Gökçen

Kuleli Sokak No: 14 06700 Gaziosmanpafla / Ankara Tel +90 (312) 447 2025 Gsm +90 (532) 318 1122 Faks +90 (312) 447 8517 e-mail genel@cmis.org.tr http://dergi.cmis.org.tr

Yay›n ‹lkeleri Çimento ‹flveren Dergisi, Temmuz 1997’den beri Hakemli Dergidir. Yerel Süreli Yay›nd›r. Tasar›m Öykü Reklam Hiz. Ltd. fiti. Tel +90 (312) 425 0090

ÜCRETS‹ZD‹R


Haz›rlayan Av. Füsun Gökçen

15 A¤ustos 2005 - 15 Ekim 2005 tarihleri arası Resmi Gazete’de yayımlanmı bulunan

Endüstri ‹likileri Konularına ‹likin Mevzuat

R.G. 02 Eylül 2005 - Sayı: 25924 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

Yönetmelikler Gemiadamları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Ulaştırma Bakanlığından: MADDE 1 - 31/07/2002 tarihli ve 24832 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gemiadamları Yönetmeliğinin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Madde 3- Bu Yönetmelik, 20/04/1989 tarihli ve 3539 sayılı Kanun ile taraf olduğumuz “Gemiadamlarının Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Standartları Hakkında Uluslararası Sözleşme (STCW-78) ve değişiklikleri, 10/06/1946 tarihli ve 4922 sayılı Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (D) bendi ile 10/08/1993 tarihli ve 491 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (I) bendine dayanılarak hazırlanmıştır.” MADDE 2- Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin (7) ve (61) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “7) Denizcilik Eğitimi Denetleme ve Kalite Standartları Esasları Hakkında Yönetmelik: Sözleşmenin 1/8 Kuralı ile A-1/8 Kısmı hükümleri çerçevesinde oluşturulan yönetmeliği” “61) Yakın Kıyısal Sefer: Kabotaj sefer bölgesi sınırları aşılarak, Karadenizde, Akdenizde ve Kızıldenizde yapılan seferleri,” MADDE 3- Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin (b) bendinin; (3), (6) ve (8) numaralı alt bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “3) Vardiya Zabiti; 500-3000 GT arası gemilerde vardiya zabiti olmak için müracaat edenler, Onsekiz yaşını bitirmiş olmak, en az VHF haberleşmesi yapabilecek yeterlikte olduğunu gösteren onaylanmış

bir sertifikası bulunmak, aşağıdaki şartlardan birini yerine getirmiş olmak ve İdarenin öngördüğü vardiya zabiti sınavında başarılı olmak şartlarını sağlayanlar “Vardiya Zabiti” yeterliğini almaya hak kazanırlar. Sözleşmenin öngördüğü A-II/1 müfredat programlarını uygulayan ve İdare tarafından uygunluğu onaylanan dört yıllık anadolu denizcilik meslek lisesi güverte bölümü mezunları ile iki yıllık meslek yüksek okulu mezunu olmak ve liman seferi dışında çalışan 500 GT’den büyük gemilerde, altı ayı köprü üstünde eğitim olmak üzere toplam oniki ay deniz eğitimini onaylanmış bir staj defterine uygun olarak başarı ile tamamlamak, En az lise mezunu olmak şartıyla Sözleşmenin öngördüğü A-II/1 müfredat programlarını uygulayan ve İdare tarafından uygunluğu onaylanan iki yıllık kurslardan mezun olup, liman seferi dışında çalışan 500 GT’den büyük gemilerde altı ayı köprü üstünde eğitim olmak üzere toplam oniki ay deniz eğitimini onaylanmış bir staj defterine uygun olarak başarı ile tamamlamak, Sınırlı kaptan yeterliği veya önceki Yönetmelik şartlarına uygun kıyı kaptanlığı yeterliği ile liman seferi dışında iki yıl kaptanlık yaptıktan sonra, Sözleşmenin öngördüğü A-II/1 müfredat programına uygunluğu İdare tarafından onaylanan bir eğitimi tamamlamak, Deniz Kuvvetlerinden ayrılanlardan; astsubay güverte sınıf okulları seyir branşı mezunu olmak ya da diğer branşlardan mezun olup “seyir ve gemi idaresi kursu” görmek ve beş yılı deniz hizmeti olmak üzere on yıl görevde bulunmak, Ancak, önceki Yönetmelik şartlarına uygun olarak yakınyol vardiya zabiti, yakınyol birinci zabiti ve sınırlı vardiya zabiti yeterliğine sahip bulunanlar, en az VHF haberleşmesi yapabilecek yeterlikte olduğunu gösteren onaylanmış bir sertifikaya haiz olmak şartıyla sınavsız “vardiya zabiti” yeterliğini almaya hak kazanırlar. Sözleşmenin öngördüğü A-II/1 müfredatını eğitim ve öğretimleri sırasında görerek vardiya zabitliği yeterlik belgesini alanlar, Gemiadamları Donatımında Asgari Emniyet Belgelerinde iki uzakyol vardiya zabiti yeterlikli personel ile donatılması öngörülen gemilerde uzakyol vardiya zabitlerinden birinin yerine gemide görev alabilirler.”

1


“6) Uzakyol Vardiya Zabiti; 3000 GT ve daha büyük gemilerde uzakyol vardiya zabiti olmak için müracaat edenler, Onsekiz yaşını bitirmiş olmak, en az VHF haberleşmesi yapabilecek yeterlikte olduğunu gösteren onaylanmış bir sertifikası bulunmak, aşağıdaki şartlardan birini yerine getirmiş olmak ve İdarenin öngördüğü uzakyol vardiya zabitliği sınavında başarılı olmak şartlarını sağlayanlar “Uzakyol Vardiya Zabiti” yeterliğini almaya hak kazanırlar. Bir yıllık ingilizce hazırlık eğitiminden sonra, Sözleşmenin öngördüğü ve İdarenin onayladığı A-II/1 müfredat programını uygulayan dört yıllık fakülte ve yüksekokul mezunu olmak ve liman seferi dışında çalışan 500 GT’den büyük gemilerde altı ayı köprü üstünde eğitim olmak üzere toplam oniki ay deniz eğitimini onaylanmış bir staj defterine uygun olarak başarı ile tamamlamak, Bir yıllık ingilizce hazırlık eğitiminden sonra, Sözleşmenin öngördüğü A-II/1 ile A-II/2 müfredat programlarını müşterek uygulayan dört yıllık fakülte veya yüksekokul öğrencisi olarak altıncı sömestr sonunda A-II/1 müfredatını başarı ile tamamlamak ve yukarıda belirtilen oniki aylık deniz eğitimini bitirmek, Dört yıllık fakülte mezunu olmak veya iki yıllık denizcilik meslek yüksek okullarının güverte bölümü mezunu olmak veya dört yıllık anadolu denizcilik meslek lisesi güverte bölümü mezunu olmak veya Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan öğrenci seçme sınavından dört yıllık Açık Öğretim Fakülteleri için önşart olan taban puanı almak koşuluyla; bir yıl ingilizce hazırlık eğitimi üzerine İdarenin öngördüğü altı sömestr eğitimi veren özel eğitim ve öğretim kurumlarında Sözleşmenin öngördüğü A-II/1 müfredatını içeren ve Eğitim-Sınav Yönergesinde belirtilen eğitimi görmek ve liman seferi dışında çalışan 500 GT’den büyük gemilerde altı ayı köprü üstünde olmak üzere toplam oniki ay deniz eğitimini onaylanmış bir staj defterine uygun olarak başarı ile tamamlamak,” Deniz Harp Okulu mezunu olup, Deniz Kuvvetlerinden ayrılmış olmak, Ancak, önceki Yönetmelik şartlarına uygun olarak uzakyol vardiya zabiti yeterliğine sahip bulunanların belgeleri, en az VHF haberleşmesi yapabilecek yeterlikte olduğunu gösteren onaylanmış bir sertifikaya haiz olmak şartıyla sınavsız olarak yeniden düzenlenir. İngilizce hazırlık sınıfı başarı ve muafiyet şartları ile öğrenci yerleştirme önceliği İdare tarafından belirlenen ve Eğitim-Sınav Yönergesinde belirtilen esaslara göre yapılır.” “8) Uzakyol Kaptanı; 3000 GT ve daha büyük gemilerde uzakyol kaptanı olmak için müracaat edenler, En az VHF haberleşmesi yapabilecek yeterlikte olduğunu gösteren onaylanmış bir sertifikası bulunmak, aşağıdaki şartlardan birini yerine getirmiş olmak ve İdarenin öngördüğü uzakyol kaptanlık sınavında başarılı olmak şartlarını sağlayanlar “Uzakyol Kaptanı” yeterliğini almaya hak kazanırlar. Uzakyol birinci zabit yeterliği ile iki yıl birinci zabitlik yapmak, Kaptan yeterliği ile yakın kıyısal sefer dışında çalışan gemilerde veya yakın kıyısal sefer yapan 500 GT’den Kas›m 2005 Mevzuat Özel Eki

büyük gemilerde iki yıl en az birinci zabitlik ve bir yıl kaptanlık yaptıktan sonra, Sözleşmenin öngördüğü AII/2 eğitim programı ile İdarenin öngördüğü ve “EğitimSınav Yönergesinde” başarı ve muafiyet esasları belirtilen ingilizce eğitimini İdare tarafından uygunluğu onaylanan bir eğitim kurumunda tamamlamak, Ancak, önceki Yönetmelik şartlarına uygun olarak uzakyol kaptanı yeterliğine sahip bulunanların belgeleri, en az VHF haberleşmesi yapabilecek yeterlikte olduğunu gösteren onaylanmış bir sertifikaya haiz olmak şartıyla sınavsız olarak yeniden düzenlenir. İdare, yukarıda belirtilen ve Sözleşmenin öngördüğü AII/2 eğitimi ile ingilizce eğitimini birinci zabitlik yeterliği öncesi alanları bu eğitimden muaf tutar. Gördükleri eğitim nedeniyle ilk defa yeterlik belgesi alanlar, bir yıl deniz hizmeti yapmadıkça kaptan olarak görev yapamazlar.” MADDE 4- Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin (B) bendinin; (a) alt bendinin (2) numaralı paragrafı, (c) alt bendinin (3) numaralı paragrafı, (f) alt bendinin (2) ve (3) numaralı paragrafları ile (h) alt bendinin (1) numaralı paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (f) alt bendinin “Aşağıdaki” ifadesi ile başlayan 2 numaralı paragrafının son alt paragrafından önce ve 3 numaralı paragrafının son alt paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki alt paragraflar eklenmiştir. “2) Aşağıdaki, Üç yıllık denizcilik meslek lisesi, denizcilik ve su ürünleri meslek liselerinin makine veya gemi makineleri, motor meslek veya endüstri meslek liselerinin gemi makineleri, gemi yapı meslek liselerinin motor, gemi makineleri veya makine montaj bölümünü, teknik liselerin motor veya makine, meslek yüksekokulları veya yüksekokullar veya fakültelerin motor, makine veya otomotiv bölümlerini bitirmek ve İdarenin onayladığı eğitimi görmek ve Sözleşmenin öngördüğü altı ay deniz eğitimini onaylanmış bir staj defterine uygun olarak gemide tamamlamak, İdarenin onayladığı eğitimi veren, dört yıllık anadolu denizcilik meslek lisesi gemi makineleri bölümü, meslek yüksek okulu, yüksek okul veya fakülte mezunu olmak ve Sözleşmenin öngördüğü altı ay deniz eğitimini onaylanmış bir staj defterine uygun olarak gemide tamamlamak, En az ilköğretim okulu mezunu, vardiyadan sorumlu makine sınıfı gemiadamı olmak ve üç yıllık deniz hizmeti üzerine İdarenin onayladığı eğitimi tamamlamak, Deniz Kuvvetlerinden ayrılanlardan; astsubay makine sınıf okulları motor ya da çark branşı mezunu olmak ya da diğer branşlardan mezun olup “gemi makineleri kursu” görmek ve üç yılı deniz hizmeti olmak üzere altı yıl görevde bulunmak ya da deniz hizmeti bulunmaksızın onbeş yıl görevde bulunmak, şartlarından birini yerine getirmek,” “3) İdarenin öngördüğü “makine zabiti” sınavında başarılı olmak, şartlarını sağlayanlar, “Makine Zabiti” yeterliği almaya hak kazanırlar. Ancak, önceki Yönetmelik şartlarına uygun olarak yakınyol makine zabiti, yakınyol ikinci makinisti ve sınırlı makine zabiti yeterliğine sahip bulunanlar, sınavsız “makine zabiti” yeterliği almaya hak kazanırlar.


Sözleşmenin öngördüğü A-III/I müfredatını eğitim ve öğretimleri sırasında görerek makine zabitliği yeterlik belgesini alanlar, Gemiadamları Donatımında Asgari Emniyet Belgelerinde iki uzakyol vardiya mühendisi/ makinisti yeterlikli personel ile donatılması öngörülen gemilerde uzakyol vardiya mühendisi/makinistlerinden birinin yerine gemide görev alabilirler.” “2) Aşağıdaki, Bir yıllık ingilizce hazırlık eğitiminden sonra, Sözleşmenin öngördüğü A-III/1 müfredat programlarını uygulayan dört yıllık fakülte veya yüksekokul mezunu olmak ve liman seferi dışında çalışan 750 kW’den büyük ana makine ile yürütülen gemilerde altı ay deniz eğitimini onaylanmış bir staj defterine uygun olarak başarı ile tamamlamak, Bir yıllık ingilizce hazırlık eğitiminden sonra, Sözleşmenin öngördüğü A-III/1 ile AIII/2 müfredat programlarını müşterek uygulayan dört yıllık fakülte veya yüksekokul öğrencisi olarak altıncı sömestr sonunda A-III/1 müfredatını başarı ile tamamlamak ve yukarıda belirtilen altı aylık deniz eğitimini bitirmek, Deniz Harp Okulu mezunu olmak ve Deniz Kuvvetlerinden ayrılmak, şartlarından birini yerine getirmek, Dört yıllık fakülte mezunu olmak veya iki yıllık denizcilik meslek yüksek okullarının gemi makineleri mezunu olmak veya dört yıllık anadolu denizcilik meslek lisesi gemi makineleri bölümü mezunu olmak veya Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan öğrenci seçme sınavından dört yıllık Açık Öğretim Fakülteleri için önşart olan taban puanı almak koşuluyla; bir yıl ingilizce hazırlık eğitimi üzerine İdarenin öngördüğü altı sömestr eğitimi veren özel eğitim ve öğretim kurumlarında Sözleşmenin öngördüğü A-III/1 müfredatını içeren ve Eğitim-Sınav Yönergesinde belirtilen eğitimi görmek ve liman seferi dışında çalışan 750 kW’den büyük ana makine ile yürütülen gemilerde altı ay deniz eğitimini onaylanmış bir staj defterine uygun olarak başarı ile tamamlamak, 3) İdarenin öngördüğü “uzakyol vardiya mühendisi/ makinisti” sınavında başarılı olmak, şartlarını sağlayanlar, “Uzakyol Vardiya Mühendisi/Makinisti” yeterliğini almaya hak kazanırlar. Ancak, önceki Yönetmelik şartlarına uygun olarak uzakyol vardiya mühendisi/makinisti yeterliğine sahip bulunanların belgeleri, bu Yönetmeliğe göre sınavsız yeniden düzenlenir. İngilizce hazırlık sınıfı başarı ve muafiyet şartları ile öğrenci yerleştirme önceliği İdare tarafından belirlenen ve Eğitim-Sınav Yönergesinde belirtilen esaslara göre yapılır.” “1) Aşağıdaki, Uzakyol ikinci mühendisi/makinisti yeterliği ile iki yıl denizde ikinci mühendislik/makinistlik yapmak, Başmakinist yeterliği ile yakın kıyısal sefer dışında çalışan gemilerde veya yakın kıyısal seferde 750 kW’den büyük gemilerde iki yıl en az ikinci makinistlik ve bir yıl başmakinistlik yaptıktan sonra, Sözleşmenin öngördüğü A-III/2 eğitim programı ile İdarenin öngördüğü ve “Eğitim-Sınav Yönergesinde” başarı ve muafiyet esasları belirtilen ingilizce eğitimini İdare

tarafından uygunluğu onaylanan bir eğitim kurumunda tamamlamak, Deniz Harp Okulu mezunu olup, Deniz Kuvvetlerinden ayrılmak ve bir yılı başçarkçılık olmak üzere yedi yıl makine deniz hizmetine sahip olmak, şartlarından birini yerine getirmek,” MADDE 5- Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “a) Telsiz Zabitleri: 04/06/2004 tarihli ve 25482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Telsiz Operatör Yeterlikleri ve Sınav Yönetmeliğinde tanımlanan yeterlik belgesine sahip kişilerdir.” MADDE 6- Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesinin (a) bendinin (2) numaralı alt bendinin son paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Meslek liselerinin balıkçılık, su ürünleri, güverte, güverte avlanma bölümleri mezunları ile Balıkçı Gemisi Kaptanı müfredatını veren Meslek Yüksekokulları, Yüksekokullar ve Fakültelerin Su Ürünleri Bölümü mezunu olup, bu Yönetmeliğin 19 uncu maddesinde belirtilen deniz güvenlik eğitimlerini görmek ve belgelerini almak,” MADDE 7- Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “GASM Başkanı; GASM Kurulu üyeleri arasından İdare tarafından seçilir. GASM Başkanının görev süresi üç yıldır.” MADDE 8- Aynı Yönetmeliğin 32 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Madde 32- Zabitan sınıfı gemiadamları sınavları, her yılın Şubat, Temmuz ve Eylül aylarında GASM Kurulu tarafından belirlenecek merkez/merkezlerde, Balıkçı Gemisi Kaptanı sınavları ise zabitan sınıfı gemiadamları sınavlarına ilave olarak İdarenin öngördüğü yerlerde ve tarihlerde GASM tarafından yapılır. Tayfalar ile güverte/makine lostromo sınavları, GASM tarafından GASM’ın belirlediği konularda bölge müdürlükleri merkez limanlarında bulunan 300 GT’den daha büyük gemide ancak bu tonajda bir gemi bulunmadığı takdirde limandaki en büyük gemide yılda iki kez yapılır. Ayrıca, İdarenin öngördüğü yerlerde ve tarihlerde tayfalar ile güverte/makine lostromo sınavları yapılabilir.” MADDE 9- Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Madde 34- GASM tarafından yapılan gemiadamları sınavlarına girmek için; gemiadamları sınavlarının duyurulmasından sonra, sınava girecekler tarafından liman başkanlıklarına bir dilekçe ve ekinde (EK-3), 1) Hizmet belgeleri (ilk kez gemiadamı olmak için başvuranlardan aranmaz), 2) Gemiadamı cüzdanının ilgili bölümlerinin onaylı fotokopisi (ilk kez gemiadamı olmak için başvuranlardan istenmez), 3) Nüfus cüzdanı (aslı ve bir adet örneği), 4) Öğrenim belgesi örneği (Noter tasdikli örneği), 5) Fotoğraf (8 adet),

3


6) Sabıka kaydı belgesi, 7) İkametgah belgesi, 8) Gemiadamları için geçerli sağlık raporu (aslı ve bir adet örneği), ile başvurulması gerekir. Liman başkanlıklarınca yapılan inceleme sonucu, durumları gemiadamları sınavlarına girmeye uygun olanlara “gemiadamları sınavları kimlik belgesi” (EK4) düzenlenerek kendisine verilir ve sınav belgeleri liman başkanlığınca bölge müdürlüğüne gönderilir. Bölge müdürlükleri, planlanarak duyurusu yapılmış bir gemiadamları sınavlarından en az yedi gün önce “gemiadamları sınavlarına girecek gemiadamları çizelge”sini (EK-5), her yeterlik grubu için ayrı ayrı tanzim ederek, sınava gireceklerin üçer adet fotoğrafları ile birlikte GASM’a gönderir. Sınavı başaramayıp bütünlemeye kalan gemiadamları, daha sonraki sınav dönemlerinde GASM’a yalnızca bir dilekçe (EK-6) vererek başvurularını yenilerler.” MADDE 10- Aynı Yönetmeliğin 53 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Madde 53- Yabancı uyruklu olan ve Türkiyede veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde İdarenin öngördüğü denizcilik eğitimi görenlere, eğitimlerine uygun olarak Yönetmeliğin ilgili maddelerine göre yeterlik belgesi sınavlarına girme hakkı ve gördükleri eğitimlere uygun olarak da eğitim belgeleri verilir.” MADDE 11- Aynı Yönetmeliğin 58 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (ı) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “ı) Tüzük ve yönetmelikler ile sınırları belirlenmiş limanların dışında çalışan balıkçı gemilerinde görev yapan gemiadamlarının çalışma süresi, iki aydan az olmayan aralıklarla yılda en az iki kez yola elverişlilik belgesine ekli gemiadamları çizelgelerinde yer almaları durumunda bir yıl deniz hizmeti yapmış olarak kabul edilerek,” MADDE 12- Aynı Yönetmeliğin 61 inci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “200 GT’den küçük olan gemilerde çalışan gemiadamları ile balıkçı gemilerinde çalışan gemiadamları, Gemiadamları Sağlık Yönergesi hükümleri dışındadır. Bu gemiadamlarının tabi olacakları sağlık raporları, sürücü olur raporu düzenlemeye yetkili özel veya kamu sağlık kuruluşlarından alınacaktır. Bu sağlık raporları beş yıl geçerli olacak ve rapor düzenlenmesinde B sınıfı sürücü belgelerinin düzenlenmesinde esas alınan sağlık şartları geçerli olacaktır. Ancak, bu madde kapsamında olan gemiadamları bu madde kapsamı dışındaki gemilerde çalışmaları halinde, Gemiadamları Sağlık Yönergesine göre iki yıllık sağlık raporlarını almak zorundadırlar.” MADDE 13- Aynı Yönetmeliğin 67 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Denizcilik eğitimi denetleme kurulu Madde 67- İdare bu Yönetmeliğin 66 ncı maddesinde belirtilen standartları denetleyecek, bulunan eksiklikleri rapor edecek bağımsız bir denetleme kurulunun oluşturulmasını sağlar. Bu kurulun organizasyonu, Kas›m 2005 Mevzuat Özel Eki

yetkileri, çalışma alanları ve rapor etme usul ve esasları, Denizcilik Eğitimi Denetleme ve Kalite Standartları Esasları Hakkında Yönetmelik ile belirlenir.” MADDE 14- Aynı Yönetmeliğin 70 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Madde 70- İdare, Sözleşmenin Kod Bölümünün A-I/7 Kısmının 4 üncü paragrafı uyarınca, Denizcilik Eğitimi Denetleme Raporları ile gemiadamlarının kalite standartları hakkındaki ilave düzeltici uygulamaları, daha önce gönderilen ülke raporuna ek olarak ve periyodik şekilde her beş yılda bir IMO Genel Sekreterliğine bildirecektir.” MADDE 15- Aynı Yönetmeliğin 81 inci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “d) Yönetmelik hükümlerine göre alabilecekleri gemiadamı yeterlik derecesi için öngörülen eğitimöğretim konularında eksiklikleri bulunanlar, İdarece yetkilendirilmiş eğitim kurum/kuruluşlarından alacakları kurs başarı belgeleri veya Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca açılan eğitim kurslarına katılarak alacakları “T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurs Belgesi” başlıklı kurs belgeleri,” MADDE 16- Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir. “Ek Madde 2- Bulundukları yeterlik belgesi ile iki yıl deniz hizmeti ibraz etmek ve Kamu Personeli Dil Sınavından en az 70 puan almak şartıyla; a) Vardiya zabiti yeterliği olanlar uzakyol vardiya zabiti, b) Makine zabiti yeterliği olanlar uzakyol vardiya makinisti, c) Birinci zabit yeterliği olanlar uzakyol birinci zabiti, d) İkinci makinist yeterliği olanlar uzakyol ikinci makinist, yeterliğini sınavla alabilirler. Ancak, bu madde kapsamında yeterlik belgesi talep edenler, Sözleşmede tanımlı ve bu Yönetmelikte öngörülen eğitimlerden; a) Birinci zabit yeterliğinden uzakyol birinci zabiti yeterliğine geçenlerin A-II/2, b) İkinci makinist yeterliğinden uzakyol ikinci makinist yeterliğine geçenlerin A-III/2, eğitimi aldıklarını belgelemeleri gerekmektedir. Bu madde kapsamında yeterlik belgesi alanlar, Bu Yönetmeliğin 16 ncı maddesi hükmünden yararlanamazlar. Ek Madde 3- Bu Yönetmelik kapsamında gerekli eğitimleri almak suretiyle; sınırlı kaptan yeterliğinden vardiya zabitliğine, sınırlı başmakinist yeterliğinden makine zabitliğine geçenlerin eski belgeleri iptal edilmez. Bu durumda olanlar eski belgeleri ile çalışmaya devam edebilirler. Ancak, bu belgeler ile yapılan hizmetler yeni yeterlik belgeleri için istenen deniz hizmetinden sayılmaz. Ek Madde 4- Bu Yönetmelik kapsamında yeterlik belgesi, gemiadamı cüzdanı ve diğer gemiadamı


belgelerini almaya hak kazanmış olan gemiadamı, belgelerini düzenlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde almak zorundadır. Belgelerini almayan gemiadamı, aynı belgeleri alabilmek için bu Yönetmelikte öngörülen şartları yeniden yerine getirmesi gerekmektedir.” Değiştirilen ifadeler MADDE 17- Bu Yönetmelikte geçen; “Bağımsız Denetleme Kurulu” ifadesi, “Denizcilik Eğitimi Denetleme Kurulu”, “Kalite Standartları Yönergesi” ifadesi, “Denizcilik Eğitimi Denetleme ve Kalite Standartları Esasları Hakkında Yönetmelik” olarak değiştirilmiştir. Yürürlükten kaldırılan hükümler MADDE 18- Aynı Yönetmeliğin 68 ve 69 uncu maddeleri, 74 üncü maddesinin (g) bendi ile EK-1 harita yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük MADDE 19- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 20- Bu Yönetmelik hükümlerini Denizcilik Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.

R.G. 08 Eylül 2005 - Sayı: 25930 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

Yönetmelikler Organize Sanayi Bölgelerinde Yer Alan Parsellerin Gerçek veya Tüzel Kişilere Bedelsiz Tahsisine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Karar Sayısı: 2005/9261 Bakanlar Kurulundan: Ekli “Organize Sanayi Bölgelerinde Yer Alan Parsellerin Gerçek veya Tüzel Kişilere Bedelsiz Tahsisine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in yürürlüğe konulması; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 28/06/2005 tarihli ve 8089 sayılı yazısı üzerine, 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 08/08/2005 tarihinde kararlaştırılmıştır. Ahmet Necdet SEZER CUMHURBAŞKANI Organize Sanayi Bölgelerinde Yer Alan Parsellerin Gerçek veya Tüzel Kişilere Bedelsiz Tahsisine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Madde 1- 15/06/2004 tarihli ve 2004/7513 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Organize Sanayi Bölgelerinde Yer Alan Parsellerin Gerçek veya Tüzel Kişilere Bedelsiz Tahsisine İlişkin Yönetmeliğin 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, kalkınmada öncelikli yöreler kapsamındaki iller ve Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına gayrisafi yurt içi hasıla tutarı 1500 ABD Doları veya daha az olan iller ile bu iller dışında kalan ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan illerdeki organize sanayi bölgelerinin mülkiyetinde bulunan ve tahsis edilmemiş parsellerin, yeni yatırımlar için gerçek veya tüzel kişilere bedelsiz tahsisi ile 5084 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce bedelli olarak tahsis edilmiş parsellerin ödemesinin durdurulması ve kalan meblağın Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından organize sanayi bölgesine verilen kredilerden mahsup edilmesine ilişkin esas ve usulleri tespit etmektir.” Madde 2- Aynı Yönetmeliğin 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Madde 2- Bu Yönetmelik; kalkınmada öncelikli yöreler kapsamındaki iller ve Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına gayrisafi yurt içi hasıla tutarı 1500 ABD Doları veya daha az olan iller ile bu iller dışında kalan ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan illerdeki organize sanayi bölgelerinde, fiili ve sürekli olarak en az otuz (30) kişilik istihdamı olan ve/veya öngören yatırımlar için organize sanayi bölgelerinin yetkili organlarının karar alması halinde bedelsiz parsel tahsisinden yararlanacak olan gerçek veya tüzel kişileri kapsar.” Madde 3- Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “anapara, faiz, komisyon ve gider vergilerinin” ibaresi “anapara ve faizlerinin” olarak, ikinci fıkrasında yer alan “kredi kullanımı ve masrafları” ibaresi ise “kredi kullanımı ile anapara taksit ve faizlerinin” olarak değiştirilmiştir. Madde 4- Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinde yer alan “on kişinin” ifadesi “otuz (30) kişinin” olarak değiştirilmiştir. Madde 5- Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “29/1/2004 tarihli ve 5084 sayılı Kanun, bu Yönetmelik, yatırım taahhütnamesi ve bedelsiz arsa tahsis sözleşmesindeki şartlara uygun olarak, tahsis edilen taşınmazın değerinin yatırım maliyet bedelinin yüzde ellisinden fazla olması halinde veya yatırımın üretime geçtiği tarihte, gerçek ve tüzel kişiler, tahsisi yapan organize sanayi bölgesi yetkili organlarından şerhin kaldırılmasını isteyebilir.” Geçici Madde 1- 15/06/2004 tarihli ve 2004/7513 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Organize Sanayi Bölgelerinde Yer Alan Parsellerin Gerçek veya Tüzel Kişilere Bedelsiz Tahsisine İlişkin Yönetmeliğin, bu Yönetmelik ile yapılan değişiklikten önceki hükümlerine göre bedelsiz arsa tahsisinden yararlanma hakkı kazanan gerçek veya tüzel kişiler, bu haklarından aynen yararlanmaya devam ederler. Madde 6- Bu Yönetmelik 01/04/2005 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 7- Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

5


R.G. 15 Eylül 2005 - Sayı: 25937 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

Yönetmelikler Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Sanayi ve Ticaret Bakanlığından: MADDE 1- 01/04/2002 tarihli ve 24713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin değişik 60 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Plan ana kararlarını bozucu plan değişikliği yapılamaz.” “İmar planında bulunan sanayi adaları ile sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunlu olmadıkça yapılamaz.” Yürürlük MADDE 2- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 3- Bu Yönetmelik hükümlerini Sanayi ve Ticaret Bakanı yürütür.

R.G. 22 Eylül 2005 - Sayı: 25944 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

Yönetmelikler Tarım Sigortaları Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: Amaç Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu hükümleri uyarınca kurulan Tarım Sigortaları Havuzunun çalışma usul ve esaslarını belirlemektir. Kapsam Madde 2- Bu Yönetmelik, Havuzun kuruluşu, Havuz tarafından teminat altına alınacak riskler, Havuzun gelir ve giderleri, prim ve hasar fazlası destekleri, hasar tespit ve risk inceleme organizasyonları, verilerin toplanması, risk analizi, primlerin sigorta şirketleri tarafından tahsil edilmesi, prim desteğine ilişkin çalışmaların yürütülmesi, ilgili tazminat ödemelerinin yapılması, reasürans teminatının sağlanması, tarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması, izlenmesi ve tarım sigortaları ile ilgili diğer teknik hizmetlerin yürütülmesine ilişkin usul ve esasları kapsar. Dayanak Madde 3- Bu Yönetmelik, 14/06/2005 tarihli ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 18 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Kas›m 2005 Mevzuat Özel Eki

Tanımlar Madde 4- Bu Yönetmelikte geçen; Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, Müsteşarlık: Hazine Müsteşarlığını, Tarım sigortaları: 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1316 ve 1319 uncu maddelerinde belirtilen sigortalar ile 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamına alınan sigortaları, Kurul: 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 5 inci maddesi hükmünce oluşturulan Yönetim Kurulunu, Havuz: Tarım Sigortaları Havuzunu, Sigorta şirketleri: 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde kurulmuş, tarım sigortaları alanında ruhsatı bulunan ve işletici şirkete ortak olan sigorta şirketlerini, Şirket: Havuzun işletilmesini üstlenen şirketi, Prim desteğinden yararlanacak üretici: Bakanlık Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı gerçek veya tüzel kişileri, Risk incelemesi yapabilecek personel: Çiftlik hayvanlarının sigortaya kabul öncesinde risk inceleme işlemlerini yürüten veteriner hekim ve zooteknist ziraat mühendisini, Hasar tespiti yapabilecek personel: Sigortalı bitkiler ve bitkisel ürünlerin hasar tespit işlemlerini yürüten ziraat mühendisi, ziraat teknikeri ve ziraat teknisyeni ile sigortalı çiftlik hayvanlarının hasar tespit işlemlerini yürüten veteriner hekimi, Çiftlik hayvanları: Büyükbaş hayvanlar, küçükbaş hayvanlar, kümes hayvanları ve kültür balıkçılığı ürünlerini, ifade eder. Bakanlığın görev ve yetkileri Madde 5- Bakanlığın görev ve yetkileri şunlardır; a) Tarım sigortalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli tedbirleri almak, yayım, eğitim ve seminerler düzenlemek ve bu konularda havuz ve şirket ile işbirliği yapmak, b) Tazminat ödemelerinin, havuzun gelir ve giderlerinin ve havuzun iş ve işleyişi ile ilgili çalışmaların doğru ve düzenli bir şekilde yapılmasını izlemek, c) Bakanlık, sigorta şirketleri tarafından havuza aktarılacak poliçe bilgilerini havuz veri bankasındaki çiftçi kayıtları ile karşılaştırarak, ödemesi gereken prim desteğini çiftçilerden yapılacak tahsilatı beklemeksizin her ayın poliçe bilgilerine ait destekleme tutarını takip eden ayın son gününe kadar Havuzda oluşturulacak ayrı bir hesaba aktarmak, d) Ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle sağlanacak prim desteğine ilişkin planlamalar yaparak teklifleri Bakanlar Kurulunun onayına sunmak. Havuzun kuruluşu ve merkezi Madde 6- Havuz; bu Yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen hizmetleri yürütür. Tarım sigortaları alanında halen faaliyette bulunan ve/veya daha sonra ruhsat alarak, bu alanda faaliyet gösterecek olan sigorta şirketleri, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu hükümleri çerçevesinde faaliyet göstermek üzere


kurulacak havuz işletici şirketine ortak olmak ve bu Şirket ile sözleşme yapmak zorundadır. Havuzun merkezi İstanbul’dadır. Sekretarya hizmetleri işletici şirket tarafından yürütülür. Havuzun kaynakları Madde 7- Havuzun gelirleri şunlardır; a) Sigorta şirketlerinin devrettiği primler, b) Devlet tarafından sağlanan prim desteği, c) Toplanan kaynakların yatırım gelirleri, d) Alınan krediler, e) Genel bütçeden alınacak katkılar,

Yönetmeliğin yayımını takip eden en geç 15 gün içinde uygun gördüğü kurul üyelerinin isimlerini Kanunu uygulamakla görevli Bakanlık birimine yazılı olarak bildirir. Kurulun görev ve sorumlulukları Madde 10- Kurulun görev ve sorumlulukları şunlardır; a) Havuzun işleyişine ilişkin uygulama esaslarını belirlemek, b) Bütçe yılı için verilen Devlet prim desteği toplam tutarını aşmamak kaydıyla; ürün, risk, bölge ve işletme ölçeği bazında prim desteği oranını belirlemek üzere çalışmalar yapmak ve Bakanlığa sunmak,

Havuzun gelirleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.

c) Destekleme kapsamına alınan risk, ürünler ve bölgeler için tarifeler hazırlamak ve sigortaya kabul için son başvuru tarihlerini belirlemek, uygulamada karşılaşılan sorunları tespit etmek, bunların çözümüne yönelik çalışmalar yapmak, yaptırmak,

Havuzun kaynaklarının kullanım yerleri Madde 8- Havuzun giderleri şunlardır;

d) Görev alanına giren konularda hizmet alınmasına karar vermek,

a) Tarım sigortalarına ilişkin tazminat ödemeleri,

e) Hasar tespit işlemleri ve hasar tespit işlemi ödemelerine ilişkin usul ve esasları belirlemek,

f) Diğer gelirler.

b) Havuzun yönetimi ve işleyişi için gerekli olan masraflar, c) Reasürans, sermaye ve benzeri piyasalardan sağlanacak korumaya ilişkin ödemeler,

f) Bu Yönetmelik kapsamında tarım sigortaları alanında faaliyet göstermek isteyen sigorta şirketleri ile sözleşme yapmak,

d) Sigorta şirketlerine ödenecek komisyonlar,

g) Havuz işleticisi şirketle çalışma usul ve esaslarını belirleyen sözleşme yapmak,

e) Bilgilendirme ve tanıtım kampanyalarına ilişkin ödemeler,

h) İşletici şirkete verilecek işletme bedeli miktarını belirlemek,

f) Hasar tespit işlemlerine ilişkin ödemeler,

i) Sigorta şirketlerine Devlet desteklemesi dışındaki prim karşılığı ödenecek komisyon miktarını belirlemek.

g) Alınan kredilerin anapara ve faiz geri ödemeleri, h) Bu Yönetmeliğin amacı doğrultusunda yapılacak diğer ödemeler, i) Havuz işleticisi şirkete ödenecek işletme bedeli. Kurulun oluşumu, Kurul Başkanı ve üyelerinde aranacak şartlar Madde 9- Kurul; Bakanlık ve Müsteşarlıktan ikişer, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve işletici şirketten birer üye olmak üzere toplam yedi üyeden oluşur. Kurul Başkanı Bakanlık temsilcileri arasından Bakan tarafından görevlendirilir. Kurul üyeliğine Bakanlık ve Müsteşarlıkça kamu görevlileri arasından görevlendirilecek kişilerin en az on (10) yıl kamu hizmetinde bulunmuş olmaları, Bakanlık temsilcilerinin tarımsal riskler ve doğal afetler konusunda, Müsteşarlık temsilcilerinin sigortacılık alanında bilgi ve deneyime sahip olması gerekir. Diğer üyelerin ise ilgili bulundukları alanda en az on (10) yıllık mesleki deneyime sahip olmaları gerekir. Ayrıca Kurul üyelerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinde belirtilen şartları taşımaları zorunludur. Kurul üyelerinin görevlendirilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanı tarafından yapılır. Daha sonraki görevlendirmeler, görevden ayrılışı takip eden bir ay içinde aynı usule göre yapılır. Müsteşarlık, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve işletici şirket bu

Kurulun toplanması ve karar nisabı Madde 11- Kurul en az beş üyenin katılımı ile toplanır ve kararlar oy çoğunluğu ile alınır. Kurul üyeleri çekimser oy kullanamaz. Oylamalarda eşitlik halinde, Başkanın bulunduğu taraf çoğunluk sayılır. Kurul ayda en az bir kez, Kurul Başkanının çağrısı veya en az üç kurul üyesinin teklifi ile olağan üstü toplanır. Seyahat veya hastalık gibi meşru mazereti olmaksızın veya olup ta bildirmeksizin üst üste üç toplantıya iştirak etmeyen veya meşru mazereti olsun olmasın bir yıl içinde yapılacak toplantıların üçte birine katılmayan üyelerin üyelik sıfatlarına Kurul Başkanının önerisi üzerine Bakanlıkça son verilir ve yerine 9 uncu maddedeki usule göre yenisi görevlendirilir. Kurul üyelerinin görev süreleri Madde 12- Kurul üyeleri, üç yıl süre ile görev yapar. Görev süresi sona erenler yeniden görevlendirilebilirler. Kurulda görevlendirilen üyeler temsil ettikleri kurumlardan ayrıldıkları, kurumlarınca geri çekildikleri veya herhangi bir sebeple ayrıldıkları takdirde üyelikleri sona erer. Bu üyelerin yerine görevlendirilen yeni üyeler kalan süreyi tamamlar. Kurul üyelerine ödenecek ücretler Madde 13- Kurul üyelerinden uhdesinde kamu görevi bulunanlara bir ay içerisinde dörtten fazla olmamak üzere her toplantı günü için (2000), uhdesinde kamu görevi bulunmayanlar için ise (3000) gösterge rakamının Devlet memurlarına uygulanan aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda toplantı ücreti ödenir.

7


Şirket Madde 14- Havuzun işletilmesine ilişkin iş ve işlemler, Havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit oranda pay sahibi olacağı anonim şirket statüsünde kurulacak Şirket tarafından yürütülür. Tarım sigortası alanında ruhsat alarak 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında faaliyet göstermek isteyen sigorta şirketleri, işletici şirkete diğer şirketlerle eşit oranda pay sahibi olmak zorundadır. Pay sahipliğinin sağlanması için mevcut pay sahibi olan şirketler, havuza yeni katılacak şirketlere şirket ana sözleşmesinde belirtilen usulde pay vermek zorundadır. Şirketin görev ve sorumlulukları Madde 15- Kurulun belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde şirketin görev ve sorumlulukları şunlardır; a) Tazminat ödemelerine esas teşkil edecek hasar tespit işlemlerine ilişkin her türlü çalışma ve organizasyonları yürütmek, tazminat ödemelerinin en kısa sürede yapılmasını sağlamak, işletici şirket bünyesinde hasar tespit organizasyonu kuruluncaya kadar hasar tespit işlemlerini yaptırmak, b) Risk paylaşımı ve transferi ile reasürans planının uygulanmasına ilişkin işleri yürütmek, risk paylaşımı ve reasürans programını Kurulun onayına sunmak, c) Kurulca alınan kararların uygulanması ve Kurulun görevlerine ilişkin sekretarya hizmetlerini yürütmek, d) Primlerin tahsili, tazminat ödemelerinin yapılması ve benzeri işleri yürütmek, e) Üreticileri tarım sigortaları hakkında bilgilendirmek, halkla ilişkiler ve tanıtım kampanyalarını yürütmek, f) Genel hükümler çerçevesinde tarım sigortalarına ilişkin istatistik üretmek, bu konuda Kurula rapor hazırlamak, g) Havuz kaynaklarını, Kurul tarafından belirlenen ilke ve kurallar çerçevesinde yatırıma yönlendirmek, h) Havuz işlerinin sağlıklı yürütülmesi bakımından, gerekli gördüğü hususlarda Havuz Yönetim Kuruluna öneride bulunmak, i) Havuza ait gelir ve giderler ile tüm hesap ve işlemleri özel ve ayrı kayıtlarda takip etmek, j) Havuzun işletilmesiyle ilgili diğer her türlü iş ve işlemleri yapmak, yaptırmak. Şirket, Havuz işlerinin Havuz yararına ve en iyi şekilde yürütülmesinden Bakanlık, Müsteşarlık ve Kurula karşı sorumludur. Şirket, bu Yönetmelik kapsamındaki görevleri gereği edindiği bilgileri herhangi bir gerekçeyle üçüncü şahıslara açıklayamaz. Ancak, ilgili tarafların faydasına sunabilir. Havuza ait yazışma ve belgelerin uygun bir şekilde muhafaza edilmesi zorunludur. Şirket; faaliyetine son verilmesi, tasfiye edilmesi veya iflas etmesi gibi hallerde, Kurul tarafından yeni bir şirketle sözleşme yapılıncaya kadar görevlerini yerine getirmeye devam eder. Bu durumda bu Yönetmelik kapsamındaki bütün bilgi ve belgeleri Kurula iade eder. Poliçeler çiftçinin verimlilik beyanına göre yapılır. Destekleme, Bakanlığın belirlediği ürün ve bölge bazındaki verilere göre ödenir. Bakanlıkça belirlenen

Kas›m 2005 Mevzuat Özel Eki

ortalama verimliliğin üzerindeki tutarın primi çiftçi tarafından ödenir. Şirket, bu Yönetmelikte belirtilen görevler dışında başka bir işle uğraşamaz. Sigorta Şirketlerinin hak ve yükümlülükleri Madde 16- Sigorta Şirketlerinin hak ve yükümlülükleri şunlardır; a) Kurul tarafından alınan kararlara uymak ve bunları yerine getirmek, b) Havuza katılan sigorta şirketleri prim borçlarına karşılık ilk yıl için Kurulun belirleyeceği teminat türlerine göre Havuza 150.000.- YTL (Yüzellibin YTL) sabit teminat, takip eden yıllarda ise bir önceki yıl havuza devrettiği prim üzerinden %5 oranında ilave teminat vermek, c) Devlet desteği hariç tarım sigortaları alanında elde ettikleri primi, komisyon miktarı düşüldükten sonra Havuza devretmek, d) Sigorta şirketleri tarafından, Havuza zamanında devredilmeyen primleri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil etmek. Sigorta şirketleri, tarım üreticileri ile tarım sigortaları sözleşmelerini kendi adlarına akdeder, prim ile riskin tamamını Havuza devreder. Sigorta sözleşmeleri, Havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden Havuz tarafından belirlenecek online sistemde yapılır. Ancak, online sistemine geçilinceye kadar Havuzun belirleyeceği esaslar dahilinde elektronik ortamda yapılır. Havuz, devraldığı riskleri retrosesyon yapmaya yetkilidir. Sigorta şirketleri bir sonraki yıla ilişkin retrosesyon taleplerini içinde bulunulan yılın en geç 1 Kasım tarihine kadar Şirkete bildirir. Havuz tarafından hesaplanacak tahmini hasar durumuna göre yeterli retrosesyon teminatı sağlanamadığı takdirde, kalan kısma Devlet tarafından iştirak edilir. Sigorta şirketlerinin payları toplamının yüzde yüz (%100)’ün üzerinde gerçekleşmesi halinde, her bir sigorta şirketinin payı, toplam oran yüzde yüz (%100)’e inene kadar garameten azaltılır. Sigorta şirketleri, retrosesyon yolu ile kendilerine devredilen miktarı reasüre edemez. Sigorta şirketlerinin Havuz ile sözleşmesinin sona ermesi Madde 17- Mevzuata ve Kurul kararlarına uymayan sigorta şirketinin Havuz ile sözleşmesi sona erdirilir ve Havuzdan çıkartılır. Bu şekilde Havuzdan çıkartılan sigorta şirketi, Havuza iş devredemez. Ayrılan sigorta şirketi, Havuzla sözleşmesinin geçerli olduğu müddet zarfında ve akdettiği sözleşmeler süresi bitimine kadar şirket sözleşmesinden doğan taahhüt ve vecibeleri ile bağlıdır. Şirketin satın almaları ve yatırımları Madde 18- Şirket, Havuz kaynakları ile Havuz ihtiyacı dışında gayrimenkul alamaz; kaynaklarını öncelikle Hazine bonosu ve kamuya ait borçlanma senetleri yoluyla yatırımlarda kullanır. Havuz tarafından teminat altına alınacak riskler Madde 19- Kapsama alınacak bitkiler, bitkisel ürünler ve seralar, tarımsal yapılar, tarım alet ve makineleri


ile çiftlik hayvanları için kuraklık, dolu, don, sel, taban suyu baskını, fırtına, hortum, deprem, heyelan, yangın, kaza ve zararlılar ile hayvan hastalıklarının neden olacağı zararlar ve/veya tarım sektörü bakımından önemli görülecek diğer riskler, Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.

Havuzun faaliyetleri Madde 25- Havuz, bu Yönetmelik kapsamındaki faaliyetleri bakımından, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi değildir.

Risk inceleme ve hasar tespit organizasyonu Madde 20- Şirket, Kurulun hasar tespit işlemlerine ilişkin olarak belirlediği esas ve usuller doğrultusunda; görevlendirilecek kişilere eğitim sağlamak için, sahasında deneyime sahip kurum ve kuruluşlardan hizmet alır.

Denetim Madde 26- Havuzun ve Şirketin sigortacılık uygulamaları dışındaki tüm işlemlerinin denetimi Bakanlık tarafından yapılır.

Sigortaya kabul öncesinde çiftlik hayvanlarının risk inceleme işlemleri veteriner hekim ve zooteknist ziraat mühendisi, sigortalı çiftlik hayvanlarının hasar tespit işlemleri ise veteriner hekim tarafından yapılır. Sigortalı bitkiler ve bitkisel ürünlerin hasar tespit işlemleri öncelikle ziraat mühendisi, olmaması durumunda ise ziraat teknikeri ve ziraat teknisyeni tarafından yapılır. Risk inceleme ve hasar tespit organizasyonlarında görev yapabilecek kişilerin eğitimi, eğitim giderleri, şirket kaynaklarından karşılanmak üzere Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca uygun bulunacak kurum ve kuruluşlarca gerçekleştirilir. Adı geçen kişiler eğitim belgelerini ibraz etmek sureti ile Hazine Müsteşarlığı Sigorta Hasar Eksperleri Siciline kayıt olurlar. Prim desteği Madde 21- Ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle Devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarları, her yıl Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. Prim desteğine ilişkin ödenek, her yıl bütçe kanunu ile Bakanlık bütçesinde yer alır. Bakanlık, sigorta şirketleri tarafından Havuza aktarılacak prim miktarlarını çiftçi kayıtları ile karşılaştırarak, prim desteğini hesaplar ve gecikmeksizin Havuza aktarır. Reasürans Madde 22- Şirket, Havuz tarafından üstlenmiş olunan risklerin transferi amacıyla ulusal ve uluslararası sigorta, reasürans, sermaye ve benzeri piyasalardan sigortacılık tekniğinin gerektirdiği şekilde ve yeterli düzeyde koruma temin etmek amacıyla yerli ve yabancı şirket veya kuruluşlarla Havuz adına reasürans anlaşmaları yapabilir. Hasar fazlası desteği Madde 23- Havuz tarafından üstlenilen risklerin transferi amacıyla ulusal ve uluslararası piyasadan sağlanan korumanın yeterli bulunmaması halinde Bakanlar Kurulunca belirlenecek kısım Devlet tarafından taahhüt edilir.

Düzenleme yetkisi Madde 27- Bakanlık, bu Yönetmeliğin uygulanmasını sağlamak üzere her türlü alt düzenlemeyi yapmaya yetkilidir. Geçici Madde 1- Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl süre ile 15 inci maddenin (a) bendinde belirtilen hasar tespit işlemleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca uygun görülecek bir kuruluşa yaptırılabilir. Yürürlük Madde 28- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 29- Bu Yönetmelik hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür.

R.G. 22 Eylül 2005 - Sayı: 25944 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

Yönetmelikler Tarım Sigortaları Uygulama Yönetmeliği Hazine Müsteşarlığından:

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu çerçevesinde akdedilecek tarım sigortası sözleşmelerinin tabi olacağı esaslar ile Tarım Sigortaları Havuzu ve Havuzun işletilmesini üstlenen Şirketin denetlenmesine ilişkin esasların belirlenmesidir.

Yardım ve borç ertelemesi Madde 24- Bu Yönetmelik kapsamında, uygulama yılında yer alan riskler için tarım sigortası yaptırmayan üreticiler, 20/06/1977 tarihli ve 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanundan yararlanamaz.

Kapsam Madde 2- Bu Yönetmelik, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında akdedilecek tarım sigortası sözleşmelerinin tabi olacağı esaslar çerçevesinde, sigorta poliçeleri, tarife ve talimatlar, sigorta ettirenin bilgilendirilmesi, sözleşmelere ilişkin bilgilerin toplanması ve hasar tespiti; Tarım Sigortaları Havuzu ile Havuzun işletilmesini üstlenen Şirketin denetlenmesine ilişkin esaslar çerçevesinde, ana sözleşme, teşkilat, hisse edinimi, birleşme ve devir, reasürans ve retrosesyon ile raporlamaya ilişkin hususları kapsar.

Ancak, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen riskler, bölgeler ve ürünler dışında kalan risk, ürün ve bölgelerde 2090 sayılı Kanun kapsamında yardım yapılabilir.

Dayanak Madde 3- Bu Yönetmelik 14/06/2005 tarihli ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 18 inci maddesine dayanarak hazırlanmıştır.

9


Tanımlar Madde 4- Bu Yönetmelikte geçen;

Sigortacının acenteleri de yukarıdaki fıkra hükmüne uygun hareket etmek zorundadır.

Bakan: Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanı,

Sözleşme süresi içinde, sözleşmede yer alan tarafların hak ve yükümlülüklerini etkileyebilecek hususların sigortacı tarafından ilgililere yazılı olarak bildirilmesi zorunludur.

Müsteşarlık: Hazine Müsteşarlığını, Sigortacı: 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde tarım sigortaları alanında faaliyette bulunan sigorta şirketlerini, Tarım sigortaları: 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununda kapsama alınan sigortaları, Havuz: Tarım Sigortaları Havuzunu, Kurul: Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunu, Şirket: Havuzun işletilmesini üstlenen şirketi, ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM Sigorta Sözleşmelerine İlişkin Hükümler

Tarife ve talimatlar Madde 7- Tarım sigortası sözleşmelerinde uygulanacak tarife ve talimatlar, Kurul tarafından belirlenerek Bakan onayına sunulur. Tarifede belirlenecek sigorta priminin 5363 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi çerçevesinde Devlet tarafından sağlanacak prim desteği haricinde kalan kısmı ile sigorta sözleşmesine, bedeline veya primine ilişkin olarak mevcut ve ileride konulabilecek vergi ve diğer yükümlülükler sigorta ettiren tarafından ödenir. Sigorta priminin ikinci fıkra uyarınca sigorta ettirenin sorumluluğunda bulunan kısmının peşin ödenmesi esastır. Primin taksitle ödenmesi kararlaştırıldığı takdirde, taksit tutarları ve vadeleri poliçeyle birlikte yazılı olarak sigorta ettirene verilir veya poliçeye yazılır.

Poliçe verme yükümlülüğü Madde 5- Sigortacı sigorta sözleşmesi gereğince, sigorta ettirene, sözleşmede yer alan tarafların haiz olduğu hak ve borçları gösteren bir sigorta poliçesi vermek zorundadır.

Tarifede, sigortacının meydana gelen zararın sigorta bedelinin belirli bir oranını veya miktarını aşmayan kısmını tazmin etmeyeceği şeklinde tenzil-i muafiyet belirlenebilir. Muafiyet oranı, kuraklık riski için %10’u, diğer riskler için %5’i aşamaz. Muafiyet oranı poliçede belirtilir.

Sigorta poliçeleri, Müsteşarlık tarafından onaylanacak genel şartlar ile 7 nci maddede belirtilen tarife ve talimatlara uygun olarak Havuz tarafından hazırlanır.

Bu maddede belirtilen muafiyetin yanısıra ayrıca sigorta ettirenle müşterek sigorta yapılamaz.

Okunaklı bir biçimde basımı yapılacak genel şartlar, poliçeyle birlikte sigorta ettirene verilir. Sigorta ettirenin bilgilendirilmesi Madde 6- Sigorta sözleşmelerinin akdedilmesinde, sigortalının bilgilendirilmesi esastır. Sigortalının bilgilendirilmesi amacıyla Havuz tarafından hazırlanacak ve ikinci fıkrada asgari içeriği belirtilen bir bilgilendirme kitapçığı, poliçeyle birlikte sigorta ettirene verilir. Sigorta ettirene imza karşılığında verilecek bilgilendirme kitapçığında; a) Devlet tarafından sağlanacak prim desteğine, b) Primin ödenme şekli ve ödenmemesinin sonuçlarına, c) Uygulanacak muafiyetlere, d) Teminat kapsamında ve kapsam dışında bulunan hallere, e) Sözleşme çerçevesinde sigorta ettirenin hak ve yükümlülüklerine, f) Hasar anında yapılması gereken hususlara ilişkin bilgilere yer verilir. Sigortacı, üreticileri sigorta sözleşmesi yapmak için davet veya teşvik amacıyla gerçeğe aykırı, yanıltıcı veya aldatıcı beyan ve tahminde bulunamaz; her çeşit tarife, broşür, izahname ve diğer belgeler ile reklam ve ilanlarını, taahhütleriyle sigorta ettirene sağlayacakları hak ve menfaatlerin sınır ve kapsamı dışında bir anlayışa mahal verecek şekil ve surette düzenleyemez.

Kas›m 2005 Mevzuat Özel Eki

Sigortacıya, düzenlediği poliçeler çerçevesinde tahsil ettiği primler üzerinden %15 oranında komisyon ödenir. Sigortacıya ayrıca, Kurul tarafından belirlenecek esaslar dahilinde, %5 oranını aşmayacak şekilde teşvik komisyonu ödenebilir. Sigortacı bir hafta içinde tahsil ettiği primlerin komisyon, vergi ve diğer yasal yükümlülükler düşüldükten sonra kalan kısmını, primlerin tahsilini takip eden haftanın son iş gününe kadar Havuza aktarmak zorundadır. Merkezi veri tabanı Madde 8- Havuz nezdinde, tarım sigortaları ile ilgili poliçe, ekspertiz ve hasar bilgilerinin toplanarak; iller, teminat verilen riskler ve teminat türüne göre hasar bilgilerinin sorgulanmasına ve raporlanmasına imkan sağlaması, denetim ve gözetime esas veri oluşturulması amacıyla bir merkezi veri tabanı oluşturulur. Merkezi veri tabanını oluşturan bilgi, yazılım ve donanımın sahipliği ve her türlü hakkı Havuza aittir. Bu bilgilerden kendilerine ait olanlar ile genel istatistiki nitelikte olanlara; sigortacı, acenteler ve sigorta hasar eksperlerinin erişim hakkı saklıdır. Merkezi veri tabanının günlük iş ve işlemlerinin yürütülmesinden Şirket sorumludur. Bu amaçla Şirket yeteri kadar programcı ve diğer teknik personel istihdam eder. Merkezi veri tabanındaki bilgilere erişim hakkı bulunanlar ve teknik personel, genel nitelikli bilgiler ile kamuoyuna açıklanmasında sakınca görülmeyenler haricindeki bilgileri başkalarına veremez ve açıklayamaz.


Sigortacı, 5363 sayılı Kanun kapsamında akdettiği sözleşmelere ilişkin bilgileri, sözleşmenin akdedildiği günü takip eden gün sonuna kadar merkezi veri tabanına aktarır. Sigortacıya yapılan hasar ihbarları ve sigortacı tarafından yapılan tazminat ödemelerine ilişkin bilgiler, hasar ihbarının veya tazminat ödemesinin yapıldığı günü takip eden gün sonuna kadar merkezi veri tabanına aktarılır. Merkezi veri tabanında toplanan bilgiler aylık olarak, en geç bir sonraki ay sonuna kadar Kurul tarafından Müsteşarlığa bildirilir. Hasar tespiti Madde 9- 5363 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine göre risk inceleme ve hasar tespitinde görevli kılınan kişiler, Müsteşarlık veya yetkili kılacağı bir kurum nezdindeki sigorta hasar eksperleri siciline kaydolmak amacıyla aşağıdaki belgelerle birlikte Müsteşarlığa başvurur: a) Nüfus cüzdanının ve öğrenim belgesinin noter onaylı örneği, b) Düzenleniş tarihi altı aydan eski olmayan ikametgah belgesi, c) Düzenleniş tarihi altı aydan eski olmayan ve arşiv kaydını da içeren adli sicil belgesi, d) İflas veya konkordato ilan edilmediğine dair belgeler, e) Son altı ay içinde çekilmiş beş adet vesikalık fotoğraf. Gerekli belgeleri tamamlayarak birinci fıkrada belirtilen sicile kaydolunanlara “Tarım Sigortaları Havuzu Eksperlik Belgesi” verilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Denetime İlişkin Hükümler Ana sözleşme Madde 10- Şirket ana sözleşmesi 5363 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak düzenlenmek zorundadır. Hazırlanacak ana sözleşme, Müsteşarlığın onayına sunulur. Şirket ana sözleşmesinin değiştirilmesinde Müsteşarlığın uygun görüşü alınır. Müsteşarlıkça uygun görülmediği takdirde, değişiklik tasarıları Şirket genel kurulu gündemine alınamaz ve görüşülemez. Sicil memuru, Müsteşarlığın uygun görüşü olmaksızın ana sözleşme değişikliğini Ticaret Siciline kaydedemez. Teşkilat Madde 11- Şirket yönetim kurulu üyesi, denetçi, genel müdür, genel müdür yardımcıları ile şirkette imza yetkisini haiz olarak çalıştırılacak kişilerin 7397 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen nitelikleri taşımaları gereklidir. Şirket yönetim kurulu üyesi, denetçi, genel müdür ve genel müdür yardımcılarında, birinci fıkrada belirtilen hususlara ilaveten 7397 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen niteliklerin bulunması şartı aranır. Şirket yönetim kurulu üyeliği ve denetçiliğe atananlar, birinci fıkrada belirtilen nitelikleri sahip olduklarını gösterir belgelerle birlikte göreve başladıkları tarihten itibaren 1 ay içinde Müsteşarlığa bildirilir. Şirket

genel müdür ve genel müdür yardımcılığı görevine atanacakların atamalarının yapılmasından önce Müsteşarlığın uygun görüşü aranır. Hisse edinimi, birleşme ve devir Madde 12- Bir gerçek veya tüzel kişinin Şirketin paylarını edinmesi; Şirketin başka bir tüzel kişiyle birleşmesi, aktif ve pasifleriyle başka bir tüzel kişiye devrolunması Müsteşarlığın iznine tabidir. İşletme bedeli Madde 13- Şirkete, Havuz tarafından tahsil edilen primler üzerinden belirli bir oranda işletme bedeli ödenir. Kurul tarafından belirlenecek işletme bedeli, tahsil edilecek primler üzerinden yıllık olarak; a) 0 - 100 milyon YTL için %2’den, b) 101 - 200 milyon YTL için %1,5’den, c) 201 - 400 milyon YTL için %1,2’den, d) 400 milyon YTL’den fazlası için %1’den fazla olamaz. Faaliyet raporu ve mali tablolar Madde 14- Şirket, 5363 sayılı Kanun kapsamında yürüttüğü faaliyetleri her ay itibarıyla ilgili olduğu ayı takip eden ay sonuna kadar rapor halinde Müsteşarlığa bildirir. Şirketin faaliyet sonuçlarına ilişkin olarak ayrıca yıllık rapor düzenlenir. Şirket, bilanço ile kar ve zarar cetvellerinin denetçilerce onaylanmış birer örneğini, Şirket genel kurulunca onaylanış tarihinden itibaren 1 ay içinde ve yurt çapında basımı ve dağıtımı yapılan günlük 2 gazetede ilan etmek ve bunlarla birlikte Şirket yönetim kurulu ve denetçi raporlarının birer örneğini Müsteşarlığa iletmek zorundadır. Reasürans ve retrosesyon Madde 15- Şirket, Havuz tarafından üstlenilen risklerin transferi amacıyla ulusal ve uluslararası sigorta, reasürans, sermaye ve benzeri piyasalardan sigortacılık tekniğinin gerektirdiği şekilde ve yeterli düzeyde koruma temin etmek amacıyla yerli veya yabancı kuruluşlarla Havuz adına yaptığı reasürans anlaşmalarının birer örneğini, anlaşmanın yapılış tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde Müsteşarlığa iletir. Sigortacılar tarafından bir sonraki yıla ilişkin olarak Havuza yöneltilen retrosesyon talepleri, içinde bulunulan yılın 1 Aralık tarihine kadar her bir sigortacıya ilişkin bilgiler ayrı tablolarda düzenlenmek suretiyle Müsteşarlığa bildirilir. Müsteşarlık, hangi sigortacıların retrosesyon alabileceklerine ilişkin kuralları belirler.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Son Hükümler Yürütme Madde 16- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürürlük Madde 17- Bu Yönetmelik hükümlerini Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakan yürütür.

11


R.G. 24 Eylül 2005 - Sayı: 25946 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

Bakanlar Kurulu Kararları Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki Geçici Mahiyetteki İşleri Yürütmek Üzere Geçici Personel İstihdamı ve Bu Personelde Aranacak Şartlar Hakkındaki Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar Karar Sayısı: 2005/9388 Bakanlar Kurulundan: Kamu kurum ve kuruluşlarındaki geçici mahiyette işleri yürütmek üzere geçici personel istihdamı ve bu personelde aranacak şartlar hakkındaki ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının görüşüne dayanan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığının 31/08/2005 tarihli ve 14674 sayılı yazısı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası ile 03/05/2004 tarihli ve 2004/7898 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Özelleştirme Uygulamaları Sonucunda İşsiz Kalan ve Bilahare İşsiz Kalacak Olan İşçilerin Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Geçici Personel Statüsünde İstihdam Edilmelerine İlişkin Esaslar”a göre, Bakanlar Kurulu’nca 05/09/2005 tarihinde kararlaştırılmıştır. Ahmet Necdet SEZER CUMHURBAŞKANI

Madde 4- 03/05/2004 tarihli ve 2004/7898 sayılı Kararnamenin eki Esasların ve 14/02/2005 tarihli ve 2005/8502 sayılı Kararnamenin eki Kararın 3 üncü maddesinin (c) fıkrasında yer alan “(İlkokul dahil)” ibaresi “(İlkokul mezunu veya okur-yazar dahil)” şeklinde değiştirilmiştir. Madde 5- 03/05/2004 tarihli ve 2004/7898 sayılı Kararnamenin eki Esasların geçici 1 inci maddesi “28/05/1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanun ile 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun gereğince Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bağlı kuruluşlara (iştirakler hariç) yönelik 01/01/1992 ila 20/10/2004 tarihleri arasında gerçekleştirilen özelleştirme uygulamaları neticesinde İş Kanunu hükümlerine tabi daimi veya geçici işçilerinden (kapsam dışı personel hariç), 1 inci maddede belirtildiği şekilde iş akdi 01/01/1992 ila 20/10/2004 tarihleri arasında kamu veya özel sektör tarafından feshedilenler, müracaat tarihi itibarıyla herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı almaya hak kazanmadıkları takdirde Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca istenilecek belgeleri 31/12/2005 tarihine kadar bu Başkanlığa teslim etmeleri (postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır) halinde bu Esaslarda belirtilen hükümler çerçevesinde istihdam edilirler.” şeklinde değiştirilmiştir. Madde 6- Bu Karar, yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 7- Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

R.G. 29 Eylül 2005 - Sayı: 25951 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

05/09/2005 Tarihli ve 2005/9388 Sayılı Kararnamenin Eki Karar Madde 1- 03/05/2004 tarihli ve 2004/7898 sayılı Kararnamenin eki Özelleştirme Uygulamaları Sonucunda İşsiz Kalan ve Bilahare İşsiz Kalacak Olan İşçilerin Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Geçici Personel Statüsünde İstihdam Edilmelerine İlişkin Esasların 1 inci maddesinde yer alan “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin 1, 4, 5, 6 ve 7 nci alt bentlerinde yer alan genel şartları taşıyanlar,” ibaresi, “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin 1, 4, 6 ve 7 nci alt bentlerinde yer alan genel şartları taşıyanlar,” şeklinde değiştirilmiştir. Madde 2- 14/02/2005 tarihli ve 2005/8502 sayılı Kararnamenin eki Kararın 2 nci maddesinde yer alan “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 48 inci maddesinin (A) bendinin 1, 4, 5, 6 ve 7 numaralı alt bentlerinde belirtilen şartlar aranır.” ibaresi, “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 48 inci maddesinin (A) bendinin 1, 4, 6 ve 7 numaralı alt bentlerinde belirtilen şartlar aranır.” şeklinde değiştirilmiştir. Madde 3- 03/05/2004 tarihli ve 2004/7898 sayılı Kararnamenin eki Esasların 3 üncü maddesine ve 14/02/2005 tarihli ve 2005/8502 sayılı Kararnamenin eki Kararın 3 üncü maddesine son fıkra olarak “Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde fiilen görev yapan geçici personel, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin asli personeli gibi iaşe edilir.” ibaresi eklenmiştir.

Kas›m 2005 Mevzuat Özel Eki

Yönetmelikler Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Kurul Temsilcilerinin Seçimi ve Genel Kurulun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: MADDE 1- 20/04/2004 tarihli ve 24429 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Kurul Temsilcilerinin Seçimi ve Genel Kurulun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yönetim Kurulunda işçi ve işverenler ile Kurumdan gelir ve aylık almakta olanları temsil edecek birer üye en çok temsil yetkisine sahip işçi, işveren ve Kurumdan gelir ve aylık almakta olanları temsil eden kuruluşlardan, Genel Kurulda Genel Kurul temsilcileri tarafından seçilir.” Yürürlük MADDE 2- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 3- Bu Yönetmelik hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.


evzuat Mevzuat Mevzuat


Mevzuat Mevzuat Mevz Çimento Müstahsilleri ‹flverenleri Sendikas› Yay›n Organ›


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.