Alper Görmüş büyük gazeteci, AKP'ye karşı çıkanlar ikiyüzlü!

"Taraf yazarı Alper Görmüş, Zaman gazetesine verdiği röportajda, "basın özgürlüğü ayaklar altına alınıyor" diyerek Ergenekon'la ilgili baskınlara karşı çıkan herkesi "ikiyüzlülükle" suçladı.

Taraf gazetesi yazarı Alper Görmüş, dün Zaman gazetesine verdiği röportajda AKP'nin basın özgürlüğüne saldırılarını ve gazeteci tutuklamalarını kınayan herkesi "ikiyüzlülükle" suçladı. Görmüş'e bakılırsa bu ikiyüzlülüğün sebebi, kendisinin "büyük gazetecilik başarısı" Darbe Günlükleri haberinin ardından Nokta dergisinin basılmasına tepki gösterilmediği iddiası.

Röportaj boyunca egosunun ne kadar büyük olduğunu her kelimesinde ortaya koyan Görmüş, "Basın özgürlüğünü savunan çıkışları, özgürlük havariliğini samimi bulmuyorum. 'Ergenekon davası bizim de davamızdır ama' diyen kesimleri de samimi bulmuyorum. Basın özgürlüğü ayaklar altına alınıyor diyerek Ergenekon'la ilgili baskınları bu çerçevede ele almanın ikiyüzlülük olduğunu düşünüyorum. Hakikaten basın özgürlüğünü samimi olarak savundukları için bu çıkışlar yapılmış olsaydı Nokta'nın baskınında müthiş bir tepki göstermeleri gerekirdi" diyerek son yılların en büyük basın emekçileri eylemlerini ikiyüzlülükle damgaladı.

AKP’ye muhalefet etmek, askerin oyununa gelmektir
Yeni yazdığı 'Büyük Medyada Ergenekon Haberciliği' kitabıyla ilgili Zaman’a röportaj veren Alper Görmüş, Berlin duvarının yıkılmasından, Soğuk Savaş'ın bitmesinden sonra ve Türkiye’de 28 Şubat ile birlikte askerin klasik anlamda darbe yapamayacağını anladığını, bunun yerine halkın manipüle edilerek, kurumların desteğini alarak siyasete müdahale etme yoluna gittiğini söyledi.

Görmüş, burada en önemli ayağın “medya” olduğunu söyleyerek basın camiası hakkında topyekûn bir sonuca gidiyor. Bunu Zaman gazetesi gibi polisten aldığı istihbarat ile yapılacak operasyonlara zemin hazırlayan ve hedef gösteren yandaş medyanın merkez kuruluşuna verdiği bir röportajda yapmasında ise bir rahatsızlık görmediği anlaşılıyor. Görmüş, AKP’yi protesto eden herkesi askerin bu oyununa geldiğini ima ederek şu ifadeleri kullanıyor:

“Bu süreç bitmedi. Bu amaçla, toplumda geniş bir orta sınıfın, 'Düşman nasıl imha edilirse edilsin' anlayışıyla, bu düşman algısına inandırıldığını düşünüyorum. Cumhuriyet mitingleri bunun başarılı olduğunun önemli bir göstergesidir.”

Görmüş, yandaş medya dışında kalan ve AKP’ye muhalefet etmese bile belirli bir mesafede duran medyanın demokrasiden yana olmadığını söylüyor ve şu ifadeleri kullanıyor:

“Medya, devletin çocuğu olarak doğdu bu ülkede. Ayrıca toplumda otoritere, güçlüye temayül de var. Medya da bu toplumun medyası. Hakikat ne kadar güçlü olursa olsun genlere kazılı olan şey bir şekilde fırlıyor. Devlet güçlerini koruma, bir türlü toplumdan, demokrasiden yana olmama hali ortaya çıkıyor.”

Polisi aklama çabası
Zaman muhabirinin Radikal gazetesi baskını ve nokta dergisine yapılan baskın hakkındaki fikirlerini sorduğunda Görmüş, medyanın Radikal olayında olduğu gibi kendilerine destek vermediğini söyleyerek “Evet ama bu karşılaştırmayı başkası yapsın diye ben yapmadım. Askeri mahkeme kararıyla elliye yakın polis Nokta'ya baskın düzenlemişti. Polis burada aracıydı. Radikal'le ilgili o yayınları yapan insanların Nokta dergisiyle ilgili tek bir kınama sözcüğü kullanmamalarını hatırladım“ ifadelerini kullandı. Nokta dergisine yapılan baskından sonra da birçok gazetecinin tepki göstermiş olduğunu "yalnız ve özgür gazeteci" imajı adına unutmuş görünen Görmüş’ün, askeri ön plana çıkarmak için polisi “aklama” çabası ise gözlerden kaçmadı.

Görmüş’ün büyük başarıları ve “gazetecilik ahlakı”
Ergenekon sürecini başlatan darbe günlükleri ile ilgili soruları cevaplandıran Görmüş, bunlar eline geçer geçmez olayın büyüklüğünü fark ettiğini söylüyor. Olayların arkasındaki “büyük gazeteci” imajını seven Görmüş her röportajda kendisine servis edilen belgeleri yayınlamasını büyük bir gazetecilik başarısı gibi öne sürüyor. Öyle ki, eski çalışma arkadaşı Ahmet Şık’ın tutuklandığı günlerde, darbe günlüklerini Ahmet Şık’ın yayınladığı söylentisi üzerine çileden çıkmış, haklı unvanını kaptırmamak için elinden geleni yapmıştı.

Görmüş meslektaşlarının hukuksuz bir şekilde tutuklanmasının ardından olayı kınamak yerine “haberine sahip çıkan” bir yazı yazarak şu ifadeleri kullanmıştı:

“Dört yıl boyunca Darbe Günlükleri’ni gün yüzüne çıkartan, ardından da yargılanan bir gazeteci olarak bilindim. Bu yıllar boyunca sayısız söyleşi verdim, yazılar yazdım. Ve şimdi birdenbire, o haberin altında bir Nokta muhabirinin imzasının bulunduğuna, haberin ona ait olduğuna dair bir 'bilgi' sağ-sol, liberal-muhafazakâr gazete ve gazetecilerin müşterek onayıyla izleyicilere, okurlara duyuruluyor…”

(soL - Haber Merkezi)