Enjoying your free trial? Only 9 days left! Upgrade Now
Brand-New
Dashboard lnterface
ln the Making
We are proud to announce that we are developing a fresh new dashboard interface to improve user experience.
We invite you to preview our new dashboard and have a try. Some features will become unavailable, but they will be added in the future.
Don't hesitate to try it out as it's easy to switch back to the interface you're used to.
No, try later
Go to new dashboard
Published on May 27,2022
Like
Share
Download
Create a Flipbook Now
Read more
Published on May 27,2022
LGS JET PARAGRAF Read More
Home Explore LGS JET PARAGRAF
Publications:
Followers:
Follow
Publications
Read Text Version
More from LİMİT GRUP DİJİTAL YAYIN KATALOĞU
P:01

AKILLI TAHTA UYUMLU VİDEO ÇÖZÜMLÜ

AVANTAJ

YAYINLARI

AKILLI TAHTA UYUMLU LGS VİDEO ÇÖZÜMLÜ

AVANTAJ

YAYINLARI

LGS

PARAGRAF

soru bankası

+DENEMELER

PARAGRAF

Sözel

Mantık ve

Muhakeme

Soruları

Deneme Konu

Analizleri

Mobil Optik

Uygulama

Görsel,

Grafik

ve Tablo

Yorumlama

Soruları

Diyalog

Tamamlama

Soruları

Paragrafta

Dikkat Edilmesi

Gerekenler

AVANTAJ

YAYINLARI

Said ÇAKAR - Saliha GÜNDÜZ K.

P:02

Bu kitabın tüm hakları Avantaj Yayınları’na aittir. Kitabın tamamının ya da bir kısmının

elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemiyle çoğaltılması, yayımlanması,

depolanması yasaktır.

JetParagraf

Soru Bankası

Avantaj Yayınları, LİMİT YAYIN GRUBU’nun Tescilli Markasıdır.

Copyright

Avantaj Yayınları

ISBN

978-605-74858-8-5

Sınavlara Hazırlık Kitapları Serisi

Sevkiyat Adresi

Başkent OSB Mahallesi 25. Cadde No: 15 Malıköy - Sincan / ANKARA

0531 300 20 48 - 0312 640 16 00

Basım Yeri

Ertem Matbaa

Editörler

Sibel ÇAKIR

Irmak ÇİTE

Kapak Tasarım

Esma YILDIRIM

Art Director

Selçuk PINARCI

Dizgi

Şenay KOÇ

P:03

Paragrafın Anlam Yönü

Paragrafta Ana Düşünce .................................................. 9

Paragrafın Konuusu - Başlığı ................................................... 33

Paragrafta Yardımcı Düşünce ................................................. 41

Paragrafta Anahtar Kelime ..................................................... 77

Paragrafta Duyular, Duygular, Karakter, Soru ........................ 81

Paragrafın Anlam Yönü (Karma Test) ..................................... 85

Paragrafın Yapı Yönü

Paragraf Bölümleri ........................................................ 95

Paragraf Oluşturma ..................................................... 104

Paragraf Tamamlama ............................................................ 115

Paragrafı İkiye Bölme ............................................................ 127

Paragrafın Akışını Bozan Cümle ........................................... 135

Paragrafta Cümlelerin Yerini Değiştirme ............................. 144

Paragrafın Yapı Yönü (Karma Test) ......................................... 151

Paragrafın Anlatım Yönü

Anlatım Teknikleri ....................................................... 161

Hikâye Unsurları ................................................................... 170

Düşünceyi Geliştirme Yolları ................................................ 177

Anlatım Özellikleri ................................................................. 185

Anlatıcı Bakış Açıları - Anlatıcı Türleri ................................. 193

Paragrafın Anlatım Yönü (Karma Test) ................................. 203

Sözel Mantık ve Muhakeme İle Grafik,

Tablo ve Görsel Okuma................................................. 211

Jetparagraf Denemeler ............................................... 253

Cevap Anahtarı ....................................................... 284

İçindekiler

P:04

Jetparagraf Soru Bankası, Liselere Giriş Sınavı’na giden yolculuğunuzda size rehber olmak için hazırlandı. Bunun içindir ki bu serüveninizde gerekli tüm yol ve yöntemler size gösterildi.

Liselere Giriş Sınavı’nda paragraf konusu ile ilgili olan her şeyi sizlere tek tek sunabilmek için kazanım testleri, MEB örnek soruları, LGS soruları dikkate alınarak yeni soru tarzlarına yer verildi.

Sizlerin başarısı için hazırlanan Jetparagraf Soru Bankası’nda;

• Klasik ve çoğunluğu yeni soru tarzlarından oluşan 723 paragraf sorusuna yer verildi.

• Paragraf soruları; “Anlam”, “Yapı” ve “Anlatım” yönünden tek tek başlıklara ayrılıp bu başlıklar konu bütünlüğü sağlamanız açısından uygun konulara göre sınıflandırıldı.

• LGS’de, Türkçe bölümü için son yıllarda önemi ve yeri büyüyen Sözel Mantık ve Muhakeme

ile Grafik, Tablo, Görsel Okuma konuları bağımsız bir bölüm olarak ele alıp sadece bu sorulardan ve tamamı yeni soru tarzlarına uygun sorular oluşturuldu.

• Tüm bu bölümlerin başında, soruları daha doğru çözebilmeniz için “Paragraf Sorularında Dikkat

Edilmesi Gerekenler” başlığı altında paragraf sorularının nasıl çözülmesi gerektiği ile ilgili notlara

ve ipuçlarına yer verildi.

• Kitabın sonunda ise sadece Paragraf sorularının yer aldığı, 15 sorudan oluşan 5 adet Jetparagraf Denemesi bulunmaktadır.

• Hem testlerde hem de denemelerde, gireceğiniz sınava hazırlık olması açısından en ideal soru çözüm süreniz belirlendi.

• Yanlış yaptığınız veya aklınıza takılan bir sorunun doğru çözümünü görebilmeniz için tek tek

tüm sorular doğru çözüm teknikleriyle sizler için çözüldü.

Sevgili öğrenciler!

Jetparagraf Soru Bankası rehberliğinde; okuma ve anlama, yorum yapma, eleştirel düşünme becerilerinizi geliştirecek sözel mantık ve muhakeme, grafik, tablo ve görsel yorumlama yeteneğinizi pekiştireceksiniz.

Sizlere sunulan bu kitap, sunuş şekli ve yararlanılan metinlerin hem güncel hem de faydalı oluşu

bakımından tüm eksiklerinizi tamamlayacak ve sizlere doğru çözüm teknikleri kazandıracaktır.

Bu kitap 6,7,8. sınıf öğrencilerinin Liselere Giriş Sınavı yolculuğunda yararlanabileceği üstün niteliklerle donatılmış olup siz değerli öğrencilerimize faydalı olması amacıyla hazırlandı. Bu sebeple sizlere faydalı olmasını temenni ediyor, sınava hazırlık yolculuğunuzda ve eğitim öğretim hayatınızda başarılar diliyoruz…

Avantaj Yayınları

Sunuş

P:05

Paragrafın Anlam Yönü

235 Soru

Paragrafta Ana Düşünce

Paragrafta Konu-Başlık

Paragrafta Anahtar

Kelime

Paragraf Oluşturma

Paragraf Tamamlama

Paragrafı İkiye Bölme

Paragrafın Akışını

Bozan Cümle

Paragrafta Cümlelerin

Yerini Değiştirme

Paragrafın Yapı Yönü

(Karma)

Anlatım Teknikleri

Hikâye Unsurları

Düşünceyi Geliştirme

Yolları

Anlatım Özellikleri

Anlatıcı Türleri

Paragrafın Anlatım Yönü

(Karma)

Paragrafta Yardımcı

Düşünce

Paragrafta Duyular-Duygular

Karakter, Soru

Paragrafta Anlam Yönü

(Karma )

Paragrafın Bölümleri

Paragrafın Yapı Yönü

186 Soru

Paragrafın Anlatım Yönü

131 Soru

Jetparagraf Denemeler

75 Soru

Sözel Mantık ve Muhakeme ile

Grafik, Tablo, Görsel Okuma

96 Soru

Toplam

723 Soru

P:06

Adım1 Telefonunuzda bulunan barkod okuyucu ile

sayfalarda bulunan karekodları okutun.

Uygulama marketinde yönlendirilen

uygulamayı indirin. Uygulamayı açtığınızda

ekrandaki “Karekod Tara” bölümüne

tıklayın ve ekranda beliren okuyucu ile

testin başındaki karekodu okutun.

Veya uygulamanın içinde sezon seçip

kitapların adına tıklayarak ilgili kitabın

çözüm videolarını izleyebilirsiniz. Aynı

zamanda izlediğiniz videoları indirebilirsiniz.

Adım2 Açılan ekrandan testteki soru numaralarına

tıklayarak izlemek istediğiniz soruların

çözüm videolarına ulaşabilirsiniz. Aynı

zamanda izlediğiniz videoları indirebilirsiniz.

Karekodu okut, soru çözümünü izle...

Video Çözüm Uygulaması

P:07

PARAGRAFIN

ANLAM YÖNÜ

P:08

“Paragraf Sorularında

Dikkat Edilmesi

GEREKENLER”

“Paragraf Sorularında

Dikkat Edilmesi

GEREKENLER”

Bir metinde verilmek istenen asıl

mesaja “ana düşünce” veya “ana

fikir” denir. Bir metinde birden fazla

düşünce bulunur ancak asıl anlatılmak

istenen ana düşünce olarak karşımıza

çıkar.

Ana düşünce metnin herhangi bir yerinde bulunabilir. Bazı özetleyici ifadelerin

metinde bulunması ana düşüncenin bu

sözlerden hemen sonra geleceğinin habercisidir.

Yazarın ele aldığı konuya karşı

bakış açısını belirlemek de ana

düşüncenin bulunmasına yardımcı

olur.

Konu ve başlık birbiriyle

doğrudan örtüşür. Çünkü başlık

metinle ilgili ilk ipucu kaynağıdır.

Dolayısıyla başlık konuyu, konu da

başlığı karşılayabilir.

Ana düşünce; anlamlı, kurallı, tam bir

cümle olarak karşımıza çıkar. Bu sebeple

metnin bütünü iyi analiz edilmelidir.

Ana düşünceyi, konuyu ve başlığı destekleyen

düşünce ve yargılara yardımcı düşünce denir.

Ele alınan konunun somutlaştırılması yardımcı

düşünceler sayesinde gerçekleşir. Bir metinde

birden fazla yardımcı düşünce bulunmaktadır.

Genellikle sorularda ‘’Çıkarılmayacak yargı

hangisidir?’’ gibi sorularla karşımıza çıkar.

Ana düşünce bulunurken öncelik

le konu belirlenmelidir.

-

Konu ise genellikle birkaç sözcükten

oluşur ve yargı bildirmez. Yazarın, metnin

genelinde üzerinde durduğu kavramdır.

‘’Yazar ne anlatıyor?’’ sorusu konuyu

bulmamızı sağlar.

P:09

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

9

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

1

1. • Bugün hikâye ve romancılığımızı nasıl buluyorsunuz?

• Yazma serüveninizde Türkçe kelimeleri kullanma merakı ne zaman ve nasıl başladı?

• Niçin hikâyeden sonra roman yazmaya başladınız?

Aşağıdaki metinlerden hangisi bu sorulardan herhangi birinin cevabı olamaz?

A) Bazen insan artık bir şey yazmayacağım, diyor ama bir yerden sonra geri dönüyorsunuz. Gerek hikâyede gerek

romanda hiçbir plan çıkartmıyorum. Bu belki bir hata ve bu hata işi de zorlaştırıyor ama plan çıkartıp da o planın sınırları içinde kalmak, bir cenderenin içine girmiş gibi yapıyor beni. Kendi iç maceramı kaybetmişim gibi oluyorum. Biraz oluruna bırakarak gidiyor, sonra başa dönüp yeni baştan yazmaya koyuluyorum. Bazen romanın

sonu bellidir. Bazen sonu için oturup bir roman yazarım. Mesela son romanım Yarın Yapayalnız’ın sonu kafamda

belirgindi. Sırf o sonu yazmak için romanın geri kalanını yazdım.

B) Aslında tam öyle değil. Ben hep roman yazmak istiyordum. Ortaokulda iken dört beş roman yazdım. Onlara roman denebilir mi bilmiyorum ama roman yazdım. Bu tür kitaplar, bu taslaklar yayımlanmadı. Gazetelere götürdüm. O zamanlar daha tefrika (bölümler hâlinde yayımlama) geleneği sona ermemişti. Benim çok sevdiğim bir

şeydir gazetede roman tefrikası. Yazık ki bugün artık yok.

C) Bugünkü nesil, hikâyecilikte eski nesli epeyce geride bırakmıştır. Fakat henüz roman adı verilebilecek bir büyük

eser meydana gelmemiştir. Belki yanılıyorum, bugünkü anlayışıma göre roman, bir insan ve hayat görüşünün felsefesidir ve böyle bir görüşle böyle bir felsefe ancak uzun soluklu bir çalışma ile oluşabilir. Böyle bir eserin yanında küçük hikâye ancak bir etkiyi ifade edebilir. Hepimiz, edebiyata hikâye yazmakla başlamışızdır. Hayat tecrübelerimiz çoğaldıkça hikâyenin hududunu romanla genişletmek mecburiyetinde kalmışızdır.

D) Benim kültürel birikimim Fransızca üzerine kurulmuştur. Fransızca kitapları okuyarak düşünmeye alıştım. Fransızlar, bir kelimenin anlamının iyice bilinerek öğrenilmesine çok önem verirler. Bir kelimenin anlamının iyice anlaşılması için de kökünün, nasıl kurulduğunun bilinmesi gerekir. Bizim okullarımızda artık Arapça öğretilmiyor. Bunun için de Arapça kelimelerin anlamlarını iyice bilemiyoruz. Bu yüzden Arapça kelimeleri kullanmaktan çekinmeye başladım. Öz Türkçe yazmak özeni işte bende böyle doğdu. Yılını hatırlamıyorum. Ancak 1940’tan sonra

başladığını söyleyebilirim.

AP8JPSB21-001

P:10

10

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 1

4. Okur olarak bizler, ödül alan yazarlara ve eserlere şöyle bir dönüp bakarız. “Nesine ödül vermişler, hele bir

okuyalım.” diye elimiz o kitaplara uzanır. Olumlu ya da

olumsuz anlamda da olsa bir ön yargıyla okuruz bu yazar ve eserlerini. “Yok artık, nasıl ödül vermişler buna

ya!” diye kızdığımız da olur, “Hak etmiş, ben de olsam

ödülü verirdim.” diye kendi okurluğumuzu övdüğümüz

de “Yahu ben bir şey anlamadım ama ödüllere boğulmuş bu kitap, sanırım sorun bende. ” diye hayıflanan

saf okur ruhuna büründüğümüz de…

Bu metinde asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ödüllü kitaplar okumak insana çok şey kazandırır.

B) Okurlar, kitap alırken ödüllü olmasına dikkat etmeli.

C) Bazı yazarlar eserlerini ödül almak için yazar.

D) Ödüllü kitaplara yaklaşımımız duruma göre değişir.

3. Okumam ben böyle bir edebiyat dergisini. Evime gönderirler fakat bunların kapağını bile açmam. Okullarında Latince okutulmayan bir ülkede bir derginin böyle

Latince adı olmasını anlamam. Türkçenin suyu mu çıktı? Öz Türkçeyi istemiyorlarsa konuştuğumuz dilde bunca sözcük var, onlardan birini de mi seçemediler? Yabancı, büsbütün yabancı bir ad koyacaklar ki okuyanlar parmak ısırsın bu derin bilgiye (!)

Bu metinden aşağıdaki sonuçlardan hangisi çıkarılamaz?

A) Edebiyat dergileri, Türkçeye gereken özeni göstermelidir.

B) Yabancı sözcüklerin ihtiyaç hâlinde kullanılması Türkçenin gelişimini etkilemez.

C) Bir yayının değeri ona yabancı bir ad koymakla yükselmez.

D) Bir sözcüğün yerine Türkçesi varken yabancı bir

sözcüğün kullanılmasına tepki gösterilmelidir.

2. Günün birinde Nasrettin Hoca’nın da içinde bulunduğu topluluktan birisi:

— Hocam, adam olmanın yöntemi nedir?” deyince Hoca Efendi, adamın nefes almasına bile fırsat vermeden:

— Canım, bunu bilmeyecek ne var, elbette kulaktır.” der.

Fakat Hoca, arkadaşlarının “kulaktır” cevabından pek bir şey anlamadıklarını anlayınca açıklama yapma gereğini

duyar:

— Aa!.. Bunu bilemeyecek ne var? Herhangi bir adam konuşurken onu can kulağı ile dinlemeli, bu arada kendi ağzından çıkanı kendi kulağı duymalıdır.

Bu fıkrada Nasrettin Hoca’nın anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Adam olmak isteyen ne konuştuğuna ve kendisine ne söylendiğine dikkat eder.

B) Adam olmanın yolu güzel konuşmaktan ve konuşuna saygı duymaktan geçer.

C) Adamlık giyim kuşamla, mal mülkle değil; nerede ne konuşacağını bilmekle olur.

D) Saygılı insan, konuşmasını bildiği kadar dinlemesini de bilir.

P:11

11

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 1

5. • İlkokul üçüncü sınıfta yaşadığım bir olayı bir yazımda esprili biçimde aktarmıştım. Kemal Tahir’i okuyorum, eve

gelen bir öğretmen -komşumuzdu rahmetli oldu- babama ısrarla onu okumamamı, okutmaması gerektiğini çünkü kitabın ağır olduğunu söylüyordu. Kitabın ağırı falan olmaz bence. Bu yüzden klasiklerin kısaltılmasına falan

da fena hâlde karşıyım. Kendimden biliyorum. Bütün Jules Verneleri, Victor Hugoları, birçok klasiği ilkokulda, ortaokulun ilk yıllarında falan okuyordum ben.

• Kitap okumak çocuğun bilişsel, sosyal ve psikolojik gelişimine katkıda bulunur. Tahmin edilebileceği gibi kitap

okumanın en önemli katkılardan birisi de çocukların dil gelişimine katkısıdır. Kitap okumak, yeni dünyalara girmeye olanak sağlar. Çocuğun hayal gücünü geliştirir, yaratıcı düşünmeyi pekiştirir. Aynı zamanda belleğin gelişimine katkı sağlar. Çocuğun odaklanmasına ve dikkatini toplamasına yardımcı olur. Kitapların bilgilendirici özellikleri vardır ki çocuklar okuyarak yeni bilgiler edinebilir.

• Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanında çizdiği tablo oldukça karanlıktır. Ama bu karanlık içinde yine de bir ışık

vardır. Bu, romanın başkahramanı Raskolnikov’un insanlara gerçekten hizmet etmenin yolunu ve araçlarını bulacak ahlaki güce, cesarete ve kararlılığa sahip olduğuna duyduğumuz inançtır. Çünkü Raskolnikov her şeye karşın “insan” olarak kalmıştır. İnsan dehasının yarattığı en yüce yapıtlardan biri olan bu romanın son sayfasını da

çevirip kapattığımız zaman içimizde aydınlık bir şeyler duymamızın nedeni de bu olsa gerek.

Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin herhangi birinin ana düşüncesi değildir?

A) Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanında okuruna umut aşılar.

B) Kitap okumak isteyen, kitabın kalınlığına ya da diline takılmamalıdır.

C) Kitap sevgisi ile büyüyen çocuklar bilgili ve umut dolu olur.

D) Kitap okumanın çocuklara çok yönlü faydası vardır.

7. Yağmur ormanlarının toprakları tarım ürünleri yetiştirmek için gerekli besinler açısından zengin olmadığından çiftçiler alan verimliliğini kaybedince ağaçları keserek yeni bir tarım alanları açıyorlar. Böylece orman

parça parça yok olmaya doğru gidiyor. Hayvanlara otlak alanları açmak için de yağmur ormanlarına zarar

veriliyor. Kerestecilik, petrol arama çalışmaları ve madencilik gibi nedenleri de unutmamalı.

Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap

olarak söylenmiş olabilir?

A) Yağmur ormanları neden tarım açısından verimli

hâle getirilemiyor?

B) Yağmur ormanlarını korumak için neler yapabiliriz?

C) Yağmur ormanlarında ağaçlar niçin kesiliyor?

D) Ormanların yok olması hayvanları nasıl etkilemektedir?

6. Güncel edebiyat eleştirileri, böyle bir kanıya varmanın zorluğunu ispatlamıyor mu? Aynı kitaba hem “Bu

harika kitap.’’ hem de “Şu beş para etmez kitap.” diye değerlendirme yapılıyor. Övgü de yergi de anlamsız kalıyor. Hayır, ölçme işi vaktinizi hoşça geçirebileceğiniz, zevk alabileceğiniz bir uğraş olsa da yapılabilecek işlerin en yararsızıdır ve ölçenlerin hükümlerini kabullenmek de en gurursuz davranıştır.

Bu parçada altı çizili ifade ile gönderme yapılan

düşünce güncel edebiyat eleştirilerinin hangi yönü ile ilgilidir?

A) Tutarsızlık içinde olması

B) Niteliksiz insanlarca yapılması

C) Varılan kararların dayatılması

D) Ön yargıdan kurtulamaması

P:12

12

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 1

11. Kenya ve Etiyopya gibi çöl ikliminin hâkim olduğu ülkelerdeki küçük yerleşim birimlerine temel sağlık ihtiyaçlarının, örneğin ilaçların ve aşıların ulaştırılması

için güneş enerjisi ile çalışan küçük buzdolapları monte edilmiş “deve-klinikler” kullanılacak. Soğuk hava

kutularının deneme çalışmaları Bronx Hayvanat Bahçesi’ndeki develer üzerinde yapılmış. Pilot çalışma

ise Kenya’nın Laikia ve Samburu bölgelerinde yürütülüyor. Bu bölgelerde 500 bin kişi yeterli sağlık hizmetine ulaşamıyor. Bu rakam, soğuk hava tesisatlı

“deve-klinikler”in önemini anlatmak için yeterli.

Bu medya metni aşağıdakilerden hangisine dikkat çekmek için yazılmış olabilir?

A) Bir ürünün sağlık açısından önemini vurgulamak

B) Afrikalıların yaşam koşullarının zorluğunu anlatmak

C) Teknolojinin geldiği noktaya dikkati çekmek

D) Sağlık için gerekli olan bir ürününün yeterliliğini

açıklamak

10. (I) Çok eskiden beri örümcek ipeğinden birçok alanda yararlanılmış. (II) Antibiyotik özelliğine, yaraların

iyileştirilmesini ve kanın pıhtılaşmasını sağlamak gibi özelliklere sahip olduğuna inanılan örümcek ağı,

Yunanlar tarafından kanın akışını durdurmak amacıyla kompres olarak da kullanılıyordu. (III) Yeni Gine’deki bazı kabilelerde örümcek ipeğinden oluşan ağın

yağmurdan korunmak için şapka olarak kullanıldığı

biliniyor. (IV) Endonezyalıların da örümcek ipeğinden

dokunmuş kumaşları vardır. (V) Bazı Güney Pasifik

Adaları’nın yerlileri de balık avlarken örümcek ağı kullanırmış.

Numaralanmış cümlelerden hangisi metnin ana

düşüncesidir?

A) I B) II C) III D) IV

9. Okuma kültürü bebeklikte başlayan bir olgu. Eğer

çocuklarımıza (0-5 yaş) yüksek sesle kitap okumazsak, onları masal ve hikâye anlatarak büyütmezsek,

Dede Korkut’la, Nasrettin Hoca ile ve diğer kadim

yazarlarımızla tanıştırmazsak, kütüphane ve kitap ile

tanışmayı yeterince yaygınlaştıramazsak dünyayı geriden takip etmeyi kabullenmişiz demektir. Geleneğini bilen ve geleceği okuyan çocuklar, yarın Türkiye’yi

çok daha yükseklere taşıyacaklardır.

Bu metinde vurgulanan düşünce aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Okuma sevgisi küçük yaşlarda verilen bir alışkanlıktır.

B) Kitap okuyan çocuklar hayata her zaman bir adım

önde başlar.

C) Okuyan ve kültürümüzü benimseyen bir nesil gelecek için umuttur.

D) Nasrettin Hoca ve Dede Korkut en eski iki yazarımızdır.

8. Bana göre hayatın anlamı kendi derinliğimizi yaratmaktan ibaret. Kendi kuyumuzu bulmalı, başkalarının kuyusuna inmeye cesaret edebilmeliyiz. Anlamak,

bulmaya çalışmak, aramak değerli bir süreç. Bir insana yapabileceğiniz en büyük kötülük; onun anlattıklarına kulak kesilmemek, sığ bir bakışla onu yargılamaktır. Hayatım boyunca böyle biri olmamayı diliyorum. De Profundis’te tekrar edip duran şu cümle

kitabı okuduktan sonra uzun süre aklımdan çıkmamıştı: “Kötülüklerin en büyüğü sığlıktır, anlaşılan ne

varsa doğrudur.”

Bu metinde altı çizili cümle ile aşağıdakilerden

hangisine göndermede bulunulmuştur?

A) Başkalarını anlamak için özverili davranmamaya

B) Sığ insanlarla arkadaş olmaya

C) Neleri bilmediğinin farkında olmamaya

D) Kendi sularında yüzerken boğulmaktan kurtulamamaya

P:13

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

13

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

2

3. Mesela çoğumuzun kullandığı poşet çayların kaç kat

ambalajla bize ulaştırıldığını biliyor musunuz? En az

beş desek? Bu çay kutuları büyük kutular içerisinde

marketlere taşınıyor. Sonra kutunun etrafını saran bir

de jelatin var. Sonra her bir çay poşeti ayrı ayrı kâğıt

kılıflara sarılmış durumda, bir de poşetin kendi bez

yapısı var. Bunun tamamına gerek var mı?

Bu parçadaki örnek aşağıdaki ana düşüncelerden hangisini desteklemek için verilmiştir?

A) Ürünleri halka ulaştırırken halk sağlığına zarar verecek ambalaj ve poşetlerden sakınılmalıdır.

B) Ambalaj maliyetini düşürerek temel ihtiyaç maddeleri halka daha ucuza satılmalıdır.

C) Halka satılan ürünlerde gereksiz ambalajı azaltarak atık üretmemek yoluna gidilmelidir.

D) Ambalaj çeşitliliğine son verilerek ambalaj üretimi hızlandırılmalıdır.

1. Havalimanları, otogarlar beklerken yazmayı en çok sevdiğim yerler. Aklımdan sürekli yazmak fikrinin geçtiği zamanlar oldu. Kalem egzersizi yaptığım zamanlar... O anlarda baktığım her şeyi “yazılabilir’’ veya “yazılamaz’’ levhası ile

görüyordum. Yazıyordum da. Her şeyi deniyordum. İyi veya kötü olup olmadığını önemsemeden, ikinci kez okumadan yazmak istediğim için yazıyordum. Bazen yazacağımı bilmeden, oturduğum yerde şahit olduğum bir diyaloğu

yazıp hikâyeleştirdiğim de oluyordu. Kitabımdaki bir öykü böyle bir anın mahsulü mesela. Kimi zaman uzun uzun bir

resme baktığım ve hikâyesini kendime anlattığım oluyor. Arada bir eskileri hatırlıyorum. Merdivenler, yolculuklar, duygular, sesler, müzik... Çoğunlukla bir nedene ihtiyaç duymadan oturup yazmaya çalışıyorum. Ama nedenler o kadar

fazla ki birçoğunu eleğin üstünde bırakıyorum artık. Resmini çizebildiğim şeyleri yazmak istiyorum. Kahramanın sesini duyuyorsam, kahraman adını söylüyorsa bana onun öyküsünü yazıyorum.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açık alanlarda ve yolculuklarda daha üretken oluruz.

B) Sadece iyi ve etkili öyküler yayımlanmayı hak eder.

C) Okuru bir kahraman gibi hikâyede gezdiren canlı anlatımdır.

D) Gerçek öyküler, yaşanmışlıklardan ve gözlemlerden çıkar.

2. Hesse diyor ki “Ağaçlardan birini kaybetmek bir dostu kaybetmek demektir benim için.” Üstelik bir ağacın boşluğunu başka bir ağaç dolduramaz, nasıl bir

insanın yokluğunu bir başkası dolduramıyorsa. Her

biri kendine özgüdür. Bir ağaç, kapladığı alandan fazlasına ve yaşadığı zamanın ötesine hitap eder. Ölürken bile çoğalmaya, kendinden sonrakine faydalı olmaya kuruludur. Hesse’ye göre ağaçlar sonbaharda

ölmez. Sadece bekler, sabırla bekler. Mesela bir ağaca bakarak beklemeyi öğrenmek, insan için az şey

midir?

Aşağıdakilerden hangisi bu metinde anlatılmak

istenenlerle ilişkilendirilemez?

A) Ağaçlarla insanlar arasında çok benzerlik vardır.

B) Her bir ağacın varlığının farklı bir faydası vardır.

C) Bir ağaç kaybetmektense bir insan kaybetmek

yeğdir.

D) İnsanoğlunun ağaçlardan öğreneceği şeyler vardır.

AP8JPSB21-002

P:14

14

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 2

4. Uyku sorunu olan adam son çare olarak bir hipnozcuya başvurmuş. Hipnozcu, adama uzanmasını söylemiş ve zincirli bir saat göstererek şöyle demiş:

— Birazcık inanç mucize yaratır. Bana birazcık güvenmen gerek. Bana güven, o zaman bebek gibi uykuya dalacaksın. Bu saate bak.

Hipnozcu, saati sağa sola sallamaya başlamış, bir taraftan da:

— Sol, sağ; sol, sağ … Gözlerin yoruluyor, yoruluyor, yoruluyor… Uyuyorsun, uyuyorsun, uyuyorsun, demiş.

Herkes merakla sonucu bekliyormuş. Adamın gözleri kapanmış, başı eğilmiş, bebek gibi derin bir uykuya dalmış.

Düzenli nefesler almaya başlamış. Hipnozcu ücretini almış, çocuklarına artık onu rahatsız etmemeleri gerektiğini anlatmak için parmağını dudaklarına götürmüş. Sonra sessizce dışarı çıkmış. O, çıkar çıkmaz adam tek gözünü açmış

ve demiş ki:

— Gitti mi o deli?

Aşağıdakilerden hangisi bu metinde anlatılmak istenene en yakındır?

A) Doktoruna güvenmeyen hastaya ilaç da kâr etmez.

B) İyileşmenin ilk adımı hasta olduğunu kabul etmektir.

C) Çaresizlik, başkaları tarafından kandırılmaya davetiye çıkarır.

D) Doğru teşhis, hastalığın tedavisini hızlandırır.

5. I. Kış aylarının en farklı meyvelerinden biri olan narın, çekirdekleriyle sağlığımıza önemli katkıları olabiliyor. Sıkıldıktan sonra atılmaması gereken çekirdekler için “şifa deposu’’ denilse yanlış olmaz. Nar, göz sağlığından bağışıklığı güçlendirmeye kadar vücuda faydalar sağlayabiliyor. Nar çekirdeği, nadir de olsa çeşitli yan etkiler gösterebilir. Bunlardan birisi, kalp rahatsızlığı bulunan kişilerin kullandıkları ilaçlarla nar çekirdeğinin tepkimeye giriyor

olmasıdır. Nar çekirdeği normalde kalp sağlığı için oldukça faydalı ancak ilaçlar tüketildikten en az 4-6 saat sonra kullanılması gerekiyor. Bunun haricinde aşırı tüketilmesi durumunda bağırsak sorunlarına yol açabilir. Hıçkırığa neden olabilir. Genel anlamda nar çekirdeğinin bunlar dışında herhangi bir yan etkisi bulunmuyor. Dikkat edilmesi durumunda, herhangi bir yan etkiyle karşılaşılması söz konusu olmaz.

II. Ay çekirdeği, içerisinde bulundurduğu mineral ve lifler sayesinde sağlık açısından sayısız olumlu etkiye sahiptir.

Özellikle düzenli bir şekilde tüketilen ay çekirdeği kalp dostu olarak bilinir. Ay çekirdeği, yüksek tansiyon hastalığına karşı etkili bir şekilde koruma özelliğine sahiptir. Bu nedenle tansiyon hastaları, bu besini tüketerek tansiyonlarını düzenleyici bir etki elde edebilirler. Sağlıklı bir kalp için de ay çekirdeği oldukça iyi bir besindir. Çünkü

liganlar, kan kolesterolünü düzelterek özellikle uygun seviyeye getirerek kalp krizi riskini de engeller. Kilo vermeye yardımcı olan ay çekirdeği, tüketildiği andan itibaren kişilere doyma hissi kazandırarak kilo vermede etkili olur.

Çünkü ay çekirdeği içerisinde doyma hissi veren lifler bulunmaktadır. Ama yine de çok fazla tüketilmemesi gerekir. Çünkü yağ oranı fazla olduğu için kilo alınmasında da etkili olabilir.

Bu iki metinden çıkarılabilecek ortak sonuç aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bağırsak hastalıkların tek ve pratik çözümü bitkisel ilaçlardır.

B) Bitkilerin doğru kullanılmaması olumsuz sonuçlar doğurabilir.

C) Meyvelerin çekirdekleri meyvenin kendisinden daha faydalıdır.

D) Doğal bitki çekirdekleri tedavide direkt kullanılan kaynaklardır.

P:15

15

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 2

8. Modernbirey,tüketmediği zamanınıticaret yaparak geçiriyor.İçindebulunduğumuz zamandilimindeher şeyindeğerinipazar koşullarıbelirliyor.Yalnızca alınıpsatılan ‘‘mal’’

değil, insanın değeri de satılabilirliğine göre belirleniyor.

Dolayısıyla o da bir ‘‘mal’’a dönüşmüş durumda. Modern

birey, hayatı yatırım yapılması gereken bir meta artık. Yatırım tutmuşsa başarılıdır ve hayatı da anlamlı demektir.

Modern bireyin değeri, artık akıl ve sevgi gibi insani yetileriyle, sanatsal becerileriyle ölçülmüyor. Bu da öz değerini dış etkenlere, başkalarının bireyi nasıl gördüğüne bağımlı kılıyor.Sonuç,toplumsal ve hatta evrensel bir aşağılık kompleksi. Kendini yetersiz hissetmeyen tek bir modern birey yok artık.Bu duygu, insan olmanın normal hâli

oldu ve hiçbir terapiyle düzelmesi mümkün gözükmüyor.

Modern bireyin kendini güvende hissetmesi, ötekilerle

mutlak bir uyum içinde olmasına ve sürüden bir metre

bile uzaklaşmamasına bağlı.

Bu parçada yazarın yakındığı asıl durum aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çevresinde saygı uyandıramaması

B) Gerçek anlamda bireyselleşememesi

C) Ticaretteki başarısızlığı

D) İletişim eksikliği

6. Hayatımı değiştiren kitaplar, başta Don Kişot ve Vadideki Zambak. Eğer bu iki kitabı okumamış olsaydım sanırım

yazının büyülü bir şey olduğunu hiç bilemeyecektim. Don Kişot’u ağlayarak okuduğumu hatırlıyorum, Vadideki

Zambak’ı da bir şiir kitabı -sanırım Cemal Süreya çevirisinin etkisiyle- olarak... Bu iki kitap hayalci yaptı beni. Lise

yıllarımda okuduğum Yahya Kemal şiirlerini, Faruk Nafiz’in Han Duvarları kitabını ve Dağlarca’nın Asu isimli o esrarengiz kitabını da unutmuyorum elbette. “Yoksa biz bu dünyadan değil miydik?” sorusunu bana da sorduran ve hatta yaşatan Orhan Veli’yi, ortaokulda hocamızın ezberden okuduğu Necip Fazıl şiirlerini ve lisede edebiyat hocamızın derslerde tamamını okuduğu, okuttuğu Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar’ını da unutmuyorum elbette. Ama galiba üniversite yıllarımda Hilmi Yavuz’un Çöl Şiirleri ve arkasından da o müstesna Geçmiş Yaz Defterleri ile karşılaşmasaydım hayatım değişmeyecek, bugün bulunduğum yerde olamayacaktım.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hayatı dolu dolu yaşayanlar kitap okuyanlardır.

B) Kitaplar okuru değiştirici, dönüştürücü bir güce sahiptir.

C) Farklı kültürleri anlatan kitapları okumak ufkumuzu genişletir.

D) Bazı yazarların sıkı takipçileri olmak, onların etkisine girmeyi de beraberinde getirir.

7. Üretken olmayı hep çok istemiştim, bunu kişisel olarak yapabiliyorum. Bununla birlikte isteyip elde etmediğim şeyler hâlen var. Mesela ekip işlerini çok severim ama gönlüme göre ekipler her zaman oluşmuyor. Tıkanık insanlarla dolu bir edebiyat camiasında

takdir edilmenin hayalini bile kuramayarak çalışıyorum. İyinin ile kötünün aynı muameleyi gördüğü bir

ortamdayız. Bu anlamda içimdeki kalite duygusunu

ve inancı tek başıma diri tutmaya çalışıyorum. Akılcı

tarafım “İnsandan ümit kesme.’’ diyor ama gerçeğe

bakınca ümitsizim. Gerçi edebiyat dışındaki âlemde

bahtım açık ve hayattan ne istesem ayağıma geliyor.

Ben de bununla avunuyorum.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin iletilerinden

biridir?

A) Edebiyat dünyasında değer verme diye bir şey

yoktur.

B) Niteliği ölçemeyen bir ortamda yetenekler körelir.

C) Yetenekli olmak kadar şanslı olmak da önemlidir.

D) Kaliteli edebî ürünler için koşulların olgunlaşması

beklenmez.

P:16

16

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 2

10. Eskiden Bangladeş’in tamamı suyun altına gömülecek olsa kaç yazardı, şimdi gerçekleşmesini pek çoğumuzun göreceği bu ihtimal yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybetmesi demek. Bunun için iklim değişiklikleri konusu umurumuzda ve durdurmak için

bir şeyler yapmaya çalışılması gerekiyor. Pek çoğumuz, hayatımızı biraz daha az güneşe çıkarak, yiyeceklere biraz daha fazla para harcayarak ve klimayı

biraz daha fazla çalıştırarak geçirebiliriz ancak çocuklarımızın bu kadar ucuz kurtaramayacakları kesin. Sonuçta bizler dışarıdan bakan gözlemciler değiliz, olayın tam ortasında yaşıyoruz.

Bu parçanın yazarının anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

A) İklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarını göze alarak sorumsuz davranan insanlar gibi davranmamalıyız.

B) İklim değişikliğinin bizi ve çocuklarımızı olumsuz

etkileyecek olmasına seyirci kalmamalıyız.

C) İklim değişikliğinin bizi ve çocuklarımızı felakete

sürükleyeceğini görmeyen yetkilileri uyarmalıyız.

D) İnsanları iklim değişikliği kadar başka hiçbir konunun insanlık için önemli olmadığına inandırmalıyız.

11. Doğada sürekli olarak bir işleyiş, üretim, yeniden yapım var. Sanatçının sanatının kendine dönük işlevi;

doğadaki bu sürekli, aralıksız, tutkuyla yapımı, yaratımı hissedebilmesi, idrak edip anlamasıdır. Sanatçılar bu noktanın ne kadar farkındalar, bilemiyorum.

Ama sanatçı, kendi yaşadığı motivasyonla, içsel güdü, dürtü ve dinamikleriyle Tanrısal yaratımı bir miktar hissedebilir, anlayabilir diye düşünüyorum. Sanatçı, yapısı gereği sanatı aracılığıyla Tanrı’yı hissetme, Tanrı ile bir bağ kurma potansiyeline sahiptir.

Ben bu noktayı çok önemsiyorum. Sanatçıyı belki de

diğerlerinden ayıran ve değerli kılan şey, en birincil

olarak elinde bulundurduğu bu potansiyeldir.

Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki düşüncelerden

hangisini destekler?

A) Sanatçı, eserlerini Tanrı’ya adama düşüncesi ile

oluşturmuyorsa Tanrısal yaratımın ona sağladıklarından mahrum kalır.

B) Sanatçı, sanatsal üretimi ancak Tanrısal bir ilham

ile gerçekleştirebilir.

C) Sanatçı, eserleriyle farkındalık oluşturabiliyorsa bunu Tanrı ile bağ kurabilme potansiyeline borçludur.

D) Sanatçı, kendi eseri ile olan ilişkisinden hareketle

Tanrı’nın yarattığı eserle olan ilişkisini sezinleyebilir.

9. Doğru konuşmak ve insanların arkasından konuşmamak güzel bir meziyettir. Ancak doğru konuşayım derken insanları

kırmak da doğru değildir. Adamın biri, “Nerede olursa olsun ben hep doğruyu söylerim, asla idare etmem.” diye iddiada

bulunurmuş. Bir gün birinin şahide ihtiyacı olmuş, bu doğru konuşan adamı şahit olarak mahkemeye götürüp kadı efendinin karşısına dikmiş. Bizim doğrucu bakmış ki kadı efendinin bir gözünde şaşılık var. Hemen, “Selamünaleyküm kör kadı.” deyivermiş. Kadı da kızıp “Atın şu münasebetsizi içeriye.” diyerek hapsi boylatmış. Mahkûmlar ısrar etmişler, “Neden

hapse atıldın?” diye... O da omuzlarını silkiyormuş: “Ben sadece doğruyu söyledim: ‘Selamünaleyküm kör kadı.’ dedim.

O da beni hapse attı. Hâlbuki ben doğruyu söylemiştim.” deyince mahkûmlar da dayanamamış ve adamın bu durumuna gülmüşler. “İşte böyle münasip olmayan yerde söyleyeceğin bir doğru, münasip olan yerlerde söylemen gereken doğrulara da mani olur, şahitlik bile yapamaz hâle getirirler seni...” diye de karşılık vermişler.

Bu metinde vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ne olursa olsun doğruluktan ayrılmamak gerekir.

B) Doğruyu söylerken menfaatimiz doğrultusunda hareket etmeliyiz.

C) Çıkarların zarar gördüğü durumda doğruluktan ayrılmalıyız.

D) Her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir.

P:17

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

17

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

3

2. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Neden hıçkırırız?” sorusuna cevap vermektedir?

A) Çoğunlukla belli aralıklarla tekrar eden ve kısa süre içinde kendiliğinden geçen hıçkırık, geçici bir rahatsızlık olabileceği gibi uzun süreli ve geçmeyen hıçkırık, başta kalp ve diğer organlarda var olan bir hastalığın habercisi de

olabilir. Merkezî sinir sistemine ve sindirim sistemine bağlı hastalıkların varlığında da hıçkırık bir belirti olarak görülebilir.

B) Uzun süre geçmeyen inatçı hıçkırık; kişinin yeme, içme, konuşma ve uyuma gibi günlük aktiviteleri yapmakta

zorluk çekmesine neden olur. Bir süre sonra bitkinlik, yorgunluk, dehidrasyon diğer bir deyişle su kaybı ve kilo

kaybı gibi problemler yaratabilir. 48 saatten uzun süren hıçkırık, klinik öneme sahip patolojik bir durumdur. Uzun

süre geçmeyen hıçkırık, mutlaka uzman hekime başvurarak altta yatan sebep araştırılmalı; önlem alınarak tedaviye başlanmalıdır.

C) Bir refleks olan hıçkırık, göğüs boşluğu ile karın boşluğunun arasında yer alan ve bu boşlukları birbirinden ayıran diyafram kasının, ani ve istem dışı kasılmasıdır. Hıçkırık tuttuğunda bu kas, tekrar eden döngüler şeklinde

kasılır. Ses tellerinin bulunduğu gırtlak boşluğunun aniden kapanmasıyla ve bu esnada birden alınan nefesin oluşturduğu ses ile birlikte görülür.

D) Hıçkırığı geçirmek için solunum manevraları uygulanabilir. Bunlar arasında valsalva manevrası yani, ağız yoluyla

nefes alındıktan sonra burun kapatılarak hava ile burunda küçük bir basınç oluşturulması ve böylece kulak zarlarının dışa doğru hareket ettirilmesi sıklıkla kullanılır. Aksırmak, nefes tutmak da hıçkırığın geçmesine yardımcı

solunum manevraları arasında yer alır. Bir diğer yöntem olan, kateter yardımıyla üst yutak bölgesi olarak bilinen

nazofarenksin uyarılması da hıçkırığın giderilmesine yardımcı olur.

1. Kutsal öğretmenlik mesleğinin en zor tarafı, sınıf yönetimidir. Öğretmen merkezli eğitimde sınıfta disiplini ve sessizliği sağlama “sınıf yönetimi” olarak algılanıyordu. Eğer bir sınıfta öğretmen anlatıyor, öğrenciler de sessizce dinliyorsa öğretmen

sınıf yönetiminde başarılı sayılırdı. Sınıfta disiplini sağlamak için öğretmenler çoğu zaman ceza yöntemine başvuruyorlar,

aileler de buna onay veriyorlardı. Günümüzde bile sınıf yönetimi denilince maalesef bunu anlayan veli ve eğitimciler ile

karşılaşmaktayız. Oysa sınıf yönetiminde esas olan öğrencinin sağlıklı bir şekilde aktif olmasını sağlamaktır. Pozitif disiplin süreci uygulanmalıdır. Pozitif disiplinin amacı, yardımlaşmaya ve iş birliğine kapalı, saldırgan, iç denetimden yoksun,

öz güven duygusu gelişmemiş, başarısızlığın suçunu başkalarına yükleyen, sorumluluktan kaçan, kurallara uymayan, ev

ödevlerini yapmayan, yalan söyleyen, sınıfta ders dinlemeyen, okulu sevmeyen, hatalı anne baba tutumlarından dolayı

çeşitli uyum ve davranış bozuklukları gösteren çocuklara rehberlik yapmaktır.

Bu metnin ana fikri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sınıf yönetimi konusunda farklı düşünce ve uygulamalar bulunmakta ve bu durum ikileme yol açmaktadır.

B) Bazı ebeveyn ve öğretmenlerin tutumu, problem yaşayan öğrencinin sorununu çözmekten çok problemi derinleştirmektedir.

C) Sınıf yönetiminin amacı, özellikle sorun yaşayan çocuklara yol göstermek ve öğrencilerin eğitim sürecine sağlıklı bir şekilde katılımını sağlamaktır.

D) Eğitim sürecinde disiplini elden bırakmamalı ve bunu sınıfın düzenini temin etmek için bir araç olarak görmeliyiz.

AP8JPSB21-003

P:18

18

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 3

3. I. Okuma, değişik yönleri dikkate alınarak birçok kimse tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bu tanımlamaların farklılık göstermesinin sebebi, okuma eyleminin gözle görülmeyen zihinsel bir süreç olmasıdır. Kısaca okuma;

yazılı simgeleri anlamlandırma, kavrama ve yorumlama eylemidir. Kuşkusuz, metinden anlam çıkarma ve düşünceleri anlayıp yorumlama, bu eylemi yapan kişinin zihinsel ve fiziksel özelliklerine göre oluşmaktadır. Okuma sürecinde, metin sadece bir uyarıcıdır. Çünkü asıl amaç alfabeler hâlinde kodlanarak iletilen mesajın okuyan insanın beyninde anlamlandırılmasıdır, metin sadece bir araçtır. (Okuma eyleminin amacına ulaşması için aracı olan

metnin doğru anlamlandırılması gerekir.)

II. Samimi olma sanatı sayesinde kendinizi daha yakından tanıyarak zayıf ve güçlü yönlerinizi görebileceksiniz. Kendiniz olma yolundaki engelleri kaldıracak hem kendinizle hem de çevrenizle daha doğal, samimi ilişkiler içinde

olacaksınız. Olmadığınız şey olmaktan vazgeçerek, maskeleri ve rolleri bırakarak sadece kendiniz olacaksınız.

Samimi olmanın önündeki engelleri kaldıracak ve kendi değerinizi bileceksiniz, böylece kendinize olan güveniniz artacak. Kendinize güvenince varoluşa ve iletişimde olduğunuz, olmadığınız herkese güvenebileceksiniz. (İnsan, samimiyetle öz benliğini daha iyi kavrar ve bu yolla hem kendisine hem de çevresine karşı güven duyar hâle

gelir.)

III. Matematik kelimesinin kökü eski Yunancada “matesis” kelimesinden gelmektedir ve bu kelime, “Ben bilirim.”

anlamına gelir. Öğrenmekten haz alan anlamına gelen “mathematikós, máthema” sözcüğünden türemiştir ve daha sonradan sırasıyla bilim, bilgi ve öğrenme gibi anlamlara sahip olmuştur. İşte bu matematik bugünün dünyasında, hemen her alanda vazgeçilmez bir unsur olarak insan hayatında yer bulmuştur. Mühendislikteki ince hesaplardan günlük hayattaki basit hesaplamalara, insan sağlığını doğrudan etkileyen önemli tıbbi çalışmalardan

uzay araştırmalarına varıncaya kadar canlıları doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen birçok alanda matematik

karşımıza çıkmaktadır. (Matematik, her bilimin temelini oluşturur.)

Numaralanmış metinlerin hangilerinin ana fikri yay ayraç içinde yanlış verilmiştir?

A) Yalnız III B) I ve II C) I ve III D) II ve III

4. Nurullah Ataç’ın ana dil eğitiminde en çok üzerinde durduğu mesele Türk çocuğunun Türkçeyi doğru ve güzel kullanmasını sağlamaktır. Öğretmenlerin öncelikle çocuğu dili düşünerek kullanmaya alıştırmalarını ister. Her çocuğun

kelimeleri kökünü de bilerek kullanması gerektiğini savunur. Çocuğa bu konuda dil bilgisi dersleri yol göstermelidir.

Çocuk şüphesiz ki ana dilini dil bilgisi kitaplarından değil hayattan öğrenecektir. Bununla birlikte dil bilgisi dersleri

çok önemlidir. Bu derslerin önemi sadece çocuğun doğru konuşup yazabilmesini öğretme görevini üstlenmiş olmasından kaynaklanmaz. Dil bilgisi derslerinin asıl önemi çocuğu ana dili üzerinde düşünmeye alıştırmasıdır. Dil bilgisi dersine bu açıdan bakan Ataç bu dersi diğer derslerden çok daha lüzumlu, faydalı bir “fikir jimnastiği” olarak görür. Onu bu ders ile ilgili en çok rahatsız eden konu, ders kitaplarının yetersizliğidir. 30.12.1938 yılında Haber gazetesinde yayımlanan “Gramer” başlıklı yazısında, çocuğa dil şuurunu verebilecek, ana dilinin farkına vardırabilecek

dil bilgisi kitapları olmadığından yakınır. Son zamanlarda tertip edilen dil bilgisi kitaplarındaki tasnifleri yanlış bulur.

Bu metne göre Nurullah Ataç’ın üzerinde durduğu düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dil bilgisi kitaplarının niteliği, asıl amacına uygun hâle getirilmelidir.

B) Türkçenin yabancı dillerden arındırılması için öncelikle çocuklara dil bilinci aşılanmalıdır.

C) Dil bilgisi derslerinin kapsamı daha geniş olmalı ve çocuğa detaylı bilgi verilmelidir.

D) Çocuklar, diline sahip çıkmalı ve onu yerli yerinde kullanmayı bilmelidir.

P:19

19

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 3

7. Dünyayı bugün saran sıkıntılar, dertler gün gelir yazılır. Şu salgın günleri, karantinalı zamanlarda yazınsal yapıtlar da bir biçimde görünecek, günümüz sanatçısının üretimlerinde türlü biçimlerde iz bırakacaktır. İnsanlığın yönünü değiştirecek büyüklükteki olayın yazına yansıması, bir yapıtın ya doğrudan konusu ya da dolaylı biçimde ögesi, motifi biçiminde olur.

Bunun zamanlamasına gelince o, sanatçıdan sanatçıya değişir. Olaylar yaşanırken de yaratılır, geçip gittikten sonra da. Üstünde durulacak şey, sanatsal üretimin ne zaman değil, nasıl olacağıdır. Kimi yazar acıyı çekilirken çığlığa dönüştürür, kimiyse çok zaman

sonra kalan izleri sürerek acıyı anıtlaştırır. Yazınsal

değeri belirleyen yine, her zaman, sanatsal nitelikler,

kıstaslar olacaktır.

Bu metinde vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir sanat yapıtının oluşum aşamaları, bu sanat yapıtının değerini belirler.

B) Dünyaya yön veren hadiseler muhakkak bir sanat

yapıtında kendine yer bulur.

C) Sanatsal metinlerin değerini belirleyen asıl unsur,

sanatçının üslubudur.

D) Bir konu farklı yazarlar tarafından farklı zamanlarda işlenebilir.

6. Tüm ebeveynler, çocuklarını korumak konusunda oldukça hassastırlar. Yani çocuklarımızın ihtiyaçlarına

karşı hepimiz duyarlıyızdır. Mesela vücutlarında açıklanamayan bir döküntü ortaya çıkarsa ya da ateşleri çıktığında hemen doktora götürürüz. Çünkü görülebilen yaraların fark edilmesi kolaydır. Peki, ya görülemeyen yaralar? Bir çocuğun okulda ya da sokakta arkadaşlarıyla sorun yaşaması veya açıklanamayan davranışları olması farklı bir durumdur. Ebeveynler bu gibi durumlarda, genelde kendilerini şaşkınlık

içerisinde hissederler ve ne yapmaları gerektiği konusunda bir türlü emin olamazlar. Hatta genel itibarıyla da olayla ilgilenmezler. Bu durumun geçici olduğunu ve çocuğun bunu abarttığını ifade ederler. Oysa istatistiklere göre her beş çocuktan biri duygusal

veya davranışsal bozukluk yaşıyor.

I. Ebeveynlerin birçoğu, çocuklarının duygusal problemlerine karşı kayıtsız kalmaktadır.

II. Ebeveynler, çocuklarını dış etkilerden en iyi şekilde korumaktadır.

III. Fiziksel rahatsızlıklar daha önemli görüldüğünden

daha çok bu durum üzerinde durulmaktadır.

Yukarıda numaralanmış yargılardan hangileri metnin ana fikrini destekler niteliktedir?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

5. Oyun, özellikle eğlence amacıyla kullanıldığında kısa dönemde bir rahatlama sağlayabilir. Ancak bu genellikle geçici bir durum olup zamanla verdiği rahatlık hissi azalacaktır. Aynı rahatlık hissini elde edebilmek için çocuk daha fazla oyun oynamak zorunda kalabilir ve bu durum uzun dönemde sıkıntı verici bir hâl alabilir. Günlük hayattaki sorunlarla baş etme, çözüm ya da kaçış yöntemi olarak kullanıldığında da yine benzer geçici bir rahatlama sağlayabilir.

Ancak uzun dönemde gerçek hayattaki sorunların kalıcı olarak çözülmemesi çocuk üzerindeki baskıyı artırabilir.

Bunlara ek olarak aşırı oyun oynamanın getirdiği düşük sosyal uyum becerileri ve düşük akademik performans da

çocuğun rahatsızlığını artırabilir.

Bu metinde asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sürekli oyun oynamak, çocuğun gelişimini olumsuz etkiler.

B) Oyun oynamanın kısa ve uzun vadede farklı etkileri bulunmaktadır.

C) Eğlence amacıyla oynatılan oyunlar, titizlikle seçilmelidir.

D) Günlük hayatta sorunları olan bir çocuk, oyun oynamamalıdır.

P:20

20

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 3

10. Alışkanlıklar, aynı durum ve şartlar altında sıklıkla sergilenen ve planlanmadan kendiliğinden gerçekleşen

davranışlar olarak tanımlanabilir. Yeni bir alışkanlık

edinme sürecinde de belirli bir süre bu alışkanlığın

gerektirdiği davranışları düzenli olarak yapmamız gerektiğini düşünürüz. Genellikle bir davranışın alışkanlık hâline gelmesi için 21 gün gerektiği ifade edilir. Bir

plastik cerrah olan Dr. Maxwell Maltz, 1960 yılında

yayımlanan kitabında ameliyat olan hastaların 21 günde yeni görüntülerine alıştıklarını belirtmiş. Yeni bir

alışkanlık edinmede de etkili olduğu öne sürülen 21

günlük süre bu konuda neredeyse bir kural gibi anılıyor.

Bu metnin ana fikri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Alışkanlıklar insan hayatındaki vazgeçilmez yaşantılardan biridir.

B) İnsanlar ömürleri boyunca çeşitli yeni alışkanlıklar edinir.

C) Bir davranışın alışkanlık olması için yalnızca 21

gün yapılması yeterlidir.

D) Bir davranışın alışkanlık olması için belli bir sürede ve düzenli yapılması gerekir.

9. Modern tıp artık pek çok hastalığın çaresini buluyor,

son on yılda teknolojide gelinen nokta hayal sınırlarımızı zorluyor. Ancak bütün bu gelişmelere karşın

evren ve güzel gezegenimiz Dünya, bir türlü çözemediğimiz sırlarla dolu. Üstelik bu konularda yürütülen çalışmalar, araştırmalarda en azından yakın gelecekte sonuç verecek gibi görünmüyor. Yüzyıllardır

gizemi çözülmeye çalışılan, varlığı ve yokluğu tartışılan, somut kanıtlar olmadığı için sır olarak kalan bilimin bir türlü açıklayamadığı tuhaf, ürpertici, merak

uyandırıcı gizemli olgular var.

Bu metinde asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Teknoloji ilerlemesine karşın hâlen çözülemeyen

sırlar vardır.

B) Bazı olaylar, teknoloji ne kadar ilerlesede asla çözülemeyecek.

C) Dünya, evrendeki en güzel ve yaşanacak tek gezegendir.

D) Ürpertici olayların olması insanların korkmasına

neden oluyor.

8. Dünyaya gelen her insan kendini anlamlandırma çabasındadır. Varlığını anlamlandırmak ve fonksiyonlarını keşfetmek ister. Bunun için insanın yeterliliklerini, karakter özelliklerini, güçlü ve zayıf yanlarını bilmesi gereklidir. Sokrates’in

ders verdiği akademinin kapısında “Kendini bil.” yazıyordu. Kendini tanıyabilen ve bu çabasının sonunda varlığının

anlamını keşfeden insan yerinde duramaz. Bu insan artık kendini geliştirme yolundadır. Kendinizi tanıma ve geliştirme yolunda ilk barışı yine kendinizle yapacaksınız. Her insan kendini bir birey olarak geliştirmeye çalışırken zamana ihtiyaç duyar. İnsanın kendini geliştirebilmesi için yoğun ve disiplinli bir çalışma, çevresinin farkında olma, olaylar karşısında sorumluluk alabilme ve yaşanılan hoşa gitmeyen durumlardaki kendi katkısını görerek bunları düzeltme yoluna gitmesi gerekir. Dünyaya gelen her canlı değişir. İlk zamanlar istem dışı yaşanan değişim ve gelişim irade sahibi olunca kumandayı size bırakır. Hayat size durmadan fısıldar: Kendini geliştir! Kendini geliştirmeyen insanlar toplum tarafından onların taleplerini karşılamadığı gerekçesiyle fazla talep görmezler.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çevremizin farkına varmak için kendi benliğimizi tanımamız ve çevre ile ilişki içinde olmamız gerekir.

B) İnsanın gelişimi aşamalı bir süreçtir ve bu süreç de sabırla katedilecek bir yolculuktur.

C) Varlığının anlamını keşfeden insan sabit duramaz ve sürekli olarak gelişim, değişim içinde olur.

D) Kendini tanıyabilen insanlar, iradelerine söz geçirmekte ve bunu istedikleri zaman gerçekleştirebilmektedir.

P:21

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

21

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

4

1. Ders çalışmak için oturduğun zaman, önündeki kitap

ve notlardaki o muazzam miktardaki bilgiyi zihnindeki

güvenilir bir yere nasıl aktarıyorsun? Bunu yapmak için

kendine iyi çalışma alışkanlıkları geliştirmelisin. İlk zamanlar çalışma tarzını değiştirmek ciddi bir zihinsel çaba gerektirecek fakat bir süre sonra senin için olağan

bir durum hâline gelecek ve ders çalışmak senin için

daha kolay bir hâl alacak. Bunun için yapman gereken

en önemli şey zamanı yönetmek. Kendine haftalık bir

program yap ve belirli bir süreyi ders çalışmaya ayır. Bu

da notlarını iyileştirmeni sağlayacak. Ayırdığın süre lisede, üniversitede okumana ve hatta çalıştığın alana bağlı olarak değişecektir. Olabildiğince programına bağlı

kalmaya çalış fakat bazen yaklaşan sınavlar nedeniyle

fazla çalışarak programın dışına çıkmaktan da korkma.

Bu programın imkânsız değil gerçekçi olmasına dikkat

et. Yemek yemek, giyinmek ve ulaşımdan laboratuvarlara ve derslerine kadar her şeyi programa dâhil etmeyi unutma.

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ders çalışmak konusunda farklı yöntem ve teknikler denenebilir.

B) Çalışmalarımızın başarıya ulaşması için belli bir

plan ve program dâhilinde olması gerekir.

C) Sınavların yaklaştığı süreçte var olan programın

uygulanmasına gerek yoktur.

D) Başarılı olmak ve iyi bir geleceğe sahip olmak için

uygun bir çalışma tarzı belirlemek gerekir.

2. Başarı, birey için anlamlı olan amaçların, yapılmış

olan günlük programlarla adım adım gerçekleşmesidir. Kişisel amaçlar belirlenmeden başarılı olmak

mümkün değildir; bir amacı olan insanlar toplumda

belli yerlere gelebilirler. Çoğumuz başarısız olduğumuzda hedeflerimizden vazgeçme eğiliminde oluruz.

Vazgeçme eğilimini taşımaya başladığımızda davranışlarımız tereddütlerle dolar. Kendine güven ve başarı inancı kaybolup gider. Oysaki başarısızlık bir son

değil, belki de başarının başlangıcıdır. Yürümeye yeni başladığınız anları düşünün. Ayaklarınızın üzerinde durmaya çalışırsınız ancak düşersiniz. Bir daha

dener, bir adım daha atarsınız ancak gene düşersiniz. Yine denersiniz. Birkaç adım daha atar ve yine

kendinizi yerde bulursunuz. Bu böylece devam eder,

ta ki düşmeden yürümeyi başarıncaya dek. İlk adımı

attığımızda düştüğümüz zaman yürümekten vazgeçseydik önce yürümeyi, sonra koşmayı öğrenebilir miydik? Önemli olan yere düşmememiz değil, tekrar ayağa kalkıp inançla hedefimize yönelmemizdir.

Bu metinde vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Amaçlarımızın peşinden koşarken gerçekleşen

başarısızlıklardan dersler çıkarmalıyız.

B) Hedeflerimizi belirledikten sonra hedefe ulaşmak

için acele etmemeli ve adım adım hareket etmeliyiz.

C) Tekrar tekrar girişimlerde bulunmamıza rağmen başarısız oluyorsak bu konuda ısrarcı olmamalıyız.

D) Başarı yolunda önümüze çıkan engellere aldırış

etmeden kararlı bir şekilde yolumuza devam etmeliyiz.

AP8JPSB21-004

P:22

22

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 4

4. I. İletişim, farklı yollarla gerçekleşebilir.

II. İletişimin karmaşık bir süreç olduğu çok sonradan fark edilmiştir.

III. Etkili iletişimin gerçekleşmesi birçok faktöre bağlıdır.

Numaralanmış ana fikirler aşağıdaki metinlerden hangisiyle ilgili değildir?

A) İnsanlar sosyal çevrede sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için çevresindekilerle iletişime geçer. Ayrıca ruhsal

ve bedensel ihtiyaçları gidermek için iletişim oldukça gereklidir. Doğanın kanun ve kurallarını sağlıklı işletebilmek,

hayatta kalma mücadelesinden başarıyla ayrılmak için de iletişim vazgeçilmezdir. Yüz yüze görüşmeler, sözlü

bilgilendirme, hitaplar, telefonla yapılan görüşmeler, eğitim kursları, resmî konuşmalar ve uyum programları gibi

çeşitli biçimde sözlü iletişim kurulur. Sözlü iletişimin en önemli unsuru dildir.

B) İletişim insanların olduğu her yerde vardır. Çevremizde olup bitenleri anlamak ve kendimizi çevremizdekilere anlatabilmek için iletişim kurarız. Konuşmamız, susmamız, yüz ifadelerimiz, oturuş biçimimiz, iletişim kurmak için

yaptığımız bazı davranışlardır. Ağzımızdan çıkan sesler, çizdiğimiz resimler, konuştuğumuz dil, kullandığımız yazı ve yazı araç gereçleri iletişim kurmamıza yarar.

C) Etkili iletişim kurmak çevremizdeki insanlarla ilişkilerimiz açısından çok önemlidir. İletişim sırasında bulunduğumuz ortamdaki eşyaları düzenleme şeklimiz, giysilerimiz de iletişimin bir parçasıdır. Sözlü iletişim sırasında, içinde bulunduğumuz duygu durumuna ilişkin ses tonumuz, vücut hareketlerimiz, yüz ifadelerimiz, konuşmanın içeriği kadar etkili olabilir. Kimi zaman beden dilimiz, söyleyeceğimiz sözlerden daha fazla mesaj verir. Kullanacağımız ifadeleri bilinçli ve samimi bir şekilde aktarmamız, etkili iletişimde çok önemlidir.

D) İletişimin ne olduğuna, nasıl işlediğine ilişkin ilk görüşlerin belirlenmesine çoğunlukla bireyler arası yüz yüze iletişim ve telefon, telgraf gibi yine bireyler arası iletişimde kullanılan araçlar ile gerçekleştirilen iletişim araçlarının

temel alındığı gözlemlenmiştir. Zaman içerisinde iletişimin düz bir şekilde ilerlemediği anlaşılmış; çeşitli dinamiklerin, ögelerin, etmenlerin etkisiyle sanıldığından daha çok, daha çetrefilli yollardan geçtiği saptanmıştır. Bunun

sonucunda da iletişime dair araştırmacılar, akademisyenler ve sektör profesyonelleri tarafından birçok tanım ortaya atılmıştır.

3. Eğitimin muhatabı insandır. İnsan da hem maddi hem de manevi boyutları olan bir varlıktır. İnsan olmaya yönelik bir

potansiyel ile dünyaya gelen insan yavrusu, ancak maddi ve manevi boyutlarıyla dengelenmiş bir eğitimle dengeli

bir insan olur. Bu yüzden nasıl bir insanın geleceği aldığı eğitimin bu nitelikleriyle şekilleniyorsa insanların meydana

getirdiği toplumun da geleceği, yine insanlara verilen eğitimin niteliğiyle şekillenir. İnsanlık tarihinden çıkarabileceğimiz temel bir ders, bir millet için en büyük zenginliğin ne yer altı ne de yeryüzü servetleri olmadığı, hem maddi

hem de manevi yönleriyle çok iyi yetişmiş insan kaynağı olduğudur.

Bu metinde asıl anlatılmak istenenle aşağıdaki özdeyişlerden hangisi anlamca örtüşmektedir?

A) İnsan gönlü, dibi olmayan bir deniz gibidir; bilgi onun dibinde yatan inciye benzer. (Yusuf Has Hacip)

B) Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.

(Mustafa Kemal Atatürk)

C) İnsan imkânsızı başarabilir sözü yetersizdir çünkü insan imkânsızın da ötesine ulaşabilir. (Nikola Tesla)

D) Bir kum tanesinin sırrını çözmeyi başarsaydık, bütün dünyanın sırrını öğrenmiş olurduk. (Albert Einstein)

P:23

23

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 4

7. (I) Konuşmada uyumun ve başarının sağlanması güzel konuşma tekniklerinin uygulanması ile mümkün

olmaktadır. (II) Bu teknikler, konuşmanın dinleyiciler

tarafından ilgi ile takip edilmesini sağlar. Böylece konuşmacının amaçladığı etki ve aktarım gerçekleştirilir. (III) Konuşma sürdürülürken yapılan her hareket

dinleyici grubunu etkiler ve dinamiği belirler. Konuşmada pozitif etki yaratabilmek için konuşmacı, konuşmanın öncesinde, konuşma devam ederken ve

konuşma genelinde bu teknikleri uygular. (IV) Güzel

konuşma teknikleri önceden bilindiği ve bu tekniklere göre hazırlanıldığı takdirde konuşma başarısı da

hazırlanmış olacaktır.

Bu metindeki numaralanmış cümlelerden hangisi metnin ana fikridir?

A) I B) II C) III D) IV

5. Başarıya ulaşmanın bir yanı eleştirilere göğüs germektir. Hayatın zor virajları ancak eleştiriye açık olabilmekle aşılır. Şayet bu konuda kendinizi sınırlıyor,

zorlanıyor ve bir açıklık kazanamıyorsanız sonuçta

karşınızdakini küçük görür, herkese tepeden bakarsınız. Ancak en güçlü olduğunuzu kabul ettiğiniz anlarda umulmadık hatalar yapar, bol bol açık verirsiniz. Ayrıca bu husus ciddi bunalımlara bile yol açabilir. Eleştiriye kapalı olma hâlinin kişiyi, çevresini etkilemesi yanında, toplum üzerindeki yansıması da

büyük bir sorun olarak göze çarpar. Şu hâlde eleştiriden kaçınmak, makul bir düşünce tarzı değil. Bu

analizden böyle bir sonuç çıkıyor. Gerçekten de her

yerde, her ortamda adil davranan bir kişinin, kendisine yöneltilen, haklı ya da haksız, tüm eleştirileri tabiatıyla kabullenmesi beklenir. Bu, aklı başında birinin benimsediği bir tarzdır. Belirli bir konuda adım

atıp belirli bir tavır göstermeyi görev addedenin, kendisi için yapılan bir eleştiri karşısında aynı hassasiyeti gösterip geri çekilerek usulünce olayları izlemesi

ve bunu uygulamaya koyması gerekir ki bu da adım

attığı her meselede olumlu sonuçlar almasını sağlar.

Bu metinde vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Başarılı olmanın en önemli aşaması olan eleştiriye açık olmak, herkesin yapabileceği bir durum

değildir.

B) Eleştiriye kapalı olma hâli hem birey hem de toplumda çeşitli sorunlara yol açar.

C) Eleştiriden kaçınan insanlar; karşısındakileri hor

görür ve bu durum da onu başarısızlığa sürükler.

D) Meseleleri akıl süzgecinden geçiren bir kişi, her

türlü eleştiriye açık olur ve bu şekilde başarıya

ulaşır.

6. İnsanlar birçok kez hayal kurmamamız gerektiğini

söylerler. Bize gerçeğe geri dönmemizi ve yaşamı olduğu gibi görmemizi tembihlerler. Ama aslında hayaller, yapmak istediklerimizin bir taslağıdır ve düşlediğimiz yoldaki ilk adımlarımızı atmamıza yardım

eder. Hayal kurmak, göremediğimiz ve dokunamadığımız ancak istediğimiz bir şekilde yaratabileceğimiz

bir dünyayı düşlemektir. Hayal kurmak bir delilik ibaresi değildir. Asıl delilik, hiç hayal etmemek ve hayalini kurduğumuz hayatı yaşayamama ihtimalinin korkusuyla felç olmaktır.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hayal kurmayan insanlar, amaçlarına ulaşma konusunda bir adım geriden gelir.

B) Hayal kurmamak, hayat fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirmemektir.

C) Yapmak istediklerimizin bir iz düşümü olan hayaller, gerçeğe dönüştüğünde anlam kazanır.

D) En büyük başarılar, hayalini kurduğumuz projelerden neşet etmiştir.

P:24

24

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 4

8. Çocuk felsefesi tabirinin kullanıldığı 1953 yılından bu yana bu alandaki çalışmalar son yıllarda zirve yaptı denebilir.

Büyüklerin çocuklar hakkında yaptığı felsefe, çocuklar için yapılan felsefe, çocukluk felsefesi ve çocukça felsefe ile

çocuklarla felsefe yapmak kavramları eşliğinde ilerleyen bu alan birçok sistematik metotları da devreye sokuyor elbette. Dünyanın birçok ülkesinde bu alanda modeller geliştirilerek sistematik uygulama denemelerinin yapıldığı ve

bu sayede çocukların düşünsel ve duygusal zekâlarının geliştiğine dair başarılı sonuçların alındığını biliyoruz. Felsefeyi bir edebiyat disiplini içinde çocuğa sunmak noktasındaki çabalar da bir hayli fazla. Çocuklar için yazılan ya da

daha doğrusu bir büyük eşliğinde çocuklara felsefeyi anlatmayı gaye edinen kitapların sayısında hızlı bir artış var.

Elbette yetişkinler için felsefe yapmak işin kolay tarafı ama kişiliğin oluştuğu bir çağdaki çocuklara felsefeyi anlatmak esaslı bir mesele. Fakat işin kolay tarafı çocukların zihinlerinin özgür düşünmeye açık olduğu bu dönemde sunulan felsefe metinleri eğer onların algılayacağı bir seviyede sunulursa eğlenceli bulmaları ve anlamaları sorun teşkil etmeyecektir.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yetişkinler için felsefe yapmak daha kolay ve uygulanabilirdir.

B) Çocuklara felsefe anlatan kitaplarda çeşitlilik oluşmaktadır.

C) Çocuklar için yazılan felsefe kitaplarının dili, onlara uygun olmalıdır.

D) Çocukların alıcılarının açık olduğu dönemlerde felsefe kitabı okumaları gerekir.

10. Değişim isteyen insan, toplumun dayattığı koşullandırmaya göre değil kendi anlayış ve farkındalığına göre hareket eder. Toplum; süregelen durumu korumak

ister, bu yüzden değişime direnir. Toplum geleneklerden gelen ideallere, inançlara ve koşullanmalara göre yaşar; bu değişimin reddedilmesidir. Değişimci;

toplumu değil, toplumun kalıplarını, ideallerini, inançlarını ve öğretilerini reddeder. Değişimci kesinlikle

toplumdan kaçmaz çünkü bir korkak değildir. Aksine toplumu sever, bu yüzden toplumun değişimi için

barışçıl bir şekilde çabalar. Değişimin temelinde mutlak kabullenme vardır. Değişimci dünyayı mutlak olarak kabullenir, onun değiştirmeye çalıştığı dünya değil kendisidir, böylece dünyanın değişmesini sağlar.

Bu metnin ana fikri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Değişim isteyen insanın amacı, toplum ve dünyayı değiştirerek kendini değiştirmeye çalışmaktır.

B) Toplum, her zaman düzenden yanadır ve değişimi

desteklemez çünkü geleneklerine karşı saygılıdır.

C) Dünyayı ve içinde bulunduğu toplumunun dinamiklerini kabul eden insan, gerçek bir değişimcidir.

D) Değişim peşinde koşan insanlar, kendi kültür dünyalarını koruyarak değişimi talep ederler.

9. Bayramlar ve diğer özel günler çocuklar için çok

önemlidir. Öncelikle diğer günlerden farklı bir adı olduğundan yardımlaşma ve paylaşım gibi değerlerin

çocuğa kazandırılması için en uygun zamandır. Çocuk, bayramda çevresindeki kişilerin ilişkilerini ve

davranışlarını izler. Bayram ziyaretleri, tebrikleri, sohbetleri ve bunların hepsi çocuk için birer derstir. Bayramlar ayrıca çocuğun anılarında önemli yer tutar.

Bayramlık elbiseler giymek, bayram harçlığı almak

bile çocuğun dünyasını zenginleştirir. Bunlar sayesinde çocuğun sorumluluk duygusu da gelişir.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çocuklarla birlikte bayram programı yapılmalıdır.

B) Çocuklar bayramda çocukluklarını doyasıya yaşarlar.

C) Çocukların, bayram günlerini sabırsızlıkla beklediği bilinen bir gerçektir.

D) Çocuklara paylaşım ve yardımlaşma gibi değerleri kazandırmak için bayramlar en doğru zamanlardır.

P:25

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

25

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

5

2. Her geçen gün medeniyetin getirdiği sorunların içine

biraz daha gömülen insanoğlu artık doğaya dönmenin yollarını arıyor. Gerek teknolojinin sağladığı kolaylıklar gerekse yaşam koşullarının değişmesi insanın doğadan ve doğallıktan uzaklaşmasında etkili oldu. İnsanlar doğanın dışında, bloklar arasında, bir yaşam kurdular kendilerine. Doğanın zorlukları yerine,

teknolojinin getirdiği kolaylıkları seçtiler. Beton bloklar arasında sıkışan hayatları onları boğarken bazıları, dışarıda yemyeşil bir dünyanın kendilerini beklediğini fark ettiler.

Bu metinde yazarın vermek istediği mesaj aşağıdakilerden hangisidir?

A) Doğa ve doğallık insanoğlunun özünde var.

B) Şifalı bitkilerle alternatif tedavi yöntemleri yaygınlaştı.

C) Bazı nedenler insanı doğadan ve doğallıktan uzaklaştırdı.

D) Sağlıklı yaşamanın tek yolu doğallıktan geçiyor.

3. Örümceklerin çoğu ağ örer ve bu ağa yapışmaz. Bunun birkaç nedeni vardır. Örümceklerin bacakları kıllarla kaplıdır. Bu kıllar, örümceklerin ağa daha az temas etmesini sağlar. Ayrıca örümceklerin özel yürüyüş şekilleri de ağa çok az temas etmelerinde rol oynar. Örümceklerin bacaklarındaki ağ ipliği parçacıkları ve toz, ağa yapışmalarına yol açar. Bu nedenle

örümcekler bacaklarını sürekli temizler. Geçtiğimiz

yıllarda yapılan bir araştırma sonucunda, örümceklerin bacaklarının özel bir kimyasal madde ile kaplı

olduğu anlaşılmıştır ve bu maddenin de ağa yapışmamalarında etkili olduğu düşünülmektedir.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Örümcekler çeşitli şekillerde yürürler.

B) Örümceklerin bacak yapıları kıllıdır.

C) Örümcekler ördükleri ağa yapışmazlar.

D) Örümceklerden bazıları ağ örmezler.

1. • Her çocuk esas olarak yaşama hakkına sahiptir. Her çocuk ulaşılabilir en yüksek sağlık standartlarından yararlanabilmelidir; gerekli tedavi ve iyileştirme hizmetlerinden faydalanabilmelidir.

• Çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlak gelişimi için eğitime gereksinimi vardır. İnsanın doğuştan

getirdiği yeteneklerini geliştiren en önemli araç eğitimdir.

• Her çocuk, görüşlerini serbestçe ifade etme, kendisini ilgilendiren her konuda görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hakkına sahiptir.

• Çocukların yetişmesinden ve gelişmesinden sorumlu olan büyükler, bu sorumluluklarını en iyi biçimde yerine getirmelidirler.

Aşağıdaki örnek olaylardan hangisi, çocuk haklarından bahsedilen bu metinlerden herhangi biri ile ilişkilendirilemez?

A) Türkiye’de yaşayan bir çocuğun İspanya’ya gittiğinde korunması.

B) Odasını boyamak isteyen anne babasına çocuğun bunu istemediğini söylemesi.

C) Okul çağına gelen bir çocuğun okula gitmesinin sağlanması.

D) Hastalanan bir çocuğun iyileşmesi için hastaneye götürülmesi.

AP8JPSB21-005

P:26

26

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 5

5. Küçük bir kasabanın ana caddesinde iki tatlıcı vardı.

Bir gün onlardan bir tanesi, kasabanın yaşlı güngörmüş adamını ziyaret ederek dükkânını kapayıp başka bir kasabaya taşınacağını söyledi. “Dükkânını niye kapatıyorsun?” dedi güngörmüş adam. “Benim

rakibim çok iş yapıyor.” dedi tatlıcı, “Kasabadaki müşterilerin çoğu, onun dükkânından alışveriş yapıyorlar.” “Kasabada insanların hep onun dükkânına gittiklerini nereden biliyorsun?” diye sordu güngörmüş

adam, tatlıcı yanıtladı: “Gayet kolay. Dükkânımın kapısından baktığımda onun dükkânına giren ve elleri

dolu olarak çıkan herkesi görüyorum.” “Senin bütün

sıkıntın da işte bu.” cevabını verdi güngörmüş adam

ve ekledi: “Eğer onun dükkânını gözetlemek için harcadığın zamanı, kendi iş yerini geliştirmek için kullansaydın sen de başarılı olurdun.”

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir alanda başarı sağlamak için bu alanda kendini ispatlamış kişileri takip etmek gerekir.

B) Başkalarının başarılarını izlemek yerine o başarıya ulaşmak için kendi işimize odaklanmalıyız.

C) Gerekli çabayı göstermedikçe başarılı olmak mümkün değildir.

D) Herhangi bir alanda başarı sağlamış bir kişiyi kıskanmak yerine o kişiyi takdir etmeliyiz.

6. Disleksi, yaşam boyu süren bir durumdur. Doğru yardımla, disleksi olan birçok insan iyi okumayı ve yazmayı öğrenebilir. Erken teşhis, disleksi olan bireylerin okulda ve hayatta tutunmalarının anahtarıdır. Disleksi olan insanların çoğu, çok merkezli, yapılandırılmış bir dil yaklaşımı kullanarak özel olarak eğitilmiş

bir öğretmen veya terapistin yardımına ihtiyaç duyar.

Bu bireylere aynı anda birkaç duyu (işitme, görme,

dokunma) içeren sistematik ve açık bir yöntemle öğretilmesi önemlidir. Disleksi olan birçok kişinin bire

bir yardıma ihtiyacı vardır, böylece kendi hızlarında

ilerleyebilirler. Ayrıca disleksi olan öğrenciler genellikle otomatik kelime tanıma becerilerini geliştirmek

için çok sayıda yapısal uygulamaya ve acil düzeltici

geri bildirime ihtiyaç duyarlar.

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Disleksi olan çocukların okuma yazma öğrenme süreçleri için erken teşhis önemli bir yere sahiptir.

B) Disleksi olan bir bireyin okulda ve hayatta başarılı olmasını istiyorsak onlara gerekli özeni göstermeliyiz.

C) Doğru ve etkili bir müdahale ile disleksi olan bir

çocuğun hayatı kolaylaştırılabilir.

D) Bire bir ilgi ile disleksi olan birey, hayatta daha aktif hâle gelir ve fonksiyonlarını yerine getirebilir.

4. Ortamdaki ışığın miktarına göre göz bebeklerimiz büyüyüp küçülerek ağ tabakaya düşen ışık miktarını ayarlar. Çok

aydınlık bir yerde göz bebeklerimiz küçülerek ağ tabakaya daha az ışık ulaşmasını sağlar. Karanlıkta ağ tabakada

ışığa duyarlılığı artıran kimyasal değişimler olur. Bir süre karanlık bir ortamda kaldıktan sonra aniden aydınlık bir ortama girdiğimizde göz bebeğimiz hızla küçülür. Ancak bu, ışığa çok duyarlı hâle gelmiş ağ tabakayı fazla ışıktan korumada yetersiz kalır. Ağ tabakanın bu duruma uyum sağlaması birkaç dakika sürer. Bu sırada refleks olarak gözlerimizi kısarız ve göz kapaklarımızın arasından daha az ışık girer.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ağ tabakanın karanlıktan aydınlığa geçişte uyum sağlaması gerekir.

B) Karanlık bir yerden aydınlık bir yere geçince gözlerimizi kısarız.

C) Göz bebeklerimiz ışığın miktarına göre büyüyüp küçülür.

D) Karanlıkta ağ tabakada duyarlılığı artıran kimyasal değişimler olur.

P:27

27

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 5

8. Neredeyse tamamı kalsiyum karbonattan oluşan yumurta kabuğu, yapısal farklılıklarına göre içinden bazı maddeleri geçiren, bazılarını ise geçirmeyen bir

zardır. Taze olan yumurtanın akı asidik özellik gösterir. Asidik özellikte, yumurta akı içindeki maddeler birbirine tutunduklarından daha kuvvetli bir şekilde iç

zara yapışır. Ancak yumurta tazeliğini kaybetmeye

başladığında zamanla karbondioksit kaybeder ve

asitliği azalır. Ayrıca yumurta akının bu ortamda yumuşayan iç zara tutunma kuvveti de azalır. Böylece,

yumurta haşlandığında daha kolay soyulabilecek bir

yapıya kavuşur.

Bu metinden çıkarılabilecek en kapsamlı yargı

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yumurtanın akı asidik özelliktedir.

B) Yumurtanın iç zara tutunma kuvveti çok fazladır.

C) Taze yumurta daha zor soyulur.

D) Yumurtanın kabuğu kalsiyum karbonattan oluşur.

9. Yaşın ilerlemesiyle deride meydana gelen kırışıklıklar, derinin yaşlanmasının normal bir sonucudur. Derimiz üst deri, alt deri ve deri altı dokusu olmak üzere üç tabakadan oluşur. Derinin esnekliğini ve sıkılığını, alt deri tabakasında bulunan elastin ve kolajen

adlı proteinler sağlar. Yaş ilerledikçe derideki elastin

ve kolajen miktarı azalır. Bu da zamanla derinin sıkılığını ve esnekliğini kaybetmesine neden olur. Deri altı dokusundaki yağ oranının da azalmasıyla üst deri

sarkmaya ve kırışmaya başlar.

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yaşlandıkça yağ oranı azalır.

B) Cildimiz yaşlandıkça kırışır.

C) Elastin vücudumuza faydalıdır.

D) Derimiz üç katmandan oluşur.

7. Atmosferdeki su buharı toz parçacıkları üzerine yoğunlaşarak yağmur damlalarını oluşturur. Damlalar büyüdükçe

suyun yüzey gerilimi nedeniyle küresel bir şekil almaya başlar. Yere doğru düşmeye başladıklarında ise hava moleküllerinin oluşturduğu sürtünme nedeniyle alt kısımları düzleşmeye başlar ve damlalar küresel şekillerini kaybeder.

Yağmur damlaları yere doğru düşerken sık sık diğer yağmur damlalarıyla çarpışır ve bu süreç sonucunda daha büyük su damlaları oluşabilir. Yağmur damlaları çok büyüdüklerinde (çapları yaklaşık 5 milimetreye ulaştığında) ise hava sürtünmesinin şekillerinde sebep olduğu değişim nedeniyle dağılır ve daha küçük yağmur damlacıkları oluşur.

Bu nedenle yağmur damlalarının büyüklükleri birbirinden farklıdır. Yağmur damlalarının hızı büyüklükleri ile ilişkilidir.

Yağmur damlaları kütleçekim etkisiyle yere doğru düşerken, üzerlerine etki eden kütleçekim kuvveti ile hava moleküllerinin oluşturduğu sürtünme kuvveti dengelendiğinde yağmur damları sabit bir hızla hareket etmeye başlar. Bu

hız damlanın büyüklüğüne, şekline, kütlesine ve havanın yoğunluğuna bağlıdır. Çapı yaklaşık 5 milimetre olan bir

yağmur damlası saniyede yaklaşık 10 metre (yani saatte 36 kilometre) hızla hareket eder. Daha küçük yağmur damlalarının hızı ise daha düşüktür.

Bu metnin vermek istediği mesaj aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yağmur damlalarının hızını etkileyen farklı etkenler vardır.

B) Yağmur damlalarının büyüklükleri birbirinden farklıdır.

C) Sürtünme kuvveti dengelendiğinde yağmur damlaları sabitlenir.

D) Yağmur damlaları yere düşerken diğer yağmur damlalarıyla çarpışır.

P:28

28

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 5

11. Ses dalgaları kulağa ulaştığında farklı türde sinir hücrelerinin uyarılmasına sebep olur. Müzik dinlerken ruh hâlimizde

ortaya çıkan değişikliklerin ve ritim tutma gibi davranışların sebebinin bu durum olduğu düşünülüyor. Araştırmalar

müziğin beyinde duyguların ortaya çıktığı bölgelerin etkinleşmesine neden olduğunu gösteriyor. Müzik dinlemek ayrıca beyinde hafıza ve ödül mekanizmalarından sorumlu bölgelerin de uyarılmasına sebep oluyor. Nature Reviews

Neuroscience dergisinde yayımlanan araştırmada bilim insanları müziğin sadece duygusal durumumuzu etkilemediğini, müzik dinlemenin duygusal tepkiler (örneğin yüz ifadesinde değişiklik, ritim tutma, şarkı söyleme, ağlama gibi) vermemize de neden olduğunu belirledi. Bir şarkının bizi hüzünlendirmesini belki sözlerine bağlayabilirsiniz. Ancak sadece melodiden oluşan şarkılar da bizi duygusal olarak etkileyebilir. Farklı tondaki seslerin dizilişleri duyduğumuz müziği duygusal olarak nasıl algıladığımızı belirler. Örneğin hüzünlü melodiler genellikle minör diziliyken, daha eğlenceli melodiler majör dizilidir. Araştırmalar beyinde duyguların ortaya çıkmasından sorumlu olan limbik sistemin, minör dizili melodileri dinlerken daha aktif olduğunu gösteriyor. Bilim insanları konuşurken de benzer bir mekanizmanın etkin olduğunu, konuşma sırasında farklı frekanstaki seslerin birbirini takip etme sırasının konuşma tonumuzun öfkeli mi, mutlu mu ya da üzgün mü olduğunu belirlediğini söylüyor.

Bu metne göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Beyinde duyguların ortaya çıkmasından sorumlu olan limbik sistem vardır.

B) Hüzünlü melodiler genellikle minör dizilidir.

C) Ses dalgaları farklı türde sinir hücrelerini uyarır.

D) Konuşurken çıkardığımız frekanslar duygularımızı yansıtmaz.

10. Çocuk, ilk sosyal deneyimlerini ailede yaşamakta ve kazanmaktadır. Çevresindeki insanlara karşı nasıl davranması gerektiğini, karşılaşabileceği sorunlarla nasıl başa çıkabileceğini aile içindeki etkileşim sürecinde öğrenir. Bu anlamda aile,

zengin bir ilişki ve etkileşim ortamı içermesi bakımından, çocuk için toplumu en iyi şekilde temsil eden güçlü bir örnektir.

Ebeveynler ve çocuklar arasındaki ilişkiler toplumun inşasında temel unsurlardan biridir. Çocuğun gelişiminde anne-babaların kişilik özellikleri ile kültürel özellikleri son derece önemlidir. Ebeveynler, çocuk için model oluşturup çocuğun toplumsallaşmasında etkili bir rol oynarlar. Toplumsallaşma, çocuğun içinde yaşadığı kültür için geçerli olan tutum, davranış

ve becerileri edinerek zaman içinde kendi varlığının bilincinde olan bir kişi hâline gelme sürecidir. Toplumsallaşma sürecinde çocuk; özdeşleşme, örnek alma, pekiştirme ve öğrenme yoluyla kişiliğini geliştirir. Başka bir ifadeyle ebeveyn ile

çocuk arasındaki bu etkileşim, ailenin gerçekleştirdiği eğitimdir. Bu bağlamda, ailenin içinde bulunduğu toplumun kültürü, ailenin çocuk yetiştirme eğiliminde son derece belirleyici olmaktadır.

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Toplumsallaşma sürecinde çocuğun bireysel özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır.

B) Ailenin içinde bulunduğu kültür, toplumsallaşma sürecinin en önemli aracıdır.

C) Çocuk, anne babayla olan etkileşimi doğrultusunda toplumsallaşma sürecine girer.

D) Anne babayla olan iletişimin neticesinde çocuk, kendini tanır.

P:29

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

29

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

6

3. Güneş’e çıplak gözle bakmak, gözlerimiz için çok zararlıdır. Bunun nedeni Güneş’ten yayılan morötesi adı

verilen ve gördüğümüz ışıktan daha fazla enerjiye sahip olan ışınlardır. Gözümüze gelen ışınlar, gözümüzün arka kısmındaki ağ tabakaya düşer. Güneş’e çıplak gözle bakıldığında da Güneş’ten gelen morötesi

ışınlar, ağ tabakaya zarar verir. Güneş’e, güneş gözlüğü ile bile bakmamamız gerekir çünkü güneş gözlükleri de bu ışınları yeterince engelleyemez. Güneş’e

yalnızca özel filtreli gözlüklerle bakılabilir.

Bu metnin ana fikri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Güneş morötesi ışık yayar.

B) Güneş’e çıplak gözle bakılmamalıdır.

C) Morötesi ışınların enerjileri çok yüksektir.

D) Güneş gözlüğü kullanmak gözleri korur.

2. Hayvanların insanlara huzur verdiği, sevgi aşıladığı

ve insanları rahatlattığı bilinen bir gerçektir. Evcil hayvan beslemenin, insanların içinde bulundukları yalnızlık ve depresyon hissini büyük ölçüde azalttığı da

bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Hayvanlarla vakit geçirmek mutluluk seviyesini yükseltir, depresyon riskini azaltır, tansiyonun düzene girmesine yardımcı

olur. Evcil hayvan beslemek ve onun sorumluluğunu

üstlenmek kişinin içsel tatmin duygusunu artırdığı gibi kendi hayatını da düzene sokar. Ayrıca hayvanlar

bizim hissettiklerimizi de hissedebildiklerinden kendilerince doğal birer terapi yöntemi vardır.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen nedir?

A) Evcil hayvan beslemenin kendine göre zorlukları

vardır.

B) Evcil hayvanların yaşadığı ortama alışma süreci bazen sanılanı geçer.

C) Mutlu olmak isteyen insanlar evlerinde hayvan

beslemelidir.

D) Hayvanları parayla almak yerine sahiplenmek tercih edilmelidir.

1. Araştırmalar omurgalı canlılarda, örneğin balıklarda, farelerde iç organların yönünün benzer bir gen tarafından kontrol edildiğini, bu genin kodladığı proteinlerin organların konumunu belirlediğini gösteriyor. Embriyo erken dönemlerinde simetrik bir yapıdadır. Yaklaşık sekiz günlük bir embriyoda -embriyo bu dönemde hayli basit bir yapıdadırsağ-sol eksen oluşmuştur ve orta hattaki çukur şeklindeki “nod” adı verilen yapı organların asimetrik yapıda gelişmesine neden olan mekanizmaların merkezidir. Nod üzerindeki tüysü yapıların saat yönündeki hareketi hücreler arası sıvının belirli yöne doğru salgılanmasına (nodal akış olarak bilinir) neden olur. Nodal akışın belirli bir yönde daha

güçlü olmasının nedeni ise ilgili gen tarafından gerçekleştirilen protein üretiminin nod yapısının her iki yönünde aynı olmamasıdır.

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdaki seçeneklerin hangisinde verilmiştir?

A) Nod üzerindeki tüysü yapılar saat yönünde hareket eder.

B) Vücudumuz dışarıdan simetrikken iç organlarımız simetrik değildir.

C) İç organların yönü belirli bir gen tarafından kontrol edilir.

D) Embriyo sekiz günlük dönemde oldukça basit yapıdadır.

AP8JPSB21-006

P:30

30

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 6

5. Hoca bir gün damdan düşer. Acı içinde kıvranmaya

başlayınca komşuları yetişir hemen: “Geçmiş olsun

hocam.” derler. “Bir yerin ağrıyor mu? Bir şey oldu

mu bir yerine?” Acı içinde kıvranan Hoca, “İçinizde

damdan düşen var mı?” diye sorar. Ötekiler bir anlam veremezler buna. “Niye sordun hocam?” derler.

“Ne için olacak?” Ancak damdan düşenin hâlini damdan düşen anlar.”

Nasrettin Hoca’ya ait bu kıssada özellikle vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bazı insanların yapabilecekleri işler, bilgi, birikim

ve yetenekleri ile sınırlıdır.

B) Herkesin hakkı olan şeylerden sadece bazıları yararlanırsa bundan sorun çıkar.

C) İnsan ucundan kıyısından da olsa karıştığı işten

az ya da çok yararlanır.

D) Aynı durumu yaşamış kişiler, birbirlerinin hâlinden

daha iyi anlar.

4. Yüksek irtifalarda yaşamak insanlar açısından hiç de kolay değil. Çünkü yükseklik arttıkça atmosfer basıncı, sıcaklık, havadaki oksijen miktarı ve nem azalıyor. Ayrıca atmosferin yoğunluğunun azalması nedeniyle yüksek irtifalarda

Güneş’in zararlı etkileri çok daha belirgin şekilde hissediliyor. Örneğin irtifadaki her 1000 metrelik artış, morötesi dalga boyundaki ışınların yoğunluğunun yaklaşık %10 artmasına neden oluyor. Yüksek irtifanın insanlar üzerinde en

önemli etkisi havadaki oksijen miktarının azalması nedeniyle dokulara yeterli miktarda oksijen ulaşamaması. Bu durumda organizma oksijen eksikliğinin yol açtığı problemleri engellemek ve oksijen ihtiyacını karşılamak için daha

hızlı nefes alıp vermeye başlar ve kalp ritmi hızlanır. Ancak vücudun yüksek irtifa koşullarına uyum sağlayabilmesi

için belirli bir süreye ihtiyaç vardır. Genellikle 2500 metre yüksekliğe kadar insan vücudunda kandaki oksijen seviyesinin azalmasından kaynaklanan belirgin sorunlar görülmez. 2500-5300 metre arasındaki irtifalarda kandaki oksijen doygunluk oranı %90’ın altına düşer ve vücudun yüksek irtifaya uyum sağlayabilmesi için vücut fonksiyonlarında bazı değişiklikler ortaya çıkmaya başlar. Ancak bu mekanizmalar 5300 metreden daha yüksek irtifalarda -örneğin Everest Dağı’nın zirvesinde bulunan bir insanın kanındaki oksijen doygunluk oranı yaklaşık %50’dir.- insanların birkaç günden daha fazla hayatta kalması için yeterli değildir.

Bu metnin yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yükseklik arttıkça sıcaklık, havadaki oksijen miktarı ve nem azalıyor.

B) Everest Dağı birkaç günden fazla yaşamak için uygun değildir.

C) Yüksek irtifalarda yaşamak insanlar açısından zordur.

D) Güneş’in zararlı etkileri yüksek irtifalarda çok daha belirgin şekilde hissediliyor.

6. Günlük yaşantımızda sıklıkla kullandığımız yapıştırıcılar çözücü olarak bazı kimyasal maddeler ya da su

içerir. Yapıştırıcı, bir yere sürüldüğünde havayla temas eder ve içindeki çözücü buharlaşır. Bunun sonucunda, yapıştırıcı kuruyarak sertleşir ve sürüldüğü

yüzeye sıkıca tutunma özelliği kazanır. Yapıştırıcının

içinde bulunduğu tüpün ağzı kapalıyken çözücü buharlaşamaz. Böylece yapıştırıcı, sıvı hâlde kalır ve

içinde bulunduğu tüpe yapışmaz.

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yapıştırıcıların hayatımızda fazlaca yeri vardır.

B) Yapıştırıcılar içinde bulundukları tüpe yapışmazlar.

C) Yapıştırıcılar kuruduğunda sertleşerek tutunur.

D) Yapıştırıcılar bir yere sürüldüğünde hava ile temas

eder.

P:31

31

test

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 6

8. Küçük çocukların merak ettikleri şeyler, bildiklerinden daha fazladır. Merak, çocukları doğal araştırmacılar hâline getirir. Özellikle çocuklar, ilk yıllarda her

şeye dokunmak hatta ağızlarına almak isterler. Kapalı şeyler, onlar için olağanüstü gizemlidir, açıp içine bakmadan duramazlar. Onların bu merakları, dünyayı keşfetme isteklerinden kaynaklanmaktadır. Aslında bizi kızdırmak gibi bir niyetleri yoktur. Çocuğun

karıştırma, deneme, sorma isteklerinin merak ve öğrenme temelli olduğunu kabul ettiğimizde her şey daha kolay olacaktır.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çocuklar kapalı şeylerin içine mutlaka bakmak isterler.

B) Ailelerini kızdırmak isteyen çocuklar her yeri karıştırır.

C) Çocuğun karıştırma, sorma gibi davranışları öğrenme temellidir.

D) İlk yıllarda çocuklar pek çok şeyi ağızlarına götürme eğilimindedirler.

9. New York’ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör

bir dilenci, bir gün bir şairin dikkatini çeker. Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır. Şair, dilenciye

günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar ve öğrenir. Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek bir şeyler yazar ve kazancını artıracak bir şeyler yazdığını söyler. Şair, bir hafta sonra

dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca dilenci durmadan teşekkür eder. Çünkü kazancı artmıştır. Bunun üzerine şair; “Tabelada ‘Doğuştan körüm, yardım edin!’ yazıyordu. Bense ‘Bahar gelecek ama ben

yine göremeyeceğim.’ diye yazdım.” der.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Herkes dilinin döndüğünce ifade eder.

B) Önemli olan anlatılmak isteneni en iyi şekilde anlatmaktır.

C) Şairler sözleri pek çok insandan daha iyi ifade

ederler.

D) İnsanların birbirlerine yardım etmeleri gerekmektedir.

7. Meyveler olgunlaşma süreçlerinde geçirdikleri değişimlere göre, toplandıktan sonra olgunlaşmaya devam eden (klimakterik) ve toplandıktan sonra olgunlaşmaya devam etmeyen (klimakterik olmayan) meyveler olarak iki gruba ayrılır. Fizyolojik olarak olgunlaşan meyvelerde solunum hızı yüksektir ve doku yaşlanmaya başladıkça solunum hızı

yavaş yavaş azalır. Solunum, fizyolojik olarak olgunluğa ulaşan meyvelerdeki kompleks moleküllerin daha basit moleküllere dönüşmesini ve bu süreçte gerçekleşen biyokimyasal tepkimeler için gerekli olan enerjinin üretilmesini sağlar. Klimakterik olmayan meyvelerde (örneğin üzüm, çilek) koparıldıktan sonra solunum hızı azalır ve olgunlaşma durur. Klimakterik meyvelerin (örneğin muz, elma) olgunlaşma sürecinde ise etilen hormonu etkilidir. Bu tür meyvelerin olgunlaşma sürecinde etilen seviyesinde ve solunum hızında ani bir artış olur, bu süreç meyve koparıldıktan sonra da devam edebilir. Çünkü meyve ana bitkiden su ve besin sağlayamamasına rağmen metabolik olarak hâlen aktiftir. Bu nedenle meyve koparıldıktan sonra da solunum ve olgunlaşma devam eder.

Bu metinde asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çilek koparıldıktan sonra solunum hızı azalır.

B) Fizyolojik olarak olgunlaşan meyvelerde solunum hızı yüksektir.

C) Meyveler olgunlaşma sürecinde geçirdikleri değişimlere göre gruplandırılır.

D) Bazı meyveler koparıldıktan sonra da olgunlaşmaya devam eder.

P:32

32

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE 6

10.

Bu şekilde belirtilen sorunla ilgili aşağıdakilerden hangisi bir çözüm önerisi olamaz?

A) Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak gerekir.

B) Ormanların kaybını ve azalmasını durdurmak gerekir.

C) Enerji verimliliğine yönelik önlemler almak gerekir.

D) Biyolojik çeşitlilik kaybını engellemek ve turizmi canlandırmak gerekir.

Hükümetlerarası İklim

Değişikliği Paneli, küresel

iklim değişikliğinin ana

nedeninin insan faaliyetleri

sonucunda gözlenen artış

olduğunu ortaya koydu.

Başta kömür olmak üzere

fosil yakıtların yakılması,

atmosferdeki karbondioksit

oranının artmasındaki ana

sorumludur.

Ağaç sayısının azalması

iklim değişikliğini olumsuz

yönde etkilemektedir. Çünkü

karbondioksit temizliğini

yapmaktadır.

İklim değişikliği yalnızca sıcaklık

artışından ibaret değildir.

Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar

gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve

etkisinde artış, okyanus ve deniz

suyu seviyelerinde yükselme

okyanusların asit oranlarında artış

buzulların erimesi gibi etkenler

sonucunda bitkiler, hayvanlar ve

ekosistemlerin yanı sıra insan

toplulukları da ciddi risk altındadır.

P:33

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

33

test

PARAGRAFIN KONUSU - BAŞLIĞI

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

7

2. Çocukluğunda yeterince dinlenmeyen ve sevilmeyen

çocuklar maalesef yetişkin olduklarında da karşısındakini dinlemeyen sevgisiz insanlar oluyorlar. Bu durum motif motif sonraki nesillere aktarılıyor, çünkü

sevilmeyi bilmeyenin sevmeyi öğrenmesi zordur. Anne ve babanın doyuramadığı çocuğu tüm dünya doyuramaz. Sevgi bir çocuğun anne ve babasından alacağı gıdasıdır. Sağlıklı bireylerin yetişmesi sevilen ve

dinlenilen çocuklar sayesinde oluşacaktır.

Bu metne getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çocukların Gelişim Özellikleri

B) Sağlıklı Bireylerin Yetişmesi

C) Sevilen ve Dinlenen Çocuk

D) Anne ve Babanın Etkileri

3. Bugünkü okulun ve eğitimin amaçlarından biri de

okumayı alışkanlık hâline getirmektir. Bütün eğitim

kurumları bu amacın gerçekleşmesi için çalışmaktadır. Çünkü bireylerin gelişmesinde, milletin kalkınma

ve yükselmesinde bu nokta ihmal edilemez. Okumak

gibi soylu bir işten, kitap gibi iyi bir arkadaştan kimse kendini uzak tutamaz. Onların yararını ve gerekliliğini inkâr edemez. Muhakkak ki iyi memur, iyi işçi,

iyi tüccar, iyi sanatçı kısaca iyi vatandaş daha da okumuş ve okuyan kimseler arasından çıkacaktır.

Bu metne getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) İyi Vatandaş B) Bireyin Gelişimi

C) Okulun Amacı D) İyi Arkadaş

1. Kaza ya da yaşamı tehlikeye sokan bir olay sonrası ilk yardım uygulamalarında da göze ışık tutularak hastanın durumu kontrol edilir. Göz bebeklerinin büyüklüğü iç kanamaya işaret ederken, göz bebeklerinin ışığa tepki vermemesi beyin korteksinin çalışmadığının göstergesidir. Nabız durduğu hâlde göz bebeklerinin küçülmesi ise beyne oksijen iletiminin kısa bir süre önce kesildiğini, dolayısıyla hastayı kalp masajı ile hayata döndürmenin mümkün olduğunu gösterir. Ancak göz bebeklerinin büyüyüp küçülmesinin tek nedeni ışık değildir. Heyecanlandığımızda, bir meseleye ya da bir nesneye odaklandığımızda göz bebeklerimiz büyür. Göz bebeklerinin büyümesine yol açan diğer durumlar da temelde heyecan ve odaklanmadan kaynaklıdır. Örneğin sevdiğimiz ya da âşık olduğumuz birine bakarken de göz bebeklerimiz büyür. Diğer yandan nefret ettiğimiz birine bakarken de göz bebeklerimiz aynı şekilde tepki verir. Konu ile ilgili yapılan çalışmalarda deneklere ilgi çekici resimler gösterildiğinde göz bebeklerinin büyüdüğü

görülmüştür. Bu deneylerin ilginç bir sonucu da kadınların göz bebeklerinin erkeklere oranla daha fazla büyümesi.

Bu durum, kadınların duyguları daha yoğun yaşadığının ve dikkatlerini bir noktada toplamak için daha fazla enerji

harcadığının göstergesi olabilir.

Bu metinde,

I. Hastaların durumunun kontrolü II. Heyecan ve odaklanmanın kaynağı

III. Kadınların duygularının yoğunluğu IV. Göz bebeklerimizin büyüme nedeni

konularından hangisi üzerinde durulmuştur?

A) I B) II C) III D) IV

AP8JPSB21-007

P:34

34

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN KONUSU - BAŞLIĞI 7

4. Farklı dalga boylarındaki ışık koni hücrelerini farklı derecelerde uyarır. Örneğin dalga boyu 580 nanometre olan ışık

göze ulaştığında hem kırmızı hem de yeşil koni hücreleri uyarılır. Bazı dalga boylarında üç koni hücresi de uyarılabilir. Beyin bu hücrelerden gelen sinyalleri birleştirerek farklı dalga boylarındaki ışınların farklı şekilde algılanmasını

sağlar. Işığın üç ana rengi olan kırmızı, mavi ve yeşilden iki tanesi üst üste geldiğinde ara renkler oluşur. Ara renklerin tonları kırmızı, mavi ve yeşil ışığın miktarları kontrol edilerek ayarlanabilir. Görünür bölge dalga boyundaki ışınların tamamı bir araya geldiğinde ise beyaz olarak algılanır. Boyalar içlerindeki, farklı dalga boylarındaki ışınları soğuran pigmentler nedeniyle farklı renklerdedir. Boyalardaki standart ana renkler sarı, kırmızı-mor ve mavi-yeşildir. Sarı pigmentler mavi ışığı, kırmızı-mor pigmentler yeşil ışığı, mavi-yeşil pigmentler kırmızı ışığı soğurur. Bu nedenle ana

renklerdeki boyaları karıştırdığımızda bütün renkler soğurulduğu için karışım siyah görünür.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?

A) Hücrelerden gelen sinyaller B) İnsanların farklı renkleri algılayışı

C) Ana renklerin özellikleri D) Dalga boyundaki ışınlar

5. Soğuk karlı bir hava… Her yer bembeyaz… Bu beyazlığı, önümüzde giden katarlar bozuyor. Bunlar kağnıları ile ordumuza cephane taşıyan köylü kadınlardı. Biraz sonra onlara yetişip selamlaştık. Biz, kalın

paltolarımız altında titrerken çok yaşlı bir nine, yorganını kağnının üzerine örtmüş, çıplak ayakları ile karları çiğniyordu. Sırtındaki peştamalın içinde de kendisi gibi çıplak bir yavru vardı. Onları görünce içim

sızladı. Üşüyüp üşümediğini sorup çocuğun neredeyse donacağını söyledim. Arabaya serdiği yorganı çocuğun üstüne örtmesini söyledim. Nine kağnıya koşup karın serptiğini ve yorganın altındakinin millet malı olduğunu ve nem kapmaması gerektiğini söyledi. Torunundan, oğlundan, kendinden daha çok ordumuzun cephanesini düşünüyordu. İşte Türk milleti Kurtuluş Savaşı’nı böyle fedakârlıklarla kazandı.

Bu metin için en uygun başlık aşağıdakilerden

hangisi olabilir?

A) Çıplak Bebeğin Üşümesi

B) Ninenin Kağnıya Koşması

C) Yorganın Örtüldüğü Yer

D) Türk Milletinin Fedakârlığı

6. Kan hücrelerinin büyük kısmı bazı kemiklerin içindeki

boşluklarda bulunan ve süngerimsi bir yapıya sahip

olan kemik iliği tarafından üretilir. Kemik iliği nakli bazı

kan ve kemik hastalıkları ile bazı kanser türlerinin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Bir insanın kan grubu kemik iliği nakli sonrası değişebilir. Kemik iliği naklinde hastaya önce yüksek dozda kemoterapi ya da

radyasyon verilerek kendi kemik iliğinin işlevini kaybetmesi sağlanır ve hastalıklı kan hücreleri yok edilir. Daha sonra vericiden alınan kemik iliği kök hücreleri hastaya nakledilir. Kan hücreleri nakilden sonra vericiden

gelen kemik iliği tarafından üretildiği için hastanın kan

grubu birkaç hafta içinde vericinin kan grubuna döner.

Kemik iliği nakli için hasta ile verici arasında doku uyumu olması çok önemlidir. Bunun için kan gruplarının

değil, beyaz kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan antijenlerin (HLA) uyumlu olup olmadığına bakılır.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Kan hücrelerinin vücudun neresinde üretildiğine

B) Kemik iliği naklinin nasıl yapıldığına

C) Bir insanın kan grubunun değişebileceğinden

D) Nakil sırasında doku uyumunun önemine

P:35

35

test

PARAGRAFIN KONUSU - BAŞLIĞI 7

9. Ayçiçeklerinin çiçek kısımları gün içinde güneşi takip

ederek doğudan batıya doğru hareket eder. Geceleri ise tersi yönde hareket ederek sabahki konumlarına geri dönerler. Bu günlük hareket, gelişme dönemindeki ayçiçeği tomurcuklarında görülür ve çiçekler gelişimlerini tamamladığında durur. Olgunlaşmış

ayçiçekleri sürekli olarak doğuya doğru yönelir. Ayçiçeği tomurcuklarını gövdeye bağlayan ve yastıkçık

olarak isimlendirilen esnek kısımdaki hücreler ayçiçeklerinin güneşe göre hareketinden sorumludur. Yastıkçık bölümündeki hücrelerin içindeki suyun hücre

duvarına uyguladığı basıncın artıp azalması, gövdenin bu esnek bölümünün bir tarafının gerginliğini kaybetmesine, diğer tarafının ise sertleşmesine neden

olur. Bu durum ayçiçeklerinin yön değiştirmesini sağlar.

Bu metne getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yastıkçıl Bölümündeki Hücre

B) Bitkilerde Hareket

C) Ayçiçekleri ve Güneş

D) Çiçeklerin Gelişimi

7. Plastik malzemeler bir çeşit polimerdir ve bu özelliklerini birbiri içine geçmiş hâldeki zincir benzeri uzun moleküllerine borçludurlar. Polimer zincirleri birbirleri içinde rahatça hareket edebildikleri için üzerlerine bir gerilim uygulandığında herhangi bir deformasyona uğramadan eski hâllerine dönebilir. Ancak polimer malzemeler soğutuldukları zaman kalıcı deformasyona karşı dirençlerini kaybeder ve daha kırılgan olur. Örneğin plastik kovalar kış aylarında yaz

aylarına göre daha kolay kırılır. Polimerlerde atomların düzenli bir yapıda bulunmadığı amorf bölgeler ve atomların

düzenli kristal yapıda bulunduğu bölgeler bulunabilir. Belli bir sıcaklığın altında polimerlerin yapısındaki amorf bölgeler camsı hâlde bulunurken bu sıcaklığın üstünde kauçuğa benzer şekilde davranır. Bu sıcaklığa camsı geçiş sıcaklığı denir. Bu sıcaklığının altında polimerlerin camsı davranış göstermesinin nedeni yapılarındaki zincirlerin daha

yavaş hareket etmesidir. Yüksek sıcaklıklarda ise sahip oldukları kinetik enerji arttığından polimer zincirleri daha kolay hareket edebilir. Daha düşük sıcaklıklarda ise hareketleri yavaşlar.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Düşük sıcaklıkların etkisi B) Plastik maddelerin kırılganlığı

C) Atomların özellikleri D) Kırılgan maddelerin özellikleri

8. Yağış miktarının ve sıcaklığın fazla olması nedeniyle

yağmur ormanlarında yıl boyunca nem oranı yüksektir. Nem bu alanlardaki sıcaklığın yıl boyunca hemen

hemen sabit kalmasına yardımcı olur. Bitkiler fotosentez sonucu karbondioksidi karbonhidrat bileşiklerine dönüştürür. Bu, atmosferdeki karbondioksit

miktarını azaltan bir süreçtir. Ancak bitkiler hidrokarbon bileşiklerini biyokimyasal olarak fotosentezin tersi bir süreç olan solunumla karbondioksit ve suya

dönüştürerek enerji elde eder. Yağmur ormanlarında

gerçekleşen fotosentez ve solunum süreçlerinin hızı

yaklaşık aynı olduğundan, yağmur ormanlarının atmosferdeki karbondioksit miktarının azalmasında

önemli etkisi olduğunu söylemek doğru olmaz. Dünya üzerindeki bitki türlerinin yaklaşık üçte ikisi yağmur ormanlarında bulunur. Günlük hayatta kullandığımız birçok ürünün (örneğin kakao, kahve, orkide,

kauçuk) kaynağı yağmur ormanlarıdır. Sadece yağmur ormanlarında yetişen bazı bitkilerden elde edilen kimyasal maddeler ilaç üretiminde kullanılır.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmuştur?

A) Kimyasal maddeler

B) Karbonhidrat bileşikleri

C) Günlük hayattaki ürünler

D) Yağmur ormanları

P:36

36

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN KONUSU - BAŞLIĞI 7

10. Belirgin bir sebep, örneğin bir kaza olmadığı hâlde trafiğin çok yoğun olduğuna tanık olmuşsunuzdur. Araştırmalar

yola çıkan bir köpeğin, şerit değiştiren bir kamyonun ya da dışarıdaki bir şeye bakarken yavaşlayan bir sürücünün

bu duruma sebep olabileceğini gösteriyor. Şaşırtıcı olan ise böyle olayların gerçekleştikten belli bir süre sonra trafiği etkilemesi. Çünkü böyle bir durumda arkadaki sürücü sadece anlık olarak dursa da tekrar hızlanabilmesi için

belli bir zaman gerekiyor. Arkadaki tüm araçların durup tekrar hızlanmasına sebep olan bu durum bir şok dalgası

şeklinde arka kısımlara doğru yayılarak yoğun trafikte beklenmeyen sıkışıklıkların ortaya çıkmasına neden oluyor.

Araç sayısının her kilometrede 15’ten fazla olduğu durum yoğun trafik olarak tanımlanıyor. İngiltere’deki Exeter Üniversitesinden araştırmacıların geliştirdiği modellemede trafiğin anlık olarak durmasına neden olan bir olayın hemen

ardından, yaklaşık bir kilometrelik mesafedeki araçların yavaşladığı ve trafiğin kısmen durduğu belirlendi. Bu modellemede trafikte sıkışıklığa neden olan olay ortadan kalktıktan sonra ön kısımdaki araçlar hemen hızlansa da arka kısımdaki araçların on dakika sonra bile hâlâ durduğu anlaşıldı. Ancak yüzlerce aracı etkilese de trafiğin anlık olarak durmasına neden olan olaya yalnızca ön taraftaki birkaç araç tanık olabiliyor.

Bu metne getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Trafiğin Açılması için Gerekenler B) Araçlar Arasındaki Etkileşim

C) Tamamen Durmadan Yavaşlamak D) Trafik Sıkışıklığı Oluşumu

11. Bir yangına nasıl müdahale edilmesi gerektiği yangının türüne bağlıdır. A sınıfı yangınlar kâğıt, ahşap gibi basit yanıcı maddelerden kaynaklanır. B sınıfı yangınlarda yanan madde benzin ya da boya gibi kolay alev alan yanıcı sıvılardır. C sınıfı yangınlar ise elektrik kaynaklı yangınlardır. Kolayca yanabilen metallerden (örneğin sodyum, lityum,

magnezyum) ve pişirme amaçlı kullanılan yağlardan kaynaklanan başka yangın türleri de vardır. Su, sadece A sınıfı yangınlarda kullanılır. Yüksek basınç altında sıkıştırılmış hâldeki su, yanan bölgeye püskürtüldüğünde soğutucu

etki yaparak yangının söndürülmesine yardımcı olur. Ancak diğer yangın türlerinde kullanılması hayli tehlikelidir. Karbondioksitli yangın söndürücülerin içinde yüksek basınçta karbondioksit vardır. Normal oda sıcaklığında ve basınçta karbondioksit gaz hâldedir. Yüksek basınç altında ise sıvı hâle geçer. Basınçlı tüpten çıkışı sırasında aniden hacmi artan ve sıcaklığı düşen karbondioksit hem soğutucu etkiye sahiptir hem de ortamdaki oksijen oranının azalmasına neden olarak yanma tepkimesinin devam etmesini zorlaştırır. Karbondioksitli yangın söndürücüler genellikle B

ve C sınıfı yangınların söndürülmesinde etkilidir.

Bu metne getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Karbondioksidin Etkisi B) Yangın Söndürücüler

C) Yüksek Basınç D) Yanabilen Metaller

P:37

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

37

test

PARAGRAFIN KONUSU - BAŞLIĞI

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

8

1. İstanbul’da, Beyoğlu’nda kendi hâline terk edilmiş

küçük bir sokak bulunmaktadır. Bu sokak, Türk sinemasının yıllarca kalbi sayılmış, birçok ünlünün keşfedilmesine ön ayak olmuş Yeşilçam Sokağı’dır. Tabelası bile olmayan bu sokağa gittiğiniz zaman göreceksiniz ki sokakta birkaç seyyar satıcı ve kapalı

kepenklerden başka bir şey kalmamıştır. Yeşilçam

Sokağı’nın tam ortasında, 1924’te kurulmuş ve ilk adı

Melek olan Emek sineması bulunmaktadır. Beyoğlu

Belediye Başkanı, bu sokak için reform çalışmalarına yeterli destek geldiği takdirde başlanacağını belirtmektedir.

Bu metne getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Türk Sineması

B) Yeşilçam Sokağı

C) Emek Sineması

D) Beyoğlu Belediyesi

2. Bir gezegenin kütleçekimi yeterince büyükse üzerinde oluşan gazlar çevresinde tutularak atmosfer oluşturabilir. Daha küçük gezegenlerin kütle çekimleri daha düşük olacağından bu gezegenler büyük gezegenlere oranla daha az gazı tutabilirler. Bu nedenle

bu gezegenlerin atmosferi daha ince olur.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Büyük gezegenler

B) Gezegenlerdeki atmosfer

C) Gazların çevresi

D) Kütleçekimi

3. Okyanus ve denizlerdeki tuzun nedenlerinden biri kayaçlardır. Akarsular, kayaçların yanlarından geçerken

onları aşındırır ve içeriklerindeki mineral tuzlarını denizlere taşır. Böylece deniz suyu tuzlu olur. Ancak denizler, yağış aldığında denizlerdeki tuz oranı sabit kalır. Diğer bir deyişle okyanus ve denizlerin tuzluluğu,

buharlaşan su miktarı ile düşen yağış arasındaki dengeye bağlıdır.

Bu metin için en uygun başlık aşağıdakilerden

hangisi olabilir?

A) Denizlerdeki Tuzluluk

B) Deniz Suları

C) Yağış Sebepleri

D) Akarsuların Akışı

4. Birçok kuş türü, düzenli gruplar hâlinde belli şekiller

oluşturarak uçar. Bu şekillerden en bilineni “V” şeklidir. Kuş sürülerinin neden belli şekillerde uçtuğunun

en çok kabul gören açıklaması, bunun enerji tüketimini azalttığı ve sürüdeki kuşlar arasında iletişim ve

uyum sağladığıdır. Kuşlar, öndeki kuşun biraz yanında ve gerisinde uçtuklarında, öndeki kuşun kanatları tarafından oluşturulan yukarı yönlü hava akımından

yararlanırlar. Böylece daha az hava direncine maruz

kaldıklarından daha az enerji harcayarak uçabilirler.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Kuşların “V” şeklinde uçmalarının nedeni

B) Kuşların enerji tasarrufu için yaptıkları

C) Hava direncini düşürmenin yolları

D) Kanatların sağladığı hava akımı

AP8JPSB21-008

P:38

38

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN KONUSU - BAŞLIĞI 8

5. Hepimiz mutlaka gerçekleşmesi kolay ya da güç hayaller kurarız. Bir şeyi istemek ve onunla ilgili hayaller kurmak, dünyamızı güzelleştirir, kendimizi daha

güçlü hissetmemizi sağlar. Hayallerimiz bize ideal bir

dünyanın kapısını açar. Zor zamanlarımızda mutluluk

hayalleri kurmak veya geçmişteki mutluluklarımızı

anımsamak bizi sıkıntılarımızdan uzaklaştırabilir. Ancak bazı hayallerin gerçekleşmesi imkânsızdır. Şans

eseri oluşabilecek hayallere dalmak bizi belki kısa

süre için mutlu eder ama sürekli bunları düşünmek

bizi gerçek hayattan koparıp hayal âleminde yaşamaya itebilir.

Bu metne verilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hayallerimiz

B) Gerçekler

C) Dünyamız

D) İmkânsızlıklar

6. Yolculuk yaparken ortaya çıkabilen mide bulantısı,

“hareket hastalığı” olarak adlandırılır. Bu hastalığa,

vücudun farklı yerlerinden gelen hareketle ilgili sinyallerin uyuşmazlığının neden olduğu düşünülmektedir. Vücudumuz hareketi; iç kulaktan, gözlerden,

kaslardan ve eklemlerden gelen sinyallerle algılar. Örneğin, otomobil hareket hâlindeyken kitap okuyorsanız gözleriniz size göre hareketli olmayan bir şeye

odaklanır. İç kulağınız otomobilin hareketini algılarken gözleriniz algılamaz ve bu da mide bulantısına

neden olur.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Otomobilin hareketi sırasında okuma yapma

B) Seyahat ederken midemizin bulanması

C) Eklemlerden gelen sinyallerin etkisi

D) Mide bulantısının yol açacağı sorunlar

8. Diyafram, göğüs bölgemizi karın bölgemizden ayıran

ince ve geniş bir kastır. Soluk aldığımızda kasılıp aşağı doğru hareket eder ve akciğerlerimize hava dolmasını sağlar. Soluk verdiğimizde ise gevşeyip yukarı doğru hareket eder ve havanın akciğerlerden çıkmasına yol açar. Kimi zaman diyafram, aniden istemsiz olarak kasılır. Bunun sonucunda hava hızlı bir şekilde akciğerlere girmek ister ve gırtlak kapakçığı aniden kapanır. Bu esnada buradan geçen hava sıkışarak “hık” diye bir ses çıkmasına neden olur. Bu ses

hıçkırıktır.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Diyaframın özelliği

B) Hıçkırığın oluşumu

C) Havanın hareketi

D) Hıçkırığın sesi

7. Her toplumun kendisine özgü geleneksel giysileri var.

Bu giysiler toplumların geleneklerini ve kültürlerini

yansıtıyor. Anadolu halkının geleneksel giysileri, kültürlere özgü giyim tarzlarına iyi bir örnektir. Bunlar ayrı zevkler, iklim koşulları ve tarihî nedenlerle bölgeden bölgeye değişir. Hareketli yaşam tarzlarına uygun olmaları bu giysilerin en önemli özelliklerindendir. Bu giysileri günümüzde Anadolu halkının tümünde görmemiz mümkün değildir fakat yine de özellikle küçük yerleşim merkezlerinde insanlar onları hâlâ

kullanırlar.

Bu metin için aşağıdaki başlıklardan hangisi uygun değildir?

A) Anadolu’da Giyim

B) Geleneksel Kıyafetler

C) Anadolu Halkı

D) Kültürel Giyim Tarzları

P:39

39

test

PARAGRAFIN KONUSU - BAŞLIĞI 8

10. Peruk eski çağlardan beri çok yaygındır. Eski Mısır’da

özellikle aristokrat erkekler saçlarını kazıtıp insan saçından peruklar kullanmışlardır. Antik Yunan’da ise

perukları bütün olarak değil, alın kısmına bir parça

olarak takmışlardır. Eski Yunan tiyatrosunda peruk

maskenin bir parçasıydı ve çok önemliydi. O dönemde Roma’da büyük bir insan saçı pazarı kurulmuştur. Romalılar peruğu günlük yaşamda takmışlardır.

Zengin Romalı kadınlar, altın tozu ile bezeli peruklar

kullanmışlardır. Fakat Fransız Devrimi’nin ardından

birçok lüks ile birlikte peruklar da ortadan kalkmıştır.

Bu metne getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fransa’da Peruk

B) Peruğun Tarihi

C) Peruğun Kullanımı

D) Antik Yunan

9. Ay’ın ilk oluştuğunda Dünya’ya bugünkünden daha yakın olduğu düşünülüyor. Bilgisayar simülasyonları aradaki mesafenin bir zamanlar 22.500 km olduğunu gösteriyor. Bugün bu mesafe 402.336 km. Bu uzaklaşmanın sebebi gelgitler. Gelgitler hem Dünya’nın dönme hızını azaltıyor hem de Ay’ın Dünya’dan uzaklaşmasına sebep oluyor. Apollo görevleri ile Ay’a yerleştirilen cihazlar sayesinde yapılan ölçümler, Ay’ın Dünya’dan yılda ortalama 3,8 cm uzaklaştığını gösteriyor. İki cisim arasındaki kütleçekim etkisi, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olduğundan

birbirine yakın cisimler arasındaki kütleçekim etkisi daha belirgindir. Bu nedenle Ay gibi büyük bir uydu Dünya üzerinde gelgit olarak bildiğimiz değişimlere neden olur. Dünya’nın Ay’a bakan kısımları bu etkiyi daha fazla hissederken daha uzak kısımları daha az hisseder. Ay’ın Dünya üzerindeki kütleçekimi okyanuslarda hayli belirgindir. Bu nedenle Dünya’nın şeklinde bazı değişiklikler ortaya çıkar. Bu etki Dünya’nın Ay’a bakan yönünde elips şeklinde bir

esnemeye neden olur ve Dünya’nın kütle dağılımında geçici artışlara yol açan bu şişkinlikler gelgit şişkinlikleri olarak adlandırılır.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dünya’nın şeklindeki bazı değişiklikler

B) Dünya’nın dönme hızının çeşitli faktörlerden etkilenmesi

C) Ay’ın Dünya’dan uzaklaşıyor olması

D) Ay’ın Dünya üzerindeki kütleçekimi

11. Bir zamanlar köylerimizden, kasabalarımızdan kalkıp

şehirlere geldik. Çocukluğumuza ait anılarımızda

ağaçlar, tarlalar, leylekler, dereler ve renklerin gerçek

hâlleri var. Geçmişin o çocuklarından biri olarak o

günlerin hayali ile huzur buluyorum uyumadan önce.

Ben eskiden kuş sesleri ile uyanır pencereden bahçemizdeki ağaçları görürdüm. Gece kavak ağacımızın yapraklarının sesi ile uykuya dalardım. Ama şimdi şehirde ne yağmurun sesi var ne de penceremde

ağaçların görüntüsü.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tabiatla kol kola olmak

B) Şehirlerde bulunmayan doğal yaşam

C) Arkadaşlarla keşfe çıkmak

D) Tabiatla dost olan insan

P:40

40

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN KONUSU - BAŞLIĞI 8

12. Depremlerin meydana gelmesinin nedeni, özetle yer kabuğundaki levhaların hareketi; bu levhaların hareket etmesinin nedeni ise Dünya’nın merkezinden yayılan ısıdır. Depremlerin nasıl meydana geldiğini daha iyi anlayabilmek için,

öncelikle günlük hayatta aşina olduğumuz daha basit bir örneğe odaklanalım. İçi su dolu bir kap olsun ve bu kabı

bir ısıtıcı yardımıyla ısıtalım. Başlangıçta sıvının sıcaklığı her bölgede hemen hemen aynı olsa bile bu durum kısa süre içinde değişecektir. Isı kaynağına yakın olan alt kısımlar hızla ısınırken ısının üst kısımlara yayılması zaman alır. Sıcaklığı artan alt kısımdaki moleküller, yukarıya doğru hareket etmeye başlar. Böylece ısı moleküller tarafından yukarıya taşınır. Ayrıca moleküllerin birbiriyle etkileşmesi de ısının dağılmasına neden olur. Isınan moleküller yukarıya doğru hareket ederken bu moleküllerin yerini üst kısımlardan gelen daha soğuk moleküller alır. Özetle ısınma, kabın içindeki sıvının karışmasına neden olur. Ötelenmeyi ve yayılmayı içeren bu harekete konveksiyon denir. Dünya’nın merkezindeki yüksek sıcaklık da konveksiyona neden olur. Sıcaklığı yaklaşık 6000 °C olan çekirdeğe yakın bölgeler ısının etkisiyle yüzeye doğru hareket ederken yüzeye yakın bölgeler ise merkeze doğru batar. Konveksiyon sonucunda yer kabuğundaki levhaların hareket etmesiyle tektonik hareketler meydana gelir.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Isı kaynağına yakınlık B) Depremlerin oluşumu

C) Konveksiyonun sonucu D) Isınan moleküller

13. Dünya’nın yüzey sıcaklığının sabit kalabilmesi için yeryüzüne ulaşan ve yeryüzünden yayılan enerji miktarları eşit olmalıdır. Dünya’nın enerji dengesinin sağlanmasında atmosfer anahtar role sahiptir. Güneş’ten gelen enerjinin %29’u

atmosfer tarafından geri yansıtılırken %23’ü atmosferdeki moleküller ve parçacıklar tarafından soğurulur. Güneş

ışınlarının geri kalan kısmı ise yeryüzüne ulaşır. Dünya, yüzeyinden yayılan ısıyla yani termal radyasyonla enerji kaybeder. Ancak yerin yüzeyinden kızılötesi dalga boyunda yayılan enerji miktarı, Güneş’ten Dünya’ya ulaşan enerji

miktarından fazladır. Atmosferdeki sera gazları olarak isimlendirilen bazı moleküller yerin yüzeyinden yayılan kızılötesi dalga boyundaki ışınları belirli oranda soğurarak Dünya’nın sıcaklığının sabit kalmasına yardımcı olur. Bu süreç

doğal sera gazı etkisi olarak isimlendirilir. Atmosfer olmasaydı Dünya’nın ortalama sıcaklığının, şu anki değerden

yaklaşık 30 °C daha düşük olacağı tahmin ediliyor.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Güneş ışınları B) Atmosferin etkisi

C) Dünya’nın sıcaklığı D) Sera gazları

P:41

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

41

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE

Bu testte 9 soru yer almaktadır. 14

9

1. Yitirilene benzeyen yeni bir kedinin eskisinin yerini

alamadığını, yokluğundan duyulan acının yenisine

duyulan sevgiyle birlikte yaşamaya devam ettiğini

öğrenmem için evimize yeni bir Vanti’nin gelmesi gerekti. Yeni Vanti muhtemelen kendini prenses sananlardandı. Kaprisliydi, çok güzeldi; dünya onun etrafında dönermiş gibi bir hâli vardı. Kedilerin de bir magazin âlemi varsa o âlemin kraliçelerinden birisi olsa

gerekti. Sözde benim kedim olması gerekiyordu. Evlilik hazırlıkları içindeydim. Benimle yaşayacaktı. Ne

var ki beni hiç sevmedi. Ne o benim kedim oldu ne

de ben onun dostu. Sanırım bir tek kardeşimi sevdi.

Onunla yattı. Onun etrafında olmak istedi. Tercih

onundu. Ben evden ayrıldım, o evde kaldı. Kardeşim,

evlenip başka bir şehre taşındıktan sonra çok uzun

yaşamadı.

Bu metinden hareketle,

I. İnsan kediyi seçmez, kedi sahibini seçer.

II. Kediler, sahibinde unutulmaz bir iz bırakır.

III. Evcil hayvan sahiplenen kişi eşinin onayını almalıdır.

IV. Kediler, sahiplerine naz yapmayı sever.

V. Bir kedi, başka bir kedinin yerini dolduramaz.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) I ve II B) II ve V C) III ve IV D) I, II ve V

2. Düşünüyorum da geçmişten bu yana neler değişti

neler! Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Eski değerlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz bir bir yok olmaya

yüz tuttu. Hele de misafirperverlik... Bırakın perverliği, artık misafiri bile kalmadı pek kimsenin. Bunun

sebebini biraz da kendimizde aramamız gerektiğini

düşünüyorum. Yahu bu misafirperverliği biz öldürmedik mi? Nasıl öldürdük? Zorlaştırarak, insanları

baskı altına alarak, aşırıya kaçarak… Eskiden misafir umduğunu değil, bulduğunu yerdi. Sağ olsun ev

sahibi de kimseden esirgemezdi ama her şeyi

imkânları doğrultusunda yapardı. Şimdi en yoksulun

evine gitsek dahi önümüze sermediği bir şey kalmıyor. Belki boğazından kısıp tok misafirine yediriyor.

Bunu gören misafirler, aynı şeyi hatta daha fazlasını

yapamayacak olmanın ezikliğini yaşıyor ve dolayısıyla misafirden korkmaya başlıyor. Üzerine basa basa

söylüyorum: Misafirlik yeme içme için yapılmaz. Misafirliğin gayesi muhabbettir. Bu yüzden ne olur, bu

işi tadında bırakalım ve ikram konusunda aşırıya kaçmayalım. Aksi takdirde yakın zamanda herkesin fobisi misafir olacak.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Değişim, geçmişin birikimlerinin silinmesine yol

açıyor.

B) Misafirlik, temel amacından saptırılarak çekilmez

hâle geliyor.

C) İkram çeşitliliği ve fazlalığı, misafiri hem memnun

hem mahcup etmektedir.

D) İnsan, gelir düzeyi düşük de olsa evine gelen misafiri ağırlamak için eli bol davranır.

AP8JPSB21-009

P:42

42

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 9

4. Tüm ilaçlarda olduğu gibi aşı üretiminde de çok büyük kısıtlamalar ve yakın takip eşliğinde araştırmaların yürütülmesi gerekiyor. Aşının ilk önce laboratuvarda olumlu sonuçlar vermesi ve bu sonuçların tutarlı olması bekleniyor. Laboratuvarda olumlu sonuç

elde edilmesinin ardından üç fazda denemelere geçiliyor. Tedavi, birinci fazda 50-100 kişilik bir grupta

deneniyor. Bu denemelerin başarılı olması durumda

giderek artan sayıda kişilerle deneyin yapıldığı ikinci

ve üçüncü faza geçilebiliyor. Ancak bu evrelerin herhangi birinde elde edilecek olumsuz sonuç tüm çalışmaları en başa sarıyor ve laboratuvara geri dönülüyor. Doktorlar aşı çalışmalarının evrelerini anlatırken bunun 10 binlerce kişi üzerinde denenmesi gerektiğini vurguluyorlar. Elbette tüm bu deneyler, uzun

bekleme süreçlerini de beraberinde getiriyor. Tüm

aşamalardan geçen bir aşı son olarak tescil ettiriliyor

ve böylelikle üretime geçilebiliyor.

Bu parçada aşı ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Çalışmaların sabır gerektirdiğine

B) Titizlikle üretildiğine

C) Çok masraflı bir tedavi olduğuna

D) Üretime geçilmeden insanlar üzerinde denendiğine

5. Georgia Üniversitesinde yapılan yeni bir çalışma iradenin ya da iradesizliğin bulaşıcı olduğunu gösteriyor. Daha çok yeni yayımlanan, yüzlerce gönüllüyü

kapsayan bir çalışmada araştırmacılar, iradeli birini

izlemenin hatta onu düşünmenin bile diğerlerinin irade göstermesini daha olası kıldığını buldu. Araştırmacılar, bunun tersinin de doğru olduğunu gözlemledi yani iradesiz kişiler diğerlerini de olumsuz yönde etkiliyor. Bu etki o kadar güçlü ki iradeli veya iradesiz bir kişinin ismini ekranda sadece 10 milisaniye

kadar izlemek bile gönüllülerin davranışlarını değiştirmiş.

Buna göre,

I. Olumlu sosyal etkileri seçmek, iradeyi geliştirmeye yardımcı olabilir.

II. İrade göstererek çevredeki diğer kişilerin de aynısını yapmasına yardım edilmiş olur.

III. İstenen davranış değişikliğini sağlama konusunda iradesi güçlü olanlar, zayıf olanlara göre daha

etkilidir.

yargılarından hangileri metinde sözü edilen çalışmanın sonuçlarından biri olamaz?

A) Yalnız III B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

3. Dünyada hiçbir dost, insana kitaptan daha yakın değildir. Sıkıntımızı unutmak, donuk hayatımıza biraz renk katmak,

biraz ışık vermek, daracık dünyamızda bulamadığımız şeyleri yaşamak için tek çaremiz kitaplara sarılmaktır. Bırakınız ıssız bir adaya gitmeyi, herhangi bir yolculuğa çıkarken bile hangi okuryazar yanına bir iki roman, bir iki şiir kitabı almayı düşünmez? Yolculukta çoğu zaman olduğu gibi çevremize bakıp dalmaktan yanımıza aldığımız kitapları

okuyamayacağımızı bilsek bile onları gene de el altında bulundurmak isteriz. Çünkü onların can yoldaşı olduğunu

biliriz. Düşünüyorum da şu dünyadan kitap yok oluverse yaşamak ne kadar güçleşir, çekilmez bir ağırlık olurdu. Romancı veya şair için yazmak nasıl dayanılmaz bir ihtiyaçsa okur için de yazılanları okumak öyledir. En kötümser zamanlarımızda yardıma koşan onlardır. Ataç, ölüm yatağında kendini görmeye gelen Sebahattin Teoman’a “Hastalıkta ağrıları dindirici en iyi ilaç şiirmiş, sürekli şiir okuyorum.” dememiş miydi?

Bu metinden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Okumak da yazmak da dayanılmaz bir ihtiyaçtır.

B) Okumanın insan psikolojisi üzerinde olumlu etkileri vardır.

C) Kitap, insanın hayat yolculuğundaki yoldaşlarından biridir.

D) Ruhsal iyileşme açısından şiir okumak, diğer edebî ürünleri okumaktan daha etkilidir.

P:43

43

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 9

6. Bu metinden hareketle Yunus Emre ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A) 1300 ile 1400 yılları arasında yaşadığı varsayılmaktadır.

B) İlk defa Türkçe şiirler yazmış Türk düşünürüdür.

C) Bugünkü türkülerin temeli olan halk dilini kullanmıştır.

D) Şiirlerinde ve sözlerinde arı, anlaşılır bir dil kullanmıştır.

6 ve 7. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.

7. Bu metinden Yunus Emre ile ilgili,

I. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda millî birlik için

gayret göstermiştir.

II. Örnek aldığı manevi şahsiyetlerin şiir geleneğini

aynen devam ettirmiştir.

III. Verdiği mesajlar, insanları iyiye ve güzele teşvik

etmektedir.

IV. Döneminde yaşayan Hacı Bektaş-ı Veli, Tapduk

Emre gibi büyüklerle tanışmıştır.

yargılarından hangileri çıkarılamaz?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV

Kesin doğum tarihi bilinmeyen

Yunus Emre, çeşitli kaynaklara göre

13. yüzyılın ortası ile 14. yüzyılın ilk

çeyreği arasında Anadolu’da yaşadı.

Büyük Türk düşünürü, tasavvuf ve halk

şairi Yunus Emre, İslam’ın sabır, kanaat,

hoşgörü, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini benimsemeye yönelik telkinleriyle

yüzyıllardır insanlığa ışık saçıyor, öğütleriyle yol gösteriyor.

İLAHİ AŞKIN İZİNDE IŞIK SAÇAN

GÖNÜL İNSANI 13-14. YY

YUNUS EMRE

Türk şiirinin kurucu ve millî birliğin önemli

tutkallarından biri olarak gösterilen büyük

Türk düşünürü, tasavvuf ve halk şairi

Yunus Emre, Anadolu’nun manevi

mimarlarından sayılıyor.

Aşkın aldı benden beni

Bana seni gerek seni

Ben yanarım dün ü günü

Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim

Ne yokluğa yerinirim

Aşkın ile avunurum

Bana seni gerek seni

Aşkın âşıklar oldurur

Aşk denizine daldırır

Tecelli ile doldurur

Bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem

Mecnun olup dağa düşem

Sensin dünü gün endişem

Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek

Ahilere ahret gerek

Mecnunlara Leyla gerek

Bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler

Külüm göğe savuralar

Toprağım anda çağıra

Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri

Birkaç köşkle birkaç huri

İsteyene ver anları

Bana seni gerek seni

Yunus’dürür benim adım

Gün geçtikçe artak odum

İki cihnada maksudum

Bana seni gerek seni

Yunus Emre, her müminin arzuladığı ilahi

aşkı dile getirdiği şiirlerini halk dili ile

yazıp Türkiye Türkçesinin tarihi

devresinin ilk safhasını teşkil eden ve

“Eski Anadolu Türkçesi” adı verilen bu

şivenin meydana gelmesinde rol oynadı.

“Aşk ve irfan insanı” Yunus Emre,

Anadolu Selçuklu Devleti’nin son

seneleri ile Osmanlı Devleti’nin kuruluş

yıllarına denk düşen önemli bir

dönemde hayat sürdü.

Hacı Bektaş-ı Veli tarafından Tapduk

Emre dergâhına göderilip, Tapduk

Emre’nin dervişi olarak yetişti.

Orta Asya’da Ahmed Yesevi ve

dervişlerinin hikmetleriyle başlayan

tekke şiiri geleneğini özgün bir şekilde

Anadolu’da devam ettirdi.

Türk-İslam halk düşüncesinin en

önemli yapı taşlarından Yunus

Emre’nin 1320 yılında öldüğü tahmin

ediliyor.

P:44

44

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 9

8. • COVID-19’un toplumda yapay bir virüs olduğu çok konuşulacak.

• Bugün yaşadığımız salgın, yıllar öncesine dayanan bir araştırmaya konu olmuştur.

• Salgın döneminde ulus devletlerinin gücünü pekiştiren gelişmeler yaşandı.

• Salgın sonrası insanlık; kendi ile yüzleşme, kendini sorgulama yoluna gidecektir.

Aşağıdaki metinlerin hangisinde bu cümlelerde ifade edilenlerin hiçbirinden söz edilmemiştir?

A) BM ve Dünya Sağlık Örgütü gibi evrensel nitelikli yapılar da böylesi felaketlere etkili bir şekilde müdahale edemedi, çözüm üretmekte ve yaraları sarmakta aciz kaldı. COVID-19 tecrübesi, bütün herkesi tehdit eden felaketler karşısında, bir taraftan bu tehdidi bertaraf edecek dünya çapında organizasyonlara olan gereksinimi diğer taraftan da bu amaçla kurulan mevcut organizasyonların yetersizliğini gösterdi. Ulus üstü organizasyonların bu yetersizliği, ulus devletlerin itibar tazelemelerine ve güç kazanmalarına yol açtı. Devletlerin, virüsten sonra da elde

ettikleri bu güçten kolaylıkla vazgeçmeyeceklerini öngörebiliriz.

B) COVID-19 sınavından ders çıkarmak ve bunu avantaja çevirmek mümkün müdür? Kuşkusuz her zaman, her sorundan çıkmanın ve mutluluğa ulaşmanın yolu vardır. Bu süreçten ve zorluklardan çıkmanın ve ayağa kalkmanın

belki de en kolay yollarından biri ‘‘ben’’ yerine ‘‘biz’’ demeyi öğrenmektir. ‘‘Ben’’ ve ‘‘biz’’ bir bölge, ülke, inanç

ya da ideolojiyle sınırlı olmamalıdır. Tüm dünya olmalıdır. Ayrıca ‘‘biz’’ sadece insan da olmamalıdır. Tüm canlılar

ve çevremizin ‘‘biz’’ olduğu unutulmamalıdır. ‘‘Bir musibet bin nasihatten iyidir.’’ sözünü hatırda tutmalı ve bu yaşanan süreçten dersler çıkarılmalıdır. Herkesin kendine mahkûm olduğu bu dönem, bunları düşünmek için inanılmaz fırsattır.

C) Ülkelerin biyokimya ile ilgili araştırma merkezlerinde 1980’li yıllardan sonra başlayan iki temel çalışma var. Bunlardan birisi cep telefonu ve internet ağlarının yaydıkları mikro dalgaların insan ve çevre üzerinde etkisi. Bu konuda çok ciddi ve gizli çalışmalar var. İkincisi ise insanlara hayvanlardan bulaşan korona ve benzeri virüslerin birbiri ile genetik olarak eşleştirilerek kontrol edilmesi çalışmaları. Bu çalışmalarla ilgili bazı bilimsel makaleler yayımlandı. COVID-19’un laboratuvar ürünü bir virüs olduğu üzerinde ciddi iddialar var. Sanırım bir ay içinde dünya kamuoyunda bunlar ciddi olarak tartışılacak ve uluslararası mahkemelerde hesaplaşma şekline dönecek.

D) Dünyada ilk aşama, COVID-19’dan kurtulma ve bu sorunun bertaraf edilmesidir. İkinci aşama, salgın sonrası

devletlerin ve toplumların yaralarının sarılması, eski yaşama yani gündelik yaşama dönülmesidir. Ama esas sorun son aşamada yani ‘‘Neden bu sorun yaşandı, neden çözülemedi ve nerede yanlış yaptık?” sorularının cevaplarının aranmasında yaşanacaktır. İnsan aslında bu aşamada gördüğümüz gibi ciddi bir insanlık sınavından

da geçmektedir. Bu sınavın sonucu da incelenecektir. ‘‘Hangi hasletleri kaybettik ve acaba teknoloji robotu yaratmanın yanında insanı da mı robota çevirdik? İnsan ne kadar insan?’’ diye durup düşüneceğiz.

9. Muallim Naci, Lugat-i Naci adlı sözlüğünde, yergi ve taşlamayı ağza alınan çok acı bir şeyi yutamayıp da tükürmeye benzetir. Çok yerinde bir benzetiş. İşte bu yüzden olacak, kendimi tümüyle taşlamaya ve yergiye veremedim. Hiçbir zaman

istekle, hevesle taşlama yazmadım; taşlama yazmak zorunda kaldım ya da bırakıldım. Özlemimiz, yutulamayacak acı

şeylerin ağza alınmaması için bozuk düzenin adaletli bir düzene dönüşmesi, mutlu bir topluma kavuşmamızdır.

Bu sözleri söyleyen bir yazarla ilgili,

I. Gördüğü olumsuzluklara tepkisiz kalmamıştır.

II. Eleştirdiği konuları aslında gündeme getirmek istememektedir.

III. Yazdığı yazıların toplumu olumlu yönde değiştireceğine inanmaktadır.

yargılarından hangileri söylenebilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

P:45

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

45

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

10

1. Günlük hayatımızda ya da televizyon dizilerinde çocukların, ailedeki çocukların kaçıncısı olduklarına göre farklı davranış kalıpları sergilediklerine sık sık şahit oluruz. Yeni bir araştırmaya göre psikologların doğum sırası stereotipleri

olarak adlandırdığı bu olgu yeni bir araştırmayla da doğrulandı: En büyük çocuklar iş birliğine daha az yatkın, daha

güvensiz oluyorlar ve karşılıklılığa daha az önem veriyorlar. Psikologlar, doğum sırasının önemini Sigmund Freud zamanından beri tartışıyor. Doğum sırasının kişiliğin oluşumunda önemli bir rolü olduğunu savunanlar, örneğin ortanca çocukların en büyük ve en küçük kardeşlerinden daha sosyal olduğunu çünkü ebeveynlerinden en az ilgiyi gördüklerini ve dolayısıyla aile dışında arkadaşlıklar geliştirmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Psikologların bu konudaki bulguları anket ve mülakatlara dayanıyor.

Küçükten büyüğe sırasıyla Salih, Mustafa ve Musa adlı üç oğlu olan Fatma Hanım, veli toplantısında çocukları ile ilgili şu değerlendirmeleri işitir:

— Fen Bilgisi Öğretmeni Binnaz Hanım: Sizin çocuk çalışıp bir şeyler yapmak istiyor ama birkaç arkadaşı ile bir deney yapacak olsa ekibiyle her zaman uyumlu bir birliktelik yakalayamayabiliyor.

— Beden Eğitimi Öğretmeni Ferhat Bey: Sizin delikanlı benim sağ kolum. Bir şey organize edilecek olsa sorumluluğu ona veriyorum. Gözüm arkada kalmıyor. Arkadaşlarına ulaşıp işi planlama, takip etme ve hepsinden de önemlisi bunları doğru bir iletişim kurarak yapma konusunda göz dolduruyor.

— Müzik Öğretmeni Nazlı Hanım: Oğlunuzun sıkılganlığını aşamadık. Yalnızken çaldığı parçayı sınıf önünde çalamadı geçenlerde. Ve bu, birkaç defa oldu maalesef. Ben iki çocuğunuzun da dersine giriyorum. Benzer tutum öbür

çocuğunuzda da var.

Bu parçaya ve değerlendirmelere göre,

I. Beden Eğitimi Öğretmeni Ferhat Bey’in övdüğü öğrenci Mustafa’dır.

II. Fen Bilgisi Öğretmeni Binnaz Hanım en büyük kardeşten söz etmektedir.

III. Müzik Öğretmeni Nazlı Hanım, Mustafa’nın dersine girmektedir.

yargılarının hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

2. Gerek yazılı gerekse de sözlü dilin önemi büyüktür. Ancak dil, bu kadar önemli olmakla birlikte maalesef yeterli önemi görmüyor. Özellikle güzel dilimiz Türkçe, son yıllarda iyice yozlaştırılmaya başladı. Batı kültürüne meraklı kesim,

kendince eklemeler yaparak, yabancı kelimeleri Türkçe sözcükler yerine kullanarak dilimizin bozulmasına sebep

oluyor. Yüzlerce yıl korunan bu dil, son yıllarda en büyük çöküşünü yaşamaya başladı. Durum öyle bir hâl aldı ki artık sokaklarda, caddelerde Türkçe bir tabela görmek neredeyse imkânsız hâle geldi. İnsanımız, modern görünmek

adına “teşekkür’’e “thanks” kahvehaneye ‘‘cafe”, tamam yerine ‘‘ok” dedi. Hepimiz biliyoruz ki her dil tıpkı canlılar

gibi doğar, yaşar ve ölür. Ancak bir dilin yaşamı bu kadar kısa olmamalı. Bu kadar önemsiz, bu kadar değersiz olmamalı. Dil hepimizin dili, kültür hepimizin kültürü. Onu korumak hepimizin görevidir. Bu dili korumanın en güzel yolu, onu doğru kullanmak ve yabancı dillerin olumsuz etkilerinden korumaktır.

Bu parçada Türk Dili ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Yabancı karşılıklarının kullanılmaması gerektiğine B) Varlığını sürdürmesinin imkânsız hâle geldiğine

C) Korumanın herkesin görevi olduğuna D) Gerekli değerin verilmediğine

AP8JPSB21-010

P:46

46

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 10

6. Yergi öyle bir aynadır ki ona bakanlar orada herkesin

yüzünü görürler de kendilerininkini görmezler; bu da

şu yeryüzünde yergilerin pek etkili olmamasının, yergilerden çok az sayıda insanın gücenmesinin başlıca nedenidir. Ama yergiler, büyük etkiler yaratsa da

yergiciler için tehlike büyük değildir. Uzun zaman boyunca edindiğim deneyimler, bana yergilerimle kışkırttığım kişilerin öfkesinden hiçbir zaman çekinmemeyi öğretti. Çünkü öfke ve kızgınlık bedene güç verse de ruhu gevşetir ve onun bütün çabalarını zayıflatarak etkisiz kılar.

Bu parçada,

I. Yergilerin etkisiz kalması

II. Öz eleştiri yapan insanların yergilerinin etkili olması

III. Bir yergicinin yerdiği insanların öfkesinden çekinmemesi

IV. Nitelikli yerginin deneyimlere dayanması

sonuç ifadelerinden hangisinin gerekçesine yer

verilmemiştir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) I, III ve IV

5. Ağaçlar birbiriyle gizlice görüşür, anlaşır, haberleşir

ve hatta savaşır bile. Bunu da köklerinin içinde ve

çevresinde büyüyen mantarlar aracılığıyla yapar. Mantarlar bir internet ağı gibi toprakta yayılmış durumdadır. Ağaçlar bu ağa bağlanarak kaynaklarını paylaşır. Bu arada mantarlar da bu işi bedavaya yapmaz.

Ağaçlar arası iletişimde kullanılan her 3 karbon molekülüne karşı 1 şeker molekülü alır. Bu oran her iletişimde aynıdır, değişmez.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisinin cevabı

yoktur?

A) Ağaçlar birbiri ile nasıl iletişim kurar?

B) Mantarlar, ağaçların iletişiminde nasıl rol üstlenir?

C) Mantarların arasındaki iletişim neye dayanır?

D) Mantarlar, ağaçlara iletişim konusunda neden yardımcı olur?

3. Saygıyla ayağa kalktım ve elini öpmek istedim, engel oldu.

— Eğer bunu benim için yapıyorsan, bil ki ben bir hiçim.

Benim nazarımda övgü de yergi de birdir. Kendin için

yapıyorsan kalbindeki sevgi yeter de artar bile, dedi.

Bu metinde elinin öpülmesine izin vermeyen kişi

ile ilgili,

I. Alçak gönüllüdür.

II. Yeteneklerinin farkında değildir.

III. Kendisi için söylenenler umurunda değildir.

IV. Saygının gizlenmesi, sevginin gösterilmesi gerektiğini düşünmektedir.

yargılarının hangileri söylenebilir?

A) I ve II B) I ve III

C) II ve IV D) III ve IV

4. Bence sanatın en önemli ölçü birimi -sanat ölçülebiliyorsa- samimiyettir. Samimiyet ve aynı parantezin

içinde gerçeklerden söz etmek… Sanatçı tabii ki

pembe kar yağdıracak. Samimi ve gerçek olduktan

sonra ben pembe kar yağdırmaya karşı değilim. Ama

gerçek olması lazım. Bir şeye karşılık gelmesi lazım.

Buna uyduktan sonra bilim kurgu da gerçek olabilir.

Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Sanatçının toplum sorunları karşısında duruşunun

nasıl olması gerektiği anlatılmıştır.

B) Sanatı sanat yapan özelliklere yer verilmiştir.

C) Gerçeklik ve samimiyet kavramlarının sanatı nasıl geliştireceği vurgulanmıştır.

D) Samimiyet olmadan gerçeklerin anlatılamayacağı belirtilmiştir.

P:47

47

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 10

7. Çocuklarımızın okula ilk başladığı andan itibaren mezun olmalarına kadar sürecek olan zorlu süreçte, çocuklarımız

üzerlerindeki baskıyla, ödev yapma alışkanlarını hayatlarının en zorlu işi gibi düşünebilirler ve bu durum çoğu kez

onlar için bunaltıcı bir sürece dönüşebilir. Aslında çocuk, ödevlerle anne-babalarından, öğretmen ya da bir başka

öğreticiden bağımsız olarak kendi kontrol ettiği çabalarla bilgilerini tamamlar. Böylece çocuk kendi kendine sürekli

artan bilgiye ulaşabilir ve o bilgileri işleyerek kendi düşünme biçimini oluşturabilir.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Ödevlerin amacına B) Öğrencilerin ödevlere bakış açılarına

C) Ödevlerin işlevsel sürecine D) Ödevler için kimden yardım alınacağına

8. Bu iki metinden hareketle Nasrettin Hoca ile ilgili,

I. Hakkındaki bilgilerin netliğinden kuşku duyulmaktadır.

II. Gerektiğinde çabuk, yerinde cevaplar bulup veren biridir.

III. Baba mesleğini devam ettirmiştir.

çıkarılabilecek ortak yargı aşağıdakilerden hangileri olabilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

9. I. Vefatından sonra kabri Akşehir ahalisi tarafından

türbe hâline getirilmiştir.

II. Türk kültürünün en önemli mizah karakteri olagelmiştir.

III. Zaman içerisinde öznesi olmadığı olayların kahramanı hâline getirilmiştir.

IV. Verilen görevleri başarı ile yerine getirmiştir.

Bu metinlere göre, Nasrettin Hoca ile ilgili numaralanmış yargılardan hangilerine ulaşılamaz?

A) I ve II B) II ve IV C) I, II ve IV D) II, III ve IV

8-9. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.

Çoğunlukla hazırcevap ve mizah anlayışına sahip bir bilge olarak yansıtıldığı hikâyelerle tanınan Nasrettin Hoca’nın

gerçekte yaşayıp yaşamadığına, yaşadıysa gerçek kişiliğinin ne olduğuna dair tartışmalar olmakla birlikte gerçek bir tarihî

kişilik olduğuna dair bazı belgeler bulunmaktadır. Bu belgelerden edinilen bilgilere göre 1208 yılında Hortu köyünde

doğan Nasrettin Hoca burada temel eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar’da medresede eğitim görmüş ve babasının ölümü

üzerine döndüğü memleketinde köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Akşehir’de idari görevler üstlenen ve aynı zamanda

Akşehir çevresindeki yörelerde de kısa süreli bulunduğu düşünülen Nasrettin Hoca 1284’te yine Akşehir’de vefat etmiş ve

günümüzdeki Nasrettin Hoca Türbesi’ne gömülmüştür.

1. Metin

Nasrettin Hoca’nın adına anlatılan hikâyeler etrafında gelişen efsanevi kişiliği ölümüyle aynı yüzyıl içerisinde ortaya çıkmış

olup Nasrettin Hoca adına varsayılan yazılı anlatılar yüzyıllar içerisinde onlarla ifade edilen sayılardan binlere kadar çıkmıştır. Çoğunlukla hazırcevap bir bilgin olarak aksettirildiği hikâyelerin yanı sıra Nasrettin Hoca’nın manasız sözler söyleyen

akıldan noksan birisi olarak sunulduğu farkı kişilik özellikleri barındıran hikâyeler de bulunmaktadır. Bu durum, ermiş bir

bilginden saçma sözler sarf eden bir deliye kadar birçok farklı kişilik özelliği bulunduran bu hikâye çeşitlenmesinin anonim

anlatılarında zamanla Nasrettin Hoca adına bağlanmış olabileceği ihtimali ile açıklanmaktadır.

2. Metin

P:48

48

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 10

10. • Çocukların dijital dünya ile tanışması, okuma alışkanlığı kazanmalarını güçleştirmektedir.

• Kitap okuma eyleminin zaman ya da mekân sınırlaması yoktur.

• Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmaya çok erken yaşlarda başlanması gerekmektedir.

Aşağıdaki metinlerin hangisinde bu cümlelerde ifade edilenlerin tümünden söz edilmiştir?

A) Kitap; çocukların bilişsel, duygusal, psikomotor (fiziksel büyüme ve merkezî sinir sisteminin gelişimine paralel

olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanması) gelişimlerini destekleyen dil, sosyal ve ahlaki gelişimlerine de doğrudan etki eden önemli bir araçtır. Çocuklar kitap sayesinde düşünme, problem çözme, yaratıcılıklarını ve yeteneklerini geliştirme fırsatlarına sahip olurken doğaya, insanlara, doğada gördüğü diğer canlılara ve

olaylara karşı da hassasiyet geliştirmektedirler. Bunun yanı sıra kitap, çocukların kişilik gelişimine katkı sağlamakta, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarının karşılanmasında da önemli ölçüde etki etmektedir. Kitapların çocuklarla mümkün olan en erken yaşta tanıştırılması bu etkiyi artıracaktır.

B) Çocuklarda kitap okumak için herhangi bir yaş veya belirli bir zaman dilimi bulunmamaktadır. Kitap okuma eylemi, okumayı bildikten sonra her yaşta her zaman, her yerde yapılabilen en kolay ve en eğlenceli aktivitedir. Bebekler bile kendilerine gösterilen kitaptaki resimlere bakabilir, okunan kelimelerin ritmini ve kafiyesini duyabilir ve

hoşlarına giden sesleri taklit edebilirler. Teknoloji ile erken yaşta tanışan, çok fazla uyarıcı ile karşılaşan çocukları, kitapların renkli dünyalarıyla tanıştırmak kolay olmasa da düşünen, fikir üreten, düşündüğünü ifade edebilen

ve yanlış bilgi ile doğru bilgiyi ayırt edebilen bireylerin sayısının artması için çocukluk çağında kitap okuma alışkanlığının kazandırılması adına çaba sarf etmek gerekmektedir.

C) Kitap okumayan nesillerin giderek düşünme fonksiyonu körelmekte, fikir üretme yetenekleri gerilemekte, yetersiz olan kelime hazinesi ile başarılı iletişim kurma özelliği kazanılamamaktadır. Evrensel değer hükümlerinin kazandırılması, karakter ve kişilik gelişimi, tarih ve kültür bilinci; okuyan, araştıran ve bilgiyi seven nesillerin yetiştirilmesiyle mümkündür. Her şeyin anlatılma olanağı olmayan eğitim sürecinde çocukların kendilerini okuyarak

yetiştirmeleri de gerekmektedir. Ancak TV seyrederek, bilgisayar oynayarak büyüyen çocuklar, giderek okuma

yeteneklerini kaybetmekte ve okumanın sağladığı olanaklardan mahrum kalmaktadır.

D) Okuma alışkanlığı; kişilerin okumayı öğrendikten sonra bu eylemi zevkle yapmalarını sağlamak için kazanmaları gereken önemli bir beceridir. Bireyin bir gereksinim olarak algılaması sonucu oluşan okuma eylemini, yaşam

boyu sürekli ve düzenli biçimde gerçekleştirmesi şeklinde de tanımlanmaktadır. Okuma becerisi, çocuğun başta bilişsel ve sözel gelişim olmak üzere tüm gelişim alanlarında ilerlemesini sağlayan önemli bir beceridir. Okumanın alışkanlık hâline gelmesinde rol oynayan birçok etken bulunmaktadır. Bunlar arasında en başta çocuğun

ailesi, sonra da içinde yaşadığı toplum, okulu ve öğretmeni bulunmaktadır.

P:49

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

49

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE

Bu testte 9 soru yer almaktadır. 14

11

1. Aşağıdaki metinlerden hareketle verilen yargıların yanındaki kutucuğa, yargılar doğru ise D, yanlış ise Y yazınız.

• 1944’teki İspanya İç Savaşı sonrasında bir çocuğun düş ile gerçek arasındaki dolambacına götürür bizi bu film.

Gerçeklerin kirli yüzünden sığınmak için kendine hayal dünyasından bir kapı aralayan oyuncu, zamanla kapının

ardındaki dünya ile gerçekler arasında bir tercihe doğru sürüklenir. Film, yürek parçalayıcı olduğu kadar aynı zamanda bir çocuğun gözünden çizilen masumiyetle, gerçeklerin acımasızlığına yapılan sert bir eleştiri.

Bu parçada sözü edilen film, bir çocuğun bakış açısını yansıtmaktadır. - - - -

Bu parçada sözü edilen filmde gerçeklerin olduğu gibi kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. - - - -

• Eskiden bilgisayarlar yokken normal yazılı kataloglar vardı bu kataloglardan tarama yapıp belgenin özetine ulaşırdınız. Özetin yanında da belgenin adresi bulunurdu. Bu belgeyi istediğinizde depocu size bu belgeyi bulup getirirdi. Talep ettiğinizde istek fişi doldurup bu belgenin fotokopisini alırdınız. Belge, her fotokopi makinesine girip

çıktığında yıpranıyordu. Örneğin araştırmacının elindeki ter bile belgenin hangi kısmına değdiyse o belgenin o

kısmını seneler sonra çürütebiliyordu. Şu anda bunların önüne geçmiş bulunmaktayız. Artık araştırmacıya herhangi bir orijinal belge verilmiyor. Eğer ki talep ettiği dijitali olmayan bir belge ise araştırmacı sistem üzerinden

talepte bulunuyor ve birkaç gün içerisinde bu belgenin dijitalleştirilmesi farklı bir birimde yapılıyor ve araştırmacı sistemine yükleniyor.

Bu parçaya göre bir araştırmacı istediği belgenin orijinal nüshasına ulaşamaz. - - - -

Bu parçaya göre teknoloji, belgelerin aslının yıpranmadan korunmasına hizmet etmektedir. - - - -

• Çin’deki pişmiş topraktan yapılma, binlerce savaşçıdan ve attan oluşan ordu, dünyanın en ilginç arkeolojik buluntularından biri. 2000 yıllık bu heykeller, “dünyanın sekizinci harikası” olarak adlandırılıyor. 1974 yılında keşfedilen pişmiş

topraktan ordu, Çin’in ilk imparatoru Qin Shi Huang Di’nin mezarının çevresindeki odalara konmak üzere özel olarak

hazırlanmış. Gerçek insan boyutlarındaki bu binlerce heykelden her biri, imparatorluk ordusunda görevli askerlerden

ve memurlardan birini betimliyor. Yani heykellerin hiçbiri birbirine benzemiyor. Bu ordunun mezarı koruduğu ve ölümden sonraki yaşamında İmparator’a hizmet etmek amacıyla yapıldığı düşünülüyor.

Bu parçada sözü edilen heykellerin arkeoloji dünyasının ilgisini çekmediği söylenebilir. - - - -

Bu parçada sözü edilen heykellerin görünüşü ve neden yapıldığı ile ilgili bilgiye yer verilmiştir. - - - -

• Bütün tavukların ve horozların ortak özellikleri vardır. Tavuklar, sabahtan akşama kadar düşünceli düşünceli bir aşağı

bir yukarı dolanıp durur. Çok meraklıdır ama meraklı olmalarına karşın uzağı iyi göremez. Bu nedenle bir şeyleri görebilmek için çok yakından bakmaları gerekir. Tavuklar, hem çok gururlu hem de çok duyarlı görünür. Sanki hep bir gün

uçabileceklerini düşünür. Horozlarsa insanları sabahları öterek uyandırır. Elbette bunu insanları uyandırmak için değil,

kendi alanlarını belirginleştirmek “Herkese ilan ederim ki burası benim yerim.” demek için yapar.

Bu parçada horozların hangi amaçla öttüğüne yer verilmiştir. - - - -

Bu parçanın ilk cümlesi parçayı özetlemektedir. - - - -

Buna göre, tablolar yukarıdan aşağıya doğru birleştirilip tek tablo hâline getirildiğinde aşağıdakilerin hangisi

söylenebilir?

A) Tabloda D ve Y sayısı eşittir. B) Alt alta üç adet D gelmektedir.

C) Birbirini izleyen iki Y yoktur. D) Birbirini izleyen iki D yoktur.

AP8JPSB21-011

P:50

50

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 11

2. Türkiye’de güreş denildiğinde akla ilk gelen Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 14. yüzyılda Rumeli’de doğup günümüze kadar uzanan geçmişiyle dünyanın en eski güreş festivallerinden biridir. Yağlı güreş, pehlivanların beli ve paçası iple

bağlı deri pantolonlar (kispet) giydiği ve zeytinyağı ile yağlanarak çim üzerinde yarıştığı güreş şeklidir. Kırkpınar Yağlı Güreşleri, davet aşamasından ödül törenine kadar pek çok âdeti içinde barındırır. Genellikle haziran ayı sonu, temmuz ayı başlarında düzenlenen Tarihî Kırkpınar Güreşleri yedi gün sürmektedir. Festival, cuma günü pehlivanlar için

dualar okunarak başlar ve güreşler, Edirne’nin önemli mesire yerlerinden biri olan Sarayiçi mevkisinde bulunan sahada yapılır. Kazanan pehlivan, “başpehlivan” unvanını alır ve itibarlı bir ödül olan altın kemeri bir yıl süreyle kazanır. Üç yıl arka arkaya başpehlivan olan güreşçi altın kemerin sürekli sahibi olur. Kırkpınar’ın davet simgesi Kırmızı

Dipli Mum’dur. Kitle iletişim araçlarının yaygın olmadığı dönemlerde Kırkpınar Ağası tarafından kırmızı dipli mum

mart ayından itibaren kasaba ve köylere, pehlivanlara ve tanınmış kişilere gönderilir ve bu kişiler Kırkpınar’a davet

edilirdi. Halk arasında sıkça kullanılan “kırmızı dipli mumla çağırmak” deyimi de buradan gelmektedir.

Bu medya metnine göre,

I. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde başpehlivanlık unvanının kalıcı olması, başarının devamına bağlıdır.

II. Kırkpınar Yağlı Güreşleri, geleneksel bir organizasyonun ülkemizdeki temsilcisidir.

III. Tarihî Kırkpınar Güreşleri’nin düzenlenmesi sırasındaki bazı uygulamaların dilimize ve kültürümüze katkısı olmuştur.

IV. Kırkpınar Yağlı Güreşleri organizasyonlarında zaman sınırlaması konması, günümüz koşullarının dayattığı bir durumdur.

V. Yağlı güreşin bu topraklarda öteden beri var olması, diğer güreş dallarında başarılı sporcular yetiştirmede etkili

olmuştur.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) I ve II B) II ve III C) I, II ve IV D) III, IV ve V

3. Ne zaman betondan uzaklaşsam dağlarda buluyorum kendimi. Onlara gidince anlıyorum hayatın güzel, doğanın var

olduğunu. Onlara gidince kokluyorum çiçekleri, kelebeklerle uçuyorum. Özgür hissediyorum kendimi. İnesim gelmiyor şehre. O gri beton yığınlarına, kapkara fabrika bacalarına ve ruhsuz insanların arasına. Cennet dedikleri bu

dağlar mı, diyorum acaba ilkbaharda. Dağlara çıkınca daha huzurlu hissediyorum kendimi. Orada papatya toplamak, kristal karlarla oynaşmak… Karın insanı ısıttığını kim duymuş? İşte kar beni ısıtıyor. Sıcacık oluyor içim, dokundukça ona içimdeki buzlar eriyor. Gün gelecek, herkes nefes almak için dağlara çıkacak. O beton yığınlarından

kaçacak. Hayat dağlarda, yaylalarda… Oralarda attığım stresi hiçbir yerde atamıyorum. Bir kere Kaçkar Dağları’na

çıktım, Allah’ım keşke hiç inmeme fırsatım olsaydı da dört mevsim kalsaydım orada, dedim kendi kendime. Dedim

ya hayat dağlarda. Güneşi başka, sisi başka… Yağmuru, karı bambaşka …

Bu sözleri söyleyen biri, parçada söz edilen dağ hayatını aşağıdakilerden hangisine önermiş olamaz?

A) Sağlıklı beslenmek isteyene

B) Doğanın ve hayatın tadına varmak isteyene

C) Güzel bir manzara eşliğinde dertlerini unutmak isteyene

D) Özgürlük hissini doyasıya yaşamak isteyene

P:51

51

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 11

5. Canı yanmak, günlük hayatta çok sık kullanılan bir

deyimdir. Canı yanmak sadece düştüğümüzde dizimizin acıması gibi fiziksel bir acı duymak anlamına

gelmez, aynı zamanda bir insanın gördüğü zarar nedeniyle çok derin üzüntü duyması anlamına da gelir.

Bu nedenle can, sadece bedenimizi değil; bunun yanında zihinsel ve duygusal bütünlüğümüzü ifade eder.

Bu parçadan “canı yanmak” deyimiyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Çoğunlukla gerçek anlamda kullanıldığına

B) Sadece fiziksel bir acı duymak anlamına gelmediğine

C) Günlük hayatta yoğun olarak kullanıldığına

D) Gerçek anlamının yanı sıra mecaz anlamının da

olduğuna

7. Yazılı bir metinde sözcük seçimindeki titizlik, cümleler arasında sağlanan bütünlük yanında anlaşılır olmak

da önemlidir. Bu da sade ve duru bir anlatımı gerektirir. Ancak bazen sanatçının anlattığıyla okuyucunun

anladığı paralellik göstermez. Bunun temel nedeni, yazarın gerekli yerlerde yeteri kadar açık olamaması, anlatmak istediğini tam olarak ifade etmemesidir.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Yazarın kapalı ifadeler kullanması, anlatılmak istenenle anlaşılanın farklı olmasına sebep olabilir.

B) Bir eserde uygun sözcüklerin seçilmesi, anlam

bütünlüğünün sağlanması önemlidir.

C) Sade ve duru bir anlatım, eserin anlaşılmasında

son derece etkilidir.

D) Okuyucuyu bambaşka dünyalara götüren,duygu

ve düşünce dünyasını değiştiren eserler, gerçek

sanat eserleridir.

6. Bilim, evrende var olan olay veya durumları anlamamızı, bunların birbiri ile ilişkilerini kavramamızı sağlar. İnsan ve evren ile ilgili her bilgiyi, bilim sayesinde

öğreniriz. Bugün hayatımızı kolaylaştıran teknolojik

aletlerin tümü bilim sayesinde vardır. Yol gösterici

olarak bilimi kabul edenler her daim ilerler, çağdaş

bir şekilde yaşar. Bilim, sürekli bir gelişim ve değişim

içindedir. Elde ettiği bilgiler nesnel ve gerçektir. Ancak bilim hiçbir zaman en doğrusu budur, demez

çünkü bilim bulgularının değişme özelliği vardır. Örneğin eskiden Güneş’in, Dünya’nın etrafında döndüğü düşünülürdü. Bunu iddia eden ise bilimdi. Ancak

bilim ve teknolojideki gelişmelerle Dünya’nın Güneş’in

etrafında döndüğü anlaşıldı. Atatürk, bilim ve sanata çok büyük önem vermiş, insanlar için en iyi kılavuzun bilim olduğunu vurgulamıştır. Bilim dışında başka rehber aramak, ona göre deliliktir.

Bu parçada bilim ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Verilerini dayatmadığına

B) Işığında yürüyenlerin kazançlı çıktığına

C) Her zaman en doğruyu gösterdiğine

D) Daima bir gelişim ve değişim içinde olduğuna

4. Osmanlı padişahlarından I. Süleyman, II. Selim ve III.

Murat dönemlerinde başmimar olarak görev yapan

Mimar Sinan, yaptığı eserleriyle dünya tarihine adını

yazdırmıştır. Mimar Sinan 29 Mayıs 1489 tarihinde

Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğdu. 22 yaşında orduya asker yetiştiren Acemi Oğlanlar Ocağına alındı. Burada dülgerliği öğrenen Sinan, yapı işlerinde

görev aldı. Ayrıca bu dönemde çağın önde gelen mimarlarının yanında çalışma fırsatını da elde etti. Mimar Sinan 81 camii, 51 mescit, 55 medrese, 26 darül-kurra, 17 türbe, 17 imarethane, 3 darüşşifa (hastane), 5 su yolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray,

8 mahzen ve 48 hamam olmak üzere 375 eser inşa

etmiştir. Edirne’de yaptığı Selimiye Camii Dünya Kültür Mirası Listesi’ndedir.

Bu metinde Mimar Sinan ile ilgili,

I. Dünyadaki diğer mimarlar tarafından iyi bilinmektedir.

II. Birçok genç mimara rehberlik etmiştir.

III. Farklı birçok türde eser inşa etmiştir.

yargılarından hangileri çıkarılamaz?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III

P:52

52

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 11

8.

Aşağıda tanıtılan oyunlardan hangisi bu parçada sözü edilen araştırmanın sonucunu desteklemeye en uygundur?

A)

Grup hâlinde oynanır. Kaç kişi oynayacaksa o sayıda

meyve grubu oluşturup isimlerini küçük kâğıtlara kişi

sayısı kadar yazılır. Sonra bu kâğıtlar karıştırılıp

oyunculara dağıtılır. Oyuncular, ellerinde aynı meyve

grubunu biriktirmeye çalışırlar. Sıra ile her seferinde

bir meyve değiştirilir. Aynı meyve grubunu elinde ilk

tamamlayan kişi ''Hımbıl!'' diyerek elini ortaya koyar.

Eli en üstte kalan hiç puan alamaz. En çok puan

toplayan oyunu kazanır.

“Hımbıl” Oyunu

İlk önce uzak bir noktaya koyulan kozalağı vurmaya

çalışarak oyuncular arasından ebe seçilir. Ardından

oyun başlar ve herkes kozalağı elindeki taşla vurmaya çalışır, kozalağı taşıyla isabet ettiremeyen geri

dönüp taşını almaya çalışır, bu sırada ebe taşını

almak için geri dönenleri ebelemeye çalışır.

“Çalı” Oyunu

Kişi sınırlaması yoktur. Ortalama beş altı kişiye oynanır. Bu oyun çocukların kelime dağarcığını geliştirir.

Çok çeşitli kelime oyunları vardır. Oyunculardan biri

ortaya bir kelime atar ve sıradaki oyuncu o kelimenin

son harfiyle başlayan bir kelime söylemek zorundadır. Kelime bulamayan oyuncu önce bir uyarı alır

daha sonrada oyun dışı kalır.

“Kelime” Oyunu

Her oyuncu elindeki kâğıda altı sütun çizer. Oyuncular sütunlara başlık olarak isim, şehir, bitki, hayvan,

eşya, ülke yazarlar. Sırayla her oyuncu, içinden

alfabeyi sayarken yanındaki oyuncunun komutuyla

durur. Durduğu harfi söyler. Her oyuncu söylenen

harfle başlayan kelimeler (isim, şehir, bitki, hayvan,

eşya, ülke) bulup bunları kâğıttaki sütunlara yazar.

Oyuncular belirledikleri süre içerisinde tüm sütunlara

uygun kelimeleri yazmak zorundadırlar. Süre dolunca oyuncular buldukları kelimeleri söyler. Doğru

söylenen her kelime için on puan, ortak söylenen

kelimeler için beşer puan kazanılır. Oyunun sonunda

en çok puan toplayan oyuncu oyunu kazanır.

“İsim-Şehir” Oyunu

B)

Grup hâlinde oynanır. Kaç kişi oynayacaksa o sayıda

meyve grubu oluşturup isimlerini küçük kâğıtlara kişi

sayısı kadar yazılır. Sonra bu kâğıtlar karıştırılıp

oyunculara dağıtılır. Oyuncular, ellerinde aynı meyve

grubunu biriktirmeye çalışırlar. Sıra ile her seferinde

bir meyve değiştirilir. Aynı meyve grubunu elinde ilk

tamamlayan kişi ''Hımbıl!'' diyerek elini ortaya koyar.

Eli en üstte kalan hiç puan alamaz. En çok puan

toplayan oyunu kazanır.

“Hımbıl” Oyunu

İlk önce uzak bir noktaya koyulan kozalağı vurmaya

çalışarak oyuncular arasından ebe seçilir. Ardından

oyun başlar ve herkes kozalağı elindeki taşla vurmaya çalışır, kozalağı taşıyla isabet ettiremeyen geri

dönüp taşını almaya çalışır, bu sırada ebe taşını

almak için geri dönenleri ebelemeye çalışır.

“Çalı” Oyunu

Kişi sınırlaması yoktur. Ortalama beş altı kişiye oynanır. Bu oyun çocukların kelime dağarcığını geliştirir.

Çok çeşitli kelime oyunları vardır. Oyunculardan biri

ortaya bir kelime atar ve sıradaki oyuncu o kelimenin

son harfiyle başlayan bir kelime söylemek zorundadır. Kelime bulamayan oyuncu önce bir uyarı alır

daha sonrada oyun dışı kalır.

“Kelime” Oyunu

Her oyuncu elindeki kâğıda altı sütun çizer. Oyuncular sütunlara başlık olarak isim, şehir, bitki, hayvan,

eşya, ülke yazarlar. Sırayla her oyuncu, içinden

alfabeyi sayarken yanındaki oyuncunun komutuyla

durur. Durduğu harfi söyler. Her oyuncu söylenen

harfle başlayan kelimeler (isim, şehir, bitki, hayvan,

eşya, ülke) bulup bunları kâğıttaki sütunlara yazar.

Oyuncular belirledikleri süre içerisinde tüm sütunlara

uygun kelimeleri yazmak zorundadırlar. Süre dolunca oyuncular buldukları kelimeleri söyler. Doğru

söylenen her kelime için on puan, ortak söylenen

kelimeler için beşer puan kazanılır. Oyunun sonunda

en çok puan toplayan oyuncu oyunu kazanır.

“İsim-Şehir” Oyunu

C)

Grup hâlinde oynanır. Kaç kişi oynayacaksa o sayıda

meyve grubu oluşturup isimlerini küçük kâğıtlara kişi

sayısı kadar yazılır. Sonra bu kâğıtlar karıştırılıp

oyunculara dağıtılır. Oyuncular, ellerinde aynı meyve

grubunu biriktirmeye çalışırlar. Sıra ile her seferinde

bir meyve değiştirilir. Aynı meyve grubunu elinde ilk

tamamlayan kişi ''Hımbıl!'' diyerek elini ortaya koyar.

Eli en üstte kalan hiç puan alamaz. En çok puan

toplayan oyunu kazanır.

“Hımbıl” Oyunu

İlk önce uzak bir noktaya koyulan kozalağı vurmaya

çalışarak oyuncular arasından ebe seçilir. Ardından

oyun başlar ve herkes kozalağı elindeki taşla vurmaya çalışır, kozalağı taşıyla isabet ettiremeyen geri

dönüp taşını almaya çalışır, bu sırada ebe taşını

almak için geri dönenleri ebelemeye çalışır.

“Çalı” Oyunu

Kişi sınırlaması yoktur. Ortalama beş altı kişiye oynanır. Bu oyun çocukların kelime dağarcığını geliştirir.

Çok çeşitli kelime oyunları vardır. Oyunculardan biri

ortaya bir kelime atar ve sıradaki oyuncu o kelimenin

son harfiyle başlayan bir kelime söylemek zorundadır. Kelime bulamayan oyuncu önce bir uyarı alır

daha sonrada oyun dışı kalır.

“Kelime” Oyunu

Her oyuncu elindeki kâğıda altı sütun çizer. Oyuncular sütunlara başlık olarak isim, şehir, bitki, hayvan,

eşya, ülke yazarlar. Sırayla her oyuncu, içinden

alfabeyi sayarken yanındaki oyuncunun komutuyla

durur. Durduğu harfi söyler. Her oyuncu söylenen

harfle başlayan kelimeler (isim, şehir, bitki, hayvan,

eşya, ülke) bulup bunları kâğıttaki sütunlara yazar.

Oyuncular belirledikleri süre içerisinde tüm sütunlara

uygun kelimeleri yazmak zorundadırlar. Süre dolunca oyuncular buldukları kelimeleri söyler. Doğru

söylenen her kelime için on puan, ortak söylenen

kelimeler için beşer puan kazanılır. Oyunun sonunda

en çok puan toplayan oyuncu oyunu kazanır.

“İsim-Şehir” Oyunu

D)

Grup hâlinde oynanır. Kaç kişi oynayacaksa o sayıda

meyve grubu oluşturup isimlerini küçük kâğıtlara kişi

sayısı kadar yazılır. Sonra bu kâğıtlar karıştırılıp

oyunculara dağıtılır. Oyuncular, ellerinde aynı meyve

grubunu biriktirmeye çalışırlar. Sıra ile her seferinde

bir meyve değiştirilir. Aynı meyve grubunu elinde ilk

tamamlayan kişi ''Hımbıl!'' diyerek elini ortaya koyar.

Eli en üstte kalan hiç puan alamaz. En çok puan

toplayan oyunu kazanır.

“Hımbıl” Oyunu

İlk önce uzak bir noktaya koyulan kozalağı vurmaya

çalışarak oyuncular arasından ebe seçilir. Ardından

oyun başlar ve herkes kozalağı elindeki taşla vurmaya çalışır, kozalağı taşıyla isabet ettiremeyen geri

dönüp taşını almaya çalışır, bu sırada ebe taşını

almak için geri dönenleri ebelemeye çalışır.

“Çalı” Oyunu

Kişi sınırlaması yoktur. Ortalama beş altı kişiye oynanır. Bu oyun çocukların kelime dağarcığını geliştirir.

Çok çeşitli kelime oyunları vardır. Oyunculardan biri

ortaya bir kelime atar ve sıradaki oyuncu o kelimenin

son harfiyle başlayan bir kelime söylemek zorundadır. Kelime bulamayan oyuncu önce bir uyarı alır

daha sonrada oyun dışı kalır.

“Kelime” Oyunu

Her oyuncu elindeki kâğıda altı sütun çizer. Oyuncular sütunlara başlık olarak isim, şehir, bitki, hayvan,

eşya, ülke yazarlar. Sırayla her oyuncu, içinden

alfabeyi sayarken yanındaki oyuncunun komutuyla

durur. Durduğu harfi söyler. Her oyuncu söylenen

harfle başlayan kelimeler (isim, şehir, bitki, hayvan,

eşya, ülke) bulup bunları kâğıttaki sütunlara yazar.

Oyuncular belirledikleri süre içerisinde tüm sütunlara

uygun kelimeleri yazmak zorundadırlar. Süre dolunca oyuncular buldukları kelimeleri söyler. Doğru

söylenen her kelime için on puan, ortak söylenen

kelimeler için beşer puan kazanılır. Oyunun sonunda

en çok puan toplayan oyuncu oyunu kazanır.

“İsim-Şehir” Oyunu

Araştırmaya konu olan bu oyunların çocukların fiziki gelişimlerine; tutma, kavrama, çekme, taşıma, vücut

koordinasyonu gibi etkinliklerle olumlu etkide bulunduğu görülmektedir. Bundan dolayı anne-baba ve

eğitimcilerin çocukların oyun oynamalarına olanak sağlamaları gerekmektedir.

SONUÇ

9. Sosyal ağlara dâhil olan kullanıcılar, bağlantıların sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi ve genişlemesi için çok yüksek oranda bu yapılara gerçek isimlerini ve geçerli erişim bilgilerini vererek katılıyorlar. Aslında öyle de olması lazım çünkü sosyal ağlarda bağlantı kurmak sadece aramakla değil, bulunmakla da ilişkili. İşin ilginç tarafı, yoldan geçerken “Adın ne?’’

diye sorsanız söylemekten çekinecek kişiler sosyal ağlara kaydolurken bazen cep telefonlarına kadar kendilerinden

istenen her bilgiyi sunmaktan çekinmiyorlar. Buna bir de özel ilgi alanlarını ve sosyal ağ üzerinden kurduğunuz ilişkilerin sizin hakkınızda yansıtacağı kişisel eğilimleri eklediğinizde bu yapılar, bir süre sonra sizin neredeyse ruhunuzu okuyacak hâle gelebiliyor. Üstelik sosyal ağlarda pazarlama veya benzeri amaçlarla kişisel bilgilerinizin peşine düşen veya kimlik hırsızlığı için hakkınızda daha fazla bilgi toplamaya çalışanların sayısı da azımsanmayacak ölçüde fazla.

Bu parçada sosyal ağlara dâhil olan kullanıcılar ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Tedbirsiz davrandıklarına

B) Kişisel bilgilerini elde etmek için uğraşanların olduğuna

C) Ağızları yandığı hâlde yoğurdu üfleyerek yemediklerine

D) Sosyal ağlarda bağlantı kurmak için çoğunlukla gerçek bilgilerini paylaştıklarına

P:53

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

53

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE

Bu testte 12 soru yer almaktadır. 18

12

3. Empati, en basit ifadeyle kişinin kendini başka birinin yerine koyabilmesi olarak tanımlanabilir. Çünkü

her ne kadar zıddı iddia edilse de görünen o ki empatinin ne olduğu yeteri kadar bilinmiyor. Bu nedenle de empati kurmak ya da empatinin önemini anlamak pek mümkün olmuyor. Zamanın bizi getirdiği

nokta; empati kurmaktan azar azar uzaklaştığımızı,

her dakika biraz daha anlayışsız, biraz daha duyarsız, biraz daha bencil insanlar hâline geldiğimizi açık

ve net biçimde gösteriyor. İşte tam da bu nedenlerden dolayı, “Empati nedir?” sorusunun cevabını gerçekten özümseyerek öğrenmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.

Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisi

söylenebilir?

A) Empati konusunda gerekli eğitimlerin verilmediği

B) Günlük hayatta bencilce tutumların giderek azaldığı

C) Empati hakkında yeterince bilgi sahibi olunmadığı

D) Empatinin doğru kararlar almamızı sağladığı

2. Ladin ağacı, çamgiller ailesine (Pinaceae) ait olan ve

ülkemizde genellikle Doğu Karadeniz’de yetişmeye

müsait bir ağaçtır. Kış aylarında iğneli yapraklarını

dökmez ve rutubetli topraklarda yetişmeye elverişlidir. Halk arasında en çok bilinen türü doğu ve mavi

ladindir. Başka ağaçlarla bir araya geldiğinde orman

oluşturma özelliği vardır. Yine görsel açıdan sergilediği güzellik ile de önemli bir ağaçtır. Çok derine inmeyen kökleri yüzeyde yayvan bir görüntü oluşmasına neden olmaktadır. Ayrıca derin köklere sahip olmamasından dolayı şiddetli rüzgârlara karşı dayanıksızdırlar.

Bu metinde ladin ağacı ile ilgili aşağıdakilerden

hangisine değinilmemiştir?

A) Farklı türlerinin olduğuna

B) Şiddetli rüzgârlara dayanamadıklarına

C) Yetişmeye elverişli olduğu toprak özelliklerine

D) Ormanların en önemli parçası olduğuna

1. Sesinizi duyurmanın özellikle iş hayatında başarı elde etme yolunda ne denli güçlü bir silaha dönüşebileceğinin farkında mısınız? Söyleyecek bir çift lafınızın olduğu hatta belki de son derece hassas bir konuyu paylaşmanın arifesinde olduğunuz bir an hayal edin. Karşınızdaki kişinin tüm dikkati sizin üzerinizde olurdu değil mi? Bu düzeyde bir

dikkat yani karşınızdaki insanın sizi gerçekten dinlediğini bilmek, kendinizi değerli hissettirir. Güvende hissetmenizi

sağlar. Birinin sizi gerçekten anladığını düşünür ve kendinizi gerçek anlamda önemli hissedersiniz. Sesinizi duyurabilmek varlığınızı geçerli kılar, bu varlığın etkenlerinden yalnızca biridir. Şimdi bir de söyleyecek bir şeyinizin olduğu

ancak kimsenin dikkatini çekemediğiniz bir zaman dilimi düşünün. Karşınızdaki kişi dikkatini toplamakta zorlanıyor,

sürekli dağılıyor, telefonuna bakıyor, başka şeyler düşündüğünü açık ve net bir biçimde belli ediyor ya da ne anlattığınızı dinlemeksizin mantıksal bir sıraya koyduğu cevapları bir çırpıda sıralayıveriyor. Göz ardı edilmiş, küçük düşürülmüş veya önemsiz hissetmez miydiniz?

Bu metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) İnsanlar tarafından dinlendiğini hissetmenin tüm insanların isteği olduğuna

B) Var olduğumuzu belli eden unsurlar arasında sesimizi duyurabilmenin de olduğuna

C) İnsanın duygu ve düşüncelerini aktarabilmesinin başarı elde etmesinde önemli bir adım olduğuna

D) İnsanın sesini duyuramamasının küçümsenmiş hissi yarattığına

AP8JPSB21-012

P:54

54

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 12

6. Voleybol, file ile ikiye bölünmüş bir oyun alanı üzerinde iki takım tarafından oynanan bir spordur. Oyunun çok yönlülüğünün herkese sunulabilmesi amacıyla özel durumlar için farklı uyarlamalar bulunmaktadır. Oyunun amacı, topu filenin üzerinden geçirmek

suretiyle rakip alana göndermek ve rakip takımın aynı amaca ulaşmasını önlemektir. Takımların rakip alana gönderirken topa üç kez vurma hakkı vardır (blok

teması dışında). Top oyuna servis ile sokulur; servisi

atan oyuncu topu filenin üzerinden rakip alana gönderir. Oyun; topun oyun alanına değmesi, harice gitmesi veya bir takımın hata yapmasına kadar devam

eder.

Bu metinde voleybol ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Oyunun kurallarına

B) Oyunun devam etme şartlarına

C) Kaç kişiyle oynandığına

D) Oyunun amacına

5. Günümüzde spor sadece insanların fiziki ve psikolojik açıdan güçlenmesi için sürdürülen bir faaliyetler

bütünü olmaktan daha ileri gitmiştir. Bununla birlikte

spor, sorumluluk ve iş birliği eğilimi ile düzen sağlama kabiliyetini ortaya çıkararak kişinin sosyalleşmesine yardımcı olan önemli bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyin sosyal yaşamı içerisinde, psiko-sosyal gelişimini desteleyerek bunu hızlandırmasına yardımcı olan faktörlerin başında spor yer almaktadır. Sporun kişilerin psiko-sosyal gelişiminde

önemli bir yeri olduğu, insanların sosyal ve psikolojik bakımdan aktif kılmanın en kolay yolunun spordan geçtiği unutulmamalıdır.

Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisi

söylenebilir?

A) Spor; insanların sosyal, psikolojik ve fiziki anlamda gelişimine katkı sunar.

B) Spor, insanların psikolojik sorunlara çözüm bulmasını sağlar.

C) Sosyalleşme konusunda spordan daha etkili bir

faaliyet yoktur.

D) Sporun hayatımızdaki rolü, insanlar tarafından net

bir şekilde bilinmektedir.

4. Alfabe okuma-yazma için sadece bir araçtır. Ama asıl amaç bir milletin alfabeyi kullanarak kültürel sürecini en üst

seviyeye çıkarmak olmalıdır. Bunun için de milletlerde okuma zevkinin en üst seviyede olması gerekmektedir. Okumak düşünmeyi, yorum yapmayı beraberinde getirmiştir. Bilgi toplumları, bilgiye en kısa yoldan okuma yolu ile ulaşmaktadır. Okuma, kişinin kendini yenilemesi, sınırlarını zorlaması, evrenselliğe ulaşması için vermiş olduğu basit ama

ulvi bir mücadeledir. Eğitim; kişinin doğa ile mücadelede ona galip gelme adına yapmış olduğu uğraşı olarak tarif

edilmiştir. Okuma, doğa ile mücadelede doğaya galip gelmenin ilk yoludur. Okumayan, kendini yenilemeyen kişiler,

hayat mücadelesinde çok geri kalacaklardır. İyi bir okuyucu olan birey ile okumayan birey arasında çok büyük fark

vardır. Hayat devam ettikçe bunlar arasındaki fark artacak ve bu fark günlük hayata yansıyacaktır. Okumak, belirli

harfleri bir araya getirerek bunları sese dönüştürme, ders kitaplarını takip etme eylemi değildir.

Bu metinden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Bilgiye ulaşmanın en kestirme yolu okumaktır.

B) Okuma-yazma kültürünün en değerli amacı sadece bilgiye ulaşmak olmalıdır.

C) Hayat mücadelesinde başarısız olan toplumların temel sorunu okumamak ve okuduğunu hayata geçirememektir.

D) Küreselleşen dünyada her eylem ve yatırım, okuma eyleminden kaynaklı olacak ve bu doğrultuda gelişim sağlanacaktır.

P:55

55

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 12

8. Kültürün bir unsuru olan dil, sürekli gelişen/değişen

canlı bir varlıktır. Dildeki gelişme ve değişmelerde

toplumun kültürel değişimleri, yaşadığı coğrafya, yaşam biçimi, inançları, iletişimde bulunduğu diğer uluslar etkilidir. Bu durum örneğin Türklerin İslamiyet’i kabulünün ardından Arapça ve Farsçanın Türkçe üzerindeki etkisinde kendini göstermiştir. Kültür ile dil

arasında kopmaz bağlar vardır. Dil kültürü, kültür de

dili şekillendirir. Kültür ve dil millî kimliğin en önemli

belirleyicisidir. Dil, toplumun bireyleri arasında ortak

duygu ve düşünceler meydana getirir. Bir toplumun

kültürü sonraki nesillere en çok dil aracılığıyla aktarılır yani dil, bir kültür taşıyıcısıdır ve ortak bir kültür

için ortak bir dil gereklidir.

Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Kültürün en önemli taşıyıcısının dil olduğuna

B) Kültürü oluşturan birden çok unsur olduğuna

C) Kültürün de dil gibi değişen ve gelişen yapısı olduğuna

D) Dildeki değişimleri tetikleyen birden çok faktör olduğuna

7. Dağınıklığın karşılığı olan “clutter” sözcüğü, Orta Çağ İngilizcesindeki donma, pıhtılaşma anlamındaki “clotter” kelimesinden gelmektedir. Arttıkça sizi içine alması, yolunuzu tıkaması da aynı şeye işaret eder. Dağınıklık arttığı oranda mekâna düşük seviyeli enerjiler de çekilmiş olur. Benzer benzeri çeker, prensibi burada da geçerlidir. Bunu her

insan bilir, sokakta yürürken birinin bir kenara bir izmarit veya çöp attığını görürsünüz. Ertesi gün aynı yerden geçerken bir de bakarsınız, izmaritin/çöpün yanında daha başka atıklar da birikmiş. Çok geçmeden burada bir çöp tepesi oluşur. Dağınıklık evlerde de aynı şekilde çoğalır. Başta az bir şeyle başlar, derken büyüdükçe büyür, çevresindeki durağan enerji de ona bağlı olarak çoğalır ve yaşamınız üzerindeki durağanlaştırıcı etkisini hissettirir. İnsan yaşamında yeni bir sayfa açmak istediği zamanlarda ya da sıkıntı bastığında kendini, evindeki veya odasındaki dağınıklığı toparlarken ya da bazı eşyaların yerlerini değiştirirken bulabilir. Fakat insanların büyük çoğunluğu dağınıklıklarıyla yaşamaya alışabilmektedirler. Tıkalı enerji son derece yapışkandır ve gerçekten silkelenip bir şeyler yapmak

için esaslı bir çaba gerekir.

Bu metne göre dağınıklıkla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Dağınıklık hayatımızı sabit, hareketsiz hâle getirir.

B) Dağınıklık insan hayatını yalnızca fiziksel yönüyle etkilemektedir.

C) Bazı insanlar dağınıklıktan kurtulmaya çalışırken bazıları da bu hayat tarzına alışmaktadır.

D) Dağınıklığın artması önümüze çıkan büyük engellerden birisidir.

9. Köpeklerin burunlarında bulunan ve koku almaya yarayan özel sinir hücrelerinin sayısı, insanlarınkinden

en az yirmi kat fazladır. Ayrıca, köpeklerin burun kanalları daha geniş ve kıvrımlıdır. Bu sayede burunlarının içine hava ile birlikte daha fazla koku molekülü

dolar. Bu moleküller daha çok sayıda sinir hücresi ile

temas eder. Sinir hücreleri, koku moleküllerine ait bilgileri beyne iletir. Bilgiler, beyinde yorumlanır ve kokular algılanır. Köpeklerde beynin koku ile ilgili bölümü insanlarınkinden daha büyüktür. Bu özellikleri sayesinde insanlara göre daha fazla kokuyu birbirinden

ayırt edebilirler.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin yardımcı düşüncelerinden biri olamaz?

A) Köpeklerdeki koku molekülleri çok sayıda sinir

hücresi ile temas eder.

B) İnsanlarda beynin kokuyla ilgili olan bölümü daha küçüktür.

C) Koku almaya yarayan sinir hücrelerinin sayısı insanlarda daha fazladır.

D) Burun kanalları köpeklerde daha geniş olduğundan daha fazla koku molekülü dolar.

P:56

56

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 12

11. Cahit Külebi; 1940 nesli içinde kendi üslubunu bulduktan sonra yenilik içinde koşmayan, yeni şiirin özellikleri ile gelenekselliği başarıyla birleştirerek memleket şiirleri yazan önemli bir şairimizdir. Yazdığı şiirleri; memleket, aşk ve destansı şiirler olarak üç grupta inceleyebileceğimiz şair, şehirlerde yaşamasına rağmen köyünden kopmamış ve köylerin zenginliklerinden faydalanmış nadir sanatçılarımızdandır. “Halk, doğa ve kadınlar” yazdığı şiirlerinin temelini oluşturmaktadır. CahitKülebi heceye yakın bir serbest mısra üslubuyla, sade ve

temiz bir dille, kendine özgü, doğal ve Karacaoğlan’ı

andıran bir içtenlikle eserlerini meydana getirmiştir. “Yeni romantizm” olarak adlandırılmış, hayalle değil gerçekle ilintili, fertçi değil toplumcu bir anlayışla eserlerini kaleme alan Külebi şiirlerinde iyimser, neşeli, hüzünlü ve gerçekçi bir havadadır.

Bu metinden hareketle Cahit Külebi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Realist bir anlayışla eserlerini yazdığı

B) Her şiirinde halkın sorunlarına yer verdiği

C) Şiirlerinde farklı duygulara yer verdiği

D) Orijinal bir üsluba sahip olduğu

10. I. Portakal, neredeyse herkesin sevdiği bir meyve türüdür. Turunçgiller ailesinden olan bu meyve ülkemizde daha

çok Adana, Mersin, Hatay ve Antalya gibi Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü illerde yetişmektedir. Oldukça sulu

bir meyve olan portakalın aynı zamanda kabuğu reçel, marmelat yapımında kullanıldığı gibi kolonya ve parfüm

yapımında da kullanılmaktadır. Portakalın suyunu içmek istiyorsanız taze sıkılmış olmasına özen göstermelisiniz.

Aksi takdirde faydalı özelliğini kaybedecektir. (Portakal, ülkemizde Akdeniz Bölgesi dışında yetişmemektedir.)

II. Mutluluk, öfke, korku, üzüntü… Bu temel duyguların hepsi tüm insanlarda bulunur. Ancak yoğunlukları bireyden

bireye değişir. Normal kabul edilen sınırlarda yaşanıldığında bu duygular bireyin sağlıklı bir hayat sürmesine yardımcı olur. Ancak bu duyguların aşırı uçlarda yaşanması veya bastırılması bireyde psikolojik problemlere yol açabilir. Örneğin insandaki temel duygulardan olan öfke yaşam kalitemizi olumlu veya olumsuz etkileyebilir. Duygunun yoğunluğunun yanı sıra duygunun ifade ediliş biçimi onu olumlu veya olumsuz olarak nitelememize yardımcı olur. (Temel duygular, yaşandığı sınıra göre insan hayatını farklı kılar.)

III. Unutulmaz kurgusal karakterleri, defalarca beyaz perdeye uyarlanmış eserleri ve eleştiri yazılarıyla hafızalara kazınan Charles Dickens, edebiyat dünyasının en önemli isimlerindendir. Yaşadığı dönemde benzeri görülmemiş

büyük bir şöhrete ulaşmış, 1870’te kariyerinin zirvesindeyken hayata veda etmiştir. Ayrıca onu diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, tüm zamanların en çok satan kitabı İki Şehrin Hikâyesi’nin yazarı olmasıdır. (Charles Dickens’in

tüm eserleri sinemaya uyarlanmıştır.)

Numaralanmış metinlerden hangilerinde yay ayraç içinde verilen yargıya ulaşılamaz?

A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II ve III

12. Venüs’ün dönüş yönündeki farklılığının sebebi ile ilgili olarak kabul edilen görüşlerden birine göre, Venüs

de başlangıçta diğer gezegenler ile aynı yönde dönüyordu. Ancak daha sonra dönme ekseni 180 derece

değişti, yani eksen eğikliği 180 derece oldu. Bu görüşe göre aslında Venüs baş aşağı şekilde aynı yönde

dönmeye devam ediyor. Bilim insanları bu değişimin,

Güneş’in kütle çekiminin Venüs’ün kalın ve yoğun atmosferi üzerinde sebep olduğu güçlü gelgit etkisi ve

Venüs’ün çekirdeği ile manto tabakası arasındaki sürtünme nedeniyle meydana geldiğini düşünüyor.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Venüs aslında aynı yönde dönmeye devam ediyor.

B) Venüs’ün dönüşü ile ilgili birden fazla görüş vardır.

C) Venüs’ün kalın ve yoğun bir atmosferi vardır.

D) Venüs’ün çekirdeği ile manto tabakası arasında

sürtünme bulunmaz.

P:57

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

57

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

13

3. Yarasanın 200 cins ve 17 familya içinde 900-1000 türü vardır. Kanatları açık durumdaki boyları 5 cm’den

150 cm’ye kadar değişebilir. Dünyanın her bölgesinde yaşarlar ancak tropikal bölgelerde sayıları daha

fazladır. Yarasalar çok miktarda böcek tükettikleri için

dünyanın dengesi açısından büyük önem taşır. Yarasanın vücudu fareye benzer ve genellikle ince bir

kürkle kaplıdır. Yarasaların kulakları çoğunlukla çok

büyük ve kıvrımlıdır. Burun ve kulaktaki bu çıkıntılar;

duyu organı görevi görür, ses titreşimlerini almaya ve

iletmeye yarar. Bazı yarasalar yalnız yaşar; mağaralarda, yarıklarda, içi oyuk ağaçlarda veya tavan aralarında. Diğer türler ise sürüler hâlinde yaşar.

Bu metinde yarasalar ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Farklı yerlerde yaşayabildiklerine

B) Fare ile aynı yaşam koşullarına sahip olduğuna

C) Yalnız veya topluluk hâlinde yaşadıklarına

D) Hayati öneme sahip olduklarına

1. Bireyin öğrenme süreci, sanılanın aksine daha doğar doğmaz başlar. Çocuğun çok yönlü gelişimi gibi öğrenme düzeyi de zaman geçtikçe daha da ilerler. Öğrenme yolunda ilk zamanlarda ebeveynlerinden yardım alan bebek/çocuk zaman geçtikçe dış dünyayı anlayabilmek ve tanıyabilmek için duyularını ve çevresinde gördüğü her türlü aracı (oyuncaklar, kitaplar vb.) kullanır. Çocuğun dış dünyayı anlamlandırabilmesi için oyuncaklar ve oyun gibi etkili olan

araçlardan bir diğeri de çocuk kitaplarıdır. Çocuk kitaplarından hareketle, hikâye okumak, masal anlatmak ya da çocuk şiirlerini dinlemek çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimlerini sağlarken hayal gücü ve yaratıcılık becerileri için çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle çocuklara yönelik hazırlanan hikâye, fabl, masal ve şiir kitaplarından oluşan nitelikli çocuk kitapları ile çocukların en erken yaşlardan itibaren buluşturulması günümüzde çocuk

gelişiminde çok önemli bir ihtiyaç hâline gelmiştir.

Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Çocuk kitapları her çocuğun gelişiminde yüzde yüz etkili olmaktadır.

B) Çocuğun gelişiminde en büyük faktör ebeveynleridir.

C) Çocuklara yönelik hazırlanan kitaplarda dikkat edilmesi gereken hususlar vardır.

D) Çocuğun fiziksel çevreyi algılamasında farklı birçok faktör etkilidir.

2. Çocukluk dönemi, tüm insan yaşamında kısa bir dönemi kapsar ancak gerekli ve köklü tüm alışkanlıklar

çocukluk yıllarında kazanılır. Çocukları yetişkinlerden

ayıran en önemli özellik; sürekli büyüme ve gelişme

göstermeleridir. Çocukların; zihinsel, duygusal, sosyal, bedensel gelişiminin %70’i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır. Bu süre içinde en hızlı gelişme, ilk

2 yılda gerçekleşir. Başlangıçta davranışı birkaç refleksten oluşan insan, 2 yıl sonunda kendi başına yürüyebilen, konuşabilen, sonrasında da bazı basit

problemleri çözebilen, neden-sonuç ilişkisi kurabilen, basit planlamalar yapabilen, hatırlayabilen bir kişi hâline gelir.

Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Yetişkinlerde sürekli büyüme ve gelişme meydana gelmez.

B) İnsana ait önemli huylar çocukluk döneminde kazanılır.

C) Çocukluk döneminde tüm beceriler kazanılır.

D) Çocukların her açıdan gelişiminin büyük kısmı çocukluk döneminde gerçekleşir.

AP8JPSB21-013

P:58

58

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 13

5. Hardalın tadı kimilerine göre acıdır ya da acı biber

yemek bazı insanlar için hayli zordur. Bazı bilimsel

araştırmalar yemek tercihlerimizin genetik temelli olduğuna gösteriyor. Buna göre bebekler belli sayıda

tat algılayıcı ile doğar ve bu sayı genetik olarak belirlenir. Bazı bebeklerde 1 santimetrekarede birkaç

yüz tane tat algılayıcı varken bazılarında bu sayı 10

bine kadar çıkabilir. Tat algılayıcılar dilin üzerinde bulunur. Yale Üniversitesinde profesör olan Linda Bartoshuk insanların tat algılayıcılarının sayısına göre üç

grupta sınıflandırılabileceğini (aşırı, orta ve çok az algılayabilenler) söylüyor. Bu sayı insanların tat, sıcaklık ve yiyeceğin dokusunu algılama derecesini ve hassasiyetini de belirler. Bazı insanlar acı bibere karşı

hayli dayanıklıyken bazılarının daha hassas olmasının nedeni sahip oldukları tat algılayıcı sayısı olabilir.

Bu metinden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Tat algılayıcılarının miktarı birçok faktöre karşı duyarlılığımızı belirlemektedir.

B) İnsanlar tat algılayıcılarının miktarı bakımından

gruplara ayrılmaktadır.

C) Bebeklerin farklı sayıdaki tat algılayıcısı ile doğması ailelerin durumuyla ilgilidir.

D) Yemek tercihlerimiz kalıtımsal özelliklere göre belirlenir.

4. Kalbimin peynirler bakımından sultanıdır beyaz peynir. Birçok mutfakta da öyle olduğunu düşünüyorum zira kişi başına yıllık beyaz peynir kullanımı dokuz kilogram civarında olan bir memleketiz. Eskiden beyaz peynir deyince akıllara Edirne peyniri gelirdi, şimdi Ezine peyniri başı çekiyor. Ezine peyniri mevsimine göre koyun, keçi ve inek sütünün belirli oranlarda karışımından yapılır. Sadece koyundan yapılırsa daha sarı renkte, orta yumuşaklıkta ve nispeten kokulu oluyor. Genellikle keçi sütüyle beraber yapılıyor ki hem rengi daha beyaz olsun hem de daha kokusuz...

Bu arada keçi sütü peynirin sert olmasını sağlıyor. Aslında yörenin karakteristik özelliğinden yani koyunundan, Kaz

Dağları’nın havası, suyu, otundan ötürü o kadar ön plana çıkmakla beraber başka yörelerde de yapılan beyaz peynire Ezine peyniri diyerek satabiliyorlar. Böyle bir anlayışsal sabitlenmeden ötürü de yöresine has olan bu peynir herhangi bir coğrafi işaretlemeyi temsil etmez oldu.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Beyaz peynirin yöreye göre farklı tat ve isimlerde olduğuna

B) Ezine peynirinin yapımında kullanılan süt çeşitliliğine

C) Ezine peynirinin yapımında keçi sütünden niçin faydalanıldığına

D) Ülkemizde beyaz peynirin tüketiminin fazla olduğuna

6. Danışanlarımdan bana en çok gelen sorulardan biri,

uyku ile ilgili. Uyku, bugünün telaşlı dünyasında farkında olmadan değer kaybetmeye başladı. Hem uykusuz kaldığımızda kendimizi kötü hissediyoruz hem

de genellikle kaliteli uykunun da peşinde koşmuyoruz. Sürekli ışık, ses, bilgi gibi çeşitli formlarda enerji bombardımanı altındayız. Vücudumuzun doğal ritimleri kesintiye uğruyor. Bütün bu enerji ve veri bombardımanın altında uyku miktarımız ve kalitesini ölçme yeteneğimiz değişiyor ve kendimizi tamamen bitkin hissediyoruz çünkü uykunun kalitesi azalıyor. Sonra kafein ve şekerli yiyeceklerle günü geçirmeye, enerji depolamaya çalışıyoruz. Gün boyunca bizi uyandırmak için uyarıcılara ihtiyacımız var, geceleri de sakinleşmemize yardımcı olacak gevşeticilere...

Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Yaşanan uyku sorunu günlük ilişkilerimizi olumsuz etkiliyor.

B) Uyku sorununa karşı günlük bazı önlemler almaya çalışıyoruz.

C) Uykuya gereken değeri vermiyoruz.

D) Uykumuzun kalitesini etkileyen birçok etken vardır.

P:59

59

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 13

7. ` Çevre kirliliği yeryüzündeki tüm varlıkları etkilemektedir.

` Çevre kirliliğinin birçok faktörü bulunmaktadır.

` Çevre, canlılar için vazgeçilmez bir yaşam alanıdır.

Aşağıdaki metinlerin hangisinde numaralanmış yargıların tamamına değinilmiştir?

A) Çevre kirliliği, doğal çevredeki atıkların tanımıdır ve olumsuz değişikliklere sebep olur. Bu, çoğunlukla insan eylemi ve doğal afetlerden dolayıdır. Çevre kirliliği yüzünden 17. yüzyıldan bu yana en az 112 memeli hayvan ve 94

kuş türünün soyu tükenmiştir. Çevre kirliliğinin azalmaması durumunda birçok hayvan türü de soylarının tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıyadır. İnsanların fiziksel ve psikolojik durumunu da olumsuz yönde etkileyen çevre

kirliliğinin önüne geçilememesi durumunda, insanlığın yok olması da kaçınılmaz olacaktır.

B) İnsanların tarım ve sanayi çalışmaları başladığından beri çevreye etkileri olmuştur fakat çevre kirliliğine bağlı sorunlar en çok sanayileşme ile ortaya çıkmıştır. Çevre kirliliği sadece belli türdeki hayvan ve bitkileri değil tüm canlı yaşamını tehlikeye düşürmüştür. Başlarda çevrenin korunması konusunun üzerinde bilinçli olarak durulmamış

ve sürekli “gelişme”ye dayalı politikalar izlenmiştir. II. Dünya Savaşı’nı izleyen ve ekonominin canlandığı yıllarda

çevre sorunlarına duyulan ilgi artmıştır. 1960-1970 yıllarında ise çevre kirliliği sorunlarına politikada yer verilmeye başlanmıştır. Sanayileşmiş birçok gelişmiş ülke çevre kirliliğini azaltmaya yönelik çalışmalar yapmıştır fakat

tutarlı bir çalışmaları olmamıştır.

C) Çevre, dünya üzerinden yaşamlarını sürdüren canlıların hayatları boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır.

Çevre; bize geçmişten kalan bir miras değil, korunması ve gelecek nesillere de bırakılması gereken en değerli

emanettir. Çevre kirliliği, dünya üzerinde yaşayan canlı ve cansız varlıkları olumsuz yönde etkileyen, onların üzerinden yapısal bozulmalar meydana getiren olayları kapsar. Bu varlıkların etkileşim içerisinde olduğu hava, su ve

toprağa niteliklerini bozan yabancı maddelerin karışması da çevre kirliliğine sebep olmaktadır. Sağlıklı ve temiz

bir çevrede yaşamak insanın en temel haklarından biridir. Ne yazık ki artan nüfus artışı, doğal kaynakların kötü

kullanılması, plansız endüstrileşme gibi etkenler çevre kirliliğine sebep olmakta ve insanoğlu en temel hakkından

mahrum kalmaktadır.

D) İçinde yaşadığımız evren bir döngü içinde işleyen unsurlarla birlikte varlığını sürdürmektedir. Her bir unsur kendi içinde kendi düzeni ile işler, çevre de bu unsurların başında gelir. İnsan yaşadığı çevrenin düzenini bilmeli ve

bu düzene uygun şekilde hareket etmelidir. Ne yazık bu basit kurala biz insanlar çoğu zaman uymayı başaramıyoruz. İnsanların kendi yaşadığı doğaya verdiği her türlü zarar çevre kirliliğini oluşturur. Fabrikalardan salınan

atıklardan kişisel bakımda kullandığımız basit deodorantlara, uçak veya arabalardan çıkan gazlardan küçük plastik poşetlere kadar birçok şey çevre kirliliği oluşturmaktadır.

8. Yıldırımların gökyüzünde oluşturduğu şekiller, nasıl oluştukları ile ilişkilidir. Yıldırımların ortaya çıkmasının asıl sebebi, fırtına sırasında bulutların içindeki eksi elektrik yüklerinin, bulutun bir tarafında yoğunlaşmasıdır. Bu süreçte bulutların üst bölümlerinde artı yükler yoğunlaşırken alt kısımları eksi yükle yüklenir. Bulutun eksi yük yoğunluğu olan

kısmı, yerdeki eksi yüklerin itilmesini sağlayarak yerin bu kısmında artı yük yoğunluğu oluşturur. Buluttan yeryüzüne doğru oluşan yıldırımlarda eksi yüklerin yere ulaşmasını sağlayan bir yol oluşur. Ancak bu, her biri yaklaşık 50100 metre uzunluğunda farklı parçalardan oluşan bir hattır ve farklı yönlere doğru yayılabilir.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Yıldırım bir hat şeklinde ve farklı yönlerde oluşabilir.

B) Buluttaki eksi yük yoğunluğu topraktaki artı yükü iter.

C) Fırtına sırasında bulutun içindeki eksi yük bir tarafta yoğunlaşır.

D) Yıldırımlarda artı yüklerin yere ulaşmasını sağlayan bir yol oluşur.

P:60

60

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 13

9.

Harflerle belirtilen metinlerden çıkarılabilen yargılar rakamla gösterilen tablolarla eşleştirildiğinde doğru eşleştirme aşağıdakilerden hangisi olur?

K L M

A) 2 3 1

B) 2 1 3

C) 1 3 2

D) 3 2 1

K

Mutlu olmak sizin elinizde… Elbette mutsuz olmak da! Hayata nasıl baktığımız,

bardağın hangi tarafını gördüğümüz mutlu olup olmayacağımızı belirler… Bu

konuda tüm mesele bizde bitiyor. Bizim bakış açımız, bizim yaşantımız vs. mutlu olma durumumuzu belirliyor. Kiminin yaşadığı mutsuzluktan kimileri mutlu

olabilecek bir parça bulabilir. Bu tamamen bizim elimizde…

L

Hepimiz mutluluk ve mutsuzluk üzerine düşünmüşüzdür mutlaka. Bizi nelerin

mutlu, nelerin mutsuz ettiğini tespit etmeye çalışmış, bu tespitlerden bazılarının tamamen bize özgü olduğunu, bazı noktalarda ise neredeyse tüm insanlığın uzlaştığını görmüşüzdür. Fakat edebiyatın belli başlı isimleri, bunlarla yetinmeyip, bir kavram olarak mutluluğu ve mutluluğun mümkünlüğünü de ele aldılar.

M

Büyük Alman şairi Goethe’ye “Mutlu bir hayat yaşadın mı?” diye sormuşlar ki cevabı ”Evet.” olmuş. “Çok mutlu bir hayat yaşadım ama tek mutlu bir hafta hatırlamıyorum.” diye devam etmiş. Bu durum bizim için de geçerli. Çünkü sıradan bir

yaşamı olan insanlar olarak güne tanıtımla, reklamla, sürekli yeni cazip çekici modalarla, mutluluğu hep daha iyi, daha iyi ve kesintisiz bir dizi memnuniyetler bütünü olarak düşünmeye itiliyoruz. Bunların farkında değiliz. Aslında mutluluk; üzüntülerin, sorunların üstesinden gelmektir. Şaire göre asıl kâbus ardı arkası gelmeyen

güneşli günlerdir. Çünkü sürekli rahat ve huzur mutluluk değildir. Hatta bu durum

bir de mücadelesiz elde edilmişse…

1

Gayret gösterilmeden

elde edilen mutluluk,

mutluluk değildir.

2

Mutluluk ve mutsuzluk tercih meselesidir.

3

İnsanları mutlu ya da

mutsuz eden saptamaların bazıları evrensel boyutludur.

10. İnsanın gücü yettiğince alt etmeye çalıştığı felaketlerin bir kısmı doğal olsa da giderek artan bir kısmı da bizzat kendi eseri. Küresel ısınma ve iklim değişikliği olarak adlandırdığımız olay, insanın doğayı kendi eliyle mahvetmesinin

bir sonucu. İklimlerin şekil değiştirmesi, canlı türlerinin hızla yok olması, su ve gıda krizinin baş göstermesinin yanında doğal felaketlerin yıkıcılığı solda sıfır kalıyor. Bilim insanlarının uyarılarına rağmen hükûmetler çapında harekete geçilmedikçe önlenemeyecek sona doğru gidiliyor. Bu durumda insan kadim sorusunu soruyor? Ne için yaşıyorum ve nasıl ayakta kalacağım?

Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Doğal felaketlerden daha yıkıcı olan hadiseler yaşanmaktadır.

B) Biz insanların faaliyetleri sonucu doğa tahrip edilmektedir.

C) Yeryüzünde yaşanan tüm felaketler doğal yollarla meydana gelmemektedir.

D) Devletler küresel ısınma sorunu için birlikte çalışmaktadır.

P:61

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

61

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE

Bu testte 12 soru yer almaktadır. 18

14

2. Yüzey ıslandığında ek bir su katmanı tarafından kaplanır. Havadan su katmanına kırılarak giren ışık, kumaştan yansıdıktan sonra gözümüze ulaşmadan önce su-hava yüzeyini aşmalıdır. Ancak kumaştan yansıyan tüm ışınlar bu bariyeri aşamaz, bazıları sudan

çıkamayarak geri yansır. Bu sebeple ıslak yüzeyleri,

çevrelerindeki kuru yüzeylere göre daha koyu görürüz.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Işığın gözümüze gelmeden önce aşması gereken

engeller vardır.

B) Işık önündeki tüm engelleri aşabilecek özelliktedir.

C) Islak yüzeyler, kuru yüzeylerden daha koyu renkte görünür.

D) Işık havadan su katmanına kırılarak girer.

3. Saçlar kafa derimizde bulunan saç köklerinde oluşur. Saçlar cansızdır. Bir saç teli genellikle iki ila altı

yıl boyunca devamlı olarak uzar. Uzaması duran saç

telinin saç kökü ile olan bağlantısı zamanla zayıflar.

Saç teli bir süre sonra saç kökünden ayrılır ve dökülür. Dökülen saç telinin yerine saç derisinde bulunan

folikül adı verilen yapılardan yeni bir saç teli oluşur.

Günde ortalama elli ila yüz saç telinin dökülmesi normal sayılır. Ancak yaşlanma bazı foliküllerin saç üretmesini azalttığından dökülen saçların yerine üretilen

saçların az olmasına yol açar.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Dökülen saçların yerine yenileri çıkar.

B) Saçların kökleriyle bağlantısı zamanla hızlanır.

C) Yaşlanma ile beraber dökülen saçların yerine daha az saç oluşur.

D) Dökülen saçların günlük miktarı 50-100 tel arasında olması normaldir.

1. Ozon tabakasındaki incelme çoğunlukla Antarktika’da ilkbahar aylarında belirginleşiyor. Bu olayın Antarktika üzerinde oluşmasının nedeni bu bölgedeki koşulların ozon tabakasında incelmeye sebep olan kimyasal tepkimelerin

gerçekleşmesini kolaylaştırmasıdır. Doğal süreçler ve insan kaynaklı etkinlikler sonucu açığa çıkan bazı maddeler

ozon molekülleri ile tepkimeye girerek parçalanmalarına neden olabilir. Ancak ozon tabakasındaki incelmenin başlıca sebebi, insan kaynaklı etkinlikler sonucu atmosferdeki miktarı aşırı yükselen klor ve brom. Bu elementler, kararlı yani uzun süre yapısında değişiklik olmadan kalabilen bazı kimyasal bileşiklerde (örneğin deodorantlarda ve buzdolaplarında kullanılan kloroflorokarbonda) bulunabiliyor. Gaz hâlindeki bu maddeler atmosfere büyük oranda Kuzey Yarım Küre’de salınıyor. Stratosfer tabakasına ulaşan bu gazlar atmosferde uzun mesafeler boyunca taşınabiliyor. Ozon tabakasındaki incelmenin Antarktika üzerinde görülmesinin nedeni, kutup bölgelerinde oluşan kimyasal

tepkimelerin oluşması için uygun bir yüzey sağlamasıdır. Ozon molekülleri ile tepkimeye girerek parçalanmalarına

neden olan maddeler stratosferik bulutların içindeki katı ve sıvı taneciklerin yüzeyinde oluşur.

Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu metnin yardımcı düşüncelerinden biri değildir?

A) Antarktika, kutup bölgelerinde kimyasal tepkimelerin oluşması için uygun yüzey sağlar.

B) Ozon tabakasındaki incelme Antarktika’da sonbahar aylarında belirginleşiyor.

C) Stratosfer tabakasındaki gazlar atmosferde uzun mesafelerce taşınabiliyor.

D) İnsan kaynaklı etkinlikler sonucu atmosferde klor ve brom yükselir.

AP8JPSB21-014

P:62

62

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 14

5. Kimileri defterlerinden ve kalemlerinden asla vazgeçmedi, kimileriyse birkaç yıldır yazı yazmak için sadece klavye kullandı. Seçici olsanız da olmasanız da yazmak için kullandığımız araçların aynı zamanda beynimiz için de araçlar olduğunu bilin. El yazısı notlar, somutlaşmış bilişi şifrelemek için güçlü bir araçtır ve dolayısıyla beynin bilgiyi alma kapasitesini destekler. Dahası elle not aldığınızda elleriniz sağlam bir harici bellek deposu meydana getirir: Defterinizi. Elle not almak

bir kazan-kazan yöntemidir ve her öğrencinin bilişsel

araç setine dâhildir. Etkili bir şekilde elle not almayı

öğrenmek ve not alma pratiğini temel bir öğrenme ve

çalışma aracı olarak nasıl kullanabileceğimizi öğrenmek 3. veya 4. sınıfta bile başlayabilir ancak başlamak

için hiçbir zaman çok geç değildir.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Yazmak için kullanılan araçlar, beynimiz için de

araç hükmündedir.

B) Elle not almanın birden çok faydası bulunmaktadır.

C) Not almak için insanlar farklı araçlar kullanmaktadır.

D) Elle not alma becerisi 3. veya 4. sınıfa kadar belli bir

düzeye ulaşır.

6. Öğretmek bilgileri yalnızca karşı tarafa aktarmaktan

çok daha fazlasıdır. İyi bir öğretmen yalnızca öğretmekle kalmayıp aynı zamanda çocukların daha iyi bir

şekilde öğrenebilmeleri ve birtakım değerlere sahip

olabilmeleri için en iyi koşulları yaratmalıdır. İyi bir öğretmen çocuklar için öğrenmeyi kolaylaştıran ve onların çevreleriyle alakalı kendi fikirlerini üretebilecekleri bir ortam yaratmalıdır. Bu ortam kaliteli eğitimin

temelini oluşturan önemli bir parçadır. Bu ortamı yaratabilmek için ise eğitimcilerin sahip olmaları gereken pek çok kişisel ve profesyonel beceriler bulunmaktadır. Konuya hâkim olmalarına ve yaptıkları işi

sevmelerine ek olarak öğretmenlerin öğrencilerine

nasıl yaklaşmaları gerektiğini bilmeleri gerekir. Bu konuda her öğretmenin kendi yöntemi, becerileri ve yetkinlikleri vardır.

Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisi

söylenebilir?

A) İyi bir öğretmen, her alanda başarılı olduğunu kanıtlayabilendir.

B) Öğretmenler çevrelerine karşı duyarlı olmalıdır.

C) Her öğretmenin eğitim-öğretim sürecindeki üslubu kendine özgüdür.

D) İyi bir öğretmen, öğrencilerinin kişisel özelliklerini dikkate almalıdır.

4. Kadınların çalışma hayatına erişimleri, aynı zamanda çalışma hayatı içindeki konumlarını korumaları erkeklere kıyasla zorluklar içeriyor. Kadınlar, kendilerinden beklenen cinsiyetçi roller yüzünden iş piyasasındaki dalgalanmalardan

ve rekabet koşullarından erkeklerden daha fazla etkileniyor. Kadınların iş yaşamındaki sorunları bugüne kadar erkeklerle eşit ücret, statü, cinsiyetçi mücadeleler gibi temel konularda yaşanırken pandemi koşulları, kadının iş piyasasındaki konumunu doğrudan tehlikeye atmaya başladı. Çalışan kadınlar, COVID-19 salgınından orantısız şekilde

yara alıyor. Sağlık ve hizmet sektörü çalışanlarının büyük çoğunluğunu kadınlar oluştururken özellikle de evden çalışmaya başlayan annelerin takip etmek zorunda kaldığı uzaktan eğitim, kadınların mesleklerini sürdürmelerini zaman zaman imkânsız hâle getiriyor. Kadınların işlerini kaybetmelerini önleyecek tedbirlerin artırılması gerekiyor. Özellikle bakım hizmetleri ve kreş desteğinin artırılmasında aciliyet olduğu dikkat çekiyor.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?

A) Çalışma hayatında kadınların erkeklerden daha çok çalıştığına

B) COVID-19 salgınının çalışan kadınları olumsuz etkilemesine

C) Evden çalışmaya başlayan annelere devlet desteği sağlandığına

D) Çalışma hayatında kadınlar ile erkeklerin eşit haklara sahip olduğuna

P:63

63

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 14

8. Susana Isern, çocuk kitapları yazarıdır. Çocuk kitapları yanı sıra gençlik hikâyeleri ve masal kitapları da yazmıştır. Çocuk edebiyatı alanında ülkemizde çocuk okurlar tarafından çok beğenilen önemli çocuk kitaplarının

yazarıdır kendisi. Kitaplarında anlattığı hikâyelerde çocukların iç dünyalarını çok iyi ifade eden ve yazdığı kitaplar ile Amerika, İspanya gibi yurt dışında pek çok

ödülün sahibi olan genç yazar gelecekte çok güzel çocuk kitapları yazacağının da sinyallerini veriyor. Kitaplarında çocukların dikkatini çeken temaları yine çocukların ilgisini çeken hayvan karakterleri ile başarıyla buluşturan yazarın ülkemizde Türkçeye kazandırılan kitapları çocuk edebiyatı konusunda seçkin yayınevleri

tarafından basılmakta. Çocuk kitabı yazarlığını psikoloji ile birleştiren yazar günümüzde Avrupa Atlantik Üniversitesinde Öğrenme Psikolojisi dersleri vermekte olup

İspanya’nın Santander kentinde yaşamaktadır.

Bu parçada Susana Isern ile ilgili,

I. İspanya’nın Santander kentinde doğduğuna

II. Farklı edebî türlerde eserler kaleme aldığına

III. Yurt içi ve dışı olmak üzere aldığı ödüllere

IV. Ülkemizde eserlerini yayımladığı yayınevlerine

yargılarından hangisine değinilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV

9. Hikâyemizin kahramanı Edu adında bir çocuk. Edu,

küçüklüğünden beri mimar olmanın hayalini kuruyor.

Her gün nasıl iyi bir mimar olabilirim diye düşünüyor.

Edu, aynı zamanda dünya üzerindeki en güzel evi tasarlamak da istiyor. Edu’nun hayalindeki bu ev; bütün aile bireylerinin hep birlikte yaşadığı, evin farklı

bölümlerinin olduğu (oyun oynama, kitap okuma,

dans edebileceği alanlar gibi), evin ne çok soğuk ne

de çok sıcak olduğu. Aynı zamanda bu ev yağmurdan korumalı, arabaların gürültüsünü de duyurmamalı. Tabi bu evde köpeği, kuşu, tüm oyuncakları da

yaşayabilmeli. Bu evde Edu’nun arkadaşlarıyla oyun

oynayabileceği yerler olduğu gibi aynı zamanda

Edu’nun yalnız kalabileceği yerler de olmalı. Edu hemen hemen her gün böyle bir evi nasıl tasarlayabileceğini düşünüyor.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi Edu’nun tasarlamak istediği evin özelliklerinden değildir?

A) Isı dengesi sağlanmalıdır.

B) Farklı bölümlerden oluşmalıdır.

C) Yeryüzünde tek ve benzersiz olmalıdır.

D) Fiziksel etkilere maruz kalmamalıdır.

7. Türk halk müziği, Türkiye’nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen Türkçe yöresel etnik müziklerin

tümüdür. Yapısal olarak folklorun bir parçasıdır. Türk sanat müziği ise makamlı bir Türk müzik türüdür. Klasik Türk

müziği, klasik Batı müziği ve Hint müziği ile beraber dünya üzerinde süreklilik ve gelenek oluşturma bakımından

mevcut birkaç klasik müzikten birisi olarak kabul edilir. Türk sanat müziği Hint ve Batı müziklerinden etkilenmiştir.

Osmanlı zamanında yüksek zümre tarafından yapılan ve dinlenen bir müziktir. Fakat Türk halk müziği yabancı unsurlardan etkilenmemiş ve sade halk tarafından söylenen şarkılardır. Türk sanat müziği ile Türk halk müziğinin benzer birkaç makam dışında hiçbir ilgisi yoktur. Türk halk müziği, Türklerin Orta Asya kültüründen gelir. Değişim kopuz ile bağlama arasındaki fark kadardır.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Türk halk müziği halkın her kesimince benimsenmiş ve söylenmiştir.

B) Türk sanat müziği ile halk müziğinin bazı konularda benzerliği söz konusudur.

C) Türk halk müziği dış etkilere maruz kalmamıştır.

D) Klasik Türk sanat müziğinin bir devamlılığı olmuştur.

P:64

64

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 14

12. Sadece ülkemizin değil, dünyanın en gizemli yerlerinden biri olan Kapadokya’yı gezerken derin bir merak duyduğunuzu biliyoruz. “Peri bacaları nasıl oluştu, insanlar peri bacalarının içlerini ustalıkla nasıl oydu, bu yer altı şehirlerini kimler yaptı, o kadar insan

yerin altında nasıl yaşadı?” diye binlerce soru geliyor

gezginin aklına. Peri bacaları; rüzgâr, yağmur ve sel

sularının tüflerden oluşan yapıyı aşındırarak gerçekleşen koni biçimindeki oluşumdur. Peri bacaları kule

şeklinde olan bu oluşumların tepelerinde kaya bloku

bulunmaktadır. Kapadokya’yı özel bir coğrafya yapan ve peri bacaları oluşumuyla böylesine görsel bir

şölene dönüştüren sihirli değnek değil elbette, jeolojik zamanlardaki aktif volkanlar.

Bu metinde peri bacaları ile ilgili aşağıdakilerden

hangisine değinilmemiştir?

A) Doğadaki olaylar sonucunda meydana geldiğine

B) Hakkında merak edilen sorular olduğuna

C) Esrarengiz bir mekân olduğuna

D) Dünyadan ve ülkemizden birçok ziyaretçi ağırladığına

10. Bilimsel çalışmalar bal arılarının zehrinde bulunan bir molekülün kanserli hücreleri öldürmede çok başarılı olduğunu gösteriyor. Arı zehrinin kanserli hücreler üzerindeki etkilerine dair bilimsel çalışmaların tarihi 1950’lere kadar gidiyor. Ancak Dr. Duffy, araştırmaların özellikle son 20 yılda arttığını söylüyor. Elde edilen sonuçlar bal arısı zehrinin

kanserli hücreleri öldürmede çok başarılı olduğunu gösteriyor. Öyle ki belirli bir yoğunluktaki zehir, sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanserli hücrelerin tamamını öldürebiliyor. Eşek arısı zehrininse çok yüksek yoğunluklarda kullanılsa bile kanserli hücreleri öldürmediği tespit edilmiş. Elde edilen sonuçların en önemlilerinden biri, bal arısı zehrinde bulunan melittin adlı bir molekülün de gözlemlenen özelliklerin büyük çoğunluğuna sahip olduğunun tespit edilmesi. Üstelik bu molekül laboratuvar ortamında da sentezlenebiliyor.

Bu metinden hareketle,

I. Bal arısı zehri, vücuttaki sağlıklı hücrelere herhangi bir zarar vermemektedir.

II. Eşek arısı zehri, kanser hücreler üzerinde etkili değildir.

III. Arı zehrinin kanserli hücreler üzerindeki etkilerine dair araştırmalar 20 yıldır yapılmaktadır.

IV. Eşek arısı zehrinin vücudumuz için herhangi bir katkısı yoktur.

yargılarından hangileri söylenemez?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV

11. Amerikalı astronot Christina Koch uzay görevi için gittiği Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki 289. gününde

“Uzayda en uzun süre kalan kadın astronot” unvanını

elde etti. Üstelik orada daha fazla zaman geçireceği için

rekoru bununla da kalmayacak. Koch şubat ayı itibarıyla yolcuğunu tamamlamış ve toplamda 328 gün uzayda kalmış olacak. Daha önce bu rekor 288 günle Amerikalı kadın astronot Peggy Whitson’a aitti. Christina

Koch geçtiğimiz ekim ayında Amerikalı kadın astronot

Jessica Meir’le birlikte istasyonun dışındaki bir güç panelini değiştirmek için uzay yürüyüşü de yapmıştı. Bu

yürüyüşse yalnızca kadınlardan oluşan bir ekiple yapılan ilk uzay yürüyüşü olarak tarihe geçmişti.

Bu metinde Christina Koch ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Uzay yolculuğuna ne zaman başladığına

B) Jessica Meir ile birlikte uzayda görev alan ilk kadın astronot olduğuna

C) Daha önce yapılan uzay yürüyüşlerinde muhakkak bir erkek astronot olduğuna

D) Christina Koch’un uzay yolculuğu belli bir plan

dâhilinde gerçekleştiğine

P:65

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

65

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE

Bu testte 12 soru yer almaktadır. 18

15

2. Güneş ışınları, Ekvator’a yıl boyunca dik açıyla gelir.

Güneş’ten gelen enerjinin etkisiyle ısınan nemli hava

yükselir ve yükseldikçe soğur. Soğuk hava, sıcak havaya göre daha az nem tutabildiği için hava yükseldikçe içindeki su yoğunlaşmaya başlar. Bu nedenle, Ekvator bölgesinde nem oranı çok yüksektir ve tropikal

iklim görülür. Nem oranı düşük soğuk hava ise daha

yüksek enlemlere hareket eder. Soğuk kuru hava, 30

derece kuzey ve güney enlemlerinde alçalmaya başlar.

Hava alçaldıkça sıcaklığı yükselir. Bu durum, bulut ve

yağış oluşumunu engeller. Çöllerdeki buharlaşma miktarı, alınan yağış miktarından fazladır.

Bu metinden hareketle,

I. Ekvator bölgesinde nem oranı çok yüksektir.

II. Hava alçaldıkça sıcaklık düşer.

III. Nemli hava yükseldikçe hava ısınır.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız III

C) I ve II D) II ve III

3. Sosyolojik eleştiri; edebiyatın tek başına var olmadığı, toplum içinde doğduğu dolayısıyla toplumun ifadesi olduğu anlayışından hareket eder. Çağın sosyal

ve kültürel şartlarının edebî eserin ortaya çıkmasında etkin rol oynadığını savunur. Nitekim Edebiyat

Sosyolojisi’nin önde gelen isimlerinden Hippolyte

Taine’in edebiyat incelemelerinde kendi ifadesiyle izlediği yöntem şöyledir: “Benim izlemeye çalıştığım

yeni yöntem insan yapıtlarını niteliklerinin belirtilmesi, nedenlerinin araştırılması gereken olgular ve ürünler olarak ele almaktır o kadar.”

Bu metinden sosyolojik eleştiri ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Hippolyte Taine edebiyatçıların önde gelen isimlerindendir.

B) Edebiyatın tek başına var olmadığı anlayışını savunur.

C) Edebî eserin ortaya çıkması çağın sosyal ve kültürel şartlarına bağlıdır.

D) Toplumun ifadesi anlayışından hareket eder.

1. Rüyaları yönlendirebilme yeteneği daha çok bilim kurgu filmlerinde görülse de rüyaları kontrol etme ya da en azından etkileme teknikleri uyku ile ilgili araştırmalara da konu oluyor. Kontrol edilebilir rüyalar ile ilgili gözlemlerini yazıya geçirmiş olan Aristo’dan beri bilinen bu olgu, “rüyada olduğunun farkında olmak” olarak tanımlanabilir. Araştırmacılar böyle rüyaların isteyerek görülemeyeceğini, ancak farklı yöntemlerle görme olasılığının artırılabileceğini söylüyor. Bu tür rüyaların genellikle REM uykusu esnasında oluştuğu düşünülüyor. REM uykusu sırasında görülen rüyalarda beynin mantıksal düşünme ve kısa süreli bellekten sorumlu olan ön bölgesi etkin değildir. Ancak kontrol edilebilir rüyalar görüldüğü sırada bu bölgenin uyanık durumda olduğu düzeyde çalıştığı düşünülüyor.

Bu metinde rüyalarla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Rüyada olduğunun farkında olmak mümkün değildir.

B) REM uykusu sırasında beynin ön bölgesi etkin değildir.

C) Uyku sırasında hemen herkes rüya görür.

D) Kontrol edilebilir rüya görmek mümkün değildir.

AP8JPSB21-015

P:66

66

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 15

4. I. Deniz suları kıyıya çarptığında köpükler oluşur.

II. Rüzgârlar ve fırtınalar büyük miktarda köpük oluşmasını sağlar.

III. Doğal suların yapısında organik pek çok madde bulunur.

Numaralanmış yardımcı fikirlerle aşağıdaki parçalar eşleştirildiğinde hangisi dışarıda kalır?

A) Doğal suların yapısında çözünmüş tuzlar, proteinler, yağlar, ölmüş algler ve organik maddelerin birçok türü bulunur. Bu organik maddeler parçalandıklarında deterjanlarda kullanılanlara benzer özellikte, suyun yüzey gerilimini düşüren yüzey aktif maddeler oluşabilir.

B) Bir tarafı suyu iterken diğer tarafı su moleküllerini çeken bu tür kimyasal maddeler genellikle suyun yüzeyini ince bir tabaka hâlinde kaplar ve deniz suları kıyıya çarptığında köpüklerin oluşmasına neden olur. Sulardaki organik maddeler genellikle alg ve bitkilerin çürümesi sonucu oluşur.

C) Bunun yanı sıra insan kaynaklı etkinlikler nedeniyle de sulara karışabilirler. Ancak deniz köpüğünün en önemli

kaynağı alglerdir ve alg yoğunluğundaki önemli artış kıyılarda oluşan deniz köpüğünün miktarını belirgin olarak

artırabilir.

D) Deniz suyundaki organik madde miktarının yüksek olduğu bölgelerde görülen şiddetli rüzgârlar ve fırtınalar büyük miktarda köpük oluşmasına, oluşan deniz köpüğünün kıyıların iç kısımlarına kadar girmesine neden olur ve

oluşan köpük belli bir süre için kalıcı olabilir.

6. Sinir hücrelerimizde bulunan bir protein, sıcaklık düşük olduğunda bazı maddelerin sinir hücrelerinin içine girmesine izin verir; beynimize sıcaklığın düştüğü

mesajı gider ve sıcaklığın düştüğünü algılarız. Bu protein, mentol ve benzeri maddelerin varlığında bu maddelere giriş izni verir. Bu nedenle mentollü şeyleri ağzımıza aldığımızda, ağzımızın içindeki sıcaklık düşmüş gibi beynimize “Burası çok soğuk.” mesajı gider. Gerçekte mentol ağzımızın içinde sıcaklık düşüşüne neden olmaz ancak beynimiz, gelen mesajlar

nedeniyle sıcaklığı düşmüş gibi algılar ve ağzımızın

içini serinletmiş gibi hissederiz.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Mentol gerçekte ağzımızın içindeki sıcaklığı düşürmez.

B) Mentollü bir şey yediğimizde beynimize soğuk

sinyali gönderir.

C) Mentolün ağzımızın içini serinlettiğini hissederiz.

D) Bazı proteinler mentollü yiyecekleri olduğu gibi

hissetmemizi sağlar.

5. Evrendeki yıldızları saymak bir kumsaldaki kum tanelerini saymaya benzetilebilir. Ancak kum tanelerini tek tek saymak mümkün değildir. Kumsalın yüzey

alanı, kum tabakasının ortalama kalınlığı ve kum tanelerinin ortalama hacmi belirlenebilirse kum tanelerinin sayısı hesaplanabilir. Aynı şekilde, evrende kaç

tane yıldız olduğunu belirleyebilmek için bazı kabullere ihtiyacımız var. Örneğin evrenin gerçekte ne kadar büyük olduğunu bilmiyoruz. Evrenin büyüklüğü

ile ilgili bilgimiz görebildiğimiz kadarıyla sınırlı. Ancak

evrenin merkezinde olmadığımızı, şeklini tam olarak

bilmediğimizi ve hızlanarak genişlediğini düşünürsek

evrenin gerçekte gözlemleyebildiğimizden daha büyük olduğu söylenebilir.

Aşağıdaki yargılardan hangisi bu metni destekler

nitelikte değildir?

A) Evrenin ne kadar büyük olduğu bilinememektedir.

B) Kum tanelerini tek tek saymak mümkün değildir.

C) Evren gözlemleyebildiğimizden daha büyük değildir.

D) Bazı hesaplamalar yapılabilirse kum tanelerinin

sayısı hesaplanabilir.

P:67

67

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 15

7. Bir ağacın yüksekliğini belirleyen değişkenler arasında en önemli paya sahip olan etken ışıktır, bunun yanı sıra besin kaynaklarının ve suyun bol olduğu yerlerde yetişen ağaçlar daha verimli bir şekilde büyür. Ancak bir ağacın erişebileceği en büyük yüksekliği neyin belirlediği tam olarak bilinmiyor. Bazı modeller mekanik yıpranma nedeniyle

bir ağacın boyunun en fazla 120 metre olabileceğini öngörse de tarihte daha uzun ağaçlar görülmüş. Şu an geçerli olan kuram ise daha uzun ağaçlarda suyun taşınmasının zorlaşmasıyla yapraktaki fotosentezin azalması üzerine

temellendiriliyor. Bir ağaç uzadıkça kütleçekimi nedeniyle yapraktaki suyun oluşturduğu gerilim artıyor. Ayrıca toprak yeterince nemli olsa bile suyun yapraklara ulaşması için aşması gereken mesafenin artması, yaprağın büyümesini ve fotosentez hızını sınırlandırabiliyor.

Bu metne göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Uzun ağaçlarda fotosentez daha az gerçekleşir.

B) Ağacın uzaması ile yapraktaki suyun oluşturduğu gerilim doğru orantılıdır.

C) Suyun bol olduğu yerlerde ağaçlar daha uzundur.

D) Uzun ağaçlarda yaprağın büyümesi daha sınırlıdır.

8. Eğitimin hayatımızdaki yeri ve öneminin bilincinde olmayan bir insan yoktur sanırım. Hatta dünyanın en

cahil insanını bulup eğitimin önemini sorsanız bunu

size saatlerce anlatabilir. Aslında bir anlamda eğitimin önemini en iyi eğitimsiz insanlar bilir. Eğitim, insanı yeniden şekillendiren, geliştiren, donanımlı hâle

getiren bir sistemdir. Eğitim almamış bir insan, çoğu

defa çaresizlik içinde kıvranmaktadır. Kendisine nasıl bir yol çizeceğini, insanlarla nasıl bir iletişim kuracağını bilemez. Buradaki eğitim kavramından kastım,

sadece okulda görülen eğitim değildir. Ailede başlayan eğitim, ömür boyu devam etmektedir. İnsanın

kendisini geliştirmek için kitap okuması bile bir eğitimdir aslında. Bu kadar önemli olan eğitimin önce

ailede başlaması önemlidir. Temelleri sağlam olan bir

insan, sonrasında bina olurken zorlanmayacaktır.

Başta anne ve babalar olmak üzere herkes, eğitim

üzerinde odaklanmalı ve sorumluluklarını taşıdıkları

çocuklarını en güzel şekilde eğitmelidir.

Bu parçada eğitim ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Asıl eğitimin okulda verildiğine

B) Eğitimin birçok çeşidinin olduğuna

C) Ebeveynlerin üzerine çok iş düştüğüne

D) Öneminin herkesçe bilindiğine

9. Salyangozların uzun bir vücutları ve bu vücutlarını

koruyan bir kabukları vardır. Salyangozlar, vücutlarının alt kısmında bulunan kasların kasılıp gevşemesiyle oluşan dalgalanma hareketi sayesinde ilerler.

Bu hayvanların vücutlarının alt kısmında kaygan ve

sümüksü bir sıvı salgılayan özel salgı bezleri bulunur.

Bu sıvı, salyangozların üzerinde durdukları yüzeyi

kayganlaştırarak hareket etmelerini kolaylaştırır. Ayrıca duvar gibi dik yüzeylere tutunmalarını da sağlar.

Salyangozların arkalarında bıraktıkları iz, bu sıvıdan

kaynaklanır.

Bu metinden salyangozlarla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Vücutlarının altındaki sıvı salyangozların hareket

etmelerini kolaylaştırır.

B) Dik yüzeylerde hareket etmelerini sağlayan vücutlarının altındaki sıvıdır.

C) Vücutlarındaki kasların kasılıp gevşemesiyle oluşan dalgalanma hareketi ilerlemelerini engeller.

D) Uzun vücutları ve bu vücutlarını koruyan bir kabukları bulunmaktadır.

P:68

68

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 15

10. Her yıl çok sayıda deprem oluyor. Bu depremlerin bir kısmı insanlar tarafından hissedilemeyecek kadar düşük şiddette olurken bazıları sebep oldukları tahribatlar ile felaketlere yol açıyor. Richter büyüklük ölçeği -ya da kısaca Richter ölçeği- depremlerin şiddetini ölçmekte kullanılan, adını en sık duyduğumuz ölçektir. Richter ölçeği 1935 yılında

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsünde çalışan Charles Francis Richter ve Beno Gutenberg adlı iki araştırmacı tarafından

geliştirilmiştir. Logaritmik bir ölçek olan Richter ölçeğine göre bir depremin şiddeti bir formülle hesaplanır. Şiddet

hesaplama formülü 10 tabanlı bir logaritma içerdiği için depremin şiddetinin Richter ölçeğine göre 1 birim artması

gerçek şiddetinin on katına çıkması anlamına gelir. Ölçeğin geliştirildiği zamandaki teknolojilerle ancak 3 ve daha

büyük şiddetteki depremler ölçülebilmesine rağmen, aslında ölçeğin alt sınırı yoktur. Hatta günümüzde var olan hassas sismograflarla Richter ölçeğine göre değeri negatif olan depremleri bile belirlemek mümkündür. (Birden küçük

sayıların logaritması negatiftir.) Richter ölçeği ile büyüklüğü 8’den fazla olan depremlerin şiddeti ölçülemez. Çok büyük depremlerin şiddetini ölçmek için başka yöntemler kullanılır. Fakat diğer yöntemlere göre yapılan ölçümlerden

de kamuya açık yayın organlarında “Richter ölçeğine göre” şeklinde değinilmesi yaygındır. Richter ölçeği sadece

depremin büyüklüğü hakkında değil depremde salınan enerji hakkında da bilgi verir.

Bu metne göre,

I. Richter ölçeğinin ölçme kapasitesinin alt sınırı üç olarak belirlenmiştir.

II. Richter ölçeği yalnızca depremin büyüklüğü hakkında bilgi vermektedir.

III. Logaritmik bir ölçek olan Richter ölçeğine göre depremin şiddeti bir formülle hesaplanır.

IV. Depremlerin bir kısmı insanlar tarafından hissedilemeyecek kadar düşüktür.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) I ve II B) I ve III C) I ve IV D) II ve IV

11. Şiirin yapısına bakıldığında halk şiirinin özelliklerini

rahatlıkla görebiliriz. Şiirin 11’li hece ölçüsüyle yazılması, yarım uyak ve redifin kullanılması, her dörtlüğün kendi içinde bir bütün olması bize halk şiiri nazım türü olan koşmayı hatırlatmaktadır. Şekil özellikleriyle halk şiirine benzeyen şiir, dil özellikleri bakımından da halk şiirinin sade ve akıcı özelliklerini taşımaktadır. Şairin, yapı ve dil bakımından halka ait

olanı kullanması şiirin beğenilerek okunmasını sağlamıştır.

Aşağıdaki yargılardan hangisi eleştirmenin eleştirisini yaptığı şiirle ilgili değildir?

A) Şiir şekil özellikleriyle halk şiirine benzemektedir.

B) Dil bakımından halka ait olan tercih edilmiştir.

C) Her dörtlük kendi içinde bir bütündür.

D) Şiir herkes tarafından çok beğenilmiştir.

12. Zebraların çizgileri ile ilgili farklı açıklamalar vardır.

Bunlardan biri, zebraların çizgili olmasının vücut sıcaklıklarını dengelediğidir. Sıcak iklimlerde yaşayan

zebraların siyah kısımlarının ısıyı beyaz kısımlarına

göre daha hızlı çekmesi derilerinde minik girdaplar

yaratır. Bundan dolayı zebraların vücut sıcaklıkları düşüktür. Diğer bir açıklama ise zebraların çizgilerinin

onları hastalıklardan koruduğu yönündedir.

Bu metne göre zebralarla ilgili aşağıdakilerden

hangisi çıkarılamaz?

A) Vücut sıcaklıkları düşüktür.

B) Çizgileri hastalıktan korunmalarını sağlar.

C) Siyah kısımları ısıyı daha hızlı çeker.

D) Diğer hayvanlara göre daha hızlı koşarlar.

P:69

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

69

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

16

1. İnsan vücudu çeşitli şekillerde ısı kaybeder. Örneğin terleme vücudun soğumasını sağlar. Ayrıca kan dolaşımı da vücudun ısı kaybetmesine yardımcı olur. Hava sıcaklığı arttığında kalp daha fazla kan pompalamaya başlar. Kan akışındaki artış nedeniyle kan damarları genişler. Derinin yüzeyine daha yakın hareket etmeye başlayan kan vücudun

ısı kaybetmesini kolaylaştırır. Ancak hava sıcaklığının çok yüksek olduğu durumlarda ortaya çıkan aşırı terleme vücudun çok miktarda sıvı kaybetmesine neden olur. Bu süreçte biyokimyasal süreçlerin gerçekleşmesinde hayati

öneme sahip bazı kimyasal maddeler de kaybedilir. Bu durumda baş dönmesi, halsizlik, bulantı, kaslarda kramp

gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar. Hava sıcaklığının çok yüksek olduğu durumlarda vücut tarafından soğurulan ısı miktarı yayılan ısıdan fazla olabilir. Bu durumda vücut sıcaklığı yükselmeye başlar. Vücut sıcaklığındaki artış merkezî sinir sistemini ve kan dolaşımını etkiler. Vücut sıcaklığının 40°C’yi aşması durumunda ise beyinde, kalpte, böbreklerde ve kaslarda ciddi hasarlar oluşabilir ve bilinç kaybı ortaya çıkabilir. Sıcak çarpması olarak isimlendirilen bu durum tıbbi müdahale gerektiren ciddi bir rahatsızlıktır.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Vücut sıcaklığının artması bazı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur.

B) Sıcak çarpması tıbbi müdahale gerektiren ancak çok ciddi olmayan bir hastalıktır.

C) Kan dolaşımı vücudun ısı kaybetmesine yardımcı olan bir durumdur.

D) Aşırı terleme vücudun çok miktarda sıvı kaybetmesine neden olur.

2. Deterjanlar, içeriğindeki özel maddelerle kirleri çözerek temizler. Bu özel maddelerin bir kısmı, yapay kimyasallardır ve bazı insanlarda alerjilere sebep olabilmektedir. Karbonat da deterjanların içeriğinde bulunan maddelerden biridir ve doğal bir kimyasaldır. Bu

sodyum tuzudur. Maddeleri beyazlatma ve parlatma

özelliği de bulunan karbonat, doğal ve ekonomik olması bakımından temizlikte tercih edilmektedir.

Bu metne göre karbonatın temizlik malzemesi

olarak kullanılmasının asıl sebebi nedir?

A) Sodyum tuzu olduğundan

B) Özel bir madde olduğundan

C) Doğal ve ekonomik olduğundan

D) Beyazlatma özelliği olduğundan

3. Havada oluşan elektrik kıvılcımlarının mavi olmasının

sebebi, havadaki moleküllerin iyonlaşmasıdır. Elektrik alan etkisi ile oluşan iyonlar, tekrar elektronlarla

birleştiğinde farklı dalga boylarında ışık yayılır. İyonlaşmış hâldeki azot moleküllerinin elektronlarla bir

araya gelmesi sonucu yayılan ışıksa mavi renklidir.

Havadaki azot oranı yüksek olduğundan havanın

iyonlaşması sonucu oluşan elektrik kıvılcımları mavimsi renklerde görünür.

Bu metne göre,

I. Havadaki azot oranı yüksektir.

II. Havadaki elektrik kıvılcımı mavidir.

III. Havanın iyonlaşması elektrik kıvılcımı oluşturur.

ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II

C) II ve III D) I, II ve III

AP8JPSB21-016

P:70

70

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 16

5. Dünya hızla değişiyor. Buna paralel olarak bilgi çok

hızlı bir şekilde çoğalıyor ve mevcut bilgi de aynı hızla zaman aşımına uğruyor. Dünyadaki hızlı değişme

ve gelişmeler nedeniyle eğitimli insan tanımı da değişiyor. Örneğin bir asır öncesi 5-6 yıllık bir eğitim ile

hayata atılırdınız ve başarılı da olabilirdiniz. Oysa bugün, öğrendiklerimizin büyük bir bölümü bir süre sonra değişir, yetersiz kalır. Bu nedenle yaşam boyu öğrenme kavramı her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Günümüzde insan ancak bilgiye ulaşmanın yollarını biliyorsa bilgiyi kullanarak öğrenebiliyorsa ve bilgi ile sorun çözebiliyorsa eğitimli olarak

kabul ediliyor.

Bu metinle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine

ulaşılamaz?

A) Yaşam boyu öğrenme kavramı her geçen gün

önem kazanmaktadır.

B) Eğitimli insan tanımı dünyanın değişmesi ile birlikte değişiyor.

C) Öğrencilere bilgiyi doğrudan sunmak yerine araştırma öğretilmelidir.

D) Bilgi hızla çoğaldığı için mevcut bilgi de geçersiz

hâle geliyor.

6. Türk eğitim tarihinin amacı, en eski tarihlerden günümüze kadar Türk milletinin ürettiği, benimsediği, geliştirdiği eğitim ve öğretimle ilgili düşünceleri, kurumları, uygulamaları ortaya koymak, insan yetiştirme

düzenini ve nasıl bir insan tipi yetiştirilmeye çalışıldığını araştırmak, Türk toplumlarının mutluluğu ve mutsuzluğu ile eğitim ve öğretimlerinin ilişkisini araştırmak, bugünkü eğitim sorunlarımızı en iyi biçimde çözebilmek için geçmişten birtakım dersler çıkarıp çıkarılamayacağını tartışmaktır. Kuşkusuz, geçmiş tecrübelerden ders çıkarılıp onlardan günümüzde yararlanılması kolay değildir.

Bu metinden Türk eğitim tarihinin amacı ile ilgili

aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Sorunların çözülebilmesi için bazı dersler çıkarılıp çıkarılamayacağını tartışmak

B) Nasıl bir insan tipi yetiştirmeye çalışıldığını araştırmak

C) İnsanların olumsuz yanlarının belirlenerek düzeltilmesini sağlamak

D) Toplumun mutluluğuyla eğitim durumlarının ilişkisini araştırmak

4. Gezegenlerin hangi renklerde göründüğü yüzeylerinin ve atmosferlerinin hangi maddelerden oluştuğuyla ilişkilidir.

Jüpiter’in atmosferi, büyük oranda hidrojenden ve helyumdan oluşur. Aynı zamanda su damlacıkları, su kristalleri,

amonyak kristalleri içeren Jüpiter’in atmosferinde hızı saatte 600 kilometreyi aşan şiddetli fırtınalar gerçekleşir.

Jüpiter’in yüzeyindeki beyaz-açık sarı renkler, bulutların içindeki amonyak kristallerinden kaynaklanır. Kahverengituruncu renkte görünen kısımlar ise amonyum hidrosülfür içeren bulutların bulunduğu bölgelerdir. Satürn’ün atmosferinin bileşimi de Jüpiter’in atmosferine benzerdir. Ancak gezegeni çevreleyen amonyak gazından oluşan katman,

alt kısımlarda yer alan kırmızı tonlardaki bulutların renklerinin daha soluk görünmesine neden olur.

Bu metne göre,

I. Jüpiter’in atmosferinde güçlü fırtınalar gerçekleşir.

II. Satürn’ün atmosferi ile Jüpiter’in atmosfer bileşimi farklıdır.

III. Gezegenlerin göründüğü renkler atmosfer içerikleri ile ilgilidir.

IV. Su damlacıkları ve su kristalleri yalnızca Jüpiter’in atmosferinde bulunur.

numaralanmış ifadelerden hangileri çıkarılamaz?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV D) III ve IV

P:71

71

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 16

9. Azot, normal basınçta damarlarımızda çözünmüş

hâlde bulunur. Yüksek basınçta ise buharlaşıp baloncuk hâline dönüşür. Dalgıçlar suya daldıkları zaman yüksek basınç etkisi altındadırlar. Yeniden yüzeye çıktıklarında, eğer yeterince zaman geçmemişse baloncuk hâlindeki azot sıvıya dönüşemez, daha

büyük baloncuklara dönüşür. Bu durumun vücutta

yarattığı rahatsızlığa vurgun denir. Vurgun organların

çalışmasını bozabilir, hayatı tehdit edebilir. Basınç

farkının sebep olduğu vurgundan korunmak için profesyonel dalış ekipmanları kullanılır.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Vurgun, organların çalışma düzenini bozabilir.

B) Azot, damarlarımızda çözünmüş hâlde bulunur.

C) Yeterince zaman geçtiğinde azot sıvıya dönüşemez.

D) Dalgıçlar suya daldıklarında yüksek basınç etkisindedir.

8. Aşurenin hazırlanışı ile ilgili ilk ve en ünlü efsane Nuh

Tufanı’na dayanıyor. Efsaneye göre tufan sırasında

gemide aylarca denizde kalındığı için doğal olarak yiyecek sıkıntısı baş göstermiş. Zira yağmur dinmek,

sular çekilmek bilmiyormuş ve bu yüzden bir yerden

yiyecek temin etmek imkânsızmış. Gemidekiler herkesi doyurabilmek için ellerinde azar azar kalan malzemelerin hepsini karıştırıp bir yemek yapmaya karar vermişler. Böylece ilk aşure ortaya çıkmış.

Bu metinde aşure ile ilgili aşağıdaki yargılardan

hangisine ulaşılabilir?

A) Aşure içine kırk çeşit ürün konulduğu için yapılması zor bir yiyecektir.

B) Efsaneye göre gemidekilerin ellerinde bulunanları karıştırıp elde ettikleri karışımla aşure ortaya çıkmıştır.

C) Türk mutfağının en lezzetli ve çok çeşitli ürünler

kullanılarak yapılan tatlılarından biridir.

D) Sonunda çok lezzetli bir tat ortaya çıkacağı için

tüm zahmetine katlanılabilecek bir tatlıdır.

7. Geçmişte farklı sayılarda kanadı olan rüzgâr türbinleri kullanılmıştır. Kanat sayısının fazla olması durumunda, ağırlıktaki ve sürtünmedeki artış nedeniyle kanatların dönüş hızı azalır. Bu da rüzgâr türbinlerinin enerji verimini düşürür. Bu nedenle tek kanatlı rüzgâr türbinlerinin en verimli türbin tasarımı olduğu düşünülebilir ancak bu türbinlerde

kanatların dönüş hızının artması nedeniyle denge ve gürültü problemleri ortaya çıkabilir. Tek sayıda kanadı olan

rüzgâr türbinlerinin mekanik özellikleri ise dönen bir çarkta olduğu gibi dengelidir. Dolayısıyla üç kanatlı rüzgâr türbinleri; enerji verimliliği, dayanıklılık ve denge yönünden avantajlıdır.

Bu metne göre,

I. Tek sayıda kanadı olan türbinler dengelidir.

II. Rüzgâr türbinleri enerji verimi için en iyi kaynaktır.

III. Enerji verimini yükseltmek için daha fazla türbin kullanılmalıdır.

IV. Üç kanatlı türbinler enerji verimliliği açısından avantajlıdır.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) I ve IV B) II ve III C) II ve IV D) III ve IV

P:72

72

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 16

10. İnsanoğlu her zaman düşüncelerini anlatmanın ve

kaydetmenin yollarını araştırmıştır. Bunların ilk örnekleri balmumundan yapılmış levhalar, yapraklar ve

bronz, ipek, kil tabletleridir. Çok miktarda bilginin kaydedilmesi ve elden ele dolaşması kâğıdın bulunuşuna kadar mümkün olmamıştır. Kâğıt; bilim ve kültürün yayılıp gelişmesinde çok büyük bir rol oynamıştır. Kolayca taşınabilmesi ve korunabilmesi sayesinde üzerindeki bilgiler dünyanın her tarafına yayılmış,

böylece kâğıt bugünkü medeniyete ulaşılmasının başlıca araçlarından birisi olmuştur.

Bu metinden,

I. Bugün dünyada kâğıt en önemli sanayi ürünlerinden biridir.

II. Kâğıt; bilim ve kültürün yayılıp gelişmesinde büyük rol oynamıştır.

III. Matbaa makinelerinin icadı ile kâğıt kullanımı yaygınlaşmıştır.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III

11. Demir elementi, oksijen ve suyla tepkimeye girdiğinde

demir oksit yani pas oluşur. Demir oksidin rengi kırmızıdır. Mars’taki pek çok kayacın yapısında bulunan demir elementinin bir zaman Mars’ın atmosferinde bulunduğu düşünülen oksijen ve su ile tepkimeye girdiği tahmin edilmektedir. Bunun sonucunda da kayaçların kırmızı renk aldığı düşünülmektedir. Günümüzde kayaçların parçalanmasıyla oluşan toz, gezegenin yüzeyinin

büyük bölümünü kaplamış durumdadır. Bu nedenle

gezegen kırmızımsı görünmektedir.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Mars’taki çoğu kayacın yapısında demir elementi bulunur.

B) Mars’taki kayaçlar oksitlenme nedeniyle kırmızı

renktedir.

C) Pas, oksijen ve suyun tepkimeye girmesiyle oluşur.

D) Mars’a kızıl gezegen denilmesinin nedenlerinden

biri büyük olmasıdır.

12. Ne yazık ki günümüzde işsizlik, en önemli sorunlardan biridir. İş bulmak her gün daha da zorlaşıyor. Teknolojik yenilikler ile birlikte vasıfsız elemanlar iş bulamıyor. Ayrıca ekonomik krizler nedeniyle de işletmeler daha az eleman alıyor. Sonuçta işsizlik gittikçe büyüyor. Sadece bir diploma alıp üniversiteden

mezun olmak yetmiyor. Artık iş bulmak için gençler

üniversitedeyken kendilerini daha iyi yetiştirmeli, meslekleri ile ilgili kurslara gitmeli, konferans ve seminerleri izlemeli. Öte yandan işverenler, kalifiye eleman

bulamadıklarını söylüyorlar. Birçok firma eleman alırken kılı kırk yarıyor.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) İşsizliği gidermek için yeni yatırımlar yapmak gerekiyor.

B) Gençler en verimli çağlarında umutsuzluğa düşmemeli.

C) Firmalar eleman alırken her ayrıntıyı fazla dikkate

alıyor.

D) Başarılı işverenler çalışanlarının mutlu olmasını

sağlıyor.

13. Bir deniz kabuğunu kulağımıza dayadığımızda denizlerdeki dalga seslerini andıran sesler duyarız. Bunun

nedeni, dışarıdan gelen ve kabuğun iç yüzeyine çarpan ses dalgalarıdır. Bu ses dalgaları, kulağımıza ulaşana kadar birçok kez yankılanır. Yankılanan bu ses,

dalga sesine benzer. Bu durum, elimizi ya da bir bardağı kulağımıza dayadığımızda da gerçekleşir.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Ses dalgaları, kulağımıza ulaşana kadar pek çok

kez yankılanır.

B) Deniz kabuğunun içinde yankılanan ses, dalga

sesine benzer.

C) Bir bardağı kulağımıza dayadığımızda dalga sesi

oluşmaz.

D) Deniz kabuğundan duyulan ses dışarıdan kabuğun iç yüzeyine çarpan ses dalgalarıdır.

P:73

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

73

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

17

2. Son yıllarda neredeyse herkes, daha sağlıklı yaşamaya, doğal olan her şeyi hayatına daha çok dâhil

etmeye çabalamaktadır. Bu çaba yiyip içme konusunda da bizi dikkatli olmaya, organik gıdalara öncelik vermeye yöneltmektedir. Organik gıda ürünleri

insan sağlığı için çok önemlidir. Tüketilen yiyecekler,

içecekler çok sayıda katkı maddesi içermektedir. Çiftçilerin tarlada verimi artırmak ve daha çok ürün çıkarmak amacıyla kullandığı tarım ilaçları insan sağlığını olumsuz etkilemektedir.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin yardımcı düşüncelerinden biri olamaz?

A) Çevre ve doğal kaynakların korunması için de organik ürünler tercih edilmelidir.

B) Verimi artırmak amacı ile kullanılan tarım ilaçları

insan sağlığını olumsuz etkilemektedir.

C) Organik gıda ürünleri insan sağlığı için oldukça

önemlidir.

D) Herkes daha sağlıklı yaşamaya, doğal olan her

şeyi hayatına daha çok dâhil etmeye çabalamaktadır.

3. İletişim iki veya daha fazla kişi arasında dil aracılığı

ile haberleşme, ilişki kurma olarak tanımlanır. Kişi

sosyal bir ortamda diğer insanlarla birlikte yaşamak

zorundadır. İstese de istemese de zorunlu olarak başka kişilerle ilişki içindedir. Bu nedenle iletişimin insan

yaşamındaki yeri önemli ve önceliklidir. Tüm her şeye rağmen çevremizdekilerle sağlıklı iletişim kurmak

mümkündür. Öyle olmasa bile karşımızdaki kişiyi farklı görmeye çalışın. Ona özgür ve saygıdeğer biri olduğunu hissettirin.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Çevremizdekilerle ilişki kurmak bizim seçimimiz

değildir.

B) Çaba gösterirseniz herkesle sağlıklı bir iletişim kurabilirsiniz.

C) Sağlıklı bir iletişim için diğer insanlara değerli olduklarını hissettirmek gerekir.

D) Saydamlık, dürüstlük, içtenlik hedeflerinize ulaşmanızı kolaylaştırır.

1. Dunaliella salina olarak bilinen alg türü, tuz oranının çok yüksek olduğu ortamlarda hayatta kalabilir. Bu alg türünün hücre zarında kırmızı pigmentler bulunur. Tuzluluk oranı yüksek olan gölün pembe olmasının nedenlerinden biri, gölde yaşayan bu alg türüdür. Yoğun yağışlardan sonra besin miktarındaki artış nedeniyle, bu alg türünün de sayısı artar ve gölün

pembe rengi daha da belirginleşir. Ayrıca tuzcul bir bakteri türü olan salinibacter ruber, tuz oranı yüksek çok yüksek ortamlarda yaşayabilir. Bilim insanları, kırmızı renkteki bu bakteri türünün de tuzluluk oranı yüksek göllerde bulunduğunda

gölün pembe görünmesinin sebeplerinden olabileceğini düşünmektedirler.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Bazı bakteriler tuz oranı yüksek alanlarda yaşayabilmektedir.

B) Bazı göllerin pembe görünmesinin farklı sebepleri olabilmektedir.

C) Yoğun yağışlardan sonra bazı alg türlerinin besin miktarı azalır.

D) Tuzluluk oranı yüksek yerlerde yaşayan alg türünün hücre zarında kırmızı pigmentler bulunur.

AP8JPSB21-017

P:74

74

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 17

5. Yediğimiz yiyeceklerin hücre zarından geçebilecek

kadar küçük yapı birimlerine ayrılmasına “sindirim”

denir. Sindirim, pek çok aşamadan oluşur. Bu aşamalardan biri de midemizde gerçekleşir. Midemizde

çeşitli salgı bezleri bulunur. Bu salgı bezleri bazı salgılar üretir. Bu salgıların bir bölümü, yiyeceklerin küçük parçalara ayrılmasını sağlayan mide öz suyunu

oluşturur. Mide öz suyunda asit de vardır. Midemiz,

mide öz suyunda bulunan asitten zarar görmez, çünkü midemizin iç yüzeyi, burada bulunan hücrelerden

salgılanan ve “mukus” adı verilen sümüksü bir sıvı ile

kaplıdır. Mukus, midemizin iç yüzeyini mide öz suyundaki asitten korur.

Bu metinden,

I. Mide öz suyunda asit vardır.

II. Midemizde çeşitli salgı bezleri bulunur.

III. Mukus, midemizi zararlı tüm yiyeceklerden korur.

yargılarından hangileri çıkarılamaz?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III

4. Yıldızların gökyüzündeki konumlarının değişmesinin iki nedeni vardır. Birincisi Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki

dönüşü, ikincisi ise Güneş etrafındaki hareketidir. Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki hareketi nedeniyle gökyüzünde gördüğümüz yıldızların konumları gece boyunca değişir. Yıldızlar her 23 saat 56 dakikada bir -bu süre genellikle yıldız günü olarak isimlendirilir- gökyüzündeki konumlarına geri döner. Örneğin bir gece belirli bir noktadan gökyüzüne baktınız ve parlak bir yıldız gördünüz. Bir sonraki gece tam olarak aynı zamanda ve aynı yerden baktığınızda yıldızın bir önceki geceye göre biraz daha batıda olduğunu görürsünüz. Aslında 4 dakika önce baksaydınız yıldızı tam olarak aynı konumda bulabilirdiniz. Bu durumun nedeni ise Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönerken aynı zamanda Güneş’in çevresindeki yörüngesinde de hareket etmesidir. Bazı mevsimlerde gördüğümüz bazı yıldızları ise diğer mevsimlerde göremeyiz. Yıldızlar güneş battıktan sonra görünür. Bu nedenle ancak Güneş’in tersi yöndeki yıldızlar gökyüzünde görülebilirken Güneş’in arkasında kalan yıldızlar fark edilemez. Dolayısıyla gökyüzünde

hangi yıldızları görebildiğimizi Dünya’nın Güneş etrafında belirli bir zamanda hangi konumda bulunduğu belirler.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin yardımcı düşüncelerden biri olamaz?

A) Güneş’in arkasında kalan yıldızlar görünmez.

B) Yıldız günü tam bir gün sürmektedir.

C) Her mevsimde aynı yıldızlar görünmez.

D) Yıldızların konumları gece boyunca değişir.

6. Burnumuzun iç yüzeyi, mukoza adı verilen bir hücre tabakası ile kaplıdır. Burada çok miktarda sinir hücresi

bulunur. Burun mukozasından mukus olarak bilinen sümüksü bir madde salgılanır ve bu hem burnumuzdan

akciğerlere giden havanın nemlenmesini hem de yabancı maddelerin içeri girmesine engel olmaya yarar.

Acı yiyeceklerde bulunan kapsaisin adlı kimyasal madde, ağız ve burundaki sinir hücrelerini uyararak mukoza hücrelerinin salgıladığı mukus miktarını artırır. Burnumuz akar ve kapsaisin de mukusla birlikte dışarı atılır. Bu, yabancı maddelerin vücudumuzdan uzaklaştırılmasını sağlayan olaylardan biridir.

Bu metinden aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Acı yiyeceklerdeki bir kimyasal madde ağız ve burundaki sinir hücrelerini uyarır.

B) Burnumuz aktığında içerideki kimyasal madde

mukusa yapışır.

C) Burnumuzun iç yüzeyi bir hücre tabakası ile kaplıdır.

D) Mukus burnumuzdan akciğerlere giden havanın

nemlenmesini sağlar.

P:75

75

test

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 17

8. Yürürken kolları sallamanın enerji kaybından başka

bir anlamı olmadığını düşünebilirsiniz çünkü kolları

sallamanın yürürken herhangi bir işlevi yokmuş gibi

görünür. Ancak yapılan araştırmalar kolların sabit tutulması durumunda, yürürken daha fazla enerji harcandığını gösteriyor. Ancak bu etki sadece sağ ayağın sol kolla, sol ayağın sağ kol ile uyumlu şekilde

hareket ettiği durumda ortaya çıkıyor. Sağ ayak ile

sağ kol, sol ayak ile sol kol birlikte hareket ettiğinde

ise normal yürüyüşten daha fazla enerji harcanıyor.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Yürürken kolları sallamak yalnızca enerji kaybına

sebep olmaktadır.

B) Zıt yönlerdeki kol ve ayaklar uyumlu olduğunda

normal miktarda enerji harcanmaktadır.

C) Aynı yöndeki kol ve ayaklarını aynı anda hareket

etmesi fazla enerji kaybına sebep olmaktadır.

D) Kollar sabit tutulduğunda olması gerekenden daha fazla enerji harcanır.

9. Horlama, uyku sırasında soluk alıp verirken üst solunum yollarında bulunan dokuların titreşimi sonucu oluşur. Uykuda bu dokularda hafif bir gevşeme olur. Bu

gevşeme de havanın geçtiği yollardan bir daralmaya

neden olur. Ayrıca grip, nezle gibi üst solunum yolları

ile ilgili hastalıklar sırasında ya da bazı yapısal bozukluklar sonucunda da hava geçişini zorlaştıran daralmalar ve tıkanıklıkların olduğu yerlerden geçerken gevşemiş olan dokuların titreşmesine neden olur. Sonuç

olarak kişi, soluk alıp verirken ses çıkarır yani horlar.

Aşağıdaki yargılardan hangisi bu metnin yardımcı

düşüncelerinden biri değildir?

A) Burunda hava geçişini zorlaştıran durumlar olabilir.

B) Tıkanıklıkların olduğu yerlerden hava geçerken

sert dokuları titreştirir.

C) Uykuda burundaki bazı dokularda hafif bir gevşeme olur.

D) Uyku sırasında soluk alıp verirken çıkan sese horlama denir.

7. Astronotlar uzay kıyafetinin içine soğutma ve havalandırma işlevi gören bir tulum giyer. Elastik malzemeden üretilen bu tulum ince borulardan oluşan bir ağ gibidir. Bu boruların içinden geçen su astronotların uzay görevi sırasında vücut sıcaklığının dengelenmesine yardımcı olur. Astronot kıyafetleri farklı parçalardan oluşur. Gövdenin üst kısmını kaplayan bölüm dayanıklı ve sert bir malzeme olan cam elyafından (camla güçlendirilmiş plastik) üretilmiştir.

Kolları ve bacakları koruyan kısımlar bu sert gövdeye bağlanır. Uzay kıyafetinin esnek kısımları farklı malzemelerden

üretilen çok sayıda katmandan oluşur. Bu katmanların her birinin farklı işlevleri vardır. Örneğin en dış katman üç farklı özellikte malzemenin bileşiminden üretilir. Bunlardan biri kurşungeçirmez yeleklerde kullanılan bir malzeme türüdür. Diğer iki malzeme yanmaya karşı dayanıklı ve su geçirmezdir.

Bu metinden aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A) Uzay kıyafetlerinde kullanılan kasklar hem koruma görevini tam olarak yerine getirmeli hem de astronotlar için

yeterli görüş imkânı sağlamalıdır.

B) İnce boruların içinden geçen su astronotların uzay görevi sırasında vücut sıcaklığının dengelenmesine yardımcı

olur.

C) Astronotların bir sırt çantası gibi sırtlarına giydiği yaşam destek ünitesi astronotların uzay yürüyüşleri sırasında

hayatta kalmaları için gerekli sistemlerin çalışmasını sağlar.

D) Uzay kıyafetlerinde oksijenle basınçlandırılmış bir katman bulunur ve bu sistemde kullanılan oksijen aynı zamanda astronotların nefes almasını sağlar.

P:76

76

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 17

10. Yüksek gerilim hatlarından geçen elektriğin çevresinde

oluşturduğu güçlü elektrik alan, havadaki moleküllerin

yoğunlaşmasına sebep olur. Ortaya çıkan iyonlar çevredeki diğer moleküllerle çarpışır. Bu çarpışmalar nedeniyle havadaki gaz tanecikleri hareketlenmeye başlar. Gaz taneciklerinin bu hareketi de ses oluşmasına

neden olur.

Bu metinden aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

A) Havadaki gaz tanecikleri çarpışma sonucu hareketlenir.

B) İyonlar etraftaki moleküllerle çarpışır.

C) Elektriğin çevresinde güçlü bir elektrik alan oluşur.

D) Gaz taneciklerinin hareketsiz olması sesi duymamızı sağlar.

11. Derimiz tabakalardan oluşur. En üstte epidermis adı verilen tabaka yer alır. Epidermiste en alttaki tabakalardan yeni hücreler gelişir, yüzeyden de ölü hücreler dökülür. Epidermisin altında da dermis adı verilen bir tabaka bulunur. Bu tabakada ter bezleri, yağ bezleri, kıl

kökleri, damarlar ve başka bazı yapılar da vardır. Dermis tabakasının altında yağ dokusu ve kan damarlarınca zengin hipodermis bulunur. Kıl kökleri, dermiste ve

hipodermiste yer alır. Ayak tabanlarımızda ve avuç içlerimizde epidermis ve dermis tabakaları, vücudumuzun diğer yerlerine göre daha kalın olduğundan buralarda kıllar gelişmez.

Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Ayak tabanlarımızda epidermis tabakası kalındır.

B) Epidermisin altında dermis tabakası bulunur.

C) Epidermiste en üstteki tabakadan yeni hücreler

gelişir.

D) Dermis tabakasında ter bezleri ve damarlar bulunur.

13. Kıllar, derimizin altındaki milyonlarca kıl keseciğinin içindeki kıl köklerinden dışarı doğru büyür. Kıllarımızın büyüyüp gelişmelerini tamamlaması ve yenilenmesi üç

evrede gerçekleşir. İlkinde kıl uzar, ikincide uzama durur ve kıl kökünden yeni bir kıl gelişmeye başlar, üçüncüde ise gelişmekte olan kılın ittiği eski kıl kökten ayrılır ve düşer. Kılların uzama evrelerinin süreleri birbirinden farklıdır. Uzama evresi uzun olan kıllar, saçlarımız

gibi daha çok uzar. Aslında kirpiklerimiz de uzar ancak

kirpiklerin uzama evresi saçlarımıza göre daha kısadır

ve uzama hızı da yavaş olduğundan bize uzamıyormuş

gibi gelir.

Bu metne göre,

I. Kılların uzama evreleri birbiri ile aynıdır.

II. Kirpikler saçlara göre daha yavaş uzar.

III. Kıllar kıl köklerinden dışarı doğru büyüyerek gelişir.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız l B) Yalnız lll C) I ve ll D) Il ve lll

12. Tavşanların burnu dinlendikleri sırada bile kımıldamaya devam eder. Bunun nedeni, çevreyi koklamak

ya da soluk alıp vermek değildir. Tavşanlar heyecanlandıklarında, ilgi duydukları bir şey gördüklerinde ya

da rahatsız olduklarında burunlarını kımıldatır. Hatta

burunlarını çok kımıldatmaları heyecan, ilgi ya da rahatsızlıklarındaki artışı, az kımıldatmaları da bunun

tersini gösterir.

Bu metne göre aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Tavşanların burunlarını çok kımıldatmaları heyecanlandıklarını gösterebilir.

B) Burunlarını çok kımıldatan tavşanlar çevrelerini

koklamayı amaçlar.

C) Tavşanların burunlarını az kımıldatmaları rahat olduklarını gösterebilir.

D) İlgi duydukları bir şey gören tavşanlar burunlarını

kımıldatır.

P:77

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

77

test

PARAGRAFTA ANAHTAR KELİME

Bu testte 12 soru yer almaktadır. 18

18

3. Bir gök cisminin gezegen olarak sınıflandırılabilmesi

için üç özelliğe sahip olması gerekli. İlk olarak gök

cismi Güneş etrafında bir yörüngede hareket etmeli

ve başka bir gök cisminin uydusu olmamalı. İkinci

olarak gök cisminin kütleçekimi, şeklinin küresel olmasını sağlamasına yetecek kadar büyük olmalı. Tartışmalı olan son kriter ise gök cisminin yörüngesini

“temizlemiş” olması. Bu olgu gök cisminin yörüngesi üzerindeki diğer gök cisimlerini kütleçekim etkisiyle kendine doğru çekmesi ya da yön değişmesine

neden olarak kendi yörüngesinden uzaklaştırması

olarak tanımlanabilir. Cüce gezegenler Güneş etrafında bir yörüngede hareket eder ve kütleçekimleri

yuvarlak bir şekil olmalarını sağlayacak kadar büyüktür. Ancak normal gezegenlerden farklı olarak cüce

gezegenlerin yörüngelerinin çevresinde kuyruklu yıldız ve asteroit gibi birçok gök cismi vardır.

Aşağıdakilerden hangisi bu metne ait bir anahtar

sözcük olamaz?

A) Gezegen B) Cüce

C) Yörünge D) Meteor

1. Bumerangların, kendilerine has eğimli bir şekli vardır. Genellikle iki kanadın birleşiminden oluşurlar. Bumerangın kanatlarının -uçaklardakine benzer şekilde- bir tarafı düzken diğer yüzü kavislidir. Bumerang havada hareket ederken

kanadın kavisli tarafından geçen hava düz tarafından geçene göre daha hızlıdır. Bu durum kanadın kavisli ve düz

yüzü arasında basınç farkının ortaya çıkmasına ve kanat üzerine, basıncın düşük olduğu tarafa doğru net bir kuvvetin etki etmesine neden olur. Bu kuvvet uçakların havada kalmasını sağladığı için genellikle kaldırma kuvveti olarak isimlendirilir. Bumerangın kanatlarının kenarlarının tasarımı da özgündür. Kanatların bir tarafı diğerine göre daha sivridir ve kanatların birinde sivri kenar içe bakarken diğer kanatta dışa bakar. Bumerang dönme düzlemi yere

dik olacak şekilde atılır. Bumeranglar havada iki kanadın birleştiği merkez etrafında dönerek ilerler. Yani hem kendi

ekseni etrafında dönerken hem de ileri doğru hareket eder. Bumerangın havadaki hareketi sırasında üstte olan kanadın dönüş hızı ile alt taraftaki kanadın dönme hızı birbirine eşit değildir. Bu durum bir yüzü kavisli diğer yüzü düz

olan kanatlara etki eden net kuvvetlerin birbirinden farklı olmasına yol açar. Uçak kanatlarının yüzeyi yere paralel olduğundan kaldırma kuvveti aşağıdan yukarı doğru etki eder. Bumerangda ise kanatların yüzeyi yere diktir ve kanatlara etki eden kaldırma kuvveti bumerangın dönerek dairesel bir rota izlemesine neden olur.

Bu metnin anahtar kelimeleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Bumerang B) Kanat C) Kaldırma kuvveti D) Dönme etkisi

2. Birçok icat gibi poşet çay da kazara ortaya çıkmış.

Bundan yüz yıl önce New Yorklu kahve tüccarı Thomas Sulliven çay ticaretine başlamış ama işler pek

iyi olmadığından çayı eskiden olduğu gibi büyük torbalara doldurup yollamak yerine minik ipek poşetlere koyarak yollamaya başlamış. Ama alıcılar poşetleri kesip içindeki çayı demliğe koymaları gerekirken

poşeti olduğu gibi demliğe atıvermişler. Thomas

Sulliven’in icadı Amerika’da kısa zamanda tutulmuş,

çay tiryakileri tarafından kitleler hâlinde poşet çaya

dönülmüş. Sulliven bu durumda bir taşla iki kuş vurmuş. Hem tasarruf etmiş hem de yeni bir buluşa imza

atmış. İpek poşet de 1930’da yerini kâğıda bırakmış.

Buna göre,

I. Poşet II. Taş

III. Çay IV. Kafa

sözcüklerinden hangileri bu parçanın anahtar sözcüklerindendir?

A) I ve II B) I ve III

C) II ve IV D) III ve IV

AP8JPSB21-018

P:78

78

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANAHTAR KELİME 18

5. Kayıtlar, günümüzde Uluslararası Astronomi Birliği tarafından resmî olarak tanımlanan 88 takımyıldızın yarısından

fazlasının Antik Yunan döneminde bilindiğini gösteriyor. Takımyıldızların isimleri genellikle Antik Yakın Doğu, Yunan

ve Roma kaynaklıdır. Ancak yıldızların gökyüzünde oluşturduğu şekil takımyıldızın ismini aldığı canlıya ve mitolojik

karaktere belirgin olarak benzemez. Takımyıldızları oluşturan yıldızlar tek bir düzlemdeymiş gibi ve birbirine yakın

görünür. Aslında uzayda üç boyutta dağılmışlardır ve Dünya’dan çok farklı uzaklıklarda bulunabilirler. Bir takımyıldızdaki en parlak yıldızın Dünya’ya en yakın yıldız olması gerekmez. Örneğin Kuğu Takımyıldızı’ndaki en parlak yıldız olan Deneb yıldızı, takımyıldızda çıplak gözle görülebilen en uzak yıldızlardan biridir. Gök bilim geçmişi çok eski zamanlara dayanan bir bilim dalıdır. Geçmişte insanlar takımyıldızları yön bulma, mevsim geçişlerini belirleme gibi amaçlarla kullanmıştı. Günümüzde ise takımyıldızlar genellikle gökyüzüne ilgi duyan insanların, özellikle amatör

gök bilimcilerin yıldızları takip etmesine ve belirli bir yıldızın yerini belirlemesine yardımcı oluyor.

Bu parçanın anahtar kelimeleri,

I. Takımyıldızı

II. Ay

III. Güneş

IV. Yıldız

sözcüklerinden hangileri olamaz?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV

4. Bir gezegenin kütlesi, gezegenin başka bir gök cismi üzerindeki kütleçekim etkisi belirlenerek ölçülür. İki cisim arasındaki kütleçekim kuvveti, cisimlerin kütleleriyle doğru, aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılıdır. Bu nedenle bir

gök cisminin başka bir cisim üzerindeki kütleçekim etkisi ölçülerek kütlesi belirlenebilir. Bunun için gezegenin diğer cisim üzerindeki kütleçekim etkisinin belirgin olması gerekir. Kütleçekim etkisi iki cisim arasındaki mesafeyle ters orantılı olduğundan gezegenin yakınında hareket eden bir cismin yörüngesinde meydana gelen değişim gezegenin kütlesinin ölçülmesine yardımcı olur. Bu amaçla çoğunlukla gezegenlerin sahip olduğu doğal uyduların hareketleri gözlemlenir. Ancak Güneş sistemindeki gezegenlerden Merkür’ün ve Venüs’ün doğal uyduları yok. Bu gezegenlerin kütleleri

diğer gezegenlerin hareketlerinde neden oldukları değişime bakılarak belirlenmeye çalışılıyordu. Bu nedenle kütleleri

yüksek kesinlikle belirlenememişti. Günümüzde Merkür’ün, Venüs’ün ve asteroit gibi küçük gök cisimlerinin kütleleri,

bu gök cisimlerini ziyaret eden uzay araçları tarafından doğru bir şekilde ölçülebiliyor.

Bu metnin anahtar sözcükleri aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

A) Doğal - Uzay - Merkür B) Asreroit - Venüs - Mars

C) Gezegen - Kütle - Gök cismi D) Güneş - Uydu - Dünya

P:79

79

test

PARAGRAFTA ANAHTAR KELİME 18

9. Sinemanın adı bazen büyülü dünya, bazen rüya makinesi, bazen hayal fabrikasıdır. Bu yakıştırmaların

hepsinin ortak özelliği, sinemanın gerçek dünyadan,

gerçek hayattan daha öte bir şeyler sunmasıdır. Gişeden biletinizi aldıktan sonra bu dünyanın kapısını

aralıyorsunuz. Koltuğunuza oturuyorsunuz, ardından

ışıklar sönüp de perdeye görüntü yansıdığı zaman sinema sizi iki saatliğine bu dünyadan alıp bambaşka

dünyalara götürüyor. O bambaşka dünyada bambaşka insanlar, bambaşka canlılar, bambaşka olaylar,

bambaşka yaşantılar vardır.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin anahtar sözcüklerinden değildir?

A) Tiyatro B) Sinema

C) Dünya D) Bambaşka

6. Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların

sergiledikleri bir gösteridir. Tiyatro eserinin diğer türlerden en önemli farkı, diğer edebî eserler okumak

ve dinlemek için yazılmışken tiyatro oyununun sahnede seyirciler önünde oynanmasıdır. Değer ölçülerini, izleyenlerin düşünce ve anlayışlarından alır. Tiyatro metinlerine oyun, metinleri yazan kişiye oyun

yazarı ve oyunu sahnede canlandıran kişiye oyuncu

denir. Ayrıca eserin sahnelenmesinde görev alan başka yardımcı elemanlar da vardır.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin anahtar kelimesi olamaz?

A) Perde B) Seyirci

C) Tiyatro D) Oyun

7. Mutluluk, neşe, heyecan gibi duygular çocukların bakış açılarını genişletir. Mutsuzluk, kızgınlık, engellenmişlik duyguları ise bakış açılarının daralmasına neden olur. Bu nedenle çocukların olumlu duyguları yaşayacağı ortamlar hazırlanması, olumsuz duygularla

karşılaştıklarında bunlarla baş edebilmeleri için destek olunması gelişimleri için önemlidir.

Bu parçanın anahtar kelimesi aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Destek B) Duygu

C) Olumlu D) Mutsuzluk

8. Güne kahvaltı yaparak başlayan çocuklar, dikkatlerini daha kolay toplarlar. Dikkatlerini çabuk toplayabilen çocukların okul başarısı daha çok artar. Karnı

tok olan çocuklar, abur cubur ya da yüksek kalori değeri içeren yiyecekleri yemeyeceklerinden bu çocuklarda obezite riski azalır. Bu sebeple sabah kahvaltısı, çocuklar için çok önemlidir. Güne, ailece kahvaltı yaparak başlamak, çocuğun aile ile iletişimine de

katkı sağlayacak, birlikte gerçekleştirilmiş bir sohbetten sonra okula ve işe gitmiş olmak tüm aileye iyi gelecektir.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin anahtar sözcüklerinden biri olamaz?

A) Çocuk B) Kardeş

C) Kahvaltı D) Aile

P:80

80

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA ANAHTAR KELİME 18

11. İnsanların yaşamdan pek çok beklentisi var. İyi bir

kariyer, çok para kazanmak, lüks bir arabaya ve büyük bir eve sahip olmak. Ancak hepimizin tek bir ortak beklentisi var sanırım, mutlu olmak. Ama ondan

da önce sağlıklı olmak. Sağlıklı olmak, herkes için

farklı bir anlam taşıyabilir. Birçoğumuz için ağrısız,

acısız hareket edebilmek sağlıklı olmaktır. Bazılarımıza göre ise sağlıklı olmak, gece yarılarına kadar dans

edebilecek güce sahip olmaktır. Aslında sağlıklı olmak kendini iyi hissetmektir.

Bu metnin anahtar kelimesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Spor B) Beslenme

C) Sağlık D) Uyku

12. Bazı bilim insanları bebeklerdeki bilişsel işlevlerin dil

gelişimine bağlı olduğunu düşünüyor. Bir bebek çoğunlukla bir yaşından önce anlaşılır bir şekilde konuşmaya başlayamaz. Ancak bazı araştırmacılar bebeklerin konuşmaya başlamadan önce de düşünebildiğini öngörüyor. Nesneler, olaylar ve fikirler arasında ilişki kurma ve benzerlikleri belirleyebilme soyut düşünme yeteneğinin önemli aşamalarından biridir. Okul öncesi yaştaki çocukların soyut düşünebilme yeteneğine sahip olduğu kabul ediliyor. Ancak

bu yeteneğin bebeklik döneminde gelişmeye başladığını gösteren araştırmalar var. Örneğin birbirinin aynı ve birbirinden farklı oyuncak çiftleri gösterilen 7-9

aylık bebeklerle yapılan bir araştırmada, bebeklerin

benzer ve farklı nesneleri tanıyabildiği ve birbirinden

ayırabildiği belirlendi.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın anahtar kelimelerinden biri olamaz?

A) Gelişme B) Yetenek

C) Düşünme D) Bebek

10. Büyük ticari uçaklarda burnun altındaki tekerleği kontrol eden bir dümen sistemi vardır. Pilot bu dümeni kullanarak

uçağın yönünü istediği doğrultuda çevirebilir. Bu sistem sayesinde uçaklar çok keskin dönüşler yapabilir. Ancak bir

kol ya da küçük bir çark şeklindeki bu dümenin görüntüsü otomobillerdekinden çok farklıdır. Gövdenin arka kısmında bulunan dikey stabilizatör de uçakların pistte yön değiştirmesinde kullanılan sistemlerdendir. Aslında bu sistemin temel amacı uçuş sırasında uçağın düz bir doğrultuda hareket etmesini sağlamaktır. Uçağın ağırlık merkezi hizasına yerleştirilen küçük kanatçık, uçağın üzerinde ağırlık merkezi etrafında sağa ya da sola dönmesini sağlayan

bir kuvvet oluşturur. Kokpitteki pedallar sayesinde hareket ettirilen bu parça uçağın burnunun doğrultusunun kontrol edilmesine imkân verir. Bu sistem çoğunlukla küçük uçaklar tarafından pist üzerinde hareket ederken yön değiştirmek için kullanılır. Yine küçük uçaklarda pilotlar bu amaçla frenleri kullanabilir. Uçağın sadece bir tarafındaki

tekerleğe etki edecek şekilde frenleme yapıldığında, uçak bu tekerlek çevresinde dönmeye başlar ve bu sayede

uçağın yön değiştirmesi sağlanabilir.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin anahtar kelimelerinden biri olamaz?

A) Değiştirmek B) Dişli

C) Dönmek D) Uçak

P:81

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

81

test

PARAGRAFTA DUYULAR, DUYGULAR,

KARAKTER, SORU

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

19

1. İki jandarma alaca karanlıkta köyün kenarına varınca atlarından indiler ve dizginleri karşıdan koşup gelen kahveci

çırağına vererek bacaklarını gere gere yürümeye başladılar. Köyün sokaklarında kimse yoktu. Uzaktan yanık bir inek

böğürmesi işitiliyordu. Köyün batı tarafındaki sırtları kaplayan orman, oraya çökmüş bir bulut yığını gibi kımıldıyordu. Jandarmalar kahveye girip kahveci ile yavaş sesle birkaç kelime konuştuktan sonra dışarı çıkarak köye doğru

yürüdüler. Tam köyün öbür ucunda, ormanın başladığı yerdeki ufak bir eve yaklaştılar. Ses çıkarmak istemedikleri

anlaşılıyordu. Evin etrafını saran çite gelince, ayaklarının ucunda yükselerek evin ışık görünen penceresine baktılar.

İçeride bir kadın diz çökmüş, lezzetli bir çorba içiyordu. Birçok örgülere ayrılmış saçları arkasına bırakılmıştı.

Bu metinde aşağıdaki duyulardan hangisine ait bir ayrıntıya yer verilmemiştir?

A) Dokunma   B) Tatma   C) Görme   D) İşitme

2. Öğle sıcağı çatır çatır ederken sudan çıktılar. Suyun kıyısında bir top, kapkara yeşil, bir böğürtlen çalısı vardı. Hemencecik onun altına sokuldular. Çalının altı karanlık, ıslaktı. Bir mağara serinliğindeydi. İsteseler burada günlerce

kalabilirlerdi. Canları istiyordu ya, gözlerine yediremiyorlardı. Sabahtan akşama kadar ıslak toprağa yatıp düşündükleri olurdu. Hiç kımıldamadan tembel tembel düşünürlerdi. Çalının altında en çok altı, en az üç kişi olurlardı. Böğürtlenlerin altında her birinin bedenlerinin izi kalmıştı. Herkes kendi yerine gelir yatardı. Yerlerine yattıktan sonra biri

“Kımıldamayın da dallar sallanmasın.” dedi. Diğerleri soluklarını kestiler. Ayaklarının ucundan ırmak sessiz akıyordu. Usuldan uğuldamaya başladı. Irmak, buradan aşağı köye, kendi köylerine kadar ovada dolana dolana, toprağa

serilmiş bir kalay pırıltısında akardı.

Bu metinde aşağıdaki duyulardan hangisine yer verilmemiştir?

A) Tatma   B) İşitme   C) Dokunma   D) Görme

AP8JPSB21-019

P:82

82

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA DUYULAR, DUYGULAR, KARAKTER, SORU 19

3. Küçük kız annesi ile yürürken birden durdu. Yağmur

damlacıkları ile ıslanan gözlüğünü çıkartarak baktığı

şey, babası ile birlikte bisiklette giden bir başka kız

çocuğuydu. Bisikletin arka tarafındaki minder üzerine oturan kız, düşmemek için babasına sıkı sıkı sarılmış ve soğuktan pembeleşen yanaklarını onun sırtına dayamıştı. Adamın ara sıra yana dönerek söylediği sözler, küçük kızı kıkır kıkır güldürüyordu. Küçük

kızın baktığı, o hâldeyken bile babasının kızı ile sohbet etmesiydi. İçinden o kızın yerinde olmayı geçirdi

ağlarken.

Küçük kızın bisiklet süren babada beğendiği duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Korumacılık B) Sevecenlik

C) Mutluluk D) Şefkat

5. - - - -; iki insanın birbirlerine varlıklarının özünden

bağlanması, dolayısıyla her birinin de kendisini varlığının özünden tanıması durumunda doğabilir ancak.

İnsan gerçekliği de canlılığı da sevgisinin temeli de

işte bu özden tanıma yaşantısında yatar. Böyle yaşanan sevgi sürekli bir meydan okumadır; bir dinlenme yeri değil, tersine, birlikte oluşma, büyüme ve çalışmadır; uyum ya da çatışma neşe ya da üzüntü olup

olmaması bile önemsizdir artık; temel gerçek şudur:

İki insan birbirlerini varlıklarının özünden tanırlar, kendilerinden kaçmak şöyle dursun, kendilerini buldukları için bir olurlar. Sevginin var olduğuna bir tek kanıt vardır ancak; bağlılığın derinliği, seven kimselerin

canlılığı ve güçlülüğü; budur sevginin bulunduğunu

gösteren meyve.

Bu metinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden

hangisinin getirilmesi en uygundur?

A) Bağlılık B) Mutluluk

C) Sevgi D) Özlem

6. Vücudumuzun neredeyse tüm bölümlerinde sinir hücreleri bulunur. Sinir hücreleri, uyarıları beynimize iletir. Bu hücreler sayesinde acı hisseder, dokunduğumuz ya da yediğimiz şeylerin sıcaklığını ve sertliğini

anlayabiliriz. Ancak saçlarımızda ve tırnaklarımızda

sinir hücreleri bulunmaz. Bu bölgeler, yalnızca ölü

hücrelerden oluşur. Bu nedenle de saçımız ya da tırnağımız kesildiğinde acı hissetmeyiz.

Bu metin aşağıdaki sorulardan hangisine cevap

olarak yazılmıştır?

A) Saçlarımızda ve tırnaklarımızda sinir hücresi bulunur mu?

B) Sinir hücreleri vücudumuzun nerelerinde bulunur?

C) Saçımız ve tırnağımız kesildiğinde neden acı hissetmeyiz?

D) Sinir hücreleri vücudumuzda ne işe yarar?

4. Sunucu: Merhaba, alışverişe çıktınız galiba.

Kız: Bakınıyorum, ucuz bir şey bulursam alacağım.

Sunucu: - - - -

Kız: Her şeyden önce yaşıtlarımla benzer şeyleri giymeye özen gösteririm, arkadaşlarımdan farklı olmak

istemem. Herkes spor ayakkabı giyerken ben topuklu ayakkabı ile gezemem.

Bu diyalogda boş bırakılan yerde sunucu aşağıdaki sorulardan hangisini sormuştur?

A) Kıyafetlerinizi nereden alıyorsunuz?

B) Alışveriş merkezlerine gider misiniz?

C) Alışverişinizi nereden yapıyorsunuz?

D) Alışverişte nelere dikkat edersiniz?

P:83

83

test

PARAGRAFTA DUYULAR, DUYGULAR, KARAKTER, SORU 19

8. Günlerden bir gün fare etrafta dolaşırken dev cüssesi ile oradan geçmekte olan file rastlamış. Bir kendi

boyuna bakmış, bir de heybetiyle çevresindeki her

şeye tepeden bakabilen filin boyuna. Tanrı vergisi boyu bosu yetmezmiş gibi çevresi de uşak doluymuş

filin. Üstünde görkemli kat kat bir köşk, köşkün içinde de bir sultan. Fare birden kıskançlığa kapılmış. Fil

ile alay etmeye başlamış: “Şu insanları da hiç anlamam doğrusu! Nesine hayran olurlar ki şu kocaman,

hantal hayvanın! Baksana nasıl da ağır ağır yürüyor.

Sanki hiç acelesi yokmuş gibi. Çocukları korkutmaktan başka bir işe yaramaz doğrusu bunların boyu bosu. Biz fareler daha akıllıyız bunlardan.” Bizim fare,

daha sözüne devam edecekmiş ama birden köşeden fırlayan bir kedi yüzünden yarım kalmış sözleri.

Böylece o da son nefesinde anlamış fil ile fare arasındaki farkı.

Bu metinde sözü edilen farenin karakter özelliği

aşağıdakilerden hangisi değildir?

A) Kendini beğenmiş B) Ukala

C) Şımarık D) Aklı başında

9. Evini dekore ettirmek isteyen Japon bunun için bir

duvarı yıkar. Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken orada dışarıdan gelen bir çivinin ayağına battığı

için sıkışmış bir kertenkele görür. Adam bunu gördüğünde kendini kötü hisseder ve aynı zamanda meraklanır da kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi görünce. Muhtemelen bu çivi 10 yıl önce, ev yapılırken

çakılmıştı. Peki nasıl olmuş da kertenkele bu şekilde

yaşamıştı? Adam merakına yenik düşerek çalışmayı

bırakır ve kertenkeleyi izlemeye başlar. Sonra nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele gelir ağzında taşıdığı yemekle. Adamı sersemletir gördüğü manzara. Bu nasıl bir sevgi? Ayağı çivilenmiş

kertenkele 10 yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmektedir.

Bu metne göre ayağına çivi çakılan kertenkeleyi

hayatta tutan duygu hangisidir?

A) Umut B) Sevgi

C) Kardeşlik D) Özlem

7. Saçlarını ıslatan bir yağmurla konuştu hüzün. Bulutlar tam gözlerinin hizasındaydı sevdanın. Her birinde dünya saklı damlacıklarda yıkanırken ruhlar, yüreklerdi dillenen. Hüzün “aç”tı sevdaya, hiç doymamacasına ıslandı, ıslandı, ıslandı… Kol kola girdiler şüphe etmediler birbirlerinden hiç. Her mevsim çiçekler açardı hüznün eteklerinde, her gece yıldızlardan taç yapar saçlarına iliştirirdi sevdalı yağmur. Yüzü temiz kalbi temiz, ne masum ne güzel düşlerdi yarınlar. “Seni terk eden delidir” derdi sevdalı yağmur hüznün güzel gözlerine bakarken. Birden karardı dünya, neden…

Bir çığlık yükseldi hüznün yüreğinden, sesi denizaşırı ülkelerde yankılandı. Tek odalı yüreğindeki göçün hikâyesi başladı hüznün. Yangın yeriydi yüreği, aşkından uzağa saldı kalbini. Tüm gurbet kuşlarını uçurdu sevda ülkelerine. Sancılı ve kederli günler yazılmıştı alnına.

Bu metinde ağır basan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sevinç   B) Özlem   C) Acıma   D) Üzüntü

P:84

84

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA DUYULAR, DUYGULAR, KARAKTER, SORU 19

10. Mikroorganizmalar, ölen canlıların çoğunlukla organik maddelerden oluşan yumuşak dokularının hızla

çürümesini yani kimyasal olarak parçalanmasını sağlar. Çoğunlukla inorganik maddelerden oluşan kemik

ya da kabuk ise kolayca çürümez ve üzerleri tortullarla örtülür. Ölü organizmanın üzerinde biriken tortul miktarı arttıkça kendi ağırlığı altında sıkışan bu birikintiler zamanla kemik ve kabuklarla birlikte katılaşır. Yer altı sularında çözünmüş hâlde bulunan kalsiyum, demir ve silisyum gibi mineraller ölmüş canlının kalıntılarındaki boşluklara dolar ve burada kristalleşir. Bu şekilde zamanla taşlaşan organizma fosilleşmiş olur.

Bu metin aşağıdaki sorulardan hangisine cevap

olarak yazılmıştır?

A) Mikroorganizmalar neyden oluşur?

B) Tortul miktarının artmasının sonuçları nelerdir?

C) Yer altı suları ne işe yarar?

D) Fosiller nasıl oluşur?

12. Bir zamanlar, bir tavuk yaşarmış çiftliğin birinde. Diğer tavuklar gibi değilmiş bu tavuk, yumurtaları altındanmış. Tavuğun sahibi her gün bu altın yumurtaları alıp pazara götürür, satıp para kazanırmış. Günden

güne zenginleşmeye başlamış adam. Zenginliği arttıkça para kazanma hırsı da artmış. Bir gün: “Daha

zengin olmak için bu tavuğun her gün bir altın yumurtlamasını niye bekleyeyim?” demiş. “Tavuğu kesersem altınların hepsi benim olur.” dediğini yapmış

adam; tavuğu kesip karnına bakmış ki karnı bomboşmuş tavuğun, altın falan yokmuş. O anda anlamış yanlışını ancak iş işten çoktan geçmiş.

Bu metinde tavuğu kesen pazarcının karakteri ile

ilgili aşağıdaki kavramlardan hangisi söylenebilir?

A) Çalışkan B) Açgözlü

C) Dürüst D) Meraklı

13. Anahtarı kilidin içinde bir tur çevirmeye hazırlanıyordum ki kapı açılıverdi. Tuhaf! Geçen sefer üç tur kilitlemiştim oysa. Anahtarı cebime atıp içeri girdim. Ev

öyle sessizdi ki neredeyse kendi soluğumdan irkildim. Ayakkabılarımı çıkarıp büyük bir ürperti ile vestiyere yöneldim. Gözlerimi radar gibi gezdirip durdum. Nerede benim kulaklık? Geçen sefer evi acele

ile terk ettiğim için vestiyerin üstünde ağzımın acı tadını unutmak için bırakmıştım. Bakındım etrafıma bir

kez daha. Eve benden sonra gelen biri oldu belki, diye düşünüp holde ilerledim. Ayaklarımın ucuna basarak yürüdüm.

Bu metinde aşağıdaki duyulardan hangisine ait

bir ayrıntı yoktur?

A) İşitme B) Tatma

C) Koklama D) Dokunma

11. Bir süredir mahalleye bir baloncu geliyordu. Hemen

hemen her gün ve aşağı yukarı aynı saatlerde, elinde kocaman bir balon kümesi ile köşeden görünür

“Balonlar, renk renk balonlar!” diye bağırarak ağır

adımlarla sokağı boydan boya geçer ve öteki köşeden dönüp görülmez olurdu. Küçük çocuk onun gelişini her gün heyecanla bekliyordu. Çocuk baloncuya hiç balonu olmadığını söyledi bir gün ve nasıl olduysa balonlar adamın elinden kurtulup ağaca takıldı. Çocuk balonları kurtarmak için ağacın canını acıtan dallarına aldırmıyordu.

Bu metinde aşağıdaki duyulardan hangisine yer

verilmemiştir?

A) Tatma B) Görme

C) Dokunma D) İşitme

P:85

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

85

test

PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ (KARMA TEST)

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

20

2. Uzun zamandır beklediğimiz Türkiye Kupası maçları bir hafta önce başladı. Tüm seyirciler coşkuyla takımlarını desteklemek için statlara koştu. Stadyum

girişlerinde uzun kuyruklar oluştu. Kupanın ilk maçında yetkililer yoğun güvenlik önlemleri aldılar. Maç

öncesi taraftarlar arasında gerginlik oldu ancak polis hemen onları kontrol altına aldı. Biz de diğer taraftarlar gibi bu kupa maçını merakla bekliyorduk.

Kupanın ilk maçı için biletlerimizi günler öncesinden

almıştık. Maç günü arkadaşlarla stadyumun önünde

buluştuk. Stadyuma girmek biraz uzun zaman aldı.

Yerlerimize oturduğumuzda hepimiz kalabalığın içindeki coşkuya kendimizi kaptırdık.

Bu metne getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kupa Maçı B) Taraftarlar

C) Maç Çıkışı D) Futbolcular

3. Mert okuldan sonra uçarcasına vapur iskelesine gitti. Kızların henüz gelmediklerini görünce gişelerden

geçti. Koltuklardan birine oturup beklemeye başladı. Bir yandan okulda olanları aklından geçiriyordu.

Son dersin bitiminde herkes kendini sınıftan dışarı

atarken Bilge Öğretmen, Mert’i durdurmuş, “Dönem

ödevi nasıl gidiyor?” diye sormuştu. Mert, öğretmeninin neden bu soruyu sadece kendisine sorduğunu

düşünürken “iyi” diye ağzında gevelemişti. Bir an önce kalabalığın arasına karışmak istiyordu. Oysa öğretmeni, “Hangi kitabı seçtin?” diye devam etmişti.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki duyuların hangilerinden yararlanılmıştır?

A) Görme - Dokunma

B) Koklama - Tatma

C) İşitme - Görme

D) Dokunma - İşitme

1. Kişi, yer ve zaman ögeleri kullanılarak giriş, gelişme ve sonuç planına göre kurgulanarak yazılan bir ya da birçok

olay ya da durumun anlatıldığı edebî metinlere olay yazıları denir.

Bu bilgiye aşağıdaki yargılardan hangisi örnek olabilir?

A) Çocuklara kendi geçmişini bilmeyenlerin geleceklerini oluşturmada zorlanacakları anlatılmalıdır. Bu yüzden hem

aile hem de ülke tarihini öğrenmeleri için onlara imkân tanınmalı. Bunun için bir aile albümü oluşturulabilir. Aile

büyükleriyle sık sık bir araya gelinerek çocukların onlarla sohbet etmeleri sağlanabilir.

B) Mimar Sinan’ın eserlerinden olan Lalapaşa’nın kapısından içeri adımımı attım. Etrafa şöyle bir göz gezdirdim.

Hemen hemen her şey aynı duruyordu: mihrap, minber, vaaz kürsüsü, avizeler... Gönlümü bir huzur kapladı. Yanıp tutuştuğum hasret kapısı aralanmıştı sanki. Çevreme şöyle bir baktım, hiç tanıdık sima yoktu içlerinde.

C) İnsan çevresinde gelişen olaylarla ilgili duyguları olan bir varlıktır. Bu nedenle zaman zaman kendini başka insanların yerine koyarak hareket eder. Kendini bir başkasının yerine koyan insan onu daha iyi anlar. Çoğu insanın doğasında bir ölçüde duygudaşlık vardır. Açlık çeken çocukların ya da acı çeken bir insanın görüntülerinden kim

etkilenmez ki? Sevgi dolu hangi anne hıçkırarak ağlayan çocuğunu görmezden gelebilir?

D) Okuma alışkanlığı kazanmanın en çok bilinen faydaları arasında dildeki ve düşünmedeki gelişme ve odaklanma

kabiliyetinin artışı sayılabilir. Matematik de bir dildir. Soyut düşüncenin formüllerle, sembollerle ve sayılarla kâğıda

dökebilmek gerekir. Bu noktada kitap okuyan öğrencilerin işleri, okumayanlarınkine göre daha kolaydır çünkü kitap okuyan öğrencilerin anlama, anladığını ifade edebilme yetenekleri daha fazla gelişmiştir.

AP8JPSB21-020

P:86

86

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ (KARMA TEST) 20

6. Güvercinler bu ikindi sıcağında yeme karşı isteksizdiler. Onun için alçaktan, isteksiz ve sanki teker teker uçarak geliyorlardı. Havada mavi bir mendil tutan bir hokkabaz eli gibi yine şaşırtıcı, tutulmaz hareketleri ile uçuyorlar fakat keyifleri yerinde ve iştahlı zamanlarında olduğu gibi hep birden o lodos dalgası hızı ile yükselmiyorlar; boşlukta kendi üstlerinde bir hava hortumu gibi dönüp sonra yine boşlukta

birdenbire görünmeyen bir yalı duvarına, bir rıhtıma

rastlamış gibi hızları kırılıp yere inmiyorlardı.

Bu metinde hikâye unsurlarından hangisine yer

verilmemiştir?

A) Yer B) Zaman C) Olay D) Varlık

5. Hareket, canlılığın en önemli işaretidir ve ilk çağlardan beri beden eğitiminin bir aracı olarak kullanılmaktadır. İlk insanlar hayatta kalabilmek için beslenme, barınma ve giyinme ile birlikte doğaya karşı güçlenerek korunmaya da çalışmışlardır. Tarihte ilk sporlar da savunma ve saldırma eylemlerinden ortaya çıkmıştır. Tarihî belgelere göre ilk sporlar binicilik ve güreştir. Sümer ve Mısırlılar okçuluk ve güreşle ilgilenmişlerdir. Yüzme, kürek, yelken gibi su sporları Akdeniz uygarlıklarında; kızak ve kayak sporları Kuzey

Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Eski Yunan’da ise spor,

eğitimin başlıca amacı hâline gelmiş ve spor karşılaşmaları doğmuştur.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin yardımcı düşüncelerinden olamaz?

A) Okçulukla Sümerler ilgilenmiştir.

B) Farklı yaşamların farklı sistemleri olur.

C) Savunma sporu ilk sporlardandır.

D) Hareket, canlılığın en önemli işaretidir.

7. Vücudumuzun sıcaklığı normalde belirli değerler arasındadır. Bazı durumlarda örneğin; çok sıcakta kaldığımızda, hasta olduğumuzda ya da spor yaptığımızda vücut sıcaklığımız artar. Bu durumda beynimiz

tarafından derimizde bulunan ter bezlerine uyarı gönderilir. Ter bezleri vücut sıcaklığının dengelenmesi için

ter olarak adlandırdığımız sıvıyı salgılar. Ter derimizdeki gözeneklerden damlacıklar hâlinde dışarı çıkar,

sonra da buharlaşır. Buharlaşma için ısı enerjisi gerekir. Bu enerji vücudumuzdan alındığı için de vücudumuz serinler.

Aşağıdaki sözcüklerden hangisi bu metnin anahtar sözcüklerinden biri değildir?

A) Islaklık

B) Sıcaklık

C) Ter

D) Vücut

4. Timsahlar dillerini dışarı çıkaramazlar çünkü dilleri bir

zarla alt damağa bitişiktir ve hareketi sınırlıdır. Timsahların dillerinin üzerinde bulunan tuz bezleri, vücutlarındaki fazla tuzun atılmasını sağlar. Dilin beslenmede herhangi bir rolü yoktur çünkü timsahlar yiyeceklerini çiğnemeden yutar.

Bu metinde aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?

A) Timsahlar yiyeceklerini nasıl yer?

B) Neden timsahlar dillerini çıkartamaz?

C) Timsahların dillerinin beslenme dışındaki işlevi nedir?

D) Bir zarla alt damağa bağlı olan timsah organı nedir?

P:87

87

test

PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ (KARMA TEST) 20

10. Ağaç kelimesi eski çağlardan beri dilimizde yaşamaktadır. Orhun Yazıtları’nda bile ağaçla karşılaşırız. Türk

şiirinde ağaca karşı derin bir ilgi görülür. Memleketimizde birçok yerin adı ağaçtan alınmıştır. Bunlar halkın ağaca verdiği önemi gösterir. Eskiden beri birçok

Türk boyuna, birçok kişiye ağaç adı verilmiştir. Ağaca verilen değer bugün daha da artmıştır. İzinsiz ağaç

kesmek yasaktır. Bu konuda bazı ülkelerde çok ağır

cezalar verilmektedir.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Türk boylarında ağaç B) Ağaç kesmenin cezası

C) Ağaca verilen değer D) Türk şiirinde ağaç

8. Sınıfın en tuhaf öğrencisiydi Erol. Nasıl bir çocuk olduğunu şimdiye kadar anlamak mümkün olmamıştı.

İnanılmaz yetenekliydi. Herkesin gıpta ettiği harika

bir ressamdı. Ders aralarında tahtaya renkli tebeşirlerle olağanüstü desenler çizerdi. Defteri, sınıftakilerin karikatürleriyle doluydu. İki üç çizgi ile karşısındakinin karakterini kâğıda yansıtabilirdi. Ama gelin

görün ki resim dersinin en başarısız öğrencisi de oydu. Matematik dehasıydı. Her soruyu jet hızıyla çözerdi; ama sadece ders aralarında. Okulun koşu takımındaydı ve okul tarihinde onun kadar hızlı koşana hiç rastlanmamıştı.

Bu metinde bahsedilen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir?

A) Çalışkan

B) Gayretli

C) Başarılı

D) Yetenekli

9. Bir tüccar, mağazasında çalıştırmak üzere bir çalışan

aradığını gazetede ilan etmişti. İlana 40 kişi başvurdu. Bunların 39’u tavsiye mektubu ile gelmişti. Birinin ise hiçbir şeyi yoktu. Tüccar tavsiyesiz gelen kişiyi işe aldı. Durumu gören tüccarın yakın arkadaşlarından biri tavsiyesi olmadığı hâlde o kişiyi neden

işe aldığını sordu ve tüccar adamın içeriye girerken

ayağını sildiğini ve girdikten sonra kapıyı kapattığını

ve kendisini saygı ile selamladığını ayrıca düzgün ve

nazik konuştuğunu söyledi.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen nedir?

A) Medeni davranışlar insanları bir adım öne taşır.

B) Nazik olmak işe alınmamızı sağlar.

C) Tavsiye mektubu olmaksızın işe girebilmek mümkündür.

D) Bir iş yerine girerken mutlaka ayağımızı silmeliyiz.

11. Toprağın yapısında farklı mineraller bulunuyor. Örneğin toprakta yaygın olarak bulunan demir minerallerinden götit sarı-kahverengi, hematit ise kırmızı-siyah renkte. Yine toprakta yaygın olarak bulunan minerallerden olan kalsiyum karbonat yani kalsit beyaz

renkli, yarı şeffaf bir mineral. Yer kabuğunda en çok

bulunan ikinci mineral olan kuvars ise beyaz-gri renkte. Mangan içeren mineraller ise çoğunlukla siyah.

Toprağın kahverengi olmasının temel sebebi ise bileşimindeki organik maddeler. Topraktaki organik

maddeler (ölü bitki ve diğer organizma kalıntıları) mikroorganizmalar tarafından parçalanarak daha basit

yapıdaki kimyasal maddelere dönüştürülür. Bu maddelerden oluşan karışım humus olarak isimlendirilir.

Yüksek oranda karbon içeren humus koyu kahverengidir ve toprağın üst katmanlarında bulunur. Toprağın daha derinlerdeki katmanlarında ise humus miktarı daha azdır ve bu katmanlarda toprağın içinde bulunan minerallerin renkleri daha belirgindir. Dolayısıyla toprağın hangi renkte göründüğü bileşimindeki

maddelerin oranıyla yakından ilişkilidir.

Bu metin aşağıdaki sorulardan hangisine cevap

olarak yazılmıştır?

A) Humus nasıl oluşur?

B) Organik maddelerin etkileri nelerdir?

C) Toprak neden kahverengidir?

D) Kalsiyum karbonatın rengi nasıldır?

P:88

88

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ (KARMA TEST) 20

12. Yakın zamana kadar yükseklik korkusunun düşerek zarar görme tehlikesi nedeniyle ortaya çıkan, içgüdüsel bir korku olduğu düşünülüyordu. Ancak bebeklerle yapılan bir araştırmada, henüz emekleyemeyen ve yürüyemeyen bebeklerde yükseklik algısının oluşmadığı belirlendi. Kalp ritmindeki değişiklikler takip edilerek gerçekleştirilen araştırmada bebekler büyüdükçe yükseklik korkusunun ortaya çıktığı anlaşıldı. Bu durumun, bebeklerin kendi kendilerine hareket etmeye başladıkça hareketlerini ve çevrelerini görsel olarak algılama yeteneklerinin gelişmesiyle ilişkili

olduğu düşünülüyor. Düşme korkusunun ötesinde yüksekliğin neden olduğu aşırı korkunun insanların derinlik algısındaki farklılıkla da ilişkili olduğu düşünülüyor. Araştırmalar yükseklik korkusu olan insanların dikey mesafeleri yanlış algıladığını gösteriyor. Örneğin sonuçları Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımlanan araştırmada

yükseklik korkusu olan katılımcıların 14 metre yüksekliğindeki bir binanın üst kısmında, normal insanların 50 metre

yüksekliğindeki bir binanın üst kısmında verdikleri tepkiyi verdiği anlaşıldı. Ayrıca yerden yukarı doğru bakan insanların dikey mesafeleri yukarıdan aşağıya bakanlardan daha doğru tahmin ettiği belirlendi. Bilim insanları düşme korkusu nedeniyle aslında bütün insanların yüksekten korktuğunu, sadece tepki verdikleri mesafenin farklı olduğunu

düşünüyor.

Bu parçanın anahtar kelimeleri arasında aşağıdakilerden hangisi olamaz?

A) Korku B) Algı C) Yükseklik D) Fazla

13. Gemi çarpması, köpek balığı gibi yırtıcı hayvanların saldırısı, hastalık ya da yaşlanma nedeniyle güçsüzleşen balinalar karaya vurabiliyor. Balinaların tek başlarına karaya vurmasının temel sebebinin bu etkiler olduğu düşünülüyor.

Belli bir bölgede alglerin aşırı miktarda çoğalması sonucu açığa çıkan zararlı maddeler, balinalar ve başka deniz canlıları için zararlı etkilere sahip olabiliyor. Deniz suyunun renginde meydana getirdiği değişim nedeniyle kırmızı gelgit

olarak da isimlendirilen alglerin aşırı çoğalmasının ve sudaki başka zehirli maddelerin balinaların karaya vurmasında etkili olabileceği düşünülüyor. Bazı bilim insanları balinaların -beyinlerindeki manyetik özelliğe sahip kristaller sayesinde- dünyanın manyetik alanını yönlerini bulmak için kullandığını düşünüyor. Dolayısıyla dünyanın manyetik alanındaki değişimler balinaların yönlerini kaybedip karaya vurmasına sebep olabilir. Balinalar ses dalgalarını iletişim,

yön belirleme, yiyecek bulma ve avcılardan korunma gibi amaçlarla kullanıyor. Belirli bir frekans aralığında ses dalgaları yayan su altı radarlarının yani sonarların, balinaların doğal yaşam alanlarından uzaklaşmasına ve karaya vurmalarına sebep olduğu düşünülüyor. Özellikle askerî amaçla kullanılan sonarlar bu frekans aralığında ses dalgaları

yayıyor. Araştırmalar balinaların toplu olarak karaya vurduğu durumların sonarlarla ilişkili olabileceğini gösteriyor.

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dünyanın manyetik alanında değişimler oluşabilir. B) Kırmızı gelgit adı verilen algler aşırı çoğalabilir.

C) Balinalar çeşitli sebeplerle karaya vurabilir. D) Köpek balıkları yırtıcı olduğu için saldırabilir.

P:89

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

89

test

PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ (KARMA TEST)

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

21

1. Proteinler amino asitlerin birbirlerine bağlanmasıyla oluşan makro ölçekte moleküllerdir. Uzun protein molekülleri,

proteini oluşturan amino asitlerin aralarında kurulan zayıf kimyasal bağlar sayesinde kıvrılıp, katlanıp, birbiri içinden

geçerek yumak şeklinde bir yapı oluşturabilir. Yumurta akındaki proteinlerin yapısı çoğunlukla bu şekildedir. Yumurta akındaki proteinleri oluşturan bazı amino asitlerin yapısında suyla etkileştiğinde suda çözünerek bağ oluşturan

(hidrofilik) ve suda çözünmeyen (hidrofobik) bölümler bulunur. Yumak şeklindeki proteinlerde amino asit molekülünün hidrofilik kısımları yumurtanın yapısındaki suda çözünürken hidrofobik kısımları birbirleri ile bağ oluşturarak proteinin kıvrılmış hâlde kalmasını sağlar. Yumurta akı çırpıldığında içine hava girmeye başlar. Hava amino asit moleküllerinin hidrofobik kısımlarıyla etkileşir. Bu durum protein molekülündeki amino asitlerin aralarında oluşan zayıf

kimyasal bağların kopmasına ve kıvrılmış hâldeki proteinin açılmasına neden olur. Açılan protein zincirleri arasında

oluşan zayıf kimyasal bağlar, yumurta akı çırpıldığında içeri giren havanın etrafında ince bir tabaka oluşturarak, hava kabarcıklarının kararlı bir yapıya sahip olmasını sağlar.

Bu metinden aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

A) Yumak şeklindeki proteinlerde amino asit molekülünün hidrofilik kısımları yumurtanın yapısındaki suda çözünür.

B) Yumurta akı çırpıldığında içeri giren havanın etrafında ince bir tabaka oluşturur.

C) Proteinler amino asitlerin birbirlerine bağlanmasıyla oluşan mikro ölçekte moleküllerdir.

D) Açılan protein zincirleri arasında oluşan zayıf kimyasal bağlar, hava kabarcıklarının kararlı bir yapıya sahip olmasını sağlar.

2.

Katar, ara sıra, bir demir kapı önünde duruyor, kapı açılıyor, arkamızdan kapanıyor. İyi anlamadım ama bu kapılar

galiba madendeki temiz havanın kaçmaması, dışarıya fırlayıp gitmemesi için yapılmıştır. Derken uzakta, ufacık,

bambaşka, olasıya beyaz ve sevimli bir ışık belirdi. Onu tanıyorum: Güneş. Yaklaştıkça genişleyen bu ışık yer altından

kurtulduğumuzun müjdecisidir. Az sonra yer üstünde etrafında fundalıklarla kaplı birkaç dağ arasındaki meydandayız.

Yorgun argın gülümsüyoruz. Seyahatimiz hiç dinlenmemek şartıyla üç saatten fazla sürmüştü.

2. Metin

1. Metin

Yaşlı bir kadın kaldırımın kenarına oturmuş önündeki maydanozları satmaya çalışıyordu. Güzel giyimli genç bir kadın

pahalı bir arabadan inip yaşlı kadının yanına yaklaştı ve 1,5 lira olan maydanoz demeti için pazarlık yapmaya ve çok

pahalı olduğunu söylemeye başladı. Yaşlı kadın çaresiz genç kadının isteğini kabul etti. Bindiği pahalı arabasını ise

gideceği yerin önünde durdurup kapıda bekleyen görevliye 50 lira vererek arabasını park etmesini istedi. Hâlbuki

emek veren yaşlı kadına acımasızlık yapmıştı.

Aşağıdaki hikâye unsurlarından hangisine metinlerin her ikisinde de yer verilmemiştir?

A) Olay B) Yer C) Zaman D) Varlık

AP8JPSB21-021

P:90

90

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ (KARMA TEST) 21

3. Astronotları Ay’a ulaştırmak ve Dünya’ya geri getirmek için tasarlanan Apollo uzay araçları üç kısımdan oluşuyordu:

komuta modülü, hizmet modülü ve Ay modülü. Bu modüllerden sadece komuta modülü astronotlarla beraber

Dünya’ya dönmüş, diğer iki modülse görevlerini tamamladıktan sonra uzay aracından ayrılmıştı. Komuta modülü,

uzay aracının ana kontrol merkeziydi. Mürettebatın yolculuk boyunca içinde yaşayabileceği şekilde tasarlanan bu

kabin, kontrol ve iletişim sistemlerini de içeriyordu. Bu modül astronotlar Ay’ın yüzeyine inerken yörüngede kalmıştı. Servis modülü uzay aracının yol alması ve Ay’ın yörüngesine girmesi için gerekli itki sistemlerini ve yakıt tanklarını içeriyordu. Neredeyse tüm görev boyunca komuta modülüne bağlı kalan bu modül, geri dönüş yolculuğu sırasında Dünya’nın atmosferine girmeden hemen önce uzay aracından ayrılmıştı. Ay modülü, astronotların Ay’ın yüzeyine inmesi ve komuta modülüne geri dönmesi için tasarlanan birimdi. Astronotların Ay ortamında hayatlarını devam ettirebilmesi için gerekli şeylerin yanı sıra itki sistemleri ve yakıt tankları içeriyordu. Kütlece komuta modülünün

yarısı kadar olan bu modül, astronotların Ay’ın yüzeyinden komuta modülüne geri dönmesini sağladıktan sonra Ay’ın

yörüngesinde bırakıldı. Modülün daha sonraları Ay’ın hangi bölgesine düştüğü bilinmiyor.

Bu metne konulabilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ana Kontrol Merkezi B) Uzay Araçlarının Bölümleri

C) Ay’ın Yörüngesinde Kalanlar D) Astronotların Yaşamı

4. I. Dünyanın merkezinde ben varım. Dünya benim için, benim etrafımda dönüyor. Herkes benim için var. Her şey

benimle güzel. Dostlarım çok şanslı. Ben olmasam ne yaparlardı onlar. Bensiz bir dünya düşünemiyorum.

II. Mutluluk başarıdır. Her şeyinizi ortaya koyun başarmak için. Asla vazgeçmeyin, pes etmeyin hayat karşısında.

Yılmayın ve hep daha fazlasını isteyin. İstemeden hiçbir şey başaramazsınız. Siz sadece isteyin. Bir gün istediğiniz her şey sizin olacaktır.

III. Dostlarınızı sevin ama kendinizi onlara teslim etmeyin. Her an hayat karşısında tek başınıza savaşmak zorunda

kalabileceğinizi unutmayın. En zor anlarınızda yanınızda hiç kimseyi bulamayabilirsiniz. Bir gün herkes sizi terk

edebilir. Bu ana hazırlıklı olun.

Numaralanmış metinleri karşılayan karakter özellikleri hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?

I II III

A) Kendini beğenmiş Güvensiz Yalnız

B) Bencil Gamsız Güvensiz

C) Kendini beğenmiş Hırslı Gamsız

D) Bencil Hırslı Güvensiz

P:91

91

test

PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ (KARMA TEST) 21

5. Otomobil lastiklerinin basıncının zamanla düşmesinin sebeplerinden biri, lastiğin yapısındaki moleküllerin arasına

hapsolmuş hava moleküllerinden kaynaklanan çok küçük boşluklardır. Lastiğin içindeki hava basıncı dışındaki basınçtan yüksek olduğundan, lastiğin içindeki havayı oluşturan moleküller bu boşluklardan geçerek dışarı kaçabilir.

Havayı oluşturan moleküllerin daha yoğun ortamdan daha az yoğun ortama geçmesi nedeniyle bu olay hava osmozu olarak da isimlendirilir. Lastiğin içindeki ve dışındaki basınç farkı nedeniyle ortaya çıkan bu durum lastik basıncının bir ayda yaklaşık 1-2 psi (psi bir basınç birimidir ve 1 atmosfer basıncı 14,70 psi’ye eşittir) düşmesine neden

olabilir. Bu değer çok küçük gibi gelebilir. Ancak en uygun lastik basıncı 30 psi olan bir otomobil lastiğinin basıncı

hava osmozu nedeniyle bir yılda toplamda 24 psi düşebilir. Yani bu miktardaki bir basınç azalması lastiğin bir yılda

tamamen inmesine neden olabilir.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Lastiklerin bir yılda ne kadar basınç kaybettiği B) Lastiğin içindeki ve dışındaki basınç miktarı

C) Hava moleküllerinden kaynaklanan boşluklar D) Otomobil lastiklerinin basıncının zamanla düşmesi

6. Süt dişleri henüz anne karnındayken oluşmaya başlar. Normal bir insanda 20 süt dişi bulunur. Öndeki

kesici süt dişlerinin ömrü yaklaşık 5 yıl, arkadaki öğütücü süt dişlerinin ömrü ise yaklaşık 9 yıldır. Süt dişlerinin tamamı çıktıktan sonra kalıcı dişlerin oluşma

süreci başlar. Süt dişleri çok dayanıklı değildir. Kökler oluştuktan yaklaşık 3 yıl sonra tepe kısımlarından

aşınmaya başlarlar. Belirli bir süre sonra diş düşer ve

yerine üstteki kalıcı diş gelir. Eğer çocuklar süt dişlerini çok erken kaybederlerse, yerine gelecek olan

kalıcı dişin oluşum süreci tamamlanmadığından, yandaki dişler zamanla kayarak oluşan boşluğu kapatır.

Dolayısıyla zamanı geldiğinde kalıcı dişin çıkabilmesi için yer kalmaz. Kendine yer bulmaya çalışan kalıcı diş çıkarken hem diğer dişlerin yerinin değişmesine neden olur hem de kendisi doğru yerden çıkamaz. Bu nedenle eğer süt dişleri erken dönemde düşer ya da çekilmeleri gerekirse çeşitli yöntemler kullanılarak yerlerinin korunması gerekir. Çiğneme ve

konuşma işlevlerinin yanı sıra kalıcı dişlerin doğru konumda ve düzgün bir şekilde çıkmasına kılavuzluk

da eden süt dişleri ağız sağlığı açısından hayli önemlidir.

Aşağıdaki sözcüklerden hangisi bu metin anahtar kelimelerinden biri değildir?

A) Bebek B) Süt   C) Kalıcı D) Diş

7. Soğuk kışın, bulutlu, yağmurlu havaların ardından gelen bahar doğayı ve insanları canlandırır. Baharın gelişi, enerji ve bereketin simgesi olarak görüldüğünden dünyanın pek çok ülkesinde çeşitli şenliklerle,

bayramlarla kutlanır. Türk kültüründe bahar bayramı

Hıdırellez’dir. Hıdırellez’in kökeni hakkında çeşitli fikirler vardır. En yaygın inanış 6 Mayıs tarihinde, Hızır

ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu ve o

sırada toprağın yeşillendiğidir. Bu nedenle 6 Mayıs

baharın gelişini temsil eder ve bahar bayramı olarak

kutlanır. Kısaca, farklı zamanlarda, farklı isimler altında olsa da baharın gelişi pek çok toplumda neşe ile

karşılanan, kutlanması gereken bir olay olarak görülmektedir.

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Günümüz koşullarında bahar bayramı köy ve kasabalarda kutlanmaktadır.

B) Bahar bayramı pek çok olumlu sebepten dolayı

birçok toplumda kutlanmaktadır.

C) Hızır peygamber kalbi temiz, iyiliksever insanlara

şans dağıtmaktadır.

D) Soğuk günlerden sonra gelen bahar, doğayı ve

insanları canlandırır.

P:92

92

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ (KARMA TEST) 21

9. Saat yedi. Babamla birlikte kovanlara doğru yürüyoruz. Kat kat giysilerimizi giymiş, maskelerimizi ve eldivenlerimizi takmışız. Babam önde. Güneş gökyüzü kadar yüksek ağaçların arasından incecik sızıyor,

ağaç gölgelerinde kayboluyor, babamın maskesine

düşüyor, orada canlanıyor yeniden. Kendi maskemden dünyadaki her şeyi sisli görüyorum. Babam ağır

adımlarla yürüyor. Bilim kurgu filmindeyiz sanki ve

benim uzun boylu yakışıklı babam filmin kahramanı.

Koşup sarılmak istiyorum ona. Tuhaf bir heyecan.

Kovanlara yaklaşıyor, en soldakinin içine körükle duman veriyor, kovanın içinden delicesine vızıltılar duyuluyor. Babam kapağı yavaşça kaldırdığında, birer

ikişer çıkıyorlar dışarı. Bir anda binlerce arı birikiyor

kovanın önünde. Üstüme doğru geliyorlar!

Bu metinde hikâye unsurlarından hangisine yer

verilmemiştir?

A) Zaman   B) Yer   C) Varlık   D) Olay

10. Geçen yıl, bir pazar sabahı uyandığımızda kar yağdığını görünce nasıl sevindiğimizi bilemezsiniz. Kalın

kazaklarımızı, paltolarımızı, eldivenlerimizi giyip atkılarımızı boynumuza doladığımız gibi sokağa fırladık.

Bir süre sevinç içinde oradan oraya koşuştuk. Uçuşan kar tanelerini tutmaya çalıştık. Sonra arabaya doluştuk ve daha yüksek bir bölgeye çıktık. Burada ortalık bembeyazdı. Beyaz örtüsüyle yeri kaplayan kar

epeyce kalınlaşmıştı. Herkes kartopu oynuyordu. Arada bir kayıp düşüyor, yatıp yuvarlanıyorduk. Orman

sevinç çığlıklarıyla inliyordu.

Bu metne hâkim olan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Umut B) Sevgi

C) Sevinç D) Üzüntü

8. Mars’ta araştırmalar yapan uzay araçlarından elde edilen veriler sayesinde Mars’ın yüzeyindeki toprağın bileşimi

hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Aslında Mars toprağında bitkilerin büyümesi için gerekli karbon, oksijen, fosfor,

kükürt, potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi birçok madde bulunuyor. Ancak bu maddelerin miktarları dünyadaki

kadar yüksek değil. Aynı zamanda bitkilerin gelişmesi için gerekli minerallerden biri olan azotun biyokimyasal tepkimelerde kullanılabilen bileşikleri Mars toprağında tespit edilememişti. Ancak yakın zamanda Curiosity uzay aracı

tarafından yapılan termal analizlerde toprak örneklerinde azot monoksit bileşiğine rastlandı. Bu bileşiğin, azotun biyokimyasal tepkimelerde kullanılabilen şekli olan nitrat bileşiklerinin ısıtılması sonucu açığa çıktığı düşünülüyor. Plos

One dergisinde yayımlanan bir araştırmada bilim insanları Mars toprağına benzer bileşimdeki toprakta gübre kullanmadan domates, buğday ve tere yetiştirmeyi başardı. Ancak araştırmacılar kullandıkları toprak örneklerinin fiziksel özelliklerinin ve bileşiminin, Mars toprağının fiziksel özelliklerini ve bileşimini doğru yansıtıp yansıtmadığından

tam olarak emin değil.

Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dünya toprağı Mars toprağından kalitelidir.

B) Biyokimyasal tepkimelerde bileşikler oluşur.

C) Fiziksel özelliklerin birleşimi önemlidir.

D) Mars toprağında bitki yetiştirilebilir.

P:93

PARAGRAFIN

YAPI YÖNÜ

P:94

“Paragraf Sorularında

Dikkat Edilmesi

GEREKENLER”

“Paragraf Sorularında

Dikkat Edilmesi

GEREKENLER”

Paragraf, bir düşünce birimi olduğu için cümleler birbirine anlam açısından sıkı sıkıya bağlı olmalıdır. Cümlelerden biri konudan, ana düşünceden veya bakış

açısından uzaklaşırsa ya da diğer cümlelerden tümüyle farklı bir konuyu ele alırsa akışı bozar. Akışı bozan

cümleyi bulurken bağlayıcı ögelerin bir önceki cümlede

karşılıklarının olup olmadığına dikkat edilmelidir. “Bu,

çünkü, ama, hâlbuki, fakat, bundan dolayı, bu sebeple,

bunun gibi, de” gibi ifadeler bulunduğu cümleyi kendisinden önceki cümleye bağlar.

Paragrafta tamamlama sorularında şunlara dikkat

edilmelidir:

Bilindiği gibi paragraf giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşur. “Giriş”, “Gelişme” ve “Sonuç” bölümlerinin özellikleri dikkate alınarak başa, ortaya ve sona

uygun cümleler getirilmelidir. Paragraf oluşturma sorularında önemli olan, olay veya düşünceleri mantık ve

oluş sırasına göre sıralamaktır; düzenlemektir.

Sonuç

Bölümü / Cümlesi

Paragrafta anlatılanların

özeti niteliğinde olan, kesin yargılı

bölümdür.

Kendisinden önce anlatılan yargıları bir

sonuca bağlar. Sözcük ve cümle vurgusu

genellikle nasıl sonda ise asıl anlatılmak

istenen düşünce de genellikle sondadır.

Bağlayıcı ögeler, çoğunlukla sonuç

bölümünde yer alır.

Gelişme Bölümü

Yardımcı düşüncelerin verildiği, bağlantı

ögeleriyle bir önceki cüm

lenin devamı olan bölümdür.

-

Giriş cümlesindeki konunun

ayrıntılı açıklandığı, yardımcı dü

şüncelerle beslendiği bölüm

-

dür. Konu benzetmelerle,

-

örneklerle ya da türlü

yöntemlerle açıklanır.

• Bir düşünceyi ana düşünce etrafında destekleyen

cümle veya cümleler topluluğuna paragraf denir.

• Bir paragrafta “giriş”, “gelişme” ve “sonuç” olmak

üzere üç bölüm vardır.

Giriş Bölümü / Cümlesi

Paragrafın ilk bölümüdür, genellikle tek cümleden oluşur. Giriş cümlesi, çoğunlukla konunun ortaya konduğu

ilk sözdür. Giriş cümlesi, kendisinden önce bir cümle olduğu izlenimi vermez. Paragrafın giriş bölümünde bulunmaması gereken “bağlayıcı ögeler” şunlardır:

• Ancak, hâlbuki, oysaki, fakat, ama, söz gelimi…

• Bundan dolayı, buna rağmen, bunun için…

• bu, şu, o, böyle, şöyle…

P:95

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

95

test

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ

Bu testte 11 17 soru yer almaktadır.

1

1. Aşağıdakilerin hangisi bir hikâyenin giriş cümlesi olabilir?

A) Zavallı kadın, kapıya gelip giden alacaklılardan

kurtulabilmek için marangoz atölyesindeki her şeyi satmaya karar verdi.

B) Nasıl olsa eninde sonunda aynı şeyleri onlar da

düşünecek, gerçeğin ne denli acı olduğunu onlar

da anlayacaklardı.

C) Önce hepsinin orasında burasında kocamın el izleri var demeden, makineleri elden çıkardı tabii.

D) İlçe, beyaz badanalı evleriyle kısa sürede geride kalmış hatta ufukta kaybolup anılarımıza karışmıştı.

3. Aşağıdakilerden hangisi bir yazının sonuç cümlesi olmaya en uygundur?

A) Bilim insanlarına göre bu olay bir kaza ya da rastlantı sonucu gerçekleşmişti.

B) Kısacası hırsımız ve merakımız hem dünyanın hem

de evrenin adım adım yok olmasına zemin hazırlamıştı.

C) Karşıma kimin çıkacağını, kapıyı kimin açacağını

bilmeden açlıkla kıvranarak yardım bekledim.

D) Birleşmiş Milletler acil bir şekilde toplandı ve neler yapılabileceği gözden geçirildikten sonra büyük bir askerî operasyon için karar alındı.

4. Aşağıdakilerden hangisi kısa bir öykünün giriş bölümü olabilir?

A) Beş sene evvel gene böyle bir ilkbahar günüydü.

Bu kapının dışındaki koridorda süzgün çehreli,

mahcup ve korkak bir çocuk dolaşıyordu. Geniş

pencerelerden ılık bir bahar güneşi süzülüyordu.

B) Öylesine kötü giyimliydi ki alışık biri bile bu derece yırtık pırtık şeylerle güpegündüz sokakta dolaşmaya utanırdı. Ancak burası insanın kılık kıyafetiyle hiç kimseyi şaşırtamayacağı bir semtti.

C) Gideceği yere varmak için fazla yürümesi gerekmiyordu. Hatta evinden kaç adım tuttuğunu bile

saymıştı: Tam yedi yüz otuz adım. Hayallerine gömülüp yürüdüğü bir gün saymıştı adımlarını.

D) Gideceğim köyü şoför göstermişti. Burası oturduğum yerden yarım saat kadar uzakta, kül rengi bir kerpiç yığını idi. Bir kenarda ince ince yükselen yine kül rengi birkaç kavak, orada, ufacık

da olsa, bir su bulunduğunu anlatıyordu.

2. Aşağıdakilerden hangisi giriş cümlesi değildir?

A) Gökdelen yapılaşmaları, insanın kendi içinde kendini tüketmesine yol açmıştır.

B) Böylece bir sanatçı, bilimsel verilerle gerçekliği

kanıtlanan bu olgunun tehlike çanlarını çalıyor.

C) Toplumda en tehlikeli sosyal olay, insanın insana yabancılaşması ve giderek birbirinden kopmasıdır.

D) Tahsin Yücel, Gökdelen adlı romanında, yerleşimsel bozukluğu, insanlar arası duygu-düşünce kopuşunu vurguluyor.

AP8JPSB21-022

P:96

96

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ 1

5. Aşağıda bir paragrafın gelişme bölümü ile ilgili bazı özellikler verilmiştir.

• Konu bu bölümde açılır. Bunun için de örneklerden, benzerliklerden, karşıtlıklardan, tanık göstermelerden yararlanılır.

• Ana düşüncenin geliştirilip işlendiği bölümdür.

Buna göre,

I. Geyik motifinin nerelerde kullanıldığını görmek için biraz daha yakın döneme baktığımızda Türkçülük öğretisi çerçevesinde küçük bir çocuğun bilinçli bir delikanlı hâline geliş serüvenini konu edinen Ziya Gökalp’in Alageyik adlı masalıyla karşılaşırız.

II. Kafka’nın hikâye kahramanı Avcı Gracchus’un durumu da Halil’inki gibidir tıpkı. O da Karaorman’da büyük bir

heyecanla dağ keçisi avlarken uçurumdan aşağıya düşer. Onun sonu, Halil’inkinden biraz daha kötüdür aslında.

III. Eskiden beri var olan yaygın inanışa göre hızın, erişilmezliğin, güzelliğin ve masumiyetin simgesi olan geyiklerin

peşine düşüp onları avlamak, eninde sonunda bir uğursuzluk getirir insanın başına. Hatta dişi geyiği avlamak ya

da ona bir şekilde zarar vermek büyük bir günah sayılır.

metinlerinin hangileri bir yazının gelişme bölümünde yer alabilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

6. I. İşte şimdi bile bu mektubu yazarken yukarıdaki paragrafı arada bir tekrarlamayı nasıl arzu ediyorum bilemezsin.

Aklımdaki geçmişin gölgesine oturup yüzümü geleceğe doğru dönerek onu değişik şekillere sokmayı arzu ediyorum.

II. Bu yüzden yazmak için kâğıdın üzerine eğildiğimde yazdıklarım ille de bir yere varacak, bir yeri aşacak ve varıp

aşacağı yere ille de bir işaret konacaksa oraya seni değil, kendimi koyarım ben.

III. Demem o ki sana yazmaktan değil, senin için yazmaktan korkarım. Başka bir ifadeyle senin için yazmakla sana

ve edebiyata en büyük kötülüğü edeceğimden korkarım.

IV. Sana mektup yazmak, bugüne kadar aklımın ucundan bile geçmemişti. Geçseydi ve daha önce oturup yazabilseydim herhâlde her iki satırdan birini senin için boş bırakırdım.

Bir mektuptan alınan bu metinlerin hangileri sözü edilen mektubun giriş ve sonuç bölümü olabilir?

Giriş Cümlesi Sonuç Cümlesi

A) I IV

B) III II

C) IV I

D) IV III

P:97

97

test

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ 1

7. Pinokyo masalının özetinden alıntılanan,

1. Pinokyo, Gepetto Usta’nın yuvasından ayrılıp dünyayı keşfetmek üzere maceralı bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk

sonunda Pinokyo, Mavi Peri tarafından gerçek bir çocuğa dönüştürülür. En sonunda iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı, yalan ile doğruyu ayırt etmeyi öğrenerek normal insanlar gibi olmaya başlar.

2. Pinokyo’nun gerçekten de çok pişman olduğunu gören iyilik perisi, onları balığının karnından kurtarmış. Pinokyo, bundan sonra her gün okuluna gidip gelmiş ve okuldan döndükten sonra da babasına yardım etmiş. Onun

ne kadar iyi kalpli bir çocuk olduğunu gören iyilik perisi, onu ödüllendirmeye karar vermiş. Ve bir gece Pinokyo

uyumadan önce onu etten kemikten gerçek bir çocuğa dönüştürmüş. Pinokyo, bu durumu fark edince çok sevinmiş ve mutlulukla babasının yanına koşmuş. Gepetto Usta, onu bu hâlde görünce çok mutlu olmuş ve artık

‘‘Benim de gerçek bir çocuğum var.’’ diyerek havalara uçmuş. İkisi birlikte hayatlarının sonuna dek mutlulukla

yaşamış.

3. Eski zamanlarda Gepetto adında ihtiyar bir oyuncakçı varmış. Tahtadan oyuncaklar yapıp satarak geçimini sağlarmış. Hiç çocuğu olmayan Gepetto Usta’nın en büyük isteği bir çocuğunun olmasıymış. Bunun üzerine Gepetto Usta, konuşan bir odun parçasından Pinokyo adını verdiği kuklayı yapmış. Ortaya gerçek çocuklar gibi hareket eden, konuşan, haşarı bir kukla çıkmış. Ancak bu yaramaz kukla Pinokyo, başını türlü çeşit belalara sokmaya başlamış, üstelik yalan söylediğinde de tahtadan burnu uzuyormuş.

numaralanmış metinlerle ilgili,

I. 1. metin, masal özetinin sonuç bölümünde yer almaya uygundur.

II. 2. metin, masal özetinin sonuç bölümünde yer almaya uygundur.

III. 3. metin masal özetinin giriş bölümünde yer almaya uygundur.

yargılarından hangileri doğrudur?

A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II D) II ve III

8. Aynı makaleye ait aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya uygundur?

A) Bahçe salyangozlarının uzun vücutları ve vücutlarını koruyan sarmal kabukları vardır. Başlarında iki çift dokunaç

bulunur. Bu dokunaçlardan uzun olan çiftin ucunda gözler vardır. Kısa olan diğer iki dokunaçsa koku almak için

kullanılır.

B) Yavru salyangozlar, yumurtadan çıktıklarında önce içinden çıktıkları yumurtanın kabuğunu yer. Sonra bitkileri yemeye başlar. Bunlar, salyangozlara kalsiyum sağlar ve kabuklarının büyüyüp sertleşmesine yardımcı olur. Salyangoz büyüdükçe kabuğu genellikle sarmal bir şekil alır.

C) Dünyada böceklerden sonra en çok bulunan hayvanlar yumuşakçalar. Yumuşakçalar, yetmiş beş binden fazla

türü içeren omurgasız, kemikleri olmayan hayvanlar. Bu hayvanlar arasında salyangozlar gibi kendilerine özgü

kabukların içinde yaşayanlar çoğunlukta olsa da ahtapot, mürekkep balığı gibi kabuksuz olanlar da var.

D) Salyangozlar görebilirler ancak duyamaz çünkü kulakları ve kulak kanalları yoktur. Çoğu kara salyangozunun iki

tane uzun anteni ve antenlerin uç kısımlarında gözleri vardır. Altta kısa olan iki anteni ise koku almak ve etraftaki titreşimleri hissetmek için kullanır.

P:98

98

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ 1

10. • Derken dayanamayıp ben de şarkı söylüyordum

dallarıma konan bu irili ufaklı kuşlarla birlikte.

• Hatta ne kadar dikkat edersek edelim, hangi rengin nereden fışkırdığını ve kime ait olduğunu da

bilemezdik.

• Söz gelimi ben en çok, düzlüğün sonundaki çalılıkların içinde yaşayan o ak sakallı meşenin anlattıklarından korkuyordum.

• Kapkara bıyıkları oluyordu bu adamların; rüzgârda

uçuşan karmakarışık saçları, şapkaları ve sağa

sola dağılmış bulanık bakışları oluyordu.

Verilen cümlelerde,

I. Giriş cümlesi olmamaları

II. Gelişme cümlesi olmamaları

III. Sonuç cümlesi olmamaları

yargılarından hangileri ortak özeliktir?

A) Yalnız I B) Yalnız III

C) I ve III D) II ve III

9. I. İnsanı insan yapan değerlerin, hırsları peşinden giden insanların düştüğü komik durumları konu alan Rus

Edebiyatı’ndan Anlatan Öyküler kitabına Avantaj Yayınlarından ulaşabilirsiniz.

II. Fatih Doğan’ın özgün dilinden çevirisini yaptığı bu kitapta dostluk, vefa, adalet, dürüstlük, yumuşak huyluluk ve

uyanıklık gibi pek çok konu, hikmetli bir bakış açısıyla bir araya getirildi.

III. Kuru söz akılda kalır mı? Bir kulaktan girer, diğerinden çıkar. Hikâyeler de sırf laf olsun diye anlatılmaz. Her biri

bize bir şeyler anlatmak ister. Rus öyküleriyse çizdiği hayat manzaraları sayesinde bizi pek çok konuda tatlı tatlı uyarır.

Bir tanıtım yazısından alınan numaralanmış metinlerin giriş-gelişme-sonuç bölümleri aşağıdakilerin hangisinde doğru sıralanmıştır?

Giriş Gelişme Sonuç

A) I III II

B) II III I

C) III I II

D) III II I

11. Birisi İstanbul’da on gün yerden kalkmayan karın başladığı gün evlenmiştir. Örneğin bir sürü aksilik olmuştur o gün, araba çalışmamıştır, nikâha geç kalınmıştır. Bir başkası ilk Boğaz Köprüsü’nün açıldığı gün

doğmuştur. Ya da bir genç önemli bir iş görüşmesinden dönerken Halaskârgazi Caddesi’nde gerçekleşen bir trafik kazası haberi almıştır. Ve işe başlamak

sevinci İstanbul’un güncel tarihine düşen sevimsiz

leke nedeniyle kursağında kalmıştır. Bir başkası sınava İstanbul Üniversitesinde girmiştir.

Yukarıda gelişme bölümü verilmiş bu metnin giriş cümlesi,

I. Şehir, “yurt” olduğu herkesin hatıra kesesinde

kendine büyük bir yer bulan ve ruhumuza doğrudan nüfuz eden bir “şey”dir.

II. İçinde yaşadığımız şehirlerin tarihi ile ülke tarihinin kesiştiği zamanla hayatımızın en önemli zaman dilimlerini oluşturur.

III. Hatıralarımızı şehirlerimizden ayıramayız. Çünkü

şehrimizin tarihi ile kendi tarihimizin kesiştiği yerlerde öz geçmişimize ait büyük parçalar oluşur.

numaralanmış cümlelerden hangileri olabilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II ve III

P:99

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

99

test

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

2

2. Giriş cümlesi, kendisinden önce başka cümleler gelmiş hissini uyandıran bir ifade içermez.

Buna göre,

I. Her gece ışıl ışıl parlayan keskin baltalar giriyordu rüyalarıma.

II. Mavi göllere benzeyen gözleri de dolu dolu olurdu o sırada.

III. Daldan dala, gölgeden gölgeye “Sıra kimde?” fısıltıları dolaşıyordu artık.

IV. Ege toprağında gencecik bir gürgendim ben.

V. Düzlüğün sonundaki ak sakallı meşe susuyordu

böyle zamanlarda.

cümlelerinden hangileri giriş cümlesi olamaz?

A) I ve III B) II ve IV

C) II, III ve V D) III, IV ve V

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir yazının giriş cümlesi olmaya en uygundur?

A) Doğu kültürüne onca yakın olan Borges’in sözünü ettiğim karışıklığa bir kalem bile değinmeden

Büyük İskender’i “Çift Boynuzlu İskender” (Zülkarneyn) diye adlandırıp geçivermesi biraz tuhaftı bana göre.

B) Doğrusu Ankara’da oturmama rağmen pek evden

dışarı çıkmadığım için İmrü’l Kays adına böyle bir

tören yapılacağından haberim yoktu.

C) Puşkin’den başlayarak XIX. yüzyıl Rus yazarlarının Batılı çağdaşları gibi kişiliğin özgür gelişimi

için açtıkları savaşın bayrağını taşıdılar.

D) Hüseyin Ferhad konuşmasını bitirip inince Ankara semalarını titreten coşkulu alkışlar eşliğinde

uzun boylu biri çıktı kürsüye.

1. Tülay Öğretmen, öğrencilerinden bir hikâye yazmalarını ister. İyi bir hikâye etkileyici bir giriş cümlesi ile

başlar, unutmayın, diyerek hatırlatmada bulunur. Bunun üzerine Cengiz, Canan, Ceren ve Cevahir aşağıdaki cümleleri yazarlar.

• Biz de korkudan ne yapacağımızı bilemiyorduk

onun sözlerini işitince. (Cengiz)

• Çiğneyip ezdikleri şeylerin çığlıklarını hiç duymuyorlardı tabii. (Canan)

• Baltaların ağzı, güneşin altında parlayıp sönüyordu. (Ceren)

• Biçimden biçime giren, renk renk bulutlar uçuşurdu tepemde. (Cevahir)

Buna göre, öğrencilerin yazdığı cümlelerden hangileri giriş cümlesi olmaya uygundur?

A) Cengiz ve Canan B) Cengiz ve Cevahir

C) Canan ve Ceren D) Ceren ve Cevahir

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir yazının giriş cümlesi olamaz?

A) XIX. yüzyıl başlarının romantik yazarları, “orta halli” hayata, hayatın “olağanlıklarına” karşı insanın

giriştiği her tür isyanı yüceltiyorlardı.

B) Dostoyevski Suç ve Ceza’da kendisiyle ve çevresiyle uyuşmayan, toplumsal eşitsizliklere karşı büyük bir nefret duyan, dürüst, düşünen, aydın bir

gencin çok yönlü portresini çizer.

C) Ezilen insanların geçmişte ve şimdi uysalca boyun eğmeleri onda öfke ve acı yaratmakta; kendisini yığınların, halkın, “sıradan” insanların karşısına ve onlardan çok yukarılarda bir yerlere koymaktadır.

D) Dostoyevski, romanlarının başkahramanları aracılığıyla kişi-toplum ilişkileri sorununu kendine özgü biçimde tahlil etmektedir.

AP8JPSB21-023

P:100

100

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ 2

5. Bazı metinleri okuduğunuzda bu metnin ilk cümlesinden önce başka bir cümle varmış, dersiniz. Metnin son cümlesini okuduğunuzda da benzer bir hisse ve ‘‘Bu metin bu cümle ile sonlanmıyor, devam ettirilmeli.’’ düşüncesine kapılırsınız.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen

metinlere örnek olabilir?

A) Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer top oynarken eski hamam içinde, karıncalar mandalları nallarken, ben

anamın beşiğini tıngır mıngır sallarken, karganın

hazineci olduğu zamanlarda Cimri ile Cömert adında iki adam varmış. Bu iki arkadaş bir gün yola

çıkmışlar.

B) Böylece analarına kavuşan Nuryüz ile Gülyüz doğruca padişahın karşısına çıkmışlar. Çocuklarda

anneleri de padişah tahtında oturan Rüzgâroğlu’nu

tanıyamamış. Ama padişah, karısı ile çocuklarını

tanımış. Yerinden fırlayarak koşup onları kucaklamış. O günden sonra Rüzgâroğlu ailesi ile birlikte sarayda eski günlerinden çok daha mutlu yaşamış.

C) Uzak diyarlarda çok güzel bir orman varmış. Bu

ormanda tüm hayvanlar neşe içinde yaşarmış.

Günlerden bir gün ırmak şırıltılarının arasında küçücük bir serçenin inleyen sesi duyulmuş. Bu minik serçe kırlarda gezinirken ayağına bir diken batmış. Serçe dikeni çıkarmaya çalışmış ancak ne

kadar uğraşsa da diken bir türlü çıkmamış. Çaresizce yardım aramaya başlamış.

D) Tam o sırada uzaklardan parlak bir zürafa gelmiş

ve gülümseyerek yanlarına oturmuş. Zürafa, öyle

dost canlısı görünüyormuş ki ondan hiç korkmamışlar. Evcil bir hayvan gibi ona yemek vermişler,

su ikram etmişler ve üzerine kendi izci sembollerini yani ‘‘nar çiçeği’’ni yapıştırmışlar. İşte ne olduysa bundan sonra olmuş.

6. I. Peki ama kara ayılar, kış uykusunda güçlerini korumayı nasıl başarıyorlar dersiniz? Araştırmacılar,

ayıların idrarlarını geri kazanım yoluyla proteine

çevirdiklerini ve uyurken de kaslarını hafif hafif çalıştırmayı sürdüklerini düşünüyorlar. Ayıların bunu

nasıl başardıkları tam olarak anlaşılırsa bu bilgiler, insanlarda kas zayıflamasının önüne geçmede kullanılabilir.

II. Araştırmanın sonucunda kış uykusu boyunca ayıların kaslarının %22 oranında zayıfladığını bulmuşlar. Uzmanlar, bir insanın aynı süreyi yatarak geçirmesi durumunda kaslarının gücünü %85 oranında kaybedeceğini hesaplamışlar.

III. ABD’deki Wyoming Üniversitesinden araştırmacılar, kış uykusuna yatan ayıların kaslarının zayıflamasını nasıl engellediklerini merak etmişler. Bunu ortaya çıkarmak için yılın 5-7 ayını kış uykusunda geçiren kara ayılarını doğada bularak, kış

uykusundayken bedenlerinde oluşan değişimleri

incelemişler.

IV. Kış uykusuna yatan bir ayının kovuğuna gelerek

onu rahatsız edebilecek kurt gibi hayvanlara karşı kendisini savunabilmesi için kas gücünü büyük

oranda koruması gerekir.

V. Dahası var. Ayıların kış uykusundayken bedenlerindeki proteinlerin %10-15’ini kaybettikleri anlamış araştırmacılar, aynı süreyi uyuyarak geçiren

bir insanın bedenindeki proteinlerin %90’ını kaybedeceğini hesaplamışlar.

Numaralanmış metinlerle anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangileri aşağıdaki giriş-gelişmesonuç bölümlerinde yer alabilir?

Giriş Gelişme Sonuç

A) III IV I

B) II I V

C) IV III I

D) IV II III

P:101

101

test

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ 2

7. Aşağıdaki metinlerin hangisi bir paragrafın giriş

bölümü olabilir?

A) Kapıyı çarpıp çıktıktan sonra Sami için boş ve sonsuz bir pazar günü başladı. Halk pazarındaki parlak kap kacak ve çocuklarının elinden tutan canlı renklere bürünmüş kadınlar meydana neşeli bir

görünüm veriyordu ama hava sıcaktan yoğunlaşmaya başlamıştı artık.

B) Birçok canlı türü gibi toy kuşlarını da yitirmek istemiyorsak her birimiz, bu dünyanın bir bireyi olarak doğaya karşı sorumlu davranmak durumundayız. Bu sorumluluğun ilk adımı belki de çevreye olan duyarlılık. Bu duyarlılığın göstergelerinden

biri avcılığın karşısında olmak. O hâlde gelin şu

sloganı dillerimizden hiç eksik etmeyelim: Tüm

canlılara yöneltilen tüfeklere hayır!

C) Yüzündeki anlatım korkmuş bir çocuğunkini anımsatıyordu. Ama asılsız bir ifadeydi bu. Bedri şubatta otuzuna basmıştı. Dört yıldır çocuk sahibi

olmadan Emine ile yaşıyordu ve yaşam ona tetikte olması için pek çok neden verdiyse de korkması için hiçbir neden vermemişti.

D) Tohum diyebileceğim ilk başlangıçlar, genelde

yazmak için bir kenara çekilmediğim zamanlarda

gelir. Tamamlama aşamasında yalnız olmayı tercih ederim. Bu yalnızlıktan kastım, fiziksel yalnızlıktan çok dış dünya ile bağlantımı kesmek, kendi içime yönelmek. Örneğin uçak yolculuğu bu

konuda bana iyi geliyor. Telefon kapanıyor, “Oh

be, başka bir dünya varmış!” diyor insan.

8. I. Derneğin bulunduğu bina, manastırın karşısındaki apartmanın üçüncü katında yer alıyordu. Muhtemelen bu betonarme bina da mahallenin eski

dokusunu oluşturan ahşap evlerden birinin yanması, yıkılması ya da bir sabotaja kurban gitmesinin ardından yapılmıştı.

II. Dik merdivenlerini hiç zorlanmadan keçi gibi tırmanan Ali’nin ardından güç bela çıktığım apartmanın üçüncü katındaki çelik kapının önüne geldiğimde nefes nefese kalmıştım. Üzerindeki süt

rengi metal levhada lacivert harflerle “İSD” yazan

kapının ziline ardı ardına bastık ama kötü bir sürpriz bekliyordu bizi, dernekte kimsecikler yoktu.

III. Derneğin bulunduğu tepenin manzarası şahaneydi. Haliç’in durgun sularından minareleri ak bulutlara dokunan Süleymaniye’nin görkemli silüetine

uzanan olağanüstü bir görüntü. Hevesli yardımcım Ali’yle Unkapanı Köprüsü’nü geride bırakıp

kırmızı tuğladan yapılma Bizans duvarlarını geçerek eski İstanbul evlerinin arasından çıkmıştık bu

küçük tepeye. Meydanda heybetli bir tapınak karşılamıştı bizi: Bizans’ın Pantokrator Manastır Kilisesi, günümüzün Molla Zeyrek Camii.

Numaralanmış metinlerin giriş-gelişme-sonuç bölümleri olarak sıralaması aşağıdakilerin hangisidir?

A) II - I - III B) II - III - I

C) III - I - II D) III - II - I

P:102

102

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ 2

10. Aşağıdakilerden hangisi bir kitap tanıtım yazısının sonuç bölümü olmaya uygun değildir?

A) Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek

gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve

daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış.

Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız.

B) Beyaz kuyruklu geyiklerin çoğalması, ormanda

yere yakın bitkilerin kapladığı alanların azalması,

farelerle tavşanların saklanacak yer bulamaması... Tüm bunların kurtlarla ne ilişkisi olduğunu merak ettiyseniz anlatımın detaylı ve ilgi çekici çizimlerle desteklendiği bu kitabı severek okuyacağınızı düşünüyoruz.

C) Kitapta, uyku problemlerinin köklerini keşfetmenize

yardımcı olacak ve uyku alışkanlıklarınızı geliştirmeniz konusunda fikirler veren birçok araç mevcut.

Bunların çoğu dört önemli kategoriden birine aittir.

Bu kategoriler; günlük rutin, beslenme düzeni, kafa

yapısı ve hassas biyokimya olarak sıralanabilir. Kitap içerisinde teknik ve öneriler ile uykuya dalmakta sıkıntı çekmiyor gibi görünen kişilerin bile sağlıklı demeye bin şahit gerektiren uyku rutinlerini ortaya çıkabilecek nitelikte.

D) Kışın yağan kar topaklarına “dolu” denmektedir.

Oysaki dolu ile kar topaklarının oluşumları birbirinden farklıdır ve dolu kışın sıklıkla rastlanan bir

yağış türü de değildir. Kar topakları saydam ve

beyaz olmayıp 2-5 milimetre arasında değişen sağanak şeklinde yağan karı temsil eder. Ayrıca kar

topakları, kar tanelerinden farklı olarak bir yüzeye çarptıkları zaman sıçrarlar ve üzerlerine basıldığı zaman da çıtırtılı bir ses çıkarırlar. Yani aslında anlatılmak istenen, karla karışık dolu yağdı ifadesinin doğru anlamda kullanılmadığıdır. Kitapta

dolunun tanımına ilişkin şöyle bir açıklamaya yer

verilmiştir:

9. I. Demek istediğim, sanatın bireysel etkisi çok farklı, bambaşkadır. Bazı insanları neredeyse çarpar,

sarsar, kendinden geçirir. Bu etkiler olduğu için

sanat var olmaya devam ediyor.

II. İnsan doğduğundan itibaren etkilenmeye ve dolayısıyla değişebilmeye açıktır. İnsanın zihinsel

dünyasını şekillendiren başat etken toplumsal telkinlerdir ve sayılamayacak kadar çok değer bu

şekilde oluşur. Ama diğer taraftan insanlar, okuduğu bir romandan, seyrettiği bir filmden, gördüğü resimlerden etkilenebilir ve değişebilir. İnsanların artistik düzeyde etkilenebilmeleri daha üst

bir aşamada gerçekleşir. Bunun için ise duyarlılaşmanın artması gerekir.

III. Örneğin bir müzik salonunda bin kişi olsa çalan

müzikten etkilenme derecesi bin kişide de farklıdır. En çok etkilenen, en çok haz alan müzikte en

hassas noktaya gelmiş, en detay ve incelikleri ayırt

edebilme yetisini yakalayabilmiş kişidir. Ancak bu

kişi bu duruma birdenbire gelmemiştir. Onun da

kendine göre bir öyküsü, bir emeği vardır.

Numaralanmış metinlerle anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangileri aşağıdaki giriş-gelişmesonuç bölümlerinde yer alabilir?

Giriş Gelişme Sonuç

A) III I II

B) II III I

C) I III II

D) III II I

P:103

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

103

test

PARAGRAF OLUŞTURMA

Bu testte 12 soru yer almaktadır. 18

3

1. I. Çekilmiş kahvenin son zerreleri de pas kırıntılarıyla karışıp kaba dökülene kadar tenekenin içini bir

bıçakla kazıdı.

II. Kahvenin insana rahatlık veren kendine özgü kokusunu içine çekerek fincanı dudaklarına götürdü.

III. Aylardan ekimdi, kendisi gibi buna benzer pek

çok sabahı atlatabilmiş biri için bile geçirmesi zor

bir sabahtı.

IV. Kabı ateşten indirip suyun yarısını toprak zemine

döktü.

V. Albay, kahve tenekesinin tepesini kaldırdı ve yalnızca bir küçük kaşık kahve kalmış olduğunu gördü.

VI. Neredeyse altmış yıldır son iç savaş bittiğinden beri beklemekten başka hiçbir şey yapmamıştı albay.

VII. Masum ve inançlı bir tavırla taş ocağın yanında

oturup kahvenin kaynamasını beklerken bağırsaklarında mantar ve zehirli zambakların kök saldığı

duygusuna kapıldı.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışta kalır?

A) I B) II C) III D) IV

2. I. Fakat yirminci yüzyılda roman hem yazarların yazdıkları hem de okurların okudukları açısından şiiri gölgede bıraktı.

II. 1960’lardan bu yana da anlatı, edebiyat eğitiminde de etkin bir yer kazandı.

III. Edebiyat, bir zamanlar her şeyden önce şiir anlamına geliyordu.

IV. Roman çağdaş bir başlangıçtı, biyografiye ve tarihe çok yakındı ve sanatsallığı açısından lirik ve

epik şiirin ortaya koyduğu yüksek duygulara ulaşamayan popüler bir biçimdi.

V. Bu, sevinçle öykülere yönelen ve çok az şiir okuyan büyük bir okur kitlesinin hayal kırıklığı yaşaması için yeterli bir sebepti.

VI. İnsanlar hâlâ şiir üzerinde çalışıyorlar fakat romanlar ve kısa öyküler öğretim programlarının temelini

oluşturmakta.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışta kalır?

A) II B) III C) IV D) V

AP8JPSB21-024

P:104

104

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF OLUŞTURMA 3

3. I. Peki, neden inanmıyor?

II. Demek ki birileri, sizin ya da benim kadar iklim

krizinin durdurulması gerektiğine inanmıyor.

III. “İklim krizini nasıl durdurabiliriz?” sorusunu sormadan önce isterseniz daha can alıcı soruyu soralım: “İklim krizini durdurmalı mıyız?”

IV. Çoğunuz “Saçma bir soru, elbette durdurmalıyız.”

diyeceksinizdir.

V. Ancak madem durdurmalıyız, neden senelerdir bu

yolda çözüm getirici adımlar atılmadı?

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi sondan ikinci sırada yer alır?

A) I B) II C) III D) IV

5. I. Bilim insanları, bu tepkinin böbrek üstü bezlerinde üretilen hormonlar tarafından tetiklendiğini biliyorlar.

II. Yeni bir çalışmayla bu hormonlara kemikler tarafından üretilen bir protein olan osteokalsin de eklendi.

III. Herhangi bir stres ya da korku anında nefes alışverişimiz sıklaşır, göz bebeklerimiz büyür, kalbimiz daha hızlı atmaya başlar.

IV. Bu otomatik tepkiler, vücudun etrafımızdaki tehditlere karşı geliştirdiği mekanizma da denilen savaş ya da kaç yanıtının bir parçası olarak ortaya

çıkar.

Numaralanmış bu cümlelerle anlamlı bir metin

oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

A) III - IV - I - II B) IV - I - II - III

C) III - II - I - IV D) III - II - IV - I

6. I. Türkçe kitaplara bakarak Almanca ezber yapmak

bana daha iyi geliyor.

II. Topkapı Sarayı’ndaki mavi çinilerin görselini görünce gözlerim parlıyor, gülümsüyorum.

III. 1975 yılında basılmış Almanca bir İstanbul rehberi dikkatimi çekiyor.

IV. Üstünde 5 euro yazıyor ve epey kalın bir kitap.

V. Arada birkaç sayfasında kuşe kâğıdına basılmış

İstanbul’a ait görseller var.

VI. Ayasofya başta olmak üzere İstanbul’daki tarihî

yapılardan fotoğraflar, Osmanlı Dönemi’ne ait

renkli minyatürler...

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) III D) IV

4. I. Yöntem, hayat kurtarıcı antiviral aşıların dünyanın

ücra köşelerine ve yoksul bölgelerine ulaştırılmasını önemli ölçüde kolaylaştırabilir.

II. McMaster Üniversitesi araştırmacıları, hassas aşıları 40 °C’yi bulan sıcaklıklarda haftalar boyunca

saklayabilmenin güvenilir ve düşük maliyetli bir

yolunu buldu.

III. Üstelik aşı-şeker (pullulan ve trehaloz) karışımı gerçekten basit bir karıştırma işlemiyle hazırlanıyor.

IV. Geliştirdikleri yöntemde mevcut aşılardaki etken

bileşenler şekerli bir jel ile karıştırılıyor.

V. Bu işlem, aşının sekiz haftadan uzun bir süre yüksek sıcaklıklarda bile dayanmasını sağlıyor.

VI. İşlem, aşının hazırlanmasındaki maliyeti çok az

miktarda artırırken toplam maliyetteki oranı %80’i

bulabilen taşıma maliyetini ise neredeyse ortadan

kaldırıyor.

Numaralanmış bu metinlerle anlamlı bir bütün

oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

A) II - III - V - IV - I - VI B) II - IV - V - III - I - VI

C) II - IV - V - III - VI - I D) IV - I - III - V - VI - II

P:105

105

test

PARAGRAF OLUŞTURMA 3

8. I. Dört kardeşi, annesi ve babasıyla mutlu bir çocuktu.

II. Anibu’nun ailesinin tek geçim kaynağı, nehrin sert

taşlarından yaptıkları hayvan heykelcikleriydi.

III. Yaptıkları heykelciklerden tanıdığı ama şimdiye

kadar görmediği zürafayı çok merak ederdi.

IV. Anibu, taş toplamak için gittiği nehrin kıyısındaki

büyük, siyah kayaya oturup su içmeye gelen atları, geyikleri, filleri izlerdi.

V. Anibu, sakin akan nehrin kıyısında yaşayan Mangazeynfltayn kabilesinin en genç üyelerinden biriydi.

VI. O nehrin kıyısında şimdiye kadar görmediği tek

hayvandı zürafa.

VII. Yaptıkları heykelleri satmak için haftada iki kez

Kinşasa pazarına giderlerdi.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi baştan üçüncü ve sondan

ikinci sırada yer alır?

Baştan Üçüncü Sondan İkinci

A) I III

B) II III

C) II V

D) VI IV

7. I. Bu sayede kas hücre zarının iç ve dış kısmında bulunan iyonlar yer değiştirerek “aksiyon potansiyeli”

adı verilen elektrik sinyalini oluşturur. Aksiyon potansiyeli kas hücresi boyunca ilerleyerek hücrede

depolanmış kalsiyumun salınmasına yol açar. Kalsiyum akını ile kas liflerindeki proteinler birbirlerine

doğru çekilerek kasılmayı gerçekleştirir.

II. Kas hücresini harekete geçirecek sinyal, motor

sinir hücreleri aracılığı ile taşınır. Sinyali taşıyan

motor hücresi, kas hücresi ile arasındaki küçük

boşluğa asetilkolin adlı molekülü gönderir. Bu molekül, kas hücresindeki iyon kanallarını uyararak

açılmalarını sağlar.

III. Bir süre sonra hücre zarının çevresinde aksiyon potansiyeli oluşturmaya yetecek sayıda iyon kalmaz

ve hücre beyinden gelen kasılma sinyallerine cevap

veremez hâle gelir. İyon yetersizliği kası tamamen

çalışamaz duruma sokmaz. Çevre dokulardan iyon

transferi kısa sürede imdada yetişir.

IV. Her kasılmada tekrarlanan tüm bu süreçlerde ATP

adı verilen moleküller güç kaynağı olarak kullanılır, laktik asit gibi atık maddeler oluşur ve sodyum,

potasyum ve kalsiyum iyonları etrafa saçılarak sayıları azalır.

“Kaslarımız Neden Hızlıca Yorulur?” başlıklı bir makaleden alınan numaralanmış metinlerle anlamlı

bir bütün oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

A) II - I - III - IV B) I - IV - II - III

C) III - II - I - IV D) II - I - IV - III

P:106

106

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF OLUŞTURMA 3

9. I. Doğu Beyazıt’tan Pokhara’ya uzanan bu yolculuğumuzda topraklarından geçtiğimiz 5 ülkede sadece bedenimizi değil, ruhumuzu da uzun bir seyahate çıkardık.

II. Daha yola çıkmadan günlüklere dökülmeye başladı bilinçaltımızda harmanlanan düşünceler duygular.

III. Hüzün ve mutluluk, yoksulluk ve zenginlik, huzur

ve endişe her ülkede kılık değiştirerek farklı yüzleriyle tekrar tekrar çıktı karşımıza.

IV. Türkiye turlarından sonra hayallerimizi süsleyen

İran-Pakistan-Hindistan-Nepal rotasındaydı gözümüz.

Bu cümleler düşüncenin akışına göre sıralandığında “İnsanlığın yazgısına tanık olduk.ˮ ve“Belki

hepsi aynı şeydi zaten.” cümleleri sırasıyla baştan

kaçıncı sıralarda yer alır?

A) 2 ve 3. B) 3 ve 5.

C) 3 ve 6. D) 4 ve 6.

10. I. Bu kapsamda istasyonda çeşitli çalışmalar yürütülüyor.

II. Gelecekte uzun süreli görevler için uzaya giden

astronotların yiyecek gereksinimlerini kendi yetiştirecekleri bitkilerden karşılaması planlanıyor.

III. Bu yıl Ocak ayındaysa istasyonda yetiştirilen zinya bitkisi ilk defa çiçek açtı.

IV. Geçtiğimiz yıl istasyondaki astronotlar marul yetiştirmeyi başarmıştı.

V. Bu durum istasyonda domates gibi başka çiçekli bitkilerin de yetiştirilebileceğine dair umutları iyice artırdı.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi baştan üçüncü sırada yer

alır?

A) I B) II C) III D) IV

12. I. Ama buradaki temel sorun insanların ölümü değil, insanların besin kaynaklarının yok olmasıdır.

II. Önümüzdeki yüzyılda dünyanın ortalama sıcaklığı 6 derece artacak olsa -emin olun- insanlık ortadan kaybolmaz.

III. Pek çok tür yok olabilir ancak insanlık değişen

şartlara en hızlı ayak uydurabilen tür olduğu için

yaşamını sürdürecektir.

IV. Bazı kaynaklar, bu ciddi azalmayı %90-95 seviyesinde vermektedirler.

V. Bunun sonucunda da insan nüfusunda ciddi azalma beklenebilir.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

A) II - III - V - IV - I B) IV - I - II - III - V

C) II - III - I - V - IV D) IV - I - III - V - II

11. I. Malzemenin bu iş için uygun olup olmadığı havuçlar üzerinde yapılan deneylerle inceleniyor.

II. Plastiğin doğada parçalanması yüzlerce yıl sürebiliyor.

III. Bu bilim insanları, karides ve benzeri deniz kabuklularının kabuklarından üretilen bir malzeme

üzerinde çalışıyor.

IV. Bu araştırmalardan biri İspanya’dan bir grup bilim insanına ait.

V. Doğada çözünebilen ve üzerinde mikroorganizma gelişmeyen bu malzemenin yiyecek paketlemede kullanılabileceği düşünülüyor.

VI. Bu nedenle doğada daha kısa sürede çözünebilen ve kirliliğe neden olmayan malzemeler üzerinde araştırmalar yürütülüyor.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi sondan ikinci sırada yer alır?

A) I B) III C) IV D) V

P:107

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

107

test

PARAGRAF OLUŞTURMA

Bu testte 12 soru yer almaktadır. 18

4

1. • Özellikle küreselleşme sürecinde daha açığa çıkan, baskınlaşan bir durum var.

• Çünkü insanlar dillerine, düşlerine, gelecek imgelerine yabancılaştırıldılar.

• İnsanlık gerçekten kekemeleşti.

• Böylesi bir yıkıcılık var. Dilsiz, aşksız, geleceksiz

bırakılan insanın dil durumu tam bir kekemelik.

Bu cümleler düşüncenin akışına göre sıralandığında “Dünyada en çok konuşulan dilin ‘‘kekemece’’

olduğunu düşünüyorum.ˮ cümlesi baştan kaçıncı

sırada yer alır?

A) 2. B) 3. C) 4. D) 5.

3. I. Tuz, suyun donma sıcaklığını düşürür.

II. Tuzlama aracının arkasında dönen bir parça bulunur.

III. Parça döndükçe tuz yollara saçılır.

IV. Hava aşırı soğuk olmadıkça buz oluşumunu önler.

V. Kasanın içindeki tuz alt kısımda bulunan bir delikten bu parçanın üzerine dökülür.

VI. Ayrıca yollardaki buzun erimesini sağlar.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi baştan dördüncü sırada yer

alır?

A) I B) II C) III D) IV

4. I. ‘‘Fakat, doktorun arayacağı bir hastalık değil, bende eskiden beri olan bir hastalık galiba nüksetmeye başlıyor, eski bir sıtma gibi.’’

II. Sonra geçirmekte olduğum hafif bir hastalık akla

geldi.

III. Fakat ben düşündüğümü ona cesaretle söyledim:

‘‘Bir hastalık...”

IV. Seniha Bursa’ya yahut İstanbul’a giderek kendimi

etraflı bir muayeneden geçirmemi istiyordu.

V. Çiftlikte her şey yine eski hâline döndükten sonra, bende birtakım sebepsiz durgunluklar, yorgunluklar belirmeye başladı.

VI. Bunları ilk önce birikmiş yorgunlukların şimdi yavaş yavaş kendilerini göstermelerine verdik.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

A) V - VI - II - IV - I - III B) II - IV - VI - III - V - I

C) V - VI - II - IV - III - I D) V - II - III - I - VI - IV

2. I. Üstüne dil peyniri serpiştirilir ve kadayıfın diğer

yarısı kapatılır.

II. Sonra servis tabağına alınarak üzerine şerbet dökülür ve sıcak tüketilir.

III. Öncelikle şerbeti hazırlanarak soğumaya bırakılır.

IV. 50 gr tereyağını kadayıfın üstüne dökerek yağ hafifçe kadayıfa yedirilir.

V. Tavaya kalan tereyağı konulur ve kadayıfın yarısı

tavaya yayılır.

VI. Üzerine bir su dolu bir tencere ile ağırlık sağlanarak 1-2 saat bekletilir.

VII. Kadayıf tel tel yapılarak havalandırılır.

VIII. Ocağın büyük yerinde bir tavada evire çevire kadayıf kızartılır.

Aşağıdakilerin hangisinde künefenin yapım aşamaları doğru sıralanmıştır?

A) III - VII - IV - V - I - VI - VIII - II

B) III - VII - IV - V - I - VIII - VI - II

C) III - VI - V - IV - I - VIII - II - VII

D) VIII - IV - V - I - VI - II - VII - III

AP8JPSB21-025

P:108

108

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF OLUŞTURMA 4

5. I. Bakteriyofaj da denen fajlar insan vücudunu değil de bakterileri enfekte eden doğal virüsler.

II. İngiltere’de yapılan bir tıbbi denemede ilk defa

genetik olarak değiştirilmiş bir virüs kullanılarak

antibiyotik dirençli bir enfeksiyonla mücadele eden

bir hastanın hayatı kurtarıldı.

III. Doktorlar ve bilim insanları Nature Medicine’da

da yayımlanan tek bir hastaya ilişkin bu başarılı

denemeden genelleyici sonuçlar çıkarmamak gerektiğini vurguluyor ancak yine de deneme ümit

vaat edici olarak niteleniyor.

IV. Tüm tedaviler sonuçsuz kalınca doktorlar daha

önce denenmemiş bir faj tedavisi denemeye karar verdi.

V. 2017 yılının Eylül ayında henüz 15 yaşındayken

çift akciğer nakli yapılan hasta, nakil sonrası iyileşme sürecindeyken, vücudunda daha önceden

var olan bir enfeksiyon nüksederek tüm vücuduna yayıldı.

VII. Isabelle Carnell-Holdaway adlı hastaya 11 aylıkken genetik bir akciğer hastalığı olan kistik fibrozis tanısı konmuştu.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi sonda yer alır?

A) I B) II C) III D) IV

6. I. Eliyle yatıştırıcı bir hareket yaptı ama kadın yanıtlamadı bunu. Korku dolu gözlerini Damaso’nun

elinde taşıdığı kırmızı bez çıkına dikti. Dudaklarını sıktı ve titremeye başladı.

II. Damaso, sessiz bir şiddetle onu entarisinden kavradı. Anna, onun kendisini neredeyse havaya kaldırmasına karşı koymadı.

III. Damaso gün ağarırken odaya döndü. Altı aylık gebe olan karısı Anna, giyinik durumda ayakkabıları

ayağında yatağın üstüne oturmuş onu bekliyordu.

IV. Sonra bedeninin tüm ağırlığını öne doğru savurup kocasının fanila gömleğine yaslanarak ağlamaya başladı. Sakinleşene kadar ona sımsıkı sarılı kaldı.

Bu metinler olayların oluşuna göre sıralandığında “Gaz lambası sönmeye yüz tutmuştu. Damaso,

karısının onu bütün bir gece her dakika beklediğini

ve onu karşısında görebildiği şu anda bile hâlâ beklemekte olduğunu fark etti.” metni baştan kaçıncı

sırada yer alır?

A) 2. B) 3. C) 4. D) 5.

7. I. Elbisenin takılıp çıkarılabilen kollarını bulabilmek

için sandığı altüst etti.

II. Ama gözleri karanlığa alışınca ninenin kalkmış olduğunu fark edip elbisenin kollarını ona sormak

için mutfağa girdi.

III. Sonra aynı odada uyuyan kör ninesini uyandırmamak için sessiz olmaya çalışarak duvarlardaki çivilerde ve kapıların arkalarında aradı onları.

IV. Ağaran günün alaca karanlığında Meltem, bir gece önce yatağın yanına asmış olduğu elbiseyi el

yordamıyla bulup üstüne geçirdi.

V. Önünde kör kadın, ölü göz bebeklerini verandanın şifalı otlar ekili saksılarının dizildiği taş kenarına dikmiş, kahveyi karıştırıyordu.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) IV D) V

P:109

109

test

PARAGRAF OLUŞTURMA 4

10. I. İkincisi ise kaplumbağaların yüzde 95’i ilk 35 metrelik alanda yuva yapıyor.

II. Tam da bu nedenle bizlerin tesislerden iki kritik

mevzuda desteğe ihtiyacımız var:

III. Bölgede 21 yıldır sürdürülen çalışmalarda en fazla yuva sayısına 2016 yılında ulaşıldı.

IV. Bu 35 metrelik alanı onlara bırakalım.

V. Birincisi ışık kaynaklarımızı azaltalım, gereksiz ışıkları söndürelim, ihtiyaç dâhilindeki ışıkları perdeleyelim.

VI. Pandemi sürecinde turizm tesisleri devre dışı kaldığı için kaplumbağalar, tesislerin olduğu bölgelere yuva yapmaya başladı.

VII. Sahiller gerçek sahiplerine kavuştu.

VIII. Şemsiye ve şezlonglarımız 35 metrenin gerisinde

olsun.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) III D) IV

8. I. Tülay, bacaklarını bitiştirmiş; parmakları arasındaki taç yapraklarını hemen hiç kımıldatmadan

hayranlık uyandıran bir titizlikle çalışıyordu.

II. İkisi de güneşin kır manzaraları ve aile fotoğraflarıyla süslenmiş oturma odasında ilerleyişine dikkat etmeden sessizce çalışıyordu.

III. Tülay, başını kaldırmadan ayaklarını belli belirsiz

geriye çekerek bu bakıştan kaçındı ve çalışmayı

bıraktı.

IV. Mina, sapları bitirdiği zaman soyut bir şeyin uzantısı gibi görünen bir yüzle Tülay’a döndü.

V. Tülay, taç yapraklarını büzmekte ustaydı.

VI. Mina, onun yıpranmış ayakkabılarına dikkatle baktı.

VII. Mina da zamanını yeşil kâğıtla sarılmış telden saplar yapmakla geçiriyordu.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangileri baştan ikinci ve sondan

üçüncü sırada yer alır?

Baştan ikinci Sondan üçüncü

A) IV III

B) V VI

C) VII II

D) VII I

9. I. Üstelik askere gitmeden önce, sırma saçlı, mavi

gözlü bir kızla nişanlanmıştı.

II. Belki de yer gök feryat edecekti Cemal’in gelişine.

III. Halaylar çekilecekti düğününde, koca boynuzlu

koçlar kurban edilecek, kazanlar dolusu yemekler pişirilecekti.

IV. Görevini bitirip de sağ salim dönüp gelebilseydi

-hiç kuşkusuz- mahallede herkesin davet edileceği, davullu zurnalı bir düğün kurulacaktı.

V. Cemal, körpecik bir fidandı daha, alını aldırmamış, gülünü soldurmamıştı.

VI. Türküler söylenecek, kınalar yakılacak ve tas tas

şerbetler içilecekti.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışarıda kalır?

A) I B) II C) III D) IV

P:110

110

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF OLUŞTURMA 4

11. I. Avlu kapısının önünde etten kemikten bir taş gibi

hiç kımıldamadan saatlerce dikildi sonra ve sürekli uzaklara baktı. Hayata karşı hem bakışlarıyla hem de duruşuyla bir şeyler söyledi sanki.

II. Kimi zaman belki para bulurum umuduyla akrabalarına koşuyor, kimi zaman kocasından kalan

ceketlerin ceplerini karıştırıyor, kimi zaman da tutup evin altını üstüne getiriyor ve eline geçen kutularla çıkınların içlerine tek tek bakıyordu ama

kimseye bir kuruş ödeyemiyordu.

III. Derken bütün bunlar yetmezmiş gibi, sonraki günlerde marangozun eski borçları çıktı ortaya. Vardan yoktan anlamayan alacaklılar, hemen her gün

ellerinde senetlerle, birbirlerinin peşi sıra, eve gelip gitmeye başladılar. Kadın ne yapacağını, kime

ne diyeceğini, hangi olay karşısında nasıl davranacağını artık iyiden iyiye şaşırmıştı.

IV. Bir gün makarnayla şeker almaya giden büyük kız

bakkaldan eli boş, kalbi kırık döndü. Marangozun

karısı dondu kaldı bakkalın söylediklerini öğrenince, hiçbir şey diyemedi.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf

oluşturulmak istense sıralama aşağıdakilerden

hangisi olur?

A) IV - II - I - III B) IV - I - II - III

C) II - III - I - IV D) IV - I - III - II

12. I. Bir grup araştırmacı, bu öykülerde geçen bilgilerin ne kadar eski olduğunu bulmak için ilginç bir

yola başvurmuş.

II. Bu sayede içerdikleri bilgiler kalıcı hâle geliyor.

III. Avustralya kıyılarındaki yirmi bir farklı yerde bu

öykülerden derlemişler.

IV. Öykülerde sözü edilen kıyılara ait yer şekillerini

belirlemişler.

V. Avustralya Yerlileri’nin yaşadıkları çevreyi ve doğanın işleyişini anlatan çeşitli öyküleri var.

VI. Bu öyküler, sözlü olarak kuşaktan kuşağa aktarılıyor.

VII. Böylece bu öykülerin en az 7000 yıldır anlatılıyor

olduğu ortaya çıkmış.

VIII. Bunun sonucunda da bu şekillerin bugün artık var

olmadığını, günümüzden 7000 yıl önce denizlerin

yükselmesiyle sular altında kalmış olduğunu keşfetmişler.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi baştan beşinci sırada yer

alır?

A) I B) II C) III D) IV

P:111

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

111

test

PARAGRAF OLUŞTURMA

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

5

1. LGS’ye hazırlanan Ahmet ile Aynur, kendilerini ziyaret etmek isteyen ve kaçıncı katta oturduklarını soran arkadaşlarına test kitabından birer soru seçerek ‘‘Sorunuzun cevabı bu sorunun doğru cevabıdır.’’ derler.

Ahmet ile Aynur’un seçtiği sorular aşağıda verilmiştir.

Ahmet’in seçtiği soru:

I. Araştırmacılar, yüksek teknolojili robot kameralar ve su altı kameraları kullanarak bir büyük beyaz köpek balığını takip etti ve köpek balığının nasıl uyuduğunu inceledi.

II. Yapılan bu araştırmada köpek balığının davranışlarının geceleri değiştiği gözlemlendi.

III. Bazı köpek balığı türlerinin soluk alabilmek için sürekli hareket etmesi gerekir.

IV. Araştırma sonuçları köpek balığının uyku sırasında ağzının açık olduğunu ve suda normalden çok daha yavaş

bir şekilde hareket ettiğini gösterdi.

V. Büyük beyaz köpek balığı da bunlardan biri.

Bu cümleler düşüncenin akışına göre sıralandığında “Köpek balığının avlandığı gündüz saatlerinde derinlerde,

uyuduğu gece saatlerindeyse kıyıya yakın sığ sularda yüzdüğü anlaşıldı.” cümlesi baştan kaçıncı sırada yer alır?

A) 3. B) 4. C) 5. D) 6.

Aynur’un seçtiği soru:

I. Yıllar geçtikçe tanıdık birbirimizi ve çok sıkı iki dosta dönüştük.

II. Zayıf noktalarını, hassas ve güçlü yanlarını keşfettim kentin.

III. Beklentilerimle, bana sunabileceklerini dengeledim.

IV. Bu kurak bozkır kentinin suyuna gitmeyi bildim kısacası.

V. Sakin zamanlarını, sinirli yorgun anlarını öğrendim.

VI. Ankara’yı neden sevdiğimi hiç sorgulamadım.

VII. Her sokağında, her köşesinde başka bir anımı saklayan sırdaşım oldu.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi sonuncu sırada yer alır?

A) I B) II C) III D) IV

Buna göre aşağıdakilerin hangisi doğrudur?

A) Ahmet üçüncü katta, Aynur dördüncü katta oturmaktadır.

B) Ahmet beşinci katta, Aynur dördüncü katta oturmaktadır.

C) Ahmet beşinci katta, Aynur ikinci katta oturmaktadır.

D) Ahmet ikinci katta, Aynur birinci katta oturmaktadır.

AP8JPSB21-026

P:112

112

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF OLUŞTURMA 5

2. (I) ABD’deki Princeton Üniversitesinde yapılan bir

araştırma kapsamında bin dört yüz kuş türüne ait elli bine yakın yumurta incelendi. (II) Yumurtaları oval

ya da daire şeklinde olmalarına göre inceleyen araştırmacılar aynı zamanda yumurtaların bir ucunun diğerinden sivri olup olmadığına da baktılar. (III) Araştırmanın sonucunda bir yumurtanın oval ve sivri uçlu olmasıyla anne kuşun kanat yapısı arasında bir ilişki olabileceği ortaya çıktı. (IV) Böyle kanatlarsa genellikle uzun mesafeler uçan ve güçlü kanatları olan

kuşlarda görülüyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Buna göre anne kuşun kanatları uzun,

dar ve sivri uçluysa yumurtası da oval ve sivri uçlu

oluyor.” cümlesi getirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV

4. I. Bunlardan en küçük kütleli olanları “ilkel kara delikler”.

II. Ancak kuramsal olarak var oldukları düşünülüyor.

III. Aslında bu tip kara delikler henüz gözlemlenebilmiş değil.

IV. Evrende üç tip kara delik olduğu düşünülüyor.

V. Bir ilkel kara deliğin kütlesi bir dağınki kadar büyüklüğüyse bir atomunki kadar olabilir.

VI. Bu adı almalarının nedeni evrenin oluştuğu sırada ortaya çıkmış olduklarının düşünülmesi.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışarıda kalır?

A) II B) III C) IV D) V

5. I. Daha sonra bu fotoğrafların sulu boya resimlerini

yapmış.

II. Stott gördüğü manzaraların mükemmelliğini insanlara anlatabilmek için resimlerine cam, kum,

boncuk gibi farklı malzemeler de ekliyor.

III. Nicole Stott, Uluslararası Uzay İstasyonunda sulu boya resim yapan ilk astronot.

IV. 2015 yılında NASA’dan emekli olan astronot, uzay

görevi sırasında gördüklerini artık yeryüzünde resmediyor.

V. Stott 2009 yılında Uluslararası Uzay İstasyonundaki doksan günlük görevi sırasında istasyonun

penceresinden gördüğü manzaraların fotoğrafını

çekmiş.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

A) III - V - II - IV - I B) III - V - I - IV - II

C) IV - I - V - III - II D) IV - II - III - V - I

3. • Sıcak ve sığ tropikal denizlerde bulunan mercan

resifleri, farklı türlerden çok sayıda canlıya ev sahipliği yapıyor.

• Araştırmacılara göre, papağan balıkları sayıca ne

kadar bolsa mercan resifi oluşumu da o kadar hızlı gerçekleşiyor.

• Bu konuyu araştıran ABD’deki Scripps Deniz bilimleri Enstitüsünden araştırmacılar, Karayipler’deki resiflerde 3000 yıl boyunca oluşmuş kalıntıları

incelediler.

• Bugün bu kayaç oluşumları, kirlilik, sıcaklık artışı

ve aşırı avlanma gibi nedenlerle tehlike altında.

• Mercan resifleri, mercan polipleri adı verilen mikroorganizmaların kalıntılarının üst üste yığılması

sonucu binlerce yılda oluşur.

Bu cümleler düşüncenin akışına göre sıralandığında “Neyse ki onları kurtarmanın bir yolu var: Papağan balıklarını avlamayarak bu balık türünün çoğalmasına izin vermek.” cümlesi baştan kaçıncı sırada yer alır?

A) 3. B) 4. C) 5. D) 6.

P:113

113

test

PARAGRAF OLUŞTURMA 5

6. I. İşimiz bitmiş, benim hastanedeki odamda çay içip

sohbet ediyorduk.

II. “Metin Erksan da burada tetkikleri vardı.” falan

dedim.

III. Bir ara odama hastanede çalışan doktorlardan biri girdi ve bir şeyler sordu.

IV. İster istemez açıklama yapmak durumunda kaldım.

V. Metin Erksan’ın hastalığı ile ilgili rutin kontrollerini

yaptığımız bir gündü.

Bu cümleler düşüncenin akışına göre sıralandığında “Bu sırada Metin Erksan’a da selam verdi.”

cümlesi baştan kaçıncı sırada yer alır?

A) 2. B) 3. C) 4. D) 5.

7. I. Bu kaynaklardan fosil yakıtların kullanılmasıyla atmosfere salınan gazlar dünyamızın giderek ısınmasına ve kirlenmesine neden oluyor.

II. Bu nedenle yenilenebilir enerji kaynakları hem

dünyada hem de ülkemizde gittikçe yaygınlaşıyor.

III. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması dünyamızın ısınmasını ve kirlenmesini önlemek için tek başına yeterli değil.

IV. Enerjinin verimli ve tasarruflu kullanılması da çok

önemli.

V. Günümüzde enerji kömür, doğal gaz ve petrol gibi fosil yakıtlardan ve su, rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediliyor.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi baştan üçüncü sırada yer

alır?

A) I B) II C) III D) IV

8. I. Bu durum araştırmacılara diğer kıtalarda yaşayan

primat türlerinin de bir zamanlar kış uykusuna yatıyor olabileceklerini düşündürüyor.

II. Bu durum, primatların kış uykusuna yatmasında

Madagaskar’ın iklim koşullarının önemli bir etkisi

olduğunu düşündürüyordu.

III. Araştırmada Güneydoğu Asya’da yaşayan bir primat türü olan pigme lorislerin de kış uykusuna

yattığı sonucuna ulaşıldı.

IV. Bugüne kadar primatlardan yalnızca Afrika kıtasına bağlı bir ada olan Madagaskar’da yaşayan

üç lemur türünün kış uykusuna yattığı biliniyordu

V. Ancak Avusturya’da bulunan Vahşi Yaşam Ekolojisi Araştırma Enstitüsü ve Vietnam Tehlike Altındaki Primatlar Kurtarma Merkezi’nden bir grup

araştırmacının yaptığı araştırmanın sonuçları yeni bir durum ortaya çıkardı

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi sonda yer alır?

A) I B) II C) III D) IV

9. I. Hayır, genelde pek öyle değil.

II. Yıllardır dost dediklerimizden ses seda yok ama

herkes böyle değil elbette.

III. Peki, başkaları öyle mi düşünüyor?

IV. Yola çıkışımız yaklaştıkça ve insanlar “Yahu, bunlar şaka maka gidecek.” diye ikna oldukça tur, henüz yapılmamış hatta başlamamış olsa bile bizden uzaklaşıyorlar.

V. Kendimizce ulvi bir iş yapmaya soyunduğumuzu

düşünüyoruz.

VI. Onlara neyi hatırlatıyoruz, bilmiyorum ama çok

hoşnut olmadıkları açık.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışarıda kalır?

A) II B) III C) IV D) V

P:114

114

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF OLUŞTURMA 5

10. I. Bürokratlar yine insanın en büyük zaafı olan unutkanlığı kullanmayı bilmiş ve her şeyin üzerini örtmüştü.

II. Kısa bir süre içinde bürokrasi devreye girmiş ve tüm videolar internetten kaldırılıp enkaz alanı temizlenmişti.

III. Her şey 2017 yılında sıradan bir günde gökyüzünde parıldayan o esrarengiz cisimle başladı.

IV. Tartışma programları ve diğer TV programları sayesinde bu tarz şeylere inanmanın ne kadar saçma olduğu düşüncesi saatlerce gözümüze gözümüze sokulmuştu.

V. Gürültüyle yere çakıldığında olayların bu kadar ilginç bir hâl alacağını kim bilebilirdi?

VI. İlk başta bir gök taşı olduğunu düşünmüştük ama görgü tanıklarının çektiği video sosyal medyada yayılmaya

başlayınca bunun gök taşı olmadığını anlamıştık.

VII. Videoyu sosyal medya üzerinden kaydeden insanlar bürokratik yasaklara rağmen defalarca paylaşmaya devam

etse de insanlar bir kere videodaki görüntünün kurmaca olduğuna ve dikkat çekmek isteyen gençlerin kaydettiğine inandırılmıştı.

VIII. Daha çok mekanik bir ahtapota benzeyen tuhaf şey kesinlikle bu dünyaya ait değildi.

Fantastik bir romandan alıntılanan numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangileri

baştan üçüncü ve sonuncu sırada yer alır?

Baştan Üçüncü Sonuncu

A) VI I

B) VIII I

C) V IV

D) VIII VII

11. I. Üstelik bu sorunlar giderek büyüyor. Bu nedenle sorunlara çözüm üretmek için en kısa sürede harekete geçmek

gerekiyor. Pek çok kişi ve kuruluş şimdiden çözüme yönelik adımlar atmış durumda.

II. Öyle ki uzmanlar kısa bir süre içinde, dünya üzerinde var olduğu bilinen 6000 kadar kurbağa türünün yarıya yakın bir kısmının yok olacağını düşünüyorlar.

III. Bu nedenle bazı uluslararası kuruluşlar bir araya gelerek “Amphibian Ark” adı verilen bir proje başlatmışlar. “Kurbağa Gemisi” olarak adlandırılabileceğimiz bu proje kapsamında, kurbağaları korumaya yönelik pek çok etkinlik gerçekleştiriliyor.

IV. Bu adımlardan biri de kurbağaların yok olma tehlikesiyle ilgili. Kurbağalar da tıpkı pek çok canlı gibi tükenme

tehlikesiyle karşı karşıya.

V. Küresel ısınma, çevre kirliliği, doğal alanların bozulması... Bunlar, dünyamızın son yıllarda karşı karşıya olduğu

en önemli sorunlardan bazıları.

Numaralanmış bu metinlerle anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için sıralama nasıl olmalıdır?

A) V - I - IV - III - II B) IV - I - II - III - V

C) II - III - I - V - IV D) V - I - IV - II - III

P:115

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

115

test

PARAGRAF TAMAMLAMA

Bu testte 12 soru yer almaktadır. 18

6

1. Gazeteci:

(I) - - - -

Yazar:

— Geç de olsa hatırlanmış olmak, her yazar gibi hoşuma gitti. 1950 kuşağının bir yazarı olmaktan onur

duydum. Kuşağımın temsilcisi bir yazar olaraksa gelecek güzel günlere ulaşmamızın yaşam ve kültür savaşımını bir kez daha verecek olmamın sorumluluğunu duydum.

Gazeteci:

(II) - - - -

Yazar:

— Ödüller, her zaman fark edilmiş olmanız açısından

yararlıdır. İtici bir gücü de olur, olmuştur. Yalnız alınan her ödülün yeni bir sorumluluk yüklediği unutulmamalıdır.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?

A) (I) Geçen yılki 37.’si düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın “Onur Yazarı” sizdiniz. Bu,

kendinizi nasıl hissettirdi?

(II) Ödülleri daha genç yaşlarda alsaydım her şey

başka olurdu, demişsiniz bir söyleşinizde. Size bu

sözü söyleten nedir?

B) (I) Bu yılki Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın

“Onur Yazarı” sizsiniz. Bu haberi aldığınızda ne

hissettiniz?

(II) Aldığınız pek çok ödül var, bu ödüller yazmak

için teşvik edici miydi?

C) (I) Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın “Onur Yazarı” seçildiniz. Daha önce böyle bir şey olmuş

muydu?

(II) Aldığınız ödüller sanat yaşamınızı nasıl etkiledi?

D) (I) Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın “Onur Yazarı” seçilmek nasıl bir duygu?

(II) Aldığınız ödülleri en çok neye borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?

2. Sait Faik’in öykülerinde çocuklara sevgiyle yaklaşması, onları yüreği ile görüp anlatması, içindeki çocukla birlikte kendisinin de hep çocuk kalmasındandır. Oysa çocuklar için yazdığı özel öyküleri yoktur.

Çocuklar, öykülerin içinden öylesine geçiverirler. Onlar geçip giderken Sait Faik bize gördüklerini aktarır

sadece. Ama - - - - Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sait Faik’in

ardından yazdığı şiirde “Yüzünde sarışın çocukluğuyla” öldüğünü yazıyor. Sanırım, çocuk adam olarak

yaşayıp ölmek böyle bir şey olmalı.

“Ölmüş Sait

Deniz mavisinden erken

Bunca sevgiden sonra

Yüzünde sarışın çocukluğu.”

Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre,

I. çocuk kahramanlarını büyükler gibi konuşturmaktan geri durmaz.

II. içindeki çocuğun sesi çağırır bizi öykülerinde.

III. onun gördükleri daima bizim gördüklerimizden

çok farklıdır.

yargılarından hangileri getirilemez?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

AP8JPSB21-027

P:116

116

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF TAMAMLAMA 6

3. Çok ince ve detaylı bir çalışmayla yapılan minyatürde pek çok malzeme kullanılır. Cetvel, gönye, pergel, açıölçer,

çeşitli kalınlıkta fırçalar, boyalar gibi. Geçmişte minyatürde kullanılan boyalar madenî oksitlerden, renk verici taşlardan, kök ve toprak boyalardan hazırlanırdı. Bu boyaların dayanıklı ve parlak olması için içlerine yumurta sarısı karıştırıldığı da olurdu. - - - -

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre,

I. Günümüzdeyse minyatürde kullanılan boyalar doğal malzemelerden üretilmiyor.

II. Günümüzdeyse minyatürde kullanılan boyalar daha ucuza mal edilebiliyor.

III. Günümüzdeyse minyatür, kullanılan boyalara göre daha sanatsal bir boyut kazanmıştır.

cümlelerinden hangileri getirilmelidir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I, II ve III

5. Kapağı dikkat çekici güzellikteki bir kitabı almak için

koyu kahverengi küçük bir kitapçığı şöyle kenara bırakırken sayfaları açılıyor. Ayasofya değil mi ora?

- - - - Osmanlı Dönemi’ne ait. Kitabı iki elime alıyorum. Giriş bölümüne bakıyorum. Üzerindeki tarihe

göre 1852 yılına ait gravür çizimler. - - - - Sonradan

öğreniyorum ki bu meşhur mimar, kardeşiyle birlikte

Ayasofya’nın son ve en detaylı restorasyonunu yapan kişiymiş. Restorasyon tam 12 yıl sürmüş.

Ayasofya’nın kolonlarını düzeltmiş, çatlayan kubbesini tamir etmiş. - - - - Kazasker Mustafa İzzet

Efendi’nin devasa hat levhaları da bu mimar döneminde Ayasofya’ya yerleştirilmiş. İşte bu gravürler de

o dönemde Fossati tarafından yapılmış. - - - - Kalbim hızla atmaya başladı.

Bu metinde boş bırakılan yerlere,

I. Resmen elimde bir hazine tutuyorum.

II. İsviçreli mimar Gaspare Fossati’nin çizimleriymiş.

III. Tek elle sayfaları açıyorum, hepsinde Ayasofya ve

İstanbul var.

IV. Ve o döneme kadar sıva altında kalan meşhur mozaikleri bulan ve Sultan Abdülaziz’in izniyle ortaya çıkaran kişi de Fossati’ymiş.

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) III - II - I - IV B) II - III - IV - I

C) I - III - IV - II D) III - II - IV - I

4. Evlatları âdeta fanuslarda yetiştiriyoruz. Gerçek hayatla irtibatları kesik. Açlığı susuzluğu hiç tatmıyorlar, anne babalar fırsat vermiyor çünkü. Acıkmadan

yemek, susamadan su veriyorlar. Hiç üşümüyor çocuklar, ıslanmıyorlar. Saçının teline, tenine bir yağmur damlası düşürmüyorlar. Yorgunluk nedir, bilmiyorlar; iki adımlık yola bile arabayla gidiyorlar çünkü.

Bir top almak için bir külah dondurma için günlerce

para biriktirmediler hiç. Bir ayakkabı, elbise giymek

için bayramı bekledi mi hiç çocuklarımız? Yokluk nedir bilmiyorlar, daha istemeden her şeyi önlerine koyuyor anne, babalar. İşte - - - -. Ekmeğin fiyatı, zamlar onları hiç ilgilendirmiyor. Açlığı bilmedikleri için açların durumuna acımıyorlar. Sıcak odalarında hiç üşümedikleri için evsiz olanları, üşüyenleri umursamıyorlar.

Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre,

I. varlığın kıymetini bu yüzden bilmiyorlar

II. farkında değiller o yüzden hiçbir nimetin

III. bu yüzden tasarruf yapmadan yaşayalım, demiyor hiçbiri

IV. para kazanmak onlar için çocuk oyuncağı

V. o yüzden bir zorlukla karşılaşınca çabuk pes ediyorlar

cümlelerinden hangileri getirilemez?

A) I ve II B) I ve III C) III ve IV D) III ve V

P:117

117

test

PARAGRAF TAMAMLAMA 6

6. • - - - - Eskidendi o her şeyi sırtladığım günler. Kimseye çiçek bahçesi vaat etmiyorum artık. İsteyen olursa birlikte ekeriz.

• - - - - Zor anında yanına koştuklarım nankörleşti. Gerçekleri yüzüne vurmayıp susmayı tercih ettiğim herkes kendini haklı zannetti. İnsanlar böyledir, mesafe iyidir.

• Nefret olan her yere sevgiyi ekebilmemi sağla. Şüphe olan her yere inanç, ümitsizlik olan her yere umut, karanlık olan her yere ışık, üzüntü olan her yere neşe götüreyim. Sevgi aramaktansa sevebileyim. - - - -

Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerde boş bırakılan yerlerden herhangi birine getirilemez?

A) Aramız bozulmasın diye uğraştığım herkes bencilleşti. B) Hataları kabul etmek erdemdir.

C) Çünkü biz ne verirsek onu alırız. D) Artık karşımdaki insandan çaba bekliyorum.

7. Öğretmen:

— Bir öğrencinin önceliği ders çalışmak olmalıdır.

Öğrenci:

— Temel ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra artan zamanımızı ders çalışmakla değerlendirmeliyiz yani.

Öğretmen:

— - - - -

Bu konuşmada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse öğretmenin yanlış anlaşıldığını anlatmak istediği sonucuna varılır?

A) Bizim yaptığımız da bu değil mi? B) Bir an hiç söylemeyeceksin sandım.

C) Gerçekten anlamadığını düşünmüştüm. D) Kastettiğim bu değildi.

8. Nasrettin Hoca’dan hoşlanmayan komşularından birisi günün birinde onu yolu üzerinde durdurur ve bilmiş bilmiş

konuşmaya başlar:

“Hoca Efendi, senin için ‘Evliya oldu, erdi.’ diyorlar. - - - - Eğer kerametin varsa benim dört ayaklı eşeğimi iki ayaklı yap da görelim.” der.

- - - -:

“Be adam, ben eşeğin ayaklarını dörtten ikiye indirebilir miyim, bilmem. - - - - senin ayaklarını dörde çıkarabilirim.”

deyiverir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) I. Bana pek doğru gibi gelmedi. B) l. Doğru mu, yalan mı anlarız şimdi.

II. Adamın sözlerine acı acı gülen Nasrettin Hoca ll. Adamın sözlerine içerleyen Nasrettin Hoca

III. Fakat sen bana inanmazsan III. Ama aklını ekmek peynirle yemediysen

C) I. Doğrusu inanmadım. D) I. Doğrusu inanmadım.

II. Adamın sözlerine sinirlenen Nasrettin Hoca II. Adamın sözlerine üzülen Nasrettin Hoca

III. Fakat sen biraz daha konuşursan III. Ne var ki doğruyu konuşmazsan

P:118

118

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF TAMAMLAMA 6

9. O anda benim onunla ilgilenecek zamanım yoktu.

Yan yana yürüyen eli baltalı adamlar, ta dibime kadar gelmişlerdi çünkü. - - - - İşte o sırada birdenbire, “Kaaaç!” diye bağırdı omzumdaki kuş. “Deli misin?” dedim ona, “- - - -” “Unutmadım.” diye cikledi

kuş. “İstersen uçabilirsin.” “Uçamam.” dedim tir tir

titreyen kederli bir sesle. “Ağaçlar uçamaz çünkü

uçamaz.” - - - - “İstersen uçabilirsin diyorum sana.”

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada boş bırakılan yerlerden herhangi birine getirilemez?

A) Kuş inat ediyordu.

B) Hatta adamlardan biri parmağını uzatarak ötekilere beni göstermişti.

C) Benim bir ağaç olduğumu unuttun herhâlde?

D) Kuş uçmaya başlamıştı.

10. İstanbul Boğazı’ndan herhangi bir deniz taşıtını geçirmek istiyorsanız iki şeyi çok iyi bilmeniz gerekiyor:

Birincisi, Marmara’dan Boğaz’a girişte su derinliği 24

metreye kadar düşer. İkincisi, Boğaz Köprüsü civarında suyun deniz tabanından yüksekliği 48 metre,

köprünün altından geçmesi için deniz araçlarına verilen yükseklik izniyse 58 metredir. - - - -

Bu metnin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Dolayısıyla bunlardan farklı ölçülere sahip deniz

taşıtlarının geçiş izni alması mümkün değildir.

B) Dolayısıyla bunlardan farklı ölçülere sahip bütün

deniz taşıtlarının bu ölçülere getirilmesi kolay değildir.

C) Dolayısıyla bu ölçülere uygun deniz taşıtı yapmak

ilgili firmaların işine neden gelmez anlamak mümkün değil.

D) Dolayısıyla bu ölçülerin uluslararası ölçüler olduğunu bilmesi gereken deniz taşıtlarını yapan firmalar sorumluluk altındadır.

11. Bir kediyi hayatınıza aldıysanız ya da bazen tam tersine o sizi hayatına aldıysa alışageldiğinizden çok

farklı kuralları olan bir dünyaya ilk adımınızı attınız demektir. Kedi sevgisi küçümsenmeye gelmez. İnsana

karşılıksız sevmeyi öğretir. Formül basittir aslında:

- - - -. Bazen içiniz kaynayıp o tüylü, yumuşacık canlıyı kucaklamak için karşı konulamaz bir istek duyarken sadece bacaklarınıza sürtünüp yanınızdan geçip

gidişini seyretmeniz gerekir. Bazense sırf o sizi sevmek istiyor diye işi gücü bırakıp abartılı sevgi gösterilerine razı gelmeniz.

Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?

A) Siz kediyi seviyorsunuz diye kedi de sizi sevecek

değildir

B) Kediden uzak durursanız kedi de size yanaşmaz

C) Kediyi istediğiniz zaman sevebilmelisiniz

D) Kedi sevmek isteyen cins kedi alsın

12. Kimseye söylemiyordum ama köknarın ölmediğini

düşünüyordum. - - - - O çürümemişti henüz, bir yerlerde cayır cayır yakılıp kül olmamıştı. - - - - Müzisyenlik yapan saf yürekli bir delikanlının kucağında durup dinlenmeden şarkılara batıp çıkıyordu. Her gün

değişik şarkılarla uyuyup değişik şarkılarla uyanıyordu. Uzak bir Akdeniz kasabasında, belki de ak köpüklü dalgaların üstünde usul usul sallanan bir teknedeydiler. - - - -

Bu metinde boş bırakılan yerlere,

I. Belki de bir gitara dönüşmüştü şimdi.

II. Zaman zaman uğuldayan rüzgârın içinde onun

hâlâ yaşadığına dair birtakım şeyler vardı sanki.

III. Mavi parıltılarla yanıp sönen, bol güneşli, uçsuz

bucaksız suların ortasında...

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) II - I - III B) II - III - I C) III - I - II D) III - II - I

P:119

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

119

test

PARAGRAF TAMAMLAMA

Bu testte 9 soru yer almaktadır. 14

7

1. Komşuluğun önemini ve kıymetini hangimiz bilmeyiz ki? Bize çoğu defa bir duvar mesafesinde olan, kavgalarımıza, mutluluklarımıza, gürültülerimize tanık olan ve en zor zamanlarımızda bize Hızır gibi yetişen komşularımızın kıymetini hangimiz bilmeyiz? (I) - - - - Öyle ki hem âdet ve geleneklerimizce hem de dinî inancımız gereğince komşularımızı çoğu defa akrabalarımızın önünde tutarız. Onlara yaptığımız yardımları belki akrabalarımıza bile yapmayız.

Çünkü biliriz ki onlar bize en yakın insanlardır. Atalarımız da komşuluğun önemini bilmiş ve komşulukla ilgili birçok

söz sarf etmiştir. Atalarımız “(II) - - - -” derken komşusu olacağımız kişilerin nasıl insanlar olduklarının çok önemli olduğunu vurgulamaya çalışmışlardır. Bir komşu iyi olursa kötü bir evde de mutlu olunur ama komşu kötü ise saraylarda köşklerde olsak dahi mutlu olamayız. Komşulukla ilgili bir diğer atasözü de “(III) - - - -” atasözüdür. Bu atasözü ile de komşuların her an birbirine ihtiyaç duydukları, birbirine yardım etmeleri gerektiği anlatılmıştır. Komşularımızla iyi geçinmeliyiz. Zor zamanlarında yanında olmalı, mutluluklarını da paylaşmalıyız. Her zaman hâllerini hatırlarını sormalı, olası bir ihtiyaçlarını gidermek için elimizden geleni yapmalıyız. “(IV) - - - -” diyen Hz. Muhammed, komşuluğun ne kadar önemli bir değer olduğunu bize anlatmaya çalışmıştır.

Bu parçada anlam bütünlüğünü sağlamak için,

tabloda numaralanmış yerlere getirilebilecek cümlelerin yanına (√) işareti koyduğumuzda doğru işaretleme

aşağıdakilerden hangisi olmalıdır?

A)

I

3

3

II

3

III

3

IV 3

B)

I 3

II

3

III

3

3

IV

3

3

C)

I 3

II

3

III

3

IV

3

3

D)

I 3

II 3

III

3

IV

3

3

I

Türk toplumunda komşuluk algısı son yıllarda değişmeye başladı.

Türk toplumunda komşuluk kadar değer verilen çok az şey vardır.

II

Ev alma, komşu al.

Komşu ekmeği komşuya borçtur.

III

Komşu, komşunun külüne muhtaçtır.

Komşuda pişer, bize de düşer.

IV

Komşusu kendisinden kötülük görmeyeceğinden emin olmayan kimse cennete giremez.

Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir.

AP8JPSB21-028

P:120

120

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF TAMAMLAMA 7

2. Günler güzel, neşeli ve ahenkli geçiyordu. İş çıkışı

deniz kenarında yürümek rutinleri olmuştu. Hafta sonları İstanbul’u keşfe çıkıyorlar, o semt senin bu semt

benim demeden geziyorlardı. Orhan, Afet’i ailesi ile

tanıştırmak, onun ailesi ile tanışmak istiyordu. Hayat

kısaydı, bundan sonraki ömrünü beraberce geçirmek

için can atıyordu. - - - -

Bu metnin sonuna düşüncenin akışına göre,

I. Ama Afet’in ailesinin bütün yan çizmelerine rağmen bu evlilik gerçekleşecekti.

II. Fakat bir taraftan da ‘‘Bir ömür mutlu nasıl yaşanır?’’ sorusuna cevap arıyordu.

III. Ancak Afet’le yaşanan bir hayatın mutluluk getireceğini düşünüyordu.

cümlelerinin hangileri getirilemez?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

3. Değerli yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından yazılmış olan ve 1911 yılında basılan Şıpsevdi adlı roman yanlış Batılılaşma konusunda iyi bir referans olarak gösterilebilir. Başkahraman Meftun, Paris’te kaldığı süre içinde Batılılaşmayı yüzeysel bir bakış açısıyla sadece şekilsel olarak algılamıştır. Özentili, parayı çok seven, yalancı, kendinden başka kimseyi düşünmeyen bir tiptir. Gerçek yaşamda da var olan böyle insanlar - - - -

Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre,

I. toplumda herkesin el üstünde tuttuğu tiplerdir

bunlar.

II. Avrupa’yı tanımış, çok kültürlü ve güvenilir insanlardır.

III. maddiyatın görünen yüzüne aldanmış çaresizdirler.

IV. ilk bakışta hoş görünseler de sahtelikleri eninde

sonunda ortaya çıkar.

cümlelerinden hangileri getirilemez?

A) I ve II B) I ve III

C) II ve IV D) III ve IV

4. Yüzü kurşuni bulutlarla kaplı soluk bir ikindi vakti her

şey allak bullak oldu. Avlu kapısının önüne yeşil bir

kamyonet gelmişti o gün. - - - - Onlardan çok daha

yorgundu sanki çok daha soğuk, çok daha uzaktı.

Üstelik ansızın gelmişti oraya; sessizce, neredeyse

hiç gürültü mürültü çıkarmadan. - - - - Derken işte

bu kamyonetin kapısından yeşil giysili üç adam indi

yere. İner inmez de yan yana durup gözlerini kısarak

bir süre marangozun evine doğru karmakarışık duygularla baktılar. - - - - eşikte durup kapıyı birkaç kez,

isteksizce yumrukladı.

Bu metinde boş bırakılan yerlere,

I. Omuzlarında unvan parıltılı yıldızlar taşıyanı, ötekileri geride bırakarak bezgin adımlarla yürüdü

sonra.

II. Bu, arada bir kapı pencere taşımak için gelen öteki kamyonetlere pek benzemiyordu.

III. Âdeta parmaklarının ucuna basa basa gelmişti.

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) II - I - III B) II - III - I

C) III - I - II D) III - II - I

5. “Kesin emir var. Yasak, dedim size. - - - -”

Polisin dediği dedikti. Gerçekten de o günlerde Ankara Kızılay’da böyle kıyafetlerle dolaşmak yasaktı.

Kızılay, yabancı devlet adamlarının ve turistlerin gezdiği bir bölgeydi. Üzerinde Türkiye Cumhuriyeti’ne

yakışır kıyafet olmayanlar giremezdi. Vali Bey ‘‘- - - -’’

demişti.

Cumhuriyet’in “- - - -” sloganı Ankara’da geçerli değildi.

Âşık Veysel ve arkadaşı, üzerlerindeki köylü kıyafetleri nedeniyle Kızılay’a sokulmamıştı.

Aşağıdakilerden hangisi bu metinde boş bırakılan yerlerden herhangi birine getirilemez?

A) Köylü milletin efendisidir.

B) Köylü kıyafetlileri sokmayın.

C) Köylü olmazsa aç kalırız.

D) Köyünüze geri dönün.

P:121

121

test

PARAGRAF TAMAMLAMA 7

6. Gazeteci:

(I) - - - -

Uzman:

— Ben sosyal ağlara yönelmemizdeki temel motivasyonun bilinçaltımızda yattığını düşünüyorum. Beğenilmek, takdir görmek, alkışlanmak, dikkate alınmak ya

da sözlük anlamıyla “izlenmek” genel olarak çoğu insanın bilinçaltındaki çocuğa hitap ediyor. Pek çok kişi

bu tespiti reddedebilir ancak ben okuduğu kitabı bir site üzerinde paylaşmanın bile takdir görme ihtiyacına

hizmet ettiğini düşünüyorum.

Gazeteci:

(II) - - - -

Uzman:

— Evet, tabii ki. Gazetecilik yaparken de kurumsal iletişimle uğraşırken de sosyal medyada dile getirdiğiniz

görüşlerinizde belli hassasiyetleri dikkate almanız şart.

Gazetecileri bu konuda bağlayan ana ilke değişmiş değil. Bu da çok net bir şekilde tarafsızlık gereği. Kurumsal çalışanları bağlayan ana ilke ise kurumsal bağlantılar ve varsa tanık oldukları “aile sırları”. Bu sınırlar dışında aslında özgürsünüz. Ama bu, mesleğiniz ve toplumdaki yeriniz ne olursa olsun, genel nezaket kuralları ve

duruma göre uygun bir dil kullanımı gereğini ortadan

kaldırmıyor.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) (I) Sosyal ağların internet kullanımımdaki oranı nedir?

(II) Kurumsal iletişimde sosyal medyanın rolü nedir?

B) (I) İnternet olmadan da sosyal iletişim kurulabileceğine inanıyor musunuz?

(II) İletişim dünyasında hassasiyet gerektiren şeyler nelerdir?

C) (I) Sizce sosyal ağlar ve internete yönelme eğilimimizin sebebi nedir?

II) Siz kurallara uyan bir gazeteci misiniz?

D) (I) Takdir almak için sosyal medya bilinçsizce kullanılmıyor mu?

(II) Gazetecilik dünyasında doğru bir dil kullanıldığını düşünenlerden misiniz?

7. Bilge Karasu’nun Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı

kitabını yıllar önce okumuştum. O zamanlar, arkadaşım Semih Gümüş’ün en sevdiği birkaç romancıdan

biriydi. Semih Gümüş de eleştirinin büyük ustasıysa

eğer tavsiyesine uymamak elde değildi. Okudum.

(I) - - - - Roman kahramanı kimdi? Derdi, davası neydi? Neyin peşindeydi? Yazarın herhangi bir meramı

var mıydı yazmak dışında? Yalnızca bu romanı onun

yazdığı belliydi, başka hiçbir şey belli değildi. Ne işti? “(II) - - - -” diye düşündüm. “Yazarın okuyucuya

aktardığı belli bir meselesi olmalı.’’ fikri herhâlde artık eskimişti. Altta varsa bile bir sanatsal derdi, bir insani sorumluluğu (III) - - - - Bin ayrı okurun, birbirine

ters bin ayrı anlam çıkaracağı bir bilmece ortaya koymalıydı yazar, bir gize batmalıydı anlatacağı ‘‘mesele’’. Onu anlamak da emek gerektirmeliydi. Bende bu

edebiyat zekâsı eksikti besbelli. Kendimi daha çok

yetiştirmeliydim.

Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?

A) (I) Ama pek bir şey anlamadım.

(II) Sanatsal inceliği kavramaktan çok uzağım sanırım.

(III) Dostoyevski, Tolstoy gibi ustaları örnek almalıydı bunun için.

B) (l) Ama hiçbir şey anlamadım.

(ll) İyi edebiyattan anlamak için daha çok yol almalıyım.

(III) Dostoyevski, Tolstoy gibi apaçık anlatmamalıydı bunu.

C) (I) Bir şey anladım desem, yalan olur.

(II) Güzeli çirkinden ayıracak göz yok bende.

(III) Dostoyevski, Tolstoy gibi acılarını yazdıklarına yansıtarak yapmalı bunu.

D) (I) Sanırım kısmen anladım anlatılmak isteneni.

(II) Nitelikli bir işi anlamak için yeterli donanıma

sahip değilim.

(III) Dostoyevski, Tolstoy gibi lafı dolandırmadan

anlatmamalıydı bunu.

P:122

122

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF TAMAMLAMA 7

9. Aydınlık vadi iyice çekiliyor, dağın tepeleri de artan

bir parıltıyla yanıyordu.

Lennie kendi kendine mırıldandı:

“Unutmadım işte. Çalılar arasında saklanıp George’un

gelmesini bekleyeceğim.”

Şapkasını gözlerine kadar indirdi.

“George canıma okuyacak.” dedi. “- - - -” diye söylenecek şimdi.

Başını kaldırıp dağların ışıklı tepelerine baktı:

“Ben de hemen şimdi giderim ve kendime dağda bir

mağara bulurum. Bir daha da domates salçası yiyemem ama olsun. George beni istemezse alır başımı

giderim ben de.”

- - - - Gözünde kocaman gözlükler, üstünde cepli bir

önlük. Titiz ve düzenli bir görünüşü vardı. Lennie’nin

yanında duruyor, kaşlarını çatmış, sert sert ona bakıyordu.

Lennie’nin sesiyle konuşmaya başladı:

“- - - - Hem seni çok sever o. Ama senin aldırdığın

yok ki. Kötü şeyler yapıyorsun.”

Lennie yanıtladı:

“Denedim Clara teyze. Ne kadar çabaladım bilsen.

Ama elinden gelmiyor işte.”

Bu metinde boş bırakılan yerlere,

I. O zaman Lennie’nin kafasında ufak tefek, yaşlı bir

kadın canlandı.

II. Yanımda sen olmasaydın ne rahat ederdim.

III. Söyleye söyleye dilimde tüy bitti. George’un sözünü dinle, akıllı çocuktur.

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) II - I - III B) II - III - I

C) III - I - II D) III - II - I

8. Yolcu, arabasından inmişti. Atına arpa getirmiş olan

seyis birden sordu:

— - - - -

Yolcu dalgın dalgın cevap verdi:

— Neden sordunuz? Seyis yine sordu:

— - - - -

— Bir hayli uzaktan, aşağı yukarı beş fersah yaptım.

Fakat neden bana soruyorsunuz bunları?

Seyis tekerleğe eğildi ve kendi kendine konuşur gibi

söylendi.

— Belki bu tekerlek beş fersah yapmış olabilir ancak

ne var ki bundan sonra beş dakika bile götürmez sizi.

Yolcu, arabasından aşağı atladı hayretle:

— - - - -

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere,

I. Uzaklardan mı geldiniz?

II. Ne dediniz, nasıl yani?

III. Uzağa mı gidiyorsunuz?

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) II - I - III B) I - III - II

C) III - I - II D) III - II - I

P:123

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

123

test

PARAGRAF TAMAMLAMA

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

8

1. Muhtar: “Nereye gidiyordun öyle dalgın dalgın?

Reha Bey: Hiç. Başımı aldım gidiyordum. Evde canım sıkıldı.

Reha Bey: Sen ne yapıyorsun?

Muhtar: - - - -

Bu konuşmada boş bırakılan yere aşağıdakilerin

hangisi getirilirse muhtarın bir yerde hiçbir iş yapmadan oturduğu vurgulanmış olur?

A) Gece vardiyasından dönüyorum.

B) Yarım saattir minibüs bekliyorum.

C) Akşama dek evde pineklemekteydim.

D) Balkona konan kuşların pisliğini temizliyorum.

2. - - - - Bir aydır burnum sadece nefes almaya ve gözlüğüme payanda olmaya yarıyor. Bir zamanlar ayrı

ayrı lezzetleriyle büyülendiğim yiyecekler ise vücudumdaki bu sessiz sedasız devrimle beraber eşitlendi - - - - En sevdiğim öğün olan kahvaltının benim

için hiçbir anlamı kalmadı. Çayı bıraktım çünkü sıcak

su içmekten farksız. Haşlanmış yumurta yerine oyun

hamuru bile yiyebilirim. Köyden getirdiğim peynirler,

yayladaki ineğimizin sütünden annemin yayıkta yaptığı tereyağı, kaymak; babamın köydeki peteğimizden süzdüğü kestane balı; mısır ekmeği, yoğurt, fasulye turşusu. - - - - Özellikle tereyağının kokusunu,

sahanda yumurtayı çok ama çok özledim.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada boş bırakılan yerlerden herhangi birine getirilemez?

A) Tat alma duyusuna alışalı bir ay oldu.

B) Hepsinin tadı sadece hayallerimde kaldı.

C) Bir ay önce COVID-19’a yakalandım.

D) Artık hepsinin tadı aynı.

3. Roman beş yaşında bir çocuğun ağzından yazılmış

ama kırk sekiz yaşında bir yazar (ki son bölümden bu

romanı yazdığında kırk sekiz yaşında olduğunu öğreniyoruz) beş yaşında bir çocuk ağzından yazmış.

Elbet beş yaşında bir çocuk yazamaz bunları. Ama

bu anlatılanlar beş yaşında bir çocuğun yazdığı gibi

yazılmalıdır. Daha doğrusu okura bu duygu verilmelidir ki inandırıcılığı olsun. Gerçi anlatım yer yer inandırıcı değil. Kırk sekiz yaşında bir adamın duygu ve

düşünceleriyle yazılmış. Ama roman öylesine güzel

ki romanın bu içtenliksiz ve inandırıcı olmayan yerlerini - - - - Yazarın öz yaşamından kaynaklandığı kesinlikle belli. Güzel roman. Okuduğum için mutluyum.

Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre,

I. romandan çıkarırsak büyü bozulmuş olur.

II. atlarsanız ancak o zaman romandan tat alabiliyorsunuz.

III. bir okur olarak görmezden geliyor ve bağışlıyoruz.

IV. çocuklara okutmak doğru değil, diye düşünüyorum.

cümlelerinden hangileri getirilemez?

A) I ve II B) I ve III

C) II ve IV D) III ve IV

AP8JPSB21-029

P:124

124

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF TAMAMLAMA 8

4. Gazeteci:

(I) - - - -

Sanatçı:

— Şiir; yaşadığım, algıladığım, hissettiğim, soluduğum bir hayatı bir an için sabitleme huyu. Sonra da

oya işler gibi o dondurulan anı ve anıyı iğnelemek,

soyutlaştırmak, koyulaştırmak, boyut eklemek demek oluyor benim için.

Gazeteci:

(II) - - - -

Sanatçı:

— İkisi de gerekiyor benim için. Yaşadıkça yazasım

geliyor. Oturup Hemingway misali bu sabah şu kadar sayfa yazacağım, diye hareket etmiyorum. İlham

perilerim bana genellikle yolda bir şeyler fısıldıyor.

Sonra matematikçi ve mimar tarafım o uçucu kelamı şekillendiriyor.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) (I) Şiir, yaşadığınız hayattan izler taşımalı mı?

(II) Çalışmak ve sabır şiir için ne kadar gereklidir?

B) (I) Yazarken en çok nelerden etkileniyorsunuz?

(II) İnternet mi yazılı basın mı diye sorsam size?

C) (I) Sosyal medyadaki şiirler kaliteyi düşürüyor mu?

(II) Gurbet ve sıla şairi olarak mı yazıyorsunuz?

D) (I) Şiir sizin için ne ifade ediyor?

(II) Yazmak için yaşamak mı gerekiyor?

5. Rüyasında krallığının şan ve şeref dolu görkemi gece boyu sürdü. Mis kokular içinde türlü türlü içecek

ve yiyeceklerden tadarak kendisine yol açmak için

parıltılı giysiler içinde önünde yerlere kadar eğilen

asilzadelerin ve saraylı hanımların arasında nazlı nazlı dolandı. Kâh tatlı bir tebessümle kâh zarif bir baş

selamıyla karşılık verdi onlara. Ne var ki sabahleyin

uyanıp da çevresindeki sefaletle yüz yüze gelince her

zamanki gibi derin bir düş kırıklığına kapıldı. - - - -

Bu metnin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisi getirilemez?

A) Çevresindeki her şey olduğundan daha kötü görünmeye başladı.

B) Rüyasını gerçekleştirmeye çok yaklaştığını düşünmeye başladı.

C) Gözyaşlarına engel olmaya çalışarak yutkundu.

D) Yüreği derin bir acıyla burkuldu.

6. Bomboş bir mideyle uyanan Tuna, karnında ziller çalarak yollara vurdu kendini. Etrafta olup bitenlere aldırmaksızın, nereye gittiğine bile bakmadan amaçsızca şehrin sokaklarını arşınladı durdu bütün gün.

Yoldan gelip geçenler arasında çarpanlar hatta bununla da kalmayıp hakaret edenler bile oldu. - - - -

Dalgın hâlde yürüye yürüye sonunda kendini Karlı Tepe denen yerde buldu. O güne dek bu taraflara hiç

gelmemiş, evden hiç bu kadar uzaklaşmamıştı.

Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?

A) Ama daldığı düşünce denizinden çıkmak istemeyen Tuna’nın bunlara ayıracak vakti yoktu.

B) Ama sabah ne yediğini bile hatırlamayan Tuna’nın

bunlar için zihnini yorması beklenemezdi doğrusu.

C) Ama derin düşüncelere dalmış yürüyen Tuna’nın

bunlara aldıracak hâli yoktu doğrusu.

D) Ama kendini kimseye beğendirmeye çalışmayan

Tuna’nın bu sözlere karnı toktu.

P:125

125

test

PARAGRAF TAMAMLAMA 8

7. Yeniden bir kedi ile yaşamak için bahçeli bir eve taşınmayı beklememiz gerekti. (I) - - - - Beyaz ve tekir renkli bir Ankara kedisi daha. Özgürlüğüne düşkündü. Bildiğini okurdu, inatçıydı yani tipik bir kediydi. Ne var ki ne Yumak’a ne

de Pami’ye benziyordu huyu. Hırçın, ısrarcı ve sert mizaçlı bir kediydi. Canı isterse o da bazen bacaklarımıza sürünüp yanımızdan geçebilirdi. Bazen başını okşattığı da oluyordu ancak hepsi bu. (II) - - - -

Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?

A) (I) Birkaç ay içinde bahçeli bir eve taşınmayı umarak yeni kedimize ad bile koyduk: Pamuk.

(II) Israrcı bir tipseniz kendinizi pati darbelerinden korumalıydınız.

B) (l) Bir yıl sonra bahçeli bir evine taşındığımızda orada sahipsiz bir kedi bulduk.

(ll) Siz istemeseniz de sırnaşır dururdu.

C) (I) Birkaç yıl sonra bahçesi olan bir kooperatif evine taşındığımızda bir kedimiz daha oldu: Pamuk.

(II) Üstelerseniz tırnakları ile karşılık verirdi.

D) (I) Birkaç ay sonra küçük bahçeli bir eve taşındığımızda kedimize kavuştuk: Pamuk.

(II) Israrcı olursanız tüm sevimliliği ile gelip yanınıza oturur.

8. — Eğitim aldın mı bari?

— - - - - Prof. Andrew diye bildiğimiz iyi kalpli bir

adam var. Sırf hayır olsun diye bana kendi kitaplarından birkaç şey öğretti sağ olsun.

— Latince bilir misin?

— - - - -

— Öğrenmelisin delikanlı. Önceleri zor gelir ama olsun. Yunanca daha zordur oysa Lady Elizabeth ile

kuzenime soracak olursan bütün diller çocuk oyuncağı. Nasıl da güzel konuşuyorlar, duysan şaşarsın.

Bu metinde boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Yeterli seviyede değil.

B) Gerekli olduğu konusunda ikna olmam gerekiyor.

C) Aldığımı söyleyemem efendim.

D) Biliyorum, diyemem efendim.

9. Albert Camus:

— - - - -

Simone de Beauvoir:

— Sebebi nedir?

Albert Camus:

— - - - - Ben de nefes alabiliyorum ama dünyaya bir

türlü ayak uyduramadım sanırım.

Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) (I) Kendimi bir maymuna benzetiyorum.

(II) Maymunlar davranışları taklit eder ama aralarında ilişki kuramaz.

B) (l) Kendimi deve gibi hissediyorum.

(ll) Develer güçlüdür dayanıklıdır ama önüne bir

eşek düşmeden yolunu bulamaz.

C) (I) Kendimi yengeç gibi hissediyorum.

(II) Yengeçler denizde yaşar ama yüzemez.

D) (I) Kendimi taşa benzetiyorum.

(II) Taşlar cansız ve hareketsizdir ama içini kırıp

baktığınızda renk uyumuna hayran bırakır sizi.

P:126

126

test

/avantajyayinlari

PARAGRAF TAMAMLAMA 8

10. Günün birinde Nasrettin Hoca sabah erkence evinden çıkar, Akşehir Çarşısı’na gider.

Karşısına gelen bir adam selam verdikten sora

Hoca’ya hiç beklemediği bir soru sorar:

— - - - -

Eşeğinden inen Hoca, bastonuyla eşeğinin ayaklarını teker teker saymaya başlar:

— Bir…, iki…, üç…, dört… Eşeğimin dört ayağı varmış.

Bu olaya yakından tanık olanlar şaşırıp kalırlar. - - - -

— Aman Hocam, eşeğin kaç ayağı olduğunu bilmiyor muydun? Niçin teker teker saydın?

— - - - -

— Elbette biliyorum, hiç bilmez olur muyum? - - - -

Belki sayısında bir değişiklik olmuştur, diye tekrardan sayıverdim, der.

Bu metinde boş bırakılan yerlere,

I. Ama bu sabah eşeğimin ayaklarına bakmayı unutmuştum.

II. Hoca Efendi, acaba eşeğinin kaç ayağı vardır?

III. İçlerinden biri dayanamayıp Hoca’ya tekrar sorar:

IV. Hoca, gülerek etrafındakileri şöyle bir baktıktan

sonra:

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) II - I - III - IV B) II - III - IV - I

C) III - III - IV - I D) IV - I - II - III

11. Yanlış hatırlamıyorsam İstanbul’da şehrin sokaklarında o zaman yeni kurulmuş reklam panolarıyla ilan

edilen ilk kitap bir Orhan Pamuk romanıydı. Böylece

Türkiye’de de yazarı piyasalaştırmanın yolu açıldı.

Nasıl olur diye birçok yazarın, okurun homurdandığını hatırlıyorum. Çok zaman geçmedi. Yazarlar, reklamlarının yapılmasının peşinde koşar oldu. Okur da

alıştı. - - - - Kitap kapaklarına bakın. Yazarın adı, kitabın adından büyük yazılıyor birçok kitap kapağında.

Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre,

I. Adını kitaplarından değil de reklamlardan bildiği

yazarların peşine düştü.

II. Az satan kitaplarla değil, reklamı çok yapılan yazarlarla ilgilenmeye başladı.

III. Yazarın bilindik olup olmamasına bakmadan bütün kitaplarını almaya başladı.

cümlelerinden hangileri getirilebilir?

A) I ve II B) I ve III

C) II ve III D) I, II ve III

P:127

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

127

test

PARAGRAFI İKİYE BÖLME

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

9

1. (I) Normal koşullar altında insan vücudunun sıcaklığı

36-37 °C arasındadır. (II) Vücuttaki sıcaklık artışı çoğu

kez bir hastalığın göstergesi olarak kabul edilir. (III) Ancak yapılan egzersizle meydana gelen sıcaklık artışı

beklenen ve istenen bir durumdur. (IV) Isınma, sporcunun antrenman ya da müsabaka öncesinde performans seviyesini yükseltmek ve kişiyi oluşabilecek yeni durumlara psikolojik ve fizyolojik olarak hazırlamak

için yaptığı aktiviteler bütünüdür. (V) Sportif başarının

elde edilme olasılığını artırmak ve aktivite sırasında sakatlanma risklerini en aza indirmek için antrenman ve

yarışma öncesinde ısınma yapılmalıdır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) I B) II C) III D) IV

3. Ressamlar ve diğer tüm sanat alanlarında uğraşanlar birer çilekeştirler. Zihinsel ve fiziksel olarak gerçek bir emekçidirler. (I) Ressamlar, aslında geri dönüşü olmayan bir yola çıkarlar. (II) Bu yolun durağı

yoktur, varılacak yer belli değildir. (III) Sadece o yol

vardır. (IV) O yolculuk sırasında çıkar resimler. (V) Hiç

bir sanatçı artık “Ben oldum; sona, zirveye vardım.”

demez, diyemez çünkü o yol bitmez. (VI) Leonardo,

Kandinsky, Gauguin, van Gogh ve daha niceleri, bitmez bir yolun yolcularıdır; yolu bitiremeden hayatları biter. (VII) Resmin daha geniş anlamda sanatın tanımı en zor tanımlardan biri. Sanat kelimesinin kökeni Arapça “sun” kelimesinden gelir. (VIII) Bu da yapay demektir, yani “suni”. Latince ‘‘ars’’ İngilizce ‘‘art’’

kelimesi de yaklaşık aynı anlamları taşır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) III B) IV C) V D) VII

2. (I) Âşık olarak adlandırılan sanatçı tipi, bir yönüyle eski destan geleneğini sürdüren ama başka bir yönüyle adının da belirttiği gibi “sevda şiirleri” (lirik türden

şiirler) söylemekle görevlenmiş bir sanatçıdır. (II) Onun

yaratıcılığı doğaçlamadır. (III) Şiiri yazmaz, söyler; onda şiir müzikten ayrılmaz. (IV) Demek ki sadece söylemez, çalar ve çığırır. (V) Âşıklar, düz konuşma biçiminde söylemek ile çalarak şiir söylemeyi ‘‘dilden

söylemek’’ ve ‘‘telden söylemek’’ deyimleriyle ayırırlar. (VI) Bununla Âşık’ın şiirini söylerken sözlere eşlik

eden müzik aracının -sazın- Âşık’ın şiirlerinden ayrılmaz bir öge olduğu anlatılmak istenir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) III B) IV C) V D) VI

4. (I) Maya mantarları şekeri çok sever. (II) Bulundukları ortam sıcak ve nemliyse yeterince şeker de varsa

hızla çoğalmaya başlar. (III) Maya mantarları tomurcuklanarak çoğalır. (IV) Maya hücrelerinin üzerinde

küçük tomurcuklar oluşur. (V) Bu tomurcuklar büyür

ve belirli bir büyüklüğe ulaşınca ana hücreden ayrılır. Böylece yeni maya hücreleri oluşmuş olur.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

AP8JPSB21-030

P:128

128

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFI İKİYE BÖLME 9

5. (I) Halet Çambel Yalısı, 1820 yılında II. Mahmut’un

Ermeni bahçıvanı tarafından inşa ettirilmiş olup

1930’da İsmail Hakkı Paşa tarafından satın alınmış.

(II) Sonrasında miras yoluyla Halet Çambel’e kalmış.

(III) Halet Çambel, arkeoloji alanında yaptığı çalışmalarla tüm dünyada tanınan bir isim. (IV) Almanya’nın

Berlin kentinde 1916 yılında 27 Ağustos tarihinde

dünyaya gelen Halet Çambel, aynı zamanda Türkiye’yi

eskrim dalında temsil ederek Suat Aşeni ile birlikte

“Olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporcu” unvanını kazanmıştır. (V) Türkiye’nin ilk açık hava müzesini

kuran Halet Çambel 12 Ocak 2014 tarihinde hayata veda etmiştir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) I B) II C) III D) IV

6. Çığır açıcı bir araştırmada bilim insanları ilk defa biyolojik nöronların elektriksel özelliklerini yarı iletken

çipler üzerinde oluşturmayı başardı. (I) Tıpkı gerçek

bir nöron gibi davranabilen yapay nöronlar aynı zamanda bir mikroişlemcinin milyarda biri kadar güce

ihtiyaç duyuyor. (II) Bu da onları tıbbi implantlar ve

biyo-elektronik cihazlarda kullanım için uygun kılıyor.

(III) Nöronların karmaşık biyolojisi ve nöron yanıtlarının öngörülmesi, zor doğası nedeniyle yapay nöronların geliştirilmesi hayli zor bir problemdi. (IV) Araştırmacılar, nöronların diğer nöronlardan gelen elektriksel uyaranlara nasıl yanıt verdiğini başarılı şekilde

modelleyip denklemlerle açıkladı. Daha sonra biyolojik iyon kanallarını isabetli şekilde modelleyen silikon çipler tasarladılar.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?

A) I B) II C) III D) IV

8. Suç ve Ceza 1866 yılında yayımlandı. (I) Çok önemli toplumsal olayların, ruhsal sarsıntıların yaşandığı

bir dönemdir bu. (II)Romanın konusu çağdaşRusya’dır.

(III) Kahraman o yılların bütün acılarını, yaralarını içinde taşıyan genç bir öğrencidir. (IV) Dostoyevski 1865

yılında M.N. Katkov’a yazdığı bir mektupta bu durumu “... olaylar günümüzde geçiyor, yani şu bulunduğumuz yıl içinde.” diyerek açıklamaktadır. (V) Yazarın kendisi için Suç ve Ceza’yı yazdığı 1866 yılı çok

güç yıllardır. Büyük yalnızlıkları yaşamak, çok zor kararlar almak zorunda kaldığı yıllardır. (VI) 1864 yılında çok sevdiği insanları art arda yitirmiştir: Karısı Mariya Dmitriyevna, kardeşi Mihayl Mihayloviç, yakın

dostu ozan ve eleştirmen Apollon Grigoryev…

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

7. Sanatın gücü etkisinden kaynaklanır. (I) Tarih boyunca gücü elinde bulunduranlar bunu kullanarak insanları etkilemeye çalışmışlardır. (II) Mimari, bu konuda

önceliği almaktadır. (III) Ülkelerin, medeniyetlerin,

kentlerin kimliğini oluşturur mimari. (IV) Saraylara,

tapınaklara yapılan ihtişamlı heykeller, resimler insanlar üzerinde önemli etki oluşturmuştur. (V) İnsan zihni simgelerle şekillenir, simgeler etrafında düşünce

ve duygular birleşir. (VI) Antik Yunan’da, Mısır’da ve

diğer birçok medeniyette bir tanrı figürünün etkisi

tahmin edilebileceğin çok ötesindedir. (VII) İnsanlar,

o simge ile simgeye yüklenen anlamı ayırt edemezler. Sanat aracılığıyla simgelerde oluşturulan ifade

gücü insanları ciddi olarak etkilemiş, belli bir anlayışta tutma işlevi görmüştür.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) III B) IV C) V D) VI

P:129

129

test

PARAGRAFI İKİYE BÖLME

11. (I) ‘‘Sanatı, barış ve özgürlük için sokağa çıkarıyoruz.’’

ana düşüncesi ile başladığımız bu serüvende yüz binlerce insana dokunduk. (II) İnanıyorum ki başka bir

dünya sanatla mümkün. (III) Bu yüzden uzun yıllardır yılmadan sanatı paylaşıyoruz ve sanatın paylaşılabilir olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. (IV) Sanat, insanın dış dünyayı yorumlayarak kendini ifade etme

aracıdır. (V) Toplumun öz değerleriyle doğar ve büyür. (VI) İşte tam bu nedenledir ki sanat, toplumdan

ayrı düşünülemez.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

10. (I) Kaptan Evans, satrancı öğrendiğinde 28 yaşındaydı. (II) İzinli olduğunda sık sık Londra’nın satranç kulüplerinde boy gösteriyordu. (III) O zamanın ünlü üstatları olan Pierre Charles Fournier de Saint-Amant,

Lionel Kieseritzky ve daha sonra İngiltere şampiyonu olacak olan Howard Staunton ile partiler oynuyordu. (IV) Gemisinin çalıştığı posta hattı kapatılan satranç ustası Evans, birçok farklı hatta yorucu seferlere çıktı. (V) Bu arada İstanbul’a geldiği de biliniyor.

Burada satranç oynamış mıydı? Kim bilir…

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) I B) II C) III D) IV

9

9. Aşağıdaki metinlerin hangisinde altı çizili cümleden itibaren konunun farklı bir yönüne değinilmiştir?

A)

Bitkilerin yapraklarında klorofil adı verilen bir

kimyasal madde bulunur. Bu madde sayesinde

bitkiler güneş ışığını kullanarak besin ve enerji

üretir. Bitkilerin yapraklarını oluşturan hücreler de

bu besinleri kullanır. Ancak bitkiler kışın yeterince

güneş ışığı alamaz. Bu dönemde besinleri azalır.

Bu nedenle bazı bitkiler daha az besin kullanmak

için yapraklarını döker.

Ada doğanları yuvalayacakları bölgelere, göç

eden diğer kuşlara göre daha geç gelir. Kış

mevsimini Doğu Afrika kıyılarında, özellikle de

Madagaskar’da geçirirler. Nisan sonunda Kızıldeniz üzerinden Akdeniz’e gelmeye başlar. Ada

doğanlarının çoğu mayıs ayında, bir kısmı da

haziran ayında Akdeniz’e gelir. Yavrularının uçacak

büyüklüğe gelmesi eylül sonu ve ekim başını

bulabilir.

İlk kütüphanelerin nerelerde kurulduğunu anlamak

için ilk kentlerin nerelerde kurulduğuna bakmak

gerekir. Çünkü kütüphaneler kent kültürünün ve

medeniyetin bir parçasıdır. Tarihteki ilk kentlerin,

ilk medeniyetlerin kurulduğu yerlerden birinin

Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan ve Mezopotamya adı verilen bölge olduğu tahmin ediliyor.

Asurlular da Mezopotamya medeniyetlerinden

biri. Asur kraliyet ailesinin özel kütüphanesi olan

Asurbanipal Kütüphanesi’nde çok sayıda mektup,

yönetim ve hukukla ilgili resmî belgeler ve resmî

yazışmalar bulunduğu biliniyor. Bu kütüphane daha

çok bir arşiv niteliğinde.

Kozalaklı ağaçlar, yavaş büyüdüğünden mümkün

olan en iyi suyu düzgün ahşabı sağlar. Dalları

azdır ve var olan dallar da küçüktür. Büyüme

simetriktir, gövdeler düz ve yuvarlaktır. Yaş halkaları ince ve yoğundur. Genç odun miktarı az, öz

odun miktarı yüksektir. Bunun sonucu düşük

gerilmeli birkaç iç çatlağa sahip sert, dayanıklı ve

suyu düzgün ahşaptır. Kozalaklı ağaçların çoğu

kışın yeşil kalır. Bunun nedeni yapraklarını hiç

dökmemeleri değildir. Aslında bu ağaçlar yapraklarını zaman zaman dökerek yeniler. Ama yapraklarının hepsini aynı anda dökmediklerinden hep

yeşil görünür.

B)

Bitkilerin yapraklarında klorofil adı verilen bir

kimyasal madde bulunur. Bu madde sayesinde

bitkiler güneş ışığını kullanarak besin ve enerji

üretir. Bitkilerin yapraklarını oluşturan hücreler de

bu besinleri kullanır. Ancak bitkiler kışın yeterince

güneş ışığı alamaz. Bu dönemde besinleri azalır.

Bu nedenle bazı bitkiler daha az besin kullanmak

için yapraklarını döker.

Ada doğanları yuvalayacakları bölgelere, göç

eden diğer kuşlara göre daha geç gelir. Kış

mevsimini Doğu Afrika kıyılarında, özellikle de

Madagaskar’da geçirirler. Nisan sonunda Kızıldeniz üzerinden Akdeniz’e gelmeye başlar. Ada

doğanlarının çoğu mayıs ayında, bir kısmı da

haziran ayında Akdeniz’e gelir. Yavrularının uçacak

büyüklüğe gelmesi eylül sonu ve ekim başını

bulabilir.

İlk kütüphanelerin nerelerde kurulduğunu anlamak

için ilk kentlerin nerelerde kurulduğuna bakmak

gerekir. Çünkü kütüphaneler kent kültürünün ve

medeniyetin bir parçasıdır. Tarihteki ilk kentlerin,

ilk medeniyetlerin kurulduğu yerlerden birinin

Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan ve Mezopotamya adı verilen bölge olduğu tahmin ediliyor.

Asurlular da Mezopotamya medeniyetlerinden

biri. Asur kraliyet ailesinin özel kütüphanesi olan

Asurbanipal Kütüphanesi’nde çok sayıda mektup,

yönetim ve hukukla ilgili resmî belgeler ve resmî

yazışmalar bulunduğu biliniyor. Bu kütüphane daha

çok bir arşiv niteliğinde.

Kozalaklı ağaçlar, yavaş büyüdüğünden mümkün

olan en iyi suyu düzgün ahşabı sağlar. Dalları

azdır ve var olan dallar da küçüktür. Büyüme

simetriktir, gövdeler düz ve yuvarlaktır. Yaş halkaları ince ve yoğundur. Genç odun miktarı az, öz

odun miktarı yüksektir. Bunun sonucu düşük

gerilmeli birkaç iç çatlağa sahip sert, dayanıklı ve

suyu düzgün ahşaptır. Kozalaklı ağaçların çoğu

kışın yeşil kalır. Bunun nedeni yapraklarını hiç

dökmemeleri değildir. Aslında bu ağaçlar yapraklarını zaman zaman dökerek yeniler. Ama yapraklarının hepsini aynı anda dökmediklerinden hep

yeşil görünür.

C)

Bitkilerin yapraklarında klorofil adı verilen bir

kimyasal madde bulunur. Bu madde sayesinde

bitkiler güneş ışığını kullanarak besin ve enerji

üretir. Bitkilerin yapraklarını oluşturan hücreler de

bu besinleri kullanır. Ancak bitkiler kışın yeterince

güneş ışığı alamaz. Bu dönemde besinleri azalır.

Bu nedenle bazı bitkiler daha az besin kullanmak

için yapraklarını döker.

Ada doğanları yuvalayacakları bölgelere, göç

eden diğer kuşlara göre daha geç gelir. Kış

mevsimini Doğu Afrika kıyılarında, özellikle de

Madagaskar’da geçirirler. Nisan sonunda Kızıldeniz üzerinden Akdeniz’e gelmeye başlar. Ada

doğanlarının çoğu mayıs ayında, bir kısmı da

haziran ayında Akdeniz’e gelir. Yavrularının uçacak

büyüklüğe gelmesi eylül sonu ve ekim başını

bulabilir.

İlk kütüphanelerin nerelerde kurulduğunu anlamak

için ilk kentlerin nerelerde kurulduğuna bakmak

gerekir. Çünkü kütüphaneler kent kültürünün ve

medeniyetin bir parçasıdır. Tarihteki ilk kentlerin,

ilk medeniyetlerin kurulduğu yerlerden birinin

Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan ve Mezopotamya adı verilen bölge olduğu tahmin ediliyor.

Asurlular da Mezopotamya medeniyetlerinden

biri. Asur kraliyet ailesinin özel kütüphanesi olan

Asurbanipal Kütüphanesi’nde çok sayıda mektup,

yönetim ve hukukla ilgili resmî belgeler ve resmî

yazışmalar bulunduğu biliniyor. Bu kütüphane daha

çok bir arşiv niteliğinde.

Kozalaklı ağaçlar, yavaş büyüdüğünden mümkün

olan en iyi suyu düzgün ahşabı sağlar. Dalları

azdır ve var olan dallar da küçüktür. Büyüme

simetriktir, gövdeler düz ve yuvarlaktır. Yaş halkaları ince ve yoğundur. Genç odun miktarı az, öz

odun miktarı yüksektir. Bunun sonucu düşük

gerilmeli birkaç iç çatlağa sahip sert, dayanıklı ve

suyu düzgün ahşaptır. Kozalaklı ağaçların çoğu

kışın yeşil kalır. Bunun nedeni yapraklarını hiç

dökmemeleri değildir. Aslında bu ağaçlar yapraklarını zaman zaman dökerek yeniler. Ama yapraklarının hepsini aynı anda dökmediklerinden hep

yeşil görünür.

D)

Bitkilerin yapraklarında klorofil adı verilen bir

kimyasal madde bulunur. Bu madde sayesinde

bitkiler güneş ışığını kullanarak besin ve enerji

üretir. Bitkilerin yapraklarını oluşturan hücreler de

bu besinleri kullanır. Ancak bitkiler kışın yeterince

güneş ışığı alamaz. Bu dönemde besinleri azalır.

Bu nedenle bazı bitkiler daha az besin kullanmak

için yapraklarını döker.

Ada doğanları yuvalayacakları bölgelere, göç

eden diğer kuşlara göre daha geç gelir. Kış

mevsimini Doğu Afrika kıyılarında, özellikle de

Madagaskar’da geçirirler. Nisan sonunda Kızıldeniz üzerinden Akdeniz’e gelmeye başlar. Ada

doğanlarının çoğu mayıs ayında, bir kısmı da

haziran ayında Akdeniz’e gelir. Yavrularının uçacak

büyüklüğe gelmesi eylül sonu ve ekim başını

bulabilir.

İlk kütüphanelerin nerelerde kurulduğunu anlamak

için ilk kentlerin nerelerde kurulduğuna bakmak

gerekir. Çünkü kütüphaneler kent kültürünün ve

medeniyetin bir parçasıdır. Tarihteki ilk kentlerin,

ilk medeniyetlerin kurulduğu yerlerden birinin

Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan ve Mezopotamya adı verilen bölge olduğu tahmin ediliyor.

Asurlular da Mezopotamya medeniyetlerinden

biri. Asur kraliyet ailesinin özel kütüphanesi olan

Asurbanipal Kütüphanesi’nde çok sayıda mektup,

yönetim ve hukukla ilgili resmî belgeler ve resmî

yazışmalar bulunduğu biliniyor. Bu kütüphane daha

çok bir arşiv niteliğinde.

Kozalaklı ağaçlar, yavaş büyüdüğünden mümkün

olan en iyi suyu düzgün ahşabı sağlar. Dalları

azdır ve var olan dallar da küçüktür. Büyüme

simetriktir, gövdeler düz ve yuvarlaktır. Yaş halkaları ince ve yoğundur. Genç odun miktarı az, öz

odun miktarı yüksektir. Bunun sonucu düşük

gerilmeli birkaç iç çatlağa sahip sert, dayanıklı ve

suyu düzgün ahşaptır. Kozalaklı ağaçların çoğu

kışın yeşil kalır. Bunun nedeni yapraklarını hiç

dökmemeleri değildir. Aslında bu ağaçlar yapraklarını zaman zaman dökerek yeniler. Ama yapraklarının hepsini aynı anda dökmediklerinden hep

yeşil görünür.

P:130

130

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFI İKİYE BÖLME 9

12. I. Belli bir yaşın üstündeki insanlar yaşlı olarak nitelenmektedir. Ancak bu yaşın hangi yaş olduğu belli değildir çünkü toplumlara ve zamana göre değişebilmektedir. Yaşlı nitelemesi genelde takvim yaşı temelinde yapılmaktadır. Örneğin Dünya Sağlık Örgütüne göre yaşlı kategorisi kronolojik olarak 65-74 yaştır. Yaş artık yalnızca takvim yaşı olarak değil, kültürel bir kategori olarak değerlendirilmektedir. Batı’da yaşlı nüfusun artması, bir yandan gerontolojiye

(yaşlanmanın bilimi) olan ilginin artmasına diğer yandan politik, ekonomik ve sosyal düzenlemelere gidilmesine yol

açmıştır.

II.Yaşlılığı genellikle bireyin yaşına bağlı olarak tanımlama eğilimi yaygındır. Ancak bu tanımlama dönemlere, kültürel, sosyal ortamlara göre değişebilmektedir. OECD, yaşlılığı “davranış ve ihtiyaçları değişen heterojen bir gruptan

oluşan 65 yaş üzerindeki insanlar” olarak ele almaktadır. Yaşlılık biyolojik, kronolojik, psikolojik ve sosyal olmak üzere farklı alanlarda yorumlanmaktadır. Biyolojik yaşlılık, insan organizmasındaki fonksiyonların azalması ve hücre kayıpları olarak tanımlanmaktadır. Kronolojik yaş, doğumdan ölüme kadar geçirilen yaş evrelerini kategoriler hâlinde

değerlendirmektedir. Psikolojik yaş, kişinin hissettiği yaş olarak kabul edilmektedir. Sosyal yaşlanma ise statü ve rol

kayıplarıyla yaşamdan yavaşça geri çekilme, çevrenin kişiyi yaşlı olarak değerlendirdiğinin algılanması ile anlam kazanmaktadır.

III. Türkiye de geleneksel aile yapısı içinde yaşlılar önemli bir konuma sahip olup ailede danışılan ve söz sahibi bireylerdir. Bu yapı içerisinde yaşlı bireyler kendilerinden sonra gelen kuşaklarla birlikte tüm gereksinimleri karşılanarak ve değer görerek yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu durumun ülkemizdeki yaşlı bireyler için korunaklı bir konum

oluşturduğunu söylemek mümkündür. Ancak son yıllarda Türkiye’de kırsaldan kentlere doğru göçlerin artması, geleneksel geniş aileden çekirdek aileye geçiş, kadınların eğitim alma sürelerinin uzaması ve çalışma hayatına daha

çok dahil olmalarıyla yaşlı bireylerin kurumsal bakım ihtiyacı da artmaktadır.

Numaralanmış parçalardan hangileri iki paragrafa ayrılamaz?

A) Yalnız I B) I ve III C) II ve III D) I, II ve III

13. Tüm örgütlerin ortak sorunu, örgütlerin amaçlarını gerçekleştirmek için iş görenlerin etkin bir şekilde veya istenilen

düzeyde çalıştırılmamasıdır. (I) İş görenlerin verimli olmamalarının ve çalışmamalarının altında işlerini gereken düzeyde yapabilecek yeterlikte olmamaları yatabilir. (II) Fakat bazen işinde yeterli olanların hatta hizmet içi eğitim görmüş iş görenlerin de aynı biçimde gereken etkinliği göstermedikleri gözlenmektedir. (III) İnsan, amaçladığı bir sonuca ulaşmak için elinden gelen bütün çabayı gösterebilmektedir. (IV) Amaca ulaşmanın bütün yolarını olağanüstü bir

çaba ile deneyebilmektedir. (V) Fakat insan böyle bir çabayı örgüt içinde gösterememektedir. (VI) Bu yüzden yüksek bir düzeyde olmasa bile olağan bir çabayı örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için iş görenden beklemek bütün yöneticilerin ortak sorunu hâline gelmiştir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

P:131

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

131

test

PARAGRAFI İKİYE BÖLME

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

10

4. (I) Bilinen on iki binden fazla türü olan karıncalar, topluluk hâlinde yaşayan hayvanlardır. (II) Birbirleriyle

genellikle salgıladıkları kimyasal maddeler ve çıkardıkları sesler aracılığıyla ya da birbirlerinin antenlerine ve ön bacaklarına dokunarak iletişim kurarlar. (III) Karıncalar da diğer birçok hayvan gibi feromon adı verilen kimyasal maddeler salgılar. (IV) Feromonlar sayesinde bir türün üyeleri kendi aralarında iletişim kurabilir. (V) Karıncalar, haber vermek istedikleri duruma göre farklı feromonlar salgılar.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

2. İlk kitapların kâğıda basıldığını mı düşünüyorsunuz?

(I) Kâğıdın henüz bulunmadığı dönemde ilk kütüphanelerin kurulduğu Mezopotamya medeniyetlerinde (öncelikle Sümerlerde) kil tabletler kullanılırdı. (II) Bu

tabletlerde üçgenlerden ve çizgilerden oluşan çivi yazısı kullanılıyordu. (III) Peki, bu kil tabletlerde neler

anlatılıyordu? (IV) Ticaret, tarım, tıp, din, hukuk, doğa, edebiyat hatta yemek tarifleri... (V) Çivi yazısı,

Sümerlerden Mezopotamya’daki diğer halklara geçti ve birbirinden farklı özellikler gösteren dillere uyarlandı. (VI) Elamlar, Akadlar, Asurlar, Babiller gibi farklı halklar bu yazı sistemini kullandılar.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) III B) IV C) V D) VI

1. (I) Hepimiz bir ağacın gölgesinde gölgelenmek için

gelmedik mi bu dünyaya? Kimisi gölgesine saraylar,

apartmanlar kurar ağacının; kimisi tahta bir kulübe.

(II) Kimisi fabrikatörlük rolündedir, kimisi öğretmen ya

da çiftçi. (III) Hepimiz kendimize biçilen hayat elbisemize uymaya çalışırız. (IV) İlk aşk çarpıntısı, sıla yangını ya da mutluluk cıvıltısı… (V) Hayatta her şey bizim içindir, bunu çok iyi biliriz. (VI) İçimizin rengini,

kokusunu da dışımıza yansıtırız. (VII) Bazen etraf misk

kokar, ışık dolar; bazen kapkaradır. İçimizden hep

misk çıksın isteriz, yanımızdakiler sarhoş olsun kokumuzdan. Ancak çok engelle karşılaşırız.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) III B) IV C) V D) VI

3. (I) Masallar, çocukların hayatlarında onların yollarını

aydınlatan, hangi yoldan gitmesi gerektiğini gösteren bir ışık ve aslında gerçek yaşamdaki olayların fantastik bir boyutta ele alınışıdır. (II) Çocuklara bu hayatta kötü şeylerin herkesin başına gelebileceğini anlatır. (III) Bu nedenle masallar, onların duygusal olarak hayata hazırlanmalarında etkin bir rol oynamaktadır. (IV) Bir yandan çocukların duygusal kaslarını

güçlendirirken bir yandan da zor zamanlarda kendilerini koruyabilecekleri duygusal sığınaklar oluşturmalarını sağlar. (V) Birer yetişkinken bile masal karakterlerinden öğrendiklerinizi düşünsenize. (VI) Masal okurken ve dinlerken karakterlerle hayatımızı, hayallerimizi, hayal kırıklıklarımızı özdeşleştiririz.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

AP8JPSB21-031

P:132

132

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFI İKİYE BÖLME 10

5. Ülkemizde sözlük kullanma alışkanlığı fazla bulunmadığından terimler sıklıkla yanlış anlamlarda kullanılır. (I) İnsanlar bir kelimeyi yanlış anlamda kullanırken kendilerinden de oldukça emin görünürler. (II) Bir sözlüğe bakmak ya da

araştırma yapmak genellikle akıllarından geçen fikirler arasında yer almaz. (III) Çünkü hem kendilerinden emindirler hem de her konuda uzmandırlar. (IV) Özellikle deyimleri kullanırken kaş yapayım derken göz çıkaran kişilerin sayısı oldukça fazladır. (V) Meteoroloji, yanlış anlamda kullanılan terimlere ev sahipliği yapan önemli alanlardan biridir.

(VI) Basın ve yayın organlarında en fazla yer verilen konulardan biri olan hava durumu, insanların genelde güne başlarken veya gün içinde haberdar olduğu başlıklar arasında yer alır. (VII) Ancak insanlar, haberleri dinlerken ya da

okurken yanlış ifadelerin kullanılmış olmasına pek dikkat etmezler. Çünkü onlar için doğru bildikleri yanlışları tekrarlamaya devam etmek elbette öğrenmekten daha kolaydır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) V D) VI

7. (I) İnsan arttıkça şehir de büyüyor. (II) Daha doğrusu

insan sürekli büyütüyor şehri. (III) Ne denli büyüse

her yerleşimin bir alabilirliği (kapasitesi) vardır. (IV) Bu

bağlamda insanın o alabilirliğe katlanma sabrı da göz

önünde bulundurulmalıdır. (V) Kent insanı, insan kenti tüketecek darlığa düştüğünde doğal olarak kentte de insanda da değişimler olacaktır. Darlıkların yozlaştırdığı insan, çağımızda -ne yazık ki- şiddette buluyor çözümü.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

6. (I) Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin ögelerinin her birinin yeterli miktarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumu yeterli ve dengeli beslenme deyimi ile açıklanır. (II) Yetersiz ve dengesiz beslenme durumlarında vücudun büyüme, gelişme ve normal çalışmasında aksaklıklar olacağından yeterli ve

dengeli beslenme sağlığın temelidir. (III) Yetersiz ve dengesiz beslenme; bazı hastalıkların oluşmasında doğrudan

(pellegra, beriberi, skorbüt, anemi, raşitizm vb.) bazılarında ise dolaylı (enfeksiyon hastalıkları, kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, karaciğer hastalıkları, şişmanlık vb.) bir nedendir. (IV) Besin üretimi ve beslenme koşulları dikkate alındığında besinler 4 yapraklı yonca veya besin piramitleri ile gruplandırılmıştır. (V) Yoncanın her bir yaprağında ve piramidin her basamağında farklı besin grupları yer almaktadır. (VI) Besinlerimizi seçerken her gruptan

besin tüketmemiz sağlık açısından olumlu etki gösterecek ve besin ögesi, vitamin ve mineral eksiklikleri ortadan

kalkmış olacaktır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

8. (I) Hintlilerin konuştuğu dilin melodisi, tınısı çok farklı. (II) Sanki herkes acı içinde ya da öfkeden bağırıyor gibi. (III) Aslında bağırmıyorlar elbette. (IV) Çok

yüksek perdeden konuşmalarının öncelikli sebebi çok

kalabalık ailelerde büyüyor olmaları. (V) Hindistan’da

çok fazla hâkim olmadığım İngilizcem işe yarıyor. (VI) Zaten Hindistan İngilizcesi, 40.000 kelimeden oluşan ve

kendine has kelimeleri bile olan ilginç bir dilmiş.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden başlanarak farklı bir konudan söz edilmiştir?

A) III B) IV C) V D) VI

P:133

133

test

PARAGRAFI İKİYE BÖLME 10

9.

Bu metinler iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraflar numaralanmış cümlelerden hangileriyle başlar?

1. Metin 2. Metin

A) III. cümle IV. cümle

B) IV. cümle IV. cümle

C) V. cümle V. cümle

D) V. cümle VI. cümle

(I) Psikiyatr olmak bana çok şey kattı. (II) İnsan ile ilgili, insanın başına gelebilecek her türden hastalıktan,

toplumsal etkilerden, her şey ile karşılaşma durumunuz var. (III) İnsan denilen varlığın yapıcılık ve yıkıcılık potansiyelini, sağlıkta ve hastalıkta insan zihninin neler ortaya çıkarabileceğini görüp anlayabiliyorsunuz. (IV) İçinde

yaşadığınız toplumun en derin, en önemli sorunlarıyla birebir karşı karşıya kalıyorsunuz. (V) Ben psikiyatrinin,

pratik hekimlik, eğiticilik ve bilimsel araştırmacılık kısmı yanı sıra topluma yönelik çalışmalarda çok yer aldım.

(VI) Okullarda bağımlılığı önlemeye yönelik, kenar mahallelerde kadın ruh sağlığı ile ilgili mahkûmlara yönelik

çok sayıda konferanslar verdim. (VII) Uluslararası projelerde yer aldım.

1. Metin

2. Metin

(I) Sıcak havaların çok etkili olması ter yolu ile sıvı ve elektrolit kaybına sebep olmaktadır. (II) Su kaybı ile beraber

sodyum ve potasyum kaybı da olduğundan dolayı su kaybını sadece su tüketimi ile gidermeye çalışmak yeterli

olmayabilir. (III) Bu nedenle sıvı kaybını sadece sudan karşılamak yerine sudan zengin meyve ve sebzeleri

beslenmemize dâhil etmemiz daha da yararlı olacaktır. (IV) Suyun yanında ayran, meyve suları, meyve ve

sebzelerin tüketimi de artırılmalıdır. (V) Yetişkinler sıcak havalara çok dikkat etmelidirler. (VI) Kayıpların çok

olması sebebiyle tansiyonu olanlar, böbrek rahatsızlığı olanlar, kalp damar hastalığı olanlar gibi sıvı alımına

dikkat etmesi gereken kişiler vardır. Bu kişiler, sıcak ortamlardan uzak durmaları gerektiği gibi su tüketimini de

artırmalıdırlar. Yine herhangi bir rahatsızlığı olmasa da yetişkinlerin ortalama 2-2,5 litre su tüketmeleri yerinde

olur.

10. Gezi amacıyla ormanlara, kırlara ya da bozkıra gitmişsinizdir. (I) Uçsuz bucaksız bozkır düzlüklerinde belki hiç hayvan göremezsiniz. Ancak çok yakından baktığınızda çekirgeler, karıncalar, havada uçuşan kelebekler ya da değişik

birkaç böcek görebilirsiniz. (II) Ormanlık ya da yeşillik bölgelerdeyseniz ve şanslıysanız daha büyük hayvanlar görebilirsiniz. (III) Bu, belki yavaşça oradan geçen bir kaplumbağa olabilir. (IV) Bir su birikintisinin yanındaysanız gürültücü bir kurbağaya rastlayabilirsiniz. (V) Biraz dikkatliyseniz belki hızla kaçan bir kertenkele bile görebilirsiniz. (VI) Gündüzleri gördüğünüz kuşlar bulunduğunuz yerdeki canlıların bir göstergesidir. (VII) Bu hayvanlar, genelde yaşamsal

etkinliklerini gündüzleri yapan hayvanlardır. (VIII) Gündüzleri bu hayvanlarda fark edilir bir hareketlilik vardır. Bu durum insanlar için de geçerlidir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) IV C) V D) VI

P:134

134

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFI İKİYE BÖLME 10

11.

Numaralanmış metinlerden hangisi “Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?” sorusu için uygun olamaz?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV

Bugüne kadar primatlardan yalnızca Afrika kıtasına

bağlı bir ada olan Madagaskar’da yaşayan üç lemur

türünün kış uykusuna yattığı biliniyordu. Bu durum,

primatların kış uykusuna yatmasında Madagaskar’ın iklim koşullarının önemli bir etkisi olduğunu

düşündürüyordu. Ancak Avusturya’da bulunan

Vahşi Yaşam Ekolojisi Araştırma Enstitüsü ve

Vietnam Tehlike Altındaki Primatlar Kurtarma

Merkezinden bir grup araştırmacının yaptığı araştırmanın sonuçları yeni bir durum ortaya çıkardı.

İngiliz astronot Tim Peake’in Uluslararası Uzay

İstasyonu’nda yaklaşık altı ay sürecek olan görevi 15

Aralık’ta başlayacak. Tim Peake 24 Nisan’da

gerçekleştirilecek olan Londra Maratonu’na Uluslararası Uzay İstasyonundan katılacak. Tim Peake

istasyondaki koşu bandında Londra’daki kırk bine

yakın koşucuyla aynı anda koşmaya başlayacak.

İngiliz astronot, koşu bandının önündeki bilgisayar

ekranından maratonun yapıldığı caddeleri sanki

Londra’da koşuyormuş gibi görebilecek.

Sanatçıların belirli bir zaman diliminde belirli bir

düşünce tarzıyla izledikleri yöntemlere sanat akımı

deniyor. Sanat akımları incelendiğinde toplumsal

olayların, bilimsel gelişmelerin ve sanatçının yaşadığı

çevrenin bu akımların ortaya çıkmasında önemli

etkileri olduğu anlaşılıyor. Sanat akımları, birbirlerine

tepki olarak ya da kendilerinden önceki bir akımın

geliştirilmesiyle de ortaya çıkabiliyor. Tarihi eserler,

sanat akımlarının ortaya çıkmasında önemli bir rol

oynuyor. Örneğin 1500’lü yıllarda Antik Yunan ve

Roma eserlerini inceleyen bazı sanatçılar bu eserlerdeki figürlerin gerçektekiyle uyumlu olan oranlarından

etkilenmiş ve kendi eserlerini bu yönde geliştirmişler.

Böylece klasikçilik adı verilen akım ortaya çıkmış.

Ülkemizde binalardaki enerji tüketiminin büyük

çoğunluğu ısıtma ve soğutma ihtiyacından kaynaklanıyor. Bunun nedeni, binaların çoğunun enerji verimliliği gözetilerek yapılmamış olması. Bu sorun, binaların dış yüzeyinde, doğrama ve camlarında ısı yalıtımı

yapılarak büyük ölçüde çözülmeye çalışılıyor. Günümüzde bazı binalar çok düşük enerji tüketecek

şekilde tasarlanıyor. Bunlara yeşil bina, sıfır enerjili ev,

pasif ev, enerji etkin bina gibi adlar veriliyor. Bu tür

binalarda enerji verimliliğini artırmak için güneşten ve

rüzgârdan en iyi şekilde faydalanılıyor.

I

III IV

II

P:135

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

135

test

PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

11

1. (I) Köy öğretmenliği yıllarımda postayla kitap, dergi

getirterek okumayı sürdürdüm. (II) En sevdiğim yazarlar Cervantes, Gorki oldu. Evliya Çelebi’yi, Silahtar Mehmet Ağa’yı okuyup sevdim. Hemingway, Gogol ile Çehov’u da çok sevdim. Sait Faik’e Halikarnas Balıkçısı’na, Samim Kocagöz’e hayran oldum.

(III) Daha sonra romana geçtim. (IV) İlk kitabım Çilli

1955 sonunda çıktı. (V) 1958’de bir gazetenin açtığı Yunus Nadi Roman yarışmasında Yılanların Öcü

romanımla birincilik aldım.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangilerinden sonra sırasıyla “Dünya klasiklerinin çoğunu o

dönemde okudum.” ve “Kavacık’ta çalışırken şiirin

yanı sıra köy notları ve öyküler yazmaya başladım.”

cümleleri getirilirse metindeki düşünce akışı bozulmaz?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III D) IV ve V

3. (I) ABD’deki Vermont Üniversitesinden bir araştırmacı kuzey keten kuşlarını gözlemlerken ilginç bir olaya tanık oldu. (II) Kuşlar karda oyuklar ve kısa tüneller açıyordu. (III) Genellikle kuşlardan biri karda oyuk

açmaya başlıyor, diğerleri de ona katılıyordu. (IV) Hep

birlikte çok sayıda oyuk ve tünel açıyorlardı. (V) Bu

nedenle hep beraber karda oyun oynadıklarını düşünüyor.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Araştırmacı, kuzey keten kuşlarının bunu yiyecek aramak, barınak yapmak ya da temizlenmek amacıyla yaptıklarına ilişkin bir kanıt bulamadığını belirtiyor.” cümlesi getirilirse paragrafın anlam

bütünlüğü bozulmaz?

A) II B) III C) IV D) V

2. (I) Minyatür sanatının kendine özgü belirleyici bazı

özellikleri bulunur. (II) Bunlardan biri eski minyatürlerin boyutlarının çok küçük olmasıdır. (III) Bunun nedeni, minyatürlerin geçmişte el yazması kitaplarda

süsleme amacıyla kullanılıyor olmasıydı. (IV) Minyatür eserlerin bir diğer özelliğiyse perspektif kullanımının sınırlı olmasıdır. (V) Günümüzdeyse minyatür

eserler daha büyük boyutlarda yapılıyor.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV

4. (I) Sırtüstü yatarak dizlerinizin altına bir yastık koyunuz. (II) Bir elinizi göğüs kafesinize, diğer elinizi de

diyafram bölgenize yerleştiriniz. (III) Göğüs kafesinizde bulunan tüm havayı boşaltınız. (IV) Yediye kadar

sayarak nefesinizi tutun. (V) Burundan derin bir nefes alınız. (VI) Bu nefes esnasında diyaframınızın şişmesine dikkat ediniz. (VII) Nefesinizi birkaç saniye

tuttuktan sonra ağzınızdan veriniz.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V

AP8JPSB21-032

P:136

136

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE 11

8. (I) Örümcekler ağ yapmak için özelleşmiş üç çift örü

memesine, her örü memesinde de sayıları yaklaşık 2

ile 50.000 arasında değişen ince kanalcığa sahip. (II) Bu

kanalcıklardan dışarı çıkan yapışkan ve sıvı madde

havayla temas edince iplikçik hâlini alıyor. (III) Bütün

örümcekler ağ yapmıyor ama hepsi en azından yumurtalarını koruma amacıyla yumurtalarının çevresine koza yapıyor. (IV) Örümcek iki arka bacağının üzerindeki özel taraklarla salgılanan ipliği eğiriyor. (V) Birçok örümcek, ağlarını protein kaynağı olarak kullanıyor ve ağın ana iplik dışındaki bölümünü yiyor. (VI) Dolayısıyla ağ yapımı periyodik olarak tekrarlanıyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV

6. Tam adıyla söyleyeyim: Anton Pavloviç Çehov’la lise son sınıfta tanıştım. (I) İstanbul Hukuk Fakültesi

birinci sınıf öğrencisiyken tam bir Çehov tutkunuydum. (II) Türkiye’de ilk Çehov öykülerini dergilerde

Servet Lünel, Erol Güney ve Oğuz Peltek’in yaptıkları çevirilerle tanımıştım. (III) Servet Lünel’in, Oğuz

Peltek’in yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum ama Erol

Güney’in yurt dışında yaşadığını biliyorum. (IV) Dergilerde özellikle de Varlık dergisinde sık sık bu kişilerin çevirdiği Çehov öyküleri yayımlanıyordu. (V) Sonra kitap olarak Millî Eğitim Bakanlığının (o zamanki

adıyla Maarif Vekâletinin) çıkardığı “klasikler dizisi”nde

Hikâyeler başlığı altında iki cilt olarak çıkmıştı öyküler.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV

7. (I) Sürekli okuduğu, üç ciltlik bilim ansiklopedisinin

en çok atomla ilgili bölümleri ilgisini çekiyordu. (II) O

zamandan itibaren “Büyüdüğünde ne olacaksın?”

sorularını hep “atom fizikçisi olacağım.” diye yanıtladı. (III) Lisede gönlü biraz moleküler biyolojiye kaysa da fizik ağır bastı. (IV) Lisans eğitimini Colombia

Üniversitesinde fizik ve uygulamalı matematik bölümlerinde çift ana dal yaparak tamamladı. (V) Doktorada çalışacağı konuya karar verirken parçacık fiziği ve astrofizik arasında kaldı. (VI) O dönemde astrofizikte çok fazla veri olması ve evrenin çok güzel

bir laboratuvar olduğunu düşünmesi kendisini astrofiziğe yöneltti.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra ‘‘Matematik ve özellikle de fizik merakı ilkokulda böyle başladı.’’ ve ‘‘İyi ki de öyle oldu.’’ cümleleri sırasıyla getirilirse metnin anlam bütünlüğü

bozulmaz?

A) I ve III B) II ve IV C) II ve V D) III ve VI

5. Moskova’da bir otelde uşak olarak çalışan Nikolay

Çikildeyev hastalanmıştı. (I) Ayakları uyuşuyordu, yürüyüşü değişmişti. (II) Bu nedenle işini bırakması gerekmişti. (III) Karısının, kendisinin ne kadar parası varsa hepsini doktorlara harcadı; yiyecek için elinde bir

şey kalmadı. (IV) İşsizlikten canı sıkılmaya başladı.

(V) Köye, evine gitmesi gerektiğine karar verdi. (VI) Evde hastalık daha kolay atlatılabilirdi. (VII) Boşuna dememişler “Evde duvarlar bile yardımcı olur.” diye.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Öyle ki bir gün koridordan geçerken ayağı sürçmüş, elindeki tepsiyle birlikte yere yuvarlanmıştı.” ve “Üstelik evde yaşamak daha ucuzdu.” cümleleri sırasıyla getirilirse metnin anlam bütünlüğü

bozulmaz?

A) I ve III B) I ve VI C) III ve IV D) IV ve V

P:137

137

test

PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE 11

11. (I) Kâğıdı, kalemi ilk eline alışı anaokuluna rastlar Erdil Yaşaroğlu’nun. (II) Çizdiği karakterleri balonlarla

konuşturur. (III) Bu, biraz da küçük yaştan beri okula olan küskünlüğünden kaynaklanır. (IV) 10-11 yaşlarına geldiğinde kendisinden üç yaş büyük olan kuzeni Varol Yaşaroğlu, bir gazetenin Ege ekinde karikatür çizmeye başlar. (V) Aile kuzenini destekler, yeteneğini her defasında överler. (VI) İşte o zaman ‘‘Ben

de çizerim.” diye başlar karikatür çizmeye Erdil Yaşaroğlu.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV

10. (I) Tutankamon’un mezarında bulunan ve 3300 yıllık

olduğu bilinen altın maskenin sakal kısmı, iki yıl kadar önce müzede yapılan bir çalışma sırasında kırılmıştı. (II) Ancak yapıştırıcının kalın bir tabaka hâlinde

dışarıdan görünmesi müze ziyaretçilerinin tepkisini

topladı. (III) Ekip, önce epoksiyi maskeye zarar vermeden temizledi. (IV) Sonra sakalı aslına uygun şekilde yerine yapıştırdı.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden

sonra “Kırılan sakal müze çalışanları tarafından epoksi adı verilen bir malzemeyle yerine yapıştırılmıştı.” ve

“Bunun üzerine Mısırlı ve Alman uzmanlardan oluşan

bir ekip sakalın sökülüp tekrar yapıştırılması için çalışma başlattı.” cümleleri sırasıyla getirilirse metindeki metnin anlam bütünlüğü bozulmaz?

A) I ve II B) I ve III

C) II ve IV D) IV ve V

9. Aşağıdakilerin hangisinde paragrafın anlam bütünlüğünü bozan bir cümle bulunmaktadır?

A) Dünyanın en ilginç bitkileri sıralansa Welwitschia üst sıralarda yer alır. Çöl gibi çok uç koşullarda yaşayabilen bu

bitkinin yaşam süresi 300 ila 1500 yıl dolaylarında olabiliyor. Ayrıca bir canlıyı tanıtırken kullanılabilecek benzersiz, büyüleyici, harika, müthiş, nefis, olağanüstü ve hayret verici gibi sıfatların hepsi bu bitki için geçerli.

B) Namib Çölü, dünyanın en eski çölü kabul edilir. 43 milyon yıl önce oluştuğu ve son 2 milyon yıldır da hiç değişmediği belirtiliyor. Çölün bazı bölgelerinin yıllarca yağış almadığı, bazı yerlerinse yılda 100 mm’den az yağış aldığı biliniyor. Canlılar, özellikle de bitkiler için uç koşullar sunan, bu çölde yaşayabilen bitki sayısı çok azdır. Welwitschia bunlardan biridir.

C) Namib Çölü’ne özgü bir tür olan Welwitschia kök, gövde ve iki yapraktan oluşur. 6 metreye kadar ulaşabilen kemer şeklindeki yaprakları zemin üzerinde devamlı büyür. Yapraklar bitkinin 650 °C’den yüksek sıcaklıklarda bile

hayatta kalmasını sağlayacak yapıdadır. Kalınlıkları 1,4 cm civarındadır.

D) Endemik (yaşam alanı belirli bir bölgeyle sınırlı) bir bitki olan Welwitschia, su ihtiyacının bir kısmını yer altı sularından, bir kısmınıysa havadaki sisten karşılar. 1680’de Avusturyalı botanikçi Friedrich Welwitsch tarafından keşfedilen bu bitkiye Welwitsch’in adı verilmiştir. Yapraklarda bulunan gözenekler sisli havada açılır, sis olmadığı zaman ise kapalı durur.

P:138

138

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE 11

12. I. Önemli olan, haklı ya da haksız olmak değil. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan kalp kırmamak. Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Gerisi boş, sessiz bir

yorgunluk.

II. Bu yaz Mars, Dünya’ya yıllardır hiç olmadığı kadar yakındı; her zamankinden daha büyük ve parlak görünüyordu gökyüzünde. Mars araştırmalarını önemli kılan bir neden daha var: Mars, Dünya dışında, insan yaşamı için en uygun gezegen.

İnsanların günün birinde Mars’ta yerleşim yerleri

kuracaklarına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.

III. 28 Nisan,1926’da Alabama doğumlu olan yazar

Harper Lee, Huntington Koleji ve Alabama

Üniversiteleri’nde okudu. Bir süre Alabama’nın

Oxford kentinde eğitim gördükten sonra, Eastern

Air Lines’ta işe girdi. Lee, 1960 yılında ünlü Bülbülü Öldürmek romanını yazdı. Yazarın tek romanı olan bu eser çok başarılı bulundu, büyük başarı kazandı ve filmi çekildi. Ancak Harper Lee bir

daha roman yazmadı.

Numaralanmış metinlerin hangilerinde anlam bütünlüğü yoktur?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III D) I, II ve III

13. Aşağıdaki metinlerin hangisinde düşüncenin akışını bozan bir cümle vardır?

A) Geleceği düşündüğünüz için kendinizi suçlamayın. Buna ihtiyacımız var. Sorun geleceği öngörme isteği değil, kontrol etme isteği. Henüz var olmamış bir zamanı kontrol etmek endişe verir. Vazgeçilmez olan da bu.

B) Küçük şeftali ağacı hemen hemen her yıl bin çiçek açar ama bir şeftali bile vermezdi. Ya çiçeklerini döker ya da şeftaliler olgunlaşmadan sararıp dökülürdü. Bahçıvanın elinden geleni yaptığını söylemek mümkün değildi. Her yıl dallanıp budaklanıyor, yine de ilaç niyetine bir şeftali bile büyütmüyordu.

C) İnsanların derdini kendi derdimmiş gibi benimseyip destek olmaya çalıştım hep. Ama benim desteğe ihtiyacım olduğunda insanlar sanki içgüdüsel bir şekilde destek olmama eğiliminde oldular.

Bu, az sevilmekten mi fazla güçlü görünmekten

mi oluyor, bilmiyorum.

D) Bir öykü anlatmak, dinleyicilerin verdiği belli bir

yetkiyi kullanmaktır. Jane Austen’in romanı Emma’da anlatıcı, “Emma Woodhouse güzel, zeki,

rahat bir ev ve mutlu bir yaşama sahip, zengin ...”

diye söze başladığında okuyucu olarak kuşkuya

kapılıp Emma’nın gerçekten güzel ve zengin olup

olmadığını sorgulamıyoruz. Tersini düşünmek için

karşımıza bir neden çıkmadıkça bu sözleri kuşkulu olarak değerlendiriyoruz.

P:139

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

139

test

PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

12

3. (I) Örümcek ağları, temel olarak ipek ipliklerden oluşur. (II) Bu ağlar, farklı stres düzeylerine farklı tepkiler gösteriyor. (III) Oldukça ince yapıdaki bu iplikler,

hafif ve esnek olmalarının yanında yüksek kaliteli çelikten daha güçlü bir yapıya sahiptir. (IV) Bu nedenle

araştırmacılar örümcek ipliklerinin yapılarını daha iyi

anlamaya çalışıyorlar. Cerrahi ipliklerden askerî kıyafetlere kadar oldukça geniş yelpazede kullanım potansiyeli taşıyan bu üstün özellikli malzemelerin endüstriyel boyutta kullanımını sağlamak için onları yapay yollarla üretme çalışmalarına devam ediyorlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV

2. (I) Sanatı ile yaşamı birleşmiştir Tolstoy’un. (II) Bir yapıt bir yaşamla böylesine içten bir biçimde karışmamıştır hiçbir zaman. (III) Onun yapıtları neredeyse sürekli olarak kendi yaşamına tutulmuş bir ayna görevini görür. (IV) Yirmi beş yaşından başlayarak adım

adım serüvenli yolunun çelişkili deneyimleri içinde

Tolstoy’u gösterir bize. (V) Yalnız Tolstoy’un bilincini

günü gününe okumamızı değil; dehasının köklendiği dünyayı, ruhunu besleyen ruhları da yeniden yaşatmamızı sağlar.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden önce “Yirmi yaşından ölümüne kadar süren

Günlük’ü ve Birukov’a yazdığı notlar da bu bilgiyi tamamlar.” cümlesi getirilirse metnin anlam bütünlüğü bozulmaz?

A) II B) III C) IV D) V

4. Öksüzlerin başında iki yüce gönüllü kadın: Birisi Tatyana Teyze. (I) ‘‘İki erdemi vardı: sakinlik ve sevgi.’’

der Tolstoy. Bütün yaşamı sevgiydi. (II) Durmamacasına başkalarına adardı kendini. Öteki AleksandraTeyze. (III) Hep başkalarına hizmet eder, kendisi hizmetçisiz yaşardı. (IV) Bir başkası Grişaydı ki bu kadıncağız dua etmekten ve ağlamaktan başka bir şey

bilmezdi. (V) Tolstoy’un yetişmesinde bütün bu alçakgönüllü ruhların payını kim görmez?

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi

mantık akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV

1. (I) Bizim olduğunu sandığımız şeyler gerçekten bizim

mi yoksa biz mi öyle düşünüyoruz? (II) Bir köpek

besliyor olmamız, onun bize ait olduğu anlamına mı

geliyor? (III) Nedir bu “sahip olma” düşüncesinin kaynağı? (IV) Bizim olduklarını düşündüklerimiz bizim olmaktan memnunlar mı? (V) Neden hep bir şeylere sahip olmaya ve onlara “bizim” demeye çalışıyoruz?

(VI) Neden onlar üstünde çok doğal bir şekilde haklarımız olduğunu iddia etmeye çalışıyoruz?

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV

AP8JPSB21-033

P:140

140

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE 12

6. (I) Elleriniz belinizde iken içinizden dörde kadar sayarak burnunuzdan derin bir nefes alınız. (II) Soluğunuzu içinizde tutabildiğiniz kadar tutup sonra içinizden sekize kadar sayarak aldığınız nefesi ağzınızdan

veriniz. (III) “A” sesini yavaş yavaş nefesiniz bitene

kadar kesintisiz çıkararak veriniz. (IV)

Bu metinde numaralanmış yerlerin hangilerine

“Burnunuzdan derin bir nefes alınız.’’ ve “Burnunuzdan derin nefes alınız. Nefesinizi kesik kesik “heh…

heh…heh…” biçiminde veriniz.” cümleleri sırasıyla

getirilirse metnin anlam bütünlüğü bozulmaz?

A) I ve II B) II ve III

C) II ve IV D) III ve IV

8. (I) Bizi Teşvikiye’deki evinde kabul eden Dormen’in

ajandası çok çok dolu. (II) Hâlen İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosu’nun sanat danışmanlığını yürütmekte

olan Dormen onun adına yapılan salonda çeşitli oyunlar sahneye koyuyor. (III) Her gün bir program, bir çekim, bir prova; her akşam bir yemek, davet, oyun

programı var. (IV) Sanki hiç yerinde durmuyor gibi.

(V) “40’ıncı yılı kutladığımızda 50’yi görebilecek miyiz

acaba?” diye düşünmüştük. (VI) “Şimdi 60’ıncı yıl için

ümitleniyoruz.” diyen Dormen bu enerjiyle 70’inci yıla da yetişecektir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V

5. (I) Adına taşra denen o yoklar ve yokluklar diyarında

takvimler 1968’i gösterirken bizim bir yanımız dağlardaydı hâlâ. (II) Kara çadırlar hâlinde rüzgârların ortasında dalgalanır dururdu. (III) Rüzgârlar dediğim

rüzgârlar da rüzgârdı hani. (IV) Estiler mi hem dedemin tütün kesesini havaya uçurur, hem süt bakraçlarını cambul cumbul devirir hem de atlarla birlikte

keçi sürülerini alıp dağların öteki ucundaki kayalıkların tepesinden ta Acıgöl’e doğru savururlardı. (V) Aylardır içinde yaşadığımız çadırlar sökülürdü de ortalıkta uçuşan bulutlarla birlikte katlanarak bir bir atlara yüklenirdi. (VI) Hatta gün gelir, üzerinde ot bile biterdi bu rüzgârların. (VII) Bitince, işte biz çocuklar da

koca bir yaz boyunca o otların içinde oynardık.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi

düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II B) IV C) V D) VI

7. (I) İki oda, bomboş bir mutfak, minicik bir tuvalet var

kalacağımız katta. (II) Bir kapı daha var ama onun nereye açıldığını bilmiyoruz. (III) Odalardan birinin önünde balkon var. (IV) Yemyeşil otlarla kaplı bir bahçeye

bakıyor. (V) Eski şehrin merkezine ve meşhur Uzun

Çarşı’ya yürüme mesafesindeyiz. (VI) Yokuştan aşağı, mahallenin ufak tefek yollarına vuruyoruz kendimizi.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Hemen giyinip kasvetli evimizden dışarı atıyoruz kendimizi.’’ ve ‘‘Temmuz ayında yağmurlu ve soğuk bir günde Saraybosna’yı keşfe böylece

başlıyoruz.” cümleleri sırasıyla getirilirse metindeki düşünce akışı bozulmaz?

A) I ve III B) II ve IV C) III ve V D) IV ve VI

P:141

141

test

PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE 12

9. (I) Bugün belli bir odak noktasından bakıldığında Cemal Süreya, Attilâ İlhan, Nâzım Hikmet, Cahit Zarifoğlu, Turgut

Uyar, İsmet Özel, Ece Ayhan vb. gibi pek çok şairin şiirlerine belli etiketler yapıştırılmıştır. (II) Oysa bütün bu şairlerin ve daha adları sıralanabilecek pek çoğunun şiirinde ön yargılardan sıyrılmış okumalar yapıldığında ezberlerin yer

yer bozulabildiği görülecektir. (III) Elbette şairin ideolojisi, dünya görüşü, inancı veya inançsızlığı onun şiirinin özünü

belirlemede önemli bir argümandır. (IV) Bunu reddedemeyiz ama bu gibi etiketlemelerin şiire gereksiz sınırlar çizdiğini, okur zihninde yeni algı kapıları açılmasını engelleyen darlaşmalara yol açtığını da inkâr edemeyiz.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden önce “Şiirlerin o etiketlere bağlı hatta bağımlı olarak okunması istenmektedir.’’ ve ‘‘Bunu söylerken bu şairlerin şiirlerinin dünya görüşlerinden, dünyaya bakışlarından, inanç

ve ideolojilerinden sıyrılarak okunması gerektiğini ileri sürmüş olmuyorum.” cümleleri sırasıyla getirilirse metnin

anlam bütünlüğü bozulmaz?

A) I ve III B) II ve III C) II ve IV D) III ve IV

10.

Bu iki metinde akışı bozan cümleler aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

I. Metin II. Metin

A) II. cümle IV. cümle

B) III. cümle III. cümle

C) III. cümle V. cümle

D) IV. cümle VI. cümle

(I) Saraybosna’nın yeni yerleşim yerlerinde 70’lerin sevimsiz yüksek binalardan oluşan toplu konutlarından yüzlerce var.

(II) Hepsinde bomba izlerini, kurşun, şarapnel ve adını bilemeyeceğim diğer silahların izlerini gördük. (III) Büyük binalardan birinin birkaç katı yeni boyanmış gibiydi. (IV) Oraya neyin isabet etmiş olabileceğini hayal bile edemedik. (V) Yarısı

olmayan bir balkonun diğer yarısında çamaşır asılıydı. Hâlâ hepsinde her şeye rağmen hayat var.

I. Metin

II. Metin

Otobüs garında inmişiz, taksi arıyoruz. Yanımıza hayatımda gördüğüm en zayıf insan geliyor. (I) Sarı saçlı, hırpani giyimli,

suratı minicik kalmış bir adam. (II) Bir şeyler söylüyor, kırık dökük bir İngilizce konuşuyor. (III) Onu terslemek istemiyoruz

ama ne yapmaya çalıştığını da pek anlamıyoruz. (IV) Yanımızdan ayrılmıyor. (V) Acaba daha önce ne yapıyordu diye

düşünüyoruz. (VI) Nihayet durumu kavrıyoruz.

11. (I) Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki Assos Antik Kenti’nde yapılan kazılarda üzerine yel değirmeni benzeri şekiller

kazınmış taş bloklar bulundu. (II) Günümüzde de sevilen bu oyun iki kişiyle ve üçer taşla oynanıyor. (III) Oyun alanı

bir dairenin merkezinde birbirini kesen dört çizgiden oluşuyor. (IV) Oyuncular taşlarını aynı çizgi üzerinde yan yana

getirmeye çalışıyor.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Araştırmacılar, iki bin üç yüz yıl önce ziyaret ya da ticaret amacıyla buraya gelen insanların kente girmek için beklerken bu şekillerin üzerinde üçtaş oyunu oynadıklarını düşünüyor.” cümlesi getirilirse metindeki düşünce akışı bozulmaz?

A) I B) II C) III D) IV

P:142

142

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE 12

12. I. Kasabamız Ege’nin ıssız bir köşesinde orasından burasından kağnı gıcırtıları yükselen, yüzü gözü kerpiçlerle kaplı, alaca karanlık bir yerdi. Dal uçlarıyla dağlara bakan, hışır hışır, kocaman bir çınar vardı ortasında. Caddesinde

içleri gaz yağı kokan, yan yana sıralanmış küçük ve tozlu dükkânlar vardı.

II. Eskilerin halkevi diye bildiği, Sinemacı Şerif’in salonu vardı bu kasabada. Halkevinin herkes tarafından beğenilen tek etkinliydi bu. Başka dünyalara açılan, çatısı kırmızı kiremitlerle kaplı, büyülü bir yerdi burası. Gösterilecek

filmler de her gün teneke bir kutunun içinde Denizli’den gelirdi.

III. Akın akın birçok insan gelirdi sinema salonuna. Ön sıradaki sandalyelere de şapkalarını çıkararak her akşam sadece çalgıcılar otururdu. Kasabadaki düğünlerde davul, trompet, klarnet ve trampet çaldıkları için onlar filmin

oyuncularını kendilerine daha yakın sayarlardı sanki. Hatta perdeye yansıyan uzak dünyaların şatafatlı görüntülerine içinden çıkıp geldikleri bir yere bakar gibi ağızlarını acayip bir şekilde büzerek bilgiç bilgiç bakarlardı.

IV. O dönemde “filmi kaçırmak” gibi bir deyim vardı çocukların dilinde. Aslında dillerden çok yüzlerde gezerdi bu

deyim. Pişmanlığın ötesine geçmiş derin bir hayıflanma hâlinde buruşuk domates gibi kızarır dururdu. Biz de

seyredemeyen arkadaşlarımıza, filmi baştan sona bütün ayrıntılarıyla anlatmak zorunda kalırdık bu yüzden.

Türkçe öğretmeni, akıllı tahtaya bu metinleri yansıtarak öğrencilerden bu metinlerde anlam bütünlüğünü bozabilecek bir durum olup olmadığı ile ilgili tespitte bulunmalarını istemiştir.

Buna göre,

Ayfer: Yalnızca II. metinde düşüncenin akışını bozan cümle vardır.

Aysun: III ve IV. metinlerde cümleler arasındaki geçişlerde anlamın akışını bozacak cümle bulunmamaktadır.

Aliye: Bence II ve IV. metinde anlam akışını bozacak cümle var.

Asım: Ben de I, II ve IV. metinde anlam ve düşünce akışını bozacak cümle olduğunu düşünmüyorum.

öğrencilerden hangileri bu metinlerle ilgili doğru tespitlerde bulunmuştur?

A) Yalnız Aysun B) Yalnız Ayfer C) Ayfer ve Asım D) Aliye ve Aysun

13. Taksi dar sokaklarda kıvrıla kıvrıla ve süratle ilerliyor. Şoför kendi kendine bir şeyler mırıldanıp bir sokağa sapıyor.

Tipik bir mahalledeyiz. İnternetten yaptırdığımız rezervasyonun gerçekliğinden, adresten, taksinin doğru yolda olup

olmadığından her şeyden şüpheliyiz. Taksi daha da dar yollardan ilerliyor. - - - - Etrafta birkaç katlı, kasaba evleri

olan ıssız bir sokaktayız. İnip biraz etrafa bakınınca dar bir yolun sonundaki binanın kenarında küçük, eğri büğrü,

üstünde “guest house” yazan bir tabela görüyoruz. - - - - Burası bildiğimiz bir kasaba evi. Kapıda uzun boylu, yapılı bir gence rastlıyoruz. - - - -

Bu metinde boş bırakılan yerlere,

I. Bizi bekler gibi bir hâli var.

II. En sonunda o kadar dar bir yere geliyor ki daha fazla ilerleyemiyor.

III. Eşyalarımızı alıp eve doğru yürüyoruz.

cümleleri hangi sırayla getirilirse metindeki anlam bütünlüğü bozulmaz?

A) II - I - III B) II - III - I C) II - III - II D) III - II - I

P:143

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

143

test

PARAGRAFTA CÜMLELERİN YERİNİ DEĞİŞTİRME

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

13

3. I. Gülnaz Kadın, yattığı yerden çocuklarının nefeslerini dinliyor; bağırmamak için alt dudağını ısırıyor, kapalı kirpiklerinin arasından sızan gözyaşları şakaklarına doğru sessizce süzülüyordu.

II. Evdeki hazır yiyecek bitene kadar, yani üç dört

gün, pek aç kalmadılar fakat yağ, un, patates gibi şeyler bitince zorluk başladı.

III. Dışarıda hayat gene eskisi gibi sürüp gitmekteydi. Birkaç gündür başka türlü yiyeceğe alışan ağızları Gülnaz Kadın’ın sade suyla denecek kadar az

yağlı patatesini yadırgadı ise de buna alışmaktan

başka yapacak bir şey yoktu.

IV. Bir iki gün de köşede bucakta ne buldularsa iki

baş soğan, birkaç diş sarımsak, dolabın köşesine dökülmüş beş on bakla içi, kuru fasulye vb. ile

nefislerini körelttiler.

V. Sonunda evdeki bütün kapların sepetlerin, şişelerin, kutuların boşaldığı bir gün geldi çattı. O gün

ilk defa hiçbir şey yemeden yaşadılar.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümle ve metinlerden hangileri yer

değiştirmelidir?

A) I ve III B) II ve III

C) II ve IV D) IV ve V

1. (I) Facebook, Twitter, Linkedin, MySpace, FriendFeed,

YouTube, DailyMotion... (II) Bunlar çoğunuzun adını bir

yerlerden duyduğu hatta bazılarınızın günde birkaç kez

uğramadan günü bitmiş saymadığı siteler. (III) Kimi tanıdıklarınızla aranızdaki iletişimin güncel kalmasını ve

kendinizi farklı yöntemlerle ifade edebilmenizi sağlıyor.

(IV) Kimi kendi ürettiğiniz içeriği paylaşmanıza veya ilgilendiğiniz kişiler tarafından üretilen içeriğe ulaşmanıza yardımcı oluyor. (V) Kimi sizinle benzer zevklere sahip kişilerin beğenileri üzerinden yepyeni şeyler keşfetmenize aracılık ediyor. (VI) Amaçları ve yaklaşımları farklı olsa da aslında hepsinin ortak bir hedefi var: (VII) Üyeleri arasında görülebilir ve keşfedilebilir bağlar kurarak

sosyal etkileşime dayalı zincirler oluşturmak ve katılımı

artırmak.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangilerinin yer değiştirmesi parçanın anlam bütünlüğünü bozmaz?

A) I, II ve III   B) II, III ve IV

C) III, IV ve V D) IV, V ve VI

2. (I) O sabah diğer sabahlardan biraz değişik başladı

gün. (II) Annesinin mutfakta mırıldandığı şarkıyı duydu ilkin. (III) Annesini şarkı söylerken duymaya pek

alışkın değildi. (IV) Yeni demlenen çayın mis gibi kokusu evin her yerini sarmıştı. (V) Otların yanında olmalı diye düşündü Zeynep. (VI) Her sabah olduğu gibi Macit evde yoktu.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve III B) II ve V

C) IV ve VI D) V ve VI

AP8JPSB21-034

P:144

144

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA CÜMLELERİN YERİNİ DEĞİŞTİRME 13

5. (I) Bireyler arası koordinasyonu sağlayan sistem genellikle bir web sitesi üzerinden yönetiliyor. (II) Sosyal ağ, internet üzerinde bireylerin profilleriyle var olmalarını ve farklı profillerle iletişim kurmalarını sağlayan servislere verilen bir isim. (III) Siteye girdiğinizde

öncelikle kendinize site üzerinde bir kullanıcı hesabı

açıyor. (IV) Bu hesapla ilişkilendirilen profilinize isim,

yaş, ilgi alanları gibi kendinizi tanıtıcı bilgiler ekliyorsunuz. (V) Bu süreçte sizi arkadaş olarak ekleyenlerin sosyal ağlarına dâhil oluyor ve siz de onları kendi sosyal ağınıza dâhil ediyorsunuz. (VI) Bunun ardından genellikle bizzat tanıdığınız insanlar başta olmak

üzere arkadaş listeniz büyümeye başlıyor. (VII) Böylece bir zincir reaksiyon başlıyor ve daha önce belki

varlığından bile haberdar olmadığınız fırsatlar görünür hâle geliyor.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve II B) III ve IV

C) I ve III ile IV ve V D) I ve II ile V ve VI

4. I. Yaşar, on iki yıldan beri oturduğu bu Alman kentine girerken akşam olmak üzereydi.

II. O sırada dikiz aynasından birinin uzun ışıklarını

telaşla yakıp söndürerek işaret verdiğini gördü.

III. Göklere boy veren çınarların arasından geçip ana

caddeye kıvrıldı.

IV. Işık veren araba arkasına yanaştı.

V. Arabayı yolun kıyısına çekip durdu.

VI. Önce aldırmadı ama ışıklar durmadan yanıp sönüyordu.

VII. İçinden fırça saçlı, gözlüklü, yuvarlak yüzlü bir

adam indi.

Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için aşağıdakilerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve III B) II ve III

C) II ve III ile IV ve VI D) II ve IV ile V ve VI

7. (I) Üç boyutlu nesneler “basabilen” yazıcıların kullanım alanları giderek genişliyor. (II) Yeni geliştirilecek

yazıcının iki yıl içinde uzay istasyonuna gönderilmesi planlanıyor. (III) Amaç çeşitli atık malzemelerden

yeni nesneler üretebilmek. (IV) Bu nesneler incelenerek uzayda sorunsuz bir şekilde çalışabilecek bir

üç boyutlu yazıcı geliştirilecek. (V) Geçtiğimiz yıl Uluslararası Uzay İstasyonuna deneme amaçlı bir üç boyutlu yazıcı gönderilmişti. (VI) Bu yazıcıyla üretilen ilk

nesnelerin bu yıl içinde dünyaya getirilmesi planlanıyor. (VII) Bu, başarılırsa özellikle uzun uzay uçuşları

sırasında gerek duyulabilecek bazı yedek parçalar

bu yazıcılar sayesinde kolayca üretilebilecek.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin anlamlı bir

bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangileri

yer değiştirmelidir?

A) I ve IV B) II ve V

C) II ve IV ile III ve VI D) II ve V ile III ve VI

6. (I) Balık alırken ne kadar dikkatliyseniz saklarken de

aynı özeni göstermelisiniz. (II) Tabii ki bu durum özellikle kış ayları için geçerlidir. (III) Balıklar ortalama olarak oda sıcaklığında 20 saat tazeliklerini korur. (IV) Buzdolabının normal katında (buzluk kısmı değil) 3 gün

dayanabilir. (V) Eğer bekletme süreniz 20 saati geçecekse balık temizlenerek buzdolabına konulmalıdır.

(VI) Eğer yazın oda sıcaklığında bekletecekseniz bulunduğunuz ortamda klima olmalıdır. (VII) Buzlukta ise

buzdolabının cinsine göre değişiklik gösterir. (VIII) Eski tip bir buzluğunuz varsa ve sadece 0 dereceye kadar soğutuyorsa en fazla 14 gün dayanır.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirilmelidir?

A) I ve III ile IV ve V

B) II ve III ile IV ve VI

C) II ve IV ile VI ve VII

D) III ve VI ile IV ve VI

P:145

145

test

PARAGRAFTA CÜMLELERİN YERİNİ DEĞİŞTİRME

9. (I) Bir süre babasını izleyen Zeynep, sonunda bu uzun

bekleyişten sıkılarak “Baba ne yapıyorsun, çok sıkıldım.” dedi. (II) Macit bahçede çalışıyordu ve uzunca

bir süre, yaptığı işten başını kaldırmadı. (III) Zeynep

can sıkıntısından “Tamam.” dedi. (IV) ‘‘Domatesleri,

fasulyeleri ayrık otu sarmış, eğer temizlemezsek bu

yaz bahçe domatesi yiyemeyiz.” (V) “Bunca iş varken sıkılır mı insan? Gel bana yardım et.’’dedi ve ekledi:

Bu parçada anlamlı bir bütün sağlaması için numaralanmış cümlelerden hangisinin yer değiştirmesine gerek yoktur?

A) I B) II C) III D) IV

13

10. (I) İngiltere ile Fransa arasındaki savaşlarda esir düşen Evans, salıverildikten sonra 1819’da kendi gemisine sahip oldu ve posta hatlarında çalışmaya başladı. (II) 1790 yılında Galler’de doğan Kaptan Evans,

çocuk denecek yaşta ticaret gemilerinde çalışmaya

başladı. (III) 1830-40’lı yıllarda buharlı gemilerin daha fazla kullanılmaya başlamasıyla deniz kazalarının

sayısında da artış oldu. (IV) Bu sistem, bugün hâlâ

kullanılıyor. (V) Kaptan Evans, kazaları engellemek

için gemilerin pozisyon ve rotasını belirten üç renkli

bir ışıklandırma sistemi geliştirdi.

Bu metnin anlam bütünlüğünü sağlamak için,

1. II ve III numaralı cümleler yer değiştirmelidir.

2. IV ve V numaralı cümleler yer değiştirmelidir.

3. III numaralı cümle, IV numaralı cümleden sonra

getirilmelidir.

değişikliklerinden hangisi yapılmalıdır?

A) Yalnız 1 B) Yalnız 2

C) Yalnız 3 D) 1 ve 2

8. Taş Devri’nde yaşam nasıldı? Bugün sahip olduğumuz teknolojik olanakların hiçbiri o zaman yoktu. (I) Yaşam, her yönüyle doğayla iç içeydi. Baba avlanırdı;

anne meyve, yemiş kök ve zehirsiz otları toplardı. (II) Ateş

vardı, kap kacak ve kesici aletler vardı, o kadar. (III)

İnsanlar mağaralarda yaşarlardı. (IV) Bu nedenle çok

ciddi bir yaşam savaşı da söz konusuydu. İşte böyle bir dönemde çocuk olmak hem güzel hem de zor

olsa gerek. (V) Zordu çünkü çocukların yaklaşık yüzde ellisi daha büyüyemeden ölüyordu. (VI) Güzeldi

çünkü çocuklar doğadan uzak değillerdi. (VII) Bunun

nedenini tahmin etmek hiç de güç değil: Doğal afetler, hastalıklar, vahşi hayvanlar, kazalar... (VIII) İnsanlar, o dönemde bunlarla henüz baş edemiyordu ve

tüm bu olumsuzluklardan da en çok çocuklar etkileniyordu.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve III B) I ve III ile V ve VI

C) II ve IV ile V ve VI D) III ve V ile VII ve VIII

11. Nasrettin Hoca, bir gün yolda giderken arkadaşlarından biri yanına yaklaşır ve Hoca’ya “Ne olursun, benden borç para isteme de ne istersen iste.” diye söze

başlar. Hoca, arkadaşının niyetini hemen anlar; kendi kendine “Mutlaka yine para isteyecektir.” diye düşünür ve ona “Benim de senden bir arzum var, gel ilk

önce sen onu yerine getir, sonra ben seninkini dinleyeyim.” der. Arkadaşı, “Peki Hocam, nedir benden

isteğin?” deyince Hoca “Hocam, senden bir isteğim

var.” deyiverir.

Bu metin anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için altı çizili cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve IV B) I ve V

C) I ve V ile II ve III D) II ve IV ile III ve V

I

II

III

IV

V

P:146

146

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA CÜMLELERİN YERİNİ DEĞİŞTİRME 13

12. (I) Çok eski çağlarda Dünya’nın düz, hareketsiz, kare veya tepsi şeklinde olduğuna inanıyorlardı. (II) Özellikle teleskobun icadından sonra bilimsel araştırmalara dayalı çalışmalar hızlandı. (III) Dünya’nın şekli ve hareketleriyle ilgili görüşler astronomi bilimindeki gelişmeler sonucu zamanla değişikliklere uğradı. (IV) Bu fotoğraflarda Dünya’mızın şekli, küreye benzemektedir. (V) Uydular aracılığıyla Dünya’nın fotoğrafları çekilebilmektedir. (VI) Günümüzde teknolojik gelişmeler sonucu üretilen araçlarla, Dünya’mızın şekli çok daha detaylı ve kesin bir biçimde ortaya konmuştur.

Bu metindeki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve III ile IV ve V B) II ve III ile IV ve VI C) II ve IV ile V ve VI D) III ve VI ile IV ve V

13.

Numaralanmış metinlerin hangilerinde anlam bütünlüğünü sağlamak için metni oluşturan cümlelerin birbiriyle yer değiştirmesi gerekmez?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV D) III ve IV

Karanlık bir ortamda bile rahatça avlanabilmelerini çok iyi duyabilen kulaklarına borçludurlar.

Baykuşun bu kadar iyi duyabilmesinin nedeni,

kulaklarından birinin diğerinden daha aşağıda

olmasıdır. Baykuşun duyduğu sesler yukarıdaki

kulağına daha geç ulaşır. Ayrıca baykuşlar

kulaklarının özel yapısı sayesinde kulakları bir

radar gibi sesin geldiği yöne doğru çevirebilir.

Bu hayvanların avlarının yerini daha kolay

bulabilmeleri işte bu, çok küçük zaman aralığı

sayesindedir.

Kızılötesi ışınları algılayabilmek, yakınımızdaki bir

canlının vücut sıcaklığını hissetmeye benzer.

Genellikle geceleri avlanan çıngıraklı yılanlar,

görme ve işitme duyularının dışında kızılötesi

ışınları da algılamalarına olanak tanıyan duyulara

sahiptir. Çıngıraklı yılanlar bu duyuları sayesinde

başlıca yiyecekleri arasında olan farelerin yerini

bulabilir ve çok karanlık gecelerde bile kolaylıkla

beslenebilir. Yılanlar, ayrıca dilleriyle yakın çevrelerindeki hareketleri hissedebilir. Bu sayede,

geceleri kendilerine yaklaşan tehlikeleri de fark

edebilir.

Çevrelerine zayıf elektrik yayabilen gececi

balıkların ışıksız veya bulanık sularda

çevrelerindeki hareketleri hissedebilmeleri

oldukça ilginçtir. Bu tür balıklar, çevrelerinde

oluşturdukları zayıf elektrik alanına giren bir

canlıyı veya bir engeli algılayabilir. Bu özellikleri

sayesinde yönlerini, yiyeceklerini bulabilir.

Çevrelerinde oluşturdukları elektrik alanı

vücutlarının uzantısı gibidir.

Yarasalar yönlerini bulmada kulaklarından

yararlanır. Bizim duyamadığımız şiddette

çıkarttıkları sesler, yarasaların önünde bulunan

engellere çarpıp geri döner. Sesi tekrar duyma

süresine göre, yarasa engelin nerede olduğunu

ve ne kadar uzakta olduğunu gözlerini hiç

kullanmadan bulabilir. Yarasalar avlanırken de

aynı yöntemi kullanır. Bu yöntem, onları

yaşadıkları ortam çok karanlık olsa da usta birer

avcı yapar.

I II

III IV

P:147

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

147

test

PARAGRAFTA CÜMLELERİN YERİNİ DEĞİŞTİRME

Bu testte 15 soru yer almaktadır. 23

14

3. (I) Davut, uyandığında karısı bir süredir ayaktaydı. (II) Davut, başını avludaki musluğun altına sokup iyice uyanana kadar birkaç dakika orada tuttu. (III) Oda, çamaşır ipleriyle çaprazlanmış ortak bir avluya bakan,

birbirine benzer müstakil odalardan biriydi. (IV) Kocasının yaklaştığını görünce ütülenmiş çamaşırları bir

yana koydu. (V) Ayşe, bu odaya avludan teneke bir

bölmeyle ayrılan arka duvarın önüne yemek pişirmek

ve ütülerini ısıtmak için portatif bir ocakla yemek yemek ve ütü yapmak için küçük bir masa koymuştu.

(VI) Kahveyi ısıtabilmek için ütüleri ocaktan kaldırdı.

Bu metnin anlamlı bir bütün oluşturması için numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) II ve III B) III ve IV

C) IV ve V D) IV ve VI

2. (I) Atlar, günlerinin büyük bir bölümünü ayakta geçirir. (II) Bacaklarında bulunan özel bağ dokusu atların

uzun süre yorulmadan ayakta durabilmesini sağlar.

(III) Hatta atlar bağ dokusu sayesinde bacaklarını kilitleyerek düşmeden ayakta uyuyabilir. (IV) Derin uykuya dalabilmek için yere uzanmaları gerekir. (V) Atların bu uykusu derin değildir.

Bu metindeki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir

bütün oluşturabilmesi için hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve II B) II ve IV

C) III ve V D) IV ve V

1. Dişçi, adamın başını ışığa doğru döndürdü. İltihaplı dişi inceledikten sonra parmaklarını dikkatlice bastırarak başkanın çenesini kapattı:

(I) — Apse var.

(II) — Neden?

(III) — Uyuşturulmadan çekilmesi gerek.

(IV) Belediye Başkanı dişçinin gözünün içine baktı.

(V) “Pekala.” dedi ve gülümsemeye çalıştı.

(VI) Dişçi, onun gülümsemesine karşılık vermedi. Steril aletlerin durduğu leğeni çalışma masasına getirdi.

(VII) Aletleri telaşsızca soğuk bir cımbızla sudan çıkardı. Sonra tükürük kabını ayakkabısının ucuyla itip lavaboda

ellerini yıkamaya gitti.

(VIII) Bütün bunları Belediye Başkanı’na bakmadan yapıyordu. Ama Başkan gözlerini ondan ayırmıyordu.

Bu metinde anlamlı bir bütün oluşturulması için numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve III B) I ve III ile V ve VIII C) II ve IV ile III ve V D) IV ve V ile VI ve VIII

AP8JPSB21-035

P:148

148

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA CÜMLELERİN YERİNİ DEĞİŞTİRME 14

4. (I) Ebabillerin çok uzun süre havada kalabildikleri, havada beslendikleri biliniyor. (II) Bir sonraki yıl ilkbahardaysa geri dönüyorlar. (III) Ebabiller, her yıl yaz ortasında Asya ve Avrupa’dan Afrika’ya doğru göç yolculuğuna çıkıyor. (IV) Bu aygıtlar birkaç yıl boyunca

sürekli olarak ebabillerin etkinliklerini kaydetmiş. (V)Bunun için on dokuz ebabilin vücuduna çok hafif kayıt

aygıtları bağlamışlar. (VI) İsveç’teki Lund Üniversitesinden araştırmacılar bu süre boyunca bazı ebabillerin zamanlarının tamamını havada geçirdiklerini bulmuşlar. (VII) Araştırmacılar bu verileri incelediklerinde ebabillerin bazılarının on ay boyunca neredeyse

hep hareket hâlinde olduğunu ortaya çıkarmış.

Numaralanmış cümlelerin hangilerinin anlam bütünlüğünü sağlamak için yer değiştirmesine gerek yoktur?

A) I, V ve VI B) I, V ve VII

C) II, III ve V D) II, VI ve VII

5. (I) Tek yönlü ayna, camın bir yüzeyinin metalle ince

bir tabaka hâlinde kaplanmasıyla elde edilir. (II) Ayna, aydınlık taraftan bakıldığında normal bir ayna gibi görünür. (III) Aynanın işlevi ayırdığı iki ortamın ışık

seviyelerine göre değişir. (IV) Daha az aydınlık olan

taraftan bakıldığındaysa yarı geçirgen bir cam gibi

çalışır ve aynanın diğer tarafı görülür. (V) İki taraf da

aydınlık ya da karanlıksa normal bir cam işlevi görür.

Bu aynalar, genellikle araştırmalarda ve binaların dış

cephelerinde kullanılır.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve III B) II ve III

C) III ve IV D) IV ve V

6. (I) “Kömür yakmaya devam edelim ama çıkan karbondioksidi yakalayıp yerin altına gömelim.” derseniz karşımızda bazı problemler var: (II) Öncelikle kömür, petrol ve doğal gaz bitiyor. (III) Ayrıca karbondioksidi çıkamayacağı bir şekilde yerin altına gömmek

aslında çok zor bir teknoloji gerektirmiyor. (IV) O nedenle de bu fikir, bizim neslin enerji sorununu çözebilir belki ama geleceğin değil. (V) Sonunu biz görmeyebiliriz ama çocuklarımızın ya da torunlarımızın

göreceği neredeyse kesin. (VI) Ama bunu gerçekleştirmek o denli pahalıya geliyor ki o zaman da kömür

yakmaya değmiyor. (VII) Ucuza mal etmeye çalıştığınızda da çoğu ucuz malda olduğu gibi kaçıp atmosfere çıkma riski kabul edilemez derecede artıyor.

(VIII) Yalnız bu teknoloji üzerinde senelerdir çalışmalarına rağmen deneysel çalışmalar haricinde en ufak

bir ilerleme sağlanamıyor. (IX) Devletler, Paris Anlaşması gibi durumlarda kömür yakmaktan vazgeçmemek için karbonun bir gün yer altında saklanabileceği üzerine planlar kuruyorlar.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin anlamlı bir

bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin yer değiştirmesi gerekir?

A) I ve III ile IV ve V B) II ve V ile VII ve VIII

C) III ve V ile VIII ve IX D) III ve VI ile VII ve IX

7. (I) Öğrenme tarihsel süreç içinde çok yavaş ilerlemiştir. (II) Öğrenmeye ders almayı, öğrendiğin konu üzerinde düşünüp yeni düşünceler geliştirmeyi eklerseniz insanlığın öğrenmeyi ne denli yavaş ilerlettiğini

görebilirsiniz. (III) Belki yüzyıllarca yıl boyunca kurumuş ağaç gövdesinin dağdan yuvarlandığını gördü

insanlık. (IV) Bunun gibi 600.000 yıldır insan olarak

üzerinde yaşadığı dünyanın yuvarlak olduğunu ancak 17. yüzyılda öğrenmeye başladı insanlık. (V) Ancak tekerleği bulması zaman aldı.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirilmelidir?

A) I ve III B) II ve III

C) III ve IV D) IV ve V

P:149

149

test

PARAGRAFTA CÜMLELERİN YERİNİ DEĞİŞTİRME 14

8. (I) Yıllar önce çiçeği burnunda bir hikâyeciyken, nerede edebiyat konuşuluyorsa orada olmak isterdim.

(II) Kendini kendi rüzgârıyla havalandıran kelime bulutlarının arasından bazen payıma şöyle kıyak birkaç

cümle düşerdi de ufkum bir anda genişleyiverirdi. (III) Bu

konuşmalar bana oldukça iyi gelirdi. (IV) Hatta henüz

hikâyenin h’sinde bile değilim diye ısrarla gidip masanın en uzak köşesini kapmaya çalışırdım. (V) İçimde içinden çıkıp geldiğim kasabanın ıssızlığını taşıdığım için bu gibi ortamlarda ben konuşmak istesem

de hiçbir şeye karışmadan öylece otururdum. (VI)

Ama kader dediğimiz şey beni her defasında yaka

paça tutar, ortalarda bir yere atardı. (VII) Ben de çaresiz, dilsiz bir ruhla oturup konuşmaları oradan dinlerdim.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) II ve III B) IV ve V

C) II ve III ile IV ve V D) IV ve V ile VI ve VII

9. (I) Salıncakta sallanmak için birinin sizi itmesi ya da

kendinizi ayaklarınızla geriye doğru itmeniz gerekir.

(II) Ayaklarınızla geri geri gidip salıncağı belirli bir yüksekliğe getirdiğinizde ona potansiyel enerji kazandırmış yani onda enerji biriktirmiş olursunuz. (III) Kinetik enerji salıncağın ileri doğru yükselmesini sağlar.

(IV) Ayaklarınızı yerden kaldırdığınızda yer çekiminin

etkisiyle potansiyel enerji hareket enerjisine yani kinetik enerjiye dönüşür. (V) Salıncak sahip olduğu

enerjiyle çıkabileceği en yüksek noktaya ulaştıktan

sonra ağırlığınızın etkisiyle tekrar geriye doğru gelir.

(VI) Böylece bir ileri bir geri sallanırsınız.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve III B) II ve IV

C) III ve IV D) IV ve V

10. (I) Her zamanki gibi Berkant ancak bir saatte giyinebildi. (II) Önce bıyıklarını özenle kırpıp kısalttı. (III) Sonra yatak odasındaki duşun altında yıkandı. Banyodan sonra uzun uzun saçıyla ilgilendi. (IV) Dışarı çıkmadan önce kırmızı ekose gömleğiyle aynada kendine bakan Didem kendini yaşlı ve pasaklı hissetti.

(V) Didem, Berkant’ı ilk gördüğü geceden beri hiçbir

şeyin azaltamadığı bir ilgiyle onun zahmetli saç tarama sürecini adım adım izledi. (VI) Berkant, bunu hissetmiş olacak ki karısına iltifat etti. (VII) Didem de

‘‘Tamam, abartmayalım.’’ der gibi biraz burukça yüzüne baktı Berkant’ın.

Bu metinde anlam bütünlüğü sağlamak için,

1. IV ve V numaralı cümleler yer değiştirmelidir.

2. V numaralı cümle, IV numaralı cümleden sonra

getirilmelidir.

3. VI ve VII numaralı cümleler yer değiştirmelidir.

değişikliklerinden hangileri yapılmalıdır?

A) Yalnız 1 B) Yalnız 2

C) 1 ve 3 D) 2 ve 3

11. (I) O yıllarda Çehov’un meşhur tüfeği kadar meşhur

olan bir başka benzetme de buzdağı benzetmesiydi. (II) “Bir hikâye nasıl olmalı?’’ diye sorulduğunda

hep bu benzetmeye başvurulur ve kıdemliler tarafından bize “Hikâye tıpkı bir buzdağı gibi olmalı, ancak

sekizde biri görünmeli.” denirdi. (III) Benim bildiğim

şu ki böylesine basit ve isabetli bir benzetme, bugün

bile hâlâ tam olarak anlaşılabilmiş değil. (IV) Bu benzetmeyi ilk kez kim yapmıştı, yapan kişi gerçekten

‘‘sekizde biri’’ demiş miydi, hiç bilmiyorum. (V) Birçok hikâyeci, okurun zekâsına güvenemediğinden

midir nedir, nedense hikâyesini yazarken sık sık açıklama yapmaktan kendini alamıyor.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için

numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) II ve IV B) III ve IV

C) III ve V D) IV ve V

P:150

150

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFTA CÜMLELERİN YERİNİ DEĞİŞTİRME 14

12. (I) Açık alnı, bükük boynu ve kızarmış gözleriyle yaklaşıyor doktora adam. (II) Yüzünde endişe dolu gölgeler ve şakaklarında zonklayan bir korku taşıyor. (III) Bu

saygılı sesleniş, bir soru kipi olarak yankılanıyor hastanenin koridorunda. (IV) Nasırlı ellerini iş gömleğinin

önünde kavuşturmuş; yılgın, üzgün fakat yine de saygılı, “Doktor Bey!” diyor.

(I) Henüz uykunun en tatlı yerinde ve gün ağarmadan

başlıyor işkencem. (II) Ardından apartmanın arkasındaki bahçeli evin horozları köpekçiğe karşılık veriyor.

(III) Üst komşunun minik, tatlı köpeği neye, kime olduğunu bilmediğim bir havlama tutturuyor. (IV) Onların kapışmasına da kuşlar uyanıyor.

(I) Hiçbir şey bulamazsa konu komşuya dağıtmak için

börek yapar ve “Bugün de çok yoruldum.” diye şikâyetleneceği bir şeyi iş edinirdi. (II) Annemin her zaman yapacak çok işi vardı. (III) Hiçbir zaman Zeynep’e

-yani bana- kitap okuyacak, onunla kek yapacak, ona

şarkı söyleyecek, birlikte resim yapacak ya da ona

örgü öğretecek vakti yoktu. (IV) Onun yerine tekrar

tekrar silinen halılar, sürekli yıkanan, asılan, kurutulan, ütülenen, kirlenmeden yine yıkanan çamaşırlar

vardı.

Aşağıdaki işlemlerden hangisi bu metinlerden

herhangi birinin anlam bütünlüğünü sağlamaz?

A) I ve II. cümleleri yer değiştirmek

B) II ve III. cümleleri yer değiştirmek

C) II ve IV. cümleleri yer değiştirmek

D) III ve IV. cümleleri yer değiştirmek

13. (I) Günümüzde kullanılan trenler lokomotiften ve vagonlardan oluşur. (II) Lokomotif genelde en önde yer

alır ve vagonları çeker. (III) Bu jeneratör, tekerlekleri

döndüren elektrik motorları için elektrik enerjisi sağlar. (IV) Motor, elektrik üreten bir jeneratörü çalıştırır.

(V) Çoğu lokomotif dizel motorludur.

Bu cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için

aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?

A) I ve III B) II ve V C) III ve V D) IV ve V

14. (I) Kuşları daha çok ilkbaharda görürüz. (II) Bu dönemde kuşlar göç etmeye başlar, yuvalayacakları

yerlere ulaşır ve eş bulmak için şarkılar söyler. (III) Kuş

gözlemcileri de genellikle ilkbaharda gözlem yaparlar. (IV) Çünkü tüm yılı ülkemizde geçiren kuşların yanı sıra bu dönemde başka hiçbir zaman göremeyeceğimiz kuşlarla karşılaşmamız olası. (V) Ancak kuş

gözlemcileri, sonbahar ve kış aylarında da kuşları

görmek için sıkça geziler düzenlerler.

Bu cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için

aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?

A) I ve II B) II ve IV

C) III ve V D) IV ve V

15. (I) Kışın kuş gözlemi yapmak için sulak alanlar ya da

deniz kıyıları gibi yerlere gitmek şart değildir. (II) Soğukların bastırmasıyla beraber kuzey ülkelerden göç

ederek kentlerdeki parklara gelen kuşlara örnek olarak tarla ardıcı ve kızıl ardıç verilebilir. (III) Çevrenizdeki bahçeler, parklar ve korular da kış aylarında özel

misafirleri ağırlar. (IV) Ağaçlardan yere düşmüş meyvelerle beslenen kızıl ardıçları, gövde ve kanatlarının

buluştuğu bölgedeki kırmızımsı renkleri ve benekli

göğüsleriyle hemen tanıyabilirsiniz.

Bu cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için

aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?

A) I ve II B) II ve III

C) II ve IV D) III ve IV

P:151

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

151

test

PARAGRAFIN YAPI YÖNÜ (KARMA)

Bu testte 12 soru yer almaktadır. 18

15

1. (I) Çikolata ve çikolatalı şekerleme yapımında ana

malzeme olarak kullanılan kuvertür çikolata; pasta,

kek ve çikolatalı tatlıların içine katılır. (II) Külçe hâlinde

alınan kuvertür çikolata, el rendesi ile rendelenerek

veya tırtıklı bir bıçakla kıyılarak pasta ve kekleri süslemede kullanılır. (III) Eritilerek pasta üzerine de sürülebilir. (IV) Sos olarak hazırlanabilir ve çikolatalı tatlıların üzerine dökülebilir. (V) Çünkü pul olarak satılan

kuvertür çikolata külçe olana göre daha kolay erir.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Eğer eritmek istiyorsanız pul olarak satılanları tercih edebilirsiniz.” cümlesi getirilirse metindeki düşünce akışı bozulmaz?

A) I B) II C) III D) IV

3. Hiç param kalmamış, kantine su almaya gittiğimde

fark ettim. (I) Ay sonuna ise daha üç gün var. (II) Kurs

arkadaşıma söyledim, onun da cebinde 20’lik varmış, yarısını bana verdi. (III) İşte öyle bir gündü. (IV) Dil

kursuna gidiyorum çünkü dilini bilmediğim bir ülkedeyim. (V) Haftanın 5 günü kursa, 3 günü de kurstan

sonra kütüphaneye gidiyorum. (VI) İki katlı devasa ve

çok güzel bir kütüphane burası. Ve ben çalışmak için

nedense hep Türkçe kitapların olduğu bölümü tercih

ediyorum. “Orası daha sakin.” diyorum herkese.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

4. I. Çocuk gibiydi. Bu sıcakta böyle kalın giymesini

hasta oluşuna bağlamıştım, üzerinde bir yorgunluk vardı.

II. Buruk bir ifadeyle bakıyordu. Masaya oturdu, bir

şeyler içmek için bana kaş göz işareti yaptı.

III. Kadife ceketinin içine boğazlı bir kazak giymişti.

Hiç alışık olmadığım bir kıyafet vardı üzerinde.

Ama şık görünüyordu.

IV. 1999 yılı Mart ayıydı. İzmir’in sıcak ve Kitap

Fuarı’nın kalabalık bir gününde kendisine ayrılan

stantta sabırsızlıkla bekledim onu.

V. Uzun bir süre geçtikten sonra geldi. Çok hastaydı. Fuara gelmek için Güler Abla’yı (eşi) zor ikna

etmişti.

Numaralanmış parçalarla anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi baştan üçüncü sırada yer

alır?

A) I B) II C) III D) IV

2. I. Tüm üçgenlerin iç açılarının toplamı 180 derecedir.

II. Bu etkinliği çizeceğiniz farklı üçgenlerle yaparak

iç açılar toplamının her zaman 180 derece olduğunu görebilirsiniz.

III. Üçgenin üç iç açısını da köşelerinden işaretleyin

ve farklı renklerde boyayın.

IV. Üçgeninizi her birinde boyadığınız iç açılardan biri

olacak şekilde makasla kesin ve üç parçaya ayırın.

V. Kestiğiniz üç parçanın renkli iç açıların olduğu köşelerini bir araya getirin.

VI. Üç açının toplamı doğru açı yani 180 derece olacaktır.

VII. Bunu görmek için bir kâğıt üzerine herhangi bir

üçgen çizin.

Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?

A) I ve III B) II ve IV

C) II ve VII D) IV ve VII

AP8JPSB21-036

P:152

152

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN YAPI YÖNÜ (KARMA) 15

6. Aşağıdaki metinlerden hangisi bir makalenin giriş bölümünden alınmış olamaz?

A) Evrenin bundan çok uzun zaman önce 13,8 milyar yıl önce Büyük Patlama’yla ortaya çıktığı düşünülüyor. Buna göre önce gök adalar, sonra da

yıldız sistemleri oluşmuş. Bizim Dünyamız da bu

sistemlerden biri olan Güneş Sistemi’nde bulunuyor. Yapılan araştırmalar sayesinde günümüzde

Dünya’nın nasıl oluştuğunu ve o zamandan bu yana ne gibi değişimler geçirdiğini büyük ölçüde anlamış durumdayız.

B) Turizm, hem ulusal ekonomiye katkıda bulunan

hem de uluslararası kültürel ve toplumsal iletişimi sağlayıcı ve bütünleştirici etkisi ile dünya barışının korunmasında büyük payı olan bir sektördür. Turizmi diğer sektörlerden ayıran en önemli

özelliği onun bir hizmet sektörü olmasıdır.

C) Sesler, fillerin dünyasında önemli bir yere sahip,

çünkü onlar kendi aralarında belli seslerle iletişim

kuruyorlar. Araştırmacılar bu iki filin yavruyken

kendi türlerinden yetişkinlerin kullandığı sesleri

öğretecek kimselerinin olmadığını sanıyorlar.

D) Gülmek, kalbimizi daha sağlıklı yapar mı? 2000

yılında yayımlanan bir araştırma, gülmenin kalp

sağlığına yardımcı olabileceğine ilişkin ipuçları ortaya koymuştu. Yeni bir araştırmayla bu etki kanıtlandı.

7. I. Kış gelip çatmıştı. Dalları kar yüklüydü artık. Yanım, yörem, çeşitli yerlerinden havaya çivilenmiş

gibi gözüken kapkalın bir sisle kaplıydı.

II. Öyle ki bir türlü kalkmak bilmeyen bu sis yüzünden düzlükte yaşayan öteki ağaçları bile doğru

dürüst göremiyordum.

III. Ürkek ürkek gezinen tavşanlardan uzun kuyruklu

tilkilere, gözleri kor gibi yanan kurtlardan ıslık ıslık uzayan yılanlara, böceklere, sincaplara ve iğne yumağına benzeyen kirpilere kadar herkes sisin içinde bir şekilde kaybolmuştu.

IV. Herkes, sabahtan akşama dek sisin içinde kimi

zaman görünüp kimi zaman kaybolan, oldukça

şekilsiz ve bulanık bir hayalete dönüşmüştü.

V. lşte böyle her şey bir görünüp bir kaybolurken nasıl olduysa oldu, komşum köknar bir gün gerçekten kayboldu.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir

bütün oluşturması için sıralama nasıl olmalıdır?

A) II - V - III - I - IV B) I - IV - II - III - V

C) III - IV - V - I - II D) I - V - II - III - IV

5. (I) Eski Yunan’da yün, deri ya da hasırdan yapılan ve kırsal halkın sembolü olarak kabul edilen “petasos”lar giyilirdi.

(II) Ortaçağ’da özellikle kadınlar tarafından büyük ve gösterişli şapkalar takılırdı. (III) Kadife kumaşlar ve tüllerle süslenen bu şapkalar koni şeklindeydi. (IV) 18. yüzyılın başlarında üç köşeli şapkalar kullanılmaya başlandı. (V) Bu şapkaları en çok askerler ve denizciler kullanırdı.

Bu metnin anlam bütünlüğünü sağlamak için aşağıdaki cümlelerden hangisinin metnin herhangi bir yerine

eklenmesine gerek yoktur?

A) Yağmur yağdığında yağmur suyu şapkanın oluklarından köşelerine giderek giyenin (asker ya da denizci) yüzünü

ıslatmadan aşağıya akardı.

B) Avrupalı kadınlar arasında “henin” adı verilen şapkalar çok modaydı.

C) Özellikle çiftçiler ve gezginler tarafından kullanılan bu şapkalar, ip askıları sayesinde sırtta asılı durabiliyordu.

D) Daha çok erkekler tarafından kullanılan ve sert keçeden yapılan melon şapkaların tepesi kısa ve yuvarlaktı.

P:153

153

test

PARAGRAFIN YAPI YÖNÜ (KARMA) 15

9. Ege toprağında gencecik bir gürgendim ben. - - - -

Sabahtan akşama dek kuşlar uçardı tepemde. Biçimden biçime giren, renk renk bulutlar uçardı. Tabii her

biri birbirinden yeşil, birbirinden iyi, birbirinden güzel

komşularım da vardı. - - - - Onun bir kuş uçumu uzağında da orta yaşlı bir gürgen vardı. Daha ötede çıtırdayıp duran kozalaklarıyla birlikte kıpkızıl çamlar vardı sonra. - - - - Düzlüğün sonunda da hepimizden büyük olan, ak sakallı bir meşe yaşardı.

Bu metinde boş bırakılan yerlere,

I. Söz gelimi birkaç ağaç boyu ötemde, benden on

üç yaş büyük olan kambur bir köknar yaşardı.

II. Beşparmak Dağları’nın ardında küçük bir düzlükte yaşardım.

III. Bulanık ardıçlar, ladinler ve kestaneler vardı.

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) II - I - III B) II - III - I

C) III - I - II D) III - II - I

8. Gazeteci:

(I) - - - -

Yazar:

— Başarı, bana göre modern dünyanın köleleştirdiği insanlar için hazırladığı bir kontrol listesi. Bunları

yapacaksın ve biz sana başarılı, diyeceğiz. Bunun

karşılığında biraz para kazanacaksın ve serbest piyasa döngüsü içerisinde başka birine basacakları başarılı damgasına ufak bir katkı sağlayacaksın. Böyle

saçma bir döngü. Ben başarıyı baştan reddediyorum. Bize huzur lazım.

Gazeteci:

(II) - - - -

Yazar:

— Tartışılabilir bu ama bana pek öyle gelmiyor. Huzurlu olmak çok bireysel ve kendine özgü bir durum.

Başarıyı belirleyen faktörler ise daha çok toplumsal

ve kişiye göre değişmiyor. Üniversite sınavını kazanamayan öğrenciyi güzel resimler çizebildiği için takdir edeni gördün mü hiç?

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin

hangisi getirilmelidir?

A) (I) Başarının nesnel bir tanımı yapılabilir mi?

(II) Huzurla başarıyı bir elmanın iki yarısı gören bir

geleneğimiz yok mu?

B) (I) Başarının dışsal ölçütlerle belirlenmesine karşı

olduğunuzu biliyorum. Neden peki?

(II) Başarının huzur getirmediği görüşü sizde de

ağır basıyor mu?

C) (I) Başarı merdivenini tırmanan biri olarak başarı

ne demek sizce?

(II) Huzura kavuşturan yollardan biri de başarı değil mi peki?

D) (I) Başarıya ulaşmak zor bir şey mi sizce?

(II) Başarısız ama huzurlu biri olmak mümkün mü?

10. (I) Aşağı yukarı bir yıldan bu yana Marius, Lüksemburg

Parkı’nın ıssız bir yolunda bir adamla çok genç bir kız

görürdü. (II) Bunlar yan yana tahta bir sıra üzerinde

otururlardı. (III) Marius, bu yola her girdiğinde bu çifti

orada oturmuş görürdü. (IV) Onu emekli bir subay

zannetmişti ancak adamın yakasında nişan falan yoktu. (V) Adam altmışlı yaşlarda gösteriyordu. (VI) Kederli ve ciddi duruyordu. (VII) Kız, kendisi gibi tasasız görünen bu adama cıvıl cıvıl bir şeyler anlatıyor. Dış görünüşünde emekliye ayrılmış askerlerin güçlü ve yorgun görüntüsü vardı.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangileri

anlam akışını bozmaktadır?

A) I ve III B) II ve IV C) IV ve VII D) V ve VII

P:154

154

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN YAPI YÖNÜ (KARMA) 15

12. I. 1963 yılında ABD’de Senatör Gaylord Nelson, gezegenimiz için endişelenmeye başlamış. Senatör Nelson, dünyamızın giderek kirlendiğinin, bitkilerin ve hayvanların öldüklerinin farkındaymış. Neden daha çok insanın bu sorunu çözmek için uğraşmadıklarını merak ediyormuş. Ülke yönetiminde etkili diğer yöneticilerle konuşmuş bu

konuyu. Hep birlikte o dönemin devlet başkanının tüm ülkeyi dolaşıp insanlara bu sorunun önemini anlatmasına karar vermişler. Buna karşın kendilerine yardımcı olacak yeterince insan bulamamışlar.

II. 22 Nisan 1970 yılında ilk “Dünya Günü” düzenlenmiş. Ülkenin her yerinde insanlar doğa için yardım edeceklerine söz

vermişler. İşte o günden beri “Dünya Günü” bütün ülkelerde düzenli olarak kutlanıyor. Artık dünyadaki bütün insanlar,

doğanın önemini ve doğayı koruyabilmek için birlikte iş birliği içinde çalışılması gerektiğini biliyorlar.

III. 1969 yılında Senatör Nelson’ın aklına gezegenimizdeki bu sorunu insanlara anlatmak için özel bir gün düzenleme düşüncesi gelmiş. Bu amaçla bütün okullara ve öğrencilerin okuduğu dergilere bir yazı göndermiş. Bu dergileri hemen hemen bütün okullar alıyormuş ve Nelson en çok çocukların yardım edeceğini biliyormuş.

IV. Dünya Günü bütün insanların, gezegenimizi korumak için neler yapılabileceğini düşünüp yıl boyunca bunları yerine getirmek için kararlar aldıkları gün. Elbette gezegenimizi korumak için tek bir gün yeterli değil. Nasıl ki annelerimizi sadece Anneler Günü’nde değil, her gün seviyorsak gezegenimizi de her gün korumalıyız. Peki, bu günün nasıl ortaya çıktığını biliyor musunuz?

Numaralanmış metinler anlamlı bir bütün oluşturduğunda giriş-gelişme-sonuç bölümleri aşağıdakilerin hangisi olmalıdır?

Giriş Gelişme Sonuç

A) II I - III IV

B) IV I - II III

C) III II - IV I

D) IV I - III II

11. (I) Avrupa Uzay Ajansı (ESA) 2003 yılında Mars’ı incelemek üzere gezegenin yörüngesine “Mars Express” adlı bir uzay

aracı yerleştirmişti. (II) “Beagle 2” adlı bu sonda uzay aracından başarıyla ayrılmış ancak sonra ondan bir daha haber alınamamıştı. (III) Bu araçla birlikte bir de Mars’ın yüzeyine inerek gezegeni yakından inceleyecek küçük bir sonda gönderilmişti. (IV) Araştırmacılar, fotoğraflardan aracın kapaklarından birinin tam açılmadığının anlaşıldığını belirtti. (V) Araç, çok

küçük olduğundan fotoğraflarda net olarak görünmese de tek parça hâlinde olduğu anlaşılıyor. (VI) Amerikan Havacılık

ve Uzay Dairesine (NASA) ait “Mars Reconnaissance Orbiter” adlı bir başka uzay aracının çektiği fotoğrafları inceleyen

araştırmacılar, Beagle 2’yi bulduklarını açıkladılar. (VII) Kapak tam açılmayınca da aracın üzerindeki antenin açılmadığı

dolayısıyla da araçla iletişim kurulamadığı düşünülüyor.

Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) I ve II B) II ve III C) II ve III ile IV ve VI D) III ve V ile IV ve VI

P:155

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

155

test

PARAGRAFIN YAPI YÖNÜ (KARMA)

Bu testte 8 soru yer almaktadır. 12

16

2. İnternet ile ilgili bir makale kaleme alan Sami Bey,

aşağıdaki metinlerden hangisini yazarak makalesine başlamış olabilir?

A) İlk çıktığı zamandan beri bilgisayarları birbirine

bağlamak için kullanılan internet, son yıllarda iyice hareketlenen sosyal ağlar sayesinde benzer

bir beceriyi insanları bir araya getirme konusunda gösteriyor.

B) İnternet, son tahlilde içeriğin daha çok büyük şirketler ve organizasyonlar tarafından üretildiği, bilginin genellikle tek taraflı olarak sunulduğu, ziyaretçilerin birbiriyle etkileşime geçmek yerine siteden siteye savrulduğu bir yapıyı andırıyordu.

C) Öncelikle sosyal ağlar, her bireyin hayatında var

olan fakat belli bir noktanın ötesinde başkaları tarafından görülemeyen sosyal ilişki ağını net bir şekilde ortaya koyma fırsatı veriyor.

D) Bugün, bırakın sadece sosyal ağlara dayalı yapıları, sıradan web siteleri bile sosyal paylaşıma yönelik çabalarıyla kullanıcı etkileşimini artırmak üzerine çalışıyor.

1. Bahçede çiçeklerle uğraşıyordu. Derin bir nefes alıp kapının topuzunu çevirdim, sessizliği yırttı gıcırdayan menteşelerin sesi. Ardıma baktım. Gül fidesi ile uğraşmayı bırakmış öylece bekliyordu, yüzü yere eğilmişti. Usulca çektim

kapıyı, az ileride bekleyen taksiye bindim. Şoföre, - - - - dedim, mesafeli, sırf - - - - diye. Ne mümkün ikinci dakikada gevezeliğe başladı adam.

— Ağabey, yolculuk nereye?

— İstanbul’a gidiyorum.

— İş gezisi mi, dönüş ne zaman ağabey?

Kafamı buğu yapmış cama dayayıp gözlerimi kapadım:

— - - - -

Bu metinde boş bırakılan yerlerden herhangi birine mantık akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Muhabbeti uzatmasın. B) Havaalanına lütfen.

C) Zoraki gülümsedim. D) Dönüş yok, sadece gidiş.

3. Nöbetçi aksilikle:

— Olmaz, dedi.

Hasta:

— Niçin, diye sordu.

Asker:

— Yasak olduğu için...

Hasta:

— Niçin yasak?

Asker:

—Yasak işte, hastaların dışarı çıkmaları yasak.

Hasta:

— - - - -

Bu konuşmada boş bırakılan yere aşağıdakilerin

hangisi getirilirse hastanın dile getirdiği durumu,

yasağın kendisi için geçerli olmadığına inandırmak için söylediği anlaşılır?

A) Bu seferlik görmezden gelseniz olmaz mı?

B) Yasak olduğunu kimse söylemedi bana.

C) Hasta olana dışarı çıkmak iyi geliyor ama.

D) Ama ben hasta değil, savaş gazisiyim.

AP8JPSB21-037

P:156

156

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN YAPI YÖNÜ (KARMA) 16

4. — Devam et George. Daha azarlayacak mısın beni?”

“Hayır,” dedi George.

Lennie:

— O zaman ben gideyim. Başımı alıp dağa çıkayım,

bir mağara arayayım. - - - -

George tekrar omuzlarını silkti:

— Hayır, gitmeni istemiyorum, benim yanımda kalmanı istiyorum.

Lennie kurnazca:

— Hadi tekrar anlat o zaman.

— Ne anlatayım?

— - - - - George dedi ki:

— Bizim gibilerin kimi kimsesi yoktur. Ne zaman ellerine üç kuruş para geçse hepsini birden harcarlar. - - - -

Lennie sevinçle:

— Ama biz onlar gibi değiliz, Hadi şimdi de bizi anlat.

— Ama biz öyle değiliz.

— Çünküüüü…

— - - - -

Lennie:

“Ve senin için de ben varım... İkimiz de birbirimizi düşünürüz de ondan.” dedi.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere,

I. Onları düşünecek bir kimseleri yoktur.

II. Mademki sen beni istemiyorsun.

III. Bizim diğer adamlardan farkımızı…

IV. Çünkü benim için sen varsın ve…

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) IV - II - I - III B) II - III - I - IV

C) II - III - IV - I D) III - II - I - IV

5. I. Zaten zor yaşam şartlarının getirdiği güçlüklerle

iyice bunalan iki arkadaşın kafası iyice karışıyor.

II. Steinbeck’in en çok bilinen romanlarından olan Fareler ve İnsanlar, bize yüzyılın başındakiAmerika’dan

insan portreleri sunuyor.

III. Birkaç kez sinemaya da uyarlanan Fareler ve

İnsanlar’ın son beyaz perde uyarlaması 1992 yılında yapılmıştır.

IV. Birlikte dolaşan iki gezici toprak işçisi olan Lennie ve George’un bağlılık ve dostluğunun anlatıldığı kitapta Steinbeck, kurnaz George ile biraz saf

Lennie’nin bir parça toprak satın almak için nelere katlandıklarını anlatıyor.

V. Yazar, kırsal kesimden yoksul, işsiz, sade ve sıradan

insanların yaşamlarındaki dramı büyük bir ustalıkla

insan ruhunun derinliklerinde dolaşarak veriyor.

VI. Aynı zamanda iki yoksul insanın birbiriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerine de keskin gözlemlerde bulunuyor.

VII. George’un her zaman kol kanat gerdiği arkadaşı

Lennie ile arkadaşlıkları, karşılarına genç ve güzel bir kız çıkınca bambaşka boyutlara varıyor.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışta kalır?

A) I B) II C) III D) IV

P:157

157

test

PARAGRAFIN YAPI YÖNÜ (KARMA) 16

6. Aşağıdaki metinlerin hangilerinde konu bütünlüğünden söz edilemez?

A) Minyatür terimi, genel anlamıyla çok ince işlenmiş küçük boyutlu resimler ve bu türdeki resim sanatları için kullanılmaktadır. Minyatür kelimesinin Latince “kırmızı ile boyamak” anlamına gelen “miniare” kelimesinden türetilmiş olduğu ve daha sonra Fransızca’ya “miniature” biçiminde geçtiği düşünülmektedir. Osmanlı Dönemi kaynaklarına baktığımızda bu terimin yerine “tasvir” veya “nakış” sözcüklerinin tercih edildiği görülmektedir.

B) Minyatür sanatının en önemli özelliklerinden birisi, anlatılmak istenen konunun eksiksiz olarak aktarılıyor olmasıdır. Bu nedenle minyatür sanatında perspektif kullanılmaz. Uzaklık ve boy, renk veya gölgelerle belirtilmez. Minyatürler ışık, gölge, duygu ve Avrupai perspektifi olmayan resimlerdir. Kitabın sayfa oranına uygun, geometrideki “altın dikdörtgen” içinde kendine özgü “dikine” veya “yığma perspektif” denen bir teknikle resimlenir. Boy, kişinin önemine göre artar veya azalır. Bu, kâğıt üzerinde ön planda olanların alt tarafa, geridekilerin ise üst tarafa

yerleştirilmesiyle gerçekleşir. Figürler, birbirlerini tümü ile kapatmayacak şekilde düzenlenir.

C) Türk minyatürlerinin kendine özgü bir özelliği, renklerin çoğu kez soyutlama aracı olarak düz, parlak ve gölgelerden arındırılmış olarak kullanılmasıdır. Diğer bir özelliği ise sayfa kenarlarında İran minyatürlerindeki gibi ağır bir

tezhibe yer verilmemesidir. Minyatür sanatında genel olarak tarihî, edebî ve ilmî konular işlenirken Türkler, çoğunlukla tarihi yansıtmayı tercih etmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşlarını, seferlerini ve şenliklerini anlatan resimli yazmalar, diğer İslam ülkelerindeki örneklerinden ayrı olarak gerçekçi bir üslupla ele alınmışlardır.

D) Türklerde minyatürün Orta Asya’da Uygurlar Dönemi’nde (745-840) ortaya çıktığı düşünülmektedir. Sekizinci yüzyılın ortalarında Turfan Bölgesi’nde Uygur Türklerinin meydana getirdikleri minyatürler daha sonra Türk minyatür

sanatının kaynakları olmuştur. Günümüze ulaşan bazı minyatürlü yaprak parçaları, bu dönem minyatürlerinde

Mani dininin etkili olduğunu gösterir.

7. Aşağıdakilerin hangisinde numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda sıralama farklı olur?

A) I. Önce tarlanın 90 derece olması gereken köşelerinden birinin yeri belirleniyordu.

II. Antik Mısır’da insanlar tarlaların ve yapıların sınırlarını belirlerken dik üçgenlerden yararlanıyorlardı.

III. Bunun için üzerine on iki eşit aralıkla düğüm atılmış ipleri kullanıyorlardı.

IV. Sonra bu köşenin bir tarafında üç, diğer tarafında dört birim uzunlukta ip olacak şekilde ipi yerleştiriyorlardı.

B) I. Ancak bu organların nasıl çalıştığı üç yüz yıldan uzun zamandır çözülemiyor.

II. Lorenzini ampulleri; köpek balığı, vatoz gibi kıkırdaklı balıklarda bulunan elektroduyusal bir organ.

III. Bu organ; deri üzerindeki gözeneklerle dışarı açılan, içi jölemsi bir maddeyle dolu kanallardan oluşuyor.

IV. Kıkırdaklı balıkların Lorenzini ampulleri sayesinde avlarının yaydığı elektrik alanlarını tespit edebildiği biliniyor.

C) I. Çocuklar için hazırlanan bazı internet sitelerinde komutlar yerine komutları temsil eden hazır bloklar kullanılıyor.

II. Bilgisayar programları farklı programlama dilleri kullanılarak yazılır.

III. Ancak bu dillerden herhangi birini bilmeden de bir bilgisayar programı yazmak mümkün.

IV. Böylece çocuklar bir program ya da uygulama geliştirebiliyorlar.

D) I. Ardından yine aynı üniversitedeki güzel sanatlar bölümüne gitmiş ve burada lisans eğitimini tamamlamış.

II. Julie Alice Chappell İngiltere’nin Portsmouth kentinde yaşayan bir İngiliz sanatçı.

III. Aşçı olarak çalışırken Portsmouth Üniversitesinde temel sanat kursuna katılmış.

IV. Aldığı eğitim Chappell’in sanat dünyasının içine girmesine katkıda bulunmuş.

P:158

158

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN YAPI YÖNÜ (KARMA) 16

8. Gazeteci:

(I) - - - -

Uzman:

— Türkiye yayıncılık konusunda örneğin on sene önce birçoğumuzun hayal dahi edemediği bir noktaya geldi çok

şükür. Tabii ki yeterli görmüyoruz ve çalışmalarımıza her gün daha da yoğunlaşarak devam ediyoruz. Son rakamlar

dikkate alındığında dünyada 11. sıraya kadar yükseldik sektör olarak. Hedefimiz, 2023 vizyonumuza da uygun şekilde ilk ondaki yerimizi perçinlemek. Bunun için Kültür Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Odası ile birlikte ciddi çalışmalar yürütüyoruz uzun bir süredir. Asıl önceliğimizin de kitap ithalatçısı bir ülkeden kitap ve kültür ihraç eden bir medeniyete dönüşmek iddiası olduğunu belirtmek istiyorum.

Gazeteci:

(II) - - - -

Uzman:

— Bence olması gereken bu. Yeni arkadaşlar bu sahada umut görüyorlarsa daha ne isteriz. Sevindirici olan kitaba

ve kültürümüze olan ilginin özellikle genç nesillerde artıyor oluşu. Ama biraz da kitabevi kurulsa çok daha sevineceğiz. Devletimiz, kitabevlerini desteklemeli ve onlara gereken bütün maddi manevi kolaylıkları tanımalı ki biz yayıncılarda kitaplarımızı okuyucularla daha çok buluşturabilelim.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) (I) Dijital yayın okuma oranını düşürdü mü?

(II) Kitabı okurlara ulaştırmada hangi yöntemlere başvuruyorsunuz?

B) (I) Ülkemizdeki yayıncılık başarısında bu noktaya nasıl gelindi?

(II) Yayıncılıkta bugün ülke olarak neredeyiz?

C) (I) Yayınevlerinin sosyal medyadaki rekabetini nasıl karşılıyorsunuz?

(II) Kitap fuarlarında yeterli kitleye ulaşılıyor mu?

D) (I) Basılı yayıncılık ülkemizde hangi noktaya geldi sizce?

(II) Çok fazla yeni yayınevi kuruluyor, bunu nasıl değerlendirmeliyiz?

P:159

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

159

test

ANLATIM TEKNİKLERİ

Bu testte 8 soru yer almaktadır.

2

15

PARAGRAFIN

ANLATIM YÖNÜ

P:160

160

test

ANLATIM TEKNİKLERİ

/avantajyayinlari

Bu testte 8 soru yer almaktadır. İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

1

15

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI

• İlahi (Tanrısal) bakış açısında anlatıcı; yaşanmış, yaşanan ya da yaşanacak olan tüm olayları görür, bilir

ve duyar.

• Kahraman bakış açısında anlatıcı aynı zamanda olayı

yaşayan kişidir. Başından geçenleri aktarır.

• Gözlemci bakış açısında anlatıcı dış dünyada meydana gelen durumları yalnızca izlemek ve gözlemleme

ile yetinir. Ele aldıkları gözlemleri tarafsız bir biçimde

dinleyiciye aktarır.

ANLATIM ÖZELLİKLERİ

• Açıklık: Anlatımın hiçbir tartışmaya yol açmadan tek

bir yargıyı açıkça ifade etmesidir.

• Duruluk: Anlatımda, gereksiz sözcüğün bulunmamasıdır.

• Yalınlık: Anlatımın süsten (söz sanatları, ağır sözcükler

ve özenli uzun cümlelerden) uzak olmasıdır.

• Akıcılık: Akıcılık, anlatımın pürüzsüz olması, hiçbir engele uğramadan akıp gitmesi demektir.

• İçtenlik: Anlatımın zorlamalardan, yapmacıklıktan uzak

olarak içten bir anlatımla samimi bir şekilde yapılmasıdır.

• Özgünlük: Anlatımın veya düşüncelerin başka bir anlatıma veya düşünceye benzememesi, hiçbir yapıtı

veya düşünceyi taklit etmemesidir.

• Özlülük: Az sözle çok şey anlatmaktır.

ANLATICI TÜRLERİ

• Birinci kişi ağzıyla anla

tımda yazar, kendi başından

-

geçen veya içinde bulunduğu

bir olayı anlatır. Bu tür anlatımlarda çoğu zaman birinci tekil şahıs

(ben) veya birinci çoğul şahıs (biz) ekleri

kullanır.

• Üçüncü kişi ağzıyla anlatımda yazar,

genellikle duyduğu veya gördüğü

şeyleri anlatır. Bu tür anlatımlarda

çoğu zaman üçüncü tekil şahıs

(o) veya üçüncü çoğul şahıs

(onlar) ekleri kullanır.

ANLATIM TEKNİKLERİ

Açıklama: Okura bilgi vermek amaçlanır, nesnel bir dil

kullanılır.

Tartışma: Bir duygu ya da düşünceye karşı çıkıp kendi

düşüncelerini okura inandırma çabası vardır.

Betimleme: Sözcüklerle resim çizme işidir. Varlıklar durağan hâldedir.

Öyküleme: Bir olayı, yer ve zaman çerçevesinde kişilere

bağlayarak anlatmaktır. Varlıklar hareket hâlindedir.

HİKÂYE UNSURLARI

• Olay: Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da

durumdur.

• Kişiler: Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı

yaşayan insanlardır.

• Yer: Olayın yaşandığı çevre veya mekândır.

• Zaman: Olayın yaşandığı dönem, an mevsim ya da

gündür.

“Paragraf Sorularında

Dikkat Edilmesi

GEREKENLER”

“Paragraf Sorularında

Dikkat Edilmesi

GEREKENLER”

P:161

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

161

test

ANLATIM TEKNİKLERİ

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

1

1. • Yaşanmış ya da tasarlanmış bir olayın başkalarına söz ya da yazı ile anlatımında kullanılır.

• Bir konuda okuyucuyu ikna etmek ve yanlışları belirlemek için kullanılan anlatım biçimidir.

• Bir konu üzerinde ayrıntılı bilgi vermek, öğretmek ya da olayı bildirmek, yorumlamak üzere yapılan anlatım türüdür.

Yukarıda sözü edilen anlatım teknikleri aşağıdaki metinlerin hangisinde yoktur?

A) Yeşilin, açığından koyusuna değin bütün tonlarıyla bezenmiş ağaçların süslediği yamaçlardan, tepelerden geçtik. Şırıl şırıl akan derecikleri aşa aşa sonunda yeryüzü cennetine vardık. Çevresini irili ufaklı ağaçların kuşattığı

mavi, duru, büyük göle bakan bir yamaçta durduk. Kameramızı çıkarıp bu manzarayı görüntüledik.

B) 1928 sonbaharında Ankara’ya ilk geldiğim günlerde Ankara Kalesi benim için âdeta bir fikrisabit olmuştu. Günün birçok saatinde dar sokaklarında başıboş dolaşır, eski Anadolu evlerini seyrederdim. Bu evlerde yaşadığımdan çok başka bir hayat tahayyül ederdim.

C) Osmanlı Devleti, kuruluş sürecinde Anadolu’daki Türk beylikleri ile savaşmayarak barışçı yollarla toprak kazanmaya çalıştı. Buna karşılık siyasi birlikten yoksun küçük devletlerin olduğu Rumeli’de fetihler yapmaya ağırlık verdi. Fethedilen Rumeli’ye Anadolu’dan getirilen Türkler iskân edildi yani yerleştirildi.

D) Şiirin sadece duygularla yazıldığına dair çok ama çok beyan duyuyorum. Bunu anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Ayrıca bu görüşe sahip olanların da şiirle uzaktan yakından ilgili olmaması da beni çileden çıkartıyor. Şiir

sadece duygularla yazılmaz. Duyguların yanında fikirler de vardır.

3. Hayvanın sokulganlığından cesaret alan bir başka kız

da usulca yanına yaklaştı. Aklınca yakalayıp onunla

bir fotoğraf çektirmek istiyordu. Kız yaklaşınca leylek havalanmadı, küçük çapta bir deve kuşu gibi zıplaya zıplaya uzaklaştı. İşte o zaman anladık ki: Uçamıyordu. Uçamadığı anlaşılınca bu sefer dört talebe

leyleği dört yandan kuşatıp kıstırmaya kalktılar. Ama

avlu girdisini çıktısını çok iyi bilen hayvan ellerinden

kaçıp kurtuldu.

Bu metnin anlatım biçimi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Bir fikre karşı çıkmak için yazılmıştır.

B) Bir konu hakkında bilgi vermektedir.

C) Yaşanmış bir olay anlatılmıştır.

D) Bir varlık, dış görünüşüyle anlatılmıştır.

2. Bereketli topraklarda yabani bitkilerin tohumlarını toplayarak ekmeye başlayan ilk çiftçiler daha fazla ürün

üretmeye başladılar. Bulundukları yerde köyler oluşturdular. Bazı köyler öylesine büyüdü ki yakınlarındaki küçük köyleri de içine aldı. Böylece ilk kentler ortaya çıktı. Bunlardan birisi de MÖ yaklaşık 7000 yılında beş bin çiftçi ve sığır çobanının yerleştiği,

Konya’nın Çumra ilçesindeki Çatalhöyük kentidir.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisi

ağır basmaktadır?

A) Bir şeyi ayrıntılarıyla açıklama

B) Bir olayı; kişi, yer ve zaman unsurlarıyla anlatma

C) Bir varlığı dış görünüşüyle anlatma

D) Bir konuda okuyucuyu kendi fikrine ikna etme

AP8JPSB21-038

P:162

162

test

/avantajyayinlari

ANLATIM TEKNİKLERİ 1

4. I. Osmancık, artık hazırdır, huzurludur, mutludur. Ağrıları dinmiştir. İçindeki burukluk silinip gitmiştir. Kaslarını katılaştıran gerilim çekilmiştir. Duyduğu, artık büyük ve başarılı seferler sonundaki mutlu yorgunluktur. Rahatça uzanıyor: Dinlenecek, Yar Hisar zaferinin ve bütün zaferlerin, asıl önemlisi, en büyük, en sağlam temeli atmış olmanın yorgunluğunu çıkaracak… (Öyküleme)

II. Birçok uzman tarafından asrın bitkisi olarak tanıtılan şeker otu bitkisi, son dönemlerde en çok duyulan bitkiler

arasındadır. Bilim dünyasının Stevia olarak da isimlendirdiği bitki, doğal bir tatlandırıcı formundadır. Bu özelliği

nedeniyle onlarca ülkede üretimine başlanmıştır. (Açıklama)

III. Önemli bir teknolojik buluş olan otomobilin tarihi 19. yüzyılda enerji kaynağı olarak buharın kullanılmasıyla başlar ve içten yanmalı motorlarda petrolün kullanılmasıyla devam eder. Günümüzde ise alternatif enerji kaynaklarının bulunmasıyla otomobil alanındaki gelişmelerin hız kazanması sağlanmıştır. (Tartışma)

IV. Davulcu da inadına güzel giyinmişti. Beyaz şalvarı, içine dört kişi girecek kadar genişti. Sırtında, güneşle yanıp

sönen sarı satenden bir gömlek, belindeki kırmızı kuşağın üzerinde siyah meşini parıl parıl eski zaman kasketi

vardı. (Betimleme)

Numaralanmış metinlerden hangisinin anlatım tekniği yay ayraç içinde yanlış verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV

6. On altıncı katta asansörden indik. Bana odayı gösterecek çocuğun peşinden yürüyordum. Çocuk kısa bir koridoru geçti, bir odanın önünde durdu. Ben de durdum.

Kapıyı açtı, içeri girdik. Perdeler sıkı sıkıya kapalı. Çocuk perdeleri açıp dışarıyı göstermek istedi. Engel oldum. Lambaları yaktı. Banyonun kapısını açtı. Bir şey

isteyip istemediğimi sordu. İstemediğimi söyledim.Bahşişini verdim, gitti.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisi

ağır basmaktadır?

A) Betimleme B) Öyküleme

C) Tartışma D) Açıklama

5. Ayşe Öğretmen bu kesin yalan söylüyor, diye düşündü. Yüzünün şekli değişti ve birdenbire “Hepinizi tembihledi değil mi?” diye çıkışıverdi çocuğa. İş büyümeden hemen diğer öğretmenler Murat’ın gönlünü

alıp başını okşayarak dışarı saldılar. Ayşe Öğretmen,

aşırı tepki vermişti ama artık kendini kontrol edemiyordu. Bu olaydan sonra bazıları işin peşini bıraktı fakat Ayşe Öğretmen komutasındaki bir grupta bu durum bir saplantı hâlini almaya başlamıştı. Günler günleri, haftalar haftaları kovaladı; bu sıkı takibe rağmen

günden güne iyiye giden bu sınıfta neler olduğu bir

türlü keşfedilemiyordu.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?

A) Tartışmacı anlatım

B) Açıklayıcı anlatım

C) Öyküleyici anlatım

D) Betimleyici anlatım

P:163

163

test

ANLATIM TEKNİKLERİ 1

8. Tartışma; yazarın bir düşüncenin, bir önerinin doğru olmadığını ortaya koymak amacıyla hazırladığı yazılarda başvurduğu bir yöntemdir.

Buna göre,

I. Handke sözlerin düşünülmeden, ölçülüp biçilmeden kullanıldıkları sürece el değmemişliklerini korudukları buna

karşılık, edebiyat yapıtında birer kuru kalıba dönüştükleri görüşünden yola çıkarak bazı sonuçlara varır. Oysa varılan bu sonuçlar, edebiyat düzleminde yeni bir kimlik kazanarak sanatsal biçime dönüşmekle birlikte, yalnızca

bir sanatsal biçim olarak algılanmadıklarına göre, çok farklı sonuçlara da ulaşılabilir.

II. 1980 sonrası için bir çalışma yapılmalı belki de. Memet Fuat’ın şiir antolojisi gibi Füsun Akatlı’nın öykü antolojisi de yaşı bugün 50’nin üzerinde olan şairlerle sınırlı kalmıştır. Son otuz yıl sisler içinde, göz gözü görmüyor ki

bir şeyler söyleyebilelim.

III. Edebî metinleri özel ve kalıcı kılan en önemli unsurlardan biri, metinlerin incelenip eserler ve yazarları hakkında

araştırmalar yapılması, makaleler, kitaplar yazılmasıdır. Nitelikli edebi ürünler, okura sunulduğu andan itibaren artık yazarının mülkiyetinden çıkarak ortak bir kullanım sahasına, bir tür laboratuvara girmiştir: Okurların, araştırmacıların, eleştirmenlerin, edebiyat tarihçilerinin olduğu, zamanla ve boyutla ölçülemeyen bir laboratuvardır bu.

numaralanmış metinlerin hangilerinde tartışmaya başvurulmuştur?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) II ve III

7. Dış kulak iltihabı, kulağın dış kulak yolu olarak adlandırılan bölümünde ortaya çıkan iltihabi durumdur. Dış kulak yolu kulak kepçesi ile kulak zarı arasında bulunur. Bu enfeksiyon türü tıp literatüründe “otitis eksterna” olarak bilinir.

Yüzücülerde sık görüldüğü için yüzücü kulağı olarak da adlandırılan rahatsızlığın en yaygın nedeni, kulak kanalı cildini istila eden bakterilerdir. Belirtiler hastalığın derecesine göre hafiften şiddetliye doğru değişir. Hafif vakalarda kulakta kaşıntı, berrak kokusuz akıntı gibi belirtiler görülür. Tedavide iltihap nedenine göre farklı içeriklere sahip damlalar kullanılır. Genellikle hastanın şikâyetleri ve kulak muayenesi ile dış kulak iltihabı aile hekimi tarafından kolay bir

şekilde teşhis edilebilir. Enfeksiyon ileri bir aşamadaysa veya dirençliyse bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından

daha fazla değerlendirmeye ihtiyaç duyulabilir. Kulak zarınızın hasar görmesi veya yırtılması durumunda aile hekimi

hastayı bir kulak, burun ve boğaz uzmanına (KBB) yönlendirir. KBB uzmanı enfeksiyonun orta kulak kaynaklı olup

olmadığını belirlemek için orta kulağın durumunu inceler. Bu kulak muayenesi önemlidir; çünkü dış kulak iltihabında uygulanan tedaviler orta kulak için uygun değildir.

Bu metnin anlatım tekniği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tartışma   B) Açıklama   C) Betimleme   D) Öyküleme

9. Tarih öncesi döneme ait metallerden olan bakır, MÖ 9000’li yıllara kadar uzanmaktadır. İnsanlığın kullandığı en eski

metallerden biri olduğu tahmin edilmektedir. Bunun nedeni ise Taş Devri’ne ait olduğu bilinen bıçak ve çekiçlerde,

Tunç Devri’ne ait daha gelişmiş alet ve objelerde bakıra rastlanmaktadır. Aynı zamanda Kuzey Irak’ta yapılan arkeolojik bir kazıda, MÖ 8700’lü yıllara ait olduğu tespit edilen bakır bir kolye bulunmuştur. Günümüzde ise endüstrinin birçok alanında kullanılmaktadır ve olmazsa olmazlardandır. Elektrik ve internet hatları, en çok tercih edilen alanlardır. Bunun dışında kuyumculukta, süs eşyalarında, metalürji sektöründe, fiber optik malzemelerde, boyalarda,

camlarda ve bileşikleri ile daha geniş kullanım alanlarında vazgeçilmezdir. Öyle ki ilaçlardan fotoğrafçılığa, kumaşlardan paralara kadar birçok alanda bakır bileşikleriyle karşılaşmamız mümkündür.

Bu metnin anlatım tekniği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama B) Tartışma C) Öyküleme D) Betimleme

P:164

164

test

/avantajyayinlari

ANLATIM TEKNİKLERİ 1

10. Varlıkların okuyucunun gözünde, zihninde canlanacak şekilde ayırt edici nitelikleriyle resim çizer gibi anlatılmasına

betimleme (tasvir etme) denir.

Buna göre aşağıdaki metinlerin hangisinde betimleme anlatım tekniğinden yararlanılmıştır?

A) Ağır adımlarla ilerledi; birbirini iterek koşuşturan, güneşli günleri özlemiş çocukların arasından. İnce ve narin bir

yağmur şıpır şıpır… “Rahmet!” dedi mırıldanarak ve eşit adımlarla karoları sayarcasına adımladı koridoru. Kimilerine hüzün kimilerine kasvet veren böyle havalar, Ali Öğretmen’e hep huzur verirdi.

B) Annem, bana ayağımla A harfini çizmeyi öğrettikten sonra bütün alfabeyi hemen hemen aynı yolla öğretmeye

koyuldu. Kendisine mucizevi bir biçimde sunulan fırsatı değerlendirmeye ve benim, dünyanın geri kalanı ile konuşarak olmuyorsa yazılı olarak iletişim kurmama yardım etmeye karar vermişti.

C) Eski bir taş köprü geçildikten sonra fakir mahallelere giriliyor ve sefalet, bütün dehşeti ve çirkinliğiyle başlıyordu.

Ortalarından akan çirkin sularında yarı çıplak çocuklarla çamurdan köpekler, eğri büğrü sokaklar… Tezekten, çamurdan yapılmış yarı yarıya toprağa gömülmüş penceresiz kulübeler…

D) Atatürk’ün, Etimesgut köyünde ihtiyar bir ahbabı vardı. Adam eski Rumeli göçmenlerindendi. Pek teklifsiz, senli benli konuşurlardı. Fidan dikme, Ankara’yı ağaçlandırma ve yeşertme merakı, Atatürk’ü her gün çiftliğe çekiyordu. Bir kısım arazide türlü denemelere rağmen ağaç yetiştirmek mümkün olamamıştı. Atatürk ısrar ediyor, toprağı inceletiyor, çeşitli ağaçları tecrübeden geçirtiyordu. Hiçbiri istenen ve beklenen sonucu vermiyordu.

11. Bazı bilim insanları yanlış, anlaşılmaz bir Türkçe ile yazıyorlar. Üstelik bunlar, edebiyatçı olmadıklarını ileri sürerek

hoş görülmelerini de istiyorlar. Ama bu, mazeret olamaz. Çünkü bizim onlardan istediğimiz, duygu ve düşüncelerini düzgün bir dille yazmalarıdır. Bunun için de sanatçı olmaya gerek yoktur. Her insan ana dilini hatasız kullanacak

ölçüde bilmelidir bence. Bu vatandaşlığın da gereğidir ve öyle kabul edilmelidir. Bu konuda çok abarttığımı düşünenler olabilir ama dil basite alınacak bir mesele değildir.

Bu metnin anlatım tekniğiyle ilgili,

I. Yaşanmış ya da yaşanabilir bir olay anlatıldığı için öykülemedir.

II. Anlatılanlar okuyucunun zihninde canlandırıldığı için betimlemedir.

III. Herhangi bir konuda bilgi verme amacı taşıdığı için açıklamadır.

IV. Herhangi bir konuda okuru ikna etmek amaçlandığı için tartışmadır.

yargılarından hangisi söylenebilir?

A) I B) II C) III D) IV

P:165

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

165

test

ANLATIM TEKNİKLERİ

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

2

2. Fazlıpaşa Yokuşu’nda akşam olurken tatlı bir meyille denize uzanan kırmızı damların üzeri kararır, koyulaşan denizin ta kenarındaki küçük minare, gölgeler

içinde garip bir tarzda uzanır, uzak görünen ufukların renkli bulutları, siyah siyah gölgeleriyle şehrin üzerine doğru dağılarak gelirdi. Böyle bir zamanda saçları ağaran, şişman, uzun boylu ve esmer tenli olan

Furkan da eve yol alıyordu. Güvercinlerin hoş sesleriyle, mavi apartmanın önünden geçti ve üzerinde

farklı takımlara ait formalar giyen çocuklarla biraz top

oynadıktan sonra neşe dolu bir şekilde eve girdi.

Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangileri kullanılmıştır?

A) Öyküleme - Açıklama

B) Betimleme - Öyküleme

C) Tartışma - Betimleme

D) Öyküleme - Tartışma

3. Okulda nöbetçi öğretmen olduğum bir gün, dersleri

boş olduğu için bahçeye çıkmalarına izin verilen öğrencilerden birinin yaptığı hareketlere tanık olmuş ve

bu akla gelmeyecek hareketler karşısında uzun zaman derin düşüncelere dalmıştım. Zaman hızla akıyor. Yıllar geçmişti üstünden, bunu artık unuttuğumu

sanıyordum. Aklımda parlayıverdi birden. Fakat hayır, şöyle bir şey var, öğrencinin yaptığı o garip hareketler, yapıldığı anda oldukça doğaldı ve başka türlüsü de beklenemezdi zaten…

Bu metnin anlatım tekniği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama

B) Tartışma

C) Öyküleme

D) Betimleme

1. Bilgi vermek amacı ile oluşturulan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir. Bu tür yazılarda amaç okuyucuyu bilgilendirmek, ona bir şeyler öğretmek olduğu için sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Yazar; duygularına yer vermez, nesnel

bir anlatım hâkimdir.

Aşağıdaki metinlerin hangisinde sözü edilen anlatım tekniğine başvurulmamıştır?

A) Amnezi, bir çeşit hafıza kaybıdır. Amneziye sahip kişiler (diğer adıyla amnestik sendrom) yeni bilgi öğrenmede

ve bellek oluşturmakta sıkıntı yaşarlar. Ancak düşünülenin aksine bu kişiler; kendilerinin kim olduğunun farkındadır, kimlikle ilgili bir problemleri yoktur.

B) Yaklaşık 30-50 yıl ömürleri olan şeftali ağaçlarının genel olarak tüylü ve tüysüz meyve veren iki çeşidi vardır.

Türkiye’de en fazla Akdeniz Bölgesi ve Bursa taraflarında yetişmektedir. Meyve olarak tüketilmesinin yanı sıra

meyve suyu olarak da değerlendirilen şeftali, yaz aylarında serinlik veren meyveler arasındadır.

C) Kitaptan niçin korkarlar? Bunu bir türlü anlayamadım. Kitaptan korkmak, insan düşüncesinden korkmak, insanı

kabul etmemektir. Kitaptan korkan adam, insanı mesuliyet hissinden mahrum ediyor demektir. “Bırak, senin yerine ben düşünüyorum!” demekle, “Falan kitabı okuma!” demek arasında hiçbir fark yoktur.

D) 1876 yılında telefonu icat eden Graham Bell’in asıl amacı aslında sağırlara konuşmayı sağlayacak ve duymalarına yardımcı olacak bir cihaz üretmek olmuştur. Annesi sağır ve dilsiz olan Bell’in babası, hayatı boyunca sağırlar için birçok okul açmıştır. Babasının bu çalışmalarının sonuçsuz kalması üzerine ona yardımcı olmak isteyen

Bell, bir yığın araştırma üzerinde çalışmıştır.

AP8JPSB21-039

P:166

166

test

/avantajyayinlari

ANLATIM TEKNİKLERİ 2

5. Maske, mesafe ve temizlik… Kurallar çok basit değil mi? Neden bu kurallara uymama konusunda gayret gösterir ki bazılarımız? Maskenin etkili olmadığını, COVID-19’dan korkmadıklarını vs. söyleyip duruyorlar. Yahu bu mesele bireysel değil, toplumsal. Bunu anlamak neden bu kadar zor? İllaki canımız mı zarar görsün, bir yakınımız mı vefat etsin? Bilim insanları her gün, her saat yazılı ve görsel medya başta olmak üzere bizleri her yerden uyarıyor. Kurallara uymaktan başka çaremiz yok, kurallara uyarak bu süreci de milletçe aşmamız gerekiyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Öyküleme B) Açıklama

C) Betimleme D) Tartışma

6. Günümüzde İzmir ilinde yer alan Bergama antik kenti Bergama Krallığı’nın merkeziydi. İlk Çağ’ın en büyük kütüphanelerden biri buradaydı. Bergama Kütüphanesi, Mısır’daki İskenderiye Kütüphanesi’yle rekabet hâlindeydi. Mısır, Bergama’daki kütüphanenin

kendi kütüphanesinin önüne geçmesini engellemek

amacıyla papirüs satışını yasakladı. Bunun üzerine

Bergamalılar yeni kitaplar yazılmasını sağlamak için

hayvan derilerini işleyerek günümüzde parşömen olarak bildiğimiz kâğıt türünü kullanmaya başladılar.

Bu metnin anlatım tekniği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tartışma B) Öyküleme

C) Betimleme D) Açıklama

4. • Açıklayıcı betimleme, gözle görülenin anlatıldığı betimleme türüdür. Varlıkların ya da kişilerin dış görünüşüyle, olduğu gibi tanıtılması amaçlanır. Gözlem gücünden yararlanılır fakat kişisel yorumlara pek yer verilmez, duygular

belirtilmez.

• Sanatsal betimleme, görsellikten çok, izlenim ve sezginin ağır bastığı betimleme türüdür. Varlıkların duyularımız

üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtme amaçlanır. İnsanların iç dünyasıyla tanıtıldığı, tavır ve davranışlarının

ele alındığı ruhsal betimlemeler de bu türe girer. Özel ayrıntılar üzerinde durulur.

Buna göre aşağıdakilerden hangisinde açıklayıcı betimleme yapılmıştır?

A) Öğle sıcağı çatır çatır ederken neşe içinde sudan çıktılar. Suyun kıyısında bir top, kapkara yeşil bir böğürtlen çalısı vardı. Hemencecik onun altına sokuldular. Çalının altı karanlık, ıslaktı. Bir mağara serinliğindeydi ve rahattı.

İsteseler burada günlerce kalabilirlerdi.

B) Yüzüme baktı. Gözlerinde yaş vardı. Elbiseleri yırtık ve eskiydi. Saçları uzun ve siyahtı. “Kızım bu parayı niçin veriyorsun, kabak çekirdeği parasını verdin?” dedi. Sonra parayı avucuma tekrar koydu. “Sakın bir daha bir şey almadan kimseye para verme.” dedi.

C) İnsan ellerinin açtığı kanal, bu ovaların yalnız susuzluğunu artırır. Bulanık ve tembel, sanki buraya geldiklerine kızıyorlarmış gibi yüzlerini buruşturarak ağır ağır akan sular, biraz ötede çatlaklarını “Su!” diye bir karış açan toprakları doyurmak değil, buğuları ve serinlikleriyle olsun avutmaz. Bir zeytinyağı ırmağı gibi koyu, sıkıntılı bir akışla sallana sallana geçip gider.

D) Gözlerimi kapar, dışarıdaki akşamı tekrarlayan hüzünlü içimi seyrederdim. Esmer renkleri, sessizlik arkasındaki

hayatıyla akşamın ruhunu o kadar iyi ve ezberden biliyordum. Bu ses de bir akşam sesiydi. Yalnız garip bir cins

eksikliği vardı. Bu bir erkek mi, kadın mı, çocuk mu?

P:167

167

test

ANLATIM TEKNİKLERİ 2

7. I. Murat, çardağın dibinde hiddetli dolaşıyor. Her zaman öyle yapar. Çardağın yanına, yönüne kavun kabukları atılmış. Bir de içi geçip çürümüş karpuzlar kavunlar atılmış. O bunları bırakıp sağlam olanları arıyor. Ne yaptı etti de

sağlam bir kavun buldu. Aldı ve getirdi çardağın dibine.

II. Aradan yıllar geçti. Çocuklar büyüyüp delikanlı, ev bark, çoluk çocuk sahibi oldular. Buse İstanbul’da, Gaye

Bursa’da, Sultan Sakarya’da, Ömer de Kocaeli’de yaşıyordu. Çocuklukta beraber olan bu kafadar arkadaşların

yolları ayrılmış gibi gözükse de yılın belli zamanlarında ailecek görüşme fırsatı buluyorlardı.

III. Köyün üzerini örten kara bulutlar, yerini masmavi gökyüzüne bırakmıştı. Yılan gibi kıvrıla kıvrıla akan derenin suları, coşkulu türküler söyleyerek akıyordu. Vadi rengârenk tomurcuk ve çiçeklere bürünmüştü. Arılar, türlü renklerdeki kelebekler çiçek çiçek dolaşıyordu. Kuşlar semada özgürce uçuyor, kuzular yemyeşil çimenler arasında

oraya buraya koşuşuyordu.

IV. Cenaze arabasındaki tabut neredeyse düştü düşecekti. Kendimi nedense bir Faulkner kahramanı gibi hissettim.

Tabutu bir süre dikkatle izledikten sonra kuşkularım dağıldı. Hayır, düşmeyecekti. Taksinin arka camından peşimizdeki sıra sıra arabalara baktım. Ağabeyim, babam aynı arabadaydı. Metanetli görünüyorlardı.

Numaralanmış metinlerden hangisinde diğerlerinden farklı bir anlatım tekniğine başvurulmuştur?

A) I B) II C) III D) IV

8. Gözüm kapıda hep onu bekledim. Açılan kapıyla birlikte, elinde çay dolu tepsi, içindeki tüm acıları saklayıp gülümseyen çehresiyle içeri girişini ve o “Şekersiz senin.” seslenişini hâlâ hatırlıyordum. Arkama

yaslanıp gözlerimi kapadım. O an hastanedeki boğuk sesi yankılandı kulaklarımda: Kurtulacak mıyım?

Dışarıda ağır ağır çöken bir akşam vardı. Cıvıl cıvıl

çocuk sesleri odaya doluyordu. Bahçeye çıktım; kendi elleriyle diktiği ağaçlara, güllere baktım. Sonra

ağaçların altındaki plastik sandalyelere oturdum. Karşıda, tepelerin ardında, ay ışığının aydınlattığı gökyüzünde kara bulutlar vardı.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Öyküleme B) Tartışma

C) Açıklama D) Betimleme

9. Devlet savaş ilan etmiş. Düşman, sınır boylarımıza

gelmiş, vatan toprağını çiğnemeye hazırlanıyor. Vatan toprağı tehlikede olsun da ben evimde rahat döşeğimde yatayım. Nasıl olur? Vatan toprağı tehlikededir. Beni yüce kudret sahibi yarattı. Vatanım büyüttü. Ben açtım, karnımı vatan doyurdu. Üzerimde

hiçbir giysi yoktu, vatan sayesinde giyindim. Bedenim vatan toprağından, nefesim vatan havasından.

Bir defa düşün. Vatanımız sayesinde herkesin hakkı,

hukuku ve hayatı korunuyor. Ben de bu düşüncelerle vatanı kurtarmak için cepheye gittim, vatanım için

savaştım.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisi

ağır basmaktadır?

A) Bir konu hakkında bilgi verme

B) Tasarlanmış ya da yaşanmış bir olayı anlatma

C) Bir varlığı dış görünüşüyle anlatma

D) Okuyucuyu bir konuda ikna etme

P:168

168

test

/avantajyayinlari

ANLATIM TEKNİKLERİ 2

10. Larenjit, ses kutunuzun (gırtlağınızın) veya ses tellerinizin aşırı kullanım, tahriş veya enfeksiyon nedeniyle iltihaplanmasıdır. Ses kutunuz içinde bulunan ses telleri, yumuşak bir biçimde hareket eder ve titreşimler aracılığıyla sesleri

oluşturur. Ancak iltihaplanma durumu yaşadığınızda, ses kutunuz şişer ve sesiniz kısık olarak çıkar. Hatta bazı larenjit vakalarında ses tespit edilemez hâle gelir. Bunun yanında nefes alma zorluğundan, boğaz ağrısından ve sesinizin boğuk çıkmasından şikâyet edersiniz.

Aşağıdaki metinlerden hangisinde kullanılan anlatım tekniği bu metindeki anlatım tekniği ile özdeş değildir?

A) Oldukça köklü bir geçmişi olan kuşkonmaz bitkisinin Eski Yunan mitolojisinde pek çok resimde yer aldığı bilinmektedir. Yunan tarihinde kutsal kabul edilmektedir. Asya ve Doğu Akdeniz’de de aynı dönemlerde sıklıkla yetiştirilen bitki, sağlık bitkisi olarak bilinmektedir.

B) Şaşıyorum her sanat eserinde derin mesaj arayanlara. Onlara göre her roman, her şiir doğrudan bir mesaj vermeli. Onlara dediğim şey hep aynı: Sanatın inceliğini ve zarifliği sizin ona yüklemek istediğiniz yükleri kaldırmaz.

C) MÖ 1000’lerde Fenike medeniyetinde öğrenilmesi güç olan çivi yazısı ve hiyeroglifin yerine geçecek bir alfabe

icat edildi. Fenike alfabesinde harfler belirli sesleri ifade ediyordu. 22 sessiz harften oluşan bu alfabe günümüzde kullandığımız alfabenin de kökenini oluşturuyordu. Akdeniz’de ticaretle uğraşan Fenikelilerle alışveriş yapan

Yunanlar, bu alfabeyi kendi dillerine uyarlayarak Yunan alfabesini geliştirdiler.

D) İncir, ficus ağacında (Ficus Carica) büyüyen bir meyvedir. Ficus caria ise dut ailesi bitkilerinden biridir. Yüzyıllardır sevilerek tüketilen incir dünyada da oldukça sık üretilmesine rağmen en çok Türkiye’de üretilir. FAO verilerine göre dünyada 1.057.000 ton incir üretilmiştir ve bunun 280.000 tonu ülkemiz topraklarında yetişmiştir. Ülkemizde özellikle Ege Bölgesi’nde yetiştirilmekte olup Aydın ilinde en yüksek oranda incir yetiştirilir.

11. Babaannemden dinlemiştim doğduğum günü. Bahçede, erik ağaçlarının ortasına reçel kazanları kurup tüm çocuklarına kış için reçeller yapardı. Kayısı, erik, vişne, çilek reçelleri… Bu tatlı telaşın olduğu bir gün, henüz doğumuma

iki hafta varken birdenbire annemin çığlıklarıyla telaş kaplamış haneyi. Mavi pervazları olan kapının yanı başındaki

gizli bölmede radyodan etrafa yayılan Türk Halk Müziği eşliğinde olmuş doğumum. Yıllardır yaptığı reçeller unutulmuş kazanlarda o telaşla ve ilk defa o yıl reçelsiz kalmış evimiz. Beni sevmişler tatlı niyetine. Babaannem reçelim diye severdi beni. Babaannemden hatıra bir reçelin tarifi kaldı bende, bir de evimin en güzel köşesinde onun çeyizinden kalan tahta komodini… Baktıkça doğduğum seneyi hatırlatan o komodin babaannemin hatıralarıyla dolu… Giden gitti, bense bir türkü eşliğinde yaptım ilk erik reçelimi radyodan yükselen Türk Halk Müziği, yüzümde bir

gülümsemeyle.

Bu metinde,

I. Herhangi bir konu hakkında bilgi verilir, bir şeyler öğretmek amacına yöneliktir. Yazar, sanatlı söyleyişlerden ve

öznellikten kaçınır.

II. Bir yerin veya varlığın özellikleri, bu özelliklerin yazarda uyandırdığı izlenimler, okurun gözünde canlanacak şekilde anlatılır.

III. Bir yaşam kesiti, belli bir olaya bağlı olarak anlatılır. Amaç; okuru olayların içinde yaşatmak, kahramanlarla ve

olayla özdeşleştirmektir.

IV. Yazar bir konu ile ilgili kişisel görüşünü belirterek okuyucunun o konu hakkındaki fikrini etkilemeye çalışır. Karşılıklı konuşma havası vardır.

anlatım biçimleri bilgilerinin hangilerine değinilmiştir?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV D) III ve IV

P:169

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

169

test

HİKÂYE UNSURLARI

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

3

1. Hikâye edici metinlerde kişilerin, varlıkların yaşadığı ve olayın geçtiği ortama “yer” adı verilir.

Buna göre,

I. Sonraki günlerde yine aynı kişiyle benzer bir telefon konuşması… O “İyi günler!” deyince ben de “Güle güle!” demişim. “Annen benim taklidimi yaptı, dalga geçti benimle.” diye dert yanmış kızıma. Anlatmaya çalıştım taklit falan yapmadığımı, benim ona “Güle güle!” dememin doğal olduğunu ama bunu başardığımdan emin değilim.

II. Ben bir gün ahırda yalnız başıma kaldım. Hasan’la Dadaruh dere kenarına inmişlerdi. İçimde bir tımar etme hırsı uyandı. Kaşağıyı aradım, bulamadım. Ahırın köşesinde Dadaruh’un penceresiz, küçük odası vardı. Buraya girdim. Rafları aradım. Eyerlerin arasına falan baktım. Yok, yok! Yatağın yanında, yeşil tahtadan bir sandık duruyordu. Onu açtım. Az daha sevincimden haykıracaktım. Annemin bir hafta önce İstanbul’dan gönderdiği hediyelerin içinden çıkan gümüş kaşağı pırıl pırıl parlıyordu.

III. Bir gözü sola doğru biraz kaymıştı. Sağ tarafının beyazı ile göz kapağı arasına ciğer kırmızısı bir et parçası oturmuştu. Böyle mi doğmuştur? Yoksa çocukken bir şey mi batmıştır? Bu arızalı göz, öteki gözden daha parlaktır,

daha siyah, daha canlı, daha zekidir. Bana bir kamburu hatırlatıyor bu göz, tuhaf değil mi? Bütün kamburlar iyi

yürekli, sevimli insanlardır. Arkadaş canlısıdırlar, şendirler.

IV. Şekerin hemen hiç bulunmadığı yıllarda bir öğretmen, bir köye konuk olur. Akşam yemekten sonra evde bir telaştır başlar. Ev sahibi sandığının anahtarını bir türlü bulamamıştır. Evin her köşesi aranır taranır, anahtar yok. Sonunda sandığı kırmaya karar verirler. Sandık kırılır, öğretmen işin farkına o zaman varır. Ev sahibi kırdığı sandıktan küçük bir çıkın çıkarır, sandığın içerisinde üç şeker vardır.

metinlerinin hangilerinde “yer” unsuru belirgin değildir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV

2. Büyük nine düşündü. Sol eliyle siyah, parlak saçlarını düzelten torununun torununa şimdi pek üzüntülü bakıyordu. Güneş de tepe noktada sitemkâr bir

şekilde bakıyordu. Bu kız tıpkı büyük matemleri geçirmiş, felaketler görmüş bir zavallı gibiydi. Hiç gülmüyor, hep mahzun duruyordu. Ah, işte hep bu kitaplar onları zehirliyor, onları solduruyordu. Onları bahara, saadete yabancı bırakıyordu. Ansızın kalbinde

bir acı duydu. Bu genç, bu güzel kıza acıyordu. Titreyen zayıf ellerini koltuğunun yanlarına dayadı. Hiddetlenmiş gibi biraz yükseldi.

Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki zaman dilimlerinin hangisinde gerçekleşmiştir?

A) Sabah B) Öğle C) Akşam D) Gece

3. Üçü birden, çay içmek için ellerinden bıraktıkları örgülerine uzandılar. Metal şişten yansıyan bir ışık çizgisinin duvarda belirip hızla yittiği yerde konuşmaktan çok susarak oturuyorlardı. Arada bağrışan, gülüp şakalaşan hatta argo sözler söyleyen çocuk sesleri duyuyorlardı. Ne sattığı anlaşılmayan biri geçiyordu. Sonra tekerlekleri kaldırımda tıngırdayan bir at

arabası... Ardından bir motosikletin vınıltısı... Herkes

sessizliğe bürününce de Şeyma Hanım derin bir soluk alıp “Allah!” dedi usulca.

Bu parçada,

I. Kişiler II. Zaman  III. Mekân IV. Olay

unsurlarından hangileri belirgin değildir?

A) I ve III B) I ve IV

C) II ve III D) II ve IV

AP8JPSB21-040

P:170

170

test

/avantajyayinlari

HİKÂYE UNSURLARI 3

4. Bir adam yaz günü okyanus sahilinde yürüyüş yaparken denize bir şeyler atan bir çocuğa rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu çocuğun, sahile vurmuş denizyıldızlarını denize attığını görür. “Niçin bu denizyıldızlarını denize atıyorsun?” diye

sorar. Çocuk “Yaşamaları için.” yanıtını verir. Bunu duyan adam “Farkında mısın bilmiyorum ama sahil kilometrelerce

uzunlukta ve denizyıldızlarıyla dolu. Bir şey değiştirmen mümkün değil!” Çocuk eğilip eline bir denizyıldızı daha alır ve

okyanusa fırlatır. Denizyıldızının suyla buluşmasını seyrettikten sonra şöyle der: “Bak onun için çok şey değişti.”

Bu metnin hikâye unsurlarıyla ilgili,

I. Olay, bir çocuğun denizyıldızlarını kurtarmak için gayret göstermesidir.

II. Zaman, bir yaz günüdür.

III. Kişiler, adam ile çocuktur.

IV. Mekân, okyanus kenarındaki bir sahildir.

yargılarından hangileri söylenebilir?

A) I ve II B) II ve III C) I, III ve IV D) I, II, III ve IV

5.

Aşağıdaki metinlerin hangisinde hikâye unsurlarının tamamı belirgindir?

A) Baba şimdi birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü sıra sıra yanı başına dizildikleri ve ağızlarını açıp bekleştikleri zamanla, ötesini; bir kurt yüzünden bozulmaya başlayan zaman parçasını birbirine karıştırıp hatırlıyor. Çocuğun burnuna yıldızlardan, çamurdan, tohumdan, albümin ve asit parçalarından bir taze ve belirsiz balık kokusuna, çok uzaklardan alınmış bir deniz kokusuna benzeyen bir koku geliyor.

B) Ben bir hayalet kadar zayıf, beyaz mavi gözlü, on altı yaşında lacivert elbiseli, çarliston pantolonlu, papyon kravatlı,

şık fesli, nahif bir mektepli efendi idim. O yeşil gözlüydü. Çocuğumun yanında göründüğü gibi koyu siyah gözlü değildi. Siyahlar da giymezdi. Yanakları kırmızı kırmızıydı. Sarı, kırmızı saçları vardı. Bir perşembe akşamı mektepten çıkmış eve dönüyordum. Bizden iki sınıf daha büyük bir sınıftan bir çocuk yanıma yaklaştı.

C) Şekercinin kocaman vitrini önündeydiler. Vitrinde boy boy, kutu kutu şekerler, şekerlemeler, çikolatalar… Çikolatalara bakıyorlardı. Ortadaki topaç gibi oğlanın sağında ablası, solunda yoğurtçunun kızı... Yoğurtçunun kızı

“abla” kadardı. Abla az önce topaç gibi kardeşini berbere götürmüştü, çeke çeke. Büyük aynaları vardı berberin, telleri mavi boncuklu kafesi vardı, kafesin içinde sarı, sapsarı kuşu.

D) Bir süredir mahalleye bir baloncu geliyordu. Hemen hemen her sabah ve aşağı yukarı aynı saatlerde, elinde kocaman bir balon kümesiyle köşeden görünür “Balonlar! Renk renk balonlar!” diye bağırarak ağır adımlarla sokağı boydan boya geçer ve öteki köşeden dönüp görünmez olurdu. Bu sabah da görünmüştü işte. Küçük çocuk,

onun gelişini her gün heyecanla bekliyordu. Baloncuyu büyülenmiş gibi şaşkınlıkla izlerken “Bizim eve sığmaz.”

dediği çok sayıda balonun adamı nasıl olup da havaya kaldırmadığını çok merak ediyordu.

Olay Yer

Hikâye Unsurları

Kişiler ve varlık

kadrosu

Zaman

P:171

171

test

HİKÂYE UNSURLARI 3

6. Belediyenin önüne değin söz etmeden geldik. Bir kırlangıç sürüsü yeri taradı, yükseldi, getirdiği nemli rüzgâr, tozu,

çöpü, kâğıt parçacıklarını birbirine kattı, dönendi biraz, uzaklaştı.

— Yağmur inecek, dedim. Durmadan yağar artık. Sen var mısın? Atlayalım, gidelim Ayvalık’a.

— Ayvalık’a mı? Bilmem, hiç gitmedim. Güzel mi?

— Güzel.

— Nasıl döneriz sonra?

— Sabahleyin yedide otobüs var. Merak etme.

— İyi ya. Gidelim.

— Hadi öyleyse. Çeyrek saat sonra bir otobüs var. Kaçırmayalım. Hızlan.

Bu parçada yer alan hikâye unsurları aşağıdakilerin hangisinde doğru işaretlenmiştir?

Olay Yer Zaman Kişi

A) ✔ ✔ ✔

B) ✔ ✔ ✔

C) ✔ ✔ ✔

D) ✔ ✔ ✔

7. Padişah, bir gece rüyasında bütün dişlerinin döküldüğünü, yemek bile yiyemez hâle geldiğini görür. Sıkıntı ve elem

içinde uyanır. Sabah vakti vezirini çağırıp sarayın rüya tabircisinin hemen huzuruna getirilmesini emreder. Uyku sersemi tabircibaşı, gözlerini ovuştura ovuştura sarayda padişahın yanına gelince padişah beklemeden rüyasını anlatıp sorar: “Tabircibaşı! Bu rüya hayır mıdır, şer midir? Neye işarettir, hele bir söyle. “Tabircibaşı biraz düşünür; sonra utana sıkıla “Şerdir Padişahım!” der. Padişah yüzüne karşı böyle söylenmesine şaşırmış, âdeta küçük dilini yutmuştur. Tabirci devam eder: “Uzun yaşayacaksınız ama ne yazık ki bütün yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz.” Bir an sessizlik olur; ardından padişah kükrer: “Tez atın şunu zindana, felaket tellallığı yapmak neymiş öğrensin!” Tabircibaşı, yaka paça götürülüp zindana atılır. Padişah bir başka

tabircinin bulunmasını emreder. Huzura getirilen ikinci tabirciye de rüyasını anlatıp sorar: “Hayır mıdır, şer midir?”

der. İkinci tabirci de önce biraz düşünür ama sonra yüzü aydınlanır: “Hayırdır Padişahım!” der. “Bu rüya; bütün akrabalarınızdan, yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınıza dalalet eder. Daha nice seneler güzel memleketimizi yüksek adaletinizle idare edebileceksiniz inşallah.” diye de devam eder. Padişahın keyfi yerine gelir, ağzı kulaklarında

buyurur: “Bu tabirciyi tabircibaşı yaptım. İki kese de altın verin!”

Bu parçadaki olay, yer, zaman ve kişiler aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

Olay Yer Zaman Kişi

A) Padişahın tabircibaşını cezalandırması Saray Gece vakti Padişah, vezir ve rüya tabircileri

B) Padişahın rüyasını yorumlatması

Saray Sabah vakti Padişah, vezir ve rüya tabircileri

C) Padişahın rüyasını yorumlatması

Saray Gece vakti Padişah ve rüya tabircileri

D) Padişahın rüya görmesi Belirsiz Sabah vakti Padişah ve rüya tabircileri

P:172

172

test

/avantajyayinlari

HİKÂYE UNSURLARI 3

8. I. O sabah Mrs. Harley, parktaki sıralardan birine çöktü. Güneş kızgındı, çatırdayan dizlerine iyi geliyordu. Hava o

kadar duruydu ki ırmağın uzaktan görünüşü değişmiş gibiydi. Welfare Adası bir taş atımı uzaktaydı sanki, ışığın

bir oyunu sonucu kentin aşağılarındaki köprüler merkeze çok daha yakın görünüyordu. (Karakter)

II. Vapur Kasımpaşa’dan yolcu bırakıp yolcu aldıktan sonra Fener’e doğru ağır ağır yollandı. Vapurun alt kat salonun geniş pencerelerinden birinin önündeydim. Güneş uzaklarda kıpkırmızı batmış, hava oynamış, ortalık yumuşamıştı. Öfkesi kırılmış güneşin altında Haliç püfür püfürdü. Cibali, Sultanselim, Fener, Balat daha uzaklar mavi

bir duman içinde yükseliyorlardı. (Mekân)

III. Nurhayat Hanım, orta yaşı geçmiş ve hâlâ evlenmemiş kızı Hayriye ile pencere önündeki üçlü koltukta oturuyordu. Eylülün ikindi güneşi Nurhayat Hanım’ın omzunu aşarak elindeki çay bardağına girip çıkıyor, koltuğun rengi

solmuş döşemesine dokunup yerdeki kilime yayılıyordu. Geçen hafta yapılan komşu kızının düğününde olan biteni konuşuyor ve dedikodunun dibine vuruyorlardı. (Olay)

IV. Irmaktan gemiler geçip gidiyordu, onlar suyu yararken havaya yeni sürülmüş bir tarladan yükselen taze toprak

kokusunu andıran nemli, keskin bir koku doluyordu. Parkta başka bir dadıyla çocuktan başka kimse yoktu. Selçuk, sahile gidip kumda oynamasını söyledi. Deborah, ölü güvercini o sırada gördü. “Güvercin uyuyor.” dedi. Kanatlarına dokunmak için eğildi. (Zaman)

Numaralanmış metinlerin hangisinde yay ayraç içinde verilen hikâye unsuru belirgin değildir?

A) I B) II C) III D) IV

9. — Yangının olduğu yerden mi geçeceğiz?

— Yo, yo, oradan istesek de geçemeyiz. Her tarafını kapadılar. Çok tehlikeli. Binaların bazılarının yıkılması gerek. Merak etme, bizim kaldığımız yerde bir sorun yok. Bu sokak kalıntıların bir buçuk

blok aşağısında kalıyor.

“Senin yaşadığın apartmandan mı bahsediyorsun?”

diye sordu Sally, Kent’in kullandığı “biz” sözcüğüne

dikkat kesilip. “Bir çeşit, evet. Birazdan göreceksin

zaten.” Tatlı tatlı, gönülden konuşuyordu ama sanki

nezaket gereği yabancı dilde konuşan biri gibi çaba

harcıyordu. Sesini Sally’ye duyurduğundan emin olmak için bir parça eğilmişti. Bu özel çabayı, onunla

konuşmanın gerektirdiği, özenli bir çeviriyi yapmaya

benzeyen hafif emeği, Sally’nin fark etmesi isteniyordu sanki.

Bu parçada aşağıdaki hikâye unsurlarından hangisi belirgin değildir?

A) Zaman B) Mekân C) Olay D) Kişiler

10. “Eğer dilediğin her şey gerçekleşecek olsaydı ne isterdin?” dedi babası.

“Bilmiyorum.” dedi Roy.

“Soruyu iliklerinde hissedecek zamanı tanımıyorsun

kendine, evlat. Ne isterdin? Düşünsene bir. Hayalin

nedir?” diye devam etti babası.

Roy düşündü ama bir şey bulamadı. Babasının hayaline eşlik etmekten başka bir şey yapmadığını düşünüyordu. Fakat sonunda şöyle dedi: “Büyük bir

tekne, onunla Hawaii’ye gider, sonra da belki dünyanın çevresini dolaşırdım.

Bu metinde aşağıdakilerin hangisinde verilen

hikâye unsurları belirgindir?

A) Zaman - Olay B) Kişiler - Olay

C) Olay - Mekân D) Kişiler - Zaman

P:173

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

173

test

HİKÂYE UNSURLARI

Bu testte 9 soru yer almaktadır. 14

4

1. • Babamın Almanya’ya gittikten sonra iyice bozulduğunu, bize hiç para göndermediğini, neler neler... Başkaları da

gidiyormuş Almanya’ya ama onlar canlarını dişlerine takıp çalışıyor, çocuklarının geleceğini kurtarmaya uğraşıyorlarmış. Benim babamsa vurdumduymazmış, akılsızmış.

• Bütün çabam boşa gitti. Tutamıyordum kendimi. Sel gibi geliyordu gözlerimden yaşlar. Yastığım sırılsıklam oldu.

İyice gömüldüm yorganın altına. Burnumu çekmemeye uğraştığım için nefes alamaz oldum. Azıcık araladım yorganı, annemin gözleri hâlâ tavanda.

• Otobüsten en son o indi, çiseleyen yağmur yerleri ıslatmıştı. 60 yaşlarında, saçları ağarmış, uzun boylu bir adam

sallana sallana sokağı geçti. Dizlerindeki ağrı yavaş yürümesini gerektiriyordu. Yaşlı gözleri iyi seçemiyordu. Sokaklar sessiz, hiç de tekin görünmüyordu.

• Bir bedevi; devesine iki dolu çuval yüklemiş, güneş doğmaya yakın yola çıktı ve tanımadığı biri ile karşılaştı. Bu

adam onu lafa tuttu. Vatanından sorup konuşturdu ve o suallerle bir hayli inciler deldi. Sonra dedi ki: “O iki çuvalda ne dolu? Doğruca söyle!” Bedevi “Bir tanesinde buğday var. Öbürü kum, yiyecek bir şey değil!” dedi. Adam

“Neden bu kumu doldurdun?” diye sordu ama bu tavır adamın hoşuna gitmedi.

Bu metinlerin kaç tanesinde “zaman” unsuru belirgindir?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4

2. Aşağıda hikâye unsurlarının belirlenmesi için verilen metinler bulunmaktadır.

Buna göre sembollerle gösterilen metinler ve hikâye unsurlarını gösteren renkli kutular eşleştirilirse doğru

eşleştirme aşağıdakilerden hangisi olur?

▲ ★ *

A)

B)

C)

D)

Kişiler / Olay / Yer / Zaman Mekân / Olay / Kişiler Kişiler / Olay

Terminal tenhaydı. Alanı iyice

görebilecek bir koltuk seçtim.

Karşımda bir çift, ayakta duruyordu. Adam uzun boylu ve çok

zayıftı. İçine fazlaca Fransızca

sokuşturulmuş bir Yahudiceyle

bazı şeyler anlatıyordu. Kadın

yarı ilgisi onda, çevresini inceliyor, sonra dürtülmüş gibi dönüyor, aynı ses tonlu bir kelime dizisi gürültüyle başlıyor ve son

buluyordu.

Dalmışım, bir elin omzuma değmesiyle sıçradım. Üniformalı, tanımadığım bir adam “Avni Bey?” diye sordu. Tereddütle “Evet.” diye

cevap verdim. “İnci Hanım gönderdi beni.” dedi. “Gümrük kontrolünü hemen yaptırması gerektiği için

buraya gelemiyor. Lütfen, siz gideceksiniz.” Koltuktan ağırca doğruldum, sonra durdum birden. Peki

ama diye düşündüm, bu kadar insan arasında, böylesine emin nasıl buldu bu adam beni?

*

Erkek kapıyı açtıktan sonra geri çekildi. Geçmesi için karısına yol verdi. Ellerinde küçük yol çantaları, bavullarıyla eve girdiler.Bir tuhaftı evin

içi.On gündürinsansız kaldığını belli eden bir hava, bir yabancılık kokusu sinmişti her köşesine evin.Akşama doğru işten çıkıp geldikleri

için ikisi de yorgundu. Hemen bir

şeyler hazırlayıp yediler ve dinlenmeye geçtiler.

AP8JPSB21-041

P:174

174

test

/avantajyayinlari

HİKÂYE UNSURLARI 4

3. Öğrencilerden bazıları Gülsüm Öğretmen’in verdiği metinde bulunan hikâye unsurlarını bulmaya çalışmıştır. Belirgin

olan unsur için “✔” sembolünü kullanmışlardır.

“Baba bana muz alır mısın?” dedi. Adam sessizce “Söz kızım para kalırsa bu hafta alacağım sana.” deyip ilerledi

ama tam arkasındaki beni fark etmedi. Pazarcı ağabeye dedim ki “Bu adam ile çocuğuna iyi bak. Şimdi 2 kilo muz

tart. Birazdan senin tezgâhın önünden geçerse ve durup muz almazsa seslen. Sonra ona “Hani geçen hafta bozuk

yok diye para üstü verememiştim ya. İstersen muz vereyim, helalleşelim.” diyeceksin. O baba çocuğun yanında rencide olmasın. Ama canı muz çekmiş, aklında kalmasın. Eğer böyle yaparsan hem sevaba girersin hem de bereketlenirsin. Söz fazla fazla vereceğim, 10 kilo da ben alıp götüreceğim. Şimdi ben arka taraftan sizi seyredeceğim...

Ağabey kızını diğer tarafa almış, geçiyor. Kızı muz tezgâhını görmesin istiyor. Pazarcı ağabey tam da dediğimi yaptı. O küçük kız o poşeti babasına bırakmadı, kendisi taşıdı. Aslında babası anlamıştı. Pazarcı bir hayır yapmak için

bu oyunu tasarlamıştır diye sanmıştı. Başı önde yürüdü gitti. Son bir defa dönüp sessizce gözleri ile teşekkür etti.

Pazarcı ağabeye uzattım parayı almadı. Göz yaşlarını saklamak için arkasına bakmaktaydı. Birini mutlu etmek bu

kadar kolaydı. Ama bütün mesele aynı zamanda da babayı utandırmamaktı. Çok şükür bu da kısmet oldu. İçimiz

huzur ile doldu. Aslında 7,5 TL idi kilosu. Ama işte olmayınca olmuyordu. Ama en çok beni etkileyen bir tane yemek

isteyen kızına “Evde ye kızım, belki alamayan vardır, olur mu?” diyen baba oldu...

Buna göre metinde bulunan hikâye unsurlarını doğru belirleyen öğrenci aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tuna B) Turgut C) Tarık D) Tufan

Olay Yer Zaman Kişi

Tarık ✔ ✔ ✔ ✔

Tufan ✔ ✔ ✔

Turgut ✔ ✔ ✔

Tuna ✔ ✔ ✔

4. Salondan üst kata çıkan merdiven başında duran iki bavulu erkek, küçük iki yol çantasını da karısı aldı. Yatak odasına çıkarıp elbise dolabının önünde yere bıraktılar. Adam karyolanın kenarına ilişip oturdu. Kadın pencerenin perdelerini açtı.

Bu hikâyeye aşağıdakilerden hangisi eklenirse “zaman” unsuru belirgin hâle gelir?

A) Geçen ay başına gelen talihsiz olayı anımsadı ve kocasına anlatmaya başladı. Nasıl olmuş da kurtulmuştu anlam veremiyordu. Kocası da neden daha önce söz etmediğine darılmış şekilde odaya geçti.

B) Odanın havalanması için elinden geleni yapıyordu. Çünkü içerisi çok ama çok pis kokuyordu. Bunu çözmenin

başka yolunu aramaya koyuldu. O sırada da kocası yorgunluk çayı içsek de sonra devam etsek deyince kadın

çok sinirlendi.

C) Odayı havalandırdı. Ama hava soğuk diye hemen de kapattı camları. Tatil köyünde de soğuğa alışmışlardı. Kayak merkezinde çok eğlenmiş, soğuğa aldırış etmemişlerdi. Sanırım bu tatile bir kez daha gideceklerdi. Çünkü

şimdiden planlamalar başlamıştı.

D) Kocası kendisinden çay istediği için hemen mutfağa geçti ve çay suyunu ocağa koydu. O sırada da aperitif bir

şeyler hazırlamaya başladı çayın yanında yemek için. Çok yorgun olduğu için böyle bir yola başvurmuştu.

P:175

175

test

HİKÂYE UNSURLARI 4

6. Babasının işi nedeniyle çocuğun ortaöğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken büyüdüğü zaman ne

olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası. Çocuk bütün gece

oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan yedi sayfalık kompozisyon yazdı. Hayalini ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların

ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1.000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi gün hocasına sunduğu yedi sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi.

Bu metinle ilgili,

I. Mekân belirgin değildir.

II. Olay belirgindir.

III. Zaman belirgindir.

yargılarından hangileri söylenebilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

5. Aşağıdaki metinlerin hangisinde hikâye unsurlarından “olay, zaman ve kişiler” belirgindir?

A) Dayıyla yeğen yollarına devam ettiler. Az gittiler, uz gittiler, dere tepe düz gittiler, sonunda bir dağ başına ulaştılar. Dağ başı ormanlıktı. Ormanda bir oduncu koskocaman bir ağaç kökünü bıçkıyla biçiyordu. Ceketsizdi, kolları sıvalıydı. Geniş alnı terlemişti. Çok yorulmuş, dermanları kesilmişti. Dinlenmek için bir yere oturdular ve epey

dinlendiler.

B) Ormanlar kralı aslan kocaman bir ağacın gölgesine yatmış. Sırtını da ağaca dayamış, uyuyormuş. Bu ağacın dibindeki kovukta da bizim minik farenin yuvası varmış. (...) Minik fare içinden gelen sesi dinlemiş. Korka korka aslanın üstüne çıkmış.

Ormanlar kralı aslan kükreyerek:

— Bre densiz, üzerimde ne ararsın? demiş.

Minik farenin neredeyse korkudan ödü patlayacakmış. Kekeleyerek:

— Efendimiz vallahi kötü bir niyetim yoktu. Yalvarırım canımı bağışlayın. Hem bakarsınız bir gün benim de size

yardımım dokunur.

C) Çok erken bir vakitte çıktılar. Gidecekleri yere daha çok vardı. Hasan ile Buse gidene kadar da aralarında ne olup

bittiğini konuştular. Annesinin tahlil sonuçlarının doktorun dediği gibi kötü gelmesi durumunda ne yapacaklarını,

alternatif planları konuştular. Sabah erkenden çıktıkları için kahvaltı da yapmamışlardı. Bu yüzden Hasan gidip

poğaça ve çay alıp gelmişti. Meraklı bekleyiş de başlamıştı.

D) Baloncu önde, küçük çocuk arkada mahalleyi baştan sona birlikte geçiyorlardı. Baloncu ara sıra dinlenmek için

durduğunda o da duruyor ve sonra yine izlemeyi sürdürüyordu. Yine bir gün baloncu dinlenmek için durduğunda küçük çocuk bütün cesaretini toplayarak yanına gitti. Önce balonları yakından bir süre izledikten sonra “Baloncu amca!” dedi. “Biliyor musun, benim hiç balonum olmadı.”

7. Nasrettin Hoca bir gün gölün kıyısına gider. Elinde

koca bir kaşık yoğurdu da yanına almış. Nasrettin

Hoca, kaşığındaki yoğurdu göle sokmuş ve yoğurdu

göle boşaltmış.

O sırada köylülerden biri onu görmüş ve şaşkınlıkla:

— Hoca ne yapıyorsun, diye sormuş.

Hoca gülümseyerek:

— Gölü mayalıyorum, ne yapayım, demiş.

Adam, Hoca’ya bakmış ve kahkaha atarak:

— Ne diyorsun be Hoca, çıldırmış olmalısın. Koskoca göl hiç maya tutar mı, demiş.

Hoca gülümsemesini hiç bozmadan:

— Peki ama ya tutarsa, demiş.

Bu metinde aşağıdaki hikâye unsurlarından hangisi belirgin değildir?

A) Kişiler B) Mekân C) Zaman D) Olay

P:176

176

test

/avantajyayinlari

HİKÂYE UNSURLARI 4

8. I. Alaca karanlığın bitişiyle sisli hava bastırdı. Gündüzün gürültülü atmosferi yerini derin bir sessizliğe bıraktı. Karanlık ağırlaştıkça kuru soğuk artıyordu. Sıcaklık birden 0 derecenin altına indi. Sokağın biraz uzağındaki caddenin cıvıl cıvıl hareketliliğine karşın, o taraftan bu tarafa geçmeye kimse cesaret edemiyordu.

II. Zafer yolunda unutamayacağım yüzlerden biri, Hatice Nine’nin yüzüdür. Salihli’de, yangın yıkıntıları ortasında

kalan beş on evden birindeydim. Halk bir türlü kâbusun geçtiğine inanamıyor, bir türlü uyuyamıyordu. Boş sokaklarda kadın erkek dolaşıyor, hep çocuklar gibi koşuşuyorlardı. Ortalık ağarıyor, hâlâ kadınlar gelip gidiyor,

hâlâ birbirimizin boynuna sarılıp koklaşıyorduk, hâlâ geçen günleri konuşuyorduk ve Hatice Nine, en son gelenlerdendi. Ben artık yatağıma uzanmıştım. Ev sahibi kadınla çıktı, o da geldi, boynuma sarıldı. Bana öyle geldi ki bu zafer arasında bütün Salihli’deki kadınların kimi sevgili bir vücudu, hepsi yerini yurdunu hatta karnını

doyurabilmek güvenini kaybettikleri için arada alınlarından uçan siyah endişe gölgesi Hatice Nine’de yoktu.

III. Mustafa Kemal, 23 Ağustos 1922 günü gizlice Konya’ya gitti. Oradan Akşehir’e vardı. Fevzi Çakmak ve İsmet

İnönü gibi ileri gelen komutanları çevresinde topladı. Birlikte bir taarruz planı hazırladılar. 26 Ağustos sabahı erken saatlerde Gazi Mustafa Kemal, Afyon Kocatepe’de bulunuyordu. Gün ağarırken verdiği buyrukla görülmemiş bir saldırı başladı. Toplar patlıyor; Mehmetçikler, İngilizlerin “Ancak altı ayda aşılabilir.” dedikleri Yunan siperlerini yıldırım gibi aşıyordu.

IV. O çevrede kurulan milis kuvvetler arasında mektup taşıyordum. Osmaniye’ye geldiğimde bugünkü Zafer Camisi’nin

olduğu yer kilise idi. Ben Ermeni gibi görünerek kiliseye girdim. Ayağımda ham deriden bir çarık, sırtımda yamalıktan oluşan bir asker paltosu vardı. Kilisede bulunan tel örgüleri, Fransız cephanelerini öğrendim. Onları babama anlattım. Babam da bunları yazarak Hasan Paşa’nın yanına gönderdi. Böylece istihbarat sağlıyorduk.

Numaralanmış metinlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. metinde zaman unsuru belirgindir. B) II. metinde mekân unsuru belirgin değildir.

C) III. metinde hikâye unsurlarının tamamı belirgindir. D) IV. metinde belirgin olmayan hikâye unsuru vardır.

9. Annem, bana ayağımla A harfini çizmeyi öğrettikten sonra bütün alfabeyi hemen hemen aynı yolla öğretmeye koyuldu. Kendisine mucizevi bir biçimde sunulan fırsatı değerlendirmeye ve benim, dünyanın geri kalanı ile konuşarak olmuyorsa yazılı olarak iletişim kurmama yardım etmeye karar vermişti. Onun bu işe koyulması ile ilgili hatırladıklarım gayet net. Ev işleri ile çok meşgul olmadığı günlerde, bana birbiri ardına harfleri öğretmek için saatlerini

harcardı. Bir parça tebeşir ile her harfi yere yazardı. Sonra bir silgi ile onları silerdi ve bu harfleri bana hafızamdan,

ayak parmaklarımın arasında tuttuğum tebeşirle yeniden yazdırırdı. İkimiz için de zor bir işti bu.

Bu metnin hikâye unsurları aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

A) Olay Annenin çocuğuna alfabeyi öğretmesi

Yer Belirsiz

Zaman Belirsiz

Kişiler Anne ve çocuk

B) Olay Çocuğun alfabeyi öğrenmesi

Yer Ev

Zaman Belirsiz

Kişiler Anne ve çocuk

C) Olay Annenin çocuğuna alfabeyi öğretmesi

Yer Ev

Zaman Gündüz vakti

Kişiler Anne ve çocuk

D) Olay Annenin çocuğuyla ilgilenmesi

Yer Belirsiz

Zaman Gündüz vakti

Kişiler Anne ve çocuk

P:177

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

177

test

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

5

1. Tiyatro sanatı çağıyla birlikte değişen, temel ögelerini de bu değişikliklere, yeniliklere göre kullanan bir olgudur. Bunun en önemli nedeni tiyatro sanatının, toplumun gelişmesine her yönden bağlı oluşudur. Ünlü İspanyol ozanı ve

yazarı Lorca’nın dediği gibi, tiyatro, halkın barometresidir. Bu büyük ozana göre, “Tiyatrosuna yardım etmeyen, onu

desteklemeyen bir halk ölmemişse bile, ölüm derecesinde hastadır.” Kısacası, tiyatro sanatı, toplumun bir aynasıdır: “Ülkenin yüceldiğini ya da çöktüğünü gösteren bir barometredir.” Tiyatro sanatı, toplumdaki birikimden ve değişimden dram sanatından daha önce etkilenir.

Doğal olarak tiyatro sanatını etkileyen yazarlar, yönetmenler de vardır. Ancak tiyatronun tarih içindeki gelişmesinde,

tiyatro sanatının toplumdaki oluşumlardan dram sanatından daha çabuk etkilendiği saptanmıştır.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Tanımlama B) Karşılaştırma

C) Tanık gösterme D) Sayısal verilerden yararlanma

2. Kral kelebeği en uzun mesafe göç eden böcek türü olarak kabul ediliyor. Her yaz mevsiminin sonunda 100 milyondan

fazla kral kelebeği Kuzey Amerika’dan Meksika’ya yaklaşık 4750 kilometre göç eder. Aslında tek bir kral kelebeğinin ömrü bu yolculuğu tamamlamaya yetmez. Ancak göç sırasında dişi kral kelebeklerinin bıraktığı yumurtalardan çıkan bireyler yolculuğu tamamlar. En uzun mesafe göç eden memeli türü ise gri balinalar. Biology Letters dergisinde yayımlanan

araştırmada bilim insanları Büyük Okyanus’un kuzeyinde yaşayan gri balinaların, başlıca beslenme alanları olan Rusya’nın

Sakhalin Adası ile Meksika kıyıları arasındaki yolculukları sırasında yaklaşık 22.500 kilometre katettiğini belirledi. Bu, bilinen en uzun memeli göçü. Dünyanın en uzun mesafe göç eden hayvan türü ise kuzey sumrusu. Bu küçük kuşlar her yıl

Grönland ile Antarktika arasındaki uzun bir rotayı takip ederek göç ediyor. Çok küçük ve hafif izleme cihazları kullanılarak yapılan araştırmalar bazı kuzey sumrusu türlerinin yılda 80 bin kilometreden uzun mesafe uçtuklarını gösteriyor. Bu,

ortalama 30 yıl yaşayan bu kuş türlerinin ömürleri boyunca Dünya ile Ay arasındaki uzaklığın yaklaşık 6 katı yani 2,4 milyon kilometre göç ettiği anlamına geliyor.

Bu metnin anlatımında,

I. Tanımlama

II. Karşılaştırma

III. Sayısal verilerden yararlanma

düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmıştır?

A) Yalnız III B) I ve II C) I ve III D) II ve III

AP8JPSB21-042

P:178

178

test

/avantajyayinlari

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI 5

3. Elektrikli araçlar elektrik enerjisinin depolandığı bataryalardan enerji alır. Petrol yakıtlı araçların enerji kaynağı ise

benzin, dizel ve LPG (sıvılaştırılmış petrol gazı) gibi fosil yakıtlardır. Elektrikli araçlarda elektrik enerjisini hareket enerjisine dönüştüren elektrikli motorlar, petrol yakıtlı araçlarda içten yanmalı motorlar kullanılır. Elektrikli araçlarda motorlar dairesel hareket oluşturur. Bu sayede elektrikli motorun oluşturduğu hareket doğrudan tekerleklere aktarılabilir. İçten yanmalı motorlarda ise pistonların doğrusal hareketi farklı sistemler kullanılarak dairesel harekete dönüştürülür. Elektrikli motorların dönme hızı 0-18.000 rpm (dakikadaki dönme sayısı) arasında değişir ve elektrikli motorlar farklı dönme hızlarında yüksek verimlilikle güç üretebilir. İçten yanmalı motorlar ise belli bir hız aralığında -çoğunlukla yüksek hızlarda- maksimum güç üretir. Bu nedenle içten yanmalı motorlu araçlarda motor tarafından üretilen

gücün tekerleklere verimli bir şekilde aktarılması için şanzıman sistemine ihtiyaç vardır. Elektrikli motor kullanan

araçlarda ise bataryalardan sağlanan enerji kontrol edilerek motorun hızı ve oluşturduğu tork değiştirilir.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Tanık gösterme B) Benzetme

C) Örnekleme D) Karşılaştırma

5. Bir ortamın içinde hareket eden ışık ışınları başka bir

ortamla karşılaştıkları zaman ya yansıyarak aynı ortamın içinde kalırlar ya da kırılarak diğer ortama geçerler. Yansıma durumunda ışığın ara yüzeye geliş

açısı ile dönüş açısı aynıdır. Ancak kırılma sırasında

açı değişir. Kırılma açısı ortamların kırılma indisleri tarafından belirlenir. Ayrıca kırılma indisi ışınların dalga

boyuna bağlı olarak değiştiği için farklı renkteki ışınlar farklı açılarla kırılır. Örneğin beyaz ışık farklı dalga

boylarındaki ışınların bir bileşimidir. Farklı dalga boylarındaki ışınlar bir prizmanın içinden geçirildiği zaman farklı açılarla kırılır. Böylece beyaz ışık kendini

oluşturan farklı renklerdeki ışıklara ayrışır. Kırılma açısı kırmızı renk için en büyük, mor renk için en küçüktür. Gökkuşağının oluşumu da ışığın prizmadan geçerken renklere ayrışmasına çok benzeyen bir süreçtir.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Karşılaştırma B) Benzetme

C) Tanık gösterme D) Örnekleme

4. Yenidoğan bebeklerde görülen sarılığın nedeni kandaki bilirubin molekülüdür. Bilirubin kırmızı kan hücrelerinin parçalanması sırasında hemoglobin molekülünün geçirdiği biyokimyasal değişimler sonucu

açığa çıkan maddedir. Zararlı etkileri olan bilirubin

karaciğer tarafından başka maddelere dönüştürülerek vücuttan atılır. Yenidoğan bebeklerin hemoglobin

seviyesi ve kırmızı kan hücrelerinin parçalanma hızı

yüksektir, bu nedenle kanlarındaki bilirubin seviyesi

de yüksektir. Bebekler doğmadan önce kanlarında

oluşan bilirubin annenin vücudu tarafından ortadan

kaldırılır. Doğumdan sonra ise bu işi bebeğin karaciğeri yapar. Ancak yenidoğan bebeklerin karaciğerleri, kanlarındaki bilirubin moleküllerinin tamamını ortadan kaldıracak kadar gelişememiş olabilir. Yenidoğan bebeklerin yaklaşık %60’ında bu durum görülür.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?

A) Örnekleme - Karşılaştırma

B) Tanık gösterme - Benzetme

C) Tanımlama - Benzetme

D) Tanımlama - Karşılaştırma

P:179

179

test

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI 5

8. Kültürel değerlerimiz ancak sağlam bir dille geleceğe aktarılabilir. Buna dikkat edilmediği takdirde kuşaklar arası iletişimde kopukluklar ortaya çıkar. Orhan Veli Kanık, bu konuda nasıl hareket edilmesi gerektiğini şu sözleriyle ortaya koymuştur: “Dili, her zaman, her yerde düşünmemiz gerekir. Bir takvim yaprağında, bir sokak ilanında dile karşı sorumlu olduğumuzu hatırımızdan çıkarmamalıyız. Binlerce insan

tarafından okunacak bozuk bir cümlenin, birçok kişinin aklını çelebileceğini unutmamalıyız. Sağlam bir

dile ancak böyle ulaşabiliriz.”

Bu metinde aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Örnekleme B) Tanık gösterme

C) Benzetme D) Tanımlama

7. Dünyada bugün 7.111 dilde konuşuluyor. Konuşulmakta olan dillerin konuşurları kalmadığında o dil ölmüş kabul ediliyor. Bazen de çeşitli araştırmalar sonucunda yeni diller keşfediliyor ve bunlar listeye ekleniyor. Bu gibi sebeplerle dünyadaki dil sayısı bazen

artarken bazen de azalıyor. Dünyada binlerce dilin

1000’den az konuşanının olduğu biliniyor ve bu diller tehlikedeki diller (ölmek üzere olan diller) olarak

görülüyor. Binlerce dil içerisinden sadece 23 dil dünya nüfusunun yarısından fazlasını oluşturuyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Örnekleme

B) Tanımlama

C) Karşılaştırma

D) Sayısal verilerden yararlanma

6.

Kauçuk izopren olarak isimlendirilen, küçük molekül birimlerinin birbirlerine bağlanmasıyla oluşan bir

makro moleküldür. Kauçuğu oluşturan polimer zincirleri birbiri içine geçmiş, yumağa benzer bir hâlde

bulunur. Kauçuğun yapısındaki farklı polimer zincirleri arasında kimyasal bağlar oluşabilir. Bu olay

çapraz bağlanma olarak isimlendirilir. Paket lastiği gerildiğinde birbiri içine geçmiş hâldeki polimer

zincirleri açılır ve düz bir hâl alır. Uygulanan kuvvet kaldırıldığında ise polimer zincirleri eski şekillerine

geri döner. Moleküllerin eski dolanık hâllerine dönmesini sağlayan şey farklı polimer zincirleri arasındaki çapraz bağlanmalardır. Paket lastiğinin gerildikten sonra eski şeklini alması kauçuğun bu özelliğinden kaynaklanır. Ancak paket lastiğine uygulanan kuvvet farklı polimer zincirleri arasındaki bağların

kırılmasına yol açacak kadar büyük olursa uzamış hâldeki paket lastiği eski hâline geri dönemez.

I. Metin

Sıvılaşma, genellikle yerin altında, birbirine zayıf bir şekilde bağlı ve aralarındaki boşluklarda su

bulunan yapıların deprem nedeniyle sıvı gibi davranmasıdır. Bu durumun her deprem sonrasında

ortaya çıkmamasının nedeni toprağı oluşturan tanecikli yapıdaki maddelerin yapısındaki boşluklarda

çok miktarda su olmasıyla ilişkilidir. Örneğin zemininde granit gibi sert kayaçların bulunduğu bölgelerde ortaya çıkan depremler toprağın sıvılaşmasına neden olmaz. Ancak özellikle akarsuların taşıdığı

maddelerin (örneğin kum) birikmesiyle oluşan bölgelerin zeminleri hiçbir zaman yeterince sağlam

değildir. Çünkü kum gibi tanecikli yapılarda parçacıklar birbiri üzerinde istiflenmiş hâldedir ve birbirlerine sıkı bir şekilde bağlı değildir. Deprem bu taneciklerin birbirine yaklaşarak sıkışmasına, bunun sonucunda da taneciklerin arasındaki suyun basıncının artmasına neden olur. Suyun basıncı kum taneciklerini hareket ettirmeye yetecek kadar yükseldiğinde zemin sıvılaşır ve çamurumsu bir hâl alır.

II. Metin

Aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisinin her iki metinde de kullanıldığından söz edilemez?

A) Sayısal verilerden yararlanma B) Benzetme C) Örnekleme D) Tanımlama

P:180

180

test

/avantajyayinlari

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI 5

9. Bir işle uğraşırken aynı zamanda müzik dinlemenin, bilişsel yetenekleri (örneğin mantıksal düşünme, problem çözme ve öğrenme yeteneğini) nasıl etkilediğini belirlemeye yönelik birçok araştırma var. Ancak müzik dinlemek aynı

zamanda davranışlarımızı ve duygusal durumumuzu da etkiliyor. Müzik dinlemenin öğrencilerin duygusal durumlarını olumlu yönde etkilediği, stres ve kaygı düzeyini azalttığı biliniyor. Ancak bilişsel yetenekler üzerindeki etkileri

üzerine yapılan araştırmaların bazıları müzik dinlemenin bilişsel performansı artırdığını gösterirken bazıları özellikle

konsantrasyon gerektiren durumlarda olumsuz etkisi olabileceğini gösteriyor.

Bu metnin anlatımında,

I. Benzetme

II. Karşılaştırma

III. Tanımlama

IV. Örnekleme

anlatım biçimlerinden hangilerine başvurulmuştur?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve IV D) III ve IV

10. Ses dalgalarının havadaki hızı saniyede 344 metreyken karbondioksitteki hızı saniyede 267 metredir. Sesin farklı ortamlarda farklı hızlarda hareket etmesi frekansının değiştiği anlamına gelmez. Ancak frekansı aynı olmasına rağmen farklı hızlarda hareket eden ses insanlar tarafından farklı algılanır. Örneğin ses dalgaları helyumda havadakinden yaklaşık üç kat

daha hızlı hareket eder ve helyum gazı soluduğumuzda sesimiz insanlar tarafından farklı şekilde duyulur. Ses farklı ortamlarda örneğin havada, suda ya da bir katıda basınç dalgaları oluşturarak hareket eder. Basınç dalgalarının yayılabilmesi için sesin içinde hareket ettiği ortamı oluşturan moleküllerin birbirine çarpması gerekir. Bu nedenle ses dalgaları daha yoğun ortamlarda daha uzak mesafelere iletilir. Örneğin ayak seslerimiz yerde havadakinden daha uzağa ulaşır. Çünkü havayı oluşturan moleküllerin birbirlerine çarpmaları için daha uzun mesafe katetmeleri gerekir. Bu durum ses dalgalarının enerjilerini daha çabuk kaybetmesine neden olur.

Bu metinde,

I. Tanımlama

II. Karşılaştırma

III. Örnekleme

düşünceyi geliştirme yollarından hangilerine başvurulmuştur?

A) Yalnız III B) I ve II C) I ve III D) II ve III

P:181

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

181

test

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

6

2. Yaşlandıkça vücut şeklimizde de değişimler meydana gelir. Boyumuz kısalır, duruşumuz ve yürüme şeklimiz değişir. Bu durum, vücuttaki farklı yapılarda meydana gelen değişimler nedeniyle ortaya çıkar. Omurgayı oluşturan omurlar arasında disk olarak isimlendirilen, jöleye benzer bir madde bulunur. İlerleyen

yaşlarda bu madde su kaybetmeye ve küçülmeye

başlar. Ayrıca yaşlandıkça kalsiyum ve diğer mineral

kayıplarından dolayı kemik yoğunluğu da azalır. Bu

değişimler omurganın kısalmasına ve zamanla eğilmesine neden olur. İnsanlar 40 yaşından sonra her

10 yılda bir ortalama 1 santimetre kısalır.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?

A) Tanımlama - Sayısal verilerden yararlanma

B) Benzetme - Örnekleme

C) Karşılaştırma - Tanımlama

D) Benzetme - Tanık gösterme

3. Birçok insan tarafından güzel ve sevimli bir yüzün

simgesi olarak kabul edilen gamzeler yanaklarda ve

çenede olabilir. Yanaklardaki gamzeler özellikle gülümsediğiniz zaman ortaya çıkarken çenedeki gamzelerin görülmesi yüz hareketlerine bağlı değildir. Yanaklardaki gamzeler gülümseme sırasında ağız kenarlarını yanaklara ve yukarı doğru çekilmesinden sorumlu kasın yapısal farklılıklarından kaynaklanır. Çenedeki gamzeler ise yavrunun anne karnındaki gelişim döneminde çene kemiğinin ve çene etrafındaki

kasların sağ ve sol bölümlerinin düzgün şekilde birleşmemesi sonucunda ortaya çıkar.

Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) Tanımlama yapılmıştır.

B) Örnekleme yapılmıştır.

C) Karşılaştırma yapılmıştır.

D) Tanık gösterme yapılmıştır.

1. ` İnternet medyanın bir parçasıdır ancak çok seçeneğe sahip olması açısından medyadan daha üstündür. İnternette geri beslenme açısından müthiş bir olanak mevcut. Çok seçenek olduğu için insanları geleneksel medya

gibi bir kulvarda tutamazsın. Bir gazeteyi al demekle, bir siteyi izle demek arasında çok büyük fark vardır. İnsan

medyaya kıyasla internette sürekli yeni şeyler keşfediyor.

` Herkesi her yönüyle bağışlamak bir bakıma herkesi kendinden küçük görmek, kendini herkesten büyük görmek

değil midir? Küçüktür, ne yaptığını, ne dediğini bilmez, bağışla; diye diye kişi kendini ne kadar çok yüceltir. Atalarımız boşuna dememişler: “Bağışlamak büyüklüğün ünündendir.” Dahası herkesi bağışlamak, biraz olsun tanrısallık, insanüstülük sınavında bulunmak değil midir?

` Toplumda insanlar arası güvensizlik, iletişimsizlik ve bencillik artarak devam ediyor. İnsanlar arasındaki uçurum

her gün artıyor. Bu tablo karşısında derin bir ümitsizliğe düştüğümüzde bazen öyle insani olaylarla karşılaşıyoruz ki birden bire yüreğimizdeki kireçler çözülüyor; umutsuzluklar çiçek açan umutlara dönüyor. Bir sanatçımız

için düzenlenen konser de bunlardan biri. Amansız bir hastalığa yakalanan bu müzisyeni iyileştirmek, onun tedavi masraflarını karşılamak için bütün müzisyen arkadaşları seferber olmuşlar.

Bu metinlerin herhangi birinde aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmamıştır?

A) Tanımlama B) Tanık gösterme C) Örnekleme D) Karşılaştırma

AP8JPSB21-043

P:182

182

test

/avantajyayinlari

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI 6

5. Dünyanın bilinen en büyük krateri olan Vredefort, Güney Afrika’da bulunuyor. Kraterin yaklaşık 2 milyar yıl

önce, yaklaşık 10 kilometre çapındaki bir gök taşının

Dünya’ya çarpması sonucu oluştuğu, başlangıçtaki

çapının yaklaşık 300 kilometre olduğu tahmin ediliyor. Ancak şimdiki boyutları daha küçük. Vredefort

Krateri’nin merkezinde çapı yaklaşık 40 kilometre

olan bir yükselti var. Yükseltinin çapı kraterin tabanına yakın bölümlerinde 80 kilometreye ulaşabiliyor.

Meksika’da bulunan ve en büyük kraterlerden biri

olan Chicxulub Krateri’nin ise yaklaşık 65 milyon yıl

önce oluştuğu tahmin ediliyor. Kraterin dinozorların

da yok olmasına neden olan bir gök taşının Dünya’ya

çarpması sonucu oluştuğu düşünülüyor. Chicxulub

Krateri’nin başlangıçtaki çapı 180 kilometreden büyük olabilir.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?

A) Tanık gösterme - Benzetme

B) Karşılaştırma - Sayısal verilerden yararlanma

C) Tanımlama - Örnekleme

D) Sayısal verilerden yararlanma - Benzetme

6. Vücut yapısı, dayanıklılık ve güç sporcuların performansını belirleyen temel etkenler. Genetik faktörlerin bu özellikler üzerindeki etkisi ise aynı düzeyde değil. Aynı zamanda her spor dalının kendine has özellikleri olduğu için, her spor dalıyla uğraşan sporcuların sahip olması gereken fiziksel özellikler birbirinden

farklı. Örneğin basketbolda boy önemli bir özellik ve

genetik faktörlerin boy üzerindeki etkisi hayli yüksek

(%60-%80). Vücuttaki farklı sistemlerin (iskelet kas,

kalp damar, solunum, sinir sistemleri gibi) fiziksel performans üzerinde etkisi var. Örneğin oksijenin dokulara düzenli olarak ulaştırılabilmesi kasların işlevini

yerine getirebilmesi açısından hayli önemli. Maksimal oksijen tüketimi (VO2max) olarak ifade edilen bu

özellik üzerinde genetik faktörlerin etkisi yaklaşık

%50. Benzer şekilde kalp tarafından pompalanan

kan hacmi üzerinde genetik faktörlerin etkisi %42-

%46 arasında.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisi

yoktur?

A) Tanımlama

B) Karşılaştırma

C) Örnekleme

D) Sayısal verilerden yararlanma

4. Son yıllarda yapılan araştırmalar esnemenin beyinde sıcaklık düzenleyici etkisi olduğunu gösteriyor. Bu görüşe göre esnemeyle alınan derin nefes -arabalardaki radyatör gibi- beynin soğumasını sağlıyor. Beyin sıcaklığı arttığında

burun mukozasındaki kan akışı hızlanır. Esnemeyle alınan hava, burun ve ağız boşluğundan -çeperleri ön beyinle

doğrudan bağlantılı olan kan damarı ağlarıyla kaplıdır- geçerken damarlardaki kanın sıcaklığını değiştirir. Böylece

beynin soğumasına yardımcı olur. Fareler üzerinde yapılan araştırmada esnemeden önce beyin sıcaklığında artış

gözlendiği, sonrasında ise sıcaklığın düştüğü belirlendi. Ancak esnemenin sıcaklık dengeleyici etkisinin ortam sıcaklığının aşırı sıcak ya da aşırı soğuk olmadığı ortalama sıcaklıklarda (yaklaşık 20 °C) daha belirgin olduğu anlaşıldı.

Bu metnin anlatımında,

I. Tanımlama

II. Benzetme

III. Örnekleme

IV. Karşılaştırma

anlatım biçimlerinden hangilerine başvurulmuştur?

A) I ve III B) II ve III C) II ve IV D) III ve IV

P:183

183

test

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI 6

7.

Enerji ihtiyacını sağlayan kaynakların tükenmesi ve enerji elde edilen mekanizmalar sonucu oluşan

maddelerin kas dokusunda birikmesi kasların yeterince kasılmasını engeller. Ancak kaslarımızın dayanıklılık sınırını belirleyen etkenler arasında beynimiz de var. Beyin tüm sinir hücrelerini yöneten organdır. Kaslara kasılma uyarısı sinir hücreleri aracılığıyla beyin tarafından gönderilir ve bu hücreler kasın

kasılma sıklığını ve gücünü kontrol eder. Sinir hücreleri tarafından iletilen sinyallerin gücünün yeterli

olmaması ya da sinyallerin kas hücrelerine ulaşamaması kasların yeterince kasılamamasına neden

olur. Kaslarımızdaki yorgunluğun sebebi beynimizin yorulması olabilir.

1. Metin

Kuyruklu yıldızlar ve asteroitler Güneş’in etrafında hareket eder. Ancak kuyruklu yıldızların ve asteroitlerin yörüngelerinin ayrıksılığı (tam olarak dairesel şekilden ne kadar uzak olduğu) gezegenlerinkinden

çok daha yüksektir. Asteroitlerinkine kıyasla kuyruklu yıldızların yörüngeleri daha düzensizdir ve dairesellikten daha uzaktır. Yani yörüngelerindeki hareketleri sırasında Güneş’e en yakın ve Güneş’ten en

uzak oldukları mesafe birbirinden çok farklıdır. Güneş ve diğer gök cisimlerinin kütleçekim etkileri

kuyruklu yıldızların ve asteroitlerin yörüngelerini değiştirebilir.

2. Metin

Erkek mavi balinaların boyları 25 metre, dişilerinki ise 27 metre kadar olabiliyor. Bilimsel olarak kaydedilen en büyük ölçüleriyse 33,5 metre boy ve 190 ton ağırlık. Bu ölçüler mavi balinayı yaşayan en

büyük hayvan yaptığı gibi, şimdiye kadar yaşamış türler içinde de en büyük hayvan yapıyor. Fosil

kayıtlara göre 145-155 milyon yıl önce yaşamış olan otçul dinozor Diplodocus’un boyu 27 metre

kadardı.

3. Metin

Bu metinlerin anlatımı ile ilgili aşağıdaki tabloda verilenlerden hangisi doğrudur?

1. Metin 2. Metin 3. Metin

A) Örnekleme Tanımlama Karşılaştırma

B) Karşılaştırma Benzetme Tanımlama

C) Benzetme Tanık gösterme Örnekleme

D) Tanımlama Karşılaştırma Sayısal verilerden yararlanma

8. Katı yüzeyler buharlaşma, konveksiyon, ışıma ve ısı iletimi ile ısı kaybedebilir. Bir yüzeyle çevresi arasındaki sıcaklık farkı fazla olduğunda ısı iletiminin hızı artar. Eğer vücut sıcaklığı ortamın sıcaklığından yüksekse vücudumuzdan

yayılan ısı çevresindeki havayı ısıtır. Bu durum vücutla ortam arasında, sıcaklığı ortam sıcaklığından daha yüksek

olan bir tabakanın oluşmasına neden olur. Vantilatörün hızlandırdığı hava bu tabakayı vücuttan uzaklaştırır. Bu tabakanın yerini daha soğuk olan hava aldığı için vücudumuzdan çevreye yayılan ısı miktarı artar. Bu nedenle serinlik

hissi oluşur. Ancak ortam sıcaklığı vücut sıcaklığına yakınsa vantilatör serinletici bir etkiye neden olmaz.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Benzetme B) Sayısal verilerden yararlanma

C) Tanık gösterme D) Karşılaştırma

P:184

184

test

/avantajyayinlari

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI 6

11. Bitkilerin yapraklarını dökme zamanını çevresel değişimler (örneğin sıcaklık) ve kalıtsal etkenler belirler.

Yaprağın dökülme sürecinde ilk olarak yaprak sapının gövdeye bağlandığı bölgedeki bir grup hücre farklılaşmaya başlar. Bu bölge, kopma (absisyon) bölgesi olarak isimlendirilir. Bu süreçte kopma bölgesindeki hücrelerin çeperleri zayıflar ve hücreler küçülür.

Sonuçta yaprak, zayıflayan bu bölgeden kopar. Yaprağın koptuğu bölge “açık bir yara” gibi bitkiyi hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı savunmasız hâle getirir. Kopma bölgesindeki hücreler “açık yarayı” iyileştirmek için yara dokusu oluşturur.

Bu metnin anlatımında,

I. Tanımlama

II. Örnekleme

III. Benzetme

numaralanmış düşünceyi geliştirme yolları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Hepsi kullanılmıştır.

B) I ve II kullanılmıştır.

C) Hiçbiri kullanılmamıştır.

D) II ve III kullanılmıştır.

10. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde sayısal verilerden yararlanılmıştır?

A) Depremlerden sonra tsunamilerin oluşmasının sebebi deniz tabanının şeklinde meydana gelen değişikliklerdir. Depremin sebep olduğu kırılmalar

deniz tabanının bir kısmının yükselmesine sebep

olduğu zaman sıkıştırılabilirliği çok az olan deniz

suyu da yükselir.

B) Oluşan şişkinlik kararsızdır ve içerdiği deniz suyu

kütleçekim kuvvetinin etkisiyle etrafa yayılmaya

başlar. Tsunami dalgaları normal deniz dalgalarına benzemez. Deprem tarafından etkilenen bölge çok büyük olabileceği için tsunami sırasında

oluşan dalgaların boyları da çok büyük olabilir.

C) Tsunami dalgalarının iki tepesinin kıyıya varma zamanları arasında saatler olabileceği anlamına gelir. Bu yüzden tsunami kıyılara yaklaşırken meydana gelen olay gelgit sırasında denizin hızla yükselmesi gibi de görünebilir.

D) Esasen bir su dalgaları serisi olan tsunamiler yüksekliği onlarca metrelere varabilen dalgalarla büyük yıkımlara sebep olabilir. Örneğin 2004 yılında

Hint Okyanusu’nda meydana gelen tsunami 14

farklı ülkeden 200.000’in üzerinde insanın ölmesine sebep oldu.

9. Çöller aldıkları yıllık yağış miktarı çok az olan bölgelerdir. Çöl denildiğinde aklımıza genellikle sıcaklığın çok yüksek

olduğu alanlar gelir. Ancak sıcaklığın yıl boyunca çok düşük olduğu soğuk çöller de vardır. Sıcak çöller Kuzey ve

Güney yarım kürelerde 15°-35° enlemleri arasında bulunur. Sıcaklığın gündüz 50 °C’nin üzerine çıktığı, geceleri ise

0 °C’nin altına kadar indiği sıcak çöllerde metrekare başına yıllık 300 milimetreden az yağış düşer. Bu miktar yağmur ormanlarındakinin yaklaşık onda biri kadardır. Güneş ışınları Ekvator’a yıl boyunca dik açıyla gelir. Güneş’ten

gelen enerjinin etkisiyle ısınan nemli hava yükselir ve yükseldikçe soğur. Soğuk hava sıcak havaya göre daha az nem

tutabildiği için hava yükseldikçe içindeki su yoğunlaşmaya başlar. Bu nedenle Ekvator bölgesinde nem oranı çok

yüksektir ve tropikal iklim görülür. Nem oranı düşük soğuk hava ise daha yüksek enlemlere hareket eder. Soğuk ve

kuru hava 30° kuzey ve güney enlemlerde alçalmaya başlar. Hava alçaldıkça sıcaklığı yükselir. Bu durum bulut ve

yağış oluşumunu engeller. Sıcak çöllerdeki buharlaşma miktarı alınan yağış miktarından fazladır. Ayrıca havadaki

nem oranı çok düşük olduğu için gündüz ve gece sıcaklıkları arasında büyük farklılıklar vardır.

Bu metinde aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmamıştır?

A) Tanık gösterme B) Tanımlama

C) Sayısal verilerden yararlanma D) Karşılaştırma

P:185

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

185

test

ANLATIM ÖZELLİKLERİ

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

7

1. Renk körlüğünün nasıl ortaya çıktığını anlayabilmek için ilk olarak nasıl gördüğümüz sorusunu cevaplamak yararlı

olabilir. Güneşten ya da yapay bir ışık kaynağından çıkan ışınlar bir nesneyle etkileştiğinde bazı dalga boyundaki

ışınlar soğurulurken bazıları yansıtılabilir. Nesnelerden yansıyan ışınlar göze ulaştıktan sonra korneadan girerek göz

merceği tarafından gözün arkasındaki retinaya odaklanır. Retinada ışığa karşı duyarlı olan sinir hücreleri bulunur. Bu

sinir hücrelerinin çubuk ve koni olarak isimlendirilen iki türü bulunur. Bu hücreler ışığı soğurduğunda yapısında kimyasal değişimler olan pigmentler içerir. Bu değişim bir elektrik sinyalinin oluşmasına neden olur. Oluşan bu sinyaller beyne ulaştığında renkler algılanır.

Bu metinde,

I. Özlülük

II. Özgünlük

III. Tutarlılık

numaralanmış anlatım özelliklerden hangilerine başvurulmuştur?

A) Yalnız I B) Yanlız II C) I ve III D) II ve III

2. Uykusuzluk ve uyku problemleri günümüzde yetişkin ve çocuk birçok insanın karşılaştığı bir sorun. Uykuya dalma

konusunda zorluk çekenlere verilen en bilinen tavsiye ise gözlerini kapayıp çitten atlayan koyunlar hayal edip onları saymaları. Bu yöntemin geçmişinin 12. yüzyıla kadar dayandığı düşünülüyor. Petrus Alfonsi tarafından yazılan Disciplina Clericalis diye bilinen en eski hikâye kitaplarından biri ve bu kitapta koyun saymanın uykuya dalmayı kolaylaştırdığından bahseden bir hikâye var. Nasıl ortaya çıktığı tam olarak bilinmese de yakın zamanda yapılan bir araştırma bu yöntemin uykuya dalmak için tercih edilmesi gereken bir yol olmadığını gösteriyor. Uykusuzluk sorunu yaşayan insanlar genellikle istemsiz düşünceler, endişe ve kaygı nedeniyle uykuya dalmakta zorlanır. Oxford Üniversitesinden bilim insanları uykusuzluk sorunu yaşayan katılımcılardan, uyku öncesinde istenmeyen düşüncelerle ilgili bilişsel etkinliği azaltmak için farklı yöntemler uygulamalarını istedi. Araştırmada sakin bir görüntü, örneğin bir

doğa manzarası hayal eden katılımcıların, koyun sayan ve herhangi bir yönerge uygulaması istenmeyen katılımcılardan ortalama 20 dakika önce uykuya daldığı belirlendi. Koyun saymanın istenmeyen düşüncelerden kurtulmaya

yardımcı olmadığı, kişi için daha ilgi çekici bilişsel etkinliklerin uyku öncesinde rahatsız edici düşünceleri bastırma

konusunda daha faydalı olabileceği düşünülüyor.

Bu metnin anlatımı için aşağıdaki anlatım özelliklerinin hangisinden söz edilemez?

A) Çağdaşlık B) Tutarlılık C) Açıklık D) Ulusallık

AP8JPSB21-044

P:186

186

test

/avantajyayinlari

ANLATIM ÖZELLİKLERİ 7

4. Anlatımda kullanılan üslup süslü, özentili olmaz. Cümleler gereksiz yere uzatılmaz. Cümlede en az sözcük

ile eksiksiz anlatım yakalamak amaçlanır. Cümlelerde eksik ya da fazla sözcük yoktur.

Anlatımın özellikleri düşünüldüğünde yukarıdaki

metinde anlatılan özellik hangisidir?

A) Açıklık B) Duruluk

C) Özlülük D) Akıcılık

5. Güçlü nükleer kuvvet, protonu oluşturan kuarkları bir

arada tutan kuvvettir. Çekirdekteki parçacıklardan

proton artı elektrik yüklü, nötronlar ise yüksüzdür. Aynı elektrik yüküne sahip parçacıklar arasında oluşan

elektromanyetik itme kuvvetine rağmen -proton ve

nötronlar kuarklardan meydana geldiği için- güçlü

nükleer kuvvet çekirdeği bir arada tutan kuvvet olarak da tanımlanabilir. Bu kuvvetin taşıyıcıları gluonlardır. Güçlü nükleer kuvvet, iki cisim arasında gidip

gelen bir top gibi, enerji ve momentum alışverişi sağlayan parçacıklar sayesinde ortaya çıkar. İsminden

anlaşılabileceği gibi güçlü nükleer kuvvet, temel kuvvetler arasında en güçlü olandır. Ancak etkinliği yaklaşık olarak çekirdeğin çapı kadar kısa bir mesafe

(10-15 m) ile sınırlıdır. Güçlü nükleer kuvvetin diğer

kuvvetlerden önemli bir farkı vardır. Kuarklar birbirlerine yaklaştıkça birbirlerini daha az çekerken birbirlerinden uzaklaştıkça daha çok çeker. Hatta protonun içindeki iki kuark arasındaki mesafe 10-15 m

iken aralarındaki çekim kuvveti dünya üzerindeki 16

tonluk bir kütleye etki eden kütleçekim kuvvetine eşdeğerdir. Bu kuvvet o kadar fazladır ki kuarkları birbirlerinden ayırmak mümkün değildir. Henüz serbest

kuark gözlenememiştir hatta kuarkların serbest gözlenemeyeceği fizikçiler arasında yaygın bir kanıdır

ancak bu kuramsal olarak ispat edilmiş değildir.

Bu metinde altı çizili sözcüklerle aşağıdaki anlatım özelliklerinden hangisi ihlal edilmiş olur?

A) Özgünlük B) Tutarlılık

C) Kalıcılık D) Akıcılık

3. Yanardöner renkler bir malzemenin yüzeyinden yansıyan ışınların birbirlerini güçlendirecek ya da sönümlendirecek şekilde çakışması sonucu oluşur. Bu süreçte özellikle belirli bir dalga boyundaki ışınlar birbirlerini güçlendirecek şekilde çakıştığı için, bu dalga boyundaki ışık malzemenin yüzeyinden kuvvetli

bir şekilde yansır. Bu fiziksel olgunun doğada birçok

farklı örneğine rastlamak mümkündür. Yanardöner

renkler özellikle farklı katmanlardan oluşan yapılarda

ortaya çıkar. Örneğin kelebeklerin kanatları pula benzeyen, aynı büyüklükteki yapılardan oluşur. Bu yapılar kanadın üzerinde, çatılarda kullanılan kiremitlerin

dizilişine benzer şekilde sıralanır. Aralarında çok küçük

boşluklar bulunan pullardan yansıyan güneş ışınları

etkileştiğinde, elektromanyetik dalgalar birbirlerini

güçlendirebilir ya da sönümlendirebilir. Bu nedenle

güneş ışığının farklı katmanlardan oluşan kelebek kanatlarından yansıması sonucu parlak ve yanardöner

renkler ortaya çıkar. Tavus kuşlarının tüylerinde görülen parlak renklerin kaynağı da sadece pigmentler

değildir. Araştırmalar yanardöner renklerin, tüylerdeki kristale benzeyen yapılardan yansıyan ışınların birbirlerini güçlendirecek ve sönümlendirecek şekilde

etkileşmesi sonucu ortaya çıktığını gösteriyor.

Bu metnin anlatım özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yoğunluk B) Doğallık

C) Özlülük D) Ulusallık

6. Son yayınlanan şiirinde başka şairlerin esintisini buluyor olmak sevenlerini oldukça üzdü. Üstelik eski

dilde, günümüzde anlaşılması oldukça zor sözcükler kullanması da şairin ününe gölge düşüreceğe benziyor.

Bu metinde sözü edilen şairin son eserinde bulunmayan özellikler hangileridir?

A) Özgünlük - Duruluk B) Yalınlık - Açıklık

C) Akıcılık - Doğallık D) Açıklık - Özgünlük

P:187

187

test

ANLATIM ÖZELLİKLERİ 7

10. Yazarın son romanını okumayan kalmadı sanırım zira satışları neredeyse nüfusa paralel. Bu kadar kısa

sürede bu rakamlara ulaşabilmesi de bir çırpıda okunmasından kaynaklı diye düşünüyorum. Tabii bir de

eserden herkesin aynı sonuca varması da yazarın başarıları arasında.

Bu metinde sözü edilen eserin hangi özellikleri

anlatılmak istenmiştir?

A) Akılcılığı - Duruluğu B) Yalınlığı - Özgünlüğü

C) Özlülüğü - Akıcılığı D) Açıklığı - Akıcılığı

7. Buzul altı göllerinin sıvı hâlde kalabilmesinin nedenlerinden biri Dünya’nın merkezinden yayılan ısı. Dünya’nın

ortalama yüzey sıcaklığı 15 °C civarında olsa da merkeze doğru gidildikçe sıcaklık artmaya başlıyor. Örneğin iç çekirdeğin sıcaklığının 6000 °C civarında olduğu

düşünülüyor. Dünya’nın merkezinden yayılan ısı, buz

tabakasının alt kısımlarının eriyerek sıvı hâle geçmesine neden olur. Eğer yüzey şekilleri uygunsa eriyen sular çöküntü alanlarında birikebilir ve buzul altı gölleri oluşabilir. Buzul altı gölleri basınç etkisiyle de oluşabilir.

Çünkü kalın buz tabakasının tabanındaki buzullar, buz

kütlesinin yol açtığı basınç nedeniyle, suyun normal koşullardaki erime noktasından daha düşük sıcaklarda sıvı hâle geçebilir. Yani bu durumda buz 0 °C’nin altında

eriyebilir. Buzul altı gölleri bilimsel araştırmalar için hayli önemli. Çünkü milyonlarca yıldır yerin yüzeyi ile bağlantısı kesilmiş olan bu göller Dünya’nın geçmişiyle ilgili bilim insanlarına önemli bilgiler sağlıyor.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisi

yoktur?

A) Özlülük B) Açıklık C) Özgünlük D) Akıcılık

9. Eğitim araştırması, eğitim politika ve uygulamaları ile

ilgili, bilimsel yöntemlere başvurularak yapılan araştırmalardır. Ülkelerin eğitim sistemlerindeki gelişmeler, eğitim araştırmalarının varlığı ve niteliğiyle yakından ilişkilidir. Eğitimdeki bilimsel araştırmalar, genel

anlamda eğitim problemlerinin çözülmesi, öğretim

materyallerinin ve metotların geliştirilmesi, öğrenenlerin zihinsel çalışma süreci gibi konularda oldukça

yararlı bilimsel bilgiler üretmeyi hedefler. Eğitim araştırması temelde bir problem çözme, bir dizi hipotezi

test etme ya da bir dizi soruya cevap bulmayı amaçlar. Bunun yanı sıra eğitim araştırmaları, geçmişte nasıl bir insan yetiştirdiğimizi belirleyen eğitim politikalarını sorgular.

Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Sanatlı bir kullanıma rastlanmadığı için doğallık

söz konusudur.

B) Anlam içinde anlam bulunabildiği için yoğunluk

söz konusudur.

C) Birbirleriyle çelişen düşünceler barındırmadığından tutarlılık söz konusudur.

D) Anlatılmak istenen kolayca anlaşılabildiğinden

açıklık söz konusudur.

8. I. Onun kitaplarında başkalarının izlerini görmek

mümkün değildir.

II. Kitaplarındaki samimiyet okuyucularına da aynen

geçer.

III. Eserlerindeki hiçbir cümlede tek bir gereksiz sözcük bulunmaz.

Bu değerlendirmelerle söz konusu eserlerin hangi yönleri üzerinde durulmuştur?

I II III

A) Yalınlık Akıcılık Açıklık

B) Duruluk Yoğunluk Yalınlık

C) Özgünlük Doğallık Duruluk

D) Akıcılık Tutarlılık Sağlamlık

P:188

188

test

/avantajyayinlari

ANLATIM ÖZELLİKLERİ 7

11. Sesten hızlı hareket eden bir cismin havada oluşturduğu şok dalgalarının ve ses patlamalarının şiddetini cismin büyüklüğü, kütlesi, şekli, irtifası ve atmosfer koşulları etkiler. Örneğin daha büyük ve ağır cisimler daha şiddetli ses patlamaları

oluşturur. Sesten hızlı hareket eden bir cismin yüksekliği yüksekse oluşturduğu şok dalgaları daha uzun mesafe kat edeceğinden, ses patlamasının yerin yüzeyindeki etkisi daha azdır. Bu nedenle yüksek hızlarda hareket eden büyük gök taşlarının havada oluşturduğu ses patlamaları insanlar tarafından duyulabilir. Örneğin 2013 yılında Rusya’nın Çelyabinsk şehri yakınlarına düşen gök taşının çapının 15 metre, kütlesinin 7000 ton olduğu tahmin ediliyor. Atmosfere girdiği andaki hızı yaklaşık 65 bin kilometre/saat olan gök cisminin sebep olduğu şok dalgaları ve ses patlamaları çevredeki birçok evin

camlarının kırılmasına sebep olmuştu.

Bu metinde,

I. Tutarlılık

II. Evrensellik

III. Özlülük

numaralanmış anlatım özelliklerinin hangilerinden söz edilebilir?

A) Yalnız III B) I ve II C) I ve III D) II ve III

13. Günün farklı saatlerinde gökyüzüne baktığımızda Güneş’i farklı renklerde görürüz. Ufka yakınken turuncu, daha yükseklerdeyken sarı, en tepedeyken ise neredeyse beyazdır. Bu durumun sebebi Güneş’ten Dünya’ya ulaşan ışığın atmosferde kırılmasıdır. Güneş ışınlarının gözümüze geliş açısına bağlı olarak Güneş’in rengini farklı algılarız. Dolayısıyla Güneş’in

asıl rengini görebilmek için Dünya atmosferinin dışına çıkmak gerekir. Genel olarak yıldızların rengi sıcaklıklarına bağlı olarak değişir. En soğuk yıldızlar kırmızı, en sıcak yıldızlarsa mavi renklidir. Güneş ise aslında beyazdır çünkü ışık tayfının görünür bölgesinin tamamında ışık yayar. Farklı renklerdeki bu ışıklar bir araya geldiği zaman insanlar tarafından beyaz olarak algılanır. Uluslararası Uzay İstasyonundan çekilen fotoğraflarda da Güneş’in aslında beyaz olduğu açıkça görülür.

Bu metnin anlatım özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yoğunluk B) İçtenlik C) Ulusallık D) Tutarlılık

12. Yıldızlararası ortamdaki yoğun toz ve gaz bulutu kendi kütleçekim etkisiyle içe doğru çökerken merkezi yoğunlaşmaya ve ısınmaya başlar. Bu yoğun ve sıcak merkez zamanla yıldızı oluşturur. Bir gök cisminin yıldız olarak sınıflandırılabilmesi için çekirdeğinde nükleer füzyon tepkimeleri gerçekleşebilmelidir. Bunun için bir yıldızın kütlesinin

Jüpiter’in kütlesinden en az 80 kat büyük olması (Güneş’in kütlesinin en az %8’i) gereklidir. Kütlesi Jüpiter’in kütlesinin 13-80 katı olan gök cisimleri ise kahverengi cüce olarak isimlendirilir. Gezegenlerin oluşma süreçleri ise yıldızlardan farklıdır. Yıldızın oluşumundan sonra toz ve gaz bulutundan arta kalan parçacıklar zamanla genç yıldızın çevresinde disk şeklinde bir yapı oluşturur. Gezegenler bu yapının içindeki toz parçacıklarının çarpışarak bir araya gelmesi sonucu oluşur.

Bu metinde altı çizili sözcük grubu metnin anlatım özelliklerinden hangisine uygunluğunu bozmaktadır?

A) Özlülük B) Akıcılık C) Açıklık D) Duruluk

P:189

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

189

test

ANLATIM ÖZELLİKLERİ

Bu testte 13 soru yer almaktadır. 20

8

1. İnsanlar pek çok özelliklerini kalıtım yoluyla ebeveynlerinden alır. Bu özelliklerin arasında vücut biçimi ve ağırlığı da

vardır. Dolayısıyla çağımızın en önemli sorunlarında biri olan obezitenin temelinde de genetik etkenlerin yattığı söylenebilir. Bilimsel çalışmalar 100’ün üzerinde genin vücut yapısını belirlemede etkin rol oynadığını gösteriyor. Ancak

bir insanın dış görünümü sadece genler tarafından belirlenemez. Vücutta hangi genlerin etkin rol oynayacağı çevresel etkenlere bağlı olarak değişir. Özellikle son 20-30 yılda dünya genelinde aşırı kilolu insanların sayısında görülen artışın sebebinin de daha çok çevresel etkenler olduğu söylenebilir. Çünkü yakın geçmişte insanların genlerinde bir değişiklik yaşanmadı. Ancak insanların geçmişe göre daha sağlıksız bir biçimde beslenmeleri ve daha az

enerji harcamaları giderek daha kilolu hâle gelmelerine neden oluyor.

Bu metinde aşağıdaki anlatım özellliklerinden hangisinin doğru olduğu söylenemez?

A) Tutarlılık B) Sağlamlık C) Özlülük D) Açıklık

2. Ağaçlardaki yaş halkalarına benzer biçimde hayvanların dişlerinde büyüme çizgileri vardır. Dişlere her gün eklenen

bu çizgileri sayarak hayvanın ne kadar zamandır gelişmekte olduğunu hesaplayabilirsiniz. Araştırmacılar dinozorların yumurtadan çıkmasının ne kadar sürdüğüyle ilgili bir fikir edinmek için iki ayrı türe ait dinozor embriyosu fosillerinin diş çizgilerini saymış. Bu türlerin biri Moğolistan’daki Gobi Çölü’nde yaşamış, yaklaşık koyun büyüklüğünde

bir türe ait. Protoceratops olarak adlandırılan bu türün yaklaşık 190 gram ağırlığında görece küçük yumurtaları var.

Hypacrosaurus olarak adlandırılan diğer türün yumurtalarıysa canlıların kendileri gibi çok daha büyük. Fosilleri Kanada’daki Alberta’da bulunan bu türün yumurtalarının ağırlığı dört kilogramdan fazla. Gelişmiş mikroskoplar kullanılarak embriyo fosillerindeki dişler üzerinde yapılan çalışmalar dinozorların yumurtadan çıkma süresinin Protoceratops türü için üç ay, Hypacrosaurus türü içinse altı ay olduğunu gösteriyor.

Bu metinde anlatım özellliklerinin hangisine aykırı bir kullanım söz konusudur?

A) Akıcılık   B) Özgünlük C) Tutarlılık D) Açıklık

3. Bir melodi duyduğumuzda beynin işitmeden sorumlu bölgesi etkinleşir. Melodiyi zihnimizde canlandırdığımızda da,

işitsel bir dış uyarıcı olmamasına rağmen, beynin aynı bölgesi etkinleşir. Ayrıca araştırmalar içine sessiz bir bölüm

yerleştirilen şarkı dinletilen katılımcıların beyinlerinde, işitmeden sorumlu bölgenin şarkıya ara verdiğinde de etkin

olduğunu gösteriyor. Yani beynimiz şarkıyı duymaya devam ediyormuşuz gibi davranıyor. Bu nedenle beyinde işitsel verilerin değerlendirildiği bölge ile bellek, özellikle de kısa süreli bellek arasında bir bağlantı olduğu düşünülüyor. Kısa süreli bellek, duyu organlarından gelen bilgilerin beyinde kısa süreli olarak depolandığı bölümdür. Kısa süreli bellekten sonra bilgiler unutulabilir ya da uzun süreli belleği oluşturabilir. Aklımıza takılan şarkıların kısa süreli

bellekte depolanan diğer bilgilere göre daha fazla kaldığı düşünülüyor. Genellikle yakın zamanda dinlediğimiz şarkıların kısa bir bölümünün aklımıza takılması ise bu görüşü destekliyor.

Bu metinde,

I. Özlülük II. Tutarlılık III. Açıklık

numaralanmış anlatım özeliklerinden hangileri kullanılmıştır?

A) Yanlız II B) I ve II C) I ve III D) II ve III

AP8JPSB21-045

P:190

190

test

/avantajyayinlari

ANLATIM ÖZELLİKLERİ 8

4. (I) Yanardağ patlamaları sırasında atmosfere büyük

miktarda -aralarında karbondioksidin ve sülfür dioksidin de bulunduğu- farklı gazlar, kül, sıvı damlacıkları ve katı parçacıklar yayılır. (II) Karbondioksit küresel ısınmaya sebep olan bir sera gazıdır. (III) Atmosferdeki sıvı damlacıkları ve katı parçacıklar (aerosoller) ile sülfür dioksit ise güneş ışınlarının uzaya geri

yansımasına neden olarak Dünya’nın ortalama sıcaklığını azaltıcı yönde etki eder. (IV) “Yanardağ patlamaları, insan kaynaklı etkinlikler sonucu atmosfere

salınandan daha fazla miktarda karbondioksit salımına sebep olur mu?” sorusuna ise kesin bir şekilde “hayır” cevabını vermek mümkün.

Bu metinde numaralanmış üçüncü cümle, metnin

anlatım özelliklerinden hangisine aykırı olmasına

sebep olmuştur?

A) Özgünlük B) Akıcılık

C) Yoğunluk D) Özlülük

7. • Dilde yaygın olarak kullanılmayan söz ve söz gruplarına yer verilmez.

• Söz, gereksiz yere uzatılmaz; karmaşık ve anlaşılması güç cümleler kullanılmaz.

• Sanatlı ifadelere yer verilmez.

• Sözcükler yanlış yerlerde kullanılmaz.

Bu özellikler aşağıdaki anlatım özelliklerinden

hangisine aittir?

A) Akıcılık B) Duruluk

C) Yalınlık D) Açıklık

6. Oluşma mekanizmaları benzer olsa da bitkilerde

kanser metastaz yapmaz. Metastaz kanser hücrelerinin kan dolaşımı ve lenf kanalları yoluyla taşınarak vücudun farklı bölümlerindeki dokulara yayılması olarak tanımlanabilir. Bitkilerdeki tümörlerin farklı dokulara yayılmamasının nedeninin bitki hücrelerinin sahip olduğu hücre duvarı olduğu düşünülüyor. Bitki ve hayvan hücreleri arasındaki önemli farklardan biri olan hücre duvarı hücreyi mekanik gerilime karşı korur. Basit bir mikroskopla bile görülebilen hücre duvarının kalınlığı mikrometre ölçeğindedir. Bu yapı bitki hücrelerinde hücreler arası ortamın hayvan hücrelerine göre daha güçlü, kalın ve

sert olmasını sağlar. Bitki hücrelerinin bu yapının

içinde “hapsolması” kanserin diğer dokulara yayılmasını engeller. Bitkilerdeki tümörler çoğunlukla

hastalık yapıcı etkenler (örneğin virüs, bakteri, mantar) nedeniyle ortaya çıkar. Çünkü patojenler bitki

DNA’sında mutasyona sebep olabilir.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin anlatım özelliklerinden olamaz?

A) Sağlamlık B) Özgünlük

C) Tutarlılık D) Özlülük

5. Dünya’nın dönüşü ve güçlü mevsimsel rüzgârlar nedeniyle ortaya çıkan yüzey akıntıları derin bölgelerden yüzeye çıkan, soğuk ve besince zengin akıntılardır. Derin su akıntıları ise yoğunluk farkı ve kütleçekimi nedeniyle okyanus tabanında gerçekleşen su

hareketleridir. Kutup bölgelerine ulaşan okyanus suları soğuyarak donar ve böylece daha yoğun hâle gelir. Suyun sıcaklık ve tuzluluk oranının değişmesi, yoğunluk farkına neden olur. Okyanus tabanına doğru

hareket eden daha yoğun suyun yerini daha düşük

enlemlerden gelen sular doldurur. Bu suların da soğuyarak derinlere hareket etmesi sonucu, küresel bir

su akıntısı süreci işlemeye başlar.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin anlatım özelliklerinden biridir?

A) Özlülük B) Tutarlılık

C) Ulusallık D) Yoğunluk

P:191

191

test

ANLATIM ÖZELLİKLERİ 8

9. Farklı örümceklerin ürettiği örümcek ipekleri birbirinden farklı bileşime ve özelliklere sahip olabilir. Örümcek ipeği

farklı amino asit dizilerinden (örneğin alanin, glisin, serin) oluşan, protein yapısında bir malzemedir. Proteinin yapısında moleküllerin düzenli bir şekilde konumlandığı kristal bölgeler ve moleküllerin düzenli bir şekilde konumlanmadığı amorf bölgeler bir arada bulunur. Amorf bölgeler örümcek ipeğinin esnek olmasını (yani üzerine bir kuvvet uygulandığında bir miktar şekil değiştirmesini, uygulanan kuvvet ortadan kalktığında eski hâline dönmesini) sağlar. Bu

sayede örümcek ağına çarpan böcekler ağa zarar veremez. Proteinin yapısındaki kristal bölgeler ise örümcek ipeğinin dayanıklı, güçlü ve kuvvetli olmasını sağlar. Örümcek ipeğinin yapısındaki moleküller belirli bir düzende sıralanmıştır ve bu geometri yani moleküllerin konumlanma şekli, malzemenin yapısını belirgin şekilde etkiler. Örneğin

örümcek ipeğine elastiklik özelliğini veren glisin, amino asidi açısından zengin bölgelerde, beş amino asitten oluşan

diziler bulunur. Her diziden sonra yapı 180 derece döner ve bu sayede sarmal bir şekil alır.

Bu metinde altı çizili kelime grubu metnin anlatım özelliklerinden hangisine uygunluğunu bozmaktadır?

A) Duruluk B) Yalınlık C) Sağlamlık D) Yoğunluk

8. İnsanların tarih öncesi çağlardan beri yiyecek, barınma ve korunma ihtiyaçlarını karşılayabilmek için zaman döngülerini takip ettiği ve zamanı ölçtüğü biliniyor. Başlangıçta bunu yapmanın en kolay yolu doğal süreçleri, örneğin mevsimleri, Güneş’i, Ay’ı, yıldızları ve hayvanların göç ettiği dönemleri gözlemlemekti. Ay’ın hareketlerinin takip edildiği

bilinen en eski takvimin yaklaşık 10.000 yıl önce kullanıldığı keşfedildi. Yaklaşık 5000 yıl önce 30 günlük 12 aydan

oluşan ilk takvim sistemini geliştiren Sümerler, hilalin ortaya çıkışını her ayın başlangıcı olarak kabul etmişti. İnsanlar bir günün uzunluğunu belirlemek için ise Güneş’in hareketlerini takip etti. İlk saatler düz bir yüzeye yerleştirilen

sabit bir cismin gölgesinin uzunluğunda ve yönünde, Güneş gökyüzünde hareket ettikçe ortaya çıkan değişikliklerin belirlenmesine dayanıyordu. Geçmişte güneş saatleri dışında zamanı ölçmek için su saatleri, mum saatleri, kum

saatleri gibi farklı araçlar kullanıldı. Genellikle geceleri zamanı belirlemek için tercih edilen su saatleri sabit bir hızda

akan suyun miktarının ölçülmesine dayanıyordu. Kum saatleri ise genellikle belirli bir zaman aralığını ölçmek için kullanılan saatlerdi. Günümüzde kullandığımız mekanik saatler ise 13. yüzyılda kullanılmaya başlandı.

Bu metinde,

I. Açıklık II. Akıcılık III. Tutarlılık

numaralanmış anlatım özelliklerinden hangileri kullanılmıştır?

A) Yalnız II B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

P:192

192

test

/avantajyayinlari

ANLATIM ÖZELLİKLERİ 8

10. Edebiyat profesörü Martin Puchner, okuyucuları zamanda bir yolculuğa çıkararak önemli yazılı kaynakların günümüz dünyasını nasıl var ettiğini ortaya çıkarıyor. Dünya edebiyatının dört bin yıllık tarihine ait

on altı temel metinle birlikte Puchner, yazının imparatorlukların doğuşuna ve çöküşüne yol açtığını, dünyanın akışını değiştiren felsefi ve siyasi fikirleri ateşlediğini, dinlerin ortaya çıkışına ilham olduğunu anlatıyor. Eserinde herkesin anlayacağı bir dil ustalığı

gerçekleştiren yazar, bölümler arasında gereksiz tekrarlara da girmemiştir.

Bu parçada altı çizili cümlede yazarın hangi yönlerine vurgu yapılmıştır?

A) Açıklık - Akıcılık B) Duruluk - Yalınlık

C) Akıcılık - Doğallık D) Açıklık - Duruluk

12. Falih Rıfkı, İzmir’in kurtuluşundan sonra tanıştığı Mustafa Kemal’in dostluğunu kazandı ve bu döneme ilişkin anılarını Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Çankaya ve

Atatürk Ne İdi? adlı kitaplarda topladı. Bu eserlerinde anlattıkları ile biz okuyucuları derinden sarstı, tüylerimizi diken diken etti. Atatürk’ün çok yakınında bulunması ve önemli olaylara tanıklık etmesi yapıtlarına ayrı bir önem kazandırdı. 1923’te TBMM’ye girdi

ve aralıksız 27 yıl milletvekilliği yaptı. Türkçeyi süssüz, sanatsız ama etkin kullandı. Eserleri günümüzde de geçerliliğini korumaya devam eden usta bir yazardır.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Falih

Rıfkı’nın anlatım özelliklerinden biri değildir?

A) Kalıcılık B) Yalınlık

C) Etkileyicilik D) Sürükleyicilik

13. Son yıllarda epey farklı türde kitaplar yazılır oldu. Bunları yazanlar alanlarında yetkin mi, diye soracak olsanız yetkinliği kanıtlanabilir yazarın oranı yüzde biri

geçmez diye cevap verirdim. Benim için bu da büyük problem ama hadi diyelim ne pahasına olursa olsun bir eser kaleme aldınız, bunu dikkate almayacağım. Ama karakterlerin bir söylediği bir söylediğini

tutmayınca ya da bir önceki bölümde ifade edilenlerin zıddı bir sonraki bölümde anlatılınca o eseri okuyamıyorum ve çıldırıyorum. Madem eser ortaya koyuyorsunuz bari bu şekilde çelişkili beyanlara yer vermeyin. Bunlar olunca da dönüp esere bir kere, yazarına iki kere bakıyorum.

Bu parçada eleştirmenin yazarlarda gördüğü eksiklik aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çağdaşlık B) Özgünlük

C) Tutarlılık D) Doğallık

11. Hayat akıp gidiyor. Uzun yaşayalım ancak yaşlanmayalım istiyoruz. Ne kadar uzun yaşarsak o kadar mutlu olacağımızı düşünüyoruz. Hiç üzülmeyelim istiyoruz. Hayatı keyif almak için yaşıyor ve haz alırsak

mutlu olacağımızı sanıyoruz. Hedefler belirliyor, adımlar atıyoruz. Uzmanların görüşlerine kulak veriyor, bize söylenenleri uyguluyoruz ama kafamız karışıyor.

Yaşamaya değer bir hayat istiyor ancak nasıl olacağını tam bilemiyoruz. O yüzden size şu öneride bulunmak isterim: Kendiniz olun, başkalarının fikirleri

üzerine hayatınızı inşa etmeyin.

Bu parçada yazarın önerisi aşağıdakilerden hangisi ile ilgilidir?

A) Özlülük B) Özgünlük

C) Ulusallık D) Yoğunluk

P:193

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

193

test

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI - ANLATICI TÜRLERİ

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

9

1. I. Şimdi bu kasabaya ulaşmak için önünde dört gün

vardı çobanın. Heyecandan içi içine sığmıyordu

ama yüreğini koyu bir kaygı da sarmıştı: Belki de

genç kız unutmuştu onu. Yün satmak için oraya

uğrayan bir yığın çoban vardı.

II. Yaşlı kral ona simgelerden söz etmişti. Boğaz’ı

geçerken simgeleri düşünmüştü. Evet, onun nelerden söz ettiğini çok iyi biliyordu: Endülüs kırlarında geçirdiği zaman içinde, izlemesi gerekli yolla ilgili işaretleri yeryüzünde ve gökyüzünde okumaya alışmıştı.

III. Yeni bir vatanda yeni bir milletin o kadar çetin şartlarla kurulduğu bu asırlarda Konya ne hâlde idi ve

başkent sıfatıyla nasıl yaşıyor ve ne düşünüyordu? Bunu bilmiyoruz. Başlangıçta mutlak hükümdarlık sisteminin, feodalitenin ve vezir aristokrasisinin nüfuzu, XIII. asrın ortasından (1243) sonra

değişiyordu.

IV. Delikanlı bunun üzerine düşünü anımsadı ve birden her şey apaçık ortaya çıktı. Yaşlı kadın para

istememişti kendisinden, bu yaşlı adam -belki de

kadının kocasıydı- gerçekle hiçbir ilişkisi olmayan

bir bilgi karşılığında daha fazla para sızdıracaktı.

Numaralanmış metinlerden hangisi anlatıcı türü

bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV

2. K. “Cam çerçeve indirmedikleri mi kalmıştı, okulun

büyük öğrencilerini aralarına alıp dövmedikleri mi?

Minikler bahçede top oynayamaz, büyükler yalnız dolaşamaz olmuşlardı okulda. Ayşe Hanım’ın

bu kızgınlığı da kendi sınıfının kitaplığı için biriktirdiği paranın bunlardan birkaçı tarafından iç edilmesinden kalmaydı.” metninde - - - - anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır.

L. “Gizli takip başladı hatta epeyce de çizmeyi aştılar. Sınıfına gizli kamera, öğrencilerine ufak sorgular, aile hayatı, komşuları derken adamın bütün

çamaşırlarını çarşamba pazarı gibi serdiler meydana. Bir ara daha ne yapabiliriz diye düşünürken

çok yakın arkadaşı da içeri girdi. Aklından neler

geçtiği çok belliydi.” metninde - - - - anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır.

M. “Çocuklar konuşmaya başlamıştı, sessizce onları dinledim. Olan bitenden sonra çay içmek için

bahçeye çıktım. Bu sırada birkaç öğretmen arkadaşım daha yanıma geldi. Bana birkaç şey sordular. Ben de istedikleri cevapları verdim.” metninde - - - - anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır.

Bu metinlerde boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?

K L M

A) gözlemci ilahi kahraman

B) ilahi gözlemci kahraman

C) gözlemci kahraman ilahi

D) kahraman ilahi gözlemci

AP8JPSB21-046

P:194

194

test

/avantajyayinlari

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI - ANLATICI TÜRLERİ 9

3. Aşağıdaki metinlerin hangisinde anlatım birinci kişi ağzından yapılmıştır?

A) Bu işte büyük bir talihsizlik olduğunu düşünüyorum, dedi. Gerek İhsan gerek doktorlar, Macide’nin felaketi haber almaması için ellerinden geleni yapmışlar fakat hiç kimse telaş ve ıstırabını ilk sancılar arasında kıvranan kadından saklayamamıştı. Nihayet genç kadın hasta bakıcılardan başına geleni öğrenmiş.

B) Zeynep annesinin yattığı hastaneye büyük annesiyle beraber gelmiş, sonra getirmesini unuttuğu hediyeyi hatırlamış, hiç kimseye haber vermeden hastanenin önünde babasını beklemek ve ona söylemek için dışarı çıkmış.

Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum, diye mırıldandı ama söylemek zorundaydı.

C) Bu adam Marchiennes’ten saat ikiye doğru yola çıkmıştı. Sırtında yıpranmış ince bir ceket, ayağında kadife pantolon, soğuktan tir tir titreyerek geniş adımlarla yürüyordu. Kareli bir mendilden yapılan pantolonu çok rahatsız

ediyordu onu. Doğu rüzgârının kamçılayarak morarttığı şiş ellerini cebine sokabilmek için harekete geçmişti.

D) Uslu uslu başımı salladım. Fırçayı ayak parmaklarımın arasına aldım, ağzımda ıslattım ve boyalardan birine, en

sevdiğim renk olan parlak maviye sürdüm. Fırçayı diğer ayağıma değdirdim; çektiğimde mavi bir benek gördüm.

“Oluyor!” diye bağırdım, heyecandan kıpkırmızı olduğumu hissediyordum.

4. Aşağıdaki metinlerin hangisinde anlatım farklı bir

kişi ağzından yapılmıştır?

A) Delikanlı odasına gitti ve eşyalarını topladı. Tıka

basa dolu üç meşin çanta. Tam ayrılmak üzereyken odanın bir köşesinde eski çoban heybesinin

durduğunu gördü. Acınacak durumdaydı, varlığı

tamamen aklından çıkıp gitmişti.

B) Kervan artık hem gece hem de gündüz yol alıyordu. Yüzleri peçeli ulaklar, giderek daha sık gelmeye başlamıştı. Şimdilerde vezire arkadaş gibi davranan deveci, kabileler arasında savaş çıktığını

söylemişti. Vahaya vaktinde varabilirlerse talihli

sayılırlardı.

C) Rüzgâr meraklıydı ve bu da bilmediği bir şeydi.

Bu konuda söyleşmek isterdi ama bir insanı

rüzgâra nasıl dönüştürebileceğini bilmiyordu. Ama

gene de bir yığın şey biliyordu. Çöller oluşturabiliyor, gemileri batırıyor…

D) Denize girdiğimiz yer, adanın arka taraflarında öyle pek kimsenin uğramadığı bir koydu. Biz Arap

Niyazi, Avcı Saim, Kızgın Zeki, iyi Ahmet, hep beraberdik. Avcı bu kayalık denizin tiryakisiydi. Onun

zoruyla tepmiştik yolları. Arap’ın ağzı hâlâ açıktı.

5. Aşağıdaki metinlerin hangisinde anlatım üçüncü

kişi ağzından yapılmamıştır?

A) Büyük şehirlerimizden birine yakın bir köyde yeni bir yatılı okul açılıyordu. Açış törenine maarif

müdürü, müfettişler, şehrin mühimce adamları ve

köylüler, bir kafile hâlinde otomobillerle gittiler.

B) Misafirler köy ve civarını da beş on dakika içinde iyice gezip dolaştılar. Köylüler yolda ve kahvede rastladıkları bazı köylülerle lafa girişmek teşebbüsünde

bulundular.Aralarındaköycülük tahsili içinParaguay’a

gidip senelerce kalmış biri vardı, sesini tatlılaştırıp

yumuşatarak türlü şeyler soruyordu.

C) Bazı gün evinin etrafında dolaşıp komşuların dikkatini, daima pencere kenarında oturan kötürüm

halasının hiddetini, kendisinin de nefret ve asabiyetini üstüne çekiyor; bazı gün onun ismini ağızlarına alan bir sürü arkadaşla dövüşerek yüzünü

gözünü mosmor ediyor.

D) Mübadele haberleri şehrin sokaklarında bir deprem dalgası gibi gittikçe büyüyerek dolaşıyor, Türkleri derinden sarsıyordu. Camilerin kiliseye dönüştürülmesi ve idari yapının yeni baştan oluşturulması insanları kahrediyordu. Ama bir kahraman

etrafında birleşen bu millet yedi düvele cevabını

verecekti.

P:195

195

test

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI - ANLATICI TÜRLERİ 9

6. Evden ayrılırken günlerdir çıkmadığım arka bahçeye bir göz attım. Meyve ağaçları çiçek açmıştı. Tavuklar yoktu ortalıkta. Folluk yumurtayla dolmuş, birkaç tanesi de yere düşmüştü. Derin bir iç çektim. Geri dönme umuduyla bıraktığımız o şirin, boynu bükük yuvamıza son bir kez baktım.

Aşağıdaki metinlerin hangisinde anlatıcı türü bu metinle özdeş değildir?

A) Rüzgârla karışık çiseleyen yağmur, gemiye binmek için sırada bekleyen biz gariplerin yüzüne, kırbaç gibi vuruyor, acı çığlıklar atan rüzgârın sesi, kulaklarımızda yankılanıp duruyordu. Bu kasvetli hava, sırtımızdaki, elimizdeki çantaların ağırlığını, canlara kasteden o soğukluğunu alabildiğine artırıyordu.

B) Birkaç parça eşya ile geçmişin anılarından başka bir şey yoktu elimizde. Balık istifi yerleştik. Güvertenin bir köşesine

battaniye serip âdeta konuşlandık. Kaderde ve kederde ortak olan bu mübadiller arasında akrabalarım ve komşularım da vardı.

C) Şafak sökmek üzere iken müthiş bir baş ağrısıyla uyandım. Gökyüzünü görünce “Neredeyim ben?” dedim kendi kendime. Üstümdeki elbiseme bakınca hatırladım her şeyi. Hatıralarım bir bir gözlerimin önünden geçti, geride bıraktıklarımı düşündüm.

D) Akşam yakındı; iki derenin birleştiği bu batak, çukur, sıtmalı araziye çeltiklerden kalkan kokulu, ağır bir duman

yayılıyordu; gövdeleri yarılmış, yanmış beş on yaşlı, cansız söğüt arkasında, güneş bulanık bir ışık bırakarak arkların durgun sularını yer yer parlatıyordu.

7. Aşağıdaki metinlerden hangisinde yay ayraç içinde verilen bilgi doğru değildir?

A) Bir oğlan elinde yarış bülteniyle yanımdan geçerken durdurup programı aldım. Anlamadığım, yabancı bir jargonda yazılmış sözcüklerin içinden tüyolar çıkartmaya çalıştım, sonunda Teddy’yi, jokeyini, haranın sahibinin kim olduğunu ve kırmızı beyaz renkleri buldum. Fakat bunlarla niçin bu kadar ilgileniyordum? Kâğıdı öfkeyle buruşturarak attım, önce ayağa kalktım, sonra tekrar oturdum. (Kahraman bakış açısıyla yazılmıştır.)

B) Hastanenin bodrum katındaki küçük ve pencereleri demir parmaklıklı odada beş kişi yatıyordu. Hapishanenin

doktoru ve reviri olmadığı için hasta mahpuslar ağırlaşıncaya kadar koğuşlarında kalırlar ve araba parası tedarik

edebilirlerse belediye doktorunu getirtirlerdi. Ak saçlarını pek itina ile ortadan ikiye ayıran bu ihtiyar ve zayıf adamcağız, mahkûmlara acınacak şekilde bakıyor ve hemen bakıp da gitmeyi düşünüyordu. (Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır.)

C) Sabahleyin erkenden yatakları düzeltmeye gelen hademelere çatmaktan başlayarak kahvaltı getiren hasta bakıcıya, hatır soran hemşireye, vizite yapan doktora boyuna dırlanırdı. Kendisini memnun etmeye imkân yoktu. Karşısına kimi alırsa derhâl ötekilerden şikâyete başlıyordu. (Üçüncü kişi ağzından anlatılmıştır.)

D) Delikanlı, güneş doğmadan uyandı. Afrika ana karasına ayak bastığından bu yana tamı tamına on bir ay dokuz

gün geçmişti. Özellikle bugün için satın almış olduğumuz beyaz renkli Arap kılığını giyindik. Deve derisi bir halkayla sarılı türbanını başına geçirdi. (Birinci kişi ağzından anlatılmıştır.)

P:196

196

test

/avantajyayinlari

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI - ANLATICI TÜRLERİ 9

8. I. Bu Nihat eskiden böyle değilmiş. Annesi de böyle değilmiş söylediklerine göre, dokunsan kırılacak türden, dağ

lalesi gibi incecik bir kadınmış. İşte pazar yerine bakan o geniş avlulu evde yaşarken babaları olacak adam günün birinde birdenbire bırakıp gitmiş bunları.

II. Küçük Hasan hiçbir şey düşünmeden ilerliyordu. Ne evde kendisinin dönmesini bekleyen iki küçük kardeşi ne

de dört saat uzaktaki nahiye merkezinde hizmetçilik yapan anası bu anda aklında değildi. Ayranını satıp satamayacağını da düşünmüyordu.

III. Çiftçiler Birliği doktoru işini bitirip lojmanına gitmek üzere hastane kapısından çıktığı sırada sırtına yırtık pırtık bir

gocuk, ayağına bol gelen siyah çizmeler giymiş bulunan, çıkık elmacık kemikli, sarışın bir köylü genci çekine çekine doktorun yanına sokuldu.

IV. Çay içmiş miydik o gün, bilmiyorum. Birkaç dakika, saat, gün ya da yıl sonra ben ayağa kalkmıştım. Gidiyordum.

Dudaklarımın kenarında bir bilmeceyi çözememenin sıkıntısı. Balkondan salona, salondan antreye, kapıya ve

merdivenlere yürüdüğümü anımsamıyorum.

Numaralanmış metinlerden hangileri anlatıcı bakış açısı bakımından aynı özelliktedir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV

10. Üçüncü kişi ağzıyla anlatımlarda yazar, genellikle duyduğu veya gördüğü şeyleri anlatır. Bu tür anlatımlarda çoğu zaman üçüncü tekil şahıs (o) veya üçüncü

çoğul şahıs (onlar) ekleri kullanır.

Buna göre aşağıdakilerin hangisinde anlatım üçüncü kişi ağzından yapılmıştır?

A) Durmadan bize bağırdı ve bizi çileden çıkardı, diyerek veliye sitem etti ama siteminin neticesinde

hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşmıştı.

B) Uzun bir ağlamanın sonundaymış gibi içini çekti,

maşrapayı tuttuğu sol elinin çatlaklarla örtülü üst

tarafı ile burnunu sildi ve gözlerimin içine bakarak ağladı.

C) Yağmur yağdıkça ağlıyorum. Allah rızası için kulak verin şu anlatacaklarıma. Kahvelerinizi için,

uykunuz açılsın, bana cin gibi bakın da size niye

bu kadar yalnız olduğumu anlatayım.

D) Osman, ara kilidi kaldırdığı gibi odaya girdi, yün

eğiren Malhun’un yanını diz çöktü; kucakladı onu,

kana kana öptü ve bir tek kelime söylemeden geldiği gibi döndü yanıma.

9. Güneş gitmiş, arklardaki sular parlamaz olmuştu. Etrafı kapatan dik, sivri dağlar duman ve bulut sarılı kocaman başlarını birbirine dayayarak çoktan uykuya

varmışlardı. Köy, kayaların kat kat gölgelerine gömülü, ne pencerelerinde bir ziya ne yollarında bir ses,

karanlıkta bekliyordu. Bir an durdu ve hüzünlendi.

Yaşanan acı olaylar hatırına geldi, onları düşündükçe mahvoldu. Çözüm olarak ne yapacağını düşündü

ama işin içinden çıkamadı.

Bu metnin anlatıcı bakış açısı için,

I. Kahramanların gönlü veya kafasından geçenleri

okur.

II. Dış dünyada olup bitenleri, sadece gözlemek/izlemekle yetinir ve gözlemlerini tarafsız bir gözle

okuyucuya nakleder.

III. Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi

bilir, görür ve duyar.

yargılarından hangileri söylenebilir?

A) Yalnız I B) I ve II

C) I ve III D) II ve III

P:197

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

197

test

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI - ANLATICI TÜRLERİ

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

10

1. Aşağıdaki metinlerden hangisinde yay ayraç içinde verilen anlatıcı türü yanlıştır?

A) Hiç de uzak olmayan o barış günlerinin serüvenleri, sisli, karışık anılar arası yitip gitmiş, sanki o beyaz pantolonlu çocuk yaz öğlelerinin sıcağı, durgunluğu, neşesi içinde sinemaların karşılıklı sıralandığı sokakta dalgın, avare

dolaşmamış, bol haydut gürültülü bir filmin heyecanını fotoğraflarını seyrederken yaşamamış? (Üçüncü kişi ağzından anlatım)

B) Eczane kasabanın ta kıyısında, onun için eczacının karısı uzaklara kadar her yeri görebiliyor. Önce gökyüzünün

doğu kıyısı yavaş yavaş ağarıyor, sonra yangın kızıllığı vurmuşçasına kızıla boyanıyor. Uzaktaki fundalıktan ansızın kocaman, yuvarlak yüzlü ay yükseliyor. Ayın yüzü kıpkırmızı olduğu için farklı düşüncelere de daldık can arkadaşımla. (Birinci kişi ağzından anlatım)

C) O yaz ayları nasıl korkunç derecede sıcaktı. İnsanlar ceketleri kollarında, beyaz mendilleri ellerinde dolaşıyor, sucu dükkânlarına, şerbetçilere koşuyorlardı. Sinemalı sokak gitgide tenhalaşıyor, gelenler azalıyordu. Ama öteki

mahalle çocukları, semtin sinema delisi birkaç hizmetçi kızı, şımarık evlatlıklar, birkaç avare ile eskisi gibi gidip

gelmekteydik. (Üçüncü kişi ağzından anlatım)

D) Birkaç evlik bir yerden geçiyorlardı. Yıkık bir duvarın dibinde yırtık elbiseli, tıraşları uzamış, yüzü kırış kırış, yılgın

bir ihtiyar oturuyordu. Başında kirli, beyaz bir papak vardı. Ağzı açıktı; üst damağında tek kalmış, kazma gibi uzamış dişi görülüyordu. Bu hâliyle kendisine selam verdim ve yanına oturdum. (Birinci kişi ağzından anlatım)

2. • Anlatıcı olayların içerisinde yer almaz.

• Anlatıcı olaylara dışarıdan, müdahale etmeden, geniş bir perspektiften bakar.

• Her şeyi bilen bir anlatıcının bakış açısıdır.

• Anlatıcı kişilerin zihinlerinden geçenleri, geçmişte yaşadıklarını, en gizli mahrem bilgilerini bile bütün ayrıntısı ile bilir.

Aşağıdaki metinlerden hangisi özellikleri verilen bu anlatıcı bakış açısıyla yazılmıştır?

A) Mesut arkasına bakmadan yürüyordu. Sinirli ve yorgundu. Belli ki onu çok kızdırmışlardı. Öfkesi her hâlinden belli oluyordu. Eliyle garip işaretler yaparak hızlı hızlı yürüyor, bir yandan da eve gidince neler yapacaklarının bir bir

planını yapıyordu. İntikamını mutlaka almalıydı.

B) Gani, bildiği bütün duaları birer birer okuyarak atladı havuza. Yüzmeye başladı. Gittikçe güçten düşüyordu. Güç

bela karşıya ulaşabildi. Havuzun diğer ucuna varınca derin bir nefes aldı. Rahatlamıştı. Bir süre dinlendi, soluklandı. Çevreyi seyretmeye başladı.

C) Durup dinlenmek istedi. Sonra vazgeçti. Nihayet dağın doruğuna varmıştı. Oflaya puflaya heykeli taşıdı doruğa.

Yere koyar koymaz aslan dile gelip kükredi. Öyle bir kükreyişti ki bu, dört bir yana korkunç bir gürültü hâlinde yayıldı.

D) İster lapa lapa kar, ister şarıl şarıl yağmur yağsın, isterse de bütün gecenin ayazından karlar dona kesmiş olsun,

sabahın beş buçuğunda sokağa girerdi. Yavaş adımlarla yürür ve işe doğru giderdi. Yüzünde hep bir tebessüm

hâkimdi.

AP8JPSB21-047

P:198

198

test

/avantajyayinlari

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI - ANLATICI TÜRLERİ 10

3. • Birinci kişi ağzıyla anlatımlarda yazar, kendi başından geçen veya içinde bulunduğu bir olayı anlatır. Bu tür anlatımlarda çoğu zaman birinci tekil şahıs (ben) veya birinci çoğul şahıs (biz) ekleri kullanır.

• Üçüncü kişi ağzıyla anlatımlarda yazar, genellikle duyduğu veya gördüğü şeyleri anlatır. Bu tür anlatımlarda çoğu zaman üçüncü tekil şahıs (o) veya üçüncü çoğul şahıs (onlar) ekleri kullanır.

Buna göre,

I. Sabahın erken saatinde kalkıp koşuyormuş gazete bayisine. Bayi ana baba günü. Kendi gibi o kadar çok okullu çocuk varmış ki bayi gazetelerini nazla veriyormuş. Daha kötüsü de gazeteleri alırken bayiye kapora vermek!

II. Günler günleri, günler haftaları, haftalar da ayları kovaladı. Unutmuştum. Bir başka çocuk getiriyordu gazetemi.

Bu ondan da cılız, ondan da üfürsen uçacak gibiydi. Onun da bir başka hikâyesi vardı çocuk omuzlarında taşıdığı. Karların savrulduğu bir kış sabahıydı. Yazı makinemin başına geçmiştim.

III. Sonraları borcu iki liraya indi, bir liraya, daha sonra da elli kuruşa. En son gün gelir iki gazetemi verirse borcunu

ödemiş oluyordu ki gelmedi. Şaştım. Neden gelmemişti? Elli kuruşumun üstüne yatabileceği aklımın kıyısından

bile geçmiyordu.

numaralanmış metinlerin hangilerinde anlatım üçüncü kişi ağzından yapılmamıştır?

A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II ve III

4. Kimi günler yaptıkları afacanlıklardan, kimi zaman oynadıkları oyunlardan bahsediyordu. Bir defasında mahalledeki ağaçlardan birinde mahsur kalışından söz

etmişti de Serkis’in yüzünde ufacık bir tebessüm belirmişti. O günden sonra hatıralarını dahi anlatır olmuştu. Onunla sık sık konuşur, vakit geçirmeye çalışırdı. Kitap okuduğu bir gün yine yanına gelmiş ve

okuduğu kitapla ilgili sorular sormaya başlamıştı. Bunun üzerine çayları doldurdu ve muhabbete başladı.

Bu metnin anlatıcı bakış açısı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Olayları bir kamera tarafsızlığı ile anlatır.

B) Anlatıcı, olayları sadece dışarıdan gözlemleyen

bir şahit konumundadır.

C) Anlatıcı, kahramanlardan daha fazlasını bilir.

D) Anlatıcı olayların içerisinde yer almaz.

5. Aşağıdaki metinlerin hangisinde anlatım üçüncü

kişi ağzından yapılmıştır?

A) Akdeniz’in, kahramanlık yuvası sonsuz ufuklarına

bakan küçük tepe, mini mini bir çiçek ormanı gibiydi. İnce uzun dallı badem ağaçlarının alaca gölgeleri sahile inen keçi yoluna düşüyor, yolculuğumuz devam ediyordu.

B) Bir ara yerinden kalkıp lavaboya giden Seyhan

yerine yatmıştı ki Hacer Hanım elinde yemek tepsisiyle çıkageldi. Hacer Hanım, Darülaceze’deki

görevlilerden biriydi.

C) O sabah ana mektebinin bahçesinde fevkalade

bir telaş ve canlılık vardı. Talebe bayramı günüydü. İlk ve orta mektepler, kafile kafile marşlar söyleyerek bizim sokaklardan geçiyor, şehrin uzak

mesirelerine dağılıyorlardı.

D) Siyah, huysuz, inatçı bir hayvan... Her sabah bizler gibi erkenden okula gelir, akşama kadar kalır.

Çıkış vakti de hep beraber eve gelirdik. Yol boyunca sohbet ede ede eve dönerdik.

P:199

199

test

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI - ANLATICI TÜRLERİ 10

7. I. Doğruldu. Üstündeki kertenkeleler kaçıştı. Limana

baktı. Gerçekten, kalenin karşısında bir donanma

gelmişti. Kadırgaların, yelkenlerin, küreklerin biçimine dikkat etti. Sarardı. Gözlerini açtı. Yüreği hızla

çarpmaya başladı. Ellerini göğsüne koydu.

II. Önce çöken, sonra da başını uzatıp yan üstü uzanan, bir türlü kalkmak gücünü bulamayan attan

iniyorlar; çarçabuk iniyorlar. Çünkü durmadan ilerleyen felaket topluluğundan ayrı düşmek Ayşe’ye

her şeyden daha korkunç geliyor.

III. Hafız Nuri Efendi, kapının arkasından şemsiyesini aldı, yavaşça sokağa çıktı. Neden? Bir işi mi

var? Birini mi görecekti? Hiçbir işi yok zannımca.

Hiç çıkmasa da olabilirdi. Ancak çıkmış bulundu.

Ayakları onu dört yol ağzına doğru götürdü.

IV. Kulübe duvarının dibine uzandı. Yavaş yavaş gözlerini kapadı. İlkbahar bir umut tufanı gibi her yanı parlatıyordu. Martıların, “Geliyorlar, geliyorlar,

seni kurtarmaya geliyorlar!” gibi işittiği tatlı seslerini dinleye dinleye daldı.

Numaralanmış metinlerden hangisi anlatıcı türü

bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV

6.

Numaralanmış metinlerin anlatıcı bakış açısı aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

I. Metin II. Metin

A) Gözlemci bakış açısı İlahi bakış açısı

B) İlahi bakış açısı İlahi bakış açısı

C) Gözlemci bakış açısı Gözlemci bakış açısı

D) İlahi bakış açısı Gözlemci bakış açısı

Komşuların kapıyı açmaları, elinde tatlı

tabağıyla Hulusi’yi özenle taranmış saçlarıyla

bulmaları, şaşkınlıktan annesinin terlikleriyle

dışarı çıktığını fark edememesi aklına gelince

komşuların gülmediği ama kendisinin kıkırdaya kıkırdaya güldüğünü hatırladı. O gün

bütün komşularına dağıttığı gibi kilisenin

önünde gördüğü Karabet Efendi’ye de bir

tatlı tabağı uzattı.

I. Metin

II. Metin

Tutsak olalı kırk yılı geçmişti. Otuz yaşında,

dinç, levent, güçlü bir kahramanken Malta

korsanlarının eline düşmüştü. Yirmi yıl onların

kadırgalarında kürek çekti. Yirmi yıl iki zincirle

iki ayağından rutubetli bir geminin dibine

bağlanmış yaşadı. Yirmi yılın yazları, kışları,

rüzgârları, fırtınaları, güneşleri onun granit

vücudunu eritemedi.

8. • Bütün o parlak ışıklar, sağa sola savrulup giden

şimşekler ve dalga dalga büyüyerek her şeyi yutan karanlık noktalar yavaşça kayboldu. Korkarak

gözlerini açtı. Saatlerdir balyozla dövülüyormuş

gibi zonklayan başının sol yanındaki ağrının kalmadığını hissetti.

• Birdenbire karnına bir sancı girdi. Dışarı çıkmak için

kalkmak istedi fakat hiç dermanı kalmamıştı, kemikli elleriyle iki yanına tutunarak ancak oturacak kadar

doğrulabildi, yüzü acıdan gerildi, acele acele soluyarak tekrar arka üstü yıkıldı ve daldı.

• Geçenlerde bizim ihtiyar postane müdürü Sladkoperzov’un karısının cenazesine gittik. Dedelerimizden kalma geleneklere göre de mezarlıkta son vazifemizi yaptıktan sonra hep birlikte postane müdürünün dairesine “yâd etme” merasimine yollandık.

• İpek fabrikasının geniş cephesi ayla ışıldadı. Kapının önünden birkaç kişi acele acele geçtiler. İsteksiz, nereye gideceği meçhul adımlarla yürürken kapıcı, arkasından seslendi. Bunu bana neden verdi, diye sordu ama neyden bahsettiğini o

da bilmiyordu.

Bu metinlerden kaç tanesinde anlatım birinci kişi ağzından yapılmıştır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4

P:200

200

test

/avantajyayinlari

ANLATICI BAKIŞ AÇILARI - ANLATICI TÜRLERİ 10

9. Gözlemci bakış açısında anlatıcı; dış dünyada olup bitenleri, sadece gözlemek/izlemekle yetinir. İkinci aşamada da

gözlemlerini tarafsız bir gözle okuyucuya nakleder. Bir “yansıtıcı” konumundadır. Çok daha az bilgilidir. Onun bilme,

görme, duyma yetenekleri geçmiş ve geleceğe uzanmadığı gibi, kahramanların ruh hâllerine de yetişemez.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi gözlemci bakış açısıyla kaleme alınmamıştır?

A) Sokak yeniden boş kaldı. Birdenbire bir gürültü duyuldu. Tren geliyor. Edirne’den gelen bir yük treni; yerleri evleri sarsarak, hızla geçip gidiyor. İki evin arasındaki dar aralıktan vagonların geçtiği görülüyor! Geçti, geçti, sonra birdenbire bitti.

B) Kerim Ağa iki günden beri yataktan çıkamıyordu. Zaten on beş günden beri ayakta duracak hâli yoktu, evde oturamıyor; ya kahveye kadar gidip tahta sedirin üstünde bağdaş kurarak sallanıp inliyor yahut da eşeğe binip bağa kadar uzanıyor.

C) Hacer kadın bugün yaprak yolmaya bağa gitmiş, genç kızı Esma da üç yaşındaki çocuğunu alıp yunağa çamaşır götürmüştü. Çok düşünceliydi. Aklına gelen kötü düşüncelerden kurtulmaya çalışıyordu. Bu durum onu bezdirmişti.

D) Pencerelerinin tahta kanatları sımsıkı kapalı olduğu için yalnız kapıdan ışık alan odanın ortasında incecik bir döşekte arka üstü uzanmış, gözlerini tavandaki direklerle bunların arasından görünen hasıra dikmiş, kâh dalıp kâh

kendine gelerek bekliyordu. Pek zayıfladığı için yufka yatakta kemikleri ağrımaya başlamıştı.

10. Birinci kişi anlatıcı, isminden de anlaşılacağı gibi olayları genellikle hikâyenin içindeki bir karakterin, çoğu zaman da

ana karakterin doğrudan aktardığı bir anlatı üslubudur. Bu anlatı tarzında, “yazar” ile “anlatıcı” rahatlıkla birbirinden

ayrıt edilebilir çünkü “anlatıcı” yaşanan olay içindeki kişilerden bir tanesi hâline gelir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi birinci kişi ağzından anlatılmıştır?

A) Vücudumun büyük bir parçasını kaybetmek hayaline bir saniye katlanamıyorum, içime baygınlıklar geliyor, ellerimle hasta bacağı tutuyorum ve onun ölümünü kendi ölümümden daha dehşetli buluyorum.

B) Öğleden sonra Kâmil Bey, revire çıkan merdivenle karantinaya inen merdivenin geniş sahanlığında, avluya girilecek kapıyı gören köşeyi, Zekeriya Hoca’nın yirmi beşer kuruşa kiraladığı üç iskemleyle çoktan tutmuştu. İçi içine sığmadığından oturamıyor, iskemlelerle kapının arkasındaki üç adımlık yerde dolaşıp duruyordu.

C) Ahmet, başını öne eğerek sessizce durdu. İçinde büyük bir umutsuzluk vardı. Hayatında hiçbir şey yoluna girmeyecekmiş gibi hissediyordu. Kısık ve titreyen bir sesle, “Ne yapacağız?” diye sordu ancak cevap gelmedi.

D) Kafasını kaldırdığında, Ayşe’nin yüzünde sert bir ifade olduğunu gördü. O durumu Mehmet’ten farklı karşılamıştı. Artık dayanamayacağını hissediyor ama oturup üzülmek yerine bir şekilde savaşmak, mücadele etmek, isyan

etmek istiyordu.

P:201

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

201

test

PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ (KARMA)

Bu testte 12 soru yer almaktadır. 18

11

2. Bugün denize açılmak için iyi bir gün değil. Çünkü

denize açılmak için rüzgârın kuzeyden esmesi lazım.

Bunun için şimdi benim oturup rüzgârın çıkmasını

beklemem gerek. Çok beklememe gerek kalmadan

güçlü bir rüzgâr çıksa da en yakın limana ulaşsam

bari. O limandan biraz erzak alırım ve hiçbir limana

uğramadan bir ay idare edebilirim. Ama bu hayallerin gerçekleşmesi rüzgâra bağlı.

Bu metnin dil ve anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) I. kişi anlatımı kullanılmıştır.

B) Gözlemci bakış açısı kullanılmıştır.

C) İçtenlik ilkesine bağlı kalınmıştır.

D) Öyküleme tekniği kullanılmıştır.

3. Özellikle nezle veya grip olduğumuzda, kendimizi

gündüz saatlerinde daha iyi hissederken gece olduğunda hastalık belirtisini daha şiddetli hissederiz. Bunun nedeni, vücudun günlük uyku uyanıklık döngüsüne benzer biçimde bağışıklık sistemimizin de bir

günlük ritme sahip olmasıdır. Gün boyunca vücudu

savunan bağışıklık sistemi, hücresel savunma yapar.

Bu nedenle ağrı ve iltihaplanma gibi sonuçlar az görülür. Ancak gece saatlerinde hücresel savunma azalır ve “enflamasyon” denilen etkiyle ağrı ile iltihaplanma görülme sıklığı artar.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Tanımlama B) Benzetme

C) Örnekleme D) Karşılaştırma

1. İki arkadaş Yıldızeli’nden Sivas’a gitmek için şosenin kenarında otomobil bekliyorduk. Akşam olmaya başlamıştı.

Akıllının biri, gece yarısı gelen treni beklemektense sık sık geçen kamyonlardan birine atlamamızı tavsiye etmişti ve

biz bir buçuk saatten beri, yolun kaybolduğu taraflarda beliren her toz bulutuna ümitle bakarak bu tabirinden kaçar

saatlik fasılaların kastedildiğini düşünmeye dalmıştık. Nihayet, ortalık adamakıllı karardıktan sonra iki projektör, toz

bulutlarını aydınlatarak bulunduğumuz yere yaklaştı. Biz, yangından veya selden kaçan insanlar gibi, kollarımızı imdat işaretlerine benzeyen hareketlerle havaya kaldırıp bağrışarak yolun ortasına atıldık. Makine hemen önümüzde

durdu. Kısa bir pazarlıktan sonra ellişer kuruşa şoförün yanına binmek konusunda anlaştık.

Bu metinde düşünceyi geliştirme yollarından hangisine yer verilmiştir?

A) Tanımlama B) Benzetme

C) Örneklendirme D) Tanık gösterme

AP8JPSB21-048

P:202

202

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ (KARMA) 11

4. Kurnaz bir tüccar, güney denizlerindeki adalarda yaşayan yerlilerin çok fazla altını olduğunu duyunca bir

gemi dolusu soğanla birlikte yola çıkmış. Hayatlarında ilk defa soğan yiyen yerler soğandan o kadar memnun kalmışlar ki tüccara bunun karşılığında bir gemi

dolusu altın vermişler. Bu haberi duyan başka kurnaz bir tüccar, “Madem soğanı sevdiler, o zaman sarımsağı da severler.” diye düşünerek bir gemi dolusu sarımsakla aynı adaya doğru yola çıkmış. Gerçekten de yerliler sarımsağı soğandan daha çok sevmişler ve bunun karşılığını altınla değil en değer verdikleri şeyle soğanla ödemişler.

Bu metnin anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Düşünceyi geliştirme yollarından tanımlama kullanılmıştır.

B) Anlatıcı türü olarak birinci kişili anlatım kullanılmıştır.

C) Anlatıcı, kahramanlardan birisidir.

D) Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.

5. Yemek yeme ihtiyacı olan açlık duygusu, beynimizdeki beslenme ile ilgili duyuların merkezi olan hipotalamus bölümü ile ilgilidir. Yaşamımızı sürdürebilmemiz için besinlerden almamız gereken enerjiyi bize

hatırlatan açlık duygusunu, bazen fiziksel olarak aç

olmadığımız zamanlarda yorgunluk, stres, mutsuzluk

gibi zihinsel durumlarımızla da ilgili sebeplerden hissedebiliriz. Ayrıca vücuttaki yapılarda “insülin” adı

verilen hormona karşı duyarsızlığı anlamına gelen “insülin direnci” durumunda da kişilerin ihtiyacı olmadığı hâlde tatlı yeme isteği artar.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?

A) Tanık gösterme - Karşılaştırma

B) Örnekleme - Tanımlama

C) Tanımlama - Karşılaştırma

D) Sayısal verilerden yararlanma - Tanımlama

6. Anlatımdan okuyucunun çıkardığı anlam ile yazarın

vermek istediği mesajın aynı olmasıdır. Anlatılmak istenenin kolayca anlaşılması, anlatımda zor ifadelerden kaçınılmasıdır.

Bu metinde iyi bir anlatımın temel özelliklerinden

hangisi üzerinde durulmuştur?

A) Akıcılık

B) Açıklık

C) Özgünlük

D) Duruluk

7. Haziran, bitmek bilmeyen yağmurlarıyla gelmişti. Hava sürekli kapalıydı; güneş yüzünü hiç göstermiyor,

pencereye durmadan yağmur damlaları çarpıyordu.

Akçaağacın yapraklarından da sürekli su damlıyordu. İlerleyen günlerde odadaki her şey küflenmiş gibi kokmaya, hatta yataktaki çarşaf bile nemliymiş gibi gelmeye başlamıştı. Çocuğun rengi iyice solmuş

ve kız iyice güçten düşmüştü; yalnızca anne ve babasının ziyaret etmesine izin veriliyordu. Arkadaşları

kıza moral vermek için ona bebek yollamışlardı. Tahta bebeğin hüzünlü gülümsemesi kızın hoşuna gitmişti.

Bu metnin anlatım özellikleriyle ilgili aşağıdaki

yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Anlatım üçüncü kişi ağzından yapılmıştır.

B) Betimleme anlatım biçimi kullanılmıştır.

C) Kahraman bakış açısı kullanılmıştır.

D) Tutarlı bir anlatım söz konusudur.

P:203

203

test

PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ (KARMA) 11

10. Güneş’in babası Serdar Bey gemi kaptanıydı. İş için

gemi ile uzak ülkelere gitmesi gerektiğinde dönmesi

üç-dört ay kadar sürebiliyordu. Bu yüzden, yokluğunda Güneş’e ve annesine göz kulak olması için

Pofuduk’u hayvan barınağından almıştı. Güneş, hayvanları çok seviyordu ve hiçbirini diğerinden ayırmıyordu. Pofuduk’u aldıkları günü de asla unutamazdı.

Küçücüktü. Güneş onu kolaylıkla kucağında taşıyabiliyordu. Kabarık ve sık tüyleriyle, minik bir ayı yavrusunu andırıyordu. Pofuduk onun en iyi arkadaşı ve

koruyucusu olmuştu.

Bu metnin bakış açısı ile ilgili verilen bilgilerden

hangisi doğrudur?

A) Gözlemci bakış açısı ile anlatılmıştır.

B) Hakim (Tanrısal) bakış açısı ile anlatılmıştır.

C) Kahraman bakış açısı ile anlatılmıştır.

D) Çoğulcu bakış açısı ile anlatılmıştır.

9. Kendimi biraz işe vermeliydim. Yoksa, kafamda dolanan tilkiler beni canlı canlı yiyip bitirecekti. Işık Genel Merkezinin yolunu tuttum. İçeri girerken gençlerden biriyle çarpıştık. İçten bir gülümsemeyle benden

yana döndü. Özür diledikten sonra yoluma devam

ettim. Yer üstü ışığıyla hiç tanışmamış nesillerin sayısı sürekli arttığından çalışma alanımız da devasa.

Işık ve renk denemeleri yaptığımız bu merkez,

Dünya’nın sırlarını bize fısıldadığı bir çeşit laboratuvar. Kendi aramızda buraya Işık Lunaparkı diyoruz.

Bu metnin anlatım türüyle ilgili aşağıdakilerden

hangisi söylenebilir?

A) Tartışmacı anlatım kullanılmıştır.

B) Açıklayıcı anlatım kullanılmıştır.

C) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır.

D) Betimleyici anlatım kullanılmıştır.

8. Aşağıdakilerden hangisi anlatıcı türü bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) Sonunda öğle saati çaldı. Top birdenbire patladı ve sesi her tarafa aynı zamanda yayıldı. Bin iki yüz fırının akış

kanalı hep birden açıldı ve bin iki yüz adet ateşten yılan, merkezî kuyuya doğru ilerlemeye başladı. Kıpkızıl sular

hâlinde akan maden, iki yüz yetmiş metrelik bir derinliğe hızla düşerken müthiş sesler çıkarıyordu. Görüntü gerçekten çok hoştu. Demir cevheri, sıvı hâlinde kuyuya akarken yer âdeta titriyor, havaya doğru dumanlar çıkıyor,

kıvılcımlar saçıyordu. Hepimiz şaşkınlıkla birbirimize bakıyorduk.

B) Etrafında yapraklı bitkiler, dev mantarlar ve boğumlu sekoya ağacı köklerinden oluşan yepyeni bir dünya vardı.

Ayrıca jakuziye benzeyen yuvarlak havuzlar bulunuyordu. Üstlerinde buharlar tüten bu havuzların bazılarından

havaya su fışkırıyordu. Herkes büyülenmiş bir şekilde etrafına bakarken o gayzerlerden birinin önüne geçip bitkilerden birine yaklaştı. “Bu bitkiler başka bir devre aitmiş gibi görünüyor.” dedi.

C) Sabah, yatağında yavaşça doğruldu. Annesinin kahvaltıyı hazırlarken çıkardığı sesleri duyabilecekmiş gibi, dikkatle etrafı dinledi. Fakat yalnızca hastanenin onun için yeni ve tuhaf olan seslerini işitebiliyordu. İç geçirdi. Önceki gün yaşananların kötü bir rüyadan ibaret olmasını istemişti. Ama hemşire elinde iğne ile içeri girince, her şey

daha da gerçek bir hâle büründü. Tombul bir hemşire neşeli bir sesle iğne olmanın hastanede yatmanın bir parçası olduğunu söyledi.

D) Ailenin tek çalışanı babalarıydı. Bir diş macunu fabrikasında çalışıyordu. Sabahtan akşama kadar bir sıranın üstünde oturur, dolu tüplerin tepelerine minik kapaklar takardı. Ama diş macunu tüplerine kapaklar takan bir adama ne kadar para verirlerdi ki. Zavallı adam ne kadar sıkı çalışırsa çalışsın, tüp kapaklarını ne kadar hızlı takarsa

taksın kazandığı para o kadar büyük bir ailenin ihtiyacının yarısını bile karşılayamazdı. Cebine, herkese yeterince yiyecek alacak kadar para girmezdi.

P:204

204

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ (KARMA) 11

11. Yanıp sönme gibi algıladığımız durum aslında yıldızların parlaklığında çok kısa zaman aralıklarında ortaya çıkan değişimlerdir. Geceleri gökyüzüne baktığımızda yıldızların yanıp sönüyormuş gibi görünmesinin nedeni, Dünya’nın atmosferinde, sıcaklık değişimleri nedeniyle meydana gelen düzensizliklerdir. Aslında yıldızlar sürekli olarak ışık yayar

yani uzaydaki bir astronot, yıldızları hep aynı parlaklıkta görür. Yıldızlardan gelen ışınlar, Dünya’nın atmosferinde hareket ederken ve farklı yoğunluktaki ve sıcaklıktaki bölgelerden geçerken farklı oranlarda yer değiştirir. Yıldızdan gelen ışınların büyük oranda saçıldığı durumda yıldız kaybolmuş gibi görünürken saçılma oranı düşükse daha parlak

görünür. Bu da yıldızların gökyüzünde yanıp sönüyormuş gibi algılanmasına neden olur.

Bu metinde aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?

A) Betimleme - Öyküleme B) Tartışma - Betimleme

C) Açıklama - Tanımlama D) Öyküleme - Açıklama

12.

Torunları servise biner binmez yaşlı kadın da vergi dairesine gitmek için erkenden evden çıktı. Gişenin

önündeki uzun sırayı görünce aklı durdu. Ne zaman ona sıra gelecekti acaba? İkizler gelmeden evde

olmalıydı. Yüreği daralarak mecburen o da sıraya girdi. Biri “Nine” diye seslenince dönüp bakmadı

bile. Mahallesinden yarım saat uzaklıktaki bu yerde kimseyi tanımıyordu. Biri omzuna dokunup tekrar

“Nine” deyince arkasına döndü. Karşısında eski komşusu Saniye Hanım’ı görünce az kalsın küçük

dilini yutacaktı.

I. Metin

Ay geceyi epeyce aydınlatmıştı. Bir de ısıtsa süper olurdu. Bahçenin bir tarafında koyunlar ve inekler

vardı. Hayvanların çitlerle çevrilmiş olduğunu görünce sevindi Meriç. Sadece kurda, kuşa değil, ineğe,

koyuna da yem olmak istemezdi. Rüzgâr estikçe o taraftan burnuna fena hâlde koku geliyordu.

Bahçenin ağıla en uzak köşesine gidip bir ağacın altına, tozun toprağın içine oturdu. Kıyafetlerine

bakınca kirlenmesinler diye özen göstermesinin gereksiz olduğunu anlayabiliyordu. Hem zaten annesi

de oğlunun üstünü başını kirletmesini o kadar da umursayacak birine benzemiyordu.

II. Metin

Bu metnin anlamıyla ilgili,

I. İkisi de olay yazısı metnidir.

II. Metinlerde anlatım biçimi olarak açıklama kullanılmıştır.

III. Her iki metin de üçüncü kişili anlatıma sahiptir.

ifadelerinden hangileri söylenebilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) I, II ve III

P:205

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

205

test

PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ (KARMA)

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

12

1. I. İkindi güneşinin gözler alan aydınlığı içinde, sokakları yabancı yabancı dolaştı. Kasabanın iç mahalleleri şenlik

günlerine has bir boşlukla sessiz, durgundu. Çeşmelerden su taşıyan tek tük adamlarla, birkaç yaşlı nineden başka kimseye rastlayamamıştı. Onlar da kendisine, herkes bahçelerde iken neden buralarda dolaştığına şaşar gibi bakmışlardı. Sonra kızgın dumanlı bir yel esti. Ezan sesleri arasında, kısık, uyuşuk lambalar birer birer yanıp

kasabayı kasvetli bir gece sardı.

II. Şemsiye, bundan 4000 yıl önce güneş ışınlarından korunmak için icat edilmiştir. “Şemsiye” sözcüğündeki “şems”in

güneş anlamına gelmesi, icat edilme amacına uygundur. Ayrıca şemsiye sözcüğünün İngilizcesi olan “umbrella”

Latince kökenlidir. Latincede “umbra” gölge anlamına gelmektedir.

III. Şekerin hemen hiç bulunmadığı yıllarda bir öğretmen, bir köye konuk olur. Akşam yemekten sonra evde bir telaştır başlar. Ev sahibi sandığının anahtarını bir türlü bulamamıştır. Evin her köşesi aranır taranır anahtar yok. Sonunda sandığı kırmaya karar verirler. Sandık kırılır, öğretmen işin farkına o zaman varır. Ev sahibi kırdığı sandıktan küçük bir çıkın çıkarır, sandığın içerisinde üç şeker vardır. Evet, konuğuna şekerli bir kahve ikram etmek için

sakladığı üç şeker. Anadolu’nun konukseverliği üzerine söylenecek çok söz, anlatılacak çok hikâye vardır.

IV. Görme yeteneği çok güçlü bir gözlemci, çevresinde evrenin döndüğü o bilinmez merkeze yerleşmiş olsaydı, milyarlarca atomun evrenin kaos çağlarında gökyüzünü doldurduğunu görebilirdi. Fakat yavaş yavaş çağlar boyu

bir değişiklik ortaya çıktı, bir çekim yasası doğdu. O zamana kadar başıboş dolaşan atomlar bu çekim yasasına

bağlandı. Birbirleriyle ilişkilerine göre kimyasal olarak birleştiler; molekül hâline geldiler ve gökyüzünün sonsuz

derinliklerine dağılmış olan nebula kümelerini oluşturdular.

Numaralanmış metinlerin hangisinde anlatılanlar okuyucunun gözünde canlandırılacak biçimde aktarılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV

2. İnternetin hayatımıza girmesiyle teknoloji bağımlılığı

ortaya çıkmıştır. Ancak kişinin teknoloji kullanımı üzerinde kontrolünün kaybolması ve teknolojiyi ölçüsüz

kullanması çok ciddi zararlara sebep olmuştur. İnternet ve teknoloji bağımlılığı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında ortaya çıkan yoksunluktur. Teknoloji bağımlılığı her yaşta ve her cinsiyette görülür. Erkeklerde görülme olasılığı kadınlara oranla 2-3 kat fazladır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Tanımlama B) Tanık gösterme

C) Karşılaştırma D) Benzetme

3. Aşağıdaki tanımlarla yay ayraç içinde verilen kavramlardan hangisi örtüşmez?

A) Yazının kolay okunabilmesi ve rahatsız eden kelimelerin kullanılmamasını ifade eder. (Akıcılık)

B) Anlatımda birbiriyle çelişen düşünceler ileri sürmeme, sık sık düşünce değiştirmemektir. (Tutarlılık)

C) Anlatımın yapmacıksız, günlük yaşantıda olduğu

gibi, sanat yapmadan, süs ve özentiden uzak yapılmasıdır. (Duruluk)

D) Verilen bir metinden tek anlamın çıkarılması, metinde birden fazla anlam bulunmamasıdır. (Açıklık)

AP8JPSB21-049

P:206

206

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ (KARMA) 12

5. Sıcaklık donma noktasının altına düştüğünde bulutların içindeki su buharı küçük toz parçacıkları üzerinde yoğunlaşarak katı hâle geçer. Bu süreç devam ettikçe kar kristalleri altıgen prizma şeklini alır ve altıgenin köşelerinde dallanmalar oluşturarak büyümeye devam eder. Yani kar kristalleri donmuş yağmur

damlaları değildir. Kar beyaz görünmesine rağmen,

karı oluşturan kar kristalleri şeffaftır. Kar kristallerinin

bir araya gelmesiyle oluşan kar taneleri ışık ile etkileştiğinde, kar kristallerinin kendilerine özgü altıgen

şekilleri nedeniyle, bir kristalin yüzeyinden diğerine

yansıyarak yön değiştirir. Kar tanelerine çarpan bütün dalga boylarındaki ışınlar eşit derecede yansıdığı için de kar beyaz görünür.

Bu metnin anlatım özellikleriyle ilgili aşağıdaki

yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) İlahi bakış açısı kullanılmıştır.

B) Üçüncü kişili anlatım kullanılmıştır.

C) Açıklayıcı anlatıma başvurulmuştur.

D) Karşılaştırma yapılmıştır.

4. Yapılan araştırmalar insanların nefesinde 150’den fazla farklı kimyasal maddenin olduğunu gösteriyor. Bu bileşikler

arasında özellikle hidrojen sülfürün ve metil merkaptanın ağızda oluşan kötü kokunun nedeni olduğu düşünülüyor.

Hidrojen sülfür kokusu çürük yumurtaya, metil merkaptan da kokusu çürümüş lahanaya benzetilen kimyasal bileşiklerdir. Ağızda kalan yemek parçacıklarındaki protein temelli bileşikler ile ağızdaki ölü epitel ve kan hücreleri, bakteriler tarafından parçalanarak amino asitlere ardından sülfür bileşiklerine dönüşür. Bu zamana kadar ağızda tespit

edilen yaklaşık 1000 farklı bakteri türü var. Bir insanın ağzında ise en az 100-200 bakteri türü bulunuyor. Ancak bu

bakterilerin hepsi kötü kokuya sebep olan moleküllerin oluşumunda doğrudan rol almıyor. Dünya genelinde insanların yaklaşık dörtte biri ağız kokusu problemi yaşıyor. Ağız temizliğine dikkat etmek -örneğin diş ipi kullanmak, dişleri fırçalamak- ağızda kötü koku oluşumunun engellenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca araştırmalar yeşil çay, nane

gibi bazı besinlerin ağız kokusuna neden olan sülfür bileşiklerinin oluşumunu engellediğini gösteriyor.

Bu metinde anlatımında,

I. Benzetme

II. Örneklendirme

III. Tanımlama

IV. Tanık gösterme

düşünceyi geliştirme yollarından hangilerine başvurulmuştur?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV

6. Çocuk çikolatayı yılda bir kez doğum gününde tadardı. Ailede herkes doğum günü için para biriktirir,

o büyük gün geldiğinde çocuğa küçük bir parça çikolata armağan edilirdi. Çocuk o muhteşem doğum

günü sabahlarını iple çeker, eline tutuşturulan çikolata parçasını yanından hiç ayırmadığı küçük tahta

kutuya büyük bir özenle yerleştirir, som altından bir

hazineymiş gibi saklardı. Birkaç gün elini sürmeye kıyamaz, bakmakla yetinirdi. En sonunda dayanamayıp çikolatanın kâğıdını bir kenarından sıyırıp açar, o

nefis tadı diline yavaş yavaş yayılsın diye ucundan

minicik bir parça koparıp ağzına atardı. Ertesi gün bir

minik parça daha koparır, günlerce böyle sürer giderdi. Böylece ufacık doğum günü çikolatasıyla bir ay

idare ederdi.

Bu metinde hikâye unsurlarından hangisine yer

verilmemiştir?

A) Kişi B) Yer

C) Zaman D) Olay

P:207

207

test

PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ (KARMA) 12

7. Kar ve dolu arasındaki fark oluşum süreçlerinden kaynaklanıyor. Kar sıcaklık 0 °C’nin altına düştüğünde, havadaki

su buharının aniden soğuyarak katı hâle geçmesi ve oluşan küçük buz kristallerinin birleşmesiyle ortaya çıkan bir

yağış türü. Küçük buz kristalleri havadaki küçük bir parçacığın, örneğin bir toz taneciğinin üzerinde birikir ve büyüdükçe yere doğru düşmeye başlar. Kar taneleri sıcaklığı 0 °C’nin biraz üstünde olan, nemli havanın içinden yere doğru düşerse dış yüzeyleri bir miktar erir ve bu nedenle başka kar taneleriyle bir araya gelebilirler. Bu, daha büyük kar

tanelerinin oluşmasına neden olur. Kuru ve soğuk bir havada ise toz hâlinde, daha küçük kar taneleri oluşur. Dolu

ise bulutların içindeki yuvarlak ya da düzensiz şekilli buz parçacıklarıdır. Bulutların içindeki yağmur damlacıklarının

bir fırtına sırasında yükselmesi nedeniyle aniden soğuyarak donması sonucu oluşur. Yukarı ve aşağı yönlü hareketleri sırasında dolu tanelerinin yüzeyinde daha fazla su donarak birikir. Bu nedenle taneleri portakal büyüklüğünde

dolu yağabilir. Dolu tanelerinin büyüklüğü bulutun içindeki suyun miktarına ve bulutun ne kadar yükseğe ulaştığına

bağlı olarak değişir.

Bu metinle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Kahraman bakış açısına yer verilmiştir.

B) Birden fazla kavramın tanımı yapılmıştır.

C) Öyküleme tekniği ağır basmaktadır.

D) Birinci kişi anlatımı kullanılmıştır.

8. Üzerinde çizgili bir gömlek ve kırmızı bir yelek vardı.

Belinde aynı Nasrettin Hoca’nınkine benzeyen bir kuşak sarılıydı. Çocuk yavaşça yerdeki şapkasına uzandı, alıp kel başına taktı. Şapkası başının ancak yarısını kapatıyordu. Yıkanınca çekmiş gibiydi. Yavaşça

yerden kalkıp çocuklara baktı. İnce yapılıydı ama yanakları elma gibi al aldı. Neşesi ve mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Başındaki şapkayı tutarak kendi etrafında döndü. Pencereye yaklaşıp bir süre dışarıya baktı.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangileri

ağır basmaktadır?

A) Öyküleme - Betimleme

B) Açıklama - Tartışma

C) Betimleme - Açıklama

D) Tartışma - Öyküleme

9. Biz İzmir’de oturuyoruz. İzmir bir deniz kentidir. Bu

yüzden ılık bir iklimi vardır. Kışın İzmir’de havalar daha çok yağmurlu olur. Ortalığın buz tuttuğu ya da kar

yağdığı günler sayılıdır. Onun için de İzmir’de kar yağışı büyük bir sevinçle karşılanır. Herkesin yaşamında, düş güzelliğinde bir gündür o gün. Kar taneleri

havada uçuşmaya başlamasın, ortalık sevinç çığlıklarıyla dolar. Hele kar lapa lapa yağmaya başlamışsa, havaya düşlerin tül perdesi çekilmişse, bu sevinç

daha büyür. Ama şehir içinde karın tuttuğu, ortalığın

beyazladığı pek az görülür.

Bu metnin anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.

B) Betimlemeye yer verilmiştir.

C) Kahraman bakış açısıyla yazılmıştır.

D) Anlatım birinci kişi ağzından yapılmıştır.

P:208

208

test

/avantajyayinlari

PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ (KARMA) 12

10. I. Bol bir eşofman altı giyen çocuk, bir önceki gün kadar kıpır kıpır etmemesine karşın, durumunda gelişme olmamıştı. Beden eğitimi dersinde basketbol oynadı. Normalde bu oyunda özel bir yeteneği olmamasına rağmen bu

kez nedense basket potası çok daha alçaktı sanki ve sayı üstüne sayı yaptı. Önce bundan hoşlandıysa da bir

süre sonra oyun sıkıcı hâle geldi. Çünkü kimse onunla rekabete zahmet etmez olmuştu. Bir sirk gösterisi izler gibi, durup onu izlemeye başlamıştı herkes. Dersten sonra beden eğitimi öğretmeni kendini iyi hissedip hissetmediğini sordu.

II. Soğuk bir kış günü, güneş ufuk çizgisine kavuşmak üzereyken bir grup arkadaş aileleriyle birlikte şehrin yanı başında fakat şehrin ışıklarından uzak, boş bir arazide toplanmışlardı. Kimi çadır kurma, kimi de yakacakları kamp

ateşi için çalı çırpı toplama telaşındaydı. Gece kampı herkes için heyecan verici bir deneyim olacaktı. Daha önce doğa gezilerine katılmış olan çocuklar ilk defa gece vakti birlikte kamp yapacaklardı. İçlerinden biri kendisi

için hazırlanan hoş sürprizden habersizdi.

III. Hava açmıştı. Çok uzaklarda kara bulutlar vardı. Hafif bir rüzgâr esiyordu. Hava çok soğumamıştı daha. Tatlı bir

sonbahar yaşıyorduk. Eğer yağmur yağmaz da pazar günü kıra gidebilirsek anneannemle güz çiçekleri toplardık. Anneannem bütün kır çiçeklerini tanıyordu. Bana doğduğu kasabanın bahar çiçeklerini, güz çiçeklerini ne

çok anlatmıştı.

IV. İstasyon müdürü, istasyonu devriye gezerken profesör; kelebek desenli, yeşil, pamuklu kimono giymiş ve beline soluk yeşil bir kumaş bağlamış olan bir kadının yanında duruyordu. Bütün eşyaları yeşil bir kumaş parçasının

içine toplamıştı. Düzgün bir şekilde toplanmış bohçasını sağ eline oturtmuştu. Diğer eliyle de küçük oğlunun denizci üniformasını düzeltiyordu. En sonunda oğlunun okul üniforması onu tatmin edecek kadar düzgün olduğunda parmak uçlarıyla oğlunun alnına düşen saçlarını taradı.

Numaralanmış metinlerden hangisi kahraman bakış açısıyla yazılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV

11. Nursen Öğretmen bahçede nöbetçiydi bugün de. Tüm gün bedenini taşıyan şiş bilekleri düne göre daha bir sancılanıyordu. Bir an önce evime gideyim de kendimi koltuğa bırakıvereyim düşünceleri arasında adımlarını sıklaştırmışken dikkati babalarının elinden tutan iki talebeye kaydı. Çocukların tertemiz önlükleri, günün bitimine rağmen sanki yeni taranmışçasına pırıl pırıl parlayan saçları, olağanca nizami bir görüntü sergiliyordu. Yavrularına bakışlarıyla

onlara taptığını hissettiren babanın kıyafetiyse maddi durumlarının iyi olmadığını her yönden haykırır gibiydi. Babanın kıyafeti temiz olmakla birlikte eskiydi. Nursen Öğretmen, şöyle adamakıllı süzdü iki yanında oğullarıyla birlikte

yürüyen babayı. Evet, kıyafetleri eskiydi babanın, ama bunun yanında eş dosttan alındığını belli edecek denli boldu

gömleği ve pantolonu. Kemeri olmasa düşecekti sahiden. Bol pantolonunu sıkan kemeri, kumaşın belinde yer yer

potluk yapmıştı. Daha dikkatli bakınca gömleğinde yırtılan sırtının acemi ellerde dikildiğini gördü. Rahmetli anneciği Şükriye Hanım’ı düşündü Nursen Öğretmen. Dikişi, kanaviçeyi, halı dokumayı da öğretmişti. Öğretmen diplomasını altın bilezik diye koluna da takmıştı kızının.

Bu metinde,

I. Betimleme II. Öyküleme III. Açıklama IV. Tartışma

anlatım biçimlerinden hangilerine başvurulmuştur?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV

P:209

209

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME, GÖRSEL OKUMA 1

SÖZEL MANTIK VE

MUHAKEME İLE GRAFİK,

TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:210

210

test

/avantajyayinlari

1 SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME, GÖRSEL OKUMA

• Bazı sorularda ihtimalli tablolar oluşturmak gerekebilir. Bu durumda iki tablo oluşturmaktan kaçınmamalısınız.

• Sözel mantık sorularının nasıl çözüldüğünü kavradıktan sonra bol bol soru çözmek, soru

çözme mantığınızın oturması ve soruları çözerken daha az süre harcamanız açısından

önemlidir.

• Bilgileri akılda tutmaya çalışmak, bu bilgileri kullanarak aklınızda bir tablo oluşturmak

sağlıklı sonuca varma açısından uygun değildir. Hem çözümü karmaşık hâle getirebilir

hem de vardığınız sonuçtan emin olmanızı güçleştirerek size zaman kaybettirebilir.

• Sorularda bu bilgi türlerinin hepsi olmayabilir ama bilgileri tablolaştırırken bu ihtimaller

göz önünde bulundurulmalıdır. Oluşturduğunuz tabloda bu bilgi türlerini farklı işaret ya

da sembollerle göstermelisiniz.

Sözel mantık soruları, son yıllarda sıklıkla sorulmaya başlanan ve öğrencilerin çözmekte en çok zorlandığı soru

tipidir. Sözel mantık sorularını çözmek için önce çözebileceğinize inanmanız gerekir ya da çözemeyeceğiniz fikrini kafanızdan çıkarmanız gerekir. Unutulmamalıdır ki

bu sorular LGS’de çıkmaktadır bunun için doğru yollar ve

teknikler kullanılarak çözülebilir.

Sorularda sizden istenen, mantığınızı kullanarak akıl yürütme ve çıkarım yolu ile sonuca ulaşmaktır.

Sözel mantık sorularını çözerken tablo oluşturmak veya

şekil çizmek gerekir çünkü tablo oluşturmak veya şekil

çizmek; doğru düşünmenize, bilgiyi somutlaştırmanıza,

bilgiyi sınıflandırmanıza, bilgileri birbiri ile ilişkilendirmenize yarayacaktır.

Görsel Okuma ve Yorumlama

Görsel;

:

yazılı metinlerin

kalan

dışında

resim, fotoğraf, afiş,

şekil,

sembol,

işaret, harita, tablo, grafik,

vb. ögelere

karikatür

verilen genel bir isimdir.

metin dışındaki

Yazılı

bu ögeleri anlamlandırma ve

yorumlama işine ise görsel okuma

Görsellerin

adı verilir.

ifade ettiği bilgiler

ipuçları olabilir.

ya da

Görselleri yorumlaya

rak bu

-

ipuçları yakalanabilir.

Sözel mantık sorularının çözümü için şu üç aşama izlenebilir:

• Mantığımızı kullanarak çıkarım yapmak ve akıl yürütmek

• Öncüllerdeki bilgileri sınıflandırmak ve ilişkilendirmek

• 1 ve 2. aşamadaki soyut işlemleri somutlaştırmak

için tablo oluşturmak veya şekil çizmek

Öncüllerde verilen bilgileri şu şekilde sınıflandırabiliriz:

1. Kesin olan bilgi

2. Kesin olmayan bilgi

3. Kesin olup olmadığı belli olmayan bilgi

4. Artık bilgi (Sorunun çözümüne katkısı olmayan bilgi)

Grafik ve tablo soruları, tıpkı mantık soruları gibi verilenlerden verilmeyeni bulmaya yöneliktir. Seçeneklerin

olabilirliğini tek tek incelemek bu tarz soruların doğru

çözülmesini sağlayacaktır.

Yeni soru tarzı dediğimiz bu sorularda en doğru teknik

soruda istenin ne olduğunu doğru anlayıp herhangi bir

yorum yapmadan sonuca ulaşmaktır.

“Sözel Mantık Sorularında

Dikkat Edilmesi

GEREKENLER”

“Sözel Mantık Sorularında

Dikkat Edilmesi

GEREKENLER”

P:211

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

211

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

17 Bu testte 11 soru yer almaktadır.

1

1. Buna göre, en yüksek ve en düşük notu alan öğrenciler hangileridir?

A) En Yüksek: Salih

En Düşük: Eda

B) En Yüksek: Cansu

En Düşük: Melih

C) En Yüksek: Ahmet

En Düşük: Eda

D) En Yüksek: Salih ve Efe

En Düşük: Ayşe

1 ve 2. soruları aşağıdaki tabloya göre cevaplayınız.

Aşağıda bir sınıftaki öğrencilerin sınavda sorulara verdikleri cevaplar tablo hâline getirilmiştir. Bu tabloda öğrenci

soruya doğru cevap verdiyse 1, yanlış cevap verdiyse 0 ile gösterilmiştir.

1. Soru 2. Soru 3. Soru 4. Soru 5. Soru 6. Soru 7. Soru 8. Soru 9. Soru 10. Soru

1 Ahmet 1 0 0 1 1 0 1 1 1 0

2 Elif 0 1 0 1 1 0 1 0 0 1

3 Salih 1 1 0 1 1 0 1 1 1 0

4 Selim 0 1 0 1 1 0 1 0 1 1

5 Efe 0 1 0 1 1 1 1 1 1 0

6 Ayşe 0 1 0 0 1 0 0 0 0 0

7 Melih 1 0 0 0 1 1 1 1 0 1

8 Eda 0 1 0 0 1 0 0 0 1 1

9 Cansu 1 0 0 1 1 0 1 1 1 0

10 Erkan 1 1 0 0 1 0 1 0 0 1

2. Buna göre, hiç kimsenin yapamadığı ve herkesin

yaptığı sorular sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

A) 2 ve 6 B) 3 ve 5

C) 4 ve 9 D) 5 ve 10

3. Altı arkadaş gittikleri kafede şöyle bir sipariş vermişlerdir:

— Biz 3 çay, 2 meyve suyu ve 1 kola istiyoruz.

Altı arkadaşın siparişi ile ilgili bilinenler şunlardır:

• Elif, Merve ve Ceren farklı içecekleri tercih etmiştir.

• Hatice ile Merve aynı içeceği, Kübra ise Hatice ile

Merve’den farklı bir içeceği tercih etmiştir.

• Meryem çay içmiştir.

Buna göre,

I. Kolayı kim içmiştir?

II. Hatice ne içmiştir?

III. Çay içenler kimlerdir?

sorularından hangilerine kesin cevaplar verilemez?

A) Yalnız I B) I ve III

C) II ve III D) I, II ve III

AP8JPSB21-050

P:212

212

test

/avantajyayinlari

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE 1 GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

4.

On ikişer kişiden oluşan A, B, C, D takımları, ikişer yöneticisi bir de gazeteci ile iki katlı bu otobüste yolculuk etmektedir. Otobüsteki yerleşim düzeni ile ilgili bilinenler şunlardır:

• Yöneticilerden dört tanesi üst katta sol tarafta takımları ile oturmaktadır.

• Üst katta en arka sıralarda ikişer yönetici ve gazeteci oturmaktadır.

• Üst katta sağdan en öndeki 4 koltuk boştur.

• D takımı alt katta değildir.

• A ve C takım oyuncuları üst sol tarafta oturmaktadır.

Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) ‘‘Üst katta hiç boş yer yoktur.’’ yargısı kesinlikle doğrudur.

B) ‘‘Tüm yöneticiler üst katta bulunmaktadır.’’ yargısı kesin olarak bilinemez.

C) ‘‘Otobüsün alt katında 10 boş koltuk vardır.’’ yargısı kesinlikle doğrudur.

D) ‘‘B takımı alt katta oturmaktadır.’’ yargısı kesinlikle doğrudur.

Sağ

Sol

Sağ

Sol

5. Sofra sunumu için âdeta bir sanat eseri yaratıyormuşçasına emek vermek son yıllarda yükselen trendlerden biri. ‘‘Art

of Plating’’ adı verilen bu akımın sosyal medya hesaplarında binlerce takipçisi var. “Yemek, öncelikle kokusu ve görünüşü ile insanı etkiler.” ana fikriyle yola çıkan yeni nesil şefler, Türkiye’de bu akımın öncüsü olma yolunda. Tabii

her akımın olduğu gibi estetik bir yemek sunumunun da olmazsa olmazları var.

Buna göre, aşağıdaki yemek sunumlarından hangisi bu metinde anlatılanlarla ilişkilendirilemez?

A) B)

C) D)

P:213

213

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA 1

6, 7, 8 ve 9. soruları aşağıdaki tabloya göre cevaplayınız.

Bir atletizm yarışmasına katılan Ali, Burak, Ceyhun, Deniz ve Engin adlı atletler, 100 ve 200 metre kısa mesafe koşuları ile 1500 ve 3000 metre uzun mesafe koşularına katılacaklardır.

Bununla ilgili bilinenler şunlardır:

• Her atlet bir kısa, bir uzun mesafe yarışına katılmıştır.

• 3 atlet 1500, 2 atlet 100 metre koşmuştur.

• Ali ile Deniz, kısa ve uzun mesafeli koşularda aynı metreleri koşmuştur.

• Burak 100 metre, Ceyhun 3000 metre koşmuştur.

Kısa Mesafe Uzun Mesafe

Sporcunun Adı 100 Metre 200 Metre 1500 Metre 3000 Metre

Ali

Burak

Ceyhun

Deniz

Engin

Toplam Yarışa

Katılan

2 Atlet Koşmuş 3 Atlet Koşmuş

6. Buna göre, 3000 metreyi koşma ihtimali olan atlet aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ali veya Engin B) Burak veya Engin

C) Burak veya Ali D) Ceyhun veya Engin

8. Ceyhun’un 200 metre koştuğu biliniyorsa aşağıdakilerden hangisi kesin olarak doğrudur?

A) Ali 3000 metre koşmuştur.

B) Deniz 100 metre koşmuştur.

C) Burak 3000 metre koşmuştur.

D) Engin 100 metre koşmuştur.

9. Öncüllerdeki bilgilere ek olarak hangi atletin yarıştığı mesafeler bilinirse diğer atletlerinki de tam

ve doğru olarak bilinebilir?

A) Engin B) Ali

C) Ceyhun D) Burak

7. Buna göre, atletlerden hangisi 100 metre koşmuş

olabilir?

A) Ali veya Ceyhun B) Deniz veya Engin

C) Ceyhun veya Deniz D) Ceyhun veya Engin

P:214

214

test

/avantajyayinlari

1

10.

AB’nin de bir ülke olarak kabul edildiği bu tablodan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Buğday, mısır ve kanola verim oranları her ülkede farklı olup giderek azalan bir seyir izlemiştir.

B) Hindistan; buğday, mısır ve kanola verim oranlarında Ukrayna’yı yakalayamamıştır.

C) Çin; buğday, mısır ve kanola verim oranlarında Kanada’dan kötü, Rusya’dan iyi durumdadır.

D) En çok verim alınan ürünler sırasıyla mısır, buğday ve kanoladır.

Ülkelerin Tarım Ürünleri Verim Oranları

(Ton/Hektar *2010-2014)

Buğday

Mısır

Kanola

5,3 4,7

3,0 2,8 2,2 1,6

3,5 2,5 4,9 5,4

9,7 7,0

3,0

AB Kanada Çin Ukrayna Rusya Hindistan

1,8 1,7 1,2 1,1 1,1

11. Aşağıdaki grafikte bir ürünün satış fiyatı ve miktarı gösterilmiştir.

Buna göre, en düşük gelirin olduğu dönem aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mayıs B) Eylül C) Haziran D) Ağustos

MAYIS

FİYAT (TL)

SATILAN MİKTAR (KG)

HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL

3 3,5 4 4,5 5

300 250 350 200 250

400

MAYIS

300

250

350

HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL

350

300

250

200

150

100

50

0

6

5

4

3

2

1

0

3 3,5 4 4,5 5

200 250

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:215

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

215

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

2

1. Millî takımımızın 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası için yaptığı maçlar aşağıdadır.

Tarih / Saat Ev Sahibi Takım Misafir Takım Takım Tipi Organizasyon

17.11.2019 20.45 ANDORRA 0-2 TÜRKİYE A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

14.11.2019 20.00 TÜRKİYE 0-0 İZLANDA A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

14.10.2019 20.45 FRANSA 1-1 TÜRKİYE A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

11.10.2019 21.45 TÜRKİYE 1-0 ARNAVUTLUK A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

10.09.2019 21.45 MOLDOVA 0-4 TÜRKİYE A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

07.09.2019 21.45 TÜRKİYE 1-0 ANDORRA A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

11.06.2019 18.45 İZLANDA 2-1 TÜRKİYE A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

08.06.2019 21.45 TÜRKİYE 2-0 FRANSA A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

25.03.2019 20.00 TÜRKİYE 4-0 MOLDOVA A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

22.03.2019 20.45 ARNAVUTLUK 0-2 TÜRKİYE A Millî AVRUPA ŞAMPİYONASI 2020 GRUP ELEME

Galibiyet aldığında 3 puan, beraberlik durumunda 1 puan verilen ve yenilgi için puanın verilmediği bir puanlama sisteminde maçların sonunda oluşan puan cetveli aşağıda verilmiştir.

O: Oynadığı maç sayısı G: Galibiyet B: Beraberlik M: Mağlubiyet AV: Attığı ve yediği gol farkı P: Puan

Buna göre, Millî takımımız son iki maçını kaybetseydi sıralama nasıl olurdu?

A) FRANSA

İZLANDA

TÜRKİYE

ARNAVUTLUK

ANDORRA

MOLDOVA

B) TÜRKİYE

FRANSA

İZLANDA

ARNAVUTLUK

MOLDOVA

ANDORRA

C) FRANSA

İZLANDA

TÜRKİYE

ANDORRA

ARNAVUTLUK

MOLDOVA

D) FRANSA

İZLANDA

TÜRKİYE

ARNAVUTLUK

MOLDOVA

ANDORRA

Sıra Takım O G B M AV P

1 Fransa 10 8 1 1 19 25

2 Türkiye 10 7 2 1 15 23

3 İzlanda 10 6 1 3 3 19

4 Arnavutluk 10 4 1 5 2 13

5 Andorra 10 1 1 8 –17 4

6 Moldova 10 1 0 9 –22 3

AP8JPSB21-051

P:216

216

test

/avantajyayinlari

2

2. İşe eleman alacak olan bir şirket, yalnızca A ve B üniversitelerinin ilgili bölümlerinden mezun olanları mülakata almaktadır. Adem, İdris, Nuh, Zehra, Büşra,

Kübra ve Emel bu amaçla sıra bekleyen adaylardır.

Mülakatla ilgili bilinenler şunlardır:

• Aynı üniversite mezunu adaylardan peş peşe en

fazla iki aday mülakata alınmıştır.

• İkinci ve üçüncü sırada B üniversitesi mezunları

vardır.

• İdris ve Zehra A üniversitesindendir.

• Dördüncü olarak Büşra mülakata alınmıştır.

• Kübra’dan önce Nuh, sonra ise İdris mülakata girmiştir.

• Beşinci sıradaki aday A üniversitesindendir.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi kesin olarak bilinemez?

A) Zehra ilk sırada mülakata girmiştir.

B) Büşra A üniversitesindendir.

C) Emel üçüncü sırada mülakata girmiştir.

D) Kübra B üniversitesindendir.

Bir otelde çalışan Seyit, kendisine teslim edilen yedi otomobili otelin A, B, C otoparklarına yerleştirmiştir. Gülşen,

Burak, Mesut, Ekrem, Rana, Kübra ve Tuğba’ya ait araçların nereye yerleştirildiğiyle ilgili şunlar bilinmektedir:

• Burak’ın aracını A otoparkına, Ekrem’in aracını B otoparkına, Kübra’nın aracını C otoparkına yerleştirmiştir.

• Mesut, Rana ve Kübra’nın araçlarını farklı otoparklara yerleştirmiştir.

• B ve C otoparkına eşit sayıda araç yerleştirmiştir.

• Rana’nın aracını A otoparkına yerleştirmemiştir.

3. Devlet hastanesinde çalışan Dr. Bera Bey’in randevu listesinde 12 hasta vardır. Bu liste ile ilgili bilinenler şunlardır:

• Listede 8 kadın 4 erkek hasta vardır.

• En önde 2 kadın hasta vardır.

• Erkek hastalar, hasta listesinin tek sayılı numaralarındadır.

• 7. sırada kadın hasta vardır.

• Merve, listenin ilk altısında değildir ve önünde kadın, arkasında erkek hasta vardır.

• Büşra, Merve’den önceki üçüncü kadın hastadır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Merve 8. sıradadır.

B) Son erkek hasta 11. sıradadır.

C) Büşra 4. sıradadır.

D) İlk erkek hasta 5. sıradadır.

4 ve 5. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız.

4. Buna göre, Seyit hangi kişilerin araçlarını aynı

otoparka koymuş olamaz?

A) Burak - Mesut B) Ekrem - Rana

C) Kübra - Tuba D) Gülşen - Ekrem

5. Buna göre Tuğba’nın aracı,

I. A II. B III. C

otoparklarından hangilerine yerleştirilmiş olabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız III

C) I ve III D) II ve III

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:217

217

test

2

6.

Aşağıdaki diyaloglardan hangileri bu görseldeki kişilere ait olamaz?

A) — Siparişleriniz üç pizzaydı değil mi?

— Evet, evet...

B) — Bakıyorum da virüse karşı tedbiri elden bırakmıyorsunuz.

— Evet, sağlık her şeyden önemli. Siz de dikkat etmelisiniz.

C) — Evinizi bulmak zor oldu.

— Asansörden inince soldaki ilk kapıydı oysa.

D) — Siparişleri hep vaktinde getirdiğiniz için firmanızdan memnunum.

— Teşekkürler efendim. Memnun olduğunuza sevindim.

7. Aşağıdaki tabloda yıllara göre ahtapot üretim miktarları verilmiştir.

Bu grafiğe göre,

I. 2005’ten sonra 9 yıl süreyle üretim 45 bin tona ulaşamamıştır.

II. Üretimin birbirine en yakın olduğu yıllar birbirini izleyen yıllardır.

III. Üretim, 6 yıl boyunca 40 bin tonun altına düşmemiştir.

IV. En düşük üretimin gerçekleştiği yıldan bir sonraki yılda ahtapot üretimi 40 bin tonun üzerine çıkmıştır.

yargılarından hangileri söylenemez?

A) I ve II B) II ve III C) I, II ve III D) II, III ve IV

50.000

Üretim (Ton)

Yıl

45.000

40.000

35.000

30.000

25.000

20.000

15.000

10.000

5.000

2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014

0

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:218

218

test

/avantajyayinlari

2

8, 9 ve 10. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız.

Erdi, Emel, Engin, Elif ve Ercan bir pastaneden sarı, kırmızı, mavi, yeşil ve turuncu şeker ve beyaz, kahverengi ve

siyah çikolata almıştır. Erdi, Emel, Engin, Elif ve Ercan’ın aldıklarıyla ilgili bilinenler şuanlardır:

• Sarı, kırmızı, turuncu şekerlerden ve beyaz çikolatadan 2 tane, diğerlerinden 1 tane ürün alınmıştır.

• Erdi ve Engin 3 parça, diğerleri 2 parça ürün almıştır.

• Erdi 2 şeker, 1 çikolata almıştır.

• Elif ve Ercan, aynı renkte ikişer şeker almıştır.

• Aralarından biri 1 kırmızı şeker, 1 beyaz ve 1 kahverengi çikolata almıştır.

• Emel mavi şeker almıştır.

Bu bilgiler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Parça Adedi 3 2 3 2 2

Erdi Emel Engin Elif Ercan

ŞEKER

2 Sarı

2 Kırmızı

1 Mavi

1 Yeşil

2 Turuncu

ÇİKOLATA

2 Beyaz

1 Kahverengi

1 Siyah

8. Buna göre aşağıdaki ifadelerden hangisi kesinlikle doğrudur?

A) Elif sarı şeker almamıştır.

B) Ercan sarı şeker almamıştır.

C) Ercan kırmızı şeker almamıştır.

D) Elif turuncu şeker almamıştır.

9. Buna göre, Erdi hangi ürünü almış olamaz?

A) Kırmızı şeker B) Yeşil şeker

C) Beyaz çikolata D) Kahverengi çikolata

10. Buna göre beyaz çikolata kimler tarafından alınmış olabilir?

A) Emel ve Engin B) Elif ve Engin

C) Emel ve Erdi D) Elif ve Erdi

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:219

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

219

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

3

1. Ferdi, Sefer ve Caner isimli 3 arkadaş; mavi, kırmızı, sarı renkteki bilyeleri bir kutuya atıyor. Üç arkadaşın bilyeleri kutudan almaları ile ilgili şunlar bilinmektedir:

• Ferdi, mavi ve kırmızı renk bilyelerden eşit sayılarda alıyor.

• Sefer, sadece kırmızı renk bilye alıyor.

• Caner, sarı ve mavi bilyelerden eşit sayılarda alıyor.

• Herkesin aldığı toplam bilye sayısı eşittir.

Buna göre, kutulardaki bilye sayılarının büyükten

küçüğe doğru sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kırmızı - Mavi - Sarı B) Mavi - Kırmızı - Sarı

C) Sarı - Kırmızı - Mavi D) Mavi - Sarı - Kırmızı

2. Ali, Beyhan, Cenk, Derya ve Enes birikimlerini altın, döviz veya borsada değerlendirmek istiyor. Hangisinin nereye yatırım yaptığı ile ilgili şunlar bilinmektedir:

• Altın ve dövize iki, borsaya bir kişi yönlenmiştir.

• Ali ve Enes aynı alanda yatırım yapmıştır.

• Beyhan ve Cenk farklı alanlara yatırım yapmıştır.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi borsaya girmiş olabilir?

A) Ali B) Cenk

C) Derya D) Enes

3. Halk Eğitim Merkezinin açtığı İngilizce, Fransızca ve

Almanca kurslarına Arif, Bahadır, Cevat adlı erkek

öğrencilerle Derya, Emel, Fatma ve Gönül adlı kız öğrenciler katılmışlardır. Kimin hangi kursa gittiği ile ilgili şunlar bilinmektedir:

• Fatma Almanca kursuna gitmiştir.

• Bahadır ve Derya aynı kursa gitmiştir.

• Fransızca kursuna yalnızca iki kız öğrenci katılmıştır.

• Almanca kursuna iki kız ve bir erkek öğrenci katılmıştır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Bahadır Almanca kursuna gitmiştir.

B) Arif İngilizce kursuna gitmiştir.

C) Emel Almanca kursuna gitmiştir.

D) Cevat İngilizce kursuna gitmiştir.

4.

Birbirine eşit 16 adet çubuk ile oluşturulmuş ve 5

kareden oluşan A şeklinin 3 hamle ile 4 kareden

oluşan B şekline dönüşmesi için hangi numaralı

çubuklara işlem yapılması gerekir?

A) 6 - 7 - 10 B) 2 - 5 - 7

C) 2 - 3 - 5 D) 4 - 9 - 16

A B

12

11

10

15

13

14

3 4 5 6

7

9 8

2

1

AP8JPSB21-052

P:220

220

test

/avantajyayinlari

3

5. Araba yarışlarında araçların hangi sırada başlayacakları önceki yarışlardan elde ettikleri puanlara göre belirlenmektedir. Yarışa katılan A, B, C, D, E, F, G, H araçlarının dizilişleri aşağıda verilmiştir.

• C, birinci sıradaki bir pozisyonda başlayacaktır. • E, ikinci sırada sağ pozisyonda başlayacaktır.

• D, A’dan sonra, G de B’den sonra başlayacaktır. • A ve F aynı hizadaki bir pozisyonda başlayacaktır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur?

A) B, 3 solda başlayacaktır. B) D ve H aynı sırada başlayacaktır.

C) A, 3 sağda başlayacaktır. D) E ve B aynı sırada başlayacaktır.

1 SOL 2 SOL 3 SOL 4 SOL

1 SAĞ 2 SAĞ 3 SAĞ 4 SAĞ

6.

Bu görselden hareketle Elâzığ ile ilgili,

I. Kaç ilçesi vardır?

II. Merkezinin ilçelere kara yolu ile mesafesi kaç km’dir?

III. Komşu illere kara yolu ile mesafesi kaç km’dir?

IV. Büyük şehirlere kaç saat uzaklıktadır?

V. Tabloda belirtilen şehirlerle yön açısından konumu nedir?

sorularından hangilerine cevap verilemez?

A) I, II ve III B) I, III ve IV C) II, IV ve V D) III, IV ve V

Elâzığ

Merkez

Keban

Ağın Karakoçan

Sivrice

Baskil

Erzincan

Malatya

Diyarbakır

Bingöl Tunceli

Maden

Palu Kovancılar

Arıcak Alacakaya

B D

K

G

ELÂZIĞ

Malatya 101 km

Tunceli 133 km

Ankara 770 km

İstanbul 1221 km

İzmir 1321 km

Diyarbakır 101 km

Bingöl 144 km

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:221

221

test

3

7. Çok yorgunum, beni bekleme kaptan

Seyir defterini başkası yazsın

Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman

Beni o limana çıkaramazsın

Nâzım Hikmet

Aşağıdaki görsellerden hangisi şairin bu dizelerde betimlediği yere en uygundur?

A) B)

C) D)

8 ve 9. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız.

Öğrencilerin yaz kampı için gittikleri tatil beldesinde 8 öğrenciye 4 ranzanın olduğu bir yatakhane düşmektedir. Sorumlu öğretmen; Ayşe, Fatma, Betül, Ezgi, Buket, Merve, Eda ve Defne adlı öğrencileri uyum-arkadaşlık durumlarına göre ranzalara yerleştirmek istiyor.

• Betül ve Ezgi alt katta yan yana yatmak istemektedir.

• Merve ile Eda üst katta yatmaktadır ve aralarında bir kişi vardır.

• Buket ve Defne aynı kattaki ranzalarda yatmak istemektedir.

• Betül 5 numaralı, Merve 3 numaralı ranzadadır.

• Ranzaların konumu ve numarası aşağıda verilmiştir.

1 2 3 4

ÜST

ALT

5 6 7 8

8. Buna göre, kimin nerede yattığını bilmek için aşağıdakilerden hangilerinin yattığı yerlerin bilinmesi yeterli olmaz?

A) Ayşe - Buket B) Eda - Defne

C) Fatma - Buket D) Fatma - Defne

9. Fatma’nın üst katta yattığını kabul edersek aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur?

A) Eda alt katta yatmıştır.

B) Buket üst katta yatmıştır.

C) Ayşe alt katta yatmıştır.

D) Buket alt katta yatmıştır.

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:222

222

test

/avantajyayinlari

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE 3 GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

10.

Bu tabloda Şenay ve Nurcan’ın geçen hafta beş konu ile ilgili çözdüğü soru sayıları verilmiştir.

Tutku’nun çözdüğü soru sayıları ile ilgili bilinenler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Buna göre, aşağıdaki grafiklerin hangisinde Tutku’nun çözdüğü soru sayıları doğru gösterilmiştir?

A)

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

0 20 40 60 80 100

Anlam Bilgisi

Dil Bilgisi

Yazım

Noktalama

Söz Sanatları

B) 100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

0 20 40 60 80 100

Anlam Bilgisi

Dil Bilgisi

Yazım

Noktalama

Söz Sanatları

C)

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

0 20 40 60 80 100

Anlam Bilgisi

Dil Bilgisi

Yazım

Noktalama

Söz Sanatları

D)

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

100

Anlam

Bilgisi

Söz

Sanatları

90

80

70

60

50

40

30

20

10

0 Dil

Bilgisi Yazım Noktalama

0 20 40 60 80 100

Anlam Bilgisi

Dil Bilgisi

Yazım

Noktalama

Söz Sanatları

Anlam Bilgisi Dil Bilgisi Yazım Noktalama Söz Sanatları

Şenay 95 70 10 25 20

Nurcan 80 75 20 20 10

Anlam Bilgisi Dil Bilgisi Yazım Noktalama Söz Sanatları

Şenay’dan az,

Nurcan’dan çok

Şenay’dan ve

Nurcan’dan çok

Şenay’dan çok,

Nurcan’dan az

Şenay’dan ve

Nurcan’dan az

Şenay’dan ve

Nurcan’dan çok

P:223

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

223

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

Bu testte 8 soru yer almaktadır. 12

4

Timur, Leyla, Seçil, Neslihan ve Metin adlı kişiler

İstanbul’dan Ankara’ya seyahat etmişlerdir. Bu kişiler seyahatlerini Türk Hava Yolları ve Pegasus Hava

Yolları ile gerçekleştirmiştir. Bu kişiler ve bilet aldıkları şirketlerle ilgili bilinenler şunlardır:

• Üç kişi Türk Hava Yollarından bilet almıştır.

• Timur ile Leyla, aynı şirketten bilet almıştır.

• Seçil ile Neslihan ise farklı şirketlerden bilet almıştır.

Serdar, Ali, Zafer, Birsen, Eylül ve Gizem adlı kişiler bir

pastanede baklava, kadayıf ve sütlaç yemişlerdir. Bu

kişiler ve yedikleri tatlılarla ilgili bilinenler şunlardır:

• Serdar ile Eylül aynı tatlıdan yemiştir.

• Ali’nin yediği tatlıdan bir kişi daha yemiştir.

• Kadayıf yiyen bir kişidir ve o kişi de Gizem değildir.

• Zafer’in yediği tatlıdan iki kişi daha yemiştir.

1. Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle Pegasus Hava Yollarından bilet almıştır?

A) Neslihan B) Seçil

C) Leyla D) Metin

3. Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi Gizem

ile aynı tatlıyı yemiştir?

A) Zafer B) Birsen C) Ali D) Serdar

2. Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesin

olarak söylenemez?

A) Seçil, Türk Hava Yollarından bilet almıştır.

B) Neslihan, Pegasus Hava Yollarından bilet almıştır.

C) Metin, Leyla ile aynı şirketten bilet almıştır.

D) Timur, biletini Pegasus Hava Yollarından almamıştır.

4. Bu bilgilere göre,

I. Gizem, baklava yemiştir.

II. Birsen, kadayıf yemiştir.

III. Ali, sütlaç yemiştir.

IV. Serdar, baklava yemiştir.

yargılarından hangisi kesin olarak söylenebilir?

A) I B) II C) III D) IV

1 ve 2. soruları verilen bilgilere göre cevaplayınız. 3 ve 4. soruları verilen bilgilere göre cevaplayınız.

AP8JPSB21-053

P:224

224

test

/avantajyayinlari

4

5. Bu görselden hareketle aşağıda verilen yargılardan doğru olanları “√” sembolü ile işaretlenecektir.

Türk

Şiirinin

Kaptanı

ATTİLÂ

İLHAN

Türk edebiyatında

“Kaptan” lakabıyla

anılan usta şair

Attilâ İlhan,

edebiyata

yön veren eserlere

imza attı.

15 Haziran 1925’te İzmir’in

Menemen ilçesinde doğdu.

İzmir Karşıyaka Cumhuriyet

İlkokulu ve Ortaokulunu bitiren

şair, 1946’da Işık Lisesinden

mezun oldu.

İstanbul Üniversitesi Hukuk

Fakültesindeki yükseköğretimini

yarıda bırakan İlhan, 6 yıl

aralıklarla Paris’te yaşadı.

1948’de yazdığı Duvar isimli şiir

kitabıyla edebiyat dünyasına adım

attı.

“Garip” akımı ve “İkinci Yeni”

şiirine karşı çıkıp “Mavi” ya da

“Maviciler” adıyla tanınan toplumcu gerçekçi şiir akımını başlattı.

Şiirlerinde noktalama işaretlerini

ve büyük harfleri kullanmayan şair,

“Sisler Bulvarı”, “Yağmur Kaçağı”,

“Ben Sana Mecburum”, “Cebbar

Oğlu Mehemmed” isimli şiirleriyle

genç şair kuşağını etkiledi.

Romanlarında sinema tekniğini

kullanan şair, Sokaktaki Adam,

Kurtlar Sofrası, Zenciler Birbirine

Benzemez adlı kitaplarını okuyucularıyla buluşturdu.

11 Ekim 2005’te İstanbul’da

hayata veda etti.

Buna göre “✔” sembolü ile gösterilen yargılar aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

A) 1 - 2 - 4 - 7 - 8 B) 2 - 5 - 8 - 9 - 10 C) 1 - 4 - 5 - 7 - 8 D) 3 - 5 - 6 - 7 - 9

1. Farklı edebî türlerde eserler kaleme almıştır.

2. Ömrünün bir kısmında avukatlık mesleğini de yapmıştır.

3. Türkçenin sadeleşmesi için çalışmalarda bulunmuş, bunu eserlerinde de göstermiştir.

4. Kendisinden sonra gelen genç şairleri etkilemiştir.

5. Bazı edebî akımlara karşı çıkmıştır.

6. Daha çok şair olma yönüyle tanınmış ve sevilmiştir.

7. Hukuk Fakültesini yarıda bırakmış ve üniversiteyi tamamlamamıştır.

8. Hayatının bir bölümünü yurt dışında geçirmiştir.

9. Romanlarında da noktalama işaretlerine karşı çıkmıştır.

10. 1948 yılından önce hiç şiir yazmamıştır.

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:225

225

test

4

6. Aşağıdaki grafikte belirtilen yıllara ait kömür üretim miktarları gösterilmiştir.

Bu grafiğe göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) En fazla üretim 2004 yılında olmuştur.

B) 2002 yılındaki üretim, 2000 ve 2001 yıllarındaki toplam üretimden azdır.

C) Her yıl üretimde yaşanan dalgalanma aynı oranda olmuştur.

D) 2004 yılındaki üretim, 2001 yılındaki üretimin iki katıdır.

120

2000 2001 2002 2003 2004

100

80

60

40

20

0

2000

2001

2002

2003

2004

7. Aşağıdaki grafikte Atatürk Ortaokulunda bazı yıllarda fen lisesi kazanan öğrenci sayıları gösterilmiştir.

Bu verilerin sütun grafiğe aktarılmış hâli aşağıdakilerden hangisidir?

A)

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

B)

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

C)

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

D) 35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0

2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

35

30

25

20

15

10

5

0 2010 2011 2012 2013 2014

Öğrenci

Sayısı

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:226

226

test

/avantajyayinlari

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE 4 GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

8.

Bu görselden hareketle,

I. Ülkemizde kadın nüfusu, erkek nüfusundan azdır.

II. Kadınlar erkeklere göre daha erken yaşta evlenmektedir.

III. Ortalama yaşam süresi bir önceki yıla göre artış göstermiştir.

IV. Meclisteki milletvekillerinin yarısından çoğu erkektir.

V. Ülkemizdeki insanların yarısından çoğu mutsuzdur.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) I ve III B) II ve IV C) III ve V D) IV ve V

2019 Türkiye’nin Kadın İstatistikleri

41 MİLYON

433 BİN 861

41 MİLYON

721 BİN 136

Kadın

%49,8 %50,2

Erkek CİNSİYETE VE YAŞ GRUBUNA

GÖRE NÜFUS ORANI

KADIN (%)

48,7

48,8

49,4

49,9

52,2

58,9

73

51,3

51,2

50,6

50,1

47,8

41,1

27

0-14

15-29

30-44

45-59

60-74

75-89

90+

YAŞ ERKEK (%)

ORTALAMA İLK

EVLENME YAŞI

MUTLULUK ORANI

Erkek 27,9

Kadın25

78,3

Genel

75,6

Erkek

81

Kadın

KADIN

MİLLETVEKİLİ

ORANI

%17,3

DOĞUŞTA BEKLENEN

YAŞAM SÜRESİ (YIL)

Türkiye

Geneli

%52,4 %57 %47,6

P:227

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

227

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

5

2. Ayhan Bey, Furkan ve Hürriyet adlı iki oğlunu pazar

günü bağlama kursuna ve futbol antrenmanına götürecektir. Antrenmanların başlama ve bitiş saatleri

ile çocukların katıldıkları saatlerle ilgili bilinenler şunlardır:

• Bağlama kursu, 12.00-14.00 ile 14.00-16.00 saatleri arasında iki defa düzenlenecektir.

• Futbol antrenmanı ise 12.00-13.00 ile 14.00-15.00

saatleri arasında düzenlenecektir.

• Furkan, 12.00-14.00 saatleri arasındaki bağlama

kursuna ve 14.00-15.00 saatleri arasındaki futbol

antrenmanına katılacaktır.

• Hürriyet ise 14.00-16.00 saatleri arasındaki bağlama kursuna ve 12.00-13.00 saatleri arasındaki

futbol antrenmanına katılacaktır.

Buna göre aşağıdakilerin hangisinde verilen saatler aralığında her iki çocuk da kesinlikle bir kurs

ya da antrenmana katılacaktır?

A) 12.00-13.00 ya da 13.00-14.00

B) 14.00-15.00 ya da 13.00-14.00

C) 12.00-13.00 ya da 14.00-15.00

D) 13.00-14.00 ya da 15.00-16.00

3. Mors alfabesi, iletişimin nokta ve kısa çizgi kullanılarak sağlandığı, soldan sağa okunan bir alfabedir. Aşağıda Türkçedeki bazı harflerin Mors alfabesindeki

karşılıkları verilmiştir.

Buna göre Mors alfabesiyle oluşturulmuş olan

aşağıdaki ifadelerden hangisi anlamlı bir sözcük

değildir?

A) B)

C) D)

1. Turan, Arda, Umut, Yasin ve Yunus adlı arkadaşlar bisiklet yarışı yapmışlardır. Bu kişiler ve sıralamaları ile ilgili bilinenler şunlardır:

• Turan, birinci olmuştur. • Sonuncu olan ne Umut ne de Yunus’tur.

• Arda ile Turan arasında iki kişi vardır.

Bu bilgilere göre,

I. Yasin, beşinci olmuştur.

II. Umut, sıralamada Turan’dan hemen sonra gelmiştir.

III. Arda, dördüncü olmuştur.

IV. Yunus, üçüncü olmuştur.

yargılarından hangileri kesin olarak söylenemez?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV

AP8JPSB21-054

P:228

228

test

/avantajyayinlari

5

4.

Bu görselden hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Ocak ayları arasında en çok satışın yapıldığı yılın 2020 olduğuna

B) 2020 Ocak ayında İstanbul’da satışı yapılan konutların sayısının Ankara ve İzmir’deki konut satışının toplamından fazla olduğuna

C) 2018’in Haziran ayındaki satışın, 2019’un aynı ayından fazla olduğuna

D) 2020 yılındaki toplam satışın, 2019 ve 2018 yıllarından fazla olacağına

Türkiye’de 2020 Ocak ayında 113 bin 615 konut satıldı.

İstanbul’da

21.251

0

50

01 02 03 04

2018 2019 2020

05 06 07 08 09 10 11 12 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 01

100

150

200

250

97

73

202

114

Konut Satış Sayıları

Ankara’da

11.989

İzmir’de

7.212

5. Muhsin, Oya, Orçun, Metin ve Halit adlı öğrenciler

okulda yapılan LGS deneme sınavında ilk beşe girmiştir. Bu öğrenciler ve sıralamaları ile ilgili bilinenler

şunlardır:

• Halit; sıralamada Muhsin’den hemen önce, Metin’den de hemen sonra gelmektedir.

• Oya, birinci olmamıştır.

• Orçun, beşinci olmamıştır.

Bu bilgilere göre,

I. Halit, beşinci olmamıştır.

II. Orçun, sıralamada Muhsin’den hemen sonra gelmiştir.

III. Sıralamada Metin’den hemen önce gelen öğrenci, Oya’dır.

IV. Metin, dördüncü olmuştur.

yargılarından hangisi kesin olarak söylenemez?

A) I B) II C) III D) IV

6. Mehmet, Birsen, Ahmet, Oğuz, Aydın ve Şule adlı

doktor ve hemşireler Sakarya Devlet Hastanesinde

görev yapmaktadır. Bu kişilerden ikisi doktor, dördü

de hemşiredir. Bu kişilerle ilgili bilinenler şunlardır:

• Aydın ile Birsen adlı kişiler aynı mesleği icra etmektedir.

• Şule ile Ahmet ise farklı meslekleri icra etmektedir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesin olarak

söylenemez?

A) Oğuz, doktor olarak görev yapmamaktadır.

B) Birsen, hemşire olarak görev yapmaktadır.

C) Aydın, doktor olarak görev yapmaktadır.

D) Mehmet, hemşire olarak görev yapmamaktadır.

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:229

229

test

5

7. Aşağıdaki görselde uzun yola çıkarken kontrol edilmesi gereken semboller ve bazı açıklamalar verilmiştir.

Buna göre bu sembollerin açıklama kısımlarında boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?

I II III IV

A) Hız limitlerine dikkat edin! Motoru kontrol ettirin! Aküyü kontrol ettirin! Uykusuz yola çıkmayın!

B) Aküyü kontrol ettirin! Hız limitlerine dikkat edin! Motoru kontrol ettirin! Uykusuz yola çıkmayın!

C) Motoru kontrol ettirin! Uykusuz yola çıkmayın! Aküyü kontrol ettirin! Hız limitlerine dikkat edin!

D) Motoru kontrol ettirin! Hız limitlerine dikkat edin! Aküyü kontrol ettirin! Uykusuz yola çıkmayın!

I

Lastik Basıncını

Kontrol Edin! III

IV

Lastiği, Stepneyi

ve Diş Derinliğini

Kontrol Edin!

UZUN YOLA ÇIKARKEN BUNLARI KONTROL EDİN:

II

8. SAĞLIKLI GELECEK

Yeteneğinle Şekillenecek

BİRİNCİLİK ÖDÜLLERİ

5.000 TL

İKİNCİLİK ÖDÜLLERİ

3.000 TL

ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLLERİ

1.500 TL

Konu: Bağımlıklar

Edebi Kategori: Şiir, Hikâye, Kompozisyon, Deneme, Öykü, Anı

Görsel Kategori: Afiş, Resim, Karikatür, Kısa Video

İlkokul, Ortaokul, Lise-İl Birincilik Ödülleri 500 TL

Büyük ödülleri kazanan öğrenciler ayrıca yurtdışı gezisi

ile ödüllendirilecektir.

Son Başvuru

14 Şubat 2020

Detaylı Bilgi için

snsg.yesilay.org.tr

Verilen afişten hareketle söz konusu yarışmayla ilgili,

I. Sonuçların ne zaman açıklanacağı

II. Kim tarafından düzenleneceği

III. Kimlerin katılabileceği

IV. Ödüllerin ne olduğu

yargılarından hangisine ulaşılamaz?

A) I B) II C) III D) IV

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:230

230

test

/avantajyayinlari

5

9.

Bu görselden hareketle,

I. Metrekareye düşen yağış miktarı, kar miktarından fazladır.

II. 2020 yılında düşen yıldırım sayısı, don ve heyelan olaylarının toplamından fazladır.

III. Sel, her sene ülkemizde en çok yaşanan doğa olayıdır.

IV. Ülkemiz, kuraklığın yaşanması mümkün olmayan bir iklime sahiptir.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) I ve III B) II ve IV C) III ve IV D) I, III ve IV

Sıra Dışı Hava Olayları

2020’de Meydana Gelen

Yıl boyunca 984 sıra dışı hava olayı yaşandı.

Fırtına

%27

%30 %23

%5

%7

Şiddetli

Yağış/Sel

Dolu

Kar

Heyelan

Don

Yıldırım

%30 :Şiddetli Yağış/Sel

%27 : Fırtına

%23 : Dolu

%7 : Yıldırım

%5 : Kar

%2 : Don

%2 : Heyelan

%1 : Çığ

%1 : Orman Yangını

%1 : Sis

%1 : Yüksek Sıcaklık

%0 : Kuraklık

%0 : Kum Fırtınası

10. 1839 yılında ortaya çıkan realizm; akademilerdeki saygın resim yapıtlarına, saygın insanları, dini konuları, saray ve

saray yaşantılarını, seçkin kişilerin portrelerini ve doğayı olduğundan daha güzel göstererek güzel manzaraların işlenmesi geleneğine karşı çıkar. Konu ve üslup bakımından yaşamı ve doğayı olduğu gibi yansıtma, biçimleme anlayışı ile toplumun yaşamını gerçek boyutlarıyla ortaya seren realizm anlayışı içinde; doğadaki oranlar, plastik değerler, renk ve ışık değerleri aynen yansıtılmaya çalışılır. Bir bölüm sanatçı 1848 devrimi sırasında, Fransa’da Barbizon kasabasında, Constable’nin öğretisini izlemek ve doğaya yeni bir gözle bakmak için bir araya geldi. Bunlardan

birisi olan Jean-François Millet bu öğretiyi manzaralardan figüre geçerek genişletmeyi kararlaştırdı. Köy yaşamından sahneleri gerçekte oldukları gibi yapmak, tarlada çalışan erkek ve kadınları çizmek istedi.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu akıma uygun bir anlayışla resmedilmiş olabilir?

A) B) C) D)

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:231

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

231

test

Bu testte 9 soru yer almaktadır. 14

6

2. K, L, M, N, P marka telefonların garanti süreleri ile fiyatları arasında doğru orantı söz konusudur. Yani en

pahalı telefonun garanti süresi de diğerlerinden daha çoktur. Bu telefonlar hakkında bilinenler şunlardır:

• M marka telefon, L marka telefondan daha ucuzken N marka telefondan ise daha pahalıdır.

• K marka telefonun garanti süresi; L markasından

fazla, P markasından azdır.

• L marka telefonun fiyatı 1.500 TL’dir.

• P marka telefonun garanti süresi ise 24 aydır.

Bu bilgilere göre,

I. K marka telefonun garanti süresi 24 aydan fazladır.

II. M marka telefonun fiyatı, K markasından azdır.

III. Garanti süresi en az olan telefon, L marka telefondur.

IV. En pahalı telefon, P marka telefondur.

yargılarından hangileri söylenemez?

A) I ve II B) I ve III

C) II ve IV D) III ve IV

1. Minyatür sanatı, çok ince işlenmiş ve küçük boyutlu resimlere ve bu tür resim sanatına verilen genel addır. Minyatür sözcüğü Orta Çağ’da Avrupa’da el yazması kitaplarda baş harfler kırmızı bir renkle boyanarak süslenirdi. Bu iş

için, çok güzel kırmızı bir renk veren ve Latince adı “mini-um” olan kurşun oksit kullanılırdı işte minyatür sözcüğü de

buradan türemiştir. Minyatür resim aynı zamanda “nakş” diye de isimlendirilmiştir. Bunları yapanlara da “nakkaş”

denirdi. Geleneksel Türk sanatlarından biri olan “minyatür”, 8 ve 9. yüzyıla ait olan ve Uygur merkezlerinden günümüze gelmiş olan Türk sanatı örneklerinden biridir. Nakkaşlar tarafından, kâğıt, parşömen, fil dişi gibi nesnelerin

üzerine boya ve yaldızla süsleme şeklinde yapılır. Çok ince işlenerek ve küçük boyutlu olarak çalışılır.

Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi bir minyatür örneği olabilir?

A) B) C) D)

3. Aşağıda bir sınıftaki oturma düzeni verilmiştir.

Uğur, Melike, Sibel, Rasim, Ozan ve Tuğrul adlı öğrencilerin oturma düzeni ile ilgili bilinenler şunlardır:

• Ozan, 5. sırada oturmaktadır.

• Uğur, Melike’nin önünde oturmaktadır.

• Kızlar yan yana oturmaktadır.

• Ozan’ın arkasında bir kız öğrenci oturmaktadır.

Bu bilgilere göre,

I. Dördüncü sırada oturan öğrenci Melike’dir.

II. Rasim, ikinci sırada oturmaktadır.

III. Sibel, altıncı sırada oturmaktadır.

IV. Tuğrul, Uğur’un solunda oturmaktadır.

yargılarından hangileri kesin olarak söylenemez?

A) I ve II B) I ve III

C) II ve IV D) III ve IV

6 4 2

5 3 1

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA AP8JPSB21-055

P:232

232

test

/avantajyayinlari

6

5. Canan, Ceyhun, Ömer, Selda, Seda ve Tuğba adlı kişiler Pera Müzesinde düzenlenen resim, fotoğraf ve

minyatür sergilerine katılmıştır. Bu kişiler ve katıldıkları sergilerle ilgili bilinenler şunlardır:

• İki kişi fotoğraf, bir kişi de resim sergisine katılmıştır.

• Ömer, minyatür sergisine katılmıştır.

• Selda ile Canan, farklı sergilere katılmıştır.

• Ceyhun ile Tuğba, aynı sergilere katılmıştır.

Bu bilgilere göre,

I. Selda ile Seda, fotoğraf sergisine katılmıştır.

II. Seda, resim sergisine katılmıştır.

III. Tuğba, minyatür sergisine katılmıştır.

IV. Canan, fotoğraf sergisine katılmıştır.

yargılarından hangisi kesin olarak söylenemez?

A) I B) II C) III D) IV

6. Gizem, Doğukan, Mustafa, Azra ve Ela adlı öğrenciler sayısal ve sözel bölümlerden birini tercih etmiştir.

Bu öğrenciler ve tercih ettikleri bölümlerle ilgili bilinenler şunlardır:

• Üç kişi sayısal, iki kişi ise sözel bölümü tercih etmiştir.

• Mustafa ile Doğukan farklı bölümleri tercih etmiştir.

• Azra ile Gizem aynı bölümü tercih etmiştir.

Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisinin sayısal bölümü tercih etme ihtimali yoktur?

A) Mustafa B) Azra

C) Ela D) Doğukan

4.

Bu grafikten hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Örgün ve yaygın eğitim kurumlarındaki kitap sayısı, diğer kütüphanelerdeki toplam kitap sayısından azdır.

B) Halk kütüphanesi ile üniversite kütüphanesi arasındaki kitap sayısı farkı 2016 ve 2017 yıllarında eşittir.

C) Örgün ve yaygın eğitim kütüphanelerindeki kitap sayısında dalgalanmalar yaşanmıştır.

D) Halk kütüphanesindeki kitapların sayısı sürekli olarak artmıştır.

35 (Milyon)

Yıllara Göre Kütüphanelerdeki Kitap Sayıları 2015-2019

1,3 1,3 1,4 1,5 1,4

32,0

20,7

17,9

30,3

26,7

27,4

32,3

2015

Millî Kütüphane Üniversite Kütüphanesi Halk Kütüphanesi Örgün ve Yaygın Eğitim Kütüphaneleri

2016 2017 2018 2019

18,1

15,3

18,8

15,2

20,0

16,4

20,0

17,6

30

25

20

15

10

5

0

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:233

233

test

6

7. Engelli bireyler, zihinsel engel ya da herhangi bir hastalıktan yahut doğuştan ampute olma durumları, felç, yarı felç yaşanması gibi sonuçlarda hayatlarına devam edebilen fakat sakat kalan kişilerdir. Bu kişiler herhangi bir şeyi yapmak

için zorlanan kişiler olarak destek alırlar. Medikal ürünler ya da çevre düzenlemeleri buna göre yapılmaktadır. Medikal

destek alan engelliler hayatlarına daha kolay devam ederler. Her ne kadar destek alsalar da günlük hayatta türlü sıkıntılarla karşılaşmaktalar. Örneğin bazı ATM’lerde engelli rampalarının olmaması, sokaklarda gerekli kaldırım ve altyapı

faaliyetlerinin yetersiz olması, karşıdan karşıya geçerken yollarda engelliler için lambaların olmaması, engelli vatandaşların tekerlekli sandalye, akülü araç gibi gerekli eşyalara sahip olamaması ya da zor sahip olması, engelliler için ayrılan araç park alanlarına veya engelli alanlarını diğer insanların istila etmesi bunlardan sadece birkaçıdır.

Buna göre aşağıdaki görsellerden hangisi engelli vatandaşların günlük hayatta yaşadığı sıkıntılardan biri olamaz?

A) B) C) D)

8. İklim değişikliği, gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biridir. Dünya ısısının Sanayi Devrimi öncesine kıyasla 2 dereceden daha fazla yükselmesi durumunda, iklim değişikliği geri döndürülemez hâle gelecek ve

uzun vadede çok büyük etkiler yaratacaktır. Avrupa ülkelerinin kapladığı toprakların büyük bir kısmı da dâhil olmak

üzere, yeryüzünün alçak kesimleri yükselen deniz seviyesinin altında kalarak en sonunda tamamen yok olabilir. Dahası, böyle bir durumda, dünyanın birçok bölgesinde, herkese yetecek kadar içme suyu bulmak imkânsız hâle gelebilir. Hem fiziksel hem de ekonomik zararlara yol açan kötü hava koşulları daha da sıklaşacaktır. Ve ülke ekonomileri de farklı bir iklimle başa çıkmanın getireceği yüksek maliyetler karşısında çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecekler.

Aşağıdaki görsellerden hangisi bu metindeki konuya uygun hazırlanmış olamaz?

A) B)

C) D)

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:234

234

test

/avantajyayinlari

6

9.

Bu görselden hareketle,

I. Uluslararası kuruluşların iş birliği içinde olduğu

II. Obeziteyle mücadele edenlerin açlıkla mücadele edenlerden fazla olduğu

III. Beslenme durumunun fizyolojik özellikleri etkilediği

bilgilerinden hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III D) II ve III

AÇLIK ÇEKEN SAYISI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

DÜNYADA YETERSİZ

BESLENEN KİŞİ SAYISI

2017 821 MİLYON

DÜNYADA 39 ÜLKE

DIŞARIDAN

GIDA YARDIMINA

İHTİYAÇ DUYUYOR

• AFRİKA 31

• ASYA 7

• KARAYİPLER 1

2017

151 MİLYON 5 YAŞ

ALTINDAKİ ÇOCUK,

KÖTÜ BESLENME

NEDENİYLE YAŞLARINA

GÖRE AŞIRI KISA

BOYA SAHİP

DÜNYADA

HER 9 KİŞİDEN 1’İ

AÇLIK ÇEKİYOR.

ÜREME ÇAĞINDAKİ HER 3 KADINDAN

BİRİ KANSIZLIKLA MÜCADELE EDİYOR.

BU DURUM HEM KADINLAR HEM DE

ÇOCUKLARI İÇİN CİDDİ SAĞLIK VE

GELİŞİM SORUNLARINA YOL AÇIYOR.

AŞIRI DERECEDE YETERSİZ

BESLENMEYE MARUZ

KALMIŞ KİŞİ SAYISI

124 MİLYONA ULAŞTI.

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Gıda Programı (WFP), BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF),

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (İFAD) iş birliğinde hazırlanan

“Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2017” başlıklı rapora göre, dünyada açlık çekenlerin sayısı arttı.

AŞIRI ZAYIFLIK

50 MİLYONDAN

FAZLA 5 YAŞ ALTINDAKİ

ÇOCUĞU ETKİLİYOR.

672 MİLYONDAN

FAZLA YETİŞKİN İSE

OBEZİTEYLE

MÜCADELE EDİYOR.

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:235

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

235

test

Bu testte 7 soru yer almaktadır. 11

7

1. Müşterisi olduğu bankanın internet şubesini kullanmak isteyen Faruk Bey, telefonuna indirdiği uygulamayı kullanabilmek için şifre oluşturması gerekir. Şifre oluştururken aşağıdaki kuralları dikkate almıştır:

• Şifreniz en az beş, en çok dokuz karakter uzunluğunda olmalıdır.

• Şifrenizde, alfabetik sıralamada art arda gelen

harfler (AB, ab, Ab, aB gibi) yan yana yer almamalıdır.

• Doğum tarihini içeren 1900’lü sayılar yer almamalıdır.

• İsminizi oluşturan harflere yer verilmemelidir.

• Şifreniz en az bir büyük harf, bir küçük harf, bir özel

karakter (#, @, &, ?, !) ve bir rakam içermelidir.

• Şifrenizde ardışık sayılar (12, 45, 89, 678 gibi) yer

almamalıdır.

Buna göre,

I. 8mT?52/ II. G57!61

III. 2fy32%rt IV. 14Üb+sT

şifrelerinden hangilerini oluşturursa internet şubeye giriş yapamaz?

A) I ve II B) I ve IV

C) II ve III D) III ve IV

2. Kilim, dekorasyona geleneksel ve etnik bir atmosfer

katmak istediğinde aklına gelecek ilk elemanlardan birisi... Özellikle son zamanlarda etnik dekorasyon unsurlarının trend olması ile birlikte âdeta patlayan kilimler; yerde, duvarda, hatta yastık kılıflarında bile oldukça sık kullanılıyor. Peki, bu kilimlerin her birini özel ve

özgün kılan kilim motifleri aslında bize ne ifade ediyor? Yırtıcı kuşlardan olan kartal, kilim motifi olarak

kullanıldığında güç ve kudreti temsil eder. Bülbül ve

güvercin şanslılığın; baykuş ve karga ise kötülüğün

sembolü olarak kilimlerde kullanılır. Muska deseni kötülüklerden korunmak amacı ile kilimlerin üzerine işlenir. Beraberinde kullanılan, aynı anlama sahip bir diğer kilim motifi ise nazarlıktır. Nazarlık motifi de tıpkı

muska deseni gibi bulunduğu yeri ve sahibini nazardan koruyacağı düşüncesi ile kilimlere dokunur. Bukağı motifi, aile birliğinin sembolüdür. Aileyi oluşturan

eril gücü ise koçboynuzu motifi temsil eder. “Eli belinde” deseni; dişiliği ve üretkenliği anlatır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi sözü edilen

kilim motiflerinden biri olamaz?

A) B)

C) D)

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA AP8JPSB21-056

P:236

236

test

/avantajyayinlari

7

3.

Bu görsele göre aşağıdaki davranışlardan hangisi bu kurallara uygun değildir?

A) Akşamüstü ödevini yapan Kayra, kardeşinin onu rahatsız ettiğini annesine belirtince annesi Hayriye Hanım da

küçük kardeş Buğra’yı yanına almış ve Kayra’yı yalnız bırakmıştır.

B) Okulda ve etüt merkezinde verilen ödevlerimi yaptıktan sonra babamla oyun oynar ve kaliteli vakit geçirmeye

çalışırdık.

C) Okuldan gelen kızının dinlenmesini söyleyen Eda Hanım, verilen ödevlerin kusursuz bir şekilde tamamlanmasını istemektedir.

D) Atatürk Ortaokulunda okuyan Buket, ödevlerini yaparken ilk önce en çok zorlandığı hatta hiç sevmediği matematik dersinden başlamıştır.

TV, Bilgisayar ve Oyun

Ödevlerden Sonra

Eve geldikten sonra bir şeyler

yemesini ve bir süre dinlenmesini

sağlayın. Televizyonu ve bilgisayarı

açmasına, oyun oynamasına ödevlerini bitirdikten sonra izin verin. Bu

aktiviteleri ödül olarak kazanabileceği bir program hazırlayın.

Programlı ve Tutarlı Olun

Okul başladığı günlerden itibaren

çocuğunuzun yaşına ve dikkat

süresine uygun bir program

oluşturun. Bu konuda tutarlı olun.

Baştan itiraz etse de sizin net

tavrınız bu programın onda da

yerleşmesini sağlayacaktır.

Mükemmel Olması Gerekmiyor!

Ödevlerinin mükemmele ulaşmasının beklenmediği, sadece üzerinde

yeterli süre ve eforla çalışılması

gerektiğini anlatın.

Ödev Çocuğunuzun

Sorumluluğu

Çocuğunuza, ödev yapmanın onun

sorumluluğunda bir iş olduğunu

ayrıntılı bir şekilde anlatın. Yapmadığı durumlarda sonuçlarını yaşamasına izin verin. DERS

ÇALIŞMAYI

ZEVKLİ

HÂLE

GETİRMENİN

YOLLARI

Oyun Zamanı

Çocuğunuzun yaşı küçükse

ödevlerinin bitirdikten sonra,

beraberce vakit geçireceğiniz bir

“oyun zamanı” koymaya gayret

edin.

Motivayonu Arttıran Ödüller

Sürekli “ders çalış” demek onu

bu konuda hiçbir şekilde motive

etmeyeceğinden, onu derse

oturtmak için daha etkili yollar

bulmalısınız.

En zor ve Uzun Olan

Ödevden Başlasın

Ödev yapmaya en uzun veya zor

gelen dersindekinden başlamasını ve giderek daha kolaylarına

geçmesini sağlayın. Giderek

yorulacağından en zevklileri ve

kolayları en sona kalsın ki

yapması daha rahat olsun.

Çalışma Ortamında

Sakinlik ve Sessizlik

Ders çalıştığı ortamın etrafında

onun dikkatini dağıtacak televizyon sesi, küçük kardeşin odada

dolaşması, telefonların durmadan çalması gibi uyaranların

olmamasını sağlayın.

05

06

07

08

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:237

237

test

7

4.

Braille alfabesine göre kodlanmış olan aşağıdaki ifadelerden hangisinin eş anlamlısı yoktur?

A) B)

C) D)

u ü v y z x q w

j k l m n o ö p r s ş t

a b c ç d e f g ğ h ı i

5. Yusuf Öğretmen, emekli olduktan sonra yaşadığı şehrin dört büyük ilçesinde etüt merkezi açmıştır. Bu etüt merkezlerinin açılış sıralamasıyla ilgili bilinenler şunlardır:

• Serdivan şubesinden önce ve sonra açılan şubeler vardır.

• Adapazarı şubesi açıldığında yalnızca bir şube faal durumdaydı.

• Erenler şubesi, Arifiye şubesinden sonra açılmıştır.

• Adapazarı şubesi, Erenler şubesinden önce açılmıştır.

Buna göre etüt merkezlerinin açılış sıralaması aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

2015 2017 2018 2019

A) Adapazarı Arifiye Erenler Serdivan

B) Arifiye Serdivan Adapazarı Erenler

C) Erenler Adapazarı Serdivan Arifiye

D) Arifiye Adapazarı Serdivan Erenler

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:238

238

test

/avantajyayinlari

7

6. Bursa’dan Yeni Zelanda’ya gitmek isteyen bir kişi internetten uçak bileti alacaktır. Bursa-Yeni Zelanda arası doğrudan uçuş olmadığı için aktarma uçuş yapmak zorundadır. Bu uçuş için hatlar sırasıyla Bursa-İstanbul, İstanbul- Singapur ve Singapur-Yeni Zelanda şeklindedir. Yani Bursa’dan uçağa binen kişi önce İstanbul’a, sonra Singapur’a,

daha sonra ise Yeni Zelanda’ya uçacaktır.

Bursa’dan Yeni Zelanda’ya gitmek isteyen bir kişi numaralanmış biletlerden hangilerini kullanmış olamaz?

A) I ve III B) II ve IV C) II ve V D) IV ve V

I II III IV V

NEREDEN

BURSA

NEREYE

İSTANBUL

TARİH

10 EKİM 2020

NEREDEN

İSTANBUL

NEREYE

SİNGAPUR

TARİH

10 EKİM 2020

NEREDEN

SİNGAPUR

NEREYE

YENİ ZELANDA

TARİH

10 EKİM 2020

NEREDEN

BURSA

NEREYE

İSTANBUL

TARİH

10 EKİM 2020

NEREDEN

SİNGAPUR

NEREYE

YENİ ZELANDA

TARİH

11 EKİM 2020

KALKIŞ: 14.00 KALKIŞ: 14.30 KALKIŞ: 01.30 KALKIŞ: 10.00 KALKIŞ: 01.30

VARIŞ: 15.30 VARIŞ: 00.30 VARIŞ: 11.30 VARIŞ: 11.30 VARIŞ: 11.30

7. Bir okulda 8. sınıf öğrencileri 6 farklı şubede okumaktadır ve bu şubeler de alfabetik sıraya göre şu şekilde yan yana belirlenmiştir: 8/A, 8/B, 8/C, 8/D, 8/E ve 8/F. Bu şubelerde öğrenim gören Yiğit, Kerem, Oğuz, Ümit, Eda ve Yağmur adlı öğrencilerle ilgili bilinenler şunlardır:

• Kerem ve Oğuz ile Eda ve Yağmur’un sınıfları yan yanadır.

• Yiğit ve Kerem’in sınıfları ise yan yana değildir.

• Ümit, 8/D sınıfındadır.

Bu bilgilere göre,

I. Oğuz ile Yiğit’in sınıfları yan yanadır.

II. 8/F sınıfında okuyan öğrenci Yiğit’tir.

III. Ümit ile Eda’nın sınıfları yan yanadır.

IV. Oğuz, 8/A sınıfındadır.

yargılarından hangilerine kesin olarak ulaşılamaz?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:239

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

239

test

Bu testte 11 soru yer almaktadır. 17

8

1. Hilal,Güven, Asya, Nur, Halil ve Hatice adlı altı arkadaş aynı odada farklı masalarda çalışmaktadırlar. Masallarının

konumları ile ilgili bilinenler şu şekildedir:

` Hilal’in masası Güven’in masasının kuzeydoğusunda, Halil’in masasının hemen sağındadır.

` Halil’in masası, Hatice’nin masasının hemen sağında, Nur’un masasının kuzeybatısındadır.

Buna göre aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur?

A)

Güven

Hatice

Asya

Halil

Nur

Hilal

B)

Nur

Halil

Güven

Hilal

Asya

Hatice

C)

Asya

Nur

Hatice

Güven

Hilal

Halil

D)

Hatice

Güven

Halil

Asya

Hilal

Nur

2. Bir resim dersinde öğretmen; Ali, Ayşe, Fatma, Gül,

Mert ve Ümit adlı öğrencilerinden mavi, mor, kırmızı,

lacivert, yeşil, lila, turuncu, sarı ve turkuaz renklerinden üçünü kullanarak birer resim yapmalarını istemiştir. Öğrencilerin seçtiği renklerle ilgili bilinenler şu

şekildedir:

` Turkuazdan 3, turuncudan 2, mordan 3, lacivertten 3 ve liladan 3 tane vardır.

` Ali ve Ümit, mor ve lila; Gül ve Mert ise turuncu

ve turkuaz seçmiştir.

` Ayşe ve Fatma’nın seçtiği hiçbir renk ortak değilken Gül ve Ümit’in seçtiği renklerden biri ortaktır.

Bu bilgiler doğrultusunda aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğru değildir?

A) Ayşe kırmızı rengi seçmiştir.

B) Fatma sarı rengi seçmiştir.

C) Gül ve Ümit’in seçtiği ortak renk mavidir.

D) Ali turkuaz, Fatma ise yeşili seçmiştir.

3. Sibel Hanım eşiyle birlikte İstanbul, Ankara, Konya,

İzmir, Sinop, Hatay ve Antalya’ya gidecektir. Yapacakları geziyle ilgili bilinenler şu şekildedir:

` Son gidecekleri yerden önce Antalya’ya gitmişlerdir.

` Ankara’ya Sinop’tan önce gitmişlerdir ve arada

bir şehir daha vardır.

` İlk gittikleri yer İstanbul’dur.

Bu bilgilere göre son gittikleri yer Sinop ise aşağıdaki şehirlerden hangilerine kaçıncı sırada gittikleri kesin olarak söylenemez?

A) Antalya

B) Ankara - İstanbul

C) Konya - Hatay

D) İstanbul

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA AP8JPSB21-057

P:240

240

test

/avantajyayinlari

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE 8 GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

4.

2 Ocak 1943 tarihinde Rikkat ve Hakkı

Manço çiftinin dördüncü çocukları

olarak Moda’da dünyaya geldi. Annesi

Rikkat Hanım, Türk Sanat Müziği

sanatçısıydı. Aileden gelen yeteneğiyle

özellikle ortaokul öğrenimini aldığı

yaşlarda müzikle ilgilenmeye başladı.

1970 yılında Türkiye’ye

döndüğünde Fuat Güner ve

Mazhar Alanson ile Kaygısızlar adlı

grubu kurdu. Aranjman şarkılara

tepki göstererek Anadolu'dan

beslenen pop folk tarzında müzik

yapmaya başladı.

1978’de Lale Manço ile evlendi.

Doğukan ve Batıkan adında iki erkek

çocuğu oldu.

31 Ocak 1999 01.30’da hayatını

kaybetti.

Bestelediği 200’ün üzerindeki şarkısı,

kendisine 12 altın ve 1 platin albüm

ödülü kazandırırken bu şarkıların bir

bölümü daha sonra Yunanca, Bulgarca,

Arapça, Farsça, Kürtçe, Japonca, İbranice, Fransızca, İngilizce ve

Lemenkçe olarak yorumlandı.

Lise yılları bittiğinde Belçika Kraliyet

Güzel Sanatlar Akademisinde

1963-1971 yılları arasında resim, grafik

ve iç mimarlık eğitimi aldı. Paris

Olympia’da konser verdi. 1966 yılında

Paris'te iki 45'lik plak çıkardı.

1971 yılında Moğollar grubu ile aynı yıl

Kurtalan Ekspresi kurdu.

1988 yılında çocuk ve aileye yönelik bir

eğitim kültür ve eğlence programı olarak

başlayan 7’den 77’ye 1998’de 370. kez

ekrana gelerek Türk televizyonculuğunda ulaşılması zor bir rekora imza attı.

Lise yılları Galatasaray Lisesinde başladı

ve burada arkadaşlarıyla ilk grubu olan

Kafadarlar’ı kurdu. Daha sonra Harmoniler’i kurdu. Daha sonra Şişli Terakki

Lisesine geçiş yaptı.

Bu bilgiler doğrultusunda Barış Manço ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Çocuk ve aileye yönelik yapmış olduğu bir program vardır.

B) Pek çok grup kurmuş, sonuncusu ise Moğollar’dır.

C) Galatasaray ve Şişli Terakki Liselerinde eğitim görmüştür.

D) Bestelediği çok sayıda şarkı vardır ve pek çok farklı dilde yorumlanmıştır.

5. Ayşegül, Serhan, Seçil, Emre ve Oğuzhan beraber

alışverişe çıkmışlardır. Alışverişte 4 şort, 3 gömlek, 2

pantolon ve 1 kazak alınmıştır. Arkadaşların yaptığı

alışveriş ile ilgili bilinenler şu şekildedir:

` Herkes ikişer ürün almıştır.

` Ayşegül ve Seçil aynı ürün çiftlerini almıştır.

` Emre şort almamıştır.

` Oğuzhan ve Serhan’ın aldığı ürünlerden birer tanesi aynıdır.

Bu bilgilere göre aşağıdaki yargılardan hangisi

kesinlikle doğru değildir?

A) Seçil şort almıştır.

B) Emre gömlek almıştır.

C) Oğuzhan pantolon almıştır.

D) Ayşegül kazak almıştır.

6. Bir iş yerinde çalışan Tuğba, Ercan, Sumru, Polat ve

Gündüz; haziran, temmuz ve ağustos aylarında yıllık

izne çıkacaklardır. Bu kişilerin izne çıktıkları zamanlarla ilgili bilinenler şu şekildedir:

` Her birinin ikişer hafta izni vardır.

` Polat izne ayın ilk yarısında gitmiştir.

` Gündüz ve Ercan aynı ayda izne çıkmışlardır.

` Aynı anda izne çıkan çalışan olmamıştır.

` İzne ilk çıkan kişi Tuğba’dır.

` Sumru ve Polat farklı aylarda izne çıkmıştır.

Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur?

A) Gündüz temmuz ayında izne çıkmıştır.

B) Ercan ağustos ayında izne çıkmıştır.

C) Sumru haziran ayında izne çıkmıştır.

D) Polat temmuz ayında izne çıkmıştır.

P:241

241

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA 8

8. Bir ilçede ortaokullar arasında düzenlenen resim yarışmasında Ferhat, Saliha, Elif, Hasan, Hale, Mustafa ve Kiraz adlı öğrenciler kendi okullarında dereceye girmişlerdir. Öğrencileri ödüllendirmek için bir tören yapılacaktır ve bu törende öğrencilerin sahneye

çıkış sırası ile ilgili bilinenler şu şekildedir:

` Sahneye ilk çıkacak olan öğrenci Mustafa’dır.

` Ferhat, Saliha’dan hemen sonra sahneye çıkacaktır.

` Elif’ten sonra iki kişi daha sahneye çıkacaktır.

` Sahneye son çıkan Kiraz ya da Ferhat değildir.

Buna göre öğrencilerin sıralamaları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğru değildir?

A) Ferhat dördüncü sırada sahneye çıkmıştır.

B) Hasan yedinci sırada sahneye çıkmıştır.

C) Hale ikinci sırada sahneye çıkmıştır.

D) Saliha altıncı sırada sahneye çıkmıştır.

9. Kışlık hazırlık yapan Hale Hanım hazırladığı fasulye,

biber, salatalık, sarımsak, domates, patlıcan ve erik

turşularını kilerine yerleştirecektir. Yerleştirme ile ilgili bilinenler şunlardır:

` Fasulye turşusundan sonra iki turşu daha konmuştur.

` Salatalık turşusu ne ilk sıradadır ne de sondadır.

` Sarımsak, patlıcan ve biber turşuları peş peşedir.

` Domates turşusu erik turşusundan hemen sonradır.

Buna göre ikinci ve altıncı sıradaki turşular hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?

2 6

A) Domates Biber

B) Patlıcan Erik

C) Salatalık Sarımsak

D) Biber Patlıcan

7. Salgın nedeniyle öğrenciler okula dönüşümlü gideceklerdir. Bir ilköğretim okulunun ilkokul bölümünün okula gittiği

günlerle ilgili bilinenler şu şekildedir:

` Haftanın üçüncü günü birinci sınıflar okula gidecektir.

` Haftanın son mesai gününde öğretmenler toplantı yapacaktır.

` Haftanın ikinci ve dördüncü gününde üçüncü sınıflar okulda olmayacaklardır.

Bu bilgilere göre öğrencilerin okula gittiği günlerle ilgili tablo aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar

X X 3 2 1 X Ö. Toplantısı

B) Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar

2 3 1 4 Ö. Toplantısı X X

C) Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar

3 2 1 4 Ö. Toplantısı X X

D) Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar

1 4 2 3 X Ö. Toplantısı X

P:242

242

test

/avantajyayinlari

8

10. Öğretmenin yaptığı gruplandırmada aynı grupta yer alan Zuhal, İlkim, Aytül, Selin ve Berkin adlı öğrenciler ödevin

hazırlık, düzenleme ve sunum bölümlerinde görev almışlardır. Öğrencilerin görevliyle ilgili bilinenler şu şekildedir:

` Selin yalnızca düzenleme bölümünde görev almıştır.

` Hazırlık ve sunum bölümlerinin her ikisinde de görev alan iki öğrenci vardır.

` Öğrencilere toplamda dokuz görev verilmiştir.

` Üç öğrenci ödevin hazırlık aşamasında, iki öğrenci de düzenleme aşamasında görev almıştır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır?

A) Berkin ödevin sunum aşamasında görev almıştır.

B) Aytül ödevin hazırlık aşamasında görev almıştır.

C) İlkim ve Berkin ödevin sunum aşamasında görev almıştır.

D) Zuhal ve Aytül ödevin düzenleme aşamasında görev almıştır.

11. Bir gıda firması Konya ilinin Ereğli ve Halkapınar ilçeleri ile Karaman’ın Ayrancı ve Koraş ilçelerinden süt, obruk peyniri, beyaz kiraz, kayısı, elma ve küflü peynir almaktadır. Ürünlerin alındıkları yerlerle ilgili bilinenler şu şekildedir:

• Konya’dan dört farklı ürün almaktadır.

• Obruk peyniri Halkapınar’dan, küflü peyniri Ereğli’den almıştır.

• İki farklı ürün aldığı Koraş’tan süt almamıştır.

• Halkapınar’dan aldığı ürünlerden biri beyaz kirazdır.

• Sütü farklı illerdeki iki ilçeden almıştır. Diğer ürünler tek yerden alınmıştır.

Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır?

A) Kayısı ve elmayı Koraş’tan almıştır.

B) Ereğli’den aldığı diğer ürün süttür.

C) Ayrancı’dan sadece bir çeşit ürün alınmıştır.

D) Beyaz kiraz ve kayısı aynı ilden alınmıştır.

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:243

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

243

test

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

9

1. I. Sarışın, sevimli bir kız. Yüzü çilli. Üzerinde çizgili bir tişört var.

II. Kısa saçlı ve kısa pantolonlu bir çocuk. Elinde bir top var ve çok yaramaz görünüyor.

III. Kıvırcık saçlı zayıf bir kız. Bir sırt çantası var ve elinde kitap taşıyor.

Numaralandırılmış özelliklerle eşleşmeyen görsel hangi seçenekte verilmiştir?

A) B) C) D)

2. Dört arkadaş hafta sonunda yemeğe gideceklerdir. Ancak aralarından birinin mantar, sarımsak, fıstık ve domatese

alerjisi bulunmaktadır. Ayrıca hayvansal gıdalar da tüketmemektedir. Gittikleri mekânda menüyü dikkatlice okuyup

buna göre sipariş verecektir.

Çorbalar

Mercimek çorbası: Mercimek, kuru soğan, bal

kabağı, nane, tereyağı, tuz.

Kremalı sebze çorbası: Süt, havuç, brokoli,

kereviz sapı, ıspanak, tuz.

Şehriye çorbası: Yıldız şehriye, salça, nane, tuz.

Brokoli çorbası: Brokoli, zeytinyağı, karabiber, tuz.

Atıştırmalıklar

Fırında patates: Elma dilimi patates, sarımsak,

kekik, tuz, zeytinyağı.

Fırında sebze: Soğan, kereviz, havuç, kapya

biber, zeytinyağı, tuz.

Garnitür: Bezelye, patates, havuç, tuz, mayonez,

tereyağı.

Tepsi böreği: Yufka, patates, maydanoz, karabiber, zeytinyağı, tuz.

Ana Yemek

Güveç: Kuzu eti, patates, patlıcan, salça, tuz,

biber.

Kuru fasulye: Kuru fasulye, tuz, zeytinyağı, salça.

Kuru köfte: Dana kıyma, karabiber, kekik,

yenibahar, tuz.

Vegan köfte: Yeşil mercimek, keten tohumu,

yenibahar, tuz, zeytinyağı.

Tatlı

Baklava: Yufka, Antep fıstığı, şeker, tereyağı.

Kadayıf: Kadayıf, ceviz, şeker, zeytinyağı.

Tiramisu: Pasta tabanı, kahve, süt, nişasta,

kakao.

Sütlaç: Süt, şeker, pirinç, nişasta.

Seçici davranması gereken kişinin bu menüden sipariş edebileceği yiyecekler hangi seçenekte verilmiştir?

Çorba Atıştırmalık Ana Yemek Tatlı

A) Şehriye Çorbası Garnitür Kuru Köfte Tiramisu

B) Brokoli Çorbası Tepsi Böreği Vegan Köfte Kadayıf

C) Mercimek Çorbası Fırında Patates Kuru Fasulye Sütlaç

D) Kremalı Sebze Çorbası Fırında Sebze Güveç Baklava

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA AP8JPSB21-058

P:244

244

test

/avantajyayinlari

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE 9 GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

4. MARKALARA GÖRE TRAFİĞE KAYDI

YAPILAN OTOMOBİL SAYILARI (2007 - 2018)

844.952

684.495

455.063

450.106

442.986

427.020

357.767

Bu grafikle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi doğru değildir?

A) Belirtilen yıllar arasında son sırada olan aracın kayıt oranı ilk sırada olan aracın kayıt oranının yarısından azdır.

B) Üç, dört ve beşinci sıradaki araçların sayıları arasında on binden az araç bulunmaktadır.

C) İlk sıradaki aracın kayıt sayısı üç ve dördüncü sıradaki araçların toplam kayıt sayısından fazladır.

D) Son iki sıradaki araçların kayıt sayılarının toplamı

ikinci sıradaki araçtan fazladır.

5.

Yukarıdaki görselle ilgili yapılan çıkarımlardan

hangisi doğru değildir?

A) Yetişkin bir kadın ayakta durmakta ve sokakta serili çamaşırlar bulunmaktadır.

B) En öndeki kız çocuğunun üstünde bir elbise, elinde de bir oyuncak vardır.

C) Küçük bir çocuk sandalyede oturmakta, bir çocuk da bisiklete binmektedir.

D) Sokaktaki tüm insanlar kıyafetlerinde siyah ve beyaz renkleri tercih etmiştir.

3. ` Mahmutbey Camii: 1366 yılında inşa edilen, Anadolu Türk mimarisinde hiç çivi kullanılmadan geçme tekniğiyle birleştirilerek inşa edilen cami. Ahşap bölümler ve üzerindeki “kalem işi” adı verilen süslemelerle ahşap destekli camilerin ender örneklerinden biridir.

` Eğri Minare: Kırmızı tuğladan yapıldığı için “Kızıl Minare” olarak da bilinen ve eğikliği nedeni ile dünyaca ünlü

Pisa Kulesi’ne benzetilen Selçuklu Dönemi’nden günümüze ulaşan önemli tarihî eserlerden biri.

` Eflatunpınar Hitit Su Anıtı: Genç Hitit Dönemi’nden kalan doğal bir su kaynağı üzerinde yapılmış havuz ve dikdörtgen formda şekillendirilmiş kayalar üzerine kabartma tekniğinde yapılmış ve figürlerden oluşan anıtın bulunduğu höyüktür.

` Malabadi Köprüsü: 12. yüzyıl Selçuklu Dönemi anıtsal mühendislik, mimarlık başyapıtlarından olan sivri ana kemeri ile dünyanın günümüze ulaşan en büyük kemer açıklığına sahip taş kemer köprüsüdür.

Yukarıda açıklamaları verilen tarihi eserlerden herhangi birine ait olmayan görsel hangi seçenekte verilmiştir?

A) B) C) D)

P:245

245

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA 9

7. Bir mahalle bakkalı S, G, K, Z, F, M, H, E markalarına ait sütleri en üstteki raf birinci olacak şekilde alt

alta beş rafa yerleştirmiştir. Sütlerin bulundukları raflarla ilgili bilinenler şu şekildedir:

` G markasına ait süt, F markasına ait sütle farklı

rafta ve H markasına ait sütün bir üst rafındadır.

` Tüm raflarda en fazla iki farklı markaya ait süt bulunmaktadır.

` E ve Z markasına ait sütler, K markasına ait sütlerin bir alt rafındadır.

` S markasına ait sütler, K ve H markasına ait sütlerle aynı rafta değildir.

` Üçüncü rafta yalnızca M markasına ait sütler bulunmaktadır.

Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğru değildir?

A) E markalı süt 2. raftadır.

B) F markalı süt 5. raftadır.

C) Z markalı süt 1. raftadır.

D) G markalı süt 4. raftadır.

8. Aşağıda bazı toplumsal kurallar verilmiştir.

I. Cep telefonunuzu kapatın.

II. Şoförle konuşmak yasaktır.

III. Yüzmek tehlikeli ve yasaktır.

IV. Yüksek sesle konuşmayın.

Numaralanmış kuralların geçerli olduğu yerler

hangi seçenekte verilmiştir?

I II III IV

A)

B)

C)

D)

6. I. Kişi: Yalnız kalıp kitap okumayı çok seven, evine çok misafir almayıp özel alanını koruyan ve okuduğu tüm kitapları biriktirip okuma zamanına göre sıralayan biridir.

II. Kişi: Girdiği her ortamda liderlik özelliği gösteren etrafındaki her olaya müdahale eden ve güce önem veren biridir.

III. Kişi: Çok kuralcı ve disiplinlidir. Düzensizlikten hiç hoşlanmaz ve etrafındaki olan her olaya objektif bir gözle bakabilmektedir.

IV. Kişi: Bir işi bitirmeden diğerini alan ve zamanında teslim eden, etrafındaki herkes ile yarışan, gelişmekten ve üretmekten keyif alan biridir.

Numaralanmış kişilerin kişilik özelliğini doğru karşılayan ifade aşağıdaki seçeneklerin hangisinde verilmiştir?

I. Kişi II. Kişi III. Kişi IV. Kişi

A) sadık sorgulayıcı barışçıl iddialı özgün

B) yardımsever kaşif araştırmacı sadık sorgulayıcı

C) araştırmacı iddialı mükemmelliyetçi başarı odaklı

D) özgün başarı odaklı yardımsever kaşif

P:246

246

test

/avantajyayinlari

9

9. ` Analizler gösteriyor ki köpeklerin dış görünüşü sahibinin tarzını gösteriyor. Güçlü görünümlü köpek türlerini besleyip korkutucu aksesuarla giydirenler; zayıf ve şiddet eğilimli kişiler olabiliyor. Ya da küçük köpek türlerinden

besleyen ve onlara renkli aksesuarlar giydirenler de dikkat çekmeyi seven, süsüne düşkün kimseler olabiliyor.

` Akvaryumda balık besleyenler, hangi karakterde olursa olsun, dış görünümüne önem verir. Kişiyle ilgili değerlendirmelerinde ilk izlenim belirlidir akvaryum tutkunlarının. Akvaryumda balıklarla küçük bir dünya kuran insanlar,

onları izlemekten büyük keyif aldığını sıklıkla dile getirir. Bu kişiler de genellikle evcimen olur, zor beğenir ve meditasyon gibi aktivitelere ilgi duyar.

` Yapılan analize göre, kedi sahipleri genellikle el hareketleriyle konuşur. Vücut dili onlar için çok önemlidir. Sarılmak, dokunmak ve sevgisini bu yolla ifade etmek, onların en önemli özelliklerindendir. Kediler halk arasında “nankör” olarak değerlendirilse de tarihte çok önemli yerleriyle bilinir. Kedi sahipleri de en az kediler kadar asil, cazibeli ve lider özellikleri olanlardır.

` Seyrek de olsa bazı insanların vahşi hayvan ya da sürüngen beslediği bilinmektedir. Aslan, kaplan gibi yırtıcı hayvanları evde beslemeye kanunlar izin vermiyor zaten. Fakat bunun psikolojik sebeplerine bakıldığında da vahşi

hayata özlem duyanlarla, kendini farklı göstermek isteyen insan gruplarının tercihi de bu yönde olabiliyor.

Bu bilgiler doğrultusunda,

Sertan: Tekdüzelikten hoşlanmayan ve çabuk sıkılan biridir. Çevresine göre kendisini farklı göstermekten hoşlanır.

Ece: Dış görünümüne önem veren ve çok zor beğenen biridir. Her pazar meditasyon kursuna giderek zamanını değerlendirir.

Duru: Liderlik özellikleri ağır basan ve dokunsal özellikleri yüksek biridir. Vücut diline çok fazla önem verir.

Oya: Renkli bir kişiliğe sahiptir. Dış görünüşüne önem vermenin dışında süsüne çok düşkündür ve dikkat çekmekten hoşlanır.

isimleri verilen kişilerin hangi hayvanı besleyeceği söylenebilir?

Duru Ece Sertan Oya

A) Balık Kaplan Köpek Kedi

B) Kedi Balık Kaplan Köpek

C) Kaplan Köpek Kedi Balık

D) Köpek Kedi Balık Kaplan

10. Yabancı dil öğretimli özel bir fen lisesi, başvuru için gerekli şartları şu şekilde açıklamıştır:

` Yazılı sınavdan en az 85 puan almış olmak.

` LGS’de en az 400 puan almış olmak.

` Başvuru için gereken parayı yatırdığınıza dair dekonta sahip olmak.

` Yabancı dil sınavından en az 70 puan almış olmak.

Bu bilgiler doğrultusunda aşağıdakilerden hangisinin başvurusu kabul edilmeyecektir?

A) İdil LGS’den 421 puan almıştır.

B) Nazlı yatırılması gereken parayı yatırıp dekontu almıştır.

C) Enes yazılı sınavdan 80 puan almıştır.

D) Âdem yabancı dil sınavından 80 puan almıştır.

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:247

İdeal çözme süreniz dk. Çözdüğünüz süre dk.

247

test

Bu testte 10 soru yer almaktadır. 15

10

1.

Çoklu

Zekâ

Kuramı

Görsel-Uzansal

Zekâ

Müzikal-Ritmik

Zekâ

Bedensel-Kinestetik

Zekâ

Sosyal-Bireyler Arası

Zekâ

Bireysel-Öze Dönük

Zekâ

Sözel-Dilbilimsel

Zekâ

Doğacı-Varoluşçu

Zekâ

Mantıksal-Matematiksel

Zekâ

GARDNER'a göre insanların sahip oldukları çoklu zekâların

her biri yaşamak, öğrenmek, problem çözmek ve insan olmak için kullanılan etkili birer araçtırlar.

Sözel-Dilsel Zekâ: Dili etkili bir biçimde kullanma, kelimelerle ve seslerle düşünme, dildeki kompleks anlamları

kavrayabilme, insanları ikna edebilme, dildeki farklı yapıları fark edebilme, yeni yapılar oluşturabilme, farklı dilsel

kalıplarla ilgilenme becerisidir.

Doğacı-Varoluşçu Zekâ: Doğadaki tüm canlıları tanıma,

araştırma ve canlıların yaratılışları üzerine düşünme becerisidir.

Müzikal-Ritmik Zekâ: Sesler, notalar, ritimlerle düşünme, farklı sesleri tanıma ve yeni sesler, ritimler üretme, ritmik ve

tonal kavramları tanıma ve kullanma, çevreden gelen seslere ve müzik aletlerine karşı duyarlı olabilme becerisidir.

Bireysel-Öze Dönük Zekâ: Kendimiz hakkındaki duygu ve düşünceleri şekillendirebilme, hayat felsefemizi oluşturabilme, yaşamımızı bu doğrultuda planlanma, kişisel istek ve hayaller oluşturabilme becerisidir.

Sosyal-Bireyler Arası Zekâ: İnsanlarla birlikte çalışabilme, sözel-bedensel zekâ dilini etkili bir biçimde kullanarak

çok farklı karakterlere sahip insanlarla kolaylıkla iletişim kurabilme, uyumlu çalışabilme ve insanları ikna edebilme

becerisidir.

Matematiksel-Mantıksal Zekâ: Sayılarla çalışma, muhakeme etme, tümevarım ve tümdengelim teknikleri ile düşünebilme, soyut ve sembolik problemleri çözebilme, kavramlar, düşünceler ve fikirler arası kompleks ilişkileri algılayabilme becerisidir.

Kinestetik-Bedensel Zekâ: Aklın ve vücudun mükemmel bir fiziksel performansla birleştirilerek belli bir amaca yönelik faaliyetlerin sergilenebilmesi yeteneğidir.

Görsel-Uzamsal Zekâ: Resimlerle, şekillerle düşünebilme, görsel dünyayı algılayabilme, şekil, renk ve dokuları zihnin

gözleriyle görebilme ve bunları sanatsal formlara dönüştürebilme yeteneğidir.

Açıklamaları verilen zekâ türlerine göre,

I. Kişisel istek ve hayaller oluşturabilme becerisi oldukça gelişmiştir.

II. Dildeki farklı yapıları çabucak ayırt edebilmekte çok başarılıdır.

III. İnsanlarla birlikte uyumlu çalışabilme özelliği bulunmaktadır.

numaralanmış kişilerin gelişmiş olan zekâlarına ait bilgiler hangi seçenekte doğru verilmiştir?

I II III

A) Matematiksel-Mantıksal Zekâ Sosyal-Bireyler Arası Zekâ Müzikal-Ritmik Zekâ

B) Bireysel-Öze Dönük Zekâ Sözel-Dilsel Zekâ Sosyal-Bireyler Arası Zekâ

C) Kinestetik-Bedensel Zekâ Doğacı-Varoluşçu Zekâ Sözel-Dilsel Zekâ

D) Müzikal-Ritmik Zekâ Görsel-Uzamsal Zekâ Bireysel-Öze Dönük Zekâ

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA AP8JPSB21-059

P:248

248

test

/avantajyayinlari

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE 10 GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

3. Bir kuruluşun adının simge özelliği bulunan özel olarak hazırlanmış biçimine logo denir.

` Hava tahminlerinin yapıldığı kurumda gün içinde

havanın nasıl olacağından bir yıl boyunca genel

olarak nasıl bir hava durumu ile karşılaşacağımıza kadar tahminleri öğreniriz.

` Logosunda pek çok ülkenin bayrağını bulunduran

kurumda yurt dışından ülkemize, ülkemizden yurt

dışına öğrenciler gelip giderek dil eğitimi alırlar.

` Depremin olumsuz sonuçlarına karşı yapılan zorunlu sigortaya ait bir logodur ve kalp atışı resmine benzeyen deprem büyüklüğü grafiği bulunmaktadır.

Özellikleri verilen kuruluşlardan herhangi birine

ait olmayan logo hangi seçenekte verilmiştir?

A) B)

C) D)

4. I

20 GB İnternet

1500 Dakika

500 Mesaj

50 TL

II

15 GB İnternet

2000 Dakika

1000 Mesaj

45 TL

III

15 GB İnternet

2000 Dakika

500 Mesaj

55 TL

IV

20 GB İnternet

1500 Dakika

450 Mesaj

50 TL

Faturalı hat sahibi bir kişi hattını başka bir operatöre

taşımış ve hattına tarife tanımlatmıştır. Bu kişinin istediği tarife özellikleri şu şekildedir:

` Faturaya en fazla 50TL ödemek istemektedir ancak

daha uygun olsa daha iyi olur düşüncesindedir.

` En az 500 kısa mesaj hakkı olmasını istemektedir.

` Konuşma süresinin 1500 dakikadan az olmamasını istemektedir.

` İnternetin ise en az 15GB olmasını istemektedir.

Bu bilgilere göre bu kişinin seçmiş olduğu tarife

hangi seçenekte verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV

2. Açık ve kapalı havuzda yapılacak olan 8 kişilik ders için kurallar şu şekildedir:

` 5 ve 6 numaralı kişiler açık havuzda ders alacaktır.

` 7 ve 8 numaralı kişiler sabah, 2 ve 4 numaralı kişiler akşam ders yapacaktır.

` Sabah ve öğlen dersleri eşit, akşam daha fazladır.

` 1 ve 3 numaralı kişilerin dersleri aynı saatte ancak farklı havuzlarda yapılacaktır.

Buna göre seçeneklerdeki tablolardan hangisi havuzların kullanımı ile ilgili doğrudur?

A) Açık Kapalı

Sabah 3 1

Öğle 7 8

Akşam 4-5 2-6

B) Açık Kapalı

Sabah 3 4

Öğle 1 2

Akşam 5-7 6-8

C) Açık Kapalı

Sabah 8 7

Öğle 1 3

Akşam 5-6 2-4

D) Açık Kapalı

Sabah 7 8

Öğle 1 3

Akşam 2-5 4-6

P:249

249

test

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA 10

5. ` Giderek yükselen basamaklar çiziyorsanız, hayatta her daim bir hedefiniz var demektir. Hedefinize ulaştığınızda

da kendinize yeni hedefler belirlemekten kaçınmayan bir yapınız var. Bulunduğunuz konum size hep yetersiz geliyor ve daha fazlasını istiyorsunuz.

` Kâğıda sürekli kendi isminizi yazmanız, benmerkezci olduğunuzu işaret ediyor. İlgi ve alakanın üzerinizde olmasından hoşlanıyorsunuz. Eğer kâğıda sürekli başkasının ismini yazıyorsanız aklınızdan çıkaramadığınız biri var.

Ancak isminizi yazdığınız kişiyi illa da sevdiğiniz anlamına gelmiyor.

` En stresli toplantılarda ya da bir şey düşünürken sürekli kâğıda daire çiziyorsanız, evrenle uyumlu bir yapınız var.

İnsanlarla orta yolu bulmayı seviyorsunuz.

` Çizdiğiniz okların yönleri farklı farklı anlamlara geliyor. Örneğin çizdiğiniz oklar yukarı doğruysa dikkatiniz başka

birinde. Oklar aşağıya bakıyorsa da dikkatiniz tamamen kendinizde! Sola doğru oklar çiziyorsanız geçmişe, sağa doğru ok işaretleri yapıyorsanız geleceğe odaklanmış durumdasınız.

` Basit çizimli ağaçlar çok sade bir yaşamdan, doğadan keyif aldığınızı gösteriyor. Ancak dallanıp budaklanan ağaç

çizimleri aklınızda soru işaretleri olduğunu yansıtıyor.

Bu açıklamalar dikkate alındığında,

` Erdinç hayatını yoluna koymaya çalışıyor ancak kafasındaki sorulara cevap bulmakta zorlanmaktadır.

` Seçil geleceğiyle ilgili bazı endişeler taşımakta ve yeni kararlar alma aşamasındadır.

` Hikmet hedefleri olan ve hedeflerine ulaştığında hemen yeni hedefler belirleyen biridir.

adları verilen kişilere ait çizimler hangi seçenekte doğru verilmiştir?

A)

Ada

B) C) D)

6. Yunus vuruşu, isminden de anlaşılabileceği gibi yunusların ve diğer deniz memelilerinin su altındaki hareketlerinden

uyarlanmış bir yüzme stili. Bu hareket sırasında vücut su altında bir dalga gibi hareket eder. Vücutlarının oluşturduğu dalganın yüksekliği ve bu hareketi yapma sıklığı yüzücülerin hızını etkileyen faktörlerdendir. Bu yüzme stili suyun

yüzeyine çıkmadan tamamen suyun altında gerçekleştirildiğinde yüzücülere hız ve enerji verimliliği açısından büyük

avantajlar sağlıyor. Çünkü yüzücüler kulaç atarken ya da ayak vuruşu sırasında suyu iterek ileri doğru hareket eder.

Dolayısıyla bu hareketler tamamen suyun altında gerçekleştirildiğinde daha fazla itiş gücü oluşturur. Ayrıca yüzücüler yüzeye yakın hareket ettiklerinde suyun yüzeyinde dalga oluştururlar. Dalga oluşması için gerekli enerjinin kaynağı ise yüzücünün kendisidir. Yani yüzücü suyu iterken harcadığı enerjinin bir kısmını itiş gücü değil yüzey dalgası

oluşturmak için kullanır.

Bu metinde yüzücülerin hızını artıran yunus vuruşu hareketi hangi seçenekte verilmiştir?

A) B) C) D)

P:250

250

test

/avantajyayinlari

10

7. Bir şehirde yapılan yerel seçimlerde belediye başkanlığı için dört partiden yedi kişi belediye başkanı

adayı olmuştur. Adaylar, Mahmut, Mustafa, Zeliha,

Fatma, Enver, Sevim ve Arif’tir. Adaylar ve aday oldukları partilerle ilgili bilinenler şu şekildedir:

` (★, +, -, ■) sembolleri ile verilen partilerden üçü

çift, biri tek aday çıkarmıştır.

` Kadın adaylardan birinin olduğu partinin diğer

adayı Sevim’dir.

` Mustafa ve Zeliha aynı partiden aday olmuşlardır.

` (+) partisinin iki adayı da erkektir.

` Mahmut’un aday olduğu partinin başka adayı yoktur.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur?

A) Zeliha (★) partisinden aday olmuştur.

B) Fatma ve Sevim aynı partinin adaylarıdır.

C) Mahmut (■) partisinden aday olmuştur.

D) Enver ve Arif (-) partisinin adaylarıdır.

9.

%22,78

%27,64

%21,85 %5,60

%14,47

%2,91

%0,88

%3,87

Tarıma elverişsiz arazi

Tarıma elverişli olduğu

hâlde kullanılamayan arazi

Çayır ve mera arazisi

Orman arazisi

Sebze ve diğer uzun

ömürlü bitkiler

Nadas

Tarla arazisi

Sebze ve çiçek bahçeleri

Verilen pasta dilimi grafiğe göre aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez?

A) Grafikte en az alanı sebze ve çiçek bahçeleri kaplamaktadır.

B) Çayır ve mera arazileriyle nadasa bırakılan yerlerin toplam alanı orman arazilerinden azdır.

C) Sebze ve diğer uzun ömürlü bitkilerle tarıma elverişli olduğu hâlde kullanılmayan arazilerin alanı

nadasa bırakılan alandan azdır.

D) Tarla, çayır ve mera arazisi, orman arazileri en geniş alanı kaplayan arazilerdir.

8. Bir anne kullandığı telefonun şifresini çocuğuna bir

soruyla buldurmak istemektedir. Bu soru ile ilgili bilinenler şu şekildedir:

` 147: Bir rakam doğru ama yeri yanlış.

` 129: Bir rakam doğru ve yeri de doğru.

` 964: İki rakam doğru ama yerleri yanlış.

` 523: Rakamların tamamı yanlış.

` 286: Bir rakam doğru ve yeri de doğru.

Buna göre çocuğun annesinin şifresi hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?

A) 489 B) 924 C) 862 D) 619

10. Yeni açılan bir bakkala; süt, peynir, su, yoğurt, sebze, meyve ve ekmek alınmıştır. Bu ürünlerin bakkala

geliş sırasıyla ilgili bilinenler şu şekildedir:

` Ekmek bakkala ilk alınan ürün değildir.

` Meyve, sebze ve süt peş peşe bu sıra ile alınmış

ve ne en sondadır ne en başta.

` Bakkala ilk alınan ürün peynir olmamıştır.

` Bakkala altıncı sırada alınan ürün su olmuştur.

Buna göre aşağıda verilenlerden hangisine ulaşmak kesinlikle mümkün değildir?

A) Bakkala alınan ilk ürün yoğurt olmuştur.

B) Süt beşinci sırada bakkala alınmıştır.

C) Bakkala en son ekmek alınmıştır.

D) Sebze bakkala ikinci sırada alınmıştır.

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE

GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

P:251

JETPARAGRAF

DENEMELER

P:252

DENEME - 1

SORU KONU ADI

1 Anlatım Teknikleri

2 Paragrafta Soru

3 Paragraf Oluşturma

4 Paragrafta Başlık

5 Paragrafın Bölümleri

6 Görsel Okuma

7 Anlatım Özellikleri

8 Metin Karşılaştırma

9 Paragrafta Anahtar Kelime

10 Paragrafta Hikâye Unsurları

11 Paragrafta Duyular

12 Paragrafta Konu

13 Grafik Yorumlama

14 Görsel Okuma

15 Paragrafta Yardımcı Düşünce

DENEME - 2

SORU KONU ADI

1 Paragrafta Konu

2 Paragrafta Ana Duygu

3 Paragrafta Yardımcı Düşünce

4 Paragrafın Bölümleri

5 Görsel Okuma

6 Anlatım Teknikleri

7 Paragrafta Soru

8 Anlatım Teknikleri

9 Paragrafta Ana Düşünce

10 Görsel Okuma

11 Paragrafta Konu

12 Paragrafta Anahtar Kelime

13 Grafik Yorumlama

14 Paragrafta Ana Düşünce

15 Görsel Okuma

DENEME - 3

SORU KONU ADI

1 Paragrafta Ana Düşünce

2 Paragrafta Yardımcı Düşünce

3 Paragrafta Ana Düşünce

4 Paragrafta Yardımcı Düşünce

5 Sözel Mantık

6 Sözel Mantık

7 Paragrafta Ana Düşünce

8 Paragraf Tamamlama

9 Paragraf Oluşturma

10 Paragrafta Yardımcı Düşünce

11 Paragrafta Soru

12 Paragrafta Ana Düşünce

13 Paragrafta Ana Düşünce

14 Grafik Yorumlama

15 Düşünceyi Geliştirme Yolları

DENEME - 4

SORU KONU ADI

1 Sözel Mantık

2 Paragrafta Anlatım Özellikleri

3 Paragrafta Ana Düşünce

4 Paragraf Tamamlama

5 Paragrafın Akışını Bozan Cümle

6 Paragrafta Yardımcı Düşünce

7 Paragrafta Konu

8 Paragrafın Bölümleri

9 Sözel Mantık

10 Paragraf Oluşturma

11 Paragraf Tamamlama

12 Anlatım Teknikleri

13 Paragrafta Ana Düşünce

14 Paragrafta Ana Düşünce

15 Paragrafta Yardımcı Düşünce

DENEME - 5

SORU KONU ADI

1 Anlatım Özellikleri

2 Paragrafta Konu

3 Düşünceyi Geliştirme Yolları

4 Anlatım Teknikleri

5 Paragrafta Soru

6 Anlatım Teknikleri-Düşünceyi

Geliştirme Yolları

7 Paragrafın Bölümleri-Giriş/Gelişme/

Sonuç

8 Paragraf Oluşturma

9 Paragrafı İkiye Bölme

10 Hikâye Unsurları

11 Paragrafta Yardımcı Düşünce

12 Paragrafta Konu

13 Paragrafın Akışını Bozan Cümle

14 Paragrafta Duyular

15 Paragrafın Bölümleri

DENEMELERİN KONU ANALİZLERİ

P:253

253

PARAGRAF TESTİ DENEME - 1

1. Bu testte 15 paragraf sorusu vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Paragraf Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

3. İdeal çözme süreniz 23 dk. Çözdüğünüz süre . . . . . . . dk.

1. Hava yağmurluydu. Tren, ara sıra şiddetli sağanakların arasından geçiyor; pencere camları, vagonların üstü, yanları dakikalarca kamçılanıyor, bazen su serpintilerinin içeriye girdiği bile oluyordu. Sonra bu şiddet duruyor; gök biraz

yukarıya çekiliyor; yüksekte açık mavi, menevişli tek bir çiçek gibi tepemize asılıyor; o zaman manzara gülüyor; ışıkla karışan ıslaklık içimizde bir nevi tazelenmiş dünya hissini yayıyordu. Sonra yine simsiyah bir bulutun ülkesine girerek kamçılanıyor, yine ince ağların içine hapsediliyor, bir tabiat ortasında seyahat ettiğimizi unutuyorduk.

Bu metinde anlatım tekniklerinden hangisi ağır basmaktadır?

A) Bilgi vermek amacıyla oluşturulan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir.

B) Tasarlanmış veya yaşanmış bir olayın anlatıldığı anlatım tekniğidir.

C) Yazarın kendi doğrularına okuyucuyu inandırmak için kullandığı anlatım tekniğidir.

D) Varlıkların okuyucunun gözünde canlanacak şekilde anlatıldığı anlatım tekniğidir.

2. Meyvelerde yağlar, proteinler, mineraller ve vitaminler bulunur. Bunların yanı sıra şeker ve asit de vardır.

Şekeri tatlı, asidi de ekşi olarak algılarız. Ancak meyvelerdeki şeker ve asit oranları farklıdır. Kimi meyveler daha çok asit içerir, kimilerinde de şeker fazladır.

Asit oranı yüksek olan limon, greyfurt gibi meyveleri

ekşi; şeker oranı yüksek olan kiraz muz gibi meyveleri ise tatlı olarak algılarız.

Bu metin için sorulabilecek en kapsamlı soru hangi seçenekte verilmiştir?

A) Meyvelerde bulunan maddeler nelerdir?

B) Bazı meyveler neden daha tatlıdır?

C) Asit oranı yüksek olan meyveleri nasıl algılarız?

D) Meyvelerdeki asit ve şeker oranı nasıldır?

3. (A) Helyum gazı soluduğumuzda her zaman soluduğumuz havadan daha az yoğunlukta olan bir gaz

solumuş oluruz.

(P) Helyum gazının solunması ise sağlığımız açısından zararlıdır.

(İ) İşte bu yüzden helyum gazı sesi inceltir.

(T) Ses, havanın ses telleri ile etkileşimi sonucu çıkar.

(K) Sesimiz de bu daha az yoğun ortamda çok daha

hızlı hareket eder.

“A, P, İ, T, K” harfleriyle gösterilen cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulursa aşağıdaki sözcüklerden hangisi oluşur?

A) PATİK B) KATİP

C) KİTAP D) TAKİP

AP8JPSB21-060

P:254

/avantajyayinlari 254

Paragraf DENEME - 1

6. Bir travmada hasar gören bölge ilk başta kırmızıdır

ve kızarıklık dokuların arasına sızan kandan kaynaklanır. Kana kırmızı rengini, dokulara oksijenin taşınmasından sorumlu olan hemoglobin verir. Hemoglobin molekülüne oksijen bağlı olduğunda rengi parlak

kırmızıdır. Oksijen bağlı olmadığında ise mavi-mor

renktedir. Bu nedenle kan oksijenini kaybettikçe cildin hasar gören bölümündeki kırmızılık koyulaşır ve

mora döner. Morlukların iyileşmesi sırasında ortaya

çıkan renk değişimi ise hemoglobinin biyokimyasal

olarak geçirdiği değişimlerden kaynaklanır. Hemoglobinin makrofaj hücreleri tarafından parçalanması

sonucu oluşan moleküllerden biliverdin yeşilimsidir.

Biliverdin daha sonra sarı renkteki bilirübin molekülüne dönüşür. Bu nedenle morlukların rengi iyileşme

sürecinde mordan yeşile, sonrasında ise sarıya döner. Travmadan yaklaşık iki hafta sonra hemoglobinin parçalanma ürünlerinin tamamı ortadan kalkar.

Buna göre görsellerden hangisi travmanın bilirübin moleküllü fazla olan bir aşamasına aittir?

A)

B)

C)

D)

4. Kum tanecikleri kayaçların rüzgâr ya da su gibi bir

dış etkiyle aşınması sonucu oluşur. Boyutları genellikle 0,05 milimetre ile 2 milimetre arasında değişir.

Kum taneciklerinin rengi ve boyutları oluştukları kayacın yapısı hakkında önemli bilgiler verir. Kum taneciklerinde en yaygın bulunan mineral kuvarstır. Saf

kuvars renksizdir. Ancak mineralin oluşumu sırasında içine hapsolan başka maddeler farklı renklerde

kuvars türlerinin oluşmasına neden olur. Kum taneciklerinin yapısında yüksek miktarda bulunan diğer

bir madde olan kalsiyum karbonat şeffaf ve beyazdır. Yine kumun yapısında büyük oranda bulunan minerallerden feldspat kum taneciklerinin açık kırmızıkahverengi renkte görünmesine neden olur. Siyah

kum tanecikleri ise volkanik kayaçların aşınmasıyla

oluşur. Dolayısıyla kum taneciklerinin rengi bileşimiyle yakından ilişkilidir.

Bu parçaya verilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kırmızı Kum Taneleri

B) Kuvarsın Oluşumu

C) Kum Taneciklerinin Yapıları

D) Kalsiyum Karbonat

5. - - - - İnsanların birbirleri ile olan iletişimleri, birlikte

çalışabilmeleri, zorlukları aşmaları ve problemleri çözüme ulaştırmaları duygusal zekâlarının yüksek olması ile alakalıdır.

Bu metnin giriş cümlesi aşağıdakilerden hangisi

olabilir?

A) Duygusal zekâ, bireylerin dışa dönük davranışlarında rol oynayan zekâdır.

B) Davranışsal zekâyla büyük farkı olan duygusal

zekâdır.

C) Bu nedenle duygusal zekâ bireyi sosyalleştiren

zekâ türüdür.

D) Sosyopatlarda duygusal zekâ fazla gelişmemiştir.

P:255

255

Paragraf DENEME - 1

7. Küçük salonun fes renginde kalın, ağır perdeli penceresinden dışarı muhteşem, parlak bir sulu boya levhası gibi görünüyordu. Saf mavi bir sema… Çiçekli ağaçlar… Uyur gibi sessiz duran deniz… Karşı sahilde mor,

fark olunmaz sisler altında dağlar, korular, beyaz yalılar… Bütün bunların üzerinde bir eskimiş rüyasının havai hakikati gibi uçan martı sürüleri! Pencerenin önündeki şişman koltuğa gayet zayıf, gayet sarı, gayet ihtiyar bir kadın oturmuştu. Bahara, hayata dargın gibi arkasını dışarıya çevirmişti. Sönmüş gözleri köşelerdeki

gölgelere karışıyordu. Karşısında, bir şezlonga uzanmış

esmer, güzel bir kız, siyah deri kaplı bir kitap okuyor;

pencereden, çiçek, kır kokuları; deniz, dalga fısıltıları

getiren tatlı bir nisan rüzgârı giriyordu. Bir saatten beri

ikisi de susuyor, öyle duruyorlardı. Bu ihtiyar büyük nine tam doksan yedi yaşında idi. Köşelerin hafif karanlıklarından bazen uyanır gibi ayrılan gözlerini ara sıra

karşısında kitap okuyan genç kıza, bu torununun torununa atfediyordu… Birden, üç dişi kalan buruşuk ağzını açtı. Esnedi.

Parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine

başvurulmuştur?

A) Tanımlamaya

B) Örneklemeye

C) Betimlemeye

D) Sayısal verilerden yararlanmaya

8.

İnsanların sadık dostları olarak bilinen atların

yorulma hissi olmadığı için günlerce hiç

durmadan hareket edebildiği ve 30 gün sürekli

ayakta durabileceği belirtiliyor. Bunun nedeni

atlardaki kas dokusunun, yorgunluğu beyne

iletmemesidir.

I. Metin

Develer 50 derece sıcaklıkta 9 gün su içmeden

durabilirler. Bunun nedeni ise tek seferde 250

litre su içebilmeleridir. Ayrıca tatlı ve tuzlu

suyun ayrımını rahatça yapabilirler.

II. Metin

Bu metinlerin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisi olamaz?

A) Her ikisinde de sayısal verilerden yararlanılmıştır.

B) Zürafalara olan benzerliklerinden bahsedilmiştir.

C) Hayvanların bazı özelliklerinden bahsedilmiştir.

D) Kanıtlanabilir ifadeler kullanılmıştır.

9. Ebru yapmak için önce uygun bir kâğıt seçilmelidir.

Bu kâğıt, boyayı iyice emebilmeli ve dayanıklı olmalıdır. Ayrıca dikdörtgen biçiminde geniş ve büyük bir

kap gerekir. Bu kabın içine kitre denilen beyaz renkli bir zamk konur. Sonra küçük fincanlarda boya hazırlanır. Değişik renkteki boyalar kaptaki sıvının üzerine serpilir. Birikintiler hâlinde kalan bu boyalar tahta bir çubukla yayılır. Böylece şaşırtıcı ve ilginç desenler ortaya çıkar. Desenler üzerine yatırılan kâğıt,

kitap sayfası açar gibi yana kaydırılır. Boyalı taraf üste gelecek şekilde serilir ve kurumaya bırakılır.

Bu metnin anahtar sözcükleri aşağıdakilerden

hangisi olamaz?

A) Su B) Kâğıt C) Boya D) Ebru

P:256

/avantajyayinlari 256

Paragraf DENEME - 1

10. Bir ilkbahar sabahıydı. Güneş, pırıl pırıl altın ışıklarını yeryüzüne yolluyordu. Bu ışınları gören kozalardan

o sabah beyaz bir kelebek çıktı. Çok büyük ve tül gibi ince bembeyaz kanatları vardı. Birden kendini bir

bahçenin çiçekleri arasında buldu. Önce keşif uçuşuna çıkıp bahçeyi dolaştı. Sonra dinlenmek için kırmızı bir güle kondu. Dinlenirken kanatlarını dikleştirip birleştirmişti. Etrafına baktı. Doyasıya yeşilliğe daldı, saatlerce seyretti. Dinlenmişti. Şimdi dolaşma vaktiydi, yaşamalıydı, önünde uzun zamanı vardı. Ağaçlara uçuştu.

Bu metnin hikâye unsurlarıyla ilgili tablodaki eşleştirmelerden hangisi doğru değildir?

A) Olay Kelebeğin önünde uzun zaman olduğunu düşünerek kendini kandırması

B) Zaman Bir ilkbahar sabahı

C) Varlık Kelebek

D) Mekân Bahçe

11. Bir gün balıkçıl uzun bacakları üzerinde, su kenarında dolaşıyordu. Suda bir sazan gördü. Beklemesi gerekliydi çünkü basit yiyecekleri beğenmezdi. Kendi

kendine “Sazana mı kaldı, benim gibi kuşların beyi?”

diye söylendi. Balıkçıl böyle düşünürken sazan sessizce ortadan kayboldu. Suda bir kaya balığı belirdi.

Bu kez de burnunu büküp “Bu kötü balığa mı kaldım? Nasıl doyarım onunla?” dedi balıkçıl. Kaya balığı da süzülüp gitti. Suda tek bir balık bile kalmamıştı. Karnı iyice acıkan balıkçıl ne bulsa yiyecekti. Sonunda bir sümüklü böcek bulup lezzetsiz de olsa karnını onunla doyurdu.

Bu metinde yazar hangi duyuya yer vermemiştir?

A) Dokunma B) Tatma

C) Görme D) İşitme

12. Işık havanın, petrolün ve suyun içinde farklı hızlarda

hareket eder. Bu nedenle bir ortamdan diğer ortama

geçerken ışığın hareket doğrultusu değişebilir. Suyun yüzeyindeki petrol tabakasına çarptığında ışığın

bir kısmı yansır. Bir kısmı ise bu tabakanın içinden

geçer. Ancak petrol ve su birbiri ile karışmadığı için

petrol ve su arasında bir sınır vardır. Petrol tabakasının içinden geçen ışığın bir kısmı da bu ara yüzeyden yansır. Petrol tabakasının üst kısmından ve petrolsu ara yüzeyinden yansıyan ışınlar farklı yollar izler.

Eğer petrol tabakasının kalınlığı gelen ışığın dalga boyuyla kıyaslanabilir ölçekte ise ışınlar birbirlerini güçlendirecek ya da sönümlendirecek biçimde çakışabilir. Petrol tabakasının kalınlığındaki küçük değişimler ve farklı dalga boylarındaki ışınların bir ortamdan

diğerine geçerken farklı açılarla kırılması nedeniyle

ışınların birbirlerini güçlendirme ve sönümlendirme

şekilleri de değişebilir. Bu nedenle petrol tabakasının

yüzeyinde gökkuşağı renkleri oluşur. CD’lerin yüzeylerinde ve sabun köpüklerinin oluşturduğu baloncuklarda gökkuşağı renklerinin oluşmasının sebebi de

bu durumdur.

Bu metnin konusu aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru verilmiştir?

A) Işınların birbirlerini güçlendirme ve sönümlendirme şekilleri

B) Petrol tabakasının kalınlığındaki küçük değişimler

C) Işığın farklı maddelerde farklı hızlarda hareket etmesi

D) Bazı maddelerde gökkuşağı görünümünün oluşumu

P:257

257

Paragraf DENEME - 1

13.

Verilen infografikle ilgili,

1. 2020 yılının Mart ayında 2019 yılına göre ihracat ithalattan daha azdır.

2. ABD ithalatta ihracattan daha üst sırada yer almaktadır.

3. Dış ticaret açığı 5 milyar 391 milyon dolara geriledi.

4. İsviçre’den ithalat yapılırken oradan ihracat yapılmamaktadır.

numaralanmış yargılardan kaç tanesi doğrudur?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4

Dış ticaret istatistikleri açıklandı

Türkiye’nin ihracatı martta

geçen yılın aynı ayına göre

%17,8 azaldı, ithalatı

%3,1 arttı.

AB’YE

YAPILAN İHRACAT

geçen yılın aynı ayına

göre %22,3 azaldı.

6 MİLYAR

199 MİLYON 645 BİN

DOLAR

EN FAZLA İHRACAT YAPILAN

ÜLKELER

EN FAZLA İTHALAT YAPILAN

ÜLKELER

AB’NİN

İHRACATTAKİ PAYI

MART

2020 46,2

48,9

MART

2019

• Dış ticaret açığı %181,6

artarak 1 milyar

915 milyon dolardan

5 milyar 391milyon dolara

yükseldi.

%71,3

%89,5

% 100

MART

2020

MART

2019

İHRACATIN

İTHALATI KARŞILAMA

ORANI

%3,1 ARTIŞ

Mart 2020 18 Milyar

813 Milyon (dolar)

Mart 2019 18 Milyar

250 Milyon (dolar)

İTHALAT

%17,8 Azalış

Mart 2020 13 Milyar

422 Milyon (dolar)

Mart 2019 16 Milyar

336 Milyon (dolar)

İHRACAT ALMANYA

ABD

B.KRALLIK

İTALYA

İSPANYA

1 MİLYAR 282 MİLYON

880 MİLYON

801 MİLYON

541 MİLYON

507 MİLYON

ALMANYA

ÇİN

ABD

RUSYA

İSVİÇRE

1 MİLYAR 950 MİLYON

1 MİLYAR 420 MİLYON

1 MİLYAR 417 MİLYON

1 MİLYAR 378 MİLYON

991 MİLYON

%

%

P:258

/avantajyayinlari 258

Paragraf DENEME - 1

14. İçinde kuru yemiş bulunan bir kavanozu çalkaladığınızda büyük kuru yemişlerin kavanozun üst kısmında toplandığını, küçük olanların ise kavanozun alt tarafına doğru hareket ettiğini gözlemlemişsinizdir. Brezilya fıstığı etkisi olarak adlandırılan bu olgu ilk bakışta mantıksız gelebilir çünkü daha büyük dolayısıyla daha ağır parçacıkların aşağı

doğru hareket etmesi gerektiğini düşünebilirsiniz. Çalkalama sırasında parçacıklar hareket ederken küçük parçacıklar büyük parçacıkların arasındaki boşluklardan aşağı doğru hareket edebiliyor. Yani büyük parçacıklar arasındaki boşluklar bir süzgeç gibi işlev görüyor ve bu boşluklardan geçebilecek kadar küçük olan parçacıklar çalkalama

sırasında kabın alt kısmına doğru hareket edebiliyor. Kabın alt tarafı küçük parçacıklar tarafından dolduruldukça büyük olanların girebileceği boşluk kalmadığından, bu parçacıklar bir anlamda kabın üst bölümünde hapsoluyor. Diğer bir görüşe göre çalkalama sırasında farklı büyüklüklerdeki parçacıklar kabın merkezinden yukarı doğru hareket

ediyor. Ancak kabın üst kısmına ulaşan parçacıklardan büyük olanlar, parçacıkların aşağı doğru hareket ettiği kenar

hattı çok dar olduğu için, döngüye dâhil olup tekrar kabın alt kısımlarına doğru hareket edemiyor ve üst bölümde

toplanıyor. Yapılan deneyler bu durumun çoğunlukla kap kesintisiz olarak değil de belirli aralıklarla çalkalandığında

ortaya çıktığını gösteriyor. Büyüklüklerinin yanı sıra yoğunluklarının ve sürtünme kuvvetinin de parçacıkların hareketi üzerinde etkili olduğu düşünülüyor.

Bu metinde sözü edilen Brezilya fıstığı etkisi aşağıdaki görsellerin hangisinde oluşmuştur?

A) B) C) D)

15. Disleksi, bir öğrenme farklılığıdır. Bu öğrenme farklılığının olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Disleksisi olan çocuklar,

kelimeleri eksiksiz ve akıcı tanımada zorlanabilirler. Okuduklarını anlamada güçlük yaşayabilirler. Disleksi tedavisi

diye bir şey yoktur. Çünkü bu bir hastalık değildir ve en iyi ilacı eğitimdir. Toplumda görülme oranı %5-10 arasında

değişmektedir. Buna göre her on çocuktan birinde disleksi olabilir. Ancak aileler ya da öğretmenler durumun farkında olmadığında, çocuğun tembel olduğunu sanarak yanılabilirler. Anne-babalar çocuğun öğretmeni ile iş birliği içerisinde olmalıdır.

Bu metinde disleksiyle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Toplumda görülme oranına B) Tedavi gerektirdiğine

C) En iyi ilacın eğitim olduğuna D) Disleksi olan çocukların tembel sanılacağına

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

ABCD ABCD

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

Test No

20857

P:259

259

PARAGRAF TESTİ DENEME - 2

1. Bu testte 15 paragraf sorusu vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Paragraf Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

3. İdeal çözme süreniz 23 dk. Çözdüğünüz süre . . . . . . . dk.

1. İnsana yeni duygular yaşatan, öğrenme fırsatları ve

kişisel gelişim olanakları sağlayan ilişkiler farklı insanlarla kurduğu ilişkilerdir. Bu insanlar sürekli olarak birbiriyle düşünce, bilgi ve duygu alışverişinde

olurlar. Bu da o ilişkiyi anlamlı, verimli hâle getirir. Birbirinden farklı olan insanların aralarındaki ilişkilerde

sorun çıkabilir. Bir farklılığın ilişkiyi iyi ya da kötü etkilemesi tarafların niyetlerine bağlıdır. Farklı kişilerle

ilişkinin sağlıklı olmasının ilk koşulu hoşgörüdür, anlayıştır. Ön yargısız ilişkiler çok daha sağlıklı olacaktır. Farklılıkları yok saymak, görmezden gelmek yerine onları kabul etmek, anlamak ve saygı duymak ilişkileri geliştirici bir davranış olacaktır.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hoşgörülü olmanın faydaları

B) İlişkileri anlamlı kılmanın yolları

C) İlişki geliştirici tutum ve davranışlar

D) Farklı insanlar arasındaki ilişki

2. Hesap et gideli sen gurbet ile

Otuz ay tutuldu kolay mı dile

Hapisler sürgünler esirler bile

Sılasına döner oldu gel gayrı

Bu dörtlüğün ana duygusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özlem B) Hayvan sevgisi

C) Vatan sevgisi D) Umut

3. Türkiye’de sokak sanatı grafiti ile başladı. Günümüzde sokak sanatının içeriği oldukça geniş. Bu sanatın

içine duvar baskısı yapmaktan ana caddelere heykel

dikmeye kadar birçok iş giriyor. Dünya’da sokak sanatı 60’ların başında, New York’taki gençlerin isimlerini tahta kalemleriyle ve spreylerle duvara yazmalarıyla başladı. Bu yıllarda hippi hareketinin etkisiyle

poster sanatı ortaya çıktı.

Bu metinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?

A) Sokak sanatçıları reklamlara karşıdır.

B) Sokak sanatçılarının pek çok farklı yönü vardır.

C) Sokak sanatı Türkiye’de grafiti ile başladı.

D) İlk grafiti çalışması bir inşaatta başladı.

4. Kaygı duygusu, gelecekle ilgili bir duygu olduğundan

belli düzeydeki kaygı, insanı olması muhtemel durumlara hazırlar. Örneğin ertesi gün sınava girilecekse sınavla ilgili hissedilen kaygı; insanı zamanı verimli kullanma, gelebilecek sorulara hazırlıklı olma konusunda geliştirir.

Bu paragrafta,

I. Başlık

II. Giriş

III. Gelişme

IV. Sonuç

numaralanmış bölümlerden hangileri yoktur?

A) Yalnız I B) Yalnız II

C) I ve IV D) II ve III

AP8JPSB21-061

P:260

/avantajyayinlari 260

Paragraf DENEME - 2

5. Cildin en üst tabakası olan epidermisin yapısında keratin miktarı yüksektir. Keratin cilde mekanik direnç kazandıran

bileşendir. Epidermisin altındaki dermis tabakası ise daha kalındır ve yapısında sinirler, kan damarları, cildin sıkı ve

gergin olmasını sağlayan kolajen ve cilde esneklik kazandıran elastin proteinleri bulunur. Bu proteinlerin üretimi yaşlandıkça azalır. Örneğin yirmi yaşından sonra dermis tabakasındaki kolajen üretimi her yıl yaklaşık %1 oranında düşer. Bunun yanı sıra yaşlandıkça ipliksi yapıdaki bu proteinler kalınlaşmaya ve yumak şeklinde bir yapı oluşturmaya başlar. Elastin ve kolajen proteinlerinin kimyasal yapısındaki bu değişimler cildin esnekliğini kaybetmesine ve kolayca deforme olmasına, dolayısıyla kırışıklıkların ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca yaşlandıkça ciltteki ölü hücrelerin dökülerek ciltten uzaklaşma süreci yavaşlar. Ölü hücrelerin ciltte birikmesi ve zamanla kalınlaşması kırışıklığa neden olan etkenlerdendir. Cildin gerginliğini kaybetmesine neden olan süreçlerden biri de ciltteki yağ hücrelerinin zamanla küçülmesi ve cilt altındaki yağ tabakasının incelmesidir.

Aşağıdaki görsellerin hangisinde kolajen ve elastin proteinlerinin daha az olduğu söylenebilir?

A) B)

C) D)

P:261

261

Paragraf DENEME - 2

6. Çok akşamlar, koltuğunun altında getirdiği ekmeği

ortaya koyarak ayran boşaltmak için bir toprak çanak getirmek üzere ocağın yanındaki köşeye gider,

sofra başına döndüğü zaman o balçık gibi ekmekten

ortada bir şey kalmadığını dehşetle görürdü. O zaman kendisi bir çanak ayran içer, açlığa alışmış olan

midesinin hafif ezilmelerine kulak asmadan eski bir

keçi postu üzerinde yatan kardeşlerinin yanına, delik deşik ve yağlı bir yorganın altına sokulurdu.

Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?

A) Açıklama

B) Tartışma

C) Sayısal verilerden yararlanma

D) Öyküleme

8. Yokuşbaşı evi!.. O ne sevimli, ne cana yakın bir evdi. Yokuşbaşı’nın en yüksek bir noktasında, Ermeni

mahallesine bakan dik bir yokuşun köşesinde idi. Asıl

binadan ayrı ve o dik yokuşa nazır dört odalı bir daire vardı ki buradan uzun bir taş merdivenle ayrı bir

kapıya inilirdi. Bu dairenin en büyük odası benim oturma, çalışma ve misafir kabul etme yerimdi; şimdi orada bir dolabım, büyükçe bir yazı masam, bir iki koltukla birkaç sandalyem vardı, serbest kaldığım gecelerde misafirlerim de olurdu.

Bu metnin anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tartışma B) Betimleme

C) Açıklama D) Öyküleme

9. Empati kurmak, karşımızdaki kişi veya grubu daha

iyi anlayabilmemizi sağlar. Karşımızdaki kişi veya grubu daha iyi anlamamız da sosyal problemleri daha

kolay çözebilmemize yardımcı olacaktır. Bunun yanı

sıra empati kurduğunuz bireyler ve gruplarla daha iyi

sosyal ilişkiler geliştirebiliriz. Empati, tüm bu nedenlerle aile bireylerimiz, arkadaşlarımız ve diğer insanlarla sağlıklı ve sorunsuz ilişkiler kurmamız için gereklidir.

Bu metnin yazılış amacını karşılayan soru hangi

seçenekte verilmiştir?

A) Karşımızdaki kişiyi tanımanın yolu nedir?

B) Sosyal problemleri çözmenin yolları nelerdir?

C) Sosyal ilişkilerimizi nasıl geliştirebiliriz?

D) Empati kurmak neden önemlidir?

7. Eski çağlarda insanlar ateşi keşfetmişlerdir. İnsanlar

ateşle, yıldırım düşmesi gibi doğa olayları sonucunda zaten karşılaşmışlardır. Ateşi gözlemleyen insanlar akıl yürüterek deneyerek zamanla ateşi yakmayı

ve kontrol altında tutmayı öğrenmişlerdir. Ateşi yakmayı başardıktan sonra ateşi ısınma başta olmak üzere, geceleri düşmanlardan korunma ve besin maddelerini pişirmede kullanmışlardır.

Bu metin aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş

bir cevaptır?

A) İnsanlar ateşi yakmayı ne zaman başarmıştır?

B) Eski çağlarda insanların yaşam tarzı nasıldı?

C) Ateşi gözlemleyen insanlar ne yaptı?

D) Doğa olaylarının ortaya çıkardığı sonuçlar nelerdir?

P:262

/avantajyayinlari 262

Paragraf DENEME - 2

10. Saça, deriye ve göze rengini veren melanin pigmentinin iris tabakasındaki yoğunluğu ve dağılımı göz rengini belirliyor. Kahverengi göz melanin miktarının fazla olması, renkli göz ise melanin miktarının az olması anlamına geliyor.

Her iki gözün iris tabakasında melanin yoğunluğu ya da miktarı farklı ise gözler de farklı renklerde oluyor, yani heterokromi durumu ortaya çıkıyor. Göz renginin belirlenmesinden sorumlu genlerin anlatımında (DNA üzerindeki genetik bilgi kullanılarak işlevsel proteinler üretilmesi) meydana gelen değişiklikler, Waardenburg sendromu gibi hastalıklar ve doğum anında ya da yaşamın ileriki dönemlerinde gerçekleşen bir travma sonucunda kişilerde heterokromi görülebiliyor.

Buna göre aşağıdaki görsellerden hangisinde iris tabakasındaki melanin miktarı birbirinden farklıdır?

A) B)

C) D)

11. Anneler günü Sümerlerden beri kutlanır. Çünkü anaerkil yani anne egemen bir toplum düzeni hâkimmiş.

Kadınların yaşamı devam ettirebilme güçleri olduğuna inanılır ve kadınlar daha bilge kabul edilirlermiş.

Bahar da doğanın canlandığı dönem olduğu için doğurganlıkla, dolayısı ile annelikle bağdaştırılmış. Zamanla ataerkil yani erkek egemen bir düzene geçilse de gelenek bozulmamış ve anneler için yapılan

kutlamalar devam etmiş. Anneler Günü 1908’de resmî

olarak kutlanmaya başlamıştır. Amerikalı Jarvis, annesinin ölüm yıl dönümünü Anneler Günü olarak kutlama kampanyası başlatmış ve bunda da başarılı olmuştur. Zamanla dünyanın birçok ülkesinde aynı gün

kutlanmaya başlanmıştır.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Annelerimizin kıymetini bilmememiz

B) Sümerlerin anneler gününü nasıl kutladığı

C) Anneler gününün nasıl ortaya çıktığı

D) Ataerkil toplumlarda anneler günü

12. Tat algılayıcılar ağız içinde dilde, damakta ve yanaklarda bulunabilir. Ancak yaşlandıkça sayıları azalmaya başlar. Sağlıklı bir yetişkinin ağzında yaklaşık 9 bin

tat algılayıcı vardır. Ayrıca yetişkinlerde tat algılayıcılar genellikle dilin üzerindedir. Bu etkiler nedeniyle

çocukların tat algılama yeteneği yetişkinlerden daha

gelişmiştir. Tat algısı özellikle 60 yaşından itibaren

azalmaya başlar. İlk olarak tatlı ve tuzlu, daha sonra

ise ekşi ve acı tatlara karşı duyarlılık azalır. Ağızdaki

tat algılayıcıların sayısının fazla olması farklı lezzetlerin daha belirgin şekilde algılanmasını sağlar. Ancak

bir yiyeceğin nasıl algılandığını sadece tadı belirlemez. Kokunun da tat algısının oluşmasında önemli

bir etkisi vardır. Koku algısı da tat algısı gibi anne karnında gelişmeye başlar ve yaşlandıkça hassasiyeti

azalır. Bu nedenle kokusu çok belirgin olan yiyecekler çocuklar için rahatsız edici olabilir.

Aşağıdaki sözcüklerden hangisi bu metne ait

anahtar kelimelerden biri değildir?

A) Tat B) Koku C) Algı D) Burun

P:263

263

Paragraf DENEME - 2

13.

Hane halkı büyüklüğüyle ilgili verilen infografikle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Verilen yıllar içinde en düşük oran 2019 yılındadır.

B) Çanakkale’nin oranı İstanbul’dan küçüktür.

C) Ortalama hane halkı büyüklüğü 3,35 oldu.

D) Doğu illerinde hane halkı büyüklüğü oranı daha yüksektir.

Ortalama hane halkı büyüklüğü 3,35 kişi oldu.

3,8

3,69

3,52

3,41

3,35

Kişi Sayısı

3,7

3,6

3,5

3,4

3,3

3,2

2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 3,1

Yıllara Göre Ortalama Hane Halkı Büyüklüğü, 2012-2019

Ortalama hane halkı büyüklüğünün

en yüksek olduğu iller

Şırnak ________________ 6,11 kişi

Hakkâri _______________ 5,39 kişi

Şanlıurfa ______________ 5,38 kişi

Çanakkale______________ 2,63 kişi

Eskişehir _______________ 2,68 kişi

Balıkesir ________________2,71 kişi

Ortalama hane halkı büyüklüğünün

en düşük olduğu iller

İSTATİSTİKLERLE AİLE 2019

P:264

/avantajyayinlari 264

Paragraf DENEME - 2

14. Isınma hareketleri sırasında kalp atım hızı artar ve dolaşım hızlanır. Böylece kaslara ulaşan oksijen miktarı artar, vücut sıcaklığı yükselir. Bu durum kasların esnekliğinin artmasına ve daha verimli çalışmasına yardımcı olur. Egzersize yoğun bir şekilde başlanması ise kalp atımının aniden hızlanmasına dolayısıyla kalbin zorlanmasına sebep olur.

Tıpkı spor yapmaya başlamadan önce vücudu hazırlamak gerektiği gibi egzersizi de aniden sonlandırmamak gerekir. Çünkü egzersiz yaptıktan hemen sonra kalp hâlâ normalden hızlı atmaya devam eder. Bu nedenle soğuma hareketleri ile kalp atış hızının normale dönmesi sağlanmalıdır.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Egzersize yoğun bir şekilde başlanması kalbin zorlanmasına sebep olur.

B) Soğuma hareketleri ile kalp atış hızının normale dönmesi sağlanmalıdır.

C) Spordan önce ve sonra ısınma hareketleri yapmak gerekir.

D) Isınma hareketleri sırasında kalp atım hızı artar.

15.

Bu görselle ilgili aşağıdaki yargıların hangisine ulaşmak mümkün değildir?

A) Etrafta oturan pek çok insan vardır.

B) Birden fazla cami minaresi ve kubbesi vardır.

C) Fotoğraf sonbahar mevsiminde çekilmiştir.

D) Palmiye dâhil farklı ağaç türleri bulunmaktadır.

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

ABCD ABCD

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

Test No

20858

P:265

265

PARAGRAF TESTİ DENEME - 3

1. Bu testte 15 paragraf sorusu vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Paragraf Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

3. İdeal çözme süreniz 23 dk. Çözdüğünüz süre . . . . . . . dk.

1. Yazar:

— Bir gayya kuyusu gibi yayın dünyamız. (I) Yetiştiğim yıllar ve sonrası için böyle bir gayya kuyusundan

söz edemeyiz. İyi kötü her şey duyulurdu. (II) Basılan

değerli kitaplar, dolayısıyla bu kitapların değerli yazarları bu kuyuda kaybolabiliyor bugün. (III) Kim bilir

kaç gencin emekleri de böyle zayi oluyor. (IV) Beş altı ünlü isim arasında sıkışıp kalmış bir dünyadan bahsediyoruz. Buradan çıkılması gerek ki çıkılacak da.

Böyle gidemeyiz çünkü hiçbir edebiyat bu şekilde yol

alamaz. Peride Celal için de aynı şeyi düşünebiliriz.

Gazeteci:

— Kesinlikle.

Bu diyalogda numaralanmış cümlelerin hangilerinde Peride Celal ile ilgili gönderme yapılan durumdan söz edilmektedir?

A) I ve II B) II ve III

C) II ve IV D) III ve IV

3. Dünyanın bilinen en büyük beyin bankası olan Harvard Beyin Dokusu Kaynağı Merkezinde 2000’den fazla beyin örneği var. Her beyin örneği, kullanılacağı amaca göre bir plastik tüpte ya da çantada ya dondurularak ya da formalin (özel hazırlanmış sulu çözelti) içinde saklanıyor. Örnekler alzheimer, şizofreni ya da travma sonrası stres bozukluğu gibi hastalıkların araştırmalarında kullanılıyor. Massachusetts’deki McLean

Hastanesinin bir parçası olan beyin bankasının, bu

hastalıkların temelinde yatan nedenlerin detaylı olarak

araştırılması için -özellikle aralarındaki farkı anlamak

açısından- hem sağlıklı beyin örneklerine hem de hasar görmüş beyin örneklerine ihtiyacı var.

Bu medya metni,

I. Olay yorumlama

II. İkna etme

III. Bilgi aktarma

amaçlarından hangilerine yönelik yazılmıştır?

A) Yalnız III B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

2. Yıllarca televizyon yazarlığı yaptım. Ama bir kitap yazmak… Her genç kızın rüyasında bir müzikalde oynamak vardır ya benim içimde de o saklıdır. Güzel bir

kitap yazmak her zaman isterim. Öyle bir donanıma

sahip olduğumda herhâlde otururum bilgisayarın başına. Muhtemelen roman olur. Masal da olabilir. Çocuklar için masal kitapları yazmak istiyorum. Daha

gerçek, daha anlamlı masal kitapları…

Bu metinde aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?

A) Çocuklar için ne yapmak isterdiniz?

B) Gerçekleştirdim, dediğiniz bir rüyanız var mı?

C) Ne tür kitaplar yazmak isterdiniz?

D) Televizyon yazarlığını ne kadar sürdürdünüz?

4. Eminim alışacaksınız Montaigne’e. İnsanoğlu ne düşündüyse onda var ve bu kadar güçlü bir üslup zor

bulunur. Bir şey öğretmiyor çünkü hiçbir şeyi kestirip

atmıyor. Katı düşüncenin tam tersi. Mağrur adam

Montaigne ama kim mağrur değil ki? Alçak gönüllü

görünenler büsbütün mağrur değiller mi? Her satırında ‘‘Ben, kendim…’’ diye konuşuyor ama ‘‘Ben, kendim…’’ demeden hangi bilgiye varılabilir? Haydi, bırakın Allah aşkına! Filozofun bundan iyisi görülmemiş.

Bu parçada Montaigne ile ilgili aşağıdakilerden

hangisi çıkarılamaz?

A) Yapıtlarını çok sağlam bir dille yazdığı

B) Kendini beğenmişlik içinde olduğu

C) Düşüncelerini anlatırken ısrarcı davrandığı

D) Kesin yargılara varmaktan kaçındığı

AP8JPSB21-062

P:266

/avantajyayinlari 266

Paragraf DENEME - 3

Ahmet, Mehmet, Salih ve Erdem aşağıdaki rotaları izleyerek bir gezi yapmak istemektedir.

Bu gezi ile ilgili şunlar bilinmektedir:

• Geçtikleri şehirden tekrar geçmemişlerdir.

• Geziye Ahmet İstanbul’dan, Salih Rize’den başlamıştır.

• Herkes Samsun’a mutlaka uğramıştır.

• Mehmet Mardin’de, Erdem Rize’de yolculuğunu tamamlamıştır.

• Ahmet 6, Mehmet ve Erdem 5, Salih 4 şehir gezmiştir.

İstanbul Samsun

İzmir Ankara Malatya

Adana Mardin

Rize

5 ve 6. soruları aşağıdaki verileri göre cevaplayınız.

5. Buna göre, Ahmet ve Salih yolculuğunu nerede

bitirmiş, Mehmet ve Erdem yolculuğuna nereden

başlamış olabilir?

A) Ahmet/Salih - Adana, Mehmet/Erdem - İstanbul

B) Ahmet/Salih - İzmir, Mehmet/Erdem - Mardin

C) Ahmet/Salih - Malatya, Mehmet/Erdem - Mardin

D) Ahmet/Salih - Mardin, Mehmet/Erdem - İstanbul

6. Buna göre, tüm yolcuların uğradığı şehir aşağıdakilerden hangisidir?

A) İstanbul

B) Ankara

C) İzmir

D) Malatya

P:267

267

Paragraf DENEME - 3

7. • Gerekçeye yer verilmiştir.

• Sevgiliye duyulan güvensizliğe işaret edilmiştir.

• Benzetmeye yer verilmiştir.

Aşağıdaki dizelerden hangisi bu özelliklerin tümünü yansıtır?

A)

Büsbütün unuttum seni eminim

Mаziye kаrıştı şimdi yeminim

KаIbimde senin için yok biIe kinim

Bence sen de şimdi herkes gibisin

B) Gelsen

Şu gökyüzünün bütün ışıklarını

Göreceğim yüzünde

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Ama ben yine eskisi gibi

Bakacağım gözlerine

C)

Gözlerinin eğrisi dolanıyor yüreğimi

Bir dans, bir dinginlik çemberi

Ve eğer hiçbir şey kalmadıysa aklımda yaşadığımdan

Gözlerinin her zaman görmediğindendir beni

D) Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız

Adımlarımızın kısalığı bundandı

Bundandı gözlerimin durgunluğu

Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan

Ellerin kadar ıssız

Sen kadar zamansız molalar veriyordum

Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz

Eylüldü

8. Elim cebimde yürürken önünden geçtiğim sahafın vitrinine bakıyorum. - - - - Bugün dükkânın önüne demirden iki

sepet koymuşlar, içlerine de kitaplar yığmışlar. Eski kitaplar ve etikette 3-5 euro yazıyor. - - - - Eski basım, kapak

çok şık. Çizimlerle de desteklenmiş. Sonra Brecht’ın birkaç oyun kitabını da inceliyorum. Kalınca bir kitap dikkatimi çekiyor, minyatür var kapağında. - - - -

Bu metinde boş bırakılan yerlere,

I. İstanbul burası, Sarayburnu.

II. Öyle güzel kitaplar var ki.

III. Ellerimi cebimden çıkarıyorum, Shakespeare’nin bir kitabı var.

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) II - I - III B) II - III - I C) III - I - II D) III - II - I

P:268

/avantajyayinlari 268

Paragraf DENEME - 3

9. I. Şarkılar söyleyecek, şiirler okuyacak bir ruhu vardı ama kalın hukuk kitaplarıyla başa çıkmaya çalışıyordu ve bunu da başarıyordu. Tiyatro sahnesinde harika performanslar sergileyecekken mahkeme salonlarında konuşacaktı.

II. Neşeli bir hâlde yanıma geldi, daha konuşmadan

bir şey unuttuğunu fark etti. Elindeki kitapları ve

klasörü bana emanet edip hızlı adımlarla geri girdi binaya. Onu beklerken en üstteki kâğıda kaydı gözüm. Bir şiir vardı dumanı üstünde.

III. Bir gün Hukuk Fakültesinin önünden geçerken

onun sesini duydum. Bir tiyatrocu gibi zarif bir ses

tonu ve diksiyonu vardı. Nerede duysam tanırım.

Konservatuvar okuması gereken bir insandı bana

kalırsa, ne işi vardı Hukuk Fakültesinde? Hayat

işte.

IV. Üniversite öğrencisiydim. Bizim fakülteden dolmuşların olduğu yere kadar yürürdük hep. Bu arada Hukuk, Fen Edebiyat, Tıp fakültelerinin önünden geçerdik. Arkadaşlarımızla karşılaşmak, o yolu beraber gitmek o yılların en güzel anlarıydı belki de.

Bu metinlerle anlam bütünlüğü olan bir parça oluşturulduğunda sıralama aşağıdakilerin hangisi olur?

A) III - IV - I - II B) IV - II - I - III

C) IV - III - I - II D) I - II - IV - III

10. Bahçeli evlerin bulunduğu bir yola girdi. Bu bahçeli

evlerin arasında tek katlı minik bir ev dikkatini çekti.

Biraz çekinerek de olsa yanaşıp evin camından içeriye baktı. Burası yeni badana edilmiş bir odaydı. Basma örtülü temiz bir yatak ve köşede bir beşik gördü.

Duvarda bir tüfek asılıydı. Beyaz örtüyle süslenmiş

masayı bakır bir lamba aydınlatıyordu. Cam sürahi,

gümüş gibi pırıldıyordu ve vişne suyu doluydu. Masanın ortasında kocaman bir kâseden sıcak çorbanın dumanları tütüyordu. Sofraya neşeli yüzlü, kırk

yaşlarında bir adam oturmuştu; dizlerinde küçük bir

çocuğu hoplatıyordu. Genç bir kadın, beşikte yatan

öbür çocuğunun yanına koştu. Baba gülüyor, çocuk

gülüyordu. Yabancı, bir süre bu tatlı manzara karşısında düşünceli düşünceli bakakaldı.

Bu metnin anlatımı ile ilgili,

I. İzlenime yer verilmiştir.

II. Öznel betimlemelere yer verilmiştir.

III. Varlıklar arasında benzerlik ilişkisi kurulmuştur.

IV. İnsana ait özellik insan dışına bir varlığa aktarılmıştır.

V. Tatma duyusuna ait ayrıntıya yer verilmiştir.

VI. Anlatıcı Tanrısal (hakim) bakış açısından yararlanmıştır.

yargılarının hangileri yanlıştır?

A) I, II ve III B) II, IV ve V

C) III, V ve VI D) IV, V ve VI

P:269

269

Paragraf DENEME - 3

12. Ben böyle bir roman okumadım. Böylesine güzel betimlemeleriyle insanı bu kadar güzel saran cümleleriyle hikâyesini yaşattıran, hissettirebilen bir roman

okumadım. Hele romanı bitirdikten sonra yüzümü yıkadım da öyle kendime geldim. Işık gibi parlıyor kitabın cümleleri, ışıl ışıl parlayarak oluşturuyor kelimeler cümleleri. Seni alıp bir yolculuğa çıkarıyor ama

yolu yarılamadan yolculuğa çıktığını fark edemiyorsun. İyi ki okumuşum.

Bu metinde sözü edilen romanın,

I. Özgünlüğü

II. Etkileyiciliği

III. Evrenselliği

IV. Dilinin akıcılığı

özelliklerinden hangileri vurgulanmıştır?

A) I ve II B) I ve III

C) II ve IV D) III ve IV

13. Heykel sanatçısı Chappell, bir böcek heykeline başlamadan önce yapmayı düşündüğü böcek hakkında

araştırma yapıyor, böceğin fotoğraflarını inceliyor. Yeterli araştırma yaptıktan sonraysa işe koyuluyor. Sanatçı, böcek heykellerini yaparken geleneksel teknikleri modern tekniklerle birlikte kullandığını belirtiyor.

Bu parçaya,

Genellikle kullanılmış asetatlardan yaptığı böcek heykellerinin kanatlarını önce kendisi eliyle boyuyor. Daha sonraysa çeşitli bilgisayar programları kullanarak

bu kanatlara devre kartı şemalarına benzer çizimler

ekliyor.

metni eklendiğinde parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Savunulan düşünce tartışmaya açılmıştır.

B) Düşünce örnekle pekiştirilmiştir.

C) Söz sanatları ile anlatıma akıcılık katılmıştır.

D) Sözü edilen kavram tanımlanmıştır.

11. Çok basmakalıp bir ifade ama gerçek. Her şeyin kıymeti yokluğunda anlaşılıyor. İnsanoğlu, sahip olduğunun değil; sahip olmadığının peşinde koşan bir açgözlü olduğu için elinde olanın ne kadar değerli olduğunun çoğunlukla farkında olamıyor. Sol elinin serçe parmağının hepsine değil, sadece ucundan bir

santimlik kısmına nasıl muhtaç olduğunu anlaması

için elindeki birkaç kırığın geçici bir süre de olsa alçıda kalması gerekiyor. Oysa sağlıklı bir zamanında

bu muhtaç oluşunun farkında olması mümkün değil.

Kafası o kadar çok dertle dolu oluyor ki bırakın serçe parmağının kırık olmadığını umursamayı; elinin,

kolunun hatta bütün bedeninin sağlığı için şükretmek

aklına bile gelmiyor. “Bir ayakkabım olmadığı için

üzülmem, bir ayağım olduğu için seviniyorum.” gibi

Çin atasözlerinin uyarısı da asla işe yaramıyor.

Bu metin aşağıdakilerden hangisine yanıt olarak

söylenmiştir?

A) Sıradan bir hayatın içinde insan ne kadar mutludur?

B) Sahip olduklarımızın kıymetini yeterince biliyor

muyuz?

C) Hayatımızdaki önemli şeyleri kaybetmeyi göze

alabilir miyiz?

D) Sadece beden sağlığı mutluluk getirir mi?

P:270

/avantajyayinlari 270

Paragraf DENEME - 3

15. Aragon, “Mutlu aşk yoktur.” der. Mutlu ya da mutsuz, iki insan birbirlerine bir süre için de olsa görünmez bir bağla

yakınlaşmışsa yeter! Gerisi önemsizdir. Ben, bir öykümde aşksız insanları anlatmaya kalkmıştım. Aşksız insanların

oluşturduğu bir toplumun mutluluğun ne olduğunu bilemeyeceğini, aşkın yalnızca bir kadınla bir erkeğin yaşadığı

bir yüce duygu olamayacağını… Bir toplumun bireylerinin birbirlerini sevmeleridir aşk. Sait Faik’in “Bir insanı sevmekle başlar her şey.” dediği gibi… Aşklar yalnız sevinçlerle değil, acılarla da yüceleşir. Aragon’un yazdığı doğrudur. Acılar, özlemler aşkın tadı tuzudur. Belki de böyle olduğu için eşsizdir, ölümsüzdür aşk.

Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Tanımlama yapılmıştır.

B) Tahminde bulunulmuştur.

C) Öyküleyici bir anlatıma yer verilmiştir.

D) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.

14. 8/A sınıfının girdiği bir sınavda öğrencilerin aldığı puanlar aşağıdaki grafikte verilmiştir.

Buna göre,

I. Geçme notu 50 ise 22 öğrenci başarılı olur.

II. Sınavda alınan en düşük not 30’dur.

III. 8/A sınıfında 40 öğrenci vardır.

IV. Sınavda öğrenciler tarafından en çok alınan not 70’tir.

yargılarından hangileri doğrudur?

A) I ve III B) II ve III C) I, II ve III D) II, III ve IV

ALINAN PUANLAR

SINAVDA ALINAN NOTLAR

0 10

13

9

6

7

4

1

20 30 40

ÖĞRENCİ SAYISI

50 60 70 80

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

ABCD ABCD

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

Test No

20859

P:271

271

PARAGRAF TESTİ DENEME - 4

1. Bu testte 15 paragraf sorusu vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Paragraf Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

3. İdeal çözme süreniz 23 dk. Çözdüğünüz süre . . . . . . . dk.

1. Okulun rehber öğretmeni Cansu Hanım, öğrencileriyle görüşmek amacıyla bir randevu sistemi geliştirmiştir ve haftada bir gün dört kız, dört erkek öğrenci ile görüşmeler yapmaktadır.

Görüşmeler, saat 09.00’da başlamış; saat 13.00 ile 13.30 arasında öğle arası verilmiş ve saat 17.30’da bitmiştir.

Cansu Hanım, görüşmenin ilk yarım saatinde öğrencisini dinlemekte ve öğrencisini odadan çıkararak daha sonraki

yarım saatte görüşme notlarını düzenlemektedir. O hafta randevusu olan Ali, Burak, Cenk, Davut, Elif, Fadime, Gülşen ve Halime adlı öğrencilerle görüşme saatleri hakkında elimizde şu bilgiler vardır:

• Görüşmeye ilk giren bir erkek öğrencidir.

• Burak ikinci sıradadır.

• Davut saat 11.00’de görüşmüştür.

• Ali ile Gülşen öğleden sonra görüşmüştür.

• Ali Gülşen’den sonra görüşmüştür.

• Elif öğleden sonra, Halime’den önce görüşmüştür.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır?

A) Fadime dördüncü sırada görüşmüştür. B) Halime en son görüşmüştür.

C) Ali, Elif’ten önce görüşmüştür. D) Elif görüşmeye altıncı sırada girmiştir.

2. Sanatsal betimlemede varlıkların görünüşleri olduğu gibi aktarılmaz. Varlıkların yazarda bıraktığı izlenimler ön planda tutulur. Yazar görüntülerin betimlemesini yaparken kendi duygu ve düşüncelerini de aktarır.

Bu açıklamaya göre,

I. Terleyen bir çift el, serin bir dizin üstünde kararsızca birbirini ovdu bir süre. Bu sessiz hareketleriyle bir şeyin vaktini olgunlaştırıyorlardı sanki ve karanlıkta kanatlarını titreten iki kör serçeye benziyorlardı.

II. Mart rüzgârının çırılçıplak kırlarda önüne katıp sürüklediği şey, bir açlık çığlığı değil miydi? Kasırga gemi azıya almıştı; pek çok insanı kırıp geçirecek bir işsizliği, bir kıtlığı beraberinde getiriyordu âdeta.

III. Yaşlı adam, gözlerini çevresinde gezdirerek karanlıkları delmeye çalışıyor ama görme isteği ve korkusu arasında

bocalayıp duruyordu. Her şey gece karanlığının bilinemezliğinde silinip giderken o, ta uzakta yalnızca yüksek fırınları ve kok fırınlarını seçebiliyordu.

IV. Fırınların eğik duran yüzlerce bacasından sıra sıra kızıl alevler yükseliyor, daha soldaki iki kuleden ise masmavi

alevler uzanıyordu gökyüzüne. Daha önce rastlamadığı bir yangın görüntüsüydü bu. Ufukta bu taş kömürü ve

demir ocaklarının alevleri dışında parlayan tek bir yıldız bile yoktu.

metinlerinin hangilerinde sanatsal betimleme yapılmıştır?

A) I ve II B) II ve IV C) I, II ve III D) II, III ve IV

AP8JPSB21-063

P:272

/avantajyayinlari 272

Paragraf DENEME - 4

3. Gamsız dergisini hayata geçirmeye niyetlendiğimizde yurt dışında yaşayan arkadaşım Bera da işin içinde olmak istedi. En azından misafir kalem olarak dergide zaman zaman yazdıklarını okuma imkânı bulacağız. Editörümüz Gülistan Hanım, Bera Tarık’la derginin ilk sayısında röportaj yapılmasını istiyordu. Bera ile yakın dostluğum olduğu için bu ulvi görevi bana verdi. Ben de “seve seve yaparım.” dedim. “Amerika’ya biletimi alırsınız, röportajı yapar, gelirim.” dedim. Hiçbir masraftan çekinmeyen editörümüz, “Bilet değil de kontör alalım abi sana, telefonda görüşerek yap ropörtajı, sonra da deşifre edersin.” dedi.

Modern çağın iletişim aygıtlarını kullanmayı ve kullandırtmayı çok iyi biliyordu Gülistan Hanım.

Bu metnin anlatımı ile ilgili,

I. Alaycı bir anlatıma yer verilmiştir.

II. Diyaloğa yer verilmiştir.

III. Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.

yargılarının hangileri söylenebilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III

4. Bazen grip, bazen bahar alerjisi, bazen nemsizlik, bazen hava kirliliği... Şehir hayatında burun tıkanıklığına sebep olan birçok faktör var. Peki, hayat kalitesini düşüren burun tıkanıklığından kurtulmanın doğal

yolları neler? - - - -

Bu parça mantık akışına göre aşağıdakilerden

hangisi ile tamamlanamaz?

A) Tuzlu su, burun tıkanıklığında en çok tercih edilen

ve işe yarayan doğal yöntemdir.

B) 10 dakika demlenerek ve süzülerek elde edilen

lavantalı suyu tıkanıklık geçene kadar her gün saat başı tıkalı buruna çekin.

C) Mısır kökü kaynatılıp süzüldükten sonra elde edilen su, zeytinyağı ve nane suyu ile iyice karıştırılarak harmanlanır ve günde 3-4 defa burna çekilir.

D) Doktor tavsiyesi ile hemen her eczanede bulabileceğiniz bir burun damlasını yine tavsiye edilen

miktarda ve süreyle düzenli kullanın.

5. (I) Lise yıllarında ilk profesyonel makinemi aldım.

(II) Doğa, insan ve mekân fotoğraflarına ağırlık verdim. (III) Fotoğraf, çevreme farklı bir gözle bakmayı

öğretti, diyebilirim. (IV) Bu nedenle çevremdeki her

olay, mekân ve insan benim için önemli ve fotoğrafımın konusudur. (V) Çünkü fotoğrafı bir belge olarak

görüyor ve hissettirmeye çalışıyorum. (VI) Benim tarzım şudur, diye keskin çizgilerim yok. (VII) Ancak siyah beyaz dönemi de maalesef teknolojiye yenildi.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Zamanla ileri teknik isteyen gece fotoğraflarına ve uzun pozlamalara da yer vermeye başladım.” ve “Tek vazgeçemediğim siyah beyaz fotoğraflar.” cümleleri sırasıyla getirilirse metindeki düşünce akışı bozulmaz?

A) I ve IV B) II ve VI C) II ve VII D) III ve VI

6. Saksısını değiştirdim senin sevdiğin, evin güneş gören tek köşesine aldım. Evine tekrar hoş geldin menekşem. Hadi yeniden başlayalım. Suyunu verdim.

Konuştum biraz. İstemeye istemeye yalnız bıraktım

bazen. Yeniden başlayalım, diye söz verdim ya eskisi gibi çok sevmek yok. Doğruymuş, çok sevince gidermiş. Artık böyle. Böyle de dayanamadım yine. Duramam ki ben seni sevmeden. Güneşe yüzünü dönerken ben odamın kapısından izledim her sabah.

Suyunu verirken şarkılar söyledim içimden, eğilip kokusunu içime çekmek istedim bir parça senle dolsun

ciğerlerim diye.

Aşağıdakilerin hangisi bu metinde anlatılanları

desteklemez?

A) İletişim dediğin yalnızca insanlar arasında kurulmaz.

B) Doğa sevgisi, insanın kalbini yumuşatan bir özü

barındırır.

C) İnsan, sevgi bağıyla her türlü canlı ile dostluk kurabilir.

D) İnsanı sevemeyenler, bu açıklarını hayvanları severek kapamaya çalışır.

P:273

273

Paragraf DENEME - 4

7. Şair, hayalindeki bir yerin zihnini sürekli meşgul ettiğini hissettiriyor. Bunu yaparken sözcükleri ressamın fırçası gibi

kullanıp gözümüzün önüne bir tablo seriyor.

Bu cümlede anlatılan dizeler aşağıdakilerin hangisidir?

A)

Ah, bütün bir ömür bırakmayacağım el

Okşayacağım saç, dinleyeceğim ses

Bakmakla doymayacağım yüz

Açık panjurlardan o gün dolacak gündüz

Gözlerimin önünde hep aynı beyaz ev

Her dağ yamacına kurduğum

Beliren her su kenarında

Pembe damlı, yeşil panjurlu, balkonlu

Balkonuna tırmanan sarmaşık

Gece, pencerelerinden sızacak ışık

Kışın tütecek bacası

Kâh esecek rüzgâr kâh dinleyeceğiz yağmuru

Kâh karlarla bembeyaz kesilecek çimenler

Hep geçireceğiz içimizden

Hayat beraber, ölüm beraber

Şu göklerin altında

Olacağız o kadar bahtiyar

Kapıyı ittiğinde çalacak bir çıngırak

Duyuyorum o sesi şimdiden, berrak

Geçeceğim yol, çıkacağım üç basamak

Ellerinden sıyırıp atacağım eldiven

Her hâlin, gülüşün, kokun, bütün ruhunla sen

B)

Ah, bütün bir ömür bırakmayacağım el

Okşayacağım saç, dinleyeceğim ses

Bakmakla doymayacağım yüz

Açık panjurlardan o gün dolacak gündüz

Gözlerimin önünde hep aynı beyaz ev

Her dağ yamacına kurduğum

Beliren her su kenarında

Pembe damlı, yeşil panjurlu, balkonlu

Balkonuna tırmanan sarmaşık

Gece, pencerelerinden sızacak ışık

Kışın tütecek bacası

Kâh esecek rüzgâr kâh dinleyeceğiz yağmuru

Kâh karlarla bembeyaz kesilecek çimenler

Hep geçireceğiz içimizden

Hayat beraber, ölüm beraber

Şu göklerin altında

Olacağız o kadar bahtiyar

Kapıyı ittiğinde çalacak bir çıngırak

Duyuyorum o sesi şimdiden, berrak

Geçeceğim yol, çıkacağım üç basamak

Ellerinden sıyırıp atacağım eldiven

Her hâlin, gülüşün, kokun, bütün ruhunla sen

C)

Ah, bütün bir ömür bırakmayacağım el

Okşayacağım saç, dinleyeceğim ses

Bakmakla doymayacağım yüz

Açık panjurlardan o gün dolacak gündüz

Gözlerimin önünde hep aynı beyaz ev

Her dağ yamacına kurduğum

Beliren her su kenarında

Pembe damlı, yeşil panjurlu, balkonlu

Balkonuna tırmanan sarmaşık

Gece, pencerelerinden sızacak ışık

Kışın tütecek bacası

Kâh esecek rüzgâr kâh dinleyeceğiz yağmuru

Kâh karlarla bembeyaz kesilecek çimenler

Hep geçireceğiz içimizden

Hayat beraber, ölüm beraber

Şu göklerin altında

Olacağız o kadar bahtiyar

Kapıyı ittiğinde çalacak bir çıngırak

Duyuyorum o sesi şimdiden, berrak

Geçeceğim yol, çıkacağım üç basamak

Ellerinden sıyırıp atacağım eldiven

Her hâlin, gülüşün, kokun, bütün ruhunla sen

D)

Ah, bütün bir ömür bırakmayacağım el

Okşayacağım saç, dinleyeceğim ses

Bakmakla doymayacağım yüz

Açık panjurlardan o gün dolacak gündüz

Gözlerimin önünde hep aynı beyaz ev

Her dağ yamacına kurduğum

Beliren her su kenarında

Pembe damlı, yeşil panjurlu, balkonlu

Balkonuna tırmanan sarmaşık

Gece, pencerelerinden sızacak ışık

Kışın tütecek bacası

Kâh esecek rüzgâr kâh dinleyeceğiz yağmuru

Kâh karlarla bembeyaz kesilecek çimenler

Hep geçireceğiz içimizden

Hayat beraber, ölüm beraber

Şu göklerin altında

Olacağız o kadar bahtiyar

Kapıyı ittiğinde çalacak bir çıngırak

Duyuyorum o sesi şimdiden, berrak

Geçeceğim yol, çıkacağım üç basamak

Ellerinden sıyırıp atacağım eldiven

Her hâlin, gülüşün, kokun, bütün ruhunla sen

9. Aşağıdaki tabloda pentatlon parkuru ve burada yarışan Mert, Ender, Salih, Selim ve Ferdi’nin aldıkları dereceler vardır.

Pentatlon Parkuru

Eskrim Yüzme Binicilik Koşu Atıcılık

Mert 3 4 1 4 3

Ender 1 3 2 1 1

Salih 2 5 4 5 2

Selim 4 1 5 3 4

Ferdi 5 2 3 2 5

Puanlama

Derecesi Aldığı Puan

1 5

2 4

3 3

4 2

5 1

Buna göre aynı puanı alan yarışmacılar hangileridir?

A) Mert - Ender B) Salih - Selim C) Selim - Ferdi D) Mert - Ferdi

8. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya uygundur?

A) Anlaşılan o ki oyunların ortaya çıkış nedenleri ne olursa olsun, günümüzde birçoğu özellikle çocuklar ve eğlenmek isteyenler tarafından zevkle oynanıyor.

B) O dönemlerde halat çekme yarışlarında takımlar doğadaki güçleri temsil ederlermiş. Çekişmeyi kazanan tarafın

temsil ettiği gücün o yıl tüm doğayı etkileyeceğine inanılırmış.

C) Amerika’nın yerli halkı da gözlerinin ne kadar keskin olduğunu kanıtlamak için oklarını demir bir halkanın içinden

geçirme yarışı yaparlarmış.

D) Oyun oynamak, genellikle hiçbir çıkar gözetmeksizin yalnızca eğlenmek ve iyi zaman geçirmek için yapılan etkinliktir ve neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir alışkanlıktır.

P:274

/avantajyayinlari 274

Paragraf DENEME - 4

10 ve 11. soruları aşağıdaki verileri göre cevaplayınız.

11. Numaralanmış bu metinlerle anlamlı bir parça

oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

A) II - V - I - IV - III

B) III - V - IV - I - II

C) III - V - I - IV - II

D) II - V - III - IV - II

10. Bu metinde boş bırakılan yerlere,

I. Yuvalarını yapacakları güvenli dallarda huzurla yaşıyorlardı.

II. Sanki bir makinede üretilmiş gibiydi.

III. Rüzgârların sert esince dallarını kırmasını hayra

yoruyorlardı.

cümleleri hangi sırayla getirilmelidir?

A) II - I - III B) II - III - I

C) III - I - II D) III - II - I

Bir gün daha evvel hiç hissetmedikleri bir yel dokundu yapraklarına ağaçların. Bu yel ne denizlerin üstünden geliyordu ne dağların ardından. Çöl sıcağı da yoktu bu yelde kar soğuğu da. - - - - Her ağaca ayrı

esiyordu. Her birinin yanından geçerken diğer ağaçların duymayacağı bir şeyler fısıldıyor, sonra diğerine

uğruyordu. Her fısıltıdan sonra garip bir titremeye tutulan ağaçlar, en taze yapraklarından birkaç tanesini

döküyorlardı.

I

Ağaçların yapraklarında yabancı yelin fısıltıları gezindi birkaç gece boyunca. Gündüzleri yine eskisi gibiydiler, dostça davrandılar birbirlerine ama geceleri kendi kendilerine derin düşüncelere dalıp küçük

hesaplar yapıyorlardı. Zihinlerinde o yabancı yelin fısıltıları yankılanıyordu sürekli.

Ne zaman, hangi yönden, hangi rüzgârın eseceğini biliyorlardı ağaçlar. Olur da bir ağacın dalı kırılırsa

hep beraber sarıp sarmalıyorlar, sırt sırta verip yeni bir filiz çıkana kadar sabırla bekliyorlardı. - - - - Bu

sayede daha gür ve genç dallara sahip oluyorlardı.

Bu gizemli fısıltıların hepsini duyan sadece topraktı ama onun da ağaçlarla konuşacak dili yoktu. Elinden

gelse o yabancı yeli, yakasından tutup bahçenin dışına atardı. Çünkü toprak, bu fısıltıyı çok iyi biliyordu.

Eski zamanlardan beri kaç kez duymuştu o sinsi cümleleri, kaç kez boynu bükük kalmıştı güneşin

altında? Çaresizce bekliyordu artık olacakları.

En çok da kuşlar için bir cennetti bu bahçe. Hangi mevsimde olursa olsun rızıklarını buluyorlar, - - - -

Sadece kuşların cıvıltılarını duymak bile yeterliydi ne kadar güzel bir bahçe olduğunu anlamaya burasının.

II

III

IV

V

P:275

275

Paragraf DENEME - 4

12. Bilinç akışı tekniği, roman ve hikâye yazımında kahramanın zihninden geçenleri aralıksız, kesintiye uğratmadan ya

da belli bir sıraya koymadan olduğu gibi yazıya aktarmaya çalışan bir anlatım tekniğidir.

Buna göre, aşağıdaki metinlerden hangisi bilinç akışı tekniği ile yazılmış bir metindir?

A) Arabanın içindeki adam başını onlara çeviriyor. Önce bir yana, sonra öteki yana bağırarak bir şeyler söylediğini görüyorlar ve ağız hareketlerinden bir sözcüğü durmadan yinelediği anlaşılıyor. Hayır, bir değil, iki sözcüğü… Aslında

kimin neyi bildiğinin ne önemi var? Evet, bunu zaten içlerinden biri kapıyı açmayı başardığında anlayacaklar.

B) Yirmi dakika kadar bedenim yatakta direnip beynim evinin içinde dolaştıktan sonra galip geldi. Kalktım. Evin içinde amaçsızca gezindim. Sonra düşündüm ki madem uykum kaçtı, fırsattan Tanpınar’ın başladığım Yaz Yağmuru öyküsünü bitireyim.

C) Hele bir tanesi vardı bir tanesi. Çocukları bu işe seferber eden de oydu. Ortamı cumartesi gecesinden hazırlayan da... Neden insanları anlamakta güçlük çekiyorum? Osman mıydı bu adamın adı? Çocuklar, çocuklar…

Ah, çocuklar! Galata’da bir yazıhanesi var, gıda tüccarıydı. Kalın, tüylü bilekleri ile çirkin mi çirkin adam...

D) Dostlarıma bile güvenemedim güvenmedim hiçbir zaman. Sanki mutluluklarında ben yoktum. Belki çocukken

böyle değildik. Daha saf bir bağlılık vardı aramızda. Ne güzel günlerdi! Koşar ve mutluluğa kanat çırpardık. Şimdi martıların balık avlaması kadar basitti mutlu olmak.

13.

Eğitimini düzenli bir biçimde tamamlama imkânı bulamayan Yaşar Kemal, hayat okulunda kendi kendini yetiştirmiş

biridir. Daha çok küçük yaşta doğaya, insanlara ve topluma karşı ruhunda uyanan ilgi, eserlerinin temelini oluşturur.

İçinde yetiştiği Çukurova’da saf, el değmemiş doğayı, karıncadan kartala kadar tüm canlıları gözlemlemiş ve incelemiştir. Yazar doğayla, bitkiler ve hayvanlarla iç içe yetişmiştir. Eserlerindeki bitki adlarının tercüme edilen dilde bulunamıyor olması, eserlerini yabancı dillere çevirenlerin en çok yakındıkları konuların başında gelmektedir.

1. Metin

2. Metin

Halk kültürü açısından çok zengin bir bölge olan Çukurova’da büyüyen Yaşar Kemal için folklor vazgeçilmezdir.

Folkloru kendisinin köken kültürü saymaktadır. Sadece Çukurova’yı değil, Anadolu’nun birçok bölgesini de sonradan

değişik vesilelerle dolaşan ve yakından izleyen yazarın en büyük merakı yine buraların folkloru olmuştur.

Bu iki metin ile ilgili,

I. 1. metinde Yaşar Kemal’in gözlem gücünden söz edilmiş, 2. metinde bu gözlemin alanının genişletildiği belirtilmiştir.

II. 1 ve 2. metinde Yaşar Kemal’in doğa sevgisine değinilmiştir.

III. 1 ve 2. metinden hareketle Yaşar Kemal’in meraklı bir yapısı olduğuna ulaşılabilir.

IV. 1 ve 2. metinde anlatılanlar 1. metnin ilk cümlesini desteklemektedir.

yargılarının hangileri doğrudur?

A) I ve II B) I ve III C) I, III ve IV D) II, III ve IV

P:276

/avantajyayinlari 276

Paragraf DENEME - 4

14. Bu metinden hareketle Nene Hatun ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A) Devlet, kendisine “Kırkgöz” soyadını uygun görmüştür.

B) Osmanlı-Rus Savaşı’nda bütün çocuklarını şehit

vermiştir.

C) Aziziye Tabyalarını tek başına kurtarmayı başarmıştır.

D) Kundaktaki çocuğunu bırakacak kadar vatan sevdalısıdır.

15. I. Ya istiklal ya ölüm.

II. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler

her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar.

III. Millettin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

IV. Cesaret bir erdemdir ama karın doyurmaz.

Yukarıdaki numaralanmış özdeyişlerden hangisi

Nene Hatun’un nesilden nesile aktarılan özellikleri ile ilişkilendirilemez?

A) I B) II C) III D) IV

CESARET VE KAHRAMANLIK TİMSALİ: NENE HATUN

Nene Hatun, Erzurum’un Çeperli köyünde

dünyaya geldi.

16 yaşındayken Erzurumlu Mehmed Efendi

ile evlendi.

1877

1878

1952

1955

Osmanlı “93 Harbi”ni kaybetmişti. Rus

ordusunun baskınla aldığı kent merkezi

yakınındaki Aziziye Tabyaları, Erzurum

halkının da yardımıyla yapılan karşı baskınla

Ruslardan geri alındı.

Nene Hatun bu savaşta 22 yaşındayken

bebeğini beşikte bırakarak Erzurum

halkıyla cepheye koştu.

Erzurum ve çevresinde incelemelerde

bulunan NATO Orduları Başkomutanı

Amerikalı General Ridgway, Nene Hatun’u

cesaretinden dolayı ziyaret ederek elini öptü.

Cumhuriyet Devri'nde “Kırkgöz” soyadını alan

Nene Hatun’un 4’ü erkek, 2’si kız 6 çocuğu

dünyaya geldi.

3 oğlu I. Dünya Savaşı’nda şehit oldu.

22 Mayıs’ta tedavi gördüğü Numune

Hastanesinde vefat etti.

1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı'nda

22 yaşında olmasına rağmen “Bu bebeği bana

Allah verdi, ona Allah bakar.” deyip bebeğini

beşikte bırakarak cepheye koşan

Nene Hatun’un bu cesareti ve fedakârlığı

Türk kadının kahramanlığını gözler önüne seriyor.

Nene

Hatun

Osmanlı tarihinin “93 Harbi” olarak adlandırılan en

önemli savaşlarından 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı

sırasında beşikte bebeğini bırakarak cepheye koşan

kahraman Türk kadını Nene Hatun, vefatının 63. yılında

saygı ve minnetle anılıyor.

14 ve 15. soruları metne göre cevaplayınız.

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

ABCD ABCD

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

Test No

20860

P:277

277

PARAGRAF TESTİ DENEME - 5

1. Bu testte 15 paragraf sorusu vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Paragraf Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

3. İdeal çözme süreniz 23 dk. Çözdüğünüz süre . . . . . . . dk.

1. Mesai bitiminde eve dönerken merakını yenemedi,

sabah asansöre atlayıp gölgeden kaçtığı yere gitti,

duvara baktı. Gölgesi oradaydı, origami ustalarının

kâğıttan, dans eden turna kuşu ya da hecin devesi

gibi karmaşık bir nesne oluşturmaya çalışırlarken ilk

katlamalarda takılıp bırakmış oldukları acayip şekilleri anımsatıyordu. Bu tuhaflık onu görünce kıpırdadı ve geldi, geldi –Nazım bu olayı hayretler içinde izledi– ona eklendi. Şimdi önünden geçtiği her duvarda, indiği her merdivende, bitirilememiş bir origami

taslağı görüyordu. Bu ara Nazım’ın karnı ve boynu,

yol yol çizilmiş gibi sızlıyordu.

Bu metnin dil ve anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Hikâye edici bir metinden alınmıştır.

B) Benzetme sanatına başvurulmuştur.

C) İkilemeye yer verilmiştir.

D) Karşılaştırma yapılmıştır.

2. Katarakt cerrahisi gelişen teknoloji ile birlikte kolaylıkla ve hızlı bir şekilde yapılmaktadır. Göz çevresi,

çoğunlukla lokal anestezi ile uyuşturulur. 2 ile 3 mm.

gibi küçük bir tünel kesi oluşturulur ve fakoemülsifikasyon tekniği ile bulanıklaşan mercek, ultrasonik titreşimler ile parçalanarak çıkartılır. Ardından göz içine yüksek kalitede yapay monofokal ya da multifokal lens yerleştirilerek görme duyusu iyileştirilir. Katarakt operasyonunda takılan lens diğer görme kusurlarını da giderdiğinden hastalar gözlüksüz olarak

uzağı ve yakını görebilir. Operasyon yaklaşık yarım

saat kadar sürer ve sonrasında 3 ile 4 hafta kadar

göz damlası kullanımı önerilir.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kataraktın tedavisi B) Kataraktın sebebi

C) Katarakt ameliyatı D) Kataraktın belirtileri

4. (I) Ayşe Hanım’ın en küçük oğlu beni görünce yanıma geldi. (II) Yeşil gözleri ve gamzeleri ile bana gülümsedi ve nasıl olduğumu sordu. (III) Yüzündeki sivilceler onu rahatsız ediyormuş ama sapsarı saçları

olduğu için çok mutluymuş. (IV) Boyu yaşıtlarına göre uzun olan Can, el sallayarak odasına geçti.

Bu metinde numaralanmış cümlelerden hangisinde betimleme yapılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV

3. Kükürt, “S” simgesi ile gösterilen, limon sarısında

ametal olarak bulunan, yarı katı cisim formunda, kimyasal bir elementtir. S harfi Latince adı olan sülfürden gelmektedir. Doğada yaygın olarak bulunan elementlerden bir tanesidir. Yer kürenin %0,06’sını tamamlar. Kükürt, sıklıkla metallerle birleşmiş biçimde

görülmektedir. Kurşun, çinko ve bakır sülfürler, bu

metal maddelerin en önemli cevherlerindendir. Ayrıca kalsiyum sülfatı yani alçı taşını da bunların içinde

belirtmek gerekir.

Bu metinde aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisi yoktur?

A) Sayısal verilerden yararlanma

B) Tanık gösterme

C) Karşılaştırma

D) Tanımlama

AP8JPSB21-064

P:278

/avantajyayinlari 278

Paragraf DENEME - 5

5. Gazeteci:

(I) - - - -

Betül ÖZER:

— İlk olarak Willows Foundation (üreme sağlığı konusunda çalışan bir kuruluş) ile kesişti. Oraya girdiğim andan beri bambaşka bir dünyayla karşılaştım, sahada çok aktif bir şekilde çalıştım 7 yıl boyunca. Artık 19 yıl oldu. Bundan

yaklaşık 5 yıl önce de okula davet edildim. Bugüne kadar kadınlarla hep üreme sağlığı üzerine çalıştım ama ben hep

çocuklarla çalışmak istiyordum. Okulun içine girdiğim an dedim ki “Ben hep burada olmalıyım.” Çok etkilendim, çok

heyecan vericiydi. Yaklaşık 5 yıldır da Tohum Otizm Vakfının genel müdürlüğünü yapıyorum.

Gazeteci:

(II) - - - -

Betül ÖZER:

— Otizmde erken tanı çok önemli. Çünkü otizmde ne kadar erken tanı konulursa ve arkasından yoğun eğitime başlarsa bizim şansımız aslında o kadar artıyor. Belirtiler 6 aydan itibaren ortaya çıkıyor, anne karnında anlaşılmıyor. Çocuğun doğması ve sosyalleşmenin başladığı o 6 aya kadar biraz gelişmesi gerekiyor. Mesela 6 ayda bebekler “cee”

yapıldığında güler, reaksiyon verir, takip etmeye başlar. Artık sosyalleşmeye başladığı dönemdir. Tabii 6 ay çok az

bir dönem ama 18 ayda 8 tane belirti var hepimizin bilmesi gereken.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?

A) (I) Tohum Otizm Vakfından önce nerelerde çalıştınız?

(II) Otizmin belirtileri nelerdir ve nasıl anlaşılabilir?

B) (I) Çocuklarla çalışmak neden en büyük arzunuz oldu?

(II) Çocuklardaki hangi davranışlar otizm şüphesi uyandırır?

C) (I) Tohum Otizm Vakfı ile yollarınız nasıl kesişti?

(II) Otizmde erken tanı nasıl konulur?

D) (I) Tohum Otizm Vakfı ile nasıl karşılaştınız?

(II) Ne tür durum ve davranışlar otizm şüphesi uyandırır?

6. Kaliforniya Üniversitesi Davis’te çalışan Prof. Dr. Houlton ve arkadaşları 2011 yılında Nature’da yayımladıkları bir çalışmada Kaliforniya bölgesindeki topraklardaki azot miktarını incelemiş. Tortul kayaların üzerindeki orman topraklarının volkanik kayaların üzerindekilerden %50 daha fazla azot içerdiği, ayrıca tortul kayaların üzerindeki topraklarda

büyüyen bitkilerdeki azot miktarının da %42 daha fazla olduğu bulunmuş. Her ne kadar bu sonuçlar tortul kayaların aşınmasıyla toprağa azot karıştığını gösterse de dünya genelindeki azot döngüsünde tortul kayaların önemli bir

yere sahip olduğunu iddia etmek için yeterli değildi. Araştırmacılar yakın zamanlarda yayımladıkları son çalışmalarında ise sadece Kaliforniya bölgesinden değil, dünya genelindeki yaklaşık 1.000 bölgeden topladıkları örneklerdeki azot miktarını ölçmüşler. Daha sonra kendi geliştirdikleri bir bilgisayar modelini kullanarak kayalardaki azotun hangi hızla toprağa karıştığıyla ilgili tahminler yapmışlar. Sonuçlar, topraklardaki azotun yaklaşık dörtte birinin kaynağının kayalar olabileceğini gösteriyor.

Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Sayısal veri B) Tanımlama C) Açıklama D) Karşılaştırma

P:279

279

Paragraf DENEME - 5

7. Aşağıdaki tabloda bir metnin giriş cümlesi olan cümlelerin karşısına “✔”, olmayanların karşısına ise “✘” işareti konulmuştur.

Buna göre tablodaki numaralanmış cümlelerden hangileri için yanlış işaretleme yapılmıştır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV

I Dilde meydana gelen bu tümörün erken dönemde fark edilmeyip tedavisine başlanılmaması durumunda boyundaki lenf bezlerine veya vücuttaki farklı organlara sıçrama (metastaz) riski vardır.

II Bu nedenle ağız ve dil kanserleri tehlikeli kanser türleri arasında yer alır ve en çok rastlanan kanser

türleri arasında 8. sıradadır.

III Dil ağız içinde konumlanan ve kaslardan meydana gelen; çiğneme, yutma, sindirimin başlatılması,

konuşma ve tat alma gibi işlevleri bulunan bir organdır.

IV Dil kanseri tedavi edilebilen bir kanser türüdür ancak erken teşhis tüm kanser tiplerinde olduğu gibi bu kanser tipinde de hayati önem taşır.

8. I. Hepatitin A, B ve C olarak adlandırılan üç türü vardır.

II. Hepatit B ise kanla bulaşır ve çok daha ciddi bir

sağlık sorunudur.

III. “Hepatit” kelimesi Latincede “ciğer” ve “yangı”

anlamlarına gelen iki kelime bir araya getirilerek

türetilmiştir.

IV. Üstelik hastalık vücutta sinsice ilerler, bulaşmasından ilk semptomların ortaya çıkmasına kadar

bazen yıllar geçer.

V. Her ne kadar alkol, çevresel zehirler ve bağışıklık

sistemi hastalıkları da hepatitin ortaya çıkmasına

neden olsa da hastalığın ana sebebi virüslerdir.

VI. Kirli sulardan ve gıdalardan bulaşan hepatit A,

uzun vadeli sağlık sorunlarına sebep olmaz.

VII. Siroza ve kansere de yol açabilen hepatit B ölümcül olabilir.

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda doğru sıralama aşağıdakilerden

hangisi olur?

A) III - V - II - I - VI - VII - IV

B) I - III - VI - II - V - IV - VII

C) III - V - I - VI - II - VII - IV

D) I - III - II - VI - IV - V - VII

9. Eski dönemlerde insanlar baş ve eklem ağrılarını azaltmanın yanı sıra ateşi düşürmek için söğüt ağacının kabuklarını ezer, kaynatır ve suyunu içerdi. (I) Salix alba

olarak adlandırılan akça söğüt MÖ 1500’lü yıllarda Eski Mısır tabletlerinde “ağrıyı öldüren bitki” olarak geçer.

(II) MÖ 3. yüzyılda yaşayan ve modern tıbbın kurucusu

sayılan Hipokrat da söğüdün kabuklarını ağrı tedavisinde kullanırdı. (III) MS 40-90 yıllarında yaşayan Romalı

hekim Dioscorides ise söğüt kabuğunun gutun ve bazı romatizma hastalıklarının tedavisinde kullanılıp kullanılamayacağını anlamaya çalıştı. (IV) Söğüt kabuğunda

bulunan ve ağrıyı dindirmeyi sağlayan madde salisilik

asit olarak adlandırılır. Bu madde ilk kez 1839 yılında

tıbbi bir ilaç olarak kullanılmaya başlandı. Fakat salisilik asidin tadı çok kötüydü. Üstelik mide kanamasına

neden olabiliyor hatta ölüme bile yol açabiliyordu. Bu

nedenle çok sayıda kimyacı bu maddenin yan etkilerini ortadan kaldırmak için uzun süren çalışmalar yaptı.

Bu metin iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci

paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) I B) II C) III D) IV

P:280

/avantajyayinlari 280

Paragraf DENEME - 5

10.

Aşağıdaki metinlerin hangisinde yer ve zaman unsuru belirgin değildir?

A) Müthiş bir kâbus gördüm önceki gece. Kâbus ile

rüya arasındaki farkı bilirim. Rüyada insan serbesttir. İstediği gibi hareket edebilir. Bir dereceye

kadar iradesine sahiptir. Fakat kâbus! İnsan kımıldayamaz. Ağzını açamaz. Sesini çıkaramaz. Benim geçirdiğim kâbus, rüyayla karışıktı. Horozu

karyolamın ayak ucuna konmuş gördüm. Ağzında peynir topacı gibi bir şey tutuyordu.

B) Kasabada herkes uykuda. Yalnız kasaba eczanesinin sahibi Çernomordik’in genç karısı uyumamış.

Üç kere uyumak için yatağa girmiş, üçünde de uyku tutmamış gözünü. Pencereyi açmış, sırtında yalnız gömlek, dışarıyı seyrediyor. Nedense canı sıkkın, sıcaktan bunalıyor, içinde bir hüzün var. İnsana

ağlamak arzusu veren, nedeni belirsiz bir hüzün bu.

Kadın gerçekten ağlamak istiyor ama bir yumru gelip gelip boğazına düğümleniyor.

C) Durmadan yürüyordu. Önüne çıkan her insana

kaybolan köpeğini soruyordu Hakan. Vefa, diyordu o sadık dostuna. Ondan başka da dostu yoktu ki. Bir an önce bulmalı ve dostuna kavuşmalıydı. İşe bile gitmez olmuştu. Ama Vefa için değerdi. Her yere haber salmıştı. Bir umut baktığı yerlere bile tekrar tekrar bakıyordu.

D) Herkesin meşgul olduğu bu saatte Cennet Kız sıvalı alçı duvardan açılan kapısından fırlıyor, sağa sola

korkan gözlerle bakıyor, duvarların gölgesinde saklanarak, arkası iki büklüm, ürkek ve sinik köyün önünden geçen Sakarya’nın gür çağıltılı kıyısına gidiyor,

suların beyaz köpüklü bir girdap yaptıkları noktaya

eğilmiş salkım söğütlerin altına sığınıyor, dizlerini dikiyor, ellerini yanaklarına dayıyor, ağlar gibi, ulur gibi garip garip sesler çıkarıyordu.

11. Sanatçı ruhu ve çok yönlü kişiliğiyle zamanı, doğayı,

dünyayı ve insanları içinde büyüten Zülfü Livaneli;

müzik, edebiyat, sinema gibi farklı alanlarda çok büyük işlere imza atmıştır. Kültür, sanat ve politikayı aynı anda yürütebilmiş nadir isimlerdendir. Yayımlanan

çok sayıda kitabı, 30 civarında albümü, 300 bestesi

ve uzun metraj çektiği filmleri bulunan Livaneli; âdeta

yaşayan bir efsanedir. Şarkıları daima edebiyat ve şiirle iç içe olmuştur. Film ve kitaplarında çok konuşulan siyasi kimliğine de yer vermiştir. Müzisyenliğinin

yanında edebî yönüyle de takdir edilen ünlü isim, birçok eseri edebiyatımıza kazandırmıştır. Onun her alandaki çalışmaları tabi ki karşılıksız kalmamış, çok sayıda ödüle layık görülmüştür.

Bu parçada Zülfü Livaneli ile ilgili,

I. Farklı alanlarla eş zamanlı olarak ilgilendiğine

II. Ulusal ve uluslararası ödüllere layık görüldüğüne

III. Sürekli ülke gündeminde kalmayı başardığına

IV. Fikirlerini eserlerine yansıttığına

yargılarından hangilerine değinilmemiştir?

A) I ve II B) I ve IV

C) II ve III D) III ve IV

Olay Yer Zaman Kişi ve varlık

kadrosu

Bir

hikâyede

konuyu geliştiren olgulardır.

Olayın

yaşandığı

çevredir.

Olayın

yaşandığı

an ya da

zaman

dilimidir.

Hikâyede

geçen olayı

yaşayan insan veya insan dışı varlıklardır.

P:281

281

Paragraf DENEME - 5

12. Aşağıdaki metinlerden hangisinin konusu “Kas ağrılarının nedenleri” olabilir?

A) Kas ağrısı sıklıkla yeri tam olarak tespit edilemeyen şiddeti az ve yüzeysel bir ağrıdır. Tek bir alanda görülen kas

ağrılarının dışında, bütün vücudu etkisi altına alan kas ağrıları da vardır. Çoğu kas ağrısı genellikle birkaç gün

içinde kaybolabilir fakat bazı kas ağrıları aylarca geçmeyebilir. Kas ağrısı boyun, sırt, bacaklar ve elleriniz de dâhil

olmak üzere vücudunuzun hemen hemen her yerinde gelişebilen bir ağrı türüdür. En sık nedenleri; gerginlik, stres,

aşırı kullanım, küçük yaralanmalar olan kas ağrıları; ciddidir ve tıbbi bakım gerektirir.

B) Kaslar vücudumuzda hareketleri sağlayan ana yapıdır. Her hareketi sağlayan özel kas grupları vardır. Kas ağrısı

bazen bu özel gruplarda bazen de tüm vücutta hissedilir. Hissedilen bu ağrı genellikle sızı şeklinde veya yanıcı

tarzda olur ve diğer bölgelere yayılabilir. Kas ağrılarının birçok farklı nedeni bulunmaktadır. Nedeni ne olursa olsun kas ağrısı hisseden bir kişide öncelikle ağrının bölgesel bir ağrı mı yoksa yaygın bir ağrı mı olduğunu belirlenmelidir.

C) Günlük hayatta hemen hemen herkesin yakındığı kas ağrıları, yorgunluk ve sakatlıkların yanı sıra daha ciddi durumların habercisi olabilir. Soğuk algınlığı, stres gibi nedenlerden kaynaklanan kas ağrıları hafife alınmamalıdır.

Kimi zaman kas ağrıları birkaç gün içerisinde ortadan kalkarken kimi zaman da kronikleşerek sürekli bir hâl alabilir. Birkaç gün içerisinde geçen kas ağrıları büyük sorunlara neden olmazken uzun süren ve kalıcı hâle gelebilen kas ağrıları kişilerin günlük hayatını hem aktivite yönünden hem de psikolojik açıdan kötü yönde etkiler.

D) Kas ağrısına çoğunlukla kasın fazla kullanımı veya küçük sakatlıklar yol açmaktadır, sabah koşusunda çok fazla koşmanızdan kaynaklanan incinme veya burkulmayı buna örnek olarak verebiliriz. Tökezleme veya düşmeler

de kas ağrısına yol açan gerilme ve incinmelere neden olabilmektedir. Kas ağrısına yol açan bir başka kaynak

da strestir. Bunun nedeni kendinizi gergin hissettiğinizde vücudunuzdaki kasların gerilmesine neden olacak ve

ağrıya olan duyarlılığınızı artıracak hormonların salgılanmasıdır.

13. Önceleri bir alanda uzmanlaşmak için o konuda doğuştan yetenekli olmak gerektiği düşünülürdü. (I) Daha sonraları yeteneğin beceri düzeyini açıklamada yeterli olmadığı, uzmanlık için o konudaki deneyimin de çok önemli

olduğu fikri ortaya çıktı. (II) Uzmanlık kazanmada uzun yıllar boyunca amaca yönelik planlı alıştırma yapmak gerekiyor. (III) Chicago Üniversitesinden Prof. Dr. Benjamin Bloom ve ekibi de 1985 yılında yaptıkları çalışmada bir

konuda uzman olan kişilerin doğuştan yetenekleri mi yoksa deneyimleri sayesinde mi bu seviyeye geldiklerini belirlemeye çalıştı. (IV) Çalışmada, aralarında piyanistlerin, tenis şampiyonlarının, olimpiyatlarda yarışan yüzücülerin, matematikçilerin ve sinir bilimcilerin olduğu dünya çapında başarı kazanmış 120 kişi ile görüşmeler yapıldı.

Çalışmanın başında bu kişilerin doğuştan yetenekli oldukları varsayılmıştı. Sonuçlar bu kişilerin çevreleri (örneğin

ebeveynleri, öğretmenleri) tarafından, şu anda uzman oldukları alanlara karşı teşvik edildiklerini ve bu yönde destek gördüklerini gösteriyor.

Bu metinde numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV

P:282

/avantajyayinlari 282

Paragraf DENEME - 5

14. Aşağıdaki metinlerin hangisinde belirgin olan duyular yay ayraç içinde yanlış verilmiştir?

A) Terminal tenhaydı. Alanı iyice görebilecek bir koltuk seçtim. Karşımda bir çift, ayakta duruyordu. Adam uzun boylu ve çok zayıftı. İçine fazlaca Fransızca sokuşturulmuş bir Yahudiceyle bazı şeyler anlatıyordu. Kadın yarı ilgisi

onda, çevresini inceliyor, sonra dürtülmüş gibi dönüyor, aynı ses tonlu bir kelime dizisi gürültüyle başlıyor ve son

buluyordu. (İşitme - Görme - Dokunma)

B) Arabalar, Soğanlık’ın hep bağ arasında geçen dar, bozuk yollarından Yakacık’ın Kartal şosesine çıkmak üzere köşeyi

dönecekleri zaman biraz hızlı yürüyüp sararmış bir bağın dikenli hendeği kenarında uyuklayan çalgıcılar nahoş gürültüleriyle sakin havayı sarsmaya başladılar. Tam o sırada durakta bekliyordum. Otobüsüm geldi ve otobüse bindim.

Hemen tutacaklardan destek alarak arkalara geçtim ve boş bir yere oturdum. (Görme - İşitme - Dokunma)

C) Dümbelek, zurna, keman sesleri duyulur. Kara bıyıklı, poturlu ihtiyarlar gezer. Çamurlarda geçen kıştan, ne geçen kıştan öteki kıştan, Fatih’in İstanbul’a girdiğinin ertesi günü yağan yağmurdan kalma nal izleri vardır. Duvar diplerinde

keskin, gözleri acıtan bir amonyak kokusu… İleride bir fabrika gürül gürül işlemektedir. Mahalle gençlerinin çoğu bu

emprime fabrikasına giderler. Fabrikanın etrafını bu sefil evler, kaldırımsız, eski sahtiyan, amonyak, insan fabrikasının

küspesi kokulu sokaklara çevirmiştir. İşte Dolapdere burasıdır. (İşitme - Koklama - Görme)

D) Küçük bir çam ormanı… Vakit sabah… Kuş cıvıltıları… Bir siyah gözlükten görülen yerde ve ağaçlarda güneş parçaları. Sonra uzak, göğün kendi renginden biraz daha koyu kıyılara giden hudutlu bir deniz... İşte böyle bir yerde köyün

insanlarını düşünüyorum. Kitaplar, bir zaman bana, insanları sevmek lazım geldiğini, insanları sevince tabiatın, tabiatı sevince dünyanın sevileceğini, oradan yaşama sevinci duyulacağını öğretmiştiler. (Görme - İşitme)

15. I. Örneğin hassas insanlar kendilerine yapılan olumsuz yorumlara genelde savunmacı ve öfkeli bir şekilde tepki

gösterirler ve bu tarz bir tepki, ilişkileri kötü yönde etkiler ve insanlarla beraber çalışmamızı ya da yaşamamızı

güçleştirir. Hele bir yönetici konumundaysanız; hassas olmanız, otokratik ve çok kontrolcü bir liderliğe yol açar.

Bu da ekibinizin moralini düşürerek performanslarının düşmesine sebep olur.

II. Peki hem bize hem de başkalarına faydalı olacak şekilde nasıl daha az hassas olabiliriz? Taş kalpli olmadan nasıl daha güçlü bir hâle gelebiliriz? Bunu yapmanın yollarından birisi, diğer insanların zihnimizdeki etkisini düşürmek. Diğer

bir yol ise kendimizi geliştirmek. Şimdilik şu anlayışı edinelim: Değiştirebileceğimiz tek insan sadece kendimiziz.

III. Hepimizin zayıf noktaları, aklımızın yumuşak bölgeleri vardır. Ancak aşırı hassas biri için en ufak bir eleştiri bile

bir tokmak sesi gibi gelir. Yapılan yorumları ardımızda bırakmayı beceremez, sırtımızda taşımayı sürdürürüz. Neden daha güçlü olmak istediğimiz ise çok açık: Eğer hassas biriysek ya da söylenenleri kişisel alıyorsak yapılan

eleştiriler canımızı daha çok acıtıyor. Kişisel algılamamak, kendimizi acıdan korumanın yanında başka şeylere de

faydalı oluyor.

Numaralanmış metinler “giriş-gelişme-sonuç” şeklinde sıralandığında doğru sıralama aşağıdakilerden hangisi olur?

A) I - III - II B) II - I - III C) III - I - II D) III - II - I

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

ABCD ABCD

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

Test No

20861

P:283

CEVAP

ANAHTARI

P:284

/avantajyayinlari 284

CEVAP ANAHTARI

PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ

TEST-3 1-C 2-C 3-A 4-D 5-B 6-A 7-C 8-C 9-A 10-D

TEST-13 1-D 2-C 3-B 4-A 5-C 6-A 7-C 8-D 9-A 10-D

TEST-2 1-D 2-C 3-C 4-A 5-B 6-B 7-A 8-B 9-D 10-B 11-D

TEST-12 1-A 2-D 3-C 4-B 5-A 6-C 7-B 8-C 9-C 10-C 11-B 12-D

TEST-4 1-B 2-D 3-B 4-A 5-D 6-B 7-A 8-C 9-D 10-A

TEST-14 1-B 2-B 3-B 4-B 5-D 6-C 7-A 8-B 9-C 10-D 11-B 12-D

TEST-1 1-A 2-A 3-B 4-D 5-C 6-A 7-C 8-A 9-C 10-A 11-A

TEST-11 1-C 2-B 3-A 4-C 5-A 6-C 7-D 8-B 9-C

TEST-8 1-B 2-B 3-A 4-A 5-A 6-B 7-C 8-B 9-D 10-B 11-B 12-B 13-C

TEST-18 1-D 2-B 3-D 4-C 5-C 6-A 7-B 8-B 9-A 10-B 11-C 12-A

TEST-10 1-B 2-B 3-B 4-A 5-C 6-B 7-D 8-B 9-C 10-B

TEST-20 1-B 2-A 3-C 4-C 5-C 6-A 7-A 8-D 9-A 10-C 11-C 12-D 13-C

TEST-7 1-D 2-C 3-A 4-B 5-D 6-B 7-B 8-D 9-C 10-D 11-B

TEST-17 1-C 2-A 3-D 4-B 5-C 6-B 7-B 8-A 9-B 10-D 11-C 12-B 13-D

TEST-9 1-D 2-C 3-D 4-C 5-A 6-D 7-A 8-B 9-B

TEST-19 1-A 2-A 3-B 4-D 5-A 6-C 7-D 8-D 9-B 10-D 11-A 12-B 13-C

TEST-21 1-C 2-C 3-B 4-D 5-D 6-A 7-B 8-C 9-B 10-C

TEST-6 1-C 2-C 3-B 4-C 5-D 6-C 7-C 8-C 9-B 10-D

TEST-16 1-B 2-C 3-D 4-C 5-C 6-C 7-A 8-B 9-C 10-D 11-D 12-C 13-C

TEST-5 1-A 2-C 3-C 4-C 5-B 6-C 7-A 8-C 9-B 10-C 11-D

TEST-15 1-B 2-A 3-A 4-C 5-C 6-D 7-C 8-A 9-C 10-A 11-D 12-D

P:285

285

CEVAP ANAHTARI

PARAGRAFIN YAPI YÖNÜ

TEST-3 1-C 2-A 3-B 4-C 5-A 6-A 7-D 8-B 9-C 10-D 11-D 12-C

TEST-13 1-C 2-D 3-B 4-C 5-D 6-B 7-D 8-B 9-D 10-B 11-B 12-B 13-B

TEST-2 1-D 2-C 3-C 4-C 5-D 6-A 7-D 8-C 9-B 10-D

TEST-12 1-D 2-C 3-B 4-D 5-C 6-D 7-D 8-A 9-B 10-C 11-A 12-B 13-B

TEST-4 1-B 2-A 3-B 4-C 5-C 6-A 7-D 8-D 9-B 10-C 11-D 12-C

TEST-14 1-A 2-D 3-C 4-B 5-B 6-C 7-D 8-C 9-C 10-A 11-B 12-C 13-C 14-D 15-B

TEST-1 1-D 2-B 3-B 4-A 5-B 6-D 7-D 8-C 9-D 10-C 11-C

TEST-11 1-A 2-D 3-C 4-C 5-B 6-C 7-A 8-C 9-D 10-A 11-C 12-B 13-B

TEST-8 1-C 2-A 3-C 4-D 5-B 6-C 7-C 8-A 9-C 10-B 11-A

TEST-10 1-B 2-C 3-D 4-B 5-C 6-C 7-D 8-C 9-C 10-D 11-A

TEST-7 1-C 2-B 3-A 4-B 5-C 6-C 7-B 8-C 9-A

TEST-9 1-D 2-C 3-D 4-B 5-C 6-C 7-C 8-D 9-D 10-D 11-C 12-C 13-B

TEST-6 1-B 2-A 3-A 4-C 5-D 6-B 7-D 8-C 9-D 10-A 11-A 12-A

TEST-16 1-C 2-A 3-D 4-B 5-C 6-C 7-B 8-D

TEST-5 1-B 2-C 3-B 4-D 5-B 6-C 7-B 8-A 9-A 10-B 11-D

TEST-15 1-D 2-C 3-C 4-C 5-D 6-C 7-B 8-C 9-A 10-C 11-C 12-D

P:286

/avantajyayinlari 286

CEVAP ANAHTARI

PARAGRAFIN ANLATIM YÖNÜ

TEST-3 1-B 2-B 3-C 4-D 5-D 6-A 7-B 8-D 9-A 10-B

TEST-2 1-C 2-B 3-C 4-B 5-D 6-D 7-C 8-A 9-B 10-B 11-B

TEST-12 1-A 2-B 3-C 4-A 5-A 6-B 7-B 8-A 9-A 10-C 11-A

TEST-4 1-A 2-A 3-D 4-C 5-C 6-D 7-C 8-B 9-A

TEST-1 1-A 2-A 3-C 4-C 5-C 6-B 7-B 8-C 9-A 10-C 11-D

TEST-11 1-B 2-B 3-D 4-D 5-B 6-B 7-C 8-A 9-C 10-B 11-C 12-C

TEST-8 1-C 2-A 3-D 4-B 5-B 6-B 7-C 8-D 9-A 10-D 11-B 12-D 13-C

TEST-10 1-C 2-A 3-D 4-C 5-B 6-D 7-C 8-A 9-C 10-A

TEST-7 1-C 2-D 3-C 4-C 5-D 6-A 7-C 8-C 9-B 10-D 11-B 12-B 13-D

TEST-9 1-C 2-A 3-D 4-D 5-A 6-D 7-B 8-B 9-C 10-A

TEST-6 1-A 2-A 3-C 4-C 5-B 6-A 7-D 8-D 9-A 10-D 11-A

TEST-5 1-D 2-D 3-D 4-D 5-C 6-A 7-D 8-B 9-C 10-D

P:287

287

CEVAP ANAHTARI

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME İLE GRAFİK, TABLO VE GÖRSEL OKUMA

TEST-3 1-A 2-B 3-C 4-C 5-B 6-C 7-A 8-B 9-D 10-C

TEST-2 1-A 2-C 4-D 3-D 5-C 6-C 7-B 8-C 9-D 10-C

TEST-4 1-D 2-C 3-C 4-B 5-C 6-C 7-C 8-C

TEST-1 1-D 2-B 3-D 4-B 5-C 6-B 7-D 8-D 9-A 10-A 11-C

TEST-8 1-D 2-C 3-C 4-B 5-D 6-C 7-C 8-D 9-B 10-D 11-D

TEST-10 1-B 2-C 3-A 4-B 5-C 6-C 7-B 8-A 9-C 10-D

TEST-7 1-C 2-A 3-C 4-A 5-D 6-A 7-C

TEST-9 1-A 2-B 3-A 4-C 5-D 6-C 7-C 8-B 9-B 10-C

TEST-6 1-B 2-B 3-C 4-D 5-B 6-C 7-B 8-D 9-C

TEST-5 1-C 2-C 3-D 4-D 5-D 6-C 7-D 8-A 9-D 10-D

P:288

/avantajyayinlari 288

CEVAP ANAHTARI

JETPARAGRAF DENEMELER

DENEME-1

DENEME-2

DENEME-3

DENEME-4

DENEME-5

1-D 2-B 3-D 4-C 5-A 6-B 7-C 8-B

1-C 2-A 3-C 4-C 5-D 6-D 7-C 8-B

1-B 2-B 3-A 4-C 5-A 6-B 7-D 8-B

1-D 2-C 3-B 4-D 5-B 6-D 7-C 8-D

1-D 2-C 3-B 4-A 5-D 6-B 7-B 8-C

9-A 10-A 11-A 12-D 13-B 14-D 15-B

9-D 10-D 11-C 12-D 13-B 14-C 15-C

9-C 10-D 11-B 12-A 13-B 14-A 15-C

9-C 10-B 11-C 12-C 13-C 14-D 15-D

9-D 10-C 11-C 12-D 13-B 14-A 15-C

Create a Flipbook Now
Explore more