Enjoying your free trial? Only 9 days left! Upgrade Now
Brand-New
Dashboard lnterface
ln the Making
We are proud to announce that we are developing a fresh new dashboard interface to improve user experience.
We invite you to preview our new dashboard and have a try. Some features will become unavailable, but they will be added in the future.
Don't hesitate to try it out as it's easy to switch back to the interface you're used to.
No, try later
Go to new dashboard
Published on Sep 12,2023
Like
Share
Download
Create a Flipbook Now
Read more
Published on Sep 12,2023
TYT TÜRKÇE KONU ANLATIMLI Read More
Home Explore TYT TÜRKÇE KONU ANLATIMLI
Publications:
Followers:
Follow
Publications
Read Text Version
More from farkliyayincilik2
P:01

TÜRKÇE

KONU ANLATIMLI

EŞİT AĞIRLIK

TYT

P:02

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

1. ÜNİTE

FASİKÜL 1

1 TÜRKÇE

Sözcüklerde Çok Anlamlılık

A-Z

Sözlük

 Sözcük, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan dilin anlamlı en küçük parçasıdır.

 Sözcükler temelde bir varlık, kavram ya da eylemi karşılar;

zamanla anlam genişlemesine uğrayarak değişik anlamlar kazanabilir.

 Sözcüklerin anlam değişmesi, anlam genişlemesi ya da

mecazlaşma yoluyla zaman içinde kazandıkları değişik anlamlara çok anlamlılık denir.

Örnekler

“kırmak” sözcüğünün cümlelerde kazandığı farklı anlamları

inceleyelim:

 Bazen düşünmeden söylediğimiz bir kelimeyle çok sevdiğimiz bir dostu kırabiliriz. (gücendirmek, incitmek)

 Direksiyonu sağa doğru kır ki araba yoldan çıkmasın.

(yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek)

 Bu yılki aşırı soğuklar, daha çok hayvanları kırdı.

(öldürmek, yok olmasına neden olmak)

“ağır” sözcüğünün cümlelerde kazandığı farklı anlamları inceleyelim:

 Yaşlı adam, ağır adımlarla gelip masanın başına oturdu.

(yavaş)

 Etraftakilere duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma

eğildi. (kısık, alçak)

 Ormana girer girmez izcileri, ağır bir duman karşıladı.

(yoğun)

1 - ÖĞRETEN SORU / 2023 TYT

• açmak: Yakışmak, güzel göstermek.

• basamak: Derece, aşama, kerte, evre.

• çekmek: Güç durumlara dayanmak, katlanmak.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “açmak, basamak, çekmek” sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır?

A) Başarının basamaklarını tırmanırken pek çok zorluk çeken öğrenci, kendini açtığına inandığı beyaz elbisesiyle

diplomasını aldı.

B) Çetin kış şartlarının daha çekilebilir olması için evin basamaklarına döşenen kilimler içimizi açıyordu.

C) Kilitli tahta kapıyı açıp basamaklardan ağır ağır inen kedi,

çıkardığı seslerle tüm dikkatleri üzerine çekti.

D) Rüzgâr, bulutları eteklerinden çekerek havanın açmasını

ve gökyüzünde basamak basamak gökkuşağının oluşmasını sağlamıştı.

E) Okuldan dönen kardeşim, defterini açarak ödevini yapmaya başlamış ve sayı basamakları konusunda çektiği

zorlukların üstesinden gelmişti.

Çözüm

AKLINDA OLSUN

Dilimizdeki sözcükler birer oyuncu gibidir. Cümledeki kullanımlarına göre aldıkları rol değişebilir.

Gerçek anlamdaki bir sözcük başka bir cümlede rol değiştirerek

karşımıza mecaz anlamlı olarak

çıkabilir.

Gerçek (Temel) Anlam

Sözcüğün, söylendiğinde akla gelen ilk anlamına gerçek anlam denir. Gerçek anlama “temel anlam, ilk anlam, sözlük anlamı” da denmektedir.

Örnekler

 Bahçeden hoş bir çiçek kokusu yükseldi.

 Dün akşam arabamız yolda arızalanmıştı.

 Bahar mevsiminin havasını solumak çok iyi geldi.

Yukarıdaki cümlelerde koku sözcüğü “nesnelerden yayılan

küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu” anlamında, yol sözcüğü “karada insan ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş yürümeye uygun yer” anlamında, hava sözcüğü “canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz gaz karışımı” anlamında

kullanılmıştır. Bu sözcükler, temel anlamlarıyla kullanıldığından gerçek anlamlıdır.

P:03

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

TÜRKÇE 2

FASİKÜL 1

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Son zamanlarda genç yetişkin edebiyatının hızla filizlendiği

söylenebilir. J. K. Rowling’in Harry Potter kitaplarıyla canlanan

ve S. Meyer’in Alacakaranlık serisinin, kelimenin tam anlamıyla

parlattığı kahramanlarla devam eden süreç, özellikle S. Collins’in Açlık Oyunları’yla taçlandırdığı yoldan ilerliyor. Bu sürece yüksek bütçeli ve beyaz perdenin genç yıldızlarıyla renklenen uyarlama filmlerin etkisi inanılmaz…

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz anlamda kullanılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

PRATİK BİLGİ

Mecaz anlam, sözcüğün temel ve yan anlamından uzaklaşmasıyla elde edilir.

Çözüm

Mecaz Anlam

Bir sözcüğün gerçek anlamından uzaklaşarak kazandığı yeni anlama mecaz anlam denir.

Örnekler

 Arkadaşlarının soğuk davranışlarına bir anlam veremedi.

 Ozan, yumuşak sesiyle şiirlerini okuyordu.

 Bu problemin daha kolay bir yolu mutlaka vardır.

Yukarıdaki cümlelerde soğuk sözcüğü “duygudan, sevgiden

yoksun olan, yakın ve içten olmayan” anlamında,

yumuşak sözcüğü “hoşa giden, latif, güzel” anlamında,

yol sözcüğü “yöntem, tarz” anlamında kullanılmıştır.

Bu sözcükler, temel anlamlarının dışında kullanıldığından mecaz anlamlıdır.

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi gerçek anlamında kullanılmıştır?

A) Ayağında, burnu aşınmış eski bir kundura vardı.

B) Dikiş makinesinin kolunu koparacakmış gibi çeviriyordu.

C) Çok uzaklardan atıldığı belli iki el silah sesi duyuldu.

D) İri, hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi.

E) Ninem, yorganımıza kırmızı çiçekli, basma bir yüz geçirdi. BİZDEN NOT

Yan anlamda kullanılan sözcükler gerçek anlamlarından uzaklaşmıştır ancak tamamen kopmamıştır.

Sözcüklerin yan anlam kazanmasında “gerçek anlamıyla görev, şekil (görünüş) benzerliği veya yakıştırması” etkilidir.

Bugüne kadar sınavda çıkan sorularda yan ve mecaz anlam ayrımı yapılmamıştır.

Yan Anlam (Yakıştırmaca)

Şekil ve işlev benzerliğinden dolayı, bir sözcüğün başka bir

varlığa ad olarak verilmesidir. Bir başka deyişle “bir sözcüğün, gerçek anlamından tamamen uzaklaşmadan çağrıştırdığı anlamlara yan anlam denir.

Örnekler

 Kapının kolunu dün değiştirmişler.

 Çocuklar sandalyenin ayağını kırmışlar.

 Uçağın kanadı kazadan sonra onarıldı.

 Şişenin ağzındaki tıpayı çıkaramadık.

 Şehrin göbeğinde bir dükkân açmıştı.

Yukarıdaki cümlelerde renkli sözcükler, yakıştırma yoluyla başka bir varlığa ad olarak yan anlam kazanmıştır.

Çözüm

P:04

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

3 TÜRKÇE

FASİKÜL 1 BAŞKA YERDE YOK

Anlam Genişlemesi

Dilimizdeki bir sözcük, temel anlam olarak bir nesnenin, bir işin bir bölümünü ya da bir türünü gösterirken zamanla ve tarih süreci içerisinde o nesnenin bütününü, bütün türlerini anlatır bir duruma gelir. Buna anlam genişlemesi denir.

“Alan” sözcüğü eskiden “orman içerinde yer alan

düz ve açık yer” anlamında kullanılırken anlam genişlemesi sonucu bu sözcük günümüzde “iş, uğraş, meslek, araştırma, branş, bilim kolu” anlamlarında kullanılmaktadır.

Anlam Daralması

Bir sözcüğün önceden ifade edip dile getirdiği nesnenin ancak bir bölümünü, bir türünü anlatır duruma gelmesine anlam daralması denir.

“Davar” sözcüğü eski Türkçede her türlü mal ve varlık için kullanılırken bugün Anadolu ağızlarında yalnızca “koyun, keçi ve büyükbaş hayvanları” anlatmaya yarar.

Anlam İyileşmesi

Sözcüklerin kötü bir anlam taşırken zaman içinde

iyi bir anlamı karşılayacak hâle gelmesine anlam iyileşmesi denir.

“Yavuz” sözcüğü eskiden “kötü, fena” anlamını taşırken günümüzde “yiğit, kahraman” anlamını karşılamaktadır.

Anlam Kötüleşmesi

İyi anlamlı bir kelimenin zamanla kötü bir anlam kazanmasına anlam kötüleşmesi denir.

“Canavar” sözcüğü eskiden “canlı, mahlûk” anlamında iken günümüzde “yırtıcı, vahşi hayvan” anlamı kazanmıştır.

Terim Anlam

Bir bilim, sanat, meslek, spor dalıyla veya bir konu ile ilgili özel

ve belirli bir kavramı karşılayan sözcüklerdir.

Örnekler

 Divan şairlerinin yazdığı şiirlerin ölçüsünü bulmak zor.

Bu cümlede ölçü sözcüğü “bir şiirdeki dizelerin hece sayısı

bakımından denk oluşu, vezin” anlamında edebiyat terimi olarak kullanılmıştır.

Aşağıda renkli yazılmış sözcükler, karşılarında yazan alanla

ilgili olarak kullanıldığında terim anlamı kazanır.

 Açı, dörtgen, üçgen, kare, prizma ® geometri

 Sıfat, belirteç, nokta, nesne, ek ® dil bilgisi

 Futbol, penaltı, hakem, pota ® spor

BENDEN UYARMASI

Bazı sözcükler terim olma özelliğini yitirerek mecaz anlamda kullanılabilir:

Geometri dersinde açı konusunu işleyeceğiz.

Bu cümlede “açı” terim anlamlı bir sözcüktür.

Bu bakış açısı bize çok şey kaybettirecek.

Bu cümlede “açı” terim özelliğini kaybederek “yön,

anlayış biçimi” anlamında kullanılmıştır.

Dolaylama

Anlatıma çekicilik katmak için bir sözcükle belirtilebilecek bir

kavram veya varlığın birden fazla sözcükle anlatılmasına dolaylama denir.

Örnekler

 Her yıl düzenlenen yarışmalarla ata sporumuz gelişecektir.

 Bu cümlede ata sporu sözüyle güreş sporunun dolaylaması yapılmıştır.

Aşağıda verilen renkli sözler dolaylamaya birer örnektir.

 turizm ® bacasız sanayi

 kaleci ® file bekçisi

 askerlik ® vatan borcu

 pamuk ® beyaz altın

 kömür ® kara elmas

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Bir tek kelimeyle belirtilebilecek bir kavramı, birden çok kelimeyle anlatmaya dolaylama denir.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, dolaylama yoktur?

A) Anadolu’da bağ kütüğüne, “omça” denir.

B) Yavru vatandan yapılan ihracatta önemli artışlar oldu.

C) Ormanların kralı, şimdi bir kafeste tutsaktı.

D) Balıkçı, “Derya kuzuları!” diye bağırıyordu.

E) Büyük kurtarıcı, Anadolu’da yeni bir devlet yarattı.

Çözüm

P:05

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

TÜRKÇE 4

FASİKÜL 1

Güzel Adlandırma

Söylendiğinde insan zihninde olumsuz çağrışımlar uyandıran bazı

durum, olay, kavram veya varlıkları güzel bir biçimde söylemektir.

Örnekler

 Görme engellilere sunulan imkânların artırılması gerekir.

 Bu cümlede “görme engelli” sözü, olumsuz çağrışım yapan “kör” sözcüğünün yerine kullanılmış ve güzel adlandırma yapılmıştır.

Aşağıda verilen renkli yazılmış sözler, güzel adlandırmaya birer örnektir.

 ölüm ® son yolculuk

 verem ® ince hastalık

 sağır ® işitme engelli

 hastalanmak ® yatağa düşmek

Ad Aktarması (Mecazımürsel)

Benzetme amacı güdülmeden bir sözün başka bir söz yerine

kullanılmasıdır.

Örnekler

 İstanbul, işgale karşı tek yürek olmuştu.

cümlesinde “İstanbul” sözcüğüyle “İstanbul halkı” anlatılmak istendiğinden ad aktarması yapılmıştır.

 Lise yıllarımdan beri Necip Fazıl’ı

okuyorum.

cümlesinde “Necip Fazıl” sözüyle

anlatılmak istenen, “Necip Fazıl’ın

eserleri’dir.

5 - ÖĞRETEN SORU

“Zihinde olumsuz bir çağrışım uyandıracak olay ya da durumların, bu olumsuzluğunu azaltacak biçimde anlatılmasına ‘güzel adlandırma’ denir.”

Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde güzel adlandırma vardır?

A) İleri ülkelerde kitap okuma alışkanlığının daha fazla olduğu söyleniyor.

B) Yoksul ailelere derneğimizin yaptığı yardımlar devam edecek.

C) Depremzedeler için yapılan konutlara çadırda yaşayanlar yerleştirildi.

D) Tüm yurtta yağışlı havanın etkisi bu hafta da devam edecek.

E) İşitme engelliler yararına bir konser düzenlenecek.

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Marmara’da her yelken

Uçar gibi neşeli

Yukarıdaki dizelerde olduğu gibi, kimi sözler benzetme amacı

gütmeden kendi anlamları dışında kullanılır.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu örnektekine benzer bir

kullanım vardır?

A) Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilal

B) Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım

C) Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda

D) Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı

E) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda

Çözüm

ÇözümBİZDEN NOT

Ad aktarmaları değişik şekillerde yapılır:

Parça - Bütün İlişkisi:

Uzanmışım, kalmışım yaylının şiltesine. (yaylı

araba)

İç - Dış İlişkisi:

Sobanın üstündeki çaydanlık kaynamaya başladı.

(çaydanlığın içindeki su)

Yer - İnsan İlişkisi:

Anadolu, vatan savunması için ayağa kalktı. (Anadolu insanı)

Sanatçı - Yapıt İlişkisi

Usta sanatçı piyanosuyla dinleyicilere Mozart çaldı. (Mozart’ın bestelerini)

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Geç kaldık, arabalıya yetişemeyeceğiz.” cümlesindeki “arabalı” sözcüğü, “araba vapuru” anlamında kullanılmıştır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna benzer bir kullanım yoktur?

A) Bundan sonra dergimiz, birinci hamura basılacak.

B) Ön kapı açılmıyor, arkadan ineceksiniz.

C) Bu arabayı iki yıl önce iki milyona almıştık.

D) Bu tablo, onun yaptığı son yağlı boyadır.

E) Otobüs saat 12.30’da hareket edecek.

Çözüm

P:06

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

5 TÜRKÇE

FASİKÜL 1

Anlam (deyim) Aktarması

Bir sözcüğün benzetme amacı ile başka bir sözcük yerine kullanılmasına anlam (deyim) aktarması denir.

1. İnsandan Doğaya Aktarma:

İnsana özgü niteliklerin insan dışındaki varlıklara aktarılmasıdır.

Örnekler

Ay suda bestelerken en güzel şarkıyı

Küreklerim de suya en derin şiiri yazdı

Bu dizelerde “en güzel şarkısını suda bestelerken” sözüyle“ay”a; “suya en derin şiiri yazdı” sözüyle “kürekler”e insana ait özellikler kazandırılmıştır.

Yorgun bir gemi dert yanıyordu taş limana.

Üzgün ağaçlar rüzgârla konuşuyordu.

Sonbahar vedalaşıyordu bağlar ve bahçelerle.

Göçmen kuşlar hüzünlü şarkılar söylüyordu.

b) Doğadan İnsana Aktarma:

Doğadaki özelliklerin insana aktarılmasıdır.

Örnekler

Şimdi çok uzaklarda çiçeğim solmaktadır günbegün

Ayrılık aldı yürüdü, mevsim sonbahardır

Bu dizelerde “sevgili”, doğada bir varlık olan “çiçek”e benzetilmiş ve çiçeğin solma özelliği sevgiliye aktarılmıştır. Doğadan insana aktarma yoluyla sevgilinin ayrılıktan dolayı günden güne eridiği anlatılmaya çalışılmıştır.

Yaşlı müzisyen, yıllardır dalgalanmış sonunda durulmuştu.

Dün, edebiyat dünyasında bir çınar daha devrildi.

Bizim arslanlar, dün akşam sahada iyi mücadele ettiler.

c) Doğadan Doğaya Aktarma:

Doğada bulunan bir varlığın özelliğinin doğadaki başka bir

varlığa aktarılmasıdır.

Örnekler

Yangından ürken hayvanlar orman dışına akmaya başladı.

Bu cümlede doğada bulunan bir varlık olan “su”yun “akma”

özelliği, yine doğadaki varlıklar olan “hayvanlar” için kullanılarak doğadan doğaya aktarma yapılmıştır.

Bunca yıldır kaptanım, denizin böyle kudurduğunu görmedim.

Kurumuş yapraklar son kez kanat çırpıyordu havada.

Tavuk, yavrularını korumak için kediye fena kükredi.

d) Duyudan Duyuya Aktarma:

Bir duyuyla algılanabilen kavram ya da varlığın başka bir duyuyla algılanabilecek biçimde kullanılmasıdır.

Örnekler

Akşama doğru sahili keskin bir yosun kokusu kapladı.

Bu cümlede “dokunma duyusu” ile algılanabilen “keskinlik”

kavramı, yosun kokusunun çok ağır ve yoğun olduğunu anlatabilmek için “koklama duyusu”na aktarılmıştır.

Arkadaşlarıyla kavga edenlere çok sert konuştu.

Bir tatlı gülümseme insana her şeyi unutturur.

Ünlü sanatçı, yumuşak sesiyle herkesi büyüledi.

8 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki dizelerin hangisinde doğada bulunan bir varlığın özelliği doğadaki başka bir varlığa aktarılmıştır?

A) Özgürlüğe kanat çırpmak ister her yaprak

İri gövdeli uzun bir ağacın dalları arasında

B) İnanmıyor yüreğim şu sensiz günlerine

Sen doluyken çıkarıp ne koysun ki yerine

C) Söylenesi hiçbir şey kalmadı şimdi dile

Adım bil ki anılmaz artık mutluluk ile

D) Bunca hayal bunca düş hani nerede şimdi

Demek ki seni sevmek hayattan geçişimdi

E) Masum çocuklar gibi boynum bükük

Taşımaz hâlde beden sanki yüreğim sökük

PRATİK BİLGİ

Anlam (deyim) aktarması ile ad aktarması birbirine karıştırılmamalıdır.

O Deyim aktarmasında benzerlik ilgisi vardır.

O Ad aktarmasında (mecazımürsel) iç-dış, parça-bütün, yer-kişi, sanatçı-eser şeklinde somut-soyut benzerlik dışındaki anlam ilgileri

söz konusudur.

Çözüm

P:07

TÜRKÇE 6

Öğreten Test FASİKÜL 1

1. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek anlamında kullanılmamıştır?

A) Yeni şiir kitabı okurlarca çok beğenilmişti.

B) Öğretmen, kapalı pencereleri açmamızı istedi.

C) Derenin serin sularında yüzmek istedik.

D) Romanın sıradan, kuru bir anlatımı vardı.

E) Denizin kıyısında oturmuş, manzarayı seyrediyorduk.

2. Aşağıdakilerin hangisinde “atmak” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?

Anlam Kullanım

A) Bir cismi bir yöne

doğru fırlatmak

Elimizdeki taşları suya atıp

sektiriyorduk.

B) Uzatmak İskeledeki görevlilere halatları dikkatle attılar.

C) Geri bırakmak,

ertelemek

Bu sorunun çözümünü gelecek haftaya attılar.

D) Göndermek, yollamak

Sevdiklerimizin bayramını

kutlamak için eskiden mektup atardık.

E) Bir yerden başka

bir yere taşımak

İş yerindekiler suçu onun

üzerine attılar.

3.

Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerle ilgili yapılan açıklamalardan hangisi yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I. Kayığın burnunu iskeleye çevirdi. Yan anlam

II. Yüzünde hep sıcak bir gülümseme var onun.

Mecaz anlam

III. Çürük dişleri için kanal tedavisi

önerilmiş.

Terim anlam

IV. Kendisine söylenen ağır sözleri

unutmamış.

Gerçek anlam

V. İnsan, hayallerinin genişliği oranında mutlu olabilir.

Somut anlam

4. Yan anlam, sözcüğün gerçek anlamına bağlı olarak genellikle benzerlik ilgisiyle kazandığı diğer anlamlardır.

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanılmamıştır?

A) Çarkın paslanan dişlerini yağlayıp yeniledik.

B) Parmağındaki kırık yüzünden dün gece uyuyamamış.

C) Babaannem eski yorganın yüzünü değiştirdi.

D) Kaza yapan geminin burnunda hasar oluştu.

E) Dağın eteğinde çok eski bir kulübe vardı.

5. Bir tek sözcükle belirtilebilecek bir kavramı birden çok

sözcükle anlatmaya “dolaylama” denir.

Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama vardır?

A) Dedem araç gürültülerinden bunalıp pencereyi kapattı.

B) Yeşilliklerin bol olduğu tepelerde şimdi yeni binalar

yükseliyor.

C) Fabrikanın ürün geliştirme bölümündeki çalışmalar

devam ediyor.

D) Her konuda bilgilerimizi geliştirmemiz gerekiyor.

E) Yaptığımız gezide kara kıtanın doğal güzelliklerine

hayran kaldık.

6. Aşağıdaki dizelerin hangisinde insana özgü nitelik,

insan dışındaki bir varlığa aktarılmıştır?

A) Şiir, taze demli bir çayın rengidir

Acılara inat, yaşama sevincidir

B) Elime kalemi almayacağım

Kağıda içimi dökmeyeceğim

C) Söyleyin ne olacak bu şair hâlim

İçimde fırtına karlar yağıyor

D) Hayallerimin ufkunda seni beklerken

Bir ışık gibi parlar içimde yeşil gözlerin

E) Bir kemanın hıçkırıkları uyandırıyor

Yorgun, çalıntı uykularımdan

P:08

7 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 1

7. I. Tenceredeki yemek bir saattir kaynıyor.

II. Bileğindeki kırık kemikler kaynamıştır, alçıyı çıkarabilirsin.

III. Kasabanın meydanı akşamları âdeta insan kaynıyor.

IV. Öğrenciler, dersi yine kaynattı bugün.

V. Balığın kaynadığı bu şirin göl, sabahları sakindi.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

“kaynamak” sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

8. “Sabahleyin durağa geç gelen otobüse yolcular çok

kızdı.” cümlesindeki “otobüs” sözcüğünde olduğu gibi

bazı sözcükler, benzetme amacı güdülmeden kendi anlamları dışında kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu örnektekine benzer bir kullanım vardır?

A) İşçiler için köşedeki fırınla yaptığımız görüşme iyi

oldu.

B) Kent merkezindeki anıtın önünde birkaç güvercin dolaşıyordu.

C) Yıl içinde yapılan etkinliklerle öğrencilere el becerisi

kazandırmaya çalışıyoruz.

D) Hemşire Hanım bembeyaz önlüğüyle hastane koridorunda göründü.

E) Arkeoloji kazılarına katılacak uzman ekip odalarına

yerleşti.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan anlamıyla kullanılan bir sözcük vardır?

A) Yeşil alan düzenlemesi yapıldıktan sonra sitenin bahçesi güzelleşmişti.

B) Uçağın gövdesindeki motorlardan biri arıza yapınca

acil iniş yaptık.

C) Teknoloji konusundaki gelişmeleri yakından takip

ediyoruz.

D) Kestirme yoldan aşağı inerken ayağımı burktum sanırım.

E) Konsere gidebilmek için bileti çok önceden almıştım.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcüklerin tümü

gerçek anlamında kullanılmıştır?

A) Ozanın eserlerinde genellikle halk şiiri temaları görülür.

B) Bazı sanatçılar duygularını dile getirmek için ilhamın

gelmesini beklerler.

C) Yazar, sağlam ve akıcı cümleleriyle okurların gönlünde taht kurmuştu.

D) Onun romanlarında en çok göze çarpan özellik canlı

bir biçimde çizilmiş karakterlerdir.

E) Sözcükleri gerçek anlamından sıyırarak kullanmayı

seviyor bu sanatçımız.

11. Günümüzde “incir” anlamına gelen “yemiş” sözcüğü eskiden bütün meyveleri karşılayacak anlamda kullanılırdı.

Bu durumda “yemiş” sözcüğü ---- uğramıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) anlam genişlemesine

B) duyu aktarımına

C) anlam kötüleşmesine

D) anlam iyileşmesine

E) anlam daralmasına

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük terim anlamıyla kullanılmıştır?

A) Sahil yolunda her dönemeçte yeni bir manzarayla

karşılaşıyoruz.

B) Elimizdeki en güzel mobilyaları bu salonda sergileniyor.

C) İklim değişikliği konulu toplantıda akademisyenler

çalışmalarını sundu.

D) Bu şiirin her dizesinde farklı bir imge kullanmış şair.

E) İşçiler yemek saati gelince mola verdiler.

1-D 2-E 3-E 4-B 5-E 6-E 7-D 8-A 9-B 10-A 11-E 12-D

P:09

TÜRKÇE 8

Pratik Test FASİKÜL 1

1. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizli sözlerin hangisinde güzel adlandırma vardır?

A) Ünlü sanatçı son nefesini vermeden önce yapmak

istediklerini anlattı.

B) Sanat dünyasına adım attığı ilk günden beri şiiri terk

etmemiştir.

C) Yol gösterici makaleleriyle genç şairlere yardımcı olmuştur.

D) Bu yazarımız, kırsal kesimi anlatan romanlarıyla tanınmıştır.

E) Birkaç öğrenci, karnı ağrıdığı için öğretmeninden izin

istedi.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kazanmak” kelimesi “çıkmak, isabet etmek” anlamında kullanılmıştır?

A) Takımın bu maçı kazanmaktan başka çaresi yoktu.

B) Dilimiz son yıllarda yeni sözcükler kazandı.

C) Ünlü yazarın dostluğunu kazanmak için ona yakın

olmak istiyor.

D) Ovadaki tarlaların bir kısmı erozyonla mücadele edilerek kazanılmış.

E) Arkadaşım bir davette yapılan çekilişte iki kişilik tatil

kazanmış.

3. l. Fazla sürmedi, bir hafta sonra babaanne de öldü.

ll. Elini yanlışlıkla yeni boyanmış duvara sürmüş.

lll. Halikarnas Balıkçısı, gençliğinde Bodrum’a sürülmüş.

lV. Şairin yaşamının kalan kısmı bu adada sürmüş.

V. Küçük çoban koyunları ovaya doğru sürdü.

Yukarıdaki cümlelerde “sürmek” sözcüğü kaç değişik anlamda kullanılmıştır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

4. (I) İşitme engelli yazarın herkes için kaleme aldığı, biyografik bir motivasyon kitabı yayımlandı. (II) Yazarın hayata

bakış açısı dikkate değer. (III) İnsanın beynindeki engelleri nasıl aşabileceğini gösteriyor. (IV) Hızla ve keyifle

okunabilecek ve ağır ağır hayata aktarılacak bir kitaba

imza atmış. (V) Bu yönüyle okurların ilgisini çekecek bir

yapıt var karşınızda.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede anlam daralmasına yer verilmiştir.

B) II. cümlede terim anlamını yitirmiş sözcük vardır.

C) III. cümlede “beynindeki” sözcüğü gerçek anlamıyla

kullanılmıştır.

D) IV. cümlede birden fazla gerçek anlamlı sözcük vardır.

E) V. cümlede “ilgisini çekecek” sözü mecaz anlamıyla

kullanılmıştır.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama vardır?

A) Sunucu, konuşmacıya yönelttiği sorularla herkesi şaşırttı.

B) Yerli turistler bu yıl yine yavru vatana büyük ilgi gösterdi.

C) Otobüs durağında bekleyenler kazayı detaylarıyla

anlattı.

D) Gazetedeki haberi okuyunca arkadaşına telefon etti.

E) Dün düzenlenen şiir gecesinde okul arkadaşıma rastladım.

6. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük terim anlamıyla kullanılmıştır?

A) Küçük bahçesine yeni çiçekler dikmek istiyormuş.

B) Resim çalışmalarında sanatçı genellikle bu tuvali kullandı.

C) Sıcak geçen yaz günleri yerini serin bir sonbahar

mevsimine bıraktı.

D) Hafta sonu Bursa’daki tarihi eserleri görmeye gideceğiz.

E) Kitap fuarındaki bazı yapıtları çok beğendiği için satın aldı.

P:10

9 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 1

7. I. Yazın bunaldığınızda serin sulara dalmak iyi olur.

II. Hızla içeri dalıp masanın başında duran adama doğru

adım attı.

III. Güreşçi, rakibinin sırtını aniden yaptığı dalma hareketiyle yere getirmişti.

IV. Çalışmaya o kadar dalmışım ki içeri girdiğinizi fark

edemedim.

V. Çok yorgun olduğumdan yatağa girer girmez dalmıştım.

Yukarıdaki cümlelerin hangisinde “dalmak” sözcüğü

terim anlamıyla kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

8. Aşağıdakilerin hangisinde “düşmek” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?

Anlam Kullanım

A) Yağmak Yükseklere kar düşmeye başladı.

B) Azalmak Bu yıl sınıflardaki öğrenci sayısı

düştü.

C) Aşırı ilgi göstermek

Bu işin üzerine çok düşüyor.

D) Bulunmak, yer

almak

İskelenin karşısına düşen kahveye doğru yürüdüler.

E) Uygun gelmek Dedelerinin mirasından ona bu

tarla düşmüştü.

9. Usta, dışarıdaki garsona seslendi: “Oğlum, masayla ilgilen!”

Bu cümledeki altı çizili sözcüğün kullanımı, aşağıdaki açıklamalardan hangisine uymaktadır?

A) Bir sözcüğü hem gerçek hem mecaz anlamıyla kullanma

B) İnsana özgü nitelikleri cansız varlıklara aktarma

C) Birden çok anlamı olan bir sözcüğü uzak anlamıyla

kullanma

D) Bir sözcüğü benzetme amacı gütmeden başka bir

sözcük yerine kullanma

E) Bir durumu, gerçekte olduğundan daha üstün gösterme

10. Önündeki kitabı öyle büyük bir dikkatle okuyordu ki hayran olmamak elde değildi. Salona girip çıkanlar, yüksek

sesle konuşanlar, görevlinin uyarıları, dışarıdan gelen

motor ve korna sesleri, hiçbir şey delikanlının dikkatini

dağıtmıyordu. Sanki zaman durmuştu.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi, gerçek anlamıyla kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV V

11. Aşağıdakilerin hangisinde “büyümek” kelimesi, ötekilerden farklı bir anlamda kullanılmıştır?

A) Tarladaki yabancı otlar kısa süre içinde büyümüştü.

B) Evin küçüğü ilkokuldan sonra büyüyüp serpildi.

C) Aşırı sıcakta çıkması gereken yokuş gözünde büyüyordu.

D) Sen artık büyüdün, kardeşinin giyinmesinde yardımcı

olmalısın.

E) Yeni doğan kuzular birkaç ay içinde satılacak kadar

büyüdü.

12. (I) Kutup noktalarından eşit uzaklıkta bulunan noktaları

birleştiren daireye ekvator adı verilir. (II) Ekvatora paralel uzanan ve birer derece aralıklarla geçen dairelere ise

paralel daireleri denir. (III) Paralel dairelerinin başlangıç

yeri olan ekvator, sıfır numaralı paralel dairesini oluşturmaktadır. (IV) Ekvator, Dünya’yı kuzey ve güney olmak

üzere iki eşit yarıküreye ayırır. (V) Ülkemiz dünyanın en

yaşanabilir sayılan bölgelerinden birinde yer almaktadır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde terim anlamıyla kullanılan bir sözcük yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1-A 2-E 3-E 4-A 5-B 6-B 7-C 8-E 9-D 10-A 11-C 12-E

P:11

TÜRKÇE 10

Sınav Tadında FASİKÜL 1

1. Tanzimat’la başlayan Batı’ya açılma, modernliği yakalama; bilim ve teknolojide çağdaş olma düşüncesinin

daha ileriye taşınmış biçimidir. Bu düşünce bağlıları

Cumhuriyet Dönemi’nde sanat ve kültür hayatında kendilerini göstermek istemiştir.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz

anlamda kullanılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III IV

V

2. “Bir sözcükle anlatılabilecek bir kavramı birden fazla sözcükle ifade etmeye ‘dolaylama’ denir.”

Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama yoktur?

A) Bu gördüğünüz görkemli eser Selçuklulardan kalmaymış.

B) Kara kıtanın erkekleri, kadınlara göre daha erken ölüyormuş.

C) Dedem, bize sık sık, vatan borcunu yerine getirmenin öneminden söz ederdi.

D) Beyaz cam hayatımıza girdikten sonra tiyatro ve sinemaya olan ilgi biraz azaldı.

E) Kara elmas, Zonguldak halkının geçim kaynağıdır.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük gerçek anlamının dışında (mecaz anlamıyla) kullanılmıştır?

A) Herkes ateşin etrafında şarkılar söylüyordu.

B) Mağazanın açılış kurdelesini Nilüfer Hanım kesti.

C) Kanunları çiğnemenin cezası bu olmamalı.

D) Sınavlarda yumuşak uçlu kalem kullanın.

E) Uzun, altın sarısı saçları güneşte parlıyordu.

4. “Yaşamak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “görmek” anlamında kullanılmıştır?

A) Dileğim, onun daha uzun yıllar yaşamasıdır.

B) Elli sene yaşamış ama hayattan bir şey anlamamış.

C) Bazı duygular vardır, anlatılmaz, yaşanır.

D) Kıtlığın ne olduğunu savaş günlerini yaşayanlar bilir.

E) Dedem, ömrünün sonuna kadar bu bahçeli evde yaşadı.

5. I. Beni asıl, çocuğun bu sözü çarptı.

II. Ayağımı kaldırıma çarptım, canım çok yanıyor.

III. Issız bir sokaktan geçerken cüzdanını çarpmışlar.

IV. Sıcakta çok kaldığı için güneş çarpmış.

V. Dalgın bir şekilde yürürken telefon direğine çarpmış.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde “çarpmak” sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve V

D) III ve V E) IV ve V

6. “Usta bir yazar, kelimelerin ilk ve temel anlamlarıyla yetinmez. Cümle içinde kelimelere yan anlamlar kazandırmaya çalışır. Yeni kavramları, yeni duygu ve düşünceleri

böyle bir yolla anlatmayı dener.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu parçada öne sürülen tutuma uyulmamıştır?

A) Tiyatro sahnesindeki oyuncunun dokunaklı sesi seyircileri kendinden geçirdi.

B) Ansızın yükselen alarm sesleri hayal dünyamdan

beni koparmıştı.

C) Millî futbol takımımız kemikleşmiş, sağlam bir kadroya sahip.

D) Renklerin raksettiği ovada yetişen bitkiler, harika bir

manzara sunuyor.

E) Şelaleyi gören yabancı turistler, bu güzelliğe hayran

oldular.

P:12

11 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 1

7. “Ağız” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamıyla kullanılmıştır?

A) Temel, doğduğu yörenin ağzıyla konuşuyordu.

B) Burayı sevip sevmediğini öğrenmek için ağzını aradı.

C) Yaşlı adam çok sinirlenince ağzına geleni söylerdi.

D) Konuşmacının ağzından âdeta bal damlıyordu.

E) Konuşurken ağzının içine baktırmasını bilirdi.

8. “Araba” sözcüğü eskiden sadece “atlı araba”yı karşılarken günümüzde “tekerlekli, motorlu veya motorsuz her

türlü kara taşıtı” olarak genel bir anlam kazanmıştır. Bu

durum araba sözcüğünde ---- meydana geldiğini gösterir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) ad aktarması

B) anlam genişlemesi

C) anlam kötüleşmesi

D) anlam daralması

E) anlam iyileşmesi

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözde

görülen anlam özelliği ayraç içinde verilenle uyuşmamaktadır?

A) Çocuklar ayaklarını çıkarmadan eve girince içerisi

çamur oldu. (Ad aktarması)

B) Dedem hayat arkadaşını kaybettikten sonra kendini

toparlayamadı. (Dolaylama)

C) Bu acıya katlanamadı, yatağa düştü. (Güzel adlandırma)

D) Sert bakışları ile beni korkutacağını zannediyor ama

yanılıyor. (Mecaz anlam )

E) İstanbul Boğazı’nda meydana gelen kazada geminin burnu bir yalının içine girdi. (Terim anlam)

10. Bir sözün benzetme amacı güdülmeden başka bir söz

yerine kullanılmasına ad aktarması (mecazımürsel) denir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükte ad aktarması yoktur?

A) Fabrikayı arayıp bugün işe gelemeyeceğini söyledi.

B) Annem her sabah çayı erkenden ocağa koyar.

C) Fuzuli’yi okursanız divan edebiyatını rahatlıkla anlayabilirsiniz.

D) Konser için bütün mahalle meydanda toplandı.

E) Öğretmenimiz bugünkü derste kafiye çeşitlerini anlattı.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “okumak” sözcüğünün kullanımıyla ilgili olarak ayraç içinde verilen açıklama yanlıştır?

A) Bir yabancı dil bildiğinden yurt dışında okumak istedi. (öğrenim görmek)

B) Salondakiler, okunan şiirleri zevkle dinliyordu. (sesli

olarak söylemek)

C) Yüzünden iş görüşmesinin kötü geçtiği okunuyor.

(gizli bir duyguyu anlamak, kavramak)

D) Gazete ya da dergi okumak istemiyorum. (bir şeyin

taşıdığı gizli anlamı çözmek)

E) Satın aldığı elektronik alet bozuk çıkınca satıcıya okumaya başladı. (kötü sözler söylemek)

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde dokunma duyusu bir

başka duyuya aktarılmıştır?

A) Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede

Hatırla ki mahşer günüdür

B) Durmadan çağladım gözüm selini

Sandım her katreyi boşa harcadım

C) Soluk bir yüz, kaç gecedir zaman

Uykularım sarıya boyandı

D) Kadın var başta zümrütten taçtır

Gönül bahçesinde güldür, zambaktır

E) Paydos bundan böyle çılgınlıklara

Sert konuşmaya başladı aynalar

1-E 2-A 3-C 4-D 5-C 6-E 7-A 8-B 9-E 10-E 11-D 12-E

P:13

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

TÜRKÇE 12

FASİKÜL 1

Sözcükler Arası Anlam İlişkileri

1. Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler

Bir dilde yazılışları ve okunuşları farklı, anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı sözcükler denir.

Örnekler

 Sanatçı, eserlerinde hatıralarına yer vermiş.

 Sanatçı, yapıtlarında anılarına yer vermiş.

Yukarıdaki cümlelerde eser-yapıt; hatıra- anı sözcükleri eş anlamlı (anlamdaş) olarak kullanılmıştır.

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Odasını üstünkörü boyadı.

Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin

hangisinde vardır?

A) Sınav tam başlamak üzereyken sınıfa girdi.

B) Çalışma masasını toplamadan dışarı çıkmış.

C) Kitapları çantasına özensizce koydu.

D) Gereksiz eşyaları tavan arasına çıkardı.

E) Evin ancak bir bölümünü temizleyebilmiş. BENDEN UYARMASI

Eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler, anlatım bozukluğu konusuyla da ilgilidir. Eş anlamlı kelimeler aynı

cümlede bir arada kullanıldığında anlatım bozukluğu meydana gelir.

İşçiler, özgün ve orijinal eşyaları dikkatli bir şekilde

salona taşıdılar.

Bu cümlede geçen “özgün, orijinal” sözcükleri eş

anlamlı olduğundan bir arada kullanılmaları anlatım

bozukluğuna neden olmuştur.

BİZDEN NOT

O Bazı durumlarda anlamdaş kelimeler birbirinin

yerini tutmayabilir.

O Sözcüğün anlamdaşı cümledeki kullanımına göre değişir.

“Yusufalp çok iyi arkadaştır, gerçek bir kara gün

dostudur.”

Bu cümlede “kara” sözcüğü “siyah renk” değil, “kötü” anlamında kullanılmıştır. Bundan dolayı “kara

gün dostu” yerine “siyah gün dostu” demek uygun

olmaz.

Çözüm

2. Yakın Anlamlı Sözcükler

 Eş anlamlı görünmelerine rağmen aralarında az çok anlam

farkı bulunan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir.

 Yakın anlamlılıkta genellikle sözcüğün cümledeki kullanımı belirleyici olmaktadır.

Örnekler

beklemek / durmak

Burada beklemek doğru değil çünkü trafik çok yoğun.

Yol kenarında durmak senin için tehlikeli olabilir.

Yukarıdaki cümlelerde “beklemek durmak” sözcükleri yakın

anlamlı olarak kullanılmıştır.

seyretmek / izlemek

Usta ozan, güneşin batışını hayranlıkla seyrediyordu.

Akşam televizyonda doğayla ilgili bir belgesel izledim.

doğru / dürüst

Konuşmacının söyledikleri son derece doğru konulardı.

Senin ne kadar dürüst biri olduğunu hepimiz biliyoruz.

2 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT

Benim bu konudaki bilgilerim oldukça yalın kat; bir uzmanın

sahip olduğu bilgi ve görgü derinliğinden gayet uzak.

Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir

kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Kendine yapılan bu haksızlığa oldukça ölçülü bir tavır ve

olgunlukla karşılık verdi.

B) Bu şaşaalı davete, gösterişsiz bir kıyafetle katılarak herkese üstü kapalı bir mesaj vermişti.

C) Onun edebî yazıları, sığ konularda üstünkörü yazılmış karalamalar olarak eleştiriliyordu.

D) Evin dekorundaki ayrıntılar, dikkatini toplamasına engel

olacak kadar abartılıydı.

E) Eserlerindeki sanatsal derinlik, sergiye gelen herkesi kendine hayran bırakıyordu.

Çözüm

P:14

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

13 TÜRKÇE

FASİKÜL 1

PRATİK BİLGİ

Kelimelerin olumsuzluk durumu zıt anlamlısı demek değildir.

“Bebek gülüyor” cümlesi olumludur.

Bu cümlenin olumsuz hâli, “Bebek gülmüyor.”dur.

Yani gülmek ile gülmemek kelimeleri zıt anlamlı değildir. Gülmek kelimesinin olumsuzu “gülmemek”,

zıt anlamı ise “ağlamak”tır.

Zıt Anlamlı Sözcükler

Anlamca birbirinin karşıtı olan, birbiriyle çelişen kelimelere zıt

(karşıt) anlamlı sözcük denir.

Örnekler

 Şiirlerinde yeni konuları eski biçimlerde işlemiştir.

 Eleştirmenin görevi, bir sanatçıyı övmek ya da yermek değildir.

 İyi romancının kurguladığı karakterleri kötü bir üslupla anlatması düşünülemez.

Yukarıdaki cümlelerde renkli yazılan sözcükler, anlamca birbiriyle çelişen zıt (karşıt) anlamlı sözcüklerdir.

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Odunu yardım.”, “Ona yardım, bir insanlık borcudur.” cümlelerindeki “yardım” sözcükleri arasında ses bakımından bir

benzeşme, sözcük çeşidi bakımından bir ayrım vardır.

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde böyle bir benzeşme ve

ayrıma elverişli bir sözcük kullanılmıştır?

A) Bu iş beni çok yordu.

B) Bu bağ, bana dedemden kaldı.

C) Ahmet, hemen kolları sıvadı.

D) Bu çiçeğin yaprakları zar gibidir.

E) Sana ağlamak yakışmıyor, hep gül. AKLINDA OLSUN

Yazılış ve okunuşlarında küçük de olsa farklılıklar

bulunan sözcükler sesteş değildir.

O adet (tane), âdet (gelenek)

O kar (yağış şekli), kâr (kazanç)

Eş Sesli Sözcükler

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan sözcüklere

eş sesli (sesteş) sözcükler denir.

Eş sesli sözcüklere özellikle atasözlerinde, deyimlerde ve cinaslı mânilerde sıkça rastlanır.

Örnekler

 Şair, lirik ve etkileyici şiirlerini bu göl kenarında yazdı. (yazmak eylemi)

 Babamın en çok sevdiği mevsim yazdı. (mevsim adı)

 Sitenin önündeki havuzda biraz yüzdüm. (yüzme eylemi)

 Merve’nin yüzünde bir sivilce çıkmıştı. (sima, çehre)

 Annem, bahçemde açan en güzel gülsün. (çiçek adı)

 Ağlama artık ne olur, yüzün hep gülsün. (gülmek eylemi)

 Köşedeki kıraathanede bir çay içelim. (içecek adı)

 Köyün ortasından bir çay akıyordu. (küçük akarsu)

Yukarıdaki cümlelerde renkli yazılan sözcükler, yazılışları ve

okunuşları aynı olmasına rağmen farklı anlamlara sahip olduğundan eş seslidir.

Çözüm

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hafif” kelimesi “Kurşun

ağır bir madendir.” cümlesindeki “ağır” kelimesinin anlamca karşıtıdır?

A) Kaç gündür midemde hafif bir ağrı var.

B) Hastalığı geçene kadar hafif bir işte çalışması gerekiyormuş.

C) Savaşta hafif bir yara almıştı.

D) Eline alınca hangisinin daha hafif olduğunu anlarsın.

E) Araba harekete geçerken hafif bir sarsıntı hissediliyor.

Çözüm

5 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler

vardır?

A) Her yıl bu küçük ilçenin şenliklerine katılır.

B) Öğretmen sözlü ve yazılı sınav yapacağını söyledi.

C) Dar ve uzun bir vadinin içinden geçerek ilerledik.

D) Romanlarındaki uzun betimlemeleri, kısa cümlelerle yazmış.

E) O her zaman hem öz hem nitelikli öyküler yazmıştır.

Çözüm

P:15

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

TÜRKÇE 14

FASİKÜL 1

Genel ve Özel Anlamlı Sözcükler

Benzer özellikleri olan varlık ve kavramları toplu bir şekilde

karşılayan, anlam içeriği geniş olan sözcüklere genel anlamlı sözcük denir.

Yalnız bir varlığı veya kavramı karşılayan, onu çeşitli özellikleriyle belirten sözcüklere özel anlamlı sözcük denir.

Örnekler

 Varlık - bitki - ağaç - meyve - elma (Genelden özele)

 Pamuk - kedi - hayvan - canlı - varlık (Özelden genele)

 Hakan “Spor, benim için futbol demektir.” görüşünü benimsiyormuş. (Genelden özele)

 Ülkemizde roman en çok okunan edebiyat türüdür. (Özelden genele)

6 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde genelden özele doğru

bir anlatım söz konusudur?

A) Çocukluk günleri, insan ömrümün en güzel dönemidir.

B) Özne çeşitleri, cümlenin ögeleri konusuyla ilgilidir.

C) Okuduğum şiirler içinde o en çok Necip Fazıl’ın Kaldırımlar adlı şiirini sevmiştim.

D) Gezi sırasında birkaç ağacın ardından sık ve gür bir ormanla karşılaştık.

E) Ağrı Dağı, yurdumuzun en büyük dağları arasında gösterilmektedir.

Çözüm

Nitel ve Nicel Anlamlı Sözcükler

Varlıkların ölçülemeyen, sayılamayan özelliklerini bildiren sözcüklere nitel anlamlı sözcük denir. Bu sözcükler genellikle

“Nasıl?” sorusuna cevap verir.

Varlık ve kavramların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp çoğalabilen özelliklerini gösteren sözcüklere nicel anlamlı sözcük denir. Bu sözcükler genellikle “Ne kadar?” sorusuna cevap verir.

Örnekler

 Arkadaşına güzel bir kitap hediye edecekmiş. (Nitel anlam)

 İnsanların iyi davranışlarını örnek alıp kötü yönlerinden

uzak durulmalı. (Nitel anlam)

 Salonun ortasındaki geniş masa dikkatimizi çekmişti. (Nicel anlam)

 Okulun bahçesinde sadece beş öğrenci vardı. (Nicel anlam)

BİZDEN NOT

Bazen nitel bir sözcük mecazlaşarak nicel; nicel

anlamlı bir sözcük de nitel anlamda kullanılabilir:

O Sinan Bey, son yatırımından iyi para kazandı.

(Nitel anlamlıyken nicel anlamda kullanılmıştır.)

O Gerçek sanatçı, milletinin geleceği söz konusu

olduğunda büyük düşünmesini bilir. (Nicel anlamlıyken nitel anlamda kullanılmıştır.)

7 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük nitel anlamıyla kullanılmıştır?

A) Bir ağacın altında üç arkadaş şarkı söylüyordu.

B) Çoğu yazar, eserlerinde toplumsal konulara yer veriyor.

C) Bahçedeki birkaç işçi, güneşin altında bekliyordu.

D) Öğretmenimiz bize iyi insan olmayı öğütlüyor.

E) Selcen, okulun ilk günü okula yürüyerek gitti.

Çözüm

Somut ve Soyut Anlamlı Sözcükler

Somut Anlam

Beş duyumuzun (görme, işitme, koklama, dokunma, tatma)

herhangi biriyle algılayabildiğimiz kavram ve varlıkları karşılayan sözcükler somut anlamlıdır.

Örnekler

 rüzgâr, koku, ışık, ses, yağmur...

Soyut Anlam

Beş duyumuzdan herhangi biriyle kavrayamadığımız ancak

var olduklarını akıl, inanç ve sezgilerimizle kabul ettiğimiz kavram ve varlıkları karşılayan sözcükler soyut anlamlıdır.

Örnekler

 akıl, rüya, sevgi, heyecan, korku...

Somutlaştırma

Soyut anlamlı bir sözcüğün anlam genişlemesi yoluyla somut

anlam kazanmasıdır.

Örnekler

 Ablamın arkadaşı çok iyi bir öğretmendir.

 İyilerle dostluk kurmak gerekir.

İlk cümlede “istenilen, beğenilen niteliklere sahip” anlamına

gelerek soyut anlamıyla kullanılan “iyi” sözcüğü, ikinci cümlede “insan”ı karşılayarak somut anlam kazanmıştır.

P:16

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

15 TÜRKÇE

FASİKÜL 1

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam kazanabilir. Örneğin, somut anlamıyla ‘geçilen yer’

demek olan ‘yol’ kelimesi yöntem anlamına gelerek soyut bir

anlam da kazanmıştır.”

Böyle bir anlam değişmesini örneklendiren kelime, aşağıdakilerden hangisinde kullanılmıştır?

A) Bunu yapmaya yürek ister, bu her babayiğidin harcı değil.

B) Bu gördüğün bulutlar, yağmur yüklü bulutlardır.

C) Bu dağlar, geçit vermez sarp dağlardır.

D) Ağaçlar, ilkyazda bir gelin gibi donanırlar.

E) Yapının güzel bir görünümü vardı; taş, dantel gibi işlenmişti.

9 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük soyut

anlamlıdır?

A) Kimseye karşı sert konuşmaz, dostluklara önem verirdi.

B) Cep telefonunu kaybetmiş, yenisini alacak.

C) Gece yola çıkmak istemediklerinden bir otelde konakladılar.

D) Böyle bir heyecanı daha önce de bu statta yaşamıştım.

E) Yaşlı adam dinlenirken derin derin nefes alıyordu.

Çözüm

Çözüm

Soyutlaştırma

Somut anlamlı bir sözcüğün anlam genişlemesi yoluyla soyut anlam kazanmasıdır.

Örnekler

 Kapının koluna çarptığım için bileğim incindi.

 Emre, bileğine çok güvenen bir sporcuydu.

Birinci cümlede “elle kolun birleştiği bölüm” anlamına gelerek somut anlamıyla kullanılan “bilek” sözcüğü; ikinci cümlede “güç, kuvvet” anlamına gelerek soyut anlam kazanmıştır.

Yansıma Sözcükler

Doğadaki sesleri anlatmak için kullanılan kelimelere yansıma

sözcük denir.

Örnekler

 Fabrikadaki makinelerin gürültüsü öğleye doğru azalıyordu.

 Yandaki salondan gelen tıkırtı, dikkatimizi çekmişti.

 Bu tatil beldesinde cıvıl cıvıl öten kuşlar ve şırıl şırıl akan

dere bize huzur veriyor.

 Stüdyodan yükselen cızırtılı sesler, sokaktakileri rahatsız

etmişti.

 Ali Baba’nın çiftliğinde kediler miyavlıyor, köpekler havlıyor, kuzular meleşiyordu.

Yukarıdaki cümlelerde renkli

yazılan sözcükler, yansımadır.

10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan doğmuş bir

sözcük vardır?

A) Yağmurdan sonra, sokakları seller götürdüğünden uzun

süre karşıya geçemedik.

B) Dünkü fırtına, ağaçlarda ne meyve ne de yaprak bıraktı.

C) Öğretmenin, çocuklara bağırmaktan nefesi tükenmiş, sesi

kısılmıştı.

D) Açık kalan musluğun şırıltısından bütün gece uyuyamadım.

E) Konuşurken o kadar heyecanlandı ki sesinin titremesini

engelleyemedi.

Çözüm AKLINDA OLSUN

Kimi sözcükler, biçimsel olarak yansımaya benzer

ancak ses ilişkisi bulunmadığından yansıma değildir.

Yansıma sözcükler görme değil işitme duyusuyla

ilgilidir.

O Kedinin gözleri karanlıkta ışıl ışıl parlıyordu.

O Pencerenin camları pırıl pırıl olmuş, her yer tertemiz.

Yukarıdaki cümlelerde “ışıl ışıl” ve “pırıl pırıl” sözleri

işitme duyusuyla ilgili olmadığından yansıma değildir.

P:17

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

TÜRKÇE 16

FASİKÜL 1

11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan türemiş bir

yüklem vardır?

A) Döne döne ardın sıra melerim.

B) Kuşlarımız birbiriyle ötüşür.

C) Keklik gibi taştan taşa sekersin.

D) İnip aşkın deryasını boyladı.

E) Ayrılık elinden bağrım eziktir.

ÇözümBİZDEN NOT

Yansıma kelimeler ekler- sözcük yapısı ve sözcük

türleri konusuyla da ilgilidir.

O şır-ıl-tı ® türemiş isim

O miyav-la ® türemiş fiil

Yansıma sözcükler, cümledeki kullanımlarına göre

isim, sıfat veya zarf görevinde olabilir.

Sözcük türleri konusunda ayrıntıları inceleyebilirsiniz.

BENDEN UYARMASI

Bazı sözcükler yansıma olma özelliğini yitirerek mecaz anlamda kullanılabilir:

O Kır düğününde silahlar, art arda patladı.

Bu cümlede “patladı” sözcüğü yansıma olarak

kullanılmıştır.

O Deneyimli yazar, sözünü kesen bazı okurlara

fena patladı.

Bu cümlede “patladı” sözcüğü yansıma özelliğini kaybederek “kızmak, öfkelenmek” anlamında kullanılmıştır.

1. Aşağıda verilen kelimelerin eş anlamlısını boşluklara

yazınız.

sene

güz

beyaz

sulh

durgun

mesut

memleket

şair

Etkinlik

2. Aşağıda verilen kelimeleri eş sesli olarak cümlelerde

kullanınız.

var : .........................................................................

.........................................................................

kaç : .........................................................................

.........................................................................

3. Aşağıda verilen kelimelerin zıt anlamlısını boşluklara

yazınız.

var dolu

aç sulh

4. Aşağıda verilen kelimelerin yakın anlamlılarını boşluklara yazınız.

sona erecek kır

5. “Bir kuş cıvıltısı duysam kanım donuyor.” cümlesinde altı çizili sözün yakın anlamlısı nedir?

...............................................................................

6. Kelimeleri özelden genele doğru sıralayalım.

Ağaç - Bitki - Çam - Karaçam - Varlık - Canlı

........... ........... ........... ........... ........... ...........

Hece - Harf - Paragraf - Kelime - Cümle

............. ............. ............. ............. .............

İnsan - Canlı - Varlık - Erkek

............... ............... ............... ...............

7. Kelimeleri genelden özele doğru sıralayalım.

Varlık - İnsan - Canlı - Kadın

............... ............... ............... ...............

Gıda - Su - Asitsiz İçecek - İçecek

............... ............... ............... ...............

Güzel Dilimiz Türkçe - Basın - Yazılı Basın - Kitap

............... ............... ............... ...............

.

P:18

17 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 1

1. Aşağıdaki dizelerde altı çizili sözcüklerden hangisinin sesteşi (eş seslisi) vardır?

A) Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından

Dudaklarımda eski bir mektep türküsü

B) Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı

Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı

C) Duygu denizlerine yelken açıyorum

Şiir şehrinde güneş batarken

D) Şiir kalbi yansıtır, kalpten çıkar mısralar

Okudukça insanlar başka âleme dalar

E) O bir masal kızıydı, anlamadı dilimden

Kelebekler misali uçup gitti elimden

2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır?

A) Bulutlar, atların yelelerinde uçar

Gül gibi bir gülüşle dudaklarında rüzgâr

B) Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok

Yok bizi arayan, soran kimsemiz

C) Bir demir pençeydi sanki

O çılgın bitiş ve kayboluş

D) Farkı yok uykudan uyanıklığın

Gündüzün geceden, hayalin düşten

E) Neylersin, ölüm herkesin başında

Uyudun uyanamadın olacak

3. Aşağıdakilerin hangisinde somut anlamlı sözcükler

bir arada verilmiştir?

I II III IV

A) ses bilet tabak sıkıntı

B) pınar şimşek hava öfke

C) simit ışık yağmur inci

D) pamuk telefon feribot sır

E) ekmek uçurum komşu keder

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözler birbirine anlamca en yakındır?

A) Tiyatroda izlediğimiz oyundan çok etkilendik, biz de

hemen bir yardım kampanyası düzenledik.

B) Keman çalmayı öğrenmek için gittiğimiz kursta bolca

pratik yapıp öğrendiklerimizi pekiştiriyoruz.

C) Hayatta karşımıza çıkan zorluklar karşısında yılmamalı, onlarla mücadele etmeye devam etmeliyiz.

D) Çantasına eşyalarını titizlikle yerleştirdi, bütün malzemelerin yerli yerinde olmasını sağladı.

E) Yemek yapmanın püf noktalarını annesinden öğrenmiş, tariflerini bir sır gibi saklıyor.

5. Aşağıdaki dizelerin hangisinde yansıma bir sözcük

kullanılmıştır?

A) Aşkınla ne garip hâllere düştüm

Her şeyim tamam da bir sendin noksan

B) Bir ateş yakalım ki geçmesin hatta bir an

Ve sussun kurtlar, kuşlar bir gök gürültüsüyle

C) Şimdi sen yoksun, seni düşünmek var

Çocukken de seni düşünürdüm her gece

D) Okunmamış kitap şu insanoğlu

Varlığı çok eski sağlam bir eser

E) Sabah olmadan çıkmalısın balığa

Bak oltan hasret kaldı sana

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük nicel anlamda kullanılmamıştır?

A) Sıcak bir çorba içelim, biraz kendimize geliriz.

B) Dışarıdan gelen bu ağır koku hepimizi çok rahatsız

etti.

C) Geniş odalı bir evde oturmayı istiyoruz ailece.

D) Bu yaz gününde soğuk bir gazoza kimse hayır,demez.

E) Kilolarına dikkat ettiği için yemeğini hep küçük tabakta yiyor.

P:19

TÜRKÇE 18

Öğreten Test FASİKÜL 1

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özelden genele doğru bir anlatım vardır?

A) Edebî türler içinde en çok okunanı romandır.

B) Çoğu insan, alfabedeki bazı harfleri telâffuz etmekte

zorlanır.

C) Petrolden elde edilen ürünlerden biri de gaz yağıdır.

D) Bu semt, şehrin en gözde mekanlarının olduğu yerlerden birisidir.

E) Evin bahçeye bakan odasını babaanneme ayırdık.

8. Aşağıdaki dizelerin hangisinde eş anlamlı (anlamdaş) sözcükler bir arada kullanılmıştır?

A) Yalvarmak, yakarmak nafile bugün

Gözünün yaşına bakmadan gider.

B) Bir zevk duyulmaz oldu,buranın rüzgârlarından

Hayat soldu bir günün enginlerinde yine.

C) Bir mektup, bir telgraf alındısı değil

Unutulmuş bir sevdadır kapını çalan

D) İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım

Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından

E) Güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde

Ağladın, avuçlarıma döküldü inciler

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut anlamlı bir

sözcük, kullanıldığı cümleye göre soyut anlam kazanmıştır?

A) Kitap fuarındaki bazı yapıtları çok beğendiğim için

satın aldım.

B) İlk şiirlerimi yazdığım defteri basım için hazırlıyorum.

C) Bursa’daki tarihî güzellikleri görmek için erkenden

çıktık.

D) Sandalımız rüzgârın esintisiyle tatlı tatlı sallanıyordu.

E) Kardeşinin bu konuda bir hatasının olabileceğini kabul etmiyordu.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan türemiş bir sözcük kullanılmamıştır?

A) Uyurken küçük bir tıkırtıdan bile rahatsız olurdu.

B) Yaktıkları ateş, küçük çıtırtılarla büyümeye başlamıştı.

C) Radyodaki cızırtıdan, dinledikleri oyunun sonunu anlayamadılar.

D) Ekmek kırıntılarını pencerenin kenarına kuşlar için

bıraktı.

E) Derenin şırıltısı çok uzaktan duyuluyordu.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük nitel anlamda kullanılmamıştır?

A) Yakın arkadaşlarımdan biri geçen gece bizde kaldı.

B) Bahçenin etrafını alçak duvarla çevirdiler.

C) Geçen hafta hafif bir rahatsızlık geçirdiğini söyledi.

D) Kışın genellikle koyu giyecekler tercih ediliyor.

E) Başından geçen ilginç bir olay anlattı.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?

A) O, sanat hayatında yer yer durağan dönemler yaşamışsa da sonraki yapıtlarıyla bu hareketsiz yılların

üstesinden gelmeyi başarmıştır.

B) Sanatçı olayları iyi gözlemlemeli, yapıtını gereksiz

ögelerden temizleyip arındırmalı.

C) Bir eleştirmen kendini okurlarına karşı sorumlu hissetmeli, kişisel düşüncelerini bir kenara bırakmalıdır.

D) Yaşamımda hep zorluklarla karşılaştım, hiç kimseden yeterli bir yardım görmedim.

E) Bir dönem şiirler yazan sanatçı toplumcu temaları ve

bireysel temaları birlikte ele aldı.

1-E 2-D 3-C 4-C 5-B 6-B 7-D 8-A 9-D 10-D 11-B 12-A

P:20

19 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 1

1. Annem, misafirlerini yüzünde hep bir gülümsemeyle karşılar.

Aşağıdakilerin hangisinde geçen “yüz” sözcüğü bu

cümledekiyle sesteş olarak kullanılmıştır?

A) Okul binasının arka yüzü bugün boyanacakmış.

B) Çocuklara yüz verince her zaman istediklerinin olacağını düşünürler.

C) Bu nevresim takımıyla yastığın ve yatağın yüzünü

değiştirdik.

D) Bizim köyde insanlar genellikle yüz yaşına kadar yaşıyor.

E) Ondan yardım istemeye yüzüm kalmamıştı artık.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut anlamlı bir

sözcük, kullanıldığı cümleye göre soyut anlam kazanmıştır?

A) Radyo programlarındaki reklam sürelerinin uzun olması dinleyiciyi sıkıyor.

B) Kitapta en beğendiğim öyküyü öğrencilerime de okuyacağım.

C) Marketteki ürünlerden bazıları ilk günden raflarda tükendi.

D) Yönetim kurulunun kararıyla işçilerin ücretlerine zam

yapıldı.

E) Başarılı olmak için hayatın dikenlerine takılmadan

yürümeliyiz.

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde zıt(karşıt) anlamlı sözcüklere yer verilmiştir?

A) Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini

Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim

B) Unutmak kolaysa önce sen unut

Ben daima hatırlamadayım o eski günleri

C) Susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim

Mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü

D) Akşamları dinlenirken evinizin balkonundan

Seyredersin şehrin ışıl ışıl gecelerini

E) Değişir rüzgârın yönü solar ansızın yapraklar

Şaşırır yolunu denizde gemi boşuna bir liman arar

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler birbirine anlamca yakın değildir?

A) Eşini kaybettikten sonra çocuklarına bakıyor, gece

gündüz çalışarak onları geçindiriyordu.

B) Eve kadar gidip bak, kontrol et; evde olup olmadığını söyle.

C) Çocuğa doktor bey dikkatlice baktı, onu iyice muayene etti.

D) Onun söylediklerine bakma, onları sakın önemseme.

E) Gümrük işlerine bu memur bakıyor, gelenlerden gerekli evrakları istiyordu.

6. Sözcüğün bir türün tamamı için kullanılmasına genel anlam; o türün sadece bir ya da birkaç örneğine işaret edecek şekilde kullanılmasına da özel anlam denir.

Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde “öğretmen” sözcüğü özel anlamda kullanılmıştır?

A) Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur.

B) Bu derste öğretmenimiz hayat tecrübelerinden bahsetti.

C) Öğretmen güneşe benzer,etrafını aydınlatırken yorulmaz.

D) Bir öğretmeni unutulmaz yapan şey öğrencisinin yüreğine dokunmasıdır.

E) Hayatta en büyük mucize ,küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır.

4. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük bir yansımadır?

A) Bu bölgede yer alan çağlayanın büyüklüğü ve suyunun gücü turistleri kendine çekiyor.

B) Kuyumcuda gördüğümüz mücevherin ışıltısı gözümüzü aldı.

C) Sobada yanan odunların çıtırtısı herkeste tatlı bir tebessüm oluşturuyordu.

D) Çok şiddetli esen rüzgâr bazı evlerin çatılarındaki kiremitleri uçurmuş.

E) Bahar aylarının huzuru kış mevsiminde yerini hüzne

bırakıyor.

P:21

TÜRKÇE 20

Pratik Test FASİKÜL 1

7. Nicel anlamlı sözcük, bir varlığın ölçülebildiğini,sayılabildiğini, azlığını ya da çokluğunu; nitel anlamlı sözcükler de bir varlığın nasıl olduğunu, niteliğini gösterir.

Bu açıklamaya göre aşağıdaki altı çizili sözcüklerden

hangisi farklıdır?

A) Odanın köşesinde duran büyük koltuk babamın yeriydi.

B) Deniz kenarında oynayan çocuklar iri bir balık yakalamış.

C) Kahvaltıdan önce bir bardak soğuk su içmek iyi gelir.

D) Günümüzde iyi insan olmak için çok çaba sarfetmek

gerekiyor.

E) Ağacın yere sarkan uzun dallarını kestik.

8. I. Kısa zaman içinde şan ve şöhreti ülke sınırlarını aştı.

II. Kuvvetli rakibinin karşısına çok güçlü çıkmak istiyordu.

III. Dedesinden kalma bu eski evde acı tatlı pek çok anısı

vardı.

IV. Bu kitap, güncel olayları konu eden öykülerden oluşuyor.

V. Bu sıcak yaz gününde insan soğuk bir gölge arıyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangilerinde

eş anlamlı (anlamdaş) sözcükler bir arada kullanılmıştır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

9. Aşağıdaki cümlelerde yer alan altı çizili sözcüklerden hangisinin eş seslisi yoktur?

A) Yaz tatilini bu yıl da yine köyde geçireceğiz.

B) Çok işlek olan bu yol bugün oldukça tenha görünüyor.

C) Yorgun olduğumda çay içmek beni çok dinlendirir.

D) Okulda yeni eğitim öğretim yılıyla ilgili çalışmalar

vardı.

E) Gökyüzünü aniden bir kara bulut kümesi kapladı.

10. Doldun gözlerime bir rüya gibi

İçinde kaybolsam yayla dumanı

Yağmurlar şahit oldu büyüdü aşkımız

Sokaklar bütün gece dinledi şarkımızı

Bu dizelerde altı çizili sözcüklerden hangileri soyut

anlamıyla kullanılmıştır?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

I

II

III IV

V

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “karşıt” anlamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?

A) Büyük insanların en önemli yönü, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını göstermeleridir.

B) Bir şeyin yanlış olduğunu bilmek, doğruyu öğrenmek için atılan bir adımdır.

C) Her iyi ve güzel şey, kötü ve çirkin şeyleri ortadan

kaldırmaya yönelik bir adımdır.

D) Hayat inişli ya da çıkışlı olabilir, önemli olan başarıdan vazgeçmeden devam etmektir.

E) İnsanların hakkında ne düşündüklerini önemsemezsen mutlu olabilirsin.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde genelden özele doğru bir sıralama bulunmamaktadır?

A) Bale, modern sanatlardan en çok tercih edilenidir.

B) Roman türleri içinde zevk alarak okuduğum bilim

kurgu romanlarıdır.

C) Babamın koleksiyonları arasında kartpostal koleksiyonunun yeri ayrıdır.

D) Hayvanlar arasında en kısa ömürlü olanı kelebektir.

E) Renkler içinde mavi, insana huzur veriyor.

1-D 2-E 3-B 4-C 5-E 6-B 7-D 8-A 9-D 10-B 11-E 12-A

P:22

21 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 1

1. Somut anlamlı bir sözcüğün soyut anlamlı bir sözcük yerine kullanılmasına “soyutlama” denir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu türden bir kullanım vardır?

A) Annemin üzüntüsü yüzünden belli oluyordu.

B) Herkesin bu konuya farklı pencerelerden baktığını

söyledi.

C) Piknik yerinde oynayan çocuklar kocaman bir kaplumbağa gördüler.

D) Hayallerinin peşine takılıp büyük şehre okumaya gitti.

E) Arkadaşımın kederine de sevincine de ortak olmayı

isterim.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüklerle ilgili olarak ayraç içinde verilen açıklama yanlıştır?

A) Üzerine titrediğimiz vazonun kırıldığını anneme söyleyemedik. (somut anlam)

B) Bu başarı öyküsünden herkesin dersini alması gerekir. (soyut anlam)

C) Ocağın üzerinde fokurdayarak pişen yemeği görünce

çok sevindi. (yansıma sözcük)

D) Güç gerektiren bu işlerde çalışmanın ne kadar güç

olduğunu söylüyordu. (eş sesli sözcük)

E) Gömleğin kollarından biri kısa biri de diğerine göre

uzun dikilmiş. (eş anlamlı sözcük)

3. I. 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda evlerin pencereleri bayraklarla süslenip her yer çiçeklerle bezendi.

II. Şirket çalışanları yıl sonu değerlendirme toplantısında buluştu, herkes düşüncelerini paylaştı.

III. Bazı yolcular şoförün hızlı gitmesinden rahatsızlandı,

yavaş gitmesi konusunda onu uyardı.

IV. Sevdiğimiz dizilere hiç kaçırmadan bakar, ailece seyretmekten büyük zevk alırdık.

V. Sorularıma yüzüme bakarak cevap vermekten kaçınıyor, konuyu değiştirmek istiyordu.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde altı

çizili sözler birbirine anlamca en yakındır?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde yansıma bir sözcük

kullanılmıştır?

A) Hazırlanıyor gibi, gökyüzü, ufuk, deniz

Bir sabah dökülecek baharların baharı

B) Bazan öyle yakın geçer ki kayan yıldızlar

Hâlini soruverecekler sanırsın

C) Parlak yıldızları yok, mehtabı yok bir gece

Gemiler geçecekmiş bu sessizlik bitince

D) Artık ayrılığın çekilmiyor acısı

Şarkıları dinmesin bu sonsuz denizin

E) Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun

Nadir duyabildiği taze bir heyecanla

5. (I) Koltuğuna oturup derin düşüncelere daldı. (II) Cebinde kalan son bozuk paralar aklına geldi. (III) Odanın

ortasındaki kırık sehpa gözüne ilişti. (IV) Onu eskiciye

verip çocuğunun istediği büyük oyuncak kamyonu alabilirdi. (V) Bu düşüncelerle gün ağarırken boş sokakta

eskicinin yolunu tuttu.

Yukarıda numaralanmış cümlelerde geçen altı çizili

sözcüklerden hangisi nitel anlamda kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. Sözcüğün bir türün tamamı için kullanılmasına genel anlam; o türün sadece bir ya da birkaç örneğine işaret edecek şekilde kullanılmasına da özel anlam denir.

Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde “çocuk” sözcüğü özel anlamda kullanılmıştır?

A) Çocukların karınlarını, zihinlerini doyurduğumuz kadar ruhlarını da doyurmalıyız.

B) Çocukların nasihatten çok iyi örneğe ihtiyacı vardır.

C) Dünya üzerinde bir tek güzel çocuk vardır, bütün anneler de ona sahiptir.

D) Okuldan dönen çocuk, annesinin sürpriziyle karşılaşınca çok sevindi.

E) Çocuklar, göremeyeceğimiz bir zamana gönderdiğimiz canlı mesajlardır.

P:23

TÜRKÇE 22

Sınav Tadında FASİKÜL 1

7. Kara bulutlar yaklaşan fırtınanın habercisiydi âdeta.

Aşağıdakilerin hangisinde geçen “kara” sözcüğü bu

cümledekiyle sesteş (eşsesli) olarak kullanılmıştır?

A) Sınav tarihi yaklaşınca hepimiz kara kara düşünmeye

başladık.

B) Uzun süren deniz yolculuğundan sonra nihâyet kara

görünmüştü.

C) Zor anlarda yanında olan kişidir kara gün dostu arkadaş.

D) Bu kara haberi ona nasıl vereceğimizi bilmiyoruz.

E) Kara kalem çalışmalarını önümüzdeki günlerde sergileyecekmiş ünlü ressam.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansıma sözcük

kullanılmıştır?

A) Derenin kenarındaki yolu takip edip okula giderdik.

B) Şiddetli yağmurdan dolayı köylere ulaşım yapılamadı.

C) Güneşin doğmasıyla birlikte dallarda ötüşen kuşlar,-

sabahı müjdeliyordu.

D) Sokağın başındaki iş makinesinin gürültüsü mahalleliyi rahatsız etti.

E) Memleketten ayrılınca sevdiklerini bir daha görememişti.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır?

A) Konuşma sırasında sözünü ikide bir kesen gence

zor sabretti.

B) Kıyafetiyle bütünleştirdiği mavi fuları ona çok yakışmış.

C) Bitki örtüsü zengin olan bu yöre, fakir halka geçim

kaynağı olmuş.

D) Bu uzak dağ köyünde ulaşım hâlâ at arabalarıyla

sağlanıyor.

E) Kalabalığa karışmadan yolun diğer tarafından yürüdük.

10. Aşağıdaki dizelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi soyut anlamlı bir sözcük değildir?

A) Bir bahar şarkısı ahengini vermiş sesine

Saçların rüzgâra başkaldırıyor öylesine

B) Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu

Rüzgârların değildi bu musiki, bu hüzün

C) Mevsimlerin ömrünü yaşamıştı aşkımız.

Onu şimdi kaybettim ve şimdi sonbahardır

D) Kardır yağan üstümüze geceden

Yağmurlu, karanlık bir düşünceden

E) Vuslata uzandıkça yana düştü kollarım

Dermanımı tüketip, dizimi çaldın gurbet

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler birbirine anlamca yakın değildir?

A) Küçük kardeşimin yaramazlığından herkes bıktı, özellikle annem ondan çok usandı.

B) Her insan başarılı olmayı istiyor ve bunu hayatının

sonuna kadar sürdürmeyi arzu ediyor.

C) Bu kasaba halkı yıllar önce birbirine küsmüş, herkes

basit bir sebepten dolayı gücenmiş.

D) Mutluluk, istediğinde ayağına gelmez,ona ulaşmak

için çoğu zaman sen gideceksin.

E) Küçük oğlunu çok sevmesine rağmen ona kırılmış,

ziyaretine gelmediği için çok darılmış.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüklerle ilgili olarak ayraç içinde verilen açıklama yanlıştır?

A) Önündeki kitabın sayfalarını büyük bir dikkatle çeviriyordu. (nitel anlamlı sözcük)

B) Kiralık daireyi gezdik fakat odalarını küçük bulduk.

(genelden özele doğru sıralama)

C) Bunca derdin bunca gamın yükünü tek başına omuzlayamazsın. (eş anlamlı-anlamdaş sözcük)

D) Krizde şirketini batmaktan kurtaramadı, şirket kısa

süre sonra iflas etti. (yakın anlamlı sözcük)

E) Babası onun gözlerindeki ışıltının her zaman farkındaydı. (yansıma sözcük)

1-B 2-E 3-B 4-E 5-A 6-D 7-B 8-D 9-C 10-A 11-D 12-E

P:24

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

23 TÜRKÇE

FASİKÜL 1

İkilemeler

Anlamı pekiştirmek, güzelleştirmek, çeşitli anlam ilgileri kurmak için oluşturulmuş söz gruplarıdır.

Türkçede ikilemeler arasına noktalama işareti konmaz.

İkilemeler değişik biçimlerde oluşturulur:

Aynı sözcüğün tekrar edilmesiyle (yineleme):

Örnekler

yavaş yavaş, ince ince, ağlaya ağlaya, birer birer, ağır ağır,

tek tek, koşa koşa, usul usul...

Kahvaltıda çayın yanında çıtır çıtır simit güzel gider.

Yalnız benim için bak yeşil yeşil.

Yolun iki tarafında da sıra sıra ağaçlar diziliydi.

Anlamdaş (eş anlamlı) sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:

Örnekler

ses seda, kılık kıyafet, şan şöhret, sorgu sual, sağlık sıhhat...

Öğrenciler, ders çalıştığından sınıftan ses seda çıkmıyordu.

Arkadaşım kılık kıyafetine özen gösterirdi.

Yakın anlamlı sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:

Örnekler

eş dost, börek çörek, doğru dürüst, delik deşik, ar namus...

Uzun bir yolculuktan sonra sağ salim köye varmıştık.

Çocuğun derli toplu bir odası vardı.

Etraftan biraz çalı çırpı toplayıp mangalı yaktık.

Karşıt (zıt) anlamlı sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:

Örnekler

dost düşman, er geç, iyi kötü, düşe kalka, içli dışlı...

Bu projede az çok benim de katkım var.

Seninle görüşmeyeli aşağı yukarı beş yıl olmuş.

Arabamız çamurlu yolda bata çıka ilerliyordu.

Biri anlamlı, biri anlamsız sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:

Örnekler

yırtık pırtık, bölük pörçük...

Küçük çocuğun üzerinde eski püskü bir palto vardı.

İnsanların ufak tefek kusurlarını hoş görmelisin.

Buraya gelirken eğri büğrü yollardan geçtik.

Anlamsız sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:

Örnekler

eciş bücüş, abuk sabuk...

Evdeki bütün ıvır zıvır eşyayı eskiciye verdik.

Eften püften meselelerle arkadaşlarını meşgul etme.

Yansıma sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:

Örnekler

gacır gucur, küt küt, tık tık...

Şırıl şırıl akan bir derenin yanında pikniğimizi yaptık.

Mangalda cızır cızır pişen etlerin kokusu herkesi acıktırmıştı.

Durum eki almış sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:

Örnekler

baş başa, yıldan yıla...

Bu konuyu onunla yüz yüze görüştük.

Zor durumdaki işçi, elinde avucunda ne varsa satmıştı. BİZDEN NOT

O İkilemeler, sözcük türleri konusunu da ilgilendiriyor.

O İkileme hâlindeki sözcükler cümledeki kullanımlarına göre isim, sıfat veya zarf görevinde

olabilir.

O Sözcük türleri konusunda ayrıntıları inceleyebilirsiniz.

AKLINDA OLSUN

İkilemeler arasına hiçbir noktalama işareti getirilemez.

Anlamlı bir sözcükle “m” sesini alan başka bir sözcüğün

yan yana getirilmesiyle:

Örnekler

kitap mitap, ağaç mağaç...

Ben uzak muzak anlamam, hep beraber oraya gideceğiz.

Adam, eski kitapları bize verdi; para mara da istemedi.

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikilemeyi oluşturan sözcükler tek başlarına kullanılamaz?

A) Yalan yanlış bilgilerle doğru bir karar veremezsin.

B) Karşıdan güçlü kuvvetli görünüyordu.

C) Mırın kırın etme de olanları anlat.

D) Aradan aşağı yukarı on yıl geçti.

E) İngilizceyi şöyle böyle bilir.

Çözüm

P:25

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

TÜRKÇE 24

FASİKÜL 1

Deyimler

En az iki sözcükten oluşan, genellikle mecaz anlam taşıyan,

anlamca ve biçimce kalıplaşmış söz öbeklerine deyim denir.

Deyimler, genellikle mecaz anlamlıdır:

Örnekler

İpe un sermek: Geçersiz birtakım nedenler ileri sürerek istenilen işi yapmaktan kaçınmak

Ekmeğini taştan çıkarmak: Geçimini sağlamakta çok becerikli olmak, en zor koşullarda bile kazancını sağlamak

Akla karayı seçmek: Bir işi başarıncaya değin çok sıkıntı çekmek, güçlüklerle karşılaşmak

Bazı deyimler gerçek anlamlıdır:

Örnekler

iyi gün dostu olmak: sadece iyi günlerde görünmek

hem suçlu hem güçlü: gerçek suçlu kendi olduğu hâlde başkalarını suçlayan anlamında

özrü kabahatinden büyük: bir suç veya kabahat için özür dilerken daha büyük suç işleyen kimseler için söylenen bir söz

Bazı deyimler, aynı veya yakın anlamı karşılar:

Örnekler

baltayı taşa vurmak = çam devirmek = pot kırmak

farkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek

dünya başına yıkılmak = dünya gözüne zindan olmak

büyük bir karamsarlık ve umutsuzluk içinde olmak

oyuna gelmek = tuzağa düşmek

birileri tarafından hazırlanan kötü bir duruma uğramak

pişmiş aşa (soğuk) su katmak = bir çuval inciri berbat etmek düzelmekte olan bir durumu yersiz, yanlış davranışlarla bozmak

Yargı halinde bulunan deyimler vardır:

Örnekler

dostlar alışverişte görsün: gösteriş olsun, iş görüyor densin

(diye) anlamında kullanılan bir söz

Halep ordaysa arşın burda: bir iddia veya söz abartılı bulunduğunda kanıtını istemek için kullanılan bir söz

elini veren kolunu alamaz: kendisine iyilik yapıldığında devamını fazlasıyla isteyen kimseler için kullanılan bir söz

ayıkla pirincin taşını: bir işin pek karışık ve içinden çıkılmaz

durumda olduğunu anlatmak için kullanılan bir söz

armut piş ağzıma düş: bir işe emek harcamaksızın onun kendiliğinden olmasını bekleyenlerin durumunu anlatan bir söz

vur abalıya: bütün özverinin yumuşak huylu kişiye yüklenmesi, sessiz, güçsüz kişinin hırpalanması, hakkının çiğnenmesi

durumunda söylenen bir söz

2 - ÖĞRETEN SORU / 2018 MSÜ

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, altı çizili deyimin anlamı

parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) Mahallede eski huzur kalmamıştı, herkes ondan şüpheleniyordu çünkü bazı olaylara adı karışmıştı. (kötü bir işle

ilgisi olduğu söylenmek)

B) Ailemizin en kararsız bireyi olan ağabeyim, İstanbul’a geldiğimizden beri dikiş tutturamadı. (sık sık yer ve iş değiştirmek)

C) İnsanoğlu, giriştiği her mücadelenin hakkını vermek ve

her mücadelede galebe çalmak amacında olmalıdır. (üstün gelmek, baskın çıkmak)

D) Yıllarca uğraşıp didindikten sonra bir baltaya sap olmayı

başardı. (bir işin gerçekleşmesine vesile olmak)

E) Gizliyi saklıyı sevmez, ona bir şey sorulduğunda eteğindeki taşları döker. (bütün bildiklerini açıklamak)

Çözüm

3 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili deyimin anlamı

parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) Böyle bir işte çalışmaya herkesten çok can atıyordu. (şiddetle arzu etmek, çok istemek)

B) Artık sana yardım edemem, başının çaresine bak. (yardım almadan kendi işini kendi yapmak)

C) Yaşlı adam canının derdine düşmüştü, herkese bağırıyordu. (gücü tükenmek, bitkin bir duruma gelmek)

D) Ablasının anlattığı olaydan sonra iyice aklı karışmıştı. (ne

yapacağını bilememek, bocalamak)

E) Selim, tartışanların yanından hemen uzaklaştı, başını belaya sokmak istemedi. (kötü sonuçlar verecek bir duruma

düşmek)

Çözüm

P:26

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

25 TÜRKÇE

FASİKÜL 1

Atasözleri

Uzun deneyim ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş, genellikle mecaz anlamlı, kalıplaşmış, yargı bildiren özlü sözlerdir.

Atasözleri, genellikle mecaz anlam taşır:

Örnekler

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer: Bir olaydan gerekli dersi alan, sonra uyanık davranır.

Irmaktan geçerken at değiştirilmez: Bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır.

Yuvarlanan taş yosun tutmaz: Sürekli olarak iş değiştiren bir

kimse başarı kazanamaz.

Bazı atasözleri gerçek anlamlıdır:

Son pişmanlık fayda vermez: İş işten geçtikten sonra pişman

olmanın yararı yoktur.

Dost ile ye, iç alışveriş etme: Alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu

bozabilir.

Güvenme varlığa, düşersin darlığa: Varlıklarına güvenerek ölçüsüz harcamalarda bulunanlar daha sonraları sıkıntıya düşebilirler.

Bazı atasözleri aynı veya yakın anlamlıdır:

Hazıra dağlar dayanmaz. = Sıcağa kar mı dayanır?

Sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir.

Körle yatan şaşı kalkar. = Topalla gezen, aksamak öğrenir.

Değersiz, kötü kimselerle ilişki kuranlar kötü huylar edinirler.

Yalnız taş, duvar olmaz. = Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

İnsan tek başına önemli bir işi başaramaz, başkalarıyla ilişki

kurmak, iş birliği yapmak zorundadır.

5 - ÖĞRETEN SORU

(I) Türk halk kültürünün önemli söz değerlerinden olan atasözlerinde genelgeçer özellik vardır. (II) Bazıları toplumsal ilişkiler hakkında fikir verir, görüş bildirir. (III) Bazıları da tabiat

olaylarının gündelik yaşam üzerindeki etkilerini anlatır. (IV) Yaşam tecrübesine dayanarak doğrudan öğüt veren atasözleri

de vardır. (V) Çift yargı taşıyan atasözlerinde ise yargıların birbirinin karşıtı olduğu görülür. (VI) Bir de genel durumların aksine temsilî veya mecazi anlatıma sahip olmayan atasözlerimiz vardır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki açıklamalara aşağıdaki atasözlerinden hangisi örnek olarak gösterilemez?

A) II. cümle: Komşuda pişer, bize de düşer.

B) III. cümle: Rüzgârlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın

uykusu…

C) IV. cümle: Çıkmadık candan umut kesilmez.

D) V. cümle: Sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz.

E) VI. cümle: Dağ başından duman eksik olmaz.

4 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

(I) Her atasözü bir genel kural, bir ilke niteliği taşır. (II) Bazı atasözleri sosyal ilişkiler üzerine görüş bildirir. (III) Bazı atasözleri

ise uzun gözlemlere dayanarak doğa olaylarının gündelik yaşam üzerindeki etkilerini anlatır. (IV) Tecrübelere veya mantığa

dayanarak doğrudan doğruya öğüt veren atasözleri de vardır.

(V) İki yargı taşıyan atasözlerinde ise yargılar arasında benzetme ilgisinden ziyade iki yargının birbirini tamamladığı veya

birbirine karşıt olduğu görülür. (VI) Bir de genelin aksine temsilî ve mecazi anlatıma sahip olmayan atasözlerimiz vardır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki açıklamalara aşağıdaki atasözlerinden hangisi örnek olarak gösterilemez?

A) II. cümle: Komşu komşunun külüne muhtaçtır.

B) III. cümle: Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.

C) IV. cümle: Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar.

D) V. cümle: Var evi kerem evi, yok evi verem evi.

E) VI. cümle: Besle kargayı oysun gözünü.

Çözüm

Çözüm AKLINDA OLSUN

Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Bir deyimin ya da atasözünün sözcükleri değiştirilip yerlerine -aynı anlamda da olsa - başka sözcükler konulamaz.

“Ayıkla pirincin taşını” deyimi, “ayıkla bulgurun taşını” biçiminde söylenemez.

“Gül dikensiz olmaz.” atasözü “Çiçek dikensiz olmaz.” şeklinde ifade edilemez.

Kalıplaşmış sözler, yanlış söylenirse bu durum anlatım bozukluğuna neden olur.

P:27

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

TÜRKÇE 26

FASİKÜL 1 PRATİK BİLGİ

Kinaye içeren yani hem gerçek hem mecaz anlam

taşıyan deyim ve atasözleri de vardır.

Tugay’ın ağır hasta olan amcası, az önce hayata

gözlerini yumdu.

Yukarıdaki cümlede yer alan “gözlerini yummak”

sözü hem gerçek anlamda gözlerin kapanması hem

de mecaz anlamda ölmeyi ifade etmektedir.

Dadaloğlu’m der ki belim büküldü

Gözümün cevheri yere döküldü

Yukarıdaki dizelerde “belim büküldü” deyiminde

belin bükülmesi gerçek anlamda kullanılabileceği

gibi,”güçsüz kalmak, bir iş yapamayacak duruma

düşmek anlamında mecaz olarak kullanılmıştır.

Mum dibine ışık vermez.

Yukarıdaki atasözünde gerçek anlamda mum dibine ışık vermeyebilir. Mecaz anlamda ise “durumu

iyi olan birinin yakınlarına faydası olamayacağı” ifade edilmiştir. Bu atasözü hem mecaz hem de gerçek anlamda kullanıldığı için kinaye örneğidir.

Bazı kinayeli atasözleri şunlardır:

İşleyen demir pas tutmaz.

Ateş düştüğü yeri yakar.

Taşıma su ile değirmen dönmez.

Ayağını yorganına göre uzat.

Hamama giren terler.

Damlaya damlaya göl olur.

Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

Kalıplaşmamış Söz Öbekleri (Söz Öbeklerinde

Anlam)

 Birden çok sözcükten oluşan ve anlamca bir durumu, kavramı, nesneyi yansıtan sözler, söz öbeklerini oluşturur.

 Dilimizde kalıplaşmış sözcük gruplarının (ikileme, deyim,

atasözü) dışında sözcüklere farklı anlamlar yüklenerek yeni sözcük grupları oluşturulabilir.

 Yaygınlaşmamış bu sözler, kullanıldıkları metinde özel bir

anlamı karşılar, iletilmek istenen yargıyı aktarır.

Örnekler

Usta ozanın şiirleri, yüreğinden ve aklından beslendiği için,

geniş kitlelerce beğenilmiştir.

Bu cümlede ana kavramlar “yürek” ve “akıl” sözcükleridir. “yürek ”sözcüğü “duygu”, “akıl” sözcüğü ise “düşünce” sözcüğüyle ilgilidir.

Buna göre altı çizili sözle, ozanın şiirlerini duygu ve düşünceleriyle oluşturduğu anlatılmak istenmektedir.

Ardahan Kalesi’nin yanı başındaki bu eski mahalle, kentin tarihsel çekirdeğini oluşturuyor.

Bu cümlede ana kavramlar “tarihsel” ve “çekirdek” sözcükleridir. “Tarihsel” sözcüğü “geçmiş”, “çekirdek” sözcüğü, “kaynaklık etmek” sözüyle ilgilidir.

Buna göre altı çizili sözle, sözü edilen eski mahallenin Ardahan’ın geçmişine kaynaklık ettiği anlatılmak istenmektedir.

 Bir yazınsal yapıtın değeri; dilin, el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar devşirmeye, anlatım olanaklarını ustaca kullanmaya bağlıdır. (Bir yapıtın değerli olabilmesi için daha

önce denenmemiş anlatım biçimleriyle oluşturulmasının

gerekliliği)

 Bu okulda öğrencilerin her şeyi dört işlem yoluyla değerlendirebilmeleri, yaşamları boyunca salt akıllarının buyruğuna uyarak davranmaları sağlanacaktır. (Duyguları önemsemeyip dışlama, düşünceyi önceleme)

BİZDEN NOT

O Söz yorumuyla ilgili sorularda ana kavramları

bulmak ve bunların karşılığını içeren anlamları

tespit etmek gerekir.

O Verilen cümledeki anahtar sözcükleri belirleyerek, söz öbeğinin öncesi ve sonrasını da dikkate alarak doğru cevaba ulaşabilirsiniz.

6 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

Kemalettin Tuğcu bizlere yoksulluğu, yaşamla savaşmayı, acımayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretti. Kahramanları hiç

yüzüstü, umarsız bırakmadı. Eserleriyle Tuğcu okurlarına bir

bakıma acı aşısı yaptı.

Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kitaplarıyla acılara, zorluklara göğüs germe becerisi kazandırmak

B) Yaşanan acıların okurla paylaşılarak azalmasını sağlamak

C) Odağına acıyı alarak kalemini edebî yönden güçlendirmek

D) Acıyla yoğrulmuş hayatların kendi yönünü bulacağını göstermek

E) Toplumun yaşadığı acıları yalın hâliyle eserlerine aktarabilmek

Çözüm

P:28

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

27 TÜRKÇE

FASİKÜL 1

8 - ÖĞRETEN SORU / 2019 AYT

Yeşil tasarım (zihinde canlandırılan biçim), insan ve çevre üzerindeki zararlı etkileri en aza indirgemeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Öncelikle binanın yapımından yıkımına kadar olan

zamanı kapsayacak (sınırları içine alacak) şekilde korunmasını hedefleyen genelgeçer (hemen herkesçe benimsenen)

kurallar koymak gerekiyor. Enerji kaynaklarını üst seviyede

değerlendirmeye (denetlemeye) olanak sağlayan uygulamalar; doğal, geri dönüşümlü (yeniden değerlendirilebilir nitelikte) ve zararlı olmayan malzeme kullanımıdır.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı

parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

7 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

Sanatta etkilenme, kaçınılmaz gibi görünse de öykünme tasvip edilecek bir durum değildir. Sanatın gerçekliği bunu hiçbir surette mazur görmez; özgünlüğün yeniden üretimi şeklinde can bulur her defasında çünkü. Tersi bir durum onu kötürümleştirir.

Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayabilecek

bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Genç insanların, kişiliklerini oluştururken özellikle saygı

ve sevgi duydukları bir kişiliği taklit etme eğilimi göstermeleri olağandır.

B) Kitap okuma alışkanlıklarındaki benzerlikler, okuyucuların benzer kitaplardan aynı sonuçları çıkardıkları anlamına

gelmez.

C) Televizyon dizilerinin yapay kahramanları, hayatı tanımlama biçimleriyle ister istemez gerçek dünyanın bireyleri

üzerinde etki bırakıyor.

D) Futbolcu, sahada sahip olması gereken öz güven ve beceriyi ancak antrenörünün talimatlarına harfiyen uymasıyla kazanır.

E) Tarihsel bir olayı anlamlandırmak için başvurulan tarihin

tekerrürden ibaret olduğu anlayışı, günümüzde pek kabul görmüyor.

Ayraç İçindeki Sözle Uyumlu Olma

 Söz yorumuyla ilgili bazı metinlerde ayraç içinde verilen

sözcük ya da sözcük öbeğinin anlamca uyumlu olup olmadığının ayrımına varmak gerekir.

 Verilen metinlerde sözcükler arasındaki anlam ilişkisine,

anlatılmak istenenin ne olduğuna, sözcüklerin ayraç içindeki sözle uyumuna dikkat edilmelidir.

 Örnek sorular üzerinden anlatılanları somutlaştıralım.

Çözüm

Çözüm

P:29

Sözcük Anlamı - Söz Yorumu

TÜRKÇE 28

FASİKÜL 1

10 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Arkeogenetik, insanlığa dair geçmişi moleküler genetik teknikler ------ araştıran bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. Bazı

temel konular üzerindeki çalışmalar henüz sürmekteyse de

hızla ------ bir bilim dalı hâline gelmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) yoluyla - değişken B) sayesinde - benimsenen

C) deneyerek - bilinen D) geliştirerek - sevilen

E) kullanarak - gelişen

11 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT

Bu roman, okuruna ilk bakışta çok keyfî, çok dağınık görünebilir. Yazar ---- yazmış gibi. Oysa bu dağınık görünüşlü malzeme ---- bir şekilde toplanmış ve yapısal bir bütün meydana

getirecek şekilde örülmüş.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) talep edileni - bilinçli

B) aklına geleni - titiz

C) akışın getirdiğini - ahenkli

D) kendinden bekleneni - tutarlı

E) uygun düşeni - aleni

12 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Dünya çapındaki bazı çevre sorunları, ---- ilkesine en açık kanıtları sunuyor. Karadeniz’in öbür tarafında, Kiev civarında kurulan nükleer reaktör, İzmir’deki çay tiryakisini neden ilgilendirsin? Ama ilgilendiriyor. Tropik ormanların tahribi, ozon tabakasının incelmesi ve sera etkisi ---- değil midir?

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) dünyanın değişimi - artık hemen hepimizin bildiği tehditler

B) doğanın bütünselliği - tüm dünya insanlarının ortak sorunu

C) evrenimizin hassaslığı - üzerine konuşulmaya değer konular

D) kelebek etkisi - Türkiye’de de karşılaştığımız problemler

E) hassas ayarlar - doğanın sonsuz cömertliğinin sonuçları

Boşluklara Sözcük Yerleştirme

 Söz yorumuyla ilgili bazı sorularda sizden verilen metinlerde boş bırakılan yerlere uygun sözcükleri getirmeniz istenir.

 Bu tip sorularda size verilen cümle ya da parçaları bütüncül bakış açısıyla ele almalısınız.

 Bu yaklaşım okuduğunuzu anlama, anladığınızı yorumlama ve doğru cevaba ulaşma konusunda size yardımcı olacaktır.

Çözüm

Çözüm

Çözüm

9 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Yüksel Pazarkaya, ülkemizde eşine az rastlanan (ender görülen) bir titizlikle, Rainer Maria Rilke’nin tüm şiirlerini toplam

on iki kitap hâlinde dilimize kazandırdı. Bu külliyat (toplu eserler), Rilke’nin yazın çalışmalarını içeren Kâmuran Şipal çevirileriyle birlikte değerlendirildiğinde (aynı kitapta toplandığında)

önemli bir kazanım niteliğinde. Çeviri eylemi, çoğu kez (genellikle), farklı kültürler arasında köprü kurmakla (bağ oluşturmakla) kalmıyor, yeni imgesel yorumların kapısını da aralayabiliyor.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı

parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

Çözüm

P:30

29 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 1

1. Şehrin hemen her yerinde görülen manolya, dekorasyondan parfüme kadar ---- kullanılıyor. Kentte kahve keyfi

yapılabilecek ---- biri olan Özgürlük Meydanı ise yıl boyu

renkli etkinlikler ve sokak müzisyenleriyle şenleniyor.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden

hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) toplum yararına - çok özel mekânlardan

B) pek çok alanda - en iyi yerlerden

C) sınırlı bölümlerde - herkesin beğendiği bölgelerden

D) alışık olmayanlar tarafından - pek güzel manzaralardan

E) insanların sorunu için - geniş meydanlardan

2. Algoritma, bilgisayar programcılığının temelidir (en önemli

ögesidir). Mantığa dayalı bir düşünme ve çözüm üretme

(oluşturma) metodudur. Algoritmalar, özel durumlara çözüm sunmaz, genel çözümlerin işlem basamaklarını içerir. Problemin çözümü (Sorunun hâlledilmesi) için birden çok işlem basamağı ve sıralama yapılabilir. Ancak

işlem basamakları iyi belirlenmediğinde (açık ve kesin

olarak sınırlandırılmadığında) program çalışmaz, hata

verir ya da sonuç (amaç) hatalı olur.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

3. I. Acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır.

II. Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.

III. Anasına bak, kızını al; kenarına bak, bezini al.

IV. Rüzgâra (karşı) tüküren, kendi yüzüne tükürür.

V. Beş parmağın beşi birbirine benzemez.

Yukarıdaki numaralanmış atasözlerinden hangileri

anlamca birbirinin karşıtıdır?

A) I ve III B) I ve V C) II ve III

D) III ve V E) IV ve V

4. Her romanında olduğu gibi bu romanda da kılı kırk yararcasına bir çalışma ortaya koymuş usta yazar.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledeki deyimle anlamca aynı doğrultuda bir deyim kullanılmıştır?

A) Dilin kemiğinin olmadığını dostluğumuza rağmen

bana söylediği kırıcı sözlerden anladım.

B) İki komşu tarla sahibi pireyi deve yapmakta ısrar

edince iş mahkemeye düştü.

C) Fabrikada çalışmak isteyenleri ince eleyip sık dokuyarak işe alıyorlar.

D) Burada hatırı sayılır kişilerden oluşan bir heyet oluşturup dargınları barıştırmaya gittiler.

E) Çocukların kavga ettiğini gören adam kılını bile kıpırdatmadan öylece seyretti.

5. Aşağıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangisi

karşıt (zıt) anlamlı sözcüklerin yan yana getirilmesiyle oluşturulmuştur?

A) Sahil boyu gördüğümüz irili ufaklı balıklar bizimle yarışıyormuş gibi yüzüyordu.

B) Kapıyı çalmadan paldır küldür içeri giren adama herkes tepki gösterdi.

C) İşten eve yorgun argın dönen ebeveynler çocuklarına yeterince ilgi gösteremiyor.

D) Kardeşim fazla abur cubur yemekten kilosuna dikkat edemiyor.

E) Babaannem, kılık kıyafetine dikkat eden eski bir İstanbul hanımefendisiydi.

6. Sanatçılar, halkın kullandığı dile, eserlerinde yer vererek

eserlerine yeni,birçoğunu dilin içinden çıkardıkları tatlar

katar. Bazen de yepyeni duygu ve düşüncelerle bizde

bambaşka zevkler uyandırarak dilin tadına varmamızı

sağlar.

Bu parçada geçen “dilin tadına varmak” sözü ile anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dili eserlerde çok iyi kullanmak

B) Dili başka dillerden ayırmak

C) Dil ile güzel yapıtlar yazmak

D) Dille kalıcı yapıtlar yazmak

E) Dilin güzelliğini fark ettirmek

P:31

TÜRKÇE 30

Pratik Test FASİKÜL 1

7. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde ad aktarması kullanılmıştır?

A) Ak koyunun kara kuzusu da olur.

B) Mum dibine ışık vermez.

C) Ağız yer, yüz utanır.

D) Armut dalının dibine düşer.

E) Ağaca dayanma kurur, adama dayanma ölür.

8. Edebiyatımızın gelişmesinde, bu günlere gelmesinde

eleştirmenlerin katkısı göz ardı edilemez.Yapıt hakkında

okura bakış açısı sunar. Yapıtla okur arasındaki mesafeyi kısaltır. Bu da okurun yapıttan edebî bir zevk almasını sağlar.

Bu parçada geçen “yapıtla okur arasındaki mesafeyi kısaltmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Yapıtları değerlendirerek sanatçılara yol göstermek

B) Yapıtın niteliklerini ortaya koyup okuyucuyla kitap

arasında köprü kurmak

C) Edebî değeri yüksek yapıtları ortaya çıkarmak

D) Okurun edebiyat zevkinin gelişmesini sağlamak

E) Yazarın bir yapıt oluştururken karşılaştığı zorlukları

anlatmak

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı biçimde oluşturulmuştur?

A) Sınıfa sonradan gelen öğrenci herkesle kısa zamanda

sıkı fıkı dost oldu.

B) Sofradaki yemeklerden azar azar tabağımıza aldık.

C) Yaşlı kadın, etrafında oynayan çocuklara söylene

söylene oradan ayrıldı.

D) Elleri titreye titreye sobaya son odun parçasını da

attı.

E) Bu doğa harikasını görmeye insanlar akın akın geliyordu.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme bir deyimin

içinde kullanılmamıştır?

A) Genç adam, ihtiyarın karşısında yine abuk sabuk konuşup ona rahatsızlık verdi.

B) Kardeş olmalarına rağmen taban tabana zıt düşüncelere sahiptiler.

C) Evin büyük oğlu, tası tarağı toplayıp üniversiteden

arkadaşının yanına yerleşmiş.

D) Para biriktirerek aldığı ayakkabılarını tepe tepe kullanacağını söyledi.

E) Şırıl şırıl akan dereye bakmak beni rahatlatıyor.

11.

Yukarıda numaralanmış deyimlerden hangisinin açıklaması yanlış verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Deyim Açıklaması

I. Gönül almak Kırılan, gücenen bir kimseyi

hoşnut etmek

II. Gönlünden kopmak Birine bir şey verme isteği

III. Gönül yapmak Bir şeyi yapmayı düşünmek

IV. Gönülden çıkarmak Anmaz ve sevmez olmak

V. Gönül kırmak Birini çok üzecek davranışta

bulunma

1-B 2-E 3-D 4-C 5-A 6-E 7-C 8-B 9-A 10-E 11-C 12-D

12. Aşağıdakilerin hangisinde atasözü ve açıklaması birbirine uymamaktadır?

Atasözü Açıklama

A) Al elmaya taş atan

çok olur.

Değerli kimselere sataşan

çok olur.

B) Al malın iyisini,

çekme kaygısını.

Malın iyisini alan, onu tasasız kullanır.

C) Demir tavında dövülür.

Her iş zamanında ve uygun

durumda yapılır.

D) Güneş balçıkla sıvanmaz.

Güneşsiz evde hastalık eksik olmaz.

E) Otu çek, köküne

bak.

Kişinin kimliğini öğrenmek

için soyunu sopunu bilmek

gerekir.

P:32

31 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 1

1. Roman, yalnız yaşayan bir kahraman üzerine kuruludur.

Kahraman evinde tek başına yaşarken kendi kendine

(başkasının yardımı olmadan) yabancı dil öğrenmeye

başlar. İngilizce, Almanca kitapları kendiliğinden okuyabildiğinin farkına varır. Sürekli kitaplarla boğuşması (uğraşması) arkadaşları arasında “Hoca” olarak anılmasına

(seslenilmesine) neden olur. Zamanla arkadaşlarından

kaçarak kabuğuna çekilir (dışarısıyla ilişkilerini keser) ve

okulda da yalnızlığı seçer (tercih eder).

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

2. Modernist romanda birey, ---- ama sürekli büyüyen, karmaşıklaşan ve teknolojik araçlarla tıka basa dolu olan

kentte, tam tersine ----. Toplumsal yaşama ---- iç dünyasına çekilmiştir. Güçsüzleşmiş, edilgenleşmiş ve kendine güvenini de yitirmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden

hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) yalnızdır - yaşam doludur - küserek

B) ön plandaydı - yalnızlaşmıştı - yabancılaşıp

C) önemliydi - arka plandadır - çıkmadan

D) sıra dışıydı - sıradandı - karışmayarak

E) bunalımlıdır - yaşam doludur - aldırmadan

5. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir ikilemeye yer verilmemiştir?

A) Başka bir çerçevedir, gitgide dünyâ artık

Daldığın mihveri, gittikçe sarar başka ziyâ

B) Gel tomurcuğum, gel nazlım, gel bulutum

Nisan dağlarından yağmur yağmur

C) Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer

Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler

D) Gözlerimin ucunda, kayboluşun gitmedi

Bana bakıp gülüşün, ciğerimde bitmedi

E) İçin için ağlarken hiç baktın mı gözüme

Yerlerde sürünürken güç kattın mı dizime

4. Çok genç yaşta yaptığı harika tablolarla usta ressamların

büyük beğenisini kazanmıştı. Gelecek vadeden ressam

olarak ilk sanat ödülüyle yeni bir başarıya imza atmıştı.

Ortalıkta görünmekten, tanınmaktan hoşlanmaz ancak

hayranlarıyla karşılaştığında onların bir dediğini iki etmezdi.

Tevazu, genç ressamın âdeta yaşam tarzıydı.

Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Sanatının zirvesinde olan, değerini olduğundan aşağı

göstermeye çalışan, büyüklenmeyen, engin gönüllü

bu sanatçıya hayran kaldım.

B) Ustalık dönemindeki yazarlar, eserlerinin oluşum sürecinde okurlarıyla daha çok içli dışlı olmaktan gocunmazlar.

C) Sanal kahramanların toplumsal mesajları, insanı önceleyen duruşları; gerçek yaşamda gençler üzerinde

etkili oluyor.

D) Bir işçi sahip olması gereken öz güven ve beceriyi,

işine kendini vererek onu benimseyerek kazanır.

E) İşverenlerin çalışanlarıyla aralarındaki mesafeyi kaldırmaları, emeğin gerçek değerini ortaya çıkaracaktır.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yerinde kullanılmamış bir deyim vardır?

A) Annem çalıştığı için evin bütün işini ablam çekip çevirirdi.

B) Babam mahallede hatırı sayılır, esnaflık yapan bir insandı.

C) Arkadaşının kütüphanesindeki kitaplara dikkatli bir

şekilde, uzun uzun göz attı.

D) Müdürün kendisini çok sevdiğini bildiği için bu yeni

işi çantada keklik görüyordu.

E) Babaannem oldukça sevimli, uysal, ağzı var dili yok

bir kadındı.

6. Dilimizde “kafa” sözcüğü ile ilgili birçok deyim vardır. Örneğin kafadan atmak; bir konu üzerinde inceleme yapmadan konuşmak, kafa dengi; davranışları, anlayışları

birbirine uymuş kimselerden her biri, kafa tutmak; karşı

gelmek, boyun eğmemek, kafası almamak; işleri karışık

hâle getirmek, kafasına koymak deyimi de bir şeyi yapmaya kararlı olmak anlamına gelir.

Bu parçada numaralanmış deyimlerden hangisi yanlış açıklanmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

P:33

TÜRKÇE 32

Sınav Tadında FASİKÜL 1

7. I. Kaybolan koyunun kuyruğu büyük olur.

II. Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz.

III. Kaçan balık büyük olur.

IV. Ağaca dayanma kurur, adama dayanma ölür.

V. Kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez.

Yukarıdaki atasözlerinden hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

8. Annesinin kendisine sürekli karışmasından bıktığını arkadaşlarına yana yakıla anlatıyordu.

Bu cümleye altı çizili sözün kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Onun boş sözlerine artık inanmadığımızı anladı.

B) Bu yıl kitap gelirlerinde önemli bir artışın olması bekleniyor.

C) Otobüs durağındaki kalabalık, otobüsün gelmesiyle

azaldı.

D) Gereksiz aydınlatmalar, elektrik israfına neden oluyor.

E) Komşumuz çocuklarının yaramazlıklarını sızlanarak

anlattı.

9. I. Yeni eve taşınınca annem eski püskü eşyaları kullanmak istemedi.

II. Yazarın yeni kitabı hakkında az çok bir araştırma yapmıştım.

III. Aramızdaki sorunu onunla er geç halledeceğimi düşünüyorum.

IV. Kapının arkasından içeridekilerin konuşmalarını yarım yamalak işittim.

V. Bizim köyün ilerisindeki mağaranın ağzını irili ufaklı

taşlar kapatmış.

Yukarıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangileri yapılışı bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III

D) III ve IV E) III ve V

10. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi gerçek anlamıyla

kullanılmamıştır?

A) Dost bin ise az, düşman bir ise çoktur.

B) Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir.

C) Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.

D) Dost (akraba) ile ye, iç, alışveriş etme.

E) Bugünün işini yarına bırakma.

11. Yazar, toplumun bir parçasıdır ve kendini kesinlikle toplumdan ayrı düşünemez. Yaşamın içinden gelen bir kişi

olarak toplumun sorunlarını,sıkıntılarını gözlemler, yaşam denizine ipler sarkıtarak kovasını doldurur ve yapıtlarını oluşturur.

Bu cümlede “yaşam denizine ipler sarkıtarak kovasını

doldurmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yapıtlarının içeriğini yaşamın içinden seçmek

B) Yapıtlarını oluştururken kendini toplumun dışında

görmek

C) Yapıtlarını kişisel yaşamı üzerine kurgulamak

D) Yapıtlarını halkın diliyle oluşturmak

E) Yapıtlarında toplumun yaralarına çözümler sunmak

12. Bazen bir işi düzelteyim, bir iyilik yapayım diye düşünürüz fakat istemeden büsbütün bozup zarar verebiliyoruz. İltifat edeyim derken karşısındakini gülünç duruma

sokmak, saygı göstereyim derken aşağılamak gibi. Tamamen iyi niyete bağlı bu tür hatalar için dilimizde “...”

deyimi kullanılır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden hangisi getirilebilir?

A) kaşıkla yedirip sapıyla göz çıkarmak

B) üstüne tuz biber ekmek

C) saman altından su yürütmek

D) ulu orta söz söylemek

E) kaş yapayım derken göz çıkarmak

1-C 2-B 3-C 4-A 5-D 6-D 7-A 8-E 9-B 10-C 11-A 12-E

P:34

2. ÜNİTE

FASİKÜL 2

1 TÜRKÇE

Cümle Anlamı - Kavramlar

Cümle Anlamı - Kavramlar

Nesnel Anlam (Nesnellik)

Kişiden kişiye değişmeyen, herkes için geçerliliği aynı olan,

kanıtlanabilir nitelik taşıyan yargılardır.

Örnekler

 Eylülde bazı ağaçlar yapraklarını döker.

 Beş perdeden oluşan son oyununda yazar, aile bireyleri

arasındaki sorunları anlatıyor.

 Bu işletmenin gelirleri geçen yıla oranla yüzde 50 artmış.

Yukarıdaki cümleler, doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanabilecek yargılardan oluştuğu için nesnel nitelik taşımaktadır.

Öznel Anlam (Öznellik)

Kişiden kişiye değişkenlik gösteren, kanıtlanabilir nitelikte olmayan yargılardır.

Örnekler

 Vatan ve bayrak şiirleri, öğrencileri çok heyecanlandırmıştı.

 Ayvalık, Balıkesir’in denize kıyısı olan şirin ve sakin bir ilçesidir.

 Bilim insanları bitkiler üzerinde yaptıkları incelemelerde

ilginç bulgulara ulaştılar.

Yukarıdaki cümlelerde, kişisellik ve yorum söz konusudur.

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) “Haldizen 12 km, Balıklıgöl 17 km” yazan tabelayı geçeli

yarım saat oldu. (II) Sağımda köpürerek akan bir dere; ceviz,

kestane, ladin, kayın ve göknar ağaçlarından oluşan yeşil bir

orman örtüsüyle çevrili vadi uzanıyor. (III) Her dönemeçte

başka bir dere, köpüren sulara karışıyor. (IV) Bazen küçük bazen de büyük şelaleler oluşturarak Haldizen Deresi’yle bütünleşiyor sular. (V) Giderek alışıldık bir görüntü olup çıkıyor çağlayanlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznel

bir yargıya yer verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Hızla gelişen bilgisayar teknolojisinin özellikle mekân tasarlama konusunda sinemaya olan katkısı giderek doğal sayılıyor. (II) Örneğin, 2000 yılında gösterilen Gladyatör adlı filmdeki tarihsel mekânların oluşturulmasında bilgisayar teknolojisinden bol bol yararlanıldı. (III) Böylece, Antik Roma’nın Colosseum’u bilgisayarda yeniden oluşturuldu ve burada birkaç

yüz kişilik kalabalık, binlerce kişilik görkemli bir kalabalığa dönüştürüldü. (IV) 2001’de gösterilen Pearl Harbour filminde

eski fotoğraflar kullanılarak limanın 50 yıl önceki görüntüsü

elde edildi. (V) 145 milyon dolara mal olan bu filmde, bir hava

saldırısının tümüyle bilgisayarda tasarlanması için gerekli harcamadan kaçınılmadı ve büyük ölçüde gerçek izlenimi veren

görüntüler oluşturuldu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde nesnellik söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V PRATİK BİLGİ

Sınavlarda nesnellik - öznellik odaklı “kişisel görüşlere yer verme”, “yorumlamaya yer verme”, “kanıtlanabilirlik açısından farklı olma”, “yan tutmama”, “duygulara yer verme” gibi soru tiplerine yer

verilmektedir.

Çözüm

Çözüm

P:35

TÜRKÇE 2

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

3 - ÖĞRETEN SORU

(I) Ozanın, şiirlerine yönelik yazılanlara verdiği cevaplar, en

değerli eleştiri örnekleri arasındadır. (II) Ozan, niteliği yüksek

bu cevaplarda seviyesini korumayı bilmiştir. (III) Roman, tiyatro, eleştiri, makale ve biyografi türlerinde eserler veren sanatçının gezi yazıları da bir dergide yayımlandı. (IV) Dikkatli

ve duyarlı bir gözlemle anlattığı, hatıra ve kültür zenginliği barındıran gezi yazıları, okurda anlatılan yerleri gezme isteği

uyandıracak niteliktedir. (V) Ozan, gezdiği yerlerin önemli yanlarını ustaca kaleme almıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yorum

söz konusu değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Aşağıdaki yargılardan hangisi kişisel düşünce içermemektedir?

A) Engin denizlerde, dünyanın gürültüsünden patırtısından

uzak, düşsel bir adanın şiiriyle büyülenmemiş insan sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.

B) İnsanoğlu yüzyıllardır mutluluk, dirlik, düzenlik, ölümsüzlük yönündeki özlemlerini çoğunlukla uzak bir ada görüntüsüyle dile getirmeyi seçmiştir.

C) Kendini ıssız bir adada en çetin güçlüklerle karşı karşıya

düşünen, parklarda Robinsonculuk oynayan çocuklar

bugün de var.

D) Bir edebiyat yapıtında anlatılan olayın yeri olarak değerlendirilen ada, yalnızlığın sembolü olmasıyla coğrafyacının veya haritacının adasından farklıdır.

E) Coğrafyacı açısından ada; konumu, yüzey şekilleri, yüz

ölçümü, nüfusu ve iklimi incelenecek her yanı suyla çevrili bir kara parçasıdır.

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerden hangisi, kanıtlanabilirlik açısından

ötekilerden farklı bir nitelik taşımaktadır?

A) Bu sanatçının resimleri, duygu ve düşünceyi görselliğe

dönüştüren tutarlı bir üslubun ürünüdür.

B) Sanatçı kendine özgü çağdaşlık anlayışını ve eleştirel tavrını bu dizide de sürdürüyor.

C) Sanatçı, bu resimlerinde gerçekleri, değişik yorum ve

çağrışımlara açık biçimde vurguluyor.

D) Sanatçının son resimleri insanı etkileyen ve duygulandıran bir anlatımla inceden inceye işlenmiştir.

E) Sanatçının sarı ve yeşil renkleri ağırlıklı olarak kullandığı

kırsal kesim resimlerinde, çalışan köylüler görülüyor.

AKLINDA OLSUN

Nesnel anlatımda söylenenler, kanıtlanabilme özelliğine sahiptir; kişisel duygu ve düşünceler yer almaz.

O Nesnel ifadeler genel kanı niteliği taşır, belgeye dayanır, somut verileri yansıtır.

O Öznel yargılar kişisel duygu, düşünce ve yorumlar içerir.

O Öznel anlatım, belgeye dayanmaz, somut verileri yansıtmaz, kanıtlanabilmesi mümkün değildir.

Çözüm

Çözüm

Çözüm

P:36

3 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imgeleriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşılaştığı insanlık durumlarına yeni

duygu ve anlamlar yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III)

Şiirlerini oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kırmıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin yerleşik

söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan kaçınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirlerinin çoğunda, çok anlamlı

sözcükler kullanarak değişik çağrışımlar uyandırmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Yapıtlarını okuduğum gençler şunu bilmelidir: Değerlendirmelerimde, vardığım yargılarda, dostluğun arkadaşlığın en küçük bir payı yoktur. (II) Benim bu tutumum karşısında, “Gençleri umutsuzluğa düşürmemek, yüreklendirmek gerekir.” diyenler var. (III) Oysa benim ölçütlerim değişken bir nitelik taşır. (IV)

Yazdıklarımın hiçbiri bir düşünceye bağlanmanın ya da ortak

bir görüşü savunmanın ürünü değildir. (V) İncelediğim ürünler

arasında farklı dünya görüşlerini yansıtanlar var. (VI) Ben bu

ürünlerin duygularımı etkileyen yönlerini savunuyorum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yan

tutmama söz konusudur?

A) I ve IV B) II ve V C) II ve VI

D) III ve V E) IV ve VI.

Üslup (Biçem)

Bir yazarın eserlerinde dili kullanma yöntemine, söyleyiş biçimine, içeriği anlatış tarzına üslup denir.

Örnekler

 Sanatçı, her romanında içten bir söyleyişle okurlarını derinden etkiliyor.

 Kısa ve devrik cümlelerle, canlı betimlemelerle öykülerini

oluşturan yazar, gezi yazılarında daha uzun cümleler kullanıyor.

 Günlük hayatta pek rastlamayan sözcüklere şiirlerinde sıkça yer veren şairin bu tutumu, okurlar tarafından benimsenmiyor.

Yukarıdaki cümlelerde renkli bölümler üslupla ilgilidir.

İçerik (Konu)

Bir sanat eserinin ne anlattığı, ne(y)den söz ettiği ile ilgili olan

yargılardır. “Eserde ne anlatılıyor?” sorusu içeriğin veya konunun cevabıdır.

Örnekler

 Kemal Tahir’in Yorgun Savaşçı adlı romanı, Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatıyor.

 Ünlü yazar, şiirlerinde doğa ve insan sevgisini işliyor.

 Bu öyküde kenar mahallelerde yaşayan fakir insanların başından geçenler ele alınmış.

Yukarıdaki cümlelerde renkli bölümler içerikle ilgilidir.

Çözüm

Çözüm

P:37

TÜRKÇE 4

FASİKÜL 2

Eleştiri (Tenkit)

Herhangi bir sanatçının veya eserin olumlu ya da olumsuz

yönlerinin ortaya konmasıdır. Eleştiri, sadece yapıt ve sanatçıyla ilgili değil, her konuda olabilir.

Örnekler

 Romandaki akıcı üslup, romanın okurlar tarafından kolaylıkla okunmasını sağlıyor. (Olumlu eleştiri)

 Eserdeki gereksiz söz oyunları, şiirsel anlatımı yer yer etkiliyor. (Olumsuz eleştiri)

 Genç şairin şiirlerinde kullandığı imgeler, deneyimli şairlerin imgelerinin taklidi gibi görünüyor. (Olumsuz eleştiri)

 Yüzeysel bilgilere dayanarak yaptığı ruh bilimsel çözümlemeler, yapıtının inandırıcılığını büyük ölçüde azaltıyor.

(Olumsuz eleştiri)

9 - ÖĞRETEN SORU

(I) Usta ozan, eserlerinde halkın konuştuğu günlük dili üstün

bir başarıyla kullanmıştır. (II) Anlatımında ağır, süslü söylemden, yapmacıklıklardan, gereksiz söz oyunlarından kaçınmıştır. (III) Genellikle kısa cümlelerle ve klasik denebilecek kadar

sade aynı zamanda kıvrak bir söyleyişle yazmıştır. (IV) Şiir kitaplarında sıcak bir biçemle oluşturduğu iyi - kötü, güzel - çirkin nitelikli sevgili tiplerini yanınızda gibi hissedersiniz. (V) Son

kitabında on kıtadan oluşan şiiriyle kendi hayatından değinilere yer vermiştir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde üslupla ilgili bir özelliğe değinilmemiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde üslupla ilgili bir özelliğe

değinilmemiştir?

A) Sağlam bir roman tekniğinin yanı sıra canlı, en az sözcükle çok şey anlatmayı amaçlayan, yoğun bir anlatımı

vardı.

B) Şiirlerindeki, okurun değişik duygularını etkileyen imgeleri, sıradan sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek oluştururdu.

C) Yapıtlarındaki karakterler, halk arasından seçilmiş, zengin bir duygu dünyası olmayan, tek boyutlu kişilerdi.

D) Şiirlerini oluştururken sözcükleri, ses, anlam ve çağrışım

yönünden sıkı bir değerlendirmeden geçirerek kullanırdı.

E) Betimlemelerinde gözlem gücü ağır basar, özentili ve

coşkulu bir söyleyişten özellikle kaçınırdı.

BENDEN UYARMASI

Bir cümlede sözcük, sözcük seçimi, cümle yapısı,

söyleyiş ve dil gibi sözlerden biri veya birkaçı bulunursa o cümle üslup özelliği gösterir.

Çözüm

Cümle Anlamı - Kavramlar

P:38

5 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Öz eleştiri

Kişinin, kendi tutum ve davranışlarına yönelik ortaya koyduğu

olumsuz eleştirilerdir.

Eserlerimi zamanında sadeleştiremediğim için birçok

kendine yönelik olumsuz eleştiri

okurumu kaybettim.

10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Mario Giordano’nun Deney adlı romanı ilk kez dilimize çevrilmesine karşın sinemaseverler bu isme yabancı değil. (II)

Deney önce Das Experiment, ardından da The Experiment

adlarıyla iki kez sinemaya uyarlanmıştı. (III) Bu uyarlamalar,

romanı kadar başarılı değilse de ilki Alman, ikincisi Amerikan

yapımı olan her iki film de seyircilerin ilgisini çekmişti. (IV)

Doğrusunu söylemek gerekirse hikâyesi o kadar etkileyici ve

sinemaya uyarlamaya o kadar elverişli ki bu filmlerin ilgi çekmemesi için yönetmenlerin özel bir beceriksizlik göstermeleri

gerekliydi. (V) Çünkü Deney, otorite ve güç arasındaki ilişkiyi,

iktidarın doğasını ve büyüsünü, hapishanenin işlevini, sonuç

olarak da insanın karanlık yanlarını sorgulayan bir roman.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde hem

olumlu hem de olumsuz bir eleştiri söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişinin kendisine yönelik eleştirisi daha ağır basmaktadır?

A) O yıllarda İstanbul’a göçenlerin sayısı arttıkça kenti sıkıcı

bulur, oradan kaçıp kurtulmanın yollarını arardım.

B) O yaşlarda, kadınla erkeği karşı karşıya getiren filmleri

daha çok severdim.

C) Sinema salonunun loşluğunda koltuğa gömüldüm mü

günlük sıkıntılarımdan sıyrılır, hayallere dalardım.

D) Bugün artık hoşlanmadığım kaçma kovalama eylemleri

üzerine kurulu romanları, o günlerde severek okurdum.

E) O zamanlar, içinde bulunduğum koşulları değerlendiremediğim için çok yakınımda olan mutluluğu göremez,

onu çok uzaklarda arardım.

Çözüm

Çözüm

Çözüm

Değerlendirme

Herhangi bir eserle ilgili kişisel görüşlerin belirtildiği yargılardır.

Örnek

Deneyimli yazar, son romanındaki canlı doğa betimlemeleriyle okurları etkilemeyi başarıyor.

Bu cümlede incelenen bir eserle (romanla) ilgili olarak kişisel

düşünce belirtiliyor.

12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, Fethi

Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk romanı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık elli yıl geçti. (II) Bu

romanda olaylar, bir ağustos günü başlar ve radyodan İkinci

Dünya Savaşı’nın başladığını haber veren bir anonsla biter.

(III) Her ne kadar ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve kavuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun,

zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Huzur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye benzer bir etki

yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi can sıkıcı taşranın romanı değildir. Huzur; tam tersine çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğaziçi’nin romanıdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde değerlendirme söz konusu değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V PRATİK BİLGİ

O Belli bir eser veya sanatçıdan söz etmeyen genel yargılar, değerlendirme değildir.

Örnek

Sanatçı, yaşadığı topluma yapıtlarıyla yön vermelidir.

Şiir, insanları yaşamın sıkıntısından uzaklaştırır.

O Değerlendirme, öznellik esaslı herhangi bir sanat

eserinin incelenmesi şeklinde de açıklanabilir.

Cümle Anlamı - Kavramlar

P:39

TÜRKÇE 6

FASİKÜL 2

14 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “değerlendirme” söz konusudur?

A) Kimi sanatçılar duygularını dile getirmek için, kimileri de

kusursuz eserler yaratmak için yazarlar.

B) Romancı, gerçekleri düş gücüyle yeniden biçimlendiren

kişidir.

C) Bir eserin değerinin, konusundan çok, üslubuna bağlı olduğunu her zaman söylerim.

D) Bu romandaki kişilerin birbiriyle ilişkisi üzerine birçok inceleme yapılmıştır.

E) Bu eserde, konu gerçek yaşamdan alınmış, kişiler karakterlerine uygun biçimde konuşturulmuştur.

Çözüm

Tanım

Bir kavramın veya varlığın ne olduğunu açıklayan yargılardır.

“Bu nedir?” sorusunun cevabı tanım kavramını buldurur.

Günlük, kişinin başından geçenleri günü gününe kaleme aldığı yazınsal türdür.

SORU: 14 / ÖSYM

Aşağıdakilerden hangisi bir “tanım” cümlesidir?

A) Lirik şiir, akıldan çok düş gücüne, düşünceden çok duyguya yaslanır.

B) Lirik şiirde, aşkın her türlü görünüşü, bütün yönleriyle dile

getirilir.

C) Lirik şiirde şair, sözcükleri seçerken, onların ses ve görüntü gücünü göz önünde tutar.

D) Lirik şiir, duyguların, çok etkili ve coşkulu bir biçimde dile

getirildiği şiir türüdür.

E) Lirik şiirde yıllar yılı, aşk, ölüm, din gibi belirli temalar işlenmiştir.

Çözüm

15 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Bilinç akışı yöntemi, öykü ve romanlarda karakterlerin, geçmişe ve bugüne ilişkin duygu, düşünce ve anılarının aktarımında kullanılan bir tekniktir. (II) Söz konusu duygu ve düşüncelerin hiçbir denetim ya da sınırlama olmaksızın, olanca doğallığıyla aktarılması, anlatıyı zenginleştirir. (III) Bu teknikle yazar, okura kendi duygularını anlayabilme olanağı sunar. (IV)

Bir başka anlatımla okurun, gerçeği farklı boyutlarda görmesini sağlar. (V) Böylece yazar, yüzeysel olanın anlatımıyla yetinmeyerek, yarattığı kahramanların iç dünyalarını da yansıttığı için anlatımına derinlik kazandırmış olur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi tanımsal

bir nitelik taşımaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V BİZDEN NOT

Varlıkların ya da kavramların özelliklerinin verilmesi

tanım değildir.

Örnek

Şiir, okurlara haz vererek onları rahatlatmalıdır.

Deneme, sözcüklere yön veren yazarlarca kaleme

alınmalıdır.

Çözüm

Karşılaştırma

Birden fazla varlığın ya da kavramın türlü yönleriyle kıyaslanmasından oluşan yargılardır.

Örnek

Gözlerimi bir an olsun ayıramadığım bu kitap şu ana kadar

okuduklarımın en iyisiydi.

Bu cümlede sözü edilen “kitap” ile “şu ana kadar okuduklarım (okuduğum kitaplar) ”arasında “iyi olma” yönüyle karşılaştırma yapılmıştır.

Cümle Anlamı - Kavramlar

P:40

7 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

16 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Roman yazarken konuşmalara yer vermek çoğunlukla kaçınılmazdır. (II) Hatta salt konuşmalardan oluşan romanlar bile

vardır. (III) Bu romanlarda herhalde amaç, tip yaratmaktır.

(IV) İki satırlık bir konuşma, bir karakteri on sayfalık bir betimlemeden daha başarılı bir biçimde çizebilir. (V) Bunun başarılı örneklerine M.Ş. Esendal’ın Ayaşlı ve Kiracıları adlı yapıtında rastlıyoruz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “karşılaştırma” yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

17 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Bu söyleşimiz sırasında bana yönelttiğiniz sorular düşüncelerimi gözden geçirme olanağı sağlıyor. (II) Ne yapıyorum,

nasıl yapıyorum sorularını yanıtlamak gerçekten kolay değil.

(III) Çünkü ne yaptığımız, nasıl yaptığımız üzerinde, yazarken

daha az, yazdıktan sonra daha çok düşünürüz. (IV) Aslında

yazı ustalığı uzun, çok uzun yıllardan sonra kazanılan bir beceridir. (V) Bu beceri sürekli bir gelişim gösterir.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde

karşılaştırma söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V BENDEN UYARMASI

O Karşılaştırma bildiren cümlelerde “gibi, kadar, daha, en, ise, oysa, göre vb.” sözcükler kullanılır.

O Kıyas esas alınmadan birden fazla varlığın özelliklerinin aynı cümlede verilmesi, karşılaştırma değildir.

Örnek

Bir tarafta başı karlı dağlar, bir tarafta masmavi deniz vardı.

Yukarıdaki cümlede birden fazla varlık olmasına rağmen karşılaştırma yönü yoktur. Bu nedenle cümle,

karşılaştırma bildirmemektedir.

Çözüm

Çözüm

18 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Antakya’daki kazılarda Geç Hitit Dönemi’ne ait olduğu düşünülen kalıntılar ortaya çıkarıldı. (II) Buluntular arasında eşsiz, anıtsal boyutlarda bir insan figürüyle kabartmalı bir sütun

altlığı yer alıyor. (III) Bazalttan yapılan her iki eserin de kaleye

girişi sağlayan yapı kompleksi boyunca uzanan, yüzeyi taş

döşeli koridorun altına gömüldüğü düşünülüyor. (IV) Bel hizasının hemen üstünden baş kısmına kadar olan yüksekliği

1,5 metreye ulaşan figür, dik duran bir insanı canlandırıyor.

(V) Toplam boyu, büyük olasılıkla 3,5 - 4 metreyi bulan sakallı

erkek figürünün, gözleri siyah ve beyaz taşlardan yapılmış.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde betimleyici ögelere yer verilmemiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Betimleme

Bir varlığı, durumu, kişiyi sözle veya yazıyla niteliklerini ortaya

koyarak anlatmayı, göz önünde canlandırmayı amaçlayan

cümlelerdir.

Örnek

İri gövdeli ağacın altında şarkı söyleyen küçük kızın, sapsarı

saçları, gece mavisi gözleri vardı AKLINDA OLSUN

Betimleme sözcüklerle resim yapma sanatıdır.

Bundan dolayı betimleme cümlelerinde özellikle niteleme sıfatlarından sıkça yararlanılır.

BİZDEN NOT

Tanım, karşılaştırma ve betimleme kavramları, anlatım biçimleri ve düşünceyi geliştirme yöntemi konusunu da ilgilendirmektedir.

Bu kavramlar, parçanın anlatımıyla ilgili soru tiplerinde sıklıkla sorulmaktadır.

Çözüm

Cümle Anlamı - Kavramlar

P:41

TÜRKÇE 8

FASİKÜL 2

Etkinlik

1. Dizelerini oluştururken kelimelerin, sese

dayalı uyumunda değil, anlamsal

uyumunda titizlenmiş.

2. Emekli olduktan sonra insanımızın

toplumsal gerçeklerini ortaya koyan

yazılara odaklandı.

3. Buluntular arasında eşsiz, anıtsal

boyutlarda bir insan figürüyle kabartmalı

bir sütun altlığı yer alıyor.

4. Geçmişte, havadaki karbondioksit miktarını

azalttığı için okyanusların atmosferdeki karbondioksiti

emmesinin çevre için olumlu olduğu düşünülüyordu.

5. Özellikle 1988 yılında kaleme aldığı,

onlarca dile çevrilen ''Zamanın Kısa

Tarihi'' adlı eser oldukça etkileyiciydi.

6. Yazarın, İsanbul’un tarihî mekânlarını

anlatırken görsellerden yararlanması

eserine zenginlik katmış.

7. Söyleyeceklerini karşıdakinin

incineceğini düşünmeden dile getirene

görgüsüz denir.

8. Bu yazarın öyküleri, konu kadar gözlem

ve ayrıntı çeşitliliği yönünden de zengindir.

9. Bu romanımda dil ve anlatıma daha

fazla özen göstermeliydim.

10. Dergi de tıpkı gazete gibi, hem bireysel

hem toplumsal bir iletişim aracıdır.

DEĞERLENDİRME

ÖZ ELEŞTİRİ

ÜSLUP (BİÇEM)

KARŞILAŞTIRMA

BETİMLEME

TANIM

İÇERİK (KONU)

NESNELLİK

ÖZNELLİK

ELEŞTİRİ

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

Etkinlik 1

Aşağıdaki tabloda verilen cümlelerin anlamını karşılayan kavramlara ait numaraları boş

bırakılan yerlere yazınız.

Cümle Anlamı - Kavramlar

P:42

9 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 2

1. (I) Mehmet Kaplan, edebiyatımızda önemli bir yere sahip araştırma - inceleme yazarıdır.(II) O, başarılı metin

analizleri yapmasıyla edebiyatımıza bir yenilik getirmiştir. (III) Şiirler, hikâyeler ve tipler üstündeki tahlil çalışmaları ile birçok araştırmacıya örnek olmuştur. (IV) Deneme,

makale, eleştiri ve inceleme yazıları ile bu toprakların yetiştirdiği en büyük profesörlerdendir. (V) Kaplan’ın bulabildiğim bütün yazılarını topladığım bu kitap, yazınımızda

büyük bir boşluğu dolduracaktır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde

“nesnel” bir yargı söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. (I) Yakup Kadri, Milli Edebiyat akımı içinde yer almış

önemli yazarlarımızdan biridir. (II) Hikâye, anı, mensur

şiir, makale, deneme türlerinde eser veren sanatçı daha

çok romanlarıyla tanınmıştır. (III) Güçlü bir gözleme dayalı yazdığı eserlerinde realizm akımının izleri görülür.

(IV) Tezli roman düşüncesini getirerek bu alanda yenilik

yapmıştır. (V) Okun Ucundan ve Erenlerin Bağından adlı

yapıtlarında mensur şiirleri yer alır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir

karşılaştırma yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

3. (I) Serbest bir hava kütlesinde toplanmış, gözle görülebilir su damlacıkları kümesidir bulutlar. (II) Bulutlar, güneşin sıcaklığıyla havada yükselmeye başlar. (III) Yükseldikçe daha soğuk hava tabakalarına rastlar. (IV) Böylece su buharı, küçük su damlacıkları hâline gelir. (V) Bulutların havada kalmalarını, düşme hızlarının az olması

sağlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi bir

tanım cümlesidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. (I) Yazar, yeni öyküsünü betimlemelerden yaralanarak

sağlam bir anlatım tekniğiyle kaleme almış. (II) Geleneksel köy yaşamından kesitler sunduğu bu öyküsünde,dili

de alışılmışlıktan uzak. (III) Kimi kez kısacık bir sözle, bir

cümlenin görevini yerine getirmiş. (IV) Kimi zaman da

oldukça uzun ve düzgün cümleler kullanmış. (V) Bunun

yanında konuyla anlatımın uyum içinde olması da öyküye ayrı bir çekicilik kazandırmış.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sözü edilen öykünün içeriğiyle ilgili bilgi verilmektedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. (I) Kapalı Çarşı, üzeri dam ve kubbelerle örtülü dükkanların çevrelendiği tarihî bir alışveriş meydanıdır. (II) Her

ne kadar karmaşık bir görüntü izlenimi verse de aslında

tam bir düzenin işlediği yapıdadır. (III) Büyüklüğü ile hayrete düşüren Cevahir Bedesten’de küçük el sanatları ile

uğraşan esnafın ve sanatsal süslemeler yapan kişilerin

küçük dükkanları vardır.(IV) Eski canlılıklarını yitirmeden

çalışmalarına devam eden esnaflar, sanatsal işlerinin

yanı sıra sıcak ve hoş sohbet konuşmalarıyla da sizi

mutlu edecektir. (V) Burada günün yorgunluğunu üzerinizden atmanıza yardımcı olacak bol köpüklü enfes

Türk kahvesi içmeden gidilmez.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi, kanıtlanabilirlik açısından ötekilerden farklı bir nitelik

taşımaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. Aşağıdakilerin hangisinde, kişinin iç dünyasına yönelik betimleme daha ağır basmaktadır?

A) Köyün üzerini örten kara bulutlar gitmiş, yerini masmavi gökyüzüne bırakmıştı.

B) Parkın içinde, yaz kış yeşilliğini koruyan elliye yakın

büyük çam ağacı vardı.

C) Bir buket sümbül toplamak için yüksekliğiyle insanı

korkutan kayalara tırmanmak, onun için doyulmaz

bir zevkti.

D) Çınarın serin gölgesinde oturan yaşlı adam, yanındakine eliyle karşı yamaçları gösteriyordu.

E) Bu sahile geldiğinde sanki yılların yorgunluğunu,

hüznünü hisseder, zaman zaman da güzel anılarını

tekrar yaşıyor gibi olurdu.

1-C 2-B 3-A 4-B 5-A 6-E

P:43

TÜRKÇE 10

Pratik Test FASİKÜL 2

3. (I) Şairin Gurbet adlı duygusal şiirinin bütün dizelerinde,

doğup büyüdüğü yerlerin hasreti kokuyor. (II) Genç şair,

gurbet şiirlerini Fransa’da bulunduğu yıllarda memleket

özlemini duyduğu zamanda yazar. (III) Şairin farklı temalardaki çoğu şiiri de okul kitaplarında yer almıştır.

(IV) Şiirlerinin sayısı elliyi bulmamasına rağmen şiirlerini

küçük bir kitapta yayımladı. (V) Kitap, şimdi bir çok kitapçı vitrininde...

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde değerlendirme söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tanımlama yapılmıştır?

A) Edebî eserler, hem kişilerin hem milletlerin yaşadığı

sevinçleri, acıları ve hüzünleri konu edinir.

B) Yaşadığımız acılı ve sıkıntılı yıllarımızı edebiyatımıza

ne derece yansıtabildiğimiz çok önemlidir.

C) Kurtuluş Savaşımızı veya onun bir bölümünü anlatan romanların sayısında her geçen gün bir artış yaşanmaktadır.

D) Küçük Ağa, TRT’de yıllar önce dizi olarak da gösterime giren, Kurtuluş Savaşı yıllarımızı anlatan bir romandır.

E) Tarık Buğra, eserinde yokluk, savaş, sefalet ve yorgunluk yıllarını başarıyla işlemiştir.

2. (I) Bu ünlü sanatçı, İstanbul Şehir Tiyatrolarının en beğenilen sanatçılarından biridir. (II) Onun oynadığı bütün

oyunları izleyenler çok beğenir ve oyunculuğundan çok

etkilenir. (III) Bir Delinin Hatıra Defteri’nde, mükemmel

bir kompozisyonla son yılların en başarılı oyunlarından

birini sergilemiştir. (IV) Başkahramanın yaşadığı sıkıcı ve

tekdüze hayatta deliliğe doğru gidişi mizahi bir dille etkileyici bir şekilde dile getiriliyor bu oyunda. (V) Beşinci

kez sergilenecek olan oyun her gece kapalı gişe oynuyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından ötekilerden farklıdır?

A) l B) ll C) lll D) IV E) V

4. (I) Sanatçı,sürükleyici, temiz, ve yalın diliyle duygu ve

düşüncelerini başarılı bir şekilde ortaya koyuyor. (II) Yaşadıklarını ve içinde bulunduğu çevrenin sorunlarını dile

getirerek topluma yararlı olmayı amaçlıyor yazdıklarında.

(III) Yapıtlarında halkın kullandığı yerel söyleyişlerle anlatımına canlılık kazandırıyor. (IV) Söyleyişi, kimi zaman

rahat ve sakin, kimi zaman da oldukça hırçın ve sert olabiliyor. (V) Bütün bu dalgalanmalara rağmen okuru saran, etkileyen bir dil göze çarpıyor yapıtlarında.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde,

yazarın üslubuyla ilgili bilgi verilmemiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. (I) Yılanı Öldürseler Yaşar Kemal’in 1980 yılından sonra

ses getirmeye başlayan romanıdır. (II) Yazarın kendi hayatından da izler taşıyan romanda annesini vurduğu için

hapse düşen Hasan’ın içinde bulunduğu topluma karşı

direnişi fakat çaresizliği dile getirilmiş. (III) Öte yandan

bu yapıt, kurgusu yönüyle edebiyatımızın en başarılı örneklerindendir. (IV) Anlatımdaki canlılık, tazelik, anlatılanları daha da etkili kılıyor. (V) Anlatımdaki canlılığı yazarın öteki yapıtlarında göremeyişimiz ise bizi hayal kırıklığına uğratıyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde,

sözü edilen yapıtın içeriğiyle ilgili bilgi verilmektedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1-D 2-E 3-A 4-B 5-B

P:44

11 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 2

1. (I) Bir konuyu, bir olayı ya da bir edebiyat metnini, biçim

ve içerik yönünden inceleyip irdeleyerek anlaşılır hale

getirme işidir açıklama. (II) Sanatçılar eserlerinde anlamı

herkes tarafından bilinmeyen sözcükler, deyimler, durumlar ve düşüncelerle, sanatlar kullanır. (III) Metni açıklama; onun donanımını oluşturan yazınsal, toplumsal ve

kültürel öge ya da gereçlerin tümünü bulup bunları incelemeyi gerektirir. (IV) Metnin sözcük örgüsünü oluşturan birimleri ve birbirleriyle ilişkilerini, çağrışımsal anlamlarını araştırıp ortaya koyma açıklamanın ana işlevidir. (V) Okurun zihninde kapalı kalan, anlaşılmayan bir

şey kalmaması için açıklamanın anlaşılır, öğretici bir nitelikte olması gerekir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi tanımsal bir nitelik taşımaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. (I) Ahmedî’nin en tanınmış eseri olan İskendername, Türk

edebiyatında yazılmış ilk manzum hikâyedir. (II) Büyük

İskender’in savaşlarının, mücadelelerinin konu edildiği

yapıtta, sembolik düşünceler etrafında fikrî, ahlâkî ve didaktik konulara değinilir. (III) Eseri 1390’da kaleme alan

Ahmedî, ansiklopedik özelliği bulunan orijinal bir ürün

ortaya koymuştur. (IV) Sekiz bin beyitten oluşan İskendername mesnevisi Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Emir Süleyman’a sunulmuştur. (V) Yapıtta tarih silsilesi içinde gerçek ve efsanevi kahramanlar, tarihin bir dönemine damgasını vurmuş büyük hükümdar ve komutanlar tek tek

ele alınmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

sözü edilen eserin içeriğine yer verilmiştir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve V

D) III ve IV E) IV ve V

4. (I) Pertev Naili Boratav tarafından kaleme alınan Halk

Edebiyatı Dersleri adlı yapıt, dört kitaptan oluşması planlanan ders kitapları dizisinin ilk kitabı. (II) Halk edebiyatına giriş niteliği taşıyan yapıtta her biri ayrı bir kitap olabilecek kadar geniş konular, kısa bölümler halinde başarıyla verilmiş. (III) Kitabını bölümlere ayıran yazarın

üzerinde durulan konuların daha iyi anlaşılması için metinlere başvurması yerinde ve faydalı bir çalışma olmuş.

(IV) Yapıtta Folklor ve Halk Şairleri başlıklı iki bölümde

folklorun tarihçesine değinilirken halk şairleri hakkında

genel bilgiler ve şiirlerinden örnekler veriliyor. (V) Ayrıca

yazarın 1939’da çevirip yayımladığı küçük bir kılavuz kitap da Halk Edebiyatı Dersleri’nin sonuna eklenmiş.

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri kanıtlanabilirlik açısından diğerlerinden farklıdır?

A) I ve II B) II ve III C) III ve IV

D) III ve V E) IV ve V

3. (I) Türkiye’nin saklı kalmış köşelerinden olan Gökpınar

Gölü’nde mavinin ve yeşilin tüm tonlarını görebilirsiniz.

(II) Göl, kış aylarında beyaz tabaka her yeri örttüğünde

üzerinden buharlar tüten bir havuz görünümünü alıyor.

(III) Gölün hemen yanında, muhteşem manzarasıyla bir

restoran, otel ve piknik alanları mevcut. (IV) Rafting sporu

ile ilgilenen insanlar için de görülmeye değer harika bir

yer olan gölün suyu çok tatlı ve soğuktur. (V) Son zamanlarda sadece yerli turistlerin değil, yabancı turistlerin de uğrak yeri olan göl, iç ve dış turizm açısından da

önemli bir yere sahip.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

betimleyici ögelere yer verilmemiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:45

TÜRKÇE 12

Sınav Tadında FASİKÜL 2

5. (I) Yazar, beş yüz elli sayfalık bu romanında anlatmak istediğini açık bir biçimde dile getirememiş. (II) Öykülemek istediği olayları, parçalayarak romana bölük pörçük

bir şekilde yayması, romanın konu bütünlüğünü bozmuş. (III) Olaylar arasında neden-sonuç ilişkileri de oldukça zayıf. (IV) Roman, altı bölümden oluşuyor ve yazar her bölümde farklı bir karakteri öne çıkarıyor. (V) Karakterler ile yaşadıkları çevre arasındaki uyumsuzluk okuyunca hemen göze çarpıyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde

olumsuz bir eleştiri yapılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. (I) Büyük küçük herkesin severek okuyacağı, hoşgörü

ve iyimserlikle her kesimden insanın ele alındığı, ilginç

bir öykü olmuş. (II) Özellikle öykünün kurgulanışında,

olayların işlenişinde oldukça titiz davranmış yazar. (III)

Kurgu yönünden kusursuz olan öyküde, özensiz bir dizin ve bazı yazım yanlışları öykünün başarısını gölgelemiş. (IV) Öykü boyunca, özel adların kimi zaman büyük,

kimi zaman da küçük harflerle gelişigüzel yazıldığını görüyoruz. (V) Ayrıca noktalama işaretlerinin de yerli yersiz kullanılması okurun dikkatinden kaçmadı.

Bu parçada, numaralanmış cümlelerin hangisinden

başlanarak sözü edilen öyküyle ilgili olumsuz eleştirilere yer verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir karşılaştırma yapılmıştır?

A) Türk dilinin ustalarından biri olan Memduh Şevket

Esendal, dilimizin sadeleştirilmesinde önemli çabalar harcayan bir yazarımızdır.

B) Dilinin sadeliği ve akıcılığıyla rahatlıkla okunan hikâyeleri kitap raflarımızda yerini amıştır.

C) Doğayı ele alan yazılarıyla tanınan yazar, bu yapıtında doğanın tahribini farklı bir bakış açısıyla bir kuşun gözüyle ele almış.

D) Yazarın bu kitabındaki öyküler olay hikâyesinden çok

durum hikâyesinin özelliklerini taşıyor.

E) Kitap, okurun beğenisini kazanmış olacak ki şimdiden çok satanlar listesinde yerini almış.

8. (I) Öykücülüğüyle adını duyurmuş genç kuşak arasında

yer alan sanatçımız, üçüncü kitabını da yayımladı. (II)

Seçilmiş, yerli yerine konmuş sözcüklerin o ezgili, o sıcak söyleyişinden yararlanan yazarın kitabı kişisel serüveninden izler taşıyor. (III) Kimi öykülerinde gerçekçi

bir anlatıma yer veren sanatçımız, yaşamın bütün doğallığını duyumsatan kesitleri başarıyla yansıtıyor. (IV) Onun

yalnızlığı ve incinmişliği öykülerinin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. (V) Bu kitapta yazarın en belirgin anlatım özelliklerinden biri de özgün ve çarpıcı bir dil kullanmasıdır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri hem

üslup hem de içerikle ilgilidir?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

7. (I) Sanatçının, son dönemlerde dikkatini ve emeğini çoğunlukla gazete yazarlığına yoğunlaştırması öykülerinin

çizgisini de etkiledi. (II) Öykülerindeki olay anlatımının

azalması, daha çok fikir ve makale tonlarının ağırlık kazanarak deneme diline evrilmesi bu tutumun sonucu

olsa gerek. (III) Hele son kitaptaki kimi metinlerin gazetedeki köşesinde yayımlanmış olması bunu iyiden iyiye

desteklemektedir. (IV) İlk kitabı, modern öykünün neredeyse pek çok niteliğini yansıtırken son kitabında zaman, hayat, ölüm, inanç kavramları öyküsellikten uzak

bir söyleyişle anekdot ve enstantanelerle kurgulanmıştır. (V) Bu anlamda son kitabında yer alan metinler, öyküden çok, deneme tadı vermektedir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi hem

içerik hem de üslupla ilgilidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

10. Aşağıdakilerin hangisinde bir öz eleştiri yapılmamıştır?

A) Şimdi elimden geldiğince yapıtlarımla okurumu, zamanı iyi değerlendirmeleri konusunda uyarıyorum.

B) Zamanında ben de vaktimi iyi değerlendirmiş olsaydım şimdi öykülerimi kitap haline getirmiş olurdum.

C) Gençlik dönemimde oyun ve eğlenceye ayırdığım

zamanın bir bölümünü keşke okumak için ayırabilseydim.

D) Okul yıllarına tekrar dönemeyeceğimi vaktiyle düşünmeliydim.

E) Üzerimdeki şu boşvermişliği bir türlü atamamanın

sanat yaşamımı olumsuz etkilediğini görmekteyim.

1-A 2-C 3-E 4-B 5-D 6-C 7-D 8-B 9-D 10-A

P:46

13 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

Cümle Anlamı - Kavramlar

Yargı - Gerekçe (Neden - Sonuç)

Bir işin, oluşun, hareketin hangi nedenden (gerekçeden) gerçekleştiğini veya gerçekleşmediğini bildiren yargılardır.

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Öğrenmeyi öğrenme adı verilen sürecin temeli, merakla ve

merak edilen şeyi tecrübe etmekle başlar. (II) Farklı yaş gruplarındaki kişilerin ilgi duydukları şeyler değiştiğinden edindikleri bilgilerle onlara ulaşma yolları da farklılık gösterir. (III) Örneğin çocukların oynayarak, dokunarak ulaştıkları yeni bilgiler belleklerinden kolay kolay silinmez. (IV) Yetişkinlikteki kalıcı bilgiler ise görerek, okuyarak, araştırarak kazanılır. (V) Fakat bu iki öğrenme düzeyinde dikkati çeken ortak yön, merak

ve keşfetme arzusudur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden - sonuç ilişkisi vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden - sonuç ilişkisi

vardır?

A) Çocuklar kadar yetişkinlerin de ilgisini çeken animasyonlarıyla tanınan şirket, Oyuncak Hikâyesi ve Arabalar serileriyle birlikte İnanılmaz Aile, Yukarı Bak ve Vol-i filmlerini

tek sette bir araya getiriyor.

B) Türkan Şoray ilk kez kendi hayatını kaleme alıyor; küçük

yaşlarda başladığı Yeşilçam serüvenini her zamanki içtenliğiyle anlatırken sinema tarihinin yaklaşık 50 yıllık bir

dönemine de ışık tutuyor.

C) Sinemanın gelişim sürecini ve sinema dilinin nasıl çözümlenebileceğini anlaşılır bir dille aktaran Sinema Okuryazarlığı, izleyiciye rehberlik yapmayı amaçlıyor.

D) Pasolini’nin sinemacılığının yanı sıra şair, eleştirmen ve

futbolcu gibi farklı yönlerini de ele alan Pierre Paolo Pasolini adlı eser, yönetmenin hayatını bir bütün olarak yansıtıyor.

E) Alfred Hitchcock’un son uzun metrajlı filmi Aile Komplosu,

mirasını bırakmak için kaybolan vârislerini arayan yaşlı bir

kadının etrafında şekillenen entrikaya odaklanıyor.

Örnek

Bazı romancılar, üslup seçiciliğinden

neden (gerekçe)

nitelikli eserler ortaya koyamıyor.

Sonuç

 Gürültüden sabaha kadar uyuyamadı.

 Gölün ıslah edilmesiyle göldeki balıklar çoğaldı.

 Yağmurun aniden bastırması, hesapları bozdu.

 Bu kitabın çok okunması dilinin yalın olmasındandır.

Çözüm:

Çözüm: AKLINDA OLSUN

Neden-sonuç bildiren cümlelerde yükleme sorulan niçin sorusuna cevap aranmalıdır.

Evden geç çıktığı için ilk derse yetişememiş

Bu cümlede “niçin yetişememiş?” sorusunun

cevabı “evden geç çıkma”dır.

Neden-sonuç bildiren cümlelerde “için, -den dolayı, yüzünden, -den ötürü, -den, -dığından” gibi

sözcük veya eklerden yararlanılır.

P:47

TÜRKÇE 14

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdakilerin hangisinde yargının nedeni belirtilmemiştir?

A) Ülke toprakları yanlış kullanım yüzünden yok olup gitmektedir.

B) Ülkede tarımsal üretimi geliştirmeye yönelik çalışmalar

yıldan yıla azalmaktadır.

C) Tarıma yeterince önem verilmediğinden bu ülke, pamuk,

sebze, meyve üretiminde dünya sıralamasında gerilerde

yer almaktadır.

D) Kimi ülkelerde, tarıma dayalı üretimin bilinçli bir biçimde yapılmaması, halk sağlığı bakımından tehlike oluşturmaktadır.

E) Çevre bilincinin yeterince gelişmemiş olması, hava ve su

kirliliğine yol açmaktadır.

Çözüm

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Namık Kemal ve Recaizade Mahmut Ekrem gibi romancılarımız olmasına rağmen Tanzimat’tan sonra sürekli roman

yazan ve romanı her yönüyle dert edinen sanatçımız azdır. (II)

Bu dönemin yazarları daha çok fikrî ve siyasi meselelerle uğraşmış, bir kısmı da birer romanla yetinmişlerdir. (III) Nabizade

Nâzım, Şemsettin Sami ve Samipaşazade Sezai bu yazarlardandır. (IV) Bunların hemen hepsi birer romandan sonra dikkatlerini başka alana yönelttiklerinden romanımızın bütün yükü

Ahmet Mithat Efendi’ye kalmıştır. (V) Ahmet Mithat Efendi,

yüze yakın hikâye, roman ve tercüme roman yayımlamıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden

- sonuç ilişkisi vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

Amaç - Sonuç

Bir işin, oluşun, hareketin belirli bir hedefe bağlandığını bildiren yargılardır.

Örnek

Öğretmenler, öğrencilere kitap okumayı sevdirmek için çok

amaç

çaba gösteriyor.

sonuç BAŞKA YERDE YOK

Genellikle “için” edatı -mek, -mak ekinden sonra

geldiğinde “amaç-sonuç”; - dığı, - diği ekinden

sonra geldiğinde “neden- sonuç” ilgisi kurar.

O Fakirlere yardım etmek için bir dernek kurmuşlar. (amaç-sonuç)

O Fakirlere yardım ettiği için herkes tarafından çok

seviliyor. (neden- sonuç)

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Bütün dünyada geleneksel olandan, halk hikâyesi ve destandan yararlanma yoluna gidilmiştir. (II) Müzik, resim, roman,

öykü, şiir, tiyatro ve sinema gibi sanat dallarının hepsinde böyledir. (III) Ben de böyle yapmak, geleneksel olanı çağdaş öykü

sanatına taşımak istiyorum. (IV) Bu yöntemi ülkemiz yazınında

ustaca uygulayan Yaşar Kemal’in izinde yürümek isteyişimin

özünde de işte bu yatıyor. (V) Nitekim son yapıtımda geleneksele yönelişim açıkça görülebilir.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde amaç söz konusudur?

A) I ve IV B) I ve V C) II ve III D) III ve IV E) IV ve V

Çözüm

P:48

15 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

Koşul (Şart)

Bir eylemin ya da durumun gerçekleşmesinin, başka bir yargının gerçekleşmesi veya bir durumun var olmasıyla ilgili olduğu ifadelerdir.

Örnek

Bir sanatçı, konu seçimini iyi yaparsa okur, esere

koşul (şart)

gerçek değeri verir.

sonuç

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Halk türkülerimizi, ezgi ve şiir bakımından kıvamını bulmuş

sanat eserleri sayabiliriz. (II) Bunları söyleyenlerin seslerindeki ve okuyuşlarındaki pürüzler ayıklanınca klasik denecek

kadar sağlam eserler çıkar ortaya. (III) Ne var ki türküleri söyleyen ve âşık diye anılan halk sanatçılarının kimilerinin sesleri,

bu eserlerin değerini gölgeliyor. (IV) Kimileri de türküleri aşırı

bir duygusallıkla söylüyor. (V) Bunlarda türkünün özüne göre

değişen bir incelik, bir yorum görülmüyor.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde

yargı, bir koşula bağlanmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

Çözüm

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Anadoluhisarı’nın bulunduğu bölgenin tarihi, eskiye dayanıyor. (II) Kaynaklara göre, Anadoluhisarı, Boğaz’dan geçişleri kontrol etmek amacıyla Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmış. (III) Yapılırken kullanılan malzemeler arasında, Bizans

yapılarından alınmış taşlar da var. (IV) Bu durum, burada eski

bir Zeus Tapınağı’nın bulunduğu yolundaki düşünceleri daha

da güçlendiriyor. (V) Boğaz’ın en dar yerinde, Göksu Deresi

kıyısında bulunan bu bölgenin, bugün olduğu gibi, Osmanlı

öncesinde de yerleşim alanı olarak kullanıldığı çeşitli kaynaklarda belirtiliyor.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde

belirtilenler “tahmin” niteliği taşımaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Olasılık (İhtimal)

Bir eylemin, yargının veya olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin net olmaması durumudur.

“Belki, herhalde, sanırım, -ebilmek” gibi sözcük veya eklerin bulunduğu cümleler genellikle olasılık (ihtimal) anlamı taşır.

Tahmin (Sezgi)

Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak olabilecek bir şeyi, bir olayı önceden kestirme durumudur.

Tahmin cümlelerinde kesinlik anlamı yoktur.

Örnek

 Yarınki sınavda bu konudan da soru çıkabilir.

 Belki gelirsin diye sofrayı hazırlamıştım.

 Durakta kimsecikler yok, sanırım otobüs kalkmış.

Örnek

 Havanın yarın yağışlı olacağını düşünüyorum

 Bu turnuvada bizim takım şampiyon olur.

P:49

TÜRKÇE 16

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “sezgi, tahmin” söz

konusu değildir?

A) Bu olayın böyle sonuçlanacağını ben çok önceden anlamıştım.

B) Nasıl bir mutluluk içinde bulunduğunu gözlerinden okuyordum.

C) Bu sırrı, sonsuza değin yüreğimde taşıyacağıma söz veriyorum.

D Bu konuyu, onun yanında rahatça konuşabileceğimi sanıyorum.

E) Paraya düşkün biri olduğunu konuşmalarından çıkarmıştım.

Çözüm:

Varsayım

Gerçekleşmeyen bir durumu veya olayı gerçekleşmiş gibi kabul etmeyi içeren yargılardır.

Örnek

İstanbul’a uçakla gitmek istiyorsun, diyelim ki uçuşlar iptal edildi.

Bu cümlede, “diyelim ki ” sözüyle, gerçekte olmayan “uçuşların iptal edilmesi” olayı gerçekleşmiş gibi kabul edilmiştir.

 Bu işte de başarısız olduğunu varsayalım.

 Tut ki sınavdan geçer not alamadın.

 Diyelim ki son otobüsü de kaçırdın.

9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdakilerin hangisi bir varsayımı ifade etmektedir?

A) O, çarşamba günü geziden dönebilir.

B) Diyelim ki bu olay gerçek değildir.

C) İstediğini veririm, yeter ki sen çalış.

D) Belki onu sen de tanırsın.

E) Yarın, akşam yemeğine onlar da gelebilir.

Çözüm:

10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “varsayım” söz konusudur?

A) Kardan dolayı okullar tatil olabilir mi?

B) Farz edelim işinden ayrıldın, ne yapacaksın?

C) Acaba, projeyi yarına yetiştirebilir miyiz?

D) Yapmak istediklerimizi babama söyleyelim.

E) Bu işe girişmeden önce iyice düşünelim.

Çözüm:

Çıkarım

Herhangi bir kişi, olay, durum, kavram veya varlıkla ilgili var

olan bilgilere dayanarak saptamada bulunmayı, bir sonuca

ulaşmayı ortaya koyan yargılardır. PRATİK BİLGİ

Varsayım bildiren yargılarda “farz edelim, diyelim

ki, tut ki, kabul edelim, düşünelim” gibi ifadeler

bulunur.

Örnek

Kitap fuarlarına olan katılımın her geçen gün artması, ülkemizde kitap okumaya ilginin çoğalmasının bir göstergesidir.

Yukarıdaki cümlede “Kitap fuarlarına olan katılım” bilgisinden

hareketle “kitap okumaya ilginin çoğalması” çıkarımı yapılmıştır.

Bunca yıllık deneyimi olan şairin çok az sayıda şiir yazması,

onun, şiire ne kadar önem verdiğini ortaya koymaktadır.

çıkarım

Türkiye’de dünya çapında dizilerin üretilmesi, bu sektörün nitelikli yapımlara imza atmasının bir işaretidir.

çıkarım

P:50

17 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Bugünlerde bazı eleştirmenler tarafından şiirin, şiirimizin

geçmişe göre gerilediği iddia ediliyor. (II) Hatta günümüzde

büyük şairlerin de artık çıkmadığı, insanları derinden etkileyen güçlü şiirlerin de yazılmadığı söyleniyor. (III) Ben bu iddialara ve onun delillerine inanmadığım gibi aslına bakılırsa inanmak da istemiyorum. (IV) Fakat bu iddiayı hazırlayan pek çok

nedenin sorgulanmasını ve konunun mutlaka aydınlığa kavuşturulmasını istiyorum. (V) Aslında roman ve öyküde ortaya çıkan çalışmaların niceliksel artışı düzyazıyı ön sıraya taşımışa

benziyor. (VI) Şiirde ise niceliksel artışın onun niteliğine katkı

sağlaması her zaman mümkün olmamasına rağmen bu alanda

bir gerileme varmış gibi görünüyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde çıkarım yapılmıştır?

A) I ve II B) II ve III C) III ve IV

D) IV ve V E) V ve VI

Çözüm:

12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Türkiye’de bazı alanlarda olduğu gibi yayıncılıkta da ekonomik ve kültürel pek çok sorundan söz etmek mümkün ama bu

sorunlar, yayıncılar dâhil, kimin umurunda! (II) Sanırım, burada

herkes şikâyet etmekten ve dinlemekten yorulduğundan birtakım yanlışların değişmesi için küçük de olsa bir şeyler yapmak,

çözümler üzerine düşünmek gerek. (III) Butik yayıncılığın işlevi, tam da bu “bir şeyler yapma” ihtiyacıyla örtüşüyor. (IV) Sadece onunla da değil; birey olmayla, edebiyat ve sanatın geçirdiği dönüşüm ve başka dünya arayışlarıyla da... (V) Yeri gelmişken ülkemizde, pek çok konuda olduğu gibi, butik yayıncılıkla ilgili de bir kavram karmaşası bulunduğunu belirtelim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde öneri yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm:

Öneri (Tavsiye)

Bir sorunu çözmek amacıyla ya da herhangi bir durumla ilgili olarak tavsiye niteliğinde görüş ortaya koymaktır.

Örnek

Romanlarınızda toplumsal konulara yer vermeniz, onların

öneri

gelecekte de okunmasını sağlayacaktır.

Çevrenizdeki yoksul insanlara yardım etmeniz çok iyi olur.

öneri

Birçok adaya sahip Ayvalık’ın eşsiz güzelliklerle bezeli su altı

zenginliklerini mutlaka görmelisiniz.

öneri

Kitap okurken önemli gördüğünüz yerlerin altını çizerseniz

öneri

okuduklarınız aklınızda daha kalıcı olur. AKLINDA OLSUN

Öneri, çıkarım, olasılık, yargı-gerekçe gibi kavramlara, Anlatım Biçimleri konusuyla ilgili metinlerde

ve seçeneklerde yer verilmektedir.

P:51

TÜRKÇE 18

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir öneri içermektedir?

A) Planınızı değerlendirdiğimizde onun beklentilerimizi tümüyle karşılamadığını gördük.

B) Planınız güzel; ama onun bizim amacımıza uygun olduğunu söyleyemeyiz.

C) Planınızı yeniden gözden geçirmenizin doğru olacağını

düşünüyoruz.

D) Planınızın kolayca uygulanabilmesi için kimi yerlerinde

değişiklikler yaptık.

E) Planınızın titiz bir çalışmanın ürünü olduğu belli; ama biz

daha farklı özellikler arıyorduk.

Çözüm:

14 - ÖĞRETEN SORU

(I) Dizüstü bilgisayar ekranları çaprazlama, bir köşeden ters

köşeye genellikle 12 ile 20 inç arasında boyutlara sahiptir. (II)

Büyük ekranların çözünürlükleri daha yüksek olduğundan görüntü daha keskin olur. (III) Büyük ekranlar daha çok yer kaplar, daha ağır olur ve pil ömrünü kısaltır. (IV) Dizüstü bilgisayar;

film izlemek, oyun oynamak veya video izlemek için kullanılır.

(V) Temel işlemler için kullanacak veya sıkça yanınızda taşıyacaksanız daha küçük ve hafif bir ekran tercih etmelisiniz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde hem

bir karşılaştırma hem de öneri söz konusudur?

A) V B) IV C) III D) II E) I

Çözüm:

Tasarı

Herhangi bir konuyla ilgili, ileriye dönük olarak yapılması düşünülen plan ve projelerin anlatıldığı yargılardır.

Örnek

Doğa içerikli öykülerimi yayımladıktan sonra toplumsal hayatı

anlatan yeni öyküler yazmayı planlıyorum.

tasarı

Sanatçı yelpazesinin geniş tutulacağı bir edebiyat dergisi

çıkarmak, bu sayede geniş bir edebiyatsever kitlesine

ulaşmak istiyoruz.

tasarı

15 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Halka ulaşmamız, operanın halka seslenen bir sanat olduğunu anlatmamız gerekiyor. (II) Bu da büyük ölçüde halkla

daha yakından iletişim kurmamıza bağlıdır. (III) Bu amaçla gelecek yıl bir yarışma düzenlemeyi ve sahnelenmeye değer görülen eserleri sahnelemeyi düşünüyorum. (IV) Eğer katılım

sağlanırsa bu tür yarışmaları ileride daha da çeşitlendirip zenginleştirerek sürdürmek istiyorum. (V) Bu tür etkinlikler Türk

seyircisini, yavaş yavaş da olsa operaya yaklaştıracak, ona

operayı sevdirecektir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde bir tasarıdan söz edilmektedir?

A) I ve II B) II ve III C) III ve IV

D) IV ve V E) V ve VI

Çözüm:

P:52

19 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

17 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “gerçekleşmemiş bir beklenti” söz konusudur?

A) Geç kalktığı için treni kaçırdı.

B) Bu sene okulunu bitireceğini umuyorum.

C) Geçen yılın şampiyonu bu yıl da başarılı olmalı.

D) Boyu uzun olduğu için basketbol takımına girdi.

E) Geldiğini duyunca beni arar sanmıştım.

Beklenti

Gerçekleşmesi istenen, umulan davranış veya işlerdir.

Ön yargı

Bir kişi, olay veya durumla ilgili olarak belirli olaylardan, görüntülerden hareketle önceden edinilmiş, olumlu ya da olumsuz düşünceler ortaya koyma durumudur.

Örnek

 Önümüzdeki hafta dil sınavından yüksek bir puan almayı

umuyorum. (Beklenti)

 Bize haber vermeden toplantıya başlamayacağını biliyordum. (Gerçekleşen beklenti)

 Denemelerimle ilgili bir değerlendirme yapacak sanmıştım. (Gerçekleşmeyen beklenti)

Örnek

Ünlü sanatçının bu romanının okurların beklentilerine cevap vermeyeceğinden şüphem yok.

O, bu konseri kaçıracak; adım gibi biliyorum.

Yukarıdaki cümlelerde henüz gerçekleşmemiş bir olayla ilgili

önceden kesinlik içeren bir görüş belirtilmiştir.

16 - ÖĞRETEN SORU

(I) Psikanaliz Defterleri adlı çalışma ile yılda iki kez yayımlanması düşünülen ve bu alanda yapılan çalışmaları tanıtma, araştırmacılara yol gösterme, destek verme amacı güdülüyor. (II)

Her iki yapıtta da belli bir konunun ele alınmasının yanı sıra kitapta “Çocuk, Ergen ve Ailesi” gibi ana başlıklar olacak. (III)

Projenin sonunda bu alanda ortaya konan çalışmalar arasından bir seçki yapılıp bunu okurla buluşturma hedefleniyor. (IV)

Seçkinin içerisinde daha çok pratik çalışmalar ön plana çıkarılarak yerli ve yabancı psikanalistlerin ağırlıklı olarak kurumsal,

temel metinlerine yer verilecek. (V) Özellikle anne ve babaların

ortaya konulacak ürünleri okumasıyla ülkemizde hedeflenen

başarının gerçekleşmesinin kolaylaşacağı düşünülüyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir tasarı söz konusu değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm:

Çözüm:

P:53

TÜRKÇE 20

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

19 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdakilerin hangisinde “ön yargı” gerekçesiyle birlikte

verilmiştir?

A) Otobiyografik eserinde kendini hiç gizlemiyor, eserini tüm

içtenliğiyle yazdığından onu çok seviyorum.

B) Genç yazarın ilk kitabındaki öyküleri okurken çok sıkıldığımdan yeni öykü kitabının bana zevk vereceğini düşünmüyorum.

C) Bu genç şair, usta yazarların birikimlerinden yararlandığı

için yakında kaliteli eserler vermeye başlar.

D) Eleştirmenler tarafından beğenilmeyen bu roman, beş yıl

gibi uzun bir hazırlık sürecinden sonra yazılmış.

E) Konser başladıktan sonra bazı seyirciler, anlam veremediğimiz bir tavırla salonu terk etmeye başladı.

18 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Bu oyunu izlerken gülümsüyorsunuz. (II) Yumruklarınızı sıkmıyorsunuz, öfkelenmiyorsunuz. (III) Yalnızca yansıtılmak istenen bir güzelliği algılıyorsunuz. (IV) Güzel bir oyun izlemenin coşkusuz sevincini ve rahatlığını duyuyorsunuz. (V) Biliyorum, çok fazla seyirci toplamayacak bu oyun ama salt o rahatlığı yaşamak adına görülmeye değer.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir “ön

yargı” söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm:

Çözüm:

BİZDEN NOT

Ön yargı genellikle olumsuz düşüncelerden oluşur.

Bu tür cümlelerde kesinlik, emin olma, peşin hükümlü, peşin fikirli olma durumları söz konusudur.

Etkinlik

içerik - olumlu eleştiri - öneri - üslup - olasılık

Aşağıdaki cümlelerin karşısına yukarıda verilen kelimelerden uygun olanını yazınız.

1. Usta sanatçı eserinde, dünya ve

Türk edebiyatından yazarların söylemiyle ölüm korkusu, sevgi ve öfke gibi insanın temel duygularına

yer veriyor.

2. Edebiyatın yüreklerden yüreklere

giden yollarında dolaşıyor ve okuru da yanına çağırıyor bu harika kitap.

3. Homeros’tan Dede Korkut’a, Karacaoğlan’dan Goethe’ye uzanan bu

anlatıyı edebiyatseverlerin sindire

sindire okumasının çok iyi olacağını düşünüyoruz.

4. Yazar, anlatısında, başka yazarların aydınlattığı yolda gördüklerini,

düşünsel ve düşsel bir dille aktarıyor.

5. Yazarın zevkle okunan, başucu sayılabilecek bu kitabı, insanın evrensel sorunlarını edebiyatın ölümsüz

metinleri çerçevesinden izlenebilir.

P:54

21 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 2

1. Aşağıdakilerin hangisinde yargı, gerekçesiyle birlikte verilmemiştir?

A) Sözlerinin hatalı olduğunu anladığı için kendini dinleyenlerden özür diledi.

B) Belki projesini kabul ederler diye yetkili kuruma bir

dilekçe yazdı.

C) Bütün bunları sana bir şey olmamasını istediğinden

yapmış.

D) Çocukların gelişimine dikkat ettiğimiz için yiyecekleri konusunda titiz davranıyorum.

E) Buralara kadar gelip de bize uğramadan gitmiş.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde koşula bağlılık söz

konusudur?

A) Memleketten ayrılınca dostlarını bir daha görememişti.

B) Benim söylediklerime dikkat edersen sınavda daha

rahat yaparsın.

C) Bu yıl kitap fuarının onur konuğu olan yazar renkli bir

kişilikti.

D) Bahar aylarının neşesi, kış mevsiminde yerini karamasarlığa bırakıyor.

E) Bu piknik alanında yer alan çağlayanın büyüklüğü

herkesi hayrete düşürüyor.

3. (I) Pek çok öykü yazarı, öykü diye düşünüp daha çok,

anılarını yazıyor. (II) Böyle olunca günlük yaşama bağlanıp bunların dışına çıkamıyor. (III) Bu arada röportaj

gibi yazılar da öykü diye sunuluyor ki bunu hiç anlayamıyorum.(IV) Bunu önlemek için öykücülerin güncelden

yola çıkıp bunları öykünün kurallarına bir şekilde sunmaları gerektiğini düşünüyorum. (V) Bunun yanında öykücüler, yeni söyleyişler bulmak için de gayret göstermelidir, diyorum.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde

öneri söz konusudur?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

4. (I) Binbir emekle yazdığım ilk kitabım çıktığında nasıl

eleştirileceğimi düşünüyordum. (II) Bir eleştirmen olumlu

yanlarımı görmüş, daha çok onları anlatıyor, övüyor beni.

(III) Eksiklerime, yanlışlarıma pek dokunmuyor yahut çok

az değiniyor. (IV) Güzel düşünceleri beni mutlu etti ama

kendimi geliştirmem, daha iyi yazmam için yeterli değildi. (V) Oysa ben kusurlarım gösterilsin, gelişmemi sağlayacak haklı eleştiriler hatta yergiler yapılsın isterdim.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yazar, gerçekleşmemiş bir beklentisini dile getirmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. (I) Geçenlerde şiirin özelliklerini anlatırken öğrencilerimle

küçük bir yarışma yaptık. (II) Bir şiirin sözcüklerini düzensiz bir şekilde tahtaya yazarak şairin oluşturduğu şekilde sıralamalarını bekledim. (III) Hiçbirinin bunu başaramayacağını biliyorum. (IV) Benim tek istediğim, gerçek şiirlerin özel yapıda, bozulmaz ve dokunulamaz bir

düzende bulunduğunu göstermekti. (V) Gerçekten de

hiçbir öğrenci, bırakın sanatçının şiirini, doğru dürüst bir

dizeyi bile oluşturamadı.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, bir

ön yargı söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:55

TÜRKÇE 22

Öğreten Test FASİKÜL 2

6. Aşağıdakilerin hangisinde tahmin anlamı yoktur?

A) Çocukluk günlerini özlemle anıyordur herhâlde.

B) Yosun tutmuştur o limandaki rıhtım şimdi.

C) Gülü solan bahçeler şimdi yeniden çiçeklenmiş.

D) Belki de sonu gelmez bir yolculuğa çıkmıştır.

E) Çocuk sesleriyle şenlenmiştir şimdi okullar.

8. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç içindeki kavramın anlamını içermemektedir?

A) Sanatçı, kendi zihinsel ve bedensel gelişimini sağlamak için başladığı performans sanatını bulunduğu

noktadan alıp yükseltmiş ve dünya çapında bir çığır

açmış.(tasarı)

B) Eleştirmenler, bu yazarın yapıtlarının özelliklerini daha iyi anlamak ve ulusal edebiyattaki yerini saptamak

için bu çalışmayı hazırladı. (amaç)

C) Yazarın kendine özgü mizahı ve tartışmacı üslubu, yazılarında başarıyla kullandığı hemen göze çarpıyor.

(beğeni)

D) Dünya edebiyatında romanın en önemli karakterleri

orta sınıftan seçilirken bizde bu sınıf çok ilgi görmemiştir. (karşılaştırma)

E) Elma bahçelerinde ıslık çalıyorsak ya da kör karanlık

bir sokaktan geçiyorsak ilk önce şarkılar dolaşır dilimize.(koşul)

10. Aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı bir “gerekçe”

içermektedir?

A) – Şu günlerde hangi çalışmalarla meşgulsünüz?

– 1960 ila 1970 yılları arasında yazdığım metinleri yayına hazırlıyorum.

B) – Kütüphanenizi yıllar önce mi oluşturmaya başladınız?

– İlkokuldan beri oluşturuyorum ama bugün kitaplığımda o günlerden kalan bir kitap neredeyse yok.

C) – Yazılarınız okurda nasıl duygular uyandırıyor?

– Yazdıklarımı ilmek ilmek ördüğümden her yapıtım

okur için bambaşka coşku, heyecan ve umut taşıyor.

D) – En sevdiğiniz çocuk kitapları hangileriydi?

– Daha çok, öykülerden hoşlanırdım, evimizin bahçesinde gölgeli çimenlere uzanarak okuduğum öykülerden.

E) – Kitaplığınızda ağırlıklı olarak hangi tür yapıtlar bulunmaktadır?

– Yazınsal türler içinde şiir kitapları ilk sırada diyebilirim.

7. (I) Şiirle ilgili düşüncelerimi iyi bir araştırma yaparak bir

yapıtla aktarmayı düşünüyorum. (II) Öteden beri bu konuda bir eksiklik olduğu kanısındayım. (III) Bununla ilgili

Büyük Türk Şiiri Antolojisi kitabını incelemek ve bilgi almak istiyorum. (IV) Öte yandan bu düşüncemi gerçekleştirememekten ,okurlarıma mahcup olmaktan da korkuyorum. (V) En kısa zamanda bunun üstesinden gelmeyi ve kitabımı çıkarmayı planlıyorum.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde

bir tasarıdan söz edilmemiştir?

A) I ve II B) II ve IV C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

9. (I) Geçen ay , bir gazetenin düzenlediği anketle belirlenen sporculara ödül vermek için bir tören hazırlandı. (II)

İstanbul’daki tören sırasında sahneye çıkan hemen her

yabancı oyuncu, öğrendiği Türkçe sözcüklerle konuşmaya çalıştı. (III) Onlar konuşmaya çalıştıkça salondan

alkış sesleri yükseliyordu. (IV) Bu da gösteriyor ki bu alkışlar, onları kendimizden bir parça olarak gördüğümüz,

onlarla aynı dili konuştuğumuz için gönülden kopup gelmişti. (V) Dilin kafasını gözünü yara yara da konuşsalar

onlardan bunu duymak çok keyif vericiydi.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir

“çıkarım” söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1-E 2-B 3-E 4-E 5-C 6-C 7-B 8-A 9-D 10-C

P:56

23 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 2

2. (I) Zeytin diyarı Gemlik, Türkiye’nin en lezzetli zeytinlerinin yetiştirildiği ve ticaretinin yapıldığı önemli bir liman

merkezidir.(II) Soframıza gelene kadar yetiştirilmesinde

bitmek tükenmek bilmeyen bir emek harcanır.(III) Zeytin ağaçlarının süslediği Gemlik’e eylül ayında geliyorsanız, burada düzenlenen zeytin festivaline katılmadan

dönmenizi tavsiye etmem. (IV) Oldukça eğlenceli geçen

bu festival üç gün sürmektedir ve ilçenin tam merkezinde yapılmaktadır. (V) Zeytin ağaçları, tarih boyunca

hep barışın simgesi kabul edildiğinden olsa gerek ilçeye

barış ve huzur dolu bir atmosfer vermiş.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir

çıkarım söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. (I) Türk edebiyatının yaşayan elli şair ve yazarının edebiyatını ve hayata bakışını anlattığı Yüz Yüze Konuşmalar adlı çalışma tamamlandı. (II) Edebiyat dünyasında bir

ilk olan çalışmada yaşayan edebiyatçılarımızın derinliği

onlarla konuşarak kayda alındı. (III) Geniş kitlelere, özellikle genç kuşaklara tanıtılıp geleceğe taşınması amacıyla hazırlanan yapıta umarım okurlar gereken ilgiyi gösterir. (IV Kitapta Ferit Edgü, Doğan Hızlan, Rasim Özdenören, Gürsel Aytaç, Ataol Behramoğlu gibi pek sanatçımız yer alıyor. (V) Yüz Yüze Konuşmalar’ın, “Yaşayan

Edebiyat” temasının ardından yaşayan müzik, yaşayan

sinema olarak da devam etmesi düşünülüyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir

beklenti söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ön yargı söz konusudur?

A) Nerede olursan ol, hangi dönemde yaşarsan yaşa,

umut sensin ve mutlaka bir çıkış yolu vardır.

B) Yapıt, edebiyat dünyasında büyük ilgi gördü ve eleştirmenlerden de tam not aldı.

C) Sanatçı sadece kendi alanında değil ulaşabildiği her

yoldan, her yöntemle insanlara ulaşabilmeyi hedefler.

D) Sanatçı olmak; çok yönlülüğü, hayata değişik açılardan bakabilmeyi, her baktığında da o farklılığı görmeyi gerektirir.

E) Sanatçının okurun anlama düzeyini gözetmeden yazdığı bu şiirlerin kalıcılığı yakalaması imkansız.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir tasarı söz konusudur?

A) Geçmişteki değerlerimizi yapıtlarıma taşımayı ve her

yapıtımda ulusal bilinci ortaya koyan yazılar yazmayı düşünüyorum.

B) İnsanlık duygularının bozulmadığı her devirde ve her

yerde, sanat ve edebiyatın değeri bilinmiştir.

C) Gerçek bir öykü yazarı, yaşama ayna tutarak kıyıda

köşede kalmış anlatılmayanları bulup çıkarır.

D) Yapıtlarının konularını yaşamın ayrıntılarından ustaca

süzen sanatçı anlatımındaki tekdüzeliği bir türlü aşamıyor.

E) Nitelikli bir birikimden yoksun olan sanatçı bilimsel

içerikli yazılar da yazınca yazdıkları iyice sıradanlaşıyor.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde koşula bağlılık söz

konusu değildir?

A) Bizim buralarda çay bahçelerine yağmur yağdıkça

her yer mis gibi toprak kokardı.

B) Öğrencilerimle yıl sonunda bir edebiyat dergisi çıkarmayı planlıyoruz.

C) Sana yardım edebilirim yalnız önce senin gayret ettiğini görmem gerekir.

D) Akşama geri vermek üzere arkadaşımdan bilgisayarını ve kulaklığını istedim.

E) Temiz bir dünya istiyorsak önce yaşadığımız yeri temiz tutmakla başlayabiliriz.

P:57

TÜRKÇE 24

Pratik Test FASİKÜL 2

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde varsayım anlamı

yoktur?

A) Bir an için öğretmen olduğunu düşün, nasıl davranırdın?

B) Yazın hayatımın ilk kitabını seneye çıkarmayı düşünüyorum.

C) Tut ki bilgisayarın bozuldu ve oyun oynayamadın.

D) Yüz soruyu iki saatte çözebildiğini düşünelim.

E) İşe kabul edildiğini say, mutlu olabilecek misin?

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “tahmin” söz konusudur?

A) Tayland’da bulunan Koh Samui Adası, sakin bir tatil

geçirmek isteyen kişilerin en sık tercih ettiği yerler arasında bulunuyor.

B) Hindistan cevizi ağaçlarının süslediği Chaweng Sahili, yaz boyunca gelen yabancı misafirlerine ev sahipliği yapıyor.

C) Adanın farklı bölgelerinde yer alan koyları ve plajları

ile ünlü Koh Samui Adası, ilginç mimarîsiyle dikkatleri üzerine çekiyor.

D) Koh Samui Adası, su sporlarına ilgi duyan kişiler tarafından da en çok tercih edilen yerler arasında geliyor.

E) Adanın geniş, yeşil bir alan üzerinde olması, adada

düzenlenen golf turnuvaları, golf tutkunlarını cezbedeceğe benziyor.

10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatılanlar ayraç

içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır?

A) Yapıtlarınızın içerdiği görüşlerden dolayı okur tarafından tepkiyle karşılandığını düşünün, o zaman ne yaparsınız? (varsayım)

B) Anlattıklarınız bilimsel bir temele dayanmıyorsa eleştirileriniz okurlar üzerinde etkili olmaz. (koşul)

C) Genç bir şair olarak yazdığınız bu şiirler okurlarca çok

beğenilebilir ve siz yetkin şairlerin düzeyine yükselebilirsiniz. (olasılık)

D) Yapıtlarınızdaki dil yanlışlarını düzeltmediğiniz ve titiz

davranmadığınız sürece kalıcı olmayı beklememelisiniz. (beklenti)

E) Yapıtlarımda kenar mahallelerin yoksul çocuklarını anlatmam, insanlarda bu kesimlere karşı bir duyarlılık

oluşturmak içindi. (amaç)

8. (I) Boşluk duygusunun çok fazla yer aldığı, yenilmiş ve

bezmiş bir ruh hâli, yalnızlık duygusu İkinci Yeni şiir akımını öne çıkaran duygulardır. (II) Şiir dünyamıza farklı

bir pencere açan İkinci Yeni şairlerinin öznel şiir yaklaşımları güçlenip zenginleşerek günümüz şiirine doğru

evrilmiştir. (III) İkinci Yeni şairleri , imgelere kapılarını sonuna kadar açıp sıradanlıktan sıyrılarak edebi sanatlara

özgürlük tanıdıklarından, halk folklorundan, türkülerden,

doğa güzelliklerinden çok uzaktır. (IV) Oysa sonrasında

bu şiir anlayışının üzerinde çeşitlenerek ortaya konan şiir

örneklerini tümüyle bu hareketten soyutlamak doğru değildir. (V) Sonuçta İkinci Yeni’nin, bir sürecin olduğu kadar şiir tarihimizde günümüze değin uzanan bir dönemin de adı olduğunu söylememiz gerekir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir

çıkarım söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

9. (I) Günlüklerimde, okuduğum kitaplarla ilgili aldığım notlarda birbirinden çok farklı şair, yazar ve kitaplar var. (II)

Hâliyle dağınık bir okuma anlayışına sahip olduğum,

okurun gözünden kaçmıyor. (III) Bu durum, hayata ve

hayatın içindeki hiçbir olgu ya da duruma “bir proje” gözüyle bakmamış olmamdan kaynaklanıyor. (IV) Hayat ve

okuma yolculuğu rastlantılarla dolu, hesaba kitaba gelmeyen, plan programa uymayan bir süreçtir. (V) Önceden belirlediğim bir konuda,belli amaçlar tespit ederek

yaptığım okumalarımın hiçbiri günlüklerimde yer almıyor. (VI) Onlarda akademik bir yaklaşımı ya da bir inceleme, tanıtma çalışmasını öncelemek istememdendir bu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri

kendinden önceki yargının gerekçesi durumundadır?

A) I ve III B) II ve IV C) III ve V

D) III ve VI E) V ve VI

1-E 2-E 3-B 4-C 5-A 6-B 7-E 8-C 9-D 10-D

P:58

25 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 2

1. Aşağıdakilerin hangisinde yargı, bir koşula bağlanmıştır?

A) Yeşil alanlarımızı koruyamazsak gelecek kuşaklar için

doğal yaşam alanları yok olacak.

B) Yapıtın üzerinde çok çalıştığın için düşüncelerin daha anlamlı hale gelmiş.

C) Yaz tatilini Karadeniz’in yemyeşil yaylalarında, doğayla baş başa geçirmek istiyorum.

D) Sınavlara gereği hazırlanmadığından bu yıl girmeyi

düşünmüyor.

E) Okuldan sonra arkadaşlarıyla tiyatroya ünlü yazarın

son oyununu izlemeye gitmişler.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde amaç-sonuç anlamı yoktur?

A) Okul masraflarını karşılamak için yarım gün işte çalışıyorum.

B) Hızlı konuştuğu için ne dediğini bir türlü anlayamadım.

C) Arkadaşlarıyla alışveriş yapmak üzere evden ayrılmıştı.

D) Doğanın fotoğrafını çekmek için iyi bir makine satın

aldı.

E) Öğrencilere yardımcı olsun diye hazırladım bu fasikülleri.

2. (I) Sanatçı her zaman içinde bulunduğu toplumun önünde

yürümeli ve onlara ışık olup yeni hedefler göstermelidir.

(II) Sanatçı, bunu kendine bir görev edindiği için toplumun ufkunu açmak onun için hiç de zor değildir.(III) Bunu

yaparken toplumun değerlerini, duygu ve düşüncelerini

de iyi bilmesi gerekir. (IV) Fakat çoğu zaman sanatçı arkasına bakmadığından bulunduğu toplumu, yani kendisini rehber olarak kabul edip takip eden insanları geride

bırakır. (V) Bu durumda yapılacak en önemli şey, sanatçının hemen bu tutumundan vazgeçip kendinden beklenileni yapmasıdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

yargı, gerekçesiyle birlikte verilmiştir?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

5. Bir yazar, tarih, bilim ve felsefeden başlayarak bilginin

ve kültürün geniş alanında sürekli dolaşmalı, insanlığın

temel sorunlarıyla sürekli iç içe olmalıdır. Yazılarına sadece malzeme sağlamak için değil, ele aldığı konulara

geniş bir açıdan bakmak için okumalıdır. Ne var ki günümüzdeki yazarlar okuma zahmetine katlanmıyor. Geçmişteki yazarların tersine şimdi çoğu yazarda, özellikle

köşe yazarlarında bir sığlık görüyorsak bunun en önemli

nedeni bu okumama hastalığıdır. Elbette bunun sonucunda da hep aynı konular etrafında dönen yazılar kaleme alınıyor. Bu durum yüzeysel bir bakış açısına sahip, abur cubura alıştırılmış bir okur kitlesi ortaya çıkarmıştır ve işin acı tarafı da budur.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Tahmin B) Karşılaştırma C) Öneri

D) Koşul E) Yargı-gerekçe

4. (I) Beş Şehir’in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen

özlemdir. (II) Tanpınar, bu yapıtında şiirsel bir anlatımla

Ankara, Erzurum, Konya , Bursa, İstanbul’un ruhunu resmetmiştir. (III) O, kişiliği ve ilgi alanlarının etkisiyle dış

dünyanın ayrıntılarına ilgi duyan, bu ayrıntıları önemseyen bir yazardır. (IV) Bu yüzden onun yapıtında dış mekân

olduğu gibi kalmaz, mekâna bağlı olarak iç dünyaya yönelik betimlemeler de sıklıkla yer alır. (V) Onun sanatçı

kişiliği hakkında yapacağınız değerlendirmelerde, bu durumu göz ardı etmemeniz yararınıza olacaktır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi öneri niteliği taşımaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:59

TÜRKÇE 26

Sınav Tadında FASİKÜL 2

6. (I) Necip Fazıl yazın hayatına çok genç yaşta girmiş, şiirlerini Yakup Kadri’ye götürmüş, şiirleri takdir toplayınca

Yeni Mecmua’da ilk şiirlerini yayımlamıştır. (II) 18 yaşında

tecrübesiz bir şair olmasına karşın Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’le aynı mecmuada şiirlerinin yer alması kendisini de şaşırtmıştır. (III) Bu sıralarda gazetecilikte bir iki

başarısız denemesi olmuş ancak bu deneyimler onun

Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Peyami

Safa ile tanışmasını sağlamıştır. (IV) “Bu dönemki şiirlerim gayet acemice yazılmış, özenti ürünüydü.” diyen şair,

bundan dolayı hece ile aruz arasında bocaladığını belirtmiştir. (V) İlerleyen yıllarda Türk Edebiyat Vakfı tarafından kendisine “Şairler Sultanı” ünvanı verilmiştir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

hem yargı-gerekçe hem de öz eleştiri söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

7. (I) Ölümüne dek roman, hikâye, anı, eleştiri, çeviri gibi

farklı türde birçok eser yayımlayan Ahmet Mithat, Türk

edebiyatının gerçek anlamda ilk popüler ve üretken yazarıdır. (II) Halk üzerinde etkili olan sanatçı, farklı türlerde kaleme aldığı iki yüzü aşkın yapıtında hep farklı

konuların ve anlatımların peşinde olmuştur. (III) Sanatçı,

pek çok edebiyat eleştirmeni ve tarihçisi tarafından yeterince önemsenmemiş olsa da eserlerinde kullandığı

deneysel anlatım tarzları, onun gerçek bir edebiyatçı olarak yazdığı metinler üzerine düşündüğünü ve çalıştığını

gösteriyor. (IV) Bu da onun hakkında yapılan bazı olumsuz yorumların gerçeği bütünüyle yansıtmadığının en

önemli kanıtıdır. (V) Eserleriyle derin bir iz bırakmış olan

Ahmet Mithat Efendi, geniş bir okur kitlesine hitap etmenin yanı sıra daima yenilenmenin ve ilerlemenin peşinde

olmuştur.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde

çıkarım söz konusudur?

A) I ve II B) I ve V C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

8. (I) Kartaca’nın Tunus sınırları içinde yer aldığı, MÖ 9. yüzyılda Fenikeliler tarafından kurulduğu ileri sürülüyor. (II)

Akdeniz kıyılarında, savunulması kolay bir yarımada üzerinde bulunan kent, deniz ticareti sayesinde kısa sürede

zenginleşmiş. (III) Roma’yla MÖ 2. ve 3. yüzyıllarda üç

kere savaşan Kartaca yenilmiş ve tamamen yıkılarak Romalılarca koloni hâline getirilmiş. (IV) Tekrar inşa edilen

ve Akdeniz’de yıldızı yükselen Kartaca, imparatorluğun

en önemli üçüncü kenti olmuş. (V) Bugün modern Tunus kentinin bir dış mahallesi olan Kartaca, yapılaşmadan nasibini alarak tarihî özelliklerinin çoğunu kaybetmiş. (VI) Sezar zamanında nüfusunun 700 bine kadar

yükseldiği düşünülen kentin bu ihtişamını ve canlılığını

günümüzde de bulmak mümkün.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde

tahmin söz konusudur?

A) I ve II B) I ve VI C) II ve III

D) IV ve V E) V ve VI

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir varsayım söz

konusudur?

A) Roman yazarlarının aynı konular etrafında dönüp durması, okurun beklentisini gittikçe azaltıyor.

B) Sanatçı, hikâyelerinde olduğu gibi romanlarında da

kapalı mekân olarak daha çok evleri, odaları, mutfakları tercih etmiştir.

C) Geleceğe değer vermenin en güzel yolunun önce

yaşadığımız ana değer vermek olduğunu düşünüyorum.

D) Ünlü yazarın son yapıtının insanlar tarafından okunmadığını, beğenilmediğini düşünelim.

E) Her sanatçı, yazdıklarıyla ilgili okura karşı öz eleştiri

yapıp kendini geliştirmelidir.

1-A 2-C 3-B 4-E 5-A 6-D 7-D 8-B 9-D

P:60

27 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

Cümle Anlamı - Kavramlar Somutlama

Soyut bir kavram, durum ya da olayın anlaşılabilmesi için somut varlıkların özelliklerinden yararlanılarak genellikle benzetme yoluyla açıklanmasıdır.

Örnek

 Ozan, öz şiir hiçbir katkı maddesinin bulunmadığı zeytinyağı gibi berraktır, diyor.

Yukarıdaki cümlede soyut olan “öz şiir” sözü, “hiçbir katkı maddesi içermeme ve berrak olma özelliği gösteren zeytinyağına” benzetilerek görünür bilinir duruma getirilmiş

yani somutlama yapılmıştır.

 Bir insanın dış görünümü rengini iç dünyasından alır, giysilerimizin bizi kendi sıcaklığımızla ısıtması gibi.

Yukarıdaki cümlede soyut olan “dış görünümün rengini iç

dünyadan alma” sözü, “giysilerimizin bizi ısıtmasına” benzetilerek görünür bilinir duruma getirilmiş yani somutlama

yapılmıştır.

2 - ÖĞRETEN SORU

(I) Suların gittikçe daha da kabarıp köpürdüğünü görüyorum.

(II) Suların rengi koyuluğunu yitiriyor, süt beyazlığına dönüşüyor. (III) Uzun koşudan dönen safkan bir atın ağzındaki köpükler gibi, sulardaki dalgalar sırtında hüzün taşıyor. (IV) Bu

hüznün seviyesi derin derin soluk alıp uyuyan bir aslanın göğsü

şiddetinde yükseliyor, alçalıyor. (V) Dalgalar müthiş bir hırsla

karaya vuruyor ve patlıyor birbiri ardından.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde somutlamaya yer verilmiştir?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somutlamaya başvurulmuştur?

A) Benim yaptığım iş, uçak kullanmaya benzer. Birçok iyi iş

yaparsınız ama başarısız olduğunuz tek bir iş, sonunuz

olur.

B) Nereden bakarsak bakalım, toplumu oluşturan bireylerle

bir duygu alışverişimiz var. Bu nedenle yollayacağımız

her ileti, onlara da uygun gelmelidir.

C) Doğru düşünen bireyler yetiştirmek için anadili öğretimine önem vermek gerektiğini hepimiz biliyoruz.

D) Gelişme, toplumsal bilimlerde çok önemli bir kavramdır.

Bunun için araştırmacılar gelişme kavramı üzerinde sürekli olarak kafa yormaktadırlar.

E) Olaylar ve nesneler için söz konusu olan iyi kötü, güzel-çirkin türünden değerlendirmelerin her birine değer

yargısı denmektedir.

Çözüm

Çözüm

3 - ÖĞRETEN SORU

(I) Bir şiirde sözcüklerin çağrışımsal gücü, ses değeri; oluşturulacak dize için çok önemlidir. (II) Dize içerisindeki sözcükler kendi anlamlarının dışında şiire sessel bir yenilik getirir.

(III) Böylelikle şiir, sözden ziyade ahenge yaklaşarak müzikal

bir değer kazanmış olur. (IV) İnsan vücudunda sağlıklı kalmak

için hücrelerin kendini yenilemesi gibi şiirde de şairin sözcüklerin bilinen anlamlarına yeni anlamlar kazandırması, şiirin kalıcılığı için gereklidir. (V) Sözcüklerin var olan anlamlarıyla yetinen bir sanatçının özgün söyleyişe ulaşamayacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde somutlamaya yer verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

P:61

TÜRKÇE 28

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

4 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde doğrudan aktarılan bir

söze yer verilmiştir?

A) Denemeci, ele aldığı konuya kendi penceresinden bakar.

B) Denemecinin, belli sayıda okura seslendiği unutulmamalıdır.

C) Denemeci, sorunlara değişik açılardan bakarak okura bir

tür uyarıda bulunur.

D) Deneme yazarı, eleştirme görevi yüklendiğinin bilincindedir.

E) Denemecinin işi yargılamaktır, sözü boşuna söylenmemiştir.

Çözüm

Doğrudan (Düz) Anlatım

Başkasına ait bir sözü hiçbir değişiklik yapmadan olduğu gibi

bir başkasına aktarmaktır.

Örnekler

 Usta öykücü, her şey bir insanı sevmekle başlar, diye yazmıştı hatıra defterine.

Bu cümlede öykücünün “her şey bir insanı sevmekle başlar.” sözleri aynen aktarıldığından doğrudan anlatım vardır

 Arkadaşım, hafta sonu sınava gireceğim, dedi.

 Anne, çocuklarına “Yağmur başladı, içeri girin.” dedi.

Yukarıdaki cümlelerde “hafta sonu sınava gireceğim” ve

“Yağmur başladı, içeri girin.” sözleri hiçbir değişiklik yapılmadan aktarıldığından, doğrudan anlatım vardır.

Dolaylı Anlatım

Bir başkasına ait sözü, kişinin kendi söyleyişi içinde eriterek

sözün özünü değiştirmeden yeniden ifade etmesidir.

Örnekler

 Usta öykücü, her şeyin bir insanı sevmekle başlayacağını

hatıra defterine yazmıştı.

 Arkadaşım, hafta sonu sınava gireceğini söyledi.

 Anne, çocuklarına yağmurun başladığını, içeri girmeleri

gerektiğini söyledi.

Yukarıdaki cümlelerde sözü aktaran kişiler, başkasına ait

sözlere kendilerinden bir şeyler katarak dolaylı anlatım yapmıştır.

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerden hangisi, dolaylı anlatıma örnek olabilir?

A) Şöyle bir olayları anımsar, üzülürüz ve “İşte bu dünya böyledir.” diye düşünürüz.

B) Öğretmen, Ali’ye: “Arkadaşına söyle, yarın ödevini mutlaka getirsin!” dedi.

C) Paul Valery, şiir yazma yönteminden söz ederken “İlk dize

Tanrı vergisidir, ondan sonrası da çaba...” demiş.

D) Tiyatrodan çıktığımızda arkadaşım, Hazım’ın sahnede

canlandırdığı prensin gerçek hayatta da yaşamış olduğunu söyledi.

E) Önce, tiyatronun ögelerini, hangi sanatların bir araya gelerek tiyatro gerçeğini ortaya koyduğunu düşünelim.

6 - ÖĞRETEN SORU

(I) Değerli kültür, kendisini meydana getiren unsurlar arasında

tam bir denge kurmuş olan ve kendi değerlerinin farkında olan

kültürdür. (II) “Olgun bir dil, olgun bir kültürün ürünüdür.” diyor sanatçı. (III) Olgun bir dilin, kendisini konuşan milletin

duygu ve düşünce inceliklerini ifade edebilen bir dil olduğunu

da söylüyor. (IV) Aslında kültür, hem böyle bir dilin ürünüdür

hem de bu dili en iyi kullanan kişilerin. (V) Böyle ürünler de

hem milli hem de evrensel değerlere sahiptir

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “dolaylı

anlatım” söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

Çözüm

P:62

29 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

Kinayeli Anlatım (Kinayeli Söyleyiş)

Bir sözün, karşıdakini alaya almak amacıyla, tersini kastedecek şekilde kullanılmasıyla oluşan alaysamalı yargılardır.

Örnek

 Bu roman o kadar yalın ve anlaşılır bir dille yazılmış ki yazarın kendisi de romanı anlayamıyormuş.

Bu cümlede “o kadar yalın ve anlaşılır bir dille” sözüyle,

söz konusu romanın tam tersi bir durumda yani anlaşılmaz

olduğu anlatılmak istendiğinden, kinayeli anlatım vardır.

Kaygı

Herhangi bir olayın olumsuz bir şekilde sonuçlanabileceğine

dair endişe duymaya kaygı denir.

Örnekler

 Bu davranışımdan sonra onun benimle bir daha konuşmamasından çekiniyorum.

 Üslubumdaki değişikliklerden sonra okurlarımın benden

uzaklaşmasından korkuyorum.

Birinci cümlede kişi, davranışından dolayı, arkadaşının

kendisiyle konuşmamasından; ikinci cümlede yazar, sanat

üslubundaki değişiklikten dolayı, okuyucularının kendisinden uzaklaşmasından kaygı duyduğunu ifade ediyor.

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “yakınma” söz konusudur?

A) Dergiye girecek yazıların başka bir yerde yayımlanmamış ve özgün olması gerekir.

B) Konudan konuya atlayan, başlığıyla içeriği birbirine uymayan yazılar bizleri çok yormaktadır.

C) İsteklerimizden birisi de gönderilen yazıların, yazı makinesiyle çift aralıklı olarak yazılmasıdır.

D) Alt alta dizilmiş cümlelerin şiir sayılmayacağı herkesçe

bilinen bir gerçektir.

E) Daha güzel, daha nitelikli bir dergi çıkarabilmek için okurla

iş birliği şarttır.

Çözüm

Yakınma

Herhangi bir olumsuz durumdan üzüntü duymayı, dolaylı yoldan, üstü kapalı şikâyetçi olmayı içeren yargılardır.

Örnekler

 İçerik yönünden zayıf kitaplar, okurlarda okuma arzusunu

köreltiyor.

Bu cümlede kitapların durumundan hareketle okurların

okuma isteğinin azalmasından şikâyet edilmektedir.

 Gücüm, servetim neyim varsa kaybettim

Kaybettim ah, dostlarım neşemi

 Bazı öğrencilerde düzenli çalışma alışkanlığı olmadığından, onlara ödev vermede zorlanıyoruz.

 Son zamanlarda genç şairlerimiz, sadece kendilerinin anlayabileceği, kapalı şiirler yazıyor.

Yukarıdaki cümlelerde de yakınma anlamı vardır.

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde söyleyenin düşüncesi,

kinayeli bir biçimde dile getirilmiştir?

A) Otel görevlisi salondaki televizyonun sesini sonuna kadar açmış ama kimse dinlemiyor.

B) Eh, bu hızla gidersek okula belki yarın sabah varırız.

C) Bu küçük tatil köyünde, her sabah üçe kadar arabesk türünde parçalar çalınıyor.

D) Son on yılda tükenen hayvan ve bitki türü, daha önceki

elli yılda yok olanlara eşitmiş.

E) Gürültüyle etkili bir biçimde savaşabilmek için bir yasa

çıkarılması gerekir.

Çözüm

P:63

TÜRKÇE 30

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

Alçak gönüllülük

Kişinin kendi değerini olduğundan aşağı göstermesi, sahip

olduğu nitelikleri ön plana çıkarmaktan uzak durmasıdır.

Örnek

 Her ne kadar şiirlerim çok ilgi gördüyse de şairlik yolunda

daha öğreneceğim çok şey var.

Bu cümlede şair, şiirlerinin ilgiyle karşılanmasına rağmen “şairlik yolunda daha öğreneceğim çok şey var” diyerek alçak

gönüllü bir davranış ortaya koyuyor.

10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Bu sanatçı, içinde yaşadığımız çevreyi, günlük olayları yansıtıyor. (II) Bunları, ancak okurken görebileceğimiz, incelikli

ayrıntılarla ustaca anlatıyor. (III) Bu yapıtında da büyük kentin aylak insanlarını, küçük memurları konu alıyor. (IV) Sevgiye, insanca yaşamaya özlemi olanların arayışlarını inceliyor.

(V) Bunları, alçakgönüllü bir gözlemcilikle önümüze seriyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde beğenme sezilmektedir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve V

D) III ve IV E) IV ve V

Çözüm

Çözüm

11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Bu zorlu uğraşta, kendimi hiçbir zaman şair olarak görmedim. (II) Bana “şair” diyenlere de içimden hep gülümsedim.

(III) Ben, şiir yazma yolunda tutarlı olduğunu sandığım bir biçimde yürüyen, sıradan bir şairim. (IV) Şiir yazma serüveninde,

tüm yeteneğimi ortaya koyarak, ulaştığım düzeyi düşürmeden yol alıyorum. (V) Bu tutumum, işimi bir bakıma zorlaştırdığı gibi az şiir yazmama da neden oluyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinden, konuşan kişinin alçak gönüllü olduğu anlamı çıkarılamaz?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

Beğenme - Takdir Etme

Herhangi bir şeyin iyi ya da güzel olduğunu ve beğenildiğini

dile getirmektir.

Örnekler

 Maviyle yeşilin buluştuğu, gözlerden uzak, şirin bir balıkçı

kasabasıydı burası.

 Ozanın son dönem şiirleri, kaliteli bir anlatımın örnekleri

olarak çıkıyor karşımıza.

Birinci cümlede “şirin balıkçı kasabası” sözüyle, ikinci cümlede “kaliteli bir anlatımın örnekleri” sözüyle ozanın son

dönem şiirlerine yönelik bir beğenme dile getirilmektedir.

9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Çeviri, kültürlerarası etkileşimdeki önemli etkinliklerden biri.

(II) Kültürleri zenginleştiren bir öge. (III) Son yıllarda, çok sayıda bilimsel ve yazınsal metin dilimize çevrildi. (IV) Bu, Türk

kültürü açısından büyük bir kazanç. (V) Ne var ki, bu çeviri

metinlerinin birçoğunda özgün metnin tam olarak yansıtılıp

yansıtılmadığı ya da kullanılan Türkçenin niteliği tartışılabilir.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde

bir “kaygı” dile getirilmektedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm

P:64

31 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

BİZDEN NOT

Özgünlükle ilgili metinlerde “sanatçının eserlerinde başkasına benzememe, taklitten, öykünmeden

uzak durma, orijinallik, eserlerine kendi damgasını vurma, yeni ve farklı şeyler ortaya koyma” gibi

sözlerin geçebileceği unutulmamalıdır.

BAŞKA YERDE YOK

Bu bölümde söz edilecek kavramlar üslup temelli olup sınav sorularında sıkça yer almaktadır.

Kalıcılık

Bir edebî eserin yazıldığı çağı aşıp günümüzde de

yaşamaya devam etmesidir.

Duruluk

Gereksiz ifadelere yer verilmeyen, anlaşılması kolay bir anlatım.

Doğallık

Yapmacık, zorlama ifadelere yer verilmeyen içten

bir anlatım.

Açıklık

Yanlış anlamadan uzak, anlam belirsizliğinin bulunmadığı bir anlatım şeklidir.

Özgünlük

Bir sanatçının, eserlerine kendine özgü nitelikleri

yansıtmasıdır.

Cümle Anlamıyla İlgili Diğer Kavramlar

Yoğunluk

Edebî bir metinde, az sözle çok şey anlatabilme durumudur.

 Başkasının sayfalarca yazdıklarını bir dizeye sığdıran bir

anlatımı vardı şairin.

Yalınlık

Bir sanat eserinde dili, süssüz, sanatsız ve herkesçe anlaşılacak bir biçimde kullanmaktır.

 Sanatçı, eserlerine günlük dili başarıyla yansıtmış.

Evrensellik

Bir sanat eserinde, tüm insanlığı ilgilendirecek konuları işlemek ve tüm insanlara seslenebilmektir.

 Yaşadığı toprakları aşıp tüm insanlığın duygularını anlatan

eserlere imza attı.

Ulusallık

Bir sanatçının yazdıklarında içinde bulunduğu ulusun insanını

ilgilendiren konulara yer vermesi, ulusal değerleri ön plana çıkarmasıdır.

 Sanatçının öykülerinde, havasını soluduğu coğrafyanın

rengini tüm zenginliğiyle bulabilirsiniz.

Çözüm

12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Bir romancıyla ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi, ayraç içindeki özellikle uyuşmamaktadır?

A) İşlediği konuyu, çizdiği ve betimlediği karakterleri, bunlar arasındaki ilişkileri bugüne değin başka hiçbir romancının yansıtmadığı bir biçimde vermiştir. (özgünlük)

B) Anlatımını oluşturan söz değerlerini seçerken dilin sunduğu tüm olanaklardan yararlanmış, bunları kılı kırk yaran bir tutumla kullanmıştır. (titizlik)

C) Okurken söyleyiş güçlüğü yaratmayan, anlamları herkesçe bilinen sözcükleri seçerek konuşma dilinin özelliklerini içeren, kısa cümleler kurmuştur. (akıcılık)

D) Anlatımındaki ayrıntı zenginliği, ayrıntıları işlevsel bir biçimde verişi onun söylemine inandırıcı bir nitelik kazandırmıştır. (evrensellik)

E) Dili, inceliklerine dikkat ederek güzel bir biçimde kullanması, onun her dönemde okunan, yapıtlarını yaşadığı

günlerin sınırı dışına taşıyan bir yazar olmasını sağlamıştır. (kalıcılık)

P:65

TÜRKÇE 32

FASİKÜL 2

Cümle Anlamı - Kavramlar

Etkinlik

A) Aşağıda verilen tanımları uygun kutucuklarla eşleştiriniz.

1.Bir sanatçının yazdıklarında içinde bulunduğu ulusun insanını ilgilendiren

konulara yer vermesi, ulusal değerleri ön plana çıkarmasıdır.

2. Edebî bir metinde, az sözle çok şey anlatabilme durumudur.

3.Bir sanat eserinde dili süssüz, sanatsız ve herkesçe anlaşılacak bir biçimde

kullanmaktır.

4. Bir sanat eserinde, tüm insanlığı ilgilendirecek konuları işlemek ve tüm

insanlara seslenebilmektir.

5. Bir edebî eserin yazıldığı çağı aşıp günümüzde de yaşamaya devam

etmesidir.

6.Gereksiz ifadelere yer verilmeyen, anlaşılması kolay bir anlatım.

7.Yapmacık, zorlama ifadelere yer verilmeyen içten bir anlatım.

8.Yanlış anlamadan uzak, anlam belirsizliğinin bulunmadığı bir anlatım şeklidir.

9.Bir sanatçının, eserlerine kendine özgü nitelikleri yansıtmasıdır.

B) Aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına ‘’D’’ yanlış olanların karşına ‘’Y’’ harfi

koyunuz.

1.Sitemde tek bir davranıştan rahatsız olma durumu vardır,yakınmada ise sürekli gerçekleşen,

en azından şikâyette bulunacak kadar gerçekleşen eylemler söz konusudur.

2.Dolaylı anlatımda aktarılan sözün anlamı bazen korunmaz.

3.Doğrudan anlatımlarda aktarılan sözde herhangi bir değişiklik yapılmaz.

4.Bir durumla, yapılacak olan bir işle ilgili duyulan endişe, üzüntü ya da tasaya ‘’kaygı’’ denir.

5.Bir eser, olay ya da durumu iyi veya güzel bulmaya ‘’beğenme’’ denir.

6.Belirli bir konuda bir davranışta bulunmasını veya bulunmamasını söylemeye ‘’yakınma’’ denir.

Doğallık

Evrensellik

Kalıcılık

Yalınlık

Yoğunluk

Ulusallık

Açıklık

Özgünlük

Duruluk

P:66

33 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 2

1. (I) Yazarın romanlarını ortaya koyarken içeriğin etkili olması kadar dile hâkim olmasının yanında zengin bir söz

dağarcığına da sahip olması gerekir. (II) Yetersiz bir dille

ortaya konan yapıtların hem yetkin olması hem geleceğe

kalması mümkün değildir. (III) Bir terzi kötü bir kumaştan nasıl iyi bir elbise yapamazsa kendi ana dilini doğru

dürüst bilmeden de bir yazarın, duygularını, düşüncelerini anlatması zordur. (IV) Her şeyden önce okuyanların

anlayabileceği kısa cümlelerle, yerli yerine konmuş sözcüklerle yazması daha etkili olur. (V) Bu düzeye ulaşmak için bir sanatçının Türk edebiyatında bu alanda kendini kanıtlamış sanatçıları incelemesi, özgün üslupları

görmesi, tanıması gerekir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir

somutlama yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

3. (I) Arkadaşlarla yazlığın deniz tarafındaki balkonunda

oturuyoruz. (II) Kıyıdaki balıkçı teknelerinden sesler geliyor. (III) Gece karanlığında teknelerin üzerinde dolaşan

insanlar, koşuşturan karıncaları andırıyor. (IV) Biz tekneleri seyrederken babam da balkona çıkıyor.(V) Babam

çocukken denizci olmayı istediğini fakat annesinin izni

olmadığı için şimdi istemediği bir işi yaptığını söyledi.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir

hayıflanma söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. (l) Yaşayan elli edebiyatçıyla yapılan söyleşilerde, edebiyatçıların şimdiye değin pek bilinmeyen sanat ve edebiyat yönleri bir araya getiriliyor. (ll) Kitapta Buket Uzuner, Semih Gümüş, Alim Karaman, Haydar Ergülen,

Fatma Barbarosoğlu, Sadık Yalsızuçanlar gibi şair ve yazarlar yer alıyor.(III) İlk defa Türk edebiyatında elli edebiyatçı, yazar, şair elli uzman edebiyatçıyla karşı karşıya

getirilerek bir çalışma ortaya kondu. (IV) Elli edebiyatçı,

yine sanat dünyasından gelen elli sanatçıya; nasıl bir

kültür ikliminden geldiklerinden, ne hissederek yazdıklarına kadar birçok konuyu anlattı. (V) Bu yapıt, bir solukta okunabilecek alanında bir ilk olma özelliği taşıyan

orijinal bir yapıt olmuş.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde dolaylı bir anlatım söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. Bu yazarımız insanların acılarını, sevinçlerini kısaca yaşamın kendisini anlatır. Yazdıklarını yaşamdan ayıramazsınız. Yapıtlarında hem kendi duygularına yer verir hem

de okurun yüreğinin telini titretir.Olayları anlatmadaki

farklılığını dilin inceliklerinden ustaca yararlanarak da

gösterir. Bununla birlikte onun yazıları, kafanızda soru

işareti bırakmayacak kadar anlaşılır ve nettir.

Bu parçada sözü edilen yazarın anlatımı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?

A) Duygusal B) Gerçekçi C) Açık

D) Ulusal E) Özgün

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem beğenme hem

de olumsuz bir eleştiri söz konusudur?

A) Akıcı, düz bir anlatım ve aşırılığa kaçmayan bir tutumla oyunu sahneye koymuş yönetmen.

B) Şiirde önemli olan, şiirin içerdiği düşünce değil biçim ve ses özellikleridir.

C) İlk öyküleriyle belirli bir yazınsal düzeyin üstüne çıkmış bu yazarımız, son zamanlarda tekdüze bir anlatıma sığınmış.

D) Bazı sanatçıların yalnızca roman türünde yapıt kaleme almalarını doğru bulmuyorum.

E) Şair edebî sanatlara fazla başvurarak sıfatlarla, mecazlı söyleyişlerle kendine yeni bir tarz oluşturmuş.

1-C 2-D 3-E 4-D 5-C 6-A

6. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, ayraç içinde verilen

kavramla ilgili değildir?

A) Lisede şiirler yazarken bir gün ödüller kazanan bir

şair olacağım aklıma bile gelmezdi. (öz eleştiri)

B) Kitabımla edebiyatımızın, üzerinde hiç çalışılmamış

bir dönemini aydınlatmak istedim. (amaç)

C) Bu genç şairin dergilerde yayımlanan şiirleri, kendinden önceki şairlerden apayrı özellikler taşıyor. (özgünlük)

D) Yeni kitabım yayınlandığında sanatçı arkadaşlarımın

hiçbiri beni arayıp tebrik etmedi. (sitem)

E) Sanatçının son dönem şiirlerinin hem anlayış hem

biçem açısından oldukça farklı olduğu görülüyor.

(karşılaştırma)

P:67

TÜRKÇE 34

Pratik Test FASİKÜL 2

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı anlatım söz

konusudur?

A) Puşkin, “Hayat, yapıtta hem güzelliğiyle hem çirkinliğiyle anlatılmalıdır.” der.

B) En iyi romanların bir bunalım döneminde yazılacağını söylüyor, Dostoyevski.

C) Eleştirmenlerin yazınsal yapıtlara ön yargısız yaklaşımı çok önemlidir.

D) O, öykülerinde yaşadığı toplumun insanlarının renkli

dünyalarına yer vermiş.

E) Ünlü müzisyen bize, başarılı olmak için hem Mozart

hem Itrî dinleyin, dedi.

1. (I) Bir şair için sıradan sözcükler bile şiirine farklı anlamlar kazandırır. (II) Dize içerisindeki sözcükler kendi anlam ve söyleyişinin dışında şiire bir farklılık getirir. (III)

Burada amaç; bir sözcüğün anlamsal niteliklerini ortaya

çıkarabilmektir. (IV) Uzun süre yaşamak için nasıl hücrelerin kendini yenilemesi gerekirse şiirde de şairin sözcüklerin bilinen anlamlarına yeni anlamlar kazandırması,

şiirin kalıcılığı için gereklidir. (V) Sözcüklerin var olan anlamlarıyla yetinen bir sanatçının kalıcı olamayacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde somutlamaya yer verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. Bu yazarımız, kendine has çizgisiyle yaşadığı toprağın

tam bir resmini çizmiş. Canlı tablolarla, özlü anlatımıyla

okuyucularının duygu ve düşünce dünyasını geliştirmiştir. Anlatımında belirsizlikten olabildiğince kaçınmış, içinden geldiği gibi yazmaya özen göstermiştir. Bundan dolayı zengin bir okur kitlesine sahip.

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen yazarın yapıtlarının bir özelliği değildir?

A) Kalıcılık B) Özgünlük C) Açıklık

D) Ulusallık E) Yoğunluk

4. (l) Arkeoloji ve Sanat dergisi on dokuz yılı, “Arkeoloji ve

Sanat Yayınları” ise yirmi beş yılı geride bırakmış. (ll)

Özellikle son dönemlerde pek az şeyin süreklilik kazanabildiği ülkemizde böyle bir dergi ve yayınevi için hiç

de azımsanamayacak süreler bunlar. (lll) Bu dergi, sanat ve mimarlık tarihi alanlarındaki araştırma ve inceleme

haberleriyle yetmiş dokuzuncu sayısına ulaşmış durumda. (lV) Derginin editörü, bu başarının büyütülmemesi gerektiğini, yürünecek daha çok yollarının olduğunu söyledi. (V) Derginin 100. sayısını çıkarana dek çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde alçak gönüllülük dile getirilmektedir?

A) I B) ll C) lll D) IV E) V

5. (I) Her yazarın sanat hayatında adını devam ettireceği

Sefiller gibi unutulmaz bir yapıtı olmalı. (II) Ya da Anna

Karenina, Suç ve Ceza gibi unutulmaz romanlar... (III)

Türk edebiyatında böyle bir tek romanla anılmayı kim istemez ki? (IV) Ne yazık ki böyle bir düzeye erişemedim,

çünkü benim romanlarımın hemen hepsi birbiriyle aynı.

(V) İçlerinden birinin öne çıkarak diğerlerini gölgede bıraktığını söyleyemem.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde hayıflanma söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. I. Başarısız bir komedyenin anlatıldığı bu filmi sanki

daha önceden izledim. (tahmin)

II. Öğrencilerine verecekleri kararlarda iyice düşünmeleri gerektiğini hatırlattı. (doğrudan anlatım)

III. 2841 yıldır ayakta duran, Van Gölü kenarında bulunan Van Kalesi görülmeye değer eşsiz bir manzaraya sahip. (beğenme)

IV. Sanatçının eserlerinde süsten, gösterişten, özentiden, uzak bir anlatımı vardı. (yalınlık)

V. Arabanın kapısını kilitledim ama yine de o tenha

yerde arabanın güvende olmadığını düşünüyorum.

(kaygı)

Numaralanmış cümlelerden hangisi ayraç içindeki

kavrama uygun bir örnek değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1-D 2-A 3-B 4-D 5-D 6-B

P:68

35 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 2

1. (I) Şiir, duygu, düşünce ve hayallerin sözcüklerle bir

araya gelerek oluşturduğu coşkun bir ırmaktır. (II) Yazıldığı dilin sınırlarını aşarak başka kültürlerle köprüler kurması, onun renkli yolculuğudur. (III) Hayat bulduğu toprakların sesi soluğu olduğu kadar diğer coğrafyalardaki

okurların da gönüllerinde yer edinir. (IV) Her okuyanda

çeşitli çağrışımlar uyandırarak onların duygu ve hayal

evrenini genişletir. (V) Dilin anlam derinliklerinden okuyana yeni tatlar devşirerek okuyucunun coşku ve heyecanını artırır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde

şiirin evrenselliğinden söz edilmiştir?

A) I ve II B) II ve III C) II ve V

D) III ve IV E) IV ve V

2. (I) Ünlü şairin Bütün Şiirleri yapıtı otuz altı yılda yirmi iki

kez basıldı. (II) Ne yazık ki ilk basımlardaki dikkatsizlik

hep sürüp gitti. (III) Öyle ki bazen bu yanlışların düzeltilmesi için yapılan uyarılar görmezlikten gelindi. (IV) Büyük bir yayınevinin hazırlayıp yaptığı yirmi üçüncü basım ise her bakımdan yepyeni, orijinal bir kitap olarak

ortaya çıktı. (V) Bu baskıda yapıt baştan sona yeniden

incelenmiş, denetlenip yenilenmiştir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde beğeni söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. (I) Güçlü bir aile için iletişimin şart olduğunu ve iletişimde

her düşünce ve duygunun ifade edilmesi ve dinlenilmesi

gerektiğini ifade ediyor uzmanlar. (II) Konunun uzmanları, sağlıklı iletişimin açıklık ve doğruluk olduğu, anlatılanları doğru anlamanın da dikkatli bir şekilde dinlemekle

sağlanabileceğini söylüyorlar. (III) İletişimde her zaman

karşımızdakinin söylemek istediği ile duyduğumuz aynı

olmayabilir. (IV) Çünkü söylenen sözdeki anlam her zaman açık olmaz. (V) Bu durumda anlatılanları doğru yorumlayabilmek için iyi bir dinleyici olmak iletişimi kolaylaştıracaktır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde

dolaylı anlatıma yer verilmiştir?

A) I ve II B) II ve IV C) III ve IV

D) III ve V E) IV ve V

3. (I) Yetkin sanatçının, yazın hayatı boyunca büyüklenmek

gibi bir derdi olmadı hiç, gerilerde kalmayı tercih etti her

zaman. (II) Genç, usta demeden sanatçıları yüreklendirerek yazmaya, üretmeye özendirdi. (III) Popüler olma

adına gerçek eleştiri; gerçek öykü ve gerçek şiirden uzaklaşmadı. (IV) Az konuştu, çok gayret gösterdi ve çok yapıt ortaya koydu. (V) İşte bütün bu özellikleri, onun, geniş bir okur kitlesinin gönlünde taht kurmasını sağlamıştır.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde sözü

edilen sanatçının alçak gönüllülüğünden söz edilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:69

TÜRKÇE 36

Sınav Tadında FASİKÜL 2

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisi ayraç içinde verilen kavramla ilgili değildir?

A) Ahmet Haşim’in şiirlerinin her bir dizesi adetâ şairinin adını haykırıyor. (özgünlük)

B) Mehmet Emin Yurdakul’un , hece ölçüsüyle yazdığı

şiirlerinde sözcükler sizi hiç duraksatmaz, bir nehir

gibi uzanıp gider. (duruluk)

C) Orhan Kemal’i okuyanlar yapıtlarının ilkinden sonuncusuna kadar neyi savunmuşsa onu savunmaya devam ettiğini görecektir. (tutarlılık)

D) Dil devrimini büyük bir şans ve kazanç sayıyorum,

diyen Sait Faik Abasıyanık halkın anlayabileceği bir

dille yazmıştır. (yalınlık)

E) Ahmet Mithat’ın yapıtları okura mesajı doğrudan verir; kapalı, anlaşılmayan bir cümle bırakmaz. (açıklık)

6. (I) Doğa çevremizin olmazsa olmaz değerlerinden bir tanesidir. (II) Doğa, insan, hayvan bir zincir gibi birbirine

bağlanarak biri, bir diğerinin devamını sağlıyor. (III) Doğanın yok olduğu veya zarar gördüğü bir dünyada her

şey yavaş yavaş yok olmaya başlayacaktır. (IV) Çünkü

doğal dengesi bozulan bir çevrede diğer olayların sebep - sonuç ilişkisi içinde gerçekleşebilmesi mümkün

değildir. (V) Ne yazık ki kimyasal temizleyiciler, zararlı

gazlar, petrol, kalitesiz kömür gibi fosil yakıtları bilinçsizce kullanılmaya devam ediyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde

yakınma dile getirilmiştir?

A) I ve II B) II ve III C) III ve IV

D) III ve V E) IV ve V

9. (I) Bu sabah aniden bir fırtına dalgası başlayacağı haberiyle uyandık. (II) Üstelik daha geçen yılki facianın hem

yaraları henüz sarılmamıştı hem de etkisini üzerimizden

tam olarak da atmış sayılmazdık.(III) O fırtınada onlarca

kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi de malını mülkünü

kaybetmişti. (IV) Bu fırtına da öyle olursa pek çok insanın psikolojisi altüst olacak. (V) Doğrusu böyle bir felakete karşı hiç hazır değiliz.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde koşul ve endişe duyma anlamı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

8. Sanatçının, yüzyıllar öncesinden günümüze kadar uzanan romanlarının nefesini yanınızda hissediyorsunuz.

Yapıtlarında, yaşadığı dönemin olaylarını gözlerimizin

önüne seriyor. Sokağı olduğu gibi yansıtmanın yanında,

yerli yerine konmuş sözcüklerin o ezgili o sıcak deyişiyle

de çağdaşları arasında farklı olduğunu ortaya koyuyor.

Bu parçada sözü edilen sanatçının yapıtlarıyla ilgili

olarak aşağıdaki kavramların hangisinden söz edilmemiştir?

A) Özgünlükten B) Evrensellikten C) Üsluptan

D) Gerçekçilikten E) Kalıcılıktan

7. Aşağıdaki dizelerin hangisinde sitem anlamı vardır?

A) Gözlerime yıldız yağmurları yağıyor

Güneşin içinden bir başka güneş doğuyor

B) İlk sevgilinin gülüşüne benzer

Bir Nisan havası değil mi esen

C) Ayrılıklar içinde taş mı kesildi kalbin

Hiç unutmam dediğin günleri unuttun mu

D) Penceremde çiçek açmış ağaçlar

Kapım çalınıyor gelen biri var

E) Günle açılırken nilüfer gölde

Bin defa ölürüm bir defa öl de

10. (I) Altı yaşında geçirdiği felç sebebiyle bir bacağı sakat

kalan Meksikalı ressam Frida Kahlo’ya arkadaşları “Tahta

Bacak Frida” lakabını taktılar. (II) 18 yaşında okuldan dönerken bindiği otobüsün çarpıştığı tramvayın demir çubuklarından birisi sol kalçasına saplanan Frida’nın hayatı hastanelerde geçti. (III) Çocuk felci sonucu bir bacağı kesilen ressam daha sonra ünlü bir ressam olan

Diego Rivera ile evlenmiş,yaşamı boyunca sağlık sorunlarıyla uğraşmıştır. (IV) Evliliğinde de mutluluğu bulamayan sanatçı, kendini hep resim yapmaya adadı ve ünlü

bir ressam olarak adını duyurmayı başardı. (V) Hayatının akışı gözlerinin önünden bir film karesi gibi geçerken kendisine yaşama gücü verip iyileşmesini sağlayan

tek şeyin resim yapmak olduğunu söylüyordu.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “somutlamaya” yer verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1-B 2-D 3-A 4-A 5-B 6-D 7-C 8-B 9-D 10-E

P:70

37 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Yorumu

Cümle Yorumu

Cümle yorumu, cümleyi oluşturan sözcüklerin ya da sözcük

öbeklerinin çağrışımsal gücünden yararlanarak bir yargıya

ulaşmaktır.

Yakın Anlamlı Cümleler

® Bu tür soruların çözümünde ilkin öncül olarak verilen cümledeki anahtar kelimeler bulunmalıdır.

® Seçeneklerde öncül cümledeki anahtar kelimelerin eş ya

da yakın anlamlıları bulunacaktır.

® Bu belirleme sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır.

Karşıt Anlamlı (Çelişen) Cümleler

Bu tip sorularda öncül olarak verilen cümlede anahtar kelimeler aracılığıyla anlatılmak istenen düşünce belirlenmelidir.

 Bu belirlemeden sonra seçeneklerde öncül cümleyle karşıtlık içeren düşünce ortaya çıkarılmalıdır.

 Bu yöntem doğru cevap için kolaylaştırıcı bir yol olacaktır.

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Klasik eserleri okumaya en çok, kendi yazdıklarımı tekrar ettiğimi hissettiğim zamanlarda ihtiyaç duyarım.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Kimi eserlerin her dönemde okunurluğunu sürdürdüğü

bilinir.

B) Bir yazarın, okuduklarından etkilenmeden yazması mümkün değildir.

C) Her eser, başka metinlerden alınan parçalarla renklenen

bir tablodur.

D) Yazar, benzer ürünler ortaya koymaktan kaçınmak istiyorsa yazdıklarını ara sıra gözden geçirmelidir.

E) Çağını aşmış eserleri okuma, yaratıcılığı besleyen bir etkinliktir.

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Şiir öylesine bir dilsel düzenlemedir ki sözcüklerinden biri çıkarılır ya da birinin yeri değiştirilirse şiirin tüm büyüsü bozulur.

Bu cümlede anlatılmak istenenle aşağıdakilerden hangisi arasında anlamca yakınlık yoktur?

A) Şiirde her sözcük, bulunduğu yerde güzeldir.

B) Sözcük, şiirin en önemli öğesidir.

C) Şiirde dil, kendine özgü bir biçimde kullanılır.

D) Şiirin dili, seçilen imgelerin çeşitliliğiyle zenginleşir.

E) Şiirin güzelliği, sözcüklerin birbiriyle uyumundan gelir.

1 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

I. Yazar, eserlerinde gelenekle arasına bir mesafe koymaktansa bu birikime, yaşadığı döneme özgü bir pencereden bakmayı tercih ediyor.

II. Yazarın hiçbir edebiyat geleneğine bağlanmayışı, onu

çağdaşı yazarlardan ayıran önemli bir özellik olarak ön

plana çıkıyor.

III. Yazar, bu kitabıyla kendinden önce üretilen eserleri okumanın bir özgünlük sorununa yol açmayacağını herkese

kanıtlıyor.

IV. Yazar, tarihin kendisine aktardığı seslere kulak tıkamıyor

ancak onları kendi döneminin gerçekliğinin süzgecinden geçiriyor.

V. Yazarın kendi olma sorununu tartıştığı bu kitapta, yüzünün düne değil yarına dönük olduğu açık bir biçimde

gözlemlenebiliyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca

birbirine en yakındır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

Çözüm

Çözüm

Çözüm

BAŞKA YERDE YOK

O Cümle yorumu, sınavlarda sıkça sorulması ve

farklı soru tipleriyle üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.

O Bundan dolayı konuyla ilgili örnekler üzerinde

yoğunlaşmak ve çokça soru çözmek sizin yararınıza olacaktır.

P:71

TÜRKÇE 38

FASİKÜL 2

Cümle Yorumu

6 - ÖĞRETEN SORU

Her ressam, aynı doğa parçasını tuvaline farklı biçimlerde

yansıtır.

Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?

A) Doğa, her sanatçı için değişmez bir konu alanıdır.

B) Çünkü olaylara, durumlara bakış açısı sanatçıdan sanatçıya değişir.

C) Bu, aynı zamanda biçemle ilgili bir durumdur.

D) Bunda sanatçının doğayı algılama biçiminin etkisi vardır.

E) Bunu, yaratıcılığın bir gereği sayabiliriz.

7 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

I. Uyku esnasında solunum sıklığının ve kalp atış hızının

düşmesi, vücuda pompalanan kan basıncını azalttığından uykudayken daha fazla üşürüz.

II. Özellikle iki üç aylık bebeklerde, uyurken değişen vücut

sıcaklığına bağlı olarak ortaya çıkan ani ölümler, günümüzde yaygın olarak görülmektedir.

Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir.

B) I. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olumsuzluktan bahsedilmektedir.

C) I. cümledeki olgunun, çocukları neden daha fazla etkilediği açıklanmaktadır.

D) I. cümlede belirtilen olgunun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir.

E) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıtlandığı gösterilmektedir.

Çözüm

Düşüncenin Akışına Göre Cümle Tamamlama

 Bu tip sorularda öncül olarak verilen cümle yargı yönünden eksik bırakılır.

 Bundan dolayı yargı yönünden tamamlanmamış cümlede

anlatılmak istenen düşünce belirlenmelidir.

 Seçeneklerde öncül cümleyle aynı doğrultuda olan ya da

karşıtlık içeren düşünce saptanmalıdır.

 Bu metot, sizi okuyup, anlayıp yorumladığınız sorunun doğru cevabına ulaştıracaktır.

Numaralanmış Cümlelerde Anlatılmak İstenen

 Bu çeşit sorularda numaralanmış cümlelerden oluşan ve

anlam bütünlüğü içeren bir metin ya da parça verilir. Böyle sorularda verilen cümleleri iyi okuyup anlamak gerekir.

 Numaralı cümlelerde anlatılmak istenen düşünceler ya da

kavramlar seçeneklerde yorumlamaya açık bir şekilde ortaya konur.

 Bu durumda yapılması gereken, numaralı cümlelerde anlatılmak istenen düşünceler ya da kavramlarla seçeneklerde verilenlerin uyuşup uyuşmadığını belirlemektir.

 Bu belirleme doğru cevaba ulaşmayı kolaylaştıracaktır.

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Konu “kitap” oldu mu herkes bir şeyler söylüyor. (II) Bana

ters gelen bir görüş ise bugünlerde oldukça yaygın. (III) O da

şu: Kitap konusunda yetişkin ve çocuk ayrımı yapılamaz. (IV)

Çünkü iyi bir çocuk kitabı mutlaka yetişkinlere de seslenir. (V)

Bu düşüncenin doğruluğuna inanmıyorum. (VI) Nedeni de şu:

Çocukların severek okuyacakları nitelikli bir kitap, yetişkinlere

pek bir şey söylemeyebilir ya da yetişkinlerin severek okuyacağı bir kitap, çocukları hiç de heyecanlandırmayabilir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri, “çocuklarla yetişkinlerin aynı kitaplardan hoşlanmayacağı” düşüncesine ters düşmektedir?

A) I ve III B) I ve IV C) I ve VI

D) III ve IV E) IV ve VI

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Şiir, yalnızca acıları, yoksunlukları, mutsuzlukları dile getirmemelidir. ----?

Bu sözler aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?

A) Gerçekte de sevinçle hüzün, ölümle yaşam yan yana karşımıza çıkmaz mı

B) Türk halk müziğinde uzun havalardan sonra oyun havalarına geçilmez mi

C) Okuyucunun şiirden alacağı hazzı sınırlamaya gerek var mı

D) Günümüzde insan yaşamının trajik yönlerini yansıtan

eserler de ilgi çekmiyor mu

E) Şiir okuyucusunu karamsarlığa itmenin bir anlamı var mı

Çözüm

Çözüm

P:72

39 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Yorumu

9 - ÖĞRETEN SORU / 2019 AYT

(I) Ergenlikten sonra büyümesi duran insanların aksine pek çok

balık yaşamları boyunca gelişimini sürdürüyor. (II) Örneğin, bir

mersin balığı yüzyıldan fazla yaşayabiliyor ve iki buçuk metreden uzun olabiliyor. (III) Ancak dünya genelindeki aşırı avlanma,

balıkların uzun bir yaşam sürmesini engelliyor. (IV) Bunun sonucunda da dünya, büyük balıklarını yavaş yavaş kaybediyor. (V)

Buna rağmen balıkçılığın sınırlandırıldığı ender bölgelerde balıkların büyüklüğüyle ilgili yeni rekorlar kırılmaya devam ediyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) I. cümlede insanlarla balıklar, belirli bir özellik üzerinden

karşılaştırılmıştır.

B) II. cümlede bir balık türünün yaşam süresiyle boyu arasında ilişki kurulmuştur.

C) III. cümlede balıkların yaşam sürelerini uzatan bir faktörden söz edilmiştir.

D) IV. cümlede bazı balıkların neslinin tükenme nedenleri

üzerinde durulmuştur.

E) V. cümlede balıkçılığın dünya genelinde kısıtlanması gerekliliği vurgulanmıştır.

8 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018

(I) Bulutları bıçak gibi delen gökdelenlerle başımız göğe erdi

sansak da inşaat teknolojisinde gerçek bir ilerleme sağlayabilmek için tarihe dönüp bakmamız gerekiyor. (II) Örneğin Isparta’nın Yalvaç ilçesinde bulunan Pisidia Antiocheia kentinde

yapılan son kazı çalışmaları incelenebilir. (III) Bu çalışmalarda

MÖ 300 yılında kentin alt yapısının ızgara sistemine göre inşa

edildiği belirlenmiştir. (IV) Ayrıca kazılarda ortaya çıkan atriumlu, yani avlu sistemli Roma evlerinde soğuk havalara direnmek için alttan ısıtma yöntemi kullanıldığı fark edilmiştir.

(V) Asırlar önce bile kullanılan ve oldukça ekonomik olan bu

yöntem günümüzde neden kullanılmasın?

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) I. cümlede günümüzde inşaat sektöründeki küçülmenin

nedenine değinilmiştir.

B) II. cümlede coğrafi konumun kazı çalışmalarını etkilediği

vurgulanmıştır.

C) III. cümlede şehirleşme faaliyetlerinde kullanılan ilk sistemden bahsedilmiştir.

D) IV. cümlede doğa koşullarına karşı geliştirilen bir önlemden söz edilmiştir.

E) V. cümlede günümüzdeki inşaat projelerinin maliyetli olduğundan yakınılmıştır.

10 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT

(I) Avustralya’da yaşayan Tetragonula carbonaria türü arılar,

balı üzüm tanesine benzeyen çanaklarda depoluyor; yavrularını ise sarmal şekilli kuluçka peteklerinde yetiştiriyor. (II) Bir

mühendislik harikası olan bu kuluçka petekleri, birbirine bağlı

yüzlerce gözden oluşan bir merdiveni andırıyor. (III) Zaman

içinde gözlere, dışa ve yukarıya doğru sarmal yapı oluşturacak

şekilde yenileri ekleniyor. (IV) Arıların petekleri oluştururken kullandıkları ana malzeme, bitki reçineleri ve bal mumu karışımından oluşuyor. (V) Kraliçe arı gözlere birer yumurta bırakıyor,

işçi arılar da hemen gelip bu gözlerin üzerini kapatıyor.

Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde Tetragonula carbonarialar hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, yaşadıkları yer ve üretim biçimlerinden söz

edilmiştir.

B) II. cümlede, ürettikleri kuluçka peteklerine ilişkin öznel

yargı kullanılmıştır.

C) III. cümlede, kuluçka peteklerine nasıl şekil verdiklerinden bahsedilmiştir.

D) IV. cümlede, kuluçka peteklerini hangi maddeden ürettiklerine işaret edilmiştir.

E) V. cümlede, aralarındaki iş bölümünün bal üretimi üzerindeki olumlu etkisine değinilmiştir.

Çözüm

P:73

TÜRKÇE 40

FASİKÜL 2

Cümle Yorumu

Cümleden Kesin Olarak Çıkarılabilecek Yargı

 Böyle sorularda verilen cümlede anlatılmak istenen düşünce net olarak belirlenmelidir.

 Soruda asıl istenen kesinliktir. Bundan dolayı cümle anlamsal yönden iyi algılanmalıdır.

 Bu tür sorularda kesin olarak çıkarılabilecek yargı istendiği için seçeneklerde öznel, göreceli ya da kişiden kişiye

değişen yargılara dikkat edilmelidir.

 Bu dikkat sizi cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargıya dolayısıyla sorunun doğru cevabına ulaştırır.

Çözüm

Çözüm

12 - YENİ NESİL SORU

I. Yetişkinler gelişmek için uykuya ihtiyaç duyar çünkü uyku

sırasında büyüme için gerekli olan HGH hormonu salgılanır, bu da kas ve kemiklerin gelişmesini sağlar.

II. Üç yaşını doldurmuş çocuklarda görülen uyku yetersizliği, kas zayıflıklarını tetiklemekte, kemiklerin yeterince

gelişmemesini de beraberinde getirmektedir.

Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) I. cümlede ifade edilen konuyla örtüşmeyen çelişkili bir

durumdan söz edilmektedir.

B) I. cümlede anlatılan durumun eksikliğinin neden olduğu

bir olumsuzluk belirtilmektedir.

C) I. cümledeki saptamanın, çocukları neden daha çok etkilediği açıklanmaktadır.

D) I. cümlede belirtilen durumun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir.

E) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel sonuçlarının

olumsuzluğu kanıtlanmaktadır.

11 - ÖĞRETEN SORU / 2018 AYT

(I) Bir araştırmada kendinden yaşça küçük veya büyük kardeşi olan çocuklar ile yalnızca bir ikiz kardeşi bulunan veya

hiç kardeşi olmayan çocuklar incelenmiştir. (II) Bu çalışma sonucunda tek çocukların ve yalnızca ikiz kardeşi olan çocukların bazı zihinsel aktivitelerde, küçük veya büyük kardeşi olan

çocuklara oranla daha başarısız oldukları görülmüştür. (III)

Böylece çocukların kendilerinden yaşça küçük veya büyük

kardeşleriyle etkileşiminin, yaşıtlarıyla olan iletişiminden daha

önemli olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. (IV) Zihinle ilgili araştırmalarda “kardeş avantajı” olarak adlandırılan bu durumun

nedenlerine yönelik çeşitli varsayımlar geliştiriliyor. (V) Farklı

yaşlardaki kardeşler arasında kurulan usta çırak ilişkisi, bu

önermelerden sadece biri.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede araştırmanın kimler üzerinde yapıldığından

söz edilmiştir.

B) II. cümlede çalışma sonuçları, karşılaştırmaya dayalı olarak ifade edilmiştir.

C) III. cümlede araştırma bulgularına bağlı olarak bir çıkarım yapılmıştır.

D) IV. cümlede zihinle ilgili çalışmaların henüz tamamlanmadığı belirtilmiştir.

E) V. cümlede araştırma sonuçlarına dayalı bir öneride bulunulmuştur.

P:74

41 TÜRKÇE

FASİKÜL 2

Cümle Yorumu

14 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Türk edebiyatının önemli sanatçılarından Yaşar Kemal’in, düşlerine sığınarak hayata tutunmaya çalışan sokak çocuklarının

unutulmamaya mühürlenen hayat hikâyelerini anlattığı Neredesin Arkadaşım, büyük ustanın çocuklarla yaptığı söyleşilerden oluşmaktadır.

Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Neredesin Arkadaşım adlı eser, Yaşar Kemal’in sokak çocuklarıyla yaptığı röportajların bir seçkisi olarak yayımlanmıştır.

B) Yaşar Kemal’in sokak çocukları üzerine yaptığı araştırmalar okurlarca beğenildiği için bir araya getirilmiştir.

C) Sokak çocuklarından edindiği izlenimlerle Yaşar Kemal,

Neredesin Arkadaşım adlı öyküyü sokak çocuklarına ithaf etmiştir.

D) Neredesin Arkadaşım adlı eseriyle Yaşar Kemal, ilk defa sokak çocuklarının sorunlarını bir öykü kitabında işlemiştir.

E) Sokak çocuklarının hayat hikâyelerini konu edinen Neredesin Arkadaşım adlı öykü kitabı üzerine Yaşar Kemal’le

yapılan röportajlar bir kitap hâline getirilmiştir.

13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Kavakların alerjik polen üreterek insan sağlığını olumsuz etkilediği yönündeki yaygın inanış, son bilimsel çalışmalarla yerini farklı görüşlere terk etmiştir.

Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kavakların alerjik polen üretmediği, son bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.

B) Alerji bilimi araştırmaları, kesin sonuçlar verebilecek kadar ileri değildir.

C) Bilimsel gerçeklerle halk inanışları arasında ciddi bir çelişki vardır.

D) Hangi bitkilerin alerjiye neden olduğu konusunda bilgi

kirliliği söz konusudur.

E) Alerji araştırmaları sonucunda, benimsenmiş bazı bilgiler değişmektedir.

Çözüm

Çözüm

15 - YENİ NESİL SORU / 2021 TYT

I. Türkiye’de Türkçe müzik daha fazla dinleniyor ve reklam verenler daha çok Türkçe müzik yayını yapan radyoları tercih ediyor.

II. Türkiye’de yayın yapan radyo kanallarının çoğu yerli müzik yayını yaparken yabancı müzik yayını yapan kanal

sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.

Numaralanmış I. cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi

söylenebilir?

A) II. cümlede belirtilen durumun gerekçesini açıklamaktadır.

B) II. cümlede ortaya konulan durumun koşulunu belirtmektedir.

C) II. cümledeki bilgileri farklı örnekler üzerinden değerlendirmektedir.

D) II. cümledeki açıklamayı çürütmek için yeni bir bilgi sunmaktadır.

E) II. cümlede yer alan açıklamayı karşılaştırmalı ele almaktadır.

Cümle Birleştirme

 Bu tür sorularda öncül olarak verilen iki farklı cümledeki

anlatılmak istenen düşünce doğru tespit edilmelidir.

 Bu iki farklı cümlede tespit edilen düşüncelerin yeni ve tek bir

cümle olarak seçeneklerde ortaya konduğu görülecektir.

 İki farklı öncül şeklinde verilen cümlelerdeki anahtar kavramların doğru belirlenmesi sorunun doğru cevabı için kolaylaştırıcı bir yöntem olacaktır.

Çözüm

P:75

TÜRKÇE 42

FASİKÜL 2

Cümle Yorumu

16 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

• Davies, eğitimi bireyleri kapasitelerine göre farklı statülere yerleştiren bir sistem olarak değerlendirmektedir.

• Toplumsal tabakalaşmayı temel alarak en yeteneklilerin

en önemli mesleklerle ödüllendirilmesi gerektiğine inananlar, bu görüşe destek vermişlerdir.

Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Davies, eğitimin tanımını yaparken, farklı yeteneklere sahip olan kişilerin buna bağlı olarak farklı mesleklere yerleştirilmesi gerektiğini ve bunun da toplumsal tabakalaşmanın gereği olduğunu savunmuştur.

B) Toplumsal tabakalaşma temelinde en yetenekli insanların en önemli meslekleri elde etmesi gerektiğini düşünen

kişiler; Davies’in, eğitimin bireyleri kapasitelerine bağlı

olarak farklı statülere yerleştiren bir sistem olduğu düşüncesini desteklemişlerdir.

C) Meslek seçiminde eğitimin belirleyici olması gerektiğini

vurgulayan Davies ile toplumsal tabakalaşmayı esas alıp

yetenekli kişilerin statüsü yüksek mesleklere yerleşmesi

gerektiğini savunanların görüşleri örtüşmektedir.

D) En yetenekli insanları en iyi mesleklere yönlendirmenin

gerekli olduğunun ve bunun eğitimle sağlanacağının altını çizen Davies, bu konudaki tanımlarını toplumsal tabakalaşmayı savunanların görüşleriyle desteklemektedir.

E) Toplumun meslekler açısından tabakalaşmasının, yani en

yeteneklilerin en önemli mesleklere sahip olmasının toplumsal bir gerçeklik olduğunu belirten Davies’in eğitim

tabakalaşma ilişkisine dayanan bu düşüncesi, geniş kitleler tarafından desteklenmiştir.

Çözüm

17 - ÖĞRETEN SORU / 2023 TYT

I. Döneminde önemini yitiren “gül”, “bülbül” gibi mazmunları canlandırmayı amaçlayan şair; modern bir Leyla ile

Mecnun denemesi şeklinde tanımladığı Mona Rosa’yı

kaleme almıştır.

II. Şair, tasavvuf edebiyatının imge ve mecazlarını yeni bir

şiir anlayışı çerçevesinde yorumlayarak modern Türk

edebiyatına kazandırmayı amaçlamıştır.

Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tasavvuf edebiyatının imge ve mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde yorumlayarak döneminde önemini yitirmiş “gül”, “bülbül” gibi mazmunları canlandıran ve modern Türk edebiyatına kazandırmayı amaçlayan şair; kaleme aldığı Mona Rosa’yı modern bir Leyla ile Mecnun

denemesi şeklinde tanımlamıştır.

B) Döneminde önemini yitiren tasavvuf edebiyatının imge

ve mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde yorumlayarak modern Türk edebiyatına kazandırmayı amaçlayan şair; “gül”, “bülbül” gibi mazmunları canlandırarak

yazdığı Mona Rosa’yı modern bir Leyla ile Mecnun denemesi şeklinde tanımlamıştır.

C) Şair, döneminde önemini yitiren “gül”, “bülbül” gibi mazmunları yorumlamayı ve tasavvuf edebiyatının imge ve

mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde canlandırıp modern Türk edebiyatına kazandırmayı amaçlayarak

modern bir Leyla ile Mecnun denemesi şeklinde tanımladığı Mona Rosa’yı kaleme almıştır.

D) Tasavvuf edebiyatının imge ve mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde yorumlayarak modern Türk edebiyatına kazandırmayı ve döneminde önemini yitiren “gül”,

“bülbül” gibi mazmunları canlandırmayı amaçlayan şair;

modern bir Leyla ile Mecnun denemesi şeklinde tanımladığı Mona Rosa’yı kaleme almıştır.

E) Döneminde önemini yitiren “gül”, “bülbül” gibi mazmunları yorumlayarak tasavvuf edebiyatının imge ve mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde canlandırmayı ve

modern Türk edebiyatına kazandırmayı amaçlayan şair;

kaleme aldığı Mona Rosa’yı modern bir Leyla ile Mecnun

denemesi şeklinde tanımlamıştır.

Çözüm

P:76

43 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 2

1. Gerek günümüzde gerek yıllar sonra yeni diyebileceğimiz şey, bir sanat adamının kendinden başka kimsede

bulunmayan özelliğidir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Sanatçı, yıllar sonra bile adından söz ettirecek yapıtlar ortaya koymalıdır.

B) Farklı konuların işlendiği eserlerin, uzun soluklu olması kaçınılmaz.

C) Gerçek sanat eseri, asırlara meydan okuyarak ayakta

kalmasını bilir.

D) Sanatçının kendini çağdaşlarından farklı kılan niteliklerinin olması onu her dönemde canlı kılar.

E) Sanat eserinin yeniliği, sanatçının yapıtlarının zamana

karşı direnmesine bağlıdır.

3. (I) Günlük, içinde yaşadığımız zamanı geleceğe taşıdığımız yazılardır. (II) Bu bakımdan farklı sanat dalları arasında fotoğrafçılığa daha çok benzer. (III) Bir fotoğraf gibi

anın yakalanıp sonsuza aktarılması ve ölümsüzleştirilmesi gerçekleşir günlükte. (IV) Yayımlandığında kaleme

alındığı günlerden tatlı bir esinti bırakır zihinlerde. (V) Anlatıcısının olup bitenlere tanık olmasının sağladığı canlı

bir anlatımla diğer yazı türlerine göre inandırıcılığı daha

fazladır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlamca birbirine en yakındır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

2. Ressamlar dağların resimlerini yapana kadar, insanlar

dağların güzelliğini bilmiyordu.

Aşağıdakilerden hangisi bu sözde anlatılmak istenenle anlamca aynı doğrultudadır?

A) Sanatçı insanların ufkunu açar ancak öğretme gibi

bir zorunluluk taşımaz.

B) Gerçek sanat yapıtları, doğayı gözümüzde canlandırarak yansıtır.

C) Sanatçılar, insanların farkına varamadıkları güzellikleri görmelerini sağlar.

D) Doğanın güzelliklerinden yararlanmak için çevremize

bakmak yeterlidir.

E) Doğa betimlemeleri sanat eserlerinin birçoğunda sanatçının vazgeçemediği unsurlardır.

4. (I) Sosyal duyarlılığa sahip olan bu sanatçı, dönemin sorunlarını kendi bakış açısıyla ele alarak bize o dönemi

gerçekçi bir şekilde yansıtmıştır. (II) Son romanında toplumun yaşadığı sıkıntılara, yoksulluğa, haksızlıklara, geri

kalmışlığa değinerek sosyal mesajlar veriyor. (III) O, yapıtlarında ele aldığı insanları bilinçlendiren konularla topluma yarar sağlayacağını biliyor. (IV) Kalemiyle kendi insanına hizmet etmeyi görev olarak görüyor ve yapıtlarını sosyal meselelerin çözümüne ayırıyor. (V) Bu son romanını diğer yapıtlarından farklı kılan temel özellikse dilin etkili ve güzel kullanılmasıdır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden

sanatçının toplum için sanat yaptığı anlamı çıkarılamaz?

A) l B) ll C) III D) IV E) V

P:77

TÜRKÇE 44

Öğreten Test FASİKÜL 2

6. Gurbette, hasrette, sıkıntıda oldukları zaman çok güzel

eserler verenlerin; vatana, sevgiliye, rahata kavuştuktan

sonra o etkileyiciliği kaybettikleri çok görülmüştür. Demek ki ----.

Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?

A) yaşadıklarını gerçekçi bir dille anlatan sanatçıların

yapıtları her dönemde okunur

B) sanatçılar; yazmak, söylemek ihtiyacını, sorunlar karşısında daha çok hissediyor

C) başarılı sanat yapıtları, gerçek yaşamdan alındığında

ortaya çıkar

D) hayattan yola çıkılarak yazılan yapıtlar, hayallerle

oluşturulanlara göre daha etkileyicidir

E) yazmanın amacı, insanların sıkıntılarına, dertlerine

çareler arayıp çözüm sunmaktır

7. I. İyi bir romancı, dünya klasiklerini okumadan yazmaya başlamamalıdır.

II. Romancı, yapıtını yaşadığı çevreden, tanık olduğu

olaylardan seçer.

III. Romancı, gözlemlerine ne bir şey ekler ne de onlardan bir şey eksiltir.

IV. Romancı, insanın bütün yönlerini iyi bir betimlemeyle

yansıtır.

V. Romancı, çevresinde gördüklerini kendi yorumuyla

yeniden biçimlendirir.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisi anlamca birbiriyle çelişmektedir?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

9. Kendi döneminin beğenisini kazanamamış bir yapıtın,

çağların acımasızlığına karşı koyması mümkün değildir.

Bu cümleyle aşağıdakilerden hangisi anlamca aynı

doğrultudadır?

A) Asırlar karşısında ayakta kalmış bir yapıt, bulunduğu

zamanda da ilgi görmüştür.

B) İnsanların beğenileri ve değer yargıları zamana göre

farklılıklar gösterebilir.

C) Çağında değeri bilinmemiş bir yapıt, gelecek kuşakların beğenisini kazanabilir.

D) Sanat yapıtı, yıllar sonra da adından söz ettiriyorsa

değerlidir.

E) Toplumsal konular yerine, evrensel konuları işleyen

yapıtlar ancak geleceğe seslenir.

8. (I) Faruk Nafiz’in şiirleri, biçim ve söyleyiş bakımından

Türk halk şiirinin lezzetini tattırmıştır. (II) Şiir yazmak, Faruk Nafiz için gösteriş yapmaktan uzak, içten gelen bir

harekettir. (III) Şair, bu arada Türk şiirinin nasıl bir yol izlemesi gerektiğini sağlam bir görüşle anlatmıştır. (IV) Yazın hayatı boyunca Anadolu insanının duygularına yer

vermiş, Millî Edebiyat duyarlılığını geliştirmiştir. (V) Yazınımızda Batı edebiyatına kapalı, Türk şiirine açık bir yol

izleyerek şiir anlayışını ortaya koymuştur.

Faruk Nafiz Çamlıbel’in ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, şairin üslubuyla ilgili bir açıklama yapılmıştır.

B) II. cümlede, şiirleriyle ilgili tutumundan söz edilmiştir.

C) III. cümlede, Türk şiirinin sorunlarına çözüm yolu

önermiştir.

D) IV. cümlede, Türk şiirine katkısı dile getirilmiştir.

E) V. cümlede, şairin edebî anlayışıyla ilgili bilgi verilmiştir.

1-D 2-C 3-B 4-E 5-A 6-B 7-D 8-C 9-A

5. Gerçek şu ki her dilin sözcük sayısı sınırlıdır ve onun herkese ait olduğu bilinmelidir. Aynı sözcüğün pek çok şair

tarafından kullanıldığı görülür fakat önemli olan, ----.

Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) sözcüğün, o şairin kendi sesi soluğu olmasıdır

B) kimsenin işlemediği konuları dile getirmektir

C) şairin gerçek yaşamdan ayrı olmamasıdır

D) halkın kullandığı sözcüklerle şiir yazmaktır

E) her insanın, şiiri kolayca anlayabilmesidir

P:78

45 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 2

2. I. Yapıtında düş gücüyle birlikte gerçeklerden yola çıkarak yazan romancı, okurun ilgisini çekmeyi başarır.

II. Bir romanda, hem gerçek yaşamdan tablolar hem

kurgusal olaylar bir arada bulunabilir.

III. Yaşamdan alınan kareler, düşsel öğelerle süslenerek romanlarda yer aldığında okurun daha çok dikkatini çeker.

IV. Sanatçılar, dili öyle ustaca kullanırlar ki söz işçiliğini

romanın her satırında hissedersiniz.

V. Sanatçı; okuru, yaşayarak yazdıklarına inandırdığı

kadar, hayâl ederek yazdıklarına da inandırmalıdır.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

1. Eleştiriyi bütün incelikleriyle bilen sanatçılar eleştiri yapmalıdır, böyle olmadığı zaman ----.

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?

A) yapılan eleştirilerin sanatçılar tarafından önemsenmediğini görüyoruz

B) okuru yönlendirmekten uzak, üstünkörü değerlendirmeler yapılıyor

C) yapıtın gerçek değerini göstermeyen, onu iyi anlatmayan eleştirilerle karşılaşıyoruz

D) genç sanatçıların yapıtlarını değerlendirmeye kimse

yanaşmıyor

E) sanatçılarımız gerçek anlamda bir eleştiriyle karşılaşmadıklarında kusursuz olduklarını düşünüyorlar

3. Şairlerin, şiirlerinde sadece sanatkarâne bir söyleyiş kullanarak duygularını gizleyip yüreğindeki sesi duymazlıktan gelmesi, ----.

Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) dili önemseyen nitelikli şairin yetişmesine katkıda bulunacaktır

B) şiiri düzyazıya yaklaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır

C) şiirdeki duygu yükünün ortadan kalkmasına yol açar

D) şairin orijinal sözcükleri, şiirine yansıtmasını kolaylaştırır

E) içerik yönünden zengin şiirlerin sayısını artıracaktır

4. Yeni yetişen sanatçıların yapıtları hakkında şimdiye kadar değerlendirme yazıları hiç yazmadım, bundan sonra

da yazmayı düşünmüyorum.

Bu sözleri söyleyen bir sanatçı, aşağıdakilerden hangisini söylerse kendi sözleriyle çelişmiş olur?

A) Bu genç şairi değerlendirmem için uzun yıllar geçmesi gerekiyor.

B) Çağdaşım olan ve ilk yapıtını veren bu sanatçıyı şimdiden değerlendirmek yanlış olur.

C) Kendini tam olarak ifade edememiş genç sanatçıları

birkaç yapıtına bakarak değerlendirmeye zaman harcayamam.

D) Eleştiri yazılarımın konusunu genellikle yetkinliğe

erişmiş, kendini kanıtlamış eski sanatçılar oluşturur.

E) İlk romanıyla edebiyat dünyasına adım atan bu genç

sanatçının, kurguda birtakım yenilikler ortaya koyduğu görülüyor.

P:79

TÜRKÇE 46

Pratik Test FASİKÜL 2

8. Ne kadar çok okursak okuyalım, edebiyat bahçesinde

renklerini ve kokularını görmediğimiz çiçekler mutlaka

olacaktır.

Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene anlamca en yakındır?

A) Bulunduğu sokağı anlatan yapıtlar, yetkin okurla

eninde sonunda buluşur.

B) Geçmişin nitelikli yapıtlarını okumak, okurlar için bir

zaman kaybı değildir.

C) Kimi yapıtlar, içeriğiyle okurların ilgi alanlarının dışında kalabilir.

D) Bir okurun, yazın dünyasındaki nitelikli bütün yapıtlardan haberdar olması düşünülemez.

E) Bütün yapıtları okuyup anlamak her okur için hayallerinin de ötesinde bir beklentidir.

7. (I) Romancı, bilinç akışı, iç monolog, ve mektupları da

kullanarak okuru sürekli olarak olayların içinde tutabiliyor. (II) Bu teknik özellikler, anlatılan konuyu hiçbir zaman gölgelemiyor. (III) İç ve dış dünya arasında kurduğu

denge, anlatım tekniği ve kurgusu onun edebiyatımızdaki farklılığını gösteriyor. (IV) Onun yazdıklarını okuyunca, bu kadar az üretmiş olmasına üzülmemek elde

değil. (V) Birey toplum çatışmasını bu kadar derinlikli anlatan onun gibi ustaların eserlerine daha da sıkı sarılmak

gerektiğini anlıyoruz.

Bir romancıdan söz edilen bu parçada numaralanmış

cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, çeşitli yollardan yararlanarak yapıtını etkin kıldığı anlatılıyor.

B) II. cümlede, yapıtlarında anlatımı içerikten daha çok

önemsediği belirtiliyor.

C) III. cümlede, özgün yönleri dile getiriliyor.

D) IV. cümlede, dolaylı olarak övülüyor.

E) V. cümlede, yapıtlarının konusundan söz ediliyor.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı

doğrultuda bir düşünce dile getirilmiştir?

A) Yazarlıkta yetkin olmak, gördüklerine, duyduklarına

ve yaşadıklarına duyarlı olmayı gerektirir.

B) Kalem kullanan birini yazar katına yükselten değer,

çağdaşı olanlardan farklı bir anlatımının olmasıdır.

C) Yapıtına bakarak onun cümlesi, onun anlatımı diyebiliyorsak o kişi yetkinliğe ulaşmış bir yazardır.

D) Yazar; günlük, sıradan bir olayı bile benzersiz bir sanatsal metne dönüştürür.

E) Seçilmiş, yerli yerine konmuş sözcüklerini, ezgili, sıcak deyişini okur okumaz onun olduğunu anlayıverirsiniz.

1-D 2-B 3-C 4-E 5-C 6-A 7-B 8-D

5. (I) Ünlü sanatçımız, daha önce dergilerde yayımladığı

öykülerini sonunda bir kitapta topladı. (II) Kitaptaki öyküler, daha önce farklı zamanlarda farklı dergilerde yayımlansa da içerik yönüyle benzerlikler gösteriyor. (III)

Bu öykülerde sanatçı, daha çok, çocukluk yıllarındaki

köy yaşamından olaylara yer veriyor. (IV) Yerel sözcüklerle süslediği öykülerindeki içtenlik, okuru hemen sarıyor. (V) Okur, bu öykülerle bir zamanların köy yaşamını

tanımış, insanlar arasındaki ilişkileri öğrenmiş oluyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, sanatçının öykülerini kitaplaştırdığı belirtiliyor.

B) II. cümlede, kitaptaki öykülerinin dergide yayınladığı

öykülerle benzer yanının bulunduğu dile getiriliyor.

C) III. cümlede, her bir öyküsünde farklı farklı konuları

ele aldığından bahsediliyor.

D) IV. cümlede, öykülerindeki anlatımının nasıl olduğundan söz ediliyor.

E) V. cümlede, okurun öykülerden kazanımlarının olduğu söyleniyor.

P:80

47 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 2

1. I. Küresel ısınma ve buna bağlı olarak meydana gelen

iklim değişiklileri ve çevre sorunları dünya çocuklarını ve özellikle gençleri ürkütüyor.

II. Bilim insanlarının su mevcudiyetini sınırlayacağını ve

insan sağlığına zarar vereceğini söylediği küresel

ısınmanın zararlarına yaşlıların büyük çoğunluğu, duyarsız.

Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir.

B) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel sonuçlarının olumsuzluğu kanıtlanmaktadır.

C) I. cümledeki saptamanın, yaşlıları neden daha çok

etkilediği açıklanmaktadır.

D) I. cümlede belirtilen durumun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir.

E) I. cümlede anlatılan durumla ilgili yaklaşım benzerliğinden söz edilmektedir.

2. • Ünlü yazar, öykülerinde ahenkli söyleyişi iç konuşma

tekniğiyle sağlıyor.

• Bu durum onun, öykülerindeki ahenkli söyleyiş için

başka yöntemler kullanmadığı anlamına gelmez.

Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ünlü yazar, öykülerinde sadece iç konuşma yöntemi

kullandığı için farklı öykü unsurlarıyla ilgilenmez.

B) Ünlü yazar, ahenkli bir anlatım olmadan öykü yazılamayacağı görüşünü eserleriyle ortaya koyar.

C) Ünlü yazar, öykülerini iç konuşmayla yazılanlar, başka

tekniklerle yazılanlar diye ayırır.

D) Ünlü yazar, öykülerinde uyumlu bir anlatım için iç

monolog tarzının yanında diğer öykü tekniklerine de

yer verir.

E) Ünlü yazar, öykülerinde her zaman iç konuşma tekniğini öne çıkarmayı bilinçli yapmaktadır.

4. 2016’da 67 İspanyol filmi gösterime girmiş, gişe geliri

2015’e göre %30, seyirci sayısı %20 artmış ama dünyada en çok izlenen, en çok kazanç sağlayan ilk 40 filmin arasında tek bir İspanyol filmi yok.

Bu cümleden, aşağıda verilenlerin hangisi kesin olarak çıkarılabilir?

A) Dünyada, İspanyol filmleri seyirci yönünden ve ticari

yönden yabancı filmlerin gerisindedir.

B) 2016’da 2015 yılındaki filmlerden daha kaliteli filmler çekilmiştir.

C) İspanyol filmlerinin seyirci başarısı gişe hasılatına

yansımamıştır.

D) Ülkesinde en çok ilgiyi gören filmler İspanyol filmleridir.

E) 2016’da tüm zamanlardan daha çok İspanyol filmi

gösterime girmiştir.

3. (I) Gezi yazılarının, uzak ülkelerin doğasını, insanlarını,

bu insanların yaşayış biçimlerini ve oluşturdukları kültür

eserlerini kısaca bir toplumu her yönüyle tanımada en

önemli araç olduğunu düşünüyorum. (II) Ben de araştırmacı kimliğimle dünyanın en çok merak ettiğim, daha

ilginç olan birçok yerini gezmiş bir yazarım. (III) Gezdiğim bu yerleri, gördüklerimi, farklı yaşamları büyük bir

ustalıkla son kitabımda ayrıntılarıyla işledim. (IV) Bunu

yaparken düşüncelerimi yepyeni bir söyleyişle anlatmam, ortaya orijinal bir gezi yazısı çıkardı. (V) Farklı konuları güncel olaylarla bütünleştirerek yazdığım bu yapıtın okuyucuda okuduğu yerleri görme isteğini uyandıracağını sanıyorum.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, yazınsal bir türle ilgili düşünce dile getirilmiştir.

B) II. cümlede, kendini beğenme anlamı vardır.

C) III. cümlede, söz konusu yapıtın içeriği ile ilgili bilgi

verilmiştir.

D) IV. cümlede, yapıtın özgünlüğünden söz ediliyor.

E) V. cümlede, bir tahminde bulunulmuştur.

P:81

TÜRKÇE 48

Sınav Tadında FASİKÜL 2

5. İyi bir eleştirmen, incelediği eseri sadece eleştirmekle

kalmaz; onda yazınımızın , içerik ve biçemle ilgili gizli ya

da açık bütün eğilimlerini bulmaya çalışır.

Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

A) Eleştirmen, bir sanat eserinde dönemin sanat anlayışını bulmak ister.

B) Sanat eserini irdeleyip onun güzel yönlerini ortaya

çıkarmak eleştirmenin işidir.

C) Eleştirmenin bir sanat yapıtında dikkat ettiği şey, anlatım değil anlatılanlardır.

D) Bir sanat eseri, yazarın hem üslup hem içerik anlayışını bütünüyle yansıtabilir.

E) İyi bir eleştirmen, eseri sadece konu yönünden ele

almaz üslubunu da inceler.

6. İnsanlar için dönüm noktası olan, yaşamlarını etkileyen

icatlar arasında MÖ 7. yüzyılda yaşamış Anadolu’da bir

uygarlık olan, bir kalıp üstüne konan madeni pula çekiç

ile vurarak darp yöntemiyle tarihin ilk parasını basan Lidyalılardır.

Bu cümleden aşağıda verilenlerden hangisi kesin olarak çıkarılabilir?

A) Lidyalılar MÖ 7.yüzyılda Anadaolu’da yaşayan ilk uygarlıktır.

B) Para, insanlık tarihinin en önemli buluşudur.

C) Lidyalılar, yaşadıkları dönemde dünyanın en gelişmiş medeniyetini oluşturmuşlardır.

D) Paranın basılmasında daha sonraki zamanda başka

araçlar kullanılmıştır.

E) Lidyalılar, madeni pulu paraya çeviren ilk topluluktur.

9. Sanatçı dünyadaki yanlışlıkları, çirkinlikleri gidermek için

isteyerek kendini ortaya koyan bir kahramandır; bu yüzden ----.

Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) toplumumuzun doğru ve güzeli bulması için sanatçılara ihtiyacı vardır

B) sanatçının topluma yön vermesindeki rolü yadsınamaz

C) dünyanın yeni bir görünüm kazanmasında sanatçıya

önemli görevler düşüyor

D) sanatçının yapıtlarında iç dünyasının zenginliğini yansıtması çok önemlidir

E) sanatçının yaşadığı toplumun sorunlarına duyarsız

kalması düşünülemez

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı

bir düşünce dile getirilmiştir?

A) Sanatçıların yapıtlarında yaşadıkları ortamı konu etmeleri kaçınılmazdır.

B) Sanatçı, yapıtını oluştururken yıllarını geçirdiği yerleri anlatmaktan kendini alamaz.

C) Bir sanatçı, yapıtında doğup büyüdüğü yerlerin dışında bir çevreden söz etmesi yapıtına farklılık katacaktır.

D) Sanatçının hayatının geçtiği mekânlar kendisiyle bütünleştiği için elbette yapıtına yansır.

E) Yaşanılan çevre, sanatçının isteyerek ya da farkında

olmadan yapıtında yerini alır.

7. (I) Şiir, yalnızca imgelerden oluşmaz; çoğu şiir hayatın

renklerinden tablolar sunar bize. (II) Şiir hem bugüne

hem yarına en özlü ve en yalın biçimde seslenir. (III) En

güzel sözler şiir biçiminde söylenen, en uzun yaşayan

sözler de şiir kalıbına giren sözlerdir. (IV) Şiirin, kendine

has bir dili olduğundan başka bir dile çevrilmesi de zordur. (V) Bazı şiirler, gözümüzün önüne yaşamdan değişik kareler getirirken bazıları da bizi hayal dünyasına götürür.

Yukarıdaki şiirle ilgili bilgi verilen numaralanmış cümlelerden hangileri birbirine anlamca en yakındır?

A) l ve III B) I ve V C) ll ve IV

D) III ve IV E) III ve V

1-D 2-D 3-B 4-A 5-C 6-E 7-B 8-C 9-D

P:82

Paragrafta Anlam

Anlatım Biçimleri

3. ÜNİTE

FASİKÜL 3

1 TÜRKÇE

Anlatım Biçimleri

Anlatım biçimi yazarın okura bir izlenim kazandırma, bir şeyler öğretme okuru bir olay içinde yaşatma, okurun düşünce

ve kanılarını değiştirme amaçlarını ortaya koyma yöntemidir.

Öyküleme

Yaşanmış ya da kurgulanmış olayların yer, zaman ve kişilere

bağlı olarak anlatılmasında kullanılan bir anlatım biçimidir.

Öyküleyici Anlatımın Özellikleri

 Olay, belli bir zaman diliminde gelişir ve bir sonuca ulaşır.

 Her şey hareket hâlinde verilir; varlıklar, durumlar hayatın

akışı içinde gösterilir.

 Genellikle di’li ve miş’li geçmiş zaman kipleri kullanılır.

 Sözcüklerin çağrışımsal gücünden, mecaz ve yan anlamlarından yararlanılır.

 Sanatsal bir üslup ortaya konur.

Örnek

Bir gün, balıkçı kahvesinin önündeki; yarısı kırmızı, yarısı beyaz çiçek açan akasyanın dalına asılmış bir dülger balığı gördüm. Rengi denizden çıktığı zamandı. Yalnız aletlerinin etrafını çeviren incecik, ipekten bile yumuşak zarları titreyip duruyordu. Böyle bir oynama hiç görmemiştim.

Betimleme

Bir varlığı, bir olayı, bir durumu ya da kavramı göz önünde ve

zihinde canlandıracak biçimde sözle ya da yazıyla anlatmadır.

Betimleyici Anlatımın Özellikleri

 Betimlemede asıl olan görselliktir. Bu nedenle gözle algılanan

renk ve biçim ayrıntılarına yani sıfatlara büyük önem verilir.

 Betimlemelerde yazar, nesnel olabileceği gibi gözlemlerine duygularını, yorumlarını katabilir; düşsel ögelerden yararlanabilir.

 Sözcüklerin mecaz ve yan anlamlarından ad aktarması,

deyim ve duyular arası aktarmadan yararlanılır.

Örnek

Derenin öte yamacındaki ağaçlar, şehre doğru uzanan ve üzerindeki su birikintileri yer yer parlayan çamurlu yol, zaman zaman alçalıp koyulaşan ve yükselip alçalan bulutlar birbirlerine

karışmış, birbirlerinin içinde kaybolmuş gibi görünüyordu. Sanki doğada bu anda tek başına hareket eden hiçbir şey yoktu.

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Antakya’daki kazılarda Geç Hitit Dönemi’ne ait olduğu düşünülen kalıntılar ortaya çıkarıldı. (II) Buluntular arasında eşsiz, anıtsal boyutlarda bir insan figürüyle kabartmalı bir sütun

altlığı yer alıyor. (III) Bazalttan yapılan her iki eserin de kaleye

girişi sağlayan yapı kompleksi boyunca uzanan, yüzeyi taş

döşeli koridorun altına gömüldüğü düşünülüyor. (IV) Bel hizasının hemen üstünden baş kısmına kadar olan yüksekliği

1,5 metreye ulaşan figür, dik duran bir insanı canlandırıyor.

(V) Toplam boyu, büyük olasılıkla 3,5-4 metreyi bulan sakallı

erkek figürünün, gözleri siyah ve beyaz taşlardan yapılmış.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde betimleyici ögelere yer verilmemiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Adalarda oturanlar, akşamüzeri iskeleye çıkıp gelenleri karşılar, gidenleri uğurlarlar; gençler arkadaşlarıyla buluşur; yaşlılar çay bahçelerinde, aralarında söyleşirler. Saat dokuza gelince, herkes evine dönmüş, sofraya oturmuş olur. Adalara

gezmeye gelen birkaç kişi dışında kimseleri göremezsiniz ortalıkta.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Öyküleme B) Tanımlama

C) Tartışma D)Açıklama

E) Karşılaştırma

Çözüm

Çözüm BAŞKA YERDE YOK

O Öykülemede kişi, zaman ve mekân özelliklerinin yanında asıl belirleyici olaydır.

O Öykülemenin gerçekleşmesi bir olaya bağlıdır.

P:83

Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri

TÜRKÇE 2

FASİKÜL 3

Betimleme Türleri

Açıklayıcı Betimleme: Okura bilgi vermek amacıyla yapılan

betimlemedir. Ayrıntılar yansız olarak kamera çekimi gerçekliğinde, kişisel duygu ve düşünceler katılmadan verilir.

Sanatsal Betimleme: Edebî eserlerde okuru etkilemek, okuyanda estetik bir haz uyandırmak için yapılan betimlemelere

sanatsal (izlenimsel) betimleme denir.

Betimleyici Anlatımda Portre

Betimleyici anlatımda kişilerin ruhsal ve fiziksel betimlemelerinin yapılmasına portre denir.

Fiziksel Portre: Kişinin; boyu, kilosu, saçları, vücut yapısı,

konuşma biçimi, giyim tarzı, fiziksel özelliklerinin anlatıldığı

betimlemedir.

Ruhsal Portre: Kişilerin karakterlerini, çeşitli davranışlarını,

düşünce, düş ve isteklerini yansıtan betimleme türüdür.

Açıklama

Herhangi bir konuda, okuyucuyu bilgilendirmeyi, ona bir şey

öğretmeyi amaçlayan yazılarda kullanılan anlatım biçimidir.

 Daha çok, ders kitapları ve ansiklopediler gibi öğretme

esaslı eserlerde kullanılır.

 Genellikle nesnel, kanıtlanabilir ifadeler vardır.

 Açık, anlaşılır, sade bir dil kullanılır.

Örnek

Bulut, havanın yüksek tabakalarında çeşitli yığınlar hâlinde

toplanmış su buharıdır. Bunlar güneşin sıcaklığıyla havada

yükselmeye başlar. Yükseldikçe daha soğuk hava tabakalarına rastlar. Böylece su buharı, su damlacıkları halin gelir. Bulutların havada durmasını düşme hızlarının az olması sağlar.

Ağırlaşınca düşenler, sıcak hava ile karşılaşınca yeniden buharlaşıp yükselir.

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir genç, çadırın önünde

yan yatırılmış el arabasının üstüne oturmuş saz çalıyordu. Fenerin aydınlattığı alnı, ter damlalarıyla kaplıydı. Sazının sapı,

şaşırtıcı bir süratle aşağı yukarı kayan parmaklarının altında

bir canlı gibi titriyordu. Tellere vuran sağ eli, küçük fakat kendinden emin hareketler yapıyordu. Gencin eli, sazın gövdesine yaklaştıkça insan, saz ile el arasında gizli fakat çok anlamlı bir konuşma olduğunu sanıyordu.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Betimleme B) Tartışma

C) Açıklama D) Öyküleme

E) Karşılaştırma

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Akçakavakların, dişbudakların arasından geçerek yeşil çam

ormanına giriyorum. Yoğun bir reçine kokusu duyuyorum.

Çevrem yeşilin değişik tonlarıyla donanmış. Az ileride kalın

gövdeli, yaşlı bir çam ağacı görüyorum. Altına oturuyorum.

Kekik kokuları geliyor burnuma.

Bu parçada ayrıntıların seçiminde hangi duyulardan yararlanılmıştır?

A) Görme-koklama B) Koklama-işitme

C) İşitme-dokunma D) Koklama-dokunma

E) Görme-işitme

Çözüm

Çözüm

AKLINDA OLSUN

O Görme, dokunma, işitme, tatma ve koklama duyuları aracılığıyla varlıkların nitelikleri, bu varlıkların duyular üzerinde uyandırdığı izlenimler betimleme yoluyla ifade edilebilir. AKLINDA OLSUN

O Edebî ve öğretici metinlerde (paragraflarda,

parçalarda) birden fazla anlatım biçimi kullanılabilir.

P:84

Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri

3 TÜRKÇE

FASİKÜL 3

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Eylülde Kaçkarlar’ın çevresinde “kestane karası fırtınası” gelip çatar. Kestanelerin dökülme zamanıdır artık. Yöre insanı

için kestanenin hem meyvesi, hem de kerestesi çok değerlidir.Çünkü evlerin özellikle dış cephesi bu ağaçtan yapılır. Rüzgârlar vadilerde uğuldamaya, yapraklar dökülmeye başlamıştır bugünlerde. Karın habercisi olan “karakuş” birazdan pencerenin pervazına tüner. Derinden kurt sesleri gelir. Orman

tüm yaşamıyla hazırdır uzun ve beyaz kışa.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?

A) Karşılaştırma, tanımlama, öyküleme

B) Açıklama, öyküleme, betimleme

C) Tartışma, karşılaştırma, öyküleme

D) Tanımlama, örnek gösterme, betimleme

E) Açıklama, tartışma, örnek gösterme

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Dünyanın yedi harikası olur da üç kıtada yüzyıllarca hüküm

sürmüş, altı yüzyılı aşan varlığından geriye olağanüstü bir kültür hazinesi bırakmış Osmanlının yedi harikası olmaz mı? Gerçi

tarihçiler, sanat tarihçileri ve mimarlar varken en önemli yedi

Osmanlı eserinin hangileri olduğuna ben karar verecek değilim. Ancak okuduklarımdan ve gördüklerimden hareketle tamamen kişisel bir beğeni listesi oluşturmamın önünde bir engel yok sanırım. İşte benden Osmanlının yedi harikası: Süleymaniye Külliyesi, Selimiye Camisi, Mostar Köprüsü, Mağlova

Kemeri, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Camisi, Kubbetü’s- Sahra,

Hamidiye Çarşısı.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Öyküleyici anlatım

B) Tartışmacı anlatım

C) Betimleyici anlatım

D) Tanımlamadan yararlanma

E) Kanıtlayıcı veriler kullanma

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Soğuk bir İstanbul sabahı... Gökyüzünde bulut kaynıyor; yağmur yağdı yağacak... Biz yola koyuluyoruz. Yarım saat sürecek yolculuğumuzu, Maltepe’nin bildik sokaklarından geçerek bir an önce bitirme telaşındayız. Sokaklar, işe yetişmek

için koşuşanlarla dolu. İnsanlar, rayların üzerinden, sağa sola

bakarak, hızlı adımlarla geçiyor. Bir banliyö treni Gebze yönüne doğru gürültüyle yol alıyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Öyküleme - betimleme

B) Açıklama - betimleme

C) Karşılaştırma - öyküleme

D) Tanımlama - açıklama

E) Karşılaştırma - tanımlama

Tartışma

Bir düşüncenin savunulup başka bir düşüncenin yanlışlığının

kanıtlanmaya çalışıldığı yazılarda kullanılan anlatım biçimidir.

 Genellikle okuyucuyla karşılıklı konuşuyormuş gibi bir üslup kullanılır.

 Bu tür yazılarda en az iki karşıt görüş bulunur.

 Genellikle metinlerde soru cümlelerine yer verilir.

Örnek

Bizde sanat eseri yarına diliyle kalır, şeklinde yanlış bir düşünce var. Sanat eserinin yarına kalması sadece diliyle ilgili

değildir. Eserin konusu da en az dili kadar önemli değil midir? İnsanların ilgisini çekmeyen konuları içeren eserlerin durumu hiç de iç açıcı değildir. O yüzden sanat eserinin yarına

kalması, aynı zamanda işlenecek olan konuyla da ilgilidir.

Düşünceyi Geliştirme Yolları

Edebî metinlerde anlatım biçimlerinin yanında ele alınan konuyla ilgili düşüncelerin desteklenmesi, anlatılanların inandırıcılığı ve örneklenmesi amacıyla farklı yöntemlere başvurulur. Bunlara “düşünceyi geliştirme yolları” denir.

Çözüm

Çözüm

Çözüm

P:85

Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri

TÜRKÇE 4

FASİKÜL 3

Çözüm

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Röportajla öykü arasında kimi benzerlikler vardır. İkisi de yaşamın gerçekleriyle beslenir. Röportajın gerçekliği belgelere,

kanıtlara, somut olay ya da olgulara dayanmasından ileri gelir. Öyküde ise bunlar hayal gücüyle yeni bir renk, yeni bir görünüm kazanır. Öte yandan bütün anlatı türleri için geçerli olan

dilin güzel ve etkili kullanımı, röportaj ve öykü için de söz konusudur.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Betimleme B) Karşılaştırma

C) Tanımlama D) Öyküleme

E) Örneklendirme

Karşılaştırma

 İki varlık, kavram veya olayın benzer ya da farklı yönlerinin

ortaya konmasıdır.

 Genellikle “oysa, ise, daha, en” gibi ifadelerle karşılaştırma yapılır.

Öcrnek

Roman, gerçeği olduğu gibi vermez; daha doğrusu veremez.

Onu kurgular, değiştirir. Uygun bir üslup ve bir yorum içinde

yeniden anlatır. Eleştiride ne bu çeşit bir biçim ne de duygu

görülür. Çünkü eleştirinin görevi güzellik meydana getirmek

değil; var olan güzelliği yargılamak, okura tanıtmaktır.

Tanımlama

 Özelliklerinden yararlanarak bir varlığın ya da kavramın ne

olduğunun ortaya konmasıdır.

 “Bu kimdir, nedir?” sorusunun cevabı olan cümlelerdir.

Örnek

Buzullar kara üzerinde tüm yıl boyunca erimeden kalan, yavaş hareket eden buz kütleleridir. Kar örtüsünün devamlı olduğu yerlerde oluştukları için yüksek dağlık yerlerde bulunurlar. Sürekli kar sınırının üstünde, buzyalaklarında yığılıp biriken buzlaşmış karlara da buzkar denir. Buzkar evresi, kar özelliği olmayan ancak buzdan yumuşak bir evredir.

Örneklendirme

Bir düşüncenin daha iyi anlaşılması için okurun zihninde somutlaştırılmasının amaçlandığı yazılardır.

Örnek

Çocuklara ilgilerini çekecek kitaplar verirseniz kitap okumayı

sevdirebilirsiniz. Çocuklar maceradan mı hoşlanıyor, Tom Sawyer’ı, Define Adası’nı, İki Yıl Okul Tatili’ni alın, okutun. Duygulu

romanlar mı okumak istiyor, Oliwer Twist’i, Tom Amca’nın Kulübesi’ni, Pal Sokağı Çocukları’nı verin ellerine. Fantastik romanlar mı okumak istiyor, Küçük Prens’e, Guliver’in Gezileri’ne yönlendirin onları.

Tanık Gösterme

 Bir düşünceyi desteklemek, inandırıcı kılmak için alanında uzman, yetkin kişilerin görüşlerine yer verilmesidir.

 Kişilerin görüşleri aynen alınıp tırnak içinde verilebildiği gibi, dolaylı anlatımla da verilebilir.

Örnek

Sanatın özünde şiir vardır. Şiir; bir tür değil, daha çok bir duyuş, bir algılayıştır. Yeni kitabında kelime kelime tartılmış, usul

usul süzülmüş dupduru diliyle düzyazı-şiir arasındaki kadim

ilişkiyi tazeleyen Nazan Bekiroğlu “Yazı en fazla şiirle ilişkilidir. Malum, gerçek şairlerin ilhama açık kalbi cennetleridir.”

derken şiirin kapısına varıyor.

Alıntı Yapma

 Bir düşünceyi desteklemek, inandırıcı kılmak için bir metinden değiştirilmeden yapılan aktarmadır.

 Alıntıda bilgi, orijinal metinde geçtiği şekliyle aktarılır.

Örnek

Arşiv uzmanı, “Gerçekte özel kütüphaneler, aralarındaki benzerliklerde farklılıklar bulunan ve farklılıklarında da benzerlikleri olan oldukça özel kuruluşlardır.” diyor.Bu görüşüyle meslektaşlarından ayrılıyor. BAŞKA YERDE YOK

O Tanık gösterme ile alıntı yapma arasında şöyle bir fark vardır:

O Tanık göstermede metnin yazarı, kendi düşüncesini ortaya koyar ve bu düşüncesini onaylatmak için uzman bir kişinin sözlerine ya da

tanıklığına başvurur.

O Alıntı yapmada ise metin yazarı bir konu seçer.

Bu konuyla ilgili uzman kişilerin sözlerini aynen aktarır.

P:86

Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri

5 TÜRKÇE

FASİKÜL 3

11 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT

Richard Strauss, bugünün orkestra repertuvarının demirbaşları arasında sayılan bir dizi senfonik şiirle ve opera alanındaki

kalıcı eserle tanınan en önemli bestecilerdendir. Özellikle Salome adlı operası sansasyon yaratmış, sayısı yüz elliyi aşan

lietleri ile bir şarkı ustası olarak müzik tarihindeki özgün yerini

almıştır. Günümüz operaları hâlen onun zengin sahne çalışmalarından yararlanır. Gerek lietlerinde gerek görkemli orkestral eserlerinde lirik gücünü kuvvetle hissettiren Strauss, bugün de dünyanın önde gelen solistlerini mıknatıs gibi kendine

çekmektedir.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Benzetme B) Öznellik

C) Tartışma D) Örnekleme

E) Karşılaştırma

9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Andersen’i özgün kılan bir özellik, çevremizdeki sıradan nesneleri kişileştirip birer masal kişisine dönüştürmesidir. Öykülerinde küçücük nesneler, nesne niteliklerini hiç yitirmeden

insanlarınkine benzer serüvenler yaşar. Kurşun asker, yıkımdan yıkıma sürüklenirken gözü pekliğinden ve iyimserliğinden bir şey yitirmez; tencere vurulur, çömlek ve masa konuşur. Bunun yanında Andersen bize, kişileri hiç de masalsı sayılamayacak, oldukça gerçekçi masallar da anlatır: Eski Ev,

Kapıcının Oğlu.

Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Tanık gösterme B) Tanımlama

C) Örneklere yer verme D) Betimleme

E) Tartışma

10 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

Kentsel düş gücünü heceleyenler, kentin karakteri olan nesnelerdir. Bu nesneler, kentin tarihine tanıklık eden ve onunla

bütünleşen varlıklar olarak kendilerini kabul ettirir. Dilsiz güçler rolünde hep sahnededirler. Galata Kulesi, Beyoğlu’nun yıkık dökük evleri, bir avlunun gölgesindeki zarif bir kuyu, kim

bilir güneşin yakıcılığında hangi sohbetlere siper olmuş görkemli asırlık çınarlar, yüzyıllık bir çeşme, küçük bir fotoğrafçının vitrinini süsleyen eski aile fotoğrafları… Bu nesnelerin işlevi; varlıklarıyla kentin romanını yazmak, varlıklarını sürdürürken çağın yüklediği yeni anlamlara rağmen kente sahip çıkmaktır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır?

A) Öyküleme B) Örneklendirme

C) Tanık gösterme D) Tanımlama

E) Karşılaştırma

Çözüm

Çözüm Çözüm

Kişileştirme

İnsana özgü niteliklerin insan dışındaki varlıklara aktarılmasıdır.

Örnek

Uzak denizlerden gelmiş yorgun bir gemi, limanın şefkatli kollarına bırakmıştı kendini. Sonbaharın gelişiyle, yapraklar, vedalaşarak ağaçlardan ayrılıyordu.

Benzetme

 Bir şeyin niteliğini anlatmak için o niteliği eksiksiz taşıyan

bir şeyi örnek olarak gösterme işidir.

 Genellikle “gibi, sanki, andırıyor, tıpkı” sözlerine yer verilir.

Örnek

Boğaz bu akşam o kadar güzel ki âdeta bir masal dünyası

gibi. Gökyüzündeki bembeyaz bulutlar pamuk tarlalarını andırıyordu.

Sayısal Verilerden Yararlanma

Düşüncenin kanıtlanabilmesi için istatistiksel bilgilerden, sayısal donelerden, anketlerden ya da grafiklerden yararlanılmasıdır.

Örnek

En fazla kalsiyum içeren lifli yeşilliklerden biri ıspanaktır. 100

gram çiğ ıspanakta yaklaşık 210 mg kalsiyum vardır. Ispanak

kaynatıldığında, bu miktar 158 miligrama düşer. Bir başka kalsiyum deposu yemişlerdir. Yüksek miktarda kalsiyum içeren

yemişler şunlardır: Badem (Her 100 gram için 240 mg),Ceviz

(Her 100 gram için 170 mg) , Fındık (140 mg) Fıstık (110 mg)

P:87

Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri

TÜRKÇE 6

FASİKÜL 3

13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

İstanbul’un İstiklal Caddesi… Eski adıyla “Cadde-i Kebir” yani

“Büyük Cadde”. Ortasında tramvay yolu, cadde boyunca dizili dükkânlar, pasajlar, sinemalar, hanlar… İstiklal Caddesi’ne

paralel olarak uzanan Beyoğlu’nun arka sokakları… Niye “arka

sokaklar” diye biliniyor? Ne bileyim, belki de itilmişleri, kakılmışları barındırdığı için böyle anılıyor. İşte eskicilerle, antikacılarla, film şirketlerine kostüm, aksesuar kiralayan dükkânlarla dolu bir han. Artistler, figüranlar sık sık gelir giderlerdi bu

dükkânlara. Hanın çaycısı, artistlerin çoğundan imzalı fotoğraf almış, çay ocağının derme çatma panosuna asmıştı.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Soyutlamaya başvurulmuştur.

B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.

C) İkilemeden yararlanılmıştır.

D) Sayıp dökmelere yer verilmiştir.

E) Yalın bir dil kullanılmıştır.

14 - ÖĞRETEN SORU / 2018 AYT

Osmanlı coğrafyasına yolu düşen seyyahların tamamı; devletin büyüklüğünü, halkın medeni hayat şartlarını, şehirlerin

güzelliğini, kurum ve kuruluşların intizamını öve öve bitiremezler. Kusursuz işleyen bu sistem; toplamı 15 milyon kilometrekare tutan bir devleti yaşatıyor, içinde 12 eyalet barındırıyordu.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İkilemelere yer verilmiştir.

B) Açıklama yapılmıştır.

C) Nicel verilerden yararlanılmıştır.

D) Öznel ifadeler kullanılmıştır.

E) Örneklerden yararlanılmıştır.

12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Gazeteci olmak bir ayrıcalıktır elbet. Unutulmaz anılar kalır kişide acısıyla, tatlısıyla. Bir arayış içinde geçmiştir o yıllar, koşturmayla, konuşmayla, yazmayla. Bir bakıma Özdemir Asaf’ın

şu ünlü dizesini düşündürür: “Durduğum nokta yerinde durmuyor.” Öyledir, hem sen koşup durursun araştırıp, inceleyip

bir şeyler bulmak için hem de konularının kaynağı olan toplum durmaksızın değişir yöneticileriyle, sorumlularıyla.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Konuşma havası içinde yazılmıştır.

B) Devrik cümlelere yer verilmiştir.

C) Sözcükler arasında sessel yinelemeler kurulmuştur.

D) Benzetmeden yararlanılmıştır.

E) Tekdüzelikten kaçınılmıştır.

Çözüm

Çözüm

BAŞKA YERDE YOK

Karma Anlatım Biçimi Sorularında

Geçen Kavramlar

Sessel Yinelemeler: Sözün etkisini güçlendirmek

amacıyla, anlamın yoğunlaştığı sözcük ya da sözcük öbeğini art arda tekrar etmektir.

Örnek Engin ovanın uçları gökyüzüyle birleşir, şafak ve gün batımı vaktinde eşsiz bir renk cümbüşüyle izleyenleri hayrete düşürür. Bu vakitlerde kızılın tüm tonları ovanın etrafındaki tepelerin yeşiliyle kaynaşmakta, gökyüzünün maviliğiyle uyum içinde birleşmektedir.

Sayıp Dökmeler: Bir işin türlü hâllerini, bir şeyin

bütün parçalarını zihne çarpacak şekilde art arda

sıralayıp söylemektir.

Örnek Az ötede yan yana sıralanmış domates, salatalık, marul, kavun, karpuz, incir gibi meyve - sebzelerin bulunduğu tezgâhlar…

Çoğullaştırma: Bir parçada sözün etkisini güçlendirmek amacıyla çokluk eki almış sözcüklerin art

arda veya aralıklarla kullanılmasıdır.

Örnek El yapımı oyuncaklar, eski kitaplar, plaklar,

halılar, kilimler, hediyelik eşyalar satan dükkânların

önünden geçiyoruz

I., II. ve III. Kişili Anlatımlar: Edebî metinlerde birinci kişili (ben, biz), ikinci kişili (sen) ve üçüncü kişili (o)

kişi zamirleriyle anlatımın gerçekleştirilmesidir.

BENDEN UYARMASI

O Anlatım Biçimleriyle ilgili sorularda alıntıya, deyimlere, sayısal ve nicel verilere yer verme, anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtma, konuşma havası içinde oluşturulma, olayları oluş

sırasına göre verme gibi ifadeler de vardır.

O Anlatım Biçimleri karma sorularında devrik, eksiltili cümleler, ikileme, pekiştirme, niteleyici

sözcükler, nitelendirmelere başvurma, özel adlar gibi dil bilgisi konularında yer alan kavramlar bulunmaktadır.

P:88

Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri

7 TÜRKÇE

FASİKÜL 3

Etkinlik - 1

Şu ünlü “genç şairlerimizden” sözüne oldum olası akıl

sır erdirememişimdir. Bu yolda saçını ağartmış, çok sayıda şiir kitabı yayımlamış, şiirseverler olarak neredeyse

yirmi yıldır adını işittiğimiz, dergilerde şiirlerini severek

okuduğumuz, ödüller kazanmış şairlerimizin kim bilir kaç

kez bu sıfatla anıldığını gördüm. Acaba bizim eleştirmenlerimiz, tanıtıcılarımız hangi haklı gerekçelerle bir türlü

kabullenemiyor kimi şairlerimizin büyümesini, kıdemliler arasına karışmasını? Yoksa onların yaşlarını, Dağlarcaların, İlhan Berklerin yaşları ile karşılaştırınca mı uygun görüyorlar bu “genç” sıfatını? Peki bu “yolun yarısını aşmış” şairlerimizi “genç” diye nitelendirecek olursak 16-17 yaşlarındaki şairlerimizi, şair adaylarımızı nasıl anacağız? “Gepegenç şair” diye mi, “stajyer şair” diye

mi?

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilen

yargılardan doğru olanların karşısına (D), yanlış olanların karşısına (Y) yazınız.

1. Çoğullaştırmalara yer verilmiştir.

2. Örnekten yararlanılmıştır.

3. Nitelendirmelere başvurulmuştur.

4. Tanık gösterme vardır.

5. Deyimler kullanılmıştır.

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

Toprağı sevdiren, üstünde hayat sürdürenlerdir ama ben

İstanbul’u kimsesiz de olsa yine severim. Toprak her yerde

topraktır. Hayatın kazanıldığı bir şehir de sonuçta ötekiler

gibidir. Karnın nerede doyarsa memleketin orasıdır. Bütün bunlar doğru olabilir. Ne var ki söz konusu İstanbul

olunca durum değişir. İstanbul’u, orada karnımı doyuramasam da severim. O toprağı; üstünde yalanla doğrunun

bir arada olduğu, iyi ve kötünün aynı tartıda tartıldığı zaman da severim.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilen

sözlerden doğru olanların karşısına (D), yanlış olanların karşısına (Y) yazınız.

1. Düşünceleri alıntılarla pekiştirme

2. Birinci kişili anlatıma yer verme

3. Mecazlı söyleyişe yer verme

4. Öznel düşüncelere başvurma

5. Karşıtlıklardan yararlanma

Etkinlik - 2

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

P:89

TÜRKÇE 8

Öğreten Test FASİKÜL 3

3. Bu kadim kentte aşağı yukarı yüz yılı aşkın süredir üretilen gül, kültürümüze, günlük yaşantımıza hatta isimlerimize kadar işlemiştir. Yıllık hemen hemen 11 bin ton

gül üretimiyle, dünya gül yağı ihtiyacının % 65’i buradan

karşılanmaktadır. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın da

en önemli gül üretim merkezi olan Isparta’da, üretim

26  bin dönümlük alanda gerçekleşmektedir.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) Açıklama yapılmıştır.

B) İkilemelere yer verilmiştir.

C) Nicel verilerden yararlanılmıştır.

D) Örneklerle düşünce pekiştirilmiştir.

E) Öznel ifadeler kullanılmıştır.

1. Gece bitiyor ve serin bir yaz şafağı söküyor usulca. Birazdan, güneş bir sihirbaz gibi yenileyecek koca şehri.

Güne yeniden başlamanın sevinci kaplayacak her yeri.

Yeni bir günün ilk ışıklarıyla canlanacak her şey. Önce

kuşlar yuvalarını terk edecek, ilk çocuk ağlayacak, ilk

pencere açılacak, bir fırının tezgâhına ilk ekmekler düşecek. Çarşılar yine taze ekmek kokusuyla başlayacak

güne. Sokaktan sesler geliyor ve taze ekmek kokusu sarıyorsa etrafı, her şeye rağmen hayat devam ediyordur.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) Günün belli bir anı betimlenmiştir.

B) Birden fazla duyudan yararlanılmıştır.

C) Tanık göstermeye başvurulmuştur.

D) Anlatıma duygular katılmıştır.

E) Benzetmeye başvurulmuştur.

2. Eski saatler zemberekliydi. Çalışması için kurulmaları gerekliydi. Genellikle ihtiyarlar tarafından kullanılırdı. Çocukluğumda dedemin de kullandığını hatırlıyorum. Bu

saatler, denize daldırılmış tekne çapası gibi, yelek cebine zincirle sallandırılırdı. Günün bir vaktinde saatin kaç

olduğunu öğrenmek için, zincirinden tutularak cepten

çıkarılır, varsa kapağı açılır, göz ucuyla bakıldıktan sonra

yerine konurdu. Bir günü yirmi dörde bölen bu saatlerden bir tane edinmek, zamanı saptamak bakımından kaçınılmazdı.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde

verilenlerden yararlanılmıştır?

A) Tanımlama, örneklendirme, betimleme

B) Açıklama, benzetme, öyküleme

C) Karşılaştırma, örnekleme, alıntı yapma

D) Açıklama, tanık gösterme, betimleme

E) Tanık gösterme, tartışma, öyküleme

4. Günümüzden 300 milyon yıl önce, jeologların “Karbonifer Çağı” dedikleri dönemde dünya, çok farklı bitki ve

hayvan türlerinin yaşadığı geniş bataklıklarla kaplıymış.

Bu canlılar, jeolojik dönemler sonucu toprağa gömülmüş

ve milyonlarca yıl içinde, yerin altında bugün kömür ve

petrol denilen maddelere dönüşmüş; bunlara mineral yakıtlar denmiştir. Bu maddelere, canlıların fosilleşmiş kalıntılarından oluştuğu için fosil yakıtlar da denir. 20 ve 21.

yüzyılda dünya çapındaki teknolojik gelişmelerle, fosil

yakıtlardan elde edilen enerjiye olan ihtiyaç artmıştır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Tanımlama B) Terimler C) Açıklama

D) Nesnellik E) Öneri

5. Eleştiri, yazınsal yapıtın gerçek yaşamdaki karşılığını yine

dil içerisinde bulmaya çalışır. Roland Barthes’ın yaklaşımıyla, eleştiri bir yapıtın gerçekliğini açığa çıkarmak değil, dil ve konu bütünlüğünün sağlanıp sağlanmadığını

saptamaktır. Yeni bir yapıtın kendi türündeki söyleyişine

uygun olup olmadığını bulmaktır. Yoksa eleştiri, sanatçının gerçeklere ne derece bağlı kaldığıyla ilgilenmez.

Bu parçanın anlatımında yazar, eleştiri ile ilgili düşüncesini inandırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?

A) Tanık göstermeye B) Betimlemeye

C) Karşılaştırmaya D) Benzetmeye

E) Öykülemeye

1-C 2-B 3-D 4-E 5-A

P:90

9 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 3

4. Yağmurun yağdığını ancak burnuma ve elime düşen birkaç damlacıktan ve kıvrımlı dallarını kımıltısızca yeredoğru sarkıtmış kayınların yapışkan yapraklarında bir

şeylerin hışırdamasından anladım. Çevreye yaydıkları

güçlü kokuya bakılırsa kayınlar saydam ve tertemiz yağmur taneciklerini büyük bir zevkle içlerine çekiyorlardı.

Kendimi eve daha çabuk atabilmek için arabadan inip

koşmaya başladım.

Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır?

A) İşitme B) Görme C) Dokunma

D) Koklama E) Tatma

3. Gece yarısı sis etrafı kaplıyor. Hızla gölgeleniyor ve derinleşiyor sokaklar. Biri tek başına yürüyor. Bir pelerin

gibi örtünmüş yalnızlığı. Yorgun, yıllardır yürümüşçesine

yorgun. Her solukta içine çekiyor gecenin sessizliğini.

Birbirine açılan, karanlık, ıssız sokaklarda yürüyor. Kararsız, kaygılı koyuyor bir adımı ötekinin önüne. Her an

düşecekmiş gibi zikzaklar çiziyor daracık yolda.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde

verilenlerden yararlanılmıştır?

A) Öyküleme – betimleme

B) Öyküleme – karşılaştırma

C) Betimleme – tartışma

D) Örneklendirme – öyküleme

E) Alıntı yapma – öyküleme

2. Mavi yengeçler, iki çifti beslenme ve savunma işlevine

sahip olan kıskaç şeklini almış 5 çift ayağa sahiptir. Kıskaçları izleyen üç çift ayak yürüme işini son çift ise yüzme

işlevini üstlenmiştir. Karapas ve kabuk genişliği, uzunluğunun 2-2,5 katı kadardır. Kabuk yapısı ön tarafa doğru

incelmektedir ve gözlere kadar kenarlarda sekiz adet

yan ışınlar bulunmaktadır. Gözler kısa bir sap üzerine

serbest hareket yeteneğine sahiptir. Kabuk yüzeyinde

renk yeşilden kahverengi tonlarına kadar değişiklik göstermektedir. Erkek bireylerin kıskaçlarının ucu genelde

maviyken dişilerde bu parça kırmızı renkli olmaktadır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Açıklama B) Sayısal veri

C) Karşılaştırma D) Niteleme

E) Tanımlama

5. Gezi, kişi ya da kişilerin yurt içi veya yurt dışında yaptığı

uzun ya da kısa süreli yolculuklardır. Bu geziler, insanın

bilgisini, görgüsünü deneyimini artırır. Geziye katılan kişilerin büyük bir bölümü, gittikleri yerlerde geçirdikleri

zamanı, gezilerini eşe dosta anlatırlar. Yalnız geziyi anlatan kişi bir yazar ise durum başkalaşır. Yazar; bakmasını, görmesini bilen, ne yaptığının bilincinde olan biri olduğundan gezilerini tıpkı bir öyküyü ya da romanı, bir

serüveni anlatır gibi anlatır. Anlattıklarıyla okuyanları kentten kente, memleketten memlekete sürükler.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi

yoktur?

A) Açıklama B) Yargı- gerekçe

C) Abartma D) Sessel yineleme

E) Tanımlama

6. Güneş tam tepemizdeyken sessiz sahilleri, büyüleyici

gün batımı ve tostuyla tanınmış Ayvalık’a ulaştık. Bu şirin yer, görünürde kederli bir ölüm sessizliğiyle, ama aynı

zamanda birçok uygarlıktan kalan binbir çeşit ses ve dokuyla ağırladı bizi. Ağır ağır ilerledik şehrin içine doğru.

Sıra sıra dizilmiş, yılların yorgun düşürdüğü ahşap evler

sıcacık merhabalarla selamladı hepimizi. Akşama doğru

güneşin batışını seyretmek için Şeytan Sofrası’na çıktık.

Gördüğümüz manzara karşısında büyülendik âdeta. Bu

masalsı zaman dilimini, ölümsüzleştirmek için kimimiz

kameramıza kimimiz fotoğraf makinemize sarıldık.

Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Yinelemelere yer verilmiştir.

B) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.

C) Öyküleyici anlatıma başvurulmuştur.

D) Betimleyici ögeler vardır.

E) İnsana özgü bir nitelik doğaya aktarılmıştır.

1-E 2-E 3-A 4-E 5-C 6-B

1. Bir şairin, bir yazarın asıl değeri herkesten başka olmasında, kimseye benzememesindedir, deniyor. Şair veya

yazar bana hiç benzemiyorsa ondan bana ne? Ben bir

sanat yapıtında kendi sevinçlerimi, kendi acılarımı görmeliyim ki ona ilgi gösterebileyim, onu anlayabileyim.

Yoksa o, bana büsbütün yabancı kalır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır

basmaktadır?

A) Açıklama B) Betimleme C) Öyküleme

D) Benzetme E) Tartışma

P:91

TÜRKÇE 10

Sınav Tadında FASİKÜL 3

1. Bugün olduğu gibi Antik Çağ’da da görkemli liman kentlerine kucak açan Menderes Deltası’nı keşfetmek üzere

İzmir’den yola çıkıyoruz. Selçuk’a uzanan 73 kilometrelik otoyol, Bozdağlar ile Aydın Dağlarının çevrelediği Küçük Menderes Nehri’nin kalbinden geçiyor. Yeni Güllübahçe’ye iki kilometre uzaklıktaki Turunçlar mevkisinde

bulunan Priene Antik Kenti ilk durağımız oluyor. Efes, Milet ve Klazomenai ile birlikte 12 İyon kentinden biri olan

Priene, sarp bir tepenin üzerine kurulmuş. İnşası 300 yıl

kadar süren kentte görülmeye değer yer çok: 6 bin 500

kişilik amfitiyatro, yivli dev gibi sütunlar …

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) Anlatıcı duygusal etkilenmesini yansıtmıştır.

B) Pekiştirmeli sözler kullanılmıştır.

C) Mecazlı söyleyişlere yer verilmiştir.

D) Karşılaştırma yapılmıştır.

E) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.

2. “Yaz gitti / pılısını pırtısını toplayıp / flamingo akşamlarından.” diye kanatlandırmıştım şiirimi solgun mavi denizin

buğusuna karıştırarak. Eylülle birlikte birden sessizleşiverdi ortalık. Şiirin ikinci dizesini “gürültüsünü patırtısını

toplayıp” olarak değiştirebileceğimi düşündüm de, “pılı

pırtı”nın “gürültü patırtı” ile örtüşebileceğini gördüm ve

sustum. Artık sabahları ekmek ve gazete almak için markete giderken üstünden geçtiğim küçük asma köprüde

durup baktığımda durgun derenin sazlı suyunda yüzen

pekin ördekleri yoktu. Kıyısında kafalarını uzatarak güneşlenen ve en ufak bir çıtırtıda şap diye suya atlayan

kurbağalar da sırra kadem basıp gitmişlerdi. Market dönüşü köprü başındaki tahta masaya gazetemi yayıp başlıkları okurken yanıma gelen ördeklere, sıcacık ekmeğin

yarısını ufak parçalar halinde koparıp atmayı çok özleyeceğim.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) Farklı duyularla algılanabilen ayrıntılar vardır.

B) Alıntı yapılmıştır.

C) Mecazlı söyleyişlere yer verilmiştir.

D) Öyküleyici bir yol izlenmiştir.

E) Okuyanı yönlendiren bir hava taşımaktadır.

4. Eski şehirlerimizin, doğal dokuyla tam bir uyum hâlinde,

mahalle mahalle büyüyüp geliştiği söylenebilir. Mahallelerin, genellikle fazlaca eğimli araziler üzerine kurulmuş olması, bu şehirlerin en önemli özelliklerinden biridir. Böylece her çeşit suya doğal akıntı imkânı verildiği

gibi, her evin ufkunun açık olması ve güneşten faydalanması sağlanmıştır. Bu, dikkatli bir seyyah olan İtalyan

yazarı Edmondo de Amicis’in de gözünden kaçmamıştır. Avrupa şehirlerinde gözün ve düşüncenin hemen her

zaman dar bir çerçeveye hapsedildiğini söyleyen yazar,

İstanbul’da ise gözün ve zihnin, her an sınırsız ve şirin

uzaklıklara bir yol bulabildiğini söyler.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde

verilenlerden yararlanılmıştır?

A) Açıklama - öyküleme

B) Açıklama - tanık gösterme

C) Tartışma - karşılaştırma

D) Öyküleme - karşılaştırma

E) Betimleme - örneklendirme

3. Yalova’ya ister denizden ister karadan gelin, yaklaştığınızda gözünüze ilkin dağlar, tepeler ve yeşillikler çarpar.

Samanlı Dağlarının kuzey eteklerinde denize doğru uzanan Yalova, yeşilin bütün tonlarına sahip. Teşvikiye beldesi ya da eskinin Zindan köyü, Yalova’nın en ünlü yaylalarının başlangıcına kurulmuş. Yalova’nın merkezine

22 km uzaklıkta ve daha batıda kalan Teşvikiye’den başlayan yayla yolu, yaklaşık on kilometre sonra en yukarıdaki Delmece’ye ulaşır. Yol Teşvikiye’den itibaren yukarı

doğru toprak zemin olarak devam eder. Civarda aynı

yere giden patikalardan birine sapmak size zamandan

bir kazanç sağlamasa da çok daha keyifli bir ortamda

yürüyüş yapmanıza olanak tanır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Betimleme B) Benzetme

C) Çoğullaştırma D) Karşılaştırma

E) Nicel sözcükler

1-B 2-E 3-B 4-B

P:92

11 TÜRKÇE

FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık

Paragraf

Bir duyguyu, düşünceyi, biçimsel yönden, anlam ve anlatım

özellikleri bakımından belirten veya tamamlayan cümleler topluluğuna paragraf denir.

Konu

Bir paragrafta (metinde, parçada) ele alınan düşünce, olay

veya durum, üzerinde konuşulan şey, bahis demektir.

Başlık

Paragrafın konusunun bir ya da birkaç sözcükle ifade edilmesi, özetlenmesidir.

Örnek

Çocukları, gençleri düş kurmaktan vazgeçirip yalnızca yaşanılan dünyanın gerçekleriyle sınırlamaya çalışmak yanlıştır. Çocuklar, gençler gerçeklere gözlerini kapatsın demiyorum ancak düş güçlerini kullanmazlarsa, düş kurmaya alışmazlarsa

gerçeği de, doğruları da sezemezler, göremezler. Hayalden,

düş gücünden yoksun bir us, işlevsiz kalır.

Yukarıdaki metinde “düş kurmaya alışmazlarsa- doğruları da

sezemezler- düş gücünden yoksun bir us, işlevsiz kalır” gibi

anahtar sözler belirlendiğinde “Düş dünyasının zenginleştirilmesi doğrulara ulaşmayı kolaylaştırır.” yargısının parçada anlatılmak istenen ana düşünce olduğu ortaya çıkar.

Örnek

İnsan, yaşadığı yörenin etkisiyle biçimleniyor. Saik Faik Burgaz’da yaşadı, Burgaz’ı yazdı. Yaşar Kemal Çukurova’da yaşadı, Çukurova’yı yazdı. Yazarın yaşadıkları tabii ki yazdıklarına

yansıyacak; yaşadığı kent de yansıyacak. Bakış açıları, konuyu işleme biçimleri farklı olabilir ama her yazarın yazdığında

yaşadığı kenti görebilirsiniz.

Yukarıdaki metinde “yaşadığı yörenin etkisiyle - yaşadığı kenti görebilirsiniz” gibi anahtar sözler belirlendiğinde “Bir yazarın yapıtları yaşadığı çevrenin izlerini taşır.” yargısının parçada anlatılmak istenen ana düşünce olduğu ortaya çıkar.

1 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

Günümüzde, hizmet sektöründen iş dünyasına, çocuk yetiştirmeden sanat üretimine kadar her alanda tatmine, sorunsuz biçimde varabilme yollarının arayışı içindeyiz. Everest’e tırmananlar, maraton koşanlar, yoğun ve disiplinli bir çalışmanın sonunda

alanlarında ustalaşanlar ise yolun sonunda hissettikleri mutluluk

kadar, yol boyunca yaşadıkları belirsizliklerden ve aştıkları engellerden de coşkuyla söz ederler. Belki de ilk bakışta çelişkili

gibi görünen bu durum, çoğu zaman gayet iyi giden bir işte veya

ilişkide, farkında olmadan pürüzler yaratmamızı açıklayabilir.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sonucu değerli kılan, süreç içindeki öngörülemeyen güçlüklerin üstesinden gelmektir.

B) İsteklere kolayca ve fazla emek harcamadan ulaşmak,

mutluluğun ön koşuludur.

C) Bilinç dışı dürtülerle, ortada sebep yokken sorun çıkarmak, başarıyı tetikler.

D) Sonuç kadar sürece odaklanarak engelleri aşmak da doyuma ulaşmada önemlidir.

E) Çeşitli düzeylerde güçlüklerle mücadele etmek, sorun

çözme gücünü artırır.

2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018

Günümüzde ebeveynler ne iş yaparlarsa yapsınlar sürekli bir

telaş içinde. Meşguliyetlerinden dolayı tahammülleri azalan

anne babalar, çocukları hata yaptığında onları sert bir şekilde

cezalandırıyorlar. Hâlbuki bu durumda önce hatanın nedenini

araştırmaları, ardından kendi davranışlarını kontrol ederek çocuklarıyla sakin bir şekilde konuşmaları gerekir. Aksi hâlde

çocuklara, hataya karşı öfkeyle tepki vermek dışında bir davranış kazandıramazlar.

Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çocuklar, anne babalarının olaylar karşısındaki tutumlarını örnek alırlar.

B) Çocuklukta edinilen davranışların kalıcı olmasında ailenin etkisi büyüktür.

C) Çalışan ebeveynler günlük koşuşturma içinde çocuklarına daha az vakit ayırmaktadır.

D) Çocukların yaptıkları hataların nedenini anlamak için kaynağına inmek gerekir.

E) Çalışan anne babalar sabırlı olma konusunda güçlük yaşamaktadırlar.

Çözüm

P:93

TÜRKÇE 12

FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık

5 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT

“İnsan kalbi, başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nispetinde açıktır.” der yazar. Peki, insan kendi tecrübelerine yani onlardan bir şeyler öğrenmeye ne kadar açıktır?

Kendinin farkında olduğu, kendisi üzerine düşünmeye katlandığı kadar...

Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi destekler niteliktedir?

A) İnsanı anlamak; kendini tanımak, duyumsamak ve yorumlamaktan geçer.

B) İnsan toplumla etkileşim kurduğu ölçüde kendine yönelik farkındalık geliştirir.

C) Tecrübeleriyle arasına mesafe koyan insan, yeni deneyimlere açık olur.

D) İnsanın başkalarıyla özdeşim kurması, aynı deneyime ortak olmasına bağlıdır.

E) Topluma duyarlı insan, başkalarının düşüncelerine göre

davranmaya meyillidir.

4 - ÖĞRETEN SORU

Sanatın amacı, kişinin düşüncesini, duyarlığını geliştirmek; ona,

dünyaya ve insanlara insanca bakma, sezme, kavrama gücü

kazandırmaktır. Sanat ürünlerine ilgi duymayan, hayali işlemeyen, başkalarının acılarına, dertlerine ortak olmayan bir bilim

adamı, bir yargıç, bir yönetici düşünelim; ne yararı olur bunların toplumlarına, insanlığa? İnsanın, insan sevgisiyle yoğrulmadığı toplumlarda bütün yönleriyle ilkellik egemen olmaz mı?

Yukarıdaki parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Sanat ve Düş Gücü B) Sanat ve İnsan

C) Sanat ve Yaratıcılık D) Sanatın Gelişimi

E) Sanatın Doğuşu

3 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

Zaman zaman susuzlukla karşı karşıya kalan büyük kentlerin

asıl sorunu su kaynağı sıkıntısı değil, eldeki suyun kalitesinin

düşmesidir. Diğer bir deyişle kentte sınırsız su kaynağı bulunsa da susuzluk yaşanabilir. Bunun en büyük nedeni ise kirlenmedir. İçme suyu kaynaklarının kirlilik derecesi belli bir düzeyi aştıktan sonra en gelişmiş arıtma tesisleri bile bu kaynakları temizlemede yetersiz kalır. Bu sebeple susuzluk sorununun çözümü için yeni su kaynaklarının aranmasından çok baraj havzalarının daha iyi korunması, atıkların ayrıştırılarak yeniden kullanılması, çöplerin kontrol tesislerinde toplanması

gibi uygulamalara gidilmesi gerekir.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A) Çöp ve atıkların dönüştürülmesindeki başarısızlığın su

kaynaklarını azalttığına

B) Baraj havzalarındaki yetersizliğin günümüz kentlerinin

öncelikli sorunu olduğuna

C) Su kaynaklarının kirlenmesinin arıtma tesislerindeki yetersizlikten kaynaklandığına

D) Temiz su kaynaklarındaki azalmanın atık kontrolü uygulamalarını önemli kıldığına

E) Doğal su kaynaklarındaki kirlenmenin alternatif kaynak

arayışlarını hızlandırdığına

AKLINDA OLSUN

Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi

Gerekenler 1

O Paragrafta (Parçada) önemli görülen ve özellikle tekrar edilen sözcüklerin altı çizilmeli.

AKLINDA OLSUN

Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi

Gerekenler 2

O Paragrafların ilk cümlesi ve son cümlesi üzerinde daha fazla durulmalı.

Çözüm

Çözüm

AKLINDA OLSUN

Paragrafta ana düşünce sorularında “parçada yakınılan durum, en uygun başlık, anlatılmak, vurgulanmak, asıl anlatılmak istenen düşünce, ilişkilendirilebilir, değinilmiştir, yargıların hangisine ulaşılabilir” şeklinde ifadeler de kullanılabilir.

P:94

13 TÜRKÇE

FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık

6 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Son yıllarda yapılan araştırmalar, bugüne kadar koleksiyonculuk veya hobi olarak tanımlanan davranışın istifleme bağımlılığı olarak adlandırılan bir tür hastalık olabileceğini gösteriyor. Yıllardır biriktirilen bir yığın eşyanın içinden hangilerinin

kalıp hangilerinin gideceğine karar verme anında kişiler, büyük ihtimalle hastalıklarıyla ilk kez yüzleşiyorlar. Küçücük ve

işine hiç yaramayan/yaramayacak bir şeyi bile gözden çıkarmak, istifçilerde derin travmatik üzüntüler yaratabiliyor.

Bu parçada istifleme bağımlılığıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?

A) Yakın bir geçmişte yapılan araştırmalarla tedavisi bulunmuş bir hastalık olduğuna

B) Kişinin, yakın çevresinin uyarılarını dikkate alarak bu bağımlılıktan kurtulabileceğine

C) Hastaların, eşyalara duydukları bağlılığı psikolojik bir rahatsızlık olarak kabul ettiklerine

D) Tedavi sürecinde, depresyona neden olabilecek müdahalelerden kaçınmak gerektiğine

E) Eşyalarından ayrılma durumuyla karşı karşıya kaldıklarında bağımlı kişilerin verdiği tepkiye

Çözüm

Çözüm

7 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018

Günümüzdeki moda endüstrisinin bedenlerimizin nasıl görünmesi gerektiğine dair dayattığı fikirler insanın doğallığını

ve sağlığını etkiliyor. Bedenlerimiz bir yandan nesneleştirilirken diğer yandan popüler kültürün dayatmalarından kaynaklanan biçimlere uymaya zorlanıyor. Beden ile kişisel yeterlik,

mutluluk ve sosyal kabul gibi olumlu değerlerle; yetersizlik,

dışlanma ve mutsuzluk gibi olumsuz değerler özdeşleştiriliyor. Bedenlerimiz suni biçimde yaratılan kaygılarla âdeta kontrol altına alınıyor. Sürekli ideal görünümden uzakta oldukları

korkusu aşılanan insanlar; diyet ve beslenme, kozmetik ve

estetik cerrahi sektörlerinin sunduğu olanaklara yönlendiriliyor. Böylece bedenin sağlığı ve doğallığı ikinci plana atılıyor,

öncelik görünüme veriliyor.

I. Şeyma’nın, iş çıkışlarında sağlık için düzenli olarak yürüyüş yapması

II. İrem’in, tehlikeli olduğunu bilmesine rağmen zayıflama

ilacı kullanması

III. Nusret’in, beğendiği sporcularla aynı marka ürünleri kullanmak istemesi

Yukarıda numaralanmış ifadelerden hangileri bu parçada

anlatılanlarla ilişkilendirilebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) I, II ve III

8 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

1815 yılının nisan ayında Endonezya’daki Tambora Yanardağı’nda büyük bir patlama oldu. Yanardağın yakınındaki yerleşim bölgeleri volkanik külle kaplandı, atmosfere milyonlarca ton

toz ve volkanik kül karıştı. Yanardağdan çıkan gazlar yoğunlaşarak aeorsol bulutları oluşturdu. Bu bulutlar yeryüzünün soğumasına neden oldu. Küresel sıcaklık düştü, iklimler geçici olarak değişti. 1816 yılında Kuzey Yarım Küre’nin büyük bölümünde

sıcak bir yaz mevsimi yaşanmadı. Avrupa ve Kuzey Amerika’da

soğuk havanın ekinleri tahrip etmesiyle başlayan kıtlık nedeniyle

salgın hastalıklar baş gösterdi. Yeryüzündeki etkileri zamanla

azalsa da patlama, edebiyat ve sanat dünyası üzerinde kalıcı izler bıraktı. Patlamanın edebiyat dünyasına kazandırdığı eserlerin başında ise Frankenstein adlı roman geliyordu. 1816 yazında

İngiliz yazar Mary Shelley, bu doğa olayı yüzünden günlerce

kapalı alanda yaşamak zorunda kaldı ve 1818’de yayımlanan

ünlü korku romanını işte bu günlerde kaleme aldı.

Tambora Yanardağı patlaması sonrasında Mary Shelley’nin

ünlü romanı Frankenstein’ı yazmasıyla aşağıdaki sözlerden hangisi ilişkilendirilebilir?

A) Dalgaların kıyıya sürüklediği çer çöp, ıssız adadaki kişi

için hazine değerindedir.

B) Rüzgârın uğultusu sadece kulübesinin korunaklı duvarları arasındaki kişiye güzel gelir.

C) Bir çöl bedevisi için kum fırtınası, gündelik hayatın küçük

cilvelerinden biridir.

D) Burada sel olup akan yağmurun hangi köydeki güle can

suyu olduğunu bilemezsin.

E) Yangının küle çevirdiklerini, ne kadar zaman geçerse geçsin yeniden yeşertemezsin. AKLINDA OLSUN

Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi

Gerekenler 3

O Parça cevaplanırken kişisel duygu ve düşünceler bir kenara bırakılıp paragrafta ele alınan düşüncelere yoğunlaşılmalı.

P:95

TÜRKÇE 14

FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık

10 - YENİ NESİL SORU / 2021 TYT

Aşağıdaki parçalardan hangisi “İyi bir yazar şüphesiz, insan psikolojisini çok iyi bilmeli, karakterlerini önce kendisi anlamalıdır.” düşüncesine uzak düşmektedir?

A) Ed Catmull’un Yaratıcılık’ına biyografimsi denmesinin sebebi, kendi çocukluğunu anlatıyor gibi görünse de aslında herkesin çocukluğundan bahsetmesidir. Karakterlerini o kadar içten tanıtıyor ki onlarla bir arada yaşıyor

gibi hissediyoruz.

B) Şanzelize Düğün Salonu adlı eserinde Tarık Tufan, bir karakterine isim vermeyerek onun hayatındaki bocalamalara dikkat çekmek istiyor. Okurlardan kendi içsel dünyalarına göre karaktere isim koymalarını bekliyor.

C) Olasılıksız ve Empati’nin yazarı Fawer, son kitabıyla da

başarıyı yakalamış görünüyor. Kahramanının zihnini ve

duygularını ters yüz ederek çıktığı maceranın masalsı bir

zeminden yükselmesi ağızda güzel bir tat bırakıyor.

D) Nobel ödüllü yazar Saramago’nun eseri Körlük, umutsuz

ama insana cesaret aşılayan romanlardan biri. Kitabın

başarısı, bir döneme bağlı kalmadan insanı hem tarihsel

derinlikte hem de kendi psikolojisinin diplerine inerek

analiz etmesinde yatıyor.

E) Nahid Sıtkı Örik’in Kıskanmak’la yakaladığı başarı, insan

ruhunun derinliklerinde gördüklerini gün yüzüne çıkarabilmesinde yatar. Çünkü yazar, kahramanını önce bağrına basmış, ondan sonra okurun karşısına çıkarmıştır.

9 - YENİ NESİL SORU / 2019 TYT

• Zaman zaman televizyonlarda toplu balina ölümlerine

ilişkin haberler, karaya vurmuş balina görüntüleriyle karşımıza çıkar. Araştırmalar bu ölümlere okyanusların endüstriyel ve kimyasal atıklarla kirletilmesi, suların bulanıklaşması ve yanlış avlanmalar gibi etkenlerin sebep olduğunu gösterir.

• Balinalar, okyanusta yüzerken kafalarının ön kısmından

gönderilen elektromanyetik dalgalarla yönlerini bulurlar.

Bu özelliklerinden hem bulanık sularda yüzerken hem

de göç ederken yararlanırlar. Ancak zaman zaman dünyanın manyetik alanının değişmesi ya da balinalardaki

yön bulma sisteminin hastalık sonucu bozulması nedeniyle yönlerini tayin etmekte sorun yaşarlar ve karaya

vururlar.

Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermektedirler.

B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamaktadırlar.

C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadırlar.

D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sunmaktadırlar.

E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenlerle

açıklamaktadırlar.

Çözüm BAŞKA YERDE YOK

İki parçadan oluşan yeni tip paragraf sorusunda

şunlara dikkat edilmelidir:

O Her iki parçada üzerinde durulan temel düşünce iyi belirlenmelidir.

O Belirlenen temel düşüncenin parçalardaki ele

alınış biçimi, değerlendirilme yöntemi ve yorum farkı doğru anlaşılmalıdır.

O Sorunun doğru cevabında seçeneklerin asıl

belirleyici olduğu unutulmamalıdır.

11 - YENİ NESİL SORU / MSÜ 2018

Temiz içme suyuna erişim, çoğumuz için baş edilmesi gereken sorunlardan biri değildir. Ancak dünyada yaklaşık 650

milyon insanın içme suyuna ulaşması ya çok zor ya da imkânsız. Bu olumsuzluğu konu edinen çalışmalardan birinde

sudaki bakterilerin %99,99’unu 20 dakika içinde öldürebilen,

pul büyüklüğünde bir cihaz geliştirildi. Bu durum yoksunluk

yaşanan bölgelere hızlı bir şekilde temiz içme suyu tedarik

edilmesinin önünü açtı.

Bu parçadaki altı çizili ifadenin gönderme yaptığı söz aşağıdakilerden hangisidir?

A) Suyun arındırılmasını sağlayan aracın geliştirilmesi

B) Su ihtiyacını karşılamadaki zorlukların saptanması

C) Temiz içme suyunun geniş kitlelere ulaştırılabilmesi

D) İçme suyunun oluşturduğu maliyetin düşürülmesi

E) İçilebilecek düzeyde suya erişimin kolaylaştırılması BAŞKA YERDE YOK

Yeni trend paragraf sorularında altı çizili sözün gönderme yaptığı ifadelerin ortaya çıkarılmasında, bütüncül bakış açısıyla paragraftaki ana düşüncenin

belirlenmesi doğru cevaba ulaşmayı sağlayan en

önemli etkendir.

P:96

15 TÜRKÇE

FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık

Çözüm

12 - ÖĞRETEN SORU / 2018 ÖRNEK TYT

Cümle yaradılmışa bir gözle bakmayan

Halka müderris ise hakikatde âsidir

Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil

Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil

Ben gelmedüm dâvi içün, benim işüm sevi içün

Dostun evi gönüllerdir, gönül yapmaya geldim

Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım

Sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz.

Yunus Emre’ye ait bu beyitlerde vurgulanmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanları sevmeye, onlara karşı yapıcı olmaya özen gösterilmelidir.

B) İnsanlar arasındaki yardımlaşma isteği kuvvetlendirilmelidir.

C) İnsanlar başkalarını eleştirirken kendi kusurlarını unutmamalıdır.

D) İnsanlar sorunların çözümünde ortak hareket etmeye

önem vermelidir.

E) İnsan ön yargılarla hareket edip başkalarını küçümsememelidir. AKLINDA OLSUN

Şiir metinlerinin kullanıldığı paragraf sorularında şiirin lirik ve didaktik özelliklerinin ayırt edilmesi, doğru

cevaba kolay ulaşmayı sağlayan önemli bir faktördür.

13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Yaşı ilerledikçe insan çocukluğunun bahçelerini nerede arar?

Belleğimiz bizi ninnilere, saklambaç oyunlarına, uçurtmaların

iplerine nasıl götürür? Nasıl canlanır çocukluktaki eski çarşılar, panayır yerleri, bayram sabahları? Bizi bir yerlerde bekler

mi buğday başakları arasına yuvasını yapan tarla kuşu? Yoksa

büyüdüğümüz için ödediğimiz bedel kaybetmek midir doğduğumuz evi, sokağı, köyü? Yitirdiysek eğer, nasıl yaşatmalı

onları anılardan çıkarıp?

Bu parçada

I. sitem,

II. hüzün,

III. özlem

duygularından hangileri belirgindir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II

D) I ve III E) II ve III

14 - YENİ NESİL SORU / 2021 TYT

Gazeteci: Denizin renginin mavi olduğunu söyleyen genç

dostunuza niçin şiir yazmayı bırakmasını salık verdiniz?

Şair: Deniz mavi olduğu için.

Gazeteci: Aynı sözleri söyleyen bir ressam olsaydı yanıtınız

yine aynı mı olacaktı?

Şair: Bir ressama denizin rengini sormazdım ki. Olsa olsa dalgaların sesini betimlemesini isterdim ondan.

Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?

A) Bir eserin sanatsal bir nitelik taşıdığını anlamanın en kolay

yolu, onun gerçekliği olduğu gibi yansıtabilmesinden geçer.

B) Bence sanatın amacı, sözcükler veya görsel tablolar aracılığıyla karşısındaki kişiyi duygusal bir ruh hâline taşıyabilmektir.

C) Sanatın işlevinin, ele aldığı gerçekliği bir başka düzleme

taşıyarak onu dönüştürebilmesinde saklı olduğunu düşünüyorum.

D) Sanatın; işlediği herhangi bir gerçeklik veya nesneyi, onları kuşatan sınırlar içinde resmedebildiği ölçüde başarılı

olacağına inanıyorum.

E) Şiir, resim veya sanatın diğer alanları, insani gerçeklik

karşısında bir ayna olmayı başarabilirse asıl hedefine

ulaşmış sayılır.

Çözüm

P:97

TÜRKÇE 16

FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık

Etkinlik - 2

Yazı, çoğu zaman içimizde taşıdığımız olağanüstü duygu ve düşüncelerin soluk ve eksik yansımasından başka bir şey değildir. Bu yansıma, karmaşık ve çok katmanlı bir bütünden kopup gelen parçacıklardır. Yazının meselesi, yazarın esinlendiği o

karmaşık ve çok katmanlı bütün, orada öylece durur. Ancak yazarın çaresizliği bu bütünden sadece bir parçayla yetinmek zorunda olmaktır.

Bu parçaya göre yazarın çaresizliğinin

 Coşkuyla yazıya döktüğü deneyimlerinin pek az kişi tarafından takdir görmesi

 Herkese hitap etmeyi başardığında bile yazdıklarının kalıcılıktan yoksun olması

 Yaşantı ve deneyimlerinin ancak sınırlı bir bölümünü yazdıklarına aktarabilmesi

 Yapıtın anlamının ve değerinin, kendisi kadar okurlarına da bağlı olması

 Anlatabileceklerini kısıtlayan sansür ve dış kontrol mekanizmalarının olması

ifadelerinden hangisinin olduğunu boş bırakılan yere yazınız.

(-------------------------------------------------------------------------)

Stephen Fears’ın 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe, Prens Charles’tan boşandıktan sonra tüm İngiliz aristokrasisine sırtını dönen

Prenses Diana’nın ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses Diana’nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinden

hemen sonra kraliyet ailesinde yaşananlar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle desteklenen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen

film, senaryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik İngiliz mizahı ile bu mizahla atbaşı

giden hüzün duygusunu her karesinde birleştirmeyi başarmıştır.

Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun eleştirilme nedeniyle ilgili olarak aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına (D), yanlış olanların karşısına (Y) yazınız.

1. Prenses Diana’nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer vermesi

2. Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler kullanması

3. Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla sunması

4. Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana’yı idolleştirmesi

5. İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı kalması

Etkinlik - 1

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

P:98

17 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 3

2. Bazı okurlar, insanların dertleri üstüne eğilmeyi insan

sevgisi ile bir tutuyor. Yazar, sanatçı ya da düşünür böyle

dertlerden, acılardan söz açmadı mı, o sanatçının veya

düşünürün hemen insan sevgisinden yoksun olduğu sonucuna varıyorlar. İnsanları sevmek, mutlaka onların dertlerini yapıtta açıkça anlatmayı gerektirmediği gibi, insanı

anlatmak isteğiyle kaleme sarılanların da bu sevgiden

payını almış olduğu söylenemez.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Kimi eleştirmenlerin, yazarları eleştirirken acımasız

davrandığı

B) Sanatçıları, yapıtlarında ele aldıkları konuya göre değerlendirmenin yanlış olduğu

C) İnsan sevgisinden yoksun sanatçıların da topluma

faydalı olabilecek eserler verebildiği

D) Gerçek yaşamı anlatmak için halkın içinde yaşamak

gerekmediği

E) Sanatçıların, insanları seven veya sevmeyen diye kategorize edilemeyeceği

1. Sanatçılar dış dünyada algıladıkları veya düşledikleri bir

gerçekliği, bir nesneyi, bir insanlık durumunu, bir melodiyi kendilerini içine katarak bir sanat yapıtına dönüştürme çabasındadırlar. Onlarda belki de farkında bile olmadıkları bir büyük güç vardır. Ortaya koydukları bir resim, bir müzik parçası, bir film, bir roman, bir öykü, bir

şiir veya bir fotoğraf bizi o ana kadar karşılaşmadığımız

bir dünyaya götürür. Sanatsal ürünlerle etkileşime girdikten sonra değiştiğimizi, olaylara farklı baktığımızı hissederiz. Okuduğunuz bir roman yaşama bakışımızı değiştirip bize yepyeni ufuklar açar.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?

A) Yapıtlarda değişmez insan tiplerine yer verildiğine

B) Sanatsal ürünlerin ve sanatçıların insanları etkileme

gücüne

C) Sanatçıların gerçek yaşamı eserlerine yansıttığına

D) Kitap okumanın kişiyi her yönden geliştireceğine

E) Yapıtlarda yararlılık düşüncesinin öncelendiğine

3. Gerçek şair, sıradan söylemlerden kaçınır. O, yazın dünyasında çok sürmeyen yenilikleri gözler, onları irdelemeye çalışır ama hiçbirini şiirinin temel ögesi yapmaz.

Birbirinden kopuk dizelerin ozanı değildir o; tamlığı,

uyumu sağlamış şiirlerdir onun yazdıkları. Şiir üzerine

çok düşünür, biçiminden içeriğine uzanan çizgide çok

emek harcar, şiir için.

Bu parçadan hareketle gerçek şairle ilgili olarak

I. Geçici yenilikler, şiirinin merkezinden uzaktır.

II. Şiir anlayışında bir bütünlük vardır.

III. Sürükleyici bir anlatıma sahiptir.

IV. Şiirleri, uzun bir uğraşının sonucudur.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I, II ve III E) I, II ve IV

4. Yetkin şairlerin Türkçenin imkânlarını iyi değerlendirdiğine, çok geniş bir şiir sanatı bilgisine sahip olduğuna

inanıyorum. Bundan dolayı 100-150 yıla baktığımız zaman, oluşturabildiğimiz en önemli değerin aslında şiir

olduğunu düşünüyorum. Örneğin ben size bir çırpıda 25

tane şahane usta şair sayabilirim. Siz bana 25 tane şahane mimar, iyi yönetmen ya da oyuncu sayamazsınız.

Ayrıca kalıcı bir değer taşıyan neler ortaya koyabildik ki

son 100-150 yılda? Şahane şehirler mi inşa ettik? Müthiş bir tiyatro sanatı mı icra ettik? Müthiş bir sinema endüstrimiz mi var? İşte bu yüzden şiirin, en kıymetli değerimiz olduğunu düşünüyorum.

Bu parçanın yazarının asıl anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ülkemizde şiir alanında başarılı bir çizginin yakalandığını

B) Türk edebiyatındaki yazınsal zenginliğin tam olarak

farkına varılamadığını

C) Her sanat dalının kendine ait bir gelişim içinde olması gerektiğini

D) Yazın dünyasının sorunlarını çözmede yetersiz kalındığını

E) Yazınsal çalışmaların okura ulaştırılmasında aksaklıklar yaşandığını

P:99

TÜRKÇE 18

Öğreten Test FASİKÜL 3

6. Yediden yetmişe herkesin ilgisini çeken internet ortamı

yüzyılın en önemli iletişim vasıtasıdır. O; insanoğlunun

işini kolaylaştıran, zamanı bereketlendiren ve hafızanın

yükünü hafifleten hatırı sayılır bir yardımcıdır. Artık, modern insanın eli, ayağı, gözü, kulağı olmuştur âdeta. Bütün üstün özelliklerine rağmen bu ortamın, bir vasıtadan

ibaret olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Daha az çalışmak, daha az yorulmak ve kendine daha çok zaman ayırmak için icat etmiştir insanoğlu onu. Başka şey için değil!

Bu parçadan bilgisayarla ilgili olarak

I. Sınırlı bir alanda insanın işini kolaylaştırdığı

II. Zamanı çok tüketen yanının olduğu

III. Aslında insan için amaç değil araç olduğu

ifadelerinden hangisine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

8. Anı yazma ustası sanatçının öykü kişileri hep bir yalnızlık ve sevgisizlik içindedir. Ölümün her adımda karşımıza

çıktığı öykülerdeki kişilerin ölümle bütünleşen yazgıları

ancak mutsuzlukla anlatılabilir gibidir. Sanki onlar mutlu

olsa yazar bu tabloyu çizemeyecektir. Bunda sanatçının içinden bir türlü atamadığı çocukluğunun büyük

payı vardır. Denebilir ki yaşlı insanların içinde karanlık

bir köşkte geçirilen çocukluk, yazarın peşini hiç bırakmamış; yazın yaşamı boyunca ölüm düşüncesiyle iç içe

yaşamasına sebep olmuştur.

Bu parçada söz edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Yazın yaşamının belli bir sürecinden sonra tekrara

düşmüştür.

B) Başından geçenleri, yapıtlarına olduğu gibi yansıtmaktan kaçınmıştır.

C) Okurun ilgisini çekmek için daha çok, yaşamın olumsuzluklarını öne çıkarmıştır.

D) Yaşamında etkisinde kaldığı dönemler, yazdıklarını

şekillendirmiştir.

E) Yapıtlarını yaşananlar üzerine temellendirmeyi, inandırıcılığın temel şartı olarak kabul etmiştir.

7. Günümüzde ebruya duyulan ilgi oldukça artmış bulunmaktadır. Hem ebruyla uğraşanların hem de duvarlarına

asmak için ebru almayı tercih edenlerin sayısı gözle görülür derecede artmıştır. Ebru yapmak ilk bakışta kolay

zannedilmesine rağmen, sonuca bakıldığında usta bir

elin gerekliliği hemen anlaşılmaktadır. Renklerin elde

edilmesinden, damlacıkların kâğıt üzerindeki ahengine

kadar birçok ayrıntı, ebru için çok önemlidir. Bu ince sanata günümüzde, birçok insanın ilgi duyduğu ve her geçen gün eğitimini alanların da çoğaldığı görülmektedir.

Bu parçada ebru sanatıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?

A) Yapılmasının kolay olmadığı

B) Ayrıntıların, yapımında önemli olduğu

C) Renklerin elde edilmesinin uzun süre aldığı

D) Toplumun belirli bir kesiminin ilgi gösterdiği

E) İlgi duyanların ve uğraşanların sayısının arttığı

1-B 2-B 3-E 4-A 5-C 6-C 7-E 8-D

5. Şairlerin, şiirlerinde en çok işledikleri yerler; kırsal alanlar, el değmemiş tabiat parçalarıdır. Sokakları, binaları,

kasabaları da anlattıkları olur onların. Ama şairlerin anlattığı bu ortamlara baktığımızda buraların doğayla bütünleştikleri, yapay bir yanlarının olmadığı anlaşılır. Yoksa

çarpık yapılı, on beş yirmi katlı apartmanların şiirin konusu olduğu görülmemiştir. Çünkü bu yeni mimarinin

şiire konu olacak bir yanı yoktur.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Çağdaş kentlerde şiir sevgisinin gelişmediği

B) Her şairin mutlaka doğa şiirleri yazdığı

C) Şairlerin, şiirlerinde doğal ortamları işlediği

D) Kalabalık yerlerin şiire konu olamayacağı

E) Şairlerin, düşüncelerini şiirleri aracılığıyla anlattığı

P:100

19 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 3

2. Yazınsal yaratılar, insanlığın yalın hallerinden, en derinlerdeki zaafları, tutkuları, iyi ve kötü durumlarından birtakım semboller aracılığıyla yepyeni gerçekliklere açılan

olağanüstü nitelikte ürünlerdir. Bir anlamda yazınsal yaratılar, insanın becerilerini ortaya çıkaran önemli anlatılardır. Bu yaratıların belli birtakım formatları, simgeleri ve

alegorileri vardır. Dünya üzerinde birçok yazınsal yaratının birbirine benzer motifler içermesi, aynı kaynaktan

beslendiğini doğrular niteliktedir.

Bu parçadan yazınsal yaratılarla ilgili olarak

I. İnsanın duygularını yansıtan yönü vardır.

II. Soyut kavramlar bazı simgelerle göz önünde canlandırılır.

III. Farklı odaklardan gelişerek evrensel özler içerir.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

1. Her ressamın yaşam tarzı birbirinden farklıdır. Ancak

çoğu ressamın hayatı, nasıl bir yol alacağını kestirerek

az çok öngördüğü bir çizgide, ırmağın yatağında akışı

gibi akar gider. Kimi ressamların ise benimki gibi biraz

daha farklı akar. Ben hayatımı ümitlerimle yeni bir biçime

sokmaya, onların peşinden gitmeye çalıştım; iyi ressam

olmayı, bunun getireceği mutluluğa ulaşmayı istedim.

Bu parçada ressamlarla ilgili anlatılan farklı iki yaşam biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sorumsuz bir yaşamı benimseme – Mutluluğu kendi

içinde arama

B) Beklentisine uygun bir yaşamı kabullenme – Yaşamını değiştirmeye, farklılaştırmaya çalışma

C) Yaşamdan beklentisi kalmama – Küçük mutluluklarla

yetinme

D) Değişik yaşamlara sıcak bakmama – Kendi yaşamını

başkalarınınkiyle karşılaştırma

E) Karamsarlıktan uzak olma – Bireysel mutlulukları önceleme

4. Sıradan, bilinçsiz ve eğitimsiz okurlar sanatçıyı tekdüze

derinliksiz yapıtlar vermeye iter. İyi eğitimli okurlarsa sanatçıyı tembellikten, sıradanlıktan kurtarıp daha dikkatli

ve yaratıcı olmaya yöneltir.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılan bakış

açısıyla örtüşmektedir?

A) Bizde okur kitlesi, Fransa’da olduğundan çok farklıdır; sanatçı ne söylerse söylesin sorgulamadan kabul eder.

B) Yazdığım ilk romanın satış rakamları yüksek çıkınca

bu romanın devamı olarak düşündüğüm yeni bir romana başladım.

C) Faucault Sarkacı’nı yazmaktaki amacım bilinçli bir

okur kitlesi oluşturmak ve sanatın düşünsel düzeyini

yükseltmekti.

D) Gerçek sanat yapıtı tıpkı Savaş ve Barış gibi her seviyede okura seslenecek bir içerik ve anlatımla oluşturulmalıdır.

E) Dikkatli okurlarımın uyarıları olmasa Kar’da yaptığım

yanlışa hep düşecek ve dil hatalarıyla dolu yapıtlar

oluşturmaya devam edecektim.

3. Gençlik dönemindeki kitap okumalar, nasıl okunacağını

iyi bilmediğimiz ya da hayat deneyiminden yoksun bulunduğumuz okumalardır. Pek bir değer taşımasa da bu

örnekler, üstesinden gelme yolları, karşılaştırma olanakları sağlayarak ilerideki deneyimlerimize biçim vermesi

açısından geliştirici de olabilir. Aynı kitapları, olgunluk

çağımızda yeniden okuduğumuz zaman, iç benliğimizin

bir bölümünü oluşturan okuduklarımızın bambaşka yönlerinin olduğunu keşfederiz. İşte bütün bu okumalar, hayatı çok farklı yaklaşımlarla anlamamıza yardımcı olur.

Bu parçadan kitap okumayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A) Eğitim çalışmalarına katkı sağladığına

B) Belli bir disiplin içinde yapılması gerektiğine

C) Bilinçli yapılması gereken bir etkinlik olduğuna

D) İnsanlara, küçük yaşlarda kazandırılması gereken bir

alışkanlık olduğuna

E) Yaşamı algılamada insana, bakış açısı zenginliği kazandırdığına

P:101

TÜRKÇE 20

Pratik Test FASİKÜL 3

7. Bir sözlüğün temel niteliği, eksiksiz ve kapsayıcı olmasıdır.Dillere her gün binlerce sözcüğün girdiği bir süreçte

bu gelişmeye ayak uydurmak kolay değildir. Sözlüğe

yeni sözcükler girerken kullanımdan düşen birçok sözcük de sözlükten çıkarılıyor. Örneğin çağdaş bir sözlükte

artık kullanımdan düşmüş “tepki”nin karşılığı “aksülamel” in, “yankı”nın karşılığı “aks-i sadâ”nın yer almaması,

bir eksiklik sayılmamalıdır. Kuşkusuz biri çıkıp “kullanımdan düşmüş sözcükler sözlüğü” yapabilir. Eskimiş de

olsa her sözcüğün düşünce tarihinde bir yerinin olduğu

yadsınamaz bir gerçektir. Ne var ki sözlükçünün işi, modern çizgide kalarak bu ince ayarı iyi yapmaktır. Gereksiz sözcüklerle şişirilmiş bir sözlük nasıl işe yaramazsa

eksikliği bulunan sözlük de gereksinimi karşılamaz.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sözcüklerin kullanımda kalması, dilin işlerliğine ve

sözcüklerin yapısal özelliklerine bağlıdır.

B) Sözlükler dildeki anlam karmaşasını giderecek bir

nitelikte çok yönlü bir yapıya sahip olmalıdır.

C) Sözlükler, eğitim ve öğretimde başvurulan temel kaynaklardan biri olarak dikkat çeker.

D) Bir sözlükte soyut ve somut kavram tanımlamalarının örneklerle pekiştirilmesi gerekir.

E) Bir sözlük oluşturulurken sözlüğün doyurucu ve güncel bir şekilde oluşturulmasına dikkat edilmelidir.

6. Deneyimli sanat metinleri uzmanı, edebî metin yazarlarını ikiye ayırır: Sırf ele aldığı konu için yazanlar ve sadece yazmak için yazanlar. Birinci tür, insanlarla paylaşmaya değer görülen düşüncelere ve yahut deneyimlere

sahiptir. İkinci türdekiler ise düşüncelerini eğip bükerek,

sözü uzattıkça uzatarak kendilerini ele verirler. Düşünceleri yerine sözcükleri satmak isterler. Okurun gözünü

boyarlar. Bunlar ayrıca kendi düşüncelerini söylemezler. Böyle söylerlerse eserlerinin muhtemelen çok basit

ve çocukça görüneceğinden korkarlar. Böylece kendisini gerçekte sahip olduğundan daha üstün göstermeye

çabalarlar.

Bu parçada söz edilen sanat metinleri uzmanının ikinci tür yazarları eleştirmesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çok ağır bir dil kullanmaları

B) Yapıtlarının anlatımına gereken önemi vermemeleri

C) Farklı düzeydeki okurlara seslenmede başarısız olmaları

D) Düşüncelerini söz oyunlarının arkasına saklamaları

E) Yapıtlarında belli bir düşünceye ağırlık vermeleri

8. Bizim şiirimizde ölçüden, uyaktan uzaklaşılması, sözüm

ona bir kolaylığa yol açmıştır. Oysa uyaksız, ölçüsüz şiir

yazmak; ölçülü, uyaklı şiir yazmaktan daha güçtür. Bu

bakımdan şiir yazmak kolaylaşmamış, zorlaşmıştır. Bu

zorluğu bilmeyenlerin, anlamayanların ne diye şiir yazmaya kalktıkları meraka değer. Güzel duygular, soylu

düşünceler bir insanı elbette yüceltir ama yalnızca bunlarla yola çıkmak bizi şiire ulaştırmaz.

Bu parçada yazar, şiirle ilgili olarak aşağıdakilerin

hangisinden yakınmaktadır?

A) Olması gereken değerin verilmemesinden

B) Yazmanın zor olmasından

C) Güzel duygular uyandırmamasından

D) Serbest tarzda yazmanın kolay sanılmasından

E) Lirik söyleyişin ön plana çıkmasından

1-B 2-D 3-E 4-E 5-A 6-D 7-E 8-D

5. Aslında her bir yazar, kendi yaşam aynasına bakarak

eserlerinin temellerini atar. Kim yaşadığını yazmamıştır,

hangi yazar kendisiyle ilgili bir şeyleri anlatmamıştır?

Kafka mı, Shakespeare mi, Hemingway mi, Tolstoy ya

da Gorki mi? Sayalım sayabildiğimiz kadar. Yazmanın

yolu, elbette yaşadıklarımızdan ipuçları derlemekten geçiyor.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Her yazarın yapıtı kendi yaşamından izler taşır.

B) En başarılı yazarlar yaşadığı dönemi anlatanlardır.

C) Yazarlar, yapıtlarında kendi iç dünyalarını anlatırlar.

D) Yazar, yaşadığı dönemin içinde, insanlarla birlikte olmalıdır.

E) Bütün yazarlar, yapıtlarında toplumsal sorunları konu

edinirler.

P:102

21 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 3

1. • Millî Edebiyat Dönemi’nde eser veren yazarların romanları üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Ancak bu

romanlarla aynı dönemde yazılan hikâye kitapları

pek ilgi görmemiştir.

• Pek çok okur, kıyıda köşede kalmış Kızılcık Dalları,

Akile Hanım Sokağı veya Hep O Şarkı gibi romanları

dahi bilmektedir. Tanrı Misafiri, Dağa Çıkan Kurt veya

Millî Savaş Hikâyeleri gibi başarılı hikâye kitaplarını

ise çok az duymuştur.

Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

söylenebilir?

A) Farklı anlayışların aslında birbirini desteklediğini göstermektedir.

B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamaktadır.

C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadır.

D) Aynı görüşü pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sunmaktadır.

E) Farklı biçemler kullansalar da konuyu benzer nedenlerle açıklamaktadır.

2. Bir eserin anlamı yazarın düşündüğü anlamla sınırlı mıdır yoksa okurun eserden çıkardığı anlamlar da olabilir

mi? Yakup Kadri’nin Yaban romanını yorumlayanlardan

bazıları eserin köylü aleyhtarı bir karakter taşıdığını, köylünün maddi ve manevî sefaletini bir entelektüel ağzından aşağıladığını söylemişlerdir. Bunun üzerine yazar

Yaban’ın ikinci baskısına yazdığı ön sözde böyle bir şeyi

asla kastetmediğini iddia etmektedir.

Bu parçada yazınsal yapıtlarla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gerçeklerin olduğu gibi ortaya konamadığı

B) Düşünceleri iletme aracı olarak kullanılamayacağı

C) Yazarının sanatsal amacından bağımsız olarak ele

alınması gerektiği

D) Okurlar üzerinde yönlendirici bir güce sahip olduğu

E) Farklı yorumlamalara açık bir niteliğinin olduğu

4. Bu parçadaki altı çizili ifadenin gönderme yaptığı söz

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir metinde öykü karakterlerinin eksiksiz anlatılamayacağı

B) Öykü karakterlerinde belirli bir kahramanın öne çıkarılamayacağı

C) Okurun, öykü karakterinin sonunu önemsemediği

D) Öyküde ayrıntılı bir betimlemenin yapılamayacağı

E) Her kesimden öykü karakterinin metinde olabileceği

3. Bu parçadan hareketle öykü karakterleriyle ilgili olarak

I. Yaşamdaki karşılıklarıyla benzer özellik taşır.

II. Öykücü tarafından yaşamının belli bir kesiti anlatılır.

III. Bütünüyle kurmaca niteliklerle oluşturulur.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

Öykü, gerçek yaşamda karşılığı bulunan karakterlerin

yazar tarafından seçilmiş hayat parçalarıyla sınırlandırıldığı bir türdür. Zaten bir karakter, öykünün birkaç sayfalık sınırları içinde tam anlamıyla canlandırılamaz. Metne

girdiği anda hiç tanımadığımız bir karakter, birkaç sayfa

sonra bitecek öykünün sınırları içinde ne kadar ayrıntılı

biçimde anlatılabilir? Öykünün bu özelliğindendir ki öykü

karakterlerinin hayatı bütünüyle yansıtılamaz ve bu durum okur tarafından çok da merak edilmez.

3. - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

P:103

TÜRKÇE 22

Sınav Tadında FASİKÜL 3

5. Sanatçı, sürekli kafa yoran, dünyanın ve eşyanın anlamını kurcalayan, sorgulayan biridir. Diğer insanlar, görünen birçok şeyi olduğu gibi, kendilerine sunulduğu

gibi kabul ederler ama sanatçı, sorgulayıcı bir gözle bakar olup bitene. O, bu yönüyle çocuğa benzer. Çocuklar da konuşmaya başladıklarından itibaren her şeyin

nedenini, niçinini sorarlar. Sanatçıda biraz da çocuk saflığı vardır; arı, katışıksız bir gözlemdir onunki. Onu farklı

yapan özelliklerden biri de budur belki.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Sanatçı, sorgulayıcı bir anlayışla yaşama bakarak

gözlemlerini anlatır.

B) Sıradan insanların fark edemediği ayrıntıları sanatçı,

sorgulayarak eserlerine yansıtır.

C) Sanatçı, düşüncelerindeki farklılık açısından başkalarından ayrılan özelliğe sahiptir.

D) Sanatçı yaşama bakışı yönüyle diğer insanlardan ayrılır.

E) Sanatçı, yaşamı olduğu gibi kabullenmediği için normal insanlardan farklılık gösterir.

6. Dil işine dil bilginlerinden başkası karışmasın, demek

doğaya karşı gelmek demektir. Dil, hepimizin malıdır.

Herkes konuşurken dil içgüdüsüyle zaman zaman yeni

sözcükler oluşturur. Bunlardan kimisi o denli uygun düşer ki kısa sürede yayılır, dilin genel sözcükleri arasına

girer. Böylece dil, söyleyeni bilinmeyen yeni sözcükler

kazanır. Dile bir sözcüğün mal olması, onu ortaya koyanın bilgin olmasına bağlı değildir.

Bu parçada dille ilgili olarak asıl anlatılmak istenen

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Uzmanların halka karşı yanlış bir tutum içinde oldukları

B) Toplumun her kesiminin katkısıyla oluşan ve sürekli

gelişen bir kavram olduğu

C) Doğal ve içten söyleyişlerin dilde kendisine zamanla

yer bulabileceği

D) Kimin tarafından söylendiği belli olmayan sözcüklerinin daha yaygın olduğu

E) Herkesin katkıda bulunmasının özgünlüğüne gölge

düşürdüğü

1-C 2-E 3-D 4-A 5-D 6-B 7-D 8-D

8. I. Blogların fonksiyonu

II. Sınırlı dağıtım alanı

III. Bilgiye hızlı ulaşım

IV. Farklı seviyelerdeki okurlar

V. Benzer içerikli yazılar

Yukarıda numaralanmış ifadelerden hangileri bu parçada anlatılanlarla ilişkilendirilebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I, II, III ve IV E) II, III, IV ve V

7. Bu parçadan aşağıda verilenlerden hangisi çıkarılabilir?

A) Edebiyat dergiciliği internet yayıncılığından olumlu

etkilenmiştir.

B) Edebiyat dergileri artık hiç okunmamaktadır.

C) Yazarların gelişimine edebiyat dergileri hiçbir katkı

sağlamamaktadır.

D) İnternet yayıncılığı yazarların bütün yazılarına ulaşma

konusunda kolaylıklar sağlamaktadır.

E) İnternet yayıncılığının geleceğiyle ilgili farklı öngörüler vardır.

Dergilerde bir yazarı bütünlüklü olarak görmek mümkün

olmuyor. Çünkü dergiler çok sınırlı bir alanda dağıtılıyor

ve bir ay sonra yürürlükten kalkıyor. Ama internet siteleri ve blogları her şeyi depoluyor ve her yerden kolayca

ulaşılabilecek bir imkân sunuyor. Okur belki dergiye bile

buradan ulaşıyor. Bilgi paylaşımı anlamında olağanüstü

bir imkân. Bloglar, siteler bir yazarı bütünlüklü olarak

görmek ve yaptıklarından haberdar olmak için önemli işlevler görüyor. Bir başka deyişle burada karşılıklı, iletişimli dinamik bir yapı var, yazılar birkaç dakika içinde

okunabiliyor, her kesimden, sosyal sınıftan insanlarla iletişim kurulabiliyor, tepki alınabiliyor. Yazar ve okur arasında sınır kalkıyor.

7. - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

P:104

23 TÜRKÇE

FASİKÜL 3 Paragrafta Yapı

Paragrafta Yapı

Paragrafta Yapı

Paragrafta cümleler, kendilerinden önceki ve sonraki cümlelere dil ve düşünce yönünden bağlıdır. Bundan dolayı parçanın bütününde bu anlam bağıntısının belirlenmesi, metnin anlaşılırlığı açısından çok önemlidir.

Paragraf Oluşturma

Karışık ve numaralanmış olarak verilen cümlelerden anlamlı

bir bütün oluşturmak için dil ve düşünce uyumunun yerindeliğine dikkat edilmelidir.

Örnek

I. Bu oluşumlardan biri de kumullardır ve bu kumullar çok

sayıda endemik bitkinin yaşam alanıdır.

II. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kıyı bölgelerde çok sayıda insan yaşaması kumulların zarar görmesine neden olmaktadır.

III. Ülkemizin coğrafi konumu, yaşanan farklı iklim tipleri, görülen farklı jeolojik yapılar ve oluşumlar; bitki, hayvan ve

mantar türleri için çok çeşitli yaşam ortamları oluşturur.

IV. Örneğin soyları tehlikede olan deniz kaplumbağalarının

ve çok sayıda su kuşunun yanında, çeşitli bitki türleri de

yaşamaktadır bu kumullarda.

V. Ayrıca kumullardaki kumun inşaatlarda kullanılması, aşırı

otlatma ve yangınlar gibi diğer insan kaynaklı etkenler de

kumul ekosistemlerini olumsuz yönde etkilemektedir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden anlamlı bir paragraf

oluşturmak için öncelikle genel anlam içeren giriş cümlesi belirlenmelidir. Buna göre “Ülkemizin coğrafi konumu, yaşanan

farklı iklim tipleri, görülen farklı jeolojik yapılar ve oluşumlar;

bitki, hayvan ve mantar türleri için çok çeşitli yaşam ortamları oluşturur.” yargısı giriş cümlesidir.

Sonra giriş cümlesiyle dil ve düşünce yönünden ilintili yargılar bulunmalıdır. Bu bağlamda sıralama şöyle yapılmalıdır:

 Bu oluşumlardan biri de kumullardır ve bu kumullar çok

sayıda endemik bitkinin yaşam alanıdır.

 Örneğin soyları tehlikede olan deniz kaplumbağalarının ve

çok sayıda su kuşunun yanında, çeşitli bitki türleri de yaşamaktadır bu kumullarda.

 Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kıyı bölgelerde çok sayıda insan yaşaması kumulların zarar görmesine neden olmaktadır.

 Ayrıca kumullardaki kumun inşaatlarda kullanılması, aşırı

otlatma ve yangınlar gibi diğer insan kaynaklı etkenler de

kumul ekosistemlerini olumsuz yönde etkilemektedir.

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

I. Evet, İzmit ve Bursa gibi büyük sanayi şehirlerini ve körfezdeki dev fabrikaları hatırlatan bir görüntü bu.

II. Sabaha karşı şehre girerken yolun solunda sis, duman

ve alevler içindeki Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın silo

şeklindeki dev bacaları hafızalarımızı yokluyor.

III. Gece yollara düşüyoruz, sabahın erken saatlerinde Safranbolu’dayız.

IV. Yolda birkaç dakika seyrettiğimiz bu devasa fabrikayı

geçtikten sonra Karabük şehir merkezine giriyoruz.

V. Yalnız Safranbolu’dan önce Karabük’ten kısaca bahsetmek istiyorum.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

I. Kehribar, bir ağacın milyonlarca yılda oluşan reçinesidir.

II. Sadece iki ülkede olduğunu bildiğimiz ve ileriki yıllarda

artık kalmayacağını düşündüğümüz bu malzemenin yurt

dışına çıkarılması yasak.

III. Bu pahalı reçinenin; sarılık, guatr ve stres başta olmak

üzere çoğu hastalığa ciddi faydası vardır.

IV. Bu nedenle doktorların guatr hastalarına kehribar kolyesi tavsiye ettiği bilinir.

V. Bu kadar uzun sürede oluştuğu için fiyatı oldukça yüksektir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün

oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer

değiştirmesi gerekir?

A) I ile III B) II ile III C) II ile IV

D) II ile V E) III ile IV

AKLINDA OLSUN

Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat

Edilmesi Gerekenler 1

O Paragrafta (Parçada) bir önceki cümlede geçen

sözcük ya da sözcük öbeği bir sonraki cümlede tekrar edildiğinden anahtar kelime veya kelime grupları çok iyi belirlenmelidir.

P:105

TÜRKÇE 24

FASİKÜL 3 Paragrafta Yapı

4 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

Sinema ve spor dendiğinde akla gelen başarılı filmler yok mudur? Olmaz olur mu! Zaman zaman usta yönetmenler bu konudaki klişeleri aşıp sporu filmlerine ustaca yerleştirmişlerdir.

Mesela Fabri’nin unutulmaz filmi Cehennemde İki Devre bunlardan biridir. Bu önemli film, savaş sırasında bir Alman toplama kampında, kamp yöneticileriyle tutsaklar arasındaki bir

futbol maçının, tutukluların kaçması için bir fırsata dönüştürülmesini ustaca anlatır. ----. Buna benzer şekilde unutamadığım diğer bir film de Hitchcock’un Trendeki Yabancılar’ı ve bu

filmin ünlü tenis sahnesidir.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre

aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Ama spor, yalnızca izleyiciyi kendine çekmek için futbolun geriliminden ve çalımından ibaret bir etkinlik değildir

B) Sinema izleyicisinden çok futbol meraklılarının ilgisini çeken bu tarz filmlerin popülerleşmesi doğaldır

C) Bu filmi izleyenler sadece bir filmin değil aynı zamanda

bir futbol maçının heyecanını içlerinde duyar

D) Film yorumcuları kadar spor eleştirmenlerinin de eleştirdiği film gerçekçilikten uzak bulunmuştur

E) Spor ve sinema ilişkileri üstüne bir yazı yazmak için aslında ikisinin de iyi bir izleyicisi olmak gerekiyor

3 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

----. Bütün yapıtlar kendilerinden önceki yapıtlarla yapılmış bir

konuşmanın izlerini taşır. Dostoyevski İnsancıklar’da Gogol’la

tartışır. Kafka, Dönüşüm’de Dostoyevski’nin elli yıl önce sorduğu soruyu, “İnsan mıyım, yoksa böcek mi?” sorusuyla cevaplar. Oğuz Atay romanlarını yaralı Don Kişotların, yeraltında

yaşayanların, hamam böcekleri ve metamorfozların yankılandığı bir vadide yazar.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Hiçbir yapıt boşluğa doğmaz, akan nehre sonradan eklenir

B) Hemen her anlatı çoktan kabul edilmiş doğruların üzerinde yükselir

C) Her yazar kendinden önce düğümlenmiş metinlerin ilmeğini çözer

D) Her yapıt, olay örgüsü açısından biricik olma idealiyle

yola çıkar

E) Edebî yapıtlar, yazarının iç hesaplaşmalarının yansıdığı

bir aynadır

Paragrafta Giriş Bölümü

Konunun ortaya konduğu, paragraftaki diğer bölümleri yönlendiren cümlelerdir.

Dil ve düşünce yönünden diğer cümlelerin bağlı olduğu cümledir.

Paragrafta Gelişme Bölümü

Konunun geliştirildiği, cümlelerin dil ve düşünce uyumu açısından giriş ve sonuç bölümlerine bağlı olduğu bölümdür.

Anlatım biçimlerine ve düşünceyi geliştirme yollarına bu bölümde yer verilir.

Paragrafta Sonuç Bölümü

Parçada veya metinde ana düşüncenin genellikle özet hâlinde

ortaya konduğu bölümdür.

Kendinden önceki cümlelerle dil ve düşünce yönünden uyumlu

olması, ulaşılmak istenen cevabı bulmada kolaylık sağlar.

AKLINDA OLSUN

Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat

Edilmesi Gerekenler 2

O Tümdengelim metoduyla kurulan paragraflarda giriş cümlesi hem ana düşünceyi hem konuyu; tümevarım metodunda ise giriş cümlesi özele ilişkin bir yargıyı içerir. AKLINDA OLSUN

Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat

Edilmesi Gerekenler 3

O Ana düşüncenin belirginleştiği gelişme bölümünde , giriş cümlesindeki konunun örneklerle açıklanması söz konusudur.

Aşağıdaki parçanın başına düşüncenin akışına göre getirilebilecek numaralanmış uygun cümleyi işaretleyiniz.

---- Bir sözcük tek başınayken ses ve anlam yönünden etkileyici özellikler taşımayabilir. Ancak aynı sözcük cümlede öteki sözcüklerle yan yana geldiği zaman etkileyici

nitelikler kazanır. Kısaca şunu demek istiyorum: Bir yapıtta anlatımın sağlamlığı, sözcüklerin seçimine ve bunların yerli yerinde kullanılmasına bağlıdır.

1. Bir yazıya başlarken akla ilk gelen sözcük en

uygun sözcüktür.

2. Dillerin söz dağarcığı birbirinden farklıdır.

3. Sözcüklerin gücünü kullanımları belirler.

4. Düşünceleri, gelişigüzel söylemekten kaçınmak

gerekir.

5. Süslü ve özentili anlatım iyi düşünememekten kaynaklanır.

Öğreten Etkinlik

AKLINDA OLSUN

Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat

Edilmesi Gerekenler 4

O Ana düşüncenin bir bakıma özetlendiği sonuç

bölümünde , bağlaçlarla başlayan cümleler genellikle sonuç cümlesi olmaya daha elverişlidir.

P:106

25 TÜRKÇE

FASİKÜL 3 Paragrafta Yapı

6 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

İnsanlar duygu ve akıl arasında tutturdukları dengeyle ayakta

kalır ve yaşam denen yolda ilerler. Bunlardan birinin, kontrolü

tamamen ele geçirmesi felaket getirebilir. Bu gerçek şöyle bir

benzetmeyle aktarılır: Bir at arabasındasınız ve arabanız, güçlü

iki at tarafından çekiliyor. Atlardan biri aklın, diğeri duygunun

temsilcisi. Bir at sizi sürekli yolun bir tarafına, öbürü de diğer

tarafına çekmeye çalışıyor. Sizin işiniz ----

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) güvenli bir şekilde ilerleyebilmek için dizginleri sıkıp ikisini de kontrol altında tutmaktır

B) bir tarafın sizi uçuruma yuvarlamaması için arabadan atlayacağınız anı iyi belirlemektir

C) bu iki atın fırsatlar sundukları kadar kötü bir son getirebileceğini de aklınızda tutmaktır

D) atların çekişmesinin ilerlemenize engel olduğunu görünce

güvenilir olan atı seçmektir

E) rasyonellik adına aklınızın buyruğuna girmek yerine sezgilerinize kulak vermektir

5 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Bir anaokulundaki çocukların ebeveynleri, bazen işleri nedeniyle çocuklarını okulun kapanma saatinden sonra almaya gider. Böyle zamanlarda okul personelinden bazıları çocuklarla

birlikte beklemek zorunda kalır. Bu durum birtakım sorunlara

yol açar. Yöneticiler de çözüm olarak geciken ebeveynlere bir

yaptırım uygulamaya karar verir. Ancak bir süre sonra ailelerin daha çok gecikmeye başladığı görülür. Çünkü aileler artık cezalarını çektikleri için kendilerini rahat hisseder. Diğer bir

deyişle ----.

I. daha önce yaşadıkları mahcubiyet duygusundan uzaklaşarak kendilerini haklı gördükleri bir konuma gelirler

II. okulda bekleyen çocukların aileleri davranışlarıyla cezalardan hoşnut olmadıklarını gösterirler

III. yöneticiler uyguladıkları yöntemle asıl cezayı ailelere değil, okul personeline verdiklerini fark ederler

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

Çözüm

7 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

(I) Batı etkisindeki çağdaş Türk şiiri eskiyi yok sayarak, eskiden gelen her şeyi silip atarak gelişmedi. (II) Kısa sürse de

eskiye karşı zorlu çıkışların yapıldığı, geçmişin küçümsendiği

dönemler olmadı değil. (III) Ama çağdaş şiirimiz, edebiyatımızın çok daha eski dönemlerinin güzel ürünlerinden, güçlü ustalarından zaman zaman etkilendi. (IV) Sanatçılar, divan edebiyatı ve halk edebiyatının kimi unsurlarını eserlerine bazen

örtülü olarak bazen de açıkça taşıdı. (V) Hatta bunların arasında çağdaşlıklarından hiçbir şey yitirmeden divan şiiri tarzında yazmayı deneyenler de oldu.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra

“Eski şiire özgü üslubun çağdaş şiirde kullanılıp kullanılamayacağı konusunda tartışmalara girdi.”

cümlesi getirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Paragrafa Cümle Ekleme

Soru kalıbında verilen öncül cümlenin dil, düşünce ve anlatım

yönünden parçanın ya da metnin bütünüyle uyumlu olması,

doğru cevabın netleştirilmesinde oldukça önemli bir etkendir. AKLINDA OLSUN

Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat

Edilmesi Gerekenler 5

O Paragrafa cümle ekleme sorularında öncül

cümlenin numaralanmış yerlere getirilmesinde

“hangisinden önce, hangisinden sonra, hangisine” ifadelerine dikkat edilmelidir.

AKLINDA OLSUN

Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi

Gerekenler 6

O Paragrafta düşüncenin akışını bozan soru tiplerinde parçanın anlam bütünlüğünü değiştiren,

dil ve anlatım yönünden uyumsuz yargı belirlenip sorunun doğru cevabına ulaşılabilir.

Paragrafta Düşüncenin Akışını Bozan Cümle

Numaralanmış cümleler biçiminde verilen parçada konu ya

da düşünce yönünden paragrafla uyumlu olmayan bir cümlenin varlığı söz konusudur.

P:107

TÜRKÇE 26

FASİKÜL 3

Çözüm

Çözüm

Çözüm

10 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

(I) Max Weber, meşhur Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu

adlı eserinde Protestan ahlak anlayışının kapitalizmin doğuşunda oynadığı rolü ortaya koymaya çalışmıştır. (II) Weber’in

iktisadi zihniyetle dinî inançlar arasında kurduğu bu ilişki hâlâ

ilgiyle takip edilmektedir.(III) Siyaset alanında Weber, çağdaş

siyaset biliminin temel konularından olan iktidar, egemenlik,

otorite ve meşruiyet gibi olgularla ilgilenmiş, bürokrasi ve siyaset arasındaki ilişkilere dikkat çekmiştir. (IV) Siyasal iktidarın meşruluğunun temellerini bir model çerçevesinde açıklamaya çalışmıştır. (V) Ona göre siyaset kişinin diğer kişiler üzerinde egemenlik kurmasıdır. (VI) Söz konusu egemenlik farklı

olabilmekte ve meşrulaştırılırken farklı argümanlara dayanabilmektedir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

8 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

(I) Geçmişten bugüne uçaklara yıldırımlar kadar türbülanslar

da ciddi hasarlar verir. (II) Uçaklar genellikle tırmanır veya alçalırken yıldırım çarpmasına maruz kalırlar. (III) Yıldırım ilk olarak uçağın burun veya kanat ucu gibi sivri bir kısmına temas

eder. (IV) Temasın gerçekleştiği noktada havadaki moleküllerin iyonlaşması nedeniyle oluşan bir parlama görülür. (V)

Ardından elektrik yüklü parçacıklar iletken dış yüzey boyunca

ilerler ve uçağın bütünlüğüne zarar vermeden kuyruk gibi bir

başka sivri kısmından gökyüzüne dağılır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

9 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

(I) Asya’dan gelen göç dalgaları zaman zaman Batı Avrupa ülkelerinde büyük direnişleri tetiklemiştir. (II) Bununla beraber

düşük doğum oranıyla başa çıkabilmek için Batı Avrupa, doğrudan göçmenlere ihtiyaç duymuştur. (III) Batı Avrupalıların iş,

kültür ve kimlik açısından tehdit altında olduklarına dair oluşan

kaygı, direnişlerin temelini oluşturur. (IV) Düşüncelerinde haklı

olsalar da göçün topluma kazandırdığı değerlerin altı çizilirse

bu kaygıların giderilmesi de kolaylaşır. (V) Göçmenleri ağırlayan toplumlar, çeşitliliği bir zenginlik olarak görmeye başladığında tehdit ve kaygının sadece toplumsal bir refleks olduğu

anlaşılır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

11 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

(I) John B. Watson tarafından, insan davranışlarını açıklamak

için davranışçılık kuramı geliştirildi. (II) Davranışçı psikolojiye

göre nesnel yöntemlerle gözlemlenemeyen zihinsel süreçlerin incelenmesinin bir anlamı yoktu. (III) Pavlov, Skinner gibi

bilim insanlarının Watson’ın görüşlerine katılmasıyla kuram

yaygınlık kazandı. (IV) Davranışçı psikoloji öğrenmeyi, uyarıcı

ve tepki arasındaki bağla açıklayarak psikanalitik görüşün belirttiği etkinin geçerli olmadığını ileri sürdü. (V) Uyarıcı olarak

nitelendirilen çevresel faktörler, kişilerde olumlu veya olumsuz davranışlara neden oluyordu. (VI) Olumsuz davranışlara

yol açan uyaranlar kaldırılarak olumlu davranışları oluşturanlar eklendiğinde bireyin kendini geliştirmesi bekleniyordu.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI AKLINDA OLSUN

Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi

Gerekenler 7

O Parçayı iki paragrafa bölen cümleyi bulma soru tiplerinde anlam bütünlüğünü değiştiren,

farklı bir konuya geçişi sağlayan durum belirlenip sorunun doğru cevabına ulaşılabilir.

Parçayı İki Paragrafa Bölen Cümleyi Bulma

Parçada numaralanmış cümleler biçiminde verilen soru tiplerinde konu ya da düşünce yönünden iki farklı durumun varlığı söz konusudur.

Paragrafta Yapı

P:108

27 TÜRKÇE

FASİKÜL 3

Çözüm

Çözüm

12 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

Bu, kültüre hangi açıdan yaklaştığımızla ilgilidir. Nitekim bu

alanda çalışan bilim insanlarının hemen hepsinin onu yeniden tarif etme çabası da bunu göstermektedir. Bununla beraber şimdiye kadar ortaya atılan bütün tarifler gözden geçirildiğinde hepsinde ortak olanı ve bu terimle ne kastedildiğini

anlamak kolaydır.

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak

söylenmiş olabilir?

A) Kültürel yozlaşmanın temelinde yatan sebepler nelerdir?

B) Kültürün farklı şekillerde tanımlanmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

C) Sizce kültür, toplumdan topluma değişen bir olgu mudur?

D) Bugün kültürler arasındaki farklılıklar nasıl açıklanabilir?

E) Toplumlar, son yıllardaki kültürel değişimlerden nasıl etkileniyor?

Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma

Parçada üzerinde durulan konunun tam olarak belirlenmesi

doğru cevap için öncelikli bir durumdur.

Bu belirlemeden sonra seçeneklerde verilen soru cümlelerinden parçayla dil ve düşünce yönünden uyumlu olan, doğru

cevaba ulaşmada önemli bir etkendir.

13 - YENİ NESİL SORU / 2019 TYT

Muhabir:

(I) ----

Yönetmen:

— Sinema gerçek hayattan alınmış formlarla uğraşıyor, onları

işliyor. Film yönetmeninin uğraşı, bana beyaz perdede yeni

bir hayatın doğmasıyla bağlantılı olarak yaratma eylemini hatırlatıyor. Sinemanın bu yönünü diğer sanat dallarına göre

daha olağanüstü buluyorum.

Muhabir:

(II) ----

Yönetmen:

— Aralarında bir bağlantı olduğu aşikâr çünkü filmlerimdeki

üç karakter hayatlarındaki dönüm noktalarında analiz ediliyor.

Kahramanların üçü de inançlarından vazgeçmiyor, kendilerine sadık kalıyorlar. Bu anlamda bu üç kahraman yani İvan,

Rublev ve Kris bir bütün oluşturuyor.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) I. Müzik ve resim çalışmalarınızı yarıda bırakıp sinemaya

yönelmeniz nasıl karşılandı?

II. Filmlerinizdeki üç oyuncunun benzer özelliklere sahip

olmasıyla neyi amaçladınız?

B) I. Sinemaya ilginiz ne zaman ve nasıl başladı, sinemanın yaşamınızdaki yeri nedir?

II. Filmlerinizde erkek karakterlerin psikolojisine ağırlık

vermenizin nedeni nedir?

C) I. Sinemanın sizin için ifade ettiği anlamı biraz açar mısınız?

II. Karakterlerinizi sinemaya aktarırken ilham aldığınız film

karakterleri var mı?

D) I. Sinemaya yönelerek film yapmaya başlama gerekçeniz neydi?

II. Filmlerinizin üç kahramanı arasındaki ilişkinin niteliği

hakkında neler söyleyebilirsiniz?

E) I. Filmlerinizdeki hikâyelerin gerçekçi olmasını neye bağlıyorsunuz?

II. İnsan yaşamının açmazlarını Ivan, Rublev ve Kris karakterleri üzerinden verme fikri nasıl ortaya çıktı? BAŞKA YERDE YOK

Diyalogda Uygun Cümleleri Bulma

O Yeni trend soru tiplerinden olan mülakat türü

metinlerde mülakat yapılan kişinin verdiği cevaplarda üzerinde durduğu konu ya da konular

iyice belirlenmelidir.

O Bu belirlemeden sonra seçeneklerde verilen soru cümlelerinden parçayla dil ve düşünce yönünden uyumlu olanı, doğru cevabı netleştirecektir.

Paragrafta Yapı

P:109

TÜRKÇE 28

FASİKÜL 3

14 - YENİ NESİL SORU / 2018 TYT

Gazeteci:

(I) ----

Uzman:

— Bütün enerji kaynaklarını hesaba kattığımızda enerji tüketiminin XIX. yüzyılın başından beri on kat arttığını görüyoruz.

Bunda dünya nüfusunun artmaya devam etmesinin yanı sıra

teknolojik ilerlemelerin de payı var. Ülkelerin farklı enerji kaynaklarını bir arada kullanmaya başladığını da söylemek lazım.

Gazeteci:

(II) ----

Uzman:

— Ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de petrol dünya genelinde tahtını bırakmış değil. Hatta II. Dünya Savaşı’nın sona

erdiği 1945 yılına göre yıllık tüketiminin dört katına çıktığını biliyoruz. Petrol tüm dünyada kullanılan enerjinin üçte birini sağlamayı sürdürüyor. Onu sırasıyla kömür, gaz, yenilenebilir

enerji kaynakları ve nükleer enerji izliyor.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) (I) Nüfus hareketliliğinin enerji gereksinimi ile ilişkisi nedir?

(II) Yenilenebilir enerji kullanımı hakkında ne söyleyebilirsiniz?

B) (I) Dünyadaki enerji kaynaklarının azalmasını nelere bağlıyorsunuz?

(II) Siz de petrolün birincil enerji kaynağı olduğunu mu

düşünüyorsunuz?

C) (I) Dünyada enerji tüketiminin nasıl bir seyir izlediğin düşünüyorsunuz?

(II) Gelecekte başlıca enerji kaynaklarının hangiler olacağını öngörüyorsunuz?

D) (I) Teknolojinin yanı sıra enerji tüketiminde sizce neler

etkili?

(II) Gelecekte petrole bağımlı olmaktan kurtulacak mıyız?

E) (I) Günümüzde üretilen enerji, tüketim ihtiyacını karşılayabiliyor mu?

(II) Günümüz insanı hangi enerji kaynaklarını kullanmayı

tercih ediyor?

15 - YENİ NESİL SORU / 2021 TYT

Aşağıdaki parçalardan hangisi “Bir insan, doğuştan yeteneği düşük olduğu bir alanda başarılı olabilir mi?” sorusuna

cevap vermektedir?

A) Zekâ, sahibini şımartan hoş bir aroma gibidir. Zekâsına

güvenerek çalışmaya gerek duymadan ömrünü geçiren

insanlar tanıyorum. Bu kişiler, kalıtsal özellikleri sayesinde

bir alanda başarılı olmakla yetinirken çok daha başarılı

olabilecekleri alanları gözden kaçırıyor.

B) Beynin kendini değiştirebilmesiyle ilgili çalışmalar, onun

bir alana yoğunlaştığında başarılı olmasını sağlayan beceriler kazanabildiğini gösteriyor. Sporcuların zamanla

kaslarını güçlendirmesi gibi beyin de yeni nöral bağlantılar kurarak kendini geliştirebiliyor.

C) Zekâ testleri aklın sihirli bir göstergesi olmaktan ziyade

belli bir tür testi çözme becerisini ölçen araçlardır. Testte

başarılı olan kişilerin yeteneklerinin yüksek olduğu değil,

sorulara cevap verme konusunda diğerlerinden daha iyi

eğitim aldığı söylenebilir.

D) Bireysel farklılıklar üzerine yapılan çalışmalar, daha önce

göz önüne alınmamış olguların araştırılmasına öncülük

ediyor. Hepimizin günlük hayatta “Babası ve annesi yetenekli, elbette yetenekli olacak çocuk!” demesi, bu araştırmalarla bilimsel olarak kanıtlanıyor.

E) Herkes kendi belleğini geliştirmeyi öğrenebilir ama her

şeyi hatırlar diye bir kural yok. İnsan beyni kendinden

beklenen davranışları yerine getirmeye odaklanır ama

tersi de olabilir. Örneğin hatırlamak istediği bir olayı unuturken unutmak istediklerini hatırlayabilir

Çözüm

Çözüm

Paragrafta Yapı

P:110

29 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 3

2. ---- Neredeyse deneme yazarı sayısınca hatta deneme

yazısı sayısınca deneme çeşidi var. Kalem oynatmalar

deneme, ruh durumlarına, yaşantılara ilişkin yazılar deneme,iri iri savları olmayan ama ağırbaşlı kuramlar geliştirmekten de geri durmayan düşünce ürünleri deneme.

Hatta kimi anlatılar, şiire göz kırpan, utangaçlığını üzerinden atamamış yazı parçacıkları da deneme.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Günümüzde okurun denemeye ilgisi oldukça artmış

durumda.

B) Eli kalem tutan hemen herkes deneme yazmaya kalkıyor.

C) Yazın alanında deneme, yazılması en kolay tür olarak görülüyor.

D) Denemenin konu alanı öylesine geniş ki...

E) Deneme, tanımsal olarak bir türlü netliğe kavuşturulamıyor.

1. I. Mutfağınızda bulunduracağınız birkaç besin ile bağışıklık sisteminizi koruyabilir, antibiyotik ilaçlar kullanmak yerine besinlerin doğal antibiyotik özelliklerinden yararlanabilirsiniz.

II. Bal, zencefil, zerdeçal, soğan, sarımsak, çörek otu

ve adaçayı bunlar arasında en önde gelenlerden.

III. Bu etkilerle gittikçe artan grip ve soğuk algınlığından

korunmanız, şikâyetlerinizi azaltmanız ve daha hızlı

iyileşmeniz aslında kolaylıkla mümkün.

IV. Peki, hemen yakınımızda bulunan o mucize bitki ve

yiyecekler neler?

V. Kış ayları havaların soğumasının yanı sıra kapalı

mekânlarda öksüren, hapşıran kişiler aracılığıyla yayılan hastalıklı virüsleri beraberinde getiriyor.

Yukarıda numaralandırılmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü cümle olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

3. Diğer okuma tekniklerine göre okuyucunun daha fazla

zaman, emek ve dikkat harcamasını gerektirir eleştirel

okuma. Bu okuma tekniğinde insanın okuma eylemi sırasında ve sonrasında zihinsel bakımdan daha etkin olması yani ----. Eleştirel okumada metnin bitmesiyle, aynı

zamanda anlatılanlara bir düşünce, bir etkinlik de katılmış olur. Bir başka deyişle eleştirel olmayan okuyucu,

yazıda anlatılanları genellikle tartışmasız doğru olarak

kabul eder ve bunları ezberlemeye çalışırken eleştirel

okuyucu yazıda ne anlatıldığına, bunların hangi düşüncelerle desteklendiğine dikkat eder, konunun nasıl betimlendiği ile de ilgilenir.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına

göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) hakkında çok şey bildiği yazarların yapıtlarını okumaya öncelik vermesi gerekir

B) okumaya tutkulu bir şekilde bağlanması söz konusudur

C) okurun, elindeki yapıtta anlatılanlardan çok yapıtın

anlatımına odaklanması beklenir

D) okumaya başlamadan önce kendisi için en rahat

okuma ortamına çekilmesi gerekir

E) okumanın sona ermesiyle bitmeyen bir araştırma ve

inceleme çabası söz konusudur

4. (I) Romandaki ünü Tarık Buğra’nın kimi yönlerini ya dauğraşlarını gölgelemiştir denebilir. (II) Fıkra yazarlığı, senaristliği,tiyatro yazarlığı ve eleştirmenliği gibi fazlaca bilinmeyen kalem uğraşları ve bunun sonucunda ortayakoyduğu ürünler az değildir. (III) Ama onu meşhur eden,

edebiyatımız içinde ona önemli bir konum kazandıranyönü, kuşkusuz romancılığıdır. (IV) Böyle olunca özellikle yazarlığının ilk döneminde emek verdiği, içlerindeiyi örnekler bulunan öyküleri, romanlarının gerisinde kalmıştır. (V) Bu olumsuz durum, onun öykülerinin geniş

kitlelerce okur bulmasını engelleyememiştir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden

sonra “İşte bu geniş yelpazede ortaya koyduğu ürünler,onun çok yönlü bir yazar olduğunun en iyi göstergesidir.” cümlesi getirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:111

TÜRKÇE 30

Öğreten Test FASİKÜL 3

6. Çocukken en sevdiğim şey patates kızartmasıydı. Annem kardeşlerimle kapışmayalım diye ayrı tabaklara ve

eşit olarak koymaya özen gösterirdi. Yine de her zaman

kapışırdık. Diğer tabakta olan -nedense- gözümüze daha

güzel görünüyordu. Oradaki patatesler daha kızarmış

ve daha çok geliyordu. Değiş tokuş ederken birbirimize

giriyorduk sonunda. Şimdi büyüdük. Fakat yetişkin olarak da aynı şekilde davranıyor ve bu yüzden hep mutsuz oluyoruz. ----

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Çünkü hayatın dikensiz bir gül bahçesi olduğunu düşünmeye alışmışız.

B) Hep başka yerlerde olan çimenlerin daha yeşil olduğu düşüncesiyle hareket ediyoruz.

C) Maddi yönden her şeye sahip olmanın insanı mutlu

edeceğini sanıyoruz.

D) Hayat merdiveninin eller cepte ve ıslık çalarak çıkılamayacağını kabul etmek istemiyoruz.

E) Hayat yolunda önümüze ovanın da dağın da çıkabileceği gerçeğinden korkuyoruz.

8. Bunun için her şeyden önce şiiri tablolaştırmak gerekiyor.Yani şiirdeki hayali başıboş bırakmamak, betimleyici

ögelerle desteklemek gerekiyor. Bu yapılmazsa şiir belleklerde yer etmez, kısa sürede okurun zihninden silinir

gider. Bunun yanı sıra dokunaklı bir ses uyumuda şiirin

olmazsa olmazlarındandır. İşte bunlara uymadıkları için

Alman şiirinde kaybeden şairler olmuştur. Örneğin Momberk, şiirlerinde hayallerini tablolaştırmayı ihmal etmiş

ve eriyip gitmiştir. Binlerce şiir yazmıştır ama ansiklopedilere ancak bir şiiri alınmıştır.

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık

olarak söylenmiş olabilir?

A) Bir şiirin yurt dışında ilgi görmesi için neler yapılmalıdır?

B) Batı şiirinin günümüzdeki konumu hakkında neler

düşünüyorsunuz?

C) Şiirlerin toplumun sorunlarına tercüman olması için

nasıl bir çalışma sergilenmelidir?

D) Şiirin kalıcı olmasını sağlamak için neler yapılmalıdır?

E) Şiirlerinizi okurlara beğendirmek için nelere dikkat

edersiniz?

7. (I) Bakmayın öykü ile romanın sıklıkla karşılaştırılmasına,“Öykücüler büyüyünce romancı olur.” söylentisinin

ağızlara sakız olmasına, romandan çok şiire yakındır

öykü. (II) Bu nedenle şairlerin öykü yazmasını yadırgamamak gerekir. (III) Söz konusu şair Tanpınar olunca bu

durum daha az şaşırtıcıdır çünkü onun şiirlerinde hikâye

hep vardır. (IV) Tanpınar öykülerinde İstanbul’un aydın

kesimlerini ele almıştır. (V) Bu kesimlerin yaşadığı zaman

dilimlerinden öyküler çıkarmak, klasik anlamda öyküden

farklı yazılar ortaya koymak Tanpınar’a ait bir özelliktir.

(VI) Zengin bir dile ve etkili bir anlatıma sahip olması da

onu çağındaki birçok sanatçıdan ayıran özelliklerdendir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

1-D 2-A 3-E 4-B 5-B 6-B 7-C 8-D

5. (I) Yetkin sanatçı, edebiyata şiirle başladı. (II) İlk şiirlerini“Seza” imzası ile “Şair” ve “Nedim” dergilerinde yayımladı.(III) O dönemde edebiyat alanında dergilerin

önemli bir yeri vardı. (IV) Yeni Mecmua’da, Milli Mecmua’da ve özellikle Dergâh dergisinde, şiirlerini Ali Mümtaz adıyla yayımladı. (V) Bu şiirlerde, konularını tabiattan

ve aşk duygularından alan şair, hece ölçüsünü kullandı.

(VI) Bunların yanında, şairin aruz ölçüsüyle yazılmış

şiirleri de vardır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

P:112

31 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 3

3. I. Bunun da ötesinde dünyanın her yerinde çok seviliyor ve büyük miktarlarda tüketiliyor.

II. Böylece domatesler süpermarket raflarına ulaştığında

ancak olgunlaşmış oluyor ve raf ömürleri uzuyor.

III. Ne var ki marketlerden aldığımız domatesler parlak

renkleri, düzgün şekilleriyle göze ne kadar hoş görünse de eski tatlarını kaybetmiş durumda.

IV. Güney Amerika kökenli olan domates bugün tüm

dünyaya yayılmış durumda.

V. Almanya’daki yapılan bir araştırma bunun nedenini

ortaya çıkarmış: Yetiştiriciler özel seçilmiş çeşitleri,

yaklaşık 70 yıldır tam olgunlaşmadan, açık yeşil renge

ulaştığında topluyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün

oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan

üçüncü olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1. (I) Okurları şaşırtmayı amaçlayan romanların sıra dışı bir

dünyası vardır, okuma eyleminin başından sonuna değin okuru etkisi altına alır. (II) Bu metinlerin bizde bıraktığı etki, kimi zaman bir tiyatro salonunda, kimi zamansa

yıllar sonra okuduğumuz bir başka romanda kendini

gösterir. (III) Ya da yaşamın kıyısında bir yerlerde, sanki

bir düş parçasıymış gibi gelip gelip zihnimizin önüne çekilir. (IV) Kimi film kareleri ya da romanlardaki sahneler

hiçbir zaman unutmayacağımız değerli ve etkili parçalardır. (V) Zihnimizi kurcalayan, doğası gereği sürekli küllerinden doğan bu bölümler, yaşama çok yakın duran

kurmacadan, gerçek hazzı aldığımız anlarda ortaya çıkar. (VI) Ve bu hazzın değeri ölçülemez; Arjantinli büyük

yazar Borges’in dediği gibi, “Haz almak için okunur kitaplar ve filmler bu amaç için izlenir.”

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

4. İlköğretimden itibaren okullarımızda ya da kurslarda İngilizceyi öğretmeye çalışsak da gerek öğrencilerin gerek insanların ortak problemi, “İngilizceyi biliyorum fakat

konuşamıyorum.” oluyor. Bu durum, İngilizceyi gramer

odaklı, tamamıyla matematiksel bir mantıkla öğrenmemizden kaynaklanıyor. “Turist bana did’le bir soru sordu,

o zaman geçmiş zamanda cevap vereceğim.” derken

yapacağımız tatlı sohbetin tadını kaçırıyor, sorulan sorulara rahatça cevap veremiyoruz. Bunun yanında eğitim

sistemimiz sözlüden çok yazılı ağırlıklı sınavlara dayalı

olduğu için de işin did’iyle, are’ıyla uğraşıp duruyoruz.

Yabancı dil eğitiminde önemli olan, ----.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) uzun süren çalışmalar sonucunda öğrendiklerimizin

unutulmamasını sağlamaktır

B) gramer kurallarına uymak değil, dili yaşayarak öğrenmeye çalışmaktır

C) dili yurt dışında yabancılarla doğrudan iletişim kuracak seviyeye getirebilmektir

D) bu eğitimi alanında uzman olan kişilerin vermesidir

E) daha kaliteli hazırlanmış yayınları kullanmaktır

2. ----. Hâlbuki sanat, bu ayrılmış adaları buluşturmak, o

adaların yapaylığını göstermek için çok önemli bir alan.

Görünürdeki ayrımlarımız ne kadar büyük olursa olsun,

aslında özümüz o kadar aynı ki. Sevgi arayışımız, hüsranlarımız, beklentilerimiz... Tabii ki herkesin kendi geçmişinden, çocukluğundan, yaşam tecrübesinden getirdiği izler de olacak. Dolayısıyla birbirimize tıpatıp benzemek zorunda değiliz hiçbir zaman. Tek tip bir formayı

herkese giydirmek gibi, bu şekilde bir aynılaştırma da

bana çok ürkütücü geliyor.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Köklü bir tarihsel geçmişe sahip olmak bir zenginliktir aslında

B) Düşünce tarihimizde yapılan yanlışlıkları görebilmek

için edebî yapıtlara bakmak yeterlidir

C) Genel olarak toplum manzaralarını anlatmak amacıyla yapıtlarımı kaleme alıyorum

D) Biz Türkiye’de kendimizi ve başkalarını birçok kategoriye bölüyoruz çoğu zaman

E) İnsanların ruh dünyasında farklı dönemlerde farklı

duygular etkili olmuştur

P:113

TÜRKÇE 32

Pratik Test FASİKÜL 3

8. Çizgi roman okumayı severim ama edebiyat klasikleri

çizgi roman hâline getirildiğinde bunlar ilgimi çekmedi.

Okumayan kalmasın şeklinde bir sloganın kullanıldığı bu

yapıtlarda romanlar; roman dilinden, üslubundan, tasvir

sanatından koparılarak sadece birkaç sayfada özetlenebilecek bir öyküye indirgenmiş oldu. Bu durum belki hız

çağına uygun ama okuma zevkini geliştirmek, o yazarları ve romanlarını tanımak, kavramak için bence geçerli

bir anlayış değil.

Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?

A) Çizgi romanların edebiyat klasiklerinden daha çok

okunduğu doğru mu sizce?

B) Okurların nitelikli yapıtlara gereken önemi vermemesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

C) Çizgi roman yazanların sanatsal birikimlerinin yetersiz olması edebiyatımıza zarar veriyor mu?

D) Çizgi romanın yaşam gerçeklerini çarpıtarak anlatması okurları nasıl etkiliyor?

E) Klasik romanların çizgi romana uyarlanmasını nasıl

karşılıyorsunuz?

6. Toplum ve insan gerçeği belli kalıplar içinde dondurulamaz. Alabildiğine geniş bir nitelik taşır gerçeklik. Bu yüzden insan ve toplum gerçeğini yansıtmak isteyen sanatçıların tümü, aynı giysiyi giydirmez yapıtlarına. Çünkü ----.

Sözgelimi kimi sanatçılar için toplumsal sorunları saptama ve bunları çözecek yolları gösterme gerçekçilik sayılırken kimi sanatçılar için de kişilerin bunalımlarını ve

ruhsal çatışmalarını göstermek gerçekçilik sayılmaktadır.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına

göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) her sanatçı, anlattığını bire bir yaşantıya dayandırmak zorunda değildir

B) sanatçıların anlattıklarında, yaşadıkları çevrenin

önemli bir etkisi vardır

C) yazarlar için gerçeğin kaynağı, kendi yaşantı ve deneyimleridir

D) gerçeğe yüklenen anlam ve gerçekliğin biçimi kişiden kişiye değişir

E) gerçekçi olduğunu iddia eden bütün sanat yapıtlarında gerçek dışı ögeler mutlaka yer alır

7. (I) Kimi zaman yazınsal yapıtları bir kez okumakla yetinmeyip yeniden okuruz. (II) Elbette bu okumalar şiir için

doğaldır ama öyküler ve romanlar kolay kolay ikinci kez

okunmaz. (III) Yeniden okunan yazarın sevincini anlayabiliyor musunuz, bir yazar için bundan daha büyük ödül

düşünülebilir mi? (IV) Hele de söz konusu roman ya da

öykü popülerse yeniden okunması pek düşünülemez;

anlatılan hikâyeyi herkes anlıyorsa, niçin yeniden okunsun ki? (V) Oysa Faulkner’ın Ses ve Öfke’sini ya da Vüs’at

O. Bener’in Buzul Çağının Virüsü’nü çeşitli zamanlarda

yeniden yeniden okuyan her okur, önceki okumalarda

göremediği ayrıntıları görmenin yazınsal hazzını yaşayabilir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1-C 2-D 3-C 4-B 5-C 6-D 7-C 8-E

5. (I) Stendhal’ın Kırmızı ve Kara’sı, 1830’lu yılların kroniği

sayılabilir belki ama her şeyden önce Julien Sorel’i anlatır. (II) Julien Sorel’i bizim bildiğimiz Julien yapan belki

de toplumdur ama Kırmızı ve Kara’da bizim için her şeyden önce Julien Sorel vardır. (III) Önce bir insan olarak

onu, sonra içinden çıktığı toplumu görürüz. (IV) Çünkü

o toplumu meydana getiren, besleyen, geliştiren insanlar ölmüştür, o toplumun inançları bugün değişmiştir. (V)

Yeni düşünceler, yeni inançlar doğmuştur fakat Julien

Sorel bütün canlılığıyla yaşamaktadır, yaşayacaktır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden

sonra “Aslında kahramanın karakterini oluşturan toplumun eğilimleri, inançları, değerleri, sıkıntıları bugün hiçbir şey ifade etmez.” cümlesi getirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:114

33 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 3

1. Çağımız teknoloji çağı olsa bile diğer uluslarla boy ölçüşmek isteyen uluslar için dil, teknolojiden daha önemlidir. Çünkü dili güçlü olmayan uluslar, ortaya koyduğu

hiçbir şeyi diğer uluslarla paylaşamaz. Bu, sadece teknoloji için geçerli değildir. Uygarlık dünyasında söz sahibi olan, uygarlık merdiveninde yukarı çıkan uluslara

şöyle bir bakarsanız ----.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) bunların dillerinin ortak bir yapıya sahip olduğunu

anlarsınız

B) hangi coğrafyada olursa olsun hepsinin dillerinin

zengin olduğunu görürsünüz

C) gelişmiş bir sanat ortamına sahip olduklarına tanık

olursunuz

D) gençlerin eğitimine çok önem verdiğini görürsünüz

E) bu ulusların, dil eğitiminde teknolojik olanakları bolca

kullandığını görürsünüz

2. I. Dolayısıyla uzmanlık kütüphanesi kurma amacı güdenlerin kitaplığında az sayıda kitap bulunabilir ama

derinlemesine yapıtları çoğunluktadır.

II. Hâliyle “gizli gizli eksilme” gibi bir talihi olmaz böyle

kitaplıkların.

III. Zaman zaman haberlere konu olurlar, tek bir konu

üzerine binlerce kitabı barındıran kütüphaneler bir

üniversiteye bağışlanmıştır veya müzayedede yüksek meblağlara alıcı bulmuştur.

IV. Onların en büyük şansı, o kitaplarla herkesin ilgilenmemesi, özel ilgi duyanlar haricinde kimsenin okumasıdır.

V. Kendi mesleklerine, uzmanlık alanlarına ait kitaplarla

kütüphane kuranların kütüphaneleri dar bir alanın

seçkin içeriğini oluşturur.

Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün

oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan

dördüncü olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. ----. Çünkü gençlik, hayatın sonraki devreleri için bir hazırlanma çağından başka bir şey değildir. Fidanken iyi

bakılmış, suyu verilmiş, hastalıklardan korunmuş, aşılanmış, budanmış bir ağaç en güzel meyveleri vermeye de

hazırlanmış demektir. Ancak gençliği umursamazlıklar

içinde geçmiş bir insan birçok bakımdan eksik kalmıştır. Ne yazık ki insan, bu eksiklikleri gençliğin dinamik,

güçlü çağı geçtikten sonra fark ediyor.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Gençler, yaşlılara her konuda yardımcı olmalı, onların deneyimlerinden yararlanmalıdır

B) Gençler, enerjilerini sınırlayamazsa kendilerine ve

çevrelerine zarar verebilir

C) Kitap okumak gibi birçok yararlı alışkanlık, ne yazık

ki gençlik döneminde ilgi görmüyor

D) Yaşlılığın önemini kavramak için insanlar, yaşadıklarından ders almalıdır

E) İnsan, gençlikte yaşadığı her anı, en iyi biçimde değerlendirmek zorundadır

3. Yıllar önce fark ettim ki aklımdan her gün binlerce düşünce geçiyor ve onların içinden faydalı olanları yakalamak için hiçbir şey yapmıyorum. ----. Beynimde akan düşünce ırmaklarının üzerine, akıl barajları kuracaktım. O

tarihten sonra geçen yıllar içinde, düzenli olarak düşüncelerimi not aldım. Hobi olarak başlayan şey, kariyere

ve yaşam biçimine dönüştü. İsterim ki herkes bir yandan gündelik hayatını sürdürürken bir yandan da gün

içinde aklına gelen güzel fikir, cümle veya tespitleri böyle

bir çalışmayla unutulmaz kılmaya çalışsın.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına

göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Bir gün bu düşünceleri bir şekilde değerlendirmeye

karar verdim

B) Yaşantımı faydalı etkinliklerle donatmak benim renkli

bir kişiliğe sahip olmamı sağladı

C) Sahip olduğum mesleğin bana uygun olmadığını düşünüyorum zaman zaman

D) Üniversite yıllarımda yaşadığım güzellikleri kolay kolay unutamıyorum

E) Yaşamımı anlamlandıracak bazı yardım çalışmaları

yapmak beni mutlu kılıyor

P:115

TÜRKÇE 34

Sınav Tadında FASİKÜL 3

6. (I) Dünyanın her yerinde düşünce ve sanat adamları yazılarıyla dile değer kazandırır. (II) Bunu dile yenilikler getirmekten çok, dilin imkânlarını çoğaltmak, gücünü artırmak yoluyla yaparlar. (III) Onlar yeni sözcükler kullanmaz,

var olan sözcüklerin anlamlarını ve kullanımlarını değiştirir, derinleştirir, onlara alışılmamış yepyeni tatlar kazandırırlar. (IV) Bazıları, herkesin kullandığı sözcükleri kullanmayı küçümsüyor; az kullanılan ya da yepyeni sözcüklerin peşine düşüyor. (V) Böyle olunca da ortaya bir sürü

tuhaf, soğuk, anlamsız, yapmacık söyleyişler çıkıyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden

sonra “Zamanımızın yazarlarına bakınca bu işin herkesin harcı olmadığı anlaşılıyor.” cümlesi getirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. Gazeteci:

(I) ----

Yazar:

– Dokunmak adlı öykü kitabım çıktıktan sonra bazı öyküleri tekrar okuduğumda sanki romana doğru giden bir

hâl sezmiştim. Görüşlerine değer verdiğim bazı dostlarım da aynı düşüncedeydi. O zamandan bu yana o öykülerdeki bazı temalar kafamdan hiç çıkmadı ve sonunda

kendimi romanın başına oturmuş buldum.

Gazeteci:

(II) ----

Yazar:

– Belki de kafamda ancak bir romanın yapısına yerleştirilebilecek temalar zaten hazır olduğundan, çok çekici

buldum. O temaları bir romana götürmenin çok yerinde

olduğu sonucuna vardım. Yazarken çok rahat olmam

belki de işin çekiciliğini artırdı.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden

hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) I. Öyküden romana geçme konusunda ne düşünüyorsunuz?

II. Öykü temalarından yola çıkılarak roman yazılabilir mi?

B) I. Öykü ile romanı karşılaştırırsanız ne söylersiniz?

II. Roman niçin size daha çekici geldi?

C) I. Deneme, öykü, şiir derken şimdi de bir romanla

okurun karşısına çıktınız, niçin?

II. Roman yazmayı nasıl buldunuz?

D) I. Bazı öykülerinizle romanınız arasında paralellikler

var mı?

II. Yapıtlarınızın bunca yıldan sonra ilgi görmesini nasıl değerlendirdiniz?

E) I. Roman yazmak, öykü yazmaktan daha mı zor?

II. Okurun yapıtlarınıza ilgisini nasıl buldunuz?

1-B 2-B 3-A 4-E 5-C 6-C 7-C 8-C

8. (I) İnternet’te bireyler hakkında yayımlanan bilgilerin kim

tarafından ortaya atıldığı kesin bir şekilde belirlenemiyor.

(II) Bilgi ve verilerin hangisinin doğru, hangisinin yanlış

olduğunu ayırt edebilecek, denetleyebilecek bir otorite

yok. (III) Kişiler hakkında ortaya konan bu bilgilerin yayılmadan bir yerde tutulması mümkün değil ve kişilerin

bilgilerini saklama hakkı olduğu da önemsenmiyor. (IV)

İnternet, bilgilerin günden güne arttığı büyük bir yapıdır

ve bu yapının bir kütüphane gibi organize edilmesi gerekiyor. (V) Bu, kendisiyle ilgili yanlış bilgiler verilen kişilerin bu bilgileri düzeltme ve bu bilgilerin doğrusunu

sunma şansını ortadan kaldırıyor. (VI) Ayrıca önlemler,

evrensel nitelikte değil, kişinin hakkı kendi ülkesinde korunsa bile kişi dünyada yine zor durumda kalabiliyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) VI B) II C) IV D) V E) I

7. (I) Bir enstrüman düşünün, farklı çalma teknikleri kullanıldığında çıkan seslerin çeşitliliği bir orkestrayı andırıyor neredeyse. (II) Sesi duyulduğunda “Acaba kaç enstrüman çalıyor?” diye düşünenler oluyor. (III) İşte Asya’dan Avrupa’ya geniş bir coğrafyaya yayılan bağlama,

bu denli zengin bir ses yelpazesine sahiptir. (IV) Âşıklar,

ozanlar ve ustalar bağlamaya sürekli kendilerinden bir

şeyler kattı, kimi yeni bir çalma tekniği geliştirdi, kimi akort

düzeniyle oynadı. (V) Yapılan değişim günümüze kadar

genelde usta-çırak ilişkisiyle taşındı. (VI) Kentleşme süreciyle birlikte yeni gelişen tekniklerse hocalar ve üstatlar tarafından kaleme alınarak gelecek nesillere aktarıldı.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

P:116

35 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 3

1. (I) Bir zamanlar postacılar, faturadan daha çok mektup

taşırdı. (II) Tuşlarla değil, kalemle yazılan, yazan kişinin

el yazısını hatta kokusunu taşıyan mektuplar, günümüzde

iyice azaldı. (III) İnternet ve cep telefonları, belki daha

hızlı, daha pratik iletişim araçları olarak hayatımızda yerini aldı ama hiçbiri mektupların sahip olduğu o duygu

veya yaşanmışlık dolu izleri taşımıyor okuruna. (IV) Başka

bir insanın iç dünyasını, en samimi ve yalın hâliyle mektuplarda bulduğumuz için bize çok çekici gelir mektuplar. (V) Bir de o kişiler, yapıtlarıyla veya yaşantılarıyla hayatımızda yer almışlarsa ayrı bir yeri vardır yazdıkları

mektupların. (VI) İç dünyalarının en gizli yönlerini, o kişilerin içten mektuplarında tüm yönleriyle görürüz.

Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

3. I. Kapağının biçiminden, arka kapak yazısının yazımından, sunumundan, içteki düzenden ve okuduğunuz

her satırdaki seyirden bunu anlarsınız.

II. Evet, kitap bir yazara aittir; sözcükler, kurulan cümleler, düşünceler, ifadeler…

III. Sonuçta, editörlük sistemini kurumsallaştıran yayınevi ötekilerin bir adım önüne geçer.

IV. Ama editör etkisi bir biçimde o kitapta kendini gösterir.

V. Bir okur olarak elinize aldığınız kitap, her zaman, iyi

bir editörün elinden geçip geçmediğini fark ettirir.

Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün

oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi son cümle olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. Sözcükler kimi zaman uymaz kurallara. Siz, “ille de şu

anlama gelecek sözcük” diye tutturursunuz ama o sözcük karşı koyar buna, bir başka anlam edinir kendisine.

Hem de sizin istediğinizden çok farklı bir anlam.Gün gelir sözcük bu yeni anlamıyla girer sözlüklere.“Uçak” sözcüğü böyle bir sözcüktür. “Yatak”sözcüğüne benzetilerek yapılmıştır. “Tayyare meydanı”nın tek sözcüklük karşılığı olsun istenmiştir. “Tayyare”ye de “uçku” denmiştir. Gel gör ki “uçku” tutunamamış,yitip gitmiş, “uçak” da

tayyarenin karşılığı olmuştur.Dolayısıyla ----.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) sözcükleri belli kalıplara göre anlamlandırmak mümkün değildir

B) sözcüklerin anlam zenginliğini sanatçıların kullanımları belirler

C) sanatçılar yapıtlarını, sözcüklerin kullanımlarını göz

önünde tutarak oluşturmalıdır.

D) sözlük hazırlarken sözcüklerin bütün anlamlarını ve

kullanımlarını dikkate almak gerekir

E) sözcüklerin kazandığı yeni anlamlar dile renklilik katar

2. ---- Örneğin birisini, yıllar önce beş liraya muhtaç bir gününüzde dayanamayıp cebinizdeki son kuruşu vererek

almış olabilirsiniz. Ötekini, kenar semtlerden birinde bir

eski kitap satıcısının izbe dükkânında, genziniz yana

yana tozlar arasında bulup doyumsuz bir hazla okumuş

olabilirsiniz. Bir başkasını üniversite yıllarında bir arkadaşınızdan ödünç alıp içinde karşılaştığınız hayatlardan

kopamadığınız için geri vermemiş olabilirsiniz.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Okuduğumuz kitaplarda anlatılanlar bazen bizim hayatımızdan alınmış bir sahne gibidir.

B) Bir kitaptan alacağımız edebî tat, onu her okuyuşta

artarak devam etmelidir.

C) Her kitabın sahibinde ayrı bir hatırası, farklı farklı çağrışımları vardır.

D) Kitaplar her okurda farklı birtakım etkileşimler oluşturur.

E) Kitap seçerken daha dikkatli hareket etmeli, iyi kitabın ölçüsü nedir, bilmeliyiz.

P:117

TÜRKÇE 36

Sınav Tadında FASİKÜL 3

7. (I) İstanbul Boğazı, yaklaşık otuz kilometre uzunluğunda,

stratejik, kıvrımı bol, dar bir su yolu olarak tanımlanabilir.

(II) Boğaz’ı biraz daha ayrıntılı anlatmak isteyenler, onun

deniz taşımacılığındaki öneminden, kıyıları boyunca sıralanmış çay bahçeleri ve lokantalarında çok güzel keyif yapıldığından bahsedebilir. (III) Ancak çok azımız Boğaz’ı

anlatırken onun yeri geldiğinde bir yaşam yolu, yeri geldiğindeyse yaşamın önünde ekolojik bir engel olduğundan söz ederiz. (IV) Boğaz’ın Akdeniz ve Karadeniz arasında deniz canlılarının gidiş gelişlerini düzenleyen bir

ekogeçit olduğundan söz edenlerin sayısıysa iki elin parmaklarını geçmez. (V) Oysa İstanbul Boğazı’nın her mevsim akınlarla bir balık cennetine dönmesini sağlayan, onun

bir yaşam yolu olma özelliğidir. (VI) İstanbul Boğazı, Karadeniz’de kıyıdaş olan Bulgaristan, Gürcistan, Romanya,

Rusya ve Ukrayna için Akdeniz’e ulaşmanın tek yoludur.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

5. Günümüzde çok iyi kitaplar yazıldığı gibi roman adını taşımayı hak etmeyen pek çok metin de yayımlanmakta.

Kim reklamını çok yaptırabilirse onun kitabı çok satıyor.

Günümüzün ana özelliklerinden biri bu, her şeyin ticarileşmesi.Değişen dünyanın dayattığı bir olumsuzluk.Buradaki tehlike, niteliksizlik furyasında nitelikli yapıtların

gözlerden kaçabilme olasılığıdır. Eleştirmen olmadığım

hâlde değerli yapıtların gözlerden ırak kalmalarına ya da

öyle olmasa bile değerli yanlarıyla tanıtılmayıp yüzeysel

değinmelerle geçiştirilmelerine gönlüm elvermediği için

eleştiri yazıları kaleme alıyorum.

Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?

A) Günümüzde nitelikli yapıtların yayımlanmadığı görüşüne katılıyor musunuz?

B) Okurların daha çok niteliksiz kitaplara yönelmesi sizi

kaygılandırıyor mu?

C) Yazdığınız yazılarda ya da yapıtlarınızda ticari bir

amaç gütmediğinizi söyleyebilir miyiz?

D) Eleştiriye yönelmenizde yazın dünyasındaki gelişmelerin etkisinin olduğunu söyleyebilir miyiz?

E) Günümüz yazın ortamının eskiye oranla değer yitirdiği görüşüne katılıyor musunuz?

6. I. Sakın beğenmediklerinizi silmeye kalkmayın, aksine

her gün çektiğiniz fotoğrafları gün gün ya da hafta

hafta klasörleyin.

II. Onlara baktığınız zaman gelişme kaydettiğinizi somut olarak göreceksiniz ve bu da size büyük moral

kaynağı olacaktır.

III. Amatör bir meraklı olarak fotoğrafa başlayınca gözünüzün gördüğü her şeyi çekme çabası içerisine

gireceksiniz ve büyük olasılıkla bunların çoğunu beğenmeyeceksiniz.

IV. Öncelikle, fotoğraflarınızı arşivledikten bir süre sonra

bile onları beğenmemeye devam ediyor olma ihtimaliniz var.

V. Bunun size birkaç faydası olacaktır.

Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında “İşte tam bu düşünceler içindeyken dönüp o fotoğraflarınızı inceleyin.” cümlesi numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra gelmelidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1-C 2-C 3-C 4-A 5-D 6-D 7-E 8-B

8. Okuyucularımın benden bilgi almak amacıyla gönderdikleri mesajların neredeyse hepsinde aynen geçen bir

cümle var: “Bu konuda internette araştırma yaptım ama

bulamadım.” Açık söyleyeyim, internet son zamanların

en yararlı buluşlarından biridir ama en zararlılarının başında da yine o gelir. Bilgiyi her yere yaymaktadır fakat

---- Elbette burada yayınlanan bütün bilgilerin yanlış olduğu anlaşılmamalı. İnternette bilginin doğrusu da tabii

ki vardır ama bu bilgi akademik çalışmalara kaynaklık

etmeye yetecek seviyede değil, sadece genel kültür verecek niteliktedir. Verilen yanlış bilgiler ise doğrulardan

her zaman daha çok ne yazık ki.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına

göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) bilgiye kolayca ulaşılabilmesi yönüyle insanları aydınlatmada eşsiz bir kaynak olma özelliğini her zaman sürdürecektir.

B) bunlar yanlışlarla dolu olduğundan okurlar da yanlış yönlendirilmektedir.

C) verdiği bilgilerin işe yarar olup olmadığı zaman içinde

belli olacaktır.

D) insanların derinlemesine düşünmesine fırsat vermediği için onları tembelliğe alıştırmaktadır.

E) insanlar internette buldukları bilgileri kısa sürede

unutmakta ve bilgiler kalıcı olamamaktadır.

P:118

37 TÜRKÇE

FASİKÜL 3 Paragrafta Yardımcı Düşünce

Paragrafta Yardımcı Düşünce

 Paragraf, ana düşünceyi açıklayan birden çok yargıdan

oluşur.

 Bu yargılar, paragraftaki temel düşünceyi açıklar ve destekler.

 Temel düşünceyi açıklayan ve destekleyen ifadelere yardımcı düşünce denir.

1 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

Bazı kavramlar, uzun süre sözlüklere ve akademik metinlere

hapsedildikten sonra sebebi bilinmeksizin birdenbire, halkın

diline düşme; basında, televizyonda, hatta hükûmet demeçlerinde zikredilme talihini veya talihsizliğini yaşar. Fena hâlde

felsefe kokan ve Yunancadaki köküyle akla Aristoteles’i getiren etik kelimesi, bugün tam da bu şekilde sahnenin ortasına

yerleşmiş durumda. Yunancada bilgece bir eylem yolu arayışına karşılık gelen etik, felsefenin ayrılmaz bir parçasıdır. Descartes’la -yani özne sorununun merkezî önem taşıdığı modern

dönem felsefesiyle- birlikte etik, ahlakla veya pratik akılla az

çok eş anlamlı hâle gelmiştir. Etik, böylece ister bireysel ister

kolektif olsun, bir öznenin veya özne grubunun eylemlerini ve

bunların sonuçlarını evrensel yasaların terazisinde ölçen, yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık anlam enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfırla şişmiş bir kavrama dönüşmüştür. O kadar çok şey için kullanılıyor ki hemen hiçbir şey ifade etmiyor.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Descartes sonrası modern dönemde etik, toplum yerine bireyi sorgulamak için kullanılan bir sisteme dönüşmüştür.

B) Modern dönemde etik, öznenin yaptıklarını ilke ve yasaların ışığında değerlendiren ahlak felsefesiyle ve pratik

akılla özdeşleşmiştir.

C) Aristoteles’in felsefesinde sözünü ettiği etik ile bugün yaygın olarak kullanılan etik sözcüğü farklı anlamlar taşır.

D) Medyada, gündelik hayatta ve politikada etik kavramına

gösterilen ilgi, kavramın iletişimsel değerini olumsuz etkilemiştir.

E) Sonradan popülerlik kazanan kimi kavramlarda olduğu

gibi etik kavramının da günümüzde kazandığı yaygınlığın nedeni belirsizdir.

AKLINDA OLSUN

Yardımcı düşüncelerle ilgili soru tiplerinde “değinilmemiştir, söylenemez, yanlıştır, ulaşılamaz, beklenmez, değildir, çıkarılamaz...” gibi olumsuz ifadeler yer alır.

ÖRNEK BAŞKA YERDE YOK

Paragraf sorularını çözerken paragrafla özdeşim

kurulması, çok önemli bir durumdur.

“Bu paragrafı ben yazdım, şu düşünceyi anlatmak

istiyorum, bu görüşü vurgulamak istiyorum.” yaklaşımı özellikle yardımcı düşünceyle ilgili sorularda

doğru cevaba ulaşmada etkili bir yöntemdir.

E

D

C

B

D

B

C

E

Öykü; romana göre, dar alanlara sıkıştırılmış, sanatsal bir araçtır. Öyküdeki kısalık anlam yoğunluğunu ve doku zenginliğini beraberinde getirmektedir. Yazar, bu yoğunluğu az sayıda kişiye sağlamaya çalışır. Buna rağmen öyküdeki kişiler, kimi

zaman kendileriyle veya çevresindeki bireylerle çelişkiye düşer. Bu çelişkiler yumağının ulaştığı nokta

öykü, okurun hiç beklemediği bir biçimde sona erer.

Bu parçada öykü ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) İşlenen konuların gerçek yaşamdan alındığına

B) Kahraman kadrosunun dar olduğuna

C) Kahramanların, tutarsız davranışlar sergilediği

D) Az sözle çok şey anlatılan bir söyleşinin olduğuna

E) Sonunun, okura sürpriz olacak bir şekilde bağlandığına

Çözüm

Çözüm

P:119

TÜRKÇE 38

FASİKÜL 3 Paragrafta Yardımcı Düşünce

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Temelleri Yunan ve Latin yazarlar tarafından atılan deneme, bir

yazınsal tür olarak on altıncı yüzyılda şekillenir. Fransızca “essai” kelimesinin karşılığı olan bu türün en belirleyici özelliği, öne

sürülen düşünceleri kanıtlama zorunluluğunun olmayışıdır. Yazınsal sürecin bir serüvene dönüştüğü bu türde metnin ucu sürekli açıktır. Bunun için okuyucu her an bir sürprizle karşılaşabilir. Anlam çok yönlüdür. Öyle ki dilin resmî kıyafetinden arındığı bu türde, anlatımda içtenlik ve rahatlık iç içedir. Böylece hayatın içinde var olan türlü türlü durumlara, olay ve olgulara, gerçeklere, yazar tarafından yeni bir şekil verilebilir.

Bu parçada denemeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Savunulanların ispatlanması gerekmediğine

B) Söylemsel niteliklerine

C) Tarihsel gelişimine

D) Her konuda yazılabileceğine

E) Öğretici yanının bulunmadığına

2 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Edebiyatımızın unutulmaz eseri Hababam Sınıfı, dünün video

izleyicisinden bugünün üç boyutlu sinema tutkunlarına, milyonların gönlünde taht kuralı 40 yılı geçiyor. Her zaman zevkle

izlediğimiz, kahkahalar attığımız, içimizi ısıtan Hababam Sınıfı,

hepimizden bir parça bulundurur. Filmin bu başarısında yazarı Rıfat Ilgaz kadar yönetmeni Ertem Eğilmez’in de rolü büyüktür. Belirtilmesi gereken bir husus da filmin hepimizin aşina

olduğu müziğidir. Yavaş çalındığında insana hüzün, hızlı çalındığında coşku veren ve Hababam Sınıfı’nı zihnimize kazıyan

müzik, Melih Kibar’ın bestesidir. Müzisyen bu eseriyle Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film Müziği Ödülü”nü almıştır.

Bu parçada Hababam Sınıfı’yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Başarısında nelerin etkili olduğuna

B) Seyircinin iç dünyasındaki tesirine

C) Türk sinemasında yarattığı etkilere

D) Edebî bir eserden sinemaya uyarlandığına

E) Farklı kuşaklara hitap ettiğine

Günümüzde büyük miktarda veri üretilerek bunlar sürekli

depolanıyor. Dijital verilerin saklandığı diskler “sunucu

parkı” adı verilen devasa tesislerde tutuluyor. Bu bilgilerin korunması içinse ciddi bir kaynak harcanması gerekiyor. Bilim insanları çevre dostu olmayan bu veri saklama

yöntemine yeşil bir alternatif sunuyor: Bitkileri biyolojik bir

sabit disk olarak kullanmak! Tüm bilgileri bitkilerin DNA’sının içinde ikili kod olarak saklayabilmemize olanak tanıyan bu yöntem sayesinde kütüphaneler dolusu bilgi, tek

bir ağaca aktarılabilecek. Bu buluş, geliştirilmeye muhtaç

olsa da aile fotoğrafımızı en sevdiğimiz kaktüsün içinde

saklayabilecek veya bahçemizdeki ağaçtan müzik dinleyebilecek olma ihtimali gerçekten heyecan verici!

Bu parçadan hareketle

O DNA’larda genetik bilgilerin yanı sıra farklı verilerin de

depolanması mümkün görülmektedir.

O Veriler arttıkça bunların saklanması için gerekli olan

alanların da artması beklenmektedir.

O Ağaçlarda bilgi saklanmasına yönelik çalışmaların geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

O Yeni bilgilerin üretilmesi, bunların depolanma sorununu da beraberinde getirmektedir.

O Kolay ulaşılabilirliği nedeniyle verilerin dijital ortamda

saklanması tercih edilmektedir.

yargılarından hangisine ulaşılamayacağını boş bırakılan yere yazınız.

(-------------------------------------------------------------------------)

Öğreten Etkinlik

1928-1992 yılları arasında yaşayan Philip K. Dick, bilim

kurgu edebiyatının en beğenilen yazarlarından biridir. İlk

hikâye ve romanlarından başlayarak tüm eserlerinde, gerçeklik ve insanı insan yapan özellikleri birbirine bağlı iki

tema olarak ele alır. Bu temaları başarıyla işlediği eserlerinden biri, 1968 yılında kaleme aldığı Androidler Elektrikli

Koyun Düşler mi? adlı romanıdır. Romanın ana karakteri

Rick Deckard, Mars’tan kaçan altı androidi yakalamakla

görevlidir. Ancak bu görevi sırasında, insanla robot arasındaki sınırın hiç de kesin olmadığını görür. Böylece eser

bir yandan insan benzeri robotlar ile gerçek insanlar arasındaki farkı sorgularken diğer yandan gerçeklik algısı

üzerine düşündürmektedir. Dick’in bu romanı, tüm zamanların en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olarak kabul

edilen Bıçak Sırtı filmine de kaynaklık etmiştir.

Bu parçada Philip K. Dick ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden doğru olanların karşısına (D), yanlış

olanların karşısına (Y) yazınız.

1. Belirli bir alandaki çalışmalarının takdir

edildiği

2. Farklı türdeki eserlerinde benzer konular

üzerinde durduğu

3. Eserlerinin edebiyat dünyası dışında da

ilgi gördüğü

4. Gerçeğin ne kadar gerçek olduğu konusunu sorguladığı

5. Romanlarında belirli bir karakterin maceralarını anlattığı

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

DOĞRU

YANLIŞ

Öğreten Etkinlik

C

A

B

D

P:120

39 TÜRKÇE

FASİKÜL 3 Paragrafta Yardımcı Düşünce

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Genlerimizde kayıtlı olan göz ve saç rengi gibi özelliklerin kodları kesindir. Herhangi bir travma veya sıkıntı hâlinde yakalanma riskine sahip olduğumuz rahatsızlıklar da genlerimizde

yer alır. Örneğin aynı olay karşısında kimimiz kalp krizi geçirme riskine sahipken kimimiz depresyona girme eğilimindedir. Burada dikkat edilmesi gereken, genlerimizde kayıtlı olan

şeyin “risk” veya “eğilim” olup olmadığıdır. Yani mutlaka kalp

krizi geçirilecek diye genlerimizde kesin bir kod yoktur. Yaşadığımız herhangi bir olumsuzluk sonrasında yakınlarımızdan

göreceğimiz destek, peşi sıra gelen güzel bir olay, bakış açımızın değişmesiyle olaya yüklediğimiz yeni anlam; bizi karamsarlıktan uzaklaştırarak farklı bir tarafa da yönlendirebilir.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Bazı fiziksel özellikleri taşıyan genlerin değişmeyen kodları bulunabilir.

B) Benzer durum karşısında kişilerin yaşayacakları olumsuzluklar farklılık gösterebilir.

C) Genlerde risk olarak kodlanan özellikler, çevre etkileşimi

sonucunda değişebilir.

D) Üzücü olaylar sonucunda oluşabilecek durumlar, genlerden kaynaklanabilir.

E) Genlerde yer alan risk faktörleri insanların olaylara bakışını etkileyebilir.

ÖRNEK

Beni bu sanatçıyla Orhan Veli tanıştırdı Ankara’da Ama ben

onu filmlerinden, sahneden, şiirlerinden tanıyordum, hayranıydım onun. Tuhaf olan şu ki bu ünlü kişi, şöhretini araç olarak kulanmıyordu. Kendi kendine yeten bir adamdı; öyle ki

özellikle son yıllarda büsbütün evine kapanmış, kâğıttan kalemden başka hiçbir şeye gereksinimi kalmamıştı. Şiirlerini

yazıyor, düzeltiyor, sonra yine düzeltiyordu.

Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Şiirlerini titiz bir çalışmayla oluşturduğu

B) Değişik sanat dallarıyla ilgilendiği

C) Ünlü olmasında başka şairlerin etkisinin olduğu

D) Belli bir dönem, insanlardan uzak kalmayı tercih ettiği

E) Ününü çıkarları için kullanmadığı

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Bayan Jean Brodie’nin Baharı adlı romanın kahramanı Bayan

Brodie, İskoçya’nın ıslak, puslu, eski ve soylu şehri Edinburg’ta

bir kız okulunda öğretmendir. En güzel ve en verimli yıllarını,

seçtiği bir grup kız öğrenciye adayarak onları hem dönemin

hem de okuldaki diğer öğretmenlerin anlayışından farklı bir pedagojik anlayışla eğitmeye çalışmaktadır. Sınıfını sık sık bir ağacın altına götüren, burada ders işlediklerinin düşünülmesini sağlayacak şekilde kızların kitaplarını ellerinde tutmalarını isteyen,

tarih anlatması gerekirken önceki yaz yaptığı Mısır gezisini anlatan, bazen nişanlısından bahseden, bazen de kentin yoksul

semtlerini tanıtan, sanatsal etkinlikleri izlemelerini sağlayan geziler düzenleyen genç bir öğretmendir Bayan Brodie.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, sözü edilen öğretmenin bir özelliği olamaz?

A) Eğitimde kendine özgü yöntemler kullanan

B) Yaşamdaki kimi olguların yaşanarak öğrenileceğini düşünen

C) Yaşamdaki kimi gerçeklerin farkında olan

D) Kendi yaşadığı olumsuzluklardan öğrencilerin ders çıkarmasını bekleyen

E) Öğretimin farklı ortamlarda sürdürülmesi gerektiğini düşünen

AKLINDA OLSUN

O Yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda sözcükleri, söz öbeklerini ya da cümleleri yorumlayarak

temel düşünce belirlenmelidir.

O Bu belirlemeden sonra parçayla özdeşim kurularak seçenekler yardımıyla metinle ilgisi olmayan yargıya yani doğru cevaba ulaşmak kolay

olacaktır.

B

A

E

E

D

B

A

C

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Yazı insanıyım ben. Yazıdan başka bir şey düşünmem. Geçimimi

de yazarak sağlıyorum. Televizyon haberciliği bana, açık, kısa

cümlelerle yazmayı öğretti. Bir buçuk dakikalık haberde bütün

gün izlediğin olayı anlatmak zorundasın. Zaten televizyonda uzun

cümleler dikkati dağıtır. Eline gazete alıp okumak gibi değildir.

Basında röportajlar, diziler hazırlarken yerim genişti. Yine de kısa,

anlaşılır yazmaya özen gösterirdim. Reklam için metin yazmak

ise bambaşkadır. Kırk beş saniyelik reklamlara metin sığdıracaksın. Kısacası yazıyı, yaptığım işe uydurmayı öğrendim.

Aşağıdakilerden hangisi böyle diyen bir yazarın özelliği

değildir?

A) Yaşamını yazmaya adama

B) Okurların ilgisini değerli yapıtlara yönlendirme

C) Anlatımını yoğunlaştırma

D) Bir işle ilgili değişik ürünler üretme

E) Yazıyı türsel özelliklerine göre oluşturma

P:121

TÜRKÇE 40

FASİKÜL 3 Paragrafta Yardımcı Düşünce

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Sözü güzel söyleme sanatı olan retoriğe kendini kaptıran sanatçı, özellikle kendi sesine vurgundur. Cümlelerde aynı anlama gelen sıfatları üst üste kullanmaktan çekinmez. Neyi niçin yaptığının bilincinde olmadan hiçbir dudağa değmemiş,

yadırgatıcı, yepyeni benzetmelere, simgeleştirmelere başvurma sevdasındadır.

Bu parçaya göre kendini retoriğe kaptırmış bir sanatçının

tutumu aşağıdakilerin hangisiyle bağdaşmaz?

A) Anlatımda yoğunluk aramaz.

B) İçi boş, süslü püslü sözcükler kullanmaktan kaçınmaz.

C) Alışılmış söyleyişlerin dışına çıkmaya çalışır.

D) Şairane bir anlatımı sever.

E) Anlatımda doğallığı yeğler.

8 - YENİ NESİL SORU / 2018 TYT

Körlük, Nobel ödüllü yazar Jose Saramago’nun 1995 yılında

yayımlanmış romanıdır. Okuyucu, bu kitapta kahramanları;

adıyla değil, onları tanıtan ifadelerle görür. Yazar her birini

“doktor, doktorun karısı, hırsız, koyu renk gözlüklü genç kız”

gibi çeşitli sıfatlarla adlandırır. Kahramanların diyaloglarını da

anlatıcının sesine yedirerek metni uzun bir monoloğa dönüştürür. Okur bu durum karşısında romanı takip etmekte güçlük

çeker ve kendini âdeta bir labirentin içinde bulur. Ayrıca Saramago, roman boyunca nokta ve virgül dışında noktalama

işareti kullanmaz. Bu da metnin bütüncüllüğüne katkıda bulunan bir başka yöntemdir.

Bu parçadaki altı çizili ifadeyle

I. Eserde kişilerin, özellikleriyle anımsatılması

II. Birden fazla teknikten yararlanılmış olması

III. Olayların karmaşık bir şekilde aktarılması

durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

BAŞKA YERDE YOK

O Yeni trend paragraf sorularında altı çizili sözün

gönderme yaptığı ifadelerin ortaya çıkarılmasında, bütüncül bakış açısıyla paragraftaki ana

düşüncenin belirlenmesi doğru cevaba ulaşmayı sağlayan en önemli etkendir.

O Gönderme yapılmayan ifadelerin ortaya çıkarılmasında da bütüncül bakış açısından vazgeçilmemelidir.

AKLINDA OLSUN

Şiir metinlerinin kullanıldığı yardımcı düşünce sorularında şiirin lirik ve didaktik özelliklerinin ayırt edilmesi, şiirde bulunmayan ifadenin ortaya çıkarılmasında önemli bir faktördür.

D

B

C

A

Çözüm

9 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT ÖRNEK KİTAPÇIK

Mevlânâ’nın

Şefkatte, merhamette güneş gibi ol,

Ayıpları örtmede gece gibi ol,

Keremde, cömertlikte akarsu gibi ol,

Tevazuda toprak gibi ol,

Hoşgörüde, deniz gibi ol,

Öfkede, asabiyette ölü gibi ol,

Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.

sözlerinde aşağıdakilerin hangisi vurgulanmamıştır?

A) Alçak gönüllülük

B) Sadık olma

C) Eli açık olma

D) Müsamahalı olma

E) Dürüstlük

P:122

41 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 3

2. Gazete yazılarıyla tanınan yazarın denemelerinin toplandığı Çağdaşlık Sorunları adlı kitap Türk edebiyatı üzerine

önemli değerlendirmeler içeriyor. Kitapta sanatçının Türk

edebiyatında çağdaşlaşma sorunlarıyla ilgili samimi görüşleri samimi bir dille aktarılıyor. Sanatçı, denemelerinde Ömer Seyfettin, Yakup Kadri, Halide Edip, Sait Faik,

Attila İlhan üzerine düşündüklerini anlatıyor. Denemeci,

kitabında romanımız, hikâyemiz üzerine genel ve yüzeysel bilgilerle yetinmeyen titiz tavrıyla övgüye değer bir

çalışma ortaya koyuyor.

Bu parçadan sözü edilen yazar ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Önerilerde bulunduğu

B) İncelikli bir çalışmayla hazırlandığı

C) Kişisel yargılarda bulunduğu

D) İçten bir anlatımının olduğu

E) Kapsamlı bilgiler içerdiği

1. Bireylerin macera tutkusunun peşinden dünyanın her

köşesine gitmeleri, doğa sporlarına duyulan ilgiyi hızla

artırmaktadır. Türkiye sahip olduğu doğal kaynaklar ve

tarihî dokusuyla bu sporların çok çeşitli bir yelpazede ve

her mevsim yapılabildiği bir yerdir. Her geçen gün dünya

turizminden daha fazla pay alan Türkiye, birçok doğa

sporunun yapılmasına olanak sağlayan coğrafi ve iklimsel şartlar açısından oldukça zengindir. Bu nedenle doğal zenginliklerin doğa sporlarında kaynak olarak kullanımı yaygınlaşıp gelişmektedir. Özellikle Antalya ve yakın çevresinde doğa yürüyüşü, dağcılık ve kaya tırmanışı yaygın olarak yapılmaktadır. Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden çok sayıda insan buraları ziyaret etmektedir. Bu bölgeler hakkında düzenli olarak güncellenen

Türkçe ve İngilizce rehber kitaplar, sporun meraklılarını

ülkemizle tanıştırmaktadır.

Bu parçadan doğa sporlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Sürekli yenilenen kitaplarla meraklıların dikkati çekilmeye çalışılmaktadır.

B) Doğal güzelliklerin doğa sporu için kullanımı her geçen gün artmaktadır.

C) Ülkemiz doğa sporları için uygun özelliklere sahiptir.

D) İnsanların dünyanın her bölgesine ulaşması, bu spora

olan ilgiyi olumlu yönde etkilemektedir.

E) Bu sporlarla uğraşmak, sanıldığı gibi pahalı ve zor

değildir.

3. Şiir yarışmalarında ödül verirken bir jüri üyesi olarak kararlarımda yanılıyor olabilirim. Bunu zaman gösterecek.

Ama emin olduğum bir şey var, katılanların tüm şiirlerini

okuyor ve özenle inceliyorum. Sezgilerim, şiir bilgim, şiirden yana değişmez ölçülerim beni yönlendiriyor, kararımı belirlerken. Duruşum bu olunca ödül raporlarına

oyumu kime, neden verdiğimi yazıyor ve onları öyle yayımlıyorum. Çünkü verdiğiniz ödülü kendinize vermiş

oluyorsunuz aynı zamanda.

Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Yarışmaya katılan yapıtların hepsini okuduğuna

B) Kararlarını verirken titiz davrandığına

C) Değerlendirmelerinde belirli ölçütler kullandığına

D) Değerlendirmelerinde şairden çok, yapıta bağlı kaldığına

E) Değerlendirmelerinin gerekçelerini de açıkladığına

4. “Yeryüzünde söylenmemiş söz yoktur.” diyen yazar,

kendi söz evrenini daraltmıştır. Çünkü bir çalışma sonucunda elde edeceğiniz şey, hedeflediğinizin ötesine geçemez. Yazar, yeni şeyler söylemenin bir ödülü olduğunu bilmeli ki söz vadilerinin keşfedilmemiş alanlarında

dolaşabilsin. İyi bir sanat eseri için gereken ciddi bir çalışma ve özveri bedelini ödesin. Ama günümüzü düşündüğümüzde bu bedelin çok ucuza kapatılmak istendiğini görüyoruz.

Böyle düşünen birinden aşağıdakilerden hangisini

söylemesi beklenmez?

A) İyi eserler verebilmek için yüksek hedefler belirlemek

gerekir.

B) Sanatçı, kendine bir hedef belirlerse üretken olabilir.

C) Kalıcı ve yeni eserler oluşturabilmek ancak öncekilerin yolundan yürümekle olur.

D) Başarı; özverili ve titiz çalışmalar sonucu elde edilir.

E) Günümüz sanatçıları, çalışmadan başarılı olmanın

peşindedir.

P:123

TÜRKÇE 42

Öğreten Test FASİKÜL 3

6. Çocuk edebiyatı; çocukluk çağında bulunan kimselerin;

olay, düşünce, duygu ve hayallerine yönelik, usta yazarlar tarafından özellikle çocuklar için yazılmış olan ya da

geleneğin oluşturduğu üstün sanat nitelikleri taşıyan sözlü

ve yazılı ürünlerden oluşur. Bu açıdan çocuk edebiyatı

için; hoş vakit geçirtici, ruha canlılık veren, yaşama gücünü artıran, hayatı keşfe yardım eden, bir rehberlik kaynağı, üretici etkinlikleri güdüleyen bir alandır diyebiliriz.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi çocuk edebiyatı ürünlerinin özelliklerinden biri değildir?

A) İçeriğinin çocukluk dönemine uygun olması

B) Sanatsal yetkinliğe sahip olması

C) Psikolojik çözümlemelere ağırlık vermesi

D) Eğlendirici özellikler barındırması

E) Yaşamı anlamaya yardımcı olması

8. (I) Otuz beş yıllık yazın hayatında değişik dergilerde yazdı

Nurullah Ataç. (II) Yazı ve çevirileriyle yepyeni bir edebiyat ortamının oluşmasında onun emeği, tartışmasız çok

büyüktür. (III) Ülkemizdeki çağdaş edebiyatın kurulmasında gösterdiği çaba, unutulmayacaktır. (IV) Bir edebiyatçı, özellikle de eleştirmen olarak yeri hâlâ doldurulamamıştır. (V) Yazılarının bir bölümü kitaplaştırılan Ataç’ın,

kitaplarda yer almayan birkaç makalesi de vardır.

Bu parçada, numaralanmış cümlelerin hangilerinde

Nurullah Ataç’ın edebiyatımızdaki yerinden söz edilmemiştir?

A) I ve II B) II ve III C) I ve V

D) II ve IV E) IV ve V

7. Günümüzde genç yazarların uzun soluk isteyen eserler

yerine hep kısa hikâyeleri tercih etmeleri, denebilir ki bu

çağın sanatçısının karakteristik eksikliğidir. Yirmi ile yirmi

beş yaşlarında ilk eserlerini veren bu sanatçıların yaşadığı dönem; popüler olmanın, küçük solukların ve sabırsızlıkların dönemidir. Günümüzün genç sanatçıları, okumaktan çok yazmayı düşündüğünden aramaktan çok

bulmayı sevip güncel olana takıldığından bu sonuç kaçınılmaz oluyor. Hâlbuki bu sanatçılar benimsedikleri

edebi anlayışın alt yapısını, geçmişin birikimini, Batı’daki

gelişmeleri tam ve doğru anlasalardı iyi yazar olmayı,

kısa yazmakta arama yanlışına düşmeyeceklerdi.

Bu parçada anlatılanlara göre genç yazarların kısa

öykü yazmalarının nedeni aşağıdakilerden hangisi

olamaz?

A) Yeterli birikime sahip olamamaları

B) Okurun seviyesini göz önünde tutmaları

C) Sanattaki değişimi yanlış yorumlamaları

D) Yoğun bir çalışmayı göze alamamaları

E) Moda anlayışların peşinden gitmeleri

1-E 2-A 3-D 4-C 5-B 6-C 7-B 8-C

5. Bir dilin söz varlığının, söz hazinesinin derinlerine inerek

o toplumun geçmişiyle ilgili çok değerli bilgiler elde edebiliriz. Çünkü yaşam koşulları dili her yönden biçimlendiren bir olgudur. Bir ulusun yaşayış biçimi, inançları,

gelenekleri, dünya görüşü, çeşitli nitelikleri hatta tarih

boyunca yaşadığı olaylar dile yansır ve onu etkiler.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada öne sürülen görüşü desteklemek için söylenemez?

A) İnsanların dillerinin oluşumunda ve gelişiminde, giyim biçimlerinde, yerleşim şekillerinde, bütün kültürel ögelerin oluşmasında ve kültürün şekillenmesinde

yaşam şartlarının etkisi kaçınılmazdır.

B) Gelişkin bir dil, toplumun beslenme, barınma, giyim

ile ilgili kültürünü, edebiyatını, yaşama bakış biçimini

gelecek kuşaklara daha doğru ve daha eksiksiz biçimde aktarır.

C) Toplumların dillerinin oluşumları incelendiğinde, dillerin kelime hazinelerinde ve dilin söyleniş özelliklerinde coğrafyanın etkisi görülür. Deniz görmemiş bir

toplumun dilinde “deniz”i ifade etmeye yarayan bir

sözcük bulunmaz.

D) Ormanlarla dolu bölgelerde barınaklar genelde ağaçtan, taşın çok bulunduğu bölgelerde taştan yapılmış

ve bu barınaklarda kullanılan malzemelerle ilgili mimari terimler yazınsal yapıtlarda yer almıştır.

E) İnsan gözlem yapan bir varlıktır ve gözlemlediklerini

ifade etme gereği hisseder. Bu nedenle dillerin oluşmasında ve gelişiminde yaşanılan çevrenin etkisi kaçınılmazdır.

P:124

43 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 3

3. Bir yapıt, güzellik, doğruluk ve özgünlük üzerine kurgulanırsa önemlidir. İnsanı ilgilendiren her şeye dikkat çekmeyen bir çalışmanın sanat yapıtı olması söz konusu değildir. Böyle yapıtlar ne dünün süzgecinden geçmiştir,

ne de kalıcı olma kaygısı taşımaktadır. Hâlbuki yazar, kaleminin; ressam, fırçasının; sahne sanatçısı, rolünün hakkını vermeli, yarınlara ulaşmaya çalışmalıdır. Yazarlara

düşen, sorumluluk sahibi okurların önünden gitmektir.

Bu parçada sözü edilen yazarlardan aşağıdakilerin

hangisi beklenemez?

A) Kişiliklerini yapıtlarına yansıtmaları

B) Gelecek dönemlerde okunmayı istemeleri

C) İnsanı ilgilendiren konulara değinmeleri

D) Yaptıkları işin gereğini yerine getirmeleri

E) Okurlara yol göstermeleri

1. Gerçeküstücülük; mantık, ahlak, sanat, estetik, toplum

düzeni gibi değerlere isyan ederek dünyaya yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefleyen bir düşünce akımıdır. Baştacı ettiği hayal gücünü ve kurmaca yeteneğini engellediği gerekçesiyle, şiirdeki alışılmış bütün kuralları reddetmiştir. İmgede, aralarında mantıksal bir ilişki bulunmayan iki gerçeğin rastlantısal yakınlaşmasından ortaya

çıkan bir güzellik aramıştır. Bunun için de geleneksel

imge yapısını ve dilin söz dizimini bozmuştur.

Bu parçadan gerçeküstücülükle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Farklı bir imge anlayışı getirdiğine

B) Toplumsal yaşamda bozulmaya yol açtığına

C) Bazı değerlere başkaldırdığına

D) Düş gücünü ve tasarlamayı önemsediğine

E) Şiirdeki kalıplaşmış ilkelere karşı çıktığına

4. Sanatçı, edebiyat anlayışını “aydınlık gerçekçilik” diye

tanımlar. İnsanın özünde; değişmeyen, günün ve toplumun koşulları içerisinde bozulmayan bir değer olduğuna

inanır. Bu anlayışa göre yazdığı, öykü ve romanlarının

merkezinde insan vardır. Bu amaçla karakter ve tiplerin

çarpıcı olmasına özen gösterir, zaman ve mekân gibi

ögelerin de kişiyi açıklayabilmesine dikkat eder. Ona

göre yazar, içinde yaşadığı toplumun gerçeklerini yüzeysel olarak yansıtmamalı, toplum üzerine hazırlanmış

ekonomik, sosyal, folklorik eserleri el altında bulundurarak bir yargıya varmalıdır. O, hikâye ve romanlarında

daha çok tanığı olduğu yaşam biçimlerini ve kişilerini ele

alır.

Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A) İnsanı esas alan yapıtlar kaleme aldığı

B) Hayalî yaşantıları gerçekçi biçimde anlattığı

C) Bizzat gördüğü olaylara yer verdiği

D) Kişileri titiz bir biçimde seçtiği

E) Sosyal gerçekleri derinlemesine işlediği

2. Edgar Allan Poe, sıra dışı konulardan ve söyleyişlerden

hoşlanır. Onun öykülerinde korku ve gerilim ögesinin

önemli bir yeri vardır. Korku öykülerini yazarken doğaüstü motiflerle dolu zengin bir repertuvarı okuyucuya

sunmaktan kendini alamaz. Okuyucunun merakını gidermekte acele etmemeye hatta bu duygunun uzamasını sağlamaya dikkat eder. Yazarın düşsel, gotik dünyalarda geçen eserlerinde, bazen bir hayalet bazen bir

dedektif öyküsünün tadını duyumsarız. Öte yandan hiçbirinde eksik olmayan bir unsur vardır: Gerçeklik izlenimi veren ince ayrıntılar. Poe’nun öykülerinde gerçek

ve düş birbirine karışmış gibidir. Poe’nun anlatılarındaki

bu özellik, toplumsal kökenlere dayanır. Öte yandan okuduklarımız düş gücümüzün sınırlarını zorlayan olaylardır. Gerçek ve kurmaca ikiliğinden oluşan bu ilginç ahenk,

Poe’nun öykülerini daha geniş kitlelerin ilgi odağı hâline

getirmiştir.

Bu parçada Edgar Allan Poe ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Anlattıklarında bir uyum olduğuna

B) Yapıtlarında merak duygusunu canlı tuttuğuna

C) Yapıtlarından farklı yazınsal tatlar alınabileceğine

D) Uzun yıllar ilgi görmeye devam edeceğine

E) Alışılmışın dışında bir anlatımı benimsediğine

P:125

TÜRKÇE 44

Pratik Test FASİKÜL 3

8. Edebiyat söz konusu olduğunda gençliğin yarardan öte

zarar getirebileceği konusunda uyarıyorum onları. Edebiyat bir birikim işidir. Emek ve sabır ve yıllanmışlık gerektirir. Çok okumalısın genç yazar! Ardıllarına karşı sorumluluklarını unutmamalı ama ardıllarından önce öncüllerine çevirmelisin yüzünü. Büyük yazarların eserlerini dikkatle okumalı, okuduklarını aklın süzgecinden geçirerek elde ettiğin bütüncül ve uyumlu özü, dil ve içerik

bakımından, yazacağın kitapların harcına katmalısın.

Söylediklerime karşı çıktığını duyar gibiyim şimdiden.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen yazarın vereceği öğütlerden biri olamaz?

A) Yazın dünyasında başarılı olmak için zengin bir altyapı edinmelisin.

B) Özgün bir yolda ilerleyebilmek için yapılan eleştirilere kulak asmamalısın.

C) Aceleci olmazsan bazı söylenenlerin ne kadar doğru

olduğunu anlarsın.

D) Geçmiş kültüre ve modern çağa ait değerleri özümsemelisin.

E) Gençliğin kuru cesaretinin, yazın dünyasında başarıdan çok başarısızlık getireceğini unutmamalısın.

7. Ünlü eleştirmenin, Türk edebiyatında bazı roman ve öyküleri değerlendirdiği kitabının ikinci cildi de çıktı. Bu cildinde en önemli yanlarından biri sistematik olması ve işlevsiz ayrıntılara yer vermemesidir. O, kişisel yargılardan

kaçınmış, yazdıklarını belgelerle somutlamıştır. Sanatlı

dilden uzak bir anlayışla oluşturduğu yapıtında yaklaşık

yüz yapıtı değerlendirmiştir.

Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Belirli bir plana göre oluşturulduğu

B) Gereksiz ögeler içermediği

C) Nesnel bir yaklaşımla oluşturulduğu

D) Alanında ilk yapıt olduğu

E) Yalın bir anlatımının olduğu

6. Sanatçı, okuma ve yazma sevdalısı olmasının yanında

bir sanat düşkünü aynı zamanda. Gezdiği müzelere, sergilere, galerilere dair güncesine düştüğü notlar ve hemen her gününü bir sanatsal aktiviteyle geçirmesi önemli

bir işaret buna. Yazdığı kitaplar aslında onun bu yönünü

ortaya çıkarıyor. Bir mimar olarak çevresindeki binalar

hakkında yorumlarını, tecrübeli bir müzisyen olarak gittiği mekânlarda çıkan gruplara dair izlenimlerini, bir sinemasever olarak izlediği filmler için eleştirilerini de buna

örnek olarak gösterebiliriz. Bilen bugüne kadar elbet biliyor onun nasıl bir entelektüel birikime sahip olduğunu

fakat biz okuyucular, son yapıtıyla bu birikimin farkına

ancak varabiliyoruz.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen sanatçının özelliklerinden biri değildir?

A) Dilin olanaklarından ustaca yararlanabilme

B) Geniş bir kültüre sahip olma

C) Değerlendirme yazıları kaleme alma

D) Yazı harici işlerle uğraşma

E) Sanatın farklı alanlarıyla ilgili olma

1-B 2-D 3-A 4-B 5-C 6-A 7-D 8-B

5. Bu yazar, İtalyan edebiyatının özgün isimlerinden olması

yanında tüm dünyada tanınan bir isim. İki romanı, bir

öykü ve şiir kitabı yayımlanmış. Sıradan günlük yaşamı,

basit olayları güçlü bir edebi dille anlatması ve yöresel

unsurlara ağırlık vermesiyle tanınıyor. Karakterlerin hepsi,

insani kusurlardan fazlasıyla nasibini almış tipler. Kimi

erdemli olmayı, kimi iyilik yaparak başkalarını kurtarmayı,

kimi değişime ve ilerlemeye ayak uydurmayı, kimi de geçim derdi gibi sosyal sorunları dert edinmiş insanlar.

Bu parçadan sözü edilen yazar ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Ününün kendi ulusuyla sınırlı kalmadığı

B) Farklı türde yapıtları bulunduğu

C) Yapıtlarında yaşamından izler bulunduğu

D) Toplumsal yaşamı yerel ögelerle aktardığı

E) Sıradan olayları ustaca anlattığı

P:126

45 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 3

1. Her millet, kendine özgü yaşam felsefesini atasözleri

adlı küçük kalıplara sığdırmış ve bu küçük ancak derin

ifade birimleriyle insan hayatını düzenlemeyi amaçlamıştır. Bu yönüyle atasözleri her ulusun dil dağarcığında

zengin bir birikim oluşturur. Uzun süre ağızdan ağıza

dolaşarak kalıplaşır ve toplumun inanış, düşünüş özelliklerini dile getiren özlü bir söz niteliği kazanır. Bu bakımdan, toplumun sağduyusundan kaynaklanan güvenilir sözler olmalarının yanında, ilginç anlatım biçimleriyle de rahatça akılda kalır. Bir kere duyulduğunda bir

daha unutulmaz. Atasözlerinin çoğu kişiye ne yapıp ne

yapmamaları konusunda öğüt verme ve uyarma amacıda taşır. Bu nedenle toplumsal işlevleri ve yararları olduğu söylenebilir.

Bu parçada atasözleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden

hangisine değinilmemiştir?

A) Anlam yönüyle yoğunluk barındırdığına

B) Ezberlenmesinin kolay olduğuna

C) Ulusal özellikler taşıdığına

D) Sosyal fayda sağlayan yönlerinin olduğuna

E) Eskiden daha yaygın biçimde kullanıldığına

2. Başlangıçta çocukları hedefleyen çizgi romanlar, sonraları hedef kitlesinin genişlemesiyle insanları gündelik hayatın sıkıntısından, tekdüzeliğinden uzaklaştırmak için

oluşturulmaya başlandı. Bu nedenle, çizgi roman karelerinde şövalyelere, tarihî serüvenlerden vahşi hayvanlara kadar birçok farklı konu görülür. Bu yönüyle görsellik, bu türün en önemli özelliği olmuştur. Görselliğin yanı

sıra, kendine özgü bir dille oluşturulan çizgi romanlar;

televizyon, bilgisayar ve sinemaya ilginin arttığı günümüzde, hâlâ popülerliğini devam ettirmektedir.

Bu parçaya göre çizgi romanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Zamanla büyüklerin de ilgi alanına girdiği

B) İnsanların sıradan yaşamlarını renklendirmek amacıyla oluşturulduğu

C) Düş gücüyle oluşturulan varlıklara yer verildiği

D) Görselliğin önemli bir yer tuttuğu

E) Özgün bir söyleyişe sahip olduğu

4. Yaşlanmanın içerdiği fiziksel ve psikolojik sorunların yanı

sıra yaşlıların sosyal ve ekonomik gereksinimleri de önceki yıllara göre değişmektedir. Yaşlılar; yaşam düzeylerini yükseltecek, gelirlerini artıracak, yararlanabilecekleri

bir iş bulmakta güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Bir işte

çalışma imkânı elde eden yaşlılar ise çoğunlukla az bir

maaşla çalıştırılmaktadır. Yaşlılar; emeklilik sonrası gelir

düzeyindeki düşüş, ortaya çıkan sağlık problemleri, hayat pahalılığı gibi nedenlerle yaşlılık döneminde ekonomik sıkıntılar ve yoksullukla karşılaşabilmektedir. Günümüzde, emekli olup çalışma yaşamından ayrılan bireylere makul düzeyde yaşam kalitesi sağlamak için yeterli

miktarda emekli maaşı ödemesi yapan Batı Avrupa ve

Kuzey Amerika ülkeleri dışında, pek fazla ülke yoktur.

Bu parçaya göre yaşlılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Aldıkları emekli maaşı genellikle yetersiz kalır.

B) Düşük ücretlerle iş bulabilirler.

C) İhtiyaçları zamana göre farklılık gösterebilir.

D) Çoğu zaman birinin bakımına muhtaçtırlar.

E) Bedensel ve ruhsal birtakım sıkıntılar yaşarlar.

3. Belgesel seyretmekten keyif alan, güçlü hafızaya sahip

olan, espri yapan, yetişkinlerle birlikte olmayı, sohbet etmeyi tercih eden çocukların üstün zekâlı olma ihtimali

var. Ülkemizde her yıl yüzlerce üstün zekâlı çocuk bir

okula kabul edilse bile arkadaşları, ebeveynler yahut

eğitmenler tarafından anormal, yaramaz, dikkatsiz, inatçı

gibi tanımlamalarla yaftalanıyor. Ancak farkında olmadığımız için farklılıklarını algılayamadığımız bu çocuklar aslında ülkemizin parlak geleceğini temsil ediyor.

Bu parçada üstün zekâlılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Üstün özellikleri toplum tarafından tam anlaşılamamaktadır.

B) Kendilerinden büyük kişilerle rahat iletişim kurabilmektedirler.

C) Arkadaşlarıyla ve çevreleriyle uyum sorunu yaşamaktadırlar.

D) İçinde bulundukları toplumun şekillenmesinde önemli

bir potansiyele sahiptirler.

E) Yaşıtlarına göre gelişime ve değişime daha açıktırlar.

P:127

TÜRKÇE 46

Sınav Tadında FASİKÜL 3

7. Antik Çağ’da tiyatro, üst sınıfa özgü bir etkinlikti. Her yıl

Dionysos’u kentin hangi ileri geleninin onurlandıracağına karar verilir ve bu kişi etkinlikleri düzenlerdi. Bu dönemde oyunlarda günümüzden farklı olarak dekor ya da

kostüm bulunmazdı. Sahne tamamıyla boş olur, başroller de önemli kişiler tarafından oynanırdı. Bir de anlatıcı

görevi gören koro bulunurdu. Günümüzdeki oyunculuk

anlayışı yoktu ve duygular oyuncuların ellerinde tuttukları ve yeri geldikçe yüzlerine koydukları maskelerle ifade

edilirdi. Bugün tiyatronun simgesi haline gelen gülen ve

ağlayan maskeler bu uygulamanın bir uzantısıdır.

Bu parçada Antik Çağ’daki tiyatroyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinden söz edilmemiştir?

A) Günümüzdeki tiyatroyla ayrılan yönlerinden

B) Toplumun hangi kesimine seslendiğinden

C) Yapısal özelliklerinden

D) Oyuncuların anlatım tarzlarından

E) Toplum üzerindeki etkilerinden

1-E 2-C 3-E 4-D 5-D 6-B 7-E 8-C

8. Günümüzde, kontrolsüz bilgisayar ve internet kullanımının çocuklar üzerinde zararlı etkileri olabilmektedir. Çocuk dış dünyadan kopup tüm bağımlılıklarda olduğu gibi

bilgisayar ve internet için diğer sorumluluklarını ihmal

edebilir. İnternetin oluşturduğu sanal dünya içinde kaybolan çocuğun gelişimi olumsuz etkilenir ve çocuk sosyal yaşamdan kopar. Dışarıda ya da okulda arkadaşlarıyla etkileşimde olmak yerine eve kapanarak ve özellikle şiddet içerikli oyunlar oynayarak bilgisayar başında

aşırı zaman harcar. Çocuklar, fiziksel, sosyal ve psikolojik gelişme problemleri ile yüz yüze kalabilirler. Zamanını bu şekilde geçiren çocuğun da kişilik gelişimi sağlıklı olmaz.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi bilgisayar

ve internet kullanımının çocuklarda oluşturduğu zararlı etkilerden biri değildir?

A) Yaşına göre bedensel gelişim problemlerinin ortaya

çıkması

B) Yapması gereken ödev ve işleri geçiştirmesi

C) Dikkat ve odaklanma problemlerinin ortaya çıkması

D) Toplum içinde bulunmaktan kaçınması

E) Ruhsal yönden gelişim bozuklukları yaşaması

5. Bir araştırmacı övme ve yermenin başarı üzerindeki etkisini ölçmek için 4 ve 6. sınıf öğrencilerine bir matematik testi uygulamış ve böylece aynı yaşta ve aynı kabiliyette olan öğrencileri dört gruba ayırmıştır. Beş gün üst

üste bu gruplara, üzerinde on beşer dakika çalışmak

üzere 30 problem vermiştir. Bu deneyde her günkü çalışmadan sonra I. gruptaki çocukların her biri sınıfın önüne

çağırılıp kendilerine çok iyi başardıkları söylenmiştir. II.

gruptaki öğrencilere ise sınıfın önünde hataları söylenip

başarısızlıktan ötürü azarlanmışlardır. III. gruptakilere

hiçbir geri dönüş yapılmamıştır ancak diğerlerine yapılan muameleyi görmüşlerdir. IV. grup ise bunlardan ayrı

bir yerde çalıştırılmıştır. Beş günlük süre içinde I. grupta

devamlı bir ilerleme görülmüş, II. grup öğrencilerde ikinci

gün bir gayret artışı ama sonra bir gerileme meydana gelmiştir. III. grubun başarısı, övülen ve azarlanan gruplara

nazaran daha düşük olmuş; IV. grup yani hiçbir muameleye tabi olmayanlar ise hepsinden daha geri kalmıştır.

I. Eğitimde ödüllendirme, cezalandırmadan daha

olumlu sonuçlar doğuracaktır.

II. Başarıları hiçbir şekilde değerlendirilmeyen öğrenciler, çalışma ve kendilerini geliştirme ihtiyacı duymayabilir.

III. Ders durumlarıyla ilgili çok olumsuz konuşulan öğrencilerin başarısında kısa süreli bir artış olsa da düşüş yaşanması kaçınılmazdır.

IV. Öğrencilerin durumlarını arkadaşları önünde açıklamak, olumlu sonuçlar doğurmamaktadır.

V. Bir öğrencinin ödül ve ceza almadığında başarısında

düşüş olabilir.

Bu parçada sözü edilen deneyden yukarıda numaralanmış yargılardan hangileri çıkarılamaz?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) Yalnız IV E) IV ve V

6. Örnek insan, başkalarına karşı iyi kötü bütün davranışlarında vicdanını ölçü kabul ederek, her şeyi onunla tartan kişidir. O, kötülük gördüğü kişiler hakkında dahi doğruluktan ayrılmayıp onlara elinden geldiğince iyilik yapmasıyla bilinir. Ayrıca en büyük özelliklerinden biri de,

insanların uygunsuz davranışlarını görmezlikten gelip

kusurlarını yüzlerine vurmamasıdır.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi örnek bir

insanın özelliği olamaz?

A) Kötülüğe iyilikle karşılık verir.

B) Çevresindekilerin hatalarını çekinmeden söyler.

C) Başkalarının yanlışlarını görmezlikten gelir.

D) Hiçbir zaman doğruluktan ayrılmaz.

E) Davranışlarını vicdan ölçülerine göre ayarlar.

P:128

47 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 3

1. Kitap okuma üzerine yapılan araştırmalarda, beynin özellikle sağ yarı küresinde muazzam bir hareketlenme saptanıyor. Burası aynı zamanda kişisel hafızamızın depolandığı yer. Yani bir romanı sevdiğimizde sadece anlatılanları, dilini, karakterlerini takip etmekle kalmıyoruz. Aynı

zamanda anlatılan kurgunun kendi hayatımızdaki izdüşümlerini yakalıyoruz. Bu yüzden şimdilerde Batı’da psikologlar diyor ki kendinizi rahatlatmak için kişisel gelişim kitapları almak yerine Balzac, Shakespeare, Dostoyevski okuyun. Yararını daha çok göreceksiniz. Ayrıca

kitap okumanın, özünde sinir hücreleriyle dolu beynin

gelişimine faydası büyük. Zira insan beyni kolaylıktan

değil, bir şeyleri anlamak için çabalamaktan besleniyor.

Bu yüzden bilim dünyası diyor ki: “Kitap okumak beyne

iyi geliyor.”

Bu parçadan kitap okumayla ilgili

I. Okuru zorlayarak zihinsel olarak beslediğine

II. Kişiyi kendi yaşadıklarıyla özdeşleştirdiğine

III. Beyindeki hücre sayısını artırdığına

IV. Psikolojik rahatlama sağladığına

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) II ve III

D) Yalnız III E) III ve IV

3. İran ve bazı Güney Avrupa ülkelerinde çok az miktarda

bulunan salep, aslen Türkiyelidir. Ülkemizde özellikle

Güney Anadolu ve Kuzey Anadolu bölgelerinde görülen

bir bitkidir. Salep; ishal, mide-bağırsak iltihaplanmaları,

bronşit ve öksürüğe karşı kullanılmaktadır. Ayrıca salebin kuvvet verici ve besleyici özelliği de vardır. Dondurmanın ham maddesidir. Soyunun tükenmemesi için sadece yan yumrusunun toplanması gerekirken bir dönem

iç ve dış talebi karşılamak üzere bilinçsiz bir şekilde iki

yumrusuyla birlikte toplanmıştır. Türü yok olma noktasına geldiği için bazı önlemler alınmış ve bitki şeklinde

ihraç edilmesi yasaklanmıştır. Ülkemizde yılda üretilen

45 ton toz salebin birçok ülkeye ihracatı devam etmektedir.

Bu parçada saleple ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Sağlık üzerindeki faydalarına

B) Nerelerde yetiştirildiğine

C) Neden koruma altına alındığına

D) Daha çok kış aylarında tüketildiğine

E) Üretim miktarına

4. Her meslek öğretiminin kendine has özellikleri vardır.

Örneğin spor eğitimi alan bir öğrenci için bedenini kullanabilme yetisi, müzik eğitimi alan bir öğrenci için iyi bir

kulağa sahip olma, resim eğitimi alan bir öğrenci için

göz duyarlığı önemlidir. Aynı şekilde edebiyat eğitimi

alan bir öğrenciden beklenen de okuma ve yazma yetisidir. Sözgelimi yüz kilo olan bir spor öğrencisi ya da notaları birbirine karıştıran bir müzik öğrencisi düşünebilir

misiniz? Ama yaşamında eline hiç kitap almamış bir edebiyat öğrencisi pekâlâ olabiliyor.

Böyle düşünen birinin aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?

A) Meslek eğitiminde önemli olan, o mesleğe ilgi duymaktır.

B) Müzik alanında başarılı olmanın bazı şartları vardır.

C) Edebiyat öğrencisi aynı zamanda nitelikli bir okuryazar olmalıdır.

D) Meslek eğitimi alacak her kişinin belli niteliklere sahip olması gerekir.

E) Kitapla hiç ilgisi olmayanların bile edebiyat eğitimi

aldıkları görülebilmektedir.

2. Kitaplar çoğaldıkça okuma sevgisi azalıyor. Okumak için

okuyanların sayısı artıyor. Böyleleri incelemek, düşünmek, eğlenmek için okumaz; okuduklarını reddetmek

veya tartışmak ihtiyacı duymazlar. Kitap kapanır kapanmaz içindekiler unutulur. Bunların en büyük zevkleri kitap değiştirmektir. Kimi yarısını okur kitabın, kimi sadece

sonuna bakar.

Bu parçada “kitaplar ve okurlar” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Niteliksiz okur sayısının arttığı

B) Okurların belli türde kitapları tercih ettiği

C) Kitabı bitirmeden bırakan okurların bulunduğu

D) Okurların okuduklarını değerlendirme ihtiyacı duymadığı

E) Kitapların sayısındaki artışın okuma tutkusunu aynı

ölçüde etkilemediği

P:129

TÜRKÇE 48

Sınav Tadında FASİKÜL 3

7. Sanatçı, günüyle sürekli bir alışveriştedir. Yaşadığı ve

yaşayacağı günlerden ayrı düşemez. Bir eli, bir önceki

günde, öbür eli de bir sonraki gündedir. Böylece, zamanının yakın sınırları içinde bir hesaplaşmayı sürdürür.

Açık denizde yol alan bir kaptan gibidir. Sürekli ardına

ve önüne bakmak zorundadır. Gününü açık seçik tanımak, bilmek, dünden kalan değerleri tartmak, bunların

ne kadarının yarına aktarılabileceğini anlamak ister. Yaşamın kendisine sunduğu içerikle sanatsal çizgisini kaynaştırır.

Aşağıdaki yargılardan hangisi böyle düşünen bir sanatçının sözü olamaz?

A) Geçmişe ait birikimler de geleceğe açılan düşüncelerde benim için çok değerlidir.

B) Sanatçılar, içinde yaşadığı çağı gerektiği gibi anlamak zorundadır.

C) Sanat anlayışımın oluşmasında, yaşadıklarımın büyük etkisinin olduğunu inkâr edemem.

D) Her zaman söylerim: “Ben geleceğin dünyasını geçmişe bakarak kuran, çağdaş bir sanatçıyım.”

E) Yaşananlar artık geride kalmıştır, bu yüzden geçmişi

hiçbir zaman sorgulamam.

5. El sanatları, insanların ihtiyaçlarını estetik biçimde karşılar. Evde veya atölyelerde, bütün gün veya boş zamanlarda ya da belli dönemlerde üretilir. El, el aleti veya mekanik araçların yardımıyla yapılan ürünlerdir bunlar. Bir

veya birden fazla sanatkârın bilgi ve becerisine ve usta-çırak ilişkisine dayanır, çevre şartlarına göre değişim

gösterir. Yörelere özgü el sanatlarımızın bazı alanlarının

devam ettiği, bazılarının ise yok olmaya yüz tuttuğu bilinen bir gerçektir. Gerek kullanılan malzeme gerekse uygulanan tekniğe göre çeşitlilik gösteren el sanatlarımız

kendi duygularımızı dile getirdiğimiz, kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak istediğimiz, kendi zevklerimizi sergilediğimiz birçok dönemin günümüzde devam eden izleridir.

Bu parçadan el sanatlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Güzel olmasına önem verildiği

B) Geçmişin izlerini taşıdığı

C) Malzemelerin yöreden yöreye değiştiği

D) Kimisinin unutulmaya başladığı

E) Babadan oğula geçtiği

6. Kaygı, sporcuların doğru karar alma yeteneklerini çoğu

zaman olumsuz olarak etkiler. Kaygı seviyesi yükseldikçe sporcu doğru karar almaktan ve yeteneklerini sergileyebilmekten daha da uzaklaşır. Aşırı baskı altında

bulunan sporcular bazı yanlış hareketler yapabilir. Aşırı

kaygı, sporcuların çok iyi bildikleri ve defalarca antrenmanlarda gerçekleştirdikleri bazı hareketleri unutturabildiği gibi, duygularında karışıklığa yol açıp olumsuz bazı

hareketler yapmasına da neden olabilir. Ayrıca sporcu

kendini karşılaşmaya psikolojik olarak hazırlamada, motive ve konsantre olmada zorlanabilir, amaçlar belirlemede yanlışlara düşebilir. Karşılaşmalardan önce veya

sonra sporcuların yoğun olarak yaşadıkları kaygı, sporcuların aile ve sosyal yaşamında da kararsız bir kişilik

yapısının oluşmasına neden olur.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi aşırı kaygının sporcularda oluşturduğu olumsuz etkilerden

biri değildir?

A) Öğrendiği ve çalıştığı hareketleri uygulayamamak

B) Saha içinde yerinde kararlar verememek

C) Takım arkadaşlarıyla uyum içinde hareket edememek

D) Günlük yaşamında bocalamak

E) Karşılaşmaya adapte olmada zorlanmak

1-D 2-B 3-D 4-A 5-E 6-C 7-E 8-D

8. Sonbahar ve kış aylarında günlerin kısalması ve günlük

aktivitelerin azalması özellikle yaşlılarda daha belirgin

bir karamsarlığa yol açar. Yaşlılar, bu mevsimlerde işe

yaramadıkları, dışlandıkları ve çevrelerinin gözünden

düştükleri duygusuna kapılırlar. Bu düşünceler depresif

duyguları artırır. Ruhsal çöküntü ile birlikte ciddi sağlık

sorunlarına yol açabilen bu depresyonun etkilerinin en

aza indirilebilmesi için öncelikle yaşlı insanlara, faydalı

oldukları duygusunun aşılanması gerekir. Onlara evde

yapabilecekleri ufak tefek işler verilmeli ve onlarında aileden biri olduğu vurgulanmalıdır. Kendilerini daha güçlü

hissetmeleri için gençlik yıllarını anlattırmak da bu anlamda faydalı olabilir.

Bu parçada yaşlılarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A) Mevsimlerdeki değişimlerden daha fazla etkilendiklerinden

B) Olumsuz düşüncelerden uzaklaştıracak basit işler

yapabileceklerinden

C) Anıları anlattırmanın kendilerini rahatlattığından

D) Karşılaştıkları sorunları aşmada deneyimli olduklarından

E) Karamsarlık ve üzüntünün bedensel rahatsızlıklara

neden olabileceğinden

P:130

Sözcük Türleri - 1

4. ÜNİTE

FASİKÜL 4

1 TÜRKÇE

Sözcük Türleri

 Sözcükler, cümlede değişik görevler üstlenir.

 Sözcüklerin üstlendiği bu görevler, onların türünü belirler.

 Bir sözcüğün türünü belirlemek için sözcüğün cümle içindeki kullanımını görmek gerekir.

 Dilimizde sözcükler, cümledeki kullanımına göre tür olarak değişkenlik gösterir.

İsim (Ad) ve Çeşitleri

İsim; canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli

durumları bildiren kelimedir.

BENDEN UYARMASI

“Ad soylu” ile “eylem soylu” sözcüklerin farkını bilmek, oldukça geniş bu konunun kolay anlaşılmasını sağlayacaktır.

O Fiillere mastar eki (-mek, -mak), olumsuzluk eki

(-me, -ma), şimdiki zaman kipi eki (-yor) getirilebilir.

O Ad veya ad soylu sözcükler ise bu ekleri alamaz.

Örnek

Yarın okulda seminer varmış.

Babaannesi, köyüne bu sabah varmış.

İlk cümledeki “var” sözcüğü “varmak, varmamış,

varıyor” biçimlerinde söylenemediğinden isimdir.

İkinci cümledeki “var” sözcüğü ise “varmak, varmamış, varıyor” biçimlerinde söylenebildiğinden ve “bir

yere gitmek, ulaşmak” anlamı taşıdığından fiildir.

BENDEN UYARMASI

Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesme işareti ile ayrılmaz:

Türk Dil Kurumunun, Mavi Köşe Bakkaliyesinde

Meydan, mahalle, bulvar, cadde, sokak isimleri

özeldir: Atatürk Bulvarı, Cumhuriyet Caddesi, Nigar

Sokak

Deniz, okyanus, göl, akarsu, boğaz ve geçit isimleri özeldir: Marmara Denizi, Atlas Okyanusu Tuz Gölü, Çanakkale Boğazı, Zigana Geçidi, Süveyş Kanalı

Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi sözcük türleri (kelime çeşitleri), “ad (isim) soylu” (ad, adıl, ön ad, belirteç, ilgeç, bağlaç, ünlem) ve “eylem (fiil) soylu” (eylem) olmak üzere iki ana

gruba ayrılır.

SÖZCÜK TÜRLERİ

Ad Soylu Sözcükler Fiil Soylu Sözcükler

Ad (isim) Eylem (fiil)

Adıl (zamir)

Ön ad (sıfat)

Belirteç (zarf)

İlgeç (edat)

Bağlaç

Ünlem

İSİM (AD) TÜRLERİ

Özel isim Somut isim Tekil isim

Cins isim Soyut isim Çoğul isim

Topluluk isim

VARLIKLARA

VERİLİŞLERİNE

GÖRE İSİMLER

VARLIKLARIN

OLUŞLARINA

GÖRE İSİMLER

VARLIKLARIN

SAYILARINA

GÖRE İSİMLER

A) Varlıklara Verilişlerine Göre İsimler

Tür (Cins) Adı: Aynı türden varlıkları karşılayan kelimelerdir.

Bina, araba, ağaç, kapı, rüzgâr, ağaç, kent, insan...

Özel Ad: Bir tür içinde sadece tek bir varlığı karşılayan kelimelerdir. Bazı özel isimler şunlardır:

İnsan isim ve soy isimleri: Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya

Kemal Beyatlı, Kemal Tahir

Kurum, kuruluş, vakıf, dernek, iş yeri, üniversite isimleri:

Meram Anadolu Lisesi, Türk Tarih Kurumu, Marmara Üniversitesi, Can Market

P:131

Sözcük Türleri - 1

TÜRKÇE 2

FASİKÜL 4

1 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Aşağıdakilerin hangisinde cümleyi oluşturan sözcüklerin

tümü addır?

A) Salih’in babası büyük bir gazetede çalışıyormuş.

B) Çocuk parkının ortasında kavak ağaçları vardı.

C) Bahar gelince her taraf yeşillendi.

D) Yan odadaki yaşlı kadın çok hastaydı.

E) Yarınki sınavın iyi geçmesini umuyorduk.

“ B seçeneğinde kırmızı renkli sözcüklerin hepsi isimdir.”

2 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden fazla soyut isme

yer verilmiştir?

A) Kimse bilmesin üzgünlüğümü

Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu

B) Güneşi, toprağı ve sevgiyi

Ve gözyaşını küçük çocuk

C) Senin için yüklüdür tohum

Yeryüzü senin hüznünde

D) Baharı devşirip getirdim

Sana verdim hanımeli çiçeklerini

E) Bir gün biliyorum gideceksin

Büyük, büyük şehirlere

“A seçeneğinde üzgün ve duygu sözcükleri soyut isimdir.”

BİZDEN NOT

O Özel isimlerin çeşitlerinden yazım kuralları konusunda ayrıntılı olarak söz edilecektir.

AKLINDA OLSUN

Somut anlamlı bir sözcük, anlam genişlemesi yoluyla soyut anlam kazanabilir.

O Ulu çınarın gölgesinde dinlendik.

O O, hep yakın arkadaşlarının gölgesinde kaldı.

Birinci cümledeki “gölge” sözcüğü somut anlamlı

bir isimdir. İkinci cümledeki “gölge” sözcüğü “ikinci planda kalınan bir durum”u karşıladığı için soyut

anlamlı bir isimdir.

BENDEN UYARMASI

Eylem İsmi

Eylem kök ve gövdelerine getirilen “-mak, -ma, -ış”

ekleriyle oluşturulan isimlere eylem ismi denir. Bunlara fiilimsi çeşitlerinden isim-fiil adı da verlir.

O Anneme, gülmek çok yakışıyor.

O Gençlere kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalı.

O Bülbüllerin ötüşü ile bahçe şenlendi

C) Varlıkların Sayılarına Göre İsimler

Tekil Ad: Sayıca bir varlığı karşılayan adlardır.

Çoğul Ad: Sayıca birden fazla varlığı karşılayan adlardır.

Çoğul ad, tekil adlara çoğul eki (-ler, -lar) getirilerek yapılır.

Tekil ad Çoğul ad

ağaç

bulut

sevgi

mevsim

ağaçlar

bulutlar

sevgiler

mevsimler

B) Varlıkların Oluşuna Göre İsimler

Somut Ad: Beş duyuyla algılanan varlıklardır.

 çiçek, ağaç, bulut, ses, hava, koku, rüzgâr

Soyut Ad: Beş duyudan herhangi biriyle hissedemediğimiz

ama var olduklarını kabullendiğimiz kavramları karşılayan isimlerdir.

 mutluluk, sevgi, akıl, ruh, melek, heyecan, korku

 Her sanatçı, sevinçlerini, üzüntülerini insanlarla paylaşmak

için eser üretir.

Bu cümlede “insan” ve “eser” sözcükleri, beş duyudan en

az biriyle algılandığı için somut isim;“sevinç” ve“üzüntü”

sözcükleri, beş duyudan hiçbiriyle algılanamadığı için soyut isimdir. AKLINDA OLSUN

O “Güneş, ay, dünya” sözcükleri, coğrafi terim olarak kullanıldığında özel addır.

Ay, Dünya’ya Güneş’ten daha yakın değildir.

Bu cümlede “Ay, Dünya ve Güneş” sözcükleri

coğrafi terim olarak kullanıldığından özel addır.

O Şu küçük çocuğun güneşte çok kalırsa dünyası kararabilir.

Bu cümlede “güneş ve dünya” sözcükleri coğrafi terim olarak kullanılmadığından tür(cins) adıdır.

O Hayvanlara, bitkilere veya diğer varlıklara verilen isimler, özel isim olur.

Maviş, Tekir, Boncuk

O Bazı tür adları, özel ad olarak kullanılabilir.

Deniz, bugün masmaviydi. (tür adı)

Deniz, arkadaşlarıyla maça gidecek. (özel ad)

P:132

Sözcük Türleri - 1

3 TÜRKÇE

FASİKÜL 4

3 - ÖĞRETEN SORU

“Artık” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad olarak kullanılmıştır?

A) Yemek hazır, artık sofraya oturabiliriz.

B) O bardaktaki artık suyu dökebilirsin.

C) Yemek artıklarını değerlendirmemiz gerekir.

D) Havalar ısındı, artık kar yağmaz.

E) Sus artık, biraz da beni dinle!

5 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -cık (-cik, -cuk, -cük) ekiyle türemiş sözcük, küçültme anlamından sıyrılarak somut

varlığa ad olmuştur?

A) Kardeşim bademcik ameliyatı oldu.

B) Gencecik yaşta iş dünyasında adını duyurmuştu.

C) Evlerinin küçücük bir bahçesi vardı.

D) Üzerine incecik bir elbise giymişti.

E) Gölün içinde bir sürü adacık olmuştu.

BİZDEN NOT

Topluluk isimleri “-lar/-ler” çokluk ekiyle diğer tür

adları gibi çoğul yapılabilir.

O Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir!

O Bu takımların başarılı olacağına hepimiz inanıyoruz.

BENDEN UYARMASI

O Dilimizde yüklem görevinde bulunan sözcükler

ad soylu sözcüklerden ya da fiillerden oluşabilir.

O Cümle Ögeleri konusunda bununla ilgili ayrıntılara değinilecektir.

Topluluk Adı: Çoğul eki almadan, birden fazla varlığın bir araya gelerek oluşturduğu grupları karşılayan adlara denir.

 ordu, halk, sürü, kurul, takım, komisyon

 Bir yarışmacı, jürinin kararlarına saygılı olmalı.

Bu cümlede “yarışmacı” sözcüğü, sayıca bir varlığı karşıladığı için, tekil isim; “kararlar” sözcüğü, “-ler, -lar” çoğul

ekini alarak birden fazla kavramı karşıladığı için, çoğul isim;

“jüri” sözcüğü, insanlardan oluşan grubu karşıladığı için,

topluluk ismidir.

ADLARDA KÜÇÜLTME:

Sözcüklere küçüklük, acıma, sevgi, şefkat anlamları katan

(-cik, -ceğiz) ekleriyle oluşturulan isimlerdir.

Odacık, yavrucuk, bebe(k)cik, kedicik, kadıncağız

Anneciğim, seni çok özledim. (sevgi anlamı)

Kadıncağız kaç gündür açmış. (acıma anlamı)

Tarlada gelincikler açmıştı. (tür adı)

Çınarcık, güzel bir ilçedir. (özel ad)

4 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Aşağıdaki dizelerden hangisinin yüklemi ad soylu bir sözcüktür?

A) Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım

(yüklemi ad soylu)

B) Bütün köy çocuklarını getirin buraya

(yüklem fiil)

C) Yalnızlıktan açarlar kimse bilmez onları

(yüklem fiil) (yüklem fiil)

D) Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer

(yüklem fiil)

E) Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni

(yüklem fiil) (yüklem fiil)

BİZDEN NOT

Çoğul eki (-lar, -ler), adlara çoğul anlamı dışında

başka anlamlar katar.

O Akşama teyzemlere gideceğiz. (aile-topluluk)

O Burada onlar “Karakeçililer” olarak biliniyor.

(soy-sülale)

O Özlem Büşra on yaşlarında sevimli bir çocuktu. (yaklaşık , civarında)

O Emir Beyler henüz buraya teşrif etmediler. (saygı)

O Bu çalışmada Fransızlar ile iş birliği yapılacak.

(millet)

O Fatihlere, Atatürklere hep ihtiyacımız var. (gibi

olanlar, benzetme)

O Küçük çocuk ateşler içinde yanıyor. (abartma)

O Sabahları bu sahilde yürüyüş yapıyorum. (her

zaman)

P:133

Sözcük Türleri - 1

TÜRKÇE 4

FASİKÜL 4

8 - ÖĞRETEN SORU

Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, soyut anlam

kazanabilir. Örneğin, somut anlamıyla “keskin bir şeyle, bir

vuruşla vücutta oluşan derin kesik veya zedelenme“demek

olan “yara“ sözcüğü, “dert, üzüntü, acı“ anlamına gelerek soyut bir anlam da kazanmıştır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde böyle bir anlam değişmesini örneklendiren sözcük kullanılmıştır?

A) Bütün öğrenciler, ilgilerine göre meslekler seçti.

B) Birçok başarılı insanın bu okulda yetiştiğini söyledi.

C) Yazdıklarına bakılırsa bu gençte şairlik damarı var.

D) Mektubunda benim için güzel şeyler yazmış.

E) Duygularımı ona nasıl anlatacağımı bilmiyorum.

6 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Aşağıdakilerin hangisinde tür adı özel ad olarak kullanılmıştır?

A) Lale, birçok yapıtta motif olarak kullanılmıştır.

tür adı

B) Nehir, bugün yağmurdan dolayı taşmıştı.

tür adı

C) Bayram, ailelerin bir araya gelmesi için bir fırsattır.

tür adı

D) Deniz, hastalandığı için mezuniyet törenine gelmedi.

özel ad

E) Kaya, bütün yolu kapadığı için trafik durdu.

tür adı

7 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde topluluk adı kullanılmıştır?

A) Sezai Karakoç’un bazı şiirlerini ezberlemek istiyorum.

B) Okuldaki arkadaşlarıyla yarın buluşup sinemaya gidecekmiş.

C) Beyza’nın derslerinin iyi olması, ailesini çok sevindirdi.

(Bu seçenekte aile, topluluk ismidir)

D) Yazarlar, okurlardan gelen istekleri dikkate almalıdır.

E) Test soruların hepsini çözenler ödüllendirilecek.

İsim Tamlamaları (Özet)

1. Belirtili Ad Tamlaması

Tamlayanın ve tamlananın tamlama eklerini aldığı ad

tamlamalarıdır

 Bahçenin çimlerini şimdi suladı.

2. Belirtisiz Ad Tamlaması

Tamlayanı ek almayıp sadece tamlananı iyelik eki alan

ad tamlamalarıdır.

 Ada halkı geçimini balıkçılıkla sağlıyor.

3. Takısız Ad Tamlaması

Tamlayanın ilgi (tamlayan) eki, tamlananın iyelik (tamlanan)

eki almadığı ad tamlamalarıdır.

 Tamlayan, tamlananın neyden yapıldığını bildirir:

bronz heykel

altın saat

kâğıt mendil

yün çorap

 Tamlayan, tamlananın neye benzediğini bildirir:

elma yanak

mangal yürek

servi boy

pırlanta çocuk

4. Zincirleme Ad Tamlaması

En az üç adın, tamlayan ve tamlanan ekleri kullanılarak birbirine bağlanmasıyla oluşan söz grubudur.

 Sanatçı, öykülerinde Anadolu insanının hayatını anlatıyor. BİZDEN NOT

İsim tamlamalarına “TAMLAMALAR” konusunda

ayrıntılı olarak yer verilecektir.

BİZDEN NOT

İsim hâl eklerine “EKLER VE SÖZCÜK YAPISI” konusunda ayrıntılı olarak yer verilecektir.

PRATİK BİLGİ

İsim Hâl (Durum) Ekleri

1. Yalın Hâl

İsimlerin hiçbir hâl eki almamış şekilleridir.

Taner, masa, deniz

2. Yönelme/Yaklaşma Hâli (-a, -e)

“-a, -e” ekiyle yapılır. Buna ismin “-e hâli” de denir.

Selcen, yarın tiyatroya gidecek

3. Bulunma Hâli (-da, -de)

İsimlerin -de, -da, -te, -ta eki almış hâlidir.

Yol çalışmaları yandaki sokakta devam ediyor.

4. Ayrılma/Uzaklaşma Hâli (-dan, -den)

İsimlerin -den, -dan, -ten, -tan eki almış hâlidir.

Okuldan çıkınca babasının yanına uğrayacakmış.

5. Belirtme Hâli (-ı, -i)

İsimlerin -ı, -i, -u, -ü eki almış hâlidir.

Talha, çiçeği arkadaşına verdi.

P:134

Sözcük Türleri - 1

5 TÜRKÇE

FASİKÜL 4

Etkinlik 1

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili isimlerin türlerini karşısında bulunan kavramlarla eşleştiriniz.

1. Şiir türü, Cumhuriyet Dönemi’nde oldukça gelişmiştir.

2. Kamp ekibimiz aşırı tipiden dolayı geri döndü.

3. Öğrencilerin heyecanla beklediği kütüphane nihayet açılıyor.

4. Birçok yayınevi yeni ürünlerini sergileme imkânına kavuştu.

5. Fantastik film türü yaygınlaşmaya başladı.

6. Bu romanı, korku türünde kaleme almayı düşünüyorum.

7. Mezuniyet töreni az önce büyük bir coşkuyla başladı.

Etkinlik 2

Aşağıdaki cümleyle ilgili verilen yargılardan doğru olanların karşısına işareti koyunuz.

‘’Hamza Bey, yayın editörleri toplantısında bu kitapçığı değerlendirmemiz için bize görev verdi.’’

1. Cins bir isim özel isim olarak kullanılmıştır.

2. Tekil ve çoğul isme yer verilmiştir.

3. Topluluk isimleri kullanılmıştır.

4. Cümlede geçen “görev” sözcüğü tekil ve cins isimdir.

5. ‘’Kitapçığı’’ sözcüğü küçültme eki almıştır.

Özel İsim

-

45

S

Soyut İsim

-

45

S

Cins İsim

-

45

S

Tekil İsim

-

45

S

Topluluk İsim

-

Somut İsim

-

Çoğul İsim

-

P:135

TÜRKÇE 6

Öğreten Test FASİKÜL 4

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem tekil hem topluluk ismi kullanılmıştır?

A) Köpeklerin mamasını verdiniz mi?

B) Vadide gezerken bir yılan görmüşler.

C) Bugünlerde asıl mücadele, insan kalmak için veriliyor.

D) Bu ilginç destede kaç kalem var?

E) Defterimin kenarına bu imzayı kim attı?

3. Belki haziran da mavi benekli çocuksun

Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor

Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden

Belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun

Bu dizelerde altı çizili sözcüklerin yapısı aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?

A) türemiş, türemiş, birleşik, basit

B) birleşik, basit, birleşik, türemiş

C) türemiş, türemiş, birleşik, türemiş

D) basit, basit, birleşik, basit

E) türemiş, basit, basit, birleşik

1. Aşağıdakilerin hangisinde cümleyi oluşturan sözcüklerin tümü isimdir?

A) Yolun karşı tarafına bir türlü geçemiyordu.

B) Okulun önünde seyyar satıcılar bekleşirdi.

C) Bağ evimizde kardeşimin salıncağı vardı.

D) Sarayın arka pencereleri denize bakıyordu.

E) Geceleri sokağa yalnız çıkmaktan korkardı.

4. Bölerek uykunu, rüyalarına

O sevgi dolu hayallerine

Sabah akşam uçup aynalarına

Konmak istiyorum, konamıyorum

Yukarıdaki dörtlükte aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Cins ismi

B) Tekil isim

C) Çoğul isim

D) Topluluk ismi

E) Soyut isim

5. Aşağıdaki kelimelerin hangisi biçim bakımından tekil, anlam bakımından çoğuldur?

A) Araba

B) Şişe

C) Demet

D) Bilgisayar

E) Zar

6. “–ler, -lar” eki altı çizili isimlerden hangisine farklı bir

anlam katmıştır?

A) Elmaları toplarken dikkat edelim.

B) Eve geldiğinde eriklerin çoğunun çürük olduğunu

fark etti.

C) Dayımlar akşam bize gelecek.

D) Telefonları uluorta yerde bırakmayın.

E) Raf ömrünü tamamlayan gıdalar çöpe atılmalı.

P:136

7 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 4

8. Kelimeler kullanıldığı cümleye göre özel isim veya cins

isim olabilirler.

Buna göre aşağıdaki cümlelerden hangisinde cins

ismi olan bir kelime özel isim olarak kullanılmıştır?

A) Sarı saçlı, kısa boylu, iri kemikli, şen bir çocuktu o.

B) Ece ne ondan ne de ailesinin eski saltanatından bahsetmek isterdi.

C) Denizde bugün dalga yok, sandalla açılmak için harika bir gün.

D) Arkadaşım gözlerini bana dikmiş cevap vermemi

bekliyordu.

E) Kaya, tanışmamızın onuncu yılında bana mesaj attı.

9. Ben hepsini hallederim zaten. Kayakları, rüzgâr aletlerini ve konaklayacağımız oteli. Kaymaya gelince kolay,

hızlı öğrenirsin. Çevik hareketli, güçlü bir sporcusun, İçimizde alanında uzman hocalar da var. Eğer herhangi bir

olumsuzluk olmazsayarın kafilemize de katılacaklar.

Yukarıdaki parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) ‘’Kayakları’’ kelimesi çoğul isimdir.

B) ‘’Sporcusun’’ kelimesi tekil isimdir.

C) ‘’Kafilemize’’ kelimesi topluluk ismidir.

D) ‘’Uzman’’ kelimesi özel isimdir.

E) ‘’Oteli’’ kelimesi somut isimdir.

11. Aşağıdaki altı çizili kelimelerden hangisi karşıladığı

varlığın sayısına göre diğerlerinden farklıdır?

A) Salona girer girmez bulduğu ilk masaya oturdu.

B) Çözüm yöntemlerini yanlış değerlendirmek bazı olumsuzlukları da beraberinde getirir.

C) Bilgi sahibi oldukça bilmenin sınırının olmadığını anladım.

D) Elinde bir buketle kapının girişinde beni bekliyor.

E) Hepimiz, kendi hayatımızın en büyük tanıklarıyız.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili kelimelerin tamamı soyuttur?

A) Üstü açık bir kağnı, gecenin karanlığı içinde sakince

ilerliyordu.

B) İneklerde yorgunluk belirtileri zamanla ortaya çıkmaya başlamıştı.

C) Yorgunluk ve arabadaki çocuğu düşünmekten doğan üzüntünün ağırlığı ile ne yapacağını şaşırmıştı.

D) Bu düşüncelerle can yoldaşı olan kıymetli atının nemli

yelesine dokundu.

E) Yanından geçtikleri bir evin üstünde bulunan bayrak

yaklaştıklarının habercisiydi.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç içinde verilen kavramlara uygun bir örnek yoktur?

A) Çam ormanlarında dakikalarca gezdiler. (çoğul isim)

B) Şöminede odun parçaları alev alev yanıyor. (tekil

isim)

C) Dostluğun bu ilişkilerde ikna becerisi çoktur. (somut

isim)

D) Ekipten ayrılan son görevlinin de istekleri yerine getirildi. (topluluk ismi)

E) Yusuf Bey’i gayet iyi tarif etti. (özel isim)

1-C 2-D 3-E 4-D 5-C 6-C 7-D 8-E 9-D 10-C 11-D 12-D

7. Bekleme salonunda birbirlerini eğlendirmekle meşgul

olan izci grubu bir süre sonra, gülüşerek tam bir neşe

içinde salona girmişlerdi. Bir kısmı salonun ortasında

beklerken öbürleri etrafı tanımaya çalışıyordu.

Yukarıdaki parçadan seçilen aşağıdaki kelimelerden

hangisi isim değildir?

A) salon

B) izci

C) neşe

D) öbürleri

E) grubu

P:137

TÜRKÇE 8

Pratik Test FASİKÜL 4

4. “Tür (cins) adları, bazen özel ad olarak kullanılabilir.”

Buna göre aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi

özel bir addır?

A) Kitap uzun süre elden ele dolaştı.

B) Çocuk, ateşi çıkınca sabaha kadar uyumadı.

C) Dolap, sapı kopunca tamir için götürüldü.

D) Yol, ırmağın kıyısında ikiye ayrılıyordu.

E) Boğaz gezisi yapmadan İstanbul’dan ayrılmayalım.

1. Aşağıdaki cümlelerde geçen birleşik sözcüklerden

hangisi, ötekilerden farklı bir yolla oluşturulmuştur?

A) Birden gökyüzü kapkara bulutlarla doldu.

B) Benim için gözyaşı dökecek kimse yok, dedi.

C) Evin bahçesinde çiçekler vardı: hanımeli, papatya...

D) Sanatçı, kalburüstü eserler üretiyor.

E) Sapsarı buğdaylar için gelen biçerdöverler bunlardı.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, soyut addan türeyip somut varlığı niteleyen bir sıfat vardır?

A) Turistler sisli havada yollarını kaybetti.

B) Antalya’da gün boyu soğuk rüzgârlar esti.

C) Çocuklarına yaşlı gözlerle uzun uzun baktı.

D) Değerli anılar yıllar geçse de unutulmaz.

E) İkisi de anlayışlı insanlara benziyor.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük,

yapı bakımından basittir?

A) Mektuplarının hepsini dikkatlice saklardı.

B) Gözlüğünü elbise dolabının arkasında buldu.

C) İki gün sonra köylerine gezici sağlık ekibi gelecek.

D) Sorulara düşündürücü cevaplar veriyordu.

E) Kalıcı çözümlere ancak çalışılarak ulaşılabilir.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcüklerin tümü

addır?

A) Aylarca kapısı açılmayan ev çok dağınıktı.

B) Gökyüzünün rengi bugün yağmuru haber veriyor.

C) Yanına ne arkadaşı ne de kardeşi uğramıştı.

D) Köyde evlerin bahçelerinde erik ağaçları vardı.

E) Evin arkasındaki vişne, yıllardır meyve vermiyordu.

3. İstanbul gibi güzel ve esrarlı

İmkânsız değil zevkine ermek güzelliklerin

Upuzun bir bekleyiştir yaşamak

Bu şehirde yeşerir hayallerin

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

A) Özel ad

B) Soyut ad

C) Topluluk adı

D) Çoğul ad

E) Tür adı

1-E 2-D 3-C 4-E 5-E 6-B

P:138

9 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 4

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük,

ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Özgün kalmasını bilmiş başarılı bir yazardı.

B) Aradığı kitapların hepsi kütüphanede vardı.

C) İnsanları bu bölgeye çeken, şifalı sulardı.

D) Annesi her gün onun yolunu gözlerdi.

E) Bizi şaşırtan, bu yanlış bilgiydi.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, türemiş isim değildir?

A) Öykülerinde yalın bir anlatım görülüyor.

B) Sizlere açıklama yapmak istediğini söyledi.

C) Bakıcının olumlu yönlerini bir bir anlattı.

D) Ünlü yönetmen yeni bir projeye başlamış.

E) Gezimize katılmayı düşünüyor musun?

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yansımadan türeyen sözcük bir ismi nitelemiştir?

A) Suyun ezgili şırıltısını dinlerken hayallere daldı.

B) Köpeklerin havlaması mahalle sakinlerini rahatsız

etti.

C) Uyumak için yatağa girdiğinde üst kattan bir tıkırtı

geldi.

D) İhtiyarlar, gürültü ortamlardan pek hoşlanmaz.

E) Çocuk, elindeki balon patlayınca şaşkınlıkla etrafına

bakındı.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük ad

olarak kullanılmıştır?

A) Akranlarıyla arası çok iyiydi son günlerde.

B) Yola çıkmadan önce onu telefonla ara.

C) Onların evleri ara sokakların birindeydi.

D) Bu dağınık odada bir şey arama, bulamazsın.

E) Arada farklı türde kitapları da okumalısın.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yeni” sözcüğü, ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Babam yurt dışından yeni döndü.

B) Bu konuyu onunla yeni konuştuk.

C) Bu eve yeni taşındı dayımlar.

D) Yeni okudum bana aldığın kitabı.

E) Yeni her zaman için ilgi çekicidir.

4. Aşağıdakilerin hangisinde, cümleyi oluşturan sözcüklerin tümü isimdir?

A) Van Gölü eskiden bir tatlı su gölüydü.

B) Zamanla göldeki bütün balıklar yok oldu.

C) Nehir civarındaki halk yıllarca burada avlanmış.

D) Yöre halkının geçim kaynağı inci kefaliydi.

E) Göle dökülen kirli su kaynakları yok artık.

P:139

TÜRKÇE 10

Sınav Tadında FASİKÜL 4

10. Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

Bir mumun ardında bekleyen rüzgâr

Işıksız ruhumu sallar da durur

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Soyut isim

B) Somut isim

C) Topluluk ismi

D) Çoğul isim

E) Tür ismi

1-D 2-C 3-D 4-D 5-C 6-E 7-A 8-E 9-E 10-C 11-D 12-A

11. “Somut anlamlı bir sözcük, anlam genişlemesi yoluyla

soyut anlam kazanabilir.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir kullanım vardır?

A) Karla kaplı dik yamaçlarla çevriliydi bu ova.

B) Şehrin dışında küçük bir evde yaşıyormuş.

C) Sabaha kadar ateşin başında sohbet ettiler.

D) Ona karşı derin bir sevgi besliyordu.

E) Köyün tertemiz havasını özlemişiz.

12. “- ler, - lar” eki aşağıdaki cümlelerin hangisinde çoğul anlamda kullanılmıştır?

A) Kahramanlar koynunda yattıkça benimsin ey güzel

vatan.

B) Bu ülkede daha çok Neşet Ertaşlar yetiştirmeliyiz.

C) Senin ballandıra ballandıra anlattığın Rusyalarda biz

de az gezmezdik.

D) Ahmet Beyler henüz işe gelmediği için siparişleri hazırlayamıyoruz.

E) Sabahları kahvaltı yapmak günün geri kalanını sağlıklı geçirmek için oldukça önemli.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tekil ad, çoğul ad

ve topluluk adı bir arada kullanılmıştır?

A) Bu başarılar, bir takım çalışmasının ürünüdür.

B) Okulun aldığı kararlar, herkesçe olumlu karşılandı.

C) Tek dersten kalanlara bir sınav hakkı daha verildi.

D) Öğretmenler, sınavın eylülde yapılacağını söyledi.

E) Sınava yaklaşık bin kişinin katılması bekleniyor.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut anlamlı bir

sözcük, somut bir ismi niteleme göreviyle kullanılmıştır?

A) Çocukluk günlerini bu kasabada geçirmişti.

B) Bu acı olay herkesi derinden etkilemiş.

C) Odanın içine yavaş yavaş bir koku yayıldı.

D) Kızdığında çok ağır sözler söylüyor.

E) Sıcak yemekleri daha çok seviyor.

9. Aşağıdaki cümlelerde geçen birleşik adlardan hangisi, iki adın doğrudan bileşmesiyle oluşmuştur?

A) Mirasyedilerin pek başarılı olduğu görülmemiştir bu

hayatta.

B) Amcasının uyurgezer olduğunu öğrendiğimde çok

şaşırmıştım.

C) Bu durum soya çekimle açıklanacak bir konu değildir.

D) Yeni evimiz için çekyat almayı düşünüyoruz.

E) Tam bir hafta babaannesinde kalmış ve onun ihtiyaçlarını karşılamıştı.

P:140

11 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 4

1. Bazen tür (cins) adları özel ad görevinde de kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna uygun bir kullanım vardır?

A) Arkadaşlarıyla yarın Üsküdar’da buluşacak.

B) Gökyüzünü kara kara bulutlar kaplamıştı.

C) Birazdan babamla balık tutmaya gideceğiz.

D) Ağaçlar bu mevsimde gelinliklerini giyiyor.

E) Lâle sinemanın önünde bekliyordu.

2. Çoğul eki almadıkları halde, birden fazla varlığı veya kavramı karşılayan adlara ‘’topluluk adı’’ denir.

Aşağıdakilerin hangisinde bir topluluk adı kullanılmıştır?

A) Öğrenciler çıkınca sınıflar gözden geçirilir ve bir güzel temizlenirdi.

B) Bu öğretim yılında, komisyon tarafından hazırlanan

kitaplar okutulacakmış.

C) Konu, daha iyi anlaşılması için, üç bölümde anlatılacak.

D) Olayın üzerinden üç hafta geçmesine rağmen insanlar hâlâ tedirgindi.

E) Dersler, öğrencilerin katılımıyla daha da zevkli geçmeye başlamıştı.

3. Paris’e bir gece aniden gelmeliyim

Elimde kırmızı güller sana mutluluk getirmeliyim

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Özel ad

B) Tür adı

C) Tekil ad

D) Çoğul ad

E) Topluluk adı

5. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük somut bir

addır?

A) Artık yılların yorgunluğunu iyice hissediyordu.

B) Çizgili alnı sıkıntılı geçen günlerin habercisiydi.

C) Torunlarıyla gezip oynamaktan büyük tat alıyordu.

D) Hastayken çocuklarını yanında görmek istiyordu.

E) Böyle zamanlarda çok sessiz dururdu.

6. Kuşlar uçar Ege’ye

Ne güzeldir şu sonbahar

Sarı sarı hüzün yağar

Gökyüzünden üstümüze

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Tekil ad

B) Özel ad

C) Tür adı

D) Soyut ad

E) Topluluk adı

4. Aşağıdakilerin hangisinde cümleyi oluşturan sözcüklerin tümü isimdir?

A) Yaz akşamlarında bu sahiller çok kalabalıktır.

B) Bahçede oynayan çocuklar evlerine gitmiş.

C) Buralarda mayıs ayında kiraz festivali düzenlenir.

D) Uçurtmasını alan çocuk yemyeşil ovaya koşmuştu.

E) Deniz kenarında çam ağaçları vardı.

P:141

TÜRKÇE 12

Sınav Tadında FASİKÜL 4

10. Dargın insanlar barışır bugün

Sevgi, mutluluk ile yarışır bugün

Bu dizelerde kaç isim vardır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük

isim görevinde kullanılmamıştır?

A) Kaybettiğin eşyalar için ilan vermelisin.

B) Kitap okuma alışkanlığı kolayca kazanılabilir.

C) O, bizi çalışmalar hakkında bilgilendirdi.

D) Günlük tutmaya küçük yaşlarda başlamıştı.

E) Yardımseverliğiyle çevresinde tanınır.

7. Aşağıdakilerin hangisinde cümleyi oluşturan sözcüklerin tümü addır?

A) Zenginler, yoksul insanları düşünmeli.

B) Arkadaşımın şiir kitapları varmış.

C) Ağlayan bebek, annesini görünce sustu.

D) İki katlı, bahçeli bir ev aldılar.

E) Her tarafı, incecik bir toz bulutu kapladı.

8. Anılarda cıvıl cıvıl

Dallarıyla budakları

Konya’da bir ağaç vardı

Dökülmezdi yaprakları

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Özel ad

B) Somut ad

C) Topluluk adı

D) Çoğul ad

E) Tür adı

9. Çoğul eki almadığı halde birden fazla varlığı karşılayan

adlara ‘‘topluluk adı’’ denir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde topluluk adı kullanılmamıştır?

A) Kar yağışı nedeniyle eğitime bir süre ara verildi.

B) Yorgun düşen kafile çamlığa gelince mola verdi.

C) Komisyon, soruları hazırlayıp idareye verdi.

D) Öğretmen olmamı, ailem, benden daha çok istiyor.

E) Takımımız maç hazırlıklarını bugün tamamladı.

1-E 2-B 3-E 4-E 5-C 6-E 7-B 8-C 9-A 10-C 11-C 12-B

12. Ünlü yazarın geçen hafta kitabevi raflarında yerini alan

bu romanında işlediği konuyu gençlik hatıralarından seçtiği söyleniyor.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Türemiş isim

B) Özel isim

C) Tür (cins) ismi

D) Somut isim

E) Birleşik isim

P:142

Sözcük Türleri - 1

13 TÜRKÇE

FASİKÜL 4

Zamir (Adıl)

Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların (adların) yerini tutan sözlerdir.

Örnek

 Almanya’da doğmuş ama yıllardır oraya gitmemiş.

Bu cümlede, “Almanya” adını tekrar etmemek için, bu adın

yerine kullanılan “ora” sözcüğü zamirdir.

 Bunu ona kim verecek?

Bu cümlede “bu, o, kim” sözcüklerinin yerine ad getirilebilir.

 (Kitabı Melih’e Ahmet verecek.) “Bu, o, kim” sözcükleri,

“kitap, Melih, Ahmet” adlarının yerini tuttuğu için zamir görevindedir.

Zamir (Adıl) Çeşitleri

Kişi Zamiri: Kişinin yerine kullanılan zamirlerdir.

Ben I. tekil kişi zamiri

Sen II. tekil kişi zamiri

O III. tekil kişi zamiri

Biz I. çoğul kişi zamiri

Siz II. çoğul kişi zamiri

Onlar III. çoğul kişi zamiri

Bu zamirler, cümlelerde çeşitli çekim ekleri alarak kullanılabilir.

 Benim onu okulda bekleyeceğimi biliyor.

Bu cümlede “benim, onu” sözcükleri kişi zamiridir.

 Öğretmenimiz bana ve sana resim köşesini düzenleme görevi verdi.

Bu cümlede, yaklaşma durumu ekini (-e, -a) alan I. ve II.

tekil kişi zamiri olan “ben” ve “sen” sözcükleri “bana” ve

“sana” biçimine dönüşerek ismin yerine geçmiştir.

Dönüşlülük Zamiri: Kişi kavramını pekiştiren “kendi” sözcüğüdür.

Örnek

Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın

Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin

 Dönüşlülük zamiri, kişi zamirlerinin yerine kullanılabilir.

Kendi-m (ben)

Kendi-n (Sen)

Kendi-si (O)

Kendi-miz (Biz)

Kendi-niz (Siz)

Kendi - leri (Onlar)

AKLINDA OLSUN

Zamirler, isimlere gelen ekleri alabilir. Bu bağlamda ben ve sen kişi zamirleri (e - a) durum eki alarak

ses değişikliğine uğrar.

ben - e - bana------- sen - e - sana

“ Bana güzel sözler söyledi.”

“Sana uğurlar olsun, ayrılıyor yolumuz.”

AKLINDA OLSUN

Dönüşlülük adılı, kişi zamirinin yerine kullanılabildiği gibi, kişi zamirleriyle birlikte, cümleye pekiştirme

anlamı katacak şekilde kullanılabilir.

Bu soruyu kendim çözdüm.

Bu soruyu ben kendim çözdüm.

Birinci cümlede “kendim” zamiri, I. tekil kişiyi belirtecek şekilde, kişi zamirinin yerine; ikinci cümlede

kişi zamiriyle (ben) birlikte, cümleye pekiştirme anlamı katacak şekilde kullanılmıştır.

1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Kimi zamirler, özneyi pekiştirerek belirtirler. Bunlar tek başlarına asıl şahıs zamirlerinin yerini tutabildikleri gibi, onlarla birlikte de kullanılabilirler.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir

zamir vardır?

A) Doğrusu, onun sözüne pek kulak asmadım.

B) Bence, alınan sonuç pek de olumlu değildi.

C) Bu elbiseyi ben kendim diktim.

(Bu cümlede ben ve kendim zamirleri, pekiştirme özelliği

sağlamıştır.)

D) İşittiklerimiz bunları doğrular nitelikteydi.

E) Ahmet o yaz, tatilini bizde geçirecekti.

Zamir (Adıl) ve Çeşitleri

ZAMİR (ADIL)

Kişi (Şahıs) Zamirleri

Dönüşlülük Zamiri

İşaret Zamirleri

Belgisiz Zamirler

Soru Zamirleri

Sözcük Durumundaki

Zamirler

Ek Durumundaki

Zamir

İlgi Zamiri

P:143

Sözcük Türleri - 1

TÜRKÇE 14

FASİKÜL 4

3 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Aşağıdaki dizelerin hangisinde işaret, kişi ve dönüşlülük

zamiri bir arada kullanılmıştır?

A) Renkler çekildi simsiyah bir saraya

Birbirine eşit mesafededir artık her şey

B) Yâd eller aldı beni, taşlara çaldı beni

Yârdan ayırdı felek, gurbete saldı beni

C) Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu

Kerem’in sazına cevap veren bu

D) O yerde senin hatıran var

Kendin, bunu her zaman düşünmelisin

(senin kişi zamiri, kendin dönüşlülük, bunu işaret zamirlidir.)

E) Bir taşın üstünde hayale daldım

Ben nerde doğmuşsam o yerde kaldım

4 - ÇÖZÜMLÜ SORU

(I) Ben de birçokları gibi, gerçeğin kurgulanmasını severim.

(I. cümlede ben kişi zamiri, birçokları belgisiz zamirdir.)

(II)  Gerçeğin senin benim anlayacağım biçimde bir sanatçının

eliyle değiştirilmiş olmasını isterim. (III) Sanatçının anlatmadığı

olaylar beni ilgilendirmez. (IV) Masallar, efsaneler de hayalimizle

değiştirdiğimiz birtakım evrenleri seslendirdiği için etkiler beni.

(V) Karşılaştığım güzellikler karşısında duygulanır ve bunları hemen kâğıda dökerim. (VI) Yazdıklarım benimle konuşmaya başlayınca sorun yoktur artık, ne renk ne desen ilgilendirir beni.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde hem

kişi hem belgisiz zamir kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“O” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi adılı

(şahıs zamiri) olarak kullanılmıştır?

A) Çocuklar o ağacı sulamışlar.

B) Annesi onu, biraz önce hastaneye götürdü.

C) Kitaplıktan o kitabı alıp gitti.

D) Ben bu evi değil, onu beğendim.

E) Dosyayı göstererek: “Onu bana ver.” dedi. BENDEN UYARMASI

O “O” ve “onlar” sözcükleri, hem işaret zamiri hem

kişi zamiri olarak kullanılabilir.

Bu sözcükler, insan için kullanılırsa kişi zamiri;

insan dışındaki varlıklar için kullanılırsa işaret

zamiri olur.

Onları bu toplantıya çağırmalıyız.

Onları depodaki raflara yerleştirin.

Birinci cümlede “onları” sözcüğü, insan için kullanıldığından kişi zamiridir.

İkinci cümlede ise insan dışındaki varlıklar için

kullanıldığından işaret zamiridir.

İşaret adılları içinde bu durum, sadece bu iki

sözcük için geçerlidir.

O Diğer işaret adılları (bu, şu, bunlar, şunlar, öteki...) insan için de kullanılsa adıl olduklarında

her zaman işaret zamiridir.

Serkan’ın değil, bunun sorusuna cevap vermeliydin.

Bu cümlede “bu” sözcüğü bir kişiyi karşılamasına rağmen işaret zamiridir.

Belgisiz Zamir: Adın yerini belirsiz olarak tutan zamirlerdir.

biri, birisi, birçoğu, birkaçı, bazısı, başkası, herkes, hepsi,

hiçbiri, hiç kimse, kimi, kimisi, çoğu ...

 Senin yerine birisi postaneye gitsin.

Bu cümlede, “sen” zamiri, belli bir kişiyi karşılarken “biri”

sözcüğü, karşıladığı kişi kesin olarak belirtilmediğinden,

belgisiz zamirdir.

 Birkaçımız, taşınan komşumuza yardım ettik.

Bu cümlede “birkaçımız” sözcüğü, sayıca bir belirsizlik anlamı taşıyıp karşıladığı kişiler kesin olarak belirtilmediğinden belgisiz zamirdir.

 Herkes bu konuya çalışsın.

 Soruların bazıları gerçekten çok zordu.

 Bu soruları kimse çözememiş.

 O, işlerini titizlikle yapan birisidir.

 Kimileri bu tür romanları daha çok seviyor.

Bu cümlelerde “herkes, bazıları, kimse, birisi, kimileri” sözcükleri, karşıladıkları kişiler kesin olarak belirtilmediğinden

belgisiz zamirdir.

İşaret Zamiri: İşaret anlamı taşıyan ve adların yerini işaret

yoluyla tutan sözcüklerdir.

bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, bura(sı), şura(ya), ora(da),

öteki, beriki

 Kitap masadaymış, onu bana getirir misin?

Bu cümlede, “onu” sözcüğü işaret yoluyla “kitap” adının

yerine kullanıldığından, işaret zamiridir.

 Kalemi sen al, şunu da kardeşine ver.

Ötekini alsan daha iyi olacak.

Bu cümlelerde “şunu, ötekini” sözcükleri, işaret anlamı taşıyarak bir varlığı karşıladığı için işaret zamiridir.

 Ailesi buraya iki yıl önce taşınmıştı.

Bu cümlede “buraya” sözcüğü, bir yer, mekân adının yerine geçtiği için işaret zamiridir.

P:144

Sözcük Türleri - 1

15 TÜRKÇE

FASİKÜL 4

6 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

Meslek gruplarının bazıları üyelerinin davranışlarından sorumlu

tutulur. Anneliğin de kimi açılardan bir meslek grubu sayılmasına rağmen onlardan birinin kötü davranışı diğerlerine duyulan saygıyı pek etkilemez. Ancak iyi örgütlenmiş meslek gruplarının üyeleri, insanların gözünde birbirleriyle öyle özdeşleşmiştir ki mesleği icra eden birinin tutumu tüm meslektaşların

itibarını etkiler.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi zamir değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II III

IV BİZDEN NOT

V

“Hangi, kaç ve ne” sözcükleri ismi belirttiğinde soru sıfatı, ismin yerini tuttuğunda soru zamiri olur:

O Hangi bölümü seçeceksin? (Soru Sıfatı)

O Hangimiz, çocukluğumuzda bu şarkıyı dinlemedik? (Soru Zamiri)

O Ne tarafa gideceksiniz? (Soru Sıfatı)

O Bugün bize ne anlatacaksın? (Soru Zamiri)

O Bu apartmandaki kaç öğrenci okula gidiyor?

(Soru Sıfatı)

O Bu apartmandaki gençlerin kaçı üniversiteye

gidiyor? (Soru Zamiri)

EK DURUMUNDAKI ZAMIR

İlgi Zamiri: Bağlantı kavramı veren -ki ekiyle oluşturulan zamirdir.

 Ahmet’in çantası sınıfta kalmış, Burcu’nunki nerede?

Bu cümleden “-ki” ekinin, tamlanan durumundaki “çanta”

adının yerini tuttuğu anlaşılmaktadır.

 İlgi zamiri “-ki”, mutlaka tamlayan ekinden (-ın, -in, -un, -ün,

-im) sonra gelir.

Onunki, seninki, benimki, bizimki...

Antalya’nın sıcağı, Muğla’nınkinden fazladır. (Muğla’nın sıcağı)

Bizim okul sizinkinden daha uzak. (okulunuz)

Bizimki yine okuldan sonra parka gitmiş. (çocuk) PRATİK BİLGİ

Dilimizde -ki ekinin üç işlevi vardır:

1. Zamir yapan -ki(İlgi zamiri):

Senin kalemin ---- seninki

2. Sıfat yapan -ki:

Penceredeki kuşlar

Sıfat

3. Bağlaç olan -ki:

Anladım ki bu iş böyle olmayacak.

Sıfat ve zamir yapan -ki daima bitişik yazılırken

bağlaç olan ayrı yazılır.

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri vardır?

A) Arkadaşın Ankara’ya ne zaman gelmiş?

B) Bu tabağı buraya kim koymuş olabilir?

C) Ben de onunla gidebilir miyim?

D) Kaçıncı katta oturuyorsunuz?

E) İstanbul’a ilk kez mi gidiyorsun? BENDEN UYARMASI

Soru zamirleri , cümlelerde her zaman soru anlamı taşımayabilir fakat bu sözcükler yine soru zamiri kabul edilir.

O Onun nereye gideceğini bilmiyorum.

Bu cümlede “nereye” sözcüğü cümleye soru

anlamı katmamıştır ama görevce soru zamiridir.

Soru Adılı: Adın yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir. Soru

zamirinin cevabı, bir ad ya da başka bir zamirdir.

Kim (kime, kimi, kimde, kimden, kimler...)

Ne (neyi, neye, neler, nesi, neyin...)

Nere (nerede, nereden, neresi, nereyi...)

Hangisi (hanginiz, hangimiz, hangileri...)

Kaçı (kaçıncısı, kaçınız, kaçımız...)

 Size dün akşam kim gelmiş?

Bu cümlede, “kim” sözcüğü, soru anlamı taşımaktadır ve yerine cevap olarak bir ad gelebilmektedir. “Size dün akşam

 Taner gelmiş.” cevabında görüldüğü üzere “Taner” adı,

“kim” sözcüğünün yerine cevap olarak gelebilmektedir.

 Bana hediye olarak ne aldın? (yüzük)

 Bütün bunları kimden duydun? (Turgay’dan)

 Buranın neyi meşhur? (fındığı)

 Geçen yaz, nereyi gezdin? (Kapadokya’yı)

 Bu tablolardan hangisini beğendin? (şunu)

 Kalemlerin kaçını sana verdi? (üçünü)

P:145

Sözcük Türleri - 1

TÜRKÇE 16

FASİKÜL 4

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir zamirle

sağlanmıştır?

A) Bunca sıkıntıya neden katlandınız?

B) Bu romanı benden sonra kim okumak ister?

C) Bu çiçeklere kaç para verdiniz?

D) Kaçıncı katta oturduğunu söyledi mi?

E) Bana gizlice ne söylediğini biliyor musunuz?

7 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Aşağıdakilerin hangisinde belgisiz zamir kullanılmıştır?

A) Kimi insanlar karlı havada araba kullanmıyor.

B) Size başka bir gömlek verelim, dedi.

C) Sinemalardaki hiçbir filmi kaçırmazmış.

D) Bazısı işini ötekilerden erken bitirmiş.

(Bazısı sözcüğü ismin yerine geçen belgisiz zamirdir.)

E) Bugün yine birkaç kitap aldım.

9 - ÇÖZÜMLÜ SORU

İsim tamlamalarında zamirler de tamlayan olur.

Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uygun bir örnek vardır?

A) Onun kardeşi bu köyde öğretmenmiş.

(“Onun kardeşi” tamlamasında “onun” kişi zamiridir ve

tamlayan görevindedir.)

B) Çeşmenin başında büyük bir kalabalık toplandı.

C) Yolcunun çantasını bulup getirmişler.

D) Kapının önünde yaşlı bir adam duruyordu.

E) Otobüs durağında bizden başka kimse yoktu.

Çözüm

Çözüm

Çözüm

P:146

Sözcük Türleri - 1

17 TÜRKÇE

FASİKÜL 4

oraya

P:147

TÜRKÇE 18

Öğreten Test FASİKÜL 4

2 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adıl (zamir) yoktur?

A) Birkaçı hariç, kedilerin hepsinin durumu iyi.

B) Bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor.

C) Paketi göndermemizi kendisi istemişti.

D) Kimliğini unuttuğundan geri dönmek zorunda kaldı.

E) Bizimkiler evde olmadığı için teyzemlere gittim.

3. Durmuş bir tepede okuduğum mektep

Askerlik ettiğim kışladır kendisi

Benim de sayılmaz mı oralar

Elimi tutar gibi iki yanımdan

Anamın yattığı Üsküdar

Babamın toprağı Çamlıca

Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangileri

zamirdir?

A) I, II ve III B) II, III ve IV C) II, IV ve VI

D) III, IV ve V E) IV, V ve VI

I

III IV

V

VI

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işaret adılına yer

verilmemiştir?

A) Bu konu üzerine, geçen yıl burada bir konferans düzenlenmişti.

B) Şair daha önceki şiirlerinde de bunun gibi benzetmeler kullanmış.

C) Gençlerden biri yanıma gelip ilginç sorular sorarak

beni şaşırttı.

D) Bunlar işimize daha sonra yarayacak kitaplar, bunları iyi sakla.

E) Aradığınız belgeler oralarda bir yerde olacaktı.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dönüşlülük zamiri

kullanılmıştır?

A) O, bana her zaman saygı göstermiştir.

B) Her sanatçının farklı bir sanat görüşünün olması doğaldır.

C) Kitaplığındakileri okumadan yeni bir kitap almazdı.

D) Başkanların birçoğuyla kişisel dostluğu vardı.

E) Şiirde kendine güveniyordu ama düzyazıda iddialı

değildi.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı türden zamirler bir arada kullanılmıştır?

A) Senin buraya gelmeni isteyen kendisiydi.

B) Bana niçin daha erken haber vermedin?

C) Ondan başka beni anlayan olmadı.

D) Bundan sonra oraya gitmeyi düşünmüyorum.

E) Katılımcıların bazıları konuyu anlamadığını söyledi.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgi adılı kullanılmıştır?

A) Bahçedeki nar ağacı çiçek açmıştı.

B) Kapıdaki çöpleri evin önüne bıraktı.

C) Yaşadığı olaydan sonra neşesi iyice kaçtı.

D) Bizimki saymakla bitecek dert değil.

E) İçerisi çok kalabalıklaştığı için salondaki eşyaları çıkardık.

1-C 2-D 3-B 4-E 5-A 6-D

II

P:148

19 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 4

4. Bilmem nerededir bu gizli bahar

Nereden bu kokuları alıyor rüzgâr

İklimlerin dışında bir iklim mi var

Ne fecir bir şey der ne şafak söyler

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) “bir” sözcükleri belgisiz sıfattır.

B) “bu” sözcükleri işaret adılıdır.

C) Soru zamiri vardır.

D) “var” sözcüğü isimdir.

E) Bir sözcük hem niteleme hem belirtme sıfatıalmıştır.

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dönüşlülük adılı kullanılmıştır?

A) Onun yerine bir başkasını görevlendirdiler.

B) Resim çalışmalarına biraz ara verecek.

C) Bu koliyi buradan kendisi alacak.

D) Temizlikçiler, kantini güzelce temizledi.

E) Ünlü sanatçı bizim okulda bir konser verdi.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir adılla sağlanmıştır?

A) Bu ay yemek listesinde neler varmış?

B) Kimde kalacağınıza karar verdiniz mi?

C) Ayakkabılarını nereden aldığını biliyor musun?

D) Bu meseleyi neden büyütüyorsunuz?

E) Benimle bu şekilde nasıl konuşursun?

6. O, herkes tarafından örnek gösterilen biriydi.

Bu cümlede numaralanmış sözcüklerin türleri, aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?

A) kişi adılı - belgisiz adıl - belgisiz sıfat

B) işaret adılı - kişi adılı - belgisiz adıl

C) işaret adılı - belgisiz adıl - kişi adılı

D) kişi adılı - belgisiz sıfat - belgisiz adıl

E) kişi adılı - belgisiz adıl - belgisiz adıl

I II III

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir (adıl) kullanılmamıştır?

A) Çoğunun bu konu hakkında bilgisi yoktu.

B) Bazılarımızın patronla aynı fikirde olmasına sevindim.

C) Ormandaki ağaçların hepsi korumaya alındı.

D) Halil, derslerine günü gününe çalışan biriydi.

E) Bugüne kadar kaç kitap okuduğumu bilmiyorum.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı

bir adıl kullanılmıştır?

A) Onu ben de çok iyi tanımıyorum.

B) Bugün onlarla sinemaya gideceğiz.

C) O, bu tarz yerlerde bulunmaktan keyif alır.

D) Onları çuvala doldurup çöpe attık.

E) Bayram tatilinde onlarla birlikteydik.

1-C 2-E 3-D 4-B 5-A 6-E

P:149

TÜRKÇE 20

Sınav Tadında FASİKÜL 4

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir (adıl) kullanılmıştır?

A) Özgün olmayan hiçbir yazar ölümsüzlük kazanamaz.

B) Bütün yapıtlar zaman değirmeninin çarklarından geçer.

C) Gerçek sanat yapıtları her okuyuşta yeni tatlar verir

insana.

D) Yapıtı, zamanın yıkıcılığından ancak özgünlüğü kurtarabilir.

E) Sanat yapıtında herkesin alabileceği bir mesaj her

zaman vardır.

3. Konuşmacı, bütün salona elindeki kitabın kimin eseri olduğunu sordu. Soruyu benden başka kimse bilemeyince

ödül olarak bana kendi kitabını verdi.

Bu parçada aşağıdaki zamir türlerinden hangisi yoktur?

A) İşaret zamiri

B) Soru zamiri

C) Kişi zamiri

D) Dönüşlülük zamiri

E) Belgisiz zamir

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük

tür bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Herhangi bir insan bunu ilk bakışta anlamaz.

B) Evde etkinlik yapmanın birçok nedeni var.

C) Birkaç şiir yazmakla şair olunmaz.

D) Bazı hayvanlar bakıma muhtaçtır.

E) Sorunların hepsi bu toplantıda görüşüldü.

5. “Zamirler, kimi zaman bir sıfat tarafından nitelenebilir.”

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir

örnek vardır?

A) Recep Bey’den sonra içeriye oldukça genç biri girdi.

B) Otobüsü kaçırınca uçakla gitmeye karar verdiler.

C) Öğretmenlerin hepsini teker teker dinlediler.

D) Yolculuğun sonuna doğru herkese çay verildi.

E) Bu yolculuktan sonra hepsi çok iyi arkadaş oldu.

6. Bir karavan verseler sade bana

Kaçırsam kendimi buralardan

Kim gelir peşimden aramaya

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Belgisiz adıl

B) Kişi adılı

C) İşaret adılı

D) Soru adılı

E) Dönüşlülük adılı

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı türde zamirler bir arada kullanılmıştır?

A) Bize, bu çalışmayı sizin yapacağınız söylendi.

B) Bu sıkıntıları bana anlatmamıştı.

C) Çoğu insan gibi o da samimiyetten hoşlanmazdı.

D) Onları, ambara kendisi yerleştirmişti.

E) Bu işe gireceğini kimseye söylememişti.

P:150

21 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 4

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adıl kullanılmamıştır?

A) Hepimiz hava kararmadan izci kampına gittik.

B) Babası, çocuklarının hiçbirini uyandırmaya kıyamıyordu.

C) Hafize yengem, bu hediyeyi sana getirmiş.

D) Böyle konuşmaya devam edersen bir daha görüşmeyiz.

E) Buraya yıllar önce bir eylül akşamı gelmiştik.

1-E 2-E 3-A 4-D 5-A 6-A 7-C 8-E 9-C 10-D 11-B 12-D

11. “Dönüşlülük adılı, kişi adılıyla kullanılabildiği gibi, kişi

adıllarının yerine de kullanılabilir.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dönüşlülük adılı birinci çoğul kişi adılı yerine kullanılmıştır?

A) Odaya girmeyi kendisi istememiş.

B) Bu seyahate katılmayı kendimiz istedik.

C) Annem, bu elbiseyi kendine diktirmiş.

D) Hatayı biraz da kendinizde aramalısınız.

E) Eşyaların hepsini kendileri taşımış.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgi adılı vardır?

A) Akşamki maçta koca stadyum tıklım tıklım dolmuştu.

B) Evdekiler bugün bağa gidip dönmeyince çok telaşlandık.

C) O kadar yorulmuştum ki kafamı yastığa koyar koymaz uyudum.

D) Rakip takımın formaları bizimkilerden daha gösterişliydi.

E) Yoldaki yapım çalışması yüzünden araçlar yavaş ilerliyordu.

7. Her şeyini evlatlarına adamış birisi için böyle bir fedakârlık yapmak zor değildi. Kızı çok hastaydı. Buraya, ücra

yerlerden kalkıp onun yaşaması için tarlalarını satmaya

gelmişti.

Bu parçada kaç zamir (adıl) kullanılmıştır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

8. Aşağıdakilerin hangisinde ötekilerden farklı türde bir

zamir (adıl) kullanılmıştır?

A) Vitrindeki kitaplardan bazılarını okumamıştı.

B) Tümü bu konuda görüş birliğine varmıştı.

C) Birçoğumuz birikimlerini yerinde kullanamıyor.

D) İnsan her şeyde mutluluğu yakalayabilir.

E) Bu, kuşaklar arası çatışmayı yansıtan bir romandır.

9. “O” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi

adılı olarak kullanılmıştır?

A) Onu dolabın çekmecesine koymamızı istedi.

B) Bütün gece onu kurmak için uğraştı.

C) Haftalardır onunla tanışmayı bekliyordu.

D) O derginin kapak düzenini beğenmedim.

E) Onu okuduktan sonra sana verebilirim.

P:151

TÜRKÇE 22

Sınav Tadında FASİKÜL 4

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı

türde bir adıl kullanılmıştır?

A) Herkes kısa sürede meydanda toplanmıştı.

B) Öğrencilerin birkaçına yeni bir görev verildi.

C) Bazıları bu konuda farklı düşünebilir.

D) Bu başarılar bizim gurur kaynağımızdır.

E) Hafta sonu hepimiz öğretmenimizi ziyaret etmeyi düşünüyoruz.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dönüşlülük adılı,

eylemi kişi yönünden pekiştirmiştir?

A) Haftaya ben de kendime yeni bir ayakkabı alacağım.

B) Oturdukları ev kendilerinin değilmiş.

C) Herkesi kendisi gibi sandığından çoğu zaman hayal

kırıklığına uğrardı.

D) Futbol turnuvasını biz kendimiz düzenledik.

E) Bugün kendisini pek iyi hissetmiyordu.

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde farklı türden adıllar

bir arada kullanılmıştır?

A) Yaşlı adamı tanıyanların çoğu onun kim olduğunu

bilmiyordu.

B) Yanımızdaki çocukların hepsine çikolata verdik.

C) Biri dışında öğrencilerin hiçbiri müze gezisine katılmamış.

D) Senden istediğim işleri yarına bitirebilir misin?

E) Bu başarıda birçok kişinin emeği varmış.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi adılı kullanılmıştır?

A) Bu sınava birçoğumuz çok iyi hazırlanmıştık.

B) Hatalarını anlasın diye onları uyarmamıştı.

C) Gazetedeki iş ilanlarını tek tek okudu.

D) Bunları daha önce neden anlatmadın?

E) Bu tarihî yapıların birkaçı restore edilecek.

6. Işıktır bana bir tebessümün

Kendimi kaybederim sen gülünce

Kimseyi görmez gözüm oralarda

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Belgisiz adıl B) Kişi adılı

C) İşaret adılı D) Soru adılı

E) Dönüşlülük adılı

4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde adıl yoktur?

A) Gurbet her dem çekiyor insanı kendine

B) Artık yapayalnızım, kimse anlamaz hâlimden

C) Susmam ürkütmesin, içimde çağlayanlar var

D) Ey çocukluk günlerim, neredesiniz

E) Sular bizden akıllıdır, daha evvel görürler akşamı

P:152

23 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 4

10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde farklı türde adıllar bir

arada kullanılmıştır?

A) Kimdir bana gülümseyen yeşil bahçeden

B) Sen gel beni dinle, günler heba olmasın

C) Eğil bak suya, oradadır güzellik, gençlik

D) Bu mevsimde her şey güzel, ölçülü

E) Sevgiye özlem bitmez, hiç kimsede

11. Aşağıdakilerin hangisinde adın yerini soru yoluyla

tutan bir sözcük kullanılmıştır?

A) Güncel olayları yapıtlarında nasıl ele alıyor?

B) Binaların ne kadar dayanıklı olduğu belirlendi mi?

C) Bu işler kaç ayda tamamlanır?

D) Bilmediğin bu şehri kiminle gezeceksin?

E) Bugüne kadar ne tür kitaplar okudun?

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belgisiz adıl kullanılmıştır?

A) Bunu kimin söylediğini bilmiyorum.

B) Fuara birkaç arkadaşıyla gidecekmiş.

C) Bu fidanları şuraya dikmelisin.

D) Bu saatte sokakta ne yapıyorsunuz?

E) Söylediklerinin çoğunu hatırlamıyorum.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir adılla sağlanmıştır?

A) Gelmemesinin ardındaki neden neydi?

B) O, ne yapacağına karar verdi mi?

C) Şu sıralar hangi kitabı okuyorsun?

D) Niçin sıkıntıda olduğunu söylemedin?

E) Yalnız başına nasıl karar verecek?

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “o” sözcüğü kişi

adılı değildir?

A) O, dersten biraz sonra çıkacakmış.

B) O, yeni çıkan bütün öyküleri okumuş.

C) O, bize sinemaya gelmeyeceğini söyledi.

D) O, bu zor işte en yetkili kişiydi.

E) O, incelediğim şiirlerin en özgünüydü.

1-D 2-D 3-A 4-C 5-B 6-D 7-E 8-A 9-E 10-A 11-D 12-C

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde adıl yoktur?

A) Bu, bir sonbahar akşamıdır

Kırılmış, gitmiş gururum

B) Penceremin önünden kuşlar geçer

Her biri ayrı makamdan öter

C) O gürültülü şehirlerden çok uzakta

Bir dost bekliyorum her gelen trenden

D) Kimini onlarca, yüzlerce kişi uğurlar

Kimini tek bir kişi

E) Hayatım çok güzeldi her zaman

Kimse bilmeyecek fakat şimdi

P:153

Sözcük Türleri - 1

TÜRKÇE 24

FASİKÜL 4

Sıfat (Ön ad)

Bir adı; nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelimelerdir.

Niteleme Sıfatları

 Bir adı; durum, şekil, biçim, renk yönüyle niteleyen sözcüklerdir.

 Niteleme sıfatları, ada sorulan “nasıl?” sorusunun cevabı

olan sözcüklerdir.

Örnekler

Küçük çocuk, elindeki oyuncakla yanımıza geldi.

Gökyüzünde kapkara bulutlar dolaşıyordu.

Uzun bir ağacın altında toplandılar.

Çürümüş elmaları bir tarafa ayırdık.

Bu cümlelerde “küçük”, “kapkara”, “uzun” ve “çürümüş” sözcükleri, önüne geldiği adların nasıl olduğunu gösterdiği için

niteleme sıfatıdır.

Bu sözcükler, niteledikleri ada sorulan “nasıl?” sorusuna cevap vermiştir:

Nasıl çocuk? (küçük çocuk)

Nasıl bulutlar? (kapkara bulutlar)

Nasıl yolculuk? (uzun yolculuk)

Nasıl elmalar? (çürümüş elmalar)

Bu yolun sonunda eski bir ev vardı.

Yol kenarları, kurumuş yapraklarla doluydu.

Annem, sabahları tatlı bir sesle bizi uyandırırdı.

Kahvaltıda güzelim böreklerden bolca yemiştim.

Bu cümlelerde, “eski” sözcüğü, “ev” adının niteliğini; “kurumuş” sözcüğü, “yaprak” adının niteliğini; “tatlı” sözcüğü, “ses”

adının niteliğini; “güzelim” sözcüğü, “börek” adının niteliğini

gösterdiği için niteleme sıfatıdır.

Belirtme Sıfatları

Adları işaret, sayı, soru, belgisizlik yönüyle belirten sıfatlardır.

İşaret Sıfatı: Adları işaret yönüyle belirten, onlara işaret eden

sözcüklerdir.

bu, şu, o, öteki, beriki, öbür

Örnekler

 Bu hediyeyi senin için aldım.

 Arkadaşlarım öteki otobüse binmiş.

 Belediye, yol kenarındaki yıl şu ağaçları suladı.

 O romanı okudun mu?

 Buraya öbür yoldan geldim.

Bu cümlelerde geçen “bu, öteki, şu, o, öbür” sözcükleri, önündeki adları, işaret yönüyle öteki varlıklardan ayırıp belirttiği için

işaret sıfatıdır. AKLINDA OLSUN

O “Bu, şu, o, öteki, beriki, öbür” sözcükleri aynı

zamanda işaret zamiridir.

Bu film, daha heyecanlıymış.

Bu, daha heyecanlıymış.

İlk cümlede “bu” sözcüğü “film” sözcüğünü işaret

ederek belirttiği için işaret sıfatıdır. İkinci cümlede

ise “bu” sözcüğü “film” adının yerini tuttuğu için işaret zamiridir.

BAŞKA YERDE YOK

O İşaret sıfatlarından sonra virgül (,) kullanılmaz.

Bu sözcüklerden sonra virgül (,) kullanılırsa bu

sözcükler, zamir olur.

O türküyü daha önce dinlemiş.

O, türküyü daha önce dinlemiş.

İlk cümlede “o” sözcüğü “türkü” adını belirttiği için

işaret sıfatı; ikincisinde “o” sözcüğü bir adın yerine geçtiği için zamirdir.

BENDEN UYARMASI

O İşaret sıfatları her zaman yalın hâlde bulunur,

çekim eki aldığında işaret zamiri olur.

Görevli öteki işçiyi de buraya çağıracakmış. (işaret sıfatı)

Görevli ötekini de buraya çağıracakmış.(işaret

zamiri)

SIFAT (ÖN AD)

Niteleme Sıfatları Belirtme Sıfatları

İşaret Sıfatı

Belgisiz Sıfat

Sayı Sıfatı

Soru Sıfatı

Asıl Sayı Sıfatı

Sıra Sayı Sıfatı

Üleştirme Sayı Sıfatı

Kesir Sayı Sıfatı

Sıfat (Ön ad) ve Çeşitleri

P:154

Sözcük Türleri - 1

25 TÜRKÇE

FASİKÜL 4

AKLINDA OLSUN

“Bir” sözcüğü, hem belgisiz sıfat hem sayı sıfatı

olarak kullanılabilir. “Bir” sözcüğünün yerine başka

sayı getirilebiliyorsa, “bir” sözcüğü sayı sıfatıdır.

Bir haftada üç kitap okumuş.

Bu cümlede “bir” sözcüğü, sayı sıfatıdır çünkü yerine “iki” veya “üç” gibi başka bir sayı getirilebilir.

Merve, çalışkan bir öğrencidir.

Bu cümlede “bir” sözcüğünün yerine başka bir sayı getirilemez çünkü bu cümlede “bir” sözcüğü “herhangi bir” anlamında ve belgisiz sıfattır.

BENDEN UYARMASI

O Bir ad, hem niteleme hem belirtme sıfatı alabilir.

Sanatçı, yeni bir roman yazacakmış.

O Sıfatlar, zamirleri de niteleyebilir.

Arkadaşım çok iyi birisidir.

sıfat belgisiz zamir

BAŞKA YERDE YOK

“Kimi, çoğu” sözcükleri, hem belgisiz zamir hem

belgisiz sıfat olarak kullanılabilir.

Yayınevinde kimi kitaplar pahalı, kimi ise ucuzdu.

Bu cümlede, birinci “kimi” sözcüğü “kitaplar” sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfattır; ikinci “kimi” sözcüğü, kitapların yerini tuttuğu için belgisiz zamirdir.

Çoğu öğretmen konferansa yetişemedi ama öğrencilerin çoğu konferans salonundaydı.

Bu cümlede “çoğu” sözcüğü “öğretmen” sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfattır; ikinci “çoğu”

sözcüğü, öğrencilerin bir kısmının yerine geçtiği

için belgisiz zamirdir.

Soru Sıfatı: Adı soru yoluyla belirten sıfatlardır. nasıl, kaç,

kaçıncı, kaçar, hangi, ne kadar, ne

Örnek

Bu tatil beldesinde kaç arkadaşın oldu?

Bu cümlede, “kaç” soru sözcüğü “arkadaş” adını belirttiğinden soru sıfatıdır.

Hangi yoldan gitmemizi tavsiye ediyorsun?

Bu cümlede, “hangi” soru sözcüğünün “yol” adını belirttiğinden soru sıfatıdır.

Köyde nasıl bir evde oturuyordunuz?

Orada ne kadar para harcamış?

Onların evi, binanın kaçıncı katında bulunuyor?

Arkadaşların bize ne gün gelecek?

Bu oyunda takımlar kaçar kişiden oluşuyor?

Bu cümlelerde geçen “nasıl, ne kadar, kaçıncı, ne, kaçar” sözcükleri; önündeki sözcükleri soru yönüyle belirttiği için soru

sıfatıdır.

Sayı Sıfatları: Varlıkların sayılarını gösteren, onları sayı

yönüyle belirten sözcüklerdir.

a) Asıl Sayı Sıfatı: Varlıkların sayılarını kesin olarak belirten

sözcüklerdir. Ada sorulan “kaç” sorusunun cevabıdır.

Örnek

Üç gün önceki toplantıya altı kişi katılmış.

Ablam, bir ay sonra yurtdışından gelecek.

Bu cümlelerde “üç, altı, bir” sözcükleri, “gün, kişi, ay” adlarının sayısını belirttiği için, asıl sayı sıfatıdır.

b) Sıra Sayı Sıfatı: Varlıkların sırasını gösteren sözcüklerdir.

Sayılara “-ncı, -nci, -ncu, -ncü” ekleri getirilerek oluşturulur.

Ada sorulan “kaçıncı” sorusunun cevabıdır.

Örnek

Bu öykünün on beşinci sayfasına geldim.

Sınavdaki yedinci soru çok kolaydı.

Bu cümlelerde “on beşinci, yedinci” sözcükleri “sayfa, soru”

adlarının sırasını belirttiği için, sıra sayı sıfatıdır.

c) Üleştirme Sayı Sıfatı: Varlıkları sayıca bölümlere ayıran,

paylaşma anlamı veren sözcüklerdir. Sayılara “-er, -ar” eki getirilerek oluşturulur. Ada sorulan “kaçar” sorusunun cevabıdır.

Örnek

Sınavda her branştan onar soru soruldu.

Öğrencilerden altışar kitap okumaları istendi.

Bu cümlelerde “onar, altışar” sözcükleri, “soru, kitap” adlarının paylara ayrıldığını belirttiği için üleştirme sayı sıfatıdır.

d) Kesir Sayı Sıfatı: Varlıkların parçalarının, bütüne olan oranlarını gösteren sıfatlardır.

Örnek

Tarlaların üçte iki hissesi ona aitmiş.

Yarışmada yarım altın kazanmış.

Burayı ölçmek için bir buçuk adım saymak yeterli.

Bu cümlelerde “üçte iki, yarım, bir buçuk” sözleri, “hisse, altın, adım” adlarının bütüne olan oranlarını belirttiği için kesir

sayı sıfatıdır.

Belgisiz Sıfat(Belirsizlik Sıfatı): Adları yaklaşık, kabataslak belirten sıfatlardır. bir, birkaç, birçok, çoğu, kimi, bazı, bütün, tüm, başka, birtakım, her, hiçbir, herhangi

Örnek

Elbet bir gün buluşuruz yine seninle.

Bu konuyla ilgili birkaç kitap okumuştum.

Bu cümledeki “bir, birkaç” sözcükleri, “gün, kitap” adını, sayı

yönüyle ama kesin olmayacak biçimde belirttiğinden belgisiz

sıfat görevindedir.

Bahçedeki bazı masaları dışarıya taşıyalım.

Ünlü ressam, birçok tablosunda İstanbul’u anlatıyor.

Yazarın başka romanlarını da okudum.

Hiçbir öğrenci, ders çalışmadan duramaz.

Lise yıllarında okuduğum her kitabın özetini çıkarırdım.

Bu cümlelerde “bazı” sözcüğü, “masa” adını; “birçok” sözcüğü, “tablo” adını; “başka” sözcüğü, “roman” adını; “hiçbir”

sözcüğü, “öğrenci” adını; “her” sözcüğü, “kitap” adını kesinlik bildirmeden belirttiği için belgisiz sıfattır.

P:155

Sözcük Türleri - 1

TÜRKÇE 26

FASİKÜL 4

PRATİK BİLGİ

İlgi eki (-ki) veya sıfat yapan -ki, yer ve zaman bildiren sözcüklerden sonra gelip eklendiği sözcüğü sıfat yapar.

Örnek

Sınıftaki öğrenciler dışarı çıkmış.

Yarınki sınava hazır mısın?

Bu cümlelerde “sınıf” sözcüğü, ilk önce bulunma

durumu (-de, -da, -te, -ta) ekini alıp ardından sıfat

yapan “-ki” ekini alarak önündeki “öğrenciler” adını; “yarın” sözcüğü, sıfat yapan “-ki” ekini alarak

önündeki “sınav” adını belirttiği için sıfat görevindedir.

BİZDEN NOT

Sıfat-fiiller, “FİİLİMSİLER” konusunda daha ayrıntılı olarak işlenecektir.

Adlaşmış Sıfat

Ad yerine kullanılan sıfatlardır.

Niteleme sıfatları, çekim eki alarak veya almadan niteledikleri ismin yerini tuttuklarında adlaşmış sıfat görevinde kullanılır.

Yaralı yolculara ilk müdahaleyi köy halkı yaptı. (niteleme sıfatı)

Yaralılara ilk müdahaleyi köy halkı yaptı. (adlaşmış sıfat)

Unvan Sıfatı

Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan kelimelerdir. Unvanlar, adların önüne de

sonuna da gelebilir.

Doktor Yusuf Bey, Binbaşı Mustafa, Avukat Sümeyye Hanım

Sıfatlarda Küçültme (Küçültmeli Sıfat )

Üzerine (-cik, -cek, -ce, -[i]msi, -[ı]mtırak) küçültme eklerinden birini alarak gösterdiği kavram ve nitelik küçülmüş ve azalmış olan sıfatlardır.

Güzelce bir çocuk, küçücük salon, daracık yol, büyücek ev,

yeşilimsi perde

Sıfat-Fiil (Ortaç)

 Fiillerden “-an (-en), -ası (-esi), -mez (-maz), -ar (-er, -r),

-dik (-dık, -tik, -tık), -ecek (-acak), -miş (-mış)” ekleriyle türetilip sıfat görevinde kullanılan sözcüklerdir.

Sıfat- fiiller, fiilimsilerin bir türüdür.

 Kızarmış balıklar konuklara servis edildi.

 Yağan kardan dolayı okul birkaç gün tatil edildi.

 Tiyatrodaki bazı oyuncuların gülünesi hâlleri vardı.

 Eski sporcu, bu yörede yenilmez bir güreşçi olarak tanınırdı.

 Yenilir yutulur sözler değildi şoförün söyledikleri.

 Çocuğu bulmak için aramadık yer bırakmadık.

 Buraya ödenecek faturaları bırakıyorum.

 Kullanım tarihi geçmiş ilaçları geri dönüşüm kutusuna bıraktık.

1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme

hem de niteleme sıfatı almıştır?

A) İçeriye orta yaşlı bir kişi girdi.

(orta yaşlı niteleme, bir belirtme sıfatıdır.)

B) İnsana tepeden bakan, itici biriydi.

C) Gözü eski, cumbalı evleri arıyordu.

D) O yıllarda çift düğmeli, dar yakalı ceketler modaydı.

E) Her gün aynı yorgun, asık yüzleri görmekten bıkıp usanmıştı.

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Bir kedi, avına saldırmaya hazırlanırken başını ritmik şekilde

bir o yana bir bu yana sallar. Bu, birçok yırtıcı hayvanın uyguladığı bir yöntem değil midir? Biz de başımızı iki yana ne kadar sallarsak bir nesnenin yanal hareketleriyle yer değiştirme

derecesini o oranda azaltabileceğimizi görürüz.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İşaret sıfatı B) Belgisiz sıfat

C) Sayı sıfatı D) Niteleme sıfatı

E) Soru sıfatı

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Her zamanki gibi bir sabahtı. O gün de yandaki taş binanın

yüksek tavanlarına ve eskimiş pencerelerinden odaya sızan

renk renk ışıklara merhaba demişti.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İlgi ekiyle türemiş sıfat

B) İkilemeyle oluşmuş sıfat

C) Belgisiz sıfat

D) İşaret sıfatı

E) Sıra sayı sıfatı

P:156

Sözcük Türleri - 1

27 TÜRKÇE

FASİKÜL 4

Sıfatlarda Pekiştirme

Sıfatların anlam derecelerinin artırılmasına pekiştirme denir.

Sıfatların anlamları değişik yöntemlerle pekiştirilebilir.

 Sözcüğün ilk ünlüsüne kadar olan bölümü “m, p, r, s” ünsüzlerinden uygun olanı getirilerek pekiştirme yapılır.

yemyeşil ağaçlar, sımsıcak bir çay, sapsarı kumlar, tertemiz elbiseler

 Bunun dışında oluşturulan pekiştirmeli sözcükler de vardır.

sırılsıklam adam, karmakarışık eşyalar, paramparça balık

ağları, sapasağlam elbiseler

 İkilemelerle de pekiştirme yapılır.

ayrı ayrı yollar, üzgün üzgün bakışlar, yalan yanlış dedikodular, inceli kalınlı ağaç dalları

 İkilemelerin arasına “ama” bağlacı ve “mi” getirilerek pekiştirme yapılır.

hızlı mı hızlı bir araba, sıkışık ama çok sıkışık bir trafik

Birleşik Sıfatlar

Sözcüklerin birleşmesiyle oluşan ve sıfat görevinde kullanılan

sözcüklerdir.

 İki sözcüğün bir araya gelerek tek bir kavramı karşılamasıyla oluşan sıfatlara, “anlamca kaynaşmış birleşik sıfat” denir.

boşboğaz çocuk

gülkurusu gömlek

birkaç adam

 İki sözcüğün belli kurallarla bir araya gelerek oluşturduğu

sıfat grubuna “kurallı birleşik sıfat” denir. Bu sıfatlar aşağıdaki biçimlerde oluşturulur: Sıfat ve takısız ad tamlamalarına “-lı, -lık, -sız” yapım eki getirilerek birleşik sıfat yapılır:

kısa kol - lu gömlek

demir kapı - lı fabrika

kırmızı şapka - lı kız

üç gün - lük dünya

 Sıfat tamlamalarında sıfatla isim yer değiştirilip isme iyelik

eki getirilerek birleşik sıfat yapılır:

salon - u geniş ev

kalb - i temiz insanlar

havas - ı temiz köy

Sıfat Tamlaması

Bir sıfatın, kendisinden sonra gelen bir isimle oluşturduğu söz

grubuna “sıfat tamlaması” denir.

Örnek

pahalı evler

sıfat isim

tamlayan tamlanan

4 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Kimi sıfat takımlarında adla sıfatın yeri değiştirilip, ada bir iyelik

eki (-i, -si) eklenerek bir sıfat grubu (birleşik sıfat) oluşturulur.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat grubu vardır?

A) Okul müdürümüz uzun boylu, sert bakışlı, oldukça genç

biriydi.

B) En büyük arzusu, salonu geniş bir eve sahip olmaktı.

(“salonu geniş bir ev” sözü iyelik eki (-i, -si) eklenerek

oluşturulan birleşik sıfattır.)

C) Güzel değil fakat okunaklı bir yazısı vardı.

D) Bahçedeki iri gövdeli çınarın altında oturmayı çok severdi.

E) Okulun yıkık bahçe duvarını nihayet onarmışlardı.

5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2020 TYT

(I) Emprovize caz yapan müzisyenlerde çok önemli bir yetenek var: Zihnin akış hâlini kullanmak. (II) Trans hâli olarak da

bilinen akış, bütünüyle tek aktiviteye odaklandığımız durumlarda beliriyor. (III) Örneğin maratonda koşuyorsanız tüm dikkatiniz vücudunuzun hareketlerine odaklanıyor. (IV) Kas hareketlerinizi, ayaklarınızın yerle temasını hissetmeye başlıyor;

benliğin kaybolduğunu gözlemliyorsunuz. (V) Böyle durumlarda odaklanılan beceriler en üst seviyede gerçekleştiriliyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sıfat

tamlaması yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Tamlayan

Sıfat

Tamlanan

İsim

Emprovize caz yapan müzisyenler

çok önemli bir yetenek

Trans hâli olarak bilinen akış

tek aktiviteye odaklandığımız durumlar

tüm dikkatiniz

Böyle durumlar

odaklanılan beceriler

en üst seviye

Yukarıdaki sıfat tamlamaları I,II,III ve V. cümlelerde kullanılmıştır. IV. cümlede sıfat tamlaması yoktur. BİZDEN NOT

Sıfat tamlaması “TAMLAMALAR” konusunda, birleşik sıfatlar “SÖZCÜK YAPISI” konusunda ayrıntılı olarak işlenecektir.

P:157

Sözcük Türleri - 1

TÜRKÇE 28

FASİKÜL 4

Etkinlik 1

A) Aşağıdaki metinde geçen niteleme sıfatlarını bularak boş bırakılan yerlere yazınız.

Hedefimiz, şirin bir dağ köyüne ulaşmaktı. Otobüsümüz eğri büğrü yollardan geçerken hepimiz korkuyorduk.

Çünkü bir yanımızda yalçın kayalar, bir yanımızda uçurum ve uçurumun dibinde geniş ve derin bir nehir vardı.

Nehrin bulanmış suları hızlı hızlı akıyordu. Bir saat kadar böyle gittikten sonra köye geldik. Güler yüzlü köylüler

tarafından sevinç ve ilgiyle karşılandık. Duvarlarında rengârenk kilimler olan bir köy evinde ağırlandık. O leziz köy

yemekleriyle karnımızı güzelce doyurduk.

B) Aşağıdaki metinde geçen belirtme sıfatlarını bularak boş bırakılan yerlere yazınız.

Eski mahallemizde, evimizin yakınında terk edilmiş bir ev vardı. Çocukken birkaç arkadaşımızla birlikte bu binanın

bahçesine girer, oyunlar oynardık. O kocaman geniş bahçe bizim için apayrı bir dünyaydı. Bahçede çok ağaç vardı

ama sadece bir ceviz ağacı bulunuyordu. Cevizler olduğunda, onları toplamak çok eğlenceliydi. Bütün yaz neredeyse

orada geçerdi bizim için. Vakti geldiğinde hangi ağaçtan ne alacağımızı bilirdik. Elmaları, erikleri, kayısıları, şeftalileri

ağaçtan toplayıp yerdik.

Etkinlik 2

Aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına ‘’D’’ yanlış olanların karşına ‘’Y’’ harfi

koyunuz.

1. Bazı niteleme sıfatları, niteledikleri ismin yerine geçince adlaşmış sıfat olur.

2. Niteleme sıfatları isimleri işaret, sayı, soru, belgisizlik yönüyle belirten sıfatlardır.

3. Niteleme sıfatları, fiile sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabıdır.

4. Özel isimlerle birlikte kullanılan akrabalık, meslek, saygı unvanları da niteleme sıfatıdır.

5. “Bir” sözcüğü “tek” anlamında kullanılmışsa belgisiz sıfattır.

6. Sıfatlarda derecelendirme “pek, çok, daha, en…” gibi sözcüklerle yapılır.

şirin ………………….. ………………….. ………………….. …………………..

………………….. ………………….. ………………….. …………………..

hangi ………………….. ………………….. ………………….. …………………..

………………….. ………………….. ………………….. …………………..

P:158

29 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 4

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat kullanılmıştır?

A) Küçük bir kıyıya demir attı teknemiz.

B) Bu bereketli topraklarda her şey yetişir.

C) Sebzeleri tek tek seçer, ezikleri almazdı.

D) Yemeğin ardından güzel bir kahve içtik.

E) Aradığım kitabı bir türlü bulamadım.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır?

A) İhtiyar adam, dar bir masaya oturdu.

B) Bu mahalle eski zaman dükkânlarıyla ünlüydü.

C) Bu konak, ona üvey amcasından kalmıştı.

D) Öğretmenimiz bizlere ödüllü sorular sorardı.

E) Teknolojik gelişmelere ayak uydurmak gerekiyor.

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde niteleme sıfatı kullanılmamıştır?

A) Boğaz’dan geçen büyük vapurlar herkesin ilgisini

çekiyordu.

B) Yeşil penceresinin önü saksılarla doluydu.

C) Güzel günler geçirmiştik o kasabada.

D) Birkaç köy muhtarını ziyaret ettik o gün.

E) İstanbul’un büyülü atmosferi insanı sarıverir.

4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde belgisiz sıfat kullanılmıştır?

A) Dostlarla da yollarımız ayrıldı bir bir.

B) Gün gelecek, kavuşacağız sizinle.

C) Hüzünlerime kendimi teslim etmem asla.

D) Çekilirmiş yıllarca özlemi memleketin.

E) Bütün yorgunluğumu yükledim bu buluta.

5. “Sıfatlar m, p, r, s ünsüzleriyle oluşturulan bir örnekle

pekiştirildikleri gibi yineleme (ikileme) yoluyla da pekiştirilir.”

Aşağıdakilerin hangisinde, bu açıklamaya uygun bir

kullanım yoktur?

A) Renkli renkli rüyalardan uyanıyorum hep.

B) Mini mini ellerini ısıtmaya çalışıyordu.

C) Yemyeşil yapraklara gizlendi kelebekler.

D) Koca koca dağlarda ceylan sürüleri dolaşıyor.

E) Buradan, dağınık dağınık görünüyordu her yer.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme sıfat göreviyle kullanılmıştır?

A) İhtiyar, kimseyle doğru dürüst sohbet etmiyor.

B) Taşınırken ıvır zıvır eşyaları eskiciye verdik.

C) Onlar geçek niyetimizi er geç fark edecektir.

D) Küçük kardeşim henüz yeni yeni yürüyor.

E) Bu teklifi enine boyuna düşünmeliyiz.

P:159

TÜRKÇE 30

Öğreten Test FASİKÜL 4

8. “Özel isimlerden önce ve sonra da kullanılabilen rütbe,

meslek, saygı gibi durumları belirten sözcüklere ‘unvan

sıfatları’ denir.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde unvan sıfatı yoktur?

A) Çandarlı Halil Paşa, Osmanlı sadrazamlarındandı.

B) Tiyatro çalışmalarını öğretmenlerimizden Ayla Hanım organize ediyordu.

C) Arabanın bakımı için Çetin Usta’dan servis randevusu almamız gerekiyor.

D) Doktor Ahmet Bey çocuklara her gün süt içmeleri

gerektiğini söyledi.

E) Kırmızı kalemlerimi arkadaşım Ayşelerin evinde unutmuşum.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtme sıfatı yoktur?

A) Fasikülün onuncu sayfasındaki sorular çok zordu.

B) Bu sanatçının birkaç kitabını okudum.

C) Gençlik yıllarımda uzun seyahatlere çıkardım.

D) Nasıl bir telefon alacağına karar verememiş.

E) Bu eserleri ölümünden sonra yayımlandı.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük

soru sıfatıdır?

A) O inatçı ihtiyarı, nasıl ikna ettiniz?

B) Bu dükkânda hangi ürünler ucuza satılıyor?

C) Davetlilerin kaçı programa katılmadı?

D) Hızlı tren nereye seferler düzenleyecek?

E) Okulda bulduğun cüzdanın sahibi kimmiş?

12. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi, niteleme sıfatı değildir?

A) Bu yoldan giderseniz oraya daha çabuk varırsınız.

B) Duvardaki bozuk saati tamir etmiş.

C) Yeni bisikletine kardeşini de bindiriyor.

D) Arkadaşına güzel bir kitap almış.

E) Mumun cılız ışığında kitap okumaya çalışıyordu.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işaret sıfatı kullanılmamıştır?

A) Bu, azimli çalışmaların sonunda elde edilen bir başarıdır.

B) Burada ekmek kalmamış, öbür fırına gidelim.

C) Artık, öteki işlerimize başlayabiliriz.

D) Şu adamı gözüm hiç tutmadı.

E) Bu sınıfın en yaramaz öğrencisi kendisiydi.

1-D 2-C 3-A 4-E 5-E 6-B 7-D 8-E 9-C 10-A 11-B 12-A

7. Aşağıdakilerin hangisinde ötekilerden farklı bir sıfat

(ön ad) kullanılmıştır?

A) Aysız gecelerde mehtap gibidir güzelliğin.

B) Gönül evimin renkli rüyasıydın sen.

C) Hafiften çiseliyor üzerime hüzünlü yağmurlar.

D) Artık bu şehrin sokakları da geniş olmalı.

E) Kırmızı gülleri sana vermek isterdim.

P:160

31 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 4

4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerdenhangisi sıfat değildir?

A) Yüksekçe bir tepeden ovayı seyrediyoruz.

B) Nice öykülere konu olmuştur Göksu Nehri.

C) Şimdilerde o coşkulu nehir sessiz akıyor.

D) Kimi nehirlerin suyu zamanla azalıyor.

E) Akarsularımızın çoğu ne yazık ki kirleniyor.

1 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat vardır?

A) Gençliğimde denize girmeye çok vaktim olurdu.

B) Artık iş güç yüzünden denize de gidemez olduk.

C) Bizim evde sahile gitmek eğlence demekti.

D) Büyükler önden gider, parkta yer tutardı.

E) Her zaman kumsalın en iyi yerine otururduk.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir sıfatla sağlanmıştır?

A) Sabaha nasıl bir kahvaltı hazırlayayım?

B) Size hangi gün geleceğini söyledi mi?

C) Bu hoş kokular nereden geliyor dersiniz?

D) Neden geç kaldıklarını biliyor musun?

E) Burada en çok ne ağaçları var?

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “-den, -dan (-ten,

-tan)” ekini alan sözcük sıfat görevinde kullanılmıştır?

A) Onunla biz eskiden iyi arkadaştık.

B) Bahçedeki çocukları uzaktan seyrediyor.

C) Şimdiden acele etmene hiç gerek yok.

D) Şehirde kıştan eser kalmamış.

E) O içten, duygu yüklü sözleri hiç unutamıyorum.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden fazla belirtme sıfatı almış bir sözcük vardır?

A) Buradan yol geçerse bu iki bina yıkılacakmış.

B) Depremde birçok eski bina yerle bir olmuş.

C) Gençliğimin en güzel günleri bu sokakta geçti.

D) Yaşlı bir kadınla oğlu, seni görmek istiyordu.

E) Biz çıkarken uzun boylu bir genç içeri girdi.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat yoktur?

A) Bu tarihi yapının içini ilk defa gezdik.

B) Herkesin dikkatini çeken, duvardaki halılardı.

C) Konukların hepsi çok heyecanlı görünüyordu.

D) Tabloların her birinde sıcak renkler kullanılmış.

E) Evin bazı döşemeleri ceviz ağacındandı.

P:161

TÜRKÇE 32

Pratik Test FASİKÜL 4

11. Aşağıdakilerin hangisinde belgisiz sıfat kullanılmıştır?

A) Senin sevgin iksirdir diriltici ve keskin.

B) Yine bugün tütüyor burnumda hatıralar.

C) Ayrılığın acı şarkısı sarmıştı her yeri.

D) Ufka dikmişlerdi gözlerini sevdalılar.

E) Buralar mutluluk şarkısını çoktan unutmuştu.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır?

A) Onunla çok güzel vakit geçirdik.

B) Onun kadar neşeli birini tanımadım.

C) Onun bu etkili bakışları hepimizi duygulandırdı.

D) O, zor görevlerin üstesinden gelebilir.

E) Saksıdaki çiçeklere her sabah su verilmeli.

10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde soru anlamı soru sıfatıyla sağlanmıştır?

A) Her gün bu kadar güzel mi bu göl?

B) Hangi mevsimde döneceği belli mi leyleklerin?

C) Ne diye ışık yanar bu dağ evinde?

D) Kaçıncı ırmak bu, denize dökülmeyen?

E) Nerede çam kokan tahta dolaplar?

9. Kimi insan derbeder

Ömrünü heba edip gider

Kimisi ekmek derdine düşmüş

Rahattan yok eser

Bu dörtlükte, numaralanmış sözcüklerden hangisi ön

ad (sıfat) görevinde kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV V

1-D 2-A 3-C 4-E 5-A 6-E 7-D 8-E 9-A 10-D 11-C 12-C

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır?

A) İrili ufaklı taşlar ayağımıza batıyordu.

B) Asırlık çınar ağacı bu parkın simgesiydi.

C) Zavallı kuş kafeste çırpınıp duruyordu.

D) Çocukluğu bu dar sokakta geçmişti.

E) Açık havalarda kendini daha iyi hissediyordu.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme ötekilerden

farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Gide gide kurumuş dere yatağına ulaştık.

B) Ağlaya sızlaya etrafındakilere yakınıyordu.

C) Sakin sakin oturup derdini anlattı.

D) Bağıra bağıra sesi kısılmış, konuşamaz olmuştu.

E) Sorduklarımıza yarım yamalak yanıtlar veriyordu.

P:162

33 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 4

1. “Sıfatlar, çekim eki almadan da adlaşır.”

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uyan bir

adlaşmış sıfat vardır?

A) Misafirler, yarın buradan ayrılacak.

B) Suçlu dün kendisi ortaya çıkmış.

C) Öğretmen, uzun boylu öğrencileri arkaya aldı.

D) Bu ay, çalışanların maaşlarına zam yapıldı.

E) Yeşil kalemi çantasına, siyahı da cebine koydu.

3. Ovaya ayrı bir güzellik katıyor bu göl.

Bu cümlede geçen altı çizili sözcükle görevce özdeş

bir sözcük aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Kar yağınca yollar yine kapandı.

B) Arkadaşınız akşamüzeri sizi aradı.

C) Adam, öteki yolun daha kısa olduğunu söyledi.

D) Size telefon etmek hiç aklımıza gelmedi.

E) Çocuklar öğleden sonra oyun parkında oynasınlar.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde pekiştirmeli sözcük, sıfat görevinde kullanılmıştır?

A) Şehirden uzak bir köyde yapayalnız yaşıyordu.

B) Mahalledeki birçok eve güpegündüz hırsız girmiş.

C) Kitapta, içimi ısıtan sımsıcak öyküler buldum.

D) Sapasağlam görünen köprüyü trafiğe kapatmışlar.

E) Çocuğun yüzü ışığın altında sapsarı görünüyordu.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat farklı türden

bir sözcüğü nitelemiştir?

A) Böylesine lezzetli bir limonatayı ne zamandır içmemiştim.

B) Birkaç saniye sonra şişman biri içeri girdi.

C) Ayakta bekleyen insanların çok sinirli olduğu belliydi.

D) Gençleri ilgilendiren seminerde, ilginç konular dile

getirildi.

E) Beton binalar, bu eski yapıların arasında çok garip

görünüyordu.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat kullanılmıştır?

A) Yaz gelmeden hazırlıklarını tamamlamıştı.

B) Tatlıcı her pazar mahalleyi dolaşıyordu.

C) Yeşil alanları korumak hepimizin asıl görevidir.

D) Bu konuyla ilgili bir bilene ihtiyaç duyuldu.

E) Komşunun yaramaz çocuğu çiçekleri koparmış.

4. Dergimizin birinci bölümünde birçok sanatçı ve edebiyatçıyla yaptığınız ilginç söyleşiler, hangi açıdan edebiyat tarihi için vazgeçilmez birer kaynak özelliği taşıyor?

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Niteleme sıfatı

B) Soru sıfatı

C) Belgisiz sıfat

D) Sayı sıfatı

E) İşaret sıfatı

P:163

TÜRKÇE 34

Sınav Tadında FASİKÜL 4

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ ki” eklendiği kelimeyi sıfat görevine getirmiştir?

A) Unutma ki şimdi bir evimizi onun için satacağız.

B) Çocuklardaki o sevinci görünce ne yapacağımızı şaşırdık.

C) Sizinkiler sana izin vermiyorsa ben rica etmesini bilirim.

D) Burada bir şey kalmadı kutudakileri raflara yerleştirmeye başlayın.

E) Bizimkiler bu zor işin üstesinden gelecek gibi görünüyor.

1-B 2-C 3-C 4-E 5-B 6-D 7-D 8-D 9-D 10-B 11-C 12-D

11. “Kısa” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Kısa tahtanın ucundan tutarak kendisini yukarı çekti” cümlesindekiyle aynı görevde değildir?

A) Kısa saçları, siyah gözleri ve masum bakışı insanın

dayanacağı türden değildi.

B) Kısa boyuna bakmadan seçmelerde şansının yüksek olduğunu söylüyordu.

C) Kısa bitir ki biz de söyleyeceklerimizi acele etmeden

aktarabilelim.

D) Kısa soruları önce yanıtlar daha sonra ayrıntılı olarak

anlatmaya başlardı.

E) Kısa öyküsüyle okulundaki yarışmada birinci oldu.

12. Aşağıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangisi

görevce ötekilerden farklıdır?

A) İşlerimiz yavaş yavaş bir düzene girmeye başladı.

B) Böyle durumlarda insan ister istemez yanlışa düşer.

C) Başından geçenleri bize anlata anlata bitiremedi.

D) Okulumuz bu hafta dolu dolu bir moral programı düzenledi.

E) Anlattıklarımı anlamayınca yüzüme boş boş baktı.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad, hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır?

A) Bu yıl tatilini Bodrum’da geçirmeyi planladı.

B) Ninem bayramlarda bana işlemeli mendil verirdi.

C) Şimdi bir yazarın ilginç öykülerini okuyorum.

D) Üzerinde çizgili bir gömlek vardı.

E) Akşama kadar sıcak altında iş yapmaya çalışırdı.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ‘’-ca,-ce’’ ekini alan

kelime sıfat değildir?

A) Hafifçe bir taşı alıp görebildiği en uzak yere atmaya

çalıştı.

B) Korkakça bir tavırla söz hakkı isteyecek oldu ama

bunu da başaramadı.

C) Dokuz yaşlarında cılızca bir çocuk olmasına rağmen

gelecek vaat eden fikirleri vardı.

D) Yerinden yavaşça doğruldu ve gözlerini bana dikti.

E) Delice bir fikir olsa da yapılması heyecan verecekti.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde pekiştirme sıfatı vardır?

A) Gece yarısından sonra sersemlemiş şekilde yataktan çıktı.

B) Eski ve yıkılmış bir evde hayatta kalmaya çalışıyordu.

C) Ali sularda bir balık gibi kıvrak hareket ediyordu.

D) Apaydınlık bir gecede balkona çıkmış çayını yudumluyordu.

E) Çürümüş bu tahtaları bir kenara ayıralım.

P:164

35 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 4

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “gibi” edatı kendinden önceki sözcükle birleşerek sıfat görevinde kullanılmıştır?

A) Tarlada işçiler karınca gibi çalışıyorlar.

B) Otobüsü gördüğü gibi koşmaya başladı.

C) Haberi duyduğunda sevinçten çocuk gibi ağlamıştı.

D) Çeşmenin buz gibi suyundan kana kana içtik.

E) Yaşı küçük olmasına rağmen bir yetişkin gibi davranıyor.

2. Niteleme sıfatları, çekim eki alarak veya almadan niteledikleri ismin yerine geçecek şekilde kullanılabilir. Bu tür

sözcüklere “adlaşmış sıfat” denir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük adlaşmış sıfattır?

A) Annem bütün çocuklara sevgiyle yaklaşmamızı isterdi.

B) Garson, masada bulunan boşları tepsiye güzelce

dizdi.

C) Kardeşim bu yıl beşinci sınıfta okuyacak.

D) Sıcak havaların etkisiyle herkes evine çekilmişti.

E) Evimiz, okulun hemen arka tarafındaydı.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtme sıfatı kullanılmamıştır?

A) Dinlediklerimden hiçbir şey kalmadı aklımda.

B) Bu asırlık çınar, semtimizin sembolü olmuştu.

C) Kaç kişiye hediye almamız gerekiyor?

D) Onunla iki saat önce okulda görüştük.

E) Titrek sesinden, çocuğun çok korktuğu anlaşılıyor.

5. Kimi sıfatların ilk ünlüsüne kadar olan bölümü “m,p,r,s”

ünsüzlerinden yakışanı ile bir öbek hâline getirilir ve sözcüğün başına eklenerek sıfat pekiştirilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir pekiştirme sıfatı vardır?

A) Kış gününde incecik gömlekle dışarı çıkmış.

B) Yol boyunca uzun uzun ağaçlar vardı.

C) Bu gezide çok değişik, bambaşka yerler gördük.

D) Şirin mi şirin bir kıyı kasabasında konakladık.

E) Eğri büğrü yollardan geçip köye ulaştık.

6. Aşağıdakileri hangisinde pekiştirilmiş sözcük sıfat

görevindedir?

A) Yıllardır görmediği ablasına sımsıkı sarıldı.

B) Olanlardan sonra kendini yapayalnız hissediyordu.

C) Sorunlarını öğretmenine sıkılmadan, apaçık anlattı.

D) Yemyeşil ovalardan sonra bir bozkıra gelmişlerdi.

E) Açık görünen gökyüzü, birden kapkara oldu.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem niteleme hem

belirtme sıfatı almış bir ad vardır?

A) Doğal güzellikler, plansız şehirleşmeden olumsuz

etkileniyor.

B) Eskiden, bu şehre, sadece iki kapıdan girilirdi.

C) Bu pazar yeri, mahalle halkının ihtiyacını karşılıyor.

D) Renkli ve parlak elbiseler giymeyi severdi.

E) İnsanlar, bu güzel müzeyi görmek için geliyordu.

P:165

TÜRKÇE 36

Sınav Tadında FASİKÜL 4

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sayı sıfatı kullanılmamıştır?

A) Onu, ancak üçüncü günün sonunda bulabilmiştik.

B) Bu kasabada çocukluğumun beş yılı geçti.

C) Çalışanların ikisine, yedişer gün izin verildi.

D) Elbet bir gün bana da hak vereceksiniz.

E) İki üç gün arayla ailesini arıyordu.

11. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi niteleme sıfatı değildir?

A) Pencereden acı bir gurbet türküsü duyuluyordu.

B) Onun arkadaşı açık sözlü birine benziyor.

C) Sınavda nasıl sorular sorulacağını tahmin ediyordu.

D) En çok annesinin lezzetli yemeklerini özlemişti.

E) Genç, yerini ince bir davranışla yaşlı teyzeye verdi.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir sıfatla sağlanmıştır?

A) Arkadaşının hangi okula gittiğini söyledi mi?

B) Bu oyunu şimdiye kadar kaç kişi izlemiş?

C) Onu parkta ne kadar bekledin?

D) Bunlardan hangisi daha yararlı?

E) O çamurlu yoldan buraya nasıl geldin?

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belgisiz sıfat kullanılmamıştır?

A) Bu konuda birkaç öğrenci verilen görevi yapmadı.

B) Çoğu kimse bu sonuçtan memnun olmadı.

C) Öğrencilerin birçoğu yarın sabah geziye gidecek.

D) Arkadaşlarla her yıl bu salonda buluşuyoruz.

E) Bütün hayatını bu dağ kulübesinde geçirdi.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ileri” sözcüğü sıfat

görevinde kullanılmamıştır?

A) Kardeşimin İngilizcesi ileri düzeydeydi.

B) Bu projenin daha ileri aşamalarında bazı zorluklarla

karşılaşacağız.

C) Benden biraz daha ileri gitmemi istemişti.

D) Emir Bey, ileri görüşlü bir yöneticiydi.

E) İleri teknoloji ürünü olan bu araç artık Türkiye’de de

kullanılıyor.

1-D 2-B 3-E 4-E 5-C 6-D 7-B 8-C 9-C 10-D 11-C 12-E

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden fazla sıfat vardır?

A) Uçuşuyor akşam güneşinin eteklerinde

Işıktan kuşları bahar havasının

B) Gündüzün geceyle buluşan noktasında

Yaklaşıyor ezgisi meltemlerin

C) Gönlünü yorarak bütün bütüne

Benzedin sararmış yaban gülüne

D) Başlıyor ömrün ve ölümün güzelliği

Söyleyecek şimdi zaferlerini şiir

E) Geçmiş zamanı gönlüm bulmak üzeredir

Tamamlanacaktır artık yarım rüyalar

P:166

Sözcük Türleri - 1

37 TÜRKÇE

FASİKÜL 4

Zarf (Belirteç)

Bir fiilin, fiilimsinin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman,

yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelimelerdir.

Örnek

Annem, kapıyı yavaşça açtı.

Dün aldığımız yumurtalar bayatmış.

Sınavda çok kolay sorular vardı.

Arkadaşım, ne güzel konuşuyordu.

Bu cümlelerin birincisinde, “yavaşça” sözcüğü “açmak” fiilini

“durum” yönüyle; ikincisinde, “dün” sözcüğü “aldığımız” fiilimsisini “zaman” yönüyle; üçüncüsünde “çok” sözcüğü “kolay” sıfatını “miktar” yönüyle; dördüncüsünde “ne” sözcüğü

“güzel” zarfını derece yönüyle belirttiğinden zarf görevinde

kullanılmıştır.

Zarf Çeşitleri

1) Durum(Hâl) Zarfı:

Bir fiili veya fiilimsiyi durum yönünden belirten sözcüklerdir.

Fiile ve fiilimsiye sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabı durum

zarfıdır.

Örnek

 Sinan, koşarak yolun sonundaki evine gitti.

Bu cümlede “koşarak” sözcüğü, “gitmek” eyleminin nasıl

yapıldığını belirttiğinden durum belirtecidir.

 Arkadaşına, böyle söyleyince işler karıştı.

Bu cümlede, “böyle” sözcüğü, “söyleyince” fiilimsisinin yapıldığını belirttiği için durum zarfıdır.

 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcük veya söz öbekleri

durum zarfıdır.

Güneş, dağların ardından usul usul yükseliyordu.

Bir araba, olay yerinden hızla uzaklaştı.

Çamurlara bata çıka yürüyorduk.

İşlerini eksiksiz yapan bir insandı.

Bugün size mutlaka uğrarım.

Çocuk birden ağlamaya başladı.

Babamlar belki yarın buraya gelir.

2) Zaman Zarfı:

 Bir fiilin anlamını zaman kavramı ile sınırlandıran zarflardır.

 Fiile ve fiilimsiye sorulan “Ne zaman?” sorusunun cevabı

zaman zarfıdır.

Örnek

Babam, yarın Ankara’ya gidecekmiş.

Bu cümlede “yarın” sözcüğü “gitmek” eyleminin “ne zaman”

yapıldığını belirttiğinden, zaman belirtecidir.

 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcük veya söz öbekleri

zaman zarfıdır.

Beklediğiniz otobüs şimdi gelir.

Kuşlar, sonbaharda güneye göç eder.

Siparişlerimiz hâlâ gelmedi.

Az önce seninle konuşan kimdi?

Olanlardan sonra artık buralarda kalamam.

Yazın bu şirin kasaba turist akınına uğrar.

Dediklerini, ona bu akşam söylerim

2 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki ikileme, zarf olarak kullanılmıştır?

A) Onun en çok dikkat çeken yönü bakışları ve özellikle iri

iri gözleriydi. (iri iri gözler- sıfat)

B) Yarım yamalak İngilizcesiyle düşüncelerini anlatmaya çalıştı. (Yarım yamalak İngilizce -sıfat)

C) Filmdeki korkunç sahneleri soğuk soğuk terler dökerek

izledi. (soğuk soğuk terler -sıfat)

D) Tatil haberini duyan öğrenciler güle oynaya evlerine gittiler. (“güle oynaya”, “gittiler” fiilini durum yönünden etkilediğinden zarf görevindedir.)

E) Konuşmacıya böyle saçma sapan sorular yöneltmesi herkesi şaşırttı. (saçma sapan sorular -sıfat)

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili söz, eylemin

nasıl gerçekleştiğini bildirmektedir?

A) Zaman hızla akarken çoğu kez, çevremizdeki güzelliklerin farkına varamıyoruz.

B) Güvercinler yiyecek bulmak için her zaman buraya gelirlerdi.

C) İşinin akşama kadar biteceğini umuyordu ama düşündüğü gibi olmadı.

D) Genleriyle oynanmış tohumların kullanımı hızla yaygınlaşıyor.

E) Biraz sonra, yaklaşık iki saat sürecek maceralı bir yolculuğa çıkacağız.

ZARF (BELİRTEÇ)

Durum Zarfları Zaman Zarfları

Yer-Yön Zarfları Miktar Zarfları Soru Zarfları

Zarf (Belirteç) ve Çeşitleri

P:167

Sözcük Türleri - 1

TÜRKÇE 38

FASİKÜL 4

3) Yer (Mekân)- Yön Zarfı:

 Bir fiilin anlamını yer ve yön göstererek belirleyen, sınırlayan zarflardır.

 Fiile ve fiilimsiye sorulan ve ek almadan “Nereye?” sorusunun cevabı olan şu sözcüklerdir:

aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri

Örnek

Yaşlı kadın, kapıyı açmak için aşağı indi.

Bu cümlede “aşağı” sözcüğü “inmek” eyleminin “hangi yöne

doğru” yapıldığını belirttiğinden, yer-yön zarfıdır.

 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcükler yer-yön zarfıdır.

Yağmur başladı, içeri girelim.

Birazdan hep birlikte dışarı çıkarız.

Azıcık ileri gider misiniz?

Rahat edemediysen beri gel biraz.

Hatasını anlayıp geri döneceğini düşünmüştüm. AKLINDA OLSUN

 Cümlede zaman anlamı taşıyan her sözcük, zarf

görevinde olmayabilir.

 Sözcük, fiile sorulan “Ne zaman?” sorusuna cevap veriyorsa zarftır, vermiyorsa zarf değildir.

Örnek

O Akşam, tiyatroya gidiyoruz. (zarf)

O Akşam, şairin çok kullandığı kelimelerden biridir. (ad)

BENDEN UYARMASI

“En” ve “daha” sözcükleri; sıfatı, adlaşmış sıfatı ve

belirteci üstünlük yönüyle belirtir. Böyle durumda

bu sözcükler üstünlük belirteci(zarfı) olarak da adlandırılır.

Örnek

O Kışın en soğuk günlerinde bile okula yürüyerek gidermiş.

(“en” zarfı, “soğuk” sıfatını derecelendirmiş.)

O Başarılı olmanız daha çok çalışmanıza bağlı.

(“daha” zarfı “çok” zarfını derecelendirmiş.)

O Günümüzde bazı aksesuarlar en ucuz araçlarda dahi var.

(“en” zarfı “ucuz” sıfatını derecelendirmiş.)

O Köyden gurbete çalışmaya gidenlerin en genci

dedemmiş.

(“en” zarfı “genç” adlaşmış sıfatını derecelendirmiş.)

BAŞKA YERDE YOK

O Yer - yön zarfları daima yalın hâlde bulunur.

Alperen, yukarı çıktı.

O Ad durum eki aldığında zarf olmaktan çıkarak

isim görevinde kullanılır:

Beni aşağıdan çağırıyorlar.

O Yer yön zarfları bir ismi belirterek sıfat görevinde kullanılabilir:

Aşağı mahallede sular kesilmiş.

4) Miktar Zarfı (Azlık-Çokluk Zarfı):

Bir sıfatta, bir zarfta, bir fiilde, fiilimside azlık çokluk gösteren,

bunları azlık çokluk bakımından pekiştiren ve “ne kadar? ne derece?” sorularını karşılayan miktar ve derece bildiren zarflardır.

 Sıkça kullanılan miktar zarfları şunlardır:

pek çok, az, biraz, fazla, oldukça, epey, hayli, en, daha

Örnek

Onunla bu konuyu çok tartıştık.

Bu cümlede “çok” sözcüğü “tartışmak” eyleminin “ne kadar”

yapıldığını belirttiğinden, azlık-çokluk zarfıdır.

 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcükler miktar zarfıdır.

Yıllardır bu şehirdeyim ve buraya pek alıştım.

Tarlada çalışırken kendini fazla yorma.

Akşamleyin sahilde arkadaşlarla biraz dolaştık.

Sen kalk azıcık da biz oturalım.

Bundan sonra az görüşelim mümkünse.

Seni dün, sahilde bayağı bekledim.

Sanatçı, birazcık konuştu, sonra sahneden indi.

Görmeyeli oldukça değişmişsin.

 Miktar zarfları; eylemsileri, sıfatları, adlaşmış sıfatları ve başka zarfları etkileyip derecelendirir:

Çok konuşan insan, fazla yanlış yapar.

Bu cümlede “çok” sözcüğü, eylemsi olan “konuşan” sözcüğünü belirtmiştir.

Ben, kardeşimden daha hızlı koşuyorum.

Bu cümlede “daha” sözcüğü, belirteç olan “hızlı” sözcüğünü belirtmiştir.

Burası pek sakin bir sahil kasabasıydı.

Bu cümlede “pek” sözcüğü, sıfat olan “sakin” sözcüğünü

belirtmiştir.

3 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci, tamlayan olduğu için adlaşmıştır?

A) Dışarının gürültüsü hepimizi rahatsız etti.

(Dışarı yer-yön zarfı, tamlayan eki “-nın” aldığından isim

görevindedir.)

B) Kapının önüne oturmuş, geleni geçeni izliyor.

C) Yukarıya çıkıp arkadaşımla da görüşeyim.

D) Beş yüz metre ileriden sağa döneceksiniz.

E) Çocuğun üstüne kocaman bir battaniye örtmüşler. AKLINDA OLSUN

O Bazen yer-yön belirteci, tamlayan görevinde

kullanıldığında adlaşmış(isimleşmiş) olabilir.

P:168

Sözcük Türleri - 1

39 TÜRKÇE

FASİKÜL 4 PRATİK BİLGİ

Bazı cümlelerde soru anlamı, zarf olan bir sözcükle

sağlanabilir: PRATİK BİLGİ

Eylemleri, çeşitli yönlerden belirten bazı sözcükler

de zarf görevindedir.

O Sizinle yine görüşeceğiz. (yineleme)

O Belki biraz borç para verir. (ihtimal)

O Sen mutlaka bizim takımda oynamalısın. (kesinlik)

O Burada sıcaktan bunaldık. (sebep)

AKLINDA OLSUN

Zarf-fiil (bağ-fiil, ulaç); bir fiilin cümlede zarf (belirteç) görevinde kullanılan hâlidir. Türkçedeki üç fiilimsi grubundan biridir.

Fiillere -esiye, -ip, -meden, -ince, -ken, -eli, -dikçe,

-erek, -ir … -mez, -diğinde, -e … -e, -meksizin, -cesine eklerinin getirilmesiyle oluşturulur.

Zarf-fiiller, fiil kök ve gövdelerine getirilen eklerle geçici olarak zarf oluşturur ve çekim eki almaz.

Çoğunlukla yükleme yöneltilen “nasıl” veya “ne zaman” sorularının yanıtıdır.

O Ancak çok çalışarak başarılı olabilirsin.

O Arkadaşın gelince misafir odasında çalışın.

O Görüşmeyeli nasılsın?

O İmtihandan hemen sonra güle oynaya evine gitti. 5) Soru Zarfı:

Fiillerin yer, yön, zaman, neden, nitelik ve derecelerini soru

yoluyla açıklayan zarflardır.

nasıl, ne zaman, ne kadar, ne, niye, neden, niçin

Örnek

Kapadokya gezisi nasıl geçti?

Bu cümlede “nasıl” sözcüğü “geçmek” fiilinin “nasıl” yapıldığını soru yoluyla belirttiğinden, soru zarfıdır.

 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcükler soru zarfıdır.

Bu karanlıkta oraya nasıl gideceksiniz?

Kasabaya ne zaman varırız?

Misafirlerimiz bizi kapıda ne kadar beklemişler?

Bunları bana neden daha önce söylemedin?

Niçin okula erkenden gidiyorsunuz?

Bana niye söylüyorsun bu konuyu?

Ne gülüp duruyorsunuz orada?

Zarflarda Küçültme (Küçültmeli Zarf):

(-ce, -cek, -cik) küçültme eklerinden birini alarak önüne geldiği sıfat ve fiildeki nitelendirme veya belirtme değerini (özelliğini) azaltan zarflardır.

Örnek

Arkadaşım, konuyu güzelce özetledi.

Taraftarlar, stadı çabucak terk etti.

Benim tabağıma azıcık koy.

Zarflarda Pekiştirme

Sözcüğün ilk ünlüsüne kadar olan bölümü “m, p, r, s” ünsüzlerinden yakışanı ile bir önek hâline getirilir ve sözcüğün başına eklenerek pekiştirme yapılır:

Örnek

 Misafirlerimizi uğurlayınca istasyonun ortasında yapayalnız kaldık.

Farklı yollarla da pekiştirme yapılabilir.

 Çamurlu yollarda ağır ağır ilerliyoruz.

 Konak yıllara meydan okurcasına sapasağlam duruyor.

Zarflarda Yapı

Yapı bakımından zarflar basit, türemiş ve birleşik olmak üzere

üçe ayrılır.

1. Basit Zarf: Yapım eki almayan, çekim eki alabilen zarflardır.

sabah, akşam, yarın, gündüz, dün, pek, az, sık, iyi,çok, hiç,

henüz, ikindide, geceleri...

2. Türemiş Zarf: Yapım eki almış zarflardır.

yiğitçesine, dostça, koşarak, okumadan, gelince, süratle

3. Birleşik Zarf: İki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan

zarflardır.

bugün (bu + gün) şöyle (şu + öyle)

biraz (bir + az) niçin (ne + için)

böyle (bu + öyle) nasıl (ne + asıl)

birdenbire (birden + bire)

4 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “üstünlük” bildiren bir

belirteç (zarf) vardır?

A) Yol yapım çalışmaları büyük bir hızla ilerliyor.

B) Burada göç, daha çok, büyük merkezlere doğrudur.

(“daha çok” sözü üstünlük belirtecidir.)

C) Kentlere doğru büyük bir nüfus hareketi görülmektedir.

D) Burası, nüfus bakımından ikinci büyük kentimizdir.

E) Nüfus planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız vardır.

5 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Aşağıdakilerin hangisinde soru anlamı bir belirteçle sağlanmıştır?

A) Buraya kadar nasıl geldiğimi biliyor musun?

(“nasıl” sorusu fiilimsiyi etkileyerek soru zarfı olmuştur

ancak cümlede soru anlamı “mi” ile sağlanmıştır.)

B) Kaç gün sonra geleceğini sana söyledi mi?

(“kaç gün” soru sıfatı)

C) Bu sene ne zaman tatile çıkacaksınız?

(“ne zaman ” sorusu fiili etkileyerek soru zarfı olmuştur

ve cümlede soru anlamını sağlamıştır.)

D) Başvuru için ne kadar para gerekliymiş?

(“ne kadar para” soru sıfatı)

E) Çocuklar az önce ne tarafa doğru gitti?

(“ne taraf” soru sıfatı)

P:169

Sözcük Türleri - 1

TÜRKÇE 40

FASİKÜL 4

ÖĞRETEN ETKİNLİK

Tarihi kaplıcalarıyla ünlü Kütahya’yı gezerken şehir merkezine çok yakın bir kaplıca merkezine hep birlikte gitmeyi neden düşünemedik biz?

A) Aşağıdaki cümleyle ilgili verilen yargılardan doğru olanların karşısına ✔ işareti koyunuz.

2. Yer - yön zarfına yer verilmiştir.

3. Miktar zarfı, sıfat türünde bir sözcüğü derecelendirmiştir.

4. Durum zarfı bir eylemsiyi nitelendirmiştir.

6. Birden fazla miktar zarfına yer verilmiştir.

1. “Tarihi kaplıcalarıyla ünlü Kütahya’yı gezerken” söz grubu zaman zarfıdır.

5. Cümlede soru anlamı soru zarfıyla sağlanmıştır.

B) Aşağıdaki metinden yola çıkarak altı çizili sözcüklerin yapısını belirtiniz.

Mavi beyaz renklerin sıklıkla kullanıldığı geleneksel Kütahya çinisi, daha çok, halkın ihtiyaçlarına yönelik üretilirdi. Ancak bir

kent sanatı olma özelliğini yüzyıllarca korudu. Özellikle 17. yüzyılda en parlak dönemini yaşayan Kütahya, daima Osmanlı çiniciliğinin çok önemli bir merkezi oldu. Bu durum Kütahya’nın günümüzde porselen dünyasında niçin önemli bir yer edindiğini açıklıyor. Kütahya’nın tarihi mirasından daha fazla örnek görmek isteyenler için Germiyan Sokak hâlâ onları bekliyor. Şehirde açılan pek çok otel arasında uluslararası zincir oteller de bulunuyor. Bugünlerde termal keyfi yaşamak isteyenler içinse Yoncalı en doğru adres.

1 2 3

4 5 6

7 8 9

10

11 12

SÖZCÜK

NUMARASI

SÖZCÜK

YAPISI

SÖZCÜK

NUMARASI

SÖZCÜK

YAPISI

SÖZCÜK

NUMARASI

SÖZCÜK

YAPISI

1 5 9

2 6 10

3 7 11

4 8 12

P:170

41 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 4

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı zarfla

sağlanmamıştır?

A) Bu kalabalıkta sizi nasıl bulacağız?

B) Akşam yemeğimiz ne zaman hazır olur?

C) Gürültü yapmamanız gerektiğini sizlere kaç defa söylemem gerekiyor?

D) Durakta otobüsü ne kadar beklediniz?

E) Sınavların öncesindeki günlerde neden bu kadar heyecanlanıyorsun?

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde pekiştirilmiş sözcük

zarf görevindedir?

A) İnsanı rahatlatan bu yemyeşil vadide birçok ürün yetiştirilir.

B) Polisler kaçmaya çalışan hırsızı kıskıvrak yakaladılar.

C) Kasabanın bütün su ihtiyacını ipince bir su kanalı karşılıyormuş.

D) Öğleye doğru bembeyaz bulutların ardından güneş

doğdu.

E) Meydanda kurulan pazardan taptaze meyveler aldık

bugün.

1. Aşağıdakilerin hangisinde zarf yoktur?

A) Hepimiz final maçını heyecanla izliyorduk.

B) Kömürü bodruma taşırken çok zorlanmadım.

C) Bu köy kahvesinde küçük bir kitaplık vardı.

D) Akşama doğru evimize ancak döneriz artık.

E) Her çarşamba toplantılarımızı konferans salonunda

yaparız.

4. Aşağıdakilerin hangisinde eylemi, hem durum hem

zaman yönünden belirten sözcükler kullanılmıştır?

A) Yağmur başlamadan bütün çadırları kuralım.

B) Siparişler yarın eksiksiz size teslim edilecektir.

C) Şimdiye kadar bu sahile neden gelmedik?

D) Birkaç gündür su kesintileri oluyor.

E) Sabahları yürüyüş yapmak astım hastalarına çok iyi

gelir, dedi doktor.

6. Kasabamızda tarımsal faaliyetler, kısa süre önce başladı

ve çiftçilere bu işin verimli şekilde nasıl yapılacağını anlatan seminerlerin de verilmesiyle daha bilinçli olarak yürütülmeye çalışılıyor.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Zaman zarfı

B) Durum zarfı

C) Yer-yön zarfı

D) Soru zarfı

E) Azlık-çokluk zarfı

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde üstünlük zarfı vardır?

A) Dağın yüksek zirveleri karla kaplıydı.

B) Heykeltıraş son çalışmalarını burada sergiliyor.

C) Herkes daha iyi bir gelecek için çalışmalıdır.

D) Resim çalışmalarıma artık devam etmiyorum.

E) Tatlı bir gülümsemeyle selamladı bizi güneş.

P:171

TÜRKÇE 42

Öğreten Test FASİKÜL 4

8. Aşağıdakilerin hangisinde zaman zarfı yoktur?

A) Hareket saatini tur şirketi belirleyecek.

B) Çalışanlar birazdan öğle yemeğine çıkar.

C) Akşamleyin hafif bir rüzgâr esmeye başladı.

D) Nedense geceleri sesler beni korkutuyor.

E) Haftaya ödevinizi teslim etmeniz gerekiyor.

9. Aşağıdakilerin hangisinde durum zarfı yoktur?

A) Öğrenciler, dikkatlice söylenenleri dinliyordu.

B) Çalışırken şarkı söylemek hoşuma gidiyor.

C) Bildiklerini özetle bize de anlatır mısın?

D) Gençler, sessizce içeride film seyrediyor.

E) Taraftarlar takımlarını çılgınca destekliyorlar.

11. Aşağıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangisi

görev yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Pazardaki çeşit çeşit meyvelerden satın aldık.

B) Sınavda basit basit yanlışlardan dolayı puan kaybettik.

C) Her akşam kalın kalın kitaplar okuyordu.

D) Öğleye doğru sıcak kendini iyiden iyiye hissettiriyor

burada.

E) Bu bölgede irili ufaklı birçok ada bulunuyor.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “çok” sözcüğü ötekilerden farklı görevdedir?

A) Biz sizin bu sunumunuzu çok beğendik.

B) Bu yoldan şehre ulaşım çok zor sağlanıyor.

C) Hava kirliliği nefes almayı çok zorlaştırıyor.

D) Toplantıya ne de çok insan katılmış böyle.

E) Araştırmalar çok titiz bir çalışma içinde yürütülüyor.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde azlık-çokluk belirteci yoktur?

A) Üstünüzdeki elbise pek yakışmış doğrusu.

B) Çoğu zaman tatillerimi Cunda’da geçiriyorum.

C) Bizi fazla bekletmeden okul yetkilileriyle görüştürdüler.

D) Güneşin altında çok kalmamanız gerekiyor.

E) Çocuğun birden ateşlenmesi oldukça endişelendirdi

bizleri.

1-C 2-C 3-B 4-B 5-C 6-C 7-C 8-A 9-B 10-B 11-D 12-D

7. Aşağıdakilerin hangisinde yer-yön zarfı yoktur?

A) Teneffüs zili çalınca tüm öğrenciler gürültü yapmadan aşağı insin.

B) Çöplerinizi akşam saatlerinde dışarı çıkarınız.

C) Pencereyi açınca mis gibi bahar havası içeriye doldu.

D) Burada çok sıkıştık, birazcık ileri gidebilir misiniz

acaba?

E) Kitapları almak için sınıfa gönderdiğiniz öğrenci geri

geldi.

P:172

43 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 4

4. Aşağıdakilerin hangisinde eylemi hem durum hem

zaman yönünden belirten sözcükler vardır?

A) Akşama doğru şiddetli bir fırtına başladı.

B) Yolcular epey yorgun görünüyordu.

C) Az önce annesi telaşla içeri girdi.

D) İzleyiciler, oyuncuları ayakta alkışladılar.

E) Bu kitabı üç yıl önce bir arkadaşımda görmüştüm.

1. Bir örtü gibi aniden açar dünyayı

En büyük koleksiyon sahibi

Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangileri

zarf görevinde kullanılmıştır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

I II

III IV V

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı ötekilerden farklı türde bir sözcükle sağlanmıştır?

A) Bu kadar kitabı nasıl okudunuz?

B) Sınavda öğrenciler kaçar soru çözecek?

C) Aliler apartmanın kaçıncı katında oturuyor?

D) Siz nasıl bir elbise almayı düşünüyorsunuz?

E) Oraya gitmek için hangi otobüse binmeliyim?

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı belirteçle sağlanmıştır?

A) Yarışmada kim birinci oldu?

B) Siz Gaziantep’te kaç yıl oturdunuz?

C) Nasıl bir işte çalışmak istiyorsunuz?

D) Biz ne tarafa doğru gideceğiz?

E) Ankara’ya giderken neden onu aramadın?

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf yoktur?

A) Bu müzeyi daha önce defalarca gezmiştik.

B) Elindeki çantayı düşürmemek için sımsıkı tutuyordu.

C) Kardeşim, okulda arkadaşları tarafından çok seviliyordu.

D) Seyahat evraklarını yarın tamamlayacaktı.

E) Okulumuzun duvarlarına rengârenk çiçek resimleri

yapmışlar.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “boş” sözcüğünün

görevi “Bir günü daha boş geçirdik.” cümlesindekinden farklıdır?

A) Fabrikadan ayrılınca uzun süre boş gezdi.

B) Kiracı bulamadıkları için ev boş duruyordu.

C) Kardeşini boş tesellilerle avuttuğunu söylüyordu.

D) Boş oturmak yerine, babasına yardım ediyordu.

E) Dükkânı boş bırakmaması gerektiğini biliyordu.

P:173

TÜRKÇE 44

Pratik Test FASİKÜL 4

11. Okulun ön kapısından içeri yeni girmişti. Duvardaki fotoğrafı görünce bir kez daha sarsıldı. Kafasında iç içe

geçen yumakların oluşturduğu düğümler bir bir çözülüyordu. Çünkü karşı duvarda, rüyasında gördüğü çocuğun fotoğrafı vardı.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi zarf

(belirteç) görevinde değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II III

IV

V

12. “Dedem, yaz kış şemsiyesiz dışarı çıkmazdı.”

Bu cümledeki altı çizili sözcük görevi yönünden aşağıdaki cümlelerin hangisindeki “dolu” sözcüğü ile özdeştir?

A) Birisi dolu tüpü alıp yerine boşunu koymuş.

B) Bir tabak dolusu yemeği çöpe döktü.

C) Su testisini ben dolu bırakmıştım.

D) Öğleden sonra yağan dolu ekinleri perişan etti.

E) Bayram olduğu için evimiz konuklarla doluydu.

10. Aşağıdakilerin hangisindeki altı çizili sözcük yer - yön

zarfıdır?

A) O, ileri görüşlü, aydın bir insandı.

B) Muhtar, her yeni fikre önce karşı çıkardı.

C) O an valizini alıp, sessizce içeri girdi.

D) Geriye dönüp çocuklara acı acı baktı.

E) Aşağı köyün insanları bu yolu kullanıyordu.

9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “üstünlük” bildiren bir

belirteç (zarf) vardır?

A) Böyle mi gelecektin eylül, farkında mısın

Daha doymamıştık yemişlerine yazın

B) Yemyeşil dağların hem yas tutuşu

Hem de gülüşüdür yayla dumanı

C) Sonra yine lokomotif sesi, yine yolculuk

Her saniye karşımızda başka bir ufuk

D) Hava kararınca yalnızlık sarar her yanımı

Artık akşamı hiç sevmiyorum

E) En kötü şartlarında bile gurbetin

Düşmedi dilimden senin ismin

1-B 2-E 3-C 4-C 5-A 6-E 7-D 8-B 9-E 10-C 11-E 12-C

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf yoktur?

A) Elindeki poşetleri yavaşça yere bıraktı.

B) Akşamleyin onunla kapıda karşılaştık.

C) Bazı günler nedense çok yoruluyorum.

D) Sorduğum soruların hiçbirine cevap vermedi.

E) Patika yolda ağır ağır ilerliyorduk.

8. Güneşli (I) bir günde yola çıktık. Yolculuğumuz akşama

kadar (II) sürdü. Erkenden çıktığımız bu (III) yolculuk,

güneş sıcaklığını artırdıkça zorlaştı. Artık (IV) dağları, tepeleri kimsenin gözü görmüyordu. Hepimiz çok acıkmıştık ve (V) köy yemeklerini düşünmeye başlamıştık.

“Güzel” sözcüğü bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine getirilirse ötekilerden farklı bir görev

kazanır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:174

45 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 4

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük görevce ötekilerden farklıdır?

A) Gerçek dostlar zor durumlarda belli olur.

B) Öteki evin odaları biraz daha genişti.

C) Öyle güzel konuştu ki dinleyiciler hiç sıkılmadı.

D) Babama şöyle bir kazak almak istiyorum.

E) Karşı komşunun çocuğu da sınavı kazanmış.

2. Aşağıdaki dizelerde yer alan altı çizili sözlerden hangisi ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?

A) Simsiyah gökler kül rengi görünür gözüme

B) Dalmış sokaklar kadar esrarlı bir uykuya

C) Gözleri çıkarılmış bir âmâ gibi evler

D) Kaldırımlar, içimde uzayan bir insandır

E) Alsa buz gibi taşlar alnımdaki ateşi

3. Balkona çıkarız geceleri

Gökyüzüne bakarız uzun uzun

Bu dizelerde altı çizili ikileme ile görevi yönüyle özdeş bir sözcük aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Merhamet, saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu

B) Bizde hayat bulacak gecenin ölgün solukları

C) Doğan her güneşte bir umut parlar

D) Beni dertlerimle yalnız bırakma

E) Senin odan gün ışığı, güzel bir ezgi bana

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirteç yoktur?

A) Zavallı çocuk korkudan bir şey söyleyemedi.

B) Böyle bir konuyu daha önce hiç duymadım.

C) Bu tenha koya tekrar geleceğiz.

D) Şehrin dışındaki bu ağaçlık alan piknik yeriydi.

E) Öğretmenimizin de önerdiği bu kitabı er geç okumalısınız.

6. “Zarflar, kendileriyle görevce özdeş sözcüklerin anlamlarını derecelendirebilir.”

Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu kuralın bir örneği

vardır?

A) Yalnızlıkta gelişir en güzel düşünceler

B) Ne güzel açmıştı bu bahar güller

C) Oldukça sıcaktı sözlerin, sevgin gibi

D) Daha sıcak ülkelere göçmüştür şimdi kuşlar

E) Neden ah çeker oldum, resmine her bakışta

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön zarfı kullanılmıştır?

A) Evin ötesinden gelen sese kulak verdi.

B) Unuttuğu notlarını almak için yukarı kata çıktı.

C) Zil çalınca bütün öğrenciler aşağıya indi.

D) Arkadaşlarının ileri geri konuşmasına çok kızmıştı.

E) İsmi okununca içeri girdi ve sırasına oturdu.

P:175

TÜRKÇE 46

Sınav Tadında FASİKÜL 4

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması zarf

görevinde kullanılmıştır?

A) Herkes gibi o da bu konuda fikir belirtmek istemiyordu.

B) Okula gitmek için her gün aynı yolu kullanıyordu.

C) Türkü konseri veren grup seyircileri selamladı.

D) Balık sezonunun açılmasıyla birlikte bazı kıyı şehirlerinde hareketlilik yaşandı.

E) Kahvesini içtikten sonra eski bir kitabı eline aldı.

1-C 2-A 3-D 4-E 5-D 6-B 7-B 8-A 9-E 10-B 11-D 12-E

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki durum zarfı yapıca ötekilerden farklıdır?

A) Bu tür durumlarda akıllıca hareket ediyordu.

B) Adam kocaman evde yalnız yaşıyordu.

C) Büyüklerine karşı daha saygılı davranmalısın.

D) Tüm olanlara rağmen cesur görünüyordu.

E) İki dost son karşılaşmalarında özlemle kucaklaştı.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir zarfla sağlanmamıştır?

A) Otobüsün gelmesini daha ne kadar bekleyeceğiz?

B) Ne dolanıp duruyor başıboş kediler burada?

C) Bu yemek masasını ne zaman almıştık?

D) Filmin sonunu neden bize anlatmıyorsun?

E) İnsanlar toplanmış neye bakıyorlar böyle?

7. “Zarflar, sıfatları azlık-çokluk yönünden belirtebilir.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf bu göreviyle

kullanılmamıştır?

A) Bu kadar yaramaz bir çocuk görmedim.

B) Kimi vakit bisikletle gezmeyi daha zevkli bulurdum.

C) Çok çalışkan bir öğrenci olduğu notlarından belli.

D) Böyle etkileyici bir kitap okumamıştım.

E) Aşırı şişman insanlar bu hastalığa yakalanabilir.

8. Aşağıdaki cümlelerde geçen pekiştirme sözcüklerinden hangisi ötekilerden farklı biçimde oluşturulmuştur?

A) Ona neler yapması gerektiği açık açık anlatılmıştı.

B) Bu ahşap ev asırlardır sapasağlam duruyordu.

C) Köyde yapayalnız, herkesten uzak yaşıyordu.

D) Yazısında düpedüz yazarı hedef almış.

E) Hırsızlar evi güpegündüz soymuşlar.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kadar” edatının

oluşturduğu söz öbeği zarf görevinde kullanılmıştır?

A) Onun, bu kadarını söyleyebileceğini sanmıyordum.

B) Bu kadar öğrencinin geç kalmasını göze alamayız.

C) Parmak kadar çocuğun sözlerine inanmıştı.

D) Ben bu kadarcık hatayı bile hoş göremem.

E) Arabaları bozulunca sabaha kadar beklemişler.

P:176

47 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 4

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirteç görevinde

bir sözcük yoktur?

A) Elimdeki bu eseri hiçbir kitapçıda bulabileceğini sanmıyorum.

B) Okuma alışkanlığı kazanabilmek için çok uğraşmıştı.

C) Yeni aldığı bir kitabı, kendisi okumadan asla başkasına okutmazdı.

D) Geçen hafta aldığı romanı bitirip bugün arkadaşına

geri vermiş.

E) Bu kitapları da basıma yetiştirebilmek için ara vermeden çalıştık.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi hem durum

hem de zaman yönünden belirten sözcükler kullanılmıştır?

A) Seni görünce o da çok sevinecek.

B) Sabaha karşı büyük bir patlama duyuldu.

C) Bu sıkıntılara sadece ailesi için katlanıyordu.

D) Belki onlar da bize yardımcı olur.

E) Bugün sen de ona çok kırıcı davrandın.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zaman zarfı kullanılmamıştır?

A) Okul arkadaşın, dün sabah seni arıyordu.

B) Bu yıl, okullar haziranda kapanacak.

C) Bu iş bitsin, sonra hepimiz tatile çıkarız.

D) Herkes sabırsızlık içinde çarşamba gününü bekliyor.

E) İşçiler, siparişi yetiştirmek için yarın da çalışacaklar.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklemin anlamını

zaman yönünden tamamlayan bir sözcük yoktur?

A) Sabah, yola yalnız devam edeceksin.

B) Bu işe girebilmek için çok uğraşmıştı.

C) İleride bu sözlerin doğruluğu anlaşılacak.

D) Yakında o da yanıldığını görecek.

E) Nerede hata yaptığımı yeni anladım.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci

kullanılmamıştır?

A) Alışveriş için dışarı çıkacaklar.

B) Babası onu aşağı çağırdı.

C) Bana içeri girmemi söylediler.

D) Yukarı mahallede yangın çıkmış.

E) Biraz dinlenip geri gideceğim.

4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisi belirteç (zarf) değildir?

A) Detaylar, konuşmasını daha sıkıcı yapıyor.

B) Şimdiye kadar tatile çıkmayı hiç düşünmemiş.

C) Ancak yıllar sonra bazı arkadaşlarıyla görüşebildi.

D) Ona, dürüst davranması gerektiğini söylemelisin.

E) Liseli gençler, çok güzel bir dergi çıkarmış.

P:177

TÜRKÇE 48

Sınav Tadında FASİKÜL 4

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük eylemi durum yönünden belirtmektedir?

A) Romanlarında herkesten farklı bir dil kullanıyor.

B) Okuyucunun beğenisi, onu pek ilgilendirmiyor.

C) Konuları seçerken bir sınırlama getirmiyor.

D) Düşüncelerini her fırsatta açıkça söylüyor.

E) Sergilediği bu tavır, herkesi çok şaşırttı.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük belirteç değildir?

A) Asla ihmal etme, onu yine ziyaret et.

B) Belki sizinle bir daha görüşemeyiz.

C) Az önce söylediklerine kesinlikle inanmıyorum.

D) Bazı konularda kardeşiyle sürekli tartışırdı.

E) Fabrikaya bu kadar fazla işçi almaya gerek yoktu.

7. Aşağıdakilerin hangisinde üstünlük bildiren bir belirteç kullanılmıştır?

A) Çarşıda oyalandığı için eve biraz geç gelmişti.

B) Bir daha, evden izinsiz ayrılmayacağına söz verdi.

C) Okulumuz İzmir’in ikinci büyük lisesiydi.

D) Uzakta oturduğu için onunla sık görüşemezdik.

E) Çocuklar, okumayı, beklediğimizden daha erken söktüler.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir belirteçle sağlanmıştır?

A) Ne dediğimi sen de mi duymadın?

B) Babamın ne zaman döneceğini biliyor musun?

C) Bu kütüphanedeki kitapları hanginiz düzenledi?

D) Konuşurken nasıl heyecanlandığımı görmedin mi?

E) Derslere neden zamanında gelmiyorsun?

9. Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamı hem durum hem de zaman yönünden tamamlanmıştır?

A) Caddeyi hızla geçip sahile indi.

B) Okulda öğretmenini dikkatle dinlerdi.

C) Yüzünü yıkayınca, uykusu biraz açılmıştı.

D) Çocuklar, ders arasında el ele oynuyorlardı.

E) Bahçesini her sabah, güneş doğmadan sulardı.

1-A 2-E 3-D 4-D 5-B 6-D 7-E 8-E 9-D 10-D 11-E 12-D

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde azlık – çokluk belirteci kullanılmıştır?

A) Gittikçe artan sıcaklar ürünlere zarar verebilir.

B) Ne olursa olsun onunla böyle konuşmamalıydın.

C) Bize bu konuda çok kitap okumamızı tavsiye etti.

D) Yokuşu çıkmadan mola yerinde biraz dinlendik.

E) Bize uzun zamandır niye gelmediğini bilmiyorum.

P:178

Sözcük Türleri - 2

4. ÜNİTE

FASİKÜL 5

1 TÜRKÇE

Edat (İlgeç)

Yalnız başına bir anlam taşımayan ancak ad ve ad soylu kelimelerden sonra gelerek sonuna geldiği kelimeyle cümledeki başka kelimeler arasında anlam ilişkisi kuran, gramer görevli bağımsız kelimelerdir.

gibi, göre, kadar, için, üzere, -e doğru, -e karşı, -e karşın, -e

rağmen, -e değin, -e dek, -den dolayı, -den başka, ile, yalnız,

ancak, sade, sadece, tek, bir, denli, işte ...

Gibi

Teyzem, melek gibi bir insandı. (benzerlik)

Çantasını aldığı gibi dışarı çıktık. (tezlik)

Birazdan fırtına çıkacak gibi. (tahmin, olasılık)

Sanki

Ağrı Dağı, sanki bir dev çadırdı. (benzerlik)

Arkadaşın, sanki seni dinler de! (inanmama)

Sanki birazdan yağmur yağacak. (tahmin, olasılık)

Göre

Sana göre hangimiz suçlu? (kanaat, görüş)

Bu sınav dünküne göre daha kolaymış. (karşılaştırma)

Kafama göre bir arkadaş bulamadım. (uygunluk)

Kadar

Bu işi akşama kadar halletmeliyim. (zaman, süre)

Elmalar yumruğum kadardı. (benzerlik)

Durakta bir saat kadar bekledim. (yaklaşık)

Hiç kimseyi senin kadar sevmedim. (karşılaştırma)

Tilki kadar kurnaz bir çocuk. (derece, ölçü)

İçin

Ders çalışmak için kütüphaneye gitti. (amaç)

Senin için herkes iyi şeyler söylüyor. (hakkında)

Papatya, benim için apayrı bir çiçekti. (görecelik)

Trafik sıkıştığı için geç kaldım. (neden-sonuç)

Bu hazırlıkları konuklar için yaptık. (aitlik)

Vatanı için her fedakârlığı yapardı. (uğruna, yoluna)

Üzere

Yarın getirmek üzere arabayı alabilirsin. (şartıyla)

Teşekkür etmek üzere sahneye çıktı. (amacıyla)

Anlaştığımız üzere yarın buluşuruz. (şekilde, tarzda)

Uçağımız kalkmak üzereydi. (zaman)

Doğru

Çocuklar sahile doğru yürüyorlar. (yön)

Akşama doğru buralar sakinleşir. (zaman)

Karşı

Güneşe karşı yavaş yavaş yürüyorduk. (yön)

Sabaha karşı köye vardık. (zaman)

Başka

Benden başka herkes maça gitmiş. (dışında, hariç)

İle

Annemler, İzmir’e uçakla gidecek. (araç)

Elini bıçakla kesmiş. (gereç)

Bahçede, arkadaşlarıyla oynuyor. (birliktelik)

Öğretmen, telaşla içeri girdi. (durum)

Ağaçların devrilmesiyle yol kapandı. (neden-sonuç) AKLINDA OLSUN

“Doğru, karşı, başka” sözcükleri, cümle içinde farklı görev ya da türlerde kullanılabilir.

O İnan bana, doğru söylüyorum. (zarf)

O Sence doğru tarafa mı gidiyoruz? (sıfat)

O Sonunda doğruyu buldum. (ad)

O Burası karşıdan, çok net gözüküyor. (ad)

O Evimiz şehrin karşı yakasındaydı. (sıfat)

O Sana başka, bana başka konuştu. (zarf)

O Bize başka bir adres verdiler. (sıfat)

O Bunu başkasından duymuş. (zamir)

1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “için” kelimesi, “amacıyla, maksadıyla” anlamında kullanılmıştır?

A) Çocuklar için yapmadığı fedakârlık kalmadı, diyorlar.

(uğruna, yoluna)

B) Bu paket arkadaşınız için hazırlanmıştı. (aitlik)

C) O sıralarda Ankara’da olmadığım için olayı bilemiyorum.

(neden-sonuç)

D) İki haftalık harçlığını bu kitabı almak için biriktirmiş.

(almak amacıyla, maksadıyla)

E) Arkadaşınız için herkes aynı şeyleri söylüyor. (hakkında)

P:179

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 2

FASİKÜL 5 PRATİK BİLGİ

“İle” nin yerine “ve” bağlacı getirilebiliyorsa

“ile” bağlaç görevinde; getirilemiyorsa edat görevinde kullanılır.

Örnek

Şiir ile romanı çok severim.

Lisede öğrenciyken şiir ile çok ilgilendim.

Bu cümlelerin birincisinde “şiir ve roman” denilebildiği için “ile” bağlaçtır; ikincisinde “ile” yerine

“ve” getirilemediği için “ile” edattır.

BİZDEN NOT

“Yalnız” sözcüğü, yerine “ama” getirilebiliyorsa bağlaç olur.

Dün seni çok bekledim yalnız sen gelmedin.

Bu cümlede “yalnız” yerine “ama” getirilebildiği için

“yalnız” sözcüğü bağlaçtır.

BENDEN UYARMASI

“Ancak” sözcüğü, cümle içinde değişik görevlerde kullanılabilir.

O Çok çalıştım ancak ödevimi bitiremedim.

O Misafirler, akşama ancak gelebildiler. (zarf)

Birinci cümlede, “ancak” sözcüğünün yerine “ama”

getirilebildiği için “ancak” bağlaçtır.

İkinci cümlede “ancak” eylemin yapılış zamanını belirttiği için zarftır.

Yalnız, Sade, Sadece, Bir, Tek

Dünkü toplantıda yalnız sen yoktun. (sadece)

Ben bu konuda sade ona inanırım. (yalnız)

Sadece dinlenmek istiyorum. (yalnız)

Pikniğe bir o gelmemişti. (yalnız)

Tek sen misin sevdiğine kavuşamayan? (yalnız)

Ancak

Bizi oraya ancak sen götürebilirsin. (sadece)

Bu arabaya ancak on milyar veririm. (en çok)

Rağmen, Karşın, Denli, Değil, Dolayı

Bağırmama rağmen beni duymadı. (tersine olarak)

Fakirliğine karşın hep mutlu biriydi. (tersine olarak)

Seni ölünceye değin unutmayacağım. (zaman)

Yağmur geceye dek devam etti. (zaman)

Beni bu denli sevdiğini bilmiyordum. (derece)

Burası dediğin kadar güzel değil. (olumsuzluk)

Trafikten dolayı sınava geç kaldım. (neden-sonuç)

İşte

Bir şey gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenen

bir söz; aha, ahacık anlamlarına gelir.

İşte bu iki adam bir aralık göz göze geldiler.

2 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

”Televizyon reklamları radyo ile yapılanlardan daha etkili oluyor.” (radyo ile edat)

“İle” sözcüğü, aşağıdaki kullanımlardan hangisinde bu

cümledekiyle aynı görev ve anlamdadır?

A) Bugün radyo ile televizyonun hayatımızdaki yeri ve önemi

yadsınamaz. (radyo ve televizyon- bağlaç)

B) Ona göre ahlak, düşündüğü ile yaptığı arasındaki benzerliktir. (düşündüğü ve yaptığı- bağlaç)

C) O, deyimleri ve tekerlemeleri ile İstanbul Türkçesinin güzelliğini yansıtmıştır. ( tekerlemeleri ile edat)

D) Sinekli Bakkal ile Tatarcık, Halide Edip’in toplumsal konulu romanlarıdır. (Sinekli Bakkal ve Tatarcık- bağlaç)

E) Onu en çok ilgilendiren, gazetenin gülmece sayfası ile

spor haberleridir.

(gülmece sayfası ve spor haberleri -bağlaç)

BAŞKA YERDE YOK

Yalnız, sade, sadece, bir, tek” sözcükleri, cümle

içinde edat dışında değişik görevler kazanabilir.

O Dedem, yalnız bir insandı. (sıfat)

O Sahilde, yalnız dolaşıyordu. (zarf)

O Sade bir görünümü vardı. (sıfat)

O Sanatçı, çok sade yaşıyordu. (zarf)

O Onunla bir boydayız. (sıfat)

O Bir sen bir ben biliyoruz bunu. (bağlaç)

O Olanları bana bir bir anlattı. (zarf )

O Çocuk, tek kelime konuşmadı. (sıfat)

O Herkes gidince ben tek kaldım. (zarf )

P:180

Sözcük Türleri - 2

3 TÜRKÇE

FASİKÜL 5

PRATİK BİLGİ

Bağlaç olan “ki”, ilgi zamiri “-ki” ve ilgi sıfatı

“-ki” ile karıştırılmamalıdır.

Bağlaç olan “ki” daima ayrı yazılır. İlgi zamiri ve

sıfatı “-ki” bitişik yazılır.

Bizim otobüs sizinkinden hızlı gidiyor. (ilgi zamiri)

Yarınki gezi iptal edilmiş. (ilgi sıfatı)

Bağlaç

Söz içinde birden çok kelimeyi kelime grubunu veya cümleyi birbirine bağlayarak aralarında çeşitli yönlerden ilgiler kuran görevli kelimelerdir.

ve, veya, ya, ya da, yahut, veyahut, ile, yalnız, ancak, ama, fakat, lakin, ne var ki, de, bile, dahi, ki, öyle ki, öyleyse,oysa,

oysaki, ise, madem, mademki, meğer, meğerki, meğerse, yeter ki, halbuki, çünkü, hatta, yoksa, ne... ne, ya... ya, hem...

hem, bir... bir, gerek... gerek, ister... ister, olsun... olsun

Ve

Akşam ve sahil, onun şiirlerinin odak noktasıydı.

(Adları birbirine bağlamıştır.)

Sen ve ben gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız

(Zamirleri birbirine bağlamıştır.)

Hande Hanım, saygılı ve zeki bir öğretmendir.

(Sıfatları birbirine bağlamıştır.)

Futbolcular, bitkin ve mutsuz görünüyor.

(Belirteçleri birbirine bağlamıştır.)

Eve uğradı ve biraz eşya aldı.

(Cümleleri birbirine bağlamıştır.)

İle

Lisedeyken müzik ile resim en sevdiğim dersti.

Eylül ile nisan onun için ayların en iyisiydi.

Veya, Ya, Ya da, Yahut, Veyahut

Bugün veya yarın yola çıkabiliriz.

O, akşama gelir diyorsun ya gelmezse?

Bizimle gel ya da evde kalıp ders çalış.

Tatilde kitap okurum yahut geziler yaparım.

Yarın eski okuluma veyahut sinemaya giderim.

Yalnız

Çalışkan bir çocuk yalnız çok yaramaz. (karşıtlık)

Kitabı alabilirsin yalnız geri getireceksin. (koşul)

Ancak

Seni dün aradım ancak sana bir türlü ulaşamadım. (karşıtlık)

Maça gidebilirsin ancak eve erken dön. (koşul)

Ama

Çok uğraştık ama onu ikna edemedik. (karşıtlık)

Müzik dinle ama yüksek sesle değil. (koşul)

Hiç ama hiç beğenmedim burayı. (pekiştirme)

Fakat, Lakin, Ne var ki

Peşinden koştum fakat yetişemedim. (karşıtlık)

İstediğini al fakat ziyan etme. (koşul)

Süre bitti lakin bazı sorular kaldı. (karşıtlık)

Akıllı biri ne var ki biraz huysuz. (karşıtlık)

Ki

Kardelen ki baharı müjdeler doğaya. (açıklama)

İhtiyacı var ki senden para istiyor. (neden-sonuç)

Konuşsam da beni dinlemez ki... (yakınma)

Bir uyandım ki kar yağmış! (şaşırma)

Herkesi sev ki sen de sevilesin. (koşul)

3 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat kullanılmamıştır?

A) Belgeyi imzalamayan tek ben kalmışım.

B) Planlardan sadece sizin haberiniz olacak.

C) Bu denli zor şartlarda çalışıyor gazeteciler.

D) Senden başka herkes kursa kayıt yaptırmış.

E) Yolun karşı tarafında bir benzinci vardı.

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ama bağlacı, koşul anlamında kullanılmıştır?

A) Bir şeyler söyledi ama anlayamadım.

B) Okula gideceksin ama otobüsle.

C) Biraz pahalı ama çok güzel.

D) Eşyaları eski ama tertemiz.

E) Belki doğru söylüyorsun ama inanamıyorum.

BAŞKA YERDE YOK

Bazı edatlar, herhangi bir cümlenin ögesi olarak kullanılabilir:

O Gökteki bulutlar, yağmurun habercisi gibiydi.

yüklem

O Ayağını yorganına göre uzat.

zarf tümleci

O Dün babasıyla pazara gitmişler.

edat tümleci

P:181

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 4

FASİKÜL 5

Bile, Dahi

O gün, beni en yakınım sen bile dinlememiştin. (de)

Benimle bir kelime konuşmadı bile. (üstelik)

En yakın arkadaşlarım dahi beni unuttu. (de)

De

Ders çalıştı da sınavı kazandı. (neden-sonuç)

Oraya ben de gitmiştim. (eşitlik, gibilik)

Sen de mi Leylâ! (şaşırma)

Para kazanacaksın da bize bakacaksın! (alay, inanmama)

Borcunu verme de göreyim seni! (korkutma, tehdit)

Köşk de köşkmüş ha! (övgü, abartma)

Bir... bir

Bir sen varsın kalbimde bir de o hatıralar.

Çiçeklerden bir erguvanı bir nilüferi severdi.

Ne... ne

Ne kış ne yaz, ille de güz ille de güz. (olumsuzluk)

(kış ve yaz değil)

Ne küserim ne incinirim. (olumsuzluk)

(küsmem de incinmem de)

Oysa, Oysaki, Halbuki

Oysa gelirsin diye seni ne kadar bekledim, bilemezsin.

Oysaki hepimiz, o akşam aramızda olmanı çok istemiştik.

Halbuki çok uysal bir insandır o.

Madem, Mademki, Meğer, Meğerse

Madem her gün üzecektin, neden sevdin beni?

Mademki gitmeyeceksin, biletini iptal ettir.

Meğer bana söyledikleri hep yalanmış!

Meğerse misafirlerimiz yarın gelecekmiş.

Öyleyse, Çünkü, Hatta, Yoksa, İse

Dediklerime inanmıyorsun öyleyse benimle konuşma.

Seninle sinemaya gelemeyeceğim çünkü hastayım.

Dün babam okula gelmiş hatta birkaç saat bizi beklemiş.

Derslerine çalış yoksa sınavı kazanamazsın.

O, romandan hoşlanırdı ben ise şiirden hoşlanırdım. AKLINDA OLSUN

Bağlaç olan “de” her zaman ayrı yazılır ve “te,

ta” şekli yoktur.

O Bir cümlede “de”nin bağlaç mı yoksa hal eki

mi olduğunu anlamak istiyorsak “de”yi cümleden atarak cümleyi yeniden okuruz.

O Cümlenin anlamında -daralma olabilir- bozulma olmuyorsa “de” bağlaçtır.

Yarın bize gel de o konuyu görüşelim.

Yarın bize gel o konuyu görüşelim.

Bu cümlelerde görüldüğü gibi “de” cümleden

atıldığında cümlenin anlamında bir bozulma olmuyor.

O hâlde “de” cümlede bağlaç görevinde kullanılmıştır.

BİZDEN NOT

“Ne... ne” bağlacı, sıfatları ve belirteçleri derecelendiren “ne” belirteci ile karıştırılmamalıdır.

O Aşağıdaki cümlede “ne” sözcüğü belirteç görevindedir.

Ne şirin, ne güzel bir köydü burası.

BENDEN UYARMASI

“Bir... bir” bağlacı, sıfat ve zarf olan “bir” ile karıştırılmamalıdır.

O Kitapçıdan bir kitap, bir defter aldım. (sıfat)

O Yaşadıklarını bana bir bir anlattı. (zarf)

Hem... hem, Ya... ya, Ha... ha, Gerek... gerek,

İster... ister

Evimiz hem okula hem yurda çok yakındı.

Ya evde derslerine çalış ya bizimle sahile gel.

Ha o gelmiş ha sen gelmişsin, bizim için aynı.

Gerek sen gerek o, yarın izin kullanabilirsiniz.

İster kitap oku ister müzik dinle.

Ünlem

Sevinme, coşma, kızma, acıma, şaşma, korkma gibi türlü duyguları anlatan veya bir doğa sesini yansıtan kelime, nida.

Aman ha!

Of bıktım artık!

Ah, bunu önceden bilseydim!

Vah vah, ne oldu sana!

Ay, ne şirin şeysin sen öyle!

Vay başıma gelenler!

Yeter be!

Bravo sana!

Hah, vapur gözüktü!

Ha gayret!

Elveda sana, ey sonbahar!

Eyvah, ne yer, ne yâr kaldı!

Hey, bana baksana !

Oh, ne güzel!

P:182

Sözcük Türleri - 2

5 TÜRKÇE

FASİKÜL 5

Ninem torunlarından hiç kimseyi senin kadar sevmemiş r.

Kardelen ve nergis, benim için çok özel çiçeklerdir.

Bahçede arkadaşlarıyla top oynuyor.

Teşekkür etmek üzere Ali Bey’in yanına çık .

Uçağı kullanan kendisiymiş gibi heyecanlanıyor.

Sanki kısa süre sonra güneş açacak.

Dışarı çıkabilirsin ancak eve erken döneceksin.

Yeni başlayan usta da bu işten anlıyor bence.

Bugün dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava var.

Dönüş yolculuğu kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor.

Ankara'nın insanları da güler yüzlü karşıladılar beni.

Bizimle yatroya gel ya da evde kalıp ders çalış.

BİRLİKTELİK

AMAÇ

TAHMİN

VARSAYIM

KARŞILAŞTIRMA

GÖRECELİK

KARŞILAŞTIRMA

1

2

3

5

6

4

5

SEÇME

SONUÇ

PEKİŞTİRME

EŞİTLİK

KOŞUL

1

2

3

4

5

6

6

Etkinlik 1

Aşağıdaki cümlelerde geçen edatların cümleye ka ğı anlamı boş bırakılan yerlere uygun şekilde

yerleş riniz.

Etkinlik 2

Aşağıdaki cümlelerde geçen bağlaçların cümleye ka ğı anlamı boş bırakılan yerlere uygun

şekilde yerleş riniz.

P:183

TÜRKÇE 6

Öğreten Test FASİKÜL 5

2. “Gibi” sözcüğü, aşağıdakilerin hangisinde cümleye“-

tezlik” anlamı katmıştır?

A) Her insan gibi onun da yanlışları vardır.

B) Kardeşim tatilden döndüğü gibi işe başladı.

C) Parası çokmuş gibi har vurup harman savuruyor.

D) Taşıtlar içinde uçak gibisi kesinlikle yoktur.

E) Bu kitabı iki lira gibi düşük bir fiyata almıştım.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bile” yerine “de,-

da” veya “dahi” getirilemez?

A) Bu hatayı çocuklar bile yapmaz.

B) Buraya gelse bile kimseyi bulamaz.

C) Savaşlarda çocuklar bile öldürülüyor.

D) Belki şimdiye kadar oyun bitti bile.

E) Artık gündüzler bile soğuk oluyor.

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde“ile (-le, -la)” ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?

A) Ateşle barut bir arada durmaz, derler.

B) Sabahleyin ilk vapurla karşıya geçeceğiz.

C) Saraylarla müzeleri bir günde ancak gezeriz.

D) Babamın kapıdan girmesiyle çıkması bir oldu.

E) Okulla işi bir arada yürütmek oldukça zordur.

4. Göğsüme ıstırabı tunç alevlerle yazdım

Uğrunuzda can veren bir köle gibi sizden

Bir alkış almak için neler bağışlamazdım

Yukarıdaki dizelerde kaç edat kullanılmıştır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

6. “Bu kitabı ancak kütüphanede bulabilirsin.”

“Ancak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde

bu cümledekiyle aynı görevde kullanılmıştır?

A) Yol uzun, akşama ancak gelebilirler.

B) Size gelirim ancak fazla kalamam.

C) Çok zorlama, o kapıyı ancak bu anahtar açar.

D) Daha erken gelemem, bu iş üç saatte ancak biter.

E) Karnım çok aç ancak yemek hâlâ hazır değilmiş.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “ise (-se, -sa)” ötekilerden farklı anlam ve görevde kullanılmıştır?

A) Kapıyı çalan dilenciyse kapıyı açmayın.

B) Elmaları bugün, kirazları ise yarın toplayın.

C) Yağmur yağıyorsa sokağa çıkmayın.

D) Buranın görevlisi iseniz lütfen bize yardımcı olun.

E) Bu ayakkabıyı beğenmediyseniz şuna bakabilirsiniz.

P:184

7 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 5

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “için” edatı amaç

bildirmektedir?

A) Onun için elinden gelen yardımı yapmıştı.

B) O, bütün sıkıntılara sizin için katlandı.

C) Bu yarışı kazanmak benim için onurdur.

D) Kimi kimsesi kalmadığı için köyünden ayrılmış.

E) Eserimde benzetmelere yer vermem, konunun anlaşılması içindir.

9. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde edat (ilgeç) kullanılmamıştır?

A) Başkası için ağlayan gözden olur.

B) Yel gibi gelen sel gibi gider.

C) Lafla peynir gemisi yürümez.

D) Her çul içinde bir aslan yatar.

E) Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “de, da” bağlacı“-

neden-sonuç” ilgisi kurmuştur?

A) Doktorun verdiği ilacı içti de kendine geldi.

B) Sinemadan sonra tiyatro da güzel günler yaşıyor.

C) İki yıldan beri biz de tatil yapamadık.

D) Ödül kazanmak da onu mutlu etmedi.

E) Akşama kadar bekledi de kimseyle görüşemedi.

12. Aşağıdakilerin hangisinde “ya...ya” bağlacı cümleye“ihtimal (olasılık)” anlamı katmıştır?

A) Ona bel bağlamayın, ya gelir ya gelmez.

B) Bütün gün ya kitap okur ya televizyon izler.

C) Kapıda bekleme artık, ya gir ya çık.

D) Bugün ya bize gel ya sizde buluşalım.

E) Çok unutkandır, ya defterini kaybeder ya kitabını.

10. Aşağıdakilerin hangisinde “ama” bağlacı koşul bildirmektedir?

A) Ama bana güvendiğini söylemiştin.

B) Sen doktor değilsin ama arkadaşın doktor.

C) Gidebilirsin ama aldıklarını geri göndereceksin.

D) Kısa ama sürükleyici bir hikâyeydi bu.

E) Şiirlerinizi okudum ama pek beğenmedim.

1-B 2-B 3-D 4-C 5-B 6-C 7-D 8-E 9-D 10-C 11-A 12-A

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “bir” sözcüğü ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?

A) Fidanları daha güzel bir günde dikelim.

B) Görgü kurallarına ters bir hareket yapmıştı.

C) Kısa bir sessizlikten sonra misafirler gülüştü.

D) Bütün sene bir bu yazarın kitaplarını okudum.

E) Bu kır kahvesine bir fincan kahve içmeye gelirdim.

P:185

TÜRKÇE 8

Pratik Test FASİKÜL 5

4. “Körle yatan şaşı kalkar.”

Aşağıdakilerin hangisindeki “ile (-le, -la)” bu atasözündekiyle aynı anlam ve görevde değildir?

A) Taşıma suyla değirmen dönmez.

B) Dostla ye, iç; alışveriş etme.

C) Öfkeyle kalkan zararla oturur.

D) Rağbet her zaman güzelle zenginedir.

E) Borçla borç ödenmez.

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç, sıfatları bağlamıştır?

A) Tabletler er ya da geç öğrencilere dağıtılacaktır.

B) Bundan sonra çocuklar ne sizi ne de beni dinler.

C) Neşeli ve heyecanlı başlayan gezi kötü bitti.

D) Bu işi bitirebilmek için iki ya da üç güne ihtiyaç var.

E) İngilizce veya İtalyanca bilen bir eleman arıyorlar.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem ilgeç hem de

bağlaç kullanılmıştır?

A) Gündüzleri daha çok ağır işlerle uğraştığından akşamları erkenden uyuyakalırdı.

B) Ne var ki o güzelim eski binalar da bu yangından

paylarını aldı.

C) Çocukluğumuzda mersin ve kızılcık topladığımız tepeler gibi buralar.

D) Boğaz, ilkbaharda diğer mevsimlere göre bir başka

güzeldir.

E) Akşama doğru suda bir gölge gibi beliren sandallarla karşı kıyıya geçerdik.

5. Aşağıdakilerin hangisinde “için” ilgeci cümleye ötekilerden farklı bir anlam katmıştır?

A) Uyumadığı için gözleri kanlanmış.

B) Karanlıktan korktuğu için buraya gece gelemez.

C) Geç kaldıkları için derse katılamadılar.

D) Derste fazla konuştuğu için öğretmen ona kızdı.

E) Onun, ailesi için yapamayacağı fedakârlık yoktu.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ki” bağlacı “neden-sonuç” ilgisi kurmuştur?

A) Burası öyle bir köy ki ne gelen var ne giden!

B) Anlaşılıyor ki bu konuya çalışmamışsınız.

C) Bu öyle bir bina ki üç yüz kişi alır.

D) İşini seviyor ki bunca sıkıntıya katlanıyor.

E) Şairin bir dizesi var ki ömre değer.

3. “Akşama kadar bahçedeki bütün işleri bitirmeyi düşünüyorduk. Ne var ki fırtına buna izin vermedi.”

Aşağıdakilerin hangisinde bu cümledeki altı çizili bağlaçla aynı anlama gelen bir bağlaç kullanılmıştır?

A) Sana ihtiyacımız vardı, ne iyi ettin de geldin.

B) Yemeğini yer ve erkenden kahveye giderdi.

C) Mademki okumak istiyordu, ne diye bir işe girdi?

D) Ev sahibi ile kavga etmiş ki o, çok nazik birisiydi.

E) Oyununuzu seyretmeyi çok isterdim ancak bu ödevi

bitirmeliyim.

P:186

9 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 5

11. “Yalnız” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgeç görevinde kullanılmıştır?

A) Bugünlerde her zamankinden daha yalnız.

B) Yıllardır bu evde yalnız oturuyordu.

C) Aylar boyunca yalnız bir kitap okuyabildim.

D) Bu yalnız adamın çocuklarının olduğunu öğrendik.

E) Pastacılık çok zevkli yalnız bazı zorlukları var.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç kullanılmamıştır?

A) Onu çok bekledik ancak o gelmedi.

B) Bugün veya yarın beni mutlaka arayacak.

C) Ne iyi ettiniz de buraya geldiniz.

D) Ece’yle buluşamadık çünkü geç kaldım.

E) Bugün, karla karışık yağmur bekleniyormuş.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “de, da” bağlacı

cümleye“süreklilik” anlamı katmıştır?

A) Sözünü tutacağını söyledi de tutmadı.

B) Dün buraya gelmiş de bize uğramamış.

C) Babası da kardeşi de gelmiş, ona yardım etmişti.

D) Bir kere konuşmaya başladı mı söyler de söyler.

E) Artık buraya gelse de değişen bir şey olmayacak.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgeç kullanılmamıştır?

A) Bazıları, istedikleri gibi bir arkadaş ortamı arar.

B) Dergilerde tanıtılan her kitabı almak gerekmez.

C) İnsanlar, ihtiyaçları olduğu için çalışır.

D) Burada öncekine göre iyi maaş alıyormuş.

E) Okumak istemesine rağmen okuyamayan çoktur.

1-D 2-D 3-E 4-D 5-E 6-C 7-E 8-B 9-B 10-D 11-C 12-E

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ve” bağlacı ötekilerden farklı türde sözcükleri birbirine bağlamıştır?

A) Martılar ve deniz birlikte şarkı söylüyordu.

B) En çok ilgi gören türlerin başında gelir deneme ve

roman.

C) Gül ve bülbül çok eskiden beri dosttur.

D) İnsanın yüreğini sızlatır ayrılık ve hasret.

E) Ilık ve tatlı bir yaz akşamında karşılaştık onunla.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç sıfatları birbirine bağlamıştır?

A) Hem erken geleceğini söylüyor hem de geç kalıyor.

B) İşe çalışkan ve tecrübeli bir eleman almalısınız.

C) Bunca yıldır buradayız, ne aradı ne sordu.

D) Evin balkonu ya denize ya ormana bakmalı.

E) Tatile ister bu ay ister gelecek ay çık.

P:187

TÜRKÇE 10

Sınav Tadında FASİKÜL 5

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bir” sözcüğü, ilgeç

görevinde kullanılmıştır?

A) Sizinle gelecektim ancak çok önemli bir işim çıktı.

B) Mezuniyet gecesinde bir sen yoktun.

C) Yönetici böyle bir teklifi asla kabul etmez.

D) Dün bir grup öğrenci sizi sordu.

E) Misafirliğe giderken bir paket çikolata götürdü.

2. “Anlatılanlardan sonra aynı acıları biz de yaşamış gibi olduk.”cümlesindeki “gibi” ilgeci anlamca aşağıdaki

cümlelerin hangisindeki “kadar” ilgeci ile özdeştir?

A) Bildiğim kadar konuşurum, bilemediğim yerde ise

susarım.

B) Vakit gelinceye kadar elindeki kitabı bitirdi.

C) Gişe görevlisinin elinde on kadar bilet kaldı.

D) Arkadaşının sınavı kazanmasına kendisi kazanmış

kadar sevindi.

E) Akşama kadar pencerenin önünden gelip geçenleri

seyretti.

3. Aşağıdakilerin hangisinde “de, da” bağlacı, cümleye

ötekilerden farklı bir anlam katmıştır?

A) Yazarın bu kitabını da okumalısın.

B) Fatura ödemeye gitti de geç kaldı.

C) Yaz sonunda incirler de oldu.

D) Onlar da bizimle gelecekmiş.

E) Evin duvarlarını da boyamalıyız.

6. “Bence (I) insan, bir odada (II) oturup (III) bu eserleri (IV)

incelemeli (V) sanatçının vermek istediği mesajı da göz

ardı etmemelidir.’’

“yalnız” sözcüğü, yukarıdaki cümlede numaralanmış

yerlerden hangisine getirilirse ilgeç olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. “Bu kadarcık çalışma ile sınavı kazanamazsın.’’

Aşağıdakilerin hangisinde “ile” sözcüğü bu cümledeki göreviyle kullanılmıştır?

A) Derslerden sadece matematik ile tarihi severdi.

B) Her yaz annesiyle babasını ziyaret ederdi.

C) Öykü ile roman arasında fark görmediğini söyledi.

D) Yalanı ortaya çıkınca bizimle görüşmedi.

E) Kendisine güzel bir gömlekle pantolon aldı.

4. Aşağıdakilerin hangisinde “ile” ilgeci neden-sonuç

ilişkisi kurmuştur?

A) Elektriklerin kesilmesiyle karanlık içinde kaldık.

B) Arkadaşları onu çok çalışmasıyla tanırdı.

C) Kardeşiyle kavga etmesi geçimsiz biri olduğundan.

D) Düşünceleriyle aydınlık yarınlara kapı açmıştı.

E) Mantığıyla hareket etmesi çok yanlış.

P:188

11 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 5

10. Bu kamp alanı içerisinde bulunan, ahşap ve taş malzemeden yapılı yaklaşık bir daire büyüklüğündeki bu

mekânlarda her mevsim konaklamak mümkündür. Karavan park yerlerinin de bulunduğu kamping, şehrin harala gürelesinden uzakta, zamanı umursamadan bedeninizi dinlendirmek için çok uygun bir yer. Özel çevre koruma alanı içindeki sayısız küçük koylardan birinde,kış

günü de denize girenler var ve o kadar zevkli ki anlatamam size.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri

edat (ilgeç) görevinde kullanılmıştır?

A) I ve III. B) I ve V. C) II ve IV.

D) III ve V. E) IV ve VI.

I

II

III

IV

V VI

1-B 2-D 3-B 4-A 5-D 6-C 7-C 8-C 9-D 10-E 11-D 12-A

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kadar” edatı “civarında, yaklaşık” anlamında kullanılmıştır?

A) Senin kadar olmasa bile o da bir şeyler biliyor.

B) Konferansın bu kadar kalabalık olacağını sanmıyordum.

C) Çocuklar bine kadar saymayı öğrenmiş.

D) Bu konuda kırk kadar kitap karıştırdım.

E) Bizim köy de yaylalar kadar serin.

12. Edatlar kendilerinden önceki sözcüklerle öbekleşerek

cümlede sıfat ya da zarf görevi üstlenirler.

Buna göre aşağıdakilerden hangisinde “edat öbeği”

sıfat görevinde kullanılmıştır?

A) Bunun gibi insanlarla oturup kalkmak seni yanıltabilir.

B) Konuşmasını yapmak üzere yavaşça yerinden kalktı.

C) Kimseyle bugüne kadar tartışmamış herkesin fikrine

saygı duymuştu.

D) Her şeye karşın ona yardım etmek içinden gelmiyordu.

E) İyi yaşayabilmek için çaba sarf ediyordu.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ama” sözcüğü,

“Otuz üç yıllık memurdu ama yeni tayin olmuş gibi heyecan doluydu.” cümlesindekine yakın anlamda kullanılmıştır?

A) Git ama o ayakkabıyı satın almadan gelme!

B) Yarın geleceğim ama sen de burada olmalısın.

C) Oda çok sıcaktı ama zavallı tir tir titriyordu.

D) Söylenenleri hiç ama hiç anlamamıştı.

E) Ama bana yardım edeceğini söylemiştin.

9. Aşağıdakilerin hangisinde örnek cümle yapılan açıklamaya uygun değildir?

A) “için” ilgeci, neden-sonuç ilgisi kurar:

Notlarını geri getirmediği için ona kızmış.

B) “gibi” ilgeci, cümleye “tezlik” anlamı katar:

Yusuf, parayı aldığı gibi bakkala koştu.

C) “ne ...ne ...” bağlacı, cümleyi anlamca olumsuz yapar:

Ne dersi dinliyordu ne testleri çözüyordu.

D) “ama” bağlacı, pekiştirme anlamında kullanılır:

Erken çıktık ama trafik yine de sıkışıktı.

E) “kadar” ilgeci, cümleye “yaklaşık” anlamı katar:

Geziye yirmi kadar öğrenci katılmıştı.

8. Aşağıdakilerin hangisinde hem ilgeç hem bağlaç kullanılmıştır?

A) Onu eğlendirmek için dolaşmaya çıktık.

B) Senin gibi dost canlısı birini görmedim.

C) Öğrencilerle veliler akşama kadar okulda bekledi.

D) Ne bizi dinliyor ne de sorulara cevap veriyordu.

E) Konuşuyordu fakat ne dediği anlaşılmıyordu.

P:189

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 12

FASİKÜL 5

Tamlamalar

 İki ya da daha çok sözcüğün, birbirini değişik ilgilerle tamamladığı söz gruplarıdır.

 Dilimizde “sıfat tamlaması” ve “ad tamlaması” olmak üzere iki tür tamlama vardır.

Sıfat Tamlaması

 Bir sıfatın, kendisinden sonra gelen bir adla oluşturduğu

söz grubuna “sıfat tamlaması” denir.

 Bu tamlamalarda sıfat, adı niteler ya da çeşitli yönlerden

belirtir.

Örnek

Yaşlı çınar, koyu gölgesiyle insanları asırlardır serinletiyor.

Bu cümlede “yaşlı” sözcüğü “çınar” adını nitelik yönüyle anlamca bütünleyerek bir söz grubu kurmuş ve sıfat tamlaması

oluşturmuştur.

 Sıfat tamlamalarında sıfat “tamlayan”, ad “tamlanan” durumundadır.

Yaşlı çınar

sıfat ad

(tamlayan) (tamlanan)

Bu okul, anılarımı saklayan bir yuva gibiydi.

Bu cümlede “bu” sözcüğü “okul” adını işaret yoluyla belirterek bir söz grubu kurmuş ve sıfat tamlaması oluşturmuştur.

bu okul

sıfat ad

(tamlayan) (tamlanan)

 Aşağıdaki cümlelerde renkli söz grupları, sıfat tamlamalarıdır.

Bahar gelince kırlar, sarı lalelerle dolar.

Gökyüzü, birden kapkara bulutlarla kapandı.

Törenlerde sizin sınıftan kaç öğrenci görev aldı?

Yol boyunca başı dumanlı dağları seyrettik.

Yıkılmış evlerin arasından geçerek inşaat alanına ulaştık.

İsim Tamlaması (Ad Takımı)

En az iki adın değişik ilgilerle birbirini tamamlayarak oluşturduğu söz gruplarıdır.

Örnek

Yoğun yağmurdan sonra evin çatısı akmaya başladı.

Sert rüzgârdan, bahçe kapısı açılıp kapanıyordu.

Bu cümlelerde “ev-çatı” ve “bahçe-kapı” adları, aitlik ilgisiyle

anlamca birbirini tamamlayarak bir söz grubu oluşturmuştur.

Ad tamlamalarında birinci sözcüğe “tamlayan”, ikinci sözcüğe “tamlanan” denir.

evin çatısı

tamlayan tamlanan

bahçe kapısı

Tamlayanın aldığı ek, “tamlayan eki”, tamlananın aldığı ek ise

“tamlanan eki”dir.

Tamlayan Eki

 Eklendiği adla (tamlayan) başka bir ad (tamlanan) arasında ilgi kuran eklerdir.

 “-ın, -in, -un, -ün, (-nın, -nin, -nun, -nün)” ekleri tamlayan

ekleridir.

Tamlanan Eki

 Eklendiği ismin (tamlananın) tamlayanda bilidirilen bir kişiye ya da varlığa ait olduğunu gösteren eklerdir.

 “-ı, -i, -u, -ü, (-sı, -si, -su, -sü)” ekleri tamlanan ekleridir.

ev - in çatı - sı

tamlayan tamlanan

eki eki

Bu örnekte, tamlayan eki “ev” sözcüğünün “çatı” sözcüğüyle ilgili olduğunu; tamlanan eki de “çatı”nın eve ait olduğunu

bildirmektedir.

 Ad tamlamaları, oluşturulma biçimlerine göre dört grupta

incelenir:

1 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

(I) Emprovize caz yapan müzisyenlerde çok önemli bir yetenek var: Zihnin akış hâlini kullanmak. (II) Trans hâli olarak da

bilinen akış, bütünüyle tek aktiviteye odaklandığımız durumlarda beliriyor. (III) Örneğin maratonda koşuyorsanız tüm dikkatiniz vücudunuzun hareketlerine odaklanıyor. (IV) Kas hareketlerinizi, ayaklarınızın yerle temasını hissetmeye başlıyor;

benliğin kaybolduğunu gözlemliyorsunuz. (V) Böyle durumlarda odaklanılan beceriler en üst seviyede gerçekleştiriliyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sıfat

tamlaması yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:190

Sözcük Türleri - 2

13 TÜRKÇE

FASİKÜL 5

Belirtili İsim Tamlaması

 Tamlayanın ve tamlananın tamlama ekleri aldığı ad tamlamalarıdır.

 Bu tür tamlamalarda belirgin bir aitlik ilgisi vardır, tamlananın tamlayana ait olduğu belirtilir.

Örnek

Kurumun müdürüne, başarılarından dolayı ödül verildi.

Bu cümlede, “kurum” ve “müdür” sözcükleri arasında, tamlayan ve tamlanan ekleri kullanılarak (kurum-un müdür-ü) aitlik ilgisi kurulmuştur.

Bu şekilde kurulan tamlamalara belirtili isim tamlaması denir.

Aşağıdaki cümlelerde renkli söz grupları, belirtili isim tamlamasıdır.

 Arabanın kapısı açık kalınca alarm çaldı.

 Çocukken yağmurun sesini dinlerdim.

 Kasabanın yolları bu yaz asfaltlanacakmış.

 Gelişmiş toplumlar sanatın değerini iyi bilir.

 Yolculuğun başında memleketini özlediğini söyledi.

Belirtisiz İsim Tamlaması

 Tamlayanı ek almayıp sadece tamlananın iyelik eki aldığı

tamlamalardır.

Genç yaşta okul müdürü olacakmış.

Bu cümlede “okul” ve “müdür” sözcükleri arasında sadece

tamlanan ekiyle (okul müdür-ü) ilgi kurulmuştur. Bu şekilde

kurulan tamlamalara belirtisiz isim tamlaması denir.

Aşağıdaki cümlelerde renkli söz grupları, belirtisiz isim tamlamasıdır.

 Evin önündeki i elma ağacı geçen ay kurudu.

 Bizim çocuğa okul çantası almak için dışarı çıktık.

 Şair, yaşama sevincini dile getirmiş bu dizelerde.

 Yöre halkı için en önemli geçim kaynağı arıcılıktı.

 Resim sergileri önemli bir sanat etkinliğidir.

Zincirleme İsim Tamlaması

 En az üç adın tamlayan ve tamlanan ekleriyle birbirine bağlanmasıyla oluşan söz grubudur.

Örnek

Birkaç öğrenci, okul müdürünün odasında ayakta bekliyordu.

Bu cümlede “okul”, “müdür” ve “oda” adları arasında aitlik ilgisi kurularak zincirleme isim tamlaması oluşturulmuştur.

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili söz grupları, zincirleme isim

tamlamasıdır.

 Bahçedeki ceviz ağacının dalları yola sarkıyordu.

 Bir süre sonra deniz kıyılarının güzelliği büyüledi bizi.

 Şehrin ulaşım sorunu yapılacak çalışmalarla giderilecek.

 Bir yapıtın etkileyiciliği sanatçının yorum gücüne bağlıdır.

 Kır çiçeklerinin kokusuna bayılıyorum.

Takısız İsim Tamlaması

 Tamlayan ve tamlananın ek almadığı isim tamlamalarıdır.

 Bu tür tamlamalar ya tamlananın “ne(y)den yapıldığını”

(hammaddesini) ya da benzerlik ilgisi kurarak tamlananın

“neye benzediğini” belirtir.

Örnek

Tamlananın neyden yapıldığını bildirir:

cam kavanoz

taş köprü

altın bilezik

plastik kova

Bu örneklerde, “kavanoz”un “cam”dan, “köprü”nün “taş”tan,

“bilezik”in altından, “kova”nın plastikten yapıldığı belirtiliyor.

Tamlananın neye benzediğini bildirir:

aslan çocuk

zeytin gözler

ipek saçlar

taş kalp

Bu örneklerde, “çocuk” “aslan”a, “gözler” “zeytin”e, “saçlar”

“ipek”e, “kalp” “taş”a benzetilmiştir.

P:191

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 14

FASİKÜL 5

İsim Tamlamalarıyla İlgili Bilinmesi Gereken

Özellikler

 Ad tamlamalarında tamlayanla tamlanan yer değiştirebilir:

Örnek

Savruluyordu yeleleri rüzgârda bu güzel atın.

Bu dizede, “atın yeleleri” ad tamlamasında, tamlanan (yeleleri) tamlayandan (atın) önce gelmiştir.

Sıcaklığı ortalığı yakmaya başlamıştı güneşin.

(güneşin sıcaklığı)

Bekçisiyiz sonsuza dek bu mukaddes vatanın.

(vatanın bekçisi)

 Ad tamlamalarında, bir tamlayan birden fazla tamlanana

bağlanabildiği gibi, bir tamlanan da birden fazla tamlayana bağlanabilir:

Örnek

Bu tepelerin rüzgârı, fırtınası hiç dinmezdi.

Velilerin ve öğrencilerin coşkusu görülmeye değerdi.

Bu cümlelerin birincisinde “tepelerin” tamlayanı “rüzgârı”

ve “fırtınası” tamlananlarına bağlanırken; ikinci cümlede

“öğretmenlerin” ve “öğrencilerin” tamlayanları “coşkusu”

tamlananını ortak kullanmıştır.

 Ad tamlamalarında tamlayanla tamlananın arasına değişik

türde sözcükler girebilir:

Örnek

Uzun süre köyün kurak tepelerini üzülerek seyretti.

Bu cümlede, “köyün tepeleri” tamlamasında, tamlayanla

(köyün) tamlananın (tepeleri) arasına sıfat (kurak) girmiştir.

Örnek

Sarıyer, İstanbul’un en güzel ilçelerinden biridir.

Bu cümlede, “İstanbul’un ilçeleri” tamlamasında, tamlayanla (İstanbul’un) tamlananın (ilçeleri) arasına hem belirteç (en) hem de sıfat (güzel) girmiştir.

Okul gezisine Buse’nin de kardeşi katıldı.

Bu cümlede, “Buse’nin kardeşi” tamlamasında, tamlayanla (Buse’nin ) tamlanan (kardeşi) arasına bağlaç (de) girmiştir.

 Ad tamlamalarında tamlayan veya tamlanan, ya da her ikisi bir sıfat tarafından nitelenebilir:

Örnek

Talha’nın büyük hayalleri vardı.

Bu cümlede, “Talha’nın hayalleri” tamlamasında, tamlanan (hayalleri) bir sıfat (büyük) tarafından nitelenmiştir.

Küçük çocuğun oyuncakları çok güzeldi.

Bu cümlede, “çocuğun oyuncakları” tamlamasında, tamlayan (çocuk) bir sıfat (küçük) tarafından nitelenmiştir.

Küçük çocuğun büyük hayalleri vardı.

Bu cümlede, “çocuğun hayalleri” tamlamasında, tamlayan

(çocuk) bir sıfat (küçük) tarafından; tamlanan (hayalleri) yine bir sıfat (büyük) tarafından nitelenmiştir.

2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018

Bizdeki dolmuş kültürü bir başkadır. Bir yardımlaşma havası, bir aile sıcaklığı... Acaba Paris’te bir dolmuş hattı açılsaydı sefer sırasında şöyle diyaloglar geçer miydi?

- Kaptan, şuradan bir Eyfel alır mısın?

- Bozuk olsun!

- On avro var bende, kusura bakma, bozuver. ya da

- Kaptan, Louvre’dan geçer mi?

- Yok, aşağıdan bineceksin Louvre’a, heykelin yanından...

Hiç sanmıyorum!

Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisi tamlama değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II III

IV V

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme ad tamlaması vardır?

A) Filmdeki olaylar İsviçre sınırında geçiyor.

B) Kitapları, türlerine göre ayırarak kitaplığa yerleştirdim.

C) Gelecek yıl yaz tatilini Antalya’da geçireceğiz.

D) Sanatçı, ilk sergisini önümüzdeki hafta İstanbul’da açacakmış.

E) Serüven romanlarının okuyucusu her yıl biraz daha artıyor.

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan

önce söylenmiş bir belirtili ad tamlaması vardır?

A) Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin

B) Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize

C) Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah

D) Kâğıtlarla camlarını örteyim pencerelerin

E) Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı

P:192

Sözcük Türleri - 2

15 TÜRKÇE

FASİKÜL 5

BENDEN UYARMASI

Kişi adılları tamlayan olursa tamlanan (iyelik) ekleri her kişiye göre değişiklik gösterir.

ben - im araba - m biz - im araba - mız

sen - in araba - n siz - in araba - nız

o - nun araba - sı onlar - ın araba - ları

Ayrıca tamlayan ekinin de “ben” ve “biz” adıllarında “-im” olduğu görülmektedir.

O Ad tamlamalarında bazı durumlarda tamlayan

ya da tamlanan düşebilir:

Resimlerini gördüm ve çok beğendim.

(senin resimlerini) tamlayan

Karşı binadaki daire bizimdi.

(bizim dairemizdi) tamlanan

 Ad tamlamaları bir sıfat tarafından nitelenebilir veya belirtilebilir:

Örnek

Büyük yolcu gemisi limandan ağır ağır ayrıldı.

Bu cümlede “büyük” olan “yolcu gemisi”dir. Yani sıfat (büyük), isim tamlamasını (yolcu gemisi) nitelemiştir.

Bu macera romanı benim çok hoşuma gitti.

Bu cümlede “bu” sözüyle “macera romanı” işaret edilmektedir. Yani sıfat (bu), isim tamlamasını (macera romanı) belirtmektedir.

 Ad tamlamaları sıfat ve belirteç görevinde kullanılabilir:

Örnek

Öğretmenimiz bize el yazması eserler tanıttı.

Bu cümlede “el yazması” ad tamlaması, “eserler” sözcüğünü nitelediğinden sıfat görevinde kullanılmıştır.

Çocuğun gülkurusu ceketi vardı.Bu cümlede ad tamlaması (gülkurusu), ceket adını nitelediğinden sıfat görevinde

kullanılmıştır.

İzmir’de bir yaz akşamı vedalaştık kardeşimle.

Bu cümlede ad tamlaması (yaz akşamı) “vedalaştık” eyleminin zamanını bildirdiğinden belirteç görevinde kullanılmıştır.

 Adıllarla da tamlama kurulur:

Dün onun (Naci’nin) kitabı bizde kalmış.

Bu cümledeki “onun” adılı, “Naci’nin kitabı” isim tamlamasındaki tamlayanın (Naci) yerine geçmiştir.

Herkesin düşüncesi aynı olmaz.

Doktorlar, buranın havasını tavsiye ettiler.

Yolcuların biri, cüzdanını çaldırdığını söyledi.

Sınavdaki soruların birçoğu kolaydı.

Çocuğun nesi kaybolmuş?

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Kocaman gökyüzünün altında küçücüktü şalvarlı, yaşmaklı

kadın. (II) Bükülmüş beline bakılırsa oldukça yaşlıydı. (III) Başının üzerindeki bulut kümesi ve kıvrılarak giden yol… (IV)

Yaşlı kadın, içinden geçtiği bu güzelliği fark etmiş miydi acaba?

(V) Yolun, belki her gün adımladığı kıyısından geçiyordu o.

(VI) Sonbaharın renkleri içinde bir küçük lekeydi, yürüyüp gitti.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde, belirtili ad tamlamasının tamlayanı sıfat almıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir

isim tamlaması vardır?

A) Önce kendi işini bitir, bana sonra yardım edersin.

B) Onların yeni aldıkları evi gördün mü?

C) Sen her zaman buraları çok sevdiğini söylemez miydin?

D) Bu cüzdanı kardeşi yolda bulmuş.

E) Söylendiğine göre bu yıl Ankara’da su sıkıntısı olmayacakmış. PRATİK BİLGİ

O Ad tamlamalarında bazen “-den” eki, tamlayan

ekinin yerine kullanılabilir:

Yaralılardan bazıları ayakta tedavi edildi.

(yaralıların bazıları)

Yarışmacılardan biri sahneye çıktı.

(yarışmacıların biri)

P:193

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 16

FASİKÜL 5

BELİRTİLİ

İSİM

TAMLAMASI

BELİRTİSİZ

İSİM

TAMLAMASI

SIFAT

TAMLAMASI

ZİNCİRLEME

İSİM

TAMLAMASI

SIFAT

TAMLAMASI

ZİNCİRLEME

İSİM

TAMLAMASI

BELİRTİSİZ

İSİM

TAMLAMASI

BELİRTİLİ

İSİM

TAMLAMASI

Etkinlik 1

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere kutucuklarda verilen uygun sözcükleri yerleş riniz.

1.Uçağın motoru büyük bir gürültüyle çalış . 2. ………….. kolu yeniden onarılmış ve takılmış.

3.Sokak …………. …………..gözümü almaya başladı. 4.Sınavı sadece …………..…………..ye ş remedi.

5. Her gün en az……………yürüyüş gerekiyor. 6. Kursun …………… …………..son anda ye ş

7.……………tellerine vurdukça dikkat çekiyordu. 8. Ka ldığımız ………yarışmasında üçüncü olduk.

BİLGİ

GİTARIN

YARIM

ÖĞRENCİ

IŞIĞI

KAPI

LAMBASININ BİR

SAAT

DERS

SAATİNE

P:194

17 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 5

2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir ad takımı yoktur?

A) Kimsesiz odanda kış geceleri

İçin ürperdiği zamanlar beni an

B) Aya haber sal çıksın bu gece

Görünsün şöyle gönlümce

C) Ruhum göğe çıkmak hevesinde

Yârin ömrü alçaldı sesinde

D) Som gümüşten sular üstünde giderken ileri

Ta uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri

E) Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım

Baş ucumda gördüğüm şu mısralarla yandım

3. Aşağıdakilerin hangisinde birden fazla tamlayanı olan

bir isim tamlaması kullanılmıştır?

A) Evlerin içleri de bahçeleri de her zaman eskinin o yalınlığını yansıtırdı.

B) Bazı akşamlar köşklerin ve konakların bahçelerinde

eğlence geceleri düzenlenirdi.

C) Gümüş tepsiye dizilmiş, ince porselenden fincanlarla

gelen kahveler keyifle içilirdi.

D) Eski albümlerdeki rengi kaçmış, sararmış fotoğraflara buğulu gözlerle bakılırdı.

E) Kuş sesleriyle manolyaların etkileyici kokuları arasında hoş anlar yaşardık.

1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ötekilerden farklı bir

ad tamlaması kullanılmıştır?

A) Koklamak isterim çiçeklerin kokusunu

B) Dinlerim adalarda rüzgârın şarkısını

C) Her şarkının içinde bir sevda gelip gider

D) Akşamın kızıllığı bir tül gibi sarıyor şehri

E) Kır çiçeğinin güzelliği sevdirdi bana yazı

4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde hem isim hem de sıfat tamlaması kullanılmıştır?

A) Açmaz mı sandın gülü

Dinle öten bülbülü

B) Geçti bahar günlerinin güzelliği

Şimdi yerini aldı düşünceler

C) Sanki tek bir anda, gün, saat, mevsim

Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın

D) Nasıl istersen öyle dinle ve bakın

Dalların zirvesindeyiz artık

E) Yanar sönerdi duvarlarda miğferler

Gezerdi surlarda şanlı askerler

6. “Menekşenin hoş kokusu odaya yayıldı.” cümlesindeki

ad tamlamasında, tamlayanla tamlanan arasında bir sıfat bulunmaktadır.

Aşağıdakilerin hangisinde buna benzer bir ad tamlaması vardır?

A) Ben de bir yıldızım yıldızlar ortasında.

B) Yaz kış seyreder sandallar, bu derin maviliği.

C) Dağıtırdı deli rüzgâr uzun saçlarımı.

D) İlkyaz gecesinin kelebekleri uçuşuyor.

E) Ağaçların koyu gölgesi yola uzanırdı.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlamasını niteleyen bir sözcük vardır?

A) Sabahın erken saatinde herkes köy meydanında toplanmıştı.

B) Bahçelerin kokusu etrafa hoş bir ferahlık veriyordu.

C) Arkadaşlarla serin bir yaz akşamı çardakta sohbet

ediyorduk.

D) Güneşin ilk ışıkları evin camlarına yansıyarak gözlerimizi kamaştırıyordu.

E) Böyle sıcak bir günde denize gitmek hepimizi sevindirmişti.

P:195

TÜRKÇE 18

Öğreten Test FASİKÜL 5

8. Aşağıdakilerin hangisinde tamlayan ile tamlanan arasına bir sıfat girmiştir?

A) Mavi bir not defteri almış kendine.

B) Üzerinde gök mavisi bir kazak vardı.

C) Çocukça davranışlarıyla ev halkını bıktırdı.

D) Yazı tahtası biraz aşağıda kalıyor.

E) Masanın işlemeli örtüsü çok güzeldi.

9. İsim tamlamalarında zamirler, tamlayan veya tamlanan

durumunda bulunabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı zamir

olan bir isim tamlaması vardır?

A) Öğrencilerimin bazısı kısa yoldan hayata atıldı.

B) O, hayvan sevgisinin ne demek olduğunu iyi bilir.

C) Okurların birçoğu, dün yazara kitap imzalattı.

D) Şehrin gürültüsü bizleri bunaltmaya yetiyor.

E) Hafta sonu sinemaya gitmek onun düşüncesiydi.

10. Aşağıdaki cümlelerde geçen isim tamlamalarının hangisinde birden fazla tamlanan, bir tamlayana bağlanmıştır?

A) Çamurlu, bakımsız, yılan gibi kıvrılan yollarda gün

boyu ilerledik.

B) Bu kitap, dönemine damgasını vuran şair ve yazarların yaşamını konu alıyor.

C) Programın ikinci bölümünde konuyla ilgili önemli konuşma ve yorumlara yer verildi.

D) Büyük kentlerde cadde ve sokakların temizliği önemli

bir sorun olmaya devam ediyor.

E) Okul yöneticileri binanın hem yerini hem de bahçesini çok beğenmişler.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi zaman yönünden belirten bir sıfat tamlaması vardır?

A) Tatil yöreleri kış aylarında sessiz olurdu.

B) Geçen gün, son beş yılın en sıcak gününü yaşadık.

C) O aramızdan ayrılalı kaç sene geçti?

D) Bu çocuk okula hangi günler gidiyor?

E) Gece yarısı deniz çarşaf gibi görünüyordu.

11. Aşağıdaki dizelerin hangisinde sıfat tamlaması eylemi zaman yönünden belirtmiştir?

A) Rüyama girdi her gece şehrin sihri

B) Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin

C) Bir büyük boşlukta bozuldu büyü

D) Nasıl hatırlamazsın o şarkıyı

E) Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak

1-E 2-B 3-B 4-C 5-C 6-E 7-B 8-E 9-E 10-E 11-A 12-B

7. İsim tamlamalarında kimi zaman tamlanan durumundaki

sözcük düşebilir.

Aşağıdakilerden hangisinde bu açıklamaya uygun bir

kullanım vardır?

A) Çantası, dün toplantı salonunda kalmış.

B) Bu başarı sadece benim değil, hepimizin.

C) Hafta sonuna doğru havalar soğumaya başladı.

D) Sanat eserlerine gereken değer verilmiyor.

E) Günlük hayatta edebiyatın etkisi çok görülmüyor.

P:196

19 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 5

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması kullanılmamıştır?

A) Saha kenarında futbolcular ısınıyordu.

B) Bu şirin dağ köyünde kışlar çok sert geçer.

C) Sınıf başkanı her sabah yoklamayı yapardı.

D) Sıcak havalarda dışarı çıkmazdı.

E) Eski arkadaşlarıyla oyun oynuyordu.

1. Belirtili ad tamlamasında tamlayan ile tamlanan yer değiştirebilir.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu kuralın örneği yoktur?

A) Yolunda güller biter, bu diyara düşenin

B) Karartılar belirir başında her köşenin

C) Bakma sen yoldaşına gözüyle düşmanın

D) Sözü de sazı da yabancı şu garibin

E) İnsanlar var yıllarca yolunu beklediğin

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanıyla tamlananı arasına sözcük ya da sözcükler girmiş bir ad

tamlaması vardır?

A) Köyün ortasından geçen bu nehirden herkes yararlanıyordu.

B) Çocukların sesleri okul bahçesinden dışarıya taşıyordu.

C) Bahar gelince evin etrafını yabani sarmaşıklar kaplardı.

D) Kasabayı çevreleyen bu yalçın dağlar göz alabildiğince uzanıyordu.

E) Vadinin insanı dinlendiren temiz bir havası vardır.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı

bir ad tamlaması kullanılmıştır?

A) Ders kitaplarını okuldaki sırasında unutmuş.

B) Vazo, masanın üstünde çok güzel görünüyor.

C) Gece karanlığı basmadan buradan gitmek istiyordu.

D) Bu sevgi seli sanatçıyı fazlasıyla mutlu etmişti.

E) Yapıtlarında daha çok doğa güzelliklerini işledi.

2. Aşağıdaki cümlelerde geçen deyimlerden hangisi ad

tamlaması değildir?

A) El yordamıyla kapıyı açıp içeri girdi.

B) Adamın yüzü yok ki bir daha yardım istesin.

C) Evi yok pahasına verdik, deyip duruyordu amcam.

D) Çocukları, ayak bağı olmasın diye annesine bırakmış.

E) Yürekler acısı bu olay karşısında kimse gözyaşlarını

tutamamıştı.

3. Aşağıdakilerin hangisinde, hem tamlayanı hem tamlananı adıl olan bir ad tamlaması vardır?

A) Herkesin sorunuyla yakından ilgilenirdi.

B) Fuardaki kitapların çoğunu pahalı buldu.

C) Kimin başı sıkışsa yardımına koşardı.

D) Davet için bunların birkaçını ayırmasını söyledim.

E) Dinleyicilerin biri ayağa kalkıp söz istedi.

P:197

TÜRKÇE 20

Pratik Test FASİKÜL 5

11. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili tamlamalardan

hangisi diğerlerinden farklıdır?

A) Koltuk örtülerini eskidiği için değiştirdik.

B) Bu programda yurt türküleri söyleniyor.

C) Fırtına kar tanelerini etrafa savuruyordu.

D) Hepimiz güneşli günleri çok özledik.

E) Bazen okul yılları gözümüzün önünde canlanır.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlananı zamir

olan bir ad takımı (isim tamlaması) vardır?

A) Çoğu öğrenci aynı soruyu tartışıyordu.

B) Onun son kitabını hiçbir yerde bulamadım.

C) Yolculuğun sonunda hepimiz yorgun düşmüştük.

D) Buranın, insanı etkileyen bir güzelliği var.

E) O kitabı, arkadaşlarımın hiçbiri okumamıştı.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem isim hem sıfat

tamlaması kullanılmıştır?

A) Burada günlerimiz sessiz sedasız geçiyor.

B) Elindeki küçük deftere kısa notlar düştü.

C) Doğum gününde kardeşine küçük bir armağan almıştı.

D) Mahalledeki yaşlı teyzeyi nicedir görmüyordum.

E) Okulların açılacağı günü sabırsızlıkla bekliyordu.

9. Biz, büyük ağaçların serin gölgesinde içli bir türküyü dinlerken, su şırıltıları güvercin kanatlarının ezgisine karışıyordu.”

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

A) Belirtisiz ad tamlaması

B) Zincirleme ad tamlaması

C) Belirtili ad tamlaması

D) Sıfat tamlaması

E) Takısız ad tamlaması

1-E 2-B 3-D 4-E 5-B 6-A 7-A 8-B 9-E 10-C 11-D 12-E

7. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili tamlamalardan

hangisi diğerlerinden farklıdır?

A) Buralar yaz geceleri oldukça serin olur.

B) Kışın birçok hayvan yiyecek bulamıyor.

C) Soğuk havalar insanı hasta edebilir.

D) Arkadaşlarım yeni arabamızı çok beğendi.

E) Annem yaşlı gözlerle bizi uğurladı.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması yoktur?

A) Yazın dünyasının önemli isimleri bu fuarda okurlarıyla buluşacak.

B) Öğrencilerin gelebilmesi için okullardan servis kaldırılacak.

C) Sanıyorum bu fuarda çeşitli konferanslar verilecek.

D) Kitap fuarları, okuyucuyu yazarla buluşturması yönüyle büyük bir eksikliği gideriyor.

E) Fuarın kitap satışlarına olumlu etkisinin olacağı söylendi.

P:198

21 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 5

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlamasının sıfatı görevinde kullanılmış bir birleşik sözcük vardır?

A) Gazetenin başyazarlığına yükselmek ne zamandır

hayalindeydi onun.

B) Lacivert paltosunu özenle temizleyip dolaba kaldırdı.

C) Onun gibi mirasyedi bir roman yazarı halkın sorunlarına ne derece yakın olabilir?

D) Bahçedeki zambakların kokusu odayı doldurdu.

E) Romanda dilin önemini kavrayan birkaç yazardan

biridir o.

6. İstanbul Arkeoloji Müzesi özverili, dinamik ekibi ve başarılı çalışmalarıyla son yıllarda adından sıkça söz ettiren müzelerden biri olmayı başardı. Müzede çocuklar

için çağdaş müzecilik anlayışı doğrultusunda atılan

adımlar, önemli başarının güzel örneklerinden. Aktif öğrenme deneyimi amacıyla oluşturulan arkeopark ve

müze eğitimi alanında deyim yerindeyse ağaç yaşken

eğiliyor. Ülkemizde örneğine pek sık rastlanmayan bir

müzecilik faaliyeti yürütülüyor.

Bu parçada numaralanmış sözlerle ilgili aşağıdaki

bilgilerin hangisi yanlıştır?

A) I. söz, bir sıfat tamlamasıdır.

B) II. söz, tamlananı zamir olan belirtili bir ad tamlamasıdır.

C) III. söz, hem tamlayanı hem de tamlananı sıfatla nitelenmiş bir ad tamlamasıdır.

D) IV. söz, tamlayanı sıfat tamlaması olan bir ad tamlamasıdır.

E) V. söz, tamlayanı düşmüş bir isim tamlamasıdır.

I

II

III

IV

V

2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir

isim tamlaması yoktur?

A) Gökleri kucaklasın kolların bu gece

B) Akıyorsun nehirler gibi hayallere

C) Büyülüyor gönülleri sanki sesin

D) Naz ile uğulduyor kulaklarımda meltem

E) Ellerin süslesin semanın mehtabını

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat, belirtisiz isim

tamlamasını nitelemiştir?

A) Güzel günlerimizin hatırına onunla görüştüm.

B) Sizinle daha önce karşılaşmış mıydık?

C) Çocuk, sessizce bahçe kapısını açmıştı.

D) Muhteşem bir mezuniyet töreni yaşamıştık.

E) Kimleri bu davete çağıracağını düşünmemiş.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı ve tamlananı soru zamiri olan bir ad tamlaması kullanılmıştır?

A) Bu kadının kimsesi yokmuş değil mi?

B) O adama sorun bakalım, kimin nesiymiş?

C) İnsanlar, buranın nesini beğeniyor?

D) Hangisinin rengini daha çok beğendin?

E) Sen bu kitapların kaçını okudun?

3. Kimi isim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan yer değiştirebilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir kullanım vardır?

A) Neden beni gece yarısı uyandırdın?

B) Çok çalıştı bugünlere gelmek için.

C) Bugünlerin kıymetini ileride anlayacaksınız.

D) Bugün sesleri duyulmuyor çocukların.

E) Sınava bu yıl çok iyi hazırlandı.

P:199

TÜRKÇE 22

Sınav Tadında FASİKÜL 5

9. “Deniz akıntılarının ve çalkantılarının en güçlü olduğu

Sarayburnu, tarihimizde de ilginç olaylara tanıklık etmiş.

Samsun’a gitmek üzere Sarayburnu Rıhtımı’ndan hareket eden Atatürk’ün anısına yapılan heykel ağaçların arasından Boğaz’ı selamlıyor.”

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) “ağaçların arasından” sözü belirtili ad tamlamasıdır.

B) “Sarayburnu Rıhtımı’ndan” sözü belirtisiz ad tamlamasıdır.

C) “ilginç olaylara” sözü bir sıfat tamlamasıdır.

D) “tarihimizde” sözcüğü tamlayanı düşmüş bir ad tamlamasıdır.

E) “Atatürk’ün anısına yapılan heykel” sözü, zincirleme

ad tamlamasıdır.

1-C 2-B 3-D 4-B 5-D 6-D 7-C 8-C 9-E 10-B 11-A 12-A

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, tamlayanı birden

fazla tamlanana bağlanmış bir ad tamlaması vardır?

A) Günümüzde kelimelerin hem gücü hem etkisi okuru

büyülemektedir.

B) Bazı yazar ve şairlerin kendine özgü bir dünyası vardır.

C) Edebiyatımızın gelişim aşamaları edebiyat tarihinin

konusu olmaktadır.

D) Sözcüklerin geçirdiği anlamsal değişim yazarlarca

takip edilmektedir.

E) Neyi söylediğimiz değil, nasıl söylediğimiz önemlidir.

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde farklı türde ad tamlamaları bir arada kullanılmıştır?

A) Hüzün o mısralardan kalan hüzün

İkindi üstlerinde aydınlığı gündüzün

B) Ruha uzak bir kent içinden gelen rüzgâr

Ayrılıktan önceler, ayrılıktan sonralar

C) O kadar siliktir ki bir bayram günü şiir

Uyurken akla gelen son hayaller gibidir

D) Yalnızlık sabahların yaşadığı yalnızlık

Suların içindeki ışıklar kadar ılık

E) Çiziyorum boşluğa dünyamı bir çiçekle

Ve hayran bakıyorum bu rüya gibi şekle

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayan ile tamlananın arasına bir bağlaç girmiştir?

A) Romanlarında insanların günlük yaşamlarını anlatır.

B) Bu eserle zincirin son halkası tamamlanmış oldu.

C) Güzel konuşmasında aldığı eğitimin de payı var.

D) Onun her kitabı, döneminde geniş yankı uyandırdı.

E) Türkçenin tüm inceliklerini yapıtlarında görebilirsiniz.

10. Yurdumuz, tarih boyunca birçok uygarlığın beşiği ve

köprüsü olmuştur. Aynı zamanda o bir uygarlıklar

şelalesidir. Uygarlık anıtlarıyla onun kadar dünyayı etkilemiş başka bir yurt daha yoktur.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi ad

tamlamasının farklı bir ögesidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV V

8. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi bir sıfat

tamlamasıdır?

A) Sınavda birinci olan çocuk, sınıf başkanıydı.

B) Şeyh Galip, Divan şairlerinin sonuncusudur.

C) İleri görüşlü olmayanların cesareti, kaba bir cesarettir.

D) Lise yıllarında okuduğum bu kitabı dün yeniden gözden geçirdim.

E) Tren, sıkıntılı bir yolculuktan sonra sabaha karşı Bursa’ya vardı.

P:200

23 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 5

1. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili söz ötekilerden

farklı bir ad tamlamasıdır?

A) Dün ailemle doğum günümü kutladık.

B) Ders kitabını yine evde unutmuşum.

C) O, her zaman annesinin sözünü dinler.

D) Sahnede güzel bir çocuk oyunu vardı.

E) Aldığı kitapta cevap anahtarı yoktu.

2. Afyon Kalesi’nde bir eski çalar saat

Bilmem kaça vuruyordu

Bu cümlede numaralanmış tamlamaların türü aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Belirtisiz isim tamlaması - sıfat tamlaması

B) Sıfat tamlaması - belirtili isim tamlaması

C) Sıfat tamlaması - belirtisiz isim tamlaması

D) Belirtili isim tamlaması- sıfat tamlaması

E) Belirtisiz isim tamlaması - belirtili isim tamlaması

I II

4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde tamlayanla tamlananı yer değiştirmiş bir isim tamlaması kullanılmıştır?

A) Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını

B) Sabahı hiç olmayacak sanki bu kentin

C) Kış günleri trenle geçtin mi uzak köylerden

D) Yitmiş ormanların acısını dinledim derinden

E) Sürdürür hayatı boyunca, başladığı yolculuğu

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması vardır?

A) Herkes, kendisini müziğin büyüsüne kaptırarak hayallere dalmıştı.

B) Çocuklarımızın hepsi dünyanın sesi olmaya adaydır.

C) Kapı gıcırtısı sınavda dikkatimizi dağıtıyordu.

D) Kar yağışı nedeniyle okullarda eğitim ve öğrenime

ara verildi.

E) Konya Ovası’ndaki bereketli topraklar dantel gibi işlenmişti.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim tamlaması özne görevindedir?

A) Eski binalar, birer birer yıkılıp yerine sağlam binalar

yapılacak.

B) Belediye otobüsleri, artık bu durakta durmayacakmış.

C) Parkta kurumuş olan ağaçları en kısa zamanda keseceğiz.

D) Okul kitaplarımı yıllar önce bu kütüphaneye bağışladım.

E) Bulduğumuz parayı ve saati, parkın görevlisine teslim edelim mi?

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde arasına sözcük ya

da sözcük grubu girmiş bir ad tamlaması vardır?

A) Köprünün üstünde yüzlerce insan başkanın geçmesini bekliyordu.

B) Bahçedeki meyve ağaçlarının yaprakları erkenden

dökülmüştü.

C) Saatlerce denizin içimizi okşayan sesini dinledik.

D) Hafta sonunda insana huzur veren bir bahar havası

vardı.

E) Koridordan gelen sesin sahibini bulmak için kapıya

doğru ilerledim.

P:201

TÜRKÇE 24

Sınav Tadında FASİKÜL 5

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim tamlaması nesne görevinde kullanılmıştır?

A) Balıkçı gemisi, Akdeniz’e doğru yol alıyordu.

B) Geminin güvertesinden rıhtıma bakıyordu.

C) Geminin ikinci kaptanı, kamarasında kitap okuyor.

D) Denizcilerin merakları yüzlerinden okunuyordu.

E) Kaptanın seyir defterini, bu notlar dolduruyordu.

11. Aşağıdakilerin hangisinde özne “Geçen haftaki yarışmada birçok yarışmacı, sonuçlara itiraz etti.” cümlesinin

öznesi ile aynı türden bir tamlama durumundadır?

A) Arkadaşımın işi bitinceye kadar sınıfta bekledim.

B) Bütün gazeteleri tek tek okuyarak beğendiği yazıları

keserdi.

C) Öğretmen geç gelen öğrencilerle görüşerek onları

uyardı.

D) Parktaki kuşlara yem veren çocuklara görevli kişi yardım etti.

E) Her haftanın ilk günü trafik çilesini mutlaka yaşıyoruz.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması nesne görevinde kullanılmıştır?

A) Koştuğu halde son vapura ancak binebilmiş.

B) Anlatılanlar bana eski bir hikâyeyi hatırlattı.

C) Yaşlı adam, torunlarına zaman zaman askerlik anılarını anlatıyordu.

D) Annem boş zamanlarında el sanatlarıyla ilgileniyor.

E) Karşıdaki bina, yakında hastane olarak hizmet verecekmiş.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne, tamlayanı sıfat-fiil grubu olan bir sıfat tamlaması değildir?

A) Köyümüzdeki elma ağaçlarının dallarını güneş batarken bir kızıllık kaplar.

B) Yeşille kırmızının birleşmesinden doğan renk yağmuru, gözleri kamaştırır.

C) Sazların arasından süzülen dere, dümdüz ova üstünde mavi bir şerit gibi uzanır.

D) Heybeleri sırtlarında yorulmuş insanlar, heyecan

içinde evlerine dönerler.

E) Evlerde yanan kandiller, ateşböceği gibi ışıldar.

7. Aşağıdakilerin hangisinde belirtisiz ad tamlaması

nesne görevinde kullanılmıştır?

A) Otobüs durağında yüzlerce yolcu bekliyordu.

B) Kentteki binaların birçoğunda hasar bulunmuş.

C) Okul için yeni yazı tahtaları alınacaktı.

D) Boya kalemlerini küçük kardeşim için almıştım.

E) Bu bildirinin yazılış amacı diğerlerinden farklıydı.

1-C 2-A 3-C 4-B 5-E 6-B 7-D 8-A 9-B 10-E 11-D 12-A

12. Aşağıdakilerin hangisinde isim tamlaması da sıfat

tamlaması da kullanılmamıştır?

A) Ülkemizde bilimin gelişmesi için çalışmalar artırılmalı.

B) Bu proje için pahalı araç ve gereçlere gereksinim duyulmaktadır.

C) Günümüzde, zooloji dalının pek çok alt kolu oluşmuştur.

D) O, sanat dünyasının unutulmaz bir yıldızıydı.

E) Bugün ülkemizde, çoğu üniversitelerde çalışan, binlerce akademisyen vardır.

P:202

Sözcük Türleri - 2

25 TÜRKÇE

FASİKÜL 5

Fiil (Eylem)

Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı veren

kelimelerdir.

Örnek

İş çıkışı parkta biraz yürüdüm.

Bu cümlede, bir hareket bildiren “yürümek” sözcüğü kip (-di’li

geçmiş zaman) ve kişi eki (-m) alarak, (yürü - dü - m) cümlede “fiil” olmuştur.

Aşağıdaki cümlelerde kırmızı renkli sözcükler kip ve şahıs eki alarak cümlede eylem görevinde kullanılmışlardır.

Bu yaz tatilinde Alanya’ya gideceğiz.

Şimdi senin için güzel bir türkü dinliyorum.

Dilekçenizi ay sonuna kadar bana vermelisiniz.

Öğretmenimizin anlattığı fıkraya uzun süre güldük.

Akşamları bu sahilden ışıl ışıl gemiler geçer.

Bu zararlı alışkanlıkları hemen terk ediniz.

Fiil Kipleri

Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve

hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimidir.

Kipler, haber ve dilek kipleri olmak üzere ikiye ayrılır:

A) Haber (Bildirme) Kipleri

Zaman anlamı taşıyan kiplerdir Bu kiplerle çekimlenen eylemlerın gerçekleşme zamanı bellidir.

1. Di’li Geçmiş Zaman Kipi

2. Mişli Geçmiş Zaman Kipi

3. Şimdiki Zaman Kipi

4. Gelecek Zaman Kipi

5. Geniş Zaman Kipi

B) Dilek (Tasarlama) Kipleri

Zaman anlamı taşımayan kiplerdir. Bu kiplerle çekimlenen eylemler, bir tasarı hâlinde olduğundan zaman kavramı taşımaz.

1. Gereklilik Kipi

2. İstek Kipi

3. Dilek-Koşul Kipi

4. Emir Kipi

A) Haber (Bildirme) Kipleri

Fiilin olumlu veya olumsuz nitelikteki yapılışını; geniş zaman,

şimdiki zaman, görülen geçmiş zaman, duyulan geçmiş zaman ve gelecek zamanda olmak üzere belli bir zaman kavramı içinde veren kipler.

1. Di’li Geçmiş Zaman (Görülen / Bilinen Geçmiş Zaman) (-di,

-dı, -du, -dü, -ti, -tı, -tu, tü)

Fiilin karşıladığı oluş ve kılışın geçmişte kişinin görgüsü ve

bilgisi altında olup bittiğini anlatan kip.

TEKİL ÇOĞUL

1. kişi okudum okuduk

2. kişi okudun okudunuz

3. kişi okudu okudular

Onun gelmeyeceğini söyledim.

Akşama kadar onu bekledik.

2. Miş’li Geçmiş Zaman (Öğrenilen / Duyulan Geçmiş Zaman)

(-miş, -mış, -muş, -müş)

Fiilin karşıladığı oluş ve kılışı, kişinin başkasından duyduğunu, sonradan gördüğünü veya farkında olmadan işlediğini anlatan, içinde şekil ve zaman kavramı taşıyan kip.

TEKİL ÇOĞUL

1. kişi görmüşüm görmüşüz

2. kişi görmüşsün görmüşsünüz

3. kişi görmüş görmüşler

Yeni projesini dünkü toplantıda açıklamış.

Öğrenciler, geçen hafta müzeye gitmişler.

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, fiile eklenen “-mış (-miş,

-muş, -müş)” eki cümleye “başkasından duyulma, aktarılma” anlamı katmaktadır?

A) Az ışıkta okuyorsun; gözün kanlanmış.

B) Çok yorulmuşsun; dinlenmen gerek.

C) Soğuktan dudakların çatlamış; biraz krem sür.

D) Ayşe dün sinemaya gitmiş; ama filmi beğenmemiş.

E) Pasta güzel olmuş; biraz daha alabilir miyim? AKLINDA OLSUN

O Miş’li Geçmiş Zaman, cümleye sonradan farkına varma anlamı katabilir:

Selim Kaptan yorgun olduğundan koltukta uyuyakalmış.

O Bir durumu tespit etme anlamı katar:

Ablamın yaptığı yaş pasta çok güzel olmuş.

P:203

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 26

FASİKÜL 5

BİZDEN NOT

Geniş zamanın olumsuzu yapıldığında, kip eki (-r, -ar,

-er) düşer; olumsuzluk eki (-ma, -me), 1. tekil ve çoğul kişi çekimlerinin dışında, “-maz, -mez” biçimine dönüşür.

gel - i(r) - im gel - (me) - m

gel - i(r) - sin gel - (mez) - sin

gel - i(r) gel - (mez)

gel - i(r) - iz gel - (me) - y - iz

gel - i(r) - siniz gel - (mez) - siniz

gel - i(r) - ler gel - (mez) - ler

BENDEN UYARMASI

O “-makta, -mekte, -mada, -mede” ekleri de cümleye şimdiki zaman anlamı katar.

Semadan çisil çisil yağmur yağmakta. (yağıyor)

BENDEN UYARMASI

O Gereklilik kipi, bazen cümleye ihtimal (olasılık)

anlamı katabilir:

Azra’nın yanında duran, ablası olmalı. (ihtimal)

3. Şimdiki Zaman (-yor)

Fiilin belirttiği kavramın, içinde bulunulan zamanda başladığını ve devam etmekte olduğunu bildiren kip. Bu kipte,

eylemin yapılışı ile anlatım aynı anda gerçekleşir.

TEKİL ÇOĞUL

1. kişi geliyorum geliyoruz

2. kişi geliyorsun geliyorsunuz

3. kişi geliyor geliyorlar

Çocukların kahvaltısını hazırlıyorum.

Misafirleri karşılamak için kapıda bekliyoruz.

4. Gelecek Zaman (-ecek, -acak)

Fiilin belirttiği zaman kavramının, içinde bulunulan zamandan sonraya ait olduğunu sınırlı bir biçimde gösteren, -ecek

ekiyle kurulan kip. Bu kipte anlatım önce, eylem sonra gerçekleşir.

TEKİL ÇOĞUL

1. kişi yapacağım yapacağız

2. kişi yapacaksın yapacaksınız

3. kişi yapacak yapacaklar

Haftaya okullar açılacak.

Bizimle sen de geleceksin.

5. Geniş Zaman (-r, -ar, -er, -ır, -ir)

Fiilin sürekli olarak yapıldığını, hâlen yapılmakta olduğunu

veya yapılacağını belirten zaman ve kip.

TEKİL ÇOĞUL

1. kişi çözerim çözeriz

2. kişi çözersin çözersiniz

3. kişi çözer çözerler

Yazları bu sakin kasabada dinlenirim.

Burada işler çok geç biter.

Dilek (Tasarlama) Kipleri

Fiilin olumlu veya olumsuz yönde gerçekleşmesini sağlayan,

tasarlananları dilek, istek, şart, gereklilik veya emir kavramları içinde veren ve zaman anlamı taşımayan kiplerdir.

1. Gereklilik Kipi (-meli, -malı)

Belirli bir zamana girmeyen, fiilin gösterdiği oluş ve kılışın

yapılması gerekli olduğunu bildiren kip.

TEKİL ÇOĞUL

1. kişi gelmeliyim gelmeliyiz

2. kişi gelmelisin gelmelisiniz

3. kişi gelmeli gelmeliler

Yanlışları çocuklara öğretmeliyiz.

Anlatmaya bu kitaptan başlamalısın.

2. İstek Kipi (-e, -a)

Fiile istek, niyet kavramları veren tasarlama kipi; yapılan

işin istendiğini veya o işe niyet edildiğini gösteren kip.

TEKİL ÇOĞUL

1. kişi geleyim gelelim

2. kişi gelesin gelesiniz

3. kişi gele geleler

Onları da buraya çağıralım.

Bu konuyu yarın ben anlatayım.

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-yor” eki, diğerlerinden

farklı bir zaman anlamı katmıştır?

A) Astronomlar, evrenimizi giderek artan bir hızla genişleten

gizemli hızlandırıcıyı “karanlık enerji” olarak adlandırıyor.

B) Piri Reis’in Dünya haritasını yıllarca araştıran ve bu konuda kitap yazan, ünlü erken dönem kartografya tarihi

uzmanı, bir derginin konuğu olarak İstanbul’a geliyor.

C) Genetik ve çevresel faktörler etkileşerek otizmin ortaya

çıkmasında rol oynuyor.

D) Bataklık yakınlarında yaşayan sülün boyutundaki hoatzin kuşu, yiyeceklerini fermente ederek sindiriyor.

E) Her defasında ne bulacağımı hiç bilmeden suya dalıyor

ve her defasında gördüklerim karşısında büyülenmiş olarak sudan çıkıyorum.

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yüklem gereklilik kipindedir?

A) Çınar yeşili sundurmamda

Bakmalıyım ayçiçeği tarlasına

B) Akçakavaklar ıslanırken

Örter bizi güz ananın yaprakları

C) İşte duruyor bir çocuk

Mürdüm eriği gözleriyle

D) Bir yüce dağdan bir yüce dağa

Dikmişim ışıklı direklerimi

E) Kırmızı alıç boncuğunu

Alıp dizdim sevginin ipliğine

P:204

Sözcük Türleri - 2

27 TÜRKÇE

FASİKÜL 5

3. Dilek-Koşul Kipi (-se, -sa)

Bir oluş ve kılışın şart biçiminde düşünüldüğünü anlatan,

dilek görevi de yapan tasarlama kipi.

TEKİL ÇOĞUL

1. kişi gelsem gelsek

2. kişi gelsen gelseniz

3. kişi gelse gelseler

Bu akşam oturmaya size gelsek.(dilek)

Toplantıya katılsanız sizin için iyi olur.(koşul, şart)

4. Emir (Buyruk) Kipi (-)

Eylemin yapılmasını dileyen veya emreden isteme kipidir.

Birinci tekil ve birinci çoğul şahsın emir çekimi yoktur.

TEKİL ÇOĞUL

1. kişi ---------- -----------

2. kişi gel gelin, geliniz

3. kişi gelsin gelsinler

Bu önemli konuda beni sessizce dinleyin.

Kapalı alanlarda yüksek sesle konuşmayınız.

Fiillerde Olumsuzluk

Eylemlerde olumsuzluk, kip eklerinden önce eyleme olumsuzluk eki ( -me, -ma, -mez, -maz ) getirilerek yapılır.

Eylem Kökü / Gövdesi + (-ma, -me) + Kip Eki + Kişi Eki

bakmadım (bak - ma - dı - m)

bakmıyorum (bak - ma - yor - um)

bakmayacağım (bak - ma - y - acak - ım)

bakmamışsın (bak - ma - mış - sın)

bakmam (bak - ma - m)

bakmayalım (bak - ma - y - a - lım)

bakmasan (bak - ma - sa - n)

bakmalısın (bak - malı - sın)

bakma (bak - ma)

Fiiller Anlam Bakımından Üçe Ayrılır:

1. İş (Kılış) Fiilleri

Yapılan işten etkilenen bir varlığın, nesnenin bulunduğu

eylemlerdir.

Öğrenciler, konuyu hemencecik anladı.

2. Durum Fiilleri

Yapılan işten etkilenen bir varlığın, nesnenin bulunmadığı

eylemlerdir.

Küçük çocuğun konuşmasına herkes güldü.

3. Oluş Fiilleri

Zamanla meydana gelen değişmeyi gösteren eylemlerdir.

Bu sözcüklerde eylem genellikle kendiliğinden gerçekleşir.

Mavi gökyüzü bir anda karardı.

Fiillerde Anlam (Zaman) Kayması

Bir fiil kipinin kendi anlamı dışında, başka bir kip yerine kullanılmasıdır.

Gelecek hafta Londra’ya gidiyoruz. (gideceğiz)

(şimdiki zaman gelecek zaman yerine kullanılmış)

Sabahları evden erken çıkıyorum. (çıkarım)

(şimdiki zaman geniş zaman yerine kullanılmış)

Şair, ilk kitabını lise yıllarında yayımlar. (yayımlamış)

(geniş zaman geçmiş zaman yerine kullanılmış)

Yarın onlarla toplantıda görüşürüz. (görüşeceğiz)

(geniş zaman gelecek zaman yerine kullanılmış)

Kadıncağız, çok korkmuş olacak. (olmalı)

(gelecek zaman gereklilik kipi yerine kullanılmış)

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, eylem istek kipindedir?

A) Yarın öğleden sonra bize gelsin.

B) Bu güzel havada biraz yürümeliyim.

C) Bugün İngilizce çalışalım.

D) Ödevlerinizi zamanında yapınız.

E) Yarın sabah erken kalk.

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Anlattıkları şeylerin niteliğine göre fiiller; kılış fiilleri (almak,

taşımak, kazmak... gibi), durum fiilleri (yatmak, susmak, durmak... gibi), oluş fiilleri (doymak, uzamak, kararmak... gibi)

diye adlandırılır.”

Aşağıdakilerden hangisinde, yukarıda sözü edilen fiillerin

tümü örneklendirilmektedir?

A) delmek, dizmek, ezmek

B) solmak, susmak, acıkmak

C) ağlamak, oturmak, büyümek

D) yolmak, kırmak, saçmak

E) atmak, kalkmak, sararmak

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin fiil kipinde anlam kayması yoktur?

A) Tatilimi genellikle İzmir’de geçiriyorum.

B) Okula gitmek için hazırlanıyor.

C) Sen hiçbir sözünü tutmuyorsun.

D) Bugün arkadaşlar bize geliyorlar.

E) Yarın İstanbul’a gidiyorum.

Çekimli Fiil

Fiillerin, kip ve kişi eki alarak kullanılmasıdır.

Basit Çekimli Fiil:

Sadece bir kip eki alan eylemdir.

 Fiil+ Kip Eki + kişi eki

yaz - dı - m (di’li geçmiş zaman)

Birleşik Çekimli (Zamanlı) Fiil

İki tane kip eki alan fiildir.

Eylem + Kip eki + Kip eki (-di -miş -se) + kişi eki

 seç+ ecek + ti + m

(gelecek zaman + di’li geçmiş zaman)

 söylü + yor+ muş

(şimdiki zaman + miş’li geçmiş zaman)

 çiz + er + se

(geniş zaman + dilek-şart kipi)

Birleşik çekimli eylemler ikinci kipine göre üçe ayrılır.

P:205

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 28

FASİKÜL 5

Ek fiil (Ek eylem)

“imek” fiilidir. Ad, sıfat, zamir vb. ad soyundan kelimelerin yüklem görevinde kullanılmasını sağlayan yardımcı fiildir.

Ek fiilin iki görevi vardır:

1. Basit çekimli fiillere gelerek onları birleşik çekimli fiil

yapar: Her birleşik çekimli fiilde ek fiil vardır.

Seyirciler, oyunun başlamasını bekliyordu. (bekliyor idi)

2. Ad soylu sözcüklere gelerek onları yüklem yapar: Ad soylu sözcükler fiil kip eklerini almaz. Ek fiil, eylem kip eklerini

alıp ad soylu sözcüklere eklenerek onları yüklem yapar.

Bu durumda ek fiil dört şekilde çekimlenir:

 Ek fiilin “di’li” Geçmiş Zaman Çekimi

Ad soylu sözcüklere “ek fiil” ve “di’li geçmiş zaman” kipi

getirilerek yapılır.

Çalışkan - dı - m (çalışkan i - di - m)

 Ek fiilin “miş’li” Geçmiş Zaman Çekimi

Ad soylu sözcüklere “ek fiil” ve “miş’li geçmiş zaman” kipi getirilerek yapılır.

Çalışkan - mış - ım (çalışkani - miş - im)

 Ek fiilin Geniş Zaman Çekimi

Ad soylu sözcüklere kişi ekleri getirilerek yapılır. Ek fiilin geniş zaman çekiminde kişi ekleri ek fiilin görevini üstlenir.

Çalışkan - ım ( ----- )

Çalışkan - sın ( ----- )

Çalışkan - (dır) ( ----- )

Çalışkan - ız ( ----- )

Çalışkan - sınız ( ----- )

Çalışkan - lar ( ----- )

Ek fiilin Şart Çekimi

Ad soylu sözcüklere “ek fiil” ve “dilek-koşul” kipi “ise” getirilerek yapılır.

Ek fiilin şart çekimi, eklendiği sözcüğü yan cümlenin yüklemi

yapar.

 Bu sınıf çalışkansa bu sınavda başarılı olur.

Ek fiilin Olumsuzu

Ek fiilin bütün çekimlerine değil sözcüğü getirilerek yapılır.

 Hava bugün sıcak değilmiş. (olumsuz)

 Hava bugün sıcakmış. (olumlu)

 Bu sınava bence henüz hazır değilsin. (olumsuz)

 Bu sınava bence hazırsın. (olumlu)

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Eşyalar yerleştirilince, otobüse yolcular da bindi. Şoför, beklemeksizin kontağı açtı. O sırada otobüs yazıhanesinden biri

fırladı. Otobüse koşuyordu; soluk soluğa yetişti. Önümüzdeki tek boş yere oturdu. Çevresindekileri selamladı. Otobüsteki herkesi tanıyordu anlaşılan.

Bu parçada birleşik zamanlı kaç fiil vardır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki dizelerin hangisinde zamir ek eylem alarak yüklem olmuştur?

A) Beni herkes severdi çocukluğumda

B) Sendin bütün korkuların çaresi

C) Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda

D) Denize bakan evler gibiydim seninle

E) Onu benden, beni ondan ayıran deniz AKLINDA OLSUN

O İsim soylu kelimelere getirilen 3. tekil kişide bulunan “-dir” ekinin cümlelerde genellikle kullanılmadığı, düştüğü görülür:

Şimdi gözlerin aydınlık, öyle pırıl pırıl (dır)

Estirdiğim senin kokundur denizlerden

O 3. tekil kişide bulunan “-dir” eki çekimli eylemlere

eklendiğinde kesinlik veya olasılık anlamı katar:

Seminer bitmiştir, çıkabilirsiniz. (kesinlik)

Oyun başlamıştır, artık yetişemeyiz. (olasılık)

BAŞKA YERDE YOK

O Birleşik çekimli fiil yapan (i - di), (i - miş) ve (i -

se) ekleri aynı zamanda ek fiil (ek eylem) ekleridir.

1. Hikâye Birleşik Çekimi (i - di)

Basit çekimli fiillere “di’li geçmiş zaman” kipi getirilerek yapılır.

 Öğrenciler ders çalışıyordu. (şimdiki zamanın hikâyesi)

 çalışırdı (geniş zamanın hikâyesi)

 çalışacaktı (gelecek zamanın hikâyesi)

2. Rivayet Birleşik Çekimi (i - miş)

Basit çekimli eylemlere “miş’li geçmiş zaman” kipi getirilerek

yapılır.

 Öğrenciler ders çalışıyormuş. (şimdiki zamanın rivayeti)

 çalışırmış (geniş zamanın rivayeti)

 çalışacakmış (gelecek zamanın rivayeti)

 çalışmışmış (miş’li geçmiş zamanın rivayeti)

Emir kipinin ve di’li geçmiş zaman kipinin rivayet birleşik

çekimi yoktur.

3. Şart Birleşik Çekimi (i - se)

Basit çekimli eylemlere “dilek - koşul” kipi eki getirilerek yapılır.

 Öğrenciler ders çalışıyorsa onları rahatsız etmeyelim. (şimdiki zamanın şartı)

Dilek kiplerinin şart birleşik çekimi yoktur.

P:206

Sözcük Türleri - 2

29 TÜRKÇE

FASİKÜL 5

1. Kontrollü hayatın sağlığımıza artıları fazla olur.

2. Sinema eleştirmenlerinin ilginç tespitleri aklımda kaldı.

3. Tasarım çalışmalarına yavaş yavaş başlıyorlar.

4. Bu bölgedeki banka bir saat sonra açılacak.

5. Bahsettiği bu konuyu daha öncede konuşmuşlar.

1. Toplantı esnasında onunla konuşmalarınıza biraz dikkat

edin.

2. Oraya mutlaka zamanında ve hazırlıklı gitmelisin.

3. Her okul çıkışında kütüphanede ödevlerimizi birlikte yapalım.

4. Öğleyin yemekten sonra bir saat uyusam.

P:207

TÜRKÇE 30

Öğreten Test FASİKÜL 5

2. Aşağıdakilerin hangisinde eylem dilek kiplerinden biriyle çekimlenmiştir?

A) Susmuş bütün ormanlar, bütün hayvanlar.

B) Bütün gün evinin bahçesinde denizi izler.

C) Arkadaşım üniversite sınavında ikinci oldu.

D) Hediyesini alınca bir hayli sevinecek.

E) Konuşmanı yarım saat içinde bitir.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin kipi zaman

anlamı içermemektedir?

A) Arkadaşlar bu saatte gürültü yapmayalım.

B) Yaptığı hatayı er geç anlayıp özür dileyecek.

C) Yorgunluk nedir bilmeden sabah akşam çalışıyor.

D) Biraz geç kalınca annesi camda yolunu gözler.

E) Çocukluğumuz göz açıp kapayıncaya kadar geçti.

1. Aşağıdakilerin hangisinde eylem haber kiplerinden

biriyle çekimlenmiştir?

A) Bu sınavı çözerken oldukça zorlandı.

B) Bunca güzelliği keşke o da görebilse!

C) Geceleri yatmadan önce kitap okumalısın.

D) Akşamki programı hep birlikte izleyelim.

E) Her sanatçı, duygularını özgürce dile getirsin.

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde haber ve dilek kipiyle çekimlenmiş eylemler bir arada verilmiştir?

A) Bak, seyret ağaran rengini ufkun

Mahmur gözlerinde süzülsün uykun

B) Her gün bu kadar güzel mi bu sular

Böyle mi görünür gökyüzü her zaman

C) Bilmezler yalnız yaşamayanlar asla

Nasıl korku verir karanlık insana

D) Kaldır şu gönlümden sevda yasını

Dinlersin, duyarsın ağlamasını

E) Ve dersin yavaşça kendi kendine

Ölümün çemberinden kurtuldum yine

6. Bir fiil kipinin başka bir kip yerine kullanılmasına “anlam

kayması” denir.

Aşağıdakilerin hangisinde bir anlam kayması vardır?

A) Konuşurken kekelemesi heyecandan olacak.

B) Burada yılda iki kez bilgi yarışmaları düzenlenir.

C) Yarın akşamki davete hazırlanıyor.

D) Müdür, birazdan geleceğini söyledi.

E) Aradan yıllar da geçse akrabalar birbirini unutmaz.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem “dilek-koşul”

kipindedir?

A) Ders bitince hep beraber kantine gidelim.

B) Yarınki toplantıya velinizi de davet etseniz.

C) Tatil hazırlıklarına birkaç gün önceden başlayın.

D) Aylin’in de bizimle gelmesi ne kadar iyi olurdu.

E) Konuyla ilgili kitapların hepsini taramalısınız.

P:208

31 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 5

8. Türkçede bir eylem kipi, kendi anlamı dışında başka bir

kip yerine kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir kullanım vardır?

A) Art arda girdiği sınavlar onu çok yordu.

B) Antika eşyalar daha çok müzayedelerde satılıyor.

C) Dayımı ziyaret ettikten sonra döneceğim.

D) Bir yerel gazetede üç yıl muhabir olarak çalıştım.

E) En sıkıntılı zamanlarda bile bize yardımcı olur.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem istek kipindedir?

A) Acelemiz olmadığı için eve yürüyerek dönebiliriz.

B) Telefonla arayıp ona gelemeyeceğimi söyleyin.

C) Biz gelmeden siz orada yerimizi ayırtsanız.

D) Ne kadar masrafımız olacağını şimdiden bilemem.

E) Ankara’da işimizi bitirip uçakla Muğla’ya geçelim.

10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde eylem gereklilik

kipindedir?

A) Haftaya kadar hazırlıkların tamamlanması gerekir.

B) Kahvelerimizi alıp şöyle bir köşeye çekilelim.

C) Yazacağınız konu hakkında bilgi toplamalısınız.

D) Bu olaya toplumsal açıdan yaklaşmak zorundayız.

E) Yazılarınızda öznelliğin ağır bastığını söyleyebiliriz.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem geniş zaman

kipindedir?

A) Akşamları gerekmedikçe bir yere gitmeyiz biz.

B) Sahile inene kadar bir kelime bile konuşmadık.

C) Şu sıralar sizin verdiğiniz kitabı okumaktayım.

D) Onun için başka neler yapabileceğimi bilmiyorum.

E) Eserinizi görmek için ilk fırsatta geleceğim.

11. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde haber kiplerinden biriyle çekimlenmiş bir eylem yoktur?

A) Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

B) Ata bindikten sonra çalı arkasına saklanılmaz.

C) Arkadaş için ölmeli, düşman için dirilmeli.

D) Dost başa, düşman ayağa bakar.

E) Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.

1-A 2-E 3-D 4-A 5-B 6-A 7-D 8-B 9-E 10-C 11-C 12-A

7. Aşağıdakilerin hangisinde eylemin çekimi kişi yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Sadece kendini değil, bizi de düşünmelisin.

B) Bu tür davranışlardan hiç hoşlanmadığımı bilirsin.

C) Verdiğin sözleri hiçbir zaman yerine getirmiyorsun.

D) Temiz bir pansiyonda bana iki kişilik bir oda ayırtsın.

E) Duyduğuma göre yarın Edirne’ye gidecekmişsin.

P:209

TÜRKÇE 32

Pratik Test FASİKÜL 5

6. Bütün duyguları atıp içimden

Mevcudiyetimi yalnız ona verdim ben

Elverir ki bir gün bana içten

Hem de en derinden bir gün bana ‘Gel’ desin

Yukarıdaki dörtlükte çekimli kaç fiil vardır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem emir kipindedir?

A) Yarın sabah mutlaka buraya geleceksin.

B) Arkadaşlar, bu konuda biraz daha ciddi olalım.

C) Umarım işlerinizi haftaya kadar bitirirsiniz.

D) O çocuğa kesinlikle sert davranmamalısın.

E) Siz bu köşedeki masaya oturunuz.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ileride yapılması

düşünülen bir iş anlatılmaktadır?

A) Bu kitabı bitirince yeni bir romana başlayacak.

B) Yağmur başlayınca çocuklar evlerine koşuyor.

C) Konuşmasını, ailesine teşekkür ederek tamamladı.

D) Köşede, şakalaşan birkaç çocuk göze çarpıyor.

E) Yağmur yağdığında sokağın durumunun ne olacağını çok iyi biliyoruz.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem istek kipindedir?

A) Haftaya anneannene geleceksin.

B) Çocuklar, ödevlerimizi yapalım.

C) Projeyi haftaya bitirmiş olmalıyım.

D) Annesinin ve babasının üzerine titriyor.

E) Akşama restoranda yer ayırt.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yükleminde gelecek

zaman anlamı yoktur?

A) Vakit henüz erken, birazdan beraber gideriz.

B) Acele edelim, tren on dakika sonra kalkıyor.

C) Bir hafta sonra vereceği konferansa hazırlanıyor.

D) Maltepe’deki akrabalarına yarın mı gidiyorsun?

E) Kitabı okuduktan sonra kütüphaneye hediye ederiz.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi geniş zaman anlamı içermemektedir?

A) Kardeşin eve hiç uğramıyor mu?

B) Her gün seni aramaktan yoruluyorum.

C) Niçin hep ondan yardım istiyorsun?

D) O yine ayak ayak üstüne atmış, kitabını okuyor.

E) Ben ne söylersem söyleyeyim, sen daima kendi bildiğini yapıyorsun.

P:210

33 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 5

11. Aşağıdaki dizelerin hangisinde eylemin kipi zaman

bildirmemektedir?

A) Beş gün bekledim bu ağacın altında

B) Kara bulutlar kaplar gökkubbeyi

C) Unutalım şimdilik o coşkun akan nehirleri

D) Pencerem açılacak bütün denizlere

E) Karlar her yanı, karanlığa gömmüş

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin çekimi kişi yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Kitabı okuyup bana versin.

B) O soruları şimdi çözsün.

C) İhtiyaçları telefonla ona bildirsin.

D) İşten çıkınca hemen teyzesine gitsin.

E) Önümüzdeki hafta bize uğrarsın.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlam (zaman) kayması vardır?

A) Sabahları yüzmekten çok hoşlanırım.

B) Babam, önümüzdeki ay yurt dışına gidecek.

C) Ünlü yazarlar, her hafta bu pastanede buluşur.

D) Bir akşam evden çıkıyor ve uzun süre kendisinden

haber alınamıyor.

E) Arkadaşlarla akşam sinemaya gideceğiz.

9. İçimde damla damla bir korku birikiyor.

Sanıyorum her köşe başını kesmiş devler

Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor.

Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler

Bu dizelerde çekimli kaç eylem kullanılmıştır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

1-E 2-C 3-D 4-A 5-B 6-C 7-C 8-E 9-D 10-D 11-C 12-E

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlam (zaman) kayması vardır?

A) Daha çok polisiye romanları okur.

B) Şiire çok erken yaşlarda başlamış.

C) Edebiyat dergilerini sürekli takip ediyor.

D) Kitabının yeni baskısı önümüzdeki ay çıkacak.

E) Sözlerimi inandırıcı kılmak için örnekler verdim.

8. ‘’Siz oturun, ben birazdan suyunuzu getiriyorum.’’

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledekine

benzer bir anlam kayması vardır?

A) Düzensiz çalışma, öğrenciyi başarısızlığa iter.

B) Beklediğiniz kargo bugün gelecek.

C) Dünya, Güneş’in etrafını bir yılda dolanıyor.

D) Önümüzdeki günlerde bu iş kesinlikle bitecek.

E) Haftaya hepimiz onu görmeye gidiyoruz.

P:211

TÜRKÇE 34

Sınav Tadında FASİKÜL 5

1. (I) Hayatımda hiç unutamadığım anılarımdan biri yağmurla ilgilidir. (II) Küçüklüğümde kış vakti dedemle yaylada kalmıştık. (III) Bir gece odamıza duvar çatlaklarından sular doluşmuştu. (IV) Ben çok korktum ve dedeme

sokuldum. (V) Dedem, “Sakın korkma, yağmur ne kadar yağarsa yağsın biz onun üstünde olacağız.” demişti.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde birden fazla ek fiil vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. I. Gidersin, yağmurlarda kalır mızrabım

II. Gidersin, ardından dilsiz bir ihanet gider

III. Gidersin, işte ne kötü bir andır bu

IV. Yazdıkça silinen kelimeler gibiydi yaşam

V. Gidersin, bir hazin dramdır bu

Yukarıdaki numaralanmış dizelerin hangisinde yüklem ek eylem almış bir ilgeçtir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik zamanlı bir

fiil kullanılmıştır?

A) Artık ailesiyle bütün bağlarını kopardı.

B) Bu yıl köylüler işlerini erkenden bitirdi.

C) Yolculuk sırasında yanına birkaç kitap alırdı.

D) Bir yardımsever, öğrencilerin ihtiyaçlarını giderdi.

E) Bizi karşısında görünce kadının yüzü kızardı.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fiil ötekilerden

farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Müzik dinleyerek kitap okumayı çok severdi.

B) Bilim dünyasındaki gelişmeleri takip ederdi.

C) Popüler dergileri dikkatle inceleyen bir okurdu.

D) Son çıkan kitapları hemen satın alırdı.

E) Beğendiği yapıtları bize de önerirdi.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme ek eylem

alarak yüklem olmuştur?

A) Tatil köyü şehir merkezine çok uzaktı.

B) Günlük ihtiyaçları bulabilmek çok kolaydı.

C) Denize uzanan yamaçlar yemyeşildi.

D) Güneş doğarken denizin görünümü ışıl ışıldı.

E) Uzun zamandır böyle bir oyun izlememişlerdi.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin yapılma zamanıyla söylenme zamanı aynıdır?

A) Uçağa yetişebilmek için acele ediyor.

B) Sanatçımız, öykü yazmaya lise yıllarında başlıyor.

C) Haberi duyar duymaz soluğu hastanede alıyor.

D) Sabahları bu parkta bir süre koşuyorum.

E) Mesai saatleri, her yaz yeniden düzenleniyor.

P:212

35 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 5

11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yükleminde zaman

(anlam) kayması vardır?

A) Odasında yarınki sınava hazırlanıyor.

B) Bahçıvan, bahçedeki çiçekleri suluyor.

C) Durakta okul servisini bekliyor.

D) Salonda çocuklara öykü okuyor.

E) Yeğenim bu akşam bize geliyor.

1-E 2-C 3-A 4-D 5-C 6-D 7-C 8-E 9-E 10-D 11-E 12-D

9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ek eylem yoktur?

A) Geceleri sokak sokak gezerdin

Ellerin ceplerinde yıldızları sayarak

B) Ben de denize akıyordum

Irmaklar gibi yavaş yavaş

C) Benim doğduğum yerlerde

İnsanlar gülmesini bilmezdi

D) Göz alan bir güneş doğardı

Gökçe gelin gibi Ağrı’dan

E) Yine hüzünlü geçirdim geceyi

Şarkılar, türkülerle

12. Ek eylem, birleşik zamanlı eylemlerle yüklem durumundaki ad soylu sözcüklerde görülür.

Buna göre aşağıdaki dizelerin hangisinde ek eylem

yoktur?

A) Bülbülün çilesi yanmakmış güle

Ömürler geçiyor ağlaya güle

B) Dağılırdı rüzgâra karşı altın saçları

Uçuşurdu binbir büklüm içinde

C) Her uçuşun bir sonu vardır ya

Kimi kuşlar sonsuza dek uçarlar

D) Dalıp gitsem bir limandan içeri

Eşini yitirmiş kuşlar gibi

E) Bulmadım dünyada gönüle mekân

Nerde bir gül biterse etrafı diken

7. Aşağıdaki dizelerin hangisinde şimdiki zaman kipi

gelecek zaman anlamında kullanılmıştır?

A) O günleri hasretle anıyoruz.

B) Gün doğmadan evden çıkıyor.

C) Bindiğimiz otobüs birazdan kalkıyor.

D) Ne demek istediğini şimdi anlıyorum.

E) Hafta sonları kafede çalışıyor.

10. Aşağıdakilerin hangisinde yüklem “gelecek zamanın

hikâyesi” biçimindedir?

A) Kaybolan yüzüğünü her yerde aramıştık.

B) Babam bana hep: “Akıl, adama sermayedir.” derdi.

C) Hazırladığı raporu haftaya kurula sunacakmış.

D) Zaman bulabilseydim size uğrayacaktım.

E) Hazırlıklarını son güne bırakmamalıydınız.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde şimdiki zaman geniş zaman anlamında kullanılmıştır?

A) Kolileri sana en kısa zamanda gönderiyorum.

B) Senin bu teklifini kabul ediyorum.

C) Babam, daha çocuk yaşta hayata atılıyor.

D) Burada tek başına ne yapıyorsun?

E) Her zaman bana iyi davranıyorsun.

P:213

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 36

FASİKÜL 5

Fiilimsiler (Eylemsiler)

Fiillerden belli eklerle türeyip isim, sıfat veya zarf görevinde

kullanılan fiiller gibi çekimlenemeyen sözcüklerdir.

Fiilimsiler üç bölüme ayrılır:

1. İsim-Fiil (Ad Eylem)

 Fiillerden “-me (-ma), -mek (-mak), -iş (-ış, -uş,-üş)” ekleriyle türetilip isim görevinde kullanılan sözcüklerdir.

Onunla görüşmek istemiyor.

Ormandaki yangını söndürmeye çalıştılar.

Suyun akışını hayran hayran seyrediyordu.

2. Sıfat-Fiil (Ortaç)

Fiillerden “-an (-en), -ası (-esi), -mez (-maz), -ar (-er,-r), -dik

(-dık, -tik, -tık), -ecek (-acak), -miş (-mış)” ekleriyle türetilip sıfat görevinde kullanılan sözcüklerdir

Fırtınada yıkılan ağaçları kaldırdılar.

Öpülesi ellerdir annelerin elleri.

Sarsılmaz bir inançla çalışıyordu.

Yazdığı (yaz-dık-ı) romanı çok beğendik.

1 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil eki alan sözcük,

bir varlığa ad olmuştur?

A) Böyle ortamlarda konuşmayı hiç sevmezdi.

B) Akşamları birazcık yürümek onu rahatlatırdı.

C) Müzik dinlemeyi çok severdi.

D) Kuşların uçuşunu hayranlıkla seyrederdik.

E) Konuklar, masaya dolmanın gelmesini bekliyordu.

2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018

(I) 1945 yılının 6 Ağustos sabahı, Japonya’nın Honshu Adası’nın güneybatı kesimindeki Ota Nehri’nin tarım bakımından

zengin deltasında kurulmuş Hiroşima’da, sıcak ve sıradan bir

yaz günü başlamıştı. (II) Ancak birkaç saat sonra gökyüzünde

düşman uçakları belirince bütün şehri, siren sesleri sardı. (III)

Dev bir yıldırımın ardından çok parlak bir ışık her yeri kapladı.

(IV) Sonra yangınlar başladı ve koca şehir dakikalar içinde kül

oldu. (V) Bu olay; hayatta kalanlar tarafından “bir dizi ışık parlaması”, “sağır edici patlamalar” ve “canlıları kavuran bir fırtına” şeklinde anlatıldı.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde sıfat-fiil vardır?

A) I ve II B) I ve V C) II ve IV

D) III ve IV E) III ve V

3 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

(I) Küçük bir parktı burası. (II) Şehrin yüksek tepelerinden birindeydi. (III) Yeni yapılmıştı. (IV) Küçük çamlar, çiçek öbekleri, çimenler, daracık yollar... (V) Belediyeye ait, üzerinde numaralar bulunan kanepeler... (“bulunan” sözcüğü “-an, -en”

eki alarak sıfat-fiil olmuştur.)

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde sıfat-fiil

vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V AKLINDA OLSUN

O Bazı sıfat-fiil ekleri ( -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş)

daha önce gördüğümüz fiil kipleriyle aynı olduğundan, sıfat-fiiller çekimli eylemlerle karıştırılmamalıdır.

Dedem sönmüş ateşi canlandırdı. (sıfat-fiil)

Ateş biraz önce sönmüş. (çekimli eylem)

Yapacak işimiz kalmadı. (sıfat-fiil)

Bu işleri arkadaşımız yapacak. (çekimli eylem)

BAŞKA YERDE YOK

O Bazı fiiller, isim-fiil eklerini alarak bir varlığa ad

olur. Bu sözcükler fiilimsi özelliğini yitirir.

O Bu sözcüklerin fiilimsi olmadığını anlamak için

olumsuzluk eki (-me, -ma) getirilebilir:

Eve gelirken marketten ekmek al.(anlamlı)

Eve gelirken marketten ekmemek al.(anlamsız)

O isim-fiiller, sıfat görevinde kullanılabilir:

süzme yoğurt

asma köprü

P:214

Sözcük Türleri - 2

37 TÜRKÇE

FASİKÜL 5

PRATİK BİLGİ

O Bazı sözcükler zarf-fiil eki almış görünse de

zarf-fiil görevinde olmayabilir:

Bu konuda babanla görüşmeden bir karar verme. (zarf-fiil)

Bu görüşmeden bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. (görüşme [isim] - den [ayrılma durumu

eki])

O “-ken” zarf-fiil eki isim görevindeki sözcüklere

gelir ve zaman anlamı taşır.

Ben çocukken masal dinlemeye bayılırdım.

(zaman)

BENDEN UYARMASI

O Sıfat-fiillerin tamamladıkları isimler düştüğünde

bu sözcükler adlaşmış sıfat-fiil olarak kullanılır.

Gülü seven dikenine katlanır.

Çok çalışan her zaman başarır.

Kırılanların yerine yenilerini koyun.

Dilimlenmişleri tabaklara yerleştirin.

O Sıfat-fiiler bazen sıfat görevinde olmayabilir.

Bu romanı beğendiğimi dünkü yazımda belirtmiştim.

Bunları ona anlatacağını tahmin etmiştim.

O Sıfat-fiil eklerini alan bazı sözcükler kalıcı isim

olur ve eylemsi niteliğini yitirir.

Durakta ilk sıradaki dolmuşa bineceğiz.

Birazdan sıcak içecek ikram edilecekmiş.

Yakacak yardımı yapılınca kömür alacaktım.

3.Zarf-Fiil (Ulaç, Bağ-Fiil, Bağ Eylem)

 Eylemlerden -e, -ip, -erek, -meden, -meksizin, -dikçe, -ince, -eli, -ken, -r ... -mez, -esiye ekleriyle türetilip zarf görevinde kullanılan sözcüklerdir.

 Cümleleri zaman veya durum yönüyle tamamlar.

Yürüye yürüye okula kadar geldiler. (durum)

İşçiler, nöbetleşe bekliyor. (durum)

Dokuza on kala yola çıkarız. (zaman)

İşlerini bitirip iş yerinden çıkacak. (durum)

Okuluna koşarak gitti. (durum)

Çocuk ağlayarak odadan çıktı. (durum)

Yangın büyümeden binayı boşaltın. (zaman)

Ondan izin almadan dışarı çıkmış. (durum)

Şehre durmaksızın kar yağıyor. (durum)

Soruları bildikçe çocuk gibi seviniyordu. (zaman)

Sınav süresi bitince zil çalacak. (zaman)

İlk şiirini yazalı tam yirmi yıl olmuş. (zaman)

Şiir yazarken yalnız kalmak ister. (zaman)

İşe gelir gelmez müdürün yanına gitti. (zaman)

Bazıları bilir bilmez konuşuyordu. (durum)

Onlarla yine doyasıya görüşemedik. (durum)

Bir gül bahçesine girercesine toprağa düştüler. (durum)

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde sıfat-fiil, ötekilerden

farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Sona kalan, dona kalır.

B) Veren eli herkes öper.

C) Varını veren utanmamış.

D) Yaş kesen, baş keser.

E) Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer.

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen bağ-fiil, ötekilerden farklı bir sorunun yanıtıdır?

A) Düşüncelerini hiç çekinmeden söylerdi.

B) Soruları bütün yönleriyle düşünerek yanıtlıyordu.

C) Sınavdan hemen sonra güle oynaya evine gitti.

D) İşi zamanında bitirmek için ölesiye çabalıyordu.

E) Bence o, buraya geleli çok değişti.

BAŞKA YERDE YOK

O Bazı sıfat-fiiller, aitlik belirten iyelik ekleri (-m,

-n, -i, -miz, -niz, -leri) alabilir:

(Benim) aldığım hediyeyi çok beğenmiş.

(Sizin) söyleyeceğiniz türküyü merak ediyorum.

P:215

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 38

FASİKÜL 5

BİZDEN NOT

Fiilimsilerin yukarıdaki özelliği, cümle ögeleri ve cümle çeşitleri konularında ayrıntılı olarak anlatılacaktır.

BENDEN UYARMASI

O Fiilimsiler cümlede yan cümlecik oluşturabilir.

Bu yan cümlecik cümlenin herhangi bir ögesi

görevinde kullanılabilir:

Onu birden karşında görünce çok heyecanlandı.

cümlesindeki altı çizili bölüm zarf fiilin oluşturduğu bir yan cümleciktir ve bu yan cümlecik zarf

tümleci görevindedir.

O Fiilimsilerin yan cümlecik olduğu cümlelere girişik cümle adı verilir:

“Sanatçı, hayata tozpembe bakmayı öneriyor.”

cümlesindeki altı çizili bölüm isim fiilin oluşturduğu bir yan cümleciktir ve bu yan cümlecik öge

yönünden nesne görevindedir.

Sözcük (Kelime) Grupları

Cümle içinde kavramlar arasında ilişki kurmak üzere birden

çok kelimenin belirli kurallar ile yan yana getirilmesinden oluşan, yapı ve anlamındaki bütünlük dolayısıyla tek bir nesne

veya hareketi karşılayan ve herhangi bir yargı bildirmeyen kelimeler topluluğudur.

Sözcük Grupları Şunlardır:

Deyimler

etekleri tutuşmak: çok telaşlanmak

Tekrar (Yineleme) Grubu

 Anlamı pekiştirmek için eş, yakın ve karşıt anlamlı sözcüklerin bir araya gelmesiyle ya da aynı sözcüğün yinelenmesiyle oluşturulan sözcük gruplarıdır.

 Cümlede sıfat, zarf, isim ya da adlaşmış sıfat görevinde

kullanılır.

Güneş, dağların ardından ağır ağır yükseliyordu.

Tamlamalar

Sıfat Tamlaması:

masmavi deniz

Sıfat isim

(tamlayan) (tamlanan)

İsim Tamlamaları:

 Denizin kıyısında irili ufaklı birçok ev vardı.(Belirtili isim tamlaması)

 Öğle yemeği için teyzemlere gideceğiz. (Belirtisiz isim tamlaması)

 Ablam kendisine altın kolye almış. (Takısız isim tamlaması)

 Öğrencilerin sınav serüveni hiç bitmeyecek. (Zincirleme

isim tamlaması)

Edat (İlgeç) Grubu

 Bir isimle ilgeçlerin, bazen bir ek yardımıyla bazen de eksiz olarak oluşturduğu sözcük gruplarıdır.

Çocuğun inci gibi dişleri vardı.

Bu güzel kolyeyi arkadaşı için almış.

7 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

(I) Tıpkı insanlar gibi şehirlerin de bir yazgısı, bir ömrü, doğumu ve ölümü vardır. (II) Zamanın karanlık katmanları arasından günümüze ulaşan antik şehirler; farklı dönemlerin, kültürlerin, inançların ve yaşama biçimlerinin tanıklığını yaparlar.

(III) Bu nedenle şehirler, uygarlıkların kendi öykülerini yazdıkları bir kitap gibidir. (IV) Onların sayfaları arasında, mazinin

acı tatlı anıları gömülüdür ve bunların pek azı tarihin açık sayfalarına yansımıştır. (V) Herhangi bir antik kentin sokaklarını

dolaştığınızda, bu kentin tanıtım broşürlerinde yazılandan çok

daha fazlasını göreceksiniz.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde fiilimsi yoktur?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III

D) II ve V E) IV ve V

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Evin bahçesine dikilecek çamların üzerinde konmuş bir serçe,durmadan cik cik edip şarkısını söylüyordu. Evin tekir kedisi eşiğe uzanmış, bir yandan örselenmiş tüylerini düzeltmek

için yalarken bir yandan da az ilerdeki çöplükte sallana sallana gezinen kargaya bakıyordu.

Bu parçada geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisi, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) dikilecek B) konmuş C) durmadan

D) örselenmiş E) gezinen

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı sırada da “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesintiye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunamayabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz anların.

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi fiilimsi değildir?

A) II. B) III. C) IV. D) I. E) V.

I

II

III

IV

V

P:216

Sözcük Türleri - 2

39 TÜRKÇE

FASİKÜL 5

Fiilimsi Grubu

 Bir fiilimsi ve ona bağlı bir ya da birkaç sözcükten oluşan

sözcük grubuna denir.

 Fiilimsi grupları, grubun sonunda bulunan fiilimsinin türüne göre “isim-fiil grubu”, “sıfat-fiil grubu” ve “bağ-fiil grubu” diye adlandırılır.

Türkü dinlemek beni hep rahatlatmıştır. (isim-fiil grubu)

Yarın sona erecek festival büyük ilgi görüyor. (sıfat-fiil grubu)

Yolcular, uçaktan iner inmez servise koştu. (zarf-fiil grubu)

Kısaltma Grubu

 Bazı sözcük gruplarındaki sözcüklerin söylenmemesiyle

meydana gelen sözcük gruplarına denir.

 Kısaltma grubu, fiilimsinin ortadan kalkmasıyla meydana

gelir.

Yoksullar, yardım derneği sayesinde karnı tok (olarak) uyuyorlar.

Aitlik Grubu

 Aitlik (sıfat yapım) eki olan “-ki” ya da ilgi zamiri olan “-ki”

ile oluşturulan, cümlede zamir veya sıfat görevinde kullanılan sözcük gruplarıdır.

Yarın akşamki toplantı ertelenmiş.

Sizin parkınız oldukça temizmiş, bizimki çok kirli.

Sayı Grubu

 İki ve daha fazla basamaklı sayıları ifade eden sayı isimleri topluluğuna sayı grubu denir. Sayı grubunda, küçük sayı sonda bulunur.

Şehir merkezine daha doksan bir kilometre var.

Bu fabrikada iki bin yüz işçi çalışıyordu.

Bağlama Grubu

 Bağlaçlarla birbirine bağlanmış iki veya daha fazla sözcüğün oluşturduğu sözcük gruplarıdır.

Bu tatil kasabasında hem orman hem deniz harikaydı.

Vasıta Grubu

 “-le -la” vasıta eki almış bir ad ögesinin başka bir ad ögesi ile kurduğu kelime grubu.

 Öteki kelime gruplarında olduğu gibi, bu grup da bir sıfat-fiil ya da zarf-fiil grubunun kısalmasından oluşmuştur.

Şakir Bey, yaptıklarıyla övünen bir adamdı.

Ünlem Grubu

 Sevinme, coşma, kızma, acıma, şaşma, korkma gibi duyguları anlatan; seslenme, buyruk gibi durumları bildiren ya

da doğa seslerini yansıtan sözcüklerin, bir isimle birleşerek oluşturduğu sözcük gruplarıdır.

Ha gayret, çoğu gitti azı kaldı!

Vay canına, fabrika yanıyor!

Unvan Grubu

Kişi adıyla bir unvan sıfatının veya akrabalık adının bir araya

gelerek oluşturduğu sözcük grubudur.

 Bu sözcük grubunda unvan veya akrabalık adı, kişi adından sonra gelir.

Bölükte Selim Yüzbaşı’yı herkes sever ve sayardı.

Kemal Kaptan’ın arası çocuklarla çok iyiydi.

9 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Toprakla uğraşanları maddi açıdan desteklemek ülkemizin

kalkınmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.

Bu cümlenin öznesi, aşağıdaki sözcük gruplarının hangisinden oluşmuştur?

A) Sıfat tamlaması B) İsim tamlaması

C) İsim-fiil grubu D) Zarf-fiil grubu

E)Sıfat-fiil grubu

10 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç içindeki açıklama

yanlıştır?

A) Babam bahçede çalışmayı çok seviyor. (İsim-fiil grubu

vardır.)

B) Öğretmenimiz geç gelenlere uyarıda bulundu. (Sıfat-fiil

grubu vardır.)

C) Mutfaktan gelen güzel koku hepimizi neşelendirdi.

(Aitlik grubu vardır.)

(“Mutfaktan gelen güzel koku” sözü, sıfat-fiil grubudur.)

D) Bütün eşyalarını aldığına göre sanırım geri gelmeyecek.

(Edat grubu vardır.)

E) Güneş doğarken ağlarımız balıklarla dolmuştu. (Zarf-fiil

grubu vardır.)

BENDEN UYARMASI

O Sayı grubunu sıfat tamlaması ile karıştırmamak

gerekir.

O Sayı grubunda birinci öge her zaman daha büyük bir niceliği gösterir.

O Sıfat tamlamasında ise sayı grubundan farklı

olarak ikinci öge ilkinden daha büyük bir niceliği gösterir.

yüz üç (sayı grubu)

üç yüz (sıfat tamlaması)

BAŞKA YERDE YOK

Unvan grubundaki asıl öge (isim), yardımcı ögeden (unvan sıfatı) sonra gelirse sıfat tamlaması

olur.

Sultan Süleyman

Doktor Mesut

P:217

Sözcük Türleri - 2

TÜRKÇE 40

FASİKÜL 5

3 A) Uzun bir yürüyüşten sonra biraz dinlenmek istiyoruz. 1

1

1

1

1

2

2

2

2

2

3

3

3

3

3

B) Yaptığım espriye gülerek karşılık verdi.

C) Sabah erken kalkmak için çalar saati ayarladık.

D) Evdeki eskimiş ve yıpranmış eşyaları dün attık.

E) Hava kötü olunca balık tutmaya gitmekten vazgeçtik.

F) Sınavlarını geçmek için durmaksızın çalışıyor.

G) Final maçında inanılmaz bir hata yaptık.

H) İstanbul’a taşınalı yaklaşık yirmi yıl olmuştu.

I) Emniyet kemeri takmamak riskleri beraberinde getiriyor.

İ) Onun kızgın bakışına bir anlam veremedik.

J) Bize çokça bilinmedik fıkralar da anlattı.

K) Oraya varır varmaz anneni aramalısın.

L) Yaptığı hatayı zaman geçince anlayacak.

M) Suyun şırıl şırıl akışı insana huzur veriyordu.

N) Kapadokya’da görülesi yerler vardı.

SIFAT - FİİL

SIFAT - FİİL

SIFAT - FİİL

SIFAT - FİİL

SIFAT - FİİL

ZARF - FİİL

ZARF - FİİL

ZARF - FİİL

ZARF - FİİL

ZARF - FİİL

İSİM - FİİL

İSİM - FİİL

İSİM - FİİL

İSİM - FİİL

İSİM - FİİL

Aşağıdaki tabloda altı çizili fiilimsilerin türünü karşılarındaki uygun kavramlarla eşleştiriniz.

P:218

41 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 5

2. (I) Folklor ürünleri, varlığını halkın içinde sürdürür. (II)  Masallar, bilmeceler, oyunlar bunların en güzel örnekleridir.(III) Hepsi de nesilden nesile aktarılır. (IV) Toplum yapısının en sağlam harcıdır onlar. (V) Kültürel yaşamda

kopukluk olursa folklor ürünleri de yozlaşıp özelliğini yitirir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde eylemsi kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı

türde bir eylemsi kullanılmıştır?

A) Bu yıl, belirlenen hedefler çok yüksekti.

B) Okuduğu kitaplardan notlar alıyordu.

C) Bunları babama söylemeye cesaret edemedim.

D) Gideceğimiz yol kavşaklarla doluydu.

E) Arkadaşlarıma verilmiş bir sözüm vardı.

1. “Kitabın asıl konusu, hayatımızda kaybolmuş şeylerin ardından duyulan üzüntü ve yeniye karşı beslediğimiz istektir. Yazara göre insan bu isteği gerçekleşince mutlu

olur.”

Bu parçada kaç eylemsi vardır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat görevinde kullanılmış bir eylemsi vardır?

A) Yanık teniyle hemen fark ediliyordu.

B) Sepetteki çürük elmaları güzelce ayıkladı.

C) Futbolcular soyunma odasına doğru koştular.

D) Bu haberi güvenilir kaynaklardan duymuş.

E) Bitiş düdüğüyle herkes elindekileri yere bıraktı.

6. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, ek eylem

almış bir eylemsidir?

A) Niyeti, dostlarıyla güzel anlar yaşamaktı.

B) Bu okulun müdürü çok titiz biriymiş.

C) İnsan öyle ufak tefek şeylerden yakınmamalıdır.

D) Bunlar, dertli bir insanın sözleriydi.

E) Yağmurun kesilmesini beklemeyip yola çıktılar.

5. Bu sanatçı, edebiyat üzerine düşünce üretemediğimiz

ve giderek düşünce yoksulu olduğumuz bir dönemde

yaptığı ikazlarla dikkatleri üzerine çekti.”

Bu cümlede kaç eylemsi vardır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

P:219

TÜRKÇE 42

Öğreten Test FASİKÜL 5

8. Sabah kalkıp da saatine bakınca toplantıya geç kaldığını anladı ve hemen hazırlanmaya başladı.’’

Bu cümlede kaç eylemsi vardır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemsi kullanılmamıştır?

A) Ege’nin, insanı saran sıcak bir havası var.

B) Sanırım bu güzel koku mutfaktan geliyor.

C) Dalgaların köpüre köpüre geldiği bir yerdeydim.

D) Güneşin batışı bazı insanları duygulandırır.

E) Havanın kararmasıyla kentte ışıklar yandı.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden fazla eylemsi kullanılmıştır?

A) Daha iyi çalışmak için buraya gelmişti.

B) Çocukluğunun geçtiği evi hiç unutamıyordu.

C) Davetlilerin birkaçı gelmeyince üzülmüştü.

D) Aldığı notları saklamayı düşünüyordu.

E) İstemediği hâlde bu işi yapacaktı.

12. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde eylemsi yoktur?

A) Aman isteyene vurulmaz.

B) Göz görmeyince gönül katlanır.

C) At binenin, kılıç kuşananın.

D) Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.

E) Sona kalan, dona kalır.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil, sıfat-fiil ve

zarf-fiil bir arada kullanılmıştır?

A) İnsanların boş vakitlerinde gezip dolaşmalarına fazla

karışmamak gerekir.

B) Bir öğrencinin sınavlara hazırlanırken çektiği sıkıntıyı

bütünüyle bilmek mümkün değil.

C) Okulun girişinde bekleyen nöbetçiler, öğrencileri teker teker içeriye aldılar.

D) Öğrencilerin, ödevlerini sıkılmadan yapmaları beni

mutlu ediyor.

E) Saatlerce kütüphanedeki kitapları karıştırıp sonunda

aradığını bulan Eylül çok sevinçliydi.

1-C 2-E 3-D 4-C 5-C 6-A 7-B 8-D 9-B 10-D 11-B 12-D

7. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde sıfat-fiil (ortaç)

kullanılmamıştır?

A) Çıkmadık candan ümit kesilmez.

B) Gün doğmadan neler doğar.

C) Akacak kan damarda durmaz.

D) Ateş, düştüğü yeri yakar.

E) Görünen köy kılavuz istemez.

P:220

43 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 5

6. Aşağıdakilerin hangisinde adlaşmış sıfat-fiil isim tamlamasında tamlayan görevinde kullanılmıştır?

A) Öğrenciler, sistemli çalışmanın faydasını gördü.

B) Patron, çalışanların maaşlarına zam yaptı.

C) Onun geç gelmesi, antrenörü bir hayli kızdırdı.

D) Eve geç geldiğini kimse bilmemeli.

E) Memur atamaları sanal ortamda yapıldı.

1. Aşağıdaki altı çizili ikilemelerden oluşan eylemsilerden hangisi tür bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) Olur olmaz bahanelerle lütfen karşıma çıkma!

B) Canım kardeşim, eve varır varmaz mutlaka bizi ara.

C) Yemeğini bitirir bitirmez masadan kalkacaksın.

D) Haberi alır almaz hiç düşünmeden yola çıkmıştım.

E) Bize gerçekleri tüm yönleriyle anlatır anlatmaz bir karara varacağız.

4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde zarf-fiil yoktur?

A) Ay pencerede durup durup bakar

B) Sert bakmaya başladı aynalar

C) Geldiğinde söyleyin haberim olsun martılar

D) Öldük ölümden bir güzellik umarak

E) Gözümün yaşını umursamadan gitti

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem bir filimsidir?

A) Tek emeli, güzel bir üniversitede okumamdı babamın.

B) Beni her olayda olduğu gibi bu konuda da çok destekledi.

C) Yaptığı fedakârlıkların ne kadar önemli olduğunu kabul etmeliyim.

D) Bir çocuğa ayrılabilecek tüm vakti bana ayırdı.

E) Onu şimdi sevgiyle ve saygıyla hatırlamak boynumun borcu.

2. Eylemlerden türediği hâlde ad, sıfat, zarf olan ve yan

cümlecik kuran isim soylu sözcüklere “eylemsi” denir.

Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemsi yoktur?

A) Uzak şehirlerden gelip bu bölgeye yerleşmişler.

B) Gerçeği başka sözlerle ifade etmeye çalıştık.

C) Elinde kalınca bir kitap vardı, gün boyunca onu

okudu.

D) Güzel günlerden kalan tek anım bu fotoğraflardır.

E) Bıktım, her gün aynı şeyleri yaşamaktan inanın!

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir fiilimsi vardır?

A) On gün evde yatınca sonunda iyileşti.

B) Zavallı çocuğu, öldüresiye dövmüşler.

C) Alınacak kararlar tüm işçileri etkileyecek.

D) Canı sıkıldığında böyle davranıyor.

E) Durmaksızın çalışıyor fabrikamız bu aralar.

P:221

TÜRKÇE 44

Pratik Test FASİKÜL 5

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağ-fiil cümleye

farklı bir anlam ilgisi katmıştır?

A) Köye varınca bizi telefonla aramayı unutma.

B) Dereyi görmeden paçayı sıvama, sözü çok da doğru!

C) Tülin, bu mahalleden taşınalı pek çok şey değişti.

D) Son aldığı telefonu anlata anlata bitiremiyordu.

E) Olanları hatırladıkça özlemi bir kat daha artıyordu.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ecek/ -acak” eki

diğerlerinden farklı bir işlevde kullanılmıştır?

A) Bu yıl okunacak kitapları sınıf başkanı söyledi.

B) İçinden çıkılacak bir problem gibi görünmüyordu.

C) Kömürlükte inanın hiç yakacak kalmamıştı o ay.

D) Benim de mutlaka çok çilem vardı çekilecek.

E) Sorulacak başka bir soru yoksa dersi bitirelim.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin hem zamanı hem de koşulu bir bağ-fiille belirtilmiştir?

A) Öğrenciler, zil çalmadan bahçeye çıkmamalı.

B) Beni dikkatli dinlersen dersi iyi anlarsın.

C) Eve gelir gelmez telefon açtı ablasına.

D) O yollardan koşa koşa geçmiştim.

E) Dersler başlayalı iki hafta olmuştu.

9. İsim-fiil eklerini alan kimi sözcükler, zaman içerisinde eylemsi özelliğini yitirip somut isme dönüşür.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna uygun bir kullanım yoktur?

A) Kapının girişinde bekliyordu bizi müdür.

B) En sevdiğim rengin ne olduğunu biliyor musun?

C) Gözlerindeki sürme sana ayrı bir güzellik katmış.

D) Elindeki çakmağın dede yadigârı olduğunu söyledi.

E) Misafirleri bekleme odasına alırsanız iyi olur.

1-A 2-C 3-C 4-B 5-A 6-B 7-B 8-A 9-B 10-A 11-D 12-C

7. Aşağıdakilerin hangisinde bağ-fiil yüklemin anlamını zaman açısından sınırlandırmıştır?

A) Polis koşarak kalabalığın arasına girdi.

B) Kitaplarını aldığında işe gidecek.

C) Çocuklar güle oynaya evlerine gittiler.

D) Küçük kız, yeni çantasını anlata anlata bitiremiyordu.

E) Çalışmaksızın hiçbir işte güven sağlayamazsın.

8. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde sıfat-fiil farklı görevde kullanılmıştır?

A) Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.

B) Gülü seven, dikenine katlanır.

C) Gelen, gideni aratır.

D) Düşenin dostu olmaz.

E) Elden gelen, öğün olmaz; olsa da vaktinde bulunmaz.

P:222

45 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 5

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil grubu kullanılmıştır?

A) Gezip gördüğümüz yerleri mutlaka dostlarımıza da

anlatıyoruz.

B) Yol boyunca bildiğim bütün fıkraları anlatmıştım onlara.

C) Doğadaki canlıları sevmeden iyi bir insan olduğumuz söylenemez.

D) Hepimiz işlerimizi bir an önce bitirip tatile çıkacaktık.

E) Köyün bütün sokaklarında tarihi eserlere rastlamak

turistleri heyecanlandırdı.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat-fiil (ortaç) grubu ya da bağ-fiil (ulaç) grubu kullanılmamıştır?

A) Arkadaşlarıyla parkta bisiklet sürerek çok eğlenmişti.

B) Yeni aldığım defterleri kaplayıp çantama koydum.

C) Gün boyu çalışan işçiler, akşam evlerine döndü.

D) Doğal yaşam alanındaki tropik bitkiler koruma altına

alındı.

E) İlkokul öğretmenimi bulup ellerinden öpmek istiyorum.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat-fiil (ortaç) grubu kullanılmıştır?

A) Ziyaretçilerin fuar alanını kolay bulması için broşürler hazırlandı.

B) Toza toprağa bulanmış köy yollarında ilerledi bir süre

araba.

C) Pasaport kontrolü yapılırken bagajlarımız çoktan gelmişti.

D) Yıllar sonra meyvelerinden yemek için bahçeye ağaçlar dikildi.

E) Sağlam yapılı, dik duruşlu bir genç gibi görünüyordu

dedem.

5. Soğanlı Dağları ile Kaçkarların dar bir vadi tabanında buluştuğu Uzungöl, değişik türdeki ağaçlar ve ormanlarla

çevrili şirin bir yerdir.

Bu cümledeki sıfat-fiil grubu aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) tabanında buluştuğu

B) vadi tabanında buluştuğu

C) dar bir vadi tabanında buluştuğu

D) Kaçkarların dar bir vadi tabanında buluştuğu

E) Soğanlı Dağları ile Kaçkarların dar bir vadi tabanında

buluştuğu

4. Aşağıdakilerin hangisinde bağ-fiil grubu kullanılmıştır?

A) Mayıs ayı gelince Boğaz’ın her iki yakasında çiçekler açar.

B) Uzmanlar dünkü depremin yüzeye yakın olduğunu

söyledi.

C) Yolcuların otobüse daha rahat binebilmesi için düzenlemeler yapıldı.

D) Toprağın altına gizlenmiş olan hazine yıllar sonra ortaya çıktı.

E) Son kullanma tarihi geçen bazı ürünler firmalara iade

edildi.

3. “Gezi sırasında birden karşımıza çıkan Efes,hepimizi kendine hayran bırakmıştı.”

Aşağıdakilerin hangisinde bu cümledeki eylemsi grubu ile tür bakımından özdeş bir eylemsi grubu kullanılmıştır?

A) Dükkânda yer açabilmek için bazı eşyaları depoya

kaldırdık.

B) Şehrimizin iki büyük hentbol takımı stadyumda karşılaştı.

C) Doğu illerimize ait yöresel yemekler kermeste sergilendi.

D) Fotoğrafçılıkla ilgilenen öğrenciler, okulumuzda bir

kulüp kurdu.

E) Denizin derinliğini ölçebilmek için çeşitli aletler kullanıldı.

P:223

TÜRKÇE 46

Sınav Tadında FASİKÜL 5

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisi için ayraç içindeki açıklama yanlıştır?

A) Babam tarlada çalışmayı çok seviyor. (İsim-fiil grubu

vardır.)

B) Öğretmenimiz geç gelenlere uyarıda bulundu. (Sıfat-fiil grubu vardır.)

C) Bahçeden gelen güzel koku hepimizi neşelendirdi.

(Sıfat-fiil grubu, dolaylı tümleç görevindedir.)

D) Gündemdeki konuları her zaman bizimle tartışır. (Eylemsi grubu yoktur.)

E) Güneş doğarken ağlarımız balıklarla dolmuştu. (Zarffiil grubu vardır.)

1-E 2-B 3-D 4-A 5-E 6-D 7-A 8-B 9-C 10-C 11-E 12-C

9. Eylemsi sonda yer alacak şekilde, bir eylemsi ve ona

bağlı bir ya da birkaç sözcükten oluşan sözcük grubuna

“eylemsi grubu” denir.

Bu tanıma göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat-fiil (ortaç), sıfat-fiil grubu oluşturmamıştır?

A) Yurt dışından getirilen fideler üniversitenin bahçesine dikildi.

B) Annemin özenle hazırladığı yemeği herkes çok beğenir.

C) Reyon görevlisi, ezilmişleri çöp kutusuna attı.

D) Hedeflerini bir plana koyan insanlar mutlaka hedeflerine ulaşırlar.

E) Sabah eğitimine çıkan askerler gür sesleriyle ortalığı inletti.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı

bir eylemsi grubuna yer verilmiştir?

A) Hafta sonunda gezilebilecek yerlerin listesini hazırlıyordu.

B) Devasa demir kapıların tokmaklarında bulunan motifler ilgi çekiciydi.

C) Yerlerdeki sararmış yapraklar hepimize sonbaharı

hatırlattı.

D) Geç gelen servisten dolayı ilk derse yetişemedi.

E) Ödevlerini yetiştirmek için hiç durmadan çalışıyor.

7. Kendisinden yaşça büyük rakiplerini eleyerek bronz madalya almayı başarmıştı.

Bu cümledeki isim-fiil grubu aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) bronz madalya almayı

B) rakiplerini eleyerek bronz madalya almayı

C) büyük rakiplerini eleyerek bronz madalya almayı

D) yaşça büyük rakiplerini eleyerek bronz madalya almayı

E) Kendisinden yaşça büyük rakiplerini eleyerek bronz

madalya almayı

10. Ben su, ben toprak, ben hava, ateşim

Dümdüz çizgilerden gelen noktalardayım

Kendi kendimle yarıştığım zamanlarda

Çiğ tanesiyim, ürperen yapraklarda

Bu dizelerde kaç eylemsi grubu yer almaktadır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

8. “Leylek sürüleri küme küme bulutların arasından süzülüp akrobasi grubu gibi gösteri yapıyorlardı.”

Bu cümledeki zarf-fiil grubu aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Leylek sürüleri küme küme bulutların arasından süzülüp

B) küme küme bulutların arasından süzülüp

C) arasından süzülüp akrobasi grubu gibi

D) akrobasi grubu gibi

E) grubu gibi

P:224

47 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 5

1. Yargı bildiren yüklemin dışında yan cümleciği de bulunan cümlelere birleşik cümle denir. Yan cümlecik genellikle eylemsilerle kurulur.

Aşağıdaki dizelerden hangisi yapısı bakımından birleşik cümledir?

A) Hava güzel diyerek açsam pencereyi

B) Yemişler sarkar, komşu bahçenin dallarından

C) Ne hoş kokardı güzelim papatyalar

D) Herkes bu güzel çiçeklere aldanır

E) Hiç görmedim ben o hayal ülkesini

2. Eylemsiler, eylemlerden şahıs ve kip eki almaması yönüyle ayrılan, eylemlere belli ekler getirilerek isim, sıfat

ya da zarf görevinde kullanılan sözcüklerdir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen altı çizili sözcük eylemsi değildir?

A) Ağlayan çocuğu annesi güç bela susturdu.

B) Yemekten sonra onunla konuşmaya karar verdik.

C) Siren seslerini duyunca hepimiz telaşlandık.

D) Kırdığı camın parasını ondan istediler.

E) Mektubun arkasına adresinizi yazmalısınız.

3. Masmavi denizi seyretmek saatlerce

Uçuşan bembeyaz kuşları

Güneş usul usul yükselirken

Bu dizelerde numaralanmış eylemsilerin türleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

I II III

A) Ad-eylem Bağ-fiil Ortaç

B) Bağ-fiil Ad-eylem Ortaç

C) Ortaç Bağ-fiil Ad-eylem

D) Ad-eylem Ortaç Bağ-fiil

E) Bağ-fiil Ortaç Ad-eylem

I

II

III

5. Bana uğramadan sakın annenlere gitmeyiniz.

Aşağıdakilerin hangisinde bu cümledekiyle aynı türde bir eylemsi kullanılmıştır?

A) Denize bakan bir evde oturuyorlar.

B) Kasabaya iki saat sonra vardık.

C) Nereden ve niçin geldiğimizi sordular.

D) Evden çıkarken valizini de yanına al.

E) Akşamdan yola çıkmak için hazırlandık.

6. Trende yolculuk ederken sizi bir dakika durduran öyle

anlar olur ki, içinizde hemen orada bir süre kalmak ya

da bir ırmak kıyısına eteklerini salıvermiş bir ormanın kuytularında saatlerce gezmek istersiniz.

Bu parçada kaç eylemsi vardır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemsi (fiilimsi)

kullanılmamıştır?

A) Hatasını anlayınca özür diledi.

B) Ayakkabıları kullanıla kullanıla eskimiş.

C) Seni görür görmez eskileri hatırladım.

D) Yol yapılalı ulaşım iyice kolaylaştı.

E) Çocuklar sessizce öğretmenlerini bekliyorlardı.

P:225

TÜRKÇE 48

Sınav Tadında FASİKÜL 5

10. İrfan Bey’in oturduğu ev, bir akrabasınındı. Alt katta sokaktan girilen bir taş bodrum vardı. Tepede boş bir arsada çocuklar futbol oynardı. Ben de her gelişimde onlarla oynardım. Takıma alınmayınca sahile iner, gemileri

seyrederdim.

Bu parçada kaç eylemsi vardır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

11. Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili eylemsi diğerlerinden farklı türde bir eylemsidir?

A) Unutulan ödevler için öğrencilere çok kızdı.

B) Üstüne sinmiş toz kokusu yıkanınca geçti.

C) Aradığı zaman onların çabuk geleceğini sanırdı.

D) Çok mutlu bir hayat sürmek isterdi.

E) Sanki hiç görmemişti, şaşılacak olay sanmıştı.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağ-fiil (ulaç) yoktur?

A) İlkbahar gelince doğa başka bir renk alır.

B) Vakit ilerledikçe insanlar sabırsızlanıyordu.

C) İyice geç kalmadan eve ulaşmalıydık.

D) Bir dikili ağacım yok yeryüzünde.

E) Gemilerin ardından hep üzülerek bakacaksın.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil yoktur?

A) Evini satmaya karar verdi.

B) Havaların soğumasıyla kış hazırlıkları başladı.

C) Bunca yolu yürümek zorunda kalmıştı.

D) Çok çalışkan bir yapısı vardı.

E) Hastanenin açılışına vatandaşlar da katıldı.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ortaç (sıfat-fiil) ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Bildiğim soruların tümünü cevapladım.

B) Öğretmenimiz güler yüzlü bir insandı.

C) Yıkılan binanın yerine yenisi yapılıyor.

D) Yarın işleyeceğimiz derse çalışıyorum.

E) Mahallede başı sıkışan hep dedeme gelirdi.

1-A 2-E 3-D 4-E 5-D 6-D 7-E 8-D 9-D 10-D 11-D 12-E

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen altı çizili sözcük eylemsi değildir?

A) Dışarıda dolaşmak istiyor.

B) Açık havada yürüyünce kendine geldi.

C) Onunla görüşüp geleceğim.

D) Bahçe, meyve veren ağaçlarla dolu.

E) Bu çocuklar sahipsiz değil.

P:226

Ekler - Sözcük Yapısı

5. ÜNİTE

FASİKÜL 6

1 TÜRKÇE

Ekler

 Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleridir.

 Ekler sözcükleri cümle içinde anlamlı bir biçimde kullanabilmek, onlara cümle içinde değişik görevler yüklemek ve

yeni sözcükler türetmek amacıyla sözcüklere eklenen ses

ya da hecelerdir. PRATİK BİLGİ

Kök:

Kelimenin her türlü ek çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı bölümüdür.

yaptırmak kelimesinde kök, yap- bölümüdür.

Gövde:

Ad ve fiil köklerinden yapım ekleriyle türetilmiş kelimedir.

gözlük (göz-lük), sevdirmek (sev-dir-mek).

Ekler, işlevleri yönüyle iki bölüme ayrılır:

1. Çekim Ekleri

2. Yapım Ekleri

Çekim Ekleri

İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

• Durum (Hâl) ekleri • Kip ekleri

• İyelik (Tamlanan) eki • Kişi (Şahıs) ekleri

• Tamlayan eki • Ek eylem

• Çoğul eki • Soru eki

• Eşitlik eki

• Vasıta eki

• Ek fiil

• Soru eki

İsim Çekim Ekleri

 İsimlere eklenir ve onların cümle içinde değişik anlam ilgileriyle kullanılmasını sağlar.

 İsimlerde tür dönüşümü yapmaz.

1. Durum (Hâl) Ekleri

a) Yaklaşma Durumu Eki (-e, -a)

 Eklendiği sözcüğe asıl olarak “yaklaşma ve yönelme” anlamı katar.

Yağmur başlayınca hemen eve girdik.

 Eklendiği sözcüklere başka anlamlar da katar.

Masadaki kitapları sana almışlar. (aitlik)

Öğleye bu tezgahta ürün kalmaz. (zaman)

 İkileme kurar.

kol kola, dağa taşa, öne arkaya, dişe diş

 Ad soylu sözcükleri ilgeçlere bağlar.

sabaha karşı, akşama kadar, bize göre

b) Bulunma, Kalma Durumu Eki (-de, -da, -te, -ta)

 Eklendiği sözcüğe asıl olarak “bir yerde bulunma, durma,

var olma” anlamı katar.

Dolapta dünden kalan yemekler var.

 Eklendiği sözcüklere başka anlamlar da katar.

Misafirleri ayakta karşıladı. (durum)

İlk konserini haziranda verecek. (zaman)

 İkileme kurar.

Bağda bahçede çalışmaktan hiç yorulmazdı.

İşten kaçar, sağda solda boş boş dolaşırdı.

Üstte başta bir şey olmadan büyüdü bu çocuklar.

 Yapım eki görevinde de kullanılır.

Sözde evin en çalışkanı odur.

Bu cümlede “-de” bulunma durumu ekinin, “kelime” anlamına gelen “söz” sözcüğüne eklenerek ona “sözüm ona,

sanki, güya” anlamı kazandırmış, yapım eki görevinde kullanılmıştır.

c) Ayrılma Durumu Eki (-den, -dan, -ten, -tan)

 Cümleye asıl olarak “bir yerden ayrılma, çıkma, uzaklaşma” anlamı katar.

Motordan garip bir ses gelince arabadan indi.

 Eklendiği sözcüklere başka anlamlar da katar.

Köpeği görünce uzaktan seslendi. (durum)

Çocuk bu kez de sevinçten ağladı. (sebep)

Çantayı daha akşamdan hazırladı. (zaman)

 İkileme kurar.

elden ele, içten içe, uzaktan uzağa

 Ad takımlarında tamlayan ekinin (-in) yerine kullanılır.

Yolculardan birinin eksik olduğu anlaşıldı.

 Yapım eki görevinde de kullanılır.

Bu onun için sıradan bir hediyeydi.

Bu cümlede “-den” bulunma durumu ekinin, “yan yana,

art arda olan şey veya kimselerin tümü” anlamına gelen

sıra sözcüğüne eklenerek ona “basit, bayağı” anlamı kazandırmış, yapım eki görevinde kullanılmıştır.

P:227

Ekler - Sözcük Yapısı

TÜRKÇE 2

FASİKÜL 6 PRATİK BİLGİ

İyelik eklerini kolayca bulma yöntemi:

Bir sözcüğün başına “benim, senin, onun, bizim, sizin, onların” sözcüklerinden biri getirilebiliyorsa o

sözcükte iyelik eki vardır.

O Kardeşiniz şimdi buraya gelecek.

(sizin kardeşiniz anneniz)

O Kitabımı gördün mü? (benim kitabım)

O Arabası şurada duruyor. (onun arabası)

BENDEN UYARMASI

İyelik eki olan “-in” ile tamlayan eki olan “-in”i

birbirinden ayırma yöntemi:

“-in” ekini almış sözcüğün başına “senin” sözcüğü

getirilebiliyorsa o sözcükteki “-in”, iyelik ekidir, getirilemiyorsa tamlayan ekidir.

Evin çok güzelmiş. (senin evin) (iyelik eki)

Evin kapısı açıktı. (tamlayan eki)

d) Belirtme Durumu Eki (-ı, -i, -u, -ü)

 Eylemde belirtilen işten, hareketten, oluştan etkilenen varlığı gösterir. Eyleme sorulan “neyi, kimi” sorularının cevabı olan sözcüklerde bu eki görebiliriz.

Yolda yürürken direği görmemiş. (Neyi?)

Eve gelince annesini telefonla aradı. (Kimi?)

2) İyelik (Tamlanan) Eki (-m, -n, -i, -miz, -niz, -leri)

 Eklendiği isimlere aitlik anlamı katan yani onların kime ya

da neye ait olduklarını gösteren eklerdir.

çanta - m 1. tekil kişi iyelik eki

çanta - n 2. tekil kişi iyelik eki

çanta - (s) - ı 3. tekil kişi iyelik eki

çanta - mız 1. çoğul kişi iyelik eki

çanta - nız 2. çoğul kişi iyelik eki

çanta - ları 3. çoğul kişi iyelik eki

3) Tamlayan Eki (-ın, -in, -un, -ün)

 Anlamca ilgili ad soylu sözcükleri birbirlerine bağlayarak

tamlama kurmaya yarar.

salon - un duvarları

film - in sonu

 Birinci tekil (ben) ve birinci çoğul kişide (biz) ek “-im” (benim, biz-im) şeklindedir.

ben - im bisikletim

biz - im sınıfımız

 İlgeç grubu kurar.

Burada sizin gibi gençlere ihtiyaç var.

Ben onun kadar inatçı birini görmedim.

4) Çoğul Eki (-lar, -ler)

 Eklendiği sözcüğe asıl olarak “çokluk” anlamı katar.

atlar, uçaklar, kediler, tepeler, evler, yıldızlar

 Eklendiği sözcüklere başka anlamlar da katar.

Müdür beyler birazdan gelecek. (saygı)

Sizi görünce dünyalar benim oldu. (abartma)

Japonlar çok saygılı bir millet. (topluluk)

Selimiyeleri yapmak kolay değil. (benzer)

1 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

Oyuncular, herhangi bir rolü canlandırdığında izleyicilerinden

gözleri önüne serilen sahneleri ciddiye almalarını beklerler.

Kendilerinden, izledikleri karakterlerin sahipmiş gibi görünen

niteliklere gerçekten sahip olduklarına, yapmakta oldukları

işin yol açacağı sonuçların gerçekleşeceğine ve genelde her

şeyin göründüğü gibi olduğuna inanmaları istenir.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi, “belirtme

durumu eki” almıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

2 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

Dede Korkut anlatılarının üçüncü hikâyesi olan Bey Böyrek,

neredeyse tüm Türk halklarının sözlü edebiyatında yer almaktadır. Bu anlatı, Oğuz boylarının arasında Bamsı Beyrek, Altay Türklerinde ise Alıp Manaş, Başkurt ve Tatarlarda Alıpmenşen olarak bilinir. Bu destanın birbirine yakın biçimlerinin bu

kadar geniş bir coğrafyada yaşaması, bu toplulukların ortak

bir düşünce tarihine sahip olduklarının güzel bir göstergesidir.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi “üçüncü

çoğul kişi iyelik eki” almıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

BAŞKA YERDE YOK

3. tekil kişi İyelik eki olan “-i” ile durum eki “-i”-

yi birbirinden ayırma yöntemi:

“-i” ekini almış sözcüğün başına “onun” sözcüğü

getirilebiliyorsa o sözcükteki “-i”, iyelik ekidir, getirilemiyorsa durum ekidir.

Ayrıca, durum ekinin “neyi, kimi” sorularına cevap

verir.

Kalemi kaybolmuş. (onun kalemi) (iyelik eki)

Kalemi bana versene. (neyi versene) (durum eki)

P:228

Ekler - Sözcük Yapısı

3 TÜRKÇE

FASİKÜL 6

Fiil Çekim Ekleri

1) Kip Ekleri

Haber kipleri ve dilek kipleri olarak daha önce öğrendiğimiz

bu ekler, fiillerin hangi zamanlarda yapıldığını gösterir, ayrıca

değişik anlam ilgileri katar.

bil - di görülen geçmiş zaman kipi

bil - miş öğrenilen geçmiş zaman kipi

bil - i - yor şimdiki zaman kipi

bil - ecek gelecek zaman kipi

bil - ir geniş zaman kipi

bil - meli gereklilik kipi

bil - se dilek-şart kipi

bil - e istek kipi

bil - sin emir kipi

2) Kişi (Şahıs) Ekleri

Fiil kip eklerinden sonra gelerek eylemi yapan kişiyi gösteren

eklerdir.

bildi - m bilir - im 1. tekil kişi eki

bildi - n bilir - sin 2. tekil kişi eki

bildi - bilir - 3. tekil kişi eki

bildi - k bilir - iz 1. çoğul kişi eki

bildi - niz bilir - siniz 2. çoğul kişi eki

bildi - ler bilir - ler 3. çoğul kişi eki

3) Ek fiil

Ek eylemin bir görevinin de kip eki almış eylemlere gelerek

onların birleşik çekimli eylem yapmak olduğunu söylemiştik.

bil - ir i - di geniş zamanın hikâyesi

bil - miş i - di miş’li geçmiş zamanın hikâyesi

bil(i) - yor i - miş şimdiki zamanın rivayeti

bil - ecek i - se gelecek zamanın şartı

bil - di i - di di’li geçmiş zamanın hikâyesi

bil - meli i - miş gereklilik kipinin rivayeti

bil - se i - miş şart kipinin rivayeti

bil - e i - di istek kipinin hikâyesi

4) Soru Eki

Asıl olarak cümleye soru anlamı katar. Cümleye başka anlamlar kattığı da olur. Her zaman ayrı yazılır. Kendisinden sonra

gelen ekler bitişik yazılır.

Benimle top oynar mısın? (soru)

Güneş doğdu mu çalışma biter. (zaman)

Düzenli çalıştın mı başarırsın. (şart)

Araba üzerimize gelmesin mi! (şaşırma)

5) Eşitlik Eki (-ca, -ce, -ça, -çe)

 Cümleye değişik anlam ilgileri katar.

İleride bebekçe davranışları bırakır. (benzerlik)

Bence bu konuda çok başarılısın. (görelik)

Yaşça büyük olduğu için sustum. (bakımından)

Olay, müfettişlerce soruşturulacak. (tarafından)

Yarın müzeye okulca gideceğiz. (birlikte)

6) Vasıta Eki (-le, -la)

 Cümleye “vasıta, araç” anlamının dışında değişik anlamlar da katar.

Bir makasla kartonu kesiyoruz. (araç, vasıta)

Zilin çalmasıyla çalışma başladı. (zaman)

Bu resmi arkadaşıyla yapmış. (birliktelik)

Parkta neşeyle oynuyorlar. (durum)

7) Ek fiil (i - di, i - miş, i - se, -dir)

 Ek fiilin görevlerinden biri de ad soylu kelimelerin sonuna

gelerek onların yüklem yapmaktır.

Bakkalda simit yokmuş. (yok i-miş)

ağacın altı daha serindi. (serin i-di)

En sevdiğim meyve kirazdır. (kiraz-dır)

Hepimiz çok mutluyuz. (mutlu-y-uz)

Bu hareketi yaşlıysanız yapmayın. (yaşlı i-seniz)

8) Soru Eki (mi, mı, mu, mü)

 Asıl olarak cümleye soru anlamı katar.

 Cümleye başka anlamlar kattığı da olur.

Bizi karşılayan kişi müdür müydü? (soru)

Dün akşam beni sen mi aradın? (soru)

Sıcak mı sıcak bir pide aldım. (pekiştirme)

Siz de mi beni kandırdınız! (şaşırma)

 Yapım eki görevinde kullanılır.

Üniversitede okurken dayımlarda kaldım.

Bu cümlede çoğul eki, “dayı” sözcüğünün anlamını değiştirerek sözcüğe “aile (dayım ve ailesi)” anlamı kattığı için

yapım eki görevinde kullanılmıştır.

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, -ler (-lar) eki cümleye

“abartma” anlamı katmaktadır?

A) Sürü sürü koyunları, keçileri var.

B) Bütün gün annelerini beklediler.

C) Dünyalar kadar kitabı var.

D) Ahmetler yarın tatile çıkıyorlar.

E) Çocukların hepsi aşılanacak.

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Ad cümlelerinde kimi zaman ek eylemin 3. tekil kişi ekinin kullanılmadığı da olur.

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir cümle vardır?

A) En sevdiğim aydır ağustos.

B) Güz mevsimi, hasat demektir Anadolu insanı için.

C) Şu kara üzümler daha tatlıdır ötekilere göre.

D) Yükünden dalları eğilmiş elma ağaçları bir başka güzelliği bu bahçelerin.

E) Kavunun, karpuzun en bol olduğu zamandır şimdi.

P:229

Ekler - Sözcük Yapısı

TÜRKÇE 4

FASİKÜL 6

Yapım Ekleri

 Kelime kök veya gövdesine getirilerek kelimenin yeni bir

anlam kazanmasını sağlayan eklerdir.

 Yapım ekleri dört grupta incelenir:

İsimden İsim Yapım Ekleri

İsimden Fiil Yapım Ekleri

Fiilden İsim Yapım Ekleri

Fiilden Fiil Yapım Ekleri

İsimden İsim Yapım Ekleri

 -lık (-lik, -luk, -lük): kuraklık, yolculuk

 -lı (-li, -lu, -lü): tuzlu, nazlı

 -sız (-siz, -suz, -süz): ücretsiz, susuz

 -cı (-ci, -cu, -cü): simitçi, kiracı

 -daş (-deş, -taş, -teş): vatandaş, meslektaş

 -er (-ar): birer, dokuzar

 -ıncı (-inci, -uncu, -üncü): ikinci, üçüncü

 -tı (-ti, -tu, -tü): parıltı, gürültü

 -cıl (-cil, -cul, -cül): insancıl, öncül

 -cık (-cik, -çık, -çik): kitapçık, kapakçık

İsimden Fiil Yapım Ekleri

 -la (-le): av-la-, serin-le -l: sivril-, yükse(k)l -al (-el): dar-al-, düz-el -sa (-se): önem-se-, susa -ımsa (-imse): az-ımsa-, ben-imse -a (-e): oy(u)n-a-, tür-e -leş (-laş): dert-leş-, kır-laşÂ -lan (-len): dalga-lan-, evl-en -ık (-ik, -uk, -ük): bir-ik-, geç(c)-ik -ar (-er): yaş-ar-, ak(ğ)-ar

Fiilden İsim Yapım Ekleri

 m (-ım, -im, -um, -üm): bilim, ölüm

 -ı (-i, -u, -ü): batı, doğu

 -gı (-gi, -gu, -gü, -kı, -ki, -ku, -kü): çalgı,sevgi, örgü, askı,

coşku

 -gın (-gin, -gun, -gün, -kın -kin, -kun, -kün): solgun,ölgün,-

keskin, tutkun, üzgün

 -gan (-gen, -kan, -ken): sürüngen, çalışkan

 -k (-ık, -ik, -uk, -ük): istek, sönük

 -ak (-ek): durak, binek

 -ar, (-er): yazar, keser

 -ç: kazanç, sevinç

 -ıcı (-ici, -ucu, -ücü ): yırtıcı, uçucu

 -t (-ıt, -it, -ut, -üt): taşıt, umut

 -tı (-ti, -tu, -tü): görüntü, kaşıntı

 -ıntı (-inti, -untu, -üntü): esinti, üzüntü

Fiilden Fiil Yapım Ekleri

 -t (-ıt, -it, -ut, -üt): uzat-, ürküt -l (-ıl, -il, -ul, -ül): yazıl-, dökül -ş (-ış, -iş, -uş, -üş): kucaklaş ,uçuşÂ -n (-ın, -in, -un, -ün): boyan-, gezin -dır (-dir, -tır, -tir): yedir-, koştur -r (-ır, -ir, -ur, -ür): pişir-, düşür -ar (-er): çıkar-, gi(t)der -ala (-ele): ovala-, silkele5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2020 TYT

Her sene, zamanı gelince İstanbul’un mahallelerinden Boğaz’ın köylerine göçler başlardı. Eski İstanbullular; Boğaziçi’nin kenarlarına yapılmış ve eski erkân sedirleriyle, kerevet,

şilte ve halılar üstünde yer minderleri gibi eski eşyalarla döşenmiş geniş odalı, gönül ferahlatıcı yalılara taşınırlardı.

Bu parçada altı çizili sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) I. sözcük belirtme durumu eki almıştır.

( “zaman-ı” kelimesinde iyelik eki kullanılmıştır. “onun

zaman-ı” şeklinde)

B) II. sözcük iyelik eki almıştır.

C) III. sözcük sıfat-fiil eki almıştır.

D) IV. sözcük çokluk eki almıştır.

E) V. sözcük geniş zaman eki almıştır.

I

II

III

IV

V

BAŞKA YERDE YOK

İsimden İsim Yapım Ekleri ve Fiilden İsim Yapım Eklerini alan kelimeler sıfat görevinde kullanılabilir:

O Satılık ev, Şekerli su, Tuzsuz yemek, Simitçi

çocuk

O İkişer elma, Beşinci mevsim…

O Yorgun adam, Çalışkan öğrenci, Korkak insan,

Yırtıcı kuş…

P:230

Ekler - Sözcük Yapısı

5 TÜRKÇE

FASİKÜL 6

9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük hem yapım hem çekim eki almıştır?

A) Aralarında sıkı bir dostluk vardı.

B) Dalgalı denizde yüzmek tehlikelidir.

C) Kapıda bir yabancı var.

D) Dün sokaklar çok kalabalıkmış.

E) İnatçılar çevrelerinde pek sevilmezler

(İnat kelimesi -çı yapım eki ve -lar çoğul yani çekim eki

almıştır.)

6 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Gelecekteki bilişsel sistemlerin çevreyle etkileşim hâlinde olması bekleniyor. Canlı organizmaların sinir sistemlerinden

esinlenerek geliştirilen bu mekanizmaların en önemli özelliği,klasik işlemcilerin aksine hafıza ve işlemci birimlerinin bir

arada olmasıdır. İnsan beynine benzer biçimde çalışan elektronik cihazlar henüz tasarlanmamış olsa da yakın zamanda

bu konuda önemli gelişmeler yaşanması bekleniyor.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri isim kökünden türemiştir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

I

II

III

IV

V

7 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Sosyalleşme süreci; gittikçe yoğunlaşan kontrol, yön verme

ve biçimlendirme etkisiyle doğal bir varlık olan insanı; uygar,

kanunlara saygılı, diğer insanların hak ve sorumluluklarını hesaba katan, kendinden emin, sakin, mutlu, mesleki yeterliğe

sahip bireyler hâline getirir.

Bu parçada altı çizili sözcüklerden hangisi yapım eki almamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV V

8 - ÖĞRETEN SORU

Yüzü ne kadar solgun! Mavi ışık altında bir suyun içindeymiş

gibi titrek ve bulanık bir görünüşü var. Saçlarının koyu siyahıyla şakaklarının mat ve hasta beyazlığı; renksiz, ince ve uzun

yüzüne, zıt ihtiraslarının manasını o kadar kuvvetle yansıtıyor

ki sık açılıp kapanan gözleri, kendini saklamak için yapılan

nafile bir çırpınış gibi geliyor.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri hem

yapım hem de çekim eki almıştır?

A) I ve III B) I ve IV C) II ve III

D) II ve IV E) II ve V

I

II

III

IV

V

P:231

Ekler - Sözcük Yapısı

TÜRKÇE 6

FASİKÜL 6

Etkinlik 1

Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.

Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla

dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en

yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir

sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde

düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu

kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli

sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.

Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu

Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.

ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına

göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile

ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça

belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği

sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve

yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını

yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal

Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.

* Yaygın

YAPIM EKİ

ALAN

ÇEKİM EKİ

ALAN

YAPIM VE ÇEKİM

EKİ ALAN

P:232

7 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 6

2. Aşağıdakilerin hangisinde yönelme durum eki almış

bir sözcük kullanılmıştır?

A) Yer açılınca çantadakileri de benden istedi.

B) Karanlıktan bazılarımız çok korkuyordu.

C) Küçük kardeşimin dersleri bu yıl çok iyiymiş.

D) Çocuğun bisikleti, arabanın bagajına yerleştirilmişti.

E) Kitapları gelmediği için konuları takip edemiyor.

4. Alıştım her yıl, baharı dört gözle beklerim

Kulağım kuş cıvıltılarıyla doludur benim

Ben bütün yapraklarını göğe açmış bir çiçeğim

Bunca güzelliği nasıl bırakıp gideceğim.

Bu dizelerde “-m (-ım, -im)” eki kaç değişik görevde

kullanılmıştır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

1. Aşağıdaki cümlelerde yer alan altı çizili sözcüklerden hangisi ötekilerden farklı bir ek almıştır?

A) Kemal, yanımıza geldi ve koşa koşa geri döndü.

B) İki eski dost konuşa konuşa akşamı bulmuştuk.

C) Sen geleceksin diye bir haftadır hazırlık yapılıyor.

D) On ikiyi yirmi geçe vapur limandan ayrıldı.

E) Genç adam, balıkçıya seslendi: “Kolay gele!”

3. İyelik ekleri, çoğul ekinden sonra gelir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymayan

bir kullanım vardır?

A) Aileniz sizi hep arıyor ama bulamıyor.

B) Onunla konuşurken sözlerinize dikkat etmelisiniz.

C) Yazılarımı gecenin geç saatlerinde yazarım.

D) Pazar günü dedemlere gitmeyi düşünüyoruz.

E) Düşüncelerimizi her zaman kâğıda dökemeyiz.

6. “Sanatçı, okurlarının duygularını ortaya koyarken okurunu güç durumda bırakmamalı.”

Bu cümlede, aşağıdaki kurallardan hangisinin örneği yoktur?

A) Aynı sözcükte iyelik ve hâl eki birlikte kullanılabilir.

B) Fiil çekimlerinde, üçüncü tekil kişi eki genellikle kullanılmaz.

C) Bir sözcük, cümlede yapım eki de çekim eki de almaksızın kullanılabilir.

D) Bağ-fiil (ulaç) eki, fiil çekim ekinden sonra gelebilir.

E) Bir sözcükte birden fazla yapım eki bulunabilir.

5. Türkçede yapım eki çekim ekinden sonra gelmez.

Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uymayan bir kullanım vardır?

A) Program sunucusu, “Birlikteliğimiz haftaya da sürecek.”dedi.

B) Yeni aldığı kıyafetler babasına çok yakışmıştı.

C) Toplantı salonunda uzun süre müdürü beklediler.

D) Sözünü ettiğiniz kişiyle ne görüştük ne de tanıştık.

E) Kar yağışı sürerse okulların tatil edilmesi bekleniyor.

1-E 2-D 3-D 4-C 5-A 6-E

P:233

TÜRKÇE 8

Pratik Test FASİKÜL 6

6. Ülkemizde son yıllarda yaşanan sevindirici gelişmelerden birisi de bahar aylarında açılan spor okullarının

yaygınlaşmasıdır.

Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi çekim eki almamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II III

IV

V

1. Geceler kurşun gibi iner üstüme birden

Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma

Sonra yorgun yüreğimi bir kara sevda tutar

Fakat sen duymazsın duyduğumu

Bu dizelerde aşağıdaki eklerden hangisi yoktur?

A) Tamlayan eki

B) Çoğul eki

C) Durum eki

D) Kip eki

E) İyelik eki

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ca, -ce” eki eklendiği sözcüğe, “Onun çocukça davranışları hepimizi üzdü.”cümlesindeki anlamı katmıştır?

A) Sınıftaki herkes anlatılanları sessizce dinledi.

B) Evini kendi gönlünce döşemek istiyordu.

C) Adam, haftalarca aç susuz dolaştı.

D) Tabakları, dolaba dikkatlice yerleştirdi.

E) Ona arkadaşça yaklaşırsanız daha iyi anlaşabileceğinizi görürsünüz.

5. İyelik ekleri çoğul ekinden sonra gelir.

Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uymayan bir kullanım vardır?

A) Köye gidince, eski akrabalarımızı ziyaret ettik.

B) Günlerim limandaki gemileri seyretmekle geçiyordu

orada.

C) Eski halıları güzelce, dolaba yerleştirdik.

D) Serdar’ın dersleri bu yıl geçen yıla göre daha iyi.

E) Geçen gün, teyzemlerden bir mektup aldım.

2. Ne var, değiştirse de ayaklarım yolunu

Gözümün önündedir değişmeyen hedefim

Yatıyor can evimde hep o sonsuz istekler

İsteklerimden vazgeçmeyen bir benim

Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi

iyelik eki almamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV V

3. Aşağıdaki dizelerde geçen altı çizili eklerden hangisi ötekilerden farklı bir görevdedir?

A) Unuttum acısını hüznün ve kimsesizliğin

B) Günler, bir kuru yaprak gibi ömrün dalından düşüveriyor

C) Hayallerin, barış içinde bir evrene açılmalı

D) Bir sabah tutundum ferahlatan iklimine rüzgârın

E) Ben yaşadıkça sonu gelmeyecek düşlerimin

1-A 2-E 3-C 4-E 5-E 6-B

P:234

9 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 6

1. Orada gökyüzü, açık mavilerden; suyun çağrısı, büyülü

fısıltılardan oluşuyor.

Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi yapım eki almamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II III IV

V

6. Aşağıdaki dizelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde

birden çok yapım eki kullanılmıştır?

A) Akşam rüzgârlarıyla güneş savrulur

B) Kırıldı dallarım, güllerim bomboş

C) Birden güneş kayboldu korkusundan

D) Enginlerden engin bir deniz uzanıyordu

E) Yüzer dururum umutsuzluk sularında

2. Doğumda, ölümde, asker uğurlamada, yeni eve girişte,

kuzuların sütten kesilme döneminde, kısaca sosyal yaşamın hemen her alanında helva, yaşama eşlik eder.

Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi sadece yapım eki almıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III IV

V

5. Türkçede çekim ekleri, yapım eklerinden sonra gelir.

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde bu kurala uymayan bir kullanım vardır?

A) Nihayet beklediğimiz gün gelip çattı.

B) Arkadaşlarıyla haftada bir toplanırlardı.

C) Haftada üç gün gündelikçi olarak çalışıyordu.

D) Yakında annelerini hastaneden çıkaracaklarmış.

E) İnsan, hata yapabileceğini kabul etmeli.

4. l. Canından bezmiş, durgun bir hâli vardı.

ll. Pek çok yer gezmiş, en çok Ege’yi beğenmiş.

lll. İhtiyar olup biteni sezmiş ama sesini çıkarmamıştı.

lV. Burada böyle olaylar görülmemiş hiçbir zaman.

V. Sergide bir resim ona geçmiş günleri anımsattı.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde altı

çizili sözcüklerdeki “-mış (-miş, -muş, -müş)” eki ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?

A) I ve II B) I ve V C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde “-ma, -me” eki işlevi yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Haftaya onunla görüşmeye gideceğiz.

B) Şehrin içme suyu bu barajdan sağlanıyor.

C) Öğretmen, tartışma konularını derste belirledi.

D) Dergimizin yazışma adresi değişti.

E) Sakın üzme kendini, hepsi geçer.

P:235

TÜRKÇE 10

Sınav Tadında FASİKÜL 6

12. Aşağıdakilerin hangisinde “-lar, -ler” eki cümleye ötekilerden farklı bir anlam katmıştır?

A) Sıranın üzerindeki kitapları buraya getir.

B) Bu şehirdeki tüm sokaklar çok temiz ve güzeldir.

C) Parktaki ağaçların çoğu kurumuştu.

D) Yarın öğlen hep birlikte amcamlara gideceğiz.

E) Burada binalar birbirine çok yakın yapılmış.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yüklemdeki “-ar,

-er” eki çekim eki görevinde kullanılmıştır?

A) Çocuk, bahçedeki bütün çiçekleri kopardı.

B) Zorda kaldığında elinde ne varsa satardı.

C) Adam, cebinden eski bir saat çıkardı.

D) Hastalıktan çocuğun benzi sarardı.

E) O, çocukluk anılarından yararlanan bir yazardı.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-den” durum eki

tamlayan ekinin yerine kullanılmıştır?

A) Adresi köşedeki bakkaldan sorduk.

B) Bu çiçekleri nereden topladın?

C) Sis, dün geceden beri sürüyordu.

D) Yüzlerce araç köprüden geçti.

E) Arabalardan bazılarına ceza kesildi.

7. Parlak bir camdan geçiyor ışıklar

Gölgeler büyüyor gözlerinde

Ve sessizliğin yansıması evimde

Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi yapım eki almamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV V

10. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde “-m (-ım, -im, -um, -üm)” eki yapım eki göreviyle

kullanılmıştır?

A) Onun adı bir an aklıma gelmedi.

B) İki gündür dişimin ağrısından uyuyamıyorum.

C) Hasarlı binaların yıkımı devam ediyor.

D) Sana yardım eden kişi kardeşimdi.

E) O kitabı okuduğumda henüz on iki yaşındaydım.

8. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi hem yapım hem çekim eki almıştır?

A) Bağların bu seneki verimi çok yüksekti.

B) Yaz tatilinde değişik yerleri gezdi.

C) Çocuklarını okutmak için çok sıkıntı çekti.

D) Deniz bugün oldukça dalgalıydı.

E) Kar sabaha kadar aralıksız yağdı.

1-B 2-C 3-E 4-B 5-C 6-E 7-C 8-A 9-B 10-C 11-E 12-D

P:236

Ekler - Sözcük Yapısı

11 TÜRKÇE

FASİKÜL 6

Sözcük Yapısı

 Sözcükleri yapıları bakımından üç bölümde inceleyebiliriz:

Basit Sözcük

Türemiş Sözcük

Birleşik Sözcük

Basit Sözcük

 Yapım eki almamış sözcüktür.

 Basit sözcükler çekim eki alabilir.

Sabah balkonda kitap okudum.

Bu cümledeki bütün sözcükler yapıları bakımından basittir çünkü hiçbiri yapım eki almamıştır.

“balkonda” ve “okudum” sözcükleri çekim eki almıştır.

Türemiş Sözcük

 Yapım eki almış sözcüktür.

 Türemiş sözcüklerde yapım eklerinin yanında çekim ekleri de bulunabilir.

 Türemiş sözcükler, cümledeki görevlerine göre türemiş

isim, türemiş sıfat, türemiş fiil gibi adlar alır.

Evin salonuna bir kitaplık alacağız.

Bu cümlede kitaplık sözcüğü “-lık” isimden isim yapım ekini aldığından, türemiş sözcüktür.

Cümlede “kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane” anlamına gelen bir varlığı karşıladığından

isim görevi üstlenmiştir. Dolayısıyla kitaplık sözcüğü, türemiş isimdir.

Babaannem, çok akıllı bir kadındı.

Bu cümlede akıllı sözcüğü “-lı” isimden isim yapım ekini

aldığından, türemiş sözcüktür.

Cümlede “gerçeği iyi gören ve ona göre davranan” anlamına gelen bir niteliği karşıladığından sıfat görevi üstlenmiştir. Dolayısıyla akıllı sözcüğü, türemiş sıfattır.

Şirketimizi abim yönetiyor.

Bu cümlede yönetiyor sözcüğü “-et” isimden fiil yapım ekini aldığından, türemiş sözcüktür.

Cümlede “işlemesini sağlamak, idare etmek” anlamına gelen bir eylemi karşıladığından fiil görevi üstlenmiştir.

Dolayısıyla yönetiyor sözcüğü, türemiş fiildir.

Birleşik Sözcükler

Sözcüklerin bir araya gelerek oluşturduğu yeni sözcüklerdir.

A) Birleşik İsimler

 Sözcüklerin birleşerek oluşturduğu isim görevindeki sözcüklerdir.

 Birleşik isimler değişik şekillerde oluşur.

 Ad görevinde iki sözcüğün birleşmesiyle oluşur.

gökyüzü, kuşpalazı, hanımeli, ayakkabı

 Sıfat ve ad görevli sözcüklerin birleşmesiyle oluşur.

kara sevda, Yeşilköy, Sarıyer, başkahraman

 Ad ve fiil görevli sözcüklerin birleşmesiyle oluşur.

ateşkes, gecekondu, mirasyedi, imambayıldı

 Fiil soylu sözcüklerin bir araya gelmesiyle oluşur.

uyurgezer, biçerdöver, gelgit, kapkaç

 Ad ve fiilimsi görevli sözcüklerin birleşmesiyle oluşur.

kardelen, dalgakıran, cankurtaran, ağaçkakan

2 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Türemiş sıfatlar, adlarla fiillerin kök ya da gövdelerine yapım

ekleri getirilerek oluşturulur.

Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde bu yolla yapılmış bir

sıfat vardır?

A) Güneş balçıkla sıvanmaz.

B) Korkunun ecele faydası yoktur.

C) Her ağacın meyvesi olmaz.

D) Mızrak çuvala sığmaz.

E) İşleyen demir pas tutmaz.

(“İşleyen” kelimesi “-en” sıfat-fiil yapım eki alarak türemiş

sıfat olmuştur.)

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Yaşamı kendince algılayıp yorumlamak yerine önüne konduğu gibi kabul eden insanlar, düşünce tembelidir.

Yukarıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi, yapısı bakımından ötekilerden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II III IV

V

P:237

Ekler - Sözcük Yapısı

TÜRKÇE 12

FASİKÜL 6

AKLINDA OLSUN

Yardımcı Fiille Yapılan Birleşik Fiiller ses türemesi

ya da ses düşmesi olduğunda yazım yönünden bitişik yazılır:

zehir et- zehret- (ünlü düşmesi)

emir et- emret- (ünlü düşmesi)

kayıp ol- kaybol- (ünlü düşmesi)

his et- hisset- (ünsüz türemesi)

af et- affet- (ünsüz türemesi)

BENDEN UYARMASI

Bazı cümlelerde “olmak” ve “etmek” sözcükleri yardımcı fiil değil, asıl fiil olarak kullanılır.

“olmak” ve “etmek” asıl fiil olarak kullanıldığında

başka anlamda yahut başka fiilin yerine kullanılır:

Bu köşk ne kadar eder? (herhangi bir değerde olmak)

Yarın sabah havaalanında olacağız. (bulunacağız)

Evlendikten bir yıl sonra bir bebekleri oldu. (doğdu)

C) Birleşik Fiiller

 Birden fazla sözcüğün bir araya gelerek oluşturduğu eylemlerdir. Birleşik eylemler oluşturulma yöntemlerine göre üçe ayrılır:

1) Yardımcı Fiillere Yapılan Birleşik Eylemler

 Ad soylu bir sözcüğün yardımcı bir eylemle bir araya gelerek oluşturduğu birleşik eylemlerdir.

 Ad soylu sözcüklerle bir araya gelip birleşik eylem kuran

yardımcı eylemler şunlardır:

olmak

etmek

eylemek

kılmak

buyurmak

 Günümüzde en çok kullanılan yardımcı eylemler etmek ve

olmak sözcükleridir.

Seninle tanıştığıma çok memnun oldum.

Soğuk su içtiğinden, hasta olmuş.

Annesini görünce çok mutlu olmuştu.

Yazlıkçılar yavaş yavaş şehri terk ediyor.

İşe yetişmek için acele ediyordu.

Bizi evinde iki gün misafir edecek.

B) Birleşik Sıfatlar

 Sözcüklerin birleşmesiyle oluşan ve sıfat görevinde kullanılan sözcüklerdir.

açıkgöz çocuk, kavuniçi örtü, birkaç adam

Sözcüklerin belli kurallarla bir araya gelerek oluşturduğu

sıfat grubuna “kurallı birleşik sıfat” denir.

Bu sıfatlar aşağıdaki biçimlerde oluşturulur:

 Sıfat ve takısız ad tamlamalarına “-lı, -lık, -sız” yapım eki

getirilerek birleşik sıfat yapılır.

dar sokak-lı mahalle

taş kalp-li ihtiyar

üç gün-lük dünya

beş para-sız adam

 Sıfat tamlamalarında sıfatla isim yer değiştirilip isme iyelik

eki getirilerek birleşik sıfat yapılır.

yol-u toprak köy

irade-si çelik insanlar

su-y-u soğuk pınar

kapı-sı ahşap konak

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Gecekondu, uyurgezer, mirasyedi, ateşkes” gibi bileşik sözcükler, aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle oluşmuştur?

A) Her iki sözcük de kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.

B) Birinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.

C) İkinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.

D) Eylem soylu sözcükler, birleştikleri sözcükle birlikte tür

bakımından değişikliğe uğrayarak ad ve sıfat oluşturmuştur.

E) Ses değişimi yoluyla oluşan bileşik sözcüklerde, iki ünlü

kaynaşmış ya da hece düşmesi olmuştur.

P:238

Ekler - Sözcük Yapısı

13 TÜRKÇE

FASİKÜL 6

PRATİK BİLGİ

Tezlik fiilinin olumsuzu iki şekilde olabilir:

Bugün de dışarı çıkıverme.

Bugün de dışarı çıkmayıver.

BİZDEN NOT

O Yeterlik fiili bazen olasılık (ihtimal) anlamı taşır.

O Olasılık anlamının olumsuz kullanımında “- ebilmek” fiili düşmez.

Sanatçı, konser için önümüzdeki hafta Bakü’ye gidebilir.

Sanatçı, konser için önümüzdeki hafta Bakü’ye gitmeyebilir.

BİZDEN NOT

O Sürerlik fiiliyle yaklaşma fiilinin olumsuz söyleyişi yoktur.

“gidedurmayın” veya “düşeyazmadı” şeklinde bir

kullanım söz konusu değildir.

AKLINDA OLSUN

O Yeterlik fiilinin olumsuzunda “-e bilmek” kalıbının “-bil” bölümü düşer.

yapabilmek-yapamamak (yapabilmemek değil)

Turgay, bu işi tek başına yapabildi. (olumlu)

Turgay, bu işi tek başına yapamadı. (olumsuz)

Turgay, bu işi tek başına yapmadı.

Yukarıdaki cümlede “yapmadı” fiili “yapmak” fiilinin

olumsuz kullanımıdır ve birleşik fiil değildir.

2) Kurallı Birleşik Eylemler

İki eylemin belli kurallarla bir araya gelmesiyle oluşur. Bu eylemlerden ikincisi kalıplaşmış şekilde kullanılır. Kurallı birleşik eylemler, oluşumuna göre dört bölümde incelenebilir:

a) Yeterlik Eylemi

Eylemlere, kalıplaşmış ikinci bir fiil olan -ebilmek getirilerek oluşturulur. Cümleye “yapabilme, gücü yetebilme” anlamı katar.

Ben, oraya yalnız gidebilirim.

Ben, oraya yalnız gidemem.

O, bu soruları kolayca çözebilir.

O, bu soruları kolayca çözemez.

b) Tezlik Fiili

Bir işin gerçekleşmesindeki tezliği, çabukluğu ifade eder. İkinci eylemi -ivermek olan birleşik eylemlerdir.

Bakkala git de bir ekmek alıver.

Annem karşı komşuya kadar gidiverdi.

Çocuk, kaşla göz arasında balkona çıkıvermiş.

c) Sürerlik Fiili

İkinci eylemi -ekalmak, -edurmak, -egelmek olan birleşik eylemlerdir. Eylemin bir süre devam ettiğini belirtir.

Onu karşımda görünce öylece donakaldım.

Sen ve kardeşin eve doğru gidedurun.

Bu şiirler günümüze kadar okunagelmiş.

d) Yaklaşma Fiili

İkinci eylemi -eyazmak olan birleşik eylemlerdir. Bir işin gerçekleşmeye yaklaştığını ama gerçekleşmediğini ifade eder,

yani cümleye “az kalsın”, “neredeyse” anlamı katar.

Balkondaki saksı rüzgârdan düşeyazdı.

Elimden kayan tarihi vazo kırılayazdı.

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “etmek” sözcüğü yardımcı eylem olarak kullanılmamıştır?

A) Bu konuda ona ancak sen yardım edebilirsin.

B) Evde yoktuk; misafirlerimizi yolcu etmeye gitmiştik.

C) Bu ödülü çoktan hak ettiğini o da biliyordu.

D) Bu tablo sence on bin lira eder mi?

E) Bunu, birçok kez kendisinden rica ettim.

5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

“Türkçede birleşik eylemler, ad soylu bir sözcükle yardımcı

eylemlerden oluşan ögelerdir.”

Bu tanımın dışında kalan birleşik eylem, aşağıdakilerden

hangisinde vardır?

A) Bunun böyle olacağını hissetmiştim.

B) Aceleye gerek yok, biraz sabret.

C) Nasıl oldu bilmem, birden ortadan kayboldu.

D) Kaç gündür bu daracık yere hapsolduk.

E) Artık bastonsuz yürüyebiliyormuş.

(“yürüyebiliyormuş” kelimesi, fiil + fiil şeklinde yeterlik fiilidir.)

P:239

Ekler - Sözcük Yapısı

TÜRKÇE 14

FASİKÜL 6

3) Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller

 Bir veya birden fazla ad soylu sözcüğün bir eylemle birleşmesiyle oluşan eylemlerdir.

 Bu birleşik eylemlerde geçen eylemler gerçek anlamından

uzaklaşır, diğer sözcüklerle kaynaşarak yeni bir eylemi karşılar.

Üyelerden biri el kaldırarak söz istedi.

Bu proje üzerinde biraz daha kafa yormalısınız.

O günden sonra gözüme uyku girmemişti.

Ne olursa olsun bu işten vazgeçmeyeceğim.

Şikâyetleriniz için yan masaya başvurun.

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdakilerin hangisinde birden çok birleşik fiil vardır?

A) Kimi benim gibi erir derinden

Kimi senin gibi çok mutlu olur

B) Bahsetti derinden ona halim

Aşkın bu onulmaz yarasından

C) Soldu günden güne sessiz soldu

Dediler hep: “Kıza bir hâl oldu!”

D) Bir öğreniversin aşkı

Ağacı o vakit seyredin

E) Dalıveriyoruz arada bir

Belli, bir şey var aramızda

7 - ÇÖZÜMLÜ SORU

“Demirkapı, gökyüzü, rüzgârgülü ” birleşik sözcükleri aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle oluşmuştur?

A) Belirtisiz isim tamlamalarının kaynaşmasıyla

(Demir+kapı, gök+yüzü, rüzgâr+gülü kelimeleri isim

tamlaması şeklindedir.)

B) Her iki sözcüğün de öz anlamları dışında kullanılmasıyla

C) Bir sıfat ve bir ismin kaynaşmasıyla

D) Birinci sözcüğün öz anlamı dışında kullanılmasıyla

E) İkinci sözcüğün öz anlamında kullanılmasıyla BENDEN UYARMASI

O Deyimler de bir çeşit anlamca kaynaşmış birleşik fiil kabul edilir.

gözden düşmek, burnundan solumak…

A) Aşağıdaki dizelerde geçen birleşik fiilleri bularak

boş bırakılan yerlere yazınız.

1. Zannetme ki her şey bitti sevdiğim

Bir gün yeşerebilecek mi şu sararmış yapraklar

(--------------------------------------------------------)

2. Geniş çizgilerle harelenip su

İçinde beyaz taş birden kayboldu

(--------------------------------------------------------)

3. Kışın ölüverse bile çiçekler

Baharda mutlu olur insan görünce

(--------------------------------------------------------)

4. Gece bir tepeden seyrettik

Yıldızların suya döküldüğünü

(--------------------------------------------------------)

5. Sildim bütün yıldızları gökyüzünden

Yerine koyuverdim gözlerini

(--------------------------------------------------------)

Öğreten Etkinlik

B) Aşağıdaki dizelerde geçen türemiş sözcükleri bularak boş bırakılan yerlere yazınız.

Hasreti denizlerin

Denizler kadar derin

Ve o kadar bucaksız

Ta karşımda, yapraksız

Kullanılmış bir takvim

Üzerinde bir resim

Azgın, sonsuz bir deniz

(-----------------------------------------------------------------)

(-----------------------------------------------------------------)

(-----------------------------------------------------------------)

(-----------------------------------------------------------------)

Öğreten Etkinlik

P:240

Ekler - Sözcük Yapısı

15 TÜRKÇE

FASİKÜL 6

D) Sığınaktaki eşkimiş ve bozulmuş yiyecekleri attı.

E) Kahvaltı yapmak güne iyi bir başlangıçtır.

F) İşlerinin yoğunluğundan uzaklaşmak için tatile gitti.

TÜREMİŞ

Aşağıdaki tabloda altı çizili kelimelerin yapısını karşılarındaki uygun kavramlarla eşleştiriniz.

Aşağıdaki tabloda verilen birleşik kelimeleri oluşumlarına göre gruplandırınız.

1 BASİT

2

BASİT

TÜREMİŞ

BİRLEŞİK

B) Beğendiği çantayı almak için mağazaya gitti.

C) Yaptığı çizimlerinin sırrını açıklamaktan vazgeçti.

A) Kuzucuk gözlerini bana dikmiş masum masum bakıyordu. 1

2

3

➢ Akdeniz, denizaltı, bilgisayar, çekyat, ateşböceği

➢ Acıgöl, imambayıldı, hanımeli, ateşkes

➢ Eskişehir, dedikodu, gökkuşağı, kapkaç, gecekondu

* Denizaltı

İsim Tamlaması Sıfat Tamlaması Sıfat ve Fiil Fiil ve Fiil

* Gecekondu

3 BİRLEŞİK

TÜREMİŞ

Etkinlik 1

Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.

Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla

dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en

yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir

sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde

düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu

kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli

sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.

Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu

Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.

ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına

göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile

ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça

belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği

sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve

yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını

yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal

Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.

* Yaygın

YAPIM EKİ

ALAN

ÇEKİM EKİ

ALAN

YAPIM VE ÇEKİM

Etkinlik 1 EKİ ALAN

Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.

Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla

dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en

yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir

sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde

düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu

kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli

sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.

Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu

Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.

ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına

göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile

ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça

belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği

sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve

yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını

yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal

Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.

2

P:241

TÜRKÇE 16

Öğreten Test FASİKÜL 6

2. Sert basmam toprağına yürürken

Kıskanırım bir yabancı görürken

Sevinirim senin uğruna ölürken

Güzel yurdum, asil yurdum, şen yurdum

Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerin yapısı aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?

I II III IV

A) basit basit türemiş türemiş

B) basit türemiş basit türemiş

C) birleşik basit türemiş türemiş

D) birleşik türemiş basit basit

E) türemiş basit türemiş basit

I II

III

IV

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük yapısı yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Bu düşüncelere ben de katılıyorum.

B) Bu konuda bir yorum yapmayacağım.

C) Yazın çalışıyor, kışın evde oturuyor.

D) Bu sözlerin doğruluğuna inanmıyorum.

E) Sürücülerin böyle havalarda daha temkinli olması

gerekir.

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, yapısı bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Son yıllarda sadece şiir yazıyormuş.

B) Belki de okulda buluşup tiyatroya gidecekler.

C) Eski okul kitaplarını bir köy okuluna yolladı.

D) Bu sabah dedesiyle şehre ineceklermiş.

E) Dedesinin çerçeveli resmini duvara astı.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde basit, birleşik ve türemiş sözcükler bir arada verilmiştir?

A) Kurumumuz, belli bölümlerde okuyan başarılı öğrencileri ödüllendirecek.

B) Bu tür yazınsal yapıtlar okurlar tarafından daha çok

beğenilir.

C) Bu apartmanda insanlar birbirlerine her zaman yardım eder.

D) Biraz dinlendikten sonra işe kaldığımız yerden başlarız.

E) Amcamın sevimli oğlu, mektubunda yeni ayakkabım

çok güzel, diyordu.

6. “Çekyat, yapboz, gelgit” gibi birleşik sözcükler aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle oluşmuştur?

A) Sıfat tamlamasının kaynaşmasıyla oluşmuştur.

B) Birinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.

C) Her iki sözcük de kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.

D) İkinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.

E) Eylem soylu sözcükler, birleştikleri sözcükle birlikte

tür değişikliğine uğrayarak ad oluşturmuştur.

3. Aşağıdaki atasözlerinde altı çizili sözcüklerden hangisi yapıca ötekilerden farklıdır?

A) Buraları ıssız sanma, körleri gözsüz sanma.

B) Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider.

C) Son pişmanlık fayda etmez.

D) Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.

E) Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.

1-C 2-A 3-D 4-C 5-E 6-E

P:242

17 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 6

6. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi yapısı yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Onu, dayısından başka kimse gözetmezdi.

B) Çocuğu ilçedeki hastaneye sevk ettiler.

C) Akşama kadar kayıt işini halledemedik.

D) Misafirleri kapıya kadar yolcu ettiler.

E) Bu akşam, televizyondaki diziyi seyretmeliyim.

1. Artık solan bahçelerde yaprakla örtüleceğiz

Ağlayan bir göz gibi gök dökecek ruhumuza

Serin gözyaşlarını bulutlardan damla damla

Ve gönül, dolacak yalnızlığın hüznüyle sessiz

Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi yapısına göre ötekilerden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV V

4. Önünde soluk yüzlü, ürkek çocukların birlikte

oynadıkları sokakların arasındayız.

Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi basit bir sözcüktür?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II III

IV V

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan türemiş bir sözcük kullanılmıştır?

A) Yapışkanı çekerken cırt diye ses çıktı.

B) Akarsuyun şırıltısı ruhumu dinlendiriyordu.

C) Arıların hepsi vızz sesi çıkartıyordu.

D) Pencereden çıt diye bir ses çıktı.

E) Kapının kolundan çıkan ses küüttü.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “etmek” sözcüğü

yardımcı eylem olarak kullanılmamıştır?

A) Bize yarın da yardım edecek mi?

B) Yeni aldığı güneş gözlüğünü kaybetmiş.

C) Sizce, şuradaki beyaz ev ne kadar eder?

D) Arkadaşım bizi evinde misafir edecek.

E) Onunla çocukluk günlerimizden söz ettik.

3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi türemiş

eylem değildir?

A) Biz daha eve varmadan hava kararmıştı.

B) Buraya gelince gençliğimi hatırladım.

C) Kadın, bahçede oynayan çocuklara seslendi.

D) Öğretmenimiz bu soruyu daha önce sormuştu.

E) Babamın bize çikolata getirmesine çok sevinirdik.

1-C 2-C 3-D 4-E 5-B 6-A

P:243

TÜRKÇE 18

Sınav Tadında FASİKÜL 6

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki niteleme sıfatı yapıca ötekilerden farklıdır?

A) Sabahleyin güzel bir bahar havası vardı.

B) Çocuklar bu tepeye ayrı bir yoldan çıkmışlar.

C) Soğuk havalarda dışarı çıkmamalısınız.

D) Saatçi, bozuk saati yarın tamir edebilecekmiş.

E) Evin bahçesinde küçük bir kiraz ağacı vardı.

6. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden çok birleşik

fiil vardır?

A) Evet çok bekledim, kaç kere hazan

Dinç atlar koşturdu boş ufuklardan

B) Geniş çizgilerle harelenip su

İçinde beyaz taş birden kayboldu

C) Kışın ölüverse bile güller

Baharda mutlu olur insan görünce

D) Gece bir tepeden seyrettik

Yıldızların suya döküldüğünü

E) Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan

Eşya suya aksetmiş gibi büyülü bir uykudan

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soyut bir addan türeyip somut adı niteleyen bir sözcük kullanılmıştır?

A) Güzel bir yolculuktan sonra biraz dinlendik.

B) Heyecanlı insanlar işlerini telaşla yapar.

C) Öğrenciler, yaşlı gözlerle öğretmenlerini uğurladı.

D) Birkaç ihtiyar adam parkta dinleniyor.

E) Eski eşyaları, çöpe atmak için ayırıyor.

5. Evimden barkımdan ayrıyım, özledim yurdumu

Benim bildiğim gökyüzü buradakinden farklıdır.

Bu dizelerde geçen altı çizili sözcüklerin yapısı aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?

A) basit - basit - basit - birleşik

B) basit - basit - türemiş - türemiş

C) türemiş - türemiş - basit - birleşik

D) basit - türemiş - türemiş - birleşik

E) basit - basit - türemiş - birleşik

I II

III

4. Açık panjurlarından seslerin duyuluşu

Bir göl mü ürpermede ruhun uzaklarında

En yakın sevgiyi duymayan kulaklarımda

Her yaşayıştan daha güzel olan gülüşü

Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi yapıca ötekilerden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

3. Aşağıdaki cümlelerde geçen birleşik adlardan hangisi yapılışına göre ötekilerden farklıdır?

A) Hava kararınca ateşböceklerini görebiliyorduk.

B) Arkadaşım bizim sokaktaki bir yayınevinde çalışıyor.

C) Balıkçı barınağındaki rüzgârgülü sürekli dönüyordu.

D) Hayat şartları, onu bu gecekonduya hapsetmişti.

E) Hanımeli ve gülden oluşan buketi annesine verdi.

IV

P:244

19 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 6

12. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden

hangisinin kökü ad soylu değildir?

A) Biçim, bir şairin niteliğini gösteren en önemli özelliktir.

B) Bu durumu benimseyen birine rastlamak zordur.

C) Kırlarda dolaşmayı özlemiştim o sıralar.

D) Göçmenler geçici barınaklara yerleştirildi.

E) Yalnız bana inandığını söylemişti.

1-A 2-B 3-D 4-B 5-D 6-C 7-A 8-E 9-D 10-A 11-C 12-A

9. Sıfat takımlarında isimle sıfatın yeri değiştirilip,isme bir

iyelik eki (-i, -si) eklenerek bir sıfat grubu (birleşik sıfat)

oluşturulur.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmışbir sıfat grubu vardır?

A) Yeni aldıkları yazlığın bahçesine küçük bir havuz yaptırdılar.

B) Annesine koyu renkli bir kazak satın almış.

C) Okulun bahçesindeki yüz yıllık çınarı kesmişler.

D) Okulda, gözleri bozuk öğrenciler tespit edildi.

E) Fikirleriyle herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştı.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük yapım eki almamıştır?

A) Boynundaki atkı herkesin dikkatini çekmişti.

B) İyi bir başarı alabileceğimize asla inanmıyorum.

C) Arkadaşım, o bölgeyi ziyaret etmek istiyor.

D) Kar yağışı doğu bölgelerimizde etkili olacak

E) Elinde bir tarak, üzüntüyle saçlarına bakıyor.

7. Türemiş sıfatlar, adlarla fiillerin kök ya da gövdelerine

yapım ekleri getirilerek oluşturulur.

Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat vardır?

A) Açık yaraya tuz ekilmez.

B) Her kaşığın kısmeti bir olmaz.

C) Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

D) Kötü haber çabuk duyulur.

E) Nasihat istersen tembele iş buyur.

10. En çok, sahanda yumurtayı severdi.

Aşağıdakilerden hangisinde “de” eki bu cümledeki

göreviyle kullanılmıştır?

A) Sözde değil gözde öğrenci olmanızı istiyoruz.

B) Başını bir an olsun nihayet kitaplardan kaldırdı da

çevresinde olanlara baktı.

C) Kahvaltıda ne yiyeceğimize otel yönetimi karar verecekti o gün.

D) Kendi insanının sorunlarına ilgi duymayan yazar toplumda pek sevilmez.

E) On dakika içinde geri getirecekseniz, bu kitabı alabilirsiniz.

8. Kimi birleşik adlar, belirtisiz ad takımının kaynaşmasıyla

oluşur.

Aşağıdakilerin hangisinde geçen bileşik sözcük bu

yolla oluşmamıştır?

A) Ormanlar, yeryüzünü güzelleştiren unsurların başında gelir.

B) Bahçedeki hanımellerinin kokusu hepimizi büyülemişti.

C) Hayatımda ilk defa dün gökkuşağı gördüm.

D) Eskimiş ayakkabısını tamir ettirdi.

E) Yaz aylarında burada sivrisinekler insana rahat vermez.

P:245

TÜRKÇE 20

FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri

Yüklem

Cümlede yargıyı üzerinde taşıyan, oluş, iş ve hareket bildiren

kelime veya kelime gruplarıdır.

Yüklem Olabilecek Kelime veya Kelime Grupları:

Yüklem basit, türemiş ve birleşik yapılı çekimli bir fiilden oluşabilir:

 Usta ozanın son çıkan şiir kitabını büyük bir zevkle okudum.

 Annem, saksıdaki çiçekleri suladı.

 Yoksul insanlara yardımlarınızdan dolayı size teşekkür ederiz.

Yüklem, ek fiil almış ad soylu bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşabilir:

 Bize gülümseyen kişi, arkadaşımdır.

(ad)

 Masadaki vazoyu istemeyerek kıran, bendim.

(kişi zamiri)

 Seni çağıran çocuk hangisi?

(soru zamiri)

 Sabah kalktığımda hava buz gibiydi.

(Edat grubu)

 Karşımızdaki harap bina, eski bir saraymış.

(sıfat tamlaması)

 Bu sararmış defter Selcen’in günlüğüymüş.

(belirtili ad tamlaması)

 Çalıştığım yer, şirketin muhasebe bölümüydü.

(zincirleme ad tamlaması)

 Albümdekiler, eski İstanbul’un resimleridir.

(tamlayanı sıfat tarafından nitelenmiş ad tamlaması)

 Amacımız, karşımızdaki Erciyes Dağı’nın zirvesine tırmanmaktı.

(isim-fiil grubu)

 Kasabamız; kışın, terk edilmiş izlenimi veren bir yerdi.

(sıfat-fiil grubu)

Özne

 Bir cümlede bildirilen işi yapan, yüklemin bildirdiği durumu üzerine alan kimseleri belirten sözcük veya sözcük

gruplarıdır.

 Özne, yükleme kim, ne soruları sorularak bulunur.

Özne Olabilecek Kelime veya Kelime Grupları:

Özne basit, türemiş ve birleşik yapılı isimlerden oluşabilir:

 Kerem, bundan sonra yurt dışında yaşayacakmış.

 Balıkçılar, sabah erkenden ağları hazırlamıştı.

 Gökyüzü, yine masmavi görünüyor.

Özne, ad soylu bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşabilir:

 Ağaçlar bir gün sessizce yeşerdi.

(ad)

 Hepiniz bir şiir ezberleyeceksiniz.

(belgisiz adıl)

 Eskiler, genç şairleri pek beğenmiyor.

(adlaşmış sıfat)

 Evin kapısı, büyük bir gürültüyle açıldı.

(belirtili ad tamlaması)

 Büyük salon, gelen davetlilerle dolmuştu.

(sıfat tamlaması)

1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Aşağıdaki dizelerin hangisinde zamir ek eylem alarak yüklem olmuştur?

A) Beni herkes severdi çocukluğumda

(“severdi” birleşik çekimli fiilden oluşan bir yüklemdir.)

B) Sendin bütün korkuların çaresi

(“Sendin (Sen-i-din)” kişi zamiri ek eylem alarak yüklem

olmuştur. Cevap B)

C) Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda

(“olmalıyım” gereklilik kipiyle çekimlenmiş fiilden oluşan

bir yüklemdir.)

D) Denize bakan evler gibiydim seninle

(“Denize bakan evler gibiydim” edat grubundan oluşan

bir yüklemdir.)

E) Onu benden, beni ondan ayıran deniz

(“deniz(dir)” sözcüğü ek eylemin geniş zamanıyla çekimlenmiş bir yüklemdir.)

BENDEN UYARMASI

O Cümle ögeleriyle ilgili sorularda ilk önce temel

ögeleri yani özne ve yüklemi sonra yardımcı

ögeleri bulmalısınız.

O Bir cümlenin ögesi sadece yüklemden oluşabilir. Bu tür cümlelere tek ögeli cümle de denir.

Ülkemizin yurt dışında ödül almış ilk ressamıdır.

yüklem

A) Temel Ögeler

Yüklem

Özne

Nesne

Dolaylı Tümleç

Zarf Tümleci

İlgeç Tümleci

Cümle Ögeleri

B) Yardımcı Ögeler

Cümlenin Ögeleri

P:246

21 TÜRKÇE

FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri

Nesne (Düz Tümleç)

 Cümlede öznenin yaptığı işten etkilenen ögedir.

 Nesne, yükleme sorulan ne, neyi, kimi sorularıyla bulunur.

Nesne ikiye ayrılır:

1) Belirtisiz Nesne

 Yalın durumda bulunur.

 Yükleme sorulan ne sorusunun cevabıdır.

Bahçede yavru kedi buldum

yer tamlayıcısı belirtisiz nesne yüklem

Babam, bana doğum günümde saat hediye etti.

Ünlü eleştirmen, geçenlerde bir şiir kitabı yayımladı.

Ziyaretçiler, müzenin anı defterine oldukça güzel şeyler

yazdılar.

2) Belirtili Nesne

 Yükleme sorulan neyi, kimi sorularının cevabıdır. Belirtili

nesne, “-i” belirtme hâl ekini alır.

Misafirlerimiz, bugün Topkapı Sarayı’nı gezdi.

(neyi?)

Sabahtan beri, küçük notlar aldığım defterimi arıyorum.

(neyi?)

Trenin penceresinden bize el sallayan köylü çocuklarını

görüyoruz

(kimi?)

Dolaylı Tümleç (Yer Tamlayıcısı)

Yüklemi; yer, yönelme, kalma, çıkma ilgileriyle tamamlayan

ögedir.

Yükleme sorulan kime, kimde, kimden, nereye, nerede, nereden, neye, neyde, neyden sorularının cevabıdır.

Buna göre, dolaylı tümleç olan öge “-e, -de, -den” durum eklerinden birini alır.

 Annem, dün olanları babama anlatmış. (kime)

 Okul kapısının anahtarı Kerim Efendi’de olur. (kimde)

 “Çocukluğumdaki bayramlarda harçlıklarımızı dayımdan

alırdık. (kimden)

 İngiltere’ye üniversite okumak için gitmiştim. (nereye)

 Amcamlar, yukarı mahallede oturuyor. (nerede)

 Beklediğim haber, İstanbul’dan geldi. (nereden)

 Turgut, duvardaki tabloya bakıyordu. (neye)

 İnsanlık, bir gün mutlaka sevgide buluşacak. (neyde)

 Şu kırmızı elmadan iki kilo alacağım. (neyden)

 Sahaflardan aldığım kitaplar kütüphanemi süslüyor.

(tamlayanı sıfat-fiil grubu olan sıfat tamlaması)

Özne Çeşitleri

Gizli Özne:

Cümlede sözcük ya da sözcük grubu durumunda olmayan

yüklemdeki kişi ekinden anlaşılan öznelerdir.

Yarın yarım kalan işlerimi tamamlayacağım.

(Ben, gizli özne)

Sözde Özne:

Edilgen fiilin özne görevini yüklenmiş nesnesi, dolaylı özne.

Kapı açıldı

cümlesindeki kapı sözde öznedir.

2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018

(I) Salda Gölü’ne ikinci gidişimizde, o civardaki antik kentlerden Sagalassos’u doya doya gezmenin verdiği yorgunluk

hâlâ üzerimizdeydi. (II) Önceki gelişimizde güneşin altında

parlayan turkuaz rengi sular, şimdi yağmur bulutlarının etkisiyle lacivertle mavi arası bir renge bürünmüştü. (III) Biraz

sonra yağacak yağmurdan habersiz, bize yorgunluğumuzu

unutturan manzaranın seyrine dalmıştık. (IV) Arkada ise yamaçlara kondurulmuş evlerin bacalarından ince ince dumanlar yükselmeye başlamıştı. (V) Anlaşılan, tabiat büyüleyici bir

tablo çizerek bize sürpriz yapıyordu.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde özne,

sıfat tamlamasından oluşmamıştır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(II) Küçücük bir bahçem olsaydı duvar dibine pembeli, mavili

ortancalar dikerdim. (II) Çünkü ortancalar gölgede büyümek

ister. (III) Bir de saksılar alırdım; küpe, sardunya, yılbaşı çiçekleri, kaktüsler yetiştirmek için. (IV) Sulak yerleri seven Japon

şemsiyelerini de kuyunun veya fıskiyeli mermer havuzun yanına dikerdim. (V) İnsanda, evinin bahçesinde cennet oluşturma düşüncesi bazen bir tutku hâline geliyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde nesne, sıfat tamlaması durumundadır?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve V

D) III ve IV E) IV ve V

BAŞKA YERDE YOK

Cümlede “ -de, -den” eklerinden birini alan her

öge, dolaylı tümleç değildir.

Bir buçuk saattir durakta bekliyoruz.

(nerede bekliyoruz?)

(Dolaylı tümleç)

Bir buçuk saattir ayakta bekliyoruz.

(nasıl bekliyoruz?)

(Zarf tümleci)

Babaannem, yalnızlıktan şikâyet ederdi.

(Babaannem, ne(y)den şikâyet ederdi?)

(Dolaylı tümleç)

Babaannemin yalnızlıktan canı sıkılırdı.

(Babaannemin neden (niçin) canı sıkılırdı?)

(Zarf tümleci)

P:247

TÜRKÇE 22

FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri BENDEN UYARMASI

Yer-yön zarfları daima yalın hâlde bulunur, ek alırsa zarf tümleci olmaz.

Aldığı eklere göre, öge olarak değişik görevler üstlenir.

Annemle şimdi dışarı çıkacağız. (Zarf tümleci)

Annemle şimdi dışarıya çıkacağız. (Dolaylı tümleç)

Tugay, dışarıyı seyrediyor. (Nesne)

Dışarısı bugün çok soğukmuş. (Özne)

Zarf Tümleci

Cümlede yüklemin anlamını zaman, tarz, ölçü, yer, yön vb.

bakımlardan daha belirgin duruma getiren, sınırlayan kelime

veya kelime gruplarından oluşan tümleçtir.

Yükleme sorulan nasıl, ne zaman, ne kadar, neden, niçin,

niye sorularının cevabıdır.

Hepinizi yarın burada bekliyorum. (ne zaman)

Servis şoförü, geç kalanları çok beklemiyor. (ne kadar)

Yağmur, kurumuş topraklar üzerine şakır şakır yağıyor. (nasıl)

O güzelim çiçekler susuzluktan kurumuştu. (neden)

Edat (İlgeç) Tümleci

Yüklemi; amaç, araç, birliktelik, neden yönlerinden tamamlayan ile, için edatlarıyla oluşturulmuş ögelerdir.

Yükleme sorulan ne ile, kiminle, ne için, kimin için sorularının

cevabı edat tümlecidir.

 Bugün konsere arkadaşımla gideceğim. (Kiminle)

 Oraya uçakla daha çabuk gidersiniz. (Neyle)

 Anne, oğlunu okul için hazırlıyor. (Ne için)

 Ablan için bir hediye alalım. (Kimin için)

4 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

Daima, bu şehre ilk giren ve onu yeni baştan bir Türk şehri

olarak kuran dedelerimizin yaşayışlarındaki halis tarafa hayran oldum.

Bu cümlenin yer tamlayıcısında (dolaylı tümlecinde) aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İsim-fiil B) Sıfat-fiil C) Edat

D) Bağlaç E) Zarf-fiil

6 - ÖĞRETEN SORU

Renk renk çiçeklerle kaplı yaylaları ve ahşap evlerden oluşan

dağ köyleriyle Yalnızçam, büyük şehirden kaçmak isteyenler

için bulunmaz bir yer.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi

yanlıştır?

A) Birden çok sıfat tamlaması vardır.

B) Bağlaç vardır.

C) Birleşik ad kullanılmıştır.

D) Basit yapılı bir fiil cümlesidir.

E) İlgeç tümleçleri vardır.

5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2020 TYT

Kromofor adı verilen pigment molekülleri fotosentez sırasında

güneş enerjisini tepkime merkezlerine hızlı taşıdığından

Zarf tümleci

güneş enerjisinin hemen hepsi arada hiç ısı kaybı olmadan

Özne Zarf tümleci

kimyasal enerjiye dönüşür.

Yer tamlayıcısı Yüklem

Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) Belirtisiz nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer

tamlayıcısı - yüklem

B) Belirtili nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer tamlayıcısı - yüklem

C) Özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı - zarf tümleci - yüklem

D) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yüklem

E) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı - yüklem

BAŞKA YERDE YOK

Edat gruplarıyla oluşturulan sözler, cümlede öge

yönünden sadece edat tümleci görevinde kullanılmaz; farklı bir öge olarak da karşımıza çıkabilir:

Adını mıh gibi aklımda tutuyorum

Yükleme sorulan “nasıl aklımda tutuyorum?” sorusunun cevabı “mıh gibi” edat grubu zarf tümleci görevindedir.

P:248

23 TÜRKÇE

FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “beni” kelimesi kullanıldığı yere göre cümlenin en önemli ögesi durumuna getirilmiştir?

A) Dün sabah Ayten okulda beni aramış.

B) Arkadaşım şubat tatilinde beni İstanbul’a çağırıyor.

C) Sınıfımı geçersem babam beni İzmir’e götürecek.

D) Öğretmen sınavda beni en ön sıraya oturttu.

E) Beni yarın öğle tatilinde otobüs durağında bekle.

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Cümlede önemsenen ögeyi vurgulamanın bir yolu da onu

yükleme yaklaştırmaktır.”

Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç vurgulanmaktadır?

A) Beni en çok onlar ilgilendirmişti.

B) O sonsuz maviliği yeniden gördüm.

C) En güzel yıllarım köyde geçti.

D) Binlerce kuş birden havalandı.

E) Ertesi gün tekrar geleceğini biliyordum.

Cümlede Vurgu

 Cümlenin anlamına bağlı olarak, kelimeler arasında yer değiştirebilen ve kelimelerin, kelime gruplarının kendi vurgularından daha güçlü olan vurgudur.

 Cümlede vurgu çeşitli biçimlerde gerçekleştirilir:

Yüklemden önceki öge, vurgulanmak istenen ögedir:

 Gerekli belgeleri, şirketten yarın Selcen alacak. (özne)

 Ailece pikniğe yarın gideceğiz. (zarf tümleci)

 Eşyaları, bodruma işçilerle taşıdık. (ilgeç tümleci)

 Yarınki seminere seni çağıracakmış. (nesne)

 En güzel şiirlerimi Kapadokya’da yazmıştım. (dolaylı

tümleç)

“de, da” bağlacından önceki öge, vurgulanmak istenen

ögedir:

 Ablam da yarın beni tiyatroya götürecek.

(özne)

 Ablam, yarın da beni tiyatroya götürecek.

(zarf tümleci)

 Ablam, yarın beni de tiyatroya götürecek.

(nesne)

 Ablam, yarın beni tiyatroya da götürecek.

(dolaylı tümleç)

Soru eki “mı, mi”den önceki öge, vurgulanmak istenen ögedir:

 Baban mı sana bu kitabı hediye etti?

(özne)

 Baban sana mı bu romanı hediye etti?

(dolaylı tümleç)

 Baban sana bu kitabı mı hediye etti?

(nesne)

 Baban dün mü sana bu kitabı hediye etti?

(zarf tümleci)

 Baban sana bu kitabı hediye etti mi?

(yüklem)

Soru anlamı taşıyan sözcükler, vurguyu kendi üzerinde taşır:

Bu soru sözcükleri cümlede vurgulanmak istenen ögeyi verir:

 Biraz önce seni kim çağırdı? (özne)

 Yukarı kattan aşağıya ne düştü? (özne)

 Arkadaşlarınızla burada kimi bekliyorsunuz? (nesne)

 Dün bu parkta neyi arıyordun? (nesne)

 Bu çiçekleri nereye bırakacağız? (dolaylı tümleç)

 Beklediğiniz konuklar, ne zaman gelecek? (zarf tümleci)

 Size bu yöntemi öğreten kimdi? (yüklem) AKLINDA OLSUN

CÜMLE DIŞI UNSURLAR

Cümlede öge görevi üstlenmeyen ancak cümlenin

anlamına katkıda bulunan unsurlara cümle dışı unsur denir. Cümle dışı unsurlar şunlardır:

O BAĞLAÇLAR: Ama ödevlerini henüz yapmamış.

O ÜNLEMLER: Eyvah! Çocuk pencereden düşecek.

O HİTAPLAR (SESLENMELER): Gençler! Biraz

sessiz olun.

O YARGI HÂLİNDEKİ BAZI ARA SÖZLER: Fransa’da ulaşım, ablam söylemişti, öğrencilere ücretsizmiş.

P:249

TÜRKÇE 24

FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin ögelerini uygun kutucuklarla eşleştiriniz.

1. Bu belde, yazları tatil için herkesin tercih ettiği bir yerdi.

5. Arkadaşımla biraz dışarı çıkacağız.

6. Şehre gelen turistler, bu müze çok güzelmiş, dedi.

8. Kendisini kanıtlamak için verdiğim görevi ne zaman

7. Bu sahil kenti denize bakan yazlıklarıyla dikkat çekiyordu.

2. Evin kapısı, büyük bir bahçeye açılıyordu.

9. Onu gördüğünde neye uğradığını şaşırmıştı.

1. Yüklem, ek fiil almış ad soylu bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşmaz.

2. Dolaylı Tümleç, yüklemi; yer, yönelme, kalma, çıkma ilgileriyle tamamlayan ögedir.

3. Cümle ögeleriyle ilgili sorularda ilk önce temel ögeler yani yüklem ve özne bulunur.

4. Bir cümle sadece yüklemden oluşamaz; çünkü cümleler en az iki ögeli olmak zorundadır.

5. Yükleme soruları ne ile, kiminle, ne için, kimin için sorularının cevapları edat tümlecidir.

6. Cümlede öge görevi üstlenmeyen ancak cümlenin anlamına katkıda bulunan unsurlara cümle dışı unsur denir.

4. Uzaktan bize el sallayan çocukları izliyorum trenin penceresinden.

bitirecek?

3. Sigara, kalp ve damar tıkanıklığı gibi pek çok hastalığa yol açıyor.

Zaman Zarfı

Belirtili Nesne

Yüklem

Belirtisiz Nesne

Dolaylı Tümleç

Soru Zarfı

Edat

Yer-Yön Zarfı

Özne

Aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına “D” yanlış olanların karşısına “Y” harfi koyunuz.

Etkinlik 1

Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.

Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla

dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en

yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir

sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde

düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu

kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli

sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.

Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu

Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.

ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına

göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile

ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça

belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği

sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve

yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını

yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal

Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.

* Yaygın

YAPIM EKİ

ALAN

ÇEKİM EKİ

ALAN

YAPIM VE ÇEKİM

EKİ ALAN Etkinlik 1

Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.

Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla

dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en

yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir

sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde

düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu

kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli

sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.

Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu

Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.

ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına

göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile

ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça

belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği

sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve

yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını

yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal

Classification-DDC)olarakbilinenbuyöntembugünenyaygınkullanılankütüphanesistemi.2

P:250

25 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 6

6. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı öznedir?

A) Biraz önce elinde ne vardı?

– Çanta.

B) Ne zaman buradan ayrılacaksınız?

– Yarın.

C) Sabahtan beri kimi bekliyorsun?

– Babamı.

D) Bunları nereye gönderiyorsunuz?

– Yurt dışına.

E) Buraya kadar nasıl geldiniz?

– Taksiyle.

4. Aşağıdakilerden hangisinde soru, yüklemi buldurmaya yöneliktir?

A) Benim mi okula gittiğimi dün ona söylemiş?

B) Benim okula gittiğimi mi dün ona söylemiş?

C) Benim okula gittiğimi dün mü ona söylemiş?

D) Benim okula gittiğimi dün ona söylemiş mi?

E) Benim okula gittiğimi dün ona mı söylemiş?

1. “Baharın gelmesi, uykuya dalmış olan tabiatı canlandırdı.”

Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Belirtili nesne - özne - yüklem

B) Özne - belirtisiz nesne - yüklem

C) Zarf tümleci - belirtili nesne - yüklem

D) Belirtili nesne - dolaylı tümleç - yüklem

E) Özne - belirtili nesne – yüklem

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde cümlenin ögesi olmayan bir ara söz kullanılmıştır?

A) Kasabamızı köye bağlayan geçitten, yılana benzeyen o kıvrımlı yoldan, hep korkarım.

B) Güneş, tükenmek bilmeyen yaşam kaynağımız, her

gün güler yüzüyle bizi karşılar.

C) Tatil bitince hepimiz vatanımıza, bizi kucaklayan o

sıcak yuvaya, döndük.

D) Geçen yıl o oyunu, pek beğenmemiştim ya, birlikte

izlemiştik.

E) Bisikletini, en yakın dostunu, yanından hiç ayırmazdı.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı

bir öge vurgulanmıştır?

A) Birazdan kırtasiyeye gidip mektup zarfı alacağım.

B) Yaşlı adamın cüzdanında yol parası kalmamış.

C) Programın sonunda size bir Adana türküsü dinleteceğiz.

D) Ünlü yazar son zamanlarda çocuk kitapları yazıyor.

E) Bu konuda karar vermeden önce bizi dinlemelisin.

3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde ögeleri ayırmada

bir yanlışlık yapılmamıştır?

A) Gördüğü kâbusun etkisiyle / bütün gece / hiç uyumadı.

B) Çocukluk döneminin en güzel günlerini geçirdiği /

bu şirin sahil kasabasını terk etmek /onu / hüzünlendiriyordu.

C) Soruyu iyi anlamayan öğrenci / öğretmenden / aynı

soruyu bir kere daha tekrar etmesini /istedi.

D) Kitabın arka kapağında İstanbul’un eski, güzel günlerini hatırlatan çok güzel bir fotoğraf /vardı.

E) Anadolu’nun çeşitli dönemlerine / şahitlik etmiş bu

şehir / eski ihtişamlı günlerini / çok /özlüyordu.

P:251

TÜRKÇE 26

Öğreten Test FASİKÜL 6

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ara söz vardır?

A) Bu soruya sınıfımızın en çalışkanı Ece bile cevap veremedi.

B) Bir zamanlar yazılarımı yazdığım daktilom, bu eski

dostum, bilgisayarla yer değiştirdi.

C) Sıcak yaz akşamlarında sahilde, parklarda, sokaklarda gezerdik.

D) O da babası gibi candan ve güler yüzlü olmaya çalışıyordu.

E) Okuldan gelince yemeğini yer, dersine otururdu.

9. Aşağıdakilerin hangisinde ad takımı yüklem görevinde kullanılmıştır?

A) Sanki bir bekleyenin yuvasıydı her ev

Yolumu gözlüyordu sanki her camda bir baş

B) Durgun sular, başıboş bıraktığım kayığı

Yalıların önünden geçirdi yavaş yavaş

C) Boğazı baştan başa dolaştım ağır ağır

Yaşlı, genç yalıları birbirine ekledim

D) Ay suda bestelerken en güzel bir şarkıyı

Küreklerim de suya en derin şiiri yazdı

E) Göğsünü gökyüzüne açmış gibiydi kıyı

Ay sudan çıkmış gibi tertemiz, bembeyazdı

10. Zorlu bir kışın kasıp kavurduğu bir bahçeden, buzların

kilidi çözülür çözülmez başlayan baharlar gibi yavaş yavaş hayatın ezgisi yükseliyordu.

Bu cümlenin öznesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) buzların kilidi

B) hayatın ezgisi

C) Zorlu bir kışın kasıp kavurduğu bir bahçeden, buzların kilidi

D) buzların kilidi çözülür çözülmez başlayan baharlar

E) Zorlu bir kışın kasıp kavurduğu bir bahçeden,buzların kilidi çözülür çözülmez başlayan baharlar gibi yavaş yavaş hayatın ezgisi

12. Almanya’da yaşayan bir ailenin dramını anlatan film, bu

yılın ilk yarısında Türkiye ve Almanya başta olmak üzere

birçok ülkede eş zamanlı olarak seyirciyle buluşacak.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Özne, tamlayanı sıfat-fiil grubu olan bir söz grubudur.

B) Edat tümleci vurgulanmaktadır.

C) Nesnesi, belirtili ad tamlamasından oluşmaktadır.

D) Dolaylı tümleç kullanılmıştır.

E) Birden çok zarf tümleci vardır.

11. Yöremiz, öğle saatlerinde ----.

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa

öge sayısı en fazla olur?

A) birçok ziyaretçinin uğrak yeridir

B) son derece sessiz ve tenhadır

C) doğanın bütün güzelliklerini yaşatır

D) insana yaşama sevinci verir

E) bunaltıcı bir sıcakla kavrulur

1-E 2-B 3-C 4-D 5-D 6-A 7-E 8-B 9-A 10-B 11-D 12-C

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtisiz nesne vardır?

A) Bu diziyi daha önce hiç seyretmedim.

B) İşçiler, sıkıntılarını yetkililere tek tek anlattı.

C) Her sabah kahvaltı yaparken mutlaka gazetesini okur.

D) Oturacağımız masada birçok ünlü konuk vardı.

E) Görevliler, salonun ön tarafına küçük bir sahne kurmuştu.

P:252

27 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 6

6. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı özne de nesne de değildir?

A) – Çocuk ne istiyor?

– Bisiklet.

B) – Bulmacayı çözen kimdi?

– Kemal.

C) – Neyi unuttunuz?

– Çantayı.

D) – En çok kimi özledin?

– Annemi.

E) – Ne söylendi orada?

– Türkü ve şarkı.

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi bir sıfat

tamlamasıdır?

A) Sınavda birinci olan çocuk, sınıf başkanıydı.

B) Şeyh Galip, Divan şairlerinin sonuncusudur.

C) Medeni olmayanların cesareti, kaba bir cesarettir.

D) İlkokul yıllarında okuduğum bu kitabı, dün yeniden

gözden geçirdim.

E) Otobüs, sıkıntılı bir yolculuktan sonra sabaha karşı

İzmir’e vardı.

4. Boğazköy’ün kuzeyinde bulunan, Çorum’a 45, Ankara’ya ise 210 km uzaklıkta olan Alacahöyük, tarihi milattan önce dört bin yıla kadar uzanan bir yerleşim yeridir.

Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Özne - yüklem

B) Dolaylı tümleç - özne - yüklem

C) Dolaylı tümleç - özne - zarf tümleci - yüklem

D) Nesne - dolaylı tümleç - zarf tümleci - özne -yüklem

E) Nesne - dolaylı tümleç - zarf tümleci - özne -zarf tümleci - yüklem

3. I. Gök, bozkırın üstüne büyük ve gri keçesini yayıyordu.

II. Kimselerin bilmediği bir kır kahvesi yazları tamamen

dolardı.

III. İnsanlar henüz yataklarındayken, balıkçılar çoktan

limandan ayrılır.

IV. Kasabanın ortasından geçen nehir, etrafına yeşillikler dağıtıyordu.

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri ögelerinin sıralanışı yönüyle aynıdır?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III

D) II ve IV E) III ve IV

2. Edebiyatımıza yön vermeye çalışan yazarların dil konusunda herkesten daha titiz olması gerekir.

Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Özne - yüklem

B) Özne - dolaylı tümleç - yüklem

C) Özne - nesne - yüklem

D) Nesne - dolaylı tümleç - zarf tümleci - yüklem

E) Dolaylı tümleç - dolaylı tümleç - zarf tümleci -yüklem

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, nesne göreviyle kullanılmıştır?

A) Çocuklara yüz vermemeye özen gösterirdi.

B) Bu adamdan yakamızı kurtaramıyorduk.

C) Uzun zamandır onun yüzünü gördüğümüz yok.

D) İlk bakışta ağzı var, dili yok sanırsınız.

E) Biraz zahmet çekip Muğla’ya kadar gideceğiz.

P:253

TÜRKÇE 28

Pratik Test FASİKÜL 6

11. Aşağıdakilerin hangisinde belirtili ad tamlaması nesne görevinde kullanılmıştır?

A) Ağacın dallarında kıpkırmızı elmalar vardı.

B) En güzel karanfilleri burada bulabilirsiniz.

C) Uzun süre denizin maviliğine baktım.

D) Müdür, onun babasını okula çağırmış.

E) Askerlik anılarını dedemden dinlemeliydiniz.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç cümlenin en önemli ögesidir?

A) Ona bir yaz akşamı bu şehri gezdirmiştim.

B) Bahçedeki kırmızı güllere, hayran hayran bakıyordu.

C) Bu konuda neler düşündüğünü sadece ona anlattı.

D) Konuşurken gözlerimin içine üzüntülü bakıyordu.

E) Yazılarımda bu kitaptan alıntılar var.

10. Yaylaların güzelliğini görmek için gelen turistler,yağmur

başlayınca ağaçların altına sığındılar.

Bu cümlenin ögelerinin sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Özne - zarf tümleci - yüklem

B) Özne - nesne - yüklem

C) Zarf tümleci - nesne - özne - yüklem

D) Özne - zarf tümleci - dolaylı tümleç - yüklem

E) Nesne - özne - zarf tümleci - yüklem

9. Aşağıdaki cümlelerden hangisi vurgulanan öge yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Çatlayan topraklara ilk yağmur damlası düştü.

B) Genç yaşında, o kapkara saçlar beyazlaşıvermiş.

C) Bu tozlu yollardan nice insanlar geçmiştir.

D) Beni şimdiye dek bir sen anladın.

E) Üniversite yıllarımızda onun romanlarını okuyorduk.

1-C 2-A 3-B 4-A 5-D 6-B 7-C 8-C 9-E 10-D 11-D 12-C

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada

yanlışlık yapılmıştır?

A) Şafak sökmeden az önce / hava / hafifçe / serinlemişti.

B) Gökyüzünde / hilal / büyük bir sarı top gibi / parlıyordu.

C) Yeni yeni / aydınlanmaya başlayan ufuk / yerle göğü

/ birleştiriyordu.

D) Bir çalıdan ötekine geçen serçe yavruları / kaybolma

korkusuyla / cik cik / ötüyordu.

E) Ormandaki bütün hayvanlar / bu geçici serinlikte /

birer birer / ortaya çıkıyordu.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada

bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Bu televizyonu / geçen hafta / sipariş etmiştim.

B) Bir hafta sonra / gelecekmiş / misafir öğrenciler / şehrimize.

C) Yarın / sizin / geziye gideceğinizi / bilmiyordum.

D) Ağlamaktan / gözleri / iyice / kızardı.

E) Çocuğun dedesi / yarın akşam / uçakla /gelecekmiş.

P:254

29 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 6

1. Aşağıdakilerden hangisinde cevap cümlesi nesneden oluşmuştur?

A) – Gelinliğini kime diktirdin?

– Çarşıdaki terziye.

B) – Buraya neyle geldiniz?

– Otobüsle.

C) – Bu resim neye benziyor?

– Bir bahar manzarasına.

D) – Buranın nesi ünlü?

– Kayısısı.

E) – Yemeğe kimleri çağırdın?

– Bütün arkadaşlarımı.

6. Kar altındaki uçsuz bucaksız ormanlar, dağlar, buz tutmuş göller ve taş damlı yayla evleri Batı Karadeniz’i kış

gelince bir masal dünyasına dönüştürür.

Bu cümlede yükleme sorulan aşağıdaki sorulardan

hangisinin cevabı yoktur?

A) Ne? B) Neyi? C) Neye?

D) Ne zaman? E) Nasıl?

2. “Sabırsızlıkla beklediği ayakkabılarını giyince mutlu oldu.”

Bu cümlenin ögeleri, aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Nesne - zarf tümleci - yüklem

B) Edat tümleci - nesne - yüklem

C) Zarf tümleci - yüklem

D) Zarf tümleci - nesne - zarf tümleci - yüklem

E) Dolaylı tümleç - nesne - zarf tümleci - yüklem

5. Aşağıdakilerin hangisinde zarf tümleci açıklayıcısıyla birlikte verilmiştir?

A) Yeni aldığı çantası, askılı olan, kaybolunca çok üzülmüştü.

B) Büyük bir umutla gelecek haftayı, köye döneceği

günü, bekliyordu.

C) Bu toplantıya, geleceklerini sanmıyorum ya,okul arkadaşlarımı da davet ettim.

D) Onları son gördüğümde, iki gün önce, çok mutluydular.

E) Maç başlayınca herkes üst kata, televizyonun olduğu

salona, çıktı.

4. Aşağıdakilerin hangisinde ögelere ayırmada bir yanlışlık yapılmamıştır?

A) Çeyrek asrı aşkın bir süredir / bu gazetede /yazdığı

eleştiri yazılarını / bir eserde / topladı.

B) Çeyrek asrı aşkın bir süredir / bu gazetede yazdığı

eleştiri yazılarını / bir eserde / topladı.

C) Çeyrek asrı aşkın bir süredir bu gazetede / yazdığı

eleştiri yazılarını / bir eserde / topladı.

D) Çeyrek asrı aşkın bir süredir bu gazetede yazdığı

eleştiri yazılarını / bir eserde / topladı.

E) Çeyrek asrı aşkın bir süredir / bu gazetede /yazdığı

eleştiri yazılarını bir eserde / topladı.

3. (I) Bu restoranda (II) Marmara ve Ege’ye özgü balıkları

(III) taze taze (IV) yiyebilirsiniz (V).

Bu cümlede zamanı vurgulamak için “her gün” sözünün numaralanmış yerlerin hangisine getirilmesi uygun olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:255

TÜRKÇE 30

Sınav Tadında FASİKÜL 6

12. Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin herhangi bir ögesinin açıklayıcısı olmayan bir ara söz kullanılmıştır?

A) Geceleri mezarlığın yanından geçen yol, o ağaçlı ve

karanlık patika, herkesi çok korkutuyordu.

B) Onu, belki o bunu hiç bilmeyecek, hayatım boyunca

unutmayacağım.

C) Sahilde, bir balıkçı kahvesinde, tek başına oturmuş

türkü mırıldanıyordu.

D) Fakültedeki en samimi arkadaşları, Nursima ve Beyza,

gelecekmiş.

E) “Ümitsiz insan yaşayamaz.” sözüne kesinlikle katılıyorum.

1-E 2-C 3-D 4-D 5-D 6-E 7-B 8-E 9-D 10-E 11-E 12-B

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada

bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Baykuşlar / akşamları / ağaçların dallarına / konar.

B) Isparta, / halıları ve gülleriyle ünlü bir şehrimizdir.

C) Bir orman yangınıyla / kızardı / karşıki tepeler.

D) Toprağa / boşanır / güz yağmurları / sağnak sağnak.

E) Bahçedeki / erik ağaçlarının hepsi / havalar birden

soğuduğundan / kurumuştu.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ara söz, öznenin

açıklayıcısıdır?

A) Çocukluk yıllarının geçtiği şehre, yemyeşil Rize’ye,

her yaz gidiyoruz.

B) Bayram Bey, sen de iyi bilirsin ki, çok disiplinli bir insandır.

C) Çocuklarım, eksik olmasınlar, beni sürekli ararlar.

D) İlk kitabımı, en çok sevdiğim eserimi, üniversitede

okurken bastırmıştım.

E) Biricik amcası, hayatta en değer verdiği insan, geçen yaz Samsun’a taşınmış.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin yapılma zamanı vurgulanmıştır?

A) Kışın buralarda avlanmak yasaktır.

B) Sınıf arkadaşım madalyasını dün almış.

C) Biraz önce bu bahçe bomboştu.

D) Şiirlerinde daha çok, akşamı işlerdi.

E) Okuldan çıkınca babasının iş yerine giderdi.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne, açıklayıcısıyla birlikte verilmiştir?

A) Eray, mahallenin en yaramaz çocuğu, bisikletten

düşmüş.

B) Yarın Türkbahçe’ye, çocukluğumun geçtiği o güzel

köye, gideceğim.

C) Öğrencilere, canından çok sevdiği çocuklara,bu haberi nasıl verecekti?

D) Balıkçıları, şafaktan önce yola çıkan çalışkan insanları, herkes heyecanla bekliyor.

E) Oraya, bizim almak istediğimiz arsaya, apartman

yapmışlar.

8. “Ünlü tarihçi Herodotos’un memleketi olan Bodrum, tarihi yanında doğal güzellikleriyle de adından bahsettiren

önemli bir turizm merkezidir.”

Bu cümlenin yüklemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) merkezidir.

B) turizm merkezidir.

C) önemli bir turizm merkezidir.

D) adından bahsettiren önemli bir turizm merkezidir.

E) tarihi yanında doğal güzellikleriyle de adından bahsettiren önemli bir turizm merkezidir.

P:256

31 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 6

1. Burası, nehrin taşları aşındırarak oluşturduğu bir mağaraydı.

Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?

A) Özne – yüklem

B) Nesne – zarf tümleci – yüklem

C) Özne – zarf tümleci – yüklem

D) Özne – nesne – zarf tümleci – yüklem

E) Özne – nesne – yüklem

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne, tamlayanı sıfat-fiil grubu olan bir sıfat tamlaması değildir?

A) Köyümüzdeki ceviz ağaçlarının dallarını güneş batarken bir kızıllık kaplar.

B) Yeşille kırmızının birleşmesinden doğan renk cümbüşü, gözleri kamaştırır.

C) Sazların arasından süzülen dere, dümdüz ova üstünde mavi bir şerit gibi uzanır.

D) Heybeleri sırtlarında yorulmuş insanlar, telaş içinde

evlerine dönerler.

E) Evlerde yanan kandiller, ateşböceği gibi ışıldar.

2. Aşağıdakilerin hangisinde belirtisiz ad tamlaması

nesne görevinde kullanılmıştır?

A) Otobüs durağında yüzlerce yolcu bekliyordu.

B) Kentteki binaların birçoğunda hasar tespit edilmiş.

C) Okul için yeni yazı tahtaları alınacaktı.

D) Pastel boyaları küçük kardeşim için almıştım.

E) Bu kitabın yazılış amacı diğerlerinden farklıydı.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem yanlış belirlenmiştir?

A) Büyük şehirlerde mevsimlik kitap fuarları düzenlenmelidir.

B) Kitaplar, sergilerde okurlarla buluşursa şimdikinden

fazla ilgi görür.

C) Birçok yazar fuarda kitap imzalamaktan yorgun düşmüştü.

D) Kitap fuarına en çok ilgi gösterenler ortaokul ve lise

öğrencileriydi.

E) Hep yakınırız, kitap gereği gibi okunmuyor diye.

6. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili bölümlerden

hangisi ötekilerden farklı bir ögedir?

A) Alain, insanın birbirine zıt iki dünya içinde yaşadığını

söyler.

B) Ahmet Haşim, şiirde serbest ölçüyü birçok şairden

önce kullanır.

C) Tiyatro bir eğlencedir sözü unutulmaması gereken

bir gerçektir.

D) Bizi yaşamda mücadele etmekten alıkoyan düşünceleri dikkate almamalıyız.

E) Tiyatronun eğitici yönünü hiçbir zaman görmezden

gelemeyiz.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru eylemden etkileneni bulmaya yöneliktir?

A) Önce kimi ziyaret edeceğine karar verdin mi?

B) Neden onunla hiç konuşmuyorsun?

C) Dünkü geziye öğrencilerin kaçı katılmadı?

D) Arabalardan en çok hangisini beğendiniz?

E) Hangi okulda okumak isterdin?

P:257

TÜRKÇE 32

Sınav Tadında FASİKÜL 6

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim tamlaması nesne görevinde kullanılmıştır?

A) Balıkçı gemisi, Ege’ye doğru yol alıyordu.

B) Geminin güvertesinden denize bakıyordu.

C) Geminin ikinci kaptanı, kamarasında kitap okuyor.

D) Denizcilerin mutlulukları yüzlerinden okunuyordu.

E) Kaptanın seyir defterini, bu notlar dolduruyordu.

9. Aşağıdaki cümlelerden hangisi “zarf tümleci ve yüklem”den oluşmuştur?

A) Geçmişteki güzel günleri anlatan bir şarkıydı.

B) Yıllardır devam eden bir gelenektir bu.

C) Göğü saran kara bulutlar dağılacak gibi değildi.

D) Yorucu bir günün akşamında dinleniyoruz.

E) Kısılmış sesimi duyacak kimse yoktu.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada

bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Onunla konuşurken / masanın üstünde duran anahtarlık/ dikkatimi çekti.

B) Arkadaşımla / tarihi kalenin büyük kapısından / içeri

/ girdik.

C) Beş altı saatlik / sıkıntılı bir otobüs yolculuğundan

sonra / kasabaya / vardık.

D) Elektrik kesilince / küçücük odamız / tamamen / karardı.

E) Doktor / bize selam verdikten sonra / yavaşça / yerine / oturdu.

11. “Şehir” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç olarak kullanılmıştır?

A) Birçok şair şiirlerinde sevdiği şehirleri anlatmıştır.

B) Bazı şehirler ünlü yazarlarımızın sanat hayatında etkili olmuştur.

C) İnsanlar, istemeye istemeye büyük şehirlere göç ediyor.

D) Turizm Bakanlığı tarihi şehirler için yeni bir kanun hazırlıyor.

E) Ülkemizin gastronomi şehirleri bir sunumla tanıtılacak.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne, adlaşmış bir

sıfattır?

A) Güzel bir yaz günü, her sıkıntıyı unutturur.

B) Çaresizlik, sıkıntıların en kötüsü ve dayanılmazıdır.

C) Sabahları erkenden kalkar ve sahilde koşardı.

D) Maç meraklıları burada buluşup yola çıkarlardı.

E) Bulduğun eski, siyah çantanın sahibi kimdi?

1-A 2-D 3-A 4-D 5-E 6-C 7-D 8-C 9-D 10-E 11-C 12-A

12. Aşağıdakilerden hangisinin yüklemi ek eylem almış

bir adıldır?

A) Onun en iyi dostları bizdik.

B) İşleri gittikçe düzeliyordu.

C) Bugün hava çok yağmurluydu.

D) Kardeşim küçükken çok bencildi.

E) Hastalıktan yüzü iyice sarardı.

P:258

Fiil Çatıları

6. ÜNİTE

FASİKÜL 7

1 TÜRKÇE

Nesnesine Göre Fiiller

1. Geçişsiz Fiiller

 Nesne alamayan fiillerdir.

 Geçişsiz fiiller, neyi, kimi, ne sorularına cevap veremez.

Yaşlı adam birden karşıma çıkınca çok korktum.

Küçük dere, ağaçların altında şırıltılarla akıyor.

Bu cümlelerde yüklem olan korkmak ve akmak eylemleri

nesne alamadığı için, geçişsiz fiillerdir.

Aşağıdaki cümlelerde fiiller, nesne alamadıkları için geçişsizdir.

Bizim mahalle eskiye göre çok değişti.

Gençler, parkta neşe içinde oynuyorlar.

Küçük çocuk nedense sürekli ağlıyor.

2 - ÇÖZÜMLÜ SORU

Nesne alıp almadıklarına göre fiiller “geçişli” ve “geçişsiz” diye

ikiye ayrılır. Neyi ve kimi sorularına cevap veren fiiller geçişli,

bu sorulara cevap vermeyenler geçişsizdir.

Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerden hangisinin

yüklemi geçişli bir fiildir?

A) Dolaba koymadığımız için meyveler çürümüş.

B) Bu yıl kış tatilinde Kartalkaya’ya gideceğiz.

C) Çocuklar annelerini görünce çok sevindiler.

D) Beklediğimiz misafirler bu akşam gelecek.

E) Başvuru belgelerini danışmaya vereceksiniz.

(-Neyi danışmaya vereceksiniz?

-Başvuru belgelerini-nesne geçişli)

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) İçine kapanmış olan Anadolu dağları, sessizliğini, bilge dalgınlığında sürdürür zamanın akışı içinde. (II) Kendi dilince söyler türküsünü, kendi gönlünce sürer yaşamını. (III) Dağlar vardır, yüreğinden eski uygarlıklar gülümser çağımıza. (IV) İşte

bundan dolayı birçok efsaneyi bağrında yaşatır bizim Anadolu dağları. (V) Anadolu’nun en eski sahiplerinden şimdikilere değin olanları anlatır bize.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi, çatısı bakımından geçişsizdir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

BAŞKA YERDE YOK

Bazı fiiller, hem geçişli hem geçişsiz olarak kullanılabilmektedir.

Boş arsalarda bütün gün koşardım. (geçişsiz)

Okulda yüz metreyi en iyi ben koşardım. (geçişli)

Tarık, odanın içinde sabahtan beri dolaşıyor.

(geçişsiz)

Tarık, bu tarihi şehri keyifle dolaşıyor. (geçişli) AKLINDA OLSUN

O Geçişli fiile sahip olan cümlelerde kimi zaman

nesne bulunmaz.

O Bu fiiller, “onu” sözcüğüyle okunabildiğinden,

cümlede nesne olmasa da geçişli sayılır.

Dün akşam konuştuk. (onu)

Yarın telefonla ona söylerim. (onu)

Bu sefer çok iyi anlamış. (onu)

Nesnesine Göre Fiiller

1. Geçişsiz Fiil

> Oldurgan Fiil

2. Geçişli Fiil

> Ettirgen Fiil

1. Etken Fiil

2. Edilgen Fiil

3. Dönüşlü Fiil

4. İşteş Fiil

Fiil Çatısı

Öznesine Göre Fiiller

Çatılarına Göre Fiiller

Cümlede, fiilin nesne ya da özne alıp almaması yönünden ortaya çıkan durum fiil çatısı olarak isimlendirilir.

P:259

Fiil Çatıları

TÜRKÇE 2

FASİKÜL 7 BİZDEN NOT

Yüklemi fiil olmayan cümlelerde çatı özelliği aranmaz.

2.Geçişli Fiil

 Nesne alabilen fiillerdir.

 Geçişli fiiller kimi, neyi, ne sorularına cevap verebilen fiillerdir.

Ünlü şairi, edebiyat dersimize girince tanıdım.

Belirtili Nesne

Misafir geleceği için konağı iyice temizledik.

Belirtili Nesne

Bana, doğum günümde kol düğmesi hediye etmişti.

Belirtisiz Nesne

Bu cümlelerde tanımak eylemi ünlü şairi belirtili nesnesini,

temizlemek eylemi konağı belirtili nesnesini, hediye etmek

eylemi kol düğmesi belirtisiz nesnesini aldığından geçişli

bir eylemdir.

 Aşağıdaki cümlelerde fiiller, nesne aldıkları için geçişlidir.

Bu saati babama dedem vermiş.

Bize, pikniğe gelemeyeceğini dün söyledi.

Akşamları yatmadan önce meyve yerim.

Her ay birkaç edebiyat dergisi alırım.

Deniz kenarında güneşin batışını seyrediyorum.

Çocuk, kitaptaki bir soruyu çözememiş.

Oldurgan Fiil

Nesnesi olmayan, geçişsiz fiillere “-r, -t, -tir” yapım eklerinden

uygun olanını getirerek o fiillerin geçişli hâle dönüştürülmesi

durumuna denir.

Örnek

“korktu” fiili nesnesi olmayan, geçişsiz bir fiildir. Bu fiil “-t” eki

aldığında “korkuttu” şekline dönüşür ve nesne alarak geçişli

çatılı olur.

Ansızın oturduğu yerden kalkan adam, beni çok korkuttu.

nesne

Geçişsiz Fiil Oldurgan Fiil

kanmak kan - dır - mak

acımak acı - t - mak

kaçmak kaç - ır - mak

Ettirgen Fiil

Nesnesi olan geçişli fiillere “-r, -t, -tir” yapım eklerinden uygun olanının getirilmesiyle o fiillerin geçişlilik derecesinin artırılması durumuna denir.

Örnek

“çekti” fiili nesnesi olan, geçişli bir fiildir. Bu fiil “-tir” eki aldığında “çektirdi” şekline dönüşür ve fiilin geçişlilik derecesi artar.

Aleyna, ilk defa gördüğü bu bitkinin fotoğrafını çekti.

nesne

Aleyna, ilk defa gördüğü bu bitkinin fotoğrafını çektirdi.

nesne

Geçişli Fiil Ettirgen Fiil

yakmak yak - tır - mak

dinlemek dinle - t - mek

içmek iç - ir - mek

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Yüklemi geçişli fiil olduğu halde nesne kullanılmamış cümle, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dikkatli bakmayınca fark göremezsiniz.

B) Dikkatli bakmayınca fark bulamazsınız.

C) Dikkatli bakmayınca farkına varamazsınız.

D) Dikkatli bakmayınca farkında olamazsınız.

E) Dikkatli bakmayınca fark edemezsiniz.

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Nesne alıp almadıklarına göre fiiller “geçişli” ve “geçişsiz” diye

ikiye ayrılır. Neyi ve kimi sorularına cevap veren fiiller geçişli,

bu sorulara cevap vermeyenler geçişsizdir.

Bu tanıma göre aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geçişli bir fiildir?

A) Onun sözlerine, arkadaşı sinirli sinirli gülüyordu.

B) Çocuklar, hava güzel olursa yarın maça gidecekler.

C) Babasıyla İstanbul’a gideceğine çok seviniyor.

D) Siz de bizimle sinemaya gelmez misiniz?

E) Televizyondaki yeni diziyi izliyor musunuz?

P:260

Fiil Çatıları

3 TÜRKÇE

FASİKÜL 7

PRATİK BİLGİ

Edilgen ve dönüşlü fiiller; aynı eklerle oluşturulduğundan karıştırılabilir.

Edilgen çatılı fiillerin öznesi sözde öznedir, dönüşlü fiillerin öznesi ise gerçek öznedir.

Benan, bilgisayar kursuna yazılmış.

Bu cümlede “Benan” öznesi hem “yazılma” fiilini

yapmış hem de “yazılma” fiilinden etkilenmiştir.

Bundan dolayı “yazılmış” fiili dönüşlü çatılıdır.

Derste konuşanların adı tahtaya yazılmış.

Bu cümlede yazılma fiili bir başkası tarafından yapılmış ve “Derste konuşanların adı” sözde öznesini almıştır.

Bundan dolayı “yazılmış” fiili edilgen çatılıdır. BENDEN UYARMASI

Edilgen fiiller sözde özne alır ancak bazı edilgen

çatılı fiiller sözde özne almayabilir.

İstanbul’dan Konya’ya dokuz saatte gidildi.

(gidilen ne? sorusuna cevap yok dolayısıyla sözde

özne yok.)

Böyle güzel bir beldede yıllarca kalınır.

(kalınan ne? sorusuna cevap yok dolayısıyla sözde

özne yok.)

3.Dönüşlü Fiil

 Fiildeki iş, oluş ve hareketin doğrudan doğruya özneye dönüşünü gösteren, yani öznenin bir işi kendi kendine yaptığını belirten fiil çatısıdır.

 Dönüşlü fiiller de edilgen fiiller gibi “-l, -n” ekleriyle türetilir

ancak dönüşlü fiillerde özne hem işi yapar hem de yapılan işten etkilenir.

 Babam, sınavdaki başarıma çok sevindi.

Bu cümlede “Babam” öznesi “sevindi” fiilini kendisi yapmış ve bu fiilden yine kendisi etkilenmiştir.

 Saygı, savaşta ailesini kaybeden çocuklara çok üzülüyordu.

Bu cümledeki “üzülüyordu.” fiili “Saygı” öznesi üzerinde gerçekleşmiş ve yine öznenin kendisi bu fiilden etkilenmiştir.

Öznesine Göre Fiiller

1. Etken Fiil

 Yüklemde belirtilen fiil, doğrudan öznenin kendisi tarafından yapılıyorsa bu tür fiillere etken fiil, özneye de gerçek

özne denir.

İlknur, iş yerinden evine yürüyerek gitmiş.

gerçek özne etken fiil

Yukarıdaki cümlede “gitmiş” fiili “İlknur” gerçek öznesiyle

etken fiil özelliği göstermiştir.

2. Edilgen Fiil

 Yüklemde belirtilen fiil, başkası tarafından yapılıyorsa bu

tür fiillere edilgen fiil, özneye de sözde özne denir.

Edilgen fiil, “-n” ve “-l” ekiyle türetilir ve cümleye “başkası

tarafından yapılma” anlamı katar.

Edilgen fiili bulmak için cümlede “kim tarafından?” sorusuna cevap aranabilir.

 Mahalledeki yangın kısa sürede söndürü-l-dü.

sözde özne edilgen fiil

 Dedemin köstekli saati, bulu-n-du.

sözde özne edilgen fiil

Yukarıdaki ilk cümlede “Mahalledeki yangın kim tarafından

söndürüldü?” sorusuna “İtfaiyeciler tarafından söndürüldü.” şeklinde cevap verilebilir.

İkinci cümlede “Dedemin köstekli saati kim tarafından bulundu?” sorusuna “Polis tarafından bulundu.” şeklinde cevap verilebilir.

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Karikatür” kelimesi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözde özne göreviyle kullanılmıştır?

A) Karikatür, yirminci yüzyılın etkin sanatlarındandır.

B) Karikatür, sanatların en dinamik olanıdır.

C) Karikatür, iletişim gücünün yüksekliği nedeniyle sevilir.

D) Karikatür, toplumsal değişimlerin aynasıdır.

E) Karikatür, güldürmekten çok düşündürmelidir.

BAŞKA YERDE YOK

Ettirgen fiiller işi bir başkasına yaptırma anlamı taşır ve bu yönüyle oldurgan fiillerden ayrılır.

Sinan, fırından ekmek aldı.

(aldı geçişli fiil)

Sinan, kardeşine fırından ekmek aldırdı.

(aldırdı ettirgen fiil-işi bir başkasına yaptırma anlamı taşımaktadır.)

P:261

Fiil Çatıları

TÜRKÇE 4

FASİKÜL 7

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Arada sırada telefonla görüşüyoruz.

Bu cümlenin yüklemi çatı bakımından, aşağıdaki cümlelerden hangisininkiyle benzerlik göstermektedir?

A) Kendisiyle sık sık buluşuyorduk.

B) Zor bir işin altına girmiştik.

C) Öfkesi sonunda yatışmıştı.

D) Dostluğumuz günden güne gelişiyordu.

E) Evine gidip mutluluklar dilemiştik.

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir işi karşılıklı yapma

anlamı vardır?

A) Üç gün içinde değişmiş, iyice esmerleşmişti.

B) Yeni bir elbise almış, bu ona çok yakışmıştı.

C) Hepsi dağılmış, bir yere kaçışmıştı.

D) Çok beklemiş, sonunda isteğine kavuşmuştu.

E) Türlü cephelerde bulunmuş, dövüşmüştü.

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Anneleri yaramazlık yapan çocuklara söylendi.

Bu cümlenin yüklemiyle aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi arasında çatı yönünden benzerlik vardır?

A) Toplantıda önemli kararlar alındı.

B) Bayram bu yıl daha coşkulu kutlandı.

C) Okul arkadaşını karşısında görünce çok sevindi.

D) Üyelere verilen kartların tümü yenilendi.

E) Törende çağdaş ozanlardan şiirler okundu.

4. İşteş Fiil

 Bir fiilin birden çok özne tarafından karşılıklı, ortaklaşa yapıldığını belirten, -ş- ekiyle kurulan fiil çatısıdır.

Â İşteş fiillerde özne tekil bile olsa yargının gerçekleşmesi

birden fazla kişiyi gerektirir.

Â İşteş fiiller, öznelerin işi yapma durumuna göre ikiye ayrılır:

Karşılıklı Yapma Anlamı Taşıyan İşteş Fiiller:

Eski dostlarla zaman zaman buluşup dertleşiriz.

Ersin ile Esin yok yere tartıştı.

Biraz önce kapıda onunla selamlaştık.

Seninle bu akşam sahilde buluşalım.

Birlikte Yapma Anlamı Taşıyan İşteş Fiiller:

Gençler, bahçede bir oraya bir buraya koşuşuyor.

Güvercinler, gökyüzünde nazlı nazlı uçuşuyor.

Konuklar, palyaçoyu görünce gülüştüler.

Çiftlikteki bütün kuzular meleşiyor.

PRATİK BİLGİ

O “savaşmak, barışmak, güreşmek, yarışmak” gibi bazı fiiller işteşlik eki(-ş) almasalar da işteşlik anlamı taşır ve işteş çatılı sayılır.

O “yetişmek, sıkışmak, dolaşmak” gibi bazı fiiller

“-ş” ekiyle türetildiği halde işteşlik anlamı taşımaz ve bu fiiller işteş çatılı değildir.

BAŞKA YERDE YOK

Bazı fiiller işteş çatılı eylem gibi görünür ancak bu

fiillerde birlikte ya da karşılıklı yapma anlamı söz

konusu değildir.

Bunlarda bir durumdan başka bir duruma geçiş

söz konusudur ve bu fiillerde işteşlik özelliği yoktur.

O Belediye tarafından bakımı yapılan parklar güzelleşti.

Bu cümlede “güzelleşti.” fiili birlikte ya da karşılıklı yapılmayı değil, bir değişimi, başka bir

duruma geçişi bildirdiğinden işteş değildir.

P:262

Fiil Çatıları

5 TÜRKÇE

FASİKÜL 7

Aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına “D” yanlış olanların karşısına “Y” harfi koyunuz.

Aşağıdaki tablolarda verilen alt çizili fiilleri karşılarındaki uygun kavramlarla eşleştiriniz.

Geçişli Fiil

Geçişsiz Fiil

Geçişsiz Fiil

Geçişli Fiil

Oldurgan Fiil

Oldurgan Fiil

Geçişsiz Fiil

Ettirgen Fiil

Ettirgen Fiil

B) Öğretmenin anlattığı fıkraya dakikalarca güldük.

E) O çocuk köpeklerden çok korkarmış.

H) Kötü haberi aldığında ağzındakileri yutamadı.

C) Hararet yapan arabayı hemen durdurdu.

F) Depremden önce bebeğini uyutmuştu.

dinlendirdi.

I) Yapamadığı soruları öğretmenlerine bir bir çözdürdü.

A) Geceleyin sahilde oturup sabaha kadar gitar çaldık.

D) Anneme yeni aldığım daireyi boyattım.

G) İşçileri iki gün geçtikten sonra aralıklı olarak

1

1

1

2

2

2

3

3

3

2

1. Nesnesi olan ya da nesne olabilen fiillere “geçişli fiil”

sorularıyla bulduğumuz için bu sorulara cevap veren fiiler geçişlidir.

denir. Nesneyi, yükleme sorduğumuz “neyi, kimi, ne”

3. Geçişsiz iken “-r, -t, -tır” eklerinden uygun olanını ala-rak geçişli hâle gelen fiillere “ettirgen fil” denir.

4. Ettirgen fiillerde işi, genellikle bir başkasına yaptırma anlamı vardır.

herhangi bir nesne getirilemez.

2. Geçişsiz fiiller, “neyi kimi, ne” sorularına cevap veremez. Geçişsiz fiillerin yüklem olduğu cümlelere dışarıdan

Etkinlik 1

Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.

Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla

dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en

yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir

sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde

düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu

kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli

sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.

Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu

Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.

ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına

göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile

ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça

belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği

sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve

yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını

yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal

Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.

* Yaygın

YAPIM EKİ

ALAN

ÇEKİM EKİ

ALAN

YAPIM VE ÇEKİM

EKİ ALAN

Etkinlik 1

Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.

Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla

dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en

yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir

sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde

düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu

kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli

sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.

Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu

Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.

ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına

göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile

ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça

belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği

sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve

yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını

yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal

Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.

* Yaygın

YAPIM EKİ

ALAN

ÇEKİM EKİ

ALAN

YAPIM VE ÇEKİM

EKİ ALAN

2

P:263

TÜRKÇE 6

Öğreten Test FASİKÜL 7

6. Aşağıdakilerin hangisinde yüklem, geçişli olduğu hâlde nesne almamıştır?

A) Çocuk, biraz bekledikten sonra isteğini tekrarladı.

B) Evde tatlı bir bayram telaşı yaşanıyordu.

C) Dostlarıyla her hafta burada buluşurdu.

D) Bu dükkânda, her türlü ürün satılıyordu.

E) Bir işe başlamadan önce iyice düşünmelisin.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birlikte yapma anlamı taşıyan bir işteş eylem kullanılmıştır?

A) Öğrenciler, yeni öğretmenlerine hemen alıştılar.

B) Öğretmenin anlattığı anıya uzun süre gülüştüler.

C) Dersten sonra bir süre sahilde dolaştılar.

D) Yeni taşındıkları sitede oturanlarla tanıştılar.

E) Ortaokuldan tanıdığı bu arkadaşıyla uzun yıllar yazıştılar.

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geçişli bir

eylemdir?

A) Dünkü ders, on beş dakika geç başladı.

B) Tahtayı ön sırada oturan bir öğrenci sildi.

C) Çocuğun elindeki oyuncak pencereden düştü.

D) Üyelerden biri toplantıya geç geldi.

E) Kardeşimin yaramazlıklarından hepimiz bıktık.

5. Başkanlığa emekli bir memur seçildi.

Aşağıdakilerden hangisi çatısı yönüyle bu cümlenin

yüklemi ile özdeştir?

A) Yabancı konuklar, dün şehrimizden ayrıldı.

B) Hayri, tüm arkadaşları ile ayrı ayrı ilgilendi.

C) Öğrencilere, sıraya geçmeleri söylendi.

D) Seçime katılanlardan ikisi adaylıktan çekildi.

E) Birkaç dakika sonra müdür bey kapıda göründü.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözde özne kullanılmamıştır?

A) Yolcu otobüsü, yokuştan inerken iyice hızlandı.

B) Şehir dışına çıkan bütün yollar tutuldu.

C) Arazi, ortaklar arasında eşit paya bölündü.

D) Mağazanın açılışı için hazırlıklar tamamlandı.

E) Kamp ateşi, çadırların önünde yakıldı.

3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi edilgen

bir eylemdir?

A) Yürürken düşmemek için bana tutundu.

B) Dün baktığımız dükkân bizden sonra tutulmuş.

C) Çocuklar çıkarken el ele tutuşmuştu.

D) Sahilde akşama kadar balık tuttuk.

E) Çamaşırları mandallarla ipe tutturdu.

1-B 2-A 3-B 4-B 5-C 6-E

P:264

7 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 7

6. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi sonradan

geçişli hâle getirilmiştir?

A) Kısa bir süre misafirlerini salonda bekletti.

B) Son bestelediği şarkıyı ilk bize dinletti.

C) Olayı en ince ayrıntısına kadar anlattı.

D) İlk haftadan sonra kalfaların ücretini artırdı.

E) Kısa cümlelerle kendini bize tanıttı.

1. Aşağıdakilerden hangisi özne-yüklem ilişkisi yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Bayram öncesi evin camları silinecekti.

B) Pazar kurulan sokak, baştan sona yıkandı.

C) Dün büyük salona yeni halılar serildi.

D) Yemekler, iki gün önceden hazırlandı.

E) Misafirler gelince şirkettekiler çok sevindi.

4. (I) Yusuf, birdenbire oturduğu yerden kalktı. (II) Ellerini

beline koydu. (III) Düşünceli bir hâlde kayığına yürüdü.

(IV) Kilim çuvalın içindeki büyük gürgen kutuyu aldı.

(V) Az ilerideki kesme taşın üstüne oturdu.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangilerinin

yüklemleri çatısı yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) I ve III B) I ve V C) II ve IV

D) III ve IV E) III ve V

3. Bazıları, eleştiriyi gereksiz bir uğraş olarak görüyor.

Aşağıdakilerden hangisinin yüklemi çatısı yönüyle

bu cümlenin yüklemiyle özdeştir?

A) Okur, kendini anlatmayan yazılarla ilgilenmiyor.

B) Sanatçılar, eserleri hakkında yapılan eleştirilerden

alınıyor.

C) Eleştirmen, değerlendirdiği esere duygularını karıştırmamaya özen gösterir.

D) Gerçek eleştirmen, ele aldığı eseri objektif bir gözle

inceler.

E) Sanat eserlerinin değeri, ancak yıllar boyunca okunup anlaşılmasıyla bilinir.

2. Kimi işteş eylemler, ‘Bazı akşamlar, parkta buluşurduk.’cümlesinde olduğu gibi karşılıklı yapılma anlamı taşır.

Aşağıdakilerin hangisinde buna benzer bir eylem kullanılmıştır?

A) Tarla sahibi gelince çocuklar kaçıştılar.

B) Oda ısınınca çocuğun yanakları pembeleşti.

C) Kardeşim, dayımın koluna sımsıkı yapıştı.

D) Kapının önünde, ayaküstü bir süre atıştılar.

E) Patlamayı duyanlar, heyecanla sağa sola koşuştu.

5. “Nurullah Ataç” sözü aşağıdakilerin hangisinde sözde özne olarak kullanılmıştır?

A) Son yıllarda Nurullah Ataç gibi bir eleştirmen yetişmedi.

B) Nurullah Ataç’ı kendi döneminde çok anlayamadılar.

C) Çok şey öğrendi Nurullah Ataç’tan bizim kuşak.

D) Nurullah Ataç, eleştirilerinin bir kısmını “Karalama

Defteri’’nde topladı.

E) Eskisine göre daha fazla okunuyor Nurullah Ataç.

1-E 2-D 3-D 4-C 5-E 6-D

P:265

TÜRKÇE 8

Sınav Tadında FASİKÜL 7

1. (I) Kayaların kucağında yer alan bu şirin köye rahatlıkla

ulaştık. (II) Kaş’tan Demre’ye giderken Davazlar köyü

karşısındaki dört kilometrelik toprak yol, bu yeşillikler diyarına getirdi bizi. (III) Bölgede su sorunu nedeniyle tarım pek gelişmemiş.(IV) Beldenin geçimi hayvancılık, arıcılık ve yünden sağlanıyor. (V) Az miktarda arpa, buğday ve zeytin de yetiştiriliyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olara kaşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlenin yüklemi etken fiildir.

B) II. cümlenin yüklemi geçişli fiildir.

C) III. cümlenin yüklemi geçişsiz fiildir.

D) IV. cümlenin yüklemi dönüşlü fiildir.

E) V. cümlenin yüklemi edilgen fiildir.

6. Galata Kulesi’nin ne zaman yapıldığıyla ilgili kesin bilgiye sahip bir tarihçiyle karşılaşmadım henüz. Cenevizliler tarafından İsa Kulesi, Bizanslılar tarafından Büyük

Kule olarak anılan esere, günümüzdekine yakın şeklini,

1348 yılında Cenevizliler vermiştir. 1509 depreminde büyük zarar gören Kule’yi, devrin ünlü Osmanlı mimarı Hayrettin Paşa onarmıştır. Kanuni Dönemi’nde, Kasımpaşa

Tersanesi’nde çalıştırılan mahkûm işçilerin kaldığı hapishane olarak kullanılmıştır. Üçüncü Selim zamanında Galata Kulesi’nin üst katına bir cumba eklenir.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Geçişli fiil B) Etken fiil C) Edilgen fiil

D) İşteş fiil E) Dönüşlü fiil

2. (I) Her şeyin sustuğu, havanın durulduğu anlarda bir köşeye çekilip kitap okurum. (II) İçime dolan satırlarda onların atan kalbini duyarım. (III) Bu duyuş, beni benden

alıp götürür. (IV) Kapalı pencereler birden önüme açılır.

(V) Kitaplarım beni en çok bu saatlerde etkiler.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinin

yüklemi geçişsiz bir fiildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. (I) Bir şair olarak şiirde her şeyi birtakım objelerle anlatmayı her zaman yeğlerim. (II) Anlatacaklarımı bu şekilde

şiire dökmeyi başarınca çok seviniyorum. (III) Bence coşkularımız, duygularımız, düşüncelerimiz şiire aktarıldığı

zaman oradaki nesnel karşılıklarıyla buluşmalı. (IV) Çünkü

bir şiir, içindeki objelerle, yaşam biçimleriyle, yaşamdaki

ilişkilerle ve daha bir sürü ögeyle oluşturulur.(V) Ben

buna yürekten inanıyorum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak

aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlenin yüklemi etken fiildir.

B) II. cümlenin yüklemi dönüşlü fiildir.

C) III. cümlenin yüklemi işteş fiildir.

D) IV. cümlenin yüklemi edilgen fiildir.

E) V. cümlenin yüklemi geçişli fiildir.

3. (I) Kurumuş yapraklarla ne yapılabilir diye düşünüyordum hep. (II) Yaprakların üzerine hat sanatı yapılıp yapılamayacağı sorusu aklıma geliyordu bazen. (III) Komşumuzun dükkânında, bu fikir üzerine benim gibi kafa yoran kaligrafi ustası bir ihtiyarla karşılaştım. (IV) Heyecanlandığı her hâlinden belli olan ihtiyar, bir süre sonra yapraklarla çıkageldi. (V) Birine Kanuni’nin tuğrasını, diğerine de Yunus Emre’nin “Sev seni seveni” sözünü hat

sanatıyla işlemişti.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin

yüklemi işteş bir fiildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çatı özelliği aranmaz?

A) Safran sarısı kazağı ona çok yakışmıştı.

B) Yağmurlu havada yürümek bana zevk veriyordu.

C) Film herkesi büyülemişti.

D) Erdem, herkesi olduğu gibi kabullenmektir.

E) Bu şirin beldeyi çok beğendik.

P:266

9 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 7

12. (I) Öncelikle şunu belirteyim. (II) Bu sanatçıyı, görüşlerine önem verdiğim bir eleştirmen olarak ilgiyle izliyorum.(III) Elbette bazı fikirlerine, değerlendirmelerine katılmıyorum. (IV) Ama bu hiçbir şeyi değiştirmez.(V) O, içtenliği, özgün görüşleriyle sanat yaşamımızda kalitesini

hissettiriyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi çatısı yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1-D 2-D 3-C 4-D 5-E 6-E 7-C 8-E 9-C 10-A 11-A 12-C

10. Geleneksel mimari örnekleri ile örülü Fas sokaklarında

Endülüs’ün görkemli günlerinin izlerini seyrederken nostaljik sokakların eskiliğinde zamanın donduğunu hissedersiniz.

Bu cümlenin yükleminin çatı özellikleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Etken-geçişli

B) Dönüşlü-geçişli

C) Dönüşlü-geçişsiz

D) İşteş-geçişli

E) İşteş-geçişsiz

9. İşteş eylemlerin yüklem olduğu cümlelerde genellikle

nesne bulunmaz.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işteş eylem nesnesi yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Buradan ayrıldıktan sonra yıllarca mektuplaştık.

B) Tartışma büyüdükçe taraflar sertleşiyordu.

C) Bu konuyu uzmanlarla uzun uzadıya görüştük.

D) Onunla yıllar önce bir kongrede tanışmıştık.

E) Okul bahçesinde öğrenciler bağrışıyordu.

7. (I) Kütüphaneler vasıtasıyla çağlar boyunca insanlığın

ürettiği bilgi saklanıp gelecek kuşaklara aktarılmıştır.(II)

Kütüphanenin tarihi, yazılı tarihin başlangıcına kadar uzanır. (III) Asur Dönemi’nde çiviyazısı ile hazırlanan kil tabletlerin arşivlendiği merkezler aslında ilk kütüphaneleri

meydana getirmiştir.(IV) İskenderiye Kütüphanesi, Batı

Anadolu’da Bergama ve Efes Celsus Kütüphaneleri Antik Çağ’ın önde gelen kütüphaneleri sayıldı. (V) İslam

Medeniyeti’nin en önemli kütüphanesi olan, Abbasiler

Dönemi’nde Bağdat’ta oluşturulan kütüphanenin içinde

kimi söylentilere göre bir milyon, kimine göreyse beş

milyon kitap bulunuyordu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin yüklemi edilgen fiildir?

A) I ve II B) II ve III C) I ve IV

D) III ve V E) IV ve V

11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi nesnesine göre ötekilerden farklıdır?

A) Bir apartmanın çatı katından büyüleyici manzaraya

bakıyoruz.

B) Küçük bir kız çocuğu, oyuncak bebeğine masal anlatıyor.

C) Otobüsün şoförü, nezaketle yaşlı kadının binmesini

bekliyordu.

D) Yolumuz üzerindeki bir seyyar satıcıya adresi sorduk.

E) Her akşam yatmadan önce dişlerini mutlaka fırçalardı.

8. (I) Gözlerimle tarıyorum çocukluğumun geçtiği evdeki

odanın her yanını ağır ağır. (II) Gün ışığı aydınlatıyor serin bir loşluğa gömülmüş odayı. (III) Pencereyi açıp keskin çam kokularıyla yüklü havayı soluyorum yavaş yavaş. (IV) Tarifsiz bir sevinçle doluyor gövdem. (V) Yaşayan her şeye, gönlümde çoğalan sevinçten bir parça

sunmak geçiyor içimden.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin yüklemi geçişsiz fiildir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve V

D) III ve IV E) IV ve V

P:267

TÜRKÇE 10

FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri

Yüklemin Türüne Göre Cümleler

Cümleler, yüklemlerinin türüne göre yani ad soylu veya fiil olmalarına göre ikiye ayrılır:

1. Ad Cümlesi

 Yüklemi ad soylu sözcük veya sözcük gruplarından oluşan cümlelerdir.

Bu yörede en çok yetişen meyve, mandalinadır. (isim)

Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada

İçimizde sevgisini her şeyin üstünde tutan odur. (zamir)

Fabrikanın bütün odaları buz gibiydi. (edat grubu)

2. Fiil Cümlesi

 Yüklemi basit, türemiş ve birleşik fiillerden oluşan cümlelerdir.

Seni görmek için çok uzak diyarlardan geldim. (Basit fiil)

Zambaklar en ıssız yerlerde açar. (basit fiil)

Ünlü şairimiz, şiirlerinde genellikle hüznü anlatıyor. (türemiş fiil)

Dışarıdan gelen korkunç uğultular kesildi. (türemiş fiil)

Her gün saklı umutlarımızla yeniden var oluruz. (birleşik

fiil)

Ayrılık, yüreğime bir hançer gibi saplanıverdi. (birleşik fiil)

Öge Dizilişine Göre Cümleler

 Yüklemin yerine göre cümleler diye de isimlendirilir.

 Cümleler, yüklemlerinin sonda bulunup bulunmamasına

göre ikiye ayrılır:

1. Düz (Kurallı) Cümle:

 Yüklemi her zaman sonda bulunan cümlelerdir.

Uçuşan kelebekleri hayranlıkla seyrediyorum.

Tam ortasından geçtiğimiz yayla yemyeşildi.

Bu hazırlıklar, ablamın doğum günü içindi.

2. Devrik (Kuralsız) Cümle:

 Yüklemi hiçbir zaman sonda bulunmayan cümlelerdir.

Çözülen bir demetten indiler birer birer

Bir uykum kaldı sığınabileceğim liman

Kuşlar göç ediyor durmadan

Ara sıra düşenler oluyor yorgun ya da yaralı

Tutup okşuyorum tüylerini, öpüyorum gagalarından

1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi yüklemine göre ötekilerden farklıdır?

A) Gönül kimi severse güzel odur.

(“odur” ek fiil almış bir zamirdir ve isim soylu yüklemdir.

Dolayısıyla bu cümle ad veya isim cümlesidir.)

B) Göz görür, gönül ister.

(Fiil cümlesi)

C) Her damardan kan alınmaz.

(Fiil cümlesi)

D) Azı bilmeyen çoğu hiç bilmez.

(Fiil cümlesi)

E) İşten artmaz, dişten artar.

(Fiil cümlesi)

2 - ÖĞRETEN SORU

Aşağıdaki dizelerden hangisi yüklemine göre ad cümlesidir?

A) Açma pencereni perdeleri çek

B) Bir bakışın ölmem için yetecek

C) Mona Roza, bugün bende bir hâl var

D) Kanadı kırık kuş merhamet ister

E) Zambaklar en ıssız yerlerde açar

AKLINDA OLSUN

O Fiilimsilerin yüklem olduğu cümleler de ad cümlesidir.

O Ekip olarak amacımız, bu görkemli dağın zirvesine tırmanmaktı.(isim-fiil)

Yüklemin

Türüne

Göre

Cümleler

Öge

Dizilişine

Göre

Cümleler

Anlamına

Göre

Cümleler

Yapısına

Göre

Cümleler

Cümle Çeşitleri

Cümle Çeşitleri

P:268

11 TÜRKÇE

FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri

Eksiltili Cümle

 Herhangi bir nedenle yüklemi söylenmeyen, yazılmayan

cümlelerdir.

Dışarıda kıştan kalma soğuk bir hava... (var)

Az veren candan, çok veren maldan… (verir)

Yazarın masasının üstünde buruşmuş kâğıtlar, kırık uçlu

kalemler, yanan bir mum... (duruyor)

 Eksiltili cümlelerin sonuna noktalama yönünden genellikle üç nokta (…) işareti konur.

Anlamına Göre Cümleler

1. Olumlu Cümle

 Yüklemdeki yargının gerçekleştiğini bildiren cümlelerdir.

Denizin suyu akşamüzeri sıcacıktı.

Dost başa, düşman ayağa bakar.

Bence sen de şimdi herkes gibisin.

Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.

Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim.

2. Olumsuz Cümle

 Yüklemdeki yargının gerçekleşmediğini bildiren cümlelerdir.

 Fiil cümlesinin yükleminde, -me, -ma / -maz, -mez olumsuzluk ekleri bulunur.

 Ad cümlesinin yükleminde değil / yok sözcükleri ya da -sız,

-siz ekleri bulunur.

Bu kadar eşyayı tek başına taşıyamaz.

Çocukların maddi durumu iyi değil.

Aradığım roman, bu kitabevinde yokmuş.

Bazı insanlar çevre kirliliği konusunda duyarsız.

Biçimce Olumlu Anlamca Olumsuz Cümleler

 Bu tür cümlelerde hiçbir olumsuzluk eki (-ma, -me, -maz

-siz, yok, değil) bulunmaz ancak cümledeki bazı sözcük

ya da sözcük gruplarının vurgulu kullanımı, anlamsal yönlendirmesi o cümleyi olumsuz yapar.

 Bundan dolayı bu cümlelerin - şekil bakımından veya görünüş açısından olumlu olmalarına rağmen- içerdikleri anlam olumsuzdur.

Onunla bir daha ne görüşürüm ne konuşurum.

(görüşmem, konuşmam)

Biçimce olumlu, anlamca olumsuz fiil cümlesi

Ne Orhan Pamuk ne de Elif Şafak şairdir.

(Orhan Pamuk ve Elif Şafak şair değildir.)

Biçimce olumlu, anlamca olumsuz isim cümlesi

Sizinle sinemaya geleceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

(Sizinle sinemaya gelmeyeceğim.)

Ben seni hiç üzer miyim?

(Seni üzmem)

Kebap vardı da biz mi yedik?

(Kebap yoktu)

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki ikili dizelerden hangisi bitmemiş bir cümle durumundadır?

A) Gecenin koyu karanlığında

Rüzgârda sokak kokusu

B) Çiçek açmayı deniyordu

Bahçemizde erik ağacı

C) Uğraşma boşuna, şiir yazamazsın

Bu kadar maviyken gökyüzü

D) Bana bu kadar açık söylemedi

Güzel olduğunu yaşamanın

E) Gökyüzünün maviliğine akarak

Savruldu sonsuza ışık hızım

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki dizelerden hangisi, ögelerin dizilişi yönünden

kurallı bir cümledir?

A) Bahar erdi, güller açtı burada.

B) Bahar çiçek çiçek gelince güzel!

C) Gözlerim yollarda geçti kaç bahar!

D) Ömrümüzün son demi, sonbaharıdır artık!

E) Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?

P:269

TÜRKÇE 12

FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri

3. Soru Cümlesi

 Soru anlamı taşıyan cümlelerdir.

 Bu tür cümlelerde soru anlamı soru eki ya da soru sözcükleriyle sağlanır.

Yarın akşam bizimle tiyatroya gelecek misin?

Toplantıya katılmayacağımı Burcu’ya kim söylemiş?

4. Ünlem Cümlesi

 Türlü duyguları anlatan veya içinde bir doğa sesini yansıtan

“ah, öf, şak, çat” gibi sözcüklerin bulunduğu cümlelerdir.

Ne kadar güzel!

Ne olur yardım et!

Ah, ne yaptım!

Hah, şimdi oldu!

Eyvah! Geç kaldım.

Yapısına Göre Cümleler

Cümleler yapısı yönüyle dörde ayrılır:

1. Basit Cümle

2. Birleşik Cümle

3. Sıralı Cümle

4. Bağlı Cümle

1. Basit Cümle

 Tek yüklemi bulunan, tek yargı bildiren cümlelerdir.

 Basit cümlelerde yan cümle bulunmaz.

Gözlerden uzak bir balıkçı köyünde güzel bir ev satın almış.

Deniz kıyısındaki eski binalar birer birer yıkılıyor.

Bahar ve yaz aylarında daha çok bisiklet satıyoruz.

Anlamca Olumlu Biçimce Olumsuz Cümleler

 Bu tür cümlelerde birden fazla olumsuzluk eki(-ma, -me,

-maz -siz, yok, değil) bulunur ancak bu birden fazla olumsuzluk eki cümleyi olumlu yapar.

Ders çalışması konusunda onu uyarmıyor değilim.

(uyarıyorum)

Anlattığınız konuda bilgim yok değil. (var)

Onun nasıl biri olduğunu bilmez miyim? (bilirim)

Genç bir yazar olmasına rağmen toplumsal sorunlara duyarsız değil. (duyarlı)

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisi anlamca olumludur?

A) Bunu birtakım kurallarla önlemek olur iş değil.

B) Adamcağız, sandıkları kadar paralı değil.

C) Gölün kıyısı, filmdeki gibi güzel değil.

D) Son romanının dili öyle yalın değil.

E) Köyden kente göçmeyi o da istemiyor değil.

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdakilerin hangisinde, yüklem olumsuz olduğu halde

cümlenin anlamı olumludur?

A) Sizin nasıl çalıştığınızı hiç bilmez miyim?

B) Bu toplantıya siz de katılmaz mısınız?

C) Nereye gideceğini size hiç mi söylemez?

D) Geç kalacağınızı haber veremez misiniz?

E) Hava güzel olsa da mı gelmezsiniz?

PRATİK BİLGİ

Sözde Soru Cümlesi

O Biçim yönünden soru özellikli olduğu hâlde soru sormak, cevap istemek amacıyla kullanılmayan cümlelerdir.

O Bu cümleler “rica, sitem, beğenme, onaylatma,

şüphe” gibi anlamlar taşır.

Bir kahve alabilir miyim? (rica)

İnsan arkadaşına böyle mi davranır? (sitem)

Bu hoş ortamdan etkilenmemek ne mümkün?

(beğenme)

Bu söylediklerimde haksız mıyım? (onaylatma)

Işıkları kapattım mı acaba? (şüphe)

P:270

13 TÜRKÇE

FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdakilerden hangisi yapı yönünden basit cümledir?

A) Sonunda her şeylerini satıp kente taşındılar.

B) Binbir güçlükle tepeyi aşıp ormana ulaştılar.

C) Bu toprakları, babalarından kaldığı için elden çıkarmak

istemiyorlardı.

D) Sokağın başındaki iki katlı büyük evi onlar aldı.

E) Gece geç saatlere kadar çalıştığı zamanlar uyumakta zorluk çekiyordu.

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik temel cümleciğin belirtili nesnesidir?

A) Havaların düzelmesini dört gözle bekliyorlarmış.

B) Sonunda, istedikleri gibi güzel ve ucuz bir eve taşınmışlar.

C) Toplantı salonunda bir köşeye çekilip uzun uzun konuşmuşlardı.

D) Okullar açılınca yine Ankara’ya geleceklermiş.

E) Tatillerinin bir bölümünü yaylada geçirmeye karar vermişler.

2. Birleşik Cümle

Yan ve temel cümlelerden oluşan, içinde birden fazla yargı

bulunan cümlelerdir.

Birleşik cümleler dörde ayrılır:

A) Girişik Birleşik Cümleler:

 Yan cümlenin fiilimsilerden oluştuğu cümlelerdir.

 Bir cümlede kaç tane fiilimsi varsa o kadar yan cümle vardır.

Beklediğimiz misafirler, henüz gelmedi.

“Beklediğimiz misafirler” bu cümlede sıfat-fiil fiilimsisinden

oluşan bir yan cümledir.

Misafirler içeride sohbet ederken annem sofrayı hazırlamaya karar verdi.

“Misafirler içeride sohbet ederken” ve “sofrayı hazırlamaya” sözleri fiilimsilerden oluşan bir yan cümledir.

B) Şartlı Birleşik Cümle:

 Yan cümlenin, şart ekiyle çekimlenmiş bir fiil veya ad soylu sözcükten oluştuğu cümlelerdir.

Yarın sabah erken kalkarsanız temiz havada yürüyüş yaparız.

PRATİK BİLGİ

O Birleşik cümlelerde yan cümle, temel cümlenin

herhangi bir ögesi olabilir.

Bu türküler nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşmıştır.

Bu cümlede “nesilden nesile aktarılarak” yan

cümlesi, öge yönünden zarf tümleci olmuştur.

Yurt dışında okumak, ablamın tek idealiydi.

Bu cümlede “Yurt dışında okumak” yan cümlesi, öge yönünden özne olmuştur.

Durakta arkadaşlarımızın gelmesini bekliyorduk.

Bu cümlede “ arkadaşlarımızın gelmesini” yan

cümlesi, öge yönünden nesne olmuştur.

BAŞKA YERDE YOK

O Cümle yapısının anlaşılması için “yan cümle” veya “yan cümlecik” kavramının bilinmesi gerekir.

O Yan Cümle: Tam bir yargı bildirmeyen, temel

cümleyi anlam bakımından tamamlayan cümledir.

O Yan cümle fiilimsilerden, şart kipi (-se-sa) almış

fiillerden oluşur.

Usta müzisyen, sahneye çıkınca herkes ayağa

kalktı. (zarf-fiil)

Bana mektup gönderen dinleyicilerime teşekkür ederim. (sıfat-fiil)

Bu sahilde denize açılmak tehlikelidir. (isim-fiil)

Hava güzel olursa geziye gideceğiz. (şart kipi)

“Yarın sabah erken kalkarsanız” bu cümlede şart ekiyle

(-se-sa) çekimlenmiş fiilden oluşan bir yan cümledir.

Hava soğuksa dışarı çıkmayalım.

“Hava soğuksa” bu cümlede şart eki(-se-sa) almış isim

soylu kelimeden oluşan bir yan cümledir.

C) İç İçe Birleşik Cümle:

 Bir cümlenin içinde yargı bildiren başka bir cümlenin yan

cümle olarak yer aldığı cümlelerdir.

 Bu tür cümleler genellikle birine ait sözlerin başkalarına aktarıldığı cümleler biçimindedir.

Kerem bana, sen benim bu hayatta tek dostumsun, demişti.

yan cümle

Kimse ayranım ekşi demez.

yan cümle

D) Ki’li Birleşik Cümle (İlgi Cümlesi):

 Temel cümlenin herhangi bir ögesi olan yan cümlenin, bağlı bulunduğu veya açıkladığı ögeye “ki” bağlacıyla bağlanması sonucu oluşan cümlelerdir.

Öğretmenler bilir ki bu öğrenci çalışkandır.

yan cümle

(Bu öğrencinin çalışkan olduğunu öğretmenler bilir.)

P:271

TÜRKÇE 14

FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri

9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Almanya’nın Berlin kentinde bir kooperatif “Devrilen Ağaçlardan Halk Kitaplığı Yapma Kampanyası” başlattı. (II) Bu kampanyaya katılmak isteyenler, fırtınadan veya yağmurdan devrilen ağaçların gövdelerini raf şeklinde oyup bunları kaldırımlara yerleştiriyorlar. (III) Raflara, takas edilecek kitapları koyuyorlar. (IV) Berlin halkı da içlerinden okumak istediklerini alıp

yerine kendi kitaplarından birini bırakıyor. (V) Bu, “Eğitim İçin

Sürdürülebilir Gelişme Projesi”nin bir parçası olarak devlet tarafından desteklenen bir kampanyadır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, içinde belirtisiz nesne olan bir fiil cümlesidir.

B) II. cümle, özne ve yüklemden oluşan kurallı bir cümledir.

C) III. cümle, nesnesi sıfat tamlaması olan birleşik bir cümledir.

D) IV. cümle, içinde isim tamlaması bulunan olumlu bir cümledir.

E) V. cümle, yüklemi ek eylemle çekimlenmiş bir cümledir.

11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Tasarladığım hikâye, zihnimde cümleler ve algılar hâlinde

dönüp dolaşarak gelişirken her şeyi bir kenara bırakıp masanın başına oturmam için beni zorluyor. (II) Hikâye, bilgisayarda bir cümle hâlinde başlanmış duruyor ve ben, zihnimin

bir yanında o hikâyeyi geliştiriyorum. (III) Masamın çekmeceleri, çantamın gözleri hatta ceplerim veya masada karşımda

duran pano, küçük kâğıtlara yazılmış notlarla doluyor bu arada.

(IV) Defalarca oturuyorum bilgisayarın başına hikâye için, yazdıklarımı defalarca yeniden ele alıyorum. (V) Hikâye bazen tamamlanmak üzereyken çöpe atılıyor bazen de başlangıçta tasarlanandan çok farklı bir içerik ve biçim kazanıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, girişik birleşik bir cümledir.

B) II. cümle, özneleri ortak birleşik bir cümledir.

C) III. cümle, devrik bir fiil cümlesidir.

D) IV. cümle, sıralı bir cümledir.

E) V. cümle, yüklemi şimdiki zamanda çekimlenmiş kurallı

bir cümledir.

3. Sıralı Cümle

Birden fazla cümlenin birbirine virgül (,) ya da noktalı virgül

(;) ile bağlanmasıyla oluşan cümlelerdir.

Erciyes’in eteklerine çıktık, eşsiz bir manzara karşıladı bizi.

a) Bağımlı Sıralı Cümle:

 Ögelerinden herhangi birisi ortak olan sıralı cümlelerdir.

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.

“Mart” sözcüğü yukarıdaki sıralı cümlenin ortak öznesidir.

Huzur romanını okumuştum, size de tavsiye ederim.

“Huzur romanı” sözü yukarıdaki sıralı cümlenin ortak nesnesidir. Gizli özne “ben” de yukarıdaki cümlenin ortak öznesidir.

Önümüzdeki ay av yasağı bitiyor, balıkçı tekneleri denize

açılacak.

“Önümüzdeki ay ” sözcüğü yukarıdaki sıralı cümlenin ortak zarf tümlecidir.

Ana, kızına taht kurmuş, baht kuramamış.

“Ana” sözcüğü yukarıdaki sıralı cümlenin ortak öznesi,

“kızına” sözcüğü ortak dolaylı tümlecidir.

b) Bağımsız Sıralı Cümle:

 Ögelerinden hiçbirisi ortak olmayan sıralı cümlelerdir.

Yolculuğumuz günlerce sürdü, sonunda o küçük adaya

ulaştık.

Sakla samanı, gelir zamanı.

Arda çok çalışkandı, herkes onu takdir ediyordu.

4. Bağlı Cümle

 Birden fazla cümlenin birbirine bağlaçla ulandığı cümledir.

Bu hediyeyi kendisine verilen harçlıkları biriktirmiş de öyle almış.

Böyle bir köşkü daha önce ne gördüm ne gezdim.

Seninle sahile gelirim fakat orada fazla kalamam.

Arkadaşlarını uyardım ancak hiçbiri beni dinlemedi.

Ya sen gel buralara ya da beni al yanına.

10 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Bağımlı sıralı cümlelerde özneler, tümleçler ya da her ikisi ortak olabilir.

Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu açıklamaya uygun bir

örnektir?

A) Adam adamdan korkmaz, utanır.

B) Gel demesi kolay, git demesi güçtür.

C) El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.

D) Ak gün ağartır, kara gün karartır.

E) İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır.

A) Adam adamdan korkmaz, utanır.

özne dolaylı tümleç yüklem yüklem

Bu cümlede “korkmaz” ve “utanır” yüklemleri için dolaylı

tümleç ve özne ortaktır.

B) Gel demesi kolay, git demesi güçtür.

özne yüklem özne yüklem

C) El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.

özne dolaylı tümleç yüklem özne dolaylı tümleç yüklem

D) Ak gün ağartır, kara gün karartır.

özne yüklem özne yüklem

E) İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır.

özne yüklem özne yüklem

P:272

15 TÜRKÇE

FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri

1. En sakin denizlerin kıyısındaymış gibi bakışlarında beni dinlendiren bir şey var.

2. Ben yıllara meydan okuyan güzelliği sende gördüm.

3. Eriyip kaybolduğumuz yerde her gün yeni bir umutla yeniden var oluruz.

1. Siyah renkli yavru köpek hepsinden daha sevimliydi.

2. Tutup okşuyorum tüylerini, öpüyorum gagalarından.

3. Dışarıda yazdan kalma güneşli bir hava...

1. Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim.

2. Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu.

3. Benim yurt dışında okuyacağımı Ahmet’e kim söylemiş?

1. Şair, son şiirlerinde Anadolu insanının duygu ve düşüncelerini anlatmak istemiş.

2. Uludağ’ın zirvesine çıktık, oldukça büyüleyici bir manzara karşıladı bizi.

3. Bu kitabı babasının ona verdiği harçlıkları biriktirmiş de öyle almış.

Etkinlik 1

Aşağıdaki tabloda verilen cümlelerin çeşitlerini karşılayan kavramlara ait numaraları boş

bırakılan yerlere yazınız.

İSİM CÜMLESİ FİİL CÜMLESİ FİİL CÜMLESİ

3

DEVRİK CÜMLE KURALLI CÜMLE EKSİLTİLİ CÜMLE

OLUMSUZ CÜMLE OLUMLU CÜMLE SORU CÜMLESİ

BİRLEŞİK CÜMLE SIRALI CÜMLE BAĞLI CÜMLE

İSİM CÜMLESİ

DEVRİK CÜMLE

OLUMSUZ CÜMLE

BİRLEŞİK CÜMLE

KURALLI CÜMLE

OLUMLU CÜMLE

SIRALI CÜMLE

EKSİLTİLİ CÜMLE

SORU CÜMLESİ

BAĞLI CÜMLESİ

FİİL CÜMLESİ

1. En sakin denizlerin kıyısındaymış gibi bakışlarında beni dinlendiren bir şey var.

Aşağıdaki tabloda verilen cümlelerin çeşitlerini karşılayan kavramlara ait numaraları boş

bırakılan yerlere yazınız.

1. Siyah renkli yavru köpek hepsinden daha sevimliydi.

1. Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim.

1. Şair, son şiirlerinde Anadolu insanının duygu ve düşüncelerini anlatmak istemiş.

2. Ben yıllara meydan okuyan güzelliği sende gördüm.

2. Tutup okşuyorum tüylerini, öpüyorum gagalarından.

2. Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu.

2. Uludağ’ın zirvesine çıktık, oldukça büyüleyici bir manzara karşıladı bizi.

3. Eriyip kaybolduğumuz yerde her gün yeni bir umutla yeniden var oluruz.

3. Dışarıda yazdan kalma güneşli bir hava...

3. Benim yurt dışında okuyacağımı Ahmet’e kim söylemiş?

3. Bu kitabı babasının ona verdiği harçlıkları biriktirmiş de öyle almış.

FİİL CÜMLESİ

P:273

TÜRKÇE 16

Öğreten Test FASİKÜL 7

1-D 2-B 3-B 4-B 5-C 6-E

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlamca olumludur?

A) Bu problemin çözümünü anlamış değilim.

B) Bunca güzelliğin değerini bilmeli değil miyiz?

C) Ankara’da yaşamanın zorlukları onu etkilemedi.

D) O gece ne uyuyabilmiş ne de çalışabilmişti.

E) Susması gerektiğinde bir türlü susmazdı.

3. (I) Tramvay Beyazıt’tan geçiyor ve Fatih’e doğru ilerliyordu.(II) Beyoğlu artık arkada kalıyordu. (III) Aylardan

beri, ilk defa bugün, bu kadar coşkuyla gidiyordu Fatih’e.(IV) O duygusal biriydi, bu yüzden içinden geçenleri saklayamazdı.(V) Bütün duygularını açıkça ifade

ederdi.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri birden fazla yargı bildirmektedir?

A) I ve II B) I ve IV C) I ve V

D) II ve V E) III ve IV

4. (I) Tiyatroda düşünce dümdüz sunulmaz. (II) Bir düşünceyi kabul ettirmek için oyun yazmak tiyatronun özüne

terstir. (III) O iş, denemelerle, makalelerle daha iyi yapılır.(IV) Tiyatroda anlam kişinin sadece bilgisine yönelmez.(V) Tiyatro, seyircinin düşünce kaynağına inmez.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi yapısına göre ötekilerden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

1. Aşağıdakilerden hangisi bir eylem cümlesi değildir?

A) Arkadaşlarının her söylediğine inanırdı.

B) Kardeşiyle, onun doğum gününde barıştı.

C) Çocuğun kötü notlarından babasına yakındı.

D) Benden tek isteğiydi yanında çalışmam.

E) Yorgunluğumuza rağmen buraya gelmemize değdi.

6. Aşağıdakilerden hangisi öznesi ortak sıralı bir cümle değildir?

A) Vaktimizi boş yere harcar, sonra da vaktin yetersizliğinden şikâyet ederdik.

B) Yapılan sunumları beğenmiyor, hepsinin altında bir

kusur arıyordu.

C) Anlatılanlara çok üzülmüştüm, ne yapacağımı şaşırmıştım.

D) Onu köylü giysileri içinde tanımış, onun misafirperverliğine hayran kalmıştım.

E) Evden gizlice çıktık, sokak lambaları yeni yeni yanmaya başlamıştı.

5. Onlarla bu konuda tartışmanın lüzumu yok.

Aşağıdakilerin hangisinde yan cümlecik bu cümledeki göreviyle kullanılmıştır?

A) Bütün sergileri gezemeyeceğimizi söyledi.

B) O kitabı bulamadığım için ödevimi bitiremedim.

C) Yeni gelen çizmelerin hepsi vitrine kondu.

D) Onun yerli yersiz konuşmalarından çok sıkıldık.

E) Onun söylediklerinden birçoğunu unutmuştu bile.

P:274

17 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 7

6. Eylül, bütün kırılganlığıyla çıkıp geldi bahçelerden. Kitabın doğal mevsiminin habercisidir bu ay. Artık caddelerde, vapurda, tramvayda, otobüs duraklarında daha

çok kitap göreceğiz. Okul yolları, kütüphaneler şenlenecek; kitabevleri sakinliğini kurtulacak ve ardından bir festival gibi kitap fuarları...

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ad cümlesi B) Eylem cümlesi

C) Devrik cümle D) Eksiltili cümle

E) Olumsuz cümle

1. Yolun sağ kenarında yorgun bir yolcu gibi

Bir taş eğilmiş yere, diğeri boynunu bükmüş

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Ad takımının arasına tamlananın sıfatı girmiştir.

B) Dizeler bağlı cümle oluşturmaktadır.

C) Belgisiz zamir özne görevindedir.

D) İyelik eki almış sözcükler kullanılmıştır.

E) Ünlü düşmesine uğramış sözcük vardır.

4. Hava durgundu o akşamüstü. Boğazın göğü de suyu da

kurşuni renkteydi. Köyün birinde, Rumlara ait yapının

önünde geniş bir bank... Yaşlılar oraya oturmuş, etrafı

seyrediyordu.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Eksiltili cümle B) Bileşik cümle

C) Devrik cümle D) İsim cümlesi

E) Sıralı cümle

5. “Gerçek bir öykü yazarı, okuyucunun en yakın dostudur.”cümlesinin olumsuz, devrik ve soru şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gerçek bir öykü yazarı mı okuyucunun en yakın dostudur?

B) Gerçek bir öykü yazarı, okuyucunun en yakın dostu

değil midir?

C) Okuyucunun en yakın dostu mudur gerçek bir öykü

yazarı?

D) Gerçek bir öykü yazarı mıdır okuyucunun en yakın

dostu?

E) Okuyucunun en yakın dostu değil midir gerçek bir

öykü yazarı?

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne görevinde

bir yan cümlecik vardır?

A) Herkesin tanık olduğu bir olay ya da durum farklı şekillerde yazılabilir.

B) Ülkemizde şiir türünde yayımlanan kitap sayısında

bu yıl artış oldu.

C) Yazar, son yazısında operaya ilgisizliğin nedenlerini

konu ediniyor.

D) Bu eserlerde konular yaşamdan alınıp gerçeğe uygun biçimde işlenmiştir.

E) Bir olayın değişik üsluplarla nasıl dile getirilebileceğini göstermek istemiştim.

3. Aşağıdakilerden hangisi yapısına göre basit, söz dizimine göre devrik bir eylem cümlesidir?

A) Her çağda şiiri öteki yazınsal türlerden ayırmıştır dil.

B) Duygulardan oluşmuş bir yaşam biçimidir, şiir.

C) İmgeler, varlıkların yapıtlara yansımış biçimidir.

D) Şiir, duyularımız aracılığıyla evreni bize tanıtır.

E) Halk deyişlerinin kullanılması zenginlik katar şiire.

1-B 2-E 3-A 4-B 5-E 6-E

P:275

TÜRKÇE 18

Sınav Tadında FASİKÜL 7

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yüklemine göre ötekilerden farklıdır?

A) Hafta sonları burada, mahalle pazarı kurulur.

B) Her yaz, bu yaylaya tatil için geliriz.

C) Birazdan okula gitmek için evden çıkacağız.

D) Onun öğretmeni, önemli bir şairdi.

E) Akşamları arkadaşlarla burada toplanıyoruz.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisi yapısı yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Başını sıraya dayayıp hıçkırarak ağladı.

B) Bilmediği, görmediği o yerleri çok merak ediyordu.

C) Babalarının çok istemesi sonucu dört kardeş birlikte

çalışmaya başladı.

D) Ne zaman köyünü düşünse içinde bir acı hissederdi.

E) Okumaktan büyük tat alır, sürekli bir şeyler okurdu.

2. “Bu kentin henüz bilinmeyen adaları varmış.” cümlesinin niteliği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Devrik, olumlu, isim

B) Kurallı, olumlu, fiil

C) Devrik, olumsuz, isim

D) Devrik, olumlu, fiil

E) Kurallı, olumlu, isim

5. Gökyüzünün başka rengi de varmış

Geç fark ettim taşın sert olduğunu

Su insanı boğar, ateş yakarmış

Her doğan günün bir dert olduğunu

İnsan bu yaşa gelince anlarmış

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

A) Kurallı isim cümlesi

B) Devrik eylem cümlesi

C) Sıralı cümle

D) Birleşik cümle

E) Olumsuz eylem cümlesi

4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yüklemi yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Kışın buralarda ulaşım oldukça zordur.

B) O; neşeli, kibar bir karaktere sahiptir.

C) Geçen yılki tatilimi dün gibi hatırladım.

D) Son kitabı, edebiyatımızın önemli örneklerindendir.

E) Bu işi başarmak için oldukça hevesliydi.

3. Martılar, vapurların ve denizlerin en sevimli dostlarıdır.

Bu cümlenin devrik, olumsuz ve soru şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Martılar, vapurların ve denizlerin en sevimli dostları

değil midir?

B) Vapurların ve denizlerin en sevimli dostları martılar

değil midir?

C) Vapurların ve denizlerin en sevimli dostları değil midir martılar?

D) Martılar değildir vapurların ve denizlerin en sevimli

dostları.

E) Martılar mıdır vapurların ve denizlerin en sevimli dostları?

P:276

19 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 7

12. Aşağıdakilerin hangisinde yan cümlecik, zarf tümleci görevinde kullanılmıştır?

A) Yıllar önce ayrıldığı ülkesine dönmüştü.

B) İzciler yanan ateşin etrafında toplanmıştı.

C) Ağacın sararmış yaprakları, birer birer dökülüyordu.

D) Karşısına çıkacak her güçlüğe göğüs germeye kararlıydı.

E) Tarladaki hasadın bittiği gün çok şiddetli yağmur

yağdı.

9. Aşağıdakilerden hangisi nesnesi ortak olan bir sıralı cümledir?

A) Gökyüzü değişti, bulutlar karardı.

B) Yüreğime yağdı yağmur, bedenimi sardı rüzgâr.

C) Ailesini üç ayda özlemiş, arar olmuştu.

D) Yolculuk başlıyor, özlem bitiyordu.

E) Onu hasretle andık, o bizim için çok kıymetliydi.

11. Güneş ışıklarıyla yıkanan bahar, tarlalarda duman olup

tütüyordu.

Bu cümlenin özellikleri aşağıdakilerin hangisinde

doğru olarak verilmiştir?

A) Kurallı, birleşik, olumlu, fiil cümlesi

B) Devrik, basit, olumlu, fiil cümlesi

C) Kurallı, birleşik, olumlu, isim cümlesi

D) Kurallı, basit, olumlu, fiil cümlesi

E) Devrik, birleşik, olumlu, isim cümlesi

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Öğretmenimizin bize verdiği sorular çok zordu.

B) Yıllardan beri, onun çalışmalarını merakla izliyoruz.

C) Küçük yaşlarda aldığı eğitim onu bu düzeye getirmişti.

D) Bu konuları yeniden ele almak ve düzenlemek gerekiyor.

E) Gösteride anlatılanlar hepimizi çok etkilemişti.

10. Şu yaşam dediğimiz şey ne tatlı ne muhteşem bir yalandır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisi yüklemine, öge dizilişine ve anlamına göre bu cümleyle özdeştir?

A) Hayalimiz gerçekleştikçe dünyayı daha çekici buluruz.

B) Yarını güzel yapan, onun duvarlarını renklendiren biraz da hayallerimizdir.

C) Hayal pembe kanatlarıyla gelir ve günlerimizi renklendirir.

D) Gerçek ne denli güzel ve çekici olursa olsun hayalin tahtına oturamaz.

E) Hayal, zindanları saraylara, üzüntüyü şenliğe çevirebilir.

8. Her çınarda bir dede edası vardır. Onlar toprağımızın

gerçek gururudur; dedelerimiz o heybetli duruşu, o dağ

sakinliğini onlardan öğrendiler. Onun için Yahya Kemal’in, Itri’yi eski çınarların mektebinden yetişen biri olarak tanımlamasını çok iyi anlıyorum.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

A) İsim cümlesi B) Sıralı cümle

C) Bağlı cümle D) Birleşik cümle

E) Eylem cümlesi

1-D 2-E 3-C 4-C 5-E 6-E 7-B 8-C 9-C 10-B 11-A 12-E

P:277

TÜRKÇE 20

FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi

1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Duvara mumya gibi vuran gölgeni ara

İnce çıtırtılarla odanda yansın ocak

Hayalinin gölünde belirsiz bir hatıra

Bir yaban kuşu gibi süzülüp kaybolacak

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Yansıma sözcükten –tı ekiyle türemiş isim vardır.

B) Sıfat-fiil ekiyle türemiş sözcük, ismi nitelemiştir.

C) Belirtili isim tamlamasının başına sayı sıfatı gelmiştir.

D) Zarf-fiil ekiyle türemiş sözcük, fiili nitelemiştir.

E) Emir II. tekil kişi olarak çekimlenmiş fiil vardır.

Çözüm:

-- “çıtır” yansıma sözcükten -tı ekiyle türemiş isim vardır.

-- “vuran” sıfat-fiil ekiyle türemiş sözcük, “gölge” ismini nitelemiştir.

-- “süzülüp” zarf-fiil ekiyle türemiş sözcük, “kaybolacak” fiilini

nitelemiştir.

-- “(sen) ara” emir II. tekil kişi olarak çekimlenmiş fiil vardır.

-- “yaban kuşu” belirtisiz isim tamlamasıdır ve başına gelen

“bir” sayı sıfatı değil “herhangi” anlamında belgisiz sıfattır.

Cevap C

2 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

(I) Gül kokusu bana hep çocukluğumu hatırlatır. (II) Babam

Akdeniz’e yaptığı seyahatlerinden her dönüşünde tenekeler

dolusu gül reçeli getirirdi. (III) Sabahın erken saatlerinde uykulu gözlerle onu karşıladığımızda algıladığımız ilk şey, evin

içini saran gül kokusu olurdu. (IV) Kahvaltı soframız birkaç çeşit gül reçeliyle bezenir, gül reçellerinden hangisinin daha güzel olduğu konusunda sohbetler edilirdi. (V) Yıllar sonra Gül

Festivali için Isparta’ya gittiğimde çocukluğumun gül kokulu

günleri gözlerimin önünde canlanıverdi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, yüklemi geniş zamanlı basit bir cümledir.

B) II. cümle, içinde zarf tümleci olan birleşik bir cümledir.

C) III. cümle, kurallı bir fiil cümlesidir.

D) IV. cümle, olumlu ve sıralı bir cümledir.

E) V. cümle, yüklemi sürerlik fiiliyle oluşturulmuş girişik bir

cümledir.

Çözüm:

-- I. cümle “hatırlatır” yüklemi geniş zamanlıdır, tek bir yargı

olduğu için yapı yönünden basit bir cümledir.

-- II. cümledeki “Akdeniz’e yaptığı seyahatlerinden her dönüşünde” yan cümlesi zarf tümlecidir ve birleşik bir cümledir.

-- III. cümledeki “olurdu” yüklemi fiildir, cümle yüklemin türüne göre fiil, öge dizilişine göre kurallı cümledir.

-- IV. cümle anlamına göre olumlu, iki ayrı cümleden oluşan

sıralı cümledir.

-- V. cümle, yüklemi “canlanıverdi” tezlik fiiliyle oluşturulmuş

girişik bir cümledir.

3 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT

İnsan; daha güçlü canlılara karşı tek başına kendini koruyamaz, tek başına ihtiyaçlarını karşılayamaz dolayısıyla bir arada

yaşamak tabii ve zaruridir.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Niteleme sıfatını niteleyen zarf

B) Yönelme durumuyla kullanılan edat

C) Yeterlilik bildiren olumsuz fiil

D) Üçüncü çoğul iyelik eki almış isim

E) Belirtme durumu eki almış zamir

BAŞKA YERDE YOK

O Sınavdaki sorularda tek bir cümle, parça ya da

bir metinde dil bilgisinden farklı birçok konu

aynı anda sorulmaktadır.

O Karma dil bilgisi denilen bu tür sorulara bütüncül bakış açısıyla yaklaşılmalı ve büyük bir dikkatle sorular üzerinde yoğunlaşılmalıdır.

O Sınavlarda başarılı olmak için bu türden çokça soru çözülerek soru çözme pratiği artırılmalıdır.

O Konuyla ilgili örnekler üzerinde yoğunlaşmak

ve çokça soru çözmek; okuduğunuzu anlama,

anladığınızı yorumlama ve doğru cevaba ulaşma konusunda önemli bir faktördür.

O Karma dilbilgisi konusunu sınavlarda çıkmış

sorulardan hareketle inceleyelim:

KARMA DİL BİLGİSİ

P:278

21 TÜRKÇE

FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi

5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

(I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir ziyafet

çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken zamandan ve mekândan kopuveririz.

(IV) Başka insanların, başka diyarların görünmez konukları

oluveririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri

döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler değişir içimizde.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur. (“kitapların kapağını” nesne ve , belirtili isim tamlaması)

B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır. (“Büyük bir

açlıkla ” durum zarfıdır.)

C) III. cümle, birleşik yapılı bir cümledir. (“Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken” yan cümle olduğundan

birleşik cümle)

D) IV. cümlede, “görünmez” sözcüğü fiilden sıfat yapım eki

almıştır. (“görünmez konuklar” sıfat-fiil)

E) V. cümlede, ilgeç kullanılmıştır. (“ise, ya, ama” bağlaçtır.)

7 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

(I) Şu ana kadar tüm öykülerine övgüler düzeceğim bir seçkiyle karşılaşmadım. (II) Özellikle bu seçki tamamen yeni öykülerden oluşuyorsa böyle bir beklentiye hiç girmemeli. (III)

Yazarlar birbirlerinden farklı edebiyat anlayışlarına sahiptirler.

(IV) Sayfaları çevirdikçe çok farklı metinlerle karşılaşırsınız.

(V) Eğer çok yönlü bir insan değilseniz bu öykülerin size seslenmesi pek olası değildir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlenin yüklemi belirli geçmiş zamanın olumsuzuyla çekimlenmiştir. (“karşılaşmadım” belirli geçmiş zaman-di )

B) II. cümlede koşul eki almış bir sözcük vardır. (oluşuyorsa)

C) III. cümlede özne isimden isim yapma eki almıştır. (“Yazarlar” öznesi, “yaz-ar” fiilden isim yapım eki almıştır.)

D) IV. cümlede zarf-fiil vardır. (çevirdikçe)

E) V. cümlenin yüklemi ek eylemin olumsuz biçimiyle çekimlenmiştir. (olası değildir.)

4 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

Hayatta çalışmaktan hiç korkmadım ama yaşlanmak zor iş.

Her gün yeniden kurulan dünyaya biraz daha eskimiş olarak

uyanıveriyor kendi içinde insan.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İsim ve fiil cümleleri vardır.

B) Tezlik fiili kullanılmıştır.

C) İsimden fiil yapan ek vardır.

D) Geçişli yüklem vardır.

E) Dönüşlülük zamiri kullanılmıştır.

Çözüm:

-“ Hayatta çalışmaktan hiç korkmadım (fiil) ama yaşlanmak

zor iş (isim)” cümleleri vardır.

-“uyanıveriyor “ tezlik fiili kullanılmıştır.

- yaş isminden “-lan” ekiyle isimden fiil yapan ek vardır.

- “kendi” dönüşlülük zamiri kullanılmıştır.

- “korkmadım” ve “uyanıveriyor” yüklemleri geçişsiz, nesne

almayan fiillerdir.

6 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM

(I) Burası kitap meraklısı aydınların, üniversite hocalarının ve

araştırmayı seven öğrencilerin buluşma yeriydi. (II) Asırlık çınar ağacının gölgesinde kalmış kapalı mekân, elverişsiz havalarda gelip geçenlerin sığınma yeri olurdu. (III) Bazen de

kimi ünlüleri burada, çevresindeki küçük toplulukla sohbet

ederken görürdük. (IV) Şimdilerde, elinde kitap olanlar veya

kitaplardan konuşmak isteyenler bu mekâna uğramıyor artık.

(V) Bir zamanlar üzerimize kol kanat geren asırlık çınar ağacı,

bizim gibi eski dostlarını yitirmenin huzursuzluğunu yaşıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, özne ve yüklemden oluşmuştur.

B) II. cümlede, birden fazla fiilimsi kullanılmıştır.

C) III. cümlede; belgisiz sıfat, adlaşmış sıfatla tamlama oluşturmuştur.

D) IV. cümle; özneleri farklı, yüklemi ortak, sıralı bir cümledir.

E) V. cümlede; nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur.

Çözüm:

-- I. cümle “Burası kitap meraklısı aydınların, üniversite hocalarının ve araştırmayı seven öğrencilerin buluşma yeriydi.”

özne ve yüklemden oluşmuştur.

- II. cümlede “kalmış” sıfat-fiil, “gelip” zarf-fiil, “geçen” sıfat-fiil,

birden fazla fiilimsi kullanılmıştır.

- III. cümlede “kimi” belgisiz sıfatı, “ünlüleri” adlaşmış sıfatıyla

tamlama oluşturmuştur.

- V. cümlede “…yitirmenin huzursuzluğunu” sözü belirtili isim

tamlamasıdır.

- IV. cümle, birden fazla yan cümleciği (elinde kitap olanlar, kitaplardan konuşmak isteyenler) bulunan girişik birleşik cümledir.

özne

yüklem

P:279

TÜRKÇE 22

FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi

Etkinlik 1

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili kelimeleri karşılarında bulunan uygun kavramlarla

eşleştiriniz.

A)

1.Bir gün mutlaka yaptığın iyiliklerin karşılığını göreceksin.

2. Adanaterminalinden merkeze en son hangi otobüs kalkıyor?

3.Kedi avına odaklanmış heybetli bir aslan gibi bakıyordu.

4. İnce ince dilimlediği salata malzemelerini bir tabakta birleştirdi.

B)

1.Elindekileri yavaşça bana doğru yaklaştır ve şuraya bırak.

2. Aklından geçen her kelimeyi çekinmeden hepimize söyledi.

3.O, bu sabah uzun yola çıkacağı için erken yattı.

4.Başkalarının eşyalarını izinsiz kullanmayı kimden öğrendiniz?

C)

1.Yazarın kendisinin de bilmediği konularda atıp tutması yavaş yavaş bizleri geriyordu.

2. Yerinden kalkar kalmaz çantasını hazırlamaya koyuldu.

3. Her olayın arkasında niçin başka sebepler ararsınız?

4. Heyecanla merdivenlerden birer ikişer atlayarak aşağı indi.

Sayı sıfatı

Niteleme sıfatı

Soru sıfatı

Belgisiz sıfat

Belgisiz zamir

Şahıs zamiri

Soru zamiri

Durum zarfı

Soru Zarfı

Zaman zarfı

Yer-yön zarfı

İşaret zamiri

P:280

23 TÜRKÇE

FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi

D)

1.Uykusundan uyanan Pamuk miyavlamaya başladı.

2. Güzel bir üniversite kazanmak şimdilik en büyük hayali.

3.Bir sanat eserindeki etkileyicilik ön kapağın tasarımından başlar.

4. Koğuşlarına alınan yeni erler birbirleriyle konuşma fırsatı buldu.

E)

1.Evinbahçesirengarenk çiçeklerle donatılmış, düğüne hazırlanmıştı.

2. Dolar kurundaki dalgalanma klima panellerinin fiyatını değiştirdi.

3.Yurt yemeklerinin malzemeleri derin dondurucuda muhafaza ediliyordu.

4. Benim anlattıklarım herhangi bir insanın anlayacağı türden değil.

F)

1.Salgın döneminde kapanan dükkânlar bir bir açılmaya başladı.

2. Bizim bilgimiz bu deneylerin sonuçlarını karşılaştıracak düzeyde değil.

3.Bir bakış, bir gülüş yeter de artar güne keyifli başlamak için.

4. Gezilesi yerleri varken bu köhne otelde durmadan seminere katılıyoruz.

G)

1.Sanat eseri olarak tanımladıklarınız düşüncelerimizin çok altında yapıtlar.

2. Bazen kitapların sayfaları bizi bambaşka dünyalara götürür.

3.Zamanımız bitene kadar buralarda oyalanmaya devam edeceğiz.

4. Her şehrin büyüsü pek çok güzelliği içinde barındıran bir gizemdir.

Özel isim

Somut isim

Topluluk ismi

Soyut isim

Belirtili isim

tamlaması

Sıfat-fiil

Zarf-fiil

İsim-fiil

Sıfat-fiil

Zarf tümleci

Nesne

Özne

Edat

Belirtisiz isim

tamlaması

Zincirleme isim

tamlaması

Sıfat tamlaması

P:281

TÜRKÇE 24

FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi

7. Büyük umutlarla gi miz film sadece bir saat sürdü.

8. Bütün buluşmalarımızda en çok o konuşuyor, kendisinden bahsediyor.

9. Kış mevsimi geldiğinde Uludağ'a gitmek için hazırlık yaparlar.

10. Biraz ders çalışsam başaramayacağım hiçbir şey yok.

11. Ehliyet sınavından önce direksiyon dersleri daha iyi geçmiş

12. Sobanın yanında mışıl mışıl uyuyan kedi yavaş yavaş gözlerini

açıyormuş.

1. Havaların böyle olması işimizi yapmamıza engel olmaz.

2. Yemek yerken konuşmamaya özen göstermelisiniz.

3. Sınav salonunda zamanında ol ve belgelerini hazırla.

4. Spordan çık ktan sonra az olsa da uyuyayım.

5. Yaz t en istemeyerek de olsa ha aya dönecek.

6. Bu mahallenin sakinleri yardımlaşma konusunda örnek gösterilmiş.

A)GENİŞ ZAMAN

B)ŞİMDİKİ ZAMAN

C)DUYULANGEÇMİŞ ZAMAN

D)EMİR KİPİ

E)GÖRÜLENGEÇMİŞ ZAMAN

F)ŞART KİPİ

G)İSTEK KİPİ

H)GELECEK ZAMAN

I)GEREKLİLİK KİPİ

K)GENİŞ ZAMANINOLUMSUZ

ÇEKİMİ

J)DUYULAN GEÇMİŞ

ZAMANIN HİKÂYESİ

L)ŞİMDİKİ ZAMANIN

RİVAYETİ

Etkinlik 2

Aşağıdaki tabloda geçen al çizili fiillerin kiplerini bularak uygun olan kutucuklarla eşleş riniz.

K

P:282

25 TÜRKÇE

FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi

1) I. cümle, özne ve yüklemden oluşmuştur.

2) II. cümlede, birden fazla fiilimsi kullanılmıştır.

3) III. cümlede; belgisiz sıfat, adlaşmış sıfatla tamlama olmuştur.

4) IV. cümle; özneleri farklı, yüklemi ortak, sıralı bir cümledir.

5) V. cümlede; nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur.

1) I. cümle, yüklemi geniş zamanlı basit bir cümledir.

2) II. cümle, içinde zarf tümleci olan birleşik bir cümledir.

3) III. cümle, kurallı bir fiil cümlesidir.

4) IV. cümle, olumsuz ve sıralı bir cümledir.

5) V. cümle, yüklemi sürerlik fiiliyle oluşturulmuş girişik bir cümledir.

1) I. cümlede birden fazla birleşik sözcük vardır.

2) II. cümlede yüklem, ek eylemin geniş zaman ekiyle çekimlenmiştir.

3) III. cümlenin yüklemi etken çatılıdır.

4) IV. cümle, birleşik fiil cümlesidir.

5) V. cümlede; nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur.

Etkinlik 3

Aşağıda verilen cümlelerle ilgili yargılardan doğru olanların karşısına ‘’D’’ yanlış olanların

karşısına ‘’Y’’ harfi koyunuz.

A)

(I) Burası motor meraklısı sürücülerin, tamircilerin ve macerayı seven gezginlerin buluşma yeriydi. (II) Metal kaplama

maketten ağacın altında kalmış kapalı mekân, soğuk havalarda gelip geçenlerin de sığınma yeri olurdu. (III) Bazen de

kimi ünlü yarışçı insanları burada, çevresindeki küçük toplulukla sohbet ederken görürdük. (IV) Şimdilerde, elinde son

model motor olanlar veya eskilerden konuşmak isteyenler bu mekâna uğramıyor artık. (V) Bir zamanlar üzerimize kol

kanat geren maketten ağaç, bizim gibi eski dostlarını yitirmenin huzursuzluğunu yaşıyordur.

B)

(I) Çilek kokusu bana hep çocukluğumu hatırlatır. (II) Babam Akdeniz’e yaptığı iş seyahatlerinden her dönüşünde

kavanozlar dolusu çilek reçeli de getirirdi. (III) Sabahın erken vakitlerinde uykulu gözlerle onu karşıladığımızda

algıladığımız ilk şey, evin içini saran çilek kokusu olurdu. (IV) Kahvaltı soframız birkaç çeşit reçelle bezenir, reçellerden

hangisinin daha güzel olduğu konusunda sohbetler edilirdi. (V) Yıllar sonra Çilek Festivali için Silifke’ye gittiğimde

çocukluğumun çilek kokulu günleri gözlerimin önünde canlanıverdi.

C)

(I) Türkiye’nin Karadeniz’deki uç noktasına sahip Boztepe, balıkçılar ilçesi olarak da bilinir. (II) İlçenin sembolü,

sahilinden ve denizinden görülebilen fenerdir. (III) Doğa güzellikleriyle huzuru bulabileceğiniz bir yer olan Sinop,

oldukça güzel bir ildir. (IV) Bünyesinde İnceburun, Sinop Kalesi, Balatlar Kilisesi gibi birçok tarihî yapıları barındıran

Sinop, birçok turistin ilgisini çekmeyi başarmıştır. (V) Birbirinden güzel plajları, piknik alanları, ormanları, tertemiz

deniziyle Sinop, dün olduğu gibi bugün de yoğun ilgi görmektedir.

P:283

TÜRKÇE 26

Öğreten Test FASİKÜL 7

6. Hemen herkesin, çocukluğundan beri severek yediği

dondurmanın tarihi asırlar öncesine dayanır.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Belgisiz adıl vardır.

B) Edat kullanılmıştır.

C) Birden fazla ad takımı vardır.

D) Bağ-fiil kullanılmıştır.

E) Yüklem bileşik eylemdir.

4. (I) Elli bir yıllık gazetecilik yaşamımın çok büyük bir bölümü iş gezileriyle geçti. (II) Dinlenmek amacıyla yaptığım

seyahatleri de hesaba katarsak herhâlde dünyayı birkaç

defa dolaşacak kadar mil yaptım. (III) Yani anlayacağınız

uçaklar, yaşamımın bir parçası oldu nerdeyse.(IV) Zaten

uçağa binmek ve bir yerlere gitmek kadar keyif duyduğum başka bir şey yoktur. (V) Uçağın kapağının kapanması, beni kötülüklerden kurtarmanın, kimselerin ulaşamayacağı bir hayata açılmanın habercisi gibi gelir bana.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak

aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede ad ve sıfat takımlarından oluşan özne

vardır.

B) II. cümle birden fazla yan cümleden oluşan girişik

bir cümledir.

C) III. cümle devrik eylem cümlesidir.

D) IV. cümle birden fazla dolaylı tümleç içeren birleşik

bir cümledir.

E) V. cümlede benzetme edatı kullanılmıştır.

1. (I) İnsanları evlere bağlayan nedenler çeşitlidir. (II) Behçet Necatigil de evi daha çok, bir sığınma, teselli ve dinlenme mekanı olarak görür. (III) Çünkü evler bu bakımdan rahat ve yalındır. (IV) Necatigil’in kimi dizeleri, onun

huzur ve mutluluğu evinde aradığını gösterir. (V) Kederleri unutturan ev, sıcak bir döşek gibi şairi kucaklar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede yüklem, ek eylemin geniş zaman ekiyle

çekimlenmiştir.

B) II. cümlenin yüklemi etken çatılıdır.

C) III. cümlede işaret adılı kullanılmıştır.

D) IV. cümle, birleşik eylem cümlesidir.

E) V. cümlede, hem niteleme hem belirtme sıfatı almış

sözcük vardır.

5. Bir sanat yapıtını doğru değerlendirebilmek için, onun

ortaya çıktığı zamanı iyi bilmek lüzumludur.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Eylemsilere yer verilmiştir.

B) Ad takımına yer verilmiştir.

C) Bulunma durum eki almış sözcük kulanılmıştır.

D) Kurallı bir ad cümlesidir.

E) Hem yapım hem çekim eki almış sözcük vardır.

2. Bu yapıtımdaki anılarımın, yazınımızın bilinmeyen taraflarına ışık tutacağına inanıyorum.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Yüklemi etken çatılıdır.

B) İşaret sıfatı kullanılmıştır.

C) Belirteç kullanılmıştır.

D) Birleşik eylem cümlesidir.

E) “anılarımın” sözcüğü hem yapım hem çekim eki almıştır.

3. Türk şiirinin zengin birikimi, dil sorununun aşılmasıyla

gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarılabilir.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Brileşik fiil vardır.

B) Yüklem, geçişli bir eylemdir.

C) Yüklem, haber kiplerinden biriyle çekimlenmiştir.

D) Farklı türde eylemsiler kullanılmıştır.

E) Belgisiz sıfat vardır.

1-C 2-C 3-B 4-D 5-C 6-E

P:284

27 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 7

6. Daha çok, öykü ve denemeleriyle tanınan bu başarılı sanatçımız, üniversite yıllarında çocuklar için masallar yazıyordu.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Birden fazla edat kullanılmıştır.

B) Yüklem birleşik eylemdir.

C) Üstünlük belirteci kullanılmıştır.

D) Sıfat-fiil kullanılmıştır.

E) Bir sözcük hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır.

1. Bütün eşyaya sonbahar indi, sular dermansız

Şimdi bir gölgeyi bekler, gezerim kendim yalnız

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Belgisiz sıfat kullanılmıştır.

B) Zaman belirteci vardır.

C) Basit çekimli eylem vardır.

D) İlgeç kullanılmıştır.

E) Geçişsiz eylem vardır.

4. (I) Kapalıçarşı’nın tarihçesi, İstanbul’un fethedildiği zamana kadar uzar. (II) Kuruluşundan beri sürekli büyüyüp gelişti Kapalıçarşı. (III) Bunda Doğu- Batı ticaret yolunun merkezinde olması etkin rol oynadı. (IV) Böylece

ünü Doğu’da da Batı’da da kısa zamanda yayılır. (V)

Bunca yıl geçmesine karşın ziyaretçilerini hâlâ büyülemekte olan bu çarşı, eski görkemini koruyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, birleşik bir eylem cümlesidir.

B) II. cümlede yüklem işteş bir fiildir.

C) III. cümlede zincirleme ad takımı vardır.

D) IV. cümlede niteleme sıfatı vardır.

E) V. cümlede ilgeç kullanılmıştır.

3. Tarihi beş bin yıl öncesine uzanan İpek Yolu, bir dönemin ticari yaşamına yön vermiş, geçtiği her yere canlılık

kazandırmış bir kültür köprüsüdür aynı zamanda.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Bağlı bir cümledir.

B) Birden çok eylemsiye yer verilmiştir.

C) Sayı sıfatı kullanılmıştır.

D) Türemiş sözcükler kullanılmıştır.

E) Belirtisiz ad takımı vardır.

2. Siyah ufuklara bakıp senin ardından yarım kalmış ayrılık şarkıları söylüyorum.

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Niteleme sıfatı vardır.

B) Eylemsi kullanılmıştır.

C) Kişi adılı vardır.

D) Ad takımı kullanılmıştır.

E) Zaman belirteci vardır.

5. Hayatının büyük bölümünü roman ve denemeye ayıran

bu sanatçı, nice genç ozan ve yazarın gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Yapıca birleşik bir cümledir.

B) Tamlayanıyla tamlananı arasına sıfat girmiş ad takımı

vardır.

C) Özne, nesne ve yüklemden oluşmuştur.

D) Niteleme ve belirtme sıfatlarına yer verilmemiştir.

E) Yüklem, etken çatılı bir eylemdir.

P:285

TÜRKÇE 28

Pratik Test FASİKÜL 7

11. (I) Halikarnas Balıkçısı, yayımladığı bir yazıdan dolayı

idam isteğiyle yargılanır. (II) Yargılama sonunda üç yıl

süreyle Bodrum’da sürgüne mahkûm olur. (III) Sürgün

yerine jandarma gözetiminde gitmesi üç buçuk ay sürer. (IV) Ata binemeyen yazar, Milas-Bodrum arasındaki

dağları yürüyerek aşar. (V) Böylesine zorlu bir yolculuktan sonra Bodrum’da kiraladığı evinde ilk kez özgür kalan yazar, hatıralarını yazmaya başlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlenin yüklemi etken bir eylemdir.

B) II. cümlede sayı sıfatı kullanılmıştır.

C) III. cümlede birden çok ad takımı vardır.

D) IV. cümlenin öznesi, tamlayanı sıfat-fiil grubu olan bir

sıfat tamlamasıdır.

E) V. cümlede birden çok yapım eki almış sözcükler

vardır.

12. Ellerim başımda gözlerim hüzünlü

Daldım mor dağların sisli ufkuna

Hayalim ne kadar perişan bugün

Yanımda olsan da anlatsam sana

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Bulunma durumu eki almış sözcük

B) İyelik eki almış kelimeler

C) Etken çatılı eylem

D) Dilek-koşul kipiyle çekimlenmiş eylem

E) Hem tamlayanı hem tamlananı bir sıfat tarafından nitelenmiş ad tamlaması

10. Sabahın bu erken saatinde, önümde uzanan denize bakıp dağların mis kokulu esintisini solurken yaprakların

arasından gelen kuş seslerini dinliyordum büyük bir coşkuyla.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Devrik, olumlu bir fiil cümlesidir.

B) “önümde” sözcüğü hem iyelik hem durum eki almıştır.

C) Zincirleme ad takımı vardır.

D) “kokulu” sözcüğünde birden fazla yapım eki vardır.

E) Yüklem geçişli, etken bir fiildir.

9. Tanıştığım günden beri denizle

Bir taşın üstünde hayale daldım

Bulacaksın koymuş gibi elinle

Ben nerde doğmuşsam o yerde kaldım.

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Sıfat-fiil

B) Belirtili isim tamlaması

C) Emir kipiyle çekimlenmiş eylem

D) Yönelme durumu eki almış sözcük

E) Belirsiz geçmiş zamanın şartı biçiminde çekimlenmiş eylem

1-D 2-E 3-A 4-B 5-D 6-B 7-B 8-D 9-C 10-C 11-A 12-E

7. (I) Çeşitli dönemlerde farklı anlayışlarda şiirler yazdım.

(II) Aslında incelenirse, bu şiirlerde hep aynı konulardan

söz ettiğim görülür. (III) Bütün şiirlerimde insanın iç dünyasından birbiriyle ilişkilerinden söz ettim. (IV) Yani içerik değişmedi; ama şiirde monotonluğu kırmak için yeni

tarzlar denedim. (V) Böylece okurlarımı şiirimden bıktırmadım, onlara yeni tatlar sunabildim.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) I. cümlenin yüklemi geçişli bir eylemdir.

B) II. cümlede işaret adılı kullanılmıştır.

C) III. cümlede belirtili ad takımı vardır.

D) IV. cümlede hem ilgeç hem bağlaç kullanılmıştır.

E) V. cümle, sıralı cümledir.

8. İstanbul, sabah güneşinin iki kıtaya birden doğduğu ve

güçlü medeniyetlere başkentlik yapmış çok önemli bir

dünya şehridir.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Yüklem ve özneden oluşmuştur.

B) Ad ve sıfat tamlaması vardır.

C) Birden fazla sıfat-fiil vardır.

D) Yer-yön belirteci vardır.

E) Yüklem, ek eylemin geniş zamanıyla çekimlenmiştir.

P:286

29 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 7

1. Yazarın gençliğini anlattığı son kitabı önümüzdeki ay

okurlarla buluşuyor.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Fiilimsi vardır.

B) Yüklemi işteş çatılı bir eylemdir.

C) Belirtili ad takımına yer verilmiştir.

D) “okurlarla” sözcüğü, kökü bakımından fiil soyludur.

E) İlgi adılına yer verilmiştir.

6. Güneş, o kızıl ışıklarını seriyor yine kentin üzerine.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Birleşik bir cümledir.

B) İsim tamlaması dolaylı tümleç görevindedir.

C) Belirteç kullanılmıştır.

D) Yüklem basit çekimli bir eylemdir.

E) Bir sözcük, hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır.

2. Yol boyunca gördüğümüz sıra sıra kavaklarla ardıçlar

bizi karşılamak için dizilmişlerdi.

Bu cümle ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İkileme sıfat görevindedir.

B) Ad tamlaması vardır.

C) Edata yer verilmiştir.

D) Ad-eylem vardır.

E) Yüklemi geçişli bir eylemdir.

5. Mısralarda sözcükler, heykel gibi bir bütüne, bir resme

dönüşüyorsa bunun adı divan şiiridir.

Bu cümle ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Birleşik sözcük vardır.

B) İlgeç kullanılmıştır.

C) Belirtme sıfatı vardır.

D) Ad takımına yer verilmiştir.

E) Birleşik çekimli eylem kullanılmıştır.

3. Dünyanın en uzun destanı sayılan Manas Destanı, Kırgızların yaşayışlarını, gelenek ve göreneklerini detaylı

olarak anlatır.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Birleşik cümledir.

B) Yüklem, basit çekimli bir eylemdir.

C) Farklı türde eylemsiler vardır.

D) Bir sözcük, hem belirtme hem niteleme sıfatı almıştır.

E) Bir tamlayan birden fazla tamlanana bağlanmıştır.

4. Fethiye, Ege Denizi’ne sunulan tüm güzelliklerden payını almış olmanın mutluluğunu misafirlerine gece ve

gündüzü farklı bir havayla yansıtır.

Bu cümle ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Ad ve sıfat tamlaması vardır.

B) Türemiş sözcükler kullanılmıştır.

C) Birleşik bir isim cümlesidir.

D) Bağlaç vardır.

E) Birden fazla eylemsi kullanılmıştır.

P:287

TÜRKÇE 30

Sınav Tadında FASİKÜL 7

12. Ahmet Kutsi Tecer, duygusal memleket şiirlerini, içtenlikle ve coşkulu bir söyleyiş güzelliğiyle kaleme aldı.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Belirtisiz isim tamlaması kullanılmıştır.

B) Türemiş sözcüklere yer verilmiştir.

C) Hem edat hem bağlaç kullanılmıştır.

D) Yüklemi geçişli bir eylemdir.

E) Özne, nesne ve yüklemden oluşmuştur.

1-E 2-E 3-D 4-C 5-A 6-A 7-E 8-A 9-C 10-D 11-A 12-E

8. Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun

Yurdum, seni yüceltmeye antlar olsun

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Yüklemler haber kipiyle çekimlenmiştir.

B) İsim-fiil kullanılmıştır.

C) Tamlayanı düşmüş isim tamlaması vardır.

D) Bir sözcük hem yapım hem çekim eki almıştır.

E) Birden fazla sıfat tamlaması vardır.

9. Bu gece yıldızlar bir tuhaf konuştu gökyüzünde

Bu gece üzüntüden akmadı nehirlerin suyu

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Sıfat tamlaması vardır.

B) Belirteç kullanılmıştır.

C) İsim cümlesi vardır.

D) Belirtili isim tamlaması kullanılmıştır.

E) Birleşik sözcük vardır.

7. (I) Antalya’nın ılık kış günlerinde babam bizi Lara sahilinin arkasındaki çam ormanlarına pikniğe götürürdü.(II)

Bunu en çok akşam dönüş yolu için severdim.(III) Biz

yanından geçerken Bababurnu Feneri çalışmaya başlardı. (IV) Düzenli aralıklarla koca fener yanıp sönerdi.(V)

Fener gözden kaybolduğunda bile arabanın arka camından gökyüzüne bakarak fenerin yanıp söndüğünü; ışığının vurduğu ağaçlardan, denizden, telefon direklerinden anlamaya çalışırdım.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede zincirleme ad takımı vardır.

B) II. cümlenin öznesi, gizli öznedir.

C) III. cümlede birden çok fiilimsi vardır.

D) IV. cümlede isimden isim yapım eki almış sözcüklere yer verilmiştir.

E) V. cümle, sıralı bir cümledir.

11. Babam, sürekli okuyan, araştıran ve yaptıkları ile asla

yetinmeyen bir rehberdir.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Belgisiz adıl kullanılmıştır.

B) Bağlaç ve edat kullanılmıştır.

C) Birleşik bir isim cümlesidir.

D) İyelik eki almış kelime vardır.

E) Eylemsilere yer verilmiştir.

10. Zamanlar değişti

Ayrılık girdi araya

Hicrana düştük bugün

Ah nerde gençliğimiz

Sahilde savruluşları başıboş dalgaların

Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller

Elde var hüzün

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) “Ayrılık” sözcüğünün kökü eylem soyludur.

B) “bugün” sözcüğü sıfat tamlamasının kalıplaşmasıyla

oluşmuş bir birleşik sözcüktür.

C) Bulunma durum eki almış kelimeler vardır.

D) “dalgaların” sözcüğü, ikinci tekil kişi iyelik eki almıştır.

E) “Ah” sözcüğü ünlemdir.

P:288

31 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 7

1. Bir gölge görürsen kızım o anda

Yaklaşan hayale deme sakın kim

Böyle hep geç vakit küçük odanda

Dolaşan o hayal bil ki hep benim

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Birleşik sözcük B) Soru adılı

C) Niteleme sıfatı D) Kişi adılı

E) Bileşik zamanlı eylem

3. Kuştur desem, ne kanat çırpışı var, ne sesi

Gül desem, kokusuz, renksiz gülümsemesi

Rüzgâra çevrilince yazın ılık nefesi

O bir tüydü savruldu, o bir yapraktı gitti

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) “çevrilince” sözü bağ-eylemdir.

B) Son dize sıralı bir cümledir.

C) “ılık” sözcüğü yapıca basittir.

D) “bir” sözcükleri belgisiz sıfattır.

E) “desem” sözcükleri dilek-koşul (şart) kipiyle çekimlenmiştir.

2. (I) İlk şiirlerinden bu yana merakla izlediğim şairin son

kitabındaki şiirleri okuyorum. (II) Çoğunu daha önce dergilerde görmüştüm. (III) Çok sevdiğim, beğendiğim şiirler vardı içlerinde. (IV) Şimdi hepsini bir arada yeniden

okuyup değerlendirme olanağı sunuyor şair bize. (V)

Önceki okumalardan farklı, yepyeni lezzetler alabiliyoruz şiirlerden.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede ilgi adılı kullanılmıştır.

B) II. cümlede belgisiz adıl kullanılmıştır.

C) III. cümle, devrik bir ad cümlesidir.

D) IV. cümlenin yüklemi geçişli, etken bir eylemdir.

E) V. cümlede pekiştirilmiş sözcük sıfat görevindedir.

5. Efes’in başka bir yerleşim yerinin üstüne kurulduğunu

öğrenmek, buranın asla keşfedilemeyeceği duygusuna

kapılmamıza neden oluyor.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Ad tamlaması kullanılmıştır.

B) Soru belirteci kullanılmıştır.

C) Birleşik sözcük vardır.

D) İşaret zamiri vardır.

E) “duygusuna” sözcüğü hem yapım hem çekim eki almıştır.

6. (I) Deneme yazmak yaygınlaştı sanatçı arkadaşlarım arasında. (II) Demek ki kuşak olarak yaşatılması gereken

deneme yazma çağına gelmişiz. (III) Yaşı elliyi bulmuş,

azıcık da geçmiş bir kuşak bu. (IV) 1970’lerde “genç nesil” adı verilen bir sanatçı kuşağındandık biz. (V) O dönem, özgün fikirlerimiz, çalışma gayretimizle edebiyat

dünyasına umutla adım atmış genç sanatçılardık.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede “yaygınlaştı” sözcüğü hem yapım hem

çekim eki almıştır.

B) II. cümlede farklı türlerde eylemsiler kullanılmıştır.

C) III. cümle öge ortaklığı olan sıralı bir cümledir.

D) IV. cümlede belirtisiz ad takımı vardır.

E) V. cümle zarf tümleci ve yüklemden oluşmuştur.

4. Üniversite yıllarımdan beri yazdığım bu ölçülü ve kafiyeli

şiirleri değerlendirilip yayımlanması umuduyla her ay

parça parça bu dergiye gönderiyorum.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Bir sözcük hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır.

B) Yüklemin kipinde zaman kayması vardır.

C) Nesne, bir söz öbeğinden oluşmuştur.

D) İsim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil vardır.

E) İkileme sıfat görevindedir.

P:289

TÜRKÇE 32

Sınav Tadında FASİKÜL 7

10. Serptin, dağıttın bütün gül ve hanımellerini

Topladığın altın gözyaşlarıyla geceden

Kurdun yalnızlığının ihtişamlı saraylarını

Karanlık sularından çırpınan her gölgeden

Bu dörtlükte aşağıda verilenlerden hangisi yoktur?

A) Belirli geçmiş zamanla çekimlenmiş fiiller

B) Birleşik sözcükler

C) Ayrılma durumu eki almış sözcükler

D) Sıfat-fiiller

E) Bağlı cümleler

12. Kimi zaman bir öykü, insanı yaşamın bunaltıcı sıkıntılarından kurtarır, bir mutluluğun eşiğine getirir.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Tamlayan ile tamlanan arasına sıfat girmiştir.

B) Sıralı cümledir.

C) “Kimi” sözcüğü belgisiz sıfattır.

D) Özne, sıfat tamlamasından oluşmaktadır.

E) Yüklem edilgen fiildir.

8. Kayarken yıldızlar gökyüzünde tek tek

Kendi küçük dünyamı düşünürdüm yaz mevsiminde

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Birleşik sözcük vardır.

B) Dönüşlülük adılı kullanılmıştır.

C) İkileme belirteç görevindedir.

D) Belirtisiz isim tamlaması vardır.

E) Bileşik eylem kullanılmıştır.

11. (I) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda ülkemizde çeşitli kutlamalar yapılıyor ve törenler düzenleniyor. (II) Bu kapsamda ülkemize onlarca ülkeden birçok çocuk etkinliklere katılmak için geliyor. (III) Bu rengârenk çocukları ekranlarda gördüğümüzde farklı duygular geçiyor içimizden. (IV) Bu çocukları Anadolu insanı da evlerinde misafir ediyor. (V) Bir kere daha misafirperverliğini gösteriyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak

aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, yapı bakımından bağlı bir cümledir.

B) II. cümle, içinde edat tümleci olan bir fiil cümlesidir.

C) III. cümle, nesnesi sıfat tamlaması olan devrik bir

cümledir.

D) IV. cümle, yüklemi bileşik fiil olan olumlu bir cümledir.

E) V. cümle, basit bir fiil cümlesidir.

7. Başımda rüzgâr gibi senin sevgindir esen

Gizli sevdam, her şeyim çıkıp gel neredeysen

Yaşamanın tadı yok seni bir an görmesem

Özlemim, mutluluğum çıkıp gel neredeysen

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) “senin sevgindir” sözü ek eylem alarak yüklem olmuştur.

B) “Yaşamanın tadı” sözü, tamlayanı yapım eki almış

bir isim tamlamasıdır.

C) “bir an” sözü belirteç görevindedir.

D) “Özlemim” sözcüğü yapıca basittir.

E) “görmesem” sözcüğü, dilek-koşul kipinin olumsuzuyla çekimlenmiş bir fiildir.

1-A 2-A 3-C 4-E 5-B 6-C 7-D 8-E 9-D 10-E 11-C 12-E

9. Stefan Zweig’in Satranç romanı, ruhsal baskılara maruz

kalan bir insanın tepkilerini, duygularını bizlere muhteşem bir dille anlatıyor. 2. Dünya Savaşı’nın yol açtığı insan kıyımını ve bu savaşın besleyicisi, karanlık tarafının

hizmetkârı baskıcı ve ırkçı Nazi subaylarını kendi deneyimlerine dayanarak oldukça güzel betimliyor.

Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) 3.çoğul kişi iyelik eki kullanılmıştır.

B) Bir zarf başka bir zarfı niteleme görevinde kullanılmıştır.

C) Farklı türde fiilimsilere yer verilmiştir.

D) Ettirgen çatılı fiil kullanılmamıştır.

E) Birden çok tamlananın ortak bir tamlayana bağlandığı belirtili isim tamlaması vardır.

P:290

FASİKÜL

1 TÜRKÇE

Anlatım Bozuklukları

7. ÜNİTE

8

Anlatım Bozuklukları

 Bir cümlenin açık, anlaşılır, dil bilgisi ve mantık yönünden

uyumlu olması gerekir.

 Bu özelliklerden biri eksik olursa anlatım bozukluğu meydana gelir.

 Anlatım Bozuklukları anlam ve dil bilgisi bakımından iki

grupta incelenir:

Anlam Bakımından Bozukluklar

 Gereksiz Sözcük Kullanımı

 Yanlış Anlamda Sözcük Kullanımı

 Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanımı (Söz dizimi Yanlışlığı)

 Anlamca Çelişen Sözlerin Bir Arada Kullanılması

 Sıralama ve Mantık Yanlışlığı

 Anlam Belirsizliği

Dil bilgisi Bakımından Bozukluklar

 Özne-Yüklem Uyumsuzluğu

 Özne Eksikliği

 Nesne Eksikliği

 Tümleç Eksikliği (dolaylı tümleç, zarf ve ilgeç tümleci)

 Yüklem, Ek fiil, Fiilimsi Eksikliği

 Tamlama Yanlışları

 Ek Yanlışları

 Çatı Yönünden Uyumsuzluk

Projeyle ilgili tavsiye ve önerilerinizi bekliyoruz.

Bu cümlede, tavsiye ve öneri sözcükleri aynı anlamda olduğu için, gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan bir

anlatım bozukluğu vardır.

Sakın bu gizli sırlarımı kimseyle paylaşma.

Bu cümlede, sır sözcüğü, gizli sözcüğünün anlamını taşıdığından, gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan bir

anlatım bozukluğu vardır.

Anlam Bakımından Bozukluklar

Gereksiz Sözcük Kullanımı

 Bir cümlede aynı anlama gelen (anlamdaş) sözcüklerin bir

arada kullanılmasından veya bir sözcüğün anlamının başka bir sözcükte bulunmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.

Yanlış Anlamda Sözcük Kullanımı

 Bir cümlede, anlamca veya yazımca yakın olan bazı sözcüklerin birbirinin yerine kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.

Sınav günü yanaştıkça heyecan artıyor.

Bu cümlede, yanaştıkça sözcüğü yanlış anlamda kullanıldığından anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü “yanaşmak” sözcüğü “bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek” anlamı taşımaktadır. Dolayısıyla bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için yanaştıkça sözcüğü yerine, “az bir zaman kalmak” anlamında yaklaştıkça sözcüğü getirilmelidir.

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu

vardır?

A) Çevremizdeki kişilerle kuracağımız ilişkilerde özenli olmalıyız.

B) Sorunların, bütün yönleriyle ele alınması iyi olur.

C) Bu alanda başarıya ulaşanların sayısı oldukça azdır.

D) Araştırmalar, eldeki bilgilerin doğru olmadığını kanıtlıyor.

E) Bu konudaki iftiralar tamamen uydurmadır.

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu

vardır?

A) Sorumluluklarının bilincinde olmak, herkeste bulunan bir

özellik değildir.

B) Mesleğinizde belli bir düzeye gelebilmek kadar geldiğiniz düzeyi korumak da önemlidir.

C) Azimle çalışmanın ne demek olduğunu, onları görünce

anladım.

D) Bu araştırmayı sonuçlandırmak, onlar için hiç de güç olmamıştır.

E) Bizim alacağımız başarı, aslında ülkemizin başarısıdır.

BAŞKA YERDE YOK

O Anlatım bozukluklarıyla ilgili soruların çözümünde çok dikkatli olunmalı, seçeneklerdeki

cümleler üzerinde ayrı ayrı yoğunlaşılmalıdır.

O Anlatım bozuklukları soruları, geometri dersindeki sorulara benzer.

O Geometri sorularında açıyı görmek veya yakalamak ne denli önemliyse anlatım bozuklukları sorularında da anlatımı bozan bir sözcüğü,

sözcük grubunu, ekleri, tamlamaları ya da anlamsal kusuru görmek o derece önemlidir.

O Bundan dolayı anlatım bozuklukları sorularını

çözerken seçeneklerde verilen cümlelere odaklanıp yanlışlığın ne olduğunu anlamak ve bulmak gerekir.

P:291

Anlatım Bozuklukları

TÜRKÇE 2

FASİKÜL 8

Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanımı (Söz Dizimi

Yanlışlığı)

 Cümlede bir sözcüğün, yerli yerinde ya da doğru yerde

kullanılmamasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.

 Vakit buldukça hastanede tedavi gören arkadaşını ziyaret

ederdi.

Bu cümlede “Vakit buldukça sözü yanlış yerde kullanıldığından anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü cümle

“arkadaşı vakit buldukça hastanede tedavi görüyormuş”

gibi bir anlam içermektedir. Cümle şöyle olmalıdır:

Hastanede tedavi gören arkadaşını vakit buldukça ziyaret

ederdi.

Sıralama Ve Mantık Yanlışlığı

 Herhangi bir cümlede, bir olay ya da durumu ifade ederken bunların önem sırasına dikkat edilmemesinden kaynaklanan anlatım bozukluğudur.

 Sınıfın en iyi öğrencisi Aybüke, ders çalışmadan değil bir

saat, bir gün bile duramazdı.

Bu cümlede “bir saat” sözüyle “bir gün” sözü yanlış sıralandığından, anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü “bir

gün” sözü, zaman dilimi olarak “ders çalışmadan duramamak” sözüyle ilişkilendirildiğinde “bir saat” sözünden daha az önemlidir bu yüzden “bir saat” sözünden önce kullanılmalıdır.

 Sisli havalarda masmavi pırıl pırıl gökyüzünü seyretmek

çok hoşuma gidiyor.

Bu cümlede mantık yanlışlığından kaynaklanan bir anlatım

bozukluğu vardır. Çünkü sisli havalarda gökyüzü pırıl pırıl

değil, “kapalı, bulutlu bir görünüme” sahiptir. Bundan dolayı cümlede sözü edilen durum, mantık bakımından tutarsızdır.

Anlamca Çelişen Sözlerin Bir Arada Kullanımı

 Cümlede anlamca birbirinin karşıtı olan bazı sözcük veya

sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan anlatım

bozukluğudur.

 Araba kullanırken ani fren yapıldığında çocuklar mutlaka

başlarını bir yere çarpabilirler.

Bu cümlede anlamca çelişen “mutlaka” ve “çarpabilirler”

sözcüklerinin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna

yol açmıştır.

Anlam Belirsizliği

 Bazı cümlelerde tamlayanı ikinci tekil (senin) veya üçüncü tekil (onun) kişi zamiri olan tamlamaların, tamlayanları

düştüğünde tamlananların ikinci kişiye mi yoksa üçüncü

kişiye mi ait oldukları net olarak anlaşılmaz. Bu tür cümlelerde kişi bakımından belirsizlik vardır.

 Bizleri unutmadığına çok sevindim.

Bu cümle, tamlayan söylenmediği için “Onun bizleri unutmadığına çok sevindim.” veya “Senin bizleri unutmadığına çok sevindim.” gibi iki şekilde de anlaşılmaktadır.

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Alınan bu karar, savaşta askerin daha çok ölmesine yol açtı.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir?

A) “bu” sözcüğü atılarak

B) “daha çok” sözü “askerin” sözcüğünden önce kullanılarak

C) “yol açtı” sözü yerine “neden oldu” sözü getirilerek

D) “alınan” sözcüğü atılarak

E) “savaşta” sözcüğü “askerin” sözcüğünden sonra kullanılarak

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse, ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu, aşağıdakilerin hangisiyle giderilebilir?

A) “sara nöbetlerine” sözü ile “ölüme” sözcüğü yer değiştirilerek

B) “yol açabilir” yerine “neden olabilir” sözü getirilerek

C) “sara” sözcüğü kaldırılarak

D) “zarı” yerine “zarının” sözcüğü getirilerek

E) “edilmezse” yerine “edilmediğinde” sözcüğü getirilerek

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Öğe eksikliği

B) Özne-yüklem uyuşmazlığı

C) Öznenin belirtilmemiş olması

D) Aynı anlama gelen sözcüklerin birlikte kullanılması

E) Anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması

P:292

Anlatım Bozuklukları

3 TÜRKÇE

FASİKÜL 8 AKLINDA OLSUN

O Saygı bildiren, alaysama (kinaye) içeren cümlelerde özne tekil de olsa yüklem çoğul olabilir:

Hanımefendi, henüz iş yerine gelmediler.

Küçük hanım, yemeğe gelseler.

O Kişileştirme sanatının olduğu cümlelerde yüklem çoğul olabilir:

Bülbüller, ağaçlarla konuşuyorlar.

Bulutlar, sen gideceksin diye ağlıyorlar.

Dil bilgisi Bakımından Bozukluklar

Özne Yüklem Uyumsuzluğu

a) Tekillik-Çoğulluk Uyumu

 Özne ile yüklem arasında tekillik-çoğulluk bakımından belli kurallar vardır.

 Özne tekilse yüklem de tekil olur.

Amcam, akşam bize geleceğini söyledi.

Görevli, ziyaret saatinin bittiğini duyuruyor.

 Özne, insan ve çoğulsa yüklem, tekil veya çoğul olabilir.

Yolcular, iskelede bekliyor.

Yolcular, iskelede bekliyorlar.

 Özne, insan dışında bir varlık ya da kavramsa, çoğul da olsa yüklem tekil olur.

Ellerim, eldivensizken çok üşüyor.

Ellerim, eldivensizken çok üşüyorlar. (yanlış)

 Özne anlamca çoğul sözcüklerden oluşuyorsa yüklem tekil olur.

Herkes, maçın bitmesini bekliyor.

Herkes, maçın bitmesini bekliyorlar. (yanlış)

Hiç kimse, sorduğum adresi bilemedi.

Hiç kimse, sorduğum adresi bilemediler. (yanlış)

b) Kişi Özne Uyumu

 Özne grubunda birinci kişinin (ben-biz) yanında, ikinci kişi (sen-siz) veya üçüncü kişi (o-onlar) varsa yüklem “birinci çoğul (biz)” olur.

Sen ve ben, bu zorlukları yenebiliriz. (biz)

Yarın akşam ben ve o, tiyatroya gideceğiz. (biz)

 Özne grubunda ikinci kişinin (sen-siz) yanında, üçüncü kişi (o-onlar) varsa yüklem “ikinci çoğul (siz)” olur.

Sen ve o, bu testi birlikte çözün. (siz)

c) Olumluluk-Olumsuzluk Uyumu

 “hiçbiri”, “hiç kimse” ve “kimse” gibi sözcüklerle oluşturulan özneler, olumsuz yüklem alır.

 “hepsi”, “herkes” ve “tümü” gibi sözcüklerle oluşturulan

özneler hem olumlu hem de olumsuz yüklem alabilir.

 Farklı yüklemlere bağlanması gereken bu öznelerin sıralı,

bağlı veya birleşik cümlelerde ortak yüklemle kullanılması

anlatım bozukluğu nedenidir.

Hiçbiri derste konuşmuyor. (olumsuz yüklem)

Hepsi dersi dinliyor. (olumlu yüklem)

Kütüphanede herkes ders çalışıyor, konuşmuyor. (anlatım

bozukluğu)

Kütüphanede herkes ders çalışıyor, hiç kimse konuşmuyor. (doğru kullanım)

7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Cansız varlıkların ya da soyut kavramların çoğulları özne olduğunda bunların yüklemleri tekil olur.”

Aşağıdakilerden hangisinde bu kurala uyulmamıştır?

A) Köylüler, uzaktan uzağa bağrıştılar.

B) Dağlar, gün batımına doğru kızıllaştı.

C) Boksörler yaman dövüştüler.

D) Bu düşünceler, geçerliğini çoktan yitirdi.

E) Bu tür duygular, gözlerimi yaşartırlar.

8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Hiç kimse ona gerçeği anlatmamış, onu yalan yanlış sözlerle

oyalamıştı.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?

A) “gerçeği” yerine “doğruyu” sözcüğü getirilerek

B) “anlatmamış”tan sonra “herkes” sözcüğü getirilerek

C) “anlatmamış” yerine “söylememiş” sözcüğü getirilerek

D) “onu” sözcüğü atılarak

E) “oyalamıştı” yerine “kandırmıştı” sözcüğü getirilerek

6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdakilerin hangisinde, anlam belirsizliğini gidermek

için cümlenin başına bir şahıs zamiri getirmek gerekir?

A) Adana’ya yerleştiklerini duydum.

B) Yeni aldığın elbiseyi çok beğendim.

C) Önerdiğin romanı henüz okuyamadım.

D) Yarışmada birinci olduğuna sevindim.

E) Sınava İstanbul’da girmek istiyorum.

P:293

Anlatım Bozuklukları

TÜRKÇE 4

FASİKÜL 8

10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu

vardır?

A) Toplumsal yaşamda herkesin uymak zorunda olduğu kurallar vardır.

B) Kâğıt tüketimi bir toplumun gelişmişlik göstergelerinden

biridir.

C) Yasalara göre, paranın üzerine yazı yazmak, yırtmak yasaktır.

D) Masanın üzerindeki kâğıtlar, kitaplar birbirine karışmış.

E) Dün aldığı gazeteleri, dergileri hâlâ okuyamadı.

11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Fatih Balkış, Baht Dönüşü adlı romanında, kişisel müzik çalışmalarına ara veren bir piyanistin hayatının müzik üzerinden

sorgulanmasını işliyor. (II) Önemli olan müzisyenin müzik aletini asla yarı yolda bırakmaması ve ihanet etmemesidir. (III)

Eline aldığı her müzik aleti, evrenin en uzak noktalarından buralara gelen bir canlıymış hissi uyandırmalıdır onda. (IV) Sanatçının piyanosunun suskunluğu, bitirilmemiş eserlerinin yalnızlığı hepimizin matemi sayılmaz mı? (V) Müzisyenin yolculuğu, o müzik aletinin lisanıyla açıklanabilecektir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Nesne Eksikliği

 Sıralı ve bağlı cümlelerde nesne alması gereken bir yükleme

nesne getirilmediği için ortaya çıkan anlatım bozukluğudur.

 Annem, fakirlere her zaman yardım eder, sevindirirdi.

Birinci cümlede “yardım eder” fiilinin dolaylı tümleci olan

“fakirlere” sözü, “sevindirirdi” yüklemiyle öge yönünden

uyum göstermez.

Bundan dolayı cümleye nesne eklenerek cümle “Annem,

fakirlere her zaman yardım eder, fakirleri sevindirirdi.” biçimine dönüştürülmelidir.

Yüklem, Ek Fiil, Fiilimsi Eksikliği

 Birleşik, sıralı ve bağlı cümlelerde yargıların aynı yükleme,

ek fiile veya fiilimsiye bağlanmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.

 Abim, Ankara’dan İstanbul’a geleceğini ve kendisini havaalanında karşılamamı istedi.

Bu cümlede “Abim, Ankara’dan İstanbul’a geleceğini” sözü, “istedi” yüklemiyle uyumsuzdur.

Bundan dolayı cümleye “söyledi” yüklemi eklenerek cümle

“Abim, Ankara’dan İstanbul’a geleceğini söyledi ve kendisini havaalanında karşılamamı istedi.” şeklinde düzeltilmelidir.

Dolaylı Tümleç, Zarf Tümleci Ve Edat (İlgeç) Tümleci Eksikliği

 Sıralı ve bağlı cümlelerde dolaylı tümleç, zarf tümleci ve

edat (ilgeç) tümleci alması gereken bir yükleme bu tümleçlerden birinin getirilmemesinden kaynaklanan anlatım

bozukluklarıdır.

 Dedem torunlarını hiç kırmaz, her zaman harçlık verirdi.

Birinci cümlede “kırmaz” yükleminin nesnesi olan “torunlarını” sözcüğü, “verirdi” yüklemiyle öge yönünden uyum

göstermez.

Bundan dolayı cümleye dolaylı tümleç eklenerek cümle

“Dedem torunlarını hiç kırmaz, torunlarına her zaman harçlık verirdi.” biçimine dönüştürülmelidir.

 Ben yarın arkadaşımı arayacağım, bu konuyu da görüşürüz.

Birinci cümlede “ arayacağım” yükleminin nesnesi olan

“arkadaşımı” sözcüğü, “görüşürüz” yüklemiyle öge yönünden uyum göstermez.

Bundan dolayı cümleye edat (ilgeç) tümleci eklenerek cümle “Ben yarın arkadaşımı arayacağım, onunla bu konuyu

da görüşürüz.” biçimine dönüştürülmelidir.

 Hiçbir zaman kendini düşünmedi; ülkesinin, ailesinin mutluluğu için çalıştı.

Birinci cümlede “düşünmedi” yükleminin zarf tümleci olan

“Hiçbir zaman ” sözü, “çalıştı” yüklemiyle öge yönünden

uyum göstermez.

Bundan dolayı cümleye yeni bir zarf tümleci eklenerek cümle “Hiçbir zaman kendini düşünmedi; her zaman ülkesinin,

ailesinin mutluluğu için çalıştı.” biçimine dönüştürülmelidir.

9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Öğrencilerin en çok yaptıkları yanlışlardan biri de aynı özneyi

almayan yüklemleri, bir arada kullanmalarıdır.”

Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaya örnek olabilir?

A) Onlar gene beni yerer, kendilerini överler.

B) Televizyonun karşısına oturmuş; haberleri izliyordum.

C) Bu olaylar onu yorgun düşürmüş, sağlığını bozmuştu.

D) Bu tür dergilerin sayısı azalıyor, okunmaz oluyor.

E) Avcılık tek başına yapılmıyor; tanıdıklarla yapılıyor.

Özne Eksikliği

 Birleşik cümlelerde yan cümleciğin ve temel cümlenin yükleminin veya sıralı ve bağlı cümlelerde birden fazla yüklemin aynı özneye bağlanmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.

 Bazı eleştirmenler, bu filmi çok övdü ve bundan dolayı seyirciler tarafından çok beğenildi.

Yukarıdaki ilk cümlede “övdü” yükleminin öznesi “Bazı

eleştirmenler”dir.

İkinci cümlede ise “beğenildi” yüklemindeki özne eksikliği, “Bazı eleştirmenler” sözünün ikinci cümlenin de öznesiymiş gibi anlaşılmasına yol açmıştır.

Bu yüzden ikinci cümleye “bu film” sözü, özne olarak getirilmelidir. Cümle şöyle olmalıdır:

 Bazı eleştirmenler, bu filmi çok övdü ve bundan dolayı bu

film seyirciler tarafından çok beğenildi.

P:294

Anlatım Bozuklukları

5 TÜRKÇE

FASİKÜL 8

12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Dişçiye hiç ya da çok seyrek gidiyorlar.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu nasıl giderilebilir?

A) “dişçiye”den sonra “ya” sözcüğü getirilerek

B) “çok” sözcüğü atılarak

C) “seyrek” yerine “az” sözcüğü getirilerek

D) “gidiyorlar” yerine “gitmezler” sözcüğü getirilerek

E) “hiç” yerine “ya hiç gitmiyorlar” sözü getirilerek

13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) “Yazdıklarım boyumu aştı!” diyenlerden değilim. (II) Ben

de elimden geldiğince iyi eserler vermeye çalıştım. (III) Ama

bu eserlerdeki kaliteyi ve yeterli olup olmadığını ben değil,

toplum söyleyecek. (IV) Ben de sorumluluk sahibi her insan

gibi toplumsal birikime katkıda bulunmaya devam edeceğim.

(V) Sağlığım el verirse çok yakın bir zamanda yeni bir romanda

okurlarımla buluşmayı düşünüyorum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

14 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Ucu yırtık yabancı paraların, Merkez Bankası dahil, hiçbir yerde

işlem görmüyor.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

A) Gereksiz yere tümleç kullanılmasından

B) Yüklemin şimdiki zamanda olmasından

C) Arasözün yanlış yerde kullanılmasından

D) Sıfat tamlamasında araya sözcük girmesinden

E) Öznenin tamlayan eki almasından

15 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Her ne kadar şehir dışına taşınmışsa bile beklenen rahatlığa

kavuşulamamıştır.

Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerin hangisi yapılmalıdır?

A) “kavuşulamamıştır” yerine “ulaşılamamıştır” sözcüğü getirilmeli

B) “taşınmışsa” yerine “taşınsa” sözcüğü getirilmeli

C) “beklenen” yerine “beklediğimiz” sözcüğü getirilmeli

D) “taşınmışsa bile” yerine “taşınılmışsa da” sözü getirilmeli

E) “bile” den sonra “nasılsa” sözcüğü getirilmeli

 Köydeki evimiz çok küçük, bahçesi de güzel değildi.

Bu cümlede “küçük” yüklemi ek fiil almadığı için “evin küçük olduğu, bahçenin güzel olmadığı” anlatılmak istenirken bunun tersi olarak “evin küçük olmadığı, bahçenin güzel olmadığı” şeklinde bir anlam ortaya çıkmıştır.

Bundan dolayı “küçük” yüklemine ek fiil eklenerek cümle

“Köydeki evimiz çok küçüktü, bahçesi de güzel değildi.”

şeklinde düzeltilmelidir.

 Sınavlarda bazı öğrenciler iyice öne, bazıları ise çok gerilere düşmeye başladı.

Bu cümlede “Sınavlarda bazı öğrenciler iyice öne” sözü

“düşmeye” fiilimsisine bağlandığından, fiilimsi eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu ortaya çıkmıştır.

Bundan dolayı cümleye virgülden önce “çıkmaya” fiilimsisi getirilerek cümle “Sınavlarda bazı öğrenciler iyice öne

çıkmaya, bazıları ise çok gerilere düşmeye başladı.” şeklinde düzeltilmelidir.

Tamlama Yanlışları

 Farklı tamlayanların aynı tamlanana bağlanması ya da tamlama eklerinin eksik kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.

 Emircan, okuduğum şiiri çok beğendi; bana şairini soruyor.

Bu cümlede tamlayan eksikliği vardır.

Bundan dolayı cümleye “şiirin” tamlayanı getirilerek cümle “Emircan, okuduğum şiiri çok beğendi; bana şiirin şairini soruyor.” şeklinde düzeltilmelidir.

Ek Yanlışları

 Herhangi bir cümlede eklerin yanlış kullanılması ya da bir

sözcüğe yanlış ekin getirilmesinden kaynaklanan anlatım

bozukluğudur.

 Çocukların değişik hastalıklara karşı karşıya kalmaması

için aşılarının hemen yaptırılması gerekir.

Çocukların değişik hastalıklarla karşı karşıya kalmaması

için aşılarının hemen yaptırılması gerekir.

 Kar yağışının yarın da devam edeceğini bekliyoruz.

Kar yağışının yarın da devam etmesini bekliyoruz.

Çatı Yönünden Uyumsuzluk

 Birleşik cümlelerde temel cümlenin etken olup yan cümlenin etken olmaması veya temel cümlenin edilgen olup

yan cümlenin edilgen olmamasından kaynaklanan anlatım

bozukluğudur.

 Dağın zirvesine çıktıkça ısının düştüğü hissedilir.

etken edilgen

Cümledeki anlatım bozukluğu iki şekilde düzeltilebilir:

Dağın zirvesine çıkıldıkça ısının düştüğü hissedilir.

Dağın zirvesine çıktıkça ısının düştüğünü hissettik.

P:295

Anlatım Bozuklukları

TÜRKÇE 6

FASİKÜL 8

A) Dönem sonu yaklaştığı

için okulda çok hızlı bir

faaliyet ve etkinlik başladı. B) Çevre duyarlılığından

yoksul kişilerin sayısı

arttıkça dünyanın

geleceğinden şüpheliyim.

C) Zaman buldukça yurt

dışında okuyan oğlunu

görmeye giderdi.

D) Millî sporcularımız,

yaklaşık olarak tam iki

hafta sonra İstanbul’a

dönecek. E) Kapalı havalarda

masmavi, pırıl pırıl

gökyüzünü seyretmeyi çok

severmiş.

F) Bu zor yarışmada

birinci olduğuna

sevindim.

G) Bu mevsimlerde sık sık

kendi kendime öz eleştiri

yapıyorum. H) Bizim alacağımız başarı,

aslında okulumuzun

başarısıdır.

I) Alınan bu karar, savaşta

askerin daha çok ölmesine

yol açtı.

J) Ani fren yapıldığında

arabadaki çocuklar mutlaka

başlarını bir yere

çarpabilirler. K) Sınıfın gözde öğrencisi

Bilal, ders çalışmadan değil

bir saat, bir gün bile

duramazdı.

L) Basketbol oynamayı,

kardeşimden çok

severim.

Anlam belirsizliği

Etkinlik 1

Aşağıda tabloda verilen cümleleri anlatım bozukluğunun sebebine uygun kutularla eşleştiriniz.

Çelişen sözcüklerin

bir arada kullanılması

Sıralama ve mantık

hatası

Gereksiz sözcük

kullanımı

Yanlış anlamda

sözcük kullanımı

Sözcüğün yanlış

yerde kullanılması

F

Çelişen sözcüklerin

bir arada kullanılması

Sıralama ve mantık

hatası

Gereksiz sözcük

kullanımı

Yanlış anlamda

sözcük kullanımı

Sözcüğün yanlış

yerde kullanılması

Anlam belirsizliği

P:296

7 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 8

2. (I) Geçen gün, ünlü bir şairimizi anmak için düzenlenen

bir törene katıldım. (II) Şairin doğduğu köydeki törene

birçok kişi davet edilmişti. (III) Tören, saygı duruşuyla

başlayıp İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla devam etti. (IV)

Ardından duygu dolu şiirler ve etkileyici konuşmalar yapıldı.(V) Okunan şiirler arasında, alkışı en çok, şairin son

şiiri topladı.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

bir anlatım bozukluğu vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözün yanlış yerde kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Her mevsimin kendine has bir güzelliği vardır.

B) Vakit buldukça yurt dışında okuyan çocuğumun öğretmenleriyle görüşüyorum.

C) Bilinçsizce alınan ilaçlar, her yıl yüzlerce kişinin ölümüne neden oluyor.

D) Amacımız okullarda akıllı tahtaların daha çok kullanılmasını sağlamaktır.

E) Karşımdaki kişiyi dinlemeden onun hakkında karar

vermem.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Öğrencilerin, yaşamlarında kendilerine rehberlik edecek bilgilere gereksinimleri var.

B) Çocuklukta yaşanan olumsuz olaylar, insanlar üzerinde etkileri yıllarca süren izler bırakıyorlar.

C) Öğrencilere eleştirel düşünme yeteneği kazandırmak

için programlar düzenlendi.

D) Ailesinin desteğini ve yakın ilgisini gören çocuklar

yaşamda daha başarılı olmaktadır.

E) Sınavlar, öğrencilere kendi eksiklerini görüp giderme

olanağı sağlar.

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük

kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu

vardır?

A) Sanırım bu işi de kolaylıkla başaracak.

B) Bazı sözler, üzerinde düşünüldükçe yeni ifadeler kazanır.

C) Yaz aylarında, akşama kadar oynardık sokak aralarında.

D) Bu olay, hepinizden çok beni daha fazla ilgilendiriyor.

E) İnsanların çoğu, yaşamın lezzetlerinin farkında bile

değil.

6. Aşağıdakilerin hangisinde anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin başına bir kişi adılı getirilmelidir?

A) Dediğimi yaparsan başarılı olursun.

B) Konya’da yaşadıklarını sanıyorum.

C) Düşüncelerimize katılmayabilirsiniz.

D) Dünkü kazada yaralandığını öğrendim.

E) Çektirdiğiniz fotoğraflar karanlık çıkmış.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Buralarda kış erken başlar ve çok sert geçerdi.

B) Kar uzun süre yerden kalkmaz ve ulaşımı aksatırdı.

C) Çocukken karın yağmasını dört gözle beklerdik, ama

çoğu zaman yağmazdı.

D) Öğrenciler okullarına gidebilmek için kalın botlar giyerlerdi.

E) Kışın, buzlu zeminlerde ayağı kayıp düşenler de olmuyor değildi.

1-D 2-D 3-B 4-B 5-C 6-D

P:297

TÜRKÇE 8

Pratik Test FASİKÜL 8

6. “Gençlerin, ülkenin gelecekte kendilerinden beklediği

görevleri düşünerek sorumluluk bilinci taşımalıdırlar.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden

hangisiyle giderilebilir?

A) “beklediği” sözcüğü “beklenen” yapılarak

B) “ülkenin” sözcüğü cümleden çıkarılarak

C) “Gençlerin” sözcüğündeki tamlayan eki atılarak

D) “düşünerek” sözcüğünden sonra “onlar” sözcüğü

getirilerek

E) “düşünerek” sözcüğü “düşünülerek” yapılarak

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne - yüklem uyuşmazlığından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Ön sıradaki öğrenci söz istedi ve dersle ilgili açıklamalar yaptı.

B) Yarın, okuldaki veli toplantısına annem ve babam birlikte gelecek.

C) Herkes kapının önünde bekliyor, hiç kimse içeri girmiyordu.

D) Birkaç kişi dışında bütün yolcular, hareket saatinden

önce tren garına gelmişti.

E) Bu konuda hiçbiriniz benden yardım beklemeyin, işinizi kendi gayretlerinizle hâlledin.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Sahilde dolaşırken ilkokuldan bir arkadaşımla karşılaştım.

B) O gün o da ben de ödevi tamamlayabilmek için sabaha kadar çalışmıştım.

C) Yarın küçük kardeşim ve ben amcamlara gideceğiz.

D) Bugünlerde -nedendir bilmem- seninle çok görüşemiyoruz.

E) O akşam, gelirsin diye, seni okulun bahçesinde çok

bekledik.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Bu yörede özellikle kış aylarında sel baskınları ve

toprak kaymaları artmaktadır.

B) Ülkemizdeki bulunan tarım alanlarının daha verimli

bir hâle getirilmesi için birçok proje başladı.

C) Geçimini hayvancılıkla sağlayan aileler, fırtınadan büyük zarar gördü.

D) Yetkililer, bölgede erozyonun önlenmesi için ağaçlandırma çalışmalarına başladılar.

E) Buradaki köylülerin çoğu, arıcılık ve seracılıkla uğraşıyormuş.

2. “Senin çok beğendiğin o yazarın kitaplarına göz attım

fakat hiç beğenmedim.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

A) Nesne eksikliğinden

B) Yanlış bağlaç kullanılmasından

C) Tamlayan eki fazlalığından

D) Özne - yüklem uyuşmazlığından

E) Tümleç eksikliğinden

3. “Panele katılanların hiçbiri âdeta konuşmacılardan gözünü ayırmadı ve konuşmacıları merakla dinledi.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?

A) “hiçbiri” sözcüğü atılarak

B) “ve” yerine “fakat” getirilerek

C) “ve” sözcüğünden sonra “hepsi” getirilerek

D) “merakla” yerine “meraklıca” getirilerek

E) “âdeta” sözcüğü atılarak

P:298

9 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 8

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Taraftarların takıma yönelik eleştirilerini ağır buluyorduk.

B) Çocuklara okutulacak kitaplarda daha seçici davranılmalı.

C) Plansız yapılaşmadan kaynaklanan sorunlar şehir

hayatını çekilmez kılıyor.

D) Kış mevsiminin yaklaşmasıyla konaklama ücretlerinde düşüş yaşandı.

E) Burada herkes sorumluluğunun bilincindeydi, verilen vazifeyi aksatmıyordu.

12. “Masal; insanları eğiterek, doğru yolu göstermeye çalışan; genellikle olağanüstü olayların betimlendiği yazınsal bir türdür.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden

hangisiyle giderilebilir?

A) “Masal” sözcüğü “Masallar” yapılarak

B) “betimlendiği” sözcüğü “betimlenen” yapılarak

C) “genellikle” sözcüğü cümleden atılarak

D) “eğiterek” sözcüğünden sonra “onlara” getirilerek

E) “yazınsal bir türdür” yerine “yazınsal yapıtlardır” yapılarak

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yapılmıştır?

A) Çevremizdeki insanların her zaman bizleri anlamalarını bekleyemeyiz.

B) Her şirketin farklı bir yapısı, kendine göre kuralları

vardır.

C) Arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde her zaman seviyeli

olmaya çalışmıştır.

D) Bunlar size göre doğru olabilir ancak ben hâlâ yanlış olduğuna inanıyorum.

E) Her durumda soğukkanlı kalabilmeyi çok az kişi başarabiliyor.

9. Aşağıdakilerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Dün onlara karşı kin, bugün ise anlam veremediğim

bir sevgi duyuyorum.

B) İnsanların çıkara dayalı ilişkilere bel bağladıklarını

gördükçe üzülüyorum.

C) Bir gün herkes fikirlerimin ne kadar doğru olduğunu

anlayacak.

D) Onların bir gün benden hesap soracaklarını adım

gibi biliyorum.

E) Bazı geceler, deniz kenarında saatlerce yapayalnız

yürüyorum.

7. “Ekonomik kriz böyle devam ederse ben fabrikamdan,

sende dükkânından olacaksın.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?

A) “böyle” sözcüğü atılarak

B) “ederse” sözcüğü yerine “ettiği takdirde” getirilerek

C) “fabrikamdan” sözcüğünden sonra “olacağım” getirilerek

D) Cümlenin başına “Eğer” getirilerek

E) “de” yerine “ise” getirilerek

8. “Trafik cezalarına çeşitli oranlarda zam yapılarak caydırıcılığının artırılması planlanıyor.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gereksiz sözcük kullanımı

B) Çatı uyuşmazlığı

C) Nesne eksikliği

D) Tamlayan eksikliği

E) Özne-yüklem uyuşmazlığı

1-E 2-A 3-C 4-B 5-B 6-C 7-C 8-D 9-A 10-D 11-E 12-D

P:299

TÜRKÇE 10

Sınav Tadında FASİKÜL 8

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Biraz dinlendikten sonra arkadaşımla ders çalışacağız.

B) Önce hep birlikte yemeğimizi, ardından çayımızı içer,

sohbet ederiz.

C) Yaz aylarında, akşamları sahilde yürüyüş yapmayı

çok severmiş.

D) Bugün deniz dalgalıydı, balıkçılar da yorgun görünüyordu.

E) İşte çok yorulduğundan erkenden yatmıştı.

3. Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin

tekil veya çoğulluğunu etkiler. Eğer özne bitkiler, hayvanlar, cansız varlıklar ya da soyut kavramlarsa, yüklem

daima tekil olur. İnsanlar çoğul özne olduğunda ise yüklem tekil veya çoğul olabilir.

Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uyulmamasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Kuşlar, ormandaki ağaçlarda ötüşüyordu.

B) Yazlıkçılar, bu mevsimde burayı terk ederler.

C) Hayallerim geç de olsa gerçekleşiyor.

D) Burada günler, bir türlü geçmek bilmiyorlar.

E) Minik öğrenciler, öğretmenlerini can kulağıyla dinliyorlardı.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Çalışkanlığı yüzünden çevresindekiler tarafından çok

sevilirdi.

B) Bu dağ köyünde akşam olduğunda ortalıkta kimsecikler kalmazdı.

C) Çalışmalarımı erken bitirirsem size mutlaka uğrayacağım.

D) Karşı daireye taşınan ihtiyarın titiz biri olduğu her hâlinden belli oluyordu.

E) Bir gün, çekilen sıkıntıların biteceğine inandığından

morali yerindeydi.

1. “Yol kenarlarındaki satılan muz ve armutlar, araçların egzozlarından çıkan zehirli gazlardan etkilendiğinden tehlike saçıyor.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yüklemin şimdiki zamanlı olması

B) Çatı uyuşmazlığı

C) Dolaylı tümleç eksikliği

D) Tamlayan eki eksikliği

E) İlgi ekinin gereksiz kullanımı

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

A) Seninle değil şuradan şuraya gitmek, dünya turuna

bile çıkılmaz.

B) Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.

C) Herkes kimin haklı, kimin haklı olmadığını çok iyi biliyor.

D) Herkes yangını seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.

E) Kablosuz iletişim araçlarının yaydığı elektromanyetik dalgalar özellikle beynimizi olumsuz etkiliyor.

2. Noktalama işaretlerinin kullanılmaması ya da yanlış yerde

kullanılması, cümlede anlam belirsizliğine yol açabilir.

Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgülün kullanılmaması anlam belirsizliğine yol açmamıştır?

A) Küçük ağacın arkasına saklandı.

B) Dün gece sunduğun teklifi iyice düşündüm.

C) Genç gazeteciye tüm bildiklerini anlattı.

D) İhtiyar adama bir şeyler söylüyordu.

E) Gelen konuklar otobüslerle otele taşındı.

P:300

11 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 8

7. “Annemlerin yeni taşındığı şehre birkaç arkadaşımla gittik, gezdik ve çok beğendik.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden

hangisiyle giderilebilir?

A) “yeni” sözcüğü atılarak

B) “taşındığı” sözcüğü “taşındıkları” yapılarak

C) “arkadaşımla” sözcüğü “arkadaşlarımla” yapılarak

D) “gezdik” sözcüğünden önce “orayı” getirilerek

E) “arkadaşımla” sözcüğünden sonra “birlikte” getirilerek

8. “Şiir, ne kadar etkili bir anlatıma sahip olursa olsun, onda

anlatılanlar iyi bir kalıba girmemişse kalıcılığı söz konusu

olamaz.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özne - yüklem uyuşmazlığı

B) Tamlayan eksikliği

C) Nesne eksikliği

D) Yanlış edat kullanılması

E) Özne eksikliği

9. Şair Evlenmesi, Şinasi’nin, yanlış Batılılaşmayı alaysamalı bir üslupla gözler önüne seren, Türk yazınındaki ilk

tiyatro eseridir.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu numaralanmış bölümlerden hangisinin çıkarılmasıyla giderilebilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II III

IV

V

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Kış gelince daha çok, ihtiyarlar kalırdı bu küçük kasabada.

B) Gazetemize gönderilen yazıların çoğu, edebiyatla

uzaktan yakından ilgisi yok.

C) Boş vakitlerinde deniz kenarına gider, orada, yazdığı

şiirleri incelerdi.

D) Bu dergilerin sayısı arttıkça edebiyatla ilgilenen gençlerin sayısı da artıyor.

E) Günümüz okuru, fazla yorulmadan anlayabileceği

şiirlerden hoşlanıyor.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Babam emniyet kemerine çok önem verir, trafiğe çıkmadan önce mutlaka takardı.

B) İhtiyaç dışı yapılan şerit değiştirmeler, trafiğin yavaşlamasına yol açıyor.

C) Yetkililer, sürücüleri araçlarını uykuluyken kullanmamaları konusunda sürekli uyarıyor.

D) Yağışlı havalarda, sürücülerin daha yavaş ve daha

dikkatli olmaları gerekiyor.

E) Çocukların, araçların ön koltuğuna oturması tehlikeli

ve yasaktır.

10. (I) Bayram sabahı, her zaman olduğu gibi erkenden

uyandım. (II) Yeni giysilerimi ve ayakkabılarımı giyeceğim için çok heyecanlıydım. (III) Hafif bir kahvaltının ardından arabamıza binip babamla eş dost ziyaretine gittik. (IV) Ziyaretlerden sonra çocuklar için düzenlenen bir

eğlence yerine uğradık.(V) Yollar o kadar insan ve arabayla doluydular ki eve gitmekte bayağı zorlandık.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:301

TÜRKÇE 12

Sınav Tadında FASİKÜL 8

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Bugün okul çıkışı önce kütüphaneye sonra yüzme

antrenmanına gideceğiz.

B) Çocuklara “Önce yemek, ardından ödevler bitmeli.’’

dedi.

C) Bu hastalık sebebiyle biz de görüşemez olduk.

D) Yarın tekne turunda birçok koy gezeceğiz.

E) Yeni kitabının araştırma safhasında çok yıprandı.

15. Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin

tekil veya çoğulluğunu etkiler. Eğer özne bitkiler, hayvanlar, cansız varlıklar ya da soyut kavramlarsa, yüklem

daima tekil olur. İnsanlar çoğul özne olduğunda ise yüklem tekil veya çoğul olabilir.

Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uyulmamasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Gecenin bu saatinde bile köpekler havlıyordu.

B) Sitedekiler toplanan aidatlara itiraz ettiler.

C) Yeni doktorlar, hocalarını pür dikkat dinleyecekler.

D) Onun gelmesi için beklediğim haftalar bir türlü gelmiyorlar.

E) İdeallerine nihayet bugün kavuşuyor.

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Yaşanan bu kötü günler elbet bitecek.

B) Köylüler yerli tohumdan alabilmek için çiftliklere

koştu.

C) Konferans biter bitmez size de mutlaka haber vereceğim.

D) Apartmana yeni taşınan komşumuzun çok tatlı bir

köpeği var.

E) Sıcakkanlılığı yüzünden çok çabuk arkadaş edinirdi.

13. ‘‘Pazarlardaki açıkta satılan süt ve süt ürünleri üzerlerinde biriken mikroplar nedeniyle insan sağlığına zarar

veriyor.’’

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tamlayan eki eksikliği

B) İlgi ekinin gereksiz kullanımı

C) Dolaylı tümleç eksikliği

D) Yüklemin şimdiki zamanlı olması

E) Çatı uyuşmazlığı

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

A) Bilinçsiz ilaç kullanımı ölümlere hatta zehirlenmelere

bile yol açabilir.

B) Teknoloji çağının nimetlerinden büyük ölçüde yararlanmayı bilmeliyiz.

C) Bu vazife ve görevi hakkıyla yerine getireceğinden

şüphem yok.

D) Herkes güneşin tadını çıkarıyor, karşıdaki orman yangınıyla ilgilenmiyordu.

E) Bu saate kadar galiba evine gelmiş olmalı.

14. Noktalama işaretlerinin kullanılmaması ya da yanlış yerde

kullanılması, cümlede anlam belirsizliğine yol açabilir.

Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgülün kullanılmaması anlam belirsizliğine yol açmamıştır?

A) Gülen gözlerin hiç solmasın.

B) Genç polise tüm bildiklerini anlattı.

C) Tahta kulübenin önünde toplandı.

D) İhtiyar kadına yeni bir şeyler alalım.

E) Çocuk arabasına binemedi.

1-E 2-E 3-D 4-E 5-A 6-B 7-D 8-B 9-B 10-E 11-B 12-A 13-B 14-A 15-D 16-B 17-E 18-B

P:302

13 TÜRKÇE

FASİKÜL 8 Ses Bilgisi

Ses Bilgisi

 Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda oluşturduğu titreşime ses denir.

 Ses, dilin işlevli en küçük birimidir.

 Harf ise sesin yazıdaki karşılığıdır.

 Bir dildeki harflerin belirli bir sıraya dizilmiş bütününe alfabe denir.

 Türkçede sesler, ses yolundaki biçimlenişlerine göre ikiye

ayrılır:

Ünlüler (Sesliler)

Ünsüzler (Sessizler)

Ünlülerin Nitelikleri:

 Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkan sese ünlü denir.

Türkçede sekiz ünlü vardır:

a, e, ı, i, o, ö, u, ü

Ünlüler şu biçimde sınıflandırılır:

A. Dilin durumuna göre:

1. Kalın ünlüler: a, ı, o, u

2. İnce ünlüler: e, i, ö, ü

B. Dudakların durumuna göre:

1. Düz ünlüler: a, e, ı, i

2. Yuvarlak ünlüler: o, ö, u, ü

C. Ağzın açıklığına göre:

1. Geniş ünlüler: a, e, o, ö

2. Dar ünlüler: ı, i, u, ü

Ünlülerin nitelikleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

Düz Yuvarlak

Geniş Dar Geniş Dar

Kalın a ı o u

İnce e i ö ü

Ünlü Uyumları

Büyük Ünlü Uyumu

 Bir kelimenin birinci hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de kalın, ince bir ünlü (e, i,

ö, ü) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de ince olur:

--adım (kalın - kalın)

--gelincik (ince - ince - ince)

Küçük Ünlü Uyumu

 Bir kelimede düz ünlüden sonra düz (a, e, ı, i), yuvarlak

ünlüden sonra yuvarlak dar (u, ü) veya düz geniş (a, e) ünlüler bulunur:

Se - vinç (düz-geniş, düz-dar)

kor - kunç (yuvarlak-geniş, yuvarlak-dar)

 Küçük ünlü uyumu aranırken heceler bir önceki heceye

göre değerlendirilir.

BİZDEN NOT

O Büyük ünlü uyumuna aykırı olan Türkçe kelimeler de vardır:

elma, hangi, hani, inanmak, kardeş, şişman,

anne…

AKLINDA OLSUN

O Alıntı kelimelerde büyük ünlü uyumu aranmaz:

tiyatro, viraj, ziyaret gazete, model…

O Bitişik yazılan birleşik kelimelerde büyük ünlü

uyumu aranmaz:

çekyat, hanımeli açıkgöz, bilgisayar…

O -gil, -ken, -leyin, -mtırak, -yor ekleri büyük ünlü

uyumuna uymaz:

sabah-leyin, bakla-gil-ler, çalışır-ken,

ekşi-mtırak, uyu-yor

O -daş (-taş) eki bazı kelimelerde büyük ünlü uyumuna uymaz:

gönül-daş, meslek-taş…

O -ki aitlik eki büyük ünlü uyumuna uymaz:

Bahçedeki, duvardaki, karşıki, onunki, yarınki…

O Büyük ünlü uyumuna girmeyen kelimelere gelen ekler, kalınlık incelik bakımından son hecenin ünlüsüne uyar:

meslektaş-ımız, şişman-lık adalet-li, anne-si…

O Bazı alıntı kelimelerde ekler bu uyuma girmez:

meçhul-e, sembol-ler…

O Son ünlüleri kalın olmasına karşın son sesleri

ince söylenen bazı alıntı kelimeler ince ünlü ekleri alır:

alkol / alkolü, kabul / kabulü,

kontrol / kontrolü, protokol / protokole, saat /

saate, santral / santraller…

PRATİK BİLGİ

O Küçük ünlü uyumuna aykırı Türkçe kelimeler de

vardır:

çamur, kabuk, kavuk, kavun, kavurmak, kavuşmak, savurmak, yağmur...

P:303

TÜRKÇE 14

FASİKÜL 8 Ses Bilgisi BENDEN UYARMASI

O Bazı sözcüklerin birleşmesi sırasında dar ünlülerin düştüğü görülür:

cuma + ertesi cumartesi

kahve + altı kahvaltı

ne + için niçin

O Bazı sözcükler türerken ünlü kaybına uğrar:

oyun - a - mak oynamak

koku - la - mak koklamak

kıvır - ım kıvrım

çevir - il - mek çevrilmek

uyu - ku uyku

O Son hecesinde dar ünlü bulunan bazı sözcüklerle “olmak” ve “etmek” yardımcı fiiliyle birleşik fiil oluşturulurken dar ünlü düşer:

kayıp + olmak kaybolmak

kahır + etmek kahretmek

devir + etmek devretmek

Ünlü Daralması

 a, e sesleriyle biten eylemler –yor kip ekini aldığında a, e geniş ünlüleri daralarak ı, i, u, ü seslilerinden birine dönüşür.

bilme - yor bilmiyor

sakla - yor saklıyor

Ünsüzlerin Nitelikleri

 Ses yolunda bir engele çarparak çıkan seslere ünsüz denir. Dilimizde yirmi bir ünsüz vardır:

b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z

 Ünsüzler ses tellerinin titreşime uğrayıp uğramamasına göre iki gruba ayrılır:

1. Ses tellerinin titreşmesiyle oluşan ünsüzlere yumuşak

(ötümlü, tonlu) ünsüzler adı verilir:

b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, r, v, y, z

2. Ses telleri titreşmeden oluşan ünsüzlere sert (ötümsüz,

tonsuz) ünsüzler denir:

ç, f, h, k, p, s, ş, t

Ses Olayları

Ünlü Düşmesi (Ses Düşmesi-Hece Düşmesi)

 İki heceli bazı kelimeler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerindeki dar ünlüler düşer:

oğul / oğlu; çevir- / çevril-, devir- / devrilağız / ağzı, alın / alnı, bağır / bağrım

beniz / benzi, beyin / beynimiz, boyun / boynu, böğür /

böğrüm, burun / burnu, geniz / genzi, göğüs / göğsün, gönül / gönlünüz, karın / karnı

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Ben, sisi zihnin bazı hâllerine benzetirim. Sis içindeyken sanki

başka bir dünyada, başka bir nizam içinde oynayan muhayyilem, beni daima şaşırtır. Kimi zaman temel karakterler üzerinde kalıp ayrıntılardan uzaklaşmanın mutluluğunu yaşarım.

Kimi zaman da zihnim ayrıntılara dalıp çevreyi kolaçan etmeye

başlar. Birkaç gündür İstanbul’un üstünü bütünüyle örten sis

de zihnim gibi oyunlar oynuyor ve görülen, işitilen her şeyi

farklı bir şekle sokuyor.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin hangisinde ünlü düşmesi yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V BAŞKA YERDE YOK

O Ünlüyle başlayan ek aldıklarında ünlüsü düşen kelimelerle oluşturulan ikilemelerde ikinci

kelimenin dar ünlüsü düşmez:

nesilden nesile, oğuldan oğula, şehirden şehire, ağız ağıza, burun buruna, omuz omuza,

devirden devire …

O İçeri, dışarı, ileri, şura, bura, ora, yukarı, aşağı

gibi sözler ek aldıklarında sonlarında bulunan

ünlüler düşmez:

dışardan değil dışarıdan içerde değil içeride

orada, yukarıda, aşağıda, ileride, şurada, burada …

O Son hecesinde dar ünlü bulunan bazı sözcüklerde ve özel adlarda ünlü düşmesi olmaz:

yanıt - ı, kesim-in, seçim - e, yapıt - ın

Emir’in arkadaşları konsere gitmiş.

P:304

15 TÜRKÇE

FASİKÜL 8 Ses Bilgisi AKLINDA OLSUN

O “ye-, de-, ne” sözcüklerinin bazı kullanımlarında “y” kaynaştırma ünsüzünden önceki geniş

ünlüde daralma olur:

ye - y - ecek yiyecek

de - y - ecek diyecek

de- y- e diye

ne - y - e niye

O Bunların dışındaki sözcüklerde “y” kaynaştırma

ünsüzünden önceki geniş ünlüde daralma olmaz:

“kanıtlıyamadık” değil “kanıtlayamadık”

“anmıyalım” değil “anmayalım”

O “deyince, deyip” sözcüklerinde ünlü daralması

yoktur.

Ünlü Türemesi

 “-cık, -cik” eki alan bazı sözcüklerde ek ile sözcüğün arasında “a, e, ı, i” ünlülerinin geldiği görülür:

genç - cik gencecik

dar - cık daracık

bir - cik biricik

az - cık azıcık

Ünsüz Benzeşmesi (Sertleşmesi - Uyumu)

 Sert ünsüzlerden biriyle (f, s, t, k, ç, ş, h, p) biten bir sözcükten sonra yumuşak ünsüzle “c, d, g” başlayan bir ek

gelirse ekin başındaki yumuşak ünsüzler “ç, t, k” şeklinde

değişerek sertleşir:

2013’de 2013’te

hep - den hepten

bit - gin bitkin

değiş - gen değişken

ölmüş - cesine ölmüşçesine

Ünsüz Yumuşaması (Değişimi)

 p , ç , t , k seslerinden biriyle biten bir sözcükten sonra ünlüyle başlayan bir ek gelirse bu sesler yumuşayarak b, c,

d, g , ğ seslerine dönüşür.

güç - ü gücü

kanat - ı kanadı

renk - i rengi

Ünsüz Düşmesi

 “k” ünsüzüyle biten bazı sözcükler “cık, -cik, -cuk, -cük,

cek, -cak, -l” eki aldığında “k” ünsüzü düşer.

yüksek - l - (mek) yüksel(mek)

küçük - l - (mek) küçül(mek)

büyük - cek büyücek

alçak - çık alçacık

ufak - l - (mak) ufal(mak)

Ünsüz Türemesi

 Bazı sözcüklerde “olmak” veya “etmek” yardımcı eylemiyle birleşik fiil oluşturulduğunda ya da bu sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde ünsüz türemesi görülür.

hat - ınız hattınız

hak - ım hakkım

hal - olmak hallolmak

2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018

Eskiden beri aşçılık ilgi alanıma girmiştir. Yemek yapmayı çok

severim. Bazı günler sabahtan başlıyan yemek telaşı akşama

ancak son bulur. Artık dışarı çıkmak yerine cuma akşamlarını

da mutfakta geçirir oldum. Son zamanlarda arkadaşlarımın

pek çoğu bu yüzden bana küstü. Ne yapayım affetsinler beni.

Aramızdaki hukuğu temelli bozacak değiller ya!

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangilerinin yazımı

yanlıştır?

A) I ve IV B) II ve III C) II ve V

D) III ve IV E) IV ve V

I

II

III IV

V

BAŞKA YERDE YOK

O Bazı birleşik kelimelerde ve bazı matematik terimlerinde ünsüz benzeşmesi kuralı söz konusu değildir:

dikdörtgen, akciğer, üçgen, dörtgen, beşgen

O Tek heceli kelimelerin sonunda bulunan p, ç,

t, k ünsüzleri ise iki ünlü arasında korunur:

ok / oku, ot / otu, saç / saçı, sap / sapı, suç /

suçu, süt / sütü…

O Tek heceli olduğu hâlde sonlarındaki ünsüzleri yumuşayan kelimeler de vardır:

but / budu, dip / dibi, gök / göğü, kap / kabı,

kurt / kurdu, uç / ucu, yurt / yurdu

O Bazı yabancı sözcüklerde yumuşama olmaz:

ahlak / ahlakın, cumhuriyet / cumhuriyete,

evrak / evrakı, hukuk / hukuku,

O Özel adlarda yazarken yumuşama olmaz:

Sinop’un, Dilek’e, Ferhat’ı, Zonguldak’ın

O Bazı türemiş sözcüklerde yumuşama olmaz:

yanıt - ı, özet - i, anıt - ı, yaşıt - ın, konut - u

P:305

TÜRKÇE 16

FASİKÜL 8 Ses Bilgisi AKLINDA OLSUN

O Arasına noktalama işareti girmiş sözcüklerde

ulama yoktur:

Leylâ’yı rüyamda gördüm, ağlıyordu.

Ünsüz Göçüşmesi (Yer Değiştirme, Metatez)

 Konuşma dilinde bazı ünsüzlerin yer değiştirmesidir. Daha çok, “r” ve “l” ünsüzlerinin bulunduğu sözcüklerde görülür.

DOĞRU YANLIŞ

ekşi eşki

kirpik kiprik

yanlış yalnış

yalnız yanlız

kibrit kirbit, kiprit

Dudak Ünsüzlerinin Benzeşmesi

 Dudak ünsüzlerinden “b”, kendinden önceki “n”yi “m”ye

dönüştürür.

perşenbe perşembe

saklanbaç saklambaç

tenbel tembel

tanbur tambur

penbe pembe

BENDEN UYARMASI

O Özel adlarda ve birleşik sözcüklerde dudak ünsüzleri benzeşmesi kuralı uygulanmaz.

Safranbolu, İstanbul...

onbaşı, binbaşı, sonbahar, günbatımı...

3 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2019 TYT

Tüm hayvanların vücudu dokulardan ve dokuların birleşmesiyle meydana gelen organlardan oluşur. Dokular vücudun

çeşitli kısımlarını ve organlarını oluştururken küçücük, kıvrımlı

ve karmaşık yapılara dönüşür. Epitel hücreler bu yapıların

oluşmasında temel bir işleve sahiptir. Bu hücreler sıkı bir şekilde istiflenerek derinin, kan damarlarının ve organların dış

tabakalarını meydana getirir.

Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması (vücudu, vücudun)

B) Ünsüz benzeşmesi (oluştururken, sahiptir)

C) Ünlü düşmesi (kıvrımlı)

D) Ünsüz düşmesi (küçücük)

E) Ünlü daralması (Cevap E)

4 - ÖĞRETEN SORU / 2018 MSÜ

Edebî metnin anlamı konusunda geçmişten bugüne süren

tartışmalar, uyuşmazlıklar ve çekişmeler edebiyat tenkidi tarihine damga vurdu, diyebiliriz.

Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisinin örneği yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması B) Ünsüz düşmesi

C) Ünsüz benzeşmesi D) Ünlü düşmesi

E) Ünlü daralması

PRATİK BİLGİ

O İki sessizin yan yana geldiği her sözcükte ünsüz türemesi olmayabilir:

hisse, madde, elli, belli, telli...

yollar, ziller, sollamak…

süssüz, sessiz, hissiz...

Kaynaştırma Harfleri (Koruyucu Ünsüzler)

 Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana bulunmadığından,

ünlüyle biten bir sözcüğe ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde sözcükle ek arasına “y, ş, s, n” kaynaştırma ünsüzlerinden biri girer.

ada - a ada - y - a

oda - ı oda - s - ı

pencere - in pencere - n - in

iki - er iki - ş - er

Ulama

 Sözcüklerin sonundaki ünsüzlerin bir sonraki sözcüğün

başındaki ünlülere ulanarak (bağlanarak) okunmasıdır:

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak

5 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT

İşte ben hep böyle garip mahzun,

Bir şey beklermişçesine yaşıyorum.

Bazen öyle günlerim oluyor ki Elâgözlüm,

Ne oldu, nasıl bitti şaşıyorum.

Bazı bilmem, gün nasıl başladığında,

Kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan.

Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor,

Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman.

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması B) Ünlü düşmesi

C) Ünsüz düşmesi D) Ünsüz benzeşmesi

E) Ünlü daralması

P:306

17 TÜRKÇE

FASİKÜL 8 Ses Bilgisi

*Nehrin

Etkinlik 1

A) Aşağıdaki metinde altı çizili kelimelerdeki ses olaylarını uygun kutucuklara yazınız.

Dinlenmek için memleketteydi. Uykusundan uyanır uyanmaz gittiği nehir kıyısında nehrin şırıltısını

dinliyordu. Vadideki çiçeklerin güzel kokusunu ciğerlerine çekti. Hanımı kahvaltıyı çoktan hazırlamıştır belki.

Doğanın koynunda gürültüden, kaygıdan uzak gönlünce kahvaltı yapma düşüncesi birden içini ısıttı.

Yumuşacık ekmeği, taze köy peynirini ve odun ateşinde demlenmiş çayını düşündü. İçinde sonsuz bir

mutluluk hissetti. Azıcık daha oyalanıp çevreyi seyretmek istedi. Gökyüzü açıktı, yalnız üç küçük bulut

kümesi vardı gökyüzünde. Her mevsim farklı bir çekiciliği vardı bu yerin. Yazın ayrı, kışın ayrı bir güzellik

insanı kendine çeken... Çam ormanlarıyla kaplı düz vadinin yamacına kurulmuş şirin bir kasaba... İlkbaharda

taşkın akan nehir sonra durulur, yavaş yavaş akardı yatağında. Hafif serin rüzgâr onu rahatlatırken tertemiz

havayı çekebildiği kadar çekti içine. Yaşama sevinci daha da katlandı katlandı.

Etkinlik 2

Metinde altı çizili harfler arasında ulama olanların numarasını boş kutucuğa yazınız.

Gün batımıyla tüneklerinden çıkan fare kulaklı yarasalar gün doğumuna kadar dışarıda avlanır. Geceleri

1 2 3 4 5 6

Aktif olan bu avcılar kör olmamalarına rağmen görme duyuları çok gelişmemiştir. Gözlerinde özellikle gece

7 8 9 10

avlanan birçok memelide bulunan ‘’tapetumlucidum’’ adı verilen yapı bulunmaz. Avlanırken duyma

11 12 13

yeteneklerini bu sebepten kullanırlar.

ÜNLÜ DÜŞMESİ ÜNSÜZ BENZEŞMESİ ÜNSÜZ DÜŞMESİ ÜNLÜ DARALMASI ÜNSÜZ YUMUŞAMASI

…, …, …, …, …, …, …,

P:307

TÜRKÇE 18

Öğreten Test FASİKÜL 8

6. Hani, o bırakıp giderken seni

Bu öksüz tavrını takmayacaktın

Alnına koyarken veda busemi

Yüzüme bu türlü bakmayacaktın

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangilerinin

birden çok örneği vardır?

A) Ünlü düşmesi - Ünsüz düşmesi

B) Ünsüz sertleşmesi - Ünlü daralması

C) Ünlü düşmesi - Ünsüz türemesi

D) Ünlü düşmesi - Ünsüz sertleşmesi

E) Ünlü türemesi - Ünlü daralması

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ünlü daralması” yoktur?

A) Hedeflerine doğru emin adımlarla ilerliyordu.

B) Olur olmaz şeylere para harcıyordu.

C) Bu kitabında çocukluğundan bahsediyordu.

D) Tatilde yaşadıklarını kimseye anlatmıyordu.

E) Doğruları yüzümüze söylemekten hiç çekinmiyordu.

1. Aşağıdaki atasözlerinde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi “ünsüz değişimi”ne örnek gösterilemez?

A) Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.

B) Ayağını yorganına göre uzat.

C) Dereyi geçerken at değiştirilmez.

D) Doğmadık çocuğa don biçilmez.

E) Borç yiğidin kamçısıdır.

5. Güzelliğin her zaman gönülde

Sabrın en güzeli sende gizli

Hiç söylemesen de sen kimseye

Rüzgârda her zaman kokun gizli

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ünlü düşmesi

B) Kaynaştırma ünsüzü

C) Ünsüz benzeşmesi

D) Ulama

E) Ünsüz yumuşaması

2. İkinci hecesinde dar ünlü (ı, i, u, ü) bulunan kimi sözcükler, ünlü ile başlayan bir ek aldığında ikinci hecedeki dar

ünlü düşer.

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde bu kuralın bir örneği yoktur?

A) Büyük çınar fırtınada devrilmiş.

B) Ağacın yaprakları bu yıl erken sarardı.

C) Yıllardır bu kasabaya alışamamıştı.

D) Vatan sevgimiz bu topraklarda yoğruldu.

E) Arkadaşları onu görünce etrafını çevreledi.

3. (I) Büyük usta Mimar Sinan, eserlerindeki ustalık ve gizemin hâlâ çözülemediği pek çok yapıyı tarihe miras

bırakmış. (II) Bir kısmı isimsiz kalmış, bir o kadarı da

kendisine ait olmamasına rağmen adıyla anılır olmuş.

(III) Bosna’nın köklü eserlerinden olan Alaca Köprüsü

de bazen sahipsiz sanılmış, bazen Sinan’a atfedilmiştir. (IV) 1992 yılında yıkılan köprünün sırlı öyküsü Boşnak bir yazar tarafından kitaplaştırıldı. (V) Saray entrikalarının da yer aldığı bu eserde sade bir dil tercih edilmiş.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede kaynaştırma ünsüzleri vardır.

B) II. cümlede birden fazla hece düşmesi vardır.

C) III. cümlede ünlü düşmesi vardır.

D) IV. cümlede ünsüz benzeşmesine yer verilmiştir.

E) V. cümlede ünsüz yumuşamasına örnek vardır.

P:308

19 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 8

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ünlü daralması” yoktur?

A) Yarın bizi ziyaret etmenizi bekliyoruz.

B) Hava çok bunaltıcı olduğundan sık sık susuyorduk.

C) Böyle bir şeyin olabileceğine olanak vermiyorum.

D) Kışın çok zor şartlar altında çalışıyorduk.

E) Sabah erkenden ders çalışmaya başlıyordu.

8. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin

hangisinde ötekilerden farklı bir ses olayı vardır?

A) Onun seçkin bir anlatımı vardı.

B) Okuyucuyu yürekten etkilemeyi bilirdi.

C) Şiirlerinde yüreğinin sesini dile getirdi.

D) Şiirlerindeki içtenlik bizleri sarardı.

E) Mısraları baştan sona duygu yüklüydü.

10. Sonunda süreksiz sert ünsüzlerinden (p, ç, t, k) biri bulunan sözcük, ünlü ile başlayan bir ek aldığında sondaki

sert ünsüz yumuşar.

Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu kurala uymaz?

A) kitap B) ağaç C) bardak

D) tokat E) kat

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ünlü düşmesi”nin

örneği yoktur?

A) İhtiyar adam bizim azmimizden çok mutlu olmuştu.

B) Verilen emri yerine getirmekte gecikmeyin!

C) Bu çağrıya okurlarımız duyarsız kalmayacaktır.

D) Bu konudaki kararını değiştirmeyeceğini belirtti.

E) İngilizceden Türkçeye çevrilen bu eser çok beğenildi.

9. Hasta çocuk, babasının aldığı topla saatlerce oynayıp

uyuyakalınca annesi onu kendi yatağına yatırdı.

Bu cümlede altı çizili sözcüklerin hangilerinde kaynaştırma ünsüzü ve ünsüz yumuşaması vardır?

A) I ve II B) I ve V C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

I II III

IV V

1-C 2-C 3-B 4-C 5-C 6-D 7-A 8-C 9-B 10-E 11-D 12-D

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem ünsüz yumuşaması hem de ses düşmesi vardır?

A) Ömrünü doğruluğa adamış bir insandı.

B) Bu kadar başarıyı kısacık ömre nasıl sığdırmış.

C) Ne yazık ki genç yaşta aramızdan ayrıldı.

D) Ölümünden sonra herkes arkasından ağladı.

E) Birçok gencin okumasını sağlamıştı.

P:309

TÜRKÇE 20

Pratik Test FASİKÜL 8

6. Ölürsem yazıktır sana kanmadan

Kollarım boynunda halkalanmadan

Bir günüm geçmiyor seni anmadan

Derdine katlandım hiç usanmadan

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması

B) Ünlü düşmesi

C) Ünsüz türemesi

D) Ünsüz benzeşmesi

E) Ünlü daralması

1. Elif kara taştan bir yerde yaşıyor

Bir damın sazı, bir ocağın ateşi

Her akşam kanlarla batan bir güneşi

Başında ağır bir taç gibi taşıyor

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ünlü düşmesi

B) Ünlü daralması

C) Ünsüz yumuşaması

D) Ulama

E) Ünsüz uyumu

4. Aşağıdakilerin hangisinde ünsüz yumuşamasına örnek yoktur?

A) Çekmecenin gözünden bana ilacımı uzatır mısın?

B) İzinsiz giden öğrenciyi öğretmeni azarladı.

C) Sınıftan dışarı çıkarken kolunu kapıya çarptı.

D) Kitapçıdan herkes dörder kitap aldı.

E) Kuyunun dibi tozdan topraktan görünmüyordu.

5. Işıktır bana bir tebessümün

Hissederim yenildiğimi sen gülünce

Dağılır gider hüznüm büsbütün

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması

B) Ünlü düşmesi

C) Ünsüz türemesi

D) Ünsüz benzeşmesi

E) Ulama

2. Hani ey gözlerim bu son vedada

Yolunu kaybeden yolcunun dağda

Birini çağırmak için imdada

Yaktığı ateşi yakmayacaktın

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ünsüz benzeşmesi

B) Ünlü düşmesi

C) Ünsüz yumuşaması

D) Ünsüz düşmesi

E) Kaynaştırma harfi

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde kaynaştırma ünsüzü

kullanılmıştır?

A) Gelme istemem son günüme

Anılarla yetin benden sonra

B) Ne postacı semtime uğrar

Ne turnalar selam getirir

C) Yazın şemsiyesin yaşlıya gence

Güzün derelere öğüt verirsin

D) Doğacak çocuğum aklıma gelir

Şiir söylerim mutluluğa dair

E) Ben mihnet dolu bir ömür yaşamışım

Çölde Mecnun gibi yanmışım, ne çıkar

P:310

21 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 8

11. Sonunda süreksiz sert ünsüzlerden (p, ç, t, k) biri bulunan sözcükler, ünlü ile başlayan bir ek aldığında sondaki sert ünsüz yumuşar. Bu ses olayına “ünsüz yumuşaması’’ denir.

Buna göre, aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin hangisinde ünsüz yumuşaması yoktur?

A) Büyük bir kavağın gölgesinde biraz dinlendik.

B) Vitrindeki kazağın rengini çok beğendi.

C) Onlarla aramızda bir sevgi bağı oluşmuştu.

D) Küçük çocuklardan biri sokağa fırladı.

E) Kabın içindeki suyu bahçeye döktü.

12. Unutmadım yolda kalmış gözlerdeki vefayı

Sabrından köşkler yapan sultanlar bilirim

Değişti desinler, küçüldü desinler dünyayı

İri gözlerle ufka bakanları bilirim

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

A) Ünlü düşmesi

B) Ünsüz benzeşmesi

C) Ünsüz düşmesi

D) Kaynaştırma ünsüzü

E) Ünsüz yumuşaması

9. Şimdiki zaman eki (-yor) kendinden önceki geniş ünlüleri(a, e) dar ünlüye (ı, i, u, ü) dönüştürür. Bu ses olayına

‘ünlü daralması’ denir.

Buna göre, aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin hangisinde ünlü daralması yoktur?

A) Oyuncaklarını herkesten saklıyordu.

B) Otobüs bu durakta durmuyormuş.

C) Onlar da bizimle gelmek istiyor.

D) Burada en çok annesini özlüyordu.

E) Her ay mutlaka bir kitap alıyorum.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözlerde aynı ses olayı vardır?

A) Biraz dikkat edince yanlışını fark etti.

B) Bu sınavdan iyi bir sonuç alacağımı hissetmiştim.

C) Kaybolan umudumu tekrar yeşertmiştin.

D) Onun bu davranışımı affetmesini bekliyordum.

E) İleride çok şey kazanacağını düşünüp sabretti.

1-A 2-D 3-C 4-C 5-E 6-C 7-E 8-D 9-E 10-C 11-C 12-E

8. Uykusuz geçti diye üzülme sakın, geçer

Sessizce günaydın de gördüğün şu güneşe

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ünlü daralması

B) Ünsüz benzeşmesi

C) Ünlü düşmesi

D) Ulama

E) Ünsüz yumuşaması

7. Unutma ki insan sevebildiği kadar insandır.

I II III IV V

Bu cümlede numaralanmış yerlerin hangisinde ulama vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:311

TÜRKÇE 22

Sınav Tadında FASİKÜL 8

1. Yanında yavaş yavaş bittiğimi duyarım

Yoklarım, yerinde mi diye yüzüm, alnım, saçlarım

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ünlü daralması

B) Ünlü düşmesi

C) Ünsüz düşmesi

D) Ünsüz yumuşaması

E) Ünsüz benzeşmesi

6. Aşağıdakilerin hangisinde geçen altı çizili sözcükte

birden fazla ses olayı vardır?

A) Emekli olduktan sonra köyüne yerleşti.

B) Ödevlerini bitiren çocuklar, bahçede top oynuyor.

C) Arkadaşının bu davranışlarına hep sabrediyor.

D) On beş günlük tatilden sonra öğrenciler, yeniden

okula başlıyorlar.

E) Sonbahar gelmeden bazı yapraklar sararmış.

2. Sert ünsüzle biten bir sözcük, ünlüyle başlayan bir ek

aldığında, sözcüğün sonundaki sert ünsüz yumuşar.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük bu

kurala örnek olamaz?

A) Çocuk, annesinin kızarttığı ekmeği iştahla yiyordu.

B) Kedi, uzun süre akvaryumdaki balığı seyretti.

C) Tabaktaki yoğurdu bitirmeye çalışıyordu.

D) Pazar sepetinin yerini şimdi poşetler aldı.

E) Önüne konan her tabağı bitirdi, yine doymadı.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kaynaştırma ünsüzü kullanılmamıştır?

A) Onun dertlerini dinlemekten yemek yapamadım.

B) Herkese ikişer kitap versinler.

C) Senin kitabını dün eve götürmüşüm.

D) Her şeyimi kardeşimle paylaşmayı isterdim.

E) Bu ceketi başkasından mı aldın?

3. Birisinin bana küstüğünü anladığım an, nerede yanlış

yaptığımı düşünmeye başlarım.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ünlü türemesi

B) Ünsüz benzeşmesi

C) Ünsüz yumuşaması

D) Ünlü düşmesi

E) Kaynaştırma ünsüzü

4. Ve sanki ufkuma baştan başa gül rengi

Kanatlarını açmada altın bir devir

Başlıyor ömrün ve ölümün güzelliği

Anlatıyor şimdi zaferlerini şiir

Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerin hangilerinde ünlü düşmesi vardır?

A) I ve II B) I ve V C) II ve III

D) III ve IV E) V ve VI

I II

III

IV V

P:312

23 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 8

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükte ünlü türemesi olmuştur?

A) Küçücük ellerini açmış, dua ediyordu.

B) Biraz ilerleyince önlerine bir nehir geldi.

C) Sıcacık elleriyle ellerimi iyice ısıttı.

D) Gencecik insanların bu hâle düşmesi üzücü.

E) Ufacık çocuklara zorlu işler yaptırılmaz.

1-C 2-D 3-A 4-B 5-C 6-C 7-C 8-E 9-A 10-B 11-D 12-D

8. Ey sakin sulara uzanan el

Balıklara huzur vermeyen dalgıç

Ey zengin ve yoksul, çirkin ve güzel

Arasında keskin parlayan kılıç

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi vardır?

A) Ünsüz türemesi

B) Ünsüz yumuşaması

C) Ünlü düşmesi

D) Ünsüz düşmesi

E) Ünsüz benzeşmesi

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükte

görülen ses olayı ayraç içinde yanlış verilmiştir?

A) Türküleri dinlerken hep eskinin güzelliğine yolculuk

yaparım. (Ünsüz türemesi)

B) Bazı günler kitap okumak için sahilde toplandığınızı

söylemiştin. (Ünsüz yumuşaması)

C) Bu yazarın savruk bir dille yazdığı kitabı tarihî gerçeklerden söz ediyor. (Ünlü düşmesi)

D) Çocuk, soğuktan buz kesmiş elleriyle arabanın camını siliyordu. (Ünsüz benzeşmesi)

E) Şehirdeki kütüphaneye gitmek istiyorum, ancak zaman bulamıyorum. (Ünlü daralması)

7. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin

hangisinde bir ses olayı yoktur?

A) Üstündeki ceketin rengi iyice solmuştu.

B) Bu geceki rüzgârda bazı ağaçlar devrilmiş.

C) Yağmurdan sonra gökkuşağı çıkmıştı.

D) Heyecandan, hissettiklerini anlatamıyordu.

E) Çocuk, kendi kendine türküler söylüyordu.

11. Bir sırrım yok

İçim açık bir kitabı anlatıyor

Sesini yeryüzüne bağışla

Azıcık coşku sal etrafa

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz benzeşmesi

B) Ünlü türemesi

C) Ünsüz türemesi

D) Ünlü düşmesi

E) Ünsüz yumuşaması

10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili sözcüklerde

aynı ses olayı vardır?

A) Hüznü bir tabut gibi buluyorum derdinde

B) Yeri fethetmek için gelmiş o Fatih nesle

C) Mantığın ve hissizliğin, hakkımdan gelemez

D) Boş yere üzülmekte anlam yok anlıyorum

E) Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz

P:313

TÜRKÇE 24

Sınav Tadında FASİKÜL 8

1. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde ünsüz yumuşaması ya da ünsüz benzeşmesi yoktur?

A) Ava giden avlanır.

B) Çıkmadık candan ümit kesilmez.

C) Derdini söylemeyen derman bulamaz.

D) Her ağaçtan kaşık olmaz.

E) Yatanın, yürüyene borcu var.

3. Aşağıdaki dizelerde geçen altı çizili sözcüklerin hangisinde ünsüz yumuşaması yoktur?

A) Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik

Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden

B) Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım

Şiirlerim rüzgârdır uzak dağlardan esen

C) Durgun sular gibi azalacağım

Bir gün, aniden çıkıp gelmesen

D) Ellerim usulca ellerine değince

Kaybolup gideceksin uzak diyarlara

E) Benden önce gidersen ötelere

Bil ki kavuşmamız yakındır seninle

2. Dudak ünsüzü olan “b” sesi kendinden önce gelen “n”

sesini yine bir dudak ünsüzü olan “m” ye dönüştürür.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen altı çizili sözcük bu kuralı örneklendirmez?

A) Çocuklar cambazın yaptığı gösterileri hayranlıkla izledi.

B) Yaylaya dolambaçlı bir yoldan çıkıyoruz.

C) Bu perşembe Türkçeden sınav olacağız.

D) Üzerinde pembe bir elbise vardı.

E) Bu tepeden Boğaz bambaşka görünüyor.

5. Sonunda süreksiz sert ünsüzlerden (p, ç, t, k) biri bulunan sözcükler, ünlü ile başlayan bir ek aldığında sondaki sert ünsüz yumuşar.

Aşağıdaki sözcüklerden hangisi bu kurala uymaz?

A) kanat B) kitap C) seçenek

D) borç E) taşıt

6. Ağrı, uzaktan küçücük bir çocuğun bile tırmanabileceği

bir dağ izlenimi veriyordu. Bembeyaz karın çevrelediği

kırmızı kayalıklar, kış güneşinin son ışınlarıyla birleşince

destansı manzaralar seyretmeye başladık.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) “uzaktan” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi vardır.

B) “veriyordu” sözcüğünde ünlü daralması vardır.

C) “küçücük” sözcüğünde ünsüz düşmesi yapılmıştır.

D) “seyretmeye” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır.

E) “çocuğun” sözcüğünde ünsüz yumuşaması vardır.

4. Ayağım yeri unuttu

Alnımda saçlar buluttu

Bir tatlı sarhoşluk tuttu

Henüz on yedi yaşımda

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması

B) Ünlü daralması

C) Ünlü düşmesi

D) Ünsüz benzeşmesi

E) Ulama

1-B 2-E 3-B 4-B 5-E 6-B

P:314

FASİKÜL

1 TÜRKÇE

Yazım Kuralları - I

8. ÜNİTE

9

Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler

 Cümle büyük harfle başlar:

Akıl yaşta değil baştadır.

 Cümle içinde tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler

büyük harfle başlar ve sonlarına uygun noktalama işareti

(nokta, soru, ünlem vb.) konur:

Atatürk “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” diyor.

Anadolu insanını (Ne kadar güzel insanlar!) her gördüğümde duygulanırım.

 Dizeler büyük harfle başlar:

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

 Özel adlar büyük harfle başlar:

Kemal Tahir, Peyami Safa, Necip Fazıl Kısakürek…

 Takma adlar da büyük harfle başlar:

Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel), Muhibbi (Kanuni Sultan

Süleyman), Server Bedi ( Peyami Safa), Kirpi (Refik Halit

Karay),

 Akrabalık adı olup lakap veya unvan olarak kullanılan kelimeler büyük harfle başlar:

Baba Orhan, Dayı Kemal, Hala Sultan, Nene Hatun, Susuz

Dede…

 Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları ve lakaplar büyük harfle başlar:

Dr. Haluk Barış , Sayın Prof. Dr. Mustafa Yılmaz, Kâmil Efendi, Zeynep Hanım, Bay Selim Aslan, Yüzbaşı Cengiz Topel, Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet, Genç Osman…

 Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük harfle başlar:

Çiftçi heyetini Vali makamında kabul edecek.

 Saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki,

unvan bildiren kelimeler ile mektuplarda ve resmî yazışmalarda hitaplar büyük harfle başlar:

Sayın Bakan, Sayın Başkan, Sayın Rektör,

Değerli İzleyiciler, Sevgili Kardeşim, Aziz Dostum …

 Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar:

Pamuk, Boncuk, Minnoş …

 Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar:

Alman, Arap; Kırgız, Oğuz, Tatar; Hacımusalı, Karakeçili…

 Dil ve lehçe adları büyük harfle başlar:

Türkçe, Arapça; Oğuzca, Özbekçe, Tatarca...

 Devlet adları büyük harfle başlar:

Türkiye Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri…

 Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle başlar:

Müslümanlık, Müslüman, Hanefi; Hristiyan, Musevilik, Budist, Katolik …

 Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar:

Allah, Tanrı, İlah, Azrail, Zeus...

 Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar:

Satürn, Mars, Merkür, Neptün; Halley

 Düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde doğu ve batı sözlerinin ilk harfleri büyük yazılır:

Batı medeniyeti, Doğu metafiziği…

BAŞKA YERDE YOK

O İki çizgi arasındaki açıklama cümleleri büyük

harfle başlamaz:

Vakıf başkanı - sen de tanıyorsun - çok çalışkan bir insandır.

O İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:

Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan

seni küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir.

O İki noktadan sonra cümle ve özel ad niteliğinde olmayan örnekler sıralandığında bunlar büyük harfle başlamaz:

Bu bahçede pek çok meyve ağacı vardı: erik,

elma, armut …

O Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime özel ad değilse büyük harfle

başlamaz:

1999 yılında doğan genç müzisyen, hayallerini anlattı.

O Örnek niteliğindeki kelimelerle başlayan cümlede de ilk harf büyük yazılır:

İnternet, banka, radyo, millet, devlet, kanepe,

şemsiye” gibi birçok kelime, kökenleri yabancı olmakla birlikte artık dilimize yerleşmiştir.

O Akrabalık bildiren kelimeler küçük harfle başlar:

Suat amcam bize yemeğe gelecekmiş.

Fatma teyzemi pazarda gördüm.

1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Türkçede özel ada bağlı saygı kelimeleri, sanlar takma adlar

büyük harfle başlar.

Bu kurala göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Dün; sokakta komşumuz doktor Ali Yüksel Bey’i gördüm.

B) Öğretmen Ayşe Hanım doktora gidecekmiş.

C) Sınıfımızdaki iki Ali’den büyük olanı iyi bir sporcudur.

D) Ali Bey beni kardeşi Orhan’la tanıştırdı.

E) Amcamın teğmen olan küçük oğlu Ahmet sınıfın en çalışkanıymış.

P:315

FASİKÜL 9

Yazım Kuralları - I

TÜRKÇE 2 AKLINDA OLSUN

OTanrı, Allah, İlah” sözleri özel ad olarak kullanılmadıklarında küçük harfle başlar:

Eski Yunan tanrıları, Sanat dünyasının ilahı…

ODünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamı dışında kullanıldıklarında küçük harfle başlar:

Biz ayrı dünyaların insanıyız ama sen benim güneşimsin.

ODoğu ve batı sözleri yön bildirdiğinde küçük yazılır:

Ankara’nın doğusu, İstanbul’un batısı

BENDEN UYARMASI

O Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il,

ilçe, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar:

İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Yarma beldesi, Kırıkçalı köyü

Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler

 Kurum, kuruluş, kurul, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun, tüzük, yönetmelik ve makam sözleri asılları kastedildiğinde büyük harfle başlar:

Türkiye Büyük Millet Meclisi her yıl 1 Ekim’de toplanır.

Bu yıl da Meclis, aynı tarihte açılacak.

 Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük harfle başlar:

Nutuk, Safahat, Anadolu Notları, Sinekli Bakkal; Türk Dili

dergisi, Resmî Gazete, İkdam gazetesi, Kaplumbağa Terbiyecisi, Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı…

 Ulusal, resmî ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle başlar:

Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Miraç Kandili, Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19

Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Nevruz

Bayramı, Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Dünya Tiyatro Günü, 14 Mart Tıp Bayramı, Hıdırellez…

 Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında her kelimenin ilk harfi büyük yazılır:

VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Kitle İletişim Araçlarında Türkçenin Kullanımı Bilgi Şöleni, Karamanlı Türkçesi

Araştırmaları Çalıştayı…

 Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar:

Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ,

Lale Devri, Buzul Dönemi, Millî Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi’nin, Tanzimat Dönemi’nde

 Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar:

Türklük, Türkçe, Avrupalı, Asyalılık, Darvinci, İstanbullu,

Konyalı…

Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler

 Yer adlarında ilk isimden sonra gelen ve deniz, nehir, göl,

dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar:

Ağrı Dağı, Van Gölü, Avrupa Yakası, Çanakkale Boğazı,

Dicle Irmağı, Ege Denizi, Erciyes Dağı, Süveyş Kanalı, Tuna Nehri, Zigana Geçidi…

 Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle

başlar:

Asya, Avrupa, İç Anadolu, İstanbul, Bodrum, Turgutlu, Akçaköy, Beykoz…

 Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen

mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak kelimeleri büyük

harfle başlar:

Zafer Mahallesi, Taksim Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Samatya Sokağı…

 Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb. yapı adlarının

bütün kelimeleri büyük harfle başlar:

Çankaya Köşkü, Dolmabahçe Sarayı, Horozlu Han, Alanya Kalesi, Galata Köprüsü, Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi,

Bilge Kağan Anıtı

 Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu

olduğunda, yer adının ilk harfi büyük yazılır:

Boğaz’dan, Hisar’dan…

 Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar:

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Devlet Malzeme Ofisi, Millî Kütüphane, Çocuk Esirgeme Kurumu, İstanbul Lisesi; Başaranlar Kulübü, Köşebaşı Bakkaliyesi; Türk Ocağı, Yeşilay Derneği, Emek İnşaat; Bakanlar Kurulu, Türk Dili Dergisi Yayın Danışma Kurulu, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı;

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü…

 Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her

kelimesi büyük harfle başlar:

Medeni Kanun, Türk Bayrağı Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve

Satış Yönetmeliği…

2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Gökbilim ve coğrafya ile ilgili konuların anlatımında, dünya ile

öteki gezegen adları, güneş ve ay sözcükleri büyük harfle yazılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamıştır?

A) Ay, Dünya’nın çevresini yirmi dört saatte dolaşır.

B) Sabahleyin dünyayı dolaştım ama istediğimi bulamadım.

C) Camlardan içeriye Güneş girdi.

D) Her zaman dünya bir yana, çocuğum bir yana derdi.

E) Yapılan deney, Güneş tutulması ile ilgiliydi.

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Osmanlı Devleti’nde Batılılaşma hamlesi Tanzimat Fermanı ile başlamıştır.

B) Hicaz, Türk müziğinde en sevdiğim makamlardan biridir.

C) Çocukken gittiğim Uzungöl Beldesi, unutamadığım yerlerdendir.

D) Reşat Nuri’nin Gamsız’ın Ölümü adlı öyküsü, Bakanlığın

ders kitaplarına girdi.

E) Homeros’un eşsiz eserlerinde Eski Yunan tanrıları ana

kahramanlardır.

P:316

FASİKÜL 9

Yazım Kuralları - I

3 TÜRKÇE PRATİK BİLGİ

O Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz:

amper (elektrik akımında şiddet birimi),

allahlık (saf, zararsız kimse),

donkişotluk (gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışma)

O Para birimleri büyük harfle başlamaz:

avro, dinar, dolar, lira…

O Müzikte kullanılan makam ve tür adları büyük

harfle başlamaz:

acembuselik, hicazkâr, türkü, varsağı…

O Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle

içinde büyük harfle yazılmaz.

AKLINDA OLSUN

O Özel adın tamamı büyük yazıldığında “ve, ile,

ya, veya, yahut, ki, da, de” sözleriyle “mı, mi, mu,

mü” soru eki de büyük harfle yazılır:

DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ

O Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb.

sözler büyük harfle başlamaz:

Haber gazetesi, Varlık dergisi, Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu

O Kitap, makale, tiyatro eseri, kurum adı vb. özel

adlarda yer alan kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında “ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de”

sözleriyle “mı, mi, mu, mü” soru eki küçük harfle yazılır:

Mai ve Siyah, Leyla ile Mecnun, Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet

Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de Yazdım, Atatürk

Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu...

Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler

 Etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses

düşmesi veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır:

terk etmek, fark etmek,alt etmek, arz etmek, el etmek, söz

etmek, var olmak, yok etmek…

 Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır:

 Bitki türlerinden birinin adıyla kurulanlar:

ayrık otu, beşparmak otu, çörek otu,acı ot, sütlü ot…

ateş çiçeği, güzelhatun çiçeği, küpe çiçeği, lavanta çiçeği, ölmez çiçek…

kuru fasulye, kuru incir, kuru soğan, kuru üzüm…

 Çiçek dışında anlamlar taşıyan narçiçeği (renk),

 Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar büyük harfle başlar:

Brüksel lahanası, Hindistan cevizi, Antep fıstığı, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Maraş dondurması, Van kedisi

 Tabela, levha ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle başlar:

Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs Durağı,

Dolmuş Durağı, Şehirler Arası Telefon, 3. Kat, 4. Sınıf, 1. Blok…

 Yön adları, bir özel addan önce gelip onu nitelerse büyük

harfle, özel addan sonra gelirse küçük harfle başlar:

Belgeselde Kuzey Amerika’nın ormanları anlatılıyor.

Amerika’nın kuzeyinde kalan bu bölgede az insan var.

 Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar:

29 Mayıs 1453’te İstanbul alınmıştı.

30 Kasım 2017 Perşembe günü Yunanistan’a gittiler.

Lale Festivali 25 Haziran’da başlayacak.

 Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle

başlar:

Okullar genellikle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar.

Fabrikadaki Yönetim Kurulu toplantıları cuma günü yapılıyor.

4 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018

(I) Erciyes, 3 bin 916 metrelik yüksekliğiyle Orta Anadolu’nun

doruk noktasıdır. (II) Sönmüş bir volkanik dağ olan Erciyes,

özellikle Mart ayında dağcılık sporu açısından önemli bir merkezdir. (III) Dağın kuzey yamacında yer alan Tekir Yaylası, kış

sporu tutkunlarına hizmet verir. (IV) Karla kaplı tepeleri ve ovaları seyrederek ilerleyip ulaşacağınız Erciyes, Kayseri’ye 25

km uzaklıktadır. (V) Dağın zirvesine doğru çıktığınızda ise sizi

Kapadokya’nın büyüleyici manzarası karşılar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım

yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımı

ile ilgili yanlışlık yapılmıştır?

A) Bu konuyla ilgili kanun, Resmî Gazete’de yayımlanarak

yürürlüğe girdi.

B) Leyla İle Mecnun, Türk edebiyatında en çok işlenen anlatılardandır. (Kitap gibi özel adlarda yer alan kelimelerin

ilk harfleri büyük yazıldığında “ve, ile..” bağlaçları küçük

harfle yazılır. Cevap B )

C) Bahar mevsiminde bu tepeden Çanakkale Boğazı’nın

seyrine doyum olmaz.

D) Kültigin Anıtı, uçsuz bucaksız Orhun Vadisi’nin orta yerinde ziyaretçilerini bekler.

E) XII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu bu yıl

Ankara’da yapılacak.

P:317

FASİKÜL 9

Yazım Kuralları - I

TÜRKÇE 4

6 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018

Her biri doğal bir liman olan ve bir hilali andıran art arda sıralanmış koyların ortasında tüm heybetiyle yüzyıllara meydan

okuyor Bodrum Kalesi. Antik Çağ’ın harikalarından Mausoleum’un taşları ile inşa edilmiş bir başyapıt tam anlamıyla. Haçlı

Seferleri’nin ardından, Kudüs’e giden denizyolunu kendi egemenlikleri altında tutmak isteyen şövalyeler tarafından yapılmış.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı

yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

suçiçeği (hastalık); ot dışında anlamlar taşıyan

ağızotu (barut), sıçanotu(arsenik);

ses düşmesine uğramış olan çöreotu ve yazımı gelenekleşmiş olan semizotu, dereotu BİTİŞİK YAZILIR.

 Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulanlar:

köpek balığı, çalı kuşu, ağustos böceği, ateş böceği,uğur

böceği, at sineği, deniz yılanı, su yılanı; Ankara keçisi, dağ

keçisi; fındık faresi, ada tavşanı, bal arısı; Pekin ördeği, deniz ördeği; Ankara kedisi…

 Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:

Oltu taşı, el sabunu,kahve değirmeni, oturma odası, kol

saati, duvar takvimi, kriz masası, yemek masası…

alt geçit, tüp geçit, üst geçit…

çekme kat, dolma kalem, toplu iğne, vurmalı çalgılar, yapma çiçek, tuz ruhu…

 Durum, olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler:

açık oturum, açık öğretim, ana dili, Ay tutulması, baş ağrısı (hastalık), baş belası, çözüm yolu, dil birliği, iş birliği, yer

çekimi…

 Bilim ve bilgi sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:

anlam bilimi, dil bilimi, gök bilimi, ruh bilimi, toplum bilimi,

toprak bilimi, dil bilgisi..

 Yuvar ve küre sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:

göz yuvarı, hava küre, su küre, taş küre, yarım küre…

 Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:

bohça böreği, maden suyu, beyaz peynir; Adana kebabı,

İzmir köftesi; ezogelin çorbası, Kemalpaşa tatlısı, badem

şekeri, balık yumurtası..

kakaolu kek, çiğ köfte, dolma biber, sivri biber; kesme şeker; süzme yoğurt, yarma şeftali, kuru yemiş

 Gök cisimleri:

Çoban Yıldızı, Kervan Yıldızı, Kutup Yıldızı, kuyruklu yıldız;

gök taşı, meteor taşı…

 Zamanla ilgili birleşik kelimeler:

bağ bozumu, gece yarısı, gün ortası, hafta sonu…

 Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle kurulan

birleşik kelimeler:

elmacık kemiği; serçe parmak, azı dişi, süt dişi; kuyruk sokumu, safra kesesi; takma diş, karga burun, kepçe kulak…

 Benzetme yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak üzere bitki, hayvan ve nesne adlarıyla kurulan birleşik kelimeler:

çetin ceviz, eski kurt, eski toprak, eski tüfek, demir yumruk, kuru kemik…

 -r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en sıfat-fiil ekleriyle kurulan sıfat tamlaması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır:

bakar kör, çalar saat, döner sermaye, güler yüz, yazar kasa, yeter sayı; tükenmez kalem; uçan daire…

 Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim

tamlaması yapısındaki renk adları ayrı yazılır:

bal rengi, gümüş rengi, ateş kırmızısı, gece mavisi, limon

sarısı…

 Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır:

açık mavi, kirli sarı, koyu yeşil…

 Yer adlarında kullanılan batı, doğu, güney, kuzey, güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu, aşağı, yukarı, orta, iç, yakın, uzak kelimeleri ayrı yazılır:

Batı Trakya, Güney Kutbu, Kuzey Amerika, Güneydoğu

Anadolu, Aşağı Ayrancı, Orta Doğu, İç Asya, İç Anadolu,

Yakın Doğu, Uzak Doğu…

 Kişi adlarından oluşmuş mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy vb. yer ve kuruluş adlarında, sondaki unvanlar hariç şahıs adları ayrı yazılır:

Yunus Emre Mahallesi; Nene Hatun Caddesi; Koca Mustafapaşa; Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Sütçü İmam

Üniversitesi…

 Dış, iç, sıra sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

çağ dışı, olağan dışı, yasa dışı; ceviz içi, hafta içi, yurt içi;

aklı sıra, ardı sıra, yanı sıra…

 Somut olarak yer belirten alt ve üst sözleriyle oluşturulan

birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

deri altı, su altı, toprak altı, yer altı (yüzey); böbrek üstü bezi, tepe üstü (en yüksek nokta)

 Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük,

küçük, sağ, sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çift sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

alt yazı; üst kat, ana bilim dalı, ön söz, art niyet; arka plan,

yan cümle, karşı görüş, iç savaş, dış borç, orta oyunu

sağ açık, sağ bek; sol açık, sol bek; peşin fikir, peşin hüküm;

bir gözeli, bir hücreli; iki anlamlı, iki eşeyli; tek eşli, tek hücreli; çok düzlemli, çok hücreli; çift ayaklılar, çift kanatlılar…

 Yol ve ulaşımla ilgili birleşik kelimeler:

Arnavut kaldırımı; çevre yolu, deniz yolu, hava yolu, kara

yolu, keçi yolu; köprü yol…

P:318

FASİKÜL 9

Yazım Kuralları - I

5 TÜRKÇE

A) Bakanlıktan gelen konukları vali makamında kabul edecek.

B) Sokağın sonundaki evde oturuyorlardı.

C) Bu canlılar, sadece kuzey Antark ka buzullarında yaşar.

D) Canım Arkadaşım Salih, başarını tebrik ediyorum.

E) Çamlıca lisesi bir çok filme ev sahipliği de yapmış r.

F) Müslümanların ve hıris anların ortak kültürlerine bakılabilir.

G) Ye şemediği otobüsün arkasından baka kaldı.

H) Onunla ortak bir iş kurmaktan son anda vazgeç

I) Bu konudaki ön görüleri harfi harfine doğru çık

J) Bu yıl Anadolu’nun kuzeydoğusunda kış çok etkili oldu.

K) Okulların ağustos ayında eği me başlaması kararlaş rıldı.

L) ''Yalnızız'' romanı edebî zevki yüksek olan yapıtlardandır.

M) İş için baş vurduğu kurumdan olumlu cevap geldi.

N) Çörekotunun faydaları bilimin de konusu olmuştur.

O) Böyle sözler sarf etmek sana hiç yakışmadı.

Ö) Romanının önsözünde ailesi hakkında da bilgi vermiş.

P) Ülkemizin Doğu karadeniz bölgesinde yağışlar oldukça fazla.

R) Halk edebiya sanatçıları sade dil kullanmışlardır.

Y

D

Etkinlik 1

Aşağıdaki cümlelerde yazım yanlışı yapılan cümlelerin başına ‘’Y’’ yapılmayan cümlelerin başına

‘’D’’ harfi koyunuz. Yazım yanlışı yapılan ifadelerin doğrularını boş bırakılan yere yazınız.

DOĞRU YAZIMI

Vali

P:319

TÜRKÇE 6

Öğreten Test FASİKÜL 9

6. (I) Namık Kemal, edebiyatımızda vatan şairi olarak tanınmıştır. (II) Eserlerinde çoğunlukla toplumsal konuları işlemiştir. (III) Edebiyatımızda ilk edebî ve tarihi romanı kaleme almıştır. (IV) Sanatçımız roman ve eleştiri gibi edebî

türlerin dışında birçok oyun da kaleme almıştır. (V) Bunlardan en önemlisi sahnelenen ilk tiyatro yapıtı olan Vatan Yahut Silistre adlı oyundur.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir

yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Sabahları hergün bu yoldan işe giderim.

B) Evde suların kesildiğini çok geç fark ettim.

C) Trafik sıkışınca işe biraz geç kaldım.

D) Birbirimize başımızdan geçenleri anlattık.

E) Bugün ailemden sevindirici bir haber aldım.

1. Yazar, bir çırpıda okunan romanlarında, pek çok olaya

tanık olduğu 1950’li Yılları canlı bir biçimde resmetmiş.

Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde bir

yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III IV V

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Bildiğim her şeyi size anlatacağım.

B) Okuldan birkaç arkadaşım yarın bize gelecek.

C) Dün seyrettiğim film, beni çok etkiledi.

D) Beni boş yere buraya kadar getirdiniz.

E) Arabamızı şurada bir ara sokağa parkettik.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Konuyla ilgili olarak kurumumuzdan bilgi edinebilirsiniz.

B) Açık sözlü kişilerden zarar gelmeyeceğine inanıyorum.

C) Arkadaşımla oturup adamakıllı konuşmayı düşünüyorum.

D) Sporcumuz rakibini yenebilmek için elinden geleni

yaptı.

E) Selim’in yine karma karışık duygular kaplamıştı içini.

3. Dün geldiğimiz bu güzel ilçede, sabah hiçbir plan yapmadan yollara düşüyoruz. İlçenin dört yanına dağılmış

kümbetler ilk uğrak yerimiz. Kimi bir yol, bir tarla kenarında, kimi bir evin bahçesinde kurulmuş yüzyıllardır burayı bekliyor. Bu yapılar Selçuklu Üslubunun en gözde

eserlerini oluşturuyor.

Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir

yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II III

IV

V

1-D 2-E 3-E 4-A 5-E 6-E

P:320

7 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 9

6. Aşağıdakilerin hangisinde kısaltmalarla ilgili bir yazım yanlışı yapılmıştır?

A) UNESCO’nun çalışmaları destek görüyor.

B) TYT’ye hazırlananlara bazı önerilerim olacak.

C) Dün ABD’li heyet incelemelerde bulundu.

D) MEB’nın atamaları merakla bekleniyor.

E) TRT’nin yayınları ilgiyle izleniyor.

1. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Seninle biraz konuşmam lazım, dedi.

B) Bir süre sonra herşey beni bunaltmaya başladı.

C) Kitabevleri yeni kitaplar yayımlama hazırlığında.

D) Komiser, olayla ilgili bir ipucu bulmaya çalışıyordu.

E) Bu okul bir hayırsever tarafından yaptırılmış.

4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) Kendi kendime niye buraları bırakıp şehre geldim

diye düşündüm.

B) Beyatlı’nın eserleri arasında Türkçenin şaheseri sayılacak şiirler vardır.

C) Cahit Sıtkı, şiirlerinin çoğunda ölüm temasını elealmıştır.

D) Onun derslerinde sınıf tıklım tıklım dolu olurdu.

E) Yeni Türk edebiyatı hakkında fazla bir şey bilmiyordu.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Ders çalışmak ya da kitap okumak istiyordu.

B) Önümüzdeki yıl liseli olacak.

C) 25.04.1997’de İstanbul’da kitabı yayımlandı.

D) Gelmeyeceğini anlayınca beklemekten vazgeçti.

E) İstiklal caddesi her gün bir olaya sahne oluyor.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Yeni açtığı dükkâna yazarkasa alacaktı.

B) Bilgisayarın modelini yükseltmeyi düşünüyoruz.

C) Sınavın başlaması onu heyecana sevketti.

D) Aldığı sebzeleri hemen buzdolabına yerleştirdi.

E) Yolda akaryakıt almak için bir benzinciye uğradık.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Bu yasa önümüzdeki günlerde TBMM’de görüşülecek.

B) Geçen yıl sınav 24 Haziran pazar günü yapılmıştı.

C) Hafta sonu Mehmet amcamı ziyaret edeceğim.

D) Türkçe öğretmenimiz, Yaprak Dökümü isimli romanı

bize okuttu.

E) Bu akşam Gamzeler de bize gelecekler.

1-B 2-C 3-B 4-C 5-E 6-D

P:321

TÜRKÇE 8

Sınav Tadında FASİKÜL 9

1. Akropolis, son derece dik bir tepe üzerinde kurulmuştur. Yaklaşık 300 m yükseklikteki bu tepeye kıvrılarak tırmanan bir yoldan çıkılır. Şehir yerleşiminde dinî, resmî,

sosyal ve ticarî binalar iç içe kendine has bir plan çerçevesi içindedir. Dünya’daki en dik tiyatrolardan birisi de

burada bulunmaktadır.

Bu parçada numaralanmış bölümlerden hangisinin

yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

6. Aşağıdakilerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Teknolojik kavramların kullanıldığı bazı filmler, bilimkurgu romanlarını andırıyor.

B) Türk Dil Kurumunun aldığı kararlar dilimizin gelişimine katkıda bulunuyor.

C) Müzede, sanatseverler için eski çağlardan kalma birçok tarihî eser sergileniyor.

D) Öğrenciler, iletişim platformları oluşturarak yayımladıkları gezi dergileriyle ülkemizi tanıtıyorlar.

E) Ressamın, Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu mistik

bir temaya sahiptir.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) Bu yıl 657 sayılı Kanun yeniden gözden geçirilecek.

B) 21 Eylül Dünya Barış Günü çeşitli etkinliklerle kutlandı.

C) Edebiyatımızda modern anlamda ilk tiyatro, Tanzimat döneminde görülmüştür.

D) Dışişleri Bakanlığının önümüzdeki saatlerde açıklama yapması bekleniyor.

E) Güney Yarım Küre’de mevsimlerin değişmesi sonucu

artık çiçekler daha erken açıyor.

5. Anadolu topraklarından tüm dünyaya yayılan bir kültürdür seramik. MÖ 5000 yıllarına kadar dayanan bu köklü

kültürde Çanakkale seramiklerinin ayrı bir öneme sahip

olduğu şüphesiz. Bu ürünlerin şimdilerde gerek ülkemizde gerekse yurtdışında yapılan müzayedelerde yıldızının parlamaya başladığını görmekteyiz.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV V

3. Van, tarihi boyunca birçok kültüre ev sahipliği yapmış ve

bu zenginlikleri bugünlere taşıyabilmiş bir kent. Urartular, Persler, Bizans imparatorluğu, Osmanlılar gibi döneminin en güçlü uygarlıkları, Van’ı önemli merkezlerinden

biri olarak konumlandırmışlardır; bu anlamda Urartu medeniyetini anlamak, İlk Çağ’ın geçmişten bugüne olan

izlerini takip etmek için bu medeniyetin başkenti olan

Van’ı ziyaret etmek bir zorunluluktur.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

4. Sekiz bin yıllık tarihini modern bir şehirle harmanlayan

Gaziantep; kebabı, baklavası, çarşı ve hanlarıyla Anadolu’nun güneydoğusuna kurulmuş renkli bir sofra gibi.

Geçmişte Kommagene Krallığı’na ev sahipliği yapan

kent, 11. yy.dan itibaren Türklerin egemenliğine girmiş.

Kurtuluş savaşı yıllarında verdiği mücadeleyle kente gazi

unvanı layık görülmüş.

Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde biryazım yanlışı yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

P:322

9 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 9

12. Klasik Türk müziğinin günümüzdeki icracı gruplarından

Alaturka Records, müziğimizi dünyaya tanıtmak üzere

pek çok konser verecek. Bu etkinlikler Türk-Japon dostluğunun 127. yıl dönümü Anısına 12 ocak saat 17.00’de

Osaka’da verilen konserle başlayacak.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV V

1-E 2-C 3-C 4-D 5-D 6-E 7-D 8-D 9-C 10-B 11-B 12-E

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Evimizin küçük kedisi Pamuk’un peşi sıra diğer kediler de geldi.

B) Kitaplarında Türkçülüğün ilkelerini sıralayan Ziya Gökalp, düzenlenen bir törenle anıldı.

C) İstanbul Üniversitesinde başlayan yükseköğrenim

hayatını İngiltere’de sonlandırdı.

D) Yetkililer Taksim meydanının yaya trafiğine kapatılacağını bildirdi.

E) Güneş’in yoğunluğu, Dünya’nın yoğunluğunun 4’te

biri kadardır.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün

yazımı yanlıştır?

A) Yaşadıklarından sonra aklı karmakarışıktı.

B) Bir süre sahil boyunca yan yana yürüdüler.

C) İşim biterse akşama geri döne bilirim.

D) O zaman fark ettim ki beni dinlemiyormuş.

E) Birdenbire onu karşısında görünce şaşırmıştı.

7. Abdülhak Şinasi Hisar, İstanbul’u odak alan eserlerinde

Boğaz’a o kadar önem verir ki oradan Boğaziçi Medeniyeti diye bahseder. Yaklaşık altı yıl önce, büyük ilgi

gören Boğaziçi’nin Rumeli yakası fotoğraflarını sergileyen Pera Müzesi, bu kez de bazı özel koleksiyonlardan derlenen fotoğraflar sergisine ev sahipliği yapıyor.

21  Ocak  -  1 Nisan 2020 tarihleri arasında ziyarete açık

kalacak XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Anadolu Yakası Fotoğrafları Sergisi, Boğaziçi Medeniyeti’nin önceki iki yüzyılına tanıklık ediyor.

Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde bir

yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

11. I. ÖSYM’nin sınav sistemiyle ilgili olarak yaptığı değişiklikler duyuruldu.

II. Merkür aydan uzaklaştıktan sonra Venüs’le yakın konumda bulunacak.

III. 13’ten fazla hasta dün gece başka bir hastaneye

sevk edildi.

IV. Kurban Bayramı’nın ilk günü büyükbabasını ziyarete

gittiler.

V. Bunların olacağını da çok önceden hissetti.

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisinde bir

yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

10. Tarihi MÖ 2800’lü yıllara dayanan Kayseri; Hellenistik

dönemin ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kültür birikimini

taşıyor. Kayseri’yi ticaret açısından önemli kılan ise dünyanın ilk organize ticaret merkezine sahip olmasıdır. Ayrıca şehir dünyanın bilinen ilk ticaret fuarına ev sahipliği

yapmıştır.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II III

IV

V

P:323

FASİKÜL 9

TÜRKÇE 10

Yazım Kuralları - II

Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler

 Özgün biçimleri tek heceli bazı Arapça kökenli kelimeler

etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşirken ses düşmesine, ses değişmesine veya ses

türemesine uğradıklarında bitişik yazılır:

emretmek, menolunmak, cemetmek, kaybolmak; darbetmek,

dercetmek, hamdetmek; affetmek, hissetmek, reddetmek …

 Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

cumartesi (< cuma ertesi), birbiri (< biri biri), kaynana

(< kayın ana), kaynata (< kayın ata), nasıl (< ne asıl), niçin (< ne için), sütlaç (< sütlü aş)

 Kelimelerden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğradığında bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır:

 Bitki adları:

aslanağzı, kuşburnu, kuşyemi, akşamsefası, camgüzeli,

ayşekadın (fasulye)…

 Hayvan adları:

danaburnu (böcek), akbaş (kuş), alabacak (at), bağrıkara (kuş),

beşparmak(deniz hayvanı), çakırkanat (ördek), kababurun (balık), karafatma (böcek), yeşilbaş (ördek), yalıçapkını (kuş),

bozbakkal (kuş), bozyürük (yılan, karadul (örümcek)…

 Hastalık adları:

itdirseği (arpacık), delibaş, karabaş, karabacak...

 Alet ve eşya adları:

balıkgözü (halka), kedigözü (lamba), leylekgagası (alet),

gagaburun(gemi), kancabaş (kayık), adayavrusu (tekne)…

 Biçim, tarz, tür, motif vb. adlar:

ayıbacağı (yelkenbiçimi), balıksırtı (desen), eşeksırtı (çatı

biçimi), kırlangıçkuyruğu (işaret), köpekkuyruğu (yağlı güreş), turnageçidi (fırtına) kazkanadı (oyun), balgümeci (dikiş), beşikörtüsü (çatı biçimi)…

 Yiyecek adları:

dilberdudağı, hanımgöbeği, vezirparmağı, bülbülyuvası

(tatlı adları) tavukgöğsü, kuşlokumu (kurabiye), kadınbudu (köfte), alinazik (kebap) …

 Oyun adları:

beştaş, dokuztaş, üçtaş…

 Gök cisimlerinin adları:

Büyükayı (yıldız kümesi), Samanyolu ( yıldız kümesi), Küçükayı (yıldız kümesi), Yedikardeş (yıldız kümesi)

 Renk adları:

balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, fildişi, gülkurusu, kavuniçi, narçiçeği, ördekbaşı, tavşankanı, turnagözü, vişneçürüğü, yavruağzı

 Oğlu, kızı sözleri:

çapanoğlu, eloğlu, hinoğluhin, elkızı

Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler

 a, -e, -ı, -i, -u, -ü zarf-fiil ekleriyle bilmek, vermek, kalmak,

durmak, gelmek ve yazmak fiilleriyle yapılan tasvirî fiiller

bitişik yazılır:

düşünebilmek, gülüvermek; uyuyakalmak; gidedurmak,

süregelmek; düşeyazmak…

 Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik

kelimeler bitişik yazılır:

albeni, ateşkes, dönbaba, gelberi, incitmebeni, unutmabeni; çekyat, geçgeç, kapkaç, örtbas, seçal, tutkal, veryansın, yapboz, yazboz…

 -an/-en, -r/-ar/-er/-ır/-ir, -maz/-mez ve -mış/-miş sıfat-fiil ekleriyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır:

cankurtaran, çöpçatan, dalgakıran, gökdelen, yelkesen;

akımtoplar, barışsever, basınçölçer, değerbilmez, etyemez,

hacıyatmaz, kadirbilmez, karıncaezmez, kuşkonmaz, külyutmaz, tanrıtanımaz, varyemez; çokbilmiş, güngörmüş…

 İkinci kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) kalıplaşmış belirli geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

albastı, ciğerdeldi, çıtkırıldım, fırdöndü, gecekondu, gündöndü, hünkârbeğendi, imambayıldı, külbastı, mirasyedi,

papazkaçtı, serdengeçti, şıpsevdi, zıpçıktı …

 Her iki kelimesi de -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş zaman veya -r /-ar /-er geniş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, uçtuuçtu; biçerdöver, , konargöçer, okuryazar, uyurgezer, yanardöner, yüzergezer,

çakaralmaz…

 Somut olarak yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri sözlerinin

sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı (gözetim), şuuraltı; akşamüstü, ayaküstü, bayramüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, olağanüstü, öğleüstü, öğleüzeri, suçüstü, yüzüstü; akşamüzeri, ayaküzeri…

 Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır:

güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu

 Dilimizde her iki ögesi de asıl anlamını koruduğu hâlde

yaygın bir biçimde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan kelimeler de vardır:

 Baş sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları:

başbakan, başçavuş, başeser, başhekim, başkahraman,

başkent, başkomutan, başköşe, başmüfettiş, başöğretmen,

başparmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, başyazar …

 Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları:

aşçıbaşı, binbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, elebaşı, mehterbaşı, onbaşı, ustabaşı, yüzbaşı …

 Ağa, baba, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan

birleşik kelimeler:

ağababa, ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne, hanımefendi, hacıağa, kadınnine, paşababa…

 Biraz, birçok, birçoğu, birkaç, birkaçı, birtakım, herhangi,

hiçbir, hiçbiri belirsizlik sıfat ve zamirleri de gelenekleşmiş

olarak bitişik yazılır.

P:324

FASİKÜL 9

11 TÜRKÇE

Yazım Kuralları - II

PRATİK BİLGİ

O Sıra sayıları ekle gösterildiklerinde rakamdan

sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır, ayrıca

nokta konmaz:

O 8.’inci değil 8’inci, 2.inci değil 2’nci vb.

Sayıların Yazılışı

 Sayılar harflerle de yazılabilir:

yüz yıldan beri, haftanın üçüncü günü, üç ayda bir, üçüncü sınıf ...

 Saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır:

18.30’da, 11.00’de, 2.500.000 lira, 35 kilogram, 150 kilometre, 15 metre kumaş...

 Saatler ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir:

saat onu beş geçe, saat altıya çeyrek kala…

 Dört veya daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde geçen bin, milyon, milyar ve trilyon sözleri harfle yazılabilir:

2 milyar 500 milyon kişi, 4 bin 255 kalem, 5 trilyon 412 milyar…

 Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır:

iki yüz, iki yüz altmış beş, bin iki yüz elli bir…

 Para ile ilgili işlemlerle senet, çek vb. ticari belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır:

650,35 (altıyüzelliTL,otuzbeşkr.)

 Yüzde ve binde işaretleri yazılırken sayılarla işaret arasında boşluk bırakılmaz:

%25, ‰50

 Adları sayılardan oluşan iskambil oyunları bitişik yazılır:

altmışaltı, ellibir …

 Romen rakamları tarihî olaylarda, yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde, kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların numaralandırılmasında, maddelerin sıralandırılmasında kullanılır:

II. Dünya Savaşı; XX. yüzyıl; III. Selim, XIV. Louis, II. Wilhelm, V. Karl, VIII. Edward; 1.XI.1928; I. Cilt; I)... II) ...

 Dört veya daha çok basamaklı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve aralarına nokta konur:

4.567, 326.197, 49.750.812,28.434.250.310.500…

 Sayılarda kesirler virgülle ayrılır:

15,2 (15 tam, onda 2); 5,26 (5 tam, yüzde 26)…

 Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösterilmesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur

ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece

gösteren ek yazılır:

15., 56., XX.; 15’inci, 56’ncı, XX’nci

 Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir:

2’şer değil ikişer, 9’ar değil dokuzar, 100’er değil yüzer…

 Bayağı kesirlere getirilecek ekler alttaki sayı esas alınarak

yazılır:

4/8’i (dört bölü sekizi), 1/2’si (bir bölü ikisi) vb.

 Bir zorunluluk olmadıkça cümle rakamla başlamaz.

Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler

 Ev kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi, gözlemevi, huzurevi, kahveevi, konukevi, orduevi, öğretmenevi, polisevi, yayınevi …

 Hane, name, zade kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: çayhane, dershane, kahvehane, yazıhane; beyanname, kanunname, seyahatname, siyasetname; amcazade, dayızade, teyzezade…

 Farsça kurala göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: âlemşümul, gayrimenkul, gayrimeşru, Kuvayımilliye, Misakımillî,

suikast; hüsnükuruntu, hüsnüniyet…

 Arapça kurala göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: darülaceze, darülfünun, daüssıla, fevkalade, velhasıl…

 Müzikte kullanılan makam adları bitişik yazılır: acembuselik, hisarbuselik, muhayyerkürdi…

 Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş

olan kuruluş adları bitişik yazılır: İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim Fakültesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi

 Renk adlarıyla kurulan bitki, hayvan veya hastalık adları bitişik

yazılır: akağaç, alacamenekşe, karadut, sarıçiçek; alabalık,

beyazsinek, bozayı; aksu, akbasma, mavihastalık, maviküf…

2 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

“Birleşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden biri veya her ikisi

birleşme sırasında anlam değişmesine uğramışsa sözcük bitişik yazılır.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmadığı için

bir yazım yanlışı yapılmıştır?

A) Adını şarkılarda duyduğumuz yalıçapkını, adalarda yaşayan bir kuş türüdür.

B) Yemekten sonra tatlı olarak birer porsiyon bülbülyuvası

siparişi verdik.

C) Doğum günüm için annem bana camgöbeği renginde

bir kazak örmüş.

D) Pek çok kişinin sandığının aksine denizyılanı nehirlerde

de yaşayabilir.

E) Yazar bu öyküsünde semt pazarlarındaki ayaküstü sohbetlere önemli bir yer ayırmış.

1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2020 TYT

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı yanlıştır?

A) Bu araştırmada bizi şaşırtan bulgu, çevreciliğin barışsever akımlarla çatışmasıdır.

B) O kadar merhametlidir ki yakın arkadaşları arasında karıncaincitmez olarak anılır.

C) Başkentin ortasındaki gökdelenler, etrafındaki binaları yutacakmış gibi duruyordu.

D) İnsanlar, çokbilmiş olarak tanınan kişilerle arkadaşlık kurmaktan uzak dururlar.

E) Orada yaşamamış, o insanlarla hiç bağ kurmamış gibi ne

değerbilir ne yol yordam.

(“değer bilir” sözünde “bilir çekimli bir fiildir ve ayrı yazılması gerekir. Cevap E)

P:325

FASİKÜL 9

TÜRKÇE 12

Yazım Kuralları - II

BENDEN UYARMASI

O Numara sözünün kısaltması da kelime gibi

okunduğundan getirilecek olan ek okunuşa göre getirilecektir: No.lu, No.suz

O Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalara gelen ekler kesmeyle ayrılmaz.

O Bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin veya üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır:

vb.leri, Alm.dan, İng.yi; cm³e (santimetreküpe),

m²ye (metrekareye), 64 ten (altı üssü dörtten)

O Sert ünsüzle biten kısaltmalar, ek aldıkları zaman okunuşta sert ses yumuşatılmaz:

AGİK’in(AGİĞ’in değil), CMUK’un (CMUĞ’un

değil), RTÜK’e (RTÜĞ’e değil), TÜBİTAK’ın(TÜBİTAĞ’ın değil)

O Ancak birlik kelimesiyle yapılan kısaltmalarda

söyleyişte k’nin yumuşatılması normaldir:

FİSKOBİRLİK’in (söylenişi FİSKOBİRLİĞİN)

ÇUKOBİRLİK’e (söylenişi ÇUKOBİRLİĞE)

Kısaltmaların Yazılışı

 Kuruluş, ülke, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları her

kelimenin ilk harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır:

TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu), ABD (Amerika Birleşik Devletleri); TDED (Türk Dili ve

Edebiyatı Dergisi);

B (batı), D (doğu), G (güney), K (kuzey); GB (güneybatı),

GD (güneydoğu), KB (kuzeybatı), KD (kuzeydoğu)…

BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi)

 Gelenekleşmiş olan T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe) kısaltmalarının dışında büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta kullanılmaz.

 Ölçü birimlerinin uluslararası kısaltmaları kullanılır:

m (metre), mm (milimetre), cm(santimetre), km (kilometre), g (gram), kg (kilogram), l (litre), mg (miligram), m²

(metrekare), cm² (santimetrekare)

 Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarıyla ölçülerin dışında kalan kelime veya kelime gruplarının kısaltılmasında, ilk harfle birlikte kelimeyi oluşturan temel harfler dikkate alınır. Kısaltılan kelime veya kelime grubu; özel ad, unvan veya rütbe ise ilk harf büyük; cins isim ise ilk harf küçük olur:

Alm. (Almanca), Cumhuriyet Mah. (Cumhuriyet Mahallesi), Manolya Sok. (Manolya Sokağı), Prof. (Profesör), Dr.

(Doktor), Av. (Avukat), Alb. (Albay), Gen. (General); sf. (sıfat), haz. (hazırlayan), çev. (çeviren), ed. (edebiyat), fiz.

(fizik), kim. (kimya) vb.

Pekiştirmeli Sözlerin Yazılışı

 Sıfat veya zarf görevindeki pekiştirmeli sözler bitişik yazılır:

düpedüz, gömgök, güpegündüz, kapkara, kupkuru, masmavi, mosmor, paramparça, sapasağlam, sapsarı, sırsıklam, sırılsıklam, sipsivri, yemyeşil, apaçık, apak, büsbütün,

çepeçevre, çırılçıplak, dümdüz…

İkilemelerin Yazılışı

 İkilemeler ayrı yazılır:

ağır ağır, kırk elli (yıl), üç beş (kişi), yüz yüz elli (yıllık), , eciş

bücüş, yarım yamalak…

 -m ile yapılmış ikilemeler ayrı yazılır:

çocuk mocuk, kitap mitap ...

 İsim durum ekleri ve iyelik ekiyle yapılan ikilemeler ayrı yazılır:

el ele, göz göze; baştan başa,başa baş…

bire bir (ölçü),

Bağlaç Olan Ki’nin Yazılışı

 Bağlaç olan ki ayrı yazılır:

Filmi beğendi ki sana da tavsiye ediyor.

 Şüphe ve pekiştirme göreviyle kullanılan ki sözü de ayrı

yazılır:

Sınav süresi bitti mi ki?

Vatanımı öyle özledim ki...

4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kısaltmalarla ilgili bir yazım yanlışı vardır?

A) Bugün TBMM’nin kuruluş yıldönümü kutlanıyor.

B) TV’da bu akşam güzel bir film var,

C) Öğrenim için ABD’ye gidecek.

D) Üniversite sınavına ODTÜ’de girecekmiş.

E) Kaybolan sınav belgenizi ÖSYM’den alabilirsiniz.

3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

“Kendisine 2’inci Aristo sıfatı verilen Farabi, insan ihtiyaçlarının

farklılığı nedeniyle toplum içindeki iş birliğinin önemli olduğunu

vurgulamıştır. Özel mülkiyeti kabul eden Farabi, topluma ait

pek çok malın herkesçe kullanılması gerektiğini belirtir. Ona

göre devlet, toplumsal sözleşmeye dayanarak adaleti sağlar.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı

yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III IV

V

BAŞKA YERDE YOK

O Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen

eklerde kelimenin okunuşu esas alınır:

cm’yi, kg’dan, mm’den, kr.un

O Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen

eklerde ise kısaltmanın son harfinin okunuşu

esas alınır:

BDT’ye, TDK’den, THY’de, TRT’den, TL’nin…

O Ancak kısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen

eklerde kısaltmanın okunuşu esas alınır:

NATO’dan, UNESCO’ya, ASELSAN’da, BOTAŞ’ın

P:326

FASİKÜL 9

13 TÜRKÇE

Yazım Kuralları - II

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

(I) Kişiye odaklı söyleşilerde amaç; soru sorulan kişinin yaşamını, yaptıklarını veya fikirlerini gündeme getirmektir. (II) Bu

tür söyleşilerin öznesi, toplumda merak uyandıran ünlü şahsiyetler olabilir. (III) Örneğin sporcular, sanatçılar ve politikacılar bu söyleşilerde sıklıkla yer alır. (IV) Kimi zamanda tanınmamış ancak yaşamı ve yaptıklarıyla dikkatleri çekmiş kişiler

seçilir. (V) Sorular aracılığıyla onların iç dünyalarında neler yaşadıkları okura aktarılmak istenir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “de” bağlacının yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

 Bazı kelimelerde “ ki” bağlacı kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır:

belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki, illaki.

Soru Eki “mı, mi, mu, mü”nün Yazılışı

 Bu ek gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar:

Sen de mi buradasın?

 Soru ekinden sonra gelen ekler, bu eke bitişik olarak yazılır:

Çocuk muyum? Gelecek miydi? Güler misin, ağlar mısın?

 Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığında da ayrı

yazılır:

Güzel mi güzel bir araba!

Yağmur yağdı mı trafik aksıyor.

 Birleşik fiillerde mi soru eki iki kelimenin arasına da gelebilir:

Vaz mı geçtin?

İle’nin Yazılışı

 ile, ayrı olarak yazılabildiği gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir.

 ile, ünsüzle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında i ünlüsü düşer ve büyük ünlü uyumuna uyar:

çiçek-le (çiçek ile), bulut-la (bulut ile),

 ile, ünlüyle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında araya y ünsüzü girer ve başındaki i ünlüsü düşer:

arkadaşı-y-la (arkadaşı ile), çevre-y-le (çevre ile)

Ek fiilin Yazılışı

 Ek fiilin çekimli biçimleri (idi, imiş, ise) ayrı yazılabildiği gibi bitişik olarak da yazılabilir.

 Ünsüzle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında i ünlüsü düşer, ayrıca büyük ünlü uyumuna uyar:

yorgun-du (yorgun idi), gelir-se (gelir ise) ...

 Ünlüyle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında araya y

ünsüzü girer ve başındaki i ünlüsü düşer, ayrıca büyük ünlü uyumuna uyar:

sonuncu-y-du (sonuncu idi), yabancı-y-mış (yabancı imiş),

ne-y-se (ne ise)

 Ek fiilin zarf-fiil eki almış biçimi olan iken ayrı yazılabildiği

gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir. Eklenerek yazıldığında baştaki i düşer. Eklendiği kelimenin ünlüleri kalın olsa da -ken zarf-fiil ekinin ünlüsü ince kalır:

çalışıyor-ken (çalışıyor iken), durgun-ken (durgun iken),

öğretmen-ken (öğretmen iken) vb.

 iken, ünlüyle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında

araya y ünsüzü girer ve başındaki i ünlüsü düşer:

okulda-y-ken (okulda iken), okumakta-y-ken (okumakta iken)

Hece Yapısı ve Satır Sonunda Kelimelerin Bölünmesi

 Kelime içinde iki ünlü arasındaki ünsüz, kendinden sonraki ünlüyle hece kurar:

a-ra-ba, in-sa-nın, ka-ra-ca …

 Batı kökenli kelimeler, Türkçenin hece yapısına göre hecelere ayrılır:

band-rol, kont-rol, port-re

 İlk heceden sonraki heceler ünsüzle başlar. Bitişik yazılan

kelimelerde de bu kurala uyulur:

Bağlaç Olan Da, De’nin Yazılışı

 Bağlaç olan da / de ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak büyük ünlü uyumuna uyar:

Oğlu da geldi kızı da.

Sen de mi Leylâ?

 Ayrı yazılan da / de hiçbir zaman ta / te biçiminde yazılmaz:

Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var

(Gidip te gelmemek var, gelip te görmemek var değil)

 Ya sözüyle birlikte kullanılan da ayrı yazılır: ya da

 da / de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile

ayırmak yanlıştır:

İrfan da geldi

İrfan’da geldi. (YANLIŞ)

ba-şöğ-ret-men, il-ko-kul

 Ayırmada satır sonunda ve satır başında tek harf bırakılmaz:

------------- uzaklık(YANLIŞ)

------------ uzaklık(DOĞRU)

 Kesme işareti satır sonuna geldiğinde yalnız kesme işareti kullanılır, ayrıca çizgi kullanılmaz:

------- İstanbul’

danAKLINDA OLSUN

 Aynı, tıpkı, ölçü, miktar vb. özellikleri eşit olarak

ve yüz yüze, karşılıklı olarak anlamlarına geldiğinde “bire bir” sözü ayrı yazılır:

Bu konuyu arkadaşlarıyla bire bir görüşerek hazırladı.

 İstenildiği gibi, uygun, etkisi kesin olan anlamlarına geldiğinde “birebir” sözü bitişik yazılır:

Doktora göre bu bitki göğüs darlığına birebirmiş.

P:327

FASİKÜL 9

TÜRKÇE 14

Yazım Kuralları - II

P:328

15 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 9

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Geziye niçin beni de çağırmıyorlar?

B) Okulun ne zaman açılacağını biliyor musun?

C) Bu işyerinde aşağı yukarı dört yıldır çalışıyorum.

D) Önümüzdeki ağustos ayında bize gelecek.

E) Otobüsümüz 23.45’te hareket edecek.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik sözcüklerin yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Coğrafya dersinde yeryüzü şekillerinin oluşabilme

koşullarını öğrendik.

B) Herkesin beğeniyle söz ettiği filmi dün biz de izleyebildik.

C) Yağmurun yağacağını görünce eve erkenden gitti.

D) Odasında uyuya kalınca şehre inmekten vazgeçti.

E) Kitaptaki öykülerin birkaçı, benim ilgimi daha çok

çekti.

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikilemelerin yazımıyla ilgili bir yazım yanlışı yapılmıştır?

A) Apar topar hazırlanıp evden çıktık.

B) Bahçedeki çalı çırpıyı toplayıp çöpe atacağız.

C) Büyük amcam, boyluboslu birisi olduğu için her yerde

göze çarpardı.

D) Fabrika müdürü, fabrikanın derli toplu olmasına önem

verirdi.

E) Eski püskü elbiseleri teker teker çıkardı, ihtiyaç sahiplerine dağıttı.

5. Ek olan “-ki” kendinden önceki kelimeye bitişik, bağlaç

olan “ki” ise ayrı yazılır.

Bu kurala göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ki”

nin yazımı yanlıştır?

A) Edebiyat dilindeki sadeleşme, edebiyatın halka inmesini sağlamıştır.

B) Yazarın anlatımı o kadar akıcıydı ki kitabı bitirene kadar elimden bırakmadım.

C) Artık ben de anladım ki bu işler bu hafta bitmez.

D) Ondaki çalışma disiplinine hayran olmamak elde değil.

E) Bahçeye güller dikelimki etraf mis gibi koksun.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Sanatçı ilk romanını kırkbeş yaşında yazmış.

B) Onun gelişiyle evimizde bayram havası eserdi.

C) Bugünün işini yarına bırakmamaya dikkat ederdi.

D) Havanın karardığını hiçbirimiz fark edememiştik.

E) Bartın’a giderken bizim köye de uğrayalım.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Dışarıda hafifçe bir rüzgâr esiyordu.

B) Her tarafda kardelen çiçekleri açmıştı.

C) Köşedeki dürümcüde bir şeyler yiyelim.

D) İhtiyar, ceketini kapının arkasına astı.

E) Kemal amca, pasajdaki dükkânını satmış.

1-C 2-A 3-B 4-D 5-E 6-C

P:329

TÜRKÇE 16

Pratik Test FASİKÜL 9

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözün yazımı yanlıştır?

A) Çocuk eline aldığı gır gır ile etrafı güzelce temizliyordu.

B) Onunla göz göze gelmemeye çaba gösteriyordu.

C) Aynı yoldan gide gele artık ezberlemişti oraları.

D) Omuz omuza vererek o kadar işin üstesinden gelmişlerdi.

E) Çocuklar sık sık bir araya gelir, parkta oyun oynarlardı.

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Yeni açtığı mağazaya yazarkasa alacaktı.

B) Bilgisayarın modelini yükseltmeyi düşünüyoruz.

C) Sınavın başlaması onu heyecana sevk etti.

D) Aldığı peynirleri hemen buzdolabına yerleştirdi.

E) Yolda akaryakıt almak için bir benzinciye uğradık.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Yolculuğumuz 14 Ekim’de başladı.

B) Babam 11 Kasım 1950’de burada doğmuş.

C) 3 Nisan pazartesi günü bu mutlu haberi aldım.

D) Büyük ihtimalle haziranda tatile çıkacağız.

E) Geçen pazar, eski arkadaşlarla bir araya geldik

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Uçağı kaçırdığın için bu kadar üzülmemelisin.

B) Son aldığı arabayı gözü gibi koruyor.

C) Kimseye sormadan buna karar vermemeliydin.

D) Fuara arkadaşıyla gideceğini söylüyor.

E) Arkadaşlarını telefonumdan da arıyabilirsin.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Seni yarın okul girişinde bekleyeceğim.

B) O güzel günleri şimdi bir bir hatırlıyorum.

C) Futbol oynarken incittiğim bileğim çok acıyor.

D) Dönem ödevimi bilgisayarda yazmıyacağım.

E) Müzeye gelenler, eski uygarlıkların izlerini görüyor.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Ameliyata doktorların yanında üçte hemşire girdi.

B) Müşteriler, kahvenin sahibi Ali Çavuş’u severlerdi.

C) Savaşta, Yüzbaşı Cemil bacağından yaralanmıştı.

D) Yarın, mühendisler şantiyeyi gezecekmiş.

E) Veliler, müdürün konuşma yapmasını bekliyor.

1-A 2-D 3-A 4-C 5-E 6-A

P:330

17 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 9

1. I. Herbirimizi etkileyen sosyal değişimlerden biride göçtür.

II. Yüzyüze yapılan görüşmeler sonucunda 12-18 yaş

arasının büyük risk altında olduğu iddia edildi.

III. 1940’tan sonra art arda yaşanan göç dalgaları şehir

nüfusunun artmasına neden olmuştu.

IV. Haritalar iyi tasarlanırsa arkadaşınızın yeni evini size

tarif ederken çizdiği kroki kadar basit olabilir.

V. Osaka Körfezi açıklarında, okyanusa inşa edilmiş yapay bir adadaki havaalanına indik.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangilerinde

bir yazım yanlışı vardır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Bir gıda maddesi, 50’e yakın türdeki besin ögesinin

her birini karşılayamaz.

B) Kitaptaki öykülerin çoğunda yer alan sürpriz finallerle okurun şaşkınlığa düşürülmesi farklı bir başarıdır.

C) Zafer Bayramı yurt dışında da yapılan birtakım etkinliklerle kutlandı.

D) Gece yarısına doğru Samanyolu, alev gibi parlayan

yıldızların arasından beliriveriyor.

E) Irgandı Köprüsü, restore edildikten sonra dükkânlara,atölyelere ve kafelere ev sahipliği yapıyor.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ki”nin yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Sonunda anladım ki bu sorunu çözemeyeceğim.

B) Adam yandaki masadan tuzluk istedi.

C) Şirketin geçen yıl ki cirosu beklenenin üzerindeydi.

D) Türkçe ki onun en sevdiği derstir.

E) Bizim ev, sokağın başında onlarınki ise sokağın sonunda.

5. KKTC’nin başkenti Lefkoşa, Girne’ye yaklaşık yirmi beş

kilometre mesafededir. Kent, 15. yüzyılda Venedikliler’in

inşa ettiği yıldız biçimindeki surlarla çevrilidir. Osmanlı

mimarisinin sentezini sergileyen bu surlar görülmeye değer bölgelerden biri.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

3. (I) Gül, mis gibi bir kokunun peşinde olanlar için muhteşem bir çiçektir. (II) Gülün kokusunu kalıcı yapmak için

Antik Çağ’dan bu yana farklı yöntemler kullanılmıştır. (III)

Daha sonraları MÖ 50’de insanoğlu damıtma yöntemini

geliştirdi ve bu sayede gül yağı elde edildi. (IV) Günümüzde ise bu işlem teknolojik birtakım aletlerle yapılmakta, iyi derecede verim alınmaktadır. (V) Gül yağının

yanı sıra gül suyu gibi gülden elde edilen diğer yan ürünlerde kozmetik ve parfümeri sektöründe kullanılmaktadır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

bir yazım yanlışı yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

4. Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ünlü yazar John Steinbeck’in çağımızın bireysel, toplumsal ve insani meselelerini ustalıkla resmettiği eserleri modern dünya edebiyatının başyapıtları arasında yer alır. “Fareler Ve İnsanlar” adlı eserinde, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik

tarım işçisinin hayatını anlatır.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III IV

V

P:331

TÜRKÇE 18

Sınav Tadında FASİKÜL 9

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Yakup Kadri 1933’te yayımlanan Yaban romanında

aydın-halk çatışmasını ele almıştır.

B) Kemal’in neden böyle üzgün olduğunu sınıftaki öğrencilerin birkaçı biliyordu.

C) Düğün konvoyunun ardına peş peşe dizilen araçlar

birden karşımıza çıkıvermişti.

D) Yirmi üç yıl önce geldiği bu köy de diğerleri gibi bir

anda gelişmiş, büyümüştü.

E) Bu sabah öyle yorgundu ki yanı başına gelen anneannesini bile farketmemişti.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün

yazımı yanlıştır?

A) O, TRT’nin düzenlediği yarışmada ödül aldı.

B) Yarışmayı az farkla 2’inci sırada bitirdi.

C) Eski dostlarıyla ayaküstü sohbet etti.

D) Arkadaşı ikide bir ondan ders notu istiyordu.

E) Hava yolu şirketi uçak seferlerini iptal etti.

10. Batı Karadeniz Bölgesi’nde araştırma yapan bazı arkeologlar Türk kültürüne ait önemli kalıntılar buldu. Kültür

ve turizm bakanlığı elde edilen bütün el sanatları ürünlerinin listesini sergiledi.

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı

yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II III

IV V

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

yoktur?

A) Havadaki ağır kokuyu his etmemek için burnumuzu

elimizle kapattık.

B) Hırsızlar güpe gündüz bir kuyumcuyu soymaya çalışmıştı.

C) Her şeyin daha samimi olduğu o yılları hatırlar mısın?

D) Dedemin anlattığı son öyküde çok heyecan vericiydi.

E) Karadeniz’in Doğu kesimlerinde yükseklere yine kar

yağmıştı.

11. Orta Avrupa’da eskiden birçok köyde kavak ağacı vardı

ve bu ağaçlar buluşma noktası olarak kullanılırdı. Her yıl

bu şirin kasabalarda Mayıs başında kavak ağaçlarının

altında dans festivalleri düzenlenirdi.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) 23 Temmuz 1993 tarihinde Antalya’nın Alanya İlçesinde hayata “Merhaba’’ demişti.

B) Nemrut Dağı’nın eteklerinde güneşin doğuşunu seyretmek coşkulu bir zevktir.

C) Tanzimat Dönemi yazarlarından Namık Kemal,roman

ve tiyatro türlerinde önemli eserler vermiştir.

D) İstanbul Üniversitesinde konferansa katılan Doktor

Cevdet Bey kısa bir konuşma yaptı.

E) Beşiktaş Barbaros Bulvarı’nda bulunan Yıldız Sarayı

bu yıl bakıma alınacak.

1-A 2-C 3-E 4-D 5-C 6-A 7-C 8-B 9-A 10-D 11-D 12-E

P:332

19 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 9

1. Eve varmak için birbirinden dolambaçlı üç sokağı geçmem gerekiyordu. Bu tatsız yolculuk sona eripte kapıdan girdiğim vakit, yüreğimin büsbütün başka bir sıkıntı

ile bunaldığını hüzünle fark ederdim.

Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir

yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Şoför, topunu almak için arabanın önüne atlayan çocuğa bağırdı.

B) Bu okul hayırsever vatandaşlarca yaptırılmış.

C) Çocuk tıraş olmak için berbere gitti.

D) Arkadaşımın iyi bir eğitimi, sağlam bir karekteri var.

E) Sokağımızın başındaki demirleri griye boyadılar.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Babası, bu bayramda da yazlık kiralayacakmış.

B) Okuduklarımızın damağımızda bıraktığı tatları istesek de unutamayız.

C) Orada seni karşılayacak bir yakının var mı?

D) Öyle ki yemek vaktinin gelip geçtiğinin farkına bile

varmamıştı.

E) Düşüncelerimi ifade etmekten hiçbir zaman çekinmiyeceğim.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) İnsanların çoğu, sıtres atmak için bağ bahçeyle uğraşıyor.

B) Bugünlerde gençler, daha çok bilgisayarla ilgileniyor.

C) Dünkü şiir gecesine birçok şiirsever katıldı.

D) Bir grup genç sanatçının düzenlediği sergi mayısa

kadar açıkmış.

E) Gençlere yönelik kültür programlarının sayısı gün

geçtikçe artıyor.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Onu son günlerde hiçbirimiz görmemiştik.

B) Bu şiir, 21 Ağustos 1981’de yayımlanmış.

C) Bu olayın perde arkası artık herkesçe biliniyor.

D) Dün, onunla İTÜ’deki konferansta karşılaştık.

E) En sonun da anladım ki sizinle bu konuyu konuşmak imkânsız.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Eski müdür, görevini sabah devir etti.

B) Bu şirketin birçok ülkede tanındığı herkesçe bilinir.

C) Hititler, yaklaşık iki yüz yıl boyunca bu bölgede yaşamıştır.

D) Kasabanın buz gibi sularından içmek için beş dakika

mola verdik.

E) Şehrimizde seneye bir halk tiyatrosu açılması planlanıyor.

P:333

TÜRKÇE 20

Sınav Tadında FASİKÜL 9

10. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) Bu caddede klakson çalmak yasaktır.

B) Öğrencilere yıl sonu klasör hediye edildi.

C) Şiirlerinde klişeleşmiş söyleyişlere yer vermezdi.

D) Bu sanatçı, klasisizm akımının etkisinde eser vermiştir.

E) Sözcüklerin doğru yazımı için klavuza bakmak gerekir.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözün yazımı yanlıştır?

A) Annem işten hâlâ dönmemişti, oysa ki geç kalmayacağını söylemişti.

B) Kitapta 1930’lu yıllardaki belli başlı olaylar anlatılıyor.

C) Kardeşimle bahçedeki ağaçları baştan başa suladık.

D) Yaşlı kadın sepeti zar zor taşıyordu.

E) Sınavdaki bazı soruları çözmek hiç de kolay değildi.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Çocuğun garip hareketleri dikkatimizi çekmişti.

B) İhtiyar, sahildeki kulübesinin bahçesinde oturuyordu.

C) Kimseye fark ettirmeden annemin hediyesini mutfağa bıraktım.

D) Geçen yıl hafta sonları piyano kursuna gidiyordum.

E) Okuldan çıktıkdan sonra ara sıra, babaanneme uğrardık.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Akşamüzeri güneşin batışını izlemek için sahile indim.

B) İlkbaharda kırlar rengârenk bir örtüyle kaplanır.

C) 27 Eylül 2010’da yapılan sınavın sonuçları bugün

açıklanacak.

D) Onu aniden karşımda görünce çok mutlu olmuştum.

E) Ünlü sanatçı, ölümünün 40’ncı yıl dönümünde düzenlenen bir törenle anıldı.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Bu konuyla ilgili olarak her yerden bilgi edine bilirsiniz.

B) Açık sözlü insanlardan zarar gelmeyeceğine inanıyorum.

C) Onunla oturup adamakıllı konuşmayı düşünüyorum.

D) Takımımız rakibini yenebilmek için elinden geleni

yaptı.

E) Vakit ilerleyince yine karmakarışık duygular kaplamıştı içini.

1-C 2-E 3-D 4-A 5-A 6-E 7-A 8-E 9-E 10-E 11-E 12-A

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır?

A) Onunla yarın akşam yemekte görüşeceğiz.

B) Evdeki şofben yine arızalanmıştı.

C) Boğazlardaki transit geçişler durduruldu.

D) Bu portre, sanatçının ilk çalışmasıydı.

E) Antrenör, maçı tarafdar sayesinde kazandık, dedi.

P:334

FASİKÜL 9

21 TÜRKÇE

Noktalama İşaretleri

Noktalama İşaretleri

 Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır.

Nokta ( . )

 Cümlenin sonuna konur:

Denizlerde güzel olan her şey yavaş yavaş kayboluyor.

 Bazı kısaltmaların sonuna konur:

Cad. (cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve

benzerleri), Alb. (albay), Dr. (doktor), Yrd. Doç. (yardımcı

doçent), Alm. (Almanca)…

 Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur:

3. (üçüncü), IV. Murat, XIV. yüzyıl; 2. Cadde, 20. Sokak,

4. Levent…

 Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan

rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur:

2, 4 ve 6. maddeler; XII – XV. yüzyıllar arasında

 Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden

sonra konur:

I. 1. A. a.

II. 2. B. b.

 Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur:

29.10.1923, 29.X.1923

 Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay

adlarından önce ve sonra nokta kullanılmaz:

29 Ekim 1923

 Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için

konur:

Toplantı 15.00’te başladı.

 Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır:

4.4=16, 12.5=60

 Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur:

3.000, 526.197, 79.750.812

 Genel ağ adreslerinde kullanılır:

http://tdk.gov.tr

 Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur:

Ahmet Mithat Efendi, Felatun Bey’le Rakım Efendi, TDK

Yayınları, Ankara, 2018.

Virgül ( , )

 Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur:

Vatanımı,ailemi, dostlarımı, çok özlemiştim.

 Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:

Yaşlı adam kahvehaneye girdi, sessizce yerine oturdu.

 Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur:

Çocuklar, büyük bir merakla yolcu otobüsünün etrafında

toplandılar.

 Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için

ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur:

Melike, iki gündür uyumadığından olmalı, kendisini çok

yorgun hissediyordu.

 Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:

Akşam, yine akşam, yine akşam,

Göllerde bu dem bir kamış olsam!

 Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime

gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önlemek için kullanılır:

O, arkadaşının hiçbir sorununun olmadığını söyledi.

 Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur:

Amerika’ya önümüzdeki hafta gideceğim, dedi.

 Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur:

– Bu akşam konsere gidecek misiniz, diye sordu.

 Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur:

Peki, yarın seninle oraya gidelim.

Evet, seni çok iyi anlıyorum.

 Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:

Değerli Öğrenciler, okulumuza hoş geldiniz.

Sayın Başkan,

Sevgili Kardeşim,

Canım Arkadaşım,

 Sayıların yazılışında kesirleri ayırmak için kullanılır:

37,6 (otuz yedi tam, onda altı), 0,35

 Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden

sonra konur:

İş yerinden çıkıp, sağ elinde çantasıyla yürüyerek evine gitti.

 Metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül

konmaz:

Sen gidince annem çok üzüldü.

 Özne olarak kullanıldıklarında bu, şu, o zamirlerinden sonra konur:

O, eski defterleri çoktan kapatmış, köşesine çekilmişti.

 Kitap, dergi vb.nin künyelerinde yazar, eser, basımevi vb.

maddelerden sonra konur:

Necip Fazıl KISAKÜREK, Çile, Büyük Doğu Yayınevi, İstanbul, 1985.

 Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:

ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958.

P:335

FASİKÜL 9

TÜRKÇE 22

Noktalama İşaretleri

 Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden

ayırmak için konur:

At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.

 İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra noktalı virgül konabilir:

Sinema; roman, öykü, deneme gibi yazınsal türlerden farklı bir alanda değerlendirilmelidir.

Noktalı Virgül ( ; )

 Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur:

Bu yörede kız çocuklara Ayşe, Fatma; erkek çocuklara ise

Mehmet, Mustafa adları verilir.

İki Nokta (: )

 Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin sonuna konur:

Usta yazar farklı türde birçok yapıt üretmiştir: roman, şiir,

deneme...

 Kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna konur:

Sözcükler kök yönüyle ikiye ayrılır: Adlar ve eylemler.

 Ses bilgisinde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır:

a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.

 Karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişiyi belirten sözlerden

sonra konur:

Bilge Kağan: Türklerim, işitin!

ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin?

Koro: Göğe erer başımız

başınla senin!

 Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:

– Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?

Ziraatçı sayar:

– Yulaf, pancar, zerzevat, tütün...

 Genel ağ adreslerinde kullanılır:

http://tdk.gov.tr

 Matematikte bölme işareti olarak kullanılır:

28:7=4

1 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül (,) kullanımı yanlıştır?

A) Şu günlerde yayımlanan eserindeki şiirler toplu okunursa,

hiç telaş etmeyen son derece dingin bir sesle karşılaşılır.

B) Göbeklitepe’de yer alan, genişlikleri ve derinlikleri 16

cm’yi bulan, kâse benzeri delikler buranın bir başka gizemli unsurunu teşkil eder.

C) Görüldüğü gibi yazar, kitabını öğrencilerinin yardımıyla

yayımlanacak duruma getirilebilmişse de istediği çalışmaları yapamamıştır.

D) Yöntemin özü, felsefesi inançtır yani bir yöntemin bağlandığı felsefi inanç, o yöntemin özüdür.

E) Bu kitabın başta Almanca, Fransızca, İngilizce olmak

üzere bütün dünya dillerine çevrilmesine aracı olunmalı,

olanak sağlanmalıdır.

3 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT

XX. yüzyılın son çeyreğinde plansız iç göçler sebebiyle kalabalıklaşan İstanbul; benzer kaderi yaşayan Ankara, İzmir, Bursa

gibi şehirlere göre daha çok sorunla baş başa kalmıştır.

Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu cümledeki

işleviyle kullanılmıştır?

A) Yazar değil, eleştirmenler; metinler değil, yorumlar yani

bakış açıları değiştiği için edebiyat eserlerinin anlamı daima zenginleşmektedir. (tür veya takımları birbirinden ayırmada)

B) Kopuk dizelerin, anlatı parçacıklarının, çizimin sınırlarında

dolaşan bu melez metin; onun yaşam haritasına göre

farklılıklar gösterir. (İkiden fazla eş değer ögeleri arasında

virgül bulunan cümlelerde özneden sonra) Cevap B

C) Türkiye, İran, Rusya; Ankara, Tahran, Moskova isimlerinin birbirleriyle münasebetleri açık seçik ortadadır. (tür

veya takımları birbirinden ayırmada)

D) Tokat’ta yetiştirilen ürünlerin başında domates, biber, fasulye, patates; kiraz, vişne, elma, erik gelir. (tür veya takımları birbirinden ayırmada)

E) Lale, sümbül ve karanfil motifleriyle ebru sanatına farklı

bir yorum getirmiş; bu sanatın genç kuşaklarca tanınmasına katkıda bulunmuştur. (Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri ayırmada)

2 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT

Anadolu’da hangi büyücek kasabaya (I) adım atsanız tuluat

tiyatrolarından birine rast gelirsiniz. Hiç değilse çarşı duvarlarında kafilenin yakın zamanda buraya konup göçtüğünü gösteren (II) solmuş ve yırtık bir ilana tesadüf edersiniz. Oyunlar

kasabanın tiyatrosunda (III) köy meydanında yahut en büyük

kahvede sergilenir. Ahali için arkalıksız kahve iskemleleri (IV)

üç beş masa; oyuncular için yerden birkaç karış yüksek bir

sedir (V) delik deşik iki boyalı perde yeter de artar bile.

Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine virgül getirilemez?

A) I B) II C) III D) IV E) V BAŞKA YERDE YOK

 Metin içinde ve, veya, yahut, ya ... ya bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz:

Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli.

Ne kızı verir ne dünürü küstürür.

 Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da/de bağlacından sonra virgül konmaz:

Bugün eşine de çocuklarına da gerçekleri açıklayacakmış.

 Metin içinde -ınca / -ince anlamıyla zarf-fiil görevinde kullanılan mı / mi ekinden sonra virgül

konmaz:

Sonbahar geldi mi ağaçlar yapraklarını döker.

 Şart ekinden sonra virgül konmaz:

Derslerine çalışırsan başarılı olursun.

P:336

FASİKÜL 9

23 TÜRKÇE

Noktalama İşaretleri

AKLINDA OLSUN

 mı / mi ekini alan yan cümle temel cümlenin zarf

tümleci olduğunda cümlenin sonuna soru işareti konmaz:

Sabah oldu mu buradan ayrılırsınız.

 Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:

Uzun zamandır aramadı mı, telefon bile etmedi mi?

 Soru eki veya soru sözcüğü bulunan cümleler,

soru anlamı taşımayabilir. Böyle cümlelerde soru işareti (?) kullanılmaz:

Ona bu olayı niçin anlatmadığını bize söylemedi.

Yurt dışında okumak için hangi ülkeye gideceğine karar verememiş.

BENDEN UYARMASI

 İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:

Genç yazarlara öneriyorum: Usta sanatçıları çok

okuyun.

 İki noktadan sonra cümle ve özel ad niteliğinde

olmayan örnekler sıralandığında bunlar büyük

harfle başlamaz:

Çiftlikte pek çok hayvan bulunuyordu: atlar, kuzular, ördekler…

Üç Nokta ( ... )

 Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:

Yaz bitti, şimdi önümüzde upuzun bir kış...

 Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur:

Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.

 Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan kelime veya

bölümlerin yerine konur:

“…Bu cinayeti bütün kasaba halkı işlemiştir. Kasaba ise

geniş açıdan bakıldığında tüm toplumu simgeler…”

 Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun

hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç

katmak için konur:

Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!

 Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:

Hey, çocuklar hey!..

Soru İşareti ( ? )

 Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur:

Bu güzel hediyeyi nereden aldın?

 Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur:

Görevli memur başını kaldırdı:

— Adınız?

 Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer,

tarih vb. durumlar için kullanılır:

Yunus Emre (1240 ?-1320)

Ankara’dan İstanbul’a otobüsle üç saatte (?) gitmiş.

Kesme İşareti ( ’ )

 Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Türkiye’miz Fatih Sultan Mehmet’e,

Refik Halit Karay’dır, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Eski Çağ’ın, Yükselme Dönemi’nin,

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’na…

 Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu

olduğu zaman ekten önce kesme işareti kullanılır:

Hisar’dan, Boğaz’dan

 Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük

harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu Kanun’un 13. maddesinin c bendinde değişiklik yapılacak. Söz konusu Yönetmelik’in 2’nci maddesine göre bu durum böyle açıklanıyor.

 Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında

kesme işareti yay ayraçtan önce kullanılır:

Reşat Nuri’nin (Güntekin)

 Ek getirildiğinde Avrupa Birliği kesme işareti ile kullanılır:

Avrupa Birliği’ne üye ülkeler yarın toplanıyor.

 Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözlerine getirilen

ekleri ayırmak için konur: Cehdi Bey’e, Ayla Hanım’dan, Mahmut Efendi’ye, Sinan Paşa’ya, Türk Dil Kurumu Başkanı’na

 Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur:

ABD’de, TBMM’nin, TDK’nin, BM’de, TV’ye…

 Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur:

1965’te, 5’inci madde, 2’nci kat; 7,65’lik, 657’yle…

 Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak

için konur: Sınav başvuruları 15 Ocak’a kadar sürecektir.

23 Şubat 2019 Cumartesi’nin Bekir Sait için önemi çok büyük.

 Seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için

kullanılır:

Güzelliğin on par’etmez

Düştü m’ola sevdiğimin yurduna

Engel aramızı açtı n’eyleyim

“Dostum ne’n var?”

 Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur:

a’dan z’ye kadar, Türkçede -lık’la türetilmiş kelimeler. BAŞKA YERDE YOK

 Sonunda 3. teklik kişi iyelik eki olan özel ada,

bu ek dışında başka bir iyelik eki getirildiğinde

kesme işareti konmaz: Boğaz Köprümüzün güzelliği, Amik Ovamızın bitki örtüsü, Kuşadamızdaki liman…

 Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde Başbakanlığa, Rektörlüğe vb. biçimlerde yazılır.

 Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve

bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle

ayrılmaz: Türkçe, Müslümanlık, Avrupalı, Mustafa Kemaller, Türkçenin, Hollandalıdan…

 Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle

içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden

sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.

 Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş

yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz:

Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Türk Dili ve Edebiyatı

Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun,

Mavi Köşe Marketinde…

P:337

FASİKÜL 9

TÜRKÇE 24

Noktalama İşaretleri

4 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işaretinin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Pamukkale travertenleri, Denizli’mizin önde gelen turistik değerlerindendir.

B) Bu yasa tasarısı Bakanlar Kurulu’nda uzun uzun tartışıldı.

C) Ferhunde Hanım’dan gelen son mektubu ailecek sevinç

içinde okuduk.

D) Üniversitemizde tek ders sınavlarının 30 Haziran’da yapılacağı açıklandı.

E) TDK’nin bir görevi de geçmişte yazılmış eserleri günümüze kazandırmaktır.

Düzeltme İşareti (^)

 Yazılışları bir, anlamları ve söylenişleri ayrı olan kelimeleri

ayırt etmek için okunuşları uzun olan ünlülerin üzerine konur:

adet (sayı), âdet (gelenek, alışkanlık);

adem (yokluk), âdem (insan);

alem (bayrak), âlem (dünya, evren);

hal (sebze, meyve vb. satılan yer), hâl (durum, vaziyet);

hala (babanın kız kardeşi), hâlâ (henüz);

 Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelimelerle

özel adlarda bulunan ince g, k ünsüzlerinden sonra gelen

a ve u ünlüleri üzerine konur:

dergâh, tezgâh, yadigâr;

dükkân, hikâye, kâğıt, Hakkâri, Kâzım;

mahkûm, sükût…

 Kişi ve yer adlarında ince l ünsüzünden sonra gelen a ve

u ünlüleri de düzeltme işareti ile yazılır:

Halûk, Lâle, Nalân; Balâ, Elâzığ, İslâhiye, Lâdik, Lâpseki,

Selânik

 Nispet ekinin, belirtme durumu ve iyelik ekiyle karışmasını önlemek için kullanılır:

(Türk) askeri ve askerî (okul), (İslam) dini ve dinî (bilgiler),

(fizik) ilmi ve ilmî (tartışmalar), (Atatürk’ün) resmi ve resmî

(kuruluşlar)

 Nispet eki alan kelimelere Türkçe ekler getirildiğinde düzeltme işareti olduğu gibi kalır:

millîleştirmek, millîlik, resmîleştirmek, resmîlik

Ünlem İşareti ( ! )

 Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan

cümle veya ibarelerin sonuna konur:

Ne güzel bir bebek bu böyle!

 Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:

Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!

 Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti

kullanılır:

Bu kalın kitabı istese bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık

ki vakti yokmuş (!).

Uzun Çizgi (—)

 Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir:

Sıtkı Bey — Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var.

Gerçekten ölecek adam ister.

İslam Bey — Ben daha ölmedim.

 Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma çizgisi de denir.

İzleyiciler şunu soruyordu:

— Böyle güzel oyunu daha önce izlediniz mi? PRATİK BİLGİ

 Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesinde araya kısa çizgi konmaz:

Üç beş kişi daha gelebilir.

Bu meselenin üzerinden on on beş yıl geçmiş.

BİZDEN NOT

 Konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kullanılmaz:

Arabamız tutarken Erciyes’in yolunu:

“Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu’nu?”

Kısa Çizgi ( - )

 Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur:

Onunla, yıllar sonra bir toplantıda karşılaştık.

 Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için

ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur,

bitişik yazılır:

Nabi -divan edebiyatının sivri dilli şairi- bu şehirde yaşamış.

 Kelimelerin kökleri, gövdeleri ve eklerini birbirinden ayırmak için kullanılır:

yat-ış, dur-ak

 Fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır:

yat-, dur İsim yapma eklerinin başına, fiil yapma eklerinin başına ve

sonuna konur:

-ak, -den, -ış, -lık; -ımsa-; -la-; -tır Heceleri göstermek için kullanılır:

bil-dik-ler-imiz-den

 Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır:

40-20=20

 Sıfırdan küçük değerleri göstermek için kullanılır:

-3 °C

 Arasında, ve, ile, ila, ...-den ...-e anlamlarını vermek için kelimeler veya sayılar arasında kullanılır:

Türkçe-Almanca Sözlük , Ural-Altay dil grubu, 08.30-10.30,

Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, Ankara-İstanbul yolu

P:338

FASİKÜL 9

25 TÜRKÇE

Noktalama İşaretleri

5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç ( ) işareti, öbürlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Söylenmesi gerektiğine inanılan şeylerin, anlatılmış (belirtilmiş) olması, bu yazıların önemini ve kalıcılığını daha

da artırıyor.

B) Ülkemizde bu sanatın uzun bir geçmişi ve çok ünlü (tanınmış) öncüleri vardır.

C) Öncelikle bu gösteriler, oyun kahramanlarının ruhsal durumlarını (iç dünyalarını) aktarma işlevi açısından gereksizdir.

D) Ayrıntılar aktarılırken çoğu zaman benzetmelerden, eğretilemelerden, değişmecelerden (mecazlardan) yararlanılır.

E) Türkçede bütün sözcük köklerinin iki ana kümeye (adlar

ve eylemler) ayrılabileceğini biliyorsunuz.

Eğik Çizgi ( / )

 Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur:

Ne doğan güne hükmüm geçer/Ne halden anlayan bulunur

 Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur:

Kanarya Sokağı No.: 11/1 Kadıköy / İSTANBUL

 Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur:

20/02/2020

 Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır:

-a /-e, -an /-en, -lı /-li, -maksızın /-meksizin

 Genel ağ adreslerinde kullanılır:

http://tdk.gov.tr

 Matematikte bölme işareti olarak kullanılır:

60/2=30

 Fizik, matematik vb. alanlarda birimler arası orantıları gösterirken eğik çizgi araya boşluk konulmadan kullanılır:

g/sn (gram/saniye)

Ters Eğik Çizgi ( \\ )

 Bilişim uygulamalarında art arda gelen dizinleri birbirinden

ayırt etmek için kullanılır:

C:\\Belgelerim\\Türk İşaret Dili\\Kitapçık.indd

Tırnak İşareti ( “ ” )

 Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır:

Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” sözü önemli

bir gerçeği anlatıyor.

 Özel olarak vurgulanmak istenen sözler tırnak içine alınır:

Tanpınar’ın şiirlerinde “zaman ve rüya” kavramları ön plandadır.

 Cümle içerisinde eserlerin ve yazıların adları ile bölüm başlıkları tırnak içine alınır:

Necip Fazıl “Reis Bey”de merhametin insan hayatındaki

önemine değinir.

 Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır:

Görevli “Lütfen, burayı boşaltınız!” diye seslendi.

Tek Tırnak İşareti ( ‘ ’ )

 Tırnak içinde verilen cümlenin içinde yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü, ibareyi belirtmek için kullanılır:

“Atatürk henüz ‘Gazi Mustafa Kemal Paşa’ idi. Benden ona

dair bir kitap için ön söz istemişlerdi.”

Yay Ayraç ( )

 Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan

ek bilgiler için kullanılır.

Yay ayraç içinde bulunan ve yargı bildiren anlatımların sonuna uygun noktalama işareti konur:

Bu kentin varoşlarını (Varoş sözünü burada bilinçli kullanıyorum.) yakından gözlemleyerek yeni romanım için hazırlık yapıyorum.

 Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır:

Yunus Emre’nin (1240?-1320)...

 Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır:

Yaşlı kadın — (kaşlarını çatar.) Sizi burada bir daha görmeyeyim.

 Alıntıların aktarıldığı eseri, yazarı veya künye bilgilerini göstermek için kullanılır:

Bir isim kökü, gerektiğinde çeşitli eklerle fiil kökü durumuna getirilebilir (Zülfikar 1991: 45).

 Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır:

Adam, dâhi (!) olduğunu söylüyor.

 Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını

göstermek için kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır:

1240 (?) yılında doğan Yunus Emre, edebiyatımızın en büyük ozanlarındandır.

 Bir yazının maddelerini gösteren sayı ve harflerden sonra

kapama ayracı konur:

I) 1) A) a)

Köşeli Ayraç ( [ ] )

 Kaynak olarak verilen kitap veya makalelerin künyelerine

ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır:

Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet, 1922.

 Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay

ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır:

Server Bedi [Peyami Safa (1899-1961)] polisiye türündeki

Cingöz Recai adlı eserin yazarıdır.

 Metin aktarmalarında, çevirilerde, alıntılarda çalışmayı yapanın eklediği sözler için kullanılır:

“Tarihçi Eldem, Osmanlıda en önemli fark[ın], mezar taşının şeklinde ortaya çık[tığını] söyledikten sonra...” (Hilmi Yavuz)

P:339

FASİKÜL 9

TÜRKÇE 26

Noktalama İşaretleri

1)Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, koşmak, sarılmak istiyorum.

2)Ne çare ki pişmanlığı hemencecik ve babası tarafından görülüyordu, bu yanı...

4)Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir.

5)Yahya Kemal’in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz”adı altında çıktı.

6)Millî Eğitim Temel Kanunu’na göre ilköğretim zorunludur.

3)Burada eski yazı ile bir tek kelime bile yazmayan iki kişi görmüşümdür: Mehmet ve Ali

A)Cümle içerisinde kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır.

B)Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur.

C)Tamamlanmamış cümlelerin sonuna (eksiltili cümle) konur.

E) Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.

D) Kanun, tüzük, yönetmelik ifade eden kelimelere gelen ekleri ayırmak için konur.

F) Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna konur.

Etkinlik 1

Aşağıdaki tabloda verilen cümlelerde kırmızı renkli noktalama işaretlerinin kullanım sebeplerini

uygun açıklamalarla eşleştiriniz.

c

2

P:340

27 TÜRKÇE

Öğreten Test FASİKÜL 9

2. Aşağıdakilerin hangisinde virgül kullanılamaz?

A) Mektuplarda hitap sözlerinden sonra

B) Özneyi vurgulamak için özneden sonra

C) Cümle içinde ara sözler ve ara cümlelerde

D) Eş görevli söz ve söz öbeklerini ayırmada

E) İkilemeleri oluşturan sözcüklerin arasında

3. Ali, Kemal’e sormuştu (I)

– Orta kanepede oturan siyahlı adam mıydı Yusuf Bey(II)

– Evet.

– Yanındaki adam (III)

– Cemil, Necip’in babası, tanımadın mı (IV)

Bu parçada ayraçla gösterilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (?) (?) (!) (.) B) (.) (?) (?) (...)

C) (:) (?) (?) (?) D) (.) (?) (!) (.)

E) (:) (.) (...) (.)

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işareti (’)

yanlış kullanılmıştır?

A) Otobüsün 10.25’te hareket edeceğini unutmayın.

B) TDK’nin kuruluş yıldönümünde bir dizi etkinlik gerçekleştirildi.

C) İstanbullu’ların trafik sorunu bir şekilde halledilmelidir.

D) Bize derste m’nin n’ye nasıl dönüştüğünü anlattı.

E) Alper Bey’in sunumunu büyük bir ilgiyle takip ettik.

1. Sözcüğün anlamı cümlede belli olur (I) Bu bakımdan

cümledeki anlam öncelik taşır (II) Sözcüğün en önemli

özelliği bir anlam ifade etmesidir (III) Peki, sadece bir anlamı mı vardır sözcüklerin (IV) Elbette hayır, sözcükler

farklı anlamlar kazanır zamanla (V)

Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisine nokta

(.) getirilemez?

A) I B) II C) III D) IV E) V

6. Çeşitli kültürlerde ( ) dinlerde hayvan sevgisinin ayrı bir

yeri vardır ( ) Kuş sevgisinin ise bambaşka bir önemi ( )

Bazı dinlerde kimi kuşlar, kutsal sayılır ( ) diğer kuşlara

göre ayrı bir saygı görür.

Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere aşağıdaki

noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (,) (.) (.) (;) B) (;) (;) (.) (,)

C) (,) (:) (...) (;) D) (,) (.) (...) (;)

E) (;) (.) (!) (,)

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş parantezle belirtilen yere noktalı virgül (;) getirilmelidir?

A) Türkçe, İngilizce ödevini bitirdi ( ) tarihe başladı.

B) Biricik dayısını ( ) en sevdiği insanı, yıllardır görmemişti.

C) “Böyle de yapılmaz ki ( )” diyerek evden çıkıp gitti.

D) Kendinden emin ( ) fazla konuşmayan, nazik birisiydi.

E) Neden konuşmamakta ısrar ediyorsun ( ) neden hep

susuyorsun?

P:341

TÜRKÇE 28

Öğreten Test FASİKÜL 9

8. Ataç ( ) duygu ve düşüncelerini besleyen edebiyat tutkusunu daha çok deneme türünde ortaya koymuştur.

Şunu sorayım öncelikle ( ) Neden ağırlıklı olarak deneme

türüne yönelmiştir ( ) Bana göre en önemli neden okuduklarının üzerinde bıraktığı etkiyi ( ) fikirlerine ve duygularına karışan yazınsal tadı başkalarına duyurmak istemesidir( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (,) (:) (?) (,) (.) B) (,) (?) (?) (,) (.)

C) (;) (?) (:) (...) (!) D) (;) (.) (:) (,) (...)

E) (,) (;) (:) (;) (.)

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tırnak işareti (“ ”)

yanlış kullanılmıştır?

A) Öğretmenimiz “Yaban” romanının çok önemli bir yapıt olduğunu söyledi.

B) Mevlana şöyle diyor: “Aynı dili konuşanlar değil, aynı

duyguları paylaşanlar daha iyi anlaşır.”

C) Ünlü yazar “Her kitabı değil, sevdiğiniz kitapları okuyun.” demişti.

D) “Bütün öğrencilerimin gelecekte büyük işler başaracağını” umut ediyorum.

E) İnsanları ve firmaları “prensipler” yükseltir ya da alçaltır.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ayraçla gösterilen

yere iki nokta (:) konmalıdır?

A) Her taraf yemyeşildi ( ) Tabiat bir gelini andırıyordu.

B) Anladım ki ( ) Karşıyaka, Gaziantep’in en güzel semtidir.

C) Ne yapacağımı şaşırdım ( ) Bu ıssız yerde tek başıma kalakaldım.

D) Bölgenin çok ilginç bir adı vardı ( ) İvrindi.

E) Hemen buraya gelin ( ) Yapılacak birkaç iş var.

12. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna soru işareti (?) getirilemez?

A) Bana daha haber vermediler ne zaman geleceklerini

B) Kitap okumak için neden geceyi tercih ediyorsun

C) Günümüz şair ve yazarlarını niye ihmâl ediyoruz

D) Başka şehirlere gitmeyi istedin mi hiç

E) Bu uzun çölü nasıl aşabildiniz

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç (parantez)işareti yanlış kullanılmıştır?

A) Fabllarda intak (konuşturma) sanatına çokça başvurulur.

B) Ben o yıllarda (1990-1995) akademik çalışmalar yapıyordum.

C) Montaigne (Monteyn) deneme türünün ilk temsilcisidir.

D) Bu kitabı yazmak için (çocukluk hatıralarımdan) çok

çalıştım.

E) Eğitim sisteminde, pragmatist (faydacı) anlayışı

önemsiyorum.

1-D 2-E 3-C 4-C 5-A 6-D 7-C 8-A 9-D 10-D 11-D 12-A

7. Aşağıdakilerin hangisinde üç nokta (...) kullanılamaz?

A) Benzer örneklerin sürdürülebileceği gösterilmek istendiğinde

B) Anlamca tamamlanmamış cümlelerin sonunda

C) Sıralı cümlelerin sonunda

D) Söylenmek istenmeyen sözcüklerin yerine

E) Alıntı sözlerde, alınmayan bölümleri göstermede

P:342

29 TÜRKÇE

Pratik Test FASİKÜL 9

6. Aşağıdakilerin hangisinde bir noktalama yanlışı vardır?

A) 12.5.1998’de askerliğimi Mersin’in Mut ilçesinde tamamladım.

B) Bu olay, annemin beklenmedik hastalığı, babamı perişan etti.

C) O bir İstanbullu olarak Beşiktaş’ı çok iyi biliyor.

D) Cevdet ; “Benim en büyük idealim, iyi bir edebiyatçı

olmaktır.” demişti.

E) Onu çok sevdiğimi nasıl söylesem bilemiyorum.

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna ünlem işareti (!) konmalıdır?

A) Göl kenarında gezenleri bir süre bekledik

B) Antalya’da mola verip kahvaltı yaptık

C) Ne karmakarışık bir olay bu

D) Etraf çok ıssızdı, biraz korktuk

E) Buradaki kaplıcalar hastalığıma iyi geliyor

4. Sait Faik Abasıyanık ( ) “Bazı hikâyelerimde kendimi

anlattığım doğrudur ( )” diyor ( ) Ne var ki bazı öykücüler ( )kahramanlarını kendileriyle özdeşleştirmekten

inatla kaçınıyor.

Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri

getirilmelidir?

A) (:), (!), (,), (:) B) (;), (.), (,), (!)

C) (,), (.), (.), (,) D) (,), (.), (,), (,)

E) (:), (-), (-), (:)

5. Kapı çalındı. Yerinden kalkıp kapıya yöneldi. Karşısında

bir sepet içerisinde papatyalar duruyordu. Sarı sarı, beyaz beyaz papatyalar... Şaşkınlığı geçince etrafa bakındı.

Kimsecikler yoktu.

Bu parçada üç noktanın (...) kullanılış gerekçesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Benzer örneklerin sürdürülebileceğini gösterme

B) Sıralı cümleleri ayırma

C) Söylenmek istenmeyen sözler olduğunu belirtme

D) Cümlede yüklemin olmadığını gösterme

E) Yeni bir cümleyle devam edileceğini belirtme

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraçla belirtilen

yere üç nokta (...) getirilemez?

A) Yazın onlarca kitabı okudum: Huzur, Mai ve Siyah,

Sefiller ( )

B) Ah bir İtalya’ya, dayımın yanına gidebilsem ( )

C) Bahçede erik, elma, armut ( ) birçok meyve ağacı

vardı.

D) Başı çok şiddetli ağrıyordu yola çıktığımız zaman ( )

E) Bu kadar çabaladıktan sonra bir de işleri bitiremezsek ( )

3. Bir eleştirmen onun için ( ) “Aydınların ( ) zenginlerin hayat anlayışına karşı değildi ( ) Kendisi de zengin bir ailenin oğluydu.” diyor.

Bu cümlede ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri getirilmelidir?

A) (,), (;), (,) B) (;), (,), (;)

C) (,), (,), (.) D) (:), (.), (;)

E) (,), (;), (;)

P:343

TÜRKÇE 30

Pratik Test FASİKÜL 9

11. Kazılardan çıkarılan çanak, çömlek için de öyle değil

mi( ) Evirip çeviriyorlar ( ) taşına, toprağına, işçiliğine

bakıyor( ) “Tarihten şu kadar yıl önce yapılmış.” diye

söyleyiveriyorlar.

Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri

getirilmelidir?

A) (?) (;) (,) B) (?) (,) (;)

C) (!) (,) (:) D) (!) (;) (;)

E) (.) (;) (?)

12. “Deyim” ile “terim’’i şöyle ayırt edebiliriz( ) Deyim, genel

dilin malı olan sözdür( ) Terim ise ya bilim, sanat,meslek sözüdür ya da bunlar dışında anlamı daraltılmış sözdür ve bir tanımın özetidir( ) hipotenüs, bilirkişi, atardamar()

Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri

getirilmelidir?

A) (;) (.) (;) (...) B) (:) (.) (:) (...)

C) (;) (.) (:) (...) D) (:) (.) (,) (...)

E) (,) (.) (;) (.)

10. Gökte kara bulutlar yuvarlanıp (I) duruyordu. Kapının

önünde sırılsıklam olmuş (II) üşüdüğü her hâlinden belli

olan bir genç kadın vardı. Sırtındaki iyice eskimiş (III)

rengi atmış (IV) kırk yerinden yamalanmış palto (V) yokluk yıllarının izlerini yansıtıyordu âdeta.

Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisine noktalama işareti getirilmesine gerek yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

9. Aşağıdakilerin hangisinde kesme işareti (’) yanlış kullanılmıştır?

A) İlk olarak 1983’te gelmiştim buraya.

B) Safranbolu’da hiç yabancılık çekmedim.

C) TCDD’nin küçük bir istasyonu vardı.

D) Ordu’da Karadeniz illerindendir.

E) Aklıma birden İnebolu’nun evleri geldi.

7. Uçsuz bucaksız deniz gibi bir göl ( ) İçinde küçük küçük adalar ( ) İnsana endişe ( ) şaşkınlık veren bir sessizlik ( )

Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri

getirilmelidir?

A) (...) (;) (.) (...) B) (...) (...) (,) (...)

C) (...) (,) (...) (,) D) (...) (...) (;) (...)

E) (...) (.) (,) (.)

8. Aşağıdakilerin hangisi yazım ve noktalama bakımından doğrudur?

A) Pencereden sarkan ihtiyar “Evladım! bir ekmek alır

mısın?”dedi.

B) Pencereden sarkan ihtiyar, “Evladım, bir ekmek alır

mısın?”dedi.

C) Pencereden sarkan ihtiyar: “Evladım! Bir ekmek alırmısın?”dedi.

D) Pencereden sarkan ihtiyar; “Evladım! bir ekmek alır

mısın?”dedi.

E) Pencereden sarkan ihtiyar: “Evladım, Bir ekmek alırmısın”dedi?

1-C 2-D 3-C 4-C 5-D 6-D 7-B 8-B 9-D 10-A 11-A 12-B

P:344

31 TÜRKÇE

Sınav Tadında FASİKÜL 9

6. Roma sanatının zirveye ulaştığı dönemler... İmparatorluğun dört bir yanından sanatçılar Zeugma’ya geliyor.

Fırat’ın yatağına renk renk (I) şıkır şıkır çakıl taşları toplamaya iniyorlar (II) bütün kenti bu doğal taşlardan yapılma mozaiklerle süslüyorlar. Altı ana rengin her tonunu

kullanıyorlar mozaiklerde. Amaçlarıysa şu (III) Figürlerin

devinimlerini (IV) ışık ve gölge oyunlarını en iyi şekilde

yansıtabilmektir (V)

Bu parçada numaralanmış yerlerden hangilerine aynı noktalama işareti getirilmelidir?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

3. Karşısına geçip hayran hayran seyrettiğim bu tarihî eserin pek çok özelliği vardı (I) dört yanı hiyerogliflerle kaplı

(II) kimisi düz, kimisi tırnaklı çizgiler (III) yay gibi, kare

gibi işaretler (IV) İnsan bu garip şekiller karşısında âdeta

büyüleniyor (V) değişik bir atmosfere giriyordu.

Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine iki

nokta (:) konmalıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işaretinin (’)

kullanımı yanlıştır?

A) Yazar, Yaban’da da Anadolu gerçeğine değinmektedir.

B) Elif’ler 1974’te Menekşe Caddesi’ndeki yeni evlerine

taşınmışlardı.

C) Dayımın Ankara’dan gelen büyük oğlu, evi bayram

havasına sokmuştu.

D) Saat 11.30’da başlaması gereken toplantı ancak

12’ye çeyrek kala başladı.

E) Bu soru’nu ancak haftaya çözerim.

1. Dünyayı ayakta tutan dört temel yapı taşı vardır ( ) Hava

( ) su ( ) toprak ve ateş ( )

Bu cümlede ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri getirilmelidir?

A) (:) (,) (,) (.) B) (;) (,) (,) (.)

C) (:) (,) (,) (...) D) (.) (;) (,) (.)

E) (;) (,) (,) (...)

4. Bir cümlede eş görevli söz öbekleri arasında virgül kullanılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül bu göreviyle

kullanılmıştır?

A) Bu işi, çok iyi hatırlıyorum, sen üstlenmiştin.

B) Çocuklar, yazın topaç çevirir; saklambaç oynardı.

C) Eski kitapları, aldığım notları inceliyordum.

D) Yaşlı, eve baktı ve gözleri doldu.

E) Emre Bey’e, çok sessiz olduğu için, dilini yutmuş denebilirdi.

2. (I) Eleştiriyi, edebiyata zenginlik katan bir uğraş olarak

görüyorum. (II) Asıl gerçek, eleştirinin benim üzerimde

genel bir etki uyandırdığıdır. (III) Ancak benim öykülerimin değişmesi yönünde, hiçbir eleştiri etkili olmamıştır

bende. (IV) Ben, içimden gelen sese kulak veririm. (V)

Bu yüzden, okuyucu öykülerime baktığında beni görür

eserde.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde virgülün kaldırılması cümlenin anlamında değişikliğe

yol açar?

A) I B) II C) III D) IV E) V

P:345

TÜRKÇE 32

Sınav Tadında FASİKÜL 9

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışı vardır?

A) Bu sınavda Serhat’tan daha yüksek not aldı.

B) Bugün 21’inci yaş gününü kutluyordu.

C) Kapıda duran adamla, kadın seni soruyor.

D) Karlı, soğuk bir kış gününde Erzurum’a gitmiştik.

E) İlyas’ın, arkadaşlarına yardım edeceği yoktu.

8. Bir insana duyulan sevginin (I) ilginin gösterilmesinde

en etkili yoldur hediye. Hediyenin maddî değerinin (II)

dış görünüşünün bir önemi yoktur. İnsan hediye veren

kişinin kendisine değer verdiğini (III) kendisini sevdiğini

(IV) düşünür. Çünkü sevgiyi gösteren bir semboldür hediye (V) insanlar da ancak sevgilerine değecek kişilere

hediye alır.

Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine herhangi bir noktalama işareti koymaya gerek yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

9. Lise yıllarımda bir edebiyat öğretmenimiz vardı, (I) onu

çok sevmiştim. Ben de onun gibi bilgili, (II) fedakâr bir

öğretmen olmak istiyordum. Edebiyat fakültesine bu yüzden girdim. Fakülteden mezun oldum, (III) Anadolu’daki

küçük bir ilimize gidip, (IV) öğretmenliğe başladım. Üniversitedeki hocalarım akademisyen olmamı çok istediler, (V) ben ise gençlere edebiyatı sevdirmekten çok mutluyum.

Bu parçada numaralanmış virgüllerden hangisinin

kullanımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

11. Konuştular ve karara vardılar ( ) O günden sonra anlaştılar. Kâra, zarara ( ) sermayeye ortak oluyorlardı. Ortaklardan biri ( ) içinden “Ben sana bir külah giydireyim de

gör ( )” dedi.

Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri getirilmelidir?

A) (.) (,) (;) (.) B) (.) (;) (:) (!)

C) (.) (,) (,) (!) D) (...) (;) (:) (!)

E) (...) (;) (;) (...)

12. Hem siz eleştirmenler için mi yazdınız eserinizi ( ) Okurlar için yazdınız. Onlar şöyle bir göz gezdirsin, yeter ( )

Ama hiç tasa etmeyin ( ) kendilerinden dileyeceğiniz yazıyı esirgemezler sizden. Eğer isterseniz sizi kırmaz ( )

fazlasını yazıverirler.

Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (?) (.) (,) (,) B) (?) (.) (.) (.)

C) (!) (?) (.) (.) D) (?) (,) (.) (.)

E) (!) (,) (,) (.)

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş bırakılan yere

noktalı virgül (;) konulabilir?

A) Havalar çok güzel gidiyor ( ) sabah koşularına başlayabiliriz.

B) Hafta sonu, arkadaşları ne kadar istediyse de ( ) pikniğe katılmadı.

C) Akşamları terasa çıkar ( ) oradan açıktan geçen gemileri seyrederdi.

D) Konağın bahçesinde erik, elma, şeftali gibi ağaçlar

( ) biber, domates, patlıcan gibi bitkiler vardı.

E) Bana göre İstanbul ( ) bütün olumsuzluklarına rağmen en güzel şehirdir.

1-A 2-B 3-A 4-C 5-B 6-B 7-C 8-D 9-D 10-D 11-C 12-A

Create a Flipbook Now
Explore more