TÜRKÇE
KONU ANLATIMLI
EŞİT AĞIRLIK
TYT
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
1. ÜNİTE
FASİKÜL 1
1 TÜRKÇE
Sözcüklerde Çok Anlamlılık
A-Z
Sözlük
 Sözcük, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan dilin anlamlı en küçük parçasıdır.
 Sözcükler temelde bir varlık, kavram ya da eylemi karşılar;
zamanla anlam genişlemesine uğrayarak değişik anlamlar kazanabilir.
 Sözcüklerin anlam değişmesi, anlam genişlemesi ya da
mecazlaşma yoluyla zaman içinde kazandıkları değişik anlamlara çok anlamlılık denir.
Örnekler
“kırmak” sözcüğünün cümlelerde kazandığı farklı anlamları
inceleyelim:
 Bazen düşünmeden söylediğimiz bir kelimeyle çok sevdiğimiz bir dostu kırabiliriz. (gücendirmek, incitmek)
 Direksiyonu sağa doğru kır ki araba yoldan çıkmasın.
(yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek)
 Bu yılki aşırı soğuklar, daha çok hayvanları kırdı.
(öldürmek, yok olmasına neden olmak)
“ağır” sözcüğünün cümlelerde kazandığı farklı anlamları inceleyelim:
 Yaşlı adam, ağır adımlarla gelip masanın başına oturdu.
(yavaş)
 Etraftakilere duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma
eğildi. (kısık, alçak)
 Ormana girer girmez izcileri, ağır bir duman karşıladı.
(yoğun)
1 - ÖĞRETEN SORU / 2023 TYT
• açmak: Yakışmak, güzel göstermek.
• basamak: Derece, aşama, kerte, evre.
• çekmek: Güç durumlara dayanmak, katlanmak.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “açmak, basamak, çekmek” sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır?
A) Başarının basamaklarını tırmanırken pek çok zorluk çeken öğrenci, kendini açtığına inandığı beyaz elbisesiyle
diplomasını aldı.
B) Çetin kış şartlarının daha çekilebilir olması için evin basamaklarına döşenen kilimler içimizi açıyordu.
C) Kilitli tahta kapıyı açıp basamaklardan ağır ağır inen kedi,
çıkardığı seslerle tüm dikkatleri üzerine çekti.
D) Rüzgâr, bulutları eteklerinden çekerek havanın açmasını
ve gökyüzünde basamak basamak gökkuşağının oluşmasını sağlamıştı.
E) Okuldan dönen kardeşim, defterini açarak ödevini yapmaya başlamış ve sayı basamakları konusunda çektiği
zorlukların üstesinden gelmişti.
Çözüm
AKLINDA OLSUN
Dilimizdeki sözcükler birer oyuncu gibidir. Cümledeki kullanımlarına göre aldıkları rol değişebilir.
Gerçek anlamdaki bir sözcük başka bir cümlede rol değiştirerek
karşımıza mecaz anlamlı olarak
çıkabilir.
Gerçek (Temel) Anlam
Sözcüğün, söylendiğinde akla gelen ilk anlamına gerçek anlam denir. Gerçek anlama “temel anlam, ilk anlam, sözlük anlamı” da denmektedir.
Örnekler
 Bahçeden hoş bir çiçek kokusu yükseldi.
 Dün akşam arabamız yolda arızalanmıştı.
 Bahar mevsiminin havasını solumak çok iyi geldi.
Yukarıdaki cümlelerde koku sözcüğü “nesnelerden yayılan
küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu” anlamında, yol sözcüğü “karada insan ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş yürümeye uygun yer” anlamında, hava sözcüğü “canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz gaz karışımı” anlamında
kullanılmıştır. Bu sözcükler, temel anlamlarıyla kullanıldığından gerçek anlamlıdır.
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
TÜRKÇE 2
FASİKÜL 1
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Son zamanlarda genç yetişkin edebiyatının hızla filizlendiği
söylenebilir. J. K. Rowling’in Harry Potter kitaplarıyla canlanan
ve S. Meyer’in Alacakaranlık serisinin, kelimenin tam anlamıyla
parlattığı kahramanlarla devam eden süreç, özellikle S. Collins’in Açlık Oyunları’yla taçlandırdığı yoldan ilerliyor. Bu sürece yüksek bütçeli ve beyaz perdenin genç yıldızlarıyla renklenen uyarlama filmlerin etkisi inanılmaz…
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz anlamda kullanılmamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V
PRATİK BİLGİ
Mecaz anlam, sözcüğün temel ve yan anlamından uzaklaşmasıyla elde edilir.
Çözüm
Mecaz Anlam
Bir sözcüğün gerçek anlamından uzaklaşarak kazandığı yeni anlama mecaz anlam denir.
Örnekler
 Arkadaşlarının soğuk davranışlarına bir anlam veremedi.
 Ozan, yumuşak sesiyle şiirlerini okuyordu.
 Bu problemin daha kolay bir yolu mutlaka vardır.
Yukarıdaki cümlelerde soğuk sözcüğü “duygudan, sevgiden
yoksun olan, yakın ve içten olmayan” anlamında,
yumuşak sözcüğü “hoşa giden, latif, güzel” anlamında,
yol sözcüğü “yöntem, tarz” anlamında kullanılmıştır.
Bu sözcükler, temel anlamlarının dışında kullanıldığından mecaz anlamlıdır.
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi gerçek anlamında kullanılmıştır?
A) Ayağında, burnu aşınmış eski bir kundura vardı.
B) Dikiş makinesinin kolunu koparacakmış gibi çeviriyordu.
C) Çok uzaklardan atıldığı belli iki el silah sesi duyuldu.
D) İri, hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi.
E) Ninem, yorganımıza kırmızı çiçekli, basma bir yüz geçirdi. BİZDEN NOT
Yan anlamda kullanılan sözcükler gerçek anlamlarından uzaklaşmıştır ancak tamamen kopmamıştır.
Sözcüklerin yan anlam kazanmasında “gerçek anlamıyla görev, şekil (görünüş) benzerliği veya yakıştırması” etkilidir.
Bugüne kadar sınavda çıkan sorularda yan ve mecaz anlam ayrımı yapılmamıştır.
Yan Anlam (Yakıştırmaca)
Şekil ve işlev benzerliğinden dolayı, bir sözcüğün başka bir
varlığa ad olarak verilmesidir. Bir başka deyişle “bir sözcüğün, gerçek anlamından tamamen uzaklaşmadan çağrıştırdığı anlamlara yan anlam denir.
Örnekler
 Kapının kolunu dün değiştirmişler.
 Çocuklar sandalyenin ayağını kırmışlar.
 Uçağın kanadı kazadan sonra onarıldı.
 Şişenin ağzındaki tıpayı çıkaramadık.
 Şehrin göbeğinde bir dükkân açmıştı.
Yukarıdaki cümlelerde renkli sözcükler, yakıştırma yoluyla başka bir varlığa ad olarak yan anlam kazanmıştır.
Çözüm
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
3 TÜRKÇE
FASİKÜL 1 BAŞKA YERDE YOK
Anlam Genişlemesi
Dilimizdeki bir sözcük, temel anlam olarak bir nesnenin, bir işin bir bölümünü ya da bir türünü gösterirken zamanla ve tarih süreci içerisinde o nesnenin bütününü, bütün türlerini anlatır bir duruma gelir. Buna anlam genişlemesi denir.
“Alan” sözcüğü eskiden “orman içerinde yer alan
düz ve açık yer” anlamında kullanılırken anlam genişlemesi sonucu bu sözcük günümüzde “iş, uğraş, meslek, araştırma, branş, bilim kolu” anlamlarında kullanılmaktadır.
Anlam Daralması
Bir sözcüğün önceden ifade edip dile getirdiği nesnenin ancak bir bölümünü, bir türünü anlatır duruma gelmesine anlam daralması denir.
“Davar” sözcüğü eski Türkçede her türlü mal ve varlık için kullanılırken bugün Anadolu ağızlarında yalnızca “koyun, keçi ve büyükbaş hayvanları” anlatmaya yarar.
Anlam İyileşmesi
Sözcüklerin kötü bir anlam taşırken zaman içinde
iyi bir anlamı karşılayacak hâle gelmesine anlam iyileşmesi denir.
“Yavuz” sözcüğü eskiden “kötü, fena” anlamını taşırken günümüzde “yiğit, kahraman” anlamını karşılamaktadır.
Anlam Kötüleşmesi
İyi anlamlı bir kelimenin zamanla kötü bir anlam kazanmasına anlam kötüleşmesi denir.
“Canavar” sözcüğü eskiden “canlı, mahlûk” anlamında iken günümüzde “yırtıcı, vahşi hayvan” anlamı kazanmıştır.
Terim Anlam
Bir bilim, sanat, meslek, spor dalıyla veya bir konu ile ilgili özel
ve belirli bir kavramı karşılayan sözcüklerdir.
Örnekler
 Divan şairlerinin yazdığı şiirlerin ölçüsünü bulmak zor.
Bu cümlede ölçü sözcüğü “bir şiirdeki dizelerin hece sayısı
bakımından denk oluşu, vezin” anlamında edebiyat terimi olarak kullanılmıştır.
Aşağıda renkli yazılmış sözcükler, karşılarında yazan alanla
ilgili olarak kullanıldığında terim anlamı kazanır.
 Açı, dörtgen, üçgen, kare, prizma ® geometri
 Sıfat, belirteç, nokta, nesne, ek ® dil bilgisi
 Futbol, penaltı, hakem, pota ® spor
BENDEN UYARMASI
Bazı sözcükler terim olma özelliğini yitirerek mecaz anlamda kullanılabilir:
Geometri dersinde açı konusunu işleyeceğiz.
Bu cümlede “açı” terim anlamlı bir sözcüktür.
Bu bakış açısı bize çok şey kaybettirecek.
Bu cümlede “açı” terim özelliğini kaybederek “yön,
anlayış biçimi” anlamında kullanılmıştır.
Dolaylama
Anlatıma çekicilik katmak için bir sözcükle belirtilebilecek bir
kavram veya varlığın birden fazla sözcükle anlatılmasına dolaylama denir.
Örnekler
 Her yıl düzenlenen yarışmalarla ata sporumuz gelişecektir.
 Bu cümlede ata sporu sözüyle güreş sporunun dolaylaması yapılmıştır.
Aşağıda verilen renkli sözler dolaylamaya birer örnektir.
 turizm ® bacasız sanayi
 kaleci ® file bekçisi
 askerlik ® vatan borcu
 pamuk ® beyaz altın
 kömür ® kara elmas
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Bir tek kelimeyle belirtilebilecek bir kavramı, birden çok kelimeyle anlatmaya dolaylama denir.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, dolaylama yoktur?
A) Anadolu’da bağ kütüğüne, “omça” denir.
B) Yavru vatandan yapılan ihracatta önemli artışlar oldu.
C) Ormanların kralı, şimdi bir kafeste tutsaktı.
D) Balıkçı, “Derya kuzuları!” diye bağırıyordu.
E) Büyük kurtarıcı, Anadolu’da yeni bir devlet yarattı.
Çözüm
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
TÜRKÇE 4
FASİKÜL 1
Güzel Adlandırma
Söylendiğinde insan zihninde olumsuz çağrışımlar uyandıran bazı
durum, olay, kavram veya varlıkları güzel bir biçimde söylemektir.
Örnekler
 Görme engellilere sunulan imkânların artırılması gerekir.
 Bu cümlede “görme engelli” sözü, olumsuz çağrışım yapan “kör” sözcüğünün yerine kullanılmış ve güzel adlandırma yapılmıştır.
Aşağıda verilen renkli yazılmış sözler, güzel adlandırmaya birer örnektir.
 ölüm ® son yolculuk
 verem ® ince hastalık
 sağır ® işitme engelli
 hastalanmak ® yatağa düşmek
Ad Aktarması (Mecazımürsel)
Benzetme amacı güdülmeden bir sözün başka bir söz yerine
kullanılmasıdır.
Örnekler
 İstanbul, işgale karşı tek yürek olmuştu.
cümlesinde “İstanbul” sözcüğüyle “İstanbul halkı” anlatılmak istendiğinden ad aktarması yapılmıştır.
 Lise yıllarımdan beri Necip Fazıl’ı
okuyorum.
cümlesinde “Necip Fazıl” sözüyle
anlatılmak istenen, “Necip Fazıl’ın
eserleri’dir.
5 - ÖĞRETEN SORU
“Zihinde olumsuz bir çağrışım uyandıracak olay ya da durumların, bu olumsuzluğunu azaltacak biçimde anlatılmasına ‘güzel adlandırma’ denir.”
Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde güzel adlandırma vardır?
A) İleri ülkelerde kitap okuma alışkanlığının daha fazla olduğu söyleniyor.
B) Yoksul ailelere derneğimizin yaptığı yardımlar devam edecek.
C) Depremzedeler için yapılan konutlara çadırda yaşayanlar yerleştirildi.
D) Tüm yurtta yağışlı havanın etkisi bu hafta da devam edecek.
E) İşitme engelliler yararına bir konser düzenlenecek.
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Marmara’da her yelken
Uçar gibi neşeli
Yukarıdaki dizelerde olduğu gibi, kimi sözler benzetme amacı
gütmeden kendi anlamları dışında kullanılır.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu örnektekine benzer bir
kullanım vardır?
A) Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilal
B) Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım
C) Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda
D) Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı
E) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda
Çözüm
ÇözümBİZDEN NOT
Ad aktarmaları değişik şekillerde yapılır:
Parça - Bütün İlişkisi:
Uzanmışım, kalmışım yaylının şiltesine. (yaylı
araba)
İç - Dış İlişkisi:
Sobanın üstündeki çaydanlık kaynamaya başladı.
(çaydanlığın içindeki su)
Yer - İnsan İlişkisi:
Anadolu, vatan savunması için ayağa kalktı. (Anadolu insanı)
Sanatçı - Yapıt İlişkisi
Usta sanatçı piyanosuyla dinleyicilere Mozart çaldı. (Mozart’ın bestelerini)
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Geç kaldık, arabalıya yetişemeyeceğiz.” cümlesindeki “arabalı” sözcüğü, “araba vapuru” anlamında kullanılmıştır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna benzer bir kullanım yoktur?
A) Bundan sonra dergimiz, birinci hamura basılacak.
B) Ön kapı açılmıyor, arkadan ineceksiniz.
C) Bu arabayı iki yıl önce iki milyona almıştık.
D) Bu tablo, onun yaptığı son yağlı boyadır.
E) Otobüs saat 12.30’da hareket edecek.
Çözüm
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
5 TÜRKÇE
FASİKÜL 1
Anlam (deyim) Aktarması
Bir sözcüğün benzetme amacı ile başka bir sözcük yerine kullanılmasına anlam (deyim) aktarması denir.
1. İnsandan Doğaya Aktarma:
İnsana özgü niteliklerin insan dışındaki varlıklara aktarılmasıdır.
Örnekler
Ay suda bestelerken en güzel şarkıyı
Küreklerim de suya en derin şiiri yazdı
Bu dizelerde “en güzel şarkısını suda bestelerken” sözüyle“ay”a; “suya en derin şiiri yazdı” sözüyle “kürekler”e insana ait özellikler kazandırılmıştır.
Yorgun bir gemi dert yanıyordu taş limana.
Üzgün ağaçlar rüzgârla konuşuyordu.
Sonbahar vedalaşıyordu bağlar ve bahçelerle.
Göçmen kuşlar hüzünlü şarkılar söylüyordu.
b) Doğadan İnsana Aktarma:
Doğadaki özelliklerin insana aktarılmasıdır.
Örnekler
Şimdi çok uzaklarda çiçeğim solmaktadır günbegün
Ayrılık aldı yürüdü, mevsim sonbahardır
Bu dizelerde “sevgili”, doğada bir varlık olan “çiçek”e benzetilmiş ve çiçeğin solma özelliği sevgiliye aktarılmıştır. Doğadan insana aktarma yoluyla sevgilinin ayrılıktan dolayı günden güne eridiği anlatılmaya çalışılmıştır.
Yaşlı müzisyen, yıllardır dalgalanmış sonunda durulmuştu.
Dün, edebiyat dünyasında bir çınar daha devrildi.
Bizim arslanlar, dün akşam sahada iyi mücadele ettiler.
c) Doğadan Doğaya Aktarma:
Doğada bulunan bir varlığın özelliğinin doğadaki başka bir
varlığa aktarılmasıdır.
Örnekler
Yangından ürken hayvanlar orman dışına akmaya başladı.
Bu cümlede doğada bulunan bir varlık olan “su”yun “akma”
özelliği, yine doğadaki varlıklar olan “hayvanlar” için kullanılarak doğadan doğaya aktarma yapılmıştır.
Bunca yıldır kaptanım, denizin böyle kudurduğunu görmedim.
Kurumuş yapraklar son kez kanat çırpıyordu havada.
Tavuk, yavrularını korumak için kediye fena kükredi.
d) Duyudan Duyuya Aktarma:
Bir duyuyla algılanabilen kavram ya da varlığın başka bir duyuyla algılanabilecek biçimde kullanılmasıdır.
Örnekler
Akşama doğru sahili keskin bir yosun kokusu kapladı.
Bu cümlede “dokunma duyusu” ile algılanabilen “keskinlik”
kavramı, yosun kokusunun çok ağır ve yoğun olduğunu anlatabilmek için “koklama duyusu”na aktarılmıştır.
Arkadaşlarıyla kavga edenlere çok sert konuştu.
Bir tatlı gülümseme insana her şeyi unutturur.
Ünlü sanatçı, yumuşak sesiyle herkesi büyüledi.
8 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki dizelerin hangisinde doğada bulunan bir varlığın özelliği doğadaki başka bir varlığa aktarılmıştır?
A) Özgürlüğe kanat çırpmak ister her yaprak
İri gövdeli uzun bir ağacın dalları arasında
B) İnanmıyor yüreğim şu sensiz günlerine
Sen doluyken çıkarıp ne koysun ki yerine
C) Söylenesi hiçbir şey kalmadı şimdi dile
Adım bil ki anılmaz artık mutluluk ile
D) Bunca hayal bunca düş hani nerede şimdi
Demek ki seni sevmek hayattan geçişimdi
E) Masum çocuklar gibi boynum bükük
Taşımaz hâlde beden sanki yüreğim sökük
PRATİK BİLGİ
Anlam (deyim) aktarması ile ad aktarması birbirine karıştırılmamalıdır.
O Deyim aktarmasında benzerlik ilgisi vardır.
O Ad aktarmasında (mecazımürsel) iç-dış, parça-bütün, yer-kişi, sanatçı-eser şeklinde somut-soyut benzerlik dışındaki anlam ilgileri
söz konusudur.
Çözüm
TÜRKÇE 6
Öğreten Test FASİKÜL 1
1. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek anlamında kullanılmamıştır?
A) Yeni şiir kitabı okurlarca çok beğenilmişti.
B) Öğretmen, kapalı pencereleri açmamızı istedi.
C) Derenin serin sularında yüzmek istedik.
D) Romanın sıradan, kuru bir anlatımı vardı.
E) Denizin kıyısında oturmuş, manzarayı seyrediyorduk.
2. Aşağıdakilerin hangisinde “atmak” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?
Anlam Kullanım
A) Bir cismi bir yöne
doğru fırlatmak
Elimizdeki taşları suya atıp
sektiriyorduk.
B) Uzatmak İskeledeki görevlilere halatları dikkatle attılar.
C) Geri bırakmak,
ertelemek
Bu sorunun çözümünü gelecek haftaya attılar.
D) Göndermek, yollamak
Sevdiklerimizin bayramını
kutlamak için eskiden mektup atardık.
E) Bir yerden başka
bir yere taşımak
İş yerindekiler suçu onun
üzerine attılar.
3.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerle ilgili yapılan açıklamalardan hangisi yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I. Kayığın burnunu iskeleye çevirdi. Yan anlam
II. Yüzünde hep sıcak bir gülümseme var onun.
Mecaz anlam
III. Çürük dişleri için kanal tedavisi
önerilmiş.
Terim anlam
IV. Kendisine söylenen ağır sözleri
unutmamış.
Gerçek anlam
V. İnsan, hayallerinin genişliği oranında mutlu olabilir.
Somut anlam
4. Yan anlam, sözcüğün gerçek anlamına bağlı olarak genellikle benzerlik ilgisiyle kazandığı diğer anlamlardır.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanılmamıştır?
A) Çarkın paslanan dişlerini yağlayıp yeniledik.
B) Parmağındaki kırık yüzünden dün gece uyuyamamış.
C) Babaannem eski yorganın yüzünü değiştirdi.
D) Kaza yapan geminin burnunda hasar oluştu.
E) Dağın eteğinde çok eski bir kulübe vardı.
5. Bir tek sözcükle belirtilebilecek bir kavramı birden çok
sözcükle anlatmaya “dolaylama” denir.
Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama vardır?
A) Dedem araç gürültülerinden bunalıp pencereyi kapattı.
B) Yeşilliklerin bol olduğu tepelerde şimdi yeni binalar
yükseliyor.
C) Fabrikanın ürün geliştirme bölümündeki çalışmalar
devam ediyor.
D) Her konuda bilgilerimizi geliştirmemiz gerekiyor.
E) Yaptığımız gezide kara kıtanın doğal güzelliklerine
hayran kaldık.
6. Aşağıdaki dizelerin hangisinde insana özgü nitelik,
insan dışındaki bir varlığa aktarılmıştır?
A) Şiir, taze demli bir çayın rengidir
Acılara inat, yaşama sevincidir
B) Elime kalemi almayacağım
Kağıda içimi dökmeyeceğim
C) Söyleyin ne olacak bu şair hâlim
İçimde fırtına karlar yağıyor
D) Hayallerimin ufkunda seni beklerken
Bir ışık gibi parlar içimde yeşil gözlerin
E) Bir kemanın hıçkırıkları uyandırıyor
Yorgun, çalıntı uykularımdan
7 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 1
7. I. Tenceredeki yemek bir saattir kaynıyor.
II. Bileğindeki kırık kemikler kaynamıştır, alçıyı çıkarabilirsin.
III. Kasabanın meydanı akşamları âdeta insan kaynıyor.
IV. Öğrenciler, dersi yine kaynattı bugün.
V. Balığın kaynadığı bu şirin göl, sabahları sakindi.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
“kaynamak” sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır?
A) I ve III B) I ve IV C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V
8. “Sabahleyin durağa geç gelen otobüse yolcular çok
kızdı.” cümlesindeki “otobüs” sözcüğünde olduğu gibi
bazı sözcükler, benzetme amacı güdülmeden kendi anlamları dışında kullanılabilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu örnektekine benzer bir kullanım vardır?
A) İşçiler için köşedeki fırınla yaptığımız görüşme iyi
oldu.
B) Kent merkezindeki anıtın önünde birkaç güvercin dolaşıyordu.
C) Yıl içinde yapılan etkinliklerle öğrencilere el becerisi
kazandırmaya çalışıyoruz.
D) Hemşire Hanım bembeyaz önlüğüyle hastane koridorunda göründü.
E) Arkeoloji kazılarına katılacak uzman ekip odalarına
yerleşti.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan anlamıyla kullanılan bir sözcük vardır?
A) Yeşil alan düzenlemesi yapıldıktan sonra sitenin bahçesi güzelleşmişti.
B) Uçağın gövdesindeki motorlardan biri arıza yapınca
acil iniş yaptık.
C) Teknoloji konusundaki gelişmeleri yakından takip
ediyoruz.
D) Kestirme yoldan aşağı inerken ayağımı burktum sanırım.
E) Konsere gidebilmek için bileti çok önceden almıştım.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcüklerin tümü
gerçek anlamında kullanılmıştır?
A) Ozanın eserlerinde genellikle halk şiiri temaları görülür.
B) Bazı sanatçılar duygularını dile getirmek için ilhamın
gelmesini beklerler.
C) Yazar, sağlam ve akıcı cümleleriyle okurların gönlünde taht kurmuştu.
D) Onun romanlarında en çok göze çarpan özellik canlı
bir biçimde çizilmiş karakterlerdir.
E) Sözcükleri gerçek anlamından sıyırarak kullanmayı
seviyor bu sanatçımız.
11. Günümüzde “incir” anlamına gelen “yemiş” sözcüğü eskiden bütün meyveleri karşılayacak anlamda kullanılırdı.
Bu durumda “yemiş” sözcüğü ---- uğramıştır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) anlam genişlemesine
B) duyu aktarımına
C) anlam kötüleşmesine
D) anlam iyileşmesine
E) anlam daralmasına
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük terim anlamıyla kullanılmıştır?
A) Sahil yolunda her dönemeçte yeni bir manzarayla
karşılaşıyoruz.
B) Elimizdeki en güzel mobilyaları bu salonda sergileniyor.
C) İklim değişikliği konulu toplantıda akademisyenler
çalışmalarını sundu.
D) Bu şiirin her dizesinde farklı bir imge kullanmış şair.
E) İşçiler yemek saati gelince mola verdiler.
1-D 2-E 3-E 4-B 5-E 6-E 7-D 8-A 9-B 10-A 11-E 12-D
TÜRKÇE 8
Pratik Test FASİKÜL 1
1. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizli sözlerin hangisinde güzel adlandırma vardır?
A) Ünlü sanatçı son nefesini vermeden önce yapmak
istediklerini anlattı.
B) Sanat dünyasına adım attığı ilk günden beri şiiri terk
etmemiştir.
C) Yol gösterici makaleleriyle genç şairlere yardımcı olmuştur.
D) Bu yazarımız, kırsal kesimi anlatan romanlarıyla tanınmıştır.
E) Birkaç öğrenci, karnı ağrıdığı için öğretmeninden izin
istedi.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kazanmak” kelimesi “çıkmak, isabet etmek” anlamında kullanılmıştır?
A) Takımın bu maçı kazanmaktan başka çaresi yoktu.
B) Dilimiz son yıllarda yeni sözcükler kazandı.
C) Ünlü yazarın dostluğunu kazanmak için ona yakın
olmak istiyor.
D) Ovadaki tarlaların bir kısmı erozyonla mücadele edilerek kazanılmış.
E) Arkadaşım bir davette yapılan çekilişte iki kişilik tatil
kazanmış.
3. l. Fazla sürmedi, bir hafta sonra babaanne de öldü.
ll. Elini yanlışlıkla yeni boyanmış duvara sürmüş.
lll. Halikarnas Balıkçısı, gençliğinde Bodrum’a sürülmüş.
lV. Şairin yaşamının kalan kısmı bu adada sürmüş.
V. Küçük çoban koyunları ovaya doğru sürdü.
Yukarıdaki cümlelerde “sürmek” sözcüğü kaç değişik anlamda kullanılmıştır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
4. (I) İşitme engelli yazarın herkes için kaleme aldığı, biyografik bir motivasyon kitabı yayımlandı. (II) Yazarın hayata
bakış açısı dikkate değer. (III) İnsanın beynindeki engelleri nasıl aşabileceğini gösteriyor. (IV) Hızla ve keyifle
okunabilecek ve ağır ağır hayata aktarılacak bir kitaba
imza atmış. (V) Bu yönüyle okurların ilgisini çekecek bir
yapıt var karşınızda.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede anlam daralmasına yer verilmiştir.
B) II. cümlede terim anlamını yitirmiş sözcük vardır.
C) III. cümlede “beynindeki” sözcüğü gerçek anlamıyla
kullanılmıştır.
D) IV. cümlede birden fazla gerçek anlamlı sözcük vardır.
E) V. cümlede “ilgisini çekecek” sözü mecaz anlamıyla
kullanılmıştır.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama vardır?
A) Sunucu, konuşmacıya yönelttiği sorularla herkesi şaşırttı.
B) Yerli turistler bu yıl yine yavru vatana büyük ilgi gösterdi.
C) Otobüs durağında bekleyenler kazayı detaylarıyla
anlattı.
D) Gazetedeki haberi okuyunca arkadaşına telefon etti.
E) Dün düzenlenen şiir gecesinde okul arkadaşıma rastladım.
6. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük terim anlamıyla kullanılmıştır?
A) Küçük bahçesine yeni çiçekler dikmek istiyormuş.
B) Resim çalışmalarında sanatçı genellikle bu tuvali kullandı.
C) Sıcak geçen yaz günleri yerini serin bir sonbahar
mevsimine bıraktı.
D) Hafta sonu Bursa’daki tarihi eserleri görmeye gideceğiz.
E) Kitap fuarındaki bazı yapıtları çok beğendiği için satın aldı.
9 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 1
7. I. Yazın bunaldığınızda serin sulara dalmak iyi olur.
II. Hızla içeri dalıp masanın başında duran adama doğru
adım attı.
III. Güreşçi, rakibinin sırtını aniden yaptığı dalma hareketiyle yere getirmişti.
IV. Çalışmaya o kadar dalmışım ki içeri girdiğinizi fark
edemedim.
V. Çok yorgun olduğumdan yatağa girer girmez dalmıştım.
Yukarıdaki cümlelerin hangisinde “dalmak” sözcüğü
terim anlamıyla kullanılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
8. Aşağıdakilerin hangisinde “düşmek” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?
Anlam Kullanım
A) Yağmak Yükseklere kar düşmeye başladı.
B) Azalmak Bu yıl sınıflardaki öğrenci sayısı
düştü.
C) Aşırı ilgi göstermek
Bu işin üzerine çok düşüyor.
D) Bulunmak, yer
almak
İskelenin karşısına düşen kahveye doğru yürüdüler.
E) Uygun gelmek Dedelerinin mirasından ona bu
tarla düşmüştü.
9. Usta, dışarıdaki garsona seslendi: “Oğlum, masayla ilgilen!”
Bu cümledeki altı çizili sözcüğün kullanımı, aşağıdaki açıklamalardan hangisine uymaktadır?
A) Bir sözcüğü hem gerçek hem mecaz anlamıyla kullanma
B) İnsana özgü nitelikleri cansız varlıklara aktarma
C) Birden çok anlamı olan bir sözcüğü uzak anlamıyla
kullanma
D) Bir sözcüğü benzetme amacı gütmeden başka bir
sözcük yerine kullanma
E) Bir durumu, gerçekte olduğundan daha üstün gösterme
10. Önündeki kitabı öyle büyük bir dikkatle okuyordu ki hayran olmamak elde değildi. Salona girip çıkanlar, yüksek
sesle konuşanlar, görevlinin uyarıları, dışarıdan gelen
motor ve korna sesleri, hiçbir şey delikanlının dikkatini
dağıtmıyordu. Sanki zaman durmuştu.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi, gerçek anlamıyla kullanılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV V
11. Aşağıdakilerin hangisinde “büyümek” kelimesi, ötekilerden farklı bir anlamda kullanılmıştır?
A) Tarladaki yabancı otlar kısa süre içinde büyümüştü.
B) Evin küçüğü ilkokuldan sonra büyüyüp serpildi.
C) Aşırı sıcakta çıkması gereken yokuş gözünde büyüyordu.
D) Sen artık büyüdün, kardeşinin giyinmesinde yardımcı
olmalısın.
E) Yeni doğan kuzular birkaç ay içinde satılacak kadar
büyüdü.
12. (I) Kutup noktalarından eşit uzaklıkta bulunan noktaları
birleştiren daireye ekvator adı verilir. (II) Ekvatora paralel uzanan ve birer derece aralıklarla geçen dairelere ise
paralel daireleri denir. (III) Paralel dairelerinin başlangıç
yeri olan ekvator, sıfır numaralı paralel dairesini oluşturmaktadır. (IV) Ekvator, Dünya’yı kuzey ve güney olmak
üzere iki eşit yarıküreye ayırır. (V) Ülkemiz dünyanın en
yaşanabilir sayılan bölgelerinden birinde yer almaktadır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde terim anlamıyla kullanılan bir sözcük yoktur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1-A 2-E 3-E 4-A 5-B 6-B 7-C 8-E 9-D 10-A 11-C 12-E
TÜRKÇE 10
Sınav Tadında FASİKÜL 1
1. Tanzimat’la başlayan Batı’ya açılma, modernliği yakalama; bilim ve teknolojide çağdaş olma düşüncesinin
daha ileriye taşınmış biçimidir. Bu düşünce bağlıları
Cumhuriyet Dönemi’nde sanat ve kültür hayatında kendilerini göstermek istemiştir.
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz
anlamda kullanılmamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III IV
V
2. “Bir sözcükle anlatılabilecek bir kavramı birden fazla sözcükle ifade etmeye ‘dolaylama’ denir.”
Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama yoktur?
A) Bu gördüğünüz görkemli eser Selçuklulardan kalmaymış.
B) Kara kıtanın erkekleri, kadınlara göre daha erken ölüyormuş.
C) Dedem, bize sık sık, vatan borcunu yerine getirmenin öneminden söz ederdi.
D) Beyaz cam hayatımıza girdikten sonra tiyatro ve sinemaya olan ilgi biraz azaldı.
E) Kara elmas, Zonguldak halkının geçim kaynağıdır.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük gerçek anlamının dışında (mecaz anlamıyla) kullanılmıştır?
A) Herkes ateşin etrafında şarkılar söylüyordu.
B) Mağazanın açılış kurdelesini Nilüfer Hanım kesti.
C) Kanunları çiğnemenin cezası bu olmamalı.
D) Sınavlarda yumuşak uçlu kalem kullanın.
E) Uzun, altın sarısı saçları güneşte parlıyordu.
4. “Yaşamak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “görmek” anlamında kullanılmıştır?
A) Dileğim, onun daha uzun yıllar yaşamasıdır.
B) Elli sene yaşamış ama hayattan bir şey anlamamış.
C) Bazı duygular vardır, anlatılmaz, yaşanır.
D) Kıtlığın ne olduğunu savaş günlerini yaşayanlar bilir.
E) Dedem, ömrünün sonuna kadar bu bahçeli evde yaşadı.
5. I. Beni asıl, çocuğun bu sözü çarptı.
II. Ayağımı kaldırıma çarptım, canım çok yanıyor.
III. Issız bir sokaktan geçerken cüzdanını çarpmışlar.
IV. Sıcakta çok kaldığı için güneş çarpmış.
V. Dalgın bir şekilde yürürken telefon direğine çarpmış.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde “çarpmak” sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır?
A) I ve III B) I ve IV C) II ve V
D) III ve V E) IV ve V
6. “Usta bir yazar, kelimelerin ilk ve temel anlamlarıyla yetinmez. Cümle içinde kelimelere yan anlamlar kazandırmaya çalışır. Yeni kavramları, yeni duygu ve düşünceleri
böyle bir yolla anlatmayı dener.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu parçada öne sürülen tutuma uyulmamıştır?
A) Tiyatro sahnesindeki oyuncunun dokunaklı sesi seyircileri kendinden geçirdi.
B) Ansızın yükselen alarm sesleri hayal dünyamdan
beni koparmıştı.
C) Millî futbol takımımız kemikleşmiş, sağlam bir kadroya sahip.
D) Renklerin raksettiği ovada yetişen bitkiler, harika bir
manzara sunuyor.
E) Şelaleyi gören yabancı turistler, bu güzelliğe hayran
oldular.
11 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 1
7. “Ağız” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamıyla kullanılmıştır?
A) Temel, doğduğu yörenin ağzıyla konuşuyordu.
B) Burayı sevip sevmediğini öğrenmek için ağzını aradı.
C) Yaşlı adam çok sinirlenince ağzına geleni söylerdi.
D) Konuşmacının ağzından âdeta bal damlıyordu.
E) Konuşurken ağzının içine baktırmasını bilirdi.
8. “Araba” sözcüğü eskiden sadece “atlı araba”yı karşılarken günümüzde “tekerlekli, motorlu veya motorsuz her
türlü kara taşıtı” olarak genel bir anlam kazanmıştır. Bu
durum araba sözcüğünde ---- meydana geldiğini gösterir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) ad aktarması
B) anlam genişlemesi
C) anlam kötüleşmesi
D) anlam daralması
E) anlam iyileşmesi
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözde
görülen anlam özelliği ayraç içinde verilenle uyuşmamaktadır?
A) Çocuklar ayaklarını çıkarmadan eve girince içerisi
çamur oldu. (Ad aktarması)
B) Dedem hayat arkadaşını kaybettikten sonra kendini
toparlayamadı. (Dolaylama)
C) Bu acıya katlanamadı, yatağa düştü. (Güzel adlandırma)
D) Sert bakışları ile beni korkutacağını zannediyor ama
yanılıyor. (Mecaz anlam )
E) İstanbul Boğazı’nda meydana gelen kazada geminin burnu bir yalının içine girdi. (Terim anlam)
10. Bir sözün benzetme amacı güdülmeden başka bir söz
yerine kullanılmasına ad aktarması (mecazımürsel) denir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükte ad aktarması yoktur?
A) Fabrikayı arayıp bugün işe gelemeyeceğini söyledi.
B) Annem her sabah çayı erkenden ocağa koyar.
C) Fuzuli’yi okursanız divan edebiyatını rahatlıkla anlayabilirsiniz.
D) Konser için bütün mahalle meydanda toplandı.
E) Öğretmenimiz bugünkü derste kafiye çeşitlerini anlattı.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “okumak” sözcüğünün kullanımıyla ilgili olarak ayraç içinde verilen açıklama yanlıştır?
A) Bir yabancı dil bildiğinden yurt dışında okumak istedi. (öğrenim görmek)
B) Salondakiler, okunan şiirleri zevkle dinliyordu. (sesli
olarak söylemek)
C) Yüzünden iş görüşmesinin kötü geçtiği okunuyor.
(gizli bir duyguyu anlamak, kavramak)
D) Gazete ya da dergi okumak istemiyorum. (bir şeyin
taşıdığı gizli anlamı çözmek)
E) Satın aldığı elektronik alet bozuk çıkınca satıcıya okumaya başladı. (kötü sözler söylemek)
12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde dokunma duyusu bir
başka duyuya aktarılmıştır?
A) Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
B) Durmadan çağladım gözüm selini
Sandım her katreyi boşa harcadım
C) Soluk bir yüz, kaç gecedir zaman
Uykularım sarıya boyandı
D) Kadın var başta zümrütten taçtır
Gönül bahçesinde güldür, zambaktır
E) Paydos bundan böyle çılgınlıklara
Sert konuşmaya başladı aynalar
1-E 2-A 3-C 4-D 5-C 6-E 7-A 8-B 9-E 10-E 11-D 12-E
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
TÜRKÇE 12
FASİKÜL 1
Sözcükler Arası Anlam İlişkileri
1. Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler
Bir dilde yazılışları ve okunuşları farklı, anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı sözcükler denir.
Örnekler
 Sanatçı, eserlerinde hatıralarına yer vermiş.
 Sanatçı, yapıtlarında anılarına yer vermiş.
Yukarıdaki cümlelerde eser-yapıt; hatıra- anı sözcükleri eş anlamlı (anlamdaş) olarak kullanılmıştır.
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Odasını üstünkörü boyadı.
Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin
hangisinde vardır?
A) Sınav tam başlamak üzereyken sınıfa girdi.
B) Çalışma masasını toplamadan dışarı çıkmış.
C) Kitapları çantasına özensizce koydu.
D) Gereksiz eşyaları tavan arasına çıkardı.
E) Evin ancak bir bölümünü temizleyebilmiş. BENDEN UYARMASI
Eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler, anlatım bozukluğu konusuyla da ilgilidir. Eş anlamlı kelimeler aynı
cümlede bir arada kullanıldığında anlatım bozukluğu meydana gelir.
İşçiler, özgün ve orijinal eşyaları dikkatli bir şekilde
salona taşıdılar.
Bu cümlede geçen “özgün, orijinal” sözcükleri eş
anlamlı olduğundan bir arada kullanılmaları anlatım
bozukluğuna neden olmuştur.
BİZDEN NOT
O Bazı durumlarda anlamdaş kelimeler birbirinin
yerini tutmayabilir.
O Sözcüğün anlamdaşı cümledeki kullanımına göre değişir.
“Yusufalp çok iyi arkadaştır, gerçek bir kara gün
dostudur.”
Bu cümlede “kara” sözcüğü “siyah renk” değil, “kötü” anlamında kullanılmıştır. Bundan dolayı “kara
gün dostu” yerine “siyah gün dostu” demek uygun
olmaz.
Çözüm
2. Yakın Anlamlı Sözcükler
 Eş anlamlı görünmelerine rağmen aralarında az çok anlam
farkı bulunan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir.
 Yakın anlamlılıkta genellikle sözcüğün cümledeki kullanımı belirleyici olmaktadır.
Örnekler
beklemek / durmak
Burada beklemek doğru değil çünkü trafik çok yoğun.
Yol kenarında durmak senin için tehlikeli olabilir.
Yukarıdaki cümlelerde “beklemek durmak” sözcükleri yakın
anlamlı olarak kullanılmıştır.
seyretmek / izlemek
Usta ozan, güneşin batışını hayranlıkla seyrediyordu.
Akşam televizyonda doğayla ilgili bir belgesel izledim.
doğru / dürüst
Konuşmacının söyledikleri son derece doğru konulardı.
Senin ne kadar dürüst biri olduğunu hepimiz biliyoruz.
2 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT
Benim bu konudaki bilgilerim oldukça yalın kat; bir uzmanın
sahip olduğu bilgi ve görgü derinliğinden gayet uzak.
Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir
kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Kendine yapılan bu haksızlığa oldukça ölçülü bir tavır ve
olgunlukla karşılık verdi.
B) Bu şaşaalı davete, gösterişsiz bir kıyafetle katılarak herkese üstü kapalı bir mesaj vermişti.
C) Onun edebî yazıları, sığ konularda üstünkörü yazılmış karalamalar olarak eleştiriliyordu.
D) Evin dekorundaki ayrıntılar, dikkatini toplamasına engel
olacak kadar abartılıydı.
E) Eserlerindeki sanatsal derinlik, sergiye gelen herkesi kendine hayran bırakıyordu.
Çözüm
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
13 TÜRKÇE
FASİKÜL 1
PRATİK BİLGİ
Kelimelerin olumsuzluk durumu zıt anlamlısı demek değildir.
“Bebek gülüyor” cümlesi olumludur.
Bu cümlenin olumsuz hâli, “Bebek gülmüyor.”dur.
Yani gülmek ile gülmemek kelimeleri zıt anlamlı değildir. Gülmek kelimesinin olumsuzu “gülmemek”,
zıt anlamı ise “ağlamak”tır.
Zıt Anlamlı Sözcükler
Anlamca birbirinin karşıtı olan, birbiriyle çelişen kelimelere zıt
(karşıt) anlamlı sözcük denir.
Örnekler
 Şiirlerinde yeni konuları eski biçimlerde işlemiştir.
 Eleştirmenin görevi, bir sanatçıyı övmek ya da yermek değildir.
 İyi romancının kurguladığı karakterleri kötü bir üslupla anlatması düşünülemez.
Yukarıdaki cümlelerde renkli yazılan sözcükler, anlamca birbiriyle çelişen zıt (karşıt) anlamlı sözcüklerdir.
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Odunu yardım.”, “Ona yardım, bir insanlık borcudur.” cümlelerindeki “yardım” sözcükleri arasında ses bakımından bir
benzeşme, sözcük çeşidi bakımından bir ayrım vardır.
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde böyle bir benzeşme ve
ayrıma elverişli bir sözcük kullanılmıştır?
A) Bu iş beni çok yordu.
B) Bu bağ, bana dedemden kaldı.
C) Ahmet, hemen kolları sıvadı.
D) Bu çiçeğin yaprakları zar gibidir.
E) Sana ağlamak yakışmıyor, hep gül. AKLINDA OLSUN
Yazılış ve okunuşlarında küçük de olsa farklılıklar
bulunan sözcükler sesteş değildir.
O adet (tane), âdet (gelenek)
O kar (yağış şekli), kâr (kazanç)
Eş Sesli Sözcükler
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan sözcüklere
eş sesli (sesteş) sözcükler denir.
Eş sesli sözcüklere özellikle atasözlerinde, deyimlerde ve cinaslı mânilerde sıkça rastlanır.
Örnekler
 Şair, lirik ve etkileyici şiirlerini bu göl kenarında yazdı. (yazmak eylemi)
 Babamın en çok sevdiği mevsim yazdı. (mevsim adı)
 Sitenin önündeki havuzda biraz yüzdüm. (yüzme eylemi)
 Merve’nin yüzünde bir sivilce çıkmıştı. (sima, çehre)
 Annem, bahçemde açan en güzel gülsün. (çiçek adı)
 Ağlama artık ne olur, yüzün hep gülsün. (gülmek eylemi)
 Köşedeki kıraathanede bir çay içelim. (içecek adı)
 Köyün ortasından bir çay akıyordu. (küçük akarsu)
Yukarıdaki cümlelerde renkli yazılan sözcükler, yazılışları ve
okunuşları aynı olmasına rağmen farklı anlamlara sahip olduğundan eş seslidir.
Çözüm
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hafif” kelimesi “Kurşun
ağır bir madendir.” cümlesindeki “ağır” kelimesinin anlamca karşıtıdır?
A) Kaç gündür midemde hafif bir ağrı var.
B) Hastalığı geçene kadar hafif bir işte çalışması gerekiyormuş.
C) Savaşta hafif bir yara almıştı.
D) Eline alınca hangisinin daha hafif olduğunu anlarsın.
E) Araba harekete geçerken hafif bir sarsıntı hissediliyor.
Çözüm
5 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler
vardır?
A) Her yıl bu küçük ilçenin şenliklerine katılır.
B) Öğretmen sözlü ve yazılı sınav yapacağını söyledi.
C) Dar ve uzun bir vadinin içinden geçerek ilerledik.
D) Romanlarındaki uzun betimlemeleri, kısa cümlelerle yazmış.
E) O her zaman hem öz hem nitelikli öyküler yazmıştır.
Çözüm
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
TÜRKÇE 14
FASİKÜL 1
Genel ve Özel Anlamlı Sözcükler
Benzer özellikleri olan varlık ve kavramları toplu bir şekilde
karşılayan, anlam içeriği geniş olan sözcüklere genel anlamlı sözcük denir.
Yalnız bir varlığı veya kavramı karşılayan, onu çeşitli özellikleriyle belirten sözcüklere özel anlamlı sözcük denir.
Örnekler
 Varlık - bitki - ağaç - meyve - elma (Genelden özele)
 Pamuk - kedi - hayvan - canlı - varlık (Özelden genele)
 Hakan “Spor, benim için futbol demektir.” görüşünü benimsiyormuş. (Genelden özele)
 Ülkemizde roman en çok okunan edebiyat türüdür. (Özelden genele)
6 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde genelden özele doğru
bir anlatım söz konusudur?
A) Çocukluk günleri, insan ömrümün en güzel dönemidir.
B) Özne çeşitleri, cümlenin ögeleri konusuyla ilgilidir.
C) Okuduğum şiirler içinde o en çok Necip Fazıl’ın Kaldırımlar adlı şiirini sevmiştim.
D) Gezi sırasında birkaç ağacın ardından sık ve gür bir ormanla karşılaştık.
E) Ağrı Dağı, yurdumuzun en büyük dağları arasında gösterilmektedir.
Çözüm
Nitel ve Nicel Anlamlı Sözcükler
Varlıkların ölçülemeyen, sayılamayan özelliklerini bildiren sözcüklere nitel anlamlı sözcük denir. Bu sözcükler genellikle
“Nasıl?” sorusuna cevap verir.
Varlık ve kavramların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp çoğalabilen özelliklerini gösteren sözcüklere nicel anlamlı sözcük denir. Bu sözcükler genellikle “Ne kadar?” sorusuna cevap verir.
Örnekler
 Arkadaşına güzel bir kitap hediye edecekmiş. (Nitel anlam)
 İnsanların iyi davranışlarını örnek alıp kötü yönlerinden
uzak durulmalı. (Nitel anlam)
 Salonun ortasındaki geniş masa dikkatimizi çekmişti. (Nicel anlam)
 Okulun bahçesinde sadece beş öğrenci vardı. (Nicel anlam)
BİZDEN NOT
Bazen nitel bir sözcük mecazlaşarak nicel; nicel
anlamlı bir sözcük de nitel anlamda kullanılabilir:
O Sinan Bey, son yatırımından iyi para kazandı.
(Nitel anlamlıyken nicel anlamda kullanılmıştır.)
O Gerçek sanatçı, milletinin geleceği söz konusu
olduğunda büyük düşünmesini bilir. (Nicel anlamlıyken nitel anlamda kullanılmıştır.)
7 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük nitel anlamıyla kullanılmıştır?
A) Bir ağacın altında üç arkadaş şarkı söylüyordu.
B) Çoğu yazar, eserlerinde toplumsal konulara yer veriyor.
C) Bahçedeki birkaç işçi, güneşin altında bekliyordu.
D) Öğretmenimiz bize iyi insan olmayı öğütlüyor.
E) Selcen, okulun ilk günü okula yürüyerek gitti.
Çözüm
Somut ve Soyut Anlamlı Sözcükler
Somut Anlam
Beş duyumuzun (görme, işitme, koklama, dokunma, tatma)
herhangi biriyle algılayabildiğimiz kavram ve varlıkları karşılayan sözcükler somut anlamlıdır.
Örnekler
 rüzgâr, koku, ışık, ses, yağmur...
Soyut Anlam
Beş duyumuzdan herhangi biriyle kavrayamadığımız ancak
var olduklarını akıl, inanç ve sezgilerimizle kabul ettiğimiz kavram ve varlıkları karşılayan sözcükler soyut anlamlıdır.
Örnekler
 akıl, rüya, sevgi, heyecan, korku...
Somutlaştırma
Soyut anlamlı bir sözcüğün anlam genişlemesi yoluyla somut
anlam kazanmasıdır.
Örnekler
 Ablamın arkadaşı çok iyi bir öğretmendir.
 İyilerle dostluk kurmak gerekir.
İlk cümlede “istenilen, beğenilen niteliklere sahip” anlamına
gelerek soyut anlamıyla kullanılan “iyi” sözcüğü, ikinci cümlede “insan”ı karşılayarak somut anlam kazanmıştır.
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
15 TÜRKÇE
FASİKÜL 1
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam kazanabilir. Örneğin, somut anlamıyla ‘geçilen yer’
demek olan ‘yol’ kelimesi yöntem anlamına gelerek soyut bir
anlam da kazanmıştır.”
Böyle bir anlam değişmesini örneklendiren kelime, aşağıdakilerden hangisinde kullanılmıştır?
A) Bunu yapmaya yürek ister, bu her babayiğidin harcı değil.
B) Bu gördüğün bulutlar, yağmur yüklü bulutlardır.
C) Bu dağlar, geçit vermez sarp dağlardır.
D) Ağaçlar, ilkyazda bir gelin gibi donanırlar.
E) Yapının güzel bir görünümü vardı; taş, dantel gibi işlenmişti.
9 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük soyut
anlamlıdır?
A) Kimseye karşı sert konuşmaz, dostluklara önem verirdi.
B) Cep telefonunu kaybetmiş, yenisini alacak.
C) Gece yola çıkmak istemediklerinden bir otelde konakladılar.
D) Böyle bir heyecanı daha önce de bu statta yaşamıştım.
E) Yaşlı adam dinlenirken derin derin nefes alıyordu.
Çözüm
Çözüm
Soyutlaştırma
Somut anlamlı bir sözcüğün anlam genişlemesi yoluyla soyut anlam kazanmasıdır.
Örnekler
 Kapının koluna çarptığım için bileğim incindi.
 Emre, bileğine çok güvenen bir sporcuydu.
Birinci cümlede “elle kolun birleştiği bölüm” anlamına gelerek somut anlamıyla kullanılan “bilek” sözcüğü; ikinci cümlede “güç, kuvvet” anlamına gelerek soyut anlam kazanmıştır.
Yansıma Sözcükler
Doğadaki sesleri anlatmak için kullanılan kelimelere yansıma
sözcük denir.
Örnekler
 Fabrikadaki makinelerin gürültüsü öğleye doğru azalıyordu.
 Yandaki salondan gelen tıkırtı, dikkatimizi çekmişti.
 Bu tatil beldesinde cıvıl cıvıl öten kuşlar ve şırıl şırıl akan
dere bize huzur veriyor.
 Stüdyodan yükselen cızırtılı sesler, sokaktakileri rahatsız
etmişti.
 Ali Baba’nın çiftliğinde kediler miyavlıyor, köpekler havlıyor, kuzular meleşiyordu.
Yukarıdaki cümlelerde renkli
yazılan sözcükler, yansımadır.
10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan doğmuş bir
sözcük vardır?
A) Yağmurdan sonra, sokakları seller götürdüğünden uzun
süre karşıya geçemedik.
B) Dünkü fırtına, ağaçlarda ne meyve ne de yaprak bıraktı.
C) Öğretmenin, çocuklara bağırmaktan nefesi tükenmiş, sesi
kısılmıştı.
D) Açık kalan musluğun şırıltısından bütün gece uyuyamadım.
E) Konuşurken o kadar heyecanlandı ki sesinin titremesini
engelleyemedi.
Çözüm AKLINDA OLSUN
Kimi sözcükler, biçimsel olarak yansımaya benzer
ancak ses ilişkisi bulunmadığından yansıma değildir.
Yansıma sözcükler görme değil işitme duyusuyla
ilgilidir.
O Kedinin gözleri karanlıkta ışıl ışıl parlıyordu.
O Pencerenin camları pırıl pırıl olmuş, her yer tertemiz.
Yukarıdaki cümlelerde “ışıl ışıl” ve “pırıl pırıl” sözleri
işitme duyusuyla ilgili olmadığından yansıma değildir.
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
TÜRKÇE 16
FASİKÜL 1
11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan türemiş bir
yüklem vardır?
A) Döne döne ardın sıra melerim.
B) Kuşlarımız birbiriyle ötüşür.
C) Keklik gibi taştan taşa sekersin.
D) İnip aşkın deryasını boyladı.
E) Ayrılık elinden bağrım eziktir.
ÇözümBİZDEN NOT
Yansıma kelimeler ekler- sözcük yapısı ve sözcük
türleri konusuyla da ilgilidir.
O şır-ıl-tı ® türemiş isim
O miyav-la ® türemiş fiil
Yansıma sözcükler, cümledeki kullanımlarına göre
isim, sıfat veya zarf görevinde olabilir.
Sözcük türleri konusunda ayrıntıları inceleyebilirsiniz.
BENDEN UYARMASI
Bazı sözcükler yansıma olma özelliğini yitirerek mecaz anlamda kullanılabilir:
O Kır düğününde silahlar, art arda patladı.
Bu cümlede “patladı” sözcüğü yansıma olarak
kullanılmıştır.
O Deneyimli yazar, sözünü kesen bazı okurlara
fena patladı.
Bu cümlede “patladı” sözcüğü yansıma özelliğini kaybederek “kızmak, öfkelenmek” anlamında kullanılmıştır.
1. Aşağıda verilen kelimelerin eş anlamlısını boşluklara
yazınız.
sene
güz
beyaz
sulh
durgun
mesut
memleket
şair
Etkinlik
2. Aşağıda verilen kelimeleri eş sesli olarak cümlelerde
kullanınız.
var : .........................................................................
.........................................................................
kaç : .........................................................................
.........................................................................
3. Aşağıda verilen kelimelerin zıt anlamlısını boşluklara
yazınız.
var dolu
aç sulh
4. Aşağıda verilen kelimelerin yakın anlamlılarını boşluklara yazınız.
sona erecek kır
5. “Bir kuş cıvıltısı duysam kanım donuyor.” cümlesinde altı çizili sözün yakın anlamlısı nedir?
...............................................................................
6. Kelimeleri özelden genele doğru sıralayalım.
Ağaç - Bitki - Çam - Karaçam - Varlık - Canlı
........... ........... ........... ........... ........... ...........
Hece - Harf - Paragraf - Kelime - Cümle
............. ............. ............. ............. .............
İnsan - Canlı - Varlık - Erkek
............... ............... ............... ...............
7. Kelimeleri genelden özele doğru sıralayalım.
Varlık - İnsan - Canlı - Kadın
............... ............... ............... ...............
Gıda - Su - Asitsiz İçecek - İçecek
............... ............... ............... ...............
Güzel Dilimiz Türkçe - Basın - Yazılı Basın - Kitap
............... ............... ............... ...............
.
17 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 1
1. Aşağıdaki dizelerde altı çizili sözcüklerden hangisinin sesteşi (eş seslisi) vardır?
A) Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
B) Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı
Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı
C) Duygu denizlerine yelken açıyorum
Şiir şehrinde güneş batarken
D) Şiir kalbi yansıtır, kalpten çıkar mısralar
Okudukça insanlar başka âleme dalar
E) O bir masal kızıydı, anlamadı dilimden
Kelebekler misali uçup gitti elimden
2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır?
A) Bulutlar, atların yelelerinde uçar
Gül gibi bir gülüşle dudaklarında rüzgâr
B) Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok
Yok bizi arayan, soran kimsemiz
C) Bir demir pençeydi sanki
O çılgın bitiş ve kayboluş
D) Farkı yok uykudan uyanıklığın
Gündüzün geceden, hayalin düşten
E) Neylersin, ölüm herkesin başında
Uyudun uyanamadın olacak
3. Aşağıdakilerin hangisinde somut anlamlı sözcükler
bir arada verilmiştir?
I II III IV
A) ses bilet tabak sıkıntı
B) pınar şimşek hava öfke
C) simit ışık yağmur inci
D) pamuk telefon feribot sır
E) ekmek uçurum komşu keder
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözler birbirine anlamca en yakındır?
A) Tiyatroda izlediğimiz oyundan çok etkilendik, biz de
hemen bir yardım kampanyası düzenledik.
B) Keman çalmayı öğrenmek için gittiğimiz kursta bolca
pratik yapıp öğrendiklerimizi pekiştiriyoruz.
C) Hayatta karşımıza çıkan zorluklar karşısında yılmamalı, onlarla mücadele etmeye devam etmeliyiz.
D) Çantasına eşyalarını titizlikle yerleştirdi, bütün malzemelerin yerli yerinde olmasını sağladı.
E) Yemek yapmanın püf noktalarını annesinden öğrenmiş, tariflerini bir sır gibi saklıyor.
5. Aşağıdaki dizelerin hangisinde yansıma bir sözcük
kullanılmıştır?
A) Aşkınla ne garip hâllere düştüm
Her şeyim tamam da bir sendin noksan
B) Bir ateş yakalım ki geçmesin hatta bir an
Ve sussun kurtlar, kuşlar bir gök gürültüsüyle
C) Şimdi sen yoksun, seni düşünmek var
Çocukken de seni düşünürdüm her gece
D) Okunmamış kitap şu insanoğlu
Varlığı çok eski sağlam bir eser
E) Sabah olmadan çıkmalısın balığa
Bak oltan hasret kaldı sana
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük nicel anlamda kullanılmamıştır?
A) Sıcak bir çorba içelim, biraz kendimize geliriz.
B) Dışarıdan gelen bu ağır koku hepimizi çok rahatsız
etti.
C) Geniş odalı bir evde oturmayı istiyoruz ailece.
D) Bu yaz gününde soğuk bir gazoza kimse hayır,demez.
E) Kilolarına dikkat ettiği için yemeğini hep küçük tabakta yiyor.
TÜRKÇE 18
Öğreten Test FASİKÜL 1
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özelden genele doğru bir anlatım vardır?
A) Edebî türler içinde en çok okunanı romandır.
B) Çoğu insan, alfabedeki bazı harfleri telâffuz etmekte
zorlanır.
C) Petrolden elde edilen ürünlerden biri de gaz yağıdır.
D) Bu semt, şehrin en gözde mekanlarının olduğu yerlerden birisidir.
E) Evin bahçeye bakan odasını babaanneme ayırdık.
8. Aşağıdaki dizelerin hangisinde eş anlamlı (anlamdaş) sözcükler bir arada kullanılmıştır?
A) Yalvarmak, yakarmak nafile bugün
Gözünün yaşına bakmadan gider.
B) Bir zevk duyulmaz oldu,buranın rüzgârlarından
Hayat soldu bir günün enginlerinde yine.
C) Bir mektup, bir telgraf alındısı değil
Unutulmuş bir sevdadır kapını çalan
D) İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
E) Güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde
Ağladın, avuçlarıma döküldü inciler
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut anlamlı bir
sözcük, kullanıldığı cümleye göre soyut anlam kazanmıştır?
A) Kitap fuarındaki bazı yapıtları çok beğendiğim için
satın aldım.
B) İlk şiirlerimi yazdığım defteri basım için hazırlıyorum.
C) Bursa’daki tarihî güzellikleri görmek için erkenden
çıktık.
D) Sandalımız rüzgârın esintisiyle tatlı tatlı sallanıyordu.
E) Kardeşinin bu konuda bir hatasının olabileceğini kabul etmiyordu.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan türemiş bir sözcük kullanılmamıştır?
A) Uyurken küçük bir tıkırtıdan bile rahatsız olurdu.
B) Yaktıkları ateş, küçük çıtırtılarla büyümeye başlamıştı.
C) Radyodaki cızırtıdan, dinledikleri oyunun sonunu anlayamadılar.
D) Ekmek kırıntılarını pencerenin kenarına kuşlar için
bıraktı.
E) Derenin şırıltısı çok uzaktan duyuluyordu.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük nitel anlamda kullanılmamıştır?
A) Yakın arkadaşlarımdan biri geçen gece bizde kaldı.
B) Bahçenin etrafını alçak duvarla çevirdiler.
C) Geçen hafta hafif bir rahatsızlık geçirdiğini söyledi.
D) Kışın genellikle koyu giyecekler tercih ediliyor.
E) Başından geçen ilginç bir olay anlattı.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?
A) O, sanat hayatında yer yer durağan dönemler yaşamışsa da sonraki yapıtlarıyla bu hareketsiz yılların
üstesinden gelmeyi başarmıştır.
B) Sanatçı olayları iyi gözlemlemeli, yapıtını gereksiz
ögelerden temizleyip arındırmalı.
C) Bir eleştirmen kendini okurlarına karşı sorumlu hissetmeli, kişisel düşüncelerini bir kenara bırakmalıdır.
D) Yaşamımda hep zorluklarla karşılaştım, hiç kimseden yeterli bir yardım görmedim.
E) Bir dönem şiirler yazan sanatçı toplumcu temaları ve
bireysel temaları birlikte ele aldı.
1-E 2-D 3-C 4-C 5-B 6-B 7-D 8-A 9-D 10-D 11-B 12-A
19 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 1
1. Annem, misafirlerini yüzünde hep bir gülümsemeyle karşılar.
Aşağıdakilerin hangisinde geçen “yüz” sözcüğü bu
cümledekiyle sesteş olarak kullanılmıştır?
A) Okul binasının arka yüzü bugün boyanacakmış.
B) Çocuklara yüz verince her zaman istediklerinin olacağını düşünürler.
C) Bu nevresim takımıyla yastığın ve yatağın yüzünü
değiştirdik.
D) Bizim köyde insanlar genellikle yüz yaşına kadar yaşıyor.
E) Ondan yardım istemeye yüzüm kalmamıştı artık.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut anlamlı bir
sözcük, kullanıldığı cümleye göre soyut anlam kazanmıştır?
A) Radyo programlarındaki reklam sürelerinin uzun olması dinleyiciyi sıkıyor.
B) Kitapta en beğendiğim öyküyü öğrencilerime de okuyacağım.
C) Marketteki ürünlerden bazıları ilk günden raflarda tükendi.
D) Yönetim kurulunun kararıyla işçilerin ücretlerine zam
yapıldı.
E) Başarılı olmak için hayatın dikenlerine takılmadan
yürümeliyiz.
3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde zıt(karşıt) anlamlı sözcüklere yer verilmiştir?
A) Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim
B) Unutmak kolaysa önce sen unut
Ben daima hatırlamadayım o eski günleri
C) Susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim
Mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü
D) Akşamları dinlenirken evinizin balkonundan
Seyredersin şehrin ışıl ışıl gecelerini
E) Değişir rüzgârın yönü solar ansızın yapraklar
Şaşırır yolunu denizde gemi boşuna bir liman arar
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler birbirine anlamca yakın değildir?
A) Eşini kaybettikten sonra çocuklarına bakıyor, gece
gündüz çalışarak onları geçindiriyordu.
B) Eve kadar gidip bak, kontrol et; evde olup olmadığını söyle.
C) Çocuğa doktor bey dikkatlice baktı, onu iyice muayene etti.
D) Onun söylediklerine bakma, onları sakın önemseme.
E) Gümrük işlerine bu memur bakıyor, gelenlerden gerekli evrakları istiyordu.
6. Sözcüğün bir türün tamamı için kullanılmasına genel anlam; o türün sadece bir ya da birkaç örneğine işaret edecek şekilde kullanılmasına da özel anlam denir.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde “öğretmen” sözcüğü özel anlamda kullanılmıştır?
A) Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur.
B) Bu derste öğretmenimiz hayat tecrübelerinden bahsetti.
C) Öğretmen güneşe benzer,etrafını aydınlatırken yorulmaz.
D) Bir öğretmeni unutulmaz yapan şey öğrencisinin yüreğine dokunmasıdır.
E) Hayatta en büyük mucize ,küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır.
4. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük bir yansımadır?
A) Bu bölgede yer alan çağlayanın büyüklüğü ve suyunun gücü turistleri kendine çekiyor.
B) Kuyumcuda gördüğümüz mücevherin ışıltısı gözümüzü aldı.
C) Sobada yanan odunların çıtırtısı herkeste tatlı bir tebessüm oluşturuyordu.
D) Çok şiddetli esen rüzgâr bazı evlerin çatılarındaki kiremitleri uçurmuş.
E) Bahar aylarının huzuru kış mevsiminde yerini hüzne
bırakıyor.
TÜRKÇE 20
Pratik Test FASİKÜL 1
7. Nicel anlamlı sözcük, bir varlığın ölçülebildiğini,sayılabildiğini, azlığını ya da çokluğunu; nitel anlamlı sözcükler de bir varlığın nasıl olduğunu, niteliğini gösterir.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki altı çizili sözcüklerden
hangisi farklıdır?
A) Odanın köşesinde duran büyük koltuk babamın yeriydi.
B) Deniz kenarında oynayan çocuklar iri bir balık yakalamış.
C) Kahvaltıdan önce bir bardak soğuk su içmek iyi gelir.
D) Günümüzde iyi insan olmak için çok çaba sarfetmek
gerekiyor.
E) Ağacın yere sarkan uzun dallarını kestik.
8. I. Kısa zaman içinde şan ve şöhreti ülke sınırlarını aştı.
II. Kuvvetli rakibinin karşısına çok güçlü çıkmak istiyordu.
III. Dedesinden kalma bu eski evde acı tatlı pek çok anısı
vardı.
IV. Bu kitap, güncel olayları konu eden öykülerden oluşuyor.
V. Bu sıcak yaz gününde insan soğuk bir gölge arıyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangilerinde
eş anlamlı (anlamdaş) sözcükler bir arada kullanılmıştır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
9. Aşağıdaki cümlelerde yer alan altı çizili sözcüklerden hangisinin eş seslisi yoktur?
A) Yaz tatilini bu yıl da yine köyde geçireceğiz.
B) Çok işlek olan bu yol bugün oldukça tenha görünüyor.
C) Yorgun olduğumda çay içmek beni çok dinlendirir.
D) Okulda yeni eğitim öğretim yılıyla ilgili çalışmalar
vardı.
E) Gökyüzünü aniden bir kara bulut kümesi kapladı.
10. Doldun gözlerime bir rüya gibi
İçinde kaybolsam yayla dumanı
Yağmurlar şahit oldu büyüdü aşkımız
Sokaklar bütün gece dinledi şarkımızı
Bu dizelerde altı çizili sözcüklerden hangileri soyut
anlamıyla kullanılmıştır?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
I
II
III IV
V
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “karşıt” anlamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?
A) Büyük insanların en önemli yönü, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını göstermeleridir.
B) Bir şeyin yanlış olduğunu bilmek, doğruyu öğrenmek için atılan bir adımdır.
C) Her iyi ve güzel şey, kötü ve çirkin şeyleri ortadan
kaldırmaya yönelik bir adımdır.
D) Hayat inişli ya da çıkışlı olabilir, önemli olan başarıdan vazgeçmeden devam etmektir.
E) İnsanların hakkında ne düşündüklerini önemsemezsen mutlu olabilirsin.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde genelden özele doğru bir sıralama bulunmamaktadır?
A) Bale, modern sanatlardan en çok tercih edilenidir.
B) Roman türleri içinde zevk alarak okuduğum bilim
kurgu romanlarıdır.
C) Babamın koleksiyonları arasında kartpostal koleksiyonunun yeri ayrıdır.
D) Hayvanlar arasında en kısa ömürlü olanı kelebektir.
E) Renkler içinde mavi, insana huzur veriyor.
1-D 2-E 3-B 4-C 5-E 6-B 7-D 8-A 9-D 10-B 11-E 12-A
21 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 1
1. Somut anlamlı bir sözcüğün soyut anlamlı bir sözcük yerine kullanılmasına “soyutlama” denir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu türden bir kullanım vardır?
A) Annemin üzüntüsü yüzünden belli oluyordu.
B) Herkesin bu konuya farklı pencerelerden baktığını
söyledi.
C) Piknik yerinde oynayan çocuklar kocaman bir kaplumbağa gördüler.
D) Hayallerinin peşine takılıp büyük şehre okumaya gitti.
E) Arkadaşımın kederine de sevincine de ortak olmayı
isterim.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüklerle ilgili olarak ayraç içinde verilen açıklama yanlıştır?
A) Üzerine titrediğimiz vazonun kırıldığını anneme söyleyemedik. (somut anlam)
B) Bu başarı öyküsünden herkesin dersini alması gerekir. (soyut anlam)
C) Ocağın üzerinde fokurdayarak pişen yemeği görünce
çok sevindi. (yansıma sözcük)
D) Güç gerektiren bu işlerde çalışmanın ne kadar güç
olduğunu söylüyordu. (eş sesli sözcük)
E) Gömleğin kollarından biri kısa biri de diğerine göre
uzun dikilmiş. (eş anlamlı sözcük)
3. I. 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda evlerin pencereleri bayraklarla süslenip her yer çiçeklerle bezendi.
II. Şirket çalışanları yıl sonu değerlendirme toplantısında buluştu, herkes düşüncelerini paylaştı.
III. Bazı yolcular şoförün hızlı gitmesinden rahatsızlandı,
yavaş gitmesi konusunda onu uyardı.
IV. Sevdiğimiz dizilere hiç kaçırmadan bakar, ailece seyretmekten büyük zevk alırdık.
V. Sorularıma yüzüme bakarak cevap vermekten kaçınıyor, konuyu değiştirmek istiyordu.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde altı
çizili sözler birbirine anlamca en yakındır?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde yansıma bir sözcük
kullanılmıştır?
A) Hazırlanıyor gibi, gökyüzü, ufuk, deniz
Bir sabah dökülecek baharların baharı
B) Bazan öyle yakın geçer ki kayan yıldızlar
Hâlini soruverecekler sanırsın
C) Parlak yıldızları yok, mehtabı yok bir gece
Gemiler geçecekmiş bu sessizlik bitince
D) Artık ayrılığın çekilmiyor acısı
Şarkıları dinmesin bu sonsuz denizin
E) Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun
Nadir duyabildiği taze bir heyecanla
5. (I) Koltuğuna oturup derin düşüncelere daldı. (II) Cebinde kalan son bozuk paralar aklına geldi. (III) Odanın
ortasındaki kırık sehpa gözüne ilişti. (IV) Onu eskiciye
verip çocuğunun istediği büyük oyuncak kamyonu alabilirdi. (V) Bu düşüncelerle gün ağarırken boş sokakta
eskicinin yolunu tuttu.
Yukarıda numaralanmış cümlelerde geçen altı çizili
sözcüklerden hangisi nitel anlamda kullanılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
6. Sözcüğün bir türün tamamı için kullanılmasına genel anlam; o türün sadece bir ya da birkaç örneğine işaret edecek şekilde kullanılmasına da özel anlam denir.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde “çocuk” sözcüğü özel anlamda kullanılmıştır?
A) Çocukların karınlarını, zihinlerini doyurduğumuz kadar ruhlarını da doyurmalıyız.
B) Çocukların nasihatten çok iyi örneğe ihtiyacı vardır.
C) Dünya üzerinde bir tek güzel çocuk vardır, bütün anneler de ona sahiptir.
D) Okuldan dönen çocuk, annesinin sürpriziyle karşılaşınca çok sevindi.
E) Çocuklar, göremeyeceğimiz bir zamana gönderdiğimiz canlı mesajlardır.
TÜRKÇE 22
Sınav Tadında FASİKÜL 1
7. Kara bulutlar yaklaşan fırtınanın habercisiydi âdeta.
Aşağıdakilerin hangisinde geçen “kara” sözcüğü bu
cümledekiyle sesteş (eşsesli) olarak kullanılmıştır?
A) Sınav tarihi yaklaşınca hepimiz kara kara düşünmeye
başladık.
B) Uzun süren deniz yolculuğundan sonra nihâyet kara
görünmüştü.
C) Zor anlarda yanında olan kişidir kara gün dostu arkadaş.
D) Bu kara haberi ona nasıl vereceğimizi bilmiyoruz.
E) Kara kalem çalışmalarını önümüzdeki günlerde sergileyecekmiş ünlü ressam.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansıma sözcük
kullanılmıştır?
A) Derenin kenarındaki yolu takip edip okula giderdik.
B) Şiddetli yağmurdan dolayı köylere ulaşım yapılamadı.
C) Güneşin doğmasıyla birlikte dallarda ötüşen kuşlar,-
sabahı müjdeliyordu.
D) Sokağın başındaki iş makinesinin gürültüsü mahalleliyi rahatsız etti.
E) Memleketten ayrılınca sevdiklerini bir daha görememişti.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır?
A) Konuşma sırasında sözünü ikide bir kesen gence
zor sabretti.
B) Kıyafetiyle bütünleştirdiği mavi fuları ona çok yakışmış.
C) Bitki örtüsü zengin olan bu yöre, fakir halka geçim
kaynağı olmuş.
D) Bu uzak dağ köyünde ulaşım hâlâ at arabalarıyla
sağlanıyor.
E) Kalabalığa karışmadan yolun diğer tarafından yürüdük.
10. Aşağıdaki dizelerde geçen altı çizili sözcüklerden
hangisi soyut anlamlı bir sözcük değildir?
A) Bir bahar şarkısı ahengini vermiş sesine
Saçların rüzgâra başkaldırıyor öylesine
B) Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu
Rüzgârların değildi bu musiki, bu hüzün
C) Mevsimlerin ömrünü yaşamıştı aşkımız.
Onu şimdi kaybettim ve şimdi sonbahardır
D) Kardır yağan üstümüze geceden
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden
E) Vuslata uzandıkça yana düştü kollarım
Dermanımı tüketip, dizimi çaldın gurbet
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler birbirine anlamca yakın değildir?
A) Küçük kardeşimin yaramazlığından herkes bıktı, özellikle annem ondan çok usandı.
B) Her insan başarılı olmayı istiyor ve bunu hayatının
sonuna kadar sürdürmeyi arzu ediyor.
C) Bu kasaba halkı yıllar önce birbirine küsmüş, herkes
basit bir sebepten dolayı gücenmiş.
D) Mutluluk, istediğinde ayağına gelmez,ona ulaşmak
için çoğu zaman sen gideceksin.
E) Küçük oğlunu çok sevmesine rağmen ona kırılmış,
ziyaretine gelmediği için çok darılmış.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüklerle ilgili olarak ayraç içinde verilen açıklama yanlıştır?
A) Önündeki kitabın sayfalarını büyük bir dikkatle çeviriyordu. (nitel anlamlı sözcük)
B) Kiralık daireyi gezdik fakat odalarını küçük bulduk.
(genelden özele doğru sıralama)
C) Bunca derdin bunca gamın yükünü tek başına omuzlayamazsın. (eş anlamlı-anlamdaş sözcük)
D) Krizde şirketini batmaktan kurtaramadı, şirket kısa
süre sonra iflas etti. (yakın anlamlı sözcük)
E) Babası onun gözlerindeki ışıltının her zaman farkındaydı. (yansıma sözcük)
1-B 2-E 3-B 4-E 5-A 6-D 7-B 8-D 9-C 10-A 11-D 12-E
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
23 TÜRKÇE
FASİKÜL 1
İkilemeler
Anlamı pekiştirmek, güzelleştirmek, çeşitli anlam ilgileri kurmak için oluşturulmuş söz gruplarıdır.
Türkçede ikilemeler arasına noktalama işareti konmaz.
İkilemeler değişik biçimlerde oluşturulur:
Aynı sözcüğün tekrar edilmesiyle (yineleme):
Örnekler
yavaş yavaş, ince ince, ağlaya ağlaya, birer birer, ağır ağır,
tek tek, koşa koşa, usul usul...
Kahvaltıda çayın yanında çıtır çıtır simit güzel gider.
Yalnız benim için bak yeşil yeşil.
Yolun iki tarafında da sıra sıra ağaçlar diziliydi.
Anlamdaş (eş anlamlı) sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
Örnekler
ses seda, kılık kıyafet, şan şöhret, sorgu sual, sağlık sıhhat...
Öğrenciler, ders çalıştığından sınıftan ses seda çıkmıyordu.
Arkadaşım kılık kıyafetine özen gösterirdi.
Yakın anlamlı sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
Örnekler
eş dost, börek çörek, doğru dürüst, delik deşik, ar namus...
Uzun bir yolculuktan sonra sağ salim köye varmıştık.
Çocuğun derli toplu bir odası vardı.
Etraftan biraz çalı çırpı toplayıp mangalı yaktık.
Karşıt (zıt) anlamlı sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
Örnekler
dost düşman, er geç, iyi kötü, düşe kalka, içli dışlı...
Bu projede az çok benim de katkım var.
Seninle görüşmeyeli aşağı yukarı beş yıl olmuş.
Arabamız çamurlu yolda bata çıka ilerliyordu.
Biri anlamlı, biri anlamsız sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
Örnekler
yırtık pırtık, bölük pörçük...
Küçük çocuğun üzerinde eski püskü bir palto vardı.
İnsanların ufak tefek kusurlarını hoş görmelisin.
Buraya gelirken eğri büğrü yollardan geçtik.
Anlamsız sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
Örnekler
eciş bücüş, abuk sabuk...
Evdeki bütün ıvır zıvır eşyayı eskiciye verdik.
Eften püften meselelerle arkadaşlarını meşgul etme.
Yansıma sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
Örnekler
gacır gucur, küt küt, tık tık...
Şırıl şırıl akan bir derenin yanında pikniğimizi yaptık.
Mangalda cızır cızır pişen etlerin kokusu herkesi acıktırmıştı.
Durum eki almış sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
Örnekler
baş başa, yıldan yıla...
Bu konuyu onunla yüz yüze görüştük.
Zor durumdaki işçi, elinde avucunda ne varsa satmıştı. BİZDEN NOT
O İkilemeler, sözcük türleri konusunu da ilgilendiriyor.
O İkileme hâlindeki sözcükler cümledeki kullanımlarına göre isim, sıfat veya zarf görevinde
olabilir.
O Sözcük türleri konusunda ayrıntıları inceleyebilirsiniz.
AKLINDA OLSUN
İkilemeler arasına hiçbir noktalama işareti getirilemez.
Anlamlı bir sözcükle “m” sesini alan başka bir sözcüğün
yan yana getirilmesiyle:
Örnekler
kitap mitap, ağaç mağaç...
Ben uzak muzak anlamam, hep beraber oraya gideceğiz.
Adam, eski kitapları bize verdi; para mara da istemedi.
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikilemeyi oluşturan sözcükler tek başlarına kullanılamaz?
A) Yalan yanlış bilgilerle doğru bir karar veremezsin.
B) Karşıdan güçlü kuvvetli görünüyordu.
C) Mırın kırın etme de olanları anlat.
D) Aradan aşağı yukarı on yıl geçti.
E) İngilizceyi şöyle böyle bilir.
Çözüm
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
TÜRKÇE 24
FASİKÜL 1
Deyimler
En az iki sözcükten oluşan, genellikle mecaz anlam taşıyan,
anlamca ve biçimce kalıplaşmış söz öbeklerine deyim denir.
Deyimler, genellikle mecaz anlamlıdır:
Örnekler
İpe un sermek: Geçersiz birtakım nedenler ileri sürerek istenilen işi yapmaktan kaçınmak
Ekmeğini taştan çıkarmak: Geçimini sağlamakta çok becerikli olmak, en zor koşullarda bile kazancını sağlamak
Akla karayı seçmek: Bir işi başarıncaya değin çok sıkıntı çekmek, güçlüklerle karşılaşmak
Bazı deyimler gerçek anlamlıdır:
Örnekler
iyi gün dostu olmak: sadece iyi günlerde görünmek
hem suçlu hem güçlü: gerçek suçlu kendi olduğu hâlde başkalarını suçlayan anlamında
özrü kabahatinden büyük: bir suç veya kabahat için özür dilerken daha büyük suç işleyen kimseler için söylenen bir söz
Bazı deyimler, aynı veya yakın anlamı karşılar:
Örnekler
baltayı taşa vurmak = çam devirmek = pot kırmak
farkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek
dünya başına yıkılmak = dünya gözüne zindan olmak
büyük bir karamsarlık ve umutsuzluk içinde olmak
oyuna gelmek = tuzağa düşmek
birileri tarafından hazırlanan kötü bir duruma uğramak
pişmiş aşa (soğuk) su katmak = bir çuval inciri berbat etmek düzelmekte olan bir durumu yersiz, yanlış davranışlarla bozmak
Yargı halinde bulunan deyimler vardır:
Örnekler
dostlar alışverişte görsün: gösteriş olsun, iş görüyor densin
(diye) anlamında kullanılan bir söz
Halep ordaysa arşın burda: bir iddia veya söz abartılı bulunduğunda kanıtını istemek için kullanılan bir söz
elini veren kolunu alamaz: kendisine iyilik yapıldığında devamını fazlasıyla isteyen kimseler için kullanılan bir söz
ayıkla pirincin taşını: bir işin pek karışık ve içinden çıkılmaz
durumda olduğunu anlatmak için kullanılan bir söz
armut piş ağzıma düş: bir işe emek harcamaksızın onun kendiliğinden olmasını bekleyenlerin durumunu anlatan bir söz
vur abalıya: bütün özverinin yumuşak huylu kişiye yüklenmesi, sessiz, güçsüz kişinin hırpalanması, hakkının çiğnenmesi
durumunda söylenen bir söz
2 - ÖĞRETEN SORU / 2018 MSÜ
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, altı çizili deyimin anlamı
parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A) Mahallede eski huzur kalmamıştı, herkes ondan şüpheleniyordu çünkü bazı olaylara adı karışmıştı. (kötü bir işle
ilgisi olduğu söylenmek)
B) Ailemizin en kararsız bireyi olan ağabeyim, İstanbul’a geldiğimizden beri dikiş tutturamadı. (sık sık yer ve iş değiştirmek)
C) İnsanoğlu, giriştiği her mücadelenin hakkını vermek ve
her mücadelede galebe çalmak amacında olmalıdır. (üstün gelmek, baskın çıkmak)
D) Yıllarca uğraşıp didindikten sonra bir baltaya sap olmayı
başardı. (bir işin gerçekleşmesine vesile olmak)
E) Gizliyi saklıyı sevmez, ona bir şey sorulduğunda eteğindeki taşları döker. (bütün bildiklerini açıklamak)
Çözüm
3 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili deyimin anlamı
parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A) Böyle bir işte çalışmaya herkesten çok can atıyordu. (şiddetle arzu etmek, çok istemek)
B) Artık sana yardım edemem, başının çaresine bak. (yardım almadan kendi işini kendi yapmak)
C) Yaşlı adam canının derdine düşmüştü, herkese bağırıyordu. (gücü tükenmek, bitkin bir duruma gelmek)
D) Ablasının anlattığı olaydan sonra iyice aklı karışmıştı. (ne
yapacağını bilememek, bocalamak)
E) Selim, tartışanların yanından hemen uzaklaştı, başını belaya sokmak istemedi. (kötü sonuçlar verecek bir duruma
düşmek)
Çözüm
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
25 TÜRKÇE
FASİKÜL 1
Atasözleri
Uzun deneyim ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş, genellikle mecaz anlamlı, kalıplaşmış, yargı bildiren özlü sözlerdir.
Atasözleri, genellikle mecaz anlam taşır:
Örnekler
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer: Bir olaydan gerekli dersi alan, sonra uyanık davranır.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez: Bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır.
Yuvarlanan taş yosun tutmaz: Sürekli olarak iş değiştiren bir
kimse başarı kazanamaz.
Bazı atasözleri gerçek anlamlıdır:
Son pişmanlık fayda vermez: İş işten geçtikten sonra pişman
olmanın yararı yoktur.
Dost ile ye, iç alışveriş etme: Alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu
bozabilir.
Güvenme varlığa, düşersin darlığa: Varlıklarına güvenerek ölçüsüz harcamalarda bulunanlar daha sonraları sıkıntıya düşebilirler.
Bazı atasözleri aynı veya yakın anlamlıdır:
Hazıra dağlar dayanmaz. = Sıcağa kar mı dayanır?
Sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir.
Körle yatan şaşı kalkar. = Topalla gezen, aksamak öğrenir.
Değersiz, kötü kimselerle ilişki kuranlar kötü huylar edinirler.
Yalnız taş, duvar olmaz. = Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
İnsan tek başına önemli bir işi başaramaz, başkalarıyla ilişki
kurmak, iş birliği yapmak zorundadır.
5 - ÖĞRETEN SORU
(I) Türk halk kültürünün önemli söz değerlerinden olan atasözlerinde genelgeçer özellik vardır. (II) Bazıları toplumsal ilişkiler hakkında fikir verir, görüş bildirir. (III) Bazıları da tabiat
olaylarının gündelik yaşam üzerindeki etkilerini anlatır. (IV) Yaşam tecrübesine dayanarak doğrudan öğüt veren atasözleri
de vardır. (V) Çift yargı taşıyan atasözlerinde ise yargıların birbirinin karşıtı olduğu görülür. (VI) Bir de genel durumların aksine temsilî veya mecazi anlatıma sahip olmayan atasözlerimiz vardır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki açıklamalara aşağıdaki atasözlerinden hangisi örnek olarak gösterilemez?
A) II. cümle: Komşuda pişer, bize de düşer.
B) III. cümle: Rüzgârlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın
uykusu…
C) IV. cümle: Çıkmadık candan umut kesilmez.
D) V. cümle: Sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz.
E) VI. cümle: Dağ başından duman eksik olmaz.
4 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
(I) Her atasözü bir genel kural, bir ilke niteliği taşır. (II) Bazı atasözleri sosyal ilişkiler üzerine görüş bildirir. (III) Bazı atasözleri
ise uzun gözlemlere dayanarak doğa olaylarının gündelik yaşam üzerindeki etkilerini anlatır. (IV) Tecrübelere veya mantığa
dayanarak doğrudan doğruya öğüt veren atasözleri de vardır.
(V) İki yargı taşıyan atasözlerinde ise yargılar arasında benzetme ilgisinden ziyade iki yargının birbirini tamamladığı veya
birbirine karşıt olduğu görülür. (VI) Bir de genelin aksine temsilî ve mecazi anlatıma sahip olmayan atasözlerimiz vardır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki açıklamalara aşağıdaki atasözlerinden hangisi örnek olarak gösterilemez?
A) II. cümle: Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
B) III. cümle: Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
C) IV. cümle: Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar.
D) V. cümle: Var evi kerem evi, yok evi verem evi.
E) VI. cümle: Besle kargayı oysun gözünü.
Çözüm
Çözüm AKLINDA OLSUN
Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Bir deyimin ya da atasözünün sözcükleri değiştirilip yerlerine -aynı anlamda da olsa - başka sözcükler konulamaz.
“Ayıkla pirincin taşını” deyimi, “ayıkla bulgurun taşını” biçiminde söylenemez.
“Gül dikensiz olmaz.” atasözü “Çiçek dikensiz olmaz.” şeklinde ifade edilemez.
Kalıplaşmış sözler, yanlış söylenirse bu durum anlatım bozukluğuna neden olur.
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
TÜRKÇE 26
FASİKÜL 1 PRATİK BİLGİ
Kinaye içeren yani hem gerçek hem mecaz anlam
taşıyan deyim ve atasözleri de vardır.
Tugay’ın ağır hasta olan amcası, az önce hayata
gözlerini yumdu.
Yukarıdaki cümlede yer alan “gözlerini yummak”
sözü hem gerçek anlamda gözlerin kapanması hem
de mecaz anlamda ölmeyi ifade etmektedir.
Dadaloğlu’m der ki belim büküldü
Gözümün cevheri yere döküldü
Yukarıdaki dizelerde “belim büküldü” deyiminde
belin bükülmesi gerçek anlamda kullanılabileceği
gibi,”güçsüz kalmak, bir iş yapamayacak duruma
düşmek anlamında mecaz olarak kullanılmıştır.
Mum dibine ışık vermez.
Yukarıdaki atasözünde gerçek anlamda mum dibine ışık vermeyebilir. Mecaz anlamda ise “durumu
iyi olan birinin yakınlarına faydası olamayacağı” ifade edilmiştir. Bu atasözü hem mecaz hem de gerçek anlamda kullanıldığı için kinaye örneğidir.
Bazı kinayeli atasözleri şunlardır:
İşleyen demir pas tutmaz.
Ateş düştüğü yeri yakar.
Taşıma su ile değirmen dönmez.
Ayağını yorganına göre uzat.
Hamama giren terler.
Damlaya damlaya göl olur.
Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
Kalıplaşmamış Söz Öbekleri (Söz Öbeklerinde
Anlam)
 Birden çok sözcükten oluşan ve anlamca bir durumu, kavramı, nesneyi yansıtan sözler, söz öbeklerini oluşturur.
 Dilimizde kalıplaşmış sözcük gruplarının (ikileme, deyim,
atasözü) dışında sözcüklere farklı anlamlar yüklenerek yeni sözcük grupları oluşturulabilir.
 Yaygınlaşmamış bu sözler, kullanıldıkları metinde özel bir
anlamı karşılar, iletilmek istenen yargıyı aktarır.
Örnekler
Usta ozanın şiirleri, yüreğinden ve aklından beslendiği için,
geniş kitlelerce beğenilmiştir.
Bu cümlede ana kavramlar “yürek” ve “akıl” sözcükleridir. “yürek ”sözcüğü “duygu”, “akıl” sözcüğü ise “düşünce” sözcüğüyle ilgilidir.
Buna göre altı çizili sözle, ozanın şiirlerini duygu ve düşünceleriyle oluşturduğu anlatılmak istenmektedir.
Ardahan Kalesi’nin yanı başındaki bu eski mahalle, kentin tarihsel çekirdeğini oluşturuyor.
Bu cümlede ana kavramlar “tarihsel” ve “çekirdek” sözcükleridir. “Tarihsel” sözcüğü “geçmiş”, “çekirdek” sözcüğü, “kaynaklık etmek” sözüyle ilgilidir.
Buna göre altı çizili sözle, sözü edilen eski mahallenin Ardahan’ın geçmişine kaynaklık ettiği anlatılmak istenmektedir.
 Bir yazınsal yapıtın değeri; dilin, el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar devşirmeye, anlatım olanaklarını ustaca kullanmaya bağlıdır. (Bir yapıtın değerli olabilmesi için daha
önce denenmemiş anlatım biçimleriyle oluşturulmasının
gerekliliği)
 Bu okulda öğrencilerin her şeyi dört işlem yoluyla değerlendirebilmeleri, yaşamları boyunca salt akıllarının buyruğuna uyarak davranmaları sağlanacaktır. (Duyguları önemsemeyip dışlama, düşünceyi önceleme)
BİZDEN NOT
O Söz yorumuyla ilgili sorularda ana kavramları
bulmak ve bunların karşılığını içeren anlamları
tespit etmek gerekir.
O Verilen cümledeki anahtar sözcükleri belirleyerek, söz öbeğinin öncesi ve sonrasını da dikkate alarak doğru cevaba ulaşabilirsiniz.
6 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
Kemalettin Tuğcu bizlere yoksulluğu, yaşamla savaşmayı, acımayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretti. Kahramanları hiç
yüzüstü, umarsız bırakmadı. Eserleriyle Tuğcu okurlarına bir
bakıma acı aşısı yaptı.
Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kitaplarıyla acılara, zorluklara göğüs germe becerisi kazandırmak
B) Yaşanan acıların okurla paylaşılarak azalmasını sağlamak
C) Odağına acıyı alarak kalemini edebî yönden güçlendirmek
D) Acıyla yoğrulmuş hayatların kendi yönünü bulacağını göstermek
E) Toplumun yaşadığı acıları yalın hâliyle eserlerine aktarabilmek
Çözüm
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
27 TÜRKÇE
FASİKÜL 1
8 - ÖĞRETEN SORU / 2019 AYT
Yeşil tasarım (zihinde canlandırılan biçim), insan ve çevre üzerindeki zararlı etkileri en aza indirgemeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Öncelikle binanın yapımından yıkımına kadar olan
zamanı kapsayacak (sınırları içine alacak) şekilde korunmasını hedefleyen genelgeçer (hemen herkesçe benimsenen)
kurallar koymak gerekiyor. Enerji kaynaklarını üst seviyede
değerlendirmeye (denetlemeye) olanak sağlayan uygulamalar; doğal, geri dönüşümlü (yeniden değerlendirilebilir nitelikte) ve zararlı olmayan malzeme kullanımıdır.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı
parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V
7 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
Sanatta etkilenme, kaçınılmaz gibi görünse de öykünme tasvip edilecek bir durum değildir. Sanatın gerçekliği bunu hiçbir surette mazur görmez; özgünlüğün yeniden üretimi şeklinde can bulur her defasında çünkü. Tersi bir durum onu kötürümleştirir.
Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayabilecek
bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Genç insanların, kişiliklerini oluştururken özellikle saygı
ve sevgi duydukları bir kişiliği taklit etme eğilimi göstermeleri olağandır.
B) Kitap okuma alışkanlıklarındaki benzerlikler, okuyucuların benzer kitaplardan aynı sonuçları çıkardıkları anlamına
gelmez.
C) Televizyon dizilerinin yapay kahramanları, hayatı tanımlama biçimleriyle ister istemez gerçek dünyanın bireyleri
üzerinde etki bırakıyor.
D) Futbolcu, sahada sahip olması gereken öz güven ve beceriyi ancak antrenörünün talimatlarına harfiyen uymasıyla kazanır.
E) Tarihsel bir olayı anlamlandırmak için başvurulan tarihin
tekerrürden ibaret olduğu anlayışı, günümüzde pek kabul görmüyor.
Ayraç İçindeki Sözle Uyumlu Olma
 Söz yorumuyla ilgili bazı metinlerde ayraç içinde verilen
sözcük ya da sözcük öbeğinin anlamca uyumlu olup olmadığının ayrımına varmak gerekir.
 Verilen metinlerde sözcükler arasındaki anlam ilişkisine,
anlatılmak istenenin ne olduğuna, sözcüklerin ayraç içindeki sözle uyumuna dikkat edilmelidir.
 Örnek sorular üzerinden anlatılanları somutlaştıralım.
Çözüm
Çözüm
Sözcük Anlamı - Söz Yorumu
TÜRKÇE 28
FASİKÜL 1
10 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Arkeogenetik, insanlığa dair geçmişi moleküler genetik teknikler ------ araştıran bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. Bazı
temel konular üzerindeki çalışmalar henüz sürmekteyse de
hızla ------ bir bilim dalı hâline gelmiştir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) yoluyla - değişken B) sayesinde - benimsenen
C) deneyerek - bilinen D) geliştirerek - sevilen
E) kullanarak - gelişen
11 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT
Bu roman, okuruna ilk bakışta çok keyfî, çok dağınık görünebilir. Yazar ---- yazmış gibi. Oysa bu dağınık görünüşlü malzeme ---- bir şekilde toplanmış ve yapısal bir bütün meydana
getirecek şekilde örülmüş.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) talep edileni - bilinçli
B) aklına geleni - titiz
C) akışın getirdiğini - ahenkli
D) kendinden bekleneni - tutarlı
E) uygun düşeni - aleni
12 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Dünya çapındaki bazı çevre sorunları, ---- ilkesine en açık kanıtları sunuyor. Karadeniz’in öbür tarafında, Kiev civarında kurulan nükleer reaktör, İzmir’deki çay tiryakisini neden ilgilendirsin? Ama ilgilendiriyor. Tropik ormanların tahribi, ozon tabakasının incelmesi ve sera etkisi ---- değil midir?
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) dünyanın değişimi - artık hemen hepimizin bildiği tehditler
B) doğanın bütünselliği - tüm dünya insanlarının ortak sorunu
C) evrenimizin hassaslığı - üzerine konuşulmaya değer konular
D) kelebek etkisi - Türkiye’de de karşılaştığımız problemler
E) hassas ayarlar - doğanın sonsuz cömertliğinin sonuçları
Boşluklara Sözcük Yerleştirme
 Söz yorumuyla ilgili bazı sorularda sizden verilen metinlerde boş bırakılan yerlere uygun sözcükleri getirmeniz istenir.
 Bu tip sorularda size verilen cümle ya da parçaları bütüncül bakış açısıyla ele almalısınız.
 Bu yaklaşım okuduğunuzu anlama, anladığınızı yorumlama ve doğru cevaba ulaşma konusunda size yardımcı olacaktır.
Çözüm
Çözüm
Çözüm
9 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Yüksel Pazarkaya, ülkemizde eşine az rastlanan (ender görülen) bir titizlikle, Rainer Maria Rilke’nin tüm şiirlerini toplam
on iki kitap hâlinde dilimize kazandırdı. Bu külliyat (toplu eserler), Rilke’nin yazın çalışmalarını içeren Kâmuran Şipal çevirileriyle birlikte değerlendirildiğinde (aynı kitapta toplandığında)
önemli bir kazanım niteliğinde. Çeviri eylemi, çoğu kez (genellikle), farklı kültürler arasında köprü kurmakla (bağ oluşturmakla) kalmıyor, yeni imgesel yorumların kapısını da aralayabiliyor.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı
parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V
Çözüm
29 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 1
1. Şehrin hemen her yerinde görülen manolya, dekorasyondan parfüme kadar ---- kullanılıyor. Kentte kahve keyfi
yapılabilecek ---- biri olan Özgürlük Meydanı ise yıl boyu
renkli etkinlikler ve sokak müzisyenleriyle şenleniyor.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) toplum yararına - çok özel mekânlardan
B) pek çok alanda - en iyi yerlerden
C) sınırlı bölümlerde - herkesin beğendiği bölgelerden
D) alışık olmayanlar tarafından - pek güzel manzaralardan
E) insanların sorunu için - geniş meydanlardan
2. Algoritma, bilgisayar programcılığının temelidir (en önemli
ögesidir). Mantığa dayalı bir düşünme ve çözüm üretme
(oluşturma) metodudur. Algoritmalar, özel durumlara çözüm sunmaz, genel çözümlerin işlem basamaklarını içerir. Problemin çözümü (Sorunun hâlledilmesi) için birden çok işlem basamağı ve sıralama yapılabilir. Ancak
işlem basamakları iyi belirlenmediğinde (açık ve kesin
olarak sınırlandırılmadığında) program çalışmaz, hata
verir ya da sonuç (amaç) hatalı olur.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V
3. I. Acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır.
II. Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.
III. Anasına bak, kızını al; kenarına bak, bezini al.
IV. Rüzgâra (karşı) tüküren, kendi yüzüne tükürür.
V. Beş parmağın beşi birbirine benzemez.
Yukarıdaki numaralanmış atasözlerinden hangileri
anlamca birbirinin karşıtıdır?
A) I ve III B) I ve V C) II ve III
D) III ve V E) IV ve V
4. Her romanında olduğu gibi bu romanda da kılı kırk yararcasına bir çalışma ortaya koymuş usta yazar.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledeki deyimle anlamca aynı doğrultuda bir deyim kullanılmıştır?
A) Dilin kemiğinin olmadığını dostluğumuza rağmen
bana söylediği kırıcı sözlerden anladım.
B) İki komşu tarla sahibi pireyi deve yapmakta ısrar
edince iş mahkemeye düştü.
C) Fabrikada çalışmak isteyenleri ince eleyip sık dokuyarak işe alıyorlar.
D) Burada hatırı sayılır kişilerden oluşan bir heyet oluşturup dargınları barıştırmaya gittiler.
E) Çocukların kavga ettiğini gören adam kılını bile kıpırdatmadan öylece seyretti.
5. Aşağıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangisi
karşıt (zıt) anlamlı sözcüklerin yan yana getirilmesiyle oluşturulmuştur?
A) Sahil boyu gördüğümüz irili ufaklı balıklar bizimle yarışıyormuş gibi yüzüyordu.
B) Kapıyı çalmadan paldır küldür içeri giren adama herkes tepki gösterdi.
C) İşten eve yorgun argın dönen ebeveynler çocuklarına yeterince ilgi gösteremiyor.
D) Kardeşim fazla abur cubur yemekten kilosuna dikkat edemiyor.
E) Babaannem, kılık kıyafetine dikkat eden eski bir İstanbul hanımefendisiydi.
6. Sanatçılar, halkın kullandığı dile, eserlerinde yer vererek
eserlerine yeni,birçoğunu dilin içinden çıkardıkları tatlar
katar. Bazen de yepyeni duygu ve düşüncelerle bizde
bambaşka zevkler uyandırarak dilin tadına varmamızı
sağlar.
Bu parçada geçen “dilin tadına varmak” sözü ile anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dili eserlerde çok iyi kullanmak
B) Dili başka dillerden ayırmak
C) Dil ile güzel yapıtlar yazmak
D) Dille kalıcı yapıtlar yazmak
E) Dilin güzelliğini fark ettirmek
TÜRKÇE 30
Pratik Test FASİKÜL 1
7. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde ad aktarması kullanılmıştır?
A) Ak koyunun kara kuzusu da olur.
B) Mum dibine ışık vermez.
C) Ağız yer, yüz utanır.
D) Armut dalının dibine düşer.
E) Ağaca dayanma kurur, adama dayanma ölür.
8. Edebiyatımızın gelişmesinde, bu günlere gelmesinde
eleştirmenlerin katkısı göz ardı edilemez.Yapıt hakkında
okura bakış açısı sunar. Yapıtla okur arasındaki mesafeyi kısaltır. Bu da okurun yapıttan edebî bir zevk almasını sağlar.
Bu parçada geçen “yapıtla okur arasındaki mesafeyi kısaltmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Yapıtları değerlendirerek sanatçılara yol göstermek
B) Yapıtın niteliklerini ortaya koyup okuyucuyla kitap
arasında köprü kurmak
C) Edebî değeri yüksek yapıtları ortaya çıkarmak
D) Okurun edebiyat zevkinin gelişmesini sağlamak
E) Yazarın bir yapıt oluştururken karşılaştığı zorlukları
anlatmak
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı biçimde oluşturulmuştur?
A) Sınıfa sonradan gelen öğrenci herkesle kısa zamanda
sıkı fıkı dost oldu.
B) Sofradaki yemeklerden azar azar tabağımıza aldık.
C) Yaşlı kadın, etrafında oynayan çocuklara söylene
söylene oradan ayrıldı.
D) Elleri titreye titreye sobaya son odun parçasını da
attı.
E) Bu doğa harikasını görmeye insanlar akın akın geliyordu.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme bir deyimin
içinde kullanılmamıştır?
A) Genç adam, ihtiyarın karşısında yine abuk sabuk konuşup ona rahatsızlık verdi.
B) Kardeş olmalarına rağmen taban tabana zıt düşüncelere sahiptiler.
C) Evin büyük oğlu, tası tarağı toplayıp üniversiteden
arkadaşının yanına yerleşmiş.
D) Para biriktirerek aldığı ayakkabılarını tepe tepe kullanacağını söyledi.
E) Şırıl şırıl akan dereye bakmak beni rahatlatıyor.
11.
Yukarıda numaralanmış deyimlerden hangisinin açıklaması yanlış verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Deyim Açıklaması
I. Gönül almak Kırılan, gücenen bir kimseyi
hoşnut etmek
II. Gönlünden kopmak Birine bir şey verme isteği
III. Gönül yapmak Bir şeyi yapmayı düşünmek
IV. Gönülden çıkarmak Anmaz ve sevmez olmak
V. Gönül kırmak Birini çok üzecek davranışta
bulunma
1-B 2-E 3-D 4-C 5-A 6-E 7-C 8-B 9-A 10-E 11-C 12-D
12. Aşağıdakilerin hangisinde atasözü ve açıklaması birbirine uymamaktadır?
Atasözü Açıklama
A) Al elmaya taş atan
çok olur.
Değerli kimselere sataşan
çok olur.
B) Al malın iyisini,
çekme kaygısını.
Malın iyisini alan, onu tasasız kullanır.
C) Demir tavında dövülür.
Her iş zamanında ve uygun
durumda yapılır.
D) Güneş balçıkla sıvanmaz.
Güneşsiz evde hastalık eksik olmaz.
E) Otu çek, köküne
bak.
Kişinin kimliğini öğrenmek
için soyunu sopunu bilmek
gerekir.
31 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 1
1. Roman, yalnız yaşayan bir kahraman üzerine kuruludur.
Kahraman evinde tek başına yaşarken kendi kendine
(başkasının yardımı olmadan) yabancı dil öğrenmeye
başlar. İngilizce, Almanca kitapları kendiliğinden okuyabildiğinin farkına varır. Sürekli kitaplarla boğuşması (uğraşması) arkadaşları arasında “Hoca” olarak anılmasına
(seslenilmesine) neden olur. Zamanla arkadaşlarından
kaçarak kabuğuna çekilir (dışarısıyla ilişkilerini keser) ve
okulda da yalnızlığı seçer (tercih eder).
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V
2. Modernist romanda birey, ---- ama sürekli büyüyen, karmaşıklaşan ve teknolojik araçlarla tıka basa dolu olan
kentte, tam tersine ----. Toplumsal yaşama ---- iç dünyasına çekilmiştir. Güçsüzleşmiş, edilgenleşmiş ve kendine güvenini de yitirmiştir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) yalnızdır - yaşam doludur - küserek
B) ön plandaydı - yalnızlaşmıştı - yabancılaşıp
C) önemliydi - arka plandadır - çıkmadan
D) sıra dışıydı - sıradandı - karışmayarak
E) bunalımlıdır - yaşam doludur - aldırmadan
5. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir ikilemeye yer verilmemiştir?
A) Başka bir çerçevedir, gitgide dünyâ artık
Daldığın mihveri, gittikçe sarar başka ziyâ
B) Gel tomurcuğum, gel nazlım, gel bulutum
Nisan dağlarından yağmur yağmur
C) Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer
Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler
D) Gözlerimin ucunda, kayboluşun gitmedi
Bana bakıp gülüşün, ciğerimde bitmedi
E) İçin için ağlarken hiç baktın mı gözüme
Yerlerde sürünürken güç kattın mı dizime
4. Çok genç yaşta yaptığı harika tablolarla usta ressamların
büyük beğenisini kazanmıştı. Gelecek vadeden ressam
olarak ilk sanat ödülüyle yeni bir başarıya imza atmıştı.
Ortalıkta görünmekten, tanınmaktan hoşlanmaz ancak
hayranlarıyla karşılaştığında onların bir dediğini iki etmezdi.
Tevazu, genç ressamın âdeta yaşam tarzıydı.
Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Sanatının zirvesinde olan, değerini olduğundan aşağı
göstermeye çalışan, büyüklenmeyen, engin gönüllü
bu sanatçıya hayran kaldım.
B) Ustalık dönemindeki yazarlar, eserlerinin oluşum sürecinde okurlarıyla daha çok içli dışlı olmaktan gocunmazlar.
C) Sanal kahramanların toplumsal mesajları, insanı önceleyen duruşları; gerçek yaşamda gençler üzerinde
etkili oluyor.
D) Bir işçi sahip olması gereken öz güven ve beceriyi,
işine kendini vererek onu benimseyerek kazanır.
E) İşverenlerin çalışanlarıyla aralarındaki mesafeyi kaldırmaları, emeğin gerçek değerini ortaya çıkaracaktır.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yerinde kullanılmamış bir deyim vardır?
A) Annem çalıştığı için evin bütün işini ablam çekip çevirirdi.
B) Babam mahallede hatırı sayılır, esnaflık yapan bir insandı.
C) Arkadaşının kütüphanesindeki kitaplara dikkatli bir
şekilde, uzun uzun göz attı.
D) Müdürün kendisini çok sevdiğini bildiği için bu yeni
işi çantada keklik görüyordu.
E) Babaannem oldukça sevimli, uysal, ağzı var dili yok
bir kadındı.
6. Dilimizde “kafa” sözcüğü ile ilgili birçok deyim vardır. Örneğin kafadan atmak; bir konu üzerinde inceleme yapmadan konuşmak, kafa dengi; davranışları, anlayışları
birbirine uymuş kimselerden her biri, kafa tutmak; karşı
gelmek, boyun eğmemek, kafası almamak; işleri karışık
hâle getirmek, kafasına koymak deyimi de bir şeyi yapmaya kararlı olmak anlamına gelir.
Bu parçada numaralanmış deyimlerden hangisi yanlış açıklanmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V
TÜRKÇE 32
Sınav Tadında FASİKÜL 1
7. I. Kaybolan koyunun kuyruğu büyük olur.
II. Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz.
III. Kaçan balık büyük olur.
IV. Ağaca dayanma kurur, adama dayanma ölür.
V. Kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez.
Yukarıdaki atasözlerinden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I ve III B) I ve IV C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V
8. Annesinin kendisine sürekli karışmasından bıktığını arkadaşlarına yana yakıla anlatıyordu.
Bu cümleye altı çizili sözün kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Onun boş sözlerine artık inanmadığımızı anladı.
B) Bu yıl kitap gelirlerinde önemli bir artışın olması bekleniyor.
C) Otobüs durağındaki kalabalık, otobüsün gelmesiyle
azaldı.
D) Gereksiz aydınlatmalar, elektrik israfına neden oluyor.
E) Komşumuz çocuklarının yaramazlıklarını sızlanarak
anlattı.
9. I. Yeni eve taşınınca annem eski püskü eşyaları kullanmak istemedi.
II. Yazarın yeni kitabı hakkında az çok bir araştırma yapmıştım.
III. Aramızdaki sorunu onunla er geç halledeceğimi düşünüyorum.
IV. Kapının arkasından içeridekilerin konuşmalarını yarım yamalak işittim.
V. Bizim köyün ilerisindeki mağaranın ağzını irili ufaklı
taşlar kapatmış.
Yukarıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangileri yapılışı bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) III ve IV E) III ve V
10. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi gerçek anlamıyla
kullanılmamıştır?
A) Dost bin ise az, düşman bir ise çoktur.
B) Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir.
C) Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.
D) Dost (akraba) ile ye, iç, alışveriş etme.
E) Bugünün işini yarına bırakma.
11. Yazar, toplumun bir parçasıdır ve kendini kesinlikle toplumdan ayrı düşünemez. Yaşamın içinden gelen bir kişi
olarak toplumun sorunlarını,sıkıntılarını gözlemler, yaşam denizine ipler sarkıtarak kovasını doldurur ve yapıtlarını oluşturur.
Bu cümlede “yaşam denizine ipler sarkıtarak kovasını
doldurmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yapıtlarının içeriğini yaşamın içinden seçmek
B) Yapıtlarını oluştururken kendini toplumun dışında
görmek
C) Yapıtlarını kişisel yaşamı üzerine kurgulamak
D) Yapıtlarını halkın diliyle oluşturmak
E) Yapıtlarında toplumun yaralarına çözümler sunmak
12. Bazen bir işi düzelteyim, bir iyilik yapayım diye düşünürüz fakat istemeden büsbütün bozup zarar verebiliyoruz. İltifat edeyim derken karşısındakini gülünç duruma
sokmak, saygı göstereyim derken aşağılamak gibi. Tamamen iyi niyete bağlı bu tür hatalar için dilimizde “...”
deyimi kullanılır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden hangisi getirilebilir?
A) kaşıkla yedirip sapıyla göz çıkarmak
B) üstüne tuz biber ekmek
C) saman altından su yürütmek
D) ulu orta söz söylemek
E) kaş yapayım derken göz çıkarmak
1-C 2-B 3-C 4-A 5-D 6-D 7-A 8-E 9-B 10-C 11-A 12-E
2. ÜNİTE
FASİKÜL 2
1 TÜRKÇE
Cümle Anlamı - Kavramlar
Cümle Anlamı - Kavramlar
Nesnel Anlam (Nesnellik)
Kişiden kişiye değişmeyen, herkes için geçerliliği aynı olan,
kanıtlanabilir nitelik taşıyan yargılardır.
Örnekler
 Eylülde bazı ağaçlar yapraklarını döker.
 Beş perdeden oluşan son oyununda yazar, aile bireyleri
arasındaki sorunları anlatıyor.
 Bu işletmenin gelirleri geçen yıla oranla yüzde 50 artmış.
Yukarıdaki cümleler, doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanabilecek yargılardan oluştuğu için nesnel nitelik taşımaktadır.
Öznel Anlam (Öznellik)
Kişiden kişiye değişkenlik gösteren, kanıtlanabilir nitelikte olmayan yargılardır.
Örnekler
 Vatan ve bayrak şiirleri, öğrencileri çok heyecanlandırmıştı.
 Ayvalık, Balıkesir’in denize kıyısı olan şirin ve sakin bir ilçesidir.
 Bilim insanları bitkiler üzerinde yaptıkları incelemelerde
ilginç bulgulara ulaştılar.
Yukarıdaki cümlelerde, kişisellik ve yorum söz konusudur.
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) “Haldizen 12 km, Balıklıgöl 17 km” yazan tabelayı geçeli
yarım saat oldu. (II) Sağımda köpürerek akan bir dere; ceviz,
kestane, ladin, kayın ve göknar ağaçlarından oluşan yeşil bir
orman örtüsüyle çevrili vadi uzanıyor. (III) Her dönemeçte
başka bir dere, köpüren sulara karışıyor. (IV) Bazen küçük bazen de büyük şelaleler oluşturarak Haldizen Deresi’yle bütünleşiyor sular. (V) Giderek alışıldık bir görüntü olup çıkıyor çağlayanlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznel
bir yargıya yer verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Hızla gelişen bilgisayar teknolojisinin özellikle mekân tasarlama konusunda sinemaya olan katkısı giderek doğal sayılıyor. (II) Örneğin, 2000 yılında gösterilen Gladyatör adlı filmdeki tarihsel mekânların oluşturulmasında bilgisayar teknolojisinden bol bol yararlanıldı. (III) Böylece, Antik Roma’nın Colosseum’u bilgisayarda yeniden oluşturuldu ve burada birkaç
yüz kişilik kalabalık, binlerce kişilik görkemli bir kalabalığa dönüştürüldü. (IV) 2001’de gösterilen Pearl Harbour filminde
eski fotoğraflar kullanılarak limanın 50 yıl önceki görüntüsü
elde edildi. (V) 145 milyon dolara mal olan bu filmde, bir hava
saldırısının tümüyle bilgisayarda tasarlanması için gerekli harcamadan kaçınılmadı ve büyük ölçüde gerçek izlenimi veren
görüntüler oluşturuldu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde nesnellik söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V PRATİK BİLGİ
Sınavlarda nesnellik - öznellik odaklı “kişisel görüşlere yer verme”, “yorumlamaya yer verme”, “kanıtlanabilirlik açısından farklı olma”, “yan tutmama”, “duygulara yer verme” gibi soru tiplerine yer
verilmektedir.
Çözüm
Çözüm
TÜRKÇE 2
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
3 - ÖĞRETEN SORU
(I) Ozanın, şiirlerine yönelik yazılanlara verdiği cevaplar, en
değerli eleştiri örnekleri arasındadır. (II) Ozan, niteliği yüksek
bu cevaplarda seviyesini korumayı bilmiştir. (III) Roman, tiyatro, eleştiri, makale ve biyografi türlerinde eserler veren sanatçının gezi yazıları da bir dergide yayımlandı. (IV) Dikkatli
ve duyarlı bir gözlemle anlattığı, hatıra ve kültür zenginliği barındıran gezi yazıları, okurda anlatılan yerleri gezme isteği
uyandıracak niteliktedir. (V) Ozan, gezdiği yerlerin önemli yanlarını ustaca kaleme almıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yorum
söz konusu değildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Aşağıdaki yargılardan hangisi kişisel düşünce içermemektedir?
A) Engin denizlerde, dünyanın gürültüsünden patırtısından
uzak, düşsel bir adanın şiiriyle büyülenmemiş insan sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.
B) İnsanoğlu yüzyıllardır mutluluk, dirlik, düzenlik, ölümsüzlük yönündeki özlemlerini çoğunlukla uzak bir ada görüntüsüyle dile getirmeyi seçmiştir.
C) Kendini ıssız bir adada en çetin güçlüklerle karşı karşıya
düşünen, parklarda Robinsonculuk oynayan çocuklar
bugün de var.
D) Bir edebiyat yapıtında anlatılan olayın yeri olarak değerlendirilen ada, yalnızlığın sembolü olmasıyla coğrafyacının veya haritacının adasından farklıdır.
E) Coğrafyacı açısından ada; konumu, yüzey şekilleri, yüz
ölçümü, nüfusu ve iklimi incelenecek her yanı suyla çevrili bir kara parçasıdır.
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerden hangisi, kanıtlanabilirlik açısından
ötekilerden farklı bir nitelik taşımaktadır?
A) Bu sanatçının resimleri, duygu ve düşünceyi görselliğe
dönüştüren tutarlı bir üslubun ürünüdür.
B) Sanatçı kendine özgü çağdaşlık anlayışını ve eleştirel tavrını bu dizide de sürdürüyor.
C) Sanatçı, bu resimlerinde gerçekleri, değişik yorum ve
çağrışımlara açık biçimde vurguluyor.
D) Sanatçının son resimleri insanı etkileyen ve duygulandıran bir anlatımla inceden inceye işlenmiştir.
E) Sanatçının sarı ve yeşil renkleri ağırlıklı olarak kullandığı
kırsal kesim resimlerinde, çalışan köylüler görülüyor.
AKLINDA OLSUN
Nesnel anlatımda söylenenler, kanıtlanabilme özelliğine sahiptir; kişisel duygu ve düşünceler yer almaz.
O Nesnel ifadeler genel kanı niteliği taşır, belgeye dayanır, somut verileri yansıtır.
O Öznel yargılar kişisel duygu, düşünce ve yorumlar içerir.
O Öznel anlatım, belgeye dayanmaz, somut verileri yansıtmaz, kanıtlanabilmesi mümkün değildir.
Çözüm
Çözüm
Çözüm
3 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imgeleriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşılaştığı insanlık durumlarına yeni
duygu ve anlamlar yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III)
Şiirlerini oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kırmıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin yerleşik
söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan kaçınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirlerinin çoğunda, çok anlamlı
sözcükler kullanarak değişik çağrışımlar uyandırmıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Yapıtlarını okuduğum gençler şunu bilmelidir: Değerlendirmelerimde, vardığım yargılarda, dostluğun arkadaşlığın en küçük bir payı yoktur. (II) Benim bu tutumum karşısında, “Gençleri umutsuzluğa düşürmemek, yüreklendirmek gerekir.” diyenler var. (III) Oysa benim ölçütlerim değişken bir nitelik taşır. (IV)
Yazdıklarımın hiçbiri bir düşünceye bağlanmanın ya da ortak
bir görüşü savunmanın ürünü değildir. (V) İncelediğim ürünler
arasında farklı dünya görüşlerini yansıtanlar var. (VI) Ben bu
ürünlerin duygularımı etkileyen yönlerini savunuyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yan
tutmama söz konusudur?
A) I ve IV B) II ve V C) II ve VI
D) III ve V E) IV ve VI.
Üslup (Biçem)
Bir yazarın eserlerinde dili kullanma yöntemine, söyleyiş biçimine, içeriği anlatış tarzına üslup denir.
Örnekler
 Sanatçı, her romanında içten bir söyleyişle okurlarını derinden etkiliyor.
 Kısa ve devrik cümlelerle, canlı betimlemelerle öykülerini
oluşturan yazar, gezi yazılarında daha uzun cümleler kullanıyor.
 Günlük hayatta pek rastlamayan sözcüklere şiirlerinde sıkça yer veren şairin bu tutumu, okurlar tarafından benimsenmiyor.
Yukarıdaki cümlelerde renkli bölümler üslupla ilgilidir.
İçerik (Konu)
Bir sanat eserinin ne anlattığı, ne(y)den söz ettiği ile ilgili olan
yargılardır. “Eserde ne anlatılıyor?” sorusu içeriğin veya konunun cevabıdır.
Örnekler
 Kemal Tahir’in Yorgun Savaşçı adlı romanı, Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatıyor.
 Ünlü yazar, şiirlerinde doğa ve insan sevgisini işliyor.
 Bu öyküde kenar mahallelerde yaşayan fakir insanların başından geçenler ele alınmış.
Yukarıdaki cümlelerde renkli bölümler içerikle ilgilidir.
Çözüm
Çözüm
TÜRKÇE 4
FASİKÜL 2
Eleştiri (Tenkit)
Herhangi bir sanatçının veya eserin olumlu ya da olumsuz
yönlerinin ortaya konmasıdır. Eleştiri, sadece yapıt ve sanatçıyla ilgili değil, her konuda olabilir.
Örnekler
 Romandaki akıcı üslup, romanın okurlar tarafından kolaylıkla okunmasını sağlıyor. (Olumlu eleştiri)
 Eserdeki gereksiz söz oyunları, şiirsel anlatımı yer yer etkiliyor. (Olumsuz eleştiri)
 Genç şairin şiirlerinde kullandığı imgeler, deneyimli şairlerin imgelerinin taklidi gibi görünüyor. (Olumsuz eleştiri)
 Yüzeysel bilgilere dayanarak yaptığı ruh bilimsel çözümlemeler, yapıtının inandırıcılığını büyük ölçüde azaltıyor.
(Olumsuz eleştiri)
9 - ÖĞRETEN SORU
(I) Usta ozan, eserlerinde halkın konuştuğu günlük dili üstün
bir başarıyla kullanmıştır. (II) Anlatımında ağır, süslü söylemden, yapmacıklıklardan, gereksiz söz oyunlarından kaçınmıştır. (III) Genellikle kısa cümlelerle ve klasik denebilecek kadar
sade aynı zamanda kıvrak bir söyleyişle yazmıştır. (IV) Şiir kitaplarında sıcak bir biçemle oluşturduğu iyi - kötü, güzel - çirkin nitelikli sevgili tiplerini yanınızda gibi hissedersiniz. (V) Son
kitabında on kıtadan oluşan şiiriyle kendi hayatından değinilere yer vermiştir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde üslupla ilgili bir özelliğe değinilmemiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde üslupla ilgili bir özelliğe
değinilmemiştir?
A) Sağlam bir roman tekniğinin yanı sıra canlı, en az sözcükle çok şey anlatmayı amaçlayan, yoğun bir anlatımı
vardı.
B) Şiirlerindeki, okurun değişik duygularını etkileyen imgeleri, sıradan sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek oluştururdu.
C) Yapıtlarındaki karakterler, halk arasından seçilmiş, zengin bir duygu dünyası olmayan, tek boyutlu kişilerdi.
D) Şiirlerini oluştururken sözcükleri, ses, anlam ve çağrışım
yönünden sıkı bir değerlendirmeden geçirerek kullanırdı.
E) Betimlemelerinde gözlem gücü ağır basar, özentili ve
coşkulu bir söyleyişten özellikle kaçınırdı.
BENDEN UYARMASI
Bir cümlede sözcük, sözcük seçimi, cümle yapısı,
söyleyiş ve dil gibi sözlerden biri veya birkaçı bulunursa o cümle üslup özelliği gösterir.
Çözüm
Cümle Anlamı - Kavramlar
5 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Öz eleştiri
Kişinin, kendi tutum ve davranışlarına yönelik ortaya koyduğu
olumsuz eleştirilerdir.
Eserlerimi zamanında sadeleştiremediğim için birçok
kendine yönelik olumsuz eleştiri
okurumu kaybettim.
10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Mario Giordano’nun Deney adlı romanı ilk kez dilimize çevrilmesine karşın sinemaseverler bu isme yabancı değil. (II)
Deney önce Das Experiment, ardından da The Experiment
adlarıyla iki kez sinemaya uyarlanmıştı. (III) Bu uyarlamalar,
romanı kadar başarılı değilse de ilki Alman, ikincisi Amerikan
yapımı olan her iki film de seyircilerin ilgisini çekmişti. (IV)
Doğrusunu söylemek gerekirse hikâyesi o kadar etkileyici ve
sinemaya uyarlamaya o kadar elverişli ki bu filmlerin ilgi çekmemesi için yönetmenlerin özel bir beceriksizlik göstermeleri
gerekliydi. (V) Çünkü Deney, otorite ve güç arasındaki ilişkiyi,
iktidarın doğasını ve büyüsünü, hapishanenin işlevini, sonuç
olarak da insanın karanlık yanlarını sorgulayan bir roman.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde hem
olumlu hem de olumsuz bir eleştiri söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişinin kendisine yönelik eleştirisi daha ağır basmaktadır?
A) O yıllarda İstanbul’a göçenlerin sayısı arttıkça kenti sıkıcı
bulur, oradan kaçıp kurtulmanın yollarını arardım.
B) O yaşlarda, kadınla erkeği karşı karşıya getiren filmleri
daha çok severdim.
C) Sinema salonunun loşluğunda koltuğa gömüldüm mü
günlük sıkıntılarımdan sıyrılır, hayallere dalardım.
D) Bugün artık hoşlanmadığım kaçma kovalama eylemleri
üzerine kurulu romanları, o günlerde severek okurdum.
E) O zamanlar, içinde bulunduğum koşulları değerlendiremediğim için çok yakınımda olan mutluluğu göremez,
onu çok uzaklarda arardım.
Çözüm
Çözüm
Çözüm
Değerlendirme
Herhangi bir eserle ilgili kişisel görüşlerin belirtildiği yargılardır.
Örnek
Deneyimli yazar, son romanındaki canlı doğa betimlemeleriyle okurları etkilemeyi başarıyor.
Bu cümlede incelenen bir eserle (romanla) ilgili olarak kişisel
düşünce belirtiliyor.
12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, Fethi
Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk romanı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık elli yıl geçti. (II) Bu
romanda olaylar, bir ağustos günü başlar ve radyodan İkinci
Dünya Savaşı’nın başladığını haber veren bir anonsla biter.
(III) Her ne kadar ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve kavuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun,
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Huzur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye benzer bir etki
yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi can sıkıcı taşranın romanı değildir. Huzur; tam tersine çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğaziçi’nin romanıdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde değerlendirme söz konusu değildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V PRATİK BİLGİ
O Belli bir eser veya sanatçıdan söz etmeyen genel yargılar, değerlendirme değildir.
Örnek
Sanatçı, yaşadığı topluma yapıtlarıyla yön vermelidir.
Şiir, insanları yaşamın sıkıntısından uzaklaştırır.
O Değerlendirme, öznellik esaslı herhangi bir sanat
eserinin incelenmesi şeklinde de açıklanabilir.
Cümle Anlamı - Kavramlar
TÜRKÇE 6
FASİKÜL 2
14 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “değerlendirme” söz konusudur?
A) Kimi sanatçılar duygularını dile getirmek için, kimileri de
kusursuz eserler yaratmak için yazarlar.
B) Romancı, gerçekleri düş gücüyle yeniden biçimlendiren
kişidir.
C) Bir eserin değerinin, konusundan çok, üslubuna bağlı olduğunu her zaman söylerim.
D) Bu romandaki kişilerin birbiriyle ilişkisi üzerine birçok inceleme yapılmıştır.
E) Bu eserde, konu gerçek yaşamdan alınmış, kişiler karakterlerine uygun biçimde konuşturulmuştur.
Çözüm
Tanım
Bir kavramın veya varlığın ne olduğunu açıklayan yargılardır.
“Bu nedir?” sorusunun cevabı tanım kavramını buldurur.
Günlük, kişinin başından geçenleri günü gününe kaleme aldığı yazınsal türdür.
SORU: 14 / ÖSYM
Aşağıdakilerden hangisi bir “tanım” cümlesidir?
A) Lirik şiir, akıldan çok düş gücüne, düşünceden çok duyguya yaslanır.
B) Lirik şiirde, aşkın her türlü görünüşü, bütün yönleriyle dile
getirilir.
C) Lirik şiirde şair, sözcükleri seçerken, onların ses ve görüntü gücünü göz önünde tutar.
D) Lirik şiir, duyguların, çok etkili ve coşkulu bir biçimde dile
getirildiği şiir türüdür.
E) Lirik şiirde yıllar yılı, aşk, ölüm, din gibi belirli temalar işlenmiştir.
Çözüm
15 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Bilinç akışı yöntemi, öykü ve romanlarda karakterlerin, geçmişe ve bugüne ilişkin duygu, düşünce ve anılarının aktarımında kullanılan bir tekniktir. (II) Söz konusu duygu ve düşüncelerin hiçbir denetim ya da sınırlama olmaksızın, olanca doğallığıyla aktarılması, anlatıyı zenginleştirir. (III) Bu teknikle yazar, okura kendi duygularını anlayabilme olanağı sunar. (IV)
Bir başka anlatımla okurun, gerçeği farklı boyutlarda görmesini sağlar. (V) Böylece yazar, yüzeysel olanın anlatımıyla yetinmeyerek, yarattığı kahramanların iç dünyalarını da yansıttığı için anlatımına derinlik kazandırmış olur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi tanımsal
bir nitelik taşımaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V BİZDEN NOT
Varlıkların ya da kavramların özelliklerinin verilmesi
tanım değildir.
Örnek
Şiir, okurlara haz vererek onları rahatlatmalıdır.
Deneme, sözcüklere yön veren yazarlarca kaleme
alınmalıdır.
Çözüm
Karşılaştırma
Birden fazla varlığın ya da kavramın türlü yönleriyle kıyaslanmasından oluşan yargılardır.
Örnek
Gözlerimi bir an olsun ayıramadığım bu kitap şu ana kadar
okuduklarımın en iyisiydi.
Bu cümlede sözü edilen “kitap” ile “şu ana kadar okuduklarım (okuduğum kitaplar) ”arasında “iyi olma” yönüyle karşılaştırma yapılmıştır.
Cümle Anlamı - Kavramlar
7 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
16 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Roman yazarken konuşmalara yer vermek çoğunlukla kaçınılmazdır. (II) Hatta salt konuşmalardan oluşan romanlar bile
vardır. (III) Bu romanlarda herhalde amaç, tip yaratmaktır.
(IV) İki satırlık bir konuşma, bir karakteri on sayfalık bir betimlemeden daha başarılı bir biçimde çizebilir. (V) Bunun başarılı örneklerine M.Ş. Esendal’ın Ayaşlı ve Kiracıları adlı yapıtında rastlıyoruz.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “karşılaştırma” yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
17 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Bu söyleşimiz sırasında bana yönelttiğiniz sorular düşüncelerimi gözden geçirme olanağı sağlıyor. (II) Ne yapıyorum,
nasıl yapıyorum sorularını yanıtlamak gerçekten kolay değil.
(III) Çünkü ne yaptığımız, nasıl yaptığımız üzerinde, yazarken
daha az, yazdıktan sonra daha çok düşünürüz. (IV) Aslında
yazı ustalığı uzun, çok uzun yıllardan sonra kazanılan bir beceridir. (V) Bu beceri sürekli bir gelişim gösterir.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
karşılaştırma söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V BENDEN UYARMASI
O Karşılaştırma bildiren cümlelerde “gibi, kadar, daha, en, ise, oysa, göre vb.” sözcükler kullanılır.
O Kıyas esas alınmadan birden fazla varlığın özelliklerinin aynı cümlede verilmesi, karşılaştırma değildir.
Örnek
Bir tarafta başı karlı dağlar, bir tarafta masmavi deniz vardı.
Yukarıdaki cümlede birden fazla varlık olmasına rağmen karşılaştırma yönü yoktur. Bu nedenle cümle,
karşılaştırma bildirmemektedir.
Çözüm
Çözüm
18 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Antakya’daki kazılarda Geç Hitit Dönemi’ne ait olduğu düşünülen kalıntılar ortaya çıkarıldı. (II) Buluntular arasında eşsiz, anıtsal boyutlarda bir insan figürüyle kabartmalı bir sütun
altlığı yer alıyor. (III) Bazalttan yapılan her iki eserin de kaleye
girişi sağlayan yapı kompleksi boyunca uzanan, yüzeyi taş
döşeli koridorun altına gömüldüğü düşünülüyor. (IV) Bel hizasının hemen üstünden baş kısmına kadar olan yüksekliği
1,5 metreye ulaşan figür, dik duran bir insanı canlandırıyor.
(V) Toplam boyu, büyük olasılıkla 3,5 - 4 metreyi bulan sakallı
erkek figürünün, gözleri siyah ve beyaz taşlardan yapılmış.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde betimleyici ögelere yer verilmemiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Betimleme
Bir varlığı, durumu, kişiyi sözle veya yazıyla niteliklerini ortaya
koyarak anlatmayı, göz önünde canlandırmayı amaçlayan
cümlelerdir.
Örnek
İri gövdeli ağacın altında şarkı söyleyen küçük kızın, sapsarı
saçları, gece mavisi gözleri vardı AKLINDA OLSUN
Betimleme sözcüklerle resim yapma sanatıdır.
Bundan dolayı betimleme cümlelerinde özellikle niteleme sıfatlarından sıkça yararlanılır.
BİZDEN NOT
Tanım, karşılaştırma ve betimleme kavramları, anlatım biçimleri ve düşünceyi geliştirme yöntemi konusunu da ilgilendirmektedir.
Bu kavramlar, parçanın anlatımıyla ilgili soru tiplerinde sıklıkla sorulmaktadır.
Çözüm
Cümle Anlamı - Kavramlar
TÜRKÇE 8
FASİKÜL 2
Etkinlik
1. Dizelerini oluştururken kelimelerin, sese
dayalı uyumunda değil, anlamsal
uyumunda titizlenmiş.
2. Emekli olduktan sonra insanımızın
toplumsal gerçeklerini ortaya koyan
yazılara odaklandı.
3. Buluntular arasında eşsiz, anıtsal
boyutlarda bir insan figürüyle kabartmalı
bir sütun altlığı yer alıyor.
4. Geçmişte, havadaki karbondioksit miktarını
azalttığı için okyanusların atmosferdeki karbondioksiti
emmesinin çevre için olumlu olduğu düşünülüyordu.
5. Özellikle 1988 yılında kaleme aldığı,
onlarca dile çevrilen ''Zamanın Kısa
Tarihi'' adlı eser oldukça etkileyiciydi.
6. Yazarın, İsanbul’un tarihî mekânlarını
anlatırken görsellerden yararlanması
eserine zenginlik katmış.
7. Söyleyeceklerini karşıdakinin
incineceğini düşünmeden dile getirene
görgüsüz denir.
8. Bu yazarın öyküleri, konu kadar gözlem
ve ayrıntı çeşitliliği yönünden de zengindir.
9. Bu romanımda dil ve anlatıma daha
fazla özen göstermeliydim.
10. Dergi de tıpkı gazete gibi, hem bireysel
hem toplumsal bir iletişim aracıdır.
DEĞERLENDİRME
ÖZ ELEŞTİRİ
ÜSLUP (BİÇEM)
KARŞILAŞTIRMA
BETİMLEME
TANIM
İÇERİK (KONU)
NESNELLİK
ÖZNELLİK
ELEŞTİRİ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Etkinlik 1
Aşağıdaki tabloda verilen cümlelerin anlamını karşılayan kavramlara ait numaraları boş
bırakılan yerlere yazınız.
Cümle Anlamı - Kavramlar
9 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 2
1. (I) Mehmet Kaplan, edebiyatımızda önemli bir yere sahip araştırma - inceleme yazarıdır.(II) O, başarılı metin
analizleri yapmasıyla edebiyatımıza bir yenilik getirmiştir. (III) Şiirler, hikâyeler ve tipler üstündeki tahlil çalışmaları ile birçok araştırmacıya örnek olmuştur. (IV) Deneme,
makale, eleştiri ve inceleme yazıları ile bu toprakların yetiştirdiği en büyük profesörlerdendir. (V) Kaplan’ın bulabildiğim bütün yazılarını topladığım bu kitap, yazınımızda
büyük bir boşluğu dolduracaktır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
“nesnel” bir yargı söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2. (I) Yakup Kadri, Milli Edebiyat akımı içinde yer almış
önemli yazarlarımızdan biridir. (II) Hikâye, anı, mensur
şiir, makale, deneme türlerinde eser veren sanatçı daha
çok romanlarıyla tanınmıştır. (III) Güçlü bir gözleme dayalı yazdığı eserlerinde realizm akımının izleri görülür.
(IV) Tezli roman düşüncesini getirerek bu alanda yenilik
yapmıştır. (V) Okun Ucundan ve Erenlerin Bağından adlı
yapıtlarında mensur şiirleri yer alır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
karşılaştırma yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
3. (I) Serbest bir hava kütlesinde toplanmış, gözle görülebilir su damlacıkları kümesidir bulutlar. (II) Bulutlar, güneşin sıcaklığıyla havada yükselmeye başlar. (III) Yükseldikçe daha soğuk hava tabakalarına rastlar. (IV) Böylece su buharı, küçük su damlacıkları hâline gelir. (V) Bulutların havada kalmalarını, düşme hızlarının az olması
sağlar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi bir
tanım cümlesidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. (I) Yazar, yeni öyküsünü betimlemelerden yaralanarak
sağlam bir anlatım tekniğiyle kaleme almış. (II) Geleneksel köy yaşamından kesitler sunduğu bu öyküsünde,dili
de alışılmışlıktan uzak. (III) Kimi kez kısacık bir sözle, bir
cümlenin görevini yerine getirmiş. (IV) Kimi zaman da
oldukça uzun ve düzgün cümleler kullanmış. (V) Bunun
yanında konuyla anlatımın uyum içinde olması da öyküye ayrı bir çekicilik kazandırmış.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sözü edilen öykünün içeriğiyle ilgili bilgi verilmektedir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
5. (I) Kapalı Çarşı, üzeri dam ve kubbelerle örtülü dükkanların çevrelendiği tarihî bir alışveriş meydanıdır. (II) Her
ne kadar karmaşık bir görüntü izlenimi verse de aslında
tam bir düzenin işlediği yapıdadır. (III) Büyüklüğü ile hayrete düşüren Cevahir Bedesten’de küçük el sanatları ile
uğraşan esnafın ve sanatsal süslemeler yapan kişilerin
küçük dükkanları vardır.(IV) Eski canlılıklarını yitirmeden
çalışmalarına devam eden esnaflar, sanatsal işlerinin
yanı sıra sıcak ve hoş sohbet konuşmalarıyla da sizi
mutlu edecektir. (V) Burada günün yorgunluğunu üzerinizden atmanıza yardımcı olacak bol köpüklü enfes
Türk kahvesi içmeden gidilmez.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi, kanıtlanabilirlik açısından ötekilerden farklı bir nitelik
taşımaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
6. Aşağıdakilerin hangisinde, kişinin iç dünyasına yönelik betimleme daha ağır basmaktadır?
A) Köyün üzerini örten kara bulutlar gitmiş, yerini masmavi gökyüzüne bırakmıştı.
B) Parkın içinde, yaz kış yeşilliğini koruyan elliye yakın
büyük çam ağacı vardı.
C) Bir buket sümbül toplamak için yüksekliğiyle insanı
korkutan kayalara tırmanmak, onun için doyulmaz
bir zevkti.
D) Çınarın serin gölgesinde oturan yaşlı adam, yanındakine eliyle karşı yamaçları gösteriyordu.
E) Bu sahile geldiğinde sanki yılların yorgunluğunu,
hüznünü hisseder, zaman zaman da güzel anılarını
tekrar yaşıyor gibi olurdu.
1-C 2-B 3-A 4-B 5-A 6-E
TÜRKÇE 10
Pratik Test FASİKÜL 2
3. (I) Şairin Gurbet adlı duygusal şiirinin bütün dizelerinde,
doğup büyüdüğü yerlerin hasreti kokuyor. (II) Genç şair,
gurbet şiirlerini Fransa’da bulunduğu yıllarda memleket
özlemini duyduğu zamanda yazar. (III) Şairin farklı temalardaki çoğu şiiri de okul kitaplarında yer almıştır.
(IV) Şiirlerinin sayısı elliyi bulmamasına rağmen şiirlerini
küçük bir kitapta yayımladı. (V) Kitap, şimdi bir çok kitapçı vitrininde...
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde değerlendirme söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tanımlama yapılmıştır?
A) Edebî eserler, hem kişilerin hem milletlerin yaşadığı
sevinçleri, acıları ve hüzünleri konu edinir.
B) Yaşadığımız acılı ve sıkıntılı yıllarımızı edebiyatımıza
ne derece yansıtabildiğimiz çok önemlidir.
C) Kurtuluş Savaşımızı veya onun bir bölümünü anlatan romanların sayısında her geçen gün bir artış yaşanmaktadır.
D) Küçük Ağa, TRT’de yıllar önce dizi olarak da gösterime giren, Kurtuluş Savaşı yıllarımızı anlatan bir romandır.
E) Tarık Buğra, eserinde yokluk, savaş, sefalet ve yorgunluk yıllarını başarıyla işlemiştir.
2. (I) Bu ünlü sanatçı, İstanbul Şehir Tiyatrolarının en beğenilen sanatçılarından biridir. (II) Onun oynadığı bütün
oyunları izleyenler çok beğenir ve oyunculuğundan çok
etkilenir. (III) Bir Delinin Hatıra Defteri’nde, mükemmel
bir kompozisyonla son yılların en başarılı oyunlarından
birini sergilemiştir. (IV) Başkahramanın yaşadığı sıkıcı ve
tekdüze hayatta deliliğe doğru gidişi mizahi bir dille etkileyici bir şekilde dile getiriliyor bu oyunda. (V) Beşinci
kez sergilenecek olan oyun her gece kapalı gişe oynuyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından ötekilerden farklıdır?
A) l B) ll C) lll D) IV E) V
4. (I) Sanatçı,sürükleyici, temiz, ve yalın diliyle duygu ve
düşüncelerini başarılı bir şekilde ortaya koyuyor. (II) Yaşadıklarını ve içinde bulunduğu çevrenin sorunlarını dile
getirerek topluma yararlı olmayı amaçlıyor yazdıklarında.
(III) Yapıtlarında halkın kullandığı yerel söyleyişlerle anlatımına canlılık kazandırıyor. (IV) Söyleyişi, kimi zaman
rahat ve sakin, kimi zaman da oldukça hırçın ve sert olabiliyor. (V) Bütün bu dalgalanmalara rağmen okuru saran, etkileyen bir dil göze çarpıyor yapıtlarında.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde,
yazarın üslubuyla ilgili bilgi verilmemiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
5. (I) Yılanı Öldürseler Yaşar Kemal’in 1980 yılından sonra
ses getirmeye başlayan romanıdır. (II) Yazarın kendi hayatından da izler taşıyan romanda annesini vurduğu için
hapse düşen Hasan’ın içinde bulunduğu topluma karşı
direnişi fakat çaresizliği dile getirilmiş. (III) Öte yandan
bu yapıt, kurgusu yönüyle edebiyatımızın en başarılı örneklerindendir. (IV) Anlatımdaki canlılık, tazelik, anlatılanları daha da etkili kılıyor. (V) Anlatımdaki canlılığı yazarın öteki yapıtlarında göremeyişimiz ise bizi hayal kırıklığına uğratıyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde,
sözü edilen yapıtın içeriğiyle ilgili bilgi verilmektedir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1-D 2-E 3-A 4-B 5-B
11 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 2
1. (I) Bir konuyu, bir olayı ya da bir edebiyat metnini, biçim
ve içerik yönünden inceleyip irdeleyerek anlaşılır hale
getirme işidir açıklama. (II) Sanatçılar eserlerinde anlamı
herkes tarafından bilinmeyen sözcükler, deyimler, durumlar ve düşüncelerle, sanatlar kullanır. (III) Metni açıklama; onun donanımını oluşturan yazınsal, toplumsal ve
kültürel öge ya da gereçlerin tümünü bulup bunları incelemeyi gerektirir. (IV) Metnin sözcük örgüsünü oluşturan birimleri ve birbirleriyle ilişkilerini, çağrışımsal anlamlarını araştırıp ortaya koyma açıklamanın ana işlevidir. (V) Okurun zihninde kapalı kalan, anlaşılmayan bir
şey kalmaması için açıklamanın anlaşılır, öğretici bir nitelikte olması gerekir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi tanımsal bir nitelik taşımaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2. (I) Ahmedî’nin en tanınmış eseri olan İskendername, Türk
edebiyatında yazılmış ilk manzum hikâyedir. (II) Büyük
İskender’in savaşlarının, mücadelelerinin konu edildiği
yapıtta, sembolik düşünceler etrafında fikrî, ahlâkî ve didaktik konulara değinilir. (III) Eseri 1390’da kaleme alan
Ahmedî, ansiklopedik özelliği bulunan orijinal bir ürün
ortaya koymuştur. (IV) Sekiz bin beyitten oluşan İskendername mesnevisi Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Emir Süleyman’a sunulmuştur. (V) Yapıtta tarih silsilesi içinde gerçek ve efsanevi kahramanlar, tarihin bir dönemine damgasını vurmuş büyük hükümdar ve komutanlar tek tek
ele alınmıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
sözü edilen eserin içeriğine yer verilmiştir?
A) I ve II B) I ve III C) II ve V
D) III ve IV E) IV ve V
4. (I) Pertev Naili Boratav tarafından kaleme alınan Halk
Edebiyatı Dersleri adlı yapıt, dört kitaptan oluşması planlanan ders kitapları dizisinin ilk kitabı. (II) Halk edebiyatına giriş niteliği taşıyan yapıtta her biri ayrı bir kitap olabilecek kadar geniş konular, kısa bölümler halinde başarıyla verilmiş. (III) Kitabını bölümlere ayıran yazarın
üzerinde durulan konuların daha iyi anlaşılması için metinlere başvurması yerinde ve faydalı bir çalışma olmuş.
(IV) Yapıtta Folklor ve Halk Şairleri başlıklı iki bölümde
folklorun tarihçesine değinilirken halk şairleri hakkında
genel bilgiler ve şiirlerinden örnekler veriliyor. (V) Ayrıca
yazarın 1939’da çevirip yayımladığı küçük bir kılavuz kitap da Halk Edebiyatı Dersleri’nin sonuna eklenmiş.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri kanıtlanabilirlik açısından diğerlerinden farklıdır?
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV
D) III ve V E) IV ve V
3. (I) Türkiye’nin saklı kalmış köşelerinden olan Gökpınar
Gölü’nde mavinin ve yeşilin tüm tonlarını görebilirsiniz.
(II) Göl, kış aylarında beyaz tabaka her yeri örttüğünde
üzerinden buharlar tüten bir havuz görünümünü alıyor.
(III) Gölün hemen yanında, muhteşem manzarasıyla bir
restoran, otel ve piknik alanları mevcut. (IV) Rafting sporu
ile ilgilenen insanlar için de görülmeye değer harika bir
yer olan gölün suyu çok tatlı ve soğuktur. (V) Son zamanlarda sadece yerli turistlerin değil, yabancı turistlerin de uğrak yeri olan göl, iç ve dış turizm açısından da
önemli bir yere sahip.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
betimleyici ögelere yer verilmemiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 12
Sınav Tadında FASİKÜL 2
5. (I) Yazar, beş yüz elli sayfalık bu romanında anlatmak istediğini açık bir biçimde dile getirememiş. (II) Öykülemek istediği olayları, parçalayarak romana bölük pörçük
bir şekilde yayması, romanın konu bütünlüğünü bozmuş. (III) Olaylar arasında neden-sonuç ilişkileri de oldukça zayıf. (IV) Roman, altı bölümden oluşuyor ve yazar her bölümde farklı bir karakteri öne çıkarıyor. (V) Karakterler ile yaşadıkları çevre arasındaki uyumsuzluk okuyunca hemen göze çarpıyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
olumsuz bir eleştiri yapılmamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
6. (I) Büyük küçük herkesin severek okuyacağı, hoşgörü
ve iyimserlikle her kesimden insanın ele alındığı, ilginç
bir öykü olmuş. (II) Özellikle öykünün kurgulanışında,
olayların işlenişinde oldukça titiz davranmış yazar. (III)
Kurgu yönünden kusursuz olan öyküde, özensiz bir dizin ve bazı yazım yanlışları öykünün başarısını gölgelemiş. (IV) Öykü boyunca, özel adların kimi zaman büyük,
kimi zaman da küçük harflerle gelişigüzel yazıldığını görüyoruz. (V) Ayrıca noktalama işaretlerinin de yerli yersiz kullanılması okurun dikkatinden kaçmadı.
Bu parçada, numaralanmış cümlelerin hangisinden
başlanarak sözü edilen öyküyle ilgili olumsuz eleştirilere yer verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir karşılaştırma yapılmıştır?
A) Türk dilinin ustalarından biri olan Memduh Şevket
Esendal, dilimizin sadeleştirilmesinde önemli çabalar harcayan bir yazarımızdır.
B) Dilinin sadeliği ve akıcılığıyla rahatlıkla okunan hikâyeleri kitap raflarımızda yerini amıştır.
C) Doğayı ele alan yazılarıyla tanınan yazar, bu yapıtında doğanın tahribini farklı bir bakış açısıyla bir kuşun gözüyle ele almış.
D) Yazarın bu kitabındaki öyküler olay hikâyesinden çok
durum hikâyesinin özelliklerini taşıyor.
E) Kitap, okurun beğenisini kazanmış olacak ki şimdiden çok satanlar listesinde yerini almış.
8. (I) Öykücülüğüyle adını duyurmuş genç kuşak arasında
yer alan sanatçımız, üçüncü kitabını da yayımladı. (II)
Seçilmiş, yerli yerine konmuş sözcüklerin o ezgili, o sıcak söyleyişinden yararlanan yazarın kitabı kişisel serüveninden izler taşıyor. (III) Kimi öykülerinde gerçekçi
bir anlatıma yer veren sanatçımız, yaşamın bütün doğallığını duyumsatan kesitleri başarıyla yansıtıyor. (IV) Onun
yalnızlığı ve incinmişliği öykülerinin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. (V) Bu kitapta yazarın en belirgin anlatım özelliklerinden biri de özgün ve çarpıcı bir dil kullanmasıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri hem
üslup hem de içerikle ilgilidir?
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
D) III ve IV E) IV ve V
7. (I) Sanatçının, son dönemlerde dikkatini ve emeğini çoğunlukla gazete yazarlığına yoğunlaştırması öykülerinin
çizgisini de etkiledi. (II) Öykülerindeki olay anlatımının
azalması, daha çok fikir ve makale tonlarının ağırlık kazanarak deneme diline evrilmesi bu tutumun sonucu
olsa gerek. (III) Hele son kitaptaki kimi metinlerin gazetedeki köşesinde yayımlanmış olması bunu iyiden iyiye
desteklemektedir. (IV) İlk kitabı, modern öykünün neredeyse pek çok niteliğini yansıtırken son kitabında zaman, hayat, ölüm, inanç kavramları öyküsellikten uzak
bir söyleyişle anekdot ve enstantanelerle kurgulanmıştır. (V) Bu anlamda son kitabında yer alan metinler, öyküden çok, deneme tadı vermektedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi hem
içerik hem de üslupla ilgilidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
10. Aşağıdakilerin hangisinde bir öz eleştiri yapılmamıştır?
A) Şimdi elimden geldiğince yapıtlarımla okurumu, zamanı iyi değerlendirmeleri konusunda uyarıyorum.
B) Zamanında ben de vaktimi iyi değerlendirmiş olsaydım şimdi öykülerimi kitap haline getirmiş olurdum.
C) Gençlik dönemimde oyun ve eğlenceye ayırdığım
zamanın bir bölümünü keşke okumak için ayırabilseydim.
D) Okul yıllarına tekrar dönemeyeceğimi vaktiyle düşünmeliydim.
E) Üzerimdeki şu boşvermişliği bir türlü atamamanın
sanat yaşamımı olumsuz etkilediğini görmekteyim.
1-A 2-C 3-E 4-B 5-D 6-C 7-D 8-B 9-D 10-A
13 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
Cümle Anlamı - Kavramlar
Yargı - Gerekçe (Neden - Sonuç)
Bir işin, oluşun, hareketin hangi nedenden (gerekçeden) gerçekleştiğini veya gerçekleşmediğini bildiren yargılardır.
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Öğrenmeyi öğrenme adı verilen sürecin temeli, merakla ve
merak edilen şeyi tecrübe etmekle başlar. (II) Farklı yaş gruplarındaki kişilerin ilgi duydukları şeyler değiştiğinden edindikleri bilgilerle onlara ulaşma yolları da farklılık gösterir. (III) Örneğin çocukların oynayarak, dokunarak ulaştıkları yeni bilgiler belleklerinden kolay kolay silinmez. (IV) Yetişkinlikteki kalıcı bilgiler ise görerek, okuyarak, araştırarak kazanılır. (V) Fakat bu iki öğrenme düzeyinde dikkati çeken ortak yön, merak
ve keşfetme arzusudur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden - sonuç ilişkisi vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden - sonuç ilişkisi
vardır?
A) Çocuklar kadar yetişkinlerin de ilgisini çeken animasyonlarıyla tanınan şirket, Oyuncak Hikâyesi ve Arabalar serileriyle birlikte İnanılmaz Aile, Yukarı Bak ve Vol-i filmlerini
tek sette bir araya getiriyor.
B) Türkan Şoray ilk kez kendi hayatını kaleme alıyor; küçük
yaşlarda başladığı Yeşilçam serüvenini her zamanki içtenliğiyle anlatırken sinema tarihinin yaklaşık 50 yıllık bir
dönemine de ışık tutuyor.
C) Sinemanın gelişim sürecini ve sinema dilinin nasıl çözümlenebileceğini anlaşılır bir dille aktaran Sinema Okuryazarlığı, izleyiciye rehberlik yapmayı amaçlıyor.
D) Pasolini’nin sinemacılığının yanı sıra şair, eleştirmen ve
futbolcu gibi farklı yönlerini de ele alan Pierre Paolo Pasolini adlı eser, yönetmenin hayatını bir bütün olarak yansıtıyor.
E) Alfred Hitchcock’un son uzun metrajlı filmi Aile Komplosu,
mirasını bırakmak için kaybolan vârislerini arayan yaşlı bir
kadının etrafında şekillenen entrikaya odaklanıyor.
Örnek
Bazı romancılar, üslup seçiciliğinden
neden (gerekçe)
nitelikli eserler ortaya koyamıyor.
Sonuç
 Gürültüden sabaha kadar uyuyamadı.
 Gölün ıslah edilmesiyle göldeki balıklar çoğaldı.
 Yağmurun aniden bastırması, hesapları bozdu.
 Bu kitabın çok okunması dilinin yalın olmasındandır.
Çözüm:
Çözüm: AKLINDA OLSUN
Neden-sonuç bildiren cümlelerde yükleme sorulan niçin sorusuna cevap aranmalıdır.
Evden geç çıktığı için ilk derse yetişememiş
Bu cümlede “niçin yetişememiş?” sorusunun
cevabı “evden geç çıkma”dır.
Neden-sonuç bildiren cümlelerde “için, -den dolayı, yüzünden, -den ötürü, -den, -dığından” gibi
sözcük veya eklerden yararlanılır.
TÜRKÇE 14
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdakilerin hangisinde yargının nedeni belirtilmemiştir?
A) Ülke toprakları yanlış kullanım yüzünden yok olup gitmektedir.
B) Ülkede tarımsal üretimi geliştirmeye yönelik çalışmalar
yıldan yıla azalmaktadır.
C) Tarıma yeterince önem verilmediğinden bu ülke, pamuk,
sebze, meyve üretiminde dünya sıralamasında gerilerde
yer almaktadır.
D) Kimi ülkelerde, tarıma dayalı üretimin bilinçli bir biçimde yapılmaması, halk sağlığı bakımından tehlike oluşturmaktadır.
E) Çevre bilincinin yeterince gelişmemiş olması, hava ve su
kirliliğine yol açmaktadır.
Çözüm
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Namık Kemal ve Recaizade Mahmut Ekrem gibi romancılarımız olmasına rağmen Tanzimat’tan sonra sürekli roman
yazan ve romanı her yönüyle dert edinen sanatçımız azdır. (II)
Bu dönemin yazarları daha çok fikrî ve siyasi meselelerle uğraşmış, bir kısmı da birer romanla yetinmişlerdir. (III) Nabizade
Nâzım, Şemsettin Sami ve Samipaşazade Sezai bu yazarlardandır. (IV) Bunların hemen hepsi birer romandan sonra dikkatlerini başka alana yönelttiklerinden romanımızın bütün yükü
Ahmet Mithat Efendi’ye kalmıştır. (V) Ahmet Mithat Efendi,
yüze yakın hikâye, roman ve tercüme roman yayımlamıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden
- sonuç ilişkisi vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
Amaç - Sonuç
Bir işin, oluşun, hareketin belirli bir hedefe bağlandığını bildiren yargılardır.
Örnek
Öğretmenler, öğrencilere kitap okumayı sevdirmek için çok
amaç
çaba gösteriyor.
sonuç BAŞKA YERDE YOK
Genellikle “için” edatı -mek, -mak ekinden sonra
geldiğinde “amaç-sonuç”; - dığı, - diği ekinden
sonra geldiğinde “neden- sonuç” ilgisi kurar.
O Fakirlere yardım etmek için bir dernek kurmuşlar. (amaç-sonuç)
O Fakirlere yardım ettiği için herkes tarafından çok
seviliyor. (neden- sonuç)
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Bütün dünyada geleneksel olandan, halk hikâyesi ve destandan yararlanma yoluna gidilmiştir. (II) Müzik, resim, roman,
öykü, şiir, tiyatro ve sinema gibi sanat dallarının hepsinde böyledir. (III) Ben de böyle yapmak, geleneksel olanı çağdaş öykü
sanatına taşımak istiyorum. (IV) Bu yöntemi ülkemiz yazınında
ustaca uygulayan Yaşar Kemal’in izinde yürümek isteyişimin
özünde de işte bu yatıyor. (V) Nitekim son yapıtımda geleneksele yönelişim açıkça görülebilir.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde amaç söz konusudur?
A) I ve IV B) I ve V C) II ve III D) III ve IV E) IV ve V
Çözüm
15 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
Koşul (Şart)
Bir eylemin ya da durumun gerçekleşmesinin, başka bir yargının gerçekleşmesi veya bir durumun var olmasıyla ilgili olduğu ifadelerdir.
Örnek
Bir sanatçı, konu seçimini iyi yaparsa okur, esere
koşul (şart)
gerçek değeri verir.
sonuç
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Halk türkülerimizi, ezgi ve şiir bakımından kıvamını bulmuş
sanat eserleri sayabiliriz. (II) Bunları söyleyenlerin seslerindeki ve okuyuşlarındaki pürüzler ayıklanınca klasik denecek
kadar sağlam eserler çıkar ortaya. (III) Ne var ki türküleri söyleyen ve âşık diye anılan halk sanatçılarının kimilerinin sesleri,
bu eserlerin değerini gölgeliyor. (IV) Kimileri de türküleri aşırı
bir duygusallıkla söylüyor. (V) Bunlarda türkünün özüne göre
değişen bir incelik, bir yorum görülmüyor.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
yargı, bir koşula bağlanmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
Çözüm
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Anadoluhisarı’nın bulunduğu bölgenin tarihi, eskiye dayanıyor. (II) Kaynaklara göre, Anadoluhisarı, Boğaz’dan geçişleri kontrol etmek amacıyla Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmış. (III) Yapılırken kullanılan malzemeler arasında, Bizans
yapılarından alınmış taşlar da var. (IV) Bu durum, burada eski
bir Zeus Tapınağı’nın bulunduğu yolundaki düşünceleri daha
da güçlendiriyor. (V) Boğaz’ın en dar yerinde, Göksu Deresi
kıyısında bulunan bu bölgenin, bugün olduğu gibi, Osmanlı
öncesinde de yerleşim alanı olarak kullanıldığı çeşitli kaynaklarda belirtiliyor.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
belirtilenler “tahmin” niteliği taşımaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Olasılık (İhtimal)
Bir eylemin, yargının veya olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin net olmaması durumudur.
“Belki, herhalde, sanırım, -ebilmek” gibi sözcük veya eklerin bulunduğu cümleler genellikle olasılık (ihtimal) anlamı taşır.
Tahmin (Sezgi)
Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak olabilecek bir şeyi, bir olayı önceden kestirme durumudur.
Tahmin cümlelerinde kesinlik anlamı yoktur.
Örnek
 Yarınki sınavda bu konudan da soru çıkabilir.
 Belki gelirsin diye sofrayı hazırlamıştım.
 Durakta kimsecikler yok, sanırım otobüs kalkmış.
Örnek
 Havanın yarın yağışlı olacağını düşünüyorum
 Bu turnuvada bizim takım şampiyon olur.
TÜRKÇE 16
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “sezgi, tahmin” söz
konusu değildir?
A) Bu olayın böyle sonuçlanacağını ben çok önceden anlamıştım.
B) Nasıl bir mutluluk içinde bulunduğunu gözlerinden okuyordum.
C) Bu sırrı, sonsuza değin yüreğimde taşıyacağıma söz veriyorum.
D Bu konuyu, onun yanında rahatça konuşabileceğimi sanıyorum.
E) Paraya düşkün biri olduğunu konuşmalarından çıkarmıştım.
Çözüm:
Varsayım
Gerçekleşmeyen bir durumu veya olayı gerçekleşmiş gibi kabul etmeyi içeren yargılardır.
Örnek
İstanbul’a uçakla gitmek istiyorsun, diyelim ki uçuşlar iptal edildi.
Bu cümlede, “diyelim ki ” sözüyle, gerçekte olmayan “uçuşların iptal edilmesi” olayı gerçekleşmiş gibi kabul edilmiştir.
 Bu işte de başarısız olduğunu varsayalım.
 Tut ki sınavdan geçer not alamadın.
 Diyelim ki son otobüsü de kaçırdın.
9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdakilerin hangisi bir varsayımı ifade etmektedir?
A) O, çarşamba günü geziden dönebilir.
B) Diyelim ki bu olay gerçek değildir.
C) İstediğini veririm, yeter ki sen çalış.
D) Belki onu sen de tanırsın.
E) Yarın, akşam yemeğine onlar da gelebilir.
Çözüm:
10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “varsayım” söz konusudur?
A) Kardan dolayı okullar tatil olabilir mi?
B) Farz edelim işinden ayrıldın, ne yapacaksın?
C) Acaba, projeyi yarına yetiştirebilir miyiz?
D) Yapmak istediklerimizi babama söyleyelim.
E) Bu işe girişmeden önce iyice düşünelim.
Çözüm:
Çıkarım
Herhangi bir kişi, olay, durum, kavram veya varlıkla ilgili var
olan bilgilere dayanarak saptamada bulunmayı, bir sonuca
ulaşmayı ortaya koyan yargılardır. PRATİK BİLGİ
Varsayım bildiren yargılarda “farz edelim, diyelim
ki, tut ki, kabul edelim, düşünelim” gibi ifadeler
bulunur.
Örnek
Kitap fuarlarına olan katılımın her geçen gün artması, ülkemizde kitap okumaya ilginin çoğalmasının bir göstergesidir.
Yukarıdaki cümlede “Kitap fuarlarına olan katılım” bilgisinden
hareketle “kitap okumaya ilginin çoğalması” çıkarımı yapılmıştır.
Bunca yıllık deneyimi olan şairin çok az sayıda şiir yazması,
onun, şiire ne kadar önem verdiğini ortaya koymaktadır.
çıkarım
Türkiye’de dünya çapında dizilerin üretilmesi, bu sektörün nitelikli yapımlara imza atmasının bir işaretidir.
çıkarım
17 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Bugünlerde bazı eleştirmenler tarafından şiirin, şiirimizin
geçmişe göre gerilediği iddia ediliyor. (II) Hatta günümüzde
büyük şairlerin de artık çıkmadığı, insanları derinden etkileyen güçlü şiirlerin de yazılmadığı söyleniyor. (III) Ben bu iddialara ve onun delillerine inanmadığım gibi aslına bakılırsa inanmak da istemiyorum. (IV) Fakat bu iddiayı hazırlayan pek çok
nedenin sorgulanmasını ve konunun mutlaka aydınlığa kavuşturulmasını istiyorum. (V) Aslında roman ve öyküde ortaya çıkan çalışmaların niceliksel artışı düzyazıyı ön sıraya taşımışa
benziyor. (VI) Şiirde ise niceliksel artışın onun niteliğine katkı
sağlaması her zaman mümkün olmamasına rağmen bu alanda
bir gerileme varmış gibi görünüyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde çıkarım yapılmıştır?
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV
D) IV ve V E) V ve VI
Çözüm:
12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Türkiye’de bazı alanlarda olduğu gibi yayıncılıkta da ekonomik ve kültürel pek çok sorundan söz etmek mümkün ama bu
sorunlar, yayıncılar dâhil, kimin umurunda! (II) Sanırım, burada
herkes şikâyet etmekten ve dinlemekten yorulduğundan birtakım yanlışların değişmesi için küçük de olsa bir şeyler yapmak,
çözümler üzerine düşünmek gerek. (III) Butik yayıncılığın işlevi, tam da bu “bir şeyler yapma” ihtiyacıyla örtüşüyor. (IV) Sadece onunla da değil; birey olmayla, edebiyat ve sanatın geçirdiği dönüşüm ve başka dünya arayışlarıyla da... (V) Yeri gelmişken ülkemizde, pek çok konuda olduğu gibi, butik yayıncılıkla ilgili de bir kavram karmaşası bulunduğunu belirtelim.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde öneri yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm:
Öneri (Tavsiye)
Bir sorunu çözmek amacıyla ya da herhangi bir durumla ilgili olarak tavsiye niteliğinde görüş ortaya koymaktır.
Örnek
Romanlarınızda toplumsal konulara yer vermeniz, onların
öneri
gelecekte de okunmasını sağlayacaktır.
Çevrenizdeki yoksul insanlara yardım etmeniz çok iyi olur.
öneri
Birçok adaya sahip Ayvalık’ın eşsiz güzelliklerle bezeli su altı
zenginliklerini mutlaka görmelisiniz.
öneri
Kitap okurken önemli gördüğünüz yerlerin altını çizerseniz
öneri
okuduklarınız aklınızda daha kalıcı olur. AKLINDA OLSUN
Öneri, çıkarım, olasılık, yargı-gerekçe gibi kavramlara, Anlatım Biçimleri konusuyla ilgili metinlerde
ve seçeneklerde yer verilmektedir.
TÜRKÇE 18
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir öneri içermektedir?
A) Planınızı değerlendirdiğimizde onun beklentilerimizi tümüyle karşılamadığını gördük.
B) Planınız güzel; ama onun bizim amacımıza uygun olduğunu söyleyemeyiz.
C) Planınızı yeniden gözden geçirmenizin doğru olacağını
düşünüyoruz.
D) Planınızın kolayca uygulanabilmesi için kimi yerlerinde
değişiklikler yaptık.
E) Planınızın titiz bir çalışmanın ürünü olduğu belli; ama biz
daha farklı özellikler arıyorduk.
Çözüm:
14 - ÖĞRETEN SORU
(I) Dizüstü bilgisayar ekranları çaprazlama, bir köşeden ters
köşeye genellikle 12 ile 20 inç arasında boyutlara sahiptir. (II)
Büyük ekranların çözünürlükleri daha yüksek olduğundan görüntü daha keskin olur. (III) Büyük ekranlar daha çok yer kaplar, daha ağır olur ve pil ömrünü kısaltır. (IV) Dizüstü bilgisayar;
film izlemek, oyun oynamak veya video izlemek için kullanılır.
(V) Temel işlemler için kullanacak veya sıkça yanınızda taşıyacaksanız daha küçük ve hafif bir ekran tercih etmelisiniz.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde hem
bir karşılaştırma hem de öneri söz konusudur?
A) V B) IV C) III D) II E) I
Çözüm:
Tasarı
Herhangi bir konuyla ilgili, ileriye dönük olarak yapılması düşünülen plan ve projelerin anlatıldığı yargılardır.
Örnek
Doğa içerikli öykülerimi yayımladıktan sonra toplumsal hayatı
anlatan yeni öyküler yazmayı planlıyorum.
tasarı
Sanatçı yelpazesinin geniş tutulacağı bir edebiyat dergisi
çıkarmak, bu sayede geniş bir edebiyatsever kitlesine
ulaşmak istiyoruz.
tasarı
15 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Halka ulaşmamız, operanın halka seslenen bir sanat olduğunu anlatmamız gerekiyor. (II) Bu da büyük ölçüde halkla
daha yakından iletişim kurmamıza bağlıdır. (III) Bu amaçla gelecek yıl bir yarışma düzenlemeyi ve sahnelenmeye değer görülen eserleri sahnelemeyi düşünüyorum. (IV) Eğer katılım
sağlanırsa bu tür yarışmaları ileride daha da çeşitlendirip zenginleştirerek sürdürmek istiyorum. (V) Bu tür etkinlikler Türk
seyircisini, yavaş yavaş da olsa operaya yaklaştıracak, ona
operayı sevdirecektir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde bir tasarıdan söz edilmektedir?
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV
D) IV ve V E) V ve VI
Çözüm:
19 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
17 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “gerçekleşmemiş bir beklenti” söz konusudur?
A) Geç kalktığı için treni kaçırdı.
B) Bu sene okulunu bitireceğini umuyorum.
C) Geçen yılın şampiyonu bu yıl da başarılı olmalı.
D) Boyu uzun olduğu için basketbol takımına girdi.
E) Geldiğini duyunca beni arar sanmıştım.
Beklenti
Gerçekleşmesi istenen, umulan davranış veya işlerdir.
Ön yargı
Bir kişi, olay veya durumla ilgili olarak belirli olaylardan, görüntülerden hareketle önceden edinilmiş, olumlu ya da olumsuz düşünceler ortaya koyma durumudur.
Örnek
 Önümüzdeki hafta dil sınavından yüksek bir puan almayı
umuyorum. (Beklenti)
 Bize haber vermeden toplantıya başlamayacağını biliyordum. (Gerçekleşen beklenti)
 Denemelerimle ilgili bir değerlendirme yapacak sanmıştım. (Gerçekleşmeyen beklenti)
Örnek
Ünlü sanatçının bu romanının okurların beklentilerine cevap vermeyeceğinden şüphem yok.
O, bu konseri kaçıracak; adım gibi biliyorum.
Yukarıdaki cümlelerde henüz gerçekleşmemiş bir olayla ilgili
önceden kesinlik içeren bir görüş belirtilmiştir.
16 - ÖĞRETEN SORU
(I) Psikanaliz Defterleri adlı çalışma ile yılda iki kez yayımlanması düşünülen ve bu alanda yapılan çalışmaları tanıtma, araştırmacılara yol gösterme, destek verme amacı güdülüyor. (II)
Her iki yapıtta da belli bir konunun ele alınmasının yanı sıra kitapta “Çocuk, Ergen ve Ailesi” gibi ana başlıklar olacak. (III)
Projenin sonunda bu alanda ortaya konan çalışmalar arasından bir seçki yapılıp bunu okurla buluşturma hedefleniyor. (IV)
Seçkinin içerisinde daha çok pratik çalışmalar ön plana çıkarılarak yerli ve yabancı psikanalistlerin ağırlıklı olarak kurumsal,
temel metinlerine yer verilecek. (V) Özellikle anne ve babaların
ortaya konulacak ürünleri okumasıyla ülkemizde hedeflenen
başarının gerçekleşmesinin kolaylaşacağı düşünülüyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir tasarı söz konusu değildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm:
Çözüm:
TÜRKÇE 20
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
19 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdakilerin hangisinde “ön yargı” gerekçesiyle birlikte
verilmiştir?
A) Otobiyografik eserinde kendini hiç gizlemiyor, eserini tüm
içtenliğiyle yazdığından onu çok seviyorum.
B) Genç yazarın ilk kitabındaki öyküleri okurken çok sıkıldığımdan yeni öykü kitabının bana zevk vereceğini düşünmüyorum.
C) Bu genç şair, usta yazarların birikimlerinden yararlandığı
için yakında kaliteli eserler vermeye başlar.
D) Eleştirmenler tarafından beğenilmeyen bu roman, beş yıl
gibi uzun bir hazırlık sürecinden sonra yazılmış.
E) Konser başladıktan sonra bazı seyirciler, anlam veremediğimiz bir tavırla salonu terk etmeye başladı.
18 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Bu oyunu izlerken gülümsüyorsunuz. (II) Yumruklarınızı sıkmıyorsunuz, öfkelenmiyorsunuz. (III) Yalnızca yansıtılmak istenen bir güzelliği algılıyorsunuz. (IV) Güzel bir oyun izlemenin coşkusuz sevincini ve rahatlığını duyuyorsunuz. (V) Biliyorum, çok fazla seyirci toplamayacak bu oyun ama salt o rahatlığı yaşamak adına görülmeye değer.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir “ön
yargı” söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm:
Çözüm:
BİZDEN NOT
Ön yargı genellikle olumsuz düşüncelerden oluşur.
Bu tür cümlelerde kesinlik, emin olma, peşin hükümlü, peşin fikirli olma durumları söz konusudur.
Etkinlik
içerik - olumlu eleştiri - öneri - üslup - olasılık
Aşağıdaki cümlelerin karşısına yukarıda verilen kelimelerden uygun olanını yazınız.
1. Usta sanatçı eserinde, dünya ve
Türk edebiyatından yazarların söylemiyle ölüm korkusu, sevgi ve öfke gibi insanın temel duygularına
yer veriyor.
2. Edebiyatın yüreklerden yüreklere
giden yollarında dolaşıyor ve okuru da yanına çağırıyor bu harika kitap.
3. Homeros’tan Dede Korkut’a, Karacaoğlan’dan Goethe’ye uzanan bu
anlatıyı edebiyatseverlerin sindire
sindire okumasının çok iyi olacağını düşünüyoruz.
4. Yazar, anlatısında, başka yazarların aydınlattığı yolda gördüklerini,
düşünsel ve düşsel bir dille aktarıyor.
5. Yazarın zevkle okunan, başucu sayılabilecek bu kitabı, insanın evrensel sorunlarını edebiyatın ölümsüz
metinleri çerçevesinden izlenebilir.
21 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 2
1. Aşağıdakilerin hangisinde yargı, gerekçesiyle birlikte verilmemiştir?
A) Sözlerinin hatalı olduğunu anladığı için kendini dinleyenlerden özür diledi.
B) Belki projesini kabul ederler diye yetkili kuruma bir
dilekçe yazdı.
C) Bütün bunları sana bir şey olmamasını istediğinden
yapmış.
D) Çocukların gelişimine dikkat ettiğimiz için yiyecekleri konusunda titiz davranıyorum.
E) Buralara kadar gelip de bize uğramadan gitmiş.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde koşula bağlılık söz
konusudur?
A) Memleketten ayrılınca dostlarını bir daha görememişti.
B) Benim söylediklerime dikkat edersen sınavda daha
rahat yaparsın.
C) Bu yıl kitap fuarının onur konuğu olan yazar renkli bir
kişilikti.
D) Bahar aylarının neşesi, kış mevsiminde yerini karamasarlığa bırakıyor.
E) Bu piknik alanında yer alan çağlayanın büyüklüğü
herkesi hayrete düşürüyor.
3. (I) Pek çok öykü yazarı, öykü diye düşünüp daha çok,
anılarını yazıyor. (II) Böyle olunca günlük yaşama bağlanıp bunların dışına çıkamıyor. (III) Bu arada röportaj
gibi yazılar da öykü diye sunuluyor ki bunu hiç anlayamıyorum.(IV) Bunu önlemek için öykücülerin güncelden
yola çıkıp bunları öykünün kurallarına bir şekilde sunmaları gerektiğini düşünüyorum. (V) Bunun yanında öykücüler, yeni söyleyişler bulmak için de gayret göstermelidir, diyorum.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde
öneri söz konusudur?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
4. (I) Binbir emekle yazdığım ilk kitabım çıktığında nasıl
eleştirileceğimi düşünüyordum. (II) Bir eleştirmen olumlu
yanlarımı görmüş, daha çok onları anlatıyor, övüyor beni.
(III) Eksiklerime, yanlışlarıma pek dokunmuyor yahut çok
az değiniyor. (IV) Güzel düşünceleri beni mutlu etti ama
kendimi geliştirmem, daha iyi yazmam için yeterli değildi. (V) Oysa ben kusurlarım gösterilsin, gelişmemi sağlayacak haklı eleştiriler hatta yergiler yapılsın isterdim.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yazar, gerçekleşmemiş bir beklentisini dile getirmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
5. (I) Geçenlerde şiirin özelliklerini anlatırken öğrencilerimle
küçük bir yarışma yaptık. (II) Bir şiirin sözcüklerini düzensiz bir şekilde tahtaya yazarak şairin oluşturduğu şekilde sıralamalarını bekledim. (III) Hiçbirinin bunu başaramayacağını biliyorum. (IV) Benim tek istediğim, gerçek şiirlerin özel yapıda, bozulmaz ve dokunulamaz bir
düzende bulunduğunu göstermekti. (V) Gerçekten de
hiçbir öğrenci, bırakın sanatçının şiirini, doğru dürüst bir
dizeyi bile oluşturamadı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, bir
ön yargı söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 22
Öğreten Test FASİKÜL 2
6. Aşağıdakilerin hangisinde tahmin anlamı yoktur?
A) Çocukluk günlerini özlemle anıyordur herhâlde.
B) Yosun tutmuştur o limandaki rıhtım şimdi.
C) Gülü solan bahçeler şimdi yeniden çiçeklenmiş.
D) Belki de sonu gelmez bir yolculuğa çıkmıştır.
E) Çocuk sesleriyle şenlenmiştir şimdi okullar.
8. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç içindeki kavramın anlamını içermemektedir?
A) Sanatçı, kendi zihinsel ve bedensel gelişimini sağlamak için başladığı performans sanatını bulunduğu
noktadan alıp yükseltmiş ve dünya çapında bir çığır
açmış.(tasarı)
B) Eleştirmenler, bu yazarın yapıtlarının özelliklerini daha iyi anlamak ve ulusal edebiyattaki yerini saptamak
için bu çalışmayı hazırladı. (amaç)
C) Yazarın kendine özgü mizahı ve tartışmacı üslubu, yazılarında başarıyla kullandığı hemen göze çarpıyor.
(beğeni)
D) Dünya edebiyatında romanın en önemli karakterleri
orta sınıftan seçilirken bizde bu sınıf çok ilgi görmemiştir. (karşılaştırma)
E) Elma bahçelerinde ıslık çalıyorsak ya da kör karanlık
bir sokaktan geçiyorsak ilk önce şarkılar dolaşır dilimize.(koşul)
10. Aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı bir “gerekçe”
içermektedir?
A) – Şu günlerde hangi çalışmalarla meşgulsünüz?
– 1960 ila 1970 yılları arasında yazdığım metinleri yayına hazırlıyorum.
B) – Kütüphanenizi yıllar önce mi oluşturmaya başladınız?
– İlkokuldan beri oluşturuyorum ama bugün kitaplığımda o günlerden kalan bir kitap neredeyse yok.
C) – Yazılarınız okurda nasıl duygular uyandırıyor?
– Yazdıklarımı ilmek ilmek ördüğümden her yapıtım
okur için bambaşka coşku, heyecan ve umut taşıyor.
D) – En sevdiğiniz çocuk kitapları hangileriydi?
– Daha çok, öykülerden hoşlanırdım, evimizin bahçesinde gölgeli çimenlere uzanarak okuduğum öykülerden.
E) – Kitaplığınızda ağırlıklı olarak hangi tür yapıtlar bulunmaktadır?
– Yazınsal türler içinde şiir kitapları ilk sırada diyebilirim.
7. (I) Şiirle ilgili düşüncelerimi iyi bir araştırma yaparak bir
yapıtla aktarmayı düşünüyorum. (II) Öteden beri bu konuda bir eksiklik olduğu kanısındayım. (III) Bununla ilgili
Büyük Türk Şiiri Antolojisi kitabını incelemek ve bilgi almak istiyorum. (IV) Öte yandan bu düşüncemi gerçekleştirememekten ,okurlarıma mahcup olmaktan da korkuyorum. (V) En kısa zamanda bunun üstesinden gelmeyi ve kitabımı çıkarmayı planlıyorum.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde
bir tasarıdan söz edilmemiştir?
A) I ve II B) II ve IV C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
9. (I) Geçen ay , bir gazetenin düzenlediği anketle belirlenen sporculara ödül vermek için bir tören hazırlandı. (II)
İstanbul’daki tören sırasında sahneye çıkan hemen her
yabancı oyuncu, öğrendiği Türkçe sözcüklerle konuşmaya çalıştı. (III) Onlar konuşmaya çalıştıkça salondan
alkış sesleri yükseliyordu. (IV) Bu da gösteriyor ki bu alkışlar, onları kendimizden bir parça olarak gördüğümüz,
onlarla aynı dili konuştuğumuz için gönülden kopup gelmişti. (V) Dilin kafasını gözünü yara yara da konuşsalar
onlardan bunu duymak çok keyif vericiydi.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
“çıkarım” söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1-E 2-B 3-E 4-E 5-C 6-C 7-B 8-A 9-D 10-C
23 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 2
2. (I) Zeytin diyarı Gemlik, Türkiye’nin en lezzetli zeytinlerinin yetiştirildiği ve ticaretinin yapıldığı önemli bir liman
merkezidir.(II) Soframıza gelene kadar yetiştirilmesinde
bitmek tükenmek bilmeyen bir emek harcanır.(III) Zeytin ağaçlarının süslediği Gemlik’e eylül ayında geliyorsanız, burada düzenlenen zeytin festivaline katılmadan
dönmenizi tavsiye etmem. (IV) Oldukça eğlenceli geçen
bu festival üç gün sürmektedir ve ilçenin tam merkezinde yapılmaktadır. (V) Zeytin ağaçları, tarih boyunca
hep barışın simgesi kabul edildiğinden olsa gerek ilçeye
barış ve huzur dolu bir atmosfer vermiş.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
çıkarım söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. (I) Türk edebiyatının yaşayan elli şair ve yazarının edebiyatını ve hayata bakışını anlattığı Yüz Yüze Konuşmalar adlı çalışma tamamlandı. (II) Edebiyat dünyasında bir
ilk olan çalışmada yaşayan edebiyatçılarımızın derinliği
onlarla konuşarak kayda alındı. (III) Geniş kitlelere, özellikle genç kuşaklara tanıtılıp geleceğe taşınması amacıyla hazırlanan yapıta umarım okurlar gereken ilgiyi gösterir. (IV Kitapta Ferit Edgü, Doğan Hızlan, Rasim Özdenören, Gürsel Aytaç, Ataol Behramoğlu gibi pek sanatçımız yer alıyor. (V) Yüz Yüze Konuşmalar’ın, “Yaşayan
Edebiyat” temasının ardından yaşayan müzik, yaşayan
sinema olarak da devam etmesi düşünülüyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
beklenti söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ön yargı söz konusudur?
A) Nerede olursan ol, hangi dönemde yaşarsan yaşa,
umut sensin ve mutlaka bir çıkış yolu vardır.
B) Yapıt, edebiyat dünyasında büyük ilgi gördü ve eleştirmenlerden de tam not aldı.
C) Sanatçı sadece kendi alanında değil ulaşabildiği her
yoldan, her yöntemle insanlara ulaşabilmeyi hedefler.
D) Sanatçı olmak; çok yönlülüğü, hayata değişik açılardan bakabilmeyi, her baktığında da o farklılığı görmeyi gerektirir.
E) Sanatçının okurun anlama düzeyini gözetmeden yazdığı bu şiirlerin kalıcılığı yakalaması imkansız.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir tasarı söz konusudur?
A) Geçmişteki değerlerimizi yapıtlarıma taşımayı ve her
yapıtımda ulusal bilinci ortaya koyan yazılar yazmayı düşünüyorum.
B) İnsanlık duygularının bozulmadığı her devirde ve her
yerde, sanat ve edebiyatın değeri bilinmiştir.
C) Gerçek bir öykü yazarı, yaşama ayna tutarak kıyıda
köşede kalmış anlatılmayanları bulup çıkarır.
D) Yapıtlarının konularını yaşamın ayrıntılarından ustaca
süzen sanatçı anlatımındaki tekdüzeliği bir türlü aşamıyor.
E) Nitelikli bir birikimden yoksun olan sanatçı bilimsel
içerikli yazılar da yazınca yazdıkları iyice sıradanlaşıyor.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde koşula bağlılık söz
konusu değildir?
A) Bizim buralarda çay bahçelerine yağmur yağdıkça
her yer mis gibi toprak kokardı.
B) Öğrencilerimle yıl sonunda bir edebiyat dergisi çıkarmayı planlıyoruz.
C) Sana yardım edebilirim yalnız önce senin gayret ettiğini görmem gerekir.
D) Akşama geri vermek üzere arkadaşımdan bilgisayarını ve kulaklığını istedim.
E) Temiz bir dünya istiyorsak önce yaşadığımız yeri temiz tutmakla başlayabiliriz.
TÜRKÇE 24
Pratik Test FASİKÜL 2
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde varsayım anlamı
yoktur?
A) Bir an için öğretmen olduğunu düşün, nasıl davranırdın?
B) Yazın hayatımın ilk kitabını seneye çıkarmayı düşünüyorum.
C) Tut ki bilgisayarın bozuldu ve oyun oynayamadın.
D) Yüz soruyu iki saatte çözebildiğini düşünelim.
E) İşe kabul edildiğini say, mutlu olabilecek misin?
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “tahmin” söz konusudur?
A) Tayland’da bulunan Koh Samui Adası, sakin bir tatil
geçirmek isteyen kişilerin en sık tercih ettiği yerler arasında bulunuyor.
B) Hindistan cevizi ağaçlarının süslediği Chaweng Sahili, yaz boyunca gelen yabancı misafirlerine ev sahipliği yapıyor.
C) Adanın farklı bölgelerinde yer alan koyları ve plajları
ile ünlü Koh Samui Adası, ilginç mimarîsiyle dikkatleri üzerine çekiyor.
D) Koh Samui Adası, su sporlarına ilgi duyan kişiler tarafından da en çok tercih edilen yerler arasında geliyor.
E) Adanın geniş, yeşil bir alan üzerinde olması, adada
düzenlenen golf turnuvaları, golf tutkunlarını cezbedeceğe benziyor.
10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatılanlar ayraç
içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır?
A) Yapıtlarınızın içerdiği görüşlerden dolayı okur tarafından tepkiyle karşılandığını düşünün, o zaman ne yaparsınız? (varsayım)
B) Anlattıklarınız bilimsel bir temele dayanmıyorsa eleştirileriniz okurlar üzerinde etkili olmaz. (koşul)
C) Genç bir şair olarak yazdığınız bu şiirler okurlarca çok
beğenilebilir ve siz yetkin şairlerin düzeyine yükselebilirsiniz. (olasılık)
D) Yapıtlarınızdaki dil yanlışlarını düzeltmediğiniz ve titiz
davranmadığınız sürece kalıcı olmayı beklememelisiniz. (beklenti)
E) Yapıtlarımda kenar mahallelerin yoksul çocuklarını anlatmam, insanlarda bu kesimlere karşı bir duyarlılık
oluşturmak içindi. (amaç)
8. (I) Boşluk duygusunun çok fazla yer aldığı, yenilmiş ve
bezmiş bir ruh hâli, yalnızlık duygusu İkinci Yeni şiir akımını öne çıkaran duygulardır. (II) Şiir dünyamıza farklı
bir pencere açan İkinci Yeni şairlerinin öznel şiir yaklaşımları güçlenip zenginleşerek günümüz şiirine doğru
evrilmiştir. (III) İkinci Yeni şairleri , imgelere kapılarını sonuna kadar açıp sıradanlıktan sıyrılarak edebi sanatlara
özgürlük tanıdıklarından, halk folklorundan, türkülerden,
doğa güzelliklerinden çok uzaktır. (IV) Oysa sonrasında
bu şiir anlayışının üzerinde çeşitlenerek ortaya konan şiir
örneklerini tümüyle bu hareketten soyutlamak doğru değildir. (V) Sonuçta İkinci Yeni’nin, bir sürecin olduğu kadar şiir tarihimizde günümüze değin uzanan bir dönemin de adı olduğunu söylememiz gerekir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
çıkarım söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
9. (I) Günlüklerimde, okuduğum kitaplarla ilgili aldığım notlarda birbirinden çok farklı şair, yazar ve kitaplar var. (II)
Hâliyle dağınık bir okuma anlayışına sahip olduğum,
okurun gözünden kaçmıyor. (III) Bu durum, hayata ve
hayatın içindeki hiçbir olgu ya da duruma “bir proje” gözüyle bakmamış olmamdan kaynaklanıyor. (IV) Hayat ve
okuma yolculuğu rastlantılarla dolu, hesaba kitaba gelmeyen, plan programa uymayan bir süreçtir. (V) Önceden belirlediğim bir konuda,belli amaçlar tespit ederek
yaptığım okumalarımın hiçbiri günlüklerimde yer almıyor. (VI) Onlarda akademik bir yaklaşımı ya da bir inceleme, tanıtma çalışmasını öncelemek istememdendir bu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri
kendinden önceki yargının gerekçesi durumundadır?
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) III ve VI E) V ve VI
1-E 2-E 3-B 4-C 5-A 6-B 7-E 8-C 9-D 10-D
25 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 2
1. Aşağıdakilerin hangisinde yargı, bir koşula bağlanmıştır?
A) Yeşil alanlarımızı koruyamazsak gelecek kuşaklar için
doğal yaşam alanları yok olacak.
B) Yapıtın üzerinde çok çalıştığın için düşüncelerin daha anlamlı hale gelmiş.
C) Yaz tatilini Karadeniz’in yemyeşil yaylalarında, doğayla baş başa geçirmek istiyorum.
D) Sınavlara gereği hazırlanmadığından bu yıl girmeyi
düşünmüyor.
E) Okuldan sonra arkadaşlarıyla tiyatroya ünlü yazarın
son oyununu izlemeye gitmişler.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde amaç-sonuç anlamı yoktur?
A) Okul masraflarını karşılamak için yarım gün işte çalışıyorum.
B) Hızlı konuştuğu için ne dediğini bir türlü anlayamadım.
C) Arkadaşlarıyla alışveriş yapmak üzere evden ayrılmıştı.
D) Doğanın fotoğrafını çekmek için iyi bir makine satın
aldı.
E) Öğrencilere yardımcı olsun diye hazırladım bu fasikülleri.
2. (I) Sanatçı her zaman içinde bulunduğu toplumun önünde
yürümeli ve onlara ışık olup yeni hedefler göstermelidir.
(II) Sanatçı, bunu kendine bir görev edindiği için toplumun ufkunu açmak onun için hiç de zor değildir.(III) Bunu
yaparken toplumun değerlerini, duygu ve düşüncelerini
de iyi bilmesi gerekir. (IV) Fakat çoğu zaman sanatçı arkasına bakmadığından bulunduğu toplumu, yani kendisini rehber olarak kabul edip takip eden insanları geride
bırakır. (V) Bu durumda yapılacak en önemli şey, sanatçının hemen bu tutumundan vazgeçip kendinden beklenileni yapmasıdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
yargı, gerekçesiyle birlikte verilmiştir?
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
D) III ve IV E) IV ve V
5. Bir yazar, tarih, bilim ve felsefeden başlayarak bilginin
ve kültürün geniş alanında sürekli dolaşmalı, insanlığın
temel sorunlarıyla sürekli iç içe olmalıdır. Yazılarına sadece malzeme sağlamak için değil, ele aldığı konulara
geniş bir açıdan bakmak için okumalıdır. Ne var ki günümüzdeki yazarlar okuma zahmetine katlanmıyor. Geçmişteki yazarların tersine şimdi çoğu yazarda, özellikle
köşe yazarlarında bir sığlık görüyorsak bunun en önemli
nedeni bu okumama hastalığıdır. Elbette bunun sonucunda da hep aynı konular etrafında dönen yazılar kaleme alınıyor. Bu durum yüzeysel bir bakış açısına sahip, abur cubura alıştırılmış bir okur kitlesi ortaya çıkarmıştır ve işin acı tarafı da budur.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Tahmin B) Karşılaştırma C) Öneri
D) Koşul E) Yargı-gerekçe
4. (I) Beş Şehir’in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen
özlemdir. (II) Tanpınar, bu yapıtında şiirsel bir anlatımla
Ankara, Erzurum, Konya , Bursa, İstanbul’un ruhunu resmetmiştir. (III) O, kişiliği ve ilgi alanlarının etkisiyle dış
dünyanın ayrıntılarına ilgi duyan, bu ayrıntıları önemseyen bir yazardır. (IV) Bu yüzden onun yapıtında dış mekân
olduğu gibi kalmaz, mekâna bağlı olarak iç dünyaya yönelik betimlemeler de sıklıkla yer alır. (V) Onun sanatçı
kişiliği hakkında yapacağınız değerlendirmelerde, bu durumu göz ardı etmemeniz yararınıza olacaktır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi öneri niteliği taşımaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 26
Sınav Tadında FASİKÜL 2
6. (I) Necip Fazıl yazın hayatına çok genç yaşta girmiş, şiirlerini Yakup Kadri’ye götürmüş, şiirleri takdir toplayınca
Yeni Mecmua’da ilk şiirlerini yayımlamıştır. (II) 18 yaşında
tecrübesiz bir şair olmasına karşın Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’le aynı mecmuada şiirlerinin yer alması kendisini de şaşırtmıştır. (III) Bu sıralarda gazetecilikte bir iki
başarısız denemesi olmuş ancak bu deneyimler onun
Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Peyami
Safa ile tanışmasını sağlamıştır. (IV) “Bu dönemki şiirlerim gayet acemice yazılmış, özenti ürünüydü.” diyen şair,
bundan dolayı hece ile aruz arasında bocaladığını belirtmiştir. (V) İlerleyen yıllarda Türk Edebiyat Vakfı tarafından kendisine “Şairler Sultanı” ünvanı verilmiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
hem yargı-gerekçe hem de öz eleştiri söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
7. (I) Ölümüne dek roman, hikâye, anı, eleştiri, çeviri gibi
farklı türde birçok eser yayımlayan Ahmet Mithat, Türk
edebiyatının gerçek anlamda ilk popüler ve üretken yazarıdır. (II) Halk üzerinde etkili olan sanatçı, farklı türlerde kaleme aldığı iki yüzü aşkın yapıtında hep farklı
konuların ve anlatımların peşinde olmuştur. (III) Sanatçı,
pek çok edebiyat eleştirmeni ve tarihçisi tarafından yeterince önemsenmemiş olsa da eserlerinde kullandığı
deneysel anlatım tarzları, onun gerçek bir edebiyatçı olarak yazdığı metinler üzerine düşündüğünü ve çalıştığını
gösteriyor. (IV) Bu da onun hakkında yapılan bazı olumsuz yorumların gerçeği bütünüyle yansıtmadığının en
önemli kanıtıdır. (V) Eserleriyle derin bir iz bırakmış olan
Ahmet Mithat Efendi, geniş bir okur kitlesine hitap etmenin yanı sıra daima yenilenmenin ve ilerlemenin peşinde
olmuştur.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde
çıkarım söz konusudur?
A) I ve II B) I ve V C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
8. (I) Kartaca’nın Tunus sınırları içinde yer aldığı, MÖ 9. yüzyılda Fenikeliler tarafından kurulduğu ileri sürülüyor. (II)
Akdeniz kıyılarında, savunulması kolay bir yarımada üzerinde bulunan kent, deniz ticareti sayesinde kısa sürede
zenginleşmiş. (III) Roma’yla MÖ 2. ve 3. yüzyıllarda üç
kere savaşan Kartaca yenilmiş ve tamamen yıkılarak Romalılarca koloni hâline getirilmiş. (IV) Tekrar inşa edilen
ve Akdeniz’de yıldızı yükselen Kartaca, imparatorluğun
en önemli üçüncü kenti olmuş. (V) Bugün modern Tunus kentinin bir dış mahallesi olan Kartaca, yapılaşmadan nasibini alarak tarihî özelliklerinin çoğunu kaybetmiş. (VI) Sezar zamanında nüfusunun 700 bine kadar
yükseldiği düşünülen kentin bu ihtişamını ve canlılığını
günümüzde de bulmak mümkün.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde
tahmin söz konusudur?
A) I ve II B) I ve VI C) II ve III
D) IV ve V E) V ve VI
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir varsayım söz
konusudur?
A) Roman yazarlarının aynı konular etrafında dönüp durması, okurun beklentisini gittikçe azaltıyor.
B) Sanatçı, hikâyelerinde olduğu gibi romanlarında da
kapalı mekân olarak daha çok evleri, odaları, mutfakları tercih etmiştir.
C) Geleceğe değer vermenin en güzel yolunun önce
yaşadığımız ana değer vermek olduğunu düşünüyorum.
D) Ünlü yazarın son yapıtının insanlar tarafından okunmadığını, beğenilmediğini düşünelim.
E) Her sanatçı, yazdıklarıyla ilgili okura karşı öz eleştiri
yapıp kendini geliştirmelidir.
1-A 2-C 3-B 4-E 5-A 6-D 7-D 8-B 9-D
27 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
Cümle Anlamı - Kavramlar Somutlama
Soyut bir kavram, durum ya da olayın anlaşılabilmesi için somut varlıkların özelliklerinden yararlanılarak genellikle benzetme yoluyla açıklanmasıdır.
Örnek
 Ozan, öz şiir hiçbir katkı maddesinin bulunmadığı zeytinyağı gibi berraktır, diyor.
Yukarıdaki cümlede soyut olan “öz şiir” sözü, “hiçbir katkı maddesi içermeme ve berrak olma özelliği gösteren zeytinyağına” benzetilerek görünür bilinir duruma getirilmiş
yani somutlama yapılmıştır.
 Bir insanın dış görünümü rengini iç dünyasından alır, giysilerimizin bizi kendi sıcaklığımızla ısıtması gibi.
Yukarıdaki cümlede soyut olan “dış görünümün rengini iç
dünyadan alma” sözü, “giysilerimizin bizi ısıtmasına” benzetilerek görünür bilinir duruma getirilmiş yani somutlama
yapılmıştır.
2 - ÖĞRETEN SORU
(I) Suların gittikçe daha da kabarıp köpürdüğünü görüyorum.
(II) Suların rengi koyuluğunu yitiriyor, süt beyazlığına dönüşüyor. (III) Uzun koşudan dönen safkan bir atın ağzındaki köpükler gibi, sulardaki dalgalar sırtında hüzün taşıyor. (IV) Bu
hüznün seviyesi derin derin soluk alıp uyuyan bir aslanın göğsü
şiddetinde yükseliyor, alçalıyor. (V) Dalgalar müthiş bir hırsla
karaya vuruyor ve patlıyor birbiri ardından.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde somutlamaya yer verilmiştir?
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
D) III ve IV E) IV ve V
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somutlamaya başvurulmuştur?
A) Benim yaptığım iş, uçak kullanmaya benzer. Birçok iyi iş
yaparsınız ama başarısız olduğunuz tek bir iş, sonunuz
olur.
B) Nereden bakarsak bakalım, toplumu oluşturan bireylerle
bir duygu alışverişimiz var. Bu nedenle yollayacağımız
her ileti, onlara da uygun gelmelidir.
C) Doğru düşünen bireyler yetiştirmek için anadili öğretimine önem vermek gerektiğini hepimiz biliyoruz.
D) Gelişme, toplumsal bilimlerde çok önemli bir kavramdır.
Bunun için araştırmacılar gelişme kavramı üzerinde sürekli olarak kafa yormaktadırlar.
E) Olaylar ve nesneler için söz konusu olan iyi kötü, güzel-çirkin türünden değerlendirmelerin her birine değer
yargısı denmektedir.
Çözüm
Çözüm
3 - ÖĞRETEN SORU
(I) Bir şiirde sözcüklerin çağrışımsal gücü, ses değeri; oluşturulacak dize için çok önemlidir. (II) Dize içerisindeki sözcükler kendi anlamlarının dışında şiire sessel bir yenilik getirir.
(III) Böylelikle şiir, sözden ziyade ahenge yaklaşarak müzikal
bir değer kazanmış olur. (IV) İnsan vücudunda sağlıklı kalmak
için hücrelerin kendini yenilemesi gibi şiirde de şairin sözcüklerin bilinen anlamlarına yeni anlamlar kazandırması, şiirin kalıcılığı için gereklidir. (V) Sözcüklerin var olan anlamlarıyla yetinen bir sanatçının özgün söyleyişe ulaşamayacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde somutlamaya yer verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
TÜRKÇE 28
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
4 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde doğrudan aktarılan bir
söze yer verilmiştir?
A) Denemeci, ele aldığı konuya kendi penceresinden bakar.
B) Denemecinin, belli sayıda okura seslendiği unutulmamalıdır.
C) Denemeci, sorunlara değişik açılardan bakarak okura bir
tür uyarıda bulunur.
D) Deneme yazarı, eleştirme görevi yüklendiğinin bilincindedir.
E) Denemecinin işi yargılamaktır, sözü boşuna söylenmemiştir.
Çözüm
Doğrudan (Düz) Anlatım
Başkasına ait bir sözü hiçbir değişiklik yapmadan olduğu gibi
bir başkasına aktarmaktır.
Örnekler
 Usta öykücü, her şey bir insanı sevmekle başlar, diye yazmıştı hatıra defterine.
Bu cümlede öykücünün “her şey bir insanı sevmekle başlar.” sözleri aynen aktarıldığından doğrudan anlatım vardır
 Arkadaşım, hafta sonu sınava gireceğim, dedi.
 Anne, çocuklarına “Yağmur başladı, içeri girin.” dedi.
Yukarıdaki cümlelerde “hafta sonu sınava gireceğim” ve
“Yağmur başladı, içeri girin.” sözleri hiçbir değişiklik yapılmadan aktarıldığından, doğrudan anlatım vardır.
Dolaylı Anlatım
Bir başkasına ait sözü, kişinin kendi söyleyişi içinde eriterek
sözün özünü değiştirmeden yeniden ifade etmesidir.
Örnekler
 Usta öykücü, her şeyin bir insanı sevmekle başlayacağını
hatıra defterine yazmıştı.
 Arkadaşım, hafta sonu sınava gireceğini söyledi.
 Anne, çocuklarına yağmurun başladığını, içeri girmeleri
gerektiğini söyledi.
Yukarıdaki cümlelerde sözü aktaran kişiler, başkasına ait
sözlere kendilerinden bir şeyler katarak dolaylı anlatım yapmıştır.
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerden hangisi, dolaylı anlatıma örnek olabilir?
A) Şöyle bir olayları anımsar, üzülürüz ve “İşte bu dünya böyledir.” diye düşünürüz.
B) Öğretmen, Ali’ye: “Arkadaşına söyle, yarın ödevini mutlaka getirsin!” dedi.
C) Paul Valery, şiir yazma yönteminden söz ederken “İlk dize
Tanrı vergisidir, ondan sonrası da çaba...” demiş.
D) Tiyatrodan çıktığımızda arkadaşım, Hazım’ın sahnede
canlandırdığı prensin gerçek hayatta da yaşamış olduğunu söyledi.
E) Önce, tiyatronun ögelerini, hangi sanatların bir araya gelerek tiyatro gerçeğini ortaya koyduğunu düşünelim.
6 - ÖĞRETEN SORU
(I) Değerli kültür, kendisini meydana getiren unsurlar arasında
tam bir denge kurmuş olan ve kendi değerlerinin farkında olan
kültürdür. (II) “Olgun bir dil, olgun bir kültürün ürünüdür.” diyor sanatçı. (III) Olgun bir dilin, kendisini konuşan milletin
duygu ve düşünce inceliklerini ifade edebilen bir dil olduğunu
da söylüyor. (IV) Aslında kültür, hem böyle bir dilin ürünüdür
hem de bu dili en iyi kullanan kişilerin. (V) Böyle ürünler de
hem milli hem de evrensel değerlere sahiptir
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “dolaylı
anlatım” söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
Çözüm
29 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
Kinayeli Anlatım (Kinayeli Söyleyiş)
Bir sözün, karşıdakini alaya almak amacıyla, tersini kastedecek şekilde kullanılmasıyla oluşan alaysamalı yargılardır.
Örnek
 Bu roman o kadar yalın ve anlaşılır bir dille yazılmış ki yazarın kendisi de romanı anlayamıyormuş.
Bu cümlede “o kadar yalın ve anlaşılır bir dille” sözüyle,
söz konusu romanın tam tersi bir durumda yani anlaşılmaz
olduğu anlatılmak istendiğinden, kinayeli anlatım vardır.
Kaygı
Herhangi bir olayın olumsuz bir şekilde sonuçlanabileceğine
dair endişe duymaya kaygı denir.
Örnekler
 Bu davranışımdan sonra onun benimle bir daha konuşmamasından çekiniyorum.
 Üslubumdaki değişikliklerden sonra okurlarımın benden
uzaklaşmasından korkuyorum.
Birinci cümlede kişi, davranışından dolayı, arkadaşının
kendisiyle konuşmamasından; ikinci cümlede yazar, sanat
üslubundaki değişiklikten dolayı, okuyucularının kendisinden uzaklaşmasından kaygı duyduğunu ifade ediyor.
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “yakınma” söz konusudur?
A) Dergiye girecek yazıların başka bir yerde yayımlanmamış ve özgün olması gerekir.
B) Konudan konuya atlayan, başlığıyla içeriği birbirine uymayan yazılar bizleri çok yormaktadır.
C) İsteklerimizden birisi de gönderilen yazıların, yazı makinesiyle çift aralıklı olarak yazılmasıdır.
D) Alt alta dizilmiş cümlelerin şiir sayılmayacağı herkesçe
bilinen bir gerçektir.
E) Daha güzel, daha nitelikli bir dergi çıkarabilmek için okurla
iş birliği şarttır.
Çözüm
Yakınma
Herhangi bir olumsuz durumdan üzüntü duymayı, dolaylı yoldan, üstü kapalı şikâyetçi olmayı içeren yargılardır.
Örnekler
 İçerik yönünden zayıf kitaplar, okurlarda okuma arzusunu
köreltiyor.
Bu cümlede kitapların durumundan hareketle okurların
okuma isteğinin azalmasından şikâyet edilmektedir.
 Gücüm, servetim neyim varsa kaybettim
Kaybettim ah, dostlarım neşemi
 Bazı öğrencilerde düzenli çalışma alışkanlığı olmadığından, onlara ödev vermede zorlanıyoruz.
 Son zamanlarda genç şairlerimiz, sadece kendilerinin anlayabileceği, kapalı şiirler yazıyor.
Yukarıdaki cümlelerde de yakınma anlamı vardır.
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde söyleyenin düşüncesi,
kinayeli bir biçimde dile getirilmiştir?
A) Otel görevlisi salondaki televizyonun sesini sonuna kadar açmış ama kimse dinlemiyor.
B) Eh, bu hızla gidersek okula belki yarın sabah varırız.
C) Bu küçük tatil köyünde, her sabah üçe kadar arabesk türünde parçalar çalınıyor.
D) Son on yılda tükenen hayvan ve bitki türü, daha önceki
elli yılda yok olanlara eşitmiş.
E) Gürültüyle etkili bir biçimde savaşabilmek için bir yasa
çıkarılması gerekir.
Çözüm
TÜRKÇE 30
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
Alçak gönüllülük
Kişinin kendi değerini olduğundan aşağı göstermesi, sahip
olduğu nitelikleri ön plana çıkarmaktan uzak durmasıdır.
Örnek
 Her ne kadar şiirlerim çok ilgi gördüyse de şairlik yolunda
daha öğreneceğim çok şey var.
Bu cümlede şair, şiirlerinin ilgiyle karşılanmasına rağmen “şairlik yolunda daha öğreneceğim çok şey var” diyerek alçak
gönüllü bir davranış ortaya koyuyor.
10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Bu sanatçı, içinde yaşadığımız çevreyi, günlük olayları yansıtıyor. (II) Bunları, ancak okurken görebileceğimiz, incelikli
ayrıntılarla ustaca anlatıyor. (III) Bu yapıtında da büyük kentin aylak insanlarını, küçük memurları konu alıyor. (IV) Sevgiye, insanca yaşamaya özlemi olanların arayışlarını inceliyor.
(V) Bunları, alçakgönüllü bir gözlemcilikle önümüze seriyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde beğenme sezilmektedir?
A) I ve II B) I ve III C) II ve V
D) III ve IV E) IV ve V
Çözüm
Çözüm
11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Bu zorlu uğraşta, kendimi hiçbir zaman şair olarak görmedim. (II) Bana “şair” diyenlere de içimden hep gülümsedim.
(III) Ben, şiir yazma yolunda tutarlı olduğunu sandığım bir biçimde yürüyen, sıradan bir şairim. (IV) Şiir yazma serüveninde,
tüm yeteneğimi ortaya koyarak, ulaştığım düzeyi düşürmeden yol alıyorum. (V) Bu tutumum, işimi bir bakıma zorlaştırdığı gibi az şiir yazmama da neden oluyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinden, konuşan kişinin alçak gönüllü olduğu anlamı çıkarılamaz?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V
Beğenme - Takdir Etme
Herhangi bir şeyin iyi ya da güzel olduğunu ve beğenildiğini
dile getirmektir.
Örnekler
 Maviyle yeşilin buluştuğu, gözlerden uzak, şirin bir balıkçı
kasabasıydı burası.
 Ozanın son dönem şiirleri, kaliteli bir anlatımın örnekleri
olarak çıkıyor karşımıza.
Birinci cümlede “şirin balıkçı kasabası” sözüyle, ikinci cümlede “kaliteli bir anlatımın örnekleri” sözüyle ozanın son
dönem şiirlerine yönelik bir beğenme dile getirilmektedir.
9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Çeviri, kültürlerarası etkileşimdeki önemli etkinliklerden biri.
(II) Kültürleri zenginleştiren bir öge. (III) Son yıllarda, çok sayıda bilimsel ve yazınsal metin dilimize çevrildi. (IV) Bu, Türk
kültürü açısından büyük bir kazanç. (V) Ne var ki, bu çeviri
metinlerinin birçoğunda özgün metnin tam olarak yansıtılıp
yansıtılmadığı ya da kullanılan Türkçenin niteliği tartışılabilir.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir “kaygı” dile getirilmektedir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm
31 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
BİZDEN NOT
Özgünlükle ilgili metinlerde “sanatçının eserlerinde başkasına benzememe, taklitten, öykünmeden
uzak durma, orijinallik, eserlerine kendi damgasını vurma, yeni ve farklı şeyler ortaya koyma” gibi
sözlerin geçebileceği unutulmamalıdır.
BAŞKA YERDE YOK
Bu bölümde söz edilecek kavramlar üslup temelli olup sınav sorularında sıkça yer almaktadır.
Kalıcılık
Bir edebî eserin yazıldığı çağı aşıp günümüzde de
yaşamaya devam etmesidir.
Duruluk
Gereksiz ifadelere yer verilmeyen, anlaşılması kolay bir anlatım.
Doğallık
Yapmacık, zorlama ifadelere yer verilmeyen içten
bir anlatım.
Açıklık
Yanlış anlamadan uzak, anlam belirsizliğinin bulunmadığı bir anlatım şeklidir.
Özgünlük
Bir sanatçının, eserlerine kendine özgü nitelikleri
yansıtmasıdır.
Cümle Anlamıyla İlgili Diğer Kavramlar
Yoğunluk
Edebî bir metinde, az sözle çok şey anlatabilme durumudur.
 Başkasının sayfalarca yazdıklarını bir dizeye sığdıran bir
anlatımı vardı şairin.
Yalınlık
Bir sanat eserinde dili, süssüz, sanatsız ve herkesçe anlaşılacak bir biçimde kullanmaktır.
 Sanatçı, eserlerine günlük dili başarıyla yansıtmış.
Evrensellik
Bir sanat eserinde, tüm insanlığı ilgilendirecek konuları işlemek ve tüm insanlara seslenebilmektir.
 Yaşadığı toprakları aşıp tüm insanlığın duygularını anlatan
eserlere imza attı.
Ulusallık
Bir sanatçının yazdıklarında içinde bulunduğu ulusun insanını
ilgilendiren konulara yer vermesi, ulusal değerleri ön plana çıkarmasıdır.
 Sanatçının öykülerinde, havasını soluduğu coğrafyanın
rengini tüm zenginliğiyle bulabilirsiniz.
Çözüm
12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Bir romancıyla ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi, ayraç içindeki özellikle uyuşmamaktadır?
A) İşlediği konuyu, çizdiği ve betimlediği karakterleri, bunlar arasındaki ilişkileri bugüne değin başka hiçbir romancının yansıtmadığı bir biçimde vermiştir. (özgünlük)
B) Anlatımını oluşturan söz değerlerini seçerken dilin sunduğu tüm olanaklardan yararlanmış, bunları kılı kırk yaran bir tutumla kullanmıştır. (titizlik)
C) Okurken söyleyiş güçlüğü yaratmayan, anlamları herkesçe bilinen sözcükleri seçerek konuşma dilinin özelliklerini içeren, kısa cümleler kurmuştur. (akıcılık)
D) Anlatımındaki ayrıntı zenginliği, ayrıntıları işlevsel bir biçimde verişi onun söylemine inandırıcı bir nitelik kazandırmıştır. (evrensellik)
E) Dili, inceliklerine dikkat ederek güzel bir biçimde kullanması, onun her dönemde okunan, yapıtlarını yaşadığı
günlerin sınırı dışına taşıyan bir yazar olmasını sağlamıştır. (kalıcılık)
TÜRKÇE 32
FASİKÜL 2
Cümle Anlamı - Kavramlar
Etkinlik
A) Aşağıda verilen tanımları uygun kutucuklarla eşleştiriniz.
1.Bir sanatçının yazdıklarında içinde bulunduğu ulusun insanını ilgilendiren
konulara yer vermesi, ulusal değerleri ön plana çıkarmasıdır.
2. Edebî bir metinde, az sözle çok şey anlatabilme durumudur.
3.Bir sanat eserinde dili süssüz, sanatsız ve herkesçe anlaşılacak bir biçimde
kullanmaktır.
4. Bir sanat eserinde, tüm insanlığı ilgilendirecek konuları işlemek ve tüm
insanlara seslenebilmektir.
5. Bir edebî eserin yazıldığı çağı aşıp günümüzde de yaşamaya devam
etmesidir.
6.Gereksiz ifadelere yer verilmeyen, anlaşılması kolay bir anlatım.
7.Yapmacık, zorlama ifadelere yer verilmeyen içten bir anlatım.
8.Yanlış anlamadan uzak, anlam belirsizliğinin bulunmadığı bir anlatım şeklidir.
9.Bir sanatçının, eserlerine kendine özgü nitelikleri yansıtmasıdır.
B) Aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına ‘’D’’ yanlış olanların karşına ‘’Y’’ harfi
koyunuz.
1.Sitemde tek bir davranıştan rahatsız olma durumu vardır,yakınmada ise sürekli gerçekleşen,
en azından şikâyette bulunacak kadar gerçekleşen eylemler söz konusudur.
2.Dolaylı anlatımda aktarılan sözün anlamı bazen korunmaz.
3.Doğrudan anlatımlarda aktarılan sözde herhangi bir değişiklik yapılmaz.
4.Bir durumla, yapılacak olan bir işle ilgili duyulan endişe, üzüntü ya da tasaya ‘’kaygı’’ denir.
5.Bir eser, olay ya da durumu iyi veya güzel bulmaya ‘’beğenme’’ denir.
6.Belirli bir konuda bir davranışta bulunmasını veya bulunmamasını söylemeye ‘’yakınma’’ denir.
Doğallık
Evrensellik
Kalıcılık
Yalınlık
Yoğunluk
Ulusallık
Açıklık
Özgünlük
Duruluk
33 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 2
1. (I) Yazarın romanlarını ortaya koyarken içeriğin etkili olması kadar dile hâkim olmasının yanında zengin bir söz
dağarcığına da sahip olması gerekir. (II) Yetersiz bir dille
ortaya konan yapıtların hem yetkin olması hem geleceğe
kalması mümkün değildir. (III) Bir terzi kötü bir kumaştan nasıl iyi bir elbise yapamazsa kendi ana dilini doğru
dürüst bilmeden de bir yazarın, duygularını, düşüncelerini anlatması zordur. (IV) Her şeyden önce okuyanların
anlayabileceği kısa cümlelerle, yerli yerine konmuş sözcüklerle yazması daha etkili olur. (V) Bu düzeye ulaşmak için bir sanatçının Türk edebiyatında bu alanda kendini kanıtlamış sanatçıları incelemesi, özgün üslupları
görmesi, tanıması gerekir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
somutlama yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
3. (I) Arkadaşlarla yazlığın deniz tarafındaki balkonunda
oturuyoruz. (II) Kıyıdaki balıkçı teknelerinden sesler geliyor. (III) Gece karanlığında teknelerin üzerinde dolaşan
insanlar, koşuşturan karıncaları andırıyor. (IV) Biz tekneleri seyrederken babam da balkona çıkıyor.(V) Babam
çocukken denizci olmayı istediğini fakat annesinin izni
olmadığı için şimdi istemediği bir işi yaptığını söyledi.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
hayıflanma söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2. (l) Yaşayan elli edebiyatçıyla yapılan söyleşilerde, edebiyatçıların şimdiye değin pek bilinmeyen sanat ve edebiyat yönleri bir araya getiriliyor. (ll) Kitapta Buket Uzuner, Semih Gümüş, Alim Karaman, Haydar Ergülen,
Fatma Barbarosoğlu, Sadık Yalsızuçanlar gibi şair ve yazarlar yer alıyor.(III) İlk defa Türk edebiyatında elli edebiyatçı, yazar, şair elli uzman edebiyatçıyla karşı karşıya
getirilerek bir çalışma ortaya kondu. (IV) Elli edebiyatçı,
yine sanat dünyasından gelen elli sanatçıya; nasıl bir
kültür ikliminden geldiklerinden, ne hissederek yazdıklarına kadar birçok konuyu anlattı. (V) Bu yapıt, bir solukta okunabilecek alanında bir ilk olma özelliği taşıyan
orijinal bir yapıt olmuş.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde dolaylı bir anlatım söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. Bu yazarımız insanların acılarını, sevinçlerini kısaca yaşamın kendisini anlatır. Yazdıklarını yaşamdan ayıramazsınız. Yapıtlarında hem kendi duygularına yer verir hem
de okurun yüreğinin telini titretir.Olayları anlatmadaki
farklılığını dilin inceliklerinden ustaca yararlanarak da
gösterir. Bununla birlikte onun yazıları, kafanızda soru
işareti bırakmayacak kadar anlaşılır ve nettir.
Bu parçada sözü edilen yazarın anlatımı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Duygusal B) Gerçekçi C) Açık
D) Ulusal E) Özgün
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem beğenme hem
de olumsuz bir eleştiri söz konusudur?
A) Akıcı, düz bir anlatım ve aşırılığa kaçmayan bir tutumla oyunu sahneye koymuş yönetmen.
B) Şiirde önemli olan, şiirin içerdiği düşünce değil biçim ve ses özellikleridir.
C) İlk öyküleriyle belirli bir yazınsal düzeyin üstüne çıkmış bu yazarımız, son zamanlarda tekdüze bir anlatıma sığınmış.
D) Bazı sanatçıların yalnızca roman türünde yapıt kaleme almalarını doğru bulmuyorum.
E) Şair edebî sanatlara fazla başvurarak sıfatlarla, mecazlı söyleyişlerle kendine yeni bir tarz oluşturmuş.
1-C 2-D 3-E 4-D 5-C 6-A
6. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, ayraç içinde verilen
kavramla ilgili değildir?
A) Lisede şiirler yazarken bir gün ödüller kazanan bir
şair olacağım aklıma bile gelmezdi. (öz eleştiri)
B) Kitabımla edebiyatımızın, üzerinde hiç çalışılmamış
bir dönemini aydınlatmak istedim. (amaç)
C) Bu genç şairin dergilerde yayımlanan şiirleri, kendinden önceki şairlerden apayrı özellikler taşıyor. (özgünlük)
D) Yeni kitabım yayınlandığında sanatçı arkadaşlarımın
hiçbiri beni arayıp tebrik etmedi. (sitem)
E) Sanatçının son dönem şiirlerinin hem anlayış hem
biçem açısından oldukça farklı olduğu görülüyor.
(karşılaştırma)
TÜRKÇE 34
Pratik Test FASİKÜL 2
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı anlatım söz
konusudur?
A) Puşkin, “Hayat, yapıtta hem güzelliğiyle hem çirkinliğiyle anlatılmalıdır.” der.
B) En iyi romanların bir bunalım döneminde yazılacağını söylüyor, Dostoyevski.
C) Eleştirmenlerin yazınsal yapıtlara ön yargısız yaklaşımı çok önemlidir.
D) O, öykülerinde yaşadığı toplumun insanlarının renkli
dünyalarına yer vermiş.
E) Ünlü müzisyen bize, başarılı olmak için hem Mozart
hem Itrî dinleyin, dedi.
1. (I) Bir şair için sıradan sözcükler bile şiirine farklı anlamlar kazandırır. (II) Dize içerisindeki sözcükler kendi anlam ve söyleyişinin dışında şiire bir farklılık getirir. (III)
Burada amaç; bir sözcüğün anlamsal niteliklerini ortaya
çıkarabilmektir. (IV) Uzun süre yaşamak için nasıl hücrelerin kendini yenilemesi gerekirse şiirde de şairin sözcüklerin bilinen anlamlarına yeni anlamlar kazandırması,
şiirin kalıcılığı için gereklidir. (V) Sözcüklerin var olan anlamlarıyla yetinen bir sanatçının kalıcı olamayacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde somutlamaya yer verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2. Bu yazarımız, kendine has çizgisiyle yaşadığı toprağın
tam bir resmini çizmiş. Canlı tablolarla, özlü anlatımıyla
okuyucularının duygu ve düşünce dünyasını geliştirmiştir. Anlatımında belirsizlikten olabildiğince kaçınmış, içinden geldiği gibi yazmaya özen göstermiştir. Bundan dolayı zengin bir okur kitlesine sahip.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen yazarın yapıtlarının bir özelliği değildir?
A) Kalıcılık B) Özgünlük C) Açıklık
D) Ulusallık E) Yoğunluk
4. (l) Arkeoloji ve Sanat dergisi on dokuz yılı, “Arkeoloji ve
Sanat Yayınları” ise yirmi beş yılı geride bırakmış. (ll)
Özellikle son dönemlerde pek az şeyin süreklilik kazanabildiği ülkemizde böyle bir dergi ve yayınevi için hiç
de azımsanamayacak süreler bunlar. (lll) Bu dergi, sanat ve mimarlık tarihi alanlarındaki araştırma ve inceleme
haberleriyle yetmiş dokuzuncu sayısına ulaşmış durumda. (lV) Derginin editörü, bu başarının büyütülmemesi gerektiğini, yürünecek daha çok yollarının olduğunu söyledi. (V) Derginin 100. sayısını çıkarana dek çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde alçak gönüllülük dile getirilmektedir?
A) I B) ll C) lll D) IV E) V
5. (I) Her yazarın sanat hayatında adını devam ettireceği
Sefiller gibi unutulmaz bir yapıtı olmalı. (II) Ya da Anna
Karenina, Suç ve Ceza gibi unutulmaz romanlar... (III)
Türk edebiyatında böyle bir tek romanla anılmayı kim istemez ki? (IV) Ne yazık ki böyle bir düzeye erişemedim,
çünkü benim romanlarımın hemen hepsi birbiriyle aynı.
(V) İçlerinden birinin öne çıkarak diğerlerini gölgede bıraktığını söyleyemem.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde hayıflanma söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
6. I. Başarısız bir komedyenin anlatıldığı bu filmi sanki
daha önceden izledim. (tahmin)
II. Öğrencilerine verecekleri kararlarda iyice düşünmeleri gerektiğini hatırlattı. (doğrudan anlatım)
III. 2841 yıldır ayakta duran, Van Gölü kenarında bulunan Van Kalesi görülmeye değer eşsiz bir manzaraya sahip. (beğenme)
IV. Sanatçının eserlerinde süsten, gösterişten, özentiden, uzak bir anlatımı vardı. (yalınlık)
V. Arabanın kapısını kilitledim ama yine de o tenha
yerde arabanın güvende olmadığını düşünüyorum.
(kaygı)
Numaralanmış cümlelerden hangisi ayraç içindeki
kavrama uygun bir örnek değildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1-D 2-A 3-B 4-D 5-D 6-B
35 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 2
1. (I) Şiir, duygu, düşünce ve hayallerin sözcüklerle bir
araya gelerek oluşturduğu coşkun bir ırmaktır. (II) Yazıldığı dilin sınırlarını aşarak başka kültürlerle köprüler kurması, onun renkli yolculuğudur. (III) Hayat bulduğu toprakların sesi soluğu olduğu kadar diğer coğrafyalardaki
okurların da gönüllerinde yer edinir. (IV) Her okuyanda
çeşitli çağrışımlar uyandırarak onların duygu ve hayal
evrenini genişletir. (V) Dilin anlam derinliklerinden okuyana yeni tatlar devşirerek okuyucunun coşku ve heyecanını artırır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde
şiirin evrenselliğinden söz edilmiştir?
A) I ve II B) II ve III C) II ve V
D) III ve IV E) IV ve V
2. (I) Ünlü şairin Bütün Şiirleri yapıtı otuz altı yılda yirmi iki
kez basıldı. (II) Ne yazık ki ilk basımlardaki dikkatsizlik
hep sürüp gitti. (III) Öyle ki bazen bu yanlışların düzeltilmesi için yapılan uyarılar görmezlikten gelindi. (IV) Büyük bir yayınevinin hazırlayıp yaptığı yirmi üçüncü basım ise her bakımdan yepyeni, orijinal bir kitap olarak
ortaya çıktı. (V) Bu baskıda yapıt baştan sona yeniden
incelenmiş, denetlenip yenilenmiştir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde beğeni söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. (I) Güçlü bir aile için iletişimin şart olduğunu ve iletişimde
her düşünce ve duygunun ifade edilmesi ve dinlenilmesi
gerektiğini ifade ediyor uzmanlar. (II) Konunun uzmanları, sağlıklı iletişimin açıklık ve doğruluk olduğu, anlatılanları doğru anlamanın da dikkatli bir şekilde dinlemekle
sağlanabileceğini söylüyorlar. (III) İletişimde her zaman
karşımızdakinin söylemek istediği ile duyduğumuz aynı
olmayabilir. (IV) Çünkü söylenen sözdeki anlam her zaman açık olmaz. (V) Bu durumda anlatılanları doğru yorumlayabilmek için iyi bir dinleyici olmak iletişimi kolaylaştıracaktır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde
dolaylı anlatıma yer verilmiştir?
A) I ve II B) II ve IV C) III ve IV
D) III ve V E) IV ve V
3. (I) Yetkin sanatçının, yazın hayatı boyunca büyüklenmek
gibi bir derdi olmadı hiç, gerilerde kalmayı tercih etti her
zaman. (II) Genç, usta demeden sanatçıları yüreklendirerek yazmaya, üretmeye özendirdi. (III) Popüler olma
adına gerçek eleştiri; gerçek öykü ve gerçek şiirden uzaklaşmadı. (IV) Az konuştu, çok gayret gösterdi ve çok yapıt ortaya koydu. (V) İşte bütün bu özellikleri, onun, geniş bir okur kitlesinin gönlünde taht kurmasını sağlamıştır.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde sözü
edilen sanatçının alçak gönüllülüğünden söz edilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 36
Sınav Tadında FASİKÜL 2
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisi ayraç içinde verilen kavramla ilgili değildir?
A) Ahmet Haşim’in şiirlerinin her bir dizesi adetâ şairinin adını haykırıyor. (özgünlük)
B) Mehmet Emin Yurdakul’un , hece ölçüsüyle yazdığı
şiirlerinde sözcükler sizi hiç duraksatmaz, bir nehir
gibi uzanıp gider. (duruluk)
C) Orhan Kemal’i okuyanlar yapıtlarının ilkinden sonuncusuna kadar neyi savunmuşsa onu savunmaya devam ettiğini görecektir. (tutarlılık)
D) Dil devrimini büyük bir şans ve kazanç sayıyorum,
diyen Sait Faik Abasıyanık halkın anlayabileceği bir
dille yazmıştır. (yalınlık)
E) Ahmet Mithat’ın yapıtları okura mesajı doğrudan verir; kapalı, anlaşılmayan bir cümle bırakmaz. (açıklık)
6. (I) Doğa çevremizin olmazsa olmaz değerlerinden bir tanesidir. (II) Doğa, insan, hayvan bir zincir gibi birbirine
bağlanarak biri, bir diğerinin devamını sağlıyor. (III) Doğanın yok olduğu veya zarar gördüğü bir dünyada her
şey yavaş yavaş yok olmaya başlayacaktır. (IV) Çünkü
doğal dengesi bozulan bir çevrede diğer olayların sebep - sonuç ilişkisi içinde gerçekleşebilmesi mümkün
değildir. (V) Ne yazık ki kimyasal temizleyiciler, zararlı
gazlar, petrol, kalitesiz kömür gibi fosil yakıtları bilinçsizce kullanılmaya devam ediyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde
yakınma dile getirilmiştir?
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV
D) III ve V E) IV ve V
9. (I) Bu sabah aniden bir fırtına dalgası başlayacağı haberiyle uyandık. (II) Üstelik daha geçen yılki facianın hem
yaraları henüz sarılmamıştı hem de etkisini üzerimizden
tam olarak da atmış sayılmazdık.(III) O fırtınada onlarca
kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi de malını mülkünü
kaybetmişti. (IV) Bu fırtına da öyle olursa pek çok insanın psikolojisi altüst olacak. (V) Doğrusu böyle bir felakete karşı hiç hazır değiliz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde koşul ve endişe duyma anlamı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
8. Sanatçının, yüzyıllar öncesinden günümüze kadar uzanan romanlarının nefesini yanınızda hissediyorsunuz.
Yapıtlarında, yaşadığı dönemin olaylarını gözlerimizin
önüne seriyor. Sokağı olduğu gibi yansıtmanın yanında,
yerli yerine konmuş sözcüklerin o ezgili o sıcak deyişiyle
de çağdaşları arasında farklı olduğunu ortaya koyuyor.
Bu parçada sözü edilen sanatçının yapıtlarıyla ilgili
olarak aşağıdaki kavramların hangisinden söz edilmemiştir?
A) Özgünlükten B) Evrensellikten C) Üsluptan
D) Gerçekçilikten E) Kalıcılıktan
7. Aşağıdaki dizelerin hangisinde sitem anlamı vardır?
A) Gözlerime yıldız yağmurları yağıyor
Güneşin içinden bir başka güneş doğuyor
B) İlk sevgilinin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen
C) Ayrılıklar içinde taş mı kesildi kalbin
Hiç unutmam dediğin günleri unuttun mu
D) Penceremde çiçek açmış ağaçlar
Kapım çalınıyor gelen biri var
E) Günle açılırken nilüfer gölde
Bin defa ölürüm bir defa öl de
10. (I) Altı yaşında geçirdiği felç sebebiyle bir bacağı sakat
kalan Meksikalı ressam Frida Kahlo’ya arkadaşları “Tahta
Bacak Frida” lakabını taktılar. (II) 18 yaşında okuldan dönerken bindiği otobüsün çarpıştığı tramvayın demir çubuklarından birisi sol kalçasına saplanan Frida’nın hayatı hastanelerde geçti. (III) Çocuk felci sonucu bir bacağı kesilen ressam daha sonra ünlü bir ressam olan
Diego Rivera ile evlenmiş,yaşamı boyunca sağlık sorunlarıyla uğraşmıştır. (IV) Evliliğinde de mutluluğu bulamayan sanatçı, kendini hep resim yapmaya adadı ve ünlü
bir ressam olarak adını duyurmayı başardı. (V) Hayatının akışı gözlerinin önünden bir film karesi gibi geçerken kendisine yaşama gücü verip iyileşmesini sağlayan
tek şeyin resim yapmak olduğunu söylüyordu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “somutlamaya” yer verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1-B 2-D 3-A 4-A 5-B 6-D 7-C 8-B 9-D 10-E
37 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Yorumu
Cümle Yorumu
Cümle yorumu, cümleyi oluşturan sözcüklerin ya da sözcük
öbeklerinin çağrışımsal gücünden yararlanarak bir yargıya
ulaşmaktır.
Yakın Anlamlı Cümleler
® Bu tür soruların çözümünde ilkin öncül olarak verilen cümledeki anahtar kelimeler bulunmalıdır.
® Seçeneklerde öncül cümledeki anahtar kelimelerin eş ya
da yakın anlamlıları bulunacaktır.
® Bu belirleme sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır.
Karşıt Anlamlı (Çelişen) Cümleler
Bu tip sorularda öncül olarak verilen cümlede anahtar kelimeler aracılığıyla anlatılmak istenen düşünce belirlenmelidir.
 Bu belirlemeden sonra seçeneklerde öncül cümleyle karşıtlık içeren düşünce ortaya çıkarılmalıdır.
 Bu yöntem doğru cevap için kolaylaştırıcı bir yol olacaktır.
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Klasik eserleri okumaya en çok, kendi yazdıklarımı tekrar ettiğimi hissettiğim zamanlarda ihtiyaç duyarım.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Kimi eserlerin her dönemde okunurluğunu sürdürdüğü
bilinir.
B) Bir yazarın, okuduklarından etkilenmeden yazması mümkün değildir.
C) Her eser, başka metinlerden alınan parçalarla renklenen
bir tablodur.
D) Yazar, benzer ürünler ortaya koymaktan kaçınmak istiyorsa yazdıklarını ara sıra gözden geçirmelidir.
E) Çağını aşmış eserleri okuma, yaratıcılığı besleyen bir etkinliktir.
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Şiir öylesine bir dilsel düzenlemedir ki sözcüklerinden biri çıkarılır ya da birinin yeri değiştirilirse şiirin tüm büyüsü bozulur.
Bu cümlede anlatılmak istenenle aşağıdakilerden hangisi arasında anlamca yakınlık yoktur?
A) Şiirde her sözcük, bulunduğu yerde güzeldir.
B) Sözcük, şiirin en önemli öğesidir.
C) Şiirde dil, kendine özgü bir biçimde kullanılır.
D) Şiirin dili, seçilen imgelerin çeşitliliğiyle zenginleşir.
E) Şiirin güzelliği, sözcüklerin birbiriyle uyumundan gelir.
1 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
I. Yazar, eserlerinde gelenekle arasına bir mesafe koymaktansa bu birikime, yaşadığı döneme özgü bir pencereden bakmayı tercih ediyor.
II. Yazarın hiçbir edebiyat geleneğine bağlanmayışı, onu
çağdaşı yazarlardan ayıran önemli bir özellik olarak ön
plana çıkıyor.
III. Yazar, bu kitabıyla kendinden önce üretilen eserleri okumanın bir özgünlük sorununa yol açmayacağını herkese
kanıtlıyor.
IV. Yazar, tarihin kendisine aktardığı seslere kulak tıkamıyor
ancak onları kendi döneminin gerçekliğinin süzgecinden geçiriyor.
V. Yazarın kendi olma sorununu tartıştığı bu kitapta, yüzünün düne değil yarına dönük olduğu açık bir biçimde
gözlemlenebiliyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca
birbirine en yakındır?
A) I ve III B) I ve IV C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V
Çözüm
Çözüm
Çözüm
BAŞKA YERDE YOK
O Cümle yorumu, sınavlarda sıkça sorulması ve
farklı soru tipleriyle üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.
O Bundan dolayı konuyla ilgili örnekler üzerinde
yoğunlaşmak ve çokça soru çözmek sizin yararınıza olacaktır.
TÜRKÇE 38
FASİKÜL 2
Cümle Yorumu
6 - ÖĞRETEN SORU
Her ressam, aynı doğa parçasını tuvaline farklı biçimlerde
yansıtır.
Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?
A) Doğa, her sanatçı için değişmez bir konu alanıdır.
B) Çünkü olaylara, durumlara bakış açısı sanatçıdan sanatçıya değişir.
C) Bu, aynı zamanda biçemle ilgili bir durumdur.
D) Bunda sanatçının doğayı algılama biçiminin etkisi vardır.
E) Bunu, yaratıcılığın bir gereği sayabiliriz.
7 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
I. Uyku esnasında solunum sıklığının ve kalp atış hızının
düşmesi, vücuda pompalanan kan basıncını azalttığından uykudayken daha fazla üşürüz.
II. Özellikle iki üç aylık bebeklerde, uyurken değişen vücut
sıcaklığına bağlı olarak ortaya çıkan ani ölümler, günümüzde yaygın olarak görülmektedir.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir.
B) I. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olumsuzluktan bahsedilmektedir.
C) I. cümledeki olgunun, çocukları neden daha fazla etkilediği açıklanmaktadır.
D) I. cümlede belirtilen olgunun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir.
E) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıtlandığı gösterilmektedir.
Çözüm
Düşüncenin Akışına Göre Cümle Tamamlama
 Bu tip sorularda öncül olarak verilen cümle yargı yönünden eksik bırakılır.
 Bundan dolayı yargı yönünden tamamlanmamış cümlede
anlatılmak istenen düşünce belirlenmelidir.
 Seçeneklerde öncül cümleyle aynı doğrultuda olan ya da
karşıtlık içeren düşünce saptanmalıdır.
 Bu metot, sizi okuyup, anlayıp yorumladığınız sorunun doğru cevabına ulaştıracaktır.
Numaralanmış Cümlelerde Anlatılmak İstenen
 Bu çeşit sorularda numaralanmış cümlelerden oluşan ve
anlam bütünlüğü içeren bir metin ya da parça verilir. Böyle sorularda verilen cümleleri iyi okuyup anlamak gerekir.
 Numaralı cümlelerde anlatılmak istenen düşünceler ya da
kavramlar seçeneklerde yorumlamaya açık bir şekilde ortaya konur.
 Bu durumda yapılması gereken, numaralı cümlelerde anlatılmak istenen düşünceler ya da kavramlarla seçeneklerde verilenlerin uyuşup uyuşmadığını belirlemektir.
 Bu belirleme doğru cevaba ulaşmayı kolaylaştıracaktır.
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Konu “kitap” oldu mu herkes bir şeyler söylüyor. (II) Bana
ters gelen bir görüş ise bugünlerde oldukça yaygın. (III) O da
şu: Kitap konusunda yetişkin ve çocuk ayrımı yapılamaz. (IV)
Çünkü iyi bir çocuk kitabı mutlaka yetişkinlere de seslenir. (V)
Bu düşüncenin doğruluğuna inanmıyorum. (VI) Nedeni de şu:
Çocukların severek okuyacakları nitelikli bir kitap, yetişkinlere
pek bir şey söylemeyebilir ya da yetişkinlerin severek okuyacağı bir kitap, çocukları hiç de heyecanlandırmayabilir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri, “çocuklarla yetişkinlerin aynı kitaplardan hoşlanmayacağı” düşüncesine ters düşmektedir?
A) I ve III B) I ve IV C) I ve VI
D) III ve IV E) IV ve VI
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Şiir, yalnızca acıları, yoksunlukları, mutsuzlukları dile getirmemelidir. ----?
Bu sözler aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?
A) Gerçekte de sevinçle hüzün, ölümle yaşam yan yana karşımıza çıkmaz mı
B) Türk halk müziğinde uzun havalardan sonra oyun havalarına geçilmez mi
C) Okuyucunun şiirden alacağı hazzı sınırlamaya gerek var mı
D) Günümüzde insan yaşamının trajik yönlerini yansıtan
eserler de ilgi çekmiyor mu
E) Şiir okuyucusunu karamsarlığa itmenin bir anlamı var mı
Çözüm
Çözüm
39 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Yorumu
9 - ÖĞRETEN SORU / 2019 AYT
(I) Ergenlikten sonra büyümesi duran insanların aksine pek çok
balık yaşamları boyunca gelişimini sürdürüyor. (II) Örneğin, bir
mersin balığı yüzyıldan fazla yaşayabiliyor ve iki buçuk metreden uzun olabiliyor. (III) Ancak dünya genelindeki aşırı avlanma,
balıkların uzun bir yaşam sürmesini engelliyor. (IV) Bunun sonucunda da dünya, büyük balıklarını yavaş yavaş kaybediyor. (V)
Buna rağmen balıkçılığın sınırlandırıldığı ender bölgelerde balıkların büyüklüğüyle ilgili yeni rekorlar kırılmaya devam ediyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede insanlarla balıklar, belirli bir özellik üzerinden
karşılaştırılmıştır.
B) II. cümlede bir balık türünün yaşam süresiyle boyu arasında ilişki kurulmuştur.
C) III. cümlede balıkların yaşam sürelerini uzatan bir faktörden söz edilmiştir.
D) IV. cümlede bazı balıkların neslinin tükenme nedenleri
üzerinde durulmuştur.
E) V. cümlede balıkçılığın dünya genelinde kısıtlanması gerekliliği vurgulanmıştır.
8 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018
(I) Bulutları bıçak gibi delen gökdelenlerle başımız göğe erdi
sansak da inşaat teknolojisinde gerçek bir ilerleme sağlayabilmek için tarihe dönüp bakmamız gerekiyor. (II) Örneğin Isparta’nın Yalvaç ilçesinde bulunan Pisidia Antiocheia kentinde
yapılan son kazı çalışmaları incelenebilir. (III) Bu çalışmalarda
MÖ 300 yılında kentin alt yapısının ızgara sistemine göre inşa
edildiği belirlenmiştir. (IV) Ayrıca kazılarda ortaya çıkan atriumlu, yani avlu sistemli Roma evlerinde soğuk havalara direnmek için alttan ısıtma yöntemi kullanıldığı fark edilmiştir.
(V) Asırlar önce bile kullanılan ve oldukça ekonomik olan bu
yöntem günümüzde neden kullanılmasın?
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede günümüzde inşaat sektöründeki küçülmenin
nedenine değinilmiştir.
B) II. cümlede coğrafi konumun kazı çalışmalarını etkilediği
vurgulanmıştır.
C) III. cümlede şehirleşme faaliyetlerinde kullanılan ilk sistemden bahsedilmiştir.
D) IV. cümlede doğa koşullarına karşı geliştirilen bir önlemden söz edilmiştir.
E) V. cümlede günümüzdeki inşaat projelerinin maliyetli olduğundan yakınılmıştır.
10 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT
(I) Avustralya’da yaşayan Tetragonula carbonaria türü arılar,
balı üzüm tanesine benzeyen çanaklarda depoluyor; yavrularını ise sarmal şekilli kuluçka peteklerinde yetiştiriyor. (II) Bir
mühendislik harikası olan bu kuluçka petekleri, birbirine bağlı
yüzlerce gözden oluşan bir merdiveni andırıyor. (III) Zaman
içinde gözlere, dışa ve yukarıya doğru sarmal yapı oluşturacak
şekilde yenileri ekleniyor. (IV) Arıların petekleri oluştururken kullandıkları ana malzeme, bitki reçineleri ve bal mumu karışımından oluşuyor. (V) Kraliçe arı gözlere birer yumurta bırakıyor,
işçi arılar da hemen gelip bu gözlerin üzerini kapatıyor.
Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde Tetragonula carbonarialar hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede, yaşadıkları yer ve üretim biçimlerinden söz
edilmiştir.
B) II. cümlede, ürettikleri kuluçka peteklerine ilişkin öznel
yargı kullanılmıştır.
C) III. cümlede, kuluçka peteklerine nasıl şekil verdiklerinden bahsedilmiştir.
D) IV. cümlede, kuluçka peteklerini hangi maddeden ürettiklerine işaret edilmiştir.
E) V. cümlede, aralarındaki iş bölümünün bal üretimi üzerindeki olumlu etkisine değinilmiştir.
Çözüm
TÜRKÇE 40
FASİKÜL 2
Cümle Yorumu
Cümleden Kesin Olarak Çıkarılabilecek Yargı
 Böyle sorularda verilen cümlede anlatılmak istenen düşünce net olarak belirlenmelidir.
 Soruda asıl istenen kesinliktir. Bundan dolayı cümle anlamsal yönden iyi algılanmalıdır.
 Bu tür sorularda kesin olarak çıkarılabilecek yargı istendiği için seçeneklerde öznel, göreceli ya da kişiden kişiye
değişen yargılara dikkat edilmelidir.
 Bu dikkat sizi cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargıya dolayısıyla sorunun doğru cevabına ulaştırır.
Çözüm
Çözüm
12 - YENİ NESİL SORU
I. Yetişkinler gelişmek için uykuya ihtiyaç duyar çünkü uyku
sırasında büyüme için gerekli olan HGH hormonu salgılanır, bu da kas ve kemiklerin gelişmesini sağlar.
II. Üç yaşını doldurmuş çocuklarda görülen uyku yetersizliği, kas zayıflıklarını tetiklemekte, kemiklerin yeterince
gelişmemesini de beraberinde getirmektedir.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede ifade edilen konuyla örtüşmeyen çelişkili bir
durumdan söz edilmektedir.
B) I. cümlede anlatılan durumun eksikliğinin neden olduğu
bir olumsuzluk belirtilmektedir.
C) I. cümledeki saptamanın, çocukları neden daha çok etkilediği açıklanmaktadır.
D) I. cümlede belirtilen durumun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir.
E) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel sonuçlarının
olumsuzluğu kanıtlanmaktadır.
11 - ÖĞRETEN SORU / 2018 AYT
(I) Bir araştırmada kendinden yaşça küçük veya büyük kardeşi olan çocuklar ile yalnızca bir ikiz kardeşi bulunan veya
hiç kardeşi olmayan çocuklar incelenmiştir. (II) Bu çalışma sonucunda tek çocukların ve yalnızca ikiz kardeşi olan çocukların bazı zihinsel aktivitelerde, küçük veya büyük kardeşi olan
çocuklara oranla daha başarısız oldukları görülmüştür. (III)
Böylece çocukların kendilerinden yaşça küçük veya büyük
kardeşleriyle etkileşiminin, yaşıtlarıyla olan iletişiminden daha
önemli olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. (IV) Zihinle ilgili araştırmalarda “kardeş avantajı” olarak adlandırılan bu durumun
nedenlerine yönelik çeşitli varsayımlar geliştiriliyor. (V) Farklı
yaşlardaki kardeşler arasında kurulan usta çırak ilişkisi, bu
önermelerden sadece biri.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede araştırmanın kimler üzerinde yapıldığından
söz edilmiştir.
B) II. cümlede çalışma sonuçları, karşılaştırmaya dayalı olarak ifade edilmiştir.
C) III. cümlede araştırma bulgularına bağlı olarak bir çıkarım yapılmıştır.
D) IV. cümlede zihinle ilgili çalışmaların henüz tamamlanmadığı belirtilmiştir.
E) V. cümlede araştırma sonuçlarına dayalı bir öneride bulunulmuştur.
41 TÜRKÇE
FASİKÜL 2
Cümle Yorumu
14 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Türk edebiyatının önemli sanatçılarından Yaşar Kemal’in, düşlerine sığınarak hayata tutunmaya çalışan sokak çocuklarının
unutulmamaya mühürlenen hayat hikâyelerini anlattığı Neredesin Arkadaşım, büyük ustanın çocuklarla yaptığı söyleşilerden oluşmaktadır.
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Neredesin Arkadaşım adlı eser, Yaşar Kemal’in sokak çocuklarıyla yaptığı röportajların bir seçkisi olarak yayımlanmıştır.
B) Yaşar Kemal’in sokak çocukları üzerine yaptığı araştırmalar okurlarca beğenildiği için bir araya getirilmiştir.
C) Sokak çocuklarından edindiği izlenimlerle Yaşar Kemal,
Neredesin Arkadaşım adlı öyküyü sokak çocuklarına ithaf etmiştir.
D) Neredesin Arkadaşım adlı eseriyle Yaşar Kemal, ilk defa sokak çocuklarının sorunlarını bir öykü kitabında işlemiştir.
E) Sokak çocuklarının hayat hikâyelerini konu edinen Neredesin Arkadaşım adlı öykü kitabı üzerine Yaşar Kemal’le
yapılan röportajlar bir kitap hâline getirilmiştir.
13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Kavakların alerjik polen üreterek insan sağlığını olumsuz etkilediği yönündeki yaygın inanış, son bilimsel çalışmalarla yerini farklı görüşlere terk etmiştir.
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kavakların alerjik polen üretmediği, son bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.
B) Alerji bilimi araştırmaları, kesin sonuçlar verebilecek kadar ileri değildir.
C) Bilimsel gerçeklerle halk inanışları arasında ciddi bir çelişki vardır.
D) Hangi bitkilerin alerjiye neden olduğu konusunda bilgi
kirliliği söz konusudur.
E) Alerji araştırmaları sonucunda, benimsenmiş bazı bilgiler değişmektedir.
Çözüm
Çözüm
15 - YENİ NESİL SORU / 2021 TYT
I. Türkiye’de Türkçe müzik daha fazla dinleniyor ve reklam verenler daha çok Türkçe müzik yayını yapan radyoları tercih ediyor.
II. Türkiye’de yayın yapan radyo kanallarının çoğu yerli müzik yayını yaparken yabancı müzik yayını yapan kanal
sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.
Numaralanmış I. cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) II. cümlede belirtilen durumun gerekçesini açıklamaktadır.
B) II. cümlede ortaya konulan durumun koşulunu belirtmektedir.
C) II. cümledeki bilgileri farklı örnekler üzerinden değerlendirmektedir.
D) II. cümledeki açıklamayı çürütmek için yeni bir bilgi sunmaktadır.
E) II. cümlede yer alan açıklamayı karşılaştırmalı ele almaktadır.
Cümle Birleştirme
 Bu tür sorularda öncül olarak verilen iki farklı cümledeki
anlatılmak istenen düşünce doğru tespit edilmelidir.
 Bu iki farklı cümlede tespit edilen düşüncelerin yeni ve tek bir
cümle olarak seçeneklerde ortaya konduğu görülecektir.
 İki farklı öncül şeklinde verilen cümlelerdeki anahtar kavramların doğru belirlenmesi sorunun doğru cevabı için kolaylaştırıcı bir yöntem olacaktır.
Çözüm
TÜRKÇE 42
FASİKÜL 2
Cümle Yorumu
16 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
• Davies, eğitimi bireyleri kapasitelerine göre farklı statülere yerleştiren bir sistem olarak değerlendirmektedir.
• Toplumsal tabakalaşmayı temel alarak en yeteneklilerin
en önemli mesleklerle ödüllendirilmesi gerektiğine inananlar, bu görüşe destek vermişlerdir.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Davies, eğitimin tanımını yaparken, farklı yeteneklere sahip olan kişilerin buna bağlı olarak farklı mesleklere yerleştirilmesi gerektiğini ve bunun da toplumsal tabakalaşmanın gereği olduğunu savunmuştur.
B) Toplumsal tabakalaşma temelinde en yetenekli insanların en önemli meslekleri elde etmesi gerektiğini düşünen
kişiler; Davies’in, eğitimin bireyleri kapasitelerine bağlı
olarak farklı statülere yerleştiren bir sistem olduğu düşüncesini desteklemişlerdir.
C) Meslek seçiminde eğitimin belirleyici olması gerektiğini
vurgulayan Davies ile toplumsal tabakalaşmayı esas alıp
yetenekli kişilerin statüsü yüksek mesleklere yerleşmesi
gerektiğini savunanların görüşleri örtüşmektedir.
D) En yetenekli insanları en iyi mesleklere yönlendirmenin
gerekli olduğunun ve bunun eğitimle sağlanacağının altını çizen Davies, bu konudaki tanımlarını toplumsal tabakalaşmayı savunanların görüşleriyle desteklemektedir.
E) Toplumun meslekler açısından tabakalaşmasının, yani en
yeteneklilerin en önemli mesleklere sahip olmasının toplumsal bir gerçeklik olduğunu belirten Davies’in eğitim
tabakalaşma ilişkisine dayanan bu düşüncesi, geniş kitleler tarafından desteklenmiştir.
Çözüm
17 - ÖĞRETEN SORU / 2023 TYT
I. Döneminde önemini yitiren “gül”, “bülbül” gibi mazmunları canlandırmayı amaçlayan şair; modern bir Leyla ile
Mecnun denemesi şeklinde tanımladığı Mona Rosa’yı
kaleme almıştır.
II. Şair, tasavvuf edebiyatının imge ve mecazlarını yeni bir
şiir anlayışı çerçevesinde yorumlayarak modern Türk
edebiyatına kazandırmayı amaçlamıştır.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tasavvuf edebiyatının imge ve mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde yorumlayarak döneminde önemini yitirmiş “gül”, “bülbül” gibi mazmunları canlandıran ve modern Türk edebiyatına kazandırmayı amaçlayan şair; kaleme aldığı Mona Rosa’yı modern bir Leyla ile Mecnun
denemesi şeklinde tanımlamıştır.
B) Döneminde önemini yitiren tasavvuf edebiyatının imge
ve mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde yorumlayarak modern Türk edebiyatına kazandırmayı amaçlayan şair; “gül”, “bülbül” gibi mazmunları canlandırarak
yazdığı Mona Rosa’yı modern bir Leyla ile Mecnun denemesi şeklinde tanımlamıştır.
C) Şair, döneminde önemini yitiren “gül”, “bülbül” gibi mazmunları yorumlamayı ve tasavvuf edebiyatının imge ve
mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde canlandırıp modern Türk edebiyatına kazandırmayı amaçlayarak
modern bir Leyla ile Mecnun denemesi şeklinde tanımladığı Mona Rosa’yı kaleme almıştır.
D) Tasavvuf edebiyatının imge ve mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde yorumlayarak modern Türk edebiyatına kazandırmayı ve döneminde önemini yitiren “gül”,
“bülbül” gibi mazmunları canlandırmayı amaçlayan şair;
modern bir Leyla ile Mecnun denemesi şeklinde tanımladığı Mona Rosa’yı kaleme almıştır.
E) Döneminde önemini yitiren “gül”, “bülbül” gibi mazmunları yorumlayarak tasavvuf edebiyatının imge ve mecazlarını yeni bir şiir anlayışı çerçevesinde canlandırmayı ve
modern Türk edebiyatına kazandırmayı amaçlayan şair;
kaleme aldığı Mona Rosa’yı modern bir Leyla ile Mecnun
denemesi şeklinde tanımlamıştır.
Çözüm
43 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 2
1. Gerek günümüzde gerek yıllar sonra yeni diyebileceğimiz şey, bir sanat adamının kendinden başka kimsede
bulunmayan özelliğidir.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Sanatçı, yıllar sonra bile adından söz ettirecek yapıtlar ortaya koymalıdır.
B) Farklı konuların işlendiği eserlerin, uzun soluklu olması kaçınılmaz.
C) Gerçek sanat eseri, asırlara meydan okuyarak ayakta
kalmasını bilir.
D) Sanatçının kendini çağdaşlarından farklı kılan niteliklerinin olması onu her dönemde canlı kılar.
E) Sanat eserinin yeniliği, sanatçının yapıtlarının zamana
karşı direnmesine bağlıdır.
3. (I) Günlük, içinde yaşadığımız zamanı geleceğe taşıdığımız yazılardır. (II) Bu bakımdan farklı sanat dalları arasında fotoğrafçılığa daha çok benzer. (III) Bir fotoğraf gibi
anın yakalanıp sonsuza aktarılması ve ölümsüzleştirilmesi gerçekleşir günlükte. (IV) Yayımlandığında kaleme
alındığı günlerden tatlı bir esinti bırakır zihinlerde. (V) Anlatıcısının olup bitenlere tanık olmasının sağladığı canlı
bir anlatımla diğer yazı türlerine göre inandırıcılığı daha
fazladır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlamca birbirine en yakındır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV
D) III ve IV E) IV ve V
2. Ressamlar dağların resimlerini yapana kadar, insanlar
dağların güzelliğini bilmiyordu.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözde anlatılmak istenenle anlamca aynı doğrultudadır?
A) Sanatçı insanların ufkunu açar ancak öğretme gibi
bir zorunluluk taşımaz.
B) Gerçek sanat yapıtları, doğayı gözümüzde canlandırarak yansıtır.
C) Sanatçılar, insanların farkına varamadıkları güzellikleri görmelerini sağlar.
D) Doğanın güzelliklerinden yararlanmak için çevremize
bakmak yeterlidir.
E) Doğa betimlemeleri sanat eserlerinin birçoğunda sanatçının vazgeçemediği unsurlardır.
4. (I) Sosyal duyarlılığa sahip olan bu sanatçı, dönemin sorunlarını kendi bakış açısıyla ele alarak bize o dönemi
gerçekçi bir şekilde yansıtmıştır. (II) Son romanında toplumun yaşadığı sıkıntılara, yoksulluğa, haksızlıklara, geri
kalmışlığa değinerek sosyal mesajlar veriyor. (III) O, yapıtlarında ele aldığı insanları bilinçlendiren konularla topluma yarar sağlayacağını biliyor. (IV) Kalemiyle kendi insanına hizmet etmeyi görev olarak görüyor ve yapıtlarını sosyal meselelerin çözümüne ayırıyor. (V) Bu son romanını diğer yapıtlarından farklı kılan temel özellikse dilin etkili ve güzel kullanılmasıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sanatçının toplum için sanat yaptığı anlamı çıkarılamaz?
A) l B) ll C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 44
Öğreten Test FASİKÜL 2
6. Gurbette, hasrette, sıkıntıda oldukları zaman çok güzel
eserler verenlerin; vatana, sevgiliye, rahata kavuştuktan
sonra o etkileyiciliği kaybettikleri çok görülmüştür. Demek ki ----.
Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) yaşadıklarını gerçekçi bir dille anlatan sanatçıların
yapıtları her dönemde okunur
B) sanatçılar; yazmak, söylemek ihtiyacını, sorunlar karşısında daha çok hissediyor
C) başarılı sanat yapıtları, gerçek yaşamdan alındığında
ortaya çıkar
D) hayattan yola çıkılarak yazılan yapıtlar, hayallerle
oluşturulanlara göre daha etkileyicidir
E) yazmanın amacı, insanların sıkıntılarına, dertlerine
çareler arayıp çözüm sunmaktır
7. I. İyi bir romancı, dünya klasiklerini okumadan yazmaya başlamamalıdır.
II. Romancı, yapıtını yaşadığı çevreden, tanık olduğu
olaylardan seçer.
III. Romancı, gözlemlerine ne bir şey ekler ne de onlardan bir şey eksiltir.
IV. Romancı, insanın bütün yönlerini iyi bir betimlemeyle
yansıtır.
V. Romancı, çevresinde gördüklerini kendi yorumuyla
yeniden biçimlendirir.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisi anlamca birbiriyle çelişmektedir?
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V
9. Kendi döneminin beğenisini kazanamamış bir yapıtın,
çağların acımasızlığına karşı koyması mümkün değildir.
Bu cümleyle aşağıdakilerden hangisi anlamca aynı
doğrultudadır?
A) Asırlar karşısında ayakta kalmış bir yapıt, bulunduğu
zamanda da ilgi görmüştür.
B) İnsanların beğenileri ve değer yargıları zamana göre
farklılıklar gösterebilir.
C) Çağında değeri bilinmemiş bir yapıt, gelecek kuşakların beğenisini kazanabilir.
D) Sanat yapıtı, yıllar sonra da adından söz ettiriyorsa
değerlidir.
E) Toplumsal konular yerine, evrensel konuları işleyen
yapıtlar ancak geleceğe seslenir.
8. (I) Faruk Nafiz’in şiirleri, biçim ve söyleyiş bakımından
Türk halk şiirinin lezzetini tattırmıştır. (II) Şiir yazmak, Faruk Nafiz için gösteriş yapmaktan uzak, içten gelen bir
harekettir. (III) Şair, bu arada Türk şiirinin nasıl bir yol izlemesi gerektiğini sağlam bir görüşle anlatmıştır. (IV) Yazın hayatı boyunca Anadolu insanının duygularına yer
vermiş, Millî Edebiyat duyarlılığını geliştirmiştir. (V) Yazınımızda Batı edebiyatına kapalı, Türk şiirine açık bir yol
izleyerek şiir anlayışını ortaya koymuştur.
Faruk Nafiz Çamlıbel’in ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, şairin üslubuyla ilgili bir açıklama yapılmıştır.
B) II. cümlede, şiirleriyle ilgili tutumundan söz edilmiştir.
C) III. cümlede, Türk şiirinin sorunlarına çözüm yolu
önermiştir.
D) IV. cümlede, Türk şiirine katkısı dile getirilmiştir.
E) V. cümlede, şairin edebî anlayışıyla ilgili bilgi verilmiştir.
1-D 2-C 3-B 4-E 5-A 6-B 7-D 8-C 9-A
5. Gerçek şu ki her dilin sözcük sayısı sınırlıdır ve onun herkese ait olduğu bilinmelidir. Aynı sözcüğün pek çok şair
tarafından kullanıldığı görülür fakat önemli olan, ----.
Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) sözcüğün, o şairin kendi sesi soluğu olmasıdır
B) kimsenin işlemediği konuları dile getirmektir
C) şairin gerçek yaşamdan ayrı olmamasıdır
D) halkın kullandığı sözcüklerle şiir yazmaktır
E) her insanın, şiiri kolayca anlayabilmesidir
45 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 2
2. I. Yapıtında düş gücüyle birlikte gerçeklerden yola çıkarak yazan romancı, okurun ilgisini çekmeyi başarır.
II. Bir romanda, hem gerçek yaşamdan tablolar hem
kurgusal olaylar bir arada bulunabilir.
III. Yaşamdan alınan kareler, düşsel öğelerle süslenerek romanlarda yer aldığında okurun daha çok dikkatini çeker.
IV. Sanatçılar, dili öyle ustaca kullanırlar ki söz işçiliğini
romanın her satırında hissedersiniz.
V. Sanatçı; okuru, yaşayarak yazdıklarına inandırdığı
kadar, hayâl ederek yazdıklarına da inandırmalıdır.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V
1. Eleştiriyi bütün incelikleriyle bilen sanatçılar eleştiri yapmalıdır, böyle olmadığı zaman ----.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?
A) yapılan eleştirilerin sanatçılar tarafından önemsenmediğini görüyoruz
B) okuru yönlendirmekten uzak, üstünkörü değerlendirmeler yapılıyor
C) yapıtın gerçek değerini göstermeyen, onu iyi anlatmayan eleştirilerle karşılaşıyoruz
D) genç sanatçıların yapıtlarını değerlendirmeye kimse
yanaşmıyor
E) sanatçılarımız gerçek anlamda bir eleştiriyle karşılaşmadıklarında kusursuz olduklarını düşünüyorlar
3. Şairlerin, şiirlerinde sadece sanatkarâne bir söyleyiş kullanarak duygularını gizleyip yüreğindeki sesi duymazlıktan gelmesi, ----.
Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) dili önemseyen nitelikli şairin yetişmesine katkıda bulunacaktır
B) şiiri düzyazıya yaklaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır
C) şiirdeki duygu yükünün ortadan kalkmasına yol açar
D) şairin orijinal sözcükleri, şiirine yansıtmasını kolaylaştırır
E) içerik yönünden zengin şiirlerin sayısını artıracaktır
4. Yeni yetişen sanatçıların yapıtları hakkında şimdiye kadar değerlendirme yazıları hiç yazmadım, bundan sonra
da yazmayı düşünmüyorum.
Bu sözleri söyleyen bir sanatçı, aşağıdakilerden hangisini söylerse kendi sözleriyle çelişmiş olur?
A) Bu genç şairi değerlendirmem için uzun yıllar geçmesi gerekiyor.
B) Çağdaşım olan ve ilk yapıtını veren bu sanatçıyı şimdiden değerlendirmek yanlış olur.
C) Kendini tam olarak ifade edememiş genç sanatçıları
birkaç yapıtına bakarak değerlendirmeye zaman harcayamam.
D) Eleştiri yazılarımın konusunu genellikle yetkinliğe
erişmiş, kendini kanıtlamış eski sanatçılar oluşturur.
E) İlk romanıyla edebiyat dünyasına adım atan bu genç
sanatçının, kurguda birtakım yenilikler ortaya koyduğu görülüyor.
TÜRKÇE 46
Pratik Test FASİKÜL 2
8. Ne kadar çok okursak okuyalım, edebiyat bahçesinde
renklerini ve kokularını görmediğimiz çiçekler mutlaka
olacaktır.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene anlamca en yakındır?
A) Bulunduğu sokağı anlatan yapıtlar, yetkin okurla
eninde sonunda buluşur.
B) Geçmişin nitelikli yapıtlarını okumak, okurlar için bir
zaman kaybı değildir.
C) Kimi yapıtlar, içeriğiyle okurların ilgi alanlarının dışında kalabilir.
D) Bir okurun, yazın dünyasındaki nitelikli bütün yapıtlardan haberdar olması düşünülemez.
E) Bütün yapıtları okuyup anlamak her okur için hayallerinin de ötesinde bir beklentidir.
7. (I) Romancı, bilinç akışı, iç monolog, ve mektupları da
kullanarak okuru sürekli olarak olayların içinde tutabiliyor. (II) Bu teknik özellikler, anlatılan konuyu hiçbir zaman gölgelemiyor. (III) İç ve dış dünya arasında kurduğu
denge, anlatım tekniği ve kurgusu onun edebiyatımızdaki farklılığını gösteriyor. (IV) Onun yazdıklarını okuyunca, bu kadar az üretmiş olmasına üzülmemek elde
değil. (V) Birey toplum çatışmasını bu kadar derinlikli anlatan onun gibi ustaların eserlerine daha da sıkı sarılmak
gerektiğini anlıyoruz.
Bir romancıdan söz edilen bu parçada numaralanmış
cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, çeşitli yollardan yararlanarak yapıtını etkin kıldığı anlatılıyor.
B) II. cümlede, yapıtlarında anlatımı içerikten daha çok
önemsediği belirtiliyor.
C) III. cümlede, özgün yönleri dile getiriliyor.
D) IV. cümlede, dolaylı olarak övülüyor.
E) V. cümlede, yapıtlarının konusundan söz ediliyor.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı
doğrultuda bir düşünce dile getirilmiştir?
A) Yazarlıkta yetkin olmak, gördüklerine, duyduklarına
ve yaşadıklarına duyarlı olmayı gerektirir.
B) Kalem kullanan birini yazar katına yükselten değer,
çağdaşı olanlardan farklı bir anlatımının olmasıdır.
C) Yapıtına bakarak onun cümlesi, onun anlatımı diyebiliyorsak o kişi yetkinliğe ulaşmış bir yazardır.
D) Yazar; günlük, sıradan bir olayı bile benzersiz bir sanatsal metne dönüştürür.
E) Seçilmiş, yerli yerine konmuş sözcüklerini, ezgili, sıcak deyişini okur okumaz onun olduğunu anlayıverirsiniz.
1-D 2-B 3-C 4-E 5-C 6-A 7-B 8-D
5. (I) Ünlü sanatçımız, daha önce dergilerde yayımladığı
öykülerini sonunda bir kitapta topladı. (II) Kitaptaki öyküler, daha önce farklı zamanlarda farklı dergilerde yayımlansa da içerik yönüyle benzerlikler gösteriyor. (III)
Bu öykülerde sanatçı, daha çok, çocukluk yıllarındaki
köy yaşamından olaylara yer veriyor. (IV) Yerel sözcüklerle süslediği öykülerindeki içtenlik, okuru hemen sarıyor. (V) Okur, bu öykülerle bir zamanların köy yaşamını
tanımış, insanlar arasındaki ilişkileri öğrenmiş oluyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, sanatçının öykülerini kitaplaştırdığı belirtiliyor.
B) II. cümlede, kitaptaki öykülerinin dergide yayınladığı
öykülerle benzer yanının bulunduğu dile getiriliyor.
C) III. cümlede, her bir öyküsünde farklı farklı konuları
ele aldığından bahsediliyor.
D) IV. cümlede, öykülerindeki anlatımının nasıl olduğundan söz ediliyor.
E) V. cümlede, okurun öykülerden kazanımlarının olduğu söyleniyor.
47 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 2
1. I. Küresel ısınma ve buna bağlı olarak meydana gelen
iklim değişiklileri ve çevre sorunları dünya çocuklarını ve özellikle gençleri ürkütüyor.
II. Bilim insanlarının su mevcudiyetini sınırlayacağını ve
insan sağlığına zarar vereceğini söylediği küresel
ısınmanın zararlarına yaşlıların büyük çoğunluğu, duyarsız.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir.
B) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel sonuçlarının olumsuzluğu kanıtlanmaktadır.
C) I. cümledeki saptamanın, yaşlıları neden daha çok
etkilediği açıklanmaktadır.
D) I. cümlede belirtilen durumun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir.
E) I. cümlede anlatılan durumla ilgili yaklaşım benzerliğinden söz edilmektedir.
2. • Ünlü yazar, öykülerinde ahenkli söyleyişi iç konuşma
tekniğiyle sağlıyor.
• Bu durum onun, öykülerindeki ahenkli söyleyiş için
başka yöntemler kullanmadığı anlamına gelmez.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ünlü yazar, öykülerinde sadece iç konuşma yöntemi
kullandığı için farklı öykü unsurlarıyla ilgilenmez.
B) Ünlü yazar, ahenkli bir anlatım olmadan öykü yazılamayacağı görüşünü eserleriyle ortaya koyar.
C) Ünlü yazar, öykülerini iç konuşmayla yazılanlar, başka
tekniklerle yazılanlar diye ayırır.
D) Ünlü yazar, öykülerinde uyumlu bir anlatım için iç
monolog tarzının yanında diğer öykü tekniklerine de
yer verir.
E) Ünlü yazar, öykülerinde her zaman iç konuşma tekniğini öne çıkarmayı bilinçli yapmaktadır.
4. 2016’da 67 İspanyol filmi gösterime girmiş, gişe geliri
2015’e göre %30, seyirci sayısı %20 artmış ama dünyada en çok izlenen, en çok kazanç sağlayan ilk 40 filmin arasında tek bir İspanyol filmi yok.
Bu cümleden, aşağıda verilenlerin hangisi kesin olarak çıkarılabilir?
A) Dünyada, İspanyol filmleri seyirci yönünden ve ticari
yönden yabancı filmlerin gerisindedir.
B) 2016’da 2015 yılındaki filmlerden daha kaliteli filmler çekilmiştir.
C) İspanyol filmlerinin seyirci başarısı gişe hasılatına
yansımamıştır.
D) Ülkesinde en çok ilgiyi gören filmler İspanyol filmleridir.
E) 2016’da tüm zamanlardan daha çok İspanyol filmi
gösterime girmiştir.
3. (I) Gezi yazılarının, uzak ülkelerin doğasını, insanlarını,
bu insanların yaşayış biçimlerini ve oluşturdukları kültür
eserlerini kısaca bir toplumu her yönüyle tanımada en
önemli araç olduğunu düşünüyorum. (II) Ben de araştırmacı kimliğimle dünyanın en çok merak ettiğim, daha
ilginç olan birçok yerini gezmiş bir yazarım. (III) Gezdiğim bu yerleri, gördüklerimi, farklı yaşamları büyük bir
ustalıkla son kitabımda ayrıntılarıyla işledim. (IV) Bunu
yaparken düşüncelerimi yepyeni bir söyleyişle anlatmam, ortaya orijinal bir gezi yazısı çıkardı. (V) Farklı konuları güncel olaylarla bütünleştirerek yazdığım bu yapıtın okuyucuda okuduğu yerleri görme isteğini uyandıracağını sanıyorum.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede, yazınsal bir türle ilgili düşünce dile getirilmiştir.
B) II. cümlede, kendini beğenme anlamı vardır.
C) III. cümlede, söz konusu yapıtın içeriği ile ilgili bilgi
verilmiştir.
D) IV. cümlede, yapıtın özgünlüğünden söz ediliyor.
E) V. cümlede, bir tahminde bulunulmuştur.
TÜRKÇE 48
Sınav Tadında FASİKÜL 2
5. İyi bir eleştirmen, incelediği eseri sadece eleştirmekle
kalmaz; onda yazınımızın , içerik ve biçemle ilgili gizli ya
da açık bütün eğilimlerini bulmaya çalışır.
Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
A) Eleştirmen, bir sanat eserinde dönemin sanat anlayışını bulmak ister.
B) Sanat eserini irdeleyip onun güzel yönlerini ortaya
çıkarmak eleştirmenin işidir.
C) Eleştirmenin bir sanat yapıtında dikkat ettiği şey, anlatım değil anlatılanlardır.
D) Bir sanat eseri, yazarın hem üslup hem içerik anlayışını bütünüyle yansıtabilir.
E) İyi bir eleştirmen, eseri sadece konu yönünden ele
almaz üslubunu da inceler.
6. İnsanlar için dönüm noktası olan, yaşamlarını etkileyen
icatlar arasında MÖ 7. yüzyılda yaşamış Anadolu’da bir
uygarlık olan, bir kalıp üstüne konan madeni pula çekiç
ile vurarak darp yöntemiyle tarihin ilk parasını basan Lidyalılardır.
Bu cümleden aşağıda verilenlerden hangisi kesin olarak çıkarılabilir?
A) Lidyalılar MÖ 7.yüzyılda Anadaolu’da yaşayan ilk uygarlıktır.
B) Para, insanlık tarihinin en önemli buluşudur.
C) Lidyalılar, yaşadıkları dönemde dünyanın en gelişmiş medeniyetini oluşturmuşlardır.
D) Paranın basılmasında daha sonraki zamanda başka
araçlar kullanılmıştır.
E) Lidyalılar, madeni pulu paraya çeviren ilk topluluktur.
9. Sanatçı dünyadaki yanlışlıkları, çirkinlikleri gidermek için
isteyerek kendini ortaya koyan bir kahramandır; bu yüzden ----.
Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) toplumumuzun doğru ve güzeli bulması için sanatçılara ihtiyacı vardır
B) sanatçının topluma yön vermesindeki rolü yadsınamaz
C) dünyanın yeni bir görünüm kazanmasında sanatçıya
önemli görevler düşüyor
D) sanatçının yapıtlarında iç dünyasının zenginliğini yansıtması çok önemlidir
E) sanatçının yaşadığı toplumun sorunlarına duyarsız
kalması düşünülemez
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı
bir düşünce dile getirilmiştir?
A) Sanatçıların yapıtlarında yaşadıkları ortamı konu etmeleri kaçınılmazdır.
B) Sanatçı, yapıtını oluştururken yıllarını geçirdiği yerleri anlatmaktan kendini alamaz.
C) Bir sanatçı, yapıtında doğup büyüdüğü yerlerin dışında bir çevreden söz etmesi yapıtına farklılık katacaktır.
D) Sanatçının hayatının geçtiği mekânlar kendisiyle bütünleştiği için elbette yapıtına yansır.
E) Yaşanılan çevre, sanatçının isteyerek ya da farkında
olmadan yapıtında yerini alır.
7. (I) Şiir, yalnızca imgelerden oluşmaz; çoğu şiir hayatın
renklerinden tablolar sunar bize. (II) Şiir hem bugüne
hem yarına en özlü ve en yalın biçimde seslenir. (III) En
güzel sözler şiir biçiminde söylenen, en uzun yaşayan
sözler de şiir kalıbına giren sözlerdir. (IV) Şiirin, kendine
has bir dili olduğundan başka bir dile çevrilmesi de zordur. (V) Bazı şiirler, gözümüzün önüne yaşamdan değişik kareler getirirken bazıları da bizi hayal dünyasına götürür.
Yukarıdaki şiirle ilgili bilgi verilen numaralanmış cümlelerden hangileri birbirine anlamca en yakındır?
A) l ve III B) I ve V C) ll ve IV
D) III ve IV E) III ve V
1-D 2-D 3-B 4-A 5-C 6-E 7-B 8-C 9-D
Paragrafta Anlam
Anlatım Biçimleri
3. ÜNİTE
FASİKÜL 3
1 TÜRKÇE
Anlatım Biçimleri
Anlatım biçimi yazarın okura bir izlenim kazandırma, bir şeyler öğretme okuru bir olay içinde yaşatma, okurun düşünce
ve kanılarını değiştirme amaçlarını ortaya koyma yöntemidir.
Öyküleme
Yaşanmış ya da kurgulanmış olayların yer, zaman ve kişilere
bağlı olarak anlatılmasında kullanılan bir anlatım biçimidir.
Öyküleyici Anlatımın Özellikleri
 Olay, belli bir zaman diliminde gelişir ve bir sonuca ulaşır.
 Her şey hareket hâlinde verilir; varlıklar, durumlar hayatın
akışı içinde gösterilir.
 Genellikle di’li ve miş’li geçmiş zaman kipleri kullanılır.
 Sözcüklerin çağrışımsal gücünden, mecaz ve yan anlamlarından yararlanılır.
 Sanatsal bir üslup ortaya konur.
Örnek
Bir gün, balıkçı kahvesinin önündeki; yarısı kırmızı, yarısı beyaz çiçek açan akasyanın dalına asılmış bir dülger balığı gördüm. Rengi denizden çıktığı zamandı. Yalnız aletlerinin etrafını çeviren incecik, ipekten bile yumuşak zarları titreyip duruyordu. Böyle bir oynama hiç görmemiştim.
Betimleme
Bir varlığı, bir olayı, bir durumu ya da kavramı göz önünde ve
zihinde canlandıracak biçimde sözle ya da yazıyla anlatmadır.
Betimleyici Anlatımın Özellikleri
 Betimlemede asıl olan görselliktir. Bu nedenle gözle algılanan
renk ve biçim ayrıntılarına yani sıfatlara büyük önem verilir.
 Betimlemelerde yazar, nesnel olabileceği gibi gözlemlerine duygularını, yorumlarını katabilir; düşsel ögelerden yararlanabilir.
 Sözcüklerin mecaz ve yan anlamlarından ad aktarması,
deyim ve duyular arası aktarmadan yararlanılır.
Örnek
Derenin öte yamacındaki ağaçlar, şehre doğru uzanan ve üzerindeki su birikintileri yer yer parlayan çamurlu yol, zaman zaman alçalıp koyulaşan ve yükselip alçalan bulutlar birbirlerine
karışmış, birbirlerinin içinde kaybolmuş gibi görünüyordu. Sanki doğada bu anda tek başına hareket eden hiçbir şey yoktu.
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Antakya’daki kazılarda Geç Hitit Dönemi’ne ait olduğu düşünülen kalıntılar ortaya çıkarıldı. (II) Buluntular arasında eşsiz, anıtsal boyutlarda bir insan figürüyle kabartmalı bir sütun
altlığı yer alıyor. (III) Bazalttan yapılan her iki eserin de kaleye
girişi sağlayan yapı kompleksi boyunca uzanan, yüzeyi taş
döşeli koridorun altına gömüldüğü düşünülüyor. (IV) Bel hizasının hemen üstünden baş kısmına kadar olan yüksekliği
1,5 metreye ulaşan figür, dik duran bir insanı canlandırıyor.
(V) Toplam boyu, büyük olasılıkla 3,5-4 metreyi bulan sakallı
erkek figürünün, gözleri siyah ve beyaz taşlardan yapılmış.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde betimleyici ögelere yer verilmemiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Adalarda oturanlar, akşamüzeri iskeleye çıkıp gelenleri karşılar, gidenleri uğurlarlar; gençler arkadaşlarıyla buluşur; yaşlılar çay bahçelerinde, aralarında söyleşirler. Saat dokuza gelince, herkes evine dönmüş, sofraya oturmuş olur. Adalara
gezmeye gelen birkaç kişi dışında kimseleri göremezsiniz ortalıkta.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Öyküleme B) Tanımlama
C) Tartışma D)Açıklama
E) Karşılaştırma
Çözüm
Çözüm BAŞKA YERDE YOK
O Öykülemede kişi, zaman ve mekân özelliklerinin yanında asıl belirleyici olaydır.
O Öykülemenin gerçekleşmesi bir olaya bağlıdır.
Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri
TÜRKÇE 2
FASİKÜL 3
Betimleme Türleri
Açıklayıcı Betimleme: Okura bilgi vermek amacıyla yapılan
betimlemedir. Ayrıntılar yansız olarak kamera çekimi gerçekliğinde, kişisel duygu ve düşünceler katılmadan verilir.
Sanatsal Betimleme: Edebî eserlerde okuru etkilemek, okuyanda estetik bir haz uyandırmak için yapılan betimlemelere
sanatsal (izlenimsel) betimleme denir.
Betimleyici Anlatımda Portre
Betimleyici anlatımda kişilerin ruhsal ve fiziksel betimlemelerinin yapılmasına portre denir.
Fiziksel Portre: Kişinin; boyu, kilosu, saçları, vücut yapısı,
konuşma biçimi, giyim tarzı, fiziksel özelliklerinin anlatıldığı
betimlemedir.
Ruhsal Portre: Kişilerin karakterlerini, çeşitli davranışlarını,
düşünce, düş ve isteklerini yansıtan betimleme türüdür.
Açıklama
Herhangi bir konuda, okuyucuyu bilgilendirmeyi, ona bir şey
öğretmeyi amaçlayan yazılarda kullanılan anlatım biçimidir.
 Daha çok, ders kitapları ve ansiklopediler gibi öğretme
esaslı eserlerde kullanılır.
 Genellikle nesnel, kanıtlanabilir ifadeler vardır.
 Açık, anlaşılır, sade bir dil kullanılır.
Örnek
Bulut, havanın yüksek tabakalarında çeşitli yığınlar hâlinde
toplanmış su buharıdır. Bunlar güneşin sıcaklığıyla havada
yükselmeye başlar. Yükseldikçe daha soğuk hava tabakalarına rastlar. Böylece su buharı, su damlacıkları halin gelir. Bulutların havada durmasını düşme hızlarının az olması sağlar.
Ağırlaşınca düşenler, sıcak hava ile karşılaşınca yeniden buharlaşıp yükselir.
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir genç, çadırın önünde
yan yatırılmış el arabasının üstüne oturmuş saz çalıyordu. Fenerin aydınlattığı alnı, ter damlalarıyla kaplıydı. Sazının sapı,
şaşırtıcı bir süratle aşağı yukarı kayan parmaklarının altında
bir canlı gibi titriyordu. Tellere vuran sağ eli, küçük fakat kendinden emin hareketler yapıyordu. Gencin eli, sazın gövdesine yaklaştıkça insan, saz ile el arasında gizli fakat çok anlamlı bir konuşma olduğunu sanıyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme B) Tartışma
C) Açıklama D) Öyküleme
E) Karşılaştırma
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Akçakavakların, dişbudakların arasından geçerek yeşil çam
ormanına giriyorum. Yoğun bir reçine kokusu duyuyorum.
Çevrem yeşilin değişik tonlarıyla donanmış. Az ileride kalın
gövdeli, yaşlı bir çam ağacı görüyorum. Altına oturuyorum.
Kekik kokuları geliyor burnuma.
Bu parçada ayrıntıların seçiminde hangi duyulardan yararlanılmıştır?
A) Görme-koklama B) Koklama-işitme
C) İşitme-dokunma D) Koklama-dokunma
E) Görme-işitme
Çözüm
Çözüm
AKLINDA OLSUN
O Görme, dokunma, işitme, tatma ve koklama duyuları aracılığıyla varlıkların nitelikleri, bu varlıkların duyular üzerinde uyandırdığı izlenimler betimleme yoluyla ifade edilebilir. AKLINDA OLSUN
O Edebî ve öğretici metinlerde (paragraflarda,
parçalarda) birden fazla anlatım biçimi kullanılabilir.
Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri
3 TÜRKÇE
FASİKÜL 3
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Eylülde Kaçkarlar’ın çevresinde “kestane karası fırtınası” gelip çatar. Kestanelerin dökülme zamanıdır artık. Yöre insanı
için kestanenin hem meyvesi, hem de kerestesi çok değerlidir.Çünkü evlerin özellikle dış cephesi bu ağaçtan yapılır. Rüzgârlar vadilerde uğuldamaya, yapraklar dökülmeye başlamıştır bugünlerde. Karın habercisi olan “karakuş” birazdan pencerenin pervazına tüner. Derinden kurt sesleri gelir. Orman
tüm yaşamıyla hazırdır uzun ve beyaz kışa.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Karşılaştırma, tanımlama, öyküleme
B) Açıklama, öyküleme, betimleme
C) Tartışma, karşılaştırma, öyküleme
D) Tanımlama, örnek gösterme, betimleme
E) Açıklama, tartışma, örnek gösterme
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Dünyanın yedi harikası olur da üç kıtada yüzyıllarca hüküm
sürmüş, altı yüzyılı aşan varlığından geriye olağanüstü bir kültür hazinesi bırakmış Osmanlının yedi harikası olmaz mı? Gerçi
tarihçiler, sanat tarihçileri ve mimarlar varken en önemli yedi
Osmanlı eserinin hangileri olduğuna ben karar verecek değilim. Ancak okuduklarımdan ve gördüklerimden hareketle tamamen kişisel bir beğeni listesi oluşturmamın önünde bir engel yok sanırım. İşte benden Osmanlının yedi harikası: Süleymaniye Külliyesi, Selimiye Camisi, Mostar Köprüsü, Mağlova
Kemeri, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Camisi, Kubbetü’s- Sahra,
Hamidiye Çarşısı.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleyici anlatım
B) Tartışmacı anlatım
C) Betimleyici anlatım
D) Tanımlamadan yararlanma
E) Kanıtlayıcı veriler kullanma
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Soğuk bir İstanbul sabahı... Gökyüzünde bulut kaynıyor; yağmur yağdı yağacak... Biz yola koyuluyoruz. Yarım saat sürecek yolculuğumuzu, Maltepe’nin bildik sokaklarından geçerek bir an önce bitirme telaşındayız. Sokaklar, işe yetişmek
için koşuşanlarla dolu. İnsanlar, rayların üzerinden, sağa sola
bakarak, hızlı adımlarla geçiyor. Bir banliyö treni Gebze yönüne doğru gürültüyle yol alıyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Öyküleme - betimleme
B) Açıklama - betimleme
C) Karşılaştırma - öyküleme
D) Tanımlama - açıklama
E) Karşılaştırma - tanımlama
Tartışma
Bir düşüncenin savunulup başka bir düşüncenin yanlışlığının
kanıtlanmaya çalışıldığı yazılarda kullanılan anlatım biçimidir.
 Genellikle okuyucuyla karşılıklı konuşuyormuş gibi bir üslup kullanılır.
 Bu tür yazılarda en az iki karşıt görüş bulunur.
 Genellikle metinlerde soru cümlelerine yer verilir.
Örnek
Bizde sanat eseri yarına diliyle kalır, şeklinde yanlış bir düşünce var. Sanat eserinin yarına kalması sadece diliyle ilgili
değildir. Eserin konusu da en az dili kadar önemli değil midir? İnsanların ilgisini çekmeyen konuları içeren eserlerin durumu hiç de iç açıcı değildir. O yüzden sanat eserinin yarına
kalması, aynı zamanda işlenecek olan konuyla da ilgilidir.
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Edebî metinlerde anlatım biçimlerinin yanında ele alınan konuyla ilgili düşüncelerin desteklenmesi, anlatılanların inandırıcılığı ve örneklenmesi amacıyla farklı yöntemlere başvurulur. Bunlara “düşünceyi geliştirme yolları” denir.
Çözüm
Çözüm
Çözüm
Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri
TÜRKÇE 4
FASİKÜL 3
Çözüm
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Röportajla öykü arasında kimi benzerlikler vardır. İkisi de yaşamın gerçekleriyle beslenir. Röportajın gerçekliği belgelere,
kanıtlara, somut olay ya da olgulara dayanmasından ileri gelir. Öyküde ise bunlar hayal gücüyle yeni bir renk, yeni bir görünüm kazanır. Öte yandan bütün anlatı türleri için geçerli olan
dilin güzel ve etkili kullanımı, röportaj ve öykü için de söz konusudur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme B) Karşılaştırma
C) Tanımlama D) Öyküleme
E) Örneklendirme
Karşılaştırma
 İki varlık, kavram veya olayın benzer ya da farklı yönlerinin
ortaya konmasıdır.
 Genellikle “oysa, ise, daha, en” gibi ifadelerle karşılaştırma yapılır.
Öcrnek
Roman, gerçeği olduğu gibi vermez; daha doğrusu veremez.
Onu kurgular, değiştirir. Uygun bir üslup ve bir yorum içinde
yeniden anlatır. Eleştiride ne bu çeşit bir biçim ne de duygu
görülür. Çünkü eleştirinin görevi güzellik meydana getirmek
değil; var olan güzelliği yargılamak, okura tanıtmaktır.
Tanımlama
 Özelliklerinden yararlanarak bir varlığın ya da kavramın ne
olduğunun ortaya konmasıdır.
 “Bu kimdir, nedir?” sorusunun cevabı olan cümlelerdir.
Örnek
Buzullar kara üzerinde tüm yıl boyunca erimeden kalan, yavaş hareket eden buz kütleleridir. Kar örtüsünün devamlı olduğu yerlerde oluştukları için yüksek dağlık yerlerde bulunurlar. Sürekli kar sınırının üstünde, buzyalaklarında yığılıp biriken buzlaşmış karlara da buzkar denir. Buzkar evresi, kar özelliği olmayan ancak buzdan yumuşak bir evredir.
Örneklendirme
Bir düşüncenin daha iyi anlaşılması için okurun zihninde somutlaştırılmasının amaçlandığı yazılardır.
Örnek
Çocuklara ilgilerini çekecek kitaplar verirseniz kitap okumayı
sevdirebilirsiniz. Çocuklar maceradan mı hoşlanıyor, Tom Sawyer’ı, Define Adası’nı, İki Yıl Okul Tatili’ni alın, okutun. Duygulu
romanlar mı okumak istiyor, Oliwer Twist’i, Tom Amca’nın Kulübesi’ni, Pal Sokağı Çocukları’nı verin ellerine. Fantastik romanlar mı okumak istiyor, Küçük Prens’e, Guliver’in Gezileri’ne yönlendirin onları.
Tanık Gösterme
 Bir düşünceyi desteklemek, inandırıcı kılmak için alanında uzman, yetkin kişilerin görüşlerine yer verilmesidir.
 Kişilerin görüşleri aynen alınıp tırnak içinde verilebildiği gibi, dolaylı anlatımla da verilebilir.
Örnek
Sanatın özünde şiir vardır. Şiir; bir tür değil, daha çok bir duyuş, bir algılayıştır. Yeni kitabında kelime kelime tartılmış, usul
usul süzülmüş dupduru diliyle düzyazı-şiir arasındaki kadim
ilişkiyi tazeleyen Nazan Bekiroğlu “Yazı en fazla şiirle ilişkilidir. Malum, gerçek şairlerin ilhama açık kalbi cennetleridir.”
derken şiirin kapısına varıyor.
Alıntı Yapma
 Bir düşünceyi desteklemek, inandırıcı kılmak için bir metinden değiştirilmeden yapılan aktarmadır.
 Alıntıda bilgi, orijinal metinde geçtiği şekliyle aktarılır.
Örnek
Arşiv uzmanı, “Gerçekte özel kütüphaneler, aralarındaki benzerliklerde farklılıklar bulunan ve farklılıklarında da benzerlikleri olan oldukça özel kuruluşlardır.” diyor.Bu görüşüyle meslektaşlarından ayrılıyor. BAŞKA YERDE YOK
O Tanık gösterme ile alıntı yapma arasında şöyle bir fark vardır:
O Tanık göstermede metnin yazarı, kendi düşüncesini ortaya koyar ve bu düşüncesini onaylatmak için uzman bir kişinin sözlerine ya da
tanıklığına başvurur.
O Alıntı yapmada ise metin yazarı bir konu seçer.
Bu konuyla ilgili uzman kişilerin sözlerini aynen aktarır.
Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri
5 TÜRKÇE
FASİKÜL 3
11 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT
Richard Strauss, bugünün orkestra repertuvarının demirbaşları arasında sayılan bir dizi senfonik şiirle ve opera alanındaki
kalıcı eserle tanınan en önemli bestecilerdendir. Özellikle Salome adlı operası sansasyon yaratmış, sayısı yüz elliyi aşan
lietleri ile bir şarkı ustası olarak müzik tarihindeki özgün yerini
almıştır. Günümüz operaları hâlen onun zengin sahne çalışmalarından yararlanır. Gerek lietlerinde gerek görkemli orkestral eserlerinde lirik gücünü kuvvetle hissettiren Strauss, bugün de dünyanın önde gelen solistlerini mıknatıs gibi kendine
çekmektedir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Benzetme B) Öznellik
C) Tartışma D) Örnekleme
E) Karşılaştırma
9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Andersen’i özgün kılan bir özellik, çevremizdeki sıradan nesneleri kişileştirip birer masal kişisine dönüştürmesidir. Öykülerinde küçücük nesneler, nesne niteliklerini hiç yitirmeden
insanlarınkine benzer serüvenler yaşar. Kurşun asker, yıkımdan yıkıma sürüklenirken gözü pekliğinden ve iyimserliğinden bir şey yitirmez; tencere vurulur, çömlek ve masa konuşur. Bunun yanında Andersen bize, kişileri hiç de masalsı sayılamayacak, oldukça gerçekçi masallar da anlatır: Eski Ev,
Kapıcının Oğlu.
Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Tanık gösterme B) Tanımlama
C) Örneklere yer verme D) Betimleme
E) Tartışma
10 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
Kentsel düş gücünü heceleyenler, kentin karakteri olan nesnelerdir. Bu nesneler, kentin tarihine tanıklık eden ve onunla
bütünleşen varlıklar olarak kendilerini kabul ettirir. Dilsiz güçler rolünde hep sahnededirler. Galata Kulesi, Beyoğlu’nun yıkık dökük evleri, bir avlunun gölgesindeki zarif bir kuyu, kim
bilir güneşin yakıcılığında hangi sohbetlere siper olmuş görkemli asırlık çınarlar, yüzyıllık bir çeşme, küçük bir fotoğrafçının vitrinini süsleyen eski aile fotoğrafları… Bu nesnelerin işlevi; varlıklarıyla kentin romanını yazmak, varlıklarını sürdürürken çağın yüklediği yeni anlamlara rağmen kente sahip çıkmaktır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır?
A) Öyküleme B) Örneklendirme
C) Tanık gösterme D) Tanımlama
E) Karşılaştırma
Çözüm
Çözüm Çözüm
Kişileştirme
İnsana özgü niteliklerin insan dışındaki varlıklara aktarılmasıdır.
Örnek
Uzak denizlerden gelmiş yorgun bir gemi, limanın şefkatli kollarına bırakmıştı kendini. Sonbaharın gelişiyle, yapraklar, vedalaşarak ağaçlardan ayrılıyordu.
Benzetme
 Bir şeyin niteliğini anlatmak için o niteliği eksiksiz taşıyan
bir şeyi örnek olarak gösterme işidir.
 Genellikle “gibi, sanki, andırıyor, tıpkı” sözlerine yer verilir.
Örnek
Boğaz bu akşam o kadar güzel ki âdeta bir masal dünyası
gibi. Gökyüzündeki bembeyaz bulutlar pamuk tarlalarını andırıyordu.
Sayısal Verilerden Yararlanma
Düşüncenin kanıtlanabilmesi için istatistiksel bilgilerden, sayısal donelerden, anketlerden ya da grafiklerden yararlanılmasıdır.
Örnek
En fazla kalsiyum içeren lifli yeşilliklerden biri ıspanaktır. 100
gram çiğ ıspanakta yaklaşık 210 mg kalsiyum vardır. Ispanak
kaynatıldığında, bu miktar 158 miligrama düşer. Bir başka kalsiyum deposu yemişlerdir. Yüksek miktarda kalsiyum içeren
yemişler şunlardır: Badem (Her 100 gram için 240 mg),Ceviz
(Her 100 gram için 170 mg) , Fındık (140 mg) Fıstık (110 mg)
Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri
TÜRKÇE 6
FASİKÜL 3
13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
İstanbul’un İstiklal Caddesi… Eski adıyla “Cadde-i Kebir” yani
“Büyük Cadde”. Ortasında tramvay yolu, cadde boyunca dizili dükkânlar, pasajlar, sinemalar, hanlar… İstiklal Caddesi’ne
paralel olarak uzanan Beyoğlu’nun arka sokakları… Niye “arka
sokaklar” diye biliniyor? Ne bileyim, belki de itilmişleri, kakılmışları barındırdığı için böyle anılıyor. İşte eskicilerle, antikacılarla, film şirketlerine kostüm, aksesuar kiralayan dükkânlarla dolu bir han. Artistler, figüranlar sık sık gelir giderlerdi bu
dükkânlara. Hanın çaycısı, artistlerin çoğundan imzalı fotoğraf almış, çay ocağının derme çatma panosuna asmıştı.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Soyutlamaya başvurulmuştur.
B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
C) İkilemeden yararlanılmıştır.
D) Sayıp dökmelere yer verilmiştir.
E) Yalın bir dil kullanılmıştır.
14 - ÖĞRETEN SORU / 2018 AYT
Osmanlı coğrafyasına yolu düşen seyyahların tamamı; devletin büyüklüğünü, halkın medeni hayat şartlarını, şehirlerin
güzelliğini, kurum ve kuruluşların intizamını öve öve bitiremezler. Kusursuz işleyen bu sistem; toplamı 15 milyon kilometrekare tutan bir devleti yaşatıyor, içinde 12 eyalet barındırıyordu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İkilemelere yer verilmiştir.
B) Açıklama yapılmıştır.
C) Nicel verilerden yararlanılmıştır.
D) Öznel ifadeler kullanılmıştır.
E) Örneklerden yararlanılmıştır.
12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Gazeteci olmak bir ayrıcalıktır elbet. Unutulmaz anılar kalır kişide acısıyla, tatlısıyla. Bir arayış içinde geçmiştir o yıllar, koşturmayla, konuşmayla, yazmayla. Bir bakıma Özdemir Asaf’ın
şu ünlü dizesini düşündürür: “Durduğum nokta yerinde durmuyor.” Öyledir, hem sen koşup durursun araştırıp, inceleyip
bir şeyler bulmak için hem de konularının kaynağı olan toplum durmaksızın değişir yöneticileriyle, sorumlularıyla.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
B) Devrik cümlelere yer verilmiştir.
C) Sözcükler arasında sessel yinelemeler kurulmuştur.
D) Benzetmeden yararlanılmıştır.
E) Tekdüzelikten kaçınılmıştır.
Çözüm
Çözüm
BAŞKA YERDE YOK
Karma Anlatım Biçimi Sorularında
Geçen Kavramlar
Sessel Yinelemeler: Sözün etkisini güçlendirmek
amacıyla, anlamın yoğunlaştığı sözcük ya da sözcük öbeğini art arda tekrar etmektir.
Örnek Engin ovanın uçları gökyüzüyle birleşir, şafak ve gün batımı vaktinde eşsiz bir renk cümbüşüyle izleyenleri hayrete düşürür. Bu vakitlerde kızılın tüm tonları ovanın etrafındaki tepelerin yeşiliyle kaynaşmakta, gökyüzünün maviliğiyle uyum içinde birleşmektedir.
Sayıp Dökmeler: Bir işin türlü hâllerini, bir şeyin
bütün parçalarını zihne çarpacak şekilde art arda
sıralayıp söylemektir.
Örnek Az ötede yan yana sıralanmış domates, salatalık, marul, kavun, karpuz, incir gibi meyve - sebzelerin bulunduğu tezgâhlar…
Çoğullaştırma: Bir parçada sözün etkisini güçlendirmek amacıyla çokluk eki almış sözcüklerin art
arda veya aralıklarla kullanılmasıdır.
Örnek El yapımı oyuncaklar, eski kitaplar, plaklar,
halılar, kilimler, hediyelik eşyalar satan dükkânların
önünden geçiyoruz
I., II. ve III. Kişili Anlatımlar: Edebî metinlerde birinci kişili (ben, biz), ikinci kişili (sen) ve üçüncü kişili (o)
kişi zamirleriyle anlatımın gerçekleştirilmesidir.
BENDEN UYARMASI
O Anlatım Biçimleriyle ilgili sorularda alıntıya, deyimlere, sayısal ve nicel verilere yer verme, anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtma, konuşma havası içinde oluşturulma, olayları oluş
sırasına göre verme gibi ifadeler de vardır.
O Anlatım Biçimleri karma sorularında devrik, eksiltili cümleler, ikileme, pekiştirme, niteleyici
sözcükler, nitelendirmelere başvurma, özel adlar gibi dil bilgisi konularında yer alan kavramlar bulunmaktadır.
Paragrafta Anlam - Anlatım Biçimleri
7 TÜRKÇE
FASİKÜL 3
Etkinlik - 1
Şu ünlü “genç şairlerimizden” sözüne oldum olası akıl
sır erdirememişimdir. Bu yolda saçını ağartmış, çok sayıda şiir kitabı yayımlamış, şiirseverler olarak neredeyse
yirmi yıldır adını işittiğimiz, dergilerde şiirlerini severek
okuduğumuz, ödüller kazanmış şairlerimizin kim bilir kaç
kez bu sıfatla anıldığını gördüm. Acaba bizim eleştirmenlerimiz, tanıtıcılarımız hangi haklı gerekçelerle bir türlü
kabullenemiyor kimi şairlerimizin büyümesini, kıdemliler arasına karışmasını? Yoksa onların yaşlarını, Dağlarcaların, İlhan Berklerin yaşları ile karşılaştırınca mı uygun görüyorlar bu “genç” sıfatını? Peki bu “yolun yarısını aşmış” şairlerimizi “genç” diye nitelendirecek olursak 16-17 yaşlarındaki şairlerimizi, şair adaylarımızı nasıl anacağız? “Gepegenç şair” diye mi, “stajyer şair” diye
mi?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilen
yargılardan doğru olanların karşısına (D), yanlış olanların karşısına (Y) yazınız.
1. Çoğullaştırmalara yer verilmiştir.
2. Örnekten yararlanılmıştır.
3. Nitelendirmelere başvurulmuştur.
4. Tanık gösterme vardır.
5. Deyimler kullanılmıştır.
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
Toprağı sevdiren, üstünde hayat sürdürenlerdir ama ben
İstanbul’u kimsesiz de olsa yine severim. Toprak her yerde
topraktır. Hayatın kazanıldığı bir şehir de sonuçta ötekiler
gibidir. Karnın nerede doyarsa memleketin orasıdır. Bütün bunlar doğru olabilir. Ne var ki söz konusu İstanbul
olunca durum değişir. İstanbul’u, orada karnımı doyuramasam da severim. O toprağı; üstünde yalanla doğrunun
bir arada olduğu, iyi ve kötünün aynı tartıda tartıldığı zaman da severim.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilen
sözlerden doğru olanların karşısına (D), yanlış olanların karşısına (Y) yazınız.
1. Düşünceleri alıntılarla pekiştirme
2. Birinci kişili anlatıma yer verme
3. Mecazlı söyleyişe yer verme
4. Öznel düşüncelere başvurma
5. Karşıtlıklardan yararlanma
Etkinlik - 2
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
TÜRKÇE 8
Öğreten Test FASİKÜL 3
3. Bu kadim kentte aşağı yukarı yüz yılı aşkın süredir üretilen gül, kültürümüze, günlük yaşantımıza hatta isimlerimize kadar işlemiştir. Yıllık hemen hemen 11 bin ton
gül üretimiyle, dünya gül yağı ihtiyacının % 65’i buradan
karşılanmaktadır. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın da
en önemli gül üretim merkezi olan Isparta’da, üretim
26 bin dönümlük alanda gerçekleşmektedir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Açıklama yapılmıştır.
B) İkilemelere yer verilmiştir.
C) Nicel verilerden yararlanılmıştır.
D) Örneklerle düşünce pekiştirilmiştir.
E) Öznel ifadeler kullanılmıştır.
1. Gece bitiyor ve serin bir yaz şafağı söküyor usulca. Birazdan, güneş bir sihirbaz gibi yenileyecek koca şehri.
Güne yeniden başlamanın sevinci kaplayacak her yeri.
Yeni bir günün ilk ışıklarıyla canlanacak her şey. Önce
kuşlar yuvalarını terk edecek, ilk çocuk ağlayacak, ilk
pencere açılacak, bir fırının tezgâhına ilk ekmekler düşecek. Çarşılar yine taze ekmek kokusuyla başlayacak
güne. Sokaktan sesler geliyor ve taze ekmek kokusu sarıyorsa etrafı, her şeye rağmen hayat devam ediyordur.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Günün belli bir anı betimlenmiştir.
B) Birden fazla duyudan yararlanılmıştır.
C) Tanık göstermeye başvurulmuştur.
D) Anlatıma duygular katılmıştır.
E) Benzetmeye başvurulmuştur.
2. Eski saatler zemberekliydi. Çalışması için kurulmaları gerekliydi. Genellikle ihtiyarlar tarafından kullanılırdı. Çocukluğumda dedemin de kullandığını hatırlıyorum. Bu
saatler, denize daldırılmış tekne çapası gibi, yelek cebine zincirle sallandırılırdı. Günün bir vaktinde saatin kaç
olduğunu öğrenmek için, zincirinden tutularak cepten
çıkarılır, varsa kapağı açılır, göz ucuyla bakıldıktan sonra
yerine konurdu. Bir günü yirmi dörde bölen bu saatlerden bir tane edinmek, zamanı saptamak bakımından kaçınılmazdı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde
verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Tanımlama, örneklendirme, betimleme
B) Açıklama, benzetme, öyküleme
C) Karşılaştırma, örnekleme, alıntı yapma
D) Açıklama, tanık gösterme, betimleme
E) Tanık gösterme, tartışma, öyküleme
4. Günümüzden 300 milyon yıl önce, jeologların “Karbonifer Çağı” dedikleri dönemde dünya, çok farklı bitki ve
hayvan türlerinin yaşadığı geniş bataklıklarla kaplıymış.
Bu canlılar, jeolojik dönemler sonucu toprağa gömülmüş
ve milyonlarca yıl içinde, yerin altında bugün kömür ve
petrol denilen maddelere dönüşmüş; bunlara mineral yakıtlar denmiştir. Bu maddelere, canlıların fosilleşmiş kalıntılarından oluştuğu için fosil yakıtlar da denir. 20 ve 21.
yüzyılda dünya çapındaki teknolojik gelişmelerle, fosil
yakıtlardan elde edilen enerjiye olan ihtiyaç artmıştır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Tanımlama B) Terimler C) Açıklama
D) Nesnellik E) Öneri
5. Eleştiri, yazınsal yapıtın gerçek yaşamdaki karşılığını yine
dil içerisinde bulmaya çalışır. Roland Barthes’ın yaklaşımıyla, eleştiri bir yapıtın gerçekliğini açığa çıkarmak değil, dil ve konu bütünlüğünün sağlanıp sağlanmadığını
saptamaktır. Yeni bir yapıtın kendi türündeki söyleyişine
uygun olup olmadığını bulmaktır. Yoksa eleştiri, sanatçının gerçeklere ne derece bağlı kaldığıyla ilgilenmez.
Bu parçanın anlatımında yazar, eleştiri ile ilgili düşüncesini inandırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?
A) Tanık göstermeye B) Betimlemeye
C) Karşılaştırmaya D) Benzetmeye
E) Öykülemeye
1-C 2-B 3-D 4-E 5-A
9 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 3
4. Yağmurun yağdığını ancak burnuma ve elime düşen birkaç damlacıktan ve kıvrımlı dallarını kımıltısızca yeredoğru sarkıtmış kayınların yapışkan yapraklarında bir
şeylerin hışırdamasından anladım. Çevreye yaydıkları
güçlü kokuya bakılırsa kayınlar saydam ve tertemiz yağmur taneciklerini büyük bir zevkle içlerine çekiyorlardı.
Kendimi eve daha çabuk atabilmek için arabadan inip
koşmaya başladım.
Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır?
A) İşitme B) Görme C) Dokunma
D) Koklama E) Tatma
3. Gece yarısı sis etrafı kaplıyor. Hızla gölgeleniyor ve derinleşiyor sokaklar. Biri tek başına yürüyor. Bir pelerin
gibi örtünmüş yalnızlığı. Yorgun, yıllardır yürümüşçesine
yorgun. Her solukta içine çekiyor gecenin sessizliğini.
Birbirine açılan, karanlık, ıssız sokaklarda yürüyor. Kararsız, kaygılı koyuyor bir adımı ötekinin önüne. Her an
düşecekmiş gibi zikzaklar çiziyor daracık yolda.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde
verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Öyküleme – betimleme
B) Öyküleme – karşılaştırma
C) Betimleme – tartışma
D) Örneklendirme – öyküleme
E) Alıntı yapma – öyküleme
2. Mavi yengeçler, iki çifti beslenme ve savunma işlevine
sahip olan kıskaç şeklini almış 5 çift ayağa sahiptir. Kıskaçları izleyen üç çift ayak yürüme işini son çift ise yüzme
işlevini üstlenmiştir. Karapas ve kabuk genişliği, uzunluğunun 2-2,5 katı kadardır. Kabuk yapısı ön tarafa doğru
incelmektedir ve gözlere kadar kenarlarda sekiz adet
yan ışınlar bulunmaktadır. Gözler kısa bir sap üzerine
serbest hareket yeteneğine sahiptir. Kabuk yüzeyinde
renk yeşilden kahverengi tonlarına kadar değişiklik göstermektedir. Erkek bireylerin kıskaçlarının ucu genelde
maviyken dişilerde bu parça kırmızı renkli olmaktadır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Açıklama B) Sayısal veri
C) Karşılaştırma D) Niteleme
E) Tanımlama
5. Gezi, kişi ya da kişilerin yurt içi veya yurt dışında yaptığı
uzun ya da kısa süreli yolculuklardır. Bu geziler, insanın
bilgisini, görgüsünü deneyimini artırır. Geziye katılan kişilerin büyük bir bölümü, gittikleri yerlerde geçirdikleri
zamanı, gezilerini eşe dosta anlatırlar. Yalnız geziyi anlatan kişi bir yazar ise durum başkalaşır. Yazar; bakmasını, görmesini bilen, ne yaptığının bilincinde olan biri olduğundan gezilerini tıpkı bir öyküyü ya da romanı, bir
serüveni anlatır gibi anlatır. Anlattıklarıyla okuyanları kentten kente, memleketten memlekete sürükler.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Açıklama B) Yargı- gerekçe
C) Abartma D) Sessel yineleme
E) Tanımlama
6. Güneş tam tepemizdeyken sessiz sahilleri, büyüleyici
gün batımı ve tostuyla tanınmış Ayvalık’a ulaştık. Bu şirin yer, görünürde kederli bir ölüm sessizliğiyle, ama aynı
zamanda birçok uygarlıktan kalan binbir çeşit ses ve dokuyla ağırladı bizi. Ağır ağır ilerledik şehrin içine doğru.
Sıra sıra dizilmiş, yılların yorgun düşürdüğü ahşap evler
sıcacık merhabalarla selamladı hepimizi. Akşama doğru
güneşin batışını seyretmek için Şeytan Sofrası’na çıktık.
Gördüğümüz manzara karşısında büyülendik âdeta. Bu
masalsı zaman dilimini, ölümsüzleştirmek için kimimiz
kameramıza kimimiz fotoğraf makinemize sarıldık.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Yinelemelere yer verilmiştir.
B) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.
C) Öyküleyici anlatıma başvurulmuştur.
D) Betimleyici ögeler vardır.
E) İnsana özgü bir nitelik doğaya aktarılmıştır.
1-E 2-E 3-A 4-E 5-C 6-B
1. Bir şairin, bir yazarın asıl değeri herkesten başka olmasında, kimseye benzememesindedir, deniyor. Şair veya
yazar bana hiç benzemiyorsa ondan bana ne? Ben bir
sanat yapıtında kendi sevinçlerimi, kendi acılarımı görmeliyim ki ona ilgi gösterebileyim, onu anlayabileyim.
Yoksa o, bana büsbütün yabancı kalır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır?
A) Açıklama B) Betimleme C) Öyküleme
D) Benzetme E) Tartışma
TÜRKÇE 10
Sınav Tadında FASİKÜL 3
1. Bugün olduğu gibi Antik Çağ’da da görkemli liman kentlerine kucak açan Menderes Deltası’nı keşfetmek üzere
İzmir’den yola çıkıyoruz. Selçuk’a uzanan 73 kilometrelik otoyol, Bozdağlar ile Aydın Dağlarının çevrelediği Küçük Menderes Nehri’nin kalbinden geçiyor. Yeni Güllübahçe’ye iki kilometre uzaklıktaki Turunçlar mevkisinde
bulunan Priene Antik Kenti ilk durağımız oluyor. Efes, Milet ve Klazomenai ile birlikte 12 İyon kentinden biri olan
Priene, sarp bir tepenin üzerine kurulmuş. İnşası 300 yıl
kadar süren kentte görülmeye değer yer çok: 6 bin 500
kişilik amfitiyatro, yivli dev gibi sütunlar …
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Anlatıcı duygusal etkilenmesini yansıtmıştır.
B) Pekiştirmeli sözler kullanılmıştır.
C) Mecazlı söyleyişlere yer verilmiştir.
D) Karşılaştırma yapılmıştır.
E) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
2. “Yaz gitti / pılısını pırtısını toplayıp / flamingo akşamlarından.” diye kanatlandırmıştım şiirimi solgun mavi denizin
buğusuna karıştırarak. Eylülle birlikte birden sessizleşiverdi ortalık. Şiirin ikinci dizesini “gürültüsünü patırtısını
toplayıp” olarak değiştirebileceğimi düşündüm de, “pılı
pırtı”nın “gürültü patırtı” ile örtüşebileceğini gördüm ve
sustum. Artık sabahları ekmek ve gazete almak için markete giderken üstünden geçtiğim küçük asma köprüde
durup baktığımda durgun derenin sazlı suyunda yüzen
pekin ördekleri yoktu. Kıyısında kafalarını uzatarak güneşlenen ve en ufak bir çıtırtıda şap diye suya atlayan
kurbağalar da sırra kadem basıp gitmişlerdi. Market dönüşü köprü başındaki tahta masaya gazetemi yayıp başlıkları okurken yanıma gelen ördeklere, sıcacık ekmeğin
yarısını ufak parçalar halinde koparıp atmayı çok özleyeceğim.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Farklı duyularla algılanabilen ayrıntılar vardır.
B) Alıntı yapılmıştır.
C) Mecazlı söyleyişlere yer verilmiştir.
D) Öyküleyici bir yol izlenmiştir.
E) Okuyanı yönlendiren bir hava taşımaktadır.
4. Eski şehirlerimizin, doğal dokuyla tam bir uyum hâlinde,
mahalle mahalle büyüyüp geliştiği söylenebilir. Mahallelerin, genellikle fazlaca eğimli araziler üzerine kurulmuş olması, bu şehirlerin en önemli özelliklerinden biridir. Böylece her çeşit suya doğal akıntı imkânı verildiği
gibi, her evin ufkunun açık olması ve güneşten faydalanması sağlanmıştır. Bu, dikkatli bir seyyah olan İtalyan
yazarı Edmondo de Amicis’in de gözünden kaçmamıştır. Avrupa şehirlerinde gözün ve düşüncenin hemen her
zaman dar bir çerçeveye hapsedildiğini söyleyen yazar,
İstanbul’da ise gözün ve zihnin, her an sınırsız ve şirin
uzaklıklara bir yol bulabildiğini söyler.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde
verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Açıklama - öyküleme
B) Açıklama - tanık gösterme
C) Tartışma - karşılaştırma
D) Öyküleme - karşılaştırma
E) Betimleme - örneklendirme
3. Yalova’ya ister denizden ister karadan gelin, yaklaştığınızda gözünüze ilkin dağlar, tepeler ve yeşillikler çarpar.
Samanlı Dağlarının kuzey eteklerinde denize doğru uzanan Yalova, yeşilin bütün tonlarına sahip. Teşvikiye beldesi ya da eskinin Zindan köyü, Yalova’nın en ünlü yaylalarının başlangıcına kurulmuş. Yalova’nın merkezine
22 km uzaklıkta ve daha batıda kalan Teşvikiye’den başlayan yayla yolu, yaklaşık on kilometre sonra en yukarıdaki Delmece’ye ulaşır. Yol Teşvikiye’den itibaren yukarı
doğru toprak zemin olarak devam eder. Civarda aynı
yere giden patikalardan birine sapmak size zamandan
bir kazanç sağlamasa da çok daha keyifli bir ortamda
yürüyüş yapmanıza olanak tanır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Betimleme B) Benzetme
C) Çoğullaştırma D) Karşılaştırma
E) Nicel sözcükler
1-B 2-E 3-B 4-B
11 TÜRKÇE
FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık
Paragraf
Bir duyguyu, düşünceyi, biçimsel yönden, anlam ve anlatım
özellikleri bakımından belirten veya tamamlayan cümleler topluluğuna paragraf denir.
Konu
Bir paragrafta (metinde, parçada) ele alınan düşünce, olay
veya durum, üzerinde konuşulan şey, bahis demektir.
Başlık
Paragrafın konusunun bir ya da birkaç sözcükle ifade edilmesi, özetlenmesidir.
Örnek
Çocukları, gençleri düş kurmaktan vazgeçirip yalnızca yaşanılan dünyanın gerçekleriyle sınırlamaya çalışmak yanlıştır. Çocuklar, gençler gerçeklere gözlerini kapatsın demiyorum ancak düş güçlerini kullanmazlarsa, düş kurmaya alışmazlarsa
gerçeği de, doğruları da sezemezler, göremezler. Hayalden,
düş gücünden yoksun bir us, işlevsiz kalır.
Yukarıdaki metinde “düş kurmaya alışmazlarsa- doğruları da
sezemezler- düş gücünden yoksun bir us, işlevsiz kalır” gibi
anahtar sözler belirlendiğinde “Düş dünyasının zenginleştirilmesi doğrulara ulaşmayı kolaylaştırır.” yargısının parçada anlatılmak istenen ana düşünce olduğu ortaya çıkar.
Örnek
İnsan, yaşadığı yörenin etkisiyle biçimleniyor. Saik Faik Burgaz’da yaşadı, Burgaz’ı yazdı. Yaşar Kemal Çukurova’da yaşadı, Çukurova’yı yazdı. Yazarın yaşadıkları tabii ki yazdıklarına
yansıyacak; yaşadığı kent de yansıyacak. Bakış açıları, konuyu işleme biçimleri farklı olabilir ama her yazarın yazdığında
yaşadığı kenti görebilirsiniz.
Yukarıdaki metinde “yaşadığı yörenin etkisiyle - yaşadığı kenti görebilirsiniz” gibi anahtar sözler belirlendiğinde “Bir yazarın yapıtları yaşadığı çevrenin izlerini taşır.” yargısının parçada anlatılmak istenen ana düşünce olduğu ortaya çıkar.
1 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
Günümüzde, hizmet sektöründen iş dünyasına, çocuk yetiştirmeden sanat üretimine kadar her alanda tatmine, sorunsuz biçimde varabilme yollarının arayışı içindeyiz. Everest’e tırmananlar, maraton koşanlar, yoğun ve disiplinli bir çalışmanın sonunda
alanlarında ustalaşanlar ise yolun sonunda hissettikleri mutluluk
kadar, yol boyunca yaşadıkları belirsizliklerden ve aştıkları engellerden de coşkuyla söz ederler. Belki de ilk bakışta çelişkili
gibi görünen bu durum, çoğu zaman gayet iyi giden bir işte veya
ilişkide, farkında olmadan pürüzler yaratmamızı açıklayabilir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sonucu değerli kılan, süreç içindeki öngörülemeyen güçlüklerin üstesinden gelmektir.
B) İsteklere kolayca ve fazla emek harcamadan ulaşmak,
mutluluğun ön koşuludur.
C) Bilinç dışı dürtülerle, ortada sebep yokken sorun çıkarmak, başarıyı tetikler.
D) Sonuç kadar sürece odaklanarak engelleri aşmak da doyuma ulaşmada önemlidir.
E) Çeşitli düzeylerde güçlüklerle mücadele etmek, sorun
çözme gücünü artırır.
2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018
Günümüzde ebeveynler ne iş yaparlarsa yapsınlar sürekli bir
telaş içinde. Meşguliyetlerinden dolayı tahammülleri azalan
anne babalar, çocukları hata yaptığında onları sert bir şekilde
cezalandırıyorlar. Hâlbuki bu durumda önce hatanın nedenini
araştırmaları, ardından kendi davranışlarını kontrol ederek çocuklarıyla sakin bir şekilde konuşmaları gerekir. Aksi hâlde
çocuklara, hataya karşı öfkeyle tepki vermek dışında bir davranış kazandıramazlar.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çocuklar, anne babalarının olaylar karşısındaki tutumlarını örnek alırlar.
B) Çocuklukta edinilen davranışların kalıcı olmasında ailenin etkisi büyüktür.
C) Çalışan ebeveynler günlük koşuşturma içinde çocuklarına daha az vakit ayırmaktadır.
D) Çocukların yaptıkları hataların nedenini anlamak için kaynağına inmek gerekir.
E) Çalışan anne babalar sabırlı olma konusunda güçlük yaşamaktadırlar.
Çözüm
TÜRKÇE 12
FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık
5 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT
“İnsan kalbi, başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nispetinde açıktır.” der yazar. Peki, insan kendi tecrübelerine yani onlardan bir şeyler öğrenmeye ne kadar açıktır?
Kendinin farkında olduğu, kendisi üzerine düşünmeye katlandığı kadar...
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi destekler niteliktedir?
A) İnsanı anlamak; kendini tanımak, duyumsamak ve yorumlamaktan geçer.
B) İnsan toplumla etkileşim kurduğu ölçüde kendine yönelik farkındalık geliştirir.
C) Tecrübeleriyle arasına mesafe koyan insan, yeni deneyimlere açık olur.
D) İnsanın başkalarıyla özdeşim kurması, aynı deneyime ortak olmasına bağlıdır.
E) Topluma duyarlı insan, başkalarının düşüncelerine göre
davranmaya meyillidir.
4 - ÖĞRETEN SORU
Sanatın amacı, kişinin düşüncesini, duyarlığını geliştirmek; ona,
dünyaya ve insanlara insanca bakma, sezme, kavrama gücü
kazandırmaktır. Sanat ürünlerine ilgi duymayan, hayali işlemeyen, başkalarının acılarına, dertlerine ortak olmayan bir bilim
adamı, bir yargıç, bir yönetici düşünelim; ne yararı olur bunların toplumlarına, insanlığa? İnsanın, insan sevgisiyle yoğrulmadığı toplumlarda bütün yönleriyle ilkellik egemen olmaz mı?
Yukarıdaki parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Sanat ve Düş Gücü B) Sanat ve İnsan
C) Sanat ve Yaratıcılık D) Sanatın Gelişimi
E) Sanatın Doğuşu
3 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
Zaman zaman susuzlukla karşı karşıya kalan büyük kentlerin
asıl sorunu su kaynağı sıkıntısı değil, eldeki suyun kalitesinin
düşmesidir. Diğer bir deyişle kentte sınırsız su kaynağı bulunsa da susuzluk yaşanabilir. Bunun en büyük nedeni ise kirlenmedir. İçme suyu kaynaklarının kirlilik derecesi belli bir düzeyi aştıktan sonra en gelişmiş arıtma tesisleri bile bu kaynakları temizlemede yetersiz kalır. Bu sebeple susuzluk sorununun çözümü için yeni su kaynaklarının aranmasından çok baraj havzalarının daha iyi korunması, atıkların ayrıştırılarak yeniden kullanılması, çöplerin kontrol tesislerinde toplanması
gibi uygulamalara gidilmesi gerekir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Çöp ve atıkların dönüştürülmesindeki başarısızlığın su
kaynaklarını azalttığına
B) Baraj havzalarındaki yetersizliğin günümüz kentlerinin
öncelikli sorunu olduğuna
C) Su kaynaklarının kirlenmesinin arıtma tesislerindeki yetersizlikten kaynaklandığına
D) Temiz su kaynaklarındaki azalmanın atık kontrolü uygulamalarını önemli kıldığına
E) Doğal su kaynaklarındaki kirlenmenin alternatif kaynak
arayışlarını hızlandırdığına
AKLINDA OLSUN
Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi
Gerekenler 1
O Paragrafta (Parçada) önemli görülen ve özellikle tekrar edilen sözcüklerin altı çizilmeli.
AKLINDA OLSUN
Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi
Gerekenler 2
O Paragrafların ilk cümlesi ve son cümlesi üzerinde daha fazla durulmalı.
Çözüm
Çözüm
AKLINDA OLSUN
Paragrafta ana düşünce sorularında “parçada yakınılan durum, en uygun başlık, anlatılmak, vurgulanmak, asıl anlatılmak istenen düşünce, ilişkilendirilebilir, değinilmiştir, yargıların hangisine ulaşılabilir” şeklinde ifadeler de kullanılabilir.
13 TÜRKÇE
FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık
6 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Son yıllarda yapılan araştırmalar, bugüne kadar koleksiyonculuk veya hobi olarak tanımlanan davranışın istifleme bağımlılığı olarak adlandırılan bir tür hastalık olabileceğini gösteriyor. Yıllardır biriktirilen bir yığın eşyanın içinden hangilerinin
kalıp hangilerinin gideceğine karar verme anında kişiler, büyük ihtimalle hastalıklarıyla ilk kez yüzleşiyorlar. Küçücük ve
işine hiç yaramayan/yaramayacak bir şeyi bile gözden çıkarmak, istifçilerde derin travmatik üzüntüler yaratabiliyor.
Bu parçada istifleme bağımlılığıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?
A) Yakın bir geçmişte yapılan araştırmalarla tedavisi bulunmuş bir hastalık olduğuna
B) Kişinin, yakın çevresinin uyarılarını dikkate alarak bu bağımlılıktan kurtulabileceğine
C) Hastaların, eşyalara duydukları bağlılığı psikolojik bir rahatsızlık olarak kabul ettiklerine
D) Tedavi sürecinde, depresyona neden olabilecek müdahalelerden kaçınmak gerektiğine
E) Eşyalarından ayrılma durumuyla karşı karşıya kaldıklarında bağımlı kişilerin verdiği tepkiye
Çözüm
Çözüm
7 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018
Günümüzdeki moda endüstrisinin bedenlerimizin nasıl görünmesi gerektiğine dair dayattığı fikirler insanın doğallığını
ve sağlığını etkiliyor. Bedenlerimiz bir yandan nesneleştirilirken diğer yandan popüler kültürün dayatmalarından kaynaklanan biçimlere uymaya zorlanıyor. Beden ile kişisel yeterlik,
mutluluk ve sosyal kabul gibi olumlu değerlerle; yetersizlik,
dışlanma ve mutsuzluk gibi olumsuz değerler özdeşleştiriliyor. Bedenlerimiz suni biçimde yaratılan kaygılarla âdeta kontrol altına alınıyor. Sürekli ideal görünümden uzakta oldukları
korkusu aşılanan insanlar; diyet ve beslenme, kozmetik ve
estetik cerrahi sektörlerinin sunduğu olanaklara yönlendiriliyor. Böylece bedenin sağlığı ve doğallığı ikinci plana atılıyor,
öncelik görünüme veriliyor.
I. Şeyma’nın, iş çıkışlarında sağlık için düzenli olarak yürüyüş yapması
II. İrem’in, tehlikeli olduğunu bilmesine rağmen zayıflama
ilacı kullanması
III. Nusret’in, beğendiği sporcularla aynı marka ürünleri kullanmak istemesi
Yukarıda numaralanmış ifadelerden hangileri bu parçada
anlatılanlarla ilişkilendirilebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I, II ve III
8 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
1815 yılının nisan ayında Endonezya’daki Tambora Yanardağı’nda büyük bir patlama oldu. Yanardağın yakınındaki yerleşim bölgeleri volkanik külle kaplandı, atmosfere milyonlarca ton
toz ve volkanik kül karıştı. Yanardağdan çıkan gazlar yoğunlaşarak aeorsol bulutları oluşturdu. Bu bulutlar yeryüzünün soğumasına neden oldu. Küresel sıcaklık düştü, iklimler geçici olarak değişti. 1816 yılında Kuzey Yarım Küre’nin büyük bölümünde
sıcak bir yaz mevsimi yaşanmadı. Avrupa ve Kuzey Amerika’da
soğuk havanın ekinleri tahrip etmesiyle başlayan kıtlık nedeniyle
salgın hastalıklar baş gösterdi. Yeryüzündeki etkileri zamanla
azalsa da patlama, edebiyat ve sanat dünyası üzerinde kalıcı izler bıraktı. Patlamanın edebiyat dünyasına kazandırdığı eserlerin başında ise Frankenstein adlı roman geliyordu. 1816 yazında
İngiliz yazar Mary Shelley, bu doğa olayı yüzünden günlerce
kapalı alanda yaşamak zorunda kaldı ve 1818’de yayımlanan
ünlü korku romanını işte bu günlerde kaleme aldı.
Tambora Yanardağı patlaması sonrasında Mary Shelley’nin
ünlü romanı Frankenstein’ı yazmasıyla aşağıdaki sözlerden hangisi ilişkilendirilebilir?
A) Dalgaların kıyıya sürüklediği çer çöp, ıssız adadaki kişi
için hazine değerindedir.
B) Rüzgârın uğultusu sadece kulübesinin korunaklı duvarları arasındaki kişiye güzel gelir.
C) Bir çöl bedevisi için kum fırtınası, gündelik hayatın küçük
cilvelerinden biridir.
D) Burada sel olup akan yağmurun hangi köydeki güle can
suyu olduğunu bilemezsin.
E) Yangının küle çevirdiklerini, ne kadar zaman geçerse geçsin yeniden yeşertemezsin. AKLINDA OLSUN
Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi
Gerekenler 3
O Parça cevaplanırken kişisel duygu ve düşünceler bir kenara bırakılıp paragrafta ele alınan düşüncelere yoğunlaşılmalı.
TÜRKÇE 14
FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık
10 - YENİ NESİL SORU / 2021 TYT
Aşağıdaki parçalardan hangisi “İyi bir yazar şüphesiz, insan psikolojisini çok iyi bilmeli, karakterlerini önce kendisi anlamalıdır.” düşüncesine uzak düşmektedir?
A) Ed Catmull’un Yaratıcılık’ına biyografimsi denmesinin sebebi, kendi çocukluğunu anlatıyor gibi görünse de aslında herkesin çocukluğundan bahsetmesidir. Karakterlerini o kadar içten tanıtıyor ki onlarla bir arada yaşıyor
gibi hissediyoruz.
B) Şanzelize Düğün Salonu adlı eserinde Tarık Tufan, bir karakterine isim vermeyerek onun hayatındaki bocalamalara dikkat çekmek istiyor. Okurlardan kendi içsel dünyalarına göre karaktere isim koymalarını bekliyor.
C) Olasılıksız ve Empati’nin yazarı Fawer, son kitabıyla da
başarıyı yakalamış görünüyor. Kahramanının zihnini ve
duygularını ters yüz ederek çıktığı maceranın masalsı bir
zeminden yükselmesi ağızda güzel bir tat bırakıyor.
D) Nobel ödüllü yazar Saramago’nun eseri Körlük, umutsuz
ama insana cesaret aşılayan romanlardan biri. Kitabın
başarısı, bir döneme bağlı kalmadan insanı hem tarihsel
derinlikte hem de kendi psikolojisinin diplerine inerek
analiz etmesinde yatıyor.
E) Nahid Sıtkı Örik’in Kıskanmak’la yakaladığı başarı, insan
ruhunun derinliklerinde gördüklerini gün yüzüne çıkarabilmesinde yatar. Çünkü yazar, kahramanını önce bağrına basmış, ondan sonra okurun karşısına çıkarmıştır.
9 - YENİ NESİL SORU / 2019 TYT
• Zaman zaman televizyonlarda toplu balina ölümlerine
ilişkin haberler, karaya vurmuş balina görüntüleriyle karşımıza çıkar. Araştırmalar bu ölümlere okyanusların endüstriyel ve kimyasal atıklarla kirletilmesi, suların bulanıklaşması ve yanlış avlanmalar gibi etkenlerin sebep olduğunu gösterir.
• Balinalar, okyanusta yüzerken kafalarının ön kısmından
gönderilen elektromanyetik dalgalarla yönlerini bulurlar.
Bu özelliklerinden hem bulanık sularda yüzerken hem
de göç ederken yararlanırlar. Ancak zaman zaman dünyanın manyetik alanının değişmesi ya da balinalardaki
yön bulma sisteminin hastalık sonucu bozulması nedeniyle yönlerini tayin etmekte sorun yaşarlar ve karaya
vururlar.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermektedirler.
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamaktadırlar.
C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadırlar.
D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sunmaktadırlar.
E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenlerle
açıklamaktadırlar.
Çözüm BAŞKA YERDE YOK
İki parçadan oluşan yeni tip paragraf sorusunda
şunlara dikkat edilmelidir:
O Her iki parçada üzerinde durulan temel düşünce iyi belirlenmelidir.
O Belirlenen temel düşüncenin parçalardaki ele
alınış biçimi, değerlendirilme yöntemi ve yorum farkı doğru anlaşılmalıdır.
O Sorunun doğru cevabında seçeneklerin asıl
belirleyici olduğu unutulmamalıdır.
11 - YENİ NESİL SORU / MSÜ 2018
Temiz içme suyuna erişim, çoğumuz için baş edilmesi gereken sorunlardan biri değildir. Ancak dünyada yaklaşık 650
milyon insanın içme suyuna ulaşması ya çok zor ya da imkânsız. Bu olumsuzluğu konu edinen çalışmalardan birinde
sudaki bakterilerin %99,99’unu 20 dakika içinde öldürebilen,
pul büyüklüğünde bir cihaz geliştirildi. Bu durum yoksunluk
yaşanan bölgelere hızlı bir şekilde temiz içme suyu tedarik
edilmesinin önünü açtı.
Bu parçadaki altı çizili ifadenin gönderme yaptığı söz aşağıdakilerden hangisidir?
A) Suyun arındırılmasını sağlayan aracın geliştirilmesi
B) Su ihtiyacını karşılamadaki zorlukların saptanması
C) Temiz içme suyunun geniş kitlelere ulaştırılabilmesi
D) İçme suyunun oluşturduğu maliyetin düşürülmesi
E) İçilebilecek düzeyde suya erişimin kolaylaştırılması BAŞKA YERDE YOK
Yeni trend paragraf sorularında altı çizili sözün gönderme yaptığı ifadelerin ortaya çıkarılmasında, bütüncül bakış açısıyla paragraftaki ana düşüncenin
belirlenmesi doğru cevaba ulaşmayı sağlayan en
önemli etkendir.
15 TÜRKÇE
FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık
Çözüm
12 - ÖĞRETEN SORU / 2018 ÖRNEK TYT
Cümle yaradılmışa bir gözle bakmayan
Halka müderris ise hakikatde âsidir
Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil
Ben gelmedüm dâvi içün, benim işüm sevi içün
Dostun evi gönüllerdir, gönül yapmaya geldim
Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım
Sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz.
Yunus Emre’ye ait bu beyitlerde vurgulanmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanları sevmeye, onlara karşı yapıcı olmaya özen gösterilmelidir.
B) İnsanlar arasındaki yardımlaşma isteği kuvvetlendirilmelidir.
C) İnsanlar başkalarını eleştirirken kendi kusurlarını unutmamalıdır.
D) İnsanlar sorunların çözümünde ortak hareket etmeye
önem vermelidir.
E) İnsan ön yargılarla hareket edip başkalarını küçümsememelidir. AKLINDA OLSUN
Şiir metinlerinin kullanıldığı paragraf sorularında şiirin lirik ve didaktik özelliklerinin ayırt edilmesi, doğru
cevaba kolay ulaşmayı sağlayan önemli bir faktördür.
13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Yaşı ilerledikçe insan çocukluğunun bahçelerini nerede arar?
Belleğimiz bizi ninnilere, saklambaç oyunlarına, uçurtmaların
iplerine nasıl götürür? Nasıl canlanır çocukluktaki eski çarşılar, panayır yerleri, bayram sabahları? Bizi bir yerlerde bekler
mi buğday başakları arasına yuvasını yapan tarla kuşu? Yoksa
büyüdüğümüz için ödediğimiz bedel kaybetmek midir doğduğumuz evi, sokağı, köyü? Yitirdiysek eğer, nasıl yaşatmalı
onları anılardan çıkarıp?
Bu parçada
I. sitem,
II. hüzün,
III. özlem
duygularından hangileri belirgindir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
14 - YENİ NESİL SORU / 2021 TYT
Gazeteci: Denizin renginin mavi olduğunu söyleyen genç
dostunuza niçin şiir yazmayı bırakmasını salık verdiniz?
Şair: Deniz mavi olduğu için.
Gazeteci: Aynı sözleri söyleyen bir ressam olsaydı yanıtınız
yine aynı mı olacaktı?
Şair: Bir ressama denizin rengini sormazdım ki. Olsa olsa dalgaların sesini betimlemesini isterdim ondan.
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
A) Bir eserin sanatsal bir nitelik taşıdığını anlamanın en kolay
yolu, onun gerçekliği olduğu gibi yansıtabilmesinden geçer.
B) Bence sanatın amacı, sözcükler veya görsel tablolar aracılığıyla karşısındaki kişiyi duygusal bir ruh hâline taşıyabilmektir.
C) Sanatın işlevinin, ele aldığı gerçekliği bir başka düzleme
taşıyarak onu dönüştürebilmesinde saklı olduğunu düşünüyorum.
D) Sanatın; işlediği herhangi bir gerçeklik veya nesneyi, onları kuşatan sınırlar içinde resmedebildiği ölçüde başarılı
olacağına inanıyorum.
E) Şiir, resim veya sanatın diğer alanları, insani gerçeklik
karşısında bir ayna olmayı başarabilirse asıl hedefine
ulaşmış sayılır.
Çözüm
TÜRKÇE 16
FASİKÜL 3 Paragrafta Konu - Ana Düşünce - Başlık
Etkinlik - 2
Yazı, çoğu zaman içimizde taşıdığımız olağanüstü duygu ve düşüncelerin soluk ve eksik yansımasından başka bir şey değildir. Bu yansıma, karmaşık ve çok katmanlı bir bütünden kopup gelen parçacıklardır. Yazının meselesi, yazarın esinlendiği o
karmaşık ve çok katmanlı bütün, orada öylece durur. Ancak yazarın çaresizliği bu bütünden sadece bir parçayla yetinmek zorunda olmaktır.
Bu parçaya göre yazarın çaresizliğinin
 Coşkuyla yazıya döktüğü deneyimlerinin pek az kişi tarafından takdir görmesi
 Herkese hitap etmeyi başardığında bile yazdıklarının kalıcılıktan yoksun olması
 Yaşantı ve deneyimlerinin ancak sınırlı bir bölümünü yazdıklarına aktarabilmesi
 Yapıtın anlamının ve değerinin, kendisi kadar okurlarına da bağlı olması
 Anlatabileceklerini kısıtlayan sansür ve dış kontrol mekanizmalarının olması
ifadelerinden hangisinin olduğunu boş bırakılan yere yazınız.
(-------------------------------------------------------------------------)
Stephen Fears’ın 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe, Prens Charles’tan boşandıktan sonra tüm İngiliz aristokrasisine sırtını dönen
Prenses Diana’nın ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses Diana’nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinden
hemen sonra kraliyet ailesinde yaşananlar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle desteklenen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen
film, senaryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik İngiliz mizahı ile bu mizahla atbaşı
giden hüzün duygusunu her karesinde birleştirmeyi başarmıştır.
Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun eleştirilme nedeniyle ilgili olarak aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına (D), yanlış olanların karşısına (Y) yazınız.
1. Prenses Diana’nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer vermesi
2. Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler kullanması
3. Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla sunması
4. Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana’yı idolleştirmesi
5. İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı kalması
Etkinlik - 1
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
17 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 3
2. Bazı okurlar, insanların dertleri üstüne eğilmeyi insan
sevgisi ile bir tutuyor. Yazar, sanatçı ya da düşünür böyle
dertlerden, acılardan söz açmadı mı, o sanatçının veya
düşünürün hemen insan sevgisinden yoksun olduğu sonucuna varıyorlar. İnsanları sevmek, mutlaka onların dertlerini yapıtta açıkça anlatmayı gerektirmediği gibi, insanı
anlatmak isteğiyle kaleme sarılanların da bu sevgiden
payını almış olduğu söylenemez.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Kimi eleştirmenlerin, yazarları eleştirirken acımasız
davrandığı
B) Sanatçıları, yapıtlarında ele aldıkları konuya göre değerlendirmenin yanlış olduğu
C) İnsan sevgisinden yoksun sanatçıların da topluma
faydalı olabilecek eserler verebildiği
D) Gerçek yaşamı anlatmak için halkın içinde yaşamak
gerekmediği
E) Sanatçıların, insanları seven veya sevmeyen diye kategorize edilemeyeceği
1. Sanatçılar dış dünyada algıladıkları veya düşledikleri bir
gerçekliği, bir nesneyi, bir insanlık durumunu, bir melodiyi kendilerini içine katarak bir sanat yapıtına dönüştürme çabasındadırlar. Onlarda belki de farkında bile olmadıkları bir büyük güç vardır. Ortaya koydukları bir resim, bir müzik parçası, bir film, bir roman, bir öykü, bir
şiir veya bir fotoğraf bizi o ana kadar karşılaşmadığımız
bir dünyaya götürür. Sanatsal ürünlerle etkileşime girdikten sonra değiştiğimizi, olaylara farklı baktığımızı hissederiz. Okuduğunuz bir roman yaşama bakışımızı değiştirip bize yepyeni ufuklar açar.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?
A) Yapıtlarda değişmez insan tiplerine yer verildiğine
B) Sanatsal ürünlerin ve sanatçıların insanları etkileme
gücüne
C) Sanatçıların gerçek yaşamı eserlerine yansıttığına
D) Kitap okumanın kişiyi her yönden geliştireceğine
E) Yapıtlarda yararlılık düşüncesinin öncelendiğine
3. Gerçek şair, sıradan söylemlerden kaçınır. O, yazın dünyasında çok sürmeyen yenilikleri gözler, onları irdelemeye çalışır ama hiçbirini şiirinin temel ögesi yapmaz.
Birbirinden kopuk dizelerin ozanı değildir o; tamlığı,
uyumu sağlamış şiirlerdir onun yazdıkları. Şiir üzerine
çok düşünür, biçiminden içeriğine uzanan çizgide çok
emek harcar, şiir için.
Bu parçadan hareketle gerçek şairle ilgili olarak
I. Geçici yenilikler, şiirinin merkezinden uzaktır.
II. Şiir anlayışında bir bütünlük vardır.
III. Sürükleyici bir anlatıma sahiptir.
IV. Şiirleri, uzun bir uğraşının sonucudur.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I, II ve III E) I, II ve IV
4. Yetkin şairlerin Türkçenin imkânlarını iyi değerlendirdiğine, çok geniş bir şiir sanatı bilgisine sahip olduğuna
inanıyorum. Bundan dolayı 100-150 yıla baktığımız zaman, oluşturabildiğimiz en önemli değerin aslında şiir
olduğunu düşünüyorum. Örneğin ben size bir çırpıda 25
tane şahane usta şair sayabilirim. Siz bana 25 tane şahane mimar, iyi yönetmen ya da oyuncu sayamazsınız.
Ayrıca kalıcı bir değer taşıyan neler ortaya koyabildik ki
son 100-150 yılda? Şahane şehirler mi inşa ettik? Müthiş bir tiyatro sanatı mı icra ettik? Müthiş bir sinema endüstrimiz mi var? İşte bu yüzden şiirin, en kıymetli değerimiz olduğunu düşünüyorum.
Bu parçanın yazarının asıl anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ülkemizde şiir alanında başarılı bir çizginin yakalandığını
B) Türk edebiyatındaki yazınsal zenginliğin tam olarak
farkına varılamadığını
C) Her sanat dalının kendine ait bir gelişim içinde olması gerektiğini
D) Yazın dünyasının sorunlarını çözmede yetersiz kalındığını
E) Yazınsal çalışmaların okura ulaştırılmasında aksaklıklar yaşandığını
TÜRKÇE 18
Öğreten Test FASİKÜL 3
6. Yediden yetmişe herkesin ilgisini çeken internet ortamı
yüzyılın en önemli iletişim vasıtasıdır. O; insanoğlunun
işini kolaylaştıran, zamanı bereketlendiren ve hafızanın
yükünü hafifleten hatırı sayılır bir yardımcıdır. Artık, modern insanın eli, ayağı, gözü, kulağı olmuştur âdeta. Bütün üstün özelliklerine rağmen bu ortamın, bir vasıtadan
ibaret olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Daha az çalışmak, daha az yorulmak ve kendine daha çok zaman ayırmak için icat etmiştir insanoğlu onu. Başka şey için değil!
Bu parçadan bilgisayarla ilgili olarak
I. Sınırlı bir alanda insanın işini kolaylaştırdığı
II. Zamanı çok tüketen yanının olduğu
III. Aslında insan için amaç değil araç olduğu
ifadelerinden hangisine ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
8. Anı yazma ustası sanatçının öykü kişileri hep bir yalnızlık ve sevgisizlik içindedir. Ölümün her adımda karşımıza
çıktığı öykülerdeki kişilerin ölümle bütünleşen yazgıları
ancak mutsuzlukla anlatılabilir gibidir. Sanki onlar mutlu
olsa yazar bu tabloyu çizemeyecektir. Bunda sanatçının içinden bir türlü atamadığı çocukluğunun büyük
payı vardır. Denebilir ki yaşlı insanların içinde karanlık
bir köşkte geçirilen çocukluk, yazarın peşini hiç bırakmamış; yazın yaşamı boyunca ölüm düşüncesiyle iç içe
yaşamasına sebep olmuştur.
Bu parçada söz edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Yazın yaşamının belli bir sürecinden sonra tekrara
düşmüştür.
B) Başından geçenleri, yapıtlarına olduğu gibi yansıtmaktan kaçınmıştır.
C) Okurun ilgisini çekmek için daha çok, yaşamın olumsuzluklarını öne çıkarmıştır.
D) Yaşamında etkisinde kaldığı dönemler, yazdıklarını
şekillendirmiştir.
E) Yapıtlarını yaşananlar üzerine temellendirmeyi, inandırıcılığın temel şartı olarak kabul etmiştir.
7. Günümüzde ebruya duyulan ilgi oldukça artmış bulunmaktadır. Hem ebruyla uğraşanların hem de duvarlarına
asmak için ebru almayı tercih edenlerin sayısı gözle görülür derecede artmıştır. Ebru yapmak ilk bakışta kolay
zannedilmesine rağmen, sonuca bakıldığında usta bir
elin gerekliliği hemen anlaşılmaktadır. Renklerin elde
edilmesinden, damlacıkların kâğıt üzerindeki ahengine
kadar birçok ayrıntı, ebru için çok önemlidir. Bu ince sanata günümüzde, birçok insanın ilgi duyduğu ve her geçen gün eğitimini alanların da çoğaldığı görülmektedir.
Bu parçada ebru sanatıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) Yapılmasının kolay olmadığı
B) Ayrıntıların, yapımında önemli olduğu
C) Renklerin elde edilmesinin uzun süre aldığı
D) Toplumun belirli bir kesiminin ilgi gösterdiği
E) İlgi duyanların ve uğraşanların sayısının arttığı
1-B 2-B 3-E 4-A 5-C 6-C 7-E 8-D
5. Şairlerin, şiirlerinde en çok işledikleri yerler; kırsal alanlar, el değmemiş tabiat parçalarıdır. Sokakları, binaları,
kasabaları da anlattıkları olur onların. Ama şairlerin anlattığı bu ortamlara baktığımızda buraların doğayla bütünleştikleri, yapay bir yanlarının olmadığı anlaşılır. Yoksa
çarpık yapılı, on beş yirmi katlı apartmanların şiirin konusu olduğu görülmemiştir. Çünkü bu yeni mimarinin
şiire konu olacak bir yanı yoktur.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Çağdaş kentlerde şiir sevgisinin gelişmediği
B) Her şairin mutlaka doğa şiirleri yazdığı
C) Şairlerin, şiirlerinde doğal ortamları işlediği
D) Kalabalık yerlerin şiire konu olamayacağı
E) Şairlerin, düşüncelerini şiirleri aracılığıyla anlattığı
19 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 3
2. Yazınsal yaratılar, insanlığın yalın hallerinden, en derinlerdeki zaafları, tutkuları, iyi ve kötü durumlarından birtakım semboller aracılığıyla yepyeni gerçekliklere açılan
olağanüstü nitelikte ürünlerdir. Bir anlamda yazınsal yaratılar, insanın becerilerini ortaya çıkaran önemli anlatılardır. Bu yaratıların belli birtakım formatları, simgeleri ve
alegorileri vardır. Dünya üzerinde birçok yazınsal yaratının birbirine benzer motifler içermesi, aynı kaynaktan
beslendiğini doğrular niteliktedir.
Bu parçadan yazınsal yaratılarla ilgili olarak
I. İnsanın duygularını yansıtan yönü vardır.
II. Soyut kavramlar bazı simgelerle göz önünde canlandırılır.
III. Farklı odaklardan gelişerek evrensel özler içerir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
1. Her ressamın yaşam tarzı birbirinden farklıdır. Ancak
çoğu ressamın hayatı, nasıl bir yol alacağını kestirerek
az çok öngördüğü bir çizgide, ırmağın yatağında akışı
gibi akar gider. Kimi ressamların ise benimki gibi biraz
daha farklı akar. Ben hayatımı ümitlerimle yeni bir biçime
sokmaya, onların peşinden gitmeye çalıştım; iyi ressam
olmayı, bunun getireceği mutluluğa ulaşmayı istedim.
Bu parçada ressamlarla ilgili anlatılan farklı iki yaşam biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sorumsuz bir yaşamı benimseme – Mutluluğu kendi
içinde arama
B) Beklentisine uygun bir yaşamı kabullenme – Yaşamını değiştirmeye, farklılaştırmaya çalışma
C) Yaşamdan beklentisi kalmama – Küçük mutluluklarla
yetinme
D) Değişik yaşamlara sıcak bakmama – Kendi yaşamını
başkalarınınkiyle karşılaştırma
E) Karamsarlıktan uzak olma – Bireysel mutlulukları önceleme
4. Sıradan, bilinçsiz ve eğitimsiz okurlar sanatçıyı tekdüze
derinliksiz yapıtlar vermeye iter. İyi eğitimli okurlarsa sanatçıyı tembellikten, sıradanlıktan kurtarıp daha dikkatli
ve yaratıcı olmaya yöneltir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılan bakış
açısıyla örtüşmektedir?
A) Bizde okur kitlesi, Fransa’da olduğundan çok farklıdır; sanatçı ne söylerse söylesin sorgulamadan kabul eder.
B) Yazdığım ilk romanın satış rakamları yüksek çıkınca
bu romanın devamı olarak düşündüğüm yeni bir romana başladım.
C) Faucault Sarkacı’nı yazmaktaki amacım bilinçli bir
okur kitlesi oluşturmak ve sanatın düşünsel düzeyini
yükseltmekti.
D) Gerçek sanat yapıtı tıpkı Savaş ve Barış gibi her seviyede okura seslenecek bir içerik ve anlatımla oluşturulmalıdır.
E) Dikkatli okurlarımın uyarıları olmasa Kar’da yaptığım
yanlışa hep düşecek ve dil hatalarıyla dolu yapıtlar
oluşturmaya devam edecektim.
3. Gençlik dönemindeki kitap okumalar, nasıl okunacağını
iyi bilmediğimiz ya da hayat deneyiminden yoksun bulunduğumuz okumalardır. Pek bir değer taşımasa da bu
örnekler, üstesinden gelme yolları, karşılaştırma olanakları sağlayarak ilerideki deneyimlerimize biçim vermesi
açısından geliştirici de olabilir. Aynı kitapları, olgunluk
çağımızda yeniden okuduğumuz zaman, iç benliğimizin
bir bölümünü oluşturan okuduklarımızın bambaşka yönlerinin olduğunu keşfederiz. İşte bütün bu okumalar, hayatı çok farklı yaklaşımlarla anlamamıza yardımcı olur.
Bu parçadan kitap okumayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Eğitim çalışmalarına katkı sağladığına
B) Belli bir disiplin içinde yapılması gerektiğine
C) Bilinçli yapılması gereken bir etkinlik olduğuna
D) İnsanlara, küçük yaşlarda kazandırılması gereken bir
alışkanlık olduğuna
E) Yaşamı algılamada insana, bakış açısı zenginliği kazandırdığına
TÜRKÇE 20
Pratik Test FASİKÜL 3
7. Bir sözlüğün temel niteliği, eksiksiz ve kapsayıcı olmasıdır.Dillere her gün binlerce sözcüğün girdiği bir süreçte
bu gelişmeye ayak uydurmak kolay değildir. Sözlüğe
yeni sözcükler girerken kullanımdan düşen birçok sözcük de sözlükten çıkarılıyor. Örneğin çağdaş bir sözlükte
artık kullanımdan düşmüş “tepki”nin karşılığı “aksülamel” in, “yankı”nın karşılığı “aks-i sadâ”nın yer almaması,
bir eksiklik sayılmamalıdır. Kuşkusuz biri çıkıp “kullanımdan düşmüş sözcükler sözlüğü” yapabilir. Eskimiş de
olsa her sözcüğün düşünce tarihinde bir yerinin olduğu
yadsınamaz bir gerçektir. Ne var ki sözlükçünün işi, modern çizgide kalarak bu ince ayarı iyi yapmaktır. Gereksiz sözcüklerle şişirilmiş bir sözlük nasıl işe yaramazsa
eksikliği bulunan sözlük de gereksinimi karşılamaz.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sözcüklerin kullanımda kalması, dilin işlerliğine ve
sözcüklerin yapısal özelliklerine bağlıdır.
B) Sözlükler dildeki anlam karmaşasını giderecek bir
nitelikte çok yönlü bir yapıya sahip olmalıdır.
C) Sözlükler, eğitim ve öğretimde başvurulan temel kaynaklardan biri olarak dikkat çeker.
D) Bir sözlükte soyut ve somut kavram tanımlamalarının örneklerle pekiştirilmesi gerekir.
E) Bir sözlük oluşturulurken sözlüğün doyurucu ve güncel bir şekilde oluşturulmasına dikkat edilmelidir.
6. Deneyimli sanat metinleri uzmanı, edebî metin yazarlarını ikiye ayırır: Sırf ele aldığı konu için yazanlar ve sadece yazmak için yazanlar. Birinci tür, insanlarla paylaşmaya değer görülen düşüncelere ve yahut deneyimlere
sahiptir. İkinci türdekiler ise düşüncelerini eğip bükerek,
sözü uzattıkça uzatarak kendilerini ele verirler. Düşünceleri yerine sözcükleri satmak isterler. Okurun gözünü
boyarlar. Bunlar ayrıca kendi düşüncelerini söylemezler. Böyle söylerlerse eserlerinin muhtemelen çok basit
ve çocukça görüneceğinden korkarlar. Böylece kendisini gerçekte sahip olduğundan daha üstün göstermeye
çabalarlar.
Bu parçada söz edilen sanat metinleri uzmanının ikinci tür yazarları eleştirmesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çok ağır bir dil kullanmaları
B) Yapıtlarının anlatımına gereken önemi vermemeleri
C) Farklı düzeydeki okurlara seslenmede başarısız olmaları
D) Düşüncelerini söz oyunlarının arkasına saklamaları
E) Yapıtlarında belli bir düşünceye ağırlık vermeleri
8. Bizim şiirimizde ölçüden, uyaktan uzaklaşılması, sözüm
ona bir kolaylığa yol açmıştır. Oysa uyaksız, ölçüsüz şiir
yazmak; ölçülü, uyaklı şiir yazmaktan daha güçtür. Bu
bakımdan şiir yazmak kolaylaşmamış, zorlaşmıştır. Bu
zorluğu bilmeyenlerin, anlamayanların ne diye şiir yazmaya kalktıkları meraka değer. Güzel duygular, soylu
düşünceler bir insanı elbette yüceltir ama yalnızca bunlarla yola çıkmak bizi şiire ulaştırmaz.
Bu parçada yazar, şiirle ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisinden yakınmaktadır?
A) Olması gereken değerin verilmemesinden
B) Yazmanın zor olmasından
C) Güzel duygular uyandırmamasından
D) Serbest tarzda yazmanın kolay sanılmasından
E) Lirik söyleyişin ön plana çıkmasından
1-B 2-D 3-E 4-E 5-A 6-D 7-E 8-D
5. Aslında her bir yazar, kendi yaşam aynasına bakarak
eserlerinin temellerini atar. Kim yaşadığını yazmamıştır,
hangi yazar kendisiyle ilgili bir şeyleri anlatmamıştır?
Kafka mı, Shakespeare mi, Hemingway mi, Tolstoy ya
da Gorki mi? Sayalım sayabildiğimiz kadar. Yazmanın
yolu, elbette yaşadıklarımızdan ipuçları derlemekten geçiyor.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Her yazarın yapıtı kendi yaşamından izler taşır.
B) En başarılı yazarlar yaşadığı dönemi anlatanlardır.
C) Yazarlar, yapıtlarında kendi iç dünyalarını anlatırlar.
D) Yazar, yaşadığı dönemin içinde, insanlarla birlikte olmalıdır.
E) Bütün yazarlar, yapıtlarında toplumsal sorunları konu
edinirler.
21 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 3
1. • Millî Edebiyat Dönemi’nde eser veren yazarların romanları üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Ancak bu
romanlarla aynı dönemde yazılan hikâye kitapları
pek ilgi görmemiştir.
• Pek çok okur, kıyıda köşede kalmış Kızılcık Dalları,
Akile Hanım Sokağı veya Hep O Şarkı gibi romanları
dahi bilmektedir. Tanrı Misafiri, Dağa Çıkan Kurt veya
Millî Savaş Hikâyeleri gibi başarılı hikâye kitaplarını
ise çok az duymuştur.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Farklı anlayışların aslında birbirini desteklediğini göstermektedir.
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamaktadır.
C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadır.
D) Aynı görüşü pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sunmaktadır.
E) Farklı biçemler kullansalar da konuyu benzer nedenlerle açıklamaktadır.
2. Bir eserin anlamı yazarın düşündüğü anlamla sınırlı mıdır yoksa okurun eserden çıkardığı anlamlar da olabilir
mi? Yakup Kadri’nin Yaban romanını yorumlayanlardan
bazıları eserin köylü aleyhtarı bir karakter taşıdığını, köylünün maddi ve manevî sefaletini bir entelektüel ağzından aşağıladığını söylemişlerdir. Bunun üzerine yazar
Yaban’ın ikinci baskısına yazdığı ön sözde böyle bir şeyi
asla kastetmediğini iddia etmektedir.
Bu parçada yazınsal yapıtlarla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gerçeklerin olduğu gibi ortaya konamadığı
B) Düşünceleri iletme aracı olarak kullanılamayacağı
C) Yazarının sanatsal amacından bağımsız olarak ele
alınması gerektiği
D) Okurlar üzerinde yönlendirici bir güce sahip olduğu
E) Farklı yorumlamalara açık bir niteliğinin olduğu
4. Bu parçadaki altı çizili ifadenin gönderme yaptığı söz
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir metinde öykü karakterlerinin eksiksiz anlatılamayacağı
B) Öykü karakterlerinde belirli bir kahramanın öne çıkarılamayacağı
C) Okurun, öykü karakterinin sonunu önemsemediği
D) Öyküde ayrıntılı bir betimlemenin yapılamayacağı
E) Her kesimden öykü karakterinin metinde olabileceği
3. Bu parçadan hareketle öykü karakterleriyle ilgili olarak
I. Yaşamdaki karşılıklarıyla benzer özellik taşır.
II. Öykücü tarafından yaşamının belli bir kesiti anlatılır.
III. Bütünüyle kurmaca niteliklerle oluşturulur.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
Öykü, gerçek yaşamda karşılığı bulunan karakterlerin
yazar tarafından seçilmiş hayat parçalarıyla sınırlandırıldığı bir türdür. Zaten bir karakter, öykünün birkaç sayfalık sınırları içinde tam anlamıyla canlandırılamaz. Metne
girdiği anda hiç tanımadığımız bir karakter, birkaç sayfa
sonra bitecek öykünün sınırları içinde ne kadar ayrıntılı
biçimde anlatılabilir? Öykünün bu özelliğindendir ki öykü
karakterlerinin hayatı bütünüyle yansıtılamaz ve bu durum okur tarafından çok da merak edilmez.
3. - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
TÜRKÇE 22
Sınav Tadında FASİKÜL 3
5. Sanatçı, sürekli kafa yoran, dünyanın ve eşyanın anlamını kurcalayan, sorgulayan biridir. Diğer insanlar, görünen birçok şeyi olduğu gibi, kendilerine sunulduğu
gibi kabul ederler ama sanatçı, sorgulayıcı bir gözle bakar olup bitene. O, bu yönüyle çocuğa benzer. Çocuklar da konuşmaya başladıklarından itibaren her şeyin
nedenini, niçinini sorarlar. Sanatçıda biraz da çocuk saflığı vardır; arı, katışıksız bir gözlemdir onunki. Onu farklı
yapan özelliklerden biri de budur belki.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sanatçı, sorgulayıcı bir anlayışla yaşama bakarak
gözlemlerini anlatır.
B) Sıradan insanların fark edemediği ayrıntıları sanatçı,
sorgulayarak eserlerine yansıtır.
C) Sanatçı, düşüncelerindeki farklılık açısından başkalarından ayrılan özelliğe sahiptir.
D) Sanatçı yaşama bakışı yönüyle diğer insanlardan ayrılır.
E) Sanatçı, yaşamı olduğu gibi kabullenmediği için normal insanlardan farklılık gösterir.
6. Dil işine dil bilginlerinden başkası karışmasın, demek
doğaya karşı gelmek demektir. Dil, hepimizin malıdır.
Herkes konuşurken dil içgüdüsüyle zaman zaman yeni
sözcükler oluşturur. Bunlardan kimisi o denli uygun düşer ki kısa sürede yayılır, dilin genel sözcükleri arasına
girer. Böylece dil, söyleyeni bilinmeyen yeni sözcükler
kazanır. Dile bir sözcüğün mal olması, onu ortaya koyanın bilgin olmasına bağlı değildir.
Bu parçada dille ilgili olarak asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Uzmanların halka karşı yanlış bir tutum içinde oldukları
B) Toplumun her kesiminin katkısıyla oluşan ve sürekli
gelişen bir kavram olduğu
C) Doğal ve içten söyleyişlerin dilde kendisine zamanla
yer bulabileceği
D) Kimin tarafından söylendiği belli olmayan sözcüklerinin daha yaygın olduğu
E) Herkesin katkıda bulunmasının özgünlüğüne gölge
düşürdüğü
1-C 2-E 3-D 4-A 5-D 6-B 7-D 8-D
8. I. Blogların fonksiyonu
II. Sınırlı dağıtım alanı
III. Bilgiye hızlı ulaşım
IV. Farklı seviyelerdeki okurlar
V. Benzer içerikli yazılar
Yukarıda numaralanmış ifadelerden hangileri bu parçada anlatılanlarla ilişkilendirilebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I, II, III ve IV E) II, III, IV ve V
7. Bu parçadan aşağıda verilenlerden hangisi çıkarılabilir?
A) Edebiyat dergiciliği internet yayıncılığından olumlu
etkilenmiştir.
B) Edebiyat dergileri artık hiç okunmamaktadır.
C) Yazarların gelişimine edebiyat dergileri hiçbir katkı
sağlamamaktadır.
D) İnternet yayıncılığı yazarların bütün yazılarına ulaşma
konusunda kolaylıklar sağlamaktadır.
E) İnternet yayıncılığının geleceğiyle ilgili farklı öngörüler vardır.
Dergilerde bir yazarı bütünlüklü olarak görmek mümkün
olmuyor. Çünkü dergiler çok sınırlı bir alanda dağıtılıyor
ve bir ay sonra yürürlükten kalkıyor. Ama internet siteleri ve blogları her şeyi depoluyor ve her yerden kolayca
ulaşılabilecek bir imkân sunuyor. Okur belki dergiye bile
buradan ulaşıyor. Bilgi paylaşımı anlamında olağanüstü
bir imkân. Bloglar, siteler bir yazarı bütünlüklü olarak
görmek ve yaptıklarından haberdar olmak için önemli işlevler görüyor. Bir başka deyişle burada karşılıklı, iletişimli dinamik bir yapı var, yazılar birkaç dakika içinde
okunabiliyor, her kesimden, sosyal sınıftan insanlarla iletişim kurulabiliyor, tepki alınabiliyor. Yazar ve okur arasında sınır kalkıyor.
7. - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
23 TÜRKÇE
FASİKÜL 3 Paragrafta Yapı
Paragrafta Yapı
Paragrafta Yapı
Paragrafta cümleler, kendilerinden önceki ve sonraki cümlelere dil ve düşünce yönünden bağlıdır. Bundan dolayı parçanın bütününde bu anlam bağıntısının belirlenmesi, metnin anlaşılırlığı açısından çok önemlidir.
Paragraf Oluşturma
Karışık ve numaralanmış olarak verilen cümlelerden anlamlı
bir bütün oluşturmak için dil ve düşünce uyumunun yerindeliğine dikkat edilmelidir.
Örnek
I. Bu oluşumlardan biri de kumullardır ve bu kumullar çok
sayıda endemik bitkinin yaşam alanıdır.
II. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kıyı bölgelerde çok sayıda insan yaşaması kumulların zarar görmesine neden olmaktadır.
III. Ülkemizin coğrafi konumu, yaşanan farklı iklim tipleri, görülen farklı jeolojik yapılar ve oluşumlar; bitki, hayvan ve
mantar türleri için çok çeşitli yaşam ortamları oluşturur.
IV. Örneğin soyları tehlikede olan deniz kaplumbağalarının
ve çok sayıda su kuşunun yanında, çeşitli bitki türleri de
yaşamaktadır bu kumullarda.
V. Ayrıca kumullardaki kumun inşaatlarda kullanılması, aşırı
otlatma ve yangınlar gibi diğer insan kaynaklı etkenler de
kumul ekosistemlerini olumsuz yönde etkilemektedir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden anlamlı bir paragraf
oluşturmak için öncelikle genel anlam içeren giriş cümlesi belirlenmelidir. Buna göre “Ülkemizin coğrafi konumu, yaşanan
farklı iklim tipleri, görülen farklı jeolojik yapılar ve oluşumlar;
bitki, hayvan ve mantar türleri için çok çeşitli yaşam ortamları oluşturur.” yargısı giriş cümlesidir.
Sonra giriş cümlesiyle dil ve düşünce yönünden ilintili yargılar bulunmalıdır. Bu bağlamda sıralama şöyle yapılmalıdır:
 Bu oluşumlardan biri de kumullardır ve bu kumullar çok
sayıda endemik bitkinin yaşam alanıdır.
 Örneğin soyları tehlikede olan deniz kaplumbağalarının ve
çok sayıda su kuşunun yanında, çeşitli bitki türleri de yaşamaktadır bu kumullarda.
 Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kıyı bölgelerde çok sayıda insan yaşaması kumulların zarar görmesine neden olmaktadır.
 Ayrıca kumullardaki kumun inşaatlarda kullanılması, aşırı
otlatma ve yangınlar gibi diğer insan kaynaklı etkenler de
kumul ekosistemlerini olumsuz yönde etkilemektedir.
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
I. Evet, İzmit ve Bursa gibi büyük sanayi şehirlerini ve körfezdeki dev fabrikaları hatırlatan bir görüntü bu.
II. Sabaha karşı şehre girerken yolun solunda sis, duman
ve alevler içindeki Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın silo
şeklindeki dev bacaları hafızalarımızı yokluyor.
III. Gece yollara düşüyoruz, sabahın erken saatlerinde Safranbolu’dayız.
IV. Yolda birkaç dakika seyrettiğimiz bu devasa fabrikayı
geçtikten sonra Karabük şehir merkezine giriyoruz.
V. Yalnız Safranbolu’dan önce Karabük’ten kısaca bahsetmek istiyorum.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
I. Kehribar, bir ağacın milyonlarca yılda oluşan reçinesidir.
II. Sadece iki ülkede olduğunu bildiğimiz ve ileriki yıllarda
artık kalmayacağını düşündüğümüz bu malzemenin yurt
dışına çıkarılması yasak.
III. Bu pahalı reçinenin; sarılık, guatr ve stres başta olmak
üzere çoğu hastalığa ciddi faydası vardır.
IV. Bu nedenle doktorların guatr hastalarına kehribar kolyesi tavsiye ettiği bilinir.
V. Bu kadar uzun sürede oluştuğu için fiyatı oldukça yüksektir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün
oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer
değiştirmesi gerekir?
A) I ile III B) II ile III C) II ile IV
D) II ile V E) III ile IV
AKLINDA OLSUN
Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat
Edilmesi Gerekenler 1
O Paragrafta (Parçada) bir önceki cümlede geçen
sözcük ya da sözcük öbeği bir sonraki cümlede tekrar edildiğinden anahtar kelime veya kelime grupları çok iyi belirlenmelidir.
TÜRKÇE 24
FASİKÜL 3 Paragrafta Yapı
4 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
Sinema ve spor dendiğinde akla gelen başarılı filmler yok mudur? Olmaz olur mu! Zaman zaman usta yönetmenler bu konudaki klişeleri aşıp sporu filmlerine ustaca yerleştirmişlerdir.
Mesela Fabri’nin unutulmaz filmi Cehennemde İki Devre bunlardan biridir. Bu önemli film, savaş sırasında bir Alman toplama kampında, kamp yöneticileriyle tutsaklar arasındaki bir
futbol maçının, tutukluların kaçması için bir fırsata dönüştürülmesini ustaca anlatır. ----. Buna benzer şekilde unutamadığım diğer bir film de Hitchcock’un Trendeki Yabancılar’ı ve bu
filmin ünlü tenis sahnesidir.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Ama spor, yalnızca izleyiciyi kendine çekmek için futbolun geriliminden ve çalımından ibaret bir etkinlik değildir
B) Sinema izleyicisinden çok futbol meraklılarının ilgisini çeken bu tarz filmlerin popülerleşmesi doğaldır
C) Bu filmi izleyenler sadece bir filmin değil aynı zamanda
bir futbol maçının heyecanını içlerinde duyar
D) Film yorumcuları kadar spor eleştirmenlerinin de eleştirdiği film gerçekçilikten uzak bulunmuştur
E) Spor ve sinema ilişkileri üstüne bir yazı yazmak için aslında ikisinin de iyi bir izleyicisi olmak gerekiyor
3 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
----. Bütün yapıtlar kendilerinden önceki yapıtlarla yapılmış bir
konuşmanın izlerini taşır. Dostoyevski İnsancıklar’da Gogol’la
tartışır. Kafka, Dönüşüm’de Dostoyevski’nin elli yıl önce sorduğu soruyu, “İnsan mıyım, yoksa böcek mi?” sorusuyla cevaplar. Oğuz Atay romanlarını yaralı Don Kişotların, yeraltında
yaşayanların, hamam böcekleri ve metamorfozların yankılandığı bir vadide yazar.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Hiçbir yapıt boşluğa doğmaz, akan nehre sonradan eklenir
B) Hemen her anlatı çoktan kabul edilmiş doğruların üzerinde yükselir
C) Her yazar kendinden önce düğümlenmiş metinlerin ilmeğini çözer
D) Her yapıt, olay örgüsü açısından biricik olma idealiyle
yola çıkar
E) Edebî yapıtlar, yazarının iç hesaplaşmalarının yansıdığı
bir aynadır
Paragrafta Giriş Bölümü
Konunun ortaya konduğu, paragraftaki diğer bölümleri yönlendiren cümlelerdir.
Dil ve düşünce yönünden diğer cümlelerin bağlı olduğu cümledir.
Paragrafta Gelişme Bölümü
Konunun geliştirildiği, cümlelerin dil ve düşünce uyumu açısından giriş ve sonuç bölümlerine bağlı olduğu bölümdür.
Anlatım biçimlerine ve düşünceyi geliştirme yollarına bu bölümde yer verilir.
Paragrafta Sonuç Bölümü
Parçada veya metinde ana düşüncenin genellikle özet hâlinde
ortaya konduğu bölümdür.
Kendinden önceki cümlelerle dil ve düşünce yönünden uyumlu
olması, ulaşılmak istenen cevabı bulmada kolaylık sağlar.
AKLINDA OLSUN
Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat
Edilmesi Gerekenler 2
O Tümdengelim metoduyla kurulan paragraflarda giriş cümlesi hem ana düşünceyi hem konuyu; tümevarım metodunda ise giriş cümlesi özele ilişkin bir yargıyı içerir. AKLINDA OLSUN
Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat
Edilmesi Gerekenler 3
O Ana düşüncenin belirginleştiği gelişme bölümünde , giriş cümlesindeki konunun örneklerle açıklanması söz konusudur.
Aşağıdaki parçanın başına düşüncenin akışına göre getirilebilecek numaralanmış uygun cümleyi işaretleyiniz.
---- Bir sözcük tek başınayken ses ve anlam yönünden etkileyici özellikler taşımayabilir. Ancak aynı sözcük cümlede öteki sözcüklerle yan yana geldiği zaman etkileyici
nitelikler kazanır. Kısaca şunu demek istiyorum: Bir yapıtta anlatımın sağlamlığı, sözcüklerin seçimine ve bunların yerli yerinde kullanılmasına bağlıdır.
1. Bir yazıya başlarken akla ilk gelen sözcük en
uygun sözcüktür.
2. Dillerin söz dağarcığı birbirinden farklıdır.
3. Sözcüklerin gücünü kullanımları belirler.
4. Düşünceleri, gelişigüzel söylemekten kaçınmak
gerekir.
5. Süslü ve özentili anlatım iyi düşünememekten kaynaklanır.
Öğreten Etkinlik
AKLINDA OLSUN
Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat
Edilmesi Gerekenler 4
O Ana düşüncenin bir bakıma özetlendiği sonuç
bölümünde , bağlaçlarla başlayan cümleler genellikle sonuç cümlesi olmaya daha elverişlidir.
25 TÜRKÇE
FASİKÜL 3 Paragrafta Yapı
6 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
İnsanlar duygu ve akıl arasında tutturdukları dengeyle ayakta
kalır ve yaşam denen yolda ilerler. Bunlardan birinin, kontrolü
tamamen ele geçirmesi felaket getirebilir. Bu gerçek şöyle bir
benzetmeyle aktarılır: Bir at arabasındasınız ve arabanız, güçlü
iki at tarafından çekiliyor. Atlardan biri aklın, diğeri duygunun
temsilcisi. Bir at sizi sürekli yolun bir tarafına, öbürü de diğer
tarafına çekmeye çalışıyor. Sizin işiniz ----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) güvenli bir şekilde ilerleyebilmek için dizginleri sıkıp ikisini de kontrol altında tutmaktır
B) bir tarafın sizi uçuruma yuvarlamaması için arabadan atlayacağınız anı iyi belirlemektir
C) bu iki atın fırsatlar sundukları kadar kötü bir son getirebileceğini de aklınızda tutmaktır
D) atların çekişmesinin ilerlemenize engel olduğunu görünce
güvenilir olan atı seçmektir
E) rasyonellik adına aklınızın buyruğuna girmek yerine sezgilerinize kulak vermektir
5 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Bir anaokulundaki çocukların ebeveynleri, bazen işleri nedeniyle çocuklarını okulun kapanma saatinden sonra almaya gider. Böyle zamanlarda okul personelinden bazıları çocuklarla
birlikte beklemek zorunda kalır. Bu durum birtakım sorunlara
yol açar. Yöneticiler de çözüm olarak geciken ebeveynlere bir
yaptırım uygulamaya karar verir. Ancak bir süre sonra ailelerin daha çok gecikmeye başladığı görülür. Çünkü aileler artık cezalarını çektikleri için kendilerini rahat hisseder. Diğer bir
deyişle ----.
I. daha önce yaşadıkları mahcubiyet duygusundan uzaklaşarak kendilerini haklı gördükleri bir konuma gelirler
II. okulda bekleyen çocukların aileleri davranışlarıyla cezalardan hoşnut olmadıklarını gösterirler
III. yöneticiler uyguladıkları yöntemle asıl cezayı ailelere değil, okul personeline verdiklerini fark ederler
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
Çözüm
7 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
(I) Batı etkisindeki çağdaş Türk şiiri eskiyi yok sayarak, eskiden gelen her şeyi silip atarak gelişmedi. (II) Kısa sürse de
eskiye karşı zorlu çıkışların yapıldığı, geçmişin küçümsendiği
dönemler olmadı değil. (III) Ama çağdaş şiirimiz, edebiyatımızın çok daha eski dönemlerinin güzel ürünlerinden, güçlü ustalarından zaman zaman etkilendi. (IV) Sanatçılar, divan edebiyatı ve halk edebiyatının kimi unsurlarını eserlerine bazen
örtülü olarak bazen de açıkça taşıdı. (V) Hatta bunların arasında çağdaşlıklarından hiçbir şey yitirmeden divan şiiri tarzında yazmayı deneyenler de oldu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra
“Eski şiire özgü üslubun çağdaş şiirde kullanılıp kullanılamayacağı konusunda tartışmalara girdi.”
cümlesi getirilebilir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Paragrafa Cümle Ekleme
Soru kalıbında verilen öncül cümlenin dil, düşünce ve anlatım
yönünden parçanın ya da metnin bütünüyle uyumlu olması,
doğru cevabın netleştirilmesinde oldukça önemli bir etkendir. AKLINDA OLSUN
Paragrafta Yapı Sorularının Çözümünde Dikkat
Edilmesi Gerekenler 5
O Paragrafa cümle ekleme sorularında öncül
cümlenin numaralanmış yerlere getirilmesinde
“hangisinden önce, hangisinden sonra, hangisine” ifadelerine dikkat edilmelidir.
AKLINDA OLSUN
Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi
Gerekenler 6
O Paragrafta düşüncenin akışını bozan soru tiplerinde parçanın anlam bütünlüğünü değiştiren,
dil ve anlatım yönünden uyumsuz yargı belirlenip sorunun doğru cevabına ulaşılabilir.
Paragrafta Düşüncenin Akışını Bozan Cümle
Numaralanmış cümleler biçiminde verilen parçada konu ya
da düşünce yönünden paragrafla uyumlu olmayan bir cümlenin varlığı söz konusudur.
TÜRKÇE 26
FASİKÜL 3
Çözüm
Çözüm
Çözüm
10 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
(I) Max Weber, meşhur Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu
adlı eserinde Protestan ahlak anlayışının kapitalizmin doğuşunda oynadığı rolü ortaya koymaya çalışmıştır. (II) Weber’in
iktisadi zihniyetle dinî inançlar arasında kurduğu bu ilişki hâlâ
ilgiyle takip edilmektedir.(III) Siyaset alanında Weber, çağdaş
siyaset biliminin temel konularından olan iktidar, egemenlik,
otorite ve meşruiyet gibi olgularla ilgilenmiş, bürokrasi ve siyaset arasındaki ilişkilere dikkat çekmiştir. (IV) Siyasal iktidarın meşruluğunun temellerini bir model çerçevesinde açıklamaya çalışmıştır. (V) Ona göre siyaset kişinin diğer kişiler üzerinde egemenlik kurmasıdır. (VI) Söz konusu egemenlik farklı
olabilmekte ve meşrulaştırılırken farklı argümanlara dayanabilmektedir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
8 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
(I) Geçmişten bugüne uçaklara yıldırımlar kadar türbülanslar
da ciddi hasarlar verir. (II) Uçaklar genellikle tırmanır veya alçalırken yıldırım çarpmasına maruz kalırlar. (III) Yıldırım ilk olarak uçağın burun veya kanat ucu gibi sivri bir kısmına temas
eder. (IV) Temasın gerçekleştiği noktada havadaki moleküllerin iyonlaşması nedeniyle oluşan bir parlama görülür. (V)
Ardından elektrik yüklü parçacıklar iletken dış yüzey boyunca
ilerler ve uçağın bütünlüğüne zarar vermeden kuyruk gibi bir
başka sivri kısmından gökyüzüne dağılır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
9 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
(I) Asya’dan gelen göç dalgaları zaman zaman Batı Avrupa ülkelerinde büyük direnişleri tetiklemiştir. (II) Bununla beraber
düşük doğum oranıyla başa çıkabilmek için Batı Avrupa, doğrudan göçmenlere ihtiyaç duymuştur. (III) Batı Avrupalıların iş,
kültür ve kimlik açısından tehdit altında olduklarına dair oluşan
kaygı, direnişlerin temelini oluşturur. (IV) Düşüncelerinde haklı
olsalar da göçün topluma kazandırdığı değerlerin altı çizilirse
bu kaygıların giderilmesi de kolaylaşır. (V) Göçmenleri ağırlayan toplumlar, çeşitliliği bir zenginlik olarak görmeye başladığında tehdit ve kaygının sadece toplumsal bir refleks olduğu
anlaşılır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
11 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
(I) John B. Watson tarafından, insan davranışlarını açıklamak
için davranışçılık kuramı geliştirildi. (II) Davranışçı psikolojiye
göre nesnel yöntemlerle gözlemlenemeyen zihinsel süreçlerin incelenmesinin bir anlamı yoktu. (III) Pavlov, Skinner gibi
bilim insanlarının Watson’ın görüşlerine katılmasıyla kuram
yaygınlık kazandı. (IV) Davranışçı psikoloji öğrenmeyi, uyarıcı
ve tepki arasındaki bağla açıklayarak psikanalitik görüşün belirttiği etkinin geçerli olmadığını ileri sürdü. (V) Uyarıcı olarak
nitelendirilen çevresel faktörler, kişilerde olumlu veya olumsuz davranışlara neden oluyordu. (VI) Olumsuz davranışlara
yol açan uyaranlar kaldırılarak olumlu davranışları oluşturanlar eklendiğinde bireyin kendini geliştirmesi bekleniyordu.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI AKLINDA OLSUN
Paragraf Sorularının Çözümünde Dikkat Edilmesi
Gerekenler 7
O Parçayı iki paragrafa bölen cümleyi bulma soru tiplerinde anlam bütünlüğünü değiştiren,
farklı bir konuya geçişi sağlayan durum belirlenip sorunun doğru cevabına ulaşılabilir.
Parçayı İki Paragrafa Bölen Cümleyi Bulma
Parçada numaralanmış cümleler biçiminde verilen soru tiplerinde konu ya da düşünce yönünden iki farklı durumun varlığı söz konusudur.
Paragrafta Yapı
27 TÜRKÇE
FASİKÜL 3
Çözüm
Çözüm
12 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
Bu, kültüre hangi açıdan yaklaştığımızla ilgilidir. Nitekim bu
alanda çalışan bilim insanlarının hemen hepsinin onu yeniden tarif etme çabası da bunu göstermektedir. Bununla beraber şimdiye kadar ortaya atılan bütün tarifler gözden geçirildiğinde hepsinde ortak olanı ve bu terimle ne kastedildiğini
anlamak kolaydır.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak
söylenmiş olabilir?
A) Kültürel yozlaşmanın temelinde yatan sebepler nelerdir?
B) Kültürün farklı şekillerde tanımlanmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
C) Sizce kültür, toplumdan topluma değişen bir olgu mudur?
D) Bugün kültürler arasındaki farklılıklar nasıl açıklanabilir?
E) Toplumlar, son yıllardaki kültürel değişimlerden nasıl etkileniyor?
Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma
Parçada üzerinde durulan konunun tam olarak belirlenmesi
doğru cevap için öncelikli bir durumdur.
Bu belirlemeden sonra seçeneklerde verilen soru cümlelerinden parçayla dil ve düşünce yönünden uyumlu olan, doğru
cevaba ulaşmada önemli bir etkendir.
13 - YENİ NESİL SORU / 2019 TYT
Muhabir:
(I) ----
Yönetmen:
— Sinema gerçek hayattan alınmış formlarla uğraşıyor, onları
işliyor. Film yönetmeninin uğraşı, bana beyaz perdede yeni
bir hayatın doğmasıyla bağlantılı olarak yaratma eylemini hatırlatıyor. Sinemanın bu yönünü diğer sanat dallarına göre
daha olağanüstü buluyorum.
Muhabir:
(II) ----
Yönetmen:
— Aralarında bir bağlantı olduğu aşikâr çünkü filmlerimdeki
üç karakter hayatlarındaki dönüm noktalarında analiz ediliyor.
Kahramanların üçü de inançlarından vazgeçmiyor, kendilerine sadık kalıyorlar. Bu anlamda bu üç kahraman yani İvan,
Rublev ve Kris bir bütün oluşturuyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Müzik ve resim çalışmalarınızı yarıda bırakıp sinemaya
yönelmeniz nasıl karşılandı?
II. Filmlerinizdeki üç oyuncunun benzer özelliklere sahip
olmasıyla neyi amaçladınız?
B) I. Sinemaya ilginiz ne zaman ve nasıl başladı, sinemanın yaşamınızdaki yeri nedir?
II. Filmlerinizde erkek karakterlerin psikolojisine ağırlık
vermenizin nedeni nedir?
C) I. Sinemanın sizin için ifade ettiği anlamı biraz açar mısınız?
II. Karakterlerinizi sinemaya aktarırken ilham aldığınız film
karakterleri var mı?
D) I. Sinemaya yönelerek film yapmaya başlama gerekçeniz neydi?
II. Filmlerinizin üç kahramanı arasındaki ilişkinin niteliği
hakkında neler söyleyebilirsiniz?
E) I. Filmlerinizdeki hikâyelerin gerçekçi olmasını neye bağlıyorsunuz?
II. İnsan yaşamının açmazlarını Ivan, Rublev ve Kris karakterleri üzerinden verme fikri nasıl ortaya çıktı? BAŞKA YERDE YOK
Diyalogda Uygun Cümleleri Bulma
O Yeni trend soru tiplerinden olan mülakat türü
metinlerde mülakat yapılan kişinin verdiği cevaplarda üzerinde durduğu konu ya da konular
iyice belirlenmelidir.
O Bu belirlemeden sonra seçeneklerde verilen soru cümlelerinden parçayla dil ve düşünce yönünden uyumlu olanı, doğru cevabı netleştirecektir.
Paragrafta Yapı
TÜRKÇE 28
FASİKÜL 3
14 - YENİ NESİL SORU / 2018 TYT
Gazeteci:
(I) ----
Uzman:
— Bütün enerji kaynaklarını hesaba kattığımızda enerji tüketiminin XIX. yüzyılın başından beri on kat arttığını görüyoruz.
Bunda dünya nüfusunun artmaya devam etmesinin yanı sıra
teknolojik ilerlemelerin de payı var. Ülkelerin farklı enerji kaynaklarını bir arada kullanmaya başladığını da söylemek lazım.
Gazeteci:
(II) ----
Uzman:
— Ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de petrol dünya genelinde tahtını bırakmış değil. Hatta II. Dünya Savaşı’nın sona
erdiği 1945 yılına göre yıllık tüketiminin dört katına çıktığını biliyoruz. Petrol tüm dünyada kullanılan enerjinin üçte birini sağlamayı sürdürüyor. Onu sırasıyla kömür, gaz, yenilenebilir
enerji kaynakları ve nükleer enerji izliyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) (I) Nüfus hareketliliğinin enerji gereksinimi ile ilişkisi nedir?
(II) Yenilenebilir enerji kullanımı hakkında ne söyleyebilirsiniz?
B) (I) Dünyadaki enerji kaynaklarının azalmasını nelere bağlıyorsunuz?
(II) Siz de petrolün birincil enerji kaynağı olduğunu mu
düşünüyorsunuz?
C) (I) Dünyada enerji tüketiminin nasıl bir seyir izlediğin düşünüyorsunuz?
(II) Gelecekte başlıca enerji kaynaklarının hangiler olacağını öngörüyorsunuz?
D) (I) Teknolojinin yanı sıra enerji tüketiminde sizce neler
etkili?
(II) Gelecekte petrole bağımlı olmaktan kurtulacak mıyız?
E) (I) Günümüzde üretilen enerji, tüketim ihtiyacını karşılayabiliyor mu?
(II) Günümüz insanı hangi enerji kaynaklarını kullanmayı
tercih ediyor?
15 - YENİ NESİL SORU / 2021 TYT
Aşağıdaki parçalardan hangisi “Bir insan, doğuştan yeteneği düşük olduğu bir alanda başarılı olabilir mi?” sorusuna
cevap vermektedir?
A) Zekâ, sahibini şımartan hoş bir aroma gibidir. Zekâsına
güvenerek çalışmaya gerek duymadan ömrünü geçiren
insanlar tanıyorum. Bu kişiler, kalıtsal özellikleri sayesinde
bir alanda başarılı olmakla yetinirken çok daha başarılı
olabilecekleri alanları gözden kaçırıyor.
B) Beynin kendini değiştirebilmesiyle ilgili çalışmalar, onun
bir alana yoğunlaştığında başarılı olmasını sağlayan beceriler kazanabildiğini gösteriyor. Sporcuların zamanla
kaslarını güçlendirmesi gibi beyin de yeni nöral bağlantılar kurarak kendini geliştirebiliyor.
C) Zekâ testleri aklın sihirli bir göstergesi olmaktan ziyade
belli bir tür testi çözme becerisini ölçen araçlardır. Testte
başarılı olan kişilerin yeteneklerinin yüksek olduğu değil,
sorulara cevap verme konusunda diğerlerinden daha iyi
eğitim aldığı söylenebilir.
D) Bireysel farklılıklar üzerine yapılan çalışmalar, daha önce
göz önüne alınmamış olguların araştırılmasına öncülük
ediyor. Hepimizin günlük hayatta “Babası ve annesi yetenekli, elbette yetenekli olacak çocuk!” demesi, bu araştırmalarla bilimsel olarak kanıtlanıyor.
E) Herkes kendi belleğini geliştirmeyi öğrenebilir ama her
şeyi hatırlar diye bir kural yok. İnsan beyni kendinden
beklenen davranışları yerine getirmeye odaklanır ama
tersi de olabilir. Örneğin hatırlamak istediği bir olayı unuturken unutmak istediklerini hatırlayabilir
Çözüm
Çözüm
Paragrafta Yapı
29 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 3
2. ---- Neredeyse deneme yazarı sayısınca hatta deneme
yazısı sayısınca deneme çeşidi var. Kalem oynatmalar
deneme, ruh durumlarına, yaşantılara ilişkin yazılar deneme,iri iri savları olmayan ama ağırbaşlı kuramlar geliştirmekten de geri durmayan düşünce ürünleri deneme.
Hatta kimi anlatılar, şiire göz kırpan, utangaçlığını üzerinden atamamış yazı parçacıkları da deneme.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) Günümüzde okurun denemeye ilgisi oldukça artmış
durumda.
B) Eli kalem tutan hemen herkes deneme yazmaya kalkıyor.
C) Yazın alanında deneme, yazılması en kolay tür olarak görülüyor.
D) Denemenin konu alanı öylesine geniş ki...
E) Deneme, tanımsal olarak bir türlü netliğe kavuşturulamıyor.
1. I. Mutfağınızda bulunduracağınız birkaç besin ile bağışıklık sisteminizi koruyabilir, antibiyotik ilaçlar kullanmak yerine besinlerin doğal antibiyotik özelliklerinden yararlanabilirsiniz.
II. Bal, zencefil, zerdeçal, soğan, sarımsak, çörek otu
ve adaçayı bunlar arasında en önde gelenlerden.
III. Bu etkilerle gittikçe artan grip ve soğuk algınlığından
korunmanız, şikâyetlerinizi azaltmanız ve daha hızlı
iyileşmeniz aslında kolaylıkla mümkün.
IV. Peki, hemen yakınımızda bulunan o mucize bitki ve
yiyecekler neler?
V. Kış ayları havaların soğumasının yanı sıra kapalı
mekânlarda öksüren, hapşıran kişiler aracılığıyla yayılan hastalıklı virüsleri beraberinde getiriyor.
Yukarıda numaralandırılmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü cümle olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
3. Diğer okuma tekniklerine göre okuyucunun daha fazla
zaman, emek ve dikkat harcamasını gerektirir eleştirel
okuma. Bu okuma tekniğinde insanın okuma eylemi sırasında ve sonrasında zihinsel bakımdan daha etkin olması yani ----. Eleştirel okumada metnin bitmesiyle, aynı
zamanda anlatılanlara bir düşünce, bir etkinlik de katılmış olur. Bir başka deyişle eleştirel olmayan okuyucu,
yazıda anlatılanları genellikle tartışmasız doğru olarak
kabul eder ve bunları ezberlemeye çalışırken eleştirel
okuyucu yazıda ne anlatıldığına, bunların hangi düşüncelerle desteklendiğine dikkat eder, konunun nasıl betimlendiği ile de ilgilenir.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) hakkında çok şey bildiği yazarların yapıtlarını okumaya öncelik vermesi gerekir
B) okumaya tutkulu bir şekilde bağlanması söz konusudur
C) okurun, elindeki yapıtta anlatılanlardan çok yapıtın
anlatımına odaklanması beklenir
D) okumaya başlamadan önce kendisi için en rahat
okuma ortamına çekilmesi gerekir
E) okumanın sona ermesiyle bitmeyen bir araştırma ve
inceleme çabası söz konusudur
4. (I) Romandaki ünü Tarık Buğra’nın kimi yönlerini ya dauğraşlarını gölgelemiştir denebilir. (II) Fıkra yazarlığı, senaristliği,tiyatro yazarlığı ve eleştirmenliği gibi fazlaca bilinmeyen kalem uğraşları ve bunun sonucunda ortayakoyduğu ürünler az değildir. (III) Ama onu meşhur eden,
edebiyatımız içinde ona önemli bir konum kazandıranyönü, kuşkusuz romancılığıdır. (IV) Böyle olunca özellikle yazarlığının ilk döneminde emek verdiği, içlerindeiyi örnekler bulunan öyküleri, romanlarının gerisinde kalmıştır. (V) Bu olumsuz durum, onun öykülerinin geniş
kitlelerce okur bulmasını engelleyememiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra “İşte bu geniş yelpazede ortaya koyduğu ürünler,onun çok yönlü bir yazar olduğunun en iyi göstergesidir.” cümlesi getirilebilir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 30
Öğreten Test FASİKÜL 3
6. Çocukken en sevdiğim şey patates kızartmasıydı. Annem kardeşlerimle kapışmayalım diye ayrı tabaklara ve
eşit olarak koymaya özen gösterirdi. Yine de her zaman
kapışırdık. Diğer tabakta olan -nedense- gözümüze daha
güzel görünüyordu. Oradaki patatesler daha kızarmış
ve daha çok geliyordu. Değiş tokuş ederken birbirimize
giriyorduk sonunda. Şimdi büyüdük. Fakat yetişkin olarak da aynı şekilde davranıyor ve bu yüzden hep mutsuz oluyoruz. ----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Çünkü hayatın dikensiz bir gül bahçesi olduğunu düşünmeye alışmışız.
B) Hep başka yerlerde olan çimenlerin daha yeşil olduğu düşüncesiyle hareket ediyoruz.
C) Maddi yönden her şeye sahip olmanın insanı mutlu
edeceğini sanıyoruz.
D) Hayat merdiveninin eller cepte ve ıslık çalarak çıkılamayacağını kabul etmek istemiyoruz.
E) Hayat yolunda önümüze ovanın da dağın da çıkabileceği gerçeğinden korkuyoruz.
8. Bunun için her şeyden önce şiiri tablolaştırmak gerekiyor.Yani şiirdeki hayali başıboş bırakmamak, betimleyici
ögelerle desteklemek gerekiyor. Bu yapılmazsa şiir belleklerde yer etmez, kısa sürede okurun zihninden silinir
gider. Bunun yanı sıra dokunaklı bir ses uyumuda şiirin
olmazsa olmazlarındandır. İşte bunlara uymadıkları için
Alman şiirinde kaybeden şairler olmuştur. Örneğin Momberk, şiirlerinde hayallerini tablolaştırmayı ihmal etmiş
ve eriyip gitmiştir. Binlerce şiir yazmıştır ama ansiklopedilere ancak bir şiiri alınmıştır.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
olarak söylenmiş olabilir?
A) Bir şiirin yurt dışında ilgi görmesi için neler yapılmalıdır?
B) Batı şiirinin günümüzdeki konumu hakkında neler
düşünüyorsunuz?
C) Şiirlerin toplumun sorunlarına tercüman olması için
nasıl bir çalışma sergilenmelidir?
D) Şiirin kalıcı olmasını sağlamak için neler yapılmalıdır?
E) Şiirlerinizi okurlara beğendirmek için nelere dikkat
edersiniz?
7. (I) Bakmayın öykü ile romanın sıklıkla karşılaştırılmasına,“Öykücüler büyüyünce romancı olur.” söylentisinin
ağızlara sakız olmasına, romandan çok şiire yakındır
öykü. (II) Bu nedenle şairlerin öykü yazmasını yadırgamamak gerekir. (III) Söz konusu şair Tanpınar olunca bu
durum daha az şaşırtıcıdır çünkü onun şiirlerinde hikâye
hep vardır. (IV) Tanpınar öykülerinde İstanbul’un aydın
kesimlerini ele almıştır. (V) Bu kesimlerin yaşadığı zaman
dilimlerinden öyküler çıkarmak, klasik anlamda öyküden
farklı yazılar ortaya koymak Tanpınar’a ait bir özelliktir.
(VI) Zengin bir dile ve etkili bir anlatıma sahip olması da
onu çağındaki birçok sanatçıdan ayıran özelliklerdendir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
1-D 2-A 3-E 4-B 5-B 6-B 7-C 8-D
5. (I) Yetkin sanatçı, edebiyata şiirle başladı. (II) İlk şiirlerini“Seza” imzası ile “Şair” ve “Nedim” dergilerinde yayımladı.(III) O dönemde edebiyat alanında dergilerin
önemli bir yeri vardı. (IV) Yeni Mecmua’da, Milli Mecmua’da ve özellikle Dergâh dergisinde, şiirlerini Ali Mümtaz adıyla yayımladı. (V) Bu şiirlerde, konularını tabiattan
ve aşk duygularından alan şair, hece ölçüsünü kullandı.
(VI) Bunların yanında, şairin aruz ölçüsüyle yazılmış
şiirleri de vardır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
31 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 3
3. I. Bunun da ötesinde dünyanın her yerinde çok seviliyor ve büyük miktarlarda tüketiliyor.
II. Böylece domatesler süpermarket raflarına ulaştığında
ancak olgunlaşmış oluyor ve raf ömürleri uzuyor.
III. Ne var ki marketlerden aldığımız domatesler parlak
renkleri, düzgün şekilleriyle göze ne kadar hoş görünse de eski tatlarını kaybetmiş durumda.
IV. Güney Amerika kökenli olan domates bugün tüm
dünyaya yayılmış durumda.
V. Almanya’daki yapılan bir araştırma bunun nedenini
ortaya çıkarmış: Yetiştiriciler özel seçilmiş çeşitleri,
yaklaşık 70 yıldır tam olgunlaşmadan, açık yeşil renge
ulaştığında topluyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
üçüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1. (I) Okurları şaşırtmayı amaçlayan romanların sıra dışı bir
dünyası vardır, okuma eyleminin başından sonuna değin okuru etkisi altına alır. (II) Bu metinlerin bizde bıraktığı etki, kimi zaman bir tiyatro salonunda, kimi zamansa
yıllar sonra okuduğumuz bir başka romanda kendini
gösterir. (III) Ya da yaşamın kıyısında bir yerlerde, sanki
bir düş parçasıymış gibi gelip gelip zihnimizin önüne çekilir. (IV) Kimi film kareleri ya da romanlardaki sahneler
hiçbir zaman unutmayacağımız değerli ve etkili parçalardır. (V) Zihnimizi kurcalayan, doğası gereği sürekli küllerinden doğan bu bölümler, yaşama çok yakın duran
kurmacadan, gerçek hazzı aldığımız anlarda ortaya çıkar. (VI) Ve bu hazzın değeri ölçülemez; Arjantinli büyük
yazar Borges’in dediği gibi, “Haz almak için okunur kitaplar ve filmler bu amaç için izlenir.”
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
4. İlköğretimden itibaren okullarımızda ya da kurslarda İngilizceyi öğretmeye çalışsak da gerek öğrencilerin gerek insanların ortak problemi, “İngilizceyi biliyorum fakat
konuşamıyorum.” oluyor. Bu durum, İngilizceyi gramer
odaklı, tamamıyla matematiksel bir mantıkla öğrenmemizden kaynaklanıyor. “Turist bana did’le bir soru sordu,
o zaman geçmiş zamanda cevap vereceğim.” derken
yapacağımız tatlı sohbetin tadını kaçırıyor, sorulan sorulara rahatça cevap veremiyoruz. Bunun yanında eğitim
sistemimiz sözlüden çok yazılı ağırlıklı sınavlara dayalı
olduğu için de işin did’iyle, are’ıyla uğraşıp duruyoruz.
Yabancı dil eğitiminde önemli olan, ----.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) uzun süren çalışmalar sonucunda öğrendiklerimizin
unutulmamasını sağlamaktır
B) gramer kurallarına uymak değil, dili yaşayarak öğrenmeye çalışmaktır
C) dili yurt dışında yabancılarla doğrudan iletişim kuracak seviyeye getirebilmektir
D) bu eğitimi alanında uzman olan kişilerin vermesidir
E) daha kaliteli hazırlanmış yayınları kullanmaktır
2. ----. Hâlbuki sanat, bu ayrılmış adaları buluşturmak, o
adaların yapaylığını göstermek için çok önemli bir alan.
Görünürdeki ayrımlarımız ne kadar büyük olursa olsun,
aslında özümüz o kadar aynı ki. Sevgi arayışımız, hüsranlarımız, beklentilerimiz... Tabii ki herkesin kendi geçmişinden, çocukluğundan, yaşam tecrübesinden getirdiği izler de olacak. Dolayısıyla birbirimize tıpatıp benzemek zorunda değiliz hiçbir zaman. Tek tip bir formayı
herkese giydirmek gibi, bu şekilde bir aynılaştırma da
bana çok ürkütücü geliyor.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Köklü bir tarihsel geçmişe sahip olmak bir zenginliktir aslında
B) Düşünce tarihimizde yapılan yanlışlıkları görebilmek
için edebî yapıtlara bakmak yeterlidir
C) Genel olarak toplum manzaralarını anlatmak amacıyla yapıtlarımı kaleme alıyorum
D) Biz Türkiye’de kendimizi ve başkalarını birçok kategoriye bölüyoruz çoğu zaman
E) İnsanların ruh dünyasında farklı dönemlerde farklı
duygular etkili olmuştur
TÜRKÇE 32
Pratik Test FASİKÜL 3
8. Çizgi roman okumayı severim ama edebiyat klasikleri
çizgi roman hâline getirildiğinde bunlar ilgimi çekmedi.
Okumayan kalmasın şeklinde bir sloganın kullanıldığı bu
yapıtlarda romanlar; roman dilinden, üslubundan, tasvir
sanatından koparılarak sadece birkaç sayfada özetlenebilecek bir öyküye indirgenmiş oldu. Bu durum belki hız
çağına uygun ama okuma zevkini geliştirmek, o yazarları ve romanlarını tanımak, kavramak için bence geçerli
bir anlayış değil.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
A) Çizgi romanların edebiyat klasiklerinden daha çok
okunduğu doğru mu sizce?
B) Okurların nitelikli yapıtlara gereken önemi vermemesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
C) Çizgi roman yazanların sanatsal birikimlerinin yetersiz olması edebiyatımıza zarar veriyor mu?
D) Çizgi romanın yaşam gerçeklerini çarpıtarak anlatması okurları nasıl etkiliyor?
E) Klasik romanların çizgi romana uyarlanmasını nasıl
karşılıyorsunuz?
6. Toplum ve insan gerçeği belli kalıplar içinde dondurulamaz. Alabildiğine geniş bir nitelik taşır gerçeklik. Bu yüzden insan ve toplum gerçeğini yansıtmak isteyen sanatçıların tümü, aynı giysiyi giydirmez yapıtlarına. Çünkü ----.
Sözgelimi kimi sanatçılar için toplumsal sorunları saptama ve bunları çözecek yolları gösterme gerçekçilik sayılırken kimi sanatçılar için de kişilerin bunalımlarını ve
ruhsal çatışmalarını göstermek gerçekçilik sayılmaktadır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) her sanatçı, anlattığını bire bir yaşantıya dayandırmak zorunda değildir
B) sanatçıların anlattıklarında, yaşadıkları çevrenin
önemli bir etkisi vardır
C) yazarlar için gerçeğin kaynağı, kendi yaşantı ve deneyimleridir
D) gerçeğe yüklenen anlam ve gerçekliğin biçimi kişiden kişiye değişir
E) gerçekçi olduğunu iddia eden bütün sanat yapıtlarında gerçek dışı ögeler mutlaka yer alır
7. (I) Kimi zaman yazınsal yapıtları bir kez okumakla yetinmeyip yeniden okuruz. (II) Elbette bu okumalar şiir için
doğaldır ama öyküler ve romanlar kolay kolay ikinci kez
okunmaz. (III) Yeniden okunan yazarın sevincini anlayabiliyor musunuz, bir yazar için bundan daha büyük ödül
düşünülebilir mi? (IV) Hele de söz konusu roman ya da
öykü popülerse yeniden okunması pek düşünülemez;
anlatılan hikâyeyi herkes anlıyorsa, niçin yeniden okunsun ki? (V) Oysa Faulkner’ın Ses ve Öfke’sini ya da Vüs’at
O. Bener’in Buzul Çağının Virüsü’nü çeşitli zamanlarda
yeniden yeniden okuyan her okur, önceki okumalarda
göremediği ayrıntıları görmenin yazınsal hazzını yaşayabilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1-C 2-D 3-C 4-B 5-C 6-D 7-C 8-E
5. (I) Stendhal’ın Kırmızı ve Kara’sı, 1830’lu yılların kroniği
sayılabilir belki ama her şeyden önce Julien Sorel’i anlatır. (II) Julien Sorel’i bizim bildiğimiz Julien yapan belki
de toplumdur ama Kırmızı ve Kara’da bizim için her şeyden önce Julien Sorel vardır. (III) Önce bir insan olarak
onu, sonra içinden çıktığı toplumu görürüz. (IV) Çünkü
o toplumu meydana getiren, besleyen, geliştiren insanlar ölmüştür, o toplumun inançları bugün değişmiştir. (V)
Yeni düşünceler, yeni inançlar doğmuştur fakat Julien
Sorel bütün canlılığıyla yaşamaktadır, yaşayacaktır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra “Aslında kahramanın karakterini oluşturan toplumun eğilimleri, inançları, değerleri, sıkıntıları bugün hiçbir şey ifade etmez.” cümlesi getirilebilir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
33 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 3
1. Çağımız teknoloji çağı olsa bile diğer uluslarla boy ölçüşmek isteyen uluslar için dil, teknolojiden daha önemlidir. Çünkü dili güçlü olmayan uluslar, ortaya koyduğu
hiçbir şeyi diğer uluslarla paylaşamaz. Bu, sadece teknoloji için geçerli değildir. Uygarlık dünyasında söz sahibi olan, uygarlık merdiveninde yukarı çıkan uluslara
şöyle bir bakarsanız ----.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) bunların dillerinin ortak bir yapıya sahip olduğunu
anlarsınız
B) hangi coğrafyada olursa olsun hepsinin dillerinin
zengin olduğunu görürsünüz
C) gelişmiş bir sanat ortamına sahip olduklarına tanık
olursunuz
D) gençlerin eğitimine çok önem verdiğini görürsünüz
E) bu ulusların, dil eğitiminde teknolojik olanakları bolca
kullandığını görürsünüz
2. I. Dolayısıyla uzmanlık kütüphanesi kurma amacı güdenlerin kitaplığında az sayıda kitap bulunabilir ama
derinlemesine yapıtları çoğunluktadır.
II. Hâliyle “gizli gizli eksilme” gibi bir talihi olmaz böyle
kitaplıkların.
III. Zaman zaman haberlere konu olurlar, tek bir konu
üzerine binlerce kitabı barındıran kütüphaneler bir
üniversiteye bağışlanmıştır veya müzayedede yüksek meblağlara alıcı bulmuştur.
IV. Onların en büyük şansı, o kitaplarla herkesin ilgilenmemesi, özel ilgi duyanlar haricinde kimsenin okumasıdır.
V. Kendi mesleklerine, uzmanlık alanlarına ait kitaplarla
kütüphane kuranların kütüphaneleri dar bir alanın
seçkin içeriğini oluşturur.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. ----. Çünkü gençlik, hayatın sonraki devreleri için bir hazırlanma çağından başka bir şey değildir. Fidanken iyi
bakılmış, suyu verilmiş, hastalıklardan korunmuş, aşılanmış, budanmış bir ağaç en güzel meyveleri vermeye de
hazırlanmış demektir. Ancak gençliği umursamazlıklar
içinde geçmiş bir insan birçok bakımdan eksik kalmıştır. Ne yazık ki insan, bu eksiklikleri gençliğin dinamik,
güçlü çağı geçtikten sonra fark ediyor.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Gençler, yaşlılara her konuda yardımcı olmalı, onların deneyimlerinden yararlanmalıdır
B) Gençler, enerjilerini sınırlayamazsa kendilerine ve
çevrelerine zarar verebilir
C) Kitap okumak gibi birçok yararlı alışkanlık, ne yazık
ki gençlik döneminde ilgi görmüyor
D) Yaşlılığın önemini kavramak için insanlar, yaşadıklarından ders almalıdır
E) İnsan, gençlikte yaşadığı her anı, en iyi biçimde değerlendirmek zorundadır
3. Yıllar önce fark ettim ki aklımdan her gün binlerce düşünce geçiyor ve onların içinden faydalı olanları yakalamak için hiçbir şey yapmıyorum. ----. Beynimde akan düşünce ırmaklarının üzerine, akıl barajları kuracaktım. O
tarihten sonra geçen yıllar içinde, düzenli olarak düşüncelerimi not aldım. Hobi olarak başlayan şey, kariyere
ve yaşam biçimine dönüştü. İsterim ki herkes bir yandan gündelik hayatını sürdürürken bir yandan da gün
içinde aklına gelen güzel fikir, cümle veya tespitleri böyle
bir çalışmayla unutulmaz kılmaya çalışsın.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bir gün bu düşünceleri bir şekilde değerlendirmeye
karar verdim
B) Yaşantımı faydalı etkinliklerle donatmak benim renkli
bir kişiliğe sahip olmamı sağladı
C) Sahip olduğum mesleğin bana uygun olmadığını düşünüyorum zaman zaman
D) Üniversite yıllarımda yaşadığım güzellikleri kolay kolay unutamıyorum
E) Yaşamımı anlamlandıracak bazı yardım çalışmaları
yapmak beni mutlu kılıyor
TÜRKÇE 34
Sınav Tadında FASİKÜL 3
6. (I) Dünyanın her yerinde düşünce ve sanat adamları yazılarıyla dile değer kazandırır. (II) Bunu dile yenilikler getirmekten çok, dilin imkânlarını çoğaltmak, gücünü artırmak yoluyla yaparlar. (III) Onlar yeni sözcükler kullanmaz,
var olan sözcüklerin anlamlarını ve kullanımlarını değiştirir, derinleştirir, onlara alışılmamış yepyeni tatlar kazandırırlar. (IV) Bazıları, herkesin kullandığı sözcükleri kullanmayı küçümsüyor; az kullanılan ya da yepyeni sözcüklerin peşine düşüyor. (V) Böyle olunca da ortaya bir sürü
tuhaf, soğuk, anlamsız, yapmacık söyleyişler çıkıyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra “Zamanımızın yazarlarına bakınca bu işin herkesin harcı olmadığı anlaşılıyor.” cümlesi getirilebilir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
5. Gazeteci:
(I) ----
Yazar:
– Dokunmak adlı öykü kitabım çıktıktan sonra bazı öyküleri tekrar okuduğumda sanki romana doğru giden bir
hâl sezmiştim. Görüşlerine değer verdiğim bazı dostlarım da aynı düşüncedeydi. O zamandan bu yana o öykülerdeki bazı temalar kafamdan hiç çıkmadı ve sonunda
kendimi romanın başına oturmuş buldum.
Gazeteci:
(II) ----
Yazar:
– Belki de kafamda ancak bir romanın yapısına yerleştirilebilecek temalar zaten hazır olduğundan, çok çekici
buldum. O temaları bir romana götürmenin çok yerinde
olduğu sonucuna vardım. Yazarken çok rahat olmam
belki de işin çekiciliğini artırdı.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Öyküden romana geçme konusunda ne düşünüyorsunuz?
II. Öykü temalarından yola çıkılarak roman yazılabilir mi?
B) I. Öykü ile romanı karşılaştırırsanız ne söylersiniz?
II. Roman niçin size daha çekici geldi?
C) I. Deneme, öykü, şiir derken şimdi de bir romanla
okurun karşısına çıktınız, niçin?
II. Roman yazmayı nasıl buldunuz?
D) I. Bazı öykülerinizle romanınız arasında paralellikler
var mı?
II. Yapıtlarınızın bunca yıldan sonra ilgi görmesini nasıl değerlendirdiniz?
E) I. Roman yazmak, öykü yazmaktan daha mı zor?
II. Okurun yapıtlarınıza ilgisini nasıl buldunuz?
1-B 2-B 3-A 4-E 5-C 6-C 7-C 8-C
8. (I) İnternet’te bireyler hakkında yayımlanan bilgilerin kim
tarafından ortaya atıldığı kesin bir şekilde belirlenemiyor.
(II) Bilgi ve verilerin hangisinin doğru, hangisinin yanlış
olduğunu ayırt edebilecek, denetleyebilecek bir otorite
yok. (III) Kişiler hakkında ortaya konan bu bilgilerin yayılmadan bir yerde tutulması mümkün değil ve kişilerin
bilgilerini saklama hakkı olduğu da önemsenmiyor. (IV)
İnternet, bilgilerin günden güne arttığı büyük bir yapıdır
ve bu yapının bir kütüphane gibi organize edilmesi gerekiyor. (V) Bu, kendisiyle ilgili yanlış bilgiler verilen kişilerin bu bilgileri düzeltme ve bu bilgilerin doğrusunu
sunma şansını ortadan kaldırıyor. (VI) Ayrıca önlemler,
evrensel nitelikte değil, kişinin hakkı kendi ülkesinde korunsa bile kişi dünyada yine zor durumda kalabiliyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) VI B) II C) IV D) V E) I
7. (I) Bir enstrüman düşünün, farklı çalma teknikleri kullanıldığında çıkan seslerin çeşitliliği bir orkestrayı andırıyor neredeyse. (II) Sesi duyulduğunda “Acaba kaç enstrüman çalıyor?” diye düşünenler oluyor. (III) İşte Asya’dan Avrupa’ya geniş bir coğrafyaya yayılan bağlama,
bu denli zengin bir ses yelpazesine sahiptir. (IV) Âşıklar,
ozanlar ve ustalar bağlamaya sürekli kendilerinden bir
şeyler kattı, kimi yeni bir çalma tekniği geliştirdi, kimi akort
düzeniyle oynadı. (V) Yapılan değişim günümüze kadar
genelde usta-çırak ilişkisiyle taşındı. (VI) Kentleşme süreciyle birlikte yeni gelişen tekniklerse hocalar ve üstatlar tarafından kaleme alınarak gelecek nesillere aktarıldı.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
35 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 3
1. (I) Bir zamanlar postacılar, faturadan daha çok mektup
taşırdı. (II) Tuşlarla değil, kalemle yazılan, yazan kişinin
el yazısını hatta kokusunu taşıyan mektuplar, günümüzde
iyice azaldı. (III) İnternet ve cep telefonları, belki daha
hızlı, daha pratik iletişim araçları olarak hayatımızda yerini aldı ama hiçbiri mektupların sahip olduğu o duygu
veya yaşanmışlık dolu izleri taşımıyor okuruna. (IV) Başka
bir insanın iç dünyasını, en samimi ve yalın hâliyle mektuplarda bulduğumuz için bize çok çekici gelir mektuplar. (V) Bir de o kişiler, yapıtlarıyla veya yaşantılarıyla hayatımızda yer almışlarsa ayrı bir yeri vardır yazdıkları
mektupların. (VI) İç dünyalarının en gizli yönlerini, o kişilerin içten mektuplarında tüm yönleriyle görürüz.
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
3. I. Kapağının biçiminden, arka kapak yazısının yazımından, sunumundan, içteki düzenden ve okuduğunuz
her satırdaki seyirden bunu anlarsınız.
II. Evet, kitap bir yazara aittir; sözcükler, kurulan cümleler, düşünceler, ifadeler…
III. Sonuçta, editörlük sistemini kurumsallaştıran yayınevi ötekilerin bir adım önüne geçer.
IV. Ama editör etkisi bir biçimde o kitapta kendini gösterir.
V. Bir okur olarak elinize aldığınız kitap, her zaman, iyi
bir editörün elinden geçip geçmediğini fark ettirir.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi son cümle olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. Sözcükler kimi zaman uymaz kurallara. Siz, “ille de şu
anlama gelecek sözcük” diye tutturursunuz ama o sözcük karşı koyar buna, bir başka anlam edinir kendisine.
Hem de sizin istediğinizden çok farklı bir anlam.Gün gelir sözcük bu yeni anlamıyla girer sözlüklere.“Uçak” sözcüğü böyle bir sözcüktür. “Yatak”sözcüğüne benzetilerek yapılmıştır. “Tayyare meydanı”nın tek sözcüklük karşılığı olsun istenmiştir. “Tayyare”ye de “uçku” denmiştir. Gel gör ki “uçku” tutunamamış,yitip gitmiş, “uçak” da
tayyarenin karşılığı olmuştur.Dolayısıyla ----.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) sözcükleri belli kalıplara göre anlamlandırmak mümkün değildir
B) sözcüklerin anlam zenginliğini sanatçıların kullanımları belirler
C) sanatçılar yapıtlarını, sözcüklerin kullanımlarını göz
önünde tutarak oluşturmalıdır.
D) sözlük hazırlarken sözcüklerin bütün anlamlarını ve
kullanımlarını dikkate almak gerekir
E) sözcüklerin kazandığı yeni anlamlar dile renklilik katar
2. ---- Örneğin birisini, yıllar önce beş liraya muhtaç bir gününüzde dayanamayıp cebinizdeki son kuruşu vererek
almış olabilirsiniz. Ötekini, kenar semtlerden birinde bir
eski kitap satıcısının izbe dükkânında, genziniz yana
yana tozlar arasında bulup doyumsuz bir hazla okumuş
olabilirsiniz. Bir başkasını üniversite yıllarında bir arkadaşınızdan ödünç alıp içinde karşılaştığınız hayatlardan
kopamadığınız için geri vermemiş olabilirsiniz.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Okuduğumuz kitaplarda anlatılanlar bazen bizim hayatımızdan alınmış bir sahne gibidir.
B) Bir kitaptan alacağımız edebî tat, onu her okuyuşta
artarak devam etmelidir.
C) Her kitabın sahibinde ayrı bir hatırası, farklı farklı çağrışımları vardır.
D) Kitaplar her okurda farklı birtakım etkileşimler oluşturur.
E) Kitap seçerken daha dikkatli hareket etmeli, iyi kitabın ölçüsü nedir, bilmeliyiz.
TÜRKÇE 36
Sınav Tadında FASİKÜL 3
7. (I) İstanbul Boğazı, yaklaşık otuz kilometre uzunluğunda,
stratejik, kıvrımı bol, dar bir su yolu olarak tanımlanabilir.
(II) Boğaz’ı biraz daha ayrıntılı anlatmak isteyenler, onun
deniz taşımacılığındaki öneminden, kıyıları boyunca sıralanmış çay bahçeleri ve lokantalarında çok güzel keyif yapıldığından bahsedebilir. (III) Ancak çok azımız Boğaz’ı
anlatırken onun yeri geldiğinde bir yaşam yolu, yeri geldiğindeyse yaşamın önünde ekolojik bir engel olduğundan söz ederiz. (IV) Boğaz’ın Akdeniz ve Karadeniz arasında deniz canlılarının gidiş gelişlerini düzenleyen bir
ekogeçit olduğundan söz edenlerin sayısıysa iki elin parmaklarını geçmez. (V) Oysa İstanbul Boğazı’nın her mevsim akınlarla bir balık cennetine dönmesini sağlayan, onun
bir yaşam yolu olma özelliğidir. (VI) İstanbul Boğazı, Karadeniz’de kıyıdaş olan Bulgaristan, Gürcistan, Romanya,
Rusya ve Ukrayna için Akdeniz’e ulaşmanın tek yoludur.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
5. Günümüzde çok iyi kitaplar yazıldığı gibi roman adını taşımayı hak etmeyen pek çok metin de yayımlanmakta.
Kim reklamını çok yaptırabilirse onun kitabı çok satıyor.
Günümüzün ana özelliklerinden biri bu, her şeyin ticarileşmesi.Değişen dünyanın dayattığı bir olumsuzluk.Buradaki tehlike, niteliksizlik furyasında nitelikli yapıtların
gözlerden kaçabilme olasılığıdır. Eleştirmen olmadığım
hâlde değerli yapıtların gözlerden ırak kalmalarına ya da
öyle olmasa bile değerli yanlarıyla tanıtılmayıp yüzeysel
değinmelerle geçiştirilmelerine gönlüm elvermediği için
eleştiri yazıları kaleme alıyorum.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Günümüzde nitelikli yapıtların yayımlanmadığı görüşüne katılıyor musunuz?
B) Okurların daha çok niteliksiz kitaplara yönelmesi sizi
kaygılandırıyor mu?
C) Yazdığınız yazılarda ya da yapıtlarınızda ticari bir
amaç gütmediğinizi söyleyebilir miyiz?
D) Eleştiriye yönelmenizde yazın dünyasındaki gelişmelerin etkisinin olduğunu söyleyebilir miyiz?
E) Günümüz yazın ortamının eskiye oranla değer yitirdiği görüşüne katılıyor musunuz?
6. I. Sakın beğenmediklerinizi silmeye kalkmayın, aksine
her gün çektiğiniz fotoğrafları gün gün ya da hafta
hafta klasörleyin.
II. Onlara baktığınız zaman gelişme kaydettiğinizi somut olarak göreceksiniz ve bu da size büyük moral
kaynağı olacaktır.
III. Amatör bir meraklı olarak fotoğrafa başlayınca gözünüzün gördüğü her şeyi çekme çabası içerisine
gireceksiniz ve büyük olasılıkla bunların çoğunu beğenmeyeceksiniz.
IV. Öncelikle, fotoğraflarınızı arşivledikten bir süre sonra
bile onları beğenmemeye devam ediyor olma ihtimaliniz var.
V. Bunun size birkaç faydası olacaktır.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında “İşte tam bu düşünceler içindeyken dönüp o fotoğraflarınızı inceleyin.” cümlesi numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra gelmelidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1-C 2-C 3-C 4-A 5-D 6-D 7-E 8-B
8. Okuyucularımın benden bilgi almak amacıyla gönderdikleri mesajların neredeyse hepsinde aynen geçen bir
cümle var: “Bu konuda internette araştırma yaptım ama
bulamadım.” Açık söyleyeyim, internet son zamanların
en yararlı buluşlarından biridir ama en zararlılarının başında da yine o gelir. Bilgiyi her yere yaymaktadır fakat
---- Elbette burada yayınlanan bütün bilgilerin yanlış olduğu anlaşılmamalı. İnternette bilginin doğrusu da tabii
ki vardır ama bu bilgi akademik çalışmalara kaynaklık
etmeye yetecek seviyede değil, sadece genel kültür verecek niteliktedir. Verilen yanlış bilgiler ise doğrulardan
her zaman daha çok ne yazık ki.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) bilgiye kolayca ulaşılabilmesi yönüyle insanları aydınlatmada eşsiz bir kaynak olma özelliğini her zaman sürdürecektir.
B) bunlar yanlışlarla dolu olduğundan okurlar da yanlış yönlendirilmektedir.
C) verdiği bilgilerin işe yarar olup olmadığı zaman içinde
belli olacaktır.
D) insanların derinlemesine düşünmesine fırsat vermediği için onları tembelliğe alıştırmaktadır.
E) insanlar internette buldukları bilgileri kısa sürede
unutmakta ve bilgiler kalıcı olamamaktadır.
37 TÜRKÇE
FASİKÜL 3 Paragrafta Yardımcı Düşünce
Paragrafta Yardımcı Düşünce
 Paragraf, ana düşünceyi açıklayan birden çok yargıdan
oluşur.
 Bu yargılar, paragraftaki temel düşünceyi açıklar ve destekler.
 Temel düşünceyi açıklayan ve destekleyen ifadelere yardımcı düşünce denir.
1 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
Bazı kavramlar, uzun süre sözlüklere ve akademik metinlere
hapsedildikten sonra sebebi bilinmeksizin birdenbire, halkın
diline düşme; basında, televizyonda, hatta hükûmet demeçlerinde zikredilme talihini veya talihsizliğini yaşar. Fena hâlde
felsefe kokan ve Yunancadaki köküyle akla Aristoteles’i getiren etik kelimesi, bugün tam da bu şekilde sahnenin ortasına
yerleşmiş durumda. Yunancada bilgece bir eylem yolu arayışına karşılık gelen etik, felsefenin ayrılmaz bir parçasıdır. Descartes’la -yani özne sorununun merkezî önem taşıdığı modern
dönem felsefesiyle- birlikte etik, ahlakla veya pratik akılla az
çok eş anlamlı hâle gelmiştir. Etik, böylece ister bireysel ister
kolektif olsun, bir öznenin veya özne grubunun eylemlerini ve
bunların sonuçlarını evrensel yasaların terazisinde ölçen, yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık anlam enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfırla şişmiş bir kavrama dönüşmüştür. O kadar çok şey için kullanılıyor ki hemen hiçbir şey ifade etmiyor.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Descartes sonrası modern dönemde etik, toplum yerine bireyi sorgulamak için kullanılan bir sisteme dönüşmüştür.
B) Modern dönemde etik, öznenin yaptıklarını ilke ve yasaların ışığında değerlendiren ahlak felsefesiyle ve pratik
akılla özdeşleşmiştir.
C) Aristoteles’in felsefesinde sözünü ettiği etik ile bugün yaygın olarak kullanılan etik sözcüğü farklı anlamlar taşır.
D) Medyada, gündelik hayatta ve politikada etik kavramına
gösterilen ilgi, kavramın iletişimsel değerini olumsuz etkilemiştir.
E) Sonradan popülerlik kazanan kimi kavramlarda olduğu
gibi etik kavramının da günümüzde kazandığı yaygınlığın nedeni belirsizdir.
AKLINDA OLSUN
Yardımcı düşüncelerle ilgili soru tiplerinde “değinilmemiştir, söylenemez, yanlıştır, ulaşılamaz, beklenmez, değildir, çıkarılamaz...” gibi olumsuz ifadeler yer alır.
ÖRNEK BAŞKA YERDE YOK
Paragraf sorularını çözerken paragrafla özdeşim
kurulması, çok önemli bir durumdur.
“Bu paragrafı ben yazdım, şu düşünceyi anlatmak
istiyorum, bu görüşü vurgulamak istiyorum.” yaklaşımı özellikle yardımcı düşünceyle ilgili sorularda
doğru cevaba ulaşmada etkili bir yöntemdir.
E
D
C
B
D
B
C
E
Öykü; romana göre, dar alanlara sıkıştırılmış, sanatsal bir araçtır. Öyküdeki kısalık anlam yoğunluğunu ve doku zenginliğini beraberinde getirmektedir. Yazar, bu yoğunluğu az sayıda kişiye sağlamaya çalışır. Buna rağmen öyküdeki kişiler, kimi
zaman kendileriyle veya çevresindeki bireylerle çelişkiye düşer. Bu çelişkiler yumağının ulaştığı nokta
öykü, okurun hiç beklemediği bir biçimde sona erer.
Bu parçada öykü ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) İşlenen konuların gerçek yaşamdan alındığına
B) Kahraman kadrosunun dar olduğuna
C) Kahramanların, tutarsız davranışlar sergilediği
D) Az sözle çok şey anlatılan bir söyleşinin olduğuna
E) Sonunun, okura sürpriz olacak bir şekilde bağlandığına
Çözüm
Çözüm
TÜRKÇE 38
FASİKÜL 3 Paragrafta Yardımcı Düşünce
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Temelleri Yunan ve Latin yazarlar tarafından atılan deneme, bir
yazınsal tür olarak on altıncı yüzyılda şekillenir. Fransızca “essai” kelimesinin karşılığı olan bu türün en belirleyici özelliği, öne
sürülen düşünceleri kanıtlama zorunluluğunun olmayışıdır. Yazınsal sürecin bir serüvene dönüştüğü bu türde metnin ucu sürekli açıktır. Bunun için okuyucu her an bir sürprizle karşılaşabilir. Anlam çok yönlüdür. Öyle ki dilin resmî kıyafetinden arındığı bu türde, anlatımda içtenlik ve rahatlık iç içedir. Böylece hayatın içinde var olan türlü türlü durumlara, olay ve olgulara, gerçeklere, yazar tarafından yeni bir şekil verilebilir.
Bu parçada denemeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Savunulanların ispatlanması gerekmediğine
B) Söylemsel niteliklerine
C) Tarihsel gelişimine
D) Her konuda yazılabileceğine
E) Öğretici yanının bulunmadığına
2 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Edebiyatımızın unutulmaz eseri Hababam Sınıfı, dünün video
izleyicisinden bugünün üç boyutlu sinema tutkunlarına, milyonların gönlünde taht kuralı 40 yılı geçiyor. Her zaman zevkle
izlediğimiz, kahkahalar attığımız, içimizi ısıtan Hababam Sınıfı,
hepimizden bir parça bulundurur. Filmin bu başarısında yazarı Rıfat Ilgaz kadar yönetmeni Ertem Eğilmez’in de rolü büyüktür. Belirtilmesi gereken bir husus da filmin hepimizin aşina
olduğu müziğidir. Yavaş çalındığında insana hüzün, hızlı çalındığında coşku veren ve Hababam Sınıfı’nı zihnimize kazıyan
müzik, Melih Kibar’ın bestesidir. Müzisyen bu eseriyle Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film Müziği Ödülü”nü almıştır.
Bu parçada Hababam Sınıfı’yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Başarısında nelerin etkili olduğuna
B) Seyircinin iç dünyasındaki tesirine
C) Türk sinemasında yarattığı etkilere
D) Edebî bir eserden sinemaya uyarlandığına
E) Farklı kuşaklara hitap ettiğine
Günümüzde büyük miktarda veri üretilerek bunlar sürekli
depolanıyor. Dijital verilerin saklandığı diskler “sunucu
parkı” adı verilen devasa tesislerde tutuluyor. Bu bilgilerin korunması içinse ciddi bir kaynak harcanması gerekiyor. Bilim insanları çevre dostu olmayan bu veri saklama
yöntemine yeşil bir alternatif sunuyor: Bitkileri biyolojik bir
sabit disk olarak kullanmak! Tüm bilgileri bitkilerin DNA’sının içinde ikili kod olarak saklayabilmemize olanak tanıyan bu yöntem sayesinde kütüphaneler dolusu bilgi, tek
bir ağaca aktarılabilecek. Bu buluş, geliştirilmeye muhtaç
olsa da aile fotoğrafımızı en sevdiğimiz kaktüsün içinde
saklayabilecek veya bahçemizdeki ağaçtan müzik dinleyebilecek olma ihtimali gerçekten heyecan verici!
Bu parçadan hareketle
O DNA’larda genetik bilgilerin yanı sıra farklı verilerin de
depolanması mümkün görülmektedir.
O Veriler arttıkça bunların saklanması için gerekli olan
alanların da artması beklenmektedir.
O Ağaçlarda bilgi saklanmasına yönelik çalışmaların geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
O Yeni bilgilerin üretilmesi, bunların depolanma sorununu da beraberinde getirmektedir.
O Kolay ulaşılabilirliği nedeniyle verilerin dijital ortamda
saklanması tercih edilmektedir.
yargılarından hangisine ulaşılamayacağını boş bırakılan yere yazınız.
(-------------------------------------------------------------------------)
Öğreten Etkinlik
1928-1992 yılları arasında yaşayan Philip K. Dick, bilim
kurgu edebiyatının en beğenilen yazarlarından biridir. İlk
hikâye ve romanlarından başlayarak tüm eserlerinde, gerçeklik ve insanı insan yapan özellikleri birbirine bağlı iki
tema olarak ele alır. Bu temaları başarıyla işlediği eserlerinden biri, 1968 yılında kaleme aldığı Androidler Elektrikli
Koyun Düşler mi? adlı romanıdır. Romanın ana karakteri
Rick Deckard, Mars’tan kaçan altı androidi yakalamakla
görevlidir. Ancak bu görevi sırasında, insanla robot arasındaki sınırın hiç de kesin olmadığını görür. Böylece eser
bir yandan insan benzeri robotlar ile gerçek insanlar arasındaki farkı sorgularken diğer yandan gerçeklik algısı
üzerine düşündürmektedir. Dick’in bu romanı, tüm zamanların en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olarak kabul
edilen Bıçak Sırtı filmine de kaynaklık etmiştir.
Bu parçada Philip K. Dick ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden doğru olanların karşısına (D), yanlış
olanların karşısına (Y) yazınız.
1. Belirli bir alandaki çalışmalarının takdir
edildiği
2. Farklı türdeki eserlerinde benzer konular
üzerinde durduğu
3. Eserlerinin edebiyat dünyası dışında da
ilgi gördüğü
4. Gerçeğin ne kadar gerçek olduğu konusunu sorguladığı
5. Romanlarında belirli bir karakterin maceralarını anlattığı
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
DOĞRU
YANLIŞ
Öğreten Etkinlik
C
A
B
D
39 TÜRKÇE
FASİKÜL 3 Paragrafta Yardımcı Düşünce
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Genlerimizde kayıtlı olan göz ve saç rengi gibi özelliklerin kodları kesindir. Herhangi bir travma veya sıkıntı hâlinde yakalanma riskine sahip olduğumuz rahatsızlıklar da genlerimizde
yer alır. Örneğin aynı olay karşısında kimimiz kalp krizi geçirme riskine sahipken kimimiz depresyona girme eğilimindedir. Burada dikkat edilmesi gereken, genlerimizde kayıtlı olan
şeyin “risk” veya “eğilim” olup olmadığıdır. Yani mutlaka kalp
krizi geçirilecek diye genlerimizde kesin bir kod yoktur. Yaşadığımız herhangi bir olumsuzluk sonrasında yakınlarımızdan
göreceğimiz destek, peşi sıra gelen güzel bir olay, bakış açımızın değişmesiyle olaya yüklediğimiz yeni anlam; bizi karamsarlıktan uzaklaştırarak farklı bir tarafa da yönlendirebilir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Bazı fiziksel özellikleri taşıyan genlerin değişmeyen kodları bulunabilir.
B) Benzer durum karşısında kişilerin yaşayacakları olumsuzluklar farklılık gösterebilir.
C) Genlerde risk olarak kodlanan özellikler, çevre etkileşimi
sonucunda değişebilir.
D) Üzücü olaylar sonucunda oluşabilecek durumlar, genlerden kaynaklanabilir.
E) Genlerde yer alan risk faktörleri insanların olaylara bakışını etkileyebilir.
ÖRNEK
Beni bu sanatçıyla Orhan Veli tanıştırdı Ankara’da Ama ben
onu filmlerinden, sahneden, şiirlerinden tanıyordum, hayranıydım onun. Tuhaf olan şu ki bu ünlü kişi, şöhretini araç olarak kulanmıyordu. Kendi kendine yeten bir adamdı; öyle ki
özellikle son yıllarda büsbütün evine kapanmış, kâğıttan kalemden başka hiçbir şeye gereksinimi kalmamıştı. Şiirlerini
yazıyor, düzeltiyor, sonra yine düzeltiyordu.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Şiirlerini titiz bir çalışmayla oluşturduğu
B) Değişik sanat dallarıyla ilgilendiği
C) Ünlü olmasında başka şairlerin etkisinin olduğu
D) Belli bir dönem, insanlardan uzak kalmayı tercih ettiği
E) Ününü çıkarları için kullanmadığı
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Bayan Jean Brodie’nin Baharı adlı romanın kahramanı Bayan
Brodie, İskoçya’nın ıslak, puslu, eski ve soylu şehri Edinburg’ta
bir kız okulunda öğretmendir. En güzel ve en verimli yıllarını,
seçtiği bir grup kız öğrenciye adayarak onları hem dönemin
hem de okuldaki diğer öğretmenlerin anlayışından farklı bir pedagojik anlayışla eğitmeye çalışmaktadır. Sınıfını sık sık bir ağacın altına götüren, burada ders işlediklerinin düşünülmesini sağlayacak şekilde kızların kitaplarını ellerinde tutmalarını isteyen,
tarih anlatması gerekirken önceki yaz yaptığı Mısır gezisini anlatan, bazen nişanlısından bahseden, bazen de kentin yoksul
semtlerini tanıtan, sanatsal etkinlikleri izlemelerini sağlayan geziler düzenleyen genç bir öğretmendir Bayan Brodie.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, sözü edilen öğretmenin bir özelliği olamaz?
A) Eğitimde kendine özgü yöntemler kullanan
B) Yaşamdaki kimi olguların yaşanarak öğrenileceğini düşünen
C) Yaşamdaki kimi gerçeklerin farkında olan
D) Kendi yaşadığı olumsuzluklardan öğrencilerin ders çıkarmasını bekleyen
E) Öğretimin farklı ortamlarda sürdürülmesi gerektiğini düşünen
AKLINDA OLSUN
O Yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda sözcükleri, söz öbeklerini ya da cümleleri yorumlayarak
temel düşünce belirlenmelidir.
O Bu belirlemeden sonra parçayla özdeşim kurularak seçenekler yardımıyla metinle ilgisi olmayan yargıya yani doğru cevaba ulaşmak kolay
olacaktır.
B
A
E
E
D
B
A
C
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Yazı insanıyım ben. Yazıdan başka bir şey düşünmem. Geçimimi
de yazarak sağlıyorum. Televizyon haberciliği bana, açık, kısa
cümlelerle yazmayı öğretti. Bir buçuk dakikalık haberde bütün
gün izlediğin olayı anlatmak zorundasın. Zaten televizyonda uzun
cümleler dikkati dağıtır. Eline gazete alıp okumak gibi değildir.
Basında röportajlar, diziler hazırlarken yerim genişti. Yine de kısa,
anlaşılır yazmaya özen gösterirdim. Reklam için metin yazmak
ise bambaşkadır. Kırk beş saniyelik reklamlara metin sığdıracaksın. Kısacası yazıyı, yaptığım işe uydurmayı öğrendim.
Aşağıdakilerden hangisi böyle diyen bir yazarın özelliği
değildir?
A) Yaşamını yazmaya adama
B) Okurların ilgisini değerli yapıtlara yönlendirme
C) Anlatımını yoğunlaştırma
D) Bir işle ilgili değişik ürünler üretme
E) Yazıyı türsel özelliklerine göre oluşturma
TÜRKÇE 40
FASİKÜL 3 Paragrafta Yardımcı Düşünce
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Sözü güzel söyleme sanatı olan retoriğe kendini kaptıran sanatçı, özellikle kendi sesine vurgundur. Cümlelerde aynı anlama gelen sıfatları üst üste kullanmaktan çekinmez. Neyi niçin yaptığının bilincinde olmadan hiçbir dudağa değmemiş,
yadırgatıcı, yepyeni benzetmelere, simgeleştirmelere başvurma sevdasındadır.
Bu parçaya göre kendini retoriğe kaptırmış bir sanatçının
tutumu aşağıdakilerin hangisiyle bağdaşmaz?
A) Anlatımda yoğunluk aramaz.
B) İçi boş, süslü püslü sözcükler kullanmaktan kaçınmaz.
C) Alışılmış söyleyişlerin dışına çıkmaya çalışır.
D) Şairane bir anlatımı sever.
E) Anlatımda doğallığı yeğler.
8 - YENİ NESİL SORU / 2018 TYT
Körlük, Nobel ödüllü yazar Jose Saramago’nun 1995 yılında
yayımlanmış romanıdır. Okuyucu, bu kitapta kahramanları;
adıyla değil, onları tanıtan ifadelerle görür. Yazar her birini
“doktor, doktorun karısı, hırsız, koyu renk gözlüklü genç kız”
gibi çeşitli sıfatlarla adlandırır. Kahramanların diyaloglarını da
anlatıcının sesine yedirerek metni uzun bir monoloğa dönüştürür. Okur bu durum karşısında romanı takip etmekte güçlük
çeker ve kendini âdeta bir labirentin içinde bulur. Ayrıca Saramago, roman boyunca nokta ve virgül dışında noktalama
işareti kullanmaz. Bu da metnin bütüncüllüğüne katkıda bulunan bir başka yöntemdir.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
I. Eserde kişilerin, özellikleriyle anımsatılması
II. Birden fazla teknikten yararlanılmış olması
III. Olayların karmaşık bir şekilde aktarılması
durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
BAŞKA YERDE YOK
O Yeni trend paragraf sorularında altı çizili sözün
gönderme yaptığı ifadelerin ortaya çıkarılmasında, bütüncül bakış açısıyla paragraftaki ana
düşüncenin belirlenmesi doğru cevaba ulaşmayı sağlayan en önemli etkendir.
O Gönderme yapılmayan ifadelerin ortaya çıkarılmasında da bütüncül bakış açısından vazgeçilmemelidir.
AKLINDA OLSUN
Şiir metinlerinin kullanıldığı yardımcı düşünce sorularında şiirin lirik ve didaktik özelliklerinin ayırt edilmesi, şiirde bulunmayan ifadenin ortaya çıkarılmasında önemli bir faktördür.
D
B
C
A
Çözüm
9 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT ÖRNEK KİTAPÇIK
Mevlânâ’nın
Şefkatte, merhamette güneş gibi ol,
Ayıpları örtmede gece gibi ol,
Keremde, cömertlikte akarsu gibi ol,
Tevazuda toprak gibi ol,
Hoşgörüde, deniz gibi ol,
Öfkede, asabiyette ölü gibi ol,
Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.
sözlerinde aşağıdakilerin hangisi vurgulanmamıştır?
A) Alçak gönüllülük
B) Sadık olma
C) Eli açık olma
D) Müsamahalı olma
E) Dürüstlük
41 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 3
2. Gazete yazılarıyla tanınan yazarın denemelerinin toplandığı Çağdaşlık Sorunları adlı kitap Türk edebiyatı üzerine
önemli değerlendirmeler içeriyor. Kitapta sanatçının Türk
edebiyatında çağdaşlaşma sorunlarıyla ilgili samimi görüşleri samimi bir dille aktarılıyor. Sanatçı, denemelerinde Ömer Seyfettin, Yakup Kadri, Halide Edip, Sait Faik,
Attila İlhan üzerine düşündüklerini anlatıyor. Denemeci,
kitabında romanımız, hikâyemiz üzerine genel ve yüzeysel bilgilerle yetinmeyen titiz tavrıyla övgüye değer bir
çalışma ortaya koyuyor.
Bu parçadan sözü edilen yazar ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Önerilerde bulunduğu
B) İncelikli bir çalışmayla hazırlandığı
C) Kişisel yargılarda bulunduğu
D) İçten bir anlatımının olduğu
E) Kapsamlı bilgiler içerdiği
1. Bireylerin macera tutkusunun peşinden dünyanın her
köşesine gitmeleri, doğa sporlarına duyulan ilgiyi hızla
artırmaktadır. Türkiye sahip olduğu doğal kaynaklar ve
tarihî dokusuyla bu sporların çok çeşitli bir yelpazede ve
her mevsim yapılabildiği bir yerdir. Her geçen gün dünya
turizminden daha fazla pay alan Türkiye, birçok doğa
sporunun yapılmasına olanak sağlayan coğrafi ve iklimsel şartlar açısından oldukça zengindir. Bu nedenle doğal zenginliklerin doğa sporlarında kaynak olarak kullanımı yaygınlaşıp gelişmektedir. Özellikle Antalya ve yakın çevresinde doğa yürüyüşü, dağcılık ve kaya tırmanışı yaygın olarak yapılmaktadır. Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden çok sayıda insan buraları ziyaret etmektedir. Bu bölgeler hakkında düzenli olarak güncellenen
Türkçe ve İngilizce rehber kitaplar, sporun meraklılarını
ülkemizle tanıştırmaktadır.
Bu parçadan doğa sporlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Sürekli yenilenen kitaplarla meraklıların dikkati çekilmeye çalışılmaktadır.
B) Doğal güzelliklerin doğa sporu için kullanımı her geçen gün artmaktadır.
C) Ülkemiz doğa sporları için uygun özelliklere sahiptir.
D) İnsanların dünyanın her bölgesine ulaşması, bu spora
olan ilgiyi olumlu yönde etkilemektedir.
E) Bu sporlarla uğraşmak, sanıldığı gibi pahalı ve zor
değildir.
3. Şiir yarışmalarında ödül verirken bir jüri üyesi olarak kararlarımda yanılıyor olabilirim. Bunu zaman gösterecek.
Ama emin olduğum bir şey var, katılanların tüm şiirlerini
okuyor ve özenle inceliyorum. Sezgilerim, şiir bilgim, şiirden yana değişmez ölçülerim beni yönlendiriyor, kararımı belirlerken. Duruşum bu olunca ödül raporlarına
oyumu kime, neden verdiğimi yazıyor ve onları öyle yayımlıyorum. Çünkü verdiğiniz ödülü kendinize vermiş
oluyorsunuz aynı zamanda.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yarışmaya katılan yapıtların hepsini okuduğuna
B) Kararlarını verirken titiz davrandığına
C) Değerlendirmelerinde belirli ölçütler kullandığına
D) Değerlendirmelerinde şairden çok, yapıta bağlı kaldığına
E) Değerlendirmelerinin gerekçelerini de açıkladığına
4. “Yeryüzünde söylenmemiş söz yoktur.” diyen yazar,
kendi söz evrenini daraltmıştır. Çünkü bir çalışma sonucunda elde edeceğiniz şey, hedeflediğinizin ötesine geçemez. Yazar, yeni şeyler söylemenin bir ödülü olduğunu bilmeli ki söz vadilerinin keşfedilmemiş alanlarında
dolaşabilsin. İyi bir sanat eseri için gereken ciddi bir çalışma ve özveri bedelini ödesin. Ama günümüzü düşündüğümüzde bu bedelin çok ucuza kapatılmak istendiğini görüyoruz.
Böyle düşünen birinden aşağıdakilerden hangisini
söylemesi beklenmez?
A) İyi eserler verebilmek için yüksek hedefler belirlemek
gerekir.
B) Sanatçı, kendine bir hedef belirlerse üretken olabilir.
C) Kalıcı ve yeni eserler oluşturabilmek ancak öncekilerin yolundan yürümekle olur.
D) Başarı; özverili ve titiz çalışmalar sonucu elde edilir.
E) Günümüz sanatçıları, çalışmadan başarılı olmanın
peşindedir.
TÜRKÇE 42
Öğreten Test FASİKÜL 3
6. Çocuk edebiyatı; çocukluk çağında bulunan kimselerin;
olay, düşünce, duygu ve hayallerine yönelik, usta yazarlar tarafından özellikle çocuklar için yazılmış olan ya da
geleneğin oluşturduğu üstün sanat nitelikleri taşıyan sözlü
ve yazılı ürünlerden oluşur. Bu açıdan çocuk edebiyatı
için; hoş vakit geçirtici, ruha canlılık veren, yaşama gücünü artıran, hayatı keşfe yardım eden, bir rehberlik kaynağı, üretici etkinlikleri güdüleyen bir alandır diyebiliriz.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi çocuk edebiyatı ürünlerinin özelliklerinden biri değildir?
A) İçeriğinin çocukluk dönemine uygun olması
B) Sanatsal yetkinliğe sahip olması
C) Psikolojik çözümlemelere ağırlık vermesi
D) Eğlendirici özellikler barındırması
E) Yaşamı anlamaya yardımcı olması
8. (I) Otuz beş yıllık yazın hayatında değişik dergilerde yazdı
Nurullah Ataç. (II) Yazı ve çevirileriyle yepyeni bir edebiyat ortamının oluşmasında onun emeği, tartışmasız çok
büyüktür. (III) Ülkemizdeki çağdaş edebiyatın kurulmasında gösterdiği çaba, unutulmayacaktır. (IV) Bir edebiyatçı, özellikle de eleştirmen olarak yeri hâlâ doldurulamamıştır. (V) Yazılarının bir bölümü kitaplaştırılan Ataç’ın,
kitaplarda yer almayan birkaç makalesi de vardır.
Bu parçada, numaralanmış cümlelerin hangilerinde
Nurullah Ataç’ın edebiyatımızdaki yerinden söz edilmemiştir?
A) I ve II B) II ve III C) I ve V
D) II ve IV E) IV ve V
7. Günümüzde genç yazarların uzun soluk isteyen eserler
yerine hep kısa hikâyeleri tercih etmeleri, denebilir ki bu
çağın sanatçısının karakteristik eksikliğidir. Yirmi ile yirmi
beş yaşlarında ilk eserlerini veren bu sanatçıların yaşadığı dönem; popüler olmanın, küçük solukların ve sabırsızlıkların dönemidir. Günümüzün genç sanatçıları, okumaktan çok yazmayı düşündüğünden aramaktan çok
bulmayı sevip güncel olana takıldığından bu sonuç kaçınılmaz oluyor. Hâlbuki bu sanatçılar benimsedikleri
edebi anlayışın alt yapısını, geçmişin birikimini, Batı’daki
gelişmeleri tam ve doğru anlasalardı iyi yazar olmayı,
kısa yazmakta arama yanlışına düşmeyeceklerdi.
Bu parçada anlatılanlara göre genç yazarların kısa
öykü yazmalarının nedeni aşağıdakilerden hangisi
olamaz?
A) Yeterli birikime sahip olamamaları
B) Okurun seviyesini göz önünde tutmaları
C) Sanattaki değişimi yanlış yorumlamaları
D) Yoğun bir çalışmayı göze alamamaları
E) Moda anlayışların peşinden gitmeleri
1-E 2-A 3-D 4-C 5-B 6-C 7-B 8-C
5. Bir dilin söz varlığının, söz hazinesinin derinlerine inerek
o toplumun geçmişiyle ilgili çok değerli bilgiler elde edebiliriz. Çünkü yaşam koşulları dili her yönden biçimlendiren bir olgudur. Bir ulusun yaşayış biçimi, inançları,
gelenekleri, dünya görüşü, çeşitli nitelikleri hatta tarih
boyunca yaşadığı olaylar dile yansır ve onu etkiler.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada öne sürülen görüşü desteklemek için söylenemez?
A) İnsanların dillerinin oluşumunda ve gelişiminde, giyim biçimlerinde, yerleşim şekillerinde, bütün kültürel ögelerin oluşmasında ve kültürün şekillenmesinde
yaşam şartlarının etkisi kaçınılmazdır.
B) Gelişkin bir dil, toplumun beslenme, barınma, giyim
ile ilgili kültürünü, edebiyatını, yaşama bakış biçimini
gelecek kuşaklara daha doğru ve daha eksiksiz biçimde aktarır.
C) Toplumların dillerinin oluşumları incelendiğinde, dillerin kelime hazinelerinde ve dilin söyleniş özelliklerinde coğrafyanın etkisi görülür. Deniz görmemiş bir
toplumun dilinde “deniz”i ifade etmeye yarayan bir
sözcük bulunmaz.
D) Ormanlarla dolu bölgelerde barınaklar genelde ağaçtan, taşın çok bulunduğu bölgelerde taştan yapılmış
ve bu barınaklarda kullanılan malzemelerle ilgili mimari terimler yazınsal yapıtlarda yer almıştır.
E) İnsan gözlem yapan bir varlıktır ve gözlemlediklerini
ifade etme gereği hisseder. Bu nedenle dillerin oluşmasında ve gelişiminde yaşanılan çevrenin etkisi kaçınılmazdır.
43 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 3
3. Bir yapıt, güzellik, doğruluk ve özgünlük üzerine kurgulanırsa önemlidir. İnsanı ilgilendiren her şeye dikkat çekmeyen bir çalışmanın sanat yapıtı olması söz konusu değildir. Böyle yapıtlar ne dünün süzgecinden geçmiştir,
ne de kalıcı olma kaygısı taşımaktadır. Hâlbuki yazar, kaleminin; ressam, fırçasının; sahne sanatçısı, rolünün hakkını vermeli, yarınlara ulaşmaya çalışmalıdır. Yazarlara
düşen, sorumluluk sahibi okurların önünden gitmektir.
Bu parçada sözü edilen yazarlardan aşağıdakilerin
hangisi beklenemez?
A) Kişiliklerini yapıtlarına yansıtmaları
B) Gelecek dönemlerde okunmayı istemeleri
C) İnsanı ilgilendiren konulara değinmeleri
D) Yaptıkları işin gereğini yerine getirmeleri
E) Okurlara yol göstermeleri
1. Gerçeküstücülük; mantık, ahlak, sanat, estetik, toplum
düzeni gibi değerlere isyan ederek dünyaya yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefleyen bir düşünce akımıdır. Baştacı ettiği hayal gücünü ve kurmaca yeteneğini engellediği gerekçesiyle, şiirdeki alışılmış bütün kuralları reddetmiştir. İmgede, aralarında mantıksal bir ilişki bulunmayan iki gerçeğin rastlantısal yakınlaşmasından ortaya
çıkan bir güzellik aramıştır. Bunun için de geleneksel
imge yapısını ve dilin söz dizimini bozmuştur.
Bu parçadan gerçeküstücülükle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Farklı bir imge anlayışı getirdiğine
B) Toplumsal yaşamda bozulmaya yol açtığına
C) Bazı değerlere başkaldırdığına
D) Düş gücünü ve tasarlamayı önemsediğine
E) Şiirdeki kalıplaşmış ilkelere karşı çıktığına
4. Sanatçı, edebiyat anlayışını “aydınlık gerçekçilik” diye
tanımlar. İnsanın özünde; değişmeyen, günün ve toplumun koşulları içerisinde bozulmayan bir değer olduğuna
inanır. Bu anlayışa göre yazdığı, öykü ve romanlarının
merkezinde insan vardır. Bu amaçla karakter ve tiplerin
çarpıcı olmasına özen gösterir, zaman ve mekân gibi
ögelerin de kişiyi açıklayabilmesine dikkat eder. Ona
göre yazar, içinde yaşadığı toplumun gerçeklerini yüzeysel olarak yansıtmamalı, toplum üzerine hazırlanmış
ekonomik, sosyal, folklorik eserleri el altında bulundurarak bir yargıya varmalıdır. O, hikâye ve romanlarında
daha çok tanığı olduğu yaşam biçimlerini ve kişilerini ele
alır.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?
A) İnsanı esas alan yapıtlar kaleme aldığı
B) Hayalî yaşantıları gerçekçi biçimde anlattığı
C) Bizzat gördüğü olaylara yer verdiği
D) Kişileri titiz bir biçimde seçtiği
E) Sosyal gerçekleri derinlemesine işlediği
2. Edgar Allan Poe, sıra dışı konulardan ve söyleyişlerden
hoşlanır. Onun öykülerinde korku ve gerilim ögesinin
önemli bir yeri vardır. Korku öykülerini yazarken doğaüstü motiflerle dolu zengin bir repertuvarı okuyucuya
sunmaktan kendini alamaz. Okuyucunun merakını gidermekte acele etmemeye hatta bu duygunun uzamasını sağlamaya dikkat eder. Yazarın düşsel, gotik dünyalarda geçen eserlerinde, bazen bir hayalet bazen bir
dedektif öyküsünün tadını duyumsarız. Öte yandan hiçbirinde eksik olmayan bir unsur vardır: Gerçeklik izlenimi veren ince ayrıntılar. Poe’nun öykülerinde gerçek
ve düş birbirine karışmış gibidir. Poe’nun anlatılarındaki
bu özellik, toplumsal kökenlere dayanır. Öte yandan okuduklarımız düş gücümüzün sınırlarını zorlayan olaylardır. Gerçek ve kurmaca ikiliğinden oluşan bu ilginç ahenk,
Poe’nun öykülerini daha geniş kitlelerin ilgi odağı hâline
getirmiştir.
Bu parçada Edgar Allan Poe ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Anlattıklarında bir uyum olduğuna
B) Yapıtlarında merak duygusunu canlı tuttuğuna
C) Yapıtlarından farklı yazınsal tatlar alınabileceğine
D) Uzun yıllar ilgi görmeye devam edeceğine
E) Alışılmışın dışında bir anlatımı benimsediğine
TÜRKÇE 44
Pratik Test FASİKÜL 3
8. Edebiyat söz konusu olduğunda gençliğin yarardan öte
zarar getirebileceği konusunda uyarıyorum onları. Edebiyat bir birikim işidir. Emek ve sabır ve yıllanmışlık gerektirir. Çok okumalısın genç yazar! Ardıllarına karşı sorumluluklarını unutmamalı ama ardıllarından önce öncüllerine çevirmelisin yüzünü. Büyük yazarların eserlerini dikkatle okumalı, okuduklarını aklın süzgecinden geçirerek elde ettiğin bütüncül ve uyumlu özü, dil ve içerik
bakımından, yazacağın kitapların harcına katmalısın.
Söylediklerime karşı çıktığını duyar gibiyim şimdiden.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen yazarın vereceği öğütlerden biri olamaz?
A) Yazın dünyasında başarılı olmak için zengin bir altyapı edinmelisin.
B) Özgün bir yolda ilerleyebilmek için yapılan eleştirilere kulak asmamalısın.
C) Aceleci olmazsan bazı söylenenlerin ne kadar doğru
olduğunu anlarsın.
D) Geçmiş kültüre ve modern çağa ait değerleri özümsemelisin.
E) Gençliğin kuru cesaretinin, yazın dünyasında başarıdan çok başarısızlık getireceğini unutmamalısın.
7. Ünlü eleştirmenin, Türk edebiyatında bazı roman ve öyküleri değerlendirdiği kitabının ikinci cildi de çıktı. Bu cildinde en önemli yanlarından biri sistematik olması ve işlevsiz ayrıntılara yer vermemesidir. O, kişisel yargılardan
kaçınmış, yazdıklarını belgelerle somutlamıştır. Sanatlı
dilden uzak bir anlayışla oluşturduğu yapıtında yaklaşık
yüz yapıtı değerlendirmiştir.
Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Belirli bir plana göre oluşturulduğu
B) Gereksiz ögeler içermediği
C) Nesnel bir yaklaşımla oluşturulduğu
D) Alanında ilk yapıt olduğu
E) Yalın bir anlatımının olduğu
6. Sanatçı, okuma ve yazma sevdalısı olmasının yanında
bir sanat düşkünü aynı zamanda. Gezdiği müzelere, sergilere, galerilere dair güncesine düştüğü notlar ve hemen her gününü bir sanatsal aktiviteyle geçirmesi önemli
bir işaret buna. Yazdığı kitaplar aslında onun bu yönünü
ortaya çıkarıyor. Bir mimar olarak çevresindeki binalar
hakkında yorumlarını, tecrübeli bir müzisyen olarak gittiği mekânlarda çıkan gruplara dair izlenimlerini, bir sinemasever olarak izlediği filmler için eleştirilerini de buna
örnek olarak gösterebiliriz. Bilen bugüne kadar elbet biliyor onun nasıl bir entelektüel birikime sahip olduğunu
fakat biz okuyucular, son yapıtıyla bu birikimin farkına
ancak varabiliyoruz.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen sanatçının özelliklerinden biri değildir?
A) Dilin olanaklarından ustaca yararlanabilme
B) Geniş bir kültüre sahip olma
C) Değerlendirme yazıları kaleme alma
D) Yazı harici işlerle uğraşma
E) Sanatın farklı alanlarıyla ilgili olma
1-B 2-D 3-A 4-B 5-C 6-A 7-D 8-B
5. Bu yazar, İtalyan edebiyatının özgün isimlerinden olması
yanında tüm dünyada tanınan bir isim. İki romanı, bir
öykü ve şiir kitabı yayımlanmış. Sıradan günlük yaşamı,
basit olayları güçlü bir edebi dille anlatması ve yöresel
unsurlara ağırlık vermesiyle tanınıyor. Karakterlerin hepsi,
insani kusurlardan fazlasıyla nasibini almış tipler. Kimi
erdemli olmayı, kimi iyilik yaparak başkalarını kurtarmayı,
kimi değişime ve ilerlemeye ayak uydurmayı, kimi de geçim derdi gibi sosyal sorunları dert edinmiş insanlar.
Bu parçadan sözü edilen yazar ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Ününün kendi ulusuyla sınırlı kalmadığı
B) Farklı türde yapıtları bulunduğu
C) Yapıtlarında yaşamından izler bulunduğu
D) Toplumsal yaşamı yerel ögelerle aktardığı
E) Sıradan olayları ustaca anlattığı
45 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 3
1. Her millet, kendine özgü yaşam felsefesini atasözleri
adlı küçük kalıplara sığdırmış ve bu küçük ancak derin
ifade birimleriyle insan hayatını düzenlemeyi amaçlamıştır. Bu yönüyle atasözleri her ulusun dil dağarcığında
zengin bir birikim oluşturur. Uzun süre ağızdan ağıza
dolaşarak kalıplaşır ve toplumun inanış, düşünüş özelliklerini dile getiren özlü bir söz niteliği kazanır. Bu bakımdan, toplumun sağduyusundan kaynaklanan güvenilir sözler olmalarının yanında, ilginç anlatım biçimleriyle de rahatça akılda kalır. Bir kere duyulduğunda bir
daha unutulmaz. Atasözlerinin çoğu kişiye ne yapıp ne
yapmamaları konusunda öğüt verme ve uyarma amacıda taşır. Bu nedenle toplumsal işlevleri ve yararları olduğu söylenebilir.
Bu parçada atasözleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Anlam yönüyle yoğunluk barındırdığına
B) Ezberlenmesinin kolay olduğuna
C) Ulusal özellikler taşıdığına
D) Sosyal fayda sağlayan yönlerinin olduğuna
E) Eskiden daha yaygın biçimde kullanıldığına
2. Başlangıçta çocukları hedefleyen çizgi romanlar, sonraları hedef kitlesinin genişlemesiyle insanları gündelik hayatın sıkıntısından, tekdüzeliğinden uzaklaştırmak için
oluşturulmaya başlandı. Bu nedenle, çizgi roman karelerinde şövalyelere, tarihî serüvenlerden vahşi hayvanlara kadar birçok farklı konu görülür. Bu yönüyle görsellik, bu türün en önemli özelliği olmuştur. Görselliğin yanı
sıra, kendine özgü bir dille oluşturulan çizgi romanlar;
televizyon, bilgisayar ve sinemaya ilginin arttığı günümüzde, hâlâ popülerliğini devam ettirmektedir.
Bu parçaya göre çizgi romanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Zamanla büyüklerin de ilgi alanına girdiği
B) İnsanların sıradan yaşamlarını renklendirmek amacıyla oluşturulduğu
C) Düş gücüyle oluşturulan varlıklara yer verildiği
D) Görselliğin önemli bir yer tuttuğu
E) Özgün bir söyleyişe sahip olduğu
4. Yaşlanmanın içerdiği fiziksel ve psikolojik sorunların yanı
sıra yaşlıların sosyal ve ekonomik gereksinimleri de önceki yıllara göre değişmektedir. Yaşlılar; yaşam düzeylerini yükseltecek, gelirlerini artıracak, yararlanabilecekleri
bir iş bulmakta güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Bir işte
çalışma imkânı elde eden yaşlılar ise çoğunlukla az bir
maaşla çalıştırılmaktadır. Yaşlılar; emeklilik sonrası gelir
düzeyindeki düşüş, ortaya çıkan sağlık problemleri, hayat pahalılığı gibi nedenlerle yaşlılık döneminde ekonomik sıkıntılar ve yoksullukla karşılaşabilmektedir. Günümüzde, emekli olup çalışma yaşamından ayrılan bireylere makul düzeyde yaşam kalitesi sağlamak için yeterli
miktarda emekli maaşı ödemesi yapan Batı Avrupa ve
Kuzey Amerika ülkeleri dışında, pek fazla ülke yoktur.
Bu parçaya göre yaşlılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Aldıkları emekli maaşı genellikle yetersiz kalır.
B) Düşük ücretlerle iş bulabilirler.
C) İhtiyaçları zamana göre farklılık gösterebilir.
D) Çoğu zaman birinin bakımına muhtaçtırlar.
E) Bedensel ve ruhsal birtakım sıkıntılar yaşarlar.
3. Belgesel seyretmekten keyif alan, güçlü hafızaya sahip
olan, espri yapan, yetişkinlerle birlikte olmayı, sohbet etmeyi tercih eden çocukların üstün zekâlı olma ihtimali
var. Ülkemizde her yıl yüzlerce üstün zekâlı çocuk bir
okula kabul edilse bile arkadaşları, ebeveynler yahut
eğitmenler tarafından anormal, yaramaz, dikkatsiz, inatçı
gibi tanımlamalarla yaftalanıyor. Ancak farkında olmadığımız için farklılıklarını algılayamadığımız bu çocuklar aslında ülkemizin parlak geleceğini temsil ediyor.
Bu parçada üstün zekâlılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Üstün özellikleri toplum tarafından tam anlaşılamamaktadır.
B) Kendilerinden büyük kişilerle rahat iletişim kurabilmektedirler.
C) Arkadaşlarıyla ve çevreleriyle uyum sorunu yaşamaktadırlar.
D) İçinde bulundukları toplumun şekillenmesinde önemli
bir potansiyele sahiptirler.
E) Yaşıtlarına göre gelişime ve değişime daha açıktırlar.
TÜRKÇE 46
Sınav Tadında FASİKÜL 3
7. Antik Çağ’da tiyatro, üst sınıfa özgü bir etkinlikti. Her yıl
Dionysos’u kentin hangi ileri geleninin onurlandıracağına karar verilir ve bu kişi etkinlikleri düzenlerdi. Bu dönemde oyunlarda günümüzden farklı olarak dekor ya da
kostüm bulunmazdı. Sahne tamamıyla boş olur, başroller de önemli kişiler tarafından oynanırdı. Bir de anlatıcı
görevi gören koro bulunurdu. Günümüzdeki oyunculuk
anlayışı yoktu ve duygular oyuncuların ellerinde tuttukları ve yeri geldikçe yüzlerine koydukları maskelerle ifade
edilirdi. Bugün tiyatronun simgesi haline gelen gülen ve
ağlayan maskeler bu uygulamanın bir uzantısıdır.
Bu parçada Antik Çağ’daki tiyatroyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinden söz edilmemiştir?
A) Günümüzdeki tiyatroyla ayrılan yönlerinden
B) Toplumun hangi kesimine seslendiğinden
C) Yapısal özelliklerinden
D) Oyuncuların anlatım tarzlarından
E) Toplum üzerindeki etkilerinden
1-E 2-C 3-E 4-D 5-D 6-B 7-E 8-C
8. Günümüzde, kontrolsüz bilgisayar ve internet kullanımının çocuklar üzerinde zararlı etkileri olabilmektedir. Çocuk dış dünyadan kopup tüm bağımlılıklarda olduğu gibi
bilgisayar ve internet için diğer sorumluluklarını ihmal
edebilir. İnternetin oluşturduğu sanal dünya içinde kaybolan çocuğun gelişimi olumsuz etkilenir ve çocuk sosyal yaşamdan kopar. Dışarıda ya da okulda arkadaşlarıyla etkileşimde olmak yerine eve kapanarak ve özellikle şiddet içerikli oyunlar oynayarak bilgisayar başında
aşırı zaman harcar. Çocuklar, fiziksel, sosyal ve psikolojik gelişme problemleri ile yüz yüze kalabilirler. Zamanını bu şekilde geçiren çocuğun da kişilik gelişimi sağlıklı olmaz.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi bilgisayar
ve internet kullanımının çocuklarda oluşturduğu zararlı etkilerden biri değildir?
A) Yaşına göre bedensel gelişim problemlerinin ortaya
çıkması
B) Yapması gereken ödev ve işleri geçiştirmesi
C) Dikkat ve odaklanma problemlerinin ortaya çıkması
D) Toplum içinde bulunmaktan kaçınması
E) Ruhsal yönden gelişim bozuklukları yaşaması
5. Bir araştırmacı övme ve yermenin başarı üzerindeki etkisini ölçmek için 4 ve 6. sınıf öğrencilerine bir matematik testi uygulamış ve böylece aynı yaşta ve aynı kabiliyette olan öğrencileri dört gruba ayırmıştır. Beş gün üst
üste bu gruplara, üzerinde on beşer dakika çalışmak
üzere 30 problem vermiştir. Bu deneyde her günkü çalışmadan sonra I. gruptaki çocukların her biri sınıfın önüne
çağırılıp kendilerine çok iyi başardıkları söylenmiştir. II.
gruptaki öğrencilere ise sınıfın önünde hataları söylenip
başarısızlıktan ötürü azarlanmışlardır. III. gruptakilere
hiçbir geri dönüş yapılmamıştır ancak diğerlerine yapılan muameleyi görmüşlerdir. IV. grup ise bunlardan ayrı
bir yerde çalıştırılmıştır. Beş günlük süre içinde I. grupta
devamlı bir ilerleme görülmüş, II. grup öğrencilerde ikinci
gün bir gayret artışı ama sonra bir gerileme meydana gelmiştir. III. grubun başarısı, övülen ve azarlanan gruplara
nazaran daha düşük olmuş; IV. grup yani hiçbir muameleye tabi olmayanlar ise hepsinden daha geri kalmıştır.
I. Eğitimde ödüllendirme, cezalandırmadan daha
olumlu sonuçlar doğuracaktır.
II. Başarıları hiçbir şekilde değerlendirilmeyen öğrenciler, çalışma ve kendilerini geliştirme ihtiyacı duymayabilir.
III. Ders durumlarıyla ilgili çok olumsuz konuşulan öğrencilerin başarısında kısa süreli bir artış olsa da düşüş yaşanması kaçınılmazdır.
IV. Öğrencilerin durumlarını arkadaşları önünde açıklamak, olumlu sonuçlar doğurmamaktadır.
V. Bir öğrencinin ödül ve ceza almadığında başarısında
düşüş olabilir.
Bu parçada sözü edilen deneyden yukarıda numaralanmış yargılardan hangileri çıkarılamaz?
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
D) Yalnız IV E) IV ve V
6. Örnek insan, başkalarına karşı iyi kötü bütün davranışlarında vicdanını ölçü kabul ederek, her şeyi onunla tartan kişidir. O, kötülük gördüğü kişiler hakkında dahi doğruluktan ayrılmayıp onlara elinden geldiğince iyilik yapmasıyla bilinir. Ayrıca en büyük özelliklerinden biri de,
insanların uygunsuz davranışlarını görmezlikten gelip
kusurlarını yüzlerine vurmamasıdır.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi örnek bir
insanın özelliği olamaz?
A) Kötülüğe iyilikle karşılık verir.
B) Çevresindekilerin hatalarını çekinmeden söyler.
C) Başkalarının yanlışlarını görmezlikten gelir.
D) Hiçbir zaman doğruluktan ayrılmaz.
E) Davranışlarını vicdan ölçülerine göre ayarlar.
47 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 3
1. Kitap okuma üzerine yapılan araştırmalarda, beynin özellikle sağ yarı küresinde muazzam bir hareketlenme saptanıyor. Burası aynı zamanda kişisel hafızamızın depolandığı yer. Yani bir romanı sevdiğimizde sadece anlatılanları, dilini, karakterlerini takip etmekle kalmıyoruz. Aynı
zamanda anlatılan kurgunun kendi hayatımızdaki izdüşümlerini yakalıyoruz. Bu yüzden şimdilerde Batı’da psikologlar diyor ki kendinizi rahatlatmak için kişisel gelişim kitapları almak yerine Balzac, Shakespeare, Dostoyevski okuyun. Yararını daha çok göreceksiniz. Ayrıca
kitap okumanın, özünde sinir hücreleriyle dolu beynin
gelişimine faydası büyük. Zira insan beyni kolaylıktan
değil, bir şeyleri anlamak için çabalamaktan besleniyor.
Bu yüzden bilim dünyası diyor ki: “Kitap okumak beyne
iyi geliyor.”
Bu parçadan kitap okumayla ilgili
I. Okuru zorlayarak zihinsel olarak beslediğine
II. Kişiyi kendi yaşadıklarıyla özdeşleştirdiğine
III. Beyindeki hücre sayısını artırdığına
IV. Psikolojik rahatlama sağladığına
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) II ve III
D) Yalnız III E) III ve IV
3. İran ve bazı Güney Avrupa ülkelerinde çok az miktarda
bulunan salep, aslen Türkiyelidir. Ülkemizde özellikle
Güney Anadolu ve Kuzey Anadolu bölgelerinde görülen
bir bitkidir. Salep; ishal, mide-bağırsak iltihaplanmaları,
bronşit ve öksürüğe karşı kullanılmaktadır. Ayrıca salebin kuvvet verici ve besleyici özelliği de vardır. Dondurmanın ham maddesidir. Soyunun tükenmemesi için sadece yan yumrusunun toplanması gerekirken bir dönem
iç ve dış talebi karşılamak üzere bilinçsiz bir şekilde iki
yumrusuyla birlikte toplanmıştır. Türü yok olma noktasına geldiği için bazı önlemler alınmış ve bitki şeklinde
ihraç edilmesi yasaklanmıştır. Ülkemizde yılda üretilen
45 ton toz salebin birçok ülkeye ihracatı devam etmektedir.
Bu parçada saleple ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Sağlık üzerindeki faydalarına
B) Nerelerde yetiştirildiğine
C) Neden koruma altına alındığına
D) Daha çok kış aylarında tüketildiğine
E) Üretim miktarına
4. Her meslek öğretiminin kendine has özellikleri vardır.
Örneğin spor eğitimi alan bir öğrenci için bedenini kullanabilme yetisi, müzik eğitimi alan bir öğrenci için iyi bir
kulağa sahip olma, resim eğitimi alan bir öğrenci için
göz duyarlığı önemlidir. Aynı şekilde edebiyat eğitimi
alan bir öğrenciden beklenen de okuma ve yazma yetisidir. Sözgelimi yüz kilo olan bir spor öğrencisi ya da notaları birbirine karıştıran bir müzik öğrencisi düşünebilir
misiniz? Ama yaşamında eline hiç kitap almamış bir edebiyat öğrencisi pekâlâ olabiliyor.
Böyle düşünen birinin aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?
A) Meslek eğitiminde önemli olan, o mesleğe ilgi duymaktır.
B) Müzik alanında başarılı olmanın bazı şartları vardır.
C) Edebiyat öğrencisi aynı zamanda nitelikli bir okuryazar olmalıdır.
D) Meslek eğitimi alacak her kişinin belli niteliklere sahip olması gerekir.
E) Kitapla hiç ilgisi olmayanların bile edebiyat eğitimi
aldıkları görülebilmektedir.
2. Kitaplar çoğaldıkça okuma sevgisi azalıyor. Okumak için
okuyanların sayısı artıyor. Böyleleri incelemek, düşünmek, eğlenmek için okumaz; okuduklarını reddetmek
veya tartışmak ihtiyacı duymazlar. Kitap kapanır kapanmaz içindekiler unutulur. Bunların en büyük zevkleri kitap değiştirmektir. Kimi yarısını okur kitabın, kimi sadece
sonuna bakar.
Bu parçada “kitaplar ve okurlar” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Niteliksiz okur sayısının arttığı
B) Okurların belli türde kitapları tercih ettiği
C) Kitabı bitirmeden bırakan okurların bulunduğu
D) Okurların okuduklarını değerlendirme ihtiyacı duymadığı
E) Kitapların sayısındaki artışın okuma tutkusunu aynı
ölçüde etkilemediği
TÜRKÇE 48
Sınav Tadında FASİKÜL 3
7. Sanatçı, günüyle sürekli bir alışveriştedir. Yaşadığı ve
yaşayacağı günlerden ayrı düşemez. Bir eli, bir önceki
günde, öbür eli de bir sonraki gündedir. Böylece, zamanının yakın sınırları içinde bir hesaplaşmayı sürdürür.
Açık denizde yol alan bir kaptan gibidir. Sürekli ardına
ve önüne bakmak zorundadır. Gününü açık seçik tanımak, bilmek, dünden kalan değerleri tartmak, bunların
ne kadarının yarına aktarılabileceğini anlamak ister. Yaşamın kendisine sunduğu içerikle sanatsal çizgisini kaynaştırır.
Aşağıdaki yargılardan hangisi böyle düşünen bir sanatçının sözü olamaz?
A) Geçmişe ait birikimler de geleceğe açılan düşüncelerde benim için çok değerlidir.
B) Sanatçılar, içinde yaşadığı çağı gerektiği gibi anlamak zorundadır.
C) Sanat anlayışımın oluşmasında, yaşadıklarımın büyük etkisinin olduğunu inkâr edemem.
D) Her zaman söylerim: “Ben geleceğin dünyasını geçmişe bakarak kuran, çağdaş bir sanatçıyım.”
E) Yaşananlar artık geride kalmıştır, bu yüzden geçmişi
hiçbir zaman sorgulamam.
5. El sanatları, insanların ihtiyaçlarını estetik biçimde karşılar. Evde veya atölyelerde, bütün gün veya boş zamanlarda ya da belli dönemlerde üretilir. El, el aleti veya mekanik araçların yardımıyla yapılan ürünlerdir bunlar. Bir
veya birden fazla sanatkârın bilgi ve becerisine ve usta-çırak ilişkisine dayanır, çevre şartlarına göre değişim
gösterir. Yörelere özgü el sanatlarımızın bazı alanlarının
devam ettiği, bazılarının ise yok olmaya yüz tuttuğu bilinen bir gerçektir. Gerek kullanılan malzeme gerekse uygulanan tekniğe göre çeşitlilik gösteren el sanatlarımız
kendi duygularımızı dile getirdiğimiz, kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak istediğimiz, kendi zevklerimizi sergilediğimiz birçok dönemin günümüzde devam eden izleridir.
Bu parçadan el sanatlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Güzel olmasına önem verildiği
B) Geçmişin izlerini taşıdığı
C) Malzemelerin yöreden yöreye değiştiği
D) Kimisinin unutulmaya başladığı
E) Babadan oğula geçtiği
6. Kaygı, sporcuların doğru karar alma yeteneklerini çoğu
zaman olumsuz olarak etkiler. Kaygı seviyesi yükseldikçe sporcu doğru karar almaktan ve yeteneklerini sergileyebilmekten daha da uzaklaşır. Aşırı baskı altında
bulunan sporcular bazı yanlış hareketler yapabilir. Aşırı
kaygı, sporcuların çok iyi bildikleri ve defalarca antrenmanlarda gerçekleştirdikleri bazı hareketleri unutturabildiği gibi, duygularında karışıklığa yol açıp olumsuz bazı
hareketler yapmasına da neden olabilir. Ayrıca sporcu
kendini karşılaşmaya psikolojik olarak hazırlamada, motive ve konsantre olmada zorlanabilir, amaçlar belirlemede yanlışlara düşebilir. Karşılaşmalardan önce veya
sonra sporcuların yoğun olarak yaşadıkları kaygı, sporcuların aile ve sosyal yaşamında da kararsız bir kişilik
yapısının oluşmasına neden olur.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi aşırı kaygının sporcularda oluşturduğu olumsuz etkilerden
biri değildir?
A) Öğrendiği ve çalıştığı hareketleri uygulayamamak
B) Saha içinde yerinde kararlar verememek
C) Takım arkadaşlarıyla uyum içinde hareket edememek
D) Günlük yaşamında bocalamak
E) Karşılaşmaya adapte olmada zorlanmak
1-D 2-B 3-D 4-A 5-E 6-C 7-E 8-D
8. Sonbahar ve kış aylarında günlerin kısalması ve günlük
aktivitelerin azalması özellikle yaşlılarda daha belirgin
bir karamsarlığa yol açar. Yaşlılar, bu mevsimlerde işe
yaramadıkları, dışlandıkları ve çevrelerinin gözünden
düştükleri duygusuna kapılırlar. Bu düşünceler depresif
duyguları artırır. Ruhsal çöküntü ile birlikte ciddi sağlık
sorunlarına yol açabilen bu depresyonun etkilerinin en
aza indirilebilmesi için öncelikle yaşlı insanlara, faydalı
oldukları duygusunun aşılanması gerekir. Onlara evde
yapabilecekleri ufak tefek işler verilmeli ve onlarında aileden biri olduğu vurgulanmalıdır. Kendilerini daha güçlü
hissetmeleri için gençlik yıllarını anlattırmak da bu anlamda faydalı olabilir.
Bu parçada yaşlılarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?
A) Mevsimlerdeki değişimlerden daha fazla etkilendiklerinden
B) Olumsuz düşüncelerden uzaklaştıracak basit işler
yapabileceklerinden
C) Anıları anlattırmanın kendilerini rahatlattığından
D) Karşılaştıkları sorunları aşmada deneyimli olduklarından
E) Karamsarlık ve üzüntünün bedensel rahatsızlıklara
neden olabileceğinden
Sözcük Türleri - 1
4. ÜNİTE
FASİKÜL 4
1 TÜRKÇE
Sözcük Türleri
 Sözcükler, cümlede değişik görevler üstlenir.
 Sözcüklerin üstlendiği bu görevler, onların türünü belirler.
 Bir sözcüğün türünü belirlemek için sözcüğün cümle içindeki kullanımını görmek gerekir.
 Dilimizde sözcükler, cümledeki kullanımına göre tür olarak değişkenlik gösterir.
İsim (Ad) ve Çeşitleri
İsim; canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli
durumları bildiren kelimedir.
BENDEN UYARMASI
“Ad soylu” ile “eylem soylu” sözcüklerin farkını bilmek, oldukça geniş bu konunun kolay anlaşılmasını sağlayacaktır.
O Fiillere mastar eki (-mek, -mak), olumsuzluk eki
(-me, -ma), şimdiki zaman kipi eki (-yor) getirilebilir.
O Ad veya ad soylu sözcükler ise bu ekleri alamaz.
Örnek
Yarın okulda seminer varmış.
Babaannesi, köyüne bu sabah varmış.
İlk cümledeki “var” sözcüğü “varmak, varmamış,
varıyor” biçimlerinde söylenemediğinden isimdir.
İkinci cümledeki “var” sözcüğü ise “varmak, varmamış, varıyor” biçimlerinde söylenebildiğinden ve “bir
yere gitmek, ulaşmak” anlamı taşıdığından fiildir.
BENDEN UYARMASI
Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesme işareti ile ayrılmaz:
Türk Dil Kurumunun, Mavi Köşe Bakkaliyesinde
Meydan, mahalle, bulvar, cadde, sokak isimleri
özeldir: Atatürk Bulvarı, Cumhuriyet Caddesi, Nigar
Sokak
Deniz, okyanus, göl, akarsu, boğaz ve geçit isimleri özeldir: Marmara Denizi, Atlas Okyanusu Tuz Gölü, Çanakkale Boğazı, Zigana Geçidi, Süveyş Kanalı
Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi sözcük türleri (kelime çeşitleri), “ad (isim) soylu” (ad, adıl, ön ad, belirteç, ilgeç, bağlaç, ünlem) ve “eylem (fiil) soylu” (eylem) olmak üzere iki ana
gruba ayrılır.
SÖZCÜK TÜRLERİ
Ad Soylu Sözcükler Fiil Soylu Sözcükler
Ad (isim) Eylem (fiil)
Adıl (zamir)
Ön ad (sıfat)
Belirteç (zarf)
İlgeç (edat)
Bağlaç
Ünlem
İSİM (AD) TÜRLERİ
Özel isim Somut isim Tekil isim
Cins isim Soyut isim Çoğul isim
Topluluk isim
VARLIKLARA
VERİLİŞLERİNE
GÖRE İSİMLER
VARLIKLARIN
OLUŞLARINA
GÖRE İSİMLER
VARLIKLARIN
SAYILARINA
GÖRE İSİMLER
A) Varlıklara Verilişlerine Göre İsimler
Tür (Cins) Adı: Aynı türden varlıkları karşılayan kelimelerdir.
Bina, araba, ağaç, kapı, rüzgâr, ağaç, kent, insan...
Özel Ad: Bir tür içinde sadece tek bir varlığı karşılayan kelimelerdir. Bazı özel isimler şunlardır:
İnsan isim ve soy isimleri: Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya
Kemal Beyatlı, Kemal Tahir
Kurum, kuruluş, vakıf, dernek, iş yeri, üniversite isimleri:
Meram Anadolu Lisesi, Türk Tarih Kurumu, Marmara Üniversitesi, Can Market
Sözcük Türleri - 1
TÜRKÇE 2
FASİKÜL 4
1 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Aşağıdakilerin hangisinde cümleyi oluşturan sözcüklerin
tümü addır?
A) Salih’in babası büyük bir gazetede çalışıyormuş.
B) Çocuk parkının ortasında kavak ağaçları vardı.
C) Bahar gelince her taraf yeşillendi.
D) Yan odadaki yaşlı kadın çok hastaydı.
E) Yarınki sınavın iyi geçmesini umuyorduk.
“ B seçeneğinde kırmızı renkli sözcüklerin hepsi isimdir.”
2 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden fazla soyut isme
yer verilmiştir?
A) Kimse bilmesin üzgünlüğümü
Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu
B) Güneşi, toprağı ve sevgiyi
Ve gözyaşını küçük çocuk
C) Senin için yüklüdür tohum
Yeryüzü senin hüznünde
D) Baharı devşirip getirdim
Sana verdim hanımeli çiçeklerini
E) Bir gün biliyorum gideceksin
Büyük, büyük şehirlere
“A seçeneğinde üzgün ve duygu sözcükleri soyut isimdir.”
BİZDEN NOT
O Özel isimlerin çeşitlerinden yazım kuralları konusunda ayrıntılı olarak söz edilecektir.
AKLINDA OLSUN
Somut anlamlı bir sözcük, anlam genişlemesi yoluyla soyut anlam kazanabilir.
O Ulu çınarın gölgesinde dinlendik.
O O, hep yakın arkadaşlarının gölgesinde kaldı.
Birinci cümledeki “gölge” sözcüğü somut anlamlı
bir isimdir. İkinci cümledeki “gölge” sözcüğü “ikinci planda kalınan bir durum”u karşıladığı için soyut
anlamlı bir isimdir.
BENDEN UYARMASI
Eylem İsmi
Eylem kök ve gövdelerine getirilen “-mak, -ma, -ış”
ekleriyle oluşturulan isimlere eylem ismi denir. Bunlara fiilimsi çeşitlerinden isim-fiil adı da verlir.
O Anneme, gülmek çok yakışıyor.
O Gençlere kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalı.
O Bülbüllerin ötüşü ile bahçe şenlendi
C) Varlıkların Sayılarına Göre İsimler
Tekil Ad: Sayıca bir varlığı karşılayan adlardır.
Çoğul Ad: Sayıca birden fazla varlığı karşılayan adlardır.
Çoğul ad, tekil adlara çoğul eki (-ler, -lar) getirilerek yapılır.
Tekil ad Çoğul ad
ağaç
bulut
sevgi
mevsim
ağaçlar
bulutlar
sevgiler
mevsimler
B) Varlıkların Oluşuna Göre İsimler
Somut Ad: Beş duyuyla algılanan varlıklardır.
 çiçek, ağaç, bulut, ses, hava, koku, rüzgâr
Soyut Ad: Beş duyudan herhangi biriyle hissedemediğimiz
ama var olduklarını kabullendiğimiz kavramları karşılayan isimlerdir.
 mutluluk, sevgi, akıl, ruh, melek, heyecan, korku
 Her sanatçı, sevinçlerini, üzüntülerini insanlarla paylaşmak
için eser üretir.
Bu cümlede “insan” ve “eser” sözcükleri, beş duyudan en
az biriyle algılandığı için somut isim;“sevinç” ve“üzüntü”
sözcükleri, beş duyudan hiçbiriyle algılanamadığı için soyut isimdir. AKLINDA OLSUN
O “Güneş, ay, dünya” sözcükleri, coğrafi terim olarak kullanıldığında özel addır.
Ay, Dünya’ya Güneş’ten daha yakın değildir.
Bu cümlede “Ay, Dünya ve Güneş” sözcükleri
coğrafi terim olarak kullanıldığından özel addır.
O Şu küçük çocuğun güneşte çok kalırsa dünyası kararabilir.
Bu cümlede “güneş ve dünya” sözcükleri coğrafi terim olarak kullanılmadığından tür(cins) adıdır.
O Hayvanlara, bitkilere veya diğer varlıklara verilen isimler, özel isim olur.
Maviş, Tekir, Boncuk
O Bazı tür adları, özel ad olarak kullanılabilir.
Deniz, bugün masmaviydi. (tür adı)
Deniz, arkadaşlarıyla maça gidecek. (özel ad)
Sözcük Türleri - 1
3 TÜRKÇE
FASİKÜL 4
3 - ÖĞRETEN SORU
“Artık” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad olarak kullanılmıştır?
A) Yemek hazır, artık sofraya oturabiliriz.
B) O bardaktaki artık suyu dökebilirsin.
C) Yemek artıklarını değerlendirmemiz gerekir.
D) Havalar ısındı, artık kar yağmaz.
E) Sus artık, biraz da beni dinle!
5 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -cık (-cik, -cuk, -cük) ekiyle türemiş sözcük, küçültme anlamından sıyrılarak somut
varlığa ad olmuştur?
A) Kardeşim bademcik ameliyatı oldu.
B) Gencecik yaşta iş dünyasında adını duyurmuştu.
C) Evlerinin küçücük bir bahçesi vardı.
D) Üzerine incecik bir elbise giymişti.
E) Gölün içinde bir sürü adacık olmuştu.
BİZDEN NOT
Topluluk isimleri “-lar/-ler” çokluk ekiyle diğer tür
adları gibi çoğul yapılabilir.
O Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir!
O Bu takımların başarılı olacağına hepimiz inanıyoruz.
BENDEN UYARMASI
O Dilimizde yüklem görevinde bulunan sözcükler
ad soylu sözcüklerden ya da fiillerden oluşabilir.
O Cümle Ögeleri konusunda bununla ilgili ayrıntılara değinilecektir.
Topluluk Adı: Çoğul eki almadan, birden fazla varlığın bir araya gelerek oluşturduğu grupları karşılayan adlara denir.
 ordu, halk, sürü, kurul, takım, komisyon
 Bir yarışmacı, jürinin kararlarına saygılı olmalı.
Bu cümlede “yarışmacı” sözcüğü, sayıca bir varlığı karşıladığı için, tekil isim; “kararlar” sözcüğü, “-ler, -lar” çoğul
ekini alarak birden fazla kavramı karşıladığı için, çoğul isim;
“jüri” sözcüğü, insanlardan oluşan grubu karşıladığı için,
topluluk ismidir.
ADLARDA KÜÇÜLTME:
Sözcüklere küçüklük, acıma, sevgi, şefkat anlamları katan
(-cik, -ceğiz) ekleriyle oluşturulan isimlerdir.
Odacık, yavrucuk, bebe(k)cik, kedicik, kadıncağız
Anneciğim, seni çok özledim. (sevgi anlamı)
Kadıncağız kaç gündür açmış. (acıma anlamı)
Tarlada gelincikler açmıştı. (tür adı)
Çınarcık, güzel bir ilçedir. (özel ad)
4 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Aşağıdaki dizelerden hangisinin yüklemi ad soylu bir sözcüktür?
A) Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım
(yüklemi ad soylu)
B) Bütün köy çocuklarını getirin buraya
(yüklem fiil)
C) Yalnızlıktan açarlar kimse bilmez onları
(yüklem fiil) (yüklem fiil)
D) Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
(yüklem fiil)
E) Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni
(yüklem fiil) (yüklem fiil)
BİZDEN NOT
Çoğul eki (-lar, -ler), adlara çoğul anlamı dışında
başka anlamlar katar.
O Akşama teyzemlere gideceğiz. (aile-topluluk)
O Burada onlar “Karakeçililer” olarak biliniyor.
(soy-sülale)
O Özlem Büşra on yaşlarında sevimli bir çocuktu. (yaklaşık , civarında)
O Emir Beyler henüz buraya teşrif etmediler. (saygı)
O Bu çalışmada Fransızlar ile iş birliği yapılacak.
(millet)
O Fatihlere, Atatürklere hep ihtiyacımız var. (gibi
olanlar, benzetme)
O Küçük çocuk ateşler içinde yanıyor. (abartma)
O Sabahları bu sahilde yürüyüş yapıyorum. (her
zaman)
Sözcük Türleri - 1
TÜRKÇE 4
FASİKÜL 4
8 - ÖĞRETEN SORU
Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, soyut anlam
kazanabilir. Örneğin, somut anlamıyla “keskin bir şeyle, bir
vuruşla vücutta oluşan derin kesik veya zedelenme“demek
olan “yara“ sözcüğü, “dert, üzüntü, acı“ anlamına gelerek soyut bir anlam da kazanmıştır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde böyle bir anlam değişmesini örneklendiren sözcük kullanılmıştır?
A) Bütün öğrenciler, ilgilerine göre meslekler seçti.
B) Birçok başarılı insanın bu okulda yetiştiğini söyledi.
C) Yazdıklarına bakılırsa bu gençte şairlik damarı var.
D) Mektubunda benim için güzel şeyler yazmış.
E) Duygularımı ona nasıl anlatacağımı bilmiyorum.
6 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Aşağıdakilerin hangisinde tür adı özel ad olarak kullanılmıştır?
A) Lale, birçok yapıtta motif olarak kullanılmıştır.
tür adı
B) Nehir, bugün yağmurdan dolayı taşmıştı.
tür adı
C) Bayram, ailelerin bir araya gelmesi için bir fırsattır.
tür adı
D) Deniz, hastalandığı için mezuniyet törenine gelmedi.
özel ad
E) Kaya, bütün yolu kapadığı için trafik durdu.
tür adı
7 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde topluluk adı kullanılmıştır?
A) Sezai Karakoç’un bazı şiirlerini ezberlemek istiyorum.
B) Okuldaki arkadaşlarıyla yarın buluşup sinemaya gidecekmiş.
C) Beyza’nın derslerinin iyi olması, ailesini çok sevindirdi.
(Bu seçenekte aile, topluluk ismidir)
D) Yazarlar, okurlardan gelen istekleri dikkate almalıdır.
E) Test soruların hepsini çözenler ödüllendirilecek.
İsim Tamlamaları (Özet)
1. Belirtili Ad Tamlaması
Tamlayanın ve tamlananın tamlama eklerini aldığı ad
tamlamalarıdır
 Bahçenin çimlerini şimdi suladı.
2. Belirtisiz Ad Tamlaması
Tamlayanı ek almayıp sadece tamlananı iyelik eki alan
ad tamlamalarıdır.
 Ada halkı geçimini balıkçılıkla sağlıyor.
3. Takısız Ad Tamlaması
Tamlayanın ilgi (tamlayan) eki, tamlananın iyelik (tamlanan)
eki almadığı ad tamlamalarıdır.
 Tamlayan, tamlananın neyden yapıldığını bildirir:
bronz heykel
altın saat
kâğıt mendil
yün çorap
 Tamlayan, tamlananın neye benzediğini bildirir:
elma yanak
mangal yürek
servi boy
pırlanta çocuk
4. Zincirleme Ad Tamlaması
En az üç adın, tamlayan ve tamlanan ekleri kullanılarak birbirine bağlanmasıyla oluşan söz grubudur.
 Sanatçı, öykülerinde Anadolu insanının hayatını anlatıyor. BİZDEN NOT
İsim tamlamalarına “TAMLAMALAR” konusunda
ayrıntılı olarak yer verilecektir.
BİZDEN NOT
İsim hâl eklerine “EKLER VE SÖZCÜK YAPISI” konusunda ayrıntılı olarak yer verilecektir.
PRATİK BİLGİ
İsim Hâl (Durum) Ekleri
1. Yalın Hâl
İsimlerin hiçbir hâl eki almamış şekilleridir.
Taner, masa, deniz
2. Yönelme/Yaklaşma Hâli (-a, -e)
“-a, -e” ekiyle yapılır. Buna ismin “-e hâli” de denir.
Selcen, yarın tiyatroya gidecek
3. Bulunma Hâli (-da, -de)
İsimlerin -de, -da, -te, -ta eki almış hâlidir.
Yol çalışmaları yandaki sokakta devam ediyor.
4. Ayrılma/Uzaklaşma Hâli (-dan, -den)
İsimlerin -den, -dan, -ten, -tan eki almış hâlidir.
Okuldan çıkınca babasının yanına uğrayacakmış.
5. Belirtme Hâli (-ı, -i)
İsimlerin -ı, -i, -u, -ü eki almış hâlidir.
Talha, çiçeği arkadaşına verdi.
Sözcük Türleri - 1
5 TÜRKÇE
FASİKÜL 4
Etkinlik 1
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili isimlerin türlerini karşısında bulunan kavramlarla eşleştiriniz.
1. Şiir türü, Cumhuriyet Dönemi’nde oldukça gelişmiştir.
2. Kamp ekibimiz aşırı tipiden dolayı geri döndü.
3. Öğrencilerin heyecanla beklediği kütüphane nihayet açılıyor.
4. Birçok yayınevi yeni ürünlerini sergileme imkânına kavuştu.
5. Fantastik film türü yaygınlaşmaya başladı.
6. Bu romanı, korku türünde kaleme almayı düşünüyorum.
7. Mezuniyet töreni az önce büyük bir coşkuyla başladı.
Etkinlik 2
Aşağıdaki cümleyle ilgili verilen yargılardan doğru olanların karşısına işareti koyunuz.
‘’Hamza Bey, yayın editörleri toplantısında bu kitapçığı değerlendirmemiz için bize görev verdi.’’
1. Cins bir isim özel isim olarak kullanılmıştır.
2. Tekil ve çoğul isme yer verilmiştir.
3. Topluluk isimleri kullanılmıştır.
4. Cümlede geçen “görev” sözcüğü tekil ve cins isimdir.
5. ‘’Kitapçığı’’ sözcüğü küçültme eki almıştır.
Özel İsim
-
45
S
Soyut İsim
-
45
S
Cins İsim
-
45
S
Tekil İsim
-
45
S
Topluluk İsim
-
Somut İsim
-
Çoğul İsim
-
TÜRKÇE 6
Öğreten Test FASİKÜL 4
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem tekil hem topluluk ismi kullanılmıştır?
A) Köpeklerin mamasını verdiniz mi?
B) Vadide gezerken bir yılan görmüşler.
C) Bugünlerde asıl mücadele, insan kalmak için veriliyor.
D) Bu ilginç destede kaç kalem var?
E) Defterimin kenarına bu imzayı kim attı?
3. Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun
Bu dizelerde altı çizili sözcüklerin yapısı aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?
A) türemiş, türemiş, birleşik, basit
B) birleşik, basit, birleşik, türemiş
C) türemiş, türemiş, birleşik, türemiş
D) basit, basit, birleşik, basit
E) türemiş, basit, basit, birleşik
1. Aşağıdakilerin hangisinde cümleyi oluşturan sözcüklerin tümü isimdir?
A) Yolun karşı tarafına bir türlü geçemiyordu.
B) Okulun önünde seyyar satıcılar bekleşirdi.
C) Bağ evimizde kardeşimin salıncağı vardı.
D) Sarayın arka pencereleri denize bakıyordu.
E) Geceleri sokağa yalnız çıkmaktan korkardı.
4. Bölerek uykunu, rüyalarına
O sevgi dolu hayallerine
Sabah akşam uçup aynalarına
Konmak istiyorum, konamıyorum
Yukarıdaki dörtlükte aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Cins ismi
B) Tekil isim
C) Çoğul isim
D) Topluluk ismi
E) Soyut isim
5. Aşağıdaki kelimelerin hangisi biçim bakımından tekil, anlam bakımından çoğuldur?
A) Araba
B) Şişe
C) Demet
D) Bilgisayar
E) Zar
6. “–ler, -lar” eki altı çizili isimlerden hangisine farklı bir
anlam katmıştır?
A) Elmaları toplarken dikkat edelim.
B) Eve geldiğinde eriklerin çoğunun çürük olduğunu
fark etti.
C) Dayımlar akşam bize gelecek.
D) Telefonları uluorta yerde bırakmayın.
E) Raf ömrünü tamamlayan gıdalar çöpe atılmalı.
7 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 4
8. Kelimeler kullanıldığı cümleye göre özel isim veya cins
isim olabilirler.
Buna göre aşağıdaki cümlelerden hangisinde cins
ismi olan bir kelime özel isim olarak kullanılmıştır?
A) Sarı saçlı, kısa boylu, iri kemikli, şen bir çocuktu o.
B) Ece ne ondan ne de ailesinin eski saltanatından bahsetmek isterdi.
C) Denizde bugün dalga yok, sandalla açılmak için harika bir gün.
D) Arkadaşım gözlerini bana dikmiş cevap vermemi
bekliyordu.
E) Kaya, tanışmamızın onuncu yılında bana mesaj attı.
9. Ben hepsini hallederim zaten. Kayakları, rüzgâr aletlerini ve konaklayacağımız oteli. Kaymaya gelince kolay,
hızlı öğrenirsin. Çevik hareketli, güçlü bir sporcusun, İçimizde alanında uzman hocalar da var. Eğer herhangi bir
olumsuzluk olmazsayarın kafilemize de katılacaklar.
Yukarıdaki parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) ‘’Kayakları’’ kelimesi çoğul isimdir.
B) ‘’Sporcusun’’ kelimesi tekil isimdir.
C) ‘’Kafilemize’’ kelimesi topluluk ismidir.
D) ‘’Uzman’’ kelimesi özel isimdir.
E) ‘’Oteli’’ kelimesi somut isimdir.
11. Aşağıdaki altı çizili kelimelerden hangisi karşıladığı
varlığın sayısına göre diğerlerinden farklıdır?
A) Salona girer girmez bulduğu ilk masaya oturdu.
B) Çözüm yöntemlerini yanlış değerlendirmek bazı olumsuzlukları da beraberinde getirir.
C) Bilgi sahibi oldukça bilmenin sınırının olmadığını anladım.
D) Elinde bir buketle kapının girişinde beni bekliyor.
E) Hepimiz, kendi hayatımızın en büyük tanıklarıyız.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili kelimelerin tamamı soyuttur?
A) Üstü açık bir kağnı, gecenin karanlığı içinde sakince
ilerliyordu.
B) İneklerde yorgunluk belirtileri zamanla ortaya çıkmaya başlamıştı.
C) Yorgunluk ve arabadaki çocuğu düşünmekten doğan üzüntünün ağırlığı ile ne yapacağını şaşırmıştı.
D) Bu düşüncelerle can yoldaşı olan kıymetli atının nemli
yelesine dokundu.
E) Yanından geçtikleri bir evin üstünde bulunan bayrak
yaklaştıklarının habercisiydi.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç içinde verilen kavramlara uygun bir örnek yoktur?
A) Çam ormanlarında dakikalarca gezdiler. (çoğul isim)
B) Şöminede odun parçaları alev alev yanıyor. (tekil
isim)
C) Dostluğun bu ilişkilerde ikna becerisi çoktur. (somut
isim)
D) Ekipten ayrılan son görevlinin de istekleri yerine getirildi. (topluluk ismi)
E) Yusuf Bey’i gayet iyi tarif etti. (özel isim)
1-C 2-D 3-E 4-D 5-C 6-C 7-D 8-E 9-D 10-C 11-D 12-D
7. Bekleme salonunda birbirlerini eğlendirmekle meşgul
olan izci grubu bir süre sonra, gülüşerek tam bir neşe
içinde salona girmişlerdi. Bir kısmı salonun ortasında
beklerken öbürleri etrafı tanımaya çalışıyordu.
Yukarıdaki parçadan seçilen aşağıdaki kelimelerden
hangisi isim değildir?
A) salon
B) izci
C) neşe
D) öbürleri
E) grubu
TÜRKÇE 8
Pratik Test FASİKÜL 4
4. “Tür (cins) adları, bazen özel ad olarak kullanılabilir.”
Buna göre aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi
özel bir addır?
A) Kitap uzun süre elden ele dolaştı.
B) Çocuk, ateşi çıkınca sabaha kadar uyumadı.
C) Dolap, sapı kopunca tamir için götürüldü.
D) Yol, ırmağın kıyısında ikiye ayrılıyordu.
E) Boğaz gezisi yapmadan İstanbul’dan ayrılmayalım.
1. Aşağıdaki cümlelerde geçen birleşik sözcüklerden
hangisi, ötekilerden farklı bir yolla oluşturulmuştur?
A) Birden gökyüzü kapkara bulutlarla doldu.
B) Benim için gözyaşı dökecek kimse yok, dedi.
C) Evin bahçesinde çiçekler vardı: hanımeli, papatya...
D) Sanatçı, kalburüstü eserler üretiyor.
E) Sapsarı buğdaylar için gelen biçerdöverler bunlardı.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, soyut addan türeyip somut varlığı niteleyen bir sıfat vardır?
A) Turistler sisli havada yollarını kaybetti.
B) Antalya’da gün boyu soğuk rüzgârlar esti.
C) Çocuklarına yaşlı gözlerle uzun uzun baktı.
D) Değerli anılar yıllar geçse de unutulmaz.
E) İkisi de anlayışlı insanlara benziyor.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük,
yapı bakımından basittir?
A) Mektuplarının hepsini dikkatlice saklardı.
B) Gözlüğünü elbise dolabının arkasında buldu.
C) İki gün sonra köylerine gezici sağlık ekibi gelecek.
D) Sorulara düşündürücü cevaplar veriyordu.
E) Kalıcı çözümlere ancak çalışılarak ulaşılabilir.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcüklerin tümü
addır?
A) Aylarca kapısı açılmayan ev çok dağınıktı.
B) Gökyüzünün rengi bugün yağmuru haber veriyor.
C) Yanına ne arkadaşı ne de kardeşi uğramıştı.
D) Köyde evlerin bahçelerinde erik ağaçları vardı.
E) Evin arkasındaki vişne, yıllardır meyve vermiyordu.
3. İstanbul gibi güzel ve esrarlı
İmkânsız değil zevkine ermek güzelliklerin
Upuzun bir bekleyiştir yaşamak
Bu şehirde yeşerir hayallerin
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) Özel ad
B) Soyut ad
C) Topluluk adı
D) Çoğul ad
E) Tür adı
1-E 2-D 3-C 4-E 5-E 6-B
9 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 4
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük,
ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Özgün kalmasını bilmiş başarılı bir yazardı.
B) Aradığı kitapların hepsi kütüphanede vardı.
C) İnsanları bu bölgeye çeken, şifalı sulardı.
D) Annesi her gün onun yolunu gözlerdi.
E) Bizi şaşırtan, bu yanlış bilgiydi.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, türemiş isim değildir?
A) Öykülerinde yalın bir anlatım görülüyor.
B) Sizlere açıklama yapmak istediğini söyledi.
C) Bakıcının olumlu yönlerini bir bir anlattı.
D) Ünlü yönetmen yeni bir projeye başlamış.
E) Gezimize katılmayı düşünüyor musun?
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yansımadan türeyen sözcük bir ismi nitelemiştir?
A) Suyun ezgili şırıltısını dinlerken hayallere daldı.
B) Köpeklerin havlaması mahalle sakinlerini rahatsız
etti.
C) Uyumak için yatağa girdiğinde üst kattan bir tıkırtı
geldi.
D) İhtiyarlar, gürültü ortamlardan pek hoşlanmaz.
E) Çocuk, elindeki balon patlayınca şaşkınlıkla etrafına
bakındı.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük ad
olarak kullanılmıştır?
A) Akranlarıyla arası çok iyiydi son günlerde.
B) Yola çıkmadan önce onu telefonla ara.
C) Onların evleri ara sokakların birindeydi.
D) Bu dağınık odada bir şey arama, bulamazsın.
E) Arada farklı türde kitapları da okumalısın.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yeni” sözcüğü, ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Babam yurt dışından yeni döndü.
B) Bu konuyu onunla yeni konuştuk.
C) Bu eve yeni taşındı dayımlar.
D) Yeni okudum bana aldığın kitabı.
E) Yeni her zaman için ilgi çekicidir.
4. Aşağıdakilerin hangisinde, cümleyi oluşturan sözcüklerin tümü isimdir?
A) Van Gölü eskiden bir tatlı su gölüydü.
B) Zamanla göldeki bütün balıklar yok oldu.
C) Nehir civarındaki halk yıllarca burada avlanmış.
D) Yöre halkının geçim kaynağı inci kefaliydi.
E) Göle dökülen kirli su kaynakları yok artık.
TÜRKÇE 10
Sınav Tadında FASİKÜL 4
10. Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgâr
Işıksız ruhumu sallar da durur
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Soyut isim
B) Somut isim
C) Topluluk ismi
D) Çoğul isim
E) Tür ismi
1-D 2-C 3-D 4-D 5-C 6-E 7-A 8-E 9-E 10-C 11-D 12-A
11. “Somut anlamlı bir sözcük, anlam genişlemesi yoluyla
soyut anlam kazanabilir.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir kullanım vardır?
A) Karla kaplı dik yamaçlarla çevriliydi bu ova.
B) Şehrin dışında küçük bir evde yaşıyormuş.
C) Sabaha kadar ateşin başında sohbet ettiler.
D) Ona karşı derin bir sevgi besliyordu.
E) Köyün tertemiz havasını özlemişiz.
12. “- ler, - lar” eki aşağıdaki cümlelerin hangisinde çoğul anlamda kullanılmıştır?
A) Kahramanlar koynunda yattıkça benimsin ey güzel
vatan.
B) Bu ülkede daha çok Neşet Ertaşlar yetiştirmeliyiz.
C) Senin ballandıra ballandıra anlattığın Rusyalarda biz
de az gezmezdik.
D) Ahmet Beyler henüz işe gelmediği için siparişleri hazırlayamıyoruz.
E) Sabahları kahvaltı yapmak günün geri kalanını sağlıklı geçirmek için oldukça önemli.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tekil ad, çoğul ad
ve topluluk adı bir arada kullanılmıştır?
A) Bu başarılar, bir takım çalışmasının ürünüdür.
B) Okulun aldığı kararlar, herkesçe olumlu karşılandı.
C) Tek dersten kalanlara bir sınav hakkı daha verildi.
D) Öğretmenler, sınavın eylülde yapılacağını söyledi.
E) Sınava yaklaşık bin kişinin katılması bekleniyor.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut anlamlı bir
sözcük, somut bir ismi niteleme göreviyle kullanılmıştır?
A) Çocukluk günlerini bu kasabada geçirmişti.
B) Bu acı olay herkesi derinden etkilemiş.
C) Odanın içine yavaş yavaş bir koku yayıldı.
D) Kızdığında çok ağır sözler söylüyor.
E) Sıcak yemekleri daha çok seviyor.
9. Aşağıdaki cümlelerde geçen birleşik adlardan hangisi, iki adın doğrudan bileşmesiyle oluşmuştur?
A) Mirasyedilerin pek başarılı olduğu görülmemiştir bu
hayatta.
B) Amcasının uyurgezer olduğunu öğrendiğimde çok
şaşırmıştım.
C) Bu durum soya çekimle açıklanacak bir konu değildir.
D) Yeni evimiz için çekyat almayı düşünüyoruz.
E) Tam bir hafta babaannesinde kalmış ve onun ihtiyaçlarını karşılamıştı.
11 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 4
1. Bazen tür (cins) adları özel ad görevinde de kullanılabilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna uygun bir kullanım vardır?
A) Arkadaşlarıyla yarın Üsküdar’da buluşacak.
B) Gökyüzünü kara kara bulutlar kaplamıştı.
C) Birazdan babamla balık tutmaya gideceğiz.
D) Ağaçlar bu mevsimde gelinliklerini giyiyor.
E) Lâle sinemanın önünde bekliyordu.
2. Çoğul eki almadıkları halde, birden fazla varlığı veya kavramı karşılayan adlara ‘’topluluk adı’’ denir.
Aşağıdakilerin hangisinde bir topluluk adı kullanılmıştır?
A) Öğrenciler çıkınca sınıflar gözden geçirilir ve bir güzel temizlenirdi.
B) Bu öğretim yılında, komisyon tarafından hazırlanan
kitaplar okutulacakmış.
C) Konu, daha iyi anlaşılması için, üç bölümde anlatılacak.
D) Olayın üzerinden üç hafta geçmesine rağmen insanlar hâlâ tedirgindi.
E) Dersler, öğrencilerin katılımıyla daha da zevkli geçmeye başlamıştı.
3. Paris’e bir gece aniden gelmeliyim
Elimde kırmızı güller sana mutluluk getirmeliyim
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Özel ad
B) Tür adı
C) Tekil ad
D) Çoğul ad
E) Topluluk adı
5. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük somut bir
addır?
A) Artık yılların yorgunluğunu iyice hissediyordu.
B) Çizgili alnı sıkıntılı geçen günlerin habercisiydi.
C) Torunlarıyla gezip oynamaktan büyük tat alıyordu.
D) Hastayken çocuklarını yanında görmek istiyordu.
E) Böyle zamanlarda çok sessiz dururdu.
6. Kuşlar uçar Ege’ye
Ne güzeldir şu sonbahar
Sarı sarı hüzün yağar
Gökyüzünden üstümüze
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Tekil ad
B) Özel ad
C) Tür adı
D) Soyut ad
E) Topluluk adı
4. Aşağıdakilerin hangisinde cümleyi oluşturan sözcüklerin tümü isimdir?
A) Yaz akşamlarında bu sahiller çok kalabalıktır.
B) Bahçede oynayan çocuklar evlerine gitmiş.
C) Buralarda mayıs ayında kiraz festivali düzenlenir.
D) Uçurtmasını alan çocuk yemyeşil ovaya koşmuştu.
E) Deniz kenarında çam ağaçları vardı.
TÜRKÇE 12
Sınav Tadında FASİKÜL 4
10. Dargın insanlar barışır bugün
Sevgi, mutluluk ile yarışır bugün
Bu dizelerde kaç isim vardır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük
isim görevinde kullanılmamıştır?
A) Kaybettiğin eşyalar için ilan vermelisin.
B) Kitap okuma alışkanlığı kolayca kazanılabilir.
C) O, bizi çalışmalar hakkında bilgilendirdi.
D) Günlük tutmaya küçük yaşlarda başlamıştı.
E) Yardımseverliğiyle çevresinde tanınır.
7. Aşağıdakilerin hangisinde cümleyi oluşturan sözcüklerin tümü addır?
A) Zenginler, yoksul insanları düşünmeli.
B) Arkadaşımın şiir kitapları varmış.
C) Ağlayan bebek, annesini görünce sustu.
D) İki katlı, bahçeli bir ev aldılar.
E) Her tarafı, incecik bir toz bulutu kapladı.
8. Anılarda cıvıl cıvıl
Dallarıyla budakları
Konya’da bir ağaç vardı
Dökülmezdi yaprakları
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Özel ad
B) Somut ad
C) Topluluk adı
D) Çoğul ad
E) Tür adı
9. Çoğul eki almadığı halde birden fazla varlığı karşılayan
adlara ‘‘topluluk adı’’ denir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde topluluk adı kullanılmamıştır?
A) Kar yağışı nedeniyle eğitime bir süre ara verildi.
B) Yorgun düşen kafile çamlığa gelince mola verdi.
C) Komisyon, soruları hazırlayıp idareye verdi.
D) Öğretmen olmamı, ailem, benden daha çok istiyor.
E) Takımımız maç hazırlıklarını bugün tamamladı.
1-E 2-B 3-E 4-E 5-C 6-E 7-B 8-C 9-A 10-C 11-C 12-B
12. Ünlü yazarın geçen hafta kitabevi raflarında yerini alan
bu romanında işlediği konuyu gençlik hatıralarından seçtiği söyleniyor.
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Türemiş isim
B) Özel isim
C) Tür (cins) ismi
D) Somut isim
E) Birleşik isim
Sözcük Türleri - 1
13 TÜRKÇE
FASİKÜL 4
Zamir (Adıl)
Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların (adların) yerini tutan sözlerdir.
Örnek
 Almanya’da doğmuş ama yıllardır oraya gitmemiş.
Bu cümlede, “Almanya” adını tekrar etmemek için, bu adın
yerine kullanılan “ora” sözcüğü zamirdir.
 Bunu ona kim verecek?
Bu cümlede “bu, o, kim” sözcüklerinin yerine ad getirilebilir.
 (Kitabı Melih’e Ahmet verecek.) “Bu, o, kim” sözcükleri,
“kitap, Melih, Ahmet” adlarının yerini tuttuğu için zamir görevindedir.
Zamir (Adıl) Çeşitleri
Kişi Zamiri: Kişinin yerine kullanılan zamirlerdir.
Ben I. tekil kişi zamiri
Sen II. tekil kişi zamiri
O III. tekil kişi zamiri
Biz I. çoğul kişi zamiri
Siz II. çoğul kişi zamiri
Onlar III. çoğul kişi zamiri
Bu zamirler, cümlelerde çeşitli çekim ekleri alarak kullanılabilir.
 Benim onu okulda bekleyeceğimi biliyor.
Bu cümlede “benim, onu” sözcükleri kişi zamiridir.
 Öğretmenimiz bana ve sana resim köşesini düzenleme görevi verdi.
Bu cümlede, yaklaşma durumu ekini (-e, -a) alan I. ve II.
tekil kişi zamiri olan “ben” ve “sen” sözcükleri “bana” ve
“sana” biçimine dönüşerek ismin yerine geçmiştir.
Dönüşlülük Zamiri: Kişi kavramını pekiştiren “kendi” sözcüğüdür.
Örnek
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
 Dönüşlülük zamiri, kişi zamirlerinin yerine kullanılabilir.
Kendi-m (ben)
Kendi-n (Sen)
Kendi-si (O)
Kendi-miz (Biz)
Kendi-niz (Siz)
Kendi - leri (Onlar)
AKLINDA OLSUN
Zamirler, isimlere gelen ekleri alabilir. Bu bağlamda ben ve sen kişi zamirleri (e - a) durum eki alarak
ses değişikliğine uğrar.
ben - e - bana------- sen - e - sana
“ Bana güzel sözler söyledi.”
“Sana uğurlar olsun, ayrılıyor yolumuz.”
AKLINDA OLSUN
Dönüşlülük adılı, kişi zamirinin yerine kullanılabildiği gibi, kişi zamirleriyle birlikte, cümleye pekiştirme
anlamı katacak şekilde kullanılabilir.
Bu soruyu kendim çözdüm.
Bu soruyu ben kendim çözdüm.
Birinci cümlede “kendim” zamiri, I. tekil kişiyi belirtecek şekilde, kişi zamirinin yerine; ikinci cümlede
kişi zamiriyle (ben) birlikte, cümleye pekiştirme anlamı katacak şekilde kullanılmıştır.
1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Kimi zamirler, özneyi pekiştirerek belirtirler. Bunlar tek başlarına asıl şahıs zamirlerinin yerini tutabildikleri gibi, onlarla birlikte de kullanılabilirler.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir
zamir vardır?
A) Doğrusu, onun sözüne pek kulak asmadım.
B) Bence, alınan sonuç pek de olumlu değildi.
C) Bu elbiseyi ben kendim diktim.
(Bu cümlede ben ve kendim zamirleri, pekiştirme özelliği
sağlamıştır.)
D) İşittiklerimiz bunları doğrular nitelikteydi.
E) Ahmet o yaz, tatilini bizde geçirecekti.
Zamir (Adıl) ve Çeşitleri
ZAMİR (ADIL)
Kişi (Şahıs) Zamirleri
Dönüşlülük Zamiri
İşaret Zamirleri
Belgisiz Zamirler
Soru Zamirleri
Sözcük Durumundaki
Zamirler
Ek Durumundaki
Zamir
İlgi Zamiri
Sözcük Türleri - 1
TÜRKÇE 14
FASİKÜL 4
3 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Aşağıdaki dizelerin hangisinde işaret, kişi ve dönüşlülük
zamiri bir arada kullanılmıştır?
A) Renkler çekildi simsiyah bir saraya
Birbirine eşit mesafededir artık her şey
B) Yâd eller aldı beni, taşlara çaldı beni
Yârdan ayırdı felek, gurbete saldı beni
C) Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu
Kerem’in sazına cevap veren bu
D) O yerde senin hatıran var
Kendin, bunu her zaman düşünmelisin
(senin kişi zamiri, kendin dönüşlülük, bunu işaret zamirlidir.)
E) Bir taşın üstünde hayale daldım
Ben nerde doğmuşsam o yerde kaldım
4 - ÇÖZÜMLÜ SORU
(I) Ben de birçokları gibi, gerçeğin kurgulanmasını severim.
(I. cümlede ben kişi zamiri, birçokları belgisiz zamirdir.)
(II) Gerçeğin senin benim anlayacağım biçimde bir sanatçının
eliyle değiştirilmiş olmasını isterim. (III) Sanatçının anlatmadığı
olaylar beni ilgilendirmez. (IV) Masallar, efsaneler de hayalimizle
değiştirdiğimiz birtakım evrenleri seslendirdiği için etkiler beni.
(V) Karşılaştığım güzellikler karşısında duygulanır ve bunları hemen kâğıda dökerim. (VI) Yazdıklarım benimle konuşmaya başlayınca sorun yoktur artık, ne renk ne desen ilgilendirir beni.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde hem
kişi hem belgisiz zamir kullanılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“O” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi adılı
(şahıs zamiri) olarak kullanılmıştır?
A) Çocuklar o ağacı sulamışlar.
B) Annesi onu, biraz önce hastaneye götürdü.
C) Kitaplıktan o kitabı alıp gitti.
D) Ben bu evi değil, onu beğendim.
E) Dosyayı göstererek: “Onu bana ver.” dedi. BENDEN UYARMASI
O “O” ve “onlar” sözcükleri, hem işaret zamiri hem
kişi zamiri olarak kullanılabilir.
Bu sözcükler, insan için kullanılırsa kişi zamiri;
insan dışındaki varlıklar için kullanılırsa işaret
zamiri olur.
Onları bu toplantıya çağırmalıyız.
Onları depodaki raflara yerleştirin.
Birinci cümlede “onları” sözcüğü, insan için kullanıldığından kişi zamiridir.
İkinci cümlede ise insan dışındaki varlıklar için
kullanıldığından işaret zamiridir.
İşaret adılları içinde bu durum, sadece bu iki
sözcük için geçerlidir.
O Diğer işaret adılları (bu, şu, bunlar, şunlar, öteki...) insan için de kullanılsa adıl olduklarında
her zaman işaret zamiridir.
Serkan’ın değil, bunun sorusuna cevap vermeliydin.
Bu cümlede “bu” sözcüğü bir kişiyi karşılamasına rağmen işaret zamiridir.
Belgisiz Zamir: Adın yerini belirsiz olarak tutan zamirlerdir.
biri, birisi, birçoğu, birkaçı, bazısı, başkası, herkes, hepsi,
hiçbiri, hiç kimse, kimi, kimisi, çoğu ...
 Senin yerine birisi postaneye gitsin.
Bu cümlede, “sen” zamiri, belli bir kişiyi karşılarken “biri”
sözcüğü, karşıladığı kişi kesin olarak belirtilmediğinden,
belgisiz zamirdir.
 Birkaçımız, taşınan komşumuza yardım ettik.
Bu cümlede “birkaçımız” sözcüğü, sayıca bir belirsizlik anlamı taşıyıp karşıladığı kişiler kesin olarak belirtilmediğinden belgisiz zamirdir.
 Herkes bu konuya çalışsın.
 Soruların bazıları gerçekten çok zordu.
 Bu soruları kimse çözememiş.
 O, işlerini titizlikle yapan birisidir.
 Kimileri bu tür romanları daha çok seviyor.
Bu cümlelerde “herkes, bazıları, kimse, birisi, kimileri” sözcükleri, karşıladıkları kişiler kesin olarak belirtilmediğinden
belgisiz zamirdir.
İşaret Zamiri: İşaret anlamı taşıyan ve adların yerini işaret
yoluyla tutan sözcüklerdir.
bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, bura(sı), şura(ya), ora(da),
öteki, beriki
 Kitap masadaymış, onu bana getirir misin?
Bu cümlede, “onu” sözcüğü işaret yoluyla “kitap” adının
yerine kullanıldığından, işaret zamiridir.
 Kalemi sen al, şunu da kardeşine ver.
Ötekini alsan daha iyi olacak.
Bu cümlelerde “şunu, ötekini” sözcükleri, işaret anlamı taşıyarak bir varlığı karşıladığı için işaret zamiridir.
 Ailesi buraya iki yıl önce taşınmıştı.
Bu cümlede “buraya” sözcüğü, bir yer, mekân adının yerine geçtiği için işaret zamiridir.
Sözcük Türleri - 1
15 TÜRKÇE
FASİKÜL 4
6 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
Meslek gruplarının bazıları üyelerinin davranışlarından sorumlu
tutulur. Anneliğin de kimi açılardan bir meslek grubu sayılmasına rağmen onlardan birinin kötü davranışı diğerlerine duyulan saygıyı pek etkilemez. Ancak iyi örgütlenmiş meslek gruplarının üyeleri, insanların gözünde birbirleriyle öyle özdeşleşmiştir ki mesleği icra eden birinin tutumu tüm meslektaşların
itibarını etkiler.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi zamir değildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II III
IV BİZDEN NOT
V
“Hangi, kaç ve ne” sözcükleri ismi belirttiğinde soru sıfatı, ismin yerini tuttuğunda soru zamiri olur:
O Hangi bölümü seçeceksin? (Soru Sıfatı)
O Hangimiz, çocukluğumuzda bu şarkıyı dinlemedik? (Soru Zamiri)
O Ne tarafa gideceksiniz? (Soru Sıfatı)
O Bugün bize ne anlatacaksın? (Soru Zamiri)
O Bu apartmandaki kaç öğrenci okula gidiyor?
(Soru Sıfatı)
O Bu apartmandaki gençlerin kaçı üniversiteye
gidiyor? (Soru Zamiri)
EK DURUMUNDAKI ZAMIR
İlgi Zamiri: Bağlantı kavramı veren -ki ekiyle oluşturulan zamirdir.
 Ahmet’in çantası sınıfta kalmış, Burcu’nunki nerede?
Bu cümleden “-ki” ekinin, tamlanan durumundaki “çanta”
adının yerini tuttuğu anlaşılmaktadır.
 İlgi zamiri “-ki”, mutlaka tamlayan ekinden (-ın, -in, -un, -ün,
-im) sonra gelir.
Onunki, seninki, benimki, bizimki...
Antalya’nın sıcağı, Muğla’nınkinden fazladır. (Muğla’nın sıcağı)
Bizim okul sizinkinden daha uzak. (okulunuz)
Bizimki yine okuldan sonra parka gitmiş. (çocuk) PRATİK BİLGİ
Dilimizde -ki ekinin üç işlevi vardır:
1. Zamir yapan -ki(İlgi zamiri):
Senin kalemin ---- seninki
2. Sıfat yapan -ki:
Penceredeki kuşlar
Sıfat
3. Bağlaç olan -ki:
Anladım ki bu iş böyle olmayacak.
Sıfat ve zamir yapan -ki daima bitişik yazılırken
bağlaç olan ayrı yazılır.
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri vardır?
A) Arkadaşın Ankara’ya ne zaman gelmiş?
B) Bu tabağı buraya kim koymuş olabilir?
C) Ben de onunla gidebilir miyim?
D) Kaçıncı katta oturuyorsunuz?
E) İstanbul’a ilk kez mi gidiyorsun? BENDEN UYARMASI
Soru zamirleri , cümlelerde her zaman soru anlamı taşımayabilir fakat bu sözcükler yine soru zamiri kabul edilir.
O Onun nereye gideceğini bilmiyorum.
Bu cümlede “nereye” sözcüğü cümleye soru
anlamı katmamıştır ama görevce soru zamiridir.
Soru Adılı: Adın yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir. Soru
zamirinin cevabı, bir ad ya da başka bir zamirdir.
Kim (kime, kimi, kimde, kimden, kimler...)
Ne (neyi, neye, neler, nesi, neyin...)
Nere (nerede, nereden, neresi, nereyi...)
Hangisi (hanginiz, hangimiz, hangileri...)
Kaçı (kaçıncısı, kaçınız, kaçımız...)
 Size dün akşam kim gelmiş?
Bu cümlede, “kim” sözcüğü, soru anlamı taşımaktadır ve yerine cevap olarak bir ad gelebilmektedir. “Size dün akşam
 Taner gelmiş.” cevabında görüldüğü üzere “Taner” adı,
“kim” sözcüğünün yerine cevap olarak gelebilmektedir.
 Bana hediye olarak ne aldın? (yüzük)
 Bütün bunları kimden duydun? (Turgay’dan)
 Buranın neyi meşhur? (fındığı)
 Geçen yaz, nereyi gezdin? (Kapadokya’yı)
 Bu tablolardan hangisini beğendin? (şunu)
 Kalemlerin kaçını sana verdi? (üçünü)
Sözcük Türleri - 1
TÜRKÇE 16
FASİKÜL 4
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir zamirle
sağlanmıştır?
A) Bunca sıkıntıya neden katlandınız?
B) Bu romanı benden sonra kim okumak ister?
C) Bu çiçeklere kaç para verdiniz?
D) Kaçıncı katta oturduğunu söyledi mi?
E) Bana gizlice ne söylediğini biliyor musunuz?
7 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Aşağıdakilerin hangisinde belgisiz zamir kullanılmıştır?
A) Kimi insanlar karlı havada araba kullanmıyor.
B) Size başka bir gömlek verelim, dedi.
C) Sinemalardaki hiçbir filmi kaçırmazmış.
D) Bazısı işini ötekilerden erken bitirmiş.
(Bazısı sözcüğü ismin yerine geçen belgisiz zamirdir.)
E) Bugün yine birkaç kitap aldım.
9 - ÇÖZÜMLÜ SORU
İsim tamlamalarında zamirler de tamlayan olur.
Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uygun bir örnek vardır?
A) Onun kardeşi bu köyde öğretmenmiş.
(“Onun kardeşi” tamlamasında “onun” kişi zamiridir ve
tamlayan görevindedir.)
B) Çeşmenin başında büyük bir kalabalık toplandı.
C) Yolcunun çantasını bulup getirmişler.
D) Kapının önünde yaşlı bir adam duruyordu.
E) Otobüs durağında bizden başka kimse yoktu.
Çözüm
Çözüm
Çözüm
Sözcük Türleri - 1
17 TÜRKÇE
FASİKÜL 4
oraya
TÜRKÇE 18
Öğreten Test FASİKÜL 4
2 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adıl (zamir) yoktur?
A) Birkaçı hariç, kedilerin hepsinin durumu iyi.
B) Bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor.
C) Paketi göndermemizi kendisi istemişti.
D) Kimliğini unuttuğundan geri dönmek zorunda kaldı.
E) Bizimkiler evde olmadığı için teyzemlere gittim.
3. Durmuş bir tepede okuduğum mektep
Askerlik ettiğim kışladır kendisi
Benim de sayılmaz mı oralar
Elimi tutar gibi iki yanımdan
Anamın yattığı Üsküdar
Babamın toprağı Çamlıca
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangileri
zamirdir?
A) I, II ve III B) II, III ve IV C) II, IV ve VI
D) III, IV ve V E) IV, V ve VI
I
III IV
V
VI
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işaret adılına yer
verilmemiştir?
A) Bu konu üzerine, geçen yıl burada bir konferans düzenlenmişti.
B) Şair daha önceki şiirlerinde de bunun gibi benzetmeler kullanmış.
C) Gençlerden biri yanıma gelip ilginç sorular sorarak
beni şaşırttı.
D) Bunlar işimize daha sonra yarayacak kitaplar, bunları iyi sakla.
E) Aradığınız belgeler oralarda bir yerde olacaktı.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dönüşlülük zamiri
kullanılmıştır?
A) O, bana her zaman saygı göstermiştir.
B) Her sanatçının farklı bir sanat görüşünün olması doğaldır.
C) Kitaplığındakileri okumadan yeni bir kitap almazdı.
D) Başkanların birçoğuyla kişisel dostluğu vardı.
E) Şiirde kendine güveniyordu ama düzyazıda iddialı
değildi.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı türden zamirler bir arada kullanılmıştır?
A) Senin buraya gelmeni isteyen kendisiydi.
B) Bana niçin daha erken haber vermedin?
C) Ondan başka beni anlayan olmadı.
D) Bundan sonra oraya gitmeyi düşünmüyorum.
E) Katılımcıların bazıları konuyu anlamadığını söyledi.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgi adılı kullanılmıştır?
A) Bahçedeki nar ağacı çiçek açmıştı.
B) Kapıdaki çöpleri evin önüne bıraktı.
C) Yaşadığı olaydan sonra neşesi iyice kaçtı.
D) Bizimki saymakla bitecek dert değil.
E) İçerisi çok kalabalıklaştığı için salondaki eşyaları çıkardık.
1-C 2-D 3-B 4-E 5-A 6-D
II
19 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 4
4. Bilmem nerededir bu gizli bahar
Nereden bu kokuları alıyor rüzgâr
İklimlerin dışında bir iklim mi var
Ne fecir bir şey der ne şafak söyler
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) “bir” sözcükleri belgisiz sıfattır.
B) “bu” sözcükleri işaret adılıdır.
C) Soru zamiri vardır.
D) “var” sözcüğü isimdir.
E) Bir sözcük hem niteleme hem belirtme sıfatıalmıştır.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dönüşlülük adılı kullanılmıştır?
A) Onun yerine bir başkasını görevlendirdiler.
B) Resim çalışmalarına biraz ara verecek.
C) Bu koliyi buradan kendisi alacak.
D) Temizlikçiler, kantini güzelce temizledi.
E) Ünlü sanatçı bizim okulda bir konser verdi.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir adılla sağlanmıştır?
A) Bu ay yemek listesinde neler varmış?
B) Kimde kalacağınıza karar verdiniz mi?
C) Ayakkabılarını nereden aldığını biliyor musun?
D) Bu meseleyi neden büyütüyorsunuz?
E) Benimle bu şekilde nasıl konuşursun?
6. O, herkes tarafından örnek gösterilen biriydi.
Bu cümlede numaralanmış sözcüklerin türleri, aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?
A) kişi adılı - belgisiz adıl - belgisiz sıfat
B) işaret adılı - kişi adılı - belgisiz adıl
C) işaret adılı - belgisiz adıl - kişi adılı
D) kişi adılı - belgisiz sıfat - belgisiz adıl
E) kişi adılı - belgisiz adıl - belgisiz adıl
I II III
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir (adıl) kullanılmamıştır?
A) Çoğunun bu konu hakkında bilgisi yoktu.
B) Bazılarımızın patronla aynı fikirde olmasına sevindim.
C) Ormandaki ağaçların hepsi korumaya alındı.
D) Halil, derslerine günü gününe çalışan biriydi.
E) Bugüne kadar kaç kitap okuduğumu bilmiyorum.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı
bir adıl kullanılmıştır?
A) Onu ben de çok iyi tanımıyorum.
B) Bugün onlarla sinemaya gideceğiz.
C) O, bu tarz yerlerde bulunmaktan keyif alır.
D) Onları çuvala doldurup çöpe attık.
E) Bayram tatilinde onlarla birlikteydik.
1-C 2-E 3-D 4-B 5-A 6-E
TÜRKÇE 20
Sınav Tadında FASİKÜL 4
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir (adıl) kullanılmıştır?
A) Özgün olmayan hiçbir yazar ölümsüzlük kazanamaz.
B) Bütün yapıtlar zaman değirmeninin çarklarından geçer.
C) Gerçek sanat yapıtları her okuyuşta yeni tatlar verir
insana.
D) Yapıtı, zamanın yıkıcılığından ancak özgünlüğü kurtarabilir.
E) Sanat yapıtında herkesin alabileceği bir mesaj her
zaman vardır.
3. Konuşmacı, bütün salona elindeki kitabın kimin eseri olduğunu sordu. Soruyu benden başka kimse bilemeyince
ödül olarak bana kendi kitabını verdi.
Bu parçada aşağıdaki zamir türlerinden hangisi yoktur?
A) İşaret zamiri
B) Soru zamiri
C) Kişi zamiri
D) Dönüşlülük zamiri
E) Belgisiz zamir
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük
tür bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Herhangi bir insan bunu ilk bakışta anlamaz.
B) Evde etkinlik yapmanın birçok nedeni var.
C) Birkaç şiir yazmakla şair olunmaz.
D) Bazı hayvanlar bakıma muhtaçtır.
E) Sorunların hepsi bu toplantıda görüşüldü.
5. “Zamirler, kimi zaman bir sıfat tarafından nitelenebilir.”
Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir
örnek vardır?
A) Recep Bey’den sonra içeriye oldukça genç biri girdi.
B) Otobüsü kaçırınca uçakla gitmeye karar verdiler.
C) Öğretmenlerin hepsini teker teker dinlediler.
D) Yolculuğun sonuna doğru herkese çay verildi.
E) Bu yolculuktan sonra hepsi çok iyi arkadaş oldu.
6. Bir karavan verseler sade bana
Kaçırsam kendimi buralardan
Kim gelir peşimden aramaya
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Belgisiz adıl
B) Kişi adılı
C) İşaret adılı
D) Soru adılı
E) Dönüşlülük adılı
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı türde zamirler bir arada kullanılmıştır?
A) Bize, bu çalışmayı sizin yapacağınız söylendi.
B) Bu sıkıntıları bana anlatmamıştı.
C) Çoğu insan gibi o da samimiyetten hoşlanmazdı.
D) Onları, ambara kendisi yerleştirmişti.
E) Bu işe gireceğini kimseye söylememişti.
21 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 4
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adıl kullanılmamıştır?
A) Hepimiz hava kararmadan izci kampına gittik.
B) Babası, çocuklarının hiçbirini uyandırmaya kıyamıyordu.
C) Hafize yengem, bu hediyeyi sana getirmiş.
D) Böyle konuşmaya devam edersen bir daha görüşmeyiz.
E) Buraya yıllar önce bir eylül akşamı gelmiştik.
1-E 2-E 3-A 4-D 5-A 6-A 7-C 8-E 9-C 10-D 11-B 12-D
11. “Dönüşlülük adılı, kişi adılıyla kullanılabildiği gibi, kişi
adıllarının yerine de kullanılabilir.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dönüşlülük adılı birinci çoğul kişi adılı yerine kullanılmıştır?
A) Odaya girmeyi kendisi istememiş.
B) Bu seyahate katılmayı kendimiz istedik.
C) Annem, bu elbiseyi kendine diktirmiş.
D) Hatayı biraz da kendinizde aramalısınız.
E) Eşyaların hepsini kendileri taşımış.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgi adılı vardır?
A) Akşamki maçta koca stadyum tıklım tıklım dolmuştu.
B) Evdekiler bugün bağa gidip dönmeyince çok telaşlandık.
C) O kadar yorulmuştum ki kafamı yastığa koyar koymaz uyudum.
D) Rakip takımın formaları bizimkilerden daha gösterişliydi.
E) Yoldaki yapım çalışması yüzünden araçlar yavaş ilerliyordu.
7. Her şeyini evlatlarına adamış birisi için böyle bir fedakârlık yapmak zor değildi. Kızı çok hastaydı. Buraya, ücra
yerlerden kalkıp onun yaşaması için tarlalarını satmaya
gelmişti.
Bu parçada kaç zamir (adıl) kullanılmıştır?
A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6
8. Aşağıdakilerin hangisinde ötekilerden farklı türde bir
zamir (adıl) kullanılmıştır?
A) Vitrindeki kitaplardan bazılarını okumamıştı.
B) Tümü bu konuda görüş birliğine varmıştı.
C) Birçoğumuz birikimlerini yerinde kullanamıyor.
D) İnsan her şeyde mutluluğu yakalayabilir.
E) Bu, kuşaklar arası çatışmayı yansıtan bir romandır.
9. “O” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi
adılı olarak kullanılmıştır?
A) Onu dolabın çekmecesine koymamızı istedi.
B) Bütün gece onu kurmak için uğraştı.
C) Haftalardır onunla tanışmayı bekliyordu.
D) O derginin kapak düzenini beğenmedim.
E) Onu okuduktan sonra sana verebilirim.
TÜRKÇE 22
Sınav Tadında FASİKÜL 4
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı
türde bir adıl kullanılmıştır?
A) Herkes kısa sürede meydanda toplanmıştı.
B) Öğrencilerin birkaçına yeni bir görev verildi.
C) Bazıları bu konuda farklı düşünebilir.
D) Bu başarılar bizim gurur kaynağımızdır.
E) Hafta sonu hepimiz öğretmenimizi ziyaret etmeyi düşünüyoruz.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dönüşlülük adılı,
eylemi kişi yönünden pekiştirmiştir?
A) Haftaya ben de kendime yeni bir ayakkabı alacağım.
B) Oturdukları ev kendilerinin değilmiş.
C) Herkesi kendisi gibi sandığından çoğu zaman hayal
kırıklığına uğrardı.
D) Futbol turnuvasını biz kendimiz düzenledik.
E) Bugün kendisini pek iyi hissetmiyordu.
3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde farklı türden adıllar
bir arada kullanılmıştır?
A) Yaşlı adamı tanıyanların çoğu onun kim olduğunu
bilmiyordu.
B) Yanımızdaki çocukların hepsine çikolata verdik.
C) Biri dışında öğrencilerin hiçbiri müze gezisine katılmamış.
D) Senden istediğim işleri yarına bitirebilir misin?
E) Bu başarıda birçok kişinin emeği varmış.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi adılı kullanılmıştır?
A) Bu sınava birçoğumuz çok iyi hazırlanmıştık.
B) Hatalarını anlasın diye onları uyarmamıştı.
C) Gazetedeki iş ilanlarını tek tek okudu.
D) Bunları daha önce neden anlatmadın?
E) Bu tarihî yapıların birkaçı restore edilecek.
6. Işıktır bana bir tebessümün
Kendimi kaybederim sen gülünce
Kimseyi görmez gözüm oralarda
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Belgisiz adıl B) Kişi adılı
C) İşaret adılı D) Soru adılı
E) Dönüşlülük adılı
4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde adıl yoktur?
A) Gurbet her dem çekiyor insanı kendine
B) Artık yapayalnızım, kimse anlamaz hâlimden
C) Susmam ürkütmesin, içimde çağlayanlar var
D) Ey çocukluk günlerim, neredesiniz
E) Sular bizden akıllıdır, daha evvel görürler akşamı
23 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 4
10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde farklı türde adıllar bir
arada kullanılmıştır?
A) Kimdir bana gülümseyen yeşil bahçeden
B) Sen gel beni dinle, günler heba olmasın
C) Eğil bak suya, oradadır güzellik, gençlik
D) Bu mevsimde her şey güzel, ölçülü
E) Sevgiye özlem bitmez, hiç kimsede
11. Aşağıdakilerin hangisinde adın yerini soru yoluyla
tutan bir sözcük kullanılmıştır?
A) Güncel olayları yapıtlarında nasıl ele alıyor?
B) Binaların ne kadar dayanıklı olduğu belirlendi mi?
C) Bu işler kaç ayda tamamlanır?
D) Bilmediğin bu şehri kiminle gezeceksin?
E) Bugüne kadar ne tür kitaplar okudun?
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belgisiz adıl kullanılmıştır?
A) Bunu kimin söylediğini bilmiyorum.
B) Fuara birkaç arkadaşıyla gidecekmiş.
C) Bu fidanları şuraya dikmelisin.
D) Bu saatte sokakta ne yapıyorsunuz?
E) Söylediklerinin çoğunu hatırlamıyorum.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir adılla sağlanmıştır?
A) Gelmemesinin ardındaki neden neydi?
B) O, ne yapacağına karar verdi mi?
C) Şu sıralar hangi kitabı okuyorsun?
D) Niçin sıkıntıda olduğunu söylemedin?
E) Yalnız başına nasıl karar verecek?
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “o” sözcüğü kişi
adılı değildir?
A) O, dersten biraz sonra çıkacakmış.
B) O, yeni çıkan bütün öyküleri okumuş.
C) O, bize sinemaya gelmeyeceğini söyledi.
D) O, bu zor işte en yetkili kişiydi.
E) O, incelediğim şiirlerin en özgünüydü.
1-D 2-D 3-A 4-C 5-B 6-D 7-E 8-A 9-E 10-A 11-D 12-C
12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde adıl yoktur?
A) Bu, bir sonbahar akşamıdır
Kırılmış, gitmiş gururum
B) Penceremin önünden kuşlar geçer
Her biri ayrı makamdan öter
C) O gürültülü şehirlerden çok uzakta
Bir dost bekliyorum her gelen trenden
D) Kimini onlarca, yüzlerce kişi uğurlar
Kimini tek bir kişi
E) Hayatım çok güzeldi her zaman
Kimse bilmeyecek fakat şimdi
Sözcük Türleri - 1
TÜRKÇE 24
FASİKÜL 4
Sıfat (Ön ad)
Bir adı; nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelimelerdir.
Niteleme Sıfatları
 Bir adı; durum, şekil, biçim, renk yönüyle niteleyen sözcüklerdir.
 Niteleme sıfatları, ada sorulan “nasıl?” sorusunun cevabı
olan sözcüklerdir.
Örnekler
Küçük çocuk, elindeki oyuncakla yanımıza geldi.
Gökyüzünde kapkara bulutlar dolaşıyordu.
Uzun bir ağacın altında toplandılar.
Çürümüş elmaları bir tarafa ayırdık.
Bu cümlelerde “küçük”, “kapkara”, “uzun” ve “çürümüş” sözcükleri, önüne geldiği adların nasıl olduğunu gösterdiği için
niteleme sıfatıdır.
Bu sözcükler, niteledikleri ada sorulan “nasıl?” sorusuna cevap vermiştir:
Nasıl çocuk? (küçük çocuk)
Nasıl bulutlar? (kapkara bulutlar)
Nasıl yolculuk? (uzun yolculuk)
Nasıl elmalar? (çürümüş elmalar)
Bu yolun sonunda eski bir ev vardı.
Yol kenarları, kurumuş yapraklarla doluydu.
Annem, sabahları tatlı bir sesle bizi uyandırırdı.
Kahvaltıda güzelim böreklerden bolca yemiştim.
Bu cümlelerde, “eski” sözcüğü, “ev” adının niteliğini; “kurumuş” sözcüğü, “yaprak” adının niteliğini; “tatlı” sözcüğü, “ses”
adının niteliğini; “güzelim” sözcüğü, “börek” adının niteliğini
gösterdiği için niteleme sıfatıdır.
Belirtme Sıfatları
Adları işaret, sayı, soru, belgisizlik yönüyle belirten sıfatlardır.
İşaret Sıfatı: Adları işaret yönüyle belirten, onlara işaret eden
sözcüklerdir.
bu, şu, o, öteki, beriki, öbür
Örnekler
 Bu hediyeyi senin için aldım.
 Arkadaşlarım öteki otobüse binmiş.
 Belediye, yol kenarındaki yıl şu ağaçları suladı.
 O romanı okudun mu?
 Buraya öbür yoldan geldim.
Bu cümlelerde geçen “bu, öteki, şu, o, öbür” sözcükleri, önündeki adları, işaret yönüyle öteki varlıklardan ayırıp belirttiği için
işaret sıfatıdır. AKLINDA OLSUN
O “Bu, şu, o, öteki, beriki, öbür” sözcükleri aynı
zamanda işaret zamiridir.
Bu film, daha heyecanlıymış.
Bu, daha heyecanlıymış.
İlk cümlede “bu” sözcüğü “film” sözcüğünü işaret
ederek belirttiği için işaret sıfatıdır. İkinci cümlede
ise “bu” sözcüğü “film” adının yerini tuttuğu için işaret zamiridir.
BAŞKA YERDE YOK
O İşaret sıfatlarından sonra virgül (,) kullanılmaz.
Bu sözcüklerden sonra virgül (,) kullanılırsa bu
sözcükler, zamir olur.
O türküyü daha önce dinlemiş.
O, türküyü daha önce dinlemiş.
İlk cümlede “o” sözcüğü “türkü” adını belirttiği için
işaret sıfatı; ikincisinde “o” sözcüğü bir adın yerine geçtiği için zamirdir.
BENDEN UYARMASI
O İşaret sıfatları her zaman yalın hâlde bulunur,
çekim eki aldığında işaret zamiri olur.
Görevli öteki işçiyi de buraya çağıracakmış. (işaret sıfatı)
Görevli ötekini de buraya çağıracakmış.(işaret
zamiri)
SIFAT (ÖN AD)
Niteleme Sıfatları Belirtme Sıfatları
İşaret Sıfatı
Belgisiz Sıfat
Sayı Sıfatı
Soru Sıfatı
Asıl Sayı Sıfatı
Sıra Sayı Sıfatı
Üleştirme Sayı Sıfatı
Kesir Sayı Sıfatı
Sıfat (Ön ad) ve Çeşitleri
Sözcük Türleri - 1
25 TÜRKÇE
FASİKÜL 4
AKLINDA OLSUN
“Bir” sözcüğü, hem belgisiz sıfat hem sayı sıfatı
olarak kullanılabilir. “Bir” sözcüğünün yerine başka
sayı getirilebiliyorsa, “bir” sözcüğü sayı sıfatıdır.
Bir haftada üç kitap okumuş.
Bu cümlede “bir” sözcüğü, sayı sıfatıdır çünkü yerine “iki” veya “üç” gibi başka bir sayı getirilebilir.
Merve, çalışkan bir öğrencidir.
Bu cümlede “bir” sözcüğünün yerine başka bir sayı getirilemez çünkü bu cümlede “bir” sözcüğü “herhangi bir” anlamında ve belgisiz sıfattır.
BENDEN UYARMASI
O Bir ad, hem niteleme hem belirtme sıfatı alabilir.
Sanatçı, yeni bir roman yazacakmış.
O Sıfatlar, zamirleri de niteleyebilir.
Arkadaşım çok iyi birisidir.
sıfat belgisiz zamir
BAŞKA YERDE YOK
“Kimi, çoğu” sözcükleri, hem belgisiz zamir hem
belgisiz sıfat olarak kullanılabilir.
Yayınevinde kimi kitaplar pahalı, kimi ise ucuzdu.
Bu cümlede, birinci “kimi” sözcüğü “kitaplar” sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfattır; ikinci “kimi” sözcüğü, kitapların yerini tuttuğu için belgisiz zamirdir.
Çoğu öğretmen konferansa yetişemedi ama öğrencilerin çoğu konferans salonundaydı.
Bu cümlede “çoğu” sözcüğü “öğretmen” sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfattır; ikinci “çoğu”
sözcüğü, öğrencilerin bir kısmının yerine geçtiği
için belgisiz zamirdir.
Soru Sıfatı: Adı soru yoluyla belirten sıfatlardır. nasıl, kaç,
kaçıncı, kaçar, hangi, ne kadar, ne
Örnek
Bu tatil beldesinde kaç arkadaşın oldu?
Bu cümlede, “kaç” soru sözcüğü “arkadaş” adını belirttiğinden soru sıfatıdır.
Hangi yoldan gitmemizi tavsiye ediyorsun?
Bu cümlede, “hangi” soru sözcüğünün “yol” adını belirttiğinden soru sıfatıdır.
Köyde nasıl bir evde oturuyordunuz?
Orada ne kadar para harcamış?
Onların evi, binanın kaçıncı katında bulunuyor?
Arkadaşların bize ne gün gelecek?
Bu oyunda takımlar kaçar kişiden oluşuyor?
Bu cümlelerde geçen “nasıl, ne kadar, kaçıncı, ne, kaçar” sözcükleri; önündeki sözcükleri soru yönüyle belirttiği için soru
sıfatıdır.
Sayı Sıfatları: Varlıkların sayılarını gösteren, onları sayı
yönüyle belirten sözcüklerdir.
a) Asıl Sayı Sıfatı: Varlıkların sayılarını kesin olarak belirten
sözcüklerdir. Ada sorulan “kaç” sorusunun cevabıdır.
Örnek
Üç gün önceki toplantıya altı kişi katılmış.
Ablam, bir ay sonra yurtdışından gelecek.
Bu cümlelerde “üç, altı, bir” sözcükleri, “gün, kişi, ay” adlarının sayısını belirttiği için, asıl sayı sıfatıdır.
b) Sıra Sayı Sıfatı: Varlıkların sırasını gösteren sözcüklerdir.
Sayılara “-ncı, -nci, -ncu, -ncü” ekleri getirilerek oluşturulur.
Ada sorulan “kaçıncı” sorusunun cevabıdır.
Örnek
Bu öykünün on beşinci sayfasına geldim.
Sınavdaki yedinci soru çok kolaydı.
Bu cümlelerde “on beşinci, yedinci” sözcükleri “sayfa, soru”
adlarının sırasını belirttiği için, sıra sayı sıfatıdır.
c) Üleştirme Sayı Sıfatı: Varlıkları sayıca bölümlere ayıran,
paylaşma anlamı veren sözcüklerdir. Sayılara “-er, -ar” eki getirilerek oluşturulur. Ada sorulan “kaçar” sorusunun cevabıdır.
Örnek
Sınavda her branştan onar soru soruldu.
Öğrencilerden altışar kitap okumaları istendi.
Bu cümlelerde “onar, altışar” sözcükleri, “soru, kitap” adlarının paylara ayrıldığını belirttiği için üleştirme sayı sıfatıdır.
d) Kesir Sayı Sıfatı: Varlıkların parçalarının, bütüne olan oranlarını gösteren sıfatlardır.
Örnek
Tarlaların üçte iki hissesi ona aitmiş.
Yarışmada yarım altın kazanmış.
Burayı ölçmek için bir buçuk adım saymak yeterli.
Bu cümlelerde “üçte iki, yarım, bir buçuk” sözleri, “hisse, altın, adım” adlarının bütüne olan oranlarını belirttiği için kesir
sayı sıfatıdır.
Belgisiz Sıfat(Belirsizlik Sıfatı): Adları yaklaşık, kabataslak belirten sıfatlardır. bir, birkaç, birçok, çoğu, kimi, bazı, bütün, tüm, başka, birtakım, her, hiçbir, herhangi
Örnek
Elbet bir gün buluşuruz yine seninle.
Bu konuyla ilgili birkaç kitap okumuştum.
Bu cümledeki “bir, birkaç” sözcükleri, “gün, kitap” adını, sayı
yönüyle ama kesin olmayacak biçimde belirttiğinden belgisiz
sıfat görevindedir.
Bahçedeki bazı masaları dışarıya taşıyalım.
Ünlü ressam, birçok tablosunda İstanbul’u anlatıyor.
Yazarın başka romanlarını da okudum.
Hiçbir öğrenci, ders çalışmadan duramaz.
Lise yıllarında okuduğum her kitabın özetini çıkarırdım.
Bu cümlelerde “bazı” sözcüğü, “masa” adını; “birçok” sözcüğü, “tablo” adını; “başka” sözcüğü, “roman” adını; “hiçbir”
sözcüğü, “öğrenci” adını; “her” sözcüğü, “kitap” adını kesinlik bildirmeden belirttiği için belgisiz sıfattır.
Sözcük Türleri - 1
TÜRKÇE 26
FASİKÜL 4
PRATİK BİLGİ
İlgi eki (-ki) veya sıfat yapan -ki, yer ve zaman bildiren sözcüklerden sonra gelip eklendiği sözcüğü sıfat yapar.
Örnek
Sınıftaki öğrenciler dışarı çıkmış.
Yarınki sınava hazır mısın?
Bu cümlelerde “sınıf” sözcüğü, ilk önce bulunma
durumu (-de, -da, -te, -ta) ekini alıp ardından sıfat
yapan “-ki” ekini alarak önündeki “öğrenciler” adını; “yarın” sözcüğü, sıfat yapan “-ki” ekini alarak
önündeki “sınav” adını belirttiği için sıfat görevindedir.
BİZDEN NOT
Sıfat-fiiller, “FİİLİMSİLER” konusunda daha ayrıntılı olarak işlenecektir.
Adlaşmış Sıfat
Ad yerine kullanılan sıfatlardır.
Niteleme sıfatları, çekim eki alarak veya almadan niteledikleri ismin yerini tuttuklarında adlaşmış sıfat görevinde kullanılır.
Yaralı yolculara ilk müdahaleyi köy halkı yaptı. (niteleme sıfatı)
Yaralılara ilk müdahaleyi köy halkı yaptı. (adlaşmış sıfat)
Unvan Sıfatı
Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan kelimelerdir. Unvanlar, adların önüne de
sonuna da gelebilir.
Doktor Yusuf Bey, Binbaşı Mustafa, Avukat Sümeyye Hanım
Sıfatlarda Küçültme (Küçültmeli Sıfat )
Üzerine (-cik, -cek, -ce, -[i]msi, -[ı]mtırak) küçültme eklerinden birini alarak gösterdiği kavram ve nitelik küçülmüş ve azalmış olan sıfatlardır.
Güzelce bir çocuk, küçücük salon, daracık yol, büyücek ev,
yeşilimsi perde
Sıfat-Fiil (Ortaç)
 Fiillerden “-an (-en), -ası (-esi), -mez (-maz), -ar (-er, -r),
-dik (-dık, -tik, -tık), -ecek (-acak), -miş (-mış)” ekleriyle türetilip sıfat görevinde kullanılan sözcüklerdir.
Sıfat- fiiller, fiilimsilerin bir türüdür.
 Kızarmış balıklar konuklara servis edildi.
 Yağan kardan dolayı okul birkaç gün tatil edildi.
 Tiyatrodaki bazı oyuncuların gülünesi hâlleri vardı.
 Eski sporcu, bu yörede yenilmez bir güreşçi olarak tanınırdı.
 Yenilir yutulur sözler değildi şoförün söyledikleri.
 Çocuğu bulmak için aramadık yer bırakmadık.
 Buraya ödenecek faturaları bırakıyorum.
 Kullanım tarihi geçmiş ilaçları geri dönüşüm kutusuna bıraktık.
1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme
hem de niteleme sıfatı almıştır?
A) İçeriye orta yaşlı bir kişi girdi.
(orta yaşlı niteleme, bir belirtme sıfatıdır.)
B) İnsana tepeden bakan, itici biriydi.
C) Gözü eski, cumbalı evleri arıyordu.
D) O yıllarda çift düğmeli, dar yakalı ceketler modaydı.
E) Her gün aynı yorgun, asık yüzleri görmekten bıkıp usanmıştı.
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Bir kedi, avına saldırmaya hazırlanırken başını ritmik şekilde
bir o yana bir bu yana sallar. Bu, birçok yırtıcı hayvanın uyguladığı bir yöntem değil midir? Biz de başımızı iki yana ne kadar sallarsak bir nesnenin yanal hareketleriyle yer değiştirme
derecesini o oranda azaltabileceğimizi görürüz.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İşaret sıfatı B) Belgisiz sıfat
C) Sayı sıfatı D) Niteleme sıfatı
E) Soru sıfatı
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Her zamanki gibi bir sabahtı. O gün de yandaki taş binanın
yüksek tavanlarına ve eskimiş pencerelerinden odaya sızan
renk renk ışıklara merhaba demişti.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İlgi ekiyle türemiş sıfat
B) İkilemeyle oluşmuş sıfat
C) Belgisiz sıfat
D) İşaret sıfatı
E) Sıra sayı sıfatı
Sözcük Türleri - 1
27 TÜRKÇE
FASİKÜL 4
Sıfatlarda Pekiştirme
Sıfatların anlam derecelerinin artırılmasına pekiştirme denir.
Sıfatların anlamları değişik yöntemlerle pekiştirilebilir.
 Sözcüğün ilk ünlüsüne kadar olan bölümü “m, p, r, s” ünsüzlerinden uygun olanı getirilerek pekiştirme yapılır.
yemyeşil ağaçlar, sımsıcak bir çay, sapsarı kumlar, tertemiz elbiseler
 Bunun dışında oluşturulan pekiştirmeli sözcükler de vardır.
sırılsıklam adam, karmakarışık eşyalar, paramparça balık
ağları, sapasağlam elbiseler
 İkilemelerle de pekiştirme yapılır.
ayrı ayrı yollar, üzgün üzgün bakışlar, yalan yanlış dedikodular, inceli kalınlı ağaç dalları
 İkilemelerin arasına “ama” bağlacı ve “mi” getirilerek pekiştirme yapılır.
hızlı mı hızlı bir araba, sıkışık ama çok sıkışık bir trafik
Birleşik Sıfatlar
Sözcüklerin birleşmesiyle oluşan ve sıfat görevinde kullanılan
sözcüklerdir.
 İki sözcüğün bir araya gelerek tek bir kavramı karşılamasıyla oluşan sıfatlara, “anlamca kaynaşmış birleşik sıfat” denir.
boşboğaz çocuk
gülkurusu gömlek
birkaç adam
 İki sözcüğün belli kurallarla bir araya gelerek oluşturduğu
sıfat grubuna “kurallı birleşik sıfat” denir. Bu sıfatlar aşağıdaki biçimlerde oluşturulur: Sıfat ve takısız ad tamlamalarına “-lı, -lık, -sız” yapım eki getirilerek birleşik sıfat yapılır:
kısa kol - lu gömlek
demir kapı - lı fabrika
kırmızı şapka - lı kız
üç gün - lük dünya
 Sıfat tamlamalarında sıfatla isim yer değiştirilip isme iyelik
eki getirilerek birleşik sıfat yapılır:
salon - u geniş ev
kalb - i temiz insanlar
havas - ı temiz köy
Sıfat Tamlaması
Bir sıfatın, kendisinden sonra gelen bir isimle oluşturduğu söz
grubuna “sıfat tamlaması” denir.
Örnek
pahalı evler
sıfat isim
tamlayan tamlanan
4 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Kimi sıfat takımlarında adla sıfatın yeri değiştirilip, ada bir iyelik
eki (-i, -si) eklenerek bir sıfat grubu (birleşik sıfat) oluşturulur.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat grubu vardır?
A) Okul müdürümüz uzun boylu, sert bakışlı, oldukça genç
biriydi.
B) En büyük arzusu, salonu geniş bir eve sahip olmaktı.
(“salonu geniş bir ev” sözü iyelik eki (-i, -si) eklenerek
oluşturulan birleşik sıfattır.)
C) Güzel değil fakat okunaklı bir yazısı vardı.
D) Bahçedeki iri gövdeli çınarın altında oturmayı çok severdi.
E) Okulun yıkık bahçe duvarını nihayet onarmışlardı.
5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2020 TYT
(I) Emprovize caz yapan müzisyenlerde çok önemli bir yetenek var: Zihnin akış hâlini kullanmak. (II) Trans hâli olarak da
bilinen akış, bütünüyle tek aktiviteye odaklandığımız durumlarda beliriyor. (III) Örneğin maratonda koşuyorsanız tüm dikkatiniz vücudunuzun hareketlerine odaklanıyor. (IV) Kas hareketlerinizi, ayaklarınızın yerle temasını hissetmeye başlıyor;
benliğin kaybolduğunu gözlemliyorsunuz. (V) Böyle durumlarda odaklanılan beceriler en üst seviyede gerçekleştiriliyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sıfat
tamlaması yoktur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Tamlayan
Sıfat
Tamlanan
İsim
Emprovize caz yapan müzisyenler
çok önemli bir yetenek
Trans hâli olarak bilinen akış
tek aktiviteye odaklandığımız durumlar
tüm dikkatiniz
Böyle durumlar
odaklanılan beceriler
en üst seviye
Yukarıdaki sıfat tamlamaları I,II,III ve V. cümlelerde kullanılmıştır. IV. cümlede sıfat tamlaması yoktur. BİZDEN NOT
Sıfat tamlaması “TAMLAMALAR” konusunda, birleşik sıfatlar “SÖZCÜK YAPISI” konusunda ayrıntılı olarak işlenecektir.
Sözcük Türleri - 1
TÜRKÇE 28
FASİKÜL 4
Etkinlik 1
A) Aşağıdaki metinde geçen niteleme sıfatlarını bularak boş bırakılan yerlere yazınız.
Hedefimiz, şirin bir dağ köyüne ulaşmaktı. Otobüsümüz eğri büğrü yollardan geçerken hepimiz korkuyorduk.
Çünkü bir yanımızda yalçın kayalar, bir yanımızda uçurum ve uçurumun dibinde geniş ve derin bir nehir vardı.
Nehrin bulanmış suları hızlı hızlı akıyordu. Bir saat kadar böyle gittikten sonra köye geldik. Güler yüzlü köylüler
tarafından sevinç ve ilgiyle karşılandık. Duvarlarında rengârenk kilimler olan bir köy evinde ağırlandık. O leziz köy
yemekleriyle karnımızı güzelce doyurduk.
B) Aşağıdaki metinde geçen belirtme sıfatlarını bularak boş bırakılan yerlere yazınız.
Eski mahallemizde, evimizin yakınında terk edilmiş bir ev vardı. Çocukken birkaç arkadaşımızla birlikte bu binanın
bahçesine girer, oyunlar oynardık. O kocaman geniş bahçe bizim için apayrı bir dünyaydı. Bahçede çok ağaç vardı
ama sadece bir ceviz ağacı bulunuyordu. Cevizler olduğunda, onları toplamak çok eğlenceliydi. Bütün yaz neredeyse
orada geçerdi bizim için. Vakti geldiğinde hangi ağaçtan ne alacağımızı bilirdik. Elmaları, erikleri, kayısıları, şeftalileri
ağaçtan toplayıp yerdik.
Etkinlik 2
Aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına ‘’D’’ yanlış olanların karşına ‘’Y’’ harfi
koyunuz.
1. Bazı niteleme sıfatları, niteledikleri ismin yerine geçince adlaşmış sıfat olur.
2. Niteleme sıfatları isimleri işaret, sayı, soru, belgisizlik yönüyle belirten sıfatlardır.
3. Niteleme sıfatları, fiile sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabıdır.
4. Özel isimlerle birlikte kullanılan akrabalık, meslek, saygı unvanları da niteleme sıfatıdır.
5. “Bir” sözcüğü “tek” anlamında kullanılmışsa belgisiz sıfattır.
6. Sıfatlarda derecelendirme “pek, çok, daha, en…” gibi sözcüklerle yapılır.
şirin ………………….. ………………….. ………………….. …………………..
………………….. ………………….. ………………….. …………………..
hangi ………………….. ………………….. ………………….. …………………..
………………….. ………………….. ………………….. …………………..
29 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 4
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat kullanılmıştır?
A) Küçük bir kıyıya demir attı teknemiz.
B) Bu bereketli topraklarda her şey yetişir.
C) Sebzeleri tek tek seçer, ezikleri almazdı.
D) Yemeğin ardından güzel bir kahve içtik.
E) Aradığım kitabı bir türlü bulamadım.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır?
A) İhtiyar adam, dar bir masaya oturdu.
B) Bu mahalle eski zaman dükkânlarıyla ünlüydü.
C) Bu konak, ona üvey amcasından kalmıştı.
D) Öğretmenimiz bizlere ödüllü sorular sorardı.
E) Teknolojik gelişmelere ayak uydurmak gerekiyor.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde niteleme sıfatı kullanılmamıştır?
A) Boğaz’dan geçen büyük vapurlar herkesin ilgisini
çekiyordu.
B) Yeşil penceresinin önü saksılarla doluydu.
C) Güzel günler geçirmiştik o kasabada.
D) Birkaç köy muhtarını ziyaret ettik o gün.
E) İstanbul’un büyülü atmosferi insanı sarıverir.
4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde belgisiz sıfat kullanılmıştır?
A) Dostlarla da yollarımız ayrıldı bir bir.
B) Gün gelecek, kavuşacağız sizinle.
C) Hüzünlerime kendimi teslim etmem asla.
D) Çekilirmiş yıllarca özlemi memleketin.
E) Bütün yorgunluğumu yükledim bu buluta.
5. “Sıfatlar m, p, r, s ünsüzleriyle oluşturulan bir örnekle
pekiştirildikleri gibi yineleme (ikileme) yoluyla da pekiştirilir.”
Aşağıdakilerin hangisinde, bu açıklamaya uygun bir
kullanım yoktur?
A) Renkli renkli rüyalardan uyanıyorum hep.
B) Mini mini ellerini ısıtmaya çalışıyordu.
C) Yemyeşil yapraklara gizlendi kelebekler.
D) Koca koca dağlarda ceylan sürüleri dolaşıyor.
E) Buradan, dağınık dağınık görünüyordu her yer.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme sıfat göreviyle kullanılmıştır?
A) İhtiyar, kimseyle doğru dürüst sohbet etmiyor.
B) Taşınırken ıvır zıvır eşyaları eskiciye verdik.
C) Onlar geçek niyetimizi er geç fark edecektir.
D) Küçük kardeşim henüz yeni yeni yürüyor.
E) Bu teklifi enine boyuna düşünmeliyiz.
TÜRKÇE 30
Öğreten Test FASİKÜL 4
8. “Özel isimlerden önce ve sonra da kullanılabilen rütbe,
meslek, saygı gibi durumları belirten sözcüklere ‘unvan
sıfatları’ denir.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde unvan sıfatı yoktur?
A) Çandarlı Halil Paşa, Osmanlı sadrazamlarındandı.
B) Tiyatro çalışmalarını öğretmenlerimizden Ayla Hanım organize ediyordu.
C) Arabanın bakımı için Çetin Usta’dan servis randevusu almamız gerekiyor.
D) Doktor Ahmet Bey çocuklara her gün süt içmeleri
gerektiğini söyledi.
E) Kırmızı kalemlerimi arkadaşım Ayşelerin evinde unutmuşum.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtme sıfatı yoktur?
A) Fasikülün onuncu sayfasındaki sorular çok zordu.
B) Bu sanatçının birkaç kitabını okudum.
C) Gençlik yıllarımda uzun seyahatlere çıkardım.
D) Nasıl bir telefon alacağına karar verememiş.
E) Bu eserleri ölümünden sonra yayımlandı.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük
soru sıfatıdır?
A) O inatçı ihtiyarı, nasıl ikna ettiniz?
B) Bu dükkânda hangi ürünler ucuza satılıyor?
C) Davetlilerin kaçı programa katılmadı?
D) Hızlı tren nereye seferler düzenleyecek?
E) Okulda bulduğun cüzdanın sahibi kimmiş?
12. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden
hangisi, niteleme sıfatı değildir?
A) Bu yoldan giderseniz oraya daha çabuk varırsınız.
B) Duvardaki bozuk saati tamir etmiş.
C) Yeni bisikletine kardeşini de bindiriyor.
D) Arkadaşına güzel bir kitap almış.
E) Mumun cılız ışığında kitap okumaya çalışıyordu.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işaret sıfatı kullanılmamıştır?
A) Bu, azimli çalışmaların sonunda elde edilen bir başarıdır.
B) Burada ekmek kalmamış, öbür fırına gidelim.
C) Artık, öteki işlerimize başlayabiliriz.
D) Şu adamı gözüm hiç tutmadı.
E) Bu sınıfın en yaramaz öğrencisi kendisiydi.
1-D 2-C 3-A 4-E 5-E 6-B 7-D 8-E 9-C 10-A 11-B 12-A
7. Aşağıdakilerin hangisinde ötekilerden farklı bir sıfat
(ön ad) kullanılmıştır?
A) Aysız gecelerde mehtap gibidir güzelliğin.
B) Gönül evimin renkli rüyasıydın sen.
C) Hafiften çiseliyor üzerime hüzünlü yağmurlar.
D) Artık bu şehrin sokakları da geniş olmalı.
E) Kırmızı gülleri sana vermek isterdim.
31 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 4
4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerdenhangisi sıfat değildir?
A) Yüksekçe bir tepeden ovayı seyrediyoruz.
B) Nice öykülere konu olmuştur Göksu Nehri.
C) Şimdilerde o coşkulu nehir sessiz akıyor.
D) Kimi nehirlerin suyu zamanla azalıyor.
E) Akarsularımızın çoğu ne yazık ki kirleniyor.
1 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat vardır?
A) Gençliğimde denize girmeye çok vaktim olurdu.
B) Artık iş güç yüzünden denize de gidemez olduk.
C) Bizim evde sahile gitmek eğlence demekti.
D) Büyükler önden gider, parkta yer tutardı.
E) Her zaman kumsalın en iyi yerine otururduk.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir sıfatla sağlanmıştır?
A) Sabaha nasıl bir kahvaltı hazırlayayım?
B) Size hangi gün geleceğini söyledi mi?
C) Bu hoş kokular nereden geliyor dersiniz?
D) Neden geç kaldıklarını biliyor musun?
E) Burada en çok ne ağaçları var?
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “-den, -dan (-ten,
-tan)” ekini alan sözcük sıfat görevinde kullanılmıştır?
A) Onunla biz eskiden iyi arkadaştık.
B) Bahçedeki çocukları uzaktan seyrediyor.
C) Şimdiden acele etmene hiç gerek yok.
D) Şehirde kıştan eser kalmamış.
E) O içten, duygu yüklü sözleri hiç unutamıyorum.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden fazla belirtme sıfatı almış bir sözcük vardır?
A) Buradan yol geçerse bu iki bina yıkılacakmış.
B) Depremde birçok eski bina yerle bir olmuş.
C) Gençliğimin en güzel günleri bu sokakta geçti.
D) Yaşlı bir kadınla oğlu, seni görmek istiyordu.
E) Biz çıkarken uzun boylu bir genç içeri girdi.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat yoktur?
A) Bu tarihi yapının içini ilk defa gezdik.
B) Herkesin dikkatini çeken, duvardaki halılardı.
C) Konukların hepsi çok heyecanlı görünüyordu.
D) Tabloların her birinde sıcak renkler kullanılmış.
E) Evin bazı döşemeleri ceviz ağacındandı.
TÜRKÇE 32
Pratik Test FASİKÜL 4
11. Aşağıdakilerin hangisinde belgisiz sıfat kullanılmıştır?
A) Senin sevgin iksirdir diriltici ve keskin.
B) Yine bugün tütüyor burnumda hatıralar.
C) Ayrılığın acı şarkısı sarmıştı her yeri.
D) Ufka dikmişlerdi gözlerini sevdalılar.
E) Buralar mutluluk şarkısını çoktan unutmuştu.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır?
A) Onunla çok güzel vakit geçirdik.
B) Onun kadar neşeli birini tanımadım.
C) Onun bu etkili bakışları hepimizi duygulandırdı.
D) O, zor görevlerin üstesinden gelebilir.
E) Saksıdaki çiçeklere her sabah su verilmeli.
10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde soru anlamı soru sıfatıyla sağlanmıştır?
A) Her gün bu kadar güzel mi bu göl?
B) Hangi mevsimde döneceği belli mi leyleklerin?
C) Ne diye ışık yanar bu dağ evinde?
D) Kaçıncı ırmak bu, denize dökülmeyen?
E) Nerede çam kokan tahta dolaplar?
9. Kimi insan derbeder
Ömrünü heba edip gider
Kimisi ekmek derdine düşmüş
Rahattan yok eser
Bu dörtlükte, numaralanmış sözcüklerden hangisi ön
ad (sıfat) görevinde kullanılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV V
1-D 2-A 3-C 4-E 5-A 6-E 7-D 8-E 9-A 10-D 11-C 12-C
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır?
A) İrili ufaklı taşlar ayağımıza batıyordu.
B) Asırlık çınar ağacı bu parkın simgesiydi.
C) Zavallı kuş kafeste çırpınıp duruyordu.
D) Çocukluğu bu dar sokakta geçmişti.
E) Açık havalarda kendini daha iyi hissediyordu.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme ötekilerden
farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Gide gide kurumuş dere yatağına ulaştık.
B) Ağlaya sızlaya etrafındakilere yakınıyordu.
C) Sakin sakin oturup derdini anlattı.
D) Bağıra bağıra sesi kısılmış, konuşamaz olmuştu.
E) Sorduklarımıza yarım yamalak yanıtlar veriyordu.
33 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 4
1. “Sıfatlar, çekim eki almadan da adlaşır.”
Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uyan bir
adlaşmış sıfat vardır?
A) Misafirler, yarın buradan ayrılacak.
B) Suçlu dün kendisi ortaya çıkmış.
C) Öğretmen, uzun boylu öğrencileri arkaya aldı.
D) Bu ay, çalışanların maaşlarına zam yapıldı.
E) Yeşil kalemi çantasına, siyahı da cebine koydu.
3. Ovaya ayrı bir güzellik katıyor bu göl.
Bu cümlede geçen altı çizili sözcükle görevce özdeş
bir sözcük aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Kar yağınca yollar yine kapandı.
B) Arkadaşınız akşamüzeri sizi aradı.
C) Adam, öteki yolun daha kısa olduğunu söyledi.
D) Size telefon etmek hiç aklımıza gelmedi.
E) Çocuklar öğleden sonra oyun parkında oynasınlar.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde pekiştirmeli sözcük, sıfat görevinde kullanılmıştır?
A) Şehirden uzak bir köyde yapayalnız yaşıyordu.
B) Mahalledeki birçok eve güpegündüz hırsız girmiş.
C) Kitapta, içimi ısıtan sımsıcak öyküler buldum.
D) Sapasağlam görünen köprüyü trafiğe kapatmışlar.
E) Çocuğun yüzü ışığın altında sapsarı görünüyordu.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat farklı türden
bir sözcüğü nitelemiştir?
A) Böylesine lezzetli bir limonatayı ne zamandır içmemiştim.
B) Birkaç saniye sonra şişman biri içeri girdi.
C) Ayakta bekleyen insanların çok sinirli olduğu belliydi.
D) Gençleri ilgilendiren seminerde, ilginç konular dile
getirildi.
E) Beton binalar, bu eski yapıların arasında çok garip
görünüyordu.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat kullanılmıştır?
A) Yaz gelmeden hazırlıklarını tamamlamıştı.
B) Tatlıcı her pazar mahalleyi dolaşıyordu.
C) Yeşil alanları korumak hepimizin asıl görevidir.
D) Bu konuyla ilgili bir bilene ihtiyaç duyuldu.
E) Komşunun yaramaz çocuğu çiçekleri koparmış.
4. Dergimizin birinci bölümünde birçok sanatçı ve edebiyatçıyla yaptığınız ilginç söyleşiler, hangi açıdan edebiyat tarihi için vazgeçilmez birer kaynak özelliği taşıyor?
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Niteleme sıfatı
B) Soru sıfatı
C) Belgisiz sıfat
D) Sayı sıfatı
E) İşaret sıfatı
TÜRKÇE 34
Sınav Tadında FASİKÜL 4
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ ki” eklendiği kelimeyi sıfat görevine getirmiştir?
A) Unutma ki şimdi bir evimizi onun için satacağız.
B) Çocuklardaki o sevinci görünce ne yapacağımızı şaşırdık.
C) Sizinkiler sana izin vermiyorsa ben rica etmesini bilirim.
D) Burada bir şey kalmadı kutudakileri raflara yerleştirmeye başlayın.
E) Bizimkiler bu zor işin üstesinden gelecek gibi görünüyor.
1-B 2-C 3-C 4-E 5-B 6-D 7-D 8-D 9-D 10-B 11-C 12-D
11. “Kısa” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Kısa tahtanın ucundan tutarak kendisini yukarı çekti” cümlesindekiyle aynı görevde değildir?
A) Kısa saçları, siyah gözleri ve masum bakışı insanın
dayanacağı türden değildi.
B) Kısa boyuna bakmadan seçmelerde şansının yüksek olduğunu söylüyordu.
C) Kısa bitir ki biz de söyleyeceklerimizi acele etmeden
aktarabilelim.
D) Kısa soruları önce yanıtlar daha sonra ayrıntılı olarak
anlatmaya başlardı.
E) Kısa öyküsüyle okulundaki yarışmada birinci oldu.
12. Aşağıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangisi
görevce ötekilerden farklıdır?
A) İşlerimiz yavaş yavaş bir düzene girmeye başladı.
B) Böyle durumlarda insan ister istemez yanlışa düşer.
C) Başından geçenleri bize anlata anlata bitiremedi.
D) Okulumuz bu hafta dolu dolu bir moral programı düzenledi.
E) Anlattıklarımı anlamayınca yüzüme boş boş baktı.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad, hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır?
A) Bu yıl tatilini Bodrum’da geçirmeyi planladı.
B) Ninem bayramlarda bana işlemeli mendil verirdi.
C) Şimdi bir yazarın ilginç öykülerini okuyorum.
D) Üzerinde çizgili bir gömlek vardı.
E) Akşama kadar sıcak altında iş yapmaya çalışırdı.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ‘’-ca,-ce’’ ekini alan
kelime sıfat değildir?
A) Hafifçe bir taşı alıp görebildiği en uzak yere atmaya
çalıştı.
B) Korkakça bir tavırla söz hakkı isteyecek oldu ama
bunu da başaramadı.
C) Dokuz yaşlarında cılızca bir çocuk olmasına rağmen
gelecek vaat eden fikirleri vardı.
D) Yerinden yavaşça doğruldu ve gözlerini bana dikti.
E) Delice bir fikir olsa da yapılması heyecan verecekti.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde pekiştirme sıfatı vardır?
A) Gece yarısından sonra sersemlemiş şekilde yataktan çıktı.
B) Eski ve yıkılmış bir evde hayatta kalmaya çalışıyordu.
C) Ali sularda bir balık gibi kıvrak hareket ediyordu.
D) Apaydınlık bir gecede balkona çıkmış çayını yudumluyordu.
E) Çürümüş bu tahtaları bir kenara ayıralım.
35 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 4
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “gibi” edatı kendinden önceki sözcükle birleşerek sıfat görevinde kullanılmıştır?
A) Tarlada işçiler karınca gibi çalışıyorlar.
B) Otobüsü gördüğü gibi koşmaya başladı.
C) Haberi duyduğunda sevinçten çocuk gibi ağlamıştı.
D) Çeşmenin buz gibi suyundan kana kana içtik.
E) Yaşı küçük olmasına rağmen bir yetişkin gibi davranıyor.
2. Niteleme sıfatları, çekim eki alarak veya almadan niteledikleri ismin yerine geçecek şekilde kullanılabilir. Bu tür
sözcüklere “adlaşmış sıfat” denir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük adlaşmış sıfattır?
A) Annem bütün çocuklara sevgiyle yaklaşmamızı isterdi.
B) Garson, masada bulunan boşları tepsiye güzelce
dizdi.
C) Kardeşim bu yıl beşinci sınıfta okuyacak.
D) Sıcak havaların etkisiyle herkes evine çekilmişti.
E) Evimiz, okulun hemen arka tarafındaydı.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtme sıfatı kullanılmamıştır?
A) Dinlediklerimden hiçbir şey kalmadı aklımda.
B) Bu asırlık çınar, semtimizin sembolü olmuştu.
C) Kaç kişiye hediye almamız gerekiyor?
D) Onunla iki saat önce okulda görüştük.
E) Titrek sesinden, çocuğun çok korktuğu anlaşılıyor.
5. Kimi sıfatların ilk ünlüsüne kadar olan bölümü “m,p,r,s”
ünsüzlerinden yakışanı ile bir öbek hâline getirilir ve sözcüğün başına eklenerek sıfat pekiştirilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir pekiştirme sıfatı vardır?
A) Kış gününde incecik gömlekle dışarı çıkmış.
B) Yol boyunca uzun uzun ağaçlar vardı.
C) Bu gezide çok değişik, bambaşka yerler gördük.
D) Şirin mi şirin bir kıyı kasabasında konakladık.
E) Eğri büğrü yollardan geçip köye ulaştık.
6. Aşağıdakileri hangisinde pekiştirilmiş sözcük sıfat
görevindedir?
A) Yıllardır görmediği ablasına sımsıkı sarıldı.
B) Olanlardan sonra kendini yapayalnız hissediyordu.
C) Sorunlarını öğretmenine sıkılmadan, apaçık anlattı.
D) Yemyeşil ovalardan sonra bir bozkıra gelmişlerdi.
E) Açık görünen gökyüzü, birden kapkara oldu.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem niteleme hem
belirtme sıfatı almış bir ad vardır?
A) Doğal güzellikler, plansız şehirleşmeden olumsuz
etkileniyor.
B) Eskiden, bu şehre, sadece iki kapıdan girilirdi.
C) Bu pazar yeri, mahalle halkının ihtiyacını karşılıyor.
D) Renkli ve parlak elbiseler giymeyi severdi.
E) İnsanlar, bu güzel müzeyi görmek için geliyordu.
TÜRKÇE 36
Sınav Tadında FASİKÜL 4
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sayı sıfatı kullanılmamıştır?
A) Onu, ancak üçüncü günün sonunda bulabilmiştik.
B) Bu kasabada çocukluğumun beş yılı geçti.
C) Çalışanların ikisine, yedişer gün izin verildi.
D) Elbet bir gün bana da hak vereceksiniz.
E) İki üç gün arayla ailesini arıyordu.
11. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden
hangisi niteleme sıfatı değildir?
A) Pencereden acı bir gurbet türküsü duyuluyordu.
B) Onun arkadaşı açık sözlü birine benziyor.
C) Sınavda nasıl sorular sorulacağını tahmin ediyordu.
D) En çok annesinin lezzetli yemeklerini özlemişti.
E) Genç, yerini ince bir davranışla yaşlı teyzeye verdi.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir sıfatla sağlanmıştır?
A) Arkadaşının hangi okula gittiğini söyledi mi?
B) Bu oyunu şimdiye kadar kaç kişi izlemiş?
C) Onu parkta ne kadar bekledin?
D) Bunlardan hangisi daha yararlı?
E) O çamurlu yoldan buraya nasıl geldin?
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belgisiz sıfat kullanılmamıştır?
A) Bu konuda birkaç öğrenci verilen görevi yapmadı.
B) Çoğu kimse bu sonuçtan memnun olmadı.
C) Öğrencilerin birçoğu yarın sabah geziye gidecek.
D) Arkadaşlarla her yıl bu salonda buluşuyoruz.
E) Bütün hayatını bu dağ kulübesinde geçirdi.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ileri” sözcüğü sıfat
görevinde kullanılmamıştır?
A) Kardeşimin İngilizcesi ileri düzeydeydi.
B) Bu projenin daha ileri aşamalarında bazı zorluklarla
karşılaşacağız.
C) Benden biraz daha ileri gitmemi istemişti.
D) Emir Bey, ileri görüşlü bir yöneticiydi.
E) İleri teknoloji ürünü olan bu araç artık Türkiye’de de
kullanılıyor.
1-D 2-B 3-E 4-E 5-C 6-D 7-B 8-C 9-C 10-D 11-C 12-E
12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden fazla sıfat vardır?
A) Uçuşuyor akşam güneşinin eteklerinde
Işıktan kuşları bahar havasının
B) Gündüzün geceyle buluşan noktasında
Yaklaşıyor ezgisi meltemlerin
C) Gönlünü yorarak bütün bütüne
Benzedin sararmış yaban gülüne
D) Başlıyor ömrün ve ölümün güzelliği
Söyleyecek şimdi zaferlerini şiir
E) Geçmiş zamanı gönlüm bulmak üzeredir
Tamamlanacaktır artık yarım rüyalar
Sözcük Türleri - 1
37 TÜRKÇE
FASİKÜL 4
Zarf (Belirteç)
Bir fiilin, fiilimsinin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman,
yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelimelerdir.
Örnek
Annem, kapıyı yavaşça açtı.
Dün aldığımız yumurtalar bayatmış.
Sınavda çok kolay sorular vardı.
Arkadaşım, ne güzel konuşuyordu.
Bu cümlelerin birincisinde, “yavaşça” sözcüğü “açmak” fiilini
“durum” yönüyle; ikincisinde, “dün” sözcüğü “aldığımız” fiilimsisini “zaman” yönüyle; üçüncüsünde “çok” sözcüğü “kolay” sıfatını “miktar” yönüyle; dördüncüsünde “ne” sözcüğü
“güzel” zarfını derece yönüyle belirttiğinden zarf görevinde
kullanılmıştır.
Zarf Çeşitleri
1) Durum(Hâl) Zarfı:
Bir fiili veya fiilimsiyi durum yönünden belirten sözcüklerdir.
Fiile ve fiilimsiye sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabı durum
zarfıdır.
Örnek
 Sinan, koşarak yolun sonundaki evine gitti.
Bu cümlede “koşarak” sözcüğü, “gitmek” eyleminin nasıl
yapıldığını belirttiğinden durum belirtecidir.
 Arkadaşına, böyle söyleyince işler karıştı.
Bu cümlede, “böyle” sözcüğü, “söyleyince” fiilimsisinin yapıldığını belirttiği için durum zarfıdır.
 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcük veya söz öbekleri
durum zarfıdır.
Güneş, dağların ardından usul usul yükseliyordu.
Bir araba, olay yerinden hızla uzaklaştı.
Çamurlara bata çıka yürüyorduk.
İşlerini eksiksiz yapan bir insandı.
Bugün size mutlaka uğrarım.
Çocuk birden ağlamaya başladı.
Babamlar belki yarın buraya gelir.
2) Zaman Zarfı:
 Bir fiilin anlamını zaman kavramı ile sınırlandıran zarflardır.
 Fiile ve fiilimsiye sorulan “Ne zaman?” sorusunun cevabı
zaman zarfıdır.
Örnek
Babam, yarın Ankara’ya gidecekmiş.
Bu cümlede “yarın” sözcüğü “gitmek” eyleminin “ne zaman”
yapıldığını belirttiğinden, zaman belirtecidir.
 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcük veya söz öbekleri
zaman zarfıdır.
Beklediğiniz otobüs şimdi gelir.
Kuşlar, sonbaharda güneye göç eder.
Siparişlerimiz hâlâ gelmedi.
Az önce seninle konuşan kimdi?
Olanlardan sonra artık buralarda kalamam.
Yazın bu şirin kasaba turist akınına uğrar.
Dediklerini, ona bu akşam söylerim
2 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki ikileme, zarf olarak kullanılmıştır?
A) Onun en çok dikkat çeken yönü bakışları ve özellikle iri
iri gözleriydi. (iri iri gözler- sıfat)
B) Yarım yamalak İngilizcesiyle düşüncelerini anlatmaya çalıştı. (Yarım yamalak İngilizce -sıfat)
C) Filmdeki korkunç sahneleri soğuk soğuk terler dökerek
izledi. (soğuk soğuk terler -sıfat)
D) Tatil haberini duyan öğrenciler güle oynaya evlerine gittiler. (“güle oynaya”, “gittiler” fiilini durum yönünden etkilediğinden zarf görevindedir.)
E) Konuşmacıya böyle saçma sapan sorular yöneltmesi herkesi şaşırttı. (saçma sapan sorular -sıfat)
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili söz, eylemin
nasıl gerçekleştiğini bildirmektedir?
A) Zaman hızla akarken çoğu kez, çevremizdeki güzelliklerin farkına varamıyoruz.
B) Güvercinler yiyecek bulmak için her zaman buraya gelirlerdi.
C) İşinin akşama kadar biteceğini umuyordu ama düşündüğü gibi olmadı.
D) Genleriyle oynanmış tohumların kullanımı hızla yaygınlaşıyor.
E) Biraz sonra, yaklaşık iki saat sürecek maceralı bir yolculuğa çıkacağız.
ZARF (BELİRTEÇ)
Durum Zarfları Zaman Zarfları
Yer-Yön Zarfları Miktar Zarfları Soru Zarfları
Zarf (Belirteç) ve Çeşitleri
Sözcük Türleri - 1
TÜRKÇE 38
FASİKÜL 4
3) Yer (Mekân)- Yön Zarfı:
 Bir fiilin anlamını yer ve yön göstererek belirleyen, sınırlayan zarflardır.
 Fiile ve fiilimsiye sorulan ve ek almadan “Nereye?” sorusunun cevabı olan şu sözcüklerdir:
aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri
Örnek
Yaşlı kadın, kapıyı açmak için aşağı indi.
Bu cümlede “aşağı” sözcüğü “inmek” eyleminin “hangi yöne
doğru” yapıldığını belirttiğinden, yer-yön zarfıdır.
 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcükler yer-yön zarfıdır.
Yağmur başladı, içeri girelim.
Birazdan hep birlikte dışarı çıkarız.
Azıcık ileri gider misiniz?
Rahat edemediysen beri gel biraz.
Hatasını anlayıp geri döneceğini düşünmüştüm. AKLINDA OLSUN
 Cümlede zaman anlamı taşıyan her sözcük, zarf
görevinde olmayabilir.
 Sözcük, fiile sorulan “Ne zaman?” sorusuna cevap veriyorsa zarftır, vermiyorsa zarf değildir.
Örnek
O Akşam, tiyatroya gidiyoruz. (zarf)
O Akşam, şairin çok kullandığı kelimelerden biridir. (ad)
BENDEN UYARMASI
“En” ve “daha” sözcükleri; sıfatı, adlaşmış sıfatı ve
belirteci üstünlük yönüyle belirtir. Böyle durumda
bu sözcükler üstünlük belirteci(zarfı) olarak da adlandırılır.
Örnek
O Kışın en soğuk günlerinde bile okula yürüyerek gidermiş.
(“en” zarfı, “soğuk” sıfatını derecelendirmiş.)
O Başarılı olmanız daha çok çalışmanıza bağlı.
(“daha” zarfı “çok” zarfını derecelendirmiş.)
O Günümüzde bazı aksesuarlar en ucuz araçlarda dahi var.
(“en” zarfı “ucuz” sıfatını derecelendirmiş.)
O Köyden gurbete çalışmaya gidenlerin en genci
dedemmiş.
(“en” zarfı “genç” adlaşmış sıfatını derecelendirmiş.)
BAŞKA YERDE YOK
O Yer - yön zarfları daima yalın hâlde bulunur.
Alperen, yukarı çıktı.
O Ad durum eki aldığında zarf olmaktan çıkarak
isim görevinde kullanılır:
Beni aşağıdan çağırıyorlar.
O Yer yön zarfları bir ismi belirterek sıfat görevinde kullanılabilir:
Aşağı mahallede sular kesilmiş.
4) Miktar Zarfı (Azlık-Çokluk Zarfı):
Bir sıfatta, bir zarfta, bir fiilde, fiilimside azlık çokluk gösteren,
bunları azlık çokluk bakımından pekiştiren ve “ne kadar? ne derece?” sorularını karşılayan miktar ve derece bildiren zarflardır.
 Sıkça kullanılan miktar zarfları şunlardır:
pek çok, az, biraz, fazla, oldukça, epey, hayli, en, daha
Örnek
Onunla bu konuyu çok tartıştık.
Bu cümlede “çok” sözcüğü “tartışmak” eyleminin “ne kadar”
yapıldığını belirttiğinden, azlık-çokluk zarfıdır.
 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcükler miktar zarfıdır.
Yıllardır bu şehirdeyim ve buraya pek alıştım.
Tarlada çalışırken kendini fazla yorma.
Akşamleyin sahilde arkadaşlarla biraz dolaştık.
Sen kalk azıcık da biz oturalım.
Bundan sonra az görüşelim mümkünse.
Seni dün, sahilde bayağı bekledim.
Sanatçı, birazcık konuştu, sonra sahneden indi.
Görmeyeli oldukça değişmişsin.
 Miktar zarfları; eylemsileri, sıfatları, adlaşmış sıfatları ve başka zarfları etkileyip derecelendirir:
Çok konuşan insan, fazla yanlış yapar.
Bu cümlede “çok” sözcüğü, eylemsi olan “konuşan” sözcüğünü belirtmiştir.
Ben, kardeşimden daha hızlı koşuyorum.
Bu cümlede “daha” sözcüğü, belirteç olan “hızlı” sözcüğünü belirtmiştir.
Burası pek sakin bir sahil kasabasıydı.
Bu cümlede “pek” sözcüğü, sıfat olan “sakin” sözcüğünü
belirtmiştir.
3 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci, tamlayan olduğu için adlaşmıştır?
A) Dışarının gürültüsü hepimizi rahatsız etti.
(Dışarı yer-yön zarfı, tamlayan eki “-nın” aldığından isim
görevindedir.)
B) Kapının önüne oturmuş, geleni geçeni izliyor.
C) Yukarıya çıkıp arkadaşımla da görüşeyim.
D) Beş yüz metre ileriden sağa döneceksiniz.
E) Çocuğun üstüne kocaman bir battaniye örtmüşler. AKLINDA OLSUN
O Bazen yer-yön belirteci, tamlayan görevinde
kullanıldığında adlaşmış(isimleşmiş) olabilir.
Sözcük Türleri - 1
39 TÜRKÇE
FASİKÜL 4 PRATİK BİLGİ
Bazı cümlelerde soru anlamı, zarf olan bir sözcükle
sağlanabilir: PRATİK BİLGİ
Eylemleri, çeşitli yönlerden belirten bazı sözcükler
de zarf görevindedir.
O Sizinle yine görüşeceğiz. (yineleme)
O Belki biraz borç para verir. (ihtimal)
O Sen mutlaka bizim takımda oynamalısın. (kesinlik)
O Burada sıcaktan bunaldık. (sebep)
AKLINDA OLSUN
Zarf-fiil (bağ-fiil, ulaç); bir fiilin cümlede zarf (belirteç) görevinde kullanılan hâlidir. Türkçedeki üç fiilimsi grubundan biridir.
Fiillere -esiye, -ip, -meden, -ince, -ken, -eli, -dikçe,
-erek, -ir … -mez, -diğinde, -e … -e, -meksizin, -cesine eklerinin getirilmesiyle oluşturulur.
Zarf-fiiller, fiil kök ve gövdelerine getirilen eklerle geçici olarak zarf oluşturur ve çekim eki almaz.
Çoğunlukla yükleme yöneltilen “nasıl” veya “ne zaman” sorularının yanıtıdır.
O Ancak çok çalışarak başarılı olabilirsin.
O Arkadaşın gelince misafir odasında çalışın.
O Görüşmeyeli nasılsın?
O İmtihandan hemen sonra güle oynaya evine gitti. 5) Soru Zarfı:
Fiillerin yer, yön, zaman, neden, nitelik ve derecelerini soru
yoluyla açıklayan zarflardır.
nasıl, ne zaman, ne kadar, ne, niye, neden, niçin
Örnek
Kapadokya gezisi nasıl geçti?
Bu cümlede “nasıl” sözcüğü “geçmek” fiilinin “nasıl” yapıldığını soru yoluyla belirttiğinden, soru zarfıdır.
 Aşağıdaki cümlelerde renkli sözcükler soru zarfıdır.
Bu karanlıkta oraya nasıl gideceksiniz?
Kasabaya ne zaman varırız?
Misafirlerimiz bizi kapıda ne kadar beklemişler?
Bunları bana neden daha önce söylemedin?
Niçin okula erkenden gidiyorsunuz?
Bana niye söylüyorsun bu konuyu?
Ne gülüp duruyorsunuz orada?
Zarflarda Küçültme (Küçültmeli Zarf):
(-ce, -cek, -cik) küçültme eklerinden birini alarak önüne geldiği sıfat ve fiildeki nitelendirme veya belirtme değerini (özelliğini) azaltan zarflardır.
Örnek
Arkadaşım, konuyu güzelce özetledi.
Taraftarlar, stadı çabucak terk etti.
Benim tabağıma azıcık koy.
Zarflarda Pekiştirme
Sözcüğün ilk ünlüsüne kadar olan bölümü “m, p, r, s” ünsüzlerinden yakışanı ile bir önek hâline getirilir ve sözcüğün başına eklenerek pekiştirme yapılır:
Örnek
 Misafirlerimizi uğurlayınca istasyonun ortasında yapayalnız kaldık.
Farklı yollarla da pekiştirme yapılabilir.
 Çamurlu yollarda ağır ağır ilerliyoruz.
 Konak yıllara meydan okurcasına sapasağlam duruyor.
Zarflarda Yapı
Yapı bakımından zarflar basit, türemiş ve birleşik olmak üzere
üçe ayrılır.
1. Basit Zarf: Yapım eki almayan, çekim eki alabilen zarflardır.
sabah, akşam, yarın, gündüz, dün, pek, az, sık, iyi,çok, hiç,
henüz, ikindide, geceleri...
2. Türemiş Zarf: Yapım eki almış zarflardır.
yiğitçesine, dostça, koşarak, okumadan, gelince, süratle
3. Birleşik Zarf: İki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan
zarflardır.
bugün (bu + gün) şöyle (şu + öyle)
biraz (bir + az) niçin (ne + için)
böyle (bu + öyle) nasıl (ne + asıl)
birdenbire (birden + bire)
4 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “üstünlük” bildiren bir
belirteç (zarf) vardır?
A) Yol yapım çalışmaları büyük bir hızla ilerliyor.
B) Burada göç, daha çok, büyük merkezlere doğrudur.
(“daha çok” sözü üstünlük belirtecidir.)
C) Kentlere doğru büyük bir nüfus hareketi görülmektedir.
D) Burası, nüfus bakımından ikinci büyük kentimizdir.
E) Nüfus planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız vardır.
5 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Aşağıdakilerin hangisinde soru anlamı bir belirteçle sağlanmıştır?
A) Buraya kadar nasıl geldiğimi biliyor musun?
(“nasıl” sorusu fiilimsiyi etkileyerek soru zarfı olmuştur
ancak cümlede soru anlamı “mi” ile sağlanmıştır.)
B) Kaç gün sonra geleceğini sana söyledi mi?
(“kaç gün” soru sıfatı)
C) Bu sene ne zaman tatile çıkacaksınız?
(“ne zaman ” sorusu fiili etkileyerek soru zarfı olmuştur
ve cümlede soru anlamını sağlamıştır.)
D) Başvuru için ne kadar para gerekliymiş?
(“ne kadar para” soru sıfatı)
E) Çocuklar az önce ne tarafa doğru gitti?
(“ne taraf” soru sıfatı)
Sözcük Türleri - 1
TÜRKÇE 40
FASİKÜL 4
ÖĞRETEN ETKİNLİK
Tarihi kaplıcalarıyla ünlü Kütahya’yı gezerken şehir merkezine çok yakın bir kaplıca merkezine hep birlikte gitmeyi neden düşünemedik biz?
A) Aşağıdaki cümleyle ilgili verilen yargılardan doğru olanların karşısına ✔ işareti koyunuz.
2. Yer - yön zarfına yer verilmiştir.
3. Miktar zarfı, sıfat türünde bir sözcüğü derecelendirmiştir.
4. Durum zarfı bir eylemsiyi nitelendirmiştir.
6. Birden fazla miktar zarfına yer verilmiştir.
1. “Tarihi kaplıcalarıyla ünlü Kütahya’yı gezerken” söz grubu zaman zarfıdır.
5. Cümlede soru anlamı soru zarfıyla sağlanmıştır.
B) Aşağıdaki metinden yola çıkarak altı çizili sözcüklerin yapısını belirtiniz.
Mavi beyaz renklerin sıklıkla kullanıldığı geleneksel Kütahya çinisi, daha çok, halkın ihtiyaçlarına yönelik üretilirdi. Ancak bir
kent sanatı olma özelliğini yüzyıllarca korudu. Özellikle 17. yüzyılda en parlak dönemini yaşayan Kütahya, daima Osmanlı çiniciliğinin çok önemli bir merkezi oldu. Bu durum Kütahya’nın günümüzde porselen dünyasında niçin önemli bir yer edindiğini açıklıyor. Kütahya’nın tarihi mirasından daha fazla örnek görmek isteyenler için Germiyan Sokak hâlâ onları bekliyor. Şehirde açılan pek çok otel arasında uluslararası zincir oteller de bulunuyor. Bugünlerde termal keyfi yaşamak isteyenler içinse Yoncalı en doğru adres.
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10
11 12
SÖZCÜK
NUMARASI
SÖZCÜK
YAPISI
SÖZCÜK
NUMARASI
SÖZCÜK
YAPISI
SÖZCÜK
NUMARASI
SÖZCÜK
YAPISI
1 5 9
2 6 10
3 7 11
4 8 12
41 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 4
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı zarfla
sağlanmamıştır?
A) Bu kalabalıkta sizi nasıl bulacağız?
B) Akşam yemeğimiz ne zaman hazır olur?
C) Gürültü yapmamanız gerektiğini sizlere kaç defa söylemem gerekiyor?
D) Durakta otobüsü ne kadar beklediniz?
E) Sınavların öncesindeki günlerde neden bu kadar heyecanlanıyorsun?
3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde pekiştirilmiş sözcük
zarf görevindedir?
A) İnsanı rahatlatan bu yemyeşil vadide birçok ürün yetiştirilir.
B) Polisler kaçmaya çalışan hırsızı kıskıvrak yakaladılar.
C) Kasabanın bütün su ihtiyacını ipince bir su kanalı karşılıyormuş.
D) Öğleye doğru bembeyaz bulutların ardından güneş
doğdu.
E) Meydanda kurulan pazardan taptaze meyveler aldık
bugün.
1. Aşağıdakilerin hangisinde zarf yoktur?
A) Hepimiz final maçını heyecanla izliyorduk.
B) Kömürü bodruma taşırken çok zorlanmadım.
C) Bu köy kahvesinde küçük bir kitaplık vardı.
D) Akşama doğru evimize ancak döneriz artık.
E) Her çarşamba toplantılarımızı konferans salonunda
yaparız.
4. Aşağıdakilerin hangisinde eylemi, hem durum hem
zaman yönünden belirten sözcükler kullanılmıştır?
A) Yağmur başlamadan bütün çadırları kuralım.
B) Siparişler yarın eksiksiz size teslim edilecektir.
C) Şimdiye kadar bu sahile neden gelmedik?
D) Birkaç gündür su kesintileri oluyor.
E) Sabahları yürüyüş yapmak astım hastalarına çok iyi
gelir, dedi doktor.
6. Kasabamızda tarımsal faaliyetler, kısa süre önce başladı
ve çiftçilere bu işin verimli şekilde nasıl yapılacağını anlatan seminerlerin de verilmesiyle daha bilinçli olarak yürütülmeye çalışılıyor.
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Zaman zarfı
B) Durum zarfı
C) Yer-yön zarfı
D) Soru zarfı
E) Azlık-çokluk zarfı
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde üstünlük zarfı vardır?
A) Dağın yüksek zirveleri karla kaplıydı.
B) Heykeltıraş son çalışmalarını burada sergiliyor.
C) Herkes daha iyi bir gelecek için çalışmalıdır.
D) Resim çalışmalarıma artık devam etmiyorum.
E) Tatlı bir gülümsemeyle selamladı bizi güneş.
TÜRKÇE 42
Öğreten Test FASİKÜL 4
8. Aşağıdakilerin hangisinde zaman zarfı yoktur?
A) Hareket saatini tur şirketi belirleyecek.
B) Çalışanlar birazdan öğle yemeğine çıkar.
C) Akşamleyin hafif bir rüzgâr esmeye başladı.
D) Nedense geceleri sesler beni korkutuyor.
E) Haftaya ödevinizi teslim etmeniz gerekiyor.
9. Aşağıdakilerin hangisinde durum zarfı yoktur?
A) Öğrenciler, dikkatlice söylenenleri dinliyordu.
B) Çalışırken şarkı söylemek hoşuma gidiyor.
C) Bildiklerini özetle bize de anlatır mısın?
D) Gençler, sessizce içeride film seyrediyor.
E) Taraftarlar takımlarını çılgınca destekliyorlar.
11. Aşağıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangisi
görev yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Pazardaki çeşit çeşit meyvelerden satın aldık.
B) Sınavda basit basit yanlışlardan dolayı puan kaybettik.
C) Her akşam kalın kalın kitaplar okuyordu.
D) Öğleye doğru sıcak kendini iyiden iyiye hissettiriyor
burada.
E) Bu bölgede irili ufaklı birçok ada bulunuyor.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “çok” sözcüğü ötekilerden farklı görevdedir?
A) Biz sizin bu sunumunuzu çok beğendik.
B) Bu yoldan şehre ulaşım çok zor sağlanıyor.
C) Hava kirliliği nefes almayı çok zorlaştırıyor.
D) Toplantıya ne de çok insan katılmış böyle.
E) Araştırmalar çok titiz bir çalışma içinde yürütülüyor.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde azlık-çokluk belirteci yoktur?
A) Üstünüzdeki elbise pek yakışmış doğrusu.
B) Çoğu zaman tatillerimi Cunda’da geçiriyorum.
C) Bizi fazla bekletmeden okul yetkilileriyle görüştürdüler.
D) Güneşin altında çok kalmamanız gerekiyor.
E) Çocuğun birden ateşlenmesi oldukça endişelendirdi
bizleri.
1-C 2-C 3-B 4-B 5-C 6-C 7-C 8-A 9-B 10-B 11-D 12-D
7. Aşağıdakilerin hangisinde yer-yön zarfı yoktur?
A) Teneffüs zili çalınca tüm öğrenciler gürültü yapmadan aşağı insin.
B) Çöplerinizi akşam saatlerinde dışarı çıkarınız.
C) Pencereyi açınca mis gibi bahar havası içeriye doldu.
D) Burada çok sıkıştık, birazcık ileri gidebilir misiniz
acaba?
E) Kitapları almak için sınıfa gönderdiğiniz öğrenci geri
geldi.
43 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 4
4. Aşağıdakilerin hangisinde eylemi hem durum hem
zaman yönünden belirten sözcükler vardır?
A) Akşama doğru şiddetli bir fırtına başladı.
B) Yolcular epey yorgun görünüyordu.
C) Az önce annesi telaşla içeri girdi.
D) İzleyiciler, oyuncuları ayakta alkışladılar.
E) Bu kitabı üç yıl önce bir arkadaşımda görmüştüm.
1. Bir örtü gibi aniden açar dünyayı
En büyük koleksiyon sahibi
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangileri
zarf görevinde kullanılmıştır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
I II
III IV V
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı ötekilerden farklı türde bir sözcükle sağlanmıştır?
A) Bu kadar kitabı nasıl okudunuz?
B) Sınavda öğrenciler kaçar soru çözecek?
C) Aliler apartmanın kaçıncı katında oturuyor?
D) Siz nasıl bir elbise almayı düşünüyorsunuz?
E) Oraya gitmek için hangi otobüse binmeliyim?
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı belirteçle sağlanmıştır?
A) Yarışmada kim birinci oldu?
B) Siz Gaziantep’te kaç yıl oturdunuz?
C) Nasıl bir işte çalışmak istiyorsunuz?
D) Biz ne tarafa doğru gideceğiz?
E) Ankara’ya giderken neden onu aramadın?
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf yoktur?
A) Bu müzeyi daha önce defalarca gezmiştik.
B) Elindeki çantayı düşürmemek için sımsıkı tutuyordu.
C) Kardeşim, okulda arkadaşları tarafından çok seviliyordu.
D) Seyahat evraklarını yarın tamamlayacaktı.
E) Okulumuzun duvarlarına rengârenk çiçek resimleri
yapmışlar.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “boş” sözcüğünün
görevi “Bir günü daha boş geçirdik.” cümlesindekinden farklıdır?
A) Fabrikadan ayrılınca uzun süre boş gezdi.
B) Kiracı bulamadıkları için ev boş duruyordu.
C) Kardeşini boş tesellilerle avuttuğunu söylüyordu.
D) Boş oturmak yerine, babasına yardım ediyordu.
E) Dükkânı boş bırakmaması gerektiğini biliyordu.
TÜRKÇE 44
Pratik Test FASİKÜL 4
11. Okulun ön kapısından içeri yeni girmişti. Duvardaki fotoğrafı görünce bir kez daha sarsıldı. Kafasında iç içe
geçen yumakların oluşturduğu düğümler bir bir çözülüyordu. Çünkü karşı duvarda, rüyasında gördüğü çocuğun fotoğrafı vardı.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi zarf
(belirteç) görevinde değildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II III
IV
V
12. “Dedem, yaz kış şemsiyesiz dışarı çıkmazdı.”
Bu cümledeki altı çizili sözcük görevi yönünden aşağıdaki cümlelerin hangisindeki “dolu” sözcüğü ile özdeştir?
A) Birisi dolu tüpü alıp yerine boşunu koymuş.
B) Bir tabak dolusu yemeği çöpe döktü.
C) Su testisini ben dolu bırakmıştım.
D) Öğleden sonra yağan dolu ekinleri perişan etti.
E) Bayram olduğu için evimiz konuklarla doluydu.
10. Aşağıdakilerin hangisindeki altı çizili sözcük yer - yön
zarfıdır?
A) O, ileri görüşlü, aydın bir insandı.
B) Muhtar, her yeni fikre önce karşı çıkardı.
C) O an valizini alıp, sessizce içeri girdi.
D) Geriye dönüp çocuklara acı acı baktı.
E) Aşağı köyün insanları bu yolu kullanıyordu.
9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “üstünlük” bildiren bir
belirteç (zarf) vardır?
A) Böyle mi gelecektin eylül, farkında mısın
Daha doymamıştık yemişlerine yazın
B) Yemyeşil dağların hem yas tutuşu
Hem de gülüşüdür yayla dumanı
C) Sonra yine lokomotif sesi, yine yolculuk
Her saniye karşımızda başka bir ufuk
D) Hava kararınca yalnızlık sarar her yanımı
Artık akşamı hiç sevmiyorum
E) En kötü şartlarında bile gurbetin
Düşmedi dilimden senin ismin
1-B 2-E 3-C 4-C 5-A 6-E 7-D 8-B 9-E 10-C 11-E 12-C
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf yoktur?
A) Elindeki poşetleri yavaşça yere bıraktı.
B) Akşamleyin onunla kapıda karşılaştık.
C) Bazı günler nedense çok yoruluyorum.
D) Sorduğum soruların hiçbirine cevap vermedi.
E) Patika yolda ağır ağır ilerliyorduk.
8. Güneşli (I) bir günde yola çıktık. Yolculuğumuz akşama
kadar (II) sürdü. Erkenden çıktığımız bu (III) yolculuk,
güneş sıcaklığını artırdıkça zorlaştı. Artık (IV) dağları, tepeleri kimsenin gözü görmüyordu. Hepimiz çok acıkmıştık ve (V) köy yemeklerini düşünmeye başlamıştık.
“Güzel” sözcüğü bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine getirilirse ötekilerden farklı bir görev
kazanır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
45 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 4
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük görevce ötekilerden farklıdır?
A) Gerçek dostlar zor durumlarda belli olur.
B) Öteki evin odaları biraz daha genişti.
C) Öyle güzel konuştu ki dinleyiciler hiç sıkılmadı.
D) Babama şöyle bir kazak almak istiyorum.
E) Karşı komşunun çocuğu da sınavı kazanmış.
2. Aşağıdaki dizelerde yer alan altı çizili sözlerden hangisi ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?
A) Simsiyah gökler kül rengi görünür gözüme
B) Dalmış sokaklar kadar esrarlı bir uykuya
C) Gözleri çıkarılmış bir âmâ gibi evler
D) Kaldırımlar, içimde uzayan bir insandır
E) Alsa buz gibi taşlar alnımdaki ateşi
3. Balkona çıkarız geceleri
Gökyüzüne bakarız uzun uzun
Bu dizelerde altı çizili ikileme ile görevi yönüyle özdeş bir sözcük aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Merhamet, saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
B) Bizde hayat bulacak gecenin ölgün solukları
C) Doğan her güneşte bir umut parlar
D) Beni dertlerimle yalnız bırakma
E) Senin odan gün ışığı, güzel bir ezgi bana
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirteç yoktur?
A) Zavallı çocuk korkudan bir şey söyleyemedi.
B) Böyle bir konuyu daha önce hiç duymadım.
C) Bu tenha koya tekrar geleceğiz.
D) Şehrin dışındaki bu ağaçlık alan piknik yeriydi.
E) Öğretmenimizin de önerdiği bu kitabı er geç okumalısınız.
6. “Zarflar, kendileriyle görevce özdeş sözcüklerin anlamlarını derecelendirebilir.”
Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu kuralın bir örneği
vardır?
A) Yalnızlıkta gelişir en güzel düşünceler
B) Ne güzel açmıştı bu bahar güller
C) Oldukça sıcaktı sözlerin, sevgin gibi
D) Daha sıcak ülkelere göçmüştür şimdi kuşlar
E) Neden ah çeker oldum, resmine her bakışta
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön zarfı kullanılmıştır?
A) Evin ötesinden gelen sese kulak verdi.
B) Unuttuğu notlarını almak için yukarı kata çıktı.
C) Zil çalınca bütün öğrenciler aşağıya indi.
D) Arkadaşlarının ileri geri konuşmasına çok kızmıştı.
E) İsmi okununca içeri girdi ve sırasına oturdu.
TÜRKÇE 46
Sınav Tadında FASİKÜL 4
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması zarf
görevinde kullanılmıştır?
A) Herkes gibi o da bu konuda fikir belirtmek istemiyordu.
B) Okula gitmek için her gün aynı yolu kullanıyordu.
C) Türkü konseri veren grup seyircileri selamladı.
D) Balık sezonunun açılmasıyla birlikte bazı kıyı şehirlerinde hareketlilik yaşandı.
E) Kahvesini içtikten sonra eski bir kitabı eline aldı.
1-C 2-A 3-D 4-E 5-D 6-B 7-B 8-A 9-E 10-B 11-D 12-E
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki durum zarfı yapıca ötekilerden farklıdır?
A) Bu tür durumlarda akıllıca hareket ediyordu.
B) Adam kocaman evde yalnız yaşıyordu.
C) Büyüklerine karşı daha saygılı davranmalısın.
D) Tüm olanlara rağmen cesur görünüyordu.
E) İki dost son karşılaşmalarında özlemle kucaklaştı.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir zarfla sağlanmamıştır?
A) Otobüsün gelmesini daha ne kadar bekleyeceğiz?
B) Ne dolanıp duruyor başıboş kediler burada?
C) Bu yemek masasını ne zaman almıştık?
D) Filmin sonunu neden bize anlatmıyorsun?
E) İnsanlar toplanmış neye bakıyorlar böyle?
7. “Zarflar, sıfatları azlık-çokluk yönünden belirtebilir.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf bu göreviyle
kullanılmamıştır?
A) Bu kadar yaramaz bir çocuk görmedim.
B) Kimi vakit bisikletle gezmeyi daha zevkli bulurdum.
C) Çok çalışkan bir öğrenci olduğu notlarından belli.
D) Böyle etkileyici bir kitap okumamıştım.
E) Aşırı şişman insanlar bu hastalığa yakalanabilir.
8. Aşağıdaki cümlelerde geçen pekiştirme sözcüklerinden hangisi ötekilerden farklı biçimde oluşturulmuştur?
A) Ona neler yapması gerektiği açık açık anlatılmıştı.
B) Bu ahşap ev asırlardır sapasağlam duruyordu.
C) Köyde yapayalnız, herkesten uzak yaşıyordu.
D) Yazısında düpedüz yazarı hedef almış.
E) Hırsızlar evi güpegündüz soymuşlar.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kadar” edatının
oluşturduğu söz öbeği zarf görevinde kullanılmıştır?
A) Onun, bu kadarını söyleyebileceğini sanmıyordum.
B) Bu kadar öğrencinin geç kalmasını göze alamayız.
C) Parmak kadar çocuğun sözlerine inanmıştı.
D) Ben bu kadarcık hatayı bile hoş göremem.
E) Arabaları bozulunca sabaha kadar beklemişler.
47 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 4
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirteç görevinde
bir sözcük yoktur?
A) Elimdeki bu eseri hiçbir kitapçıda bulabileceğini sanmıyorum.
B) Okuma alışkanlığı kazanabilmek için çok uğraşmıştı.
C) Yeni aldığı bir kitabı, kendisi okumadan asla başkasına okutmazdı.
D) Geçen hafta aldığı romanı bitirip bugün arkadaşına
geri vermiş.
E) Bu kitapları da basıma yetiştirebilmek için ara vermeden çalıştık.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi hem durum
hem de zaman yönünden belirten sözcükler kullanılmıştır?
A) Seni görünce o da çok sevinecek.
B) Sabaha karşı büyük bir patlama duyuldu.
C) Bu sıkıntılara sadece ailesi için katlanıyordu.
D) Belki onlar da bize yardımcı olur.
E) Bugün sen de ona çok kırıcı davrandın.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zaman zarfı kullanılmamıştır?
A) Okul arkadaşın, dün sabah seni arıyordu.
B) Bu yıl, okullar haziranda kapanacak.
C) Bu iş bitsin, sonra hepimiz tatile çıkarız.
D) Herkes sabırsızlık içinde çarşamba gününü bekliyor.
E) İşçiler, siparişi yetiştirmek için yarın da çalışacaklar.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklemin anlamını
zaman yönünden tamamlayan bir sözcük yoktur?
A) Sabah, yola yalnız devam edeceksin.
B) Bu işe girebilmek için çok uğraşmıştı.
C) İleride bu sözlerin doğruluğu anlaşılacak.
D) Yakında o da yanıldığını görecek.
E) Nerede hata yaptığımı yeni anladım.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci
kullanılmamıştır?
A) Alışveriş için dışarı çıkacaklar.
B) Babası onu aşağı çağırdı.
C) Bana içeri girmemi söylediler.
D) Yukarı mahallede yangın çıkmış.
E) Biraz dinlenip geri gideceğim.
4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden
hangisi belirteç (zarf) değildir?
A) Detaylar, konuşmasını daha sıkıcı yapıyor.
B) Şimdiye kadar tatile çıkmayı hiç düşünmemiş.
C) Ancak yıllar sonra bazı arkadaşlarıyla görüşebildi.
D) Ona, dürüst davranması gerektiğini söylemelisin.
E) Liseli gençler, çok güzel bir dergi çıkarmış.
TÜRKÇE 48
Sınav Tadında FASİKÜL 4
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük eylemi durum yönünden belirtmektedir?
A) Romanlarında herkesten farklı bir dil kullanıyor.
B) Okuyucunun beğenisi, onu pek ilgilendirmiyor.
C) Konuları seçerken bir sınırlama getirmiyor.
D) Düşüncelerini her fırsatta açıkça söylüyor.
E) Sergilediği bu tavır, herkesi çok şaşırttı.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük belirteç değildir?
A) Asla ihmal etme, onu yine ziyaret et.
B) Belki sizinle bir daha görüşemeyiz.
C) Az önce söylediklerine kesinlikle inanmıyorum.
D) Bazı konularda kardeşiyle sürekli tartışırdı.
E) Fabrikaya bu kadar fazla işçi almaya gerek yoktu.
7. Aşağıdakilerin hangisinde üstünlük bildiren bir belirteç kullanılmıştır?
A) Çarşıda oyalandığı için eve biraz geç gelmişti.
B) Bir daha, evden izinsiz ayrılmayacağına söz verdi.
C) Okulumuz İzmir’in ikinci büyük lisesiydi.
D) Uzakta oturduğu için onunla sık görüşemezdik.
E) Çocuklar, okumayı, beklediğimizden daha erken söktüler.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir belirteçle sağlanmıştır?
A) Ne dediğimi sen de mi duymadın?
B) Babamın ne zaman döneceğini biliyor musun?
C) Bu kütüphanedeki kitapları hanginiz düzenledi?
D) Konuşurken nasıl heyecanlandığımı görmedin mi?
E) Derslere neden zamanında gelmiyorsun?
9. Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamı hem durum hem de zaman yönünden tamamlanmıştır?
A) Caddeyi hızla geçip sahile indi.
B) Okulda öğretmenini dikkatle dinlerdi.
C) Yüzünü yıkayınca, uykusu biraz açılmıştı.
D) Çocuklar, ders arasında el ele oynuyorlardı.
E) Bahçesini her sabah, güneş doğmadan sulardı.
1-A 2-E 3-D 4-D 5-B 6-D 7-E 8-E 9-D 10-D 11-E 12-D
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde azlık – çokluk belirteci kullanılmıştır?
A) Gittikçe artan sıcaklar ürünlere zarar verebilir.
B) Ne olursa olsun onunla böyle konuşmamalıydın.
C) Bize bu konuda çok kitap okumamızı tavsiye etti.
D) Yokuşu çıkmadan mola yerinde biraz dinlendik.
E) Bize uzun zamandır niye gelmediğini bilmiyorum.
Sözcük Türleri - 2
4. ÜNİTE
FASİKÜL 5
1 TÜRKÇE
Edat (İlgeç)
Yalnız başına bir anlam taşımayan ancak ad ve ad soylu kelimelerden sonra gelerek sonuna geldiği kelimeyle cümledeki başka kelimeler arasında anlam ilişkisi kuran, gramer görevli bağımsız kelimelerdir.
gibi, göre, kadar, için, üzere, -e doğru, -e karşı, -e karşın, -e
rağmen, -e değin, -e dek, -den dolayı, -den başka, ile, yalnız,
ancak, sade, sadece, tek, bir, denli, işte ...
Gibi
Teyzem, melek gibi bir insandı. (benzerlik)
Çantasını aldığı gibi dışarı çıktık. (tezlik)
Birazdan fırtına çıkacak gibi. (tahmin, olasılık)
Sanki
Ağrı Dağı, sanki bir dev çadırdı. (benzerlik)
Arkadaşın, sanki seni dinler de! (inanmama)
Sanki birazdan yağmur yağacak. (tahmin, olasılık)
Göre
Sana göre hangimiz suçlu? (kanaat, görüş)
Bu sınav dünküne göre daha kolaymış. (karşılaştırma)
Kafama göre bir arkadaş bulamadım. (uygunluk)
Kadar
Bu işi akşama kadar halletmeliyim. (zaman, süre)
Elmalar yumruğum kadardı. (benzerlik)
Durakta bir saat kadar bekledim. (yaklaşık)
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim. (karşılaştırma)
Tilki kadar kurnaz bir çocuk. (derece, ölçü)
İçin
Ders çalışmak için kütüphaneye gitti. (amaç)
Senin için herkes iyi şeyler söylüyor. (hakkında)
Papatya, benim için apayrı bir çiçekti. (görecelik)
Trafik sıkıştığı için geç kaldım. (neden-sonuç)
Bu hazırlıkları konuklar için yaptık. (aitlik)
Vatanı için her fedakârlığı yapardı. (uğruna, yoluna)
Üzere
Yarın getirmek üzere arabayı alabilirsin. (şartıyla)
Teşekkür etmek üzere sahneye çıktı. (amacıyla)
Anlaştığımız üzere yarın buluşuruz. (şekilde, tarzda)
Uçağımız kalkmak üzereydi. (zaman)
Doğru
Çocuklar sahile doğru yürüyorlar. (yön)
Akşama doğru buralar sakinleşir. (zaman)
Karşı
Güneşe karşı yavaş yavaş yürüyorduk. (yön)
Sabaha karşı köye vardık. (zaman)
Başka
Benden başka herkes maça gitmiş. (dışında, hariç)
İle
Annemler, İzmir’e uçakla gidecek. (araç)
Elini bıçakla kesmiş. (gereç)
Bahçede, arkadaşlarıyla oynuyor. (birliktelik)
Öğretmen, telaşla içeri girdi. (durum)
Ağaçların devrilmesiyle yol kapandı. (neden-sonuç) AKLINDA OLSUN
“Doğru, karşı, başka” sözcükleri, cümle içinde farklı görev ya da türlerde kullanılabilir.
O İnan bana, doğru söylüyorum. (zarf)
O Sence doğru tarafa mı gidiyoruz? (sıfat)
O Sonunda doğruyu buldum. (ad)
O Burası karşıdan, çok net gözüküyor. (ad)
O Evimiz şehrin karşı yakasındaydı. (sıfat)
O Sana başka, bana başka konuştu. (zarf)
O Bize başka bir adres verdiler. (sıfat)
O Bunu başkasından duymuş. (zamir)
1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “için” kelimesi, “amacıyla, maksadıyla” anlamında kullanılmıştır?
A) Çocuklar için yapmadığı fedakârlık kalmadı, diyorlar.
(uğruna, yoluna)
B) Bu paket arkadaşınız için hazırlanmıştı. (aitlik)
C) O sıralarda Ankara’da olmadığım için olayı bilemiyorum.
(neden-sonuç)
D) İki haftalık harçlığını bu kitabı almak için biriktirmiş.
(almak amacıyla, maksadıyla)
E) Arkadaşınız için herkes aynı şeyleri söylüyor. (hakkında)
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 2
FASİKÜL 5 PRATİK BİLGİ
“İle” nin yerine “ve” bağlacı getirilebiliyorsa
“ile” bağlaç görevinde; getirilemiyorsa edat görevinde kullanılır.
Örnek
Şiir ile romanı çok severim.
Lisede öğrenciyken şiir ile çok ilgilendim.
Bu cümlelerin birincisinde “şiir ve roman” denilebildiği için “ile” bağlaçtır; ikincisinde “ile” yerine
“ve” getirilemediği için “ile” edattır.
BİZDEN NOT
“Yalnız” sözcüğü, yerine “ama” getirilebiliyorsa bağlaç olur.
Dün seni çok bekledim yalnız sen gelmedin.
Bu cümlede “yalnız” yerine “ama” getirilebildiği için
“yalnız” sözcüğü bağlaçtır.
BENDEN UYARMASI
“Ancak” sözcüğü, cümle içinde değişik görevlerde kullanılabilir.
O Çok çalıştım ancak ödevimi bitiremedim.
O Misafirler, akşama ancak gelebildiler. (zarf)
Birinci cümlede, “ancak” sözcüğünün yerine “ama”
getirilebildiği için “ancak” bağlaçtır.
İkinci cümlede “ancak” eylemin yapılış zamanını belirttiği için zarftır.
Yalnız, Sade, Sadece, Bir, Tek
Dünkü toplantıda yalnız sen yoktun. (sadece)
Ben bu konuda sade ona inanırım. (yalnız)
Sadece dinlenmek istiyorum. (yalnız)
Pikniğe bir o gelmemişti. (yalnız)
Tek sen misin sevdiğine kavuşamayan? (yalnız)
Ancak
Bizi oraya ancak sen götürebilirsin. (sadece)
Bu arabaya ancak on milyar veririm. (en çok)
Rağmen, Karşın, Denli, Değil, Dolayı
Bağırmama rağmen beni duymadı. (tersine olarak)
Fakirliğine karşın hep mutlu biriydi. (tersine olarak)
Seni ölünceye değin unutmayacağım. (zaman)
Yağmur geceye dek devam etti. (zaman)
Beni bu denli sevdiğini bilmiyordum. (derece)
Burası dediğin kadar güzel değil. (olumsuzluk)
Trafikten dolayı sınava geç kaldım. (neden-sonuç)
İşte
Bir şey gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenen
bir söz; aha, ahacık anlamlarına gelir.
İşte bu iki adam bir aralık göz göze geldiler.
2 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
”Televizyon reklamları radyo ile yapılanlardan daha etkili oluyor.” (radyo ile edat)
“İle” sözcüğü, aşağıdaki kullanımlardan hangisinde bu
cümledekiyle aynı görev ve anlamdadır?
A) Bugün radyo ile televizyonun hayatımızdaki yeri ve önemi
yadsınamaz. (radyo ve televizyon- bağlaç)
B) Ona göre ahlak, düşündüğü ile yaptığı arasındaki benzerliktir. (düşündüğü ve yaptığı- bağlaç)
C) O, deyimleri ve tekerlemeleri ile İstanbul Türkçesinin güzelliğini yansıtmıştır. ( tekerlemeleri ile edat)
D) Sinekli Bakkal ile Tatarcık, Halide Edip’in toplumsal konulu romanlarıdır. (Sinekli Bakkal ve Tatarcık- bağlaç)
E) Onu en çok ilgilendiren, gazetenin gülmece sayfası ile
spor haberleridir.
(gülmece sayfası ve spor haberleri -bağlaç)
BAŞKA YERDE YOK
Yalnız, sade, sadece, bir, tek” sözcükleri, cümle
içinde edat dışında değişik görevler kazanabilir.
O Dedem, yalnız bir insandı. (sıfat)
O Sahilde, yalnız dolaşıyordu. (zarf)
O Sade bir görünümü vardı. (sıfat)
O Sanatçı, çok sade yaşıyordu. (zarf)
O Onunla bir boydayız. (sıfat)
O Bir sen bir ben biliyoruz bunu. (bağlaç)
O Olanları bana bir bir anlattı. (zarf )
O Çocuk, tek kelime konuşmadı. (sıfat)
O Herkes gidince ben tek kaldım. (zarf )
Sözcük Türleri - 2
3 TÜRKÇE
FASİKÜL 5
PRATİK BİLGİ
Bağlaç olan “ki”, ilgi zamiri “-ki” ve ilgi sıfatı
“-ki” ile karıştırılmamalıdır.
Bağlaç olan “ki” daima ayrı yazılır. İlgi zamiri ve
sıfatı “-ki” bitişik yazılır.
Bizim otobüs sizinkinden hızlı gidiyor. (ilgi zamiri)
Yarınki gezi iptal edilmiş. (ilgi sıfatı)
Bağlaç
Söz içinde birden çok kelimeyi kelime grubunu veya cümleyi birbirine bağlayarak aralarında çeşitli yönlerden ilgiler kuran görevli kelimelerdir.
ve, veya, ya, ya da, yahut, veyahut, ile, yalnız, ancak, ama, fakat, lakin, ne var ki, de, bile, dahi, ki, öyle ki, öyleyse,oysa,
oysaki, ise, madem, mademki, meğer, meğerki, meğerse, yeter ki, halbuki, çünkü, hatta, yoksa, ne... ne, ya... ya, hem...
hem, bir... bir, gerek... gerek, ister... ister, olsun... olsun
Ve
Akşam ve sahil, onun şiirlerinin odak noktasıydı.
(Adları birbirine bağlamıştır.)
Sen ve ben gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız
(Zamirleri birbirine bağlamıştır.)
Hande Hanım, saygılı ve zeki bir öğretmendir.
(Sıfatları birbirine bağlamıştır.)
Futbolcular, bitkin ve mutsuz görünüyor.
(Belirteçleri birbirine bağlamıştır.)
Eve uğradı ve biraz eşya aldı.
(Cümleleri birbirine bağlamıştır.)
İle
Lisedeyken müzik ile resim en sevdiğim dersti.
Eylül ile nisan onun için ayların en iyisiydi.
Veya, Ya, Ya da, Yahut, Veyahut
Bugün veya yarın yola çıkabiliriz.
O, akşama gelir diyorsun ya gelmezse?
Bizimle gel ya da evde kalıp ders çalış.
Tatilde kitap okurum yahut geziler yaparım.
Yarın eski okuluma veyahut sinemaya giderim.
Yalnız
Çalışkan bir çocuk yalnız çok yaramaz. (karşıtlık)
Kitabı alabilirsin yalnız geri getireceksin. (koşul)
Ancak
Seni dün aradım ancak sana bir türlü ulaşamadım. (karşıtlık)
Maça gidebilirsin ancak eve erken dön. (koşul)
Ama
Çok uğraştık ama onu ikna edemedik. (karşıtlık)
Müzik dinle ama yüksek sesle değil. (koşul)
Hiç ama hiç beğenmedim burayı. (pekiştirme)
Fakat, Lakin, Ne var ki
Peşinden koştum fakat yetişemedim. (karşıtlık)
İstediğini al fakat ziyan etme. (koşul)
Süre bitti lakin bazı sorular kaldı. (karşıtlık)
Akıllı biri ne var ki biraz huysuz. (karşıtlık)
Ki
Kardelen ki baharı müjdeler doğaya. (açıklama)
İhtiyacı var ki senden para istiyor. (neden-sonuç)
Konuşsam da beni dinlemez ki... (yakınma)
Bir uyandım ki kar yağmış! (şaşırma)
Herkesi sev ki sen de sevilesin. (koşul)
3 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat kullanılmamıştır?
A) Belgeyi imzalamayan tek ben kalmışım.
B) Planlardan sadece sizin haberiniz olacak.
C) Bu denli zor şartlarda çalışıyor gazeteciler.
D) Senden başka herkes kursa kayıt yaptırmış.
E) Yolun karşı tarafında bir benzinci vardı.
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ama bağlacı, koşul anlamında kullanılmıştır?
A) Bir şeyler söyledi ama anlayamadım.
B) Okula gideceksin ama otobüsle.
C) Biraz pahalı ama çok güzel.
D) Eşyaları eski ama tertemiz.
E) Belki doğru söylüyorsun ama inanamıyorum.
BAŞKA YERDE YOK
Bazı edatlar, herhangi bir cümlenin ögesi olarak kullanılabilir:
O Gökteki bulutlar, yağmurun habercisi gibiydi.
yüklem
O Ayağını yorganına göre uzat.
zarf tümleci
O Dün babasıyla pazara gitmişler.
edat tümleci
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 4
FASİKÜL 5
Bile, Dahi
O gün, beni en yakınım sen bile dinlememiştin. (de)
Benimle bir kelime konuşmadı bile. (üstelik)
En yakın arkadaşlarım dahi beni unuttu. (de)
De
Ders çalıştı da sınavı kazandı. (neden-sonuç)
Oraya ben de gitmiştim. (eşitlik, gibilik)
Sen de mi Leylâ! (şaşırma)
Para kazanacaksın da bize bakacaksın! (alay, inanmama)
Borcunu verme de göreyim seni! (korkutma, tehdit)
Köşk de köşkmüş ha! (övgü, abartma)
Bir... bir
Bir sen varsın kalbimde bir de o hatıralar.
Çiçeklerden bir erguvanı bir nilüferi severdi.
Ne... ne
Ne kış ne yaz, ille de güz ille de güz. (olumsuzluk)
(kış ve yaz değil)
Ne küserim ne incinirim. (olumsuzluk)
(küsmem de incinmem de)
Oysa, Oysaki, Halbuki
Oysa gelirsin diye seni ne kadar bekledim, bilemezsin.
Oysaki hepimiz, o akşam aramızda olmanı çok istemiştik.
Halbuki çok uysal bir insandır o.
Madem, Mademki, Meğer, Meğerse
Madem her gün üzecektin, neden sevdin beni?
Mademki gitmeyeceksin, biletini iptal ettir.
Meğer bana söyledikleri hep yalanmış!
Meğerse misafirlerimiz yarın gelecekmiş.
Öyleyse, Çünkü, Hatta, Yoksa, İse
Dediklerime inanmıyorsun öyleyse benimle konuşma.
Seninle sinemaya gelemeyeceğim çünkü hastayım.
Dün babam okula gelmiş hatta birkaç saat bizi beklemiş.
Derslerine çalış yoksa sınavı kazanamazsın.
O, romandan hoşlanırdı ben ise şiirden hoşlanırdım. AKLINDA OLSUN
Bağlaç olan “de” her zaman ayrı yazılır ve “te,
ta” şekli yoktur.
O Bir cümlede “de”nin bağlaç mı yoksa hal eki
mi olduğunu anlamak istiyorsak “de”yi cümleden atarak cümleyi yeniden okuruz.
O Cümlenin anlamında -daralma olabilir- bozulma olmuyorsa “de” bağlaçtır.
Yarın bize gel de o konuyu görüşelim.
Yarın bize gel o konuyu görüşelim.
Bu cümlelerde görüldüğü gibi “de” cümleden
atıldığında cümlenin anlamında bir bozulma olmuyor.
O hâlde “de” cümlede bağlaç görevinde kullanılmıştır.
BİZDEN NOT
“Ne... ne” bağlacı, sıfatları ve belirteçleri derecelendiren “ne” belirteci ile karıştırılmamalıdır.
O Aşağıdaki cümlede “ne” sözcüğü belirteç görevindedir.
Ne şirin, ne güzel bir köydü burası.
BENDEN UYARMASI
“Bir... bir” bağlacı, sıfat ve zarf olan “bir” ile karıştırılmamalıdır.
O Kitapçıdan bir kitap, bir defter aldım. (sıfat)
O Yaşadıklarını bana bir bir anlattı. (zarf)
Hem... hem, Ya... ya, Ha... ha, Gerek... gerek,
İster... ister
Evimiz hem okula hem yurda çok yakındı.
Ya evde derslerine çalış ya bizimle sahile gel.
Ha o gelmiş ha sen gelmişsin, bizim için aynı.
Gerek sen gerek o, yarın izin kullanabilirsiniz.
İster kitap oku ister müzik dinle.
Ünlem
Sevinme, coşma, kızma, acıma, şaşma, korkma gibi türlü duyguları anlatan veya bir doğa sesini yansıtan kelime, nida.
Aman ha!
Of bıktım artık!
Ah, bunu önceden bilseydim!
Vah vah, ne oldu sana!
Ay, ne şirin şeysin sen öyle!
Vay başıma gelenler!
Yeter be!
Bravo sana!
Hah, vapur gözüktü!
Ha gayret!
Elveda sana, ey sonbahar!
Eyvah, ne yer, ne yâr kaldı!
Hey, bana baksana !
Oh, ne güzel!
Sözcük Türleri - 2
5 TÜRKÇE
FASİKÜL 5
Ninem torunlarından hiç kimseyi senin kadar sevmemiş r.
Kardelen ve nergis, benim için çok özel çiçeklerdir.
Bahçede arkadaşlarıyla top oynuyor.
Teşekkür etmek üzere Ali Bey’in yanına çık .
Uçağı kullanan kendisiymiş gibi heyecanlanıyor.
Sanki kısa süre sonra güneş açacak.
Dışarı çıkabilirsin ancak eve erken döneceksin.
Yeni başlayan usta da bu işten anlıyor bence.
Bugün dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava var.
Dönüş yolculuğu kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor.
Ankara'nın insanları da güler yüzlü karşıladılar beni.
Bizimle yatroya gel ya da evde kalıp ders çalış.
BİRLİKTELİK
AMAÇ
TAHMİN
VARSAYIM
KARŞILAŞTIRMA
GÖRECELİK
KARŞILAŞTIRMA
1
2
3
5
6
4
5
SEÇME
SONUÇ
PEKİŞTİRME
EŞİTLİK
KOŞUL
1
2
3
4
5
6
6
Etkinlik 1
Aşağıdaki cümlelerde geçen edatların cümleye ka ğı anlamı boş bırakılan yerlere uygun şekilde
yerleş riniz.
Etkinlik 2
Aşağıdaki cümlelerde geçen bağlaçların cümleye ka ğı anlamı boş bırakılan yerlere uygun
şekilde yerleş riniz.
TÜRKÇE 6
Öğreten Test FASİKÜL 5
2. “Gibi” sözcüğü, aşağıdakilerin hangisinde cümleye“-
tezlik” anlamı katmıştır?
A) Her insan gibi onun da yanlışları vardır.
B) Kardeşim tatilden döndüğü gibi işe başladı.
C) Parası çokmuş gibi har vurup harman savuruyor.
D) Taşıtlar içinde uçak gibisi kesinlikle yoktur.
E) Bu kitabı iki lira gibi düşük bir fiyata almıştım.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bile” yerine “de,-
da” veya “dahi” getirilemez?
A) Bu hatayı çocuklar bile yapmaz.
B) Buraya gelse bile kimseyi bulamaz.
C) Savaşlarda çocuklar bile öldürülüyor.
D) Belki şimdiye kadar oyun bitti bile.
E) Artık gündüzler bile soğuk oluyor.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde“ile (-le, -la)” ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?
A) Ateşle barut bir arada durmaz, derler.
B) Sabahleyin ilk vapurla karşıya geçeceğiz.
C) Saraylarla müzeleri bir günde ancak gezeriz.
D) Babamın kapıdan girmesiyle çıkması bir oldu.
E) Okulla işi bir arada yürütmek oldukça zordur.
4. Göğsüme ıstırabı tunç alevlerle yazdım
Uğrunuzda can veren bir köle gibi sizden
Bir alkış almak için neler bağışlamazdım
Yukarıdaki dizelerde kaç edat kullanılmıştır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
6. “Bu kitabı ancak kütüphanede bulabilirsin.”
“Ancak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde
bu cümledekiyle aynı görevde kullanılmıştır?
A) Yol uzun, akşama ancak gelebilirler.
B) Size gelirim ancak fazla kalamam.
C) Çok zorlama, o kapıyı ancak bu anahtar açar.
D) Daha erken gelemem, bu iş üç saatte ancak biter.
E) Karnım çok aç ancak yemek hâlâ hazır değilmiş.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “ise (-se, -sa)” ötekilerden farklı anlam ve görevde kullanılmıştır?
A) Kapıyı çalan dilenciyse kapıyı açmayın.
B) Elmaları bugün, kirazları ise yarın toplayın.
C) Yağmur yağıyorsa sokağa çıkmayın.
D) Buranın görevlisi iseniz lütfen bize yardımcı olun.
E) Bu ayakkabıyı beğenmediyseniz şuna bakabilirsiniz.
7 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 5
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “için” edatı amaç
bildirmektedir?
A) Onun için elinden gelen yardımı yapmıştı.
B) O, bütün sıkıntılara sizin için katlandı.
C) Bu yarışı kazanmak benim için onurdur.
D) Kimi kimsesi kalmadığı için köyünden ayrılmış.
E) Eserimde benzetmelere yer vermem, konunun anlaşılması içindir.
9. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde edat (ilgeç) kullanılmamıştır?
A) Başkası için ağlayan gözden olur.
B) Yel gibi gelen sel gibi gider.
C) Lafla peynir gemisi yürümez.
D) Her çul içinde bir aslan yatar.
E) Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “de, da” bağlacı“-
neden-sonuç” ilgisi kurmuştur?
A) Doktorun verdiği ilacı içti de kendine geldi.
B) Sinemadan sonra tiyatro da güzel günler yaşıyor.
C) İki yıldan beri biz de tatil yapamadık.
D) Ödül kazanmak da onu mutlu etmedi.
E) Akşama kadar bekledi de kimseyle görüşemedi.
12. Aşağıdakilerin hangisinde “ya...ya” bağlacı cümleye“ihtimal (olasılık)” anlamı katmıştır?
A) Ona bel bağlamayın, ya gelir ya gelmez.
B) Bütün gün ya kitap okur ya televizyon izler.
C) Kapıda bekleme artık, ya gir ya çık.
D) Bugün ya bize gel ya sizde buluşalım.
E) Çok unutkandır, ya defterini kaybeder ya kitabını.
10. Aşağıdakilerin hangisinde “ama” bağlacı koşul bildirmektedir?
A) Ama bana güvendiğini söylemiştin.
B) Sen doktor değilsin ama arkadaşın doktor.
C) Gidebilirsin ama aldıklarını geri göndereceksin.
D) Kısa ama sürükleyici bir hikâyeydi bu.
E) Şiirlerinizi okudum ama pek beğenmedim.
1-B 2-B 3-D 4-C 5-B 6-C 7-D 8-E 9-D 10-C 11-A 12-A
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “bir” sözcüğü ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?
A) Fidanları daha güzel bir günde dikelim.
B) Görgü kurallarına ters bir hareket yapmıştı.
C) Kısa bir sessizlikten sonra misafirler gülüştü.
D) Bütün sene bir bu yazarın kitaplarını okudum.
E) Bu kır kahvesine bir fincan kahve içmeye gelirdim.
TÜRKÇE 8
Pratik Test FASİKÜL 5
4. “Körle yatan şaşı kalkar.”
Aşağıdakilerin hangisindeki “ile (-le, -la)” bu atasözündekiyle aynı anlam ve görevde değildir?
A) Taşıma suyla değirmen dönmez.
B) Dostla ye, iç; alışveriş etme.
C) Öfkeyle kalkan zararla oturur.
D) Rağbet her zaman güzelle zenginedir.
E) Borçla borç ödenmez.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç, sıfatları bağlamıştır?
A) Tabletler er ya da geç öğrencilere dağıtılacaktır.
B) Bundan sonra çocuklar ne sizi ne de beni dinler.
C) Neşeli ve heyecanlı başlayan gezi kötü bitti.
D) Bu işi bitirebilmek için iki ya da üç güne ihtiyaç var.
E) İngilizce veya İtalyanca bilen bir eleman arıyorlar.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem ilgeç hem de
bağlaç kullanılmıştır?
A) Gündüzleri daha çok ağır işlerle uğraştığından akşamları erkenden uyuyakalırdı.
B) Ne var ki o güzelim eski binalar da bu yangından
paylarını aldı.
C) Çocukluğumuzda mersin ve kızılcık topladığımız tepeler gibi buralar.
D) Boğaz, ilkbaharda diğer mevsimlere göre bir başka
güzeldir.
E) Akşama doğru suda bir gölge gibi beliren sandallarla karşı kıyıya geçerdik.
5. Aşağıdakilerin hangisinde “için” ilgeci cümleye ötekilerden farklı bir anlam katmıştır?
A) Uyumadığı için gözleri kanlanmış.
B) Karanlıktan korktuğu için buraya gece gelemez.
C) Geç kaldıkları için derse katılamadılar.
D) Derste fazla konuştuğu için öğretmen ona kızdı.
E) Onun, ailesi için yapamayacağı fedakârlık yoktu.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ki” bağlacı “neden-sonuç” ilgisi kurmuştur?
A) Burası öyle bir köy ki ne gelen var ne giden!
B) Anlaşılıyor ki bu konuya çalışmamışsınız.
C) Bu öyle bir bina ki üç yüz kişi alır.
D) İşini seviyor ki bunca sıkıntıya katlanıyor.
E) Şairin bir dizesi var ki ömre değer.
3. “Akşama kadar bahçedeki bütün işleri bitirmeyi düşünüyorduk. Ne var ki fırtına buna izin vermedi.”
Aşağıdakilerin hangisinde bu cümledeki altı çizili bağlaçla aynı anlama gelen bir bağlaç kullanılmıştır?
A) Sana ihtiyacımız vardı, ne iyi ettin de geldin.
B) Yemeğini yer ve erkenden kahveye giderdi.
C) Mademki okumak istiyordu, ne diye bir işe girdi?
D) Ev sahibi ile kavga etmiş ki o, çok nazik birisiydi.
E) Oyununuzu seyretmeyi çok isterdim ancak bu ödevi
bitirmeliyim.
9 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 5
11. “Yalnız” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgeç görevinde kullanılmıştır?
A) Bugünlerde her zamankinden daha yalnız.
B) Yıllardır bu evde yalnız oturuyordu.
C) Aylar boyunca yalnız bir kitap okuyabildim.
D) Bu yalnız adamın çocuklarının olduğunu öğrendik.
E) Pastacılık çok zevkli yalnız bazı zorlukları var.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç kullanılmamıştır?
A) Onu çok bekledik ancak o gelmedi.
B) Bugün veya yarın beni mutlaka arayacak.
C) Ne iyi ettiniz de buraya geldiniz.
D) Ece’yle buluşamadık çünkü geç kaldım.
E) Bugün, karla karışık yağmur bekleniyormuş.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “de, da” bağlacı
cümleye“süreklilik” anlamı katmıştır?
A) Sözünü tutacağını söyledi de tutmadı.
B) Dün buraya gelmiş de bize uğramamış.
C) Babası da kardeşi de gelmiş, ona yardım etmişti.
D) Bir kere konuşmaya başladı mı söyler de söyler.
E) Artık buraya gelse de değişen bir şey olmayacak.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgeç kullanılmamıştır?
A) Bazıları, istedikleri gibi bir arkadaş ortamı arar.
B) Dergilerde tanıtılan her kitabı almak gerekmez.
C) İnsanlar, ihtiyaçları olduğu için çalışır.
D) Burada öncekine göre iyi maaş alıyormuş.
E) Okumak istemesine rağmen okuyamayan çoktur.
1-D 2-D 3-E 4-D 5-E 6-C 7-E 8-B 9-B 10-D 11-C 12-E
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ve” bağlacı ötekilerden farklı türde sözcükleri birbirine bağlamıştır?
A) Martılar ve deniz birlikte şarkı söylüyordu.
B) En çok ilgi gören türlerin başında gelir deneme ve
roman.
C) Gül ve bülbül çok eskiden beri dosttur.
D) İnsanın yüreğini sızlatır ayrılık ve hasret.
E) Ilık ve tatlı bir yaz akşamında karşılaştık onunla.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç sıfatları birbirine bağlamıştır?
A) Hem erken geleceğini söylüyor hem de geç kalıyor.
B) İşe çalışkan ve tecrübeli bir eleman almalısınız.
C) Bunca yıldır buradayız, ne aradı ne sordu.
D) Evin balkonu ya denize ya ormana bakmalı.
E) Tatile ister bu ay ister gelecek ay çık.
TÜRKÇE 10
Sınav Tadında FASİKÜL 5
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bir” sözcüğü, ilgeç
görevinde kullanılmıştır?
A) Sizinle gelecektim ancak çok önemli bir işim çıktı.
B) Mezuniyet gecesinde bir sen yoktun.
C) Yönetici böyle bir teklifi asla kabul etmez.
D) Dün bir grup öğrenci sizi sordu.
E) Misafirliğe giderken bir paket çikolata götürdü.
2. “Anlatılanlardan sonra aynı acıları biz de yaşamış gibi olduk.”cümlesindeki “gibi” ilgeci anlamca aşağıdaki
cümlelerin hangisindeki “kadar” ilgeci ile özdeştir?
A) Bildiğim kadar konuşurum, bilemediğim yerde ise
susarım.
B) Vakit gelinceye kadar elindeki kitabı bitirdi.
C) Gişe görevlisinin elinde on kadar bilet kaldı.
D) Arkadaşının sınavı kazanmasına kendisi kazanmış
kadar sevindi.
E) Akşama kadar pencerenin önünden gelip geçenleri
seyretti.
3. Aşağıdakilerin hangisinde “de, da” bağlacı, cümleye
ötekilerden farklı bir anlam katmıştır?
A) Yazarın bu kitabını da okumalısın.
B) Fatura ödemeye gitti de geç kaldı.
C) Yaz sonunda incirler de oldu.
D) Onlar da bizimle gelecekmiş.
E) Evin duvarlarını da boyamalıyız.
6. “Bence (I) insan, bir odada (II) oturup (III) bu eserleri (IV)
incelemeli (V) sanatçının vermek istediği mesajı da göz
ardı etmemelidir.’’
“yalnız” sözcüğü, yukarıdaki cümlede numaralanmış
yerlerden hangisine getirilirse ilgeç olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
5. “Bu kadarcık çalışma ile sınavı kazanamazsın.’’
Aşağıdakilerin hangisinde “ile” sözcüğü bu cümledeki göreviyle kullanılmıştır?
A) Derslerden sadece matematik ile tarihi severdi.
B) Her yaz annesiyle babasını ziyaret ederdi.
C) Öykü ile roman arasında fark görmediğini söyledi.
D) Yalanı ortaya çıkınca bizimle görüşmedi.
E) Kendisine güzel bir gömlekle pantolon aldı.
4. Aşağıdakilerin hangisinde “ile” ilgeci neden-sonuç
ilişkisi kurmuştur?
A) Elektriklerin kesilmesiyle karanlık içinde kaldık.
B) Arkadaşları onu çok çalışmasıyla tanırdı.
C) Kardeşiyle kavga etmesi geçimsiz biri olduğundan.
D) Düşünceleriyle aydınlık yarınlara kapı açmıştı.
E) Mantığıyla hareket etmesi çok yanlış.
11 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 5
10. Bu kamp alanı içerisinde bulunan, ahşap ve taş malzemeden yapılı yaklaşık bir daire büyüklüğündeki bu
mekânlarda her mevsim konaklamak mümkündür. Karavan park yerlerinin de bulunduğu kamping, şehrin harala gürelesinden uzakta, zamanı umursamadan bedeninizi dinlendirmek için çok uygun bir yer. Özel çevre koruma alanı içindeki sayısız küçük koylardan birinde,kış
günü de denize girenler var ve o kadar zevkli ki anlatamam size.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri
edat (ilgeç) görevinde kullanılmıştır?
A) I ve III. B) I ve V. C) II ve IV.
D) III ve V. E) IV ve VI.
I
II
III
IV
V VI
1-B 2-D 3-B 4-A 5-D 6-C 7-C 8-C 9-D 10-E 11-D 12-A
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kadar” edatı “civarında, yaklaşık” anlamında kullanılmıştır?
A) Senin kadar olmasa bile o da bir şeyler biliyor.
B) Konferansın bu kadar kalabalık olacağını sanmıyordum.
C) Çocuklar bine kadar saymayı öğrenmiş.
D) Bu konuda kırk kadar kitap karıştırdım.
E) Bizim köy de yaylalar kadar serin.
12. Edatlar kendilerinden önceki sözcüklerle öbekleşerek
cümlede sıfat ya da zarf görevi üstlenirler.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinde “edat öbeği”
sıfat görevinde kullanılmıştır?
A) Bunun gibi insanlarla oturup kalkmak seni yanıltabilir.
B) Konuşmasını yapmak üzere yavaşça yerinden kalktı.
C) Kimseyle bugüne kadar tartışmamış herkesin fikrine
saygı duymuştu.
D) Her şeye karşın ona yardım etmek içinden gelmiyordu.
E) İyi yaşayabilmek için çaba sarf ediyordu.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ama” sözcüğü,
“Otuz üç yıllık memurdu ama yeni tayin olmuş gibi heyecan doluydu.” cümlesindekine yakın anlamda kullanılmıştır?
A) Git ama o ayakkabıyı satın almadan gelme!
B) Yarın geleceğim ama sen de burada olmalısın.
C) Oda çok sıcaktı ama zavallı tir tir titriyordu.
D) Söylenenleri hiç ama hiç anlamamıştı.
E) Ama bana yardım edeceğini söylemiştin.
9. Aşağıdakilerin hangisinde örnek cümle yapılan açıklamaya uygun değildir?
A) “için” ilgeci, neden-sonuç ilgisi kurar:
Notlarını geri getirmediği için ona kızmış.
B) “gibi” ilgeci, cümleye “tezlik” anlamı katar:
Yusuf, parayı aldığı gibi bakkala koştu.
C) “ne ...ne ...” bağlacı, cümleyi anlamca olumsuz yapar:
Ne dersi dinliyordu ne testleri çözüyordu.
D) “ama” bağlacı, pekiştirme anlamında kullanılır:
Erken çıktık ama trafik yine de sıkışıktı.
E) “kadar” ilgeci, cümleye “yaklaşık” anlamı katar:
Geziye yirmi kadar öğrenci katılmıştı.
8. Aşağıdakilerin hangisinde hem ilgeç hem bağlaç kullanılmıştır?
A) Onu eğlendirmek için dolaşmaya çıktık.
B) Senin gibi dost canlısı birini görmedim.
C) Öğrencilerle veliler akşama kadar okulda bekledi.
D) Ne bizi dinliyor ne de sorulara cevap veriyordu.
E) Konuşuyordu fakat ne dediği anlaşılmıyordu.
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 12
FASİKÜL 5
Tamlamalar
 İki ya da daha çok sözcüğün, birbirini değişik ilgilerle tamamladığı söz gruplarıdır.
 Dilimizde “sıfat tamlaması” ve “ad tamlaması” olmak üzere iki tür tamlama vardır.
Sıfat Tamlaması
 Bir sıfatın, kendisinden sonra gelen bir adla oluşturduğu
söz grubuna “sıfat tamlaması” denir.
 Bu tamlamalarda sıfat, adı niteler ya da çeşitli yönlerden
belirtir.
Örnek
Yaşlı çınar, koyu gölgesiyle insanları asırlardır serinletiyor.
Bu cümlede “yaşlı” sözcüğü “çınar” adını nitelik yönüyle anlamca bütünleyerek bir söz grubu kurmuş ve sıfat tamlaması
oluşturmuştur.
 Sıfat tamlamalarında sıfat “tamlayan”, ad “tamlanan” durumundadır.
Yaşlı çınar
sıfat ad
(tamlayan) (tamlanan)
Bu okul, anılarımı saklayan bir yuva gibiydi.
Bu cümlede “bu” sözcüğü “okul” adını işaret yoluyla belirterek bir söz grubu kurmuş ve sıfat tamlaması oluşturmuştur.
bu okul
sıfat ad
(tamlayan) (tamlanan)
 Aşağıdaki cümlelerde renkli söz grupları, sıfat tamlamalarıdır.
Bahar gelince kırlar, sarı lalelerle dolar.
Gökyüzü, birden kapkara bulutlarla kapandı.
Törenlerde sizin sınıftan kaç öğrenci görev aldı?
Yol boyunca başı dumanlı dağları seyrettik.
Yıkılmış evlerin arasından geçerek inşaat alanına ulaştık.
İsim Tamlaması (Ad Takımı)
En az iki adın değişik ilgilerle birbirini tamamlayarak oluşturduğu söz gruplarıdır.
Örnek
Yoğun yağmurdan sonra evin çatısı akmaya başladı.
Sert rüzgârdan, bahçe kapısı açılıp kapanıyordu.
Bu cümlelerde “ev-çatı” ve “bahçe-kapı” adları, aitlik ilgisiyle
anlamca birbirini tamamlayarak bir söz grubu oluşturmuştur.
Ad tamlamalarında birinci sözcüğe “tamlayan”, ikinci sözcüğe “tamlanan” denir.
evin çatısı
tamlayan tamlanan
bahçe kapısı
Tamlayanın aldığı ek, “tamlayan eki”, tamlananın aldığı ek ise
“tamlanan eki”dir.
Tamlayan Eki
 Eklendiği adla (tamlayan) başka bir ad (tamlanan) arasında ilgi kuran eklerdir.
 “-ın, -in, -un, -ün, (-nın, -nin, -nun, -nün)” ekleri tamlayan
ekleridir.
Tamlanan Eki
 Eklendiği ismin (tamlananın) tamlayanda bilidirilen bir kişiye ya da varlığa ait olduğunu gösteren eklerdir.
 “-ı, -i, -u, -ü, (-sı, -si, -su, -sü)” ekleri tamlanan ekleridir.
ev - in çatı - sı
tamlayan tamlanan
eki eki
Bu örnekte, tamlayan eki “ev” sözcüğünün “çatı” sözcüğüyle ilgili olduğunu; tamlanan eki de “çatı”nın eve ait olduğunu
bildirmektedir.
 Ad tamlamaları, oluşturulma biçimlerine göre dört grupta
incelenir:
1 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
(I) Emprovize caz yapan müzisyenlerde çok önemli bir yetenek var: Zihnin akış hâlini kullanmak. (II) Trans hâli olarak da
bilinen akış, bütünüyle tek aktiviteye odaklandığımız durumlarda beliriyor. (III) Örneğin maratonda koşuyorsanız tüm dikkatiniz vücudunuzun hareketlerine odaklanıyor. (IV) Kas hareketlerinizi, ayaklarınızın yerle temasını hissetmeye başlıyor;
benliğin kaybolduğunu gözlemliyorsunuz. (V) Böyle durumlarda odaklanılan beceriler en üst seviyede gerçekleştiriliyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sıfat
tamlaması yoktur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Sözcük Türleri - 2
13 TÜRKÇE
FASİKÜL 5
Belirtili İsim Tamlaması
 Tamlayanın ve tamlananın tamlama ekleri aldığı ad tamlamalarıdır.
 Bu tür tamlamalarda belirgin bir aitlik ilgisi vardır, tamlananın tamlayana ait olduğu belirtilir.
Örnek
Kurumun müdürüne, başarılarından dolayı ödül verildi.
Bu cümlede, “kurum” ve “müdür” sözcükleri arasında, tamlayan ve tamlanan ekleri kullanılarak (kurum-un müdür-ü) aitlik ilgisi kurulmuştur.
Bu şekilde kurulan tamlamalara belirtili isim tamlaması denir.
Aşağıdaki cümlelerde renkli söz grupları, belirtili isim tamlamasıdır.
 Arabanın kapısı açık kalınca alarm çaldı.
 Çocukken yağmurun sesini dinlerdim.
 Kasabanın yolları bu yaz asfaltlanacakmış.
 Gelişmiş toplumlar sanatın değerini iyi bilir.
 Yolculuğun başında memleketini özlediğini söyledi.
Belirtisiz İsim Tamlaması
 Tamlayanı ek almayıp sadece tamlananın iyelik eki aldığı
tamlamalardır.
Genç yaşta okul müdürü olacakmış.
Bu cümlede “okul” ve “müdür” sözcükleri arasında sadece
tamlanan ekiyle (okul müdür-ü) ilgi kurulmuştur. Bu şekilde
kurulan tamlamalara belirtisiz isim tamlaması denir.
Aşağıdaki cümlelerde renkli söz grupları, belirtisiz isim tamlamasıdır.
 Evin önündeki i elma ağacı geçen ay kurudu.
 Bizim çocuğa okul çantası almak için dışarı çıktık.
 Şair, yaşama sevincini dile getirmiş bu dizelerde.
 Yöre halkı için en önemli geçim kaynağı arıcılıktı.
 Resim sergileri önemli bir sanat etkinliğidir.
Zincirleme İsim Tamlaması
 En az üç adın tamlayan ve tamlanan ekleriyle birbirine bağlanmasıyla oluşan söz grubudur.
Örnek
Birkaç öğrenci, okul müdürünün odasında ayakta bekliyordu.
Bu cümlede “okul”, “müdür” ve “oda” adları arasında aitlik ilgisi kurularak zincirleme isim tamlaması oluşturulmuştur.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili söz grupları, zincirleme isim
tamlamasıdır.
 Bahçedeki ceviz ağacının dalları yola sarkıyordu.
 Bir süre sonra deniz kıyılarının güzelliği büyüledi bizi.
 Şehrin ulaşım sorunu yapılacak çalışmalarla giderilecek.
 Bir yapıtın etkileyiciliği sanatçının yorum gücüne bağlıdır.
 Kır çiçeklerinin kokusuna bayılıyorum.
Takısız İsim Tamlaması
 Tamlayan ve tamlananın ek almadığı isim tamlamalarıdır.
 Bu tür tamlamalar ya tamlananın “ne(y)den yapıldığını”
(hammaddesini) ya da benzerlik ilgisi kurarak tamlananın
“neye benzediğini” belirtir.
Örnek
Tamlananın neyden yapıldığını bildirir:
cam kavanoz
taş köprü
altın bilezik
plastik kova
Bu örneklerde, “kavanoz”un “cam”dan, “köprü”nün “taş”tan,
“bilezik”in altından, “kova”nın plastikten yapıldığı belirtiliyor.
Tamlananın neye benzediğini bildirir:
aslan çocuk
zeytin gözler
ipek saçlar
taş kalp
Bu örneklerde, “çocuk” “aslan”a, “gözler” “zeytin”e, “saçlar”
“ipek”e, “kalp” “taş”a benzetilmiştir.
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 14
FASİKÜL 5
İsim Tamlamalarıyla İlgili Bilinmesi Gereken
Özellikler
 Ad tamlamalarında tamlayanla tamlanan yer değiştirebilir:
Örnek
Savruluyordu yeleleri rüzgârda bu güzel atın.
Bu dizede, “atın yeleleri” ad tamlamasında, tamlanan (yeleleri) tamlayandan (atın) önce gelmiştir.
Sıcaklığı ortalığı yakmaya başlamıştı güneşin.
(güneşin sıcaklığı)
Bekçisiyiz sonsuza dek bu mukaddes vatanın.
(vatanın bekçisi)
 Ad tamlamalarında, bir tamlayan birden fazla tamlanana
bağlanabildiği gibi, bir tamlanan da birden fazla tamlayana bağlanabilir:
Örnek
Bu tepelerin rüzgârı, fırtınası hiç dinmezdi.
Velilerin ve öğrencilerin coşkusu görülmeye değerdi.
Bu cümlelerin birincisinde “tepelerin” tamlayanı “rüzgârı”
ve “fırtınası” tamlananlarına bağlanırken; ikinci cümlede
“öğretmenlerin” ve “öğrencilerin” tamlayanları “coşkusu”
tamlananını ortak kullanmıştır.
 Ad tamlamalarında tamlayanla tamlananın arasına değişik
türde sözcükler girebilir:
Örnek
Uzun süre köyün kurak tepelerini üzülerek seyretti.
Bu cümlede, “köyün tepeleri” tamlamasında, tamlayanla
(köyün) tamlananın (tepeleri) arasına sıfat (kurak) girmiştir.
Örnek
Sarıyer, İstanbul’un en güzel ilçelerinden biridir.
Bu cümlede, “İstanbul’un ilçeleri” tamlamasında, tamlayanla (İstanbul’un) tamlananın (ilçeleri) arasına hem belirteç (en) hem de sıfat (güzel) girmiştir.
Okul gezisine Buse’nin de kardeşi katıldı.
Bu cümlede, “Buse’nin kardeşi” tamlamasında, tamlayanla (Buse’nin ) tamlanan (kardeşi) arasına bağlaç (de) girmiştir.
 Ad tamlamalarında tamlayan veya tamlanan, ya da her ikisi bir sıfat tarafından nitelenebilir:
Örnek
Talha’nın büyük hayalleri vardı.
Bu cümlede, “Talha’nın hayalleri” tamlamasında, tamlanan (hayalleri) bir sıfat (büyük) tarafından nitelenmiştir.
Küçük çocuğun oyuncakları çok güzeldi.
Bu cümlede, “çocuğun oyuncakları” tamlamasında, tamlayan (çocuk) bir sıfat (küçük) tarafından nitelenmiştir.
Küçük çocuğun büyük hayalleri vardı.
Bu cümlede, “çocuğun hayalleri” tamlamasında, tamlayan
(çocuk) bir sıfat (küçük) tarafından; tamlanan (hayalleri) yine bir sıfat (büyük) tarafından nitelenmiştir.
2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018
Bizdeki dolmuş kültürü bir başkadır. Bir yardımlaşma havası, bir aile sıcaklığı... Acaba Paris’te bir dolmuş hattı açılsaydı sefer sırasında şöyle diyaloglar geçer miydi?
- Kaptan, şuradan bir Eyfel alır mısın?
- Bozuk olsun!
- On avro var bende, kusura bakma, bozuver. ya da
- Kaptan, Louvre’dan geçer mi?
- Yok, aşağıdan bineceksin Louvre’a, heykelin yanından...
Hiç sanmıyorum!
Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisi tamlama değildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II III
IV V
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme ad tamlaması vardır?
A) Filmdeki olaylar İsviçre sınırında geçiyor.
B) Kitapları, türlerine göre ayırarak kitaplığa yerleştirdim.
C) Gelecek yıl yaz tatilini Antalya’da geçireceğiz.
D) Sanatçı, ilk sergisini önümüzdeki hafta İstanbul’da açacakmış.
E) Serüven romanlarının okuyucusu her yıl biraz daha artıyor.
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan
önce söylenmiş bir belirtili ad tamlaması vardır?
A) Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin
B) Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize
C) Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah
D) Kâğıtlarla camlarını örteyim pencerelerin
E) Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı
Sözcük Türleri - 2
15 TÜRKÇE
FASİKÜL 5
BENDEN UYARMASI
Kişi adılları tamlayan olursa tamlanan (iyelik) ekleri her kişiye göre değişiklik gösterir.
ben - im araba - m biz - im araba - mız
sen - in araba - n siz - in araba - nız
o - nun araba - sı onlar - ın araba - ları
Ayrıca tamlayan ekinin de “ben” ve “biz” adıllarında “-im” olduğu görülmektedir.
O Ad tamlamalarında bazı durumlarda tamlayan
ya da tamlanan düşebilir:
Resimlerini gördüm ve çok beğendim.
(senin resimlerini) tamlayan
Karşı binadaki daire bizimdi.
(bizim dairemizdi) tamlanan
 Ad tamlamaları bir sıfat tarafından nitelenebilir veya belirtilebilir:
Örnek
Büyük yolcu gemisi limandan ağır ağır ayrıldı.
Bu cümlede “büyük” olan “yolcu gemisi”dir. Yani sıfat (büyük), isim tamlamasını (yolcu gemisi) nitelemiştir.
Bu macera romanı benim çok hoşuma gitti.
Bu cümlede “bu” sözüyle “macera romanı” işaret edilmektedir. Yani sıfat (bu), isim tamlamasını (macera romanı) belirtmektedir.
 Ad tamlamaları sıfat ve belirteç görevinde kullanılabilir:
Örnek
Öğretmenimiz bize el yazması eserler tanıttı.
Bu cümlede “el yazması” ad tamlaması, “eserler” sözcüğünü nitelediğinden sıfat görevinde kullanılmıştır.
Çocuğun gülkurusu ceketi vardı.Bu cümlede ad tamlaması (gülkurusu), ceket adını nitelediğinden sıfat görevinde
kullanılmıştır.
İzmir’de bir yaz akşamı vedalaştık kardeşimle.
Bu cümlede ad tamlaması (yaz akşamı) “vedalaştık” eyleminin zamanını bildirdiğinden belirteç görevinde kullanılmıştır.
 Adıllarla da tamlama kurulur:
Dün onun (Naci’nin) kitabı bizde kalmış.
Bu cümledeki “onun” adılı, “Naci’nin kitabı” isim tamlamasındaki tamlayanın (Naci) yerine geçmiştir.
Herkesin düşüncesi aynı olmaz.
Doktorlar, buranın havasını tavsiye ettiler.
Yolcuların biri, cüzdanını çaldırdığını söyledi.
Sınavdaki soruların birçoğu kolaydı.
Çocuğun nesi kaybolmuş?
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Kocaman gökyüzünün altında küçücüktü şalvarlı, yaşmaklı
kadın. (II) Bükülmüş beline bakılırsa oldukça yaşlıydı. (III) Başının üzerindeki bulut kümesi ve kıvrılarak giden yol… (IV)
Yaşlı kadın, içinden geçtiği bu güzelliği fark etmiş miydi acaba?
(V) Yolun, belki her gün adımladığı kıyısından geçiyordu o.
(VI) Sonbaharın renkleri içinde bir küçük lekeydi, yürüyüp gitti.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde, belirtili ad tamlamasının tamlayanı sıfat almıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir
isim tamlaması vardır?
A) Önce kendi işini bitir, bana sonra yardım edersin.
B) Onların yeni aldıkları evi gördün mü?
C) Sen her zaman buraları çok sevdiğini söylemez miydin?
D) Bu cüzdanı kardeşi yolda bulmuş.
E) Söylendiğine göre bu yıl Ankara’da su sıkıntısı olmayacakmış. PRATİK BİLGİ
O Ad tamlamalarında bazen “-den” eki, tamlayan
ekinin yerine kullanılabilir:
Yaralılardan bazıları ayakta tedavi edildi.
(yaralıların bazıları)
Yarışmacılardan biri sahneye çıktı.
(yarışmacıların biri)
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 16
FASİKÜL 5
BELİRTİLİ
İSİM
TAMLAMASI
BELİRTİSİZ
İSİM
TAMLAMASI
SIFAT
TAMLAMASI
ZİNCİRLEME
İSİM
TAMLAMASI
SIFAT
TAMLAMASI
ZİNCİRLEME
İSİM
TAMLAMASI
BELİRTİSİZ
İSİM
TAMLAMASI
BELİRTİLİ
İSİM
TAMLAMASI
Etkinlik 1
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere kutucuklarda verilen uygun sözcükleri yerleş riniz.
1.Uçağın motoru büyük bir gürültüyle çalış . 2. ………….. kolu yeniden onarılmış ve takılmış.
3.Sokak …………. …………..gözümü almaya başladı. 4.Sınavı sadece …………..…………..ye ş remedi.
5. Her gün en az……………yürüyüş gerekiyor. 6. Kursun …………… …………..son anda ye ş
7.……………tellerine vurdukça dikkat çekiyordu. 8. Ka ldığımız ………yarışmasında üçüncü olduk.
BİLGİ
GİTARIN
YARIM
ÖĞRENCİ
IŞIĞI
KAPI
LAMBASININ BİR
SAAT
DERS
SAATİNE
17 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 5
2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir ad takımı yoktur?
A) Kimsesiz odanda kış geceleri
İçin ürperdiği zamanlar beni an
B) Aya haber sal çıksın bu gece
Görünsün şöyle gönlümce
C) Ruhum göğe çıkmak hevesinde
Yârin ömrü alçaldı sesinde
D) Som gümüşten sular üstünde giderken ileri
Ta uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri
E) Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım
Baş ucumda gördüğüm şu mısralarla yandım
3. Aşağıdakilerin hangisinde birden fazla tamlayanı olan
bir isim tamlaması kullanılmıştır?
A) Evlerin içleri de bahçeleri de her zaman eskinin o yalınlığını yansıtırdı.
B) Bazı akşamlar köşklerin ve konakların bahçelerinde
eğlence geceleri düzenlenirdi.
C) Gümüş tepsiye dizilmiş, ince porselenden fincanlarla
gelen kahveler keyifle içilirdi.
D) Eski albümlerdeki rengi kaçmış, sararmış fotoğraflara buğulu gözlerle bakılırdı.
E) Kuş sesleriyle manolyaların etkileyici kokuları arasında hoş anlar yaşardık.
1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ötekilerden farklı bir
ad tamlaması kullanılmıştır?
A) Koklamak isterim çiçeklerin kokusunu
B) Dinlerim adalarda rüzgârın şarkısını
C) Her şarkının içinde bir sevda gelip gider
D) Akşamın kızıllığı bir tül gibi sarıyor şehri
E) Kır çiçeğinin güzelliği sevdirdi bana yazı
4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde hem isim hem de sıfat tamlaması kullanılmıştır?
A) Açmaz mı sandın gülü
Dinle öten bülbülü
B) Geçti bahar günlerinin güzelliği
Şimdi yerini aldı düşünceler
C) Sanki tek bir anda, gün, saat, mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
D) Nasıl istersen öyle dinle ve bakın
Dalların zirvesindeyiz artık
E) Yanar sönerdi duvarlarda miğferler
Gezerdi surlarda şanlı askerler
6. “Menekşenin hoş kokusu odaya yayıldı.” cümlesindeki
ad tamlamasında, tamlayanla tamlanan arasında bir sıfat bulunmaktadır.
Aşağıdakilerin hangisinde buna benzer bir ad tamlaması vardır?
A) Ben de bir yıldızım yıldızlar ortasında.
B) Yaz kış seyreder sandallar, bu derin maviliği.
C) Dağıtırdı deli rüzgâr uzun saçlarımı.
D) İlkyaz gecesinin kelebekleri uçuşuyor.
E) Ağaçların koyu gölgesi yola uzanırdı.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlamasını niteleyen bir sözcük vardır?
A) Sabahın erken saatinde herkes köy meydanında toplanmıştı.
B) Bahçelerin kokusu etrafa hoş bir ferahlık veriyordu.
C) Arkadaşlarla serin bir yaz akşamı çardakta sohbet
ediyorduk.
D) Güneşin ilk ışıkları evin camlarına yansıyarak gözlerimizi kamaştırıyordu.
E) Böyle sıcak bir günde denize gitmek hepimizi sevindirmişti.
TÜRKÇE 18
Öğreten Test FASİKÜL 5
8. Aşağıdakilerin hangisinde tamlayan ile tamlanan arasına bir sıfat girmiştir?
A) Mavi bir not defteri almış kendine.
B) Üzerinde gök mavisi bir kazak vardı.
C) Çocukça davranışlarıyla ev halkını bıktırdı.
D) Yazı tahtası biraz aşağıda kalıyor.
E) Masanın işlemeli örtüsü çok güzeldi.
9. İsim tamlamalarında zamirler, tamlayan veya tamlanan
durumunda bulunabilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı zamir
olan bir isim tamlaması vardır?
A) Öğrencilerimin bazısı kısa yoldan hayata atıldı.
B) O, hayvan sevgisinin ne demek olduğunu iyi bilir.
C) Okurların birçoğu, dün yazara kitap imzalattı.
D) Şehrin gürültüsü bizleri bunaltmaya yetiyor.
E) Hafta sonu sinemaya gitmek onun düşüncesiydi.
10. Aşağıdaki cümlelerde geçen isim tamlamalarının hangisinde birden fazla tamlanan, bir tamlayana bağlanmıştır?
A) Çamurlu, bakımsız, yılan gibi kıvrılan yollarda gün
boyu ilerledik.
B) Bu kitap, dönemine damgasını vuran şair ve yazarların yaşamını konu alıyor.
C) Programın ikinci bölümünde konuyla ilgili önemli konuşma ve yorumlara yer verildi.
D) Büyük kentlerde cadde ve sokakların temizliği önemli
bir sorun olmaya devam ediyor.
E) Okul yöneticileri binanın hem yerini hem de bahçesini çok beğenmişler.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi zaman yönünden belirten bir sıfat tamlaması vardır?
A) Tatil yöreleri kış aylarında sessiz olurdu.
B) Geçen gün, son beş yılın en sıcak gününü yaşadık.
C) O aramızdan ayrılalı kaç sene geçti?
D) Bu çocuk okula hangi günler gidiyor?
E) Gece yarısı deniz çarşaf gibi görünüyordu.
11. Aşağıdaki dizelerin hangisinde sıfat tamlaması eylemi zaman yönünden belirtmiştir?
A) Rüyama girdi her gece şehrin sihri
B) Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin
C) Bir büyük boşlukta bozuldu büyü
D) Nasıl hatırlamazsın o şarkıyı
E) Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
1-E 2-B 3-B 4-C 5-C 6-E 7-B 8-E 9-E 10-E 11-A 12-B
7. İsim tamlamalarında kimi zaman tamlanan durumundaki
sözcük düşebilir.
Aşağıdakilerden hangisinde bu açıklamaya uygun bir
kullanım vardır?
A) Çantası, dün toplantı salonunda kalmış.
B) Bu başarı sadece benim değil, hepimizin.
C) Hafta sonuna doğru havalar soğumaya başladı.
D) Sanat eserlerine gereken değer verilmiyor.
E) Günlük hayatta edebiyatın etkisi çok görülmüyor.
19 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 5
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması kullanılmamıştır?
A) Saha kenarında futbolcular ısınıyordu.
B) Bu şirin dağ köyünde kışlar çok sert geçer.
C) Sınıf başkanı her sabah yoklamayı yapardı.
D) Sıcak havalarda dışarı çıkmazdı.
E) Eski arkadaşlarıyla oyun oynuyordu.
1. Belirtili ad tamlamasında tamlayan ile tamlanan yer değiştirebilir.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu kuralın örneği yoktur?
A) Yolunda güller biter, bu diyara düşenin
B) Karartılar belirir başında her köşenin
C) Bakma sen yoldaşına gözüyle düşmanın
D) Sözü de sazı da yabancı şu garibin
E) İnsanlar var yıllarca yolunu beklediğin
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanıyla tamlananı arasına sözcük ya da sözcükler girmiş bir ad
tamlaması vardır?
A) Köyün ortasından geçen bu nehirden herkes yararlanıyordu.
B) Çocukların sesleri okul bahçesinden dışarıya taşıyordu.
C) Bahar gelince evin etrafını yabani sarmaşıklar kaplardı.
D) Kasabayı çevreleyen bu yalçın dağlar göz alabildiğince uzanıyordu.
E) Vadinin insanı dinlendiren temiz bir havası vardır.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı
bir ad tamlaması kullanılmıştır?
A) Ders kitaplarını okuldaki sırasında unutmuş.
B) Vazo, masanın üstünde çok güzel görünüyor.
C) Gece karanlığı basmadan buradan gitmek istiyordu.
D) Bu sevgi seli sanatçıyı fazlasıyla mutlu etmişti.
E) Yapıtlarında daha çok doğa güzelliklerini işledi.
2. Aşağıdaki cümlelerde geçen deyimlerden hangisi ad
tamlaması değildir?
A) El yordamıyla kapıyı açıp içeri girdi.
B) Adamın yüzü yok ki bir daha yardım istesin.
C) Evi yok pahasına verdik, deyip duruyordu amcam.
D) Çocukları, ayak bağı olmasın diye annesine bırakmış.
E) Yürekler acısı bu olay karşısında kimse gözyaşlarını
tutamamıştı.
3. Aşağıdakilerin hangisinde, hem tamlayanı hem tamlananı adıl olan bir ad tamlaması vardır?
A) Herkesin sorunuyla yakından ilgilenirdi.
B) Fuardaki kitapların çoğunu pahalı buldu.
C) Kimin başı sıkışsa yardımına koşardı.
D) Davet için bunların birkaçını ayırmasını söyledim.
E) Dinleyicilerin biri ayağa kalkıp söz istedi.
TÜRKÇE 20
Pratik Test FASİKÜL 5
11. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili tamlamalardan
hangisi diğerlerinden farklıdır?
A) Koltuk örtülerini eskidiği için değiştirdik.
B) Bu programda yurt türküleri söyleniyor.
C) Fırtına kar tanelerini etrafa savuruyordu.
D) Hepimiz güneşli günleri çok özledik.
E) Bazen okul yılları gözümüzün önünde canlanır.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlananı zamir
olan bir ad takımı (isim tamlaması) vardır?
A) Çoğu öğrenci aynı soruyu tartışıyordu.
B) Onun son kitabını hiçbir yerde bulamadım.
C) Yolculuğun sonunda hepimiz yorgun düşmüştük.
D) Buranın, insanı etkileyen bir güzelliği var.
E) O kitabı, arkadaşlarımın hiçbiri okumamıştı.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem isim hem sıfat
tamlaması kullanılmıştır?
A) Burada günlerimiz sessiz sedasız geçiyor.
B) Elindeki küçük deftere kısa notlar düştü.
C) Doğum gününde kardeşine küçük bir armağan almıştı.
D) Mahalledeki yaşlı teyzeyi nicedir görmüyordum.
E) Okulların açılacağı günü sabırsızlıkla bekliyordu.
9. Biz, büyük ağaçların serin gölgesinde içli bir türküyü dinlerken, su şırıltıları güvercin kanatlarının ezgisine karışıyordu.”
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) Belirtisiz ad tamlaması
B) Zincirleme ad tamlaması
C) Belirtili ad tamlaması
D) Sıfat tamlaması
E) Takısız ad tamlaması
1-E 2-B 3-D 4-E 5-B 6-A 7-A 8-B 9-E 10-C 11-D 12-E
7. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili tamlamalardan
hangisi diğerlerinden farklıdır?
A) Buralar yaz geceleri oldukça serin olur.
B) Kışın birçok hayvan yiyecek bulamıyor.
C) Soğuk havalar insanı hasta edebilir.
D) Arkadaşlarım yeni arabamızı çok beğendi.
E) Annem yaşlı gözlerle bizi uğurladı.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması yoktur?
A) Yazın dünyasının önemli isimleri bu fuarda okurlarıyla buluşacak.
B) Öğrencilerin gelebilmesi için okullardan servis kaldırılacak.
C) Sanıyorum bu fuarda çeşitli konferanslar verilecek.
D) Kitap fuarları, okuyucuyu yazarla buluşturması yönüyle büyük bir eksikliği gideriyor.
E) Fuarın kitap satışlarına olumlu etkisinin olacağı söylendi.
21 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 5
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlamasının sıfatı görevinde kullanılmış bir birleşik sözcük vardır?
A) Gazetenin başyazarlığına yükselmek ne zamandır
hayalindeydi onun.
B) Lacivert paltosunu özenle temizleyip dolaba kaldırdı.
C) Onun gibi mirasyedi bir roman yazarı halkın sorunlarına ne derece yakın olabilir?
D) Bahçedeki zambakların kokusu odayı doldurdu.
E) Romanda dilin önemini kavrayan birkaç yazardan
biridir o.
6. İstanbul Arkeoloji Müzesi özverili, dinamik ekibi ve başarılı çalışmalarıyla son yıllarda adından sıkça söz ettiren müzelerden biri olmayı başardı. Müzede çocuklar
için çağdaş müzecilik anlayışı doğrultusunda atılan
adımlar, önemli başarının güzel örneklerinden. Aktif öğrenme deneyimi amacıyla oluşturulan arkeopark ve
müze eğitimi alanında deyim yerindeyse ağaç yaşken
eğiliyor. Ülkemizde örneğine pek sık rastlanmayan bir
müzecilik faaliyeti yürütülüyor.
Bu parçada numaralanmış sözlerle ilgili aşağıdaki
bilgilerin hangisi yanlıştır?
A) I. söz, bir sıfat tamlamasıdır.
B) II. söz, tamlananı zamir olan belirtili bir ad tamlamasıdır.
C) III. söz, hem tamlayanı hem de tamlananı sıfatla nitelenmiş bir ad tamlamasıdır.
D) IV. söz, tamlayanı sıfat tamlaması olan bir ad tamlamasıdır.
E) V. söz, tamlayanı düşmüş bir isim tamlamasıdır.
I
II
III
IV
V
2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir
isim tamlaması yoktur?
A) Gökleri kucaklasın kolların bu gece
B) Akıyorsun nehirler gibi hayallere
C) Büyülüyor gönülleri sanki sesin
D) Naz ile uğulduyor kulaklarımda meltem
E) Ellerin süslesin semanın mehtabını
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat, belirtisiz isim
tamlamasını nitelemiştir?
A) Güzel günlerimizin hatırına onunla görüştüm.
B) Sizinle daha önce karşılaşmış mıydık?
C) Çocuk, sessizce bahçe kapısını açmıştı.
D) Muhteşem bir mezuniyet töreni yaşamıştık.
E) Kimleri bu davete çağıracağını düşünmemiş.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı ve tamlananı soru zamiri olan bir ad tamlaması kullanılmıştır?
A) Bu kadının kimsesi yokmuş değil mi?
B) O adama sorun bakalım, kimin nesiymiş?
C) İnsanlar, buranın nesini beğeniyor?
D) Hangisinin rengini daha çok beğendin?
E) Sen bu kitapların kaçını okudun?
3. Kimi isim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan yer değiştirebilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir kullanım vardır?
A) Neden beni gece yarısı uyandırdın?
B) Çok çalıştı bugünlere gelmek için.
C) Bugünlerin kıymetini ileride anlayacaksınız.
D) Bugün sesleri duyulmuyor çocukların.
E) Sınava bu yıl çok iyi hazırlandı.
TÜRKÇE 22
Sınav Tadında FASİKÜL 5
9. “Deniz akıntılarının ve çalkantılarının en güçlü olduğu
Sarayburnu, tarihimizde de ilginç olaylara tanıklık etmiş.
Samsun’a gitmek üzere Sarayburnu Rıhtımı’ndan hareket eden Atatürk’ün anısına yapılan heykel ağaçların arasından Boğaz’ı selamlıyor.”
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) “ağaçların arasından” sözü belirtili ad tamlamasıdır.
B) “Sarayburnu Rıhtımı’ndan” sözü belirtisiz ad tamlamasıdır.
C) “ilginç olaylara” sözü bir sıfat tamlamasıdır.
D) “tarihimizde” sözcüğü tamlayanı düşmüş bir ad tamlamasıdır.
E) “Atatürk’ün anısına yapılan heykel” sözü, zincirleme
ad tamlamasıdır.
1-C 2-B 3-D 4-B 5-D 6-D 7-C 8-C 9-E 10-B 11-A 12-A
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, tamlayanı birden
fazla tamlanana bağlanmış bir ad tamlaması vardır?
A) Günümüzde kelimelerin hem gücü hem etkisi okuru
büyülemektedir.
B) Bazı yazar ve şairlerin kendine özgü bir dünyası vardır.
C) Edebiyatımızın gelişim aşamaları edebiyat tarihinin
konusu olmaktadır.
D) Sözcüklerin geçirdiği anlamsal değişim yazarlarca
takip edilmektedir.
E) Neyi söylediğimiz değil, nasıl söylediğimiz önemlidir.
12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde farklı türde ad tamlamaları bir arada kullanılmıştır?
A) Hüzün o mısralardan kalan hüzün
İkindi üstlerinde aydınlığı gündüzün
B) Ruha uzak bir kent içinden gelen rüzgâr
Ayrılıktan önceler, ayrılıktan sonralar
C) O kadar siliktir ki bir bayram günü şiir
Uyurken akla gelen son hayaller gibidir
D) Yalnızlık sabahların yaşadığı yalnızlık
Suların içindeki ışıklar kadar ılık
E) Çiziyorum boşluğa dünyamı bir çiçekle
Ve hayran bakıyorum bu rüya gibi şekle
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayan ile tamlananın arasına bir bağlaç girmiştir?
A) Romanlarında insanların günlük yaşamlarını anlatır.
B) Bu eserle zincirin son halkası tamamlanmış oldu.
C) Güzel konuşmasında aldığı eğitimin de payı var.
D) Onun her kitabı, döneminde geniş yankı uyandırdı.
E) Türkçenin tüm inceliklerini yapıtlarında görebilirsiniz.
10. Yurdumuz, tarih boyunca birçok uygarlığın beşiği ve
köprüsü olmuştur. Aynı zamanda o bir uygarlıklar
şelalesidir. Uygarlık anıtlarıyla onun kadar dünyayı etkilemiş başka bir yurt daha yoktur.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi ad
tamlamasının farklı bir ögesidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV V
8. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi bir sıfat
tamlamasıdır?
A) Sınavda birinci olan çocuk, sınıf başkanıydı.
B) Şeyh Galip, Divan şairlerinin sonuncusudur.
C) İleri görüşlü olmayanların cesareti, kaba bir cesarettir.
D) Lise yıllarında okuduğum bu kitabı dün yeniden gözden geçirdim.
E) Tren, sıkıntılı bir yolculuktan sonra sabaha karşı Bursa’ya vardı.
23 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 5
1. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili söz ötekilerden
farklı bir ad tamlamasıdır?
A) Dün ailemle doğum günümü kutladık.
B) Ders kitabını yine evde unutmuşum.
C) O, her zaman annesinin sözünü dinler.
D) Sahnede güzel bir çocuk oyunu vardı.
E) Aldığı kitapta cevap anahtarı yoktu.
2. Afyon Kalesi’nde bir eski çalar saat
Bilmem kaça vuruyordu
Bu cümlede numaralanmış tamlamaların türü aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Belirtisiz isim tamlaması - sıfat tamlaması
B) Sıfat tamlaması - belirtili isim tamlaması
C) Sıfat tamlaması - belirtisiz isim tamlaması
D) Belirtili isim tamlaması- sıfat tamlaması
E) Belirtisiz isim tamlaması - belirtili isim tamlaması
I II
4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde tamlayanla tamlananı yer değiştirmiş bir isim tamlaması kullanılmıştır?
A) Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını
B) Sabahı hiç olmayacak sanki bu kentin
C) Kış günleri trenle geçtin mi uzak köylerden
D) Yitmiş ormanların acısını dinledim derinden
E) Sürdürür hayatı boyunca, başladığı yolculuğu
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması vardır?
A) Herkes, kendisini müziğin büyüsüne kaptırarak hayallere dalmıştı.
B) Çocuklarımızın hepsi dünyanın sesi olmaya adaydır.
C) Kapı gıcırtısı sınavda dikkatimizi dağıtıyordu.
D) Kar yağışı nedeniyle okullarda eğitim ve öğrenime
ara verildi.
E) Konya Ovası’ndaki bereketli topraklar dantel gibi işlenmişti.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim tamlaması özne görevindedir?
A) Eski binalar, birer birer yıkılıp yerine sağlam binalar
yapılacak.
B) Belediye otobüsleri, artık bu durakta durmayacakmış.
C) Parkta kurumuş olan ağaçları en kısa zamanda keseceğiz.
D) Okul kitaplarımı yıllar önce bu kütüphaneye bağışladım.
E) Bulduğumuz parayı ve saati, parkın görevlisine teslim edelim mi?
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde arasına sözcük ya
da sözcük grubu girmiş bir ad tamlaması vardır?
A) Köprünün üstünde yüzlerce insan başkanın geçmesini bekliyordu.
B) Bahçedeki meyve ağaçlarının yaprakları erkenden
dökülmüştü.
C) Saatlerce denizin içimizi okşayan sesini dinledik.
D) Hafta sonunda insana huzur veren bir bahar havası
vardı.
E) Koridordan gelen sesin sahibini bulmak için kapıya
doğru ilerledim.
TÜRKÇE 24
Sınav Tadında FASİKÜL 5
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim tamlaması nesne görevinde kullanılmıştır?
A) Balıkçı gemisi, Akdeniz’e doğru yol alıyordu.
B) Geminin güvertesinden rıhtıma bakıyordu.
C) Geminin ikinci kaptanı, kamarasında kitap okuyor.
D) Denizcilerin merakları yüzlerinden okunuyordu.
E) Kaptanın seyir defterini, bu notlar dolduruyordu.
11. Aşağıdakilerin hangisinde özne “Geçen haftaki yarışmada birçok yarışmacı, sonuçlara itiraz etti.” cümlesinin
öznesi ile aynı türden bir tamlama durumundadır?
A) Arkadaşımın işi bitinceye kadar sınıfta bekledim.
B) Bütün gazeteleri tek tek okuyarak beğendiği yazıları
keserdi.
C) Öğretmen geç gelen öğrencilerle görüşerek onları
uyardı.
D) Parktaki kuşlara yem veren çocuklara görevli kişi yardım etti.
E) Her haftanın ilk günü trafik çilesini mutlaka yaşıyoruz.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması nesne görevinde kullanılmıştır?
A) Koştuğu halde son vapura ancak binebilmiş.
B) Anlatılanlar bana eski bir hikâyeyi hatırlattı.
C) Yaşlı adam, torunlarına zaman zaman askerlik anılarını anlatıyordu.
D) Annem boş zamanlarında el sanatlarıyla ilgileniyor.
E) Karşıdaki bina, yakında hastane olarak hizmet verecekmiş.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne, tamlayanı sıfat-fiil grubu olan bir sıfat tamlaması değildir?
A) Köyümüzdeki elma ağaçlarının dallarını güneş batarken bir kızıllık kaplar.
B) Yeşille kırmızının birleşmesinden doğan renk yağmuru, gözleri kamaştırır.
C) Sazların arasından süzülen dere, dümdüz ova üstünde mavi bir şerit gibi uzanır.
D) Heybeleri sırtlarında yorulmuş insanlar, heyecan
içinde evlerine dönerler.
E) Evlerde yanan kandiller, ateşböceği gibi ışıldar.
7. Aşağıdakilerin hangisinde belirtisiz ad tamlaması
nesne görevinde kullanılmıştır?
A) Otobüs durağında yüzlerce yolcu bekliyordu.
B) Kentteki binaların birçoğunda hasar bulunmuş.
C) Okul için yeni yazı tahtaları alınacaktı.
D) Boya kalemlerini küçük kardeşim için almıştım.
E) Bu bildirinin yazılış amacı diğerlerinden farklıydı.
1-C 2-A 3-C 4-B 5-E 6-B 7-D 8-A 9-B 10-E 11-D 12-A
12. Aşağıdakilerin hangisinde isim tamlaması da sıfat
tamlaması da kullanılmamıştır?
A) Ülkemizde bilimin gelişmesi için çalışmalar artırılmalı.
B) Bu proje için pahalı araç ve gereçlere gereksinim duyulmaktadır.
C) Günümüzde, zooloji dalının pek çok alt kolu oluşmuştur.
D) O, sanat dünyasının unutulmaz bir yıldızıydı.
E) Bugün ülkemizde, çoğu üniversitelerde çalışan, binlerce akademisyen vardır.
Sözcük Türleri - 2
25 TÜRKÇE
FASİKÜL 5
Fiil (Eylem)
Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı veren
kelimelerdir.
Örnek
İş çıkışı parkta biraz yürüdüm.
Bu cümlede, bir hareket bildiren “yürümek” sözcüğü kip (-di’li
geçmiş zaman) ve kişi eki (-m) alarak, (yürü - dü - m) cümlede “fiil” olmuştur.
Aşağıdaki cümlelerde kırmızı renkli sözcükler kip ve şahıs eki alarak cümlede eylem görevinde kullanılmışlardır.
Bu yaz tatilinde Alanya’ya gideceğiz.
Şimdi senin için güzel bir türkü dinliyorum.
Dilekçenizi ay sonuna kadar bana vermelisiniz.
Öğretmenimizin anlattığı fıkraya uzun süre güldük.
Akşamları bu sahilden ışıl ışıl gemiler geçer.
Bu zararlı alışkanlıkları hemen terk ediniz.
Fiil Kipleri
Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve
hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimidir.
Kipler, haber ve dilek kipleri olmak üzere ikiye ayrılır:
A) Haber (Bildirme) Kipleri
Zaman anlamı taşıyan kiplerdir Bu kiplerle çekimlenen eylemlerın gerçekleşme zamanı bellidir.
1. Di’li Geçmiş Zaman Kipi
2. Mişli Geçmiş Zaman Kipi
3. Şimdiki Zaman Kipi
4. Gelecek Zaman Kipi
5. Geniş Zaman Kipi
B) Dilek (Tasarlama) Kipleri
Zaman anlamı taşımayan kiplerdir. Bu kiplerle çekimlenen eylemler, bir tasarı hâlinde olduğundan zaman kavramı taşımaz.
1. Gereklilik Kipi
2. İstek Kipi
3. Dilek-Koşul Kipi
4. Emir Kipi
A) Haber (Bildirme) Kipleri
Fiilin olumlu veya olumsuz nitelikteki yapılışını; geniş zaman,
şimdiki zaman, görülen geçmiş zaman, duyulan geçmiş zaman ve gelecek zamanda olmak üzere belli bir zaman kavramı içinde veren kipler.
1. Di’li Geçmiş Zaman (Görülen / Bilinen Geçmiş Zaman) (-di,
-dı, -du, -dü, -ti, -tı, -tu, tü)
Fiilin karşıladığı oluş ve kılışın geçmişte kişinin görgüsü ve
bilgisi altında olup bittiğini anlatan kip.
TEKİL ÇOĞUL
1. kişi okudum okuduk
2. kişi okudun okudunuz
3. kişi okudu okudular
Onun gelmeyeceğini söyledim.
Akşama kadar onu bekledik.
2. Miş’li Geçmiş Zaman (Öğrenilen / Duyulan Geçmiş Zaman)
(-miş, -mış, -muş, -müş)
Fiilin karşıladığı oluş ve kılışı, kişinin başkasından duyduğunu, sonradan gördüğünü veya farkında olmadan işlediğini anlatan, içinde şekil ve zaman kavramı taşıyan kip.
TEKİL ÇOĞUL
1. kişi görmüşüm görmüşüz
2. kişi görmüşsün görmüşsünüz
3. kişi görmüş görmüşler
Yeni projesini dünkü toplantıda açıklamış.
Öğrenciler, geçen hafta müzeye gitmişler.
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, fiile eklenen “-mış (-miş,
-muş, -müş)” eki cümleye “başkasından duyulma, aktarılma” anlamı katmaktadır?
A) Az ışıkta okuyorsun; gözün kanlanmış.
B) Çok yorulmuşsun; dinlenmen gerek.
C) Soğuktan dudakların çatlamış; biraz krem sür.
D) Ayşe dün sinemaya gitmiş; ama filmi beğenmemiş.
E) Pasta güzel olmuş; biraz daha alabilir miyim? AKLINDA OLSUN
O Miş’li Geçmiş Zaman, cümleye sonradan farkına varma anlamı katabilir:
Selim Kaptan yorgun olduğundan koltukta uyuyakalmış.
O Bir durumu tespit etme anlamı katar:
Ablamın yaptığı yaş pasta çok güzel olmuş.
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 26
FASİKÜL 5
BİZDEN NOT
Geniş zamanın olumsuzu yapıldığında, kip eki (-r, -ar,
-er) düşer; olumsuzluk eki (-ma, -me), 1. tekil ve çoğul kişi çekimlerinin dışında, “-maz, -mez” biçimine dönüşür.
gel - i(r) - im gel - (me) - m
gel - i(r) - sin gel - (mez) - sin
gel - i(r) gel - (mez)
gel - i(r) - iz gel - (me) - y - iz
gel - i(r) - siniz gel - (mez) - siniz
gel - i(r) - ler gel - (mez) - ler
BENDEN UYARMASI
O “-makta, -mekte, -mada, -mede” ekleri de cümleye şimdiki zaman anlamı katar.
Semadan çisil çisil yağmur yağmakta. (yağıyor)
BENDEN UYARMASI
O Gereklilik kipi, bazen cümleye ihtimal (olasılık)
anlamı katabilir:
Azra’nın yanında duran, ablası olmalı. (ihtimal)
3. Şimdiki Zaman (-yor)
Fiilin belirttiği kavramın, içinde bulunulan zamanda başladığını ve devam etmekte olduğunu bildiren kip. Bu kipte,
eylemin yapılışı ile anlatım aynı anda gerçekleşir.
TEKİL ÇOĞUL
1. kişi geliyorum geliyoruz
2. kişi geliyorsun geliyorsunuz
3. kişi geliyor geliyorlar
Çocukların kahvaltısını hazırlıyorum.
Misafirleri karşılamak için kapıda bekliyoruz.
4. Gelecek Zaman (-ecek, -acak)
Fiilin belirttiği zaman kavramının, içinde bulunulan zamandan sonraya ait olduğunu sınırlı bir biçimde gösteren, -ecek
ekiyle kurulan kip. Bu kipte anlatım önce, eylem sonra gerçekleşir.
TEKİL ÇOĞUL
1. kişi yapacağım yapacağız
2. kişi yapacaksın yapacaksınız
3. kişi yapacak yapacaklar
Haftaya okullar açılacak.
Bizimle sen de geleceksin.
5. Geniş Zaman (-r, -ar, -er, -ır, -ir)
Fiilin sürekli olarak yapıldığını, hâlen yapılmakta olduğunu
veya yapılacağını belirten zaman ve kip.
TEKİL ÇOĞUL
1. kişi çözerim çözeriz
2. kişi çözersin çözersiniz
3. kişi çözer çözerler
Yazları bu sakin kasabada dinlenirim.
Burada işler çok geç biter.
Dilek (Tasarlama) Kipleri
Fiilin olumlu veya olumsuz yönde gerçekleşmesini sağlayan,
tasarlananları dilek, istek, şart, gereklilik veya emir kavramları içinde veren ve zaman anlamı taşımayan kiplerdir.
1. Gereklilik Kipi (-meli, -malı)
Belirli bir zamana girmeyen, fiilin gösterdiği oluş ve kılışın
yapılması gerekli olduğunu bildiren kip.
TEKİL ÇOĞUL
1. kişi gelmeliyim gelmeliyiz
2. kişi gelmelisin gelmelisiniz
3. kişi gelmeli gelmeliler
Yanlışları çocuklara öğretmeliyiz.
Anlatmaya bu kitaptan başlamalısın.
2. İstek Kipi (-e, -a)
Fiile istek, niyet kavramları veren tasarlama kipi; yapılan
işin istendiğini veya o işe niyet edildiğini gösteren kip.
TEKİL ÇOĞUL
1. kişi geleyim gelelim
2. kişi gelesin gelesiniz
3. kişi gele geleler
Onları da buraya çağıralım.
Bu konuyu yarın ben anlatayım.
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-yor” eki, diğerlerinden
farklı bir zaman anlamı katmıştır?
A) Astronomlar, evrenimizi giderek artan bir hızla genişleten
gizemli hızlandırıcıyı “karanlık enerji” olarak adlandırıyor.
B) Piri Reis’in Dünya haritasını yıllarca araştıran ve bu konuda kitap yazan, ünlü erken dönem kartografya tarihi
uzmanı, bir derginin konuğu olarak İstanbul’a geliyor.
C) Genetik ve çevresel faktörler etkileşerek otizmin ortaya
çıkmasında rol oynuyor.
D) Bataklık yakınlarında yaşayan sülün boyutundaki hoatzin kuşu, yiyeceklerini fermente ederek sindiriyor.
E) Her defasında ne bulacağımı hiç bilmeden suya dalıyor
ve her defasında gördüklerim karşısında büyülenmiş olarak sudan çıkıyorum.
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yüklem gereklilik kipindedir?
A) Çınar yeşili sundurmamda
Bakmalıyım ayçiçeği tarlasına
B) Akçakavaklar ıslanırken
Örter bizi güz ananın yaprakları
C) İşte duruyor bir çocuk
Mürdüm eriği gözleriyle
D) Bir yüce dağdan bir yüce dağa
Dikmişim ışıklı direklerimi
E) Kırmızı alıç boncuğunu
Alıp dizdim sevginin ipliğine
Sözcük Türleri - 2
27 TÜRKÇE
FASİKÜL 5
3. Dilek-Koşul Kipi (-se, -sa)
Bir oluş ve kılışın şart biçiminde düşünüldüğünü anlatan,
dilek görevi de yapan tasarlama kipi.
TEKİL ÇOĞUL
1. kişi gelsem gelsek
2. kişi gelsen gelseniz
3. kişi gelse gelseler
Bu akşam oturmaya size gelsek.(dilek)
Toplantıya katılsanız sizin için iyi olur.(koşul, şart)
4. Emir (Buyruk) Kipi (-)
Eylemin yapılmasını dileyen veya emreden isteme kipidir.
Birinci tekil ve birinci çoğul şahsın emir çekimi yoktur.
TEKİL ÇOĞUL
1. kişi ---------- -----------
2. kişi gel gelin, geliniz
3. kişi gelsin gelsinler
Bu önemli konuda beni sessizce dinleyin.
Kapalı alanlarda yüksek sesle konuşmayınız.
Fiillerde Olumsuzluk
Eylemlerde olumsuzluk, kip eklerinden önce eyleme olumsuzluk eki ( -me, -ma, -mez, -maz ) getirilerek yapılır.
Eylem Kökü / Gövdesi + (-ma, -me) + Kip Eki + Kişi Eki
bakmadım (bak - ma - dı - m)
bakmıyorum (bak - ma - yor - um)
bakmayacağım (bak - ma - y - acak - ım)
bakmamışsın (bak - ma - mış - sın)
bakmam (bak - ma - m)
bakmayalım (bak - ma - y - a - lım)
bakmasan (bak - ma - sa - n)
bakmalısın (bak - malı - sın)
bakma (bak - ma)
Fiiller Anlam Bakımından Üçe Ayrılır:
1. İş (Kılış) Fiilleri
Yapılan işten etkilenen bir varlığın, nesnenin bulunduğu
eylemlerdir.
Öğrenciler, konuyu hemencecik anladı.
2. Durum Fiilleri
Yapılan işten etkilenen bir varlığın, nesnenin bulunmadığı
eylemlerdir.
Küçük çocuğun konuşmasına herkes güldü.
3. Oluş Fiilleri
Zamanla meydana gelen değişmeyi gösteren eylemlerdir.
Bu sözcüklerde eylem genellikle kendiliğinden gerçekleşir.
Mavi gökyüzü bir anda karardı.
Fiillerde Anlam (Zaman) Kayması
Bir fiil kipinin kendi anlamı dışında, başka bir kip yerine kullanılmasıdır.
Gelecek hafta Londra’ya gidiyoruz. (gideceğiz)
(şimdiki zaman gelecek zaman yerine kullanılmış)
Sabahları evden erken çıkıyorum. (çıkarım)
(şimdiki zaman geniş zaman yerine kullanılmış)
Şair, ilk kitabını lise yıllarında yayımlar. (yayımlamış)
(geniş zaman geçmiş zaman yerine kullanılmış)
Yarın onlarla toplantıda görüşürüz. (görüşeceğiz)
(geniş zaman gelecek zaman yerine kullanılmış)
Kadıncağız, çok korkmuş olacak. (olmalı)
(gelecek zaman gereklilik kipi yerine kullanılmış)
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, eylem istek kipindedir?
A) Yarın öğleden sonra bize gelsin.
B) Bu güzel havada biraz yürümeliyim.
C) Bugün İngilizce çalışalım.
D) Ödevlerinizi zamanında yapınız.
E) Yarın sabah erken kalk.
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Anlattıkları şeylerin niteliğine göre fiiller; kılış fiilleri (almak,
taşımak, kazmak... gibi), durum fiilleri (yatmak, susmak, durmak... gibi), oluş fiilleri (doymak, uzamak, kararmak... gibi)
diye adlandırılır.”
Aşağıdakilerden hangisinde, yukarıda sözü edilen fiillerin
tümü örneklendirilmektedir?
A) delmek, dizmek, ezmek
B) solmak, susmak, acıkmak
C) ağlamak, oturmak, büyümek
D) yolmak, kırmak, saçmak
E) atmak, kalkmak, sararmak
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerden hangisinin fiil kipinde anlam kayması yoktur?
A) Tatilimi genellikle İzmir’de geçiriyorum.
B) Okula gitmek için hazırlanıyor.
C) Sen hiçbir sözünü tutmuyorsun.
D) Bugün arkadaşlar bize geliyorlar.
E) Yarın İstanbul’a gidiyorum.
Çekimli Fiil
Fiillerin, kip ve kişi eki alarak kullanılmasıdır.
Basit Çekimli Fiil:
Sadece bir kip eki alan eylemdir.
 Fiil+ Kip Eki + kişi eki
yaz - dı - m (di’li geçmiş zaman)
Birleşik Çekimli (Zamanlı) Fiil
İki tane kip eki alan fiildir.
Eylem + Kip eki + Kip eki (-di -miş -se) + kişi eki
 seç+ ecek + ti + m
(gelecek zaman + di’li geçmiş zaman)
 söylü + yor+ muş
(şimdiki zaman + miş’li geçmiş zaman)
 çiz + er + se
(geniş zaman + dilek-şart kipi)
Birleşik çekimli eylemler ikinci kipine göre üçe ayrılır.
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 28
FASİKÜL 5
Ek fiil (Ek eylem)
“imek” fiilidir. Ad, sıfat, zamir vb. ad soyundan kelimelerin yüklem görevinde kullanılmasını sağlayan yardımcı fiildir.
Ek fiilin iki görevi vardır:
1. Basit çekimli fiillere gelerek onları birleşik çekimli fiil
yapar: Her birleşik çekimli fiilde ek fiil vardır.
Seyirciler, oyunun başlamasını bekliyordu. (bekliyor idi)
2. Ad soylu sözcüklere gelerek onları yüklem yapar: Ad soylu sözcükler fiil kip eklerini almaz. Ek fiil, eylem kip eklerini
alıp ad soylu sözcüklere eklenerek onları yüklem yapar.
Bu durumda ek fiil dört şekilde çekimlenir:
 Ek fiilin “di’li” Geçmiş Zaman Çekimi
Ad soylu sözcüklere “ek fiil” ve “di’li geçmiş zaman” kipi
getirilerek yapılır.
Çalışkan - dı - m (çalışkan i - di - m)
 Ek fiilin “miş’li” Geçmiş Zaman Çekimi
Ad soylu sözcüklere “ek fiil” ve “miş’li geçmiş zaman” kipi getirilerek yapılır.
Çalışkan - mış - ım (çalışkani - miş - im)
 Ek fiilin Geniş Zaman Çekimi
Ad soylu sözcüklere kişi ekleri getirilerek yapılır. Ek fiilin geniş zaman çekiminde kişi ekleri ek fiilin görevini üstlenir.
Çalışkan - ım ( ----- )
Çalışkan - sın ( ----- )
Çalışkan - (dır) ( ----- )
Çalışkan - ız ( ----- )
Çalışkan - sınız ( ----- )
Çalışkan - lar ( ----- )
Ek fiilin Şart Çekimi
Ad soylu sözcüklere “ek fiil” ve “dilek-koşul” kipi “ise” getirilerek yapılır.
Ek fiilin şart çekimi, eklendiği sözcüğü yan cümlenin yüklemi
yapar.
 Bu sınıf çalışkansa bu sınavda başarılı olur.
Ek fiilin Olumsuzu
Ek fiilin bütün çekimlerine değil sözcüğü getirilerek yapılır.
 Hava bugün sıcak değilmiş. (olumsuz)
 Hava bugün sıcakmış. (olumlu)
 Bu sınava bence henüz hazır değilsin. (olumsuz)
 Bu sınava bence hazırsın. (olumlu)
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Eşyalar yerleştirilince, otobüse yolcular da bindi. Şoför, beklemeksizin kontağı açtı. O sırada otobüs yazıhanesinden biri
fırladı. Otobüse koşuyordu; soluk soluğa yetişti. Önümüzdeki tek boş yere oturdu. Çevresindekileri selamladı. Otobüsteki herkesi tanıyordu anlaşılan.
Bu parçada birleşik zamanlı kaç fiil vardır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki dizelerin hangisinde zamir ek eylem alarak yüklem olmuştur?
A) Beni herkes severdi çocukluğumda
B) Sendin bütün korkuların çaresi
C) Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda
D) Denize bakan evler gibiydim seninle
E) Onu benden, beni ondan ayıran deniz AKLINDA OLSUN
O İsim soylu kelimelere getirilen 3. tekil kişide bulunan “-dir” ekinin cümlelerde genellikle kullanılmadığı, düştüğü görülür:
Şimdi gözlerin aydınlık, öyle pırıl pırıl (dır)
Estirdiğim senin kokundur denizlerden
O 3. tekil kişide bulunan “-dir” eki çekimli eylemlere
eklendiğinde kesinlik veya olasılık anlamı katar:
Seminer bitmiştir, çıkabilirsiniz. (kesinlik)
Oyun başlamıştır, artık yetişemeyiz. (olasılık)
BAŞKA YERDE YOK
O Birleşik çekimli fiil yapan (i - di), (i - miş) ve (i -
se) ekleri aynı zamanda ek fiil (ek eylem) ekleridir.
1. Hikâye Birleşik Çekimi (i - di)
Basit çekimli fiillere “di’li geçmiş zaman” kipi getirilerek yapılır.
 Öğrenciler ders çalışıyordu. (şimdiki zamanın hikâyesi)
 çalışırdı (geniş zamanın hikâyesi)
 çalışacaktı (gelecek zamanın hikâyesi)
2. Rivayet Birleşik Çekimi (i - miş)
Basit çekimli eylemlere “miş’li geçmiş zaman” kipi getirilerek
yapılır.
 Öğrenciler ders çalışıyormuş. (şimdiki zamanın rivayeti)
 çalışırmış (geniş zamanın rivayeti)
 çalışacakmış (gelecek zamanın rivayeti)
 çalışmışmış (miş’li geçmiş zamanın rivayeti)
Emir kipinin ve di’li geçmiş zaman kipinin rivayet birleşik
çekimi yoktur.
3. Şart Birleşik Çekimi (i - se)
Basit çekimli eylemlere “dilek - koşul” kipi eki getirilerek yapılır.
 Öğrenciler ders çalışıyorsa onları rahatsız etmeyelim. (şimdiki zamanın şartı)
Dilek kiplerinin şart birleşik çekimi yoktur.
Sözcük Türleri - 2
29 TÜRKÇE
FASİKÜL 5
1. Kontrollü hayatın sağlığımıza artıları fazla olur.
2. Sinema eleştirmenlerinin ilginç tespitleri aklımda kaldı.
3. Tasarım çalışmalarına yavaş yavaş başlıyorlar.
4. Bu bölgedeki banka bir saat sonra açılacak.
5. Bahsettiği bu konuyu daha öncede konuşmuşlar.
1. Toplantı esnasında onunla konuşmalarınıza biraz dikkat
edin.
2. Oraya mutlaka zamanında ve hazırlıklı gitmelisin.
3. Her okul çıkışında kütüphanede ödevlerimizi birlikte yapalım.
4. Öğleyin yemekten sonra bir saat uyusam.
TÜRKÇE 30
Öğreten Test FASİKÜL 5
2. Aşağıdakilerin hangisinde eylem dilek kiplerinden biriyle çekimlenmiştir?
A) Susmuş bütün ormanlar, bütün hayvanlar.
B) Bütün gün evinin bahçesinde denizi izler.
C) Arkadaşım üniversite sınavında ikinci oldu.
D) Hediyesini alınca bir hayli sevinecek.
E) Konuşmanı yarım saat içinde bitir.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin kipi zaman
anlamı içermemektedir?
A) Arkadaşlar bu saatte gürültü yapmayalım.
B) Yaptığı hatayı er geç anlayıp özür dileyecek.
C) Yorgunluk nedir bilmeden sabah akşam çalışıyor.
D) Biraz geç kalınca annesi camda yolunu gözler.
E) Çocukluğumuz göz açıp kapayıncaya kadar geçti.
1. Aşağıdakilerin hangisinde eylem haber kiplerinden
biriyle çekimlenmiştir?
A) Bu sınavı çözerken oldukça zorlandı.
B) Bunca güzelliği keşke o da görebilse!
C) Geceleri yatmadan önce kitap okumalısın.
D) Akşamki programı hep birlikte izleyelim.
E) Her sanatçı, duygularını özgürce dile getirsin.
3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde haber ve dilek kipiyle çekimlenmiş eylemler bir arada verilmiştir?
A) Bak, seyret ağaran rengini ufkun
Mahmur gözlerinde süzülsün uykun
B) Her gün bu kadar güzel mi bu sular
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman
C) Bilmezler yalnız yaşamayanlar asla
Nasıl korku verir karanlık insana
D) Kaldır şu gönlümden sevda yasını
Dinlersin, duyarsın ağlamasını
E) Ve dersin yavaşça kendi kendine
Ölümün çemberinden kurtuldum yine
6. Bir fiil kipinin başka bir kip yerine kullanılmasına “anlam
kayması” denir.
Aşağıdakilerin hangisinde bir anlam kayması vardır?
A) Konuşurken kekelemesi heyecandan olacak.
B) Burada yılda iki kez bilgi yarışmaları düzenlenir.
C) Yarın akşamki davete hazırlanıyor.
D) Müdür, birazdan geleceğini söyledi.
E) Aradan yıllar da geçse akrabalar birbirini unutmaz.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem “dilek-koşul”
kipindedir?
A) Ders bitince hep beraber kantine gidelim.
B) Yarınki toplantıya velinizi de davet etseniz.
C) Tatil hazırlıklarına birkaç gün önceden başlayın.
D) Aylin’in de bizimle gelmesi ne kadar iyi olurdu.
E) Konuyla ilgili kitapların hepsini taramalısınız.
31 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 5
8. Türkçede bir eylem kipi, kendi anlamı dışında başka bir
kip yerine kullanılabilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir kullanım vardır?
A) Art arda girdiği sınavlar onu çok yordu.
B) Antika eşyalar daha çok müzayedelerde satılıyor.
C) Dayımı ziyaret ettikten sonra döneceğim.
D) Bir yerel gazetede üç yıl muhabir olarak çalıştım.
E) En sıkıntılı zamanlarda bile bize yardımcı olur.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem istek kipindedir?
A) Acelemiz olmadığı için eve yürüyerek dönebiliriz.
B) Telefonla arayıp ona gelemeyeceğimi söyleyin.
C) Biz gelmeden siz orada yerimizi ayırtsanız.
D) Ne kadar masrafımız olacağını şimdiden bilemem.
E) Ankara’da işimizi bitirip uçakla Muğla’ya geçelim.
10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde eylem gereklilik
kipindedir?
A) Haftaya kadar hazırlıkların tamamlanması gerekir.
B) Kahvelerimizi alıp şöyle bir köşeye çekilelim.
C) Yazacağınız konu hakkında bilgi toplamalısınız.
D) Bu olaya toplumsal açıdan yaklaşmak zorundayız.
E) Yazılarınızda öznelliğin ağır bastığını söyleyebiliriz.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem geniş zaman
kipindedir?
A) Akşamları gerekmedikçe bir yere gitmeyiz biz.
B) Sahile inene kadar bir kelime bile konuşmadık.
C) Şu sıralar sizin verdiğiniz kitabı okumaktayım.
D) Onun için başka neler yapabileceğimi bilmiyorum.
E) Eserinizi görmek için ilk fırsatta geleceğim.
11. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde haber kiplerinden biriyle çekimlenmiş bir eylem yoktur?
A) Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
B) Ata bindikten sonra çalı arkasına saklanılmaz.
C) Arkadaş için ölmeli, düşman için dirilmeli.
D) Dost başa, düşman ayağa bakar.
E) Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.
1-A 2-E 3-D 4-A 5-B 6-A 7-D 8-B 9-E 10-C 11-C 12-A
7. Aşağıdakilerin hangisinde eylemin çekimi kişi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Sadece kendini değil, bizi de düşünmelisin.
B) Bu tür davranışlardan hiç hoşlanmadığımı bilirsin.
C) Verdiğin sözleri hiçbir zaman yerine getirmiyorsun.
D) Temiz bir pansiyonda bana iki kişilik bir oda ayırtsın.
E) Duyduğuma göre yarın Edirne’ye gidecekmişsin.
TÜRKÇE 32
Pratik Test FASİKÜL 5
6. Bütün duyguları atıp içimden
Mevcudiyetimi yalnız ona verdim ben
Elverir ki bir gün bana içten
Hem de en derinden bir gün bana ‘Gel’ desin
Yukarıdaki dörtlükte çekimli kaç fiil vardır?
A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem emir kipindedir?
A) Yarın sabah mutlaka buraya geleceksin.
B) Arkadaşlar, bu konuda biraz daha ciddi olalım.
C) Umarım işlerinizi haftaya kadar bitirirsiniz.
D) O çocuğa kesinlikle sert davranmamalısın.
E) Siz bu köşedeki masaya oturunuz.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ileride yapılması
düşünülen bir iş anlatılmaktadır?
A) Bu kitabı bitirince yeni bir romana başlayacak.
B) Yağmur başlayınca çocuklar evlerine koşuyor.
C) Konuşmasını, ailesine teşekkür ederek tamamladı.
D) Köşede, şakalaşan birkaç çocuk göze çarpıyor.
E) Yağmur yağdığında sokağın durumunun ne olacağını çok iyi biliyoruz.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem istek kipindedir?
A) Haftaya anneannene geleceksin.
B) Çocuklar, ödevlerimizi yapalım.
C) Projeyi haftaya bitirmiş olmalıyım.
D) Annesinin ve babasının üzerine titriyor.
E) Akşama restoranda yer ayırt.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yükleminde gelecek
zaman anlamı yoktur?
A) Vakit henüz erken, birazdan beraber gideriz.
B) Acele edelim, tren on dakika sonra kalkıyor.
C) Bir hafta sonra vereceği konferansa hazırlanıyor.
D) Maltepe’deki akrabalarına yarın mı gidiyorsun?
E) Kitabı okuduktan sonra kütüphaneye hediye ederiz.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi geniş zaman anlamı içermemektedir?
A) Kardeşin eve hiç uğramıyor mu?
B) Her gün seni aramaktan yoruluyorum.
C) Niçin hep ondan yardım istiyorsun?
D) O yine ayak ayak üstüne atmış, kitabını okuyor.
E) Ben ne söylersem söyleyeyim, sen daima kendi bildiğini yapıyorsun.
33 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 5
11. Aşağıdaki dizelerin hangisinde eylemin kipi zaman
bildirmemektedir?
A) Beş gün bekledim bu ağacın altında
B) Kara bulutlar kaplar gökkubbeyi
C) Unutalım şimdilik o coşkun akan nehirleri
D) Pencerem açılacak bütün denizlere
E) Karlar her yanı, karanlığa gömmüş
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin çekimi kişi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Kitabı okuyup bana versin.
B) O soruları şimdi çözsün.
C) İhtiyaçları telefonla ona bildirsin.
D) İşten çıkınca hemen teyzesine gitsin.
E) Önümüzdeki hafta bize uğrarsın.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlam (zaman) kayması vardır?
A) Sabahları yüzmekten çok hoşlanırım.
B) Babam, önümüzdeki ay yurt dışına gidecek.
C) Ünlü yazarlar, her hafta bu pastanede buluşur.
D) Bir akşam evden çıkıyor ve uzun süre kendisinden
haber alınamıyor.
E) Arkadaşlarla akşam sinemaya gideceğiz.
9. İçimde damla damla bir korku birikiyor.
Sanıyorum her köşe başını kesmiş devler
Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor.
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler
Bu dizelerde çekimli kaç eylem kullanılmıştır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
1-E 2-C 3-D 4-A 5-B 6-C 7-C 8-E 9-D 10-D 11-C 12-E
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlam (zaman) kayması vardır?
A) Daha çok polisiye romanları okur.
B) Şiire çok erken yaşlarda başlamış.
C) Edebiyat dergilerini sürekli takip ediyor.
D) Kitabının yeni baskısı önümüzdeki ay çıkacak.
E) Sözlerimi inandırıcı kılmak için örnekler verdim.
8. ‘’Siz oturun, ben birazdan suyunuzu getiriyorum.’’
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledekine
benzer bir anlam kayması vardır?
A) Düzensiz çalışma, öğrenciyi başarısızlığa iter.
B) Beklediğiniz kargo bugün gelecek.
C) Dünya, Güneş’in etrafını bir yılda dolanıyor.
D) Önümüzdeki günlerde bu iş kesinlikle bitecek.
E) Haftaya hepimiz onu görmeye gidiyoruz.
TÜRKÇE 34
Sınav Tadında FASİKÜL 5
1. (I) Hayatımda hiç unutamadığım anılarımdan biri yağmurla ilgilidir. (II) Küçüklüğümde kış vakti dedemle yaylada kalmıştık. (III) Bir gece odamıza duvar çatlaklarından sular doluşmuştu. (IV) Ben çok korktum ve dedeme
sokuldum. (V) Dedem, “Sakın korkma, yağmur ne kadar yağarsa yağsın biz onun üstünde olacağız.” demişti.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde birden fazla ek fiil vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
6. I. Gidersin, yağmurlarda kalır mızrabım
II. Gidersin, ardından dilsiz bir ihanet gider
III. Gidersin, işte ne kötü bir andır bu
IV. Yazdıkça silinen kelimeler gibiydi yaşam
V. Gidersin, bir hazin dramdır bu
Yukarıdaki numaralanmış dizelerin hangisinde yüklem ek eylem almış bir ilgeçtir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik zamanlı bir
fiil kullanılmıştır?
A) Artık ailesiyle bütün bağlarını kopardı.
B) Bu yıl köylüler işlerini erkenden bitirdi.
C) Yolculuk sırasında yanına birkaç kitap alırdı.
D) Bir yardımsever, öğrencilerin ihtiyaçlarını giderdi.
E) Bizi karşısında görünce kadının yüzü kızardı.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fiil ötekilerden
farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Müzik dinleyerek kitap okumayı çok severdi.
B) Bilim dünyasındaki gelişmeleri takip ederdi.
C) Popüler dergileri dikkatle inceleyen bir okurdu.
D) Son çıkan kitapları hemen satın alırdı.
E) Beğendiği yapıtları bize de önerirdi.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme ek eylem
alarak yüklem olmuştur?
A) Tatil köyü şehir merkezine çok uzaktı.
B) Günlük ihtiyaçları bulabilmek çok kolaydı.
C) Denize uzanan yamaçlar yemyeşildi.
D) Güneş doğarken denizin görünümü ışıl ışıldı.
E) Uzun zamandır böyle bir oyun izlememişlerdi.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin yapılma zamanıyla söylenme zamanı aynıdır?
A) Uçağa yetişebilmek için acele ediyor.
B) Sanatçımız, öykü yazmaya lise yıllarında başlıyor.
C) Haberi duyar duymaz soluğu hastanede alıyor.
D) Sabahları bu parkta bir süre koşuyorum.
E) Mesai saatleri, her yaz yeniden düzenleniyor.
35 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 5
11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yükleminde zaman
(anlam) kayması vardır?
A) Odasında yarınki sınava hazırlanıyor.
B) Bahçıvan, bahçedeki çiçekleri suluyor.
C) Durakta okul servisini bekliyor.
D) Salonda çocuklara öykü okuyor.
E) Yeğenim bu akşam bize geliyor.
1-E 2-C 3-A 4-D 5-C 6-D 7-C 8-E 9-E 10-D 11-E 12-D
9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ek eylem yoktur?
A) Geceleri sokak sokak gezerdin
Ellerin ceplerinde yıldızları sayarak
B) Ben de denize akıyordum
Irmaklar gibi yavaş yavaş
C) Benim doğduğum yerlerde
İnsanlar gülmesini bilmezdi
D) Göz alan bir güneş doğardı
Gökçe gelin gibi Ağrı’dan
E) Yine hüzünlü geçirdim geceyi
Şarkılar, türkülerle
12. Ek eylem, birleşik zamanlı eylemlerle yüklem durumundaki ad soylu sözcüklerde görülür.
Buna göre aşağıdaki dizelerin hangisinde ek eylem
yoktur?
A) Bülbülün çilesi yanmakmış güle
Ömürler geçiyor ağlaya güle
B) Dağılırdı rüzgâra karşı altın saçları
Uçuşurdu binbir büklüm içinde
C) Her uçuşun bir sonu vardır ya
Kimi kuşlar sonsuza dek uçarlar
D) Dalıp gitsem bir limandan içeri
Eşini yitirmiş kuşlar gibi
E) Bulmadım dünyada gönüle mekân
Nerde bir gül biterse etrafı diken
7. Aşağıdaki dizelerin hangisinde şimdiki zaman kipi
gelecek zaman anlamında kullanılmıştır?
A) O günleri hasretle anıyoruz.
B) Gün doğmadan evden çıkıyor.
C) Bindiğimiz otobüs birazdan kalkıyor.
D) Ne demek istediğini şimdi anlıyorum.
E) Hafta sonları kafede çalışıyor.
10. Aşağıdakilerin hangisinde yüklem “gelecek zamanın
hikâyesi” biçimindedir?
A) Kaybolan yüzüğünü her yerde aramıştık.
B) Babam bana hep: “Akıl, adama sermayedir.” derdi.
C) Hazırladığı raporu haftaya kurula sunacakmış.
D) Zaman bulabilseydim size uğrayacaktım.
E) Hazırlıklarını son güne bırakmamalıydınız.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde şimdiki zaman geniş zaman anlamında kullanılmıştır?
A) Kolileri sana en kısa zamanda gönderiyorum.
B) Senin bu teklifini kabul ediyorum.
C) Babam, daha çocuk yaşta hayata atılıyor.
D) Burada tek başına ne yapıyorsun?
E) Her zaman bana iyi davranıyorsun.
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 36
FASİKÜL 5
Fiilimsiler (Eylemsiler)
Fiillerden belli eklerle türeyip isim, sıfat veya zarf görevinde
kullanılan fiiller gibi çekimlenemeyen sözcüklerdir.
Fiilimsiler üç bölüme ayrılır:
1. İsim-Fiil (Ad Eylem)
 Fiillerden “-me (-ma), -mek (-mak), -iş (-ış, -uş,-üş)” ekleriyle türetilip isim görevinde kullanılan sözcüklerdir.
Onunla görüşmek istemiyor.
Ormandaki yangını söndürmeye çalıştılar.
Suyun akışını hayran hayran seyrediyordu.
2. Sıfat-Fiil (Ortaç)
Fiillerden “-an (-en), -ası (-esi), -mez (-maz), -ar (-er,-r), -dik
(-dık, -tik, -tık), -ecek (-acak), -miş (-mış)” ekleriyle türetilip sıfat görevinde kullanılan sözcüklerdir
Fırtınada yıkılan ağaçları kaldırdılar.
Öpülesi ellerdir annelerin elleri.
Sarsılmaz bir inançla çalışıyordu.
Yazdığı (yaz-dık-ı) romanı çok beğendik.
1 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil eki alan sözcük,
bir varlığa ad olmuştur?
A) Böyle ortamlarda konuşmayı hiç sevmezdi.
B) Akşamları birazcık yürümek onu rahatlatırdı.
C) Müzik dinlemeyi çok severdi.
D) Kuşların uçuşunu hayranlıkla seyrederdik.
E) Konuklar, masaya dolmanın gelmesini bekliyordu.
2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018
(I) 1945 yılının 6 Ağustos sabahı, Japonya’nın Honshu Adası’nın güneybatı kesimindeki Ota Nehri’nin tarım bakımından
zengin deltasında kurulmuş Hiroşima’da, sıcak ve sıradan bir
yaz günü başlamıştı. (II) Ancak birkaç saat sonra gökyüzünde
düşman uçakları belirince bütün şehri, siren sesleri sardı. (III)
Dev bir yıldırımın ardından çok parlak bir ışık her yeri kapladı.
(IV) Sonra yangınlar başladı ve koca şehir dakikalar içinde kül
oldu. (V) Bu olay; hayatta kalanlar tarafından “bir dizi ışık parlaması”, “sağır edici patlamalar” ve “canlıları kavuran bir fırtına” şeklinde anlatıldı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde sıfat-fiil vardır?
A) I ve II B) I ve V C) II ve IV
D) III ve IV E) III ve V
3 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
(I) Küçük bir parktı burası. (II) Şehrin yüksek tepelerinden birindeydi. (III) Yeni yapılmıştı. (IV) Küçük çamlar, çiçek öbekleri, çimenler, daracık yollar... (V) Belediyeye ait, üzerinde numaralar bulunan kanepeler... (“bulunan” sözcüğü “-an, -en”
eki alarak sıfat-fiil olmuştur.)
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde sıfat-fiil
vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V AKLINDA OLSUN
O Bazı sıfat-fiil ekleri ( -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş)
daha önce gördüğümüz fiil kipleriyle aynı olduğundan, sıfat-fiiller çekimli eylemlerle karıştırılmamalıdır.
Dedem sönmüş ateşi canlandırdı. (sıfat-fiil)
Ateş biraz önce sönmüş. (çekimli eylem)
Yapacak işimiz kalmadı. (sıfat-fiil)
Bu işleri arkadaşımız yapacak. (çekimli eylem)
BAŞKA YERDE YOK
O Bazı fiiller, isim-fiil eklerini alarak bir varlığa ad
olur. Bu sözcükler fiilimsi özelliğini yitirir.
O Bu sözcüklerin fiilimsi olmadığını anlamak için
olumsuzluk eki (-me, -ma) getirilebilir:
Eve gelirken marketten ekmek al.(anlamlı)
Eve gelirken marketten ekmemek al.(anlamsız)
O isim-fiiller, sıfat görevinde kullanılabilir:
süzme yoğurt
asma köprü
Sözcük Türleri - 2
37 TÜRKÇE
FASİKÜL 5
PRATİK BİLGİ
O Bazı sözcükler zarf-fiil eki almış görünse de
zarf-fiil görevinde olmayabilir:
Bu konuda babanla görüşmeden bir karar verme. (zarf-fiil)
Bu görüşmeden bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. (görüşme [isim] - den [ayrılma durumu
eki])
O “-ken” zarf-fiil eki isim görevindeki sözcüklere
gelir ve zaman anlamı taşır.
Ben çocukken masal dinlemeye bayılırdım.
(zaman)
BENDEN UYARMASI
O Sıfat-fiillerin tamamladıkları isimler düştüğünde
bu sözcükler adlaşmış sıfat-fiil olarak kullanılır.
Gülü seven dikenine katlanır.
Çok çalışan her zaman başarır.
Kırılanların yerine yenilerini koyun.
Dilimlenmişleri tabaklara yerleştirin.
O Sıfat-fiiler bazen sıfat görevinde olmayabilir.
Bu romanı beğendiğimi dünkü yazımda belirtmiştim.
Bunları ona anlatacağını tahmin etmiştim.
O Sıfat-fiil eklerini alan bazı sözcükler kalıcı isim
olur ve eylemsi niteliğini yitirir.
Durakta ilk sıradaki dolmuşa bineceğiz.
Birazdan sıcak içecek ikram edilecekmiş.
Yakacak yardımı yapılınca kömür alacaktım.
3.Zarf-Fiil (Ulaç, Bağ-Fiil, Bağ Eylem)
 Eylemlerden -e, -ip, -erek, -meden, -meksizin, -dikçe, -ince, -eli, -ken, -r ... -mez, -esiye ekleriyle türetilip zarf görevinde kullanılan sözcüklerdir.
 Cümleleri zaman veya durum yönüyle tamamlar.
Yürüye yürüye okula kadar geldiler. (durum)
İşçiler, nöbetleşe bekliyor. (durum)
Dokuza on kala yola çıkarız. (zaman)
İşlerini bitirip iş yerinden çıkacak. (durum)
Okuluna koşarak gitti. (durum)
Çocuk ağlayarak odadan çıktı. (durum)
Yangın büyümeden binayı boşaltın. (zaman)
Ondan izin almadan dışarı çıkmış. (durum)
Şehre durmaksızın kar yağıyor. (durum)
Soruları bildikçe çocuk gibi seviniyordu. (zaman)
Sınav süresi bitince zil çalacak. (zaman)
İlk şiirini yazalı tam yirmi yıl olmuş. (zaman)
Şiir yazarken yalnız kalmak ister. (zaman)
İşe gelir gelmez müdürün yanına gitti. (zaman)
Bazıları bilir bilmez konuşuyordu. (durum)
Onlarla yine doyasıya görüşemedik. (durum)
Bir gül bahçesine girercesine toprağa düştüler. (durum)
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde sıfat-fiil, ötekilerden
farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Sona kalan, dona kalır.
B) Veren eli herkes öper.
C) Varını veren utanmamış.
D) Yaş kesen, baş keser.
E) Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer.
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen bağ-fiil, ötekilerden farklı bir sorunun yanıtıdır?
A) Düşüncelerini hiç çekinmeden söylerdi.
B) Soruları bütün yönleriyle düşünerek yanıtlıyordu.
C) Sınavdan hemen sonra güle oynaya evine gitti.
D) İşi zamanında bitirmek için ölesiye çabalıyordu.
E) Bence o, buraya geleli çok değişti.
BAŞKA YERDE YOK
O Bazı sıfat-fiiller, aitlik belirten iyelik ekleri (-m,
-n, -i, -miz, -niz, -leri) alabilir:
(Benim) aldığım hediyeyi çok beğenmiş.
(Sizin) söyleyeceğiniz türküyü merak ediyorum.
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 38
FASİKÜL 5
BİZDEN NOT
Fiilimsilerin yukarıdaki özelliği, cümle ögeleri ve cümle çeşitleri konularında ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
BENDEN UYARMASI
O Fiilimsiler cümlede yan cümlecik oluşturabilir.
Bu yan cümlecik cümlenin herhangi bir ögesi
görevinde kullanılabilir:
Onu birden karşında görünce çok heyecanlandı.
cümlesindeki altı çizili bölüm zarf fiilin oluşturduğu bir yan cümleciktir ve bu yan cümlecik zarf
tümleci görevindedir.
O Fiilimsilerin yan cümlecik olduğu cümlelere girişik cümle adı verilir:
“Sanatçı, hayata tozpembe bakmayı öneriyor.”
cümlesindeki altı çizili bölüm isim fiilin oluşturduğu bir yan cümleciktir ve bu yan cümlecik öge
yönünden nesne görevindedir.
Sözcük (Kelime) Grupları
Cümle içinde kavramlar arasında ilişki kurmak üzere birden
çok kelimenin belirli kurallar ile yan yana getirilmesinden oluşan, yapı ve anlamındaki bütünlük dolayısıyla tek bir nesne
veya hareketi karşılayan ve herhangi bir yargı bildirmeyen kelimeler topluluğudur.
Sözcük Grupları Şunlardır:
Deyimler
etekleri tutuşmak: çok telaşlanmak
Tekrar (Yineleme) Grubu
 Anlamı pekiştirmek için eş, yakın ve karşıt anlamlı sözcüklerin bir araya gelmesiyle ya da aynı sözcüğün yinelenmesiyle oluşturulan sözcük gruplarıdır.
 Cümlede sıfat, zarf, isim ya da adlaşmış sıfat görevinde
kullanılır.
Güneş, dağların ardından ağır ağır yükseliyordu.
Tamlamalar
Sıfat Tamlaması:
masmavi deniz
Sıfat isim
(tamlayan) (tamlanan)
İsim Tamlamaları:
 Denizin kıyısında irili ufaklı birçok ev vardı.(Belirtili isim tamlaması)
 Öğle yemeği için teyzemlere gideceğiz. (Belirtisiz isim tamlaması)
 Ablam kendisine altın kolye almış. (Takısız isim tamlaması)
 Öğrencilerin sınav serüveni hiç bitmeyecek. (Zincirleme
isim tamlaması)
Edat (İlgeç) Grubu
 Bir isimle ilgeçlerin, bazen bir ek yardımıyla bazen de eksiz olarak oluşturduğu sözcük gruplarıdır.
Çocuğun inci gibi dişleri vardı.
Bu güzel kolyeyi arkadaşı için almış.
7 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
(I) Tıpkı insanlar gibi şehirlerin de bir yazgısı, bir ömrü, doğumu ve ölümü vardır. (II) Zamanın karanlık katmanları arasından günümüze ulaşan antik şehirler; farklı dönemlerin, kültürlerin, inançların ve yaşama biçimlerinin tanıklığını yaparlar.
(III) Bu nedenle şehirler, uygarlıkların kendi öykülerini yazdıkları bir kitap gibidir. (IV) Onların sayfaları arasında, mazinin
acı tatlı anıları gömülüdür ve bunların pek azı tarihin açık sayfalarına yansımıştır. (V) Herhangi bir antik kentin sokaklarını
dolaştığınızda, bu kentin tanıtım broşürlerinde yazılandan çok
daha fazlasını göreceksiniz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde fiilimsi yoktur?
A) I ve III B) I ve IV C) II ve III
D) II ve V E) IV ve V
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Evin bahçesine dikilecek çamların üzerinde konmuş bir serçe,durmadan cik cik edip şarkısını söylüyordu. Evin tekir kedisi eşiğe uzanmış, bir yandan örselenmiş tüylerini düzeltmek
için yalarken bir yandan da az ilerdeki çöplükte sallana sallana gezinen kargaya bakıyordu.
Bu parçada geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisi, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?
A) dikilecek B) konmuş C) durmadan
D) örselenmiş E) gezinen
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı sırada da “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesintiye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunamayabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz anların.
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi fiilimsi değildir?
A) II. B) III. C) IV. D) I. E) V.
I
II
III
IV
V
Sözcük Türleri - 2
39 TÜRKÇE
FASİKÜL 5
Fiilimsi Grubu
 Bir fiilimsi ve ona bağlı bir ya da birkaç sözcükten oluşan
sözcük grubuna denir.
 Fiilimsi grupları, grubun sonunda bulunan fiilimsinin türüne göre “isim-fiil grubu”, “sıfat-fiil grubu” ve “bağ-fiil grubu” diye adlandırılır.
Türkü dinlemek beni hep rahatlatmıştır. (isim-fiil grubu)
Yarın sona erecek festival büyük ilgi görüyor. (sıfat-fiil grubu)
Yolcular, uçaktan iner inmez servise koştu. (zarf-fiil grubu)
Kısaltma Grubu
 Bazı sözcük gruplarındaki sözcüklerin söylenmemesiyle
meydana gelen sözcük gruplarına denir.
 Kısaltma grubu, fiilimsinin ortadan kalkmasıyla meydana
gelir.
Yoksullar, yardım derneği sayesinde karnı tok (olarak) uyuyorlar.
Aitlik Grubu
 Aitlik (sıfat yapım) eki olan “-ki” ya da ilgi zamiri olan “-ki”
ile oluşturulan, cümlede zamir veya sıfat görevinde kullanılan sözcük gruplarıdır.
Yarın akşamki toplantı ertelenmiş.
Sizin parkınız oldukça temizmiş, bizimki çok kirli.
Sayı Grubu
 İki ve daha fazla basamaklı sayıları ifade eden sayı isimleri topluluğuna sayı grubu denir. Sayı grubunda, küçük sayı sonda bulunur.
Şehir merkezine daha doksan bir kilometre var.
Bu fabrikada iki bin yüz işçi çalışıyordu.
Bağlama Grubu
 Bağlaçlarla birbirine bağlanmış iki veya daha fazla sözcüğün oluşturduğu sözcük gruplarıdır.
Bu tatil kasabasında hem orman hem deniz harikaydı.
Vasıta Grubu
 “-le -la” vasıta eki almış bir ad ögesinin başka bir ad ögesi ile kurduğu kelime grubu.
 Öteki kelime gruplarında olduğu gibi, bu grup da bir sıfat-fiil ya da zarf-fiil grubunun kısalmasından oluşmuştur.
Şakir Bey, yaptıklarıyla övünen bir adamdı.
Ünlem Grubu
 Sevinme, coşma, kızma, acıma, şaşma, korkma gibi duyguları anlatan; seslenme, buyruk gibi durumları bildiren ya
da doğa seslerini yansıtan sözcüklerin, bir isimle birleşerek oluşturduğu sözcük gruplarıdır.
Ha gayret, çoğu gitti azı kaldı!
Vay canına, fabrika yanıyor!
Unvan Grubu
Kişi adıyla bir unvan sıfatının veya akrabalık adının bir araya
gelerek oluşturduğu sözcük grubudur.
 Bu sözcük grubunda unvan veya akrabalık adı, kişi adından sonra gelir.
Bölükte Selim Yüzbaşı’yı herkes sever ve sayardı.
Kemal Kaptan’ın arası çocuklarla çok iyiydi.
9 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Toprakla uğraşanları maddi açıdan desteklemek ülkemizin
kalkınmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.
Bu cümlenin öznesi, aşağıdaki sözcük gruplarının hangisinden oluşmuştur?
A) Sıfat tamlaması B) İsim tamlaması
C) İsim-fiil grubu D) Zarf-fiil grubu
E)Sıfat-fiil grubu
10 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç içindeki açıklama
yanlıştır?
A) Babam bahçede çalışmayı çok seviyor. (İsim-fiil grubu
vardır.)
B) Öğretmenimiz geç gelenlere uyarıda bulundu. (Sıfat-fiil
grubu vardır.)
C) Mutfaktan gelen güzel koku hepimizi neşelendirdi.
(Aitlik grubu vardır.)
(“Mutfaktan gelen güzel koku” sözü, sıfat-fiil grubudur.)
D) Bütün eşyalarını aldığına göre sanırım geri gelmeyecek.
(Edat grubu vardır.)
E) Güneş doğarken ağlarımız balıklarla dolmuştu. (Zarf-fiil
grubu vardır.)
BENDEN UYARMASI
O Sayı grubunu sıfat tamlaması ile karıştırmamak
gerekir.
O Sayı grubunda birinci öge her zaman daha büyük bir niceliği gösterir.
O Sıfat tamlamasında ise sayı grubundan farklı
olarak ikinci öge ilkinden daha büyük bir niceliği gösterir.
yüz üç (sayı grubu)
üç yüz (sıfat tamlaması)
BAŞKA YERDE YOK
Unvan grubundaki asıl öge (isim), yardımcı ögeden (unvan sıfatı) sonra gelirse sıfat tamlaması
olur.
Sultan Süleyman
Doktor Mesut
Sözcük Türleri - 2
TÜRKÇE 40
FASİKÜL 5
3 A) Uzun bir yürüyüşten sonra biraz dinlenmek istiyoruz. 1
1
1
1
1
2
2
2
2
2
3
3
3
3
3
B) Yaptığım espriye gülerek karşılık verdi.
C) Sabah erken kalkmak için çalar saati ayarladık.
D) Evdeki eskimiş ve yıpranmış eşyaları dün attık.
E) Hava kötü olunca balık tutmaya gitmekten vazgeçtik.
F) Sınavlarını geçmek için durmaksızın çalışıyor.
G) Final maçında inanılmaz bir hata yaptık.
H) İstanbul’a taşınalı yaklaşık yirmi yıl olmuştu.
I) Emniyet kemeri takmamak riskleri beraberinde getiriyor.
İ) Onun kızgın bakışına bir anlam veremedik.
J) Bize çokça bilinmedik fıkralar da anlattı.
K) Oraya varır varmaz anneni aramalısın.
L) Yaptığı hatayı zaman geçince anlayacak.
M) Suyun şırıl şırıl akışı insana huzur veriyordu.
N) Kapadokya’da görülesi yerler vardı.
SIFAT - FİİL
SIFAT - FİİL
SIFAT - FİİL
SIFAT - FİİL
SIFAT - FİİL
ZARF - FİİL
ZARF - FİİL
ZARF - FİİL
ZARF - FİİL
ZARF - FİİL
İSİM - FİİL
İSİM - FİİL
İSİM - FİİL
İSİM - FİİL
İSİM - FİİL
Aşağıdaki tabloda altı çizili fiilimsilerin türünü karşılarındaki uygun kavramlarla eşleştiriniz.
41 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 5
2. (I) Folklor ürünleri, varlığını halkın içinde sürdürür. (II) Masallar, bilmeceler, oyunlar bunların en güzel örnekleridir.(III) Hepsi de nesilden nesile aktarılır. (IV) Toplum yapısının en sağlam harcıdır onlar. (V) Kültürel yaşamda
kopukluk olursa folklor ürünleri de yozlaşıp özelliğini yitirir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde eylemsi kullanılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı
türde bir eylemsi kullanılmıştır?
A) Bu yıl, belirlenen hedefler çok yüksekti.
B) Okuduğu kitaplardan notlar alıyordu.
C) Bunları babama söylemeye cesaret edemedim.
D) Gideceğimiz yol kavşaklarla doluydu.
E) Arkadaşlarıma verilmiş bir sözüm vardı.
1. “Kitabın asıl konusu, hayatımızda kaybolmuş şeylerin ardından duyulan üzüntü ve yeniye karşı beslediğimiz istektir. Yazara göre insan bu isteği gerçekleşince mutlu
olur.”
Bu parçada kaç eylemsi vardır?
A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat görevinde kullanılmış bir eylemsi vardır?
A) Yanık teniyle hemen fark ediliyordu.
B) Sepetteki çürük elmaları güzelce ayıkladı.
C) Futbolcular soyunma odasına doğru koştular.
D) Bu haberi güvenilir kaynaklardan duymuş.
E) Bitiş düdüğüyle herkes elindekileri yere bıraktı.
6. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, ek eylem
almış bir eylemsidir?
A) Niyeti, dostlarıyla güzel anlar yaşamaktı.
B) Bu okulun müdürü çok titiz biriymiş.
C) İnsan öyle ufak tefek şeylerden yakınmamalıdır.
D) Bunlar, dertli bir insanın sözleriydi.
E) Yağmurun kesilmesini beklemeyip yola çıktılar.
5. Bu sanatçı, edebiyat üzerine düşünce üretemediğimiz
ve giderek düşünce yoksulu olduğumuz bir dönemde
yaptığı ikazlarla dikkatleri üzerine çekti.”
Bu cümlede kaç eylemsi vardır?
A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6
TÜRKÇE 42
Öğreten Test FASİKÜL 5
8. Sabah kalkıp da saatine bakınca toplantıya geç kaldığını anladı ve hemen hazırlanmaya başladı.’’
Bu cümlede kaç eylemsi vardır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemsi kullanılmamıştır?
A) Ege’nin, insanı saran sıcak bir havası var.
B) Sanırım bu güzel koku mutfaktan geliyor.
C) Dalgaların köpüre köpüre geldiği bir yerdeydim.
D) Güneşin batışı bazı insanları duygulandırır.
E) Havanın kararmasıyla kentte ışıklar yandı.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden fazla eylemsi kullanılmıştır?
A) Daha iyi çalışmak için buraya gelmişti.
B) Çocukluğunun geçtiği evi hiç unutamıyordu.
C) Davetlilerin birkaçı gelmeyince üzülmüştü.
D) Aldığı notları saklamayı düşünüyordu.
E) İstemediği hâlde bu işi yapacaktı.
12. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde eylemsi yoktur?
A) Aman isteyene vurulmaz.
B) Göz görmeyince gönül katlanır.
C) At binenin, kılıç kuşananın.
D) Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.
E) Sona kalan, dona kalır.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil, sıfat-fiil ve
zarf-fiil bir arada kullanılmıştır?
A) İnsanların boş vakitlerinde gezip dolaşmalarına fazla
karışmamak gerekir.
B) Bir öğrencinin sınavlara hazırlanırken çektiği sıkıntıyı
bütünüyle bilmek mümkün değil.
C) Okulun girişinde bekleyen nöbetçiler, öğrencileri teker teker içeriye aldılar.
D) Öğrencilerin, ödevlerini sıkılmadan yapmaları beni
mutlu ediyor.
E) Saatlerce kütüphanedeki kitapları karıştırıp sonunda
aradığını bulan Eylül çok sevinçliydi.
1-C 2-E 3-D 4-C 5-C 6-A 7-B 8-D 9-B 10-D 11-B 12-D
7. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde sıfat-fiil (ortaç)
kullanılmamıştır?
A) Çıkmadık candan ümit kesilmez.
B) Gün doğmadan neler doğar.
C) Akacak kan damarda durmaz.
D) Ateş, düştüğü yeri yakar.
E) Görünen köy kılavuz istemez.
43 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 5
6. Aşağıdakilerin hangisinde adlaşmış sıfat-fiil isim tamlamasında tamlayan görevinde kullanılmıştır?
A) Öğrenciler, sistemli çalışmanın faydasını gördü.
B) Patron, çalışanların maaşlarına zam yaptı.
C) Onun geç gelmesi, antrenörü bir hayli kızdırdı.
D) Eve geç geldiğini kimse bilmemeli.
E) Memur atamaları sanal ortamda yapıldı.
1. Aşağıdaki altı çizili ikilemelerden oluşan eylemsilerden hangisi tür bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Olur olmaz bahanelerle lütfen karşıma çıkma!
B) Canım kardeşim, eve varır varmaz mutlaka bizi ara.
C) Yemeğini bitirir bitirmez masadan kalkacaksın.
D) Haberi alır almaz hiç düşünmeden yola çıkmıştım.
E) Bize gerçekleri tüm yönleriyle anlatır anlatmaz bir karara varacağız.
4. Aşağıdaki dizelerin hangisinde zarf-fiil yoktur?
A) Ay pencerede durup durup bakar
B) Sert bakmaya başladı aynalar
C) Geldiğinde söyleyin haberim olsun martılar
D) Öldük ölümden bir güzellik umarak
E) Gözümün yaşını umursamadan gitti
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem bir filimsidir?
A) Tek emeli, güzel bir üniversitede okumamdı babamın.
B) Beni her olayda olduğu gibi bu konuda da çok destekledi.
C) Yaptığı fedakârlıkların ne kadar önemli olduğunu kabul etmeliyim.
D) Bir çocuğa ayrılabilecek tüm vakti bana ayırdı.
E) Onu şimdi sevgiyle ve saygıyla hatırlamak boynumun borcu.
2. Eylemlerden türediği hâlde ad, sıfat, zarf olan ve yan
cümlecik kuran isim soylu sözcüklere “eylemsi” denir.
Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemsi yoktur?
A) Uzak şehirlerden gelip bu bölgeye yerleşmişler.
B) Gerçeği başka sözlerle ifade etmeye çalıştık.
C) Elinde kalınca bir kitap vardı, gün boyunca onu
okudu.
D) Güzel günlerden kalan tek anım bu fotoğraflardır.
E) Bıktım, her gün aynı şeyleri yaşamaktan inanın!
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir fiilimsi vardır?
A) On gün evde yatınca sonunda iyileşti.
B) Zavallı çocuğu, öldüresiye dövmüşler.
C) Alınacak kararlar tüm işçileri etkileyecek.
D) Canı sıkıldığında böyle davranıyor.
E) Durmaksızın çalışıyor fabrikamız bu aralar.
TÜRKÇE 44
Pratik Test FASİKÜL 5
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağ-fiil cümleye
farklı bir anlam ilgisi katmıştır?
A) Köye varınca bizi telefonla aramayı unutma.
B) Dereyi görmeden paçayı sıvama, sözü çok da doğru!
C) Tülin, bu mahalleden taşınalı pek çok şey değişti.
D) Son aldığı telefonu anlata anlata bitiremiyordu.
E) Olanları hatırladıkça özlemi bir kat daha artıyordu.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ecek/ -acak” eki
diğerlerinden farklı bir işlevde kullanılmıştır?
A) Bu yıl okunacak kitapları sınıf başkanı söyledi.
B) İçinden çıkılacak bir problem gibi görünmüyordu.
C) Kömürlükte inanın hiç yakacak kalmamıştı o ay.
D) Benim de mutlaka çok çilem vardı çekilecek.
E) Sorulacak başka bir soru yoksa dersi bitirelim.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin hem zamanı hem de koşulu bir bağ-fiille belirtilmiştir?
A) Öğrenciler, zil çalmadan bahçeye çıkmamalı.
B) Beni dikkatli dinlersen dersi iyi anlarsın.
C) Eve gelir gelmez telefon açtı ablasına.
D) O yollardan koşa koşa geçmiştim.
E) Dersler başlayalı iki hafta olmuştu.
9. İsim-fiil eklerini alan kimi sözcükler, zaman içerisinde eylemsi özelliğini yitirip somut isme dönüşür.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna uygun bir kullanım yoktur?
A) Kapının girişinde bekliyordu bizi müdür.
B) En sevdiğim rengin ne olduğunu biliyor musun?
C) Gözlerindeki sürme sana ayrı bir güzellik katmış.
D) Elindeki çakmağın dede yadigârı olduğunu söyledi.
E) Misafirleri bekleme odasına alırsanız iyi olur.
1-A 2-C 3-C 4-B 5-A 6-B 7-B 8-A 9-B 10-A 11-D 12-C
7. Aşağıdakilerin hangisinde bağ-fiil yüklemin anlamını zaman açısından sınırlandırmıştır?
A) Polis koşarak kalabalığın arasına girdi.
B) Kitaplarını aldığında işe gidecek.
C) Çocuklar güle oynaya evlerine gittiler.
D) Küçük kız, yeni çantasını anlata anlata bitiremiyordu.
E) Çalışmaksızın hiçbir işte güven sağlayamazsın.
8. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde sıfat-fiil farklı görevde kullanılmıştır?
A) Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.
B) Gülü seven, dikenine katlanır.
C) Gelen, gideni aratır.
D) Düşenin dostu olmaz.
E) Elden gelen, öğün olmaz; olsa da vaktinde bulunmaz.
45 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 5
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil grubu kullanılmıştır?
A) Gezip gördüğümüz yerleri mutlaka dostlarımıza da
anlatıyoruz.
B) Yol boyunca bildiğim bütün fıkraları anlatmıştım onlara.
C) Doğadaki canlıları sevmeden iyi bir insan olduğumuz söylenemez.
D) Hepimiz işlerimizi bir an önce bitirip tatile çıkacaktık.
E) Köyün bütün sokaklarında tarihi eserlere rastlamak
turistleri heyecanlandırdı.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat-fiil (ortaç) grubu ya da bağ-fiil (ulaç) grubu kullanılmamıştır?
A) Arkadaşlarıyla parkta bisiklet sürerek çok eğlenmişti.
B) Yeni aldığım defterleri kaplayıp çantama koydum.
C) Gün boyu çalışan işçiler, akşam evlerine döndü.
D) Doğal yaşam alanındaki tropik bitkiler koruma altına
alındı.
E) İlkokul öğretmenimi bulup ellerinden öpmek istiyorum.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat-fiil (ortaç) grubu kullanılmıştır?
A) Ziyaretçilerin fuar alanını kolay bulması için broşürler hazırlandı.
B) Toza toprağa bulanmış köy yollarında ilerledi bir süre
araba.
C) Pasaport kontrolü yapılırken bagajlarımız çoktan gelmişti.
D) Yıllar sonra meyvelerinden yemek için bahçeye ağaçlar dikildi.
E) Sağlam yapılı, dik duruşlu bir genç gibi görünüyordu
dedem.
5. Soğanlı Dağları ile Kaçkarların dar bir vadi tabanında buluştuğu Uzungöl, değişik türdeki ağaçlar ve ormanlarla
çevrili şirin bir yerdir.
Bu cümledeki sıfat-fiil grubu aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) tabanında buluştuğu
B) vadi tabanında buluştuğu
C) dar bir vadi tabanında buluştuğu
D) Kaçkarların dar bir vadi tabanında buluştuğu
E) Soğanlı Dağları ile Kaçkarların dar bir vadi tabanında
buluştuğu
4. Aşağıdakilerin hangisinde bağ-fiil grubu kullanılmıştır?
A) Mayıs ayı gelince Boğaz’ın her iki yakasında çiçekler açar.
B) Uzmanlar dünkü depremin yüzeye yakın olduğunu
söyledi.
C) Yolcuların otobüse daha rahat binebilmesi için düzenlemeler yapıldı.
D) Toprağın altına gizlenmiş olan hazine yıllar sonra ortaya çıktı.
E) Son kullanma tarihi geçen bazı ürünler firmalara iade
edildi.
3. “Gezi sırasında birden karşımıza çıkan Efes,hepimizi kendine hayran bırakmıştı.”
Aşağıdakilerin hangisinde bu cümledeki eylemsi grubu ile tür bakımından özdeş bir eylemsi grubu kullanılmıştır?
A) Dükkânda yer açabilmek için bazı eşyaları depoya
kaldırdık.
B) Şehrimizin iki büyük hentbol takımı stadyumda karşılaştı.
C) Doğu illerimize ait yöresel yemekler kermeste sergilendi.
D) Fotoğrafçılıkla ilgilenen öğrenciler, okulumuzda bir
kulüp kurdu.
E) Denizin derinliğini ölçebilmek için çeşitli aletler kullanıldı.
TÜRKÇE 46
Sınav Tadında FASİKÜL 5
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisi için ayraç içindeki açıklama yanlıştır?
A) Babam tarlada çalışmayı çok seviyor. (İsim-fiil grubu
vardır.)
B) Öğretmenimiz geç gelenlere uyarıda bulundu. (Sıfat-fiil grubu vardır.)
C) Bahçeden gelen güzel koku hepimizi neşelendirdi.
(Sıfat-fiil grubu, dolaylı tümleç görevindedir.)
D) Gündemdeki konuları her zaman bizimle tartışır. (Eylemsi grubu yoktur.)
E) Güneş doğarken ağlarımız balıklarla dolmuştu. (Zarffiil grubu vardır.)
1-E 2-B 3-D 4-A 5-E 6-D 7-A 8-B 9-C 10-C 11-E 12-C
9. Eylemsi sonda yer alacak şekilde, bir eylemsi ve ona
bağlı bir ya da birkaç sözcükten oluşan sözcük grubuna
“eylemsi grubu” denir.
Bu tanıma göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat-fiil (ortaç), sıfat-fiil grubu oluşturmamıştır?
A) Yurt dışından getirilen fideler üniversitenin bahçesine dikildi.
B) Annemin özenle hazırladığı yemeği herkes çok beğenir.
C) Reyon görevlisi, ezilmişleri çöp kutusuna attı.
D) Hedeflerini bir plana koyan insanlar mutlaka hedeflerine ulaşırlar.
E) Sabah eğitimine çıkan askerler gür sesleriyle ortalığı inletti.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı
bir eylemsi grubuna yer verilmiştir?
A) Hafta sonunda gezilebilecek yerlerin listesini hazırlıyordu.
B) Devasa demir kapıların tokmaklarında bulunan motifler ilgi çekiciydi.
C) Yerlerdeki sararmış yapraklar hepimize sonbaharı
hatırlattı.
D) Geç gelen servisten dolayı ilk derse yetişemedi.
E) Ödevlerini yetiştirmek için hiç durmadan çalışıyor.
7. Kendisinden yaşça büyük rakiplerini eleyerek bronz madalya almayı başarmıştı.
Bu cümledeki isim-fiil grubu aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) bronz madalya almayı
B) rakiplerini eleyerek bronz madalya almayı
C) büyük rakiplerini eleyerek bronz madalya almayı
D) yaşça büyük rakiplerini eleyerek bronz madalya almayı
E) Kendisinden yaşça büyük rakiplerini eleyerek bronz
madalya almayı
10. Ben su, ben toprak, ben hava, ateşim
Dümdüz çizgilerden gelen noktalardayım
Kendi kendimle yarıştığım zamanlarda
Çiğ tanesiyim, ürperen yapraklarda
Bu dizelerde kaç eylemsi grubu yer almaktadır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
8. “Leylek sürüleri küme küme bulutların arasından süzülüp akrobasi grubu gibi gösteri yapıyorlardı.”
Bu cümledeki zarf-fiil grubu aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Leylek sürüleri küme küme bulutların arasından süzülüp
B) küme küme bulutların arasından süzülüp
C) arasından süzülüp akrobasi grubu gibi
D) akrobasi grubu gibi
E) grubu gibi
47 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 5
1. Yargı bildiren yüklemin dışında yan cümleciği de bulunan cümlelere birleşik cümle denir. Yan cümlecik genellikle eylemsilerle kurulur.
Aşağıdaki dizelerden hangisi yapısı bakımından birleşik cümledir?
A) Hava güzel diyerek açsam pencereyi
B) Yemişler sarkar, komşu bahçenin dallarından
C) Ne hoş kokardı güzelim papatyalar
D) Herkes bu güzel çiçeklere aldanır
E) Hiç görmedim ben o hayal ülkesini
2. Eylemsiler, eylemlerden şahıs ve kip eki almaması yönüyle ayrılan, eylemlere belli ekler getirilerek isim, sıfat
ya da zarf görevinde kullanılan sözcüklerdir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen altı çizili sözcük eylemsi değildir?
A) Ağlayan çocuğu annesi güç bela susturdu.
B) Yemekten sonra onunla konuşmaya karar verdik.
C) Siren seslerini duyunca hepimiz telaşlandık.
D) Kırdığı camın parasını ondan istediler.
E) Mektubun arkasına adresinizi yazmalısınız.
3. Masmavi denizi seyretmek saatlerce
Uçuşan bembeyaz kuşları
Güneş usul usul yükselirken
Bu dizelerde numaralanmış eylemsilerin türleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
I II III
A) Ad-eylem Bağ-fiil Ortaç
B) Bağ-fiil Ad-eylem Ortaç
C) Ortaç Bağ-fiil Ad-eylem
D) Ad-eylem Ortaç Bağ-fiil
E) Bağ-fiil Ortaç Ad-eylem
I
II
III
5. Bana uğramadan sakın annenlere gitmeyiniz.
Aşağıdakilerin hangisinde bu cümledekiyle aynı türde bir eylemsi kullanılmıştır?
A) Denize bakan bir evde oturuyorlar.
B) Kasabaya iki saat sonra vardık.
C) Nereden ve niçin geldiğimizi sordular.
D) Evden çıkarken valizini de yanına al.
E) Akşamdan yola çıkmak için hazırlandık.
6. Trende yolculuk ederken sizi bir dakika durduran öyle
anlar olur ki, içinizde hemen orada bir süre kalmak ya
da bir ırmak kıyısına eteklerini salıvermiş bir ormanın kuytularında saatlerce gezmek istersiniz.
Bu parçada kaç eylemsi vardır?
A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemsi (fiilimsi)
kullanılmamıştır?
A) Hatasını anlayınca özür diledi.
B) Ayakkabıları kullanıla kullanıla eskimiş.
C) Seni görür görmez eskileri hatırladım.
D) Yol yapılalı ulaşım iyice kolaylaştı.
E) Çocuklar sessizce öğretmenlerini bekliyorlardı.
TÜRKÇE 48
Sınav Tadında FASİKÜL 5
10. İrfan Bey’in oturduğu ev, bir akrabasınındı. Alt katta sokaktan girilen bir taş bodrum vardı. Tepede boş bir arsada çocuklar futbol oynardı. Ben de her gelişimde onlarla oynardım. Takıma alınmayınca sahile iner, gemileri
seyrederdim.
Bu parçada kaç eylemsi vardır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
11. Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili eylemsi diğerlerinden farklı türde bir eylemsidir?
A) Unutulan ödevler için öğrencilere çok kızdı.
B) Üstüne sinmiş toz kokusu yıkanınca geçti.
C) Aradığı zaman onların çabuk geleceğini sanırdı.
D) Çok mutlu bir hayat sürmek isterdi.
E) Sanki hiç görmemişti, şaşılacak olay sanmıştı.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağ-fiil (ulaç) yoktur?
A) İlkbahar gelince doğa başka bir renk alır.
B) Vakit ilerledikçe insanlar sabırsızlanıyordu.
C) İyice geç kalmadan eve ulaşmalıydık.
D) Bir dikili ağacım yok yeryüzünde.
E) Gemilerin ardından hep üzülerek bakacaksın.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil yoktur?
A) Evini satmaya karar verdi.
B) Havaların soğumasıyla kış hazırlıkları başladı.
C) Bunca yolu yürümek zorunda kalmıştı.
D) Çok çalışkan bir yapısı vardı.
E) Hastanenin açılışına vatandaşlar da katıldı.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ortaç (sıfat-fiil) ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Bildiğim soruların tümünü cevapladım.
B) Öğretmenimiz güler yüzlü bir insandı.
C) Yıkılan binanın yerine yenisi yapılıyor.
D) Yarın işleyeceğimiz derse çalışıyorum.
E) Mahallede başı sıkışan hep dedeme gelirdi.
1-A 2-E 3-D 4-E 5-D 6-D 7-E 8-D 9-D 10-D 11-D 12-E
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen altı çizili sözcük eylemsi değildir?
A) Dışarıda dolaşmak istiyor.
B) Açık havada yürüyünce kendine geldi.
C) Onunla görüşüp geleceğim.
D) Bahçe, meyve veren ağaçlarla dolu.
E) Bu çocuklar sahipsiz değil.
Ekler - Sözcük Yapısı
5. ÜNİTE
FASİKÜL 6
1 TÜRKÇE
Ekler
 Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleridir.
 Ekler sözcükleri cümle içinde anlamlı bir biçimde kullanabilmek, onlara cümle içinde değişik görevler yüklemek ve
yeni sözcükler türetmek amacıyla sözcüklere eklenen ses
ya da hecelerdir. PRATİK BİLGİ
Kök:
Kelimenin her türlü ek çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı bölümüdür.
yaptırmak kelimesinde kök, yap- bölümüdür.
Gövde:
Ad ve fiil köklerinden yapım ekleriyle türetilmiş kelimedir.
gözlük (göz-lük), sevdirmek (sev-dir-mek).
Ekler, işlevleri yönüyle iki bölüme ayrılır:
1. Çekim Ekleri
2. Yapım Ekleri
Çekim Ekleri
İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri
• Durum (Hâl) ekleri • Kip ekleri
• İyelik (Tamlanan) eki • Kişi (Şahıs) ekleri
• Tamlayan eki • Ek eylem
• Çoğul eki • Soru eki
• Eşitlik eki
• Vasıta eki
• Ek fiil
• Soru eki
İsim Çekim Ekleri
 İsimlere eklenir ve onların cümle içinde değişik anlam ilgileriyle kullanılmasını sağlar.
 İsimlerde tür dönüşümü yapmaz.
1. Durum (Hâl) Ekleri
a) Yaklaşma Durumu Eki (-e, -a)
 Eklendiği sözcüğe asıl olarak “yaklaşma ve yönelme” anlamı katar.
Yağmur başlayınca hemen eve girdik.
 Eklendiği sözcüklere başka anlamlar da katar.
Masadaki kitapları sana almışlar. (aitlik)
Öğleye bu tezgahta ürün kalmaz. (zaman)
 İkileme kurar.
kol kola, dağa taşa, öne arkaya, dişe diş
 Ad soylu sözcükleri ilgeçlere bağlar.
sabaha karşı, akşama kadar, bize göre
b) Bulunma, Kalma Durumu Eki (-de, -da, -te, -ta)
 Eklendiği sözcüğe asıl olarak “bir yerde bulunma, durma,
var olma” anlamı katar.
Dolapta dünden kalan yemekler var.
 Eklendiği sözcüklere başka anlamlar da katar.
Misafirleri ayakta karşıladı. (durum)
İlk konserini haziranda verecek. (zaman)
 İkileme kurar.
Bağda bahçede çalışmaktan hiç yorulmazdı.
İşten kaçar, sağda solda boş boş dolaşırdı.
Üstte başta bir şey olmadan büyüdü bu çocuklar.
 Yapım eki görevinde de kullanılır.
Sözde evin en çalışkanı odur.
Bu cümlede “-de” bulunma durumu ekinin, “kelime” anlamına gelen “söz” sözcüğüne eklenerek ona “sözüm ona,
sanki, güya” anlamı kazandırmış, yapım eki görevinde kullanılmıştır.
c) Ayrılma Durumu Eki (-den, -dan, -ten, -tan)
 Cümleye asıl olarak “bir yerden ayrılma, çıkma, uzaklaşma” anlamı katar.
Motordan garip bir ses gelince arabadan indi.
 Eklendiği sözcüklere başka anlamlar da katar.
Köpeği görünce uzaktan seslendi. (durum)
Çocuk bu kez de sevinçten ağladı. (sebep)
Çantayı daha akşamdan hazırladı. (zaman)
 İkileme kurar.
elden ele, içten içe, uzaktan uzağa
 Ad takımlarında tamlayan ekinin (-in) yerine kullanılır.
Yolculardan birinin eksik olduğu anlaşıldı.
 Yapım eki görevinde de kullanılır.
Bu onun için sıradan bir hediyeydi.
Bu cümlede “-den” bulunma durumu ekinin, “yan yana,
art arda olan şey veya kimselerin tümü” anlamına gelen
sıra sözcüğüne eklenerek ona “basit, bayağı” anlamı kazandırmış, yapım eki görevinde kullanılmıştır.
Ekler - Sözcük Yapısı
TÜRKÇE 2
FASİKÜL 6 PRATİK BİLGİ
İyelik eklerini kolayca bulma yöntemi:
Bir sözcüğün başına “benim, senin, onun, bizim, sizin, onların” sözcüklerinden biri getirilebiliyorsa o
sözcükte iyelik eki vardır.
O Kardeşiniz şimdi buraya gelecek.
(sizin kardeşiniz anneniz)
O Kitabımı gördün mü? (benim kitabım)
O Arabası şurada duruyor. (onun arabası)
BENDEN UYARMASI
İyelik eki olan “-in” ile tamlayan eki olan “-in”i
birbirinden ayırma yöntemi:
“-in” ekini almış sözcüğün başına “senin” sözcüğü
getirilebiliyorsa o sözcükteki “-in”, iyelik ekidir, getirilemiyorsa tamlayan ekidir.
Evin çok güzelmiş. (senin evin) (iyelik eki)
Evin kapısı açıktı. (tamlayan eki)
d) Belirtme Durumu Eki (-ı, -i, -u, -ü)
 Eylemde belirtilen işten, hareketten, oluştan etkilenen varlığı gösterir. Eyleme sorulan “neyi, kimi” sorularının cevabı olan sözcüklerde bu eki görebiliriz.
Yolda yürürken direği görmemiş. (Neyi?)
Eve gelince annesini telefonla aradı. (Kimi?)
2) İyelik (Tamlanan) Eki (-m, -n, -i, -miz, -niz, -leri)
 Eklendiği isimlere aitlik anlamı katan yani onların kime ya
da neye ait olduklarını gösteren eklerdir.
çanta - m 1. tekil kişi iyelik eki
çanta - n 2. tekil kişi iyelik eki
çanta - (s) - ı 3. tekil kişi iyelik eki
çanta - mız 1. çoğul kişi iyelik eki
çanta - nız 2. çoğul kişi iyelik eki
çanta - ları 3. çoğul kişi iyelik eki
3) Tamlayan Eki (-ın, -in, -un, -ün)
 Anlamca ilgili ad soylu sözcükleri birbirlerine bağlayarak
tamlama kurmaya yarar.
salon - un duvarları
film - in sonu
 Birinci tekil (ben) ve birinci çoğul kişide (biz) ek “-im” (benim, biz-im) şeklindedir.
ben - im bisikletim
biz - im sınıfımız
 İlgeç grubu kurar.
Burada sizin gibi gençlere ihtiyaç var.
Ben onun kadar inatçı birini görmedim.
4) Çoğul Eki (-lar, -ler)
 Eklendiği sözcüğe asıl olarak “çokluk” anlamı katar.
atlar, uçaklar, kediler, tepeler, evler, yıldızlar
 Eklendiği sözcüklere başka anlamlar da katar.
Müdür beyler birazdan gelecek. (saygı)
Sizi görünce dünyalar benim oldu. (abartma)
Japonlar çok saygılı bir millet. (topluluk)
Selimiyeleri yapmak kolay değil. (benzer)
1 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
Oyuncular, herhangi bir rolü canlandırdığında izleyicilerinden
gözleri önüne serilen sahneleri ciddiye almalarını beklerler.
Kendilerinden, izledikleri karakterlerin sahipmiş gibi görünen
niteliklere gerçekten sahip olduklarına, yapmakta oldukları
işin yol açacağı sonuçların gerçekleşeceğine ve genelde her
şeyin göründüğü gibi olduğuna inanmaları istenir.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi, “belirtme
durumu eki” almıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV
V
2 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
Dede Korkut anlatılarının üçüncü hikâyesi olan Bey Böyrek,
neredeyse tüm Türk halklarının sözlü edebiyatında yer almaktadır. Bu anlatı, Oğuz boylarının arasında Bamsı Beyrek, Altay Türklerinde ise Alıp Manaş, Başkurt ve Tatarlarda Alıpmenşen olarak bilinir. Bu destanın birbirine yakın biçimlerinin bu
kadar geniş bir coğrafyada yaşaması, bu toplulukların ortak
bir düşünce tarihine sahip olduklarının güzel bir göstergesidir.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi “üçüncü
çoğul kişi iyelik eki” almıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V
BAŞKA YERDE YOK
3. tekil kişi İyelik eki olan “-i” ile durum eki “-i”-
yi birbirinden ayırma yöntemi:
“-i” ekini almış sözcüğün başına “onun” sözcüğü
getirilebiliyorsa o sözcükteki “-i”, iyelik ekidir, getirilemiyorsa durum ekidir.
Ayrıca, durum ekinin “neyi, kimi” sorularına cevap
verir.
Kalemi kaybolmuş. (onun kalemi) (iyelik eki)
Kalemi bana versene. (neyi versene) (durum eki)
Ekler - Sözcük Yapısı
3 TÜRKÇE
FASİKÜL 6
Fiil Çekim Ekleri
1) Kip Ekleri
Haber kipleri ve dilek kipleri olarak daha önce öğrendiğimiz
bu ekler, fiillerin hangi zamanlarda yapıldığını gösterir, ayrıca
değişik anlam ilgileri katar.
bil - di görülen geçmiş zaman kipi
bil - miş öğrenilen geçmiş zaman kipi
bil - i - yor şimdiki zaman kipi
bil - ecek gelecek zaman kipi
bil - ir geniş zaman kipi
bil - meli gereklilik kipi
bil - se dilek-şart kipi
bil - e istek kipi
bil - sin emir kipi
2) Kişi (Şahıs) Ekleri
Fiil kip eklerinden sonra gelerek eylemi yapan kişiyi gösteren
eklerdir.
bildi - m bilir - im 1. tekil kişi eki
bildi - n bilir - sin 2. tekil kişi eki
bildi - bilir - 3. tekil kişi eki
bildi - k bilir - iz 1. çoğul kişi eki
bildi - niz bilir - siniz 2. çoğul kişi eki
bildi - ler bilir - ler 3. çoğul kişi eki
3) Ek fiil
Ek eylemin bir görevinin de kip eki almış eylemlere gelerek
onların birleşik çekimli eylem yapmak olduğunu söylemiştik.
bil - ir i - di geniş zamanın hikâyesi
bil - miş i - di miş’li geçmiş zamanın hikâyesi
bil(i) - yor i - miş şimdiki zamanın rivayeti
bil - ecek i - se gelecek zamanın şartı
bil - di i - di di’li geçmiş zamanın hikâyesi
bil - meli i - miş gereklilik kipinin rivayeti
bil - se i - miş şart kipinin rivayeti
bil - e i - di istek kipinin hikâyesi
4) Soru Eki
Asıl olarak cümleye soru anlamı katar. Cümleye başka anlamlar kattığı da olur. Her zaman ayrı yazılır. Kendisinden sonra
gelen ekler bitişik yazılır.
Benimle top oynar mısın? (soru)
Güneş doğdu mu çalışma biter. (zaman)
Düzenli çalıştın mı başarırsın. (şart)
Araba üzerimize gelmesin mi! (şaşırma)
5) Eşitlik Eki (-ca, -ce, -ça, -çe)
 Cümleye değişik anlam ilgileri katar.
İleride bebekçe davranışları bırakır. (benzerlik)
Bence bu konuda çok başarılısın. (görelik)
Yaşça büyük olduğu için sustum. (bakımından)
Olay, müfettişlerce soruşturulacak. (tarafından)
Yarın müzeye okulca gideceğiz. (birlikte)
6) Vasıta Eki (-le, -la)
 Cümleye “vasıta, araç” anlamının dışında değişik anlamlar da katar.
Bir makasla kartonu kesiyoruz. (araç, vasıta)
Zilin çalmasıyla çalışma başladı. (zaman)
Bu resmi arkadaşıyla yapmış. (birliktelik)
Parkta neşeyle oynuyorlar. (durum)
7) Ek fiil (i - di, i - miş, i - se, -dir)
 Ek fiilin görevlerinden biri de ad soylu kelimelerin sonuna
gelerek onların yüklem yapmaktır.
Bakkalda simit yokmuş. (yok i-miş)
ağacın altı daha serindi. (serin i-di)
En sevdiğim meyve kirazdır. (kiraz-dır)
Hepimiz çok mutluyuz. (mutlu-y-uz)
Bu hareketi yaşlıysanız yapmayın. (yaşlı i-seniz)
8) Soru Eki (mi, mı, mu, mü)
 Asıl olarak cümleye soru anlamı katar.
 Cümleye başka anlamlar kattığı da olur.
Bizi karşılayan kişi müdür müydü? (soru)
Dün akşam beni sen mi aradın? (soru)
Sıcak mı sıcak bir pide aldım. (pekiştirme)
Siz de mi beni kandırdınız! (şaşırma)
 Yapım eki görevinde kullanılır.
Üniversitede okurken dayımlarda kaldım.
Bu cümlede çoğul eki, “dayı” sözcüğünün anlamını değiştirerek sözcüğe “aile (dayım ve ailesi)” anlamı kattığı için
yapım eki görevinde kullanılmıştır.
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, -ler (-lar) eki cümleye
“abartma” anlamı katmaktadır?
A) Sürü sürü koyunları, keçileri var.
B) Bütün gün annelerini beklediler.
C) Dünyalar kadar kitabı var.
D) Ahmetler yarın tatile çıkıyorlar.
E) Çocukların hepsi aşılanacak.
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Ad cümlelerinde kimi zaman ek eylemin 3. tekil kişi ekinin kullanılmadığı da olur.
Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir cümle vardır?
A) En sevdiğim aydır ağustos.
B) Güz mevsimi, hasat demektir Anadolu insanı için.
C) Şu kara üzümler daha tatlıdır ötekilere göre.
D) Yükünden dalları eğilmiş elma ağaçları bir başka güzelliği bu bahçelerin.
E) Kavunun, karpuzun en bol olduğu zamandır şimdi.
Ekler - Sözcük Yapısı
TÜRKÇE 4
FASİKÜL 6
Yapım Ekleri
 Kelime kök veya gövdesine getirilerek kelimenin yeni bir
anlam kazanmasını sağlayan eklerdir.
 Yapım ekleri dört grupta incelenir:
İsimden İsim Yapım Ekleri
İsimden Fiil Yapım Ekleri
Fiilden İsim Yapım Ekleri
Fiilden Fiil Yapım Ekleri
İsimden İsim Yapım Ekleri
 -lık (-lik, -luk, -lük): kuraklık, yolculuk
 -lı (-li, -lu, -lü): tuzlu, nazlı
 -sız (-siz, -suz, -süz): ücretsiz, susuz
 -cı (-ci, -cu, -cü): simitçi, kiracı
 -daş (-deş, -taş, -teş): vatandaş, meslektaş
 -er (-ar): birer, dokuzar
 -ıncı (-inci, -uncu, -üncü): ikinci, üçüncü
 -tı (-ti, -tu, -tü): parıltı, gürültü
 -cıl (-cil, -cul, -cül): insancıl, öncül
 -cık (-cik, -çık, -çik): kitapçık, kapakçık
İsimden Fiil Yapım Ekleri
 -la (-le): av-la-, serin-le -l: sivril-, yükse(k)l -al (-el): dar-al-, düz-el -sa (-se): önem-se-, susa -ımsa (-imse): az-ımsa-, ben-imse -a (-e): oy(u)n-a-, tür-e -leş (-laş): dert-leş-, kır-laşÂ -lan (-len): dalga-lan-, evl-en -ık (-ik, -uk, -ük): bir-ik-, geç(c)-ik -ar (-er): yaş-ar-, ak(ğ)-ar
Fiilden İsim Yapım Ekleri
 m (-ım, -im, -um, -üm): bilim, ölüm
 -ı (-i, -u, -ü): batı, doğu
 -gı (-gi, -gu, -gü, -kı, -ki, -ku, -kü): çalgı,sevgi, örgü, askı,
coşku
 -gın (-gin, -gun, -gün, -kın -kin, -kun, -kün): solgun,ölgün,-
keskin, tutkun, üzgün
 -gan (-gen, -kan, -ken): sürüngen, çalışkan
 -k (-ık, -ik, -uk, -ük): istek, sönük
 -ak (-ek): durak, binek
 -ar, (-er): yazar, keser
 -ç: kazanç, sevinç
 -ıcı (-ici, -ucu, -ücü ): yırtıcı, uçucu
 -t (-ıt, -it, -ut, -üt): taşıt, umut
 -tı (-ti, -tu, -tü): görüntü, kaşıntı
 -ıntı (-inti, -untu, -üntü): esinti, üzüntü
Fiilden Fiil Yapım Ekleri
 -t (-ıt, -it, -ut, -üt): uzat-, ürküt -l (-ıl, -il, -ul, -ül): yazıl-, dökül -ş (-ış, -iş, -uş, -üş): kucaklaş ,uçuşÂ -n (-ın, -in, -un, -ün): boyan-, gezin -dır (-dir, -tır, -tir): yedir-, koştur -r (-ır, -ir, -ur, -ür): pişir-, düşür -ar (-er): çıkar-, gi(t)der -ala (-ele): ovala-, silkele5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2020 TYT
Her sene, zamanı gelince İstanbul’un mahallelerinden Boğaz’ın köylerine göçler başlardı. Eski İstanbullular; Boğaziçi’nin kenarlarına yapılmış ve eski erkân sedirleriyle, kerevet,
şilte ve halılar üstünde yer minderleri gibi eski eşyalarla döşenmiş geniş odalı, gönül ferahlatıcı yalılara taşınırlardı.
Bu parçada altı çizili sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. sözcük belirtme durumu eki almıştır.
( “zaman-ı” kelimesinde iyelik eki kullanılmıştır. “onun
zaman-ı” şeklinde)
B) II. sözcük iyelik eki almıştır.
C) III. sözcük sıfat-fiil eki almıştır.
D) IV. sözcük çokluk eki almıştır.
E) V. sözcük geniş zaman eki almıştır.
I
II
III
IV
V
BAŞKA YERDE YOK
İsimden İsim Yapım Ekleri ve Fiilden İsim Yapım Eklerini alan kelimeler sıfat görevinde kullanılabilir:
O Satılık ev, Şekerli su, Tuzsuz yemek, Simitçi
çocuk
O İkişer elma, Beşinci mevsim…
O Yorgun adam, Çalışkan öğrenci, Korkak insan,
Yırtıcı kuş…
Ekler - Sözcük Yapısı
5 TÜRKÇE
FASİKÜL 6
9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük hem yapım hem çekim eki almıştır?
A) Aralarında sıkı bir dostluk vardı.
B) Dalgalı denizde yüzmek tehlikelidir.
C) Kapıda bir yabancı var.
D) Dün sokaklar çok kalabalıkmış.
E) İnatçılar çevrelerinde pek sevilmezler
(İnat kelimesi -çı yapım eki ve -lar çoğul yani çekim eki
almıştır.)
6 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Gelecekteki bilişsel sistemlerin çevreyle etkileşim hâlinde olması bekleniyor. Canlı organizmaların sinir sistemlerinden
esinlenerek geliştirilen bu mekanizmaların en önemli özelliği,klasik işlemcilerin aksine hafıza ve işlemci birimlerinin bir
arada olmasıdır. İnsan beynine benzer biçimde çalışan elektronik cihazlar henüz tasarlanmamış olsa da yakın zamanda
bu konuda önemli gelişmeler yaşanması bekleniyor.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri isim kökünden türemiştir?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V
I
II
III
IV
V
7 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Sosyalleşme süreci; gittikçe yoğunlaşan kontrol, yön verme
ve biçimlendirme etkisiyle doğal bir varlık olan insanı; uygar,
kanunlara saygılı, diğer insanların hak ve sorumluluklarını hesaba katan, kendinden emin, sakin, mutlu, mesleki yeterliğe
sahip bireyler hâline getirir.
Bu parçada altı çizili sözcüklerden hangisi yapım eki almamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV V
8 - ÖĞRETEN SORU
Yüzü ne kadar solgun! Mavi ışık altında bir suyun içindeymiş
gibi titrek ve bulanık bir görünüşü var. Saçlarının koyu siyahıyla şakaklarının mat ve hasta beyazlığı; renksiz, ince ve uzun
yüzüne, zıt ihtiraslarının manasını o kadar kuvvetle yansıtıyor
ki sık açılıp kapanan gözleri, kendini saklamak için yapılan
nafile bir çırpınış gibi geliyor.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri hem
yapım hem de çekim eki almıştır?
A) I ve III B) I ve IV C) II ve III
D) II ve IV E) II ve V
I
II
III
IV
V
Ekler - Sözcük Yapısı
TÜRKÇE 6
FASİKÜL 6
Etkinlik 1
Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.
Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla
dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en
yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir
sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde
düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu
kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli
sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.
Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu
Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.
ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına
göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile
ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça
belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği
sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve
yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını
yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal
Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.
* Yaygın
YAPIM EKİ
ALAN
ÇEKİM EKİ
ALAN
YAPIM VE ÇEKİM
EKİ ALAN
7 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 6
2. Aşağıdakilerin hangisinde yönelme durum eki almış
bir sözcük kullanılmıştır?
A) Yer açılınca çantadakileri de benden istedi.
B) Karanlıktan bazılarımız çok korkuyordu.
C) Küçük kardeşimin dersleri bu yıl çok iyiymiş.
D) Çocuğun bisikleti, arabanın bagajına yerleştirilmişti.
E) Kitapları gelmediği için konuları takip edemiyor.
4. Alıştım her yıl, baharı dört gözle beklerim
Kulağım kuş cıvıltılarıyla doludur benim
Ben bütün yapraklarını göğe açmış bir çiçeğim
Bunca güzelliği nasıl bırakıp gideceğim.
Bu dizelerde “-m (-ım, -im)” eki kaç değişik görevde
kullanılmıştır?
A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6
1. Aşağıdaki cümlelerde yer alan altı çizili sözcüklerden hangisi ötekilerden farklı bir ek almıştır?
A) Kemal, yanımıza geldi ve koşa koşa geri döndü.
B) İki eski dost konuşa konuşa akşamı bulmuştuk.
C) Sen geleceksin diye bir haftadır hazırlık yapılıyor.
D) On ikiyi yirmi geçe vapur limandan ayrıldı.
E) Genç adam, balıkçıya seslendi: “Kolay gele!”
3. İyelik ekleri, çoğul ekinden sonra gelir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymayan
bir kullanım vardır?
A) Aileniz sizi hep arıyor ama bulamıyor.
B) Onunla konuşurken sözlerinize dikkat etmelisiniz.
C) Yazılarımı gecenin geç saatlerinde yazarım.
D) Pazar günü dedemlere gitmeyi düşünüyoruz.
E) Düşüncelerimizi her zaman kâğıda dökemeyiz.
6. “Sanatçı, okurlarının duygularını ortaya koyarken okurunu güç durumda bırakmamalı.”
Bu cümlede, aşağıdaki kurallardan hangisinin örneği yoktur?
A) Aynı sözcükte iyelik ve hâl eki birlikte kullanılabilir.
B) Fiil çekimlerinde, üçüncü tekil kişi eki genellikle kullanılmaz.
C) Bir sözcük, cümlede yapım eki de çekim eki de almaksızın kullanılabilir.
D) Bağ-fiil (ulaç) eki, fiil çekim ekinden sonra gelebilir.
E) Bir sözcükte birden fazla yapım eki bulunabilir.
5. Türkçede yapım eki çekim ekinden sonra gelmez.
Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uymayan bir kullanım vardır?
A) Program sunucusu, “Birlikteliğimiz haftaya da sürecek.”dedi.
B) Yeni aldığı kıyafetler babasına çok yakışmıştı.
C) Toplantı salonunda uzun süre müdürü beklediler.
D) Sözünü ettiğiniz kişiyle ne görüştük ne de tanıştık.
E) Kar yağışı sürerse okulların tatil edilmesi bekleniyor.
1-E 2-D 3-D 4-C 5-A 6-E
TÜRKÇE 8
Pratik Test FASİKÜL 6
6. Ülkemizde son yıllarda yaşanan sevindirici gelişmelerden birisi de bahar aylarında açılan spor okullarının
yaygınlaşmasıdır.
Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi çekim eki almamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II III
IV
V
1. Geceler kurşun gibi iner üstüme birden
Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma
Sonra yorgun yüreğimi bir kara sevda tutar
Fakat sen duymazsın duyduğumu
Bu dizelerde aşağıdaki eklerden hangisi yoktur?
A) Tamlayan eki
B) Çoğul eki
C) Durum eki
D) Kip eki
E) İyelik eki
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ca, -ce” eki eklendiği sözcüğe, “Onun çocukça davranışları hepimizi üzdü.”cümlesindeki anlamı katmıştır?
A) Sınıftaki herkes anlatılanları sessizce dinledi.
B) Evini kendi gönlünce döşemek istiyordu.
C) Adam, haftalarca aç susuz dolaştı.
D) Tabakları, dolaba dikkatlice yerleştirdi.
E) Ona arkadaşça yaklaşırsanız daha iyi anlaşabileceğinizi görürsünüz.
5. İyelik ekleri çoğul ekinden sonra gelir.
Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uymayan bir kullanım vardır?
A) Köye gidince, eski akrabalarımızı ziyaret ettik.
B) Günlerim limandaki gemileri seyretmekle geçiyordu
orada.
C) Eski halıları güzelce, dolaba yerleştirdik.
D) Serdar’ın dersleri bu yıl geçen yıla göre daha iyi.
E) Geçen gün, teyzemlerden bir mektup aldım.
2. Ne var, değiştirse de ayaklarım yolunu
Gözümün önündedir değişmeyen hedefim
Yatıyor can evimde hep o sonsuz istekler
İsteklerimden vazgeçmeyen bir benim
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi
iyelik eki almamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV V
3. Aşağıdaki dizelerde geçen altı çizili eklerden hangisi ötekilerden farklı bir görevdedir?
A) Unuttum acısını hüznün ve kimsesizliğin
B) Günler, bir kuru yaprak gibi ömrün dalından düşüveriyor
C) Hayallerin, barış içinde bir evrene açılmalı
D) Bir sabah tutundum ferahlatan iklimine rüzgârın
E) Ben yaşadıkça sonu gelmeyecek düşlerimin
1-A 2-E 3-C 4-E 5-E 6-B
9 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 6
1. Orada gökyüzü, açık mavilerden; suyun çağrısı, büyülü
fısıltılardan oluşuyor.
Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi yapım eki almamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II III IV
V
6. Aşağıdaki dizelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde
birden çok yapım eki kullanılmıştır?
A) Akşam rüzgârlarıyla güneş savrulur
B) Kırıldı dallarım, güllerim bomboş
C) Birden güneş kayboldu korkusundan
D) Enginlerden engin bir deniz uzanıyordu
E) Yüzer dururum umutsuzluk sularında
2. Doğumda, ölümde, asker uğurlamada, yeni eve girişte,
kuzuların sütten kesilme döneminde, kısaca sosyal yaşamın hemen her alanında helva, yaşama eşlik eder.
Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi sadece yapım eki almıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III IV
V
5. Türkçede çekim ekleri, yapım eklerinden sonra gelir.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde bu kurala uymayan bir kullanım vardır?
A) Nihayet beklediğimiz gün gelip çattı.
B) Arkadaşlarıyla haftada bir toplanırlardı.
C) Haftada üç gün gündelikçi olarak çalışıyordu.
D) Yakında annelerini hastaneden çıkaracaklarmış.
E) İnsan, hata yapabileceğini kabul etmeli.
4. l. Canından bezmiş, durgun bir hâli vardı.
ll. Pek çok yer gezmiş, en çok Ege’yi beğenmiş.
lll. İhtiyar olup biteni sezmiş ama sesini çıkarmamıştı.
lV. Burada böyle olaylar görülmemiş hiçbir zaman.
V. Sergide bir resim ona geçmiş günleri anımsattı.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde altı
çizili sözcüklerdeki “-mış (-miş, -muş, -müş)” eki ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?
A) I ve II B) I ve V C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde “-ma, -me” eki işlevi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Haftaya onunla görüşmeye gideceğiz.
B) Şehrin içme suyu bu barajdan sağlanıyor.
C) Öğretmen, tartışma konularını derste belirledi.
D) Dergimizin yazışma adresi değişti.
E) Sakın üzme kendini, hepsi geçer.
TÜRKÇE 10
Sınav Tadında FASİKÜL 6
12. Aşağıdakilerin hangisinde “-lar, -ler” eki cümleye ötekilerden farklı bir anlam katmıştır?
A) Sıranın üzerindeki kitapları buraya getir.
B) Bu şehirdeki tüm sokaklar çok temiz ve güzeldir.
C) Parktaki ağaçların çoğu kurumuştu.
D) Yarın öğlen hep birlikte amcamlara gideceğiz.
E) Burada binalar birbirine çok yakın yapılmış.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yüklemdeki “-ar,
-er” eki çekim eki görevinde kullanılmıştır?
A) Çocuk, bahçedeki bütün çiçekleri kopardı.
B) Zorda kaldığında elinde ne varsa satardı.
C) Adam, cebinden eski bir saat çıkardı.
D) Hastalıktan çocuğun benzi sarardı.
E) O, çocukluk anılarından yararlanan bir yazardı.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-den” durum eki
tamlayan ekinin yerine kullanılmıştır?
A) Adresi köşedeki bakkaldan sorduk.
B) Bu çiçekleri nereden topladın?
C) Sis, dün geceden beri sürüyordu.
D) Yüzlerce araç köprüden geçti.
E) Arabalardan bazılarına ceza kesildi.
7. Parlak bir camdan geçiyor ışıklar
Gölgeler büyüyor gözlerinde
Ve sessizliğin yansıması evimde
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi yapım eki almamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV V
10. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde “-m (-ım, -im, -um, -üm)” eki yapım eki göreviyle
kullanılmıştır?
A) Onun adı bir an aklıma gelmedi.
B) İki gündür dişimin ağrısından uyuyamıyorum.
C) Hasarlı binaların yıkımı devam ediyor.
D) Sana yardım eden kişi kardeşimdi.
E) O kitabı okuduğumda henüz on iki yaşındaydım.
8. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi hem yapım hem çekim eki almıştır?
A) Bağların bu seneki verimi çok yüksekti.
B) Yaz tatilinde değişik yerleri gezdi.
C) Çocuklarını okutmak için çok sıkıntı çekti.
D) Deniz bugün oldukça dalgalıydı.
E) Kar sabaha kadar aralıksız yağdı.
1-B 2-C 3-E 4-B 5-C 6-E 7-C 8-A 9-B 10-C 11-E 12-D
Ekler - Sözcük Yapısı
11 TÜRKÇE
FASİKÜL 6
Sözcük Yapısı
 Sözcükleri yapıları bakımından üç bölümde inceleyebiliriz:
Basit Sözcük
Türemiş Sözcük
Birleşik Sözcük
Basit Sözcük
 Yapım eki almamış sözcüktür.
 Basit sözcükler çekim eki alabilir.
Sabah balkonda kitap okudum.
Bu cümledeki bütün sözcükler yapıları bakımından basittir çünkü hiçbiri yapım eki almamıştır.
“balkonda” ve “okudum” sözcükleri çekim eki almıştır.
Türemiş Sözcük
 Yapım eki almış sözcüktür.
 Türemiş sözcüklerde yapım eklerinin yanında çekim ekleri de bulunabilir.
 Türemiş sözcükler, cümledeki görevlerine göre türemiş
isim, türemiş sıfat, türemiş fiil gibi adlar alır.
Evin salonuna bir kitaplık alacağız.
Bu cümlede kitaplık sözcüğü “-lık” isimden isim yapım ekini aldığından, türemiş sözcüktür.
Cümlede “kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane” anlamına gelen bir varlığı karşıladığından
isim görevi üstlenmiştir. Dolayısıyla kitaplık sözcüğü, türemiş isimdir.
Babaannem, çok akıllı bir kadındı.
Bu cümlede akıllı sözcüğü “-lı” isimden isim yapım ekini
aldığından, türemiş sözcüktür.
Cümlede “gerçeği iyi gören ve ona göre davranan” anlamına gelen bir niteliği karşıladığından sıfat görevi üstlenmiştir. Dolayısıyla akıllı sözcüğü, türemiş sıfattır.
Şirketimizi abim yönetiyor.
Bu cümlede yönetiyor sözcüğü “-et” isimden fiil yapım ekini aldığından, türemiş sözcüktür.
Cümlede “işlemesini sağlamak, idare etmek” anlamına gelen bir eylemi karşıladığından fiil görevi üstlenmiştir.
Dolayısıyla yönetiyor sözcüğü, türemiş fiildir.
Birleşik Sözcükler
Sözcüklerin bir araya gelerek oluşturduğu yeni sözcüklerdir.
A) Birleşik İsimler
 Sözcüklerin birleşerek oluşturduğu isim görevindeki sözcüklerdir.
 Birleşik isimler değişik şekillerde oluşur.
 Ad görevinde iki sözcüğün birleşmesiyle oluşur.
gökyüzü, kuşpalazı, hanımeli, ayakkabı
 Sıfat ve ad görevli sözcüklerin birleşmesiyle oluşur.
kara sevda, Yeşilköy, Sarıyer, başkahraman
 Ad ve fiil görevli sözcüklerin birleşmesiyle oluşur.
ateşkes, gecekondu, mirasyedi, imambayıldı
 Fiil soylu sözcüklerin bir araya gelmesiyle oluşur.
uyurgezer, biçerdöver, gelgit, kapkaç
 Ad ve fiilimsi görevli sözcüklerin birleşmesiyle oluşur.
kardelen, dalgakıran, cankurtaran, ağaçkakan
2 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Türemiş sıfatlar, adlarla fiillerin kök ya da gövdelerine yapım
ekleri getirilerek oluşturulur.
Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde bu yolla yapılmış bir
sıfat vardır?
A) Güneş balçıkla sıvanmaz.
B) Korkunun ecele faydası yoktur.
C) Her ağacın meyvesi olmaz.
D) Mızrak çuvala sığmaz.
E) İşleyen demir pas tutmaz.
(“İşleyen” kelimesi “-en” sıfat-fiil yapım eki alarak türemiş
sıfat olmuştur.)
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Yaşamı kendince algılayıp yorumlamak yerine önüne konduğu gibi kabul eden insanlar, düşünce tembelidir.
Yukarıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi, yapısı bakımından ötekilerden farklıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II III IV
V
Ekler - Sözcük Yapısı
TÜRKÇE 12
FASİKÜL 6
AKLINDA OLSUN
Yardımcı Fiille Yapılan Birleşik Fiiller ses türemesi
ya da ses düşmesi olduğunda yazım yönünden bitişik yazılır:
zehir et- zehret- (ünlü düşmesi)
emir et- emret- (ünlü düşmesi)
kayıp ol- kaybol- (ünlü düşmesi)
his et- hisset- (ünsüz türemesi)
af et- affet- (ünsüz türemesi)
BENDEN UYARMASI
Bazı cümlelerde “olmak” ve “etmek” sözcükleri yardımcı fiil değil, asıl fiil olarak kullanılır.
“olmak” ve “etmek” asıl fiil olarak kullanıldığında
başka anlamda yahut başka fiilin yerine kullanılır:
Bu köşk ne kadar eder? (herhangi bir değerde olmak)
Yarın sabah havaalanında olacağız. (bulunacağız)
Evlendikten bir yıl sonra bir bebekleri oldu. (doğdu)
C) Birleşik Fiiller
 Birden fazla sözcüğün bir araya gelerek oluşturduğu eylemlerdir. Birleşik eylemler oluşturulma yöntemlerine göre üçe ayrılır:
1) Yardımcı Fiillere Yapılan Birleşik Eylemler
 Ad soylu bir sözcüğün yardımcı bir eylemle bir araya gelerek oluşturduğu birleşik eylemlerdir.
 Ad soylu sözcüklerle bir araya gelip birleşik eylem kuran
yardımcı eylemler şunlardır:
olmak
etmek
eylemek
kılmak
buyurmak
 Günümüzde en çok kullanılan yardımcı eylemler etmek ve
olmak sözcükleridir.
Seninle tanıştığıma çok memnun oldum.
Soğuk su içtiğinden, hasta olmuş.
Annesini görünce çok mutlu olmuştu.
Yazlıkçılar yavaş yavaş şehri terk ediyor.
İşe yetişmek için acele ediyordu.
Bizi evinde iki gün misafir edecek.
B) Birleşik Sıfatlar
 Sözcüklerin birleşmesiyle oluşan ve sıfat görevinde kullanılan sözcüklerdir.
açıkgöz çocuk, kavuniçi örtü, birkaç adam
Sözcüklerin belli kurallarla bir araya gelerek oluşturduğu
sıfat grubuna “kurallı birleşik sıfat” denir.
Bu sıfatlar aşağıdaki biçimlerde oluşturulur:
 Sıfat ve takısız ad tamlamalarına “-lı, -lık, -sız” yapım eki
getirilerek birleşik sıfat yapılır.
dar sokak-lı mahalle
taş kalp-li ihtiyar
üç gün-lük dünya
beş para-sız adam
 Sıfat tamlamalarında sıfatla isim yer değiştirilip isme iyelik
eki getirilerek birleşik sıfat yapılır.
yol-u toprak köy
irade-si çelik insanlar
su-y-u soğuk pınar
kapı-sı ahşap konak
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Gecekondu, uyurgezer, mirasyedi, ateşkes” gibi bileşik sözcükler, aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle oluşmuştur?
A) Her iki sözcük de kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.
B) Birinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.
C) İkinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.
D) Eylem soylu sözcükler, birleştikleri sözcükle birlikte tür
bakımından değişikliğe uğrayarak ad ve sıfat oluşturmuştur.
E) Ses değişimi yoluyla oluşan bileşik sözcüklerde, iki ünlü
kaynaşmış ya da hece düşmesi olmuştur.
Ekler - Sözcük Yapısı
13 TÜRKÇE
FASİKÜL 6
PRATİK BİLGİ
Tezlik fiilinin olumsuzu iki şekilde olabilir:
Bugün de dışarı çıkıverme.
Bugün de dışarı çıkmayıver.
BİZDEN NOT
O Yeterlik fiili bazen olasılık (ihtimal) anlamı taşır.
O Olasılık anlamının olumsuz kullanımında “- ebilmek” fiili düşmez.
Sanatçı, konser için önümüzdeki hafta Bakü’ye gidebilir.
Sanatçı, konser için önümüzdeki hafta Bakü’ye gitmeyebilir.
BİZDEN NOT
O Sürerlik fiiliyle yaklaşma fiilinin olumsuz söyleyişi yoktur.
“gidedurmayın” veya “düşeyazmadı” şeklinde bir
kullanım söz konusu değildir.
AKLINDA OLSUN
O Yeterlik fiilinin olumsuzunda “-e bilmek” kalıbının “-bil” bölümü düşer.
yapabilmek-yapamamak (yapabilmemek değil)
Turgay, bu işi tek başına yapabildi. (olumlu)
Turgay, bu işi tek başına yapamadı. (olumsuz)
Turgay, bu işi tek başına yapmadı.
Yukarıdaki cümlede “yapmadı” fiili “yapmak” fiilinin
olumsuz kullanımıdır ve birleşik fiil değildir.
2) Kurallı Birleşik Eylemler
İki eylemin belli kurallarla bir araya gelmesiyle oluşur. Bu eylemlerden ikincisi kalıplaşmış şekilde kullanılır. Kurallı birleşik eylemler, oluşumuna göre dört bölümde incelenebilir:
a) Yeterlik Eylemi
Eylemlere, kalıplaşmış ikinci bir fiil olan -ebilmek getirilerek oluşturulur. Cümleye “yapabilme, gücü yetebilme” anlamı katar.
Ben, oraya yalnız gidebilirim.
Ben, oraya yalnız gidemem.
O, bu soruları kolayca çözebilir.
O, bu soruları kolayca çözemez.
b) Tezlik Fiili
Bir işin gerçekleşmesindeki tezliği, çabukluğu ifade eder. İkinci eylemi -ivermek olan birleşik eylemlerdir.
Bakkala git de bir ekmek alıver.
Annem karşı komşuya kadar gidiverdi.
Çocuk, kaşla göz arasında balkona çıkıvermiş.
c) Sürerlik Fiili
İkinci eylemi -ekalmak, -edurmak, -egelmek olan birleşik eylemlerdir. Eylemin bir süre devam ettiğini belirtir.
Onu karşımda görünce öylece donakaldım.
Sen ve kardeşin eve doğru gidedurun.
Bu şiirler günümüze kadar okunagelmiş.
d) Yaklaşma Fiili
İkinci eylemi -eyazmak olan birleşik eylemlerdir. Bir işin gerçekleşmeye yaklaştığını ama gerçekleşmediğini ifade eder,
yani cümleye “az kalsın”, “neredeyse” anlamı katar.
Balkondaki saksı rüzgârdan düşeyazdı.
Elimden kayan tarihi vazo kırılayazdı.
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “etmek” sözcüğü yardımcı eylem olarak kullanılmamıştır?
A) Bu konuda ona ancak sen yardım edebilirsin.
B) Evde yoktuk; misafirlerimizi yolcu etmeye gitmiştik.
C) Bu ödülü çoktan hak ettiğini o da biliyordu.
D) Bu tablo sence on bin lira eder mi?
E) Bunu, birçok kez kendisinden rica ettim.
5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
“Türkçede birleşik eylemler, ad soylu bir sözcükle yardımcı
eylemlerden oluşan ögelerdir.”
Bu tanımın dışında kalan birleşik eylem, aşağıdakilerden
hangisinde vardır?
A) Bunun böyle olacağını hissetmiştim.
B) Aceleye gerek yok, biraz sabret.
C) Nasıl oldu bilmem, birden ortadan kayboldu.
D) Kaç gündür bu daracık yere hapsolduk.
E) Artık bastonsuz yürüyebiliyormuş.
(“yürüyebiliyormuş” kelimesi, fiil + fiil şeklinde yeterlik fiilidir.)
Ekler - Sözcük Yapısı
TÜRKÇE 14
FASİKÜL 6
3) Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller
 Bir veya birden fazla ad soylu sözcüğün bir eylemle birleşmesiyle oluşan eylemlerdir.
 Bu birleşik eylemlerde geçen eylemler gerçek anlamından
uzaklaşır, diğer sözcüklerle kaynaşarak yeni bir eylemi karşılar.
Üyelerden biri el kaldırarak söz istedi.
Bu proje üzerinde biraz daha kafa yormalısınız.
O günden sonra gözüme uyku girmemişti.
Ne olursa olsun bu işten vazgeçmeyeceğim.
Şikâyetleriniz için yan masaya başvurun.
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdakilerin hangisinde birden çok birleşik fiil vardır?
A) Kimi benim gibi erir derinden
Kimi senin gibi çok mutlu olur
B) Bahsetti derinden ona halim
Aşkın bu onulmaz yarasından
C) Soldu günden güne sessiz soldu
Dediler hep: “Kıza bir hâl oldu!”
D) Bir öğreniversin aşkı
Ağacı o vakit seyredin
E) Dalıveriyoruz arada bir
Belli, bir şey var aramızda
7 - ÇÖZÜMLÜ SORU
“Demirkapı, gökyüzü, rüzgârgülü ” birleşik sözcükleri aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle oluşmuştur?
A) Belirtisiz isim tamlamalarının kaynaşmasıyla
(Demir+kapı, gök+yüzü, rüzgâr+gülü kelimeleri isim
tamlaması şeklindedir.)
B) Her iki sözcüğün de öz anlamları dışında kullanılmasıyla
C) Bir sıfat ve bir ismin kaynaşmasıyla
D) Birinci sözcüğün öz anlamı dışında kullanılmasıyla
E) İkinci sözcüğün öz anlamında kullanılmasıyla BENDEN UYARMASI
O Deyimler de bir çeşit anlamca kaynaşmış birleşik fiil kabul edilir.
gözden düşmek, burnundan solumak…
A) Aşağıdaki dizelerde geçen birleşik fiilleri bularak
boş bırakılan yerlere yazınız.
1. Zannetme ki her şey bitti sevdiğim
Bir gün yeşerebilecek mi şu sararmış yapraklar
(--------------------------------------------------------)
2. Geniş çizgilerle harelenip su
İçinde beyaz taş birden kayboldu
(--------------------------------------------------------)
3. Kışın ölüverse bile çiçekler
Baharda mutlu olur insan görünce
(--------------------------------------------------------)
4. Gece bir tepeden seyrettik
Yıldızların suya döküldüğünü
(--------------------------------------------------------)
5. Sildim bütün yıldızları gökyüzünden
Yerine koyuverdim gözlerini
(--------------------------------------------------------)
Öğreten Etkinlik
B) Aşağıdaki dizelerde geçen türemiş sözcükleri bularak boş bırakılan yerlere yazınız.
Hasreti denizlerin
Denizler kadar derin
Ve o kadar bucaksız
Ta karşımda, yapraksız
Kullanılmış bir takvim
Üzerinde bir resim
Azgın, sonsuz bir deniz
(-----------------------------------------------------------------)
(-----------------------------------------------------------------)
(-----------------------------------------------------------------)
(-----------------------------------------------------------------)
Öğreten Etkinlik
Ekler - Sözcük Yapısı
15 TÜRKÇE
FASİKÜL 6
D) Sığınaktaki eşkimiş ve bozulmuş yiyecekleri attı.
E) Kahvaltı yapmak güne iyi bir başlangıçtır.
F) İşlerinin yoğunluğundan uzaklaşmak için tatile gitti.
TÜREMİŞ
Aşağıdaki tabloda altı çizili kelimelerin yapısını karşılarındaki uygun kavramlarla eşleştiriniz.
Aşağıdaki tabloda verilen birleşik kelimeleri oluşumlarına göre gruplandırınız.
1 BASİT
2
BASİT
TÜREMİŞ
BİRLEŞİK
B) Beğendiği çantayı almak için mağazaya gitti.
C) Yaptığı çizimlerinin sırrını açıklamaktan vazgeçti.
A) Kuzucuk gözlerini bana dikmiş masum masum bakıyordu. 1
2
3
➢ Akdeniz, denizaltı, bilgisayar, çekyat, ateşböceği
➢ Acıgöl, imambayıldı, hanımeli, ateşkes
➢ Eskişehir, dedikodu, gökkuşağı, kapkaç, gecekondu
* Denizaltı
İsim Tamlaması Sıfat Tamlaması Sıfat ve Fiil Fiil ve Fiil
* Gecekondu
3 BİRLEŞİK
TÜREMİŞ
Etkinlik 1
Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.
Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla
dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en
yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir
sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde
düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu
kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli
sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.
Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu
Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.
ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına
göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile
ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça
belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği
sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve
yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını
yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal
Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.
* Yaygın
YAPIM EKİ
ALAN
ÇEKİM EKİ
ALAN
YAPIM VE ÇEKİM
Etkinlik 1 EKİ ALAN
Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.
Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla
dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en
yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir
sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde
düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu
kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli
sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.
Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu
Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.
ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına
göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile
ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça
belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği
sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve
yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını
yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal
Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.
2
TÜRKÇE 16
Öğreten Test FASİKÜL 6
2. Sert basmam toprağına yürürken
Kıskanırım bir yabancı görürken
Sevinirim senin uğruna ölürken
Güzel yurdum, asil yurdum, şen yurdum
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerin yapısı aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?
I II III IV
A) basit basit türemiş türemiş
B) basit türemiş basit türemiş
C) birleşik basit türemiş türemiş
D) birleşik türemiş basit basit
E) türemiş basit türemiş basit
I II
III
IV
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük yapısı yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Bu düşüncelere ben de katılıyorum.
B) Bu konuda bir yorum yapmayacağım.
C) Yazın çalışıyor, kışın evde oturuyor.
D) Bu sözlerin doğruluğuna inanmıyorum.
E) Sürücülerin böyle havalarda daha temkinli olması
gerekir.
1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, yapısı bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Son yıllarda sadece şiir yazıyormuş.
B) Belki de okulda buluşup tiyatroya gidecekler.
C) Eski okul kitaplarını bir köy okuluna yolladı.
D) Bu sabah dedesiyle şehre ineceklermiş.
E) Dedesinin çerçeveli resmini duvara astı.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde basit, birleşik ve türemiş sözcükler bir arada verilmiştir?
A) Kurumumuz, belli bölümlerde okuyan başarılı öğrencileri ödüllendirecek.
B) Bu tür yazınsal yapıtlar okurlar tarafından daha çok
beğenilir.
C) Bu apartmanda insanlar birbirlerine her zaman yardım eder.
D) Biraz dinlendikten sonra işe kaldığımız yerden başlarız.
E) Amcamın sevimli oğlu, mektubunda yeni ayakkabım
çok güzel, diyordu.
6. “Çekyat, yapboz, gelgit” gibi birleşik sözcükler aşağıdaki yöntemlerden hangisiyle oluşmuştur?
A) Sıfat tamlamasının kaynaşmasıyla oluşmuştur.
B) Birinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.
C) Her iki sözcük de kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.
D) İkinci sözcük kendi öz anlamı dışında kullanılmıştır.
E) Eylem soylu sözcükler, birleştikleri sözcükle birlikte
tür değişikliğine uğrayarak ad oluşturmuştur.
3. Aşağıdaki atasözlerinde altı çizili sözcüklerden hangisi yapıca ötekilerden farklıdır?
A) Buraları ıssız sanma, körleri gözsüz sanma.
B) Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider.
C) Son pişmanlık fayda etmez.
D) Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.
E) Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.
1-C 2-A 3-D 4-C 5-E 6-E
17 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 6
6. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi yapısı yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Onu, dayısından başka kimse gözetmezdi.
B) Çocuğu ilçedeki hastaneye sevk ettiler.
C) Akşama kadar kayıt işini halledemedik.
D) Misafirleri kapıya kadar yolcu ettiler.
E) Bu akşam, televizyondaki diziyi seyretmeliyim.
1. Artık solan bahçelerde yaprakla örtüleceğiz
Ağlayan bir göz gibi gök dökecek ruhumuza
Serin gözyaşlarını bulutlardan damla damla
Ve gönül, dolacak yalnızlığın hüznüyle sessiz
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi yapısına göre ötekilerden farklıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV V
4. Önünde soluk yüzlü, ürkek çocukların birlikte
oynadıkları sokakların arasındayız.
Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi basit bir sözcüktür?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II III
IV V
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan türemiş bir sözcük kullanılmıştır?
A) Yapışkanı çekerken cırt diye ses çıktı.
B) Akarsuyun şırıltısı ruhumu dinlendiriyordu.
C) Arıların hepsi vızz sesi çıkartıyordu.
D) Pencereden çıt diye bir ses çıktı.
E) Kapının kolundan çıkan ses küüttü.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “etmek” sözcüğü
yardımcı eylem olarak kullanılmamıştır?
A) Bize yarın da yardım edecek mi?
B) Yeni aldığı güneş gözlüğünü kaybetmiş.
C) Sizce, şuradaki beyaz ev ne kadar eder?
D) Arkadaşım bizi evinde misafir edecek.
E) Onunla çocukluk günlerimizden söz ettik.
3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi türemiş
eylem değildir?
A) Biz daha eve varmadan hava kararmıştı.
B) Buraya gelince gençliğimi hatırladım.
C) Kadın, bahçede oynayan çocuklara seslendi.
D) Öğretmenimiz bu soruyu daha önce sormuştu.
E) Babamın bize çikolata getirmesine çok sevinirdik.
1-C 2-C 3-D 4-E 5-B 6-A
TÜRKÇE 18
Sınav Tadında FASİKÜL 6
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki niteleme sıfatı yapıca ötekilerden farklıdır?
A) Sabahleyin güzel bir bahar havası vardı.
B) Çocuklar bu tepeye ayrı bir yoldan çıkmışlar.
C) Soğuk havalarda dışarı çıkmamalısınız.
D) Saatçi, bozuk saati yarın tamir edebilecekmiş.
E) Evin bahçesinde küçük bir kiraz ağacı vardı.
6. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden çok birleşik
fiil vardır?
A) Evet çok bekledim, kaç kere hazan
Dinç atlar koşturdu boş ufuklardan
B) Geniş çizgilerle harelenip su
İçinde beyaz taş birden kayboldu
C) Kışın ölüverse bile güller
Baharda mutlu olur insan görünce
D) Gece bir tepeden seyrettik
Yıldızların suya döküldüğünü
E) Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya suya aksetmiş gibi büyülü bir uykudan
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soyut bir addan türeyip somut adı niteleyen bir sözcük kullanılmıştır?
A) Güzel bir yolculuktan sonra biraz dinlendik.
B) Heyecanlı insanlar işlerini telaşla yapar.
C) Öğrenciler, yaşlı gözlerle öğretmenlerini uğurladı.
D) Birkaç ihtiyar adam parkta dinleniyor.
E) Eski eşyaları, çöpe atmak için ayırıyor.
5. Evimden barkımdan ayrıyım, özledim yurdumu
Benim bildiğim gökyüzü buradakinden farklıdır.
Bu dizelerde geçen altı çizili sözcüklerin yapısı aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?
A) basit - basit - basit - birleşik
B) basit - basit - türemiş - türemiş
C) türemiş - türemiş - basit - birleşik
D) basit - türemiş - türemiş - birleşik
E) basit - basit - türemiş - birleşik
I II
III
4. Açık panjurlarından seslerin duyuluşu
Bir göl mü ürpermede ruhun uzaklarında
En yakın sevgiyi duymayan kulaklarımda
Her yaşayıştan daha güzel olan gülüşü
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi yapıca ötekilerden farklıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV
V
3. Aşağıdaki cümlelerde geçen birleşik adlardan hangisi yapılışına göre ötekilerden farklıdır?
A) Hava kararınca ateşböceklerini görebiliyorduk.
B) Arkadaşım bizim sokaktaki bir yayınevinde çalışıyor.
C) Balıkçı barınağındaki rüzgârgülü sürekli dönüyordu.
D) Hayat şartları, onu bu gecekonduya hapsetmişti.
E) Hanımeli ve gülden oluşan buketi annesine verdi.
IV
19 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 6
12. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden
hangisinin kökü ad soylu değildir?
A) Biçim, bir şairin niteliğini gösteren en önemli özelliktir.
B) Bu durumu benimseyen birine rastlamak zordur.
C) Kırlarda dolaşmayı özlemiştim o sıralar.
D) Göçmenler geçici barınaklara yerleştirildi.
E) Yalnız bana inandığını söylemişti.
1-A 2-B 3-D 4-B 5-D 6-C 7-A 8-E 9-D 10-A 11-C 12-A
9. Sıfat takımlarında isimle sıfatın yeri değiştirilip,isme bir
iyelik eki (-i, -si) eklenerek bir sıfat grubu (birleşik sıfat)
oluşturulur.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmışbir sıfat grubu vardır?
A) Yeni aldıkları yazlığın bahçesine küçük bir havuz yaptırdılar.
B) Annesine koyu renkli bir kazak satın almış.
C) Okulun bahçesindeki yüz yıllık çınarı kesmişler.
D) Okulda, gözleri bozuk öğrenciler tespit edildi.
E) Fikirleriyle herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştı.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük yapım eki almamıştır?
A) Boynundaki atkı herkesin dikkatini çekmişti.
B) İyi bir başarı alabileceğimize asla inanmıyorum.
C) Arkadaşım, o bölgeyi ziyaret etmek istiyor.
D) Kar yağışı doğu bölgelerimizde etkili olacak
E) Elinde bir tarak, üzüntüyle saçlarına bakıyor.
7. Türemiş sıfatlar, adlarla fiillerin kök ya da gövdelerine
yapım ekleri getirilerek oluşturulur.
Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat vardır?
A) Açık yaraya tuz ekilmez.
B) Her kaşığın kısmeti bir olmaz.
C) Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
D) Kötü haber çabuk duyulur.
E) Nasihat istersen tembele iş buyur.
10. En çok, sahanda yumurtayı severdi.
Aşağıdakilerden hangisinde “de” eki bu cümledeki
göreviyle kullanılmıştır?
A) Sözde değil gözde öğrenci olmanızı istiyoruz.
B) Başını bir an olsun nihayet kitaplardan kaldırdı da
çevresinde olanlara baktı.
C) Kahvaltıda ne yiyeceğimize otel yönetimi karar verecekti o gün.
D) Kendi insanının sorunlarına ilgi duymayan yazar toplumda pek sevilmez.
E) On dakika içinde geri getirecekseniz, bu kitabı alabilirsiniz.
8. Kimi birleşik adlar, belirtisiz ad takımının kaynaşmasıyla
oluşur.
Aşağıdakilerin hangisinde geçen bileşik sözcük bu
yolla oluşmamıştır?
A) Ormanlar, yeryüzünü güzelleştiren unsurların başında gelir.
B) Bahçedeki hanımellerinin kokusu hepimizi büyülemişti.
C) Hayatımda ilk defa dün gökkuşağı gördüm.
D) Eskimiş ayakkabısını tamir ettirdi.
E) Yaz aylarında burada sivrisinekler insana rahat vermez.
TÜRKÇE 20
FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri
Yüklem
Cümlede yargıyı üzerinde taşıyan, oluş, iş ve hareket bildiren
kelime veya kelime gruplarıdır.
Yüklem Olabilecek Kelime veya Kelime Grupları:
Yüklem basit, türemiş ve birleşik yapılı çekimli bir fiilden oluşabilir:
 Usta ozanın son çıkan şiir kitabını büyük bir zevkle okudum.
 Annem, saksıdaki çiçekleri suladı.
 Yoksul insanlara yardımlarınızdan dolayı size teşekkür ederiz.
Yüklem, ek fiil almış ad soylu bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşabilir:
 Bize gülümseyen kişi, arkadaşımdır.
(ad)
 Masadaki vazoyu istemeyerek kıran, bendim.
(kişi zamiri)
 Seni çağıran çocuk hangisi?
(soru zamiri)
 Sabah kalktığımda hava buz gibiydi.
(Edat grubu)
 Karşımızdaki harap bina, eski bir saraymış.
(sıfat tamlaması)
 Bu sararmış defter Selcen’in günlüğüymüş.
(belirtili ad tamlaması)
 Çalıştığım yer, şirketin muhasebe bölümüydü.
(zincirleme ad tamlaması)
 Albümdekiler, eski İstanbul’un resimleridir.
(tamlayanı sıfat tarafından nitelenmiş ad tamlaması)
 Amacımız, karşımızdaki Erciyes Dağı’nın zirvesine tırmanmaktı.
(isim-fiil grubu)
 Kasabamız; kışın, terk edilmiş izlenimi veren bir yerdi.
(sıfat-fiil grubu)
Özne
 Bir cümlede bildirilen işi yapan, yüklemin bildirdiği durumu üzerine alan kimseleri belirten sözcük veya sözcük
gruplarıdır.
 Özne, yükleme kim, ne soruları sorularak bulunur.
Özne Olabilecek Kelime veya Kelime Grupları:
Özne basit, türemiş ve birleşik yapılı isimlerden oluşabilir:
 Kerem, bundan sonra yurt dışında yaşayacakmış.
 Balıkçılar, sabah erkenden ağları hazırlamıştı.
 Gökyüzü, yine masmavi görünüyor.
Özne, ad soylu bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşabilir:
 Ağaçlar bir gün sessizce yeşerdi.
(ad)
 Hepiniz bir şiir ezberleyeceksiniz.
(belgisiz adıl)
 Eskiler, genç şairleri pek beğenmiyor.
(adlaşmış sıfat)
 Evin kapısı, büyük bir gürültüyle açıldı.
(belirtili ad tamlaması)
 Büyük salon, gelen davetlilerle dolmuştu.
(sıfat tamlaması)
1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Aşağıdaki dizelerin hangisinde zamir ek eylem alarak yüklem olmuştur?
A) Beni herkes severdi çocukluğumda
(“severdi” birleşik çekimli fiilden oluşan bir yüklemdir.)
B) Sendin bütün korkuların çaresi
(“Sendin (Sen-i-din)” kişi zamiri ek eylem alarak yüklem
olmuştur. Cevap B)
C) Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda
(“olmalıyım” gereklilik kipiyle çekimlenmiş fiilden oluşan
bir yüklemdir.)
D) Denize bakan evler gibiydim seninle
(“Denize bakan evler gibiydim” edat grubundan oluşan
bir yüklemdir.)
E) Onu benden, beni ondan ayıran deniz
(“deniz(dir)” sözcüğü ek eylemin geniş zamanıyla çekimlenmiş bir yüklemdir.)
BENDEN UYARMASI
O Cümle ögeleriyle ilgili sorularda ilk önce temel
ögeleri yani özne ve yüklemi sonra yardımcı
ögeleri bulmalısınız.
O Bir cümlenin ögesi sadece yüklemden oluşabilir. Bu tür cümlelere tek ögeli cümle de denir.
Ülkemizin yurt dışında ödül almış ilk ressamıdır.
yüklem
A) Temel Ögeler
Yüklem
Özne
Nesne
Dolaylı Tümleç
Zarf Tümleci
İlgeç Tümleci
Cümle Ögeleri
B) Yardımcı Ögeler
Cümlenin Ögeleri
21 TÜRKÇE
FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri
Nesne (Düz Tümleç)
 Cümlede öznenin yaptığı işten etkilenen ögedir.
 Nesne, yükleme sorulan ne, neyi, kimi sorularıyla bulunur.
Nesne ikiye ayrılır:
1) Belirtisiz Nesne
 Yalın durumda bulunur.
 Yükleme sorulan ne sorusunun cevabıdır.
Bahçede yavru kedi buldum
yer tamlayıcısı belirtisiz nesne yüklem
Babam, bana doğum günümde saat hediye etti.
Ünlü eleştirmen, geçenlerde bir şiir kitabı yayımladı.
Ziyaretçiler, müzenin anı defterine oldukça güzel şeyler
yazdılar.
2) Belirtili Nesne
 Yükleme sorulan neyi, kimi sorularının cevabıdır. Belirtili
nesne, “-i” belirtme hâl ekini alır.
Misafirlerimiz, bugün Topkapı Sarayı’nı gezdi.
(neyi?)
Sabahtan beri, küçük notlar aldığım defterimi arıyorum.
(neyi?)
Trenin penceresinden bize el sallayan köylü çocuklarını
görüyoruz
(kimi?)
Dolaylı Tümleç (Yer Tamlayıcısı)
Yüklemi; yer, yönelme, kalma, çıkma ilgileriyle tamamlayan
ögedir.
Yükleme sorulan kime, kimde, kimden, nereye, nerede, nereden, neye, neyde, neyden sorularının cevabıdır.
Buna göre, dolaylı tümleç olan öge “-e, -de, -den” durum eklerinden birini alır.
 Annem, dün olanları babama anlatmış. (kime)
 Okul kapısının anahtarı Kerim Efendi’de olur. (kimde)
 “Çocukluğumdaki bayramlarda harçlıklarımızı dayımdan
alırdık. (kimden)
 İngiltere’ye üniversite okumak için gitmiştim. (nereye)
 Amcamlar, yukarı mahallede oturuyor. (nerede)
 Beklediğim haber, İstanbul’dan geldi. (nereden)
 Turgut, duvardaki tabloya bakıyordu. (neye)
 İnsanlık, bir gün mutlaka sevgide buluşacak. (neyde)
 Şu kırmızı elmadan iki kilo alacağım. (neyden)
 Sahaflardan aldığım kitaplar kütüphanemi süslüyor.
(tamlayanı sıfat-fiil grubu olan sıfat tamlaması)
Özne Çeşitleri
Gizli Özne:
Cümlede sözcük ya da sözcük grubu durumunda olmayan
yüklemdeki kişi ekinden anlaşılan öznelerdir.
Yarın yarım kalan işlerimi tamamlayacağım.
(Ben, gizli özne)
Sözde Özne:
Edilgen fiilin özne görevini yüklenmiş nesnesi, dolaylı özne.
Kapı açıldı
cümlesindeki kapı sözde öznedir.
2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018
(I) Salda Gölü’ne ikinci gidişimizde, o civardaki antik kentlerden Sagalassos’u doya doya gezmenin verdiği yorgunluk
hâlâ üzerimizdeydi. (II) Önceki gelişimizde güneşin altında
parlayan turkuaz rengi sular, şimdi yağmur bulutlarının etkisiyle lacivertle mavi arası bir renge bürünmüştü. (III) Biraz
sonra yağacak yağmurdan habersiz, bize yorgunluğumuzu
unutturan manzaranın seyrine dalmıştık. (IV) Arkada ise yamaçlara kondurulmuş evlerin bacalarından ince ince dumanlar yükselmeye başlamıştı. (V) Anlaşılan, tabiat büyüleyici bir
tablo çizerek bize sürpriz yapıyordu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde özne,
sıfat tamlamasından oluşmamıştır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(II) Küçücük bir bahçem olsaydı duvar dibine pembeli, mavili
ortancalar dikerdim. (II) Çünkü ortancalar gölgede büyümek
ister. (III) Bir de saksılar alırdım; küpe, sardunya, yılbaşı çiçekleri, kaktüsler yetiştirmek için. (IV) Sulak yerleri seven Japon
şemsiyelerini de kuyunun veya fıskiyeli mermer havuzun yanına dikerdim. (V) İnsanda, evinin bahçesinde cennet oluşturma düşüncesi bazen bir tutku hâline geliyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde nesne, sıfat tamlaması durumundadır?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve V
D) III ve IV E) IV ve V
BAŞKA YERDE YOK
Cümlede “ -de, -den” eklerinden birini alan her
öge, dolaylı tümleç değildir.
Bir buçuk saattir durakta bekliyoruz.
(nerede bekliyoruz?)
(Dolaylı tümleç)
Bir buçuk saattir ayakta bekliyoruz.
(nasıl bekliyoruz?)
(Zarf tümleci)
Babaannem, yalnızlıktan şikâyet ederdi.
(Babaannem, ne(y)den şikâyet ederdi?)
(Dolaylı tümleç)
Babaannemin yalnızlıktan canı sıkılırdı.
(Babaannemin neden (niçin) canı sıkılırdı?)
(Zarf tümleci)
TÜRKÇE 22
FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri BENDEN UYARMASI
Yer-yön zarfları daima yalın hâlde bulunur, ek alırsa zarf tümleci olmaz.
Aldığı eklere göre, öge olarak değişik görevler üstlenir.
Annemle şimdi dışarı çıkacağız. (Zarf tümleci)
Annemle şimdi dışarıya çıkacağız. (Dolaylı tümleç)
Tugay, dışarıyı seyrediyor. (Nesne)
Dışarısı bugün çok soğukmuş. (Özne)
Zarf Tümleci
Cümlede yüklemin anlamını zaman, tarz, ölçü, yer, yön vb.
bakımlardan daha belirgin duruma getiren, sınırlayan kelime
veya kelime gruplarından oluşan tümleçtir.
Yükleme sorulan nasıl, ne zaman, ne kadar, neden, niçin,
niye sorularının cevabıdır.
Hepinizi yarın burada bekliyorum. (ne zaman)
Servis şoförü, geç kalanları çok beklemiyor. (ne kadar)
Yağmur, kurumuş topraklar üzerine şakır şakır yağıyor. (nasıl)
O güzelim çiçekler susuzluktan kurumuştu. (neden)
Edat (İlgeç) Tümleci
Yüklemi; amaç, araç, birliktelik, neden yönlerinden tamamlayan ile, için edatlarıyla oluşturulmuş ögelerdir.
Yükleme sorulan ne ile, kiminle, ne için, kimin için sorularının
cevabı edat tümlecidir.
 Bugün konsere arkadaşımla gideceğim. (Kiminle)
 Oraya uçakla daha çabuk gidersiniz. (Neyle)
 Anne, oğlunu okul için hazırlıyor. (Ne için)
 Ablan için bir hediye alalım. (Kimin için)
4 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
Daima, bu şehre ilk giren ve onu yeni baştan bir Türk şehri
olarak kuran dedelerimizin yaşayışlarındaki halis tarafa hayran oldum.
Bu cümlenin yer tamlayıcısında (dolaylı tümlecinde) aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İsim-fiil B) Sıfat-fiil C) Edat
D) Bağlaç E) Zarf-fiil
6 - ÖĞRETEN SORU
Renk renk çiçeklerle kaplı yaylaları ve ahşap evlerden oluşan
dağ köyleriyle Yalnızçam, büyük şehirden kaçmak isteyenler
için bulunmaz bir yer.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi
yanlıştır?
A) Birden çok sıfat tamlaması vardır.
B) Bağlaç vardır.
C) Birleşik ad kullanılmıştır.
D) Basit yapılı bir fiil cümlesidir.
E) İlgeç tümleçleri vardır.
5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2020 TYT
Kromofor adı verilen pigment molekülleri fotosentez sırasında
güneş enerjisini tepkime merkezlerine hızlı taşıdığından
Zarf tümleci
güneş enerjisinin hemen hepsi arada hiç ısı kaybı olmadan
Özne Zarf tümleci
kimyasal enerjiye dönüşür.
Yer tamlayıcısı Yüklem
Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Belirtisiz nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer
tamlayıcısı - yüklem
B) Belirtili nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer tamlayıcısı - yüklem
C) Özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı - zarf tümleci - yüklem
D) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yüklem
E) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı - yüklem
BAŞKA YERDE YOK
Edat gruplarıyla oluşturulan sözler, cümlede öge
yönünden sadece edat tümleci görevinde kullanılmaz; farklı bir öge olarak da karşımıza çıkabilir:
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Yükleme sorulan “nasıl aklımda tutuyorum?” sorusunun cevabı “mıh gibi” edat grubu zarf tümleci görevindedir.
23 TÜRKÇE
FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “beni” kelimesi kullanıldığı yere göre cümlenin en önemli ögesi durumuna getirilmiştir?
A) Dün sabah Ayten okulda beni aramış.
B) Arkadaşım şubat tatilinde beni İstanbul’a çağırıyor.
C) Sınıfımı geçersem babam beni İzmir’e götürecek.
D) Öğretmen sınavda beni en ön sıraya oturttu.
E) Beni yarın öğle tatilinde otobüs durağında bekle.
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Cümlede önemsenen ögeyi vurgulamanın bir yolu da onu
yükleme yaklaştırmaktır.”
Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç vurgulanmaktadır?
A) Beni en çok onlar ilgilendirmişti.
B) O sonsuz maviliği yeniden gördüm.
C) En güzel yıllarım köyde geçti.
D) Binlerce kuş birden havalandı.
E) Ertesi gün tekrar geleceğini biliyordum.
Cümlede Vurgu
 Cümlenin anlamına bağlı olarak, kelimeler arasında yer değiştirebilen ve kelimelerin, kelime gruplarının kendi vurgularından daha güçlü olan vurgudur.
 Cümlede vurgu çeşitli biçimlerde gerçekleştirilir:
Yüklemden önceki öge, vurgulanmak istenen ögedir:
 Gerekli belgeleri, şirketten yarın Selcen alacak. (özne)
 Ailece pikniğe yarın gideceğiz. (zarf tümleci)
 Eşyaları, bodruma işçilerle taşıdık. (ilgeç tümleci)
 Yarınki seminere seni çağıracakmış. (nesne)
 En güzel şiirlerimi Kapadokya’da yazmıştım. (dolaylı
tümleç)
“de, da” bağlacından önceki öge, vurgulanmak istenen
ögedir:
 Ablam da yarın beni tiyatroya götürecek.
(özne)
 Ablam, yarın da beni tiyatroya götürecek.
(zarf tümleci)
 Ablam, yarın beni de tiyatroya götürecek.
(nesne)
 Ablam, yarın beni tiyatroya da götürecek.
(dolaylı tümleç)
Soru eki “mı, mi”den önceki öge, vurgulanmak istenen ögedir:
 Baban mı sana bu kitabı hediye etti?
(özne)
 Baban sana mı bu romanı hediye etti?
(dolaylı tümleç)
 Baban sana bu kitabı mı hediye etti?
(nesne)
 Baban dün mü sana bu kitabı hediye etti?
(zarf tümleci)
 Baban sana bu kitabı hediye etti mi?
(yüklem)
Soru anlamı taşıyan sözcükler, vurguyu kendi üzerinde taşır:
Bu soru sözcükleri cümlede vurgulanmak istenen ögeyi verir:
 Biraz önce seni kim çağırdı? (özne)
 Yukarı kattan aşağıya ne düştü? (özne)
 Arkadaşlarınızla burada kimi bekliyorsunuz? (nesne)
 Dün bu parkta neyi arıyordun? (nesne)
 Bu çiçekleri nereye bırakacağız? (dolaylı tümleç)
 Beklediğiniz konuklar, ne zaman gelecek? (zarf tümleci)
 Size bu yöntemi öğreten kimdi? (yüklem) AKLINDA OLSUN
CÜMLE DIŞI UNSURLAR
Cümlede öge görevi üstlenmeyen ancak cümlenin
anlamına katkıda bulunan unsurlara cümle dışı unsur denir. Cümle dışı unsurlar şunlardır:
O BAĞLAÇLAR: Ama ödevlerini henüz yapmamış.
O ÜNLEMLER: Eyvah! Çocuk pencereden düşecek.
O HİTAPLAR (SESLENMELER): Gençler! Biraz
sessiz olun.
O YARGI HÂLİNDEKİ BAZI ARA SÖZLER: Fransa’da ulaşım, ablam söylemişti, öğrencilere ücretsizmiş.
TÜRKÇE 24
FASİKÜL 6 Cümlenin Ögeleri
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin ögelerini uygun kutucuklarla eşleştiriniz.
1. Bu belde, yazları tatil için herkesin tercih ettiği bir yerdi.
5. Arkadaşımla biraz dışarı çıkacağız.
6. Şehre gelen turistler, bu müze çok güzelmiş, dedi.
8. Kendisini kanıtlamak için verdiğim görevi ne zaman
7. Bu sahil kenti denize bakan yazlıklarıyla dikkat çekiyordu.
2. Evin kapısı, büyük bir bahçeye açılıyordu.
9. Onu gördüğünde neye uğradığını şaşırmıştı.
1. Yüklem, ek fiil almış ad soylu bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşmaz.
2. Dolaylı Tümleç, yüklemi; yer, yönelme, kalma, çıkma ilgileriyle tamamlayan ögedir.
3. Cümle ögeleriyle ilgili sorularda ilk önce temel ögeler yani yüklem ve özne bulunur.
4. Bir cümle sadece yüklemden oluşamaz; çünkü cümleler en az iki ögeli olmak zorundadır.
5. Yükleme soruları ne ile, kiminle, ne için, kimin için sorularının cevapları edat tümlecidir.
6. Cümlede öge görevi üstlenmeyen ancak cümlenin anlamına katkıda bulunan unsurlara cümle dışı unsur denir.
4. Uzaktan bize el sallayan çocukları izliyorum trenin penceresinden.
bitirecek?
3. Sigara, kalp ve damar tıkanıklığı gibi pek çok hastalığa yol açıyor.
Zaman Zarfı
Belirtili Nesne
Yüklem
Belirtisiz Nesne
Dolaylı Tümleç
Soru Zarfı
Edat
Yer-Yön Zarfı
Özne
Aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına “D” yanlış olanların karşısına “Y” harfi koyunuz.
Etkinlik 1
Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.
Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla
dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en
yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir
sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde
düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu
kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli
sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.
Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu
Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.
ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına
göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile
ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça
belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği
sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve
yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını
yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal
Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.
* Yaygın
YAPIM EKİ
ALAN
ÇEKİM EKİ
ALAN
YAPIM VE ÇEKİM
EKİ ALAN Etkinlik 1
Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.
Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla
dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en
yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir
sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde
düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu
kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli
sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.
Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu
Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.
ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına
göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile
ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça
belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği
sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve
yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını
yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal
Classification-DDC)olarakbilinenbuyöntembugünenyaygınkullanılankütüphanesistemi.2
25 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 6
6. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı öznedir?
A) Biraz önce elinde ne vardı?
– Çanta.
B) Ne zaman buradan ayrılacaksınız?
– Yarın.
C) Sabahtan beri kimi bekliyorsun?
– Babamı.
D) Bunları nereye gönderiyorsunuz?
– Yurt dışına.
E) Buraya kadar nasıl geldiniz?
– Taksiyle.
4. Aşağıdakilerden hangisinde soru, yüklemi buldurmaya yöneliktir?
A) Benim mi okula gittiğimi dün ona söylemiş?
B) Benim okula gittiğimi mi dün ona söylemiş?
C) Benim okula gittiğimi dün mü ona söylemiş?
D) Benim okula gittiğimi dün ona söylemiş mi?
E) Benim okula gittiğimi dün ona mı söylemiş?
1. “Baharın gelmesi, uykuya dalmış olan tabiatı canlandırdı.”
Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Belirtili nesne - özne - yüklem
B) Özne - belirtisiz nesne - yüklem
C) Zarf tümleci - belirtili nesne - yüklem
D) Belirtili nesne - dolaylı tümleç - yüklem
E) Özne - belirtili nesne – yüklem
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde cümlenin ögesi olmayan bir ara söz kullanılmıştır?
A) Kasabamızı köye bağlayan geçitten, yılana benzeyen o kıvrımlı yoldan, hep korkarım.
B) Güneş, tükenmek bilmeyen yaşam kaynağımız, her
gün güler yüzüyle bizi karşılar.
C) Tatil bitince hepimiz vatanımıza, bizi kucaklayan o
sıcak yuvaya, döndük.
D) Geçen yıl o oyunu, pek beğenmemiştim ya, birlikte
izlemiştik.
E) Bisikletini, en yakın dostunu, yanından hiç ayırmazdı.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı
bir öge vurgulanmıştır?
A) Birazdan kırtasiyeye gidip mektup zarfı alacağım.
B) Yaşlı adamın cüzdanında yol parası kalmamış.
C) Programın sonunda size bir Adana türküsü dinleteceğiz.
D) Ünlü yazar son zamanlarda çocuk kitapları yazıyor.
E) Bu konuda karar vermeden önce bizi dinlemelisin.
3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde ögeleri ayırmada
bir yanlışlık yapılmamıştır?
A) Gördüğü kâbusun etkisiyle / bütün gece / hiç uyumadı.
B) Çocukluk döneminin en güzel günlerini geçirdiği /
bu şirin sahil kasabasını terk etmek /onu / hüzünlendiriyordu.
C) Soruyu iyi anlamayan öğrenci / öğretmenden / aynı
soruyu bir kere daha tekrar etmesini /istedi.
D) Kitabın arka kapağında İstanbul’un eski, güzel günlerini hatırlatan çok güzel bir fotoğraf /vardı.
E) Anadolu’nun çeşitli dönemlerine / şahitlik etmiş bu
şehir / eski ihtişamlı günlerini / çok /özlüyordu.
TÜRKÇE 26
Öğreten Test FASİKÜL 6
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ara söz vardır?
A) Bu soruya sınıfımızın en çalışkanı Ece bile cevap veremedi.
B) Bir zamanlar yazılarımı yazdığım daktilom, bu eski
dostum, bilgisayarla yer değiştirdi.
C) Sıcak yaz akşamlarında sahilde, parklarda, sokaklarda gezerdik.
D) O da babası gibi candan ve güler yüzlü olmaya çalışıyordu.
E) Okuldan gelince yemeğini yer, dersine otururdu.
9. Aşağıdakilerin hangisinde ad takımı yüklem görevinde kullanılmıştır?
A) Sanki bir bekleyenin yuvasıydı her ev
Yolumu gözlüyordu sanki her camda bir baş
B) Durgun sular, başıboş bıraktığım kayığı
Yalıların önünden geçirdi yavaş yavaş
C) Boğazı baştan başa dolaştım ağır ağır
Yaşlı, genç yalıları birbirine ekledim
D) Ay suda bestelerken en güzel bir şarkıyı
Küreklerim de suya en derin şiiri yazdı
E) Göğsünü gökyüzüne açmış gibiydi kıyı
Ay sudan çıkmış gibi tertemiz, bembeyazdı
10. Zorlu bir kışın kasıp kavurduğu bir bahçeden, buzların
kilidi çözülür çözülmez başlayan baharlar gibi yavaş yavaş hayatın ezgisi yükseliyordu.
Bu cümlenin öznesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) buzların kilidi
B) hayatın ezgisi
C) Zorlu bir kışın kasıp kavurduğu bir bahçeden, buzların kilidi
D) buzların kilidi çözülür çözülmez başlayan baharlar
E) Zorlu bir kışın kasıp kavurduğu bir bahçeden,buzların kilidi çözülür çözülmez başlayan baharlar gibi yavaş yavaş hayatın ezgisi
12. Almanya’da yaşayan bir ailenin dramını anlatan film, bu
yılın ilk yarısında Türkiye ve Almanya başta olmak üzere
birçok ülkede eş zamanlı olarak seyirciyle buluşacak.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Özne, tamlayanı sıfat-fiil grubu olan bir söz grubudur.
B) Edat tümleci vurgulanmaktadır.
C) Nesnesi, belirtili ad tamlamasından oluşmaktadır.
D) Dolaylı tümleç kullanılmıştır.
E) Birden çok zarf tümleci vardır.
11. Yöremiz, öğle saatlerinde ----.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa
öge sayısı en fazla olur?
A) birçok ziyaretçinin uğrak yeridir
B) son derece sessiz ve tenhadır
C) doğanın bütün güzelliklerini yaşatır
D) insana yaşama sevinci verir
E) bunaltıcı bir sıcakla kavrulur
1-E 2-B 3-C 4-D 5-D 6-A 7-E 8-B 9-A 10-B 11-D 12-C
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtisiz nesne vardır?
A) Bu diziyi daha önce hiç seyretmedim.
B) İşçiler, sıkıntılarını yetkililere tek tek anlattı.
C) Her sabah kahvaltı yaparken mutlaka gazetesini okur.
D) Oturacağımız masada birçok ünlü konuk vardı.
E) Görevliler, salonun ön tarafına küçük bir sahne kurmuştu.
27 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 6
6. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı özne de nesne de değildir?
A) – Çocuk ne istiyor?
– Bisiklet.
B) – Bulmacayı çözen kimdi?
– Kemal.
C) – Neyi unuttunuz?
– Çantayı.
D) – En çok kimi özledin?
– Annemi.
E) – Ne söylendi orada?
– Türkü ve şarkı.
1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi bir sıfat
tamlamasıdır?
A) Sınavda birinci olan çocuk, sınıf başkanıydı.
B) Şeyh Galip, Divan şairlerinin sonuncusudur.
C) Medeni olmayanların cesareti, kaba bir cesarettir.
D) İlkokul yıllarında okuduğum bu kitabı, dün yeniden
gözden geçirdim.
E) Otobüs, sıkıntılı bir yolculuktan sonra sabaha karşı
İzmir’e vardı.
4. Boğazköy’ün kuzeyinde bulunan, Çorum’a 45, Ankara’ya ise 210 km uzaklıkta olan Alacahöyük, tarihi milattan önce dört bin yıla kadar uzanan bir yerleşim yeridir.
Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Özne - yüklem
B) Dolaylı tümleç - özne - yüklem
C) Dolaylı tümleç - özne - zarf tümleci - yüklem
D) Nesne - dolaylı tümleç - zarf tümleci - özne -yüklem
E) Nesne - dolaylı tümleç - zarf tümleci - özne -zarf tümleci - yüklem
3. I. Gök, bozkırın üstüne büyük ve gri keçesini yayıyordu.
II. Kimselerin bilmediği bir kır kahvesi yazları tamamen
dolardı.
III. İnsanlar henüz yataklarındayken, balıkçılar çoktan
limandan ayrılır.
IV. Kasabanın ortasından geçen nehir, etrafına yeşillikler dağıtıyordu.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri ögelerinin sıralanışı yönüyle aynıdır?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
2. Edebiyatımıza yön vermeye çalışan yazarların dil konusunda herkesten daha titiz olması gerekir.
Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Özne - yüklem
B) Özne - dolaylı tümleç - yüklem
C) Özne - nesne - yüklem
D) Nesne - dolaylı tümleç - zarf tümleci - yüklem
E) Dolaylı tümleç - dolaylı tümleç - zarf tümleci -yüklem
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, nesne göreviyle kullanılmıştır?
A) Çocuklara yüz vermemeye özen gösterirdi.
B) Bu adamdan yakamızı kurtaramıyorduk.
C) Uzun zamandır onun yüzünü gördüğümüz yok.
D) İlk bakışta ağzı var, dili yok sanırsınız.
E) Biraz zahmet çekip Muğla’ya kadar gideceğiz.
TÜRKÇE 28
Pratik Test FASİKÜL 6
11. Aşağıdakilerin hangisinde belirtili ad tamlaması nesne görevinde kullanılmıştır?
A) Ağacın dallarında kıpkırmızı elmalar vardı.
B) En güzel karanfilleri burada bulabilirsiniz.
C) Uzun süre denizin maviliğine baktım.
D) Müdür, onun babasını okula çağırmış.
E) Askerlik anılarını dedemden dinlemeliydiniz.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç cümlenin en önemli ögesidir?
A) Ona bir yaz akşamı bu şehri gezdirmiştim.
B) Bahçedeki kırmızı güllere, hayran hayran bakıyordu.
C) Bu konuda neler düşündüğünü sadece ona anlattı.
D) Konuşurken gözlerimin içine üzüntülü bakıyordu.
E) Yazılarımda bu kitaptan alıntılar var.
10. Yaylaların güzelliğini görmek için gelen turistler,yağmur
başlayınca ağaçların altına sığındılar.
Bu cümlenin ögelerinin sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Özne - zarf tümleci - yüklem
B) Özne - nesne - yüklem
C) Zarf tümleci - nesne - özne - yüklem
D) Özne - zarf tümleci - dolaylı tümleç - yüklem
E) Nesne - özne - zarf tümleci - yüklem
9. Aşağıdaki cümlelerden hangisi vurgulanan öge yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Çatlayan topraklara ilk yağmur damlası düştü.
B) Genç yaşında, o kapkara saçlar beyazlaşıvermiş.
C) Bu tozlu yollardan nice insanlar geçmiştir.
D) Beni şimdiye dek bir sen anladın.
E) Üniversite yıllarımızda onun romanlarını okuyorduk.
1-C 2-A 3-B 4-A 5-D 6-B 7-C 8-C 9-E 10-D 11-D 12-C
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada
yanlışlık yapılmıştır?
A) Şafak sökmeden az önce / hava / hafifçe / serinlemişti.
B) Gökyüzünde / hilal / büyük bir sarı top gibi / parlıyordu.
C) Yeni yeni / aydınlanmaya başlayan ufuk / yerle göğü
/ birleştiriyordu.
D) Bir çalıdan ötekine geçen serçe yavruları / kaybolma
korkusuyla / cik cik / ötüyordu.
E) Ormandaki bütün hayvanlar / bu geçici serinlikte /
birer birer / ortaya çıkıyordu.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada
bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Bu televizyonu / geçen hafta / sipariş etmiştim.
B) Bir hafta sonra / gelecekmiş / misafir öğrenciler / şehrimize.
C) Yarın / sizin / geziye gideceğinizi / bilmiyordum.
D) Ağlamaktan / gözleri / iyice / kızardı.
E) Çocuğun dedesi / yarın akşam / uçakla /gelecekmiş.
29 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 6
1. Aşağıdakilerden hangisinde cevap cümlesi nesneden oluşmuştur?
A) – Gelinliğini kime diktirdin?
– Çarşıdaki terziye.
B) – Buraya neyle geldiniz?
– Otobüsle.
C) – Bu resim neye benziyor?
– Bir bahar manzarasına.
D) – Buranın nesi ünlü?
– Kayısısı.
E) – Yemeğe kimleri çağırdın?
– Bütün arkadaşlarımı.
6. Kar altındaki uçsuz bucaksız ormanlar, dağlar, buz tutmuş göller ve taş damlı yayla evleri Batı Karadeniz’i kış
gelince bir masal dünyasına dönüştürür.
Bu cümlede yükleme sorulan aşağıdaki sorulardan
hangisinin cevabı yoktur?
A) Ne? B) Neyi? C) Neye?
D) Ne zaman? E) Nasıl?
2. “Sabırsızlıkla beklediği ayakkabılarını giyince mutlu oldu.”
Bu cümlenin ögeleri, aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Nesne - zarf tümleci - yüklem
B) Edat tümleci - nesne - yüklem
C) Zarf tümleci - yüklem
D) Zarf tümleci - nesne - zarf tümleci - yüklem
E) Dolaylı tümleç - nesne - zarf tümleci - yüklem
5. Aşağıdakilerin hangisinde zarf tümleci açıklayıcısıyla birlikte verilmiştir?
A) Yeni aldığı çantası, askılı olan, kaybolunca çok üzülmüştü.
B) Büyük bir umutla gelecek haftayı, köye döneceği
günü, bekliyordu.
C) Bu toplantıya, geleceklerini sanmıyorum ya,okul arkadaşlarımı da davet ettim.
D) Onları son gördüğümde, iki gün önce, çok mutluydular.
E) Maç başlayınca herkes üst kata, televizyonun olduğu
salona, çıktı.
4. Aşağıdakilerin hangisinde ögelere ayırmada bir yanlışlık yapılmamıştır?
A) Çeyrek asrı aşkın bir süredir / bu gazetede /yazdığı
eleştiri yazılarını / bir eserde / topladı.
B) Çeyrek asrı aşkın bir süredir / bu gazetede yazdığı
eleştiri yazılarını / bir eserde / topladı.
C) Çeyrek asrı aşkın bir süredir bu gazetede / yazdığı
eleştiri yazılarını / bir eserde / topladı.
D) Çeyrek asrı aşkın bir süredir bu gazetede yazdığı
eleştiri yazılarını / bir eserde / topladı.
E) Çeyrek asrı aşkın bir süredir / bu gazetede /yazdığı
eleştiri yazılarını bir eserde / topladı.
3. (I) Bu restoranda (II) Marmara ve Ege’ye özgü balıkları
(III) taze taze (IV) yiyebilirsiniz (V).
Bu cümlede zamanı vurgulamak için “her gün” sözünün numaralanmış yerlerin hangisine getirilmesi uygun olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 30
Sınav Tadında FASİKÜL 6
12. Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin herhangi bir ögesinin açıklayıcısı olmayan bir ara söz kullanılmıştır?
A) Geceleri mezarlığın yanından geçen yol, o ağaçlı ve
karanlık patika, herkesi çok korkutuyordu.
B) Onu, belki o bunu hiç bilmeyecek, hayatım boyunca
unutmayacağım.
C) Sahilde, bir balıkçı kahvesinde, tek başına oturmuş
türkü mırıldanıyordu.
D) Fakültedeki en samimi arkadaşları, Nursima ve Beyza,
gelecekmiş.
E) “Ümitsiz insan yaşayamaz.” sözüne kesinlikle katılıyorum.
1-E 2-C 3-D 4-D 5-D 6-E 7-B 8-E 9-D 10-E 11-E 12-B
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada
bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Baykuşlar / akşamları / ağaçların dallarına / konar.
B) Isparta, / halıları ve gülleriyle ünlü bir şehrimizdir.
C) Bir orman yangınıyla / kızardı / karşıki tepeler.
D) Toprağa / boşanır / güz yağmurları / sağnak sağnak.
E) Bahçedeki / erik ağaçlarının hepsi / havalar birden
soğuduğundan / kurumuştu.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ara söz, öznenin
açıklayıcısıdır?
A) Çocukluk yıllarının geçtiği şehre, yemyeşil Rize’ye,
her yaz gidiyoruz.
B) Bayram Bey, sen de iyi bilirsin ki, çok disiplinli bir insandır.
C) Çocuklarım, eksik olmasınlar, beni sürekli ararlar.
D) İlk kitabımı, en çok sevdiğim eserimi, üniversitede
okurken bastırmıştım.
E) Biricik amcası, hayatta en değer verdiği insan, geçen yaz Samsun’a taşınmış.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin yapılma zamanı vurgulanmıştır?
A) Kışın buralarda avlanmak yasaktır.
B) Sınıf arkadaşım madalyasını dün almış.
C) Biraz önce bu bahçe bomboştu.
D) Şiirlerinde daha çok, akşamı işlerdi.
E) Okuldan çıkınca babasının iş yerine giderdi.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne, açıklayıcısıyla birlikte verilmiştir?
A) Eray, mahallenin en yaramaz çocuğu, bisikletten
düşmüş.
B) Yarın Türkbahçe’ye, çocukluğumun geçtiği o güzel
köye, gideceğim.
C) Öğrencilere, canından çok sevdiği çocuklara,bu haberi nasıl verecekti?
D) Balıkçıları, şafaktan önce yola çıkan çalışkan insanları, herkes heyecanla bekliyor.
E) Oraya, bizim almak istediğimiz arsaya, apartman
yapmışlar.
8. “Ünlü tarihçi Herodotos’un memleketi olan Bodrum, tarihi yanında doğal güzellikleriyle de adından bahsettiren
önemli bir turizm merkezidir.”
Bu cümlenin yüklemi aşağıdakilerden hangisidir?
A) merkezidir.
B) turizm merkezidir.
C) önemli bir turizm merkezidir.
D) adından bahsettiren önemli bir turizm merkezidir.
E) tarihi yanında doğal güzellikleriyle de adından bahsettiren önemli bir turizm merkezidir.
31 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 6
1. Burası, nehrin taşları aşındırarak oluşturduğu bir mağaraydı.
Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?
A) Özne – yüklem
B) Nesne – zarf tümleci – yüklem
C) Özne – zarf tümleci – yüklem
D) Özne – nesne – zarf tümleci – yüklem
E) Özne – nesne – yüklem
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne, tamlayanı sıfat-fiil grubu olan bir sıfat tamlaması değildir?
A) Köyümüzdeki ceviz ağaçlarının dallarını güneş batarken bir kızıllık kaplar.
B) Yeşille kırmızının birleşmesinden doğan renk cümbüşü, gözleri kamaştırır.
C) Sazların arasından süzülen dere, dümdüz ova üstünde mavi bir şerit gibi uzanır.
D) Heybeleri sırtlarında yorulmuş insanlar, telaş içinde
evlerine dönerler.
E) Evlerde yanan kandiller, ateşböceği gibi ışıldar.
2. Aşağıdakilerin hangisinde belirtisiz ad tamlaması
nesne görevinde kullanılmıştır?
A) Otobüs durağında yüzlerce yolcu bekliyordu.
B) Kentteki binaların birçoğunda hasar tespit edilmiş.
C) Okul için yeni yazı tahtaları alınacaktı.
D) Pastel boyaları küçük kardeşim için almıştım.
E) Bu kitabın yazılış amacı diğerlerinden farklıydı.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem yanlış belirlenmiştir?
A) Büyük şehirlerde mevsimlik kitap fuarları düzenlenmelidir.
B) Kitaplar, sergilerde okurlarla buluşursa şimdikinden
fazla ilgi görür.
C) Birçok yazar fuarda kitap imzalamaktan yorgun düşmüştü.
D) Kitap fuarına en çok ilgi gösterenler ortaokul ve lise
öğrencileriydi.
E) Hep yakınırız, kitap gereği gibi okunmuyor diye.
6. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili bölümlerden
hangisi ötekilerden farklı bir ögedir?
A) Alain, insanın birbirine zıt iki dünya içinde yaşadığını
söyler.
B) Ahmet Haşim, şiirde serbest ölçüyü birçok şairden
önce kullanır.
C) Tiyatro bir eğlencedir sözü unutulmaması gereken
bir gerçektir.
D) Bizi yaşamda mücadele etmekten alıkoyan düşünceleri dikkate almamalıyız.
E) Tiyatronun eğitici yönünü hiçbir zaman görmezden
gelemeyiz.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru eylemden etkileneni bulmaya yöneliktir?
A) Önce kimi ziyaret edeceğine karar verdin mi?
B) Neden onunla hiç konuşmuyorsun?
C) Dünkü geziye öğrencilerin kaçı katılmadı?
D) Arabalardan en çok hangisini beğendiniz?
E) Hangi okulda okumak isterdin?
TÜRKÇE 32
Sınav Tadında FASİKÜL 6
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim tamlaması nesne görevinde kullanılmıştır?
A) Balıkçı gemisi, Ege’ye doğru yol alıyordu.
B) Geminin güvertesinden denize bakıyordu.
C) Geminin ikinci kaptanı, kamarasında kitap okuyor.
D) Denizcilerin mutlulukları yüzlerinden okunuyordu.
E) Kaptanın seyir defterini, bu notlar dolduruyordu.
9. Aşağıdaki cümlelerden hangisi “zarf tümleci ve yüklem”den oluşmuştur?
A) Geçmişteki güzel günleri anlatan bir şarkıydı.
B) Yıllardır devam eden bir gelenektir bu.
C) Göğü saran kara bulutlar dağılacak gibi değildi.
D) Yorucu bir günün akşamında dinleniyoruz.
E) Kısılmış sesimi duyacak kimse yoktu.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada
bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Onunla konuşurken / masanın üstünde duran anahtarlık/ dikkatimi çekti.
B) Arkadaşımla / tarihi kalenin büyük kapısından / içeri
/ girdik.
C) Beş altı saatlik / sıkıntılı bir otobüs yolculuğundan
sonra / kasabaya / vardık.
D) Elektrik kesilince / küçücük odamız / tamamen / karardı.
E) Doktor / bize selam verdikten sonra / yavaşça / yerine / oturdu.
11. “Şehir” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç olarak kullanılmıştır?
A) Birçok şair şiirlerinde sevdiği şehirleri anlatmıştır.
B) Bazı şehirler ünlü yazarlarımızın sanat hayatında etkili olmuştur.
C) İnsanlar, istemeye istemeye büyük şehirlere göç ediyor.
D) Turizm Bakanlığı tarihi şehirler için yeni bir kanun hazırlıyor.
E) Ülkemizin gastronomi şehirleri bir sunumla tanıtılacak.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne, adlaşmış bir
sıfattır?
A) Güzel bir yaz günü, her sıkıntıyı unutturur.
B) Çaresizlik, sıkıntıların en kötüsü ve dayanılmazıdır.
C) Sabahları erkenden kalkar ve sahilde koşardı.
D) Maç meraklıları burada buluşup yola çıkarlardı.
E) Bulduğun eski, siyah çantanın sahibi kimdi?
1-A 2-D 3-A 4-D 5-E 6-C 7-D 8-C 9-D 10-E 11-C 12-A
12. Aşağıdakilerden hangisinin yüklemi ek eylem almış
bir adıldır?
A) Onun en iyi dostları bizdik.
B) İşleri gittikçe düzeliyordu.
C) Bugün hava çok yağmurluydu.
D) Kardeşim küçükken çok bencildi.
E) Hastalıktan yüzü iyice sarardı.
Fiil Çatıları
6. ÜNİTE
FASİKÜL 7
1 TÜRKÇE
Nesnesine Göre Fiiller
1. Geçişsiz Fiiller
 Nesne alamayan fiillerdir.
 Geçişsiz fiiller, neyi, kimi, ne sorularına cevap veremez.
Yaşlı adam birden karşıma çıkınca çok korktum.
Küçük dere, ağaçların altında şırıltılarla akıyor.
Bu cümlelerde yüklem olan korkmak ve akmak eylemleri
nesne alamadığı için, geçişsiz fiillerdir.
Aşağıdaki cümlelerde fiiller, nesne alamadıkları için geçişsizdir.
Bizim mahalle eskiye göre çok değişti.
Gençler, parkta neşe içinde oynuyorlar.
Küçük çocuk nedense sürekli ağlıyor.
2 - ÇÖZÜMLÜ SORU
Nesne alıp almadıklarına göre fiiller “geçişli” ve “geçişsiz” diye
ikiye ayrılır. Neyi ve kimi sorularına cevap veren fiiller geçişli,
bu sorulara cevap vermeyenler geçişsizdir.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerden hangisinin
yüklemi geçişli bir fiildir?
A) Dolaba koymadığımız için meyveler çürümüş.
B) Bu yıl kış tatilinde Kartalkaya’ya gideceğiz.
C) Çocuklar annelerini görünce çok sevindiler.
D) Beklediğimiz misafirler bu akşam gelecek.
E) Başvuru belgelerini danışmaya vereceksiniz.
(-Neyi danışmaya vereceksiniz?
-Başvuru belgelerini-nesne geçişli)
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) İçine kapanmış olan Anadolu dağları, sessizliğini, bilge dalgınlığında sürdürür zamanın akışı içinde. (II) Kendi dilince söyler türküsünü, kendi gönlünce sürer yaşamını. (III) Dağlar vardır, yüreğinden eski uygarlıklar gülümser çağımıza. (IV) İşte
bundan dolayı birçok efsaneyi bağrında yaşatır bizim Anadolu dağları. (V) Anadolu’nun en eski sahiplerinden şimdikilere değin olanları anlatır bize.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi, çatısı bakımından geçişsizdir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
BAŞKA YERDE YOK
Bazı fiiller, hem geçişli hem geçişsiz olarak kullanılabilmektedir.
Boş arsalarda bütün gün koşardım. (geçişsiz)
Okulda yüz metreyi en iyi ben koşardım. (geçişli)
Tarık, odanın içinde sabahtan beri dolaşıyor.
(geçişsiz)
Tarık, bu tarihi şehri keyifle dolaşıyor. (geçişli) AKLINDA OLSUN
O Geçişli fiile sahip olan cümlelerde kimi zaman
nesne bulunmaz.
O Bu fiiller, “onu” sözcüğüyle okunabildiğinden,
cümlede nesne olmasa da geçişli sayılır.
Dün akşam konuştuk. (onu)
Yarın telefonla ona söylerim. (onu)
Bu sefer çok iyi anlamış. (onu)
Nesnesine Göre Fiiller
1. Geçişsiz Fiil
> Oldurgan Fiil
2. Geçişli Fiil
> Ettirgen Fiil
1. Etken Fiil
2. Edilgen Fiil
3. Dönüşlü Fiil
4. İşteş Fiil
Fiil Çatısı
Öznesine Göre Fiiller
Çatılarına Göre Fiiller
Cümlede, fiilin nesne ya da özne alıp almaması yönünden ortaya çıkan durum fiil çatısı olarak isimlendirilir.
Fiil Çatıları
TÜRKÇE 2
FASİKÜL 7 BİZDEN NOT
Yüklemi fiil olmayan cümlelerde çatı özelliği aranmaz.
2.Geçişli Fiil
 Nesne alabilen fiillerdir.
 Geçişli fiiller kimi, neyi, ne sorularına cevap verebilen fiillerdir.
Ünlü şairi, edebiyat dersimize girince tanıdım.
Belirtili Nesne
Misafir geleceği için konağı iyice temizledik.
Belirtili Nesne
Bana, doğum günümde kol düğmesi hediye etmişti.
Belirtisiz Nesne
Bu cümlelerde tanımak eylemi ünlü şairi belirtili nesnesini,
temizlemek eylemi konağı belirtili nesnesini, hediye etmek
eylemi kol düğmesi belirtisiz nesnesini aldığından geçişli
bir eylemdir.
 Aşağıdaki cümlelerde fiiller, nesne aldıkları için geçişlidir.
Bu saati babama dedem vermiş.
Bize, pikniğe gelemeyeceğini dün söyledi.
Akşamları yatmadan önce meyve yerim.
Her ay birkaç edebiyat dergisi alırım.
Deniz kenarında güneşin batışını seyrediyorum.
Çocuk, kitaptaki bir soruyu çözememiş.
Oldurgan Fiil
Nesnesi olmayan, geçişsiz fiillere “-r, -t, -tir” yapım eklerinden
uygun olanını getirerek o fiillerin geçişli hâle dönüştürülmesi
durumuna denir.
Örnek
“korktu” fiili nesnesi olmayan, geçişsiz bir fiildir. Bu fiil “-t” eki
aldığında “korkuttu” şekline dönüşür ve nesne alarak geçişli
çatılı olur.
Ansızın oturduğu yerden kalkan adam, beni çok korkuttu.
nesne
Geçişsiz Fiil Oldurgan Fiil
kanmak kan - dır - mak
acımak acı - t - mak
kaçmak kaç - ır - mak
Ettirgen Fiil
Nesnesi olan geçişli fiillere “-r, -t, -tir” yapım eklerinden uygun olanının getirilmesiyle o fiillerin geçişlilik derecesinin artırılması durumuna denir.
Örnek
“çekti” fiili nesnesi olan, geçişli bir fiildir. Bu fiil “-tir” eki aldığında “çektirdi” şekline dönüşür ve fiilin geçişlilik derecesi artar.
Aleyna, ilk defa gördüğü bu bitkinin fotoğrafını çekti.
nesne
Aleyna, ilk defa gördüğü bu bitkinin fotoğrafını çektirdi.
nesne
Geçişli Fiil Ettirgen Fiil
yakmak yak - tır - mak
dinlemek dinle - t - mek
içmek iç - ir - mek
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Yüklemi geçişli fiil olduğu halde nesne kullanılmamış cümle, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dikkatli bakmayınca fark göremezsiniz.
B) Dikkatli bakmayınca fark bulamazsınız.
C) Dikkatli bakmayınca farkına varamazsınız.
D) Dikkatli bakmayınca farkında olamazsınız.
E) Dikkatli bakmayınca fark edemezsiniz.
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Nesne alıp almadıklarına göre fiiller “geçişli” ve “geçişsiz” diye
ikiye ayrılır. Neyi ve kimi sorularına cevap veren fiiller geçişli,
bu sorulara cevap vermeyenler geçişsizdir.
Bu tanıma göre aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geçişli bir fiildir?
A) Onun sözlerine, arkadaşı sinirli sinirli gülüyordu.
B) Çocuklar, hava güzel olursa yarın maça gidecekler.
C) Babasıyla İstanbul’a gideceğine çok seviniyor.
D) Siz de bizimle sinemaya gelmez misiniz?
E) Televizyondaki yeni diziyi izliyor musunuz?
Fiil Çatıları
3 TÜRKÇE
FASİKÜL 7
PRATİK BİLGİ
Edilgen ve dönüşlü fiiller; aynı eklerle oluşturulduğundan karıştırılabilir.
Edilgen çatılı fiillerin öznesi sözde öznedir, dönüşlü fiillerin öznesi ise gerçek öznedir.
Benan, bilgisayar kursuna yazılmış.
Bu cümlede “Benan” öznesi hem “yazılma” fiilini
yapmış hem de “yazılma” fiilinden etkilenmiştir.
Bundan dolayı “yazılmış” fiili dönüşlü çatılıdır.
Derste konuşanların adı tahtaya yazılmış.
Bu cümlede yazılma fiili bir başkası tarafından yapılmış ve “Derste konuşanların adı” sözde öznesini almıştır.
Bundan dolayı “yazılmış” fiili edilgen çatılıdır. BENDEN UYARMASI
Edilgen fiiller sözde özne alır ancak bazı edilgen
çatılı fiiller sözde özne almayabilir.
İstanbul’dan Konya’ya dokuz saatte gidildi.
(gidilen ne? sorusuna cevap yok dolayısıyla sözde
özne yok.)
Böyle güzel bir beldede yıllarca kalınır.
(kalınan ne? sorusuna cevap yok dolayısıyla sözde
özne yok.)
3.Dönüşlü Fiil
 Fiildeki iş, oluş ve hareketin doğrudan doğruya özneye dönüşünü gösteren, yani öznenin bir işi kendi kendine yaptığını belirten fiil çatısıdır.
 Dönüşlü fiiller de edilgen fiiller gibi “-l, -n” ekleriyle türetilir
ancak dönüşlü fiillerde özne hem işi yapar hem de yapılan işten etkilenir.
 Babam, sınavdaki başarıma çok sevindi.
Bu cümlede “Babam” öznesi “sevindi” fiilini kendisi yapmış ve bu fiilden yine kendisi etkilenmiştir.
 Saygı, savaşta ailesini kaybeden çocuklara çok üzülüyordu.
Bu cümledeki “üzülüyordu.” fiili “Saygı” öznesi üzerinde gerçekleşmiş ve yine öznenin kendisi bu fiilden etkilenmiştir.
Öznesine Göre Fiiller
1. Etken Fiil
 Yüklemde belirtilen fiil, doğrudan öznenin kendisi tarafından yapılıyorsa bu tür fiillere etken fiil, özneye de gerçek
özne denir.
İlknur, iş yerinden evine yürüyerek gitmiş.
gerçek özne etken fiil
Yukarıdaki cümlede “gitmiş” fiili “İlknur” gerçek öznesiyle
etken fiil özelliği göstermiştir.
2. Edilgen Fiil
 Yüklemde belirtilen fiil, başkası tarafından yapılıyorsa bu
tür fiillere edilgen fiil, özneye de sözde özne denir.
Edilgen fiil, “-n” ve “-l” ekiyle türetilir ve cümleye “başkası
tarafından yapılma” anlamı katar.
Edilgen fiili bulmak için cümlede “kim tarafından?” sorusuna cevap aranabilir.
 Mahalledeki yangın kısa sürede söndürü-l-dü.
sözde özne edilgen fiil
 Dedemin köstekli saati, bulu-n-du.
sözde özne edilgen fiil
Yukarıdaki ilk cümlede “Mahalledeki yangın kim tarafından
söndürüldü?” sorusuna “İtfaiyeciler tarafından söndürüldü.” şeklinde cevap verilebilir.
İkinci cümlede “Dedemin köstekli saati kim tarafından bulundu?” sorusuna “Polis tarafından bulundu.” şeklinde cevap verilebilir.
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Karikatür” kelimesi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözde özne göreviyle kullanılmıştır?
A) Karikatür, yirminci yüzyılın etkin sanatlarındandır.
B) Karikatür, sanatların en dinamik olanıdır.
C) Karikatür, iletişim gücünün yüksekliği nedeniyle sevilir.
D) Karikatür, toplumsal değişimlerin aynasıdır.
E) Karikatür, güldürmekten çok düşündürmelidir.
BAŞKA YERDE YOK
Ettirgen fiiller işi bir başkasına yaptırma anlamı taşır ve bu yönüyle oldurgan fiillerden ayrılır.
Sinan, fırından ekmek aldı.
(aldı geçişli fiil)
Sinan, kardeşine fırından ekmek aldırdı.
(aldırdı ettirgen fiil-işi bir başkasına yaptırma anlamı taşımaktadır.)
Fiil Çatıları
TÜRKÇE 4
FASİKÜL 7
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Arada sırada telefonla görüşüyoruz.
Bu cümlenin yüklemi çatı bakımından, aşağıdaki cümlelerden hangisininkiyle benzerlik göstermektedir?
A) Kendisiyle sık sık buluşuyorduk.
B) Zor bir işin altına girmiştik.
C) Öfkesi sonunda yatışmıştı.
D) Dostluğumuz günden güne gelişiyordu.
E) Evine gidip mutluluklar dilemiştik.
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir işi karşılıklı yapma
anlamı vardır?
A) Üç gün içinde değişmiş, iyice esmerleşmişti.
B) Yeni bir elbise almış, bu ona çok yakışmıştı.
C) Hepsi dağılmış, bir yere kaçışmıştı.
D) Çok beklemiş, sonunda isteğine kavuşmuştu.
E) Türlü cephelerde bulunmuş, dövüşmüştü.
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Anneleri yaramazlık yapan çocuklara söylendi.
Bu cümlenin yüklemiyle aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi arasında çatı yönünden benzerlik vardır?
A) Toplantıda önemli kararlar alındı.
B) Bayram bu yıl daha coşkulu kutlandı.
C) Okul arkadaşını karşısında görünce çok sevindi.
D) Üyelere verilen kartların tümü yenilendi.
E) Törende çağdaş ozanlardan şiirler okundu.
4. İşteş Fiil
 Bir fiilin birden çok özne tarafından karşılıklı, ortaklaşa yapıldığını belirten, -ş- ekiyle kurulan fiil çatısıdır.
Â İşteş fiillerde özne tekil bile olsa yargının gerçekleşmesi
birden fazla kişiyi gerektirir.
Â İşteş fiiller, öznelerin işi yapma durumuna göre ikiye ayrılır:
Karşılıklı Yapma Anlamı Taşıyan İşteş Fiiller:
Eski dostlarla zaman zaman buluşup dertleşiriz.
Ersin ile Esin yok yere tartıştı.
Biraz önce kapıda onunla selamlaştık.
Seninle bu akşam sahilde buluşalım.
Birlikte Yapma Anlamı Taşıyan İşteş Fiiller:
Gençler, bahçede bir oraya bir buraya koşuşuyor.
Güvercinler, gökyüzünde nazlı nazlı uçuşuyor.
Konuklar, palyaçoyu görünce gülüştüler.
Çiftlikteki bütün kuzular meleşiyor.
PRATİK BİLGİ
O “savaşmak, barışmak, güreşmek, yarışmak” gibi bazı fiiller işteşlik eki(-ş) almasalar da işteşlik anlamı taşır ve işteş çatılı sayılır.
O “yetişmek, sıkışmak, dolaşmak” gibi bazı fiiller
“-ş” ekiyle türetildiği halde işteşlik anlamı taşımaz ve bu fiiller işteş çatılı değildir.
BAŞKA YERDE YOK
Bazı fiiller işteş çatılı eylem gibi görünür ancak bu
fiillerde birlikte ya da karşılıklı yapma anlamı söz
konusu değildir.
Bunlarda bir durumdan başka bir duruma geçiş
söz konusudur ve bu fiillerde işteşlik özelliği yoktur.
O Belediye tarafından bakımı yapılan parklar güzelleşti.
Bu cümlede “güzelleşti.” fiili birlikte ya da karşılıklı yapılmayı değil, bir değişimi, başka bir
duruma geçişi bildirdiğinden işteş değildir.
Fiil Çatıları
5 TÜRKÇE
FASİKÜL 7
Aşağıda verilen yargılardan doğru olanların karşısına “D” yanlış olanların karşısına “Y” harfi koyunuz.
Aşağıdaki tablolarda verilen alt çizili fiilleri karşılarındaki uygun kavramlarla eşleştiriniz.
Geçişli Fiil
Geçişsiz Fiil
Geçişsiz Fiil
Geçişli Fiil
Oldurgan Fiil
Oldurgan Fiil
Geçişsiz Fiil
Ettirgen Fiil
Ettirgen Fiil
B) Öğretmenin anlattığı fıkraya dakikalarca güldük.
E) O çocuk köpeklerden çok korkarmış.
H) Kötü haberi aldığında ağzındakileri yutamadı.
C) Hararet yapan arabayı hemen durdurdu.
F) Depremden önce bebeğini uyutmuştu.
dinlendirdi.
I) Yapamadığı soruları öğretmenlerine bir bir çözdürdü.
A) Geceleyin sahilde oturup sabaha kadar gitar çaldık.
D) Anneme yeni aldığım daireyi boyattım.
G) İşçileri iki gün geçtikten sonra aralıklı olarak
1
1
1
2
2
2
3
3
3
2
1. Nesnesi olan ya da nesne olabilen fiillere “geçişli fiil”
sorularıyla bulduğumuz için bu sorulara cevap veren fiiler geçişlidir.
denir. Nesneyi, yükleme sorduğumuz “neyi, kimi, ne”
3. Geçişsiz iken “-r, -t, -tır” eklerinden uygun olanını ala-rak geçişli hâle gelen fiillere “ettirgen fil” denir.
4. Ettirgen fiillerde işi, genellikle bir başkasına yaptırma anlamı vardır.
herhangi bir nesne getirilemez.
2. Geçişsiz fiiller, “neyi kimi, ne” sorularına cevap veremez. Geçişsiz fiillerin yüklem olduğu cümlelere dışarıdan
Etkinlik 1
Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.
Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla
dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en
yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir
sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde
düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu
kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli
sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.
Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu
Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.
ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına
göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile
ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça
belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği
sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve
yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını
yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal
Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.
* Yaygın
YAPIM EKİ
ALAN
ÇEKİM EKİ
ALAN
YAPIM VE ÇEKİM
EKİ ALAN
Etkinlik 1
Aşağıdaki metinde geçen altı çizili sözcükleri aldığı eklere göre belirtilen yerlere yazınız.
Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla
dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en
yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir
sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde
düzenleyebilirsiniz. Ancak bir kütüphanede binlerce hatta bazen milyonlarca kitap bulunur ve tüm bu
kitapları istenildiğinde kolayca bulabilmek için yukarıda saydığımız yöntemleri bir araya getiren çeşitli
sınıflandırma ve sıralama sistemleri kullanılır. Kitaplar bu sistemlere göre kataloglanır ve raflara dizilir.
Dünya kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılan üç kataloglama sistemi var: Dewey Onlu
Sınıflandırma Sistemi, Evrensel Onlu Sınıflandırma Sistemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflandırma Sistemi.
ABD’deki Amherst College Kütüphanesinde kullanılan eski sistemde, kitaplara satın alınma sıralarına
göre demirbaş numarası veriliyor ve kitaplar raflardaki sabit yerlerini alıyordu. Bu yöntemle birbiri ile
ilgisi olmayan kitaplar sırf aynı dönemde satın alındıkları için yan yana duruyor ve kitap sayısı arttıkça
belirli bir kitabı bulmak zorlaşıyordu. Bu sorunu çözmek üzere işe alınan Melvil Dewey’nin geliştirdiği
sistemin en öne çıkan özelliği, kitapların raflarda birbirleriyle olan ilişkilerine göre dizilmesi ve
yerlerinin yeni kitaplar geldikçe değişebilmesiydi. Dewey 1876’da geliştirdiği sistemin detaylarını
yayımlayarak telif haklarını da satın aldı. Dewey Onlu Sınıflandırma Sistemi (Dewey Decimal
Classification - DDC) olarak bilinen bu yöntem bugün en yaygın kullanılan kütüphane sistemi.
* Yaygın
YAPIM EKİ
ALAN
ÇEKİM EKİ
ALAN
YAPIM VE ÇEKİM
EKİ ALAN
2
TÜRKÇE 6
Öğreten Test FASİKÜL 7
6. Aşağıdakilerin hangisinde yüklem, geçişli olduğu hâlde nesne almamıştır?
A) Çocuk, biraz bekledikten sonra isteğini tekrarladı.
B) Evde tatlı bir bayram telaşı yaşanıyordu.
C) Dostlarıyla her hafta burada buluşurdu.
D) Bu dükkânda, her türlü ürün satılıyordu.
E) Bir işe başlamadan önce iyice düşünmelisin.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birlikte yapma anlamı taşıyan bir işteş eylem kullanılmıştır?
A) Öğrenciler, yeni öğretmenlerine hemen alıştılar.
B) Öğretmenin anlattığı anıya uzun süre gülüştüler.
C) Dersten sonra bir süre sahilde dolaştılar.
D) Yeni taşındıkları sitede oturanlarla tanıştılar.
E) Ortaokuldan tanıdığı bu arkadaşıyla uzun yıllar yazıştılar.
1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geçişli bir
eylemdir?
A) Dünkü ders, on beş dakika geç başladı.
B) Tahtayı ön sırada oturan bir öğrenci sildi.
C) Çocuğun elindeki oyuncak pencereden düştü.
D) Üyelerden biri toplantıya geç geldi.
E) Kardeşimin yaramazlıklarından hepimiz bıktık.
5. Başkanlığa emekli bir memur seçildi.
Aşağıdakilerden hangisi çatısı yönüyle bu cümlenin
yüklemi ile özdeştir?
A) Yabancı konuklar, dün şehrimizden ayrıldı.
B) Hayri, tüm arkadaşları ile ayrı ayrı ilgilendi.
C) Öğrencilere, sıraya geçmeleri söylendi.
D) Seçime katılanlardan ikisi adaylıktan çekildi.
E) Birkaç dakika sonra müdür bey kapıda göründü.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözde özne kullanılmamıştır?
A) Yolcu otobüsü, yokuştan inerken iyice hızlandı.
B) Şehir dışına çıkan bütün yollar tutuldu.
C) Arazi, ortaklar arasında eşit paya bölündü.
D) Mağazanın açılışı için hazırlıklar tamamlandı.
E) Kamp ateşi, çadırların önünde yakıldı.
3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi edilgen
bir eylemdir?
A) Yürürken düşmemek için bana tutundu.
B) Dün baktığımız dükkân bizden sonra tutulmuş.
C) Çocuklar çıkarken el ele tutuşmuştu.
D) Sahilde akşama kadar balık tuttuk.
E) Çamaşırları mandallarla ipe tutturdu.
1-B 2-A 3-B 4-B 5-C 6-E
7 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 7
6. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi sonradan
geçişli hâle getirilmiştir?
A) Kısa bir süre misafirlerini salonda bekletti.
B) Son bestelediği şarkıyı ilk bize dinletti.
C) Olayı en ince ayrıntısına kadar anlattı.
D) İlk haftadan sonra kalfaların ücretini artırdı.
E) Kısa cümlelerle kendini bize tanıttı.
1. Aşağıdakilerden hangisi özne-yüklem ilişkisi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Bayram öncesi evin camları silinecekti.
B) Pazar kurulan sokak, baştan sona yıkandı.
C) Dün büyük salona yeni halılar serildi.
D) Yemekler, iki gün önceden hazırlandı.
E) Misafirler gelince şirkettekiler çok sevindi.
4. (I) Yusuf, birdenbire oturduğu yerden kalktı. (II) Ellerini
beline koydu. (III) Düşünceli bir hâlde kayığına yürüdü.
(IV) Kilim çuvalın içindeki büyük gürgen kutuyu aldı.
(V) Az ilerideki kesme taşın üstüne oturdu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangilerinin
yüklemleri çatısı yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) I ve III B) I ve V C) II ve IV
D) III ve IV E) III ve V
3. Bazıları, eleştiriyi gereksiz bir uğraş olarak görüyor.
Aşağıdakilerden hangisinin yüklemi çatısı yönüyle
bu cümlenin yüklemiyle özdeştir?
A) Okur, kendini anlatmayan yazılarla ilgilenmiyor.
B) Sanatçılar, eserleri hakkında yapılan eleştirilerden
alınıyor.
C) Eleştirmen, değerlendirdiği esere duygularını karıştırmamaya özen gösterir.
D) Gerçek eleştirmen, ele aldığı eseri objektif bir gözle
inceler.
E) Sanat eserlerinin değeri, ancak yıllar boyunca okunup anlaşılmasıyla bilinir.
2. Kimi işteş eylemler, ‘Bazı akşamlar, parkta buluşurduk.’cümlesinde olduğu gibi karşılıklı yapılma anlamı taşır.
Aşağıdakilerin hangisinde buna benzer bir eylem kullanılmıştır?
A) Tarla sahibi gelince çocuklar kaçıştılar.
B) Oda ısınınca çocuğun yanakları pembeleşti.
C) Kardeşim, dayımın koluna sımsıkı yapıştı.
D) Kapının önünde, ayaküstü bir süre atıştılar.
E) Patlamayı duyanlar, heyecanla sağa sola koşuştu.
5. “Nurullah Ataç” sözü aşağıdakilerin hangisinde sözde özne olarak kullanılmıştır?
A) Son yıllarda Nurullah Ataç gibi bir eleştirmen yetişmedi.
B) Nurullah Ataç’ı kendi döneminde çok anlayamadılar.
C) Çok şey öğrendi Nurullah Ataç’tan bizim kuşak.
D) Nurullah Ataç, eleştirilerinin bir kısmını “Karalama
Defteri’’nde topladı.
E) Eskisine göre daha fazla okunuyor Nurullah Ataç.
1-E 2-D 3-D 4-C 5-E 6-D
TÜRKÇE 8
Sınav Tadında FASİKÜL 7
1. (I) Kayaların kucağında yer alan bu şirin köye rahatlıkla
ulaştık. (II) Kaş’tan Demre’ye giderken Davazlar köyü
karşısındaki dört kilometrelik toprak yol, bu yeşillikler diyarına getirdi bizi. (III) Bölgede su sorunu nedeniyle tarım pek gelişmemiş.(IV) Beldenin geçimi hayvancılık, arıcılık ve yünden sağlanıyor. (V) Az miktarda arpa, buğday ve zeytin de yetiştiriliyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olara kaşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlenin yüklemi etken fiildir.
B) II. cümlenin yüklemi geçişli fiildir.
C) III. cümlenin yüklemi geçişsiz fiildir.
D) IV. cümlenin yüklemi dönüşlü fiildir.
E) V. cümlenin yüklemi edilgen fiildir.
6. Galata Kulesi’nin ne zaman yapıldığıyla ilgili kesin bilgiye sahip bir tarihçiyle karşılaşmadım henüz. Cenevizliler tarafından İsa Kulesi, Bizanslılar tarafından Büyük
Kule olarak anılan esere, günümüzdekine yakın şeklini,
1348 yılında Cenevizliler vermiştir. 1509 depreminde büyük zarar gören Kule’yi, devrin ünlü Osmanlı mimarı Hayrettin Paşa onarmıştır. Kanuni Dönemi’nde, Kasımpaşa
Tersanesi’nde çalıştırılan mahkûm işçilerin kaldığı hapishane olarak kullanılmıştır. Üçüncü Selim zamanında Galata Kulesi’nin üst katına bir cumba eklenir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Geçişli fiil B) Etken fiil C) Edilgen fiil
D) İşteş fiil E) Dönüşlü fiil
2. (I) Her şeyin sustuğu, havanın durulduğu anlarda bir köşeye çekilip kitap okurum. (II) İçime dolan satırlarda onların atan kalbini duyarım. (III) Bu duyuş, beni benden
alıp götürür. (IV) Kapalı pencereler birden önüme açılır.
(V) Kitaplarım beni en çok bu saatlerde etkiler.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinin
yüklemi geçişsiz bir fiildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
5. (I) Bir şair olarak şiirde her şeyi birtakım objelerle anlatmayı her zaman yeğlerim. (II) Anlatacaklarımı bu şekilde
şiire dökmeyi başarınca çok seviniyorum. (III) Bence coşkularımız, duygularımız, düşüncelerimiz şiire aktarıldığı
zaman oradaki nesnel karşılıklarıyla buluşmalı. (IV) Çünkü
bir şiir, içindeki objelerle, yaşam biçimleriyle, yaşamdaki
ilişkilerle ve daha bir sürü ögeyle oluşturulur.(V) Ben
buna yürekten inanıyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlenin yüklemi etken fiildir.
B) II. cümlenin yüklemi dönüşlü fiildir.
C) III. cümlenin yüklemi işteş fiildir.
D) IV. cümlenin yüklemi edilgen fiildir.
E) V. cümlenin yüklemi geçişli fiildir.
3. (I) Kurumuş yapraklarla ne yapılabilir diye düşünüyordum hep. (II) Yaprakların üzerine hat sanatı yapılıp yapılamayacağı sorusu aklıma geliyordu bazen. (III) Komşumuzun dükkânında, bu fikir üzerine benim gibi kafa yoran kaligrafi ustası bir ihtiyarla karşılaştım. (IV) Heyecanlandığı her hâlinden belli olan ihtiyar, bir süre sonra yapraklarla çıkageldi. (V) Birine Kanuni’nin tuğrasını, diğerine de Yunus Emre’nin “Sev seni seveni” sözünü hat
sanatıyla işlemişti.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin
yüklemi işteş bir fiildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çatı özelliği aranmaz?
A) Safran sarısı kazağı ona çok yakışmıştı.
B) Yağmurlu havada yürümek bana zevk veriyordu.
C) Film herkesi büyülemişti.
D) Erdem, herkesi olduğu gibi kabullenmektir.
E) Bu şirin beldeyi çok beğendik.
9 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 7
12. (I) Öncelikle şunu belirteyim. (II) Bu sanatçıyı, görüşlerine önem verdiğim bir eleştirmen olarak ilgiyle izliyorum.(III) Elbette bazı fikirlerine, değerlendirmelerine katılmıyorum. (IV) Ama bu hiçbir şeyi değiştirmez.(V) O, içtenliği, özgün görüşleriyle sanat yaşamımızda kalitesini
hissettiriyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi çatısı yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1-D 2-D 3-C 4-D 5-E 6-E 7-C 8-E 9-C 10-A 11-A 12-C
10. Geleneksel mimari örnekleri ile örülü Fas sokaklarında
Endülüs’ün görkemli günlerinin izlerini seyrederken nostaljik sokakların eskiliğinde zamanın donduğunu hissedersiniz.
Bu cümlenin yükleminin çatı özellikleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Etken-geçişli
B) Dönüşlü-geçişli
C) Dönüşlü-geçişsiz
D) İşteş-geçişli
E) İşteş-geçişsiz
9. İşteş eylemlerin yüklem olduğu cümlelerde genellikle
nesne bulunmaz.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işteş eylem nesnesi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Buradan ayrıldıktan sonra yıllarca mektuplaştık.
B) Tartışma büyüdükçe taraflar sertleşiyordu.
C) Bu konuyu uzmanlarla uzun uzadıya görüştük.
D) Onunla yıllar önce bir kongrede tanışmıştık.
E) Okul bahçesinde öğrenciler bağrışıyordu.
7. (I) Kütüphaneler vasıtasıyla çağlar boyunca insanlığın
ürettiği bilgi saklanıp gelecek kuşaklara aktarılmıştır.(II)
Kütüphanenin tarihi, yazılı tarihin başlangıcına kadar uzanır. (III) Asur Dönemi’nde çiviyazısı ile hazırlanan kil tabletlerin arşivlendiği merkezler aslında ilk kütüphaneleri
meydana getirmiştir.(IV) İskenderiye Kütüphanesi, Batı
Anadolu’da Bergama ve Efes Celsus Kütüphaneleri Antik Çağ’ın önde gelen kütüphaneleri sayıldı. (V) İslam
Medeniyeti’nin en önemli kütüphanesi olan, Abbasiler
Dönemi’nde Bağdat’ta oluşturulan kütüphanenin içinde
kimi söylentilere göre bir milyon, kimine göreyse beş
milyon kitap bulunuyordu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin yüklemi edilgen fiildir?
A) I ve II B) II ve III C) I ve IV
D) III ve V E) IV ve V
11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi nesnesine göre ötekilerden farklıdır?
A) Bir apartmanın çatı katından büyüleyici manzaraya
bakıyoruz.
B) Küçük bir kız çocuğu, oyuncak bebeğine masal anlatıyor.
C) Otobüsün şoförü, nezaketle yaşlı kadının binmesini
bekliyordu.
D) Yolumuz üzerindeki bir seyyar satıcıya adresi sorduk.
E) Her akşam yatmadan önce dişlerini mutlaka fırçalardı.
8. (I) Gözlerimle tarıyorum çocukluğumun geçtiği evdeki
odanın her yanını ağır ağır. (II) Gün ışığı aydınlatıyor serin bir loşluğa gömülmüş odayı. (III) Pencereyi açıp keskin çam kokularıyla yüklü havayı soluyorum yavaş yavaş. (IV) Tarifsiz bir sevinçle doluyor gövdem. (V) Yaşayan her şeye, gönlümde çoğalan sevinçten bir parça
sunmak geçiyor içimden.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin yüklemi geçişsiz fiildir?
A) I ve II B) I ve III C) II ve V
D) III ve IV E) IV ve V
TÜRKÇE 10
FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri
Yüklemin Türüne Göre Cümleler
Cümleler, yüklemlerinin türüne göre yani ad soylu veya fiil olmalarına göre ikiye ayrılır:
1. Ad Cümlesi
 Yüklemi ad soylu sözcük veya sözcük gruplarından oluşan cümlelerdir.
Bu yörede en çok yetişen meyve, mandalinadır. (isim)
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
İçimizde sevgisini her şeyin üstünde tutan odur. (zamir)
Fabrikanın bütün odaları buz gibiydi. (edat grubu)
2. Fiil Cümlesi
 Yüklemi basit, türemiş ve birleşik fiillerden oluşan cümlelerdir.
Seni görmek için çok uzak diyarlardan geldim. (Basit fiil)
Zambaklar en ıssız yerlerde açar. (basit fiil)
Ünlü şairimiz, şiirlerinde genellikle hüznü anlatıyor. (türemiş fiil)
Dışarıdan gelen korkunç uğultular kesildi. (türemiş fiil)
Her gün saklı umutlarımızla yeniden var oluruz. (birleşik
fiil)
Ayrılık, yüreğime bir hançer gibi saplanıverdi. (birleşik fiil)
Öge Dizilişine Göre Cümleler
 Yüklemin yerine göre cümleler diye de isimlendirilir.
 Cümleler, yüklemlerinin sonda bulunup bulunmamasına
göre ikiye ayrılır:
1. Düz (Kurallı) Cümle:
 Yüklemi her zaman sonda bulunan cümlelerdir.
Uçuşan kelebekleri hayranlıkla seyrediyorum.
Tam ortasından geçtiğimiz yayla yemyeşildi.
Bu hazırlıklar, ablamın doğum günü içindi.
2. Devrik (Kuralsız) Cümle:
 Yüklemi hiçbir zaman sonda bulunmayan cümlelerdir.
Çözülen bir demetten indiler birer birer
Bir uykum kaldı sığınabileceğim liman
Kuşlar göç ediyor durmadan
Ara sıra düşenler oluyor yorgun ya da yaralı
Tutup okşuyorum tüylerini, öpüyorum gagalarından
1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Aşağıdaki atasözlerinden hangisi yüklemine göre ötekilerden farklıdır?
A) Gönül kimi severse güzel odur.
(“odur” ek fiil almış bir zamirdir ve isim soylu yüklemdir.
Dolayısıyla bu cümle ad veya isim cümlesidir.)
B) Göz görür, gönül ister.
(Fiil cümlesi)
C) Her damardan kan alınmaz.
(Fiil cümlesi)
D) Azı bilmeyen çoğu hiç bilmez.
(Fiil cümlesi)
E) İşten artmaz, dişten artar.
(Fiil cümlesi)
2 - ÖĞRETEN SORU
Aşağıdaki dizelerden hangisi yüklemine göre ad cümlesidir?
A) Açma pencereni perdeleri çek
B) Bir bakışın ölmem için yetecek
C) Mona Roza, bugün bende bir hâl var
D) Kanadı kırık kuş merhamet ister
E) Zambaklar en ıssız yerlerde açar
AKLINDA OLSUN
O Fiilimsilerin yüklem olduğu cümleler de ad cümlesidir.
O Ekip olarak amacımız, bu görkemli dağın zirvesine tırmanmaktı.(isim-fiil)
Yüklemin
Türüne
Göre
Cümleler
Öge
Dizilişine
Göre
Cümleler
Anlamına
Göre
Cümleler
Yapısına
Göre
Cümleler
Cümle Çeşitleri
Cümle Çeşitleri
11 TÜRKÇE
FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri
Eksiltili Cümle
 Herhangi bir nedenle yüklemi söylenmeyen, yazılmayan
cümlelerdir.
Dışarıda kıştan kalma soğuk bir hava... (var)
Az veren candan, çok veren maldan… (verir)
Yazarın masasının üstünde buruşmuş kâğıtlar, kırık uçlu
kalemler, yanan bir mum... (duruyor)
 Eksiltili cümlelerin sonuna noktalama yönünden genellikle üç nokta (…) işareti konur.
Anlamına Göre Cümleler
1. Olumlu Cümle
 Yüklemdeki yargının gerçekleştiğini bildiren cümlelerdir.
Denizin suyu akşamüzeri sıcacıktı.
Dost başa, düşman ayağa bakar.
Bence sen de şimdi herkes gibisin.
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim.
2. Olumsuz Cümle
 Yüklemdeki yargının gerçekleşmediğini bildiren cümlelerdir.
 Fiil cümlesinin yükleminde, -me, -ma / -maz, -mez olumsuzluk ekleri bulunur.
 Ad cümlesinin yükleminde değil / yok sözcükleri ya da -sız,
-siz ekleri bulunur.
Bu kadar eşyayı tek başına taşıyamaz.
Çocukların maddi durumu iyi değil.
Aradığım roman, bu kitabevinde yokmuş.
Bazı insanlar çevre kirliliği konusunda duyarsız.
Biçimce Olumlu Anlamca Olumsuz Cümleler
 Bu tür cümlelerde hiçbir olumsuzluk eki (-ma, -me, -maz
-siz, yok, değil) bulunmaz ancak cümledeki bazı sözcük
ya da sözcük gruplarının vurgulu kullanımı, anlamsal yönlendirmesi o cümleyi olumsuz yapar.
 Bundan dolayı bu cümlelerin - şekil bakımından veya görünüş açısından olumlu olmalarına rağmen- içerdikleri anlam olumsuzdur.
Onunla bir daha ne görüşürüm ne konuşurum.
(görüşmem, konuşmam)
Biçimce olumlu, anlamca olumsuz fiil cümlesi
Ne Orhan Pamuk ne de Elif Şafak şairdir.
(Orhan Pamuk ve Elif Şafak şair değildir.)
Biçimce olumlu, anlamca olumsuz isim cümlesi
Sizinle sinemaya geleceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
(Sizinle sinemaya gelmeyeceğim.)
Ben seni hiç üzer miyim?
(Seni üzmem)
Kebap vardı da biz mi yedik?
(Kebap yoktu)
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki ikili dizelerden hangisi bitmemiş bir cümle durumundadır?
A) Gecenin koyu karanlığında
Rüzgârda sokak kokusu
B) Çiçek açmayı deniyordu
Bahçemizde erik ağacı
C) Uğraşma boşuna, şiir yazamazsın
Bu kadar maviyken gökyüzü
D) Bana bu kadar açık söylemedi
Güzel olduğunu yaşamanın
E) Gökyüzünün maviliğine akarak
Savruldu sonsuza ışık hızım
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki dizelerden hangisi, ögelerin dizilişi yönünden
kurallı bir cümledir?
A) Bahar erdi, güller açtı burada.
B) Bahar çiçek çiçek gelince güzel!
C) Gözlerim yollarda geçti kaç bahar!
D) Ömrümüzün son demi, sonbaharıdır artık!
E) Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?
TÜRKÇE 12
FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri
3. Soru Cümlesi
 Soru anlamı taşıyan cümlelerdir.
 Bu tür cümlelerde soru anlamı soru eki ya da soru sözcükleriyle sağlanır.
Yarın akşam bizimle tiyatroya gelecek misin?
Toplantıya katılmayacağımı Burcu’ya kim söylemiş?
4. Ünlem Cümlesi
 Türlü duyguları anlatan veya içinde bir doğa sesini yansıtan
“ah, öf, şak, çat” gibi sözcüklerin bulunduğu cümlelerdir.
Ne kadar güzel!
Ne olur yardım et!
Ah, ne yaptım!
Hah, şimdi oldu!
Eyvah! Geç kaldım.
Yapısına Göre Cümleler
Cümleler yapısı yönüyle dörde ayrılır:
1. Basit Cümle
2. Birleşik Cümle
3. Sıralı Cümle
4. Bağlı Cümle
1. Basit Cümle
 Tek yüklemi bulunan, tek yargı bildiren cümlelerdir.
 Basit cümlelerde yan cümle bulunmaz.
Gözlerden uzak bir balıkçı köyünde güzel bir ev satın almış.
Deniz kıyısındaki eski binalar birer birer yıkılıyor.
Bahar ve yaz aylarında daha çok bisiklet satıyoruz.
Anlamca Olumlu Biçimce Olumsuz Cümleler
 Bu tür cümlelerde birden fazla olumsuzluk eki(-ma, -me,
-maz -siz, yok, değil) bulunur ancak bu birden fazla olumsuzluk eki cümleyi olumlu yapar.
Ders çalışması konusunda onu uyarmıyor değilim.
(uyarıyorum)
Anlattığınız konuda bilgim yok değil. (var)
Onun nasıl biri olduğunu bilmez miyim? (bilirim)
Genç bir yazar olmasına rağmen toplumsal sorunlara duyarsız değil. (duyarlı)
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisi anlamca olumludur?
A) Bunu birtakım kurallarla önlemek olur iş değil.
B) Adamcağız, sandıkları kadar paralı değil.
C) Gölün kıyısı, filmdeki gibi güzel değil.
D) Son romanının dili öyle yalın değil.
E) Köyden kente göçmeyi o da istemiyor değil.
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdakilerin hangisinde, yüklem olumsuz olduğu halde
cümlenin anlamı olumludur?
A) Sizin nasıl çalıştığınızı hiç bilmez miyim?
B) Bu toplantıya siz de katılmaz mısınız?
C) Nereye gideceğini size hiç mi söylemez?
D) Geç kalacağınızı haber veremez misiniz?
E) Hava güzel olsa da mı gelmezsiniz?
PRATİK BİLGİ
Sözde Soru Cümlesi
O Biçim yönünden soru özellikli olduğu hâlde soru sormak, cevap istemek amacıyla kullanılmayan cümlelerdir.
O Bu cümleler “rica, sitem, beğenme, onaylatma,
şüphe” gibi anlamlar taşır.
Bir kahve alabilir miyim? (rica)
İnsan arkadaşına böyle mi davranır? (sitem)
Bu hoş ortamdan etkilenmemek ne mümkün?
(beğenme)
Bu söylediklerimde haksız mıyım? (onaylatma)
Işıkları kapattım mı acaba? (şüphe)
13 TÜRKÇE
FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdakilerden hangisi yapı yönünden basit cümledir?
A) Sonunda her şeylerini satıp kente taşındılar.
B) Binbir güçlükle tepeyi aşıp ormana ulaştılar.
C) Bu toprakları, babalarından kaldığı için elden çıkarmak
istemiyorlardı.
D) Sokağın başındaki iki katlı büyük evi onlar aldı.
E) Gece geç saatlere kadar çalıştığı zamanlar uyumakta zorluk çekiyordu.
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik temel cümleciğin belirtili nesnesidir?
A) Havaların düzelmesini dört gözle bekliyorlarmış.
B) Sonunda, istedikleri gibi güzel ve ucuz bir eve taşınmışlar.
C) Toplantı salonunda bir köşeye çekilip uzun uzun konuşmuşlardı.
D) Okullar açılınca yine Ankara’ya geleceklermiş.
E) Tatillerinin bir bölümünü yaylada geçirmeye karar vermişler.
2. Birleşik Cümle
Yan ve temel cümlelerden oluşan, içinde birden fazla yargı
bulunan cümlelerdir.
Birleşik cümleler dörde ayrılır:
A) Girişik Birleşik Cümleler:
 Yan cümlenin fiilimsilerden oluştuğu cümlelerdir.
 Bir cümlede kaç tane fiilimsi varsa o kadar yan cümle vardır.
Beklediğimiz misafirler, henüz gelmedi.
“Beklediğimiz misafirler” bu cümlede sıfat-fiil fiilimsisinden
oluşan bir yan cümledir.
Misafirler içeride sohbet ederken annem sofrayı hazırlamaya karar verdi.
“Misafirler içeride sohbet ederken” ve “sofrayı hazırlamaya” sözleri fiilimsilerden oluşan bir yan cümledir.
B) Şartlı Birleşik Cümle:
 Yan cümlenin, şart ekiyle çekimlenmiş bir fiil veya ad soylu sözcükten oluştuğu cümlelerdir.
Yarın sabah erken kalkarsanız temiz havada yürüyüş yaparız.
PRATİK BİLGİ
O Birleşik cümlelerde yan cümle, temel cümlenin
herhangi bir ögesi olabilir.
Bu türküler nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşmıştır.
Bu cümlede “nesilden nesile aktarılarak” yan
cümlesi, öge yönünden zarf tümleci olmuştur.
Yurt dışında okumak, ablamın tek idealiydi.
Bu cümlede “Yurt dışında okumak” yan cümlesi, öge yönünden özne olmuştur.
Durakta arkadaşlarımızın gelmesini bekliyorduk.
Bu cümlede “ arkadaşlarımızın gelmesini” yan
cümlesi, öge yönünden nesne olmuştur.
BAŞKA YERDE YOK
O Cümle yapısının anlaşılması için “yan cümle” veya “yan cümlecik” kavramının bilinmesi gerekir.
O Yan Cümle: Tam bir yargı bildirmeyen, temel
cümleyi anlam bakımından tamamlayan cümledir.
O Yan cümle fiilimsilerden, şart kipi (-se-sa) almış
fiillerden oluşur.
Usta müzisyen, sahneye çıkınca herkes ayağa
kalktı. (zarf-fiil)
Bana mektup gönderen dinleyicilerime teşekkür ederim. (sıfat-fiil)
Bu sahilde denize açılmak tehlikelidir. (isim-fiil)
Hava güzel olursa geziye gideceğiz. (şart kipi)
“Yarın sabah erken kalkarsanız” bu cümlede şart ekiyle
(-se-sa) çekimlenmiş fiilden oluşan bir yan cümledir.
Hava soğuksa dışarı çıkmayalım.
“Hava soğuksa” bu cümlede şart eki(-se-sa) almış isim
soylu kelimeden oluşan bir yan cümledir.
C) İç İçe Birleşik Cümle:
 Bir cümlenin içinde yargı bildiren başka bir cümlenin yan
cümle olarak yer aldığı cümlelerdir.
 Bu tür cümleler genellikle birine ait sözlerin başkalarına aktarıldığı cümleler biçimindedir.
Kerem bana, sen benim bu hayatta tek dostumsun, demişti.
yan cümle
Kimse ayranım ekşi demez.
yan cümle
D) Ki’li Birleşik Cümle (İlgi Cümlesi):
 Temel cümlenin herhangi bir ögesi olan yan cümlenin, bağlı bulunduğu veya açıkladığı ögeye “ki” bağlacıyla bağlanması sonucu oluşan cümlelerdir.
Öğretmenler bilir ki bu öğrenci çalışkandır.
yan cümle
(Bu öğrencinin çalışkan olduğunu öğretmenler bilir.)
TÜRKÇE 14
FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri
9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Almanya’nın Berlin kentinde bir kooperatif “Devrilen Ağaçlardan Halk Kitaplığı Yapma Kampanyası” başlattı. (II) Bu kampanyaya katılmak isteyenler, fırtınadan veya yağmurdan devrilen ağaçların gövdelerini raf şeklinde oyup bunları kaldırımlara yerleştiriyorlar. (III) Raflara, takas edilecek kitapları koyuyorlar. (IV) Berlin halkı da içlerinden okumak istediklerini alıp
yerine kendi kitaplarından birini bırakıyor. (V) Bu, “Eğitim İçin
Sürdürülebilir Gelişme Projesi”nin bir parçası olarak devlet tarafından desteklenen bir kampanyadır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, içinde belirtisiz nesne olan bir fiil cümlesidir.
B) II. cümle, özne ve yüklemden oluşan kurallı bir cümledir.
C) III. cümle, nesnesi sıfat tamlaması olan birleşik bir cümledir.
D) IV. cümle, içinde isim tamlaması bulunan olumlu bir cümledir.
E) V. cümle, yüklemi ek eylemle çekimlenmiş bir cümledir.
11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Tasarladığım hikâye, zihnimde cümleler ve algılar hâlinde
dönüp dolaşarak gelişirken her şeyi bir kenara bırakıp masanın başına oturmam için beni zorluyor. (II) Hikâye, bilgisayarda bir cümle hâlinde başlanmış duruyor ve ben, zihnimin
bir yanında o hikâyeyi geliştiriyorum. (III) Masamın çekmeceleri, çantamın gözleri hatta ceplerim veya masada karşımda
duran pano, küçük kâğıtlara yazılmış notlarla doluyor bu arada.
(IV) Defalarca oturuyorum bilgisayarın başına hikâye için, yazdıklarımı defalarca yeniden ele alıyorum. (V) Hikâye bazen tamamlanmak üzereyken çöpe atılıyor bazen de başlangıçta tasarlanandan çok farklı bir içerik ve biçim kazanıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, girişik birleşik bir cümledir.
B) II. cümle, özneleri ortak birleşik bir cümledir.
C) III. cümle, devrik bir fiil cümlesidir.
D) IV. cümle, sıralı bir cümledir.
E) V. cümle, yüklemi şimdiki zamanda çekimlenmiş kurallı
bir cümledir.
3. Sıralı Cümle
Birden fazla cümlenin birbirine virgül (,) ya da noktalı virgül
(;) ile bağlanmasıyla oluşan cümlelerdir.
Erciyes’in eteklerine çıktık, eşsiz bir manzara karşıladı bizi.
a) Bağımlı Sıralı Cümle:
 Ögelerinden herhangi birisi ortak olan sıralı cümlelerdir.
Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
“Mart” sözcüğü yukarıdaki sıralı cümlenin ortak öznesidir.
Huzur romanını okumuştum, size de tavsiye ederim.
“Huzur romanı” sözü yukarıdaki sıralı cümlenin ortak nesnesidir. Gizli özne “ben” de yukarıdaki cümlenin ortak öznesidir.
Önümüzdeki ay av yasağı bitiyor, balıkçı tekneleri denize
açılacak.
“Önümüzdeki ay ” sözcüğü yukarıdaki sıralı cümlenin ortak zarf tümlecidir.
Ana, kızına taht kurmuş, baht kuramamış.
“Ana” sözcüğü yukarıdaki sıralı cümlenin ortak öznesi,
“kızına” sözcüğü ortak dolaylı tümlecidir.
b) Bağımsız Sıralı Cümle:
 Ögelerinden hiçbirisi ortak olmayan sıralı cümlelerdir.
Yolculuğumuz günlerce sürdü, sonunda o küçük adaya
ulaştık.
Sakla samanı, gelir zamanı.
Arda çok çalışkandı, herkes onu takdir ediyordu.
4. Bağlı Cümle
 Birden fazla cümlenin birbirine bağlaçla ulandığı cümledir.
Bu hediyeyi kendisine verilen harçlıkları biriktirmiş de öyle almış.
Böyle bir köşkü daha önce ne gördüm ne gezdim.
Seninle sahile gelirim fakat orada fazla kalamam.
Arkadaşlarını uyardım ancak hiçbiri beni dinlemedi.
Ya sen gel buralara ya da beni al yanına.
10 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Bağımlı sıralı cümlelerde özneler, tümleçler ya da her ikisi ortak olabilir.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu açıklamaya uygun bir
örnektir?
A) Adam adamdan korkmaz, utanır.
B) Gel demesi kolay, git demesi güçtür.
C) El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.
D) Ak gün ağartır, kara gün karartır.
E) İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır.
A) Adam adamdan korkmaz, utanır.
özne dolaylı tümleç yüklem yüklem
Bu cümlede “korkmaz” ve “utanır” yüklemleri için dolaylı
tümleç ve özne ortaktır.
B) Gel demesi kolay, git demesi güçtür.
özne yüklem özne yüklem
C) El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.
özne dolaylı tümleç yüklem özne dolaylı tümleç yüklem
D) Ak gün ağartır, kara gün karartır.
özne yüklem özne yüklem
E) İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır.
özne yüklem özne yüklem
15 TÜRKÇE
FASİKÜL 7 Cümle Çeşitleri
1. En sakin denizlerin kıyısındaymış gibi bakışlarında beni dinlendiren bir şey var.
2. Ben yıllara meydan okuyan güzelliği sende gördüm.
3. Eriyip kaybolduğumuz yerde her gün yeni bir umutla yeniden var oluruz.
1. Siyah renkli yavru köpek hepsinden daha sevimliydi.
2. Tutup okşuyorum tüylerini, öpüyorum gagalarından.
3. Dışarıda yazdan kalma güneşli bir hava...
1. Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim.
2. Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu.
3. Benim yurt dışında okuyacağımı Ahmet’e kim söylemiş?
1. Şair, son şiirlerinde Anadolu insanının duygu ve düşüncelerini anlatmak istemiş.
2. Uludağ’ın zirvesine çıktık, oldukça büyüleyici bir manzara karşıladı bizi.
3. Bu kitabı babasının ona verdiği harçlıkları biriktirmiş de öyle almış.
Etkinlik 1
Aşağıdaki tabloda verilen cümlelerin çeşitlerini karşılayan kavramlara ait numaraları boş
bırakılan yerlere yazınız.
İSİM CÜMLESİ FİİL CÜMLESİ FİİL CÜMLESİ
3
DEVRİK CÜMLE KURALLI CÜMLE EKSİLTİLİ CÜMLE
OLUMSUZ CÜMLE OLUMLU CÜMLE SORU CÜMLESİ
BİRLEŞİK CÜMLE SIRALI CÜMLE BAĞLI CÜMLE
İSİM CÜMLESİ
DEVRİK CÜMLE
OLUMSUZ CÜMLE
BİRLEŞİK CÜMLE
KURALLI CÜMLE
OLUMLU CÜMLE
SIRALI CÜMLE
EKSİLTİLİ CÜMLE
SORU CÜMLESİ
BAĞLI CÜMLESİ
FİİL CÜMLESİ
1. En sakin denizlerin kıyısındaymış gibi bakışlarında beni dinlendiren bir şey var.
Aşağıdaki tabloda verilen cümlelerin çeşitlerini karşılayan kavramlara ait numaraları boş
bırakılan yerlere yazınız.
1. Siyah renkli yavru köpek hepsinden daha sevimliydi.
1. Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim.
1. Şair, son şiirlerinde Anadolu insanının duygu ve düşüncelerini anlatmak istemiş.
2. Ben yıllara meydan okuyan güzelliği sende gördüm.
2. Tutup okşuyorum tüylerini, öpüyorum gagalarından.
2. Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu.
2. Uludağ’ın zirvesine çıktık, oldukça büyüleyici bir manzara karşıladı bizi.
3. Eriyip kaybolduğumuz yerde her gün yeni bir umutla yeniden var oluruz.
3. Dışarıda yazdan kalma güneşli bir hava...
3. Benim yurt dışında okuyacağımı Ahmet’e kim söylemiş?
3. Bu kitabı babasının ona verdiği harçlıkları biriktirmiş de öyle almış.
FİİL CÜMLESİ
TÜRKÇE 16
Öğreten Test FASİKÜL 7
1-D 2-B 3-B 4-B 5-C 6-E
2. Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlamca olumludur?
A) Bu problemin çözümünü anlamış değilim.
B) Bunca güzelliğin değerini bilmeli değil miyiz?
C) Ankara’da yaşamanın zorlukları onu etkilemedi.
D) O gece ne uyuyabilmiş ne de çalışabilmişti.
E) Susması gerektiğinde bir türlü susmazdı.
3. (I) Tramvay Beyazıt’tan geçiyor ve Fatih’e doğru ilerliyordu.(II) Beyoğlu artık arkada kalıyordu. (III) Aylardan
beri, ilk defa bugün, bu kadar coşkuyla gidiyordu Fatih’e.(IV) O duygusal biriydi, bu yüzden içinden geçenleri saklayamazdı.(V) Bütün duygularını açıkça ifade
ederdi.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri birden fazla yargı bildirmektedir?
A) I ve II B) I ve IV C) I ve V
D) II ve V E) III ve IV
4. (I) Tiyatroda düşünce dümdüz sunulmaz. (II) Bir düşünceyi kabul ettirmek için oyun yazmak tiyatronun özüne
terstir. (III) O iş, denemelerle, makalelerle daha iyi yapılır.(IV) Tiyatroda anlam kişinin sadece bilgisine yönelmez.(V) Tiyatro, seyircinin düşünce kaynağına inmez.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi yapısına göre ötekilerden farklıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
1. Aşağıdakilerden hangisi bir eylem cümlesi değildir?
A) Arkadaşlarının her söylediğine inanırdı.
B) Kardeşiyle, onun doğum gününde barıştı.
C) Çocuğun kötü notlarından babasına yakındı.
D) Benden tek isteğiydi yanında çalışmam.
E) Yorgunluğumuza rağmen buraya gelmemize değdi.
6. Aşağıdakilerden hangisi öznesi ortak sıralı bir cümle değildir?
A) Vaktimizi boş yere harcar, sonra da vaktin yetersizliğinden şikâyet ederdik.
B) Yapılan sunumları beğenmiyor, hepsinin altında bir
kusur arıyordu.
C) Anlatılanlara çok üzülmüştüm, ne yapacağımı şaşırmıştım.
D) Onu köylü giysileri içinde tanımış, onun misafirperverliğine hayran kalmıştım.
E) Evden gizlice çıktık, sokak lambaları yeni yeni yanmaya başlamıştı.
5. Onlarla bu konuda tartışmanın lüzumu yok.
Aşağıdakilerin hangisinde yan cümlecik bu cümledeki göreviyle kullanılmıştır?
A) Bütün sergileri gezemeyeceğimizi söyledi.
B) O kitabı bulamadığım için ödevimi bitiremedim.
C) Yeni gelen çizmelerin hepsi vitrine kondu.
D) Onun yerli yersiz konuşmalarından çok sıkıldık.
E) Onun söylediklerinden birçoğunu unutmuştu bile.
17 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 7
6. Eylül, bütün kırılganlığıyla çıkıp geldi bahçelerden. Kitabın doğal mevsiminin habercisidir bu ay. Artık caddelerde, vapurda, tramvayda, otobüs duraklarında daha
çok kitap göreceğiz. Okul yolları, kütüphaneler şenlenecek; kitabevleri sakinliğini kurtulacak ve ardından bir festival gibi kitap fuarları...
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ad cümlesi B) Eylem cümlesi
C) Devrik cümle D) Eksiltili cümle
E) Olumsuz cümle
1. Yolun sağ kenarında yorgun bir yolcu gibi
Bir taş eğilmiş yere, diğeri boynunu bükmüş
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Ad takımının arasına tamlananın sıfatı girmiştir.
B) Dizeler bağlı cümle oluşturmaktadır.
C) Belgisiz zamir özne görevindedir.
D) İyelik eki almış sözcükler kullanılmıştır.
E) Ünlü düşmesine uğramış sözcük vardır.
4. Hava durgundu o akşamüstü. Boğazın göğü de suyu da
kurşuni renkteydi. Köyün birinde, Rumlara ait yapının
önünde geniş bir bank... Yaşlılar oraya oturmuş, etrafı
seyrediyordu.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Eksiltili cümle B) Bileşik cümle
C) Devrik cümle D) İsim cümlesi
E) Sıralı cümle
5. “Gerçek bir öykü yazarı, okuyucunun en yakın dostudur.”cümlesinin olumsuz, devrik ve soru şekli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gerçek bir öykü yazarı mı okuyucunun en yakın dostudur?
B) Gerçek bir öykü yazarı, okuyucunun en yakın dostu
değil midir?
C) Okuyucunun en yakın dostu mudur gerçek bir öykü
yazarı?
D) Gerçek bir öykü yazarı mıdır okuyucunun en yakın
dostu?
E) Okuyucunun en yakın dostu değil midir gerçek bir
öykü yazarı?
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne görevinde
bir yan cümlecik vardır?
A) Herkesin tanık olduğu bir olay ya da durum farklı şekillerde yazılabilir.
B) Ülkemizde şiir türünde yayımlanan kitap sayısında
bu yıl artış oldu.
C) Yazar, son yazısında operaya ilgisizliğin nedenlerini
konu ediniyor.
D) Bu eserlerde konular yaşamdan alınıp gerçeğe uygun biçimde işlenmiştir.
E) Bir olayın değişik üsluplarla nasıl dile getirilebileceğini göstermek istemiştim.
3. Aşağıdakilerden hangisi yapısına göre basit, söz dizimine göre devrik bir eylem cümlesidir?
A) Her çağda şiiri öteki yazınsal türlerden ayırmıştır dil.
B) Duygulardan oluşmuş bir yaşam biçimidir, şiir.
C) İmgeler, varlıkların yapıtlara yansımış biçimidir.
D) Şiir, duyularımız aracılığıyla evreni bize tanıtır.
E) Halk deyişlerinin kullanılması zenginlik katar şiire.
1-B 2-E 3-A 4-B 5-E 6-E
TÜRKÇE 18
Sınav Tadında FASİKÜL 7
1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yüklemine göre ötekilerden farklıdır?
A) Hafta sonları burada, mahalle pazarı kurulur.
B) Her yaz, bu yaylaya tatil için geliriz.
C) Birazdan okula gitmek için evden çıkacağız.
D) Onun öğretmeni, önemli bir şairdi.
E) Akşamları arkadaşlarla burada toplanıyoruz.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisi yapısı yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Başını sıraya dayayıp hıçkırarak ağladı.
B) Bilmediği, görmediği o yerleri çok merak ediyordu.
C) Babalarının çok istemesi sonucu dört kardeş birlikte
çalışmaya başladı.
D) Ne zaman köyünü düşünse içinde bir acı hissederdi.
E) Okumaktan büyük tat alır, sürekli bir şeyler okurdu.
2. “Bu kentin henüz bilinmeyen adaları varmış.” cümlesinin niteliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Devrik, olumlu, isim
B) Kurallı, olumlu, fiil
C) Devrik, olumsuz, isim
D) Devrik, olumlu, fiil
E) Kurallı, olumlu, isim
5. Gökyüzünün başka rengi de varmış
Geç fark ettim taşın sert olduğunu
Su insanı boğar, ateş yakarmış
Her doğan günün bir dert olduğunu
İnsan bu yaşa gelince anlarmış
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) Kurallı isim cümlesi
B) Devrik eylem cümlesi
C) Sıralı cümle
D) Birleşik cümle
E) Olumsuz eylem cümlesi
4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yüklemi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Kışın buralarda ulaşım oldukça zordur.
B) O; neşeli, kibar bir karaktere sahiptir.
C) Geçen yılki tatilimi dün gibi hatırladım.
D) Son kitabı, edebiyatımızın önemli örneklerindendir.
E) Bu işi başarmak için oldukça hevesliydi.
3. Martılar, vapurların ve denizlerin en sevimli dostlarıdır.
Bu cümlenin devrik, olumsuz ve soru şekli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Martılar, vapurların ve denizlerin en sevimli dostları
değil midir?
B) Vapurların ve denizlerin en sevimli dostları martılar
değil midir?
C) Vapurların ve denizlerin en sevimli dostları değil midir martılar?
D) Martılar değildir vapurların ve denizlerin en sevimli
dostları.
E) Martılar mıdır vapurların ve denizlerin en sevimli dostları?
19 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 7
12. Aşağıdakilerin hangisinde yan cümlecik, zarf tümleci görevinde kullanılmıştır?
A) Yıllar önce ayrıldığı ülkesine dönmüştü.
B) İzciler yanan ateşin etrafında toplanmıştı.
C) Ağacın sararmış yaprakları, birer birer dökülüyordu.
D) Karşısına çıkacak her güçlüğe göğüs germeye kararlıydı.
E) Tarladaki hasadın bittiği gün çok şiddetli yağmur
yağdı.
9. Aşağıdakilerden hangisi nesnesi ortak olan bir sıralı cümledir?
A) Gökyüzü değişti, bulutlar karardı.
B) Yüreğime yağdı yağmur, bedenimi sardı rüzgâr.
C) Ailesini üç ayda özlemiş, arar olmuştu.
D) Yolculuk başlıyor, özlem bitiyordu.
E) Onu hasretle andık, o bizim için çok kıymetliydi.
11. Güneş ışıklarıyla yıkanan bahar, tarlalarda duman olup
tütüyordu.
Bu cümlenin özellikleri aşağıdakilerin hangisinde
doğru olarak verilmiştir?
A) Kurallı, birleşik, olumlu, fiil cümlesi
B) Devrik, basit, olumlu, fiil cümlesi
C) Kurallı, birleşik, olumlu, isim cümlesi
D) Kurallı, basit, olumlu, fiil cümlesi
E) Devrik, birleşik, olumlu, isim cümlesi
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Öğretmenimizin bize verdiği sorular çok zordu.
B) Yıllardan beri, onun çalışmalarını merakla izliyoruz.
C) Küçük yaşlarda aldığı eğitim onu bu düzeye getirmişti.
D) Bu konuları yeniden ele almak ve düzenlemek gerekiyor.
E) Gösteride anlatılanlar hepimizi çok etkilemişti.
10. Şu yaşam dediğimiz şey ne tatlı ne muhteşem bir yalandır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisi yüklemine, öge dizilişine ve anlamına göre bu cümleyle özdeştir?
A) Hayalimiz gerçekleştikçe dünyayı daha çekici buluruz.
B) Yarını güzel yapan, onun duvarlarını renklendiren biraz da hayallerimizdir.
C) Hayal pembe kanatlarıyla gelir ve günlerimizi renklendirir.
D) Gerçek ne denli güzel ve çekici olursa olsun hayalin tahtına oturamaz.
E) Hayal, zindanları saraylara, üzüntüyü şenliğe çevirebilir.
8. Her çınarda bir dede edası vardır. Onlar toprağımızın
gerçek gururudur; dedelerimiz o heybetli duruşu, o dağ
sakinliğini onlardan öğrendiler. Onun için Yahya Kemal’in, Itri’yi eski çınarların mektebinden yetişen biri olarak tanımlamasını çok iyi anlıyorum.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) İsim cümlesi B) Sıralı cümle
C) Bağlı cümle D) Birleşik cümle
E) Eylem cümlesi
1-D 2-E 3-C 4-C 5-E 6-E 7-B 8-C 9-C 10-B 11-A 12-E
TÜRKÇE 20
FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi
1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Duvara mumya gibi vuran gölgeni ara
İnce çıtırtılarla odanda yansın ocak
Hayalinin gölünde belirsiz bir hatıra
Bir yaban kuşu gibi süzülüp kaybolacak
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Yansıma sözcükten –tı ekiyle türemiş isim vardır.
B) Sıfat-fiil ekiyle türemiş sözcük, ismi nitelemiştir.
C) Belirtili isim tamlamasının başına sayı sıfatı gelmiştir.
D) Zarf-fiil ekiyle türemiş sözcük, fiili nitelemiştir.
E) Emir II. tekil kişi olarak çekimlenmiş fiil vardır.
Çözüm:
-- “çıtır” yansıma sözcükten -tı ekiyle türemiş isim vardır.
-- “vuran” sıfat-fiil ekiyle türemiş sözcük, “gölge” ismini nitelemiştir.
-- “süzülüp” zarf-fiil ekiyle türemiş sözcük, “kaybolacak” fiilini
nitelemiştir.
-- “(sen) ara” emir II. tekil kişi olarak çekimlenmiş fiil vardır.
-- “yaban kuşu” belirtisiz isim tamlamasıdır ve başına gelen
“bir” sayı sıfatı değil “herhangi” anlamında belgisiz sıfattır.
Cevap C
2 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
(I) Gül kokusu bana hep çocukluğumu hatırlatır. (II) Babam
Akdeniz’e yaptığı seyahatlerinden her dönüşünde tenekeler
dolusu gül reçeli getirirdi. (III) Sabahın erken saatlerinde uykulu gözlerle onu karşıladığımızda algıladığımız ilk şey, evin
içini saran gül kokusu olurdu. (IV) Kahvaltı soframız birkaç çeşit gül reçeliyle bezenir, gül reçellerinden hangisinin daha güzel olduğu konusunda sohbetler edilirdi. (V) Yıllar sonra Gül
Festivali için Isparta’ya gittiğimde çocukluğumun gül kokulu
günleri gözlerimin önünde canlanıverdi.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, yüklemi geniş zamanlı basit bir cümledir.
B) II. cümle, içinde zarf tümleci olan birleşik bir cümledir.
C) III. cümle, kurallı bir fiil cümlesidir.
D) IV. cümle, olumlu ve sıralı bir cümledir.
E) V. cümle, yüklemi sürerlik fiiliyle oluşturulmuş girişik bir
cümledir.
Çözüm:
-- I. cümle “hatırlatır” yüklemi geniş zamanlıdır, tek bir yargı
olduğu için yapı yönünden basit bir cümledir.
-- II. cümledeki “Akdeniz’e yaptığı seyahatlerinden her dönüşünde” yan cümlesi zarf tümlecidir ve birleşik bir cümledir.
-- III. cümledeki “olurdu” yüklemi fiildir, cümle yüklemin türüne göre fiil, öge dizilişine göre kurallı cümledir.
-- IV. cümle anlamına göre olumlu, iki ayrı cümleden oluşan
sıralı cümledir.
-- V. cümle, yüklemi “canlanıverdi” tezlik fiiliyle oluşturulmuş
girişik bir cümledir.
3 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT
İnsan; daha güçlü canlılara karşı tek başına kendini koruyamaz, tek başına ihtiyaçlarını karşılayamaz dolayısıyla bir arada
yaşamak tabii ve zaruridir.
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Niteleme sıfatını niteleyen zarf
B) Yönelme durumuyla kullanılan edat
C) Yeterlilik bildiren olumsuz fiil
D) Üçüncü çoğul iyelik eki almış isim
E) Belirtme durumu eki almış zamir
BAŞKA YERDE YOK
O Sınavdaki sorularda tek bir cümle, parça ya da
bir metinde dil bilgisinden farklı birçok konu
aynı anda sorulmaktadır.
O Karma dil bilgisi denilen bu tür sorulara bütüncül bakış açısıyla yaklaşılmalı ve büyük bir dikkatle sorular üzerinde yoğunlaşılmalıdır.
O Sınavlarda başarılı olmak için bu türden çokça soru çözülerek soru çözme pratiği artırılmalıdır.
O Konuyla ilgili örnekler üzerinde yoğunlaşmak
ve çokça soru çözmek; okuduğunuzu anlama,
anladığınızı yorumlama ve doğru cevaba ulaşma konusunda önemli bir faktördür.
O Karma dilbilgisi konusunu sınavlarda çıkmış
sorulardan hareketle inceleyelim:
KARMA DİL BİLGİSİ
21 TÜRKÇE
FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi
5 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
(I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir ziyafet
çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken zamandan ve mekândan kopuveririz.
(IV) Başka insanların, başka diyarların görünmez konukları
oluveririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler değişir içimizde.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur. (“kitapların kapağını” nesne ve , belirtili isim tamlaması)
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır. (“Büyük bir
açlıkla ” durum zarfıdır.)
C) III. cümle, birleşik yapılı bir cümledir. (“Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken” yan cümle olduğundan
birleşik cümle)
D) IV. cümlede, “görünmez” sözcüğü fiilden sıfat yapım eki
almıştır. (“görünmez konuklar” sıfat-fiil)
E) V. cümlede, ilgeç kullanılmıştır. (“ise, ya, ama” bağlaçtır.)
7 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
(I) Şu ana kadar tüm öykülerine övgüler düzeceğim bir seçkiyle karşılaşmadım. (II) Özellikle bu seçki tamamen yeni öykülerden oluşuyorsa böyle bir beklentiye hiç girmemeli. (III)
Yazarlar birbirlerinden farklı edebiyat anlayışlarına sahiptirler.
(IV) Sayfaları çevirdikçe çok farklı metinlerle karşılaşırsınız.
(V) Eğer çok yönlü bir insan değilseniz bu öykülerin size seslenmesi pek olası değildir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlenin yüklemi belirli geçmiş zamanın olumsuzuyla çekimlenmiştir. (“karşılaşmadım” belirli geçmiş zaman-di )
B) II. cümlede koşul eki almış bir sözcük vardır. (oluşuyorsa)
C) III. cümlede özne isimden isim yapma eki almıştır. (“Yazarlar” öznesi, “yaz-ar” fiilden isim yapım eki almıştır.)
D) IV. cümlede zarf-fiil vardır. (çevirdikçe)
E) V. cümlenin yüklemi ek eylemin olumsuz biçimiyle çekimlenmiştir. (olası değildir.)
4 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
Hayatta çalışmaktan hiç korkmadım ama yaşlanmak zor iş.
Her gün yeniden kurulan dünyaya biraz daha eskimiş olarak
uyanıveriyor kendi içinde insan.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İsim ve fiil cümleleri vardır.
B) Tezlik fiili kullanılmıştır.
C) İsimden fiil yapan ek vardır.
D) Geçişli yüklem vardır.
E) Dönüşlülük zamiri kullanılmıştır.
Çözüm:
-“ Hayatta çalışmaktan hiç korkmadım (fiil) ama yaşlanmak
zor iş (isim)” cümleleri vardır.
-“uyanıveriyor “ tezlik fiili kullanılmıştır.
- yaş isminden “-lan” ekiyle isimden fiil yapan ek vardır.
- “kendi” dönüşlülük zamiri kullanılmıştır.
- “korkmadım” ve “uyanıveriyor” yüklemleri geçişsiz, nesne
almayan fiillerdir.
6 - ÇÖZÜMLÜ SORU / ÖSYM
(I) Burası kitap meraklısı aydınların, üniversite hocalarının ve
araştırmayı seven öğrencilerin buluşma yeriydi. (II) Asırlık çınar ağacının gölgesinde kalmış kapalı mekân, elverişsiz havalarda gelip geçenlerin sığınma yeri olurdu. (III) Bazen de
kimi ünlüleri burada, çevresindeki küçük toplulukla sohbet
ederken görürdük. (IV) Şimdilerde, elinde kitap olanlar veya
kitaplardan konuşmak isteyenler bu mekâna uğramıyor artık.
(V) Bir zamanlar üzerimize kol kanat geren asırlık çınar ağacı,
bizim gibi eski dostlarını yitirmenin huzursuzluğunu yaşıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, özne ve yüklemden oluşmuştur.
B) II. cümlede, birden fazla fiilimsi kullanılmıştır.
C) III. cümlede; belgisiz sıfat, adlaşmış sıfatla tamlama oluşturmuştur.
D) IV. cümle; özneleri farklı, yüklemi ortak, sıralı bir cümledir.
E) V. cümlede; nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur.
Çözüm:
-- I. cümle “Burası kitap meraklısı aydınların, üniversite hocalarının ve araştırmayı seven öğrencilerin buluşma yeriydi.”
özne ve yüklemden oluşmuştur.
- II. cümlede “kalmış” sıfat-fiil, “gelip” zarf-fiil, “geçen” sıfat-fiil,
birden fazla fiilimsi kullanılmıştır.
- III. cümlede “kimi” belgisiz sıfatı, “ünlüleri” adlaşmış sıfatıyla
tamlama oluşturmuştur.
- V. cümlede “…yitirmenin huzursuzluğunu” sözü belirtili isim
tamlamasıdır.
- IV. cümle, birden fazla yan cümleciği (elinde kitap olanlar, kitaplardan konuşmak isteyenler) bulunan girişik birleşik cümledir.
özne
yüklem
TÜRKÇE 22
FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi
Etkinlik 1
Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili kelimeleri karşılarında bulunan uygun kavramlarla
eşleştiriniz.
A)
1.Bir gün mutlaka yaptığın iyiliklerin karşılığını göreceksin.
2. Adanaterminalinden merkeze en son hangi otobüs kalkıyor?
3.Kedi avına odaklanmış heybetli bir aslan gibi bakıyordu.
4. İnce ince dilimlediği salata malzemelerini bir tabakta birleştirdi.
B)
1.Elindekileri yavaşça bana doğru yaklaştır ve şuraya bırak.
2. Aklından geçen her kelimeyi çekinmeden hepimize söyledi.
3.O, bu sabah uzun yola çıkacağı için erken yattı.
4.Başkalarının eşyalarını izinsiz kullanmayı kimden öğrendiniz?
C)
1.Yazarın kendisinin de bilmediği konularda atıp tutması yavaş yavaş bizleri geriyordu.
2. Yerinden kalkar kalmaz çantasını hazırlamaya koyuldu.
3. Her olayın arkasında niçin başka sebepler ararsınız?
4. Heyecanla merdivenlerden birer ikişer atlayarak aşağı indi.
Sayı sıfatı
Niteleme sıfatı
Soru sıfatı
Belgisiz sıfat
Belgisiz zamir
Şahıs zamiri
Soru zamiri
Durum zarfı
Soru Zarfı
Zaman zarfı
Yer-yön zarfı
İşaret zamiri
23 TÜRKÇE
FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi
D)
1.Uykusundan uyanan Pamuk miyavlamaya başladı.
2. Güzel bir üniversite kazanmak şimdilik en büyük hayali.
3.Bir sanat eserindeki etkileyicilik ön kapağın tasarımından başlar.
4. Koğuşlarına alınan yeni erler birbirleriyle konuşma fırsatı buldu.
E)
1.Evinbahçesirengarenk çiçeklerle donatılmış, düğüne hazırlanmıştı.
2. Dolar kurundaki dalgalanma klima panellerinin fiyatını değiştirdi.
3.Yurt yemeklerinin malzemeleri derin dondurucuda muhafaza ediliyordu.
4. Benim anlattıklarım herhangi bir insanın anlayacağı türden değil.
F)
1.Salgın döneminde kapanan dükkânlar bir bir açılmaya başladı.
2. Bizim bilgimiz bu deneylerin sonuçlarını karşılaştıracak düzeyde değil.
3.Bir bakış, bir gülüş yeter de artar güne keyifli başlamak için.
4. Gezilesi yerleri varken bu köhne otelde durmadan seminere katılıyoruz.
G)
1.Sanat eseri olarak tanımladıklarınız düşüncelerimizin çok altında yapıtlar.
2. Bazen kitapların sayfaları bizi bambaşka dünyalara götürür.
3.Zamanımız bitene kadar buralarda oyalanmaya devam edeceğiz.
4. Her şehrin büyüsü pek çok güzelliği içinde barındıran bir gizemdir.
Özel isim
Somut isim
Topluluk ismi
Soyut isim
Belirtili isim
tamlaması
Sıfat-fiil
Zarf-fiil
İsim-fiil
Sıfat-fiil
Zarf tümleci
Nesne
Özne
Edat
Belirtisiz isim
tamlaması
Zincirleme isim
tamlaması
Sıfat tamlaması
TÜRKÇE 24
FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi
7. Büyük umutlarla gi miz film sadece bir saat sürdü.
8. Bütün buluşmalarımızda en çok o konuşuyor, kendisinden bahsediyor.
9. Kış mevsimi geldiğinde Uludağ'a gitmek için hazırlık yaparlar.
10. Biraz ders çalışsam başaramayacağım hiçbir şey yok.
11. Ehliyet sınavından önce direksiyon dersleri daha iyi geçmiş
12. Sobanın yanında mışıl mışıl uyuyan kedi yavaş yavaş gözlerini
açıyormuş.
1. Havaların böyle olması işimizi yapmamıza engel olmaz.
2. Yemek yerken konuşmamaya özen göstermelisiniz.
3. Sınav salonunda zamanında ol ve belgelerini hazırla.
4. Spordan çık ktan sonra az olsa da uyuyayım.
5. Yaz t en istemeyerek de olsa ha aya dönecek.
6. Bu mahallenin sakinleri yardımlaşma konusunda örnek gösterilmiş.
A)GENİŞ ZAMAN
B)ŞİMDİKİ ZAMAN
C)DUYULANGEÇMİŞ ZAMAN
D)EMİR KİPİ
E)GÖRÜLENGEÇMİŞ ZAMAN
F)ŞART KİPİ
G)İSTEK KİPİ
H)GELECEK ZAMAN
I)GEREKLİLİK KİPİ
K)GENİŞ ZAMANINOLUMSUZ
ÇEKİMİ
J)DUYULAN GEÇMİŞ
ZAMANIN HİKÂYESİ
L)ŞİMDİKİ ZAMANIN
RİVAYETİ
Etkinlik 2
Aşağıdaki tabloda geçen al çizili fiillerin kiplerini bularak uygun olan kutucuklarla eşleş riniz.
K
25 TÜRKÇE
FASİKÜL 7 Karma Dil Bilgisi
1) I. cümle, özne ve yüklemden oluşmuştur.
2) II. cümlede, birden fazla fiilimsi kullanılmıştır.
3) III. cümlede; belgisiz sıfat, adlaşmış sıfatla tamlama olmuştur.
4) IV. cümle; özneleri farklı, yüklemi ortak, sıralı bir cümledir.
5) V. cümlede; nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur.
1) I. cümle, yüklemi geniş zamanlı basit bir cümledir.
2) II. cümle, içinde zarf tümleci olan birleşik bir cümledir.
3) III. cümle, kurallı bir fiil cümlesidir.
4) IV. cümle, olumsuz ve sıralı bir cümledir.
5) V. cümle, yüklemi sürerlik fiiliyle oluşturulmuş girişik bir cümledir.
1) I. cümlede birden fazla birleşik sözcük vardır.
2) II. cümlede yüklem, ek eylemin geniş zaman ekiyle çekimlenmiştir.
3) III. cümlenin yüklemi etken çatılıdır.
4) IV. cümle, birleşik fiil cümlesidir.
5) V. cümlede; nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur.
Etkinlik 3
Aşağıda verilen cümlelerle ilgili yargılardan doğru olanların karşısına ‘’D’’ yanlış olanların
karşısına ‘’Y’’ harfi koyunuz.
A)
(I) Burası motor meraklısı sürücülerin, tamircilerin ve macerayı seven gezginlerin buluşma yeriydi. (II) Metal kaplama
maketten ağacın altında kalmış kapalı mekân, soğuk havalarda gelip geçenlerin de sığınma yeri olurdu. (III) Bazen de
kimi ünlü yarışçı insanları burada, çevresindeki küçük toplulukla sohbet ederken görürdük. (IV) Şimdilerde, elinde son
model motor olanlar veya eskilerden konuşmak isteyenler bu mekâna uğramıyor artık. (V) Bir zamanlar üzerimize kol
kanat geren maketten ağaç, bizim gibi eski dostlarını yitirmenin huzursuzluğunu yaşıyordur.
B)
(I) Çilek kokusu bana hep çocukluğumu hatırlatır. (II) Babam Akdeniz’e yaptığı iş seyahatlerinden her dönüşünde
kavanozlar dolusu çilek reçeli de getirirdi. (III) Sabahın erken vakitlerinde uykulu gözlerle onu karşıladığımızda
algıladığımız ilk şey, evin içini saran çilek kokusu olurdu. (IV) Kahvaltı soframız birkaç çeşit reçelle bezenir, reçellerden
hangisinin daha güzel olduğu konusunda sohbetler edilirdi. (V) Yıllar sonra Çilek Festivali için Silifke’ye gittiğimde
çocukluğumun çilek kokulu günleri gözlerimin önünde canlanıverdi.
C)
(I) Türkiye’nin Karadeniz’deki uç noktasına sahip Boztepe, balıkçılar ilçesi olarak da bilinir. (II) İlçenin sembolü,
sahilinden ve denizinden görülebilen fenerdir. (III) Doğa güzellikleriyle huzuru bulabileceğiniz bir yer olan Sinop,
oldukça güzel bir ildir. (IV) Bünyesinde İnceburun, Sinop Kalesi, Balatlar Kilisesi gibi birçok tarihî yapıları barındıran
Sinop, birçok turistin ilgisini çekmeyi başarmıştır. (V) Birbirinden güzel plajları, piknik alanları, ormanları, tertemiz
deniziyle Sinop, dün olduğu gibi bugün de yoğun ilgi görmektedir.
TÜRKÇE 26
Öğreten Test FASİKÜL 7
6. Hemen herkesin, çocukluğundan beri severek yediği
dondurmanın tarihi asırlar öncesine dayanır.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Belgisiz adıl vardır.
B) Edat kullanılmıştır.
C) Birden fazla ad takımı vardır.
D) Bağ-fiil kullanılmıştır.
E) Yüklem bileşik eylemdir.
4. (I) Elli bir yıllık gazetecilik yaşamımın çok büyük bir bölümü iş gezileriyle geçti. (II) Dinlenmek amacıyla yaptığım
seyahatleri de hesaba katarsak herhâlde dünyayı birkaç
defa dolaşacak kadar mil yaptım. (III) Yani anlayacağınız
uçaklar, yaşamımın bir parçası oldu nerdeyse.(IV) Zaten
uçağa binmek ve bir yerlere gitmek kadar keyif duyduğum başka bir şey yoktur. (V) Uçağın kapağının kapanması, beni kötülüklerden kurtarmanın, kimselerin ulaşamayacağı bir hayata açılmanın habercisi gibi gelir bana.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede ad ve sıfat takımlarından oluşan özne
vardır.
B) II. cümle birden fazla yan cümleden oluşan girişik
bir cümledir.
C) III. cümle devrik eylem cümlesidir.
D) IV. cümle birden fazla dolaylı tümleç içeren birleşik
bir cümledir.
E) V. cümlede benzetme edatı kullanılmıştır.
1. (I) İnsanları evlere bağlayan nedenler çeşitlidir. (II) Behçet Necatigil de evi daha çok, bir sığınma, teselli ve dinlenme mekanı olarak görür. (III) Çünkü evler bu bakımdan rahat ve yalındır. (IV) Necatigil’in kimi dizeleri, onun
huzur ve mutluluğu evinde aradığını gösterir. (V) Kederleri unutturan ev, sıcak bir döşek gibi şairi kucaklar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede yüklem, ek eylemin geniş zaman ekiyle
çekimlenmiştir.
B) II. cümlenin yüklemi etken çatılıdır.
C) III. cümlede işaret adılı kullanılmıştır.
D) IV. cümle, birleşik eylem cümlesidir.
E) V. cümlede, hem niteleme hem belirtme sıfatı almış
sözcük vardır.
5. Bir sanat yapıtını doğru değerlendirebilmek için, onun
ortaya çıktığı zamanı iyi bilmek lüzumludur.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Eylemsilere yer verilmiştir.
B) Ad takımına yer verilmiştir.
C) Bulunma durum eki almış sözcük kulanılmıştır.
D) Kurallı bir ad cümlesidir.
E) Hem yapım hem çekim eki almış sözcük vardır.
2. Bu yapıtımdaki anılarımın, yazınımızın bilinmeyen taraflarına ışık tutacağına inanıyorum.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Yüklemi etken çatılıdır.
B) İşaret sıfatı kullanılmıştır.
C) Belirteç kullanılmıştır.
D) Birleşik eylem cümlesidir.
E) “anılarımın” sözcüğü hem yapım hem çekim eki almıştır.
3. Türk şiirinin zengin birikimi, dil sorununun aşılmasıyla
gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarılabilir.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Brileşik fiil vardır.
B) Yüklem, geçişli bir eylemdir.
C) Yüklem, haber kiplerinden biriyle çekimlenmiştir.
D) Farklı türde eylemsiler kullanılmıştır.
E) Belgisiz sıfat vardır.
1-C 2-C 3-B 4-D 5-C 6-E
27 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 7
6. Daha çok, öykü ve denemeleriyle tanınan bu başarılı sanatçımız, üniversite yıllarında çocuklar için masallar yazıyordu.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Birden fazla edat kullanılmıştır.
B) Yüklem birleşik eylemdir.
C) Üstünlük belirteci kullanılmıştır.
D) Sıfat-fiil kullanılmıştır.
E) Bir sözcük hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır.
1. Bütün eşyaya sonbahar indi, sular dermansız
Şimdi bir gölgeyi bekler, gezerim kendim yalnız
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Belgisiz sıfat kullanılmıştır.
B) Zaman belirteci vardır.
C) Basit çekimli eylem vardır.
D) İlgeç kullanılmıştır.
E) Geçişsiz eylem vardır.
4. (I) Kapalıçarşı’nın tarihçesi, İstanbul’un fethedildiği zamana kadar uzar. (II) Kuruluşundan beri sürekli büyüyüp gelişti Kapalıçarşı. (III) Bunda Doğu- Batı ticaret yolunun merkezinde olması etkin rol oynadı. (IV) Böylece
ünü Doğu’da da Batı’da da kısa zamanda yayılır. (V)
Bunca yıl geçmesine karşın ziyaretçilerini hâlâ büyülemekte olan bu çarşı, eski görkemini koruyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, birleşik bir eylem cümlesidir.
B) II. cümlede yüklem işteş bir fiildir.
C) III. cümlede zincirleme ad takımı vardır.
D) IV. cümlede niteleme sıfatı vardır.
E) V. cümlede ilgeç kullanılmıştır.
3. Tarihi beş bin yıl öncesine uzanan İpek Yolu, bir dönemin ticari yaşamına yön vermiş, geçtiği her yere canlılık
kazandırmış bir kültür köprüsüdür aynı zamanda.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Bağlı bir cümledir.
B) Birden çok eylemsiye yer verilmiştir.
C) Sayı sıfatı kullanılmıştır.
D) Türemiş sözcükler kullanılmıştır.
E) Belirtisiz ad takımı vardır.
2. Siyah ufuklara bakıp senin ardından yarım kalmış ayrılık şarkıları söylüyorum.
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Niteleme sıfatı vardır.
B) Eylemsi kullanılmıştır.
C) Kişi adılı vardır.
D) Ad takımı kullanılmıştır.
E) Zaman belirteci vardır.
5. Hayatının büyük bölümünü roman ve denemeye ayıran
bu sanatçı, nice genç ozan ve yazarın gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Yapıca birleşik bir cümledir.
B) Tamlayanıyla tamlananı arasına sıfat girmiş ad takımı
vardır.
C) Özne, nesne ve yüklemden oluşmuştur.
D) Niteleme ve belirtme sıfatlarına yer verilmemiştir.
E) Yüklem, etken çatılı bir eylemdir.
TÜRKÇE 28
Pratik Test FASİKÜL 7
11. (I) Halikarnas Balıkçısı, yayımladığı bir yazıdan dolayı
idam isteğiyle yargılanır. (II) Yargılama sonunda üç yıl
süreyle Bodrum’da sürgüne mahkûm olur. (III) Sürgün
yerine jandarma gözetiminde gitmesi üç buçuk ay sürer. (IV) Ata binemeyen yazar, Milas-Bodrum arasındaki
dağları yürüyerek aşar. (V) Böylesine zorlu bir yolculuktan sonra Bodrum’da kiraladığı evinde ilk kez özgür kalan yazar, hatıralarını yazmaya başlar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlenin yüklemi etken bir eylemdir.
B) II. cümlede sayı sıfatı kullanılmıştır.
C) III. cümlede birden çok ad takımı vardır.
D) IV. cümlenin öznesi, tamlayanı sıfat-fiil grubu olan bir
sıfat tamlamasıdır.
E) V. cümlede birden çok yapım eki almış sözcükler
vardır.
12. Ellerim başımda gözlerim hüzünlü
Daldım mor dağların sisli ufkuna
Hayalim ne kadar perişan bugün
Yanımda olsan da anlatsam sana
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Bulunma durumu eki almış sözcük
B) İyelik eki almış kelimeler
C) Etken çatılı eylem
D) Dilek-koşul kipiyle çekimlenmiş eylem
E) Hem tamlayanı hem tamlananı bir sıfat tarafından nitelenmiş ad tamlaması
10. Sabahın bu erken saatinde, önümde uzanan denize bakıp dağların mis kokulu esintisini solurken yaprakların
arasından gelen kuş seslerini dinliyordum büyük bir coşkuyla.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Devrik, olumlu bir fiil cümlesidir.
B) “önümde” sözcüğü hem iyelik hem durum eki almıştır.
C) Zincirleme ad takımı vardır.
D) “kokulu” sözcüğünde birden fazla yapım eki vardır.
E) Yüklem geçişli, etken bir fiildir.
9. Tanıştığım günden beri denizle
Bir taşın üstünde hayale daldım
Bulacaksın koymuş gibi elinle
Ben nerde doğmuşsam o yerde kaldım.
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Sıfat-fiil
B) Belirtili isim tamlaması
C) Emir kipiyle çekimlenmiş eylem
D) Yönelme durumu eki almış sözcük
E) Belirsiz geçmiş zamanın şartı biçiminde çekimlenmiş eylem
1-D 2-E 3-A 4-B 5-D 6-B 7-B 8-D 9-C 10-C 11-A 12-E
7. (I) Çeşitli dönemlerde farklı anlayışlarda şiirler yazdım.
(II) Aslında incelenirse, bu şiirlerde hep aynı konulardan
söz ettiğim görülür. (III) Bütün şiirlerimde insanın iç dünyasından birbiriyle ilişkilerinden söz ettim. (IV) Yani içerik değişmedi; ama şiirde monotonluğu kırmak için yeni
tarzlar denedim. (V) Böylece okurlarımı şiirimden bıktırmadım, onlara yeni tatlar sunabildim.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) I. cümlenin yüklemi geçişli bir eylemdir.
B) II. cümlede işaret adılı kullanılmıştır.
C) III. cümlede belirtili ad takımı vardır.
D) IV. cümlede hem ilgeç hem bağlaç kullanılmıştır.
E) V. cümle, sıralı cümledir.
8. İstanbul, sabah güneşinin iki kıtaya birden doğduğu ve
güçlü medeniyetlere başkentlik yapmış çok önemli bir
dünya şehridir.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Yüklem ve özneden oluşmuştur.
B) Ad ve sıfat tamlaması vardır.
C) Birden fazla sıfat-fiil vardır.
D) Yer-yön belirteci vardır.
E) Yüklem, ek eylemin geniş zamanıyla çekimlenmiştir.
29 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 7
1. Yazarın gençliğini anlattığı son kitabı önümüzdeki ay
okurlarla buluşuyor.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Fiilimsi vardır.
B) Yüklemi işteş çatılı bir eylemdir.
C) Belirtili ad takımına yer verilmiştir.
D) “okurlarla” sözcüğü, kökü bakımından fiil soyludur.
E) İlgi adılına yer verilmiştir.
6. Güneş, o kızıl ışıklarını seriyor yine kentin üzerine.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birleşik bir cümledir.
B) İsim tamlaması dolaylı tümleç görevindedir.
C) Belirteç kullanılmıştır.
D) Yüklem basit çekimli bir eylemdir.
E) Bir sözcük, hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır.
2. Yol boyunca gördüğümüz sıra sıra kavaklarla ardıçlar
bizi karşılamak için dizilmişlerdi.
Bu cümle ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İkileme sıfat görevindedir.
B) Ad tamlaması vardır.
C) Edata yer verilmiştir.
D) Ad-eylem vardır.
E) Yüklemi geçişli bir eylemdir.
5. Mısralarda sözcükler, heykel gibi bir bütüne, bir resme
dönüşüyorsa bunun adı divan şiiridir.
Bu cümle ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Birleşik sözcük vardır.
B) İlgeç kullanılmıştır.
C) Belirtme sıfatı vardır.
D) Ad takımına yer verilmiştir.
E) Birleşik çekimli eylem kullanılmıştır.
3. Dünyanın en uzun destanı sayılan Manas Destanı, Kırgızların yaşayışlarını, gelenek ve göreneklerini detaylı
olarak anlatır.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Birleşik cümledir.
B) Yüklem, basit çekimli bir eylemdir.
C) Farklı türde eylemsiler vardır.
D) Bir sözcük, hem belirtme hem niteleme sıfatı almıştır.
E) Bir tamlayan birden fazla tamlanana bağlanmıştır.
4. Fethiye, Ege Denizi’ne sunulan tüm güzelliklerden payını almış olmanın mutluluğunu misafirlerine gece ve
gündüzü farklı bir havayla yansıtır.
Bu cümle ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Ad ve sıfat tamlaması vardır.
B) Türemiş sözcükler kullanılmıştır.
C) Birleşik bir isim cümlesidir.
D) Bağlaç vardır.
E) Birden fazla eylemsi kullanılmıştır.
TÜRKÇE 30
Sınav Tadında FASİKÜL 7
12. Ahmet Kutsi Tecer, duygusal memleket şiirlerini, içtenlikle ve coşkulu bir söyleyiş güzelliğiyle kaleme aldı.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Belirtisiz isim tamlaması kullanılmıştır.
B) Türemiş sözcüklere yer verilmiştir.
C) Hem edat hem bağlaç kullanılmıştır.
D) Yüklemi geçişli bir eylemdir.
E) Özne, nesne ve yüklemden oluşmuştur.
1-E 2-E 3-D 4-C 5-A 6-A 7-E 8-A 9-C 10-D 11-A 12-E
8. Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun
Yurdum, seni yüceltmeye antlar olsun
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yüklemler haber kipiyle çekimlenmiştir.
B) İsim-fiil kullanılmıştır.
C) Tamlayanı düşmüş isim tamlaması vardır.
D) Bir sözcük hem yapım hem çekim eki almıştır.
E) Birden fazla sıfat tamlaması vardır.
9. Bu gece yıldızlar bir tuhaf konuştu gökyüzünde
Bu gece üzüntüden akmadı nehirlerin suyu
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Sıfat tamlaması vardır.
B) Belirteç kullanılmıştır.
C) İsim cümlesi vardır.
D) Belirtili isim tamlaması kullanılmıştır.
E) Birleşik sözcük vardır.
7. (I) Antalya’nın ılık kış günlerinde babam bizi Lara sahilinin arkasındaki çam ormanlarına pikniğe götürürdü.(II)
Bunu en çok akşam dönüş yolu için severdim.(III) Biz
yanından geçerken Bababurnu Feneri çalışmaya başlardı. (IV) Düzenli aralıklarla koca fener yanıp sönerdi.(V)
Fener gözden kaybolduğunda bile arabanın arka camından gökyüzüne bakarak fenerin yanıp söndüğünü; ışığının vurduğu ağaçlardan, denizden, telefon direklerinden anlamaya çalışırdım.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede zincirleme ad takımı vardır.
B) II. cümlenin öznesi, gizli öznedir.
C) III. cümlede birden çok fiilimsi vardır.
D) IV. cümlede isimden isim yapım eki almış sözcüklere yer verilmiştir.
E) V. cümle, sıralı bir cümledir.
11. Babam, sürekli okuyan, araştıran ve yaptıkları ile asla
yetinmeyen bir rehberdir.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Belgisiz adıl kullanılmıştır.
B) Bağlaç ve edat kullanılmıştır.
C) Birleşik bir isim cümlesidir.
D) İyelik eki almış kelime vardır.
E) Eylemsilere yer verilmiştir.
10. Zamanlar değişti
Ayrılık girdi araya
Hicrana düştük bugün
Ah nerde gençliğimiz
Sahilde savruluşları başıboş dalgaların
Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
Elde var hüzün
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) “Ayrılık” sözcüğünün kökü eylem soyludur.
B) “bugün” sözcüğü sıfat tamlamasının kalıplaşmasıyla
oluşmuş bir birleşik sözcüktür.
C) Bulunma durum eki almış kelimeler vardır.
D) “dalgaların” sözcüğü, ikinci tekil kişi iyelik eki almıştır.
E) “Ah” sözcüğü ünlemdir.
31 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 7
1. Bir gölge görürsen kızım o anda
Yaklaşan hayale deme sakın kim
Böyle hep geç vakit küçük odanda
Dolaşan o hayal bil ki hep benim
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Birleşik sözcük B) Soru adılı
C) Niteleme sıfatı D) Kişi adılı
E) Bileşik zamanlı eylem
3. Kuştur desem, ne kanat çırpışı var, ne sesi
Gül desem, kokusuz, renksiz gülümsemesi
Rüzgâra çevrilince yazın ılık nefesi
O bir tüydü savruldu, o bir yapraktı gitti
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) “çevrilince” sözü bağ-eylemdir.
B) Son dize sıralı bir cümledir.
C) “ılık” sözcüğü yapıca basittir.
D) “bir” sözcükleri belgisiz sıfattır.
E) “desem” sözcükleri dilek-koşul (şart) kipiyle çekimlenmiştir.
2. (I) İlk şiirlerinden bu yana merakla izlediğim şairin son
kitabındaki şiirleri okuyorum. (II) Çoğunu daha önce dergilerde görmüştüm. (III) Çok sevdiğim, beğendiğim şiirler vardı içlerinde. (IV) Şimdi hepsini bir arada yeniden
okuyup değerlendirme olanağı sunuyor şair bize. (V)
Önceki okumalardan farklı, yepyeni lezzetler alabiliyoruz şiirlerden.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede ilgi adılı kullanılmıştır.
B) II. cümlede belgisiz adıl kullanılmıştır.
C) III. cümle, devrik bir ad cümlesidir.
D) IV. cümlenin yüklemi geçişli, etken bir eylemdir.
E) V. cümlede pekiştirilmiş sözcük sıfat görevindedir.
5. Efes’in başka bir yerleşim yerinin üstüne kurulduğunu
öğrenmek, buranın asla keşfedilemeyeceği duygusuna
kapılmamıza neden oluyor.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Ad tamlaması kullanılmıştır.
B) Soru belirteci kullanılmıştır.
C) Birleşik sözcük vardır.
D) İşaret zamiri vardır.
E) “duygusuna” sözcüğü hem yapım hem çekim eki almıştır.
6. (I) Deneme yazmak yaygınlaştı sanatçı arkadaşlarım arasında. (II) Demek ki kuşak olarak yaşatılması gereken
deneme yazma çağına gelmişiz. (III) Yaşı elliyi bulmuş,
azıcık da geçmiş bir kuşak bu. (IV) 1970’lerde “genç nesil” adı verilen bir sanatçı kuşağındandık biz. (V) O dönem, özgün fikirlerimiz, çalışma gayretimizle edebiyat
dünyasına umutla adım atmış genç sanatçılardık.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede “yaygınlaştı” sözcüğü hem yapım hem
çekim eki almıştır.
B) II. cümlede farklı türlerde eylemsiler kullanılmıştır.
C) III. cümle öge ortaklığı olan sıralı bir cümledir.
D) IV. cümlede belirtisiz ad takımı vardır.
E) V. cümle zarf tümleci ve yüklemden oluşmuştur.
4. Üniversite yıllarımdan beri yazdığım bu ölçülü ve kafiyeli
şiirleri değerlendirilip yayımlanması umuduyla her ay
parça parça bu dergiye gönderiyorum.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Bir sözcük hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır.
B) Yüklemin kipinde zaman kayması vardır.
C) Nesne, bir söz öbeğinden oluşmuştur.
D) İsim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil vardır.
E) İkileme sıfat görevindedir.
TÜRKÇE 32
Sınav Tadında FASİKÜL 7
10. Serptin, dağıttın bütün gül ve hanımellerini
Topladığın altın gözyaşlarıyla geceden
Kurdun yalnızlığının ihtişamlı saraylarını
Karanlık sularından çırpınan her gölgeden
Bu dörtlükte aşağıda verilenlerden hangisi yoktur?
A) Belirli geçmiş zamanla çekimlenmiş fiiller
B) Birleşik sözcükler
C) Ayrılma durumu eki almış sözcükler
D) Sıfat-fiiller
E) Bağlı cümleler
12. Kimi zaman bir öykü, insanı yaşamın bunaltıcı sıkıntılarından kurtarır, bir mutluluğun eşiğine getirir.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Tamlayan ile tamlanan arasına sıfat girmiştir.
B) Sıralı cümledir.
C) “Kimi” sözcüğü belgisiz sıfattır.
D) Özne, sıfat tamlamasından oluşmaktadır.
E) Yüklem edilgen fiildir.
8. Kayarken yıldızlar gökyüzünde tek tek
Kendi küçük dünyamı düşünürdüm yaz mevsiminde
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Birleşik sözcük vardır.
B) Dönüşlülük adılı kullanılmıştır.
C) İkileme belirteç görevindedir.
D) Belirtisiz isim tamlaması vardır.
E) Bileşik eylem kullanılmıştır.
11. (I) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda ülkemizde çeşitli kutlamalar yapılıyor ve törenler düzenleniyor. (II) Bu kapsamda ülkemize onlarca ülkeden birçok çocuk etkinliklere katılmak için geliyor. (III) Bu rengârenk çocukları ekranlarda gördüğümüzde farklı duygular geçiyor içimizden. (IV) Bu çocukları Anadolu insanı da evlerinde misafir ediyor. (V) Bir kere daha misafirperverliğini gösteriyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, yapı bakımından bağlı bir cümledir.
B) II. cümle, içinde edat tümleci olan bir fiil cümlesidir.
C) III. cümle, nesnesi sıfat tamlaması olan devrik bir
cümledir.
D) IV. cümle, yüklemi bileşik fiil olan olumlu bir cümledir.
E) V. cümle, basit bir fiil cümlesidir.
7. Başımda rüzgâr gibi senin sevgindir esen
Gizli sevdam, her şeyim çıkıp gel neredeysen
Yaşamanın tadı yok seni bir an görmesem
Özlemim, mutluluğum çıkıp gel neredeysen
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) “senin sevgindir” sözü ek eylem alarak yüklem olmuştur.
B) “Yaşamanın tadı” sözü, tamlayanı yapım eki almış
bir isim tamlamasıdır.
C) “bir an” sözü belirteç görevindedir.
D) “Özlemim” sözcüğü yapıca basittir.
E) “görmesem” sözcüğü, dilek-koşul kipinin olumsuzuyla çekimlenmiş bir fiildir.
1-A 2-A 3-C 4-E 5-B 6-C 7-D 8-E 9-D 10-E 11-C 12-E
9. Stefan Zweig’in Satranç romanı, ruhsal baskılara maruz
kalan bir insanın tepkilerini, duygularını bizlere muhteşem bir dille anlatıyor. 2. Dünya Savaşı’nın yol açtığı insan kıyımını ve bu savaşın besleyicisi, karanlık tarafının
hizmetkârı baskıcı ve ırkçı Nazi subaylarını kendi deneyimlerine dayanarak oldukça güzel betimliyor.
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) 3.çoğul kişi iyelik eki kullanılmıştır.
B) Bir zarf başka bir zarfı niteleme görevinde kullanılmıştır.
C) Farklı türde fiilimsilere yer verilmiştir.
D) Ettirgen çatılı fiil kullanılmamıştır.
E) Birden çok tamlananın ortak bir tamlayana bağlandığı belirtili isim tamlaması vardır.
FASİKÜL
1 TÜRKÇE
Anlatım Bozuklukları
7. ÜNİTE
8
Anlatım Bozuklukları
 Bir cümlenin açık, anlaşılır, dil bilgisi ve mantık yönünden
uyumlu olması gerekir.
 Bu özelliklerden biri eksik olursa anlatım bozukluğu meydana gelir.
 Anlatım Bozuklukları anlam ve dil bilgisi bakımından iki
grupta incelenir:
Anlam Bakımından Bozukluklar
 Gereksiz Sözcük Kullanımı
 Yanlış Anlamda Sözcük Kullanımı
 Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanımı (Söz dizimi Yanlışlığı)
 Anlamca Çelişen Sözlerin Bir Arada Kullanılması
 Sıralama ve Mantık Yanlışlığı
 Anlam Belirsizliği
Dil bilgisi Bakımından Bozukluklar
 Özne-Yüklem Uyumsuzluğu
 Özne Eksikliği
 Nesne Eksikliği
 Tümleç Eksikliği (dolaylı tümleç, zarf ve ilgeç tümleci)
 Yüklem, Ek fiil, Fiilimsi Eksikliği
 Tamlama Yanlışları
 Ek Yanlışları
 Çatı Yönünden Uyumsuzluk
Projeyle ilgili tavsiye ve önerilerinizi bekliyoruz.
Bu cümlede, tavsiye ve öneri sözcükleri aynı anlamda olduğu için, gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan bir
anlatım bozukluğu vardır.
Sakın bu gizli sırlarımı kimseyle paylaşma.
Bu cümlede, sır sözcüğü, gizli sözcüğünün anlamını taşıdığından, gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan bir
anlatım bozukluğu vardır.
Anlam Bakımından Bozukluklar
Gereksiz Sözcük Kullanımı
 Bir cümlede aynı anlama gelen (anlamdaş) sözcüklerin bir
arada kullanılmasından veya bir sözcüğün anlamının başka bir sözcükte bulunmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.
Yanlış Anlamda Sözcük Kullanımı
 Bir cümlede, anlamca veya yazımca yakın olan bazı sözcüklerin birbirinin yerine kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.
Sınav günü yanaştıkça heyecan artıyor.
Bu cümlede, yanaştıkça sözcüğü yanlış anlamda kullanıldığından anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü “yanaşmak” sözcüğü “bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek” anlamı taşımaktadır. Dolayısıyla bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için yanaştıkça sözcüğü yerine, “az bir zaman kalmak” anlamında yaklaştıkça sözcüğü getirilmelidir.
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu
vardır?
A) Çevremizdeki kişilerle kuracağımız ilişkilerde özenli olmalıyız.
B) Sorunların, bütün yönleriyle ele alınması iyi olur.
C) Bu alanda başarıya ulaşanların sayısı oldukça azdır.
D) Araştırmalar, eldeki bilgilerin doğru olmadığını kanıtlıyor.
E) Bu konudaki iftiralar tamamen uydurmadır.
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu
vardır?
A) Sorumluluklarının bilincinde olmak, herkeste bulunan bir
özellik değildir.
B) Mesleğinizde belli bir düzeye gelebilmek kadar geldiğiniz düzeyi korumak da önemlidir.
C) Azimle çalışmanın ne demek olduğunu, onları görünce
anladım.
D) Bu araştırmayı sonuçlandırmak, onlar için hiç de güç olmamıştır.
E) Bizim alacağımız başarı, aslında ülkemizin başarısıdır.
BAŞKA YERDE YOK
O Anlatım bozukluklarıyla ilgili soruların çözümünde çok dikkatli olunmalı, seçeneklerdeki
cümleler üzerinde ayrı ayrı yoğunlaşılmalıdır.
O Anlatım bozuklukları soruları, geometri dersindeki sorulara benzer.
O Geometri sorularında açıyı görmek veya yakalamak ne denli önemliyse anlatım bozuklukları sorularında da anlatımı bozan bir sözcüğü,
sözcük grubunu, ekleri, tamlamaları ya da anlamsal kusuru görmek o derece önemlidir.
O Bundan dolayı anlatım bozuklukları sorularını
çözerken seçeneklerde verilen cümlelere odaklanıp yanlışlığın ne olduğunu anlamak ve bulmak gerekir.
Anlatım Bozuklukları
TÜRKÇE 2
FASİKÜL 8
Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanımı (Söz Dizimi
Yanlışlığı)
 Cümlede bir sözcüğün, yerli yerinde ya da doğru yerde
kullanılmamasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.
 Vakit buldukça hastanede tedavi gören arkadaşını ziyaret
ederdi.
Bu cümlede “Vakit buldukça sözü yanlış yerde kullanıldığından anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü cümle
“arkadaşı vakit buldukça hastanede tedavi görüyormuş”
gibi bir anlam içermektedir. Cümle şöyle olmalıdır:
Hastanede tedavi gören arkadaşını vakit buldukça ziyaret
ederdi.
Sıralama Ve Mantık Yanlışlığı
 Herhangi bir cümlede, bir olay ya da durumu ifade ederken bunların önem sırasına dikkat edilmemesinden kaynaklanan anlatım bozukluğudur.
 Sınıfın en iyi öğrencisi Aybüke, ders çalışmadan değil bir
saat, bir gün bile duramazdı.
Bu cümlede “bir saat” sözüyle “bir gün” sözü yanlış sıralandığından, anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü “bir
gün” sözü, zaman dilimi olarak “ders çalışmadan duramamak” sözüyle ilişkilendirildiğinde “bir saat” sözünden daha az önemlidir bu yüzden “bir saat” sözünden önce kullanılmalıdır.
 Sisli havalarda masmavi pırıl pırıl gökyüzünü seyretmek
çok hoşuma gidiyor.
Bu cümlede mantık yanlışlığından kaynaklanan bir anlatım
bozukluğu vardır. Çünkü sisli havalarda gökyüzü pırıl pırıl
değil, “kapalı, bulutlu bir görünüme” sahiptir. Bundan dolayı cümlede sözü edilen durum, mantık bakımından tutarsızdır.
Anlamca Çelişen Sözlerin Bir Arada Kullanımı
 Cümlede anlamca birbirinin karşıtı olan bazı sözcük veya
sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan anlatım
bozukluğudur.
 Araba kullanırken ani fren yapıldığında çocuklar mutlaka
başlarını bir yere çarpabilirler.
Bu cümlede anlamca çelişen “mutlaka” ve “çarpabilirler”
sözcüklerinin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna
yol açmıştır.
Anlam Belirsizliği
 Bazı cümlelerde tamlayanı ikinci tekil (senin) veya üçüncü tekil (onun) kişi zamiri olan tamlamaların, tamlayanları
düştüğünde tamlananların ikinci kişiye mi yoksa üçüncü
kişiye mi ait oldukları net olarak anlaşılmaz. Bu tür cümlelerde kişi bakımından belirsizlik vardır.
 Bizleri unutmadığına çok sevindim.
Bu cümle, tamlayan söylenmediği için “Onun bizleri unutmadığına çok sevindim.” veya “Senin bizleri unutmadığına çok sevindim.” gibi iki şekilde de anlaşılmaktadır.
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Alınan bu karar, savaşta askerin daha çok ölmesine yol açtı.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir?
A) “bu” sözcüğü atılarak
B) “daha çok” sözü “askerin” sözcüğünden önce kullanılarak
C) “yol açtı” sözü yerine “neden oldu” sözü getirilerek
D) “alınan” sözcüğü atılarak
E) “savaşta” sözcüğü “askerin” sözcüğünden sonra kullanılarak
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse, ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu, aşağıdakilerin hangisiyle giderilebilir?
A) “sara nöbetlerine” sözü ile “ölüme” sözcüğü yer değiştirilerek
B) “yol açabilir” yerine “neden olabilir” sözü getirilerek
C) “sara” sözcüğü kaldırılarak
D) “zarı” yerine “zarının” sözcüğü getirilerek
E) “edilmezse” yerine “edilmediğinde” sözcüğü getirilerek
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğe eksikliği
B) Özne-yüklem uyuşmazlığı
C) Öznenin belirtilmemiş olması
D) Aynı anlama gelen sözcüklerin birlikte kullanılması
E) Anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması
Anlatım Bozuklukları
3 TÜRKÇE
FASİKÜL 8 AKLINDA OLSUN
O Saygı bildiren, alaysama (kinaye) içeren cümlelerde özne tekil de olsa yüklem çoğul olabilir:
Hanımefendi, henüz iş yerine gelmediler.
Küçük hanım, yemeğe gelseler.
O Kişileştirme sanatının olduğu cümlelerde yüklem çoğul olabilir:
Bülbüller, ağaçlarla konuşuyorlar.
Bulutlar, sen gideceksin diye ağlıyorlar.
Dil bilgisi Bakımından Bozukluklar
Özne Yüklem Uyumsuzluğu
a) Tekillik-Çoğulluk Uyumu
 Özne ile yüklem arasında tekillik-çoğulluk bakımından belli kurallar vardır.
 Özne tekilse yüklem de tekil olur.
Amcam, akşam bize geleceğini söyledi.
Görevli, ziyaret saatinin bittiğini duyuruyor.
 Özne, insan ve çoğulsa yüklem, tekil veya çoğul olabilir.
Yolcular, iskelede bekliyor.
Yolcular, iskelede bekliyorlar.
 Özne, insan dışında bir varlık ya da kavramsa, çoğul da olsa yüklem tekil olur.
Ellerim, eldivensizken çok üşüyor.
Ellerim, eldivensizken çok üşüyorlar. (yanlış)
 Özne anlamca çoğul sözcüklerden oluşuyorsa yüklem tekil olur.
Herkes, maçın bitmesini bekliyor.
Herkes, maçın bitmesini bekliyorlar. (yanlış)
Hiç kimse, sorduğum adresi bilemedi.
Hiç kimse, sorduğum adresi bilemediler. (yanlış)
b) Kişi Özne Uyumu
 Özne grubunda birinci kişinin (ben-biz) yanında, ikinci kişi (sen-siz) veya üçüncü kişi (o-onlar) varsa yüklem “birinci çoğul (biz)” olur.
Sen ve ben, bu zorlukları yenebiliriz. (biz)
Yarın akşam ben ve o, tiyatroya gideceğiz. (biz)
 Özne grubunda ikinci kişinin (sen-siz) yanında, üçüncü kişi (o-onlar) varsa yüklem “ikinci çoğul (siz)” olur.
Sen ve o, bu testi birlikte çözün. (siz)
c) Olumluluk-Olumsuzluk Uyumu
 “hiçbiri”, “hiç kimse” ve “kimse” gibi sözcüklerle oluşturulan özneler, olumsuz yüklem alır.
 “hepsi”, “herkes” ve “tümü” gibi sözcüklerle oluşturulan
özneler hem olumlu hem de olumsuz yüklem alabilir.
 Farklı yüklemlere bağlanması gereken bu öznelerin sıralı,
bağlı veya birleşik cümlelerde ortak yüklemle kullanılması
anlatım bozukluğu nedenidir.
Hiçbiri derste konuşmuyor. (olumsuz yüklem)
Hepsi dersi dinliyor. (olumlu yüklem)
Kütüphanede herkes ders çalışıyor, konuşmuyor. (anlatım
bozukluğu)
Kütüphanede herkes ders çalışıyor, hiç kimse konuşmuyor. (doğru kullanım)
7 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Cansız varlıkların ya da soyut kavramların çoğulları özne olduğunda bunların yüklemleri tekil olur.”
Aşağıdakilerden hangisinde bu kurala uyulmamıştır?
A) Köylüler, uzaktan uzağa bağrıştılar.
B) Dağlar, gün batımına doğru kızıllaştı.
C) Boksörler yaman dövüştüler.
D) Bu düşünceler, geçerliğini çoktan yitirdi.
E) Bu tür duygular, gözlerimi yaşartırlar.
8 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Hiç kimse ona gerçeği anlatmamış, onu yalan yanlış sözlerle
oyalamıştı.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) “gerçeği” yerine “doğruyu” sözcüğü getirilerek
B) “anlatmamış”tan sonra “herkes” sözcüğü getirilerek
C) “anlatmamış” yerine “söylememiş” sözcüğü getirilerek
D) “onu” sözcüğü atılarak
E) “oyalamıştı” yerine “kandırmıştı” sözcüğü getirilerek
6 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdakilerin hangisinde, anlam belirsizliğini gidermek
için cümlenin başına bir şahıs zamiri getirmek gerekir?
A) Adana’ya yerleştiklerini duydum.
B) Yeni aldığın elbiseyi çok beğendim.
C) Önerdiğin romanı henüz okuyamadım.
D) Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
E) Sınava İstanbul’da girmek istiyorum.
Anlatım Bozuklukları
TÜRKÇE 4
FASİKÜL 8
10 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu
vardır?
A) Toplumsal yaşamda herkesin uymak zorunda olduğu kurallar vardır.
B) Kâğıt tüketimi bir toplumun gelişmişlik göstergelerinden
biridir.
C) Yasalara göre, paranın üzerine yazı yazmak, yırtmak yasaktır.
D) Masanın üzerindeki kâğıtlar, kitaplar birbirine karışmış.
E) Dün aldığı gazeteleri, dergileri hâlâ okuyamadı.
11 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Fatih Balkış, Baht Dönüşü adlı romanında, kişisel müzik çalışmalarına ara veren bir piyanistin hayatının müzik üzerinden
sorgulanmasını işliyor. (II) Önemli olan müzisyenin müzik aletini asla yarı yolda bırakmaması ve ihanet etmemesidir. (III)
Eline aldığı her müzik aleti, evrenin en uzak noktalarından buralara gelen bir canlıymış hissi uyandırmalıdır onda. (IV) Sanatçının piyanosunun suskunluğu, bitirilmemiş eserlerinin yalnızlığı hepimizin matemi sayılmaz mı? (V) Müzisyenin yolculuğu, o müzik aletinin lisanıyla açıklanabilecektir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Nesne Eksikliği
 Sıralı ve bağlı cümlelerde nesne alması gereken bir yükleme
nesne getirilmediği için ortaya çıkan anlatım bozukluğudur.
 Annem, fakirlere her zaman yardım eder, sevindirirdi.
Birinci cümlede “yardım eder” fiilinin dolaylı tümleci olan
“fakirlere” sözü, “sevindirirdi” yüklemiyle öge yönünden
uyum göstermez.
Bundan dolayı cümleye nesne eklenerek cümle “Annem,
fakirlere her zaman yardım eder, fakirleri sevindirirdi.” biçimine dönüştürülmelidir.
Yüklem, Ek Fiil, Fiilimsi Eksikliği
 Birleşik, sıralı ve bağlı cümlelerde yargıların aynı yükleme,
ek fiile veya fiilimsiye bağlanmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.
 Abim, Ankara’dan İstanbul’a geleceğini ve kendisini havaalanında karşılamamı istedi.
Bu cümlede “Abim, Ankara’dan İstanbul’a geleceğini” sözü, “istedi” yüklemiyle uyumsuzdur.
Bundan dolayı cümleye “söyledi” yüklemi eklenerek cümle
“Abim, Ankara’dan İstanbul’a geleceğini söyledi ve kendisini havaalanında karşılamamı istedi.” şeklinde düzeltilmelidir.
Dolaylı Tümleç, Zarf Tümleci Ve Edat (İlgeç) Tümleci Eksikliği
 Sıralı ve bağlı cümlelerde dolaylı tümleç, zarf tümleci ve
edat (ilgeç) tümleci alması gereken bir yükleme bu tümleçlerden birinin getirilmemesinden kaynaklanan anlatım
bozukluklarıdır.
 Dedem torunlarını hiç kırmaz, her zaman harçlık verirdi.
Birinci cümlede “kırmaz” yükleminin nesnesi olan “torunlarını” sözcüğü, “verirdi” yüklemiyle öge yönünden uyum
göstermez.
Bundan dolayı cümleye dolaylı tümleç eklenerek cümle
“Dedem torunlarını hiç kırmaz, torunlarına her zaman harçlık verirdi.” biçimine dönüştürülmelidir.
 Ben yarın arkadaşımı arayacağım, bu konuyu da görüşürüz.
Birinci cümlede “ arayacağım” yükleminin nesnesi olan
“arkadaşımı” sözcüğü, “görüşürüz” yüklemiyle öge yönünden uyum göstermez.
Bundan dolayı cümleye edat (ilgeç) tümleci eklenerek cümle “Ben yarın arkadaşımı arayacağım, onunla bu konuyu
da görüşürüz.” biçimine dönüştürülmelidir.
 Hiçbir zaman kendini düşünmedi; ülkesinin, ailesinin mutluluğu için çalıştı.
Birinci cümlede “düşünmedi” yükleminin zarf tümleci olan
“Hiçbir zaman ” sözü, “çalıştı” yüklemiyle öge yönünden
uyum göstermez.
Bundan dolayı cümleye yeni bir zarf tümleci eklenerek cümle “Hiçbir zaman kendini düşünmedi; her zaman ülkesinin,
ailesinin mutluluğu için çalıştı.” biçimine dönüştürülmelidir.
9 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Öğrencilerin en çok yaptıkları yanlışlardan biri de aynı özneyi
almayan yüklemleri, bir arada kullanmalarıdır.”
Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaya örnek olabilir?
A) Onlar gene beni yerer, kendilerini överler.
B) Televizyonun karşısına oturmuş; haberleri izliyordum.
C) Bu olaylar onu yorgun düşürmüş, sağlığını bozmuştu.
D) Bu tür dergilerin sayısı azalıyor, okunmaz oluyor.
E) Avcılık tek başına yapılmıyor; tanıdıklarla yapılıyor.
Özne Eksikliği
 Birleşik cümlelerde yan cümleciğin ve temel cümlenin yükleminin veya sıralı ve bağlı cümlelerde birden fazla yüklemin aynı özneye bağlanmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.
 Bazı eleştirmenler, bu filmi çok övdü ve bundan dolayı seyirciler tarafından çok beğenildi.
Yukarıdaki ilk cümlede “övdü” yükleminin öznesi “Bazı
eleştirmenler”dir.
İkinci cümlede ise “beğenildi” yüklemindeki özne eksikliği, “Bazı eleştirmenler” sözünün ikinci cümlenin de öznesiymiş gibi anlaşılmasına yol açmıştır.
Bu yüzden ikinci cümleye “bu film” sözü, özne olarak getirilmelidir. Cümle şöyle olmalıdır:
 Bazı eleştirmenler, bu filmi çok övdü ve bundan dolayı bu
film seyirciler tarafından çok beğenildi.
Anlatım Bozuklukları
5 TÜRKÇE
FASİKÜL 8
12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Dişçiye hiç ya da çok seyrek gidiyorlar.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu nasıl giderilebilir?
A) “dişçiye”den sonra “ya” sözcüğü getirilerek
B) “çok” sözcüğü atılarak
C) “seyrek” yerine “az” sözcüğü getirilerek
D) “gidiyorlar” yerine “gitmezler” sözcüğü getirilerek
E) “hiç” yerine “ya hiç gitmiyorlar” sözü getirilerek
13 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) “Yazdıklarım boyumu aştı!” diyenlerden değilim. (II) Ben
de elimden geldiğince iyi eserler vermeye çalıştım. (III) Ama
bu eserlerdeki kaliteyi ve yeterli olup olmadığını ben değil,
toplum söyleyecek. (IV) Ben de sorumluluk sahibi her insan
gibi toplumsal birikime katkıda bulunmaya devam edeceğim.
(V) Sağlığım el verirse çok yakın bir zamanda yeni bir romanda
okurlarımla buluşmayı düşünüyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
14 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Ucu yırtık yabancı paraların, Merkez Bankası dahil, hiçbir yerde
işlem görmüyor.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Gereksiz yere tümleç kullanılmasından
B) Yüklemin şimdiki zamanda olmasından
C) Arasözün yanlış yerde kullanılmasından
D) Sıfat tamlamasında araya sözcük girmesinden
E) Öznenin tamlayan eki almasından
15 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Her ne kadar şehir dışına taşınmışsa bile beklenen rahatlığa
kavuşulamamıştır.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerin hangisi yapılmalıdır?
A) “kavuşulamamıştır” yerine “ulaşılamamıştır” sözcüğü getirilmeli
B) “taşınmışsa” yerine “taşınsa” sözcüğü getirilmeli
C) “beklenen” yerine “beklediğimiz” sözcüğü getirilmeli
D) “taşınmışsa bile” yerine “taşınılmışsa da” sözü getirilmeli
E) “bile” den sonra “nasılsa” sözcüğü getirilmeli
 Köydeki evimiz çok küçük, bahçesi de güzel değildi.
Bu cümlede “küçük” yüklemi ek fiil almadığı için “evin küçük olduğu, bahçenin güzel olmadığı” anlatılmak istenirken bunun tersi olarak “evin küçük olmadığı, bahçenin güzel olmadığı” şeklinde bir anlam ortaya çıkmıştır.
Bundan dolayı “küçük” yüklemine ek fiil eklenerek cümle
“Köydeki evimiz çok küçüktü, bahçesi de güzel değildi.”
şeklinde düzeltilmelidir.
 Sınavlarda bazı öğrenciler iyice öne, bazıları ise çok gerilere düşmeye başladı.
Bu cümlede “Sınavlarda bazı öğrenciler iyice öne” sözü
“düşmeye” fiilimsisine bağlandığından, fiilimsi eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu ortaya çıkmıştır.
Bundan dolayı cümleye virgülden önce “çıkmaya” fiilimsisi getirilerek cümle “Sınavlarda bazı öğrenciler iyice öne
çıkmaya, bazıları ise çok gerilere düşmeye başladı.” şeklinde düzeltilmelidir.
Tamlama Yanlışları
 Farklı tamlayanların aynı tamlanana bağlanması ya da tamlama eklerinin eksik kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.
 Emircan, okuduğum şiiri çok beğendi; bana şairini soruyor.
Bu cümlede tamlayan eksikliği vardır.
Bundan dolayı cümleye “şiirin” tamlayanı getirilerek cümle “Emircan, okuduğum şiiri çok beğendi; bana şiirin şairini soruyor.” şeklinde düzeltilmelidir.
Ek Yanlışları
 Herhangi bir cümlede eklerin yanlış kullanılması ya da bir
sözcüğe yanlış ekin getirilmesinden kaynaklanan anlatım
bozukluğudur.
 Çocukların değişik hastalıklara karşı karşıya kalmaması
için aşılarının hemen yaptırılması gerekir.
Çocukların değişik hastalıklarla karşı karşıya kalmaması
için aşılarının hemen yaptırılması gerekir.
 Kar yağışının yarın da devam edeceğini bekliyoruz.
Kar yağışının yarın da devam etmesini bekliyoruz.
Çatı Yönünden Uyumsuzluk
 Birleşik cümlelerde temel cümlenin etken olup yan cümlenin etken olmaması veya temel cümlenin edilgen olup
yan cümlenin edilgen olmamasından kaynaklanan anlatım
bozukluğudur.
 Dağın zirvesine çıktıkça ısının düştüğü hissedilir.
etken edilgen
Cümledeki anlatım bozukluğu iki şekilde düzeltilebilir:
Dağın zirvesine çıkıldıkça ısının düştüğü hissedilir.
Dağın zirvesine çıktıkça ısının düştüğünü hissettik.
Anlatım Bozuklukları
TÜRKÇE 6
FASİKÜL 8
A) Dönem sonu yaklaştığı
için okulda çok hızlı bir
faaliyet ve etkinlik başladı. B) Çevre duyarlılığından
yoksul kişilerin sayısı
arttıkça dünyanın
geleceğinden şüpheliyim.
C) Zaman buldukça yurt
dışında okuyan oğlunu
görmeye giderdi.
D) Millî sporcularımız,
yaklaşık olarak tam iki
hafta sonra İstanbul’a
dönecek. E) Kapalı havalarda
masmavi, pırıl pırıl
gökyüzünü seyretmeyi çok
severmiş.
F) Bu zor yarışmada
birinci olduğuna
sevindim.
G) Bu mevsimlerde sık sık
kendi kendime öz eleştiri
yapıyorum. H) Bizim alacağımız başarı,
aslında okulumuzun
başarısıdır.
I) Alınan bu karar, savaşta
askerin daha çok ölmesine
yol açtı.
J) Ani fren yapıldığında
arabadaki çocuklar mutlaka
başlarını bir yere
çarpabilirler. K) Sınıfın gözde öğrencisi
Bilal, ders çalışmadan değil
bir saat, bir gün bile
duramazdı.
L) Basketbol oynamayı,
kardeşimden çok
severim.
Anlam belirsizliği
Etkinlik 1
Aşağıda tabloda verilen cümleleri anlatım bozukluğunun sebebine uygun kutularla eşleştiriniz.
Çelişen sözcüklerin
bir arada kullanılması
Sıralama ve mantık
hatası
Gereksiz sözcük
kullanımı
Yanlış anlamda
sözcük kullanımı
Sözcüğün yanlış
yerde kullanılması
F
Çelişen sözcüklerin
bir arada kullanılması
Sıralama ve mantık
hatası
Gereksiz sözcük
kullanımı
Yanlış anlamda
sözcük kullanımı
Sözcüğün yanlış
yerde kullanılması
Anlam belirsizliği
7 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 8
2. (I) Geçen gün, ünlü bir şairimizi anmak için düzenlenen
bir törene katıldım. (II) Şairin doğduğu köydeki törene
birçok kişi davet edilmişti. (III) Tören, saygı duruşuyla
başlayıp İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla devam etti. (IV)
Ardından duygu dolu şiirler ve etkileyici konuşmalar yapıldı.(V) Okunan şiirler arasında, alkışı en çok, şairin son
şiiri topladı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir anlatım bozukluğu vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözün yanlış yerde kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Her mevsimin kendine has bir güzelliği vardır.
B) Vakit buldukça yurt dışında okuyan çocuğumun öğretmenleriyle görüşüyorum.
C) Bilinçsizce alınan ilaçlar, her yıl yüzlerce kişinin ölümüne neden oluyor.
D) Amacımız okullarda akıllı tahtaların daha çok kullanılmasını sağlamaktır.
E) Karşımdaki kişiyi dinlemeden onun hakkında karar
vermem.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Öğrencilerin, yaşamlarında kendilerine rehberlik edecek bilgilere gereksinimleri var.
B) Çocuklukta yaşanan olumsuz olaylar, insanlar üzerinde etkileri yıllarca süren izler bırakıyorlar.
C) Öğrencilere eleştirel düşünme yeteneği kazandırmak
için programlar düzenlendi.
D) Ailesinin desteğini ve yakın ilgisini gören çocuklar
yaşamda daha başarılı olmaktadır.
E) Sınavlar, öğrencilere kendi eksiklerini görüp giderme
olanağı sağlar.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük
kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu
vardır?
A) Sanırım bu işi de kolaylıkla başaracak.
B) Bazı sözler, üzerinde düşünüldükçe yeni ifadeler kazanır.
C) Yaz aylarında, akşama kadar oynardık sokak aralarında.
D) Bu olay, hepinizden çok beni daha fazla ilgilendiriyor.
E) İnsanların çoğu, yaşamın lezzetlerinin farkında bile
değil.
6. Aşağıdakilerin hangisinde anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin başına bir kişi adılı getirilmelidir?
A) Dediğimi yaparsan başarılı olursun.
B) Konya’da yaşadıklarını sanıyorum.
C) Düşüncelerimize katılmayabilirsiniz.
D) Dünkü kazada yaralandığını öğrendim.
E) Çektirdiğiniz fotoğraflar karanlık çıkmış.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Buralarda kış erken başlar ve çok sert geçerdi.
B) Kar uzun süre yerden kalkmaz ve ulaşımı aksatırdı.
C) Çocukken karın yağmasını dört gözle beklerdik, ama
çoğu zaman yağmazdı.
D) Öğrenciler okullarına gidebilmek için kalın botlar giyerlerdi.
E) Kışın, buzlu zeminlerde ayağı kayıp düşenler de olmuyor değildi.
1-D 2-D 3-B 4-B 5-C 6-D
TÜRKÇE 8
Pratik Test FASİKÜL 8
6. “Gençlerin, ülkenin gelecekte kendilerinden beklediği
görevleri düşünerek sorumluluk bilinci taşımalıdırlar.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden
hangisiyle giderilebilir?
A) “beklediği” sözcüğü “beklenen” yapılarak
B) “ülkenin” sözcüğü cümleden çıkarılarak
C) “Gençlerin” sözcüğündeki tamlayan eki atılarak
D) “düşünerek” sözcüğünden sonra “onlar” sözcüğü
getirilerek
E) “düşünerek” sözcüğü “düşünülerek” yapılarak
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne - yüklem uyuşmazlığından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Ön sıradaki öğrenci söz istedi ve dersle ilgili açıklamalar yaptı.
B) Yarın, okuldaki veli toplantısına annem ve babam birlikte gelecek.
C) Herkes kapının önünde bekliyor, hiç kimse içeri girmiyordu.
D) Birkaç kişi dışında bütün yolcular, hareket saatinden
önce tren garına gelmişti.
E) Bu konuda hiçbiriniz benden yardım beklemeyin, işinizi kendi gayretlerinizle hâlledin.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Sahilde dolaşırken ilkokuldan bir arkadaşımla karşılaştım.
B) O gün o da ben de ödevi tamamlayabilmek için sabaha kadar çalışmıştım.
C) Yarın küçük kardeşim ve ben amcamlara gideceğiz.
D) Bugünlerde -nedendir bilmem- seninle çok görüşemiyoruz.
E) O akşam, gelirsin diye, seni okulun bahçesinde çok
bekledik.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu yörede özellikle kış aylarında sel baskınları ve
toprak kaymaları artmaktadır.
B) Ülkemizdeki bulunan tarım alanlarının daha verimli
bir hâle getirilmesi için birçok proje başladı.
C) Geçimini hayvancılıkla sağlayan aileler, fırtınadan büyük zarar gördü.
D) Yetkililer, bölgede erozyonun önlenmesi için ağaçlandırma çalışmalarına başladılar.
E) Buradaki köylülerin çoğu, arıcılık ve seracılıkla uğraşıyormuş.
2. “Senin çok beğendiğin o yazarın kitaplarına göz attım
fakat hiç beğenmedim.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Nesne eksikliğinden
B) Yanlış bağlaç kullanılmasından
C) Tamlayan eki fazlalığından
D) Özne - yüklem uyuşmazlığından
E) Tümleç eksikliğinden
3. “Panele katılanların hiçbiri âdeta konuşmacılardan gözünü ayırmadı ve konuşmacıları merakla dinledi.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) “hiçbiri” sözcüğü atılarak
B) “ve” yerine “fakat” getirilerek
C) “ve” sözcüğünden sonra “hepsi” getirilerek
D) “merakla” yerine “meraklıca” getirilerek
E) “âdeta” sözcüğü atılarak
9 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 8
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Taraftarların takıma yönelik eleştirilerini ağır buluyorduk.
B) Çocuklara okutulacak kitaplarda daha seçici davranılmalı.
C) Plansız yapılaşmadan kaynaklanan sorunlar şehir
hayatını çekilmez kılıyor.
D) Kış mevsiminin yaklaşmasıyla konaklama ücretlerinde düşüş yaşandı.
E) Burada herkes sorumluluğunun bilincindeydi, verilen vazifeyi aksatmıyordu.
12. “Masal; insanları eğiterek, doğru yolu göstermeye çalışan; genellikle olağanüstü olayların betimlendiği yazınsal bir türdür.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden
hangisiyle giderilebilir?
A) “Masal” sözcüğü “Masallar” yapılarak
B) “betimlendiği” sözcüğü “betimlenen” yapılarak
C) “genellikle” sözcüğü cümleden atılarak
D) “eğiterek” sözcüğünden sonra “onlara” getirilerek
E) “yazınsal bir türdür” yerine “yazınsal yapıtlardır” yapılarak
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yapılmıştır?
A) Çevremizdeki insanların her zaman bizleri anlamalarını bekleyemeyiz.
B) Her şirketin farklı bir yapısı, kendine göre kuralları
vardır.
C) Arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde her zaman seviyeli
olmaya çalışmıştır.
D) Bunlar size göre doğru olabilir ancak ben hâlâ yanlış olduğuna inanıyorum.
E) Her durumda soğukkanlı kalabilmeyi çok az kişi başarabiliyor.
9. Aşağıdakilerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Dün onlara karşı kin, bugün ise anlam veremediğim
bir sevgi duyuyorum.
B) İnsanların çıkara dayalı ilişkilere bel bağladıklarını
gördükçe üzülüyorum.
C) Bir gün herkes fikirlerimin ne kadar doğru olduğunu
anlayacak.
D) Onların bir gün benden hesap soracaklarını adım
gibi biliyorum.
E) Bazı geceler, deniz kenarında saatlerce yapayalnız
yürüyorum.
7. “Ekonomik kriz böyle devam ederse ben fabrikamdan,
sende dükkânından olacaksın.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) “böyle” sözcüğü atılarak
B) “ederse” sözcüğü yerine “ettiği takdirde” getirilerek
C) “fabrikamdan” sözcüğünden sonra “olacağım” getirilerek
D) Cümlenin başına “Eğer” getirilerek
E) “de” yerine “ise” getirilerek
8. “Trafik cezalarına çeşitli oranlarda zam yapılarak caydırıcılığının artırılması planlanıyor.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gereksiz sözcük kullanımı
B) Çatı uyuşmazlığı
C) Nesne eksikliği
D) Tamlayan eksikliği
E) Özne-yüklem uyuşmazlığı
1-E 2-A 3-C 4-B 5-B 6-C 7-C 8-D 9-A 10-D 11-E 12-D
TÜRKÇE 10
Sınav Tadında FASİKÜL 8
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Biraz dinlendikten sonra arkadaşımla ders çalışacağız.
B) Önce hep birlikte yemeğimizi, ardından çayımızı içer,
sohbet ederiz.
C) Yaz aylarında, akşamları sahilde yürüyüş yapmayı
çok severmiş.
D) Bugün deniz dalgalıydı, balıkçılar da yorgun görünüyordu.
E) İşte çok yorulduğundan erkenden yatmıştı.
3. Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin
tekil veya çoğulluğunu etkiler. Eğer özne bitkiler, hayvanlar, cansız varlıklar ya da soyut kavramlarsa, yüklem
daima tekil olur. İnsanlar çoğul özne olduğunda ise yüklem tekil veya çoğul olabilir.
Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uyulmamasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Kuşlar, ormandaki ağaçlarda ötüşüyordu.
B) Yazlıkçılar, bu mevsimde burayı terk ederler.
C) Hayallerim geç de olsa gerçekleşiyor.
D) Burada günler, bir türlü geçmek bilmiyorlar.
E) Minik öğrenciler, öğretmenlerini can kulağıyla dinliyorlardı.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Çalışkanlığı yüzünden çevresindekiler tarafından çok
sevilirdi.
B) Bu dağ köyünde akşam olduğunda ortalıkta kimsecikler kalmazdı.
C) Çalışmalarımı erken bitirirsem size mutlaka uğrayacağım.
D) Karşı daireye taşınan ihtiyarın titiz biri olduğu her hâlinden belli oluyordu.
E) Bir gün, çekilen sıkıntıların biteceğine inandığından
morali yerindeydi.
1. “Yol kenarlarındaki satılan muz ve armutlar, araçların egzozlarından çıkan zehirli gazlardan etkilendiğinden tehlike saçıyor.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yüklemin şimdiki zamanlı olması
B) Çatı uyuşmazlığı
C) Dolaylı tümleç eksikliği
D) Tamlayan eki eksikliği
E) İlgi ekinin gereksiz kullanımı
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?
A) Seninle değil şuradan şuraya gitmek, dünya turuna
bile çıkılmaz.
B) Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
C) Herkes kimin haklı, kimin haklı olmadığını çok iyi biliyor.
D) Herkes yangını seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.
E) Kablosuz iletişim araçlarının yaydığı elektromanyetik dalgalar özellikle beynimizi olumsuz etkiliyor.
2. Noktalama işaretlerinin kullanılmaması ya da yanlış yerde
kullanılması, cümlede anlam belirsizliğine yol açabilir.
Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgülün kullanılmaması anlam belirsizliğine yol açmamıştır?
A) Küçük ağacın arkasına saklandı.
B) Dün gece sunduğun teklifi iyice düşündüm.
C) Genç gazeteciye tüm bildiklerini anlattı.
D) İhtiyar adama bir şeyler söylüyordu.
E) Gelen konuklar otobüslerle otele taşındı.
11 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 8
7. “Annemlerin yeni taşındığı şehre birkaç arkadaşımla gittik, gezdik ve çok beğendik.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden
hangisiyle giderilebilir?
A) “yeni” sözcüğü atılarak
B) “taşındığı” sözcüğü “taşındıkları” yapılarak
C) “arkadaşımla” sözcüğü “arkadaşlarımla” yapılarak
D) “gezdik” sözcüğünden önce “orayı” getirilerek
E) “arkadaşımla” sözcüğünden sonra “birlikte” getirilerek
8. “Şiir, ne kadar etkili bir anlatıma sahip olursa olsun, onda
anlatılanlar iyi bir kalıba girmemişse kalıcılığı söz konusu
olamaz.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özne - yüklem uyuşmazlığı
B) Tamlayan eksikliği
C) Nesne eksikliği
D) Yanlış edat kullanılması
E) Özne eksikliği
9. Şair Evlenmesi, Şinasi’nin, yanlış Batılılaşmayı alaysamalı bir üslupla gözler önüne seren, Türk yazınındaki ilk
tiyatro eseridir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu numaralanmış bölümlerden hangisinin çıkarılmasıyla giderilebilir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II III
IV
V
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Kış gelince daha çok, ihtiyarlar kalırdı bu küçük kasabada.
B) Gazetemize gönderilen yazıların çoğu, edebiyatla
uzaktan yakından ilgisi yok.
C) Boş vakitlerinde deniz kenarına gider, orada, yazdığı
şiirleri incelerdi.
D) Bu dergilerin sayısı arttıkça edebiyatla ilgilenen gençlerin sayısı da artıyor.
E) Günümüz okuru, fazla yorulmadan anlayabileceği
şiirlerden hoşlanıyor.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Babam emniyet kemerine çok önem verir, trafiğe çıkmadan önce mutlaka takardı.
B) İhtiyaç dışı yapılan şerit değiştirmeler, trafiğin yavaşlamasına yol açıyor.
C) Yetkililer, sürücüleri araçlarını uykuluyken kullanmamaları konusunda sürekli uyarıyor.
D) Yağışlı havalarda, sürücülerin daha yavaş ve daha
dikkatli olmaları gerekiyor.
E) Çocukların, araçların ön koltuğuna oturması tehlikeli
ve yasaktır.
10. (I) Bayram sabahı, her zaman olduğu gibi erkenden
uyandım. (II) Yeni giysilerimi ve ayakkabılarımı giyeceğim için çok heyecanlıydım. (III) Hafif bir kahvaltının ardından arabamıza binip babamla eş dost ziyaretine gittik. (IV) Ziyaretlerden sonra çocuklar için düzenlenen bir
eğlence yerine uğradık.(V) Yollar o kadar insan ve arabayla doluydular ki eve gitmekte bayağı zorlandık.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 12
Sınav Tadında FASİKÜL 8
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bugün okul çıkışı önce kütüphaneye sonra yüzme
antrenmanına gideceğiz.
B) Çocuklara “Önce yemek, ardından ödevler bitmeli.’’
dedi.
C) Bu hastalık sebebiyle biz de görüşemez olduk.
D) Yarın tekne turunda birçok koy gezeceğiz.
E) Yeni kitabının araştırma safhasında çok yıprandı.
15. Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin
tekil veya çoğulluğunu etkiler. Eğer özne bitkiler, hayvanlar, cansız varlıklar ya da soyut kavramlarsa, yüklem
daima tekil olur. İnsanlar çoğul özne olduğunda ise yüklem tekil veya çoğul olabilir.
Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uyulmamasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Gecenin bu saatinde bile köpekler havlıyordu.
B) Sitedekiler toplanan aidatlara itiraz ettiler.
C) Yeni doktorlar, hocalarını pür dikkat dinleyecekler.
D) Onun gelmesi için beklediğim haftalar bir türlü gelmiyorlar.
E) İdeallerine nihayet bugün kavuşuyor.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Yaşanan bu kötü günler elbet bitecek.
B) Köylüler yerli tohumdan alabilmek için çiftliklere
koştu.
C) Konferans biter bitmez size de mutlaka haber vereceğim.
D) Apartmana yeni taşınan komşumuzun çok tatlı bir
köpeği var.
E) Sıcakkanlılığı yüzünden çok çabuk arkadaş edinirdi.
13. ‘‘Pazarlardaki açıkta satılan süt ve süt ürünleri üzerlerinde biriken mikroplar nedeniyle insan sağlığına zarar
veriyor.’’
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tamlayan eki eksikliği
B) İlgi ekinin gereksiz kullanımı
C) Dolaylı tümleç eksikliği
D) Yüklemin şimdiki zamanlı olması
E) Çatı uyuşmazlığı
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?
A) Bilinçsiz ilaç kullanımı ölümlere hatta zehirlenmelere
bile yol açabilir.
B) Teknoloji çağının nimetlerinden büyük ölçüde yararlanmayı bilmeliyiz.
C) Bu vazife ve görevi hakkıyla yerine getireceğinden
şüphem yok.
D) Herkes güneşin tadını çıkarıyor, karşıdaki orman yangınıyla ilgilenmiyordu.
E) Bu saate kadar galiba evine gelmiş olmalı.
14. Noktalama işaretlerinin kullanılmaması ya da yanlış yerde
kullanılması, cümlede anlam belirsizliğine yol açabilir.
Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgülün kullanılmaması anlam belirsizliğine yol açmamıştır?
A) Gülen gözlerin hiç solmasın.
B) Genç polise tüm bildiklerini anlattı.
C) Tahta kulübenin önünde toplandı.
D) İhtiyar kadına yeni bir şeyler alalım.
E) Çocuk arabasına binemedi.
1-E 2-E 3-D 4-E 5-A 6-B 7-D 8-B 9-B 10-E 11-B 12-A 13-B 14-A 15-D 16-B 17-E 18-B
13 TÜRKÇE
FASİKÜL 8 Ses Bilgisi
Ses Bilgisi
 Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda oluşturduğu titreşime ses denir.
 Ses, dilin işlevli en küçük birimidir.
 Harf ise sesin yazıdaki karşılığıdır.
 Bir dildeki harflerin belirli bir sıraya dizilmiş bütününe alfabe denir.
 Türkçede sesler, ses yolundaki biçimlenişlerine göre ikiye
ayrılır:
Ünlüler (Sesliler)
Ünsüzler (Sessizler)
Ünlülerin Nitelikleri:
 Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkan sese ünlü denir.
Türkçede sekiz ünlü vardır:
a, e, ı, i, o, ö, u, ü
Ünlüler şu biçimde sınıflandırılır:
A. Dilin durumuna göre:
1. Kalın ünlüler: a, ı, o, u
2. İnce ünlüler: e, i, ö, ü
B. Dudakların durumuna göre:
1. Düz ünlüler: a, e, ı, i
2. Yuvarlak ünlüler: o, ö, u, ü
C. Ağzın açıklığına göre:
1. Geniş ünlüler: a, e, o, ö
2. Dar ünlüler: ı, i, u, ü
Ünlülerin nitelikleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
Düz Yuvarlak
Geniş Dar Geniş Dar
Kalın a ı o u
İnce e i ö ü
Ünlü Uyumları
Büyük Ünlü Uyumu
 Bir kelimenin birinci hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de kalın, ince bir ünlü (e, i,
ö, ü) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de ince olur:
--adım (kalın - kalın)
--gelincik (ince - ince - ince)
Küçük Ünlü Uyumu
 Bir kelimede düz ünlüden sonra düz (a, e, ı, i), yuvarlak
ünlüden sonra yuvarlak dar (u, ü) veya düz geniş (a, e) ünlüler bulunur:
Se - vinç (düz-geniş, düz-dar)
kor - kunç (yuvarlak-geniş, yuvarlak-dar)
 Küçük ünlü uyumu aranırken heceler bir önceki heceye
göre değerlendirilir.
BİZDEN NOT
O Büyük ünlü uyumuna aykırı olan Türkçe kelimeler de vardır:
elma, hangi, hani, inanmak, kardeş, şişman,
anne…
AKLINDA OLSUN
O Alıntı kelimelerde büyük ünlü uyumu aranmaz:
tiyatro, viraj, ziyaret gazete, model…
O Bitişik yazılan birleşik kelimelerde büyük ünlü
uyumu aranmaz:
çekyat, hanımeli açıkgöz, bilgisayar…
O -gil, -ken, -leyin, -mtırak, -yor ekleri büyük ünlü
uyumuna uymaz:
sabah-leyin, bakla-gil-ler, çalışır-ken,
ekşi-mtırak, uyu-yor
O -daş (-taş) eki bazı kelimelerde büyük ünlü uyumuna uymaz:
gönül-daş, meslek-taş…
O -ki aitlik eki büyük ünlü uyumuna uymaz:
Bahçedeki, duvardaki, karşıki, onunki, yarınki…
O Büyük ünlü uyumuna girmeyen kelimelere gelen ekler, kalınlık incelik bakımından son hecenin ünlüsüne uyar:
meslektaş-ımız, şişman-lık adalet-li, anne-si…
O Bazı alıntı kelimelerde ekler bu uyuma girmez:
meçhul-e, sembol-ler…
O Son ünlüleri kalın olmasına karşın son sesleri
ince söylenen bazı alıntı kelimeler ince ünlü ekleri alır:
alkol / alkolü, kabul / kabulü,
kontrol / kontrolü, protokol / protokole, saat /
saate, santral / santraller…
PRATİK BİLGİ
O Küçük ünlü uyumuna aykırı Türkçe kelimeler de
vardır:
çamur, kabuk, kavuk, kavun, kavurmak, kavuşmak, savurmak, yağmur...
TÜRKÇE 14
FASİKÜL 8 Ses Bilgisi BENDEN UYARMASI
O Bazı sözcüklerin birleşmesi sırasında dar ünlülerin düştüğü görülür:
cuma + ertesi cumartesi
kahve + altı kahvaltı
ne + için niçin
O Bazı sözcükler türerken ünlü kaybına uğrar:
oyun - a - mak oynamak
koku - la - mak koklamak
kıvır - ım kıvrım
çevir - il - mek çevrilmek
uyu - ku uyku
O Son hecesinde dar ünlü bulunan bazı sözcüklerle “olmak” ve “etmek” yardımcı fiiliyle birleşik fiil oluşturulurken dar ünlü düşer:
kayıp + olmak kaybolmak
kahır + etmek kahretmek
devir + etmek devretmek
Ünlü Daralması
 a, e sesleriyle biten eylemler –yor kip ekini aldığında a, e geniş ünlüleri daralarak ı, i, u, ü seslilerinden birine dönüşür.
bilme - yor bilmiyor
sakla - yor saklıyor
Ünsüzlerin Nitelikleri
 Ses yolunda bir engele çarparak çıkan seslere ünsüz denir. Dilimizde yirmi bir ünsüz vardır:
b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z
 Ünsüzler ses tellerinin titreşime uğrayıp uğramamasına göre iki gruba ayrılır:
1. Ses tellerinin titreşmesiyle oluşan ünsüzlere yumuşak
(ötümlü, tonlu) ünsüzler adı verilir:
b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, r, v, y, z
2. Ses telleri titreşmeden oluşan ünsüzlere sert (ötümsüz,
tonsuz) ünsüzler denir:
ç, f, h, k, p, s, ş, t
Ses Olayları
Ünlü Düşmesi (Ses Düşmesi-Hece Düşmesi)
 İki heceli bazı kelimeler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerindeki dar ünlüler düşer:
oğul / oğlu; çevir- / çevril-, devir- / devrilağız / ağzı, alın / alnı, bağır / bağrım
beniz / benzi, beyin / beynimiz, boyun / boynu, böğür /
böğrüm, burun / burnu, geniz / genzi, göğüs / göğsün, gönül / gönlünüz, karın / karnı
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Ben, sisi zihnin bazı hâllerine benzetirim. Sis içindeyken sanki
başka bir dünyada, başka bir nizam içinde oynayan muhayyilem, beni daima şaşırtır. Kimi zaman temel karakterler üzerinde kalıp ayrıntılardan uzaklaşmanın mutluluğunu yaşarım.
Kimi zaman da zihnim ayrıntılara dalıp çevreyi kolaçan etmeye
başlar. Birkaç gündür İstanbul’un üstünü bütünüyle örten sis
de zihnim gibi oyunlar oynuyor ve görülen, işitilen her şeyi
farklı bir şekle sokuyor.
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin hangisinde ünlü düşmesi yoktur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V BAŞKA YERDE YOK
O Ünlüyle başlayan ek aldıklarında ünlüsü düşen kelimelerle oluşturulan ikilemelerde ikinci
kelimenin dar ünlüsü düşmez:
nesilden nesile, oğuldan oğula, şehirden şehire, ağız ağıza, burun buruna, omuz omuza,
devirden devire …
O İçeri, dışarı, ileri, şura, bura, ora, yukarı, aşağı
gibi sözler ek aldıklarında sonlarında bulunan
ünlüler düşmez:
dışardan değil dışarıdan içerde değil içeride
orada, yukarıda, aşağıda, ileride, şurada, burada …
O Son hecesinde dar ünlü bulunan bazı sözcüklerde ve özel adlarda ünlü düşmesi olmaz:
yanıt - ı, kesim-in, seçim - e, yapıt - ın
Emir’in arkadaşları konsere gitmiş.
15 TÜRKÇE
FASİKÜL 8 Ses Bilgisi AKLINDA OLSUN
O “ye-, de-, ne” sözcüklerinin bazı kullanımlarında “y” kaynaştırma ünsüzünden önceki geniş
ünlüde daralma olur:
ye - y - ecek yiyecek
de - y - ecek diyecek
de- y- e diye
ne - y - e niye
O Bunların dışındaki sözcüklerde “y” kaynaştırma
ünsüzünden önceki geniş ünlüde daralma olmaz:
“kanıtlıyamadık” değil “kanıtlayamadık”
“anmıyalım” değil “anmayalım”
O “deyince, deyip” sözcüklerinde ünlü daralması
yoktur.
Ünlü Türemesi
 “-cık, -cik” eki alan bazı sözcüklerde ek ile sözcüğün arasında “a, e, ı, i” ünlülerinin geldiği görülür:
genç - cik gencecik
dar - cık daracık
bir - cik biricik
az - cık azıcık
Ünsüz Benzeşmesi (Sertleşmesi - Uyumu)
 Sert ünsüzlerden biriyle (f, s, t, k, ç, ş, h, p) biten bir sözcükten sonra yumuşak ünsüzle “c, d, g” başlayan bir ek
gelirse ekin başındaki yumuşak ünsüzler “ç, t, k” şeklinde
değişerek sertleşir:
2013’de 2013’te
hep - den hepten
bit - gin bitkin
değiş - gen değişken
ölmüş - cesine ölmüşçesine
Ünsüz Yumuşaması (Değişimi)
 p , ç , t , k seslerinden biriyle biten bir sözcükten sonra ünlüyle başlayan bir ek gelirse bu sesler yumuşayarak b, c,
d, g , ğ seslerine dönüşür.
güç - ü gücü
kanat - ı kanadı
renk - i rengi
Ünsüz Düşmesi
 “k” ünsüzüyle biten bazı sözcükler “cık, -cik, -cuk, -cük,
cek, -cak, -l” eki aldığında “k” ünsüzü düşer.
yüksek - l - (mek) yüksel(mek)
küçük - l - (mek) küçül(mek)
büyük - cek büyücek
alçak - çık alçacık
ufak - l - (mak) ufal(mak)
Ünsüz Türemesi
 Bazı sözcüklerde “olmak” veya “etmek” yardımcı eylemiyle birleşik fiil oluşturulduğunda ya da bu sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde ünsüz türemesi görülür.
hat - ınız hattınız
hak - ım hakkım
hal - olmak hallolmak
2 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018
Eskiden beri aşçılık ilgi alanıma girmiştir. Yemek yapmayı çok
severim. Bazı günler sabahtan başlıyan yemek telaşı akşama
ancak son bulur. Artık dışarı çıkmak yerine cuma akşamlarını
da mutfakta geçirir oldum. Son zamanlarda arkadaşlarımın
pek çoğu bu yüzden bana küstü. Ne yapayım affetsinler beni.
Aramızdaki hukuğu temelli bozacak değiller ya!
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangilerinin yazımı
yanlıştır?
A) I ve IV B) II ve III C) II ve V
D) III ve IV E) IV ve V
I
II
III IV
V
BAŞKA YERDE YOK
O Bazı birleşik kelimelerde ve bazı matematik terimlerinde ünsüz benzeşmesi kuralı söz konusu değildir:
dikdörtgen, akciğer, üçgen, dörtgen, beşgen
O Tek heceli kelimelerin sonunda bulunan p, ç,
t, k ünsüzleri ise iki ünlü arasında korunur:
ok / oku, ot / otu, saç / saçı, sap / sapı, suç /
suçu, süt / sütü…
O Tek heceli olduğu hâlde sonlarındaki ünsüzleri yumuşayan kelimeler de vardır:
but / budu, dip / dibi, gök / göğü, kap / kabı,
kurt / kurdu, uç / ucu, yurt / yurdu
O Bazı yabancı sözcüklerde yumuşama olmaz:
ahlak / ahlakın, cumhuriyet / cumhuriyete,
evrak / evrakı, hukuk / hukuku,
O Özel adlarda yazarken yumuşama olmaz:
Sinop’un, Dilek’e, Ferhat’ı, Zonguldak’ın
O Bazı türemiş sözcüklerde yumuşama olmaz:
yanıt - ı, özet - i, anıt - ı, yaşıt - ın, konut - u
TÜRKÇE 16
FASİKÜL 8 Ses Bilgisi AKLINDA OLSUN
O Arasına noktalama işareti girmiş sözcüklerde
ulama yoktur:
Leylâ’yı rüyamda gördüm, ağlıyordu.
Ünsüz Göçüşmesi (Yer Değiştirme, Metatez)
 Konuşma dilinde bazı ünsüzlerin yer değiştirmesidir. Daha çok, “r” ve “l” ünsüzlerinin bulunduğu sözcüklerde görülür.
DOĞRU YANLIŞ
ekşi eşki
kirpik kiprik
yanlış yalnış
yalnız yanlız
kibrit kirbit, kiprit
Dudak Ünsüzlerinin Benzeşmesi
 Dudak ünsüzlerinden “b”, kendinden önceki “n”yi “m”ye
dönüştürür.
perşenbe perşembe
saklanbaç saklambaç
tenbel tembel
tanbur tambur
penbe pembe
BENDEN UYARMASI
O Özel adlarda ve birleşik sözcüklerde dudak ünsüzleri benzeşmesi kuralı uygulanmaz.
Safranbolu, İstanbul...
onbaşı, binbaşı, sonbahar, günbatımı...
3 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2019 TYT
Tüm hayvanların vücudu dokulardan ve dokuların birleşmesiyle meydana gelen organlardan oluşur. Dokular vücudun
çeşitli kısımlarını ve organlarını oluştururken küçücük, kıvrımlı
ve karmaşık yapılara dönüşür. Epitel hücreler bu yapıların
oluşmasında temel bir işleve sahiptir. Bu hücreler sıkı bir şekilde istiflenerek derinin, kan damarlarının ve organların dış
tabakalarını meydana getirir.
Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması (vücudu, vücudun)
B) Ünsüz benzeşmesi (oluştururken, sahiptir)
C) Ünlü düşmesi (kıvrımlı)
D) Ünsüz düşmesi (küçücük)
E) Ünlü daralması (Cevap E)
4 - ÖĞRETEN SORU / 2018 MSÜ
Edebî metnin anlamı konusunda geçmişten bugüne süren
tartışmalar, uyuşmazlıklar ve çekişmeler edebiyat tenkidi tarihine damga vurdu, diyebiliriz.
Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisinin örneği yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması B) Ünsüz düşmesi
C) Ünsüz benzeşmesi D) Ünlü düşmesi
E) Ünlü daralması
PRATİK BİLGİ
O İki sessizin yan yana geldiği her sözcükte ünsüz türemesi olmayabilir:
hisse, madde, elli, belli, telli...
yollar, ziller, sollamak…
süssüz, sessiz, hissiz...
Kaynaştırma Harfleri (Koruyucu Ünsüzler)
 Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana bulunmadığından,
ünlüyle biten bir sözcüğe ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde sözcükle ek arasına “y, ş, s, n” kaynaştırma ünsüzlerinden biri girer.
ada - a ada - y - a
oda - ı oda - s - ı
pencere - in pencere - n - in
iki - er iki - ş - er
Ulama
 Sözcüklerin sonundaki ünsüzlerin bir sonraki sözcüğün
başındaki ünlülere ulanarak (bağlanarak) okunmasıdır:
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
5 - ÖĞRETEN SORU / 2021 TYT
İşte ben hep böyle garip mahzun,
Bir şey beklermişçesine yaşıyorum.
Bazen öyle günlerim oluyor ki Elâgözlüm,
Ne oldu, nasıl bitti şaşıyorum.
Bazı bilmem, gün nasıl başladığında,
Kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan.
Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor,
Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman.
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz düşmesi D) Ünsüz benzeşmesi
E) Ünlü daralması
17 TÜRKÇE
FASİKÜL 8 Ses Bilgisi
*Nehrin
Etkinlik 1
A) Aşağıdaki metinde altı çizili kelimelerdeki ses olaylarını uygun kutucuklara yazınız.
Dinlenmek için memleketteydi. Uykusundan uyanır uyanmaz gittiği nehir kıyısında nehrin şırıltısını
dinliyordu. Vadideki çiçeklerin güzel kokusunu ciğerlerine çekti. Hanımı kahvaltıyı çoktan hazırlamıştır belki.
Doğanın koynunda gürültüden, kaygıdan uzak gönlünce kahvaltı yapma düşüncesi birden içini ısıttı.
Yumuşacık ekmeği, taze köy peynirini ve odun ateşinde demlenmiş çayını düşündü. İçinde sonsuz bir
mutluluk hissetti. Azıcık daha oyalanıp çevreyi seyretmek istedi. Gökyüzü açıktı, yalnız üç küçük bulut
kümesi vardı gökyüzünde. Her mevsim farklı bir çekiciliği vardı bu yerin. Yazın ayrı, kışın ayrı bir güzellik
insanı kendine çeken... Çam ormanlarıyla kaplı düz vadinin yamacına kurulmuş şirin bir kasaba... İlkbaharda
taşkın akan nehir sonra durulur, yavaş yavaş akardı yatağında. Hafif serin rüzgâr onu rahatlatırken tertemiz
havayı çekebildiği kadar çekti içine. Yaşama sevinci daha da katlandı katlandı.
Etkinlik 2
Metinde altı çizili harfler arasında ulama olanların numarasını boş kutucuğa yazınız.
Gün batımıyla tüneklerinden çıkan fare kulaklı yarasalar gün doğumuna kadar dışarıda avlanır. Geceleri
1 2 3 4 5 6
Aktif olan bu avcılar kör olmamalarına rağmen görme duyuları çok gelişmemiştir. Gözlerinde özellikle gece
7 8 9 10
avlanan birçok memelide bulunan ‘’tapetumlucidum’’ adı verilen yapı bulunmaz. Avlanırken duyma
11 12 13
yeteneklerini bu sebepten kullanırlar.
ÜNLÜ DÜŞMESİ ÜNSÜZ BENZEŞMESİ ÜNSÜZ DÜŞMESİ ÜNLÜ DARALMASI ÜNSÜZ YUMUŞAMASI
…, …, …, …, …, …, …,
TÜRKÇE 18
Öğreten Test FASİKÜL 8
6. Hani, o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın
Alnına koyarken veda busemi
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangilerinin
birden çok örneği vardır?
A) Ünlü düşmesi - Ünsüz düşmesi
B) Ünsüz sertleşmesi - Ünlü daralması
C) Ünlü düşmesi - Ünsüz türemesi
D) Ünlü düşmesi - Ünsüz sertleşmesi
E) Ünlü türemesi - Ünlü daralması
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ünlü daralması” yoktur?
A) Hedeflerine doğru emin adımlarla ilerliyordu.
B) Olur olmaz şeylere para harcıyordu.
C) Bu kitabında çocukluğundan bahsediyordu.
D) Tatilde yaşadıklarını kimseye anlatmıyordu.
E) Doğruları yüzümüze söylemekten hiç çekinmiyordu.
1. Aşağıdaki atasözlerinde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi “ünsüz değişimi”ne örnek gösterilemez?
A) Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
B) Ayağını yorganına göre uzat.
C) Dereyi geçerken at değiştirilmez.
D) Doğmadık çocuğa don biçilmez.
E) Borç yiğidin kamçısıdır.
5. Güzelliğin her zaman gönülde
Sabrın en güzeli sende gizli
Hiç söylemesen de sen kimseye
Rüzgârda her zaman kokun gizli
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü düşmesi
B) Kaynaştırma ünsüzü
C) Ünsüz benzeşmesi
D) Ulama
E) Ünsüz yumuşaması
2. İkinci hecesinde dar ünlü (ı, i, u, ü) bulunan kimi sözcükler, ünlü ile başlayan bir ek aldığında ikinci hecedeki dar
ünlü düşer.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde bu kuralın bir örneği yoktur?
A) Büyük çınar fırtınada devrilmiş.
B) Ağacın yaprakları bu yıl erken sarardı.
C) Yıllardır bu kasabaya alışamamıştı.
D) Vatan sevgimiz bu topraklarda yoğruldu.
E) Arkadaşları onu görünce etrafını çevreledi.
3. (I) Büyük usta Mimar Sinan, eserlerindeki ustalık ve gizemin hâlâ çözülemediği pek çok yapıyı tarihe miras
bırakmış. (II) Bir kısmı isimsiz kalmış, bir o kadarı da
kendisine ait olmamasına rağmen adıyla anılır olmuş.
(III) Bosna’nın köklü eserlerinden olan Alaca Köprüsü
de bazen sahipsiz sanılmış, bazen Sinan’a atfedilmiştir. (IV) 1992 yılında yıkılan köprünün sırlı öyküsü Boşnak bir yazar tarafından kitaplaştırıldı. (V) Saray entrikalarının da yer aldığı bu eserde sade bir dil tercih edilmiş.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede kaynaştırma ünsüzleri vardır.
B) II. cümlede birden fazla hece düşmesi vardır.
C) III. cümlede ünlü düşmesi vardır.
D) IV. cümlede ünsüz benzeşmesine yer verilmiştir.
E) V. cümlede ünsüz yumuşamasına örnek vardır.
19 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 8
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ünlü daralması” yoktur?
A) Yarın bizi ziyaret etmenizi bekliyoruz.
B) Hava çok bunaltıcı olduğundan sık sık susuyorduk.
C) Böyle bir şeyin olabileceğine olanak vermiyorum.
D) Kışın çok zor şartlar altında çalışıyorduk.
E) Sabah erkenden ders çalışmaya başlıyordu.
8. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin
hangisinde ötekilerden farklı bir ses olayı vardır?
A) Onun seçkin bir anlatımı vardı.
B) Okuyucuyu yürekten etkilemeyi bilirdi.
C) Şiirlerinde yüreğinin sesini dile getirdi.
D) Şiirlerindeki içtenlik bizleri sarardı.
E) Mısraları baştan sona duygu yüklüydü.
10. Sonunda süreksiz sert ünsüzlerinden (p, ç, t, k) biri bulunan sözcük, ünlü ile başlayan bir ek aldığında sondaki
sert ünsüz yumuşar.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu kurala uymaz?
A) kitap B) ağaç C) bardak
D) tokat E) kat
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ünlü düşmesi”nin
örneği yoktur?
A) İhtiyar adam bizim azmimizden çok mutlu olmuştu.
B) Verilen emri yerine getirmekte gecikmeyin!
C) Bu çağrıya okurlarımız duyarsız kalmayacaktır.
D) Bu konudaki kararını değiştirmeyeceğini belirtti.
E) İngilizceden Türkçeye çevrilen bu eser çok beğenildi.
9. Hasta çocuk, babasının aldığı topla saatlerce oynayıp
uyuyakalınca annesi onu kendi yatağına yatırdı.
Bu cümlede altı çizili sözcüklerin hangilerinde kaynaştırma ünsüzü ve ünsüz yumuşaması vardır?
A) I ve II B) I ve V C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
I II III
IV V
1-C 2-C 3-B 4-C 5-C 6-D 7-A 8-C 9-B 10-E 11-D 12-D
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem ünsüz yumuşaması hem de ses düşmesi vardır?
A) Ömrünü doğruluğa adamış bir insandı.
B) Bu kadar başarıyı kısacık ömre nasıl sığdırmış.
C) Ne yazık ki genç yaşta aramızdan ayrıldı.
D) Ölümünden sonra herkes arkasından ağladı.
E) Birçok gencin okumasını sağlamıştı.
TÜRKÇE 20
Pratik Test FASİKÜL 8
6. Ölürsem yazıktır sana kanmadan
Kollarım boynunda halkalanmadan
Bir günüm geçmiyor seni anmadan
Derdine katlandım hiç usanmadan
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz türemesi
D) Ünsüz benzeşmesi
E) Ünlü daralması
1. Elif kara taştan bir yerde yaşıyor
Bir damın sazı, bir ocağın ateşi
Her akşam kanlarla batan bir güneşi
Başında ağır bir taç gibi taşıyor
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü düşmesi
B) Ünlü daralması
C) Ünsüz yumuşaması
D) Ulama
E) Ünsüz uyumu
4. Aşağıdakilerin hangisinde ünsüz yumuşamasına örnek yoktur?
A) Çekmecenin gözünden bana ilacımı uzatır mısın?
B) İzinsiz giden öğrenciyi öğretmeni azarladı.
C) Sınıftan dışarı çıkarken kolunu kapıya çarptı.
D) Kitapçıdan herkes dörder kitap aldı.
E) Kuyunun dibi tozdan topraktan görünmüyordu.
5. Işıktır bana bir tebessümün
Hissederim yenildiğimi sen gülünce
Dağılır gider hüznüm büsbütün
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz türemesi
D) Ünsüz benzeşmesi
E) Ulama
2. Hani ey gözlerim bu son vedada
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünsüz benzeşmesi
B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz yumuşaması
D) Ünsüz düşmesi
E) Kaynaştırma harfi
3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde kaynaştırma ünsüzü
kullanılmıştır?
A) Gelme istemem son günüme
Anılarla yetin benden sonra
B) Ne postacı semtime uğrar
Ne turnalar selam getirir
C) Yazın şemsiyesin yaşlıya gence
Güzün derelere öğüt verirsin
D) Doğacak çocuğum aklıma gelir
Şiir söylerim mutluluğa dair
E) Ben mihnet dolu bir ömür yaşamışım
Çölde Mecnun gibi yanmışım, ne çıkar
21 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 8
11. Sonunda süreksiz sert ünsüzlerden (p, ç, t, k) biri bulunan sözcükler, ünlü ile başlayan bir ek aldığında sondaki sert ünsüz yumuşar. Bu ses olayına “ünsüz yumuşaması’’ denir.
Buna göre, aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin hangisinde ünsüz yumuşaması yoktur?
A) Büyük bir kavağın gölgesinde biraz dinlendik.
B) Vitrindeki kazağın rengini çok beğendi.
C) Onlarla aramızda bir sevgi bağı oluşmuştu.
D) Küçük çocuklardan biri sokağa fırladı.
E) Kabın içindeki suyu bahçeye döktü.
12. Unutmadım yolda kalmış gözlerdeki vefayı
Sabrından köşkler yapan sultanlar bilirim
Değişti desinler, küçüldü desinler dünyayı
İri gözlerle ufka bakanları bilirim
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) Ünlü düşmesi
B) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünsüz düşmesi
D) Kaynaştırma ünsüzü
E) Ünsüz yumuşaması
9. Şimdiki zaman eki (-yor) kendinden önceki geniş ünlüleri(a, e) dar ünlüye (ı, i, u, ü) dönüştürür. Bu ses olayına
‘ünlü daralması’ denir.
Buna göre, aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin hangisinde ünlü daralması yoktur?
A) Oyuncaklarını herkesten saklıyordu.
B) Otobüs bu durakta durmuyormuş.
C) Onlar da bizimle gelmek istiyor.
D) Burada en çok annesini özlüyordu.
E) Her ay mutlaka bir kitap alıyorum.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözlerde aynı ses olayı vardır?
A) Biraz dikkat edince yanlışını fark etti.
B) Bu sınavdan iyi bir sonuç alacağımı hissetmiştim.
C) Kaybolan umudumu tekrar yeşertmiştin.
D) Onun bu davranışımı affetmesini bekliyordum.
E) İleride çok şey kazanacağını düşünüp sabretti.
1-A 2-D 3-C 4-C 5-E 6-C 7-E 8-D 9-E 10-C 11-C 12-E
8. Uykusuz geçti diye üzülme sakın, geçer
Sessizce günaydın de gördüğün şu güneşe
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü daralması
B) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünlü düşmesi
D) Ulama
E) Ünsüz yumuşaması
7. Unutma ki insan sevebildiği kadar insandır.
I II III IV V
Bu cümlede numaralanmış yerlerin hangisinde ulama vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 22
Sınav Tadında FASİKÜL 8
1. Yanında yavaş yavaş bittiğimi duyarım
Yoklarım, yerinde mi diye yüzüm, alnım, saçlarım
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü daralması
B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz düşmesi
D) Ünsüz yumuşaması
E) Ünsüz benzeşmesi
6. Aşağıdakilerin hangisinde geçen altı çizili sözcükte
birden fazla ses olayı vardır?
A) Emekli olduktan sonra köyüne yerleşti.
B) Ödevlerini bitiren çocuklar, bahçede top oynuyor.
C) Arkadaşının bu davranışlarına hep sabrediyor.
D) On beş günlük tatilden sonra öğrenciler, yeniden
okula başlıyorlar.
E) Sonbahar gelmeden bazı yapraklar sararmış.
2. Sert ünsüzle biten bir sözcük, ünlüyle başlayan bir ek
aldığında, sözcüğün sonundaki sert ünsüz yumuşar.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük bu
kurala örnek olamaz?
A) Çocuk, annesinin kızarttığı ekmeği iştahla yiyordu.
B) Kedi, uzun süre akvaryumdaki balığı seyretti.
C) Tabaktaki yoğurdu bitirmeye çalışıyordu.
D) Pazar sepetinin yerini şimdi poşetler aldı.
E) Önüne konan her tabağı bitirdi, yine doymadı.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kaynaştırma ünsüzü kullanılmamıştır?
A) Onun dertlerini dinlemekten yemek yapamadım.
B) Herkese ikişer kitap versinler.
C) Senin kitabını dün eve götürmüşüm.
D) Her şeyimi kardeşimle paylaşmayı isterdim.
E) Bu ceketi başkasından mı aldın?
3. Birisinin bana küstüğünü anladığım an, nerede yanlış
yaptığımı düşünmeye başlarım.
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü türemesi
B) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünsüz yumuşaması
D) Ünlü düşmesi
E) Kaynaştırma ünsüzü
4. Ve sanki ufkuma baştan başa gül rengi
Kanatlarını açmada altın bir devir
Başlıyor ömrün ve ölümün güzelliği
Anlatıyor şimdi zaferlerini şiir
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerin hangilerinde ünlü düşmesi vardır?
A) I ve II B) I ve V C) II ve III
D) III ve IV E) V ve VI
I II
III
IV V
23 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 8
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükte ünlü türemesi olmuştur?
A) Küçücük ellerini açmış, dua ediyordu.
B) Biraz ilerleyince önlerine bir nehir geldi.
C) Sıcacık elleriyle ellerimi iyice ısıttı.
D) Gencecik insanların bu hâle düşmesi üzücü.
E) Ufacık çocuklara zorlu işler yaptırılmaz.
1-C 2-D 3-A 4-B 5-C 6-C 7-C 8-E 9-A 10-B 11-D 12-D
8. Ey sakin sulara uzanan el
Balıklara huzur vermeyen dalgıç
Ey zengin ve yoksul, çirkin ve güzel
Arasında keskin parlayan kılıç
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi vardır?
A) Ünsüz türemesi
B) Ünsüz yumuşaması
C) Ünlü düşmesi
D) Ünsüz düşmesi
E) Ünsüz benzeşmesi
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükte
görülen ses olayı ayraç içinde yanlış verilmiştir?
A) Türküleri dinlerken hep eskinin güzelliğine yolculuk
yaparım. (Ünsüz türemesi)
B) Bazı günler kitap okumak için sahilde toplandığınızı
söylemiştin. (Ünsüz yumuşaması)
C) Bu yazarın savruk bir dille yazdığı kitabı tarihî gerçeklerden söz ediyor. (Ünlü düşmesi)
D) Çocuk, soğuktan buz kesmiş elleriyle arabanın camını siliyordu. (Ünsüz benzeşmesi)
E) Şehirdeki kütüphaneye gitmek istiyorum, ancak zaman bulamıyorum. (Ünlü daralması)
7. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin
hangisinde bir ses olayı yoktur?
A) Üstündeki ceketin rengi iyice solmuştu.
B) Bu geceki rüzgârda bazı ağaçlar devrilmiş.
C) Yağmurdan sonra gökkuşağı çıkmıştı.
D) Heyecandan, hissettiklerini anlatamıyordu.
E) Çocuk, kendi kendine türküler söylüyordu.
11. Bir sırrım yok
İçim açık bir kitabı anlatıyor
Sesini yeryüzüne bağışla
Azıcık coşku sal etrafa
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?
A) Ünsüz benzeşmesi
B) Ünlü türemesi
C) Ünsüz türemesi
D) Ünlü düşmesi
E) Ünsüz yumuşaması
10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili sözcüklerde
aynı ses olayı vardır?
A) Hüznü bir tabut gibi buluyorum derdinde
B) Yeri fethetmek için gelmiş o Fatih nesle
C) Mantığın ve hissizliğin, hakkımdan gelemez
D) Boş yere üzülmekte anlam yok anlıyorum
E) Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz
TÜRKÇE 24
Sınav Tadında FASİKÜL 8
1. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde ünsüz yumuşaması ya da ünsüz benzeşmesi yoktur?
A) Ava giden avlanır.
B) Çıkmadık candan ümit kesilmez.
C) Derdini söylemeyen derman bulamaz.
D) Her ağaçtan kaşık olmaz.
E) Yatanın, yürüyene borcu var.
3. Aşağıdaki dizelerde geçen altı çizili sözcüklerin hangisinde ünsüz yumuşaması yoktur?
A) Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden
B) Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgârdır uzak dağlardan esen
C) Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, aniden çıkıp gelmesen
D) Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin uzak diyarlara
E) Benden önce gidersen ötelere
Bil ki kavuşmamız yakındır seninle
2. Dudak ünsüzü olan “b” sesi kendinden önce gelen “n”
sesini yine bir dudak ünsüzü olan “m” ye dönüştürür.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen altı çizili sözcük bu kuralı örneklendirmez?
A) Çocuklar cambazın yaptığı gösterileri hayranlıkla izledi.
B) Yaylaya dolambaçlı bir yoldan çıkıyoruz.
C) Bu perşembe Türkçeden sınav olacağız.
D) Üzerinde pembe bir elbise vardı.
E) Bu tepeden Boğaz bambaşka görünüyor.
5. Sonunda süreksiz sert ünsüzlerden (p, ç, t, k) biri bulunan sözcükler, ünlü ile başlayan bir ek aldığında sondaki sert ünsüz yumuşar.
Aşağıdaki sözcüklerden hangisi bu kurala uymaz?
A) kanat B) kitap C) seçenek
D) borç E) taşıt
6. Ağrı, uzaktan küçücük bir çocuğun bile tırmanabileceği
bir dağ izlenimi veriyordu. Bembeyaz karın çevrelediği
kırmızı kayalıklar, kış güneşinin son ışınlarıyla birleşince
destansı manzaralar seyretmeye başladık.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) “uzaktan” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi vardır.
B) “veriyordu” sözcüğünde ünlü daralması vardır.
C) “küçücük” sözcüğünde ünsüz düşmesi yapılmıştır.
D) “seyretmeye” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır.
E) “çocuğun” sözcüğünde ünsüz yumuşaması vardır.
4. Ayağım yeri unuttu
Alnımda saçlar buluttu
Bir tatlı sarhoşluk tuttu
Henüz on yedi yaşımda
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünlü daralması
C) Ünlü düşmesi
D) Ünsüz benzeşmesi
E) Ulama
1-B 2-E 3-B 4-B 5-E 6-B
FASİKÜL
1 TÜRKÇE
Yazım Kuralları - I
8. ÜNİTE
9
Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler
 Cümle büyük harfle başlar:
Akıl yaşta değil baştadır.
 Cümle içinde tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler
büyük harfle başlar ve sonlarına uygun noktalama işareti
(nokta, soru, ünlem vb.) konur:
Atatürk “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” diyor.
Anadolu insanını (Ne kadar güzel insanlar!) her gördüğümde duygulanırım.
 Dizeler büyük harfle başlar:
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
 Özel adlar büyük harfle başlar:
Kemal Tahir, Peyami Safa, Necip Fazıl Kısakürek…
 Takma adlar da büyük harfle başlar:
Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel), Muhibbi (Kanuni Sultan
Süleyman), Server Bedi ( Peyami Safa), Kirpi (Refik Halit
Karay),
 Akrabalık adı olup lakap veya unvan olarak kullanılan kelimeler büyük harfle başlar:
Baba Orhan, Dayı Kemal, Hala Sultan, Nene Hatun, Susuz
Dede…
 Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları ve lakaplar büyük harfle başlar:
Dr. Haluk Barış , Sayın Prof. Dr. Mustafa Yılmaz, Kâmil Efendi, Zeynep Hanım, Bay Selim Aslan, Yüzbaşı Cengiz Topel, Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet, Genç Osman…
 Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük harfle başlar:
Çiftçi heyetini Vali makamında kabul edecek.
 Saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki,
unvan bildiren kelimeler ile mektuplarda ve resmî yazışmalarda hitaplar büyük harfle başlar:
Sayın Bakan, Sayın Başkan, Sayın Rektör,
Değerli İzleyiciler, Sevgili Kardeşim, Aziz Dostum …
 Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar:
Pamuk, Boncuk, Minnoş …
 Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar:
Alman, Arap; Kırgız, Oğuz, Tatar; Hacımusalı, Karakeçili…
 Dil ve lehçe adları büyük harfle başlar:
Türkçe, Arapça; Oğuzca, Özbekçe, Tatarca...
 Devlet adları büyük harfle başlar:
Türkiye Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri…
 Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle başlar:
Müslümanlık, Müslüman, Hanefi; Hristiyan, Musevilik, Budist, Katolik …
 Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar:
Allah, Tanrı, İlah, Azrail, Zeus...
 Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar:
Satürn, Mars, Merkür, Neptün; Halley
 Düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde doğu ve batı sözlerinin ilk harfleri büyük yazılır:
Batı medeniyeti, Doğu metafiziği…
BAŞKA YERDE YOK
O İki çizgi arasındaki açıklama cümleleri büyük
harfle başlamaz:
Vakıf başkanı - sen de tanıyorsun - çok çalışkan bir insandır.
O İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:
Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan
seni küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir.
O İki noktadan sonra cümle ve özel ad niteliğinde olmayan örnekler sıralandığında bunlar büyük harfle başlamaz:
Bu bahçede pek çok meyve ağacı vardı: erik,
elma, armut …
O Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime özel ad değilse büyük harfle
başlamaz:
1999 yılında doğan genç müzisyen, hayallerini anlattı.
O Örnek niteliğindeki kelimelerle başlayan cümlede de ilk harf büyük yazılır:
İnternet, banka, radyo, millet, devlet, kanepe,
şemsiye” gibi birçok kelime, kökenleri yabancı olmakla birlikte artık dilimize yerleşmiştir.
O Akrabalık bildiren kelimeler küçük harfle başlar:
Suat amcam bize yemeğe gelecekmiş.
Fatma teyzemi pazarda gördüm.
1 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Türkçede özel ada bağlı saygı kelimeleri, sanlar takma adlar
büyük harfle başlar.
Bu kurala göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Dün; sokakta komşumuz doktor Ali Yüksel Bey’i gördüm.
B) Öğretmen Ayşe Hanım doktora gidecekmiş.
C) Sınıfımızdaki iki Ali’den büyük olanı iyi bir sporcudur.
D) Ali Bey beni kardeşi Orhan’la tanıştırdı.
E) Amcamın teğmen olan küçük oğlu Ahmet sınıfın en çalışkanıymış.
FASİKÜL 9
Yazım Kuralları - I
TÜRKÇE 2 AKLINDA OLSUN
OTanrı, Allah, İlah” sözleri özel ad olarak kullanılmadıklarında küçük harfle başlar:
Eski Yunan tanrıları, Sanat dünyasının ilahı…
ODünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamı dışında kullanıldıklarında küçük harfle başlar:
Biz ayrı dünyaların insanıyız ama sen benim güneşimsin.
ODoğu ve batı sözleri yön bildirdiğinde küçük yazılır:
Ankara’nın doğusu, İstanbul’un batısı
BENDEN UYARMASI
O Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il,
ilçe, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar:
İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Yarma beldesi, Kırıkçalı köyü
Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler
 Kurum, kuruluş, kurul, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun, tüzük, yönetmelik ve makam sözleri asılları kastedildiğinde büyük harfle başlar:
Türkiye Büyük Millet Meclisi her yıl 1 Ekim’de toplanır.
Bu yıl da Meclis, aynı tarihte açılacak.
 Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük harfle başlar:
Nutuk, Safahat, Anadolu Notları, Sinekli Bakkal; Türk Dili
dergisi, Resmî Gazete, İkdam gazetesi, Kaplumbağa Terbiyecisi, Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı…
 Ulusal, resmî ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle başlar:
Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Miraç Kandili, Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19
Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Nevruz
Bayramı, Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Dünya Tiyatro Günü, 14 Mart Tıp Bayramı, Hıdırellez…
 Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında her kelimenin ilk harfi büyük yazılır:
VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Kitle İletişim Araçlarında Türkçenin Kullanımı Bilgi Şöleni, Karamanlı Türkçesi
Araştırmaları Çalıştayı…
 Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar:
Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ,
Lale Devri, Buzul Dönemi, Millî Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi’nin, Tanzimat Dönemi’nde
 Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar:
Türklük, Türkçe, Avrupalı, Asyalılık, Darvinci, İstanbullu,
Konyalı…
Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler
 Yer adlarında ilk isimden sonra gelen ve deniz, nehir, göl,
dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar:
Ağrı Dağı, Van Gölü, Avrupa Yakası, Çanakkale Boğazı,
Dicle Irmağı, Ege Denizi, Erciyes Dağı, Süveyş Kanalı, Tuna Nehri, Zigana Geçidi…
 Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle
başlar:
Asya, Avrupa, İç Anadolu, İstanbul, Bodrum, Turgutlu, Akçaköy, Beykoz…
 Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen
mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak kelimeleri büyük
harfle başlar:
Zafer Mahallesi, Taksim Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Samatya Sokağı…
 Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb. yapı adlarının
bütün kelimeleri büyük harfle başlar:
Çankaya Köşkü, Dolmabahçe Sarayı, Horozlu Han, Alanya Kalesi, Galata Köprüsü, Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi,
Bilge Kağan Anıtı
 Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu
olduğunda, yer adının ilk harfi büyük yazılır:
Boğaz’dan, Hisar’dan…
 Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar:
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Devlet Malzeme Ofisi, Millî Kütüphane, Çocuk Esirgeme Kurumu, İstanbul Lisesi; Başaranlar Kulübü, Köşebaşı Bakkaliyesi; Türk Ocağı, Yeşilay Derneği, Emek İnşaat; Bakanlar Kurulu, Türk Dili Dergisi Yayın Danışma Kurulu, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı;
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü…
 Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her
kelimesi büyük harfle başlar:
Medeni Kanun, Türk Bayrağı Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve
Satış Yönetmeliği…
2 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Gökbilim ve coğrafya ile ilgili konuların anlatımında, dünya ile
öteki gezegen adları, güneş ve ay sözcükleri büyük harfle yazılır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamıştır?
A) Ay, Dünya’nın çevresini yirmi dört saatte dolaşır.
B) Sabahleyin dünyayı dolaştım ama istediğimi bulamadım.
C) Camlardan içeriye Güneş girdi.
D) Her zaman dünya bir yana, çocuğum bir yana derdi.
E) Yapılan deney, Güneş tutulması ile ilgiliydi.
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Osmanlı Devleti’nde Batılılaşma hamlesi Tanzimat Fermanı ile başlamıştır.
B) Hicaz, Türk müziğinde en sevdiğim makamlardan biridir.
C) Çocukken gittiğim Uzungöl Beldesi, unutamadığım yerlerdendir.
D) Reşat Nuri’nin Gamsız’ın Ölümü adlı öyküsü, Bakanlığın
ders kitaplarına girdi.
E) Homeros’un eşsiz eserlerinde Eski Yunan tanrıları ana
kahramanlardır.
FASİKÜL 9
Yazım Kuralları - I
3 TÜRKÇE PRATİK BİLGİ
O Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz:
amper (elektrik akımında şiddet birimi),
allahlık (saf, zararsız kimse),
donkişotluk (gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışma)
O Para birimleri büyük harfle başlamaz:
avro, dinar, dolar, lira…
O Müzikte kullanılan makam ve tür adları büyük
harfle başlamaz:
acembuselik, hicazkâr, türkü, varsağı…
O Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle
içinde büyük harfle yazılmaz.
AKLINDA OLSUN
O Özel adın tamamı büyük yazıldığında “ve, ile,
ya, veya, yahut, ki, da, de” sözleriyle “mı, mi, mu,
mü” soru eki de büyük harfle yazılır:
DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ
O Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb.
sözler büyük harfle başlamaz:
Haber gazetesi, Varlık dergisi, Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu
O Kitap, makale, tiyatro eseri, kurum adı vb. özel
adlarda yer alan kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında “ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de”
sözleriyle “mı, mi, mu, mü” soru eki küçük harfle yazılır:
Mai ve Siyah, Leyla ile Mecnun, Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet
Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de Yazdım, Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu...
Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler
 Etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses
düşmesi veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır:
terk etmek, fark etmek,alt etmek, arz etmek, el etmek, söz
etmek, var olmak, yok etmek…
 Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır:
 Bitki türlerinden birinin adıyla kurulanlar:
ayrık otu, beşparmak otu, çörek otu,acı ot, sütlü ot…
ateş çiçeği, güzelhatun çiçeği, küpe çiçeği, lavanta çiçeği, ölmez çiçek…
kuru fasulye, kuru incir, kuru soğan, kuru üzüm…
 Çiçek dışında anlamlar taşıyan narçiçeği (renk),
 Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar büyük harfle başlar:
Brüksel lahanası, Hindistan cevizi, Antep fıstığı, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Maraş dondurması, Van kedisi
 Tabela, levha ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle başlar:
Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs Durağı,
Dolmuş Durağı, Şehirler Arası Telefon, 3. Kat, 4. Sınıf, 1. Blok…
 Yön adları, bir özel addan önce gelip onu nitelerse büyük
harfle, özel addan sonra gelirse küçük harfle başlar:
Belgeselde Kuzey Amerika’nın ormanları anlatılıyor.
Amerika’nın kuzeyinde kalan bu bölgede az insan var.
 Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar:
29 Mayıs 1453’te İstanbul alınmıştı.
30 Kasım 2017 Perşembe günü Yunanistan’a gittiler.
Lale Festivali 25 Haziran’da başlayacak.
 Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle
başlar:
Okullar genellikle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar.
Fabrikadaki Yönetim Kurulu toplantıları cuma günü yapılıyor.
4 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018
(I) Erciyes, 3 bin 916 metrelik yüksekliğiyle Orta Anadolu’nun
doruk noktasıdır. (II) Sönmüş bir volkanik dağ olan Erciyes,
özellikle Mart ayında dağcılık sporu açısından önemli bir merkezdir. (III) Dağın kuzey yamacında yer alan Tekir Yaylası, kış
sporu tutkunlarına hizmet verir. (IV) Karla kaplı tepeleri ve ovaları seyrederek ilerleyip ulaşacağınız Erciyes, Kayseri’ye 25
km uzaklıktadır. (V) Dağın zirvesine doğru çıktığınızda ise sizi
Kapadokya’nın büyüleyici manzarası karşılar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım
yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
5 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımı
ile ilgili yanlışlık yapılmıştır?
A) Bu konuyla ilgili kanun, Resmî Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe girdi.
B) Leyla İle Mecnun, Türk edebiyatında en çok işlenen anlatılardandır. (Kitap gibi özel adlarda yer alan kelimelerin
ilk harfleri büyük yazıldığında “ve, ile..” bağlaçları küçük
harfle yazılır. Cevap B )
C) Bahar mevsiminde bu tepeden Çanakkale Boğazı’nın
seyrine doyum olmaz.
D) Kültigin Anıtı, uçsuz bucaksız Orhun Vadisi’nin orta yerinde ziyaretçilerini bekler.
E) XII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu bu yıl
Ankara’da yapılacak.
FASİKÜL 9
Yazım Kuralları - I
TÜRKÇE 4
6 - ÖĞRETEN SORU / MSÜ 2018
Her biri doğal bir liman olan ve bir hilali andıran art arda sıralanmış koyların ortasında tüm heybetiyle yüzyıllara meydan
okuyor Bodrum Kalesi. Antik Çağ’ın harikalarından Mausoleum’un taşları ile inşa edilmiş bir başyapıt tam anlamıyla. Haçlı
Seferleri’nin ardından, Kudüs’e giden denizyolunu kendi egemenlikleri altında tutmak isteyen şövalyeler tarafından yapılmış.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı
yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV
V
suçiçeği (hastalık); ot dışında anlamlar taşıyan
ağızotu (barut), sıçanotu(arsenik);
ses düşmesine uğramış olan çöreotu ve yazımı gelenekleşmiş olan semizotu, dereotu BİTİŞİK YAZILIR.
 Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulanlar:
köpek balığı, çalı kuşu, ağustos böceği, ateş böceği,uğur
böceği, at sineği, deniz yılanı, su yılanı; Ankara keçisi, dağ
keçisi; fındık faresi, ada tavşanı, bal arısı; Pekin ördeği, deniz ördeği; Ankara kedisi…
 Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:
Oltu taşı, el sabunu,kahve değirmeni, oturma odası, kol
saati, duvar takvimi, kriz masası, yemek masası…
alt geçit, tüp geçit, üst geçit…
çekme kat, dolma kalem, toplu iğne, vurmalı çalgılar, yapma çiçek, tuz ruhu…
 Durum, olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler:
açık oturum, açık öğretim, ana dili, Ay tutulması, baş ağrısı (hastalık), baş belası, çözüm yolu, dil birliği, iş birliği, yer
çekimi…
 Bilim ve bilgi sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:
anlam bilimi, dil bilimi, gök bilimi, ruh bilimi, toplum bilimi,
toprak bilimi, dil bilgisi..
 Yuvar ve küre sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:
göz yuvarı, hava küre, su küre, taş küre, yarım küre…
 Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:
bohça böreği, maden suyu, beyaz peynir; Adana kebabı,
İzmir köftesi; ezogelin çorbası, Kemalpaşa tatlısı, badem
şekeri, balık yumurtası..
kakaolu kek, çiğ köfte, dolma biber, sivri biber; kesme şeker; süzme yoğurt, yarma şeftali, kuru yemiş
 Gök cisimleri:
Çoban Yıldızı, Kervan Yıldızı, Kutup Yıldızı, kuyruklu yıldız;
gök taşı, meteor taşı…
 Zamanla ilgili birleşik kelimeler:
bağ bozumu, gece yarısı, gün ortası, hafta sonu…
 Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle kurulan
birleşik kelimeler:
elmacık kemiği; serçe parmak, azı dişi, süt dişi; kuyruk sokumu, safra kesesi; takma diş, karga burun, kepçe kulak…
 Benzetme yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak üzere bitki, hayvan ve nesne adlarıyla kurulan birleşik kelimeler:
çetin ceviz, eski kurt, eski toprak, eski tüfek, demir yumruk, kuru kemik…
 -r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en sıfat-fiil ekleriyle kurulan sıfat tamlaması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır:
bakar kör, çalar saat, döner sermaye, güler yüz, yazar kasa, yeter sayı; tükenmez kalem; uçan daire…
 Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim
tamlaması yapısındaki renk adları ayrı yazılır:
bal rengi, gümüş rengi, ateş kırmızısı, gece mavisi, limon
sarısı…
 Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır:
açık mavi, kirli sarı, koyu yeşil…
 Yer adlarında kullanılan batı, doğu, güney, kuzey, güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu, aşağı, yukarı, orta, iç, yakın, uzak kelimeleri ayrı yazılır:
Batı Trakya, Güney Kutbu, Kuzey Amerika, Güneydoğu
Anadolu, Aşağı Ayrancı, Orta Doğu, İç Asya, İç Anadolu,
Yakın Doğu, Uzak Doğu…
 Kişi adlarından oluşmuş mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy vb. yer ve kuruluş adlarında, sondaki unvanlar hariç şahıs adları ayrı yazılır:
Yunus Emre Mahallesi; Nene Hatun Caddesi; Koca Mustafapaşa; Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Sütçü İmam
Üniversitesi…
 Dış, iç, sıra sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:
çağ dışı, olağan dışı, yasa dışı; ceviz içi, hafta içi, yurt içi;
aklı sıra, ardı sıra, yanı sıra…
 Somut olarak yer belirten alt ve üst sözleriyle oluşturulan
birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:
deri altı, su altı, toprak altı, yer altı (yüzey); böbrek üstü bezi, tepe üstü (en yüksek nokta)
 Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük,
küçük, sağ, sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çift sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:
alt yazı; üst kat, ana bilim dalı, ön söz, art niyet; arka plan,
yan cümle, karşı görüş, iç savaş, dış borç, orta oyunu
sağ açık, sağ bek; sol açık, sol bek; peşin fikir, peşin hüküm;
bir gözeli, bir hücreli; iki anlamlı, iki eşeyli; tek eşli, tek hücreli; çok düzlemli, çok hücreli; çift ayaklılar, çift kanatlılar…
 Yol ve ulaşımla ilgili birleşik kelimeler:
Arnavut kaldırımı; çevre yolu, deniz yolu, hava yolu, kara
yolu, keçi yolu; köprü yol…
FASİKÜL 9
Yazım Kuralları - I
5 TÜRKÇE
A) Bakanlıktan gelen konukları vali makamında kabul edecek.
B) Sokağın sonundaki evde oturuyorlardı.
C) Bu canlılar, sadece kuzey Antark ka buzullarında yaşar.
D) Canım Arkadaşım Salih, başarını tebrik ediyorum.
E) Çamlıca lisesi bir çok filme ev sahipliği de yapmış r.
F) Müslümanların ve hıris anların ortak kültürlerine bakılabilir.
G) Ye şemediği otobüsün arkasından baka kaldı.
H) Onunla ortak bir iş kurmaktan son anda vazgeç
I) Bu konudaki ön görüleri harfi harfine doğru çık
J) Bu yıl Anadolu’nun kuzeydoğusunda kış çok etkili oldu.
K) Okulların ağustos ayında eği me başlaması kararlaş rıldı.
L) ''Yalnızız'' romanı edebî zevki yüksek olan yapıtlardandır.
M) İş için baş vurduğu kurumdan olumlu cevap geldi.
N) Çörekotunun faydaları bilimin de konusu olmuştur.
O) Böyle sözler sarf etmek sana hiç yakışmadı.
Ö) Romanının önsözünde ailesi hakkında da bilgi vermiş.
P) Ülkemizin Doğu karadeniz bölgesinde yağışlar oldukça fazla.
R) Halk edebiya sanatçıları sade dil kullanmışlardır.
Y
D
Etkinlik 1
Aşağıdaki cümlelerde yazım yanlışı yapılan cümlelerin başına ‘’Y’’ yapılmayan cümlelerin başına
‘’D’’ harfi koyunuz. Yazım yanlışı yapılan ifadelerin doğrularını boş bırakılan yere yazınız.
DOĞRU YAZIMI
Vali
TÜRKÇE 6
Öğreten Test FASİKÜL 9
6. (I) Namık Kemal, edebiyatımızda vatan şairi olarak tanınmıştır. (II) Eserlerinde çoğunlukla toplumsal konuları işlemiştir. (III) Edebiyatımızda ilk edebî ve tarihi romanı kaleme almıştır. (IV) Sanatçımız roman ve eleştiri gibi edebî
türlerin dışında birçok oyun da kaleme almıştır. (V) Bunlardan en önemlisi sahnelenen ilk tiyatro yapıtı olan Vatan Yahut Silistre adlı oyundur.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
yazım yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Sabahları hergün bu yoldan işe giderim.
B) Evde suların kesildiğini çok geç fark ettim.
C) Trafik sıkışınca işe biraz geç kaldım.
D) Birbirimize başımızdan geçenleri anlattık.
E) Bugün ailemden sevindirici bir haber aldım.
1. Yazar, bir çırpıda okunan romanlarında, pek çok olaya
tanık olduğu 1950’li Yılları canlı bir biçimde resmetmiş.
Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde bir
yazım yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III IV V
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Bildiğim her şeyi size anlatacağım.
B) Okuldan birkaç arkadaşım yarın bize gelecek.
C) Dün seyrettiğim film, beni çok etkiledi.
D) Beni boş yere buraya kadar getirdiniz.
E) Arabamızı şurada bir ara sokağa parkettik.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Konuyla ilgili olarak kurumumuzdan bilgi edinebilirsiniz.
B) Açık sözlü kişilerden zarar gelmeyeceğine inanıyorum.
C) Arkadaşımla oturup adamakıllı konuşmayı düşünüyorum.
D) Sporcumuz rakibini yenebilmek için elinden geleni
yaptı.
E) Selim’in yine karma karışık duygular kaplamıştı içini.
3. Dün geldiğimiz bu güzel ilçede, sabah hiçbir plan yapmadan yollara düşüyoruz. İlçenin dört yanına dağılmış
kümbetler ilk uğrak yerimiz. Kimi bir yol, bir tarla kenarında, kimi bir evin bahçesinde kurulmuş yüzyıllardır burayı bekliyor. Bu yapılar Selçuklu Üslubunun en gözde
eserlerini oluşturuyor.
Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir
yazım yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II III
IV
V
1-D 2-E 3-E 4-A 5-E 6-E
7 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 9
6. Aşağıdakilerin hangisinde kısaltmalarla ilgili bir yazım yanlışı yapılmıştır?
A) UNESCO’nun çalışmaları destek görüyor.
B) TYT’ye hazırlananlara bazı önerilerim olacak.
C) Dün ABD’li heyet incelemelerde bulundu.
D) MEB’nın atamaları merakla bekleniyor.
E) TRT’nin yayınları ilgiyle izleniyor.
1. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Seninle biraz konuşmam lazım, dedi.
B) Bir süre sonra herşey beni bunaltmaya başladı.
C) Kitabevleri yeni kitaplar yayımlama hazırlığında.
D) Komiser, olayla ilgili bir ipucu bulmaya çalışıyordu.
E) Bu okul bir hayırsever tarafından yaptırılmış.
4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) Kendi kendime niye buraları bırakıp şehre geldim
diye düşündüm.
B) Beyatlı’nın eserleri arasında Türkçenin şaheseri sayılacak şiirler vardır.
C) Cahit Sıtkı, şiirlerinin çoğunda ölüm temasını elealmıştır.
D) Onun derslerinde sınıf tıklım tıklım dolu olurdu.
E) Yeni Türk edebiyatı hakkında fazla bir şey bilmiyordu.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Ders çalışmak ya da kitap okumak istiyordu.
B) Önümüzdeki yıl liseli olacak.
C) 25.04.1997’de İstanbul’da kitabı yayımlandı.
D) Gelmeyeceğini anlayınca beklemekten vazgeçti.
E) İstiklal caddesi her gün bir olaya sahne oluyor.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Yeni açtığı dükkâna yazarkasa alacaktı.
B) Bilgisayarın modelini yükseltmeyi düşünüyoruz.
C) Sınavın başlaması onu heyecana sevketti.
D) Aldığı sebzeleri hemen buzdolabına yerleştirdi.
E) Yolda akaryakıt almak için bir benzinciye uğradık.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Bu yasa önümüzdeki günlerde TBMM’de görüşülecek.
B) Geçen yıl sınav 24 Haziran pazar günü yapılmıştı.
C) Hafta sonu Mehmet amcamı ziyaret edeceğim.
D) Türkçe öğretmenimiz, Yaprak Dökümü isimli romanı
bize okuttu.
E) Bu akşam Gamzeler de bize gelecekler.
1-B 2-C 3-B 4-C 5-E 6-D
TÜRKÇE 8
Sınav Tadında FASİKÜL 9
1. Akropolis, son derece dik bir tepe üzerinde kurulmuştur. Yaklaşık 300 m yükseklikteki bu tepeye kıvrılarak tırmanan bir yoldan çıkılır. Şehir yerleşiminde dinî, resmî,
sosyal ve ticarî binalar iç içe kendine has bir plan çerçevesi içindedir. Dünya’daki en dik tiyatrolardan birisi de
burada bulunmaktadır.
Bu parçada numaralanmış bölümlerden hangisinin
yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV
V
6. Aşağıdakilerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Teknolojik kavramların kullanıldığı bazı filmler, bilimkurgu romanlarını andırıyor.
B) Türk Dil Kurumunun aldığı kararlar dilimizin gelişimine katkıda bulunuyor.
C) Müzede, sanatseverler için eski çağlardan kalma birçok tarihî eser sergileniyor.
D) Öğrenciler, iletişim platformları oluşturarak yayımladıkları gezi dergileriyle ülkemizi tanıtıyorlar.
E) Ressamın, Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu mistik
bir temaya sahiptir.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) Bu yıl 657 sayılı Kanun yeniden gözden geçirilecek.
B) 21 Eylül Dünya Barış Günü çeşitli etkinliklerle kutlandı.
C) Edebiyatımızda modern anlamda ilk tiyatro, Tanzimat döneminde görülmüştür.
D) Dışişleri Bakanlığının önümüzdeki saatlerde açıklama yapması bekleniyor.
E) Güney Yarım Küre’de mevsimlerin değişmesi sonucu
artık çiçekler daha erken açıyor.
5. Anadolu topraklarından tüm dünyaya yayılan bir kültürdür seramik. MÖ 5000 yıllarına kadar dayanan bu köklü
kültürde Çanakkale seramiklerinin ayrı bir öneme sahip
olduğu şüphesiz. Bu ürünlerin şimdilerde gerek ülkemizde gerekse yurtdışında yapılan müzayedelerde yıldızının parlamaya başladığını görmekteyiz.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV V
3. Van, tarihi boyunca birçok kültüre ev sahipliği yapmış ve
bu zenginlikleri bugünlere taşıyabilmiş bir kent. Urartular, Persler, Bizans imparatorluğu, Osmanlılar gibi döneminin en güçlü uygarlıkları, Van’ı önemli merkezlerinden
biri olarak konumlandırmışlardır; bu anlamda Urartu medeniyetini anlamak, İlk Çağ’ın geçmişten bugüne olan
izlerini takip etmek için bu medeniyetin başkenti olan
Van’ı ziyaret etmek bir zorunluluktur.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV
V
4. Sekiz bin yıllık tarihini modern bir şehirle harmanlayan
Gaziantep; kebabı, baklavası, çarşı ve hanlarıyla Anadolu’nun güneydoğusuna kurulmuş renkli bir sofra gibi.
Geçmişte Kommagene Krallığı’na ev sahipliği yapan
kent, 11. yy.dan itibaren Türklerin egemenliğine girmiş.
Kurtuluş savaşı yıllarında verdiği mücadeleyle kente gazi
unvanı layık görülmüş.
Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde biryazım yanlışı yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V
9 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 9
12. Klasik Türk müziğinin günümüzdeki icracı gruplarından
Alaturka Records, müziğimizi dünyaya tanıtmak üzere
pek çok konser verecek. Bu etkinlikler Türk-Japon dostluğunun 127. yıl dönümü Anısına 12 ocak saat 17.00’de
Osaka’da verilen konserle başlayacak.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV V
1-E 2-C 3-C 4-D 5-D 6-E 7-D 8-D 9-C 10-B 11-B 12-E
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Evimizin küçük kedisi Pamuk’un peşi sıra diğer kediler de geldi.
B) Kitaplarında Türkçülüğün ilkelerini sıralayan Ziya Gökalp, düzenlenen bir törenle anıldı.
C) İstanbul Üniversitesinde başlayan yükseköğrenim
hayatını İngiltere’de sonlandırdı.
D) Yetkililer Taksim meydanının yaya trafiğine kapatılacağını bildirdi.
E) Güneş’in yoğunluğu, Dünya’nın yoğunluğunun 4’te
biri kadardır.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün
yazımı yanlıştır?
A) Yaşadıklarından sonra aklı karmakarışıktı.
B) Bir süre sahil boyunca yan yana yürüdüler.
C) İşim biterse akşama geri döne bilirim.
D) O zaman fark ettim ki beni dinlemiyormuş.
E) Birdenbire onu karşısında görünce şaşırmıştı.
7. Abdülhak Şinasi Hisar, İstanbul’u odak alan eserlerinde
Boğaz’a o kadar önem verir ki oradan Boğaziçi Medeniyeti diye bahseder. Yaklaşık altı yıl önce, büyük ilgi
gören Boğaziçi’nin Rumeli yakası fotoğraflarını sergileyen Pera Müzesi, bu kez de bazı özel koleksiyonlardan derlenen fotoğraflar sergisine ev sahipliği yapıyor.
21 Ocak - 1 Nisan 2020 tarihleri arasında ziyarete açık
kalacak XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Anadolu Yakası Fotoğrafları Sergisi, Boğaziçi Medeniyeti’nin önceki iki yüzyılına tanıklık ediyor.
Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde bir
yazım yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III
IV
V
11. I. ÖSYM’nin sınav sistemiyle ilgili olarak yaptığı değişiklikler duyuruldu.
II. Merkür aydan uzaklaştıktan sonra Venüs’le yakın konumda bulunacak.
III. 13’ten fazla hasta dün gece başka bir hastaneye
sevk edildi.
IV. Kurban Bayramı’nın ilk günü büyükbabasını ziyarete
gittiler.
V. Bunların olacağını da çok önceden hissetti.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisinde bir
yazım yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
10. Tarihi MÖ 2800’lü yıllara dayanan Kayseri; Hellenistik
dönemin ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kültür birikimini
taşıyor. Kayseri’yi ticaret açısından önemli kılan ise dünyanın ilk organize ticaret merkezine sahip olmasıdır. Ayrıca şehir dünyanın bilinen ilk ticaret fuarına ev sahipliği
yapmıştır.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II III
IV
V
FASİKÜL 9
TÜRKÇE 10
Yazım Kuralları - II
Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler
 Özgün biçimleri tek heceli bazı Arapça kökenli kelimeler
etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşirken ses düşmesine, ses değişmesine veya ses
türemesine uğradıklarında bitişik yazılır:
emretmek, menolunmak, cemetmek, kaybolmak; darbetmek,
dercetmek, hamdetmek; affetmek, hissetmek, reddetmek …
 Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
cumartesi (< cuma ertesi), birbiri (< biri biri), kaynana
(< kayın ana), kaynata (< kayın ata), nasıl (< ne asıl), niçin (< ne için), sütlaç (< sütlü aş)
 Kelimelerden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğradığında bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır:
 Bitki adları:
aslanağzı, kuşburnu, kuşyemi, akşamsefası, camgüzeli,
ayşekadın (fasulye)…
 Hayvan adları:
danaburnu (böcek), akbaş (kuş), alabacak (at), bağrıkara (kuş),
beşparmak(deniz hayvanı), çakırkanat (ördek), kababurun (balık), karafatma (böcek), yeşilbaş (ördek), yalıçapkını (kuş),
bozbakkal (kuş), bozyürük (yılan, karadul (örümcek)…
 Hastalık adları:
itdirseği (arpacık), delibaş, karabaş, karabacak...
 Alet ve eşya adları:
balıkgözü (halka), kedigözü (lamba), leylekgagası (alet),
gagaburun(gemi), kancabaş (kayık), adayavrusu (tekne)…
 Biçim, tarz, tür, motif vb. adlar:
ayıbacağı (yelkenbiçimi), balıksırtı (desen), eşeksırtı (çatı
biçimi), kırlangıçkuyruğu (işaret), köpekkuyruğu (yağlı güreş), turnageçidi (fırtına) kazkanadı (oyun), balgümeci (dikiş), beşikörtüsü (çatı biçimi)…
 Yiyecek adları:
dilberdudağı, hanımgöbeği, vezirparmağı, bülbülyuvası
(tatlı adları) tavukgöğsü, kuşlokumu (kurabiye), kadınbudu (köfte), alinazik (kebap) …
 Oyun adları:
beştaş, dokuztaş, üçtaş…
 Gök cisimlerinin adları:
Büyükayı (yıldız kümesi), Samanyolu ( yıldız kümesi), Küçükayı (yıldız kümesi), Yedikardeş (yıldız kümesi)
 Renk adları:
balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, fildişi, gülkurusu, kavuniçi, narçiçeği, ördekbaşı, tavşankanı, turnagözü, vişneçürüğü, yavruağzı
 Oğlu, kızı sözleri:
çapanoğlu, eloğlu, hinoğluhin, elkızı
Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler
 a, -e, -ı, -i, -u, -ü zarf-fiil ekleriyle bilmek, vermek, kalmak,
durmak, gelmek ve yazmak fiilleriyle yapılan tasvirî fiiller
bitişik yazılır:
düşünebilmek, gülüvermek; uyuyakalmak; gidedurmak,
süregelmek; düşeyazmak…
 Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik
kelimeler bitişik yazılır:
albeni, ateşkes, dönbaba, gelberi, incitmebeni, unutmabeni; çekyat, geçgeç, kapkaç, örtbas, seçal, tutkal, veryansın, yapboz, yazboz…
 -an/-en, -r/-ar/-er/-ır/-ir, -maz/-mez ve -mış/-miş sıfat-fiil ekleriyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır:
cankurtaran, çöpçatan, dalgakıran, gökdelen, yelkesen;
akımtoplar, barışsever, basınçölçer, değerbilmez, etyemez,
hacıyatmaz, kadirbilmez, karıncaezmez, kuşkonmaz, külyutmaz, tanrıtanımaz, varyemez; çokbilmiş, güngörmüş…
 İkinci kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) kalıplaşmış belirli geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
albastı, ciğerdeldi, çıtkırıldım, fırdöndü, gecekondu, gündöndü, hünkârbeğendi, imambayıldı, külbastı, mirasyedi,
papazkaçtı, serdengeçti, şıpsevdi, zıpçıktı …
 Her iki kelimesi de -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş zaman veya -r /-ar /-er geniş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, uçtuuçtu; biçerdöver, , konargöçer, okuryazar, uyurgezer, yanardöner, yüzergezer,
çakaralmaz…
 Somut olarak yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri sözlerinin
sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı (gözetim), şuuraltı; akşamüstü, ayaküstü, bayramüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, olağanüstü, öğleüstü, öğleüzeri, suçüstü, yüzüstü; akşamüzeri, ayaküzeri…
 Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır:
güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu
 Dilimizde her iki ögesi de asıl anlamını koruduğu hâlde
yaygın bir biçimde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan kelimeler de vardır:
 Baş sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları:
başbakan, başçavuş, başeser, başhekim, başkahraman,
başkent, başkomutan, başköşe, başmüfettiş, başöğretmen,
başparmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, başyazar …
 Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları:
aşçıbaşı, binbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, elebaşı, mehterbaşı, onbaşı, ustabaşı, yüzbaşı …
 Ağa, baba, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan
birleşik kelimeler:
ağababa, ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne, hanımefendi, hacıağa, kadınnine, paşababa…
 Biraz, birçok, birçoğu, birkaç, birkaçı, birtakım, herhangi,
hiçbir, hiçbiri belirsizlik sıfat ve zamirleri de gelenekleşmiş
olarak bitişik yazılır.
FASİKÜL 9
11 TÜRKÇE
Yazım Kuralları - II
PRATİK BİLGİ
O Sıra sayıları ekle gösterildiklerinde rakamdan
sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır, ayrıca
nokta konmaz:
O 8.’inci değil 8’inci, 2.inci değil 2’nci vb.
Sayıların Yazılışı
 Sayılar harflerle de yazılabilir:
yüz yıldan beri, haftanın üçüncü günü, üç ayda bir, üçüncü sınıf ...
 Saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır:
18.30’da, 11.00’de, 2.500.000 lira, 35 kilogram, 150 kilometre, 15 metre kumaş...
 Saatler ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir:
saat onu beş geçe, saat altıya çeyrek kala…
 Dört veya daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde geçen bin, milyon, milyar ve trilyon sözleri harfle yazılabilir:
2 milyar 500 milyon kişi, 4 bin 255 kalem, 5 trilyon 412 milyar…
 Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır:
iki yüz, iki yüz altmış beş, bin iki yüz elli bir…
 Para ile ilgili işlemlerle senet, çek vb. ticari belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır:
650,35 (altıyüzelliTL,otuzbeşkr.)
 Yüzde ve binde işaretleri yazılırken sayılarla işaret arasında boşluk bırakılmaz:
%25, ‰50
 Adları sayılardan oluşan iskambil oyunları bitişik yazılır:
altmışaltı, ellibir …
 Romen rakamları tarihî olaylarda, yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde, kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların numaralandırılmasında, maddelerin sıralandırılmasında kullanılır:
II. Dünya Savaşı; XX. yüzyıl; III. Selim, XIV. Louis, II. Wilhelm, V. Karl, VIII. Edward; 1.XI.1928; I. Cilt; I)... II) ...
 Dört veya daha çok basamaklı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve aralarına nokta konur:
4.567, 326.197, 49.750.812,28.434.250.310.500…
 Sayılarda kesirler virgülle ayrılır:
15,2 (15 tam, onda 2); 5,26 (5 tam, yüzde 26)…
 Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösterilmesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur
ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece
gösteren ek yazılır:
15., 56., XX.; 15’inci, 56’ncı, XX’nci
 Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir:
2’şer değil ikişer, 9’ar değil dokuzar, 100’er değil yüzer…
 Bayağı kesirlere getirilecek ekler alttaki sayı esas alınarak
yazılır:
4/8’i (dört bölü sekizi), 1/2’si (bir bölü ikisi) vb.
 Bir zorunluluk olmadıkça cümle rakamla başlamaz.
Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler
 Ev kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi, gözlemevi, huzurevi, kahveevi, konukevi, orduevi, öğretmenevi, polisevi, yayınevi …
 Hane, name, zade kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: çayhane, dershane, kahvehane, yazıhane; beyanname, kanunname, seyahatname, siyasetname; amcazade, dayızade, teyzezade…
 Farsça kurala göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: âlemşümul, gayrimenkul, gayrimeşru, Kuvayımilliye, Misakımillî,
suikast; hüsnükuruntu, hüsnüniyet…
 Arapça kurala göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: darülaceze, darülfünun, daüssıla, fevkalade, velhasıl…
 Müzikte kullanılan makam adları bitişik yazılır: acembuselik, hisarbuselik, muhayyerkürdi…
 Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş
olan kuruluş adları bitişik yazılır: İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim Fakültesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi
 Renk adlarıyla kurulan bitki, hayvan veya hastalık adları bitişik
yazılır: akağaç, alacamenekşe, karadut, sarıçiçek; alabalık,
beyazsinek, bozayı; aksu, akbasma, mavihastalık, maviküf…
2 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
“Birleşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden biri veya her ikisi
birleşme sırasında anlam değişmesine uğramışsa sözcük bitişik yazılır.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmadığı için
bir yazım yanlışı yapılmıştır?
A) Adını şarkılarda duyduğumuz yalıçapkını, adalarda yaşayan bir kuş türüdür.
B) Yemekten sonra tatlı olarak birer porsiyon bülbülyuvası
siparişi verdik.
C) Doğum günüm için annem bana camgöbeği renginde
bir kazak örmüş.
D) Pek çok kişinin sandığının aksine denizyılanı nehirlerde
de yaşayabilir.
E) Yazar bu öyküsünde semt pazarlarındaki ayaküstü sohbetlere önemli bir yer ayırmış.
1 - ÇÖZÜMLÜ SORU / 2020 TYT
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı yanlıştır?
A) Bu araştırmada bizi şaşırtan bulgu, çevreciliğin barışsever akımlarla çatışmasıdır.
B) O kadar merhametlidir ki yakın arkadaşları arasında karıncaincitmez olarak anılır.
C) Başkentin ortasındaki gökdelenler, etrafındaki binaları yutacakmış gibi duruyordu.
D) İnsanlar, çokbilmiş olarak tanınan kişilerle arkadaşlık kurmaktan uzak dururlar.
E) Orada yaşamamış, o insanlarla hiç bağ kurmamış gibi ne
değerbilir ne yol yordam.
(“değer bilir” sözünde “bilir çekimli bir fiildir ve ayrı yazılması gerekir. Cevap E)
FASİKÜL 9
TÜRKÇE 12
Yazım Kuralları - II
BENDEN UYARMASI
O Numara sözünün kısaltması da kelime gibi
okunduğundan getirilecek olan ek okunuşa göre getirilecektir: No.lu, No.suz
O Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalara gelen ekler kesmeyle ayrılmaz.
O Bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin veya üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır:
vb.leri, Alm.dan, İng.yi; cm³e (santimetreküpe),
m²ye (metrekareye), 64 ten (altı üssü dörtten)
O Sert ünsüzle biten kısaltmalar, ek aldıkları zaman okunuşta sert ses yumuşatılmaz:
AGİK’in(AGİĞ’in değil), CMUK’un (CMUĞ’un
değil), RTÜK’e (RTÜĞ’e değil), TÜBİTAK’ın(TÜBİTAĞ’ın değil)
O Ancak birlik kelimesiyle yapılan kısaltmalarda
söyleyişte k’nin yumuşatılması normaldir:
FİSKOBİRLİK’in (söylenişi FİSKOBİRLİĞİN)
ÇUKOBİRLİK’e (söylenişi ÇUKOBİRLİĞE)
Kısaltmaların Yazılışı
 Kuruluş, ülke, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları her
kelimenin ilk harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır:
TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu), ABD (Amerika Birleşik Devletleri); TDED (Türk Dili ve
Edebiyatı Dergisi);
B (batı), D (doğu), G (güney), K (kuzey); GB (güneybatı),
GD (güneydoğu), KB (kuzeybatı), KD (kuzeydoğu)…
BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi)
 Gelenekleşmiş olan T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe) kısaltmalarının dışında büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta kullanılmaz.
 Ölçü birimlerinin uluslararası kısaltmaları kullanılır:
m (metre), mm (milimetre), cm(santimetre), km (kilometre), g (gram), kg (kilogram), l (litre), mg (miligram), m²
(metrekare), cm² (santimetrekare)
 Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarıyla ölçülerin dışında kalan kelime veya kelime gruplarının kısaltılmasında, ilk harfle birlikte kelimeyi oluşturan temel harfler dikkate alınır. Kısaltılan kelime veya kelime grubu; özel ad, unvan veya rütbe ise ilk harf büyük; cins isim ise ilk harf küçük olur:
Alm. (Almanca), Cumhuriyet Mah. (Cumhuriyet Mahallesi), Manolya Sok. (Manolya Sokağı), Prof. (Profesör), Dr.
(Doktor), Av. (Avukat), Alb. (Albay), Gen. (General); sf. (sıfat), haz. (hazırlayan), çev. (çeviren), ed. (edebiyat), fiz.
(fizik), kim. (kimya) vb.
Pekiştirmeli Sözlerin Yazılışı
 Sıfat veya zarf görevindeki pekiştirmeli sözler bitişik yazılır:
düpedüz, gömgök, güpegündüz, kapkara, kupkuru, masmavi, mosmor, paramparça, sapasağlam, sapsarı, sırsıklam, sırılsıklam, sipsivri, yemyeşil, apaçık, apak, büsbütün,
çepeçevre, çırılçıplak, dümdüz…
İkilemelerin Yazılışı
 İkilemeler ayrı yazılır:
ağır ağır, kırk elli (yıl), üç beş (kişi), yüz yüz elli (yıllık), , eciş
bücüş, yarım yamalak…
 -m ile yapılmış ikilemeler ayrı yazılır:
çocuk mocuk, kitap mitap ...
 İsim durum ekleri ve iyelik ekiyle yapılan ikilemeler ayrı yazılır:
el ele, göz göze; baştan başa,başa baş…
bire bir (ölçü),
Bağlaç Olan Ki’nin Yazılışı
 Bağlaç olan ki ayrı yazılır:
Filmi beğendi ki sana da tavsiye ediyor.
 Şüphe ve pekiştirme göreviyle kullanılan ki sözü de ayrı
yazılır:
Sınav süresi bitti mi ki?
Vatanımı öyle özledim ki...
4 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kısaltmalarla ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Bugün TBMM’nin kuruluş yıldönümü kutlanıyor.
B) TV’da bu akşam güzel bir film var,
C) Öğrenim için ABD’ye gidecek.
D) Üniversite sınavına ODTÜ’de girecekmiş.
E) Kaybolan sınav belgenizi ÖSYM’den alabilirsiniz.
3 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
“Kendisine 2’inci Aristo sıfatı verilen Farabi, insan ihtiyaçlarının
farklılığı nedeniyle toplum içindeki iş birliğinin önemli olduğunu
vurgulamıştır. Özel mülkiyeti kabul eden Farabi, topluma ait
pek çok malın herkesçe kullanılması gerektiğini belirtir. Ona
göre devlet, toplumsal sözleşmeye dayanarak adaleti sağlar.
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı
yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III IV
V
BAŞKA YERDE YOK
O Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen
eklerde kelimenin okunuşu esas alınır:
cm’yi, kg’dan, mm’den, kr.un
O Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen
eklerde ise kısaltmanın son harfinin okunuşu
esas alınır:
BDT’ye, TDK’den, THY’de, TRT’den, TL’nin…
O Ancak kısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen
eklerde kısaltmanın okunuşu esas alınır:
NATO’dan, UNESCO’ya, ASELSAN’da, BOTAŞ’ın
FASİKÜL 9
13 TÜRKÇE
Yazım Kuralları - II
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
(I) Kişiye odaklı söyleşilerde amaç; soru sorulan kişinin yaşamını, yaptıklarını veya fikirlerini gündeme getirmektir. (II) Bu
tür söyleşilerin öznesi, toplumda merak uyandıran ünlü şahsiyetler olabilir. (III) Örneğin sporcular, sanatçılar ve politikacılar bu söyleşilerde sıklıkla yer alır. (IV) Kimi zamanda tanınmamış ancak yaşamı ve yaptıklarıyla dikkatleri çekmiş kişiler
seçilir. (V) Sorular aracılığıyla onların iç dünyalarında neler yaşadıkları okura aktarılmak istenir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “de” bağlacının yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
 Bazı kelimelerde “ ki” bağlacı kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır:
belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki, illaki.
Soru Eki “mı, mi, mu, mü”nün Yazılışı
 Bu ek gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar:
Sen de mi buradasın?
 Soru ekinden sonra gelen ekler, bu eke bitişik olarak yazılır:
Çocuk muyum? Gelecek miydi? Güler misin, ağlar mısın?
 Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığında da ayrı
yazılır:
Güzel mi güzel bir araba!
Yağmur yağdı mı trafik aksıyor.
 Birleşik fiillerde mi soru eki iki kelimenin arasına da gelebilir:
Vaz mı geçtin?
İle’nin Yazılışı
 ile, ayrı olarak yazılabildiği gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir.
 ile, ünsüzle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında i ünlüsü düşer ve büyük ünlü uyumuna uyar:
çiçek-le (çiçek ile), bulut-la (bulut ile),
 ile, ünlüyle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında araya y ünsüzü girer ve başındaki i ünlüsü düşer:
arkadaşı-y-la (arkadaşı ile), çevre-y-le (çevre ile)
Ek fiilin Yazılışı
 Ek fiilin çekimli biçimleri (idi, imiş, ise) ayrı yazılabildiği gibi bitişik olarak da yazılabilir.
 Ünsüzle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında i ünlüsü düşer, ayrıca büyük ünlü uyumuna uyar:
yorgun-du (yorgun idi), gelir-se (gelir ise) ...
 Ünlüyle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında araya y
ünsüzü girer ve başındaki i ünlüsü düşer, ayrıca büyük ünlü uyumuna uyar:
sonuncu-y-du (sonuncu idi), yabancı-y-mış (yabancı imiş),
ne-y-se (ne ise)
 Ek fiilin zarf-fiil eki almış biçimi olan iken ayrı yazılabildiği
gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir. Eklenerek yazıldığında baştaki i düşer. Eklendiği kelimenin ünlüleri kalın olsa da -ken zarf-fiil ekinin ünlüsü ince kalır:
çalışıyor-ken (çalışıyor iken), durgun-ken (durgun iken),
öğretmen-ken (öğretmen iken) vb.
 iken, ünlüyle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında
araya y ünsüzü girer ve başındaki i ünlüsü düşer:
okulda-y-ken (okulda iken), okumakta-y-ken (okumakta iken)
Hece Yapısı ve Satır Sonunda Kelimelerin Bölünmesi
 Kelime içinde iki ünlü arasındaki ünsüz, kendinden sonraki ünlüyle hece kurar:
a-ra-ba, in-sa-nın, ka-ra-ca …
 Batı kökenli kelimeler, Türkçenin hece yapısına göre hecelere ayrılır:
band-rol, kont-rol, port-re
 İlk heceden sonraki heceler ünsüzle başlar. Bitişik yazılan
kelimelerde de bu kurala uyulur:
Bağlaç Olan Da, De’nin Yazılışı
 Bağlaç olan da / de ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak büyük ünlü uyumuna uyar:
Oğlu da geldi kızı da.
Sen de mi Leylâ?
 Ayrı yazılan da / de hiçbir zaman ta / te biçiminde yazılmaz:
Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var
(Gidip te gelmemek var, gelip te görmemek var değil)
 Ya sözüyle birlikte kullanılan da ayrı yazılır: ya da
 da / de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile
ayırmak yanlıştır:
İrfan da geldi
İrfan’da geldi. (YANLIŞ)
ba-şöğ-ret-men, il-ko-kul
 Ayırmada satır sonunda ve satır başında tek harf bırakılmaz:
------------- uzaklık(YANLIŞ)
------------ uzaklık(DOĞRU)
 Kesme işareti satır sonuna geldiğinde yalnız kesme işareti kullanılır, ayrıca çizgi kullanılmaz:
------- İstanbul’
danAKLINDA OLSUN
 Aynı, tıpkı, ölçü, miktar vb. özellikleri eşit olarak
ve yüz yüze, karşılıklı olarak anlamlarına geldiğinde “bire bir” sözü ayrı yazılır:
Bu konuyu arkadaşlarıyla bire bir görüşerek hazırladı.
 İstenildiği gibi, uygun, etkisi kesin olan anlamlarına geldiğinde “birebir” sözü bitişik yazılır:
Doktora göre bu bitki göğüs darlığına birebirmiş.
FASİKÜL 9
TÜRKÇE 14
Yazım Kuralları - II
15 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 9
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Geziye niçin beni de çağırmıyorlar?
B) Okulun ne zaman açılacağını biliyor musun?
C) Bu işyerinde aşağı yukarı dört yıldır çalışıyorum.
D) Önümüzdeki ağustos ayında bize gelecek.
E) Otobüsümüz 23.45’te hareket edecek.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik sözcüklerin yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Coğrafya dersinde yeryüzü şekillerinin oluşabilme
koşullarını öğrendik.
B) Herkesin beğeniyle söz ettiği filmi dün biz de izleyebildik.
C) Yağmurun yağacağını görünce eve erkenden gitti.
D) Odasında uyuya kalınca şehre inmekten vazgeçti.
E) Kitaptaki öykülerin birkaçı, benim ilgimi daha çok
çekti.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikilemelerin yazımıyla ilgili bir yazım yanlışı yapılmıştır?
A) Apar topar hazırlanıp evden çıktık.
B) Bahçedeki çalı çırpıyı toplayıp çöpe atacağız.
C) Büyük amcam, boyluboslu birisi olduğu için her yerde
göze çarpardı.
D) Fabrika müdürü, fabrikanın derli toplu olmasına önem
verirdi.
E) Eski püskü elbiseleri teker teker çıkardı, ihtiyaç sahiplerine dağıttı.
5. Ek olan “-ki” kendinden önceki kelimeye bitişik, bağlaç
olan “ki” ise ayrı yazılır.
Bu kurala göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ki”
nin yazımı yanlıştır?
A) Edebiyat dilindeki sadeleşme, edebiyatın halka inmesini sağlamıştır.
B) Yazarın anlatımı o kadar akıcıydı ki kitabı bitirene kadar elimden bırakmadım.
C) Artık ben de anladım ki bu işler bu hafta bitmez.
D) Ondaki çalışma disiplinine hayran olmamak elde değil.
E) Bahçeye güller dikelimki etraf mis gibi koksun.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Sanatçı ilk romanını kırkbeş yaşında yazmış.
B) Onun gelişiyle evimizde bayram havası eserdi.
C) Bugünün işini yarına bırakmamaya dikkat ederdi.
D) Havanın karardığını hiçbirimiz fark edememiştik.
E) Bartın’a giderken bizim köye de uğrayalım.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Dışarıda hafifçe bir rüzgâr esiyordu.
B) Her tarafda kardelen çiçekleri açmıştı.
C) Köşedeki dürümcüde bir şeyler yiyelim.
D) İhtiyar, ceketini kapının arkasına astı.
E) Kemal amca, pasajdaki dükkânını satmış.
1-C 2-A 3-B 4-D 5-E 6-C
TÜRKÇE 16
Pratik Test FASİKÜL 9
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözün yazımı yanlıştır?
A) Çocuk eline aldığı gır gır ile etrafı güzelce temizliyordu.
B) Onunla göz göze gelmemeye çaba gösteriyordu.
C) Aynı yoldan gide gele artık ezberlemişti oraları.
D) Omuz omuza vererek o kadar işin üstesinden gelmişlerdi.
E) Çocuklar sık sık bir araya gelir, parkta oyun oynarlardı.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Yeni açtığı mağazaya yazarkasa alacaktı.
B) Bilgisayarın modelini yükseltmeyi düşünüyoruz.
C) Sınavın başlaması onu heyecana sevk etti.
D) Aldığı peynirleri hemen buzdolabına yerleştirdi.
E) Yolda akaryakıt almak için bir benzinciye uğradık.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Yolculuğumuz 14 Ekim’de başladı.
B) Babam 11 Kasım 1950’de burada doğmuş.
C) 3 Nisan pazartesi günü bu mutlu haberi aldım.
D) Büyük ihtimalle haziranda tatile çıkacağız.
E) Geçen pazar, eski arkadaşlarla bir araya geldik
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Uçağı kaçırdığın için bu kadar üzülmemelisin.
B) Son aldığı arabayı gözü gibi koruyor.
C) Kimseye sormadan buna karar vermemeliydin.
D) Fuara arkadaşıyla gideceğini söylüyor.
E) Arkadaşlarını telefonumdan da arıyabilirsin.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Seni yarın okul girişinde bekleyeceğim.
B) O güzel günleri şimdi bir bir hatırlıyorum.
C) Futbol oynarken incittiğim bileğim çok acıyor.
D) Dönem ödevimi bilgisayarda yazmıyacağım.
E) Müzeye gelenler, eski uygarlıkların izlerini görüyor.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Ameliyata doktorların yanında üçte hemşire girdi.
B) Müşteriler, kahvenin sahibi Ali Çavuş’u severlerdi.
C) Savaşta, Yüzbaşı Cemil bacağından yaralanmıştı.
D) Yarın, mühendisler şantiyeyi gezecekmiş.
E) Veliler, müdürün konuşma yapmasını bekliyor.
1-A 2-D 3-A 4-C 5-E 6-A
17 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 9
1. I. Herbirimizi etkileyen sosyal değişimlerden biride göçtür.
II. Yüzyüze yapılan görüşmeler sonucunda 12-18 yaş
arasının büyük risk altında olduğu iddia edildi.
III. 1940’tan sonra art arda yaşanan göç dalgaları şehir
nüfusunun artmasına neden olmuştu.
IV. Haritalar iyi tasarlanırsa arkadaşınızın yeni evini size
tarif ederken çizdiği kroki kadar basit olabilir.
V. Osaka Körfezi açıklarında, okyanusa inşa edilmiş yapay bir adadaki havaalanına indik.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangilerinde
bir yazım yanlışı vardır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Bir gıda maddesi, 50’e yakın türdeki besin ögesinin
her birini karşılayamaz.
B) Kitaptaki öykülerin çoğunda yer alan sürpriz finallerle okurun şaşkınlığa düşürülmesi farklı bir başarıdır.
C) Zafer Bayramı yurt dışında da yapılan birtakım etkinliklerle kutlandı.
D) Gece yarısına doğru Samanyolu, alev gibi parlayan
yıldızların arasından beliriveriyor.
E) Irgandı Köprüsü, restore edildikten sonra dükkânlara,atölyelere ve kafelere ev sahipliği yapıyor.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ki”nin yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Sonunda anladım ki bu sorunu çözemeyeceğim.
B) Adam yandaki masadan tuzluk istedi.
C) Şirketin geçen yıl ki cirosu beklenenin üzerindeydi.
D) Türkçe ki onun en sevdiği derstir.
E) Bizim ev, sokağın başında onlarınki ise sokağın sonunda.
5. KKTC’nin başkenti Lefkoşa, Girne’ye yaklaşık yirmi beş
kilometre mesafededir. Kent, 15. yüzyılda Venedikliler’in
inşa ettiği yıldız biçimindeki surlarla çevrilidir. Osmanlı
mimarisinin sentezini sergileyen bu surlar görülmeye değer bölgelerden biri.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV
V
3. (I) Gül, mis gibi bir kokunun peşinde olanlar için muhteşem bir çiçektir. (II) Gülün kokusunu kalıcı yapmak için
Antik Çağ’dan bu yana farklı yöntemler kullanılmıştır. (III)
Daha sonraları MÖ 50’de insanoğlu damıtma yöntemini
geliştirdi ve bu sayede gül yağı elde edildi. (IV) Günümüzde ise bu işlem teknolojik birtakım aletlerle yapılmakta, iyi derecede verim alınmaktadır. (V) Gül yağının
yanı sıra gül suyu gibi gülden elde edilen diğer yan ürünlerde kozmetik ve parfümeri sektöründe kullanılmaktadır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir yazım yanlışı yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ünlü yazar John Steinbeck’in çağımızın bireysel, toplumsal ve insani meselelerini ustalıkla resmettiği eserleri modern dünya edebiyatının başyapıtları arasında yer alır. “Fareler Ve İnsanlar” adlı eserinde, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik
tarım işçisinin hayatını anlatır.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II
III IV
V
TÜRKÇE 18
Sınav Tadında FASİKÜL 9
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Yakup Kadri 1933’te yayımlanan Yaban romanında
aydın-halk çatışmasını ele almıştır.
B) Kemal’in neden böyle üzgün olduğunu sınıftaki öğrencilerin birkaçı biliyordu.
C) Düğün konvoyunun ardına peş peşe dizilen araçlar
birden karşımıza çıkıvermişti.
D) Yirmi üç yıl önce geldiği bu köy de diğerleri gibi bir
anda gelişmiş, büyümüştü.
E) Bu sabah öyle yorgundu ki yanı başına gelen anneannesini bile farketmemişti.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün
yazımı yanlıştır?
A) O, TRT’nin düzenlediği yarışmada ödül aldı.
B) Yarışmayı az farkla 2’inci sırada bitirdi.
C) Eski dostlarıyla ayaküstü sohbet etti.
D) Arkadaşı ikide bir ondan ders notu istiyordu.
E) Hava yolu şirketi uçak seferlerini iptal etti.
10. Batı Karadeniz Bölgesi’nde araştırma yapan bazı arkeologlar Türk kültürüne ait önemli kalıntılar buldu. Kültür
ve turizm bakanlığı elde edilen bütün el sanatları ürünlerinin listesini sergiledi.
Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı
yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I
II III
IV V
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
yoktur?
A) Havadaki ağır kokuyu his etmemek için burnumuzu
elimizle kapattık.
B) Hırsızlar güpe gündüz bir kuyumcuyu soymaya çalışmıştı.
C) Her şeyin daha samimi olduğu o yılları hatırlar mısın?
D) Dedemin anlattığı son öyküde çok heyecan vericiydi.
E) Karadeniz’in Doğu kesimlerinde yükseklere yine kar
yağmıştı.
11. Orta Avrupa’da eskiden birçok köyde kavak ağacı vardı
ve bu ağaçlar buluşma noktası olarak kullanılırdı. Her yıl
bu şirin kasabalarda Mayıs başında kavak ağaçlarının
altında dans festivalleri düzenlenirdi.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV
V
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) 23 Temmuz 1993 tarihinde Antalya’nın Alanya İlçesinde hayata “Merhaba’’ demişti.
B) Nemrut Dağı’nın eteklerinde güneşin doğuşunu seyretmek coşkulu bir zevktir.
C) Tanzimat Dönemi yazarlarından Namık Kemal,roman
ve tiyatro türlerinde önemli eserler vermiştir.
D) İstanbul Üniversitesinde konferansa katılan Doktor
Cevdet Bey kısa bir konuşma yaptı.
E) Beşiktaş Barbaros Bulvarı’nda bulunan Yıldız Sarayı
bu yıl bakıma alınacak.
1-A 2-C 3-E 4-D 5-C 6-A 7-C 8-B 9-A 10-D 11-D 12-E
19 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 9
1. Eve varmak için birbirinden dolambaçlı üç sokağı geçmem gerekiyordu. Bu tatsız yolculuk sona eripte kapıdan girdiğim vakit, yüreğimin büsbütün başka bir sıkıntı
ile bunaldığını hüzünle fark ederdim.
Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir
yazım yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
I II
III
IV
V
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Şoför, topunu almak için arabanın önüne atlayan çocuğa bağırdı.
B) Bu okul hayırsever vatandaşlarca yaptırılmış.
C) Çocuk tıraş olmak için berbere gitti.
D) Arkadaşımın iyi bir eğitimi, sağlam bir karekteri var.
E) Sokağımızın başındaki demirleri griye boyadılar.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Babası, bu bayramda da yazlık kiralayacakmış.
B) Okuduklarımızın damağımızda bıraktığı tatları istesek de unutamayız.
C) Orada seni karşılayacak bir yakının var mı?
D) Öyle ki yemek vaktinin gelip geçtiğinin farkına bile
varmamıştı.
E) Düşüncelerimi ifade etmekten hiçbir zaman çekinmiyeceğim.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) İnsanların çoğu, sıtres atmak için bağ bahçeyle uğraşıyor.
B) Bugünlerde gençler, daha çok bilgisayarla ilgileniyor.
C) Dünkü şiir gecesine birçok şiirsever katıldı.
D) Bir grup genç sanatçının düzenlediği sergi mayısa
kadar açıkmış.
E) Gençlere yönelik kültür programlarının sayısı gün
geçtikçe artıyor.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Onu son günlerde hiçbirimiz görmemiştik.
B) Bu şiir, 21 Ağustos 1981’de yayımlanmış.
C) Bu olayın perde arkası artık herkesçe biliniyor.
D) Dün, onunla İTÜ’deki konferansta karşılaştık.
E) En sonun da anladım ki sizinle bu konuyu konuşmak imkânsız.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Eski müdür, görevini sabah devir etti.
B) Bu şirketin birçok ülkede tanındığı herkesçe bilinir.
C) Hititler, yaklaşık iki yüz yıl boyunca bu bölgede yaşamıştır.
D) Kasabanın buz gibi sularından içmek için beş dakika
mola verdik.
E) Şehrimizde seneye bir halk tiyatrosu açılması planlanıyor.
TÜRKÇE 20
Sınav Tadında FASİKÜL 9
10. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) Bu caddede klakson çalmak yasaktır.
B) Öğrencilere yıl sonu klasör hediye edildi.
C) Şiirlerinde klişeleşmiş söyleyişlere yer vermezdi.
D) Bu sanatçı, klasisizm akımının etkisinde eser vermiştir.
E) Sözcüklerin doğru yazımı için klavuza bakmak gerekir.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözün yazımı yanlıştır?
A) Annem işten hâlâ dönmemişti, oysa ki geç kalmayacağını söylemişti.
B) Kitapta 1930’lu yıllardaki belli başlı olaylar anlatılıyor.
C) Kardeşimle bahçedeki ağaçları baştan başa suladık.
D) Yaşlı kadın sepeti zar zor taşıyordu.
E) Sınavdaki bazı soruları çözmek hiç de kolay değildi.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Çocuğun garip hareketleri dikkatimizi çekmişti.
B) İhtiyar, sahildeki kulübesinin bahçesinde oturuyordu.
C) Kimseye fark ettirmeden annemin hediyesini mutfağa bıraktım.
D) Geçen yıl hafta sonları piyano kursuna gidiyordum.
E) Okuldan çıktıkdan sonra ara sıra, babaanneme uğrardık.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Akşamüzeri güneşin batışını izlemek için sahile indim.
B) İlkbaharda kırlar rengârenk bir örtüyle kaplanır.
C) 27 Eylül 2010’da yapılan sınavın sonuçları bugün
açıklanacak.
D) Onu aniden karşımda görünce çok mutlu olmuştum.
E) Ünlü sanatçı, ölümünün 40’ncı yıl dönümünde düzenlenen bir törenle anıldı.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Bu konuyla ilgili olarak her yerden bilgi edine bilirsiniz.
B) Açık sözlü insanlardan zarar gelmeyeceğine inanıyorum.
C) Onunla oturup adamakıllı konuşmayı düşünüyorum.
D) Takımımız rakibini yenebilmek için elinden geleni
yaptı.
E) Vakit ilerleyince yine karmakarışık duygular kaplamıştı içini.
1-C 2-E 3-D 4-A 5-A 6-E 7-A 8-E 9-E 10-E 11-E 12-A
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı
vardır?
A) Onunla yarın akşam yemekte görüşeceğiz.
B) Evdeki şofben yine arızalanmıştı.
C) Boğazlardaki transit geçişler durduruldu.
D) Bu portre, sanatçının ilk çalışmasıydı.
E) Antrenör, maçı tarafdar sayesinde kazandık, dedi.
FASİKÜL 9
21 TÜRKÇE
Noktalama İşaretleri
Noktalama İşaretleri
 Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır.
Nokta ( . )
 Cümlenin sonuna konur:
Denizlerde güzel olan her şey yavaş yavaş kayboluyor.
 Bazı kısaltmaların sonuna konur:
Cad. (cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve
benzerleri), Alb. (albay), Dr. (doktor), Yrd. Doç. (yardımcı
doçent), Alm. (Almanca)…
 Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur:
3. (üçüncü), IV. Murat, XIV. yüzyıl; 2. Cadde, 20. Sokak,
4. Levent…
 Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan
rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur:
2, 4 ve 6. maddeler; XII – XV. yüzyıllar arasında
 Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden
sonra konur:
I. 1. A. a.
II. 2. B. b.
 Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur:
29.10.1923, 29.X.1923
 Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay
adlarından önce ve sonra nokta kullanılmaz:
29 Ekim 1923
 Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için
konur:
Toplantı 15.00’te başladı.
 Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır:
4.4=16, 12.5=60
 Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur:
3.000, 526.197, 79.750.812
 Genel ağ adreslerinde kullanılır:
http://tdk.gov.tr
 Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur:
Ahmet Mithat Efendi, Felatun Bey’le Rakım Efendi, TDK
Yayınları, Ankara, 2018.
Virgül ( , )
 Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur:
Vatanımı,ailemi, dostlarımı, çok özlemiştim.
 Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:
Yaşlı adam kahvehaneye girdi, sessizce yerine oturdu.
 Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur:
Çocuklar, büyük bir merakla yolcu otobüsünün etrafında
toplandılar.
 Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için
ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur:
Melike, iki gündür uyumadığından olmalı, kendisini çok
yorgun hissediyordu.
 Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam!
 Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime
gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önlemek için kullanılır:
O, arkadaşının hiçbir sorununun olmadığını söyledi.
 Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur:
Amerika’ya önümüzdeki hafta gideceğim, dedi.
 Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur:
– Bu akşam konsere gidecek misiniz, diye sordu.
 Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur:
Peki, yarın seninle oraya gidelim.
Evet, seni çok iyi anlıyorum.
 Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:
Değerli Öğrenciler, okulumuza hoş geldiniz.
Sayın Başkan,
Sevgili Kardeşim,
Canım Arkadaşım,
 Sayıların yazılışında kesirleri ayırmak için kullanılır:
37,6 (otuz yedi tam, onda altı), 0,35
 Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden
sonra konur:
İş yerinden çıkıp, sağ elinde çantasıyla yürüyerek evine gitti.
 Metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül
konmaz:
Sen gidince annem çok üzüldü.
 Özne olarak kullanıldıklarında bu, şu, o zamirlerinden sonra konur:
O, eski defterleri çoktan kapatmış, köşesine çekilmişti.
 Kitap, dergi vb.nin künyelerinde yazar, eser, basımevi vb.
maddelerden sonra konur:
Necip Fazıl KISAKÜREK, Çile, Büyük Doğu Yayınevi, İstanbul, 1985.
 Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:
ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958.
FASİKÜL 9
TÜRKÇE 22
Noktalama İşaretleri
 Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden
ayırmak için konur:
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
 İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra noktalı virgül konabilir:
Sinema; roman, öykü, deneme gibi yazınsal türlerden farklı bir alanda değerlendirilmelidir.
Noktalı Virgül ( ; )
 Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur:
Bu yörede kız çocuklara Ayşe, Fatma; erkek çocuklara ise
Mehmet, Mustafa adları verilir.
İki Nokta (: )
 Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin sonuna konur:
Usta yazar farklı türde birçok yapıt üretmiştir: roman, şiir,
deneme...
 Kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna konur:
Sözcükler kök yönüyle ikiye ayrılır: Adlar ve eylemler.
 Ses bilgisinde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır:
a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.
 Karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişiyi belirten sözlerden
sonra konur:
Bilge Kağan: Türklerim, işitin!
ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin?
Koro: Göğe erer başımız
başınla senin!
 Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:
– Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
Ziraatçı sayar:
– Yulaf, pancar, zerzevat, tütün...
 Genel ağ adreslerinde kullanılır:
http://tdk.gov.tr
 Matematikte bölme işareti olarak kullanılır:
28:7=4
1 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül (,) kullanımı yanlıştır?
A) Şu günlerde yayımlanan eserindeki şiirler toplu okunursa,
hiç telaş etmeyen son derece dingin bir sesle karşılaşılır.
B) Göbeklitepe’de yer alan, genişlikleri ve derinlikleri 16
cm’yi bulan, kâse benzeri delikler buranın bir başka gizemli unsurunu teşkil eder.
C) Görüldüğü gibi yazar, kitabını öğrencilerinin yardımıyla
yayımlanacak duruma getirilebilmişse de istediği çalışmaları yapamamıştır.
D) Yöntemin özü, felsefesi inançtır yani bir yöntemin bağlandığı felsefi inanç, o yöntemin özüdür.
E) Bu kitabın başta Almanca, Fransızca, İngilizce olmak
üzere bütün dünya dillerine çevrilmesine aracı olunmalı,
olanak sağlanmalıdır.
3 - ÖĞRETEN SORU / 2019 TYT
XX. yüzyılın son çeyreğinde plansız iç göçler sebebiyle kalabalıklaşan İstanbul; benzer kaderi yaşayan Ankara, İzmir, Bursa
gibi şehirlere göre daha çok sorunla baş başa kalmıştır.
Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu cümledeki
işleviyle kullanılmıştır?
A) Yazar değil, eleştirmenler; metinler değil, yorumlar yani
bakış açıları değiştiği için edebiyat eserlerinin anlamı daima zenginleşmektedir. (tür veya takımları birbirinden ayırmada)
B) Kopuk dizelerin, anlatı parçacıklarının, çizimin sınırlarında
dolaşan bu melez metin; onun yaşam haritasına göre
farklılıklar gösterir. (İkiden fazla eş değer ögeleri arasında
virgül bulunan cümlelerde özneden sonra) Cevap B
C) Türkiye, İran, Rusya; Ankara, Tahran, Moskova isimlerinin birbirleriyle münasebetleri açık seçik ortadadır. (tür
veya takımları birbirinden ayırmada)
D) Tokat’ta yetiştirilen ürünlerin başında domates, biber, fasulye, patates; kiraz, vişne, elma, erik gelir. (tür veya takımları birbirinden ayırmada)
E) Lale, sümbül ve karanfil motifleriyle ebru sanatına farklı
bir yorum getirmiş; bu sanatın genç kuşaklarca tanınmasına katkıda bulunmuştur. (Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri ayırmada)
2 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
Anadolu’da hangi büyücek kasabaya (I) adım atsanız tuluat
tiyatrolarından birine rast gelirsiniz. Hiç değilse çarşı duvarlarında kafilenin yakın zamanda buraya konup göçtüğünü gösteren (II) solmuş ve yırtık bir ilana tesadüf edersiniz. Oyunlar
kasabanın tiyatrosunda (III) köy meydanında yahut en büyük
kahvede sergilenir. Ahali için arkalıksız kahve iskemleleri (IV)
üç beş masa; oyuncular için yerden birkaç karış yüksek bir
sedir (V) delik deşik iki boyalı perde yeter de artar bile.
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine virgül getirilemez?
A) I B) II C) III D) IV E) V BAŞKA YERDE YOK
 Metin içinde ve, veya, yahut, ya ... ya bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz:
Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli.
Ne kızı verir ne dünürü küstürür.
 Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da/de bağlacından sonra virgül konmaz:
Bugün eşine de çocuklarına da gerçekleri açıklayacakmış.
 Metin içinde -ınca / -ince anlamıyla zarf-fiil görevinde kullanılan mı / mi ekinden sonra virgül
konmaz:
Sonbahar geldi mi ağaçlar yapraklarını döker.
 Şart ekinden sonra virgül konmaz:
Derslerine çalışırsan başarılı olursun.
FASİKÜL 9
23 TÜRKÇE
Noktalama İşaretleri
AKLINDA OLSUN
 mı / mi ekini alan yan cümle temel cümlenin zarf
tümleci olduğunda cümlenin sonuna soru işareti konmaz:
Sabah oldu mu buradan ayrılırsınız.
 Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:
Uzun zamandır aramadı mı, telefon bile etmedi mi?
 Soru eki veya soru sözcüğü bulunan cümleler,
soru anlamı taşımayabilir. Böyle cümlelerde soru işareti (?) kullanılmaz:
Ona bu olayı niçin anlatmadığını bize söylemedi.
Yurt dışında okumak için hangi ülkeye gideceğine karar verememiş.
BENDEN UYARMASI
 İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:
Genç yazarlara öneriyorum: Usta sanatçıları çok
okuyun.
 İki noktadan sonra cümle ve özel ad niteliğinde
olmayan örnekler sıralandığında bunlar büyük
harfle başlamaz:
Çiftlikte pek çok hayvan bulunuyordu: atlar, kuzular, ördekler…
Üç Nokta ( ... )
 Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:
Yaz bitti, şimdi önümüzde upuzun bir kış...
 Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur:
Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.
 Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan kelime veya
bölümlerin yerine konur:
“…Bu cinayeti bütün kasaba halkı işlemiştir. Kasaba ise
geniş açıdan bakıldığında tüm toplumu simgeler…”
 Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun
hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç
katmak için konur:
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!
 Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:
Hey, çocuklar hey!..
Soru İşareti ( ? )
 Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur:
Bu güzel hediyeyi nereden aldın?
 Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur:
Görevli memur başını kaldırdı:
— Adınız?
 Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer,
tarih vb. durumlar için kullanılır:
Yunus Emre (1240 ?-1320)
Ankara’dan İstanbul’a otobüsle üç saatte (?) gitmiş.
Kesme İşareti ( ’ )
 Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Türkiye’miz Fatih Sultan Mehmet’e,
Refik Halit Karay’dır, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Eski Çağ’ın, Yükselme Dönemi’nin,
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’na…
 Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu
olduğu zaman ekten önce kesme işareti kullanılır:
Hisar’dan, Boğaz’dan
 Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük
harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu Kanun’un 13. maddesinin c bendinde değişiklik yapılacak. Söz konusu Yönetmelik’in 2’nci maddesine göre bu durum böyle açıklanıyor.
 Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında
kesme işareti yay ayraçtan önce kullanılır:
Reşat Nuri’nin (Güntekin)
 Ek getirildiğinde Avrupa Birliği kesme işareti ile kullanılır:
Avrupa Birliği’ne üye ülkeler yarın toplanıyor.
 Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözlerine getirilen
ekleri ayırmak için konur: Cehdi Bey’e, Ayla Hanım’dan, Mahmut Efendi’ye, Sinan Paşa’ya, Türk Dil Kurumu Başkanı’na
 Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur:
ABD’de, TBMM’nin, TDK’nin, BM’de, TV’ye…
 Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur:
1965’te, 5’inci madde, 2’nci kat; 7,65’lik, 657’yle…
 Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak
için konur: Sınav başvuruları 15 Ocak’a kadar sürecektir.
23 Şubat 2019 Cumartesi’nin Bekir Sait için önemi çok büyük.
 Seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için
kullanılır:
Güzelliğin on par’etmez
Düştü m’ola sevdiğimin yurduna
Engel aramızı açtı n’eyleyim
“Dostum ne’n var?”
 Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur:
a’dan z’ye kadar, Türkçede -lık’la türetilmiş kelimeler. BAŞKA YERDE YOK
 Sonunda 3. teklik kişi iyelik eki olan özel ada,
bu ek dışında başka bir iyelik eki getirildiğinde
kesme işareti konmaz: Boğaz Köprümüzün güzelliği, Amik Ovamızın bitki örtüsü, Kuşadamızdaki liman…
 Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde Başbakanlığa, Rektörlüğe vb. biçimlerde yazılır.
 Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve
bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle
ayrılmaz: Türkçe, Müslümanlık, Avrupalı, Mustafa Kemaller, Türkçenin, Hollandalıdan…
 Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle
içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden
sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.
 Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş
yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz:
Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun,
Mavi Köşe Marketinde…
FASİKÜL 9
TÜRKÇE 24
Noktalama İşaretleri
4 - ÖĞRETEN SORU / 2018 TYT
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işaretinin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Pamukkale travertenleri, Denizli’mizin önde gelen turistik değerlerindendir.
B) Bu yasa tasarısı Bakanlar Kurulu’nda uzun uzun tartışıldı.
C) Ferhunde Hanım’dan gelen son mektubu ailecek sevinç
içinde okuduk.
D) Üniversitemizde tek ders sınavlarının 30 Haziran’da yapılacağı açıklandı.
E) TDK’nin bir görevi de geçmişte yazılmış eserleri günümüze kazandırmaktır.
Düzeltme İşareti (^)
 Yazılışları bir, anlamları ve söylenişleri ayrı olan kelimeleri
ayırt etmek için okunuşları uzun olan ünlülerin üzerine konur:
adet (sayı), âdet (gelenek, alışkanlık);
adem (yokluk), âdem (insan);
alem (bayrak), âlem (dünya, evren);
hal (sebze, meyve vb. satılan yer), hâl (durum, vaziyet);
hala (babanın kız kardeşi), hâlâ (henüz);
 Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelimelerle
özel adlarda bulunan ince g, k ünsüzlerinden sonra gelen
a ve u ünlüleri üzerine konur:
dergâh, tezgâh, yadigâr;
dükkân, hikâye, kâğıt, Hakkâri, Kâzım;
mahkûm, sükût…
 Kişi ve yer adlarında ince l ünsüzünden sonra gelen a ve
u ünlüleri de düzeltme işareti ile yazılır:
Halûk, Lâle, Nalân; Balâ, Elâzığ, İslâhiye, Lâdik, Lâpseki,
Selânik
 Nispet ekinin, belirtme durumu ve iyelik ekiyle karışmasını önlemek için kullanılır:
(Türk) askeri ve askerî (okul), (İslam) dini ve dinî (bilgiler),
(fizik) ilmi ve ilmî (tartışmalar), (Atatürk’ün) resmi ve resmî
(kuruluşlar)
 Nispet eki alan kelimelere Türkçe ekler getirildiğinde düzeltme işareti olduğu gibi kalır:
millîleştirmek, millîlik, resmîleştirmek, resmîlik
Ünlem İşareti ( ! )
 Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan
cümle veya ibarelerin sonuna konur:
Ne güzel bir bebek bu böyle!
 Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!
 Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti
kullanılır:
Bu kalın kitabı istese bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık
ki vakti yokmuş (!).
Uzun Çizgi (—)
 Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir:
Sıtkı Bey — Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var.
Gerçekten ölecek adam ister.
İslam Bey — Ben daha ölmedim.
 Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma çizgisi de denir.
İzleyiciler şunu soruyordu:
— Böyle güzel oyunu daha önce izlediniz mi? PRATİK BİLGİ
 Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesinde araya kısa çizgi konmaz:
Üç beş kişi daha gelebilir.
Bu meselenin üzerinden on on beş yıl geçmiş.
BİZDEN NOT
 Konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kullanılmaz:
Arabamız tutarken Erciyes’in yolunu:
“Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu’nu?”
Kısa Çizgi ( - )
 Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur:
Onunla, yıllar sonra bir toplantıda karşılaştık.
 Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için
ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur,
bitişik yazılır:
Nabi -divan edebiyatının sivri dilli şairi- bu şehirde yaşamış.
 Kelimelerin kökleri, gövdeleri ve eklerini birbirinden ayırmak için kullanılır:
yat-ış, dur-ak
 Fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır:
yat-, dur İsim yapma eklerinin başına, fiil yapma eklerinin başına ve
sonuna konur:
-ak, -den, -ış, -lık; -ımsa-; -la-; -tır Heceleri göstermek için kullanılır:
bil-dik-ler-imiz-den
 Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır:
40-20=20
 Sıfırdan küçük değerleri göstermek için kullanılır:
-3 °C
 Arasında, ve, ile, ila, ...-den ...-e anlamlarını vermek için kelimeler veya sayılar arasında kullanılır:
Türkçe-Almanca Sözlük , Ural-Altay dil grubu, 08.30-10.30,
Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, Ankara-İstanbul yolu
FASİKÜL 9
25 TÜRKÇE
Noktalama İşaretleri
5 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç ( ) işareti, öbürlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Söylenmesi gerektiğine inanılan şeylerin, anlatılmış (belirtilmiş) olması, bu yazıların önemini ve kalıcılığını daha
da artırıyor.
B) Ülkemizde bu sanatın uzun bir geçmişi ve çok ünlü (tanınmış) öncüleri vardır.
C) Öncelikle bu gösteriler, oyun kahramanlarının ruhsal durumlarını (iç dünyalarını) aktarma işlevi açısından gereksizdir.
D) Ayrıntılar aktarılırken çoğu zaman benzetmelerden, eğretilemelerden, değişmecelerden (mecazlardan) yararlanılır.
E) Türkçede bütün sözcük köklerinin iki ana kümeye (adlar
ve eylemler) ayrılabileceğini biliyorsunuz.
Eğik Çizgi ( / )
 Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur:
Ne doğan güne hükmüm geçer/Ne halden anlayan bulunur
 Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur:
Kanarya Sokağı No.: 11/1 Kadıköy / İSTANBUL
 Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur:
20/02/2020
 Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır:
-a /-e, -an /-en, -lı /-li, -maksızın /-meksizin
 Genel ağ adreslerinde kullanılır:
http://tdk.gov.tr
 Matematikte bölme işareti olarak kullanılır:
60/2=30
 Fizik, matematik vb. alanlarda birimler arası orantıları gösterirken eğik çizgi araya boşluk konulmadan kullanılır:
g/sn (gram/saniye)
Ters Eğik Çizgi ( \\ )
 Bilişim uygulamalarında art arda gelen dizinleri birbirinden
ayırt etmek için kullanılır:
C:\\Belgelerim\\Türk İşaret Dili\\Kitapçık.indd
Tırnak İşareti ( “ ” )
 Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır:
Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” sözü önemli
bir gerçeği anlatıyor.
 Özel olarak vurgulanmak istenen sözler tırnak içine alınır:
Tanpınar’ın şiirlerinde “zaman ve rüya” kavramları ön plandadır.
 Cümle içerisinde eserlerin ve yazıların adları ile bölüm başlıkları tırnak içine alınır:
Necip Fazıl “Reis Bey”de merhametin insan hayatındaki
önemine değinir.
 Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır:
Görevli “Lütfen, burayı boşaltınız!” diye seslendi.
Tek Tırnak İşareti ( ‘ ’ )
 Tırnak içinde verilen cümlenin içinde yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü, ibareyi belirtmek için kullanılır:
“Atatürk henüz ‘Gazi Mustafa Kemal Paşa’ idi. Benden ona
dair bir kitap için ön söz istemişlerdi.”
Yay Ayraç ( )
 Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan
ek bilgiler için kullanılır.
Yay ayraç içinde bulunan ve yargı bildiren anlatımların sonuna uygun noktalama işareti konur:
Bu kentin varoşlarını (Varoş sözünü burada bilinçli kullanıyorum.) yakından gözlemleyerek yeni romanım için hazırlık yapıyorum.
 Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır:
Yunus Emre’nin (1240?-1320)...
 Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır:
Yaşlı kadın — (kaşlarını çatar.) Sizi burada bir daha görmeyeyim.
 Alıntıların aktarıldığı eseri, yazarı veya künye bilgilerini göstermek için kullanılır:
Bir isim kökü, gerektiğinde çeşitli eklerle fiil kökü durumuna getirilebilir (Zülfikar 1991: 45).
 Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır:
Adam, dâhi (!) olduğunu söylüyor.
 Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını
göstermek için kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır:
1240 (?) yılında doğan Yunus Emre, edebiyatımızın en büyük ozanlarındandır.
 Bir yazının maddelerini gösteren sayı ve harflerden sonra
kapama ayracı konur:
I) 1) A) a)
Köşeli Ayraç ( [ ] )
 Kaynak olarak verilen kitap veya makalelerin künyelerine
ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır:
Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet, 1922.
 Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay
ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır:
Server Bedi [Peyami Safa (1899-1961)] polisiye türündeki
Cingöz Recai adlı eserin yazarıdır.
 Metin aktarmalarında, çevirilerde, alıntılarda çalışmayı yapanın eklediği sözler için kullanılır:
“Tarihçi Eldem, Osmanlıda en önemli fark[ın], mezar taşının şeklinde ortaya çık[tığını] söyledikten sonra...” (Hilmi Yavuz)
FASİKÜL 9
TÜRKÇE 26
Noktalama İşaretleri
1)Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, koşmak, sarılmak istiyorum.
2)Ne çare ki pişmanlığı hemencecik ve babası tarafından görülüyordu, bu yanı...
4)Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir.
5)Yahya Kemal’in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz”adı altında çıktı.
6)Millî Eğitim Temel Kanunu’na göre ilköğretim zorunludur.
3)Burada eski yazı ile bir tek kelime bile yazmayan iki kişi görmüşümdür: Mehmet ve Ali
A)Cümle içerisinde kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır.
B)Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur.
C)Tamamlanmamış cümlelerin sonuna (eksiltili cümle) konur.
E) Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.
D) Kanun, tüzük, yönetmelik ifade eden kelimelere gelen ekleri ayırmak için konur.
F) Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna konur.
Etkinlik 1
Aşağıdaki tabloda verilen cümlelerde kırmızı renkli noktalama işaretlerinin kullanım sebeplerini
uygun açıklamalarla eşleştiriniz.
c
2
27 TÜRKÇE
Öğreten Test FASİKÜL 9
2. Aşağıdakilerin hangisinde virgül kullanılamaz?
A) Mektuplarda hitap sözlerinden sonra
B) Özneyi vurgulamak için özneden sonra
C) Cümle içinde ara sözler ve ara cümlelerde
D) Eş görevli söz ve söz öbeklerini ayırmada
E) İkilemeleri oluşturan sözcüklerin arasında
3. Ali, Kemal’e sormuştu (I)
– Orta kanepede oturan siyahlı adam mıydı Yusuf Bey(II)
– Evet.
– Yanındaki adam (III)
– Cemil, Necip’in babası, tanımadın mı (IV)
Bu parçada ayraçla gösterilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?
A) (?) (?) (!) (.) B) (.) (?) (?) (...)
C) (:) (?) (?) (?) D) (.) (?) (!) (.)
E) (:) (.) (...) (.)
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işareti (’)
yanlış kullanılmıştır?
A) Otobüsün 10.25’te hareket edeceğini unutmayın.
B) TDK’nin kuruluş yıldönümünde bir dizi etkinlik gerçekleştirildi.
C) İstanbullu’ların trafik sorunu bir şekilde halledilmelidir.
D) Bize derste m’nin n’ye nasıl dönüştüğünü anlattı.
E) Alper Bey’in sunumunu büyük bir ilgiyle takip ettik.
1. Sözcüğün anlamı cümlede belli olur (I) Bu bakımdan
cümledeki anlam öncelik taşır (II) Sözcüğün en önemli
özelliği bir anlam ifade etmesidir (III) Peki, sadece bir anlamı mı vardır sözcüklerin (IV) Elbette hayır, sözcükler
farklı anlamlar kazanır zamanla (V)
Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisine nokta
(.) getirilemez?
A) I B) II C) III D) IV E) V
6. Çeşitli kültürlerde ( ) dinlerde hayvan sevgisinin ayrı bir
yeri vardır ( ) Kuş sevgisinin ise bambaşka bir önemi ( )
Bazı dinlerde kimi kuşlar, kutsal sayılır ( ) diğer kuşlara
göre ayrı bir saygı görür.
Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere aşağıdaki
noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?
A) (,) (.) (.) (;) B) (;) (;) (.) (,)
C) (,) (:) (...) (;) D) (,) (.) (...) (;)
E) (;) (.) (!) (,)
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş parantezle belirtilen yere noktalı virgül (;) getirilmelidir?
A) Türkçe, İngilizce ödevini bitirdi ( ) tarihe başladı.
B) Biricik dayısını ( ) en sevdiği insanı, yıllardır görmemişti.
C) “Böyle de yapılmaz ki ( )” diyerek evden çıkıp gitti.
D) Kendinden emin ( ) fazla konuşmayan, nazik birisiydi.
E) Neden konuşmamakta ısrar ediyorsun ( ) neden hep
susuyorsun?
TÜRKÇE 28
Öğreten Test FASİKÜL 9
8. Ataç ( ) duygu ve düşüncelerini besleyen edebiyat tutkusunu daha çok deneme türünde ortaya koymuştur.
Şunu sorayım öncelikle ( ) Neden ağırlıklı olarak deneme
türüne yönelmiştir ( ) Bana göre en önemli neden okuduklarının üzerinde bıraktığı etkiyi ( ) fikirlerine ve duygularına karışan yazınsal tadı başkalarına duyurmak istemesidir( )
Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (,) (:) (?) (,) (.) B) (,) (?) (?) (,) (.)
C) (;) (?) (:) (...) (!) D) (;) (.) (:) (,) (...)
E) (,) (;) (:) (;) (.)
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tırnak işareti (“ ”)
yanlış kullanılmıştır?
A) Öğretmenimiz “Yaban” romanının çok önemli bir yapıt olduğunu söyledi.
B) Mevlana şöyle diyor: “Aynı dili konuşanlar değil, aynı
duyguları paylaşanlar daha iyi anlaşır.”
C) Ünlü yazar “Her kitabı değil, sevdiğiniz kitapları okuyun.” demişti.
D) “Bütün öğrencilerimin gelecekte büyük işler başaracağını” umut ediyorum.
E) İnsanları ve firmaları “prensipler” yükseltir ya da alçaltır.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ayraçla gösterilen
yere iki nokta (:) konmalıdır?
A) Her taraf yemyeşildi ( ) Tabiat bir gelini andırıyordu.
B) Anladım ki ( ) Karşıyaka, Gaziantep’in en güzel semtidir.
C) Ne yapacağımı şaşırdım ( ) Bu ıssız yerde tek başıma kalakaldım.
D) Bölgenin çok ilginç bir adı vardı ( ) İvrindi.
E) Hemen buraya gelin ( ) Yapılacak birkaç iş var.
12. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna soru işareti (?) getirilemez?
A) Bana daha haber vermediler ne zaman geleceklerini
B) Kitap okumak için neden geceyi tercih ediyorsun
C) Günümüz şair ve yazarlarını niye ihmâl ediyoruz
D) Başka şehirlere gitmeyi istedin mi hiç
E) Bu uzun çölü nasıl aşabildiniz
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç (parantez)işareti yanlış kullanılmıştır?
A) Fabllarda intak (konuşturma) sanatına çokça başvurulur.
B) Ben o yıllarda (1990-1995) akademik çalışmalar yapıyordum.
C) Montaigne (Monteyn) deneme türünün ilk temsilcisidir.
D) Bu kitabı yazmak için (çocukluk hatıralarımdan) çok
çalıştım.
E) Eğitim sisteminde, pragmatist (faydacı) anlayışı
önemsiyorum.
1-D 2-E 3-C 4-C 5-A 6-D 7-C 8-A 9-D 10-D 11-D 12-A
7. Aşağıdakilerin hangisinde üç nokta (...) kullanılamaz?
A) Benzer örneklerin sürdürülebileceği gösterilmek istendiğinde
B) Anlamca tamamlanmamış cümlelerin sonunda
C) Sıralı cümlelerin sonunda
D) Söylenmek istenmeyen sözcüklerin yerine
E) Alıntı sözlerde, alınmayan bölümleri göstermede
29 TÜRKÇE
Pratik Test FASİKÜL 9
6. Aşağıdakilerin hangisinde bir noktalama yanlışı vardır?
A) 12.5.1998’de askerliğimi Mersin’in Mut ilçesinde tamamladım.
B) Bu olay, annemin beklenmedik hastalığı, babamı perişan etti.
C) O bir İstanbullu olarak Beşiktaş’ı çok iyi biliyor.
D) Cevdet ; “Benim en büyük idealim, iyi bir edebiyatçı
olmaktır.” demişti.
E) Onu çok sevdiğimi nasıl söylesem bilemiyorum.
1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna ünlem işareti (!) konmalıdır?
A) Göl kenarında gezenleri bir süre bekledik
B) Antalya’da mola verip kahvaltı yaptık
C) Ne karmakarışık bir olay bu
D) Etraf çok ıssızdı, biraz korktuk
E) Buradaki kaplıcalar hastalığıma iyi geliyor
4. Sait Faik Abasıyanık ( ) “Bazı hikâyelerimde kendimi
anlattığım doğrudur ( )” diyor ( ) Ne var ki bazı öykücüler ( )kahramanlarını kendileriyle özdeşleştirmekten
inatla kaçınıyor.
Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri
getirilmelidir?
A) (:), (!), (,), (:) B) (;), (.), (,), (!)
C) (,), (.), (.), (,) D) (,), (.), (,), (,)
E) (:), (-), (-), (:)
5. Kapı çalındı. Yerinden kalkıp kapıya yöneldi. Karşısında
bir sepet içerisinde papatyalar duruyordu. Sarı sarı, beyaz beyaz papatyalar... Şaşkınlığı geçince etrafa bakındı.
Kimsecikler yoktu.
Bu parçada üç noktanın (...) kullanılış gerekçesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Benzer örneklerin sürdürülebileceğini gösterme
B) Sıralı cümleleri ayırma
C) Söylenmek istenmeyen sözler olduğunu belirtme
D) Cümlede yüklemin olmadığını gösterme
E) Yeni bir cümleyle devam edileceğini belirtme
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraçla belirtilen
yere üç nokta (...) getirilemez?
A) Yazın onlarca kitabı okudum: Huzur, Mai ve Siyah,
Sefiller ( )
B) Ah bir İtalya’ya, dayımın yanına gidebilsem ( )
C) Bahçede erik, elma, armut ( ) birçok meyve ağacı
vardı.
D) Başı çok şiddetli ağrıyordu yola çıktığımız zaman ( )
E) Bu kadar çabaladıktan sonra bir de işleri bitiremezsek ( )
3. Bir eleştirmen onun için ( ) “Aydınların ( ) zenginlerin hayat anlayışına karşı değildi ( ) Kendisi de zengin bir ailenin oğluydu.” diyor.
Bu cümlede ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (,), (;), (,) B) (;), (,), (;)
C) (,), (,), (.) D) (:), (.), (;)
E) (,), (;), (;)
TÜRKÇE 30
Pratik Test FASİKÜL 9
11. Kazılardan çıkarılan çanak, çömlek için de öyle değil
mi( ) Evirip çeviriyorlar ( ) taşına, toprağına, işçiliğine
bakıyor( ) “Tarihten şu kadar yıl önce yapılmış.” diye
söyleyiveriyorlar.
Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri
getirilmelidir?
A) (?) (;) (,) B) (?) (,) (;)
C) (!) (,) (:) D) (!) (;) (;)
E) (.) (;) (?)
12. “Deyim” ile “terim’’i şöyle ayırt edebiliriz( ) Deyim, genel
dilin malı olan sözdür( ) Terim ise ya bilim, sanat,meslek sözüdür ya da bunlar dışında anlamı daraltılmış sözdür ve bir tanımın özetidir( ) hipotenüs, bilirkişi, atardamar()
Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri
getirilmelidir?
A) (;) (.) (;) (...) B) (:) (.) (:) (...)
C) (;) (.) (:) (...) D) (:) (.) (,) (...)
E) (,) (.) (;) (.)
10. Gökte kara bulutlar yuvarlanıp (I) duruyordu. Kapının
önünde sırılsıklam olmuş (II) üşüdüğü her hâlinden belli
olan bir genç kadın vardı. Sırtındaki iyice eskimiş (III)
rengi atmış (IV) kırk yerinden yamalanmış palto (V) yokluk yıllarının izlerini yansıtıyordu âdeta.
Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisine noktalama işareti getirilmesine gerek yoktur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
9. Aşağıdakilerin hangisinde kesme işareti (’) yanlış kullanılmıştır?
A) İlk olarak 1983’te gelmiştim buraya.
B) Safranbolu’da hiç yabancılık çekmedim.
C) TCDD’nin küçük bir istasyonu vardı.
D) Ordu’da Karadeniz illerindendir.
E) Aklıma birden İnebolu’nun evleri geldi.
7. Uçsuz bucaksız deniz gibi bir göl ( ) İçinde küçük küçük adalar ( ) İnsana endişe ( ) şaşkınlık veren bir sessizlik ( )
Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri
getirilmelidir?
A) (...) (;) (.) (...) B) (...) (...) (,) (...)
C) (...) (,) (...) (,) D) (...) (...) (;) (...)
E) (...) (.) (,) (.)
8. Aşağıdakilerin hangisi yazım ve noktalama bakımından doğrudur?
A) Pencereden sarkan ihtiyar “Evladım! bir ekmek alır
mısın?”dedi.
B) Pencereden sarkan ihtiyar, “Evladım, bir ekmek alır
mısın?”dedi.
C) Pencereden sarkan ihtiyar: “Evladım! Bir ekmek alırmısın?”dedi.
D) Pencereden sarkan ihtiyar; “Evladım! bir ekmek alır
mısın?”dedi.
E) Pencereden sarkan ihtiyar: “Evladım, Bir ekmek alırmısın”dedi?
1-C 2-D 3-C 4-C 5-D 6-D 7-B 8-B 9-D 10-A 11-A 12-B
31 TÜRKÇE
Sınav Tadında FASİKÜL 9
6. Roma sanatının zirveye ulaştığı dönemler... İmparatorluğun dört bir yanından sanatçılar Zeugma’ya geliyor.
Fırat’ın yatağına renk renk (I) şıkır şıkır çakıl taşları toplamaya iniyorlar (II) bütün kenti bu doğal taşlardan yapılma mozaiklerle süslüyorlar. Altı ana rengin her tonunu
kullanıyorlar mozaiklerde. Amaçlarıysa şu (III) Figürlerin
devinimlerini (IV) ışık ve gölge oyunlarını en iyi şekilde
yansıtabilmektir (V)
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangilerine aynı noktalama işareti getirilmelidir?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
3. Karşısına geçip hayran hayran seyrettiğim bu tarihî eserin pek çok özelliği vardı (I) dört yanı hiyerogliflerle kaplı
(II) kimisi düz, kimisi tırnaklı çizgiler (III) yay gibi, kare
gibi işaretler (IV) İnsan bu garip şekiller karşısında âdeta
büyüleniyor (V) değişik bir atmosfere giriyordu.
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine iki
nokta (:) konmalıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işaretinin (’)
kullanımı yanlıştır?
A) Yazar, Yaban’da da Anadolu gerçeğine değinmektedir.
B) Elif’ler 1974’te Menekşe Caddesi’ndeki yeni evlerine
taşınmışlardı.
C) Dayımın Ankara’dan gelen büyük oğlu, evi bayram
havasına sokmuştu.
D) Saat 11.30’da başlaması gereken toplantı ancak
12’ye çeyrek kala başladı.
E) Bu soru’nu ancak haftaya çözerim.
1. Dünyayı ayakta tutan dört temel yapı taşı vardır ( ) Hava
( ) su ( ) toprak ve ateş ( )
Bu cümlede ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (:) (,) (,) (.) B) (;) (,) (,) (.)
C) (:) (,) (,) (...) D) (.) (;) (,) (.)
E) (;) (,) (,) (...)
4. Bir cümlede eş görevli söz öbekleri arasında virgül kullanılır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül bu göreviyle
kullanılmıştır?
A) Bu işi, çok iyi hatırlıyorum, sen üstlenmiştin.
B) Çocuklar, yazın topaç çevirir; saklambaç oynardı.
C) Eski kitapları, aldığım notları inceliyordum.
D) Yaşlı, eve baktı ve gözleri doldu.
E) Emre Bey’e, çok sessiz olduğu için, dilini yutmuş denebilirdi.
2. (I) Eleştiriyi, edebiyata zenginlik katan bir uğraş olarak
görüyorum. (II) Asıl gerçek, eleştirinin benim üzerimde
genel bir etki uyandırdığıdır. (III) Ancak benim öykülerimin değişmesi yönünde, hiçbir eleştiri etkili olmamıştır
bende. (IV) Ben, içimden gelen sese kulak veririm. (V)
Bu yüzden, okuyucu öykülerime baktığında beni görür
eserde.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde virgülün kaldırılması cümlenin anlamında değişikliğe
yol açar?
A) I B) II C) III D) IV E) V
TÜRKÇE 32
Sınav Tadında FASİKÜL 9
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışı vardır?
A) Bu sınavda Serhat’tan daha yüksek not aldı.
B) Bugün 21’inci yaş gününü kutluyordu.
C) Kapıda duran adamla, kadın seni soruyor.
D) Karlı, soğuk bir kış gününde Erzurum’a gitmiştik.
E) İlyas’ın, arkadaşlarına yardım edeceği yoktu.
8. Bir insana duyulan sevginin (I) ilginin gösterilmesinde
en etkili yoldur hediye. Hediyenin maddî değerinin (II)
dış görünüşünün bir önemi yoktur. İnsan hediye veren
kişinin kendisine değer verdiğini (III) kendisini sevdiğini
(IV) düşünür. Çünkü sevgiyi gösteren bir semboldür hediye (V) insanlar da ancak sevgilerine değecek kişilere
hediye alır.
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine herhangi bir noktalama işareti koymaya gerek yoktur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
9. Lise yıllarımda bir edebiyat öğretmenimiz vardı, (I) onu
çok sevmiştim. Ben de onun gibi bilgili, (II) fedakâr bir
öğretmen olmak istiyordum. Edebiyat fakültesine bu yüzden girdim. Fakülteden mezun oldum, (III) Anadolu’daki
küçük bir ilimize gidip, (IV) öğretmenliğe başladım. Üniversitedeki hocalarım akademisyen olmamı çok istediler, (V) ben ise gençlere edebiyatı sevdirmekten çok mutluyum.
Bu parçada numaralanmış virgüllerden hangisinin
kullanımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
11. Konuştular ve karara vardılar ( ) O günden sonra anlaştılar. Kâra, zarara ( ) sermayeye ortak oluyorlardı. Ortaklardan biri ( ) içinden “Ben sana bir külah giydireyim de
gör ( )” dedi.
Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (.) (,) (;) (.) B) (.) (;) (:) (!)
C) (.) (,) (,) (!) D) (...) (;) (:) (!)
E) (...) (;) (;) (...)
12. Hem siz eleştirmenler için mi yazdınız eserinizi ( ) Okurlar için yazdınız. Onlar şöyle bir göz gezdirsin, yeter ( )
Ama hiç tasa etmeyin ( ) kendilerinden dileyeceğiniz yazıyı esirgemezler sizden. Eğer isterseniz sizi kırmaz ( )
fazlasını yazıverirler.
Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?
A) (?) (.) (,) (,) B) (?) (.) (.) (.)
C) (!) (?) (.) (.) D) (?) (,) (.) (.)
E) (!) (,) (,) (.)
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş bırakılan yere
noktalı virgül (;) konulabilir?
A) Havalar çok güzel gidiyor ( ) sabah koşularına başlayabiliriz.
B) Hafta sonu, arkadaşları ne kadar istediyse de ( ) pikniğe katılmadı.
C) Akşamları terasa çıkar ( ) oradan açıktan geçen gemileri seyrederdi.
D) Konağın bahçesinde erik, elma, şeftali gibi ağaçlar
( ) biber, domates, patlıcan gibi bitkiler vardı.
E) Bana göre İstanbul ( ) bütün olumsuzluklarına rağmen en güzel şehirdir.
1-A 2-B 3-A 4-C 5-B 6-B 7-C 8-D 9-D 10-D 11-C 12-A