Enjoying your free trial? Only 9 days left! Upgrade Now
Brand-New
Dashboard lnterface
ln the Making
We are proud to announce that we are developing a fresh new dashboard interface to improve user experience.
We invite you to preview our new dashboard and have a try. Some features will become unavailable, but they will be added in the future.
Don't hesitate to try it out as it's easy to switch back to the interface you're used to.
No, try later
Go to new dashboard
Like
Share
Download
Create a Flipbook Now
Read more
paylasim-tyt-turkce-konu-anlatim-fasikulleri (1) Read More
Home Explore paylasim-tyt-turkce-konu-anlatim-fasikulleri (1)
Publications:
Followers:
Follow
Publications
Read Text Version
More from Habil Yalem
P:02

TYT / TÜRKÇE 1 1. FASİKÜL

1.

FASİKÜL

Sözcükte Anlam Özellikleri

SÖZCÜKTE ANLAM

TÜRKÇE

Paylaşım Yayınları

Çok Anlamlılık Gerçek Anlam Mecaz Anlam Yan Anlam Terim Anlam Yansıma Sözcükler

Sözcükte Anlam Özellikleri Konu Haritası

SÖZCÜK ANLAMI

b Sözcükler, tek başına bir anlamı ya da görevi olan “ses birlikleri”dir. Sözcükler bir dilin anlamlı en küçük parçalarıdır.

b Sözcük anlamı konusu “Sözcükte anlam özellikleri, sözcükte anlam ilişkileri, sözcükte anlam olayları, sözcük gruplarında anlam (ikileme,

deyim, atasözü)” olmak üzere farklı başlıklar altında işlenmektedir:

I. SÖZCÜKLERDE ÇOK ANLAMLILIK

Sözcüklerin zihnimizde oluşturduğu çağrışımlara “anlam” denir. Dil, yaşayan bir varlıktır. Dolayısıyla zamanla dilde meydana gelen gelişmeler

doğrultusunda sözcükler yeni anlam kazanabilir ya da sahip oldukları

anlamlardan uzaklaşabilir.

b Sözcükler, bulunduğu cümleye ya da bağlama göre farklı anlamlarda kullanılır.

b Sözcüklerin, anlamsal değişimlerden sonra kazandığı yeni anlamlara sözcüklerde “çok anlamlılık” denir.

Söz gelimi, “ağız” sözcüğü,

T “Doktor, ağız sağlığına önem vermelisiniz, dedi.” cümlesinde “organ”;

T “Akarsuyun ağzında küçük bir göl oluşmuş.” cümlesinde “suyun denize veya göle döküldüğü yer”;

T “Gezi ekibimiz mağaranın ağzında bir süre dinlendi.” cümlesinde “giriş yeri”;

T “Ciddi bir konuda bu kadar lakayt bir ağızla konuşman, doğru

değil.” cümlesinde “üslup”;

T “Şişenin ağzını çeşmeye uzatarak buz gibi sudan doldurdu.”

cümlesinde “kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı”;

T “Satıcı yöresel ağızla konuştuğundan onun söylediklerini tam

olarak anlamıyordum.” cümlesinde “belli yerleşim bölgelerine

veya sınıflara özgü olan konuşma dili” anlamlarında kullanılmıştır.

Aşağıdaki cümlelerdeki “tutmak” sözcüklerinin cümleye kattığı anlamları karşısında verilenlerle eşleştiriniz.

1. Kucağında kocaman bir karpuz tutuyordu.

f a. Avlamak

2. Satın aldığım malzemeler,

yirmi lira kadar tuttu. g b. Gereğini yapmak

3. Burada kışı geçirmek için bir

daire tuttum.

d

c. Sürmek, zaman almak

4. Bayramlaşmak için gelen konuklara şeker tuttu.

k

d. Kiralamak, hizmetine almak

5. Bu basit işi bile yapmak, neredeyse iki saat tutuyordu.

c e. Hedef olarak almak

6. Verdiği sözü tutmuş, randevumuza vaktinde gelmişti.

b f. Elde bulundurmak

7. Çocuklar eski konağın camlarını taşa tutmuş. e g. Parasal değeri

8. Parasını tutuyor, boşa harcamıyordu. j

h. Varsaymak, farz etmek

9. Her pazar, gölette balık tutar. a ı. Desteklemek

10. Tut ki sınavlarda başarı kazanamadın.

h i. Birinin yerini almak

11. Ben bu tartışmada onun tarafını tutuyorum. ı j. Biriktirmek

12. Onun yerini kimse tutamaz,

demişti.

i

k. Sunmak, ikram etmek

E T K İ N L İ K 1

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:03

Paylaşım Yayınları

1. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Sözcükte Anlam Özellikleri

II. GERÇEK (ASIL, TEMEL) ANLAM

b Sözcüğün, sözlükteki anlamları dikkate alındığında akla gelen ilk

anlamıdır.

b Gerçek anlama “temel anlam, ilk anlam, sözlük anlamı” da denmektedir.

T “Ev sahibi, misafirlerini geniş bir salona aldı.” cümlesinde “geniş” sözcüğü, “eni çok olan, enli” anlamında kullanıldığı için

gerçek anlamlıdır.

T İçeri güneşin girmesi için perdeleri açalım.

T Yaşlı adam elindeki ağır valizle yokuşu çıkmaya çalışıyordu.

T Güneşin aydınlattığı göl parlak bir boncuk gibi görünüyordu.

T Köye yaklaşık on kilometrelik bir toprak yoldan gidiliyor.

T Gaz ocağında bir kaçak olma ihtimalini düşünelim.

T Düzenleyeceğimiz pikniği yağışlı hava yüzünden erteledik.

Ö rnek Q 1

“Kullanmak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “sarf etmek”

anlamında kullanılmıştır?

A) Ali, otomobildeki yedek lastiği şu ana kadar hiç kullanmadı.

B) Yasin, uzun süre bilgisayar kullanmanın olumsuz etkilerini araştıracak.

C) Hatice, kendisine gönderilen parayı idareli kullanması gerektiğini biliyordu.

D) Sema, sabahları evinden işine giderken toplu taşıma araçlarını kullanıyordu.

E) Eymen, elindeki şemsiyeyi on yıldır kullandığına kimseyi inandıramadı.

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

“kullanmak” sözcüğü, A’da “bir şeyden yararlanmak”, B ve D’de “araç veya aleti işletmek”, E’de “takmak, yararlanmak” anlamlarında kullanılmıştır.

C seçeneğinde “kullanmak” sözcüğü, “sarf etmek” anlamında kullanılmıştır.

Cevap C

Ö rnek Q 2

I. Bergama evlerinde dış duvarlar, pencereler, sofalar; ısıyı kontrol altında tutmak amacıyla düzenlenmişti.

II. Marconi, telsizin öncelikle deniz taşımacılığında mesaj iletmek için

kullanılabileceğini öngörmüştü.

III. İşle ilgili planlama ve çalışma düzenini çok mantıklı buldum.

IV. Hızla artan iletişim olanakları sayesinde bilgiye kolayca erişebiliyoruz.

Yukarıda verilen cümlelerin hangilerindeki altı çizili sözcük

R Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek

R Herhangi bir görüşe ve yargıya ulaşmak

R Bir yeri, ortamı ve mekânı oluşturmak, hazırlamak

R Bir işin nasıl bir yol alacağını önceden anlayabilmek

anlamlarından herhangi biriyle ilişkilendirilemez?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III

D) Yalnız IV E) III ve IV

Ç özüm Q

I. cümlede, “düzenlemek” sözcüğü, “bir yeri, ortamı ve mekânı oluşturmak, hazırlamak”; II. cümlede, “öngörmek” sözü “bir işin nasıl bir yol alacağını önceden anlayabilmek”; III. cümlede, “bulmak” sözcüğü, “herhangi bir görüşe ve yargıya ulaşmak” anlamında kullanılmıştır. IV. cümledeki

“erişmek” sözcüğünü karşılayan herhangi bir anlam yoktur.

Cevap D

Aşağıda numaralanmış cümlelerin hangilerindeki altı çizili sözcüğün gerçek anlamı dışında kullanıldığını işaretleyerek belirtiniz.

(1) Batı Karadeniz kış gelince de kar altındaki uçsuz bucaksız ormanları ve taş damlı yayla evleriyle bir masal âlemine dönüşüyor. / (2) Her mevsim yeşil köknarlar, çamlar ile sonbaharda sarılı kırmızılı giysilerine bürünen kayınlar, doğal heykeller

oluşturuyor. (3) Hele sonbahar renkleriyle erken yağan karın buluşmasına tanık olursanız bu özel manzaranın keyfine doyum olmuyor. (4) Bu nedenle burası özellikle kış aylarında

gezginlerin uğrak yeri oluyor. / (5) Doğayla iç içe yaşamayı

sevenlere renkli zamanlar geçirmeyi vadediyor.

E T K İ N L İ K 3

D Y

D Y

1 2

D Y

3 4

“Yazdıklarını sürekli siliyor, bir türlü mantıklı bir cümle kuramıyor.” cümlesinde altı çizili sözcük gerçek anlamında kullanılmıştır.

“Genç adam yanık sesiyle

türkü söyledi.” cümlesinde

altı çizili sözcük mecaz anlamlıdır.

“Herkese sıcak davranır,

kimseyi dışlamazdı.” cümlesindeki altı çizili sözcük

mecaz anlamlıdır.

Aşağıdaki cümlelerde her doğru (D) yanıt 7 puan olarak değerlendirilecektir. Buna göre çıkış kapılarından alınacak puanları belirleyiniz.

E T K İ N L İ K 2

Cevap  14 Cevap  7 Cevap  7 Cevap  0

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:04

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 3 1. FASİKÜL

Sözcükte Anlam Özellikleri

III. MECAZ (DEĞİŞMECE) ANLAM

b Sözcüğün, gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak yeni bir anlam kazanmasına mecaz anlam denir.

b Mecaz anlamda kullanılan sözcük, yan ve temel anlamlarından tamamen uzaklaşarak yeni bir anlam kazanır.

T “O, küçük tartışmaları büyütmeyecek kadar geniş bir adamdı.”

cümlesinde “geniş” sözcüğü, “enli, eni çok olan” anlamından

uzaklaşarak mecaz bir anlam kazanmıştır.

T Onunla konuşunca olayın üstündeki perde kalktı.

T Kardeşinin ağır sözlerine daha fazla dayanamadı.

T Bugün hiç havamda değilim, provalara yarın devam edelim, dedi.

T Bu işi yapmanın farklı yolları olduğunu biliyorum.

T Askerden sonra aile ocağından ayrılarak gurbete çıkmıştı.

T Kurum, parlak gençleri spora kazandırmak için çalışıyordu.

Ö rnek Q 3

Son zamanlarda genç yetişkin edebiyatının hızla filizlendiği söylenebilir.

J. K. Rowling’in Harry Potter kitaplarıyla canlanan ve S. Meyer’in Alacakaranlık serisinin, kelimenin tam anlamıyla parlattığı kahramanlarla devam eden süreç, özellikle S. Collins’in Açlık Oyunları’yla taçlandırdığı

yoldan ilerliyor. Bu sürece yüksek bütçeli ve beyaz perdenin genç yıldızlarıyla renklenen uyarlama filmlerin etkisi inanılmaz...

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz anlamda kullanılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

I

II

III

IV

V

“filizlendiği, canlanan, parlattığı, taçlandırdığı” sözcükleri mecaz anlamda, “inanılmaz” sözcüğü ise gerçek anlamda kullanılmıştır.

Cevap E

IV. YAN ANLAM (YAKIŞTIRMACA)

b Bir sözcüğün, gerçek anlamından tamamen uzaklaşmadan kazandığı anlamlara “yan anlam” denir.

b Şekil ve işlev benzerliğinden dolayı bir sözcüğün başka bir varlığı

karşılar duruma gelmesine “yakıştırmaca” adı verilir. “Yakıştırmaca”

kavramı da “yan anlam” bağlamında değerlendirilebilir.

T “Akşama doğru dağın başında bulutlar toplanmıştı.” cümlesinde “İnsan ve hayvanlarda vücudun üst veya önünde bulunan

bölüm, kafa” anlamında kullanılan “baş” sözcüğü, yakıştırma

yoluyla “arazide en yüksek nokta” anlamı kazanarak yan anlamda kullanılmıştır.

T Kimliğimi çantanın gözlerinden birine bırakmış olmalıyım.

T Bu köprünün gayet sağlam inşa edilmiş dört ayağı var.

T Kitabın sırt kısmına yazarın ismi büyük harflerle işlenmişti.

T Derste aldığım notlar defterimin yaprakları arasında kalmış.

T Maç için bilet kuyruğunda uzun süre bekledik.

Bir sözcüğün kullanım ya da kullanılış anlamı olarak da adlandırılan “yan anlam”, bir sözcüğün zaman içindeki kullanımlarına bağlı olarak kazandığı yeni anlamlara da denmektedir. Ayrıca bugüne

kadar sorulan sorularda yan ve mecaz anlam ayrımı yapılmamıştır. “Hangisi gerçek anlamının dışında kullanılmıştır?” dendiğinde mecaz da yan anlam da aynı kabul edilmektedir.

Paylaşım

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin gerçek mi

yoksa mecaz anlamda mı kullanıldığını ayraç içine (G) ya da

(M) yazarak belirtiniz.

M 1. Bu boş sözlerinle bizi kandırabileceğini mi sanıyorsun?

G 2. Bu oda boş, diğer odalara da bakalım.

G 3. Irmağın kenarında kuru bir yer bulup oturdum.

M 4. Şiirin derinlikten yoksun, kuru bir anlatımı vardı.

G 5. Ayağı kayınca elindeki bardağı düşürüp kırmış.

M 6. Onun ağır sözleri herkesi kırmıştı.

G 7. Güneş gören bu oda son derece aydınlıktı.

M 8. İleri görüşlü, aydınlık fikirleri olan biriydi o.

E T K İ N L İ K 4

Aşağıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerindeki altı çizili

sözcüğün mecaz anlamda kullanıldığını işaretleyerek belirtiniz.

/ (1) Bu yöneliş, Türk şiirinde var olan şiir biçimlerinin aşındığı bir dönemde ortaya çıktı. (2) Var olan kalıplara karşı çıkan

bir grup şairin öncülüğünü yaptığı bu akım, renkli bir şiir anlayışını temsil ediyordu. / (3) Özellikle genç şairler, ateşli bir şekilde savundu bu akımı. / (4) Akım özellikle de bazı eleştirmenlerin teşvikiyle kısa sürede parladı. (5) Ancak zamanla akımın

öncülerini izleyen genç şairler sıradan ürünler vermeye başladı.

E T K İ N L İ K 5

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:05

Paylaşım Yayınları

1. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Sözcükte Anlam Özellikleri

V. TERİM ANLAMI

Bir bilim, meslek, spor veya sanat dalıyla ilgili özel anlamlar yüklenmiş

sözcüklere “terim” denir. Terimler gerçek anlamlıdır, anlamları kişiden

kişiye değişmez.

b Her alanın ya da mesleğin kendine özgü terimleri vardır:

T Hücre, fotosentez, organel, kanser... (Biyoloji)

T Hece, aruz, nazım şekli, koşma, gazel... (Edebiyat)

Bazı sözcüklerin terim olup olmadıkları ancak kullanıldıkları cümleden anlaşılabilir:

Batı rüzgârları daha çok orta kuşakta etkili oluyor. (Terim)

Takımımız bu galibiyetin verdiği rüzgârla bu yıl şampiyon olur. (Terim değil)

Bilim insanları ışığın parlaklığını ölçen araçlar geliştirmiş. (Terim)

Yazdığı şiirlere bakılırsa bu genç şairde ışık var. (Terim değil)

Paylaşım

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden terim olanları işaretleyerek belirtiniz.

1. Bitkiler oksijen üretmek için klorofil maddesinden yararlanır.

/

2. Bir arkadaşı yıllardır depresyon tedavisi görüyormuş. /

3. Türkçe dersinde sıfatlar konusunu işledik. /

4. İnsanların dinlemediğini görünce sözlerini bitirmeden kürsüden inmişti.

5. Ünlü oyuncu, attığı basketle takımına şampiyonluğu

getirmişti.

/

6. Kimya dersinde atomun yapısını inceledik. /

7. Babam yıllardır tek başına üç boğaza bakıyor.

E T K İ N L İ K 8

Aşağıdaki terimlerin ait olduğu alanları karşısında belirtilen

yere yazınız.

1. Dikdörtgen, açı, basamak, küme, yamuk, logaritma...

Matematik

2. Akor, nota, porte, aralık, melodi, metronom, tuş... Müzik

3. Asteroit, atmosfer, gezegen, gök taşı… Astronomi

4. Adrenalin, akne, bakteri, kist, üreter, narkoz... Tıp

5. Beraat, feragat, hüküm, şerh, tahliye... Hukuk

E T K İ N L İ K 7

E T K İ N L İ K 6

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin anlamsal özelliklerini karşısında verilen yerlere işaretleyiniz.

Cümleler Gerçek Mecaz Yan

1. O benimle aynı dalda yüksek

lisans yaptı.

/

2. Yaşadığı sıkıntılardan dolayı

son günlerde iyice çökmüş. /

3. Hafta sonu, kalorifer peteğinin tamirini yaptıracağım.

/

4. Makinenin kolu, yağlanmadığından paslanmış.

/

5. Düğünde giydiği kıyafetler

herkesin dikkatini çekti.

/

6. Pazar günü deniz kıyısında bir

süre yürüdüm.

/

7. Su tesisatında kullanmak için

bize bir dirsek boru gerekiyor

/

8. Yıllar yılı dedesinin gölgesinde yaşamıştı.

/

Ö rnek Q 4

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek anlamında kullanılmıştır?

A) Ayağında, burnu aşınmış eski bir kundura vardı.

B) Dikiş makinesinin kolunu koparacakmış gibi çeviriyordu.

C) Çok uzaklardan atıldığı belli iki el silah sesi duyuldu.

D) İri, hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi.

E) Ninem, yorganımıza kırmızı çiçekli, basma bir yüz geçirdi.

(1984 - ÖSYM)

Ç özüm Q

“İri, hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi.” cümlesinde “gövde”

sözcüğü, “baş, kol ve bacaklar dışında kalan bölüm” anlamına geldiği

için gerçek anlamıyla kullanılmıştır.

Cevap D

T Ekvator, enlem, boylam... (Coğrafya)

T Penaltı, hakem, voleybol, tuş, smaç, gol… (Spor)

T Dublör, suflör, perde, sahne, rol, aktris… (Tiyatro)

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:06

TYT / TÜRKÇE 5 1. FASİKÜL

Sözcükte Anlam Özellikleri

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 5

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük birinci cümlede terim, ikinci cümlede

mecaz anlamıyla kullanılmıştır?

A) Aldığı tedbirlerle sorunların kökünden çözümünde etkin rol oynadı.

Aşırı sulama, ağaçların köklerinde çürümeye yol açabilir.

B) Kıyıya vuran geminin burnu, tarihî yarımadaya dönüktü.

Onun burnundan yanına varılmaz, şişinir de şişinir.

C) Diş doktorumuz, dişlerdeki eksikliğin köprü yapılarak giderilebileceğini söyledi.

Yazarımız, yapıtlarıyla kültürler arasında köprü oluyor.

D) Bazen espri yaparken ölçüyü iyice kaçırıyorsun.

Şair, hece ölçüsüyle yazdığı ilk şiirlerinde memleketçi bir duyarlığa bağlı kaldı.

E) Fıstık ağaçlarının arkasından doğan güneş hepimize yaşama enerjisi vermişti.

Güneş, en parlak ve en büyük yıldızlardan biridir.

Ç özüm Q

A’da “kök” ilk cümlede mecaz, ikinci cümlede terim; B’de “burun” ilk cümlede yan, ikinci cümlede mecaz; D’de “ölçü” ilk cümlede mecaz, ikinci

cümlede terim; E’de “güneş” ilk cümlede gerçek,

ikinci cümlede terim anlamlıdır.

C seçeneğindeki ilk cümlede “köprü” sözcüğü

dişçilik mesleğiyle ilgili bir “terim” olarak, ikinci

cümlede gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak “mecaz” anlamda kullanılmıştır.

Cevap C

Yansıma sözcükler, sadece seslerin taklidi ile oluşur. Görme ve işitme duyusuna ait

bazı kelimeler, yansıma sözcükleri andırsa

da yansıma olarak kabul edilmez.

Nehrin içindeki taşlar ışıl ışıl parlıyordu.

Kaldığımız otelin her yeri pırıl pırıldı.

Atların nal seslerine kuşların ötüşleri karışıyordu.

Ormanda biraz yürüdükten sonra, anıran

bir eşeğin sesini duyduk.

Paylaşım

VI. YANSIMA SÖZCÜKLER

b Doğadaki sesler taklit edilerek oluşturulan sözcüklere “yansıma” denir. Yansımalar; işitilen

seslerin, harflerden yararlanılarak sözcüklere dönüştürülmesine dayanır.

b Bu seslere ekler getirilerek isim ya da fiiller türetilir. Yansımadan türemiş sözcükler, hem

gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanılabilir. Mecaz anlamda kullanılan

yansıma sözcükler, ses ilişkisini yitirir.

T “Dışarıdan gelen gürültü herkesi tedirgin etti.” cümlesinde “gürültü” sözcüğü, ses taklidiyle oluştuğundan yansıma bir sözcüktür.

T Gıcırdayan kapı menteşelerini yağlamalıyız.

T Arabanın lastiği keskin bir taşa denk gelince bomba gibi patladı.

T Topladığımız kuru otlar çıtır çıtır yanmıştı.

T Derenin tatlı şırıltısı ve bülbül sesi herkese huzurlu bir an yaşatmıştı.

T Öğretmenimiz fısıltıyla konuşanları defalarca uyardı.

T Çiftliğin kapısında havlayan bir köpek, içeri kimsenin girmesine izin vermiyordu.

Ö rnek Q 6

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan

türemiş bir sözcük kullanılmıştır?

A) İşe hep zamanında gelen adam bugün trafik sıkışıklığından dolayı geç kalmıştı.

B) Takımımız, beklentileri ezici bir galibiyetle

yerine getirdi.

C) Göl uzaktan öyle güzel görünüyordu ki dayanamayıp yanına kadar yürüdük.

D) Gece, tilkilerin saldırısıyla bağrışan tavukların sesine uyandım.

E) Kırık camdan rüzgârın uğultusu duyuluyordu.

Ç özüm Q

E’de geçen, “uğultu” sözcüğü ses taklidiyle oluşan yansıma bir sözcüktür.

Cevap E

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden yansıma olanları işaretleyerek

belirtiniz.

1. Annem yemek kırıntılarını kuşlara atıyordu.

2. Burkulan ayağını güçlükle hareket ettiriyordu.

3. Güneş çıkınca sabahki dondurucu esinti kesiliverdi.

/ 4. Çalıların arkasından gelen bir hışırtı, kamptaki çocukları çok korkuttu.

/ 5. Vardiya saatlerinin değiştiğini duyan işçilerden homurtular yükseldi.

6. Düğünde çalgı ekibi yöresel parçaları seslendirdi.

7. Baharın gelmesiyle dışarı çıkan kuzular, taştan taşa sekerek yaylada koşuştular.

E T K İ N L İ K 9

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:07

1. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

TEST Sözcükte Anlam Özellikleri

BAŞARI İZLEME TESTİ

“Acı, yangın, dilim ve yük” sözcükleri gerçek anlamı dışında kullanılmıştır. “Kapı” sözcüğü ise “bir yere girip çıkarken açılıp kapanan nesne” anlamında gerçek anlamıyla kullanılmıştır.

Cevap D

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, gerçek anlamıyla kullanılmıştır?

A) Evdeki herkes sokaktan gelen acı bir fren sesiyle irkilmişti.

B) Oğlunu gurbete uğurlayan kadının içindeki yangın bir türlü sönmek bilmedi.

C) Sınavda %40’lık dilimde yer alan öğrenciler iki yıllık bölümlere

yerleşiyor.

D) Tarihî kapının üstündeki işlemelerin Selçuklu Dönemi’ni yansıttığı düşünülüyor.

E) Babası öldükten sonra ailenin bütün yükü ona kalmıştı.

Öncül cümlede geçen “eteklerinde” sözcüğü, “kadın giysisi” anlamından sıyrılarak benzerlik ilgisiyle “dağ, tepe vb. yamaçlı şeylerin orta bölümü” anlamında kullanılmış, dolayısıyla yakıştırma yoluyla “yan” anlam

kazanmıştır. Aynı anlam E’de, sayfa anlamında kullanılan “yaprak” sözcüğünde vardır.

Cevap E

5. Anadolu’da insanların yazın köy işlerinde kullandıkları, kışın ise

yem vermemek için doğaya saldıkları atlar, şimdilerde turistlerin

ilgisini çekiyor. Kayseri’de, Erciyes Dağı’nın eteklerinde dolaşan

bu atlar, fotoğraf tutkunlarını bölgeye çekiyor.

Bu parçadaki altı çizili sözcükte görülen anlam olayı aşağıdakilerin hangisindeki altı çizili sözcükte vardır?

A) Bacaklarındaki ağrı şiddetlenince doktora gidiyor, doktor romatizmaya yakalandığını söylüyor.

B) Yüzü soğuktan kıpkırmızı olmuş, ellerinde küçük çatlaklar oluşmuştu.

C) Deniz bu sabah öyle dalgasız ve pürüzsüz ki masmavi bir çarşaf gibi.

D) Kazanın kulplarından sıkıca tutmamıza rağmen kazanı devirmiş ve içindeki pekmezi dökmüştük.

E) Hatıra defterinin yapraklarını birer birer çeviriyor, çizdiği resimleri ve yazdığı şiirleri inceliyor.

“ölçülü” sözcüğünün anlamı, “yapıcı” değil, “dikkatli ve düşünerek davranmak”tır.

Cevap E

2. Hayatta hata yaptığım olmuştur ama asla hatalarımda ısrar etmedim (direnmedim). Kibirlenmeden (büyüklenmeden), hatalarımı

reddetmeden, ne yaptığımı, nerede yanıldığımı anlamaya (kavramaya) çalıştım. Bazı insanlar hiçbir şeyden pişmanlık duymadıklarını söyler. Bu bence çok doğru bir tavır (yaklaşım) değil. Hele de

bir sanatçı için. Çünkü sanat, insana alçak gönüllü olmayı, karşıdakini kendi konumunda anlamayı ve davranışlarında ölçülü (yapıcı) olmayı öğretir.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi, ayraç içinde verilen anlamıyla uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

“Geçmek” sözcüğü A’da, “olmak, vuku bulmak”, C’de “etki yapmak, işlemek”, D’de “bir konu üzerinde ya da bir yerde çalışmış olmak”, E’de

“Bir yerin yakınından veya içinden geçmek” anlamlarında kullanılmıştır.

Sözcüğün B’de verilen kullanımının anlamına yer verilmemiştir.

Cevap B

4. Aşağıda “geçmek” sözcüğünün bazı anlamları verilmiştir:

R Bir yerin yakınından veya içinden gitmek

R Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek

R Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak

R Etki yapmak, işlemek

Buna göre “geçmek” sözcüğünün aşağıdaki kullanımlarından

hangisi bu anlamlarından biriyle ilişkilendirilemez?

A) Romanda anlatılan olaylar ağırlıklı olarak Adana’da geçiyordu.

B) Gecenin ilerleyen saatlerinde soba geçmiş, içerisi buz gibi olmuş.

C) Dışarıda çok kalınca başına güneş geçmiş.

D) Başarılı olan sinemacıların çoğu tiyatrodan geçmiştir.

E) Okula giderken her gün bu tarihî sokaktan geçerdik.

A’da “plato”, B’de “üçgen”, C’de “tuş”, E’de “anjiyo” sözcükleri terimdir.

D’de “dolap” terim değildir.

Cevap D

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük terim anlamlı değildir?

A) Kentin çevresindeki yüksek platolarda hayvancılık yapılıyordu.

B) Öğretmenimiz derste özel üçgenlerle ilgili soruları çözmüştü.

C) Ünlü güreşçinin rakiplerini tuşla alt etmesi kimseyi şaşırtmadı.

D) Tüm gücüyle ittirmesine rağmen dolabı hareket ettiremedi.

E) Damarlarından biri tıkandığı için anjiyo olacakmış.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:08

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 7 1. FASİKÜL

TEST BAŞARI İZLEME TESTİ

“gitmek” sözcüğü A seçeneğinde “dayanmak” anlamında kullanılmıştır.

Cevap A

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “gitmek” sözcüğü “dayanmak”

anlamında kullanılmıştır?

A) Botlar o kadar sağlam ki ağır kış koşullarında bile en az üç yıl

gider.

B) Bu inşaat için kaç torba çimento gider, hesapladınız mı?

C) Bu işin sonu nereye gider bilinmez ama birkaç ay sonra kötü

sonuçlarla karşılaşacağımız kesin.

D) İki ton kömür bunun gibi büyük bir dairenin ısınması için bir yıl

gider.

E) Şirketin tasarruf için eleman azaltmaya gitmesi, işçiler arasındaki birlik ve beraberliği bozdu.

B’de “kalmak” sözcüğü, “yetinmek” değil, “ara vermek” anlamında kullanılmıştır.

Cevap B

8. “Kalmak” sözcüğünün aşağıdaki açıklamalarından hangisi, birlikte verilen örnek cümleye uygun değildir?

A) Konaklamak, konmak: Bir hafta süren yolculuğumuz sırasında geceleri ucuz pansiyonlarda kaldık.

B) Yetinmek: Yazdığım kitabın beşinci bölümünde kalmıştım.

C) Oyalanmak, vakit geçirmek: Genç kadın bir süre camekânların önünde kaldı, sonra içini çekip uzaklaştı.

D) İleriye atılmak, ertelenmek: Mahkemede son duruşma ayın

otuzuna kaldı.

E) Bir şeyle kaplanmak: Yaş odunları sobaya doldurduğu için oda

duman içinde kaldı.

III numaralı “yetiştirmek” sözcüğü, tamamlamak değil, “üretmek” anlamındadır.

Cevap C

6. Çocukluğum, her tür ağacın bulunduğu bir bahçede geçti. Dayım,

evin önünde bir köşeyi çitlerle çevirmişti ve burada ticari amaç gütmeden, nadir bitkiler ve çiçekler yetiştirirdi. Çiçek ve ağaç sevgisi

gönlümdeki yerini her zaman korudu. Evimde, pencerenin önünde ve balkonda hep bitkilerim oldu. Anlayacağınız bitki ve ağaçlara çocukluğumdan beri düşkünüm.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin anlamlarıyla ilgili olarak

aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. sözcük, bir yeri bir şeyle sarmak, kuşatmak

B) II. sözcük, sınırlı olmak, az bulunmak

C) III. sözcük, tamamlamak

D) IV. sözcük, önem, değer

E) V. sözcük, çok bağlı, tutkun olmak

I

II III

IV

V

9. Yapıtlarımın konularını, yaşamın renkli sayfalarından seçtim. Ben

hayatın kapısını aralamakla yetinmedim, sonuna kadar açtım ve

içeri girdim. Yaşamın soğuk yüzünde ne gördüysem onu yansıttım. Parlak sözlere, şatafatlı benzetmelere meyletmeden, konuştuğum gibi yazdım ve yayımladım. Okurların sevgisi ve teveccühünü kazanmak en son amacım oldu daima.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek anlamda kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

“renkli, kapı, soğuk, parlak” sözcükleri gerçek anlamlarının dışında, mecaz anlamlarıyla kullanılmıştır. V numaralı “sevgi” sözcüğü, sözlükteki ilk

anlamıyla yani gerçek anlamıyla kullanılmıştır.

Cevap E

A’da I. yüz gerçek, II.si mecaz, B’de I. bakmak gerçek, II.si mecaz; C’de

I. duvar mecaz, II.si gerçek; E’de I.geniş gerçek, II.si mecaz anlamdadır.

D’de her iki derin sözcüğü de mecaz anlamlıdır.

Cevap D

10. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcüklerin her ikisi de mecaz

anlamda kullanılmıştır?

A) Yüzünde, geçirdiği trafik kazasından izler vardı.

Adamda yüz yok ki benden bir haftada üç kez para istedi.

B) Hediyeleri görünce çocuk şaşkın şaşkın suratıma bakıyor.

Adam genç yaşına rağmen üç boğaza bakıyor.

C) İki arkadaşın arasında aşılmaz duvarlar vardı.

Çocuklar duvardan atlayıp erik ağacının dallarını kırmış.

D) Böyle derin konularda konuşmak istemiyordu.

Son günlerde derin düşüncelere dalmış, iyice içe kapanmıştı.

E) Misafirliğe geldiğimiz evin geniş bir salonu vardı.

Geniş biriydi, öyle her şeyi kafasına takmazdı.

B’de verilen “tıkırtı” sözcüğü yansımadır.

Cevap B

11. Doğadaki seslere benzer seslerle oluşturulan kelimelere “yansıma”

adı verilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansıma bir sözcük kullanılmıştır?

A) Akşamüzeri sokaktan gelen bağırışlar mahalleliyi tedirgin etmişti.

B) Gece tavan arasından gelen tıkırtılardan dolayı sabaha kadar

uyuyamamış.

C) Okulun bahçesinde çocukların neşe içinde oynadığı oyunları

seyrettim.

D) Konferans sırasında birbiriyle konuşan dinleyiciler konuşmacının

dikkatini dağıttı.

E) Anma gecesinde, şairin sevilen şiirlerinden bazılarını okudum.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:09

Paylaşım Yayınları

1. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

%25’lik dilimde terim anlamı vardır. Buna göre D’de verilen “doğru” sözcüğü “matematik” alanına giren bir terimdir.

Cevap D

Aşağıda beş öğrencinin teknolojinin gelişimiyle ilgili görüşleri verilmiştir:

İlkay’ın kullandığı “geliştirmek” sözcüğü “yaşatmak” anlamında değildir.

Cevap D

16. Bu diyalogla ilgili olarak

I. Serkan “öldürmek” sözcüğünü “etkisi ve gücü azalmak” anlamında kullanmıştır.

II. Ayla “akıllıca” sözcüğünü “doğru bir biçimde, makul” anlamında kullanmıştır.

III. Samim “tıkır tıkır” sözcüğünü “düzenli bir biçimde, ara vermeden, aksamadan” anlamına gelecek şekilde kullanmıştır.

IV. İlkay, “geliştirmek” sözcüğünü “yaşatmak” anlamında kullanmıştır.

V. Hande, “engellemek” sözcüğünü “bir şeyin gerçekleşmesini

önlemek” anlamında kullanmıştır.

yargılarından hangileri söylenemez?

A) I ve III B) I ve II C) II ve III

D) Yalnız IV E) III ve V

Mecaz anlamlı “boğmak” ve “örtmek” sözcükleri “Serkan ve Hande”nin

konuşmalarında geçmektedir.

Cevap B

15. Bu diyalogda öğrencilerden hangilerinin konuşmalarındaki altı çizili sözcükler mecaz anlamlıdır?

A) Serkan, Ayla B) Serkan, Hande C) Ayla, Samim

D) Samim, İlkay E) İlkay, Hande

“Bir kimsenin ya da şeyin bir yerde yaşamasını sağlamak” anlamında

kullanılan “barındırmak” sözcüğünün yerine “Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden uzak tutmak” anlamındaki “korumak” sözcüğü getirilirse anlam değişir. Cevap E

12. Kuzey Amerika’da 2 bin yaşında olduğu tahmin edilen (düşünülen) bir sekoya ağacı var. Muhtemelen Roma İmparatorluğu zamanında (döneminde) bir fideydi. O yaşarken Osmanlı İmparatorluğu kuruldu ve yıkıldı, Amerika keşfedildi (bulundu) hatta uzaya

gidildi. Tüm bunlar olurken o hep aynı yerde, doğal dengenin bir

üyesi olarak işlevini (görevini) devam ettiriyor. Havayı temizliyor,

gövdesinde başka canlıları barındırıyor (koruyor).

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisinin yerine ayraç

içinde verilen sözcük getirilirse anlam değişir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

13. Aşağıdakilerin hangisinde yansıma sözcük yoktur?

A) Yere düşen gözlüğün camı çıt diye kırıldı.

B) Kalbi heyecandan güm güm atıyordu.

C) Hastalanınca akşama kadar hapşırmaktan bir hâl oldum.

D) Elini makineye sıkıştırınca çığlığı bastı.

E) Ahşap konağın kapısı gıcırdayarak açıldı.

“çıt, güm, hapşırma, gıcırdama” sözcükleri yansımadır. D’de yansıma

sözcük yoktur. Cevap D

Serkan

“Her şeyi teknolojiye boğmak yaşamın büyüsünü bozuyor

bence. Teknoloji, yaşamdaki doğallığı öldürüyor.”

Ayla

“Teknolojiyle çatışmak yerine onu gerekli durumlarda etkin bir

biçimde kullanmak daha akıllıca bir davranış bence.”

Samim

“Teknolojik gelişmeler, her şeyin tıkır tıkır işlediği anlamına

gelmiyor. İnsana olan ihtiyaç asla son bulmuyor.”

İlkay

“Teknolojik gelişmeler olmadan insan bugünkü gelişmişlik

seviyesine çıkamazdı bence. İnsan teknolojiyi, teknoloji de

insanı geliştiriyor.”

Hande

“Teknoloji, hayatımızı kara bir bulut gibi örtüyor. Hayatın güzelliklerini görmemizi engelliyor.”

15 - 16. soruları aşağıdaki diyaloğa göre yanıtlayınız.

14. Öğretmen, bir sınıfta öğrencilerden “doğru” sözcüğünü cümlede kullanmalarını

istemiş ve öğrencilerin yazdığı cümlelere göre yandaki grafiği oluşturmuştur.

Buna göre aşağıdaki örnek cümlelerden hangisini %25’lik dilime giren

öğrencilerden biri söylemiş olabilir?

A) Sınava az bir zaman kala, ağırlıklı olarak sayısal derslere çalışman doğru bir strateji.

B) Doğru konuş yoksa seni söylediklerine pişman ederim!

C) Bu sözleri ve uyarıları, yerinde ve zamanında söylemek daha

doğru olmaz mı?

D) Bu, iki noktadan yalnızca bir doğru geçebilir, kuralını örneklendiren basit bir soruydu.

E) Çağımızda onun kadar dürüst, ahlaklı, doğru insan çok az kaldı.

% 40

Mecaz

Anlam

% 35

Gerçek

Anlam

% 25

Terim

Anlam

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:10

TYT / TÜRKÇE 1 2. FASİKÜL

2.

FASİKÜL

Sözcükte Anlam İlişkileri

SÖZCÜKTE ANLAM

TÜRKÇE

Paylaşım Yayınları

Eş Sesli

Sözcükler

Eş Anlamlı

Sözcükler

Karşıt Anlamlı

Sözcükler

Yakın Anlamlı

Sözcükler

Nitel ve

Nicel Anlamlı

Sözcükler

Genel ve

Özel Anlamlı

Sözcükler

Soyut ve

Somut Anlamlı

Sözcükler

Sözcükte Anlam İlişkileri

Bir sözcüğün “yan, mecaz ve terim” anlamları o sözcüğün sesteşi değildir:

T “Masanın üstünde suyla dolu bir şişe vardı. / Bu yıl ekinleri dolu vurdu.” Bu iki cümlede “dolu” sözcüğü sesteştir. Aşağıdaki

cümlelerde “dolu” sözcüğünün cümleye kattığı farklı anlamlar

verilmiştir. Bu anlamlar arasında sesteşlik yoktur:

T Bahçenin her tarafı bakımsızlıktan ayrık otlarıyla doluydu.

T Pazartesiye kadar bütün uçuşlar dolu, biz salı günü gidelim.

T Ondan uzun yıllar sonra hüzün dolu bir mektup aldım.

Yazılışları birbirine yakın olduğu hâlde söylenişleri birbirinden

farklı olan sözcükler sesteş olarak değerlendirilemez:

Hala / hâlâ, dâhi / dahi, yar / yâr, adet / âdet...

Paylaşım

Sesteş sözcüklerle yapılan sanata “cinas” denir. Ayrıca sesteş

sözcükler TDK Türkçe Sözlük’te ayrı maddeler hâlinde gösterilir.

Kökteş - Sesteş Ayrımı

Türkçede aynı anlamı taşıyan ama isim ve fiil olarak kullanılabilen

sözcüklere “kökteş sözcükler” denir. Bu sözcükler, yazılışları aynı

olmasına rağmen aralarında anlamca bir ilgi bulunduğu için “sesteş” kabul edilemez.

Bu boya, odaya çok yakışmış. Renkli bir kimyasal madde

Yarın da bu odayı boya. Boya maddesini sürme

sıva - sıvamak, eski - eskimek, güreş - güreşmek, damla - damlamak...

İsim ve fiil olarak kullanılan sesteş sözcüklerle kökteş sözcükleri

karıştırmamak gerekir. İsim ve fiil olan sözcükler arasında anlamsal

ilişki yoksa sözcükler sesteştir.

Masanın üzerindeki gül, çok güzel kokuyor. Çiçek türü

İnsanlara biraz gül, böyle asık suratlı durma. Gülmek eylemi

E T K İ N L İ K 1

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcükler arasında

sesteşlik ilişkisi olanları işaretleyerek belirtiniz.

1. Aile, yıllar önce İstanbul’a göçmüş.

Köyden kente göç son yıllarda azaldı.

2. Savaş, en çok çocukları etkiliyor.

Sağlıklı bir yaşam için stresle savaş.

3. Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar

Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar

4. Bu, oraya giden en kestirme yolmuş.

Küçük çocuk, kuşun tüylerini yolmuş. /

5. Nehrin kıyısında küçük bir sal vardı.

Çırağı markete sal da bir şeyler alsın.

/

6. Akşamları defterine birkaç satır bir şeyler karalardı.

Çalı çırpıyı kesmek için, bir satır ve bir kütük lazımdı.

/

İçecek

Dereden

büyük akarsu

Sesçe aynı, anlamca birbirinden farklı

I. EŞ SESLİ (SESTEŞ) SÖZCÜKLER

b Yazılış ve okunuşları aynı olduğu hâlde anlamları birbirinden farklı

olan sözcüklere eş sesli (sesteş) sözcük denir.

b Sesteş sözcüklerde sadece ses benzerliği vardır, anlamsal olarak

herhangi bir ilişki söz konusu değildir.

T Demli bir çay yorgunluğa iyi gelir.

Bu çay ilkbaharda coşkuyla akar.

T aş, kaz, kazan, kıl, taş, dik, iç, dal, sal...

T Toplantıda üzerinde şık bir elbise vardı. Güzel, zarif

T Sınavda işaretlediğim şık yanlış çıktı. Seçenek

T Meclisten geçen kanun yürürlüğe girdi. Yasa

T Kanun eskiden beri kullanılan bir çalgıdır. Müzik aleti

T Ben, sizinle gelmek istemiyorum. I. tekil şahıs

T Yüzünde küçük, siyah bir ben var. Siyah renkli leke

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:11

Paylaşım Yayınları

2. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Sözcükte Anlam İlişkileri

II. ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER

b Anlamca birbirinin karşıtı olan, birbiriyle çelişen sözcüklere zıt (karşıt) anlamlı sözcük denir.

b Genellikle nitelik veya nicelik bildiren sözcüklerde yani sıfat ve zarf

özelliğindeki sözcüklerde karşıtlık bulunur.

b Zıt anlamlı sözcüklerin karşıladıkları kavramlar birbirinin tersidir.

T “Neden böyle düşman görünürsünüz / Yıllar yılı dost bildiğim

aynalar” dizelerinde “dost” ve “düşman” sözcüklerinin karşıladıkları kavramlar birbirinin tersi olduğundan bu sözcükler arasında zıt anlamlılık ilişkisi vardır.

T Yaşlı - genç, eski - yeni, şişman - zayıf, gülmek - ağlamak, üzülmek - sevinmek, yükselmek - alçalmak...

T Kentin dar sokaklarında bir süre yürüdük.

Düğün töreni köşkün geniş bahçesinde yapıldı.

T Geçen yıl zarar eden şirket, tasarruf tedbirleri alınca bu yıl kâr

etmeye başlamış.

T Pahalı hediyelere parası yetmediği için ucuz ama şık bir tablo aldı.

Türkçede başta fiiller olmak üzere pek çok sözcüğün zıt anlamlısı yoktur.

“Bakmak, yüzmek, kırmızı, kırık, defter, bulut” sözcüklerinin zıt (karşıt) anlamlısı yoktur.

Paylaşım

Sözcüklerin zıt anlamlı sayılabilmesi için her ikisinin de cümlede gerçek ya da mecaz anlamlı olması gerekir. Aşağıdaki örnekler zıt anlamlı değildir.

T Bu mevsimde burada havalar soğuk oluyor. (gerçek anlam)

Bizi içeride ev sahibi çok sıcak karşıladı. (mecaz anlam)

T Balık sığ sularda yaşıyor. (gerçek anlam)

Denizcilikle ilgili derin bilgisi vardı. (mecaz anlam)

Bir sözcüğün başka bir sözcükle karşıt anlam oluşturması, cümledeki kullanımına bağlıdır.

T Çok açık renkli elbiseler giyiniyor. (koyu rengin karşıtı)

T Bugün berberler açık ama yarın kapalı. (kapalı karşıtı)

Paylaşım

Türkçede genelde nitel ve nicel anlamlı sözcüklerin zıt anlamlı karşılıkları vardır.

T Sıcak - soğuk, sığ - derin, ağır - hafif (nicel anlamlı)

T İyi - kötü, güzel - çirkin, yanlış - doğru (nitel anlamlı)

Ö rnek Q 1

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hafif” kelimesi “Kurşun ağır bir madendir.” cümlesindeki “ağır” kelimesinin anlamca karşıtıdır?

A) Kaç gündür midemde hafif bir ağrı var.

B) Hastalığı geçene kadar hafif bir işte çalışması gerekiyormuş.

C) Savaşta hafif bir yara almıştı.

D) Eline alınca hangisinin daha hafif olduğunu anlarsın.

E) Araba harekete geçerken hafif bir sarsıntı hissediliyor.

(1985 - ÖSYM)

Ç özüm Q

“Kurşun ağır bir madendir.” cümlesinde “ağır” sözcüğü gerçek anlamıyla, “tartıda çok çeken” anlamında kullanılmıştır. Bu sözcüğün karşıtı olması için “hafif” sözcüğünün de gerçek anlamıyla kullanılması gerekir. D’de

“hafif” sözcüğü, “tartıda ağırlığı az gelen” anlamında kullanıldığından verilen cümledeki “ağır” sözcüğünün karşıtıdır.

Cevap D

Aşağıda verilen dizelerde geçen karşıt anlamlı sözleri tespit

ederek karşısındaki yere yazınız.

1. Aydınlığa koştum karanlık çıktı

Her sevgi, her vefa bir anlık çıktı

aydınlık-karanlık

2. Derman arar iken derde düşer oldum

Ağlama gözlerim Mevla kerimdir

dert-derman

3. Ben de gördüm güneşin doğarken battığını

Esrarlı bir bakışın gönlü kapattığını doğmak-batmak

4. Ya gezen bir ölü yahut gömülen bir diriyim

Mumyadır canlı da cansız da bu kabristanda

ölü-diri

5. Yükseğinde büyük namlı karın var

Alçağında mor sümbüllü bağın var yüksek-alçak

E T K İ N L İ K 2

Paylaşım

Bir sözcüğün olumsuzu onun karşıtı sayılmaz.

T konuşmak konuşmamak

T inmek inmemek

T konuşmak susmak

T inmek çıkmak

Karşıt anlam

ilişkisi yok.

Karşıt anlam

ilişkisi var.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:12

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 3 2. FASİKÜL

Sözcükte Anlam İlişkileri

III. EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER

b Yazılışları farklı, anlamları aynı olan sözcüklerdir.

T Yaşlı - ihtiyar, baş - kafa, yürek - kalp, beyaz - ak, yıl - sene

T İş yerindeki arkadaşlarımın değerini bilemedim.

Bu dostlukların kıymetini ne zaman anlayacaksın?

T Şair, bu dizelerde yaşadığı mutluluklardan söz etmiş.

Şair, bu mısralarında akşamı tasvir etmiş.

T Annem, bugün doktora gideceğini söyledi.

Bu hastalara, karşı odadaki hekim bakıyor.

IV. YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER

b Anlamdaş gibi göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan yani aralarında ince bir anlam farkı bulunan sözcüklere yakın

anlamlı sözcükler denir. Yakın anlamlılıkta çoğu zaman sözcüğün

cümledeki kullanımı belirleyici olmaktadır.

T Hısım - akraba, eş - dost, yalan - yanlış, basmak - çiğnemek - ezmek, donmak - üşümek, çekinmek - kaçınmak

T İyi bir tedavi, hastalığın ilerlemesini önler, yaşam kalitesinin düşmesini engeller.

T Sanatçı, röportajında toplumcu şiirden yararlandığını belirtiyor; şiirlerinde toplum sorunlarına çözümler ürettiğini açıklıyor.

T İşi bitirmek için ne kadar çalıştığımı, çabaladığımı biliyorsunuz.

T Ondan çekindiğim için bazı şeyleri söylemekten kaçındım.

Ö rnek Q 2

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?

A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu tartışmanın içinde yer almıştı.

B) Bu kitapları belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, ayırın.

C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı içine sindiremiyordu.

D) Bütün bunları, kendisinin yerine, önüne geçmek isteyenler düzenliyordu.

E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır.

(2001 - ÖSYM)

Ç özüm Q

“Seçmek” ve “ayırmak” sözcükleri “benzerleri arasından hoşa gideni seçip almak” anlamında, birbirine yakın anlamda kullanılmıştır.

Cevap B

Eş anlamlı bazı sözcükler kimi cümlelerde birbirinin yerine kullanılmayabilir.

“Bu kafayla çağdaş medeniyetler seviyesine çıkmak mümkün değil.” cümlesinde “kafa” sözcüğü, bilinen anlamından uzaklaşarak

“anlayış, zihniyet” anlamı kazanmıştır. Dolayısıyla bulunduğu yere göre “özel” bir anlam kazanan bu sözcük yerine “baş” sözcüğü getirilemez.

Paylaşım

Eş anlamlı sözcüklerden biri çoğu zaman yabancı kökenlidir.

Çünkü bir dilde genellikle aynı kavramı karşılayan birden çok

sözcük bulunmaz.

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcüklerin birbirine yakın anlamda kullanıldığını işaretleyerek belirtiniz.

1. Deprem sırasında yapılması gerekenlerle ilgili bol pratik

yapmak, bunlar üzerinde özenle durmak gerekiyor.

2. İlk kez bir yabancı ülkeye gideceği için heyecan doluydu, uçağa binmek için sabırsızlanıyordu.

3. Tüm çabalarına rağmen şirketi batmaktan kurtaramamış,

şirket iflas etmişti. /

4. Tam on sene yurt dışında kalmış; baba ocağından

uzakta gurbet ellerde yaşamış. /

5. Bu işi kabul etmeyeceğini ben daha o gün anlamış, sunulan teklifi geri çevireceğini sezmiştim. /

6. Üniversite sınavını kazanmış, istediği bölüme yerleşmişti.

E T K İ N L İ K 4

Sözcük Eş Anlamlısı

Çeviri Tercüme

İlave Ek

Anlam Mana

Kabiliyet Yetenek

Hudut Sınır

İkaz

Emir

Biçem

İleti

Esin

Tenkit

Uyarı

Buyruk

Üslup

Mesaj

İlham

Eleştiri

E T K İ N L İ K 3

Aşağıdaki sözcüklerin eş anlamlısını karşısındaki yere yazınız.

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:13

Paylaşım Yayınları

2. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Sözcükte Anlam İlişkileri

a. Soyutlaştırma

b Somut bir anlam ifade eden bir kelimenin, soyut bir kavram veya durumu ifade etmek için kullanılmasına soyutlaştırma denir.

T “Olaylara bir de bu pencereden bakarsanız iyi olur.” cümlesinde “pencere” sözcüğü “mekânı havalandırmak amacıyla yapılan açıklık” anlamından sıyrılarak “bakış açısı” anlamı kazanmış ve soyutlaşmıştır.

T Başarının anahtarı çok çalışmak ve sabırlı olmaktan geçiyor.

T Bu yetenekli gençlerde yazarlık tohumu vardı.

T Onun soğuk tavırları hepimizi germişti.

T Tiyatroya başka bir zaman gidelim, bugün havamda değilim.

T Ülkenin seçkin beyinlerinin yer aldığı bir proje bu.

b. Somutlaştırma

b Soyut kavramların, çeşitli durum, davranış ve duyguların somut

sözlerle dile getirilmesine somutlaştırma denir. Somutlamalar genellikle kişileştirme, benzetme ve eğretileme (istiare) yoluyla yapılır.

T Seni her durumda küçük düşürür / Kötülerle konup göçücü olma.” dizelerindeki “kötü” sözcüğü soyut anlamlı bir sözcükken

zamanla somut bir anlam kazanmıştır.

T Ömür bir nehir gibi hızlı akıp gidiyor.

T Sevgi, her sabah aynı saatte çiçekleri suluyordu.

T Bu olumsuz fikirleri kafandan atman lazım.

T Bir parça huzur arıyorum bu dağ başında.

T Bir güzele gönül verdim / Kırıldı düzenim çarkım

Ö rnek Q 3

Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam

kazanabilir. Örneğin somut anlamıyla “geçilen yer” demek olan “yol”

sözcüğü “yöntem” anlamına gelerek soyut bir anlam da kazanmıştır.

Böyle bir anlam değişmesini örneklendiren sözcük, aşağıdakilerin

hangisinde kullanılmıştır?

A) Bunu yapmaya yürek ister, bu her babayiğidin harcı değil.

B) Bu gördüğün bulutlar, yağmur yüklü bulutlardır.

C) Bu dağlar, geçit vermez sarp dağlardır.

D) Ağaçlar ilkyazda bir gelin gibi donanırlar.

E) Yapının güzel bir görünümü vardı; taş, dantel gibi işlenmişti.

(1983 - ÖSYM)

Ç özüm Q

V. SOYUT VE SOMUT ANLAMLI SÖZCÜKLER

b Somut Anlamlı Sözcükler: Duyu organlarından herhangi biriyle algılanabilen varlıkları karşılayan sözcüklerdir.

T “Beyin, yürek, koku, yağmur, ev, ışık, ses, görüntü...” sözcükleri beş

duyu organımızdan herhangi biriyle algılanabildiği için somuttur.

b Soyut Anlamlı Sözcükler: Duyu organlarından herhangi biriyle algılanamayan fakat akıl ve duygularla var oldukları kabul edilen varlık ve kavramları karşılayan sözcüklerdir.

T “Zekâ, cesaret, rüyâ, hayal, düşünce, iyilik, sevgi, korku, aşk, heyecan, hırs, güzellik, akıl...” sözcükleri herhangi bir duyu organıyla algılanamadığı için soyut anlamlıdır.

T Şiddetli rüzgâr evlerin çatılarını uçurmuş. Somut

T Rüyâsında ıssız bir adada olduğunu görmüş. Soyut

T Kötü koku, kapılar açılınca dağıldı. Somut

T Hepimiz ona çok saygı gösteriyoruz. Soyut

T Yurt dışındayken çok büyük sıkıntılar yaşadık. Soyut

Paylaşım

Bir sözcük temel anlamıyla somut anlam taşıyorken kullanıldığı cümlede kazandığı yeni anlamıyla soyut anlama gelebilir. Bu yüzden

sözcükler, somut ya da soyut anlamlı olmaları yönünden değerlendirilirken cümle içinde kazandığı anlama da dikkat etmek gerekir.

Basketbol oynarken parmağını incitmiş. Somut

Bu olayda onun da parmağı var. Soyut

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin anlamsal

özelliklerini karşısında verilen yerlere işaretleyiniz.

Cümleler Somut Soyut

1. Verdiği emeğin karşılığını alamamak

onu çok üzüyordu.

/

2. Yaşlı adam sıcak odada kalın ciltli bir kitabı okuyordu.

/

3. Biraz temiz hava almak için dışarı çıktık. /

4. Doğayla baş başa huzur dolu bir tatil geçirdik.

/

5. Giymediği kıyafetleri ihtiyaç sahiplerine

dağıttı.

/

6. Onunla yumuşak bir dille konuşun, kırıcı

olmayın. /

7. Takım, iki maç üst üste yenilince üçüncü

maça çok stresli çıkmıştı.

/

E T K İ N L İ K 5

A’da “vücudun kan dolaşımını sağlayan organı” anlamını taşıyan somut

anlamlı “yürek” sözcüğü, “cesaret, korkusuzluk” anlamında kullanıldığı

için soyut anlam kazanmıştır.

Cevap A

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:14

TYT / TÜRKÇE 5 2. FASİKÜL

Sözcükte Anlam İlişkileri

Paylaşım Yayınları

“Renk” kavramı ölçülemez, saylamaz; bir

varlığın şeklini gösterir. Bunun için renk

kavram alanına ait kelimeler nitelik (nitel

anlam) olarak kabul edilir.

Yeşil elma, kırmızı kazak, masmavi bir

göl...

VI. NİCEL VE NİTEL ANLAMLI SÖZCÜKLER

a. Nicel Anlamlı Sözcükler

Varlıkların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp çoğalabilen özelliklerini gösteren sözcüklere “nicel”

anlamlı sözcükler denir.

T Beğendiğimiz evin çok geniş odaları vardı.

T Ağacın yolu kapatan uzun dallarını kesmişler.

T Burada, yüksek binalardan manzara görünmüyordu.

T Yanımıza hafif bir bavul alıp seyahate çıktık.

Altı çizili sözcükler bir varlığın ölçülebilen, “yükseklik-alçaklık, sertlik-yumuşaklık, darlık-genişlik,

ağırlık-hafiflik” gibi özelliklerini göstermektedir.

b. Nitel Anlamlı Sözcükler

Varlıkların nasıl olduğunu, niteliğini gösteren; sayılamayan, ölçülemeyen bir özelliğini ifade eden

sözcüklere “nitel” anlamlı sözcükler denir.

Nitel anlamlı sözcükler “Nasıl?” sorusuna yanıt verir.

T Kapalı havalarda kendinizi yağmura, soğuğa hazırlayın.

T Burada yapılan lezzetli yemekleri başka yerde bulamazsınız.

T Kırık camdan içeri soğuk giriyordu.

T Düşüncesiz insanların davranışlarından çekinmek gerekir.

T Bu yetenekli oyuncuyu takıma transfer etmeliyiz.

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin anlamsal özelliklerini karşısında

verilen yerlere işaretleyiniz.

Cümleler Nitel Nicel

1. Bu zamana kadar bize bir kötülüğünün dokunduğunu görmedik.

/

2. Akıcı bir anlatımla yazdığı romanlar her kesimden okurun ilgisini çekiyor.

/

3. Toplantı sırasında kısa boylu bir adam elini kaldırarak söz istedi.

/

4. Genç mucitler, çok çalışarak bu yarışmayı kazanmıştı. /

5. Masanın üzerinde kırmızı kapaklı, kalın bir kitap vardı. /

6. Geçen yıl satın aldıkları bot, bu yıl ayağına dar geliyordu. /

7. Hiçbir şeyi önemsemeyen, vurdumduymaz, geniş bir adamdı. /

E T K İ N L İ K 6

Ö rnek Q 4

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük nicel anlamlı değildir?

A) Ustalar, su borularına ulaşmak için köşkün

bahçesine derin bir çukur kazmışlar.

B) Sınavda heyecanlı öğrenciler daha çok hata yapıyor.

C) Otel yapmak için pahalı bir arsa satın aldık.

D) Evi iş yerine uzak olunca servise binmek zorunda kalmış.

E) Gemi limana kalın bir halatla bağlanmıştı.

Ç özüm Q

“Sınavda heyecanlı öğrenciler daha çok hata yapıyor.” cümlesinde “heyecanlı” sözcüğü “değişik

sebeplerle ortaya çıkan kaygı durumu” anlamında

kullanıldığı, bu anlam sayılamayan ve ölçülemeyen bir özellik taşıdığı için nicel anlamlı değildir.

Cevap B

Paylaşım

Bir kelime, kullanıldığı cümleye göre “nicelik” veya “nitelik” ifade edecek şekilde

kullanılabilir.

Kayseri, ilçemize çok yakındı.

Nicel anlamlı

Onunla çok yakın arkadaşız.

Nitel anlamlı

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:15

Paylaşım Yayınları

2. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE

TEST Sözcükte Anlam İlişkileri

BAŞARI İZLEME TESTİ Sözcükte Anlam İlişkileri

VII. GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜK

b Genel Anlamlı Sözcükler: Ortak nitelikleri olan varlık ve kavramları toplu bir şekilde karşılayan, anlam içeriği geniş olan sözcüklerdir.

Bu sözcükler birden çok türde varlığı veya kavramı karşılayacak bir

anlama sahiptir. Genel anlamlı sözcükler türün tamamını karşılar.

b Özel Anlamlı Sözcükler: Tek bir varlığı veya kavramı karşılayan, onu

çeşitli özellikleriyle belirten sözcüklere özel anlamlı sözcük denir.

b Bir kelime, kapsamı daraldıkça özel anlamlı, kapsamı genişledikçe genel anlamlı olur.

T Kıta ülke bölge kent mahalle sokak

T Ders Türkçe paragraf kelime hece harf

T Heykel Plastik Sanatlar Güzel Sanatlar Sanat

Genelden Özele Anlatım

Genelden Özele Anlatım

Özelden Genele Anlatım

Varlık

Canlı

Bitki

Çiçek

Sümbül

Mor Sümbül

Genelden özele sıralama

Özelden genele sıralama

Paylaşım

Sözcükler, kullanıldığı cümleye göre genel ve özel anlamlı olabilir.

Roman, duygudan çok düş gücüyle yazılır. (genel)

Bu roman, yazarın İtalya gezisinde edindiği izlenimleri yansıtıyor.

(Özel)

Ö rnek Q 5

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük genel anlamlıdır?

A) Bahçedeki ağaç, rüzgârdan dolayı kırılmış.

B) Çocuk, konuşulanları can kulağıyla dinliyordu.

C) Şiir, şairin gençlik dönemi ürünlerinden biriydi.

D) Kent, yoğun kar yağışından dolayı beyaza büründü.

E) Sanat, yüzyıllar içinde kendine özgü yasalar geliştirmiştir.

Ç özüm Q

“Ağaç, çocuk, şiir, kent” belirli bir kavramı karşıladığı için özel anlamlı;

“sanat” sözcüğü ise belirli bir kavramı karşılamadığı için genel anlamlıdır.

Cevap E

Ö rnek Q 7

Aşağıdaki cümlelerin hangisi, ayraç içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) Sözlerinden bana kırgın olduğunu anladım. (Nitel anlamlı sözcük

vardır.)

B) Kuşku, insanı içten içe kemiren bir kurttur. (Soyut anlamlı bir sözcük, benzetme yoluyla somutlaştırılmıştır)

C) Doğu’nun ışıltılı kenti Kars’a ulaşmak için trenle köyleri, ilçeleri ve illeri aştık. (Özelden genele doğru bir sıralama vardır.)

D) Yıllardır babasının gölgesinde yaşadıktan sonra kendi ayakları üzerinde durması hiç de kolay olmadı. (Somut anlamlı bir söz soyut anlam kazanmıştır.)

E) Düşünceli düşünceli oturan yaşlı kadın, telefonla konuştuktan sonra birden etrafa gülücükler saçmaya başladı. (Zıt anlamlı sözcükler

kullanılmıştır.)

Ç özüm Q

A’da “kırgın” sözcüğü “nitel anlamlı”dır. B’de “kuşku” sözcüğü “kurda”

benzetilerek somutlanmıştır. C’de “köy-ilçe-il” sözcüklerinde özelden genele bir anlatım vardır. D’de “gölge” sözcüğü somut anlamından uzaklaşarak “himaye” anlamında soyutlaşmıştır. E’de zıt anlamlı sözcükler yoktur.

Cevap E

Ö rnek Q 6

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde genelden özele doğru bir sıralama vardır?

A) Odada iki kanepe, bir masa ve bir de küçük bir kitaplık vardı.

B) Hayvanlar içinde kuşları, kuşlar içinde de en çok güvercinleri severim.

C) Amcam, halam, yengem ve diğer akrabalarım beni yolcu etmeye

gelmişti.

D) Gece, bırakın bu sokağı ve mahalleyi, koca ilçede açık bir market

bulamadık.

E) Bizim kültürümüzde önemli bir yeri olan lalenin tasavvufi anlamları

da vardır.

Ç özüm Q

B seçeneğinde “hayvan - kuş - güvercin” sıralamasının olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu sıralama genelden özele doğru bir sıralamadır.

Cevap B

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:16

TYT / TÜRKÇE 7 2. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

TEST Sözcükte Anlam İlişkileri

BAŞARI İZLEME TESTİ

1. Doğamız gereği sürekli (devamlı) yeni şeyler istiyoruz. Bu bir yanıyla gerekli bir hâl (durum). Çünkü böyle olmasa insanlık ilerleyemez. Ancak sürekli arayış içinde olmamız ve asla (hiçbir zaman)

tatmin olmamamız bizi mutsuz ediyor. Oysa içinde bulunduğumuz

koşullarda (şartlarda) elimizdekilerle mutlu olmaya çalışmak bizim

için çok daha mantıklı (gerekli) bir yaklaşım olabilir.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin yerine ayraç içinde verilen söz getirilirse anlam değişir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

V numaralı, “mantıklı” sözü, “gerekli” değil, “akla uygun” anlamındadır. Bu

sözcüğün yerine “gerekli” sözünün getirilmesi anlamı değiştirir.

Cevap E

A’da “içten”, samimi, B’de “his”, “duygu” C’de “ne yazık ki”, “maalesef”

D’de “hatıra”, “anı” sözcüklerinin eş anlamlısıdır. E’de, verilen sözcüklerden herhangi birinin eş anlamlısı yoktur.

Cevap E

3. Yoksul bir mahallede samimi insanların arasında büyüdüm. Duygu ve düşüncelerimiz birdi. Çok mutluyduk. Oradan maalesef eğitim için ayrıldım. Geride çok güzel anılarım kaldı.

Aşağıdakilerin hangisinde bu cümledeki altı çizili sözcüklerden herhangi birinin anlamdaşı kullanılmamıştır?

A) Gezimiz sırasında rehberin içten tavırları hoşumuza gitti.

B) Toplantıdaki etkili sözleriyle hislerimize tercüman olmuştu.

C) Dün ne yazık ki trafiğe takıldığımız için sınava yetişemedik.

D) Fırsat bulursam hatıralarımı yazmayı düşünüyorum.

E) Valilik, maddi durumu kötü olan kişilere yardım ediyor.

“yakın” sözcüğü ölçülebildiği için nitel değil, nicel anlamlıdır.

Cevap A

4. Kent, yemyeşil tepelerle sarp uçurumların arasında kurulmuş. Dağın tepesinde ise güzel bir taş işçiliğinin ürünü olan katedral var.

Katedrale yakın bir yerde ise yöresel pazar kuruluyor. İnsan burada düşsel bir ülkedeymiş gibi hissediyor.

Bu parçada geçen aşağıdaki sözcüklerin hangisi nitel anlamlı değildir?

A) yakın B) sarp C) güzel

D) yemyeşil E) düşsel

A’da “renk”, B’de “can”, C’de “kibirli”, E’de “sorun” sözcükleri soyut anlamlıdır. D’de “ses” sözcüğü somut anlamlıdır.

Cevap D

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, somut anlamlıdır?

A) Kimi bölümlerdeki komik fıkralar kitaba renk katmış.

B) Bugün canım hiçbir şey yapmak istemiyor.

C) Kibirli insanlardan oldum olası hoşlanmam.

D) Arabanın motorundan ses geldiğini fark ettim.

E) Ben sorunları kendi yöntemlerimle çözerim.

A’da “düşler-gerçekler”, C’de “gitmek-gelmek”, D’de “gülmek-ağlamak”,

E’de “dışarı-içeri” sözcükleri karşıt anlamlıdır. B’de karşıt anlamlı sözcükler yoktur.

Cevap B

2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?

A) Düşlerin sonsuzluğunu özlerken

Yüzleşirsin gerçeklerin soğuk yüzüyle

B) İnsan eli değmemiş ormanlar gibi vahşi

Dağ başında unutulmuş küçük kundaklar gibi yetim

C) Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz

Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün

D) Onlar niçin semada, ben niçin çukurdayım

Gülsün neden cihan bana, ben yalnız ağlayayım

E) Dışarıda fırtına, tipi...Yerler kar

İçerde baş başa iki bahtiyar

A’da “iz”, B’de “rüzgâr”, C’de “kafa”, D’de “taş ve kalp” sözcükleri somut

anlamlıyken soyut anlama gelecek biçimde kullanılmıştır.

Cevap E

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut anlamından uzaklaşarak soyut bir anlam kazanmış sözcük yoktur?

A) Yaşadığı kötü günlerin izleri bir türlü silinmiyordu.

B) Takım, üst üste kazanmanın verdiği rüzgârla şampiyon olur.

C) Sende kafa olsaydı gidip de onunla bu işe girmezdin.

D) Onun gibi taş kalpli bir adamda merhamet olur mu hiç?

E) Berrak bir gecede, evinin balkonunda çay içiyordu.

7. Uzun bir süredir elinde bir ağrı hissediyor.

Bu cümledeki altı çizili sözcüğün sesteşi aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) Beklediği dolmuşun geldiğini görünce el kaldırdı.

B) Köyün dışındaki boş alanda iki el silah sesi duyuldu.

C) Elin sözüyle hareket edersen zararlı çıkarsın.

D) Çok beceriklidir, onun elinden her iş gelir.

E) Elindeki bütün parayı bu riskli işe yatırmış.

“El” sözcüğü öncül cümlede “organ” anlamında kullanılmıştır. A, B, D

ve E’de “organ” anlamındaki “el” sözcüğünün farklı anlamları verilmiştir.

C’de ise “yabancı” anlamına gelen “el” sözcüğü, öncül cümledeki sözcüğün sesteşidir.

Cevap C

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:17

Paylaşım Yayınları

2. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

13.

Cümleler

Acemi askerler bu alayda eğitiliyor.

Derindeki batığı görmek için biraz daha dal, dedi.

Önce buz gibi sudan iç, ardından manzaranın tadını çıkar.

İçeri girmeden biraz odun kır, gece soğuk geçecek gibi.

Bu boy, Osmanlının kuruluşunda rol oynamış.

Bu cümlelerdeki altı çizili sözcüklerin eş seslilerinin sözlük anlamları aşağıda verilmiştir.

Sözlük Anlamı

I. Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri

II. Şehir dışında kalan, boş ve geniş yer

III. Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan

IV. Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık

V. Bir kimsenin, gülünç yönlerini eğlence konusu yapma

Buna göre, yukarıda verilen anlamlardan hangisi altı çizili sözcüklerden herhangi birinin sesteşinin sözlük anlamı değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I., “dal”, II., “kır”, IV., boy, V., “alay” sözcüğünün sesteşinin anlamıdır. III

numaralı anlam, “iç” sözcüğünün sesteşinin anlamı değildir.

Cevap C

C’de verilen “ayrıcalık” sözcüğünün eş anlamlısı “hoşgörü” değil, “imtiyaz”dır.

Cevap C

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün eş anlamlısı ayraç içinde yanlış verilmiştir?

A) Yaşadığım o güzel günler hafızamda hâlâ canlıydı. (bellek)

B) Dil öğrenmek, yeni kültürlerle tanışmanın yollarından biri. (lisan)

C) Sınavda kimse ayrıcalık beklemesin, herkes bileğinin hakkıyla kazansın. (hoşgörü)

D) Sergiye pek çok sanatsever yoğun ilgi gösterdi. (alaka)

E) İki ülke arasındaki gerilim sınırların kapatılmasına kadar vardı.

(hudut)

E’de özelden genele değil, genelden özele doğru (görsel sanat-sinema)

bir anlatım vardır.

Cevap E

9. I. İsteklerinizi şirketin yönetim kuruluna iletirim.

II. Çocuklar kümesteki tavukların tüylerini yolmuş.

III. Gündüz alçak katlı, beyaz badanalı evlerin arasında dolaştık,

akşam taştan yapılan bir otelde kaldık.

IV. Çok uzun bir tünelden geçip Kayseri’ye yöneldik.

V. Görsel bir sanat olan sinema, en çok edebiyatla ilişki içindedir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, “talep” sözcüğünün eş anlamlısı vardır.

B) II. cümlede, sesteş sözcük kullanılmıştır.

C) III. cümlede, altı çizili sözcüklerin hepsinin karşıt anlamlısı vardır.

D) IV. cümlede, nicel anlamlı sözcükler kullanılmıştır.

E) V. cümlede, özelden genele doğru bir anlatım vardır.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç içindeki sözcüğün karşıtı

yoktur?

A) Bizi karşılayan, uzun boylu güçlü bir adamdı. (kısa)

B) Sabahları erken kalkar, yarım saat spor yapar. (geç)

C) Yağmurdan sonra sular bulanık akmaya başladı. (berrak)

D) O kadar sinirliydi ki âdeta çatacak yer arıyordu. (uysal)

E) Üstümde kalın bir battaniye ve yorgan olmasına rağmen yine

de üşümüştüm. (ince)

D’de verilen “sinirli” sözcüğünün karşıtı uysal değil, “sakin” sözcüğüdür.

“Uysal” sözcüğünün karşıtı “hırçın”dır.

Cevap D

“kitap, fizik, telefon, çocuk” sözcükleri belli bir varlığı karşıladığı için özel

anlamlı, “futbol” sözcüğü ise genel anlamlı olarak kullanılmıştır.

Cevap A

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük genel anlamlıdır?

A) Futbol, milyonlarca kişiyi peşinden sürükleyen önemli bir spor.

B) Kitap, Kurtuluş Savaşı Dönemi’ni anlatıyor.

C) Fizik dersinde bazı konuları tam olarak anlayamamıştım.

D) Telefon bozulduğu için kimseyi arayamamış.

E) Çocuk annesi gelinceye kadar sürekli ağlamış.

8. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözün birinci cümleye kattığı anlam, ikinci cümlede yoktur?

A) Evdeki sıradan eşyalara dünyanın parasını vermiş.

Böyle basit bir romana, bu ödülün verilmesi okurları şaşırtmış.

B) Şoför, yaylaya aşağı yukarı üç kilometre kaldığını söyledi.

Yaklaşık bir saattir bekliyoruz, ne otobüs ne de dolmuş geldi.

C) Reklamlardaki basmakalıp ifadeler, tüketicileri etkilemiyor.

Şiir kitabı baştan başa klişe imge ve söyleyişlerle dolu.

D) Hiç yoktan bir kavga çıkmış, ortam çok gerilmişti.

Arkadaşlarıyla arası nedensiz yere bozulmuştu.

E) Toplantı sırasında ikide bir sözümü kesmesi canımı sıktı.

Onunla zaman zaman buluşur, kitaplarla ilgili konuşuruz.

A’da “sıradan”, “basit”; B’de “aşağı yukarı”, “yaklaşık”; C’de “basmakalıp”,

“klişe”; D’de “hiç yoktan”, “nedensiz yere” sözleri aynı anlamları vermektedir. E’de “ikide bir” sözünün anlamı “zaman zaman” sözünde yoktur.

Cevap E

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:18

TYT / TÜRKÇE 1 3. FASİKÜL

3.

FASİKÜL

Sözcükte Anlam Olayları

SÖZCÜKTE ANLAM

TÜRKÇE

Paylaşım Yayınları

I. AD AKTARMASI (MECAZIMÜRSEL /DÜZ DEĞİŞMECE)

b Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcük yerine kullanılmasıdır.

b Ad aktarmasında sözcük, kendisiyle ilgili olan başka bir sözcüğün ya da varlığın yerine geçer.

T “Lise yıllarımdan beri Yahya Kemal’i okuyorum.” cümlesinde Yahya Kemal sözü, “şiirleri” yerine kullanılmıştır. Burada “sanatçı-eser” ilişkisiyle bir ad aktarması yapılmıştır. Burada amaç, Yahya Kemal’i şiirlerine benzetmek değil, bir anlam inceliği yaratarak birbirinin yerine kullanmaktır.

b Bu örnekte olduğu gibi ad aktarmasında sözcükler birbirinin yerine geçerken “sanatçı-eser,

parça-bütün, sebep-sonuç, iç-dış, genel-özel, yer-insan...” gibi ilgiler kurar.

Sanatçı-Eser İlişkisi

b Yazar söylenip yapıt kastedilir.

T Gençliğimde Ahmet Haşim’i okumadığım gün yoktu. (Ahmet Haşim şiir )

T Sanatçılar içinde en çok Zeki Müren’i dinlerim. (Zeki Müren müzik parçası )

Parça-Bütün İlişkisi

b Parça söylenip bütün, bütün söylenip parça kastedilebilir.

T Gizli bir akis kalmış gelip geçen her yüzden (Yüz insan )

T Odayı havalandırmak için camı biraz açabilir misiniz? (Cam pencere )

T Sokağın girişindeki apartmanda oturuyorum. (Apartman daire)

İç-Dış İlişkisi

b Bir nesnenin ya da eşyanın dışı söylenerek içi kastedilebilir.

T Annesi her sabah erkenden kalkıp sobayı yakardı. (Soba odun )

T Ne zamandır evde tencere kaynamıyor. (Tencere yemek)

T Bir depoyla Bolu’ya kadar gideriz. (Depo benzin)

Ö rnek Q 1

Marmara’da her yelken

Uçar gibi neşeli

Yukarıdaki dizelerde olduğu gibi, kimi sözler

benzetme amacı gütmeden kendi anlamları dışında kullanılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu örnektekine benzer bir kullanım vardır?

A) Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl

B) Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım

C) Etmesin tek beni vatanımdan dünyada cüda

D) Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı

E) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda

(1995 - ÖSYM)

Ç özüm Q

Verilen dizelerde “yelken” sözcüğü benzetme

amacı güdülmeksizin “yelkenli gemi” sözü yerine

kullanılmış ve ad aktarması yapılmıştır. A seçeneğinde bayrağımızın bir parçası olan “hilâl” söylenerek “bayrak” anlatılmak istenmiştir.

Cevap A

b Duyu Aktarımı

b İnsandan Doğaya Aktarım

b Doğadan İnsana Aktarım

b Doğadan Doğaya Aktarım

Deyim Aktarması

b Anlam Genişlemesi

b Anlam Daralması

b Anlam İyileşmesi

b Anlam Kötüleşmesi

Ad Aktarması Dolaylama Güzel Adlandırma Anlam Değişmeleri

Sözcükte Anlam Olayları

Ad aktarmasında, birbirinin yerine kullanılan

sözcükler arasında benzerlik ilgisi yoktur.

“Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor”

b Bu dizede “asker” “güneş”e benzetilmiştir. Benzerlik söz konusu olduğundan ad aktarması yoktur.

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:19

3. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Sözcükte Anlam Olayları Paylaşım Yayınları

Yer-İnsan İlişkisi

b Yer, yön ya da bölge söylenerek insanlar kastedilir.

T Maçtan sonra bütün Türkiye sokaklara döküldü.

(Yer insan )

T Ankara, tarım alanlarının ıslahıyla ilgili projeyi onayladı.

(Yer yönetim)

T Aradığınız adresi şuradaki dükkâna sorabiliriz.

(Yer insan )

T Doğu ve Batı yüzyıllar içinde birbirinden etkilenmiştir.

(Yön insan )

Eşya-İnsan İlişkisi

b Eşya söylenerek o eşyayı kullanan insanlar kastedilir.

T Bu dergide yeni kalemlerle karşılaştım.

(Kalem yazar)

T Ünlü raket ülkemize hayran kaldı.

(Raket tenisçi)

T Genç eldiven, büyük bir takıma transfer olmuş.

(Eldiven kaleci)

Neden-Sonuç ilişkisi

b Sonuç söylenerek bu sonucu oluşturan neden kastedilir.

T Serkan, hey mübarek, bereket yağıyor, dedi arkadaşına.

(Bereket yağmur)

T Toprağa rahmet düşmezse bolluk olmaz.

(Rahmet kar )

T Trafik polisleri para kesiyor sürücülerden.

(Para ceza )

Aşağıdaki cümlelerde/dizelerde ad aktarması olan sözcükleri belirleyerek bu sözcüklerdeki ad aktarması ilişkisini eşleştirerek belirtiniz.

Ad Aktarması

Olan Sözcük Ad Aktarması İlişkisi

1. Kara bakan çocuklar, gökten tatil yağıyor diye sevinmişler. tatil f

2. Herkes başının üstünde bir çatı olmasını ister. çatı a

3. Bütün kasaba meydanda toplanmıştı. kasaba e a. Parça-bütün

4. Çayı ocağa koyup sohbete dalmış. çay b b. İç-dış

5. Ah efendi bize karşı İstanbul

Neden böyle bir yalçın taş gibi

İstanbul e c. Yazar-yapıt

6. Ben garip çizgilerle uğraşırken baş başa

Rastlamıştım duvarda bir şair arkadaşa Şair c d. Eşya-insan

7. Kimse tabağını bitirmeden dışarı çıkmasın. tabak b e. Yer-insan

8. Bizim evrak işlerine bu masa bakıyor. masa e f. Neden-sonuç

9. Takımımız sonunda ünlü kramponu transfer etmeyi başarmış. krampon d

Ö rnek Q 2

“Geç kaldık, arabalıya yetişemeyeceğiz.” cümlesindeki “arabalı” sözcüğü, “araba vapuru” anlamında kullanılmıştır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna benzer bir kullanım yoktur?

A) Bundan sonra dergimiz, birinci hamura basılacak.

B) Ön kapı açılmıyor, arkadan ineceksiniz.

C) Bu arabayı iki yıl önce iki milyona almıştık.

D) Bu tablo, onun yaptığı son yağlı boyadır.

E) Otobüs saat 12.30’da hareket edecek.

(ÖSYM - 1989)

Ç özüm Q

A’da “birinci hamur”, kâğıt; B’de “arkadan”, arka kapı; C’de “iki milyon”, lira,

D’de “yağlı boya”, tablo anlamında kullanılmıştır; E’de ad aktarması yoktur.

Cevap E

E T K İ N L İ K 1

Soyut-Somut İlişkisi

b Soyut kavramlar söylenerek bu kavramların temsil ettiği kişiler kastedilir.

T Gençlik, kafası ve yüreğiyle toplumun güvencesidir.

(Gençlik genç insanlar)

T Türklük Avrupa’da farklı sorunlarla baş başa kalıyor.

(Türklük Türkler )

Yer-Olay İlişkisi

T Anadolu’nun kilidini Malazgirt açtı.

(Malazgirt Malazgirt Savaşı)

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:20

TYT / TÜRKÇE 3 3. FASİKÜL

Sözcükte Anlam Olayları

Paylaşım Yayınları

III. GÜZEL ADLANDIRMA

b Söylendiğinde insanda korku uyandıran ya da uğursuzluk getireceğine inanılan kimi varlık ya

da kavramların daha hoşa gidecek bir şekilde ifade edilmesine “güzel adlandırma” adı verilir.

T Söz gelimi, “Ünlü sanatçı dün yapılan törenle son yolculuğuna uğurlandı.” cümlesinde “son yolculuk” sözü “ölüm”ün olumsuz çağrışımlarını ortadan kaldırmak için söylenmiştir.

II. DOLAYLAMA

b Anlatımı daha güzel kılmak için tek kelimeyle ifade edilebilecek bir kavramın birden fazla

sözcükle ifade edilmesidir.

T “Sanatçının son romanını beyaz perdeye uyarlamışlar.” cümlesinde “beyaz perde” sözü, “sinema” anlamında kullanılmıştır.

Dolaylama

Vatani Görev

Bacasız Sanayi

File Bekçisi

Beyaz Altın

Beyaz Cam

Meşin Yuvarlak

Ege’nin İncisi

Kara Kıta

Delikli Demir

Altın Boynuz

Yerine kullanıldığı sözcük

Askerlik

Turizm

Kaleci

Pamuk

Televizyon

Top

İzmir

Afrika

Tüfek

Haliç

Güzel Adlandırma

İnce hastalık

Tahta at

Görme engelli

İyi saatte olsunlar

Şifayı kapmak

Ayak yolu

Karanlık kuşu

Yaşını başını almak

Yerine kullanıldığı sözcük

Verem

Tabut

Kör

Cin

Hastalanmak

Tuvalet

Yarasa

Yaşlanmak

Ö rnek Q 3

“Bir tek kelimeyle belirtilebilecek bir kavramı, birden çok kelimeyle anlatmaya dolaylama denir.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, dolaylama yoktur?

A) Anadolu’da bağ kütüğüne, “omça” denir.

B) Yavru vatandan yapılan ihracatta önemli artışlar oldu.

C) Ormanların kralı, şimdi bir kafeste tutsaktı.

D) Balıkçı, “Derya kuzuları!” diye bağırıyordu.

E) Büyük kurtarıcı, Anadolu’da yeni bir devlet

yarattı.

(ÖSYM - 1983)

Ç özüm Q

B’de “Yavru vatan”, Kıbrıs; C’de “Ormanlar kralı”, aslan; D’de “Derya kuzuları!”, balık; E’de “Büyük kurtarıcı”, Atatürk yerine kullanılan dolaylamalardır.

A’da dolaylama yoktur.

Cevap A

Dolaylamada kullanılacak ifadelerin, dolaylı anlatılan sözcüğün bir özelliği dikkate alınarak seçilmesi gerekir.

Seçilen bu sözler, söylendiğinde toplumun

bütünü tarafından aynı şekilde anlaşılacak,

genel kabul görmüş sözler olmalıdır. Dolaylamanın “birden fazla sözcük”le yapılması gerektiği unutulmamalıdır.

Güzel adlandırmada da kavramlar dolaylama yoluyla ifade edildiğinden “güzel adlandırma” dolaylamanın bir türüdür.

PAYLA

Paylaşım

ŞIM YAYINLARI

P:21

Paylaşım Yayınları

3. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Sözcükte Anlam Olayları

IV. DEYİM AKTARMASI

b Deyim aktarmaları bir sözcüğün benzetme amacı güdülerek başka

bir sözcük yerine kullanılmasıdır.

b Deyim aktarmaları yoluyla anlatım güçlendirilir, duygu ve düşünceler daha etkili bir biçimde ortaya konur.

Ö rnek Q 4

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, duyular arasında bir aktarım söz

konusudur?

A) Bir süredir bana neden mesafeli davrandığını bir türlü anlamıyorum.

B) Genç kızın kadife sesiyle söylediği türküler programa gelenleri mest

etti.

C) Kuşlar, havaların soğumasıyla birlikte sıcak bölgelere göç ediyor.

D) Arazi aracımızla dev gibi kayaların olduğu vadiyi geçmiştik.

E) Antik Çağ’da uzun ve gür saçlar modaydı, kısa saç ise Orta Çağ’da

moda oldu.

Ç özüm Q

B’de “kadife ses” sözünde dokunma duyusu işitme duyusuna aktarılmıştır.

Cevap B

Ö rnek Q 5

(I) Sonbahar, kendisinden sonra gelecek kış mevsiminin gizli telaşını

yaşatıyor doğaya. (II) Amasra’da bir Roma yapıtı olan Kuşkayası Yol

Anıtı sarı bir örtüyle kaplanıyor. (III) Hasankeyf’teki Artukoğulları zamanından kalma cami, minaresindeki son leyleği yolcu ediyor. (IV) Kaçkarlarda yağmur fazla mesai yapmaya başlıyor. (V) Bolu Dağlarında,

Istrancalarda gezinirken yerlerde ağaç gövdelerinin hüzünlü yüzlerini,

acılı bakışlarını görüyoruz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde insana özgü bir

nitelik doğaya aktarılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(1983 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A’da “sonbahar”, C’de “minare”, D’de “yağmur”, E’de “ağaç gövdeleri”

sözcüklerine insana ait özellikler yüklenmiştir. B’de insana ait özellikler

doğaya aktarılmamıştır.

Cevap B

B. İNSANDAN DOĞAYA AKTARIM

(KİŞİLEŞTİRME)

b İnsana ait özelliklerin ya da organ adlarının doğaya aktarılmasıdır.

Kişileştirmenin olduğu her yerde insandan doğaya aktarım vardır.

T “Ey suyun sesinden anlayan bağlar / Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi” dizelerinde insanlara ait özellikler olan “anlamak” ve “söylemek” nitelikleri insan dışındaki “bağlar ve çoban çeşmesi” gibi varlıklara aktarılarak kullanılmıştır.

T Bütün kusurumu toprak gizliyor

Merhem çalıp yaralarım düzlüyor

(Toprak sözcüğü kişileştirilmiştir.)

T Bahar, rengârenk şarkılar söylüyor bize.

(Bahar sözcüğü kişileştirilmiştir.)

T Her sabaha uyanan hüzünlü güller bülbüllerini özlemle bekliyor.

(Gül sözcüğü kişileştirilmiştir.)

T Gelişimize yalnız ev sahibi değil, kafesteki kuşlardan gökyüzündeki bulutlara kadar herkes sevinmişti.

(kuşlar, bulutlar sözcükleri kişileştirilmiştir.)

T Ay suda bestelerken en güzel şarkısını

Küreklerim de suya en derin şiiri yazdı

(Ay, kürek sözcükleri kişileştirilmiştir.)

T Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi

Görmüş ve geçirmiş denizin kalbine sindi

(Deniz sözcüğü kişileştirilmiştir.)

A. DUYULAR ARASI AKTARIM

b Bir duyuyla algılanabilen kavram ya da varlığın başka bir duyuyla

algılanabilecek biçimde kullanılmasıdır.

T “İçeride keskin bir kömür kokusu vardı.” cümlesinde “keskin” sözcüğü, dokunma duyusuyla ilgili bir kavramken “koklama” duyusuyla ilgili olarak kullanılmış ve duyular arası bir aktarım yapılmıştır.

Tatma İşitme

T Sokaktan gelen acı fren sesiyle hepimiz bir anda irkildik.

T Sanatçı, tatlı sesiyle hepimizi büyüledi.

Dokunma Görme

T Son günlerde bize çok soğuk davranıyor.

T Adam sert bakışlarla bizi süzdü.

T Küçük çocuk sıcak bir tebessümle bizi karşıladı.

Dokunma İşitme

T Genç sanatçı yumuşak sesiyle herkesi büyülemişti.

Deyim aktarması ile ad aktarmasını birbirine karıştırmamalıyız.

Deyim aktarmasında benzerlik ilgisi varken ad aktarmasında içdış, parça-bütün, yer-kişi, sanatçı-eser, somut-soyut gibi benzerlik dışındaki anlam ilgileri söz konusudur.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:22

TYT / TÜRKÇE 5 3. FASİKÜL

Sözcükte Anlam Olayları

Paylaşım Yayınları

C. DOĞADAN İNSANA AKTARIM

b Doğaya has bir özelliğin insanlar için kullanılmasıdır. Doğadan insana aktarımda genellikle sözcüklerin mecaz anlam kazanması ve

deyimleşmesi söz konusudur.

T “Ben kurban olam beşikte yatan kuzuya.” cümlesinde insan dışındaki bir varlık olan “kuzu”ya ait özellikler insana (çocuğa) aktarılarak doğadan insana aktarma yapılmıştır.

T Arım, balım, peteğim, gülüm, dalım, çiçeğim

Bilsem ki öleceğim yine seni seveceğim

T Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor.

T Sabahtan uğradım ben bir fidana

T Onun ağır sözlerinden sonra içinde bir öfke volkanı kabardı.

D. DOĞADAN DOĞAYA AKTARIM

b Doğadaki varlıklardan herhangi birine ait özelliğin doğadaki başka varlıklara aktarılmasıdır. Yani insan dışındaki varlıkların özelliklerinin birbirine aktarılmasıdır. Bu aktarımda insan ögesi yer almaz.

T “Uluyan rüzgârlar hepimize bir ürperti vermişti.” cümlesinde “ulumak” “kurt”lara ait bir özellikken “rüzgâr”a aktarılarak kullanılmış ve

doğadan doğaya aktarım yapılmıştır.

T Karlar bu ıssız gecede sokak lambasının önünde uçuşuyordu.

T Atlar ulu bir sel gibi akıyor, ova âdeta tozdan görünmüyor.

T Ay ışığı, açık pencereden odama süzülüyordu.

T Olgun bulutlar yağmur taşıyor, kurumuş toprağın bağrına.

T Kükreyen seller önüne ne varsa katıp götürüyor.

V. ANLAM DEĞİŞMELERİ

b Türkçede tarihsel süreçte sözcükler yeni ve farklı anlamlar kazanabilir, var olan anlamlarını kaybedebilir.

Aşağıdaki cümlelerdeki/dizelerdeki aktarmaları belirleyerek karşısında verilenlerle ilişkilendiriniz.

1. Tamburi Cemil Bey, çalıyordu eski plakta. e

2. Yaşına rağmen olgun davranışlar sergileyen bu adam herkesi şaşırtıyordu. c

3. Arslanlarımız bu maçtan da zaferle ayrılmayı başarmıştı. c a. Duyular arası aktarım

4. Karlar erimiş, çiçekler baharın gelişini müjdelemişti. b b. İnsandan doğaya aktarım

5. Güneş, elbiselerimizin gözeneklerinden damla damla sızıp tenimizi yakıyordu. d c. Doğadan insana aktarım

6. Dolabı açınca etrafa ekşi bir yoğurt kokusu yayılmıştı. a d. Doğadan doğaya aktarım

7. Gemi İzmir’e yanaşırken sahildeki ışıklar enfes görüntüler oluşturuyordu. e e. Ad aktarması

8. Müdür; sert bakışlı, az konuşan, kimseyle yüz göz olmayan bir adamdı. a

9. Karşımızdaki ağaçlar dik dik bakışlarla bizi süzüyordu. b

E T K İ N L İ K 2

Anlam Genişlemesi

Bazı sözcükler, anlam genişlemesi yoluyla yeni anlamlar kazanabilir.

T “Sahnelerin yıldızı, yeni bir albüm çıkarmış.” cümlesindeki “yıldız”

sözcüğü yalnızca “gök cismi” anlamında kullanılırken zamanla yeni bir anlam kazanarak “ünlü kişiler” anlamında da kullanılmıştır.

T Geçmişte “çadır” anlamına gelen “yurt” sözcüğü, bugün “vatan”

anlamına gelerek anlamca genişlemiştir.

T Güreş karşılaşmalarında elde edilen başarıya verilen“ödül” sözcüğü “bir başarı, iyilik karşılığında verilen armağan” anlamına gelerek anlamca genişlemiştir.

Bir sözcüğün zamanla anlamsal daralmaya uğrayarak anlattığı varlık, nesne ya da eylemin ancak bir bölümünü, bir türünü anlatır duruma gelmesidir.

T “Davar” sözcüğü geçmişte “mal, varlık”ı karşılarken günümüzde

yalnızca “koyun” ve “keçi” türündeki hayvanları karşılayarak anlamsal daralmaya uğramıştır.

T Geçmişte “yemiş” sözcüğü, tüm meyveleri karşılarken günümüzde yalnızca “incir”i karşılayarak anlam daralmasına uğramıştır.

T “Oğul” sözcüğü başlangıçta “kız ve erkek” anlamlarını içerirken

sonradan yalnızca “erkek” çocukları için kullanılır olmuştur.

Anlam Daralması

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:23

3. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE

TEST Sözcükte Anlam Olayları

BAŞARI İZLEME TESTİ Sözcükte Anlam Olayları

Paylaşım Yayınları

İKİLEMELER

b Anlamı güçlendirmek ya da anlatımı güzelleştirmek için, aralarında çeşitli anlam ilgileri bulunan iki sözcüğün birlikte kullanılmasına “ikileme” denir.

b İkilemeler kalıplaşmış sözlerdir. İkilemeler ayrı yazılır ve ikilemeyi oluşturan sözcüklerin arasında noktalama işareti kullanılmaz.

b İkilemeler değişik yollarla yapılabilir:

Aynı Sözcüğün

Yinelenmesiyle

T Ağır ağır, yavaş yavaş, adım adım, ince ince, uslu uslu, açık açık, uzun uzun, iri iri, koşa koşa, ılık ılık, usul usul...

T Bahar gelince etrafı öbek öbek papatyalar sarmıştı.

Yakın Anlamlı

Sözcüklerle

T Kılık kıyafet, eş dost, yalan yanlış, sorgu sual, yer yurt, üst baş...

T Doktor bu ilacı içersen ağrın sızın kalmaz, dedi.

“m” ön

sesiyle/ilaveli

T Dolap molap, ev mev, yemek memek...

T Para mara önemli değil, önemli olan sağlıktır.

Karşıt Anlamlı

Sözcüklerle

T İleri geri, az çok, er geç, bata çıka, büyük küçük...

T Tartışma programında bu konu enine boyuna ele alındı.

Yansıma

Sözcüklerle

T Tıkır tıkır, horul horul, fokur fokur, çatır çatır, çıtır çıtır, gümbür gümbür, lıkır lıkır...

T Yaylaya çıkarken şırıl şırıl akan küçük bir dere gördük.

Biri Anlamlı

Biri Anlamsız

Sözcüklerle

T Eski püskü, eğri büğrü, yarım yamalak, çer çöp…

T Yurt dışı gezimizde ufak tefek bir adam bize rehberlik etti.

İkisi de Anlamsız

Sözcüklerle

T Ivır zıvır, eften püften, palas pandıras, mırın kırın, eciş bücüş...

T Odama izin almadan paldır küldür girmen doğru değil.

Eş Anlamlı

Sözcüklerle

T Güçlü kuvvetli, şan şöhret, akıllı uslu, köşe bucak, yorgun argın, laf söz, mutlu mesut...

T Sizden bir ses seda çıkmayınca biz de yola koyulduk.

İsmin Hâl

Ekleriyle

T Göz göze, el ele, omuz omuza, yıldan yıla, baştan başa...

T Hastanın durumu günden güne kötüleşiyordu.

Anlam İyileşmesi

Kimi sözcüklerin başlangıçta “kötü/olumsuz” bir anlam taşırken zaman

içinde “iyi/olumlu” bir anlamı karşılayacak hâle gelmesidir.

T “Yavuz” sözcüğü geçmişte, “kötü, fena, perişan” anlamına gelirken günümüzde “kahraman” anlamında kullanılmaktadır.

T “Emek” sözcüğü geçmişte “acı, eziyet” anlamlarında kullanılırken

günümüzde “Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü,

mesai, zahmet” anlamlarında kullanılmaya başlanmıştır.

Bir sözcüğün başlangıçta iyi bir anlam taşırken zaman içinde kötü bir

anlamı karşılayacak hâle gelmesidir.

T “Canavar” sözcüğü geçmişte “canlı” anlamında kullanılırken günümüzde “yırtıcı hayvan” anlamı kazanmıştır.

T “Efendi” sözcüğü geçmişte “saygın, ilgi uyandıran” anlamında

kullanılırken günümüzde alt meslek grubunda çalışanlar için kullanılmaya başlanmıştır.

Anlam Kötüleşmesi

Bazı ikilemeler, zaman içinde kalıplaşarak bitişik yazılır duruma gelmiş ve ikileme özelliğini yitirmiştir:

Altüst, hoşbeş, çıtçıt, gırgır...

Paylaşım

OLUŞTURULMA

BİÇİMLERİ ÖRNEKLER

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:24

TYT / TÜRKÇE 7 3. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

TEST Sözcükte Anlam Olayları

BAŞARI İZLEME TESTİ

1. Güç bela bir bilet aldım gişeden

Yolculuk başladı Haydarpaşa’dan

Yukarıdaki dizelerde olduğu gibi, kimi sözler benzetme amacı gütmeden kendi anlamları dışında kullanılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu örnektekine benzer bir

kullanım yoktur?

A) Yaşlı adam önündeki gence, bir Topkapı uzatır mısınız, dedi.

B) Vapur akşama doğru Sinop Limanı’ndan hareket edecek.

C) Kayıp dağcıları arama çalışmalarına bütün köy katıldı.

D) Üniversite yıllarında Necatigil’i okumuş ve çok beğenmiştim.

E) Kaynayan çaydanlık taşıp ocağı söndürmüştü.

A’da “Topkapı” sözü, “kâğıt”; C’de “köy”, “halk/insan”; D’de “Necatigil”,

“şiir”; E’de “çaydanlık”, “su” yerine kullanılarak ad aktarması yapılmıştır.

B’de “ad aktarması” yoktur.

Cevap B

“evin direği” sözü, “baba/koca” için kullanılan bir dolaylamadır.

Cevap E

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama vardır?

A) Geçmişte çok büyük kayıplara neden olan verem, çağımızda

artık tedavi edilebiliyor.

B) Ülkedeki pek çok sokakta engelliler için kaldırımlar ve yürüyüş yolları var.

C) Ünlü şair, geniş bir hayran kitlesinin katıldığı törende yeni şiir

kitabını tanıttı.

D) Lavaboya gitmek için masadan kalktığımda restoranda ağır

bir koku olduğunu fark ettim.

E) Kadın bir yandan ağlıyor bir yandan da “Gitti evimin direği!”

diyordu.

E’de verilen “yırtık pırtık” sözü yakın anlamlı sözcüklerle değil, biri anlamlı diğeri anlamsız sözcüklerle oluşmuştur.

Cevap E

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikilemenin oluşumu ayraç

içinde yanlış verilmiştir?

A) Telefon gelince apar topar yola çıkmış. (Her ikisi de anlamsız

sözcüklerle)

B) Fırtınaya rağmen karaya sağ salim ulaşabildik. (Yakın anlamlı sözcüklerle)

C) Araba bozulunca çoluk çocuk yolda kaldık. (Biri anlamlı biri

anlamsız sözcüklerle)

D) Olgunlaşan şeftaliler, en ufak rüzgârda patır patır dökülüyordu. (Yansıma sözcüklerle)

E) Çocuğun üzerinde yırtık pırtık bir gömlek, ayağında lastik ayakkabılar vardı. (Yakın anlamlı sözcükler)

A’da “Anadolu” sözünde “ad aktarması”, B’de “horul horul” sözüyle, yansımadan türemiş bir ikileme, C’de “Yedi tepeli şehir” sözünde “dolaylama”, E’de “bulutlar uçuştu” sözünde “doğadan doğaya aktarma” yapılmıştır. D’de duyu aktarımı yoktur.

Cevap D

5. Aşağıdaki kavramlardan hangisinin, karşısında verilen cümlede örneği yoktur?

A) Ad aktarması O yıllarda Anadolu, düşmanla canla başla

mücadele etti.

B) Yansımadan türemiş ikileme

Akşam geç yattığı için öğleye kadar horul

horul uyudu.

C) Dolaylama Yazar, yeni kitabında yedi tepeli şehrin tarihî

güzelliklerini tanıtıyor.

D) Duyu aktarımı Evin odalarında rahatsız edici bir rutubet kokusu vardı.

E) Doğadan doğaya aktarma

Bulutlar uçuştu gün boyu, ardından göğü yırtan şimşekler çakmaya başladı.

“abuk sabuk” ikileme, “son yolculuk” güzel adlandırma, “aslanlarımız” doğadan insana aktarımdır. “çeyrek (altın)” sözcüğünde ad aktarması vardır. Verilen cümlelerde “duyu aktarımı” yoktur.

Cevap A

3. R Düğünde babam ve ben birer çeyrek taktık.

R Yine abuk sabuk konuşarak öğretmenin canını sıkmış.

R Ünlü yazar, sevenlerince son yolculuğuna uğurlanmış.

R Aslanlarımız bu maçı da kazanmayı başardı.

R Babası, altmışlı yaşlarda, son derece uysal ve yumuşak başlı

bir adamdı.

Bu cümlelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Duyu aktarımı B) İkileme

C) Güzel adlandırma D) Ad aktarması

E) Doğadan insana aktarım

E’de “dokunma” duyusuyla algılanan “sert” kavramı, “işitme” duyusuna

aktarılarak kullanılmıştır.

Cevap E

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dokunma duyusuyla algılanabilen bir nitelik, işitme duyusuna aktarılmıştır?

A) Hastanenin duvarları insanı rahatlatan sıcak renklerle boyanmıştı.

B) Ünlü sanatçı, konsere gelen herkese güzel sesiyle unutulmaz

bir gece yaşattı.

C) Eve gelen misafirleri donuk bir yüz ifadesiyle karşılamış.

D) Kış aylarında olmamıza rağmen hava oldukça ılıktı.

E) Görevli, kütüphanede gürültü yapanları sert bir sesle uyardı.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:25

Paylaşım Yayınları

3. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

II’de “tilki” sözcüğünde benzetme (istiare) olduğu için ad aktarması yoktur.

Cevap B

10. Muradiye Çağlayanı’nın yanından geçiyorum. Çağlayan sabırla baharın gelmesini bekliyor. Çağlayanın ilerisindeki ahşap köprüden

geçip bir okulun önünde duruyorum. Zilinin çalmasıyla birlikte siyah önlükler sarıyor etrafımı. Çocukların tatlı gülücükleri soğuk havayı bir anda ısıtıveriyor. Ulusal egemenliğin perçinlendiği günün

adını taşıyan okul, adım adım geleceğe hazırlıyor parlak beyinleri.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İkileme B) Dolaylama

C) Ad aktarması D) Duyu aktarması

E) İnsandan doğaya aktarım

“adım adım” ikileme, “siyah önlükler ve parlak beyinler” ad aktarması, B,

“tatlı gülücükler” duyu aktarımıdır, “sabırla” sözcüğünde insandan doğaya aktarım yapılmıştır. Parçada dolaylama yoktur.

Cevap B

9. (I) Güneş, gri bulutların arasından kırmızı bir leke olarak doğmaya

başlayacak birazdan. (II) Piccolo Mondo’nun küçük iskelesinde,

deniz bisikletinin ipini çözüyorum. (III) Fotoğraf makinesiyle çantalarımı yerleştiriyorum ve pedalı çevirmeye başlıyorum. (IV) Benim pedal çevirmemle birlikte güneş de heyecanlı bir şekilde bulutların arasından sıyrılıyor. (V) Nice canlıya yuva olan sazlıkları,

yan yana dizilmiş renkli kanoları hızla geçiyorum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde insana özgü bir nitelik doğaya aktarılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

IV’te, “güneş de heyecanlı bir şekilde bulutların arasından sıyrılıyor” sözünde, insandan doğaya aktarım yapılmıştır.

Cevap D

11. I. “Ofisteki ağır koku, pencereler açılınca dağıldı.” cümlesinde

duyu aktarımı vardır.

II. “O ne tilkidir o, bilmezsiniz siz.” cümlesinde insan yerine kullanılan “tilki” sözcüğünde ad aktarması vardır.

III. “Bahçemizde kuşlar şarkılar söylüyor, kelebekler de şarkıya dans

ederek eşlik ediyor.” cümlesindeki insandan doğaya aktarım

yapılmıştır.

IV. “20. yy. yedinci sanatın ortaya çıktığı ve atılım yaptığı bir dönem

oldu.” cümlesinde dolaylama vardır.

V. “Aldığı parayı vermemek için beni görünce köşe bucak saklanıyor.” cümlesinde ikileme eş anlamlı sözcüklerden oluşmuştur.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde verilen bilgilerden hangisi

yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

V’te verilen “ılık” sözcüğü, “dokunma” duyusuyla algılanacak bir kavramdır. Dolayısıyla duyu aktarımı yoktur.

Cevap E

12. I. Firma, Manisa ve Eskişehir’e iki yeni fabrika açılacağını duyurdu.

II. Evde ıvır zıvır ne kadar eşya varsa toplayıp bodruma koymuş.

III. Ne kadar çabalasa da kalbindeki fırtınayı dindiremiyordu.

IV. Bilim insanları kızıl gezegende yaşam olabileceğini belirtiyor.

V. Bahara doğru soğuklar yerini ılık bir havaya bırakmıştı.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerdeki altı çizili sözlerle ilgili

aşağıda verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır?

A) I’incide, ad aktarması vardır.

B) II’nci, her ikisi de anlamsız sözcüklerden oluşan bir ikilemedir.

C) III’üncüde, doğadan insana aktarım söz konusudur.

D) IV’üncü, bir dolaylamadır.

E) V’incide, duyu aktarımı yapılmıştır.

I’de ad aktarması vardır. II’de insana ait özellikler doğaya aktarılmıştır.

III., Atatürk’ü karşılayan bir dolaylamadır. IV.de, doğadan insana aktarım

yapılmıştır. V., yakın değil, zıt anlamlı sözcüklerle yapılan bir ikilemedir.

Cevap E

13. Plakta Münir Nurettin çalıyor. Günlerden cuma... Hava sıcacık kollarıyla sarıyor insanları. Duvarında büyük kurtarıcının resimlerinin

asılı olduğu ahşap atölyede işinin kurdu bir ayakkabıcı yeni gelen

derileri kalıplara oturtuyor. O, burada aşağı yukarı otuz yıldır meşin ayakkabılar üretiyor.

Bu parçada numaralanmış sözlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I.de, ad aktarması vardır.

B) II.de, insandan doğaya aktarım yapılmıştır.

C) III., bir dolaylamadır.

D) IV.de., doğadan insana aktarma yapılmıştır.

E) V., yakın anlamlı sözcüklerle oluşturulan bir ikilemedir.

I II

III

IV

V

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecazımürsel vardır?

A) Üzerinde yırtık pırtık bir paltosu vardı yaşlı adamcağızın.

B) Durakta beklerken eski bir arkadaşımla karşılaştım.

C) Kardeşim işinin ne zaman biteceğini bize söylemedi.

D) Önümüzdeki ay ödemek üzere arkadaşımdan borç para istedim.

E) Otel, yaşanan aksaklıklardan dolayı müşterilerden özür diledi.

E’de verilen “otel” sözcüğünde “otel yönetimi” kastedildiği için bir ad aktarması vardır.

Cevap E

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen ikileme ötekilerden farklı

bir yolla oluşturulmuştur?

A) Köye yaklaştığımızda tek tük evler görülmeye başladı.

B) Oda günlerdir temizlenmediğinden karman çorman görünüyor.

C) Sağlıklı beslenmek istiyorsanız abur cuburdan uzak durun.

D) Abuk subuk konuşarak arkadaşlarını rahatsız ediyor.

E) İki dost eften püften nedenlerle birbirini kırmış.

B, C, D ve E’de her ikisi de anlamsız, A’da ise biri anlamlı biri anlamsız

sözcüklerle oluşturulan bir ikileme vardır.

Cevap A

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:26

TYT / TÜRKÇE 1 4. FASİKÜL

4.

FASİKÜL

Söz Öbeklerinde Anlam

SÖZCÜKTE ANLAM

TÜRKÇE

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 1

Yaşadıkları dönemde yeterince tanınmamış bazı ozan ve yazarlar vardır. Bunlar çamurlu bir su

birikintisine bembeyaz, ışıl ışıl çakıl taşları atarlar; ancak bu taşlar, zamanında pek fark edilmez. Bir gün gelir, o çamurlu sular durulur ve o

güzel çakıl taşları gün ışığına çıkar.

Bu parçada geçen “çamurlu bir su birikintisi”

sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

hangisidir?

A) Gerçek sanat ürünlerinin ayrımına varılamadığı ortam

B) Sanatın, yaşamı güzelleştirme işlevi

C) Sanatçıların ürün vermede karşılaştığı güçlükler

D) Sanatla ilgilenen, yaşamını sanatla kazanan

kişilerin azlığı

E) Sanatçılara yöneltilen olumsuz eleştiriler

(1999 - ÖSYM)

Ç özüm Q

Parçada ozan ve yazarlardan söz edildiğine göre

“bembeyaz, ışıl ışıl çakıl taşları”nın nitelikli eserler olduğu anlaşılıyor. Bu taşların atıldığı “çamurlu su birikintisi” ise nitelikli eserlerin değerinin bilinmediği ortam olabilir.

Buna göre, “çamurlu su birikintisi” sözüyle “Gerçek sanat ürünlerinin ayrımına varılamadığı ortam” anlatılmak istenmiştir.

Cevap A

I. SÖZ YORUMU

b Söz öbeği, tek sözcükle anlatılamayan, ifade etmek için birden çok sözcüğe ihtiyaç duyulan nesne ve kavramları karşılayan ifadelerdir.

b Söz öbekleri genellikle mecazlı ifadelerdir. Bu mecazlı sözlerin anlamını belirlerken bağlamı çok iyi çözümlemek, metinde bu sözün anlamını destekleyen sözleri ve cümleleri dikkatlice okumak ve bunlardan ipuçları yakalamak gerekir.

b Bu tür sorularda “sembolik ifadelerin, çağrışımların” metinde hangi anlamlara karşılık

geldiğini doğru tespit etmek soru çözümünü kolaylaştırır. Bu soruları çözmek için sözcüklerin kazanabileceği değişik anlamları bilmek gerekir.

T Bu ozanımız, çevresini kuşatan varlıkların ayırıcı ve belirleyici özelliklerini inceden inceye algılıyor; bir bakıma şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazıyor.

(Altı çizili sözde “yürek” “duyguyu, duygusallığı”, “göz” ise “görsel ayrıntılar”ı ifade etmek için kullanılmıştır. Dolayısıyla bu sözle şairin “şiirlerinde duygusal değil, görsel ögeleri” ön plana çıkardığı anlatılmak istenmiştir.

Pratik

Sözcük anlamı konusunda en çok soru “Söz Yorumu”ndan gelmektedir. Aşağıda,

ÖSYM’nin sınavlarında sorduğu bazı sözler verilmiştir. Bu sözleri yorumlayarak parçaya kattığı anlamları altındaki kısımlara yazınız.

b Bu kitabıyla, tomurcuğa durmuş genç bir öykücünün çiçek açtığını gösterdi.

(Yazar olmaya hazırlanmak )

b Kendi aralarında üç beş sözcükle konuşan gençlerimizi gördükçe onların, beyin ve dil

yetilerinin daha gelişme evresindeyken kurumuş olmasından kaynaklanan sözcüksel

çölleşme içinde olduklarının ayrımına varıyorum.

(Anlatımsal yavanlık içinde olma )

b Bir sanatçı olarak, okumaktan, araştırmaktan hiçbir zaman vazgeçmeden sanatta doyumsuzluğu korumak gerektiğine inanıyorum.

(Ulaştığı noktayı yetersiz bulmak )

b Ülkemizde çok iyi oyuncular var ama ne yazık ki bunlar yabancı dile gereken önemi

vermiyorlar. Ana dilleri gibi Fransızca ve İngilizce bilseler yabancı ülkelerdeki oyuncuları bile gölgede bırakırlar.

(Sözü edilen sanatçılardan daha üstün bir düzeye gelmek )

b Kişiliğimizin oluşup gelişmesinde okuduklarımızın büyük payı vardır. Her yazar, kişiliğimizin temeline ayrı bir taş koyar.

(Duyuş, davranış özelliklerimizi geliştirip zenginleştirmek )

Söz Yorumu Deyim Atasözü

Söz Yorumu - Deyim ve Atasözü

Cümleye sözcük getirme, sözcükleri sıralayarak cümle oluşturma gibi soru tipleri,

“Cümle Anlamı” bölümünde anlatılmaktadır.

PAYLA

Paylaşım

ŞIM YAYINLARI

P:27

4. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Söz Öbeklerinde Anlam

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 4

Sanatta etkilenme, kaçınılmaz gibi görünse de öykünme tasvip edilecek bir durum değildir. Sanatın gerçekliği bunu hiçbir surette mazur görmez; özgünlüğün yeniden üretimi şeklinde can bulur her defasında çünkü.

Tersi bir durum onu kötürümleştirir.

Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Genç insanların, kişiliklerini oluştururken özellikle

saygı ve sevgi duydukları bir kişiliği taklit etme eğilimi göstermeleri olağandır.

B) Kitap okuma alışkanlıklarındaki benzerlikler, okuyucuların benzer kitaplardan aynı sonuçları çıkardıkları anlamına gelmez.

C) Televizyon dizilerinin yapay kahramanları, hayatı

tanımlama biçimleriyle ister istemez gerçek dünyanın bireyleri üzerinde etki bırakıyor.

D) Futbolcu, sahada sahip olması gereken öz güven

ve beceriyi ancak antrenörünün talimatlarına harfiyen uymasıyla kazanır.

E) Tarihsel bir olayı anlamlandırmak için başvurulan

tarihin tekerrürden ibaret olduğu anlayışı, günümüzde pek kabul görmüyor.

(2020 - ÖSYM

Ç özüm Q

Ö rnek Q 5

Sözlük hazırlamanın en güç yanı sözcükleri anlam kayganlığından kurtarma, onları belli bir yere oturtmadır.

Bu da ancak Samuel Butler’in dediği gibi onların belirsiz yanlarını söz duvarlarıyla kuşatmakla gerçekleşebilir.

Bu cümledeki altı çizili sözle, sözcüklere yönelik

olarak ne yapıldığı anlatılmıştır?

A) Tanımsal sınırlar koyulduğu

B) Birbirlerinden etkilenişlerinin gösterildiği

C) Çağrışımsal değerlerinin belirtildiği

D) Zenginleştirme yollarının açıklandığı

E) Kullanım sıklığının yansıtıldığı

(2013 - ÖSYM)

Ç özüm Q

SÖZ YORUMU SORULARI

İÇİN MİNİ SÖZLÜK

Ayrımına varmak: Farkında olmak

Benbenci: Kendini çok öven, hep kendinden söz eden kibirli insan

Biçem: Üslup

Çağrışım: Bir düşünce, görüntü vb.nin

bir başka durumu anımsatması

Çalakalem: Gelişigüzel, durmadan yazmak

Çığır açmak: Bir alanda yeni bir yol, yöntem başlatmak

Devingen: Hareketli

Devinim: Hareket

Dinginleşmek: Sakinleşmek

Durağan: Hareketsiz, sabit

Duyumsamak: Duyular aracılığıyla bir

şeyi algılamak

Enikonu: İyiden iyiye, iyice

Estetik: Güzel duyu ve sanatsal yaratının sanatta ve hayatta kuramsal bilimi

Edim: İş, eylem

Fantastik: Hayalî, düşsel

Folklorik: Halkla ilgili

İroni: Gülmece, söylenen sözün tersini

kastederek kişiyle veya olayla alay etme

İzlek: Tema

İzlenim: Bir durum veya olayın özne

üzerinde bıraktığı etki

Kanıksamak: Çok kez tekrarlama sebebiyle alışmak

Kilometre taşı: Önemli, etkili eser ya

da yazar

Klişe: Basmakalıp, sıradan

Köşe taşı: Çok önemli olan

Olgu: Birtakım olayların dayandığı sebep ve bu sebeplerin doğurduğu sonuç

Örselenmek: Yıpranmak

Özdeş: Aynı, nitelikleri eş

Özümsemek: İçselleştirmek

Popüler: Halk tarafından tutulan, rağbet gören

Salık vermek: Önermek

Salt: Yalnızca, sadece

Saptama: Tespit etme, belirleme

Sav: İddia, tez

Söylem: Söyleyiş, kalıplaşmış söz

Tekdüze: Sıradan, monoton

Tema: Eserde işlenen ana konu

Tematik: Tema etrafında şekillenen

Terkip: Birleştirme, sentez, yapma

Yadsımak: İnkâr etmek, yok saymak

Yaklaşım: Bir sorunu ele alış, değerlendiriş biçimi, tarzı

Yanılsama: Yanlış algılama

Yazınsal: Edebî, sanatsal

Yeğlemek: Tercih etmek

“Duvar” sözcüğü ise “sınırları, etrafı çevrilmiş bir alan”ı

çağrıştırmaktadır. Bu durumda altı çizili sözle “tanımsal

sınırlar koyulduğu” anlatılmak istenmiştir.

Cevap A

“Birinin yaptığı gibi yapmak, birine veya bir şeye benzemeye çalışmak, taklit etmek” anlamına gelen “öykünme” sözcüğünü karşılayabilecek anlam A’daki “taklit etme” sözünde vardır.

Cevap A

Ö rnek Q 2

Kimi filmlerde klişe bir sahne (basmakalıp bir görüntü) vardır: Daktilosunun başına oturup yaratma sancıları çeken (bir şey üretmeye çabalayan) bir yazar... Bu

sahnede aktör, aklındakileri bir an evvel dışarı vurmak

(yazıya dökmek) için daktiloya heyecanla beyaz bir kâğıt takar. Tuşların sert sesleri eşliğinde birkaç satır yazar. Bu arada, yardım umarcasına (ne yapacağını bilmeden) kahvesinden birkaç yudum alır. Yazdıklarının

içine sinmediği (yazdıklarından hoşnut olmadığı) yüzündeki ifadeden anlaşılır.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin

anlamı, ayraç içindeki sözün anlamıyla örtüşmemektedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

I

II

III

IV

V

Ö rnek Q 3

Gerçek eleştirinin amacı; bir sanat görüşünü örneklendirmek, bir sanat yapıtının sanat değerini belirlemek,

bir örnekten kalkarak çözümlemeler ve incelemeler

yapmak ve bir görüşü temellendirmek olmalıdır. Böyle bir eleştiri anlayışıyla kaleme alınmış yazıların amacı; falancayı yüceltmek, onurlandırmak veya filancayı

ezmek, yerin dibine batırmak olamaz. Edebiyat çevrelerindeki güncel kıpırdanışlara değil, felsefi bir temelden hareketle edebiyat olaylarına eğilir bu tür eleştiriler.

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sanatçıların bir sanat görüşüne ağırlık vermesi

B) Sanatçılar arasında rekabet ortamının oluşması

C) Sanat dünyasındaki kısa süreli yönelimler

D) Eleştiri yazılarının artış göstermesi ve sevilmesi

E) Eleştirmen yorumlarının tartışmaya açıklığı

(2020 - ÖSYM)

Ç özüm Q

D’de verilen “yardım umarcasına” sözünün anlamı, “yardım istercesine” biçiminde verilmelidir.

Cevap D

Parçada gerçek eleştirinin, güncel olaylarla şekillenen

kişisel yargılar değil, felsefi bir temelden hareket eden

bilimsel nitelikli yargılar olması gerektiği vurgulanıyor.

Buna göre altı çizili sözle “Sanat dünyasındaki kısa süreli yönelimler” anlatılmak istenmiştir.

Cevap C

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:28

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 3 4. FASİKÜL

Söz Öbeklerinde Anlam

II. DEYİMLER

b Deyim: En az iki sözcükten oluşan, genellikle mecaz anlam taşıyan, anlamca ve biçimce kalıplaşmış söz öbekleridir. Deyimler genellikle mastar hâlindedir.

T Eski bir arkadaşını uzun bir süreden sonra karşısında görünce

ağzı kulaklarına varmış. (Çok sevinmek )

T Bize istediğimiz parayı vermemek için ipe un serdi.

(bahaneler ileri sürmek )

T Bu yaşına kadar bir baltaya sap olamamış, farklı farklı işlere girip çıkmıştı. (Bir sanat ya da iş sahibi olmamak )

T En zor işleri tereyağından kıl çeker gibi çözer, herkesi rahatlatırdı.

(kolaylıkla yapmak )

T Söylediğin sözlerle arkadaşının kalbini kırıyorsun, ağzından çıkanı kulağın duymuyor.

(üzmek / düşünmeden kırıcı sözler söylemek )

T Bu iş kafama takıldı, sabaha kadar gözüme uyku girmedi.

(zihni meşgul olmak / uyuyamamak )

b Deyimler, genellikle mecaz anlamlıdır. Yani deyimi oluşturan sözcüklerin karşıladığı anlamla deyimin ifade ettiği anlam birbirinden farklıdır. Söz gelimi “Kök söktürmek” sözü,

“bir bitkiyi topraktan çıkarttırmak” değil, “güçlük çıkarmak, uğraştırmak”; “hapı yutmak” deyimi “ilaç içmek” değil, “kötü duruma düşmek” anlamındadır.

b Gerçek anlamlı deyimler de vardır:

T İsmi var cismi yok: Sözü edilen ancak gerçekte var olmayan

T Kimi kimsesi olmamak: Yakını, koruyucusu bulunmamak

T Yükte hafif pahada ağır: Taşınması kolay olan değerli eşya

T İyi gün dostu olmak: Sadece iyi günlerde görünme

T Özrü kabahatinden büyük: Bir suç veya kabahat için özür dilerken daha büyük suç işleyen kimseler için söylenen bir söz

T Hem suçlu hem güçlü: Gerçek suçlu kendi olduğu hâlde

başkalarını suçlamak anlamında kullanılan bir söz

b Bazı deyimler bir cümle hâlinde yargı bildirebilir:

T Dostlar alışverişte görsün.

T Halep oradaysa arşın burada.

T Elini veren kolunu alamaz.

T Ayıkla pirincin taşını.

T Armut piş ağzıma düş.

T Vur abalıya.

Bilgi

b Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Deyimi oluşturan sözcüklerin

yerine aynı anlamı karşılasa da başka bir sözcük getirilemez.

T “Baş kaldırmak” deyimi, “kafa kaldırmak”;

T “Yüzünden düşen bin parça” deyimi, “suratından düşen

bin parça” biçiminde söylenemez.

b Kimi deyimler eylem bildirir. Bu deyimler, kişiye göre çekimlenir:

T Kalbini kazanmak: Kalbini kazandı, kalbini kazanıyor..

T Burun kıvırmak: Burun kıvırdı, burun kıvırmış.

b Kimi deyimler yardımcı eylemle öbekleşmeden de deyim

olarak kullanılır.

T Çenesi düşük, içten pazarlıklı, eli açık, maymun iştahlı, gözü kara, kara cahil, deli fişek, yarım ağız, püsküllü bela...

Paylaşım

Bazı deyimler, aynı veya yakın anlamı karşılar.

T Baltayı taşa vurmak / çam devirmek / pot kırmak

T Dünya başına yıkılmak / dünya gözüne zindan olmak

T Oyuna gelmek / tuzağa düşmek

T Pişmiş aşa (soğuk) su katmak / bir çuval inciri berbat etmek

Bazı deyimler, karşıt anlamlıdır.

T Gönlünü hoş etmek / kalbini kırmak

T Eli açık / eli sıkı

T Göze girmek / gözden düşmek

T Ayağı alışmak / ayağını kesmek

T Sözü yere düşmek / sözü geçmek

Ö rnek Q 6

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde verilen durum, “içi içine sığmamak”

deyimiyle uyuşmamaktadır?

A) Çocuk, babasının elindeki oyuncağı görünce avuçlarını birbirine vura vura ona koştu.

B) Yerinde duramıyor, ne zaman gelecekler diye gözlerini saatten bir an

olsun ayıramıyordu.

C) Okullar kapandıktan sonra ailesiyle geziye çıkacağı günü iple çekiyordu.

D) Uzun bir süredir amirine söylemek isteyip de söyleyemedikleri için

fırsat kolluyordu.

E) Kalabalığın içinde gözleri ona ilişince kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başladı.

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

“İçi içine sığmamak” deyimi, “telaş, sabırsızlık, coşkunluk göstermekten

kendini alamamak” anlamındadır. D seçeneğinde söylenenler bu deyimle uyuşmamaktadır.

Cevap D

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:29

Paylaşım Yayınları

4. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Söz Öbeklerinde Anlam

b Kimi atasözleri emir kipiyle çekimlenerek doğrudan öğüt içerirken

kimi atasözleri de dolaylı öğüt içerir. Söz gelimi, “Sağlık istersen

çok yeme, saygı istersen çok deme.” atasözünde doğrudan öğüt,

“Ağaç yaşken eğilir.” sözünde ise “Eğitim erken yaşta verilmeli.”

anlamında dolaylı bir öğüt vardır.

Aşağıdaki cümlelerde geçen deyimlerin kattığı anlamları eşleştirerek belirtiniz.

1. Şirket zarar etmeye başlayınca genel müdür, dizginleri ele aldı. ı a. Her istediğini hemen yapmak

2. Toplumlar kendi sorunlarından

söz eden sanatçıları el üstünde

tutar.

f

b. Üstünlük sağlamak, yenmek

3. Önce günlük gazetelere bir göz

gezdiriyor, ardından radyoda

ajans haberlerini dinliyor.

g c. Çok yorulmak

4. Takımımız kısa sürede rakiplerini

bir bir dize getirmiş, şampiyonluğun en güçlü adayı olmuştu.

b

d. Aynı şeyleri söylemek

5. Yaşlı adam torunlarının bir dediğini iki etmiyor, onları yanından

ayırmıyordu.

a e. Titiz olmak

6. Evin her yerini temizleyeceğim

diye kan ter içinde kalmıştı.

c

f. Bir kimseyi çok

sevmek ve saygı göstermek

7. Görevliler aynı ağzı kullanıyor, durumla ilgili sınırlı bilgiler veriyor.

d

g. Derinlemesine

incelemeden

okumak

8. Yapıtlarını yazarken kılı kırk yarıyor, ustaca kurgular oluşturuyor.

e ı. İşi kendisi yönetmeye başlamak

E T K İ N L İ K 2

b Kimi atasözleri doğrudan öğüt içerir:

T Güvenme varlığa, düşersin darlığa.

T Ev alma, komşu al.

T Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.

T Bin bilsen de bir bilene danış.

T Ayağını yorganına göre uzat.

Aşağıdaki cümlelerden içinde deyim olanları işaretleyiniz.

1. Çok çalışkan ve deneyimliydi, yaptığı her işten alnının akıyla çıkmasını biliyordu.

/

2. Okulun ilk günü annelerinin elinden tutan çocuklar

şaşkınlıkla etrafı izliyordu.

3. Tarlalar arasına birkaç kişinin yürüyebileceği bir yol

açmışlar.

4. Emekli olunca dişinden tırnağından artırıp bir ev satın almıştı.

/

5. Gece gündüz demeden çalışıyor, tatile çıkmadan işleri bitirmek istiyordu.

/

6. Olay yerinde herkes telaşlıyken o kılını bile kıpırdatmıyordu.

/

7. Derste, ilgilendiği bir konu olduğunda anlatılanlara

kulak kesilirdi.

/

8. Bir şeyi öğrenmekten çok, o bilgiyi değişik durumlarda kullanmak önemlidir.

9. Çocuk, istediklerinin olmadığını görünce, tepiniyor,

yerlerde yuvarlanıyordu.

10. Dedem öyle bir konuşurdu ki âdeta ağzından bal

damlardı.

/

E T K İ N L İ K 1 III. ATASÖZLERİ

b Uzun deneyim ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş; genellikle mecaz anlamlı, kalıplaşmış, yargı bildiren özlü sözlerdir.

b Atasözleri, geniş halk yığınlarının yüzyıllar boyunca edindikleri deneyimlerden ve bunlara dayanan düşüncelerden doğmuştur.

b Atasözleri, ulusun ortak düşünce ve tutumunu belirtir, bize yol gösterir. Bir atasözüyle belgelendirilen tutumun doğruluğu herkesçe kabul edilir. Her atasözü bir genel kural niteliğindedir.

b Gerçek anlamlı atasözleri de vardır:

T Aç doymam, tok acıkmam sanır.

T Bugünün işini yarına bırakma.

T Dost bin ise az, düşman bir ise çoktur.

T Son pişmanlık fayda vermez.

T Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır.

T Dost ile ye, iç; alışveriş etme.

T Geç olsun da güç olmasın.

T Cahile laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.

b Atasözleri, genellikle mecaz anlamlıdır:

T Gülü seven dikenine katlanır.

T Allah dağına göre kar verir.

T Ateş düştüğü yeri yakar.

T Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.

T Irmaktan geçerken at değiştirilmez.

T Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

T İşleyen demir pas tutmaz.

T Deniz kenarında dalga eksik olmaz.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:30

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 5 4. FASİKÜL

Söz Öbeklerinde Anlam

Ö rnek Q 7

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi anlamca ötekilere ters düşmektedir?

A) Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır.

B) Akıl adama sermayedir.

C) Akıllı köprü arayana dek, deli suyu geçer.

D) Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.

E) Akıl olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta.

(1997 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A, B, D ve E seçeneklerinde “akıllı olmanın önemi” üzerinde durulurken

C’de “atak kişi tehlikeyi göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır.” anlamında bir atasözünün kullanılması anlamca diğerlerine ters düşmektedir.

Cevap C

Ele Aldığı Konulara Göre Atasözleri

Görgü kurallarıyla ilgili

atasözleri

El uzatılan yere dil uzatılmaz.

Eğri otur doğru söyle.

El öpmekle dudak aşınmaz.

Töre ve geleneklerle ilgili atasözleri

Misafir, kısmetiyle gelir.

Dost başa, düşman ayağa bakar.

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.

Doğa olaylarıyla ilgili

atasözleri

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek

yaktırır.

Yazın ayransız, kışın yorgansız olmaz.

Dut yaprağını açtı, soyun dökün, giyin.

İnanışlarla ilgili atasözleri

Akacak kan damarda durmaz.

Baykuşun kısmeti ayağına gelir.

Allah kulunu kısmeti ile yaratır.

Ekonomik kavramlarla ilgili atasözleri

Ak akçe kara gün içindir.

İşten artmaz, dişten artar.

Sakla samanı, gelir zamanı.

Sosyal olay ve konularla ilgili atasözleri

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.

Danışan, dağı aşmış; danışmayan,

düz yolda şaşmış.

Sel önünden kütük alınmaz.

b Kalıplaşmış sözler olduğu için atasözlerinin sözcükleri değiştirilemez, atasözlerinin sözcüklerinin değiştirilmesi anlatım bozukluğuna yol açar.

T Örneğin, “Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar.” atasözünü “Dağ ne kadar yüksek olsa yol üstünden aşar.” biçiminde kullanmak yanlıştır.

b Kimi atasözleri dolaylı öğüt içerir:

T Her ağaçtan kaşık olmaz.

T İki at bir kazığa bağlanmaz.

T Kapısını büyük açan, misafire katlanır.

T Kaymağı seven, mandayı yanında taşır.

T Damlaya damlaya göl olur.

Bazı atasözleri, aynı veya yakın anlamı karşılar.

T Hazıra dağlar dayanmaz. / Sıcağa kar mı dayanır?

T Körle yatan şaşı kalkar. / Topalla gezen, aksamak öğrenir.

T Yalnız taş, duvar olmaz. / Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

T Paça ıslanmadan balık tutulmaz. / Zahmetsiz rahmet olmaz.

T Keskin sirke küpüne zarar verir. / Öfkeyle kalkan zararla oturur.

Bazı atasözleri, karşıt anlamı karşılar.

T Damlaya damlaya göl olur. / Taşıma suyla değirmen dönmez.

T Fazla mal göz çıkarmaz. / Azıcık aşım ağrısız başım.

T Söz gümüşse, sükût altındır. / Sükût ikrardan gelir.

T Düşenin dostu olmaz. / Dost kara günde belli olur.

T Erken kalkan yol alır. / Acele işe şeytan karışır.

T Öfke baldan tatlıdır. / Öfke ile kalkan zararla oturur.

Atasözleri ile Deyimler Arasındaki Farklar:

b Deyimler, bir durumu, olayı ya da varlığı tasvir etmek, açıklamak,

ifade etmek amacıyla yararlanılan kalıplaşmış söz gruplarıdır.

b Deyimlerde kesin hüküm, öğüt, yol göstericilik yoktur. Bu yüzden

genel kural oluşturmazlar. Atasözleri ise kesin bir yargı bildirirler.

b Atasözleri bir gözlem ve tecrübenin sonucunda ortaya çıkmıştır. Herkesçe benimsenen bir yargıyı dile getirir.

b Bazı olaylardan ders almayı sağlar, ahlaki öğüt verir.

T “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.” sözü ders verdiği için atasözüdür.

T “Burnu havada olmak” sözü ise öğüt verme amacı taşımadığı için deyimdir.

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:31

4. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

TEST Söz Öbeklerinde Anlam

BAŞARI İZLEME TESTİ

Sözcüğün deyimleşmesi için, kullanıldığı sözcüklerle birlikte öbek oluşturması ve farklı bir anlamı karşılaması gerekir. Buna göre “el” sözcüğü, D’de verilen “elinden gelmek” sözünde bir deyim içinde yer almıştır.

Cevap D

2. Aşağıdakilerin hangisinde “el” sözcüğü bir deyim içinde yer

almıştır?

A) Karlı yolda yürürken tam düşüyordum ki elimten tutup beni

kurtarmıştı.

B) Masanın üzerindeki haritaya elini koyup gezeceği yerleri bir

bir göstermişti.

C) Tezgâhtaki telefonu eline aldı, detaylıca inceledi.

D) Onun elinden her iş gelirdi, kısa sürede dükkânı büyütmüş; ek

işler yapmaya başlamıştı.

E) Et doğrarken elini kesmiş, kan akıncaya kadar elini kestiğini

fark etmemişti.

“Ak akçe kara gün içindir.” sözünün anlamı, “Tasarruflu olma” değil, “ihtiyaç anında eldeki parayı kullanma”dır.

Cevap E

3. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi birlikte verilen tutum ya da

davranışla anlamca uyuşmaz?

A) Bir elin nesi var iki elin sesi var. - Birlik olma

B) Kuşkulu uyku evin bekçisidir. - Tedbirli olma

C) Çoğu zarar, azı karar. - Ölçülü olma

D) Tekkeyi bekleyen çorbayı içer. - Sabırlı olma

E) Ak akçe kara gün içindir. - Tasarruflu olma

I. atasözü, E; II. atasözü, D; III. atasözü, A; V. atasözü, B seçeneğiyle ilişkilendirilebilir. IV. atasözü, “kurnaz kişiler aynı iş üzerinde karşılaşırlarsa

birbirlerini aldatabilirler, bu durum ikisi için de tehlikelidir” anlamındadır.

Dolayısıyla C seçeneğiyle ilişkilendirilemez.

Cevap C

III numaralı sözün anlamı “belli bir kalıba göre yazılmak” değil, özgünlüğü yakalamaktır.

Cevap C

5. Şiirlerimi kata kata değil, ata ata yazıyorum. Elbette sözcük ekonomisini çok da abartmadan... Hiçbir zaman, soyut, anlamsız sözlere meyletmedim; bulanıklığı derinlik sayan bir anlayış benimsemedim. Dizelerimin bir su gibi duru olmasını, kendi yatağını bulup

orada akmasını ve okuyanın gönlünde fırtınalar koparmasını istedim. Yıllar sonra zamanın eleğinden geçen birkaç şiirim antolojilerde yer alır, adımı yaşatırsa kendimi başarılı olmuş sayacağım.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerle ilgili olarak aşağıdaki

açıklamalardan hangisi yanlıştır?

A) I. söz: Gereksiz sözlere yer vermemek

B) II. söz: Anlaşılmaz sözlere yer vermeyi anlatımsal yoğunluk

sanmak

C) III. söz: Belli bir kalıba göre yazılmak

D) IV. söz: Okuru duygusal olarak etkilemek

E) V. söz: Kalıcılığı yakalamak

I

II

III

IV

V

III numaralı “soğuk” sözcüğü, “itici olan, yakınlık kurulamayan” anlamına

gelmektedir. Dolayısıyla “yetersiz” sözcüğüyle ilişkilendirilemez.

Cevap C

1. Ünlü sanatçı, insan ruhunun derinliklerini mercek altına aldığı (değerlendirdiği) yapıtlarıyla seçkin bir okur kitlesinin ilgisini çekmiştir.

Kabullenen, söylediklerini tasdik için kafa sallayan (her söylediğini onaylayan) okur tipini benimsememiştir. Bildiklerinizin tekrarından hoşlanan bir edebiyat anlayışına sahipseniz onun yapıtları size soğuk (yetersiz) gelecektir. Çünkü onun yapıtları sizin yaşama

bakışınızı yeniden gözden geçirmenizi (doğruluğunu ya da yanlışlığını sorgulamanızı) sağlar. Ön yargı duvarlarıyla çevrelenen (peşin yargılarla oluşturulan) görüşlerinizi sarsar.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisi ayraç içinde verilen açıklamasıyla anlamca uyuşmamaktadır?

A)  I B)  II C)  III D)  IV E)  V

I

II

III

IV

V

4. I. Bir koyundan iki post çıkmaz.

II. Her ağaçtan kaşık olmaz.

III. Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

IV. İki cambaz bir ipte oynamaz.

V. Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.

Aşağıdaki açıklamalardan hangisi, yukarıdaki atasözleriyle

ilişkilendirilemez?

A) Öyle durumlar vardır ki durumu yaşayan kimseyi rahatsız eder,

uzaktan bakan ise ona imrenir.

B) Büyük çıkar sağlanan yerden ufak tefek özveriler esirgenmemelidir.

C) Bir kimse iki işi aynı anda yapamaz, ancak tek işte başarılı olabilir.

D) Özelliği bulunan bir iş için herhangi bir kimse ve herhangi bir

şey kullanılmaz.

E) Bir kimseden verebileceği kadar şey alındıktan sonra dolambaçlı

yolla aynı şeyi bir daha almaya çalışmak, boşuna emek sarf

etmektir.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:32

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 7 4. FASİKÜL

TEST BAŞARI İZLEME TESTİ

A’da “yüzünden düşen bin parça” sözü, “öfke ve üzüntüden kaynaklanan

sıkıntıyla suratı asık olmak” anlamındadır ancak cümlede bu anlam yoktur.

Cevap A

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, açıklamasıyla birlikte verilmemiştir?

A) Yüzünden düşen bin parçaydı; kimseyle görüşmek, konuşmak istemiyordu.

B) Yaşlı adam, askerlik anılarını ağzından düşürmez, sürekli anlatır dururdu.

C) Onu yaşadığı onca sıkıntıdan sonra karşımda görünce o kadar şaşırdım ki gözlerime inanamadım.

D) Kendini başkalarından sürekli üstün gören, insanlara tepeden

bakan bu adamı kimse sevmiyordu.

E) Son giriştiği işte çok büyük zararlar etmiş, ağzı yanmıştı. Parçada sözü edilen yazarların geçmişi değerlendirirken o dönemki koşulları dikkate almadıklarından söz ediliyor. Buna göre altı çizili sözle anlatılmak istenen B’de verilmiştir.

Cevap B

10. Son dönemde tarihe ve tarihte yaşamış kişilerin yaşamlarına dair pek çok roman, öykü, araştırma vs. yazıldı, yazılıyor. Ancak bu

yapıtlarda geçmiş, anlatılmıyor âdeta yargılanıyor. Oysa geçmişe

bugünün gözlükleriyle bakmak, yaşanmış bütün değişimleri ve

onların sonunda ortaya çıkan olguları bilgiç bir edayla eleştirmek

düpedüz işgüzarlık olmuyor mu?

Bu parçada altı çizili sözle, sözü edilen yazarlarla ilgili olarak

anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Geçmişle içinde bulunulan zamanı karşılaştırmadan yargılarda bulundukları

B) Yaşananları o döneme ilişkin koşulları dikkate almadan değerlendirdikleri

C) Geçmişi bilimsel değil, kişisel yargılarla ele aldıkları

D) Geçmişteki önemli olaylardan çok gereksiz ve önemsiz ayrıntılara odaklandıkları

E) Yaşananları, kendi dünya görüşlerine göre değiştirerek ele aldıkları

Parçada yazarın, yapıtlarını genellikle kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı söylendiğine göre belirtilen sözle “yapıtlarında kendi yaşadıklarını ele

almak” anlatılmak istenmiştir.

Cevap E

6. Roman, öykü ve anlatı türündeki yapıtlarıyla tanıdığımız sanatçı,

edebiyatını da kendinden yola çıkarak kuran yazarlardan. Fakat

son kitabında bu yaklaşımından özellikle uzak durmak istemiş,

çocukluğun o kendine has muhteşem dünyasını görünür kılmak

için kendini özellikle geri çekmiş. Ancak yapıtta, doğayla piyanosu aracılığıyla iletişim kuran ve kitaplar yazan anneannenin, yazarın iz düşümü olduğunu okurları sezecektir.

Bu parçada geçen “edebiyatını kendinden yola çıkarak kurmak”

sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yapıtlarında yaşamı olduğu gibi ele almak

B) Yapıtlarında geçmişe dair olayları ve ayrıntıları ele almak

C) Toplumsal sorunlara dair kendi görüşlerini yansıtmak

D) Yapıtlarını, nesnel değil, kişisel bir anlatımla biçimlendirmek

E) Yapıtlarında kendi yaşadıklarını ele almak

Parçada konuşan yazarın, kendi yetenek ve bilgisiyle ayakta durmak istediğini, özgünlüğü önemsediğini vurgulamaktadır. Dolayısıyla parçada

yazarın özgünlüğü üzerinde durulmuştur.

Cevap B

7. Şiirlerimi yazarken ilk zamanlar birkaç yazardan etkilendiğim, bir

iki topluluğun anlayışına benzer şiirler yazdığım oldu. Ancak hiçbir zaman, sesimin koroda kaybolmasını istemedim. Şiirin bir kişilik sanatı olduğuna, şairin var olmak için yalnız başına yürümesi gerektiğine inandım.

Bu parçada geçen “sesimin koroda kaybolmasını istemedim” sözüyle sanatçının hangi özelliği anlatılmak istenmiştir?

A)  İçtenliği B) Özgünlüğü C) Yetkinliği

D) Yalınlığı E) Akıcılığı

E’de birinci cümlede geçen “el ele vermek” sözü “birlikte davranmak, bir konuda birleşmek” anlamında kullanılmaktadır. Bu söz ikinci cümlede yoktur.

Cevap E

9. Aşağıdakilerin hangisinde ikinci cümle, birinci cümlede kullanılan deyimin anlamını içermez?

A) Sen ortaklıkla ilgili onların nabzını yokla, ben de sermaye bulmaya çalışayım.

Ne yapıp edip insanların eğilimlerini ve niyetlerini anlıyor, ona

göre stratejilerini belirliyor.

B) Emekli olduktan sonra kabuğuna çekilmiş, yarım kalan romanını yazmaya koyulmuştu.

Yıllardır dış dünyayla iletişimini kesen bu adam ailesiyle de

görüşmüyordu.

C) Yaptığı inanılmaz numaralarla işin içinden sıyrılmayı başardı.

Bu karmaşık ve can sıkıcı durumdan kendini kurtardı.

D) Baskı öncesi ince eleyip sık dokuyor, hata olmamasına özen

gösteriyordu.

O kadar titiz çalışıyordu ki yaptığı işleri en baştan bir kez daha yapıyordu.

E) Köylüler el ele vermiş, bozkırın ortasında bir cennet kurmuştu.

Yalnız başına kalınca bu kadar zor bir işin üstesinden gelmek

kolay olmadı.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:33

Paylaşım Yayınları

4. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

A’da “zaman zaman”, “bazen”; B’de “bakış açısından”,“penceresinden”;

C’de “kaçınmak”, “Sakınmak”; E’de “araç”, “vesile” sözüğünü anlamca

karşılamaktadır. D’de bu sözcüklerden herhangi birini karşılayacak bir

kullanıma yer verilmemiştir.

Cevap D

14. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bu parçadaki altı çizili sözlerden herhangi birisini karşılayacak bir kullanım yoktur?

A) Onunla zaman zaman bu kasabaya gelir, kasabanın tarihî yerlerini gezeriz.

B) Sinema, onun kendini ifade edebileceği en uygun araçlardan

biridir.

C) Genç şair, şiirlerinde soyut ve anlamsız imgelere yer vermekten daima kaçınır.

D) Birkaç gündür oldukça telaşlı görünüyor, bir şeyler gizlediğinden eminim.

E) Olayı onun bakış açısından yorumlarsan ona sen de hak verirsin.

Parçada yazarın; görüşlerini yansıtmak için kişilerini özellikle kurguladığı, kendi görüşlerini onların üzerinden verdiği anlatılıyor. Buna göre verilen sözle D’de verilenler anlatılmak istenmiştir.

Cevap D

15. Bu parçada “iplerini elinde tuttuğu birer kukla” sözüyle yazarın

romanlarındaki kişilerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

anlatılmak istenmiştir?

A) Belli bir kurguya bağlı kalmadan bağımsız hareket ettikleri

B) Yazarın yaşamından izler taşıdıkları

C) Bireysel değil, toplumsal kaygılarla hareket ettiklerinden belli

bir misyona sahip oldukları

D) Yazarın, görüşlerini aktarmak için birer araç konumunda oldukları

E) Yazarın önceden belirlediği kurgu planını bire bir yansıttıkları

13. Aşağıdakilerin hangisinde deyim, anlamına uygun bir biçimde kullanılmamıştır?

A) Bu küçük kasabada akşam oldu mu el ayak çekilir, sokakta

kimse kalmazdı.

B) O sevdiği kişilere gönül açmaz, yaptıkları ufak tefek kusurları

hoş görürdü.

C) Her zaman yapılacak yeniliklere ayak direr, onları kolay kolay

benimsemezdi.

D) Onların, dükkânlarını kapatıp başka bir ile taşınacağı bir yerlerden kulağıma çalındı.

E) Tarlada akşama kadar sıcakta çalışmaktan canımız çıkıyor.

B’de “gönül açmak” sözü, “insanın iç sıkıntısını gidermek” anlamındadır.

Dolayısıyla cümledeki anlamı ve kullanımı hatalıdır.

Cevap B

“metni kaldıramayacağı yüklerden arındırmak” sözüyle anlatılmak istenen

“konuyla ilgisi olmayan bölümlere yer vermemek”tir.

Cevap D

11. Gazetede yazmak, öykülerin her birini bana ayrılan bir sayfaya yerleştirmemi gerektiriyordu. Bu zorunluluk, metni kaldıramayacağı

yüklerden arındırmamı sağladı. Zamanla bu yöntemin yazıyı açık

ve kolay okunur hâle getirdiğini gördüm.

Bu parçada “metni kaldıramayacağı yüklerden arındırmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Her konuya değinmek yerine belli konuları ele almak

B) Toplumun en çok duyarlık gösterdiği konuları ele almak

C) Karmaşık konulardan çok, kolay anlaşılabilecek konulara yönelmek

D) Konuyla ilgisi olmayan bölümlere yer vermemek

E) Okurların anlama düzeyini aşan konulara yer vermemek

“metnin kalın örtüsünü kaldırma zahmetine katlanmayan” sözüyle “yüzeysel okumayla yetinen, “metnin altını bir madenci gibi kazan” sözüyle de

“yeni ayrıntılar yakalamaya çalışan” anlatılmak istenmiştir.

Cevap A

12. Yazar, yapıtlarında her şeyi açıkça anlatmıyor. Bu da onun yazılarını anlamayı zorlaştırıyor. Onun yapıtları metnin kalın örtüsünü

kaldırma zahmetine katlanmayan okura değil; metinde söylenmemişi arayan, metnin altını bir madenci gibi kazan okura seslenir.

Bu parçadaki altı çizili sözlerle, okurlarla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Yüzeysel bir okumayı yeterli sayan - yeni anlamlar ve ayrıntılar yakalamaya çalışan

B) İlgi çekici yapıtları okumaya alışkın olan - derine inmeden yalnızca yazarın anlattıklarıyla yetinen

C) Her düzeyde metni okuyan - yazarın anlattıklarını sorgulamadan kabullenen

D) Araştırarak ve bilgi edinerek okuyan - sorgulamadan ve eleştirmeden benimseyen

E) Metnin tamamını değil, bir kısmını okuyan - ayrıntılı bir okuma

yapmayan

Yapıtlarında, bazen anlatıcıyı geri çeker yazar, anlatıyı karakterlerden

birisinin penceresinden aktarır. Amacı didaktik bir anlatımdan sakınmaktır. Ancak romanlarının kırılgan yönü tam da burasıdır. Çünkü ne

kadar geri çekilse de roman kişilerinin uzun konuşmalarının ardındaki anlatıcının varlığı/kimliği bellidir. Konuşan kahraman değil, yazardır. Söz alan bütün roman kişileri yazarın iplerini elinde tuttuğu birer

kukladan ibarettir. Onlar kendi başına var olmaz, yazarın dünya görüşünü aktarmak için birer vesiledir.

14 - 15. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:34

TYT / TÜRKÇE 1 5. FASİKÜL

5.

FASİKÜL

Cümlede Kavramlar ve Duygular - I

CÜMLEDE ANLAM

TÜRKÇE

Paylaşım Yayınları

Öznellik,

Nesnellik Üslup İçerik Değerlendirme Eleştiri,

Öz Eleştiri Karşılaştırma Neden-Sonuç

İlişkisi

Amaç-Sonuç

İlişkisi

Koşul-Sonuç

İlişkisi

Cümlede Kavramlar ve Duygular

CÜMLEDE ANLAMI

b Cümle, bir duygu ya da düşünceyi yargı bildirerek anlatan sözcük veya sözcük dizisidir. Cümleler, anlamlı bir bütün oluşturarak paragrafı meydana getirir.

b Cümlede anlam konusu “cümlede kavramlar ve duygular, cümle yorumu” olmak üzere iki başlık altında işlenecektir.

ÖZNELLİK - NESNELLİK

b Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiye göre değişen, geçerliliği herkes

için farklı olan, kanıtlanabilirliği olmayan yargılara öznel yargı denir.

T Edebiyatta en etkili anlatım yolu her zaman şiir olmuştur.

T Okulların açılmasının bir hafta ertelenmesi çok iyi oldu.

T Yazar, son öyküsünde aile kavramını oldukça şaşırtıcı bir kurguyla ele alıyor.

T Sanattan ulaşıma hayatın her alanını etkileyen korkutucu salgın,

sinema dünyasında da planları altüst ediyor.

b Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiye göre değişmeyen, geçerliliği herkes için aynı olan, kanıtlanabilir yargılara nesnel yargı denir.

T Türkiye’de yıllık elektrik tüketimi geçen yıla göre %10 arttı.

T Şair, son şiirlerinde aile kavramı üzerinde durmaktadır.

T İlk köy romanı Tanzimat Dönemi’nde yazılmıştır.

T Türkçede, İngilizceden geçen birçok kelime bulunmaktadır.

T Daha önce kısa metrajlı birkaç filmde rol alan Mari Gilbert, bu

ay gösterime giren bir filmde başrol oyuncu olarak görev almış.

Cahit Sıtkı Tarancı ve mektuplarını konu edinen aşağıdaki cümlelerden öznel olanların karşısındaki kutunun içine Ö, nesnel

olanların ise N yazınız.

1. Cahit Sıtkı, edebiyat tarihimizde “şair” olarak yerini almış olmakla birlikte edebiyatın diğer türlerinde de eserler vermiş bir sanatçıdır.

N

2. Öğretmenlere duyduğu sonsuz hayranlık hisleri, şairi

yer yer bir iç hesaplaşmasına götürmüştür.

Ö

3. Tarancı’nın, yakın arkadaşı Ziya Osman’a yazdığı elli

dokuz mektup, ölümünden sonra Ziya’ya Mektuplar

adıyla yayımlanmıştır.

N

4. Kardeşi Nihal’e yazdığı 26.12.1929 tarihli mektubunda

şair, kendisini acımasızca eleştirir.

Ö

5. 1935 ile 1954 yılları arasında kaleme alınmış mektupların yazılma sıklığı, iki sanatçı arasında düzenli bir yazışmanın varlığını ortaya koyuyor.

Ö

6. Yaradılışı gereği kimseyi incitmek istemeyen şair, bu yönünü mektubunda kendini bir muma benzeterek anlatır.

Ö

7. Bu mektuplarda, yatılı okula başladığı ilk günlerde deneyimsiz bir insanın çaresizliğini yansıtan duygular var.

Ö

E T K İ N L İ K 1

Beğenme ya da beğenmeme sözleri, benzetme ve kişileştirme gibi söz sanatları bir cümlenin öznel olmasını sağlayan ögelerdir.

T Bu romanda, 1950 Türkiye’sinde yaşananlar başarılı bir şekilde yansıtılmış.

T Sabahları şehir merkezi karınca yuvası gibi hareketliydi.

T Ürgüp denince taşın güneşle arkadaşlığı, rüzgârla dansı akla gelir.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:35

5. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Cümlede Kavramlar ve Duygular - I

Paylaşım Yayınları

b “Aşağıdakilerden hangisi ‘kanıtlanabilirlik’ bakımından farklıdır?” şeklinde bir soruyla

karşılaşıldığında cümleler “nesnellik” ve “öznellik” bakımından incelenmelidir.

I. Portakal yetiştiriciliğinde ilk sırada gelen ilimiz, Antalya’dır. (Kanıtlanabilir yargı)

II. Antalya, temiz ve kilometrelerce uzayan kumsallarıyla her turisti kendine hayran

bırakır. (Kanıtlanamaz yargı)

b Öznel ifadelerin başına “bence, bana göre” ifadeleri getirilebilir.

T (Bana göre) Sanat, yaşamı güzelleştirme çabasıdır.

b Bir cümledeki bilginin yanlış olması, o cümlenin nesnelliğini etkilemez.

T Cumhuriyet Dönemi’nin ilk şiir topluluğu “Beş Hececiler”dir. (Yanlış bilgi - nesnel yargı)

Ö rnek Paylaşım Q 1

(I) “Haldizen 12 km, Balıklıgöl 17 km” yazan tabelayı geçeli yarım saat oldu. (II) Sağımda köpürerek akan bir dere; ceviz, kestane, ladin, kayın ve

göknar ağaçlarından oluşan yeşil bir orman örtüsüyle çevrili vadi uzanıyor. (III) Her dönemeçte

başka bir dere, köpüren sulara karışıyor. (IV) Bazen küçük, bazen de büyük şelaleler oluşturarak

Haldizen Deresi’yle bütünleşiyor sular. (V) Giderek alışıldık bir görüntü olup çıkıyor çağlayanlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznel bir yargıya yer verilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

I, II, III ve IV. cümlelerde tamamen gözleme dayalı

bir anlatım vardır ve anlatıma yorum katılmamıştır. Bu yüzden bu cümleler, nesneldir. V. cümlede

ise gözlemler yorumlanarak aktarılmıştır. Bu yüzden V. cümlede öznel bir yargıya yer verilmiştir.

Cevap E

Ö rnek Q 2

Aşağıdaki yargılardan hangisi kişisel düşünce içermemektedir?

A) Engin denizlerde, dünyanın gürültüsünden patırtısından uzak, düşsel bir adanın şiiriyle büyülenmemiş insan sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.

B) İnsanoğlu yüzyıllardır mutluluk, dirlik, düzenlik, ölümsüzlük yönündeki özlemlerini çoğunlukla uzak bir ada görüntüsüyle dile getirmeyi seçmiştir.

C) Kendini ıssız bir adada en çetin güçlüklerle karşı karşıya düşünen, parklarda Robinsonculuk oynayan çocuklar bugün de var.

D) Bir edebiyat yapıtında anlatılan olayın yeri olarak değerlendirilen ada, yalnızlığın sembolü

olmasıyla coğrafyacının veya haritacının adasından farklıdır.

E) Coğrafyacı açısından ada; konumu, yüzey şekilleri, yüz ölçümü, nüfusu ve iklimi incelenecek her yanı suyla çevrili bir kara parçasıdır.

(2018 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A seçeneği, “düşsel bir adanın şiiriyle büyülenmemiş” sözünden, B seçeneği “çoğunlukla uzak

bir ada görüntüsüyle dile getirmeyi” sözünden, C seçeneği, “kendini ıssız bir adada en çetin güçlüklerle karşı karşıya düşünen” sözünden, D seçeneği, “yalnızlığın sembolü olmasıyla” sözünden

dolayı kişisel düşünce içermektedir. E seçeneği ise kişisel bir düşünce içermemektedir.

Cevap E

ÜSLUP (BİÇEM)

b Üslup (biçem), sanatçının dili kullanış biçimi, anlatıma (söyleyiş) dair nitelikleri, kelime seçimi, cümle kuruluşu vb. özelliklerdir. Üslupla ilgili yargılar “Bu yapıt, nasıl yazılmıştır?”,

“Yazar konuyu nasıl anlatıyor?” sorusuna cevap verir.

T Yazar, roman kişilerini ağır bir dille betimlerken onların yaşadıkları çevreyi ve sosyal konumlarını dikkate almamış.

T Şair, dönemin modasına uyarak imgenin etkisiyle soyut ifadelere fazlaca yer vermiş.

T Öykü, sayfalar ilerledikçe masalsı tonunu kaybetmediği gibi bir dizi fantastik olaya da

açılıyor.

T Seçilen sözcüklerin çağrışım değeri taşıması, şiiri yoğun ve değerli kılan bir özelliktir.

T Sanatçı, eserinde gerçekleri kısa, sade cümlelerle dile getirmiş.

b “Anlatım, söyleyiş, dil” vb. sözcükler,

üslupla ilgili yargıları bulmada önemli ipucudur. Bu sözcüklerin geçtiği bir

cümle, büyük olasılıkla üslupla ilgili bir yargıdır.

T Genç yazar, akıcı anlatımıyla

okurların büyük beğenisini kazanmış görünüyor.

T Ünlü yazar, pürüzsüz söyleyişiyle deneme türünün usta yazarlarından olduğunu bir kez daha göstermiş.

T Karartma Geceleri yazarın dilinin

yalınlığını örneklemekle kalmaz,

böyle bir dilin kullanılmasının gerekliliğini de savunur.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:36

TYT / TÜRKÇE 3 5. FASİKÜL

Cümlede Kavramlar ve Duygular - I

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 3

(I) 1970 Luanda doğumlu Gonçalo Manuel Tavares, Portekiz’in edebiyat dünyasına kazandırdığı

parlak bir yazar olarak gösteriliyor. (II) Edebiyat

kariyerine 2001’de başlayan Tavares’in roman,

şiir, tiyatro oyunu ve çeşitli anlatılardan oluşan

kitapları 36 dile çevrilmiş; 51 ülkede yayımlanmış ve farklı ülkelerde pek çok saygın edebiyat

ödülüne değer bulunmuştu. (III) Tavares yazmanın yanı sıra Lizbon Üniversitesinde epistemoloji

dersleri de vermiştir. (IV) Sanatçının 2003-2007

yılları arasında tamamladığı Krallık dörtlemesinin ilk üç romanı önceki yıllarda Türkçeye çevrilmişti. (V) Dördüncü roman Teknik Çağında Dua

Etmeyi Öğrenmek de bu dörtlemesinin son romanı olarak yakın zamanda yayımlandı. (VI) Bu

dört kitapta Tavares, işlenen kavramlar açısından birbirini tamamlar nitelikli bazı karakterler

üzerinden şiddete teslim olan, iradesini yitiren,

kaderini başkalarının ellerine bırakan toplumlarda bireylerin çürümesini anlatıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde Tavares’in eserlerinin içeriğiyle ilgili bilgi verilmiştir?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

VI. cümle, “Bu dört kitap, ne anlatıyor?” sorusuna “şiddete teslim olan, iradesini yitiren, kaderini

başkalarının ellerine bırakan toplumlarda bireylerin çürümesini anlatıyor” şeklinde cevap verdiğinden bu cümlede Tavares’in eserlerinin içeriğiyle

ilgili bilgi verilmiştir.

Cevap E

İÇERİK (KONU)

b Bir eser için sorulan “Bu eserde ne anlatılıyor?” veya “Yazar eserinde ne anlatıyor?” sorusunun cevabı, “içerik”tir. Sanat eserlerinde ele alınan düşünce ve duygulardan söz eden

yargılar, içerikle ilgili cümlelerdir. Muhteva, tema kavramları içerik ile ilgilidir.

T Yazar bu romanında küçük bir sahil kentinde yaşayan üç bireyin ilginç yaşam öyküsünü anlatıyor.

T Şiirlerinde sık sık ölüm temasını işleyen şair, bu kez okurlarını şaşırtarak bir bayram sevincini yaşayan çocukların duygularına yer veriyor.

T Şair, bu şiirde “akşam olmakta” sözüyle yaşlanmanın insana verdiği hüznü sezdirmektedir.

T Halide Edip, bazı romanlarında giyimde Batı’ya özenme üzerinde durmuştur.

T Sanatçı, ikinci hikâye kitabı Acenta Mirza’da hikâyelerinin merkezine yine kırsal kesimi alır.

T Yazar, kahramanları aracılığıyla hayatın anlamıyla ilgili daha derin felsefi arayışlar peşinde olduğu mesajını açıkça verir.

T Yazar, feodal sistemden kapitalist sisteme geçiş sürecinde yaşananları anlatır.

T Bu kitapta ırgatların hayatta kalabilmek için verdikleri mücadeleyi anlatan, Güneydoğu

ve Doğu Anadolu’da geçen dört hikâye vardır.

Aşağıdaki cümlelerden içerikle ilgili olanları belirleyiniz.

1. Kitaptaki manzumelerin bir özelliği de bestelenmeye, notaya dökülmeye uygun olmalarıdır.

/ 2. Kahraman anlatıcının bakış açısıyla oluşturulan bu hikâyelerde belli bir olay yoktur ancak birinde ağa-köylü çatışmasına yer verilmiştir.

3. O, çoğunlukla mizahi anlatım tutumuyla kaleme aldığı eserlerinde oldukça geniş bir kişi kadrosuna yer vermiştir.

/

4. Yazar, bu makalede “tip” terimi üzerinde kısaca durduktan sonra Hüseyin Rahmi’nin romanlarında Batılılaşma meselesinin Türk insanına yansıyışının boyutlarına değiniyor.

/

5. Yazar, son bölümde Şık, Mürebbiye, Şıpsevdi, Billur Kalp adlı romanların yayım serüvenleri ve özetlerini verdikten sonra bu romanları

kişileri açısından değerlendiriyor.

E T K İ N L İ K 3

D Y

D Y

1 2

D Y

3 4

“Halil Soyuer, halk ağzıyla oluşturduğu şiirlerini bir demet hâlinde Akşamüstü’nde bir araya getirmiştir.” cümlesi üslupla ilgili bir yargıdır.

“O, hece veznini Beş Hececilerin bıraktığı yerden bugüne başarıyla getirmesini bilen bir şairdir.” cümlesi öznel bir cümledir.

“Kitaptaki manzumelerin en belirgin

özelliği, halk şiirinin öz ve biçim özelliklerini taşımasıdır.” cümlesi üslupla ilgilidir.

Aşağıdaki cümlelerde her doğru (D) yanıt 7 puan olarak değerlendirilecektir. Buna göre çıkış kapılarından alınacak puanları belirleyiniz.

E T K İ N L İ K 2

Cevap  14 Cevap  0 Cevap  7 Cevap  0

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:37

5. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Cümlede Kavramlar ve Duygular - I

Paylaşım Yayınları

DEĞERLENDİRME

b Herhangi bir sanatsal ürünün ya da sanatçının ele alınıp onunla ilgili görüşlerin paylaşıldığı cümlelerdir.

T Ayşe Sarısayın’ın Yarım Kalmış Bir MS Öyküsü’nün giriş cümlesi olan “Çamaşır sepeti orada, kapının arkasında.” cümlesine bakılırsa anlatıcı, büyük ihtimalle bir kadın ve

öykü, anılarla ilgili.

T Çok verimli bir edebiyat yaşamı olan sanatçı, yayımladığı günlüklerle de edebiyatımıza bir renk katmış oldu.

ELEŞTİRİ - ÖZ ELEŞTİRİ

b Genellikle bir sanatsal ürünü, bir kişiyi, bir olayı ya da bir durumu bütün yönleriyle inceleyip olumlu ve olumsuz yönleri ortaya koymaya “eleştiri” denir.

b Eleştiri cümleleri, olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılır:

b Olumlu eleştiri: “Beğenme, takdir etme” anlamı taşıyan eleştiri cümleleridir.

T Bu öyküde yazar, toplumsal olaylar ile kristalin kimyasal yapısı arasında ilginç bağlar kurmuş.

T Yazarın ironi dolu dili, okurun ilgisini son sayfaya kadar canlı tutuyor.

T Yazar, makalesinde toplumun büyük kesimlerini ilgilendiren sorunlara ikna edici çözümler sunuyor.

b Olumsuz eleştiri: “Beğenmeme” bildiren eleştiri cümleleridir.

T Yazarın gerçek yaşamdan sunduğu kesitler, inandırıcılıktan uzaktır.

T Yazar, geleneksel edebiyatın devamı olmak isterken ne yazık ki hep tekrara düşmüş.

T Yazarın yüzeysel bilgilere dayanarak yaptığı ruh bilimsel çözümlemelerin romanda hiçbir işlevi yok.

b Öz eleştiri: Bir kişinin, topluluğun kendi kusurlarını itiraf etmesidir.

T Bazı zamanlar insanları yanlış anlayarak kalplerini kırabiliyorum.

T O yıllarda şiir yazma adına acemice dizeler oluşturduğumu şimdi daha iyi fark ediyorum.

T Sınıf olarak resim öğretmenimize haksızlık ettiğimizi geç de olsa anlamıştık.

T Edebiyatın gündemini okurlarımıza sıcağı sıcağına aktaran bir dergi çıkaramamıştık.

b Bir kişinin kendisiyle ilgili olumlu ifadeleri öz eleştiri olmaz. Öz eleştiri, mutlaka kişinin

olumsuz bir yönünü itiraf etmesiyle oluşur.

T İlk romanım, yayımlanır yayımlanmaz eleştirmenlerin dikkatini çekmişti.

T Kazandığım ödüllerin sayısını, inanın, ben de bilmiyorum.

Bu cümleler öz eleştiri cümlesi değildir.

Paylaşım

Aşağıdaki cümlelerden değerlendirme

içerenleri belirleyiniz.

1. Sanat insan ürünü olduğundan

ona yüklenen değer de kişiden

kişiye değişir.

/

2. Bu öykülerdeki kadınlardan ve

kadın anlatıcılardan söz ederken

her öykünün bir anlatıcısı olmadığına da dikkat çekmek gerek.

/

3. Yazar, kitabının arka kapağına

romanların yazıldıkları dönemlere göre tasnifini gösteren bir

çizelge koymakla iyi etmiş.

4. Sanat ürünleri, Antik Çağ’dan

bu yana insanı heyecanlandırarak kendisini bir başkasının yaşamı ile bir görebilmesini sağlamıştır.

E T K İ N L İ K 4

Ö rnek Q 4

(I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel

aşk romanı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladığını haber veren bir

anonsla biter. (III) Her ne kadar ilk bakışta aşk

romanı gibi görünse de günahın ve kavuşmanın

değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, zaman

ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Huzur,

hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine çok eski, çok köklü bir kentin,

İstanbul’un, Boğaziçi’nin romanıdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde değerlendirme söz konusu değildir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

(2011 - ÖSYM)

Ç özüm Q

“Huzur” romanıyla ilgili I. cümlede Berna Moran

ve Fethi Naci’nin; III, IV ve V. cümlelerde parçanın

yazarının değerlendirmeleri verilmiştir. II. cümlede “Huzur” romanına yönelik bilgiler verilmiş ama

bir değerlendirme yapılmamıştır.

Cevap B

b Değerlendirme cümleleri belli bir esere, olaya ya da kişiye yönelik olmalıdır. Genel yargılar değerlendirme olmaz.

T “Roman, yaşamı anlatır.” cümlesi değerlendirme cümlesi değildir.

T “Bu romanda yaşam, tüm gerçekliğiyle ele alınmış.” cümlesi değerlendirme cümlesidir.

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:38

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 5 5. FASİKÜL

Cümlede Kavramlar ve Duygular - I

NEDEN-SONUÇ İLİŞKİSİ

b Bir eylemin hangi nedenden (sebep, gerekçe) dolayı gerçekleştiğini

ya da gerçekleşmediğini bildiren cümlelerde neden-sonuç ilişkisi

vardır. Bu cümlelerde “neden, niye, ne diye” sorularının yanıtı vardır.

b Neden-sonuç cümlelerinde genellikle için, dolayı, ötürü, yüzünden, sebebiyle gibi sözcükler, “-den, -dığından” ekleri kullanılır.

T Suyu soğuk olduğundan Karadeniz’de yüzmek tehlikelidir.

T Siparişlerin aniden artması teslimatların aksamasına yol açtı.

T Senin oyalanmaların yüzünden yine okul servisini kaçırdık.

T Bugün erkenden kalktık çünkü ilk uçakla yurt dışına gidiyoruz.

T Piknikte lazım olur diye kibriti ve odun kömürünü ayarlamıştım.

KOŞUL (ŞART)-SONUÇ İLİŞKİSİ

b Koşula bağlılık, herhangi bir eylemin ya da durumun gerçekleşmesinin, başka bir eylemin ya da durumun gerçekleşmesine bağlanmasıdır. Bu cümlelerde koşul da sonuç da gerçekleşmez.

b Şart (koşul) cümleleri kurulurken “eğer, ama, ancak, üzere, yeter

ki” gibi sözcüklerden, “mi, -se/-sa, -ınca, -dıkça” ekiyle oluşturulmuş yan cümleciklerden yararlanılır.

T Bizimle gelebilirsin ama önce ailenden izin almalısın.

T Saat ikiye kadar parayı yatırırsak ihaleye katılabiliriz.

T Hafta sonunda geri vermek üzere bilgisayarınızı alabilir miyim?

T Eleştirmenler, değerlendirmelerinde tarafsız davranınca yapıtların gerçek değeri ortaya çıkar.

AMAÇ-SONUÇ İLİŞKİSİ

b Bu cümlelerde öznenin herhangi bir işi, eylemi gerçekleştirme amacı ile sonucu bir arada verilir. Bu tür cümlelerde için, diye, üzere,

amacıyla, maksadıyla gibi ifadeler kullanılır. Amaç-sonuç cümlelerinde hedef, gaye, maksat anlamı taşıyan ifadeler yer almalıdır.

T Sorularımıza bir cevap bulmak maksadıyla bu geziye çıktık.

T Herkes rahatça binebilsin diye kayığı iskeleye yaklaştırdık.

T Arkadaşlarımı izlemeye halı sahaya gideceğim.

T Size bilgi vermek üzere bir doktor, odanıza gelecek.

KARŞILAŞTIRMA CÜMLESİ

b Kişi, nesne veya kavramların benzer veya farklı yanlarını inceleyerek

ortaya koyma işidir. Karşılaştırmalarda karşılaştırılan en az iki unsur

ve karşılaştırma yönü yer almalıdır.

b Karşılaştırma yapılan cümlelerde “en, gibi, çok, göre, fazla, daha,

kadar, ise, oysa” gibi karşılaştırma bildiren sözcüklerden yararlanılır.

T Binlerce yıldan bu yana nesiller boyu el değiştiren, çiftçi eliyle sürekli geliştirilmiş, bulunduğu yerin iklim ve toprak koşullarına uyum sağlamış yerel sebzeler, ticari çeşitlere göre daha dayanıklıdır.

T Aile içi ilişkiler ne kadar çatışmalı olursa olsun yine de insanın

kendisini en çok güvende hissettiği ortam, ailesidir.

T Ahmet Bey, en güvendiği adamını yollamış buraya.

T Klasisizm akıl ve sağduyuya dayanır oysa romantizmde duyguya ve hayale seslenilir.

b Neden-sonuç anlamı taşıyan cümleler, hangi nedenle sorusuna cevap verirken amaç sonuç anlamı taşıyan cümleler hangi

amaçla sorusuna cevap vermelidir.

Paylaşım

Ö rnek Q 5

(I) Öğrenmeyi öğrenme adı verilen sürecin temeli, merakla ve merak

edilen şeyi tecrübe etmekle başlar. (II) Farklı yaş gruplarındaki kişilerin ilgi duydukları şeyler değiştiğinden edindikleri bilgilerle onlara ulaşma yolları da farklılık gösterir. (III) Örneğin çocukların oynayarak, dokunarak ulaştıkları yeni bilgiler belleklerinden kolay kolay silinmez. (IV)

Yetişkinlikteki kalıcı bilgiler ise görerek, okuyarak, araştırarak kazanılır.

(V) Fakat bu iki öğrenme düzeyinde dikkati çeken ortak yön, merak ve

keşfetme arzusudur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden-sonuç

ilişkisi vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

II. cümlede “farklı yaş gruplarındaki kişilerin ilgi duydukları şeylerin değişmesi” bir nedendir.

Cevap B

Aşağıdaki cümleleri ilgili kavramlarla eşleştiriniz.

1. Kilo verebilmek adına sık sık

yürüyüşlere çıkıyorum.

b a. Neden-sonuç ilişkisi

2. Gece uyuyamadığı için oldukça yorgun görünüyordu. a b. Amaç-sonuç ilişkisi

3. Yaşlılar, şehirlerde aile bireylerine daha fazla bağımlı bir

yaşam sürdürmektedir.

d c. Koşul-sonuç ilişkisi

4. Metni sonuna kadar okuyunca yazarın ne demek istediğini anlarsınız.

c d. Karşılaştırma

E T K İ N L İ K 5

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:39

5. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

TEST Cümlede Kavramlar ve Duygular - I

BAŞARI İZLEME TESTİ

Birinci cümle, öznel bir cümledir. Bu cümleye öznellik katan “çok önemli”

sözüdür. İkinci cümle de öznel bir cümledir. “Kültür tarihine ışık tutacak

tarzda tasarladığı” sözü bu cümleye öznellik katmaktadır. Son cümle de

öznel bir cümledir. Bu cümleye öznellik katan söz ise “yaşadığı döneme

damga vuran” sözüdür. Dolayısıyla I, III ve V numaralı sözler cümleden

çıkarıldığında cümle nesnel bir nitelik kazanır.

Cevap D

II.de bir milletin yıkılmaması, halkta duygu birliğinin olmasına; III.de şairin ateşe yürümesi yani her sıkıntıya katlanması, sevdiğinin elinden tutmasına yani onun yanında durmasına bağlanmıştır. O hâlde bu dizelerde koşul anlamı vardır.

Cevap C

3. Ali Emirî Efendi, Diyarbakır’ın tarihiyle ilgili çok önemli bilgileri içeren Miratü’l-Fevaid adlı eserini 1876-77 yılında henüz on yedi yaşındayken yazmaya başlamıştır. O, kültür tarihine ışık tutacak tarzda tasarladığı bu eserin ön sözünde Diyarbakır’da bulunan tarihî

yapıları, bu yapıların kim tarafından ve ne zaman imar edildiğini

görsellere de yer vererek kaleme almıştır. Ön sözde; Diyarbakır’da

yetişen, yaşadığı döneme damga vuran bilginlerin isimlerini zikretmiş ve biyografileri hakkında çeşitli bilgiler vermiştir.

Bu parçadan numaralanmış sözlerden hangileri çıkarıldığında

cümle nesnel bir nitelik taşır?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) II ve III

D) I, III ve V E) IV ve V

I

II

III

IV

V

1. I. Dünyanın yükünü yazsalar payıma

Dost düşman bir olup çıksalar yoluma

II. Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez

III. Ben aşkla yürürüm ateşe

Yeter ki sen tut ellerimden

IV. Varsın yine bir yudum su veren olmasın

Baş ucumda biri bana “Su yok.” desin de

V. Sanıyorum saçlarımı okşuyor bir el

Kıpırdamak istemiyor göz kapaklarım

Numaralanmış dizelerin hangilerinde koşul söz konusudur?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından ötekilerden farklıdır?

A) Yazar, Kış Masalı adlı öyküsünü, bir odanın buğulu camından

dışarıya bakarken müzik eşliğinde yazdığını söylüyor.

B) İnsan, yeryüzüne adımını attığı ilk andan itibaren kendi hikâyesinin başkahramanı olur.

C) Elinizdeki kitap, uğraşısı hikâye olan, yazarak hem tanıklıklarını kayıt altına alan hem de ona etki eden yazarlarımızın hayatlarını anlatıyor.

D) Kitapta bireyin uğradığı haksızlıklara baş kaldırışı, düştüğü bunalımları, mutluluğu yakalayamadığında yaşadığı uyumsuzluk

var.

E) Öykülerinde büyük kentlerde yaşayan insanların hayatlarını,

temel çelişkilerini, iç dünyalarındaki yansımalarıyla birlikte veriyor.

Kanıtlanabilirlik açısından yargılar öznel ve nesnel olmak üzere ikiye ayrılır. Buna göre B’deki cümle, bir durumu kişisel bir yaklaşımla ortaya koyduğu için öznel; A, C, D ve E’deki cümleler nesneldir.

Cevap B

2. (I) Umut veren, fark yaratan, ilham kaynağı olan İyi Hikâyeler, yardımseverliğiyle öne çıkmış bir vakfın desteğiyle ekrana geliyor. (II)

“İyilikler daha da büyüsün, yayılsın ve hepimize dokunsun.” mottosuyla başlayacak bu iyilik hareketi, farkındalığın artmasını ve iyiliklerin çoğalmasını hedefliyor. (III) Bu program ile arzu edilen bir şey

daha gerçekleşecek, o da Anadolu’nun dört bir köşesinde yapılan iyiliklerin ve kahramanlarının tüm yurda duyurulması. (IV) İzleyiciler kendilerine yapılan iyilikleri, e-posta yoluyla gönderebilecek

ya da sosyal medyadan İyi Hikâyeler’i takip ederek #iyihikâyeler

etiketiyle paylaşımda bulunabilecek. (V) İyi Hikâyeler’in bu haftaki

bölümünde; Osmaniye’nin gururu bir futbol kulübü var: Sağladığı sosyal imkânlarla dostluk, kardeşlik aşılanan bir yuva olan Karaçay Spor Kulübü.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde amaç

söz konudur?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

II ve III. cümlelerde “İyi Hikâyeler” adlı programın hedefi yani amacı açıklanmıştır.

Cevap C

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:40

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 7 5. FASİKÜL

TEST BAŞARI İZLEME TESTİ

I. cümlede yazar, bir saptamada bulunarak kişisel bir görüş ortaya koyuyor. II. cümlede soru sorarak merak ettiği bir durumu ortaya koyuyor. III.

cümlede “kadar” sözcüğüyle karşılaştırma yapıyor. IV. cümlede “kişiye ve

toplum kesitine göre değiştiği için” sözü neden bildirmektedir.

Cevap E

6. (I) Çevremizde olup biten olaylardan beslenen yazınsal türlerin

başında roman gelmektedir. (II) Peki, roman son dönemlerde yaşanan gelişmeleri yeterince yansıttı mı? (III) Geçtiğimiz on yılda,

kanımca bundan önceki yıllarda olduğu kadar yoğun olmasa da,

Türkiye’de “yaşanan gelişmeleri” yansıttı roman. (IV) Bu arada

yaşananlar, kişiye ve toplum kesitine göre değiştiği için “yaşanan

gelişmeler” kavramı tek başına ele alındığında oldukça soyut bir

görünüm kazanıyor. (V) Öyle olsa da bu kavramı son on yıl içinde

basının öne çıkardığı politik, ekonomik vb. dönüşümlere göre yorumladığımızda romanın, yaşamın gerçeklerini aktardığını söyleyebiliriz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, kişisel bir görüş bildirmektedir.

B) II. cümlede, merak edilen bir durum ortaya konuyor.

C) III. cümlede, bir karşılaştırma yapılıyor.

D) IV. cümlede yargı, nedeniyle birlikte veriliyor.

E) V. cümlede, koşula bağlılık söz konusudur.

5. Aşağıdaki cümlelerden hangisi ayraç içindeki kavramla ilişkilendirilemez?

A) Küçük insanlar olarak tanımlanan sıradan insanların yaşamlarını yalınlıktan ödün vermeden anlatır. (Üslup)

B) Bütün öykülerimde, anlattığım kişilerin bir umut arayışı içinde

olduklarını, o umuda mutlak surette ulaşabileceklerini yazdım.

(İçerik)

C) Öykü olmayacak herhangi bir olayı size öykü olarak anlatabilecek bir yazardır o. (Değerlendirme)

D) Onun öykülerinde nedense bunalımcı bir yan var ve ruhsal bunalımlılık öykülerde iyiden iyiye sırıtıyor. (Eleştiri)

E) İnsanı ve toplumu hak ettiği gibi anlatabilirsem yazar olarak

benden bekleneni yapmış sayılırım. (Öz eleştiri)

Öz eleştiri, kişinin kendi kusurlarını açık yüreklilikle ortaya koymasıdır.

E’de verilen cümlede böyle bir durum söz konusu değildir.

Cevap E

I. cümlede yazarın iki öykü kitabının olması olumlu ya da olumsuz olarak ele alınmamıştır.

Cevap A

7. (I) Nursel Duruel, Türk öykücülüğünde, yaklaşık otuz yıllık yazı hayatı boyunca yayımladığı iki öykü kitabıyla var. (II) İki öykü kitabı

ona sayı bakımından yakışmıyor elbette, ayrıca onun öykücülüğünün niteliği açısından hak ettiği değerbilirliği yeterince görmediğini de belirtelim. (III) İlk kitabı Geyikler, Annem ve Almanya’nın

yayımlandığı yıllarda Nursel Duruel’in yazarlığının olgunluk döneminde olduğu, bu kitaptaki öykülerden anlaşılıyor. (IV) İçlerinde

örtük ama sağlam bir dünya görüşü barındıran, taşıdığı insani sorumlulukla derin bir üzüntü ve kaygı duyan, bu yanıyla güncelliğini

bugün de koruyan öyküler bunlar. (V) Üstelik yazar bunu zekâyla

çepeçevre sarıp oya gibi işlediği incelikli, şiirsel bir dille yapıyor.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde,

eleştirinin olumlu ya da olumsuz olduğu açıkça belirtilmemiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Değerlendirme cümleleri, herhangi bir sanatsal ürünün ya da sanatçının ele

alınıp onunla ilgili görüşlerin paylaşıldığı cümlelerdir. Bu bağlamda belirli

bir filmden söz edilmediğine göre B’deki cümlede değerlendirme yoktur.

Cevap B

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “değerlendirme” söz konusu

değildir?

A) Film, bittikten sonra kendisini düşünmemizi istiyor, izleyiciyi

kölesi gibi görmüyor, kişiliği olan özgür seyirci olarak kabul

ediyor.

B) Film; diyaloglar, monologlar, görsel imgeler, müzik, mekân,

ışık ögelerini kullanarak, montajlayarak izleyicilerin düşünsel,

duygusal tüm yanlarını harekete geçirmelidir.

C) Köpek Dişi, insanın, yaşadığı yere biçim vermesini ve yaşadığı

yerde yasaları belirleme hakkına sahip olması gerektiğini savunan bir film.

D) Filmde ataerkil düzen, ahlaki değerlerin insan zihninde ve genel olarak toplumda oluşum süreci, toplumsal cinsiyet açılarından yeniden ele alınıyor.

E) Filmde, çocukluklarından itibaren dış dünyadan tecrit edilerek oldukça konforlu bir evde anne ve babaları tarafından büyük bir şartlanmışlıkla yetiştirilmiş üç kardeşin dramatik öy- PAYLA

küsü anlatılıyor.

ŞIM YAYINLARI

P:41

Paylaşım Yayınları

5. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz

konusudur?

A) Romanda anlatılanlar Balkan Savaşlarının yaşandığı yıllarda

Bir Anadolu kasabasında geçiyor.

B) Yazar, öyküde köy meydanında ihtiyarların, altında gölgelendikleri yaşlı çınar ağacını konuşturuyor.

C) Bu öyküler, olay örgüsü ve kahraman kadrosunun darlığı ile

çağdaşı olan diğer öykülerden ayrılıyor.

D) Oyunun sonunda emekli bir vatandaş olan Nuri Tamer, büyük

şehirde yalnızlığına son verir, İstanbul’dan ayrılır.

E) Yapıtın merkezindeki ev sahibi-kiracı çatışması, hem seyircinin ilgisini oyuna yoğunlaştırıyor hem de olayın akışını değiştiriyor.

E’deki cümlede, sözü edilen çatışmanın yapıttaki işlevi, öznel bir yaklaşımla ortaya konmuştur.

Cevap E

V. cümlede “en” sözcüğü ile Hidiv Kasrı ile diğer kahvaltı mekânları karşılaştırılmıştır.

Cevap E

9. (I) Hidiv Kasrı, Beykoz ilçesinin Çubuklu sırtlarında 1907 yılında Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa tarafından İtalyan mimar Delfo Seminati’ye yaptırılmıştır. (II) 270 dönümlük bir arazi içinde inşa edilen Kasır, “art nouveau” mimari tarzında ve İstanbul Boğazı’nı seyreden

bir kule ile tasarlanmıştır. (III) Bu kulede, Boğaz’ın yarısının seyredildiği hâkim bir görüş mevcuttur. (IV) Buharla çalışan ilk asansöre sahip olan kasrın ana girişinin ortasında mermerden yapılmış

bir çeşme ve havuzları bulunmaktadır. (V) Tavanları vitray ile kaplı olan, giriş katında ise şömineli bir salonu bulunan kasır, kahvaltı programları için İstanbul’un en gözde yeridir.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde karşılaştırma söz konusudur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

A’daki yanıtta konferansın düzenlenme amacı vardır. E’deki, yanıtta “robotların öğrenme ve adaptasyon yeteneklerinin olması” gerekçedir.

Cevap E

10. Aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı, bir “gerekçe” içermektedir?

A) – Birleşmiş Milletler, afetlere ilişkin dünya konferansını ne zaman yapacak?

– 2015 yılının Mart ayında, afetlerde riskin azaltılmasını sağlamaya yönelik çalışma grupları oluşturmak amacıyla Birleşmiş

Milletler tarafından bir dünya konferansı düzenlenmiştir.

B) – Konferansta hangi konular ele alımış?

– Konferansta, acil durumlarda kullanılacak robotların durumu,

geçmişteki örnekler ve çözülmesi gereken sorunlar konusunda, çeşitli ülkelerden konunun uzmanları konuşmalar yapmışlardır.

C) – Robotik teknolojinin geldiği noktayı nasıl yorumlarsınız?

– Robotik teknoloji; gelecekte acil durum yanıtı, kurtarma ve

acil duruma hazırlık konusunda en önemli unsurlardan biri olacaktır.

D) – İnsansız hava araçlarında yapay zekâ uygulamalarından yararlanılıyor mu?

– Günümüzde insansız kara araçlarında var olan otonomi ve

yapay zekâ, acil durum görevlilerinin yükünü azaltabilecek seviyeye ulaşmıştır.

E) – Robotların problem çözme yetenekleri var mı?

– Robotların öğrenme ve adaptasyon yetenekleri dolayısıyla

arama-kurtarma problemini çözmek için robotlardan yararlanılmaktadır.

12. (I) Bir şehre gitmenin geçmişinize gitmek olduğu duygusunu hissettiren ender ülkelerden biridir Makedonya. (II) 522 yıl Osmanlı

hâkimiyetinde kalan ülkeye 6 asır sonra misafir olup ecdadımızın

ayak izlerini sürmek için Makedonya’dayız. (III) Ülkenin Büyük İskender Havaalanı’nın eski kasvetli duruşundan kurtulup başkent

Üsküp’e doğru yol almak, unuttuğunuz geçmişinize yeniden dönmek gibi. (IV) Başkent Üsküp girişinde sizi karşılayan soğuk beton

binalar, duvarlara yazılmış sloganlar, yüzlerine hüzün çökmüş insanlar, alışveriş merkezlerinin karmaşıklığı, Türkiye’nin 90’lı yıllarını hatırlatıyor. (V) Şehrin yetmişlerden çıkıp gelen hayalet silüeti,

o silüete huzur katan Osmanlı mimarisi arasında yol alarak ulaşıyoruz Üsküp’e.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, koşula bağlılık söz konusudur.

B) II. cümlede, amaç anlamı vardır.

C) III. cümlede, kişisel bir görüş dile getirilmiştir.

D) IV. cümlede, karşılaştırma anlamı sezilmektedir.

E) V. cümle, öznel bir yargıdır.

II. cümlede yazar, Makedonya’ya gitme amacının Osmanlı’ya ait izleri görmek olduğunu söylüyor. III. cümlede benzetme yapılarak kişiselliğe yer verilmiştir. IV. cümlede Üsküp ile 90’lı yılların Türkiyesi üstü kapalı olarak karşılaştırılıyor. V. cümle, kişiden kişiye değişen bir yargı olduğundan özneldir.

Cevap A

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:42

TYT / TÜRKÇE 1 21. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

21.

FASİKÜL

Sözcük Türleri (Zamir)

SÖZCÜK TÜRLERİ

TÜRKÇE

b Zamirler, “sözcük hâlinde zamir” ve “ek hâlinde zamir” olmak üzere ikiye ayrılır:

ZAMİR (ADIL)

b Zamirler, isim olmadığı hâlde isim gibi kullanılan ve isimlerin yerini çeşitli yönlerden tutan

sözcüklerdir.

b Zamirler, isimlerin aldıkları ekleri alır.

T Selim, eşyaları odaya taşıdı.

O onları

Bu örnekte olduğu gibi cümledeki isimlerin yerine “o, onları,

oraya” sözcüklerini getirebiliriz. Bu şekilde cümlede ismin yerini tutan bu sözcükler zamirdir.

oraya

Sözcük Durumundaki Zamirler

b Kişi Zamiri

b İşaret Zamiri

b Belgisiz Zamir

b Soru Zamiri

b Dönüşlülük Zamiri

Ek Durumundaki Zamirler

b İyelik (Aitlik) Zamiri

b İlgi Zamiri

Zamir (Adıl)

Ö rnek Q 1

Meslek gruplarının bazıları üyelerinin davranışlarından sorumlu tutulur. Anneliğin de kimi açılardan bir meslek grubu sayılmasına rağmen

onlardan birinin kötü davranışı diğerlerine duyulan saygıyı pek etkilemez. Ancak iyi örgütlenmiş meslek gruplarının üyeleri, insanların gözünde birbirleriyle öyle özdeşleşmiştir ki mesleği

icra eden birinin tutumu tüm meslektaşların itibarını etkiler.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi zamir değildir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(2019 - ÖSYM)

Ç özüm Q

I

II III

IV

V

“bazılarını, birinin, diğerlerine, birbirleriyle” sözcükleri isimlerin yerini tuttuğu için zamir, “tüm”

sözcüğü ismi belgisizlik anlamıyla tamamladığı

için belgisiz sıfattır.

Cevap E

T Ben onu yıllar önce satın alıp salonumun duvarına asmıştım.

T Kurumdaki kimse senin bu iş teklifini kabul edeceğini tahmin etmiyordu.

T Herkes gibi o da serinlemek için denize girmişti.

T Onun nerede olduğunu ya da nereye kiminle gittiğini bilmiyordum.

Aşağıdaki metinde zamir olarak kullanılan sözcükleri bularak altına yazınız.

Soğuk bir kış günüydü. Onu bizim evin balkonunda görmüştüm. Donmak üzereydi. Balkona nereden geldiğini bilmiyordum. Usulca yakalayıp sobanın yanına bıraktım. Biraz

sonra hareketlenip kanatlarını çırpmaya başladı. Eminim kim görse o papağanı içeri alırdı.

onu, bizim, nereden, kim

E T K İ N L İ K 1

Zamirler isimlerin yerini tuttuğu için isimlerin tüm görevlerini ve aldığı ekleri alır.

Çekim eklerini alır, tamlama kurabilir.

T Onu bir toplantıda görmüştüm.

(o - n - u [hâl eki])

T Oralarda çok kalmayın, evinize dönün.

(ora - lar [çoğul eki] -da [hâl eki])

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:43

Paylaşım Yayınları

21. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri (Zamir)

SÖZCÜK DURUMUNDAKİ ZAMİRLER

a. Şahıs (Kişi) Zamiri

b Kişi isminin yerini tutan zamirlere şahıs (kişi) zamiri denir.

b Toplam altı tane kişi zamiri vardır: (Üç tekil [ben, sen, o] ve üç çoğul [biz, siz, onlar])

T Gelecek hafta okulda Türkçe dersinde ben sunum yapacağım.

T Sizin söylediklerinize tüm kalbimle inanıyorum.

T Mahallede onların eviyle bizim evimiz karşı karşıyaydı.

T Sen de o da tüm zorluklara rağmen bu işin üstesinden geldiniz.

b. Dönüşlülük Zamiri

b İsimlerin yerine kullanılan “kendi” sözcüğüne dönüşlülük zamiri denir.

b Kendi sözcüğü iyelik eki alarak şahısların yerini tutabilir:

Kendi-m Ben - I. tekil kişi kendi-miz Biz - I. çoğul kişi

Kendi-n Sen - II. tekil kişi kendi-niz Siz - II. çoğul kişi

Kendi O - III. tekil kişi kendi-leri Onlar - III. çoğul kişi

Ö rnek Q 2

Kimi zamirler, özneyi pekiştirerek belirtirler. Bunlar tek başlarına asıl şahıs zamirlerinin yerini tutabildikleri gibi, onlarla birlikte de kullanılabilirler.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir zamir

vardır?

A) Doğrusu, onun sözüne pek kulak asmadım.

B) Bence, alınan sonuç pek de olumlu değildi.

C) Bu elbiseyi ben kendim diktim.

D) İşittiklerimiz bunları doğrular nitelikteydi.

E) Ahmet o yaz, tatilini bizde geçirecekti.

(1989 - ÖSYM)

Ç özüm Q

C’de “kendim” sözcüğü “ben” kişisiyle birlikte pekiştirme görevinde kullanılmıştır.

Cevap C

“Ben” ve “sen” kişi zamirleri yönelme durum ekini (-e/ -a) alınca

kök değişimine uğrayarak “bana” ve “sana” sözcüğüne dönüşür.

Bu durum sözcüklerin zamir oluşunu engellemez.

T Film için aldığım biletlerden birini sana vereyim.

T Makinenin nasıl çalıştırılacağını bana da anlatır mısın?

Paylaşım

b “Kendi” sözcüğü ikileme kurduğunda ve yapım eki aldığında zamirlikten uzaklaşır.

T Yarım saattir kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor.

T Motordan pat diye bir ses duyuldu ve araba kendi kendine durdu.

b “Kendi” sözcüğü yapım eki aldığında zamir olmaz.

T Bilgisayar çalışırken kendiliğinden kapanmış.

Paylaşım

Saygı anlamı katmak için kimi durumlarda birinci çoğul kişi (sen) yerine ikinci çoğul kişi (siz) kullanılır.

T Müdür bey, siz de o zaman bu iş olmaz dememiş miydiniz?

(Siz, sen yerine kullanılmıştır)

T O her zaman kendi çıkarını düşünür. (II. Tekil şahıs yerine

kullanılmıştır.)

T Mağazandan hem babama hem kendime gömlek aldım. (I. tekil şahıs yerine kullanılmıştır.)

T Evin boya badana işlerini kendileri yapmış. (III. çoğul şahıs

yerine kullanılmıştır.)

b Dönüşlülük zamiri, kişiyle birlikte öznenin yaptığı işi pekiştirme

göreviyle de kullanılabilir.

T Az önce dinlediğiniz şiiri ben kendim yazdım.

T Bahçedeki fidanların hepsini o kendi dikmiş.

T Kitaptaki soruları önce sen kendin çöz.

T Bu güzel yemekleri onlar kendileri hazırlamış.

Aşağıdaki cümlelerden kişi zamiri olanları işaretleyerek belirtiniz.

1. Oradayken sana defalarca haber yolladım. /

2. Oyunlar ilk olarak Bursa’daki o binada sahnelenmiş.

3. Sizinle İzmir’deki kitap fuarında karşılaşmıştık. /

4. O kadar üye arasından kararlara bir bu karşı çıktı.

5. Onu başka bir ülkeye yaptığım bir gezide hediye etmişlerdi.

E T K İ N L İ K 2

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:44

TYT / TÜRKÇE 3 21. FASİKÜL

Sözcük Türleri (Zamir)

Paylaşım Yayınları

c. İşaret Zamiri

b İsimlerin yerini işaret yoluyla tutan zamirlerdir.

b En çok kullanılan işaret zamirleri şunlardır: bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, bura, şura,

ora, öteki, beriki, böylesi, şöylesi, öylesi, diğeri, öbürü…

T Buzdolabı bozulunca babam onu bodruma kaldırmış.

T Her yaz yaylaya çıkar, orada tabiatla ve kitaplarımla baş başa kalırım.

T Eskiden kervanlar burada konaklıyormuş.

T Akşama kadar çalışmaktan yorulduk, şurada biraz dinlenelim.

T Buna değil, yarım saat sonra kalkacak olan trene bineceğiz.

T Kardeşlerden biri sınıfı geçerken öteki, sınıfta kalmış.

T Ben ikinci kattaki güneş görmeyen bu daireyi değil, şunu beğendim.

d. Belgisiz Zamir

b Hangi ismin yerini tuttuğu tam olarak belli olmayan zamirlere belgisiz zamir denir.

b Bazı belgisiz zamirler: biri, hepsi, herkes, birkaçı, birçoğu, çoğu, kimse, hiç kimse, herhangi biri, kimi, kimisi, bazısı, bazıları, birazı, falan, birbirine, filan, başkası, şey…

T Kurumdaki herkes görevini layıkıyla yaparsa işlerde aksama olmaz.

T Az önce uzun boylu ve fötr şapkalı biri geldi ve seni sordu.

T Kimse takımın bu kadroyla yeniden şampiyon olacağını düşünmüyordu.

T Yıllar önce gelen köylülerden bazısı tekrar köye dönerken bazısı da burada kaldı.

T Böylesine önemli bir habere gazetelerin çoğu yer vermemiş.

T Hiçbiri başkasının fikirlerini sorma derdinde değil, hepsi bildiğini okuyor.

T Yazın herkes farklı yerlere gider, kimi yaylaya çıkarken kimi de sahile koşar.

b İşaret zamirleri bazen bir olayın, yargının, cümlenin yerini tutabilir.

T Virüs dünyada hızla yayılıyor, bu kaygı verici bir durum.

T Bu iş teklifi çok ani oldu, bunu biraz

düşüneyim.

b “O” ve “onlar” dışındaki (bu, şu, bunlar, şunlar, diğeri vs.) işaret anlamlı

sözcükler, insan adlarının yerini tutsa

bile işaret zamiri olur.

T Bu, içli bir türkü tutturunca neşemiz

yerine geldi.

T Şuna söyleyin, bizi rahatsız etmeyi

bıraksın artık.

Ö rnek Q 3

“Bu” sözcüğü, aşağıdaki dizelerin hangisinde

tür bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Kolay değil bu dünyadan ayrılmak

B) “Bu taşındır” diyerek Kabe’ yi diksem başına

C) Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan

D) Gönlüm bu sevincin heyecanıyla kanatlı

E) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

(1993 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A, C, D ve E’de “bu” ismi belirttiği için işaret sıfatı,

B’de ise ismin (Kâbe) yerini tuttuğu için zamirdir.

Cevap B

Ö rnek Q 4

“Kimi” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde belgisiz zamir olarak kullanılmıştır?

A) Burada hava kimi zaman yağmurlu kimi zaman da güneşli.

B) Kimi aradığınızı söylerseniz size yardımcı

olabilirim.

C) Kimi günler, sahile inip bir süre yürüyorum.

D) Çocuklardan kimi erken gelirken kimi de geç

kalmış bugün.

E) Siz kimi bekliyorsunuz, dedi kapıdaki görevli.

Ç özüm Q

D’de “kimi” sözcüğü, hangi ismin yerini tuttuğu

açıkça belli olmadığı için belgisiz zamirdir.

Cevap D

b “O” ve “onlar” sözcükleri insan için kullanılırsa “şahıs zamiri”, insan dışındaki varlık adlarının yerine kullanılırsa “işaret zamiri” olur.

T Onu bahçede konduğu dalda öterken gördüm. İşaret zamiri

T Onu sahildeki balıkçı kahvesinde bekledim ama ne geldi ne aradı. Kişi zamiri

T Onu ilkokul öğretmenim hediye etmişti. İşaret zamiri

T Geçirdiği kaza, onu araç kullanırken daha dikkatli olmaya yöneltti. Kişi zamiri

T Bence onlar, salonun duvarlarında çok daha güzel durur. İşaret zamiri

T Cumartesi günü oyunu izlemeye onlar da gitmiş. Kişi zamiri

b İşaret sıfatıyla işaret zamiri karışabilir. Bazı işaret anlamlı sözcükler isimden önce gelirse ismi belirterek sıfat olur, çekim eklerini alıp ismin yerine geçerse işaret zamiri olur.

T Mehmet’le balkonda oturup geç vakte kadar bu konuyu konuştuk. İşaret sıfatı

T Bu, hayatımda aldığım en güzel hediyelerden biriydi. işaret zamiri

T Bence bu ayakkabı değil, öteki daha güzel. işaret zamiri

T Bunda değil, öteki kutuda kullanmadığım bazı eşyalar var. İşaret sıfatı

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:45

Paylaşım Yayınları

21. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri (Zamir)

Ö rnek Q 5

Kimi bitkiler, meyveler vardır; gündelik hayatımızda önemli bir yer tutar. Bazılarının tadı, bazılarının ise kokusu kalır aklımızda. Ama ismini

bilen, cismini tanıyan yoktur. Mesela, kaçımız karabiber otunu gördüğü yerde tanıyabilir? Ya da kış günlerinin vazgeçilmez içeceği olan salebin ham maddesi olan orkideyi herkes bilir mi? Mahlep de işte böyle

bir meyve. Kokusuyla, tadıyla hatta çekirdeğiyle hayatımızın her alanına sızmış hâlde. Fakat kimse yakından tanımıyor.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri belgisiz zamirdir?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) III, IV ve V E) II, IV ve VI

Ç özüm Q

I

II

III

IV

V

VI

“Kimi”, belgisiz sıfat, “kaçımız”, soru zamiri, “her” sözcüğü ise belgisiz sıfattır. “bazılarının, herkes, kimse” sözcükleri belgisiz zamir görevindedir.

Cevap E

Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden belgisiz zamir olanları işaretleyerek belirtiniz.

1. Çoğu günler, kahvaltı yapmadan evden çıkıyor.

2. Odasındaki kütüphanede bulunan kitapların birçoğunu okumuştu.

/

3. Bugün yapılacak toplantıyı başka güne ertelemişler.

4. Sipariş ettiğimiz ürünlerin birkaçı dün, birkaçı da bugün geldi.

/

5. Kimi işçiler akşam çıkarken kimileri de mesaiye kalmış.

/

6. Kalabalıktan biri el kaldırarak söz isteyip bazı şeyler

söyledi.

/

E T K İ N L İ K 3

e. Soru Zamiri

b İsimlerin yerlerini soru yoluyla tutan zamirlerdir. Cümlede “kim,

ne, kaçı, hangisi, nere” sözcükleri soru zamiri olarak kullanılabilir. Soru zamirleriyle oluşturulan cümlelere verilen cevaplar ya isim

ya zamir olur.

Kim kimi, kime, kimde, kimden, kiminle...

Ne neye, neyde, neyden, neyle, neyi...

Nere nereyi, nereye, nerede, nereden, neresi, nereyle...

Hangisi hangimiz, hanginiz, hangileri, hangisinde, hangisine,

hangisinden...

Kaçı kaçımız, kaçınız, kaçı, kaça, kaçta, kaçtan...

T Dün akşamki davette onlara ne ikram etmişler?

T Bize yurt dışından gelirken neler almış?

T Bu yaz, tatilinizi geçirmek için nereye gideceksiniz?

T Yarın şehrin nerelerini dolaşmayı düşünüyorsunuz?

T Bu güzel oyuncakları size kim aldı?

T Sporculardan kaçı, parkurları başarıyla tamamladı?

T Bu çocuk seslerinin evlerin hangisinden geldiğini anlayamadım.

Aşağıdaki cümlelerden soru zamiri olanları işaretleyerek belirtiniz.

1. Ne diye bana kızıp durduğunu bir türlü anlamadım.

2. İş yerinin kapandığını size kim söyledi? /

3. Onun ne zaman döneceğini biliyor musun?

4. Kasadaki elmalardan kaçı çürük çıktı? /

5. Bu yaz memlekette kaç gün kalmayı planlıyorsunuz?

E T K İ N L İ K 4

T “Kimi, çoğu, hiçbir” gibi sözcükler, her zaman zamir görevinde kullanılmaz; ismi belirterek sıfat görevinde de kullanılabilir:

T Bugün öğrencilerden hiçbiri derse geç kalmamış.

(belgisiz zamir)

T O, verilen işleri yaparken hiçbir zaman kolaya kaçmaz.

(belgisiz sıfat )

T Köylülerin çoğu, kiraz festivaline belediye otobüsleriyle gelmiş.

(belgisiz zamir )

T Çoğu kişi, lise yıllarında şiirler, hikâyeler yazmıştır mutlaka.

(belgisiz sıfat )

T Kimi insanlar maviden hoşlanır kimi de kırmızıdan. (belgisiz sıfat / belgisiz zamir)

Paylaşım

“Hangi, kaç ve ne” sözcükleri ismin yerini tuttuğunda soru zamiri, isimle birlikte kullanıldığında ve ismi belirttiğinde sıfat olur:

T Siz hangi mahallede oturuyorsunuz?

T Hangimiz gençken hatalar yapmadık ki?

T O ne gün dönecek Ankara’ya?

T Az önce sana bağırarak ne dedi?

T Konferans salonunda kaç kişi vardı?

T Tavuklardan kaçı yumurtlamış?

Soru sıfatı

Soru zamiri

Soru sıfatı

Soru zamiri

Soru sıfatı

Soru zamiri

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:46

TYT / TÜRKÇE 5 21. FASİKÜL

Sözcük Türleri (Zamir)

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 7

Aşağıdakilerden hangisinde, soru anlamı bir

zamirle sağlanmıştır?

A) Bunca sıkıntıya neden katlandınız?

B) Bu romanı benden sonra kim okumak ister?

C) Bu çiçeklere kaç para verdiniz?

D) Kaçıncı katta oturduğunu söyledi mi?

E) Bana gizlice ne söylediğini biliyor mu?

(1983 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A’da “neden” soru zarfıyla,

C’de “kaç” soru sıfatıyla,

D ve E’de “mi” ile sağlanmıştır.

B’de ise “kim” sözcüğü soru zamiridir ve cümleye soru anlamı katmıştır.

Cevap B

Aşağıdaki cümlelerde soru anlamı olanları ve soru

anlamı zamirle sağlananları işaretleyerek belirtiniz.

Soru

anlamı olan

cümle

İçinde soru

zamiri olan

cümle

1. Makinelerden hangisinin daha yeni olduğunu bilmiyorum

2. Kampa giderken yanımıza neler almak gerekiyor / /

3. Zafer’in yurt dışından ne zaman döneceğini bilmiyorum

4. Sizce bu davayla ilgili kime danışalım / /

5. Onun hastanede kaç gün kalacağını biliyor musunuz /

E T K İ N L İ K 5

EK DURUMUNDAKİ ZAMİRLER

b İsimlerin yerlerini tutan sözcükler olduğu gibi ekler de isimlerin yerlerini tutabilir. Bunlar ek

hâlinde zamirlerdir. Ek hâlindeki zamirler ikiye ayrılır: “İlgi zamiri, İyelik zamiri”

a. İlgi Zamiri (-ki)

b İsim ve zamirlere “-ın/-in” tamlayan ekiyle birlikte gelen “-ki” eki adın yerini tutar ve ilgi zamiri olarak adlandırılır. İsim tamlamasında tamlananın yerini tutar.

T Çocuklar oynarken sizinki hariç tüm araçları çizmişler.

T Sizin eviniz, bizimkinden çok daha genişti.

T Bizim kıyafetlerimiz onunki kadar şık değildi.

T Benim yazım Ahmet’inki kadar güzel değil.

sizin aracınız

bizim evimizden

onun kıyafetleri

Ahmet’in yazısı

b Bir cümlede soru zamiri kullanılmasına rağmen o cümlede soru anlamı olmayabilir ya da soru anlamı başka bir sözcükle sağlanabilir.

T Yarınki iş toplantısına kimler katılacak? (Soru anlamı zamirle sağlanmıştır.)

T Yarınki iş toplantısına kimlerin katılacağını biliyor musun? (Soru anlamı “mı / mi”

ile sağlanmıştır.)

T Yarınki iş toplantısına kimlerin katılacağını bilmiyorum. (Soru zamiri var ancak soru anlamı yoktur.)

Paylaşım

TÜRKÇEDE ÜÇ FARKLI “Kİ” VARDIR

b İlgi zamiri olan -ki: Her zaman -ın/-ım

ekinden sonra gelir. (-inki/-imki)

T Benimki, onunki, ülkeninki...

b Sıfatlaştıran -ki: İsim soylu sözcüklere gelerek onları sıfat yapar.

T Yoldaki çukurlar sürücülere zorluk

çıkarıyor.

T Yukarıdaki gürültüden herkes rahatsız oldu.

T Akşamki maç, kaç kaç bitti?

b Bağlaç olan ki: Sözcükleri, sözleri ya da

cümleleri bağlar. Genellikle ayrı yazılır.

T Duydum ki unutmuşsun gözlerimin

rengini.

T Anladım ki bizi hiç sevmiyormuş.

T Ahmet ki en sevdiğimiz arkadaşımızdır, o bile bizimle konuşmuyor.

Paylaşım

B’de verilen “kim” sözcüğü bir soru zamiridir. İsmin yerini soru yoluyla tutmuştur.

Cevap B

Ö rnek Q 6

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri vardır?

A) Arkadaşın Ankara’ya ne zaman gelmiş?

B) Bu tabağı buraya kim koymuş olabilir?

C) Ben de onunla gidebilir miyim?

D) Kaçıncı katta oturuyorsunuz?

E) İstanbul’a ilk kez mi gidiyorsun?

(1995 - ÖSYM)

Ç özüm Q

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:47

Paylaşım Yayınları

21. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE

TEST Sözcük Türleri (Zamir)

BAŞARI İZLEME TESTİ Sözcük Türleri (Zamir)

Ö rnek Q 10

“O” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi adılı (şahıs zamir) olarak kullanılmıştır?

A) Çocuklar o ağacı sulamıştır.

B) Annesi onu, biraz önce hastaneye götürdü.

C) Kitaplıktan o kitabı alıp gitti.

D) Ben bu evi değil, onu beğendim.

E) Dosyayı göstererek “Onu bana ver.” dedi.

(1998 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A ve C’de sıfat, D ve E’de insan dışındaki bir varlığın yerine kullanıldığı

için işaret zamiridir. B’de “kişi zamiri” olarak kullanılmıştır.

Cevap B

b. İyelik Zamiri

b İsimlere eklenerek o varlığın kime ya da neye ait olduğunu belirten eklere “iyelik eki” denir. Bu ekler aynı zamanda iyelik zamiridir

ve isim tamlamasında “tamlanan” durumundaki sözcüğe eklenir.

T benim (kalem - im), senin (okul - un), onun (iş - i)

I. tekil iyelik zamiri (benim) ev - im

II. tekil iyelik zamiri (senin) ev - in

III. tekil iyelik zamiri (onun) ev - i

I. çoğul iyelik zamiri (bizim) ev - imiz

II. çoğul iyelik zamiri (sizin) ev - iniz

III. çoğul iyelik zamiri (onların) ev - leri

Ö rnek Q 8

Aşağıdakilerin hangisinde, ilgi zamiri vardır?

A) Bence her zamanki işini yapmalısın.

B) Onun işi bizimkinden çok daha kolaydı.

C) Sen ki hiçbir işten kaçmazsın, bu işi de yapıver.

D) İşteki sorunlarını çözemeyince istifa etmiş.

E) İşsiz kalmış ki ne iş olursa yaparım, diyor.

Ç özüm Q

A ve D’de sıfat yapan -ki, C ve E’de ayrı yazıldığı için bağlaçtır. B’de “bizimkinden” sözcüğü isim tamlamasında tamlananın (işimizin) yerini tutan bir sözcüktür.

Cevap B

Ö rnek Q 9

Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükte iyelik zamiri yoktur?

A) Yeni okulumuz evimize çok yakındı.

B) Akşam çıkarken çantasını iş yerinde unutmuş.

C) Bu ayki dergide yayımlanan öykülerden biri benimdi.

D) Bahçelerinde pek çok meyve ağacı vardı.

E) Bu ev, beklentilerini tam olarak karşılıyormuş.

Ç özüm Q

Kişi zamirleri iyelik eki almayacağı için “benimdi” sözcüğünde iyelik zamiri yoktur.

Cevap C

Aşağıda numaralanmış cümlelerden içinde zamir olanları işaretleyiniz.

/ (1) Çocuğun zeki olması bazı yetenekler açısından yaşının

üstünde performans göstermesi onların çocuk olduğu gerçeğini değiştirmez. / (2) Çoğu anne ve babanın en büyük yanılgılarından biri çocuğun yüksek zekâ ve öğrenebilme potansiyelinden dolayı akademik becerileri erken yaşta öğrenebileceğini

düşünmeleridir. / (3) Hatta bu, çocuklara erken yaşta okuma

yazma ve matematik öğretmeye kadar varabilir. (4) Çocuk

zaten bu bilgileri okulda fazla fazla, hem de diğer çocuklardan daha hızlı ve erken öğrenecektir. / (5) Anne babalar bu noktada okul öncesi çocuğa bir şey öğretmek yerine çocuğun çocukluğunu dolu dolu geçirmesini sağlamalıdır.

E T K İ N L İ K 7

Aşağıdaki cümlelerde geçen “ki”lerin türlerini karşısında verilen yere işaretleyiniz.

İlgi

zamiri

Bağlaç

Sıfatlaştıran -ki

1. Orhan’ın puanı Hakan’ınkinden yüksekti.

/

2. Doğru dürüst ders çalışmadı

ki sınıf geçsin.

/

3. Yarınki maça takım iki eksikle

çıkacak.

/

4. Bizim arabamız onunkinden

daha eskiydi.

/

5. Ben senin düşüncelerini değil, asıl ablamınkini merak

ediyorum.

/

6. Evdeki hesap çarşıya uymamış, istediğimiz birçok şeyi

satın alamamıştık.

/

7. Bu yılki tatilde Karadeniz yaylalarını dolaşacağız.

/

E T K İ N L İ K 6

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:48

TYT / TÜRKÇE 7 21. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

TEST Sözcük Türleri (Zamir)

BAŞARI İZLEME TESTİ

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “o” sözcüğü, kişi zamiri olarak kullanılmamıştır?

A) O, herkesle iyi geçinen ve çevresinde sevilen biriydi.

B) Ona sözünde durması gerektiğini defalarca söyledim.

C) Onunla yıllar önce bir doğum günü partisinde tanışmıştım.

D) Annem onu defalarca yıkamış ancak lekeleri çıkaramamış.

E) Hepimiz muhtarlık seçimlerinde onu desteklemiştik.

A, B, C ve E seçeneklerinde “o” sözcüğü kişi adılı, D’de ise insan dışındaki bir varlığın yerini tuttuğu için işaret adılı görevinde kullanılmıştır.

Cevap D

A’da “şu” B’de “ona”, C’de “şurada”, D’de “ötekini” sözcükleri zamirdir.

E’de verilen “bu” ve “diğer” sözcükleri işaret zamiri değil, işaret sıfatıdır.

Cevap E

2. Aşağıdakilerin hangisinde işaret adılı (zamiri) kullanılmamıştır?

A) Akşam gelirken şunları almanı istiyorum diyerek cebine bir not

bıraktı.

B) Kafesteki papağanı göstererek “Onu ilk kez yakından görüyorum.” dedi.

C) Yaşlı adam söze eskiden şurada büyük bir orman vardı, diyerek başladı.

D) Yazarın bu romanı çok sıkıcı, ötekini okumanı tavsiye ederim.

E) Bu binada çıkan yangın kısa sürede diğer binalara da sıçramış.

“Kimse, herkes, bazıları, kimi” sözcükleri belgisiz zamirdir. A’da “Başka”

sözcüğü ise ismi belirten bir sıfattır. Cevap A

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belgisiz adıl yoktur?

A) Yalnız sıva işinden değil, başka inşaat işlerinden de anlıyordu.

B) Kısa sürede insancıl tavırlarıyla herkesin takdirini kazandı.

C) Bazıları onun hakkında iyi şeyler konuşmuyormuş.

D) Kimi insanlar deniz yolculuğunu severken kimi de tren yolculuğundan hoşlanır.

E) Koskoca köyde muhtar ve birkaç köylüden başka kimse yoktu.

A’da “onların” kişi, “kendi” dönüşlülük, B’de “hepsi” belgisiz, “buraya”

işaret, C’de “herkes” belgisiz, “o” kişi, D’de “birkaçı” belgisiz, “kim, ne”

soru zamiridir. E’de ise “birisi” ve “başkası” sözcükleri belgisiz zamirdir.

Cevap E

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı türde zamirler bir arada kullanılmamıştır?

A) Tüketicileri eğitmek, onların kendi hak ve sorumluluklarını bilmesi açısından çok önemlidir.

B) Köylülerin hepsi, hasat döneminden sonra traktörlerine doldurdukları karpuzları buraya getirip satardı.

C) Askerliğini bitirince o da herkes gibi evlenip yuva kurmak istiyordu.

D) Okuldan mezun olduktan sonra arkadaşlarımdan birkaçı hariç kimin ne yaptığını bilmiyorum.

E) Birisi için strese yol açan durumlar başkası için motive edici

olabilir.

A’da “nasıl”, B’de “ne zaman” zarf; D’de “hangi” ve E’de “kaçıncı” sıfat

görevindedir. C’de “kim” sözcüğü soru zamiri görevindedir.

Cevap C

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri kullanılmıştır?

A) Yeni taşındığınız bu mahalleye nasıl bu kadar çabuk alışabildiniz?

B) Geçen hafta girdiğimiz sınavın sonuçları ne zaman açıklanacak?

C) Bu arabayı evin garajının önüne kim park etmiş?

D) İş başvurusu yapmak için hangi belgelerin gerektiğini biliyor

musun?

E) Akrabaların bu binanın kaçıncı katında oturuyordu?

B’de “kendi” sözcüğü “ben” zamiriyle birlikte kullanılarak pekiştirme anlamı katmıştır.

Cevap B

7. Dönüşlülük zamiri, kişiyle birlikte öznenin yaptığı işi pekiştirme göreviyle de kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dönüşlülük zamiri bu açıklamaya uygun olarak kullanılmıştır?

A) Biz kendisinin hasta olduğunu ve tedavi görmesi gerektiğini

ona söyledik.

B) Evin bütün duvarlarını ve pencere demirlerini ben kendim boyadım.

C) Sanki kendisi suçlu değilmiş gibi konuşuyor hatta bizi suçluyordu.

D) Bir daha asla bilgisayarda oyun oynamayacağım diyen kendisi değil miydi?

E) Yaşlı adam kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadan kendi hâlinde yaşayıp gidiyordu.

D’de verilen “bizimkiler” sözcüğündeki “ki” ilgi zamiridir. “Bizim takım”

isim tamlamasında “takım” sözcüğünün yerini tutmuştur.

Cevap D

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgi zamiri vardır?

A) Yangın sırasında ofisteki belgeler güvenli bir yere taşınmış.

B) Bu yıl yağmurlar istediğimiz gibi yağmadı ki ürünler verimli olsun.

C) Oda o kadar sessizdi ki duvardaki saatin sesinden başka bir

şey duyulmuyordu.

D) Maçta bizimkiler diğer takımdan daha iyi mücadele etmesine

rağmen turnuvadan elenmişti.

E) Onun bu dönemki notları geçen döneme göre daha düşüktü.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:49

Paylaşım Yayınları

21. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

11. I. Belgeleri doldurduktan sonra kime teslim edeceğiz? (Soru zamiri vardır.)

II. O yıllarda ben de köylülerden bazıları gibi çalışmak için Almanya’ya gitmiştim. (Farklı türde zamirler kullanılmıştır.)

III. Kardeşini burada boşuna arıyorsun, onun nereye gittiğini hiçbirimiz bilmiyoruz. (Zamir türünde üç sözcük vardır.)

IV. Bunu ona sen kendin iletir misin, ben mi götüreyim? (Özneyi

pekiştiren bir zamir kullanılmıştır.)

V. Bizim balkonumuz onlarınkinden daha büyük ve genişti. (İlgi

zamiri vardır.)

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangileri, ayraç içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I ve II B) II ve III C) Yalnız III

D) II ve IV E) IV ve V

III’te “burada” işaret, “onun” kişi, “nereye” soru zamiri, “hiçbirimiz” belgisiz zamir görevindedir. Dolayısıyla zamir türünde “üç” değil, “dört” sözcük vardır.

Cevap C

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir, yer bildiren bir ismin

yerine geçmiştir?

A) Serkan, seyahate çıkacağı için bana kedisini getirdi ve benden bir hafta ona bakmamı istedi.

B) Mardin’e ilk geldiğimde burada yıllarca yaşayabileceğimi düşünmemiştim.

C) Ankara’ya Mehmet’le gittim çünkü onun yardımına ihtiyacım

vardı.

D) Toplantı için Mersin’e gittiğimde onunla da görüşeceğim.

E) Bizi ziyaret etmek için Trabzon’a gelen herkes, evimizin bulunduğu bölgenin doğasına hayran kalıyor.

B’de “buraya” sözcüğü yer isminin (Mardin’e) yerini tutmuştur.

Cevap B

I’de “onun” kişi zamiri, “kendi” dönüşlülük zamiridir. III’te zamir yoktur.

IV’te “hangisinde” sözü soru zamiridir ancak cümleye soru anlamı katmamıştır. V’te “başka” sıfatı ek aldığı için zamirleşmiştir. II’de “ki” zamir

değil, sıfat yapma görevinde kullanılmıştır.

Cevap B

8. I. Onun kendi başına bu kadar iş yükünün altından kalkacağını

düşünmüyorum.

II. Bu otobüsün motoru arızalanınca araçtaki yolcular için yeni

bir otobüs gönderilmiş.

III. Son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle kahve tüketimi önemli ölçüde arttı.

IV. Onun mahalledeki evlerden hangisinde oturduğunu biliyor musunuz?

V. Yalnızca beni değil, başkasını da aynı vaatlerle dolandırmış.

Yukarıda numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, kişi zamiri ve dönüşlülük zamiri kullanılmıştır.

B) II. cümlede, ilgi zamiri kullanılmıştır.

C) III. cümlede, zamir yoktur.

D) IV. cümlede, soru zamiri cümleye soru anlamı katmamıştır.

E) V. cümlede, belgisiz sıfat iyelik eki alarak belgisiz zamir görevinde kullanılmıştır.

“birbirine” sözcüğü zamir görevindedir. “Nereden” sözcüğü soru zamiridir ancak soru anlamı katmamıştır. “başkasınınkiden” sözcüğündeki “ki”

ilgi zamiridir. “elime” sözcüğündeki “-im” iyelik zamiridir. “Onu” sözcüğü

kişi zamiri değil, işaret zamiridir.

Cevap A

13. Bir gün dağda yürürken gördüm onu, yanında birkaç yavrusu vardı. Beni görünce birbirlerine sığındılar, sonra da koşarak uzaklaştılar yanımdan. Buraya nereden geldiklerini bilmiyorum. Ancak onların arkasından hüzünle baktım. Benim silahım olmasa bile bir

başkasınınkinden çıkan bir kurşun hayattan koparacaktı bu tavşanları. O günden sonra bir daha elime silah almadım.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) “onu” sözcüğü kişi zamiridir.

B) “birbirlerine” sözcüğü zamirdir.

C) “nereden” sözcüğü soru zamiridir ancak cümleye soru anlamı katmamıştır.

D) “başkasınınkinden” sözündeki “ki” ilgi zamiridir.

E) “elime” sözcüğünde iyelik zamiri vardır.

“ne” sözcüğü A ve B’de sıfat, C’de soru zarfı, E’de miktar zarfı görevinde

kullanılmıştır. D seçeneğinde ise zamir görevinde kullanılmıştır.

Cevap D

10. “Ne” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir görevinde kullanılmıştır?

A) Onlar Kayseri’den ne gün dönecekler?

B) Dolmuşu durdurarak ne tarafa gidiyorsunuz, diye sordu.

C) Herkes sessizce ders çalışırken siz ne konuşup duruyorsunuz?

D) Babanız, bu koskoca dükkânda ne ile uğraşıyor?

E) Çocuk ne tatlı konuşuyor, görüyor musun?

9. Bir firma olarak eleştirileri önemsiyoruz ama yapıcı ve yıkıcı eleştiri ayrımını doğru yapmamız lazım. Bazıları, eleştirmek için eleştirir. Böyle kişiler, başkasının başarılı adımlarını kendi başarısızlığına yol açan bir sebep gibi görür. Biz bunlara kulağımızı tıkıyoruz.

Yoksa boşuna moralimiz bozulur ve bütün enerjimizi kaybedebiliriz. Kimi de yapıcı eleştirilerde bulunur. Bunlar ise gerçek müşterilerimiz ya da dostlarımızdır.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangileri zamir değildir?

A) I ve II B) II ve III C) II ve V

D) III ve VI E) IV ve V

I

II III

IV

V

VI

II numaralı “böyle” ve V numaralı “bütün” sözcükleri zamir değil, sıfat görevindedir.

Cevap C

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:50

TYT / TÜRKÇE 1 22. FASİKÜL

22.

FASİKÜL

Sözcük Türleri (Sıfat)

SÖZCÜK TÜRLERİ

TÜRKÇE

NİTELEME SIFATLARI

b Varlıkların durum, şekil, biçim, renk yönüyle özelliklerini gösteren sıfatlardır. Niteleme sıfatları, varlıkların kendilerinde olan özelliklerini ortaya koyar.

b İsme sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabı olan sözcüklerdir.

T Yemyeşil kırlar, etkili sözler, zor soru, doğru davranışlar, kısa kollu gömlek...

T Tarihî kentin dar sokakları geniş bir meydana açılıyordu.

T Kırmızı kazak ve siyah pantolon o yıllarda çok modaydı.

T Gökyüzünü kapkara bulutlar kaplamış, ardından şiddetli bir yağmur bastırmıştı.

T Yaylaya çıkarken uzun ve dolambaçlı yollardan yürüdük.

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 2

Aşağıda verilen dizelerin hangisindeki altı

çizili sözcük, türü bakımından diğerlerinden

farklıdır?

A) Sarı çiçek sallanıyor naz ile

Karışmış güllere çimenin dağlar

B) Ak elleri elvan elvan kınalı

Karadır gözleri sürmeli değil

C) Çıktım seyreyledim Niğde’yi, Bor’u

Acep gezsem ela gözlüm var m’ola

D) Kıvrım kıvrım olmuş zülfünün teli

Mor menekşe boynun eğdiği gibi

E) Yeşil olur bizim ilin dağları

Dağlara çıkmanın zamanı şimdi

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

Ö rnek Q 1

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yalandan” sözcüğü, nitelik bildirmektedir?

A) Bizi oyalamak için, yalandan bir kavga çıkardılar.

B) Kimseye doğrudan zarar, yalandan yarar gelmez.

C) O günden beri, şaka bile olsa, yalandan tiksinirim.

D) Aklını başına alsın, yalandan dolandan vazgeçsin!

E) İyiyi kötüden, doğruyu yalandan ayırt etmesini bil!

(1981 - ÖSYM)

Ç özüm Q

“sarı, ak, ela, mor” sözcükleri bir ismi nitelediği için niteleme sıfatı olarak kullanılmıştır. “yeşil”

sözcüğü sıfat değil,“isim” görevinde kullanılmıştır.

Cevap E

A’da “nasıl” sorusuna yanıt veren bir niteleme sıfatı, diğer seçeneklerde isim olarak kullanılmıştır.

Cevap A

SAYI SIFATLARI İŞARET SIFATLARI BELGİSİZ SIFATLAR SORU SIFATLARI

NİTELEME SIFATLARI

SIFATLAR

BELİRTME SIFATLARI

Asıl Sayı Sıfatları

Kesir Sayı Sıfatları

Üleştirme Sayı Sıfatları

Sıra Sayı Sıfatları

b Sıfatlar isimlerden önce geldiği için “ön

ad” olarak isimlendirilir.

b Sıfatlar tek başına kullanılamaz. Bu yüzden sıfatın olduğu her yerde “sıfat tamlaması” da vardır.

Paylaşım

b İsimlerden önce gelerek onları şekil, renk, durum yönünden niteleyen ya da işaret, soru,

belgisizlik ve sayı yönlerinden belirten sözcüklerdir.

T İki gün önce bu yaşlı kadın, bizi küçük ve şirin bir evde misafir etmişti.

b Yaşlı sözcüğü “kadın” ismini, “küçük” ve “şirin” sözleri “ev” ismini nitelediği için niteleme

sıfatı, “iki, bu, bir” sözcükleri isimleri belirttiği için belirtme sıfatıdır.

Sıfatlar niteleme ve belirtme sıfatları olmak üzere ikiye ayrılır:

SIFAT (ÖN AD)

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:51

Paylaşım Yayınları

22. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri (Sıfat)

Ö rnek Q 4

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir adlaşmış sıfat vardır?

A) Otel sahibi bizi güler yüzle karşıladı.

B) Yürüyüşe çıkan konuklar henüz dönmediler.

C) Eski yöneticileri toplantıya çağırmışlar.

D) Sınıfın çalışkanı bu sınav sonunda belli olacak.

E) Kendilerine yöneltilen sorulara cevap vermediler. (1981 - ÖSYM)

Ç özüm Q

D’de “çalışkan” sözcüğünün nitelediği isim düşmüş, “çalışkan” sözcüğü

ismin yerine geçerek adlaşmış sıfat olmuştur.

Cevap D

Aşağıdaki cümlelerden niteleme sıfatı olanları işaretleyerek

belirtiniz.

1. Aktör, yıllardır pek çok rolü başarıyla canlandırdı.

2. İnsanlar, İspanya’ya görkemli sanat eserlerini görmek ve renkli festivallere katılmak için geliyordu.

/

3. Dağa tırmanan kafile, bir pınarın başında mola verdi.

4. Spor sırasında ciddi bir sakatlık geçirmiş, uzun süren bir tedaviden sonra ancak ayağa kalkabilmişti.

/

5. Genç ressam ilk sergisini üç yıl önce İstanbul’da açmış. /

6. Dikkatsiz sürücüler, özellikle sıkışık trafikte kaza yapabiliyor.

/

E T K İ N L İ K 1

Ö rnek Q 3

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Yeni bir kitaplık alması gerekli.

B) Bugünlerde sende bir durgunluk var.

C) Ağır işittiği için kulaklık kullanıyor.

D) Yalnızlık en korktuğu şeydi.

E) Kışlık odun ve kömürünü yazdan aldı.

(1992 - ÖSYM)

Ç özüm Q

“kitaplık, durgunluk, kulaklık, yalnızlık” sözcükleri bir varlığı ya da kavramı tanıttığı için isim, “kışlık” ise bir ismi nitelediği için niteleme sıfatıdır.

Cevap E

Aşağıdaki cümlelerden adlaşmış sıfat olanları işaretleyerek

belirtiniz.

1. Yaramaz, yaptığı taşkınlıklarla annesini bezdirmişti. /

2. Uçak seferlerindeki aksamayla ilgili olarak yetkililer

açıklama yapacak.

/

3. Kış gelmeden odun ve kömür almalıyız.

4. Bayramlarda, ailenin büyükleri ziyaret edilir. /

5. Bahçeye gidip kızarmış domatesleri topladı.

6. Her attığımız oltaya irili ufaklı balıklar takılıyor.

7. Evdeki eski eşyaları atıp yerine yenilerini almışlar. /

E T K İ N L İ K 2

ADLAŞMIŞ SIFAT

b Bazen niteleme sıfatlarının önündeki isim düşebilir, bu durumda niteleme sıfatı, isim görevi üstlenir. Bu tür sözcüklere “adlaşmış sıfat” denir.

b Sıfatlar çekim eki alırsa çoğu zaman adlaşır.

T Genç insanlar deneyimsizliklerinden dolayı hata yapabilir.

(Niteleme sıfatı)

T Gençler, deneyimsizliklerinden dolayı hata yapabilir.

(Adlaşmış sıfat)

T Annem, kirli çamaşırları yıkayıp serdi. F (Niteleme sıfatı )

T Annem kirlileri yıkayıp serdi. F (Adlaşmış sıfat )

T İhtiyar; konuşmasını zenginin malı, züğürdün çenesini yorarmış, sözüyle bitirdi.

T Markete gidince önce bozukları harcayalım.

T Birden başlayan sıcaklar herkesi çok bunaltmıştı.

T Takımın kadrosunda cezalılar yer almadı.

Az da olsa çekim eki aldığı hâlde adlaşmayan sıfatlar da vardır.

“Çocuklar güzelim arabanın her yerini çizmiş.” cümlesinde “güzelim” sözcüğü çekim eki aldığı hâlde adlaşmamıştır.

D Y

D Y

1 2

D Y

3 4

“Çeşmenin başında büyük bir kalabalık toplandı.” cümlesinde

“büyük” sözcüğü niteleme sıfatı olarak kullanılmıştır.

“Akıllı köprü arayıncaya

dek deli suyu geçer.” sözünde birden çok adlaşmış sıfat vardır.

“Bu sorunu yalnız çözmek

istemen yerinde bir karardır.” cümlesinde adlaşmış

sıfat yoktur.

Aşağıdaki cümlelerde her doğru (D) yanıt 7 puan olarak değerlendirilecektir. Buna göre çıkış kapılarından alınacak puanları belirleyiniz.

E T K İ N L İ K 3

Cevap  14 Cevap  7 Cevap  7 Cevap  0

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:52

TYT / TÜRKÇE 3 22. FASİKÜL

Sözcük Türleri (Sıfat)

Paylaşım Yayınları

BELİRTME SIFATLARI

T Varlık ve kavramları işaret, belgisizlik, sayı ve soru yönlerinden belirten sıfatlara belirtme sıfatı denir. Belirtme sıfatları dört grupta toplanabilir.

b. Belgisiz Sıfat

b İsimleri kesin olarak değil de belli belirsiz belirten sıfatlara belgisiz sıfat denir.

b Belgisiz sıfatlar, “Bir, hiçbir, birkaç, birçok, az, çok, biraz, birtakım, bütün, tüm, her, herhangi bir, kimi, bazı, başka, çoğu, fazla, falan, filan, nice” gibi sözcüklerdir.

T Elbet bir gün sen de anlarsın beni.

T Koskoca köyde yalnızca birkaç hane kalmıştı.

T Bazı işleri için yazın memlekete gitmişti.

T Birçok kitap okudum ancak böyle akıcı bir kitapla ilk kez karşılaşıyorum.

T Onun sadece bize değil, başka kişilere de borcu varmış.

T Hiçbir takım şampiyonluk yarışından kopmak istemez.

T Her öğretmenin kendine özgü bir ders anlatım stili vardır.

T Kimi kentler yazın boşalırken kimi kentler de tıka basa dolar.

Ö rnek Q 5

Çocukken, seslerin hep o minicik kutunun içine doluştuğunu sanırdım. Düğmesi çevrilince o,

evimizi hoş nağmelerle doldururdu.

Yukarıdaki cümlelerde numaralanmış sözcüklerin türleri, aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir?

I II III

A) işaret sıfatı niteleme sıfatı işaret zamiri

B) işaret sıfatı belgisiz sıfat kişi zamiri

C) işaret zamiri niteleme sıfatı kişi zamiri

D) kişi zamiri belgisiz sıfat işaret zamiri

E) işaret sıfatı sayı sıfatı kişi zamiri

(1999 - ÖSYM)

Ç özüm Q

I II

III

T “Bazı, hiçbir, kim, birkaç, başka, fazla, birçok, çok, bir” gibi belirsizlik bildiren sözcükler, ismi belirtirse “belgisiz sıfat”, çekim eki alıp ismin yerine kullanılırsa

“belgisiz zamir” olur.

T Bazı kuşlar kışı geçirmek için sıcak ülkelere göç eder. (Belgisiz sıfat)

T Bazıları kışı geçirmek için sıcak ülkelere göç eder. (Belgisiz zamir)

T Kimi okurlar, polisiyeden hoşlanırken

kimi de psikolojik romanlardan hoşlanır. (Belgisiz sıfat, belgisiz zamir)

T Başka kişilerin sözünü dinliyor, bizi

dinlemiyor. (Belgisiz sıfat)

T Başkalarının sözünü dinliyor, bizi dinlemiyor. (Belgisiz zamir)

T Hiçbirimiz sınavların ertelenmesine

sevinmedik. (Belgisiz zamir)

T Hiçbir öğrenci sınavların ertelenmesine sevinememişti. (Belgisiz sıfat)

a. İşaret Sıfatı

T İsimleri işaret yoluyla belirten, gösteren sıfatlardır.

T “bu, şu, o, diğer, öteki, beriki öbür, böyle, şöyle, öyle, oradaki, şuradaki, buradaki…”

en çok kullanılan işaret sıfatlarıdır.

T İşaret sıfatları, isme sorulan “Hangi?” sorusuna cevap verir.

T Bu evler, kerpiç denilen çamurdan elde edilen tuğlalarla yapılmış.

T Çocuklar o ağaçların dallarını kırmışlar.

T Belediye başkanı şu evlerden birinde oturuyormuş.

T Yalnız o yazarın değil, diğer yazarların kitaplarını da okumalısın.

T Seninle yarın değil, öbür gün buluşalım.

T Şu havada yola çıkarsanız yolda kalabilirsiniz.

T Öteki elbiseyi daha çok beğenmişti.

I. “o” sözcüğü ismi belirttiği için “işaret sıfatı”, II.

“minicik” sözcüğü, isme sorulan “nasıl” sorusuna yanıt verdiği için “niteleme sıfatı” III. “o” sözcüğü insan dışındaki bir varlığın yerine kullanıldığından “işaret zamiri” görevindedir.

Cevap A

T İşaret bildiren sözcükler, bir adı belirtmiyorsa, “hangi” sorusuna yanıt vermiyorsa, adın

yerine kullanılmamışsa zamir olur. Cümlede “bu, şu, o, diğer, öteki, öbür” sözcükleri bir isimden önce gelip o ismi belirtirse “işaret sıfatı”, bir ismin yerine kullanılırsa

“işaret zamiri” olur.

T O sebzeleri dolaba koyun da bozulmasın. F (İşaret sıfatı )

T O, sebzeleri bozulmaması için dolaba koymuş. F (Kişi zamiri )

T O, babama hediye edilen eski bir radyoydu. F (İşaret zamiri )

T Şu pencereyi açın da içerisi biraz havalansın. F (İşaret sıfatı )

T Şu, Bizans Dönemi’nden kalan kalelerden biriydi. F (İşaret zamiri )

T Bunu kaçırdık bari öteki otobüse yetişelim. F (İşaret sıfatı )

T Bu otobüs arýzalanýnca ötekine bindik. F (İşaret zamiri )

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:53

22. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri (Sıfat) Paylaşım Yayınları

c. Sayı Sıfatları

b Varlıkları sayı yönünden belirten sıfatlara sayı sıfatı denir. İsimlere “kaç, kaçar, kaçıncı, kaçta kaç” vb. sorular sorularak bulunur.

b Sayı sıfatları kendi içinde dörde ayrılır:

Varlıkların sırasını belirten sıfatlardır: İkinci, üçüncü, onuncu, ilk, sonuncu, ortanca... İsimlere sorulan “Kaçıncı?” sorusunun cevabıdır.

T Kampta altıncı günün sonunda hiç yiyeceğimiz kalmadı.

T Halam bu apartmanın yedinci katında oturuyor.

T Ev, ailenin ortanca çocuğuna miras kalmış.

Sıra Sayı Sıfatı

Varlıkların parçalarını, bütüne göre oranlarını gösteren sıfatlardır.

İsme sorulan “Kaçta kaç?” sorusuna cevap verir.

T Her yılın son günleri mağazalar yüzde elli indirim uygular.

T Şirketin üçte bir hissesi ona aitmiş.

T Her yemekte yarım ekmek yiyormuş.

Kesir Sayı Sıfatı

Varlıkların eşit bölümlere ayrıldığını gösteren sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına getirilen “-er, -ar, -(ş)er, -(ş)ar” ekleriyle yapılır.

İsme sorulan “Kaçar?” sorusuna cevap verir.

T Dedem herkese üçer ceviz verdi.

T Refakatçiler hastanın yanında beşer gün kaldı.

T Sınavda her branştan yedişer soru soruldu.

Üleştirme Sayı Sıfatı

Varlıkların sayısını kesin olarak belirten sıfatlardır. İsme sorulan “Kaç?”

sorusunun cevabıdır.

T Bir saat sonra kalkan trene bineceğiz.

T İki yıl sonra üniversiteyi bitireceğim.

T Tatilde dört kitap okumuştu.

T Beş gün önceki toplantıya on kişi katılmış.

Asıl Sayı Sıfatı

Aşağıdaki cümlelerde geçen sayı sıfatlarının türlerini karşısında verilen yere işaretleyerek belirtiniz.

Asıl

Sıra

Üleştirme

Kesir

1. İki kişinin ancak taşıyacağı koca çantayı yüklenmiş, bayır yukarı çıkıyor.

/

2. Memlekete gidince akrabalarında üçer

gün kalıyor.

/

3. Lige kötü bir başlangıç yapan takımımız ligde sonuncu sırada yer alıyor.

/

4. Böreği yapmak için yarım kilo yağsız

kıyma gerekiyor.

/

5. Misafirlere ikişer bardak çay ikram etmiştik.

/

6. Üç saat kuyrukta bekledim ama telefonlar ben almadan tükenmişti.

/

7. Yolun altıncı kilometresinde bir benzin

istasyonu vardı.

/

8. Yapıt, yirminci yüzyıldaki savaşları çarpıcı bir anlatımla ortaya koymuş.

/

9. Düğüne gelenler genellikle çeyrek altın

takmışlar.

/

10. Hafta sonu gittiği köyde bir gece kalabilmiş.

/

E T K İ N L İ K 4

b “Bir” sözcüğü “tek” anlamında kullanılırsa asıl sayı sıfatı,

“herhangi bir” anlamında kullanılır ve yerine asıl sayı sıfatları getirilemezse belgisiz sıfat, “aynı” anlamında kullanılırsa

“niteleme sıfatı” olur.

T Bir hafta sonra sizinle görüşelim. (Sayı sıfatı )

T Şirkette başarılı bir dönem geçirmiştik. (Belgisiz sıfat )

T Onunla bir yaştayız. (Niteleme sıfatı)

b Bir topluluğu bildiren sıfatlar da sayı sıfatları içinde değerlendirilebilir. Bunlara “topluluk sayı sıfatı” denir. Bunlar asıl

sayı sıfatlarına getirilen “-ız, -iz, -uz, -üz / -lı, -li, -lu, -lü” ekleriyle yapılır.

T İkiz kardeşler...

T İkili koltuklar...

b “binlerce, yüzlerce, onlarca” gibi sözcükler, belgisiz sıfat

ya da belgisiz sayı sıfatı sayılmalıdır.

T Yüzlerce araçtan oluşan konvoy, az önce geçti.

T Kış aylarında onlarca köy yolu ulaşıma kapanıyor.

b Üleştirme sayıları ikileme olarak kullanıldığında genellikle

zarf olur.

T Elmaları, torbaya üçer üçer doldurdu.

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:54

TYT / TÜRKÇE 5 22. FASİKÜL

Sözcük Türleri (Sıfat)

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 7

Kimi niteleme sıfatlarının ilk ünlüsüne kadar olan

bölümü, m, p, r, s ünsüzlerinden yakışanı ile bir

önek haline getirilir ve sözcüğün başına eklenerek sıfat pekiştirilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala

uymayan bir pekiştirme sıfatı vardır?

A) Bayram olmasına karşın caddeler ıpıssızdı.

B) Gülünce bembeyaz dişleriyle daha da sevimli oluyordu.

C) Köyleri, ağaçsız, yeşilliksiz, çırçıplak bir ovanın ortasındaydı.

D) İlk kez, böylesine özü sözü doğru, sımsıcak

bir insanla arkadaş olmuştu.

E) Bu sapasağlam ayakkabıları bu kadar çabuk nasıl eskittiğini doğrusu anlayamadım.

(1993 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A’da “ıpıssız”, B’de “bembeyaz”, C’de “çırçıplak”,

D’de “sımsıcak” sözcükleri, öncülde verilen kurala göre pekiştirilmiştir. E’de verilen “sapasağlam”

sözcüğü fazladan “e” sesini almıştır.

Cevap E

d. Soru Sıfatı

b Varlıkların durumlarını, yerlerini, sayılarını soru yoluyla belirten sıfatlara soru sıfatı denir. Soru sıfatlarının cevabı çoğunlukla sıfattır.

b “Nasıl, ne, hangi, kaç, kaçıncı, kaçar, kaçta kaç, neredeki, kimdeki” soru sözcükleri

soru sıfatı olarak kullanılabilir.

T Siz hangi okullardan mezun oldunuz?

T Ona nasıl bir hediye almak istiyorsun?

T Şirkette ne gün iş başı yapacaksınız?

T Bu evin yapılması kaç gün sürer?

T Büronuz bu binanın kaçıncı katında bulunuyor?

T Bilgi yarışmasına katılan gruplar kaçar kişiden oluşuyor?

PEKİŞTİRME SIFATI

b Anlam bakımından güçlendirilmiş sıfatlara pekiştirme sıfatı denir. Sıfatlarda pekiştirme farklı yöntemlerle yapılır:

b Sözcüğün ilk ünlüsüne kadar olan bölümüne “m, p, r, s” ünsüzlerinden birisi getirilerek

pekiştirme yapılır:

T Kıpkırmızı ekinler uzaktan bir denizi andırıyor.

T Yaylanın tertemiz ve soğuk suyundan içtik.

T Aracımız dümdüz bir yolda ilerliyordu.

T Çocuklar, sitenin bahçesindeki yemyeşil çimenlerde oyun oynuyor.

b Bu kuralın biraz dışına çıkan pekiştirmeler de vardır.

T Köşkte yapayalnız bir kadın yaşıyor.

T Eski evi yıkarak yerine sapasağlam bir bina dikmişler.

T Aradığın eşyaları bu karmakarışık odada bulamazsın.

b İkilemelerin bazıları pekiştirilmiş sözlerdir. Bunlar sıfat olarak kullanılınca “pekiştirme sıfatı” olur. Ayrıca ikilenen sıfatın arasına “mı, mi, mu, mü” soru eki ve “ama” bağlacı getirilerek sıfatlarda pekiştirme yapılabilir.

T Çeşit çeşit mevye ağaçlarının olduğu bir bahçeye ulaştık.

T Zor ama zor sorular, güzel mi güzel bir gün, soğuk mu soğuk su...

Ö rnek Q 6

Aşağıdaki dizelerin hangisinde soru anlamı, soru

sıfatıyla sağlanmıştır?

A) Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?

B) Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

C) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

D) His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı?

E) Nasıl tahammül eder eski, hasta bir tekne?

(1994 - ÖSYM)

Soru anlamı A ve C’de “zamir”le, D’de

“mi” edatıyla, E’de “zarf”la sağlanmıştır. B’de ise “hangi” sözcüğü soru anlamı katan bir sıfattır.

Cevap B

Ç özüm Q

b “Hangi” ve “kaç” soru sözcükleri bir

ismi belirtirse soru sıfatı, çekim eklerini alarak bir ismin yerine kullanılırsa soru zamiri olur.

T Hangi kitabı okumak istersin? (Soru sıfatı)

T Kitaplardan hangisini okumak istersin? (Soru zamiri)

b “Aşağıdakilerin hangisinde soru anlamı sıfatla sağlanmıştır?” biçimindeki sorularda;

- cümlede soru sıfatı olup olmadığına,

- cümlede soru anlamı olup olmadığına,

- soru anlamının “mı/mi” ile sağlanıp sağlanmadığına dikkat etmeniz gerekir.

T O, yurt dışında kaç gün kalacak?

(soru sıfatı)

T Onun yurt dışında kaç gün kalacağını biliyor musun? (mı/mi)

T Onun yurt dışında kaç gün kalacağını bilmiyorum. (Soru sıfatı olsa da

soru anlamı yok)

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:55

Paylaşım Yayınları

22. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE

TEST Sözcük Türleri (Sıfat)

BAŞARI İZLEME TESTİ Sözcük Türleri (Sıfat)

Ö rnek Q 9

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme hem de

niteleme sıfatı almıştır?

A) İçeriye orta yaşlı bir kişi girdi.

B) İnsana tepeden bakan, itici biriydi.

C) Gözü eski, cumbalı evleri arıyordu.

D) O yıllarda çift düğmeli, dar yakalı ceketler modaydı.

E) Her gün aynı yorgun, asık yüzleri görmekten bıkıp usanmıştı.

(1996 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A’da “kişi” sözcüğü, isim, “orta yaşlı” sözcüğü niteleme sıfatı, “bir” sözcüğü belgisiz sıfattır. Cevap A

Ö rnek Q 8

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad birden çok sıfatla nitelenmiştir?

A) Soğuk kış günlerinde sobanın etrafına toplanırdık.

B) O, terbiyeli, çalışkan ve titiz bir insandır.

C) Odada, eski elbiseler, sağa sola savrulmuş kitaplar ve tablolar vardı.

D) Bilinçli anne ve babalar, çocuklarına erken yaşta dil eğitimi aldırır.

E) Çamurlu yollarda bata çıka ilerliyor, bir an önce eve varmak istiyordum.

(1991 - ÖSYM)

Ç özüm Q

B’de “terbiyeli, çalışkan ve titiz” sözcükleri “insan” ismini nitelemiştir.

Cevap B

Küçültme Sıfatı

b Sözcüklere “-ce, -cik, -cek, -mtırak, -msi” ekleri getirilerek yapılan sıfatlara küçültme sıfatı denir. Bunlar aynı zamanda niteleme sıfatıdır. Küçültme ekleri sözcüğe “azalma, kısma, tam

olmayan” anlamları katar.

T Yıllardır büyükçe bir evde oturuyoruz.

T Küçücük bir çocuk sokağın köşesinde mendil satıyor.

T Üstünde yeşilimtırak bir kazak vardı.

T Meyvenin ekşimsi tadı hoşuma gitmişti.

T Bu soğukta incecik montla dışarıda dolaşıyor.

Sıfatlaştıran -ki

Sıfatlaştıran “-ki” isimlere gelip onları sıfat yapar. Genellikle bulunma durum eki (-da, -de, -ta, -te) ile birleşerek ya da zaman anlamlı sözcüklere gelerek kullanılır.

T Salondaki iş toplantısı üç saat sürmüş.

T Yarınki sınav, ilk dönemki konuları kapsıyor.

Türkçede sıfatlaştıran -ki dışında bağlaç olan “ki” ve ilgi zamiri olan “ki” de vardır. (Bu kısımlar zamir fasikülünde anlatılmıştır.)

İlgi zamiri olan “ki”: İsim tamlamasında tamlanan durumundaki ismin yerini tutar.

T Onların evi bizimkinden daha genişti.

(Bizim evimizden)

Bağlaç olan “ki”: Daima ayrı yazılır ve değişik anlam ilgileri

kurar.

T Gördüm ki buradaki herkes hayatından memnundur.

T İstedim ki en mutlu günümde siz de yanımda olun.

Bir sıfat, birden çok ismi niteleyebilir.

T Geldiğimiz şehirde, temiz cadde ve sokaklar bizi çok etkiledi.

T Sağlıklı bir yaşam için doğal yiyecek ve içecekler tüketin.

Bir isim, birden çok sıfatla nitelenebilir

T Büyük, geniş ve ferah bir evde oturuyorlar.

T Zayıf, uzun boylu ve esmer bir adam seni sordu.

SIFATLARLA İLGİLİ ÖZELLİKLER

Bir isim hem niteleme hem belirtme sıfatı alabilir:

T Bu güzel günde hepinizi aramızda görmekten mutluluk duyduk.

T Onunla sıcak bir yaz akşamında tanıştım.

T Farklı kültürlere sahip binlerce insan bu tarihî kentte yaşıyor.

Bir isim, birden çok sıfatla belirtilebilir.

T Nasıl bir işte çalışmak istersiniz?

T Bu yedinci soru, daha önce başka sınavda da sorulmuştu.

b Unvanlar, insanların adlarına takılan saygı ve tanıtma sözleridir. Bunlar bir çeşit niteleme sıfatıdır.

b Genellikle isimden önce gelir:

T Sultan Murat, Yüzbaşı Hasan, Öğretmen Ahmet, Doktor

Ali Vefa, Hemşire Güneş...

b İsimlerden sonra da gelebilir, bu durumda yine sıfat olarak

kabul edilir.

T Doktor Ali Bey, Serkan Binbaşı, Avukat Tuğçe Hanım

Unvan Sıfatları

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:56

TYT / TÜRKÇE 7 22. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

TEST Sözcük Türleri (Sıfat)

BAŞARI İZLEME TESTİ

1. Eylül, beyaz gülleri soldurarak duyurdu bu yıl da kendini

Böyle olacağını bile bile şaşırttı bizi yine de

Daha bir demet kır çiçeği alıp koyamadık vazoya

Günler mi unutturdu bize sevinci yoksa aşındırdık mı kimi duyguları

Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangileri sıfat görevinde kullanılmamıştır?

A) I ve II B) II ve III C) I ve IV

D) III ve IV E) IV ve V

I II

III

IV

V

“beyaz” niteleme sıfatı, “bu” işaret sıfatı, “kimi” belgisiz sıfattır. “böyle”

zarf, “kır” sözcüğü ise isimdir. Cevap D

2. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi belirtme sıfatı değildir?

A) Onunla kimi zaman, ormana gelir, kamp yaparız.

B) Kardan dolayı ilçedeki tüm köy yolları trafiğe kapanmış.

C) Elindeki paranın çoğu, düğün masraflarına gitmiş.

D) Böyle tesisler gençlerin boş zamanlarında spor yapmasını sağlıyor.

E) Takımımız kazandığı üç puanla altıncı sıradaki yerini korudu.

A’da “kimi”, B’de “tüm”, belgisiz; D’de “böyle” işaret sıfatı; E’de “altıncı”

sözcüğü sayı sıfatıdır. C’de “çoğu” sözcüğü zamirdir. Cevap C

D’de “bu” işaret sıfatı, “eski” sözcüğü ise niteleme sıfatıdır. Bu sözcükler

“ev” ismini belirtmiş ve nitelemiştir. Cevap D

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem niteleme hem

belirtme sıfatı almıştır?

A) Bu maaşla, kimse böyle bir işte çalışmak istemez.

B) Bu iki mühendis, bize yeni görevlerimizle ilgili bilgi verecek.

C) Köyün çevresinde yüksek tepeler ve derin vadiler vardı.

D) Bu eski konağı yıkarak yerine beş katlı bir bina diktiler.

E) Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza nasıl bir eğitim vermeliyiz?

C’de “gönüllü” sözcüğü, niteleme sıfatıyken (gönüllü insanlar), çekim eki

(-ler) alarak adlaşmış sıfat görevinde kullanılmıştır.

Cevap C

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde adlaşmış sıfat vardır?

A) Simitçi, her sabah, sopasına dizdiği simitleri satmaya çıkıyor.

B) Kardeşimin ayakkabısı yırtılırken benimki sapasağlam duruyor.

C) Bu dernek, gönüllüler sayesinde pek çok insana ulaştı.

D) Çok zarar ettiği için yeni projelere başlamaya cesaret edemiyordu.

E) Seçimin sonucunu kararsız seçmenlerin tercihi belirleyecek.

A, B, C ve E’de “bu” işaret sıfatı, D’de ise işaret zamiridir.

Cevap D

6. Aşağıdaki dizelerin hangisinde "bu" sözcüğü, sıfat olarak kullanılmamıştır?

A) Bu kenti ayrılıklar yıkacak bir gün biliyorum

Ölümden şikâyeti yok ölüp gidenlerin

B) Dönüp dolaşıp aynı şeyleri

Konuşuyor gibiyiz bu hüzün akşamında

C) Bu dilsiz dağ ve taş nerede saklar kuşları

Hangi gizle sarmaş dolaş anlamak zor susuşları

D) Bu yalnızlaşmak değil, kendi kendine kalmak

Sensizliğe dayanmak değil, seninle sensiz olmak

E) Bir sevinci tazeledik bu yaz

Doğayı ve kendimizi dinleyerek

A, C, D ve E’de zarf görevinde; B’de sıfat görevindedir.

Cevap B

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde pekiştirmeli niteleme sıfatı

vardır?

A) Çocukları da gidince kocaman evde yapayalnız kalmıştı.

B) Aracımız dümdüz ovada ilerliyor; köyleri, kasabaları aşıyor.

C) Çocuğun dudakları ve yüzü soğuktan kıpkırmızı olmuş.

D) Bu cami, yıllara meydan okurcasına sapasağlam duruyor.

E) Bayramdan önce evin her yerini tertemiz yapmıştı.

Bir sözcüğü, A, C, D ve E’de sıfat, B’de herhangi bir ismi belirtmediği için

sıfat değil, edat olarak kullanılmıştır.

Cevap B

3. “Bir” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş bırakılan

yere getirilirse ötekilerden farklı bir görevde kullanılmış olur?

A) Uzun ---- süre tepeden ovanın eşsiz manzarasına baktık.

B) Koskoca sınıfta kitabı okumayan ---- ben kalmışım.

C) ---- gün herkes onun ne kadar iyi yürekli olduğunu anlayacak.

D) Üniversitede ---- dönem altı ay sürüyordu.

E) Büyük ---- sıkıntıdan kurtulmak, onu çok rahatlatmıştı.

A’da “isim”, B’de “zarf”, C ve E’de “-e doğru” biçiminde edat; D’de “kişi”

ismini niteleyen bir sıfat görevinde kullanılmıştır.

Cevap D

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “doğru” sözcüğü niteleme sıfatı olarak kullanılmıştır?

A) Bu olayın doğrusunu kim anlatacak, merak ediyorum.

B) Onunla doğru konuşun, yoksa sizi pişman ederim!

C) Denizden kıyıya doğru püfür püfür bir rüzgâr esiyor.

D) Onun bu işi yapacak en doğru kişi olduğuna eminim.

E) Araç yokuşa doğru teklemeye başladı, ardından durdu.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:57

Paylaşım Yayınları

22. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sayı sıfatı yoktur?

A) Elmayı keserek yarısını kardeşine uzattı.

B) Onlar bu büyük binanın dördüncü katında oturuyor.

C) Mirastan her bir kardeşin üçte bir payı vardı.

D) Öğretmenimiz turnuva için yedişer kişilik takımlar oluşturdu.

E) Semtte elli yıl önce yapılan binaların çoğu dönüşüme girmiş.

B’de “dördüncü”, C’de “üçte bir”, D’de “yedişer”, E’de “elli” sözcükleri sayı sıfatıdır. A’da “yarı” sözcüğü çekim eki aldığı için adlaşmıştır.

Cevap A

11. Anadolu’daki yollar hep bozkırlar içinden geçer. Kışın bembeyaz

kar örtüsü altında dinlenen topraklar, yaz aylarında başaklarla donanır. Uzaklarda görünen bazı köyler hızla geçip gidenleri seyreder. Ankara’yı Eskişehir ve Bursa’ya bağlayan yolun yüzüncü kilometresinde sola ayrılınca Ege ve Akdeniz’e inen bambaşka bir

güzergâhla karşılaşırsınız. Bu yoldan devam ettiğinizde çok değil,

on kilometre sonra Kapadokya’ya benzer bir bölgeye girdiğinizi

hemen fark edersiniz.

I. Pekiştirme sıfatı

II. Sayı sıfatı

III. Belgisiz sıfat

IV. İşaret sıfatı

V. Sıfatlaştıran -ki

Bu parçada yukarıda verilenlerden hangilerinin birden çok örneği yoktur?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

“bembeyaz, bambaşka” sözcükleri pekiştirme sıfatı, “yüzüncü” ve “on”

sözcükleri sayı sıfatı, “bazı” ve “bir” sözcükleri belgisiz sıfattır. Parçada

işaret sıfatı (bu) ve sıfatlaştıran ki’nin (Anadolu’daki) tek örneği vardır.

Cevap E

“İki” sözcüğü, asıl sayı sıfatı, “hafif ve serin” sıfatları, “rüzgâr” ismini nitelemiş, dolayısıyla birden çok sıfatla nitelenmiş bir isme yer verilmiştir. “Uzaklara” sözcüğü adlaşmış sıfattır. “buğu” sözcüğü hem niteleme (dalgalı)

hem belirtme (bir) sıfatı almıştır. Parçada pekiştirmeli niteleme sıfatı yoktur.

Cevap D

A’da “oradaki”, B’de “bir”, C’de “mimar”, E’de “herhangi bir” sözleri sıfat

görevindedir. D’de “sıfat” görevinde sözcük yoktur.

Cevap D

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat yoktur?

A) Oradaki herkes bize yardım etmek için birbiriyle yarıştı.

B) Film, bir işportacının yaşadığı sıkıntıları beyaz perdeye taşımış.

C) Bina, Mimar Kemalettin’in 1930’lardaki eserlerinden biriydi.

D) Müdür, muhasebeden haziran ayının hesap dökümünü istemiş.

E) Kitabı, herhangi bir kitapçıdan kolayca temin edebilirsiniz.

A’da “bu” işaret sıfatı, B’de “ilk”, sayı sıfatı, C’de “benzersiz”, niteleme sıfatı, D’de “upuzun” sözü pekiştirilmiş sıfattır. E’de verilen “hiçbiri” sözcüğü belgisiz sıfat değil, belgisiz zamirdir.

Cevap E

13. (I) Bu yılki bisiklet gezimin rotasını, Şile-Sinop arasında uzanan

sahil yolu olarak belirledim. (İşaret sıfatı) (II) İlk kez yalnız olarak

bisikletle uzun yolculuğa çıkıyorum. (Sayı sıfatı) (III) Günün benzersiz aydınlığıyla birlikte Üsküdar-Şile otobüsüne bisikletimi yüklüyorum. (Niteleme sıfatı) (IV) Sabahın 9’unda, Şile’den Ağva’ya

giden upuzun orman yoluna geçip pedal çevirmeye başlıyorum.

(Pekiştirme sıfatı) (V) Bu yol daha önce gittiğim yollardan hiçbirine benzemiyor, keyifli ve heyecanlı...(Belgisiz sıfat)

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ayraç içinde verilen sıfat türü yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

B ve C’de soru anlamı zarfla sağlanmış, D’de “mi” ile sağlanmış, E’de zamirle sağlanmıştır. Soru anlamı A’da “hangi” sıfatıyla sağlanmıştır.

Cevap A

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir sıfatla sağlanmıştır?

A) Sipariş verdiğimiz ürünler hangi gün kargoya verilecek?

B) Yaşanan bunca sıkıntıya karşın nasıl bu kadar duyarsız oluyorsun?

C) Kredi kartı borçlarını ne diye vaktinde ödemedin sanki?

D) Yöneticinin binanın kaçıncı katında olduğunu biliyor musun?

E) Arkadaşın geçen gün giydiği ayakkabıları kaça almıştı?

12. Yüzlerce senelik zeytin ağaçlarının arasında uzanan, iki yanı böğürtlenlerle örülü yolda, ağır ağır yürüyordum. Uzaklara bakıp hayallere dalıyorum. Tam bu sırada deniz tarafından yüzüme doğru

esen hafif ve serin bir bahar rüzgârı, kasabadan uzaklaştığımı hatırlattı. Kırağı yemiş toprak ve taze çimen kokusu etrafı kaplamıştı. Güneşin vurduğu yerlerden dalgalı bir buğu yükseliyordu.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Asıl sayı sıfatı vardır.

B) Birden çok sıfatla nitelenmiş bir isim kullanılmıştır.

C) Adlaşmış sıfat vardır.

D) Pekiştirmeli niteleme sıfatına yer verilmiştir.

E) Hem niteleme he belirtme sıfatı almış isim vardır.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:58

TYT / TÜRKÇE 1 23. FASİKÜL

Paylaşım Yayınları

23.

FASİKÜL

Sözcük Türleri (Zarf)

SÖZCÜK TÜRLERİ

TÜRKÇE

ZARF (BELİRTEÇ)

Fiilleri ve fiilimsileri durum, zaman, azlık-çokluk, yer-yön ve soru bakımından belirten sözcüklere zarf (belirteç) denir. Zarflar yalnızca fiilleri değil, sıfatları, adlaşmış sıfatları ve kendi türünden

sözcükleri de derecelendirebilir.

T Ayşe yarınki sınav için iyice hazırlanmış. F Fiilin durumunu

T Çok çalışan öğrenciler sınavda zorlanmaz. F Fiilimsinin miktarını

T Bu evden, daha geniş bir eve taşınmak istiyor. F Sıfatın derecesini

T Bu işin sorumluluğunu en gencimize verdik. F Adlaşmış sıfatın derecesini

T Bir yolcu şoföre daha hızlı sürebilir misiniz, dedi. F Zarfın derecesini

b Zarflar “durum, zaman, yer-yön, miktar ve soru zarfı” olmak üzere beşe ayrılmaktadır.

Durum zarfı

Miktar zarfı

Miktar zarfı

Derecelendirme zarfı

Zarf

Ö rnek Q 1

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “güzel” sözcüğü zarf görevinde kullanılmıştır?

A) Güldüğü zaman güzel dişleri görünür.

B) Diğer odadan tatlı ve güzel bir ses geliyor.

C) Odamın penceresinden karşıdaki deniz güzel görünüyor.

D) Çiçeklerin en güzelini senin için kopardım.

E) Sıkıntılı dönemler geçmiş, güzel günler gelmişti.

Ç özüm Q

C’de “güzel” sözcüğü, “görünmek” eylemini durum bakımından tamamlamıştır.

Cevap C

Ö rnek Q 2

Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamını “durum” bakımından tamamlayan bir sözcük vardır?

A) Anlatılanları sessizce dinliyorduk.

B) Öğleyin bize geleceğini söylüyor.

C) Kimlik kartını cüzdanına yerleştirdi.

D) Bu yıl Ege kıyılarını gezmek istiyoruz.

E) Aşırı sıcaklardan çamların çoğu kurudu.

(1995 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A’da “sessizce” sözcüğü, “dinlemek” eylemini

durum bakımından tamamlamıştır.

Cevap A

ZARF (BELİRTEÇ)

b DURUM

ZARFI

b ZAMAN

ZARFI

b YER-YÖN

ZARFI

b MİKTAR

ZARFI

b SORU

ZARFI

1. DURUM (HÂL) ZARFLARI

b Fiilleri ve fiilimsileri durum yönüyle tamamlayan sözcüklere durum zarfı denir. Durum zarfı, eylemin nasıl gerçekleştiğini belirtir. Fiil ve fiilimsiye sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabı durum zarfı olur.

T Bardakları yıkamak için makineye dikkatlice yerleştirdi.

T Ayağına gelen topa hızla vurdu.

T Dünkü toplantıda çok güzel konuştu.

T Onu ne kadar üzdüğümü şimdi daha iyi anlamıştım.

T Olaya o kadar içerlemişti ki hıçkırarak ağlıyordu.

T Askerlik anılarını uzun uzun anlattı yine.

T Kendisine yöneltilen soruları ciddiyetle yanıtladı.

Fiili durum

bakımından tamamlamıştır.

T O herkesle içten konuşan, duygulu, hassas biriydi.

T Gürül gürül akan bir derenin yanından geçtik.

Fiilimsiyi durum bakımından

tamamlamıştır.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:59

23. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri (Zarf)

Paylaşım Yayınları

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin

türünü belirleyiniz.

Durum

zarfı

Niteleme

Sıfatı

1. Kimseyi rahatsız etmeyen sessiz bir

adamdı.

/

2. Kadın yanındaki adama biraz sessiz konuş,

dedi.

/

3. Uzun bir süre ondan hiçbirimiz haber alamadık.

/

4. Toplantı beklediğimizden çok uzun sürmüştü.

/

5. Akıcı dili ve etkili anlatımıyla okurların kalbini fethetti.

/

6. Heyecanlandığından akıcı konuşamıyor,

sürekli elindeki kâğıda bakıyor.

/

E T K İ N L İ K 1

Buradaki işim hemen hemen bitti gibi.

Yaklaşıklık

Zarfı

1

Sizinle haftaya yine görüşeceğiz.

Yineleme

Zarfı

2

Onunla son günlerde hiç

karşılaşmadım.

Kesinlik

Zarfı

3

Bahçe ağaçlar sulanmadığından kurumuştu.

Sebep

Zarfı

4

Ona işlerin teslim tarihini

tekrar hatırlatın.

Yineleme

Zarfı

5

Her şeyi harcayıp bitirmiş,

bari altınları bıraksaymış.

Dilek

Zarfı

6

Adam yanındakine dönerek işte şimdi yandık, dedi.

Gösterme

Zarfı

7

E T K İ N L İ K 2

T Türkçede “gösterme, kesinlik, yaklaşıklık, dilek, sebep , yineleme” anlamlı kimi zarflar “durum zarfı” içinde değerlendirilmektedir.

b Gösterme ve Tanıtma Zarfı: Gösterme ve tanıtma zarfı “işte” sözcüğüdür.

T İşte merak ettiğiniz olayın iç yüzü budur.

T Söylediklerini yapıyorum ya işte daha ne istiyorsun?

b Kesinlik Anlamlı Zarflar: “Kesinlikle, elbette, asla, hiç, mutlaka...” sözcükleri kesinlik zarfıdır.

T Bize yaptığınız iyilikleri asla unutmayacağız.

T Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak.

b Olasılık Anlamlı Zarflar: “Belki, galiba, herhâlde” sözcükleri “olasılık” anlamlı zarflardır.

T Belki önümüzdeki yıl dünya turuna çıkarız.

T Galiba o anda soruya vereceği yanıtı düşünüyordu.

b Dilek Anlamlı Zarflar: “Hiç olmazsa, keşke, bari” sözcükleri “dilek” anlamlı zarflardır.

T Keşke ben de balonla Kapadokya turuna katılsaydım.

T Hiç olmazsa ikram ettiğimiz keklerin tadına baksaydınız.

b Sebep Anlamlı Zarflar: “-dığı için, diye” sözlerinin olduğu ifadeler “sebep” anlamı kattığında “sebep zarfı” olur. “Niçin, neden” sorularına yanıt verir.

T Beş dakika geciktik diye stadyuma almadılar.

b Yaklaşıklık Anlamlı Zarflar: “Aşağı yukarı, şöyle böyle, hemen hemen, yaklaşık

olarak” yaklaşıklık anlamlı zarflardır.

T Bina yıl sonuna kadar hemen hemen biter gibi.

T Yaklaşık olarak on yıldır bu mahallede oturuyorum.

b Yineleme Anlamlı Zarflar: “Yine, gene, tekrar, bir daha, yeniden, ikide bir, kez (bin

kez, beş kez vs.)”

T Toplantıda ikide bir sözümü kesmesi, canımı sıktı.

Paylaşım

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizli sözcüklerin hangi zarf türü olduğunu

karşısındaki yere yazınız.

Durum Zarfı ile Niteleme Sıfatı Farkı

Durum zarfı: Fiile “Nasıl?” sorusu sorulur.

Niteleme sıfatı: İsme “Nasıl?” sorusu sorulur.

T Sevimli bir kedi pencereden bakıyor. F Niteleme Sıfatı

T İçerideki kedi sevimli görünüyor. F Durum Zarfı

T Dışarıda yağmur fena yağıyor. F Durum Zarfı

T Çamurlu, fena bir yoldan geçtik. F Niteleme Sıfatı

T Tanımadıklarına soğuk davranıyor. F Durum Zarfı

T Soğuk havada bir süre bekledik. F Niteleme Sıfatı

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:60

TYT / TÜRKÇE 3 23. FASİKÜL

Sözcük Türleri (Zarf)

Paylaşım Yayınları

2. ZAMAN ZARFI

b Eylemlerin ve eylemsilerin yapıldığı zamanı gösteren zarflara zaman zarfı denir.

b Fiile ya da fiilimsiye sorulan “Ne zaman?” sorusuna cevap verir.

T akşam, ara sıra, dün, gece, sabahleyin, demincek, dünden, eskiden, ilkin, öğleyin, yarına kadar, öğleye doğru, sonra, şimdi, şimdilik, yıllardır, yıllar yılı vb.

T Bugün yola çıktı, eğer bir engel çıkmazsa yarın Ağrı’ya ulaşır.

T Akşam İkinci Dünya Savaşı’yla ilgili bir belgesel izledim.

T Babam her sabah erkenden kalkar ve dükkânı açar.

T Baharda Sakarya’ya gider, eylülün sonuna kadar orada kalır.

T Yıllar önce buralarda üç beş kulübeden başka bir şey yoktu.

T Eskiden dar paça pantolon ve turuncu kazaklar modaydı.

T O günden sonra onu ne gördüm ne de onun nereye gittiğini biliyorum.

3. YER-YÖN ZARFI

b Fiil ve fiilimsilerin yönünü, eylemin hangi yöne doğru yapıldığını gösteren zarflara yer-yön

zarfı denir. Çekim eklerini almaz. Eyleme sorulan “nereye?” sorusuna yanıt verir.

T İleri, geri, aşağı, yukarı, içeri, dışarı, öte, beri sözcükleri yer-yön zarfıdır.

T Koltukları biraz ileri itin de kapı rahat açılsın.

T Bir adım daha geri gitsem uçurumdan düşebilirdim.

T Misafirlerini karşılamak için aşağı indi.

T Eşyalarını toplamak için yukarı çıktı.

T Ürüne talep çok olunca kuyruk dışarı taştı.

T Bizimle konuşurken telefon çalınca apar topar içeri girdi.

T Biraz öte giderseniz arabada bir kişiye daha yer açılır.

T Orada sıkıştıysanız Ahmet beri gelsin azıcık.

Ö rnek Q 4

Aşağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili sözcük yer-yön belirtecidir?

A) Ötede bir şimşek çakıyor birden

B) O günden beri, dikenli tellerle çevrildim

C) Kalbinden aşağıya atma, bırakma beni

D) Dışarısı bu kadar aydınlık mıydı daha önce

E) Giden hiçbir sevgili geri dönmüyor ey sokak

Ç özüm Q

A, C ve D’de yer-yön zarfları çekim eki aldığı için

isimleşmiş, B’de “beri” sözcüğü edat görevinde

kullanılmıştır. E’de “geri” sözcüğü yer-yön zarfı görevindedir.

Cevap E

Aşağıdaki cümlelerden zaman zarfı olanları işaretleyerek belirtiniz.

1. Gece âdeta bir çarşaf gibi tüm kötülükleri örtmüştü.

2. Kadınlar geçmişte çeşitli el sanatlarıyla uğraşıyordu. /

3. Anadolu, eskiden deniz ticaretinin gözbebeğiydi. /

4. O salı günü, hayatımda unutamadığım günlerden biriydi.

5. Denizin derinliklerinde bulunan batıklar, hafta sonu sergilendi. /

6. Bu, bizim geleceğimiz için kenara attığımız paraydı.

7. Türkler, 4. yüzyılda iklim değişiklikleri yüzünden Orta Asya’dan göç etmişlerdi. /

E T K İ N L İ K 3

b Zaman bildiren “bugün, yarın, akşam”

gibi kimi sözcükler cümlede zaman zarfı

değil, isim olarak kullanılabilir. Bu, cümleye “Ne zaman?” sorusu sorularak anlaşılabilir:

T Akşam, şairin ilham kaynaklarından biriydi.

T Yarınını düşünmeyenden hayır gelmez.

T Pazartesi, en sevimsiz günlerden biri.

Paylaşım

Ö rnek Q 3

Aşağıdakilerin hangisinde zaman zarfı yoktur?

A) Yaşlı kadın, gün göremedim, diyordu.

B) Pazar sabahları bu parkta yürüyüş yapıyorum.

C) Ülkemizde ilk arkeolojik çalışmalar 1930’lu

yıllarda başlamış.

D) Yazın, doğuda birkaç ili gezmek istiyoruz.

E) Çırak az sonra sefer tasıyla kapıda göründü.

Ç özüm Q

B’de “pazar sabahları”, C’de “1930’lu yıllarda”,

D’de “yazın”, E’de “az sonra” sözcükleri zaman

zarfıdır. A’da zaman zarfı yoktur.

Cevap A

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:61

Paylaşım Yayınları

23. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri (Zarf)

4. SORU ZARFI

b Fiili ve fiilimsiyi soru yoluyla belirten sözcüklere soru zarfı denir.

T “Nasıl, ne zaman, ne kadar, niçin, neden, niye, ne diye” vs. sözcükleri soru zarfıdır.

T O kadar uzaktan tabelayı nasıl görebildin?

T Kayseri’ye en son ne zaman gitmiştin?

T Arabanın bozulan parçalarının tamiri ne kadar sürecek?

T Niçin kestirme bir yol varken yolumuzu uzatıyoruz?

Ö rnek Q 5

Aşağıdaki cümlelerin hangisi ayraç içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) İzlediğiniz belgesel nerede çekilmiş? (Cümlede soru anlamı zamirle sağlanmıştır.)

B) Hititlerden kalma kaya mezarları hangi köyde bulunuyordu? (Soru anlamı sıfatla sağlanmıştır.)

C) Takımın sahaya nasıl bir taktikle çıktığını bir türlü anlayamadım. (Soru sıfatı cümleye soru anlamı katmamıştır.)

D) Akşam oldu mu neden müziği son ses açıp komşuları rahatsız ediyorsun? (Soru anlamı zarfla değil, “mı” soru edatıyla sağlanmıştır.)

E) Geçen pazar girdiğimiz sınavın sonuçları ne zaman açıklanacak?

(Soru anlamı soru zarfıyla sağlanmıştır.)

Ç özüm Q

A’da “nerede” “soru zamiri”, B’de “hangi” soru sıfatı, E’de “ne zaman” soru zarfıdır ve bu sözcükler cümleye soru anlamı katmıştır. C’de “nasıl” sıfatı cümleye soru anlamı katmamıştır. D’de soru anlamı “mı” ile değil, “neden” sözcüğüyle sağlanmıştır, “mi” soru anlamı katmamıştır.

Cevap D

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin türlerini işaretleyerek belirtiniz.

Yer-yön

Zarfı

Sıfat İsim

1. Tepeden bakınca aşağısı korkunç

görünüyordu.

/

2. Komutan her askerin bir adım ileri

çıkmasını istedi. /

3. Onu, yukarı mahalleden bir

gençle nişanlamışlar.

/

4. Evde sıkıldığım için dışarı çıktım. /

5. Sen biraz para ver, gerisini biz

hallederiz, diyordu.

/

6. Evde ne kadar ötesi berisi varsa

toplayıp başka bir yere taşınmış.

/

7. Sobayı yakmak için odunları içeri

taşıdık.

/

E T K İ N L İ K 4

T Birazdan yukarı çıkarak ev sahibiyle konuşacak. F Zarf

T Ev sahibi yukarı katta oturuyormuş. F Sıfat

T Birazdan yukarıya çıkacağını söyledi. F İsim

T İlerideki tepeden aşağı inince köyü görürsün. F Zarf

T Aşağıdan kulakları tırmalayan bir ses geliyor. F İsim

Ek almadan fiilin yönünü gösterirse zarf olarak kullanılır.

İsmi belirtirse sıfat olarak kullanılır.

Çekim eki alırsa isim görevinde kullanılır.

Yer-Yön Zarfı

T Evinize yakın bir okul varken neden uzaklara gidiyorsunuz?

T Akşamın bu saatinde ne dolaşıyorsun burada?

T Ne diye boş boş konuşup duruyor?

b “Ne zaman” ve “niçin” soruları daima soru zarfıdır.

T Evin inşaatı ne zaman bitecek?

T Niçin bizimle pikniğe gelmiyorsun?

b Soru zarfının kullanıldığı her cümlede soru anlamı olmayabilir.

T Hastanenin ne zaman hizmete gireceğini bilmiyorum doğrusu.

T Bu fırtınada niçin yola çıktığınızı anlayamıyorum.

T Yağmur altında seni ne kadar bekledim hatırlamıyorum.

T Onun eline geçen parayı niye harcadığı beni ilgilendirmiyor.

b Soru zarfının kullanıldığı soru cümlelerinde “mı/mi” varsa

soru anlamı, soru zarfıyla değil, “mı/mi” ile sağlanır.

T Onun bizimle neden konuşmadığını biliyor musun? (Soru

zarfı var ancak soru anlamı “mı”yla sağlanmış.)

T Otobüsün ne zaman hareket edeceği anons edildi mi? (Soru anlamı var ancak soru anlamı “mı” ile sağlanmış.)

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:62

TYT / TÜRKÇE 5 23. FASİKÜL

Sözcük Türleri (Zarf)

Paylaşım Yayınları

5. MİKTAR (AZLIK - ÇOKLUK) ZARFLARI

b Fiilin, fiilimsinin, sıfatın, adlaşmış sıfatın ve zarfın miktarını bildiren sözcüklere miktar zarfı denir.

b Miktar zarfı fiile, fiilimsiye, sıfata, adlaşmış sıfata ve zarfa sorulan “Ne kadar?” sorusuna

cevap verir.

T “Az, çok, daha, çokça, biraz, oldukça, pek, pek çok, en, en çok, fazla, epey, epeyce,

bayağı” gibi sözcükler miktar zarfı olarak kullanılabilir.

T Eşyaları taşırken hepimiz çok yorulduk.

T Klimalı odada fazla kalınca hasta olmuş.

T Bu evi satıp daha büyük bir eve taşınmayı düşünüyorlar.

T Az konuşan, ağır başlı, sözü dinlenen bir adamdı.

T Okul müdürü en başarılı öğrencilere ödüllerini verdi.

T Salonun duvarına oldukça büyük bir tablo asmışlar.

T Matematik testindeki sorulardan bazıları epey zordu.

T Daha hızlı yürüyelim yoksa trene yetişemeyeceğiz.

T Önce ağacın altında biraz dinlendi, ardından yola devam etti.

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin türlerini karşısında verilen yerlere

işaretleyerek belirtiniz.

Soru

Sıfatı

Soru

Zamiri

Soru

Zarfı

1. Ekonomik kriz anlarında şirket olarak

nasıl hareket etmeliyiz?

/

2. Bu kadar borcu nasıl ödeyeceksin? /

3. Bu depo, ne kadar malzeme alır? /

4. Onu son bir kez görmeyi ne kadar istedim, anlatamam.

/

5. Ne ağlayıp duruyorsun, kalk yüzünü

yıka!

/

6. Onunla az önce ne konuştunuz? /

E T K İ N L İ K 5

Ö rnek Q 6

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “üstünlük”

bildiren bir belirteç (zarf) vardır?

A) Yol yapım çalışmaları büyük bir hızla ilerliyor.

B) Burada göç, daha çok, büyük merkezlere

doğrudur.

C) Kentlere doğru büyük bir nüfus hareketi görülmektedir.

D) Burası, nüfus bakımından ikinci büyük kentimizdir.

E) Nüfus planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız vardır.

(1993 - ÖSYM)

Ç özüm Q

B’de “daha” sözcüğü, “çok” sözcüğünü derecelendirme görevinde kullanılmıştır.

Cevap B

b “Ne” sorusu “niçin” anlamında kullanılırsa soru zarfı , “hangi” anlamında kullanılırsa soru sıfatı , ismin yerini tutarsa

soru zamiri olur.

T Ne bakıp duruyorsun, birine mi benzettin? (Soru zarfı )

T Çoban, sürüyü ne tarafa götürmüş? (Soru sıfatı )

T Babam işten gelirken bize ne almış? (Soru zamiri)

b “Nasıl” ve “ne kadar” soru sözcükleri ismi belirtirse sıfat,

fiili ve fiilimsiyi belirtirse zarf olur.

T Nasıl bir işte çalışmak istiyorsun? (sıfat )

T Bu saatte buraya kadar nasıl geldiniz? (zarf )

T Bidonda ne kadar benzin var? (sıfat )

T Memlekette ne kadar kalacaksın? (zarf )

b Azlık - çokluk belirteçlerinden “daha” ve “en” derecelendirme/üstünlük anlamı taşıdığından “üstünlük belirteci” olarak adlandırılır.

T Bu işi bizden daha kısa sürede yapabilecek ekip yok. F Sıfatı derecelendirmiş

T Dağın daha yüksek kısımlarında çam ağaçları vardı. F Sıfatı derecelendirmiş

T Kestirmeden gittiği için köye daha çabuk varmış. F Zarfı derecelendirmiş

T Bu yılandan daha tehlikelisini görmedim. F Adlaşmış sıfatı derecelendirmiş

T Şair en güzel şiirlerini bu kitabında toplamış. F Sıfatı derecelendirmiş

T Sınıfın en çalışkanı bile bu soruyu yapamamış. F Adlaşmış sıfatı derecelendirmiş

T Mağazaya en son gelen müşteriye ürün kalmamış. F Zarfı derecelendirmiş

Paylaşım

b “Daha” sözcüğü “henüz, hâlâ” anlamında kullanılıyorsa zaman zarfı olur.

T İnternetten sipariş ettiğimiz ürünler

daha gelmedi.

T Bahçedeki kirazlar daha olgunlaşmamış.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:63

23. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

TEST Sözcük Türleri (Zarf)

BAŞARI İZLEME TESTİ

A’da “çok” miktar zarfı, “duvar gibi” durum zarfı, B’de “akşamları” zaman

zarfı, “büyük bir merakla” durum zarfı, D’de “baharda” zaman zarfı, “geri” yer-yön zarfı, E’de “akşam olunca” zaman zarfı, “yorgun argın” durum

zarfıdır. C’de “gezinirken” ve “yarım saat” sözlerinin ikisi de zaman zarfıdır.

Cevap C

Eylemin anlamını “durum” bakımından tamamlayan sözcükler durum zarfıdır. Fiile sorulan “Nasıl?” sorusuna yanıt vermektedir. Buna göre “mutlu,

iyice, berrak, coşkuyla” sözcükleri durum zarfıdır. A’da durum zarfı yoktur.

Cevap A

2. Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamını “durum” bakımından tamamlayan bir sözcük yoktur?

A) Yağışlı havalarda trafik sıkışıklığı daha da artıyordu.

B) Arkadaşım bugün son derece mutlu görünüyordu.

C) İlçe, hem turizm hem de sanayiden dolayı iyice gelişti.

D) Pınarın sularının aktığı kuyular oldukça berrak görünüyor.

E) Müsamereden sonra salondakiler oyuncuları coşkuyla alkışladı.

“canlı, kalıcı, pahalı, değerli” sözcükleri niteleme sıfatı, “etkili” sözcüğü

durum zarfı görevinde kullanılmıştır.

Cevap C

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük zarf görevinde kullanılmıştır?

A) Salonun duvarındaki tabloda canlı renkler vardı.

B) Kalıcı yapıtların temel özelliği evrensel özlere yer vermesidir.

C) Toplantıda o kadar etkili konuştu ki herkes heyecanlandı.

D) Doğum gününde arkadaşına pahalı hediyeler almış.

E) Çalışmayı, ülkenin en değerli bilim insanları yürütüyor.

I’de “bugün, öğleden sonra”, II’de, “nisanda”; III’te, “her gün”; IV’te, “birkaç saate” sözcükleri zaman zarfıdır. E’de zaman zarfı yoktur.

Cevap E

3. I. Bugün öğleden sonra önemli bir toplantıya katılacağım.

II. Nisanda doğa canlanmaya, çiçekler açmaya başlar.

III. Her gün sokak kedileri için mutlaka yiyecek bırakır.

IV. Ankara’dan yola çıkan otobüs birkaç saate Kayseri’ye varacak.

V. Sanatçı, zaman kavramını somutlaştıran resimler yapıyor.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde “zaman zarfı” yoktur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

E’de “geri” sözcüğü yer yön zarfı; diğer seçeneklerdeki “dışarıya, ilerisinde” isim, “aşağı” sözcüğü ise ismi nitelediği için niteleme sıfatıdır.

Cevap E

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yer-yön belirteci” kullanılmıştır?

A) Evden dışarıya çıkar çıkmaz şiddetli bir yağmur başladı.

B) Köyün aşağı taraflarında eskiden büyük bir maden işletiliyormuş.

C) Üniversite çevresinde onlarca kafe ve restoran bulunuyor.

D) Eski evin ilerisinde çocukların futbol oynadığı bir saha vardı.

E) Salonun girişindeki masaları geri çekerseniz daha çok yer açılır.

“niçin, nasıl, niye, ne” sözcükleri soru zarfıdır. D’de “hangi” soru sıfatıdır.

Cevap D

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zarfı kullanılmamıştır?

A) Akşamları niçin geç vakte kadar dışarıda kalıyorsun?

B) Bu kadar gürültülü bir ortamda nasıl ders çalışsın?

C) Çanakkale gezisine niye bizi davet etmediniz?

D) Mezuniyet gününde hangi kıyafetleri giyeceksin?

E) Suratıma anlamlı anlamlı ne bakıp duruyorsun?

A’da “biraz”, E’de “bayağı” sözcükleri fiilin miktarını, B’de “pek”, D’de “çok”

sözcüğü sıfatın miktarını belirten miktar zarflarıdır. C’de miktar zarfı yoktur.

Cevap C

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “azlık - çokluk” zarfına yer verilmemiştir?

A) Onunla bu tarihî kentin sokaklarında biraz yürüdük.

B) Köşkün büyük bir havuzu ve pek geniş bir bahçesi vardı.

C) Uzun bir süre bu ıssız adada tek başına hayatta kalmış.

D) Çok şiddetli bir fırtına çıkınca geri dönmek zorunda kalmışlar.

E) Sığındığımız yerde yağmurun dinmesini epey bekledik.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı türden zarflar bir arada kullanılmamıştır?

A) Çok sık ağaçlar ve dik yamaçlar, kentin etrafını duvar gibi kapatıyor.

B) Güneşin batışını izlemek isteyenler, akşamları büyük bir merakla bu tepelere koşuyor.

C) Sokaklarda gezinirken karşımıza çıkan bir sanat galerisinde

yarım saat oyalandık.

D) Soğuk havalarda bölgeden ayrılan göçmen kuşlar, baharda

geri geliyor.

E) Tarlada çalışan köylüler, akşam olunca yorgun argın evlerine

dönüyor.

C’de “akşam” zaman zarfı, “sevinçle” durum zarfı görevindedir.

Cevap C

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi hem durum hem zaman yönünden belirten sözcükler bir arada kullanılmıştır?

A) On yıl önce şu tepenin yamacına kasabanın su ihtiyacını karşılamak için küçük bir depo inşa edilmiş.

B) Köpeğimiz Çomar, her zaman sürünün en önünde giderdi.

C) Akşam, babamızı havaalanında sevinçle karşıladık.

D) Bugünlerin yarınlarını da düşünerek paranızı daha dikkatli harcayın?

E) Mezun olduktan sonra artık yeni bir iş arama zamanı gelmişti.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:64

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 7 23. FASİKÜL

TEST BAŞARI İZLEME TESTİ

I’de, “iri iri”, II’de “tür türlü”, IV’te “pırıl pırıl” sözleri niteleme sıfatı görevinde ikilemelerdir. III’te “doya doya”, V’te “yavaş yavaş” sözleri durum zarfı görevinde kullanılmıştır. Cevap D

D’de “neden” sözcüğü soru zarfıdır ve cümleye soru anlamı katmıştır.

A’da “ne zaman” ve E’de “nasıl” sözcükleri soru zarfıdır ancak soru anlamı bu sözcüklerle değil, “mi” ile sağlanmıştır.

Cevap D

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir zarfla sağlanmıştır?

A) Geçen hafta girdiğimiz sınavların sonuçlarının ne zaman açıklanacağını biliyor musun?

B) Okuduğunuz romanda hangi konulardan söz ediliyor?

C) O, bu itici davranışlarıyla ne yapmak istiyor?

D) Neden taksiye binmek varken bunca yolu yürüyoruz?

E) Zorlukları aşarak bugünlere nasıl geldiğinizi bilmez miyiz?

B’de “nasıl” sözcüğü, soru belirteci, C’de “yarın” sözcüğü “zaman belirteci”, D’de “dışarı” sözcüğü, “yer-yön” belirteci, E’de “en” sözcüğü üstünlük belirtecidir. A’da durum belirteci yoktur.

Cevap A

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç içinde verilen belirtecin örneği yoktur?

A) Ağaçlarla çevrili dar bir yolda yürüdük ve gölün kıyısındaki görkemli köşke ulaştık. (Durum belirteci)

B) Söylenen onca söze karşın nasıl bu kadar sessiz kalıyorsun?

(Soru belirteci)

C) Hazırladığımız projeyi onay için yarın kurula sunacağız. (Zaman belirteci)

D) Hastalığı geçince hava almak ve tanıdıklara uğramak için dışarı çıktı. (Yer-yön belirteci)

E) Yarışmadan sonra en başarılı çocuklara ödülleri verildi. (Üstünlük belirteci)

A, C ve D’de zaman zarfı, B’de miktar zarfı görevindedir. E’de “daha”

sözcüğü “büyük” sözcüğünü derecelendirme görevinde kullanılmıştır.

Cevap E

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “daha” sözcüğü “üstünlük”

bildiren bir belirteç (zarf) görevindedir?

A) Yazın gelen misafirler daha Almanya’ya dönmediler.

B) Bu lezzetli yemeklerden biraz daha alabilir miyiz?

C) Kavşaktan geçerken aracımızla az daha kaza yapacaktık.

D) O günden sonra bir daha bu köye uğramamış.

E) Ağır hastaları daha büyük bir hastaneye sevk ettiler.

“dışarıya” isim, “yüzlerce, hangi, tatlı” sözcükleri sıfat görevinde kullanılmıştır. “epey” sözcüğü, miktar zarfı, “güzel” sözcüğü durum zarfıdır.

Cevap C

9. Fotoğraf makinemi alıp dışarıya çıkıyorum. Sokaklarda epey yürüdükten sonra Kumkapı’ya ulaşıyorum. Orada bir parka oturup

bir güzel dinleniyorum. Bu sırada yüzlerce güvercin atılan yemlere

hücum ediyor. Hangi fotoğrafçı bu fırsatı kaçırır? Ben de fotoğraf

makinemi çıkarıp güvercinlerin tatlı telaşını ölümsüzleştiriyorum.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri “zarf” görevindedir?

A) I ve III B) I ve V C) II ve III

D) II, III ve V E) III, IV ve VI

I II

III IV

V

VI

13. I. Adam iri iri gözleriyle acı içinde yüzümüze bakıyordu.

II. Ev sahibi, misafirlerine türlü türlü yemekler yapmış.

III. Yaylaya çıkarken taşların arasından akan pınardan doya doya içtik.

IV. Sanatseverler, güneşli, pırıl pırıl bir havada bir araya gelmiş.

V. Demir kapı, yavaş yavaş açıldı ve düğün konvoyu avludan içeri girdi.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerindeki ikilemeler

ötekilerden farklı görevdedir?

A) I ve III B) I ve V C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

“ne” sözcüğü I’de “soru zamiri”, II’de “soru zarfı”, III’te, “soru sıfatı”, IV’te,

“miktar zarfı” görevinde kullanılmıştır. Dolayısıyla II ve IV yer değiştirmelidir.

Cevap D

15. I. Onun toplantıda ne söylediğini duydun mu?

II. Böyle küçük bir meseleden dolayı ne üzülüp duruyorsun?

III. Yeni ürünlerin tanıtımı ne gün yapılacak?

IV. Ne güzel bir evde oturduğunuzun farkında mısınız?

Yukarıda numaralanmış cümlelerdeki “ne” sözcüğünün kullanımlarıyla ilgili,

I. sözcük: Soru zamiridir.

II. sözcük: Miktar zarfıdır.

III. sözcük: Soru sıfatıdır.

IV. sözcük: Soru zarfıdır.

açıklamalarından hangileri yer değiştirirse bilgi yanlışı giderilmiş olur?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III

D) II ve IV E) III ve IV

A, B, D ve E’de “zor” sözücüğü sıfat görevinde, C’de ise zarf görevinde kullanılmıştır.

Cevap C

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “zor” sözcüğü, sözcük türü

bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Zor işleri yapmak için hep o gönüllü oluyordu.

B) Elinde olmadan zor bir duruma düşmüştü.

C) O kadar yorulmuştu ki çok zor yürüyordu.

D) Çözemediği zor soruları öğretmenine sormuştu.

E) Zor bir dönemden geçiyor, herkes ona destek olmalı.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:65

Paylaşım Yayınları

23. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

16. Yaylada gün boyu sanki dört mevsim yaşanıyor. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun ardından güneş açıyor. Biz de kahvaltının ardından dışarı çıktığımızda, bulut tarlalarıyla karşılaşıyoruz.

Birden bastıran sisin içinde kaybolsak da hava hemen açıveriyor.

Yeşilin binbir tonu, rengârenk çiçekler ve sürekli değişen yayla havası yol boyunca bize eşlik ediyor.

I. Zaman zarfı

II. Miktar zarfı

III. Yer-yön zarfı

IV. Durum zarfı

V. Soru zarfı

Bu parçada yukarıda verilenlerden hangileri yoktur?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III

D) II ve V E) IV ve V

“gün boyu, birden, hemen” zaman zarfı, “bardaktan boşanırcasına, sürekli” sözcükleri durum zarfı, “dışarı” sözcüğü yer-yön zarfıdır. Parçada

“soru zarfı ve miktar zarfı” yoktur. Cevap D

A’da ilk “uzun” zarf, ikincisi sıfattır. C’de ilk “biraz” sıfat, ikincisi zarftır.

D’de ilk “yalandan” sıfat, ikincisi isimdir. E’de ilk “böyle” sıfat, ikincisi zarftır. B’de her ikisi de zarftır.

Cevap B

20. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükler, tür bakımından

aynıdır?

A) Basit bir soruyu bu kadar uzun düşünmene şaşırdım.

İndirim yapılınca mağazanın önünde uzun kuyruklar oluşmuş.

B) Bir süre yalnız dolaştım bu şehrin sokaklarında.

Alt komşumuz eşini kaybettiğinden beri yalnız yaşıyor.

C) Biraz işim olduğundan bu yıl tatile çıkamadım.

Biraz bekleyince daha iyi bir ev bulmuştuk.

D) İş, parayı ödemeye gelince yalandan bir kavga çıkardı.

Yalandan hoşlanmaz, zarar göreceğini bilse bile doğru söyler.

E) Onların, böyle günlerde yanımızda olmasını isterdim.

Böyle kırıcı konuşursan seninle anlaşamayız.

“çok”; I’de “yoğun” sözcüğünü, III’te “eski” sıfatının miktarını; II’de “sattı” eyleminin miktarını belirttiği için belirteç görevindedir. IV’te “yer”, V’te

“kitap” ismini belirten belgisiz sıfat görevinde kullanılmıştır.

Cevap E

19. I. Trafik sabah saatlerinde ---- yoğun oluyor, bu yüzden evden

daha erken çıkın.

II. Kendi imkânlarımızla imal ettiğimiz ürünler beklediğimizden

---- sattı.

III. ---- eski dönemlerde burada neredeyse hiç ev yokmuş.

IV. ---- yeri görmek ve gezmek istediğimiz için iş yerinden birkaç

gün daha izin aldık.

V. İçeride o kadar ---- kitap vardı ki bu kitapları sınıflandırıp düzenlemek haftalar sürdü.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde, boş bırakılan yere getirilecek “çok” sözcüğü ötekilerden farklı bir görevde kullanılmış olur?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

I’de, “çok”, “erken” zarfını derecelendirmiştir. II’de, “bellerine kadar suyun içine girerek” sözü durum zarfıdır. III’te, “özenle” durum zarfı, “geri”

yer-yön zarfıdır. V’te, “niçin” soru zarfıdır ancak cümleye soru anlamı katmamıştır. IV’te “bütün gün” sözü, zaman zarfıdır. Cevap D

17. (I) Sabah çok erken kalkıp sandallarına biner, sazlar arasında kaybolup giderlerdi. (II) Bellerine kadar suyun içine girerek kamış keserlerdi. (III) Özenle bağlanmış kamış kümelerini, yine sandalların üstüne istifleyip geri dönerlerdi. (IV) Bazı türleri insan boyunu

aşan narin sazlar arasında bütün gün çalışılırdı. (V) Ben de niçin

beni de götürmezler diye içimden geçirirdim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda

verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, miktar zarfı, kendi türünden sözcüğün miktarını belirtmiştir.

B) II. cümlede, “bellerine kadar suyun içine girerek” söz grubu

zarf görevinde kullanılmıştır.

C) III. cümlede, farklı türde zarflar kullanılmıştır.

D) IV. cümlede, zarf yoktur.

E) V. cümlede, cümleye soru anlamı katmayan bir soru zarfı vardır.

“upuzun, simsiyah, bembeyaz, masmavi” sözcükleri sıfat görevinde, “sımsıkı” sözcüğü ise zarf görevinde kullanılmıştır.

Cevap A

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde pekiştirilmiş sözcük ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Çocuklarına sımsıkı sarıldı, ardından bavulunu alıp evden çıktı.

B) Elindeki upuzun sırıkla ağacın üst dallarındaki elmaları düşürdü.

C) Yürüyüş sırasında simsiyah ve parlak bir taşın yanında durduk.

D) Uçağımız bembeyaz bulutların arasından süzülerek piste indi.

E) Dağların arasından masmavi bir deniz görünüyordu.

V’inci sözcük, zarf değil isimdir. Dolayısıyla birlikte verilen açıklamayla

uyuşmamaktadır.

Cevap E

21. Güne en (derecelendirme zarfı) sevdiğim ses olan yağmurla uyandım. Yağmur yağarken herkes sığınacak yer arama telaşına kapılırken nasıl (soru zarfı) beklerim içeride? Hemen şimdi (zaman zarfı)

evden çıkmalı, yağmur altında yürümeliyim. Bu özel anın kaçmaması için hızlıca (durum zarfı) hazırlanıp dışarıya atıyorum kendimi. Ama o da ne? Ben adımımı dışarıya (yer-yön zarfı) atar atmaz

yağmur kesiliyor ve güneş yüzünü gösteriyor.

Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi ayraç içinde

verilenlerle uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II III

IV

V

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:66

TYT / TÜRKÇE 1 24. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

24.

FASİKÜL

Sözcük Türleri [Edat (İlgeç)]

SÖZCÜK TÜRLERİ

TÜRKÇE

Gibi

b Temel görevi cümlede benzetme ilgisi kurmak olduğu için “benzetme edatı” olarak da bilinir.

b Gibi edatı genellikle kendinden önceki kelimeyle öbek oluşturarak cümleye farklı anlamlar katar.

T İşçiler akşama kadar bir arı gibi hiç durmadan çalışıyor. (benzerlik)

T Gökyüzünü kara bulutlar sardı, birazdan yağmur yağacak gibi. (tahmin)

T Kamp malzemelerimizi alıp saat yedi gibi yola çıktık. (yaklaşık)

T O da kardeşleri gibi tıp fakültesinden mezun olup doktor olmuş. (eşitlik)

T Her gün eve geldiği gibi bilgisayarın başına geçip oyun oynuyor. (tezlik)

EDAT (İLGEÇ)

b Tek başlarına bir anlam taşımayan, kendisinden önceki kelimeyle ilgi kurarak cümleye çeşitli anlamlar katan sözcüklere “edat (ilgeç)” denir.

b Edatları şu şekilde sınıflandırabiliriz:

b “gibi” edatı, benzerlik anlamı verecek

şekilde kullanıldığı kimi sorularda “benzetme edatı” olarak da geçmektedir.

Paylaşım

Aşağıdaki cümlelerde kullanılan “gibi” edatının cümleye kattığı anlamları karşısında verilen yere yazınız.

Anlam

1. Birçok akranı gibi çalışmak için büyük şehirlere gitmemiş, babasının yanında kalmıştı. Eşitlik

2. Bu sene ürünlere talep çok arttı, işlerimiz daha iyi olacak gibi. Tahmin

3. Günler, rüzgârın sürüklediği beyaz bulutlar gibi geçip gidiyor. Benzerlik

4. Onunla on gibi buluşacaktık ancak gelmedi. Yaklaşıklık

5. Çocuk, vapurdan indiği gibi annesine koştu. Tezlik

6. O da ablası gibi güler yüzlü ve candan davranmaya özenirdi. Karşılaştırma

E T K İ N L İ K 1

Çoğunlukla ek almadan kullanılan edatlar: Gibi, göre, kadar, için, üzere, sanki, denli,

ile

Cümledeki kullanımına göre “sadece” anlamı verdiğinde edat olan sözcükler:

Ancak, yalnız, tek, bir, sadece, sade

Hâl ekleriyle öbekleşerek edat olarak kullanılan sözcükler:

-e doğru, -e karşı, -e karşın, -e rağmen, -e değin, -e dek, -den dolayı, -den başka,

-den beri, -den ötürü...

Edatların Özellikleri

b Cümleye değişik anlam özellikleri katar.

T Gezimiz sırasında pınarın buz gibi suyundan içerek biraz dinlendik. (benzetme)

T İnsanlar bu kurslara meslek sahibi olmak için geliyor. (amaç)

b Cümleden çıkarılınca cümlenin anlamı

genellikle değişir veya bozulur.

T Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi

binmeli.

T “Ata dost bakmalı, düşman binmeli.”

anlam tamamen değişmiştir.

b Başka kelimelerle birleşerek söz öbeği (edat grubu) oluşturur.

T Koskoca aile kutu gibi bir evde yaşıyor. (“kutu” sözcüğü “gibi” edatıyla öbekleşerek sıfat görevinde kullanılmıştır.)

T Elindeki işleri öğleye kadar bitirdi. (“öğle” sözcüğü “kadar” edatıyla öbekleşerek zarf görevinde kullanılmıştır.)

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:67

Paylaşım Yayınları

24. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri [Edat (İlgeç)]

Kadar

b Bir benzetme edatı olan kadar, yalın hâldeki veya -e yönelme hâli

eki almış kelimelerle kullanılır. Kendinden önceki kelimelerle öbekleşebilir.

b Cümleye “karşılaştırma, benzerlik, eşitlik, yaklaşıklık, ölçü” vs.

anlamları katar.

T Dünyada İstanbul kadar güzel bir kent yok bence. (ölçüsünde)

T Vakıf, her yıl elli kadar öğrenciye burs veriyormuş. (yaklaşık )

T Başı ağrıdığı için sabaha kadar hiç uyumamış. (zaman )

T Tatile giderken taşıyabileceğiniz kadar eşya alın. (miktar )

T Ankara da Sivas kadar soğuktur bu mevsimde. (karşılaştırma )

Ö rnek Q 1

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kadar” kelimesi “ölçüsünde, derecesinde” anlamına gelmektedir?

A) Konferansa yüz kadar öğrenci gelmişti.

B) Dün gece sabaha kadar uyumamış.

C) On beş yaşına kadar Ankara’da oturmuş.

D) Bu yaşta, onun kadar kuvvetli çocuk görmedim.

E) Anlatılanlardan ben de filmi görmüş kadar oldum.

(ÖSYM - 1995)

Ç özüm Q

A’da “yaklaşıklık”, B ve C’de “zaman”, E’de “gibilik” anlamları katmıştır.

D’de ise “ölçüsünde” anlamında kullanılmıştır.

Cevap D

Aşağıdaki cümlelerde kullanılan “kadar” edatının cümleye kattığı anlamları karşısında verilen yere yazınız.

Anlam

1. İşin bu noktaya gelmesinden sen de onun

kadar sorumlusun. Eşitlik

2. Küçük çocuğun yüzü bir ay kadar parlaktı. Benzerlik

3. Sahada kimse onun kadar mücadele etmiyordu. Karşılaştırma

4. Otel, her gün yüz kadar turisti ağırlıyor. Yaklaşık

5. Bu işte onun kadar hızlısını görmedim. Ölçüsünde

6. Hastalığı geçene kadar hafif bir işte çalışması

gerekiyormuş.

Zaman

E T K İ N L İ K 2

Ö rnek Q 2

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “göre” edatı, farklı bir anlam ilgisi kurmuştur?

A) Bu edebiyat dergisi, diğer dergilere göre şiire daha çok yer veriyor.

B) Kayseri’ye otobüsle gitmek, maliyet açısından uçağa göre avantajlıydı.

C) Bu yıl yapılan sınavdaki Türkçe soruları, geçen yılkine göre kolaymış.

D) Yapılan bir araştırmaya göre az uyuyanlarda obezite ve kalp hastalıkları daha sık görülüyormuş.

E) Geçen yıl yurt dışına taşınanların oranı, bu yıla göre yüksekti.

Ç özüm Q

A, B, C ve E’de “göre” edatı karşılaştırma, D’de ise “görelik” anlamı katmıştır.

Cevap D

Göre

b Yönelme hâli ekiyle (-e) birlikte kullanılarak söz öbeği oluşturabilir.

Cümleye farklı anlamlar katar.

T Bana göre olayla ilgili anlatılanlar gerçeği yansıtmıyor.

(görelik )

T Bu mahallede her bütçeye göre ev vardı. (ölçülülük )

T Anlatılanlara göre bu savaşa otuz bin kişilik bir ordu katılmış.

(bakılırsa )

T Güreş, futbola göre çok daha eski bir spor dalı. (karşılaştırma)

T Koskoca dükkânda ayağına göre bir ayakkabı bulamamış.

(uygunluk )

D Y

D Y

1 2

D Y

3 4

“Gençlerin kişiliğine göre bir meslek sahibi olması, yaşamda mutlu olmaları için bir gerekliliktir.” cümlesinde göre edatı, “uygunluk” anlamında kullanılmıştır.

“Buz gibi suyu kana kana içti.” cümlesinde edat,

cümleye “ölçüsünde” anlamı katmıştır.

“Şimdiye kadar hiç evcil

hayvanımız olmadı. ” cümlesine “kadar” edatı, ölçüsünde anlamı katmıştır.

Aşağıdaki cümlelerde her doğru (D) yanıt 7 puan olarak değerlendirilecektir. Buna göre çıkış kapılarından alınacak puanları belirleyiniz.

E T K İ N L İ K 3

Cevap  14 Cevap  7 Cevap  0 Cevap  7

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:68

TYT / TÜRKÇE 3 24. FASİKÜL

Sözcük Türleri [Edat (İlgeç)]

Paylaşım Yayınları

İçin

b Cümleye “amaç, neden, özgülük, görelik, karşılık” gibi anlamlar katabilir. Kendinden önceki kelimeyle öbek oluşturabilir.

T Uzun süre kar yağdığı için bölgede çığ tehlikesi var. (neden )

T Kasabadaki gençler iş bulmak için büyük şehirlere gidiyor. (amaç )

T Bu telefonu yurt dışından benim için almış. (özgülük )

T Birkaç gün için oralara kadar gidilir mi? (süre )

T Salondaki tabloları almak için ne kadar ödediniz? (karşılık )

T Senin için güzel olan bizim için güzel olmayabilir. (görelik )

T Yeni yönetici için herkes çok disiplinlidir, diyor. (hakkında )

T Atalarımız, vatan için canlarını bile feda etmekten çekinmedi. (uğruna )

T İyi bir eve sahip olmak için daha çok para biriktirmelisin. (koşul )

Sanki

b Cümleye “benzetme, uyarı, hoş görmeme, sözüm ona, sözde, inanmama, zannetme,

öyle sanma” anlamları katar.

T Durgun deniz, sanki bir çarşaf gibi dümdüz görünüyordu. (Benzerlik )

T Şimşekler çakmaya başladı, sanki birazdan yağmur yağacak. (Tahmin )

T Sanki olayın tüm sorumlusu benmişim gibi beni suçlayıp duruyor. (Reddetme )

T Bir de onunla konuş diyorlar, sanki bizi dinler de! (İnanmama )

Üzere

b Cümleye “amaç, koşul, zamanda yakınlık, süre” vs. anlamları katar.

T Ova görkemli bir kızıllığa büründü, güneş batmak üzere. (Yakınlık )

T Sabah erkenden kalkmış, yola çıkmak üzere hazırlanmış. (Amaç )

T Yarın getirmek üzere arabamı alabilirsin. (Koşul )

T Onunla anlaştığımız üzere tarla ve bahçe bende, eski ev onda kalıyor. (Şekilde )

Ö rnek Q 4

I. Onun için bu şehri avucunun içi gibi bilir diyorlar.

II. Eve giren kedi, kapı açıldığı gibi dışarı fırladı.

III. Bu uçsuz bucaksız bozkırın ortasındaki köyde on gün kadar kalmıştık.

IV. Burası etrafındaki göller ve sazlık alanlarla

sanki bir kuş cennetiydi.

V. Bakımları yapılınca aracın performansı eskisine göre iyi oldu.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde yer alan

altı çizili edatların cümleye kattığı anlamlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, “hakkında” anlamı

B) II. cümlede, “tezlik” anlamı

C) III. cümlede, “yaklaşık” anlamı

D) IV. cümlede, “benzerlik” anlamı

E) V. cümlede, “uygunluk” anlamı

Ç özüm Q

I’de “hakkında”, II’de “tezlik”, III’te “yaklaşık”, IV’te

“benzerlik” anlamında kullanılmıştır.

V’te ise “göre”, uygunluk değil, karşılaştırma anlamı katmıştır.

Cevap E

Ö rnek Q 3

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “için” kelimesi, “amacıyla, maksadıyla” anlamında kullanılmıştır?

A) Çocuklar için yapmadığı fedakârlık kalmadı,

diyorlar.

B) Bu paket arkadaşınız için hazırlanmıştı.

C) O sıralarda Ankara’da olmadığım için olayı

bilemiyorum.

D) İki haftalık harçlığını bu kitabı almak için biriktirmiş.

E) Arkadaşınız için herkes aynı şeyleri söylüyor.

(ÖSYM - 1986)

Ç özüm Q

A’da “uğruna”, B’de “adına”, C’de “neden”, E’de

“hakkında” anlamı katmıştır.

D’de “amacıyla” anlamında kullanılmıştır.

Cevap D

Aşağıdaki cümlelerde geçen “için” edatının kattığı anlamları eşleştirerek belirtiniz.

1. Küçük balıklar, suya atılan yemleri kapmak için birbiriyle yarışıyor.

b a. Neden

2. Çok şiddetli bir yağmur yağdığı için piknik ertelendi. a b. Amaç

3. Ailesi için her türlü fedakârlığa katlanıyordu. e c. Oranla

4. Bu mektup sizin için gelmiş. d d. Adına

5. Bu palto senin için çok geniş bence. c e. Uğruna

6. Turistler Datça için dünyanın en güzel yeri, diyormuş. f f. Hakkında

E T K İ N L İ K 4

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:69

Paylaşım Yayınları

24. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri [Edat (İlgeç)]

İle

b “İle” edatı cümleye; “araç, birliktelik, neden veya durum” anlamı kazandırır.

b “İle” edatı, kendisinden önceki sözcüğe bitişik yazılabildiği gibi bu

sözcükten ayrı da yazılabilir.

T Şampiyon olan takımı havaalanında coşkuyla karşıladılar.

(durum )

T Yarın akşam uçakla memleketine dönecekmiş.(araç )

T Yaz sabahları babamla sahilde biraz yürürdük.(birliktelik )

T Elektriklerin kesilmesiyle bilgisayardaki işlerim yarım kaldı.

(sebep )

Aşağıdaki cümlelerde geçen “ile” sözcüğünün türünü karşısındaki yere işaretleyiniz.

Edat Bağlaç

1. Adamın salona girmesiyle çıkması bir oldu. /

2. Rüzgârın da etkisiyle sararmış yapraklar

oraya buraya savruluyordu.

/

3. Çalıştığı yerle evi arasında çok mesafe

yoktu.

/

4. Büyük bir heyecanla yeni romanına başladı.

/

5. Depodaki eşyaların hepsi yarın kamyonla

mağazaya taşınacakmış

/

E T K İ N L İ K 5

Ö rnek Q 5

“Televizyon reklamları radyo ile yapılanlardan daha etkili oluyor.”

“İle” sözcüğü, aşağıdaki kullanımlardan hangisinde bu cümledekiyle aynı görev ve anlamdadır?

A) Bugün radyo ile televizyonun hayatımızdaki yeri ve önemi yadsınamaz.

B) Ona göre ahlak, düşündüğü ile yaptığı arasındaki benzerliktir.

C) Sinekli Bakkal ile Tatarcık, Halide Edip’in toplumsal konulu iki romanıdır.

D) O, deyimleri ve tekerlemeleri ile İstanbul Türkçesinin güzelliğini yansıtmıştır.

E) Onu en çok ilgilendiren, gazetenin gülmece sayfası ile spor haberleridir.

(ÖSYM - 1982)

Ç özüm Q

Öncülde edattır. A, B, C ve E’de bağlaç, D’de edat olarak kullanılmıştır.

Cevap D

D’de sıfat değil, edat görevinde kullanılmıştır.

Cevap D

Ö rnek Q 6

l. Aradığınız çiçekleri yalnız bu dükkânda bulabilirsiniz.

ll. Bu makineyi iki yıldır kullanıyoruz yalnız hiç memnun değiliz.

lll. Biraz yalnız kalmak ve dinlenmek için bu bağ evine gelmiş.

lV. Tarladan her yıl yalnız kendilerine yetecek kadar ürün alıyorlarmış.

V. Bu dilini ve kültürünü bilmediğim insanlar arasında çok yalnızım, diyordu.

Yukarıda numaralanmış cümlelerde “yalnız” sözcüğünün görevleriyle ilgili olarak aşağıdaki açıklamalardan hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, “sadece” anlamı vererek ilgeç görevinde kullanılmıştır.

B) II. cümlede, bağlaç görevinde kullanılmıştır.

C) III. cümlede, belirteç görevindedir.

D) IV. cümlede, sıfat görevindedir.

E) V. cümlede, isim görevindedir.

Ç özüm Q

b “İle” sözcüğü, iki sözcüğü veya sözü bağlama göreviyle kullanılabilir. Bu durumda bağlaç olur. “ile”nin bağlaç olduğunu anlamak

için yerine “ve” bağlacını getirebiliriz. “İle”nin yerine “ve” bağlacı

getirilebiliyorsa “ile” bağlaç; getirilemiyorsa edat olur.

Sadece, Yalnız, Ancak, Bir, Tek, Sade

b “Yalnız” sözcüğü “sadece” anlamında kullanılırsa edat ; “ama, fakat” anlamında kullanıldığında bağlaç ; ismi nitelediğinde sıfat ; fiilin durumunu belirttiğinde zarf olur:

T Öğretmenler toplantısı olduğu için okulda yalnız dört ders işleyebildik. (Edat )

T Bu dediklerinizi yaparım yalnız bana biraz süre vermelisiniz.

(Bağlaç )

T Gençliğinden beri bu küçük dükkânda yalnız çalışıyormuş.

(Zarf )

T Evimizin üst katında emekli, yalnız bir adam yaşıyor.

(Sıfat )

b “Ancak” sözcüğü “sadece” anlamında kullanılırsa edat, “ama,

fakat” anlamında kullanılırsa bağlaç, zaman anlamı katarsa

zarf olur:

T Ailemle ancak yaz tatilinde görüşebiliyorum.

(Edat )

T Eşyaları yukarıya ancak öğleye doğru taşıyabildik.

(Zarf )

T Romanın konusu güzel ancak roman anlatım olarak pek başarılı değil. (Bağlaç )

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:70

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 5 24. FASİKÜL

Sözcük Türleri [Edat (İlgeç)]

E’de “isim” değil, “sıfat” görevinde kullanılmıştır.

Cevap E

Ö rnek Q 7

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “başka” sözcüğünün cümledeki

görevi ayraç içinde yanlış verilmiştir?

A) Bizden başka herkes bahçede top oynuyordu. (ilgeç)

B) Haftaya başka bir yerde buluşmak üzere sözleştik. (sıfat)

C) O, başkaları gibi davranmıyordu hiçbir zaman. (zamir)

D) Bu tepeden Ölü Deniz bir başka görünüyor. (zarf)

E) Yurt dışına gittiğinden beri sanki başka birine dönüşmüş. (isim)

Ç özüm Q

b “Bir” ve “tek” sözcükleri “sadece” anlamı verdiğinde edat , diğer

türlü, sıfat, zarf gibi görevlerde kullanılır.

T Arkadaşlarım içinde tek Mahmut’la görüşüyorum. (Edat )

T Şehrin dışındaki tek katlı evlerden birinde yaşıyor. (Sıfat )

T Bu dönem sınıfımızda bir ben onur belgesi almışım. (Edat )

T Söğüt ağaçlarının altında bir saat dinlendi. (Sayı sıfatı )

T Bisikleti çalınınca babası yeni bir bisiklet almış. (Belgisiz sıfat)

T Mahalledeki bazı çocuklarla bir yaştayım. (Niteleme Sıfatı )

T Liseden mezun olanlar arasında bir sen bir de o öğretmen oldunuz. (Bağlaç )

T Bir baktım ki çocuklar odanın altını üstüne getirmiş. (Zarf )

“-e Rağmen, -e Karşın, -e Dek, -e Değin, -e

Denli, Değil, - den Dolayı, -den Beri

T Kulüp başkanı, tüm ısrarlarımıza rağmen transferle ilgili bilgiler vermedi. (karşıtlık )

T Bütün gece uyumamasına karşın kendini dinç hissediyordu. (rağmen)

T Sınav başvuruları eylülün beşine dek yapılmalı. (zaman )

T Sabaha değin yağan kar bizi evlerimize hapsetmişti. (zaman )

T İnsanın bilgisi ne kadar çoksa kendine güveni o denli yüksek oluyor. (derece)

T Yaşadığımız kent, deniz kenarında olduğundan pek soğuk değil.

(olumsuzluk)

T Yoğun sisten dolayı göz gözü görmüyordu. (neden-sonuç)

T Müzeden içeri girince uzun zamandan beri görmediğim bir arkadaşıma rastladım. (zaman )

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin türlerini karşısında verilen yerlere yazınız.

1. İş yerinde bu hafta tek o mesaiye kalmış. Edat

2. Ağrı, uzaktan çocuğun bile tırmanacağı bir

dağ izlenimi veriyordu. Belgisiz Sıfat

3. Kar, birden bastırınca kampta bir gün kalabildik. Sayı Sıfatı

4. Toplantıda alınan kararlara bir o itiraz etti. Edat

5. Üç günlük bir kursla tek başınıza sörf yapacak

düzeye gelmeniz mümkün. Sıfat

E T K İ N L İ K 6

-e Karşı

b “Karşı” sözcüğü, “-e” durum ekiyle öbekleşerek edat olarak kullanılır. Cümleye “yer-yön, yönelme, zaman” gibi anlamlar katar.

T Sabaha karşı çıkan yangında 2 hektarlık orman kül olmuş.

(Zaman )

T Otele gelince ilk işimiz denize karşı oturup manzarayı izlemek

oldu. (Yönelme )

-den Başka

b “Başka” sözcüğü, durum eki almış sözcüklerden sonra gelerek

bunlarla öbekleşir ve “-den başka” biçiminde edat olarak kullanılır.

T Benden başka herkesin görüşlerini aldılar.

b “Başka” sözcüğü, ayrılma durum ekiyle (-den) öbekleşmeden

“isim, sıfat, zarf” olarak kullanılabilir.

T Başka bir mağazaya gitmeye karar verdik. (Sıfat )

T Hep başkalarının sözüne bakman doğru değil. (Zamir )

T Benimle başka, seninle başka konuşuyor. (Zarf )

b “Karşı” sözcüğü, kullanıldığı cümlelere göre “isim, sıfat” olarak

kullanılabilir, “birleşik fiil” oluşturabilir.

T Karşı, buradan çok daha güzel görünüyor. (İsim)

T En sevdiği arkadaşı karşı apartmanda oturuyormuş.(Sıfat )

T Köye yeni bir ev yapmak fikrine karşı çıktım. (Birleşik fiil )

-e Doğru

b “Doğru” sözcüğü, durum eki almış sözcüklerden sonra gelerek bunlarla öbekleşir ve “-e doğru” biçiminde edat olarak kullanılır. Cümleye “yer-yön, yönelme, zaman” gibi anlamlar katar.

T Yolcuları limandan alan gemiler, Akdeniz’e doğru yelken açtı. (yer-yön )

T Akşama doğru kar yağışı azalmış, çocuklar kartopu oynamak

için parka koşmuştu. (zaman )

b “doğru” sözcüğü, kullanıldığı cümlelere göre “isim, sıfat, zarf”

görevinde olabilir.

T Bu olayın doğrusunu kimse anlatmıyor. (İsim )

T Bu yatırım yapabileceğin doğru bir iş değil. (Sıfat )

T Bir yandan itiraz ediyor bir yandan da sen de doğru söylüyorsun, diyor. (Zarf )

T Eve geldi mi doğru mutfağa geçip yemek yapar. (Zarf )

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:71

24. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

TEST Sözcük Türleri [Edat (İlgeç)]

BAŞARI İZLEME TESTİ

A’da “kadar”, B’de “için”, C’de “gibi”, D’de “yalnız, sanki” sözcükleri edattır. E’de edat yoktur.

Cevap E

4. “İle” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat olarak kullanılmamıştır?

A) Bize kendi elleriyle yetiştirdiği kavunlardan ikram etti.

B) Uzun bir sopayla ağacın yüksek dallarındaki dutları düşürdü.

C) Babam cüzdanıyla telefonunu yine evde unutmuş.

D) Safranbolu, tarihî evleriyle ünlü yörelerimizden biridir.

E) Eskiden çocuklar toprakla oynar, uçurtma uçururdu.

“İle” yerine “ve” getirilirse bağlaç, getirilemezse edat olur. Buna göre C’de

“cüzdanıyla telefonu” sözünde “ile” yerine “ve” getirilebildiği için “ile” bağlaç görevinde kullanılmıştır.

Cevap C

B’de “hakkında”, C’de “uygunluk”, D’de “neden-sonuç”, E’de “görelik”

anlamlarında kullanılmıştır. A’da “için” edatı, “amacıyla” anlamı katmıştır.

Cevap A

1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde edat yoktur?

A) Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar

Sevgilim sen olmazsan bu dünya neye yarar

B) Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için

Uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara

C) Gün biter gülüşün kalır bende

Anılar gibi sürüklenir bulutlar

D) Gidenler nerede kaldılar, özledim gülüşlerini

Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki

E) Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada

Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık

A’da, ilk cümlede “ancak” edat, ikinci cümlede zarf; B’de, ilk cümlede “tek”

sıfat, ikinci cümlede “edat”; C’de “doğru”, ilk cümlede zarf, ikinci cümlede

“edat”, D’de “beri” ilk cümlede edat, ikinci cümlede yer-yön zarfı olarak

kullanılmıştır. E seçeneğinde yalnız sözcüğü her iki cümlede de edattır.

Cevap E

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükler, tür bakımından aynıdır?

A) Bu kadar işi kısa sürede ancak sen yapabilirsin.

Eve gidip uzun süre dinlenince ancak rahatlamış.

B) Gecenin karanlığında tek başına yola çıkmış.

Krizden tek biz değil, ticaret yapan herkes etkilendi.

C) Montajı doğru yapamadıkları için dolabın kapağı sallanıyor.

İlçede akşama doğru sokaklar iyice tenhalaşıyor.

D) Yıllardan beri, doğru düzgün bir iş bulamamıştı.

Biraz beri gel de arkadaşın da araca binebilsin.

E) Maçı izlemeye yalnız gençler değil, her yaştan insan gelmiş.

Tatilimiz kısa olduğundan yaylada yalnız dört gün kalabildik.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “için” edatı “amacıyla/maksadıyla” anlamında kullanılmıştır?

A) Bu zor gününde arkadaşları ona destek olmak için gelmiş.

B) Eleştirmenler onun için Türk edebiyatının en gizemli şairidir,

demişler.

C) Bu zor meslek, onun gibi hassas biri için uygun değildi.

D) Çok kar yağdığı için merkeze uzak ilçelerin yolları kapanmış.

E) Sıkıntıya, derde katlanan sen değilsin tabii, senin için hava hoş.

Verilen cümledeki anlam B seçeneğinde bulunmaktadır.

Cevap B

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “gibi” sözcüğü, “Arkadaşı sınavı kazanınca kendisi kazanmış gibi sevindi.” cümlesindeki ile

aynı anlamda kullanılmıştır?

A) Küçük bir kedi, tezgâhın üstündeki ciğeri kaptığı gibi kaçtı.

B) Afganistan’la ilgili bu uzun belgeseli izleyince orayı görmüş gibi oldum.

C) Her sabah olduğu gibi bu sabah da otobüse binmek için durağa geldim.

D) Hayatta onun gibi fedakâr ve iyi yürekli insanlarla karşılaşmak

çok zor.

E) Onun şımarık bir çocuk gibi davranmasından hepimiz sıkılmıştık.

“kadar” sözcüğü E’de “miktar” değil, “yaklaşık olarak” anlamında kullanılmıştır.

Cevap E

6. Aşağıdaki cümlelerde “kadar” edatı, cümleye ayraç içinde verilen anlamı katmamıştır?

A) Başkan gelinceye kadar yerine ben vekalet edeceğim. (Zaman, süre)

B) Bu şirkette kargo ücretleri diğerleri kadar pahalı değil. (Karşılaştırma)

C) Yazın en sıcak günlerinde bile havuz bu kadar kalabalık olmadı. (Denli)

D) Bu yaşta Atakan kadar zeki bir çocuk görmedim. (Ölçüsünde)

E) İklim değişikliği konferansına yüz kadar ülkenin temsilcileri katılmış. (Miktar)

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:72

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 7 24. FASİKÜL

TEST BAŞARI İZLEME TESTİ

“kadar” edatı, “karşılaştırma” değil, “farklı nitelikleri içine alacak denli geniş” anlamında, “için” edatı ise “hakkında” değil, amacıyla anlamı katacak biçimde kullanılmıştır.

Cevap B

9. Bina yapımında kullanılan ahşap, meşeden gürgene kadar her türlü ağaçtan sağlanabiliyor. Ancak, yapının değişik yerlerinde binanın sağlam olması için farklı türde ağaçlar kullanmak gerekiyor. Dayanıklı yapısından dolayı meşenin suyla temas eden cephelerde;

iyi özelliklerine rağmen dayanıksız olan kayının içeride kullanılması gerektiğini bilmek zorunda ustalar.

I. “kadar” edatı, “karşılaştırma” anlamında kullanılmıştır.

II. “Ancak” sözcüğü ilgeç görevinde değildir.

III. “için” edatı “hakkında” anlamında kullanılmıştır.

IV. “dolayı” sözcüğü, neden anlamlı bir ilgeçtir.

V. “rağmen” “karşıtlık” anlamı verecek şekilde kullanılmıştır.

Bu parçayla ilgili olarak yukarıda verilenlerden hangileri söylenemez?

A) I ve II B) I ve III C) II ve V

D) III ve IV E) IV ve V

“Başka” sözcüğü A, B ve D’de “sıfat”, E’de “zamir” görevindedir. C’de

ise “-den başka” biçiminde öbekleşerek “edat” görevinde kullanılmıştır.

Cevap C

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “başka” sözcüğü edat (ilgeç)

görevinde kullanılmıştır?

A) Aradığımız elbiseleri burada bulamayınca başka bir mağazaya gitmeye karar verdik.

B) Şimdi işimiz olduğu için yola çıkıyoruz ancak başka zaman

daha uzun kalırız.

C) Merkeze uzak bu dağ köyünde muhtar ve birkaç köylüden

başka kimse yoktu.

D) O yıllarda geç vakitlere kadar sokaklarda oynar, başka mahallelerin çocuklarıyla maçlar yapardık.

E) İnsanlar yüzde yüz suçlu olsa bile suçu başkasına atma eğiliminde oluyor.

E’de “tilki gibi” sözü, edat grubudur ve “adam” sözünün sıfatı olarak kullanılmıştır. Cevap E

10. Edatlar kendilerinden önceki sözcüklerle öbekleşerek sıfat ya da

zarf görevinde kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat öbeği sıfat görevinde

kullanılmıştır?

A) İyi bölüm kazanmak için gecesini gündüzüne katıp çalıştı.

B) Araştırmalara göre çikolata yemek insanın moralini yükseltiyormuş.

C) Sanatçı konserin sonuna doğru yeni şarkısını seslendirdi.

D) Sabahtan beri kayıp olan çocuk iki mahalle ötede bulunmuş.

E) Tilki gibi adamdı, onu kimse kolay kolay kandıramazdı.

I’de “kadar”, III’te, “gibi”, IV’te, için”, VI’da “oyunlarıyla (ile)” edatları vardır. II ve V’te edat yoktur.

Cevap C

7. (I) Dev su kanallarının ardındaki şehrin devasa bir kale kadar büyük duvarları, ağaçların arasından hayal meyal seçiliyor. (II) Cebimdeki ufak feneri çıkarıp diğer ziyaretçilerin peşine takılıyorum.

(III) Bir yere yetişecekmiş gibi hızlı adımlarla hareket ediyoruz.

(IV) Amacımız gün doğumunu seyretmek için en güzel yeri kapmak. (V) Biraz ilerleyince küçük bir kapının önüne varıyoruz. (VI)

Göletin dibine yürüyünce güneşin oyunlarıyla baş başa kalıyoruz.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde edat yoktur?

A) I ve IV B) II ve III C) II ve V

D) IV ve V E) V ve VI

Parçada “gibi, ile, için, üzere” olmak üzere 4 edat vardır.

Cevap C

11. Hırvatlar, dolma kalem gibi günlük hayatta çok kullandığımız bazı

objeleri icat edip tüm dünyanın kullanımına sunmuşlar. Bunların

başında “kravat” geliyor, zaten “kravat” kelimesi de “Hırvat” sözcüğü ile eş anlamlı. 17. yüzyılda, Fransa Kralı’nın emrindeki Hırvat kökenli paralı askerler, kendilerini diğerlerinden ayırmak için

boyunlarına bir eşarp bağlayınca “kravat” doğmuş. Bugün, Zagreb’de, başta ipek olmak üzere her tür kravatı bulmak mümkün.

Zagreb’de, başka yerlerde artık pek bulunmayan el ürünü objeler bulmanın ve artık yok olmakta olan zanaatkârları keşfetmenin

keyfi de yaşanabiliyor.

Bu parçada kaç edat (ilgeç) kullanılmıştır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

I’de “bir” edattır, II’de “karşı” sözcüğü “e karşı” biçiminde öbekleşmiştir. III’te edat yoktur. IV’te “üzere” koşul ilgisi kurmuştur. V’te “için” ilgeci

amaç değil, “uğruna” anlamı katmıştır.

Cevap E

12. I. Onlarca tablo arasından bir bu manzara resmini beğenmiş ve

satın alarak salonuna asmış.

II. İki yakın arkadaş, kavga ettikten sonra birbirlerine karşı soğuk

davranmaya başladı.

III. Oyun sırasında salondan bir uğultu gelince oyuncuların konsantrasyonu bozuldu.

IV. Bir hafta sonra ödemek üzere ondan biraz borç para istedim.

V. Adamcağızın çocukları için yapmadığı fedakârlık kalmadı.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, "bir" sözcüğü “sadece” anlamında edat olarak kullanılmıştır.

B) II. cümlede, “karşı” sözcüğü hâl ekiyle öbekleşerek “edat” görevinde kullanılmıştır.

C) III. cümlede, edat yoktur.

D) IV. cümlede, “üzere” edatı, koşul anlamı katmıştır.

PAYLA

E) V. cümlede, "için" edatı, cümleye "amaç" anlamı katmıştır.

ŞIM YAYINLARI

P:73

Paylaşım Yayınları

24. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

13. Yazar, ömrünün sonuna dek balıkçıların, süngercilerin, deniz emekçilerinin yaşamlarını anlattı. Bütün metinlerini şiirsel dili ile dokudu.

Onun için deniz, özgürlüğün simgesiydi ama bu özgürlükte herkesi kuşatan bir yön de vardı. Karşı olduğu görüş ve anlayışlara

hoş görüyle bakmak, başka insanları kucaklamak ve doğru bildiği yoldan şaşmamak onun en önemli nitelikleri arasındaydı.

Bu parçada geçen,

I. ile

II. dek

III. karşı

IV. başka

V. doğru

sözcüklerinden hangileri ilgeçtir?

A)  I ve II B)  II ve III C)  III ve  IV

D) II ve IV E) III ve V

Parçada “karşı” isim, “başka” sıfat ve “doğru” sözcüğü ise zarf görevinde

kullanılmıştır. “ile” ve “dek” sözcükleri ise edat görevindedir.

Cevap A

I, II, III ve IV’te edat görevinde, V’te bağlaç görevinde kullanılmıştır.

Cevap E

14. (I) Sarp doğası, zengin bitki örtüsüyle ünlü olan İkizdere yakınındaki Fırtına Vadisi'ndeyiz. (II) Buzul göllerinin serin sularıyla beslenen Fırtına Deresi, Karadeniz'e geniş bir vadi yaparak dökülür.

(III) Millî park statüsündeki Fırtına Vadisi doğal yaşlı ormanlarıyla

dünyanın koruma öncelikli 200 ekolojik bölgesinden biri. (IV) Doğal olarak yetişen 2460 bitki türüyle de âdeta bir botanik bahçesi.

(V) Osmanlı Dönemi’nde yapılan taş köprülerle su kemerleri ise

bu doğal güzelliğe insanın güzel bir dokunuşu gibi duruyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “ile” ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?

A)  I B)  II C)  III D)  IV E)  V

A’da “göre” karşılaştırma, B’de “kadar” ölçü, C’de “gibi” benzetme, D’de

“üzere” zaman anlamlarında kullanılmıştır. E’de “ile” (coşkuyla) durum

anlamı katmıştır.

Cevap E

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki edat, ayraç içinde verilen

anlam ilgisiyle uyuşmamaktadır?

A) Bu oyun, yazarın diğer oyunlarına göre kısaydı. (Karşılaştırma)

B) Onun kadar anlayışlı bir yönetici çok zor bulunur. (Ölçü)

C) Dağların arasındaki yollar bir yılan gibi kıvrılıyordu. (Benzetme)

D) Tam zamanında geldiniz, maç başlamak üzere. (Zaman)

E) Salondaki izleyiciler oyuncuları coşkuyla alkışladı. (Birliktelik)

A’da “göre”, B’de “kadar”, C’de “için”, E’de “ile” sözcükleri edattır.

D’de “beri, rağmen, sadece” sözcükleri edat görevindedir.

Cevap D

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden çok edat kullanılmıştır?

A) Söylenenlere göre Akdamar Adası’nın adı, burada yaşanan bir

aşk hikâyesinden geliyormuş.

B) Yapılacak büyük tatbikata bin kadar asker katılacakmış.

C) Kaldığımız pansiyondan sahile ulaşmak için bir kilometre yürüdük.

D) Dünden beri çalışmasına rağmen projenin sadece iki bölümünü bitirebilmiş.

E) Baharın gelmesiyle birlikte köyümüzdeki direklerin tepelerine

leylekler yuva yapmaya başladı.

A’da “yalnız ve değil” edattır. B’de “gibi” benzetme edatıdır. D’de “(deniz)e doğru” sözü yönelme anlamlı bir edattır. E’de edat yoktur. C’de “ile”

edat değil, bağlaç görevindedir.

Cevap C

16. Aşağıdaki dizelerin hangisi ayraç içinde verilen açıklamayla

uyuşmamaktadır?

A) Yalnız seni düşünür her an seni yaşarım

Seni sevmekten değil kaybetmekten korkarım

(Birden çok edat vardır.)

B) Sabun köpüğü gibiydi umutlarım

Bir derin kuyu yüreğindeyim sanki sessiz

(Benzetme edatı vardır.)

C) Bulutlara çık da gel semaya çizdim resmini

Nakkaş gibi işledim yıldızla güneşe ismini

(İle edat görevinde kullanılmıştır.)

D) Bir kâğıt parçasına umutlarımı yazdım

Bir şişenin içine koyup denize doğru attım

(Yönelme anlamlı bir edat vardır.)

E) Nedensiz ağlıyorum hep hıçkırıklarım sessiz

Uyandırmıyor artık kimseyi

(Edat yoktur.)

C’de “sadece” anlamına gelen “bir” sözcüğü edat görevinde kullanılmıştır.

Cevap C

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bir” sözcüğü edat görevinde kullanılmıştır?

A) Tavan arasındaki sandığın içinde eski bir defter buldum.

B) Fabrikalar ve beton yığınlarıyla çevrili sıkıcı bir kentte doğmuş.

C) Gençlik yıllarından geriye hatıra olarak bir bu gramofon kalmıştı.

D) Yağmurdan sonra etrafı keskin bir toprak kokusu sarmıştı.

E) Nitelikli bir yazar olmanın ilk koşulu dili başarıyla kullanmaktır.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:74

TYT / TÜRKÇE 1 25. FASİKÜL

25.

FASİKÜL

Sözcük Türleri (Bağlaç-Ünlem)

SÖZCÜK TÜRLERİ

TÜRKÇE

BAĞLAÇ

b Sözcükleri, sözcük gruplarını, anlam bakımından birbiri ile ilgili cümleleri bağlayan sözcüklere “bağlaç” denir. Bağlaçlar tek başına cümlenin bir

ögesi olmaz, kullanıldığı cümleye göre anlam kazanır.

b Türkçede en çok kullanılan bağlaçlar şunlardır: ile, ve, de, dahi, ki, ama, fakat, lakin, ancak (fakat), ya da, veya, veyahut, yahut, oysa, oysaki, meğer, meğerki, zira, hâlbuki, ise, madem, mademki, hatta, üstelik, şayet, eğer vs.

b Bağlaçları işlevlerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:

Türkçede En Çok Kullanılan Bağlaçlar

Ve

b Eş görevli sözcükleri, sözcük gruplarını, ögeleri ve cümleleri bağlama görevinde kullanılır.

T Mardin ve Urfa, farklı kültürlerin iç içe yaşadığı şehirlerimizdir. (İsim )

T Haftaya yapılacak bilgi yarışmasında okulumuzu sen ve ben temsil edeceğiz. (Zamir )

T Gittikleri kasabada, bahçeli, güzel ve geniş bir ev tutmuşlar. (Sıfat )

T Yenilen takımın oyuncuları yorgun ve mutsuz görünüyor. (Zarf ...)

b Cümleleri ve cümlenin ögelerini de birbirine bağlayabilir.

T Yurt dışındayken en çok eski mahallesini ve arkadaşlarını özlemişti. (Nesne)

T Yazar onlarca oyun yazmış ve bu oyunlar farklı sahnelerde oynanmış. (Cümle)

Ö rnek Q 1

Aşağıdaki dizelerin hangisinde “ve” bağlacı sıfatları bağlama görevinde kullanılmıştır?

A) Varsın seni ömrünce azabın kolu sarsın

Şâir! Sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın

B) Ses topladım, renk topladım derinden

Geniş his ve hayal bahçelerinden

C) Kumlar üstünde, çakıllarda denizden sessiz

Yürümekteydi bu parlak ve karanlık iki iz

D) Akisler silinir bir bir denizden

Gece eşya uyur ve rûh uyanır

E) Geceyi ve seni düşünüyorum

Duyuluyor uğursuz uzaklığı seslerin

Ç özüm Q

“Ve” bağlacı A’da zarfları, B’de isimleri, D’de cümleleri, E’de isimleri bağlamıştır. C’de ise “ve” bağlacı ile bağlanan “parlak” ve “karanlık” sıfatları “iz”

ismini niteleme görevinde kullanılmıştır.

Cevap C

Veya, Ya Da, Yahut, Veyahut

T Yalova’ya arabayla ya da vapurla kısa sürede gidilebiliyordu.

T Çocukların her isteğine karşı çıkmak ya da bunları bütünüyle yerine getirmek yanlıştır.

T Bir odaya girmeden önce kapıya vurarak veya seslenerek izin isteyin.

T Onunla bu akşam yahut yarın sabah görüşeceğim.

T İnsanları giyim tarzına veyahut dış görünüşüne göre yargılamak doğru değildir.

İşlevlerine ve Anlamlarına Göre Bağlaçlar

ile, ve, veya, ya da, veyahut, yahut de, bile, dahi çünkü, zira, madem, mademki

Yalnız, ancak, ama, fakat, lakin, ne var ki, hâlbuki, oysa, oysaki, gelgelelim, aksine, yoksa...

ne ... ne..., ya ... ya ...,

hem ... hem ..., bir ... bir

..., gerek ... gerek ..., ister ... ister ..., olsun ... olsun ...

Sıralama ve

Denkleştirme Bağlaçları

Karşıtlık Anlamı Veren

bağlaçları

Neden anlamlı

bağlaçlar

“Dahi” anlamındaki

bağlaçlar Tekrarlı bağlaçlar Paylaşım Yayınları

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:75

Paylaşım Yayınları

25. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri (Bağlaç-Ünlem)

Ama, Fakat, Lakin, Oysa, Oysaki, Hâlbuki, Yalnız,

Ancak

b Cümlede karşıtlık ilgisi kuran, düşüncenin akışını veya yönünü değiştiren bağlaçlardır.

b Bu bağlaçlar cümleye pekiştirme anlamı da katabilir.

Ama

T Herkesin övgüyle söz ettiği filmi izledim ama hiç beğenmedim.

(Karşıtlık )

T Sizi yüzmeye götürürüm ama işlerim bitince. (Koşul )

T O günden sonra onu hiç ama hiç görmedim. (Pekiştirme )

Fakat, Lakin, Oysa, Oysaki, Hâlbuki

T Şampiyonluk için çok ümitlenmiştik fakat takımımız finalde yenilerek bizi hayal kırıklığına uğrattı.

T Onu hem dün hem de bugün birkaç kez aradım lakin o, telefonlarıma cevap vermedi.

T Düğüne yüzlerce kişiyi davet etmişler ne var ki bu küçük salona bu kadar insan sığmaz.

T Paraya ihtiyacım yok demişti oysa ben durumlarının ne kadar

kötü olduğunu biliyorum.

T Çocuğun yaptığı saygısızlıklara hiçbir tepki göstermedi hâlbuki

ben çocuğa kızacağını düşünüyordum.

Ö rnek Q 2

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ama” bağlacı, koşul anlamında

kullanılmıştır?

A) Bir şeyler söyledi ama anlayamadım.

B) Biraz pahalı ama çok güzel.

C) Okula gideceksin ama otobüsle.

D) Eşyaları eski ama tertemiz.

E) Belki doğru söylüyorsun ama inanmıyorum.

(1981 - ÖSYM)

Ç özüm Q

C’de verilen cümlede “ama” koşul anlamı katmıştır.

Cevap C Ö rnek Q 3

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yalnız” sözcüğü farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Böyle bir evde yalnız oturman sakıncalıdır.

B) Böylesine temiz bir havayı yalnız burada bulabilirsin.

C) Bu toplantıda yalnız kalacağını biliyordun.

D) Bu görüşü senin yalnız savunman daha etkili olurdu.

E) Bu sorunu yalnız çözmek istemen yerinde bir karardır.

(1978 - ÖSYM)

Ç özüm Q

Yalnız sözcüğü A, C, D ve E’de zarf, B’de ise edat görevinde kullanılmıştır.

Cevap B

b “Yalnız” sözcüğü, bir ismi nitelerse “sıfat ”, fiili belirtirse

“zarf ”, ismin yerine geçerse “adlaşmış sıfat ” görevlerinde kullanılır.

Aşağıdaki cümlelerde “yalnız” sözcüğünün hangi görevde

kullanıldığını karşısına yazınız.

1. Misafirler de gidince koskoca evde yalnız

kaldım.

Zarf

2. Aradığımız kitaplar yalnız Üsküdar’daki bir

sahafta vardı.

Edat

3. Sahildeki balıkçı kahvesi yalnızların uğrak

yeriydi. Adlaşmış sıfat

4. Yalnız bir adamdı, ne arayanı ne soranı

vardı.

Sıfat

5. Ben geldiğimde herkes salondaki yerini almıştı yalnız konser daha başlamamıştı. Bağlaç

E T K İ N L İ K 2

Yalnız ve Ancak

b “Yalnız” ve “ancak” sözcükleri “fakat” anlamında kullanılırsa yani

cümleleri karşıtlık ilgisiyle bağlarsa bağlaç , “sadece” anlamında kullanılırsa “edat ” olur.

T Buzdolabını tamir ettirdim ancak birkaç gün sonra yine bozuldu. (Bağlaç )

T Gömlekteki lekeyi ancak kuru temizlemeci çıkarabilir.

(Edat )

T Dedem bahçeye kiraz fidanları dikti yalnız fidanların hepsi kurumuş. (Bağlaç )

T İznimiz az olduğundan yalnız iki gün tatil yapabildik. (Edat )

“Ama” bağlacının kattığı anlamları karşısına yazınız.

1. Senin bir derdin var ama bana söylemiyorsun. Karşıtlık

2. Dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava vardı. Pekiştirme

3. Arkadaşınla sinemaya gidebilirsin ama vaktinde eve döneceksin. Koşul

4. Bir zamanlar burada eski ama sağlam bir ev

vardı. Karşıtlık

E T K İ N L İ K 1

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:76

TYT / TÜRKÇE 3 25. FASİKÜL

Sözcük Türleri (Bağlaç-Ünlem)

Paylaşım Yayınları

Aşağıdaki cümlelerde “de” bağlacının kattığı anlamları eşleştirerek belirtiniz.

1. Sözünü ettiğiniz o romanı ben de okudum. d a. Neden-sonuç

2. Sen sınavı kazanacaksın da ben göreceğim. c b. Tehdit / uyarı

3. Bu arabayı üç yıl para biriktirdi de aldı. a c. Küçümseme

4. Bahçedeki erik ağacını yine taşlasınlar da göreyim. b d. Eşitlik

5. Kar yağsa da kardan adam yapıp kar topu oynasak. e e. Koşul

E T K İ N L İ K 3

De (Dahi, Bile)

b Bu bağlaç kendinden önceki sözcükten her zaman ayrı yazılır. Ünsüz benzeşmesine uymaz yani “-te / -ta” biçimi yoktur. Cümleye farklı anlamlar katabilir.

T Yağmurlar tam zamanında yağdı da tarladan iyi mahsul alabildik. (neden-sonuç)

T O büyüyecek, adam olacak da biz de göreceğiz. (küçümseme)

T Çocuklardan biri okula gitmem de gitmem diye tutturmuş. (direnme )

T Memleketten buralara kadar gelmiş de bize uğramamış. (sitem )

T Bu filmi gösterime girdiği günlerde ben de izlemiştim. (eşitlik )

T Askerlik anılarını kahvedekilere günlerce anlattı da anlattı. (abartma )

T Size ne oluyor da işimize karışıyorsunuz. (azarlama )

Bile, dahi

b Bu bağlaçlar daha çok “de” bağlacıyla aynı anlamda kullanılır ve cümlede birbirinin yerine kullanılabilir.

T Bu bayram yalnız beni değil, yakın akrabalarını bile aramamış.

T Gece ormanda yürürken en cesurumuz dahi korkmuştu.

Ki

b Daima ayrı yazılan bu bağlaç, cümleye “neden-sonuç, açıklama, şart, şaşma, o anda,

pekiştirme” gibi anlamlar katar.

T Akşama kadar çalışmaktan öyle yoruldum ki yürüyecek hâlim kalmadı. (Neden-sonuç )

T O hiçbir zaman benim söylediklerime kulak asmaz ki... (Yakınma )

T Sağlıklı besinler tüketip dengeli beslenin ki hasta olmayasınız. (Koşul )

T Evden dışarı çıktım ki fena bir yağmur yağıyor, ortalığı sel götürüyor. (Şaşma )

T Serkan ki en sevdiğim arkadaşımdır, o bile bana yardım etmedi. (Pekiştirme )

Ö rnek Q 4

Aşağıdakilerden hangisinde “de, da” bağlacı cümleye “eşitlik, gibilik” anlamı katmıştır?

A) O şiiri okumuş da anlayamamış.

B) Bundan sonra özür dilese de affetmem.

C) Gitti de bir mektup bile yazmadı.

D) Sözünü ettiğim elbiseyi aldım da giymedim.

E) Gazetedeki ilanı ben de görmüştüm.

(1995 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A’da “neden”, B’de “umursamama”, C’de “sitem”

anlamı katmış; D’de “bağlama” görevinde kullanılmıştır. E’de “de” eşitlik anlamında kullanılmıştır.

Cevap E

b Bağlaç olan “ki” ile ek olan “-ki” karıştırılmamalıdır. Bağlaç olan “ki” ayrı yazılır. Ek

olan “-ki”ler (ilgi zamiri ve sıfatlaştıran -ki) bitişik yazılır:

T Akşam erken yatmalı ki sabah okula geç kalmasın. (Bağlaç )

T Denizde çok dalga olunca vapurdaki yolcular korktu. (Sıfatlaştıran -ki )

T Onun bisikleti daha yepyeniyken bizimki eskiydi. (İlgi zamiri )

b Bağlaç olan “de”, ayrı yazılır ve cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamı

bozulmaz.

b Hâl eki olan “-de”, hem bitişik yazılır

hem de çıkarıldığında cümlenin anlamında bozulma olur. Bu ekin “-da, -de,

-ta, -te” şekilleri vardır.

T Sahilde yürürken eski bir arkadaşımla karşılaştım. (hâl eki )

T Düğüne eski bir arkadaşım da geldi. (bağlaç )

Paylaşım

b Bazı bağlaçlar “ki” ile birlikte öbekleşmiştir:

T Öbekleşerek ayrı yazılan bağlaçlar: Demek ki, yeter ki, öyle ki, gel

gör ki, ne çare ki, tut ki, şöyle ki...

b Öbekleşerek bitişik yazılan bağlaçları,

baş harflerinden “SİMBOHÇiM” biçiminde kodlayabiliriz:

T Sanki, illaki, mademki, belki, oysaki, hâlbuki, çünkü, meğerki...

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:77

Paylaşım Yayınları

25. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Sözcük Türleri (Bağlaç-Ünlem)

Aşağıdaki cümlelerde geçen “ile” sözcüklerinin türlerini karşısında verilen yere işaretleyiniz.

Edat Bağlaç

1. Burada ailesiyle arkadaşlarını bırakıp

yurt dışına gitti.

/

2. Eşyaları taşırken bize Mehmet’le Selim

yardım etti.

/

3. Elindeki bezle salondaki mobilyaların

tozunu aldı.

/

4. Uzun süredir görüşemeyen iki dost birbirine hasretle sarıldı.

/

5. İstanbul, Asya ile Avrupa arasında bir

köprü oluşturuyor.

/

E T K İ N L İ K 4

Çünkü, Zira

b Başına geldikleri cümleleri kendisinden önceki cümlelere bağlar.

Cümlede neden-sonuç ilişkisi kurar, gerekçe bildirir.

T Dün akşamki maça gidemedim çünkü çok hastaydım.

T Kumsala kadar gelmemize rağmen denize girmedik çünkü çok

dalga vardı.

T Yola çıkmayalım zira iyice şiddetlenen kar, yolları kapatacak gibi görünüyor.

İle (-le, -la)

b Yerine “ve ” getirilebiliyorsa bağlaç, getirilemiyorsa edat olarak kullanılır.

T Romanla öykü edebiyatımıza Tanzimat Dönemi’nde girmiştir.

T Kahvaltı sofrasında peynirle zeytinden başka bir şey yoktu.

Şayet, Eğer, İse (-Sa, -Se)

b “Şayet, eğer” bağlaçları cümleye “şart/koşul” anlamı katar.

T Eğer sert konuşursa karşısındaki insanları kırabilir.

T Şayet sen o arabayı almazsan birileri mutlaka alacak.

b “İse” bağlacı karşılaştırma amacıyla kullanılır ve bitişik ya da ayrı yazılabilir.

T Makalede ciddi, denemede ise daha samimi ve kişisel bir anlatım vardır.

T Yazları bu yörede kadınlar bağ bahçe işleriyle uğraşır, erkekler

ise büyük şehirlere çalışmaya gider.

Ö rnek Q 5

“İle” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde bağlaç olarak kullanılmamıştır?

A) Doğduğu kentle yaşadığı kent arasında, yıllarca gidip geldi.

B) Bir romanıyla bir öyküsü filme alındı.

C) Elindeki uzun saplı fırçayla tavanı boyadı.

D) Kitaplarıyla defterlerini aynı çantaya yerleştirdi.

E) Şapkasıyla kahverengi paltosu uyum içindeydi.

(1995 - ÖSYM)

Ç özüm Q

“ile” sözcüğü A, B, D ve E’de bağlaç, C’de ise edat görevinde kullanılmıştır.

Cevap C

b Bağlaç olan “ise (-sa, -se)” ile “şart kipi (-sa, -se)” karışabilir.

Bağlaç cümleleri birbirine bağlar, olumsuzu yapılamaz; şart kipi ise cümlede koşul anlamı oluşturur ve olumsuzu yapılabilir.

T Evden erken çıkar ise (çıkmaz ise) trafiğe takılmaz. (şart kipi)

T Edebiyat söze ve dile, sinema ise görselliğe dayalı bir sanattır. ( bağlaç )

T Efe, size bir konuda söz verdi ise mutlaka tutar. ( şart kipi )

T Kuşlar atılan yemlere koşuyor, bir kedi ise pusuya yatmış

onları izliyor. ( bağlaç )

T Röportajda bir yer ya da kişi, mülakatta ise yalnızca kişiler

tanıtılır. ( bağlaç )

T Makine arıza yapar ise tüm masraflar garantiden karşılanıyormuş. ( şart kipi )

Paylaşım

Ö rnek Q 6

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem edat hem bağlaç kullanılmıştır?

A) Birbirine bitişik toprak damlı evlerden oluşan kasabada bırakın okulu, eczane bile yok.

B) Napoli sokaklarında çeşitli tablolar, duvar resimleriyle heykeller yer

alıyor.

C) Eski çarşıda el yazması kitaplardan tutun da eski film afişlerine kadar her şey var.

D) Kentin dışındaki kuleye yürüyerek veya faytona binerek ulaşabiliyorsunuz.

E) Günlük yaşamın telaşına kapıldığımız için çevremizdeki güzelliklerin farkına varamıyoruz.

Ç özüm Q

A’da “bile”, B’de “ile”, D’de “veya” bağlacı, E’de “için” edatı vardır. C’de

“de” bağlacı ve “kadar” edatı vardır.

Cevap C

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:78

TYT / TÜRKÇE 5 25. FASİKÜL

Sözcük Türleri (Bağlaç-Ünlem)

Paylaşım Yayınları

Ya ... ya ..., hem ... hem ..., bir ... bir ..., gerek ... gerek ..., ister ... ister ...,

olsun ... olsun..., kâh...kâh...

T Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin. (İkisinden birini seçme)

T Salonda oyunu izlemeye gelen yirmi kişi ya var ya yok. (İhtimal/yaklaşık anlamı)

T Yeni kiraladığımız ev hem havaalanına hem metroya yakındı.

T Gerek sözleri gerekse davranışlarıyla örnek bir yöneticiydi o.

T İster evde oturun ister bizimle sinemaya gelin, siz bilirsiniz.

T Mevsim kış olduğundan otelde bir biz bir de görevliler vardık.

T O, şiirlerinde olsun resimlerinde olsun hiçbir zaman halktan kopmadı.

T Kayığımız dalgalarda kâh o yana kâh bu yana sallanıyor.

Ö rnek Q 9

Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükler, tür bakımından aynıdır?

A) Gelirken ne getireceğini söylemedi.

Burada ne ailemden biri var ne de arkadaşlarım.

B) Görüşmelerimizi artık tamamlamamız gerekiyor.

Bu şehirde yaşamak artık iyice zorlaştı.

C) Belleğime kazınmış o acılı günü hiç unutur muyum?

Kitapta bu konuyu işlememi özellikle o istemişti.

D) O kadar dosyayı bir günde nasıl inceleyecek?

Kendisinden nasıl bir çalışma beklendiğinden haberi yok.

E) Oraya yalnız gitmeni doğru bulmuyorum.

Aradı, yalnız ne zaman geleceğini söylemedi.

(2010 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A’da “ne” ilk cümlede “zamir”, ikinci cümlede

“bağlaç”; C’de “o” ilk cümlede “sıfat”, ikinci cümlede “zamir”, D’de “nasıl” ilk cümlede “zarf”; ikinci

cümlede “sıfat”, E’de “yalnız” ilk cümlede “zarf”,

ikinci cümlede “bağlaç” görevindedir. B’de her

iki cümledeki “artık” sözcüğü zarf görevindedir.

Cevap B

Ö rnek Q 7

Ayvalık’ın birkaç mil açığında gözlerden uzak bir cennet var. Ancak sualtı tutkunlarına kucak

açan bu gizli cennet renkli canlılarıyla göz alıyor. Balık adamlar buraya yaptıkları dalışlarda süngerlerin renk ve şekline doyamıyorlar. Ege Denizi, ilçenin neden tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olduğunu açıklamaya yetip de artıyor bile. O öyle cömert bir deniz ki binlerce aileye geçim kapısı oluyor.

Bu parçada altı çizili aşağıdaki sözcüklerden hangileri türce özdeş değildir?

A) birkaç - renkli B) buraya - o C) ancak - bile

D) de - ki E) yerleşim - geçim

Ç özüm Q

A’da “sıfat”, B’de “zamir”, D’de “bağlaç”, E’de “isim” türünde sözcüklere yer verilmiştir. C’de “ancak” edat, “bile” sözcüğü ise bağlaçtır.

Cevap C

Meğer, Madem, Hatta, Yoksa, Üstelik, Nitekim, Hele...

T Bize sürekli vaatlerde bulunuyordu meğer hepsi yalanmış.

T Madem satın almayacaktınız, neden kıyafetleri ambalajından çıkardınız.

T Dışarı çıkıp dolaşınca başımın ağrısı geçmedi hatta daha da şiddetlendi.

T Biraz acele edelim yoksa treni kaçırabiliriz.

T Akşama kadar çok yorulmuştu üstelik doğru dürüst bir şeyler de yememişti.

T Babam bu yıl kışın çok şiddetli geçeceğini söylemişti nitekim öyle de oldu.

T O, hele bir yanıma gelsin, yaptıklarını burnundan getireceğim bir bir!

II’de “ama”, III’te, “bile”, IV’te, “ise” bağlaçtır. I ve

V’te bağlaç yoktur.

Cevap B

Ö rnek Q 8

(I) Bir Fransız gastronomi uzmanı, “Ne yediğinizi söyleyin, ne olduğunuzu söyleyeyim.” diyor.

(II) Sıkıntılarımızın çoğu sağlıksız beslenmeden

kaynaklanıyor, doyuyoruz ama beslenemiyoruz.

(III) Piyasada sağlıklı ürünler olsa bile beslenmeyi bilmeyince yine sağlıksız beslenmiş oluyoruz.

(IV) Vücutta çinko, demir eksik; kurşun ise fazla

olduğunda sağlıksız beslendiğimiz ortaya çıkıyor. (V) Bugünkü ruh hâlimiz, aldığımız gıdalarla ilgili; sağlıklı beslenemeyince mutsuz, bitkin

bir toplum hâline geliyoruz.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde bağlaç yoktur?

A) I ve II B) I ve V C) II ve III

D) III ve IV E) IV ve V

Ç özüm Q

Tekrarlı Bağlaçlar

ne ... ne...

T Evden çıkarken ne ailesine haber vermiş ne de arkadaşlarına bir not bırakmış. (Olumsuzluk anlamı katmıştır.)

b “Ne” sözcüğü, cümledeki kullanımına göre “zamir, sıfat, zarf ve bağlaç” olabilir.

o Gittiği ülkenin ne dilini ne de kültürünü biliyordu. (Bağlaç )

o Onun bizim hakkımızda ne dediği ya da ne yaptığı hiç önemli değil. (Zamir )

o Güzel heykel, ne yandan bakarsan, ne yana çevirirsen yine güzeldir. (Soru sıfatı)

o Ne küçük, ne sevimli bir kediydi bu gördüğümüz. (Zarf )

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:79

Paylaşım Yayınları

25. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE

TEST Sözcük Türleri (Bağlaç-Ünlem)

BAŞARI İZLEME TESTİ Sözcük Türleri (Bağlaç-Ünlem)

ÜNLEM

b Sevinme, coşma, kızma, acıma, şaşma, korkma gibi duyguları anlatan; seslenme, buyruk gibi durumları bildiren ya da doğa seslerini yansıtan sözcüklerdir.

b Ünlemler “asıl ünlemler” ve “ünlem değeri kazanan sözcükler”

olmak üzere ikiye ayrılır.

b. Ünlem Gibi Kullanılan Sözcükler

b Bazı adlar ve ad soylu sözcükler hatta cümleler aslında ünlem olmadıkları hâlde vurgu ve tonlamayla ünlem değeri kazanabilir.

T Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!

T Ne kadar da zor bir soru!

T Öyle halsizim ki!

T Ne olur, yardım et!

T Yollar çok kaygan, araba kullanırken dikkatli ol!

T Çık dışarı, seni terbiyesiz, söz dinlemez!

T Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın / Bu toprak bir devrin battığı yerdir.

b Ünlemler cümle biçiminde kullanılabilir, buna “ünlem cümlesi” denir.

T Aman efendim, bu ne güzel tesadüf!

T Sakın ha, bir daha geç kalayım deme!

T Ne kadar da yaramaz bir çocuk böyle!

Aşağıdaki ünlemlerin kattığı anlamları eşleştirerek belirtiniz.

1. İmdat, bize yardım edin! d a. Pişmanlık

2. İşte, tam istediğimiz gibi oldu! c b. Şaşma

3. Aa, o da ne, şehrin ortasında

bir zürafa dolaşıyor! b c. Onaylama

4. Eyvah, okula yine geç kaldım! e d. Çaresizlik

5. Ah, keşke bu hatayı yapmasaydım! a e. Telaş

E T K İ N L İ K 5

a. Asıl Ünlemler

b Her zaman ünlem olarak kullanılan sözcüklerdir. Cümlede seslenme bildirir ya da değişik duyguları ifade eder.

T Aaa, şu kedi ne kadar da şirin! (beğenme )

T Eee, sen çok oldun artık! (kızma )

T Ha göreyim sizi, göreyim arslanlarım! (istek uyandırma )

T Ah, keşke annemi bir daha görsem! (özlem )

T Eh, hayırlısı neyse o olsun! (onaylama )

T Ay, sınavda birinci olmuşum! (sevinme )

T Yaa! Bu lafları o mu söylemiş? (şaşma )

T Vah vah, zavallı neye uğradığını şaşırdı. (acıma )

T Aman, kutuyu indirirken çok dikkatli olun! (uyarı )

T Hah, şimdi hapı yuttuk işte! (telaş )

T Hay sen çok yaşa e mi? (dilek )

T Of, bıktım, senin tavırlarından! (sitem )

T Eyvah, ünlü yazarı kaybettik demek! (üzülme )

Asıl Ünlemler Ünlem Gibi Kullanılan Sözcükler

Ünlemler

Ö rnek Q 10

Kimi sözcükler ünlem olmadıkları hâlde cümlede ünlem olarak kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu bilgiyi örneklendiren bir kullanım vardır?

A) Ah, keşke çocukluğumdaki mutlu günlerime tekrar dönebilseydim!

B) Hişt! Burası kütüphane, lütfen sessiz olur musunuz?

C) Eh! Artık bana buralarda iş kalmadı demektir.

D) Güzel! O hâlde hep birlikte pikniğe gidebiliriz.

E) Of! Her sabah erken kalkmaktan bıktım artık.

Ç özüm Q

“Ah, hişt, eh, of” sözcükleri asıl ünlemdir. “Güzel” sözcüğü ise kullanıldığı cümleye göre ünlem değeri kazanmıştır. Cevap D

b Ünlemler, ünlem anlamlarını yitirerek farklı görevlerde kullanılır.

T Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. (ad )

T Ahlarla vahlarla bu hayat böyle geçmez. (ad )

T Amansız bir hastalık (sıfat )

b Ünlemler yansıma sözcüklerden oluşabilir:

T Tak, tak tak, pat, pat pat, küt küt, pat küt; bili bili, çüş, deh,

hoşt, kuçu kuçu, pisi pisi…

b Ünlemler ikileme biçiminde kullanılabilir:

T oh oh, of pof, öf pöf, hay hay, of of, ah vah, vah vah...

b Ünlem işareti (!), ünlem ifadesinden hemen sonra kullanılabileceği gibi cümlenin sonunda da kullanılabilir:

T Eh! Artık canımı sıkıyorsun.

T Ah, o eski günler!

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:80

TYT / TÜRKÇE 7 25. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

TEST Sözcük Türleri (Bağlaç-Ünlem)

BAŞARI İZLEME TESTİ

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat ve bağlaç bir arada kullanılmamıştır?

A) Ailenin gelir düzeyinin yüksek ya da düşük olması, çocukların

eğitiminden tutun da ailenin sosyal statüsüne kadar pek çok

durumu etkilemektedir.

B) Fındık ağaçlarının güneşten verimli bir şekilde faydalanabilmesi için fındık ocağının içinde büyüyen yabani otlar veya dikenler düzenli olarak toplanmalıdır.

C) Ülkemizde özellikle yaz aylarında çeşitli sebeplerden ötürü ortaya çıkan orman yangınları, heyelanla erozyonun en önemli

nedenleri arasında bulunuyor.

D) Rüzgâr enerjisi çevre dostudur ancak rüzgâr tribünlerinin üretimi ve maliyetinin yüksek olması, bu enerjiden yararlanmada

çok önemli bir engeldir.

E) Üreticilerin, ticari olarak başarılı bir ürün elde etmeleri için hem

satıcıların hem kullanıcıların beklentilerini dikkate almaları gerekiyor.

A’da “ya da” bağlaç,”kadar” edat; B’de “veya” bağlaç, “için” edat; C’de

“ötürü” edat, “ile” bağlaç; E’de “için” edat, “hem...hem” bağlaçtır. D’de

“ancak” ve “ve” sözcükleri bağlaçtır.

Cevap D

“İle”, “ve” anlamında kullanılmışsa bağlaç, kullanılmamışsa edat görevindedir. Buna göre A’daki “ile” edat görevinde, diğer seçeneklerde bağlaç

görevinde kullanılmıştır.

Cevap A

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-le, -la” bağlaç olarak kullanılmamıştır?

A) Çocuklar zavallı hayvana ellerindeki sopalarla saldırmış.

B) Büfeden çayla simit alıp geminin güvertesine çıktım.

C) Günümüzün gençleri en basit deyimlerle atasözlerini bile bilmiyor.

D) Kapıcı, pencereden sarkan sepete ekmekle gazete koydu.

E) Arabasıyla evini satıp Datça’da bir köye yerleşmiş.

A, B, C ve D seçeneklerinde olumlu ve olumsuz cümleleri karşıtlık ilgisiyle bağlamış, E’de ise koşul anlamı katmıştır. Cevap E

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ama” bağlacı, cümleye “koşul” anlamı katmıştır?

A) Dışarıda ılık bir bahar havası vardı ama ben yine de üşüyordum.

B) Kapının önünde yarım saat bekledim ama kapıyı açan olmadı.

C) Evi yaparken çok masraf ettik ama ev, yaptığımız masrafa değdi.

D) Kitabını uzun uğraşlar sonucu yazıp bitirdi ama bastıramadı.

E) Bilgisayarda oyun oynayabilirsin ama ödevlerini bitirince.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “de, da” bağlacı ayraç içinde verilen anlamları katmamıştır?

A) Organ bağışı kampanyasına ben de katıldım. (Eşitlik)

B) Sözümüzü dinlemedin de gidip o adi malları aldın. (Sitem)

C) Bu ağır hastalığı ilaçlarını düzenli kullanmış da atlatmış. (Neden-sonuç)

D) Hafta sonu gezmiş de şimdi ders çalışmaya kalkışmış. (Şaşkınlık)

E) Bize ikram edilen baklava da baklavaymış ha! (Pekiştirme)

“de” bağlacı, D’de “şaşkınlık” değil, “sitem” anlamında kullanılmıştır.

Cevap D

5. “Ne ... ne...” bağlacı aşağıdaki cümlelerin hangisinde “zarf” türünde sözcükleri bağlamıştır?

A) Bu kasabada ne büyük şehrin gürültüsü ne de trafik stresi var.

B) Sağlık için ne şeker ne kırmızı et, bol bol sebze tüketin.

C) Burada hava ne çok sıcak ne de soğuk, her zaman ılıman.

D) Görevli bize ne iyi ne kötü davrandı hatta bizi umursamadı bile.

E) Anadolu’nun kuş uçmaz kervan geçmez bir yerindeydik, ne

bir ev vardı ne insan.

C’de “ne iyi ne kötü” “davranmak” eylemini belirten bir belirteçtir.

Cevap D

Cümledeki boş yere getirilebilecek en uygun bağlaç “üstelik”tir.

Cevap E

7. Yörelere özgü lezzetleri tanıtmak için çektiğimiz belgesel dizisi çok

beğenildi ---- bazı TV kanalları bu belgeselleri yayımlamak istedi.

Bu cümlede boş bırakılan yere getirilebilecek en uygun bağlaç aşağıdakilerden hangisidir?

A) meğer B) kaldı ki C) böylece

D) halbuki E) üstelik

B’de verilen “denli” sözcüğü edat görevindedir.

Cevap B

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, türü yönüyle diğerlerinden farklıdır?

A) Alışveriş merkezini o kadar aramamıza rağmen bulamadık meğerse hemen yakınımızdaymış.

B) Şimdiye kadar bu denli güzel ve etkileyici bir film izlememiştim.

C) Pazar günü Kartalkaya’ya çıktık üstelik orada kayak bile yaptık.

D) Sahnede herkes çok başarılıydı hele de Samet tam bir profesyonel gibi oynadı.

E) Kış aylarında İstanbul’da, yazları ise Sakarya’daki yazlığında

kalıyor.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:81

Paylaşım Yayınları

25. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

8. I. Ah, memleketimi bir daha görsem!

II. Vah vah, yazık olmuş çocukcağıza!

III. Aa, bu kadar gürültü yeter ama!

IV. Aman, dikkat edin, aynı hatayı yapmayın bir daha!

V. Of, işte ev dediğin böyle olur!

Aşağıdaki anlamlardan hangisi yukarıda verilen ünlemlerle

ilişkilendirilemez?

A) Acıma B) Şaşma C) Beğenme

D) Uyarma E) Kızma

II., A; III., E; IV., D; V., C’de verilen anlamı katmıştır. I numaralı ünlemin

kattığı anlam şaşma değil, özlemdir. Cevap B

11. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden çok bağlaç vardır?

A) Bahar gülleri açar yüreğimde

Fırtınalarla dahi koparamazsın

B) Bir güneş var ki gözlerimde

Yağmur yüklü bulutlarla gölgeleyemezsin

C) Umutlarım mavi denizler kadar engin

Ellerinle sözlerin ancak dile gelir

D) Duygularım toprak gibi yeşermiş bile

Yabancı çizmelerinle çiğneyemezsin

E) Madem yalnız bırakacaktı beni kalbin

Neden umut verdi gözlerinle yüzün

A’da “dahi”, B’de, “ki”, C’de “ile”, D’de “bile” sözcükleri bağlaçtır. E’de

“madem” ve “ile (gözlerinle yüzün)” sözcükleri bağlaçtır. Cevap E

12. l. Yıllardır amansız bir derdin pençesinde inim inim inliyorum.

ll. Kanser hastaları, psikolojik destek almalı çünkü kanserle mücadelede moral çok önemli.

lll. Garson siparişlere yetişmek için bir o masaya bir bu masaya

koşuyor.

lV. Yoğun sisten dolayı bir saatlik yere üç saatte ancak varabildik.

V. Evlerin duvarlarındaki taşların arasına yerleştirilen kiremit parçaları hem yapıyı sağlamlaştırıyor hem de güzelleştiriyor.

Yukarıda numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) I.de, yapım eki aldığı için ünlem anlamından uzaklaşan bir sözcük kullanılmıştır.

B) II.de yer alan bağlacın yerine “zira” bağlacı getirilebilir.

C) III.de, “bir” sözcüğü bağlaç olarak kullanılmıştır.

D) IV.de, bağlaç cümleye karşıtlık ilgisi katmıştır.

E) V.de, bağlaç cümleleri bağlamıştır.

I’de, “amansız”, yapım eki aldığı için ünlem anlamından uzaklaşmış, II’de,

“çünkü” yerine “zira” bağlacı kullanılabilir. III’te “bir” sözcüğü, bağlaç olarak kullanılmıştır. V’te “hem... hem...” bağlacı cümleleri birbirine bağlamıştır. IV’te, “ancak” bağlaç görevinde kullanılmamıştır. Cevap D

II’de “kadar” edatı, karşılaştırma anlamı katmıştır. III’te “ve” tamlayanları bağlamıştır. IV’te “bile” bağlacının yerine “de” bağlacı getirilebilir. V’te

ise “hatta” sözcüğü ile “üstelik” sözcüğü aynı anlama gelmektedir. D’de

“yıldaysa” sözcüğündeki “ise” bağlaç görevindedir. Cevap D

9. (I) Komşusu Sultanahmet kadar ünlü olamadığından söz ederler

Küçük Ayasofya’nın ki doğrudur! (II) Bunda biraz ulaşım ağı dışında kalmasının, biraz yokuşlu bir mahalle olmasının ama en çok da

ihmal ve ilgisizliğin payı var. (III) Eskiden İstanbullular bile bu mahalleye tarihî zenginliğinden ziyade televizyon tamir ettirmek için

gelir ama geldikleri yerin Kadırga olduğunu sanırdı. (IV) Bu son

20 yıldaysa semtte pek çok şey değişti. (V) Televizyon hastaneleri kapandı hatta yerine küçük sanat atölyeleri bile açıldı.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, “kadar” edatı karşılaştırma anlamı katmıştır.

B) II. cümlede, “ve” eş görevli sözcükleri bağlamıştır.

C) III. cümlede, yerine “de” getirilebilecek bir bağlaç kullanılmıştır.

D) IV. cümlede, bağlaç yoktur.

E) V. cümlede, “üstelik” sözcüğüyle aynı anlama gelen bir bağlaç kullanılmıştır.

A’de cümleleri değil, isim-fiil gruplarını bağlamıştır.

Cevap A

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ve” bağlacının kullanımıyla

ilgili ayraç içinde verilen bilgi yanlıştır?

A) Onunla yeniden konuşmak ve onu bu ortaklık işine ikna etmek

istiyordum. (Cümleleri bağlamıştır.)

B) Yağmurlu ve soğuk bir günde Maltepe’den trene bindim. (Sıfatları bağlamıştır.)

C) Sen ve ben, kuyudan su çekip bahçedeki çiçekleri sulayalım.

(Zamirleri bağlamıştır.)

D) Okul başlamadan kitaplarını ve defterlerini kaplayalım. (İsimleri bağlamıştır.)

E) Açıköğretim sınavları yarın ve sonraki gün de devam edecek.

(Zarfları bağlamıştır.)

E’de “çünkü” bağlacı iki cümle arasında neden-sonuç ilgisi kurmuştur.

Cevap E

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “neden-sonuç” ilgisi kuran

bir bağlaç vardır?

A) Kimi zaman öğretmenliğin verdiği tecrübeyle bize nutuk atar

ama kimseyi incitmez.

B) Dernek, gençleri madde bağımlılığından kurtarmak ve topluma yeniden kazandırmak üzere kurulmuş.

C) Sabahtan akşama kadar fabrikada çalışıyor, akşam da taksi

şoförlüğü yaparak ek kazanç sağlıyor.

D) Söz ve müziğindeki güzel uyumdan dolayı şarkının çok tutacağını söylemiştim nitekim öyle de oldu.

E) Acilen göz doktoruna gitmem gerekiyor çünkü son zamanlarda gözlerim çok sulanıyor.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:82

TYT / TÜRKÇE 1 51. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

51.

FASİKÜL

Yazım Kuralları - II

YAZIM KURALLARI

TÜRKÇE

KISALTMALARIN YAZIMI

b “Kuruluş, ülke, kitap, dergi ve yön adlarının” kısaltmaları her kelimenin ilk harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır ve harflerin arasına nokta konmaz:

T TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu),

TDED (Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi), KB (kuzeybatı)

b “Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarıyla ölçülerin dışında kalan”

kelime veya kelime gruplarının kısaltılmasında, kısaltılan kelime veya kelime grubu; özel ad, unvan veya rütbe ise ilk harf büyük; cins isim ise ilk harf küçük olur:

T İng. (İngilizce), Kocatepe Mah. (Kocatepe Mahallesi), Prof.

(Profesör), Av. (Avukat), Alb. (Albay), sf. (sıfat), çev. (çeviren),

ed. (edebiyat)

b Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu esas alınır:

T İng.yi (İngilizceyi) (doğru) / İng.i (İngi) (yanlış)

T kg’dan (kilogramdan) (doğru) / kg’den (kgden) (yanlış)

b Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu ya da kısaltma kelime olarak

okunabiliyorsa kelimenin kendisi esas alınır:

T TBMM’den (doğru) / TBMM’nden (yanlış)

T TDK’de (doğru) / TDK’nda (yanlış)

T MEB’in (doğru) / MEB’nin (yanlış)

b Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalara

gelen ekler kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek, kelimenin veya üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır:

T 18. yy.da (on sekizinci yüzyılda), Alm.dan (Almancadan)

T cm³e (santimetreküpe), m²ye (metrekareye)

b Gelenekleşmiş olan T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe) kısaltmalarının dışında büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta kullanılmaz:

T T.C. Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı / T. (Türkçe)

b Ölçüm birimlerinin kısaltmalarının sonunda nokta kullanılmaz:

T Daha 10 km yürüyeceğiz.

T Bu deneyde kaç mg civa kullanacağız?

Paylaşım

TARİHLERİN YAZIMI

b Tarihler zaman birimi olarak en kısa olandan en uzun olana doğru (gün/ay/yıl) sıralanır. Bu sıralamada ay ve gün isimleri yazıyla yazılacaksa ilk harfi büyük olacak şekilde yazılır:

T 12 Mart 1975, 24 Haziran 1995 Salı

b Tarih yazımında gün, ay ve yıllar rakamla da yazılabilir. Bu durumda gün, ay ve yıl arasına nokta (.) ya da eğik çizgi (/) konur:

T 12.03.1975, 24/06/1995

b Ay ve gün adları tarih bildirmedikleri zaman yani sayı olmadan kullanıldıklarında küçük harfle başlar:

T Bu hafta salı günü halı saha maçı yapacağız.

b Ayların adları harfle yazılırsa “gün, ay ve yıl” arasına nokta

ya da eğik çizgi konmaz:

T 14 Mayıs 1988 (doğru) / 14.Mayıs.1988 (yanlış)

b Yılın ya da günün belirtilmediği ama bilinen bir tarihi anlatan ay ve gün adları büyük harfle başlar ve kendisine gelen

çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır:

T İlk resim sergim 27 Nisan’da açılacak.

T Yönetim Kurulu, Nisan 2018’de toplandı.

T 1987’nin Mart’ında İstanbul’a çok kar yağmıştı.

Paylaşım

Aşağıdaki cümlelerin karşısına kısaltmaların yazımı doğru ise

(D) yanlış ise (Y) yazınız.

1. TCDD’nin yeni projeleri çok beğenildi. D

2. Elinizdeki kumaş 2 m.’nin üzerinde bence. Y

3. MEB’nın internet sitesi yenilenmiş. Y

4. Bu havuz 100 m³ten fazla su alır. D

5. Prof. Dr. Kemal Sarıhan’ın konferansına katıldık. D

E T K İ N L İ K 1

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:83

Paylaşım Yayınları

51. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Yazım Kuralları - II

SAYILARIN YAZIMI

b Sayılar edebî metinlerde genellikle yazıyla yazılır. Birden fazla

kelimeden oluşan sayıların her kelimesi ayrı yazılır:

T Onunla on dört gün sonra buluştuk.

T Yüz yirmi üç kişinin katılımıyla sınavı gerçekleştirdik.

b Para ile ilgili işlemlerle senet, çek vb. ticari belgelerde geçen

sayılar bitişik yazılır:

T AltıyüzkırkTLaltmışbeşkr. (640,65)

T DörtmilyonikiyüzellibeşbinyediyüzotuzTL. (4.255.730)

b Saat, para tutarı, ölçü, istatistiki verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır:

T Yarın onunla 17.30’da buluşup 3 kilometre koşacağız.

T Başkan seçiminde 22.786 kişi oy kullandı.

SATIR SONU YAZIMI

b Türkçede satır sonunda kelimeler bölünebilir fakat heceler

bölünemez. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna kısa çizgi (-) konur:

T ..................................................................................................dakikalarca (da-ki-ka-lar-ca)

b Saat yazımlarında saat ile dakika bildiren sayılar arasına

“iki nokta”, “eğik çizgi” vb. kullanılmaz. Sadece nokta kullanılır. Ayrıca dakika bölümünde “00” ibaresi varsa bu ibare okunmaz ve buna göre çekim eki getirilir:

T 15.30 (doğru) / 15:30 (yanlış)

T 17.00’de (doğru) / 17.00’da (yanlış)

b Üleştirme sayıları rakamla değil, yazıyla belirtilir:

T Öğretmenimiz her sıraya ikişer öğrenci oturttu. (doğru)

T Öğretmenimiz her sıraya 2’şer öğrenci oturttu. (yanlış)

Paylaşım

b Sıra sayılarındaki “-(i)nci” eki, rakamdan sonra kesme işareti ile yazılır. Bu ekin rakama göre değişen yazımına dikkat edilmelidir:

T 15’inci (doğru) / 15.’nci (yanlış)

T 12’nci (doğru) / 12’inci (yanlış)

Paylaşım

Ö rnek Q 1

Kendisine 2’inci Aristo sıfatı verilen Farabi, insan ihtiyaçlarının farklılığı

nedeniyle toplum içindeki iş birliğinin önemli olduğunu vurgulamıştır.

Özel mülkiyeti kabul eden Farabi, topluma ait pek çok malın herkesçe

kullanılması gerektiğini belirtir. Ona göre devlet, toplumsal sözleşmeye

dayanarak adaleti sağlar.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(2016 - ÖSYM)

Ç özüm Q

I

II

III IV V

A’daki “2’inci” sözünde, “iki” rakamına gelen “-nci, -ncı” ekinin yazımında

yanlışlık yapılmıştır. Bu söz, “2’nci” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap A

Aşağıdaki cümlelerin karşısına tarihlerin yazımı doğru ise (D)

yanlış ise (Y) yazınız.

1. Balık sezonu bu yıl eylülün 1’inde başlayacak. Y

2. Defne, cumartesi günü kursa gelemeyecekmiş. D

3. 25-Mayıs-2017’de filmin gala gösterimi olacak. Y

4. Romanımın, 12/30/2015 tarihinde yeni baskısı çıkacak. Y

5. Haziran’da yurt dışında bir seminere katılacağım. Y

E T K İ N L İ K 2

Aşağıdaki cümlelerin karşısına sayıların yazımı doğru ise (D)

yanlış ise (Y) yazınız.

1. Onun kardeşi, benden on iki yaş büyükmüş. D

2. Her ulusal gazeteye 1’er taziye ilanı verdik. Y

3. Onlar bu apartmanın 3. katında oturuyorlarmış. D

4. Bu havuz 100 m³ten fazla su alır. D

E T K İ N L İ K 3

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:84

TYT / TÜRKÇE 3 51. FASİKÜL

Yazım Kuralları - II

Paylaşım Yayınları

“DE”NİN YAZIMI

b Bağlaç olan “de, da” her zaman ayrı yazılır ve “te, ta” şekli yoktur. Durum eki olan “-de,

-da” eklendiği sözcüğe her zaman bitişik yazılır ve “-te, -ta” şekli vardır:

T Bu kitaplar da arabaya konacakmış. (doğru)

T Bu kitaplarda arabaya konacakmış. (yanlış)

T Üçüncü sayfada güzel bir şiir var. (doğru)

T Üçüncü sayfa da güzel bir şiir var. (yanlış)

T Bu yemek de çok güzel olmuş, elinize sağlık. (doğru)

T Bu yemek te çok güzel olmuş, elinize sağlık. (yanlış)

b İlk heceden sonraki heceler ünsüzle başlar. Bitişik yazılan kelimeler de satır sonunda bu kurala uyularak bölünür:

T ...........................................................................................................................başöğretmen (ba-şöğ-ret-men) (doğru)

T ................................................................................................................................başöğretmen (baş-öğ-ret-men) (yanlış)

b Batı kökenli kelimeler, Türkçenin hece yapısına göre hecelere ayrılır.

T band-rol, kont-rol, port-re, prog-ram, sant-ral, sürp-riz...

b Satır sonunda ve satır başında tek harf bırakılmaz ve kesme işareti satır sonuna

geldiğinde yalnız kesme işareti kullanılır, ayrıca kısa çizgi kullanılmaz:

T ..............................................................................................................................uçaklarda (doğru)

T .................................................................................................................................uçaklarda (yanlış)

T

T .............................................................................................................................İzmir’

de (doğru)

T .............................................................................................................................İzmir’-

de (yanlış)

Paylaşım Ö rnek Q 2

Aşağıdakilerin hangisinde bir yazım yanlışı yapılmıştır?

A) Kuzeyden gelen insan göçü insanlık tarihini derinden etkilemiştir.

B) RTÜK’ün verdiği kararlar, dün kamuoyuyla

paylaşıldı.

C) Gaziantep’e taşınınca kardeşimi bu yeni ilkokula kaydettirmiştik.

D) 4 Mayıs 2014 Pazartesi günü doğum günümü kutlayacağız.

E) Kitabınızın yirmi sekizinci sayfasını açar mısınız?

Ç özüm Q

C seçeneğinde satır sonunda bölünen “ilkokula” sözcüğü, “ilk-o-kul” şeklinde değil, “il-kokul” şeklinde hecelere ayrılmalıdır. Dolayısıyla

satır sonunda (............................................ ...ilkokula kaydettirmiştik.) şeklinde yazılmalıdır.

Cevap C

b Bağlaç olan “de” cümleden çıkarıldığında anlam bozulmaz, ek olan “-de,

-da” çıkarıldığında anlam bozulur:

T Bu resimde ben de varım.

T (Bu resim ben de varım.)

Kırmızı renkli “de”, cümleden çıkarıldığında anlam bozulduğu için “-de”, durum ekidir ve bitişik yazılmıştır.

T Bu resimde ben de varım.

T (Bu resimde ben varım.)

Kırmızı renkli “de”, cümleden çıkarıldığında anlam bozulmadığı için “de”, bağlaçtır

ve ayrı yazılmıştır.

Paylaşım

Aşağıdaki cümlelerin karşısına “de”nin yazımı doğru ise (D) yanlış ise (Y) yazınız.

D 1. Kitaptaki sorular hiç de zor değilmiş.

Y 2. Okurlarda yazarın bu düşüncelerine katılıyor.

Y 3. Sezgin’de soğuk algınlığına yakalandı.

D 4. O yıllarda bazen de bu çay bahçesinde buluşurduk.

E T K İ N L İ K 4

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:85

Paylaşım Yayınları

51. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Yazım Kuralları - II

“Kİ”NİN YAZIMI

b Bağlaç olan “ki” her zaman ayrı yazılır. Sıfat yapan “-ki” eki ve

ilgi zamiri olan “-ki” bitişik yazılır:

o Çok çalışmış ki sınav öncesi çok rahat görünüyor. (doğru)

o Çok çalışmışki sınav öncesi çok rahat görünüyor. (yanlış)

o Havaalanındaki görevliden yardım istedim. (doğru)

o Havaalanında ki görevliden yardım istedim. (yanlış)

Ö rnek Q 3

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “de”nin ya da “ki”nin yazımında

bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Çanta almak için karşıdaki mağazaya girdi.

B) Belki de bu filmi daha çok beğenecek, nereden biliyorsun?

C) Bu iskele de birkaç aydır onarımdaymış.

D) Aydan’da bizim okuldaki törene katılacakmış.

E) Diyebilirim ki bu konudan en az üç soru çıkar.

Ç özüm Q

D seçeneğindeki “Aydan’da” sözcüğünde “da” bağlaç olduğundan ayrı

yazılması ve kesme işareti kullanılmaması (Aydan da) gerekirdi.

Cevap D

b Bitişik ve ayrı yazılan “ki”leri ayırt etmek için şu yöntem kullanılabilir: Cümleden bağımsız olarak “ki”yi içeren kelime,

“-ler” çoğul ekini anlamca kabul ediyorsa “ki” bitişik, kabul

etmiyorsa ayrı yazılır:

T Bir de baktım ki içeride kimse yok. (baktımkiler= ayrı)

T Benimki beyaz bir kumaştan yapılmıştı. (benimkiler= bitişik)

b Bazı bağlaçlarda geçen “ki” bitişik, bazılarında ise ayrı yazılır.

T “ki”nin bitişik yazıldığı bağlaçları “SOMBAHÇEMİ” olarak kodlayabiliriz. “Sanki (S), Oysaki (O), Mademki (M),

Belki (B), ... (A), Halbuki (H), Çünkü (Ç), ... (E), Meğerki (M), İllaki (İ)”

b Bu sözcüklerin dışındaki bağlaçlarda “ki” ayrı yazılır.

T Ne var ki, Eğer ki, Ola ki...

Paylaşım

“Mİ”NİN YAZIMI

b Soru eki (mı, mi, mu, mü) ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar:

T Salih de mi geldi?

T Böyle olur mu?

b Soru ekinden (mı, mi, mu, mü) sonra gelen gelen ekler, bitişik

olarak yazılır:

T Onları görecek misin?

T Ben çocuk muyum?

b Türkçede soru eki “mı, mi” soru anlamı taşımasa da ayrı yazılır:

T Güzel mi güzel bir ovaya vardık. (pekiştirme)

T Teneffüs zili çaldı mı doğruca dışarı çıkardık. (zaman)

b Soru eki “mı, mi”, birleşik fiillerde iki kelimenin arasına da

gelebilir:

T Bu davadan vaz mı geçeceksin?

b “mı, mi”, özel isimlerden sonra gelse de kesme işaretiyle ayrılmaz:

T Ahmet’mi bu filmi çok beğenmiş? (yanlış)

T Ahmet mi bu filmi çok beğenmiş? (doğru)

Paylaşım

PEKİŞTİRMELİ SÖZLERİN YAZIMI

b Türkçede sıfat veya zarf görevinde kullanılan pekiştirmeli sözler bitişik yazılır:

T Apaçık, büsbütün, çepeçevre, çırılçıplak, düpedüz, paramparça, sapasağlam, sapsarı, sırılsıklam.

b Bazı pekiştirme sıfatlarının ikilemeyi andırdığı için ayrı yazılması gerektiği düşünülmektedir. Bu sözcüklere dikkat edilmelidir:

T darmadağınık (doğru) / darma dağınık (yanlış)

T karmakarışık (doğru) / karma karışık (yanlış)

PAYLA

Paylaşım

ŞIM YAYINLARI

P:86

TYT / TÜRKÇE 5 51. FASİKÜL

Yazım Kuralları - II

Paylaşım Yayınları

İKİLEMELERİN YAZIMI

b İkilemeler ayrı yazılır:

T Ağır ağır, gide gide, konu komşu, pılı pırtı, salkım saçak, sere serpe, süklüm püklüm,

ıvır zıvır, şırıl şırıl, günden güne, iyiden iyiye, el ele...

b Yeni bir kavramı, anlamı karşılayan ikilemeler bitişik yazılır:

T Çıtçıt (kopça), patpat (halı dövme aleti), gelgit (coğrafya terimi), gitgide (zarf: zaman

ilerledikçe), birdenbire (zarf: aniden)

b İkinci hecesinde dar ünlü (ı, i, u, ü)

bulunan sözcüklerle ikileme yapıldığında bu dar ünlüler düşmez:

T omuz omuza (doğru)

T omuz omza (yanlış)

T gönülden gönüle (doğru)

T gönülden gönle (yanlış)

b “Saçma sapan” ikilemesinin, pekiştirme anlamı taşıdığı için pekiştirme

sözcüğü olduğu düşüncesiyle bitişik

yazılması gerektiği düşünülmektedir.

Bu duruma dikkat edilmelidir.

T saçma sapan (doğru)

T saçmasapan (yanlış)

Paylaşım

“İLE”NİN YAZIMI

b “İle” sözcüğü, ayrı yazılabildiği gibi, ek biçiminde de yazılabilir. Ek biçiminde yazıldığında “i” ünlüsü düşer. Bu durumda, ünsüzle biten sözcüğe, ses uyumuna bağlı olarak, “-la /-le” biçiminde eklenir:

T Yarın kardeşim ile sinemaya gideceğiz.

T Yarın kardeşimle sinemaya gideceğiz.

b Ünlüyle biten bir sözcüğe geldiğinde “i” sesinin yerine “y” koruyucu ünsüzü gelir:

T Garsondan bir bardak limonata ile bir dilim pasta istedi.

T Garsondan bir bardak limonatayla bir dilim pasta istedi.

YABANCI SÖZCÜKLERİN YAZIMI

b Çift ünsüz harfle başlayan Batı kökenli sözcükler, ünsüzleri arasına ünlü konmadan

yazılır:

T Gram, gramer, grup, Hristiyan, kral, kredi, kritik, plan, pratik, problem, profesör, program, proje, propaganda, protein, prova, psikoloji, slogan, spiker, spor, staj, stil, stüdyo, trafik, tren...

b İçinde yan yana iki veya daha fazla ünsüz bulunan Batı kökenli sözcükler, ünsüzleri

arasına ünlü konmadan yazılır:

T Apartman, biyografi, elektrik, orkestra, paragraf, alafranga, gangster, kilogram, telgraf...

b İki ünsüzle biten Batı kökenli sözcükler, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır:

T Film, form, lüks, modern, natürmort, psikiyatr, slayt, teyp...

b Batı kökenli sözcüklerin içindeki ve sonundaki g ünsüzleri, “fotoğraf” ve topoğrafya”

sözcükleri dışında korunmuş ve bu şekilde yazılmıştır:

T Biyografi, monografi, paragraf, program, arkeolog, fotoğraf, topoğrafya...

b Latin harflerini kullanan dillerdeki

özel adlar özgün biçimleriyle yazılır:

T Cervantes, Shakespeare Chopin,

Molière, Rousseau...

b Latin harflerini kullanan dillerdeki

özel adların okunuşları ayraç içinde

gösterilebilir:

T Shakespeare (Şekspir), Bacon

(Beykın), Churchill (Çörçil)

b Batı kökenli kelimeler, Türkçenin hece

yapısına göre hecelere ayrılır:

T kont-rol, port-re, prog-ram, sant-ral,

sürp-riz, tund-ra, volf-ram...

Paylaşım

b İkilemelerin arasına virgül konmaz.

T Onunla aşağı yukarı iki yıl önce görüşmüştüm. [aşağı, yukarı (yanlış)]

T Murat’la konuşa konuşa eve kadar yürüdük. [konuşa, konuşa (yanlış)]

Paylaşım

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:87

51. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

TEST

BAŞARI İZLEME TESTİ

Yazım Kuralları - II

E seçeneğinde geçen “T.R.T.’nin” sözü, “TRT’nin” şeklinde harflerinin sonunda nokta olmadan yazılmalıdır.

Cevap E

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Boğaz’dan geçen gemilere kılavuz kaptan veriliyor.

B) Dünkü turnuvada bizim okuldan üç sporcu yarıştı.

C) Yazarın biyografisini içeren bir makale buldum.

D) Bursa’nın doğusunda kalan Cumalıkızık, turistlerin ilgisini çok

çekiyor.

E) T.R.T.’nin açtığı spikerlik sınavına ben de katılacağım.

A seçeneğinde geçen “dr. Berrin Kavaklı” sözü, “Dr. Berrin Kavaklı” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap A

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Yarın dr. Berrin Kavaklı ile bir randevum var.

B) Sabahleyin bu sokakta bir hareketlilik vardı.

C) İyice yorulmuş ki koltukta uyuyakalmış.

D) Annem pratik bir şekilde akşam yemeğini hazırladı.

E) Sepetteki üzümlerin 2 kg’ını bana verdiler.

E seçeneğinde yazıyla yazılan “77” sayısının kelimeleri ayrı yazılmalıyken bitişik yazılmıştır. Bu sayı “yetmişyedi” değil, “yetmiş yedi” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap E

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Ben dünyada böyle bir teklifi kaçırmazdım.

B) “Kırık Hayatlar” romanını okuyup özetini çıkaracağım.

C) 1998 yılının Nisan ayında bu otelde bir hafta kalmıştık.

D) Van iline bağlı küçük bir ilçede konakladık.

E) Tartıya çıkan güreşçi, yetmişyedi kilo geldi.

B seçeneğinde geçen “3’er” sözü, “Üleştirme sayı sıfatları rakamla yazılamaz, yazıyla yazılmalıdır.” kuralı gereğince “üçer” şeklinde yazıyla yazılmalıdır.

Cevap B

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) “Vatan yahut Silistre” adlı tiyatro eseri, sahnelendiği zaman

büyük ses getirmiştir.

B) Bilgi yarışmasında iki gruba 3’er soru soruldu.

C) Dün akşam Kısıklı semtinde oturan akrabamıza gittik.

D) Dedem elinde bir kürekle bahçeye girdi, toprağı eşelemeye

başladı.

E) Filmimiz, ilk haftada 13.552 izleyici toplayabildi.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Yönünüzü batıya dönüp yüz metre ilerlerseniz eczane karşınıza çıkar.

B) Taksim Meydanı’na yakın bir yerde beni bekleyebilirsiniz.

C) Farz edelim ki böyle bir romanı siz yazdınız.

D) Seyirciler birazdan karşı tiribüne alınmaya başlanacak.

E) Binanın giriş katında kapıda Av. Serhat Ayhan yazıyordu.

D seçeneğinde geçen “tiribüne” sözcüğü, “Çift ünsüz harfle başlayan Batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konulmadan yazılır.” kuralı gereğince “tribün” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap D

6. Saros Körfezi, içinde barındırdığı zengin balık çeşitleri nedeniyle

deniz biyologları ve dalış meraklıları arasında büyük doğal bir akvaryum olarak nitelendirilir. Kaptan Cousteu 1970’lı yıllarda gemisi “Calipso” ile Türkiye’yi ziyareti sırasında burada dalış yapmıştır.

Körfez’in Yunanistan’a doğru uzanan kuzey kıyılarında yer alan sıralı göller kuşların göç zamanlarında konakladıkları yerlerdir.

Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir yazım

yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV V

III numaralı “1970’lı yıllarda” sözünde “-lı /-li” eki büyük ünlü uyumuna göre kesme işaretinden sonra “-li” şeklinde gelmelidir.

Cevap C

V numaralı cümlede geçen “sapa sağlam” sözü, pekiştirilmiş sözcüktür.

Dolayısıyla “sapasağlam” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap E

3. (I) Mostar’da her sene bir dalış etkinliği düzenleniyor. (II) Daha

doğrusu bir atlama etkinliği de diyebiliriz. (III) Mostar Köprüsü’nden nehre atlanan ve “İkari” adı verilen bu festivalin hikâyesi de

değişik. (IV) Daha önceden burada bir asma köprü bulunuyormuş.

(V) Fakat Kanuni Sultan Süleyman, buraya sapa sağlam bir köprü

inşa edilmesini emretmiş.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım

yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:88

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 7 51. FASİKÜL

TEST BAŞARI İZLEME TESTİ

D seçeneğinde geçen “kıravat” sözcüğü, “kravat” biçiminde yazılmalıdır.

Cevap D

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Melek’le yüz yüze gelip bu konuyu konuşmak istiyorum.

B) Onun dünkü sözleri mi çok ağır geldi sana?

C) Kavaklar köyündeki şenliklere katıldık.

D) Bu gece takacağım kıravatı sen seçmelisin.

E) Salondaki çocuklara ikişer oyuncak hediye edildi.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) 16. yy.da yaşayan şair, aruz ölçüsüyle şiirler yazmıştır.

B) Hiçbir şeyden memnun olmaz, hep mırın kırın ederdi.

C) Ağrı Dağı’na çıkan dağcılardan haber alamadık.

D) Yarın saat 16:30’da sahildeki kafede buluşalım.

E) Yerde 10 cm uzunluğunda bir tel parçası bulduk.

D seçeneğinde geçen “16:30’da” sözü, “Saat yazımlarında saat ile dakika arasına sadece nokta konur.” kuralı gereğince “16.30’da” şeklinde

yazılmalıdır.

Cevap D

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Kurtuluş Mahallesi’ne taşınalı iki ay olmuş.

B) 12.000 iki katılımcıyla fuarımız bu yıl rekor kırdı.

C) Başkan da toplantının ertelenmesi gerektiğini düşünüyor.

D) Nisan 2019’da yapılacak fuarda yerimizi ayırttık.

E) Ant içmek için mi kürsüye çıkacaklar?

B seçeneğinde geçen “12.000 iki” sözü, “12 bin 2” ya da “on iki bin iki”

şeklinde yazılmalıdır.

Cevap B

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Çocuklar kaygan zeminde düşe kalka ilerlediler.

B) Verdiğimiz yanıtı yeterli görmemişler.

C) TDK’ya yazdığım dilekçe hâlâ sonuçlanmadı.

D) Avrupa kıtası bu mevsimde soğuk havanın etkisinde kalıyor.

E) Karabük ilinin Safranbolu ilçesindeki bir programa katıldık.

C seçeneğinde geçen “TDK’ya” sözü, “Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır.” kuralı gereğince “TDK’ye” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap C

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Fas, kuzey Afrika’nın önemli ülkelerinden biridir.

B) ÖSYM’ye başvurarak sınav yerimi değiştirebilir miyim?

C) Lütfen çekinmeyin, bu yemekten de yiyin.

D) Şelaleden gürül gürül akan suda yüzmek bir zevkti.

E) Türkmenlerle ilgili bir araştırma yazısı yazdım.

A seçeneğinde geçen “kuzey Afrika’nın” sözü, “Yön adları özel adların önüne geldiğinde büyük harfle başlar.” kuralı gereğince “Kuzey Afrika’nın” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap A

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Hisar’a yakın Göksu Nehri’nde kayıkla dolaştık.

B) Bir de baktım ki herkes salonu terk etmiş.

C) Yağmurda kapalı bir yere sığınamayınca sırılsıklam olmuş.

D) Bu işten peşin olarak elli beş bin üç yüz altmış beş TL almış.

E) Eskişehir’e giderken uğradığımız köy pazarında satılan taze eriklerden bolca alacağım.

E seçeneğinde geçen “e-rik-ler-den” sözcüğünün yazımında yanlışlık yapılmıştır. Bu sözcük satır sonunda tek harf kalacak şekilde bölünmemelidir.

Cevap E

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Mısır Piramitleri’ni görmeyi gerçekten çok istiyordum.

B) İnan, olayın böyle sonuçlanmasına hiç mi hiç üzülmedim.

C) O, yıllarca şehirden şehre yolculuk yapmak zorunda kaldı.

D) Alacağı arsanın 1000 m²den büyük olmasını istiyordu.

E) Fabllar, masallar gibi tekerlemeler içermez.

C seçeneğinde geçen “şehirden şehire” sözü, “Ünlü düşmesi görülen

sözcüklerle ikileme yapıldığında ünlü düşmesi gerçekleşmez.” kuralı gereğince “şehirden şehire” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap C

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Evden çıkarken biletleri de yanınıza alın.

B) THK’nin açtığı pilotluk kursuna katılacağım.

C) Bu ayın 23’ünde arkadaşlarımla buluşacağım.

D) Onun her zamanki gibi yalan söylediği apaçık.

E) Okullar bu yıl 15 Haziran cuma günü tatile girecek.

E seçeneğinde geçen “15 Haziran cuma” sözü, “Tarih yazımında ay ve

gün isimleri büyük harfle başlar.” kuralı gereğince “15 Haziran Cuma”

şeklinde yazılmalıdır.

Cevap E

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:89

Paylaşım Yayınları

51. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Yetişme çağındaki çocukların protein ihtiyaçlarının karşılanması önemlidir.

B) Karabaş’ı, gözündeki yara için veterinere götürdük.

C) Postaneye varmak için 200 m. daha yürüyeceksiniz.

D) Alaska’nın kuzeyindeki madenleri çıkarmanın oldukça masraflı olduğu söyleniyor.

E) Tren istasyona girdi mi bir koşuşturmaca başlar peronda.

C seçeneğinde geçen “200 m.” sözü, “Ölçü birimlerinin kısaltmalarının

sonuna nokta konmaz.” kuralı gereğince “200 m” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap C

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Maçta omuzum çıkınca beni hastaneye kaldırdılar.

B) Zor bir gün yaşadı ki kendini iyi hissetmiyor.

C) Kazadan sonra AKUT’un ilk müdahalesi halk tarafından takdirle karşılandı.

D) Saat sekize çeyrek kala otobüs durağında buluşalım.

E) II. Dünya Savaşı’yla ilgili bir belgesel seyrettim.

A seçeneğinde geçen “omuzum” sözcüğü, “İkinci hecesinde dar ünlü

bulunan sözcükler ünlüyle başlayan ek aldığında dar ünlüsünü düşürür.”

kuralı gereğince “omzum” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap A

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Yarın Ankara Kalesi’ne çıkıp fotoğraf çekeceğiz.

B) Halide Edip’ile Yakup Kadri romanlarında Millî Mücadele Dönemi’ni yansıtmıştır.

C) Havaalanından bindiğimiz taksiye 20 lira verdik.

D) Akşama doğru bulutların rengi kırmızıya dönüştü.

E) 1 Mart’ta başlayan kutlamalar yarın sona erecek.

B seçeneğinde geçen “Halide Edip’ile” sözü, “Halide Edip ile” ya da “Halide Edip’le” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap B

19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Şansımızı bir kere daha denesek iyi olur.

B) Bu saatlerde trafik hep sıkışık olur nedense.

C) Törenimize Binbaşı İhsan Bey de teşrif etti.

D) Bu anketimize 300 bin kişi katıldı.

E) Onun yaptığı da büs bütün sahtekârlık bence.

E seçeneğinde geçen “büs bütün” sözü, “pekiştirilmiş sözcükler bitişik

yazılır.” kuralı gereğince “büsbütün” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap E

22. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Manavdan aldığım meyvelerin 2 kg’ını teyzeme verdim.

B) Değerli Dostlarım, buraya gelerek beni çok mutlu ettiniz.

C) Bu şampuanın kepekli saçlarda çok etkili olduğunu söyledi.

D) Her gün sakal traşı olmadan asla işe gitmezdi.

E) Memnun kalmazsanız ürünü iade edebiliyor muyuz?

D seçeneğinde geçen “traş” sözcüğü, “tıraş” biçiminde yazılmalıdır.

Cevap D

23. Sevr Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonrasında İtilaf Devletleri ile

Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti arasında 10 Ağustos 1920’de

Fransa’nın başkenti Paris’in 3 km batısındaki Sevr banliyösünde

bulunan Seramik Müzesinde imzalanmış antlaşmadır. Kurtuluş Savaşı’nda Türkler’in galip gelmesi sonucunda Lozan Antlaşması imzalanıp uygulamaya konduğundan bu antlaşma geçerliliğini kaybetmiştir.

Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III IV

V

V numaralı “Türkler’in” sözcüğü, çoğul eki alan özel addan sonra kesme

işareti kullanılmayacağı için “Türklerin” biçiminde yazılmalıdır.

Cevap E

E seçeneğinde geçen “Laboratuardan” sözcüğü, “Laboratuvardan” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap E

20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Oradaki dosyaları üst üste yerleştirebilirsiniz.

B) Güneş’ten gelen zararlı ışınlar atmosferde bir engele takılır.

C) Bu hafta perşembe günü final maçı yapılacak.

D) Hakemin verdiği penaltıya herkes itiraz etti.

E) Laboratuardan çıkan öğrenciler nereye gitti?

C seçeneğinde geçen “sırıl sıklam” sözcüğü, pekiştirme sözcüğü olduğundan “sırılsıklam” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap C

21. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) İş yerimdeki ortama yeni yeni alışıyorum.

B) Ola ki bu randevumu kaçırdım, o zaman ne yapmam gerekir?

C) Maç bileti almak için bilet kuyruğunda sırıl sıklam ıslandık.

D) Kuşların da bu bölgede yaşamaya elbette hakkı var.

E) Dünkü maçı tam tamına 35.487 kişi izlemiş.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:90

TYT / TÜRKÇE 1 52. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

52.

FASİKÜL

Yazım Kuralları - III

YAZIM KURALLARI

TÜRKÇE

BİRLEŞİK SÖZCÜKLERİN YAZIMI

AYRI YAZILAN BİRLEŞİK SÖZCÜKLER b Çiçek dışında anlamlar taşıyan sözcükler bitişik yazılır:

T baklaçiçeği (renk), narçiçeği (renk), suçiçeği (hastalık)

b Ot dışında anlamlar taşıyan sözcükler bitişik yazılır:

T ağızotu (barut), sıçanotu (arsenik)

b Ses düşmesine uğramış ve yazımı gelenekleşmiş olan sözcükler bitişik yazılır:

T çöreotu, dereotu, semizotu

Paylaşım

Aşağıdaki cümlelerden yazım yanlışı olanları işaretleyip yazımı yanlış olan sözcüklerin altını çiziniz.

1. Evimizde beslemek için aldığımız muhabbetkuşunu

çok seviyoruz.

2. Kardeşim dişçiden gelir gelmez kendini yüzüstü bir kanepeye attı.

3. Torosların doğal ortamlarında yaşayan dağkeçileri, koruma altına alınmıştır.

4. Küçük yaramaz, hacıyatmazla oynamaya başlayınca

ağlamayı kesti.

5. Bu sulak arazide şekerkamışı yetiştiriciliği yapmak istiyoruz.

6. Balıkçılar ağlarına takılan dev köpek balığını gazetecilere gösterdi.

E T K İ N L İ K 1

o ada balığı, ateş balığı, dil balığı, fulya balığı vb.

o ardıç kuşu, arı kuşu, çalı kuşu, deve kuşu vb.

o ağustos böceği, ateş böceği, cırcır böceği vb.

o sığır sineği, su sineği, uyuz sineği vb.

o su yılanı, Ankara keçisi, fındık faresi, yaban tavşanı, Pekin ördeği, bozkır kedisi vb.

a. Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulan birleşik kelimeler:

o pisipisi otu, taşkıran otu, yüksük otu, acı ot, sütlü ot vb.

o mum çiçeği, yayla çiçeği, yıldız çiçeği, ölmez çiçek vb

o öd ağacı, pelesenk ağacı, tespih ağacı vb.

o altın kökü, eğir kökü, helvacı kökü, meyan kökü vb.

o dağ elması, kuzu kestanesi, su kamışı, çam fıstığı vb.

o kuru fasulye, kuru incir vb.

b. Bitki türlerinden birinin adıyla kurulan birleşik kelimeler: o alçı taşı, bileği taşı, çakmak taşı, Hacıbektaş taşı, kireç taşı vb.

o el sabunu; kahve değirmeni, su dolabı, müzik odası vb.

o afyon ruhu, katran ruhu, lokman ruhu vb.

c. Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:

o açık oturum, açık öğretim, ana dili vb.

o Ay tutulması, çıkış yolu vb.

o dil birliği, din birliği vb.

o madde başı, ses uyumu, yer çekimi vb.

e. Durum, olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler:

o hava yolu, kara yolu, keçi yolu; köprü yol vb.

d. Yol ve ulaşımla ilgili birleşik kelimeler:

o anlam bilimi, dil bilimi, edebiyat bilimi; ses bilgisi, şekil bilgisi vb.

f. Bilim ve bilgi sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:

Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı

yazılır.

1

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:91

Paylaşım Yayınları

52. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Yazım Kuralları - III

Ö rnek Q 1

Aşağıdaki altı çizili sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Sarp dağ yolundan aşağı inmek için cesaretimizi topladık.

B) Top oynarken burktuğum bileğim mosmor olmuştu.

C) Konuklar için evde inceden inceye bir temizlik yapıldı.

D) Aradığınız kişiler adanın kuzeybatısına kamp kurmuş olmalı.

E) Lunaparktaki eğlencemize dönmedolaba binerek son verdik.

Ç özüm Q

E seçeneğindeki “dönmedolaba” sözcüğü, “Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.” kuralına göre “dönme dolaba” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap E

Ö rnek Q 2

Aşağıdaki altı çizili sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Bu karşılaşma sürpriz bir skorla bitebilir.

B) Günümüzde çoğu gıda ürününe soya fasulyesi katılıyor.

C) Size yirmi beşinci yaş gününüz için bir kutlama hazırladık.

D) Konunun çözümü için bir krizmasası oluşturmalıyız.

E) Satın aldığımız kol saatine yeni bir pil taktırmalıyız.

Ç özüm Q

D seçeneğindeki “krizmasası” sözcüğü “Nesne, eşya ve alet adlarından

biriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.” kuralına göre “kriz masası” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap D

Ö rnek Q 3

Aşağıdaki altı çizili sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Büromuzu Akdeniz Caddesi’nde açmayı düşünüyoruz.

B) Listedeki stajyer avukatlar arasında sizin isminiz yoktu.

C) Hastaneye azı dişimde ağrı artınca gitmeye karar verdim.

D) Onlara yanımızdaki apartmanlardan bir daire baktık.

E) Tenis karşılaşmasında ona çetinceviz bir rakip çıktı.

Ç özüm Q

E seçeneğindeki “çetinceviz” sözcüğü “Benzetme yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak üzere bitki, hayvan ve nesne adlarıyla kurulan birleşik

kelimeler ayrı yazılır.” kuralına göre “çetin ceviz” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap E

o süzgün göz, aşık kemiği, serçe parmak, köpek dişi, kuyruk sokumu, çatma kaş, takma kol, kepçe surat, gaga burun (kimse) vb.

i. Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle kurulan

birleşik kelimeler:

o sarı çıyan, sağmal inek, kara maşa, sapsız balta, çakır pençe vb.

j. Benzetme yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak üzere bitki,

hayvan ve nesne adlarıyla kurulan birleşik kelimeler:

o talaş böreği, tulum peyniri, İzmir köftesi, tas kebabı; balık yumurtası, lop yumurta; maden suyu, badem yağı, ezogelin çorbası; yoğurt tatlısı, badem şekeri, koz helva; yüksük makarna,

çiğ köfte, sivri biber, kesme şeker vb.

h. Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:

o Çoban Yıldızı, Kervan Yıldızı, hava taşı, meteor taşı vb.

ı. Gök cisimlerinin isimleri olan birleşik kelimeler:

o bağ bozumu, gece yarısı, hafta sonu vb.

k. Zamanla ilgili birleşik kelimeler:

o ısı yuvarı, ışık yuvarı, renk yuvarı; ışık küre, su küre, taş küre vb.

g. Yuvar ve küre sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:

“Etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak” yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses

düşmesi veya türemesi oluşmamışsa ayrı yazılır:

o Güreşte rakibini uzun bir mücadelenin sonunda alt etti.

o Bazıları, başkanın görüşlerini kabul etmiyor.

o Mangal ateşinin tam sönmediği sonradan fark edilmiş.

o Sizinle tanıştığımıza çok memnun oldum.

o Hatasının nelere yol açtığını görünce pişman oldu.

o Tasarının son iki maddesi Meclis’te kabul edilmedi.

o Sonbahara doğru buradaki kuşlar sıcak yerlere göç ederler.

o Araç kiralama konusunda size yardımcı olacağız.

2

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:92

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 3 52. FASİKÜL

Yazım Kuralları - III

Ö rnek Q 4

Lyon, bir milyonu aşan nüfusuyla Fransa’nın üçüncü büyük kenti.

UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu tarihî kent merkezindeki dar sokaklar, tüneller görülmeye değer. Sinema bu kentte

icadedilmiş. Bu nedenle sinemanın ana vatanı sayılıyor.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Ç özüm Q

I

II III

IV V

Parçada geçen IV numaralı “icadedilmiş” sözcüğü, isim ile yardımcı eylem arasında herhangi bir ses olayı bulunmadığı için “icat edilmiş” biçiminde ayrı yazılmalıdır.

Cevap D

Ö rnek Q 5

Aşağıdaki altı çizili sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Spor salonuna kayıt sıranıza göre dolap numaranız değişir.

B) Olgunlaşan kayısılar kavuniçi rengine dönmüştü.

C) Türk halk tiyatromuzda ortaoyunu çok sevilen bir eğlence kaynağı

olmuştur.

D) Dilekçede bu kısım tükenmez kalemle doldurulmalıdır.

E) Biyoloji araştırmamı bir gözeli canlılar üzerine yapıyorum.

Ç özüm Q

C seçeneğindeki “ortaoyunu” sözcüğü “Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan,

karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ, sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çift

sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı

yazılır.” kuralına göre “orta oyunu” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap C

Aşağıdaki parçada yardımcı fiille kurulan birleşik fiilleri yandaki kutucuğa yazınız.

Bilim insanları Pasifik Okyanusu’nun güneyindeki mercan kaybının rekor seviyeye ulaştığını tespit etti.

Yayımlanan bir raporda, 2016 ile 2017 yıllarında peş peşe yaşanan ağarma vakalarının

artış gösterdiği konu edildi. Mercan resifinin

farklı bölgelerini etkileyen iklim olayları nedeniyle mercan boyutlarının rekor ölçüde azaldığı ifade edildi.

Mercan resiflerinin bozulması, insanların geçim kaynaklarından biri olan balıkların yaşam

alanlarını yok ediyor. Bu da ekosistemin geri döndürülemez biçimde bozulmasına neden oluyor.

Öte yandan, okyanuslarda beliren değişimlerin küresel ölçekli zararları konusunda şimdiden öngörüler yapılması olanaksız kabul

edilmektedir.

tespit etti

konu edildi

ifade edildi

yok ediyor

neden oluyor

kabul edilmektedir

E T K İ N L İ K 2 Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır:

o açık mavi, kara sarı, kirli sarı, koyu yeşil vb.

5

Kişi adlarından oluşmuş mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy vb. yer ve kuruluş adlarında, sondaki unvanlar hariç şahıs adları ayrı yazılır:

o Yunus Emre Mahallesi, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Koca

Mustafapaşa, Sütçü İmam Üniversitesi vb.

7

Somut olarak yer belirten “alt” ve “üst” sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

o deri altı, su altı, toprak altı, böbrek üstü bezi vb.

9

Yer adlarında kullanılan “batı, doğu, güney, kuzey, güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu, aşağı, yukarı, orta,

iç, yakın, uzak” kelimeleri ayrı yazılır:

o Batı Trakya, Güney Kutbu, Aşağı Ayrancı, Orta Anadolu,

İç Asya, İç Anadolu, Yakın Doğu, Uzak Doğu, Güneydoğu

Anadolu vb.

6

“Dış, iç, sıra” sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

o ahlak dışı, çağ dışı, din dışı, kanun dışı, yurt içi, ardı sıra vb.

8

“Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, küçük,

büyük, sağ, sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çift” sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

o alt kurul, üst küme, art damak, arka plan, dış borç, büyük

defter, sağ bek, peşin fikir, iki eşeyli, çok düzlemli, çift kanatlılar vb.

10

“-r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en” sıfat-fiil ekleriyle kurulan sıfat tamlaması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır:

o bakar kör, çıkar yol, yeter sayı, ölmez çiçek, akan yıldız, doyuran buhar, uçan daire vb.

3

Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim

tamlaması yapısındaki renk adları ayrı yazılır:

o bal rengi, portakal rengi, çivit mavisi, süt kırı vb.

4

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:93

Paylaşım Yayınları

52. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Yazım Kuralları - III

o itdirseği (arpacık), karabaş, karabacak vb.

a. Hastalık adlarının yazımı:

o akbaş (kuş), alabacak (at), bağrıkara (kuş), beşparmak (deniz hayvanı), çakırkanat (ördek), kababurun (balık), kamçıkuyruk (koyun), kamışkulak (at), karagöz (balık), kızılkanat (balık),

sarıkuyruk (balık), yeşilbaş (ördek), sazkayası (balık), sırtıkara

(balık), şeytaniğnesi, bozbakkal (kuş), bozyürük (yılan), karadul (örümcek) vb.

b. Hayvan adlarının yazımı:

o ayıbacağı (yelken biçimi), civankaşı (nakış), eşeksırtı (çatı biçimi), kazkanadı (oyun), kırlangıçkuyruğu (işaret), koçboynuzu (desen), köpekkuyruğu (yağlı güreş), sıçandişi (dikiş), balgümeci (dikiş), beşikörtüsü (çatı biçimi), turnageçidi (fırtına) vb.

c. Biçim, tarz, tür, motif vb. adların yazımı:

o balıkgözü (halka), domuztırnağı (kanca), horozayağı (burgu),

kargaburnu (alet), leylekgagası (alet), sıçankuyruğu (törpü),

gagaburun (gemi), kancabaş (kayık), adayavrusu (tekne) vb.

d. Alet ve eşya adlarının yazımı:

o turnagagası, açıkağız, akkuyruk (çay), alabaş, altınbaş (kavun),

altıparmak (palamut), beşbıyık (muşmula), çobançantası, karnıkara (börülce), katırtırnağı, şeytanarabası, yılanyastığı, camgüzeli,

çadıruşağı, hafızali (üzüm), havvaanaeli, meryemanaeldiveni vb.

e. Bitki adlarının yazımı:

o hanımgöbeği (tatlı), kadınbudu (köfte), dilberdudağı (tatlı), vezirparmağı (tatlı) vb.

f. Yiyecek adlarının yazımı:

o beştaş, dokuztaş, üçtaş vb.

g. Oyun adlarının yazımı:

Aşağıdaki cümlelerde yer alan yazım yanlışlarını tespit ederek bunların doğrularını karşılarındaki boşluklara yazınız.

1. O, Cemal Nadir sokağındaki evinden taşınalı

neredeyse bir yıl oluyor.

Cemal Nadir

Sokağı’ndaki

2. Bizi akşama kadar peşisıra koşturan kuzuyu

sonunda yakalamıştık. peşi sıra

3. Bir cümlede temel yüklemin dışında yargı bildiren eylemsiye “yancümle” denir. yan cümle

4. Büyük Okyanus’un ışık almayan derinliklerinde yaşayan tekhücreli canlılar varmış.

tek hücreli

5. Maliye Bakanlığına yapılacak itiraz başvuruları içtüzük kurallarına göre yapılmalıdır. iç tüzük

6. Bahçeden topladığımız sivribiberleri salata

yapmak için ince ince doğradım.

sivri biberleri

E T K İ N L İ K 3

BİTİŞİK YAZILAN BİRLEŞİK SÖZCÜKLER

b Belirtisiz isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, isnat grupları, birleşik

fiiller, ikilemeler, kısaltma grupları ve kalıplaşmış çekimli fiillerden

oluşan ifadeler yeni bir kavramı karşıladıklarında birleşik kelime olarak kabul edilir. Bu şekilde oluşan birleşik kelimeler aşağıdaki durumlarda bitişik yazılır:

Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

o biri + biri birbiri

o kayın + ana kaynana

o kayın + ata kaynata

o ne + asıl nasıl

o ne + için niçin

1

Kelimelerden her ikisi veya ikincisi birleşme sırasında anlam değişmesine uğradığında bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır:

3

Özgün biçimleri tek heceli olan bazı Arapça kökenli kelimeler “etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak” yardımcı fiilleriyle birleşirken ses düşmesine, ses değişmesine veya

ses türemesine uğradıklarında bitişik yazılır:

o kayıp olmak kaybolmak

o seyir etmek seyretmek

o his etmek hissetmek

o hamt olsun hamdolsun

o derç etmek dercetmek

o darp etmek darbetmek

2

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:94

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 5 52. FASİKÜL

Yazım Kuralları - III

o Altıkardeş (yıldız kümesi), Arıkovanı (yıldız kümesi), Demirkazık

(yıldız), Küçükayı (yıldız kümesi), Kervankıran (yıldız), Yedikardeş (yıldız kümesi) vb.

h. Gök cisimlerinin adlarının yazımı:

o baklaçiçeği, balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, kavuniçi, narçiçeği, ördekbaşı, ördekgagası, tavşanağzı, tavşankanı, turnagözü, vapurdumanı, yavruağzı vb.

ı. Renk adlarının yazımı:

o çapanoğlu, eloğlu, hinoğluhin, elkızı vb.

i. Oğlu, kızı sözlerinin yazımı:

Ö rnek Q 6

Aşağıdaki altı çizili sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) İstanbullular, çinekoptan biraz büyük lüfere sarıkanat der.

B) Yağışın çok olduğu bu dağlarda bolca yermantarı vardır.

C) Alışveriş tutkunlarını indirim günlerimizde buraya bekleriz.

D) Hamam böceklerinden kurtulmak için ilaçlama yaptık.

E) Bu pazar yerinde aradığınız her şeyi bulabilirsiniz.

Ç özüm Q

B seçeneğindeki “yermantarı” sözcüğü bir yiyecek adıdır ve kelimelerinden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğramadığı için bu sözcük “yer mantarı” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap B

Ö rnek Q 7

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı yanlıştır?

A) Bu araştırmada bizi şaşırtan bulgu, çevreciliğin barışsever akımlarla çatışmasıdır.

B) O kadar merhametlidir ki yakın arkadaşları arasında karıncaincitmez

olarak anılır.

C) Başkentin ortasındaki gökdelenler, etrafındaki binaları yutacakmış

gibi duruyordu.

D) İnsanlar, çokbilmiş olarak tanınan kişilerle arkadaşlık kurmaktan

uzak dururlar.

E) Orada yaşamamış, o insanlarla hiç bağ kurmamış gibi ne değerbilir ne yol yordam.

(2020 - ÖSYM)

Ç özüm Q

A, B, C ve D seçeneğindeki altı çizili sözcükler, “-an/-en, -r/-ar/-er/-ır/-ir,

-maz/-mez ve -mış/-miş” sıfat-fiil ekleriyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır.” kuralınca bitişik yazılmıştır. E seçeneğindeki “değerbilir” sözünde “bilir” sözcüğü ayrı bir fiil olduğundan ayrı yazılmalıdır.

Cevap E

İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş kişi

adları, soyadları ve lakaplar bitişik yazılır:

o Alper, Birol, Gülnihal, Gülseren, Şenol, Varol; Abasıyanık, Adıvar, Atatürk, Gökalp, Güntekin, İnönü, Yurdakul; Boynueğri

Mehmet Paşa, Tepedelenli Ali Paşa, Yedisekiz Hasan Paşa vb.

10

İki veya daha çok kelimeden oluşmuş il, ilçe, semt vb. yer

adları ve şehir, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak,

su, çay vb. kelimelerle kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adları bitişik yazılır:

o Çanakkale, Gümüşhane; Acıpayam, Pınarbaşı, Şebinkarahisar; Beşiktaş, Kabataş vb.

o Akşehir, Eskişehir, Suşehri, Yenişehir; Atakent, Batıkent, Konutkent, Korukent; Çengelköy; Yenimahalle; Karadağ, Uludağ vb.

11

İkinci kelimesi “-dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü)” kalıplaşmış belirli geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

o albastı, ciğerdeldi, çıtkırıldım, dalbastı, fırdöndü, gündöndü,

hünkârbeğendi, karyağdı, papazkaçtı, şıpsevdi, zıpçıktı vb.

7

Her iki kelimesi de -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş zaman veya -r /-ar /-er geniş zaman eklerini almış

ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

o uçtuuçtu; biçerbağlar, göçerkonar, kazaratar, yanardöner,

yüzergezer, çakaralmaz vb.

8

Somut olarak yer bildirmeyen “alt, üst ve üzeri” sözlerinin

sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

o ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı (gözetim), akşamüstü, bayramüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, öğleüzeri, suçüstü, yüzüstü; akşamüzeri, ayaküzeri vb.

9 Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik

kelimeler bitişik yazılır:

o albeni, çalçene, çalyaka, dönbaba, gelberi, incitmebeni, sallabaş, sallasırt, unutmabeni; batçık, geçgeç, kaçgöç, seçal,

tutkal, yazboz vb.

4

“-an/-en, -r/-ar/-er/-ır/-ir, -maz/-mez ve -mış/-miş” sıfat-fiil ekleriyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır:

o alaybozan, demirkapan, gökdelen, yelkesen; akımtoplar, altıpatlar, barışsever, basınçölçer, özezer, pürüzalır; baştanımaz,

değerbilmez, etyemez, hacıyatmaz, kadirbilmez, karıncaezmez, tanrıtanımaz, varyemez; çokbilmiş, güngörmüş vb.

5

“-a /-e”, “-ı /-i /-u /-ü” zarf-fiil ekleriyle “bilmek, vermek, kalmak, durmak, gelmek ve yazmak” fiilleriyle yapılan kurallı

birleşik fiiller bitişik yazılır:

o düşünebilmek, sevebilmek, alıvermek, gülüvermek, yazadurmak, çıkagelmek, süregelmek, öleyazmak vb.

6

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:95

Paylaşım Yayınları

52. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE

Yazım Kuralları - III

Ö rnek Q 9

Aşağıdaki yiyecek isimlerinden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) şeker pancarı B) kedidili C) alinazik

D) çiğ köfte E) keçi boynuzu

Ç özüm Q

E seçeneğindeki “keçi boynuzu” sözü, kelimelerinden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğrayarak bir yiyecek ismi

olduğu için “keçiboynuzu” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap E

Ö rnek Q 8

Aşağıdaki birleşik sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) yanar dağ B) biçerdöver C) şuuraltı

D) yel değirmeni E) yüzük parmağı

Ç özüm Q

A seçeneğindeki “yanar dağ” sözü, “-r/-ar/-er/-ır/-ir, -maz/-mez ve -mış/miş sıfat-fiil ekleriyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır.”

kuralına göre “yanardağ” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap A

o çeribaşı, elebaşı, mehterbaşı, onbaşı, ustabaşı, yüzbaşı vb.

b. Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları:

o ağababa, efendibaba, hanımanne, hacıağa, kadınnine vb.

c. Ağa, baba, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan birleşik kelimeler:

o başağırlık, başbakan, başhekim, başhemşire, başkahraman vb.

a. Baş sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları:

Kişi adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan,

köy vb. yer ve kuruluş adlarında, unvan kelimesi sonda ise

gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır:

o Abidinpaşa, Davutpaşa, (mahalle); Ertuğrulgazi (ilçe), Kemalpaşa (ilçe); Mustafabey (cadde), Necatibey (cadde) vb.

13

“Hane, name, zade, zede” kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

o çayhane, dershane, kahvehane, yazıhane; beyanname, kanunname, seyahatname, siyasetname; amcazade, dayızade, teyzezade; depremzede, afetzede, selzede, kazazede vb.

15

Arapça ve Farsça kurala göre oluşturulan sözler bitişik yazılır:

o gayrimenkul, gayrimeşru, Kuvayımilliye, Misakımillî; aliyyülâlâ,

ceffelkalem, darülaceze, darülfünun, daüssıla, fevkalade vb.

17

Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş

olan kuruluş adları bitişik yazılır:

o İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim Fakültesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi vb.

18

“Ev” kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:

o aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi, gözlemevi, huzurevi,

kahveevi, konukevi, orduevi, öğretmenevi, polisevi, yayınevi vb. (bağ evi, dağ evi, kuş evi istisna olarak ayrı yazılır.)

14

Müzikte kullanılan makam adları bitişik yazılır:

o acembuselik, hisarbuselik, muhayyerkürdi vb.

16

Renk adlarıyla kurulan bitki, hayvan veya hastalık adları bitişik yazılır:

o akağaç, alacamenekşe, karadut, sarıçiçek; alabalık, beyazsinek, bozayı; aksu, akbasma, mavihastalık, maviküf vb.

19

Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır:

o güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu

20

Dilimizde her iki ögesi de asıl anlamını koruduğu hâlde yaygın bir biçimde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan kelimeler

vardır:

12

d. “Biraz, birçok, birçoğu, birkaç, herhangi, hiçbir, hiçbiri” belirsizlik sıfat ve zamirleri gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır.

Aşağıdaki cümlelerden yazım yanlışı olanları işaretleyip yazımı yanlış olan sözcüklerin altını çiziniz.

1. Eski Türkler geniş Asya steplerinde konargöçer bir yaşam tarzı benimsemişlerdi.

2. Bu topraklardan doğan Yeşil Irmak uzun bir yolculuk

yaparak denize dökülür.

 3. Sanatçının olağan üstü güzellikte bir sesi vardı.

4. Matbaa Yirmisekiz Çelebi Mehmet’in elçilik görevinden

dönmesiyle ülkemize gelmiştir.

5. İşleri oldu bittiye getirmek istediği her hâlinden belli

oluyordu.

E T K İ N L İ K 4

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:96

TYT / TÜRKÇE 7 52. FASİKÜL

Yazım Kuralları - III

Paylaşım Yayınları

Aşağıdaki cümlelerden yazım yanlışı olanları işaretleyip yazımı yanlış olan sözcüklerin altını çiziniz.

1. Erzurum’dayken Oltu taşından yapılan çok güzel bir tespih almıştım.

 2. Büyük teyzem, bu hafta safrakesesi ameliyatı olacakmış.

 3. Pazardan iki kilo kadar ayşe kadın fasulyesi almıştım.

4. Taşırken dikkat etmemize rağmen bardaklardan birkaçı ne yazık ki kırılmış.

 5. Özellikle koyunlarda görülen deli baş hastalığı, hayvanın fiziksel gelişimini olumsuz etkiler.

 6. Küçük işletmelere de yazarkasa bulundurma zorunluluğu getirildi.

7. Bu dolma kalem bana müdür beyden hatıra kaldı.

 8. Siz de kendinize geçerakçe olan bir meslek edinmeye çalışmalısınız

 9. Boğaz’ın altına yapılan tüpgeçit, araç trafiğini bir miktar rahatlattı.

10. Ücretsiz verilen yapma çiçek kursuna biz de katılalım.

 11. Büyük baş hayvancılık için Doğu Anadolu’da bir yatırım yapma düşüncemiz var.

12. Tansiyon rahatsızlığım arada sırada baş dönmesine yol açıyor.

13. Aramızdaki iş bölümü sayesinde şirkettekilerle uyum içinde çalışıyoruz.

 14. Türk müziğinde vurmalısazların önemli bir yeri vardır.

15. Mars’ın yer kabuğunda bulunan materyalleri tanımlamak için önemli çalışmalar yapılıyor.

 16. Küçük çocuk kaşla göz arasında nereye kayıp oldu, anlayamadık.

 17. Anadolu coğrafyasında yaşayan bozbakkal kuşu, kara tavuk olarak da bilinir.

18. NASA’da çalışan bilim insanları, Curiosity Gale Krateri’ndeki kayaçlara çukurlar açıyor.

 19. Toplanan örnekler organik moleküllerin tespiti için analizediliyor.

 20. Evin oturmaodası, diğer yerlerden daha fazla güneş alıyordu.

21. Bir kaşık susam yağı içince mide ağrısı geçti.

 22. Yeni evi için ona çiçekli bir yatakörtüsü hediye etmişler.

 23. Zararlı bir böcek olan dana burnu, tarla bitkileri için bir tehdit oluşturur.

E T K İ N L İ K 5

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:97

52. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

TEST

BAŞARI İZLEME TESTİ

Yazım Kuralları - III

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Her biri vaz geçilmez cihan parçası

Kaç bin yıllık hasretimin goncası

B) Bulabildinse ey yolcu yerini

Seyret İstanbul’un camilerini

C) Ben Numanlar köyünden Emine Bacı

Yaşım belki doksan bir, belki seksen sekiz

D) Her şarkı yaşanmış bir masalı resmeder

Öbek öbek mutluluklar taşır dağ eteklerinden

E) Söyleyin ey nazlı haber kuşları

Tuna boylarından müjde geldi mi

A seçeneğinde geçen “vaz geçilmez” sözü, “Kendi hakkı saydığı bir şeyi

artık istemez olmak ve eskiden beri yapmakta olduğu bir şeyi artık yapmaz olmak.” anlamlarına gelen anlamca kaynaşmış birleşik fiildir. Bu fiil

kalıplaşmış olarak “vazgeçilmez” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap A

6. (I) Antalya-Burdur yolu üzerinde bulunan tarihî İncirhan Kervansarayı, Burdur’un Bucak ilçe merkezine 7 kilometre uzaklıkta, İncirdere köyünde yer alır. (II) Kervansaray, Burdur’da Türklerin hâkimiyet sürdüğü dönemlere ait olan en önemli yapılar arasında

gösterilmektedir. (III) Tarihî kervansaray, 1200’lü yıllarda Anadolu

Selçuklu Hükümdarı Gıyasettin Bin Keykubat tarafından inşa ettirilmiştir. (IV) Yoldan geçen kervanların konaklaması amacıyla yaptırılan kervansaray, uzun dönemler boyunca aktif bir şekilde kullanılmıştır. (V) Şu an bir çok Selçuklu yapısının ayakta kalamaması,

bu yapının önemini daha da artırmaktadır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım

yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

E seçeneğinde geçen “bir çok” sözü “Belirsizlik anlamı taşıyan sıfat ve

zamirler gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır.” kuralına göre “birçok” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap E

IV numaralı sözcük, “Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.”

kuralına göre “arka plan” şeklinde; VI numaralı söz, “Baş sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır.” kuralına göre

“başyazar” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap D

1. I. yer çekimi

II. tarla kuşu

III. beyefendi

IV. arkaplan

V. uyurgezer

VI. baş yazar

Yukarıda numaralanmış sözlerden hangilerinin yazımı yanlıştır?

A) I ve II B) II ve IV C) III ve V

D) IV ve VI E) V ve VI

4. Güneş Sistemi’ni içinde barındıran ve çubuklu sarmal tipi bir yapısı olan Samanyolu Galaksisi’nde milyarlarca gök cismi vardır.

Güneş, bu galaksinin merkezine yaklaşık 26 bin ışık yılı uzaklıktadır. Galaksinin merkezinde bulunan cisimler birbirine daha

yakın mesafede sıralanmıştır. En çok bilinen yıldızlardan olan

Büyük Ayı ve Küçük Ayı ünlü gök bilimci Batlamyus tarafından

bulunmuştur.

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

V numaralı “Büyük Ayı, Küçük Ayı” sözleri, kelimelerinden ikincisi birleşme sırasında anlam değişmesine uğrayan gök cisimleri olduklarından

“Büyükayı, Küçükayı” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap E

2. Aşağıdaki sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) çekyat B) önsöz

C) deniz ördeği D) baş belası

E) Kemalpaşa tatlısı

B seçeneğinde geçen “önsöz” “Alt, üst, ana, ön, arka sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır.” kuralına göre “ön söz” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap B

5. Aşağıdakilerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) İngiliz anahtarı B) tut kal

C) yağlı boya D) yapmaçiçek

E) duvar saati

B seçeneğinde geçen “tut kal” “Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan

kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır.” kuralına göre “tutkal” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap B

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:98

TYT / TÜRKÇE 1 53. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

53.

FASİKÜL

Yazım Kuralları - IV

YAZIM KURALLARI

TÜRKÇE

Ö rnek Q 1

Yazma sadece Orta Doğu’nun Mısır ve Mezopotamya gibi oldukça büyük

uygarlıklarına özgü bir eylem olagelmişken Homeros denen dev; MÖ IX.

veya VIII. yüzyıl içinde, tarihin derinliklerinden gelen tüm destanlardan, efsanelerden ve masallardan aldıklarını bir senteze kavuşturdu ve bize daha

önce hiç kimsenin kapılarını aralamadığı sıradışı insanlık serüvenleri anlattı.

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

I II

III

IV V

E seçeneğindeki “sıradışı” sözcüğü “Dış, iç, sıra sözleriyle oluşturulan

birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır.” kuralına göre “sıra dışı” şeklinde

ayrı yazılmalıdır.

Cevap E

Ö rnek Q 2

“Birleşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden biri veya her ikisi birleşme sırasında anlam değişmesine uğramışsa sözcük bitişik yazılır.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmadığı için bir yazım yanlışı yapılmıştır?

A) Adını şarkılarda duyduğumuz yalıçapkını, adalarda yaşayan bir kuş

türüdür.

B) Yemekten sonra tatlı olarak herkese birer porsiyon bülbülyuvası siparişi verdik.

C) Doğum günüm için annem bana camgöbeği renginde bir ince kazak örmüş.

D) Pek çok kişinin sandığının aksine denizyılanı nehirlerde de yaşayabilir.

E) Yazar bu öyküsünde semt pazarlarındaki ayaküstü sohbetlere önemli bir yer ayırmış

(2018 - ÖSYM)

Ç özüm Q

D seçeneğindeki “denizyılanı” sözcüğünü oluşturan kelimelerden herhangi birisi birleşme sırasında anlam değişmesine uğramadığı için bu sözcük

“deniz yılanı” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap D

Aşağıdaki cümlelerde yer alan yazım yanlışlarını tespit ederek bunların doğrularını karşılarındaki boşluklara yazınız.

1. Annem mutfaktaki masaya kavun içi bir örtü

almış ama ablam onu hiç beğenmemişti. kavuniçi

2. Yıllar sonra gittiğimizde mahalledeki bazı evlerin sapa sağlam durduğunu gördük. sapasağlam

3. Bu yoldan düm düz ilerleyince karşınıza bir

tiyatro binası çıkacak.

dümdüz

4. Bu yarımkürede bazı canlıların yaşaması için

özel ortamlar gerekmektedir. yarım kürede

5. İstanbul’un bu bölgesine birçok yeni gök delen yapılacakmış. gökdelen

E T K İ N L İ K 2

Aşağıdaki cümlelerde yer alan yazım yanlışlarını tespit ederek bunların doğrularını karşılarındaki boşluklara yazınız.

1. Yarınki sınavda dilbilgisinden en az on soru

çıkacakmış. dil bilgisi

2. Çocuklar bir saattir sıkılmadan dokuz taş oynuyorlar. dokuztaş

3. Babam bir tane azıdişi çürüdüğü için yemeklerini zor yiyor. azı dişi

4. O her zaman güleryüzlü bir insan olduğunuçevresine hissettirmiştir. güler yüzlü

5. Muhteşem doğa manzaralarını seyredebilmek için turistler karayoluyla Bodrum’a gitmeyi tercih etti.

kara yoluyla

6. Siz bu yoldan gide durun, biz arkanızdan geliriz yarım saat içinde. gidedurun

7. Deniz kenarında bekleyen can kurtarana seslendik ama bizi duymadı.

cankurtaran

E T K İ N L İ K 1

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:99

53. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Yazım Kuralları - IV

Paylaşım Yayınları

Aşağıdaki sözcüklerden birleşik yazımı doğru olanlara D, yanlış olanlara Y yazınız.

D 1. düşeyazmak Y 10. bakla çiçeği (renk)

Y 2. elsabunu Y 11. şıp sevdi

D 3. yer çekimi D 12. bağ evi

D 4. çalı kuşu Y 13. taşküre

Y 5. darp etmek Y 14. baş kahraman

Y 6. çiğköfte D 15. herhangi biri

D 7. tutkal D 16. bilinçaltı

D 8. çam fıstığı D 17. Arıkovanı (yıldız kümesi)

D 9. Orta Anadolu Y 18. var yemez

E T K İ N L İ K 3

Aşağıdaki sözcüklerden yazımı doğru olanlara D, yanlış olanlara Y yazınız.

D 1. 10 kg’dan D 10. RTÜK’ün

Y 2. elektirik Y 11. 20. yy’da

Y 3. 1997’in Mart’ında Y 12. 5’er

Y 4. Hıristiyan Y 13. saçmasapan

D 5. Batılılaşmak D 14. arkeolog

D 6. Mehmet Akif Ersoy Bulvarı Y 15. oysa ki

D 7. Panama Kanalı D 16. T.C. Sağlık Bakanlığı

D 8. Ramazan Bayramı’nı Y 17. Yorgancılar Köyü

Y 9. Türkçe’yi D 18. illaki

E T K İ N L İ K 4

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:100

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 3 53. FASİKÜL

Yazım Kuralları - IV

YAZIMI KARIŞTIRILAN BAZI SÖZCÜKLERİN DOĞRU YAZIMI

absürt antrenman çarçur her şey kolektif stadyum

abur cubur ardı sıra çekidüzen herhangi bir kravat stajyer

acayip artakalmak çevre yolu her ne kadar maalesef stat, -dı

açık büfe asfalt darmadağınık herkes mademki sürpriz

açık oturum ay ışığı deli dolu heykeltıraş meyve şarj

açıkgöz Ay tutulması denizaltı hiçbiri mozaik, -ği tepetaklak

ada çayı basmakalıp dinozor hiç kimse nüfus tıraş

adamakıllı başa baş direkt hoparlör okuryazar tiraj

ağırbaşlı baş etmek doküman hoşgörü olağanüstü tramvay

ağustos böceği başhekim dörtnala hoş geldin ola ki ulu orta

ağzı sıkı başıboş egzoz iade orijinal unvan

aidat bilim kurgu enstrüman içli dışlı Orta Çağ üstünkörü

akarsu bilim adamı erozyon içli köfte oysaki varsayım

akaryakıt birebir (etkili) espri iddia ön söz vurdumduymaz

aksesuar bire bir (aynı, tıpkı) etüt, -dü ilkbahar ön yargı yakamoz

akşamüstü birtakım folklor İlk Çağ öz güven yanı sıra

aktüel blok, -ku gelgit ilköğretim paraşüt yan yana

alaca karanlık boşboğaz gelişigüzel ilk yardım pastane yeryüzü

alçak gönüllü boylu boslu gitgide illaki piramit, -di yeşilimtırak

alın yazısı buz dağı grup, -bu iş yeri rastgele yol ağzı

alışveriş Buzul Çağı günaşırı jüri restoran yurt dışı

ana düşünce canı tez günübirlik kalemtıraş ret, -ddi yükseköğrenim

anaokulu çağ dışı hafta sonu kartpostal röportaj yüzyıl (asır)

anapara çalakalem havaalanı kastetmek sarımsak, -ğı zulüm

anayasa çalar saat hazırcevap kılavuz sömestir züccaciye

Antik Çağ çalı çırpı her biri koleksiyon sözüm ona zürafa

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:101

53. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

TEST

BAŞARI İZLEME TESTİ

Yazım Kuralları - IV 1

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik fiillerin yazımıyla ilgili bir yanlışlık vardır?

A) Gazeteci, toplantıda söylenenleri hızla not ediyordu.

B) Yüzme yarışlarına dün kaldığımız yerden devam ediyoruz.

C) Sel dolayısıyla bölge sakinleri evlerini terketmiş.

D) Birkaç gün içinde şehrin güzel görünümü yok olmuştu.

E) Üst üste dondurma yediklerinden hasta olmuşlar.

C seçeneğinde geçen “terketmişler” eyleminde, “Yardımcı fiillerle kurulan

birleşik fiiller, ilk kelimesinde bir ses düşmesi veya türemesine uğramazsa

ayrı yazılır.” kuralına uyulmadığı için bir yazım yanlışı vardır.

Cevap C

3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözlerin hangisinde bir

yazım yanlışı vardır?

A) Ton balığı salataya güzel bir lezzet vermiş.

B) Kışın sağlıklı kalmak için kuş burnu çayı içmelisiniz.

C) Misafir odasını limon sarısı rengine boyayınca odaya bir canlılık geldi.

D) Doğum tarihinin 25 Kasım olduğunu yeni öğrendim.

E) Bizi yol ayrımına kadar arabayla bırakabilir misiniz?

B seçeneğinde geçen “kuş burnu” sözü, kelimelerinden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğrayan bir bitki adı olduğundan bu söz “kuşburnu” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap B

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Büyük bir patlamayla düşen gök taşı kentte büyük paniğe neden oldu.

B) Kapıdaki görevlinin sabah sabah neden ekşi suratla bizi terslediğini anlayamadım.

C) Verdiğin sözde durmaman affedilir bir şey değil.

D) Bahçedeki aslan ağzı ve gülleri her gün suluyordum.

E) Bu derinliklerde sazana benzeyen kızılkanat balığı bolca bulunur.

D seçeneğinde geçen “aslan ağzı” sözünde, “Kelimelerden her ikisi veya

ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır.” kuralına uyulmadığı için bir yazım yanlışı vardır. Bu kelime “aslanağzı” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap D

5. Aşağıdaki sözlerden hangisinin yazımı doğrudur?

A) çörekotu B) uç uç böceği

C) yapa yalnız D) halkotobüsü

E) yoğurt çorbası

E seçeneğinde geçen “yoğurt çorbası” birleşik kelimesinin, birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramadığı için ayrı yazılması doğrudur.

Cevap E

6. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Pamuk kale, fotoğrafçıların

dış mekân çekimlerinde doğal stüdyo olarak kullanılmasıyla dikkat çekiyor. Eşsiz güzellikteki travertenleri, şifalı termal suyu ve tarihiyle dünyanın dört bir yanından turist çeken bu “beyaz cennet”,

yabancı turistlerin yanında dünyaevine girecek çiftlerin de fotoğraf çektirmek için tercih noktası hâline geldi.

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

B seçeneğinde geçen “Pamuk kale” sözü “Kelimelerden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğrayan il, ilçe, semt vb. yer adları bitişik yazılır.” kurallarına göre “Pamukkale” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap B

1. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözlerin hangisinde bir

yazım yanlışı vardır?

A) Şehre giderken çevre yolunu kullanmak zamandan tasarruf

sağlıyor.

B) Takımın sol açığı için yeni bir transfer yapmamız gerekiyor.

C) Tanpınar’ın sanatçı kişiliği bütün yapıtlarına yansımıştır.

D) Şehrin kıyı semtlerinde kaptı kaçtı olayları artış gösterdi.

E) Yangını söndürmek için oraya itfaiye araçları sevk edildi.

D seçeneğinde geçen “kaptı kaçtı” sözü, “Her iki kelimesi de -dı (-di / -du /

-dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır.” kuralına göre “kaptıkaçtı” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap D

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:102

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 5 53. FASİKÜL

TEST - 1 BAŞARI İZLEME TESTİ

9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Yan yana başlarımız yastığın üstünde

Neyi seyrederiz gözlerimiz yumulmuş

B) Ağlayanlar sevinmeli

Sevin ağlayabiliyorsan

Acılar art arda dinmeli

C) Bir hüzün kalbimin derinliklerinde

Çoğaldıkça çoğalıyor gitgide

D) Birlikte kol kola yaşamak varken

Güzelim hayatı zehretmek de niye

E) Madem ki böylesin, neden bu kapris

Neden bu uzaklık bana

7. “Birleşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden biri veya her ikisi birleşme sırasında anlam değişmesine uğramışsa sözcük bitişik yazılır.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmadığı için bir

yazım yanlışı yapılmıştır?

A) Bir iç deniz olan Marmara’da köpekbalığına nadir olarak rastlanmaktadır.

B) Ülkemizin değerlerinden olan Ankara kedisi koruma altına alınmıştır.

C) Uzun yıllar Milli Eğitim Bakanlığında çeşitli görevlerde çalışan

babam bu yıl başmüfettiş oldu.

D) Parka yapılan bu dönme dolap çocukların eğlencesi hâline

gelmişti.

E) Ekonomik alanda iş birliği yaparak bu krizden kurtulacağız.

A seçeneğinde geçen “köpekbalığı” sözcüğünü oluşturan sözcüklerden

biri veya her ikisi birleşme sırasında anlam değişmesine uğramadığı için

bu söz “köpek balığı” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap A

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Eskişehir’de lületaşından değişik süs eşyaları yapılır.

B) Her sabah öğrencilerini güler yüzle karşılardı.

C) Ülkemizdeki okuryazar sayısı istenen seviyede değil.

D) Bu gemide çarkçıbaşı olarak işe başladım.

E) Bahara doğru ağaçların yaprakları açık yeşil bir renk aldı.

A seçeneğinde geçen “lületaşı”, kelimelerinden ikincisi birleşme sırasında anlam değişmesine uğramadan kurulan, birleşik yapılı bir nesne ya da

eşya adı olduğundan “lüle taşı” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap A

12. Şehir, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak, su, çay vb. kelimelerle kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adları bitişik yazılır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan bir yazımı yanlışı vardır?

A) Yağışlar Batı Trakya’da sel baskınlarına yol açtı.

B) Kayak tutkunları tatili değerlendirip Uludağ’a akın ediyor.

C) Süveyş Kanalı, gemiler için Kızıl Deniz’den geçen önemli bir

ulaşım yoludur.

D) Sakarya’nın Karasu ilçesi tertemiz sahillere sahip.

E) Sodalı bir suyu olan Acıgöl’den temizlik maddeleri üretilir.

C seçeneğinde geçen “Kızıl Deniz” sözü yukarıdaki açıklamada verilen

kurala uygun olarak “Kızıldeniz” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap C

E seçeneğinde geçen “madem ki” bağlacında “ki” “mademki” biçiminde

bitişik yazılmalıdır. Diğer seçeneklerde dikkat çeken “art arda” ikileme olduğu için ayrı; “gitgide”, yeni bir kavram oluşturduğu için; “zehretmek”

ses düşmesi görüldüğü için bitişik yazılmıştır.

Cevap E

8. Aşağıdaki sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) darbetmek B) süklüm püklüm

C) kuru incir D) maddebaşı

E) kesme şeker

D seçeneğinde geçen “maddebaşı” sözü; “Durum, olgu ve olay bildiren

sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.” kuralı gereğince

“madde başı” biçiminde ayrı yazılmalıdır.

Cevap D

10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birleşik fiillerin yazımıyla ilgili

bir yazım yanlışı vardır?

A) Emanet eyledim benli kuzumu

Arkalarda koyma benim gözümü

B) Güzelim seni methedemem

Artık bu ellerden gidemem

C) Gelemem kapandı tüm yollarım

Derdoldu artık benim her yerim

D) Hiçbir şey, sizi ölümsüz kılamaz ki

Ölümsüz olan insanın eserleridir

E) Siyah iş günleri müdahale ediyor hayatıma

Mor bir köşe yastığı gibi oturmak istiyorum

C seçeneğinde geçen “derdoldu” sözü, bir ses olayı olmadığı için “dert

oldu” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap C

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:103

Paylaşım Yayınları

53. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE

TEST Yazım Kuralları - IV

BAŞARI İZLEME TESTİ

2

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST - 1

17. (I) Rinjani Dağı, 3726 metrelik yüksekliği ile Lombok Adası’nda yer

alıyor. (II) Aynı zamanda Endonezya’nın en yüksek ikinci aktif yanardağı olma özelliğine sahip. (III) Krater alanı içerisinde Barujari

adında bir de küçük bir volkan barındırıyor. (IV) 2009 yılında 8000

metreye kadar küller püskürtmüş olmasından dolayı Barujari Yanardağı’nın yakınında yapılan tüm yürüyüş aktiviteleri durdurulmuş. (V) Aynı zamanda oldukça zengin bitki ve hayvan türlerine

evsahipliği yapan yağmur ormanlarını da barındıran bu alan “Rinjani Doğal Parkı” olarak biliniyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım

yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

E seçeneğinde geçen “evsahipliği” sözü “Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.” kuralına göre “ev sahipliği” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap E

II numaralı söz, “Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.” kuralına göre “kestane şekeri” şeklinde; IV numaralı söz, “İkinci kelimesi kalıplaşmış belirli geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik

yazılır.” kuralına göre “imambayıldı” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap C

13. I. hanımefendi

II. kestaneşekeri

III. küçük harf

IV. imam bayıldı

V. yasa dışı

VI. meyve sineği

Yukarıda numaralanmış sözlerden hangilerinin yazımı yanlıştır?

A) I ve II B) II ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve VI

14. Aşağıdaki bitki, hayvan veya hastalık adlarından hangisinin

yazımı yanlıştır?

A) tarlakuşu B) karadut

C) mavihastalık D) alabalık

E) akağaç

A seçeneğinde geçen “tarlakuşu” “Birleşme sırasında kelimelerinden ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.”

kuralına göre “tarla kuşu” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap A

15. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) uzaya gönderdiği insansız hava aracı Cassini’nin topladığı bazı veriler, Satürn’ün

uydularından buzla kaplı Enceladus’un yüzeyindeki çatlaklardan

kompleks karbon bazlı moleküllerin sızdığını ortaya çıkardı. Bilim

adamları, bu özelliğin keşif edildiği Enceladus’ta yaşam olduğunun kesin olarak bilinmediğini fakat uydunun yaşam için gereken

koşullara sahip olabileceğini dile getirdi.

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III IV

V

D seçeneğinde geçen “keşif edildiği” sözü, “etmek, edilmek, eylemek,

olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde

herhangi bir ses düşmesi veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır.” kuralına göre değerlendirilmeli ve bu söz ünlü düşmesi “keş(i)fedildiği” olduğu için “keşfedildiği” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap D

C seçeneğinde geçen “buharbacaları” sözü, “Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik

kelimeler ayrı yazılır.” kuralına göre “buhar bacası” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap C

II numaralı “güney doğusundaki” sözü, “Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır.” kuralına göre “güneydoğusundaki” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap B

16. Tatvan ilçesinde 2 bin 250 rakıma ve 13 kilometrekarelik yüz ölçümüne sahip, bünyesinde barındırdığı sıcak ve soğuk gölleri, buharbacaları ve doğal güzellikleriyle kentin en önemli turizm noktaları arasında bulunan Nemrut Krater Gölü, her yıl çok sayıda yerli

ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.

Bu cümlede geçen aşağıdaki sözlerden hangisinin yazımı

yanlıştır?

A) kilometrekarelik B) yüz ölçümüyle

C) buharbacaları D) yabancı turist

E) Nemrut Krater Gölü

18. Mor çiçeklerle bezeli, uçsuz bucaksız lavanta tarlalarını düşleyince sizin de aklınıza ilk önce Fransa’nın güney doğusundaki Provence Bölgesi geliyor, değil mi? Artık bu mor kraliçenin mis gibi

kokusunu duyacağınız bir yer, yanı başınızda sizi bekliyor. Türkiye’deki lavanta üretiminin nerdeyse %90’ının yapıldığı, Torosların

eteğinde kurulan bu köyün adı Kuyucak.

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

PAYLA

V

ŞIM YAYINLARI

P:104

TYT / TÜRKÇE 7 53. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

TEST Yazım Kuralları - IV

BAŞARI İZLEME TESTİ

2

3. Usta yazarın “Zekânın Türkçe Üzerine Kurulumu” adlı son kitabının

adı, bazı bilimkurgu meraklılarını aldatabilir ama kitabın teknik ve

mekanik anlamda bir yapay zekâ metni olmadığını belirtmek gerekir. Bu kitabı satın almadan önce onun zihnin, zekânın, bilincin,

dilin işleyiş biçimlerinin ayrıntılı olarak incelenmesine yön verebilecek, dilsel ve düşünsel anlamda yoğun bir metin olduğu sürprizine hazırlıklı olmalısınız.

Bu parçada geçen aşağıdaki sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) Zekânın Türkçe Üzerine Kurulumu

B) bilimkurgu

C) yapay zekâ

D) yön verebilecek

E) hazırlıklı olmalısınız

B seçeneğinde geçen “bilimkurgu” sözü, “Bilim ve bilgi sözleriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.” kuralına göre “bilim kurgu” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap B

4. Somut olarak yer belirten alt ve üst sözleriyle oluşturulan birleşik

kelime ve terimler ayrı yazılır.

Bu kurala göre, aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) Kızamık aşısı, deri altına dikkatle enjekte edilmelidir.

B) Son yıllarda su altı fotoğrafçılığı moda oldu.

C) Madencilik aramaları için toprak altı istasyonları kurduk.

D) Onun üç gün kadar göz altında tutulacağını söylediler.

E) Birazdan tepe üstüne vardığımızda manzaraya doyulmaz.

D seçeneğinde geçen “göz altı” sözü somut olarak yer belirtme değil, birinin güvenlik kuvvetleri tarafından belli bir yerde, belli bir süre alıkonulması anlamı taşıdığı için “gözaltı” şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap D

6. (I) Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi Ahlat Ağacı, Cannes Film Festivali yolculuğunun ardından vizyona girdi. (II) Film, kendine has bir

dil kurmuş ve üslubu belirginleşmiş bir yönetmenin ustalık dönemi eserlerinden. (III) Filmin baş rol oyuncusu Doğu Demirkol “Film

boyunca 200 kilometre yürüdüm.” diyor. (IV) Film bize bu toprakların bağrından çıkan Türk insanını anlatıyor. (V) Bu muhteşem filmi, yönetmenin açık yüreklilikle itiraf ettiği ve özü zedelememek

adına değiştirmediği bazı biçimsel hataları görmezden gelerek izleyin.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım

yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

III. cümlede geçen “baş rol” sözü, “‘Baş’ sözüyle oluşturulan sıfat tamlaması yapısındaki birleşik sözcükler bitişik yazılır.” kuralına göre “başrol”

şeklinde bitişik yazılmalıdır.

Cevap C

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Bu egzotik meyvenin acımtırak bir tadı varmış.

B) Laboratuardan aldığımız tahlil sonuçlarını doktora gösterdim.

C) Bu sorunlarla tek başıma baş edebileceğimi zannetmiyorum.

D) Teyzemlerle bir araya gelince bu yıl tatilde ne yapacağımızı konuşacağız.

E) Kaymakamımızla birlikte yeni açılan huzurevini ziyaret etttik.

B seçeneğinde geçen “laboratuar”, sözcüğü, “laboratuvar” biçiminde

yazılmalıdır.

Cevap B

5. Aşağıdaki “alt, üst ve üzeri” sözlerinden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) bayramüstü B) gerçeküstü

C) suçüstü D) ayaküzeri

E) böbreküstü bezi

E seçeneğinde geçen “böbreküstü” sözü somut olarak yer belirttiği için

“böbrek üstü” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap E

1. (I) Geçen sene, bir yılda tamamladığım bir Güney Amerika turuna

çıkmıştım. (II) Yanıma Türk kahvesi, bakır cezve ve iki kahve fincanıyla birlikte iki paket de güllü lokum aldım. (III) Yalnız gezince

sürekli yeni insanlarla tanışma ve bir şeyler paylaşma ortamı oluşuyor. (IV) Adım attığım her ülkede karşılaştığım kültür ve mekânların rengine boyanırken orada yaşayanların kendi hikâyelerini dinlemeyi önemsiyordum. (V) Ben de kendi kültürümün bir unsuruyla

hikâyesini dinlediğim kişinin gönlüne kahve kokulu hikâyelerle dokuna bilmeliyim elbette.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım

yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

E seçeneğinde geçen “dokuna bilmeliyim” sözü kurallı birleşik fiillerden

yeterlik fiilidir ve bu birleşik fiil bitişik yazılmalıdır.

Cevap E

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:105

Paylaşım Yayınları

53. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST - 2

9. Büyük medeniyetlerin olmazsa olmazı olan musiki, Osmanlıların

bütün görkemiyle temsil ettiği Türk-İslâm Medeniyeti’nin de önemli

yapıtaşlarından biriydi. Özellikle bu noktadan değerlendirdiğimizde acembuselik, muhayyerkürdi gibi makamlara ve musikisinin

temeli sayılabilecek güzel güftelerin icralarına günümüzde de sıkça denk gelmekteyiz.

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III

IV

V

8. İstanbul’da Bizans Dönemi’nden kalma yedi tane dikili taş mevcut. Çemberlitaş veya Konstantinus Sütunu, hepsi İstanbul’un süsü ve kimliğinin bir parçası. Bizanslılar için bir şükran abidesi olan

bu taşların hikâyeleri de oldukça ilginç. Kimi İstanbul’un yerlisi, kimisi her nasılsa Mısır’dan buralara gurbete düşü vermiş.

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

V numaralı “düşüvermiş” sözü “Kurallı birleşik fiiller bitişik yazılır.” kuralına göre “düşüvermiş” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap E

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) İlacın bir yan etkisi olup olmadığını Doktor Ali Bey’e soralım.

B) Münazarada karşı görüşler iki grup arasında tartışıldı.

C) Edirne’deki güreşlerde başpehlivan olmak için yirmi bir güreşçi mücadele etti.

D) Ona hediye ettiğimiz yap bozu çok sevdiğini söyledi.

E) Randevularımı karıştırmamak için çoğunlukla bir masa takvimine notlar alırım.

D seçeneğinde geçen “yap boz”, “Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan

kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır.” kuralına göre “yapboz” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap D

III numaralı “yapıtaşları” sözü, “binanın ağırlığını çeken esas taş” anlamındaki kullanımın mecazıdır. Dolayısıyla ikinci kelime kendi anlamını koruduğu için “yapı taşları” şeklinde ayrı yazılmalıdır.

Cevap C

12. Aşağıdaki sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A) miras yedi B) kesme şeker

C) dalgakıran D) irmik helvası

E) yarım küre

A seçeneğinde geçen “miras yedi” “İkinci kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı

/ -ti / -tu / -tü) kalıplaşmış belirli geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik

kelimeler bitişik yazılır.” kuralına göre “mirasyedi” şeklinde yazılmalıdır.

Cevap A

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) PTT’nin yeni hizmetleri beğeni topladı.

B) Kardeşim yirmi üç gün sonra askerden dönecek.

C) Hafta sonu uzakdoğuya bir seyahatim olacak.

D) Elbette şiir okurum yeter ki siz isteyin.

E) 23 Nisan’daki törenler yağmur nedeniyle ertelendi.

D seçeneğindeki “batı” sözcüğü yanlış yazılmıştır. Bu sözcük, Avrupa

Bölgesi’ni karşıladığı için büyük harfle başlamalıdır. Yani “Batı ülkeleri”

şeklinde yazılmalıdır.

Cevap D

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yön adlarının kullanımıyla ilgili bir yazım yanlışı yapılmıştır?

A) Konya’nın doğusunda kalan bölgede yer altı sularının azaldığı söyleniyor.

B) Köyden kuzeydoğu yönüne doğru ilerlerseniz ana yola çıkarsınız.

C) Diyebilirim ki Batı Ege’nin en güzel tatil beldesindeydik.

D) Cumhurbaşkanı, yarın bazı batı ülkelerini ziyaret edecek.

E) Bahsettiğiniz tarihî kale biraz daha doğuda kalıyor.

C seçeneğindeki “uzakdoğu” sözcüğü, belli ülkeleri karşıladığı için “Uzak

Doğu” şeklinde büyük harfle başlamalı ve ayrı yazılmalıdır.

Cevap C

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Yarınki sınava 7 bin kişinin katılmasını bekliyoruz.

B) Menderes Irmağı, bu bölgeye bereket olarak akıyor.

C) Restoranına ünlü bir şefi aşçı başı alarak alacakmış.

D) Onun kadar şefkatli birisini görmedim, diyebilirim.

E) Aysunlarda buluşup onun doğum gününü kutlayacağız.

C seçeneğinde geçen “aşçı başı” sözü, “aşçıbaşı” biçiminde bitişik yazılmalıdır.

Cevap C

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:106

TYT / TÜRKÇE 1 54. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

54.

FASİKÜL

Nokta, Virgül, Noktalı Virgül

NOKTALAMA İŞARETLERİ

TÜRKÇE

NOKTALAMA İŞARETLERİ

b Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmeye, cümleleri ya da cümle içindeki ögeleri birbirinden ayırmaya yarayan ve duraklama yerleriyle sözün vurgu ve tonlamasını belirleyerek okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak için kullanılan işaretlere noktalama işareti denir.

b Konuşma dilinde anlaşmayı destekleyen başka ögeler de vardır

ama yazı dilinde bu, ancak noktalama işaretlerinin doğru kullanılmasıyla sağlanır.

b Noktalama işaretlerinin işlevini iyi kavramak ve kullanmak, yazılı iletişimde anlaşılmayı daha kolay hâle getirir; tersi bir durumda ise anlaşılmayı zorlaştırır.

NOKTA (.)

b Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonuna konur.

T Düşünmeden konuşmak, nişan almadan ateş etmeye benzer.

T Babam “Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz.” dedi.

b Bazı kısaltmaların sonuna konur.

T Ameliyatı Dr. Metin Bey yapacak. (Doktor)

T Prof. Mehmet Kaplan’ın Şiir Tahlilleri adlı kitabını okudum. (Profesör)

T Ablam, İng. kursuna gidiyor. (İngilizce)

T Yunus Emre Cad. buraya çok uzak değildir. (Caddesi)

T Cümlede sf. olan sözcükleri belirleyiniz. (sıfat)

T Ziya Osman, Yaşar Nabi vd. Yedi Meşaleci şairlerdendir. (ve

diğerleri)

T OKAY, M. Orhan, Poetika Dersleri, İstanbul, Dergâh, 2013, s.

36. (sayfa)

b Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur.

T Hafta sonunda 3. köprüden geçerek Edirne’ye gideceğim.

T II. Mehmet, 1453’te İstanbul’u fethetmiştir.

T Festival yürüyüşü 2. Cadde’de başlayacak.

T 4. Levent’te gökdelenler yükseliyor artık.

b Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur.

T Yönetmelik’in 3, 4 ve 7. maddeleri değişmiş.

T Divan şiiri XIII– XIX. yüzyıllar arasında egemen olmuştur.

T 1, 2, 3 ve 4. soruları aşağıdaki metne göre yanıtlayınız.

b Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur.

T I. 1. A. a.

T II. 2. B. b.

b Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur.

T Atatürk, 19.5.1919’da Samsun’a çıktı.

T Cumhuriyet, 29.X.1923’te ilan edildi.

b Saat ve dakikayı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur.

T Uçağın 08.15’te kalkacağını söylemişlerdi bize.

T Şirketteki toplantı 13.00’te müdür odasında başlayacak.

T Tören 09.30’da büyük bir katılımla yapılacak.

b Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur.

T İnci ENGİNÜN, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, 12. bs., Dergâh, İstanbul, 2012.

T KABAKLI, Ahmet, Türk Edebiyatı, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul, 1985.

T YALÇIN, Armağan (2012), “İmgeden Anlama Cahit Zarifoğlu’nun Poetikası”, Divan Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi, İstanbul: C. 17, s. 57-73.

b Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur.

T Derginin tirajı kısa sürede 10.500’e ulaştı.

T Şirket hesabına 590.200 lira daha yatırılmıştı.

T Şimdiye kadar 49.750.812 lira borç ödemişler.

b Genel ağ adreslerinde kullanılır.

T Bu bilgiye http://tdk.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

b Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır.

T 4.5=20

T 12.6=72

o Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay

adlarından önce ve sonra nokta kullanılmaz.

T Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı.

T Cumhuriyet, 29 Ekim 1923’te ilan edildi.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:107

54. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

Nokta, Virgül, Noktalı Virgül

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 1

Kardelenler açmış karı görmeden (I) Birini koparıp yakama takmak istedim, içim el vermedi (II)

Kara topraklar üstünde ak kardelenler (III) Oysa

onlar ak karın üstünde yükselmeliydi (IV) Toprakta kar değil, kar suyu bile yok (V)

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine nokta (.) getirilemez?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

(1996 - ÖSYM)

Ç özüm Q

Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonuna nokta (.) konur. Bu durumda parçadaki I, II, IV ve V

numaralı yerlere nokta (.) konur. Ancak parçadaki “Kara topraklar üstünde ak kardelenler” cümlesi tamamlanmamıştır. Cümlenin tamamlanması okura bırakılmıştır. Bu cümlenin sonuna nokta

(.) değil, üç nokta (...) konur.

Cevap C

VİRGÜL (,)

b Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur.

T Birçok çeşidinin yanı sıra ezmesini, sütünü, ununu, kurabiyesini, incirli tatlısını, şekerini, lokumunu hatta kahvesini bile görürsünüz bademin burada.

T Anadolu’da turneye çıkan topluluk, ilk olarak Van’a uğrayacak; Ardından da Gaziantep,

Adana, Kayseri, Ankara ve Bursa’da izleyicilerin karşısına çıkacak.

T Karşıda Marmara Denizi, solda Fenerbahçe’nin feneri, kısmen Adalar, sağda Haydarpaşa hatta bir ucundan tarihî yarımada manzaralarıyla Moda çay bahçeleri sevinçten

baygın düşürecek bir güzellik sunar size.

T Hepsi gider, bu kubbede kalacak

Âşık sesi, şair sesi, er sesi

b Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.

T Selimiye Kışlası’nın önünden geçer, Haydarpaşa İskelesi’ne sessizce sokulursunuz.

T Bebek sahili eskiden bomboştu, şimdiyse birbirinden büyük ve şaşaalı yatlarla dolu.

T Kitabı açtı, herkesin duyacağı bir şekilde okumaya başladı.

b Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur.

T Osmaniye, Datça’nın güneydoğusunda yer alan ve yaklaşık bir saatlik yolculukla ulaşabileceğiniz mesafede bir köydür.

T Müzikal, bildiğimiz peri masalı kalıplarının dışına çıkmasıyla ünlü Şrek filminin senaryosunu konu alıyor.

o Metin içinde “ve, veya, yahut, ya... ya...,

ama, fakat” gibi bağlaçlardan önce de

sonra da virgül konmaz.

T Karadeniz ve Marmara’nın en hızlı balığı palamuttur.

T Tüm hamur malzemeleri karıştırılarak çukur bir kapta veya mermer

üzerinde yoğrulur.

T Yunus Emre’yi neden kendi çocukları yahut mahallenin ağırbaşlı delikanlısı gibi görür ve ona “bizim Yunus” derler?

T Edebiyatımız gelişmiştir çünkü

onun köklü bir geçmişi vardır.

T Bana kızmış oysa ben ona bir şey

yapmadım.

T Kitabı okudum ama çok beğenmedim.

T Yola çıkacaktık ancak kar yağmaya başladı.

T Törene gelemeyeceğini söyledi

hâlbuki herhangi bir işi de yoktu.

Aşağıdaki cümlelerde nokta konulması gereken yerlere nokta (.) koyunuz.

1. Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür.

2. Antalya’nın fethinin 811’inci yıl dönümü nedeniyle konferans veren Prof. Dr. İlber Ortaylı’yı dinlemeye gelenler 1.500 kişilik salona sığmadı.

3. TDK’nin adresi: Remzi Oğuz Arık Mah., Atatürk Bul., No.: 217, PK: 06680, Kavaklıdere / ANKARA

4. Sabah 05.00’te uyanıp hava alanına gidiyoruz, uçağımız 8.15’te kalkacak.

5. 22, 23, 24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

6. Alınan bilgilere göre 31 Aralık 2016 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 79.814.871 kişi olmuştur.

7. V. Murat, 17. Osmanlı padişahıdır.

8. Osmanlı Devleti XIII-XX. yüzyıllar arasında yaşamıştır.

9. KEFELİ, Emel, Metinlerle Batı Edebiyatı Akımları, 2. baskı, İstanbul, Akademik Kitaplar, 2009.

E T K İ N L İ K 1

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:108

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 3 54. FASİKÜL

Nokta, Virgül, Noktalı Virgül

b Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur.

T Sahil boyu uzanan yürüme parkuru ve küçük butikleriyle, bu butiklerin mimarisi etkileyicidir, farklı bir İstanbul semtidir Bebek.

T Kuzguncuk’ta dört beş kişiye selam vermeden, komşuluk ilişkileri hâlâ çok canlı, sahile inemiyorsun ki!

T Bu eski saray, Topkapı Sarayı, her gelişimde beni çok heyecanlandırıyor.

b Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur.

T Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince

Öpüşten yumuşak yağan bu yağmur

T Uzak bir iklimin ılık havasında

Bütün sevdiklerim hülyamı paylaşır

Bense camlar, camlar, camlar arkasında

b Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önlemek için kullanılır.

T Parkta yürüyen ihtiyar, adamı çok dikkatli bir şekilde takip ediyordu.

T Göreve başlayan gazeteci, kadınla röportaj yapmak için yola düştü.

T Parktaki bankların birinde Kafka’nın “Dönüşüm”ünü okuyan

genç, polisin kimlik sorduğunu fark etmedi.

T Yabancı, gazeteciye tüm bildiklerini tek tek anlattı.

b Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur.

T Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz!

T Sayın Başkan,

T Sevgili Kardeşim,

b Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur.

T İstanbul sadece Boğaz’ın gün batımlarında birbirlerinde erimeyi başaran kırmızı ve mavidir, diyor yazar.

T Dostluk yolu üzerinde ot bitmesine izin verme, der Geoffrin.

T İlkbahar ve yaz aylarında Polonezköy’ün nüfusu birkaç bine kadar çıkıyor, diye söylemişti turizmci dostum.

b Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur.

T – Vasiyet Tepesi’ne nasıl gidebilirim, diye sordu polis memuruna.

T – Hedefine ulaşmak için planlı çalışmalısın, dedi bana öğretmenim.

T – Ya tutarsa, dedi Nasrettin Hoca meraklı adama.

b Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur.

T Bulut serin bir yatak olabilirdi. Güneş,

– Yorgunum ve uyumak istiyorum. Kısa bir süre için benim yatağım olur musunuz, diye sordu buluta.

T Fotoğrafçı şaşırmış, heyecanlanmıştı. Küçük Ağa ona,

– Hadi ne olur bizim bir resmimizi çek, dedi.

b Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik

bildiren “hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette” gibi kelimelerden sonra konur.

T Evet, o yazıyı dün sabah gazetede ben de okudum.

T Hayır, bütün festivalleri takip edemiyorum çünkü çok yorucu

oluyor benim için bu.

T Elbette, dün olduğu gibi bugün de muhteşem bir efsanedir Ege.

T Yok, bu konudan kimse bana söz etmedi.

T Tamam, odamı hemen toplayıp aşağı iniyorum.

T Olur, bu konuda bir bilgi öğrenirsem seni ararım.

T Hayhay, istediğiniz çay olsun yeter ki!

b Metin içinde zarf-fiil eki almış bir tane kelime varsa o kelimeden sonra virgül konmaz.

T Köşkün ahşap kapısını açınca karşımda onu gördüm.

T Kitap okudukça hayata bakışım değişiyor.

T Bize haber vermeden hiçbir yere gitmeyin sakın!

T Bu belgeyi müdüre imzalatıp hemen bize getirin.

T Televizyon seyrederken çoğu kez uyuyakalırdı.

Paylaşım

o Tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz.

T Ya evde tek kalacaksın ya da bizimle tiyatroya geleceksin.

T Hem patates soyuyor hem de bize laf yetiştiriyordu.

T Ne tiyatroya ne sinemaya gitmiş bugüne kadar.

T Ünlü müzik grubunun son albümü gerek eleştirmenlerden

gerekse dinleyicilerden olumlu eleştiriler almıştı.

o İkilemeyi oluşturan sözcüklerle isim ve sıfat tamlamalarında

tamlayanla tamlanan arasına virgül konmaz.

T Yavaş yavaş yürüdük, aşağı yukarı üç kilometre gittik.

T Eski arkadaşlarımla okulun önünde buluştuk.

Önemli

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:109

54. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

Nokta, Virgül, Noktalı Virgül

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 2

Büyük İskender... Kimileri , onu insanlığın iyiliği uğruna zaferden zafere koşan bir ülkü adamı olarak

görmüştür. Kimileri de davranışlarının , nedeninin katıksız bencillik olduğunu , ateşli tutkusunun

onun yolunu aydınlattığını düşünmüştür. Bazıları, oynamış olduğu büyük oyunda sürdüğü her

taşın , yaptığı her hamlenin ona muazzam bir zekâ tarafından dikte edildiği görüşündedir. Bazılarıysa onun, düşünmeden , kendine çok güvenerek talihini güle oynaya izlediğine inanmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış virgüllerden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(2017 - ÖSYM)

Ç özüm Q

I

II III

IV

V

I’de özneyi belirtmek için, III’te ve IV’te eş görevli sözcükleri ayırmak için, V’te birden çok zarf-fiili ayırmak için virgül kullanılmıştır. Bunlar doğru kullanımlardır. Parçada virgülün II numaralı kullanımı yanlıştır çünkü burada “davranışlarının nedeni” isim tamlamasıdır ve isim tamlamalarında

tamlayan ile tamlanan arasına virgül getirilemez.

Cevap B

b Sayıların yazılışında kesirleri ayırmak için kullanılır.

T 38,6 (otuz sekiz tam, onda altı)

T 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş)

T 0,005 (sıfır tam, binde beş)

b Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra konur.

T Toprağını havalandırıp, kurumuş yapraklarını kopararak çiçeklere bakım yapıyordu.

T Kahvaltıdan sonra aracımıza binip, tarihî köprüleriyle ünlü Keda’ya uzanıp Batum kırsalının güzellikleriyle tanışıyoruz.

T Küçük bir kent turu yapıp, kent meydanındaki meşhur kafelerde Türk kahvesi içerek

günü sonlandırıyoruz.

b Özne olarak kullanıldıklarında “bu, şu, o” zamirlerinden sonra konur.

T O, Türk edebiyatının en verimli ve yetenekli yazarlarından biridir.

T Bu, ömrünü yaylalarda geçirmiş bir kişi için hiç de kolay değildir sanırım.

T Şu, divan şairlerini en ayrıntılı şekilde anlatan bir kitaptır; mutlaka onu almalısın.

b Kitap, dergi vb.nin künyelerinde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra konur.

T Ahmet Hamdi TANPINAR, Edebiyat Üzerine Makaleler, İstanbul, Dergâh, 2011.

b Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur.

T SAZYEK, Hakan, Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirinde Garip Hareketi, Ankara, Türkiye İş

Bankası Kültür Yayınları, 1996.

T NARLI, Mehmet, “Cahit Zarifoğlu İçin Poetik Bir Deneme”, Hece Özel Sayı-14, s. 160 -144.

b Metin içinde “-ınca / -ince” anlamıyla

zarf-fiil görevinde kullanılan “mı / mi”

ekinden sonra virgül konmaz.

o Bu yorgunlukla yattım mı beş saat deliksiz uyurum.

o Kış geldi mi kent merkeziyle bağlantımız kopar burada.

o Konuştu mu ağzından bal akıyor sanırsın.

o Tavşan, geceleyin ışığı gördü mü donakalır.

Paylaşım

Virgülün kullanılmasından veya kullanılmamasından kaynaklanan noktalama hatası

bulunan cümleleri işaretleyiniz.

1. [ ] Uzungöl, Sera Golü, Çakırgöl çevreye zümrüt taneleri gibi dağılmış.

2. [ ] İyidere’den başlayan yol, uçsuz bucaksız çay ve mısır bahçeleri arasından İkizdere Vadisi’ne uzanıyor.

3. [] Eşyalarımızı oteldeki odalarımıza bırakıp, hemen şehir turuna başlıyoruz.

4. [] Yayla zamanı değerlendirmek isteyenler için çok güzel bir alternatif tatil yeridir.

5. [ ] Uzungöl’de küçük bir tesis önünde

duruyoruz, mıhlama yiyoruz.

6. [] Evet başı dumanlı dağlarda kayak

yapmayı hep çok istemişimdir.

E T K İ N L İ K 2

o Şart ekinden (-se, -sa) sonra virgül

konmaz.

T Şansınız varsa kentin bazı bölgelerinde nitelikli esnaf lokantasına

denk gelebilirsiniz.

T Hava açıkken birden yağmur yağarsa işte orası Hızır’ın ülkesidir.

o Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da/de bağlacından

sonra virgül konmaz.

T Kitap bana göre hiç de akıcı değil.

T Esat da Mehmet de yarınki geziye

katılacakmış.

T Ispanak da yararlı sebzelerden değil mi?

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:110

TYT / TÜRKÇE 5 54. FASİKÜL

Nokta, Virgül, Noktalı Virgül

Paylaşım Yayınları

Ö rnek Q 3

XX. yüzyılın son çeyreğinde plansız iç göçler sebebiyle kalabalıklaşan İstanbul; benzer kaderi

yaşayan Ankara, İzmir, Bursa gibi şehirlere göre daha çok sorunla baş başa kalmıştır.

Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu cümledeki işleviyle kullanılmıştır?

A) Yazar değil, eleştirmenler; metinler değil, yorumlar yani bakış açıları değiştiği için edebiyat

eserlerinin anlamı daima zenginleşmektedir.

B) Kopuk dizelerin, anlatı parçacıklarının, çizimin sınırlarında dolaşan bu melez metin; onun

yaşam haritasına göre farklılıklar gösterir.

C) Türkiye, İran, Rusya; Ankara, Tahran, Moskova isimlerinin birbirleriyle münasebetleri açık

seçik ortadadır.

D) Tokat’ta yetiştirilen ürünlerin başında domates, biber, fasulye, patates; kiraz, vişne, elma,

erik gelir.

E) Lale, sümbül ve karanfil motifleriyle ebru sanatına farklı bir yorum getirmiş; bu sanatın genç

kuşaklarca tanınmasına katkıda bulunmuştur.

(2019 - ÖSYM)

İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra notalı virgül kullanılır.

Bunun için “XX. yüzyılın son çeyreğinde plansız

iç göçler sebebiyle kalabalıklaşan İstanbul; benzer kaderi yaşayan Ankara, İzmir, Bursa gibi şehirlere göre daha çok sorunla baş başa kalmıştır.”

cümlesinde “İstanbul” öznesinden sonra noktalı

virgül kullanılmıştır. Böyle bir kullanım B’de vardır.

Cevap B

NOKTALI VİRGÜL (;)

b Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur.

T Erkek çocuklara Yusuf, Emre, Hakan; kız çocuklara ise Büşra, Ceren, Yasemin adları verilir.

T Almanya, Fransa, İngiltere, Türkiye; Berlin, Paris, Londra, Ankara...

T Dilek Dağı’nın eteklerindeki Çatköy’de ikiye ayrılan yolun devamı Elevit, Trovit, Palovit,

Amlakit, Kavron, Hazindağ, Samistal yaylalarına; sağa ayrılan yol ise Hisarcık, Çiçekli,

Orta, Baş ve Hacıvanak yaylalarına uzanıyor.

T Çamlıhemşin’de Bulut, Gelin Tülü, Âşıklar, Paslakum, Çopuni, Palovit, Çetekalevi ve

Çarkıruba; İkizdere’de Akırgel ve Manle; Çayeli’nde Ağaran; Kalkandere’de Çağlayan

ve Güneysu’da Katarahte şelalelerini mutlaka fotoğraflamalısınız.

T Avrupa’da Kopenhag, Odense ve Antverp’teki; Güney Amerika’da ise Sao Paulo’daki

doğal güzellikler ziyarete değer.

b Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.

T Her ağacın kendine has bir dokusu, kokusu, damarı, hikâyesi var; yetiştikleri bölgenin

havasıyla, suyuyla, toprağıyla ilgili bir veri bankası gibidir.

T Çin, Nepal ve Pakistan üçgenindeki bu dağların yükseklikleri 8 bin 30 ile 8 bin 850 metre arasında değişiyor; bu zirvelerin hepsine ulaşmak, bir tür dağcılık olimpiyatını tamamlamak anlamına geliyor.

T Her mevsimde ayrı bir dağa gidiyorum; baharda Tibet’teki Shishapangma Dağı’ndayım,

sonbaharda Nepal’deki Manaslu Zirvesi beni bekliyor, yazın ise Peru’nun 6 bin metrelik dağlarında dolaşıyorum.

T Baba, oğluna bir bağ bağışlamış; oğul, babaya bir salkım üzüm vermemiş.

T Aç koyma, hırsız olur; çok söyleme, yüzsüz olur.

b İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra konabilir.

T Kaçkar Dağlarının el değmemiş doğasına sığınan Artvin; yayla festivalleri, Gürcü kiliseleri ve doğa sporları olanaklarıyla Doğu Karadeniz’in en uzak ve sürprizli köşesidir.

T Rize; yaşlı doğal ormanları, sahil şeridinden başlayarak yükseklere doğru hemen her

yamaçta göreceğiniz taraçalı çay bahçeleri, benzersiz manzaralar sunan alpin çayırlıkları, baharda ortalığı renk cümbüşüne çeviren orman gülleri ve endemik bitkileriyle doğal bir botanik bahçesini andırıyor.

T Avrupa Alplerini andıran Toroslar; 4 bin metreden yüksek zirveleri olan, tırmanış için uygun

alanları bulunan, bu özellikleriyle de dağcıların en çok ilgisini çeken bir dağ silsilesidir.

Aşağıda verilen bilgiler doğru ise (D), yanlış ise (Y) yazınız.

1. [ Y ] Sayılardan sonra sıra bildirmek için

virgül konur.

2. [ D ] Kitap vb. künyelerinin sonuna nokta

konur.

3. [ Y ] Saat ve dakika gösteren sayılar virgülle ayrılır.

4. [ D ] Bazı kısaltmaların sonuna nokta konur.

5. [ Y ] Tarihlerde gün, ay, yıl virgülle ayrılır.

6. [ Y ] Eş görevli kelimelerin arasına noktalı virgül konur.

7. [ D ] Ögeleri arasında virgül bulunan

cümlelerde özneden sonra noktalı

virgül konabilir.

8. [ D ] Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleler noktalı virgülle ayrılır.

9. [ Y ] Tekrarlı bağlaçlardan önce virgül

konur.

10. [ D ] Sayıların yazılışında kesirleri ayırmak için virgül kullanılır.

11. [ Y ] Bir yazının maddelerini gösteren rakam ve harflerden sonra virgül konur.

12. [ Y ] Özne olarak kullanılan “bu, şu, o”

zamirlerinden sonra noktalı virgül

konur.

E T K İ N L İ K 3

Ç özüm Q

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:111

54. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

TEST Nokta, Virgül, Noktalı Virgül

BAŞARI İZLEME TESTİ

4. Oturma odasının küçük penceresinin yanındaki karyolada biri yatıyordu. Bu, on on bir yaşlarında bir çocuktu. Hasta olduğu için bir

haftadır buradaydı. Çocuk, limonla kaynatılmış nane çayını içtikten

sonra terlediği için yorganını attı. Birden hafiflemiş ve rahatlamış

hissetti kendini, sevindi. Evet, ter içindeydi ama hastalığın ağırlığı

da gitmiş gibiydi. Bu hastalık, korona virüsü, bir haftadır onu bitkin düşürmüştü.

Bu parçada, virgülün aşağıdaki işlevlerinden hangisine uygun bir örnek yoktur?

A) Onay, kabul bildiren sözcükleri belirtme

B) Metin içinde art arda gelen zarf-fiilleri ayırma

C) Özne göreviyle kullanılan zamiri belirtme

D) Ara sözleri ayırma

E) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde noktalı virgül (;) yanlış kullanılmıştır?

A) Habitat; bir canlı türünün yaşadığı, saklandığı, aranınca bulunabildiği, kısaca yaşamsal etkinliklerini sürdürmesine uygun

koşulların bulunduğu yerdir.

B) 1900’lü yıllarda İstanbul’da yayımlanan gazete ve dergiler Azerbaycan’da, Kırım’da, Kazan’da, Buhara’da; oralarda yayımlananlar da İstanbul’da okunuyordu.

C) Canlı türü doğal ortamında insanın bakımına muhtaç olmadan

barınır, beslenir; çoğalır, ölür.

D) Türk edebiyatında Oğuz Atay, Bilge Karasu, Yusuf Atılgan; dünya edebiyatında Kafka, Kundera kendime yakın bulduğum yazarlardır.

E) Kerem; Aysun, Can, Tuğçe kadar bilgisayar teknolojileri alanında bilgi ve birikim sahibi biridir.

1. (I) Erciyes, 275 milyon avroluk yatırımla göz kamaştırıcı bir kış

sporları merkezine dönüşüyor. (II) Şu an 70 km. olan toplam pist

uzunluğu, birkaç yıl içinde daha da artırılacak, kış sezonunda aynı anda 5.500 kişinin kaymasına uygun hâle gelecek. (III) Koronavirüs etkisinin iyice azaldığı 01.02.2021’de burasının iyice şenleneceğini düşünüyorum. (IV) Sabah 07.30’da İstanbul’dan kalkan

tren ya da uçakla buraya ulaşmanız çok kolay. (V) Yalnız otellerde konaklarken yeni otel kurallarından 3, 4 ve 7. maddeleri daha

dikkatli okumanızı öneririm.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde noktanın

kullanımıyla ilgili (.) yanlışlık yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

Metre, kilometre gibi ölçü birimlerinin kısaltmalarından sonra nokta (.)

konmaz.

Cevap B

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül (,) ötekilerden farklı

işlevde kullanılmıştır?

A) Refik Halit, yirminci yüzyılın başlarındaki değişime ayak uydurmaya çalışan İstanbulluları anlatır İstanbul’un Bir Yüzü adlı romanında.

B) Şehrin kalbinde yükselen Alaeddin Tepesi, adını üzerindeki

Selçuklu camisinden almış.

C) Son yıllarda ekonomik yönden büyük bir gelişme gösteren

Konya, adım adım marka şehre dönüşüyor.

D) Doğu’nun en batısında yer alan bu güzel kent, yeni bir dünya

buluşması için gün sayıyor artık.

E) Ben Kars’ı, Doğu Anadolu’nun üç yüz bin nüfuslu serhat şehrini, çocukluğumdan beri çok severim.

A, B, C ve D seçeneklerinde virgül (,) uzun cümlelerde yüklemden uzak

düşmüş olan özneyi belirtmek için konmuştur. E’de ise ara sözleri bağlama işleviyle kullanılmıştır.

Cevap E

3. Bu festivalde film gösterimlerinin yanı sıra fotoğraf sergisi (I) paneller (II) bisiklet gezisi ve bir de kapanış konseri gerçekleşiyor (III)

Bütün bu özellikleriyle festival hâlihazırda bisiklet tutkunlarını hedeflemiyor (IV) farklı ilgi alanlarına aynı anda hitap ederek yeni bisiklet tutkunları da oluşturmaya (V) onları belirli aralıklarla bir araya getirmeye çalışıyor.

Bu parçadaki numaralı yerlerden hangisine noktalı virgül (;)

konması uygun olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I ve II’ye eş görevli ögeleri bağladığı için virgül (,), III’e tamamlanmış bir yargıdan sonra geldiği için nokta konmalıdır. V’e eş görevli kelime gruplarını

bağladığı için virgül getirilmelidir. IV’e ise birinin içinde virgül bulunan iki

ayrı cümleyi (sıralı cümle) bağladığı için noktalı virgül (;) konulması gerekir.

Cevap D

“Evet, ter içindeydi ama hastalığın ağırlığı da gitmiş gibiydi.” cümlesinde onay,” Bu hastalık, korona virüsü, bir haftadır onu bitkin düşürmüştü.” cümlesinde ara sözleri ayırma, “Bu, on on bir yaşlarında bir çocuktu.

“ cümlesinde özne göreviyle kullanılan zamiri belirtme, “Birden hafiflemiş

ve rahatlamış hissetti kendini, sevindi.” cümlesinde sıralı cümleleri birbirinden ayırma görevinde kullanılmıştır.

Cevap B

C seçeneğinde yanlışlık yapılmıştır. Çünkü “Canlı türü doğal ortamında

insanın bakımına muhtaç olmadan barınır, beslenir; çoğalır, ölür.” cümlesi art arda gelen yargılardan oluştuğundan yüklemlerden sonra virgül

kullanılır. Dolayısıyla burada noktalı virgül kullanılamaz.

Cevap C

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:112

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 7 54. FASİKÜL

TEST BAŞARI İZLEME TESTİ

8. 1491 yılında inşası tamamlanan bahçeli bu büyük bina, Koza Han,

ipek ticaretini kolaylaştırmak, tüccarlara mallarını depolayabilecekleri odalar, gezginlere konaklama imkânı sağlamak için yapılmıştır.

Bahçe boyunca uzanan bu ışıl ışıl hanın üst katlarında bugün hâlâ

türlü türlü ipek eşya satan dükkânlar mevcut. Hanın bahçesindeki koca koca çınarların gölgelediği hoş çay bahçesi, bana sorarsanız sakinleşebileceğiniz gerçek bir vahadır. Gün boyu dingindir, huzurludur burası. Koza Han’ın hemen kuzeyinde ise birçok

büyüklü küçüklü han ile türlü kumaşlar satılan Kapalı Çarşı var.

Bu cümlelerde virgülün aşağıdaki görevlerinden hangisi örneklendirilmemiştir?

A) Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına

konur.

B) Sıralı cümleleri ayırmak için kullanılır.

C) Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için kullanılır.

D) Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için bunların başında ve sonunda kullanılır.

E) Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur.

9. Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra virgül konur.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun olarak

kullanılan virgül vardır?

A) Tembele “Kapını ört.” demişler, “Yel eser, örter.” demiş.

B) Kendime vakit ayırdığımda dalga sörfü yapıyor, kitap okuyor

ve doğa yürüyüşleri yapıyorum.

C) Gümüşlük’te resim, fotoğraf, ebru gibi değişik sanatların öğretildiği atölyeler var.

D) Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez, diyor

Montaigne.

E) Evet, üç yıldan beri yeni bir roman projesi üzerinde çalışıyorum.

7. Bu gece, eğlenceleri nedense hiç de içlerine sinmemişti.

Virgülün bu cümledeki kullanılış amacıyla aynı olan cümle aşağıdakilerden hangisidir?

I. İzmir’i, doğduğum şehri, bırakıp İstanbul’a geldim.

II. Bu, tek gözlü, henüz çok genç olduğu hâlde biraz yaşlı görünen biriydi.

III. Hayır, işlerimiz daha da yoğun olduğundan bu yıl tatile gitmeyeceğiz.

IV. Efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir.

V. Burak, dış kapıda annesinin sesini duyar duymaz sevinç çığlıkları atarak koştu.

A) I B) II C) III D) IV E) V

Virgül, ilk cümlede ara sözleri ve eş görevli sözcükleri ayırma göreviyle

kullanılmıştır. “Gün boyu dingindir, huzurludur burası.” cümlesinde sıralı cümleleri ayırmak; “Hanın bahçesindeki ağaçların gölgelediği hoş çay

bahçesi, bana sorarsanız bu hareketli şehirde sakinleşebileceğiniz gerçek bir vahadır.” cümlesinde yüklemden uzak düşmüş özneyi belirtmek

için kullanılmıştır.

Cevap A

Virgül (,) A’da “Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi

belirtmek için konur.” işleviyle; B’de “Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak

için konur.” işleviyle; C’de “Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve

kelime gruplarının arasına konur.” işleviyle; E’de “Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren ‘hayır, yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette’ gibi kelimelerden sonra konur.” işleviyle kullanılmıştır. Virgül (,) D’de ise bizden

istendiği gibi “Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra virgül konulur.” işleviyle kullanılmıştır.

Cevap D

“Bu gece, eğlenceleri nedense hiç de içlerine sinmemişti.” cümlesinde

virgül, bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam

karışıklığını önlemek için kullanılmıştır. Böyle bir kullanım II’deki “Bu, tek

gözlü, henüz çok genç olduğu hâlde biraz yaşlı görünen biriydi.” cümlesinde vardır. Virgül I’de ara sözü ayırma, III’te ret bildiren “hayır” ifadesini ayırma, IV’te hitap için kullanılan kelimelerden sonra konma, V’te uzun

cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konmuştur.

Cevap B

6. (I) İrili ufaklı birçok halk topluluğunu barındıran bu coğrafyada,

Kafkasya’da, köklü gelenekler mutfak kültürüne de yansımıştır.

(II) Osmanlı saray teşkilatında önemli yerlere gelen Kafkas kökenli sayısız aşçı, asker, görevli vardır. (III) Kafkas halklarının kendine

mahsus özellikleri ve geleneksel değerlere saygıları yemek kültüründe de kendisini gösterir, sofra düzeni ve usulleri yemeğin kendisi kadar önem kazanır. (IV) Yemek, masanın en saygın yerinde

bulunan aile büyüğünün sözüyle başlar. (V) Halk, bu gelenekleri

günümüzde de yaşatmada son derece kararlıdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde virgül aynı işlevde kullanılmıştır?

A) I ile II B) I ile III C) II ile III

D) III ile IV E) IV ile V

Virgül (,) I’de ara sözü belirtmek için kullanılmıştır. II’de eş görevli sözler

arasında kullanılmıştır. III’te sıralı cümleleri bağlama işleviyle kullanılmıştır. IV. ve V. cümlelerde özneyi diğer ögelerden ayırmak için (yüklemden

uzak düşmüş özneyi belirtmek) kullanılmıştır.

Cevap E

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:113

Paylaşım Yayınları

54. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST

10. Aşağıda noktanın (.) işlevleriyle ilgili bazı örnekler sıralanmıştır:

I. Cesareti olmayan adamın başarısı olmaz.

II. Yarın akşam Prof. Canan Karatay yayınımıza konuk olacak.

III. Saim Sakaoğlu, Halk Hikâyeleri, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayını, 2011.

IV. Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak için yarın Meclis’te 21.45’te

tören yapılacak.

Bu örneklerden noktanın (.) işlevleriyle ilgili aşağıdakilerden

hangisi söylenemez?

A) Saat ve dakika gösteren sayıları ayırmak için konmuştur.

B) Kitap künyesinin sonunda kullanılmıştır.

C) Sayılardan sonra sıra bildirmek için kullanılmıştır.

D) Tamamlanmış cümlenin sonuna konmuştur.

E) Kısaltmanın sonunda kullanılmıştır.

11. Sen ve ben gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız

Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül, ikinci dizedeki işlevine uygun kullanılmıştır?

A) Kuru gıdaları, şoklanmış ve kurutulmuş meyveleri ülkenin bu

kentlerinde çok seviyorlar.

B) Bu dükkânda gül, lale gibi klasik çiçekler satılıyormuş en çok.

C) Sanat tarihi eğitimi almış iki kadın, iş bulamayınca çiçekçiliğe

başlamışlar.

D) Nişantaşı’nın yüksek tavanlı evlerine starliçe çok yakışıyor, diyor çiçekçi.

E) Çiçek müşterisinin temel alışkanlıkları sürüyor, çiçeğin yolculuğundaki geleneksel duraklar hâlâ geçerli.

14. Anadolu’nun bilgelik ve haşmet fısıldayan Ağrı Dağı (I) Iğdır’ın

yoldaşı, hâldaşı (II) hatta en iyi arkadaşı. Karlı ve çetin zirvesiyle

Anadolu’nun çatısı olan bu görkemli dağ (III) kenti efsanelerin de

kaynağı hâline getirmiş. Arap fatihlerin 7. yüzyılda Iğdır ve civarına gelişine kadar bu topraklarda onlarca medeniyet iz bırakmış.

İnsan yaşamını kolaylaştıran en öncelikli değerler (IV) tarih öncesi

çağlardan bu yana Iğdır’ı bir cazibe merkezi kılmış. Asur (V) Urartu ve İskit medeniyetlerini Pers, Grek, Roma ve Selçuk imparatorlukları izlemiş.

Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinde virgül kullanılmaz?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I. cümle, D’deki işlevin, II. cümle E’deki işlevin, III. cümle B’deki işlevin,

IV. cümle ise A’daki işlevin örneğidir. Ancak numaralanmış cümlelerde

C’deki işlevin örneği yoktur.

Cevap C

Verilen dizeler iki ayrı cümleden oluşmaktadır. “Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız” şeklindeki ikinci dizede iki ayrı yüklem vardır. Bunlar “baksınlar” ve “kandan ve çamurdanız” yüklemleridir. Yani virgül ikinci dizede sıralı cümleleri bağlamıştır. Virgül bu işleviyle E’de kullanılmıştır.

Cevap E

Parçadaki “hatta” sözcüğü bir bağlaçtır. Bağlaçlardan önce ve sonra noktalama işareti kullanılmaz çünkü bağlaç zaten noktalama işaretinin işlevini yüklenir. Öyleyse “hatta” sözcüğünden önce herhangi bir noktalama

işaretinin kullanılmasına gerek yoktur.

Cevap B

12. Koyunlar rahat rahat yatar , atlar ise çevrede otlar. O sırada kulağımıza bir ses gelir , bir türkü söylenmektedir. Ya genç , ya da yaşlı

bir çobandır bu türküyü söyleyen . Dedem beni hemen durdurur.

Dinle, her zaman duyamayacaksın bu güzel türküyü , der bana.

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yerinde kullanılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II III

IV

V

I ve II’deki virgül sıralı cümleleri bağlamıştır. IV’teki nokta, tamamlanmış

yargının sonuna konmuştur. V’teki virgül, tırnak içine alınmayan alıntı cümleyi ayırmıştır. Ancak tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz.

Fakat III’te “ya ... ya ...” bağlaçları virgülle bağlanmıştır. Öyleyse III’teki

virgül yanlış kullanılmıştır.

Cevap C

13. Köyceğiz (I) narenciye bahçeleri (II) tenha yolları (III) kimsesiz kıyıları ve koylarıyla yeryüzünde az rastlanacak bir lükstür. Ufukları

süsleyen bulutlu zirveler (IV) okaliptüs ağaçları, günlük ormanları

ve donuk bir sabahın uykusundaki Köyceğiz Gölü bir kış senfonisi gibidir. Köyceğiz’e öylesine bakıp geçmek değil (V) güzelliklerini gelecek kuşaklara taşıyacak duyarlığı da taşımak gerekir.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine ötekilerden

farklı bir noktalama işareti getirilmelidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I’e virgüllerle özellikleri sıralanan özneyi diğer ögelerden ayırmak için noktalı virgül (;); II, III ve IV’e eş görevli sözleri ayırdıkları için virgül; V’e sıralı cümleleri ayırdığı için virgül (,) getirilmelidir. Öyleyse parçadaki I numaralı yere ötekilerden farklı bir noktalama işareti getirilmelidir.

Cevap A

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:114

TYT / TÜRKÇE 1 55. FASİKÜL

55.

FASİKÜL

İki Nokta, Üç Nokta, Soru İşareti, Ünlem İşareti

NOKTALAMA İŞARETLERİ

TÜRKÇE

Paylaşım Yayınları

NOKTALAMA İŞARETLERİ Ö rnek Q 1

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ayraçla gösterilen yere iki nokta (:) konulmalıdır?

A) Öyle bir olay ki ( ) eksiklerimizi, yetersizliklerimizi açıkça gösteriyor.

B) İletişimde ölçüsüzlük dediğimiz şey ( ) sanat haberlerinde olduğu gibi spor haberlerinde de kendini göstermiştir.

C) Yöneticilere düşen görevlerden biri de ( ) öğrenciler arasındaki üstün yetenekli gençleri

bulup yönlendirmektir.

D) Son günlerde yaşananlar, yöneticilerimize

çok şey öğretmiştir ( ) Bunlardan biri gerçekleşmemiş beklentilerimizin üzüntüsüdür.

E) Bu tartışma onun şu iki yönünü açığa çıkarmıştır ( ) Eleştirilere karşı hoşgörüsüz olma

ve duygularını denetleyememe.

(2004 - ÖSYM)

Ç özüm Q

Kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna iki nokta konur. E’deki “Bu tartışma onun

şu iki yönünü açığa çıkarmıştır” cümlesi de böyle bir cümledir. Bu cümleden sonra “Eleştirilere

karşı hoşgörüsüz olma ve duygularını denetleyememe” açıklaması yapılmıştır. Öyleyse E’deki ayraçla ( ) gösterilen yere iki nokta (:) getirilmelidir.

Cevap E

Aşağıdaki açıklamaların hangi noktalama

işaretiyle ilgili olduğunu boş bırakılan yere yazınız.

1. Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin

sonuna konur. iki nokta

2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için

konur. virgül

3. Saat ve dakika gösteren sayıları ayırmak

için konur. nokta

4. İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra konur. noktalı virgül

E T K İ N L İ K 1

İKİ NOKTA (:)

b Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin sonuna konur.

T Bireyin iç dünyasını esas alan roman ve öykü yazarlarından bazılarını sayalım: Tarık

Buğra, Oktay Akbal, Samiha Ayverdi...

T O gün okula erken gitmiştim, ders henüz başlamamıştı. Benim gibi erken gelen birkaç

arkadaş bahçede sohbet ediyordu: Ersin, Mahmut, Levent ve Alper.

T Bahçede değişik türden çiçekler vardı: lale, gül, karanfil...

b Kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna konur. İki noktadan sonra gelen

açıklama tek tek kelimeler ise küçük, cümle ise büyük harfle başlar.

T Bizim Datça, 3 B’dir aslında: badem, balık ve bal.

T Domates suyunun hazırlanışı şöyledir: Kabaca doğranmış domatesler tuz ve şekerle

harmanlanıp bir tülbente aktarılır. Bir gece boyunca tülbentten süzülen domateslerin

şeffaf öz suyu tüketilene kadar dolapta saklanır.

T Bunun anlamı şudur: Bir sistemin atıkları diğerinin gıdası hâline gelir ve bütünüyle dengelenmiş bir sistemde atık diye bir şey yoktur.

b Ses bilgisinde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır.

T a:ile, da:ire, huku:ka, i:cat

b Karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişiyi belirten sözlerden sonra konur.

T ERKEK: (Bir susuştan sonra) Eviniz ne sıcak! (Resimlerden birine bakarak) Şu resimdeki ihtiyar, babanız mı?

KADIN: Hangisi?

ERKEK: Şu! Gözlüklü!

KADIN: Evet, babam. (Birdenbire) Tanıyor musunuz?

(Sabahattin Kudret Aksal, Bay Hiç)

b Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur.

T Güvercinler sordular:

– Peki, avcının bizi takip etmemesi için ne yapmalıyız?

T Bir gün sokağın yaşlılarından biri Küçük Ağa’ya sokulup şöyle dedi:

– Büyük sevaba girersin Ağa. Yavrucağın anası hastalığa tutulmuş, yatar; günleri sayılı

tazeciğin.

b Matematikte bölme işareti olarak kullanılır.

T 100:5=20, 32:4=8

b Genel ağ adreslerinde kullanılır.

T Sınav soruları http://www.osym.gov.tr adresinde yer alıyor.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:115

55. FASİKÜL 2 TYT / TÜRKÇE

İki Nokta, Üç Nokta, Soru İşareti, Ünlem İşareti Paylaşım Yayınları

Aşağıdaki açıklamaların hangi noktalama

işaretiyle ilgili olduğunu boş bırakılan yere yazınız.

1. Özne olarak kullanıldıklarında bu, şu, o

zamirlerinden sonra konur. virgül

2. Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur. virgül

3. Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna

konur. nokta

4. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan,

eksik bırakılan cevaplarda kullanılır. üç

nokta

5. Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur. virgül

6. Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur. nokta

7. Sözün bir yerde kesilerek geri kalanın

okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek ya da ifadeye güç katmak için konur. üç nokta

E T K İ N L İ K 2 ÜÇ NOKTA (...)

b Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.

T Caminin önünde üzerinde eski harflerle “Cumhuriyet Çeşmesi” yazan ama suyu akmayan çeşme...

T Bir tanesi bir tarafa koşunca öbürleri de kırlangıç gibi peşinden...

T Ben top sahasına gidiyorum, Berkay da doğru eve...

b Kaba sayıldığı için açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur.

T Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.

b Herhangi bir sebepten açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur.

T Mahkemede gizli tanık G...’nin ifadeleri okundu.

T Şoför, B...’a yarım saatlik bir mesafede olduğumuzu söyledi.

b Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan kelime veya bölümlerin yerine konur.

T Karagöz, sanatçının performansına dayalı bir gölge oyunu olup Karagöz ve Hacivat arasında geçen karşılıklı komik diyaloglar ve atışmalara dayanır (...)

T (...) Dişi yumurtladıktan sonra yuvadan ayrılamaz. Çünkü iri martılar, yumurta ve yavrular için büyük bir tehlikedir. Kuluçka süresince anne ve baba yemek bile yemez.

b Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur.

T Burada bir o vardı, bir de dağlar; her tarafta dağlar, ulu dağlar...

T Şimdi anladım... Çok güzel ama kendin neden okumaya başlamadın?

b Benzer örneklerin sürdüğünü göstermek için kullanılır ancak benzer örnekler sıralanırken son örnek olduğunu belirtmek için “ve” bağlacı kullanırsa üç nokta konmaz.

T Kahvaltı sofrasında her şey vardı: peynir, zeytin, yumurta, reçel, bal...

T Oyunda Karagöz ve Hacivat dışında Çelebi, Tiryaki, Beberuhi, Laz, Kayserili, Kastamonulu, Rumelili... karakterleri bulunmaktadır.

T Hayatta birçok şeye önem veririm: sevgi, huzur, sağlık, mutluluk...

T Hayatta birçok şeye önem veririm: sevgi, huzur, sağlık ve mutluluk.

b Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır:

T – Adın ne?

– Ahmet...

– Ne iş yaparsın?

– ...

b Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur.

T Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:

– Koca Ali... Koca Ali, be!..

– Varın kendisine açıklayın. Eğer ben ölünceye kadar bana, asla para almadan hizmetçilik, çıraklık etmeye yanaşırsa diyetini öderim.

– Pekâlâ, pekâlâ...

b Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir.

T Karagöz’üm insan önce bir selam verir, sende hiç incelik yok!..

T İstanbul’da, bayramlar da tam bir bayram gibi kutlanır!..

T Başını alıp nereye gitsin?..

Aşağıdaki metinde boş ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere uygun noktalama işaretlerini koyunuz.

E T K İ N L İ K 3

Ben de köyde büyüdüm ( . ) Ankara’nın

Üçem köyünde (...) Harman yeri baharda yemyeşil olurdu ( . ) Yeni doğmuş yüzlerce kuzu böyle kartopu gibi salınırdı

( . ) Biri bir ekin demetine koşunca öbürleri de oynaya zıplaya peşinden (...) Çocukluğumun en güzel resmidir bu ( ! )

Sonra kendi bahçemizde yetişen elma

( , ) erik ve kayısı ağacına çıkıp meyvelerini dalından yemek (...) Evet ( , ) şimdi bile heyecanlandırıyor bu resim beni

( ; ) alıp çocukluğuma ( , ) o neşeli günlere götürüyor ( . )

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:116

TYT / TÜRKÇE 3 55. FASİKÜL

İki Nokta, Üç Nokta, Soru İşareti, Ünlem İşareti

Paylaşım Yayınları

SORU İŞARETİ (?)

b Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur.

T Bir filmde görüp gitmek istediğiniz bir yer oldu mu?

T Şehirde ne gibi değişiklikler gözlemlediniz bu süreçte?

T Dağa kaçar kişilik gruplar hâlinde tırmanacaksınız?

T Ustalar, bu çatıyı ne zaman onaracak acaba?

b Sözde soru cümlelerinin sonuna konur.

T Senin ne kadar zorluğa katlandığını bilmez miyim?

T Bu konuda beni de biraz dinler misiniz?

T Ben sizi nasıl üzerim?

T Önüne baksana, kör müsün be adam?

b Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin

sonuna konur.

T Görevli memur başını kaldırdı:

– Adınız?

Ciddi bir edayla sordu:

– İşiniz?

– Kamu kurumunda sekreterim.

– Kaç yıldır?

– On iki yıl oldu.

b Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih

vb. durumlar için kullanılır.

T Yunus Emre (1240 ?-1320), Türk şiirinin kurucularındandır.

T 1496 (?) yılında doğan Fuzuli, lirik şiirin ustalarındandır.

T Ankara’dan İstanbul’a arabayla 3 saatte (?) gitmiş.

o mı / mi ekini alan yan cümle temel cümlenin zarf tümleci

olduğunda cümlenin sonuna soru işareti konmaz.

T Kış geldi mi işlerimiz yavaşlar.

T Dizi başladı mı bana haber verin.

o mı / mi eki cümleye pekiştirme anlamı kattığında cümlenin sonuna soru işareti konmaz.

T Piknikte güzel mi güzel bir gün geçirdik.

T Evin büyük mü büyük bir bahçesi vardı.

o Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en

sona konur.

T Tiyatroya mı gitmek istersin, sinemaya mı?

T Sular mı yandı, neden tunca benziyor mermer?

Ö rnek Q 3

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna soru işareti konmalıdır?

A) Deprem anında sağlam bir yere sığınmaktan başka bir şey yapamazdım ki

B) Doktorlar, bu ameliyatı nasıl yaparız, diye düşünüyorlar

C) Arkadaşıma gerçek düşüncemi söylemeli miydim, bilemiyorum

D) Kerem, bu teklifimizi kabul edecek mi, ne dersiniz

E) Bu sorunu bana neden şimdi söylediğinizi anlayamadım

Ç özüm Q

A’da soru anlamı yoktur. B’de “nasıl” soru sözcüğü, C’de “mi” soru eki,

E’de ise “neden” soru sözcüğü vardır ama bu sözcükler ve ek cümleye soru anlamı katmamıştır. Ancak D’deki “Bu önerimizi kabul eder mi, ne dersiniz” cümlesinde hem virgülden önceki kısımda hem de virgülden sonraki kısımda soru anlamı vardır.

Cevap D

A’daki cümlenin sonuna iki noka (:), B’deki cümlenin sonuna nokta (.),

C’deki cümlenin sonuna soru işareti (?), D’deki cümlenin sonuna ünlem

işareti (!) konulmalıdır. Ancak E’deki cümlede “gidin” yüklemi okura bırakılmıştır. Öyleyse E’deki cümlenin sonuna üç nokta (...) konmalıdır.

Cevap E

Ö rnek Q 2

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna üç nokta (...) konulmalıdır?

A) Yazar bu yazısında şu üç noktaya dikkatimizi çekiyor

B) Kardeşim saz çalmayı öğrenmek için kursa gidiyor

C) Niçin bir tek balık bile görülmüyor bu gölde artık

D) Yazık, bu yaşta bu zorlukları yaşamış

E) Karnınızı doyurdunuz, şimdi hepiniz doğru okula

Ç özüm Q

Cümle Noktalama işareti

1. Tamamlanmamış cümlelerin sonuna

konur.

a. Nokta

2. Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur. b. Virgül

3. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur. c. Noktalı virgül

4. Cümlede virgüllerle ayrılmış tür veya

takımları ayırmak için konur.

d. İki nokta

5. Cümle içinde ara sözleri veya ara

cümleleri ayırmak için kullanılır. e. Üç nokta

Aşağıda sıralanan “işlevleri” ait olduğu noktalama işaretiyle eşleştiriniz.

E T K İ N L İ K 4

Cevap = 1-e, 2-a, 3-d, 4-c, 5-b

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:117

Paylaşım Yayınları

55. FASİKÜL 4 TYT / TÜRKÇE

TEST 1 İki Nokta, Üç Nokta, Soru İşareti, Ünlem İşareti

BAŞARI İZLEME TESTİ İki Nokta, Üç Nokta, Soru İşareti, Ünlem İşareti

o Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konabileceği gibi cümlenin sonuna da konabilir. Ünlem işaretinden sonra gelen sözler büyük harfle başlar.

T Eyvah, çantamı otobüste unutmuşum!

T Eyvah! Çantamı otobüste unutmuşum.

Ö rnek Q 4

Yeni aldığı ve çok sevdiği ayakkabısının bir teki futbol oynarken yırtılan

çocuk ( ) ayakkabıcıya ( ) yeni ayakkabı bakmaya gitti. Ayakkabının üzerindeki fiyatı okudu. Bir an üzüldüğünü belli ederek vitrinden uzaklaştı.

Durumu gören ayakkabıcı:

— Baktığın model sana çok yakışır ( ) denemek ister misin?

Çocuk başını sallayıp:

— Üzerindeki fiyata göre almam mümkün değil ki ( ) Zaten bir tekini

alacağım.

Dükkân sahibi:

— Amma yaptın ha ( )

Bu parçada parantezle ( ) belirtilen yerlere, aşağıdaki noktalama

işaretlerinden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) (;) (,) (,) (!) (!..) B) (,) (;) (;) (...) (.)

C) (;) (,) (,) (...) (!) D) (,) (;) (,) (!) (.)

E) (;) (,) (;) (.) (!..)

(2019 - ÖSYM)

Ç özüm Q

Anlam karışıklığını önlemek için özneden (çocuk) sonra noktalı virgül, “ayakkabıcıya” sözcüğünden sonra virgül konmalıdır. Sıralı cümleleri ayırmak

için üçüncü boşluğa virgül; duygu aktarımı olan (sevinç, üzülme, şaşma...)

cümlelerin sonunda ünlem işareti kullanmak gerektiğinden dördüncü boşluğa ünlem getirilmelidir. Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki

nokta konulması yeterli olduğu için son yere üç noktalı ünlem getirilmelidir.

Cevap A

Aşağıdaki cümlelerdeki boşluklara uygun noktalama işaretlerini yazınız.

1. Ay(! ) Elim kesildi, kızım bana bir yara bandı getirir misin(?)

2. Eyvah(,) yine sınava geç kaldım(!)

3. Aşk olsun(! )Ben hiç sizi kırar mıyım(?)

4. Arkadaşlar (! ) Şu gürültüyü keser misiniz(?)

5. Ee(, ) yeter artık(! ) Sizi dinlemek istemiyorum.

6. Senin ne kadar az (!) konuştuğunu bilmez miyiz(?)

7. Yazık(! ) Emek verdiğimiz bu iş böyle mi bitecekti(?)

8. Aman(,) biz gelene kadar çocuğa iyi bakın(!)

E T K İ N L İ K 6

Sonuna soru işareti (?) konması gereken cümleleri işaretleyiniz.

/ 1. Sen muhabbet için çağırırsın da o gelmez mi yanına

/ 2. Bu akşam kitap okumak mı, film izlemek mi istersin

/ 3. Raflardaki kitapların hangileri ilginizi çekti

4. Yağmur başladı mı herkes sığınacak yer arardı

/ 5. Bana şurada duran İngiliz anahtarını uzatabilir misin

/ 6. İnsanları kendine inandırmak kolay mı yoksa zor mu

7. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım

8. Dinlenelim, yarın uzun mu uzun bir yolculuk bizi bekliyor

E T K İ N L İ K 5

ÜNLEM İŞARETİ (!)

b Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle

veya ibarelerin sonuna konur.

T Bu sarı saçlı, mavi gözlü bebek ne kadar da tatlı!

T Yazık, bütün emekleri boşa gitmiş!

T Karşımda birden onu görünce donakaldım!

T Vah vah! Yangın her yere yayılmış!

T Ne mutlu gününü en iyi şekilde değerlendirenlere!

b Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur.

T İmdat! Biri bana yardım etsin!

T Gençler! Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yaşatacak ve yüceltecek olan sizlersiniz.

T Hey! Beni duyuyor musun?

T Hemen şimdi bu dağınıklığı toplayacaksın!

T Çimlere basmayınız!

b Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti (!) kullanılır.

T Bu yaşananlardan haberi olmadığını (!) söylüyor.

T İsteseymiş işi bir günde bitirirmiş (!) ama vakti yokmuş.

T Onun ne kadar başarılı (!) biri olduğunu herkes biliyor.

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:118

TYT / TÜRKÇE 5 55. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

TEST 1 İki Nokta, Üç Nokta, Soru İşareti, Ünlem İşareti

BAŞARI İZLEME TESTİ

I’e yargı tamamlandığı için nokta (.), III’e sıralı cümleleri ayırdığı için virgül (,), IV’e içinde virgül bulunan sıralı cümleleri ayırdığı için noktalı virgül (;), V’e yargı tamamlandığı için nokta (.) getirilmelidir. Ancak parçada

II numaralı yere yargı tamamlanmadığı için yani “veriyoruz” sözü okurun

tamamlamasına bırakıldığı için üç nokta (...) getirilmelidir.

Cevap B

İlk ayraca özneyi ayırdığı için virgül (,), ikinci ayraca yargı tamamlandığı için nokta (.) getirilmelidir. Çünkü soru sözcüğü cümleye soru anlamı

katmamıştır. Cümlenin anlamı şöyledir: “Gerçek Adana kebabının nerede yenileceği Adanalılar arasında en çok tartışılan konulardan biridir.” Eş

görevli sözcükleri birbirine bağladığından üçüncü ayraca virgül (,), virgül

içermeyen sıralı cümleleri ayırdığından dördüncü ayraca virgül (,), son

ayraca ise hem beğeniyi ifade ettiği hem de işaret anlamı olduğu için ünlem işareti (!) getirilebilir.

Cevap C

1. Koçkor’dan Çin yolu üzerindeki Narın’a giderken etrafımızı saran

Tanrı Dağları gitgide yükseliyor (I) Narın yakınlarındaki bir kampta

bir süre mola (II) Ardından at sırtında tırmanış yaparak bölgenin

eşsiz doğasının keyfine varıyor (III) Şaman kültürü hakkında bilgi ediniyoruz. Nihayet, İpek Yolu’nun önemli ticaret merkezlerinden Çolpan Ata’ya demir atıyor (IV) kışın en soğuk günlerinde bile donmayan Issık Gölü’nde tekne turu ile güneşi batırıyoruz (V)

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine üç nokta (...)

getirilmelidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

5. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde ünlem işareti (!) yanlış kullanılmıştır?

A) Onun ne kadar kibar (!) biri olduğunu bugün göreceksin.

B) Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum!

C) Ha bu arada, Maltepe’den taşınıyorum ama gideceğim yeri sana söyleyemem!

D) Çocuklar, uzun sürdü güz ama ne güzel ne hoştu!

E) Bedeninde incecik, ürperten bir üşüme; hiç böyle güzel üşümemiştir!

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna soru işareti (?) konmalıdır?

A) Bu çocukların beni neden dinlemediğini bilmiyorum

B) Arkadaşım bir kere işe başladı mı kimseyi duymazdı

C) Bu lezzetli peynirleri nereden alıyorsunuz

D) Bugün babam bana niçin kızdı, hiç anlamadım

E) Sınavın ne zaman açıklanacağını ben de bilmiyorum

A, B, D ve E’deki cümlelerde “neden, mı, niçin, ne zaman” soru sözcükleri olmasına rağmen soru anlamı yoktur. Ancak C’deki cümlede “nereden” soru sözcüğü cümleye soru anlamı katmıştır. Öyleyse diğer cümlelerin sonuna nokta konurken C’nin sonuna soru işareti konur.

Cevap C

A’da kinayeli anlatım için ünlem işareti konmuştur. C, D ve E seçeneklerinde duygu aktarımı olduğu için yani sevinme, seslenme gibi duygular

aktarıldığı için ünlem kullanılmıştır. B’de ise yargı tamamlandığı için cümlenin sonuna nokta konması gerekir.

Cevap B

3. Aşağıdakilerin hangisinde yay ayraçla belirtilen yere virgül

konmalıdır?

A) Oğlum ( ) Yavuz’u buraya çağırır mısın hemen?

B) Adresim: Çamlık Sokağı, No.:16( )4 Sincan/ ANKARA

C) Çehov’un ( ) Vişne Bahçesi ( ) adlı kitabını okudum.

D) İstanbul ( ) Ankara arasındaki yol tamamlandı.

E) Kızım ( ) zorlu bir sınav maratonundan sonra hedeflediği fakülteyi kazadı.

A’da ünlem (!), B’de eğik çizgi (/), C’de tırnak işareti (“ ”), D’de kısa çizgi

(-) kullanılmalıdır. Ancak E’de virgül (,) kullanılmalıdır çünkü uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için virgül konur.

Cevap E

4. Adanalılar arasında en çok tartışılan konulardan biri ( ) gerçek Adana kebabının nerede yenileceğidir ( ) Hatta bu konu üzerine Adana Ticaret Odası titizlikle çalışıyor. Gerçek Adana kebabının tescillenmiş ( ) çok sıkı denetlenen, malzemeleri ve oranları bile belli

bir “tescilli” hazırlama ve sunum prosedürü var. Tescillenmiş “yasal” Adana kebabının yanında asla bulgur pilavı sunulmuyor ( )

buradaki bütün kebapçılar bunu çok “ayıp” bir şey olarak görüyorlar. Beni Adana ile tanıştıran eski bir arkadaşımla buluşup şehirdeki ünlü kebapçılardan birine girip kebap sipariş ediyoruz. Masaya öncelikle sekiz farklı salata geliyor. İşte aradığımız asıl enfes

görüntü bu ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (,) (.) (,) (.) (.)

B) (,) (!) (,) (,) (!)

C) (,) (.) (,) (,) (!)

D) (,) (.) (;) (,) (...)

E) (,) (.) (;) (;) (.)

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:119

Paylaşım Yayınları

55. FASİKÜL 6 TYT / TÜRKÇE

TEST 2 İki Nokta, Üç Nokta, Soru İşareti, Ünlem İşareti

BAŞARI İZLEME TESTİ BAŞARI İZLEME TESTİ TEST - 1

8. Aşağıdaki ifadelerin hangisinde ayraçla belirtilen yerde üç nokta (...) kullanılmaz?

A) Konferans salonunda her yaştan dinleyici vardı: gençler, yaşlılar, çocuklar ( )

B) Bir yere uzun süre kalmak için gideceksem şemsiyemi, çantamı, paltomu, cüzdanımı ( ) alıp öyle giderim.

C) Yaşadığımız şu güzel ve esrarengiz dünyada bir yerlerden gelip bir yerlere akan ırmaklar gibiyiz hepimiz ( )

D) Güneşin altına uzanmış pencereler, kapılar, parıltılı teller, boyalı elektrik direkleri, otomobiller ( )

E) Yola çıktıktan üç saat sonra Beyşehir’de bir mola ( ) Buranın

havası da suyu da çok hoşumuza gitti doğrusu.

10. Aşağıda yay ayraçla belirtilen yerlerin hangisinde nokta (.),

virgül (,), noktalı virgül (;), iki nokta (:) işaretlerinden herhangi biri kullanılamaz?

A) Öğrenciler sınav salonlarına en geç 09( )30’da alınacak.

B) Ali, Oya ve Selim bizim takımda ( ) Metin, Elif ve Beril diğer takımda yer alıyordu.

C) Gençlerin en çok kullandığı teknoloji ürünleri şunlar ( ) bilgisayar, tablet, telefon.

D) Bahar gelip etraf yeşermeye başladığında sizin de içinizi sarmaz mı doğadaki canlanmanın heyecanı ( )

E) Minarelerin kandilleri birazdan yanacak ( ) manevi bir örtü gibi şehri kuşatacak ezan.

A ve B’de örnekler devam edeceği için üç; D ve E’de cümlenin tamamlanması okura bırakıldığı için üç nokta (...) kullanılır. C’de cümle anlamca

tamamlanmıştır, bu cümlenin sonuna nokta (.) konmalıdır.

Cevap C

Metin içinde bağlaçlardan önce de sonra da virgül konmaz. Ancak III’teki “Yunus Emre de, büyük bir mutasavvıf olarak tasavvufun en güç ve

çetin tasavvurlarını olağanüstü bir yalınlık ve açıklıkla yedirmiştir şiirlerine.” cümlesinde “de” bağlacından sonra virgül getirilerek noktalama

yanlışı yapılmıştır.

Cevap C

A’daki saat ve dakikaların arasına nokta (.); B’deki iki ayrı takımı ayırmak

için noktalı virgül (;); C’de açıklanan teknoloji ürünlerinden önce iki nokta

(:); B’de sıralı cümleleri ayırmak için virgül (,) kullanılır. Ancak D’deki cümlede soru anlamı vardır, bu yüzden boş ayraca soru işareti (?) getirilmelidir. .

Cevap D

9. Geçen yıl Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları’nda (EYOF) 49 ülkeden dört bin sporcuya başarıyla ev sahipliği yapan Trabzon ( )

2014’te dev bir spor organizasyonuna daha hazırlanıyor ( ) ISF

Dünya Liseler Arası Hentbol Şampiyonası ( ) Özetle, Karadeniz’e

doğru bir tırabzan gibi uzanan Trabzon bir teraslar şehridir. Karadeniz’in mavisi ve batan güneşin bordoya çalan renginin muhteşem buluşması insanı Trabzon’a hayran bırakıyor. Uçsuz bucaksız deniz, yemyeşil doğa ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (,) (:) (.) (...)

B) (,) (;) (,) (...)

C) (;) (:) (...) (.)

D) (,) (.) (...) (...)

E) (,) (:) (.) (.)

İlk ayracın olduğu yere, özneden sonra geldiği için virgül (,) konmalıdır.

İkinci ayracın olduğu yere kendinden önce söylenen “dev bir spor organizasyonu” sözüyle neyin kastedildiği açıklanacağı için iki nokta (:) getirilmelidir. Üçüncü ayracın olduğu yere, söz konusu organizasyon belirtildiği için nokta (.) konmalıdır. Son ayracın olduğu yerde yüklem, okurun

hayal gücüne bırakıldığı için üç nokta (...) getirilmelidir.

Cevap A

6. (I) Aynı çağın iki edebî dehasının birbirlerine benzer misyonlar yüklenmiş olmalarını görmek gerçekten şaşırtıcıdır. (II) Dante, inançlı

bir Hristiyan olarak, şiirlerinde en çetrefil fikirleri kendine özgü bir

açıklıkla ifade eder. (III) Yunus Emre de, büyük bir mutasavvıf olarak tasavvufun en güç ve çetin tasavvurlarını olağanüstü bir yalınlık ve açıklıkla yedirmiştir şiirlerine. (IV) Asıl önemlisi Dante, İtalyancanın kurucu figürü olma onuruna erişmiştir. (V) Türkçenin bir

edebiyat ve kültür dili olmasında benzer bir misyonu ise Yunus

Emre üstlenmiştir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde noktalama hatası vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

V’teki virgül (,) yanlıştır. Çünkü zarf-fiillerden sonra noktalama işareti kullanılmaz.

Cevap E

7. Şişli’de , 7 katlı boş bir binanın en son katında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın , saat 17 . 30 sıralarında Halaskârgazi Caddesi 196 numaradaki binada meydana

geldi. Hurda toplayan bir kişi 6 . katta mahsur kalınca , itfaiye

ekipleri tarafından merdiven yardımıyla kurtarıldı.

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II III

IV V

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:120

TYT / TÜRKÇE 7 55. FASİKÜL Paylaşım Yayınları

TEST 2 İki Nokta, Üç Nokta, Soru İşareti, Ünlem İşareti

BAŞARI İZLEME TESTİ

2. İlginç bir kişilikle röportaj yapıyoruz: Turgay Erol. Bu usta , bir eski kitap düşkünü. Raflarda unutulanı günümüz insanına sunabilmenin önemli olduğuna inanıyorum , diyor. En son , İtalyan mimar Fossati’nin 19 . yüzyıla ait bir çalışmasını hazırlamış günümüz

okurları için.

Bu metindeki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisinin kullanımı yanlış açıklanmıştır?

A) I, açıklamadan önce kullanılmıştır.

B) II, özneyi belirtmek için kullanılmıştır.

C) III, alıntı cümleyi ayırmak için kullanılmıştır.

D) IV, anlam karışıklığını önlemek için kullanılmıştır.

E) V, yazıdaki madde numarasını göstermek için kullanılmıştır.

I II

III IV

V

1. İstnabul’da belediye 2005’ten beri nisan ayında her yeri bir çiçekle

donatıyor ( ) lale. Sultanahmet ( ) Gülhane Parkı, Emirgân Korusu

gibi birçok nokta dikilen milyonlarca lale ile renklenirken nisan ayı

boyunca birçok etkinlik düzenlenecek ( ) kaçırmamalısınız ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (:) (,) (;) (.)

B) (:) (,) (,) (...)

C) (;) (;) (;) (.)

D) (;) (,) (;) (!)

E) (,) (:) (;) (?)

4. I. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için virgül konur.

II. Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için noktalı virgül konur.

III. Cümlenin sonuna nokta konur.

Numaralanmış işlevlere göre “Kel ölür ( ) sırma saçlı olur ( ) kör

ölür ( ) badem gözlü olur ( )” atasözünde yay ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) (,) (;) (,) (,) B) (,) (,) (,) (.)

C) (;) (,) (,) (.) D) (,) (;) (,) (.)

E) (,) (;) (,) (;)

I’deki iki nokta (:) açıklamadan önce; II’deki virgül (,) özneyi belirtmek

için; III’teki virgül alıntı cümleyi ayırmak için; IV’teki virgül (,) “son İtalyan”

şeklinde bir anlam ortaya çıkmasını yani anlam karışıklığını önlemek için

kullanılmıştır. Ancak V’teki nokta (.) yazıdaki madde numarasını göstermek için değil, sayıdan sonra “-üncü” anlamını vermek yani sıra bildirmek için kullanılmıştır.

Cevap E

Parçadaki “lale” sözünden önce iki nokta getirilmelidir çünkü kendinden

önce açıklama yapılacağı belirtilmiştir. “Sultanahmet” sözünden sonra virgül getirilmelidir çünkü bu söz ve sonraki söz eş görevlidir. Üçüncü ayracın olduğu yere noktalı virgül getirilmelidir çünkü içinde virgül bulunan

ve yüklemi “düzenlenecek” yargısı olan cümle ile yüklemi “kaçırmamalısınız” yargısı olan cümleyi yani sıralı cümleleri bağlamıştır. Parçanın sonuna ise yargı tamamlandığı için nokta (.) konmalıdır.

Cevap A

“Kel ölür” sözü bir cümledir. “Sırma saçlı olur.” sözü de bir cümledir. Bu

iki cümle birbirine virgül (,) ile bağlanır. “Kör ölür” sözü bir cümledir. “Badem gözlü olur.” sözü de bir cümledir. Bu iki cümle birbirine virgül (,) ile

bağlanır. Virgüllerle bağlanan iki cümle de birbirine noktalı virgülle bağlanmalıdır. Cümlenin en sonuna da yargı tamamlandığı için nokta konmalıdır. Bu durumda atasözünde yay ayraçlarla belirtilen yerlere sırasıyla D’deki (,) (;) (,) (.) işaretleri getirilmelidir.

Cevap D

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ayraçla gösterilen yere iki

nokta (:) konmalıdır?

A) Öyle zor bir durumla karşı karşıya ki ( ) ne yapacağını bilememesi oldukça doğal.

B) Yeni Lisancılar edebiyatta şu iki noktayı öne çıkarmıştır ( ) şiirde hece ölçüsünü kullanmak, bütün edebî verimleri sade bir

Türkçe ile yazmak.

C) Modern kent insanının yabancılaşması dediğimiz şey ( ) yalnızlık ve bunalım temaları şeklinde edebiyata yansımıştır.

D) Otomobil büyüklüğünde bir robot Mars’a başarıyla indirildi ( )

bu gelişme, insanoğlunun uzaydaki varlığı açısından büyük bir

adım oluşturuyor.

E) Sanatçıya düşen görevlerden biri de ( ) toplumu eğiterek ona

doğru yolu göstermektir.

A’daki “ki” bağlacından sonra herhangi bir noktalama işaretinin getirilmesine gerek yoktur. C’de ayraçtan önceki kısım özne olduğundan özne

ile diğer ögeler virgül ile ayrılabilir. D’de “indirildi” yüklemi ile biten cümle

ile içinde virgül bulunan ve “oluşturuyor” yüklemi ile biten cümle noktalı

virgülle bağlanmalıdır. E’deki “de” bağlacından sonra herhangi bir noktalama işareti getirilmemelidir. B’de ise ayraçtan sonraki kısım, ayraçtan

önceki kısmın açıklamasıdır. Zaten ayraçtan önce “şu iki nokta” denerek

açıklama yapılacağı belirtilmiştir. Öyleyse B’de ayraçla belirtilen yere iki

nokta (:) getirilmelidir. Çünkü kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna iki nokta (:) konur.

Cevap B

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:121

Paylaşım Yayınları

55. FASİKÜL 8 TYT / TÜRKÇE

BAŞARI İZLEME TESTİ TEST - 2

5. Türkiye ( ) dört mevsimin yaşandığı bir ülke olsa da kışın ayrı bir

güzelliği vardır. Hele ki İstanbul’da ( ) Türkiye’nin gözbebeği İstanbul, kış aylarında karşı konulamaz bir çekiciliğe bürünür. Asırlık ağaçlar, cumbalı ahşap evlerin çatıları, iskele meydanları ( ) Bu

şehir ( ) İstanbul ( ) hep böyle güzeldir ( ) hep böyle etkiler, büyüler sakinlerini.

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (,) (...) (...) (;) (;) (.) B) (,) (...) (...) (,) (,) (,)

C) (,) (...) (...) (:) (,) (;) D) (,) (:) (;) (!) (,) (,) (,)

E) (,) (...) (...) (,) (,) (;)

8. Karadeniz’in gastronomi havzası olan Trabzon’un hemen herkesin bayıldığı lezzetleri vardır : Akçaabat köftesi , Kalkanoğlu pilavı, Hamsiköy sütlacı, Sürmene pidesi, Trabzon ekmeği ; karalahana çorbası, kuymak, kaygana, hamsili ekmek, Laz böreği. Ah,

hepsi de ne kadar da lezzetli!

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangileri yanlış kullanılmıştır?

A) Yalnız I B) II ve III C) Yalnız III

D) III ve IV E) IV ve V

I II

III

IV

V

İlk ayraca özneyi ayırdığından virgül (,), ikinci ayraca cümle tamamlanmadığından üç nokta (...), üçüncü ayraca örnekler devam edeceğinden üç

nokta (...), dört ve beşinci ayraçlara ara sözü ayırdığından virgül (,), altıncı ayraca sıralı cümleyi bağladığından noktalı virgül (;) getirilmelidir. Öyleyse parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, sırasıyla E’deki (,) (...) (...)

(,) (,) (;) işaretleri getirilmelidir.

Cevap E

Parçadaki III ve IV numaralı yerde noktalama yanlışı vardır. III.de virgül,

IV.de ise üç nokta kullanılmalıdır. Çünkü söz konusu örnekler devam etmektedir.

Cevap D

10. Başkan, bu duruma karşı çıkarak (I)

(II) Fare kardeş (III) Önce arkadaşlarımı kurtarmanı rica ediyorum.

İşe benden başlarsan yorulup işi bırakabilirsin (IV) O zaman da arkadaşlarımdan bir kısmı kurtulamaz. Bu nedenle işe önce onlardan başlamalısın (V) demiş.

Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine ünlem işareti (!) getirilmelidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

9. Ege’nin dağ otları çok meşhurdur ... Turp otu , ebegümeci, arapsaçı, deniz börülcesi ve şevketibostan gibi bitki çeşitleri ; zeytinyağı , limon, sirke, sarımsak ve çeşitli baharatlarla tatlandırılarak

nefis lezzetlere dönüştürülüyor .

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yerinde kullanılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I II

III

IV

V

II’deki virgül (,) eş görevli sözlerin arasına konduğundan; III’teki noktalı

virgül (;) bitki çeşitleri ile baharat çeşitlerinden oluşan ve aralarında virgüller bulunan iki ayrı grubu bağladığından, IV’teki virgül (,) eş görevli sözleri bağladığından, V’teki nokta (.) anlamca tamamlanmış yargının sonuna konduğundan yerinde kullanılmıştır. Ancak I’deki üç nokta (...) yerinde

kullanılmamıştır. Çünkü bu cümlede yargı tamamlanmıştır. I’deki üç noktanın yerine nokta (.) kullanılmalıdır.

Cevap A

Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra ünlem işareti (!) konur. Parçadaki “Fare kardeş” sözü bir seslenme ve hitap ifadesidir. Bu ifadeden

sonra ünlem işareti (!) konmalıdır. Öyleyse parçada III numaralı yere ünlem işareti (!) getirilmelidir.

Cevap C

7. (I) Kordon ve denize paralel uzanan komşu sokaklar, İzmir ruhunu

en iyi yaşatan yerlerin başında geliyor. (II) Kentin yeni çehresiyle

tanışmak için Alsancak Limanı’ndan Konak Pier’e uzanabilirsiniz.

(III) Hem de dilerseniz yenilenmiş faytonlarla... (IV) Şehrin en şık

yerlerinden Dr. Mustafa Bey Caddesinin de bir süredir İzmir’in Soho’su olarak anılması boşuna değil. (V) Cadde, birbiri ardına açılan restoran ve kafeleriyle âdeta gastronomik bir devrim yaşıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir noktalama hatası vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

IV. cümledeki “Dr. Mustafa Bey Caddesinin” sözü özel addır. Bu özel ada

gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmalıdır: Dr. Mustafa Bey Caddesi’nin.

Cevap D

6. Hasırcılar’dan Unkapanı’na uzanan caddenin devamı Kutucular

olarak anılıyor . Her türlü ahşap ve hasır eşyanın satıldığı caddede neler yok ki ? Rahleler , tabureler, sehpalar, beşikler, çerçeveler...

Bu parçada numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisinin kullanımı yanlış açıklanmıştır?

A) I, özel ada gelen çekim ekini ayırmıştır.

B) II, tamamlanan yargının sonuna konmuştur.

C) III, sözde soru cümlesinin sonuna konmuştur.

D) IV, özneyi diğer ögelerden ayırmıştır.

E) V, benzer örneklerin devam edeceğini vurgulamıştır.

I

II

III IV

V

IV’teki virgül (,) özneyi ayırmak için değil; eş görevli sözleri ayırmak için

kullanılmıştır.

Cevap D

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:122

1 TYT / TÜRKÇE Paylaşım Yayınları

CEVAP ANAHTARI

A

B

C

D

E

TÜRKÇE

1. FASİKÜL: SÖZCÜKTE ANLAM

Sözcükte Anlam Özellikleri

2. FASİKÜL: SÖZCÜKTE ANLAM

Sözcükte Anlam İlişkileri

3. FASİKÜL: SÖZCÜKTE ANLAM

Sözcükte Anlam Olayları

Etkinlik - 1

1. f 2. g 3. d 4. k 5. c 6. b 7. e 8. j 9. a 10. h 11. ı 12. i

Etkinlik - 4

1. M 2. G 3. G 4. M 5. G 6. M 7. G 8. M

Etkinlik - 2

Cevap 1  14 2  7 Cevap 3  7 4  0

Etkinlik - 6

1. Yan 2. Mecaz 3. Yan 4. Yan 5. Gerçek 6. Gerçek 7. Yan 8. Mecaz

Etkinlik - 5

1. soyut 2. somut 3. somut 4. soyut 5. somut 6. soyut 7. soyut

Etkinlik - 6

1. nitel 2. nitel 3. nicel 4. nicel 5. nitel 6. nicel 7. nitel

Etkinlik - 7

1. Matematik 2. Müzik 3.Astronomi 4. Tıp 5.Hukuk

Etkinlik - 3

(2) (5)

Etkinlik - 5

(1) (3) (4)

Etkinlik - 8

1, 2, 3, 5, 6

Etkinlik - 1

4, 5, 6

Etkinlik - 4

3, 4, 5

Etkinlik - 9

4, 5

Başarı İzleme Testi

1-D 2-E 3-D 4-B 5-E 6-C 7-A 8-B 9-E 10-D 11-B 12-E

13-D 14-D 15-B 16-D

Başarı İzleme Testi

1-E 2-B 3-E 4-A 5-D 6-E 7-C 8-E 9-E 10-C 11-A 12-D

13-C

ÖRNEKLER

1-C 2-D 3-E 4-D 5-C 6-E

ÖRNEKLER

1-D 2-B 3-A 4-B 5-E 6-B 7-E

ÖRNEKLER

1-A 2-E 3-A 4-B 5-B

Etkinlik - 2

1. aydınlık, karanlık 2. dert derman 3. doğmak batmak 4. ölü diri 5. yüksek alçak

Etkinlik - 3

1. tercüme 2. ek 3. mana 4. yetenek 5. sınır 6. uyarı

7. buyruk 8. üslup 9. mesaj 10. ilham 11. eleşttiri

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

Güzel, zarif

Seçenek

Yasa

Müzik aleti

I. tekil şahıs

Siyah renkli leke

gerçek

mecaz

gerçek

mecaz

Somut

Soyut

Somut

Soyut

Soyut

Somut

Soyut

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

şiir

müzik parçası

insan

pencere

daire

Toprak

Bahar

Dolaylama yerine kullanıldığı sözcük Güzel adlandırma yerine kullanıldığı sözcük

Askerlik

Turizm

Kaleci

Pamuk

Televizyon

Top

İzmir

Afrika

Tüfek

Haliç

Verem

Tabut

Kör

Cin

Hastalanmak

Tuvalet

Yarasa

Yaşlanmak

odun

yemek

benzin

insan

yönetim

Gül

kuşlar, bulutlar

insan

insan

yazar

tenisçi

kaleci

Ay, kürek

Deniz

yağmur

kar

ceza

genç insanlar

Türkler

Malazgirt Savaşı

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:123

Paylaşım Yayınları

3 TYT / TÜRKÇE

CEVAP ANAHTARI

Başarı İzleme Testi

1-D 2-E 3-C 4-C 5-B 6-B 7-D 8-D 9-E 10-B 11-B 12-E

13-A

8. FASİKÜL: CÜMLEDE ANLAM

Cümle Yorumu – I

Etkinlik - 2

1. Zamana yenik düşmeyen eserlerin okuruna her devirde bir iletisi olur.

2. Melih Cevdet Anday, şiir anlayışını oluştururken kimsenin etkisinde kalmamıştır.

3. Takdir edilmek sanatçılara yaratma gücünü kaybettirir.

4. Küçük yaşlarda her zorluğu yardım alarak aşan kişiler, büyüdüklerinde ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacaktır.

5. Bir iş başınıza geldiğinde o işle ilgili çözüm aramak faydasızdır.

Etkinlik - 3

1. Kendimi yinelemeye başlarsam yazmaktan vazgeçerim.

2. Şiir, düşüncenin, duyguların öz suyunda eritilmesiyle oluşur.

3. Roman, hem anlatılanlar hem de bunların anlatılışı bakımından güncelliğini koruyor.

Etkinlik - 1

III, V

Etkinlik - 4

3

ÖRNEKLER

1-E 2-D 3-E 4-E 5-E 6-A 7-B

Etkinlik - 4

1. Büyük şehirlerde konut sayısının artması, benzin kullanımının sürekli artmasına ama benzin

istasyonlarının kapanmasına yol açıyor.

2. Koyu yeşil yapraklı sebzeler, turuncu, sarı meyveler ve yumurta; lutein, zeaksantin ve C vitamini yönünden zengin olduğundan mavi ışığın olumsuz etkilerinden korunmak için tercih edilebilir.

Başarı İzleme Testi 1

1-C 2-C 3-A 4-E 5-E 6-C 7-E 8-B 9-B

Başarı İzleme Testi 2

1-E 2-E 3-C 4-B 5-C 6-B 7-D 8-E 9-A

Etkinlik - 5

1. I. cümlede sözü edilen gelişmenin başka ülkelerdeki olumsuz etkilerinden söz edilmiştir.

2. I. cümlede sözü edilen yapının II. cümlede kuruluş amacı dışında kullanıldığına değinilmiştir.

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

“Bir bölgenin yerlileri aynı restoranda yemek yiyip hastalanmazken o bölgeye kısa süreli tatil için giden turistlerin hastalanması, vücutlarının oradaki mikroplarla ilk kez karşılaşmış olmasındandır.

9. FASİKÜL: CÜMLEDE ANLAM

Cümle Yorumu – II

Etkinlik - 3

1. insan mutluluğun peşinden ne kadar ısrarla koşarsa mutluluk ondan o kadar uzaklaşır.

2. sanat yapıtlarını “şu ya da bu kişilere seslenen yapıt” diye sınıflandırmak yanlıştır.

3. sanat, sanatçılara özgü bir yetenek işidir.

4. imkân - ulaşabilecek

Etkinlik - 1

III – II – I – V – IV

Etkinlik - 2

IV

ÖRNEKLER

1-E 2-D 3-E 4-A 5-B

Sarmal Test

1-D 2-A 3-D 4-C 5-D 6-E 7-D 8-C 9-D 10-D 11-C

12-E 13-D 14-D 15-D 16-C 17-C 18-C 19-D 20-B 21-E 22-E

23-A 24-A 25-B 26-E 27-E 28-C 29-B 30-C 31-D 32-C 33-C

34-C 35-C

10. FASİKÜL: SARMAL TEST (1. - 9. FASİKÜLLER)

11. FASİKÜL: PARAGRAF

Anlatım Teknikleri

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

Hâkim anlatıcının bakış açısı

Gözlemci anlatıcının bakış açısı

sanatsal betimleme

açıklayıcı betimleme

fiziksel portre

ruhsal portre

fiziksel betimleme

ruhsal betimleme

tanımlama, örnekleme, tanık gösterme, karşılaştırma

tanımlama, örnekleme, tanık gösterme, karşılaştırma

ama, fakat, lakin, ancak, yalnız, oysa

Bence, bana göre, kanımca, bana öyle geliyor ki

Etkinlik - 1

1. Hâkim anlatıcının bakış açısı

2. Gözlemci anlatıcının bakış açısı

3. Hâkim anlatıcının bakış açısı

4. Kahraman anlatıcının bakış açısı

5. Kahraman anlatıcının bakış açısı

6. Gözlemci anlatıcının bakış açısı

ÖRNEKLER

1-C 2-A 3-B

Etkinlik - 2

A. 1. D 2. D 3. D 4. Y 5. D 6. Y 7. Y

B. 1. D 2. D 3. D 4. D 5. D 6. Y 7. D 8. Y

Etkinlik - 3

1. Açıklayıcı anlatım 2. Betimleyici anlatım 3. Tartışmacı anlatım 4. Öyküleyici anlatım

5. Betimleyici anlatım 6. Tartışmacı anlatım 7. Açıklayıcı anlatım

Başarı İzleme Testi

1-C 2-D 3-C 4-E 5-A 6-B 7-D 8-C 9-E

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:124

Paylaşım Yayınları

5 TYT / TÜRKÇE

CEVAP ANAHTARI

Etkinlik - 1

V – II – I – IV – III

Etkinlik - 2

II

Etkinlik - 3

IV

16. FASİKÜL: PARAGRAF

Paragrafın Yapısı – III

ÖRNEKLER

1-A 2-B 3-D 4-C 5-D 6-C

Başarı İzleme Testi 1

1-D 2-D 3-B 4-D 5-C 6-E 7-B 8-C 9-E 10-E 11-B 12-D

Başarı İzleme Testi 2

1-C 2-C 3-E 4-E 5-A 6-D 7-A 8-C

Etkinlik - 1

Kültürün özellikleri

Etkinlik - 2

Okumanın yararları

Etkinlik - 3

Çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında ebeveynin önemli sorumlulukları vardır.

Etkinlik - 4

Sanat eğitimini, sanatçıların yanında sanata duyarlılık kazanmaları açısından diğer kişiler de

almalıdır.

Etkinlik - 5

Zihinsel olarak dinlenmek, hiçbir eylem içinde bulunmamak anlamına gelmemelidir.

17. FASİKÜL: PARAGRAF

Paragrafta Konu ve Ana Düşünce

ÖRNEKLER

1-D 2-B 3-E 4-E 5-A 6-C 7-B 8-D

Etkinlik - 8

d

Etkinlik - 9

d

Etkinlik - 6

Okurlar, okudukları yapıtların içeriğinin yanında sözcüklerin çağrışımsal anlamlarına da yoğunlaşır.

Etkinlik - 7

Günümüz koşullarının yeni bir iletişim fırsatı olarak ortaya koyduğu internet ortamı, insanlara

kendilerini keşfetme fırsatı da sunmaktadır.

Başarı İzleme Testi

1-E 2-C 3-C 4-B 5-E 6-A 7-A 8-B 9-B 10-C 11-E

Etkinlik - 1

1, 2, 3, 5

Etkinlik - 2

2, 3, 4, 5

Etkinlik - 3

1, 2, 3, 4

18. FASİKÜL: PARAGRAF

Yardımcı Düşünceler

ÖRNEKLER

1-D 2-D 3-B 4-A 5-D

Etkinlik - 4

1. Özgün bir eserdir.

2. Tam olarak bir türün sınırlarına girmemektedir.

3. Olaydan çok, kişinin iç dünyası yansıtılmıştır.

4. Öncekilere benzemeyen bir öyküleme tekniğiyle yazılmıştır.

5. Tuhaf ama sempatik bir kişiliği vardır.

6. Yaşamın zorluklarına boyun eğmiştir.

7. Gerçekleşmesini istediği şeylere kavuşamamıştır.

Başarı İzleme Testi

1-D 2-E 3-B 4-B 5-C 6-E 7-B 8-D 9-B 10-D 11-B 12-C

Sarmal Test

1-D 2-C 3-C 4-E 5-B 6-C 7-D 8-A 9-E 10-D 11-B

12-C 13-D 14-C 15-E 16-D 17-D 18-D 19-B 20-E 21-E 22-D

23-A 24-C 25-E 26-C 27-B 28-E 29-D 30-E 31-C 32-D 33-B

34-A 35-C 36-B 37-E 38-D 39-C

19. FASİKÜL: SARMAL TEST (1. - 18. FASİKÜLLER)

20. FASİKÜL: SÖZCÜK TÜRLERİ

Sözcük Türleri (İsim)

ÖRNEKLER

1-A 2-A 3-E 4-D 5-E 6-E

Etkinlik 1

1. genel 2. özel 3. özel 4. genel 5. özel 6. genel

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

Genel

Özel

Aile

Soy

Millet

Benzerlik

Abartma

Saygı

Yaklaşık olarak

Küçültme

Acıma

Sevgi

Küçültme

Azımsama

Etkinlik 2

1. özel 2. cins 3. özel 4. cins 5. özel 6. özel

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:125

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 6

CEVAP ANAHTARI

Etkinlik 3

2, 4, 5, 6

Etkinlik 4

2, 4

Etkinlik 7

1, 2, 3, 5

Etkinlik 6

1. İlgi Z. 2. Bağlaç 3. Sıfatlaştıran –ki 4. İlgi Z.

5. İlgi Z. 6. Sıfatlaştıran –ki 7. Sıfatlaştıran –ki

Etkinlik 5

Soru anlamı olan cümle: 2, 4, 5

İçinde soru zamiri olan cümle: 2, 4

Başarı İzleme Testi

1-D 2-E 3-A 4-C 5-D 6-E 7-B 8-B 9-C 10-D 11-C 12-B

13-A

21. FASİKÜL: SÖZCÜK TÜRLERİ

Sözcük Türleri (Zamir)

ÖRNEKLER

1-E 2-C 3-B 4-D 5-E 6-B 7-B 8-B 9-C 10-B

Etkinlik 1

onu, bizim, nereden, kim

Etkinlik 2

1, 3

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

II. Tekil

I. tekil

III. çoğul

İşaret

Kişi

İşaret

Kişi

İşaret

Kişi

İşaret sıfatı

işaret zamiri

işaret zamiri

İşaret sıfatı

belgisiz zamir

belgisiz sıfat

belgisiz zamir

belgisiz sıfat

belgisiz sıfat / belgisiz zamir

Soru sıfatı

Soru zamiri

Soru sıfatı

Soru zamiri

Soru sıfatı

Soru zamiri

Etkinlik - 5

1, 2, 4, 5

Etkinlik 4

1. soyut 2. soyut 3. somut 4. soyut 5. somut 6. soyut

Etkinlik 3

1. topluluk 2. çoğul 3. topluluk 4. topluluk 5. topluluk 6. tekil

7. tekil 8. topluluk 9. çoğul

Başarı İzleme Testi

1-C 2-D 3-A 4-C 5-D 6-D 7-A 8-D 9-E 10-C 11-D 12-B

13-D

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

Niteleme sıfatı

Adlaşmış sıfat

İşaret sıfatı

Kişi zamiri

İşaret zamiri

İşaret sıfatı

İşaret zamiri

İşaret sıfatı

İşaret zamiri

asıl sayı sıfatı

belgisiz sıfat

niteleme sıfatı

Sayı sıfatı

Belgisiz sıfat

Niteleme sıfatı

22. FASİKÜL: SÖZCÜK TÜRLERİ

Sözcük Türleri (Sıfat)

ÖRNEKLER

1-A 2-E 3-E 4-D 5-A 6-B 7-E 8-B 9-A

Etkinlik 1

2, 4, 5, 6

Etkinlik 2

1, 2, 4, 7

Etkinlik 3

Cevap 1  14 2  7 Cevap 3  7 4  0

Etkinlik 4

1. Asıl 2. Üleştirme 3. Sıra 4. Kesir 5. Üleştirme

6. Asıl 7. Sıra 8. Sıra 9. Kesir 10. Asıl

Başarı İzleme Testi

1-D 2-C 3-B 4-D 5-C 6-D 7-B 8-D 9-A 10-D 11-E 12-D

13-E 14-A

23. FASİKÜL: SÖZCÜK TÜRLERİ

Sözcük Türleri (Zarf)

ÖRNEKLER

1-C 2-A 3-A 4-E 5-D 6-B

Etkinlik 1

1. Niteleme S. 2. Durum Z. 3. Niteleme S. 4. Durum Z. 5. Niteleme S. 6. Durum Z.

Etkinlik 3

2, 3, 5, 7

Etkinlik 2

1. yaklaşıklık 2. yineleme 3. kesinlik 4. sebep

5. yineleme 6. dilek 7. gösterme

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

Fiili

Fiilimsiyi

Niteleme Sıfatı

Durum Zarfı

Durum Zarfı

Niteleme Sıfatı

Durum Zarfı

Niteleme Sıfatı

Zarf

Sıfat

İsim

Zarf

İsim

soru zarfı

soru sıfatı

soru zamiri

Soru zarfı

Soru sıfatı

Soru zamiri

sıfat

zarf

sıfat

zarf

sıfat

zarf

Sıfatı

Sıfatı

Zarfı

Adlaşmış sıfatı

Sıfatı

Adlaşmış sıfatı

Zarfı

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:126

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 8

CEVAP ANAHTARI

Sarmal Test

1-D 2-A 3-A 4-C 5-C 6-E 7-E 8-B 9-A 10-B 11-E

12-C 13-C 14-E 15-D 16-A 17-A 18-C 19-C 20-E 21-D 22-E

23-B 24-B 25-B 26-C 27-B 28-D 29-D 30-B 31-E 32-C 33-D

34-A 35-B 36-E 37-E 38-A 39-C 40-B 41-D 42-D 43-E 44-D

27. FASİKÜL: SARMAL TEST (20. - 26. FASİKÜLLER)

Etkinlik 4

1. geçen, sattığımız 2. ezberleyen 3. dökmüş 4. yapacağımız 5. silinmez

Etkinlik 7

1. buluşup 2. yaklaştıkça 3. yükselmeden 4. bitmeden 5. dönünce

6. alır almaz, haber verip 7. kesilince, çıkarak 8. yağmayalı 9. bile bile

Etkinlik 5

Sıfat – fiil eki: 1, 2, 4, 5 Kip eki: 3, 6

Etkinlik 2

1, 3

Etkinlik 3

2, 4, 5

Etkinlik 6

1, 4, 6

Etkinlik 1

1. öğrenmemiz, çalışmaya

2. yetiştirilmesinde, dikkat edilmesi

3. geçişini

30. FASİKÜL: FİİLİMSİLER

Fiilimsiler

ÖRNEKLER

1-B 2-E 3-E

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

İsim-fiil

Olumsuzluk

Sıfat-fiil eki

Kip eki

Sıfat-fiil eki

Kip eki

durum

durum

zaman

durum

Başarı İzleme Testi

1-A 2-C 3-E 4-B 5-C 6-A 7-B 8-C 9-C 10-E 11-B 12-E

13-C 14-D 15-A 16-E 17-B

29. FASİKÜL: EK FİİL (EK EYLEM)

Ek Eylem (Ek Fiil)

ÖRNEKLER

1-C 2-B 3-D 4-C 5-E 6-B 7-D 8-D 9-D

Etkinlik 1

1, 2, 3, 5

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

Şimdiki

Geniş

Gereklilik

Dilek-koşul

İstek

Şimdiki

Geniş

Geniş

Gereklilik

Dilek-koşul

İstek

Görülen geçmiş

Öğrenilen geçmiş

Şimdiki

Geniş

Özel bir isim

Cins isim

Zamir

Edat grubu

Başarı İzleme Testi

1-E 2-C 3-B 4-B 5-D 6-E 7-C 8-E 9-D 10-E 11-C 12-B

13-A

28. FASİKÜL: FİİL(EYLEM)

Fiil (Eylem)

ÖRNEKLER

1-A 2-E 3-D 4-A 5-D 6-C 7-B 8-A 9-C 10-C

11-B

Etkinlik 1

1. Kılış 2. Durum 3. Oluş 4. Oluş 5. Durum 6. Durum 7. Oluş

Etkinlik 2

1, 2, 6

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

onu

Onu

III. tekil şahsı

I. tekil şahsı

II. çoğul şahsı

I. tekil

II. tekil

III. çoğul şahsı

I. çoğul şahsı

II. çoğul

I. tekil

I. çoğul

I. tekil

I. çoğul

I. tekil

II. çoğul

III. tekil

Gelecek

Geniş

Geçmiş

Geçmiş

Gelecek

Emir

İstek

Etkinlik 4

1. D 2. Y 3. Y 4. D 5. D 6. D 7. D 8. D 9. D 10. D

Etkinlik 2

1, 3, 4

Etkinlik 3

3, 4, 6, 8

Başarı İzleme Testi

1-E 2-E 3-D 4-C 5-A 6-E 7-A 8-C 9-E 10-C 11-B 12-D

13-B 14-A 15-C 16-D 17-E 18-E

Etkinlik - 1

1. kocaman bir ateş, cılız samanlar

2. acemi avcılar, oltaya takılacak ahmak balıklar

3. bilgili adam, girdiği yer

4. büyük adamlar, şu dünyada, küçük acılar

5. küçük masraflar, ufak bir delik, koca gemi

6. bir iyi davranış, dünyadaki bütün güzel sözler, her zaman

7. hiçbir şey, ölçüsüz eleştiri, aşırı övgü

8. bir bina, altı yedi ay, birkaç saat

9. tatlı dil, her kapıyı açan sihirli bir anahtar, her kapı

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:127

Paylaşım Yayınları

9 TYT / TÜRKÇE

CEVAP ANAHTARI

Başarı İzleme Testi

1-D 2-C 3-D 4-E 5-C 6-D 7-B 8-C 9-A 10-B 11-D 12-E

13-E 14-D 15-B 16-E 17-D 18-C

Etkinlik 8

1, 4, 5, 6

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

pekiştirme istek-rica şaşırma

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

zaman

amaç

zaman

sebep

çokluk

abartma

alay

31. FASİKÜL: EKLER

Çekim Ekleri – I

ÖRNEKLER

1-B 2-E 3-D

Etkinlik 2

İyelik eki: 1, 3, Belirtme durumu eki: 2, 4

Etkinlik 1

yaklaşma: dikenlere, mavisine, yana, sonuna

bulunma: yağmurlarda

ayrılma: üstünden, gözden, olduğundan, Bizans’tan, Osmanlı’dan, ekimden

belirtme: tepelerini, burayı

Etkinlik 3

1. Tamlayan 2. İyelik 3. İyelik 4. İyelik 5. İyelik

6. Tamlayan 7. Tamlayan

Etkinlik 6

1. belirtileri 2. perdeleri, evlerde, sesleri 3. sırtınızı, gölgesinde, ruhunuzu 4. sularıyla, ihtişamla, kaleleriyle, martılarıyla / yolcularının 5. komşusu, harikası, yaylalarına, gezimize

Etkinlik 4

1. Yapım E. 2. Çekim E. 3. Yapım E. 4. Çekim E. 5. Çekim E.

Etkinlik 7

1. D 2. Y 3. Y 4. Y 5. D

Etkinlik 5

Cevap 1  7 2  14 Cevap 3  0 4  7

Başarı İzleme Testi

1-E 2-D 3-C 4-D 5-C 6-C 7-B 8-B 9-D 10-E 11-D 12-E

Etkinlik 2

1. dilek-şart kipi eki 2. görülen geçmiş zaman kipi eki 3. gereklilik kipi eki 4. istek kipi

eki 5. geniş zaman kipi eki

Etkinlik 4

Cevap 1  7 2  14 Cevap 3  0 4  7

Etkinlik 3

1. bekliyordu: şimdiki zaman kipi eki, ek fiil kip eki 2. yetindim: görülen geçmiş zaman kipi

eki, I. tekil kişi eki 3. çalışmışlardır: duyulan geçmiş zaman kipi eki, III. çoğul kişi eki, bildirme eki 4. amaçlıyorsunuz: şimdiki zaman kipi eki, II. çoğul kişi eki 5. içerir: geniş zaman

kip eki 6. öğreniyorlar: şimdiki zaman kipi eki, III. çoğul kişi eki 7. ağlıyordu: şimdiki zaman kipi eki, ek fiil kip eki 8. planlasaydık: dilek-şart kipi eki, ek fiil kip eki, I. çoğul kişi eki

Etkinlik 5

1. Y 2. D 3. D 4. Y 5. D 6. D 7. D 8. Y

9. D 10. D 11. Y 12. D 13. Y

32. FASİKÜL: EKLER

Çekim Ekleri – II

ÖRNEKLER

1-A 2-B 3-C 4-D

Etkinlik 1

Durum: ortamında, romanlara, sınıflarda

Çokluk: Dizileri, çerçeveler, biçimleriyle, balonları, romanlara, sınıflarda, yollarıdır, sözcüklerin, görüntülerin, romanlar

İyelik: ortamında, uzunluğu, aracılığıyla, sanatıdır, biçimleriyle, balonları, yollarıdır,

kullanıldığı, aracı, konusu

Tamlayan: sözcüklerin, görüntülerin

Eşitlik: eleştirmence

Vasıta: aracılığıyla, biçimleriyle, ustalıkla

Soru: (aracı) mı

Ek fiil: sanatıdır, yollarıdır, türdür

Etkinlik 9

Cümleler İsim-fiil Sıfat-fiil Zarf-fiil

1. kestiği sürükleyerek

2. ayırmadan

3. taşınmak karşılayacak, geçtiği ayrılıp

4. eklenmesi gereken, etkileyen, olan,

aldıkları

5. kurgulanmış barındırırken

6. gelişleri gelen, karşılaşılabilecek

7. yenmek okuyanların, olacağına, kazanacaklarına

8. kalanları duyarak, ilerlerken

9. geri verme, konuşmak gelmeyeceğini

10. gülen taşıyarak, konuşunca

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:128

Paylaşım Yayınları

11 TYT / TÜRKÇE

CEVAP ANAHTARI

36. FASİKÜL: SÖZCÜĞÜN YAPISI

Temel Ögeler (Yüklem, Özne)

ÖRNEKLER

1-E 2-B 3-E 4-C 5-E 6-D 7-B 8-B 9-D

Etkinlik 1

1, 4, 5

Etkinlik 4

1, 4, 5

Etkinlik 3

Cevap 1  7 2  14 Cevap 3  7 4  0

Etkinlik 5

1. Özne: Sapanca Gölü’nün uzunluğu, Sapanca Gölü’nün yüz ölçümü yüklem: yaklaşık on altı kilometre, kırk iki kilometrekaredir

2. Özne: Sakarmeke kuşunun yığınlar hâlinde avlanılması yüklem: zarar veriyor

3. Özne: “okyanus” denilen beş büyük deniz yüklem: bulunur

4. Özne: Alaçatı’daki otelde basına kapalı gerçekleştirilen toplantının ardından konuşan dernek

yetkilileri yüklem: söyledi

5. Özne: Sadece Türkiye için değil, dünya çapında örnek gösterilecek bir turizm markası yüklem:

imza attı

6. Özne: sağlık çalışanları yüklem: zaman kazanıyor, olası bilgi kirliğinin önüne geçiyor

7. Özne: üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerimiz yüklem: alıyor

8. Özne: Biz yüklem: destek verdik

9. Özne: Batı’da yayımlanan birçok makale yüklem: çevrildi

Etkinlik 2

1. Çekimli fiil 2. Deyim 3. Birleşik fiil 4. Fiilimsi 5. Zincirleme isim tamlaması 6. Adlaşmış sıfat

7. Zamir

Başarı İzleme Testi

1-C 2-D 3-E 4-B 5-E 6-E 7-B 8-A 9-B 10-E 11-B 12-D

13-C 14-C 15-E 16-B 17-A

37. FASİKÜL: SÖZCÜĞÜN YAPISI

Yardımcı Ögeler

ÖRNEKLER

1-D 2-D 3-A 4-B 5-C 6-E 7-D 8-D

Etkinlik 1

1, 3, 4

Etkinlik 2

1. Özne 2. Nesne 3. Nesne 4. Özne 5. Özne 6. Nesne

Etkinlik 3

Belirtili Nesne: 1, 3, 5, 7, 8 Belirtisiz Nesne: 2, 4, 6

Etkinlik 4

3, 4, 5, 6

Etkinlik 5

1, 3, 4, 5, 6

Etkinlik 6

1. D 2. D 3. Y

Başarı İzleme Testi

1-C 2-E 3-E 4-D 5-E 6-D 7-A 8-C 9-C 10-D 11-B 12-B

13-D 14-B 15-A

38. FASİKÜL: SÖZCÜĞÜN YAPISI

Vurgu, Ara Söz

ÖRNEKLER

1-D 2-E 3-C 4-E 5-B 6-A

Etkinlik 1

1. Nesne 2. Zarf tümleci 3. Dolaylı tümleç 4. Nesne 5. Edat tümleci 6. Özne

Etkinlik 3

1. Nesne 2. Yüklem 3. Dolaylı tümleç 4. Nesne 5. Yüklem 6. Özne 7. Zarf tümleci

Etkinlik 4

1. Özne 2. Cümle dışı unsur 3. Özne 4. Dolaylı tümleç 5. Özne 6. Zarf tümleci 7. Tamlayan

Etkinlik 2

1. Karla kapanan yolu iki saat sonra iş makineleriyle ekipler açabildi.

2. Ekipler, iki saat sonra iş makineleriyle karla kapanan yolu açabildi.

3. Ekipler, karla kapanan yolu iş makineleriyle iki saat sonra açabildi.

Başarı İzleme Testi 1

1-C 2-B 3-C 4-D 5-B 6-E 7-E 8-C 9-E 10-A 11-E

Başarı İzleme Testi 2

1-C 2-E 3-C 4-B 5-A 6-D 7-E 8-D 9-C 10-E 11-D

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

özne nesne dolaylı tümleç zarf tümleci edat tümleci

39. FASİKÜL: FİİL ÇATISI

Nesnesine Göre Fiiller

ÖRNEKLER

1-C 2-C 3-E 4-A 5-B 6-D 7-C 8-C 9-D

Etkinlik 1

1, 3, 4, 6

Etkinlik 2

3, 5, 6

Etkinlik 3

2, 3, 5

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:129

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 12

CEVAP ANAHTARI

40. FASİKÜL: FİİL ÇATISI

Öznesine Göre Fiiller

ÖRNEKLER

1-E 2-C 3-B 4-C 5-C 6-B 7-E

Etkinlik 1

2, 4, 5

Etkinlik 2

1, 3, 4, 6

Etkinlik 3

IV – VI – VII

Etkinlik 4

2, 4, 6

Etkinlik 5

Karşılıklı işteş: 1, 3, 5, 6 Birlikte işteş: 2, 4

Başarı İzleme Testi 1

1-B 2-C 3-D 4-B 5-E 6-D 7-B 8-A 9-D 10-A 11-C 12-B

Başarı İzleme Testi 2

1-E 2-C 3-C 4-D 5-A 6-C 7-A 8-A 9-D 10-D 11-D 12-C

41. FASİKÜL: CÜMLE ÇEŞİTLERİ

Yüklemine, Yüklemin Yerine, Anlamına Göre Cümleler

ÖRNEKLER

1-B 2-B 3-A 4-B 5-D

Etkinlik 1

İsim cümlesi: 2, 4, 6 Fiil cümlesi: 1, 3, 5 , 7, 8

Etkinlik 2

Cevap 1  14 2  7 Cevap 3  7 4  0

Etkinlik 3

1, 2, 3, 5, 7, 8

Etkinlik 4

1. Devrik cümle 2. Kurallı cümle 3. Kurallı cümle 4. Devrik cümle 5. Kurallı cümle

Etkinlik 5

1. Fiil cümlesi, Kurallı cümle, Olumlu cümle

2. Fiil cümlesi, Kurallı cümle, Olumlu cümle

3. İsim cümlesi, Devrik cümle, Olumsuz cümle

4. Fiil cümlesi, Kurallı cümle, Olumlu cümle

5. İsim cümlesi, Kurallı cümle, Olumlu cümle

6. İsim cümlesi, Kurallı cümle, Olumlu cümle

Başarı İzleme Testi

1-A 2-D 3-C 4-D 5-D 6-D 7-E 8-A 9-C 10-B 11-D 12-E

13-A

42. FASİKÜL: CÜMLE ÇEŞİTLERİ

Yapısına Göre Cümleler

ÖRNEKLER

1-A 2-B 3-E 4-B

Etkinlik 2

1, 4

Etkinlik 1

2, 3, 4

Etkinlik 3

4

Etkinlik 4

2

Etkinlik 7

Cevap 1  14 2  0 Cevap 3  7 4  0

Etkinlik 5

1. Zarf tümleci 2. Özne 3. Nesne 4. Özne 5. Zarf tümleci 6. Dolaylı tümleç

Etkinlik 6

1. özne 2. bağımsız 3. dolaylı tümleç 4. sıralıdır/fiil

Başarı İzleme Testi

1-D 2-A 3-E 4-E 5-A 6-B 7-B 8-D 9-C 10-A 11-D 12-E

13-A 14-D 15-D 16-E 17-D 18-B

Başarı İzleme Testi

1-E 2-E 3-C 4-D 5-E 6-A 7-E 8-C 9-E 10-D 11-C 12-D

13-B 14-B 15-B 16-D 17-A 18-E

Etkinlik 6

1. Ettirgen F. 2. Oldurgan F. 3. Oldurgan F. 4. Ettirgen F. 5. Oldurgan F. 6. Ettirgen F.

Etkinlik 5

1, 2, 4, 6

Etkinlik 7

Cevap 1  14 2  0 Cevap 3  7 4  0

Etkinlik 4

1, 3, 4, 6

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:130

Paylaşım Yayınları

TYT / TÜRKÇE 14

CEVAP ANAHTARI

ÖRNEKLER

1-C 2-C 3-D 4-C 5-A 6-E

Etkinlik 3

1. bahse, alçalmak 2. hasmının, kaybedeceğini 3. ömrünü 4. küçülmüştü 5. emrediyordu

6. sıcacık, ayrıntı 7. çabucak 8. sızlayan, yanlış, aklını 9. pazartesi

Etkinlik 5

1. hece düşmesi, n-m değişimi 2. ünsüz düşmesi 3. ünlü düşmesi, ünsüz yumuşaması, ünlü daralması 4. ünsüz yumuşaması, ünlü daralması 5. hece düşmesi, ünsüz yumuşaması ve benzeşmesi

6. hece düşmesi, ünlü daralması

Etkinlik 6

1. D 2. D 3. Y 4. D 5. D 6. Y 7. D 8. D 9. D 10. D

Etkinlik 2

2, 3, 4

Etkinlik 4

2, 4, 5, 7

Etkinlik 1

1, 2, 4, 5, 7

Başarı İzleme Testi 1

1-E 2-B 3-C 4-D 5-D 6-A 7-C 8-D 9-B 10-A 11-E 12-E

Başarı İzleme Testi 2

1-E 2-C 3-D 4-A 5-C 6-A 7-C 8-D 9-E 10-D

50. FASİKÜL: YAZIM KURALLARI

Yazım Kuralları – I

ÖRNEKLER

1-D 2-D 3-B 4-D

Etkinlik 1

1, 3, 4, 6, 8

Etkinlik 2

1, 4, 5, 7, 8, 10, 11, 12

Etkinlik 3

1. Y 2. D 3. D 4. Y

Başarı İzleme Testi

1-D 2-B 3-B 4-D 5-A 6-D 7-B 8-C 9-C 10-E 11-A 12-A

13-D 14-B 15-C 16-E 17-C 18-E

49. FASİKÜL: SES BİLGİSİ

Ünsüzlerle İlgili Ses Olayları

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, I, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z

ÜNSÜZ HARFLER Süreksiz Ünsüzler Sürekli Ünsüzler

Sert Ünsüzler p, ç, t, k f, h, s, ş

Yumuşak Ünsüzler b, c, d, g ğ, j, l, m, n, r, y, v, z

48. FASİKÜL: SES BİLGİSİ

Ünlülerle İlgili Ses Olayları

ÖRNEKLER

1-B 2-D 3-E 4-A 5-C 6-C

Etkinlik 6

1. D 2. Y 3. Y 4. D 5. D 6. D 7. D 8. D 9. Y 10. D 11. D

Etkinlik 1

1. ailece, tiyatroya 2. elma, şeftali 3. meslektaş, projeyi 4. ihtiyar, saadet 5. bina, insanlar

6. yarınki 7. dayımgil 8. kitap 9. sahneler 10. kalbi, ihtiyarın 11. dünyayı, ibaret

12. Adana’sındaki, dalmışken, ilerliyor

Etkinlik 3

1. savrulmuş 2. Ayrılığın 3. Devrimi’nin 4. Bağrımı 5. Aklım 6. keşfi

Etkinlik 2

1, 2, 5

Etkinlik 4

1, 2, 5, 6, 8

Başarı İzleme Testi

1-D 2-B 3-C 4-A 5-B 6-D 7-C 8-B 9-E 10-A 11-D 12-E

13-B 14-A 15-C 16-D 17-E

Etkinlik 5

2, 3, 6, 7, 8

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

“rüzgâr, kâğıt, kâtip, dükkân”

“Anne, elli, belli”

“millet, bakkal, zillet, hürriyet”

“Saat, aile, şiir, şair, saadet, reel, reaktör, teori…”

“Spor, tren, kral, prens, grup, kriter, plaj, psikoloji, kronoloji”

“ad, sac, od”

kitap, ilaç, Mehmet...

“Doktor, operatör, şoför.”

“ne, niçin, nasıl, nine, ninni, hangi, hangisi, pastırma, vermek, varmak”

“Fare, havlu, jeton, merak, zeytin, vali”

“Sfenks, kontr, kontekst”

büyük ünlü uyumuna uyar

büyük ünlü uyumuna uymaz

PAYLAŞIM YAYINLARI

P:131

Paylaşım Yayınları

15 TYT / TÜRKÇE

CEVAP ANAHTARI

53. FASİKÜL: YAZIM KURALLARI

Yazım Kuralları – IV

ÖRNEKLER

1-E 2-D

Etkinlik 1

1. dil bilgisi 2. dokuztaş 3. azı dişi 4. güler yüzlü 5. kara yoluyla

6. gidedurun 7. cankurtaran

Etkinlik 2

1. kavuniçi 2. sapasağlam 3. dümdüz 4. yarım kürede 5. gökdelen

Etkinlik 3

1. D 2. Y 3. D 4. D 5. Y 6. Y 7. D 8. D 9. D

10. Y 11. Y 12. D 13. Y 14. Y 15. D 16. D 17. D 18. Y

Etkinlik 4

1. D 2. Y 3. Y 4. Y 5. D 6. D 7. D 8. D 9. Y

10. D 11. Y 12. Y 13. Y 14. D 15. Y 16. D 17. Y 18. D

Başarı İzleme Testi 1

1-D 2-C 3-B 4-D 5-E 6-B 7-A 8-D 9-E 10-C 11-A 12-C

13-C 14-A 15-D 16-C 17-E 18-B

Başarı İzleme Testi 2

1-E 2-B 3-B 4-D 5-E 6-C 7-D 8-E 9-C 10-D 11-C 12-A

13-C

51. FASİKÜL: YAZIM KURALLARI

Yazım Kuralları – II

ÖRNEKLER

1-A 2-C 3-D

Etkinlik 1

1. D 2. Y 3. Y 4. D 5. D

Etkinlik 2

1. Y 2. D 3. Y 4. Y 5. Y

Etkinlik 3

1. D 2. Y 3. D 4. D

Etkinlik 4

1. D 2. Y 3. Y 4. D

Başarı İzleme Testi

1-E 2-A 3-E 4-E 5-B 6-C 7-D 8-A 9-E 10-C 11-E 12-D

13-B 14-C 15-D 16-A 17-C 18-B 19-E 20-E 21-C 22-D 23-E

52. FASİKÜL: YAZIM KURALLARI

Yazım Kuralları – III

ÖRNEKLER

1-E 2-D 3-E 4-D 5-C 6-B 7-E 8-A 9-E

Etkinlik 3

1. Cemal Nadir Sokağı’ndaki 2. peşi sıra 3. yan cümle 4. tek hücreli5. iç tüzük6. sivri biberleri

Etkinlik 1

1, 3, 5

Etkinlik 4

2, 3, 5

Etkinlik 5

2, 3, 5, 6, 8, 9, 11, 14, 16, 17, 19, 20, 22, 23

Etkinlik 2

tespit etti, konu edildi, ifade edildi, yok ediyor, neden oluyor, kabul edilmektedir

Başarı İzleme Testi

1-D 2-B 3-A 4-E 5-B 6-E

54. FASİKÜL: NOKTALAMA İŞARETLERİ

Nokta, Virgül, Noktalı Virgül

ÖRNEKLER

1-C 2-B 3-B

Etkinlik 1

1. Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür(.)

2. Antalya’nın fethinin 811’inci yıl dönümü nedeniyle konferans veren Prof(.) Dr(.) İlber Ortaylı’yı

dinlemeye gelenler 1(.)500 kişilik salona sığmadı.

3. TDK’nin adresi: Remzi Oğuz Arık Mah(.), Atatürk Bul(.), No(.): 217, PK: 06680, Kavaklıdere / ANKARA

4. Sabah 05(.)00’te uyanıp hava alanına gidiyoruz, uçağımız 8(.)15’te kalkacak.

5. 22, 23, 24(.) soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

6. Alınan bilgilere göre 31 Aralık 2016 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 79(.)814(.)871 kişi olmuştur.

7. V(.) Murat, 17(.) Osmanlı padişahıdır.

8. Osmanlı Devleti XIII-XX(.) yüzyıllar arasında yaşamıştır.

9. KEFELİ, Emel, Metinlerle Batı Edebiyatı Akımları, 2(.) baskı, İstanbul, Akademik Kitaplar, 2009(.)

Etkinlik 2

3, 4, 6

Başarı İzleme Testi

1-B 2-E 3-D 4-B 5-C 6-E 7-B 8-A 9-D 10-C 11-E 12-C

13-A 14-B

Etkinlik 3

1. Y 2. D 3. Y 4. D 5. Y 6. Y 7. D 8. D 9. Y

10. D 11. Y 12. Y

FASİKÜL İÇİNDEKİ BOŞLUKLARA AİT KELİMELER

“ve, veya, yahut, ya... ya..., ama, fakat”

PAYLAŞIM YAYINLARI

Create a Flipbook Now
Explore more