Enjoying your free trial? Only 9 days left! Upgrade Now
Home Explore B’ASKLEPIOS 02
Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes! Create your own flipbook
View in Fullscreen

B’ASKLEPIOS 02

Published by Başkent TÖB Yayın, 2023-01-12 04:45:55

Description: B’ASKLEPIOS 02

Read the Text Version

No Text Content!

B’ASKLEPİOS ASKLEPIOS: YUNAN MİTOLOJİSİ, SAĞLIK VE HEKİMLİK TANRISI BAŞKENT TIP ÖĞRENCİLERİ BİRLİĞİ OCAK 2023 / SAYI 02


ÖNEMLİ NOT: Bu dergide 07, 25, 26, 29, 30. sayfalarda bulunan içeriklerde; psikolojik, mental, cinsel sağlık konularına dayalı tetikleyici olabilecek ögeler yer almaktadır. Tetiklenebileceğinizi düşünüyorsanız; okumayı bırakabilir ya da kendinizi daha iyi hissettiğiniz bir zaman okumaya devam edebilirsiniz. 22’-23’ Başkent TÖB Yöneticilerinden Mesaj Yayın Ekibinden Notlar Başkent TÖB Çalışma Kollarından Sayfalar 22’-23’ Döneminde Başkent TÖB’de Neler Yaptık? 11. Ulusal İnsan Hakları ve Barış Kış Kampı Ev Sahipliğimiz Bilincin Bilinmezliği, Bilimselliği, Biricikliği Plasebo, Pygmalion ve Golem Etkisi Hastalıkların Evrimi Fiziksel Egzersiz ve Mental Sağlık İlişkisi Tarihe Geçen Psikolojik Vakalar Hangi Çalışma Kolu ya da Destek Birimisin? Psikososyal Filmler Astroaşko Kaynakça İçindekiler 01 02 06 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33


Başkent TÖB 22’-23’ Yöneticilerinden Mesaj! Değerli Gönüllülerimiz, Başkent Tıp Öğrencileri Birliği ailesi olarak, ‘Bir Tıp Öğrencisinden Daha Fazlası’ olma yolunda çalışmalar yapmaktayız. Bu dönem yerel birliğimizde aktif şekilde çalışmalar yürüttük ve yaptığımız her iş için çok emek gösterdik, bunların karşılığını da içinde bulunduğumuz aile ortamıyla görmekteyiz. Bu dergi; içerik ekibimizden gelen katkıları, çalışma kollarımızdan sayfaları, yerel birlik olarak yaptığımız tüm etkinlikleri, ev sahipliğimizi içinde bulundurmakla beraber; bugüne kadar bizlerin emek verdiği her çalışmayı aynı kapak altında toplamakta. Bizler tüm çalışmalarımızda çok fazla kazanım elde ettik, umarız siz de bu dergiyi okurken kendinize yeni bakış açıları katabilir ve dergimizi keyifle okuyabilirsiniz. Heyecanla sonraki sayıyı beklemenizi umut ediyoruz. Dergide emeği geçen Dergi Küçük Çalışma Grubu üyeleri Bahar Danışan, Defne Ezgü, Defne Tuncay, Duru Günel, Hazım Cenk Çankaya, Pelin Kayalıca, Selin Çelik, Zehra Ezgi Kavak’a ve dergiye katkıda bulunan tüm Çalışma Kolu Takımlarına teşekkür ederiz. Türkiye’nin kalbi Başkent Ankara’dan Sevgilerimizle, Başkent Tıp Öğrencileri Birliği Yönetim Kurulu 01


Yayın Ekibinden Notlar 02 Sevgili B’ASKLEPIOS Okuyucuları, Dergimizin 2. sayısına hepiniz hoşgeldiniz! Ben Selin Çelik, Başkent TÖB’de Genel Sekreter olarak görev alıyorum. Yerel Küçük Çalışma Grubumuz olan Dergi KÇG’nin bu dönemki Koordinatörüyüm. Geçtiğimiz dönem ilk sayısını çıkarttığımız dergimizde ‘Bu süreç bana tekrar neler başarabileceğimi gösterdi, attığım her adımda bunu unutmayacağıma emin olabilirsiniz.’ yazmıştım; şimdi ise attığım her adımda, aldığım her görevde rol oynayan bu çalışmaya gururla bakabiliyorum. İyi ki başlamışım dediğim bu yolda, bu dönem yanımda bulunan tüm Dergi KÇG takımına teşekkür ederim. Bahar, Defne Ezgü, Defne Tuncay, Duru, Cenk, Pelin ve Ezgi; sizler olmasaydınız bu kadar güzel bir iş ortaya çıkartamazdık, bitmeyen motivasyonunuz ve tüm emekleriniz için teşekkür ederim, sizinle çalışabildiğim için çok şanslıyım. Sevgili Süpervizorüm, dergimizi en ince ayrıntısına kadar inceleyen Elif Karslıoğlu’na tüm yardımları için teşekkür ederim. Bu süreçte desteklerini her zaman hissettiğimiz Başkent TÖB yönetimi Simge, Eda, Elif ve Özgür’e; dergiye katkıda bulunan tüm çalışma kolu direktörlerine ve takımlarına destekleri için teşekkür ederim. Özel teşekkürüm, bu birliğe girdiğim günden beri yanımda olan, yerini asla dolduramayacağım başkanım Simge Aydınyer’e; iyi ki attığım her adımda seni yanımda görebiliyorum. Ve siz değerli okuyucularımız, umarım yeni sayısını iple çekebileceğiniz, okurken kendinizi bulabileceğiniz bir dergi çıkarmayı başarabilmişizdir. Hepinize keyifli okumalar dilerim! S E L İ N Ç E L İ K K Ç G K O O R D İ N A T Ö R Ü


03 B A H A R D A N I Ş A N K Ç G T A K I M Ü Y E S İ Sevgili okuyucumuz merhaba! Sizi büyük bir heyecanla ve sevgiyle kucaklıyorum ve B’ASKLEPIOS 2. sayısına hoş geldiniz demek istiyorum. Ben Bahar, Başkent TÖB’de LPO-A olarak görev almaktayım. Dergimizi hazırlama süreci ne kadar emek gerektirmiş, fedakarlıklar istemiş olsa da göz açıp kapayıncaya kadar geçti ve işte şu an sizlere takdim ediyoruz. KÇG takımının -ailemizin- bir parçası olmaktan çok büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. Umarım sizlere yeni şeyler katabiliriz ve emek kokan B’ASKLEPIOS’umuzu en az bizim kadar severek okursunuz. Yolun başından son noktasına kadar birbirimizi adeta yapbozun parçası gibi tamamladığımızı düşündüğüm ve derginin her köşesinde emekleri geçen arkadaşlarıma sevgilerimi yolluyorum. Herkese merhabalar! Ben Defne, bu sene yerelimizde LOME-A olarak görev almaktayım. Dergi KÇG, kabul edildiğim andan itibaren içimde gitgide artan bir heyecan ve istekle çalıştığım, sonucunda da dergimizin bu güzel sayısını sizlerle paylaştığımız bir çalışma oldu benim için. Sizler için sıkılmadan okuyacağınıza inandığımız, her sayfasında kendinize bir şeyler katabileceğiniz eğlenceli içerikler yazmaya, üretmeye çalıştık. Bunun sonucunda ise çok güzel bir dergi ortaya çıkardık. Sayfalarına bakarken bizlerin de içini heyecanla dolduran bu D E F N E dergimizi sizlere sunduğumuz için çok mutluyuz. E Z G Ü K Ç G T A K I M Ü Y E S İ


04 D U R U G Ü N E L K Ç G T A K I M Ü Y E S İ İnsan ne çok sever başkalarının hayatından kesitleri takip etmeyi. Tüm bu sosyal medya çılgınlığı, realite sh y o ıl w la l r a y rı ı , ll i a ş r y ö e n rl c e e ri e nde geçen diziler... Ama bunlardan debiyat vardı. Ve her yazılı ürün edebiy d at u ın ru ç m oc la u r ğ ın udur. Bu dergi insanların değil de bazı bakabileceğ içine aynı insanları dinler gibi zevkinizi ş in e i k z i , l h le e n r bir sayfada farklı bir stille damak eğlenceye özgürc direceğiniz, kendinizi bilimden e bırakabileceğiniz bir deneyim olsun ça s l i ı z ş i ı n rk i e çi n n, u d y e k ğ u e s r u li okuyucumuz. Bu dergi üzerinde nu mutlulukla takas eden LORE-A Duru'dan (benden) ve diğer arkadaşlarımdan sevgiler... Merhabalar sevgili B’ASKLEPİOS okuyucuları, birbirinden güzel ve özenle hazırlanmış içeriklerimizden oluşan 2. sayımıza hoş geldiniz! Ben Defne. Yerelimde LORP-A olarak görev almaktayım. TÖB’deki ilk senemde hepsinin yeri bende ayrı olan harika arkadaşlıklar edindim.Bana kattığı en önemli değerlerden biri de Dergi KÇG takımı oldu.Süreç boyunca bu takımda yer alabilmiş olmak benim için eşsiz bir deneyimdi. Senenin başında dergimizin takım üyesi olabilmek bir yana harika ve bir o kadar da özverili bir grupla çalışacağımı tahmin edemezdim. Her zaman bana destek ve yardımcı olan koordinatörümüz Selin başta olmak üzere tüm takım arkadaşlarıma emekleri için çok teşekkür ederim. Eğitici ve bir o kadar da eğlenceli sayfalarımızı severek okuyacağınızı düşünüyorum. Hepinize keyifli okumalar dilerim. K Ç D G E F N E T U N C A Y T A K I M Ü Y E S İ


05 Ç A N K A Y A Z E H R A E Z G İ K A V A K K Ç G T A K I M Ü Y E S İ Sela K m a l p a a r, s B it e e n ge E l z iş g i i m . Dönem 1 öğrencisiyim ve yerelimde ayıklayıp, işleyip i asistanlığı yapıyorum. Özenle , tasarladığımız biricik dergimizin ikinci u sa la y ş ı t s ı ı k y l l a a r k ı a b r il ş g ı i n le ız r dayız. Öncelikle; araştırıp, inceleyip i - yaratıcılıklarıyla harmanlayarak sunan takım arkadaşlarıma ve canım koordinatörüme çalışmamızı bu kadar keyifli kıldığı çok çok teşekkür ediyorum. Bilim, sağlık, mitoloji, sanat gibi nice bileşeni eritip karıştırarak toparladık ve çok renkli bir sayıyla karşınıza çıktık. Umarım siz de okurken bir o kadar keyif alırsınız. Herkese merhaba! Ben Cenk, Başkent TÖB’de LPSDD-A olarak görev yapıyorum. Dergimizin ikinci sayısında da siz okuyucularımıza birbirinden farklı içerikler sunduk. Dergi için bu yazıları hazırlamak ve hazırladığımız bu yazıların birleşerek tamamlanmış bir ürün meydana getirdiğini görmek gerçekten mutluluk verici. Bu duyguları paylaştığım Dergi KÇG’deki takım arkadaşlarıma teşekkür eder, sizlere de keyifli okumalar dilerim. H A K Z Ç I M G C E N K Ç A N K A Y A T A K I M Ü Y E S İ


06 Sınırlarımızı belirledikten sonra bir hipotez oluşturmalıyız. Bu, belli bir bakış açısıyla konuya odaklanmamızı sağlar. Hipotez, araştırma konusuna verilen ilk yanıt niteliği taşır. İlk okuma esnasında edindiğimiz bilgiler hipotez oluşturmamıza yardımcı olur. Eğer çalışma boyunca edindiğimiz bilgiler ve ulaştığımız sonuçlar hipotezi desteklemiyorsa hipotezin yeni bilgiler ışığında revize edilmesi gerekir. Hipotez Belirleyelim BİLİMSEL ARAŞTIRMA NASIL YAPILIR? Araştırma yapmak, araştırmacıya yeni bilgiler katmanın yanısıra düzenli çalışma ve sistematik düşünme alışkanlığı kazandırmaya yardımcı olan en önemli araçlardandır. Her araştırmada belli aşamalar, yöntemler ve süreçler vardır. Araştırma yapmaya başlamadan önce yapılacak işlerin iyi planlanması, adımların belirlenmesi çok önemlidir. 3 1 2 4 5 6 Sona yaklaştığımızda yapmamız gerekenler araştırmamızı çeşitli istatistiksel yöntemlerle istatistiksel anlamlılık ve ilişki arayarak analiz etmek, denetlediğimiz verileri olabildiğince açık ve net şekilde grafikler, tablolar kullanarak aktarmaktır. Bu aşamada negatif sonuçların da bilimde değeri olduğunu unutmamalıyız. Tamamladık! Araştırma sürecinin planlanmasının ilk basamağı konu seçmektir. Konuyu seçmeden önce mutlaka kaynak taramaları yapmalı ve farklı kaynaklar kullanarak olası konu hakkında bilgiler edinmeliyiz. Edindiğimiz bilgiler ışığında anahtar kelimeler seçerek konuyu bir çerçeve içinde sınırlandırmalıyız. Belirli bir çerçevemiz olmadığı takdirde araştırmamız konu dışına çıkabilir. Bu durum araştırma sürecini uzatarak konu bütünlüğünü kaybetmemize sebep olacaktır. Konuyu Seçelim A R A Ş T I R M A D E Ğ İ Ş İ M İ İşin İstatistiği Deney Yapalım Hipotezden sonraki adım ise deneydir. Basit ve net sorularla hipotezimizi test etmeliyiz. Deney yaparken araştırma tiplerine hakim olmamız şarttır. Deney sonucunda elde ettiğimiz verileri çok iyi analiz etmemiz gerekir. Bu aşamada elde ettiğimiz verileri ayrıntılı şekilde denetlemeli ve düzenlemeliyiz. Araştırmamızı tüm detaylarıyla açıkladıktan sonra son söz ve çalışma ile ilgili önerilerimizle araştırma metnimizi tamamlamış oluruz. Araştırmanın son aşaması yayınlamak ve sunmaktır. Sunumumuza araştırmamızı özetleyen bir paragrafla başlayarak okuyucuya genel hatlarıyla araştırmamızı aktarırız. İkinci aşamamız girişle çalışmamızın amacını okuyuculara aktarırız. Devamında ise yaptığımız deneylerden, kullandığımız yöntemlerden bahsettiğimiz bölüm yer alır. Bulgular bölümünde nesnel olarak neler bulduğumuzdan, istatiksel sonuçlarımızın anlamlılığından ve sayısal verilerimizden bahsederiz. Bundan sonra çalışmada bulunan sonuçların ne anlama geldiğini, literatürle uyum ve uyumsuzluklarından bahsettiğimiz tartışma kısmımız yer alır. Sunalım Bilimsel araştırmanın yayınlanmasında kaynak belirtmek en önemli ve asla atlanmaması gereken unsurlardan biridir. Araştırmamızın sonuna kullandığımız kaynakları net bir şekilde belirtmeliyiz. Bunu yapmamak etik kuralları ihlal etmemize sebep olur. Özet olarak bilimsel araştırma basamakları bu şekildedir. UNUTMAMALIYIZ Kİ AKLIMIZA TAKILAN HER SORU GELECEĞİN ÖNEMLİ BİR ARAŞTIRMA KONUSU OLMA NİTELİĞİ TAŞIR.


Güvenli Sexting Onam, Sexting, eğlenceli olmalı ve her iki kişi tarafından da istenmelidir. Bir kişi başka bir kişiye onam almadan, istenmeyen cinsel mesajlar veya resimler gönderiyorsa bu doğrudan istismardır. Onam, sadece iki kişi de sexting yapmayı istediği için alınmalıdır. “Kaç aydır çıkıyoruz.” ya da “Benim ihtiyaçlarım var.” gibi nedenlerle alınan onam, onam değildir. Unutmayın; onam her an geri alınabilir, her seferinde tekrar verilmesi gerekir, bir şey için verilen onam başka hiçbir şeyi kapsamaz ve tamamen rahatlıkla vermediyseniz bu onam değildir. Ne olabilir ki? Elektronik medyalar her zaman çoğaltılabilir. Bir kere çoğaltılan medya sonsuz sayıda kopyalanıp transfer edilebilir. Sexting yaptığınızda bir başkasının sizin mesajlarınızı, fotoğraflarınızı ve videolarınızı kopyalayabileceği riskini kabul etmiş olursunuz. İnsanlar kötü olabilir. Özel mesajlaşmaların ve medyaların; kişinin arkadaş gruplarıyla, okul çevresiyle hatta internette paylaşılması hukuki yaptırımlarının uygulanmasının zor olduğu, gerçek bir problemdir. İnsanlar yalan söyleyebilir. Sizin dürüst olmanız, karşınızdakinin dürüst olacağı anlamına gelmez. Fotoğraflarınızı sizin istediğiniz kadar özenli korumayabilirler ya da güveninizi kırarak başka insanlara gösterebilirler. °Tanımlayıcı özellikleri gizleyin. Yüz, dövme, doğum lekesi hatta arka plandaki spesifik objelerin görünmediğinden emin olun. °Silme kuralları konusunda önceden anlaşın. Maalesef, sexting sonrasında ekran görüntüsü alınmasını ya da dosyaların kopyalanmasını engellemenin bir yolu yok. Yine de karşınızdakine silip silmeme konusunda hislerinizi açıkça söylemelisiniz. °Silinmesini istiyorsanız bunun nedeninin her sextingin farkı olmasını istediğiniz için mi, yoksa karşıdakine güvenmediğiniz için mi olduğunu diğer kişiye söylemek zorunda değilsiniz, fakat onay vermeden önce kendinize bu soruları sormak sonradan gelebilecek pişmanlıkların hiç yaşanmamasını sağlayabilir GÜVENLİĞİNİZİ SAĞLAYIN 07


K O R U Y U C U H E K İ M L İ K S O N Z A M A N L A R D A S I K Ç A D U Y D U Ğ U M U Z B İ R İ K İ L İ H A L İ N E G E L D İ . P E K İ K O R U Y U C U H E K İ M L İ K A S L I N D A N E ? T E D A V İ S Ü R E C İ N E G E L M E K G E R Ç E K T E N B A Ş A R I S I Z L I Ğ I M I İ F A D E E D İ Y O R ? K O R U Y U C U H E K İ M L İ K H İ Z M E T İ ; H A S T A L I K L A M Ü C A D E L E N İ N E N E T K İ N V E H E S A P L I Y O L U , H A S T A L I Ğ A Y A K A L A N M A D A N E V V E L K O R U Y U C U Ö N L E M L E R A L M A K O L A R A K T A N I M L A N I Y O R . V E B U M A N A D A O R T A Y A Ç I K A B İ L E C E K H A S T A L I K L A R A Ö N C E D E N T I B B İ M Ü D A H A L E V E T E L K İ N Y O L L A R I N I N K U L L A N I L M A S I . B U L A Ş I C I H A S T A L I K L A R D A N K O R U N M A D A E N E T K İ N Y O L D U R . Ö Z E L L İ K L E Ç O C U K L U K D Ö N E M İ N D E Y A P I L M A S I G E R E K E N R U T İ N A Ş I L A R B Ü Y Ü K Ö N E M A R Z E D E R . B A Ğ I Ş I K L I K , A K T İ F V E P A S İ F O L M A K Ü Z E R E İ K İ Y E A Y R I L I R . A K T İ F B A Ğ I Ş I K L I K T A T O K S İ N İ N V Ü C U D A G İ R İ Ş İ N D E V Ü C U T K E N D İ S İ İ M M Ü N Y A N I T G E L İ Ş T İ R İ R . P A S İ F B A Ğ I Ş I K L I K T A İ S E İ M M Ü N Y A N I T D I Ş A R I D A N H A Z I R V E R İ L İ R . B A Ğ I Ş I K L A M A D A A Ş I N I N Y E R İ Ç O K Ö N E M L İ D İ R . S U Ç İ Ç E Ğ İ , K I Z A M I K , K A B A K U L A K , D İ F T E R İ , T E T A N O Z G İ B İ B İ R Ç O K H A S T A L I K T A % 9 0 O R A N I N D A A Z A L M A S A Ğ L A M I Ş T I R . T E D A V İ K O L A Y L I Ğ I V E B A Ş A R I S I İ Ç İ N Ö N E M L İ D İ R . İ L K A K L A G E L E N K A N S E R H A S T A L I Ğ I N D A , H A S T A L I Ğ I N İ L E R L E M E S İ B Ü Y Ü K H I Z L A O L U R . B U N E D E N L E E R K E N T A N I Ç O K Ö N E M L İ D İ R . H A Y A T I M I Z I N T E M E L İ N İ O L U Ş T U R A N V E B İ R Ç O K H A S T A L I Ğ I N A L T I N D A Y A T A N T E M E L N E D E N D İ R . V Ü C U D U M U Z U N E N Ö N E M L İ S A V U N M A M E K A N İ Z M A S I O L A N D E R İ M İ Z İ N O P T İ M U M Ş A R T L A R D A K O R U N M A S I D I R . S O L U N U M V E T E M A S Y O L U Y L A B U L A Ş A N H A S T A L I K L A R İ Ç İ N Ö N E M L İ B İ R E T M E N D İ R . A TEDAVİ ETMEK BAŞARISIZLIK MIDIR? 3. Evre kansere yakalanmış biri erken tanıda gecikmiş oluyor. Suçiçeği olmuş biri aşısını aksattığını düşündürüyor. En basitinden grip olmuş birinin kendini korumadığını anlıyoruz. Hayatımızın bir parçası olan ve birlikte yaşamayı öğrendiğimiz bu hastalıkların tedavi aşamasına gelmiş olması bazı noktalarda başarısız olunduğunu gösteriyor bize. Peki bunun olmasını nasıl engelleyebiliriz? slında bu cümle üzerine derinlemesine düşünüldüğünde beraberinde birçok şey getiriyor. Günlük hayatımızda sıklıkla hastalıklarla karşılaşıyoruz. Çevremizde, arkadaşlarımızda, ailemizde, kendimizde... Bu hastalıklar karşımıza çıktıklarında geç kalınmış bir süreci ifade ediyor aslında bize çoğu zaman. Her hastalığın koruyuculuk süreci kendine özgü aslında. Bir kanseri erken tanısını koymakla gripten korunmanın süreci elbette ki aynı değil. Koruyucu sağlık uygulamalarından birkaç başlığa değinecek olursam: Bütün bunlar aslında çoğumuzun hakim olduğu, yapmamız gerektiğini bildiğimiz başlıklar ama bunlar bir hastalığa yakalandığımızda, kimi zaman geç kaldığımızda bizim için önemli hale geliyor. İşte biz de tam bu noktada geç kalmış oluyoruz. Tüm bunlara sadece söz konusu hastalık bizi bulduğunda -yumurta kapıya dayandığında- değil, hayatımızın bir parçası haline getirircesine dikkat etmeliyiz. Ve evet, tedavi etmek başarısızlıktır. Tedavi aşamasına getirmeden hastalıklara engel olmak kendi ellerimizdeyken başarısızlıktır. BAĞIŞIKLAMA ERKEN TANI BESLENME KİŞİSEL HİJYEN 08


SEMBOLLER SERGİSİ GÜVERCİN ZEYTİN DALI THEMIS LIBERTAS MARIANNE Semboller geçmişten günümüze her zaman ve her alanda anlatılmak,ifade edilmek istenen düşüncelere farklı bir bakış açısı ve anlatım tarzı sunmuştur. İnsan hakları ve barış konularının genişliği yanında kavram zenginliğini de bizlere taşımaktadır. Bu hazinenin içerisinde birbirinden değerli terimler yer almakta olup en belirgini barıştır. Bizim de sunduğumuz ilk iki sembolümüz barışı simgelemektedir. Sonraki sembollerimizdeyse özgürlük, eşitlik ve kardeşlik kavramlarına vurgu yapıldığını görmekteyiz. Gelin birlikte bu değerli simgelerin tarihçesine ve neler anlatmak istediklerine bir göz atalım! Güvercin sembolü burada karşımıza tek başına değil ağzında zeytin dalı tutmuş olarak çıkmaktadır. Sembolün anlamı ise kutsal kitaplara ve efsanelere kadar uzanmaktadır. Bilinen en eski hikaye ise Büyük Tufan’da gerçekleştiğidir. Hikayeye göre Nuh Peygamber, tufanın şiddeti azalınca dünyada hayatın başlayıp başlamadığını öğrenmek için beyaz bir güvercin gönderiyor. Konmak için bir ağaç dalı veya toprak parçası bulamayan güvercin gemiye geri dönüyor. Nuh Peygamber bir süre daha bekledikten sonra güvercini tekrar gönderiyor. Güvercin bu kez ağzında taze koparılmış bir zeytin dalı ile geri dönüyor. Bunu gören Nuh Peygamber, tufanın bittiğini ve suların çekildiğini anlıyor. İşte bu nedenle ağzında zeytin dalı tutan beyaz güvercin, tarih boyunca barışın ve yeniden doğmanın sembolü olarak anılıyor. Zeytin dalıysa karşımıza güvercin gibi barışla çıkmaktadır. Ancak bu sembolde ek olarak zafer kavramı da göze çarpmaktadır.Yunan mitolojisine dayanan öykü şu şekildedir: Athena, Atina‘ya sahip olabilmek için Poseidon ile rekabet içine girmiştir. Bu hedef doğrultusunda Poseidon, üç dişli mızrağını Akropolis’e saplayarak deniz suyunun fışkırmasını sağlamış ve şehre sahip olmuştur. Athena ise bu hamleye karşılık vermek istemiş ve şehre bir zeytin ağacı dikmiştir. Zeus’un başkan olduğu, tanrı ve tanrıçaların huzurunda kurulan mahkemede dünyaya daha güzel bir armağan bahşettiği belirlenen Athena haklı kabul edilmiş böylece bölgeye zeytinin ilk getirilişi Athena tarafından yapılmış olduğu öne sürülmüştür. Tüm bu bilgiler ışığında zeytin dalı sembolü Antik Yunan’ın günlük yaşamına da yansımıştır. Yunan oyun yazarı Aristophanes’in Barış (Irini) adlı eserinde “tüm tanrıçaların en yücesi, barış tanrıçası Irini’ye göre zeytinin oldukça değerli olduğu” belirtilmiştir. Benzer şekilde zeytin dalı, Roma İmparatorluğu dönemindeki sikkelerde de Irini’nin niteliklerinden biri olarak yer almıştır. Themis, Yunan Mitolojisi’nde Adalet ve düzen tanrıçasıdır. Aynı zamanda ilahi adaletin yansımasıdır.Themis, doğada, mevsimlerin, yılların ve sanatların düzenini sağlayan bir Tanrıça üçlüsüyle canlı varlıklar arasında yaşamla ölüm dengesini kuran bir Tanrıça, bir Tanrısal varlıktır. Themis, yasadır, kuraldır. Ama gelip geçici bir yasa değil, Tanrılar dünyasında da insanlar dünyasında da değişmez evrensel ve ölümsüz doğa yasasıdır. Tanrısal yasadır.Tanrıların toplantılarına başkanlık eder, Olympos'taki düzeni o korurmuştur.Her yerde her zaman vardır. Themis ismi koymak, yerleştirmek, oturtmak anlamına gelen bir kökten türemiştir.Sembolde gözlemlediğimiz kılıç adaletin verdiği cezaların caydırıcılığını ve gücünü temsil etmektedir. Terazi figürü adaleti ve bunun dengeli bir şekilde dağıtılmasını simgelemektedir. Themis’in kadın ve bakire olması bağımsızlığı ifade etmektedir. Ayrıca semboldeki kadının gözü bağlıdır. Bu da tarafsızlığını göstermektedir.Hukukun evrensel ilkelerini simgesel olarak taşıdığı için Themis heykeli temelde adaleti ifade etmektedir. Libertas kelime anlamıyla Latince’de özgür olma ve özgürlük hali demektir. Libertas aynı zamanda Roma tanrıçası olmakla özgürlüğün kişileştirilmiş halidir. Genç Cumhuriyetler’de siyasallaşmış bir hale gelmiştir ve birçok sikke üzerine resmi basılmıştır.Tanrıça Libertas, 1848'de yaratılan Büyük Fransa Mührü'nde de tasvir edilmiştir. Bu, daha sonra Fransız heykeltıraş Frederic-Auguste Bartholdi'yi Dünyayı Aydınlatan Özgürlük Heykeli’nin yaratılmasında etkilemiştir. Bu şekilde temelleri atılan Özgürlük Heykel’i Fransa tarafından kuruluşunun 100. yılı sebebiyle ABD’ye verilmiştir. Heykel, sağ elinde bir meşale, sol elinde ise bir kitabe tutmaktadır. Tabletin üstünde 4 Temmuz 1776 tarihi (Bağımsızlık Bildirgesi'nin ilan tarihi) yazılıdır. Heykelin başındaki taç'ın 7 sivri ucu 7 kıtayı veya 7 denizi simgelemektedir. Özgürlük Heykeli 1884 yılında Fransa'da tamamlandıktan bir yıl sonra 350 parçaya bölünüp 214 sandık içinde New York limanına ulaştırılmıştır.Günümüzde de ABD’nin New York eyaletindeki Liberty Adasın’da yer almakta olup en gözde tarihi anıtlardan biridir. Marianne Fransa'nın "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" sloganını temsil eden ulusal bir simge, alegoridir. Marianne aynı zamanda Fransız Devrimi'ni de temsil eder. Marianne'ın heykelleri Fransa'daki belediye binalarında ve mahkemelerde bulunur, Paris'teki Place de la Nation'da (Ulus Meydanı) da bronz bir heykeli bulunmaktadır. Marianne'ın yüzü ayrıca Fransız euro madeni paralarında ve posta pullarında da yer almaktadır. Ayrıca kaldırılmadan önce Fransız frangında da Marianne'ın resmi bulunmaktaydı. Marianne Fransa Cumhuriyeti'nin en ünlü sembollerinden biridir.Temelde özgürlük, eşitlik ve kardeşlik anlamlarına gelmektedir. Ancak Marianne birçok sembolde kullanılmış olup sembol farklı anlamlar içermektedir. Marianne'ın devlet tarafından onaylanmış resmi bir modeli yoktur. Buna karşın Association des maires de France (Fransa Belediye Başkanları Derneği) düzenli olarak Fransız ünlüleri arasından Marianne'lar seçmektedir.Marianne'ı temsil eden kadınlar kişilikleri, güzellikleri, tanınırlıkları ve öncüllükleri doğrultusunda seçilmektedir. 09


MENÜ Süt Köpüklü Balkabağı Çorbası Tagliatelli Putanesca Frambuaz Soslu Panna Cotta 10 Başkent Üniversitesi Gastronomi laboratuvarlarında 24 Kasım 2022 tarihinde Başkent TÖB bünyesinde eşi benzeri görülmemiş bir etkinlik gerçekleşti: Dünyadan Sağlıklı Yemekler-İtalya. 20 Gönüllümüzün katılımıyla gerçekleşen Workshopumuzda Öğr.Gr. Gökmen Duman bizlere eşlik etti ve unutulmaz anılar yaşadık. Okulumuz televizyon kanalı KANAL B yetkililerinin de bizlerle beraber olduğu etkinliğimiz televizyon ekranlarında da yerini buldu. Amacımız olabilecek en az miktarda vücuda zararlı ürün kullanmak ve tüm besin öğelerini içeren sağlıklı bir menü hazırlamaktı. Sağlıklı Yemekler İtalyadan Hamur: 50 gram irmik, 50 gram un, 1 adet yumurta, bir tutam tuz ve 5 ml zeytinyağı Sos: 250 gram domates, 2 diş sarımsak(isteğe göre arttırıp azaltılabilir), 5 dal maydonoz, 20 ml zeytinyağı, 15 gram tereyağı, 1 adet ançuez, 10 gram kapari, isteğe bağlı arnavut biberi, 10 adet çekirdeği çıkartılmış siyah zeytin ve 10 gram parmesan peyniri Malzemeler: Biraz da Yemek Yapalım: Tagliatelli Putanesca: Temelde domates soslu makarna gibi görünen bu makarnanın sırrı; hamurunun el yapımı olmasında ve sosunun içindeki gizli malzemelerde saklı.


Unu, irmiği ve tuzu karıştırın ve ortasını havuz şeklinde açın. Bu havuza yumurtayı ve zeytinyağını ekleyip sıvı malzemelere unlu karışımı yavaş yavaş yedirin. Hamurunuzun çok yumuşak olmasına gerek yok. Çok yumuşak olursa un ekleyebilirsiniz. Hamurunuzu streçe sarıp 20 dk dinlendirin. Bu sırada sosun yapımına geçelim. Sarımsaklar ve isteğe göre kırmızı biberleri küçük ve ince dikdörtgenler halinde doğrayın (burnoise cut). Tavaya zeytinyağını, sarımsakları ve biberleri ekleyip biraz çevirin. Sonrasında sırasıyla kapari, ançuez, zeytin ve en son hepsi hafif piştikten sonra dometesleri ekleyin. Suyunu çektikçe dibini tutmaması için su eklemeyi ve arada karıştırmayı unutmayın. 20 dakika kadar bu işleme devam edin. Makarnaları makarna kesme makinasında seviye 8’e kadar inceltin. Incelttiğiniz uzun hamuru 3 parçaya bölün ve bu parçaları kesme aparatında tagliatelle boyutunda kesin. Eğer evde makarna kesiciniz yoksa elinizle de çok ince açıp daha sonra kalın şeritler halinde kesebilirsiniz. Makarnalar kaynamış tuzlu suyun içine atın ve 1 dakika pişirin. Daha fazla pişirirseniz makarnalarınız hamur olacaktır! Sosunuzun içine atın ve karıştırın. Makarnanız hazır! Afiyet olsun 11 Yapılışı:


T I P E Ğ İ T İ M İ 12 Çoğu canlıda bulunan uzun bir sindirim organı Canlı vücudunun tümünde veya bir bölgesinde ağrı, ısı ve dokunma gibi tüm duyuların ortadan kaldırılması, duyu yitimi En dış deri tabakası Yıkım tepkimesi Midenin arkasında bulunan, hormon salgıları olan bir organ Sinir ve sinir hastalıkları ile ilgilenen hekimlik dalı Belli bir yaş grubunun hastalıklarıyla ilgilenen hekimlik dalı Beynin alt bölümünde bulunan, salgısını kana vererek fizyolojik olaylarda önemli rol oynayan sinirsel organ 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Tıp Egitimi - Bulmaca itimi - Bulmaca )


2022-2023 Döneminde Başkent TÖB’de Neler Yaptık? 13


14 2022-2023 Döneminde Başkent TÖB’de Neler Yaptık?


11. ULUSAL İNSAN HAKLARI VE BARIŞ KIŞ KAMPI’NA EV SAHİPLİĞİ YAPTIK! Sevgili Türk Tıp Öğrencileri Birliği Gönüllüleri, 10-11 Aralık 2022 tarihlerinde Başkent Tıp Öğrencileri Birliği olarak 11. Ulusal İnsan Hakları ve Barış Kış Kampı’nın ev sahipliğini gerçekleştirdik! Siz değerli katılımcılarımızla birlikte kampın teması olarak belirlenen ‘Savunucu Hekimlik’ alanında eğitimlere, oturumlara, atölyelere katıldık ve onlarca kazanım elde ettik. Başta etkinliğin hazırlanması ve gerçekleşmesi için çok emek veren İnsan Hakları ve Barış Ulusal Takımı’na ve Kış Kampı Koordinatörü’ne teşekkür ederiz. Etkinliğimizde bize öncülük eden hocalarımız Prof. Dr. Ayşe AKIN’a, Prof. Dr. Recep AKDUR’a, Bülent İLİK’e ve Aslı ALPAR’a katkılarından dolayı teşekkürlerimizi sunarız. Çok kısa sürede aldığımız ev sahipliğinde bizlere yardımcı olan Prof. Dr. Derya AKAYDIN ALDEMİR’e ve tüm dekanlık çalışanlarına teşekkürlerimizi ve sevgilerimizi iletiyoruz. Bu kadar kısa bir sürede gece gündüz çalışıp bu denli güzel bir etkinlik ortaya çıkmasını sağlayan tüm Organizasyon Komitesine teşekkür ederiz. Ev sahibi olduğumuz etkinlikte, yerel birliğimizi en iyi şekilde temsil eden Başkent TÖB delegasyonumuza teşekkür ederiz. Başka bir etkinlikte, Türkiye’nin kalbi Başkent Ankara’da görüşmek dileğiyle, barışla kalın… 15


11. ULUSAL İNSAN HAKLARI VE BARIŞ KIŞ KAMPI NASIL GEÇTİ? 16


17 BİLİNCİN BİLİNMEZLİĞİ, BİLİMSELLİĞİ, BİRİCİKLİĞİ Bilinç İngilizce consciousness diye geçer ve bu sözcük Latincede “ conscĭentĭa” yani başkalarıyla paylaşılan bilgi anlamında gelir[1]. Türkçede ise bilincin “bilmek” ten geldiği aşikardır fakat bu iki etimolojik köken de bilincin sınırsız köşelerinden yalnızca iki tanesini tutabilmektedir. Diğer noktalardan bakabilmek için bilime başvurmak gerekir. Bilinç konusunda bilim olarak bulunduğumuz konum ise bilincin çeşitli tanımları üzerine kuruludur. Kişisel farkındalık veya bilinç 5 farklı özel kategoride incelenebilir[2]: “Hiç düşündünüz mü…?” diye başlayan soruları hiç düşündünüz mü? Neden bu şekilde sorular sorma ihtiyacı duyar insan, bu soruları bize ne sordurur, bu dergi makalesini bana ne yazdırıyor, beyin hücrelerimdeki elektrik akımının ötesinde otokontrolümü ne sağlıyor, hafızamın gündelik hayatıma davranışlarımı şekillendirici bir şekilde yansıması ne, her aynaya baktığıma tanıdığım kişi kim ve ben neden sürekli soru soruyorum? Tüm bu soruların cevabı bilinç, fakat bunların hiçbiri önemli değil. Asıl önemli olan, bu yazıda bizi ilgilendiren şey bilincin ne olduğu ve bilincin önce canlılar sonra insanlar arası sınırları. B’ASKLEPIOS Başkent Tıp Öğrencileri Birliği Sayı 2 Topluluğunun ortasında olmanın farkındalığı Hislerimiz, sezgilerimiz, eylemlerimizin farkında olma Aynada kendini tanıyabilme Kendinin ve başkalarının zihinsel duygu durumunu algılayabilme Anlatısal öz farkındalık (kendi hayat hikayesini çıkarabilecek durumda olma) 1. 2. 3. 4. 5. Bu beş ayrı farkındalık için de insan hayatından türlü örnekler verilebilir fakat burada asıl dikkat çeken şeyin maddelerin çoğunun sadece insanlar için tanımlanamayacak olmasıdır.


18 Üst düzey teoriler: Zihin insan beyni tarafından üretilen görüntülerin farkındalığına sahiptir. Küresel çalışma alanı teorileri: Bilinci olan zihinler küresel açıdan uyarıya açık olanlardır. Zihnin neden aynı anda bir kavrama açık bir kavrama kapalı olduğunu açıklamaya çalışır ama aralarındaki farkı açıklamaz. Yeniden giriş ve tahmine dayalı işleme teorileri: Bu iki teori bilinçli bir beynin tahmin etme hatalarını minimuma indirgeme amacıyla yukarıdan aşağıya sinyalleme* kullanıldığını belirtir. Entegre bilgi teorisi: İnsan bilinci neden-sonuç ilişkisi üzerine kuruludur, diğer teorilere kıyasla bilgi işlem mekanizmasından bahsedilmez. Birçok memeli türü başta olmak üzere tek hücreli canlılar dahil her organizma etrafıyla belli bir düzen içindedir, her biri kendi yaşama amacını gerçekleştirmek için biyolojik reaksiyonlar bütününü bedeninde barındırır ve sınırlı olsa da bazı türler yaptıklarının farkında olmayı da beraberinde getirir. Öyleyse bilinç gerçekten insanla diğer tüm canlıları ayıran koyu kırmızı çizgi midir yoksa bilinç ortak bir homeostazik olgu olarak incelenebilir mi? Soruya bilinç tanımlarının 5. maddesi ile açıklık getirilebilir: İnsan bilincinin diğer bilinç benzeri mekanizmalardan farkı otokontrollü olmasıdır yani düşünsel bazlı hareketleri düşünsel bazlı açıklama ve sorgulama yetisini bulundurmasıdır. Eylemin sorgusu, hafızaya geçip saklanması ve tekrar ortaya çıkarılıp yeni aksiyon mekanizmalarının değerlendirilmesi gelişmiş memeli türlerinde de rastlanır fakat eylemin sorgusunun sorgusu işin içindeyse o zaman insanın bilinci devreye girer ve ardından yepyeni bir soru sürükler “İnsanın bilinci neleri kapsar?” Soruya netlik getirmek adına süregelen çalışmaların çıktısı[3] olan 4 ana teori incelenebilir: 1. 2. 3. 4. Bu 4 teori de yoğun bilimsel araştırmaların çıktıları olarak insan bilincinin tanımsal kapsamı hakkında bize belli başlı bakış açıları sağlar fakat bilinci genel olarak tanımlayacak nitelikte değillerdir çünkü bilinç genel olarak tanımlanabilecek bir öz taşımaz. Bu kısma kadar kafanızda bir şeyler canlanıp sürekli yıkılmadıysa ya yazım amacına ulaşamamıştır ya da bilinçli okuma yapılmamıştır. Bulunduğumuz noktadan itibaren yazının sonu ise bilinç hakkında değinmek istediğim noktayı sağlam zemine oturacaktır çünkü küçük ve etkili bir metafordan söz edilmiştir. Bir bulutun oluşumunu hayal edelim. Bulutları oluşturan temel etmenin yoğunlaşmış su buharı partikülleri olduğunu hepimiz biliriz. Peki bu bulutu oluşturan o küçük tanecikler bulutu oluşturmadan önce bulut olarak adlandırılabilirler mi, yani dağınık kümeleşmemiş olanlar? Veya bulutun hava tanecikleri yoğuşup yağmur olarak düştüğünde o yağmura bulut diyebilir miyiz? Bilinç de bulut gibidir, onu oluşturan o küçük taneciklerin her biri bireysel gözüken kognitif fonksiyonlardır, bu fonksiyonların birbirleriyle sürekli etkileşimiyle oluşan mekanizma ise özellikle üst düzey teorisine göre bilinç olarak özetlenebilir. Yağmur ne oluyor o halde? Yağmur bilincimizin sonucudur, bilincimizle yaptığımız her eylem, belirttiğimiz her düşünce, hatırladığımız her anı, hayal ettiğimiz her görüntü ve benlik farkındalığımızın bütünüdür. “İnsanın bilincinin biricikliği nedir?” diye sorarsanız, bize yağmur yağdığında bulut aratan gözlerimizdir. BİLİNCİ CANLANDIRALIM Köpeklerin insanların duygularını yüz mimklerinden ayırt edebilmesi Current Biology, Müller et al.: "Dogs can discriminate emotional expressions of human faces" Yetişkin Afrikalı penguenler çeşitli duygularını ifade etmek için farklı sesleniyorlar. Secret language of penguins decoded Six distinctive calls made by African or 'jackass' penguins express the birds' ecstasy, love, hunger, anger and loneliness, Guardian,2014 Yunuslar kendilerini aynadan tanıyabiliyorlar. Further evidence comes from Diana Reiss, a psychobiologist at the Wildlife Conservation Society's Osborn Laboratories for Marine Science at the New York Aquarium, who discovered that bottlenose dolphins can recognize themselves in mirrors. National Wildlife Federation,2003


19 Plasebonun ne anlama geldiği ve nasıl ortaya çıktığı hakkındaki tartışmalar tıp tarihinde çok eskilere dayanır. Plasebo, “deva” amacıyla kullanılan bir şeyin öznel olarak olumlu etkisini ifade eder. Günümüzde tartışılan şey plasebonun varlığı değil, hangi hastalık ve hangi ilaçta etkinliğinin ne seviyede olduğudur. Plasebo etkisi, sadece hastalıktan hastalığa değişmekle kalmayıp bölgeden bölgeye bile değişiklik gösterebilir. Hekimin bu plaseboya inanması dahi tesirini arttırmaktadır. yazı yazı yazı :) B’ASKLEPIOS Başkent Tıp Öğrencileri Birliği Sayı 2 Diğer hastalıklardan ayrışarak psikiyatrik rahatsızlıkların plaseboyla yakın ilişki içinde olduğu bilinmektedir. Zaten pek çok araştırma da bunu desteklemektedir. Plasebonun psikiyatride spesifik bir yerinin olması ilginç bir konudur. Psikiyatride farmakolojik olmayan plaseboların yani “telkin”, “inanç”, “ikna” gibi durumların nedense daha önemli rollerinin olduğuna inanılır. PLASEBO PYGMALION GOLEM ETKİSİ Nedir bu etkiler? Plasebo, Pygmalion ve Golem etkilerini çoğumuz yeni duyuyor olsak da eminim günlük yaşantımızda sıklıkla karşılaştığımız davranışların sonuçları olacağını göreceksiniz. Hadi o zaman bu etkileri aşağıda teker teker ele alalım. EN ÇOK HANGİ HASTALIKLARDA PLASEBO KARŞIMIZA ÇIKAR?


20 Kuantum iyileşme teorisi, zihinsel sürece dayalı bir dizi mesaj uyarı sisteminin harekete geçmesi ve fizyolojik değişimlerle iyileşmeyi ilişkilendirir. Bu yönüyle dinsel, büyüsel tıbbi uygulamaların işleyişi ve sonuç alma mekanizmalarını açıklamaya yardımcı olur. Zihinsel bir olay, fiziksel bir karşılık bulma gereksinimine girdiğinde kuantum, mekaniksel insan bedeni aracılığıyla hareket eder. Bu, iki evren olan zihin ve bedenin kusursuz bir şekilde kurdukları ilişkinin sırrıdır. Söz konusu süreç hastanın koşullanmalı ve iyileşmeye olan inancıyla açıklanmıştır. Tıpta da hekimin beklentilerinin hastayı beden ve zihin sağlığı açısından etkilediği saptanmıştır. Örneğin, doktorun bir hastanın gidişatı hakkında yapacağı olumsuz tahmininin hastayı negatif etkileyeceği gözlenmiştir. PLASEBO ETKİSİ VE KUANTUM İYİLEŞME SÜRECİ PYGMALION ETKİSİ Pygmalion etkisi ya da Rosenthal etkisi, yüksek beklentilerin bir alanda daha iyi performansa yol açma durumudur. Bu etki, yaptığı heykele aşık olan Yunan efsanesi Pygmalion’dan veya alternatif olarak psikolog Robert Rosenthal’dan esinlenerek ortaya çıkmıştır. Başka bir deyişle kişinin, bir süre sonra kendinden beklenen durumlara yönelik davranmasıdır. TIPTA PYGMALION ETKİSİ 20 NASIL GERÇEKLEŞİR? Temelde kendini gerçekleştiren kehanet sonucudur. Bir beklenti anında oluşan tepkiden ziyade motivasyondan oluşan süreci ifade eder. Bu süreçte motivasyonun yükselme olasılığı yüksek olduğundan gösterilen çabanın da artması söz konusudur. Düşük beklenti sonucunda ise tam tersi durum gerçekleşebilir. Böyle bir durumda Pygmalion etkisinin tam tersi olan “Golem etkisi” devreye girer. GOLEM ETKİSİ Golem etkisi, düşük beklentilerin olumsuzluk davranış ve sonuçları etkilemesi durumudur. Genellikle yöneticilerin çalışanlarına eşit davranmadığı sonuçlarda ortaya çıkmaktadır. Kendini gerçekleştiren kehanete göre bu davranışları sergileyenler genellikle yöneticiler olduğu için golem etkisinin oluşmasında etkili olduklarının farkında olmamaktadırlar. Kıbrıslı, oyma ve sanatta yetenekli bir heykeltıraş olan Pygmalion ölene dek evlenmemeye yemin eder. Bir gün ”uyuyan aşk” anlamında “Galatea” adını verdiği heykeline aşık olur ve aşk tanrıçası Afrodit’ten heykeline can vermesini ister. Canlanan heykeli gören Pygmalion şaşkınlığa uğrar. Latin şair Ovidius tarafından anlatılan bu hikaye pek çok roman, tiyatro ve sinema eserine konu olmuştur.


Bakteriler Değişiyor 21 HASTALIKLARIN EVRİMİ Farklı patojenlerle yaşam boyunca (sürekli olmasa da) mücadele eden vücut, aynı zamanda belli bir türdeki patojenin farklı varyasyonlarına da hazırlıklı olmak zorundadır. Vücudun bu mücadelesine karşılık patojenler de nesiller içerisinde kendini geliştirmekte ve çeşitli evrim mekanizmalarıyla vücudun adapte olmakta zorlanacağı özellikler geliştirmektedir. Bu bölümde ise size patojenlerin evrimini kısaca açıklamaya çalışacağım. Hastalıklar da Bize mi Uyum Sağlıyor? Halsizlik, baş ağrısı, öksürük, ateş… Bahsettiklerim size tanıdık geldi mi? Muhtemelen insanlık var olduğu sürece görülecek olan bu belirtiler, patojenlerle yani hastalık yapıcı organizmalarla karşılaşan vücudumuzun hastalıkla baş ederken verdiği tepkilerden sadece birkaçı. B’ASKLEPIOS Başkent Tıp Öğrencileri Birliği Sayı 2 Bakteriler tek hücreden oluşan, bazı türleri hastalık yapabilen ve basit kalıtsal materyale sahip olan organizmalardır. Hastalık yapıcı bakterilerin sebep olduğu hastalıklarda tedavi için antibiyotikler kullanılır. Antibiyotikler, bakterilerin sahip olduğu yaşamsal mekanizmaları tahrip ederek (ribozom, DNA, protein…) bakterileri etkisiz hale getirir. Ancak belirli evrim mekanizmalarıyla bakterilerin bu antibiyotik sistemlerinden etkilenmemeleri mümkündür.


22 COVID-19 hastalığına sebep olan SARS-CoV-2 virüsü de ilk vakanın ortaya çıkmasından itibaren gen haritasını değiştirmiş ve farklı hastalık profillerine sahip olan varyantlar ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu virüs de evrim yollarından “mutasyonu” kullanarak dünya üzerinde sayısını arttırmaya devam etmektedir. Mutasyonlar da bir canlının genomu içindeki DNA ya da RNA diziliminde meydana gelen kalıcı değişmelerdir. Çoğalmak için genetik yapısını canlı hücresine aktaran virüsler genetik materyalini canlı içinde kopyalar ve bu şekilde çoğalır. RNA da çoğalırken hatalı eşlemelere DNA’ya göre daha yatkın olduğundan mutasyonlar RNA’da daha çok meydana gelir. SARS-CoV-2 virüsü de RNA virüsü olması nedeniyle mutasyon geçirmeye daha yatkındır ve bu yüzden birçok varyant ortaya çıkmıştır. İnsanlarınki de dahil olmak üzere mutasyon desenleri incelendiğinde mutasyonların büyük bir çoğunluğunun zararsız olduğu görülür. Ancak olasılığın küçük olması bile çok hızlı çoğalabilen virüsler için bir şans olduğundan insanlar için zararlı bir mutasyonla karşılaşmak sanıldığı kadar nadir değildir. COVID-19 için de bulaşıcılığı ve virülansı arttıran mutasyonlar delta, gamma gibi yeni varyantlara sebep olarak hastalıkla mücadele edilmesini güçleştirmiştir. Sonuç Evrimin kuralları çıplak gözle gözlemleyebildiğimiz canlı popülasyonlarının yanı sıra, mikro düzeydeki ekosistemlerde de geçerlidir. Bunun en önemli örneklerinden olan bakteriler ve virüsler, çoğaldıkça gen haritalarını değiştirerek, barındıkları ortam için ideal fizyolojik özelliklere sahip bireylerden oluşan koloniler meydana getirmeye çalışırlar. Patojenik virüsler ve bakteri türleri de bu sayede yeryüzünden silinmekten kurtulurlar ve ilaç tedavilerine sonradan bağışıklık kazanırlar. TANIDIK BİR PATOJEN ÜZERİNDE MUTASYONA DAYALI EVRİM: İlk olarak bakterilerin “can simidi” olarak adlandırabileceğimiz plazmitlerden söz edebiliriz. Plazmitler, kromozomlardan bağımsız olarak bulunan halkasal DNA’lardır. Antibiyotik direncini kodlayan genler çoğunlukla plazmitlerde taşınır. Bu plazmitlerin içinde bulunan genler de konjugasyon adı verilen yöntemle başka bakterilere aktarılabilmektedir. Bu durumun evrimle ilişkisini bir örnek üzerinden açıklayayım: Bir bakteri kültüründe 1 milyon tane bakterimiz olsun. Bu bakterilerin yarısının antibiyotik direnç genine sahip olduğunu varsayalım. Ortama antibiyotik çözeltisi eklendiğinde hayatta kalacak, yani yararlı genleri taşıyacak bakterilerin tüm popülasyona oranı ½ olacaktır. Ancak popülasyondaki dirençsiz bakterilerin yarısının da konjugasyon ile dirençli hale geldiği bir senaryoyu düşünürsek oran değişecek ve ¾ olacaktır. Bakteri konjugasyonu giderek arttığı için de direnç geni sayısı popülasyonda artacak ve popülasyonun gen frekansı nesiller içerisinde değişecektir. Konjugasyonla giderek dirençli olmaya evrilen bakterilerin ise insan vücudunda barınma şansının giderek yükseleceğini söyleyebiliriz. Patojenlerin evrildiği yollar tabi ki bunlara sınırlı değil, ancak ben içlerinden en önemlilerini seçmeye çalıştım ve diğerini de ilerleyen satırlarda ele alacağım.


23 Günümüzde hayat, insanlar için oldukça stresli geçiyor. Bu stres çoğu zaman hem fiziksel hem de ruhsal sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Stres, vücudumuzda çeşitli bölgeleri uyararak bazı hormonlar salgılanmasını sağlıyor. Bu hormonlardan bazıları olan adrenalin, noradrenalin ve kortizol; normal düzeyin üstünde salgılandığı takdirde ise çeşitli kronik hastalıklara sebep olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre ruh sağlığı; kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirdiği, stres faktörleriyle baş edebildiği, toplumda üretken ve verimli olduğu, iç denge halini sağladığı halidir (WHO 2012). B’ASKLEPIOS Başkent Tıp Öğrencileri Birliği Sayı 2 FİZİKSEL AKTİVİTE VE MENTAL SAĞLIK


Stres, fiziksel sağlığı etkilediği kadar zihinsel sağlığı da olumsuz etkiliyor. Yoğun stres, kaygı bozukluğu başta olmak üzere birçok mental probleme davet çıkarabiliyor. Bu yüzden stres seviyesini azaltmak oldukça önemli. Uzmanlar stresle başa çıkmak ve sağlıklı bir psikoloji için sağlıklı beslenme, spor, meditasyon gibi kavramlara ağırlık verilmesini öneriyor. Fiziksel olarak aktif olmanın sağlık için birçok faydası bulunuyor. Düzenli olarak egzersiz yapmak diyabet, kalp, tansiyon gibi kronik rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltabiliyor. Ayrıca depresyon, anksiyete ve DEHB (Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) üzerinde olumlu bir etki yaratıyor. Bunun dışında aktif bir yaşam; mutluluk hormonları olarak bilinen dopamin, serotonin, oksitosin ve endorfinin salgılanmasına da yardımcı olabiliyor. Bu hormonlar kendinizi daha iyi hissetmenize, daha iyi uyumanıza ve konsantrasyonun artmasına destek olabiliyor. Fiziksel aktivite: Hafızayı geliştirir ve odaklanmayı kolaylaştırır Özgüveni arttırır Uyku kalitesini arttırır Daha enerjik hissettirir Stres seviyesini azalır Ruh halini olumlu yönde etkiler 24 The Lancet’te yayınlanan ve ABD’de 1,2 milyon kişi üzerinde yapılan bir araştırma; egzersiz yapan kişilerin, egzersiz yapmayan kişilere kıyasla daha fazla gün iyi hissettiklerini ortaya koymuştur.


25 TARİHE GEÇEN PSİKOLOJİK VAKALAR


26


2 3 1 H A D İ B A Ş L A Y A L I M , E N Ç O K N E R E D E H A D İ B A Ş L A Y A L I M , E N Ç O K N E R E D E H A D İ B A Ş L A Y A L I M , E N Ç O K N E R E D E Y Ü R Ü Y Ü Ş Y A P M A K İ S T E R S İ N ? Y Ü R Ü Y Ü Ş Y A P M A K İ S T E R S İ N ? Y Ü R Ü Y Ü Ş Y A P M A K İ S T E R S İ N ? I A B D E F G H C Hangi çalısma kolu ya da destek birimisin? E N S E V D İ Ğ İ N A T I Ş T I R M A L I Ğ I E N S E V D İ Ğ İ N A T I Ş T I R M A L I Ğ I E N S E V D İ Ğ İ N A T I Ş T I R M A L I Ğ I Ö Ğ R E N E B İ L İ R M İ Y İ Z ? Ö Ğ R E N E B İ L İ R M İ Y İ Z ? Ö Ğ R E N E B İ L İ R M İ Y İ Z ? A B C D E F G H I G E L E C E K T E N E L E R Y A P I Y O R S U N ? A B C D E F G H S A V U N U C U L U K E Ğ İ T İ M L E R İ A L I Y O R S U N V E B U A L A N L A R D A A K T İ F L İ K G Ö S T E R İ Y O R S U N A K A D E M İ S Y E N O L U Y O R S U N Y U R T D I Ş I N D A Ç A L I Ş I Y O R S U N U Z M A N L I K A L A N I N D A E Ğ İ T İ M L E R D Ü Z E N L İ Y O R S U N V E K A T I L I M C I L A R L A İ L E T İ Ş İ M E G E Ç İ Y O R S U N A L T D Ö N E M L E R İ N E D E R S L E R İ N E N A S I L Ç A L I Ş A B İ L E C E K L E R İ Y L E İ L G İ L İ E Ğ İ T İ M L E R V E R İ Y O R S U N A K T İ V İ Z M L E İ L G İ L İ P R O J E L E R D E Y E R A L I Y O R S U N B U L U N D U Ğ U N H A S T A N E N İ N E K S İ K L E R İ H A K K I N D A G E L İ Ş T İ R İ C İ V E Y E N İ L E Y İ C İ P R O J E L E R Y Ü R Ü T Ü Y O R S U N H A L K S A Ğ L I Ğ I A L A N I N D A U Z M A N L A Ş I Y O R S U N B İ R T I P D E R G İ S İ N D E M E D Y A E D İ T Ö R L Ü Ğ Ü Y A P I Y O R S U N I 27


4 5 Gelelim S E N İ Y A N S I T T I Ğ I N I S E N İ Y A N S I T T I Ğ I N I S E N İ Y A N S I T T I Ğ I N I D Ü Ş Ü N D Ü Ğ Ü N G Ö R S E L ? D Ü Ş Ü N D Ü Ğ Ü N G Ö R S E L ? D Ü Ş Ü N D Ü Ğ Ü N G Ö R S E L ? A B C D E F G H I B İ R E T K İ N L İ K D Ü Z E N L E Y E C E K B İ R E T K İ N L İ K D Ü Z E N L E Y E C E K B İ R E T K İ N L İ K D Ü Z E N L E Y E C E K O L S A N H A N G İ S İ N İ S E Ç E R D İ N ? O L S A N H A N G İ S İ N İ S E Ç E R D İ N ? A O L S A N H A N G İ S İ N İ S E Ç E R D İ N ? B C D E F G H I Ç O C U K H A K L A R W I E N B A İ N Y A Ö R N E G L E İ R K Ç A L A N I N D A U Z M A N K İ Ş İ L E R L E E K L E Ş T İ R M E K D O Ğ R U A R A Ş T I R M A Ç E Ş İ T L E R İ V E N A S I L Y A P I L D I Ğ I Y L A İ L G İ L İ B İ R U Z M A N K İ Ş İ L E R L E R Ö P O R T A J H A Z I R L A M A K F A R K L I K Ü L T Ü R W L O E R R K İ N S H M O Ü P Z İ K L E R İ N İ N T A N I T I L D I Ğ I B İ R Ç A D Ü Z E N L E M E K L I Ş M A K O L L A R I N I N V E D E S T E K B İ R İ M L E R İ N İ N M O T İ V A S Y O N U N U D E R S L E R A R T T I R A C A K E T K İ N L İ K L E R G E R Ç E K L E Ş T İ R M E K İ N D E B A Ş A R I L I T I P Ö Ğ R E N C İ L E R İ Y L E R Ö P O R T A J S E R İ S İ D Ü Z E N L E Y E R E K B U N L A R I Y A Y I N L A M A K C İ N S E L H A S T A L I K L A R A D İ K K A T Ç E K M E K V E F A R K I N D A L I K O L U Ş T U R M A K G Ü N C İ Ç İ N S A H A E T K İ N L İ K L E R İ D Ü Z E N L E M E K E L K O N U P L R A O R D J E A L İ E L R G İ G L E İ R Ç Ç A L I Ş M A K O L L A R I Y L A O R T A K Ş E K L E Ş T İ R M E K E K E R H A S T A L I Ğ I N E A T K K İ A N R L Ş İ Ğ I İ B İ D L Ü İ Z N C İ A R T T I R M A K A D I N A S A H A S O S Y A L M E D Y E N L E M E K A D A G Ö R Ü N T Ü A R S L A Ü R Ğ L Ü A A M R T T I R M A K A D I N A F İ L T R E L E R A K A ’ L A R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : A ’ L A R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : A ’ L A R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : B ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : B ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : B ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : C ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : C ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : C ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : D ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : D ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : D ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : E ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : E ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : E ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : F ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : F ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : F ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : G ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : G ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : G ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : H ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : H ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : H ’ L E R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : I ’ L A R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : I ’ L A R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : I ’ L A R Ç O Ğ U N L U K T A Y S A : İnsan Hakları ve Barış Çalışma Kolu Araştırma Değişimi Çalışma Kolu Staj Değişimi Çalışma Kolu Tıp Eğitimi Çalışma Kolu Kapasite Gelişimi Destek Birimi Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Çalışma Kolu Proje ve Girişimler Destek Birimi Halk Sağlığı Çalışma Kolu Bilişim ve Haberleşme Destek Birimi SONu çlara SONu çlara 28


S P L I T - P A R Ç A L A N M I Ş IMDb tür E R L M L İ F 7.3/10 Gerilim/Korku Filmin her alanda emeği geçen M.Night Shymalan, aşina olduğumuz evrenine kıyasla yeniliklerin kapısını aralayarak bizi şaşırtacak bir kurguyla karşımızda. Shymalan’ın belirttiğine göre çekerken en zorlandığı ve en uzun filmi olmuş. Ancak bu emeğe değmiş ve zamanının en önemli vizyon filmlerinden olmuştur. Oyuncu kadrosunda üstün performansıyla filme yeni bir soluk getiren James McAvoy var. McAvoy karakter geçişlerinde kendimizi dışarıdan izleyen bir göz gibi değil doğrudan içinde hissetmemizi sağlamış. Filmin konusu, insan beyninin gizemlerinden ve bizim önceki sayfalarda bahsettiğimiz konulardan biri olan dissosiyatif bozukluğunu ele almaktadır. Dissosiyatif bozukluk çoklu kişilik bozukluğu olarak adlandırılmakta olup çocuklukta ya da sonradan yaşanabilecek travmalarla tetiklenen bir ruhsal hastalıktır. Filmimiz de bu minvalde karakterimiz Kevin’in hikayesini bize aktarmaktadır. Kevin tam tamına 23 tane, cinsiyet ve yaş başta olmak üzere bambaşka özelliklere sahip karaktere sahiptir. Seyrettiğimiz süreçte de bize yepyeni bir karakter olan 24. kişiliğin gelişini hissettiriyor. İzlerken tüylerinizin diken diken olacağından şüpheniz olmasın. İyi seyirler! Acı çekmiş ve parçalanmış insanların bizden bir eksikleri olduğunu düşünüyoruz. Ya bizden fazlaları varsa? Benim gibi hayat hikayelerinin filme dönüşmüş haline aşıksanız birazdan önereceğim iki film tam size göre. Sırayla gidecek olursak “Akıl Oyunlar”ını izlerken kendinizi bir duygu treninde hissedeceğinizi garanti edebilirim. Ara ara ekranın içine elinizi uzatıp yardımcı olmayı bile isteyebilirsiniz. Filmin konusuna gelecek olursak dediğimiz gibi bir biyografik kurgu olup birçok alanda başarılar elde etmiş Nobel Ödül’ü almış bir bilim insanı olan John Forbes Nash konu edilmektedir. Şizofreniyle savaşan; olmayan varsayılar,sanrılar görmesine sebep olan bu hastalık yüzünden gerçekle hayali ayırt edemez duruma gelmiş, sonucunda da hem kendisi için hem de çevresi için tehdit oluşturmaya başlamıştır. İzlerken sizin bile bu gerçekten yaşanmış mı yoksa onun gördüğü sanrılar mı diye çok düşündüğünüz anlar olacaktır eminim. Sizi izlemekle bırakmayıp empatiden bile öte bir noktaya taşıyan bu filmi bir solukta bitireceğinizi garanti ederek iyi seyirler diliyorum. A B E A U T I F U L M I N D - A K I L O Y U N L A R I tür IMDb 8.2/10 Biyografik Drama İnsan, hayal gücü ne kadar genişse o kadar vahşi olabiliyor. T H E D I V I N G B E L L A N D B U T T E R F L Y - K E L E B E K V E D A L G I Ç Bir diğer biyografik filmimizse Kelebek ve Dalgıç. Film Elle dergisi editörü Jean Dominique Bauby’nin gerçek hayat hikayesini anlatmakta. Bilinmeyen sebeplerden dolayı beyin damarlarında gözlenen bir tıkanma sonucu ani bir nöbet geçirmesi ve Bauby’nin bir süre komada kalmasının ardından yaşadığı rahatsızlığı ele alınmaktadır. Uyandığında tüm bedeni felç olmuştur sol göz kapağı hariç. Bu hastalık sebebiyle Bauby adeta bedenine mahkum olmuştur İzlerken karakterin yaşadığı durumu kabullenmesini, iç dünyasını, geçmişini ve evrimleşmesini tüm çıplaklığıyla izlerken yönetmenin anlatım tekniği sayesinde empatinin ötesinde sempati kurmaya başlıyoruz. Seyrederken dışarıdan bir göz gibi değil içinde hissetmemize sebep olan çekimleri sayesinde su gibi akıp giden keyifl geçirilebilecek anlar için güzel bir film. İzlemenizi oldukça tavsiye ederim. IMDb tür 8/10 Biyografik Dram Gözüm dışında felç olmamış iki şeyim daha olduğunu fark ettim. Hayal gücüm ve hafızam. Bunlar dalgıç kıyafetimden kurtulmanın iki yolu. 29


M P A R Ç A L A N M I Ş A K I L O Y U N L A R I F L K E S İ T L E R İ İ K E L E B E K V E D A L G I Ç 30


VENÜS KOÇ Sevgisini herkese göstermekten çekinmeyen venüs koçlar! Heyecan ve yeniliklerle dolu bir birliktelik ararlar. Yanlış anlaşılmalara çok açık olsalar bile, temiz kalpleri onları diğerlerinden ayırır. Eğer biri ile birlikte olmak isterlerse de kimse onları tutamaz! VENÜS BOĞA Duyguları en derinden yaşayan venüs boğalar! Sevdikleri için yapmayacakları jest yoktur, sevildiğinizi size en iyi onlar hissettirir. Eğer bir venüs boğa ile birlikte olacaksanız, hislerinden hiç şüpheniz olmasın! VENÜS İKİZLER Kaliteli vakit aşığı venüs ikizler! Bu kişiler, birlikte oldukları insanlarla ufkunu genişletecek keyifli sohbetler yapmaya bayılır. Hoş sohbetiyle size yanında olduğunuz her an mutlu edecek venüs ikizler ile saatlerce sıkılmadan vakit geçirebilirsiniz. VENÜS YENGEÇ Fedakar venüs yengeçler! Birlikte oldukları kişiler onlar için dünyadaki en önemli şeydir! Onlarda huzuru bulmanızı ister ve sizi rahat ettirmek için her şeyi yaparlar. Öncelikleri olduğunuzu her zaman hissedersiniz. VENÜS ASLAN Karizmatik venüs aslanlar! Tek bakışlarıyla sizi etkilerler ve bunun da farkındadırlar. Birlikte oldukları kişi onlar için çok kıymetli bir ödül gibidir ve bu ödülü göstermekten de çekinmezler. Ne kadar özel olduğunuzu bir venüs aslanlayken hep hatırlayabilirsiniz. VENÜS BAŞAK Seçici venüs başaklar! Birlikte oldukları kişiler için çok yüksek standartları vardır, yani bir venüs başak sizi seviyorsa, sizde tek bir kusur bile bulamamıştır. Birlikte oldukları kişiye sevgilerini onlar için yaptıkları fedakarlıklarla gösterir ve hissettirirler. Venüs burcu, aşk ve ilişkilerle doğrudan bağlantısı olan burçlardır. Güzellik ve aşk hayatı ile ilişkilendirilen venüs burcu, hayatta tutkuyla bağlı olduğun değerleri gösteren aşk tanrıçası olarak da bilinir. 31


VENÜS TERAZİ Romantik venüs teraziler! Kısaca sevmeyi seven venüs teraziler için ilişkiler peri masalı gibidir. Her şeyin mükemmel olmasını isterler. İstek ve ihtiyaçlarınızı karşılamak onlar için çok önemlidir, ilişkinin hangi evresinde olursa olsun hep size kendilerini en çekici halleriyle sunmak isterler. VENÜS AKREP Tutkulu venüs akrep! İlişkilerinde heyecan arayan venüs akrepler sevdikleri kişiye karşı inanılmaz sahiplenicidir. Anlam dolu ve sadakati eksik olmayan birliktelikler onlar için çok kıymetlidir. Tutku ve arzuları ilişkide ön plandadır, bunu yaparken sizi rahatsız hissettirmemeye de çok dikkat ederler. VENÜS YAY Heyecan dolu venüs yaylar! İlişkiler venüs yaylar için adeta bir adrenalin pompası gibi hissettirmelidir, kelebeklerin karınlarında uçuştuğunu hissetmeye bayılırlar. Monotonlaşmış ilişkiler onlar için çok korkutucudur, yanınızda her zaman ilk günkü heyecanı ararlar. VENÜS OĞLAK Stabil venüs oğlaklar! Birlikte oldukları kişilerle karşılıklı bir güven duygusu ararlar. Kendilerini açmakta biraz zorlandıkları için rutine oturmuş ve rahat hissedecekleri bir ilişki isterler. Güvenebilecekleri ve omzuna yaslanabilecekleri bir partnere ihtiyaç duyarlar. VENÜS KOVA Destekleyici venüs kovalar! Partnerlerinin fikirleri ve atılımları onlar için çok kıymetlidir. Attıkları her adımda arkasını kollar ve birlikte oldukları kişinin kendisi güvende hissetmesi için ellerinden geleni yaparlar. VENÜS BALIK Saf aşık venüs balıkları! Sevdikleri kişileri çok yüksek bir mertebeye koyarlar. Derin bir bağ ve güçlü bir iletişime ihtiyaç duyarlar. Onlara gösterdiğiniz ilgi ve en küçük jestiniz bile onlar için çok kıymetlidir. Not: Bu yorumlar sadece eğlence amaçlıdır ... 32


33 KAYNAKÇA Kaynakçamıza aşağıda bulunan QR Kod’u okutarak ulaşabilirsiniz. Bizlere ulaşmak için: [email protected]