Enjoying your free trial? Only 9 days left! Upgrade Now
Brand-New
Dashboard lnterface
ln the Making
We are proud to announce that we are developing a fresh new dashboard interface to improve user experience.
We invite you to preview our new dashboard and have a try. Some features will become unavailable, but they will be added in the future.
Don't hesitate to try it out as it's easy to switch back to the interface you're used to.
No, try later
Go to new dashboard
Published on Dec 05,2017
Like
Share
Download
Create a Flipbook Now
Read more
Published on Dec 05,2017
Turk Dunyasi Onculer Read More
Home Explore Turk Dunyasi Onculer
Publications:
Followers:
Follow
Publications
Read Text Version
More from mylifeart
P:01



P:02

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARİÇİNDEKİLER AZERBAYCAN MİRZA FATALİ AHUNDZADE.................................................................................................................................... NİZAMİ GENCEVİ ............................................................................................................................................................ FİRİDUN BEY KÖÇERLİ ................................................................................................................................................ KAZAKİSTAN JAMBIL JABAYEV .......................................................................................................................................................... DİNA NURPEYİSOVA ....................................................................................................................................................2 KASIM AMANJOLOV.................................................................................................................................................... KIRGIZİSTAN YUSUF HAS HACİB ...................................................................................................................................................... ALIKUL OSMONOV ........................................................................................................................................................ CENGİZ AYTMATOV...................................................................................................................................................... BOLOTBEK ŞAMŞİYEV ................................................................................................................................................ ÖZBEKİSTAN ALİ ŞÎR NEVAİ.................................................................................................................................................................. TÜRKMENİSTAN MAHTUMKULU FİRAKİ................................................................................................................................................ TÜRKİYE YUNUS EMRE .................................................................................................................................................................. OSMAN HAMDİ BEY....................................................................................................................................................

P:03

TÜRK TOPLULUKLARI TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 3BAŞKURD ZEKİ VELİDİ TOGAN ........................................................................................................................................HAKAS NİKOLAY KATANOV......................................................................................................................................................TATAR ABDULLAH TUKAY ......................................................................................................................................................KIRIM İSMAİL GASPIRALI..........................................................................................................................................................KARAÇAY-MALKAR İSMAİL SEMENOV ..........................................................................................................................................................UYGUR ZİYA SAMEDİ....................................................................................................................................................................

P:04

4TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR

P:05

Düsen KASEİNOV TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 5 TÜRKSOY GENEL SEKRETERİÖnsöz

P:06

TÜRK DÜNYASI ÖNCÜLER‹TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARMirza Fatali AhundzadeNizami Gencevi Firidun Bey Köçerli 1812 - 1878 1141 - 1209 1863 - 19256 Jambıl Jabayev Dina Nurpeyisova Kasım Amanjolov 1846 - 1945 1861 - 1952 1911 - 1955 Yusuf Has Hacib Alkul Osmonov Cengiz Aytmatov 1017 - 1077 1915 - 1950 1928 - 2008

P:07

Bolotbek Şamşiyev Ali Şir Nevai Mahtumkulu Firaki 1941 - 1441 - 1501 1733 - 1797Yunus Emre Haldun Taner Osman Hamdi Bey TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 71915 - 1986 1915 - 1986 1842 - 1910Zeki Velidi Togan Nikolay Katanov Abdullah Tukay 1846 - 1945 1862 - 1922 1886 - 1913İsmail Gaspıralı İsmail Semenov Ziya Samedi 1851 - 1914 1891 - 1981 1914- 2000

P:09

AZERBAYCAN TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 9¥ Mirza Fethali Ahundzade Modern Azerbaycan Edebiyatının Kurucusu, Türk-İslam Dünyasının İlk Dram Yazarı, Alfabe Islahatçısı, Şair, Tenkitçi ve Filozof¥ Nizami Gencevi Felsefe, Edebiyat, Astronomi, Tıp, Geometri Gibi Alanlarda Çalışmalar Yapan Düşünür ve Şair¥ Firidun Bey Koçerli Firidun Bey Köçerli - XIX-XX. yy. Azerbaycan Edebiyatinin İlk Profesyonel Tenkitçisi, Edebiyat Tarihçisi ve Yazar

P:10

10TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Mirza Fethali Ahundzade 1812 - 1878

P:11

Özgeçmişi odern Azerbaycan Edebiyatının kurucusu, Türk-İslam dünyasının ilk dramM yazarı, alfabe ıslahatçısı, şair, tenkitçi ve filozof Mirza Fatali Ahundzade, 1812 yılında Şeki Hanlığının merkezi Şeki’de dünyaya geldi. Önce Gence şehrinde medrese eğitimi alan Ahundzade, daha sonra eğitimini Şeki’deki Rus okulunda tamamladı. Gence’deyken kendisinden ders aldığı mütefekir Mirza Şefi Vazeh, genç Fatali’nin dünya görüşünün şekillenmesinde deriniz bıraktı. 1834 yılında okulu bitince Erdebilli Ahund Alesger’in yardımıyla Tiflis’e gitti ve orada KafkasyaBaşkomutanlığı’nda Doğu dilleri tercümanı olarak görev yaptı.Tiflis’te 1836-40 arasında Türkçe ve Farsça öğretmenliği de yaptı. Genç Ahundzade’nin 1837’de büyükRus şairi Aleksandr Puşkin’in düelloda öldürülmesi üzerine “Sebuhi” takma adı ile yazdığı “Puşkin’inÖlümüne Şark Manzumesi” devrin Rus edebi muhitinde büyük ilgiyle karşılandı.Azerbaycan Türkçesi, Osmanlı Türkçesi, Rusça, Farsça ve Arapçayı ileri derecede bilen Ahundzade, TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARRusya’nın Doğu siyaseti oluşumunda da aktif rol aldı. Örneği; 1840’ta Rusya ile Türkiye arasındaki sınırihtilaflarını araştıran komisyonda, 1846’da Rusya ile İran arasındaki diplomatik görüşmelerinde, 1848’deyeni tahta çıkan İran hükümdarı Nesreddin Şah’a, Rus İmparatorunun tebrik mektubunu götürendelegelerin arasında görevlendirildi. Bu geziler, yalnız onun siyasî görüşlerinin şekillenmesinde değil,eserlerinin konusuna da etkili oldu.Mirza Fatali Ahundzade sanat hayatına Azerbaycan Türkçesi ve Farsça yazdığı şiirlerle başladı. Şiirleriiçerisinde tecnislere, gazellere, manzum hikayelere, hicivlere de rastlamak mümkündür.Milletin önündeki büyük problemlerin kısa zamanda çözülmesi, halkın manevî ve kültürel açıdan çağ- 11daşlaştırılması için şiirin imkanlarını yeterli saymayan Mirza Fatali Ahundzade, dram sanatına el attı ve1850-1855 yıllan arasında bu türün bütün İslâm dünyasında ilk örnekleri olan altı şaheser komedisiniyazdı. “Hekayet-i Molla İbrahimhalil Kimyager”, “Hekayet-i Müsyö Jordan, Hekimi - Nebatat ve DervişMesteli Sah, Cadügün-i Meşhur”, “Sergüzeşt-i Vezir-i Han-i Lenkeran”, “Hekayet-i Hırs Kuldurbasan”,“Hekayet-i Merd-i Hesis” (Hacı Kara), ve“Mürafie Vekillerinin Hekayeti” adındaki bu komedilerde odönemdeki toplumsal hayatının bütün yönlerini başarıyla aksettirdi.1857’de tamamladığı ve Azerbaycan Edebiyatında bir çok araştırmacılar tarafından ilk roman olarakkabul edilen “Aldanmış Kevakib” eserinde de yazar aynı amaçları takip etti. Mirza Fatali’nin komedilerive “Aldanmış Kevakib” adlı eseri 1859’da Tiflis’te “Temsilat” adı ile yayınlanarak kısa zamanda hemİslâm dünyasında, hem de Batıda yazara büyük ün kazandırdı.1857’den önce Arap Alfabesinin ıslahı, sonrasında ise Arap Alfabesinden ayrı olarak Türk dillerindeLatin alfabesi kullanılmasıyla ilgili birkaç proje hazırladı. Fakat bu projeler hiçbir yerden destek görmedi.1863 yılında alfabe ıslahatıyla ilgili olarak İstanbul’a geldi. Daha önceden hazırlamış olduğu alfabeprojesini dönemin Osmanlı Sadrazamı Fuat Paşa’ya sundu. Her ne kadar Osmanlı Devletin’den destekgöremese de edebi ve bilimsel alanda Türk-İslam dünyasına yaptığı katkılardan dolayı padişah fermanıylaAhundzade’ye “Meciddiye” nişanı takdim edildi.1873 yılında Azerbaycan’da Hasan Bey Zerdabi’nin editörlüğü ile yayımlanan ilk Türk dilli gazetesi olan“Ekinçi”de yazılar yazmaya başladı. Aynı yıl Rusya İmparatorluğu tarafından Albay rütbesi verildi ve ilkkez “Hacı Kara” komedisi Bakü’de sahnelendi.Mirze Fatali Ahundzade, bütün hayatını Rusya İmparatorluğu’nun devlet hizmetinde geçirse de, buhizmetden kendi milletinin menfaati için, Türk-İslâm dünyasının gelişmesi için yararlanmaya çaba gös-terdi.Hayatta olduğu dönemde eserleri Fars, Gürcü, Ermeni, Rus, Alman, Fransız ve İngiliz dillerine çevrildi.Tiyatro eserleri Tiflis, St.Petersburg, Bakü gibi şehirlerde sahnelendi.Türk diline ve edebiyatına katkılarından dolayı ölümünden yıllar sonra Ahundzade, Ziya Gökalptarafından Gaspıralı kadar büyük bir Türkçü olarak nitelendirildi.Mirza Fatali Ahundzade 10 Mart 1878 tarihinde Tiflis’te hayatını kaybetti.

P:12

Eserleri: “Piyesler” (Bakü, 1968), “Bedii ve Felsefi Eserleri” (Bakü, 1987), Mirza Fatali Ahundzade bir çok eserleri ölümünden “Seçilmiş Felsefî Eserleri” (Rusça, Bakü, 1951, sonra yayınlandı. Örneğin: 1963, 1987, Moskova, 1962), “Kemalüddövle Mektubları” (Bakü, 1926), “Seçilmiş “Con Stüart Mili Azadlık Hakkında”, Eserleri” (Bakü, 1938), “Hekim-i İngilis Yuma Cevap”, “Komediyalar” (Bakü, 1962, 1975, 1982), “Molla-i Rumi’nin ve Onun Tesnifinin Babında”, “Yek Kelime Hakkında” vs. MÜXƏMMƏS Müxemmes Zivər nə səzadır sənə, ey dilbəri-ziba! Ey süslü dilber! Seni Tanrı eksiksiz yaratmış, sana Binəqs yaratmış səni ol xaliqi-yekta! süs gerekmez. Deş bağrını dürdanələrin, boynuna asma! Et vəsməyə sən qaşü qabaq, ey qədi mina! İnci tanelerinin bağrını deş, boynuna asma. Ey billur şarap şişesi boylu güzel!TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Sen rastığa karşı kaşlarını çat, öfkelen. Ey şehlâ gözlü güzel! Sürmeye karşı gözlerini yum. Yum gözünü həm sürmədən, ey gözləri şəhla! Ey tapılacak kadar güzel sevgili! Pudra, senin Kirşan, sənəma, ayineyi-ruyun edər tar, yüzünün parlaklığını karartır. Aman bırak o senin yüzüne hasret duyarak erisin. Qoy həsrəti-vəchində ərisin onu zinhar. Ey hilekâr sevgili! Eğer kader dahi yanaklarına, yüzüne tutulmak ister Gər qazə dəxi meyli-rüxun eyləsə izhar, ve bunu açıklarsa, kendi ellerinle onun kanını dök.12 Tök qanını öz dəstin ilə, ey büti-əyyar! Çünkü o nedir, kimdir ki sana kavuşmak istiyor? Axır nəçidir vəslini o edə təmənna?! Senin güzelliğinden söz etmek şimdi her topluluğa yeni bir efsane sayılıyor. Hüsnün sözü hər firqəyədir türfə fəsanə, Bu devirde yanağının güneşi dünyaya ışık saçmış. Salmış bu zaman mehri-rüxun şölə cəhanə. Senin dudaklarının kıskançlığı vücudumu kana döndürdü. Döndərdi sənin rəşki-ləbin badəni qanə, Ya Rab! Eğer sevgilinin zülüflerine tarak girerse tu- zağa, ağa düşsün. Düşsün tora, ya rəb, girə gör zülfünə şanə, Onun, yeni tarağın başına bu sevdanın düşmesi Onun nə rəvadır düşə başına bu sövda?! uygun değildir. Əngüştərinin gözünə barmaq ola hər dəm, Senin elinde değerli olan ne varsa eğer sana meyle- derse yüzüğünün gözüne parmak olsun. Gör meyl qıla kim ola dəstində mükərrəm, Elbette ki, bundan sonra bele heves eden, arzu Əlbəttə edərsən kəmərin qamətini xəm, duyan kemerin boyunu eğrilterek onun hevesini azaltırsın. Bundan sora ta edə miyanın həvəsin kəm, Ancak sana vefa gösteren âşığından iyiliklerini ve Lütfü nəzərin kəsmə vəfadardan əmma! bakışını eksik etme. Tiflis müsəxxər sənə, ey düxtəri-tərsa! Ey Hıristiyan kızı! Tiflis şehri senin yüzünden bü- Aşiqlərinə məbəd olub deyrü kəlisa! yülenmiş. Məndən sənə vəsf istədi şıxlı Əli Ağa, Dedim: səni vəsf etməyə manəndi-Məsiha, Kilise ve manastır senin âşıklarına ibadet yeri ol- Ruhülqüdüs imdadı gərək nitqi-Məsiha. muş. Şıhlı Ali Ağa, seni tasvir etmeni istedi. Ben de “Seni tasvir etmek için Hz. Isa gibi Cebrail’in yardımıyla söyleme özelliği ka- zanmak gerekir” dedim.

P:13

“HEKAYET-İ MÜSYÖ JORDAN HEKİM-İ NEBATAT VE DERVİŞ MESTELİ ŞAH CADİGÜN-İ MEŞHUR” KOMEDİSİKonusu: Karabağ asilzadelerinden birinin oğlu olan rebanu Hanım rıza gösterir. Mestelişah ağaç par-Şahbaz Bey, hem eski medresede hem de Ruslar çalarından Paris'in maketini yapar ve vurup onutarafından yeni açılan devlet okulunda tahsil yapmış; dağıtır. Mestelişah çadırdan uzaklaşmaya fırsatArap, Fars ve Rus dillerini öğrenmiştir. O, Karabağ'ın bulamamışken Mösyö Jordan deli gibi Hatemhanzenginlerinden birisi olan amcası Hatemham ağayı arayarak Paris'in yerle bir olduğunu ve FransızAğa'nın kızı Şerefnise Hanım ile nişanlıdır. Her kralının geleceğinin çok karanlık olduğunu bildirerekikisi de birbirini sevmekte olup, düğünlerinin tez Paris'e gitmek İçin at ister. Yazar burada 1848 yılıvakitte olmasını isterler. Bu arada Karabağ'a Mösyö Fransız ihtilalinden faydalanmıştır. Böylece ŞahbazJordan adlı bir Fransız seyyahı ve alimî gelir. Ha- Bey Fransa başkentine gidememiştir.temhan Ağa'nın misafiri olur. Genç ve yetenekliŞahbaz Bey ile ilgilenir. O'nu Paris'e götürmek, TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARburada Fransız Dilini ve çağdaş ilimleri öğrenmesineyardımcı olmak ister. Şahbaz Bey de Paris'e gitmekarzusu ile yaşamaktadır. Hatta Mösyö Jordan'labirlikte amcasından izin bile alır. Fakat nişanlısıŞerefnise Hanım ve Hatemhan Ağanın eşi ŞehrebanuHanım, onun Paris'e gitmesini istememektedirler.Onlar düşünürler ki, genç ve yakışıklı Şahbaz BeyParis'e giderse bir daha bu sade hayata dönmeye-cektir. Şahbaz Bey'İn Fransa yolculuğunu engellemekiçin kadınlar büyücü Derviş Mestelişah'a müracaatederler. Mestelişah, yüz altın karşılığında sihir vebüyü yapacağını ve Paris'i dağıtacağını bildirir. Şeh- 13 “2012 AHUNDZADE YILI” AÇILIŞ TÖRENİ“2012 Mirza Fethali Ahundzade Yılı” açılışı26 Ocak 2012’de Ankara’da TÜRKSOY GenelSekreterliğinde gerçekleştirildi.Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanları,Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı ve Kosova KamuYönetimi Bakanı’nın teşrifleriyle gerçekleştirilen tören, TÜRKSOYGenel Sekreteri Düsen Kaseinov, Azerbaycan Kültür ve TurizmBakanı Ebulfes Garayev, Gürcistan Kültür ve Anıtları Koruma BakanıNikoloz Rurua, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar veTürkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ınaçılış konuşmalarıyla başladı.

P:14

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov açılış etkinliğe katılmaktan mutluluk duyduğunu ifade konuşmasında TÜRKSOY’un etkinliklerinden bah- ederek, Kosova’da Türk dilinin yaşatılması için sederek, “TÜRKSOY Genel Sekreterliği Toplantı gerekli olan her şeyi yaptıklarını belirtti. Salonunda düzenlenen anma etkinlikleri artık ge- leneksel bir nitelik kazandı. Resul Rıza, Dina Nur- Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı peyisova, Kazım Meçi, Mahtumkulu’nu ve daha Ertuğrul Günay da bu törenin, son bir ay içinde pek çok önemli kültür insanını TÜRKSOY sayesinde TÜRKSOY salonunda katıldığı ikinci büyük etkinlik Türkiye halkı tanıdı. Benzeri şekilde diğer üye ül- olduğunu hatırlatarak, TÜRKSOY’un son dönemde kelerde de yapılan faaliyetlerle bu tanıtım gerçek- başarılı işlere imza attığını ifade etti. TÜRKSOY14 leştirilmektedir. Bundan maksadımız aynı dili, etkinliklerine gösterilen yoğun ilgiden son derece kültürü, tarihi paylaşan halklarımızın birbirine memnun olduğunu belirten Günay, “ TÜRKSOY daha da yakınlaşmasıdır.” Kaseinov konuşmasında Nevruz’u ABD’de kutlamış, dünyanın önemli Kültür Ahundzade’nin sanatçı kişiliğine de değinerek, Merkezlerinde önemli toplantılar düzenlemiş bir şunları söyledi: “Ahundzade çok yönlü bir insan. teşkilattır. TÜRKSOY, bu değerli toplantıları daha Ancak TÜRKSOY olarak biz daha ziyade edebiyat geniş, güzel ve kutlu bir mekân olan Resim ve ve tiyatro ile ilgili öncülüğüne vurgu yapmaktayız. Heykel Müzesi’nde düzenleyebilir” dedi. Ahund- Türk dünyasının ilk dramaturgu olan Ahundzade, zade’nin kültürümüzdeki yerine de değinen Günay; komedi ile toplumun aydınlanmasına, ana dilin “Alfabe ve edebiyat alanındaki çalışmalarıyla Ahund- güzelleştirilmesine çalıştı. Batı’yı Doğu’ya, Doğu’yu zade çok önemli izler bıraktı. Bu tören Ahundza- da Batı’ya tanıttı.” de’nin ruhunu şad edecek olan bir törendir. Böyle Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanı Ebulfes Ga- etkinliklerin TÜRKSOY’un şemsiyesi altında devam rayev de böyle bir toplantıda bulunmaktan duyduğu etmesini dilerim. Bunlar yılla kapanacak işler değil, mutluluğu dile getirdi. Böyle toplantılarla TÜRKSOY aslında yeni kapılar açan işlerdir” dedi. ve Azerbaycan arasındaki dostluk köprülerini pe- Açılış konuşmalarının ardından Ahundzade’yi daha kiştirdiklerini belirtti. TÜRKSOY Genel Sekreteri yakından tanıtmak amacıyla hayatına ilişkin bir Düsen Kaseinov’a teşekkürlerini ileten Garayev, kısa film gösterimi yapıldı. bakanlığı ile TÜRKSOY arasındaki işbirliğinin Daha sonra Ahundzade ile ilgili önemli çalışmalara olumlu sonuçlarını görmekten büyük sevinç duy- imza atan Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi duğunu kaydetti. Şube Müdürü /Edebiyatçı Zaman Askerli ve Ege Gürcistan Kültür ve Anıtları Koruma Bakanı Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Nikoloz Rurua ise Ahundzade’nin Gürcüce’ye çev- Prof. Dr. Yavuz Akpınar’ın konuşmalarının da yer rilmiş eserlerinin bulunduğunu, Ahundzade’nin aldığı programda Azerbaycan Mugam Üçlüsü de Doğu’nun Molière’i olduğunu söyledi. Rurua ayrıca, mini bir müzik dinletisi sundu. Ahundzade’nin eserlerinin dünya dillerine çevril- Tören fotoğraf çekiminin ardından TÜRKSOY mesinin önemine de değindi. Genel Sekreterliği giriş katında bulunan “Ahund- Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar ise zade’nin Memleketi Azerbaycan” fotoğraf sergisinin Türkiye ziyareti kapsamında böylesi önemli bir açılışı ile son buldu.

P:15

“2012 MİRZA TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 15FETHALİ AHUNDZADE YILI” KAPANIŞ TÖRENİZengin Türk kültür ve sanatının tanıtılması, Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreterliği, 2012evrensel boyutlara ulaştırılması ve gelecek kuşaklara yılını Azerbaycan halkının yetiştirdiği ünlü şair,aktarılması amacıyla uluslararası çapta kültürel yazar, filozof, modern Azerbaycan edebiyatınınetkinlikler düzenleyen Uluslararası Türk Kültürü kurucusu Mirza Fethali Ahundzade yılı olarak ilan etmiştir. Bu anlamlı yılın açılışı 26 Ocak 2012 tarihinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay ve Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanı Ebulfes Garayev’in teşrifleriyle TÜRKSOY Genel Sekre- terliği’nde gerçekleştirilmiştir. İlan edilen bu yıl kapsamında paneller, anma etkinlikleri, film gös- terimleri ve tiyatro oyunlarının sergilenmesi gibi pek çok etkinlik gerçekleştiren TÜRKSOY, 14-18 Aralık 2012 tarihleri arasında Ankara, İstanbul ve Gazimağusa (KKTC) olmak üzere üç ayrı şehirde Mirza Fethali Ahundzade yılının kapanış etkinlik- lerini gerçekleştirdi. TÜRKSOY Genel Sekreterliği, KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Kütüphane ve İstanbul Aydın Üniversitesinin or- ganizasyonlarıyla gerçekleştirilenetkinlikte, Mirza Fethali Ahundzade’nin doğumunun 200. yıl dö- nümünde, Mirza Fethali Ahundzade Paneli ve Ahundzade’nin hayatını konu alan Azerbaycan Film Stüdyosu’nun 2012 yapımı “Sübhün Sefiri” (Sabahın Elçisi) filminin gösterimleri yapıldı.

P:16

16 MİRZA FATALİTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR AHUNDZADE’NİN ESERİ ADANA, KARAGANDI VE ŞEKİ’DE SAHNELENDİ Mirza Fatali Ahundzade’nin “Meşhur Bitki Bilimci Mayıs 2012 tarihinde Adana (Türkiye), 6 Haziran Mösyö Jordan ile Meşhur Büyücü Derviş Metseli 2012 tarihinde Karagandı (Kazakistan) ve 22 Eylül Şah’ın Hikâyesi” adlı tiyatro oyunun, “2012 Mirza 2012 tarihinde Şeki’de (Azerbaycan) sahnelendi. Fatali Ahundzade Yılı” projesi kapsamında 18

P:17

Karagandı Eyalet s. Sayfullin Kazak Dram Tiyatrosu, M. F. Ahundzade’nin “Müsyo Jordan ve Derviş Mesteli Şah” Oyunu ile TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 17 Karagandı Sahnesinde, 6 Haziran 2012, Karagandı, KazakistanKaragandı Eyalet s. Sayfullin Kazak Dram Tiyatrosu, M. F. Ahundzade’nin “Müsyo Jordan ve Derviş Mesteli Şah” Oyunu ile Şeki Açık Hava Sahnesinde, 22 Eylül 2012, Şeki, Azerbaycan

P:18

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 18 Nizami Gencevi1141-1209

P:19

Özgeçmişi ünya edebiyatının sönmeyen yıldızı, şair veD düşünür Nizami Gencevi 1141 yılında TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Azerbaycan’ın Gence şehrinde dünyaya geldi. Tam ismi Nizameddin İlyas Bin Yusuf olan şair, ailesini çok erken yaşta kaybetti ve dayısının elinde büyüdü. Dönemin ağırşartlarına rağmen çok iyi eğitim gördü. Astronomi, coğrafya, tıp, felsefeve matematiğin yanı sıra Fars, Arap, Pehlevi, Süryani, İbrani, Ermenive Gürcü dillerini iyi derecede öğrendi. Ayrıca müziğe ilgi duyanGencevi, İslam bilimine ve Antik Çağ Yunan felsefesine de hakimolduğu bilinmektedir.Gencevi, edebiyata lirik şiirler yazarak başladı. Şiirlerinde aşkı farklı 19boyutlarla ele alarak insan ve insan tabiatının güzelliğini anlattı.Ardından toplumsal, terbiyevi ve felsefi içerikli gazeller, kasideler,rubailer yazdı. Eserlerinde devrin kültür dili olan Farsçayı kullandı. Bunedenle Gencevi, klasik Fars edebiyatının şahı sayıldı. Sadi-i Şirazi,Mevlana Celaleddin Rumi, Emir Hüsrev Dehlevi, Arif Erdebili, Ali ŞirNevai, Abdurrahman Cami, Fuzuli gibi dünyaca ünlü şair ve düşünürleronun eserlerini örnek aldı.Gencevi, üç kez evlendi ve üç eşi de genç yaşta hayatını kaybetti. Fakatonun en büyük ilham kaynağı ilk eşi, Derbend hükümdarının cariyeolarak gönderdiği Kıpçak kızı Afak oldu. Bu evliliğinden olanMuhammed isimli oğlu ve eşine ithafen bir çok eserler kaleme aldı.Büyük Türk şairi Nizami Gencevi, 1209 yılında doğduğu ve hayatınısürdürdüğü Gence şehrinde hayata veda etti.Nizami Gencevi, her dönemde sevgi ve saygıyla anıldı. Dünyanın farklıükelerinde ona ithafen birçok anıtlar dikildi. Eserlerinden çeşitli beste,opera, bale, tiyatro oyunları ve sinemalar uyarlandı. 1991 yılındaUNESCO tarafından Nizami Gencevi’nin doğumunun 850.Yıldönümüne ithafen “Nizami Gencevi Yılı” olarak ilan edildi. 2013yılında ise Mısırın eski kütüphanelerinin birinde Türkçe divanıbulunarak Azerbaycanlı bilim adamları tarafınca yayınlandı.

P:20

20TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR

P:21

Eserleri: TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 21Günümüze kadar ulaşan tek eseri 35 bin beyitten meydana gelen“Beş Mücevher” adlı hamsesidir. Eserin çeşitli kütüphanelerdeyüzlerce yazması bulunmaktadır. İran, Hindistan, Avrupa’dabasıldı, manzum ve mensur çevirileri yapıldı. Kaynaklarda şairin20.000 beyitlik bir divanı olduğundan bahsed ilirse de tam birnüshası günümüze kadar ulaşmadı.“Beş Mücevher”1. “Sırlar Hazinesi”   (‫ ﻣﺧﺰناﻻﺴﺮار‬Makhzan al-Asrãr; 1176). Erzincan’daki Mengüçlü beyliğinden Behramşah bin Davud’a armağan etmiştir.2. “Yedi Güzel” (‫ ﻫﻔﺖﭘﻴﻜر‬Haft Paykar): Sasani Hanedanı’nın V. Behram ve eşlerini anlatan manzume. Meraga hükmüdarı Alaaddin Kızıl Arslan için yazmıştır.3. “Leyla ile Mecnun” (‫ ﻟﻴﻠﻲوﻣﺠﻨﻮن‬Laylã o Majunãn; 1181): Şirvanşah Aksitan’ın isteği üzerine kaleme alınmıştır.4. “Hüsrev ve Şirin” (‫ ﺧﺴﺮووﺷﻴرﻳﻦ‬Khusraw o Shírín; 1177 - 1181): Sasani Hanedanı’nın I. Hüsrev ile prensesi Şirin arasında yaşanan aşk anlatan bir manzume. İldenizliler hükûmdarı Cahanşah Pehlivan, kardeşi Kızıl Arslan ve Selçukluların son sultanı III. Tuğrul Bey’e armağan edilmiştir.5. “İskendername” (‫ اﺳﻜﻨﺪرﻧﺎﻣﻪ‬Iskandar Nāma): “Şerefname” (‫ ﺷﺮفﻧﺎﻣﻪ‬Sharaf Nāma; 1196-1200) ve “İkbalname” (‫ اﻗﺒﺎلﻧﺎﻣﻪ‬Iqbal Nāma 1200-ölüm) olmak üzere iki bölümden oluşan ve “İskender Zülkarneyn”‘in hayatını anlatan manzume. Ahar meliki Nusretdin Biskin bin Muhammet Piştekine armağan edilmiştir.Qәzәl GazelGecə xəlvətcə bizə sevgili yar gəlmiş idi, Gece helvetce bize sevgili yar gelmis idi,Üzü aydan da gözəl nazlı nigar. Üzü aydan da gözel nazli nigar gelmis idi.Tər axıb gül yanağından, bulud örtmüşdü ayı, Ter ahib gül yanagindan,bulud örtmüsdü Ayi,Onu düşmənmi qovub, könlü qubar gəlmiş idi? Onu düsmenmi qovub,könlü qubar gelmis idi?Ona mən göz yetirib xəlvəti baxdım-baxdım, Ona men göz yetirib, helveti bahdim, bakdim,Ovçunun ovlağına körpə şikar gəlmiş idi. Ovcunun ovlagina körpe sikar gelmis idi.Uyuyub hər ikimiz rahət olub bir yatdıq, Uyuyub her ikimiz, rahat olub, bir yatdiq,Bəxtimin baxçasına güllü bahar gəlmiş idi. Bextimin bagcasina güllü bahar gelmir idi.Dedi: “Getmək dəmidir, söylə, nə istəyirsən Dedi:”Getmek demidir, söyle, ne istersen, yar?”yar?” Bir öpüs istedim ondan...Yeri var, gelmis idi.Bir öpüş istədim ondan...Yeri var gəlmiş idi. Aglayib getdi o yar, göz yasi yandirdi meni,Ağlayıb getdi o yar, göz yaşı yandırdı məni, Odlara yandi dilim, sanki serar gelmis idi.Odlara yandı dilim, sanki şərar gəlmiş idi. “Ey Nizami!”dedi... Birden ayilib, gördüm o yoh,“Ey Nizami!” - dedi... Birdən ayılıb gördüm o Deme, röyada bize cesmi-humar gelmis idi.yoxDemə röyada bizə çeşmi-xumar gəlmiş idi.

P:22

TÜRK DÜNYASI EDEBİYATININ ÖNDE GELEN İSMİTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR22 NİZAMİ GENCEVİ’NİN DOĞUMUNUN 870. YILI PANELİ TÜRKSOY’DA DÜZENLENDİ A zerbaycan Kültür Günleri kapsamında Türk dünyasının ortak şairi. Nizami Gencevi’yi Nizami Gencevi’nin Doğumunun 870. anmak için Türk Dünyasının ortak çatısı Yılı Paneli 19 Haziran 2012 tarihinde TÜRKSOY’da toplanmamızdan büyük TÜRKSOY’da düzenlendi. memnuniyet duyuyorum. Nizami Gencevi’nin yeteri kadar tanınması için birlikte çalıştığımız Panele, AMEA Akademik Aday Üyesi, Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği, Azerbaycan Atatürk Merkezi Başkanı, Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Milletvekili Prof. Dr. Nizami Ceferov, Azerbaycan Bakanlığı ve Yeni Azerbaycan Yardımlaşma ve Bestekârlar İttifakı Başkanı, Azerbaycan Devlet Kültür Derneği’ne teşekkürlerimi sunuyorum” Sanatçısı Prof. Firengiz Alizade, Gazi Üniversitesi dedi. Öğretim Üyesi, Yeni Azerbaycan Yardımlaşma ve Kültür Derneği (YAYDER) Genel Başkanı, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Fırat Azerbaycan Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Eflatun Purtaş’tan sonra küsüye gelen Azerbaycan Neimetzade ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi, Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Faig Bagırov da Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Doç. Dr. Yakup “Bu günler Azerbaycan’ın ilk defa bu kadar geniş Ömeroğlu panelist olarak katılırlarken, kapsamlı tanıtımının yaşandığı çok önemli Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi günlerdir. Halkları birbirine daha yakın eden Faig Bagırov da panelde hazır bulundu. kültür mirasımızın paylaşımıdır. Dost ve Kardeş Türk cumhuriyetlerinin ortak değeri Nizami Açılış konuşmasını gerçekleştiren TÜRKSOY Gencevi’nin TÜRKSOY’da anılmasından büyük Genel Sekreter Yardımcısı Fırat Purtaş, memnuniyet duyuyorum. TÜRKSOY Türk Azerbaycan’ın ilk defa bu kadar geniş bir sanatçı dünyasının dahi şahsiyetlerinin tanıtılmasında topluluğu ile Türkiye’de tanıtılmasının altını çizdi büyük rol oynuyor. TÜRKSOY’a ve emeği gecen ve Azerbaycan’ın TÜRKSOY’un etkinliklerine en tüm kişi ve kurumlara en derin teşekkürlerimi aktif olarak katılan üyelerinden biri olduğunu sunuyorum” diye konuştu. belirtti. Purtaş ”Nizami Gencevi büyük bir şair,

P:23

Açılış konuşmalarının ardından panele geçildi. Daha sonra söz alan, Gazi Üniversitesi Öğretim TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 23Panelde ilk olarak sözü AMEA Akademik Aday Üyesi, Yeni Azerbaycan Yardımlaşma ve KültürÜyesi, Azerbaycan Atatürk Merkezi Başkanı, Derneği (YAYDER) Genel Başkanı, AzerbaycanMilletvekili Prof. Dr. Nizami Ceferov aldı ve Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Eflatun Neimetzade deNizami Gencevi’nin Türk dünyasındaki önemini Nizami Gencevi’nin eserlerinin birçok önemlianlatan bir sunum gerçekleştirdi. Ceferov “ Türk şahsiyete ilham verdiğine değinerek, Nizamidünyasının büyük düşünce adamlarını herkes Gencevi’nin Türkiye’de bir heykelinin bulunmasıbilmeli, tanımalı” şeklinde konuştu. yönündeki dileklerini dile getirdi.AMEA Akademik Aday Üyesi, Azerbaycan Neimetzade ayrıca Azerbaycan CumhuriyetiAtatürk Merkezi Başkanı, Milletvekili Prof. Dr. Moskova Büyükelçisi Polad Bülbüloğlu’nunNizami Ceferov’un ardından söz alan panele göndermiş olduğu “Nizami Gencevi’ninAzerbaycan Bestekârlar İttifakı Başkanı, sırlarla dolu söz hazinesi hala yaşamakta veAzerbaycan Devlet Sanatçısı Prof. Firengiz bizlere ilham vermektedir” şeklindeki mesajınıAlizade ise Nizami Gencevi ve musiki konulu da katılımcılarla paylaştı.sunumunu gerçekleştirdi. Nizami gencevi’nineserlerini seslendiren yeni kuşaklardan bahseden Panelde son olarak söz alan Gazi ÜniversitesiAlizade “bu geçmiş ile günümüz arasında bir Öğretim Üyesi, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanıköprü yaratmaktadır” dedi. Doç. Dr. Yakup Ömeroğlu Azerbaycan Kültür Günleri’nin Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarının 21. Yılında gerçekleşiyor olmasının önemine değinerek, Türk dünyasının önemli şahsiyetlerinin anılmasının ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Soru cevap şeklinde devam eden panelin sonunda mini bir müzik dinletisi gerçekleştirildi. Panel hatıra fotoğraflarının çekilmesinin ardından son buldu.Doğumunun 875. Yıldönümü MünasebetiyleNizami Gencevi TÜRKSOY’un 2016 Takviminde Anıldı

P:24

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 24 Firidun Bey Köçerli1863-1925

P:25

Özgeçmişi IX-XX. yy. Azerbaycan Edebiyatının ilk profesyonel tenkitçisi, edebiyat tarihçisiX ve yazar Firidun Bey Köçerli 1863'te Azerbaycanın Karabağ bölgesinin merkezi Şuşa'da dünyaya geldi. Babası Ahmet Ağa Köçerli Karabağ'ın açık fikirli aydınlarından biriydi. İlk eğitimini Şuşa'da Mirze Kerim Münşuzâde'nin mektebinde aldı. 1876'da ise babasının isteği üzerine eğitimini Rus okulunda devam ettirdi. 1879'da Gori'deki Transkafkaz Öğretmen Okulunu kazanan Köçerli,1885’te okuldan mezun oldu. 1885-1895 yılları arasında İrevan Ortaokulunda şeriat ve AzerbaycanTürkçesi öğretmeni olarak çalıştı. Rus Dilini ve Rus Edebiyatını ileri derecede bildiği için bu yıllarda Rusşairlerinden Puşkin, Lermontov, Tolstoy'un eserlerini Azerbaycan Türkçesi'ne çevirmeye başladı. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR1895'te, Transkafkaz Öğretmen Okulunun Azerbaycan bölümü nezaretçisi görevine atanan Firudin Bey 25Köçerli’nin, Tiflis'te çıkan “Novıye Obozreniye” gazetesinde Azerbaycan millî dram sanatının tahminenyarım asırlık gelişmesini kapsayan “Tatar Komedileri” dizisi yayınlandı. Azerbaycan Edebiyat tarihinikonu alan “Azerbaycan Tatarlarının Edebiyatı” eseri de Rus dilinde 1903'te yayınlandı. AzerbaycanEdebiyatı tarihi üzerine bu ilk ilmî araştırma, bu dönemde yalnız Azerbaycan aydınları arasında değil,Rusya'da yaşayan bütün Türkler arasında da büyük ilgiyle karşılandı.1905’te birinci Rus ihtilâlinden sonra, Köçerli çalışmalarını daha da yoğunlaştırdı. Geçmiş ve ÇağdaşAzerbaycan Edebiyatıyla ilgili “Kaspi”, “Kavkaz”, “İrşat”, “Hayat”, “Terakki”, “Açık Söz”, “Rehber” gibiaraştırmaları gazete ve dergilerde yayınlandı.1908'de, ilkokul öğrencileri için hazırlanan “Balalara Hediyye” ders kitabınıhazırladı. Fakat kitap çeşitliengeller nedeniyle 1912’de yayınlandı.Firudin Bey Köçerli, 1918'de Gori Öğretmen Okulunun Azerbaycan Bölümünü Kazah'a naklederekbağımsız bir öğretmen okulu kurdu ve okulun ilk müdürlüğünü kendisi yaptı.Köçerli Rus şovenizmini yakından tanıyordu ve bu yüzden de imparatorluk Rusya'sının çöküşündensonra, asla tereddüt etmeden, millî değerleri destekleyen ve Azerbaycan-Türk milliyetçiliğini savunanaydınların tarafına geçti.1920 yılının Mayıs ayında, Bolşeviklere karşı Gence'de ayaklanan isyan bastırıldıktan sonra Firudin BeyKöçerli de tutuklandı. Silahlı isyanla hiç bir ilişkisinin olmamasına rağmen Köçerli, Kızıl OrdununErmeni ve Rus asıllı komutanları tarafından mahkemesiz kurşuna dizildi.Firudin Bey Köçerli, 1911'den sonra bütün çabalarına rağmen “Azerbaycan Edebiyatı Tarihi” eserini ya-yınlatamamıştı ve eserin büyük bir kısmı ÇK-KGB arşivlerinde kaybolmuştu. 1925'de ölümünden sonrayazarın adı belirtilmeden diğer bölümleri \"Azerbaycan Edebiyatının Tarihine Dair Belgeler\" adıyla yayın-landı.Firidun Bey’in ilmi birikimleri, eserleri Stalin öldükten sonra 1950’lerde araştırılmaya ve onun hakkındakitaplar yayımlanmaya başladı.

P:26

26 Eserleri:TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR “Tarih-i mukaddes” (Mahmut Efendizade ile birlikte Tiflis-1899), Fatali Ahundzade Hezretlerinin Fevellüdünden Yüz İl Mürur Etmesi Münasebeti ile Yazılmış “Risaley-i Yadigârane” (Tiflis-1911), “Literatura Azerbidjanskix Tatar” (Azerbaycan Türkleri'nin Edebiyatı, Tiflis-1903), “Seçilmiş Eserleri” (Bakü-1963), “Azerbaycan Edebiyatı” (c. I-II, Bakü, 1978-1981). BİR NECE SÖZ (Firudinbey Köçerli, Azerbaycan Edebiyatı, I, II, Bakü-1978-1981, el, s.77-81) Azerbaycan Türklerinin dexi özlerine mexsus edebiyatları vardır. Bu Türkler Zaqafqaziya'mn şerq ve ce- nubundal süknâ eden Seki, Şirvan, Salyan, Gence, Bakı, Qazax, Çarabağ, İrevan ve Naxçıvan ehalisinden ve İran dövletinin şimâl-i şerqinde güzerân eden eqvâm ve tevâifden ibaretdir. Azerbaycan Türklerinin danışdıqları dilin şivesi çox ise de, binası ve kökü birdir. Yüz sene insan üçün, bir esr ve ve lisan üçün bir dövrdür. Esr ü zamanlar mürur etdikce he'yetictimaiy- ye-yi insan ve onunla müttefiq lehçe ve şive-yi islâm dexi neçe-neçe tebdîlât ve teğyîrâta düçâr olur. Edib-i fâzil Ahmet Cövdet Efendinin buyurduğuna göre \"ebkar-i efkar sanki her mövsimde bir güne qeba-yi letafetnümaye bürünüyor ve her cemiyyetde milel nüket ile ve mezaye ile görülüyor. Binaünileyh her lisanın üsul-i te'lim-i edebiyyatı mazac-i dövre teqsim tövfiq olunmaq lazım gelir\". Buna göre Azerbaycan Türklerinin dili dexi, mürur-i eyyam ile deyişdirilib. Özge bir terkib ve qaydaya düşüb de. Bele ki, indi istemal olunan Türk-i cedîd ezelki Türk-i gedime oxşamaz. Hal-hazırda danışılan dilin başqa üslubu olduğundan elave Türk-i qedime nisbet bu dil hem dövletli de, şirin lehceli ve gözel şiveli bir dil hesab olunur. Din-i mübin-i islamm Türklere yetirdiyi şerafet-i e'tiqadiyesinden eleve böyük bir xeyri de bu olubdur ki, onun feyz ve bereketinden Türkler Ereb ve Fars lisanından tedricli çox sözler, gözel

P:27

ibareler alıb öz dillerini dövletlendiribler ve mürur-i eyyam ile exz ü iqtibas olunan kelmeler ve istilahlar TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 27o qeder işlenib tehruf ve teşrif olunubdur ki, Türk dili ile onlar qaynayıb qarışıbdır ve onlarsız Türk dilibir me'nanı ifade etmekde acizdir. Ereb ve Fars dillerinden götürülmüş sözler ve ibareler bir derecedeTürkleşibdir ki, savadıll az olan adamlar onları mehz Türk sözleri hesab edib esla güman etmezler ki,\"sohbet\" ve \"zehmet\" sözleri Ereb-ce'den, \"reneber\", \"kefgir\", \"Xakendaz\" sözleri Farsça'dan almıbdır.Ereb ve Fars dillerinden götürülmüş sözlerin çoxu Türkleşib, evvelki terkibinden özge bir hala düşübdür.Bu nehv ile Azerbaycan Türklerinin dili Ereb ve Fars sözleri ile mexlut ve memzucis olmaqla bele, bir li-san-i letiferesan olubdur ki, onunla zül ve fünuna dair her qisim metalib-i efkare-aliyye ve hekemiyyenive mesail-i siyasiyye ve edliyyeni şerh ve beyan etmek mümkündür. Bu yolda Osmanlılar bizimAzerbaycan Türklerine sibqet edibler ve daha ziyade öz dillerini Ereb ve Fars lüğet ve elfazı ile dövletliqılıblar.Ve lakin Ereb ve Fars kelme ve ibarelerinin şövg ve hevesinde olub, ehtiyac olmadığı halda onları anadiline qatıb-qarışdırmaq bizim eqidemizcel, böyük sehvdir. Veqta ki, ana dilinde şeyin özünün mexsusiadı var ve yainki ana dili ile bir me'nanı beyan etmek ve bir ehvalatı nece ki, lazımdır söylemek mümkünolur, insaf deyil ki, elm göstermek ve mollalıq izhar etmek iddiasına düşüb kelamı qeliz ibareler ile veçetin anlaşılan Erebi ve Fersi sözler ile doldurub, esil me'nanı daha da derine salmaq ve onun üzerineEreb ve Fars dillerinden behme gelmiş qelizmüğleq ibareler ile toxunmuş perde çekmek. Ol cehetdendirki, bizim vaizlerin ekseri mescidlerde ve'z ve nesihet etdiyi esnada ibareperdazlıq edib öz ve ve'znesayehlerini o qeder qeliz ve çetinifadeler ile söyleyirler ki, onlara qulaqasanın çoxu bir şey anlamayıb esi me-tIeb neden ibaret olduğunu başa düş-mürler ve heyretde qalırlar. Hasil-ikelam bu olur ki, ne ve'z eden ve nemoizeye qulaq asan-ne öyreden ve neöyrenen esil meqsede yetişmeyib gözelvaxtlarmı bîhude serf edirler. Habeleqezetlerimizde dere olunan qeliz ibareile yazılmış be'zi siyasî, edebî ve fennîmeqaleleri oxuyanlar anlamayıb me'yusolurlar ve qezet oxumaqdan ikrahedirler. Bu açıq heqiqeti nedense qezetve jurnal verenler başa düşmürler veOsmanlı qezetçilerine müqellidlikdenel çekmirler.Dil ne qeder açık, sade ve güşade olsa,bir o qeder gözel, göyçek ve meqbulolar. Ahmet Hikmet Bey'in verdiğime'lumata göre Türk dili özlüyündexeyli metin, revan ve dövletli bir dildir.Veli qedrini bilenler olmayıb da, be'zisebeplerden dolayı unudulurdu veonun yerini Ereb ve Fers kelmelerinin bir xelitesi tuturdu. Bir derecedir ki, esil Türk dili ancaq kendlerdeve ümmâio arvadlar arasında mühafize edilebildi. Dövr-i intibahdanll sonra Türkler'de ve başqamilletlerde olduğu kimi, bir hiss-i milli, bir vicdanimilli doğulub büyümekdedir. Türklerde damarlarındaesi bir qanm axdığım duydular ve öz xalis dillerine rövneq vermeki fikrine düşdüler. Milli dilinterefdarları günden-güne artıb çoxalmaqdadırlar ve onların himmeti ile İstanbul'da \"Türk demeyi\",\"Türk yurdu\" ve \"Xalqa doğru\" ve Osmanlı'nın be'zi yerlerinde milli cerideler te'b ve neşr olunmaqdadır.Azerbaycan Türklerinin edebiyatı az zamandan beri başlayıbdır ki, kök ve kişe salıb bina tutmağa.Keçmişde şövket ve qüvvet sahibi olan İran dövleti müddet-i mütemeddiye ile temami Azerbaycanvilayetine sahiblik ve hökmranlıq etmişdir. Azerbaycan Türkleri bu dövlet-i ezimenin teht-i hökumetindexeyli zindeganlıqi etmişler. Bu cehete İran'ın nüfuz ve te'siri Azerbaycan Türklerine hedden ziyadeolubdur. Zaqafqaziya'da ana dili ancaq az vaxtdan beridir ki, Azerbaycan Türklerinin diqqetini celb edib,özü üçün bir növ hörmet ve ehemiyyet kesb etmeye başlayıbdır.

P:28

28TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR FİRİDUN BEY KÖÇERLİ'Yİ ANMA TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİ 20 Aralık 2013 tarihinde Azerbaycan’ın ünlü bilim adamı, edebiyatçı ve yazarı Firidun Bey Köçerli’nin doğumunun 150. yıldönümü imünasebetiyle “Firidun Bey Koçerli Anma Toplantısı” Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi F5 Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Saygı duruşu, Türkiye ve Azerbaycan Milli marş- larından sonra Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhami Ünlüoğlu ve TÜRKSOY Azerbaycan Ülke Temsilcisi Elçin Gafarlı açılış konuşmalarını yaptı. Açılış konuşmalarından sonra Firidun Bey Köçer- li’nin hayatını anlatan kısa film gösterimi gerçek- leştirildi. Filmin ardından Firidun Bey Koçerli ile ilgili panel düzenlendi.

P:29

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 29Panelde ana konuşmacı olarak Azerbaycan Bilimler Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın siparişiAkademisi Şube Müdürü Prof.Dr. Zaman Askerli, ve Azerbaycan Devlet Köçerli Çocuk Kütüphane-Firidun Bey Köçerli’nin yaratıcılığını anlattı. si’nin teklifiyle dili korunarak Latin alfabesiyle ye- niden hazırlanan baskısı Ankara’da büyük ilgiyleDaha sonra sırasıyla Prof. Dr. Müzeyyen Buttanrı karşılandı.– “Firidun Bey Köcerli’nin M.F.Ahundov HakkındaAraştırmaları”, araştırmacı ve yazar MuharremKubat – “Firidun Bey Köçerli ve Nihat Sami Banarlı”,Cennetgül Altuntaş – “Firudin Bey Köçerli'nin Ka-rabağ Şairleri”, Prof. Dr. Tamilla Aliyeva – “FiridunBey Köçerli ve Türk Dünyası”, Azerbaycan DevletKöçerli Çocuk Kütüphanesi Müdürü Şahla Gem-berova – “Firidun Bey Köçerli'nin Çocuklara YönelikÇalışmaları” konularında görüşlerini bildirdi.Firidun Bey KÖÇERLİ'nin kitaptanıtımı yapıldıAnma etkinliği kapsamında, 1912 yılında FiridunBey Köçerli’nin kaleme aldığı \"Balalara Hediye”(Çocuklara Armağan) adlı kitabının yeni versiyonu,TÜRKSOY Genel Sekreterliği’nde ilk defa tanıtıl-dı.

P:31

KAZAKİSTAN TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 31¥ Jambul Jabayev Kazakların Büyük Şairi ve Ozanı¥ Dina Nurpeyisova Kazakistan’ın İlk Kadın Bestecisi ve Tanınmış Dombra Sanatçısı¥ Kasım Amanjolov Ünlü Kazak Şairi

P:32

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 32 Jambıl Jabayev1846-1945

P:33

Özgeçmişi azakların büyük şairi ve ozanı Jambıl Jabayev, 28 Şubat 1846 tarihindeK Kazakistan’ın Cambıl Eyaletinde dünyaya geldi. Şairliğe ve dombıra sanatına merakı küçük yaşlardan başlayan Jambıl, geleneklerine bağlı şekilde yetiştirildi. Doğaçlama sanatının sırlarını büyük Kazak ozanı Süyinbay Aranulı’dan öğrendi. Atışma sanatından da çok başarılı olan Jambıl, genç yaşlarından Aykümis, BaktıbaySarı, Sarbas, Dosmagambet, Şaşubay, Kulanayan Kulmanbek’in yanısıra Toktogul, Balık, Tınıbek, Kalıgul, Naymanbay, Katagan, Arıstanbek, Sagımbek gibi Kırgızların öndegelen ozanlarıyla atıştı. Jambıl’ın ozanlıkta şöhretini artıran atışma ise Kulanayak Kulmambe ile yaptığıatışmadır.Atışmanın yanında destan söylemede de çok yetenekli olan Jambıl, “Kobılandı Batır”, “Köroğlu”, TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARRüstem”, “Yusuf ile Züleyha” gibi destanları halk arasında sabahlara kadar dombırayla söyledi. Dahasonra Güney Kazakların Kokan Hanlığı’na karşı Özgürlük Savaşında’ki Bahadır Suranşı’nın, Kalmuklarakarşı Büyük Vatan Savaşın’daki Savrık ve Ötegen gibi erlerin kahramanlıklarını destanlaştırdı.1917 yılının Ekim devriminden sonra 70 yaşındaki Jambıl’ın sanatında yeni bir dönem başladı.Sovyetler Sistemi, Bolşevik Devrimi onu derinden etkiledi ve o mevcut sistemi anlatan şiirlerseslendirmeye başladı.1930’lu yıllarda hemen hemen Sovyetler Birliği’nin tüm kahramanlarına övgü dolu şiirler yazdı. Onun 33bu dönemde yazdığı şiirleri ve besteleri kendisine SSCB’de çok büyük bir ün kazandırdı. 1936 yılındaJambıl’ın “Tulgan Elim” (Ana Yurdum) eseri yayınlandı ve daha sonra Rus diline tercüme edilerek“Pravda” (Doğru) gazetesinde yayınlandı.1938 yılında SSCB parlamentosuna Kazakların vekili olarak seçildi. Jambıl Jabayev okuma yazmabilmediği için söylediği şiirleri, yanındaki yardımcıları tarafından kaleme alınarak dönemin çeşitli gazeteve dergilerinde yayımlandı. Ayrıca eserleri, tercümanlar tarafından Rusça ’ya çevrilerek daha genişkitlelere yayılması sağlandı. Okuma yazması olmayan Jambıl Jabayev’in sineden söylediği şiirlerini herzaman yanında bulunan Kazak tercüman ve yardımcıları kaleme aldı, daha sonraysa Rusçaya çevrilerekdönemin farklı gazete, dergi ve kitaplarında yayımlandı.Kazak şair ve yazarlarının içinde edebi mirası üzerinde en çok araştırma yapılanlardan biri olanJambıl’ın bir çok eseri onlarca dillere çevrildi.Kazak halkının kültür ve edebiyatına yapmış olduğu katkılarından dolayı Jambıl Jabayev “Lenin”, “KızılBayrak” ve “Şeref” madalyalarına layık görüldü.Büyük Vatan Harbi yıllarında (1941-1945) Jabayev’in oğlu savaşa gitti ve orada şehit düştü.Büyük ozan 22 Haziran 1945 tarihinde 100 yaşının tamamlamasına 8 ay kala Almatı şehrinde vefatetti.

P:34

Eserleri:TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Şiirleri Atışmaları: “Atanın Aldeyi” (Babanın Ninnisi), “Jambıl İle Aykümis”, “Balalarga” (Çocuklara), “Jambıl ile Kulmanbet”, “Balama Hat” (Oğluma Mektup), Jambıl ile Şaşubay”, “Besik Jırı” (Beşik Şarkısı), Jambıl ile Dosmagambet” v.s. “Jastık Jırı” (Gençlik Şarkısı), “Jana Jıl” (Yeni Yıl), Destanları: “Jenis Jırın Sayrandar” (Zafer Şarkısını Söyleyin), “Ötegen Batır”, (Kahraman Ötegen), “Jüz Jasagan Jürekter” (Yüz Yıl Yaşayan Kalpler) “Suranşı Baatır” (Kahraman Suranşı), “Lenin” “Sıylık” (Ödül), “Köroglu” v.s. “Tuıskan El”, (Kardeş Halk) v.s. Жаныс акынға Ozan Canıs'a34 Benim pirim, Süyinbay, Söz söylemem sığınmadan! Менің пірім - Сүйінбай, Sırlı, güzel sözleri, Сөз сөйлемен сыйынбай! Bana yatıştırıcı ibâdet gibi! Сырлы, сұлу сөздері Süyinbay deyip söylesem, Маған тартқан сыйындай! Söz gelir tozu dumana katıp, Сүйінбай деп сөйлесем, Kara güçlü kasırga gibi! Сөз келеді бұрқырап Şiddetine kapılan Қара дауыл құйындай! Kalır mı ki yıkılmadan! Екпініме кезіккен Kulaçlayıp bir gideyim, Кетер ме екен жығылмай! At kuşanıp gizlenmeden. Құлаштап бір кетейін, Kaçarsan, takip edip yetişeyim, Көбен қүсап тығылмай. Bize uyuz at, mal mı hey! Қашсаң, қуып жетейін, Deyip geldin mi Cambıl'a Бізге жабы бұйым ба-ай! Her gün yenen ekmek gibi! Селтеңдеген ақынды Көрмеуші едім шыбындай. Кәне, сөйлеп жіберші, Айтыспағың, шының ба-ай?! Деп келдің бе Жамбылды Күнде жеңген Шыбылдай.

P:35

Өсиет Vasiyet TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARОй-хой, дүние серуен! Hey, hey! Dünya serüven!Адам бір көшкен керуен. Insan göçüp giden bir kervan.Дүниені қызық қалдырып, Dünyaya merakla sarılıp,Асамыз өмір белінен. Aşarız ömür belinden.Кірсе лебіз - шықса жоқ, Giren nefes çıkınca yok,Қауіп етіңдер өлімнен. Kaybedersiniz ölümle.Қылышбайдан таралып, Kılıçlarla taranan,Сөз нұқсасы келінген. Sözün nüshası gelmiş.Дос-жаранға, кемтарға Dost yârene garibe,Қайырлы бол делінген! Hayırlı ol denilmiş!Қылған қайыр болмаса, Yaptığın hayır olmazsa,Не әкетесің өмірден?! Ne götürürsün ömürden?Дәулетіңнен не пайда Devletinden ne faydaТаусылмастай көрінген?! Azalmaz gibi görünen?!Жалғыз мұраң сол болар – Tek mirasın budur inanҚол қайырың берілген. Elle yaptığın hayrın?Басқа дүние бірі де Başka dünya hiçbiriКөмілмейді кебінмен. Gömülmez kefen ile.Көп қарға тең келмейді бір сұңқарға,Көп жылқы тең келмейді бір тұлпарға.Жақсының әрқашанда жөні бөлек,Жаман адам жарамас бір қымтарға. 35 ULUSLARARASI \"JAMBIL VE TÜRKHALKLARININ EPİK MİRASI\" KONFERANSIU luslararası Türk Kültür Teşkilatı TÜRKSOY, Sergey Narılkov’a ait “Hakas Ülkesi Taştık Dönemi T. Jurgenov Kazak Ulusal Sanat Akademisi, Ölü Maskeleri” özel koleksiyonundan oluşturulan Almatı Valiliği ve Kazak Cumhuriyet Kitap “Eski Türkler: 2000 Yıl Önce” adlı bir fotoğrafMüzesi ile işbirliğinde Jambıl Jabayev’in doğu- sergisi sunuldu.munun 165. yıldönümü ve Kaza-kistan Cumhuriyeti’nin Bağımsızlı- Aynı zamanda “Jambıl’ın Bilgelikğının 20. yıldönümüne ithafen, 11- Sözleri” adlı kitabın tanıtımı ve ta-12 Nisan 2011 tarihlerinde Ulus- nınmış Kazak söz mimarı Jambıllararası \"Jambıl ve Türk Halklarının Jabayev’in hayatını konu alan belgeselEpik Mirası\" Konferansını düzen- filmi gösterimi gerçekleştirildi.lendi. Konferansın çalışması aşağıdaki beşKonferans öncesinde “Otırar Sazı” bölüm halinde gerçekleştirilmiştir:konseri ile “Eski Türk Destanlarının 1. Tarih ve Kültür Bilimi, 2. Dilbilimi/Kazak Tasvir Sanatındaki Yeri” ser- Edebiyat Bilimi, 3. Tasvir ve Deko-gisi, ayrıca geleneksel moda gösterimi rasyon-Uygulama Sanatı, 4. Tiyatro,gerçekleştirildi. Bununla birlikte Sinema ve Koreografi Sanatları, 5.Türk tarihi severlerine Hakas işadamı Müzik Sanatı.

P:36

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 36 Dina Nurpeyisova1861-1952

P:37

Özgeçmişi anınmış Kazak dombra sanatçısı, Kazakistan’ın ilk kadın bestecisi DinaK Nurpeyisova, 1861 yılında Batı Kazakistan Eyeleti Janakala ilçesine bağlı Beketay Kumı köyünde dünyaya geldi. Dombra çalmayı dombıracı olan babasın Kenje’den öğrendi. Dina Nurpeyisova, henüz çocukken Kazakların en tanınmış dombra sanatçıları olan Kurmangazi, Deuletkeray, Musirali, Uzak, Alikey, Türkeş, Esjan, Bayjuma, Balamaysan’ın ezgilerini çok güzel icra ettiği için“Dombıracı Kız” ismiyle çağırılmaya başlandı.Dina Nurpeyisova’nın ünü ünlü sanatçı Kurmangazi’ye kadar ulaştı. Bunun üzerine Kurmangazi onu TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARdinlemeye geldi. Küçük kızın yeteneğini hayran kalan Kurmangazı, daha sonra kendisi ona ders verdi.Nurpeyisova, sadece ustasının “küy”lerini (ezgi, name) öğrenmekle kalmayıp, onun müzisyenlik, icra-cılık sanatının sırlarını, üslubunu ve tekniğini öğrendi. Onun yolunu devam ettirdi. Çocukluğundangelen müzik yeteneğine sahip olmak ve Kazak halkının ünlü bir bestecisi Kurmangazı’nın okulundangeçmek, Nurpeyisova’nın “dombıra” çalma tekniğini zirvelere yükseltti. 9 yaşındayken kendisine aitezgiler yazdı.Nurpeyisova, 1880 yılında Kanas isimli bir yiğit ile evlendi ve onların Nurpeyis isminde bir erkek ço- 37cukları oldu. Ama aradan çok geçmeden 1885 yılında eşini kaybetti. Daha sonra başka biriyle hayatınıbirleştiren Dina Nurpeyisova, ilk evliliğinden olan Nurpeyis’i de henüz 14 yaşındayken kaybetti. Bek-lenmedik kaybın ardından Dina oğlunun ismi Nurpeyis’i soyisim olarak kullandı.Evlat acısı, 1. Dünya Savaşı ve 1917 Ekim Devri Dina’yı derinden yaraladı. Onun ağrılı ve acılı hayatısanat hayatında da etkili oldu. Sanatçının bu olaylara ithafen yazdığı “1916. Yıl” eserinde, karanlıkgünlerin izleri en net şekilde hissedilmektedir.Sanatçının “dombıra” sanatındaki kemale erdiği, müzik ve icra açısından zirveye ulaştığı dönem Sovyetdönemidir. 1937’de Dina, halk sanatçılarının Eyalet çapındaki müsabakasına katılarak birincilik ödülü-ne sahip olurken, 1939’da ise Moskova’da düzenlenen halk müzik çalgılarında oynama alanında “Tüm-orduluk” yarışmasında yine birinciliği elde etti. Böylece, “Dombıranın Jambılı” (Dombıranın Kalesi)ilan edildi. 1944 yılında Dina Nurpeyisova’ya “Kazakistan SSC Halk Sanatçısı” unvanı verildi.Sanatçının doğanın güzelliğini gösteren “Asem Konır” eseri ile dağ eteğindeki ırmağın dalgaları gibicoşkulu “Toybastar” eseri, Kazak halkının milli desen ve nakışları gibi çeşitlilik göstererek Kazak halkı-nın yeni dönem ezgilerinin temelini atan başarılı eserlerden biridir.Dina Nurpeyisova kendisinin son konserini 1952 yılında 91 yaşındayken verdi. Kazak halkının kalbin-de taht kuran büyük sanatçı 31 Ocak 1955 yılında 94 yaşındayken Almatı şehrinde hayata veda etti.Dina Nurpeyisova’nın sanatsal hayatı hakkında 1963’te yazar S.Bakbergenov “Kayran Şeşem” (Ah An-nem) romanını kaleme aldı. 1946’da ressam A.Çerkaskiy tarafından “Jambıl Jabayev ile Dina Nurpeyi-sova”nın portreleri, 1963’te ressam G.İsmayilova tarafından “Dina Nurpeyisova”nın portresi yapıldı.Daha sonra Kazakistan’ın Atırau şehrinde Dina Nurpeyisova’nın ismini taşıyan “Kazak Halk ÇalgılarıOrkestrası” kuruldu.

P:38

Eserleri: “Bülbül”, “Ciger” (Cesaret), “Jenis” (Zafer), “Bayjuma”, “Ana Buyrugu” (Anne Fermanı), “Kerbez” (Zarafet), “8 Mart”, “Kosalka” (Çift Kolye) v.s. “Saunşı” (Süt Sağan), “Enbek Eri” (Emektar),38 TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR DİNA NURPEYİSOVA AKADEMİK KAZAK HALK ÇALGILARI ORKESTRASI KONSERLERİ U luslararası Türk Kültür Teşkilatı TÜRKSOY, Konferans öncesinde “Otırar Sazı” konseri ile “Eski T. Jurgenov Kazak Ulusal Sanat Akademisi, Türk Destanlarının Kazak Tasvir Sanatındaki Yeri” Almatı Valiliği ve Kazak Cumhuriyet Kitap sergisi, ayrıca geleneksel moda gösterimi gerçek- Müzesi ile işbirliğinde Jambıl Jabayev’in doğu- leştirildi. Bununla birlikte Türk tarihi severlerine munun 165. yıldönümü ve Kazakistan Cumhuri- Hakas işadamı Sergey Narılkov’a ait “Hakas Ülkesi yeti’nin Bağımsızlığının 20. yıldönümüne ithafen, Taştık Dönemi Ölü Maskeleri” özel koleksiyonundan 11-12 Nisan 2011 tarihlerinde Uluslararası \"Jambıl oluşturulan “Eski Türkler: 2000 Yıl Önce” adlı bir ve Türk Halklarının Epik Mirası\" Konferansını dü- fotoğraf sergisi sunuldu. zenlendi.

P:39

Aynı zamanda “Jambıl’ın Bilgelik Sözleri” adlı gesinde anılan bu bölgenin yerel idare başkanlığınınkitabın tanıtımı ve tanınmış Kazak söz mimarı ev sahipliğinde devam etti.Jambıl Jabayev’in hayatını konu alan belgesel filmigösterimi gerçekleştirldi. Söz konusu bu bilim forumunda Kazakistan Cum- huriyeti Kültür Bakanlığı TÜRKSOY TemsilcisiGenel açılış toplantısında etkinlik katılımcısı ve Askar Turganbayev “Türk Halklarının Destanlarındakonuklarını T. Jurgenov Kazak Ulusal Sanatlar Ortak Motifler” konulu bildiriyle katılırken HakasAkademisi Rektörü Arıstanbek Muhamediulı, Cumhuriyeti (RF) Kültür Bakanlığı TÜRKSOYTÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ve Temsilcisi Timur B. Davletov tarafından “Türkbaşka onur konukları açış konuşmalarını yaparak Halkları Sosyo-Kültürel Süreklilik Unsuru Olarakselamladı. Epik Miras” adlı bildiri sunuldu.Konferansın çalışması aşağıdaki beş bölüm halinde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye,gerçekleştirilmiştir: 1. Tarih ve Kültür Bilimi, 2. Hakas, Başkurdistan, Tataristan, Tıva, Dağlık ŞorDilbilimi/ Edebiyat Bilimi, 3. Tasvir ve Dekoras- ve Buryat’tan gelen bilim adamlarının katıldığı buyon-Uygulama Sanatı, 4. Tiyatro, Sinema ve Ko- konferansta sunulan bildiriler, 536 sayfalık birreografi Sanatları, 5. Müzik Sanatı. kitap halinde yayınlanarak “TÜRKSOY” Dergisiyle birlikte bütün konuk ve bildiri sunucularına etkinlikUluslararası bilim forumunun ikinci gününde top- gününde dağıtıldı.lantılar Jambıl Müzesinin bulunduğu Jambul Böl-DİNA NURPEYİSOVA PARKI TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARK azakistan’ın ilk kadın bestecisi Dina Nur- meclisimizde görüştük. Bütün partilerimiz destek 39 peyisova’nın adı, Etimesgut’ta yeni yapılan verdiler. Kazakistan’ın ilk kadın bestecisi olan Nur- bir parka verildi. peyisova adını bu parkımızda yaşatmaktan dolayı çok mutluyuz” dedi.Açılış törenine TÜRKSOY Genel Sekreteri DüsenKaseinov, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm BakanlığıBakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kemal Fahir Genç, Müsteşar Yardımcısı Kemal Fahir Genç, parkınEtimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, Kaza- açılışında, Türk dünyasının Dina Nurpeyisova gibikistan'ın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Serik Ju- çok önemli şahsiyetleri yetiştirmiş büyük bir dünyamagulov ve çok sayıda Etimesgut halkı katıldı. ve millet olduğunu, böyle bir milletin evladı ol- maktan gurur duyduğunu belirtti.Açılışta Nurpeyisova'nın adının, bir parka veril-mesinin çok anlamlı olduğunu kaydeden söz alan- Kazakistan'ın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı SerikTÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, sa- Jumagulov da son 20 yılda Türkiye ve Kazakistannatçının, ilk kez Kazakistan dışındaki bir etkinlikle arasındaki ilişkilerin geliştiğini anımsatarak, ikianıldığını belirtti. Bu bağlamda Etimesgut Beledi- ülke arasındaki en sağlam ilişkilerin kültür veyesi’ne teşekkür ederek kardeşlik bağlarının güç- sanat alanında olduğunu ifade etti. Jumagulov,lendirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile ge- Türkiye'nin kültürel değerlerini ve zenginliklerinitirdi. paylaşarak, Kazakistan'ın da zenginleştiğini kay- detti.Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, DinaNurpeyisova’nın 150. doğum yıldönümü olduğunu Konuşmaların ardından, \"Dina Nurpeyisova Aka-hatırlatarak; “TÜRKSOY tarafından bir parkımıza demik Halk Çalgıları Orkestrası\" tarafından sa-Nurpesova’nın adının verilmesi yönünde bir teklif natçının eserleri seslendirildi.geldiğinde, bundan büyük onur duyduk. Belediye

P:40

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 40 Kasım Amanjolov1911-1955

P:41

Özgeçmişi asım Amanjolov, 1911’de Karagandı bölgesinin Kızıl Karkaralı ilçesine bağlıK Kızılaray köyünde dünyaya geldi. Çok küçük yaşlarda anne ve babasını kaybeden Kasım Amanjolov, yetimhanede büyüdü. 1920 yılında abisi Ahmetjan Semey şehrindeki ortaokula kaydını yaptırdı. Okulu bitirdikten sonra yine Semey şehrindeki Veterinerlik Teknik Okulunda eğitimini devam ettirdi. 1930’da Almatı şehrine giden Amanjolov, orada ülke çapında yayımlanan “Lelinşi Jas”gazetesinde çalışmaya başladı. 1931 yılında sonra Leningrad Ormancılık Enstitüsünü kazandı ancaksağlık sorunları nedeniyle okulunu devam ettiremedi. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAROral şehrine döndükten sonra “Ekpindi Kurılıs” gazetesinde çalışmaya başladı. Kasım ilk şiirlerini Se-mey’de eğitim görürken kaleme aldı. Daha sonra onlar “Kabırga”, Leninşil Jas”, Kızıl asker ve “Pionergazetelerinde yaınlandı. Şairin o ilk şiirlerini yazdığı defter daha sonra kaybolduğu için 1930 yılına ka-darki yazdığı şiirleri korunamadı.Kasım Amanjolov’un edebi şahsiyetinin oluşmasında Oral şehrinin etkisi çok büyük. Bu şehirde şair 41aşk ve gençlik hakkındaki şiirlerini yazdı.1935 yılında askerden dönünce Oral şehrinde tiyatro stüdyosu kurdu ve kendisi sanat yönetmenliğiniyaptı. Bu tiyatro stüdyosunda yazdığı oyunlar halk tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Böylece KasımAmanjolov, şair, oyuncu ve ses sanatçısı olarak tanınmaya başladı.1936-1941 yılları arasında Amanjolov, “Sosyal Kazakistan” “Leninşil Jas” gazetesinde ve KazakistanYazarlar Birliği’nde çalıştı. Bu dönemlerde Kasım, şiirle beraber çeşitli makaleler, denemeler ve tefrika-lar yazdı.1938 yılında şairin ilk seçme şiirleri “Ömür Sırrı” adıyla yayınlandı. 1939-1941 yılları şairin kariyerin-deki en parlak döneminin başlangıcıydı. Bu dönemlerde yazdığı şiirlerinde şairin fikirleri, derin duygu-ları ve dilin zengin kullanımı net bir şekilde fark edildi. Ayrıca Puşkin, Lermantov, Şevçenko, Bayron veMayakovski’nin eserlerini Kazakçaya çevirdi.Kasım Amanjolov, halk arasında sadece şair, tercüman sıfatıyla değil kendi şiirlerine bestelenen beste-ciliğiylele tanılıyordu. Ayrıca dombra, keman, akordeon, piyano, mandolin gibi çalgıları da ustalıkla ça-labiliyordu.Kasım, sadece lirik şair değil, aynı zamanda epik şairdi. Edebiyatta Mahambet Ötemisulı’nın şairlik ge-leneğini devam ettirdi.1941-1945 yılları arasında Büyük Vatan Harbi’ne katılarak düşmana karşı hem kalemiyle hem de elin-deki silahla savaştı. Uzun süreli çetin hastalıklarına rağmen şair çok sayıda şiir, oyun, hikâye ve eleşti-rel makaleler yazdı ve onlar şair hayattayken yayınlandı.Kasım Amanjolov, 18 Ocak 1955 yılında henüz 44 yaşındayken Almatı’da hayata veda etti.

P:42

Eserleri: “Jambıl Toyında” (Jambıl’ın Düğününde), “Koştasu” (Vedalaşmak), “Nar Teuekel” (Tevekkel), “Beysekeştin Bes Ulı” “Sarıarka”, “Daul” (Davul) “Kökşetau”, “Baykal”, “Ötüp Bara Jatırmın” (Gidiyorum), “Zaula Zaula Turksib”, “Martbek”, “Jenis Dausı” (Zafer Sesi), “Sultanmahmut TOralı Ballada” (Sultanmahmut “Ertis”, Hakkında Türkü”, “Sibir”, “Özüm TOralı” (Kendim hakkımda) v.s. “Düniye Kanday Jap-Jarık” (Aydınlık dünya), “Akın Ölimi TOralı Anız” (Şairin Ölümü Hakkında Efsane), “Bizdin Dastan” (Bizim Destan), Оралым TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Oralım Оралым, шықтың алдымнан, Oral, çıktın önüme, Оралым менің, Оралым! Oral'ım benim, Oral'ım, Қол созып қызыл вагоннан, El uzatıp kızıl vagondan, Үстіңнен өтіп барамын. Üstünden geçip gidiyorum. Оралым, сенің қойнында, Oral'ım senin koynunda, Ойнақтап өткен жылдарым. Oynadım, yıllar geçirdim. Жарқылдап Жайық бойында Parlayıp Yayık boyunda, Достармен сайран құрғамын. Dostlarla seyre çıktım. Шағанның бойы көк шалғын, Su kenarların yeşil çalılık, Шалқамнан жатқам шаңқай түс. Sırt üstü yatayım tam öğle vakti.42 Гүл болып менің құшағым, Çiçekle dolar benim kucağım, Кеудеме қонған бұлбұл құс. Üstüme konar bülbüller. Өмірдің алтын кесесін, Ömrün altın kâsesini, Тосқанмын айдың нұрына. Beklerim parlak ışığında, Кезгенмін Совет көшесін, Geçmişim Sovet sokağını, Кеудемді ашып құрбыма. İçimi açıp yaşıtıma. Сонау бір шетте сонау үй, Bu kenarda, işte bir ev, Кетер ме, сірә, көңілден? Gider mi acaba gönülden? Алушы ед тартып мені ылғи, Çekip alacak beni her zaman, Махаббат, жастық лебімен. Muhabbet, gençlik isteğiyle. Терезе алды - жас терек, Pencerenin önündeki yeşil ağaca, Тұр екен кімдер сүйеніп? Kimler yaslanıp durmuş? Жүр екен кімдер еркіндеп, Kimler yaşamış hür olarak, Жүрегін ұстап үйге еніп?.. Yüreğini tutup eve girmiş?... Сағындым сені, Оралым, Özledim seni Oral'ım, Күндер жоқ бейбіт бұрынғы. Önceki gibi barış günleri yok, Келгенше қайтып оралып, Tekrar dolaşıp gelince Алып қал осы жырымды. Sen kabul et bu şiirimi. Сіркіреп жаңбыр жауғанда, Hoşça kal şimdi, Oral'ım, Байқарсың өзің анықтап. Gülüver salın da seyrânda ! Жаным бір жүзер ауаңда, Nerde, anlatacak kasırgan? Ауанда сенің қалықтап. Alıp da cepheye gideyim. Қош болшы енді, Оралым, 1943 Күле бер шалқып, сайранда! Айтпақшы, қайда бораның? Кетейін алып майданға! 1943

P:43

Нұрлы дүние Nurlu Dünya TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARНұрлы дүние-сырлы сарай, Nurlu dünya, sırlı saray,Айқара ашып есігіңді, İki kanadıyla açıp kapını,Ендім аңсап алтын арай, İndim özleyip altın ışığı,Арманым жоқ осы күнді. Arzunun olmadığı bir gündür.Нұрлы дүние, от бердің сен, Nurlu dünya, ateş verdin sen,Көкірегімде мәңгі лаулар. Göğsümde ebedî alevler.Бердің қуат, бір сілкінсем, Kuvvet verdin, bir silkinsem,Арқама орнар асқар таулар,. Sırtıma yerleşir yüce dağlar,.Нұрлы дүние, қадіріңді Nurlu dünya, kıymetiniБілемін де жырлаймын ғой. Bilirim de şiir söylerim ya,Әнмен қарсы ап әрбір күнді, Şarkıyla karşılayıp her bir günü,Түн-түнекке ұрмаймын бой. Gece karanlığına atmam kendimi.Нұрлы дүние-туған елім, Nurlu dünya, doğduğum il,Жарқылдайсың жас айбынмен; Parlıyorsun genç heybetinle:Бір сен үшін туған едім, Bir senin için doğduğum ilim,Бір сен үшін жасаймын мен. Bir senin için yaşıyorum ben.1950 1950 43KASIM AMANJOLOV ANMA ETKİNLİKLERİKazak şair, besteci, eleştirmen ve gazeteci Kasım ve ardından konser programı düzenlendi. AyrıcaAmanjolov’un Doğumunun 100. Yıldönümünde programda, “Kasım Amanjolov ve Yeni DevirUluslararası Türk Kültürü TÜRKSOY tarafından Nazmı” konulu bilimsel uygulamalı konferansı,Kazakistan’ın Karagandı, Karkaralı, Türkiye’nin “Sen Ne Kadar Şanslıydın” adlı şiir yarışması,Ankara, İstanbul ve Yalova şehirlerinde çeşitli et- Kasım Amanjolov şiirlerine ithaf edilen “Şiirkinlikler düzenlendi. Yazarım Kalbimden” adlı şarkı yarışmaları da ger- çekleştirildi. 10 Eylül 2011 tarihinden itibaren et-Karagandı ve Karkaralı kinlikler şairin memleketi olan Karkaralı şehrinde devam etti.8-11 Eylül 2011 tarihleri arasında Kazak şairKasım Amanjolov’un doğumunun 100. yıldönü- Yalovamüne ithafen Kazakistan’ın Karagandı şehrindeanma etkinliği düzenlendi. Etkinlik 8 Eylül 2011 Kasım Amanjolov'un Anısına II. Türk Lehçeleritarihinde, Kasım Amanjolov hakkında belgesel Arası Çeviri Sempozyumu ve Atölyesi 13-15 Eylülfilm gösterimi ve “Ozanlar Atışması” ile başladı. 2011 tarihleri arasında Yalova’da düzenlendi.9 Eylül 2011’de Kasım Amanjolov’un eserlerinden Sempozyum, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan,oluşan “Kasım” adlı edebi kültür dergisinin sunumu Özbekistan, Türkmenistan, Ukrayna, Gagavuz Yeri

P:44

(Moldova), Saha Yakut (RF), Başkurdistan (RF),TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Tataristan (RF), ve Türkiye’den, lehçeler arası uzman çevirmen, akademisyen ve kültür adamla-44 rının katılımı ile Yalova Belediyesi Raif Dinçkök Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Resmi açılış törenine TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kasei- nov, Yalova Vali Yardımcısı Saim Eskioğlu, Yalova Belediye Başkanı Yakup Bilgin Koçal, Karkaralı (Kazakistan) Belediye Temsilcisi Rauşan Jıltıbayeva, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Deliömeroğlu ve Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr M. Niyazi Eruslu katıldı. TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, ko- nuşmasında Kazak şiirinde Kasım Amanjolov’un rolünün büyüklüğünü vurguladı. Konuşmasının sonunda, katkıda bulunan ve emeği geçen katı- lımcılara hatıra olarak “Kasım Amanjolov’un Do- ğumunun 100. Yılı”  madalyasını sundu. Açılış konuşmalarının ardından, farklı ülkelerden İstanbul-Ankara gelen sempozyum katılımcıları, Kasım Amanjolov’un şiirlerinden bölümleri kendi ana dillerinde okudu. Kasım Amanjolov’u Anma Toplantısı, 25 Kasım Sempozyum oturumlarında Kasım Amanjolov’un 2011 tarihinde İstanbul’da, 26 Kasım 2011 tarihinde edebi kişiliği hakkında ve Türk Lehçeleri Arası ise başkent Ankara’da gerçekleştirildi. Çeviri Sorunları ve Çözüm Yolları hakkında raporlar sunuldu. Ayrıca, Kazakistan’dan gelen ünlü sanatçı Ankara’daki anma toplantının açılış konuşmasını Meyirhan Adambekov’un Kasım Amanjolov şiir- yapan TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, lerinden bestelenmiş olan şarkıları ve “Türk Dünyası Kasım Amanjolov’un tüm Türk dünyası için yeri Müzik Topluluğu”nun performansları da sempoz- doldurulamayacak bir edebiyatçı olduğunu belirt- yumda yer aldı. ti. Etkinlik kapsamında, Kasım Amanjolov’un hayatını anlatan bir film gösterimi, Esat Kabaklı’nın konseri ve Bursa gezisi de gerçekleştirildi.

P:45

Toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gü- Jaylıbay, Kazakistan edebiyatının Kasım’dan önce TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARnay’ı temsilen katılan Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kasım’dan sonra olarak ikiye ayrılabileceğiniAraştırma Eğitim Genel Müdürü Ahmet Arı bakanlık belirtti. Jaylıbay, eserlerinde milli duyguları dileolarak TÜRKSOY’un çalışmalarını takdirle izle- getiren Amanjolov’un yaşadığı döneme damgasınıdiklerini ve desteklerinin süreceğini belirtti, Aman- vurduğunu kaydetti.jolov gibi şahsiyetlerin daha geniş kitlelerce ta-nınmasının önemini vurguladı. Konuşmalardan sonra Kasım Amanjolov’un hayatını anlatan bir kısa film gösterimi yapıldı. Film göste-Kazakistan’dan katılan Kazakistan Yazarlar Birliği riminden sonra ise, onun eserlerini ve edebiBaşkanı Galym Jaylıbay ise 44 yaşında hayatını kişiliğini geniş kitlelere tanıtmak için çaba gösterenkaybeden Amanjolov’un eserlerinde, yaşadığı yüz- isimlere madalya ve plaket takdim töreni gerçek-yılın sosyal sorunlarına yer verdiğini hatırlattı. leştirildi. Programın Türk dünyasının değerli sanatçılarının konseriyle son buldu. Anma etkinlikleri kapsamında, Kasım Amanjolov hakkında 3 ciltlik kitap yayınlandı ve 2 belgesel film çekildi. Ayrıca, 2010 yılında TÜRKSOY’un ve Avrasya Yazarlar Birliği’nin destekleriyle Kasım Amanjolov’un anısına “Kardeş Kalemler” dergisinde özel bir sayı yayınlandı. 45Kardeş KalemlerGenel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü : Ali AkbaşKasım Amancolov’un Doğumunun 100. Yılı Anısına

P:47

KIRGIZİSTAN TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 47¥ Yusuf Has Hacib Büyük Düşünür, Şair ve “Kutadgu Bilig” Eserinin Yazarı¥ Alıkul Osmonov Kırgız Edebiyatının Klasik Şairi¥ Cengiz Aytmatov İsmi Daha Hayattayken Efsaneye Dönüşmüş Dünyaca Ünlü Büyük Yazar¥ Bolotbek Şamşiyev Ünlü Film Yönetmeni, Oyuncu ve Senarist

P:48

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 48 Yusuf Has Hacib1017-1077

P:49

Özgeçmişi üyük düşünür, şair ve Türk-İslam tarihi ile kültürü açısından son derece önemliB olan “Kutadgu Bilig” eserinin yazarı Yusuf Has Hacib’in kesin olarak doğum tarihi bilinmemektedir. Kaynaklara göre M.S. 1017-1019 yılları arasında Balasagun şehrinde dünyaya geldi. Türk tarihi kaynaklarında Karahanlılar dönemi hakkında yeterli bilgi olmadığı gibi; “Balasagunlu Yusuf” hakkında bilgiler de yok denecek kadar azdır. Adı “Kutadgu Bilig” eserinin son kısmında “Kitap sahibi Yusuf, BüyükHas Hacib, kendi kendine nasihat eder.” şeklinde geçmektedir.“Has Hacib” kelime anlamı olarak halkla ilişkilerden sorumlu kişi demektir. Döneminde “vezir” anlamında TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARda kullanılmıştır.Yusuf Has Hacib, Karahanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü dönemde yaşadı. Eğitimini de Balasagunşehrinde aldı. İleri düzeyde Arapça ve Farsça biliyordu. İyi bir eğitim aldığı “Kutadgu Bilig” eserinin içeriğive dilinin kullanılış biçiminden de anlaşılmaktadır.Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig” (Kutlu Kılan Bilgi), Türk dili ve edebiyatı için temel bir eserdir. 49“Kutadgu Bilig” aynı zamanda ilk siyasetname ve ilk mesnevi örneğidir.Bu eseri Yusuf Has Hacib, Balasagun şehrinde başlayıp 18 aylık bir çalışmanın sonucunda 1070 yılındaKaşkar şehrinde bitirdi. Bitince Karahanlı Devleti hükümdarı Ulu Kara Buğra Han’a sundu. Ulu KaraBuğra Han, eseri okuduktan sonra Yusuf Has Hacib’e “Ulu Has Hacib” unvanını vererek Kaşgar’da veziryardımcılığı görevini görevlendirdi.“Mutluluk Veren Bilgi ya da Devlet Olma Bilgisi” anlamına gelen bu eser 6645 beyitten oluşmaktadır.Allah’a hamd, peygambere ve dört halifeye şükürle başlayan eserde Husuf has Hacib, bilimin değerini detartışır. Ona göre, âlimlerin ilmi, halkın yolunu aydınlatır, “ilim, bir meşale gibidir; geceleri yanar veinsanlığa doğru yolu gösterir. Bu nedenle âlimlere hürmet göstermek ve ilimlerinden yararlanmayaçalışmak gerekir. Eğer dikkat edilirse, bir âlimin ilminin diğerinin ilminden farklı olduğu görülür. Meselahekimler hastaları tedavi ederler, astronomlar ise yılların, ayların ve günlerin hesabını tutarlar. Builimlerin hepsi de halk için faydalıdır. Âlimler, koyun sürüsünün önündeki koç gibidirler, başa geçipsürüyü doğru yola sürerler.”Bir siyasetname veya bir nasihatname olarak nitelendirilebilecek “Kutadgu Bilig”, Yusuf Has Hâcib veiçinde yetiştiği çevrenin ilmî ve felsefî birikimi hakkında çok önemli bilgiler vermektedir. Platon'un devletve toplum anlayışı çok iyi bilinmekte ve uygulanmaya çalışılmaktadır. Bilimin ve bilginlerin değerianlatılmıştır. Bilim, güvenilir bir rehber olarak görülmektedir.Büyük düşünür, şair Yusuf Has Hacib 1077 yılında Kaşgar şehrinde vefat etti ve türbesi de bu kenttebulunmaktadır.

P:50

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAREserleri: Yazıldıktan bir müddet sonra unutulmuş iki kere ortaya çıkarılmış olan Kutadgu Bilig'in bugün elimizde üç nüshası bulunmaktadır: 1. Herat Nüshası: Kutadgu Bilig'in bilinen ilk nüshasıdır. Arap harfleriyle yazılmış bir nüshadan Uygur harflerine çevrilmiştir. Herat Nüshası, Fatih Sultan Mehmed Han devrinde Tokat'tan İstanbul'a getirtilmiştir.  1910'da Radloff, transkripsiyonunu ve Alman dilindeki tercümesini neşretmiştir. Türkiye'de ilk defa 1942'de basılmıştır. Nüsha günümüzde Avusturya’nın Viyana şehrinde muhafaza edilmektedir. 2. Fergana Nüshası: Kutadgu Bilig'in ele geçen en önemli nüshasıdır. Zeki Velidi Togan, eser hakkında genel bilgi vermiştir. İstinsahı meçhul kalmıştır. Baş ve son kısmı eksik olan bir nüshadır. Nüsha günümüzde Özbekistan İlim Akademisi Doğu Bilimler Enstitüsü’nün Elyazma Eserleri Vakfı’nda muhafaza edilmektedir. 3. Mısır Nüshası: Bu nüsha Kahire'de, Hidiv kütüphanesinin o zamanki müdürü Alman bilgin Moritz tarafından 1896'da bulunmuştur.  1943'te bu nüshanın da tıpkıbasımı Türk Dil Kurumunca yayınlanmıştır. Nüsha günümüzde Mısır’ın başkenti Kahire’de muhafaza edilmektedir. Kutadgu Bilig’den: Sözüm söyledim men bitidim bitig50 Sunup iki ajunnı tudgu elig Kitap atı urdum Kutadgu Bilig Kutadsu olıglıka tutsu elig Kişi iki ajunnı tutsa kutun Kutadmış bolur bu sözüm çın bütün Bu Kün-Togdı ilig tidim söz başı Yörügin, ay ayın ay edgü kişi! Günümüz Türkçesiyle: Sözümü söyledim ben kitabı yazdım Uzanıp iki dünyayı tutan bir eldir Kitabın adını koydum Kutadgu Bilig Kutlu olsun okuyana, elini tutsun Kişi iki dünyayı kutla tutarsa, Kutlanmış olur, bu sözüm doğru, bütündür Önce Kün-Togdı beyden söze başladım. Yorarak açıklayım, ey iyi kişi!

P:51

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 512016 ÜNLÜ MÜTEFFEKİR VEŞAİR YUSUF HAS HACİB YILIY usuf Has Hacib’in doğumunun 1000. yıldönümüne ithafen TÜRKSOY tarafından 2016 yılı“Türk Dünyasında Yusuf Has HacibYılı” olarak ilan edildi. Karar Türk DiliKonuşan Ülkeler Kültür Bakanları DaimiKonseyi 33. Toplantısı’nda oy birliğiylealındı.Daimi Konseyde alınan karar, Mayıs2015’te Kırgızistan Cumhurbaşkanı Al-mazbek Atambayev’in “Yusuf Has HacibAnma Etkinlikleri” kararı ile de örtüş-mektedir. Kararda; “Kırgızistan UNESCOMillî Komisyonu, Uluslararası Türk Kül-türüTeşkilatı TÜRKSOY, Türk Akademisive başka uluslararası kuruluşlarla or-taklaşa Yusuf Has Hacib’in doğumunun1000. yılına ithafen çeşitli faaliyetlerindüzenlenme konusu ele alındı.

P:52

YUSUF HAS HACİB YILITÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR AÇILIŞ TÖRENİ Halk Sanatçısı Kırgızbay Osmanov’un Yusuf Has52 Hacip ile ilgili tiyatro gösterisi, “Ordo-Sahna” Müzik Etnografik Topluluğu, Kırgız Halk Sanatçısı Gülnur Satılganova, Bakıt Şatenov, Ömürzak Ka- yıpov’un besteleri ve “Ak-Maral” Devlet Dans Top- luluğunun dansları seyirciler tarafından büyük ilgiyle karşılandı. “Yusuf Has Hacib Yılı\"nın açılış töreni 19 Şubat “Yusuf Has Hacib’in Türk Dünyası 2016 tarihinde İstanbul şehrinde gerçekleştirildi. Kültürüne Katkıları” Uluslararası Kırgızistan’dan törene Kırgızistan Kültür Enfor- Bilimsel Konferansı masyon ve Turizm Bakanı Altınbek Maksudov öncülüğünde 35 kişiden oluşan resmî heyet iştirak 12-13 Nisan 2016 tarihlerinde Kazakistan'ın Almatı etti. şehrinde El-Farabi Üniversitesi tarafından “Yusuf Has Hacib’in Türk Dünyası Kültürüne Katkıları” Açılışa, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, konulu uluslararası bilimsel konferans gerçekleş- Kırgızistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi İbragim tirildi. Cunusov, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Eskişehir Valisi Konferansta TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Güngör Azim Tuna, Türk Dünyası Belediyeler Kaseinov ve Abdıldacan Ahmataliyev’in öncülü- Birliği Başkanı ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, İstanbul Zey- tinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın katıldı.Ay- rıca Üniversite Rektörleri, Türk-Kırgız Derneği ve Türk dili konuşan ülkelerintemsilcilerinin de katıldığı törende, Yusuf Has Hacib’in Türk Dün- yası'na ve insanlığa kattığı manevi mirasları ko- nuşuldu. Etkinliğin sanatsal bölümünde, Kırgız

P:53

ğünde Kırgızistanlı akademisyenlerden oluşan 5 işbirliği sözleşmesinin esasında bu konferansın TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 53kişi konuşma yaptı. yapıldığını belirtti.“Kırgız ve Karahanlılar Konferansın panel bölümünde, Türkiye’de eğitimKağanlıkları: Kutlu Bilim ve Devlet” görmekte olan Kırgızistanlı Doktora ÖğrencisiUluslararası Konferansı Saıda Burhanidinova’nın sunumu büyük ilgi uyan- dırdı.Bişkek şehrinde Yusuf Balasagun Kırgız Millî Üni-versitesi’nde “Kırgız ve Karahanlılar Kağanlıkları: ‘‘Yusuf Has Hacib’in TürkKutlu Bilim ve Devlet” konulu uluslararası konferans Dünyası'na Katkıları’’ II.düzenlendi. Uluslararası Bilimsel KonferansıKırgızistan Cumhurbaşkanlığı himayelerindeki ‘‘Yusuf Has Hacib’in Türk Dünyası'na Etkileri’’Tarih Bilimini Geliştirme Komisyonu iç planına adlı ikinci uluslararası bilimsel konferans, 18 Mayısuygun “Miras” Vakfı tarafından organize edilen 2016 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetikonferansa, Kırgızistanlı bilim adamlarının yanı Girne Amerikan Üniversitesi Milenyum Kongresıra yurt dışından çok sayıda Türkolog, arkeolog, Salonu’nda düzenlendi.etnolog katıldı. Konferansta Girne Amerikan Üniversitesi RektörüKonferansta Kırgızistan Cumhurbaşkanının tebrik Prof. Dr. Kutsal Öztürk ve TÜRKSOY Genelmektubu da okundu. Cumhurbaşkanı, büyük Kırgız Sekreteri Düsen Kaseinov açılış konuşmasını yaptı.Kağanlığı (9.-10.yy) ile Karahanlılar Kağanlığı dö- Düsen Kaseinov konuşmasında, Yusuf Has Hacib’innemi Kırgız tarihinin en parlak dönemi olduğunu; bilim dili olarak kullandığı Türk Dili’nin uluslararasışair, yazar ve düşünür olan Yusuf HasHacip'in de konferansta kullanılmasından dolayı gurur duy-aynı zamanda bu dönemin en bilinen devlet adamı duğunu dile getirdi.olduğunu mektubunda ifade etti. KKTC başta olmak üzere Azerbaycan, Kazakistan,‘‘Yusuf Has Hacib’in Türk Özbekistan ve Türkiyeli bilim adamlarının su-Dünyasındaki Yeri’’ Uluslararası numlarıyla gerçekleşen konferansın sonunda “TürkBilimsel Konferansı Dünyası” konseri verildi. Bilim adamlarının kon- ferans sırasında sunmuş olduğu sunumları daha25 Nisan 2016 tarihinde TÜRKSOY ve Vizyon sonra kitap haline getirildi.Uluslararası Üniversitesi işbirliğiyle Makedonya’nınGostivar şehrindeki ‘‘Yusuf Has Hacib’in Türk “Gençlerin Gelecek ile İletişimi”Dünyasındaki Yeri’’ konulu uluslararası bilimsel Uluslararası Göçmen Seminerikonferans düzenledi. 20-22 Mayıs 2016 tarihlerinde TÜRKSOY, TİKAKonferansın açılış konuşmalarını Makedonya Türkiye Cumhuriyeti Radyo Televizyon Üst KuruluDevlet Bakanı Hadi Nezir, Türkiye Cumhuriyeti’nin RTÜK İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire BaşkanlığıMakedonya’daki Büyükelçiliğinin İkinci Katibi işbirliğiyle “Gençlerin Gelecek ile İletişimi” Ulus-Yusuf Ziya Kenar, TÜRKSOY Genel Sekreter Yar- lararası Göçmen Semineri, “Yusuf Has Hacib Yılı”dımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş, Vizyon Uluslararası kapsamında Kırgızistan’da düzenlendi. Türk Dün-Üniversitesi Rektörü Fadıl Koca, Üsküp şehrindeki yası'ndan 84 kişi Kırgızistan’da buluştu.Yunus Emre Kültür Merkezi'nin Müdürü MehmetSamsakçi yaptı. Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ev sahip- liğinde gerçekleşen açılış töreninde Kırgız Cum-Vizyon Uluslararası Üniversitesi’nin Rektörü Fadıl huriyeti Başbakanı Sooranbay Ceenbekov’in kutlamaKoca, TÜRKSOY ile bu yılınŞubat ayında yaptığı mesajını, Kırgızistan Cumhuriyeti Kültür Enfar-

P:54

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR masyon ve Turizm Bakan Yardımcısı Aynura Te- Atalılar konser ve “Ağaç Dikme” etkinliği düzenledi. mirbayeva okudu. Açılış konuşmalarını, Manas “Ağaç Dikme” etkinliği “Gençlerin Gelecek ile İle- Üniversitesi Rektörü Asılbel Kulmurzayev, Türkiye tişimi” Uluslararası Göçmen Semineri geleneksel Cumhuriyeti Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanı etkinliklerinden biridir. İlhan Yerlikaya, TÜRKSOY Kırgızistan Temsilcisi Aynı gün akşamında düzenlen oturumda gençler, Kojogeldi Kuluyev yaptı. gezi hakkındaki düşüncelerinin birbirleriyle paylaştı. Etkinlik çerçevesinde, Bişkek’teki Yusuf Has Hacip, Gençlerin bu görüşleri daha sonra ülkelerindeki54 Cengiz Aytmatov ve Manas Anıtına ziyaret, Ata- gazete ve dergilerde yayındı. Beyit Müze-Kompleksine, Yusuf Has Hacib’in do- ğum yeri olan eski Balasagun, şimdiki Tokmok Yusuf Has Hacib'in Mirası Gelecek şehrine, “Burana” minaresinin bulunduğu bölgeye Nesillere Aktarılıyor gezi düzenlendi. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Gezi daha sonra Çolpon-Ata şehrindeki Cengiz Kırıkkale Üniversitesi ve Çin Şincan Ekonomi ve Aytmatov “Ruh-Orda” Kompleksi'nde devam etti. Finans Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilen Türk Dünyası'ndan gelen misafirler için Çolpon – Kutadgu Bilig Araştırmalar Tarihi projesinin tanıtım

P:55

ve değerlendirme toplantısı için Ankara’da bulunan Yusuf Has Hacib Yılı Kapanışı TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 55Türkologlar, TÜRKSOY’a bir ziyaret gerçekleştir- Törenidi. 2016 Yusuf Has Hacib Yılı kapanış etkinliği 14Prof. Dr. Suzuki Tadashi, Prof. Dr. Peter Zieme, Ekim 2016 tarihinde Kırgızistan’ın Tokmok şehrindeProf. Dr. Hu Fanzhu ve Prof. Dr. Kamil Veli Neri- gerçekleştirildi.manoğlu gibi değerli Türkologlardan oluşan grubuTÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov kabul Törene Kırgız Cumhuriyeti Başbakanı Sooronbayetti. Ceenbekov, Cumhurbaşkanlığı Genelsekreteri Farid Niyazov, milletvekili Sadık Şer Niyaz, Kırgı-Buluşmada konuşan TÜRKSOY Genel Sekreteri zistan Kültür, Enformasyon ve Turizm Bakanı Tü-Düsen Kaseinov, 2016 yılının TÜRKSOY tarafından gölbay Kazakov ve TÜRKSOY Genel Sekreter Yar-tüm Türk dünyasında Yusuf Has Hacib Yılı olarak dımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş katıldı.ilan edildiğini, bu kapsamda çeşitli etkinlikleringerçekleştirilmeye devam ettiğini belirterek TÜRK- Törende konuşan Kırgız Cumhuriyeti BaşbakanıSOY’un önümüzdeki günlerde Yusuf Has Hacib’in Sooronbay Ceenbekov: Yusuf Has Hacib'in sadecebaşyapıtı Kutadgu Bilig’den seçilmiş beyitlerin yer Kırgız halkı için değil tüm dünya için önemli oldu-aldığı, farklı Türk dil ve lehçelerinde yayınlanacak ğunun altını çizdi. ''Bu şehri Yusuf Has Hacibyeni bir çalışmanın da müjdesini verdi. keşfetti'' diyerek konuşmasına devam eden Soo- ronbay Ceenbekov: ''Karahanlılar döneminde buKutadgu Bilig Araştırmaları Tarihi projesi kapsa- şehir Karahanlılar Devletinin başkentiydi. Bumında Türk edebiyatında siyasetname türündeki mirasa sahip çıkmak bizim görevimizdir. Bu kap-ilk eser olan Kutadgu Bilig üzerine yapılan araştır- samda Karahanlılar Devletine ait eserler, tarihimalar ele alındı. Türkiye’den Kırıkkale Üniversitesi kalıntılar ve Yusuf Has Hacib’in eserlerinin yerve Çin’den Şincan Ekonomi ve Finans Üniversite- aldığı ''Yusuf Has Hacib ve Karahanlılar İmpara-si’nin işbirliği ile gerçekleştirilen proje kapsamında torluğu Müzesi''ni açarak, sahip olduğumuz mirasıdünyanın çeşitli ülkelerinde Kutadgu Bilig ile ilgili gelecek nesillere aktarmaktan dolayı büyük mem-yapılan araştırmalar bir kitapta toplandı. Kitap nuniyet duyuyoruz. 2016 Yusuf Has Hacip Yılı'nıTürkçe, İngilizce ve Çince olarak okuyucularla bu- ilan eden ve gerçekleştirdiği etkinliklerle Yusufluşturuldu. Has Hacib'in anılmasına vesile olan TÜRKSOY'a teşekkürlerimi sunarım'' dedi.

P:56

edebiyatının bilinen ilk büyük eseri olan KutadguTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Bilig’i kaleme alan Yusuf Has Hacib, sadece Türk dünyası için değil tüm dünya için önemli bir dü- şünürdür. 2016 yılını Türk dünyasında Yusuf Has Hacib Yılı olarak ilan ederek, yüzyıllarca bizlere yol göstermiş, bizleri bir araya getirmiş olan bu56 yüce şahsiyeti anmak ve onun bizlere bıraktığı kültürel mirası yeni nesillere ulaştırmak istedik. Bundan 1000 yıl önce yaşamış olan Yusuf Has Hacib sayesinde, bugün sizlerle bir arada bulun- maktan dolayı kıvanç duymaktayım. İlk Türk İslam devleti olan Karahanlıların bizlere bırakmış olduğu mirasa sahip çıkan Kırgız halkına ve yöneticilerine de ayrıca teşekkür etmek isterim ” dedi. Etkinlikte konuşan TÜRKSOY Genel Sekreter Yar- Gerçekleştirilen konuşmaların ardından kapanış dımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş ise; Yusuf Has Hacib'in etkinlikleri kültürel program ile devam etti. Yöresel birleştirici gücünün altını çizerek: “ İslami Türk sanatçıların sahne aldığı kapanış gösterisinde Yusuf Has Hacip'in hayatı teatral bir şekilde izleyicilere aktarıldı.

P:57

Doğumunun 1000. Yıldönümü Münasebetiyle TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 57Yusuf Has Hacib TÜRKSOY’un 2016 Takviminde AnıldıTÜRKSOY Dergisi 48. Sayısı Yusuf Has Hacib Kutadgu Biligİmtiyaz Sahibi : Prof. Dr. Fırat Purtaş Hazırlayan : Emek Üşenmez Erdem UçarYayına Hazırlayan : Salim Ezer İstanbul - 2014 Ankara-2016

P:58

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 58 Alıkul Osmonov1915-1950

P:59

Özgeçmişi ırgız edebiyatının klasik şairi Alıkul Osmonov, 21 Mart 1915 tarihinde Çüy iliK Panfilov ilçesine bağlı Kaptal-Arık köyünde çiftçi bir ailede dünyaya geldi. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Babasının adı Osmon, annesinin adı Altınay. Annesini henüz bebekken, babasını ise 3 yaşındayken kaybetti. Çok küçük yaşında yetim kalan Alıkul, çocukluğunu açlık ve kıtlıkta geçirdi. 1920 yılında henüz beş yaşındayken akrabaları tarafından Bişkek’teki yetimhaneye yerleştirildi. 1925 yılında Tokmok’taki yatılı okulakaydedildi. Maddi ve manevi açıdan yatılı okul hayatı onun için daha iyiydi. Burada okumayı, yazmayıöğrendi. İlk defe edebiyatla burada tanıştı, ilk şiirlerini burada yazdı. Çocuk yurdundaki öğretmenlerdenbiri olan Grunya Savelevna Alıkul’u öz çocuğu gibi yetiştirdi. Alıkul, yıllar sonra Grunya Savalevna’yaithafen çok güzel şiirler kaleme aldı. 59Alıkul Osmonov, 1929-1932 yılları arasında Bişkek Eğitim Yüksek Okulu’nda öğrenim gördü. 1929’daAleksandr Puşkin’in “Kış Akşamı” şiirini Kırgız Türkçesine çevirdi. 1930’da “Sabattuu Bol” gazetesindeşairin “Kızıl Cük” (Kırmızı Yük) adlı ilk şiiri yayınlandı. Öğrencilik yıllarından sonra 1932’de “Çabuul”dergisi, 1933’te Leninçil Caş” gazetesinin yazı kurulunda çalıştı. 1934-1936 yılları arasında“Kırgızmambas” yayın evinin editörlüğünü yaptı. Bu arada ilk “Tandagı Irlar” (Şafak Şiirleri) şiir kitabınınardından, “Cıldızduu Caştık” (Yıldızlı Gençlik), “Çolponistan” isimli şiir kitapları yayınlandı. 1937 – 1940yılları arasında Kırgızistan Yazarlar Birliği’nde görev aldı. 31 Ocak 1939 tarihinde SSCB Yüksek SovyetPrezidyumu Başkanı Mihail Kalinin’in onayıyla “Onur Madalyası”na layık görüldü. 9 Nisan’da 1939tarihinde SSCB Yazar Birliğinin üyesi oldu. Aynı yıl Nisan ayının sonunda Şota Rustaveli’nin “KaplanDerisini Giyen Bahadır” eserini çevirdi. 1941 yılının ağustos ayında çocukluk aşkı Zeynep Sooronbayevaile evlendi. 1942 yılında çiftin Cıpar isimli bir kızları oldu. Fakat Cıpar 15 gün sonra hayatını kaybetti.Bu üzücü olay 1943 yılında iki gencin evliliğini sona ermesine neden oldu. 1945 yılında yayınlanan“Mahabat” (Aşk) şiir kitabı şaire Kırgız edebiyatında büyük bir ün kazandırdı. 1947’de “Canı Irlar” (YeniŞiirler), “Menin Cerim – Irdın Ceri” (Benim Vatanım, Şiirler) şiir kitapları yayınlandı. 1948’de Puşkin'in“Evgeniy Onegin”, 1949’da Shakespeare’in “Othello” eserinin Kırgızca yayınlandı. 1950’de Moskova’da“Menini Üyüm” (Benim Evim) şiir kitabı yayınlandı.Alıkul Osmonov, 12 Aralık 1950 tarihinde henüz 35 yaşındayken Bişkek’te hayatını kaybetti.

P:60

Eserleri: Şİirleri: “Akın’’ (Şair),TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR “Bükön”, “Süyünün Türlörü’’ (Aşkın Türleri), “Otuz Caş’’ (Otuz Yaş), “Komuz’’ (Kopuz), “Böbökkö” (Bebek Taziyenamesi), “Kırgız Tooloru’’ (Kırgız Dağları), “Men Emneden Uyalam” (Ben Neden Utanırım), “Ömürgö’’ (Ömür), “Süyü cana Men” (Aşk Ve Ben), “Ata Curtum’’ (Ata Yurdum), “Maga Külbö’’ (Bana Gülme), “Ak Kayın”, (Huş Ağacı) “Adamzat’ (İnsanlık), “Köldün Keçki Körünüşü’’ (Gölün Akşam “Katına Coop’’ (Mektubuna Cevap), Manzarası), “Kayındı”, “Koştoşu’’ (Veda), “Oorulu Akın’’ (Hasta Şair), “Grunya Savelevna’ga”, (Grunya Savelevna’ya İthaf)60 “Suluuga’’ (Güzele), “Men Kölüme Kelgende’’ (Ben Gölüme Gelince), “Kelsem Coksun’’ (Geldim Yoksun), “Sagınu’’ (Özlem), “Ceneme’’ (Yengeme), “Menin Künüm’’ (Benim Günüm), “Kırgız Kölü’’ (Kırgız Gölü), “Bul Kandayça?’’ (Bu Nice?), “Akkan Su’’ (Akan Su), “Közüm Ötkür’’ (Gözüm Keskin), ”Tirülük’’ (Hayat), “Men Kırgızdın Akını” (Ben, Şairi Kırgız’ın), “Saançı Cene “(Sağıcı Yenge), “Ata - Curt” (Vatanım), “Eskerme” (Anıt), “Menin Üyüm’’ (Benim Evim), \"Cibek Kiygen Erke Kız’’ (İpek Giyen Şımarık “Issık – Köl” (Isık Göl), Kız), “Özümdü- Özüm’’ (Ben Kendimi), “Birge Cürdük’’ (Birlikte Dolaştık), “Muzika’’ (Yarım Kaşık Mûsikî), “Uyan Kelin’’ (Utangaç Gelin), “Bilbeym Kanday…’’ (Bilmem Nasıl…), ‘Düynö’’ (Dünya), “Küngö’’ (Gün’e), “Kolhoz Bakçası’ (Köyün Bahçesi), “Fzodogu İnime’’ (İşçi Kardeşime), “Tolkun Emes, Al Akku’’ (Dalga Değil, Kuğudur), “Malyar’’ (Boyacı), “Ayalga’’ (Kadına), “Sagınuu’’ (Özlemek) v.s.

P:61

Мен кыргыздын акыны Ben, Şairi Kırgız’ın TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 61Ким берсе да жакшы берген бактымды, Kim vermişse güzel vermiş bahtımı,Ким койсо да жаман койгон атымды. Kim koymuşsa güzel koymuş adımı.Ушакчыдан: не кылам деп сурасам, Açgözlüye ne yapsam diye sorunca,–Беш тыйынга мага сат дейт даңкыңды! “Beş tıyına* bana sat.’’ der, namımı!Сатам! Satayım!Алсын! Alsın!Кайдан билсин баркымы? Nerden bilsin farkımı?Чайга салып жутар кезде- Çaya katıp içecekkenЗаар тилин куйкалачу Yakacağım dilini;Мен кыргыздын акыны! Ben, şairi Kırgız’ın!Карлуу күнү берсе керек бактымды, Karlı günde vermişlerdir bahtımı,Аяз күнү койсо керек атымды. Ayaz varken koymuşlardır adımı.Ичи арамдан не кылам деп сурасам, Kötü kalpli birine ben sorunca,-Бир тыйынга мага сат дейт даңкыңды! “Bir tıyına bana sat.’’ der, namımı!Сатам! Satayım!Алсын! Alsın!Кайдан билсин баркымы? Nerden bilsin farkımı?Кантка салып жутар кезде- Ekmek gibi yiyecekken:Кара көңүлүн куйкалачу, Yakacağım kalbini;Мен кыргыздын акыны! Ben, şairi Kırgız’ın!Таш идишке куйса керек бактымды, Taş kazana koymuşlardır bahtımı,Татты идишке куйса керек атымды. Tatlı yiyerek koymuşlardır adımı.Кароолчудан не кылам деп сурасам, Bir bekçiye, netsem diye sorunca,- Балам алсын бекер бер дейт даңкыңды. “Oğlum alsın beleş ver.’’ der, namımı.Берем! Vereyim!Алсын! Alsın!Сатпайм кадыр-баркымды, Satmam asla hayalimi,Уйчу, койчу, кетменчинин Çoban, çiftçi, fakirlerinМенмин кымбат акыны! Benim bir tek şairi!Баалай келсе тең келе албайт, Ölçmek için yetmez bana,Бул ааламдын алтыны! Dünyanın tüm cevheri!15.10.1948. Чолпон-Ата 15.10.1948 Çolpon Ata*Tıyın:Kırgız para biriminde kuruş.

P:62

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Ата-Журт VATANIM Жылуу кийин, жолуң кыйын, үшүүрсүң, Kalın giyin, yolun zorlu, üşürsün, Кыш да катуу... бороон улуп, кар уруп... Kış çok soğuk…fırtına var, boran var… Суугуңду өз мойнума алайын, Soğuğunu ben boynuma alayım, Жол карайын, токтой турчу, Ата-Журт! Yol açayım, biraz bekle, Vatanım! Түндөр жаман... кырсык салып кетпесин, Gece kötü…bir felaket olmasın, Наалат келип, ат тизгинин шарт буруп... Lanet gelir, atlar ürker de kaçar… Азабыңды өз мойнума алайын, Çileleri ben boynuma alayım, Из карайын, токтой турчу, Ата Журт! İz açayım, biraz bekle, Vatanım! Жаз да башка... Жел тийбесин абайла, Bahar deme… yel çarpmasın, dikkat et, Көпкө турбас мобул турган сур булут. Elbet gider, gökten kara bulutlar… Бүт дартыңды өз мойнума алайын, Her derdini ben boynuma alayım, Сен ооруба, мен ооруюн, Ата-Журт! Hasta olma, ben olayım, Vatanım! 24.10.1948 . Чолпон-Ата 24.10.1948.Çolpon Ata62 BÜYÜK KIRGIZ ŞAİRİ ALIKUL OSMONOV’UN DOĞUMUNUN 100. YILDÖNÜMÜ Alıkul Osmonov’un Seçilmiş Şiir seçilmiş şiir kitabı, TÜRKSOY ve Kırgızistan’ın Kitabı Türkiye Türkçesinde Ankara Büyükelçiliği işbirliğiyle yayınladı. İlk kez Yayınlandı Türkiye Türkçesinde yayınlanan kitabın tanıtımı Türkiye’de düzenlenen anma etkinlikleri kapsamında Doğumunun 100. yılı vesilesi ile Kırgız halkının yapıldı. ünlü şairi Alıkul Osmonov’un “Ben, Şairi Kırgız’ın”

P:63

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 63Şiirler, Dr. Kalmamat Kulamşaev Karabük Üni- 12 Ekim 2015 tarinde Amasya Üniversitesi'ndeversitesinden Doç. Dr. Cıldız İsmailova, Ankara yapılan törende Kırgızistan Cumhuriyeti KültürÜniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi Nurabübü Enformasyon ve Turizm Bakanı Altınbek Maksutov,Borbukeyeva ve Kırgızistan’daki “Cetigen” dergisinin Kırgızistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi İbragimuzmanı Dinara Asılbekova’nın katkılarıyla Türkiye Cunusov, Amasya Valisi İbrahim Çomaktekin,Türkçesine aktarıldı. Şiirlerin editörlüğünü, şair TÜRKSOY Kırgızistan Ülke Temsilcisi Kojogeldive gazeteci Kenan Çarboğa ve edebiyatçı İbrahim Kuluyev, Amasya Üniversitesi Rektörü MetinTürkhan yaptı. Orbay, Dr. Kalmamat Kulumşayev, Alıkul Evi Mü- zesi'nin Müdürü Pamirbek Kazıbayev ve şair KenanAlıkul Osmonov Anma Etkinlikleri Çarboğa açılış konuşmalarını yaptı.Kırgız şairi Alıkul Osmonov’un doğumunun 100.yı- 13 Ekim 2015 tarihinde Ankara’daki TÜRKSOYlına ithafen anma etkinlikleri, 12 Ekim 2015 tari- Genel Sekreterliği binasında yapılan anma törenindehinde Amasya’da, 13 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da Kırgızistan Cumhuriyeti Kültür Enformasyon veve 21 Kasım 2015 tarihinde ise Bişkek’te düzen- Turizm Bakanı Altınbek Maksutov, Kırgızistanlendi. Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi İbragim Cunusov, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakan Yar- dımcısı Yıldırım Ak, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş, şair İbrahim Türkhan, Karabük Üniversitesi'nden Doç. Dr. Cıldız İsmailova, Kırgızistan Halk Yazarı Melis Abakirov, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülzura Cumakunova ve TÜRKSOY Kazakistan Ülke Tem- silcisi Malik Otorbaev açılış konuşmalarını yaptı. Her iki törende de Kırgızgızistan Halk Sanatçısı Kırgızbay Osmonov, Kırgızistan Kültürüne Emeği

P:64

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Geçen Sanatçı Unvanı Sahibi Cıparisa İsabaeva, Millî Komisyonu oluşturuldu. Millî Komisyon ta- solist Ömürzak Kayıpov, oyuncu Dinara Abdılka- rafından düzenlenen etkinliklerin kapanış töreni dırova’ların yanı sıra Türkiye’de eğitim görmekte 2015 yılının Kasım ayında gerçekleşti. Toktogul olan Kırgızistanlı öğrenciler Alıkul Osmonov’un Satılganov Kırgız Millî Filarmonisinin ev sahipliğinde şiirlerini Kırgız ve Türkiye Türkçesinde gerçekleşen törende, TÜRKSOY Kırgızistan Ülke seslendirdi.Törenlerde, film yönetmeni Tınay İb- Temsilcisi Kojogeldi Kuluyev açılış konuşmasını ragimov’un Alıkul Osmonov’un hayatını konu gerçekleştirdi. alan kısa filim gösterimi seyircilerle buluştu.64 21 Kasım 2015 tarihinde TÜRKSOY ve Manas Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen tören Kırgı- zistan’ın başkenti Bişkek’te yapıldı. Törenin açılış konuşmalarını, Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü Asılbek Kulmurzaev, TÜRKSOY Kırgızistan Temsilcisi Kojogeldi Kuluyev, Prof. Dr. Osmonakun İbragimov, Kırgızistan Kültür Enformasyon ve Turizm Bakanlığı Daire Başkanı Mirlan Samıykojo, Kırgızgızistan Halk Yazarı Melis Abakirov, Kırgızistan Halk Şairleri Mayramkan Abılkasımova ve Ramis Rıskulov yaptı. Konuşma- larda, şairin özelliğine, “Ben, Şairi Kırgız’ın” kitabının başarısına ve “Alıkul Osmonov’un Doğumun 100. Yılı” kapsamında düzenlenen etkinliklerin önemine dikkat çekildi. Akabinde, Kırgızistan Halk Sanatçısı Kanıkey Era- Türk Dünyası’nın Öncüleri liyeva, Kırgızistan Kültürüne Emeği Geçen Sanatçı Konferansı – Alıkul Osmonov Unvanı Sahibi Bakıt Şatenov Alıkul Osmonov’un şiirlerinden bestelenmiş eserlerini icra etti. Kırgı- zistan – Türkiye Manas Üniversitesi öğrencileri de şairin şiirlerini Kırgız ve Türkiye Türkçesinde seslendirdi. Ayrıca, Kardeş Kalemler Dergisi Ekim ayı sayısını 17 Mart 2017 tarihinde Türk Dünyası’nın Öncüleri Alıkul Osmanov’un doğumun 100. yılına ithaf Konferansı’nın 3.sü, TÜRKSOY ve Kırgızistan An- etti. Dergide, Şairin Türkiye Türkçesi’ndeki seçilmiş kara Büyükelçiliği işbirliğiyle TÜRKSOY Genel Se- şiirleri ve eserlerine yer verildi. kreterliği’nde düzenlendi. Bir de, Alıkul Osmonov’un doğumunun 100. yılı Büyük Kırgız şairi Alıkul Osmonov’un hayatını kutlamaları için Kırgızistan Cumhuriyeti tarafından konu alan konferansa, Kırgızistan’ın Ankara’daki

P:65

Büyükelçisi İbragimChunusov, Kırgızistan-Türkiye Konferansta Atatürk Üniversitesi Edebiyat FakültesiFahri Konsolosu Dr. Mustafa Kurt, Kazakistan Öğretim Üyesi, Kırgız Edebiyatçı Yrd. Doç. Dr.Büyükelçiliği Mazlahatgüzarı Alimhan Esengeldiev Mairamgul Diykanbaeva’nın Alıkul Osmanovu’unyanı sıra Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat hayatını ve edebi kişiliğini konu alan sunumu se-Fakültesi Öğretim Üyesi Kırgız Edebiyatçı Yrd. yirciler tarafından yoğun ilgiyle karşılandı.Doç. Dr. Mairamgul Diykanbaeva, şair Kenan Çar-boğa çok sayıda yazar, medya mensupları ve öğ- Konferans Kırgızistan’ın tanınmış sanatçılarındanrenciler katılım sağladı. Dinara Akulova’nın mini konser sunumu, plaket töreni ve fotoğraf çekimi ile son buldu. Alıkul Osmonov Ben, Şairi Kırgız’ın TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Düzenleyen ve : Kojageldi Kuluyev Yayına Hazırlayan : Kalmamat Kulamşayev Gözden Geçiren Türkiye Türkçesi : Kenan Çarboğa Aktaran İbrahim Türkan Ankara-2015 65Doğumunun 100. Yıldönümü MünasebetiyleAlıkul Osmonov TÜRKSOY’un 2015 Takviminde Anıldı

P:66

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 66 Cengiz Aytmatov1928-2008

P:67

Özgeçmişi ünyaca ünlü yazar Cengiz Aytmatov, 12 Aralık 1928 yılında Talas ili Kara – BuuraK ilçesine bağlı Şeker köyünde dünyaya geldi. Babası Törökül Aytmatov Moskova’da devlet memuruydu. 1935’te Aytmatov, annesi Nagima Hanım ve kardeşleriyle birlikte babasının yanına taşındı ve ilk eğitimini Moskova’da aldı. Ancak 1937’de yeni diktatörlük rejim nedeniyle Aytmatov ailesi, ana vatanlarına geri döndü. Törökul ise aynı yıl sürgüne gönderildi ve 1938’de Stalin’in TemizlemeHareketinin kurbanı oldu.Büyük Vatan Harbi (1941-1945) yıllarında annesi Nagima Hanım çeşitli işlerde çalışıp 4 çocuğun geçiminisağladı. Aytmatov’un ilham kaynağı babaannesi Ayıkman Hanım ise torunlarını ninni, masal veefsanelerle büyüttü.14 yaşındaki Cengiz, eğitimini bırakıp annesinin yanında saf tutu. Okuma yazma ve Rusça bildiği içinKöy Meclisinde sekreter olarak çalıştı. Daha sonra maliyeci ve Rusça Öğretmeni olarak görev yaptı.Savaş bittikten sonra Aytmatov eğitimini kaldığı yerden devam etti. 1945-1946’da Petrovka köyünde TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARortaokulu tamamlayınca Cambıl’daki Veterinerlik Teknik okulunu kazandı. Hocaları sayesinde eğitimhayatı içinde farklı yazarların eserlerini okuyarak edebiyat sevdasını besledi. 1948’de Bişkek TarımEnstitüsü’nde okurken yazmaya da başlayan Aytmatov, Edebiyat Külübüne üye olup Rus yazarlarıneserlerini Kırgızca’ya çevirdi. 1952’de “Kırgız Komsomolu” gazetesinde yayınlanan Japon çocuğuhakkındaki “Gezitçi Dzoyo” (Gazeteci Cyudo) kısa öyküsü Aytmatov’un edebiyattaki ilk adımıydı. 1953'teokulunu bitirip yönetici olarak çalışmaya başladığı Kırgız Bilimsel Hayvan Araştırmaları Enstitüsü’nde“Sosyalist İşçi” unvanını almaya hak kazandı. 671956’de “Betme Bet” (Yüz Yüze), 1958’de “Camiyla” (Cemile) adlı eseri yayınlandı. Batı edebiyatınıntemsilcisi Fransız eleştirmen ve büyük yazar Louis Aragon “Cemile”yi Fransızca tercüme etti ve\"Dünyadaki En Güzel Aşk Hikâyesi\" olarak tanımladı. Ardından “Cemile” bütün dünya dillerine çevrilerekmeşhur olmaya başladı.1960’ta Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü’ndeki 2 yıllık eğitimini tamamladıktan sonra Cengiz Aytmatov,“Kırgızistan Edebiyatı”, “Pravda”, “Noviy Mir”, “Literaturnaya Gazaeta” gibi gazete ve dergilerde çalıştı.Sovyet Yazarlar Birliği’nin yayın ve yönetim kurulunda aktif görev aldı ve Kırgızistan SinemacılarBirliği’nin başkanlığını yürüttü. Aynı anda Kırgızları dünyaya tanıtan eserlerini de yazmaya devam etti.1963’te “Toolor jana Talaalar Bayanı” (Dağlar ve Steplerden Masallar) hikâye koleksiyonu için henüz 35yaşında Aytmatov, Sovyetler Birliği’nin en büyük ödülü “Lenin Edebiyat Ödülü ”ne layık görüldü.1964’te “Kızıl Alma” (Kızıl Elma), 1966’da “Koş Bol Gülsarı”yı (Elveda Gülsarı) kaleme alan Aytmatov,1973’te Kazak dramaturg Kaltay Muhammedcanov’la birlikte ilk ve tek tiyatro eseri olan “FudziyamadagıKadır Tün”ü (Fuji-Yama) yazdı. Birçok dile çevrilerek sahnelenen bu eser beyaz perde de yerini aldı.1980’dedünya edebiyatını sarsan, çağdaş romancılığın başyapıtlarından biri olan “Kılım Karıtkan Bir Kün” (GünOlur Asra Bedel) romanını kaleme aldı. 1980li yıllardan sonra siyasete de adım atan Aytmatov, SovetlerBirliği döneminde “Komünist Parti’nin en aktif üyelerinden biri oldu. Glastnost ve Perestroykadöneminde Mihail Gorbaçov’un beş danışmanından biri olarak görev yaptı. Sovyetler Birliği dağılmasıylabir süre Rusya adına çeşitli Avrupa ülkelerinde büyükelçiliğini, son yıllarda Kırgızistan’ın Lüksemburg,Hollanda ve Belçika büyükelçilik görevlerini yürüttü. Ayrıca Avrupa Birliği, NATO, UNESCO ve Benelüksülkelerinin Kırgız delegeliğini üstlendi.1998’de yazdığı “Kıyamat” (Dişi Kurdun Rüyaları) ve 2007 yılında yayınlanan “Toolor Kulaganda / KayıpKoluktu” (Dağlar Devrildiğinde / Edebi Nişanlı) Aytmatov’un son armağanlarıdır.Cengiz Aytmatov, “Gün Olur Asra Bedel” romanının film çekimleri için gittiği Kazan’da 16 Mayıs 2008yılında rahatsızlandı ve 10 Haziran 2008 tarihinde tedavi gördüğü Almanya’nın Nuremberg kentindehayatını kaybetti. Naaşı Bişkek’teki “ Ata Beyi” (Baba Mezarı) mezarlığına defnedildi.

P:68

Eserleri: “Birinçi Mugalim” (İlk Öğretmen), “Samançının Colu” (Samançının Yolu), “Obon” (Ses), “Kızıl Alma” (Kızıl Elma), “Ak Caan” (Beyaz Yağmur ), “Atadan Kalgan Tuyak” (Babadan Kalan Yadigâr), “Asman Köpürö” (Yüksek Köprü), “Ak Keme” (Beyaz Gemi), “Tünkü Sugat” (Gece Sulaması), “Svidaniya” (Buluşma), “Trudnaya Pereprava” (Zorlu Geçit), “Erte Kelgen Turnalar” (İlk Turnalar), “Soperniki” (Rakipler), “Deniz Boyloy Jortkon Ala Döböt” (Deniz “Verblyujnıy Glaz” (Deve Gözü), Kıyısında Koşan Ala Köpek), “Kızıl Colukçan Delbirim” (Selvi Boylum, Al “Kassandra Tamgası” (Kassandra Tamgası), Yazmalım), “Çıngızhandın Ak Bulutu” (Cengiz Han'a Küsen Beyaz Bulut), v.s.TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAREn Güzel Aşk Hikâyesi Cemile Bu hikâye bir Kırgız köyünde, savaş zamanında yaşanan bir aşkı anlatmaktadır. Hikâyeyi olayın başkahramanı Cemile’nin kocası Sadık’ın kardeşi anlatmaktadır. Cemile köyün en güzel kızlarındandır. Güzel vücudu ile bütün gençlerin gözdesidir. Cemile erkek gibi yetiştiğinden, ağzı çok sıkı laf yapan, en68 zor işlerin üstesinden gelebilen, cesur biridir. Cemile bir at bakıcısının kızı olduğu için çok iyi at kullanmaktadır. Bir ilkbahar günü Sadık Cemile’yi geçememiş, bu O’na pek ağır gelmiş ve bu yüzden Cemile’yi kaçırmıştır. Yani sevişerek evlenmemişlerdir. Savaş başlayınca, ancak dört ay beraber yaşayabilmişler ve Sadık askere alınmıştır. Uzun süredir savaşta olan kocasından ayrı kalan Cemile’yi yalnız kaldığı için köyün gençlerinin sarkıntılıklarına maruz kalmıştır. Sadık gönderdiği mektuplarda Cemile’ye çok az yer vermektedir. Cemile de kocasının bu yaptığına az da olsa bozulmaktadır. Cemile her gün kayını ile istasyona tahıl taşımaktadır. Onlara yardım için de Danyar adlı adam da katılır. Danyar, cepheden gelmiş bir savaş gazisidir. Tek ayağı topaldır, Cemile gelişen olaylar doğrultusunda Danyar’a aşık olur ve her şeyi göze alarak beraber kaçarlar. Gün Olur Asra Bedel Yedigey, cân dostu Kazgangap'ın naaşım vefa borcunu ödemek üzere küçük bir cenaze konvoyuyla Ana Beyit'e götürmektedir. Ancak, destan kahramanı Nayman Ana'nın mezarının bulunduğu Ana Beyit'te, Sovyet yönetimince bir uzay üssü kurulmuştur. Nayman Ana, mankurt olan oğlunu kurtarmaya çalışan, umut ve korku arasında yaşayan bir Kırgız anasıdır. Romanda geçmiş ile şu an, gerçekler ile destanlar iç içedir. Juan Juanlar, Sarı Özek bozkırında yaşayan Naymanların topraklarını istilâ eder. Tutsak aldıkları Nayman gençlerinin kafalarına yaş deve derisinden bir başlık geçirirler. Güneş altında kurumaya ve daralmaya başlayan deri, esirlere korkunç acılar verir. Tutsaklar bu işkencenin sonunda ya ölürler ya da mankurtlaşırlar; yani belleklerini ve bilinçlerini yitirirler. Juan Juanlar, tutsakların anılarını belleklerinden silmekte, insanlığın bilincini yok etmekte başarılı bir topluluktur. Mankurtlaşan tutsak artık efendisinden başkasını tanımaz. Ne anasını, ne babasını, ne de bir başka şeyi hatırlar. Ağzı var, dili yoktur artık; itaatsizliği hiç düşünmeyen tek varlıktır yeryüzünde. Yedigey'in Kazgangap'ı gömmek istediği yer, Nayman Ana'nın mezarı artık uzay üssüdür. Romanda yerleşik sistemin değerlerini simgeleyen Kazgangap'ın oğlu Sabitcan ise babasının cenazesine dahi zorla gelmiştir; herhangi bir sorun çıkmadan bir an önce törenin bitmesini ve şehre dönmeyi istemektedir.

P:69

Üsse yaklaşan cenaze konvoyunu durduran nöbetçiler, buranın askerî bölge olduğunu söyleyerek cenazekonvoyunun Ana Beyit'e girmesine izin vermek istemezler. Tartışma sürerken Nöbetçi subay gelir.Nöbetçi subay Kırgız kökenli bir delikanlıdır. Kendi halkından bir muhatapla karşılaşan Yedigey sorunuçözeceği inancıyla konuyu açıklamaya başlar. Nöbetçi subayın cevabı çok kısa ve çarpıcıdır: \"Yoldaş, Rusçakonuş.\" Yedigey afallayarak niçin Kırgızca konuşmadığını sorar. Kırgız subay görevde olduğunu, görevdeiken Kırgızca konuşamayacağı cevabını verir. Konvoy çaresizlik içinde, kutsal topraklardan uzaklaşır.Yedigey cenazeyi başka bir yere gömer; ancak Kırgız geleneklerini, tam olarak bilmeden ve uygulayamadangömmek onu çok rahatsız etmiştir. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 69ULUSLARARASI “CENGİZ AYTMATOV VE GÜNÜMÜZ” FORUMUC engiz Aytmatov ve Günümüz, konulu Forumda söz alan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul uluslararası forum 16-17 Ekim 2008 ta- Günay ”Kardeş Kırgızistan’da Kırgız kardeşlerimle rihlerinde Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te bir arada olmaktan mutluluk duydum” diyerekdüzenlendi. sözlerine başladı. Türk dünyasının dünyaca ünlü yazarı Cengiz Aytmatov’dan övgüyle söz edenKırgızistan Kültür Bakanlığı ile Diyalog Avrasya Bakan Günay, yazarın dünya için büyük kayıp ol-Platformu (DA) tarafından düzenlenen foruma duğunu kaydetti. Türk dünyasının ve Kazakistan’ınKırgızistan Devlet Genel Sekreteri Dosbol Nuruulu, önde gelen yazarlarından Muhtar Şahanov’un Ayt-Kırgızistan Kültür ve Enformasyon Bakanı Sultan matov hakkında yazdıklarından kesitler aktaranRayev, akademisyenler, DA platformu yetkilileri, Günay; “Kazak şair Muhtar Şahanov dünyada ikiyazarlar ve çok sayıda davetli katıldı. Cengiz’in yaşadığını söylüyor. Şahanov, birinci Cengiz’in kılıcıyla dünyayı kana bulayan CengizForumun açılış töreni Bişkek Toktogul Satılganov Han olduğunu söylüyor. İkinci Cengiz’in ise kale-Devlet Filarmonisi’nde gerçekleştirildi. miyle dünyayı doğuya, iyiye ve milli değerlere

P:70

sahip çıkmaya yönlendiren Cengiz Aytmatov ol- Eserleri 150 dile çevrilen Cengiz Aytmatov'un duğunu belirtiyor.” diye konuştu. Cemile adlı romanından bir bölüm de sahnede canlandırıldı. Törende Türkçe Konuşan Ülkeler Kültür Bakanları Daimi Konseyi TÜRKSOY'un Dönem Koordinatörü Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 3. Ulus- lararası Türksoy ödülünü kazanan ancak 10 Hazi- ran'da hayata veda eden Cengiz Aytmatov adına ödülü eşi Maira Aytmatov'a takdim etti. Kırgizistan Kültür Bakanlığı ile Diyalog Avrasya Platformu tarafından doğumunun 80'nci yılı anısına düzenlenen “Cengiz Aytmatov ve Günümüz” konulu uluslararası forum Kırgız sanatçıların konseriyle sona erdi. 2. Cengiz Aytmatov GünleriTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR “2. Cengiz Aytmatov Günleri” 12-14 Ekim 2009 tarihleri arasında TÜRKSOY ile Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Leh- çeleri ve Edebiyatları Bölümü tarafından Ankara’da düzenlendi. ''2. Cengiz Aytmatov Günleri''nin açılış konuşmasını TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sema Barutçu Özönder, Dil ve Tarih-70 Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sekine Karakaş, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ yanında Aytmatov ailesinden Roza Aytmatova, Kırgızistan Büyükelçisi Mambetcunus Abilov ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay yaptı. Ayrıca açılış törenine, Hollywood sinemasının ünlü T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay aksiyon filmi aktörlerinden, Şanghay İşbirliği açılış töreninde yaptığı konuşmada, yazar Aytma- Örgütü ülkelerinin 2. Film Festivali’ne katılmak tov'un, 'Türk soyları ve özellikle de Kırgız haklının üzere Kırgızistan’da bulunan Mark Dacascos da büyük evlatlarından biri' olduğunu söyleyerek, onur konuğu olarak katıldı. Dacascos yaptığı kısa ''Kırgız halkı bu evladıyla çok iftihar edebilir. Kırgız konuşmasında ileride çekilebilecek bir Aytmatov Cengiz, Cengiz Kırgız demektir sözü bir atasözü filminde başrol oynamak istediğini dile getirdi. gibi bu salondan dışarıya taşacak. Biz de hem Docascos ayrıca, Kırgızistan’a ilk kez geldiğini ve Kırgız halkını kendimizin parçası hem de kendimizi Kırgızistan bir doğa harikası ülke olduğunu söyle- Kırgız halkının bir parçası, Aytmatov'u Türkiye'nin di. bir parçası, Türkiye'yi Aytmatov'un bir bütünü olarak ayırmadan kavrıyor ve kucaklıyoruz'' dedi. “Cengiz Aytmatov ve Günümüz” adlı uluslararası forum üç ayrı üniversitede ”Cengiz Aytmatov ve Açılış konuşmalarının ardından ''Eve Dönüş Yolunda Günümüz”, “Cengiz Aytmatov’un 80. Yıldönümü Beyaz Düşler'' adlı Aytmatov'un hayatını anlatan Kutlaması”, “Cengiz Aytmatov ve Türk Dünyası” belgesel film gösterildi. ve “Cengiz Aytmatov ve Sanat” konuları oturumlarla devam etti. Akabinde “Anılarla Cengiz Aytmatov” konulu yu- varlak masa oturumları,'' Beyaz Gemi'' filminin Forumun sonunda Türk dünyasının ünlü yazarı gösterimi gerçekleştirildi. için görkemli bir tören düzenlendi. Sempozyumun sürdüğü üç gün boyunca fotograf Bişkek Devlet Flarmoni Salonu'ndaki tören Türk sanatçıları Hamit Yalçın, Atilla Küntüz ve Memduh Dünyası'nın milli yazarı Cengiz Aytmatov'un eser- Ekici’nin eserlerinden oluşan ''Göktürklerin İzinde lerinin sahnelenmesi ile başladı. Kırgızistan'' konulu fotoğraf sergisi açık sergilen- di.

P:71

Sempozyumun ikinci gününde ise “Cengiz Aytmatov Almazbek Atambayev’in himayesinde 24-25 Mayıs TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 71ve Türk Dünyası Edebiyatı” başlıklı oturumla baş- 2012 tarihinde Kırgızistan’da gerçekleşti.layan toplantı, son günkü “Cengiz Aytmatov MirasıÜzerinden Bir Gelecek Değerlendirmesi” başlıklı Etkinlik Türkiye ve Kırgızistan milli marşlarınınoturumla sona erdi. okunmasıyla başladı. Ardından dünyaca ünlü KırgızEtkinlikte son olarak Eskişehir Şehir Tiyatrosu yazarı merhum Cengiz Aytmatov hakkında belgeseloyuncuları tarafından ''Mankurt'' adlı oyunu sah- gösterildi. Kongreye bir mesaj gönderen Cumhur-nelendi. başkanı Atambayev, Aytmatov’un sadece Kırgızların değil tüm Türk dünyasının gururu olduğunu vur-“Cengiz Aytmatov ve Türk guladı.Uygarlığının Rönesansı”Uluslararası Kongresi Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı İdaresi Başkanı Can- toro Satıbaldiyev’de konuşmasında, Aytmatov’un“Cengiz Aytmatov ve Türk Uygarlığının Rönesansı” miras bıraktığı eserlerin ve fikirlerin bugünkü ne-Uluslararası Kongresi Kırgızistan Cumhurbaşkanı sillere büyük katkısının olacağını söyledi. Aytma- tov’un ana dilinin bilinmesine büyük önem verdiğini belirten Satıbaldiyev, “Aytmatov, Kırgız halkı ve Tanrı Dağları ile bu büyük kongreye katılanlar olduğu sürece asla unutulmayacak” diye konuştu. Kazak Milli Yazarı Muhtar Şahanov, Aytmanov’un yazdığı eserlerin 177 farklı dile çevrildiğine dikkat çekerek, dünyada hiçbir yazarın eserlerinin bu kadar fazla yabancı dilde yayımlanmadığını söyledi. Şahanov, Kırgız dilinin öğrenilmesinin önemini vurgulayarak, “Öğrenilmezse ve öğretilmezse Kırgız halkı yok olur” şeklinde konuştu. TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Fırat Purtaş ise TÜRKSOY’un faaliyetlerinden bahsederek TÜRKSOY tarafından 2009 yılında Ankara’da dü- zenlenen 2.Aytmatov Günleri sırasında yapılan konuşmaya atıfta bulunarak “Cengiz demek Kırgız demek, Kırgız demek Cengiz demektir. Bütün Tür- kiye kendini Kırgızların bir parçası, Kırgızları ve Cengiz’i de Türkiye’nin bir bütünü olarak görmek- tedir”şeklinde konuştu.

P:72

“Cengiz Aytmatov ve Issık Göl” Forumu 14 Kasım 2013 tarihinde Kırgızistan’ın başkenti Bişkek ve Issık Göl şehirlerinde \"Cengiz Aytmatov ve Issık Göl” konulu forumu gerçekleştirildi. Aytmatov'u anma etkinlikleri kapsamında Kırgız yazarın Ata-Beyit Anıt Mezarlığı'ndaki türbesinin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, Kırgızistan'ın Aytmatov'u yitirmesiyle çok şey kaybettiğini söyledi. Adalet ve özgürlük için canlarını veren Kırgız halkının geleceğine inan- dığını ifade eden Atambayev, halkın içinden Ata Manas ve Cengiz Aytmatov gibi büyük isimlerin çıkacağından umutlu olduğunu belirtti. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Forum’un açılışına ise Kırgız bakanlar ve milletve- killerinin yanı sıra, aralarında Türkiye, Rusya, İran ve ABD’nin de bulunduğu 18 değişik ülkenin tem- silcileri katıldı. Forumda konuşan Kırgızistan Meclis Başkanı Asıl- bek Ceenbekov, Aytmatov'un Kırgız halkını ve Kır- gızistan'ı temsil etmesiyle gurur duyduklarını dile getirdi. Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un adı Batıkent’te72 Foruma, Sovyetler Birliği'nin son Devlet Başkanı bulunan 1800. Cadde’ye verildi. Büyükşehir Bele- Mihail Gorbaçov da bir mesaj gönderdi. Gorbaçov diyesi’nce yaptırılan Cengiz Aytmatov büstü de 4 Haziran 2014 tarihinde açıldı. mesajında, 1986'da ilki düzenlenen Issık Göl Fo- rumu'nda ele alınan konuları hala hatırladığını Batıkent 1800. Cadde'nin isminin Cengiz Aytmatov belirterek, Kırgız halkının gururu olarak nitelediği Caddesi olarak değiştirilmesi ve Cengiz Aytmatov Aytmatov'un hatırlanmasından duyduğu mem- büstünün açılışı nedeniyle düzenlenen törene Kır- nuniyeti dile getirdi. gızistan Cumhurbaşkanı Almaz Atambaev, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler ile Ankara Büyükşehir Atatürk, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Belediye Başkanı Melih Gökçek katıldı. Prof. Dr. Derya Örs de forumda, Aymatov'un geride bıraktığı hayat hikâyesi, eserleri ve örnek Törende ayrıca Kırgızistan elçiliği mensupları, An- şahsiyetiyle Kırgız toplumu kadar dünyayı da et- kara’da öğrenim gören Kırgız öğrenciler, bürokratlar kilediğini söyledi. Örs, her zaman barış, kardeşlik ile çok sayıda vatandaş hazır bulundu. ve dostluktan yana olan Aytmatov'un insanlığa Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev bir arada yaşayabilmenin anahtarlarını sunduğunu yaptığı açılış konuşmasında, Aytmatov'un adının belirtti. Ankara'da yaşatılmasından duyduğu mutluluğu Forum çerçevesinde Kırgızistan’da \"Art Orda” isimli dile getirdi. Kırgızistan ve Türkiye'nin iyi ve kötü tiyatro festivali de düzenlendi. Festivalin açılışında günlerde daima birbirine destek olduğunu anım- Saha Cumhuriyeti Oyunsky tiyatrosunun sahne- satan Atambayev, iki ülke arasındaki bu yakınlığın lediği Aytmatov’un eserinden uyarlanan \"Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek” adlı tiyatro oyunu gösterildi. 17 Kasım’a kadar devam edecek olan Forumun ikinci gününde tüm katılımcılar Issık Göl’de çalış- malarını sürdürdüler. Cengiz Aytmatov'un İsmi Ankara'da Yaşatılacaktır Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla ünlü

P:73

gelecekte de devam edeceğini söyledi. Atambayev, arasındaki iyi ilişkilerin daha da geliştirileceğini“Türkiye, bizim için her zaman bir kutup yıldızı, kaydetti.dost bir yıldız gibi. Yıldızlar görünmüyorsa da varolduğunu bilirsiniz. Biz de 5 bin kilometre uzakta, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçekbiliyoruz ki burada anavatanımız var. Siz de biliniz de Aytmatov'un, dünya edebiyatına değerli eserlerki orada anavatanınız var\" diye konuştu. bırakan önemli bir yazar olduğunu vurguladı. İki ülke arasındaki kültürel bağların daha da güçlenmesiBaşbakan Yardımcısı Emrullah İşler ise Cengiz için çaba harcadıklarını kaydeden Gökçek, gelecekteAytmatov'un, eserlerinin tamamının Türkçe ‘ye de Kırgızistan ile her türlü işbirliğine katkı sunmayaçevrildiğine, kitaplarının Türkiye'de en çok okunan devam edeceklerini sözlerine ekledi.eserler arasında yer aldığına işaret etti. Aytmatov'uneserlerini okuyanların kendilerinden bir şeyleri Konuşmaların ardından, Cengiz Aytmatov anıtınınmutlaka bulacağını ifade eden İşler, bunun Kırgız- kurdelesi Atambayev, TÜRKSOY Genel SekreteriTürk kültürünün bir olmasından kaynaklandığını Düsen Kaseinov, Başbakan Yardımcısı Emrullahsöyledi. İşler, Türkiye'nin, Türk cumhuriyetleriyle İşler ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melihyakın işbirliği içinde olduğunu, Türkiye ile Kırgızistan Gökçek tarafından birlikte kesildi. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 73Aytmatov Anlatılarında Ötekileşme Sorunu ve Dönüş İzlekleriProf. Dr. Ramazan KorkmazAnkara-2004

P:74

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 748Bolotbek Şamşiyev1941-

P:75

Özgeçmişi anınmış Kırgız film yönetmeni, oyuncu ve senaryocu Bolotbek Şamşiyev 12 OcakT 1941 tarihinde Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te dünyaya geldi. Babası Tölön Şamşiyev Kırgızların en tanınmış şairlerinden biriydi. Bolotbek Şamşiyev henüz 6 aylık iken Büyük Vatan Harbi başladı ve babası savaşa gitti. Babasını tam 5 sene görmeyen Şamşiyev’i anneannesi yetiştirdi. Şamşiyev, 7 yaşına kadar tek Rusça kelime bilmiyordu. O zamanlarda yüksek öğrenim sadece Rusça olduğundan Rusçaöğrenmek zorundaydı. Bununla beraber çocukluktan sinemacı olmayı düşündüğünden düşünce, fikir veeserlerini iyi anlatabilmesi için Rusçayı ileri ve edebi düzeyde bilmesi şarttı. Bu sebeple Rusça öğrenmekiçin çocukluktan çok çaba harcadı.Şamşiyev, 1959 yılında Moskova’da Film Enstitüsü Yönetmenlik Fakültesi’ni kazandı. Çok başarılı bir TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 75öğrenciydi. Henüz ikinci sınıftayken Cengiz Aytmatov’un eseri üzerine çekilecek olan “Aptap” (Sıcak)filminin baş röl oyunculuğuna davet edildi. İlk başta hemen red etti “Ben oyuncu değil yönetmen olmakistiyorum” diye. Daha sonra yönetmen Larisa Şepitko’nun ısrarı üzerine filmin baş röl oyunculuğunukabul etti. Filmin kameranmanlığını ünlü yönetmen Tölömüş Okeyev, yönetmen yardımcılığını DinaraAsanova üstlenmişti. Böylece çok yetenekli insanlardan oluşan ekiple çalışma imkanı buldu. Bu projedesayesinde genç Bolotbek, film nasıl çekileceğini, nasıl yapılacağını öğrendi. Filmin bir parça senaryosunuda kendisi yazdı. Yazdığı senaryonu da kendisi çekti ve montajını da kendisi yaptı. Film yayınlandığındabir çok ödüllere layık görüldü. Leningrat'da (şimdiki Sankt-Petersburg) düzenlenen 1.Sovyetler BirliğiSinemacılık Yarışması’nda “En İyi Başlangıç” dalında ödül sahibi oldu. Bu da Bolotbek Şamşiyev’in ilködülüydü.1964 – 1990’lı yıllarda Bolotbek Şamşiyev “Kırgızfilm” stüdyosunun yönetmeni olarak görev yaptı ve bugörev süresince birçok başarılı filmin yapımına imza attı.1965’te “Manasçı”, 1966’da “Çoban” belgesel filmlerini çekti. Bu filimler genç yönetmenin adının dahanet şekilde duyulmasına ve övgüyle zikredilmesine sebep oldu. “Manasçı” filmi 12.Uluslararası KısaMetrajlı Sinema Festivali Büyük Ödülü, Orta Asya ve Kazakistan Sinema Festivali Birincilik Ödülü’ne,“Çoban” ise Orta Asya ve Kazakistan Birincilik Ödülü, 3.Sovyetler Birliği Sinemacılık YarışmasıDiplomasıyla taçlandırıldı.1968’de Kazakların büyük yazarı Muhtar Avezov’un eseri “Karaş Karaş Okuyası” (Karaş Karaş Olayı),1971’de “Issık-Köldün Kızgaldaktarı” (Issık – Gölün Kırmızı Gelincikleri), 1975’te Kırgız halkının ölümsüzyazarı Cengiz Aytmatov’un eseri “Ak Keme” (Beyaz Geme) filmini çekti. “Beyaz Gemi” filmi 9.SovyetlerBirliği Sinemacılık Yarışması Birincilik Ödülü ve Altın Alpler Rododendron (İtalya-Toronto) Ödülünelayık görüldü. “Erte Kelgen Karkıralar” (Erken Gelen Turnalar) (1980) ve “Börü Zından” (GörünmezÇukur) (1984) filmleri o dönemlerde izlenme rekorları kırdı. Başarılı filmlerinin ardından SSCB’nin enbüyük unvanlarından Kırgızistan SSC ve SSCB Halk Sanatçısı unvanlarına layık görüldü.Film sanatının yanısıra toplumsal faaliyetlerde de aktif olan Bolotbek Şamşiyev 990-1994 yılları arasında“Bağımsız Kırgızistan” partisi milletvekili oldu. 1998-1999 yıllarında Devlet Turizm ve Spor AjansınınGenel Müdürlük görevini yürüttü. 1999–2002 yılları arasında ise Kırgızistan’ın Birleşik ArapEmirlikleri’ndeki Baş Konsulu oldu.

P:76

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAREserleri: Diğer Filimleri: “Fudziyamaga Çıguu” (Fuji Dağına Tırmanmak), “Snayperler” (Keskin Nışancılar) , “Süyüü Janırıgı” (Aşk Yanısı), “Adamdar Arasında” (İnsanlar Arasında) v.s.76 \"Manasçı\" Filmi 1965 yılında çekilmiş \"Manasçı\" popüler bilim filmi, Kırgız halk sanatında yaşayan sanatsal bir ansiklopedi olarak kabul edilen manasçı Sayakbay Karalayev'e ithaf edilmiştir. Almanya'da düzenlenmiş ve dünyanın 80'den fazla ülkelerinin katıldığı Belgesel Uluslararası Film Festivali'nde \"Manasçı\" filmi \"Grand-Prix, yani altın madalyayı kazanmıştı. Manasçı hakkında anlatan film eşsiz bir görüntüleri ve ilginç bilgiler içeriyor.

P:77

BOLOTBEK ŞAMSHİEV'İN TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 77 70. YILDÖNÜMÜ23 Şubat 2011 tarihinde Uluslararası Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Kırgız Filmi'nin Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY ile 75. yıldönümüne ithaf edilen gecede TÜRKSOY Kırgızistan Dostluk ve Kültür Derneği Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’un katılımıylatarafından tanınmış Kırgız yönetmen Bolotbek gerçekleştirildi.Şamşiyev'in doğumunun 70.yıldönümüne ithefenanma etkinliği düzenlendi.Etkinliğine; Kırgızistan'dan “Manas-Ata” VakfıBaşkanı ve “Aalam Kırgızları” Dergisinin baş editörüAkilbek Atabaev, TÜRKSOY üye ülkelerinin Kaza-kistan, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetitemsilcileri, TÜRKSOY Daire Başkanı, KırgızistanBüyükelçiliği mensupları ve çok sayıdaöğrencilerkatıldı.Açılış konuşmalarının ardından ünlü yönetmenin“Erken Gelen Turnalar” filmi izleyicilere sunuldu.Bolotbek Şamşiyev'e “TÜRKSOY Altın Madalyası”“TÜRKSOY Altın Madalyası” Bolotbek Şamşiyev’indoğumunun 75. yıldönümünde münasebetiyleTürk dünyası kültürüne yapmış olduğu üstün kat-kılarından dolay takdim edildi.Ödüllendirme töreni, 17 Kasım 2016 tarihinde

P:79

ÖZBEKİSTAN TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 79¥ Ali Şîr Nevai Çağatay Edebiyatının Kurucularından ve Büyük Özbek Şairi

P:80

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 80 Ali Şîr Nevai1441-1501

P:81

Özgeçmişi üyük Özbek şairi Ali Şîr Nevai 9 Şubat1441 yılında Herat’da dünyaya geldi. AliB Şir Nevai'nin yaşadığı dönemde Herat, Timurlu Devleti’nin en önemli kültürel ve entelektüel merkezinden biriydi. Ailesi Çağatay Sülalesinden olan Ali Şir Nevai'nin babası, Siyabettin \"Küçina” (Küçük)\" ismiyle biliniyordu. Hem anne hem babası tarafından dedeleri de Timurîlerin saraylarında üst düzey görevlerde çalıştı. Ali Şir Nevai daha küçük yaşta iken babasını kaybetti. Babasının vefatından sonra,Timurlu sülalesinin bir üyesi \"Ebül-Kasım Babür Mirza bin Baysungur Beg\" onu vesayetine aldı. Meşhurşair, devlet adamı Hüseyin Baykara onun yakın dostuydu ve ikisi aynı okulda okudu.1447'de Şahruh'un ölümünden hemen sonra siyesi sebeplerden dolayı Ali Şir Nevai ile birlikte eğitim TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARarkadaşı olan Hüseyin Baykara, vasileri olan \"Ebül-Kasım Babür Mirza bin Baysungur Beg\" Meşhed'ekaçmak zorunda kaldı. Ali Şir Nevai Herat'ta sonra Semerkand'da Nızamiye mederesesine eğitim gördü,daha sonra Semerkant medresesinde müdderislik yaptı. Bu dönemlerde Ali Şir bütün şark klasikleriniokudu. Şiir, felsefe, din ilmi, sanat ve kültür tarihini iyi öğrendi.Ali Şir'in şiirdeki üstadı Lutfî'ydi. Lutfî, Ali Şir daha on iki yaşındayken onu keşfetti, yüreklendirdi ve yenişiirler yazması için teşvik etti. On dokuz yaşında meşhur mutasavvıf Abdurrahmân Câmî ile tanıştı.Onun öğrencisi (şakirdi) oldu. Câmî, onun hem şair, hem devlet adamı olarak yetişmesinde mühim roloynadı.Huseyin Baykara 1469’da Herat’ı alarak Timur Devleti’nin tahtına oturdu. Bunun üzerine Ali Şir Nevai, 81Semerkant’taki medrese görevini bırakıp Herat'a döndü. Sultan Huzeyin Baykara’nın yanında hayatınınson dönemlerinde vezir, yüksek devlet idarecisi ve hükümdar danışmanı olarak görev yaptı.Şair ve devlet adamı Nevâî, memleketin kültürel, ekonomik ve adlî bakımından gelişmesi için istikrarıiçin dinlenmeden çalıştı. Hüseyin Baykara ve Alişir Nevâî devrinde Herat, büyük bir kültür merkezi halinegeldi. Nevâî'nin teşebbüsü ve yardımıyla çok sayıda bina, su yolu, köprü, medrese, kütüphane, hastane,kervansaray, hairsever vakıf ve cami gibi imaretler yapıldı.Bu imar eserleri arasında en önemlileri 13.yüzyılda ünlü tasavvuf şairi olan Ferîduddin Attâr için kuzey-doğu İran’ın Nışabur şehrinde inşa edilen türbe ve Herat'ta bulunan “Halasiya Mederesi” binasıdır.Nevâî, kendi kurdurduğu medreselerde okuyan talebe ve hocalara kendi parasından maaş bağladı veşifahanelerde tedaviyi ücretsiz hizmet vermesini sağladı.Ali Şir Nevai'nin Çağatayca edebiyatının oluşmasında büyük bir rolü vardır. Çeşitli konularda yazılan 30'ayakın eseri bulunmaktadır. Eserlerinden bazıları şunlardır: Çağatayca Divan (5 tane), Farsça Divan (5tane), Çihil Hadis (Kırk Hadis) ve Muhakemet'ül Lugateyn'dır (İki dilin karşılaştırılması).Nevâî'nin dünya edebiyatının büyük eserleri seviyesinde beş mesneviden meydana gelen “Hamse”si devar. Türkçe'de ilk Hamse yazarı Nevâî'dir. Bu, Nevâî'nin Türkçe'ye ve Türk milletine yaptığı büyükhizmettir. Şiirleri yaşamının değişik dönemlerine göre sınıflandırıp kronolojik olarak divanında topladı.Farsça'nın resmi dil olduğu, Türk aydınlarının bu dille eser vermeyi hüner kabul ettiği bir zamanda Nevai,Çağatayca'nın Farsçadan üstün bir dil olduğunu savundu. Bunu da eserleri ile kanıtladı ve kendindensonrakileri bu yolda eserler vermeye teşvik etti.Nevai ayrıca Farsça, Arapça ve Hintçe az sayıda eser yazdı. Ali Şir Nevai hiç evlilik yapmadı ve dolayısıylahiç çocuğu olmadı. 3 Ocak 1501'de 60 yaşında hayata veda etti.

P:82

Eserleri:TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Ali Şir Nevainin “Bedâiü'l-Bidâye” (1470) ”Münşeat” (1498), “Nevâdirü'n-Nihâye” (1476 – 1483yy.) “Sirâcü'l-Müslimin” (1488), “Ghara’ib al-Sighar” (Garâîbü's-Sığar), “Tarih-i En-biya ve Hükema”, “Navadir al-Shabab” (Nevâdirü'ş-Şebâb), “Mahbub-ül-Kulub fil-Ahlak” (1500), “Bedâîü'l-Vasat” (Orta yaş harikaları), “Seyf-ül-Hadi”, “Rekabet-ül-Münadi”, “Fawa'id al-Kibar” (Fevâyidü'l-Kibar), “Mekârimü'l-Ahlâk”, “Mizan-ül-Evzan” (Vezinlerin Terazisi), “Vaq-fiye” (1482), “Hamset-ül-Mütehayyirin”, “Risâle-yi Tir Endâhten” , “Târîh-i Mülûk-i ‘Acem” (1488) “Mecalis-ün- “Seb'at Abhur” (Yedi Deniz) “Lisan-üt-Tayr” Nefais”, (1499), “Divān-e Fānī”, “Nesâimü'l-Muhabbet” v.s. “Nazm-ül-Cevahir” (1485), Muhakemet-ül-Lügateyn “Tuhfet-ül-Müluk”, (‫ﻣﺤﺎﻛﻤةاﻟﻠﻐﺘﻴﻦ‬,Muhākimāt al-lugatīn);82 1499 yılında yazılan bu eser, o dönemde olduğu gibi bugün de Türk dünyası için çok önemli bir yapıttır. Bu eşsiz yapıtta, Türk dilinin gücünü ve yerini anlatmaktadır. Muhakemetü’l-Lügateynden Alıntı \"...Türkün Fars'tan daha üstün, daha kabiliyetli, daha açık ve parlak olduğunun şundan kuvvetli delili olur mu: Bu iki milletin gençleri, ihtiyarları, büyükleri, küçükleri arasında kaynaşma aynı derecededir. Alış-verişleri, işleri, güçleri, düşüp kalkmaları, oturup durmaları, birbirinden hiç farklı değildir. Aynı hayat şartları içinde yaşarlar... Böyle olduğu halde Türklerin hepsi Farsçayı kolayca öğrenir ve konuşur. Oysa Farsların hiç biri Türkçe konuşamaz. Yüzde, belki binde biri Türkçe öğrenir ve konuşursa da, onun Türk olmadığı daha ilk sözünden belli olur... Türkün Fars'tan kabiliyetli olduğuna bundan daha kuvvetli tanık olamaz ve hiçbir Fars bunun aksini iddia edemez...\" G'azallar Ul parivash hajridinkim yig'ladim devonavor, Kimsa bormukim anga ko'rganda kulgu kelmadi. Kecha kelgumdir debon ul sarvi gulro' kelmadi, Ko'zlarindin necha suv kelgay deb o'lturmang meni, Ko'zlarimga kecha tong otquncha uyqu kelmadi. Kim bori qon erdi kelgan bu kecha suv kelmadi. Lahza-lahza chiqtimu chektim yo'lida intizor, Tolibi sodiq topilmas, yo'qsakim qo'ydi qadam, Keldi jon og'zimg'avu ul sho'xi badxo' kelmadi. Yo'lg'akim avval qadam ma'shuqa o'tro' kelmadi. Orazidek oydin erkanda gar etti ehtiyot, Ey Navoiy, boda birla xurram et ko'nglung uyin, Ro'zgorimdek ham o'lg'onda qorong'u kelmadi. Ne uchunkim boda kelgan uyga qayg'u kelmadi.

P:83

GazellerO gül yüzlü servi v 'd ettiği halde meclise gelmedi. Seher vaktine kadar gözlerime uyku gelmedi.Zaman zaman çıkıp yolunu beklediğim halde ve canım ağzıma geldiği halde, o kötü huylu şah (bir türlü)gelmedi.Erken vakitte gelmekten sakındı ve vakit geçip hava karardığı halde gelmedikO peri gibi (yârin) ayrılığından, çılgınca ağladım.. Onu görüp de (sevinçle) gülmeyen bir kimse var mı kilGözlerinden niçin su geldi diye beni öldürmeyin. Bu gece her şey kan oldu, su gelmedi.Sevgilisi önceden geçip giderek geri gelmediği halde yolundan dönmeyen bir sâdık âşık bulunmaz.Ey Nevâyî gönül evini şarapla şenlendir. Çünkü şarabın geldiği eve kaygı gelmedi.Tuyuqlar Tuyuglar TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARYo rab,ul shahdu shakar yo labdurur, Ya Rabbi, o bal mı, şeker mi, yoksa dudak mıdır?Yo magar shahdu shakar yo labdurur.Jonima payvasta novak otqali, Yoksa bal ve şeker mi yalamaktadır?G'amza o'qin qoshiga yolabdurur. Canıma geçen ok ucunu atalı beri, gamze okuNecha dedim ul sanamg'a: Bormog'in! kaşıma değmektedir.Qilmadi ul tark oxir bormog'in;Munchakim xudroyliq ko'rguzdi ul, O (puta, güzel sevgiliye) ne zaman ki \"Gitme\"Aql hayrat qildi tishlab barmog'in. dedim, o gitmekten vazgeçmedi. Kendi fikrinde bu kadar ısrarlı oluşu karşısında insanın aklı şaşıp, herkes parmağını ısırdı. 83Doğumunun 575. Yıldönümü MünasebetiyleAli Şîr Nevai TÜRKSOY’un 2015 Takviminde Anıldı

P:85

TÜRKMENİSTAN TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 85¥ Mahtumkulu Firaki Türkmen Milli Mutasavvıf Şairi ve Düşünürü

P:86

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 86 Mahtumkulu Firaki1724-1807

P:87

Özgeçmişi ürkmen milli mutasavvıf şairi ve düşünür Mahtumkulu Firaki, 1724 yılında İran’ınT Gülistan Eyaleti’nin Günbed-i Kavus şehrinin Hacı Kavuşan köyünde dünyaya geldi. Asıl adı Mahtumkulu olan şair, şiirlerinde kullandığı Firaki mahlası sebebiyle Mahtumku’u Firaki olarak bilinmektedir. Türkmenlerin Göklen boyunun Gerkez aşiretindenden olan Mahtumkulu’nun babası o dönemin tanınmış şairlerinden ve bilim adamlarından biri Dövlet Memmet Azadi’dir. Mahtumkulu'nun Türkmenklâsik edebiyatının oluşturmasında, doğu edebiyatının geliştirmesinde ve Türkmen yazı dilinin temeliniatmasında babasının emeği çok büyüktür.Mahtumkulu, kendisi gibi düşünür olan babası Dövlet Mehmet Azadi’den ilk Arapça ve Farsça derslerini TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARaldı.Başlangıç eğitimini doğduğu köyde alan Mahtumkulu, eğitimine Lebap vilayetinin Halaç ilçesininKızılayak köyünde bulunan İdris Baba Medresesi'nde devam etti. Buhara'daki Göğeltaş Medresesi'ndekieğitiminin ardından, Hive'de yer alan Şirgazi Medresesi'nde eğitimini tamamladı.Medresede Farsça, Arapça, Çağatayca dersler alan Mahtumkulu, Doğu tarihi, edebiyatı ve şiirini 87derinlemesine araştırdı. Dünyaca ünlü yazar, şair ve filozoflarının eserlerini okudu. Doğu ve Batı’nınbeşeri ve dini ilimleri bütün hatlarıyla öğrendi.Bilgisi ve çalışkanlığıyla dikkatleri üzerine çeken Mahtumkulu, daha ilk yıllarda kalfa durumuna geçti.Medresede Türkmenler için ayrı bir bölüm açılmasını sağladı.1760 yılında babasının vefatı üzerine köyüne dönen Mahtumkulu, köy medresesinde ders verdi,kuyumculukla uğraştı ve ardından aile kurdu.Yalnız Mahtumkulu için hayat hiç kolay olmadı. Çok sevdiği iki oğlunu küçük yaşlarda kaybetti. İkiabisinin Ahmet Şah tarafından esir alınarak öldürülmesine şahit oldu.Çok erken yaşlarda şiir yazmaya başlayan Mahtumkulu şiirlerinde; dini motifler, Muhammed ve diğerpeygamberlere duyulan sevgi, evrensel ve millî değerler, sosyal dengesizlik, insanın hayatı ve toplumsalolayları kapsayan konuları, sade ve yaşadığı dönemin halk diliyle anlaşılır bir şekilde dile getirdi. Hemenhemen tüm şiirlerinde Türkmenleri birlik ve beraberliğe, bir devlet ve bir bayrak etrafında toplanmayadavet etti, insanları iyiliğe ve doğruluğa ulaşması gerektiğini savundu. Kendi rüyasında dokuz kere badeiçmesinden dolayı Türkmenler tarafından kendisine \"Haktan içen şair\" de denilmektedir.Hayatı boyunca birçok ülkeye seyahat eden Mahtumkulu, şiirlerinde Ahmet Yesevi'yi ustası olarak kabuletti, kendisinden önceki mutasavvıflardan yararlanarak eserlerini ortaya koydu.Milli şair Mahtumkulu Firaki, 1797 yılında yaşamını yitirdi. Mezarı, İran'ın kuzeybatısındaki Aktokayköyünde bulunmaktadır ve İran hükûmeti tarafından anıt mezara dönüştürülmüştür.Bugün, bilge şairin doğduğu ve yaşadığı ilçe, onun hatırına Mahtumkulu ilçesi olarak adlandırılmaktadır.

P:88

Eserleri: ALDI GİTDI ÇALDI GİTTİ Bu dünyc bazıgârdir, Bu dünyâ bir sahnedir, Bazasm çaldı gitdi. Oyunun çaldı gitti, Gümrah edip niceni, Yolşaşırtıp niceye, Yoldaş diyp aldı gitdi. Yoldaş deyip aldı gitti.TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Akıl, pikr et her haçan, Akıl, fikİr et her zaman, Yüz gonan bar, yüz göçen, Yüz konan var, yüz göçen, Tagtı asmandan uçan, Taht-ı asmandan uçan, Süleyman öldi gitdi. Süleyman öldü gitti. Ya, mürrevvetlişahım, Yâ, mürüvvetlişahım, Umıdım, kıblagâhim, Umudum, kıblegâhım. Munça yığnap ibrahim, Bunca ağla(yı)pİbrahim,88 Nemeni aldı gitdi. Neyini aldı gitti. Ciğerin dağlay-dağlay, Ciğerin dağlaya dağlaya, Zünnarın bağlay-bağlay, Kuşağın bağlaya bağlaya, Niceler ağlay-ağlay, Niceler ağlaya ağlaya, Niceler güldi gitdi. Niceler de güldü gitti. Niceler güle dönmüş, Niceler güle dönmüş, Gül yanıp, küle dönmüş, Gül yanıp küle dönmüş, Niceler gile dönmüş, Niceler kine dönmüş, Niceler soldı gitdi. Niceler soldu gitti. Galar sen görde bağlı, Kalırsın mezarda bağlı, Belli bir yurda bağlı, Belli bir yurda bağlı, Bihuda, adam oğlı, Beyhude, âdem oğlu, Yığnanın galdı gitdi. Yığdığın kaldı gitti. Akmaklık bilen özüm, Ahmaklık ile özüm, Bilmedim sözlen sözüm, Bilmedim söyledik sözün, Magtımgulı diyp, gözüm, Mahtumkulu der, gözüm, Gan yaşa doldı gitdi. Kan yaşa doldu gitti.

P:89

YÂR BİZİM SARI YÂR BİZE DOĞRU TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 89Gulzumı gır sanıp gırk yol geçer men, Kızıldeniz'i kır sanıp kırk kez geçerim,Eğer ki meyi etse yar bizim sarı. Eğer ki meyi etse yâr bize doğru.Gadam yerde ganat bağlap uçar men, Kadem yerine kanat takıp uçarım,Diyse dilber: \"Aşık, yör bizim sarı!\" Dese dilber: \"Aşık, gel bize doğru.\"Kırk yıl gol govşurıp, gullukda dursam, Kırk yıl el bağlayıp, kullukta dursam,Altı günce görmen altmış yıl görsem, Altı gün bile görmem altmış yıl yürüsem,Bir şunçaklı bolsa, görsem, can bersem. Bir o kadar olsa, görsem, can versem,Cemalin görkezse yar bizim sarı. Cemâlin gösterse yâr bize doğru.Ne layıklı yüzüm bardır tutarga, Ne lâyıklı yüzüm vardır tutmağa,Ne ayrı gapım bar andan giterge, Ne ayrı kapım var ordan gitmeğe,Umıdım bar, goymay bela-beterge, Ümidim var, yâr koynunda yatmağa,Dergahından açsa der bizim sarı. Dergâhından açsa der bize doğru.Bir kimse yolukdı desti şeraplı, Bir kimse rast geldi, eli şaraplı,Yelden cay namazh, suvdan mehraplı, Yelden namazgâhh, sudan mihraplı,Eğni ak rcdalı, yaşıl nıkaplı, Uğraşdı bir Eğni ak giyimli, yeşil nikaplı,acap er bizim sarı. Uğradı bir garip er bize doğru.Yoldaş bolup, bile yördüm bir meydan, Yoldaş olup, birlikte gittim bir meydan,Meydan içre dolup oturmış merdan, Meydan içre dolup oturmuş mertler,Bir eyvan üstünde çırlap dört yerden, Bir eyvan üstünde ağlar dört yerden,Diydiler: \"Golunnı ber bizim sarı\". Dediler: \"Elini ver bize doğru.\"\"Pıragı!\" diyp çağırdılar, eltdiler, \"Firâkî!\" deyip çağırdılar, ulaştılar, ya\"Kandadın?\" diyp, gulağımdan tutdular, \"Nerdeydin?\" deyip kulağımdan tuttular,İstihanım altmış para etdiler, Kemiklerim altmış parça ettiler,Diydiler: \"Mert bolsan, dur bizim sarı\". Dediler: \"Mert isen, kalk bize doğru.\"Magtımguh, beş gün aşret sürmeğe, Mahtumkulu, beş gün işret sürmeğe,Cay imesdir eğlenmeğe, durmağa, Yeri değildir, eğlenmeğe, durmağa,Kararım yok oturmağa, turmağa, Karanm yok, oturmağa kalkmağa,Ağzın açıp durmuş yer bizim san. Ağzın açıp durmuş yer bize doğru.

P:90

90TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR MAHTUMKULU FİRAKİ GÜNLERİ 18 -21 Mayıs 2012 tarihleri arasında TÜRKSOY, Türkmenistan Büyükelçiliği ve Ankara Üni- versitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü işbirliğinde Büyük Türkmen Düşünürü Mahtumkulu Firaki Günleri düzenlendi. 18 Mayıs Cuma günü T.C. Kalkınma Bakanı Cevdet Yıl- maz’ın da katılımlarıyla Dikmen Vadisi’nde bulunan Türkmenistan Parkı’ndaki Mahtumkulu Firaki ’nin hey- keline çelenk koyulmasıyla başlayan anma etkinlikleri 21 Mayıs Pazartesi günü Sıhhiye’de DTCF Farabi Salonu’nda düzenlenen açılış töreniyle devam etti. Törenin açılış konuşmalarını; Ankara Ü, DTCF Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Başkanı Prof. Dr. F. Sema Barutçu Özönder, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rahmi Er, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ve Türkmenistan Ankara Büyükelçisi Maksat Dovletsahedov tarafından gerçekleştirildi.

P:91

Açılış konuşmaları sonrasında başlayan “Büyük İlan edilen bu yılın açılışı, Türkmenistan Kültür TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 91Türkmen Düşünürü Mahtumkulu Firaki ve Dev- Bakanı Gunça Mamedova’nın teşrifleriyle, 05letmehmet Azadi” konulu panellere özellikle öğ- Şubat 2017 tarihinde Ankara Devlet Resim verencilerin ilgisi büyüktü. Heykel Müzesi’nin tarihi salonunda gerçekleşti-Ayrıca program kapsamında TÜRKSOY’a bir ziya- rildi.rette de bulunan Türkmenistan Milli KolyazmalarıE.Başkanı Prof. Dr. Annagurban Aşırov ve Türk- Türkmen Halk sanatçılarının sahne alarak ölümsüzmenistan Büyükelçisi Maksat Dovletsahedov, eserleri seslendirdiği, Prof. Dr. Abdurrahman Güzel,TÜRKSOY aracılığı ile Türkmen kültürünü dünyaya Prof. Dr. Annagurban Aşırov ve Prof. Dr. Melektanıtmaktan çok büyük gurur duyduklarını belir- Erdem’in dinleyerek Mahtumkulu Firaki'nin ha-terek TÜRKSOY’a yapmış olduğu çalışmalardan yatından kesitler sunduğu, ünlü düşünür Firaki’nindolayı teşekkürlerini sundular. TÜRKSOY Genel şiirlerinin paylaşıldığı etkinlik izleyenlerin büyükSekreteri Düsen Kaseinov ise Türkmenistan’ın beğenisini kazandı.TÜRKSOY’un kuruluşundan bu yana sağlamış ol-duğu desteklerden dolayı teşekkür etti. Türkmenistan devletinin fikir babası: Mahtumkulu Firaki2014 Mahtumkulu Firaki YılıAçılış Töreni Etkinliğin açılışında konuşan T.C. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Türkmen şairi Mah-Büyük Türkmen şairi Mahtumkulu Firaki’nin do- tumkulu Firaki'nin doğumunun 290. yıl dönümüğumunun 290. yıldönümüne ithafen TÜRKSOY dolayısıyla 2014 yılının Türkçe konuşan ülkelerdetarafından 2014 yılı “Türk Dünyasında Mahtumkulu \"Mahtumkulu Yılı\" olarak kabul edildiğini bildirerekFiraki Yılı” olarak ilan edildi. \"Mahtumkulu'nun bütün bunların ötesinde bir başka tarafı vardır ki bugün Türkmenistan diye bir devlet varsa o devletin oluşumunu bir anlamda fikri planda hazırlayan çok büyük isimlerden bir tanesidir\" ifadesini kullandı. Dostluk ve kardeşliğin sembolü Mahtumkulu Firaki Etkinliğin açılışında ayrıca Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı da konuşma ger- çekleştirdi. Bakan Yardımcısı Arıcı: \"Mahtumkulu ülkelerimiz arasındaki hem siyasi hem de sosyal alandaki dostluk ve kardeşliğin sembolüdür\" diyerek Türkmen şair Mahtumkulu Firaki'nin, şiirleri ve felsefesiyle yalnızca Türkmenistan'da değil tüm Türk dünyasında önemli bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Son olarak konuşmasını gerçekleştiren TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ise iki ülke ara- sındaki bağların kültür ve sanatsal etkinliklerle daha da güçlendirileceğini ifade ederek Mahtum- kulu'nun bıraktığı eserlerin Türkmen halkının ruh dünyasına şekil verdiğini, ilan edilen yıl kapsamında TÜRKSOY’un bu sene pek çok faaliyet gerçekleş- tireceğini dinleyicilerle paylaştı.

P:92

Kayseri’de Mahtumkulu Firaki mimari olan Mahtumkulu’nun dünyaya tanıtılması Anma Etkinliği için yurtdışında önemli etkinliklerin yapıldığınıTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Ankara’da gerçekleştirilen 2014 Mahtumkulu Firaki ifade ederek, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı Yılı açılış tçrenin ardından heyet ertesi gün 6 TÜRKSOY’un 2014 yılını Mahtumkulu yılı ilan Şubat 2014 tarihinde Kayseri İl Kültür ve Turizm ettiğini ve bu özel uygulama vasıtasıyla da birçok Müdürlüğü Konser Salonu’nda Kayseri Valisi etkinliğin düzenlendiğini dinleyicilerle paylaştı. Orhan Düzgün’ün ev sahipliğinde Mahtumkulu Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhamedov, Firaki Anma Etkinliği düzenlendi. gerçekleştirilen açılışın ardından TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, UNESCO Genel Sekreteri92 İrina Bokova ve Rusya Federasyonu Astrahan Bölge Valisi Aleksandr Jilkin’i Mahtumkulu Ma- dalyası ile ödüllendirdi. “Mahtumkulu Firaki Ve Evrensel Ayrıca konferans sırasında, Türkmenistan Devlet Kültürel Değerler” Konferansı Başkanı Yardımcısı Maysa Yazmuhammedova, T.C. T.C. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Uluslararası 15 Mayıs 2014 tarihinde Türkmenistan’ın başkenti Mahtumkulu Ödülü”ne layık görüldüğünü belirterek Aşkabat’ta ‘Mahtumkulu Firaki ve Evrensel Kültürel Devlet Başkanı Berdimuhamedov’un kararnamesini Değerler’ konulu uluslararası bir konferans dü- okudu. zenlendi. Türkmen liderin imzasını taşıyan kararda şu ifadeler TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, UNES- yer aldı. \"Türkmenistan ile Türkiye ilişkileri tarihin CO Genel Sekreteri İrina Bokova, Azerbaycan eski dönemlerine dayanıyor. Türkiye Cumhuriyeti, Kültür ve Turizm Bakanı Ebülfes Garayev, Erme- Türkmenistan’ın kardeş ülkesidir. İki ülke arasındaki nistan Kültür Bakanı Hasmik Poghosyan, Rusya çeşitli alanlardaki münasebetler günümüzde hızla Federasyonu Astrahan Bölge Valisi Aleksandr Jil- gelişiyor. Türkmenistan ile Türkiye arasındaki kin’in yanı sıra dünyanın birçok ülkesinden rek- siyasi, iktisadi, kültürel ve diğer alanlardaki ilişkilerin törlerin, akademisyenlerin ve bilim adamlarının geliştirilmesine sağladığı katkılardan, ayrıca Türkmen katıldığı konferansın açılışı Türkmenistan Devlet medeniyetinin ve Mahtumkulu Firaki’nin tüm Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov teşrifleriyle dünyada anlatılmasına yaptığı desteklerden dolayı gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Uluslararası Mah- tumkulu Ödülü’ne layık görüldü”. Konferansın açılışında konuşan Devlet Başkanı Berdimuhamedov, Türkmen halkının ruhunun Söz konusu ödül, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yanı sıra Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’a verildi. 2014 Mahtumkulu Firaki Yılı Kapanış Töreni 2014 Mahtumkulu Firaki Yılı Türkmenistan'ın

P:93

Aşkabat şehrinde düzenlenen görkemli kapanış TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 93etkinlikleri ile son buldu.\"Mahtumkulu Gönüllerin Arzusu” başlıklı ulus-lararası konferansın açılışında Türkmenistan DevletBaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov’un kararıile Mahtumkulu Firaki Devlet Madalyasına layıkgörülenlere, madalyaların takdimi yapıldı. Konfe-ransın açılışında Devlet Başkanı Gurbanguli Ber-dimuhammedov’un kutlama mesajı, Bakanlar Ku-rulu Başkan Yardımcısı Sapardurdu Toyluyev ta-rafından okundu. Türkmenistan Devlet BaşkanıGurbanguli Berdimuhammedov, büyük Türkmenşairinin TÜRKSOY tarafından ilan edilen AnmaYılı kapsamında yapılan etkinliklerden memnuniyetduyduğunu ifade etti. 2014 Mahtumkulu FirakiAnma Yılı kapsamında, şairin eserleri İngilizcedenJaponcaya, Hintçeden Farsçaya pek çok dile çevrildi.TÜRKSOY’un katkıları ile Mahtumkulu şiirleriTürkçe, Azerbaycan Türkçesi, Kazakça ve Tatarcayayınlandı.Dünya’nın dört bir yanından akademisyenlerinve entelektüellerin katıldığı 2014 MahtumkuluFiraki Yılı kapanış etkinliklerinde TÜRKSOY’uGenel Sekreter Yardımcısı Fırat Purtaş temsil etti.Purtaş, konferansın açılışında yaptığı konuşmada,TÜRKSOY’un kurucusu olan Türkmenistan’ınözellikle son yıllarda teşkilatın çalışmalarına aktifbir şekilde katıldığı, bu iradenin arkasında Türk-menistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimu-hammedov’un olduğunu belirterek, minnettarlık-larını sundu..2014 Mahtumkulu Firaki Yılı’nın kapanışı, Türkiyeve Azerbaycan’dan gelen sanatçıların da yer aldığı,Türkmenistan’ın sahne sanatları alanındaki zen-ginliklerini yansıtan muhteşem bir konser ile ta-mamlandı.

P:94

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARBütün Eserleri - I Bütün Eserleri - II 2013 Eskişehir-Türk Dünyası Kültür BaşkentiYayına Hazırlayan : Prof. Dr. Annagurban AşirovYayına Hazırlayan : Prof. Dr. Annagurban Aşirov Projesi Kapsamında Yayımlanan Yayınlar94 Türkiye Türkçesine Türkiye TürkçesineAktaranlar : Prof.Dr. Abdurrahman Güzel Aktaranlar : Prof. Dr. Abdurrahman Güzel Prof.Dr. Ali Duymaz Prof.Dr. Ali Duymaz Doç.Dr. Berdi Sarıyev, Doç.Dr. Berdi Sarıyev, Doç.Dr. Nergis Biray, Doç.Dr. Nergis Biray, Şadurdy Mederov, Şadurdy Mederov, Halil İlteriş Kutlu, Halil İlteriş Kutlu, Emrah Yılmaz Emrah Yılmaz Ankara - 2014 Ankara - 2014Seçilmiş Eserleri Mahtumkulu DivaniYayını Hazırlayan ve Yayın Yönetmeni : Emek ÜşenmezAzerbaycan Türkçesine Aktaran : Ramiz Asker Editör : Prof. Dr. Abdurahman GüzelEditör : Ali Şamil Bakü - 2010 İstanbul – 2014

P:95

95TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARDoğumunun 290. Yıldönümü MünasebetiyleMahtumkulu Firaki TÜRKSOY’un 2014 Takviminde Anıldı

P:97

TÜRKİYE TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 97¥ Yunus Emre Anadolu’nun Yetiştirdiği Büyük Mutasavvıf ve Şair¥ Osman Hamdi Bey Osmanlı Arkeolog, Müzeci ve Ressam¥ Haldun Taner Tiyatro, Öykü ve Kabare Yazarı, Öğretim Üyesi ve Gazeteci

P:98

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 98 Yunus Emre1241- 1321

P:99

ÖzgeçmişiA nadolu Türklüğünün yetiştirdiği en büyük mutasavvıf ve şairlerinden olan Yunus Emre’nin doğumu, hayatı ve ölümü hakkında kesin bir bilgi mevcut değildir. Yaşam süresi hususunda elimizde bulunan en temel bilgi 13.yy ikinci yarısı ile 14.yy başları arasında yaşadığıdır. Tüm bunlardan hareketle 1241- 1321 yıllar arasında yaşadığı kabul edilmektedir.Yunus’un yaşadığı yıllar, Anadolu Türklüğü’nün Moğol akın ve yağmalarıyla, iç kavga ve çekişmelerle,siyasî otorite zayıflığıyla, dahası kıtlık ve kuraklıklarla perişan olduğu yıllardır. 13. Yüzyıl’ın ikinciyarısı, sadece siyasi çekişmelerin değil, çeşitli mezhep ve inançların, batınî ve mutezilî görüşlerin deyoğun bir şekilde yayılmaya başladığı bir zamandır.Aşığın nerede doğduğu ve faaliyet gösterdiğine dair çeşitli rivayetler mevcuttur. Kimi rivayetler TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARBolu ve Sakarya nehrini işaret ederken ağırlıklı olarak Sivrihisar gösterilmektedir.Yunus Emre’nin Hacı Bektaş-i Veli ile tanışmasına bir kuraklık ve kıtlık dönemi vesile olmuş. Yiyecekhiçbir şeyi kalmayan ailesi için, yörenin eli açık insanlarından bir tanesi olan Hacı Bektaş-i Veli’ninyanına giden Yunus Emre, kendisinden buğday ister. Hacı Bektaş-i ise; Yunus Emre’nin efendi vesaygılı halinden oldukça etkilenerek kendisini Taptuk Emre’ye yönlendirir ve tanışmalarını sağlar.Toptuk Emre, bir derviştir ve dergâhında pek çok kişiyi zaman zaman misafir etmiş. Yunus Emre 99ise bu dergâhta odun taşıma ile görevlendirilmiş. Yunus, Taptuk Emre’nin dergâhında geçirdiği uzunzaman içerisinde kendini sevdirmiş ve dürüstlüğü ile Taptuk Emre’nin de takdirini kazanmıştır.Taptuk Emre, Yunus Emre’nin kızı ile evlenmesini ister ve dergâhta yer almaya devam etmesini söy-ler. Ancak, ne kadar zaman geçerse geçsin Yunus Emre, bir türlü dervişlik sıfatına ulaşamaz. Bununüzerine, dergâhtan ayrılır ve kendi yolunda ilerler. Bu dönemde, pek çok insan ile tanışır ve aslındadergâhta ne kadar çok şey öğrendiğini anlar. Büyük ozanın şiirlerinin çoğunluğu da bu dönemde ya-zılmıştır. Bir bakıma Yunus Emre’nin olgunlaşma dönemi olan bu sürecin ardından, tekrar dergâhadönen Yunus Emre, ustasından özür diler ve hayatının sonuna kadar Taptuk Emre’nin yanında der-gâhta yaşar.Onun şiirlerinde kafiye zoruyla giren Farsça ve Arapça kelimelere, tasavvufi kelimelere ve bilginingetirdiği söz ve terkiblere pek sık rastlanır. Mevlana’nın tesiriyle Divan-ı Kebir’den ve İran’ın enbüyük şairi Sadi’den tercüme yapacak kadar Farsça bilmekteydi. Yunus, Kur’an’ı anlayacak kadarArapçaya da vakıftı. Kur’an ve hadis kültürünü iyi bildiği anlaşılan Yunus, peygamberler tarihini deçok iyi bilmektedir. Yunus, Hind-İran, Yunan-Roma mitolojisinden Kuran-ı Kerim’deki peygamber-lerin kıssalarından, hususiyetlerinden, Leyla ile Mecnun, Ferhad ile Şirin gibi klasik edebiyata geçmişaşıklardan bahsetmesi onun tüm bunlara vakıf olduğunu göstermektedir.Aşığı diğer mutasavvıflardan ayırt eden en önemli özelliği en ağır tasavvufi hususları halkın anlaya-bileceği bir dille anlatmasıdır. Bu yönüyle Yunus Anadolu’da Yesevi geleneğini devam ettiren başlıcaşahsiyetlerdendir. Anadolu coğrafyası haricinde Yunus’un Azerbaycan ve İran’a gittiği de bilinmek-tedir. Aşığın 1321 yıllında vefat ettiği tahmin edilmektedir. Mezarının nerede olduğu ise muamma-sını devam ettirmektedir.1991 yılı, UNESCO tarafından Yunus Emre’nin doğumunun 750. Yılı olarak ilan edildi.

P:100

Yunus’a ait bilinen iki eser mevcuttur biri Risaletü’n Nushiye diğeri ise Divanıdır. Risaletü’n Nushiye tasavvufi konuları işleyen, mesnevi türünde nasihat içerikli bir eserdir. 573 beyit olup 1307 sene- sinde yazılmıştır. Prof.Dr. Ahmet Bican Ercilasun’un Makaleler adlı derlemesinde verdiği bilgilere göre Yunus, fâilâtün fâilâtün, fâilün vezniyle 13 beyitlik başlangıç kısmında toprak, su, hava ve ateş- ten bahsedilmiştir. Ardından mefâîlün mefâîlün feûlün vezniyle ele aldığı konuları beş bölümde in- celemiştir. Bu eserler Yunus’un ölümünden sonra yazıya geçirilmiştir. Divanında 400 şiir mevcut olup hem aruz hem de hece ölçüsü kullanılmıştır. Şiirlerin çoğunluğu dörtlük şeklindedir. Divan- daki şiirlerin tamamının Yunus’a ait olma hususu oldukça şüphelidir. Ord .Prof. Dr. Fuat Köprülü “Yunus bir Divân tertibi maksadını gütmeyerek birçok ilahiler söylemiş ve ayrı ayrı mecmualarda az çok bir takım farklarla tespit edilmiş olan o ilahilerden Divân tertip edilmiştir.” Tüm bu yönleriyle Yunus Emre aynı zamanda Batı Türklüğünün tarihi gelişiminde de önemli bir rol oynamıştır. Kullandığı üslûpla Türk Dilinin önüne yeni ufuklar açtı. Ardından gelen hem halk hem de tekke-tasavvuf şairlerinin en önemli referans kaynaklarından biri olmuştur. Eserleri: Seçilmiş Şiirleri TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Ey dost seni severim Gel Dosta Gidelim Gönül Ah N'ideyim Ömrüm Seni Geldi Geçti Ömrüm Benim Allah Diyelim Daim Gerekmez Dünyayı Bize Asını Aşk Vermişler Gönül Düştü Bir Sevdaya Aşk İle Gelen Erenler Gözüm Seni Görmek İçin Elim Sana Ermek İçin Hak Tanrı Yar Olsun Ona100 İlâhi Bir Aşk Ver Bana İşitin Ey Yarenler Aşkın Aldı Benden Beni Kime Gönül Verdim İse Aşkın Oduna Yanayım N'idem Ben Gönül İle Ayırma Beni Senden Piştik Elhamdülillah Baştan Ayağa Yareyim Sana İbret Gerek İse Ben Dost İçin Ağlar İsem Senden Yüzüm Döndürmezem Ben Yürürüm Yane Yane Sensin Benim Canım Canı Benim Gönü Gözüm Severim Ben Seni Candan İçeri Bilenlere Sormak Gerek Şöyle Garip Bencileyin Bir Kez Gönül Yıktın İse Söz Ola Kese Savaşı Bir Söz Diyeyim Sana Taştın Yine Deli Gönül Biz Dünyadan Gider Olduk Yar Yüreğim Yar Biz Sevdik Aşık Olduk Yine Geldi Aşk Elçisi Bu Dünyanın Meselesi Yoldaş Olup Bu Yola Bu Dünyaya Gelen Kişi Bu Ne Derttir Acep Canını Aşk Yoluna Vermeyen Dervişlik Dedikleri Döndüm Yine Sana Çalap

P:101

Canını Aşk Yoluna Vermeyen Canını Işk Yolına VirmeyenCanını aşk yoluna vermeyen aşık mıdır? Cânını ‘ışk yolına virmeyen ‘âşık mıdurCehd eyleyip o dosta ermeyen aşık mıdır? Cehd eyleyüp ol dosta irmeyen ‘âşık mıdurAşık kadehinden içip, nefs dileğinden geçip, ‘Işk kadehinden içüp nefs dileginden geçüpHak yolunda er gibi durmayan aşık mıdır? Hak yolına er gibi turmayan ‘âşık mıdurDost sevgisin gönülde can ile berkitmeyen, Dost sevgüsin gönülde cânıla berkitmeyenTulı emel defterin dürmeyen aşık mıdır? Tûl-ı emel defterin dürmeyen ‘âşık mıdurDaim riyazat çekip, halvetlere diz çöküp, Dâyim riyâzât çeküp halvetlerde diz çöküp TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARHak didarı eserin görmeyen aşık mıdır? Hak dîdârı eserin görmeyen ‘âşık mıdurAşka tanışık sığmaz, değme can göge ağmaz, ‘Işka tanışık sıgmaz degme cân göge agmazPervane gibi oda yanmayan aşık mıdır? Pervâne gibi oda yanmayan ‘âşık mıdurKişi dertli olacak, derman isteyen olur, Kişi dertlü olıcak dermân istegen olur 101Kendi derdin dermanın sormayan aşık mıdır? Kendü derdi dermânın sormayan ‘âşık mıdurEy Yunus, sen dostunun cefasına katlan gel, İy Yûnus sen dostunun cefâsına katlangılYüreğine aşk okun vurmayan aşık mıdır? Yüregine ‘ışk okın urmayan ‘âşık mıdur(Düzenleme ve yorum: Zeki Çalar) (Şiirin aslı)

P:102

Severim Ben Seni Candan İçeri Severem Ben Seni Cândan İçerü Severim ben seni candan içeri, Severem ben seni cândan içerü Yolum ötmez bu erkandan içeri. Yolum ötmez bu erkândan içerü Nere varır isem gönlüm dolusun, Nere varurısam gönlüm tolusın Seni nerde koyam bundan içeri. Seni kanda koyam bundan içerü Beni sorman bana, bende değilim, Beni sorman bana bende degülem Suretim boş gezer dondan içeri. Sûretüm boş gezer tondan içerü Beni benden alana ermez elim, TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Beni benden alana irmez elüm Kadem kim basa sultandan içeri. Kadem kim basa sultândan içerü Tecellîden nasip erdi kimine, Tecellîden nasîb irdi kimine Kiminin maksudu bundan içeri. Kiminün maksûdı bundan içerü Kime dokunduysa o dost nazarı, Onun şulesi var günden içeri. Kime dokundısa ol dost nazarı Anun şu‘lesi var günden içerü Senin aşkın beni benden almışken, Ne şirin dert bu dermandan içeri. Senün ‘ışkun beni bende alupdur Ne şîrîn derd bu dermândan içerü102 Şerî‘at-Tarîkat yoldur varana Şeriat, tarikat yoldur varana Hakîkat-Ma‘rifet andan içerü Hakikat, marifet ondan içeri Süleymân kuş dili bilür didiler Süleyman kuş dilin bilir dediler Süleymân var Süleymân’dan içerü Süleyman var Süleyman’dan içeri Sülûk seyir eden aşkın erine, Sülûk seyir iden ‘ışkun erine Nice mezhep olur dinden içeri. Niçe mezheb olur dînden içerü Dinin terkedenin küfürdür işi Dînin terk idenün küfürdür işi Bu ne küfürdür imandan içeri Bu ne küfürdür îmândan içerü O bir dilberdir ki, yoktur nişani, O bir dilber durur hîç yok nişânı Nişan olur mu nişandan içeri. Nişân olur mı nişândan içerü Meğer Yunus gözü tuş oldu dosta, Meger Yûnus gözi tuş oldı dosta Ki kaldı kapıda ondan içeri. Ki kaldı kapuda andan içerü (Düzenleme ve yorum: Zeki Çalar ) (Şiirin aslı)

P:103

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 103YUNUS EMRE ORATORYOSU ABD KONSERLERİ13 . yüzyılda Anadolu’da yaşamış Türk- New York’un, en prestijli sanat merkezlerinden men Dervişi Yunus Emre’nin çağları Lincoln Center’ın bünyesinde ve New York Filarmoni sınırları aşan hümanizmini ve evrensel Orkestrasının evi olarak bilinen “Lincoln Centerhoşgörü mesajını dünyaya duyurmak isteyen Avery Fischer Hall” sahnesinde gerçekleştirilen ilkTÜRKSOY, Amerika Birleşik Devletleri’nde dev bir konsere 2200’e yakın izleyici katıldı.projeye imza attı. İkinci konser ise ABD’nin başkenti Washington’daAhmet Adnan Saygun’un en görkemli eseri Yunus Baltimore Senfoni Orkestrası ve James LevineEmre Oratoryosu 23 Nisan 2012 tarihinde New Müzik Okuluna ev sahipliği yapan “StrathmoreYork’da, 25 Nisan 2012 tarihinde ise Washington Music Center’da” 1200 dinleyici ile gerçekleşti.DC’de binlerce sanatsever önünde icra edildi. Konseri Amerikalı izleyicilerin yanısıra diplomatik misyonlardan pek çok misafir de izledi. KonserinEskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası sonunda düşüncelerini aktaran Amerikalılar, ilkve TÜRKSOY üyesi 8 farklı ülkeden genç sanatçıların kez bir Türkçe klasik müzik dinlediklerini ve hayranyer aldığı, TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrasının kaldıklarını dile getirdi.bir araya gelerek oluşturduğu TÜRKSOY SenfoniOrkestrası ve “Jonathan Griffith Singers” isimli Ahmet Adnan Saygun’un alanında ilk ve en bilinen100 kişilik bir Amerikalı koro’nun katılımıyla eseri olan Yunus Emre Oratoryosu 1946’da Anka-Türkçe olarak icra edilen eseri, Devlet Opera ve ra’da, bir yıl sonra iki kez Paris’te, 1958 yılında daBalesi Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen yö- Birleşmiş Milletler’in kuruluş yıldönümü müna-netirken, Esin Talınlı, Ferda Yetişer, Şenol Talınlı sebetiyle New York’da ünlü şef Leopold Stokowskive Tuncay Kurtoğlu projede solist olarak yer aldı. yönetiminde seslendirildi. TÜRKSOY’un düzenlediği

P:104

getirilen Amerikalılardan oluşan 80 kişilik JonathanTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Griffith Singers Korosu’nun yanı sıra Cumhur- başkanlığı Senfoni Orkestrası ve Cemal Reşit Rey Orkestrası’nın sahne aldığı konser serisi 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir’de ger-104 çekleştirilen ilk konserin ardından Ankara ve İs- tanbul’da devam etti. Yunus Emre Oratoryosu konserleriyle birlikte 03 Haziran 2013 tarihinde Eskişehir, Anadolu Ahmet Adnun Saygun’un ölümsüz eseri 54 yıl Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü AKM Opera aradan sonra bir kez daha ABD’de yankılandı. ve Bale Salonu’nda gerçekleştirilen ilk konserin ardından sanatçılar 04 Haziran 2013 tarihinde Yunus Emre Oratoryosu Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Türkiye Konserleri Konser Salonunda ve 07 Haziran 2013 tarihinde İstanbul’da, Cemal Reşit Rey Konser Salonunda Türk Müziğinin ilk oratoryosu olan Ahmet Adnan dinleyicilere unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu. Saygun’un bestelediği Yunus Emre Oratoryosu, 2012 yılında gerçekleştirilen New York ve Was- Türkiye konserlerinde, New York ‘da gerçekleştirilen hington DC konserlerinin ardından; Cumhurbaş- konserden ilham alarak, Yunus Emre’nin daha kanlığı Senfoni Orkestrası, Cemal Reşit Rey Or- önce bestelenmemiş olan Haktan Gelen Şerbeti kestrası ve Amerikalı Jonathan Griffith Korosu isimli şiirini besteleyip TÜRKSOY’a hediye eden eşliğinde 3-7 Haziran 2013 tarihleri arasında Grammy Ödüllü sanatçı Christopher Tin’in yeni Türkçe olarak ilk kez Türkiye’de icra edildi. eserinin dünya prömiyeri de yapıldı. Gerçekleştirilen prömiyer sırasında TÜRKSOY Genel Sekreteri Yunus Emre’nin çağları, sınırları aşan hümanizmini Düsen Kaseinov eserin solo keman bölümünü icra ve evrensel hoşgörü mesajını dünyaya duyurmak ederek Ankara ve Eskişehir’de Cumhurbaşkanlığı için 2012 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde Senfoni Orkestrasına, İstanbul’da ise Cemal Reşit Yunus Emre Oratoryosu konserlerini gerçekleştiren Rey Orkestrasına eşlik etti. Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı bu muhteşem oratoryo eserini, kuruluşunun 20. yılında Türki- Eseri Türkçe seslendirmek için haftalarca çalışan ye’deki sanatseverlerle de buluşturdu. Jonathan Griffith Singers Korosu, gerek konser öncesinde gerekse sonrasında Türkçe’ye, Türkiye’ye Amerika Birleşik Devletlerinin farklı eyaletlerinden ve özellik Yunus Emre’ye dair pek çok şey öğrendi. Yunus Emre Oratoryosu konserleri için bir araya Türkiye’de gerçekleştirilen konserler sayesinde koro üyelerinin birçoğu Türkiye’yi ilk kez ziyaret etti.

P:105

SOY, Kazakistan TC Büyükelçiliği, Astana Valiliği TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 105 ve Astana Yunus Emre Türk Kültür Merkezi işbirliği ile düzenlendi. Astana Valiliği Devlet Flarmoni Orkestrası eşliğinde İbrahim Yazıcı’nın şefliğinde solister Ayhan Uştuk, Şebnem Algın, Nurdan Küçükekmekçi ve Tuncay Kurtoğlu tarafından seslendirilen eser, Yunus Emre Oratoryosu’nu ilk kez dinleyen Astanalı sanatse- verlerin büyük beğenisini kazandı. Oratoryo’nun açılış öncesinde söz alan T.C Astana Büyükelçisi Ömer Burhan Tüzel başta TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov olmak üzere et- kinliği düzenleyenlere teşekkür etti. Yunus Emre Oratoryosu’nun daha önce dünyanın önemli şehirleri; İstanbul, NewYork, Paris, Buda- peşte, Viyana, Berlin, Vatikan ve Moskova’da sah- nelendiğini hatırlatan TÜRKSOY Genel Sekreteri Kaseinov, gerçekleştirilen konserle birlikte Asta- nalıların yeni bir tarihe şahit olduklarını dile getirdi.Yunus Emre OratoryosuKazakistan Konseri“Yunus Emre Oratoryosu”, Amerika Birleşik Dev-letleri ve Türkiye’de gerçekleştirilen başarılı kon-serlerin ardından, 25 Ekim 2013 tarihinde Kaza-kistan’ın Astana şehrinde sanatseverlerle buluştu.Türkiye cumhuriyetinin kuruluşunun 90. yılı kut-lamaları çerçevesinde gerçekleştirilen konser TÜRK-

P:106

2013 Eskişehir – Türk Dünyası Kültür Başkenti Projesi Kapsamında Yayımlanan Yayınlar106 TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Yunus Emre Nasihatler Kitabı (Risâletü’n Nushiyye) Hazırlayan : Doç. Dr. Ziya Avşar Eskişehir - 2013 Yunus Emre Divanı Hazırlayan : Selim Yağmur Eskişehir - 2013

P:107

2013 Eskişehir – Türk Dünyası Kültür Başkenti Projesi Kapsamında Yayımlanan Yayınlar TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 107Yûnus’ta Halk ve Halk SevgisiHazırlayan : Prof. Dr. Mehmet Demirci Eskişehir - 2013 Yunus Emre Divanı Eskişehir - 2013

P:108

2013 Eskişehir – Türk Dünyası Kültür Başkenti Projesi Kapsamında Yayımlanan Yayınlar108 TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Yunus Emre Yorumları İşitin Ey Yarenler Hazırlayan : Mustafa Tatcı Eskişehir - 2014 Yunus Emre Nasihatler Kitabı Hazırlayan : Doç. Dr. Ziya Avşar Eskişehir- 2013

P:109

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 109Yunus Emre Sevelim SevilelimYayına Hazırlayan veTürkmen TürkçesineTürkçesine Aktaran : Oraz YagmyrEditör : Ogulnabat Yazmyrat Ankara - 2000 Yunus Emre Aşkın Sesi Filmi Yönetmen : Kürşat Kızbaz Yayın Yılı : 16 Ocak 2014 (Almanya) Yunus Emre’nin Hayatını Konu Alan Türk Yapımı Sinema Filmidir

P:110

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 110 Haldun Taner1915-1986

P:111

Özgeçmişi iyatro, öykü ve kabare yazarı, öğretim üyesi ve gazeteci Haldun Taner, 16 MartT 1915’te İstanbul Çemberlitaş’ta dünyaya geldi. Babası son Osmanlı meclisinde İstanbul milletvekili ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi profesörü Ahmed Selahattin’dir.1920’de henüz beş yaşında babasını kaybetti. Basının vefatından sonra Annesiyle birlikte büyükbasının konağında yaşadı. 1935’te Galatasaray Lisesi’nde orta öğrenimini tamamladı. Mezun olduktan sonra devlet tarafından burslu olarakAlmanya’ya gönderildi ve Heidelberg Üniversitesi Siyasi Bilim Fakültesi’nde eğitimini devam ettirdi. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARGeçirdiği rahatsızlık nedeniyle eğitimini 1938’de yarıda bırakıp ülkesine döndü.1946’da Haldun Taner’in gençlik yıllarında yazdığı skeçlerden “Töhmet” adlı ilk öyküsü “Yedigün”dergisinde yayınlandı.1950’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümü’nde yükseköğreniminitamamladı.1950-1954 yılları arasında Sanat Tarihi Kürsüsü'nde asistanlık yaptı. 1955-1957 yılları arasında ise 111Viyana'daki Max Reinhardt Tiyatro Akademisi'nde tiyatro eğitimi aldı. Haldun Taner, New York HeraldTribune Gazetesi’nin 1953'te İstanbul’da düzenlediği öykü yarışmasında “Şişhaneye Yağmur Yağıyordu”öyküsüyle birinci oldu.Öykülerinde bireyin toplumdaki yaşam biçimleri üzerinde durdu. Bunların aksayan yanlarını mizahunsurları kullanarak anlattı. Eski ve yeni yaşam biçimi arasında kalmış insanların, sonradan görmezenginlerin yaşamlarını ele aldı. Toplumun değişik kesimlerden seçtiği kişilerin tutarsızlıklarını,çelişkilerini ikiyüzlülüklerini sergiledi.“Keşanlı Ali” adlı epik oyunu ile dünya çapında tanındı. 1964’te oyunu, Atıf Yılmaz tarafından sinemayaaktarıldı.Haldun Taner, 1950'den sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi'nde, Gazetecilik Enstitüsü'nde, LCC TiyatroOkulu'nda binlerce öğrenci yetiştirdi.1967’de Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Ahmet Gülhan ile Türkiye’de ilk kabare tiyatrosu olan DevekuşuKabare Tiyatrosu’nu, 1978’de Ahmet Gülhan ile Tef Tiyatrosu’nu kurdu.Haldun Taner’in öyküleri “Varlık”, “Ülkü”, “Yücel”, “Yedigün”, “Küçük Dergi”, “Yeni İnsan” gibi dergilerdeve “Yeni Sabah”, “Milliyet” “Tercüman” gibi gazetelerde yayınlandı.Türkiye’de epik tiyatro ve kabare tiyatro denilince akla gelen ilk isim ve Cumhuriyet dönemi Türkedebiyatının en önemli temsilcilerinden biri olan Haldun Taner, 7 Mayıs 1986’da İstanbul’da hayata vedaetti.

P:112

Eserleri: “Yaz Boz Tahtası” (1982), “Çok Güzelsin Gitme Dur” (1983), Öyküleri: “Berlin Mektupları” (1984), “Koyma Akıl Oyma Akıl” (1985), “Yaşasın Demokrasi” (1949), “Önce İnsan Olmak” (1987). “Tuş” (1951), “Ayışığında Çalışkur” (1954), “On İkiye Bir Var” (1954), “Konçinalar” (1967), “Sancho’nun Sabah Yürüyüşü” (1969), “Kızıl Saçlı Amazon” (1970), “Yalıda Sabah” (1983). Oyunları: “Günün adamı-Dışardakiler” (1957),TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR “Ve Değirmen Dönerdi” (1958), “Fazilet Eczanesi” (1960), “Lütfen Dokunmayın” (1961), “Huzur Çıkmazı” (1962), “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” (1964),112 “Zilli Zarife” (1966), Keşanlı Ali Destanı Özeti “Vatan Kurtaran Şaban” (1967), Ali, Sineklidağ'da oturan bir gençtir. Zilha “Bu Şehr-i Stanbul Ki” (1968), isminde bir kızı çok sever. Bir gün Zilha'nın belalı “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” (1971), amcası öldürülür ve suç Ali'nin üzerine atılır. Ali, “Astronot Niyazi” (1970), bir türlü suçsuzluğunu ispat edemez. Mahallenin “Ha Bu Diyar” (1971), en sevilmeyen adamını öldürdü diye herkes “Dün Bugün” (1971), tarafından sevilir ve mahallede ünlenir. Hapisten “Aşk-u Sevda” (1973), çıkınca muhteşem bir karşılama töreni hazırlanır. “Dev Aynası” (1973), “Yâr Bana Bir Eğlence” (1974), Ali, mahallesine gelir gelmez mahallenin “Ay Işığında Şamata” (1977), muhtarlığına adaylığını koyar ve muhtar olur. “Hayırdır İnşallah” (1980), Mahallede kısa sürede çok şeyi değiştirir. Haraç “Eşeğin Gölgesi”, olayını kaldırır ve mahalleyi bir düzene koyar. “Haldun Taner Kabare”. Zilha, amcasını öldürdü diye Ali'ye yüz vermez. Bu arada, Ali'yi sevmeyen kişiler yavaş yavaş ortaya çıkmakta ve arkasından sessizce kuyusunu kazmaktadırlar. Bir süre sonra Zilha'nın amcasının gerçek katili Cafer ortaya çıkmıştır. Cafer'den Ali'yi öldürmesini isterler. Fıkra-Gezi-Söyleşi: Zilha, Ali'nin yanına döner ve barışırlar. Beraber mutlu bir hayat süreceklerini zannederler; fakat “Devekuşuna Mektuplar” (1960), Cafer, Ali'yi öldürmekte kararlıdır. Cafer, evin önüne gelir; Ali tam evden çıkarken Cafer ateş “Hak dostum Diye başlayalım Söze” (1978), eder ve Ali vurulur. O acıyla Ali, silahı tuttuğu “Düşsem Yollara Yollara” (1979), gibi Cafer'i öldürür. Bu sefer Ali gerçekten katil olur. Böylece Ali, tekrar hapishaneye döner. “Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil” (1979),

P:113

2015 HALDUN TANER YILI TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 113 AÇILIŞ TÖRENİT ataristan’ın başkenti Kazanda gerçekleşti- terimi ve sanatçının eserlerinin yer aldığı bir afiş rilen TÜRKSOY Daimi Konseyi 32. Dönem sergisi de gerçekleştirildi. Toplantısında T.C. Kültür ve Turizm Ba-kanlığının teklifi üzerine 2015 yılını TÜRKSOY Haldun Taner Kazakistan’da Anıldıtarafından “Haldun Taner Yılı” olarak ilan etti. 26 Mayıs 2015 yılında Kazakistan’ın Almatı şehrindeBu anlamlı yılın açılışı, T.C. Kültür ve Turizm Kazakistan Yazarlar Birliği’nin \"Edebiyatçılar Evi”Bakanı Ömer Çelik’in teşrifleriyle, 24 Şubat 2015 Konferans Salonunda Haldun Taner’in doğumununSalı günü, Saat 19.00’da Ankara Opera Sahnesi’nin 100. yıldönümü kutlandı. Ayrıca Haldun Tanertarihi salonunda gerçekleştirildi. Yılı’na ithaf edilerek Türk Dünyası Piyes Yarışması ilan edildi.Açılış töreni sırasında çalışmalarıyla Türk kültür Almatı’da geçen Haldun Taner’i Anma Toplantısındave sanat yaşamına katkıda bulunan değerli basın açılış konuşmasını yapan Kazakistan Yazarlar Bir-mensuplarına, TÜRKSOY Basın Ödülleri takdim liği’nin Başkan Yardımcısı Ğalım Jaylıbay: \"Bu anaedildi. TÜRKSOY Basın Ödülleri Töreni’ne ödüllerinialmak üzere Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan,Türkiye, Türkmenistan, Başkurdistan(RF), KuzeyKıbrıs Türk Cumhuriyeti, Tataristan(RF), Hakas(RF),Dağıstan(RF) ve Makedonya’dan değerli basınmensupları katılım gösterdi.Etkinlikte, Haldun Taner’in eserlerinden seçilmişbölümler Ankara Devlet Tiyatrosu ve SamsunDevlet Opera ve Balesi işbirliğinde sahnelenirken,Haldun Taner’in hayatını konu alan kısa film gös-

P:114

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR kadar Türk yazarlarından Aziz Nesin ile Nazım Kültür üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Bahtiyar Hikmet’in eserleriyle tanışmıştık. Sonraki dönem- Aslan toplantıya katılan Kazak aydınlarına Haldun lerde Haldun Taner’in birçok öykülerinin Rusçaya Taner’in hayatını ve eserlerini anlatarak Türk ede- çevrildiğini gördük. Maalesef bizim coğrafyamızda biyatının zenginliğinden söz etti. Yine son dönemde bu değerli yazarı pek tanımıyorlar. Çünkü dönemin Haldun Taner’in eserlerini okuyan ve inceleyen114 konjonktürüne bağlı olarak pek nasihati yapılma- Prof.Dr. Temirhan Tebegenov ile tiyatro uzmanı mıştır. TÜRKSOY Türk Kültürü Teşkilatı bu eksikliği Dr. Amankeldi Mukan Haldun Taner’in oyun ya- tamamlayarak adeta bir altın köprü vazifesini gör- zarlığıyla ilgili konuşmalar yaptılar. mektedir. Haldun Taner Yılı hepimiz için kutlu ve Daha önce Almatı Akşamı Gazetesinde Kazak bereketli yıl olsun. Zira bu sadece bir kişinin değil, yazarı Nurgali Oraz’ın tercümesiyle Haldun Taner’in edebiyatın, söz denen mukaddes kavramın yılıdır,” bir öyküsü yayınlandı. Yine Nurgali Oraz’ın Taner’le diye konuştu. Tanışma yazısı Kazak Edebiyatı Gazetesinde Kazak Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY okuyuculara sunuldu. Genel Sekreteri Düsen Kaseinov adına konuşma Etkinliğin sonunda Kazak yazarları Gabbas Kabışev yapan TÜRKSOY Kazakistan Temsilcisi Malik ile Orazakın Askar’a Haldun Taner Madalyası Otarbayev: \"TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Ka- takdim edildi. seinov’un adına selamlayarak Haldun Taner Yılı’yla hepinizi kutluyorum. Türk dünyası edebiyat alanında büyük çalışmalarıyla imza atan ve gelecek nesillere iz bırakan mümtaz şahsiyetlerle doludur. Fakat tüm Türk dünyasının onuru ve gururu sayılan bu edebiyat abideleri belli bir dönemde anlatılmamış, dünya çapındaki eserleri tercüme edilmemiş ve layıkınca saygı gösterilmemiştir. TÜRKSOY teşki- latının her bir yılı Türk kültür ve sanat dünyasının gelişmesinde katkıda bulunan şahsiyetleri ilan et- mesi büyük bir çalışma olduğunu söylemek lazım. Haldun Taner Kazak bozkırlarında, Tanrı dağlarının eteklerinde anılıyor. Dilerim bundan sonra Haldun Taner’in eserleri Kazakçaya çevrilecek ve iki kardeş ülke arasındaki ilişkiler daha da çok pekişecektir,” Haldun Taner Bişkek’te Anıldı dedi. “Haldun Taner Yılı” kapsamında 27 Haziran 2015 Avrasya Yazarlar Birliği’nin Başkanı Yakup Ömeroğlu tarihinde Kırgız Millî Yazarlar Birliği tarafından Türk Dünyası Piyes Yarışmasının şartlarını anlatarak Bişkek’te yazarın hayatını ve yaratıcılığını tanıtmaya Kazakistan Yazarlar Birliği’ne teşekkür etti. İstanbul yönelik anma toplantısı düzenlendi.

P:115

Toplantıya TÜRKSOY Genel Sekreteri Duysen Ka- Anma yılı kapsamında, sanatçının eserlerini farklı TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 115seyinov, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup dil ve lehçelerde okuyucularla buluşturmanın yanıÖmeroğlu, edebiyat eleştirmeni Prof. Dr. Bahtiyar sıra üye ülkelerinde pek çok panel, konser, sergiAslan, TÜRKSOY Kırgızistan Ülke Temsilcisi Ko- ve festival gerçekleştirdi.jogeldi Kuluyev, Kırgız Millî Yazarlar Birliği BaşkanıAkbar Rızkılov, Kırgızistan Halk Şairleri Mayramkan TÜRKSOY Genel Sekreterliği’nde gerçekleştirilenAbılkasımova, Tölögöv Mamaeyev, Kırgız Halk 2015 Haldun Taner Yılı kapanış töreni sırasında,Yazarı Melis Abakirov Kırgızistan Kültürüne Emeği Türk Dünyasında yapılan ilk piyes yarışması olmaGeçen Uzman Unvanı Sahibi Tınçtıbek Nurmam- özelliğin taşıyan Haldun Taner Uluslararası Tiyatrobetov katıldı. Eseri Yarışması’nda dereceye giren yazarlara ödülleriAçılış konuşmasını yapan TÜRKSOY Genel Sekreteri de takdim edildi.Düsen Kaseyinov, TÜRKSOY’un 2015 yılını “HaldunTaner Yılı” olarak ilan ettiğini, “Haldun Taner Yılı” Haldun Taner Uluslararası Tiyatroetkinlikleri çerçevesinde yetenekli öykü ve tiyatro Eseri Yarışmasına Rekor Başvuruyazarının yaratıcılığını geniş biçimde dünyaya ta-nıtmayı TÜRKSOY’un amaç edindiğini belirtti. Haldun Taner’i ve onun ölümsüz eserleri vasıtasıylaKırgızistan-Türkiye arasında edebî ilişkileri güç- Türkiye’nin tiyatro geçmişini, tiyatro sanatını ta-lendirilmesine dikkat çeken Avrasya Yazarlar Birliği nıtmak ve tiyatro alanında Türk CumhuriyetleriBaşkanı Yakup Ömeroğlu, Haldun Taner’in hayatını arasında var olan mevcut iş birliğini güçlendirmeyive edebî mirasının özelliklerini anlattı. amaçlayan ‘Doğumunun 100. Yılında Haldun Taner Uluslararası Tiyatro Eseri Yarışması’ 2015 Haldun2015 Haldun Taner Yılı Kapanış Taner Yılının öne çıkan etkinliklerinden biri oldu.Etkinlikleri Türk dünyası yazarları arasında tiyatro alanında yeni eserlerin ortaya çıkmasını hedefleyen yarışmaya2015 Haldun Taner Yılı’nın kapanış töreni 8 Aralık Türkçe, Azerbaycan, Kazak, Kırgız, Türkmen,2015 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Özbek, Tatar, Başkurt, Çuvaş, Gagavuz gibi Türk edebî dil ve lehçelerinden çok sayıda başvuru gel- di. Türk Dünyasında yapılan ilk piyes yarışması olma özelliği taşıyan, toplamda 18 ülke ve bölgeden

P:116

eser sahiplerinin yarıştığı yarışmada juri değer- “Ve Değirmen Dönerdi” adlı oyun Şeki Devlet lendirmelerin ardından Başkurdistan(RF), Kaza- Dram Tiyatrosunun repertuvarına dâhil edilen ilk kistan, Azerbaycan, Gagavuzya (Moldova) ve Türk- Haldun Taner Eseri olurken, oyun 2016 yılı boyunca menistan’dan yarışmaya başvuruda bulunan eser sahnelenmeye devam etti. sahipleri ödül almaya hak kazandı. Yazarlara ödül- lerini T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, T.C. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Nejat Biricik, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Kazakistan Ankara Büyükelçisi Janseyit Tuymebayev ve Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu düzenlenen törenle tak- dim etti. Yarışmada; • Meryem Burakayeva, Gölge adlı eserle (Baş- kurdistan, Rusya Federasyonu); 15.000 TL Para Ödülü • Ekrem Ahmetov, Kaşgarlı Mahmut isimli eserle (Uygur/Kazakistan); 10.000 TL Para ÖdülüTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR • Afak Mesud, Hallacı Mansur isimli oyunu ile (Azerbaycan); 5.000 TL Para Ödülü • Todur Zanet, Sistema isimli eseri ile, (Gagavuzya) Şeki Tiyatrosu Haldun Taner’le 2.500 TL Para Ödülü (Mansiyon) Bartın’da • Nobatgulı Recepov, Nasretin Hoca, Sen Kimsin? isimli eseri ile (Türkmenistan) 2.500 TL Para Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı ve Bartın Vali-116 Ödülü (Mansiyon) dereceye girdi. liğinin işbirliği ile Ünlü Tiyatro Yazarı Haldun Ta- ner’in ‘Ve Değirmen Dönerdi’ adlı eseri 14 Mayıs TÜRKSOY Genel Sekreterliği’nde düzenlenen tö- 2016 tarihinde Bartın’da sahnelendi. renle başlayan kapanış etkinlikleri T.C. Devlet Ti- TÜRKSOY Azerbaycan Temsilcisi Elçin Gafarlı yatroları Küçük Tiyatro sahnesinde, sanatçının temsil öncesinde yaptığı konuşmada ev sahipli- ‘’Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’’ isimli ese- ğinden dolayı Bartın Valiliğine ve Bartın Belediyesine rinin temsili ile son buldu. teşekkür ederek, TÜRKSOY tarafından 2015 yılının Haldun Taner'in “Ve Değirmen Dönerdi” İsimli doğumunun 100.yılına ithafen Haldun Taner yılı Eseri Azerbaycan Türkçesi'nde Seyircilerle Buluş- ilan edildiğini dinleyicilere aktardı. Elçin Gafarlı: tu ‘Ve Değirmen Dönerdi’ isimli eser Haldun Taner Türk tiyatrosunun efsane ismi Haldun Taner’in Yılı vesilesiyle Azerbaycan Türkçesine çevrilerek “Ve Değirmen Dönerdi” adlı eseri 2015 Haldun ilk kez Şeki şehrinde sahnelendi. Şeki Devlet Dram Taner Yılı etkinlikleri kapsamında Azerbaycan’da Tiyatrosu sahnesinde, 2015 yılının Aralık ayında sahnelendi. Daha önce Türkiye’de dâhil olmak prömiyeri yapılan bu güzide temsil ilk kez Türkiye’de üzere sahneye koyulmamış olan eseri Azerbaycan sahneleniyor. Bu temsili kültür ve sanat etkinlik- Türkçesi’ne Günel Selimli çevirirken, eseri Mirbala lerine her daim kucak açan Bartın şehrinde ger- Selimli yönetmenliğinde Şeki Devlet Dram Tiyatrosu çekleştirmekten dolayı büyük memnuniyet duyu- ekibiyle sahnelendi. yoruz. Öncelikle sanatçılarımıza sonrasında ise ev sahiplerimize teşkilatım adına teşekkür ederim.’’ 21 Aralık 2015 tarihinde Azerbaycan’ın Şeki şeh- dedi. rinde gerçekleştirilen prömiyere TÜRKSOY Genel Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın ise kültürel Sekreteri Düsen Kaseinov, Şeki Valisi Elhan Usubov, ve sanatsal etkinliklere her zaman büyük önem T.C. Gence Başkonsolosu Orhan Işık, T.C. Kültür verdiklerini belirterek TÜRKSOY’u ve Azerbaycan’ın ve Turizm Bakanlığı Tiyatrolar Genel Müdürlüğünü Şeki Devlet Dram Tiyatrosu’nu Bartın’da ağırla- temsilen Ankara Tiyatrosu oyuncu ve yönetmeni maktan büyük memnuniyet duyduklarını dile ge- Erdal Küçükkömürcü, Azerbaycan Cumhuriyeti tirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığını temsilen Şube Müdürü Perviz İsgenderov, TÜRKSOY Azerbaycan Bartınlı seyircilerin büyük beğenisini kazanan Ülke Temsilcisi Elçin Gafarlı ve çok sayıda davetli temsili Azerbaycan Şeki Devlet Dram Tiyatrosu katıldı. Genel Yönetmeni Mirbala Selimli yönetti.

P:117

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 117Doğumunun 100. Yıldönümü MünasebetiyleHaldun Taner TÜRKSOY’un 2015 Takviminde AnıldıHaldun Taner - Sersem Kocanın Kurnaz KarısıKazak Türkçesine Aktaran : Nurgali Oraz Malik OtorbayevEditör : Kadirbek Kunıpiyaulı Ankara- 2015

P:118

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 118 Osman Hamdi Bey1842-1910

P:119

Özgeçmişi rkeolog, müzeci ve ressam Osman Hamdi Bey, 30 Aralık 1842 İstanbul’da dünyayaA geldi. Osmanlı Devletinin ilk maden mühendislerinden olan babası İbrahim ethem Bey, 1877’de sadrazamlığa kadar yükselen bir devlet adamıydı. Ailenin ikisi kız altı çocuğundan en büyüğü Osman Hamdi’di. Osman Hamdi, ilkokul öğreniminin ardından, 1856 yılında Maarif-i Adliye okuluna başladı. Daha 16 yaşındayken yaptığı kara kalem resimlerle çevresinin dikkatini çekti. Oğullarının yurt dışındaöğrenim görmesini isteyen babası onu birkaç yıl sonra hukuk öğrenimi için Paris'e gönderdi. Paris’tekaldığı 12 yıl boyunca hukuk öğrenimini sürdürürken o dönemin ünlü ressamlarından olan Jean-LeonGerome ve Boulanger'in atölyelerinde çıraklık yaparak iyi bir resim eğitimi aldı.Osman Hamdi Bey’in “Çingenelerin Molası”, “Pusuda Zeybek “ve “Zeybeğin Ölümü” adlı üç yapıtı “1867Paris Dünya Sergisi”nde sergilende. Paris’te Marie adlı bir kızla tanışıp evlendi. 10 yıl süren evliliklerindenFatma ve Hayriye adlı iki kızları oldu.Yurda döndükten sonra devletin farklı kademelerinde görev aldı. İlk görevi Bağdat İli Yabancı İşler TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARMüdürlüğü'nde müdürlük oldu. İstanbul’a döndüğünde Saray Protokol Müdür Yardımcısı olan OsmanHamdi, bu sırada Viyana'da düzenlenen Uluslararası Sergi’ye komiser olarak katıldı. Viyana’da ikentanıştığı adı Marie olan bir başka Fransız hanımla ikinci evliliğini yaptı. Naile Hanım adını alan ikincieşinden Melek, Leyla, Ethem, Nazlı adlı çocukları dünyaya geldi.1875 yılında Kadıköy'ün ilk belediye başkanı olarak görevlendirildi ve bu görevi bir yıl sürdürdü.Osmanlı – Rus Harbi’nden sonra devlet memurluğundan ayrılan Osman Hamdi Bey, 1881'de Müze-i 119Hümayun (İmparatorluk Müzesi) müdürü Anton Dethier’in ölümü üzerine padişahın şahsi emri ile müzemüdürlüğüne atandı.1 Ocak 1882’de padişah II. Abdülhamit tarafından Türkiye’nin ilk güzel sanatlar okulu olan Sanayi-iNefise Mektebi’nin müdürü olarak görevlendirildi. Okul binasını Mimar Vallaury ile birlikte tasarladı.Binanın inşası ve akademik kadronun kurulmasının ardından okulu 2 Mart 1883’te öğretime açtı.Müze müdürlüğü sırasında ilk Türk bilimsel kazılarını başlatan Osman Hamdi Bey,Nemrut Dağı, Lagina(Muğla, Yatağan) ve Sayda (Lübnan)'da arkeolojik kazılar gerçekleştirdi.Osman Hamdi Bey, kazılar neticesinde elde edilen eserleri sergileyebilmek için devrin yöneticilerini iknaederek bugünkü İstanbul Arkeoloji Müzesi binasını inşa ettirdi. Müzenin içinde fotoğrafhane, kütüphane,modelhane yaptırdı.Müze-i Hümayun, arkeoloji ağırlıklı bir müze olmuştu. Koleksiyondaki silahlar ve askeri teçhizatlar Ayaİrini’de bırakıldı ve \"Esliha-i Askeriye Müzesi\" adıyla düzenlendi. Bugünkü Askeri Müze’nin temeli olanbu yeni müze, 1908’de ziyarete açıldı. Osman Hamdi Bey’in İstanbul dışındaki kentlerde kurdurduğueser depoları ilerde kurulacak bölge müzelerinin temeli oldu. Sanayi Nefise Mektebi öğrencilerinineserlerini mektebin büyük salonunda toplayarak Güzel Sanatlar Müzesi’nin çekirdeğini oluşturmayabaşladı. Tüm bu çabaları, onu çağdaş Türk müzeciliğinin kurucusu yaptı.Osman Hamdi Bey, müzecilik ve arkeoloji çalışmalarını sürdürürken resim yapmayı hiç bırakmadı.Resimlerini genellikle Eskihisar, Gebze’deki evinde geçirdiği yaz aylarında yaptı. Türk resminde ilk kezfigürlü kompozisyonu kullanan ressamdı. Resimlerinde okuyan, tartışan, özlemini duyduğu Türk aydıntipini ve dışarıya açılmış kadın imgesini ele aldı. Dekor olarak tarihi yapıları, aksesuar olarak tarihi eşyalarıkullandı. “ Kaplumbağa Terbiyecisi (1906), “Silah Taciri” (1908) Osman Hamdi’nin en ilgi çeken ve özgüneserlerindendir. Birçok resmi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Londra, Liverpool ve Boston müzelerindesergilenmektedir.İlk Türk arkeoloğu, çağdaş Türk müzeciliğinin kurucusu ve ilk Türk ressam Osman Hamdi Bey 24 Şubat1910 İstanbul’da hayatını kaybetti.

P:120

Eserleri: “Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız I” (1890), “Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız II” (1890), “Arzuhalci” (1910), “Cami Önündeki Kadınlar” (1882), “Kur'an Tilâveti” (1910), “Kız-Tevfika” (1882), “Naile Hanım Portresi”(1910), “Vazo Yerleştiren Kız” (1881), “Şehzade Türbesinde Derviş” (1908), “Leylak Toplayan Kız” (1881), “Beyaz Entarili Kız” (1908), “Gebze Manzara” (1881), “Kahvedeki Bozayı” (1908), “Haremden” (1880), “Mimozalı Kadın” (1906), “İki Müzisyen Kız” (1880), “Feraceli Kadınlar” (1904), “Çarşaflanan Kadınlar” (1880), “Kahve Ocağı”(1879),TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR “İlahiyatçı” (1902) ve (1907), “Kökenoğlu Rıza Efendi” (1871), “Pembe Başlıklı Kız” (1904), “Çıplak” (1867), “Halı Satıcısı”, “Yaşlı Adam Önünde Çocukların Mezarları” “Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi” (1903), (1980'ler), “Mihrap” (1901), “Yeşil Cami Önü” (1882) v.s.120 Kaplumbağa Terbiyecisi Kaplumbağa Terbiyecisi, Osman Hamdi’nin en ilgi çeken ve özgün eserlerinden birisidir. 1906 tarihli eser, özellikle “Lale Devri’ndeki “Sadabad Eğlenceleri”nde geceleri bahçelerin aydınlatılması için kaplumbağaların sırtlarına mumlar dikilerek serbest bırakıldıkları bilgisi bir ipucu olabilir. Yani Osmanlı’nın devlet düzeninde “kaplumbağalar” da “kapıkulları” arasında yer almışlardır. Bu arada birkaç Osmanlı kurumunun (Sanay-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi, Duyun-u Umumiye, vb.) en üst düzeyinde yönetici olan Hamdi Bey’in kendi iş yapma alışkanlığı ile astlarının yaklaşımlarına ilişkin bir allegori akla gelmektedir. Osman Hamdi’nin kendisi olan “Terbiyeci” elinde neyi, boynunda maşası sırtında “keşkül-ü fıkarası” (dervişane bir tevekkülü) akla getirmektedir. Hafif öne eğilmiş olarak yapraklarını yiyen üç kaplumbağaya nezaret etmektedir. Arkada kalan iki kaplumbağa ise yemeğe yanaşmaya çalışmaktadır. Osman Hamdi Bey’in mesai arkadaşlarına yönelik acımasız, ümitsiz bir hicvi olarak yorumlanabilir bir resim bu... Önemli olan, alçaktaki tek ışık kaynağından gelen ışıkla aydınlanan resmin, öğelerinin ilgiyi konuya odaklayan bir yalınlık ve kurgu ile her tür gereksiz ayrıntının ayıklandığı çok başarılı bir başyapıt olmasıdır. Uzun süre işadamı Erol Aksoy'un koleksiyonunda bulunan tablo Erol Aksoy'un varlıklarına TMSF'nin el koymasıyla geçici süre devlete geçmiştir. Eser Aralık 2004'de açık arttırmaya çıkarıldı. Türk resim sanatının en yüksek bedeline çıkan fiyatla Suna Kıraç-İnan Kıraç Vakfı kuruluşu Pera Sanat Müzesi açık arttırmayı kazandı. Tablo bugün Suna Kıraç-İnan Kıraç Vakfı Pera Sanat Müzesi'nde sergilenmektedir.

P:121

Silah Taciri Silah Taciri, Osman Hamdi Bey'in 1908 tarihli tablosu. Ankara Resim Heykel Müzesi’nde yer almaktadır. Kendisini (iki kişi olarak) ve oğlunu bir arada daha eski bir devrin giysileri içinde resmettiği bir yapıttır. Osman Hamdi, kendisini bir sütun başlığı üstünde oturur şekilde resmetmiştir. Üzerinde oturduğu sütun başlığı ile müze kuruculuğuna gönderme yaptığı düşünülmüştür. El jesti, oğluna öğüt vermekte olduğu şeklinde yorumlanır. Oğlu ise kınından çektiği kılıcı incelerken resmedilmiştir ve gençliği temsil eder. Giydikleri farklı başlıklar ve birinin otururken diğerinin ayakta, birinin silahları bırakmışken diğerinin silahlagösterilmesinin kuşak farkını anlattığı şeklinde yorumlanır. Arka planda ise bir elinde kitap tutan yaşlıbir adam ile ona bez parçası uzatan bir bezirgân görülür.OSMAN HAMDİ BEY ANISINA “13. TÜRKSOY TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARULUSLARARASI RESSAMLAR BULUŞMASI”O sman Hamdi Bey'in ölümünün 100.yıl- Bey’e ithaf edildiğini ve on beş günlük yoğun bir 121 dönümü münasebetiyle \"13.TÜRKSOY tempoyla çalışan sanatçıların eserlerinin bir kısmının Ressamlar Buluşması\" Osman Hamdi Osman Hamdi Bey’in kurduğu Mimar Sinan Üni-Bey'e ithaf edildi. Altı ülkeden on dokuz sanatçının versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi atölyelerindeatölye çalışmaları sonrasında ortaya çıkardıkları üretildiğini belirtti. 13.TÜRKSOY Ressamlar Bu-eserler, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde açılan bir luşması’na katkılarından ötürü T.C.Kültür Bakanlığısergiyle sanat severlerin beğenisine sunuldu. Güzel Sanatlar Müdürlüğü’ne teşekkürleriniSerginin açılışına;T.C. Kültür Bakanı Erturğrul Gü- sundu.Seksenin üzerinde resimle serginin açılışınınay,TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, gerçekleştirdiklerini, bu eserlerin, İstanbul’unMaltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal önemli tarihsel mekanlarını, müzelerini dolaşarakKöymen, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi şehrin tarihi ve kültürel dokusunu tanımaya çalışmışRektörü Prof. Dr.Rahmi Aksungur,İstanbul Vali olan sanatçılarımızın İstanbul izlenimlerini yan-Yardımcıları Mustafa Altınbaş ve Hikmet Çakmak'ın sıttığını söyledi. Bu eserlerle sayısı bine yaklaşanyanı sıra çok sayıda sanat sever katıldı. TÜRKSOY resim koleksiyonunun daha da zen- ginleşeceğini, daha önce Türkiye’nin dört bir tara-Serginin açılış konuşmasını yapan TÜRK- fında, Amerika’da, İngiltere’de, Fransa’da, Rusya’daSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, önemli sanat galerilerinde sergilenen TÜRKSOYTÜRKSOY’un her yıl düzen- resimlerine yenilerinin eklenmesinden mutluluk duyduğunu belirtti.Bu yeni resimlerin de TÜRKSOY lemekte olduğu ressamlar resim katalogları arasında yerini alacağını belirtti. buluşmasının 2010 yılında, Bakan Günay, son yıllarda yaptığı çalışmalardan modern Türk dolayı Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı'na te- resim sanatı- şekkürlerini sunarak TÜRKSOY'un, yalnızca yurt nın ve müze- içinde değil uluslararası alanda da önemli projelere, ciliğinin ön- çalışmalara imza attığını, Türk soyundan gelen toplumlar arasında kültürel anlamda bir işbirliği cülerinden Os- sağladığını belirterek, verdikleri bu emekten dolayı man Hamdi tüm TÜRKSOY çalışanlarına teşekkürü borç bildiğini kaydetti.

P:123

BAŞKURDİSTAN (R.F.) TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 123¥ Zeki Velidi Togan Ünlü Türkolog, Tarihçi ve Siyaset Adamı

P:124

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 124 Zeki Velidi Togan1890-1970

P:125

ÖzgeçmişiÜ nlü türkolog, tarihçi ve siyaset adamı Zeki Velidi Togan, 10 Aralık 1890 yılında Başkurdistan’ın Sterlitamak şehrine bağlı Küzen köyünde dünyaya geldi. Medresede ilköğrenimini alırken aynı anda hem Rusça, hem Farsça öğrendi. 1902 yılında Ütek’te gitti ve orada dayısı Habib Neccar’ın medresesinde eğitimine devam etti. Ortaöğretim yıllarında Arapça dersler de alarak dil bilgisini geliştirdi.1909’da mezun olduğu Kasımiye Medresesi'ne Türk tarihi ve Arap edebiyatı tarihi öğretmeni olarak atandı.1911’de “Türk ve Tatar Tarihi” adlı kitabı ile meşhur olmaya başladı. Akabinde Kazan Üniversitesi Arkeolojive Tarih Cemiyeti’ne üye seçildi.1913’te Fergana’ya, 1914’te Buhara’ya araştırmalar yapmak için gönderildi. Fergana'da Yusuf Has Hacip'in TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR11. yüzyıla ait “Kutatgu Bilig” adlı eserinin bir el yazması nüshasını buldu. Bu seyahat neticelerine aithazırladığı raporlar başta Petersburg Arkeoloji Cemiyeti olmak üzere Kazan ve Taşkent Arkeoloji cemiyetlerimecmualarında yayınlandı.Zeki Velidi Togan, öğretmenlik ve araştırmacılık kimliğinin yanında siyaseti de yakından takip etti. 1916yılında Rus Parlamentosu’na Ufa milletvekili olarak seçildi. 1917 yılında gerçekleştirilen Bolşevik İhtilalisonucunda Türklerin hakları için mücadele etti.Bolşevik Devrimi’nin 22 gün sonra 29 Kasım 1917 tarihinde Başkurdistan ilinin özerkliği ilan edildi. 18 Şubat1918’de Bolşeviklerin Orenburg’u işgal edilmesi üzerine, mücadelede ön safhada yer alan Zeki Velidi Togantutuklandı fakat kısa bir süre sonra hapishaneden kaçtı.Başkurt hükümetinin kurulması üzerine Harbiye Nazırlığı görevine getirildi. Akabinde Togan siyasi 125düşüncelerini Lenin, Stalin ve Troçki ile defalarca görüştü fakat olumlu sonuç alamayınca Türkistan’a gidiporada mücadeleye devam etme kararını verdi.Türkistan Milli Birliği’nin kurucusu ve ilk başkanı Zeki Velidi Togan, 1920-1923 yılları arasında “BasmacıHareketiéne katıldı fakat bu mücadelede başarı sağlanamadı.Savaş sonrasında silah arkadaşı Abdullah İnal ile İran’ın Meşhed şehrindeki Ravza Kütüphanesi’nde çeşitliaraştırmalar yaptı. Burada yaptıkları araştırmalar sonucunda çok önemli eser keşfedildi. Bu eserlerden biri deTürk dünyasının önemli eserlerinden biri olan “İbn-i Fadlan Seyehatnamesi”dir. Buradaki araştırmalarınıtamamladıktan sonra Zeki Velidi Togan, Afganistan’a giderek Kabil Kütüphanelerinde de araştırmalardabulundu.Çalışmalarıyla Türk dünyasında ses getiren Zeki Velidi Togan, Avrupa’daki Orta Asya tarihçileri davet etmesinerağmen Türkiye’nin daveti üzerine çalışmalarını Türkiye’de sürdürmeye karar verdi. 20 Mayıs 1925 tarihindeMaarif Vekâleti Telif ve Tercüme Encümenliği ’ne atandı. Daha sonra Ankara’daki kitap yetersizliği nedeniyleİstanbul Üniversitesi Türk Tarihi Müderris Muavinliği’ne tayin edildi. 1932’de I.Türk Tarihi Kongresi’nde tıpdoktoru Reşit Galip’in sunduğu Orta Asya’da iç deniz olduğu ve bunun sonradan kuruduğu konusu hakkındakitebliğini eleştirince, Togan aleyhine bir kamuoyu oluştu. Bunun üzerine Türkiye’yi terk ederek Viyana’ya gitti.1935’te felsefe üzerine Viyana Üniversitesi’nde doktorasını bitirdi. Almanya’da 1935-1937 yılları arasındaBonn Üniversitesi’nde, 1938-1939 yılları arasında ise Göttingen Üniversiteleri’nde profesör olarak ders verdi.Zeki Velidi Togan, 7 yıl sonra Milli Eğitim Bakanı’nın daveti üzerine Türkiye’ye yeniden dönüş yaptı. İstanbulÜniversitesi’nde Umumi Türk Tarihi Kürsüsünü kurdu. 1944’te Turancılık yaptığı ve Sovyetler Birliği aleyhineçalışmalarda bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı. 10 yıl hapse mahkûm olmasına rağmen bu karar askerimahkeme tarafından bozularak Togan bu suçtan aklandı ve 1948 yılında çalışmalarını devam ettirmek üzereölümüne kadar çalışmalarını sürdüreceği İstanbul Üniversitesi’ne kesin dönüş yaptı.Aynı dönemde İslam Tetkikleri Enstitüsünü kurdu ve ölene kadar da bu kurumun başkanlığını yaptı. 1951yılında da 21.Müsteşrikler Kongresi’nin başkanlığını yaptı. 1953 yılında İstanbul Üniversitesi'nde İslamTetkikleri Enstitüsü'nü yönetti. 1967’de Manchester Üniversitesi Togan’a onur doktorası unvanı verdi.Türk halkalarıyla ilgili yapmış olduğu çalışmaları sayesinde Tük dünyasının en büyük isimlerinden biri olanZeki Velidi Togan, 26 Temmuz 1970 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti.

P:126

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAREserleri: “Türk Kavimlerinde Dört Mısralı Şarkılar” (1910), “Bugünkü Türkistan ve Yakın Mazisi” (1928), “Moğol Devrinde Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti” (1931), “Türkistan Tarihi” (1939), “Biruni’nin Dünya Hakkında Tasavvuru” (1940), “Moğollar, Cengiz ve Türklük” (1941), “Umumi Türk Tarihine Giriş” (1946), “Tarihte Usul” (1950),126 “Harezmce Tercümeli Mukaddimetü’l Edep” (1951), “Hatıralar” (1969), “Oğuz Destanı” (1972) v.s. “Umumî Türk Tarihine Giriş” adlı eserinden alıntı \"... Bence ilmi tetkikat genişledikçe medeniyet aleminin dikkatini çeken ve gün geçtikçe orijinallikleri meydana çıkmakla geniş ilim muhitini derinden ilgilendiren Türk tarihi uydurmalar yoluna girmeğe muhtaç değildir. Onu aydınlatmak yolundaki mesai hakiki ilme ne kadar sadık kalırsa, o nispette takdire mazhar olur...\" “Tarihte Usûl” adlı eserinden alıntı “Daima asker kalacağına inandığım Türk milleti bir defa devleti dinden ayırmıştı, şimdi de devlet idaresini demokrat ve sivil yapacaktır; onun terakkiyatına artık hiçbir engel kalmamıştır, yalnız Tanrı onu dış düşmandan korusun. Türk milleti şuur ve iradesine kavuştu ve artık bundan ayrılmayacaktır. Fakat serbest iradeyi siyasi, içtimai hayatta olduğu gibi, ilmi hayatta da tatbik imkanı hasıl olmakla iş bitmiyor, yaratma zihniyetini benimsemenin yolları ve çareleri tespit edilmelidir.”

P:127

AHMET ZEKİ TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ise: TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARVELİDİ “TÜRKSOY, Prof. Dr. Ahmet Zeki Velidi gibi TürkTOGAN Dünyasının büyüklerine her zaman önem ver-İSTANBUL’DA mektedir. 2003 yılında TÜRKSOY tarafındanANILDI Ahmet Zeki Velidi Togan’ın “Başkurtların Tarih”i adlı eseri yayınlandı. Başkurdistan Kültür ve Ulusal Siyaset Bakanlığının teklifiyle 2010 yılını TÜRKSOY olarak “Zeki Velidi Togan Yılı” olarak ilan etmeyi düşünüyoruz.” şeklinde konuştu. Akabinde Ahmet Zeki Velidi Togan’ın kızı Prof. Dr. İsenbike Togan konuşmasında, Zeki Velidi To- gan’ın Türk halkları arasındaki önemini dile getir- di. Açılış konuşmalarının ardından Ahmet Zeki Velidi Togan’ı konu alan “Tarih Yazardım Taşına…” belgesel film gösterimi ve Prof. Dr. Abdulkadir Donuk Ziya Gökalp’in oturum başkanlığını yü- rüttüğü panel gerçekleşti. Etkinliğe çok sayıda Türk bilim adamları, Başkur- 127 distan ile Tataristan Cumhuriyeti temsilcileri, çeşitli dernek üyeleri ve öğrenciler katıldı. 2010 Zeki Velidi Togan Yılı 2010 yılı TÜRKSOY tarafından ünlü Başkurd Tür- kologu, şarkiyatçı bilim adamı Ahmet Zeki Velidi Togan Yılı ilan edilmesi dolayısıyla TÜRKSOY’a üye ülkelerde çeşitli etkinlikler düzenlendi. Zeki Velidi Togan Yalova’da Anıldı 10 Şubat 2010 tarihinde TÜRKSOY ve Yalova Be- lediyesi işbirliğiyle “Zeki Velidi Togan’ı Anma” paneli Yalova’da düzenlendi.21 Aralık 2009 tarihinde TÜRKSOY ve Panelin açılış konuşmasını yapan Yalova Valisi İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Dursun Ali Şahin; \"Zeki Velidi Togan'a gönül verip, işbirliğiyle Prof. Dr. Ahmet Zeki Velidi buraya gelen sizleri kalbimle selamlıyorum. HayatTogan’ı anma etkinliği İstanbul’da gerçekleştirildi. hikâyesini dinlediğimiz zat-ı muhteremin çalış- malarını duyunca etkilendim. 5 dile vakıf ve 5Açılış konuşmasını yapan İÜ Avrasya Enstitüsü dilde üç yüzün üzerinde eser veren biri. EserlerininMüdürü Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu “Bu etkinli- sayfalarını böldüğümüzde belki de günde 15-20ğimiz Türk tarihinin gelişmesine en büyük katkıda sayfa eser yazmış. Bir dakikasını bile değerlendirenbulunan bilim adamlarımızdan meşhur tarihçi Ah- o insanların ruhu şad olsun. O insanların çocukla-met-Zeki Velidi Togan’a armağan edilmiştir” dedi. rının da babalarına, dedelerin layık insanlar ola- caklarına inanıyorum\" dedi. Panelin oturum başkanlığını Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal yaparken; TÜRKSOY Başkurdistan Ülke Temsilcisi Dr. Ahat Salihov, Zeki Velidi Togan'ın

P:128

kızı olan Prof. Dr. İsenbike Togan, Mimar Sinan ele alındığı konferansta Ahat Salihov, Başkurtlar Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet ve tüm Türk dünyası açısından Togan'ın önemini Taşağıl da birer konuşma yaptı. belirten bir konuşma yaptı. Oturumun ilk konuşmasını yapan Ahat Salihov; 2010 yılının TÜRKSOY teşkilatınca Zeki Velidi Togan Yılı olarak kabul edildiğini belirterek, bu kapsamda yapmış oldukları çalışmaları anlattı. Görsel bir sunumdan da yararlanan Salihov, dü- zenledikleri etkinliklerin TÜRKSOY üye ülkelerinde gerçekleştirildiğini dile getirdi. Prof. Dr. İsenbike Togan ise konuşmasında, babası Zeki Velidi Togan'ın yaşamını anlattı.TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Panelin son konuşmacısı olarak söz alan Prof. Dr. Ahmet Zeki Velidi Togan Ahmet Taşağıl da \"Togan'ın eserleri Türk Dünyası Azerbaycan’da Anıldı ve gençlik için oldukça önemli. O, sadece tarihle değil ilahiyatla ilgili de ciddi çalışmalar yapmıştır. 28-30 Nisan 2010 tarihleri arasında Azerbaycan Hayatı boyunca birçok ilke imza atmıştır. Günümüze Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, TÜRKSOY, kadar onun Türkistan adlı eseri kalitesinde bir Azerbaycan Milli Kütüphanesi ve Azerbaycan Milli eseri yazan hala çıkmamıştır. Diğer Türk tarihçi- Bilimler Akademisi Z.M.Bünyadov Şarkiyyat Ens- lerimizin de onun açtığı yolda ilerlemesi lazım\" titüsü işbirliğiyle Ahmet Zeki Velidi Togan’ın do- diye konuştu. ğumunun 120. yılı münasebetiyle kitap sergisi ve Uluslararası “Ahmet Zeki Velidi Togan” Bilimsel Konferansı M.F. Ahundov Milli Kütüphanesi’nin ev sahipliğinde Bakü’de düzenlendi.128 Konferansa TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Fırat Purtaş, TÜRKSOY Azerbaycan Ülke Temsilcisi Elçin Gafarlı, Türkiye Cumhuriyeti Milli Kütüphane Başkanı Tuncel Acar, İstanbul Üniversitesi Profesörü, A.Z.Velidi’nin kızı İsenbike Togan, İ.Gasprinski Krım-Tatar Kütüphanesi Başkanı Aydar Emirov, Ahmet Zeki Validi Başkurdistan Milli Kütüphanesi Başkanı Azad İbrahimov, Ahmet Zeki Validi Baş- kurdistan Milli Kütüphanesi Elyazmalar ve Nadir Kitaplar Şubesi Müdürü İldar Kireev ve Kazakistan Tarih ve Etnografya Enstitüsü’nün temsilcisi Altın Ualtayeva katıldı. Konferansı açılış konuşmasını gerçekleştiren Azer- baycan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakan Vekili Sevda Memmedaliyeva katılımcıları selamlayarak, Ahmet Zeki Velidi Togan hakkında düşüncelerini katılımcılarla paylaştı. \"Zeki Velidi Togan'ın Eserleri ve TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Fırat Purtaş; Tarihsel Mirası\" Konferansı 2010 yılının TÜRKSOY tarafından, Ahmet Zeki Velidi Togan Yılı ilan edilmesinden, bununla ilgili 27 Nisan 2010 tarihinde Hacettepe Üniversitesi'nde üye ülkelerde çeşitli etkinliklerin düzenlenmesinden \"Zeki Velidi Togan'ın Eserleri ve Tarihsel Mirası\" ötürü büyük mutluluk duyduğunu belirterek ve konulu bir konferans düzenlendi. ünlü bilim adamının Türk dünyasına hizmetlerine değindi. Konfreransa TÜRKSOY Başkurdistan Kültür Ba- kanlığı temsilcisi Ahat Salihov konuşmacı olarak Açılış konuşmalarının ardından Azerbaycan Milli katıldı. Togan'ın Türk düşün hayatına ve Türk Bilimler Akademisinin Z.M.Bünyadov Şarkiyyat tarih yazımına katkılarının, hayatının ve eserlerinin Enstitüsü Başkanı, Milletvekili, Profesör Gövher Bahşaliyeva; “Prof. Dr. Ahmet Zeki Velidi Togan’ın

P:129

Hayatı ve İlmi Faaliyeti”, Türkiye Milli Kütüphane TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, T.C. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 129Başkanı Tuncel Acar “Ahmet Zeki Velidi Togan’ın Kültür ve Turizm Bakanlık Müsteşar Vekili KemalHayatı ve Fikri Mücadelesi”, Ahmet Zeki Velidi Fahir Genç, Keçiören Belediye Başkanı MustafaBaşkurdistan Milli Kütüphane Başkanı Azat İbra- Ak gerçekleştirdi.himov “A.Z.Velidi Başkurdistan Milli Kütüphanesi,Başkurt Halkı’nın Manevi-Medeni Mirasının Ko- Açılış törenine TÜRKSOY ülke temsilcileri, Türkiyeruyuculuğunun Merkezi Gibi”, İ.Gasprinski Kırım- ve Başkurdistan medya mensupları, Keçiören sa-Tatar Kütüphanesi Başkanı Aydar Emirov “Zeki kinleri ve belediye çalışanları da katıldılar.Velidi Togan ve Cafer Seydamet Krımer: İki Lider-İki Tale, Paralel Kesişme”, Ahmet Zeki Velidi’nin Törende konuşan TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsenkızı Profesör İsenbike Togan “Zeki Velidi Togan’ın Kaseinov, “Ahmet Zeki Velidi Togan Yılı” kapsamındaTarihçiliği’nde Coğrafyanın Rolü”, Ahmet Zeki Kazakistan, Azerbaycan ve Türkiye çeşitli etkin-Velidi Başkurdistan Milli Kütüphanesi Elyazmalar liklerin yapıldığını altını çezerek açılan parkın, Ke-ve Nadir Kitaplar Şubesi’nin Müdürü İldar Kireev çiören Belediyesi ile işbirliklerinin somut bir“Başkurdistan Milli Kütüphanesi’nin Faaliyetinde örneğini temsil ettiğini ve önümüzdeki dönemlerdeA.Z.Velidi’nin İlmi Mirasının Toplanması ve Ko- de belediye ile ortak çalışmaların artarak devamrunması” Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi edeceğine inandığını belirtti.Z.M.Bünyadov Şarkiyyat Enstitüsünün temsilcisiMirza Enserli “Prof. Dr. Ahmet Zeki Velidi Togan’ın Başkurdistan Başbakan Yardımcısı Prof Dr. ZuhraHayatı ve İlmi Faaliyetinin Azerbaycan’da Öğre- Rahmatullina: “Başkurtlar ve Türkler kardeş halk-nilmesi” konulu sunmları katılımcılarla paylaştı. lardır. Zeki Velidi Togan gibi bilim ve kültür adamları bizim ortak tarih ve kültürümüzün sem-“Ahmet Zeki Velidi Togan’ın bolleridirler. Büyük devlet adamımız Zeki VelidiAnavatanı Başkurdistan, Başkurlar Togan’ın adının yaşatılması doğrultusunda çabave Kültürleri” Semineri gösteren TÜRKSOY’a üye ülkelerin Kültür Bakan- ları’na ve özellikle TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen13 Mayıs 2010 tarihinde “Ahmet Zeki Velidi To- Kaseinov’a teşekkürlerimi sunarım; Keçiören Be-gan’ın Anavatanı Başkurdistan, Başkurlar ve Kül- lediyesi yetkililerini de böylesi bir girişimlerindentürleri” konulu bilimsel seminer Gazi Üniversitesi ötürü kutlarım” dedi.ev sahipliğinde Ankara’da düzenlendi. T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar VekiliTÜRKSOY ve Gazi Üniversitesi işbirliğiyle düzen- Kemal Fahir Genç de “Zeki Velidi Togan’ın Başkurtlenen seminerde TÜRKSOY Başkurdistan Ülke halk devriminin önemli bir önderi, önemli birTemsilcisi Ahat Salihov, Gazi Üniversitesi Çağdaş tarihçi ve bilim adamı olduğunu vurguladı. TÜRK-Türk Lehçeleri Bölüm Başkanı Naciye Yıldız, SOY’u ve Keçiören Belediyesi’ni, Türk dünyasıylaeğitimci Erkan Karagez ve Çağdaş Türk Lehçeleri kültürel ilişkilerde etkin bir rol üstlenmelerindenBölümü öğrencisi Mustafa Aydıner tarafından ötürü kutladı. Zeki Velidi Togan’ı saygı ve rahmetleZeki Velidi Togan’ın hayatı ve eserleri, Bakurtların andığını belirtti.ulusal değerleri, Başkurdistan’ın sosyo-ekonomikve sosyo-kültürel yapısı hakkında bildiriler sunuldu. Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak da “Zeki Velidi Togan bir güneştir. Bu güneşin Keçiörenimiz’deZeki Velidi Togan Parkı Açılışı doğmasını sağlamaktan ötürü mutluluk duyuyoruz. Zeki Velidi Togan’ın adının sonsuza değin yaşatılması26 Ağustos 2010 tarihinde Keçiören Belediye Mec- ve kardeş Türk halklarıyla işbirliğinin güçlendirilmesilisi’nin aldığı karar uyarınca Keçiören’de Ahmet için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.Zeki Velidi Togan adına bir park açıldı. Türkiye hükümeti bakanlarının ve başbakanınınParkın açılışını Başkurdistan Cumhuriyeti (R.F. kutlama mesajlarının okunmasının ardından Baş-)Başbakan Yardımcısı Zuhre Rahmatullina, kurdistan Cumhuriyeti Sanat Topluluğu kısa bir dans gösterisi sundu. “Uluslararası Zeki Velidi Togan ve Türk Kültürü” Bilgi Şöleni 13-14 Ekim 2010 tarihleri arasında TÜRKSOY, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezi işbirliğiyle “Uluslararası Zeki Velidi Togan ve Türk Kültürü” bilgi şöleni Afyon Kocatepe Üniversitesi ev sahipliğinde dü- zenlendi.

P:130

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Atatürk Kongre TÜRKSOY Teşkilatı adına en derin saygılarımı su- Merkezi’nde düzenlenen şölenin açılışında konuşan narım” dedi. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Afyonkarahisar Valisi Haluk İmga, Zeki Velidi To- Başkurdistan Hükümeti adına konuşan Prof. Dr. gan’ın Türk kültür dünyasının anıt çınarlarından Albert Kurmanov, Zeki Velidi Togan’ın sadece birisi olduğunu söyleyerek 1908-1920 arasındaki Türkçe adına değil birçok alanda önemli çalışmalar bilimsel faaliyetlerinin Togan'ı yetkin bir bilim yaptığını söyleyerek, “Başkurdistan’da biz onu adamı haline getirdiğini ve Başkurdistan’daki siyasi adını sokaklara, caddelere ve okullara verdik öğ- faaliyetlerinin ise Başkurdistan Cumhurbaşkanlığına renciler ve halk onu çok iyi tanıyor. Bu gün burada taşıdığını hatırlattı. yapılan sempozyumla ben eminim ki Togan daha Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali iyi tanınma fırsatı bulacak” şeklinde konuştu.130 Altuntaş, ise; TÜRKSOY’un desteklerinden duyduğu Ahmet Zeki Velidi Togan’ın oğlu Prof. Dr. Sübidey memnuniyeti dile getirdi ve şunları söyledi: Biz Togan ise babası için düzenlenen törenlerden duy- Afyon Kocatepe Üniversitesi olarak Türk Dünyası duğu memnuniyeti dile getirrerek “Babamın vefatı ile ilgili çalışmalara özel önem veriyoruz. Bu ko- 1970 yılında gerçekleşti. 40 yıl sonra böyle bir nudaki çalışmalarımızda bize her zaman destek toplantının olması, Azerbaycan, Kazakistan ve olan iki seçkin kuruluşumuz var. TÜRKSOY ve diğer Türk cumhuriyetlerinde babamın tarih ki- çok değerli Başkanı Düsen Kaseinov ile Türk Dil taplarının okutulması, gündemde olması çok güzel Kurumumuzun çok değerli Başkanı Şükrü Haluk bir duygu…”dedi. Akalın. Her ikisine de üniversitem adına şükran- larımı sunuyorum.” Konuşmaların ardından “Uluslararası Zeki Velidi TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov , Togan ve Türk Kültürü” bilgi şöleni kapsamında “Bugün Türkiye’nin en saygın üniversitelerinden Başkurdistanlı ressamlarının resimlerinden oluşan biri olan Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde geçmişten bir serginin açılışı gerçekleştirildi. gelen işbirliğimizin sıkı bir devamı olarak bu değerli Sergide 52 resme yer verildi. Vali Haluk İmga ve bilim adamımız anmaktan bir kez daha mutluluk beraberindeki heyet sergiyi Rusya Federasyonu duyuyoruz. Katılımcılara teşekkür eder şahsım ve Başkurdistan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Tem-

P:131

silcisi Ahat Salihov’un anlatımıyla gezdi. Farklı ka- adlı iki perdelik tarihi dramasını Ankaralı sanatse- TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 131relerden oluşan sergiye ilgi yoğundu. verlerle buluşturdu.2010 Zeki Velidi Togan Yılı Kapanışı Konya Devlet Tiyatrosu’nun ev sahipliğinde ger- çekleşen “Bin Nefes Bir Ses Tiyatro Festivali” kap-“2010 Zeki Velidi Togan Yılı”nın kapanışı 14-16 samında Türkiye’ye gelen Mecit Gafuri BaşkurtŞubat 2011 tarihinde Başkurdistan’ın Işınbay ve Devlet Akademik Drama Tiyatrosu’nun “AhmetUfa şehirlerinde düzenlenen muhteşem etkinliklerle Zeki Velidi Togan” oyunu 18-19 Nisan 2011gerçekleştirildi. Başkurdistan Başbakan Yardımcısı tarihleri arasında Ankara’da sahnelendi.Zuhra Rahmatullina ve Kültür Bakanı Askar Abd-razakov’un ev sahipliği yaptığı etkinliklerin ilk gü- Rusya Federasyonu’na bağlı Türk Cumhuriyetle-nünde Zeki Velidi Togan’ın doğduğu Küzen kö- ri’nden Başkurdistan’ın kurucularından ve dünyanınyündeki anıtı ve müze evi ziyaret edildi. tanınmış tarihçilerinden Prof. Dr. Ahmet Zeki Velidi Togan’ın hayatını anlatan tiyatro oyunu 18Etkinliklerin ikinci gününde düzenlenen konser Nisan 2011 Pazartesi Günü saat 19.00’da Ankaraprogramında TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Keçiören’deki Necip Fazıl Tiyatro Salonu’nda; 19Kaseinov, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Müsteşar Nisan 2011 Salı günü ise, saat 15.00’de AnkaraYardımcısı Kemal Fahir Genç, TÜRKSOY Genel Beşevler Mesleki Eğitim Fakültesi Muzaffer TurlaSekreter Yardımcısı Fırat Purtaş, Azerbaycan’ın salonunda sahnelendi.TÜRKSOY Temsilcisi Elçin Gafarlı, Kazakistan’ınTÜRKSOY Temsilcisi Askar Turganbayev ve Baş- Necip Asanbayev’in yazdığı, Ayrat Abuşahmanov’unkurdistan’ın TÜRKSOY temsilcisi Ahat Salihov ile yönettiği oyunun koreografisi ise Sulpan Askarova’yabirlikte Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve ait olan tarihi drama her iki gösterimde de büyükTarsus Belediye Başkanı Burhaneddin Kocamaz’a ilgiyle karşılandı.Zeki Velidi Togan yılı etkinlikleri sırasında göstermişoldukları hizmetlerin karşılığı olarak Başkurdistan Oyunun Keçiören’deki gösteriminde bir açılış ko-Bilimler Akademisi’nin hazırladığı madalya takdim nuşması yapan Keçiören Belediye Başkanı Mustafaedildi. Ak, TÜRKSOY’un Türk kültürünün tanıtılmasına çok büyük emekleri olduğunun altını çizerek, 2010Kapanış etkinlikleri çerçevesinde Milli Kütüphane’de Zeki Velidi Togan Yılı boyunca TÜRKSOY ile or-Zeki Velidi tabelası ve okuma odasının açılışı ger- taklaşa pek çok etkinlik gerçekleştirdiklerini anlattı.çekleştirildi. Mustafa Ak’ın konuşmasının ardından madalyaEtnografya Müzesi’nde ise Haziran 2010 tarihinde törenine geçildi. 14-17 Şubat 2011 tarihinde Baş-Başkurdistan’da gerçekleştirilen TÜRKSOY 6. Fo- kurdistan’da düzenlenen Zeki Velidi Togan Yılı’nıntoğrafçılar Buluşması sonucunda ortaya çıkan eser- kapanış törenlerinde Başkurdistan Bilimler Aka-lerden oluşan fotoğraf sergisi açıldı. Etkinlikler demisi Togan Yılına katkı sağlayan isimleri Ahmetçerçevesinde Zeki Velidi oyunu Mecit Gafuri Devlet Zeki Velidi Togan Madalyası ile onurlandırmıştı.Tiyatrosu’nda sahnelendi. Bu törenlere katılamayan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen’in madalyası iseEtkinlikler sırasında ayrıca Keçiören Belediyesi ile oyundan önce TÜRKSOY Genel Sekreteri DüsenUfa Sovetsky Belediyesi arasında ve Side Belediyesi Kaseinov ve Rusya Büyükelçisi Vilademir İvanovskyile Işınbay Belediyesi arasında “Kardeş Belediye adına temsilcisi Aleksandır İbifanov tarafındanprotokolleri” imzalandı. Heyette yer alan iş adamları takdim edildi.ise Başkurdistan Dış Ticaret Bakanlığı ile görüşmeleryaparak karşılıklı ticaret ve yatırım imkânlarını Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafaaraştırdılar. İsen de Başkurdistan Bilimler Akademisi’nin ma- dalyasına layık görülmekten mutluluk duyduğunuBaşkurdistanlı yetkililer yapmış oldukları görüş- ifade ederek, TÜRKSOY’un Türk kültürüne hizmetmelerde Başkurt kültürünün TÜRKSOY üyesi ül- eden isimlerin yaşatılması konusunda gösterdiğikelerde ve tüm dünyada tanıtılması konusunda çabanın her türlü takdirin üzerinde olduğunu kay-TÜRKSOY’un gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlerden detti. Madalya töreninden sonra sahnelenen oyunövgü ile bahsederken, TÜRKSOY Genel Sekreteri ise ayakta alkışlandı.Kaseinov ise Başkurdistan’ın TÜRKSOY’un enaktif katılımcılardan biri olduğunun altını çizdi.“Ahmet Zeki Velidi Togan”Oyununu Ankara’da SahnelediTÜRKSOY, Mecit Gafuri Başkurt Devlet AkademikDrama Tiyatrosu’nun “Ahmet Zeki Velidi Togan”

P:132

132TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Zeki Velidi Togan Başkurtların Tarihi Ankara-2003

P:133

133TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARDoğumunun 125. Yıldönümü MünasebetiyleZeki Velidi Togan TÜRKSOY’un 2015 Takviminde Anıldı

P:135

HAKAS TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 135¥ Nikolay Katanov Türk Dünyası’nın İlk Türkoloğu, Hakaslar’ın İlk Bilim Adamı, Halkbilimci ve Dilbilimci

P:136

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 136 Nikolay Katanov1862-1922

P:137

Özgeçmişi ürk dünyasının ilk türkologu, Hakasların ilk bilim adamı, halkbilimci ve dilbilimciT Nikolay Katanov (Pora Kızıloğlu) 6 Mayıs 1862 yılında Ashıs bölgesine bağlı Uzyum köyünde dünyaya geldi. Ailesi okumuş ve aydın insanlar olan Katanov'un babası Sagay, annesi ise Kaçin aşiretlerindendir. Katanov ilk eğitimini babasından, 1869– 1876 yılları arasında Askiz Okulu’ndan aldı. 1876–1874 yılları arasında altın madalya ile mezun olduğu Krasnoyarsk şehrindeki Erkek Jimnastik Okulu’ndadevam ettirdi. 1884’te Sibirya’dan Rusya İmparatorluğu’nun başkenti St. Petersburg’a geldi. 1884-1888yılları arasında St.Petersburg Üniversitesi Doğu Dilleri Fakültesi Farsça, Arapça, Türkçe ve TatarcaBölümü'nde eğitim gördü. TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARÖğrencilik yıllarında “Türkolojinin Babası” ve “Türk Dil Biliminin Kurucusu” olarak bilinen V.V. Radlovve N. İ. Veselevskiy, İ. N. Berezin gibi dönemin en ünlü bilim adamlarından ders aldı. Arapça, Farsça,Türkçe ve Tatarca dillerini benimsemesi onu gençlik yıllarından itibaren iyi bir bilim adamı olarakyetişmesinde büyük rol oynadı.Üniversiteden mezun olduktan sonra 1889-1892 yılları arasında İlimler Akademisi ve Rus Coğrafya 137Cemiyeti tarafından Doğu ve Batı Sibirya, Kuzey Moğolistan, Cungarya ve Doğu Türkistan'a Türktopluluklarının dili ve yaşam kültürlerini incelemek için gitti.1893 yılında Kazan Üniversitesi Türk Tatar Dilleri Bölümü'ne yüksek lisans programına kaydoldu veaynı zamanda bölümde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 7 Aralık 1903 tarihinde “ UranhayDilini Araştırma Yolları (Tecrübesi)” adlı doktora tezini savundu ve bu çalışma Türkoloji'nin altınhazinesindeki kendi yerini aldı. Aynı yıl profesör oldu.15 Aralık 1907'de Kazan Üniversitesi'ndekarşılaştırmalı dilbilimi dalında ikinci doktora derecesini aldı.Nikolay Katanov eğitim verdiği yıllarda da kendi alanındaki ilmi araştırmalarına devam etti. Bununlaberaber iyi bir öğretmen olarak Sergey Malov, Zeki Velidi Togan gibi ünlü Türkologları yetiştirtirdi.30 Kasım 1911 tarihinden itibaren Katanov, ağırlaşan şartlar gereği Kazan Ruhban Akademisinde dervermeye başladı ve Rusya'daki Ekim 1917 Devrimine kadar burada çalıştı. Devrim sonrası KazanÜniversitesi'nde ve diğer yükseköğrenim kurumlarında çalıştı.1920 yılında Katanov'un toplam dokuz bini aşkın ciltten oluşan kişisel kitaplığına dayanılarak İstanbulÜniversitesi bünyesinde Türkiyat Enstitüsü kuruldu.Yazışmalarında etkin bir biçimde 114 dili kullanabilen bilim adamı Nikolay Katanov, Societe des scienceset lettres (Leven, Belçika) ile Hungarische Ethnographische Gesellschaft (Budapeşte, Macaristan), Rusyaİmparatorluk Coğrafya Cemiyeti, Rusya İmparatorluk Arkeoloji Cemiyeti, Rusya İmparatorluk DoğaBilimleri Antropoloji ve Etnografya Severler Cemiyeti (Moskova), Türkistan Arkeoloji Severler Cemiyeti(Taşkent) gibi önemli bilimsel merkezlerde gerçek üyeliklere; Kazan’daki Arkeoloji, Tarih ve EtnografyaCemiyetinde başkanlık ve gerçek üyeliğe; Kazan ve Semipalatinsk İstatistik Komitelerinde üyeliğe; ayrıcaHelsingfors (Helsinki)’taki Fin-Ugor Cemiyeti irtibati üyeliğine başarılı çalışmaları neticesinde sahip oldu.Türk dünyasının araştırılmasında eşsiz yapıtlar bırakan Nikolay Katanov, 9 Mart 1922 tarihinde Kazanşehrinde hayata veda etti.

P:138

Eserleri: O religioznıh voynah uçenikov şeyha Bagautdina protiv inorodtsev Zapadnoy Sibiri // Uçyonıe zapiski Kazanskogo universiteta.-1903.-Kn. XII.- S. 133-146. Opıt Issledovaniya Uryanhanskovo Otçet o poyezdke v Vostoçnuyu Sibir, Yazıka (1903, 2 cilt; Uryanhay Dili Üzerine Mongoliyu i severnıy Kitay v 1890 i 1891 gg. // Araştırma Denemesi) Jivaya starina.-SPb., 1892.-S. 111-122, 134-137. Opıt issledovaniya uryanhayskogo yazıka s Sagayskie tatarı Minusinskogo okruga ukazaniem glavneyşih rodstvennıh otnoşeniy Eniseyskoy gubernii // Jivaya starina.-1893.-Vıp. ego k drugim yazıkam tyurkskogo kornya.- 4, ç. III.-S. 559-570. Kazan, 1903.-XLII, 1539, LX s. Nareçiya Uryanhaytsev (Soyotov) Abanskih, Pisma iz Sibiri i Vostoçnogo Turkestana / Tatar i Karagasov (1907; Uryanhayların, Abakan Predislovie Radlova V. V. // Zapiski İmp. Tatarlarının ve Karagasların Lehçeleri) İmperetorskoy Akademii nauk.-1893.-T. XXIII.-S. 1-114.TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Nareçiya uryanhaytsev, abakanskih tatar i Sredi tyurkskih plemen // İzvestiya İmp. Rus. karagasov // Obraztsı narodnoy literaturı Geografiçeskogo Obşçestva.-1893.-T. XXIX.-S. tyurkskih plemyon, pod red. V. V. Radlova. Ç. IX. 519-541. SPb., 1907. T. I (tekstı), VI+XXXII+68+XLVIII s.; T. II (perevodı), VI+XXV+658 s. Kaçinskaya legenda o stovorenii mira (Zapisana138 v Minusinskom okruge Eniseyskoy gubernii na kaçinskom nareçii tyurkskogo yazıka 2 iyunya 1890 g.) // İOAİE |İzvestiya Obşçestva arheologii, istorii i etnografii.-1894.-T. HII, vıp. 2.-S. 185-188. O pogrebalnıh obryadah u tyurkskih plemen s drevneyşih vremen do naşih dney // İOAİE.- 1894.-T. XII, vıp. 2.-S. 109-142. Naradnıe primetı i poverya beltirov // Deyatel.- 1896.-No № 8.-S. 424-425. O poyezdke deystvitelnogo çlena Obşçestva arheologii, istorii i etnografii N.F. Katanova v Minusinskiy okrgu Eniseyskoy gubernii // İOAİE.-1897.-T. XIX, vıp. 2.-S. 219-221. Otçet o poyezdke, soverşennoy s 15 maya po 1 sentyabrya 1896 goda v Minuskinskiy okrug Eniseyskoy gubernii // Uçenıe zapiski Kazanskogo universiteta.-1897.-T. 64, kn. III.-S. 1-50. Materialı k izuçeniyu kazansko-tatarskogo nareçiya. Ç. 1: Obraztsı knijnoy i ustnoy

P:139

literaturı kazanskih tatar // Uçyonıe zapiski Volkskundliche Texte aus Ost-Türkistan. I.-Kazanskogo universiteta.-1897, kn. 12, (Sitzungsberichte der Berliner Akademie derprilojenie,-S. 1-32. Wissenschaften, XXXII.).-Berlin, 1933.Predanie tobolskih tatar o groznom tsare Volkskundliche Texte aus Ost-Türkistan. II. AusTamerlane]]|ssılka= |avtor izdaniye= |izdanie= dem Nachlaß von N. Th. KatanovEjegodnik Tobolskogo gubernskogo muzeya|tip= herausgegeben.-(Als Manuskript getruct).-Berlin,sbornik|mesto= Tobolsk|izdatelstvo= |god= 1943.1898|vıpusk= IX|tom= |nomer= |stranitsı= 50-52Vinokurenie u abakanskih tatar Eniseyskoy Hakasskiy folklor (İz knigi «Obraztsı narodnoy TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 139gubernii // Deyatel.-1899.-№ 8/9.-S. 312-314. literaturı tyurkskih plemyon», t. IX. SPb., 1907).- Abakan, 1963.-163 c.Narodnıe sposobı leçeniya u sagaytsev(Minusinskogo uyezda Eniseyskoy gub.) // Nikolay Fedoroviç Katano, Avtobiografiya iDeyatel.-1899.-№ 10.-S. 394-395. bibliografiya / Sost. i red. doktor istor. nauk İ. L. Kızlasov. Moskva- Abakan, 1997.Materialı k izuçeniyu kazansko-tatarskogonareçiya. Ç. 2: Russkiy perevod obraztsov knijnoy Tallal alғan pilig toғıstarı. Hakas folklorınıñ pazai ustnoy literaturı kazanskih tatar // Uçyonıe etnografiyazınıñ tekctteri= İzbrannıe nauçnıezapiski Kazanskogo universiteta.-1899.-Kn. 5-6.- trudı. Tekstı hakasskogo folklora i etnografii=S. 1-113. Bilimsel eserlerinden segneler. Hakas folkloru ve etnografyasi metenleri/ Sost. B. H. Tugijekova, B.Otçet o poyezdke v Minusinskiy uyezd E. Maynogaşeva. Perevodı na hakasskiy yazık B.Eniseyskoy gubernii, soverşennıy letom 1899 E. Maynogaşevoy i Sost. B. H. Tugujekova, B. E.goda // Uçyonıe zapiski Kazanskogo Maynogaşevoy i S. E. Karaçakova.-Ankara, 2000.-universiteta.-1901.-T. 63, kn. V-VI.-S. 1-58. 550 s.Predaniya prisanskih plemen o prejnih delah ilyudyah // Sbornik v çest 70-letiya G. N.Potanina.-SPb., 1909.-S. 265-288.Obrabotka soçineniya pisatelya XVII v. N. G. Folklor sayanskih tyurkov XIX veka. İz sobraniyaSpafariya «Opisanie pervıya çasti vselennıya, N.F. Katanova/ Sost., perevoı, stihotv. pereloj, lit.imenuemoy Aziya, v ney je sostoit Kitayskoe obrab., zaklyuçit statya i komment. A. V.gosudarstvo s proçimi ego gorodı i provintsii».- Prelovskogo. V 2 t.- M., 2003.-576 s. + 624 s.Kazan, 1910.-LVI, 271 s.Kratkiy tatarsko-russkiy slovar v transkriptsiyah İzbrannıe trudı o Kahasii i sopredelnıharabskoy i russkoy v obyome I çasti uçebnika M. territoriyah / Sost. Ugdıjekov S.A.- Abakan: İzd-F. Karimova «Tarihi anbiya (istoriya prorokov)».- vo HGU im. N. F. Katanova, 2004.Kazan, 1912.-XXIV, 265 s. (litografiya).Vostoçnaya hronologiya, İz kursa lektsiy, çitannıh Oçerki Uryanhayskoy zemli. Dnevnikv Severo-vostoçnom arhelologiçeskom i puteşestviya, ispolnennogo v 1889 godu / Podg.etnografiçeskom institute v 1918-1919 uçebn. rukopisi, kommentariy A. K. Kujuget.- Kızıl,godu.- Kazan, 1920.-240 s. 2011.

P:140

140 “PROF.DR. NİKOLAYTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR KATANOV” KONFERANSI 12 Kasım 2002 tarihinde TÜRKSOY, 2012 Prof.Dr. Nikolay Katanov Yılı Türk Dil Kurumu ve İstanbul Üni- versitesi Türkiyat Enstitüsü işbirliğiyle 2012 yılı TÜRKSOY tarafından Türkolog ve Bilim Prof.Dr. Nikolay Katanov'un doğumunun 140. Adamı Prof.Dr. Nikolay Katanov'un doğumunun yıldönümüne ithafen İstanbul’da “Prof.Dr. Nikolay 150.yıldönümüne ithafen “Prof.Dr. Nikolay Katanov Katanov” konulu konferans düzenlendi. Yılı” olarak ilan edildi. Konferansın açılış konuşmalarını Türkiyat Araş- İlan edilen yıl kapsamında Türkiye'nin farklı tırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Osman Fikri şehirleri ileTürk cumhuriyetlerinde çeşitli anma Sertkaya, Türksoy Genel Sekreter Yardımcısı Ziya etkinlikleri ve bilimsel konferanlar gerçekleştiril- Yılmazer, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. di. Şükrü Haluk Akalın ve İ.Ü. Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya, Prof. Dr. Ömer Faruk Akün, İsmail Güleç (Türkiye), Prof. Dr. Valentina Tugajikova, Dr. Tatyana Borgoyakova, Dr. Sergey Borgayakov, Prof. Dr. Victor Butanayev (Hakasya), Prof. Dr. Şakir İbrayev, Dr. Flora Orayezeva (Kazakistan), Dr. İrina Kuleganek, Prof. Dr. İgor Kormişin (Rusya Federasyonu) Prof.Dr. Nikolay Katanov ile ilgili bilimsel sunumlarını katılımcılarla paylaştı.

P:141

“Prof.Dr. Nikolay Katanov ve Hakas ithafen “Prof.Dr. Nikolay Katanov’un Bilimsel TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 141Kültürü” Konferansı Mirası ve Türkoloji Sorunları” konulu anma top- lantısı düzenlendi.20 Aralık 2012 tarihinde TÜRKSOY ve AdıyamanÜniversitesi işbirliğiyle “Prof.Dr. Nikolay Katanov İstanbul ve Ankara'daki toplantıya, Rusya Fede-ve Hakas Kültürü” konulu konferans düzenlendi. rasyonu Kültür Bakanı Özel Kalemi Alexander N.Eğitim Fakültesi Vehbi Koç Salonunda düzenlenen Nenashev, Rusya Federasyonu Hakas Cumhuriyetikonferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemil Kara, Başkan Yardımcısı ve Başbakan Yardımcısı İrinaTÜRKSOY Hakas Ülke Temsilcisi Timur Davletov, G. Smolina, Kültür Bakanı Svetlana A. Okolnikova,akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Eğitim ve Bilim Bakanı Galina A. Salata, T.C. KültürTÜRKSOY Hakas Ülke Temsilcisi Timur Davletov ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Farukkonferansta Prof.Dr. Nikolay Katanov'un hayatını Şahin’in yanısıra pek çok akademisyen, araştırmacıve Hakas Türklerinin genel kültürünü konu alan ve öğrenci katılım gösterdi.bilimsel bir sunum gerçekleştirdi.Timur Davletov konferans başlamadan önce Adı- TÜRKSOY Genel Sekreterliğinde, 14 Haziran günüyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa gerçekleştirilen toplantıya, Başkurdistan Radyo veTalha Gönüllü’ye nezaket ziyaretinde bulundu. Televizyon Kurumunun TÜRKSOY’un katkılarıylaRektörlük Makamında gerçekleşen ziyarette Dav- hazırladığı “Prof.Dr. Nikolay Katanov’un Kitaplığınınletov, TÜRKSOY tarafından ilan edilen “2012 İzinde” filminin gösterimi ile başladı, film gösteri-Prof.Dr. Nikolay Katanov Yılı” anısına Rektör Prof. minin sona ermesinin ardından ise açılış konuş-Dr. Mustafa Talha Gönüllü`ye üzerinde Prof.Dr. maları gerçekleştirildi.Nikolay Katanov`un resminin bulunduğu plakethediye etti. Açılış konuşmaları sırasında, TÜRKSOY Genel Se- kreteri Düsen Kaseinov; “Katanov adı, Hakasya“Prof.Dr. Nikolay Katanov’un ile özdeşleşmiş, Hakasya denince ilk akla gelenBilimsel Mirası ve Türkoloji isimlerden biridir. Rusya’daki güçlü Türkoloji ge-Sorunları” Anma Toplantısı leneğinin önemli temsilcilerinden biri olan Katanov, Türk lehçelerinin karşılaştırmalı tablosunu hazır-Anma Yılı kapsamında 12 Haziran 2012 tarihinde layarak, Türk halklarının akrabalığını ve kültürelİstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Ens- ortaklığını da bilimsel olarak ortaya koyan ilk Tür-titüsünde ve 14 Haziran 2012 tarihinde TÜRKSOY kologdur” sözleriyle Katanov’un Türk dünyası içinGenel Sekreterliğinde Prof.Dr. Nikolay Katanov'a öneminin altını çizerken; 2012 Katanov Yılı kap- samında TÜRKSOY üyesi ülkelerde, Prof.Dr. Nikolay Katanov’u tanıtmak ve mirasına sahip çıkmak amacıyla yürütülen çalışmalara dair bilgiler verdi. Açılış konuşmalarının ardından bilimsel bildirilerin sunulduğu panel; Hakas Dil, Literatür ve Tarihi Bilimsel Araştırma Enstitüsü Müdürü - Prof. Dr. Valentina N. Tuguzhekova; İstanbul Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden - Prof. Dr. Os- man F. Sertkaya; N.F.Katanov Hakas Devlet Üni- versitesi Pedagoji ve Mesleki Eğitim Psikolojisi Bölümünden - Doç. Dr. Klavdiya İ. Sultanbayeva, R.F. Başkurdistan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı TÜRKSOY Temsilcisi - Doç. Dr. Ahat G. Salihov ve Ankara Üniversitesi D.T.C.F. Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümünden Doç. Dr. Gülsüm Kil- li’nin katılımlarıyla gerçekleştirildi. “Prof.Dr. Nikolay Katanov’un Bilimsel Mirası ve Türkoloji Sorunları” paneli öncesinde Hakasyalı haycı Oleg Çebodayev geleneksel müzik aletleri ile icra ettiği parçalar ile dinleyicileri kendisine hayran bıraktı.

P:142

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR “Prof.Dr. Nikolay Katanov’un ganbayev ve Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Ha- Bilimsel Mirası ve Türkoloji kasya (R.F.), Tataristan (R.F.) ve Başkurdistan’dan Sorunları” Uluslararası Bilimsel (R.F.) gelen akademisyenler katıldı. Konferansı Vali Nurlan Nogayev, Türk dili konuşan ülkelerin142 29 Mayıs-1 Haziran 2012 tarihleri arasında Batı tarih, kültür, etnografya çalışmalarında Prof.Dr. Kazakistan Humanitarian Akademisi, TÜRKSOY ve Batı Kazakistan Valiliği işbirliğiyle Kazakistan'ın Nikolay Katanov’un ve TÜRKSOY’un katkılarının Oral şehrinde Prof.Dr. Nikolay Katanov’un Bilimsel altını çizdi. TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Mirası ve Türkoloji Sorunları” konulu uluslararası Askar Turganbayev ise, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’u temsilen, Türk dünyasının man- bilimsel konferans gerçekleştirildi. Konferansa Batı Kazakistan Valisi Nurlan Nogayev, evi mirasının dünya medeniyetinin vazgeçilmez TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Askar Tur- bir parçası olduğunu ve TÜRKSOY’un amacının, Türkçe konuşan halkların ortak kültürel değerlerini, tarihi kültürel mirasını uluslararası düzeyde araş- tırmak, incelemek, korumak, organize etmek, yük- seltmek ve modern kültür ve sanatı başarıya ulaş- tırmak olduğunu dile getirdi. İki gün boyunca Türkolog ve bilim adamlarından oluşan heyetler tarafından Prof.Dr. Nikolay Kata- nov’un Türk dili konuşan halkların etnografya, dil, tarih ve kültür alanlarında yapmış olduğu ça- lışmalar incelendi.

P:143

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 143N.F.KatanovBilimsel Eserlerinden SeçmelerHakas Folkloru ve Etnografyası MetinleriYayına Hazırlayan : Doç. Dr. V.E. MaynogaşevaTürkiye TürkçesineAktaran : Doç. Dr. Fatma Özkan Ankara-2000

P:145

TATAR TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 145¥ Abdullah Tukay Tatar Edebiyatının Klasiği ve Büyük Şairi, Edebiyat Eleştirmeni, Yayımcı, Yeni Tatar Edebiyatının ve Tatar Türkçesi’nin Kurucularından

P:146

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 146 Abdullah Tukay1886-1913

P:147

Özgeçmişi atar edebiyatının klasiği ve büyük şairi, edebiyat eleştirmeni, yayımcı, yeni TatarT edebiyatının ve Tatar Türkçesi’nin kurucularından biri olan Abdullah Tukay (Abdullah Mehmet Arif oğlu Abdullah Tukay) 26 Nisan 1886 tarihinde Kazan bölgesinin Menger iline bağlı Kuşlavıç köyünde (şimdiki Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin Arça bölgesi) köklü bir ailede dünyaya geldi. Babasının adı Muhammet Arif, annesinin adı Memdude’dir. Abdullah Tukay, doğduktan beşay sonra babasını, üç yıl sonra da annesini kaybederek çok küçük yaşta yetim kaldı. Elden ele dolaşarak TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARçocukluk yıllarını sevgiden mahrum, yoksulluk ve sıkıntı içerisinde Sasna, Üçili ve Kırlar köylerindegeçirdi. İlk eğitimini Kırlar köyü medresesinde aldı.Tukay, 1895 yılında evlatlık olarak verildiği aileden alınarak Azize adlı halasının yanına, Oral (Kazakistan) 147şehrine götürüldü. Eniştesi Ali Asgar Efendi onu Oral’daki Mutiullah medresesine gönderdi. Aynızamanda medresenin yanındaki Rus sınıfına da gitti. Orada Tatar edebiyatı ile halk edebiyatınıinceliklerini öğrendi, Arap, Fars, Rus, Başkurt ve diğer halkların edebiyatları, Doğu ve Batı medeniyetleriile tanıştı. Şark felsefesi ile aruz üslünü Mutiullah Hazretin’den öğrendi. Türk Ceditçisi, göçmen Abdülvelionu Türk ve Fransız edebiyatları ile tanıştırdı. Tukay, daha sonra Abdülveli için “Dünyayı tanımak içingözümü açan kişi” cümlesini kullandı. Tukay, medresede okurken şiirler yazmaya başladı. İlk edebiçalışmaları 1904 yılında “Yeni Çağ” dergisinde yayımlandı. Aynı zamanda birçok Rus şairinin eserlerinikendi ana diline çevirmeye başladı.1905 yılının başında Sosyal - Demokratlar organı olan “Oralets” gazetesine mürettip olarak girdi. Buradahem şiirlerini hem de siyasi konudaki makalelerini yayınladı. O dönemlerde devam eden ihtilalhareketlerine aktif olarak katıldı. Kamil Muti’nin çıkardığı “Fikir”, “El Asrü Cedit” gazetelerinde, “Uklar”dergisinde faal olarak çalıştı. Bu organlarda hem mürettip, hem musahhih, hem yazar, hem de redaktörolarak görev yaptı. Oral’da Tukay'ın şairliği ve yazarlığı gelişti, şöhreti bütün Rusya’ya yayıldı.Abdullah Tukay, 1907 yılının güzünde Kazan’a döndü. O zamanki edebi-medeni muhitin merkezindeolgunlaştı. Haziran 1908 A.Kemal ile birlikte “Yesin” (Şimşek) adlı mizah dergisini çıkartarak şiir venesirlerini yayımladı. 1909 yılının Haziran ayında “Yesin” dergisinin kapatılması üzerine, 1910 yılınınMart ayında “Yalt-Yult”u dergiyi çıkarmaya başladı. “El – Isla”k gazetesinde sık sık yazılar yazdı. Şiir vetenkid makalelerinde kendi devrinin siyasi, medeni, edebi meselelerini tartıştı. Devrin baskısının daetkisiyle hiciv ve mizah şiirlerine yöneldi. Böylece Tatar halkının en sevgili şairi oldu.1911-1912 yılarında Tukay Tatar, Azerbaycan ve Rus aydınlarıyla memleket meselelerine ışık tutmakiçin Rusya’nın bir çok şehirinde bulundu. Ama sağlığı iyiden iyiye kötüleşince Kazan’a tekrar dönmekzorunda kaldı. Tüm hayatını Tatar halkının hürrüyet içerisininde ilerleyip gelişmesine adayan AbdullahTukay, 15 Nisan 1913 tarihinde henüz 27 yaşında hayatının baharında iken vefet etti.

P:148

Eserleri: “İşten Çıgarılgan Tatar Kızına” (İşten Çıkarılan Tatar Kızına), “Vakti Gacizim” (Acizlik Ânım), “Kızık Gıyşık” (Tuhaf Aşk), “Serlevhesız” (Serlevhasız), “Üzilgen Ümit” (Kesilen Ümit), “Cir Yukısı” (Yeryüzü Uykusu), “Küz” (Güz), “Sabıyga” (Çocuğa), “Üz-Üzime” (Kendi Kendime), “Chygi Tan Hatiresi” (Baharda Tan Hâtırası),TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR “Tilemçi” (Dilenci), “Kayçakta” (Bazen), “Par At” (Çift at), “Ümidsizlik” (Ümitsizlik), “Bir Tatar Şagıyrinin Süzleri” (Bir Tatar Şairinin “Ükiniç” (Pişmanlık), Sözleri), “Aktık Tamçı Yaş” (Son Bir Damla Yaş), “Kıtmıybiz” (Gitmeyiz),148 “Tugan Cirime” (Doğduğum Yere), “Üzilgen Ümid” (Kırılan Ümit), “Tiatr” (Tiyatro), “Telehhif” (Hasret ve Kederle Yanış), “Beyrem ve Sabıylık Vakıtı” (Bayram ve Çocukluk Çağı), “Çitin Hel” (Çetin Hâl), “Şagıyr” (Şair), “Küzgi Çiller” (Sonbahar Rüzgârı), “Ümid” (Ümit), “Dahige” (Dâhiye), “Mehebbet” (Aşk), “Şöhret” (Şöhret), “ Sonra” (Sonra), “An” (Îdrâk), “Tugan Til” (Ana Dili), “Duşmannar” (Düşmanlar), “Mıllî Munnar” (Milli Türkiler), “Buran”, (Fırtına), “Tugan Avıl” (Doğduğum Köy), “Heste Heli” (Hastalık Hali), “Kunıl” (Gönül), “Tatar Yaşleri”, (Tatar Gençleri), “Tereddüt ve Şübhe” (Tereddüt ve Şüphe), “İke Koyaş” (İki Güneş), “İsimde” (Hatırımda), “Ata ile Bala” (Baba ve Oğul) v.s.

P:149

Туган тел TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 149И туган тел, и матур тел, әткәм-әнкәмнең теле!Дөньяда күп нәрсә белдем син туган тел аркылы.Иң элек бу тел белән әнкәм бишектә көйләгән,Аннары төннәр буе әбкәм хикәят сөйләгән.И туган тел! Һәрвакытта ярдәмең белән синең,Кечкенәдән аңлашылган шатлыгым, кайгым минем.И туган тел! Синдә булган иң элек кыйлган догам:Ярлыкагыл, дип, үзем һәм әткәм-әнкәмне, ходам!Ana DilimEy ana dilim, ey güzel dil, anamın, babamın dili!Senin sayendedir, dünyada öğrendiğim her şeyBu dil ile evvelâ, annem ninni söylemiş,Sonraları, geceler boyu ninem masal anlatmış.Ey anadilimi Her zaman yardımınla senin,Küçüklükten beri hissederim sevincimi, kederimi.Ey anadilim! Seninleydi ettiğim ilk duam:Affet demiştim, beni, annemi ve babamı Tanrı'm.

P:150

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARТуган җиремә Айрылып китсәм дә синнән гомремнең таңында мин, И Казан арты! сиңа кайттым сөеп тагын да мин. Ул таныш кырлар, болыннар тартты әүвәл хиссеми; Тарта торгач, куймады, кайтарды ахыр җисмеми. Кысса да синдә фәкыйрьлекләр, ятимлекләр мине, Изсә дә үз ишләремнән хур кимлекләр мине,- Үтте инде ул заманнар, очтылар шул кош кеби; Уйласам, ул көннәрем тик кичтә күргән төш кеби; Бәрсә дә дулкыннарың, һич алмады, гаркъ итмәде; Алды дүрт ягымны ялкын, якмады, харкъ итмәде. Бу сәбәптән аңладым мин, и туган җирем, синең Җанга ягымлы икәндер ялкының да дулкының!150 Җөмләтән изге икән ич: инешең, чишмәң, кырың, Юлларың, авыл, әвен, кибәннәрең дә ындырың; Һәр фосулы әрбәгаң: язың, көзең, җәй, кыш көнең; Барча, барча ак оек, киндер, чабата, ыштырың! Һәм көтүчең, этләрең, үгез, сыер, сарыкларың; Барчасы яхшы: бүре, җен, шүрәле, сарикъларың.

P:151

Doğduğum Yere TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 151Ayrılıp gitsem de senden, ömrümün tanında ben,Ey Kazan ötesi! Sana döndüm daha çok severek ben.O tanıdık kırlar, alanlar çekti evvela hissimi,Cezbedince, bırakmadı, geri getirdi sonunda cismimi.Sıksa da, sende yetimlikler, fakirlikler beni,Ayırsa da akranlarımdan horluk ve kötülükler beni,Geçti artık o zamanlar, uçtu şu kuş gibi;Düşünüyorum, o günler, gördüğüm bir düş gibi.Çarpsa da dalgaların, hiç almadı, boğmadı,Sardı her tarafımı alev, yakmadı, kavurmadı.Bu sebeple anladım ki, ey doğduğum yer, senin, .Cana yakınmış dalgaların ve alevlerin!Ne kadar güzelmiş, deren, çeşmen, kırın,Yolların, sokağın, evin, ot yığının, ambarın;Dört mevsimin, baharın, güzün, yaz ve kış günün;Bütün, bütün ak şalvarın, kendir, çarık, çorabın!Ve çobanın, köpeklerin, öküz, sığır, keçilerin;İyidir bütün kötülerin, vardır bence, yokların.

P:152

152 ABDULLAH TUKAY’INTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR DOĞUMUNUN 120. YILDÖNÜMÜ VE SABANTOY ŞENLİKLERİ T ÜRKSOY, Tataristan Cumhuriyeti Kültür edildi. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılan Bakanlığı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı gösterilere T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Koç da iştirak etti. Tataristan Devlet Halk Dansları tarafından düzenlenen Abdullah Tukay’ın Doğu- Topluluğu ve Senfoni Orkestrasının sunduğu bir- munun 120. Yıldönümü ve Sabantoy Şenlikleri 2- birinden güzel gösteriler, katılımcılar tarafından 4 Haziran 2006 tarihleri arasında İstanbul’da ve beğeniyle izlendi. Kütahya’da gerçekleştirildi. Mehmet Akif Ormanı’nda düzenlenen Sabantoy Kutlamalara Tataristan Cumhuriyeti Başbakan Şenlikleri, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç Yardımcısı, Kültür Bakanı Valiyeva, Yazarlar Birliği ve Ziya Valiyeva’nın katılımıyla son derece coşkulu Başkanı İlfak İbrahimov, Kazan Utları Dergisi Baş bir şekilde kutlandı. Katılımcılara Tatar milli ye- Editörü Ravil Fayzullin, Devlet Güzel Sanatlar mekleri ikram edildi ve Tatar Halk Dansları Top- Müzesi Müdürü Alfiya Tutayeva, Dünya Tatarları luluğu gösterilerini sundu. Kongresi Başkanı Rinat Zinnuroviç, Kazan Devlet Üniversitesi Türkoloji Kürsü Başkanı Asiya Rahi- Kütahya ili Çavdarhisar ilçesinde devam eden kut- mova, Kazan A. Tukay Müzesi Başkanı Ramis Ay- lamalarda köy sakinlerinin gösterdikleri misafir- metov ve yüz on kişilik sanatçı grubu katıldı. perverlik takdire şayandı. Program dâhilinde İstanbul’da bulunan Ayaz İsaki, Aynı günlerde Başkurt Kültür Haftası nedeniyle Yusuf Akçura ve Sadri Maksudi’nin kabirleri ziyaret Başkortostan Cumhurbaşkanlığı İdaresi Başkanı

P:153

Radiy Habirov başkanlığında İstanbul’a gelen Kutlamalara sayısız ölçüde katılan misafirler arasında TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 153heyette Başbakan Yardımcısı Kültür ve Ulusal Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Danışmanı BirolSiyaset Bakanı İldus İlişev ile birlikte yüz altmış Dok, Dünya Tatarlar Ligası Başkanı Gönül Pultar,sanatçı yer aldı. Kutlamalar Sultan Ahmet Mey- İdel-Ural İstanbul Tatar Kültür ve Yardımlaşmadanı’nda halk oyunları ve müzik gösterileriyle ger- Derneği Başkanı Atilla Küntüz, İdel-Ural Eskişehirçekleştirildi. Tatar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Ab- dulvahit Erden, İdel-Ural Kütahya Tatar Kültür veAbdullah Tukay’ın Doğumunun 123. Yardımlaşma Derneği Başkanı Abdullah Atasever,Yıldönümü ve “Ana Dili” Günleri R.F. Tataristan Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhu- riyeti’nde Yetkili Temsilcisi ve TÜRKSOY GenelRusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti Kültür Müdürlüğü yetkilileri ve basın-yayın mensuplarıBakanlığı, TÜRKSOY ve İstanbul Valiliği katkılarıyla vardı.2009 yılının Nisan ayında İdel-Ural Tatar Kültürve Yardımlaşma Derneği tarafından Abdullah Tu- Etkinlik sırasında Tatar dilinde Abdulla Tukay Mü-kay’ın Doğumunun 123. Yıldönümü “Ana Dili” zelerine Seyahat belgesel filmi izlendi ve kutlamaGünleri büyük bir coşkuyla kutlandı. geleneksel olarak Abdulla Tukay’ın sözlerine yazılan Ana dili (Tugan Tel) şarkısıyla son buldu.Buluşmada ulu şairin Tatar halkının kültürüneyapmış olduğu katkılar ve Tatar dilinin gelişmesi Abdullah Tukay’ın Doğumununüzerindeki önemini anlatan bildiriler sunuldu, şiir 124. Yıldönümüve yapıtlarının Tatar halkının manevi mirası vetarihi üzerine etkilerinden söz edildi. Toplantının 26 Nisan 2010 tarihinde Abdullah Tukay doğu-bir diğer önemli amacı, yurt dışında yaşayan Ta- munun 124. yıldönümüne ithafen Ankara Devlettarların ana dillerini, kültürünü ve geleneklerini Konukevi'nde anma toplantısı düzenlendi.korumaya yönelik yürütülmesi gereken faaliyetlertartışıldı. Bunların arasında, Türkiye’de her sene Anma toplantısına, T.C Dışişleri Bakanı Ahmetdüzenli olarak kutlanan milli bayramların ve Davutoğlu, Rusya Ankara Büyükelçisi Vladimirözellikle Tatar Sabantoy kutlamalarının geleneksel Ivansovski, Tataristan Cumhurbaşkanlığı Dışilişkilerbir hal alması, Tatar gençlerine tanıtılması açısından Daire Başkanı Timur Akulov, TÜRKSOY temsilcilerison derece önemli olduğu vurgulandı. ile akademisyenler, yazarlar katıldı.TÜRKSOY davetlisi olarak Türkiye’de bulunan ve Toplantının açılış konuşmasını yapan T.C DışişleriKonya’da düzenlenen 2. Bin Nefes Bir Ses Ulus- Bakanı Davutoğlu, \"19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılınlararası Türkçe Tiyatro Yapan Ülkeler Festivali’ne başını iyi anlamak gerekiyor. O dönemde birçokTataristan’dan katılan Sabir Amutbaev Tatar Devlet millet için batılılaşma, medeniyetleşme ile otantikDram Tiyatrosu Türkiye’de yaşayan Tatarlar için kültür, birçok kavim ve devlet için hesaplaşmabüyük bir anlam ifade eden bu etkinliğe özel olarak devridir. Kazan'da yetişen büyük şahsiyetler keşfehazırladığı programla ayrı bir renk kattı. Tiyatro çıkıyormuş gibi kendi kültürlerini muhafaza etmekoyuncuları, seyircilere Tukay’ın hayatı ve sanatı yanında, batı kültürünü, Rus kültürünü yakındanhakkında müzikal bir kompozisyon sundu ve klasik tanıma, ayrıca sefere çıkma cesareti gösterdiler.Tatar oyunlarından görüntüler sergiledi. Abdullah Tukay uzun yaşamış olsaydı muhtemelen o da aynı sefere çıkardı. O kültürü yaymanın

P:154

evrensel bir mesajı da var: Yenilik ve evrensellik dünyasının da yakından tanıdığı Şair Abdullah arasından çıkamamış hiçbir Aydın veya grubu ge- Tukay’ın doğumunun 125. yılı münasebetiyle 2011 leceğe bir şey aktaramaz. Eğer kendi kültürünüzü, yılı “Abdullah Tukay Yılı” olarak ilan edildi. Anma tarihinizi muhafaza edemezseniz, ne kadar dola- Yılı kapsamında Türkiyenin farklı şehirleri ileTürk şırsanız dolaşın, sadece gezgin olursunuz. Eğer cumhuriyetlerinde çeşitli anma etkinlikleri ve bi- değişik kültürlere açılmayı düşünmezseniz, kendi limsel konferanslar düzenlendi. kültürünüzü ne kadar muhafaza ederseniz edin, yer kalırsınız. Kazan sosyal hareketliliği yaşamış, doğuyu batıyla, Türkü Rusla buluşturmuş bir me- kandır. Onun için Kazan'ın ruhunu keşfetmek ge- reklidir.\" Mehmet Akifle milli kültürün korunması ve savunulması bağlamında eş değer olan Abdullah Tukay'ın bin yıllık kültürün tüm yükünü taşıdığını, içinde bulunduğu atmosferin tüm duygularını yan- sıtmaya çalıştığını belirterek \"Şiir yazarken edebi eser yazmanın yanı sıra bir neslin halkını yazıyordu. Bir açıdan Tatar destanı yazıyordu. Sahip olduğu kültürü her yere aktaracak bilinç taşıyordu. Doğu batı felsefelerini buluşturdu, bir erdemi, kültürü yansıttı.\" ifadelerini kullandı. 2011 Abdullah Tukay YılıTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Rusya Federasyonu Büyükelçisi Büyükelçisi Vladimir Açılış Töreni İvanovsk de; “Günden güne gelişen ve daha iyi bo- 25 Ocak 2011 tarihinde TÜRKSOY, T.C. Kültür ve yutlara erişeceğine inandığı Türkiye-Rusya ikili Turizm Bakanlığı ve Tataristan Kültür Bakanlığı ilişkilerin Tukay gibi çağcıl Tatar kültürünün temel İşbirliğiyle TÜRKSOY Genel Sekreterliğinde “2011 yapıtaşlarından olan ortak değerler aracılığıyla Abdullah Tukay Yılı”nın açılış töreni gerçekleşti- daha da güçleneceğine inandığını belirterek, üç yıl rildi. önce vermiş olduğu beyanatta olduğu gibi karşılıklı154 vizelerin kaldırılması yönünde önümüzdeki günlerde T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ta- önemli bir aşama kaydedileceğine inandığını” taristan Başbakan Yardımcısı ve Kültür Bakanı belirtti. Avrasya Yazarlar Birliği adına konuşma Ziyla Valeyeva, büyükelçi ve diplomatik temsilciler, yapan Ali Akbaş gibi diğer konuşmacılar da; “Tu- edebiyat ve basın mensuplarının katılımlarıyla ger- kay’ın eserlerinin öze dönüşe ve milli uyanışa olan çekleşen tören Abdullah Tukay'ın hayatını konu katkılarını” belirten konuşmalar yaptı. alan kısa filmi gösterimi ile başladı. Konuşmaların ardından Abdullah Tukay'ın şiirle- Kısa film gösteriminden sonra açılış konuşmasını rinden örnekler okundu; bir belgesel gösterimi, yapan TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Tatar ulusal müziğinden örneklerle birlikte Karim “Tukay, hayatının kısa olmasına rağmen adını Tinçurin Tiyatrosu tarafından bir de tiyatro gösterisi hiçbir zaman unutturmayan, yıllar geçtikçe eser- sergilendi. lerinin önemi daha da anlaşılmaya başlayan ve ge- lecek neslin gözünde yeni felsefi anlam ve önem 2011 Abdullah Tukay Yılı kazanan değerli bir şahsiyettir. Abdullah Tukay’ın adı, Tatar halkının yükselen kültürel değerlerini Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY ta- belirleyerek, onlara her zaman ışık tutmaktadır. rafından Tatar dilinin babası olarak anılan, Türk Bu üstün şahsiyet, üzüntü ve elem dolu dramatik yaşanmış kısa hayatında gelecek nesiller için her zaman ahlak, insanlık ve özgürlük timsali olmuştur. Abdullah Tukay’ın eserleri tüm Türk Dünyasının ortak mirasıdır. Böylesine önemli bir kişiliğe ve büyük bir yeteneğe sahip ünlü Tatar şairinin do- ğumunun 125. yıldönümü münasebetiyle TÜRK- SOY “İki bin on bir yılını Abdullah Tukay Yılı” olarak ilan etmiştir” dedi ve yıl boyunca TÜRK- SOY’un Tukay anısına düzenleyeceği faaliyetlerden örnekler verdi. Kaseinov’un ardından Muğla Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çolpan Zaripova Çetin de Tukay’ı anlatan bir konuşma yaptı. Çetin’in ko-

P:155

nuşmasından sonra ise, Tataristan Yazarlar Birliği Abdullah Tukay Doğumunun TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 155Başkanı İrfak İbragimov Tukay’ın en çok tanınanşiirlerinden biri olan “Ana Dilim” adlı eserini ses- 125. Yıldönümü Kazan’da kutlandılendirdi. “2011 Abdullah Tukay Yılı” kapsamında Tataristan’ınTataristan Halk ezgileri eşliğinde sunulan Tataristan Kazan şehrinde 26 Nisan’da 2011 tarihinde ŞiirDevlet Halk Dansları Topluluğu’nun gösterisi ise Bayramı, Musa Celil Tatar Akademik Devlet Operaizleyenleri büyüledi. ve Bale Tiyatrosunda Gala Gecesi ve Rusya Fede- rasyonu Tataristan Cumhuriyeti CumhurbaşkanıTörenin protokol konuşmalarını yapan Kültür ve Rustam N. Minnihanov’un verdiği bir resepsiyonTurizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Tataristan Kültür düzenlendi.ve Turizm Bakanı Ziyla Valeyeva Tukay’ın bıraktığıizlerden söz ettiler. Resepsiyona TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’un yanı sıra, Kültür ve Turizm BakanlığınıValeyeva, 2011 yılının Abdullah Tukay yılı ilan temsilen Müsteşar Yardımcısı Kemal Fahir Gençedilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. de katıldı.Tukay'ın Tatar kültüründe çok önemli bir şair ol-duğunu ifade eden konuk Bakan Valeyeva, etkinliğe Heyet ziyaretine Kazan Kremlin’i ve Kul Şerifkatkılarından dolayı Kültür ve Turizm Bakanı Gü- Camisi ziyaret ederek başladı. Kazan Belediyenay'a ve TÜRSOY'a teşekkürlerini iletti. Meclisi ziyaretinin ardından heyetler arası toplantıya geçildi. Abdullah Tukay Yılı ve Sabantuy ŞenlikleriGünay ise, törende yaptığı konuşmada,TÜRKSOY'la münasebetiyle her iki ülkede karşılıklı olarak ger-ve Tataristan Kültür Bakanlığı ile birlikte 2011 yı- çekleştirilen ve gerçekleştirilecek olan etkinliklerlında Abdullah Tukay'ı anacaklarını kaydeden konusunda karşılıklı iyi niyet beyanında bulunuldu.Bakan Günay, geçtiğimiz yıllarda da benzer çalış- Karşılıklı hediyelerin takdiminden sonra heyet,malar yaptıklarını anlattı. Tukay'ın eserlerini ve Meclis binasından ayrıldı.hayatını okuduğunda bir 'dahi' ile karşı karşıyakaldığını dile getiren Bakan Günay, sözlerini şöyle Ziyaretin ikinci günü saat 11.00’de şehir meyda-sürdürdü: “Genç sayılabilecek bir yaşta 27 yaşında nındaki Abdullah Tukay heykeline çiçek konul-aramızdan ayrılmış. Bugün yazdıkları şiirleri, ha- masıyla başlayan Abdullah Tukay’ı anma programı,yalleri sadece Tataristan'da, Rusya'da değil dünyada opera binası önünde halka açık olarak devam etti.evrensel değer taşıyorsa bu dünyadan pırıl pırılçağında bir yıldız kaymış demektir. Bu kapsamdaTürkiye'de ve Tataristan'da çeşitli etniklikler ya-pacağız, değerli çalışmalara imza atacağız.\"Günay, konuşması sırasında Tukay'ın şiirlerindenbirini de okudu.Protokol Konuşmalarının ardından TÜRKSOYGenel Sekreteri Düsen Kaseinov, konuklarınagünün anısına birer hatıra armağanı sundu.

P:156

Tataristan Başbakan Yardımcısı Zilya Valeeva’nın arttığını kaydeden Başkan Gökçek, Abdullah Tu- ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliklerde TÜRK- kay'ın ülkesi için önemine değinerek, milletinin SOY’un 2011 yılını Abdullah Tukay Yılı ilan etmiş aydınlık geleceği hakkında hiçbir zaman umudunu olmasının memnuniyet verici olduğu ifade edildi. kaybetmediğini söyledi. Daha sonra protokol, Abdullah Tukay operasını TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ise izledi. Programın akşamki kısmında da Cumhur- konuşmasında, Abdullah Tukay'ın şiirleri ve dü- başkanı Rustam Minnihanov, misafirler onuruna şüncelerinin insanları kardeşliğe çağırdığını belir- bir resepsiyon verdi. terek, Tukay'ın eserlerinin kültürlerarası köprüler kurduğunu ifade etti. Konuşmaların ardından protokol üyeleri Abdullah Tukay Caddesi’ndeki büstün açılışını gerçekleştirdi. Tören öncesinde ise Tataristan Devlet Müzik ve Dans Topluluğu geleneksel kıyafetleriyle gösteri yaptı. Abdullah Tukay’ı Anma Gecesi 26 Mayıs 2011 tarihinde “Abdullah Tukay’ı Anma Gecesi” Ankara’da düzenlendi. Abdullah Tukay BüstüTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Ankara’da Dikildi “2011 Abdullah Tukay Yılı” etkinlikleri çerçevesinde, TÜRKSOY’un desteği ile Şair Abdullah Tukay'ın büstü Ankara'da kendi adını taşıyan caddeye di- kildi.156 22 Mayıs 2011 tarihınde düzenlenen törende açılış konuşmasını gerçekleştiren Tataristan Tataristan Cumhuriyeti Meclis Başkanı Farid Mukhametshin, konuşmasında Türkiye ile Tataristan arasındaki köprünün temellerinin artarak devam edeceğini vurguladı. Türkiye ile Tataristan arasındaki köp- rünün dil ile köklü bir geçmişe sahip olduğunu kaydeden Mukhametshin, \"Kültürel gelenekler dostluğumuzun kökenidir. Her iki millet arasındaki ilişkilerin güçlenip devam edeceğine inanıyorum\" ifadelerini kullandı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de Türkiye ile Tatar milletleri arasındaki bağın güçlendiğinin altını çizdi. Her iki ülkenin başkent- lerinin de ekonomiden kültüre kadar geliştiğini ve

P:157

TÜRKSOY ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın or- Abdullah Tukay Parkı TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 157taklaşa gerçekleştirdiği etkinliğe TÜRKSOY GenelSekreteri Düsen Kaseinov, Rusya Federasyonu’nun 27 Mayıs 2011 tarihinde Uluslararası Türk KültürüTürkiye Büyükelçisi Vladimir Evgenyevich Iva- Teşkilatı TÜRKSOY, İstanbul Büyükşehir Belediyesi,novskiy, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanı ve Fatih Belediyesi ve Eyüp Belediyesi tarafından or-Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Tataristan Cum- taklaşa düzenlenen “2011 Abdullah Tukay Yılı”huriyeti Meclis Başkanı Farid Mukhametshin ve etkinlikleri kapsamında “Abdullah Tukay Parkı”nınTürkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı açılışı İstanbul’da gerçekleştirildi.Müsteşarı Nihat Gül de katıldı. Açılışa TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov,Opera Sahnesi’ndeki konser öncesinde protokol Tataristan Cumhuriyeti Meclis Başkanı Farid Muk-konuşmaları gerçekleştirildi. hametshin, Tataristan Kültür Bakanı Ayrat Sibga- tullin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı KadirTÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ko- Topbaş, Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu venuşmasında, “2011 Abdullah Tukay Yılı” açılışından Eyüp Kaymakamı Osman Kaymak katıldı.itibaren TÜRKSOY tarafından gerçekleştirilen et-kinliklerden bahsetti ve 27 yaşında vefat eden Tu- Açılış töreni Tataristan Cumhuriyeti Devlet Danskay’ın ömrünün az ancak mirasının büyük olduğunu ve Müzik Topluluğu’nun Volga Dalgaları dans gös-vurguladı. terisi ile başladı. Ardından Tatar Halk şarkıları seslendirildi.Rusya Federasyonu’nun Türkiye Büyükelçisi Vla-dimir Evgenyevich Ivanovskiy ise “Tukay’ı bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaşburada anıyor olmamız, Tatar-Rus-Türk halklarının açılışta yaptığı konuşmada, dünyaca ünlü Tatarortaklığını gösteriyor” diye konuştu. Ivanovskiy şair Abdullah Tukay’ın adının Eyüp’te açılan bukonuşmasını şairin şu ünlü dizeleriyle sonlandırdı: parkla birlikte ölümsüzleşeceğini, iki ülke arasındaki“Rus toprağında biz iz bırakmışız. Yaşanan yılların tarihi, kültürel işbirliği ve dostluk ilişkilerinin herparlak aynasıyız. Rus halkıyla şarkı söyledik” geçen gün daha da güçlendiğini söyledi. 2006 yılında İstanbul’da Abdullah Tukay’ın doğumununCemil Çiçek ise bu anlamlı törende bulunmaktan 120. yılı kutlamalarını gerçekleştirdiklerini de ha-duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türk dünyasının tırlatan Başkan Topbaş, Uluslararası Türk Kültürüdeğerlerinin farkında olunması gerektiğini de vur- Teşkilatı(TÜRKSOY)’nın bu yılı \"Abdullah Tukaygulayan Çiçek, “Tukay Türk dünyası ve insanlığın Yılı\" olarak kutlamasının da ayrı bir anlam taşıdığınıortak değeridir” diye konuştu. kaydetti.Tataristan Cumhuriyeti Meclis Başkanı Farid Muk- Konuşmasında Tatar halkına, Türkiye’de kardeşlikhametshin “Her bir halkın gurur duyduğu oğulları içinde yaşama ve çalışma imkanı verdiği için Türkiyevardır. Bizde burada Türk dünyasının gurur veren Cumhuriyeti’ne teşekkür eden Tataristan Cum-oğlu Tukay’ı anmak için toplandık. TÜRKSOY’a huriyeti Meclis Başkanı Farid Mukhametshin,,ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakan- “Türk-Tatar hakları arasında çok ortak nokta varlığı’na bu güzel organizasyon için çok teşekkür ve tarihimiz bir. Kültürlerimiz aynı. Park, gelecekteederim” diye konuştu. de halklarımızı birleştiren bir mekan olsun. Gele- ceğimiz İstanbul lalesi gibi parlak olsun” şeklindeKonuşmaların ardından Tataristan Devlet Müzik konuştu.ve Dans Topluluğu izleyenlere olağan üstü birgörsel şov ve müzik ziyafeti yaşattı. Dansları ve Törende, Abdullah Tukay’ın şiirlerinden örneklermüzikleriyle seyircileri büyüleyen topluluk büyük sunuldu. Açılış, protokol heyetinin birlikte kurdelebir beğeniyle izlendi. Konser sonunda sanatçılar kesimiyle son buldu.dakikalarca ayakta alkışlandı.

P:158

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR “Doğumunun 125. Yıldönümü” Bilimsel Konferansı 18 Kasım 2011 tarihinde IRCICA tarafından İs- tanbul’da Tatar şair Abdullah Tukay’ın Doğumunun 125.yılına ithafen konferans gerçekleştirildi. Konferans, Tataristan Cumhuriyeti (RF) Cumhur-158 başkanı Rustam Minnihanov’un göndermiş olduğu mesajın okunmasıyla başladı. Açılış törenine ara- larında Tataristan Cumhuriyeti Devlet Meclis Baş- kanı Rimma Ratnikova ve Tataristan Cumhuriyeti (RF) Kültür Bakanı Ayrat Sibagatullin de bulunduğu resmi heyet katıldı. Abdullah Tukay Caddesi IRCICA Genel Müdürü Dr. Halit Eren konuşmasında Tataristan (R.F.) ve IRCICA arasında kültürel, 22 Eylül 2011 tarihinde, Tarsus’ta Abdullah Tukay bilimsel ve eğitim alanındaki işbirliğin derinleşmesi Caddesi açıldı. TÜRKSOY’un girişimiyle Tartus üzerinde durdu. Bununla beraber Abdullah Tukay’ın Belediyesi tarafından Abdullah Tukay’in ismi yeni eserlerini daha da çok yayınlayacaklarını dile getirdi. bir caddeye verildi. TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Fırat Purtaş Abdullah Tukay yılında TÜRKSOY’a üye ülkeler Caddenin açılış törene Halk Oyunları Dans Top- tarafından şaire olan büyük ilgiden bahsetti. luluğu, Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Ko- camaz, Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti IRCICA ve Tataristan (R.F) Kültür Bakanlığı tara- Kültür Bakanlığı Temsilcisi Lilia Sattarova, Rusya fından düzenlenen bilimsel foruma katılmak için, Federasyonu Başkurdistan Cumhuriyeti Kültür Kazan Federal Üniversitesi’nden Tataristan’ın (R.F) Bakanlığı Temsilcisi Ahat Salihov katıldı. önemli tarihçileri ve edebiyatçıları İstanbul’da bir araya geldi. Ankara’dan, İzmir’den ve Erzurum’dan Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz üniversitelerinin önemli akademisyenleri de kon- Abdullah Tukay Caddesi’nin halkın yürümek ve feransa katıldı. Konferansta Rezeda Ganiyeva, dinlenmek için gidebileceği en güzel cadde olacağını Zufar Ramiyev, Tagir Gilazov, Dilariya Abdullina, ve bu cadde üzerinde modern alış veriş merkezi, Türk meslektaşlarından İsmail Türkoğlu, Merthan düğün salonu gibi inşaatlarının başladığını söyle- Dündar, Gülhan Atnur’un sunumlarını okudu. di. Abdullah Tukay’ın şiirleri hakkında yorumlar yapıldı. 2010 yılında yine TÜRKSOY’un girişimiyle Tarsus’ta Konferans süresince akademisyenlerin okuduğu büyük Başkurt Bilim Adamı Ahmet Zaki Validi sunumlar vatandaşların ve üniversite öğrencilerin Togan’ın ismi de bir caddeye verilmişti. büyük ilgisini çekti.

P:159

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 159”Abdullah Tukay'ın Tukay üzerine akademik çalışmaların yürütüldü-Doğumunun 125. Yıldönümü” ğünü, yayınların hazırlandığını kaydeden Akalın,Çalıştayı TÜRKSOY’un girişimiyle bu yıl Bahçelievler'de bir caddeye Tukay'ın isminin verildiğini ve büstünün23 Aralık 2011 tarihinde TÜRKSOY ve Türk Dil konulduğunu belirterek, bunun Türkiye'nin ken-Kurumu iş birliğiyle “Abdullah Tukay’ın Doğumunun disine gösterdiği saygının ifadesi olduğunu söyledi.125. Yıldönümü” çalıştayı” düzenledi.  Akalın, 2013'te Abdullah Tukay'ın ölümünün 100. yılında da anma gerçekleştireceklerini belirterek,Ankara’da gerçekleştirilen çalıştay, Türk Dil Kurumu aradan geçen bunca yıla rağmen Tukay'ın sadece(TDK) Başkanı Şükrü Haluk Akalın’ın konuşmasıyla Tatarlar'ın değil, tüm Türk dünyasının ve insanlarınbaşladı. geleceğine ışık tuttuğunu kaydetti.Akalın, Abdullah Tukay'ın sadece Tatar halkının TÜRKSOY’u temsilen çalıştayda, TÜRKSOY Baş-şairi olmadığını, bütün Türk dünyasınca benim- kurdistan (R.F) Ülke Temsilcisi Ahat Salihov vesendiğini ifade ederek, ''Dünyada bu kadar kısa TÜRKSOY Tataristan (R.F.) Ülke Temsilcisi Liliyayaşamış olmasına karşın ardında bu kadar iz ve Sattarova da söz alarak, Abdullah Tukay Yılı'ndaetki bırakmış kaç kişi var'' dedi. Başkurdistan (R.F) ve Tataristan (R.F)'da gerçek- leştirilen çalışmalardan bahsettiler.Akalın, Abdullah Tukay'ın ölümünün Türkiye'deyarattığı yankılara da değindiği konuşmasında, Tataristan (R.F.)'dan akademisyenlerin ve araştır-Tukay hakkında ilk ciddi yazının ölümünün ardından macıların da katıldığı çalıştayda, Tukay sanatçı ki-Köprülüzade Mehmed Fuad tarafından kaleme şiliği, düşünce adamlığı yönüyle ve eserleriyle elealındığını, ikinci yazının da Ömer Seyfettin'e ait alındı.olduğunu anlattı.

P:160

Bakü’de Abdullah Tukay Konferansı Ahundzade yılı olarak ilan edileceğini de katılım- cılarının dikkatine sundu. 13 Aralık 2011 tarihinde Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı, TÜRKSOY ve Azerbaycan Milli Konferansta söz alan Azerbaycan Kültür ve Turizm Kütüphanesi işbirliğinde Abdullah Tukay’ın do- Bakanı Birinci Yardımcısı Vagif Aliyev de Tukay'ın ğumunun 125. yıldönümüne ithafen bilimsel kon- çocukluktan yetim kalmasına, çok kısa bir ömürTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR ferans düzenlendi. sürmesine rağmen, yarattığı eserlerin onu Türk Bakü’de düzenlenen konferansa TÜRKSOY’un da- dünyasına tanıttığını belirtti. vetlisi olarak Tataristan (R.F.) Kültür Bakanı 1. Konferansta ayrıca Prof. Ramiz Asker’in çevirisini Yardımcısı İrada Ayupova, TÜRKSOY yapmış olduğu ve TÜRKSOY Kütüphanesi seri- Tataristan(R.F.) Ülke Temsilcisi Liliya Sattarova, sinden basılmış olan \"Abdullah Tukay’ın Seçilmiş Tatar Profesör Rezeda Ganiyeva, Tataristan (R.F.) Eserleri \" kitabının tanıtımı da gerçekleştirildi. Yazarlar Birliği Üyesi, Şair Garay Rahim, Türkiye160 Milli Kütüphanesi Şube Müdürleri Nermin Avşar, Abdullah Tukay’dan şiirlerin okunduğu konferansta Demet Aktaş, Başkurdistan (R.F.) Milli Kütüphanesi Prof.Ramiz Asker’e Tataristan (R.F.) Kültür Bakanı Başkan Yardımcısı Razil Bikbulatov, Kazakistan 1. Yardımcısı İrada Ayupova tarafından Tataristan Milli Akademi Kütüphanesi Şube Müdürü Nurgayşa (R.F.) Kültür Bakanlığı Onur Madalyası takdim Asubek ve TÜRKSOY Azerbaycan Ülke Temsilcisi edildi. Elçin Gafarlı katıldı. Ayrıca Azerbaycan’dan aka- Konferansta, Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı demisyenler, yazarlar ve milletvekilleri de konfe- tarafından yayınlanan kitabın Kazan kentinde su- ransta hazır bulundu. num töreninin yapılması teklif edildi. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Azerbaycan Milli Kütüphane Başkanı Kerim Tahirov, TÜRKSOY Başarıyla sonuçlandırılan konferansta katılımcılar teşkilatının birkaç yıl önce böyle güzel bir geleneğe Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, TÜRK- başlamış olduğunu, her yılı bir Türk dünyası önemli SOY’a ve Azerbaycan Milli Kütüphanesi yönetimine şahsiyetinin yılı ilan etmesini takdirle karşıladığını böyle bir etkinlik düzenlemelerinden dolayı te- söyledi. Tahirov, 2012 yılının TÜRKSOY tarafından şekkürlerini sundu.

P:161

TÜRKSOY Dergisi 33. Sayısıİmtiyaz Sahibi : Prof. Dr. Fırat Purtaş TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARYayına Hazırlayan : Lale Şıvgın Dündar Ankara-2011 161Abdullah Turkay - Seçilmiş EserlerŞiirleri TürkiyeTürkçesine Aktaran : Prof. Dr. Fatma ÖzkanMakaleleri Aktaran : Doç. Dr. Asiye RahimovaMakalelerin Düzeltisi : Prof. Dr. Mustafa ÖnerYayın Koordinasyon veBaskı Öncesi Hazırlık : Dr. Mustafa Balçık Sancar Mülazımoğlu Zemfira Hasanova Ankara-2006

P:163

KIRIM TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 163¥ İsmail Gaspıralı Kırım Tatar Fikir Adamı, Eğitimci, Yazar, Yayıncı ve Türk Dünyasındaki Milli Uyanış Hareketlerinin Büyük Öncülerinden

P:164

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 164 İsmail Gaspıralı1851-1914

P:165

ÖzgeçmişiK ırım Tatar fikir adamı, eğitimci, yazar, yayıncı ve Türk dünyasındaki millî uyanış hareketlerinin büyük öncülerinden biri İsmail Gaspıralı, 8 Mart 1851 tarihinde Bahçesaray yakınlarında Avcıköy’de dünyaya geldi. Gaspıra, İsmail’in babasının doğduğu yerin adıdır. İsmail Bey’in babası, Çarlık ordusundan emekli bir teğmen olan Mustafa Alioğlu, annesi Kırım asilzadelerinden İlyas Mirza Kaytafoz’un kızı Fatma Hanım’dır.Gaspıralı, ilköğrenimini Bahçesaray’da bir Müslüman mektebinde aldıktan sonra, on yaşlarındayken TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARAkmescid Erkek Ortaokulu’na başladı. Burada iki yıl okuduktan sonra, önce Voronej’de bir askeri okula,ardından da Moskova’daki Harp Okulu’na girdi. 1867’de altıncı sınıftayken, arkadaşı Mustafa MirzaDavidoviç ile Girit isyanında Rum asilerine karşı mücadele eden Osmanlı güçlerine katılmak üzereİstanbul’a gitmek için Kırım’a geldi. Buradan gizlice Odessa’ya geçtiklerinde İstanbul’a gidemedenyakalandılar. Bu olay, Gaspıralı’nın askerî öğrenciliğinin sona ermesine sebep oldu. Moskova’ya tekrardönemedi.1868’de, daha 17 yaşındayken Bahçesaray’daki Zincirli Medresede Rusça öğretmenliğine başladı.Öğretmenliği esnasında Rus edebi ve felsefi eserlerini okudu. 1872’de Kırım’dan ayrılarak İstanbul,Viyana, Münih ve Stuttgart üzerinden Paris’e gitti. Paris’te bulunduğu iki yıl süresince, meşhur Rusedebiyatçısı İvan Turgenyev’in yanında yardımcılık ve bunun yanı sıra tercümanlık yaptı.Daha sonra, uzun zamandır hayalini kurduğu Osmanlı zabiti olma amacıyla 1874’te İstanbul’a gitti. 165İstanbul’da kaldığı yaklaşık bir yıllık zaman zarfında, çok istediği zabit olma fikrini gerçekleştiremedi veKırım’a geri döndü.1878 yılında Bahçesaray belediyesine başkan yardımcısı seçilen İsmail Bey, bir yılsonra da başkanlığa getirildi ve 1884 yılına kadar beş yıl boyunca bu görevde bulundu.1881 yılında Akmescid’de çıkarılmakta olan Tavrida gazetesinde Genç Molla takma adıyla, daha sonralarıkitap haline de getirilen Rusya Müslümanlığı adını taşıyan yazılarını yazı dizisi halinde yayımladı. Türkçebir yayın organı çıkarmak için yaptığı resmi girişimleri reddedilmiş ancak gazetenin bütün içeriğininRusçasıyla birlikte yayınlanması şartıyla Türkçe bir gazete çıkarma izni aldı. İlk sayısı 22 Nisan 1883’teBahçesaray’da çıkan ve haftada bir gün yayınlanan bu gazetenin adı, Şinasi Efendi’nin Tercüman-ıAhvâl’inden esinlenilerek konulan Tercümân-ı Ahvâl-i Zaman’dı. Daha sonra 1903 yılında haftada ikigün çıkmaya başlayan gazete, 1912’den itibaren günlük olarak yayınlanmaya başlandı ve 1918’e kadarvarlığını sürdürdü.Gaspıralı, Müslüman Türk kızlarının eğitiminde de öncülük yaptı. İlk Usûl-i Cedîd kız mektebini ablasıPembe Hanım Bolatukova’ya 1893’te Bahçesaray’da açtırdı. 1905 yılı sonlarında Bahçesaray’da yayınhayatına giren Âlem-i Nisvân (Kadınların Dünyası), sadece Kırım Tatarları’nın değil bütün RusyaTürkleri’nin tarihlerindeki ilk kadın dergisi oldu ve Gaspıralı’nın sahipliğinde kızı Şefika Gaspıralı’nınidaresinde bir yıl kadar yayımlanabildi. Rusya’daki Türkler’in ilk çocuk dergisi olan Âlem-i Sıbyân da ilkdefa Mart 1906’da Tercüman’ın ilavesi olarak okuyucuya sunulmaya başlandı. Derginin yayımı düzensizaralıklarla 1915’e kadar sürdü.Gaspıralı, Türk lehçelerinin yabancı diller yerine birbirlerinden kelimeler alarak zenginleşmesini veİstanbul Türkçesi esas alınarak ortak bir yazı diline kavuşulmasını sürekli savundu.Gaspıralı hem yazdı hem de yılmadan, usanmadan Türk dünyasını gezerek konferanslar verdi. Onuntesirinde yetişen gençler Türk dünyasının her yanında çeşitli gazeteler ve kitaplar yayımladılar.Bugün Türk dünyasının ilkesi olan “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” sözüyle tüm Türk dünyasına çağrı yapandeğerli şahsiyet İsmail Gaspıralı 11 Eylül 1914 tarihinde hayata veda etti.

P:166

Eserleri: “Russkoye Musulmanstvo” (Rusya Müslümanları-Simfereopol, 1881), “Salname-i Türki” (Bahçesaray, 1882), “Mirat-ı Cedid” (Bahçesaray, 1882), “Her Gün Gerek Zakonlar” (Bahçesaray, 1897), “Hace-i Sıbyan” (Bahçesaray, 1884; 3.bas. 1892; “Rehber-i İslamiye” (Bahçesaray, 1898), 7. bas. 1898), “Şara'it al-Islam” (Bahçesaray, 1897), “Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene” “Rehber-i Mu'allimin” (Mu'allimlere Yoldaş) (Bahçesaray, 1885), (Bahçesaray, 1898), “İslamlara dair Nizamlar ve İmtiyazlar” “Türkistan Uleması” (Bahçesaray, 1901), (Bahçesaray, 1885),TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR “Rusya Coğrafyası” (Bahçesaray, 1885), “Mevlud-i Cenâb-ı Hazret-i Ali” (Bahçesaray, 1900), “İki Bahadır” (Bahçesaray, 1886), “Beden-i İnsan” (Bahçesaray, 1901), “Kıraat-i Türki” (Bahçesaray, 1886; 2. bas. 1894), “Iran. Resimli Mecmua” (Bahçesaray, 1901), “Maişet Muharebesi” (Bahçesaray, 1886), “Mebadi-yi Temeddün-i İslamiyan-i Rus” “Kolera Vebası ve Onun Deva ve Darusu” (Bahçesaray, 1901), (Bahçesaray, 1887), “Meşhur Payitahtlar” (Bahçesaray, 1901),166 “Bahtiyar Nazım” (Bahçesaray, 1889), “Usul-i Edeb” (Şark ve Garb Kaideleri) “Atlaslı Cihanname” (Bahçesaray, 1889), (Bahçesaray, 1901), “Medeniyet-i İslamiye” (Bahçesaray, 1889), “Zoraki Tabib” (Bahçesaray, 1901), “Garaib-i Adat-i Akvam” (Bahçesaray, 1890), “Malumat-i Nafia” (Bahçesaray, 1901), “Arslan Kız” (Bahçesaray, 1894), “Tashih-i Akaidden” (Bahçesaray, 1901), “Mektep ve Usul-i Cedid Nedir?” (Bahçesaray, “Temsilat-i Krilof” (Bahçesaray, 1901), 1894), “Asya'da Komşularımız” (Bahçesaray, 1903), “Dârü-r Rahat Müslümanları” “Risale-i Terkib” (Bahçesaray, 1894), (Bahçesaray, 1906), “Müslüman Kongresi” (Bahçesaray, 1909), “Russko-vostochnoe Soglashenie” (Bahçesaray, 1896), Makaleleri “Hesab. Muhtasar Ilm-i Hesab ve Mesa'il-i Hesabiye” (Bahçesaray, 1897), “Türk Yurducularına” (Türk Yurdu 1: 190-95, 1328 1912), “Hind Yolundan\" (Türk Yurdu 1: 307-10, 1328, 1912), “Hind'den Dönerken” (Türk Yurdu 1: 369-71, 1328, 1912), “Muhaceret muntazama” (Türk Yurdu 1: 706-13, 1328, 1913) v.s.

P:167

Lisan Meselesi TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 167İzmir’de “İzmir” namında neşrolunan yeni ve güzel gazetenin bir nüshasında “umûm-ı üdebâmıza birihtar” ser-levhasıyla bir bent okuduk.“Türk, ‘Arap, ‘Acem lisân-ı edebîlerinin hey’et-i mecmu’asından mürekkep enmüzec-i bediî” olan Osmanlılisânının kısm-ı edebîsini nazar-ı tedkîkden geçirecek olur isek en evvel nazar-ı dikkatimizi -tenâfür- bahsicelp eder ki o bahisde de üdebâmızın isti’mâllerini şiddetle men’ etmekte oldukları “istasyon,konsültasyon, sikovastra, kart dö vizit, vapur, şimendöfer, kongre, konferans” gibi soğuk ve mütenâfirkelimeler; görür ve şu hâlin gitgide tekessür ederek lisânımızın teferrukuna bâ’is olacağını anlarız.Dünyâda insanların her türlü menâfi’ine mâni’ olan şey’i neş’et-i lisân maddesinden ‘ibaret olup birkavmin bâ’is-i terakkisi olan şey’i de o kavmin efradının his ve lisânda ittihadlarıdır.” demişler. Pek doğrusöylemişler.Bugün ‘Araplarda Fransız ve İngiliz ve sâ’ir lisânlardan kendi lisânlarına karışmak isteyen kelimeleri der-‘akab yakalayıp mukabillerini bulup lisânlarından tard ediyorlar, “vapur”u görür görmez “bahre” nâmınıveriyorlar. “Kart dö vizit”i işitir işitmez batakate’z-ziyâre nâmını çıkarıyorlar.Şimdi bunu biz de yapmalıyız. Hatta şimdiye kadar yapmadığımız kabahattir.İşte biz bugün üdebâmızı bu hizmet-i lisâniyeye da’vet ediyoruz.“Tercüman” Bu da pek doğrudur ve da’vet de güzel da’vettir.‘Osmanlı lisânını sadeleştirmek aslı “Türkî” olan bu lisânı oldukça “Türkleştirmek” demektir; bundanmatlap ise edebiyattan milleti ya’ni Türkleri müstefîd etmektir. Garp dillerinden dilimize karışmak isteyenkelimelerin mukabilini bulup kullanmak ve mukabilini bulamayıp kabul ettiklerimizi kavâ’id ve tabî’at-ıTürkîye tabîk edip kullanmak lâzım geldiği gibi ‘Arap’tan, Fars’tan kabul ettiklerimizi dahi böyle etmelidir.Türkçesi bulunan bir kelime yerine diğer bir lisânın kelimesini isti’mâl etmek cinâyet-i edebiyedir.Lisân en ibtidâ’ “kavmî” olmalıdır ki herkes anlayabilsin. Lisânın yaraşığım letafetini ikinci derecedetutmalıdır. Bu hakîkati ben demiyorum hâl ile “Türkler” söylüyorlar. Mizân-ı edebiyeden beş paralıkkıymeti olmayan bilmem nerede basılıp çıkan “Âşık Garip’ler, “Şah İsma’il”ler, “Köroğlu”lar, “Kerem”lerEdirne’den Bursa’dan başlayıp ta Azerbaycan, Horasan ve Kaşgar Türklerine kadar münteşir olduğu hâldema’lum edebîlerin yazdıkları eserler; o meşhur şâ’irlerin “idi” ile “dedfden mâ’ada Türkçesi olmayan ateşlişiirleri Türklere kapalı kalıyor!Diyorlarki Türk lisânında nâzik ahvâl ve hissiyât-ı ruhaniye ifâdesine lâzım kelimeler bulunmuyor;binâenaleyh terkîb-i ‘Arabî ve Farisî olmadıkça lisân da lisân olmuyor. Belki böyledir, ama hâlâ bu zamanakadar Türk diline mahsûs bir lügatimiz olmadığı hâlde bu kadar kestirici bir hüküm etmeye hakkımızyoktur zann ederim; Türkçe’yi mükemmel bilen kimdir?Türkçesi bulunmadı da onun için mi “demir yola” “şimendöfer” denilmek ‘âdet edildi? Türk dili aranılırise; tahsîli lâzım görülür ise şimdi zann olunduğundan ziyâde zengin olduğu anlaşılır ümidindeyim.

P:168

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARTürk dili Türkçe olmalıdır; ‘Osmanlılar ise âl-i ‘Osman devletine mensup akvama hâkim olan ‘Osmanlı Türkleridir. “Servet-i Finûn” gazetesinin 680. inci numrasında ‘A. Nadir beyin şâyân-ı dikkat musâhabe-i edebiyesi derc edilmiştir. “Ma’ârif-i edebiyemize hizmet için ne yapmalıyız?” su’alini edip cevâp vermeye çalışıyorlar, fakat yazdıkları güzel mülâhazalar “Ne yazmalıyız”dan ziyâde “Nasıl yazmalıyız” su’âline daha muvafıktır zannederiz. Ne yazmalıyız? su’âline cevaben akvâm-ı ‘Osmaniye’nin ve ba-husûs ‘Osmanlı Türklerinin ma’lûmâtını tevesü’, efkârını işlek ve ‘âlî edecek şeyler yazmalıyız ve nasıl yazmalıyız? Su’âl ekseriyetin okup anlayabileceği bir tarzda ya’ni sade olarak yazmalıyız desek olmaz mı ‘acaba? ‘A. Nâdir bey böyle zannetmiyor. Lisân-ı ‘Osmaniye’yi sadeleştirmek nerede kaldı ki öz Türkîye ile şiir söylemek mümkün olamaz… “Çünki lisânımız Türkçe değil, “Osmânlıcadır.” diyor. Hîç işitmediğimiz bir şey bu idi, işittik. Şinâsi’den evvel yazı yazan ‘Osmanlı Türkleri bugün de herkesçe kullanılan “Osmânlıca”yı ve meselâ Şemseddin Sami beyin ve Ahmed Midhat efendinin “sade” dil ile yazdıkları edebî ve fennî makaleleri görseler ‘Osmanlıca’dır demezler idi. Tamâm bunlar gibi zamanımızda dahi “kûre-i kalemiye”ye tâbi’ olanların “Türkçe güzel şiir yazılmaz” “terkîb-i’ Arabîsiz ve Farisîsiz lisanımız dönmez.” zannettikleri tabî’îdir. Şîve-i ‘Osmâniyeyi sadeleştirmek lisân-ı Türkî’yi ilerletmek mes’elesinin ehemmiyet-i edebîyesinden mâ’ada daha büyük ehemmiyet-i siyâsiyesi vardır. Yazının yalnız güzelliği aranılmamak daha ziyâde umûmîliği matlap edilmelidir. En eski ‘Osmanlı olan “Türklerden” mâ’ada Devlet-i ‘Osmâniye’ye tâbi’ bunca akvâm-ı sâ’ire vardır ki bunların lisân-ı hâkimeyi tahsilleri farzdır, halbuki bu farzın edası için uzun senelerce ‘Arabistan çöllerinde ve İran gül bağçelerinde dolanmak lâzım olur ise iş bozulur…168 İSMAİL BEY GASPIRALI DOĞUMUNUN 150. YILINDA AKMESCİT’TE ANILDI 1-17 Mayıs 2001 tarihleri arasında Kırım Devlet İsmail Bey Gaspıralı Sempozyumu Sanayi Pedagoji Enstitüsü ev sahipliğinde İsmail Bey Gaspıralı’nın doğumunun 150. Yıldönümüne Türk Dili Konuşan Ülkeler Kültür Bakanları Daimi ithafen Akmescit’te uluslararası bir sempozyum Konseyi XV. Dönem Toplantısında; Gazeteci, eği- düzenlendi. timci ve yazar İsmail Bey Gaspıralı’nın doğumunun 150.yılının kutlanması kararı alındı. Sempozyuma Kırım, Ukrayna, Türkiye, Rusya, Ta- taristan, Özbekistan, Kazakistan, Macaristan, ABD, Kutlamalar kapsamında TÜRKSOY, Türkiye Cum- KKTC ve Belarusya’dan yaklaşık 200 bilim adamı huriyeti Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma katıldı. Üç gün süren sempozyumda 182 bildiri ve İdaresi Başkanlığı (TİKA), Kırım Türkleri Kültür teblig sunuldu. ve Yardımlaşma Derneği’nin işbirliğiyle, Gaspıralı’nın fikirlerinin ve eğitimci kişiliğinin geniş kitlelere TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Ziya Yılma- tanıtılması, Türk hakları arasında var olan ortak zer’in katıldığı sempozyumda; ”Dilde, fikirde, işte tarihi bağların pekiştirilmesi, kültürel ilişkilerin birlik!” ülküsünün sahibi İsmail Gaspıralı’nın tüm geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi amacıyla, 26- Türk dünyasında, Türklük ve dayanışma bilincini 27 Ekim 2001 tarihlerinde Ankara’da yurt içi ve nasıl uyandırdığı, önderlik ettiği anlatılarak Kırım yurt dışından 28 bilim adamının katıldığı uluslararası Türkleri savaşı bütün yönleri ile ele alındı. düzeyde “İsmail Bey Gaspıralı Sempozyumu” dü- zenlenledi.

P:169

TOBB Büyük Konferans Salonu’nda anılan tarihlerde Gaspıralı hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşılmasına TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 169gerçekleşen sempozyumun açılışında konuşma ya- sebep oldu.pan TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Ziya Yıl-mazer, TİKA Başkanı Dr. Öner Kabasakal, Kırım Ayrıca, Kazakistan’dan Amankos Mektep, KırımTürkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği 2. Başkanı Akmescitten; Viktor Gankeviç, Doç. Dr. İsmail Ke-Halil Saylık, Türk Dünyasından Sorumlu Devlet rim, İsmet Zaat, Yard. Doç. Dr. Zühal Yüksel veBakanı Prof. Dr. M. Abdülhaluk Çay ve Devlet Erdar Seytbekir’in sunduğu bildiriler, TürkiyeBakanı Prof. Dr. Ramazan Mirzaoğlu özetle; Gas- dışında diğer Türk ülkelerinde de bu büyük şahsiyetepıralı’nın Türk dünyasına yapmış olduğu büyük kayıtsız kalınmadığını katılımcılara göstermiş oldu.hizmetleri ve gayretleri hakkında bilgi sunarak,düşüncelerinin günümüz Türk halkına ışık tutması Sempozyuma Türkiye’den katılan: Prof. Dr. Yavuzve örnek alınması gerektiğini dile getirdi. Akpınar (Ege Üniversitesi), S. Giray Bozkurt, Doç. Dr. Ahmet Kanlıdere, Yard. Doç. Dr. İsmail TürkoğluSempozyumun birinci oturumuna başkanlık eden (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Nadir Devlettarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık, “ Tarihte dönüm (Yeditepe Üniversitesi), Prof. Dr. Timur Kocaoğlunoktası olan önemli olaylarla, Türklüğün maruz (Koç Üniversitesi), Ümit Polat (Yüzüncü Yıl Üni-kaldığı büyük acı ve asimilasyonlardan kurtuluş versitesi), Doç. Dr. Hakan Kırımlı (Bilkent Üni-ve yeniden diriliş çarelerini arayan, çalışan Gaspı- versitesi), Doç Dr. Meryem Kırımlı (Çankaya Üni-ralı’nın gayretlerinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini” versitesi), Dr. İbrahim Maraş (Ankara Üniversitesi),dile getiren konuşması ilgiyle dinlendi. Doç. Dr. Mehmet Şahingöz, Fahri Temizyürek (Gazi Üniversitesi), S. Selenga Gökgöz ve Doç Dr.Türkiye Cumhuriyeti 9. Cumhurbaşkanı Sayın Sü- Ömer Turan (Orta Doğu Teknik Üniversitesi), din-leyman Demirel, sempozyumu 2. gününde onur- leyicileri, nadir olarak bulabilecekleri birbirindenlandırıp, dünyadaki son gelişmeler ışığında Gaspı- ilginç ve doyurucu bilgilerle karşılaştırdı.ralı’nın fikirlerinin daha iyi anlaşıldığını ifadeederek sempozyumu düzenleyenlere teşekkürlerini VI. Türk Dünyası Edebiyat Dergilerisundu. KongresiTürkiye’nin tanınmış bilim adamlarından Prof. VI. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi,Dr. Mustafa Kafalı ve Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın 2013 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir'de,oturum başkanlığı sıfatıyla dinleyicilerle sohbet 16 farklı devlet ve bölgeden 30'un üzerinde edebiyatedercesine yaptıkları tarihi ve pedagojik değerlen- dergisinin katılımıyla 16-18 Şubat, 2014 tarihleridirmeler katılımcıları, yoğun bildirilere rağmen arasında gerçekleşti.akşam saatlerine kadar salonda tuttu. Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY, Es-Sempozyuma Kazan Devlet Üniversitesi’nden ka- kişehir Valiliği ve Avrasya Yazarlar Birliği işbirliğindetılan Prof. Dr. Mirkasım Osmanov ve Dilara Os- gerçekleştirilen, vefatının 100. yıl dönümündemanova ile Kazan devlet arşivinden katılan Cevdet çağdaş Türk edebiyatının önemli isimlerinden biriMinnulin’in Tatar Türkçesiyle sunduğu bildiriler olan İsmail Gaspıralı'ya ithaf edilen kongreye aka-

P:170

demisyenler, öğrenciler ve edebiyatseverler yoğun larımızın bilinciyle, değeriyle geleceğe doğru, dilde, ilgi gösterdi. fikirde, iş'te birlik istikametinde yürüdüğümüzde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, büyük avantajlarımız var. Her geçen gün birliğe Tataristan(RF), Başkurdistan(RF), Kırım (Ukrayna), biraz daha yaklaşıyoruz. Edebiyat dergilerinin bir Kosova, Dağıstan(RF), Karaçay Malkar(RF), Irak, arada oluşu, ortak hareket etmesi, fikir, düşünce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, İran, Türkmen ve edebiyat hayatımız için son derece önemlidir\" Sahra(İran), Gagavuzya(Moldova) ve Türkiye'nin şeklinde konuştu. önde gelen edebiyat dergilerinin genel yayın yö- Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Can- netmenlerinin katıldığı kongrenin açılışında, TÜRK- seyit Tüymebayev, yaptığı açılış konuşmasında SOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Kazakistan dergilerin milli kültürümüzün korunması ve ge- Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev ve Es- liştirilmesindeki önemini değindi. kişehir Valisi Güngör Azim Tuna açılış konuşmalarını Konuşmasının ardından Büyükelçi Tüymabayev, yaptı. Gerçekleştirilen açılış konuşmalarının ardından Vali Tuna ve Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Öme- ise İsmail Gaspıralı'nın hayatını konu alan bir film roğlu'na \"Kazakistan Dostluk ve İşbirliği Madalyası\" gösterimi yapıldı. takdim etti.TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Zorlu şartlar altında yayın yapan Türk dünyasının Son olarak açılış konuşmasını gerçekleştirmek edebiyat dergilerinin arasında işbirliğinin derin- üzere kürsüye çıkan Eskişehir Valisi Güngör Azim leştirilebilmesi amacıyla gerçekleştirilen Türk Dün- Tuna: \"dilde, fikirde, işte birlik\" ifadesinin Türk yası Edebiyat Dergileri Kongresinin ilk gün otu- dünyasının gönül birliği olduğunu kaydederek rumlarında İsmail Gaspıralı İdealleri ile Yerelden şöyle konuştu: \"Kültür başkentliğiyle tam da Gas- Milliye, Milliden Evrensele Türk Dünyası Edebiyatı, pıralı'nın istediği gibi mesafeleri kaldırdık. Türk Küreselleşme ve Edebiyat Dergiciliği gibi konular dünyası, ortak kültür mirasımızı güzel ve ümit ele alındı. dolu yarınlara aktarmak için el ele gönül gönüle TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, VI. Eskişehir'de buluştu. 250'yi aşan uluslararası et- Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresinin açılışı kinlikle güzellikler üretilmiş ve geleceğe uzanan vesilesiyle yapmış olduğu konuşmada, Eskişehir gönül bağlarımız Eskişehir'de sağlamlaştırılmıştır.170 Valisi Güngör Azim Tuna nezdinde Eskişehir Va- Gönül birliğimiz için azim ve sebatla çalışmaya liliğine, kongreye katılan yazar, edebiyatçı ve yayın devam edeceğiz.” yönetmenlerine teşekkürlerini sunarken, bu yıl altıncısı gerçekleştirilen kongrenin önemine şu sözlerle değindi: Altıncı kongre pek çok açıdan öncekilerden farklıdır. Bu kongreyle birlikte Türk Konseyine üye ülkelerin yazarlar birlikleri arasında işbirliğini kurumsallaştırmaya yönelik ortak bir çatı kuruluşun temellerini atacağız. Sayın Cum- hurbaşkanlarımız 23 Ağustos 2012 tarihinde Biş- kek'te düzenlenen zirve sırasında manevi dünya- mızın zenginliklerinin geliştirilmesine yönelik olarak yazarlar birlikleri arasında TÜRKSOY bün- yesinde ortak bir yapının kurulmasını kararlaştır- mışlardı. Aslında, Cumhurbaşkanlarımızın bu kararı, edebiyat alanında yürütülen çalışmalara ne Kazak Yazar Abdik'e \"Türk kadar önem verdiklerini gösteriyordu. İnşallah bu Dünyasında Yılın Edebiyat Adamı kongreyle birlikte bizler Türk Dili Konuşan Ülkeler Ödülü\" Yazarlar Birlikleri Konseyi'nin kuruluşunu gerçek- leştireceğiz. VI. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi'nde Kazak yazar Tölen Abdik'e \"Türk Dünyasında Yılın TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov'un ar- Edebiyat Adamı Ödülü\" verildi. Ödülü yazara teslim dından kürsüye çıkan Avrasya Yazarlar Birliği eden Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, benliğimizi Başkanı Yakup Ömeroğlu ise bugün Türkçe'nin ve kültürümüzü kaybetmemek yolunda hayatını farklı renklerinde farklı edebi diller geliştirildiğini adayan bir yazar olarak tasvir ettiği Abdik'e teşek- kaydederek, \"Edebiyat dergilerinin her biri kendi kürlerini sundu. Eserlerini değerlendirerek, kendisine ülkelerindeki Türkçe'nin ayrı güzel diliyle yayınla- ödül verenlere teşekkür eden Tölen Abdik ise, duy- nıyor. Yazdıklarımızın gönül, fikir, düşünce ve muş olduğu mutluluğu şu sözlerle ifade etti: \"Bu yöneliş dilinin aynı olması dilde birliği ifade eder. kongrenin gerçekleşmesine katkı sunan Eskişehir Eskişehir, Türk dünyasının her yerinden yazarları, Valiliğine, Kazakistan Cumhuriyeti'nin Ankara Bü- sanatçıları, şairleri kentte topluyor. Sahip olduk- yükelçisi Canseyit Tüymabayev'e, TÜRKSOY Genel

P:171

Sekreteri Düsen Kaseinov'a ve Avrasya Yazarlar riyorsa bizler de Türk dünyası olarak bu kültüre oBirliği Genel Başkanı Yakup Ömeroğlu'na şükran- kadar hatta daha fazla önem vermeliyiz.\"larımı sunuyorum. Edebiyat insanın ruhunu vemanevi boyutunu temizleyen büyük bir olaydır. TÜRKSOY ve Avrasya Yazarlar Birliği tarafındanBu temizliğe, insanı yetiştiren, değişik ufuklara geleneksel olarak gerçekleştirilen, Türk Dünyası'nınulaştıran, bu dünyaya sahip çıktığınız için teşekkür Edebiyat hayatına yön veren yazar, araştırmacı veediyorum. Kültür, edebiyatçılar için büyük bir de- bilim insanlarını bir araya getiren etkinlik iki günğerdir. Gelişen ülkeler kültüre ne kadar önem ve- boyunca Eskişehir'de devam etti. TÜRKSOY Arşivi Kongre TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Kapsamında Sergilendi Önceki yıllarda İstanbul, Ankara, Lefkoşa ve Astana şehirlerinde gerçekleştirilen Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi kapsamında bu yıl, TÜRKSOY'un geçmiş yıllarda gerçekleştirmiş olduğu etkinliklere ait posterlerden oluşan ‘'TÜRKSOY Arşivinden'' isimli bir fotoğraf sergisi ve kongreye katılan der- gilerin örneklerinin yer aldığı, Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Sergisi ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. 171İsmail Bey Gaspıralı ve Doğumunun 100. YıldönümüZiya Gökalp Sempozyumları MünasebetiyleBildiriler İsmail Gaspıralı TÜRKSOY’un 2014 Takviminde AnıldıYayına Hazırlayan : H. Dündar Akarca Ankara - 2003

P:173

KARAÇAY-MALKAR TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 173¥ İsmail Semenov Karaçayların Milli Şairi ve Büyük Bestecisi

P:174

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 174 İsmail Semenov1891-1981

P:175

Özgeçmişi araçay- Malkarların büyük şair ve besteci İsmail Semenov, 1891 yılında ElbrusK Dağı’nın batı eteklerinde yer alan Üçkulan köyünde dünyaya geldi. Annesi TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Yıldızhan, yaşadığı çevrede destancı kimliği ve duygusal şarkılarıyla tanılıyordu. Babası Unuh Bey ise Arapça bilen ve doğu edebiyatı ile ilgilenen kişiydi. Bu sebeple, çocukluktan edebiyata çok meraklı olan İsmail’in ilk öğretmenleri anne ve babası oldu. Babası Unuh Bey’i hac ziyareti sırasında kaybeden Semenov, dahasonra eğitiminin medresede devam etti. Medresede Arapça okuma yazmayı öğrendi ve ilk şiirleriniyazmaya başladı. Doğup büyüdüğü topraklardan, onun eşsiz tabiat güzelliklerin ilham alan İsmail,şiirlerinde her zaman Kafkas halkını, vatanını ve milli değerlerlerini konu aldı. Edebiyat hayatına halk şairi olarak giren İsmail Semenov, 1917 yılında gerçekleştirilen Bolşevik 175ihtilalinden sonra modern şiire de yöneldi. XX. Yüzyıl Karaçay şiirinin son temsilcilerinden olan Semenov,1939 yılında Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki “David Sosun Destanı’nın 1000. Yılı” kapsamındadüzenlenen halk şairleri yarışmasında birinci oldu. Ardından SSCB Yazarlar Birliği’ne üye oldu ve 1940yılına kadar Sovyetler Birliği tarafından verilen pek çok ödüllere layık görüldü.Fakat 1940’lı yılların başlarında Semenov, Sovyet düzenine karşı yazdığı şiirleri nedeniyle Sovyethükümeti yetkilileri tarafından sürekli baskı altında tutuldu. 1944 yılında rejim aleyhine propagandayapmak ve vatan hainliği suçundan dolayı kendi halkı gibi o da ana vatanından sürgün edildi. Sürgünyıllarında halkına karşı uygulanan yasakları ve zulmü her daim şiirlerine konu edinen İsmail Semenov,şiirlerinde kullandığı dil ile halkının hafızasında ana vatanlarını daima canlı kıldı. Semenov’un adı veeserlerine Karaçay şiir antolojisinde verdirilmeyerek Sovyetler Birliği yöneticileri tarafından unutturmayaçalışılsa da başarılı olamadılar.İsmail Semenov’un şiirlerinin büyük bir kısmı halk şarkısı haline geldi ve “Mingitav” (Elbrus Dağı) adlışiiri Karaçay – Malkar Türklerinin adeta milli marşı gibi oldu. Eşi Anisat hanıma ithafen yazdığı iki bindörtlük kadar uzunluğundaki “Aktamak” bestesi en meşhur bestelerinden biridir.1957’de onca zorlu süreçlerin neticesinde İsmail Semenov, kendi halkıyla birlikte ana yurduna geri döndüve ömrünün sonuna kadar doğduğu Üçkulan köyünde yaşadı.“Mingitav” (Elbrus Dağı) şiirinin yazarı İsmail Semenov, 1981 yılında 90 yaşında hayata veda etti.

P:176

Eserleri: “Anam”, “Zorluknu Cin” (Zülmün Şarkısı), “Kaydadı Revolütsiya” (Nerde Devrim), “Köçgünçülük Künümde” (sürgün Günümde), “Küv” (Ağıt), “Ayga Karay” (Aya Bakıp), “Köl Basama” (Teselli Ediyorum) v.s.TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Минги Тау Elbruz Dağ176 Сен кёкге джете, мийиксе Sen göğe erişecek kadar yücesin Ууакъ (Кавказ) тауланы ичинде. Kafkas dağlarının içinde Мияла кибик, джылтырай, Cam gibi parlayarak Къанга бузларынг юсюнгде. Buzulların üstünde. Юсюнгде барды акъ тонунг, Üstünde vardır beyaz kürkün Сен джай да, къыш да киесе. Sen yaz da, kış da giyersin Кюн бузулургъа тебресе, Hava bozmaya başlasa Боран этерге сюесе. Fırtına çıkarmayı seviyorsun. Кюн ариу, чууакъ тургъанлай, Gün güzel ve berrak iken Тохтамайды боранынг. Durmuyor fırtınan Джай да, къыш да кетмейле Yaz da, kış da erimiyor Юсюнгдеги бузларынг... Üstündeki buzların. Тёгерегинги тогъай отлайла Etrafında halkalaşıp otluyorlar Алтын мюйюзлю кийикле. Altın boynuzlu geyikler Сени башынга чыкъгъанла - Senin tepene çıkıyorlar Бёгекле бла джигитле... Cesurlar ile yiğitler.

P:177

Айга TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 177Аи, сен кекню мииигинде тамадаса,Кебню кере дуниялада аиланаса,Шагъатса сен кеб телюню кетгенине,Ургъан джеллеи емюрлени етгенине.Ашхы, аман, къууанч, бушуу, джашау, елюм...Барына да джарыкъ бердинг, барын кердюнг...Алаи бетинг тюрленмеиди, азаимаиды,Нюр кел бетинг кемеимеиди, таркъаимаиды.Джылагъанны кере туруб, джыламаиын,Къарыусузну ерге туруб джакъламаиын,Унукъгъаннга кел табдырыр мадар этмеи,Сен къошулуб бир палах да джерден кетмеи...Не ючюндю джашагъанынг, джарыгъанынг,Кече саиын башыбыздан къарагъанынг,Сууукъ къараи дженгил баргъан кюнлерине,Нек тураса миллетлени кезлеринде?...Aya BakıpAy, sen göğün yükseğinde hakimsinÇok şeyi görerek dünyada dolaşıyorsunŞahitsin sen çok neslin gittiğineEsen rüzgar gibi ömürlerin geçtiğine.İyi, kötü, sevinç, üzüntü, hayat, ölümHepsine de aydınlık verdin, hepsini gördünFakat yüzün değişmiyor, (aydınlığın) azalmıyorNur güzelliğin eksilmiyor, azalmıyor.Ağladığını görerek, ağlamadanGüçsüzü, ayağa kalkıp, korumadanHayata küsene moral verecek çare bulmadanSen katılıp bir bela da yerden gitmeden.Ne içindir yaşaman, ışımanGeceleri başımızdan bakmanSoğuk bakıp çabuk gittiğin günlerindeNiçin duruyorsun milletlerin gözlerinde.

P:178

TÜRKSOY’DA İSMAİLTÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR178 SEMENOV ANISINA KAFKAS GÜNLERİ DÜZENLENDİ T ÜRKSOY doğumunun 120. yılı olması ne- Karaçay - Çerkez Cumhuriyeti Milli Meclis Millet- deniyle Karaçay Malkar Halk Şairi İsmail vekili Bibulat Urusov ise böylesine coşkulu bir se- Semenov'un anısına Kafkas Kültür Günleri beple burada bulunmaktan büyük mutluluk duy- düzenliyor. 30 Ocak - 1 Şubat 2012 tarihleri duğunu dile getirdi ve bu buluşmaya imkan sağlayan arasında Ankara, Konya ve Eskişehir'de düzenle- TÜRKSOY’a teşekkürlerini bildirdi. Konuşmasının necek olan anma etkinliklerinin ilki 30 Ocak 2012 sonunda TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kasei- tarihinde TÜRKSOY Genel Sekreterliği’nde ger- nov’a Elbruz Dağları’nın resmini armağan etti ve çekleştirildi. “Elbruz Dağları İsmail Semenov Dağları demektir, biz bu ulu ödülü TÜRKSOY’a layık gördük” diye Programın açılış konuşmaları TÜRKSOY Genel konuştu. Urusov ayrıca Meclis adına getirdikleri Sekreteri Düsen Kaseinov, Karaçay - Çerkez Cum- madalyaları da sahiplerine takdim etti. huriyeti Milli Meclis Milletvekili Bibulat Urusov, Kabardin-Balkar Cumhuriyeti Milletvekili Asker Kabardin-Balkar Cumhuriyeti Milletvekili Asker Doduyev, Kafkas Akademisi Başkanı Ali Atabiyev, Doduyev de “geçen yıl yine TÜRKSOY’un ev sa- Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, Türkiye hipliğinde Kazım Meçiev’i anmak için burada top- Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul lanmıştık ve yeni nesilin onu daha iyi tanıması Günay’ı temsilen Kültür ve Turizm Bakanlığı Müs- için resmini TÜRKSOY’a hediye etmiştik, Kazım teşar Yardımcısı Kemal Fahir Genç tarafından ger- Meçiyev’in yanına yalnız kalmaması için Seme- çekleştirildi. nov’un resmini takdim etmek istiyoruz. Onlar Mingi-Tau (Elbruz) dağlarının iki zirvesi gibidir” TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ko- dedi. nuşmasında TÜRKSOY hakkında kısa bir bilgi verdi ve TÜRKSOY’un artık gelenekselleşmeye Kafkas Akademisi Başkanı Ali Atabiyev sözlerine başlayan anma toplantılarında emeği geçen herkese İsmail Semenov’un tanınmış bir dörtlüğü ile başladı teşekkürlerini sundu. ve TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’a

P:179

Kafkas Akademisi Fahri Doktorluk ünvanını takdim TÜRKSOY ile birlikte artık dünya çapında yapılıyor” TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLARetti. dedi.Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel ise ko- Konuşmaların ardından İsmail Semenov’un hayatınuşmasında Türk halkının birçok büyük değerinin konulu film gösterimi gerçekleştirildi ve katılımcılaraolduğunu fakat bu değerlerin yeterince farkında TÜRKSOY’un teşekkür plaketlerini TÜRKSOYolunamadığını belirtti ve “TÜRKSOY’un önderli- Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Karaçay - Çerkezğinde bu değerli kıymetimizi anmaktan büyük Cumhuriyeti Milli Meclis Milletvekili Bibulatonur duyuyorum” diye konuştu. Urusov, Kabardin-Balkar Cumhuriyeti Milletvekili Asker Doduyev, Kafkas Akademisi Başkanı AliTürkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Atabiyev, Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel,Müsteşar Yardımcısı Kemal Fahir Genç de “bu sa- Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve Türkiyelonda çok fazla bilim-sanat adamını andık, TÜRK- Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı MüsteşarSOY’dan önce bu toplantılar sadece büyük değer- Yardımcısı Kemal Fahir Genç takdim etti.lerimizin kendi memleketinde yapılıyordu, İsmail Semenov’un şiirlerinden bestelenmiş şar- kılarda tüm salon sanatçılara eşlik etti ve Kafkas Halk Dansları da konuklara eşsiz anlar yaşattı. Programın sonunda “İsmail Semenov’un Anısına Resim ve Fotoğraf Sergisi”nin açılışı da gerçekleş- tirildi. Semenov Anma Günleri 31 Ocak 2012 tarihinde Konya’da, 1 Şubat 2012 tarihinde Eskişehir'de devam etti. 179Doğumunun 125. Yıldönümü Münasebetiyleİsmail Semenov TÜRKSOY’un 2016 Takviminde Anıldı

P:181

UYGUR TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 181¥ Ziya SamediÇağday Uygur Edebiyatının En Büyük Yazarı ve Şairi

P:182

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 182 Ziya Samedi1914-2000

P:183

ÖzgeçmişiÇ ağdaş Uygur edebiyatının en büyük yazarı ve şairi Ziya Samedi, 15 Nisan 1914 yılında TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Kazakistan’ın Yarkand şehrine bağlı Honihay köyünde dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini doğduğu topraklarda tamamlayıp 1931 yılında ailesiyle birlikte Doğu Türkistan’a yerleşti. 1934 yılında Gulca’daki öğretmen okulundan mezun oldu ve öğretmen olarak çalışmaya başladı. Edebiyat dünyasına ise şiir vasıtasıyla adım attı. 1934 yılında “İli” gazetesinde ilk şiirleri yayınlandı. 1936 yılında “Ferhat ve Şirin”ebenzeyen, Uygurların ünlü epik şiiri “Garip ve Senem”, 1937 yılında da “Köyümçan Ana” (Şefkatli Ana)oyunlarını yazdı.Uygur Türkleri’nin çektiği acıları romanlarında sürekli olarak işlediği ve milliyetçi bir kişiliğe sahip olduğu 183için Ziya Samedi, 1937 yılında tutuklandı. Çin yönetimi tarafından Şin Şişey ceza evinde tam 7 senemahkûm oldu. 1944 yılında ceza evinden çıktıktan sonra Doğu Türkistan Ordusu’na katıldı ve albaylıkrütbesine yükseldi. 1950 - 1958 yılları arasında Doğu Türkistan Sican Uygur Bölgesi’nin Kültür Bakanıoldu.Ulusal özgürlük taraftarı olduğu için Çin hükümeti tarafından sürekli takip edilen Samedi, 1961 yılındaeğitimini tamamlamasının ardından Kazakistan’a geri döndü.Uygur bağımsızlık mücadelelerinde her zaman aktif olarak rol alan Ziya Zamedi, kendisine büyük ünkazandıracak birçok eserlerini Kazakistan topraklarında kaleme aldı.1980 yılında Uygur Edebiyatı’na kazandırdığı eserleri için ‘Kazakların Yazarı Ödülü’ne layık görüldü.Şiir, tiyatro, öykü ve roman türünde eşsiz eserler bırakan Ziya Samedi, 20 Kasım 2000 tarihinde 86yaşında hayata veda etti.

P:184

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAREserleri: “Cıllar Sırrı” (Yılların Sırrı), “Kanlik Dağ” (Kanlı Dağ), “Hitay Zindanlirida” (Çin Zindanlarında), “Siri Eçildi” (Sırrı Açıldı), “Sürlük Minutlar” (Tedirgin Dakikalar), “Zulmezevâl”, “Laşman”, “İparhan”, “Pekin”,184 “Gani Batur-Mayimhan”, “Ahmet Efendi”, “ Bir Tane Sigara”, “ Kaysılar Olgunlaştığı Zaman”, “Dertlinin İnleyişi”, “Boynu Kesik”, “Roşen”, “İli Nehri Kıyısında” v.s. İparhan Çin sarayına cariye olarak götürülen bir Uygur kızı. Hakkında pek çok hikâye, roman ve piyes yazılmış, filmler çekilmiş bu destansı hikâye meşhur Uygur yazarı Ziya Samedi'nin kaleminden sahne için yazıldı. \"Halkın için, vatanın için canını feda ettin İpar, Esarette kalarak, işkenceler ve zulüm gördün İpar\"

P:185

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 185100. YILINDA ZİYA SAMEDİ K azakistanlı Uygur yazarı Ziya Samedi, do- ğumunun 100. Yılında TÜRKSOY'da dü- zenlenen etkinlikle anıldı. 5 Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirilen toplantıya Türkiye Cum- huriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Müsteşar Yar- dımcısı Nihat Gül, Kazakistan Ankara Büyükelçisi Müsteşarı Alimkhan Yessengeldiyev, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Kazakistan Yazarlar Birliğinin Sekreteri Ahmetcan Aşiri, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu, Almanyalı Uygur gazetecisi Erkin Alptekin, Kazakistan’ın önde gelen ve sanat dünyasına destek veren iş adamı Dilmurat Kuziyev, Kazakistanlı yazar Rabik İsmailov, Kazak şairi Dauletbek Baytursınulı, akademisyen Alemcan Hamrayev, Ziya Samedi’nin oğlu Rıza Samedi ile kızı Bilkız Samedi, Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel, Yrd.Doç.Dr. Aysun Demirez Güneri, Ka- zakistan’dan gelen araştırmacıları ile Türkiye’den pek çok kişi katılım gösterdi. Açılış konuşmasını yapan TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Tanrı Dağlarının eteklerinde dün- yaya gelen, pelin kokulu Kazak bozkırlarında bü- yüyen ve milli mücadele vererek ölümsüz eserlere imza atan Türk dünyasının mümtaz şahsiyeti, Ka- zakistan halkının medarı iftiharı, Uygur milletinin

P:186

alan Ziya Samedi’nin Türk kültür ve sanat dünyasına yaptığı katkılarını anlatarak böyle bir toplantının Türkiye’de düzenlenmesinin öneminden söz etti. Kazakistan Ankara Büyükelçisi Müsteşarı Alimkhan Yessengeldiyev, Kazakistan Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev’in selamlarını ileterek Kazakistanlı Uygur yazarı Ziya Samedi’nin Kazak edebiyatına yaptığı katkılarından söz ederek Kazakistan’da bu sene Ziya Samedi’yi anma toplantılarının devlet tarafından organize edildiğini anlattı. Kazakistan Yazarlar Birliğinin Sekreteri Ahmetcan Aşiri, bir Uygur yazarının Türkiye’de, özellikle TÜRKSOY’da anıldığını söyleyerek TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’u teşekkür etti ve bu evladı Ziya Samedi’nin dağlar gibi uzaklaştıkça toplantının Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığa yükselen, denizler gibi dalgalandıkça derinleşen, kavuşmasından dolayı düzenlendiğini bir kere hayatiyete ve hayati konulara önem verdikçe dağlar daha hatırlattı: \"Sizlerin engin gönüllerinizle, derin gibi dimdik durarak denizler gibi mürekkep misali saygılarınızla klasik yazarımız Ziya Samedi’nin hakikatin tercümanı olan ve hakikatin tercümanı 100. Yıl kutlamalarını Türk Milletinin kutsi top-TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR olurken asırları aşkın birikimleriyle, tarihe yön raklarında düzenlediğiniz için şükran duygularımızı veren çalışmalarıyla ve birbirinden değerli eserleriyle arz ederiz. Bugün bizler edebiyat hayatımız itibarıyla geleceği aydınlatarak yeni nesillerin düşünce ve en ulvi, en mukaddes bayramımızı yaşıyoruz. Şu duygularına güç katan bir yazar olduğunu söyleyerek yaşadığımız anın Uygur Milletinin kültür tarihi şöyle konuştu: \"Türk kültür ve sanat dünyasının açısından, halkımızın çektiği kaderi açısından gelişmesine büyük katkıda bulunan bu Devasa alacağı yeri farklıdır. Buna bizler çok sevinçliyiz. Kamet, sadece Uygur milletinin değil, tüm Türk Dolayısıyla sımsıcak yürekten memnuniyetimizi halklarının büyük bir düşünürü ve yazarıdır. O, ve gönül hoşnutluğumuzu arz etmek isteriz.186 ölümsüz eserleriyle insanlık tarihinde önemli olayları yeni nesillere ustaca aktarırarak milletler Evet, Uygur halkının ulu yazarı hem düşünce arasındaki barışı ve huzuru her zaman vurgulamıştır. insanı Ziya Samedi 100 yaşındadır. Evet, Ziya Samedi'nin şaheserlerinde Türk milletlerin Uygur edebiyatının piyes ve roman yazarı Ziya kaderi ne kadar önemliyse, Türk dünyası için onun Samedi’nin \"Yılların Sırrı”, \"Mayimhan”, \"Ahmet eserleri o kadar değerlidir.” Efendi”, \"İparhan”, \"Gani Batur”, \"Kanlı Leke” gibi Türkiye Kültür Bakanı Müsteşar Yardımcısı Nihat eserleri halkımıza miras olarak kalan çok değerli Gül, TÜRKSOY Uluslararası Türk Kültürü Teşki- eserlerin birkaçı. Bu eserler, Doğu Türkistan’da latının yaptığı pek değerli çalışmalarından söz yaşayan ve hem toplumsal hem de siyasi çatışma- ederek Uygur yazarı Ziya Samedi’yi Anma Toplan- larının içinde yer alan halkın kaderini, bağımsızlık tısının önemli olduğunu ve kardeşlik bağlarının uğrunda verdiği mücadelelerini resmetmektedir. kurulması adına yapılan büyük bir katkı sağlandığını Uygur milletinin sönmeyen göz nuruna, aydın ifade etti. Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup çehreye dönüşen bu ölümsüz eserler, hem Uygur Ömeroğlu, Uygur milletinin kaderini ustaca kaleme hem de tüm Türk milletlerinin zengin düşünce

P:187

geleneğini özünde ve içinde barındıran manevi buraya kadar geldik. Zira \"Nurlu Yol” diyerek TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR 187hazinedir esasında. Yazar Samedi’nin kaleme aldığı halkına sesleniş yapan Cumhurbaşkanımızın yolubu edebiyat cevherleri sayesinde dünya halkları pek değerlidir Uygur milleti için. Devletimizi barışUygur milletinin hem uzun hem de zor olan içinde yaşatarak hiçbir çatışmalara sevk ettirmedenkaderini, kaç asırlık tarihini, kültür mirasını, yön veren Başkanımız Nursultan Nazarbayev hiçbirmümtaz şahsiyetlerini tanıma imkanı buluyor. zaman eksik olmasın, uzun ve bereketli hayat ya-Kazakistan Halk Yazarı unvanına sahip olan ve şamasını temin ederim! Ulu Türk Milletleri selametdünyaca büyük bir yazar olarak bilinen Ziya Samedi, içinde yaşasınlar ve manevi ilişkilerimiz ebediyeteher şeyden önce bir Uygur yazarıdır. Onun öz mil- kadar devam etsin!”letine karşı sevgisi ile samimiyetine hiçbir şeydenk olamaz. İşte bu sevgi ve kaderiyle özdeşleşen Kazak şairi Dauletbek Baytursınulı Ziya Samedi’yederin düşünceleri onu sadece bir milletin değil, ithaf ederek şiir okudu:tüm insanlığın mümtaz şahsiyetine çevirdi. Evet,Ziya Samedi’nin yazarlık mirası milli seviyeden İnsanda olur özel duygular,yükselerek dünya edebiyatının bir parçası halinedönüştüğünü ve böylece insanlık düşünce zen- Bir sende vardır farklı kurgular.ginliğine eklenen son derece değerli bir katkı ol-duğunu ifade etmek gerekiyor sanırım. Dolayısıyla Adınız Er-Ziya, nurlara gark olan,Samedi sanatkârlığı, sadece Uygur milletine değil,hem Türk milletlerine hem de dünya halklarına Samedi olarak zamanı dolduran.bir armağandır. Onun eserleri dünya dillerine çev-rildi. Zamanlar geçti kanlara boğulan,Ziya Samedi’nin yaşadığı dönem, hem zorluklarla Hayatlar geçti canları doğuran.hem de çatışmalara dolu olan Doğu Türkistan’ınen kanlı zaman dilimiydi. Vatanın değerini, milletin Batıyı, doğuyu kucağa sardılar,kaderini mahruti bakışlarıyla değerlendirebilenyazar, çektiği elemler ile çetin günlerin karanlığında Bahadır Türk erler topraklar kattılar.büyüyen bir insandır. İşte böyle bir dönemde ZiyaBey halkını mutlu günlere doğru götürecek yolların Asrı fetheden dedelerin oğlusun,peşine düştü ve kalemle o kaldırım taşları sermeyeçaba sarf etti. Yazar düşünce dünyası itibarıyla Milletin uğruna can veren ulusun.milletinin bir gün aydın geleceğe ulaşacaktır ümidiniyitirmemiştir. Doğu Türkistan topraklarında, eski Kaleme aldığın ölümsüz eserler,Uygur diyarlarında yaşayan milletinin bir gün ba-ğımsızlığa kavuşacaktır düşüncesiyle yaşadı. Türk Tarihe kök salan halkını beslerler.Milletleri sağ ve salim olsa, büyük yazarımızınhayal ettiği o nurefşan gelecek mutlaka gerçekle- Kaleminle yıktın ejderha sedleri,şecektir. İşte bu düşünceler hayatiyetini her zamankorumuştur. Ormanları yaktın ayılar kentleri.Yazar toyu, halkın toyu kutlu olsun! Türk halklarının Uygurların ölmez abidesi oldun,milli manevi merkezine dönüşen mukaddes Türktopraklarında böyle bir toplantının düzenlenmesi Kaleminle çetin yürekler dondurdun.bizleri son derece sevindirdi. Sabitler, Gabitlerle dostluk kurdunuz,Türk halkları arasındaki barışı ve huzuru tesisetme konusunda öncülük yapan Sayın Cumhur- Zamanlar geçti, hazanlar savurdunuz.başkanımız Nursultan Nazarbayev. Birlik ve bera-berlik ruhunu korumayı, halklar arasındaki dostluğu Kazaklar bağımsız olduğu günlerde,sağlamayı bizlere eserleriyle öğreten Ziya Samediolmuştur. Evet, Ziya Samedi, Gabit Müsirepov, Sevinçten ağlayıp yutkundunuz.Alcebbar Abişev, Abdilda Tacibayev, Olcas Süley-menov, Olcas Süleymenov gibi birçok Kazak ya- Türklerden neşet eyleyen milletler,zarlarıyla kardeşane ilişkiler kurarak dostluk köp-rüleri kurmuştur. Günümüzde halkların desteğini Ankara topraklarına davet ettiler.alan, Türk milletleri arasındaki yıkılmaz köprülerkuran, milletler için meyveli ağaçlar diktiren, susuz Zirveye TÜRKSOY çadırlar kurdu,kalanlara kuyu kazdıran Nursultan Nazarbayev.İşte Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği yollarla Zirveden hiç inmesin atayurdu. Gazi Üniversitesi öğretim görevlisi, TÜRKİYAT Uygulama ve Araştırma Merkezinin Başkanı Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel, Uygur edebiyatıyla ilgili bildiri sunarak kapsamlı bir şekilde Uygur ya- zarlarını tek tek tanıttı ve Ziya Samedi’nin eserleriyle ilgili yaptığı analiz çalışmalarını anlattı. Gazi Üni- versitesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Aysun Demirez Güneri, Ziya Samedi’nin eserlerini tek tek tahlil ederek Samedi sanatıyla ilgili bildiri sundu ve birçok eserlerinin hala Türkçe çevrilmemiş olmasını dile getirdi. Etkinliğin sonunda Ziya Sa- medi’nin oğlu Rıza Samedi TÜRKSOY Genel Se- kreterini ve toplantıya katılan herkesi teşekkür etti.

P:188

TÜRK DÜNYASINA YÖN VEREN AYDINLLAR Doğumunun 100. Yılında Ziya Samedi anma et- yasının çok somut göstergelerinden biridir. Bundan kinlikleri, Ankara ile sınırlı kalmadı. TÜRKSOY ve 30 yıl öncesine giderseniz bu çok kıymetli misa- Niğde Üniversitesi işbirliğinde \"Türkistan Edebi- firlerimizle bir araya dahi gelemiyorduk. Ne ha- yatı’nda Ziya Samedi” konulu bir panel de düzen- berleşme ne birbirimizi görme ne selamlaşma ne ledi. birlikte olma ne hal hatır sorma bunlar bile mümkün değildi. Bugüne geldiğimizde Cenabı Al- Niğde Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi lah’ın takdiri ile bugün kendimizden olan özü- Salon 1923’de gerçekleşen panele Niğde Üniversitesi müzden olan kendi kanımızdan olan kendi canı- Rektörü Prof. Dr. Adnan Görür, Rektör Yardımcıları mızdan olan insanlarla kardeşlerimiz ve soydaşla- Prof. Dr. Murat Alp, Prof. Dr. Mustafa Bayrak ve rımızla bir arada olabiliyoruz. Herhalde bundan Prof. Dr. Mehmet Şener, Genel Sekreter Doç. Dr. daha büyük mutluluk olmasa bundan daha güzel Ethem Akyol, Dekanlar, Enstitü, Yüksekokul ve bir şey olmasa gerek. İnşallah bundan sonraki Meslek Yüksekokulu Müdürleri, akademik ve idari süreçte bu tür programlarla sık sık bir araya gelir, personelin ve üniversite öğrencileri katıldı. yine birlikte olur ve burada olduğu gibi güzel şeyler paylaşarak hasret gideririz. Tekrar kıymetli misa- Niğde Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Görür firlerimize teşekkür ediyorum hepsine saygılarımı açılışta gerçekleştirdiği konuşmasında; \"Merhum sunuyorum. Merhum Ziya Samedi’ye Allah’tan Ziya Samedi’nin şapkasını takmış olmaktan duy- rahmet diliyorum” dedi. duğum mutluluğu belirtmek istiyorum. Kıymetli misafirler, biraz önce hediye edilen Kuran-ı Kerim’i Panelde toplam 7 Uygur – Kazak Bilim insanı ve alırken üzerinde gördüğüm bir yıldız vardı. Bu yazar, Ziya Samedi’nin çeşitli yönlerinden bahse- yıldız Türk’ün olduğu her yerde var. Bu Kazakistan’da derek, hazırladıkları bildirileri paylaştı. da var, Doğu Türkistan’da da var, Anadolu’da var ve hatta Balkanlarda da var. Yani zamanında söy- lenen Adriyatik’ten Çin Seti’ne kadar Türk Dün-188 Doğumunun 100. Yıldönümü Münasebetiyle Ziya Samedi TÜRKSOY’un 2014 Takviminde Anıldı

Create a Flipbook Now
Explore more