Enjoying your free trial? Only 9 days left! Upgrade Now
Brand-New
Dashboard lnterface
ln the Making
We are proud to announce that we are developing a fresh new dashboard interface to improve user experience.
We invite you to preview our new dashboard and have a try. Some features will become unavailable, but they will be added in the future.
Don't hesitate to try it out as it's easy to switch back to the interface you're used to.
No, try later
Go to new dashboard
Published on Sep 26,2022
Like
Share
Download
Create a Flipbook Now
Read more
Published on Sep 26,2022
5. Sırlar Ülkesi Denizerya Read More
Home Explore 5. Sırlar Ülkesi Denizerya
Publications:
Followers:
Follow
Publications
Read Text Version
More from Çalışkanarı Yayınları
P:01

GİZEMLİ

ÜLKE

GRİMLOS

5. kitap

sırlar ülkesi

denizerya

Neslihan şirin

P:03

GİZEMLİ

ÜLKE

GRİMLOS

5. kitap

sırlar ülkesi

deni\\erya

P:04

Bu kitab›n her türlü yay›n haklar›, Fikir ve Sanat Eserleri

Yasas› gereğince ‹STANBUL MURAT YAYINCILIK’a aittir.

Ya\\arı NesliJan ŞİRİN

Yayına Ha\\ırlayan Alev BALMUK

Editör NİYAZİ ŞİMŞEK

ResiOleyen ZUHAL BELLİ AKYÜZ

Baskı: İstanbul, 2022

Aykut Basım Yayın Mat.

San. ve Tic. Ltd. Şti. Firüzköy Mah.

Mezarlık Üstü Cad. No: 24 - 26

Avcılar / İSTANBUL

Sertifika No: 12619

Adres: Kartaltepe Mah. 5. Şirin Sok. No: 6-8

Sefaköy - Küçükçekmece / İSTANBUL

Tel: 0212 639 39 12-43

Fax: 0212 540 73 63

Sertifika No: 15307

www.caliskanari.com.tr

P:05

Cesur ve Seçkn, Must’nn varlığını öğrendkten sonrak gün Denz yne çıkageld.

Heyecanlıydı. O gece gzlce Blge Zordek’n

mağarasına gdp ona planlarını anlatmış ve

Kont hakkında öneml blgler ednmşt. Çocuklara anlatmak çn sabırsızlanıyordu.

Çocuklar se neredeyse zamanlarının çoğunu odalarında uyuyarak ya da çözüm

arayarak geçryorlardı. Yemek saatlernde

de Kont’u ve Kontes’ soru yağmuruna tutarak çaktırmadan blg almaya, şlerne yarar

3

NesliJan Şirin 5

P:06

br şey bulmaya çalışıyorlardı.

Bu arada telepatk konuşma yetenekler-

n gelştrmek çn gzlce brbrleryle letşm

kurup konuşuyorlardı. Bu konuda oldukça

lerleme kaydetmşlerd.

Denz uçar gb çocukların odasına çıktı

ve:

— Benmle bahçeye geln, orada daha rahat oluruz; bazı şeyler planlamamız gerek-

yor, ded heyecanla.

Çocuklar, telaşla kalktılar yataklarından.

Marsık da sahplernn telaşını anlamış gb

zıplayıp havlıyordu.

— Sus kızım, sakn ol, ded Seçkn.

Bahçeye ndklernde Grmlos’un puslu havası, bayıltıcı sıcağıyla brleşp yüzlerne vurmuştu. Yne o taş duvarların üzerne oturdular, oradan bütün Grmlos’u göreblyorlardı.

Denz:

— Burada konuşmak daha güvenl, şatoda her an dlmzden anlayan br Grmloslu

duyablr bz, ded ve etrafına yce bakındıktan sonra devam ett: Dün gece Zordek’n

4

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:07

5

NesliJan Şirin 5

P:08

yanına gttm. Çok öneml blgler öğrendm.

Kont’un çalışma odasının kapısı şrel sözlerle açılırmış. Kont, pençeden tokmağı üç kere

vurunca çnden bu sözler tekrar edyormuş.

Cesur:

— Kapının neden açılmadığı anlaşıldı, dye

fısıldadı.

Denz yutkunduktan sonra ajan edasıyla

konuşmasını sürdürdü:

— Zordek bu konuda araştırma yapacak,

kapı şfreler konusunda uzmandır. Ayrıca

odadan açılan başka gzl br yer altı mağarasında da hazneler gzlymş. Fakat bu

mağaranın kapısı şfrelymş. Yne aynı sözler söyleyp üç kere asayla vurulunca meydana çıkıyormuş. Yan öyle ortada kapı flan

yokmuş.

Seçkn merakla sordu:

— Pek, şfrel sözler neymş?

— İşte bunun çn Zordek araştırma yapacak. Bu ş o kadar bast değl, acele etmeyelm.

Bu kez Cesur sordu:

— Pek, hazney bulunca ne yapacağız?

6

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:09

İşte burası tam br belrszlkt. Onca mücevher nasıl taşıyacaklardı.

— Bu konuda ş sze düşüyor, ded Denz.

Yüksek kna gücünüzle Daruan’ı kna etmeye çalışmalısınız. İçerden yardım almadan

7

NesliJan Şirin 5

P:10

asla hazney kaçıramayız, bunun çn ona

htyacımız var.

Cesur elyle alnını ovuşturdu.

— Daruan bze hayatta yardım etmez,

ded.

Bunu söylerken kendnden pek emn değld sank.

Seçkn atıldı:

— Öyle deme, daha dün

bze dostum dememş

myd?

— Demşt demesne

ama, Kont’a hanet edemem de demşt. Onu

kna etmek zor, çok zor.

— Ona gerçekler

göstermemz yeterl bence. Şansımızı tekrar deBunu söylerken kendnden pek emn de

ğld sank.

Seçkn atıldı:

— Öyle deme, daha dün

bze dostum dememş

myd?

— Demşt demesne

ama, Kont’a hanet ede

mem de demşt. Onu

kna etmek zor, çok zor.

— Ona gerçekler

göstermemz ye

terl bence. Şan

sımızı tekrar de

8

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:11

nerz, ded Denz.

Cesur hâlâ çok umutsuzdu.

— Mantıklı düşünün lütfen, bu yaratık

kend nesln m yoksa bz nsanları mı seçecek, dye sordu.

Denz snrlend.

— Tab k nsanları, ded ve aynı ses tonuyla devam ett: Çünkü Kont, halkını adaletl yönetemyor, çıkan haznelerle Grmlos’u

daha güvenl ve yaşanablr hâle getreceğ

yerde, saklayıp Pengs denen sns yaratıkla kaçmaya kalkıyor. Grmlos’u düşündüğü

yok, o dünyayı fethetme, nsanları yönetme

peşnde.

9

NesliJan Şirin 5

P:12

— Bunu asla başaramayacak, dye traz

ett Cesur.

Denz sesn yumuşatıp alçattı:

— Elbette, bunun çn uğraşıyoruz. Eğer

Grmloslular dünyaya çıkarlarsa maalesef

sonları gelr. Bu gerçeğ br tek Daruan anlayablr. Faylar onların dünyası, y ya da kötü

burada kalırlarsa yaşama şansları daha

yüksek olur. Kont’un başarılı olduğunu varsayarsak, çıkablecek olası savaşta ve depremlerde neler olableceğn düşünsenze...

— Denz ne olursa olsun bze yardım et,

10

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:13

ded Cesur. Seçkn gb konuşmuştu.

— Elbette, ded Denz, ama çok y plan

yapmamız lazım. Kont çok güçlü ve hırslı...

Hırsından mantıklı düşünemyor; Grmlos

halkını sonu olmayan br maceraya sürüklüyor. Nasıl k bzm dünyamız denzaltı, onların dünyası da faylar... Yüzyıllardır olduğu

gb.

11

NesliJan Şirin 5

P:14

Denz bunları anlatırken Cesur’un kafasında br şmşek çaktı.

— Grmlosların başına Daruan gb y kalpl

br adam lazım, öyle değl m ?

Kont’un yönetmden ndrlmes gerekyor.

Seçkn:

— Kendmz kurtarıp, Depredron’a sabotaj yapalım yeter. Bu dedğn çok zor, baksana babadan oğula geçyormuş yönetm.

Denz şn tartışmaya doğru gdeceğn

hssetmşt.

12

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:15

— Çocuklar sakn olun,

bütün düğüm Daruan’da

çözülecek. Balodan önce

onunla konuşmamız lazım… Had Daruan’ı arayalım.

Bu ortak karar alındıktan

sonra Daruan’ı aramaya çıktılar. Onu Kont’un etrafında

bulablrlerd. Kont’u da deprem maknesnn yanında tab

k...

13

NesliJan Şirin 5

P:16

Taştan asansöre bndklernde 3-4 kez

haffçe sarsıldılar. Bu da Kont’un br haltlar

karıştırdığının şaretyd, yan Depredron’un

yanında olmalıydı. Üçü de endşel gözlerle

brbrlerne baktılar.

Cesur öfkel br sesle:

Denz:

— Bzm ülkemz uzak olduğu hâlde depremlern sarsıntısını hssedyoruz. Buna son

vermemz lazım.

Kont’un çalışma odasının önüne gelnce,

kapıdak pençeden tokmağa vurdu Denz.

Kapıyı Daruan açtı, Kont se ortalarda görünmüyordu.

Daruan:

— Ben takp edn dye hırıldadı, suratı donuk, üzgün gbyd sank. Kont, meydana

bakan balkonda kumanda masasının önündeyd.

Çılgın gb düğmelere basıyordu. Yüzünde

şeytan br gülümsemeyle konuştu:

— Şu anda deneme amacıyla 5-6 derecelere çıkıyorum.

Cesur kumanda masasındak 9-10-11-

14

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:17

12 yazan düğmeler görünce rkld. Soğuk

terler dökmeye başladı.

Kont düğmelere bastıkça bütün düzenekler sarsılıyordu. Korkunç br gürültüyle

kalkan koca balyozun kolu, hızla kayalara

vuruyor, kulakları sağır edc br ses çıkarıyordu. Tab balyozun her vuruşunda ayaklarının altındak taş zemn de tehlkel şeklde sarsılıyordu.

Hepsnn yüreğ ağzına gelmşt; fakat

korktuklarını bell etmek stemyorlardı. Daruan se her zamank gb tepkszd ve ağzını bıçak açmıyordu. Gözler balyoza değl

de boşluğa bakıyordu sank. Cesur tüm cesaretn toplayarak Denz’nn kulağına fısıldadı:

— Denz, ne olursun durdurmayı dene, onu

lafa tut. Şu anda yukarıda Marmara bölgesnde acayp sarsıntılar oluyor herhâlde,

lütfen...

Denz ağzını henüz açmış Kont’a doğru

yaklaşıyordu k, Kontes Nrena hışımla odaya daldı.

— Yeter artık hayatım, yumurtalar bu denemeler yüzünden erken çatlayacak ve yav15

NesliJan Şirin 5

P:18

rular zarar görecek. Braz daha sabret, doğumlara az kaldı, sonra yap ne yapacaksan.

Çocuklar, bu habere sevnmekle üzülmek

arasında kalmışlardı. Şmdlk sarsıntı durmuştu ama yavrular çıkınca… Kont ellern

kumanda masasından kaldırarak döndü:

— Tamam, tamam tatlım; zaten tek bekledğm yavruların çıkması. Sonra…

Brden sustu, Cesur’a buz gb gözlerle

bakıp o ps çatlak kahkahasını attı. Cesur

onu görmezden geld; brden gerye dönüp

odaya grd, dğerler de onu takp etler sesszce.

Kont, kolu gıcırtılarla çekerek kütüphanenn bulunduğu duvarın kapanmasını sağladı. Ardından da hçbr şey olmamış gb sırıtarak sordu:

— Madenlere necektm gelmek steyen

var mı?

— Aman kalsın bz gelmeyeceğz! dye

bağırdı Seçkn. Geçen sefer az daha ejderhaya yem olacaktık.

Kont hırıltıyla karışık güldü.

— O zaman müsaadenzle, şmd Daruan

ve ben gtmek zorundayız. Sz önden buyu16

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:19

run, dyerek çocuklara kapıyı gösterd. Çıkarken de kapıyı “güüm” dye vurarak kapamayı hmal etmed.

Çaresz odalarına gttler. Beklerken zaman geçmyordu. Daruan’a neler söyleyeceklern, onu nasıl kna edeceklern planlamaya çalışıyorlardı. Denz se sık sık çıkıp

kordora bakıyor gelp gelmedklern kontrol

edyordu. Son kez dışarı çıkmıştı k, brden

hışımla çerye daldı. Çocukların duyableceğ br sesle:

— Gelyorlar, ayak seslern duydum, ded.

Hemen çevk hareketlerle k kat aşağıdak Kont’un odasına gden kordora merdvenlerden ndler. Daruan’ın ve Kont’un loş

karanlıkta gelen ayak sesler yce yaklaşınca merdven başına snerek beklemeye koyuldular. Kont Grmptus elnde koca br mücevher keses le odasına daldı.

— Daruan sen çekleblrsn, dye onu başından savdı.

Daruan:

— Pek efendm, ded. Dönüp yürümeye

başlayınca kordorda duran üç kafanın gölgesn fark ett. Sonra da merdven başın17

NesliJan Şirin 5

P:20

dan br el uzandı.

— Daruan, bu tarafa gel, Daruan bu tarafa, dye onu çağırdı.

Daruan bunların çocuklar olduğunu anlamış, fakat olanlara br anlam verememşt. Ayaklarını sürüyerek hayatından bezmş

gb onlara doğru lerlemeye başladı. Seçkn,

ağır aksak yaklaşan Daruan’ı kolundan tutup öyle br çekt k, zavallı kendn br anda

yerde buldu.

Cesur:

— Seçkn, kendne gel! Ne

yapıyorsun? Özür dlerz Daruan, ded mahcup br sesle.

Br anlık telaştan sonra

Daruan’ı yerden kaldırıp üstünü başını slkeledler. Daruan

da kendne gelmşt braz.

Denz fısıldadı:

— Bahçedek gölün yanında sen beklyoruz Daruan,

gb onlara doğru lerlemeye başladı. Seçkn,

ağır aksak yaklaşan Daruan’ı kolundan tu

tup öyle br çekt k, zavallı kendn br anda

yerde buldu.

Cesur:

— Seçkn, kendne gel! Ne

yapıyorsun? Özür dlerz Da

ruan, ded mahcup br sesle.

Br anlık telaştan sonra

Daruan’ı yerden kaldırıp üstü

nü başını slkeledler. Daruan

da kendne gelmşt braz.

Denz fısıldadı:

— Bahçedek gölün yanın

da sen beklyoruz Daruan,

yapıyorsun? Özür dlerz Da

ruan, ded mahcup br sesle.

Br anlık telaştan sonra

Daruan’ı yerden kaldırıp üstü

nü başını slkeledler. Daruan

da kendne gelmşt braz.

Denz fısıldadı:

— Bahçedek gölün yanın

da sen beklyoruz Daruan,

18

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:21

çabuk gel, ded.

On beş dakka sonra heps su kanallarının

brleştğ tatlı su gölcüğünün yanındaydılar.

Denz:

— Daruan, sennle bu konuyu açıkça konuşmalıyız. Halkının yüzyıllar boyu sağlıklı,

mutlu ve huzurlu br şeklde yaşamasını mı

yoksa saçma sapan hırslar, kşsel çıkarlar

uğruna yok olma tehlkesyle karşı karşıya

kalmasını mı stersn?

— Elbette mutlu yaşamak ve geleceğ

güvenl br hayat sterm, ded Daruan.

Konuşmanın konusunu anlamıştı.

Hemen br şey

söylemed, sustu

ve dnled.

Denz:

— O zaman

ben dnle, bz br

plan yaptık. Kont

Grmptus’un yöneKonuşmanın konusunu anlamıştı.

— O zaman

ben dnle, bz br

plan yaptık. Kont

Grmptus’un yöne19

NesliJan Şirin 5

P:22

tmne son vererek senn Grmlosların Kontu

olma...

Denz daha sözlern btrmeden Daruan’ın

gözler faltaşı gb açılmıştı.

— Sz, sz çıldırmışsınız... Ben de kaçma

planlarından söz edeceksnz zannettm.

Bütün bunları duymak stemyorum, bu felaket, felaket... dye kuru sesyle hırıldamaya başladı. Br yandan da kulaklarını tıkıyordu.

Cesur:

— Yapma Daruan, dnlemek

zorundasın, halkının çektğ sıkıntılar yetmed m? Sen

ağırbaşlı, sevecen, y

20

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:23

kalpl brsn. Tam br yönetcnn olması gerektğ gbsn; senn Kont’tan neyn eksk?

Daruan:

— Hayır, hayır bzler Lort Pengs’nn gem-

syle uzaklaşacağız büyük patlama olmadan.

— Uzaklaşamayacaksınız, ded Denz.

Sesndek ton sertleşmşt. İnşa ettrdğnz

gem Zalakonta’nın bütün halkı çne alması

mümkün değl, sadece Kont ve yakın akrabaları bnecek ve büyük patlamadan kur21

NesliJan Şirin 5

P:24

tulacaklar. Haa, br de yanlarına yen nesl

Grmlos yavrularını alacaklar, hzmetlernde

kullanmak çn.

— Hazne, ded Seçkn gözlern pörtleterek. Szn çıkarmak çn canınızı hçe saydığınız haznenz de tab k.

Gergn br hava esmşt aralarında. Daruan şaşkın, başını k yana sallıyor, duyduklarına nanmak stemyordu.

— Yeter! dye bağırdı, uzun kollarını k

yana açarak. Sze nanmıyorum! Efendm

bz yukarılara, aydınlık, yeşl dünyaya çıkaracak. Bolluk çnde yaşayacağız.

Seçkn kendnden beklenmeyen br cdd-

yetle konuşmaya başladı:

— Dnle Daruan, nsanların heps bolluk

çnde değl. Çıkmaya meraklı olduğunuz b-

zm dünyamızda da yokluklar, doğal afetler,

savaşlar var maalesef. Grmlos’ta fayların

arsında daha güvendesnz nan bana.

Cesur, Seçkn’n bu mantıklı konuşması karşısında hayrete düşmüş, bakakalmıştı

ona. “40 yılda br doğru laf ett.” dye geçrd

çnden. Sonra da Daruan’a bastırmaya devam ett:

22

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:25

— Şu haznenn yern söyle, deprem mak-

nesn de yok etmemze yardım et.

Daruan hâlâ hpnoza grmş gb söylen-

yordu:

— Hayır hayır, sz yalan söylüyorsunuz,

ajansınız sz. Grmlos’u yok etmeye geldnz.

Kafamı karıştırıyorsunuz.

İnanamıyordu duyduklarına. Daha doğrusu

güçlü ve çten bağlı olduğu Kont’unun bunları yapableceğne nanmıyordu. Yen tanıdığı

yabancılara mı yoksa yıllardır hzmet ettğ

Kont Grmptus’a mı nanacaktı. Kont gemye

sığmayan Grmloslular çn Zalakonta’nın gerekrse k üç tur Grmlos’a sefer yapacağını

söylemşt. Bu da yalan mıydı?

Üstelk Kont’un büyükbabası Kont

Kamptus’a yıllar önce ölmeden, söz vermşt

onu koruyacağına dar. Kont’un büyükbabası, annes ve babası yne büyük br depremde

yok olmuştu. O zaman küçük Grmptus’un

maceracı, flah olmaz hareketlern görmüş

olan büyükbabası, onu arkadaşı olan fakat

daha ağır başlı ve mantığıyla hareket eden

Daruan’a emanet etmş ve hırıltılı hasta sesyle ona şöyle demşt:

23

NesliJan Şirin 5

P:26

“Ben çok yaşlıyım Grmloslu Daruan. Eğer

br gün bana br şey olursa torunuma göz

kulak ol. Fazla üredğmz de söylenemez.

Balyozu ve Depredron’u sadece Grmloslara

fayların arasında daha genş arazler açmak

çn cat ettm, kötülük çn kullanıldığını hssedersen onu yok et. Ben anlıyor musun?

Torunuma göz kulak ol. LÜTFEN!”

Heps gözünün önünde canlandı dün gb.

Koskoca Kont’un o gün hasta yatağında

kendne yalvarır gb söyledğ bu sözler karşısında ne yapablrd? Söz vermşt br kere.

Şmd nandığı bütün değerler yıkıp yabancılarla brlk olablr myd hç? O, beyn patlarcasına bunları düşünürken Denz’nn ses

Cesur ve Seçkn’n beynnde yankılandı. Telepat le konuşmaya başlamıştı. Yüzünde

acıma fades vardı. “Cesur, Seçkn Daruan’ın

üzerne fazla gtmeyn, düşünmes çn zaman tanıyın ona.”

Cesur’un snrler patlama noktasına gelmşt adeta, duraksadı. Brden o da telepat

yoluyla konuşmaya başladı. “Kont gb Daruan da hata yapıyor, yok olmaya mahkumlar.”

deyverd. Daruan’ın ağzını kıpırdatmadan

söyledğ şu sözler üçünün de beynnde şok

24

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:27

dalgası gb yankılandı. “Hata yapan szs-

nz, hçbr zaman bu söyledklernz yapmanıza zn vermeyeceğm.” Daruan’ın kuru, hırıl

hırıl sesyd bu. O da telepat le konuşuyordu. Heps brden susmuştu. Çocukların yüzü

25

NesliJan Şirin 5

P:28

bembeyaz olmuştu. Hüzün verc sesszlğ

Cesur bozdu, kekelyordu:

— Da, Daruan, öyle demek stemedm, özür

dlerm, gerçekten öyle demek stemedm.

— Sen telepat le konuştun demek blyordun, ded Seçkn.

— Evet blyordum, demek k sandığınız

kadar aptal değlm. Ama şmdye kadar

kullanmak zorunda kalmamıştım hç.

— Kont’un da blyor mu? dye sordu Denz, buz gb br sesle korkorak.

— Hayır, Grmloslu blmez. Annem de senn gb br denz kızıydı, arkadaşından öğrenmş, ölmeden önce de bana öğretmşt. Zaten sezgler kuvvetl, yarı Blge br

Grmlos’tu, ded Daruan. Sonra pelernn

savurarak, üçüne de nefret dolu bakışlar

yöneltp, oradan koşarcasına uzaklaştı.

Seçkn:

— İşte şmd yandık! Kont Grmptus’a haber vermeye gttğne adım gb emnm.

— Hayır, ded Denz. Eğer Daruan’ı braz

tanıdıysam yalnız kalıp düşünecektr; buna

htyacı var.

26

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:29

Cesur ümtszce:

— Zordek’n büyülernden başka tutunacak dalımız kalmadı. O kapıyı açan şfrel

sözler br an önce öğrenmelyz, yoksa hçbr şey yapamayız, ded

Çocuklar ümtszlkten dolayı berbat br

hâlde sus pus olmuşlardı. Uzaktan şatonun

bahçesne Lort Pengs’nn grdğn gördüler.

Denz:

— Br bu lüzumsuz yaratık ekskt şmd!

dye dğerlerne gösterd.

Lort Pengs her zamank çrkn gülümsemes ve alaycı tavrıyla başını kbarca öne

eğerek selam verd; fakat kmse oralı olmamıştı.

Denz kızgındı, konuşmak ble stemyordu.

Yne de elnde br tomar kağıt olan Pengs’ye:

— Ne o Kont’a br şey m getrdn?

— Evet, Zalakonta’nın son durumu hakkında rapor getrdm. Artık btmek üzere.

Bu arada tam arkasından yılan tıslamasına benzer br ses duyuldu:

— Lord’um, Kont hazretlern daha fazla

bekletmeyelm efendm.

27

NesliJan Şirin 5

P:30

Bu Lord’un baş yaver Cscen’d. En az

onun kadar sevmsz ve kötü nyetl olduğu

bakışlarından bellyd.

— Tamam Cscen. Akşama yemekte görüşürüz beyler, dyerek uçar gb yanlarından

uzaklaştılar.

Denz:

Ben gtmek zorundayım, yarın akşam çn

sz almaya geleceğz, dye ekled.

Çoğul konuşmuştu. Çocukların şaşkın baktığını görünce açıkladı:

— Ablalarım ve ben yan!..

Nhayet Denz’nn kz ablalarıyla tanışacaklardı.

O günün sonunda akşam yemeğne zorak gtmşlerd. Yemek çok gergn br havada

başlamıştı; kmsenn ağzını bıçak açmıyordu. Salonda çınlayan Kont ve Kontes’n tatsız sesleryd sadece. Lort Pengs se eğlp

Kont’un kulağına mırıl mırıl br şeyler söylüyordu. Yanında getrdğ, kalın sararmış kağıtlara çzl planları ona gösteryordu.

28

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:31

Cesur ve Seçkn suçluluk hssyle Daruan’a

bakıyorlardı. O se onlar salonda yokmuş gb

davranıyor, sakn br şeklde yemeğn yemekle meşgul oluyordu. Seçkn anden büyük br cesaret gösterp telepat le seslenmeye başladı: “Daruan, Daruan!”.

Cesur bunu duyunca kaşlarını kaldırarak

Seçkn’n gözlernn çne baktı. Susmasını styordu. Daruan’daysa en ufak br hareket

yoktu.

Seçkn, Cesur’a rağmen devam edyordu

seslenmeye: “Daruan, cevap ver!”

Sonunda Cesur dayanamadı, “Sus Seçkn,

her şey berbat edeceksn, şmd zamanı değl.” dye çıkıştı arkadaşına.

“Hayır, tam zamanı...” ded Seçkn ve ısrarla Daruan’a telepatk olarak seslenmeye devam ett. “Daruan, konuş benmle lütfen!”

Cesur, “Sus dedm sana!” derken arkadaşına masanın altından okkalı br tekme savurmayı da hmal etmemşt.

29

NesliJan Şirin 5

P:32

Onlar böyle atışırken telepatk konuşmayı

blen Daruan, hç oralı olmuyordu ble. Kel-

meler havada uçuşuyordu adeta, fakat duymazdan gelp gayet sakn yemeğn yemeye

devam edyordu. Seçkn se Cesur’a aldırış

etmyordu. ”Daruan, Daruan sen sevdğmz

blyorsun, bze kızma lütfen cevap ver.”

Yne tık yoktu, cevap vermyordu Daruan.

O anda Kontes Nrena’nın çatlak ses ksn

de susturmuş hatta Seçkn korkudan sıçrayarak çatalını elnden düşürmüştü.

— Denz’nn balosuna gdecek msnz Lort

Pengs?

— Böyle öneml br olayı kaçıramam Kontes, elbette orada olacağım.

Kontes bu sefer çocuklara:

— Sz de bzmle geleceksnz öyle değl m?

dye sordu.

Cesur:

— Teşekür ederz, fakat Denz sabah erkenden bz almaya gelecek.

Korkak br sesle Kont Grmptus kaşlarını

çatarak konuştu bu kez:

30

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:33

31

NesliJan Şirin 5

P:34

— Szn de Denzerya’ya bzmle brlkte

gelmenz umuyordum.

Bu sözler karşısında ksnn de br an kalpler duracakmış gb oldu. Aynı anda başlarını komk br şeklde Daruan’a çevrdler.

Ondan medet umuyorlardı; fakat o yne her

zamank gb duymazdan geld konuşulanları.

Cesur, “Acaba aramızda geçenler Kont’a

anlatı mı?” dye geçrd aklından. Tab buna

nanmak stemyordu. Anden aklına br fkr

geld:

— Şey, Denz bze Denzerya’nın yakınlarında batan br gemnn kalıntılarını gezdrecek, o yüzden.

— Mımm... ded Kont Grmptus ve braz

düşündükten sonra kurnaz bakışlarla devam et: Yanınızda muhafızlar olduğu sürece sorun yok, yan korunmanız çn. Öyleyse

baloda görüşürüz.

32

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:35

Çocuklar rahat br nefes almışlardı almasına ama muhafızları hç hesaba katmamışlardı. Zordek’n mağarasına nasıl gdeceklerd? Brbrlerne “Denz br şeyler düşünür

elbette.” der gb baktılar. Az sonra da zn

steyp odalarına gtmek üzere ayrıldılar.

Lort Pengs arkalarından, “Bunlar br şler

karıştırıyorlar. Bahçede Denz’yle brlkte fısıldaşıyorlardı, şüphelendm.” dye fısıldadı.

Kont yüzünde yapışık duran o ps sırıtışıyla:

— Onlar daha çocuk, bze ne zarar vereblrler k? ded. Ama henüz masada oturan

Daruan’a dönerek,

— Sen yne de onları gözetle Daruan! demey hmal etmed.

Lort Pengs’yle yaptıkları plânın son anda

k çocuk yüzünden bozulmasını göze alamazdı.

— Emredersnz Kont hazretler, dye cevap verd Daruan gözlern kısarak.

33

NesliJan Şirin 5

P:36

Cesur ve Seçkn odalarına snrl br şeklde grdler.

— Gördün mü, Daruan da onlardan yana

şte... dye bağırdı Seçkn.

— Hayır, ded Cesur, sadece bze kızgın.

Çok yakında gerçeğ anlayacağını blyorum. Şmd yatmalıyız, sabah erken kalkıp

Zordek’n mağarasına gdeceğz. Orada ş-

mze yarar şeyler bulacağımızdan emnm.

Seçkn bu arada yatağa uzanmış, gözler-

n de tavana dkmşt. Uykulu gözlerle mırıldanıyordu:

— Burada olmaya katlanamıyorum, ne

olacaksa olsun artık!

Cesur hç konuşmadı, uyumuştu ble.

Ertes sabah Marsık’ın cırtlak havlama sesyle uyandım.

Yatakta doğrulmaya çalışan Seçkn,

Cesur’a döndü.

— İstersen Denz’y bahçede bekleyelm.

— Hayır, artık şatonun çnde fazla dolaşmayalım, göze batablr. Denz nasılsa buraya gelecek, ded Cesur. Sonra da ayağa

kalkıp odanın çnde br ler br ger dolan34

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:37

35

NesliJan Şirin 5

P:38

maya başladı. Brden durdu, şaret parmağını havaya kaldırıp br müddet hareketsz

kaldı.

— Bak dnle, bu uğultu hç keslmyor, del

edyor ben bu ses. Denzn uğultusu taa kayalardan buralara kadar gelyor, der demez

haff br sarsıntı daha yüreklern hoplattı.

— Beşk gb sallanıyoruz, cehennem dedkler burası olmalı.

Seçkn’n sesndek umutsuzluk bütün

odaya çökmüştü. Tam bu sırada asansörün

o bldk sürtünme ses geld, sonra da kalabalık ayak sesler kordorda yankılanmaya

başladı. İks brden kapıya koşturdular.

Gelen Daruan mıydı acaba? Belk de onları tutuklamaya gelyorlardı.

Cesur ymser düşünmey beceremyordu

artık. Kapıdan dışarı korkak yüz fadeleryle

baktılar; ama brden asık suratlarına gülümseme yayıldı. Çünkü gelenler Denz ve ablalarıydı. Hemen telaşla ger dönüp, yataklarını düzeltmeye başladılar; fakat tam olarak

başaramadan Denz odaya daldı.

36

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:39

— Su altı takımı, hazır mısınız?

— Eveet... ded Cesur elndek şltenn

ucunu yatağa doğru fırlatarak. Yanımıza

alacak valzlermz yok zaten.

Denz arkasında merakla onlara bakan

denz kızlarını göstererek:

37

NesliJan Şirin 5

P:40

— İşte sze bahsetğm kz ablalarım, Aydna ve Ayvna, ded.

İksn brbrnden ayırt etmek mkansızdı.

Saçları pelk örgüsü ve belne kadar uzun,

kulaklarında r taşlı büyük küpeler vardı.

Sadece başlarında k taçlardan ayırt edleblrlerd. Aydna’nın tacında yeşl br zümrüt,

Ayvna’nınknde se kırmızı br yakut vardı.

Cesur kbarca:

— Memnun olduk, ded.

Braz utanmışlardı. Denz devam ett:

— Dostlarım Cesur ve Seçkn, bu da Marsık, dyerek Marsık’ı sevp okşamaya başladı. Sonra da endşel gözlerle sordu: Daruan

ne alemde?

— Hç sorma, bzmle konuşmuyor, düşmanmışız gb davranıyor. Kont’a konuştuklarımızı anlattığından ble şüphelenyoruz,

ded Cesur.

— Belk de anlatmıştır ama Kont nanmamıştır, dye ekled Seçkn.

Denz omuz slkerek konuştu:

— Bekleyp göreceğz, Daruan benm esk

dostumdur. Böyle br şey yapacağını san-

-

-

dı. Sonra da endşel gözlerle sordu: Daruan

-

-

larımızı anlattığından ble şüphelenyoruz,

-

— Bekleyp göreceğz, Daruan benm esk

-

38

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:41

mıyorum, gerçekler kabul etmes zaman

alacak sadece.

Eln, boynunda çapraz asılı duran çantaya atarak br şşe çıkardı Denz. Bu SNAİ d

(suda nefes alma ksr). Elndek şşey sallayarak:

— Bunun da çlmes gerekyor, dyerek

alaycı br tavırla gülümsed.

Çocuklar hep br ağızdan:

Olamazzz... dyerek adeta şımardılar. SNAİ’nn o kötü tadına

alışamamışlardı.

— Artık buna alışmalısınız, ded Denz. Hem

sze sürprzlerm de var.

Seçkn heyecanlanmıştı, sordu:

— Nedr? Lütfen söyle,

çok merak ed-

yorum.

— Söylerse

sürprz olmaktan

çıkar, ne anlamı kalır?

ded Cesur.

39

NesliJan Şirin 5

P:42

Denz daha fazla Seçkn’n ısrarına dayanamadı:

— Pek, söylüyorum: Denzde sz bekleyen k denz atı var, deynce küçük br şaşkınlık yaşayan çocuklar sevnçten ne yapacaklarını şaşırdılar, avaz avaz bağırdılar.

Seçkn:

— Oley be, denz atı ha, gerçek denz atı,

derken Cesur da:

— İşte şmd SNAİ’nn hepsn çeblrm,

dye zıplıyordu.

Bütün sorunları unutmuş, böyle gzeml br

dünyaya geldkler çn lk defa sevnyorlardı.

Aydna nceck sesyle bu heyecanı dağıttı.

— Had artık gdelm Denz, yolumuz uzun

ve yapacak çok ş var.

Denz:

— Ama önce Kont’a gdeceğmz haber

vermemz gerekyor.

Cesur’un suratı brden asıldı.

— Kont yanımıza k muhafız vereceğn

söyled, Zordek’n mağarasına gdemeye40

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:43

cek myz yoksa?

Bu sözlere kızlar da üzülmüştü.

— Sen onu bze bırak, bz şmd Kont’a g-

deceğmz haber verelm, ded Denz.

Cesur, Seçkn ve Denz ara bölgeye doğru

yola çıkarken Aydna ve Ayvna da uçar gb

Kont’un odasına yönelmşlerd. Asansörden

nen çocuklar yne de braz heyecanlıydılar.

Az sonra açılan asansörden se kzler nmşt. Yanlarında Grmloslu muhafızlar olduğu

hâlde gelyorlardı.

Denz, ksr SNAİ’den brer tutam kadehlere koyarak şfrel sözler söyled:

— Sempel, sümpelaaaa... Sonra da denz kızları ayaklarını kuyruğa çevrecek olan

tozları serpeledler üzerlerne.

Braz sonra o muhteşem renkl kuyrukları

uzamaya başladı. Aynı zamanda mırıldanarak şarkı söylüyorlardı:

Aslında yok ayaklara htyacımız. Çünkü

bz denz kızlarıyız. Sevgmz sonsuz denzlere Denzerya bzm vatanımız.

Muhafızlar, homurdanarak SNAİ’y çmş,

kızların şarkısı btmeden suya dalmışlardı

ble. Cesur, kafasına dkp br kerede çverd.

41

NesliJan Şirin 5

P:44

Brkaç hıçkırık ve öksürükten sonra kollarını

kaldırarak sern suların kendsn çekmesne

zn verd. Seçkn de arkasından ona yetşmek çn hızla SNAİ’y çt, br yandan da bağırıyordu:

— Heeyy, bz bekle!

Denz telepat le konuşmaya başlamıştı:

— Şmd, yavaşça atlara bnn bakalım.

Yalnız dkkat edn, zaten ürktüler zavallılar...

Ha unutmadan su çnde nasıl konuşacağın ı z ı blyorsunuz artık.

— Ben, şey, ata bnmey blmem

k! ded Cesur.

Denz hayretle sordu:

— Szn dünyanızda da atlar var, hç

bnmedn m?

Seçkn her zamank muzplğyle:

blyorsunuz artık.

k! ded Cesur.

Denz hayretle sordu:

42

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:45

— Bnd; ama sadece lunaparktak tahta

atlara...

Bu sözler Cesur’u çok snrlendrmşt. Kıpkırmızı br suratla, telpat le konuşacağını

unutarak bağırdı yan bağırmak sted.

— Sen geveze! Gluk Gluk...

Braz su yutmuştu tab k...

Denz atları, haff pembems yeleleryle,

suyun ahengne uygun dans edyorlardı.

Sırtlarındak gösterşl eyerler, altın sm ve

bakır kızılı rengnde kaplamalarla süslenmşt. Aydna ve Ayvna, lk defa gördükler

nsanlardan ürküp kaçmamaları çn denz

atlarını okşuyor, saknleştrmeye çalışıyorlardı.

Denz:

— Had bnmen-

ze yardım edeym,

dyerek Seçkn’ kolundan tuttu.

43

NesliJan Şirin 5

P:46

Fakat Seçkn çok blmş gb:

— Ben yapablrm, dedkten sonra br atlayışta denz atının üzerne oturdu. Tamam,

şte oldu, çok bastmş. Şmd bırakablrsn

Aydna, ded bnc edasıyla.

Demesne demşt ama o anda denz atının

üstünden düşmüştü. Allah’tan suyun kaldırma kuvvetyle yere ağır çekm yuvarlanmıştı

da br yer acımamıştı. Bunun üzerne heps

brden gülme krzne yakalanmışlardı. Hele

Cesur, braz öncek aşağılanmanın rövanşını

almış gb öyle gülüyordu k, düştüğü yumuşak kumların üzerne adeta debelenyordu.

Aydna gülmesn keserek konuştu:

— Eyerler braz kaygan olablr.

— Bunu şmd m söylüyorsun, dye homurdandı Seçkn.

Marsık bütün bu olanlarla hç lglenmyordu. Onu çıldırmış gb sevndren onun kadar

oyun düşkünü arkadaşı Kk’yle buluşmaktı.

Suyun çnde kovalamaca oynuyor, Kk’den

saklanıp onu ısırmak styormuş gb hareketler yapıyordu. Bazen de Kk’nn sırtına

yapışıp onunla yüzüyordu.

Denz atlarının üzernde güçlükle durma44

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:47

ya çalışarak yavaş yavaş lerlemeye başladılar. Aydna, Seçkn’n Ayvna se Cesur’un

eyern tutuyor, braz daha kolay alışıp dengede durablmeler çn taktkler veryorlardı.

Çocuklar 10-15 dakka sonra kızların yanında yüzeblyorlardı.

Seçkn:

— Oleey, çok zevkl, dye br nara attı.

Cesur:

— Sana katılıyorum Seçkn, hayatımın en

güzel yolculuğu, bu kadar eğlendğm hatırlamıyorum; teşekkürler Denz!

45

NesliJan Şirin 5

P:48

Marsık ve Kk kum tepeckler arasında br

kaybolup br çıkıyor, onlara katılan dğer balıklarla brlkte oynuyorlardı. Meraklı balıklar

parlak gözlern dkp, denz atları üzerndek

çocukları zlyordu. “Bu acayp yaratıklar da

nereden çıktı?” gblernden.

Denz atları sayesnde Denzerya’ya daha

çabuk gelmşlerd.

— Büyüleyc ülke, gzeml DENİZERYA!

dye bağırdı Denz.

Ülkesn ne kadar çok sevdğ ışıl ışıl parlayan gözlernden bellyd. Şehr bütün htşamı

le önlernde yükselyordu. Altın sarısı, kubbel, her br saray gb olan evler pırıl parlıyordu.

Beyaz mermer sütunlar yemyeşl güzel bahçeler çevrelyordu. Cesur’un dkkatn bahçenn brnde bağlı olan henüz yavru olduğu

bell br köpek balığı çekt. Konuksever olmadığı çocuklara svr dşlern göstermesnden

bellyd. Fakat geleceklernden haberdar

olan bütün denz kızları ve erkmenler (balık

adamlar) çocukları göreblmek çn yollara

dökülmüş, el sallıyordu. Onlara denz orkdeler ve ççekler fırlatıyorlardı. Cesur ve Seçkn

bu karşılamadan çok memnundular. Denz

46

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:49

atlarının üzernde asaletl duruşlarıyla, kendlern öneml nsanlarmış gb hssedyorlardı. Onlar, henüz varlığı kanıtlanmamış bu hayal ülkeye gelen lk nsanoğlu değller myd?

Grmlosların yern bnlerce klometre altında

fayların arasında her dam sallanan kasvetl,

sıkıcı dünyasından sonra, burası cennet gb

görünmüştü gözlerne. Hele çatlak Kont’un

onları görür görmez tehdtler savurduğunu

hatırlayınca bu karşılamanın değer ölçülemezd kuşkusuz.

Peşlernde halk olduğu hâlde şehrn ortasında bütün htşamı le yükselen sarayın

önüne geldler. Saray bahçesne grdklernde

önlernde uzayan yolun k kenarında, mermerden yapılmış yüksek sütunlar, kabartma denz kızları, ahtapot, denz kaplumbağası ve hç görmedkler denz yaratıklarının

heykelleryle karşılaştılar. Saray kapısından

tbaren denz kızlarından oluşan koro, hem

peşlernden gelyor hem de “hoş geldn şarkıları” söylüyordu.

Cesur:

— Bu karşılama tören çn teşekkür ederz.

Muhteşem...

47

NesliJan Şirin 5

P:50

Onun, Denz’ye knc teşekkürü ve ne kadar mutlu olduğunun göstersegyd bu. Böyle karşılanacaklarını asla tahmn edemezd.

Bütün bunları Denz’nn planladığını blyordu.

— Zaten burayı herkes göremez şu anda

gözlernzdek perde kalktığı çn göreblyorsunuz. Burası bzm BÜYÜK ALTIN SARAYIMIZ, ded Denz.

Sesnde büyük br gurur hssedlyordu.

— Gerçekten de altın... dye ekled Seçkn

hayranlıkla saraya bakarak.

Cesur’un da ondan farkı yoktu. Nutku tutulmuş kendnden geçmşt bu htşam karşısında.

Denz atlarından np sarayın oymalı paha

bçlmez altın kapısına yaklaşırken, kapıda

kend kendne açılmaya başlamıştı. Merd-

venlern k yanında kocaman beyaz köpek

balığı heykeller dkkat çekyordu. Merdvenler yavaşça çıkarken, devasa büyüklüktek

k kanatlı kapı ardına kadar açıldı. Seçkn

altın kaplama kapının yanından geçerken

eln hayranlıkla kapıya değdrd. Cesur se

Onun, Denz’ye knc teşekkürü ve ne kadar mutlu olduğunun göstersegyd bu. Böy48

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:51

kbarca eğlerek “Prensesler önden,” dye

Denz ve kzlere yol verd. Bunu geç fark

eden Seçkn, yere yuvarlanırken az kaldı

denz kızlarını düşürecekt. Cesur, mahcup

mahcup etrafa bakan Seçkn’ yerden kaldırırken kulağına fısıldadı:

— Seçkn her yerde sakarlığını göstermek

zorunda mısın?

Seçkn kendn savundu:

— Ble ble yapmadım herhâlde.

Denz bu atışmayı duyunca yavaşça

Cesur’un koluna dokundu.

— Öneml değl Cesur, sadece heyecanlanmıştır o kadar, ded şefkatle.

Ama Cesur suratını asmıştı; çünkü “daha

kbarca eğlerek “Prensesler önden,” dye

Denz ve kzlere yol verd. Bunu geç fark

49

NesliJan Şirin 5

P:52

kapıdan grerken akslkler başladı” dye düşünüyordu. İkzler se önden saraya grp br

hayl lerlemşlerd.

Bu atışmadan sonra Denz sağına Cesur’u

soluna Seçkn’ alarak yürümeye başladı.

Muazzam büyüklüktek, her yer beyaz parlak mermerlerle kaplı br salona grdler. Sarayın en büyük salonu olduğu bellyd ve çok

zevkl döşenmşt.

Denz, maytap gb cızırtılı br ateşle yanan duvardak meşalelere hayretle bakan

Cesur’a sokularak:

— Bu, suda yanan ateş... Zordek bazen

muczeler yaratıyor değl m? Oksjenle temas ednce hemen sönerler, ded.

Çocukları şaşırtmak Denz’nn hoşuna g-

dyordu.

Cesur:

— Harka br görüntü! Şmdye kadar renkler bu kadar uyumlu br mekan görmedm,

ded ve “İnsana huzur veren br havası var

buranın, yk gelmşz.” dye aklından geçrd.

Seçkn de ne tarafa bakacağını şaşırmış, ağzı açık kalmıştı. Suyun dernlklernde

50

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:53

böyle br ülke... Kme anlatsa nandıramazdı.

Marsık Ayvna’nın kucağındaydı. O artık su

altı dünyasına alışıktı, havlamaması gerektğn blyordu. Halnden memnundu. Arkadaşı Kk se saray bahçesnde kalmıştı.

Salonun ortasına geldklernde herkes k

yana açılmıştı. Karşılarına, gösterşl mücevherlerle kaplı tahtlarında oturan Kral Verdos

ve Kralçe Verda çıkmıştı. Kralın dğer tarafındak daha küçük br tahtta se yaşlı, mnyon tpl, kafasaında kukuletaya benzer br

şapka olan denz kızı oturuyordu. Tahtların

önüne yce yaklaştılar. Kral Verdos, r yarı

vücuduyla karşısına çıkanları ttretecek br

görüntüye sahpt. Heybetl Verdos’un göbeğne kadar sarkan, syah beyaz çzg-

l sakalı lk bakışta dkkat çekyordu. Çekk

gözler ve masmav bakışları ürkütücüydü.

Kemerl burnu yüz fadesn daha da sertleştryordu. Kral Verdos, kendne has tarzıyla herkes selamladı. Sonra da sert yüz

fadesyle hç bağdaşmayan sevecen br

ses tonuyla konuşmaya başladı:

— Merhaba nsanoğlu! Szler Denzerya’ya

gelen lk nsanoğullarısınız.

51

NesliJan Şirin 5

P:54

Çocuklar:

— Merhaba.... dyerek karşılık verdler.

Cesur, Kral’ın yaptığı

hareket tekrar ederken, Seçkn heyecandan aynı hareket yapamamış, çaktırmadan

ellern k yana sarkıtıp beklemeye başlamıştı. Çocukların sesnden korktukları anlaşılıyordu. Denz bunu fark edp atıldı hemen:

— Babacığım, sen arkadaşlarımla tanıştırayım, Cesur ve Seçkn bu da onların dostu

Marsık. Kk gb yan.

— Memnun oldum, ded Kral. Kızlarımın

dostu benm de dostumdur.

52

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:55

Çocuklar şaşırmışlardı, koskoca Kral kendlerne “Dostum!” dye htap edyordu.

— Bz de çok memnun olduk Kral hazretler, sznle tanışmak bzm çn şerefdr.

Kralçe se:

— Bz çocuklarla Grmlos’ta tanışmıştık,

ded kbarca.

Seçkn ve Cesur, Kralçe’nn bu sözüne

karşı sadece başlarını eğerek selam verd-

ler. Denz, Kral’ın yanında oturan yaşlı denz

kızının yanına gderek omzuna eln attı ve:

— Cesur, Seçkn şte Denzerya’nın kahn

blgn Atamarya. Bzlern öğretmen ve da53

NesliJan Şirin 5

P:56

nışmanımız, ded.

Atamarya hç konuşmadan boş gözlerle

çocukları süzüyordu.

— Memnun olduk, nasılsınız efendm? d-

yebld Cesur.

Seçkn se susmayı terch ett. Atamarya

olduğu yerden güçlükle doğruldu ve çocukların yanına rüzgâr gb sesszce nd.

— Szler, szler, kmsnz, sz buraya km

gönderd? Nasıl? Nasıl denzn azgın sularından kurtulabldnz? Fayların karanlık dünyasında nsanoğluna yasak bölgelere nasıl

grebldnz? Savaşlar görüyorum, kötü şeyler olacak... Üç dünyanın kader szn elnzde. Sz, sz seçlmş nsanlardansınız…

Atamarya çocukların beynn okumaya

başlamıştı. Bunu anlayan Denz ve kzler

telaşlandılar. Denz brden onun ellern ellerne alarak:

— Hayır, Atamarya, onlar bzm dostumuz, y nsanlar, ded heyecanla.

Gözlern kısan Atamarya kuşkucu br tonda, sadece çocuklar ve kızların duyableceğ sesle fısıldadı:

— İnsanlar dost değl, sadece düşmanı54

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:57

mız olablr. Tehlkel şlere bulaşıyorsunuz,

nsanoğlu bz ve dünyamızı keşfederse sonumuz gelr. Sırlarımız asla açığa çıkmamalı.

Ayvna lafı değştrmek çn atıldı:

— Babacığım akşam çn hazırlık yapacağız,

Cesur ve Seçkn de şeref konuğumuz, onların

hazırlanmaları gerek.

Kral:

— Pekâlâ... Gdeblrsnz, ded.

Yne selamlaşarak ana salondan çıktılar. Cesur, Atamarya’nın kendlernden pek

hoşlanmadığını fark etmş, tedrgn olmuştu.

Grmloslu muhafızlar da hâlâ peşlerndeyd

ve Denz onları umursamaz gbyd.

Genş, düzenl, ışıl ışıl kordorlarda yürüyorlardı. Kordorların duvarları harka tablolarla süslüydü.

— Dünyanın en güzel en değerl tabloları

olmalılar, dye düşündü Cesur.

Braz dkkat ednce bunların bazılarının

dünyadak tabloların aynısı olduğunu fark

ett. Hemen Denz’nn koluna yapışarak:

— Bu tablo, dye söze başlayacakken...

— Ha, o mu? dye sözünü kest Denz. O

55

NesliJan Şirin 5

P:58

Leonardo’nun, şu da Van Gogh.

— Ama, ama nasıl olur bunlar dünyada

çok değerller ve müzelerde korunurlar.

Denz br kez daha gülümseyerek sözünü

kest Cesur’un.

— Szdek tablolar sadece harka brer

taklt, asılları burada şte. Atamarya ve babam sanat eserlerne düşkündürler, bu yüzden Atamarya ara sıra dünyanızı zyaret

eder.

Cesur’un kafası yden yye karıştığını anlayan Denz açıklamaya başladı:

— Bazılarını yüksek değerlere satın alır,

satın alamadıklarını da takltleryle değşt-

rr Atamarya.

Cesur ve Seçkn şaşkın şaşkın paha bçlmez tablolara ve heykellere bakarak yürümeye devam ettler. Döne döne merdvenlerden çıktılar. Muhafızlar peşlernde olduğu

çn kzler braz huzursuzlanmaya başlamıştı. Merdven başındak odanın önünde

durdular. Ayvna Grmloslu muhafızlara dönerek:

— Balo salonuna taşınacak eşyalarımız

var, yardım etmenz styoruz.

56

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:59

Muhafızlardan ks hemen odaya dalmak

sted; fakat muhafız başı Grmloslu daha

temknlyd. Hırıltılar yayarak yarım yamalak konuşmaya çalıştı:

— Onlarrr hırr ne olacak? Hırr..

Ayvna atıldı ve Grmloslu muhafızın burnunun dbne yaklaşarak:

— Onların da hazırlanmalarına Denz yardım edecek.

Kordorda yalnız kaldıklarında Seçkn endşel br yüz fadesyle sordu:

— Ne yapcaklar onlara?

Denz gülerek cevap verd:

— En kötü htmal brkaç saat uyutablrler, yalnız kolay olmayacak, Grmloslar uykuya karşı çok drençldr.

Denz braz lerdek başka br kapıyı gösterd.

— Acele edelm, şte burası da benm

odam, ded.

Br denz kızının odası... Çocukların lgsn

çekmşt.

Denz’nn odası çok büyüktü ve k salondan oluşuyordu. Cesur ve Seçkn kapıdan

57

NesliJan Şirin 5

P:60

grer grmez koca br kütüphaneye geldklern düşündürecek kadar çok ktapla karşılaşmışlardı. Tavana kadar uzanan raflarda

ktaplar sıralıydı.

Cesur:

— Suyun altında koca br kütüphane, çok

lgnç doğrusu…

Çok şaşıran Seçkn de her zaman k meraklılığıyla raftan br ktap aldı ve sayfalarını

karıştırırken sordu:

— Ktapların suda bozulmasını nasıl önlüyorsunuz?

Denz gülümseyerek yanıtladı:

— Bu çok bast, sayfalar su btklernn

yapraklarından elde dlyor, suya dayanıklı

mürekkebmz de tab k mürekkep balıklarından. Bütün bunlarla uğraşan matbaacı

erkmenler ve denz kızları var. Bzler okumayı ve öğrenmey çok sevyoruz.

Cesur, nceck tül br perdeyle ayrılmış d-

ğer odaya göz attı. Burası da Denz’nn yattığı yer olmalıydı. Çok temz ve düzenlyd.

Her tarafında oymalı beyaz dolaplar vardı.

58

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:61

Tam ortada se rengarenk denz süngerlernden ve yumuşak btk yapraklarından yapılmış

olduğu bell harka br yatak duruyordu. Odada dkkat çeken br başka şey se gem enkazlarından toplanmış esk eşyalar ve büyüklü küçüklü denz kabuklarıydı.

Seçkn, yamru yumru uzun boru şeklndek

br denz kabuğunu dkkatle nceledkten sonra kulağına götürüp dnlemeye başladı. Dernlerden gelen güzel nağmelere uyup haffçe

sallanarak tempo tutuyordu. Bu arada sık sık

esnyordu. Denz’nn gözü Seçkn’e lşnce tekerleğ kenara fırlatarak koştu:

— Seçkn hemen bırak onu, sen en az üç gün

uyutur o kabuk! dye bağırdı ve denz kabuğunu Seçkn’n elnden kaptığı gb kenara fırlattı.

Ama Seçkn ayakta olmasına rağmen uyukluyor, esnyordu.

— Cesur çok uykum geld, lütfen ben rahat

bırakın.

Cesur’un, arkadaşını sarsarak kendne getrmeye çalışması şe yaramadı. Denz getrdğ br kolonya şşesndek acayp sıvıyı elne

59

NesliJan Şirin 5

P:62

dökerek Seçkn’n ayılmasını sağlamaya

çalıştı. Bunda başarılı olmuş Seçkn kend-

ne gelmeye başlamıştı. Cesur heyecandan

sapsarı keslmşt.

— O da neyd öyle? dye sordu.

— Ne olacak, nnnc denz kabuğu... Eğer

braz daha geç kalsaydım Seçkn üç gün

delksz br uykuya yatardı. Ben bazen uyumak çn kulağıma dayar dnlerm ama szn

çn tehlkel olablr, ded Denz.

Seçkn yavaş yavaş yerden kalkmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

— Ne oldu bana? Neden yerdeym?

— Bunu sana sormak lazım, nnnc denz

kabuğunu kulağına dayayan sensn! ded

Cesur alaycı fadeyle.

— O şeyn ben uyuttuğunu söylemeyn

sakın! Sadece br kabuk o.

Cesur ve Denz sadece gülümsedler. Cesur, başka br küçücük denz kabuğunu el-

ne aldı ve Seçkne uzattı:

— Yenden denemek ster msn?

— Bunlar sadece denz kabuğu, bana nasıl zarar vereblrler k? der demez bu kez

60

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:63

de küçük denz kabuğunun çnden parmak

kadar br yengeç fırlayarak burnunun tam

ucunu kıskaçlarıyla kıstırıverd. İşte o anda

kıyamet koptu. Seçkn var gücüyle bağırıp

koşarken önüne gelen eşyaları devryordu.

Sahbnn canının yandığını gören Marsık da

del gb koşturuyordu. Ne olduğunu anlayamayan Cesur bağırdı:

— Seçkn, sakn ol lütfen!..

Oysa Denz ne olduğunu çok y anlamıştı, Seçkn’n tepesne çıkan kırmızı küçükcük

br yengec almaya çalışıyordu.

— Dobar, lütfen onlar benm dostum, bu

yaptığın çok ayıp!

En sonunda kıskacını gevşeten kızgın

yengec almış, kend sarı saçlarının arasına

yerleştrmşt.

— Onun en sevdğ yer burası şmd saknleşr, çok özür dlerm Seçkn. Dobar’ı tamamen unutmuşum, sz uyarmalıydım.

Yerde şok olmuş gb oturan Seçkn hç konuşmadı br müddet. Sonra brden alt dudağı dışa doğru kıvrıldı ve sesn son perdesne

kadar salarak ağlamaya başladı.

— Nefret edyorum, szden, buradak her

61

NesliJan Şirin 5

P:64

şeyden, ben kend dünyamı styorum, gtmek styorum Cesur, götür ben buradan

götür hemen, lütfen...

Cesur ç dolmuş arkadaşına sıkı sıkı sarıldı.

— Ağlama, buradan kurtulacağız, kend-

n bırakmamalısın, bz burada yalnız değlz.

Bak Denz bze yardım etmeye çalışıyor.

Denz Seçkn’n eln tutarak:

— Burada yalnız değlsnz, Cesur doğru

söylüyor, sz dünyaya döndürmek çn elmden gelen yapacağım, ded.

Seçkn yavaş yavaş hıçkırıklarına son verrken mırıldandı:

— Şey, o canavar canımı acıttı ve ben de

braz fazla tepk verdm galba.

Denz başındak Dobar denlen yengec

göstererek:

— Dobarı geçen yıl tatl çn yanına gttğm Hnt Okyanusu’ndak kuzenm hed-

ye ett. Üstün yeteneklere sahptr. Kırmızı

gözleryle gece görüş yapar, kızıl ötes ışınlar yayarak duvarların arkasını göreblr. Hç

62

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:65

böyle yapmazdı. Ben çok kıskandığı çn

sze pek konukserver davranmadı; ama ben

onun adına özür dlerm. Gerçekten, affettn

m Seçkn?

Seçkn, Denz’nn saçlarına yapışmış toka

gb duran ve kırmızı gözleryle han han bakarak kıskaçlarını “tık tık tık” sesler çıkararak açıp kapayan yengece baktı, sonra da

kızaran burnunu ovuşturarak, homurdandı:

— Senn suçun yok Denz, ama kırmızı göz

bana br daha yaklaşmasa y olur.

Cesur:

— Had kalk bakalım daha kurtarmamız

gereken br dünyamız var unutma! Üstelk

Ayvna ve Aydna’da daha gelemedler.

63

NesliJan Şirin 5

P:66

BW Oacera setiN

6. kitabı

¢BİLİCİLER KRALI

ZORDEK”TE

DEVAM EDİYOR...

BW Oacera setiN

¢BİLİCİLER KRALI

ZORDEK”TE

DEVAM EDİYOR...

¢BİLİCİLER KRALI

64

5 SIRLAR ÜLKESİ DENİZERYA

P:68

Bu macera setiN

6. kitabı

“BİLİCİLER KRALI

ZORDEK”DE

DEVAM EDİYOR...

Bu macera setiN

Kartaltepe Mahallesi. 5. Şirin Sokak. No.: 6 - 8

Sefaköy - Küçükçekmece / İSTANBUL

Tlf.: (0212) 639 39 12 - 43 - Faks: (0212) 540 73 63

www.caliskanari.com.tr

Create a Flipbook Now
Explore more