Enjoying your free trial? Only 9 days left! Upgrade Now
Brand-New
Dashboard lnterface
ln the Making
We are proud to announce that we are developing a fresh new dashboard interface to improve user experience.
We invite you to preview our new dashboard and have a try. Some features will become unavailable, but they will be added in the future.
Don't hesitate to try it out as it's easy to switch back to the interface you're used to.
No, try later
Go to new dashboard
Published on Sep 26,2022
Like
Share
Download
Create a Flipbook Now
Read more
Published on Sep 26,2022
6. Biliciler Kralı Zordek Read More
Home Explore 6. Biliciler Kralı Zordek
Publications:
Followers:
Follow
Publications
Read Text Version
More from Çalışkanarı Yayınları
P:01

GİZEMLİ

ÜLKE

GRİMLOS

6. kitap

biliciler kralı

zordek

Neslihan şirin

P:03

GİZEMLİ

ÜLKE

GRİMLOS

6. kitap

biliciler kralı

\\ordek

P:04

Bu kitab›n her türlü yay›n haklar›, Fikir ve Sanat Eserleri

Yasas› gereğince ‹STANBUL MURAT YAYINCILIK’a aittir.

Ya\\arı NesliJan ŞİRİN

Yayına Ha\\ırlayan Alev BALMUK

Editör NİYAZİ ŞİMŞEK

ResiOleyen ZUHAL BELLİ AKYÜZ

Baskı: İstanbul, 2022

Aykut Basım Yayın Mat.

San. ve Tic. Ltd. Şti. Firüzköy Mah.

Mezarlık Üstü Cad. No: 24 - 26

Avcılar / İSTANBUL

Sertifika No: 12619

Adres: Kartaltepe Mah. 5. Şirin Sok. No: 6-8

Sefaköy - Küçükçekmece / İSTANBUL

Tel: 0212 639 39 12-43

Fax: 0212 540 73 63

Sertifika No: 15307

www.caliskanari.com.tr

P:05

Cesur le Seçkn, gzeml ülke Denzerya’ya

hayran kalmışlardı. Aydna le Ayvna se

Kont’un peşlerne taktığı Grmloslu muhafızlardan kurtulmak çn uğraşıyorlardı.

Muhafız Grmloslar, br saat aşkın süredr hem nnnc denz kabuklarını dnlyor hem

de çrkn sesleryle şarkı mırıldanıp sağa sola

sallanıyorlardı. Uyumamak çn drenyorlardı

sank.

NesliJan Şirin 6

3

P:06

— Uyumayacaklar, ded Ayvna ve sıkıntıdan belk örgüsü saçlarını çekştrd.

Aydna:

— Onları br şeklde bayıltmalı ve hafızalarındak son k saatlern slmelyz. Nnnc kabuklar br şe yaramadı.

— Brer buz kalıbına çevrsek onları nasıl

olur?

— Hayır, hayır sıcakkanlı yaratıklarda buzun etks kısa sürer, daha etkl br yöntem

blyorum. Üstelk br şey yapmamıza da gerek kalmayacak. Sen hafıza slc şuruptan

bardaklara koy ve... ded Aydna. Sonra da

odanın dğer köşesnde duran kayık küreklern gösterd.

— Kafalarına mı ndreceğz yan? ded Ayvna yüksek sesle.

— Şşştt. Sus duyacaklar; başka çaremz

yok. Zordek’n mağarasına br an önce gtmelyz, zaman geçyor.

— Hayır öyle olmaz, kafalarına vurmak

doğru değl, dye karşı çıktı Ayvna. Sonra da

bardaklara braz şurup koydu. Grmloslara

yaklaşarak yne o sevml sesyle konuşmaya

devam ett:

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

4

P:07

NesliJan Şirin 6

5

P:08

— Bakın sze ne getrdm, özel denz kızı şurubu, çok hoş br tadı vardır.

Bu arada Aydna da odanın dğer köşesndek kürekler almaktan vazgeçmş, çecekler

kram eden Ayvna’nın yanına gelmşt.

Ayvna, arka arkaya kşer bardak şurubu

Grmloslara çrrken Aydna da br şeyler mırıldanıyordu. Sonunda tekrar nnnnc denz

kabuklarını dnlemeye başlayan Grmlosları

uyutarak etksz hâle getrmşlerd.

— Yaşasın, başardık... dye bağırdılar.

— Uyanıncaya kadar bz gelmş oluruz, üstelk br şey de hatırlamayacaklar, ded Ayv-

na sevnçle.

— Öyleyse çabuk, Denz merak etmştr,

ded Aydna.

İkzler uyuyan muhafızları bırakıp çıktılar. Az

sonra hışımla Denz’nn odasına grdler. Denz

sordu:

— Nerede kaldınız? Grmloslara ne oldu?

— Acele gtmelyz, akşama az kaldı, yolumuz da uzun. Gderken her şey anlatırım,

ded Aydna.

Zordek’n mağarasına gtmeye can atı6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

6

P:09

yordu, orada sevgls Must’y göreceğ çn

heyecanlıydı. Cesur da nhayet Must’yle tanışacakları çn mutluydu. Seçkn, havlayan

kucağındak Marsık’ı saknleştrmeye çalışıyordu:

— Suusss, kızım, ses çıkarma.

NesliJan Şirin 6

7

P:10

Denz kordordan başını uzatıp dışarısını

kontrol ett.

— Tamam, dışarısı temz. Şmd çok sessz

olun, sarayın mahzenndek gzl geçtten şehrn dışına çıkacağız.

Kordora yılan gb süzüldüler. Mermer merdvenlerden döne döne, yavaşça nerek karşılama törennn yapıldığı büyük salonun önüne geldler. Ortalık ana

baba günüydü. Akşam yapılacak balo

çn hazırlıklar sürüyordu. Denz brkaç arkadaşına

başıyla selam

verd. “Hazırlanmam lazım, şu

anda sznle lg  l e n e m e m . ”

der gb zorak gülümsemeler fırlattı etrafına.

Sonra da kend-

sn takp eden

ç o c u k l a r l a

brlkte mah6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

8

P:11

zene nen merdvenlere yöneld.

Artık etraf saknleşmş, kalabalığın gürültüsü, uzaktan gelen uğultulara dönüşmüştü.

Nhayet mahzen kapısına geldklernde Denz

ve kzler rahat br nefes almışlardı.

Aydna:

— Çok şükür bz kmse görmeden buraya

kadar gelebldk, ded ve dern br nefes aldıktan sonra, Kral babam bu gzl geçd

dışardan geleb-

lecek saldırılara

karşı yaptırmış.

Bzm bldğmzden de haber

yok.

Mahze -

nn kocaman, kalın, küflü

NesliJan Şirin 6

9

P:12

anahtarını zorlanarak k kere çevrd Denz.

Karanlık, çocukları ürkütmüştü; fakat çer g-

rer grmez br el sank bütün ışıkları yakmış,

meşaleler kend kendne tutuşuvermşt. Ortalık pırıll pırıl aydınlanmıştı. Bu bütün saray

çn geçerl br durumdu.

Brler odalara veya salona grdğnde ışıklar yanar, çıkarken de sönerd. İçers çok büyük br depo gbyd. Çeşt çeşt şşelerde çecekler raflara dzlmşt. Ortada büyük fıçılar,

sandıklar vardı. Bunların arasında br hayl

yürüdükten sonra, taş duvara monte edlmş

raflardan brnn önünde durdular.

Denz:

— Yardım edn bana, dyerek duvarı tmeye

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

10

P:13

başladı.

Çocuklar da el atınca duvar sank rayların

üzernde kayarmış gb kolayca açıldı. Zfr

karanlık br kordora çıktılar ama burada meşaleler kend kendne yanmamıştı.

— Gzl geçt burası olmalı, dye düşündü

Cesur.

Denz, asasının ucuna k kere vurup brkaç

kelme fısıldayınca asasının ucundan ışıl ışıl

NesliJan Şirin 6

11

P:14

yeşl br ışık yayıldı. Grup, kordorda sesszce

lerlyordu. Suyun soğukluğu çocukları ttretmeye başlamıştı. Sonunda bell belrsz br ışık

demet görününce rahat br nefes aldı Cesur.

Üstelk su da braz ılımıştı.

Nhayet denzn zemnne çıkmışlar, ayakları taş zemnden yumuşacık kumlara basmıştı.

Uzaktan büyük gövdesyle Kk’y gören Marsık del gb Seçkn’n kucağından fırladı. Seçkn, hayretle:

— Kk, sen burada ne arıyorsun? deynce

Ayvna gülerek cevapladı:

— Onu Denz çağırmıştır, telepat yoluyla

tab k...

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

12

P:15

Şehrn ışıklarının çok uzaklarda cılız cılız parladığını gören Cesur, br hayl dışına çıktıklarını

anladı. Br saate yakın br yolculuktan sonra

yorgun düşmüşlerd.

Seçkn sordu:

— Daha gelmedk m?

— Geldk sayılır, az kaldı, ded Denz.

Dobar hâlâ kafasında duruyordu. Sarı saçlarına kıskaçlarıyla yapışmış, kurdeleden f-

yonk gb olmuştu. Marsık se Kk’nn yaptığı

her hareket yapmaya çabalıyor, ortaya

komk görüntüler çıkıyordu.

— Galba kendn yunus zannetmeye

başladı, ded Cesur gülümseyerek.

NesliJan Şirin 6

13

P:16

— Evet ama eğer br gün Kk’den ayrılırsa

çok üzülecek, dye karşılık verd Seçkn.

Kumda tepeckler aşarak küçük br dağı

anımsatan, mercan kayalığının yanına geld-

ler. Denz’nn:

— Dkkat edn kayalar jlet gb keskn, demesyle brlkte, tedrgn olan mercan kayalıklarının sakn brkaç balığı hemen oradan uzaklaşmıştı. Yosunların arasından çıkan br yılan

balığı da Cesur’un gözü önünden kıvrıla kıvrıla

geçmşt.

Kayalıkların dbndek karanlık oyuğun başına gelnce Denz:

— İçer tek tek greceğz, brbrnze tutunun.

Tünel braz dar ama kısadır; korkmayın, ded.

Denz çer grerken onun kuyruğuna Cesur, Cesur’un ayaklarına da Seçkn yapışmıştı. Arkalarından da kzler, Marsık ve Kk takp

edyordu. Tünel br nsanın geçebleceğ genşlkteyd. Yukarıya ışığın geldğ yöne doğru

çıkarken Denz’nn ses beynlernde yankılandı.

— Heyecanlanmayın, şmd çıkıyoruz. Çok

az kaldı.

Tünel yce yukarı kıvrılmış, yüzmes zor br

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

14

P:17

hâl almıştı. Br süre yüzdükten sonra su altı

mağarasının ortasındak gölcüğe çıkmışlardı. Başlarını sudan çıkarınca Cesur ve Seçkn

şddetl br öksürüğe yakalanmışlardı. Çünkü

burası hava dolu br mağaraydı ve cğerler

oksjenle temas ednce SNAİ yüzünden boğulacakmış gb olmuşlardı. Cesur ağzından ksr

tozları saçılarak söylend:

— Bundan nefret edyorum.

Ayvna Cesur’un elnden tutup:

— Şmd geçer, sabırlı ol! dyerek onu tesell

ett.

Seçkn’n durumu da ondan farklı değld.

Aynı şeklde Aydna da Seçkn’ tutuyor, rahat

nefes almasını sağlamaya çalışıyordu.

— Dern dern nefes alın, alın, vern, şte oldu.

Seçkn, yüzü kıpkırmızı olmuş hâlde elnn

tersyle yaşaran gözlern slmeye çalışıyordu.

Tam o sırada Marsık gözüktü; Kk’nn sırtına

bnmşt… Kmse onlarla lglenmed. Denz kıyıya çıkmıştı ve uyarıyordu:

— Suda fazla kaldığınız çn SNAİ fazla tesr

etmş, bu yüzden kötü oldunuz, merak etmeyn şmd geçer.

NesliJan Şirin 6

15

P:18

Br yandan da elndek ksr kuyruğuna

serpmş, bacaklarının uzamasına bakıyordu.

Hâlâ suyun çnde olan Seçkn homurdandı:

— Söylemes kolay tab. Burada boğulma

tehlkes geçren sen değldn.

Aydna:

— Bana tutunun, kıyıya yüzelm, ded tatlı

br sesle.

Çocuklar kzlere yapışık br durumda ayakları yere değnceye kadar yüzdüler. Sonra da

yürüyerek kendlern kıyıya atıp sırt üstü yattılar ve br süre öylece kalakaldılar.

Bu arada Aydna ve Ayvna da ksr kullanarak brer çft bacağa kavuşmuşlardı.

Etraf mumlarla aydınlatılmıştı. Denz, asasına k kere vurup fısır fısır br şeyler söyled;

asa “poss” dye sönüverd. Çocukların ellerndek meşalelern sopaları suyun üzernde duruyordu. Seçkn, “meşaleler” derken Ayvna

onun sözünü kest:

— Merak etme! Suda yanan ateş meşaleler havayla temas ettkler çn söndüler, suya

grnce tekrar yakarız, ded.

Denz:

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

16

P:19

— Şmd toparlanıp Must ve Zordek’ bulalım. Fazla zamanımız yok.

Hep beraber, mercanların doğal olarak

meydana getrdğ su altı mağarasına lerlemeye başladılar. 10-15 metre lerdek tatlı su

kuyusunu gören Cesur:

— Su, bu su çlr m? dye sordu.

— Elbette, çeblrsnz, ded Denz, ama çabuk bze yetşn.

Cesur ve Seçkn sudan brer bardak kadar

çmşlerd. Çok dernlerden gelyor olmalıydı bu su. Tadı çok y değld

ama yne de şu anda ağızlarındak SNAİ’nn kötü tadı

gb değld ve çocukları rahatlatmaya yetmşt.

Seçkn:

— Oh be! Şmd kendme

geldm, dye nled.

Sonra da gölcüktek Marsık’a bağırdı:

Hayd kızım, sen gelmyor

musun?

Marsık’ın Kk’den ayrılmaya nyet yoktu. Suyun

NesliJan Şirin 6

17

P:20

çnde oynamaya devam edyorlardı.

Cesur:

— Bırak oynasın, buradan ayrılmazlar nasıl

olsa.

Gzeml ve loş ışıklı kordorlar ürkütücüydü.

Mağaranın duvarlarında esk çağlardan kalma hayvan ve nsan resmler dkkat çekyordu. Tavanlardan kalkerler ve 5-6 metre uzunluğunda buza benzer krstaller sarkıyordu.

Cesur bunlara dokununca hemen kırılıverdklern gördü. Brn kırıp ncelyordu k Denz:

— Onlar tebeşr krstallerdr. Tebeşr krstaller çok hassastır. Bak, güzel br ses de çıkarırlar, dedkten sonra kırılan br krstalle d-

ğerlerne vurarak tempo tutmaya başladı.

Cesur ve Seçkn de ona katılınca mağaranın ç harka müzk sesleryle nlemeye

başlamıştı.

Aydna se “Zordek Malkânes” yazılı

br levhanın asılı olduğu dehlzn başından bağırıyordu sevglsne:

— Must, Must, ben geldm, neredesn?

Ses müzk seslerne karışmış,

şarkı gb çıkıyordu. Br süre bağır6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

18

P:21

dıktan sonra ayak sesler dehlzlerden yankılanmaya başlamıştı. O sırada Cesur ve Seçkn de kalkerlerle lglenmey bırakmış, dkkat

keslmşlerd.

— Buradayım, sz duydum, gelyorum, dye

br ses duyuldu.

Cesur’un da Seçkn’n de tüyler dken dken

olmuştu. Bu br nsan sesyd. İlklerne kadar

ttredler. Gelen br nsandı, tıpkı kendler gb...

Gelen uzun boylu, esmer, haff dalgalı saçları br hayl uzun, koyu kahvereng gözleryle

oldukça yakışıklı br gençt. Cesur ve

Seçkn’ gören genç donakalmıştı.

— Sz, sz çocuklar buraya nasıl

geldnz?

Ses mağarada yankılanmıştı.

Sonra beklenmedk br şeklde

çocuklara sarılmış, hepsnn gözler yaşlarla dolmuştu. Hele Seçkn yne hıçkırıklara boğulmuştu. Sank yabancı br dyarda

kırk yıllık dostlarını görmüş

gb kucaklaştılar. Doğrusu Cesur bu karşılaşmanın bu kadar

NesliJan Şirin 6

19

P:22

duygusal olacağını hç düşünmemşt. İkzler

de yaşaran gözlern slyordu durmadan. Mağarada yaşanan duygusal havayı her zaman

soğukkanlı olan Denz bozdu:

— Zordek dede nerede Must?

Must sarıldığı çocuklardan ayrılarak:

— Brazdan gelr herhâlde, denzden toplaması gereken balık yumurtaları ve yosun kökler varmış, derken gözü Aydna’ya takıldı.

O ana kadar ses çıkmayan Aydna da

utangaç gözlerle Must’ye bakıyordu. Must

ona doğru lerleyerek eln tuttu.

— Merhaba, nasılsın?

— İyym, ded Aydna.

— Sen çok özledm. Babana benden söz etmedn değl m?

Aydna yne utanarak başını

öne eğd ve nceck sesyle cevapladı:

— Hayır, ama Denz’nn balosundan sonra söylemey düşünüyoruz?

Must, el hâlâ

Aydna’nın eln6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

20

P:23

de olduğu hâlde Denz ve Ayvna’ya dönerek

bezgn br sesle konuştu:

— Bu konuda acele etmenz styorum. Burada yaşamak korkunç br şey, hele Zordek’le

brlkte. Hem br an önce Aydna’yla evlenmek

stedğm blyorsunuz.

Aydna:

— Tamam sevglm, blyorum, ama balodan

NesliJan Şirin 6

21

P:24

önce söylemek stemyoruz. Yan babam snrlenrse yan şu anda her şey yolunda. Baloda

huzurumuzun kaçmasını stemyoruz.

Ayvna se sıkıntılı br yüz fadesyle Must’nn

kolunu tutarak tesell vermek sted:

— Bz de szn evlenmenz styoruz; ama bu

nasıl olacak, doğrusu aklım almıyor. Böyle br

şey babama nasıl söylerz? Buna ancak Denz cesaret edeblr. Blyorsun o olaydan sonra,

yan büyük büyük annemz....

Must heyecanla onun sözünü kest:

— Ama aramızdak fark burada şte, ben

szn dünyanızda yaşamak styorum; artık o

berbat dünyaya dönmek stemyorum.

Braz duraksadı, söyledklernden pşman

olmuş gbyd, ama hemen ekled:

— Hem nasılsa kmsem de yok, yokluğumun fark edleceğn sanmam!

Cesur kulaklarına nanamıyordu. “Nasıl olurdu? Br nsan sonsuza kadar denzlern dbnde yaşayablr myd?” O bunları düşünürken

Seçkn her zamank acelecğyle atıldı:

— Must, senn aklın başında değl herhâlde.

Yoksa bana mı öyle gelyor?

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

22

P:25

Cesur brden onun koluna br tokat ndrd.

— Seçkn, nsanların terch onlara kalmış.

Bence doğru olan kararı kends vereblr. Hem

Aydna da onu sevyor baksana! Burada

prens olarak yaşamak varken, neden sürünsün dünyada?

— O da doğruya, ded Seçkn kafasını kaşıyarak. Sonra da Must’ye bakıp sırıtarak: İşn

o tarafını düşünmemştm hç, dye ekled.

O sırada uzakta Marsık ve Kk oynarlarken,

suda br kıpırdanma daha oldu ve başka güzel

br yunusun önce başı sonra da gr r gövdes belrd suyun yüzeynde. Kk “kkrk” dye

naralar attı. Marsık şaşkın, ne olduğunu anlamadan an gelen bu arkadaşa

havladı. Bu şamata çocukların

yce lgsn çekmşt. Dkkatl

bakınca yunusun başında yırtık pırtık, br zamanNesliJan Şirin 6

23

P:26

lar br kaptana at olduğu bell olan br şapka

gördüler.

Denz bağırdı heyecanla:

— Zordek dede bu...

Cesur:

— Ama bu br yunus! ded.

Yunus şaşırtıcı şeklde brden ttremeye

başladı. Öyle k ttremesnden sularda beyaz

köpükler oluştu. Kafasını da durmadan k

yana sallıyordu. Sonunda şekl değştrmeye

başladı. Kafasındak komk şapka harç, çok

sevml br htyara dönüştüğünü hayretle zled çocuklar. Korkan Marsık se hemen Seçkn’n

kucağına atladı.

İhtyar, “Ayy, offf...” gb sesler çıkararak

yanlarına yaklaştı. Elndek esk püskü zembl

gelşgüzel yere attı.

— Artık htyarlıyorum galba, dye mırıldandı.

Ses çatlak çıkmıştı. Uzun kemkl üçgen

yüzü, tombul vücuduyla tezat oluşturmuştu.

Smsyah gözlern fıldır fıldır yuvalarında döndürerek konuşuyordu. Uzun favorler ağzının

ortaına kadar nen kalın bıyığı vardı. Cırtlak

mav, denzc armalı ceket, pembe bermuda

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

24

P:27

şortuyla hç uyuşmuyordu. Buna br de dayanarak yürüdüğü uzun kırmızı asası eklennce

ortaya çok komk br görüntü çıkıyordu. Hatta

br dğernden farklı olan çorap ve ayakkabılarını denzde bulunduğuna ble bahse grleblrd.

Zordek, hç de çocukların hayal ettğ gb br

Blge değld. Kendsne hayretle bakan Cesur

ve Seçkn’n burnunun dbne kadar sokularak

sırıttı.

— Ooo, son günlerde burası bayağı kalabalıklaştı. Kızlar yakında yeryüzünde nsan kalmayacak galba!..

Denz kızları, etrafını br anda sararak onu

öpücük yağmuruna tutmuşlardı.

— Zordek dede, sen olmasan bz ne yapaNesliJan Şirin 6

25

P:28

rız?

— Sen bzm tek sırdaşımızsın.

— Canım Zordek, br tanedr.

— Yağ çekmey bırakın da buraya neden

geldnz onu söyleyn, ded Zordek.

Sonra da şaşkınlaşan çocukları gösterp

şöyle ded:

— Sakın bana bu nsanları da saklayacağımı

söylemeyn, Zordek yalnız adamdır. Must’nn

de süres dolmak üzere onu da blesnz.

Sesnde hafften nce br alay vardı Zordek’n.

Seçkn brden kendn Zordek’n önüne umutsuzca atarak yalvarmaya başladı:

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

26

P:29

— Zordek, lütfen bze yardım et. Başımız

belada.

Cesur onun da önüne attı kendn:

— Benm adım Cesur, bze senden başkasının yardım edemeyeceğn söyledler Zordek.

— Söyleyenlern km olduğunu blyorum

galba, ded Zordek. Sonra da dönüp sus pus

olmuş denz kızlarına baktı anlamlı anlamlı.

Denz olaya el koyma vaktnn geldğn anladı ve:

— Çocuklar, durun bakalım, ded. Acele etmeyn, her şeyn br çares vardır. Zordek bzm zor gün dostumuzdur.

Denz kızları çıldırmış gb anden

tempo tutmaya başlamışlardı.

Zor, Zor, Zor

Dek, Dek, Dek

Zordek, Zordek, Zordek

Aydna, “Zor şlern Blges...”

Ayvna, “Denz dünyasının en

güçlüsü...”

Denz, “Zordek, Zordek, Zordek...”

Kızlar böyle bağrışırlarken Zordek, gözler yarı kapalı umursameyn, her şeyn br çares vardır. Zor

NesliJan Şirin 6

27

P:30

mazca dnlyordu. Denz en sonunda yanağından sıkı br makas alarak onu kendne getrd.

Yanağını ovuşturan Zordek’n omzuna eln

atarak konuştu:

— Sana bahsetmştm Zordek, bunlar benm arkadaşlarım. Yardıma htyaçları var.

Grmlos Kont’una karşı savaşmak zorundalar.

— Bu ks m? dye küçümseyen gözlerle

sordu Zordek.

Br an sustu Denz, doğru ve etkleyc cümleler seçmek styordu.

— Evet, bu senn çn öneml olmayablr;

ama Grmlos Kont’unu yenmek ve dünyalarını kurtarmak zorundalar. Yoksa aleler ve sahp oldukları her şey yok olacak. O acımasız

Kont’un ktdarına son vermelyz. Ayrıca bzm

dünyamız da tehlke altında, bununla lglenrsn herhâlde!

Zordek pek lglenmyor gözükse de Denz’y

pür dkkat dnlyordu.

— Pek, bundan babanızın haber varmı? Ya

Atamarya’nın?

Denz brden sustu, ne dyeceğn şaşırmıştı.

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

28

P:31

— Şey... Yok ama söyleyeceğz, balodan

sonra yan. Hem Blgn Atamarya’nın nsanlara karşı önyargısını blyorsun.

Çocuklar bu konuşma sonunda Zordek’n,

Atamarya’dan pek hoşlanmadığını anlamışlardı. Başını k yana sallayarak Must’ye baktı

Zordek.

— Must’nn varlığını da balodan sonra öğrenecekler değl m? Desenze, yakında asıl

Kont’un sarayında büyük br deprem yaşanacak.

Ayvna şaşkın bağırdı:

— Depremlern neden olduğunu blyorsun

Zordek!

— Elbette… Yazıldıysa bunu ne ben ne de

sz bozablrsnz.

Cesur daha fazla dayanamayıp atıldı:

— Bu sefer karşı gelmek ve bu kötü oyunu

bozup değştrmek zorundayız.

Kısa br seszlkten sonra:

— Hç olmazsa denemelyz, elmz kolumuz

NesliJan Şirin 6

29

P:32

bağlı dünyanın sonunu bekleyemeyz, dye

devam ett. Cesur’un kararlı ses mağarada

yankılanıp ger dönmüştü.

Zordek düşüncel gözlerle Cesur’a baktı.

Çatlak ses üzüntülüydü.

— Cesaretl olmanız çok güzel, ama yeterl

değl, dedkten sonra sıkıntıdan şapkasını el-

ne aldı, evrd çevrd. Karar vermeye çalışıyor

gb br hâl vardı.

— Denz, ded, senn başını hep belalı şlere

sokmana alıştım. Fakat Aydna le Ayvna, sz

ben hayal kırıklığına uğrattınız. Özellkle Aydna...

Aydna başını öne eğd; Zordek’n Must’y

kasteddğn blyordu.

Zordek:

— Kralçe Verda ve Kral Verdos buna çok

kızacaklar, ama ne yapalım? Bu üç yaramazı

çok sevyorum. Şemd ben takp edn.

Denz kızları br anda çığlık çığlığa hoplamaya başlamışlardı.

— Zordek, sen br tanesn, dyen Denz se

ona boğarcasına sarılmıştı. Mağara sevnç

çığlıklarıyla çınlamıştı.

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

30

P:33

— Şmd sakn olun bakalım! Must sen şu

zembl alıver yerden, ded Zordek sonra da

yürümeye başladı.

Must se:

— Emredersnz Zordek efend, ded fısıltılı br sesle. Zordek’le yıldızlarının barışmadığı

anlaşılıyordu.

NesliJan Şirin 6

31

P:34

Çocuklar br yandan mağaranın kalker duvarlarına çarpmamak çn dkkat edyor, br

yandan da Zordek’n peşnden koşturuyorlardı.

Denz:

— Kont’un çalışma odasına grmek styoruz. Hazne odasının yern öğrenmek, ayrıca

deprem maknes Depredron’u da yok etmek.

Sonra da Kont’un yerne yardımcısı Daruan’ı

kont yapmak styoruz.

Zordek brden duraksadı.

— Heps bu mu? dye alaycı br sesle sorduktan sonra aynı hızla yürümeye devam ett.

Cesur heyecanla söze başladı bu kez:

— Kont’un çalışma odasını ve eğer varsa k,

varlığından emnm, hazne odasını açan şfrel

sözler öğrenmelyz öncelkle.

Br an br sesszlk oldu. Sesszlğ bozan

Seçkn:

— Şeyyy, bu arada Zordek, bana brkaç

bast şfre kuralı öğreteblr msn?

— Heps brden durup yersz konuşan

Seçkn’e bağırdılar:

— Seçkn, şmd sırası değl!

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

32

P:35

Zordek mağaranın odaya benzer bölümlernden brne daldı. Çocuklarda onu takp

edyorlardı. Burası br hayl büyük br salondu,

fakat daha çok çöplüğe benzyordu. Ayak

basacak yer yoktu. Esk tozlu ktaplar gelş-

güzel raflarda dzlmşt. Denzden toplanan

bnbr çeşt şşe, paslı konserve kutuları, kumaş parçalarının üzernden atlayarak yürüyorlardı. Kurutulmak çn asılmış esk gazete

parçalarına da dokunmamak çn çaba sarf

etmeler gerekyordu.

Cesur fısıltıyla:

— Burası denzn çöplüğü gb, ded.

Zordek duymuştu.

— Elbette öyle olacak. Büyülerm çn her çeşt malzemeye htyacım var. Bu konuda kum cücelernn yardımları da yok değl

han! dedkten sonra Must’nn

taşıdığı zembl, onun elnden

alarak br kenara boşaltıverd.

Seçkn se Denz’nn odasında başına gelenler unutmuş görünüyordu. Raflarda

duran kavanozların çndeNesliJan Şirin 6

33

P:36

k btk ve hayvan artığı gb duran ürkütücü

şeyler ncelyordu. Sonunda dayanamayıp

çnde yemyeşl br sıvı bulunan şşenn mantarını açarak koklamaya başladı. Bunu fark

eden Cesur gözlern açarak bağırdı:

— Aman Seçkn, sakın br şeye dokunma!

Fakat geç kalmıştı. Seçkn, yeşl sıvıdan az

br mktar avucuna dökerek tadına bakmış ve:

— Hımmm, tadı da fena değlmş, demşt.

Cesur ve Denz del gb Seçkn’n yanına

koştular.

— İy msn?

Seçkn gayet normal görünüyordu.

— İyym, boşuna telaşlanıyorsunuz, br

damlası br şeyck yapmaz.

İk üç dakka sonra Seçkn, brden karnını

tutmaya başlamıştı. Sancılar çnde kıvrandığı

bellyd. Aydna raflardak bütün ktapları dökerek br şeyler arayan Zordek’e bağırdı:

— Zordek, çabuk yetş!

— Ne oldu? dyen Zordek yanlarına gelnce

bembeyaz br yüzle yerde yatan Seçkn’ gördü. Umursamaz br tavırla sordu: Hang şşeden çmş?

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

34

P:37

NesliJan Şirin 6

35

P:38

Seçkn’n, çndek sıvıdan çtğ şşe Cesur’un

elndeyd. Cesur şşey “Bundan çt.” der gb

Zordek’e uzattı. O sırada Seçkn’n yüz fades

değşmeye başlamıştı. Vücudunda da kasılmalar oluyor, anlaşılmaz hareketler yapıyordu.

Must heyecanla:

— Zordek br şeyler yap, çabuk, değşme

uğruyor, dye bağırdı.

Heps dehşet yüz fadeleryle ders kabarıp

değşmeye başlayan Seçkn’e bakıyorlardı.

Zordek elndek yeşl renkl sıvıyı göstererek:

— Merak etmeyn çok az yalamış. Üstelk

bu etks az olan br ksr. Brazdan kendne gelr, normal hâlne döner, ded.

Cesur, endşelenmşt ve arkadaşının eln

sıkı sıkı tutmuş bırakmıyordu. Kısa süre sonra

Seçkn normal hâlne dönünce Cesur:

— Seçkn, sana söyleyecek söz bulamıyorum, yne yüreğmz ağzımıza getrdn! Allah

aşkına br şeye dokunma artık!.. ded.

İkzler se Seçkn’ yerden kaldırmaya çalışıyorlardı.

Seçkn:

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

36

P:39

— İnanamıyorum, müthş br şeyd…

Must, olanlara kıs kıs gülerken Zordek çatallı sesyle bağırdı:

— Hah, şte buldum…

Seçkn dahl heps Zordek’n başına toplamışlardı.

NesliJan Şirin 6

37

P:40

O kadar dağınıklığın çnde aradığını bulan

Zordek’n sevnc görülmeye değerd doğrusu.

Elnde kırmızı kaplı, üzernde kabartma yazılarla “KAŞS” yazan kocaman kalın br ktabı

tutuyordu.

— İştee, şte buldum sen, “Kapı Açma Şfreler Sanatı.” Bu ktapla dünyanın en güçlü

büyüler yapılmış en zor kapıları ble açılmıştır... Hçbr anahtarın açamadığı kapıları açar.

Hatta szn dünyanızdak bütün şfrel kapıları

ble...

Must bunun ne anlama geldğn çok y anlamıştı.

— Bütün svl ve asker şfreler yan, ded.

Cesur:

— Olamaz, böyle br ktap Kont gb brnn

elnde ne hâle dönüşür düşünsenze!

Ktabın üzerndek tozları “Üff” dye üfledkten sonra, koluyla da br güzel slp temzleyen

Zordek:

— Must bana şunu ver, ded ve raftak çnde kırmızı sıvı olan şşey gösterd. Onun bu

emredc tavırlarına alışkın olan Must uzun

boyuyla rahatça uzanıp şşey aldı. Zordek

şşey kaptığı gb çocukların şaşkın bakışları

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

38

P:41

arasında kafasına dkt. Br kerede kırmızı sıvıyı çt ve sonra şşey br kenara fırlattı. Ardından da sesl br şeklde boğazını temzled.

— Eğer bunu çmezsem, ktap bana shrn

gösteremez, ded.

Must ve kızlar gülüşmüştü. Denz, Cesur’un

kulağına eğlerek fısıldadı:

— Bu düpedüz yalan, o şşenn çnde

Zordek’ rahatlatıcı ksr var ve Zordek onsuz

yapamaz.

Zordek ktabı açıp karıştırırken br yandan

da tane tane konuşmaya başlamıştı:

— Szn şnz çok zor... Hımmm, br bakalım.

Ktap bazen şfrel sözler söylemez, nasıl

öğreneceğmzn yolunu gösterr. Vay, vay,

vay!.. Bu ş sandığımdan da zor olacak… Hah

şte buldum, ded.

Parmağıyla ktapta şaret ettğ yer gösterd. Kafatası şeklndek yüzüğü dkkat çek-

cyd. Sonra da mırıl mırıl okumaya başlamıştı.

Fakat anden:

— Olamaz, olamaz... Hatta mkansız, mkansız! dye bağırarak ktabı “pat” dye kaNesliJan Şirin 6

39

P:42

pattı.

Ktaptan yükselen toz bulutu, Cesur ve

Seçkn’n br anda gürültülü br şeklde hapşırmasına neden olmuştu.

— Ne oldu? İmkansız olan neymş? ded

Denz merakla.

Onun gb heps merak çndeyd.

İhtyar Blgenn gözler fal taşı gb açılmıştı

ve korku çnde sayıklıyordu:

— Oraya gtmey br daha göze alamam,

asla alamam, ne çn olursa olsun...

— Nereye?

İkzler hep br ağızdan sormuşlardı. Çocuklar ve Must se sus pus olmuş olanları zlyorlardı.

— Su Altı Ruhlar Dünyası’na.

Denz kızları bu cümley duyunca, “h” dye

küçük dllern yutarcasına ç çektler br anda...

Cesur, Seçkn ve Must se boş gözlerle bakıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

Seçkn son br cesaretle sorulamayacak soruyu sordu:

— Su Altı Ruhlar Dünyası da nedr?

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

40

P:43

Kızlar üçü brden:

— Suusss... dye Seçkn’ susturdular. Onlar

hakkında konuşmak uğursuzluk getrr. Brler

duyacakmışcasına sesz konuşuyorlardı.

Zordek, kapı gıcırtısını andıran cırtlak sesyle usulca konuşarak anlatmaya başladı. Sesndek endşe bütün odaya hakm olmuştu.

— Oraya gtmek ya da ora le bağlantı kurmak son derece tehlkeldr. Gdenn hayatına

mal olablr…

Br an sustu, ses kısılır gb oldu Zordek’n.

Başının önüne düşmes memnunyetszlğn

gösteryordu.

— Zordek, endşen anlıyoruz ama kötülere karşı koyablmemz çn o kapıyı ancak sen

açablrsn. Bze yardım etmen gerek, ded Cesur.

Seçkn, Zordek’n sözlernden çok etklenmşt; ama olayın önemn kavramamış gb

konuştu:

— Bunu söyleyeceğm sanmazdım ama y

k Grmlos’a gelmşz…

— Saçmalama Seçkn! dye azarladı Cesur.

— Zordek o dünya le br kere lşk kurmuşNesliJan Şirin 6

41

P:44

tu, annes çn... ded Ayvna.

Böyle söylerken Zordek’n yanına gtmş

onun eln tutmuştu.

Must merakla sordu:

— Annes m?

— Evet, ded Ayvna, Zordek’n annes Zaran da y br Blgeyd.

Zordek, Ayvna’nın sözünü kesmşt. O tatlı

Blge gtmş, yerne acı çeken br evlat gelmşt… Arkasını döndü, gözyaşlarını göstermek

stemyordu besbell. Mağaradak sesszlk br

hayl uzun sürmüştü.

Denz onu daha fazla üzmemek çn kel-

meler dkkatl seçmek zorunda hssedyordu

kendn.

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

42

P:45

— Bunu senden stemek belk de bencllk;

ama orayla bağlantı kurmadan şfrel sözler

nasıl öğreneceksn Zordek? Depredron’a g-

den yol, Kont’un çalışma odasından geçyor

ve bz kapıyı açan o şfrey öğrenmek zorundayız. Çünkü bunu Kont’tan başka kmse blmyor.

Bunu yapman çn sen zorlayamam ama

eğer o şfrey öğrenemezsek Depredron’u yok

edemeyz. Br çok masum çocuk annesz babasız kalır, tıpkı senn gb...

Zordek bu konuşmayı sesszce arkası dönük dnlyordu. Kararını çoktan vermşt aslında.

NesliJan Şirin 6

43

P:46

— O çocuklar annesz babasız kalmamalılar.

Elmden gelen yapacağım. Br yolunu bulup

kapıyı açan sözler öğreneceğm, ded Zordek.

Cesur ve Seçkn’e bakarak: Evet, şmd hazırlık

yapmam lazım, dye ekled.

Zordek, güçlü ve büyülü br ksr yapmaya

karar verd. Bu ksrle kapı açma şfresn elde

edecekt. Yapılacak büyü çn kazana atılacak malzemeler raflardak şşelerde duruyordu. İksr bunları karıştırarak yapacaktı. Brden

Must’ye emrler vermeye başladı:

— Must, raflardak bütün şşeler ndr, hepsnden brer kapak atılacak kazanıma.

Must, şşeler, kavanozları ndrrken Seçkn

ve Cesur da ona yardım edyordu. Salonun ortasındak kapkara, db gözükmeyen kazanın

etrafına dzyorlardı şşeler. Zordek elne aldığı tütsü çubuklarını mağarada yanan mumların yanına yerleştryor ve tek tek yakıyordu.

Tütsüler yandıkça etrafı hem haff dumanlar

hem de yanık yosun kokusuna benzer ağır

kokular kaplıyordu.

Zordek, mav amral ceketn ve şapkasını

çıkarmıştı. Bell k rahat olmak styordu. Şaşırtıcı derecede beyaz olan gömleğnn kollarını

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

44

P:47

NesliJan Şirin 6

45

P:48

da sıvamıştı. Elne “Kapı Açma Şfreler Sanatı” ktabını alarak okumaya başlamıştı. K-

tapta uzun br lste vardı. Hepsnn de kazanın

çne sırasıyla dökülmes gerekyordu. Zordek

lstey okuyor, Must de sıvı veya toz hâlndek

maddelerden atıyordu kazana.

Lste tamamlanınca, Zordek devamlı karıştırdığı ve ağır kokular yayan koyu kıvam karışıma baktı.

— Mükemmel... Bütün lste neyse k elmde

mevcutmuş, yoksa hapı yutardık, ded. Sonra

da Denz’ye, kâğıt kalem almasını ve söyleyeceğ şfrel sözler yazmasını söyled.

Çocuklar nefeslern tutmuş meraklı gözlerle Zordek’ zlyorlardı.

— Pek pek tamam, ded Zordek, heyecanlıydı. Şmd sesszlk, sesszlk styorum, dye

ekled.

Çocuklar ayakta kazanın etrafında el ele

tutuşmuş, beklemeye başlamışlardı. Seçkn,

heyecandan gözlern kırpıştırırken, Cesur tam

karşısındak Must’yle göz göze gelmşlerd.

Must:

— Korkmayın, Zordek ne yaptığını blyor…

Çocukları rahatlatmak stedğ bellyd. Bu

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

46

P:49

sözlere bıyık altından gülen Zordek, gözlern

yarı kapamış, ağzından anlamını blmedkler

şrsel bazı sözler dökülmeye başlamıştı. Sevnçl gbyd.

Dğerler de aynı sevnc paylaşıyorlardı.

Ama sevnçler uzun sürmed. Zordek, sank

br elle mücadele etmeye başlamıştı. Kend-

sn kurtarmak çn büyük çaba gösteryordu.

Çocuklar se ellernden br şey gelmeden

olanlara seyrc kalıyorlardı. Cesur, durumun

umut verc olmadığını, Zordek’n başaramayableceğn anlamıştı. Dudakları gerld, yüzü

snrden kıpkırımız br hâlde, ışıklı kapının tam

altında durarak avazı çıktığı kadar bağırmaya

başladı:

— Zordeeek, sana htyacımız var!.. Sadece

bzm değl bütün nsanlığın...

Bu arada blnmez br nedenle tek elyle,

çnde babaannesnn nazara ve kötülüklere

karşı yaptırdığı cevşen koparacakmış gb sıkıyor, bldğ bütün duaları mırıldanıyordu:

— Allahım, bze yardım et!..

O anda cevşenn, br ateş parçasıymış gb

eln yakmaya başladığını fark ett ve eln çekt. Cevşenden çıkan kırmızı ışıkların brden ardı

NesliJan Şirin 6

47

P:50

ardına ışıklı kapıya yöneldğn hayretle gördü.

Zordekle mücadele eden el, nlemeye benzer

sesler çıkararak yavaş yavaş ortadan kayboldu. Zordek serbest kalmıştı. Yuvarlak kapı,

uğultular ve gürültüler arasında kapanmış,

son kalan ışık ışını da cılız br şeklde sönüvermşt.

Mağaranın taş duvarlarında yankılanan

sesler kaybolduktan sonra, büyük br sesszlk çökmüştü yne. Kmse yernden kıpırdamaya cesaret edemyordu.

Zordek’te de hç br hareket belrts yoktu. Hâlâ dzler üzernde çömelmş, hareketsz duruyordu. Çocuklar gözlern ayırmadan

ona bakıyor, br an önce hareket etmesn

beklyorlardı. Brden yuvarlak patlak gözlern

sonuna kadar açıverd Zordek. Göz bebekler

yok olmuş gbyd. Heps brden yerlernden

sıçrayıp, “h” dye ç çektler.

Denz:

— Transa geçt, transa geçt!..

Zordek yavaşça mırıldanmaya başladı:

“Naa, naprus, ttamunaaa, çenn, kumananaa.”

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

48

P:51

Bu sözlerden sonra gözlern kapatan yaşlı

Zordek yorgun düşmüştü besbell. Vücudunda kemk yokmuş gb olduğu yere yığıldı. Herkes donmuş gb Zordek’e bakarken lk kendne gelen Must onu kucakladı ve salonda

bulunan esk püskü, kırmızı kanepeye yatırdı.

İyce dolan kzler kendlern koyverp:

— Zordek dede, Zordek dede ne olursun

uyan, bz sensz ne yaparız? dyerek hıçkırıklara boğulmuşlardı.

Denz de eğlmş Zordek’n nefesn kontrol

edyordu.

NesliJan Şirin 6

49

P:52

— Çok yavaş nefes alıyor, had Zordek, sen

daha kötü şlerden sıyrıldın.

Elyle de Zordek’n eln sıkı sıkı tutuyordu.

Brkaç dakka sonra anden kuvvetl br hapşırma duyuldu.

Sonra da nlemeye başladı Zordek.

— Ayyy, Offf, bırakın ben. Ayy, başıım,

sank davul gb, br başıma mı vurdu?

Odadaklern Sevnç çığlıkları mağarayı nletmşt.

Boğazına tıkanan yumruğa rağmen Cesur

zorla konuşarak Zordek’e sarıldı.

— Harkasın Zordek dede!

Zordek, çatlak

ses kısılmış olarak

konuştu:

— Öyleyse benm

kırmızı şurubumu vern de kendme geleym.

Heps brden gülmeye başladılar.

“Zordek, her şey hazorla konuşarak Zordek’e sa

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

50

P:53

kett.” dye düşünmüşlerd aslında.

Zordek saknleştrcsn br dkşte çt.

— Anlat, ded Denz heyecanla, şfrey alabldn m?

Zordek, çok uzun br ç çekt önce, vızıltıyı

andıran br sesle konuşmaya başladı. Pl btmeye başlayan radyo gb kelmeler uzata

uzata konuşuyordu. Bu durumun, enerjsnn

tükendğ anlamına geldğn herkes tahmn

edeblyordu.

— Kötü ruhlar ben tehdt ett. Bütün kötüler brleştrp, dünyaya hakm olmak styorlar. Szn çatlak Kont

da her nasılsa onlarla rtbata

geçmş.

— Evet, evet, ded Cesur.

— Sze yardım edersem benm

de cezalandırılacağımı söyled-

ler. Ama ben onlara

drendm.

— Ne oldu? dye

sordu Denz merakla.

Zordek’n brden r yuvarlak

gözler sulandı, kendn zor tuttuğu

ler brleştrp, dünyaya hakm olmak styorlar. Szn çatlak Kont

da her nasılsa onlarla rtbata

— Evet, evet, ded Cesur.

— Sze yardım edersem benm

de cezalandırılacağımı söyled-

Zordek’n brden r yuvarlak

gözler sulandı, kendn zor tuttuğu

NesliJan Şirin 6

51

P:54

bellyd. Çocuklara her şey açıklamak stem-

yordu.

— Öneml olan şfrel sözler öğrenmekt, bunu da başardım sanırım

ded.

Seçkn:

— Zordek dede stedğ her

şeyle bağlantı kurablyor. Ne

kadar y…

Heps şaşırmıştı, ama Cesur

onlardan farklı düşünüyordu:

— Bzm dünyamızda asla böyle br şey olamaz. Burası büyülü,

başka br boyut Seçkn.

Cesur böyle konuşunca Seçkn sertçe karşı

çıktı:

— Bzm dünyamızda da buna benzer olaylar oluyor. Mesela, mesela…

— Blemyorum Seçkn, bunu asla blemeyeceğz, tak...

Cesur her zaman temknl konuşurdu. Şu

anda çnde bulunduğu dünyanın yasaları kend dünyalarından bambaşkaydı çünkü.

Zordek ve denz kızları onların bu konuşmalarından pek br şey anlamamışlardı.

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

52

P:55

Must:

— Çocuklar, bunları sonra tartışırız, şmd

Zordek’ dnleyelm, dyerek onları susturmuştu zaten.

Zordek gururla:

— Annem Zaran ve babam, gelmş geçmş

en y Blgelerd, ded. Zorkan ve dğerler endşeller çünkü hepsnn yakınları dünyada ya

da Denzerya’da yaşıyor. Bu yüzden bz desteklyorlar. Zaten benm onlarla bağlantı kuracağımı da blyorlardı ve çok öneml şeyler

anlattılar.

Yeryüzü ve sularaltı çok büyük tehlkede.

Özellkle szn bulunduğunuz bölge, çocuklar...

— Yan Marmara Bölges,

ded Cesur.

— Sadece orası da

değl, aslında bütün

ülkenz. Çünkü szn

ülkenz dünyada

konumu bakımından çok stratejk br öneme

sahp. Kont, orayı ele

geçrrse stratejk baNesliJan Şirin 6

53

P:56

kımdan brçok yer kolayca elde edebleceğn

düşünüyormuş.

Üstelk szn blmedğnz müthş yer altı haznelernz de varmış. Bu yüzden Dünyayı ele

geçrme planına Türkyeden başlamaya karar

vermşler. Şu anda Depredron tam Marmara Denz’nn altında. Hoş, eğer ana fayların

hepsn brden hareket ettrmey başarırlarsa

dünyada taş üstüne taş kalmaz.

— İçmz rahatlattın Zordek, ded Must.

Hepsnn yüzler kararmıştı br anda. Cesur

umutsuzluğunu dle getrd:

— Demek durum bu kadar vahm.

— Vahm k ne vahm...

Zordek alnında brken terler slerek saçlarını karıştırdı. Oturduğu yerden doğruldu.

— Mücadele edeceğz. Bu kararı vermek çok

zor ama... Sularımız belk k bn yıldır savaş görmed, o büyük savaştan sonra. Yan su perlernn

yaptığı savaşta, su altında doğru dürüst canlı

kalmamış, çok çetn br savaş olmuş.

Cesur korkarak sordu:

— Sebeb neyd?

Zordek:

— Şu anda yok olmuş Atlantsller kavm le

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

54

P:57

kötülük yapan su yaratıkları arasındak üstünlük savaşı. Tarh boyu böyle olmuştur. Kötülük

yapan su yaratıkları suda yaşayan canlılara,

her zaman hükmetmek stemşlerdr. Zavallı

Atlantsller!.. Denz kızlarının yardımı ble onları kurtaramadı. Km blr hang boyutta sıkışıp kaldılar.

Denz atıldı:

— Tarhçlermz anlatırlar ne kadar çetn br

savaş olduğunu ve bz her zaman böyle br

olayın bzm de başımıza geleceğnden end-

şe duyarız. Lort Pengs şmd elme geçse onu

hç düşünmeden zndana gönderrdm.

Zordek ümtszce:

— Kötü haberler bununla da btmyor. Atlas

Okyanusu’ndak amcası Penmnyum Kralı’nın

desteğyle Lort Pengs ve Kont Grmptus ortak ttfak kurmuşlar; Marmara’ya gelmesnn

tek neden bu. Grmlos’a yakın br yere üslenmşler ve şu nşa ettkler gem Zalakonta. O

dev gemnn br özellğ var. Görünmezlk zırhına bürüneblyor bu gem. Burnunuzun dbne

gelse habernz olmaz.

Cesur tamamen ümdn ytrmşt.

— Böyle güçlü br orduya karşı ne yapabl-

NesliJan Şirin 6

55

P:58

rz Zordek? Baksana bu tamamen yok etmeye yönelk br plan.

Zordek cddleşerek:

— Kral babanızın bütün bunlardan haber

olması gerek.

— Söyleyeceğz, gerekrse bütün dünyadak hemcnslermze haber salacağız. Onlardan

daha güçlü br ordu oluşturacağız, ded Denz.

— Bunun çn acele etmelyz, ded Aydna.

— Elbette, balodan sonrak gün her şey

açıklığa kavuşturacağız.

Zordek yorgun görünüyordu. Cesur eln

onun omzuna atarak:

— Zordek, yaptıkların çn sana ne kadar

teşekkür etsek azdır.

— Öneml değl, benm çn de büyük br tecrübe oldu bu. Her ne kadar az daha paçamı

kaptıracak olsam da bütün bunları öğrendğ-

mz y oldu, ded Zordek.

Sonra da Cesur’un boynundak cevşen

avucunun çne alarak ncelemeye başladı.

— Su altı ruhlar dünyasından ayrılırken Zaran ve Zorkan ben gördüğünüz ışıklı kapıya br

top gb fırlattılar. Samarauslara yakalanma6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

56

P:59

yayım dye yaptılar bunu; ama kapıdak bekç

Samaraus ben son anda fark edp yakaladı.

Seçkn bağırdı:

— O kıllı el, oooo, ğrenç…

Zordek aldırmadan devam ett ve elndek

üçgen derden sarılı cevşen nceled.

— Ama bu cevşen, bunun çok güçlü br çekm var. Ben korudu ve burada kalmamı o

sağladı sanırım, ded.

Cesur:

— İçnde nazara ve bütün kötülüklere karşı

koruyacak dualar var. Babaannem bunu hedye ettğ zaman bu kadar şme yarayableceğ aklıma gelmşt doğrusu.

Zordek, gözler buğulanmış olarak fısıldadı:

— Kalpten yapılan stekler büyük br güç

oluşturur. Tıpkı br volkanın patlaması gb,

belk de daha kuvvetl.

Seçkn hemen kıskanmış lafa grmşt:

— Ben de bldğm bütün duaları okudum

Zordek, sana br şey olmaması çn.

— Elbette, ded Must.

— Senn de boynundak şu mav boncuğun

etks vardır.

NesliJan Şirin 6

57

P:60

Sesnde haff alaycı br ton vardı. Zordek

yernden doğruldu. Hepsnn üzernde tek tek

gözlern gezdrdkten sonra:

— Hepnz çok gayret ettnz. Bana ne kadar candan seslendğnz duydum. Böylece

bana güç verdnz. Bu savaşın galb bz olacağız, bundan şüphenz olmasın. Zordek elnden gelen yapacak, çünkü şunu anladım k,

nsanların heps kötü ve bencl değl. Must,

Cesur ve Seçkn artık sonsuza kadar dostuz.

— Brmz hepmz, hepmz brmz çn, dyen

Seçkn öyle br bağırmıştı k bu sözlerden pek

br şey anlamayıp aklı Must de olan yanındak Ayvna kulaklarını tıkamak zorunda kalmıştı.

Hepsnn gözler yaşarmıştı. Bu duygusal

havanın dağılmasını Denz sağladı. Elndek

kağıtları Zordek’e uzatarak:

— Senn trans hâlndeyken söyledklern

yazdım. Kelmes kelmesne şte burda.

— Çok güzel!..

Zordek memnun olmuştu. Buruşuk kağıdı

nceled ve:

— Burada gerçekten öneml blgler var. İşte

şu, Kont Grmptus korkağının çalışma odasının kapısını açan sözler. Aynı sözler hazne

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

58

P:61

odasının kapısı çn de söylüyor. Aradak fark,

haznenn bulunduğu mahzenn kapısı çn üç

kez tekrar etmes. Kapı görünmez hâlde, duvardan açılıyor. İşn lgnç yanı şfrel sözler

söylendkten sonra kapının her zaman odanın

br başka duvarında görünmezlğn ytrerek

açılması.

— Şmd anladım, ded Cesur kaşlarını çatarak. Kont’un odasına hep göz gezdrdm;

fakat ortada kapı koluna benzer br şey göremedm.

Zordek kendnden emn:

— Göremezsn tab k, bu hırsızlığa karşı alınmış br önlem, ded. Aynı zamanda denz kızı yazılarını ncelemeye dalmışken, çok

öneml br konu daha var. Burada “Her haz-

nenn br bekçs vardır.” gb br söz var, dye

ekled.

Seçkn, kâğıda bakıp ne yazdığını anlamaya çalışarak sordu:

— Bu da ne demek oluyor?

Zordek:

— Burada sadece dkkatl olunması konusunda uyarı var. Eğer bu haznenn bekçs

NesliJan Şirin 6

59

P:62

varsa k, var denlyor burada. Neye benzedğ

veya ne olduğu konusunda hçbr fkrm yok.

Onu alt edeblmek çn “İllyamus, tezasuz”

denlecek ve hazne bekçs etksz hâle gelecek.

Sonra kağıdı üç beş kere katlayıp Cesur’a

verd.

— Bakalım şe yarayacak mı?

Cesur da tna le kağıdı tşörtünün cebne

sıkıştırdı ve endşesn dle getrd:

— Bu bekç ş canımı sıktı doğrusu. İşmz

hç de kolay değl!..

Seçkn homurdandı:

— O herfn şeytan ruhlu olduğunu lk bakışta anlamıştım zaten.

Ayvna kolundak özel yapım denz kızı saatne baktı. Kadranı nclerle süslüydü. İçndek

anlaşılmaz sayıların her br küçük pırlantalardan oluşuyordu. Üç akrep ve üç yelkovandan

oluşan şekller Roma rakamlarını andırır gbyd.

— H, zaman su gb geçmş, saat güneş

batımına gelmş. Baloya yetşmemz çok zor.

Hazırlanamayacağız bu gdşle. Baloda per-

şan hâlde olmak stemyorum ben. Had Denz

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

60

P:63

gdelm, ded Ayvna.

Aydna se Must’yle çok mutluydu. Balo f-

lan umrunda değld.

— Keşke sen de geleblsen Must!

Ayvna delrmş gb onlara dönerek

Aydna’nın eln çekt Must’nn avucundan.

— Sen bazen hç anlayamıyorum kardeşm. Babama bz Atlas Okyanusu’na sürdürteceksn en sonunda. Oraya son olarak

gttğmzde yaşlı teyzemzn unutkanlığından

ve anlamsız davranışlarından neler çekmştk

unutma sakın.

Denz gülerek:

— Her akşam onun eskmş, sıkıcı maceralarını dnlemek hoşuna gtt herhâlde, ded.

Must, Aydna’nın yanağına tatlı br öpücük

kondurduktan sonra acıklı br tonda konuştu:

— Braz daha sabredeceğm, ama sadece

balo btmne kadar. Sonra gerekrse brlkte

söylerz Kral babana.

Aydna brden yumuşamıştı, üzüntülü konuştu:

— Evlenmemz ben herşeyden çok styorum, ama gel de annemle, babama anlat! EvNesliJan Şirin 6

61

P:64

lenmek stedğm erkmen olsa neyse; ama br

dünyalı.

Zordek malı, malı sırıttı:

— Belk de sürprz yapar baloya gelrz.

Denz haykırdı:

— Sakın haaa! Babam bze çok kızar.

Hayd gdyoruz...

Mağaranın çndek gölcüğün yanına geldklernde, Marsık yorulmuş, kenarda yatıyordu. Kk se o btp tükenmez enerjs le hâlâ

suyun çnde taklalar atıp duruyordu. Seçkn’

görünce zıpkın gb koşarak kucağına atlamış

ve onu yalamaya başlamıştı.

— Tamam kızım, özledn m ben? dyerek

başını okşadı Seçkn.

Kızlar bacaklarına büyülü tuzu serperken,

erkekler de SNAİ’y çmşlerd. Must de çmş

ve:

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

62

P:65

— Sz mağaranın grşne kadar götüreceğm, dyerek ısrar etmşt.

Bell k Aydna’dan ayrılmak stemyordu.

Heps teker teker suya atladılar. Çocuklar

suda yanan ateş meşalelernn sopalarını ellerne aldılar. Cesur el sallayarak bağırdı:

— Hoşçakal, Zordek dede! Sennle tanıştığıma çok sevndm.

— Ben de ben de sevndm, hoşçakal, ded

Seçkn de.

— Sen br daha göremeyecek myz? dye

sordu Cesur.

Zordek:

— Güle gülee, elbette kader bz tekrar karşılaştıracak, görüşeceğz, dye cevap verd

muzpçe gülerek.

NesliJan Şirin 6

63

P:66

BW Oacera setiN

7. kitabı

¢BUZULİSTAN

PRENSݔNDE

DEVAM EDİYOR...

BW Oacera setiN

¢BUZULİSTAN

PRENSݔNDE

DEVAM EDİYOR...

6 BİLİCİLER KRALI ZORDEK

64

P:68

Bu macera setiN

7. kitabı

“BUZULİSTAN

PRENSݔNDE

DEVAM EDİYOR...

Bu macera setiN

Kartaltepe Mahallesi. 5. Şirin Sokak. No.: 6 - 8

Sefaköy - Küçükçekmece / İSTANBUL

Tlf.: (0212) 639 39 12 - 43 - Faks: (0212) 540 73 63

www.caliskanari.com.tr

Create a Flipbook Now
Explore more