Tarihi geçmişinin hakkı verilen ve kalitedeki istikrarının karşılığını bir “dünya markası” olarak alan Türk havlusu, giderek büyüyen ticari hacmiyle ülke ekonomisine katkı sunmaya devam ediyor. Türk havlusunun dünyadaki yansımasının ne boyutta olduğunu şu örnekle açıklayalım: Başta İngiltere Kraliyet Ailesi olmak üzere dünyaca ünlü pek çok kişinin birinci tercihi durumunda. Öyle ki Prens William ve Prenses Kate Middleton’ın düğününde davetlilere, Denizli’de üretilen altın işlemeli Türk havlusu dağıtıldı...
Teybi biraz geri sardığımızda bant bizi Anadolu Selçuklu dönemine kadar götürüyor. Zira “peşkir” kelimesine ilk olarak o tarihteki kaynaklarda rastlanıldı. Peşkir, Türk dokuma ve işleme sanatında havlu yerine kullanılan tabir idi. Peşkirden “Turkish Towel”e uzanan bir hikâye bu.
Artık bir dünya markası olma başarısı gösterilen bir hikâye. Türkiye tekstil sektöründe havlunun apayrı bir yeri var. 1600 yıllık bir geçmişten söz ediyoruz. Anadolu Selçuklu zamanında başlayan bu serüveni en çok besleyen unsurların başında Osmanlı ve Osmanlı’daki hamam kültürü geliyor.
Türklerin geleneksel alışkanlıklarına Anadolu topraklarının üretim nezdinde oldukça uygun olması da pek tabii bu süreçte önemli bir eşik oldu. Anadolu’daki ilk dokuma atölyesinin 15. yüzyılda Bursa’da bir tekkede kurulduğu bilgisini önemli bir not olarak düştüğümüz sektörün üretiminde şu an Denizli, Bursa ve İstanbul, Üç Silahşörleri oynuyor.
Türk havlusunun bu denli popüler, bu denli tercih edilir olmasında aslan payını Türk pamuğunun kalitesine vermek gerekiyor. Havlunun ham maddesi olan Türk pamuğunu diğer pamuklardan ayrıştıran pek çok özelliği var. Türkiye’de üretilen pamuğun uzun ve dayanıklı liflerden oluşmasının yanında hızlı bir şekilde kuruma özelliği, ıslaklığı önemli oranda düşürerek bakteri oluşumuna engel oluyor.
Bu sayede çok daha sağlıklı ve konforlu bir kullanım sağlıyor. Desen konusu da ayrıca değinmek gereken bir başlık. Önemli bir tarihsel altyapısı olan Türk desenleriyle süslenmiş Türk havluları, albenisini bir kat daha artırıyor. Hamamlarda kullanılan çinilerdeki geleneksel motiflerin havlulardaki desen işçiliğini geliştirdiğini söylemek gerekir. Bu tarzla el dokuması veya makine yordamıyla üretilen havlular birkaç adım öne çıkıyor.
Türk havlusunun dünyadaki yansımasının ne boyutta olduğunu şu örnekle açıklayalım: Başta İngiltere Kraliyet Ailesi olmak üzere dünyaca ünlü pek çok kişinin birinci tercihi durumunda. Öyle ki Prens William ve Prenses Kate Middleton’ın düğününde davetlilere, Denizli’de üretilen altın işlemeli Türk havlusu dağıtıldı.
TÜRKİYE’NİN HAVLU İHRACATININ YÜZDE 70’İ DENİZLİ’DEN
Söz Denizli’den açılmışken Türkiye havlu ihracatının yüzde 70’ini karşılayan Denizli’ye ayrı bir paragraf açmak gerekir. Bu paragrafı doldurması için görüşlerine başvurduğumuz Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Denizli özelinde Türkiye havlu endüstrisinin mevcut durumunu şöyle değerlendiriyor:
“HAVLU ÜLKEMİZ İHRACATININ GÖZDE ÜRÜNLERİNDEN BİRİ KONUMUNDA”
“Dünyadaki en ünlü caddelerde, otellerde, restoranlarda, yolcu gemilerinde Türk havlusunu görmemiz mümkün. Bu durum hepimize ayrı bir sorumluluk yüklüyor. Elbette havlu denildiği zaman sadece ülkemizde değil, dünyada da ilk akla gelen duraklardan biri Denizli. 2022 yılında gerçekleştirdiğimiz 483 milyon dolarlık havlu ihracatıyla 500 milyon doların kapısını çaldık. Sadece tek bir ürün grubunda bu denli yüksek bir potansiyele ulaşabilmek, ilk ihracatını binlerce yıl önce tekstil sektöründen yapan Denizli için gurur verici. Ülkemizin 2022 yılındaki havlu ihracatı ise 700 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu verilerle, Denizli’nin ülkemizin toplam havlu ihracatından yüzde 70 pay aldığını görüyoruz. Bilindiği gibi, son yıllarda sürdürülebilirlik konusu ajandamızın en üst sıralarında yer alıyor. İşletmeler yüksek oranda GOTS, Oeko-Tex, Textile Exchange ve BSCI gibi sürdürülebilir üretim yapıldığını gösteren belgeleri barındırıyor. Tasarım ve kalite konularında dikkat çeken çıkan üreticilerimiz organik havlu ihracatında da epeyce yol kat etmiş durumda. 2022 yılında, Denizli’den tam 114 farklı ülkeye havlu ihracatı yapıldığını görüyoruz. İlk sırada 142 milyon dolar ihracat ve yüzde 29,3 payla Amerika Birleşik Devletleri yer alırken, ardından 64 milyon dolar ihracat ve yüzde 13,3 payla Almanya, 46 milyon dolar ihracat ve yüzde 9,6 payla Fransa, 30 milyon dolar ihracat ve yüzde 6,3 payla Hollanda, 29 milyon dolar ihracat ve yüzde 5,9 payla İngiltere geldi. Verilerden de görüleceği üzere, Özellikle ABD ve Avrupa pazarında Türk havlusunun önemli bir marka değeri mevcut. Bu marka değerinin sürdürülebilir kılınmasındaki en önemli faktörün havlumuzun dünya çapındaki ‘kalite algısı’ olduğunu söyleyebiliriz”
“MARKALAŞMA POTANSİYELİ EN
YÜKSEK İHRAÇ KALEMLERDEN BİRİ”
“Denizli İhracatçılar Birliği olarak ‘Turkish Towels’ markasıyla sektörel yurt dışı pazarlama programlarında yer alıyor, havlu denildiğinde akla gelen ilk tedarikçi olma hedefimizle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Öte yandan, Turkish Towels Turquality projemizin ikinci dönemindeyiz. Çeşitli sponsorluklar ve etkinliklerle Türk havlusunun tanıtımını dünyanın dört bir yanında sürdürüyoruz. Son dönemde, hazırladığımız Türk havlusu tanıtım filmiyle başta ABD ve Batı Avrupa’da olmak üzere daha fazla nihai tüketiciye ulaşma çabasındayız. Böylelikle, sektör oyuncuları tarafından hâlihazırda bilinen Türk havlusunun nihai tüketiciler nezdinde de yakından tanınmasını amaçlıyoruz. Türk havlusunu markalaşma potansiyeli en yüksek ihraç kalemlerimizden biri olarak görüyoruz. Bu bilinçle ilimiz ve ülkemiz ekonomisine katma değer sağlamak amacıyla çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek”
KAYNAK: TİMREPORT…
Teybi biraz geri sardığımızda bant bizi Anadolu Selçuklu dönemine kadar götürüyor. Zira “peşkir” kelimesine ilk olarak o tarihteki kaynaklarda rastlanıldı. Peşkir, Türk dokuma ve işleme sanatında havlu yerine kullanılan tabir idi. Peşkirden “Turkish Towel”e uzanan bir hikâye bu.
Artık bir dünya markası olma başarısı gösterilen bir hikâye. Türkiye tekstil sektöründe havlunun apayrı bir yeri var. 1600 yıllık bir geçmişten söz ediyoruz. Anadolu Selçuklu zamanında başlayan bu serüveni en çok besleyen unsurların başında Osmanlı ve Osmanlı’daki hamam kültürü geliyor.
Türklerin geleneksel alışkanlıklarına Anadolu topraklarının üretim nezdinde oldukça uygun olması da pek tabii bu süreçte önemli bir eşik oldu. Anadolu’daki ilk dokuma atölyesinin 15. yüzyılda Bursa’da bir tekkede kurulduğu bilgisini önemli bir not olarak düştüğümüz sektörün üretiminde şu an Denizli, Bursa ve İstanbul, Üç Silahşörleri oynuyor.
Türk havlusunun bu denli popüler, bu denli tercih edilir olmasında aslan payını Türk pamuğunun kalitesine vermek gerekiyor. Havlunun ham maddesi olan Türk pamuğunu diğer pamuklardan ayrıştıran pek çok özelliği var. Türkiye’de üretilen pamuğun uzun ve dayanıklı liflerden oluşmasının yanında hızlı bir şekilde kuruma özelliği, ıslaklığı önemli oranda düşürerek bakteri oluşumuna engel oluyor.
Bu sayede çok daha sağlıklı ve konforlu bir kullanım sağlıyor. Desen konusu da ayrıca değinmek gereken bir başlık. Önemli bir tarihsel altyapısı olan Türk desenleriyle süslenmiş Türk havluları, albenisini bir kat daha artırıyor. Hamamlarda kullanılan çinilerdeki geleneksel motiflerin havlulardaki desen işçiliğini geliştirdiğini söylemek gerekir. Bu tarzla el dokuması veya makine yordamıyla üretilen havlular birkaç adım öne çıkıyor.
Türk havlusunun dünyadaki yansımasının ne boyutta olduğunu şu örnekle açıklayalım: Başta İngiltere Kraliyet Ailesi olmak üzere dünyaca ünlü pek çok kişinin birinci tercihi durumunda. Öyle ki Prens William ve Prenses Kate Middleton’ın düğününde davetlilere, Denizli’de üretilen altın işlemeli Türk havlusu dağıtıldı.
TÜRKİYE’NİN HAVLU İHRACATININ YÜZDE 70’İ DENİZLİ’DEN
Söz Denizli’den açılmışken Türkiye havlu ihracatının yüzde 70’ini karşılayan Denizli’ye ayrı bir paragraf açmak gerekir. Bu paragrafı doldurması için görüşlerine başvurduğumuz Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Denizli özelinde Türkiye havlu endüstrisinin mevcut durumunu şöyle değerlendiriyor:
“HAVLU ÜLKEMİZ İHRACATININ GÖZDE ÜRÜNLERİNDEN BİRİ KONUMUNDA”
“Dünyadaki en ünlü caddelerde, otellerde, restoranlarda, yolcu gemilerinde Türk havlusunu görmemiz mümkün. Bu durum hepimize ayrı bir sorumluluk yüklüyor. Elbette havlu denildiği zaman sadece ülkemizde değil, dünyada da ilk akla gelen duraklardan biri Denizli. 2022 yılında gerçekleştirdiğimiz 483 milyon dolarlık havlu ihracatıyla 500 milyon doların kapısını çaldık. Sadece tek bir ürün grubunda bu denli yüksek bir potansiyele ulaşabilmek, ilk ihracatını binlerce yıl önce tekstil sektöründen yapan Denizli için gurur verici. Ülkemizin 2022 yılındaki havlu ihracatı ise 700 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu verilerle, Denizli’nin ülkemizin toplam havlu ihracatından yüzde 70 pay aldığını görüyoruz. Bilindiği gibi, son yıllarda sürdürülebilirlik konusu ajandamızın en üst sıralarında yer alıyor. İşletmeler yüksek oranda GOTS, Oeko-Tex, Textile Exchange ve BSCI gibi sürdürülebilir üretim yapıldığını gösteren belgeleri barındırıyor. Tasarım ve kalite konularında dikkat çeken çıkan üreticilerimiz organik havlu ihracatında da epeyce yol kat etmiş durumda. 2022 yılında, Denizli’den tam 114 farklı ülkeye havlu ihracatı yapıldığını görüyoruz. İlk sırada 142 milyon dolar ihracat ve yüzde 29,3 payla Amerika Birleşik Devletleri yer alırken, ardından 64 milyon dolar ihracat ve yüzde 13,3 payla Almanya, 46 milyon dolar ihracat ve yüzde 9,6 payla Fransa, 30 milyon dolar ihracat ve yüzde 6,3 payla Hollanda, 29 milyon dolar ihracat ve yüzde 5,9 payla İngiltere geldi. Verilerden de görüleceği üzere, Özellikle ABD ve Avrupa pazarında Türk havlusunun önemli bir marka değeri mevcut. Bu marka değerinin sürdürülebilir kılınmasındaki en önemli faktörün havlumuzun dünya çapındaki ‘kalite algısı’ olduğunu söyleyebiliriz”
“MARKALAŞMA POTANSİYELİ EN
YÜKSEK İHRAÇ KALEMLERDEN BİRİ”
“Denizli İhracatçılar Birliği olarak ‘Turkish Towels’ markasıyla sektörel yurt dışı pazarlama programlarında yer alıyor, havlu denildiğinde akla gelen ilk tedarikçi olma hedefimizle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Öte yandan, Turkish Towels Turquality projemizin ikinci dönemindeyiz. Çeşitli sponsorluklar ve etkinliklerle Türk havlusunun tanıtımını dünyanın dört bir yanında sürdürüyoruz. Son dönemde, hazırladığımız Türk havlusu tanıtım filmiyle başta ABD ve Batı Avrupa’da olmak üzere daha fazla nihai tüketiciye ulaşma çabasındayız. Böylelikle, sektör oyuncuları tarafından hâlihazırda bilinen Türk havlusunun nihai tüketiciler nezdinde de yakından tanınmasını amaçlıyoruz. Türk havlusunu markalaşma potansiyeli en yüksek ihraç kalemlerimizden biri olarak görüyoruz. Bu bilinçle ilimiz ve ülkemiz ekonomisine katma değer sağlamak amacıyla çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek”
KAYNAK: TİMREPORT…
0 Yorum