kapat
06.05.2001
Haber Ýndeksi
Yazarlar
Günün Ýçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarý Sayfalar
Ýstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arþiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Breh breh, ne rekabet!..


15 Aðustos 1924 günü iki "ezeli" rakip yani GS ve FB Ýstanbul Birinciliði yarýþýnda, Taksim Stadyumu'nda karþý karþýya gelirler. 16 Aðustos 1924 günkü Cumhuriyet'te baþlýk þöyledir:
"Dünkü müsabakada galip anlaþýlamadý".

N'asý yani diyorsanýz, nasýl olduðunu, o günlerin Cumhuriyet'inde, Kemal Ragýp Bey'in satýrlarýndan öðrenelim...

Þu Cimbom-Fener "ezeli rekabet"i iyi hoþ da; iþin içine döner býçaðý, þiþ gibi amatör silahlarýn girmesi, "rekabet"in bunlarla taçlandýrýlmaya kalkýþýlmasý, özellikle futbolun filan "hastasý" olmayanlarýn kafasýný karýþtýrýyor. Ve insan merak ediyor, nedir bu? Nereye varýr? Hikâyeyi okuyunca göreceksiniz ki bu, tamamen kendinden menkul bir fenomendir! Bulaþmak da þart deðildir. Ýþte mesela þu son üç hafta ve özellikle de bugün yaþadýðýmýz heyecaný ve gerginliði yaþamanýn çok bir mahzuru da yoktur. Olsa ne olacak, zaten çaresi yoktur. Baþa gelen çekilecektir. Ýnsan tedbirli olmalý, evinde oturmalý, balkona falan da çýkmamalýdýr. Bu hayatýmýzýn bir "rengi." Ve kimilerinin söylediði gibi herþeyin nedeni asla sadece "bu medya" ve "reyting kaygýsý" falan da deðildir. Birazdan göreceksiniz... (Bkz.: Yandaki sayfa...)

Fener'in saat gibi âhengi!
Fener, zamanýnda 'saat gibi iþleyen âhengi' ile ünlüymüþ. Üstte Fener'in 1926-27 sezonundaki kadrosunu görüyorsunuz: (ayaktakiler) Cevat, Sadi, N. Usberg, Bekir, Ý. Uluð, Alaeddin, Zeki, Füruzan, Kadri, Sabih, Sedat. (Oturanlar) Þahap, Fehmi, Nedim, Fikret

1924'ün G.Saray fýrtýnasý
Ýþte kulüpçülük imanýyla dolu mektepli çocuklar... 1924 - 27 yýllarýnýn Galatasaray takýmý: Ulvi, Mehmet, Burhan, Kemal, Suphi, Nihat, Ercüment, Mithat, Rebii, Muslih, Mehmet (Leblebi) ve takýmýn Ýskoç antrenörü Billy Hunter... Verdiðimiz maçý bu takým oynamýþtý...

BÝR åFET HÝKåYESÝ
"Biz de spor aþkýna, sporcu ateþine iman edenlerdeniz. Fakat mesela boksa vahþet diyenler, dün eline bir usturpa alýp ortaya fýrlayan hiç tanýmadýðý insanlar arasýnda önüne gelenlere yumruk savuran kahramanlara acaba ne isim verecekler?"

Usturpa dediði, bir tür kýrbaç. 15 Aðustos 1924 günü, Taksim Stadý. FB ile GS "Ýstanbul Birinciliði" için karþý karþýya gelmiþler. Cumhuriyet Gazetesi'nden, Kemal Ragýp Bey'in kaleminden okuyoruz. Ama tamamýný aktaramýyoruz. Çünkü gazete bu 'mühim müsabaka'ya, öncesinde ve sonrasýnda, neredeyse bir hafta boyunca yer vermiþ. Maçtan iki gün önce, 13 Aðustos 1924 günkü yazýsýnda bize "ezeli rekabet"in unsurlarýný bir güzel anlatýyor:

"GS-FB rekabeti bizde hemen hemen futbol tarihi ile doðmuþtur. Her zaman müsabakadan haftalarca evvel dedikodular, bahisler, iddialar baþlar ve müsabakadan sonra yine aylarca yaþar. (...) Çok defa gördük ki GS'liler pek genç oyuncularla adeta ikinci takým halinde ortaya çýkmýþlar fakat yüreklerde kaynayýp bütün hesaplarý altüst eden bir kuvvetle Fenerbahçe'nin o saat gibi iþleyen ahengini daðýtývermiþlerdir. Bu noktadan bakýnca GS'liler kulüpçülük imaný ile bütün diðer heyetler arasýnda temayüz ederler (yükselirler). Kulüplerine bu kadar merbut (baðlý) insanlar pek nadiren biraraya toplanabilir. Hele arkalarýnda bir mektep, bir gençlik menbaý var ki her an sarý kýrmýzý bir ateþle tutuþuyor. (...) Hiçbir tarihi hadise, o mektepli sporcular muhayyilesinde futbol menakýbý (muhabbeti diyelim,) kadar canlý bir yer tutamaz. Bütün bu kulüpçülük ateþinin hedefi, hemen sadece FB'dir."

Kemal Ragýp Bey, ertesi gün "iki takýmý mukayeseli olarak ele alýr, galip gelmek ihtimalinin hangi tarafa mütemayil olduðunu tetkik eder." Eder de, bakýn neler olur...

GALÝP ANLAÞILAMADI
15 Aðustos günü maç oynanýr. 16 Aðustos 1924 günkü Cumhuriyet'te baþlýk þöyledir: "Dünkü müsabakada galip anlaþýlamadý"... N'asý yani, diyorsunuz? Þöyle:

"GS ve FB ikiþer sayý yaptýktan sonra kavga çýktý ve müsabaka tatil edildi" Bu kadar basit.

Kemal Ragýp Bey, maç gecesi gazeteye ancak kýsa bir haber koyabilmiþ, 17 Aðustos'ta ise maçý bütün tadýyla anlatmýþ. Baþlýðý þu:

'Galatasaray Fenerbahçe Afeti'
"Bu hakikaten bir fýrtýna, bir kasýrga ve nihayet bütün meydaný altüst eden bir afetti. GS'liler önde Nihat, meydana çýktýklarý zaman takýmýn Ulvi, åli, Mehmet (A), Kemal, Hayri, Mehmet (Leblebi), Edip, Fehmi, Mithat, Muhlis beylerden teþekkül ettiði anlaþýldý. Sarý lacivert formayý da bermutad Þekip, Cafer, Kadri, Ragýp, Ýsmet, Fahir, Sabih, Alaeddin, Zeki, Ömer, Muslih beyler taþýyordu. Oyun uzun müddet pek zevksiz, pek renksizdi. Herkes topa çat pat vuruyor, etraftan seyredenler her vuruþta manasýz yaygaralarla ortalýðý tutuþturuyordu. Galatasaray'ýn her zamanki hararetli imaný vardý. Fakat hücum hattýnýn teþkilinde çok azim hata iþlenmiþti. (...) Fenerbahçe müdafaasý çok güzel çalýþýyordu. Fakat insanýn bir kere ismi çýkmasýn derler ya, þiddet hususunda GS'lileri kat kat geçtiler. (...) Top böyle zevkten, sanattan mahrum bir sarsaklýkla iki kale ortasýnda dolaþýrken GS aleyhine ilk ceza verildi. Ýnsan Ulvi'ye acýyacak gibi oluyordu. Birinci takýmda ilk defa iþtirak ettiði mühim bir maçta birinci sayý olmak üzere penaltýya mahkžm olmak! Ne garip bir tecelli! Ceza vuruþu yerden sürüklenerek yuvarlandý ve GS'li kalecinin uzanan ayaðýnýn arasýndan geçti. Alkýþlar, fýrlayan fesler, kalpaklar, mutad gürültü, her zamanki kýyamet!.."

Ýlk golü yiyen GS, bozum olacaðýna gayrete gelmiþ. Buna karþýlýk Fener de iyice sertleþmiþ.

"Hele bir aralýk Lebleli Mehmet'e Fenerli müdafilerden biri çelme taktýðý zaman, bu on yedi yaþýndaki çocuk kendi süratine inzimam eden çelmenin þiddetinden üç beþ adým ileri fýrlayarak yüzükoyun yere düþtü. Ve öylece bayýldý. Ýnsan bu sahneyi gördüðü zaman yapýlan þey kasaplarý kýskandýracak bir boðazlaþma mý, yoksa iki Türk kulubü arasýnda bir müsabaka mý, nedir, bir türlü kestiremez." Diyor Kemal Bey. "Yarabbi, Fener ve GS arasýndaki bu rekabet bazan ne feci bir husumet rengine bürünüyor. Dün, futbol meydanýnda toplaþýp baðýran, çýrpýnan, sövüp sayan ve nihayet ani bir feveranla ortaya fýrlayarak birbirlerini hiç de tanýmadýklarý halde dövüþen, boðazlaþan bu binlerce ahalinin gösterdiði heyecan, asabiyet, þiddet acaba baþka hiçbir sahada görülmüþ müdür? Hayýr. Bu kadarý hiç de kibar ve makul birþey deðil." Ne diyelim, ilahi Kemal Bey...

"GS'liler arkasýndan ikinci sayýyý penaltýdan yaptýlar. Fener akýnlarýnýn pek sönük ilerleyiþine nazaran GS'nin galebesi artýk muhakkak gibiydi. Oyunun neticesine ancak beþ on dakika kalmýþtý. GS lehine bir ceza vuruþu daha verdiler. Zavallý Hacopulo biraz evvel Süleymaniye - Beþiktaþ maçýný da idare ettiði için üç saattir koþmuþtu." Zavallý Hacopulo maçýn hakemi oluyor. Bilgisi ve tarafsýzýðýyla öne çýkan genç bir hakemmiþ. Ama ne yapsýn! "Artýk ahali meydana kadar taþmýþtý. Penaltý çekmek için bile yer kalmamýþtý. Boyunlarýnda siyah beyaz renkli fular taþýyan izci kýyafetli bazý gençler, güya inzibatý temin bahanesiyle ortaya çýkmýþlar, seyircilerin sýrasýný, çizgisini kendileri bozduklarý gibi, bu penaltý gürültüsü esnasýnda ilk kavgayý onlar çýkarmýþlardý. Bunlarýn oymakbeyi yok muydu! (...) Ýkinci gol de Fener hesabýna kaydedilince meydanda büsbütün çýlgýnlýk havasý esti. Karanlýk çökmüþtü. Top peþinde rengârenk kýyafetli adamlar koþuyordu. GS solaçýðý Muslih topu sürüp Fener kalesine yaklaþtý. Þekip Bey mutat cesareti, her zamanki maharetiyle topu kurtardý. Fakat arkasýndan Muslih Bey'e bir de tekme hediye etti! Edip Bey araya girdiði zaman bir tokat da onun hissesine isabet etmiþti. Fener'in o sessiz, sade, kendi vazifesini düþünen serinkanlý kalecisine ne olmuþtu? Ýþte boðazlaþmanýn en feci sahnesi bu dakikalarda canlandý..." Zavallý Hacopulo oyuncularla seyirci arasýnda kalýr. Ne yapacaðýný yan hakemlere filan sorar ama nafile. Kemal Bey son tabloyu þöyle anlatmýþ:

"Meydanda koþuþan, öbek öbek birer köþeye mesela bir oyuncunun yahut hakemin yahut da antrenörün etrafýna toplanan kalabalýk, akþamýn loþluðunda yavaþ yavaþ silinerek bir gölge oluyordu. Polisler, jandarmalar bu pürheyecan kitleyi teskine çalýþýyordu. Nihayet o mýntýkanýn zabýtasý oyunun tatilini emretmiþ, halk dalgalana dalgalana kapýlardan çýkarken, o gittikçe koyulaþan boþluðun ortasýnda hâlâ baðýran, tepinen gölgeler vardý."

HANGÝSÝ BÝRÝNCÝ?
20 Aðustos 1924 tarihli gazetede okuyoruz. Federasyon, 19 Aðustos günü saat 18.00'de maçýn GS'nin penaltý atýþýyla devamýna karar vermiþ. O gün, o saatte "zavallý" Hacopulo görevinin baþýnda. GS bir eksikle ayný kadro sahada: Fehmi Bey Edirne'ye gittiði için gelememiþ. Bir eksik de FB takýmý. Saat yediyi bulup geçiyor, FB hâlâ ortada yok. Hacopulo ortaya çýkýp ilk düdüðünü çalýyor. Kapýda Fenerli Zeki Bey görünüyor fakat o da ne! Soyunmamýþ. Derken ikinci ve üçüncü düdük. Formalarýyla yedi Fenerli sahada. Hepsi bu:

"Top penaltý çizgisine kondu. Seyirciler halecan içinde. Dýþ kapýlarda içeri taþmak için kaynaþan bir kalabalýk var. Stadyum idaresi tarafýndan getirtilen tulumbalar geçen seferki gibi hadisenin vukuunda taþkýnlýðý teskin için su atmaya hazýrlanmýþ. Nihayet hakem düdüðü öttü. Fenerbahçe kalesine penaltý çekmek þerefi yine Mithat Bey'e teveccüh ediyordu. Fenerliler kalenin önünde neticeyi seyrediyorlardý. Top düdükten bir saniye sonra FB'nin aðlarýna çarptý. Ve böylece ikiye karþý üç sayý yapan GS'liler Ýstanbul Birinciliði'nde Beþiktaþ'la karþý karþýya kalan son rakip oluyordu."

Peki Ýstanbul Birincisi kim oluyordu? 22 Aðustos Cuma günü Galatasaray'ý "sýfýra karþý iki sayý ile" yenen Beþiktaþ!

EEEE, SONRA?
Ýþte size üç çeyrek asýr öncesinden bir "ezeli rekabet" hikâyesi. Bu iþin sonu ne olacak diye soruluyor. Ýþin hoþ tarafý, soranlarýn baþýnda "ezeli rakip"ler geliyor. Bunlar tabii medyayý, reyting kaygýsýný falan öne sürüyorlar. Rekabeti kibar deðilse de makul bir çizgiye çekme iþini medyaya yüklüyorlar. Fatih Terim, tek sözcüklü bir cümleyle teþhis koyuyor: "Düzelmez!" Benim aklýma da, Deniz Gökçe'nin o çok sevdiði ve her fýrsatta tekrarladýðý cümle geliyor: "Taþ devri taþlar bittiði için bitmedi, kafalar deðiþtiði için bitti!.." Terim o yüzden mi "düzelmez" diyor acaba?

AYTEKÝN HATÝPOÐLU

 
2001 yýlý Türkiye 1. Futbol Liginin þampiyonu kim olacak?

Fenerbahçe
Galatasaray
Gaziantepspor
Beþiktaþ

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. - Tüm haklarý saklýdýr