DOĞRU TARAFTA YER ALMAK İÇİN SÜRECİ DOĞRU ANLAMAK

Adnan DEMİR

Tüm insanlar şu soruları tekrarlayıp duruyor:

“Neredeyse tüm dünya halkları, İsrail’in, Gazze de yürüttüğü soykırımı ve katliamları kabul etmediği, karşı çıktığı ve lânetlediği halde nasıl oluyor da Kıta Avrupasının liderleri halklarının hilâfına rağmen açıktan bu katliamı destekleyebiliyor?”

“Nasıl oluyor da, Türkiye lideri (!) ve üretmeden zenginlik içinde yüzen çoğu Arap lider, İsrail’le gizli veya açık ilişkilerine devam edebiliyor? Üstelik bu ülkelerin halkları, kardeşleri İsrail terörizmi tarafından boğazlanırken, çaresizce ve şaşkın halde Gazze için hâlâ bir şeyler yapılacağını umarak çırpınırken…”

Aslında, bu beyin yakan soruların cebabı çok zor ve karmaşık değil.

Yukarda zikrettiğimiz ülke liderlerinin tamamı, küresel emperyalizmden beslenen işbirlikçilerden ibarettir.

Bu sisteme karşı koyabilme kabiliyetlerini çoktan yitirmiş, tek kutuplu hegemon Anglo-Sakson treninde kendileri gibi Batı hizmetçilerine tahsis edilmiş kompartımanlarda Batı artığı lokmalarla ziyafet çekmekte o kadar meşgûldüler ki, bu nahoş ve sevimsiz, konfor bozan gelişmeyi hiç biri beklemiyordu…

Peki bunların konforunu bozan bu yeni sürece bir bakalım; ne oluyor aslında şu ân?..

Karşılarına çıkabilecek hiç bir gücün kalmadığını düşünen tek kutup, Amerika – İngiltere merkezli Anglo-Sakson hegemomistler vites yükseltip, tüm dünyaya hükmedebilmek için Nato paravanını kullanarak Doğu’ya karşı pervasızca saldırıya geçti… Esasında 1991 senesinde Irak’la başlayan bu saldırı dalgası, en nihayetinde 2001 Afganistan ve 2003 Irak saldırıları ile pik yaparken, Libya ve Suriye zeminlerinde genişlemesini tamamlamışken, Rusya-Çin eksenini de hedef almasıyla, İran, Kuzey Kore ve Afrika’nın neredeyse tamamına yayılan anti emperyalist duruş ve direnişe tosladı diyebiliriz. Afganistan’ın zaferi, emperyalizmin yenilgiyi kabul ettiği ilk cephe olması bakımından mühim…

İnsanlık düşmanı Batı’ya karşı bugün savaş meydanında Doğu’nun temsilciliğini-liderliğini yapan Putin’in Rusyası bunlar için en büyük tehtit haline gelince, tüm imkânları seferber edip Ukrayna üzerinden Rusya’yı oyun dışı bırakmak istediler ama Ukrayna cephesi bu emperyalistler için tam bir hayal kırıklığı oldu….

Adımlar’ı takip edenler hatırlayacaktır, daha ilk günden itibaren bunun bir Rusya-Ukrayna savaşı olmadığını, Doğu-Batı savaşı olduğunu ve bu cephede Batı’yı hezimet beklediğini söylemiştik.

Bugün Doğu-Batı savaşının kuzey cephesi Ukrayna iken, güney cephesi de Filistindir…

Müslüman dünyasında Batı ile göbek bağları olan liderler, beklenmedik şekilde gelişen hadiseler karşısında göbek bağlarından dolayı açık düştüler.

Rus liderin, içlerinde devasa uçak gemileri de olduğu halde donanmalarını Akdeniz’e yığan Batı lideri Amerika karşısında, Karadeniz’den gönderecekleri füzelerle bunları vurabileceklerini ifade ederek, “bu bir tehtid değil, hatırlatmadır!” sözünü hatırlayın; bu sözle neyi kastetti?..

Dün İsrail’de görüşmeler yapan Amerikan cinayet şebekesinin dış ilişkiler sorumlusu Blinken, “artık statükoya dönüş mümkün değil!” diye açıklama yaptı… Peki, statükoya dönüş mümkün değilse, bundan sonra nasıl bir dünya şekillenecek? Eski dünyanın kavramları ve dengeleri ile meseleler çözülemeyeceğine göre? AKP yönetimi bu gelişmeleri anlamıyor zannederiz. Zira Erdoğan’ı dün Kocaeli’de fabrika açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin uluslararası yatırımcılar için güvenli liman olmayı sürdüreceğini ifade etmekle, hâlâ Batı’dan gelecek paralarla ülkeyi eskisi gibi yönetebilmeyi hayal ettiklerine şahit oluyoruz. Oysa eski düzen bitti ve yeni dönem için devrimci hamleler gerekiyor. Bunu anlamıyorlar… Şimdiden ileri adımlar atmak yerine, eski statükonun şartlarının devamı umar haldeler. Yeni dönemde her şeyi baştan yenilemek gerektiği gibi yeni ekonomi de şart. Uluslar arası yatırımcılar denilen finans kapitali yönlendiren emperyalist mahfillere, “sizin için güvenli liman olmaya devam edeceğiz” diye selâm çakarak olacak işler değil bunlar… Millet şahlanmaya hazırlanırken, hâlâ Batı artığı lokmalar peşinde olarak milleti iğdiş ediyorlar…

Bu savaş çoktan başlamış olan Doğu-Batı savaşıdır ve bu savaşın bir tarafı Amerika’nın başını çektiği kapitalist-liberal çapulcu (yağmacı) Batı iken diğer tarafı ise antiemparyalist, eşitlik ve özgürlükçü ve Batı hegemonyasına son vererek çok kutuplu yeni dünya düzeni savaşı veren Doğu’dur.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et