Atatürk´ün Hayatı

Atatürk´ün Hayatı

Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk´ün Hayatı

30.11.2012 14047

Türk toplumunun ve Osmanlı Devleti´nin kaderini değiştiren Mustafa Kemal Atatürk, Selânik´te, Koca Kasım Mahallesi, Islahhane Caddesinde üç katlı pembe boyalı bir evde dünyaya gözlerini açmıştır. (Bugün Aya Dimitriya Mahallesi, Apostolu Pavla Caddesi 75 numaralı evdir.) Bu ev Selânik Belediyesi tarafından Atatürk´e armağan edilmiştir. Halen müze olarak hizmet vermektedir. Atatürk bu evde rumi 1296 yılında doğmuştur. Doğduğu ay ve gün kayıtlı değildir. Ancak annesi Zübeyde Hanım oğlu Mustafa´yı Erbain Soğukları sırasında doğurduğunu, aklında kaldığına göre bu tarihin 23 Aralık 1296´ya tekabül ettiğini söylemiştir. Bu tarih takvim farkı dolayısıyla 4 Ocak 1881 tarihine denk gelmektedir. 

            Atatürk´ün annesi Selânik civarında Langaza´da  tarım ve ticaretle meşgul olan Sofuzade Feyzullah Efendinin kızı  Zübeyde Hanım´dır. Aile  soyca Anadolu´dan Rumeli´ye iskân edilen Konya Karaman kökenli Konyar yörüklerinden gelmektedir.

            Babası Ali Rıza Efendi, Kırmızı Hafız lâkabıyla tanınan, Ahmet Efendinin oğludur. Aile soyca Anadolu´dan Rumeli´ye geçmiş, orada önce Debre-i Bala sancağına bağlı Kocacık beldesine yerleşmiştir. Atatürk´ün dedesi ve amcasının taşıdıkları "kızıl" lakabından da anlaşılacağı gibi Rumeli´de yaygın olarak yerleşmiş olan Kızıl - Oğuz  Yahut Kocacık Yörükleri, Türkmenleri soyundan gelmektedir. Aile muhtemelen 1830 dolaylarında Selânik´e  yerleşmiştir. Ali Rıza Efendi burada 1839 dolaylarında doğmuştur. Onun Kızıl Mehmet Hafız isimli bir erkek, Nimet isimli bir de kız kardeşi olmuştur. Ali Rıza Efendi önceleri Selânik evkaf idaresinde sonra gümrük idaresinde  çalışmış, 1876´da Asakir-i Millîye taburunda gönüllü subay olarak hizmet etmiş ve 1871 dolaylarında Zübeyde Hanımla evlenmiştir. Bu evlilikten olan üç çocuk (Fatma, Ahmet ve Ömer) küçük yaşlarda hayata veda etmişlerdir. Mustafa´dan sonra doğan Makbule (Boysan, sonra Atadan) yaşamış, Naciye ise 12 yaşlarında ölmüştür.             Mustafa okul çağına gelince anne ile baba arasında görüş ayrılığı belirdi. Geleneklere bağlı olan annesi onun dinî törenle ilâhîlerle mahalle mektebine gitmesini istiyordu. Aydın görüşlü olduğu anlaşılan babası ise onun yeni açılan ve modern eğitim yapan Şemsi Efendi İlkokulunda eğitim görmesini arzu ediyordu. Neticede baba olayı diplomatça çözümledi. Mustafa önce ilâhîlerle, dinî törenle mahalle okuluna başladı, birkaç gün sonra da oradan alınarak Şemsi Efendi okuluna başladı (1887). Mahalle Mekteplerinin aksine bu okulda yeni öğretim metodları uygulanmakta, kara tahta, tebeşir, silgi, öğretmen masası, okumayı kolaylaştıracak levhalar kullanılmaktaydı3. Pedagojik esaslara göre modern öğretim yapan bu okulun Mustafa´nın fikrî gelişmesinde olumlu etkiler yarattığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu arada Ali Rıza Efendi rüsümat memurluğunu bırakmış önce kereste sonra tuz ticareti işine girmiştir. Birincisini Rum eşkiyalar, ikincisini de tuzların erimesi dolayısıyla bırakmış ve ticarî hayattan çekilmiştir. Tekrar memuriyete giremeyen Ali Rıza Efendi hastalanmış ve 1890 dolaylarında vefat etmiştir. Mustafa babasının ölümü üzerine okuldan ayrılmak zorunda kaldı4. Maddî durumu yetersiz olan Zübeyde Hanım Langaza´da tarımla meşgul ağabeyi Hüseyin Ağa´nın yanına gitti (1890 dolaylarında). Çiftlik hayatı Mustafa´nın fizikçe gelişmesi ve el becerilerinin artması bakımından faydalı oldu. Ancak Zübeyde Hanım oğlunun öğreniminin yarım kalmasından üzüntülüydü. Mustafa´yı caminin imamı, köyün papazı ve son olarak da özel öğretmenle eğitmek gayretleri sonuçsuz kaldı. Sonunda anne oğlunun iyi bir eğitim görmesini sağlamak için onu Selânik´e halasının yanına gönderdi. Mustafa Selânik Mülkiye Rüştiyesi´nde (ortaokul) öğrenime başladı. Ancak burada öğrenciler arasındaki bir kavga dolayısıyla öğretmenlerinden birinin sert muamelesi üzerine okulu terketti Gönlü öteden beri askerî okuldaydı. Ancak annesi biricik oğlunun asker olup aile ocağından ayrılmasını istemiyordu. Mustafa annesine haber vermeden Selânik Askeri Rüştiyesi´nin sınavlarına girdi. Sınavı kazandı. Annesini ikna etmesi zor olmadı. Artık önünde sadece kendisinin değil mensup olduğu ulusun kaderini değiştirecek yeni bir ufuk açılmıştı.   1893 Mustafa Selanik´teki Askeri Hazırlık Okuluna başlar ve burada öğretmeni tarafından kendisine ikinci ismi "Kemal" verilir.   1895 Mustafa Kemal Manastırdaki Askeri Liseye (Askeri Rüştiye) başlar.   1899 Mustafa Kemal İstanbul´da Harbiye´nin hazırlık sınıfına başlar.   1902 Mustafa Kemal Harbiye´den mezun olur ve buradan sonra Harp Akademisine (Erkan-ı Harbiye) devam eder.   11 Ocak 1905 Mustafa Kemal Harp Akademisinden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olur ve Şam´da bulunan Beşinci Orduda görev almak üzere Şam´a gönderilir.   Ekim 1906 Mustafa Kemal ve arkadaşları Şam´da "Vatan ve Hürriyet" adıyla gizli bir dernek kurarlar.   1907 Askeri rütbesi kolağası olur ve yine aynı yıl içinde görevi Makedonya´daki 3. Orduya tayin edilir ve Selanik´e gönderilir, Cemiyetinin Merkezi Selanik´te İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşir   23 Temmuz 1908 Yukarıdaki gizli ve siyasi faaliyetlerinin sonucu 2. Meşrutiyetin, padişah Abdulhamit´e kabul ve ilan ettirilmesi   13 Nisan 1909 İstibdat taraftarları yeni rejime karşı ayaklanır, Rumeli´den bunları bastırmak için yola çıkan Hareket Ordusunun Kurmay Yüzbaşkanlığına deruhte etmesi ve bu ayaklanmada önemli bastırıcı rol oynar   1911 Trablusgarb savaşına iştirak eder ve oradaki kuvvetlerimizin Kurmaylığını üzerine alır. Bu arada rütbesi binbaşılığa yükseltilir.   13 Eylül 1911 Mustafa Kemal İstanbul´daki Genel Kurmaya tayin edilir.   9 Ocak 1912 Mustafa Kemal Libya´daki Tobruk taarruzunu başarılı bir şekilde yönetir.   24 Ekim 1912 Balkan Savaşının başlaması üzerine İstanbul´a döner ve Bolayır´da toplanmış olan kuvvetlerimizin hareket şubesi müdürlüğüne tayin edilir   25 Kasım 1912 Mustafa Kemal Hareket Başkanı olarak Akdeniz Boğazları özel Kuvvetlerine atanır.   27 Ekim 1913 Mustafa Kemal Sofya´ya Askeri Ataşe olarak atanır.   2 Şubat 1915 Tekirdağ´da kurulması kararlaştırılan yeni bir tümenin komutanlığına tayin edilir. Onun teşkil ettiği ve 19. Tümen adını alan bu tümen Çanakkale savaşlarında parlak başarılar göstermiştir   25 Nisan 1915 İttifak Devletleri Arıburnuna çıkarma yaparlar ve Mustafa Kemal Tümeni ile ilerlemelerini durdurur.   1 Haziran 1915 Çanakkale savaşlarında gösterdiği büyük başarılardan dolayı rütbesi albaylığa yükseltilir   9 Ağustos 1915 Mustafa Kemal Anafartalar Grup Kumandanlığına getirilir.   1 Nisan 1916 Çanakkale savaşları zaferlerimizle bittiğinden Diyarbakır´daki kolordunun komutanlığına tayin edilmiştir. Oraya giderken Tuğgeneralliğe terfi eder.   6-7 Ağustos 1916 Mustafa Kemal Bitlis ve Muş´u düşmandan geri alır. Bu başarısı üzerine 2. Ordu komutanlığına atandı.   31 Ekim 1918 Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olur.   30 Nisan 1919 Mustafa Kemal Erzurum´da bulunan Dokuzuncu Orduya geniş yetkilerle Müfettiş olarak atanır.   16 Mayıs 1919 Mustafa Kemal İstanbul´u terkeder. İstanbul´dan 3. Ordu Müfettişliği göreviyle Bandırma vapuruyla gider.