Blogda Ara

7 Ocak 2018 Pazar

Modaya uymak mı? Modayı kendimize uydurmak mı?





Moda siIinir gider sadece stiI aynı kaIır. 
Coco ChaneI

Çok sevdiğim bu sözle giriş yapmanın güzel olduğunu düşündüm. Şimdi okuyacağınız yazımda modanın kelime anlamından, ortaya çıkışından, modayı yıllardır ilgiyle takip eden ve modanın tüketici kısmında bulunan birisi olarak, moda hakkındaki kişisel görüşlerimden bahsettim. Keyifli okumalar diliyorum. Yazının sonunda sizinde yorumlarınızı bekliyorum.


Moda; yıllardır süregelen süslenme, güzel görünme ve beğenilme kavramlarıyla beslenen, kadın erkek ayırt etmeden, tüm dünya tarafından önemsenen ve ona ayak uydurulmaya çalışılan geçici veya dönüşümlü değişim ve yenilenmedir. 

Öncüleri, takipçileri, hedefi ve hedef kitlesi olup kendi içinde de bir döngüsü vardır. Bu döngü; yenilikler için arayış, sıkılma ve demodelik, doyuma ulaşma ve tekrar yenilikler için arayış şeklinde sondan başa dönerek devam eder.

Moda, bir akımın tüketicide kabul görmesi ve aynı zaman da toplumun genelinde kabul görüp belirli bir süre tüketimi sonucunda ikinci plana atılması, yerini yeni bir trendin alma sürecidir.İndirimler, kampanyalar, fiyatlar, moda sayesinde oluşan kavramlardandır.

Moda, insandan, sanattan, doğadan, birçok alandan ilham alır. Bir örnek olarak yakın zamanda Star Wars filmi vizyona girdiğinde markalar hemen t-shirtlerini ürettiler değil mi?

Moda büyük bir yaratıcılıktır, kesin doğruları yoktur. Sadece insanlar tarafından kabul görülen bir takım olgular vardır. Moda kısa süreli ve gelip geçicidir. Yaygın ve kabul görmüş bir akım bir süre sonra insanlar için demode olabilmekte ve yeni arayışlar ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda önceki dönemlerde moda olan akımlar yıllar sonra tekrar gündeme gelebilirBu nedenle modası geçti diyerek elimizden çıkarttığımız kıyafetleri gün gelince arayabiliriz. Durmadan değişen ve yenilenen bir süreçtir. Mevsimler ve yıllarla özdeşleşir hani hep duyduğumuz 2017 Sonbahar Modası, 2018 İlkbahar Modası gibi... 

Moda denilince aklımıza ilk kıyafet modası geliyor olsa da moda sadece giyimle sınırlı değildir. Saç, makyaj, ayakkabı gibi çok alanda modadan bahsetmek mümkündür.  

Modanın Kelime Anlamı
Moda kelimesi, Latince modus ve modernus kelimelerinden üretilmiş olup hemen şimdi, düne ait olmayan anlamındadır. Ancak bugünkü anlamıyla moda, yol, şekil, tarz, usul, üslup, hareket, davranış, yaşam biçimi gibi genel anlamlarının dışında belli bir sürede kitleler tarafından beğenilen, en çok tercih edilen tarzda giysileri kullanma anlamı taşır.

Türk Dil Kurumuna göre üç tanım yapılmıştır;

1.Değişiklik ihtiyacı veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik.

2.Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük.

3.Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan.

Modanın Ortaya Çıkışı
İlk kez 1400’lü yıllarda bazı kabile ve topluluklar kendilerini diğerlerinden ayırmak için benzer giysiler giydiler. Ancak bu dönemde henüz moda kavramı ortada yoktu.

Halk daha sonra tanınan ve saygı gören kişilerin (kral, kraliçe, padişah, sultan gibi) giydiği kıyafetlere benzer kıyafetler giymeye başlayarak bir düzen oluşturdu. Onların elbiseleri, takıları, saç modelleri, insanların güzel görünme isteklerini ortaya çıkardı. Bir süre sonra kadınlar benzer tarzda kıyafetler giymeye başladı.

Bir örnek ile anlatırsak; 13. Louis döneminde ava giden kralın yanındaki Matmazel Fontage atından düşer ve saçları dağılır, saçlarını lastikli çorap ile bağlar. Daha sonra ülkede yaşayan kadınlar saçlarını geniş lastiklerle bağlamaya başlar ve bu saç modeline de Fontage modeli adını verilir.


Moda Kavramının Hayatımıza Girişi

Bu kavram ilk kez 1902'de Thomas Burbery’nin diktiği giysilerin üzerine kendi ismini yazması ile başladı. Moda  kavramı aslında marka kavramı ile birlikte doğdu. Thomas'ın bu hareketinin üzerine diğer terzilerde diktikleri kıyafetlerin üzerine kendi markalarını basmaya başladı. Bu yeni girişim insanlar arasında “Ben bu markadan giyiniyorum, bu sene moda.” gibi diyalogları oluşturdu.  Moda kavramı bu tarihten sonra insanlar arasında çok sık kullanılmaya başlandı.


Moda ve Kültürler

Moda ülkelere, kültürlere göre değişiklik gösterir. Bir ülkede o sezon “moda” olarak kabul edilen bir akım başka ülkede demode olarak görülebilir.





Modayı Yakalamak, Modaya Uymak...
Sezona göre değişen kıyafetler, makyaj trendleri moda severler tarafından merakla  bekleniyor. Her sene çok değişik trendler moda oluyor ve ben de modayı severek ve ilgi ile takip ediyorum. İçlerinde gerçekten beğendiğim ve kendime yakıştırdıklarımı uyguluyorum. Beğenmediğim ve bana saçma gelen hiç bir parçayı sırf moda diye almam veya kendimde uygulamam. Çünkü bazen moda diye gerçekten korkunç diye tabir ettiğim akımlar türüyor. Aslında orada söz konusu olanın moda değil de dikkat çekmek olduğunu düşünüyorum. O yüzden modaya yüzde yüz uymayı değil de beğendiğim ve kendime yakıştırdığım kısımlarını uygulamayı tercih ediyorum. Zaten insan kendini nasıl güzel ve mutlu hissediyorsa o şekilde de davranmalı.

Modaya uygun davranıldığında kendimizi daha şık ve daha güzel hissedeceğimizi düşünüyoruz ama tamamen yanılıyoruz ve modanın dayatılması,  modaya uymayanların, rüküş, demode ilan edilmesi bana saçma geliyor. Modaya uymakta, uymamakta tercih meselesidir. Fakat körü körüne uyulmak istenmemelidir. Kimse yüzde yüz uymak zorunda değildir. Herkesin beğenileri farklıdır ve her insan kendi modasını kendi stili ile oluşturur.  İnsanlar bedenine yakışan kıyafeti ve renkleri kullanarak bu stilli kendileri yaratmalıdır. Demode olmayı da tercih edebilir insan sonuçta. Belki kendini o şekilde daha mutlu hissediyordur. Hayattaki her alanda olduğu gibi moda konusunda da hoş görü çok önemlidir. 

Önce kendinizi tanıyın ve sevin. Sırf modaya uymak için sevmediği, üzerine yakışmadığı renkleri ve parçaları giymek kişiye bir şey katmaz. Modaya ayak uyduramayan kişilerin kendilerini eksik hissetmesi ya da ayak uyduran kişiler kendilerini üst sınıfta görmesi modanın sınıf farklılığının ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu noktalarda modayı bilinçli şekilde takip eden moda sevenlerden ve bilinçli tüketicilerden olmanızı umut ediyorum.

Okumanız için bir kaç güzel söz de bırakmayı ihmal etmeyeyim:


ŞıkIık, üzerinizdeki kıyafetten çok, bir kişiIik meseIesidir.
Jean-PauI GauItier


Bunca yıIda öğrendiğim şey; önemIi oIanın kıyafet değiI, onu giyen kadın oIduğudur.  
Yves Saint Laurent

Bir kadın güIümsüyorsa eIbiseIeri de güIümser.
Madeleine Vionnet

En iyi kıyafetIeri ve ayakkabıIarı giyebiIirsiniz ama unutuImaması gereken en önemIi şey, onIarın içinde iyi bir ruh taşıyor oImanızdır. Bu sizin dünyayı saIIamaya hazır görünmenizi sağIayacak oIan asıI şeydir. 

AIicia Keys


Moda da Eskiye Dönüşler

Bu durum benim çok hoşuma gidiyor. 60'lar 70'ler ve 80'ler... Vintage parçalar hep daha değerli gözümde. Henüz dünya da olmadığım  dönemlerin modasını günümüzde giyip üzerimde taşımaya bayılıyorum. Böylelikle eski diye bir kavram ortadan kalkıyor ve bunu geri dönüşüm olarak tabir ediyorum. Birde hiç bitmeyen modalar var. Mesela ekose, çizgili, veya kamuflaj desen hiç bitmeyen moda akımlarından. Bunlarda bana sonsuzluğu çağrıştırıyor.




Moda ve Medya İlişkisi
Yeni bir akım sokağa inmeden önce, moda haftalarında, dergi kapaklarında, dizilerde, ya da moda liderleri tarafından kullanılıyor. Oscar ödüI törenIeri sayesinde de yurtdışındaki modayı takip edebiliyoruz.



Ünlülerin, oyuncuların giydiği kıyafetler çoğu zaman modanın belirleyicisi oluyor. Dizilerdeki oyuncuların saçlarını, kıyafetlerini her bölüm ilgiyle takip ediyoruz. Hürrem bakırı saç rengini, Bihter’in uzun çizmelerini, dalgalı fönlerini, Mira’nın ve Eylül'ün tarzlarını hatırlıyorsunuz değil mi? Bir sonraki bölümde ne giyecekler diye merakla beklerdik. Bu saydıklarım yakın zamanda görüp şahit olduğumuz örnekler.


Moda ve Sosyal Medya İlişkisi
Sosyal medya üzerinden, giydiklerimiz ve paylaştıklarımız ile kendimizi tanımlamaya ve başkalarına ifade etmeye başladık. Artık yüz yüze tanışmadığımız, tanımadığımız sadece sosyal medya ile hayatımıza dahil olan bir kişinin giyimine ya da paylaştıklarına bakarak o kişi hakkında yorum ve tahmin yapabilme ihtimalimiz var. Bu yüzdende kendi kimliğimizin dışına çıkmadan, kişiliği yansıtan modelleri tercih etmek daha önemli hale geldi. 

Bende beğendiğim parçaları bir araya getirmeyi çok seviyorum, içime sinen kombinlerimi insanlara fikir olması açısından sosyal medya da ve bloğumda paylaşıyorum. Nereden aldığımı belirtiyorum ve okuyanların işine yarayacak küçük kombin sırları veriyorum. Ayrıca güzel kombinler yapan hesapları da keyifle takip ediyorum ve onlardan yeni fikirler alıyorum. Daha önce hiç denemediğim farklı parçaların bir arada kullanıldığı ya da farklı iki rengin birlikte kullanıldığı kombinlere ''Aa ne güzel olmuş'' tepkisi veriyorum. Bir çok konuda olduğu gibi modaya da bakış açılarımız sürekli değişiyor,  ileri yönde gelişiyor.


Ayrıca moda artık sadece dışarıda günlük giydiklerimiz ile ya da davetler de giydiğimiz şık elbiseler ile sınırlı değil. Alışkanlıklarımız çok değişti. Moda kavramı evde de şık dolaşmak isteyenler için pijamalara kadar uzandı. Sosyal medya bugünkü haline kavuşmadan önce, en yakınımızdaki kişiler hariç, çok yakın değilsek kimsenin evde hangi pijamayı giydiğini bilmezdik. Çünkü kimse pijamalı ve en sade olduğu halinin fotoğrafını paylaşmazdı. Ama şimdi özellikle pazar günü paylaşılan fotoğraflarda herkesin ev halini,  giydiği pijama takımlarını görüyoruz, markalarının ne olduğuna, fiyatına kadar haberimiz oluyor. Önceden, hatırlarsanız, yeni alınan bir giysinin fiyatı açık ve ulu orta sorulmaz ya da söylenmezdi  şimdi ise normal bir hale geldi.

İnstagramın butikleşmesi de modanın sosyal medyayı etkisi almasının diğer bir örneği. Oradan ticaret yaparak hayatını kazanan birçok insan var. Bunu kesinlikle eleştirmek için söylemiyorum. Her zaman güzel işler üretip paylaşanlara ve modaya katkı sağlayanlara sonsuz saygım var. Bende beğendiğim zaman almıyor muyum, tabiki alıyorum. 

Alışkanlıklarımız, yaşayış şeklimiz de yıllar geçtikçe sürekli değişiyor. İnsan zaten sürekli değişiyor. Bu değişimlerin hep pozitif yönde olmasını diliyorum. Samimiyet, içtenlik, hoşgörü bunlar yıllar geçtikçe hep artmalı. İnsanlar beni samimi bulduğu için bazen sen diye hitap edebiliyor buna hiç bir zaman alınmam ve takılmam ama mesela kombin de kullandığım bir parça için sorulan ‘Fiyat ne?’ gibi bir yoruma ya da mesaja kesinlikle cevap vermiyorum. Hatta karşıdaki kişinin fark etmesi için yorumu siliyorum. Biraz daha içtenlik, biraz daha nezaket lütfen...

Türkiye’de Moda 
Annem hep kendi çocukluk ve gençlik zamanında tekstilin çok pahalı ve az olduğunu söyler. Şimdi ise her şey daha çok ve daha ulaşılabilir durumda. Mağaza ve marka sayısı arttı. Örnek vereyim bir kışlık paltodan 1000-2000 liraya da bulabilirsiniz belki ama mağazaları gezdiğinizde daha güzel ve daha uygununu bulmak çok mümkün.Uygun bütçelerle şık olabiliyoruz. Tasarımcılar, modacılar ya da markalar her sezon şahane parçalar üretiyor. Sürekli yeni ve farklı giysiler tasarlamak kuvvetli bir yaratıcılık ve beyin gücü ister. Bu kişiler her zaman hayatın önünde gitmek zorundalar. Türk tasarımcıların başarısı da dünyaca kanıtlandı. Ayrıca İstanbul Fashion-Week, moda konusunda Türkiye’nin gelmiş olduğu konumu zaten kanıtlıyor. Her sezon birbirinden güzel, kendi içinde hikayesi olan tasarımlarla, gösterişli defilelere imza atılıyor. 👏Bütün bunlar olurken de Türkiye'deki kadınların şık giyinmemesi de artık imkansız. Bunu Paris'e gitmiş Paris kadınlarını dikkatlice  incelemiş birisi olarak gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Evet, Paris'te muhteşem giyinenler de gördüm ama tek tük. Nişantaşı'na gittiğimizde göreceğimiz şık ve bakımlı kadın sayısı bence daha fazladır. Kendimizi ve potansiyelimizi kesinlikle küçük görmemeliyiz. Konu ne olursa olsun bu böyle olmalı.

Yazımı sonuna kadar okuduğunuz için size kocaman teşekkür ederim. Her zaman kendi modasını kendisi oluşturan, stil sahibi ve bilinçli bir moda takipçisi olmanızı diliyorum... 😘







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür ve hakaret içeren yorumlar yasaktır. Sadece konu ile ilgili yorumlara cevap verilir.